SAYI
130
OCAK 2007
iÇiNDEKiLER
6
MERHABA / Demircan Türkdoğan
8
GEÇTİĞİMİZ YILA BAKIŞ
11
AYIN ANKETİ
16
GEÇİYORDUM UĞRADIM / Bolar İren
18
YENİLER - YENİLİKLER - YENİLENENLER
22
YILBAŞI, BAYRAM SEÇENEKLERİ
24
ECEVİT UĞURLANDI
26
HERŞEYDEN SES ÇIKARAN ADAM
30
TOPLUM & YAŞAM
32
GERİŞ’İN KEMANCISI
36
BİR ZAMANLAR / Bülent Akkurt
38
BAKIPDURU / Ramazan Borazan
30
NEDEN YILLARDIR İŞ REHBERİ
32
6 AĞUSTOS 2006/İsmet N. Kabaağaçlı
34
BAKIPDURU / Ramazan Borazan
40
YILBAŞI TATLARI
42
BAHÇEM ve BEN / Gülnar Önay
44
NET BAKIŞ / Cansu Türkdoğan
46
PARANTEZ / Hüsniye Kaya Polat
AYLIK GAZETE 2
HABER TURU
6
ETKİNLİKLER
9 10
24
44
26
22
31
30
ARŞİVDEN ADRES SAYFALARI
30
www.bodrumajans.com.tr
20 info@bodrumajans.com.tr
e ntü
KÜLTÜR ve YAŞAM DERGİSİ
r z3 Bn BODRUMajans Yayın Grubu Adına Sahibi, Genel Yayın Yönetmeni:
DEMİRCAN TÜRKDOĞAN Haber Editörü YİĞİT UYGUR Görsel Yönetmen: EMİNE İLKORUR Grafik Tasarım: BURCU COŞGUN Sayının Yazarları: BOLAR İREN BÜLENT AKKURT GÜLNAR ÖNAY HÜSNİYE KAYA POLAT Kapak Fotoğrafı OĞUZ HAMZA Halkla İlişkiler: CANSIN TÜRKDOĞAN Reklam Koordinatörleri: NURAY ÇEKİN NURHAN İBAK İletişim: OASİS Alışveriş Merkezi No:226 48400 BODRUM Tel : 0.252. 317 10 90 - 91 Fax: 0.252. 317 10 92 info@bodrumajans.com.tr www.bodrumajans.com.tr Baskı: Ankara Ofset ANKARA Yayın Türü: Yerel Süreli Basım Tarihi: 18/12/2006
Mavi Bakış Dergisi’nin ücretsiz ekidir. Yayınlanan yazıların sorumluluğu imza sahibine, yayınlanan reklamların sorumluluğu reklam sahibine aittir. Bu dergi basın meslek ilkelerine uymayı taahhüt eder.
18 Bnı Ba y Büı y Bd 6
YAYIN GRUBU
BODRUM
e ntü
MERHABA
BODRUM
Sizinki hangi Bodrum?
B
odrum Bülten’in her ay farklı bir konuyu işlediği www.bodrumajans.com sitesinde bu ayki anket sorumuzu “Bodrum Yarımadası’ndaki hızlı kentleşme göz önüne alındığında Sizin Bodrumunuz hangisi?” olarak belirlemiştik. Bu sorunun ardına üç tane de şık sıraladık. Dünkü, bugünkü ve yarın ki Bodrum...
Yaklaşık 300 kişinin katıldığı oylama sonunda ortaya dünkü Bodrum’a olan özlem çıktı. Katılımcıların üçte ikisi dünkü Bodrum derken, kalan üçte birlik bölümün yine üçte ikisi yarınki Bodrum diyordu. Anket sonuçlarından anlaşılan o ki bugünkü Bodrum’da dünün özlemiyle yaşanıyor, haliyle de yarına umutla bakılmak isteniyordu.
DEMİRCAN TÜRKDOĞAN Bodrum İş Rehberi’ne ve Bodrum Ajans’a bu güzel yaklaşımları, bu büyük güven duyguları için bütün işbirliği içinde olduğumuz dostlarımıza tek tek buradan sonsuz teşekkürler etmek istiyorum. Sağolun, varolun...
aylarda tatlı bir telaş içinde. 2007 Bodrum Ajans İş Rehberinin hazırlığı sürüyor. 11. yılına hazırlanan Rehber için bir yandan güncelleştirme çalışmaları sürerken öte yandan da, daha kullanışlı, daha işlevsel olabilmesi için yeni düzenlemeler yapılıyor. Anlayacağınız telaşımız büyük. Bodrum Ajans İş Rehberi, 10. yılını geride bıraktı dedik. Bu 10 yıllık süre içinde pek çok firma, gerek 10 yıldır, gerekse rehberle tanıştığı, rehberde yer aldığı yıldan beri beraberliğini hep sürdürdü, hatta çoğu tanıtım alanlarını büyüterek sürdürdü ve sürdürmekte. Biz de yıllardır birlikte olduğumuz, rehberde yer almamaları bizim için bir eksiklik olarak gözükecek olan firmalardan rasgele bir seçim yaparak “Neden yıllardır Bodrum Ajans İş Rehberi” diye sorduk. Aydığımız yanıtları üç sayıdır sayfalarımızda yayınlalıyoruz.
