ERİŞTE, BULGUR PİLAVI VE HAŞIL
Eylül ayının bir diğer özelliği kışlık eriştelerin hazırlanmasıydı. Erişte evlerin vaz geçmediği yiyeceklerdendi. Erişte nasıl yapılırdı. Buğdayın büyük tanelisi seçilir özlü un halinde değirmende öğütülürdü. Sonra büyük tahta teşt dediğimiz mutfak malzemesi içinde un hamur yapılır azda olsa yumurta katılırdı. Biraz dinlendirildikten sonra temiz bir bez alınır içine konur üzeri bir başka bezle kapatılırdı. Dinlendirilme faslından sonra mahallenin Erkek delikanlıları veya gelinlik kızları toplanır türkü,mani,koşma eşliğinde topuklarla iyice çiğnenerek artık hamur olgunlaşma safhasına getirilirdi.El becerisi iyi olan bayanlar keskin bıçakları alır sini üzerinde yufka haline getirilmiş olan hamuru bıçak darbeleriyle tel tel halinde keserlerdi. Kapıda ipler gerilir, yere bezler konularak örük şeklindeki erişteler iplere kurmak üzere asılırdı. Bu işlem bir gün sürer ertesi gün tandırlar yakılır saçlar tandır üzerine konulur kavurma faslına geçilirdi. Pişirilen erişteler sandıklara doldurulur bir kış boyu özel günlerde, misafir ağırlamalarında haşlanır, süzgeçlerle süzülür üzerine acımış tereyağı dökülerek afiyetle yenilirdi. Bu imece usulü tüm evler eriştesini yapıp bitirinceye kadar devam ederdi. Köylerin en büyük telaşı Eylül ayıdır. Zahireler ambara doldurulurken kış boyu yenecek ürünlerin hazırlanması gerekir. İşte bunlardan biriside bugün daha çok tükettiğimiz bulgurdan başkası değildir.