Konu tüm Bodrum Yarımadası ile ilgili olduğu için bu ay ki İnanın sizi hiçbir anket dosyamızın Bodrum Bülten sayfalarını tüm belde zaman Belediye Başkanlarımıza ayırdık. Ve kendilerine sorduk; “Dünün Bodrumu özlemi ile Her biri ötekirden değerli, bizi şımartacak yaşayanlara, yarının Bodrumu ile ilgili neler boyutta olan, yüreklendiren öylesine güzel söylemek istersiniz”. düşünceler yansıtıldıki artık bize söyleyecek laf Ortakent Belediye Başkanı Mehmet kalmadı... Kocadon’dan gelen yanıt adeta herşeyi özetler nitelikte oldu. Öyleki Kocadon, konu ile ilgili Bodrum İş Rehberi’ne ve Bodrum Ajans’a bu belirttiği gözlemleri sonrasında bize de fazla güzel yaklaşımları, bu büyük güven duyguları söz bırakmadı diyebirim. için bütün iş birliği içinde olduğumuz dostlarımıza tek tek buradan sonsuz İlgiyle okuyacağınızı ummaktayız... teşekkürler etmek istiyorum. Sağolun, Bodrum Ajans, 10 yıldır olduğu gibi yine bu BODRUM BODRUM AJANS / OASİS BODRUM D&R / Milta Marina BODRUM BOSS YAZIHANESİ / Kıbrıs Şehitleri Caddesi BODRUM BUDUN / Cumhuriyet Caddesi BODRUM OASİS DANIŞMA GÜNDOĞAN GALİPDOS MOBİLYA & AKSESUAR KONACIK BODRUM MUTFAK KONACIK DENİZHAN KONACIK KARATAŞ MOBİLYA KONACIK WHITE ARTECH DESING TURGUTREİS MİGROS ÖNÜ GAZETE BAYİİ - D.WAY DISCOVERY (D-MARİN) YALIKAVAK ERDEM ECZANESİ - BORA VETERİNER
DAĞITIM NOKTALARI
BELLİ OTELLERİN RESEPSİYONLARINDAN ve LOBİLERİNDEN ÜCRETSİZ OLARAK ALABİLİRSİNİZ...
OCAK
NİSAN
“Tarihte Türkler- Ermeniler ve Gerçekler”. Sözde ermeni soykırımı bodrum’da masaya yatırıldı. Gökova’daki tahsislerin gerçekleştirilmesini engellemek amacıyla hukuksal ve eylemsel mücadele kapsamında www.bodrumajans.com.tr imza kampan-yası başlatıldı. Turizmde kaliteye arttırmak için kurslar başlatıldı.
Dünya Turizmi Emit Fuarında Bodrum’la tanıştı. 15 yıldır Bodrum’un tanıtımında yer alan Bodrum Sun Guide, özel sayısıyla Emit 2006 Fuarı’nda dünyanın turizmi ile buluştu. Yelkenli Okul Gemisi STS/BODRUM, şehitlerimizin anısında, anma gününde Çanakkale’ye gitti. 10. Pedesa Şenliği yapıldı. Bodrumu kapak yapan “Le Soleit” dergisi, Bodrum için “Denizlerin Birleştiği Yer” başlığını kullandı. MHP kongresi yapıldı. Asım Başaran tekrar başkan.
ŞUBAT İkisi Bodrum’dan katılan 6 Türk kızı Atlantik’i fethetti. Bodrum Güzel Sanatlar Fakültesi’nin temeli atıldı. Turgutreis’te yaşayan İngilizler Sağlık Vakfı yararına denize girdi ama vakfın bundan haberi yok... Yılın en başarılı yelkencisi, antrenörü ve kulübü Bodrum’dan. Göçmen kuşların ülkemizdeki en önemli uğrak yerlerinden biri olan Tuzla, kuş gıribi nedeniyle sıkı gözetim altına alındı. Hüseyin Aksoy Mersin’e atandı. Yeni Muğla Valisi Mustafa Temel Koçaklar. 2005 yılında Muğla ve yöresine 2 milyon 925 bir turist geldi. ABD’li bürokrat adayları Bodrum’da buluştu.
MART Bodrum Ajans’ın www. bodrumajans. com.tr sitesi aracılığı ile topladığı 30 bin imza ile destek verdiği “Mavi Yol Yaşamalı” projesine Dünyanın En Güzel Koyları Birliği’nden destek, Ulusal basından ses, Bodrum Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği’nden tepki, Bodrum Otelciler Derneği’nden (BODER) tepkiye tepki geldi. Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi “Ulusal Müze” ilan edildi. AKP kongresi yapıldı. Başkan tekrar Macit Gündoğdu.
MAYIS Türkiyenin en büyük Dans Festivali19-2021 Mayıl tarihlerinde Bodrum’da yapıldı. Kisebükü tahsislerine dur demek için www.bodrumajans.com.tr sitesinde toplanan imza sayısı 100 bini geçti. Bodrum Bülten’in 6. kez düzenlediği “Gençlik Gözüyle Halikarnas Balıkçısı’na Bakış” konulu yarışmanın kazananları ödülleri ile buluştu. Bülent Akkurt’un 10. kitabı “Yerinde Yeller Esen Bab-ı Ali” okuyucuları ile buluştu. Turgutreis’te 120 kişi Çökertme oynadı. Hedef bin kişi ile Guinness Rekorlar Kitabı. “Şehir ve Başkan” dergisi tarafından her yıl düzenlenen “Yılın En İyi Başkenı” anketi sonuçlandı. En iyi Başkan Ali Server Yazgan.
HAZİRAN "12. Uluslarası Bodrum Film Festivali” ve 3. Uluslararası Sanat Günleri” seyirciyle buluştu. Tekne yapımı sektöründe son yıllarda önemli gelişmeler kaydeden Bodrum’dan dünyanın dört bir yanına tekne gidiyor. Bu defa Malezyalı bir iş adamı için yapıldı.
Gençler Başarıyı Bodrum’a taşıdı. 17 yaş altı Lazer Radial Gençler Avrupa Şampiyonu. Marmara Koleji Yıldız Kız Basketbol takımı Türkiye dördüncüsü. Büyükocak, Karete Şampiyonasında Türkiye ikincisi. “Mis Model Of Turkey” finalislerini Bodrum’da seçti. Yassıada dalış tutkunlarının merkezi olma yolunda. Bodrum sadece deniz, güneş, kum değil. Ortakent “Denizi Cazladı”. Yalıkavak şenlendi. “Tanrının Bulunmadığı Yer” yazısı, Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’ni gündeme taşıdı.
AĞUSTOS Milas’ın Kısırlar Köyü, köy şebekesini besleyen trafonun patlaması sonucunda çıkan, ancak üç gün sonra kontrol altına alınabilen yangın Mazı’da 700 yeşili ve canlıları yok etti. Muğla Valiliği Bodrum evlerinin dokusunun korunmasının gerekliliğini vurgulandığı bir genelge yayınladı. Turkistime Dergisi’nin Ağustos sayısında “Türkiye’nin en iyi 20 Alışveriş Merkezi” sıralamasında OASİS Alışveriş, Kültür ve Eğlence Merkezi 8. sırada yer aldı. Bodrum’da yaşayan mucit Şeref Hoca (Erbil) güneş enerjisiyle çalışan katamaran kayık üretti. Muğla Milletvekili Ali Arslan’ın Kültür Bakanlığı’na sunduğu yazılı soru önergesine Bakanlıktan yanıt geldi. “ Maussolleium’la ilgili hiçbir kayıda raslanmamıştır. Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç Bodrum’daki imar yetkilerinin geri alındığını duyurdu.
EYLÜL
Muğla Valiliği, Bodrum yarımadasında
TEMMUZ
2006 ’NIN
8 BODRUM e ntü
gerçekleştirilen mimari uygulamalarda beyaz dışında değişik renklerin de kullanıldığının izlendiğini belirtti. Turkishtime Dergisi’nin, Ağustos sayısında “Türkiye’nin en iyi 20 Alışveriş Merkezi” Bodrum OASİS Alışveriş, Kültür ve Eğlence Merkezi 8. sırada yer aldı. Bodrum’da yaşayan mucit Şeref Hoca (Erbil) güneş enerjisiyle çalışan katamaran kayık üretti. Maussolleium Anıt Mezarı’nın Bodrum’a geri getirilmesi konusunda Muğla Milletvekili Ali Arslan’ın Kültür Bakanlığı’na sunduğu yazılı soru önergesine Bakanlık’tan yanıt geldi. “ Maussolleium’la ilgili hiçbir kayıda raslanmamıştır”. Gümüşlük’te Genç Bizans dönemine ait olduğu düşünülen yapı kalıntısının zemininde bulunan mozaik, kimliği belirsiz kişi ya da kişiler tarafından parça parça sökülerek götürüldü. Kültür Bakanı Atilla Koç, Bodrum’daki imar yetkisini geri aldıklarını belirtti.
EKİM Era Bodrum Yelken Kulübü tarafından, Kartell ve Kayra Sarapları ana sponsorlugunda düzenlenen 18. Bodrum Kupası dördüncü gününde rüzgarsızlık yüzünden geç start alabildi. Çok çekişmeli geçen yarış sonucunda Bodrum Kupası’nı son günü birinci olarak bitiren, ayrıca geçtiğimiz yılın galibi olan RANDA yatı, trofeyi ise yine Ilios kazandı. Randa ekibi Bodrum Kupası’nı üçüncü kez kazandığı için Regatta bayrağını ömür boyu saklama hakkını elde etti. Yelkenli yat kategorisinde, dünyada sadece kadın katılımlı ilk uluslararası yelken yarışı Tugrutreis’te düzenlendi.
Yarışa 17 takım ve 170 yarşçı katıldı. Kupada Türk, İsrail, Hollanda, Rus ve Karma takım olmak üzere 200 yelkenci yarıştı. Bodrum Açıkdeniz Yelken Kulübü tarafından her yıl düzenlenen yelken yarışlarından birine sponsor olan Bodrum’un Marina Yacht Club; 21 profesyonel yelken ekibinin katıldığı yarıştalara Ozan Orhon, Zeynep Tunuslu, Aysun Kayacı, Ebru Güzel, Berna Laçin ve Neco’da katıldı. Halikarnas Balıkçısı Anma Etkinlikleri bu yıl da 13 Ekim 2006 gerçekleştirildi. Yazar, Ressam, Arkeolog, Tarihçi, Turist Rehberi, ve Bir Bodrum Sevdalısı Halikarnas Balıkçısı’nın (Cevat Şakir Kabaağaçlı) ölümünün 33. yıldönümünde anıldı. Zeki Müren 10. ölüm yıldönümünde eserleri ile anıldı. Düzenlenen Hint Güzeli Yarışması ödül törenin sonunda jüri üyeleri arasında yer alan 1952 Avrupa Güzeli Günseli Başar’a “Ömür Boyu Güzellik” tacı takıldı. Başar’a 54 yıl sonra takılan “Ömür Boyu Güzellik” tacı ise geceye özel bir anlam kattı.
KASIM Temmuz ayı içerisinde Muğla İl Jandarma Alay Komutanlığı ekipleri tarafından Bodrum, Konacık ve Yalıkavak Belediyelerine düzenlenen “Beyaz Evler” operasyonunun ilk duruşması yapıldı. Bodrum Marmara Koleji İlköğretim Okulu, 2004-2005 Eğitim Öğretim Yılında olduğu gibi 2005 – 2006 Eğitim – Öğretim Yılında da, “Eğitim Bölgesi / Yerleşim Alanı”nın en başarılı okulu seçildi. Göltürkbükü’nde yaklaşık 50 bin nüfusun ihtiyacını karşılayabilecek kapasiteye sahip terfi istasyonu, düzenlenen törenle hizmete girdi. Ullu önder Atatürk ölümünün 68. yılında tüm yurtta olduğu gibi Bodrum’da da
çeşitli etkinliklerle anıldı. 5 Kasım’da yaşamını yitiren Bülent Ecevit, 11 Kasım’da Ankara’da onbinlerce vatandaşın saygı ve sevgi seliyle Devlet Mezarlığına defnedildi. Bodrum Yarımadası artık Bakanlığın kontrolünde. Bodrum Yarımadası, Bakanlar Kurulu kararı ve Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in onayı ile “Muğla Bodrum Yarımadası Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi” olarak ilan edildi.
ARALIK Muğla ve yöresine, bu yılın 11 aylık döneminde, hava ve deniz yolu ile gelen yabancı turist sayısının, 2 Milyon 423 Bini geçtiği belirtildi. Muğla ve yöresine geçtiğimiz yılın 11 aylık döneminde hava gelen yabancı turist sayısı, 2 Milyon 919 Bin 526 olarak gerçekleşmişti. Sanat Güneşimiz Zeki Müren, Bodrum Belediyesi Kültür Merkezi’nde düzenlenen bir gece ile doğumunun 75. yıldönümünde anıldı. Mahalli İdarelere Hizmet Derneği’nin düzenlediği “yılın başarılı belediye başkanı” oylaması sonucunda Konacık Belediye Başkanı Mehmet Tosun, Türkiye genelinde en başarılı 4. belde belediye başkanı seçildi. Bodrum Belediyesi Şehir Stadı'nda bulunan açık tribünde yapılan çalışmalar ile vatandaşların yağmurlu ve sıcak havalarda mağdur durumda kalmamaları için üstü kapatıldı. Bodrum Ticaret Odası, Bodrum’un ticari hayatının bugününü ve geleceğini ortak akıl ile belirlemek ve hedeflere ulaşmak amacı ile “Genişletilmiş Meslek Komiteleri Toplantısı”nı Dedeman Otelinde yaptı. Bodrum Guletleri dünyaya açılmaya devam ediyor. Son yıllarda gemi yapım sektörü ile adını dünyaya duyuran Bodrum tersanelerinden süper lüks bir gulet daha denize indirildi.
ARDINDAN GEÇTiGiMiZ YILA BAKIŞ BODRUM
e ntü
9
Hazırlayan: YİĞİT UYGUR
SİZİN BODRUMUNUZ HANGİSİ?
DÜN
Geçtiğimiz ay Bodrum Bülten’in bodrumajans.com.tr sitesi anket bölümünde “Bodrum Yarımadası’ndaki hızlı kentleşme gözönüne alındığında sizin Bodrum’unuz hangisi?...” diyip aşağıdaki şıkları sıraladık: 1- Dünkü Bodrum, 2- Bugünkü Bodrum, 3- Yarınki Bodrum. 326 kişinin katıldığı oylama sonunda büyük bir çoğunluk “Eski Bodrum” derken “Yarınki Bodrum” ikinci tercih oldu. “Bugünkü Bodrum” şıkkının %11.9’da kalması, bugün çok az kişinin halinden memnun olduğunu göstermekte.
BUGÜN
Ortakent Belediye Başkanı Mehmet Kocadon’un değerlendirmesinin de yer aldığı anket dosyamız...
YARIN
Bodrum Yarımadası'ndaki Hızlı Kentleşme Gözönüne Alındığında Sizin Bodrum'unuz Hangisi?
1 - Dünkü Bodrum
% 65.4
2 - Yarınki Bodrum
% 22.5
3 - Bugünkü Bodrum
% 11.9
BODRUM
e ntü
11
Dün mü? Bugün mü? Yarın mı? Bodrumajans.com'da geçen ay boyunca yayınladığımız ankette Bodrumlulara, Bodrum'a gelip yerleşenlere ve Bodrumseverlere, "Bodrum yarımadasındaki hızlı kentleşme göz önüne alındığında sizin Bodrum'unuz hangisi?" şeklinde bir soru yönelttik. Ankete katılanların % …..'ı "Dünkü Bodrum" şeklinde yanıtladı. % …..'ı ise "Yarınki Bodrum" derken, % …..'ı ise "Bugünkü Bodrum"dan memnun olduğunu ifade etti. Ancak gördük ki, Bodrum'un geçmişteki halini yani "Dünkü Bodrum"u tercih edenlerin sayısı oldukça fazla. Bodrum, şehirleşme yolunda hızlı adımlarla ilerleyen bir kent olmakla birlikte, ne derece sağlıklı bir kentleşme planına sahip, bu yıllardır tartışılan bir konu. Öte yandan bir türlü yapılamayan 1/25 000'lik plan herkesin elini kolunu bağlarken, bazı rant çevreleri tarafından da suiistimal edilmekte. Yıllar önce Kooperatiflerle başlayan özellikle şehircilik anlamındaki
bozulma, yanlış yapılaşma, alt yapı olmadan gelişen hızlı inşaat sektörü, rant kavgası ve birilerinin 3-5 kuruş uğruna geleceği umursamadan günlük çıkarlar uğruna attıkları imzalar, Bodrum'u bugüne getirdi. Bu çok daha geniş incelenmesi gereken bir konu olmakla birlikte, lafı getirmek istediğimiz konu aslına bakılırsa, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın -Anketten çıkan cevaba göre çoğunluk "Eski Bodrum"u özlerkenBodrum'daki imar yetkisini eline geçirerek, Bodrum'da sezon içinde % 31'ini doldurabildiğimiz kullanılabilen 85 bin yatağa, 100 bin yataklık daha tesis eklemek için yeni imar alanları açacak olması. Bakanlık, Bodrum Yarımadası'nda 12 adet turizm bölgesini birleştirerek, Bodrum'un tamamını Turizm Merkezi ilan etti. Bunun tam adı ise Bodrum yarımadası Kültür ve Turizm Koruma Gelişme Bölgesi olarak açıklandı. Bodrum Belediye Başkanı Mazlum Ağan ise Aralık ayı
MEHMET KOCADON: “Bodrum, eski Bodrum’u özleyenler adına ilk darbeyi 1980’lerin başında yedi” Eski Bodrum, kişiye özel bir durumdur ve herkes için Bodrum'u ilk gördüğü gündür "Eski Bodrum". 70'li yıllarda Bodrum'u tanıyanla 90'lı yıllarda tanıyanın Eski Bodrum'dan anladığı farklıdır. Aranan, büyük ihtimalle sessizliktir, sakinliktir, alabildiğine yeşildir, masmavi, uçsuz bucaksız denizdir, çay içmek için girilen köhne bir kahvedir. Taş evlerdir, köy düğünleridir, geleneksel deve güreşleri ve yarımada taşımacılığında kullanılan yeşil ciplerdir. 1970'lerden günümüze dünyada, ülkemizde ve Bodrum'da çok şey değişti. Bir hastanesi bile olmayan Bodrum'dan bugünlere gelindi. Akrep sokmasına karşı koyun postuna sarılarak umut aranan tedavi yöntemleri çok geride kaldı. Sağlık Ocaklarından sonra Devlet Hastanesi ve özel hastaneler sırayla açıldı. Köy ilkokulundan sonra kolejlerimiz açıldı. Peki bu gelişmeler niye? Çünkü insanlar talep etti, nüfus arttı. Özellikle Marmara depreminden sonra ciddi şekilde göç aldı Bodrum. Bodrum, eski Bodrum'u özleyenler adına ilk darbeyi 1980'lerin başlarında yedi. Bu darbenin sıkıntıları hala sürüyor. İkinci konut ve
12
BODRUM
e ntü
kooperatif evlerinden söz ediyorum. Bunlara halk arasında küp şeker yada kesme şeker denmeye başlandı bir süredir. Fakat o zaman bu yatırımlara girenler, küp şeker olarak görmüyorlardı evlerini yada sitelerini. Her şey hızla o zaman değişmeye başladı. Bodrumlu o gün mutluydu bu değişimden, cebine para girmeye başladı, esnafın yüzü güldü, kahvehaneler önce restaurant oldu, sonra alüminyum doğramayla tanıştı. Kat çıkılmaya başlandı. Tüm bu gelişmeler (!?) yarımadanın artık tek bir belediye ile yönetilemeyeceğinin anlaşıldığı yıllara kadar kontrolsüzce sürdü, gitti. Bugün artık biri ilçe ve diğerleri belde olmak üzere toplam 11 belediye yarımadayı yönetmekte. Bunun yararları da her beldede görülmeye başlandı. Her belde kendi farkındalığı içinde konularını ele alıp, insanların bilinçli yada bilinçsiz isteklerini veya ihtiyaçlarını, bilinçli bir çerçeveye sığdırıp çözüm üretmeye başladılar. Bodrum, dünyada öne çıkan sayılı turizm merkezlerinden biridir. Bugüne kadar hep sanıla geldi ki insanlar buraya deniz, kum, güneş üçlüsüne geliyor. Bir kısım belki gerçekten böyle idi ve onlar için bol yıldızlı oteller inşa etmek gerek dendi. Oteller birbiri ardına boy
meclis toplantısında yaptığı açıklamada hala endişelerinin olduğunu belirterek, Adaboğazı, Karada ve Konacık'taki 1 derece sit alanlarının 2. derece sit'e çevrilerek Bakanlık tarafından imara açılabileceğini söyledi. Var olan 85 bin yatağa 100 bin yatak daha eklenecekse Bodrum'da hazineye ve ormana ait daha bir çok alan 5-6 katlı 5-6 yıldızlı otellerin inşaatı için imara açılacak anlamına geliyor. Kaldı ki, Bodrum'da imar alanı olarak sadece %2'lik bir alan kaldı. 10 yıl sonra Bodrum'un Antalya'dan, Kuşadası'ndan, Marmaris'ten bir farkı kalmayacak. Dünkü Bodrum'u özleyenler için özlem ömür boyu sürecek. Yarınki Bodrum'u merak edenler ise bakalım gelecekteki Bodrum'u ne kadar beğenecekler. Amaç sadece çok uluslu sermayeyi, yabancı turizm yatırımcısını Bodrum'a çekmek ve kendilerine otellerde yeni mevkiler hazırlamaksa Yarinki Bodrum onları mutlu edecektir. Ancak Bodrum'un doğal silueti bozulacağı gibi Bodrum'u Bodrum yapan tüm özelliklerde asimile olacaktır. Bununla birlikte 185 bin yataklı Bodrum Yarımadası'nda oteller dolacak mıdır, beklenen zengin turist gelecek midir, bunu zaman gösterecek. Anket konumuz çerçevesinde, Bodrum'un dününü, bugününü ve geleceğini Ortakent penceresinden kültürel ve sosyoekonomik açıdan değerlendiren Ortakent Yahşi Belediye Başkanı Mehmet Kocadon'un yazısı her şeyi çok güzel özetliyor.
Mehmet KOCADON Başkan Ortakent-Yahşi Belediyesi göstermeye başladıktan sonra turizm acenteleri ile tanıştı Bodrumlu. Kendini bekleyen sorunla da aynı zamanda tanıştı ve bugün artık turist çarşıya inmez oldu. Geçmişe dönüp baktığında anladı ki o turist geçmiş yıllarda da aslında B o d r u m ' u n d o ğ a s ı n a geliyordu. Ortalıkta inanılmaz bir kalabalık var ama alışveriş eden yok. Gelen turiste bakınca bol yıldızlı
“Yapılan anket sonucuna bakıldığında ‘dünkü Bodrum’ bir özlem olarak dile getirilmiş. Fakat sormalı katılanlara, ‘sizce dünkü Bodrum, hangi Bodrum’du diye” otel için parasını memleketinde ödemiş, beş kuruş daha vermemek için otelinden çıkmıyor. Çıkmak istese de çıkarılmıyor. Ortakent, bunun farkına çok erken vardı, onun için hala bugün, yarımadanın gerçek dinlence merkezi sıfatını sürdürüyor. Ortakentli, şunun da farkına vardı ki gelen turist doğa, kültür birikimi ve sessizlik arıyor. Yılın 350 günü çalışan insan, 15 gün olsun sessizlik, yeşil, yürüyüş ve mavi bayrak arıyor. 1999 yılında kurulan genç belediyemiz bunu korumak peşinde. Neler yapıyoruz bunları korumak ve geçmişten izleri sürdürebilmek için? 04 Temmuz 2006 günü Ortakent-Yahşi Belediyesi Meclisi, toplantısında önemli bir karara oy birliği ile imza attı. Ortakent ve Yahşi'de bundan böyle arazi koşulları ne olursa olsun iki katın üstüne çıkılamayacak ve bodrum kat yapılamayacak. Bu cesur girişim daha sonra diğer belediyelere de örnek teşkil etti. Bir diğer önemli konu ise Yarımada'daki en geniş mandalina
bahçelerine sahip Ortakent'in bu dokusunu korumak. Belediyenin önündeki en önemli sorunlardan biri olan bu konu da aşılma noktasına getirildi. Ortakentli mandalinaya yaptığı yatırımın yarısını bile geri alamamaktan haklı yakınırken, belediye olarak bu alanlara çözümün en kolayını getirip imara açmak, çevremize baktığımızda hataların en büyüğü olurdu. Mandalinayı hak ettiği yere getirmek ve mandalinanın sahibine eskisi gibi para kazandırmaya başlaması hedef seçildi. Ortakentli mandalinaya saygı duyar, çünkü bilir ki bugününü ona borçludur yeter ki en azından yaptığı masrafı geri alabilsin. Beldemizde bulunan büyük marketlerle yapılan ön görüşmeler sonrasında nihayet Bodrum Narenciye Birliği'ni kurduk. Kaymakamlığımızın, Bodrum Ticaret Odası'nın ve yarımada belediyelerinin desteğiyle 150.000 Euro değerinde, çapı 9 santimetreye kadar olan mandalinayı boyları ve renklerine göre ayırabilen bir Boylama Makinesini de kurduk. Bu makine 1 saatte 5 ton ürünü işleyebiliyor. Tüm çabaların tek
amacı, Ortakent'te de olduğu gibi tüm mandalina bahçelerini kurtarmak ve esas doğayı kurtarmaktır. Ortakent turizminin geleceği bu doğal dokuda yatıyor. Ben beldemde sarnıçları, değirmenleri, tarihi taş evleri korumak durumundayım, düğünüyle, nakışıyla kültürümüzü korumak durumundayım. Denizimizin Mavi Bayrak'ını korumak zorundayım. Yapılan anket sonucuna bakıldığında "dünkü Bodrum" bir özlem olarak dile getirilmiş. Fakat sormalı katılanlara, "sizce dünkü Bodrum, hangi Bodrum'du" diye. Bodrum gelişmek zorundaydı, hastanelerimiz, kolejlerimiz olmak zorundaydı. Bunların yokluğundaki zor günleri ben yaşadım ve artık hayatımız kolaylaşsın istiyorum. Doğallığı korumak adına hastalarımızı bu çağda deve yada eşek sırtında Sağlık Ocaklarına taşıyamayız. Bu yarımadada doğuştan yaşayanlar olduğu gibi sonradan Bodrumlu olanlar ve bir de sadece yazın gelenler var ve herkesin beklentisi farklı.
Bodrum ve Bodrumlu herkese kucak açmıştır. Bir de bu gelişmelerden Bodrumlunun geldiği durumu düşünelim. Sürat motorlarıyla, asfaltlarla, büyük marketlerle tanışan Bodrumluyu. Genç Bodrumluları bir kenara koyarsak, eski nesil gerçek bir şaşkınlık yaşıyor, özellikle yaz aylarında. Onlarda özlüyorlar Eski Bodrum'u ama çağ değişiyor. Sonradan Bodrum'a yerleşenler özellikle yapılaşmadan şikayet ederler ama çoğu da sitelerde otururlar. Bu bir bakıma egoizm gibi gelmiştir bana. Bu, dünyanın en güzel köşelerinden birine ben geldim, başka da kimse gelmesin der gibi… Yapılaşma sınırlandırılmalı mı, sınırlandırılabilir mi, yöntemi nedir uzun bir konu ama yapılaşma planlanabilir. Yarımada bazında yaşam alanları ile eğlence alanları tanımlanabilirse planlanabilir ve bu yapılmak zorundadır. Ortakent bir dinlence merkezidir, sessiz ve sakindir. Şikayetlerin pek çoğu da özellikle eğlence ve dinlence alanlarının birbirlerine karıştığı yerlerden gelir. Tüm şikayetler haklıdır ve çözülmelidir. Ancak yine de bakmak gerekir, şikayet eden eğlence merkezinin orada olduğunu bile bile mi oradan konut edinmiştir? Öyle ise şikayete hakkı yoktur. Bodrum, dünyanın gözünde önemli bir merkezdir ve aslında eğlence sektörü adına yapılan tüm yatırım 2 ay gibi kısa bir sürede kara dönüştürülmek zorundadır. Bu insanlara diyebilir misiniz, saat 24.00 te müziğini kapat? Bunun yerine yerleşimle eğlence merkezi arasına mesafe koymak en doğrusudur, bu da ancak planlı yapılaşmayla olur. Planlı yapılaşamamaktaki en büyük sorun ise artık herkesin ağzında sakız olmuş 1:25000 planlarıdır. Daha bu yapılmadan imar yetkisi elimizden alınıyor, bakalım sonrası ne olacak. Malum, İspanya, İtalya, Yunanistan çarpık yapılaşmanın kurbanı oldular ve turizmde büyük ölçüde kaybettiler. Hep Yunan adaları örnek verilir, doğal dokusu, temizliği, denizi… Yunan adaları göç almaz çünkü, aksine göç verir ki bu yaşanmasın diye Yunanistan Hükümeti adalarda yaşayanlara maaş verir. Bunun karşısında Kos'ta hastalanan bir Yunan vatandaşı Bodrum'daki hastaneye gelip tedavi görür. Tıpkı bundan 30 yıl önce akrep sokan bir çocuğun koyun postuna sarılıp Sağlık Ocağına yetiştirildiği günler gibi. Ortakent farkındadır. Bu yüzden Ortakentli yıllardır zarar ettiği halde mandalina bahçelerini hala korur. Çünkü bilir ki çocuklarını o mandalina sayesinde okutmuş, evlendirmiştir ve bilir ki turizm bu doğal dokuya ihtiyaç duyar. Ortakent-Yahşi Belediyesi de bu bilinçle işini yapmakta, kültürünü, doğasını korumakta, geçmişten gelen mirasını geleceğe taşımaya gayret etmektedir. Kısacası Ortakent ve Yahşi'de gelecekte de deniz tertemiz ve Mavi Bayraklı olacaktır, gelecekte de geleneğimiz olan deve güreşleri organize edilmeye devam edecektir, yeşil doğa korunacaktır.
ALIŞVERİŞ ve EĞLENCENİN TURGUTREİS ADRESİ
İLANLARINZ İÇİN TEL: 317 10 90
RESTAURANT CAFE & BAR
Mehmet KOCADON Başkan Ortakent-Yahşi Belediyesi
BODRUM
e ntü
15
GEÇiYORDUM UĞRADIM
Ülkemde değerleri, değersizler değerlendiriyor
H
ep babalar çocuklarını karşılarına alıp diskur çekecek değiller ya, bu kez de oğlum beni karşısına alıp, "Baba" dedi. "geldin, gidiyorsun; ardında bıraktığın bir ben varım, bir de kardeşim. Biz de eğer evlenip çoluk çocuğa karışmazsak, bizden sonra unutulup gideceksin. Hiç yaşamamış gibi…" Hazırlıksız yakalanmıştım, ama doğrusu iyi tokattı… Geçmişte baba olarak ona çektirdiklerimin öcünü iki cümle ile alıvermişti. Aslında, ölümden sonra anımsanmayacağımı hiç düşünmemiştim desem yalan olur. Yine de bu kadar net ve keskin kelimelerle geçirmemiştim aklımdan. Belki de korkmuştum…
BOLAR İREN Kasım ayındaki Turyap Kitap Fuarını üç yüz otuz bin kişi ziyaret etmiş. İstanbul'un nüfusu yaklaşık on üç milyon. Yani her yüz kişiden yalnızca üç kişi ziyaret etmiş fuarı. Buna da şükür…
Söylediklerime ne denli inanmasam da, doğal bir refleksle kendimi savunmaya çalıştım: "Bak," dedim "tamam özel yaşamım hiç de genel kabul görecek düzende geçmedi. Devasa şirketler kurup büyük ekonomik başarılara da imza atmadım. Şimdi küçük bir kasabada yayınlanan yerel bir dergiye yazı yazıyorum. Pek fazla okuyucumun olduğunu da zannetmiyorum. Patronum aynı zamanda arkadaşım olmasa beni çoktan kovacak. Ama buna karşı yaklaşık on beş yıl önce Aegean Sun adında bir dergi yayınlamaya başladım. İngilizce, turistik, enformatif bir dergi. Doğal olarak bu tür dergiyi dünyada ilk yayınlayan ben değildim; ama değil Bodrum'da, tüm Türkiye'de ilk örneğini yayınlayan ve bunca yıldır kesintisiz sürdürebilen benim. Kanımca bu gerek turizm, gerekse yayıncılık dallarında gerçekleştirilmiş öncü bir eylemdir ve eminim ilerde ben de bununla anılacağım."
Oğlum, "Doğru söylüyorsun, ama düşün ki ben bile unutmuşum bunu; değil ki başkaları anımsayacak. Bir düşünelim, bugüne değin bir Allah'ın kulu, gerçekleştirdiğin bu iş için, değil seni onurlandırmak, teşekkür etti mi? Hatta bu nedenle hakkında dava açıldı da pek de arkanda duran olmadı." Cevap: "Yok olmadı…" oldu.
*
Geçen gün sevgili Hulusi Özüduru ile Orhan Pamuk ve Nobel ödülünü konuşuyorduk. Özüduru "Bak" dedi, "Türkiye'nin gelmiş geçmiş en önemli yazarlarından biri, kitapları birçok dile çevrilmiş, bilmediğim kadar uluslararası ödül sahibi Aziz Nesin ne vasiyet ediyor? 'Aman mezarımın yerini kimseye söylemeyin!' Sence neden? Ya Şair Eşref'e ne demeli? Gelip taşını çalarlar korkusu ile kardeşinin bile mezarını ziyaret etmesini yasaklıyor(*) değil mi? Eeee, ne diye Orhan Pamuk'tan, Nobel'den söz ediyoruz? Onun da önce linç edilip, sonra da mezarına tükürülmesi doğaldır."
*
Prof. Muazzez İlmiye Çığ dünyanın önemli Sümerologlarından biri. Diyor ki: "Bildiğimiz kadarı ile başörtüsü ilk kez Sümerlilerde, dini törenlerin bir parçası olarak, halkla cinsel ilişkiye de giren kutsal rahibeler tarafından kullanılmıştır. Amaç, bu rahibeleri diğer kadınlardan ve kızlardan ayırmaktır. Yani bir çeşit üniforma..."
16
BODRUM
e ntü
Gel gör ki, bu bilimsel söylem, yirmi birinci yüzyılda ülkemde yargılandı. Bence Sayın Çığ'ın sonuçta aklanmış olması önemli değil. Önemli olan bilimin yargılanması için gerekli yasaların var olması… Önemli olan bilimin suçlu olabileceğini düşünebilecek ve suç duyurusunda bulu-nabilecek "yobaz"ların aramızda yaşaması.
*
Kim ne derse desin benim için, edebiyatımızda kısa öykü yazarlarının en büyüğü hala Sait Faik'tir. Kendisi Mark Twain Derneği şeref üyesi idi. Ardında on bir öykü kitabı, iki roman, bir şiir kitabı bırakıp kırk sekiz yaşında aramızdan ayrılmıştı. Geçtiğimiz yıl -2006 yılı- Sait Faik'in doğumunun yüzüncü yılıydı. Sizce sayısız TV kanallarımızdan hangisinde elle tutulur bir program düzenlendi? Hangi anlı şanlı basılı yayında doğru düzgün bir yazı dizisi çıktı? Peki TC Kültür Bakanlığı ne yaptı? Ya, Orhan Pamuk'un ödülüne karşı mangalda kül bırakmayan Ankara Ticaret Odası Başkanı, Sait Faik için ne buyurmuş?
*
Kasım ayındaki Turyap Kitap Fuarını üç yüz otuz bin kişi ziyaret etmiş. İstanbul'un nüfusu yaklaşık on üç milyon. Yani her yüz kişiden yalnızca üç kişi ziyaret etmiş fuarı. Buna da şükür…
*
Televizyonda 32. Gün'ü izliyorum ve yaklaşık şöyle bir söyleşiye şahit oluyorum: M. Ali Birand: Sayın Aygün, Orhan Pamuk'un Nobel'i alması konusundaki düşünceniz nedir? Sinan Aygün (ATO Başkanı): Bu adam ödülü sözde Ermeni soykırımı söylemleri ile almıştır. Yoksa iyi bir yazar olduğu için değil. M. Ali Birand: Yani bir Türk yazarı olarak Orhan Pamuk'un Nobel'i hak etmediğini mi söylüyorsunuz. Sinan Aygün: Evet, bunu söylüyorum. Nobel'i hak eden birçok yazarımız var, ama o oyunu kurallarına göre oynamıştır. M. Ali Birand: Öyleyse onun edebi kimliğini beğenmiyorsunuz. Sinan Aygün: Beğenmiyorum. M. Ali Birand: Burada hangi romanından söz ediyoruz? Hangi kitaplarını okudunuz? Sinan Aygün: Hiç birini okumadım… Okumam da... Bu tür bir aymazlığa ne denir ki? Hangi terazide tartarsak tartalım şu anda dünyanın en önemli ve saygın edebiyat ödülü olan Nobel'i, daha sonra da, -Ermenilerle hiç ilgisi olamayan- Çin'in en önemli edebiyat ödülü olan Yılın Yazarı ödülünü alan bir yazara tecavüzcü Coşkun muamelesi yapan bir toplumda, "ben fakir" öldükten sonra anılmayacakmış, ne gam? (*)Kabrimi kimse ziyaret etmesin Allah için Gelmesin, reddeylerim billahi öz kardeşimi, Gözlerim ebnâ-yı âdemden o kadar yıldı ki, İstemem ben fatiha, tek çalmasınlar taşımı... Şair Eşref
YENiLER
YENiLiKLER
YENiLENENLER
HADİGARİ KIŞA MERHABA DEDİ
FİGEN MİREL CAFE MİRA’DA LEZZET SUNUYOR
F
igen Mirel, Barış Sitesi, Manastır Otel karşında CAFE MİLA’yı açtı. Farklı lezzetler sunan Mirel’in değişik üç çeşit mantısı Bodrum yarım adasında bir ilk… Hakiki miniminnacık Kayseri Mantısı, Dağıstan Mantısı ve içi kuzu etli olan Özbek Mantısı. Cafe Mila’da Mirel’in bir de köfte çeşitleri var; İnegöl Köfte ve kızarmış patates, Sebzeli köfte taze domates pilav, Izgara köfte piyazla birlikte servis yapılıyor. Ayrıca sipariş üstüne çok geniş davet "home catering"listemizle özel davetleriniz için de siparişlerinizi kabul ediyor… Mesela kuzu tandır ve Özbek pilavı, Mevsiminde Dil balığı Meuniére, tereyağında kızartılmış. Beyaz soslu, mantarlı Tavuk ve ev eriştesi. Beyaz soslu haşlama dana dil'i beyaz tereyağlı pilav ile. Şarap soslu dövülmemiş bonfile ve sote patates. Böf Strogonof ve çilav. Fırında sarımsaklı tavuk ve kremalı patates ve farklı seçenekler davetlileriniz için çok hoş sürpriz olabilir... CAFE MİLA Telefon: 0252 313 66 73 Adres: Kumbahçe Mahallesi. Mustafa Kemal Paşa Cad. NO.58. Manastır Otel karşısı, "BARIŞ SİTESİ” Bodrum
TANRILARIN VE TANRIÇALARIN OTELİ AÇILDI
B
B
odrum’un Ünlü Eğlence Mekanı Hadigari kış sezonuna yeni yüzüyle merhaba diyor. “Kış gecelerini daha keyifli hale getirmek istedik” diyen Hadigari Ortaklarından Hakan Akyan kış aylarında restoran bar olarak hizmete devam edeceklerini açıkladı. Hakan Akyan Pazar hariç haftanın altı günü açık olacaklarını ve grup Absolut ile konuklarına güzel bir atmosfer sunacaklarını açıkladı. Açılış kokteyline Bodrum’un iş dünyasından çok sayıda Bodrumlu katıldı. Hakan Akyan Aralık ayında Caz günlerinin de müjdesini verdi. Levent Yüksel ile başla-yacak olan Caz Günleri; Kerem Görsev, İlhan Erşahin, Booge People ile devam edecek.
AY KENT SÜRÜCÜ KURSU ORTAKENT’TE
Y
aşam kaliteniz için farklı trafik eğitimi veriyoruz. Çünkü Bodrum’u seviyoruz” diyen Ay Kent Sürücü Kursu, 11 Kasım’da verdiği bir koteylle Ortakent Cumhuriyet Caddesi No:37 de hizmete girdi. Ulaşmak isteyenler için Ay Kent Sürücü Kursu’nun telefonu 358 50 50
18
BODRUM
e ntü
odrium Boutique Resort Bodrum şehir merkezinde hizmete girdi. Bir Altaş kuruluşu olan Bodrium Boutique Resort Genel Müdürü Ceyhan Kafalı, Bodrum Turizmine Mitolojik bir tad katacaklarını ifade etti. Kafalı, “52 butik oda, 4 adet tanrıça isimleri ile adlandırılan farklı dekorlu jakuzili suit odalar ile Bodrium’ a gelen her konuğa konforu, rahatlığı, teknolojiyi ve mitolojik tadı bir arada sunacağız” dedi. Bodrum’un ünlü tarihi kapısı Myndos’un hemen yanına konumlanan otelin her alanında soluklanabilecek mitoloji ile Bodrumun çizgi ve kültürüyle içiçe geçmiş durumda olan Bodrium’ un 12 ay boyunca tecrübeli ve deneyimli kodroyla iyi bir ekip çalışması yapılacağını vurguladı. Otelimizde Genel Müdür Yardımcılığımızı Arzu Topçu Civak ve değişik lezzetlerin sunulduğu Elysion Restaurant’ ın Aşçıbaşcılığını Türk Milli takımında yarışan Zekeriya Yıldırım yapacak” dedi.
KUAFÖR TIME KAPILARINI AÇTI
S
aç kesimi ve tasarım uzmanı İlker Sevim ve 1992 yılından bu yana Bodrum’da yılların deneyimi Nilüfer seçkin müşterilerine KUAFÖR TIME’da hizmet veriyor. Saç tasarımının ve bakımının yanı sıra masaj, vücut bakımı, cilt bakımı, epilasyon, el-ayak bakımı, tırnak süsleme ve günün trendlerine uygun saç modelleri ile birlikte, en kaliteli ürünlerle ve ekonomik fiyatlarıyla en iyi hizmeti vermek amacı ile Kıbrıs Şehitleri Caddesi No. 331’de (Oasis Karşısı) kapıları açtı. Tel. 313 66 08
ÇAĞDAŞ BETON’UN KATKILARIYLA BETON SEMPOZYUMU…
T
ürkiye Hazır Beton Birliği (THBB), İnşaat Mühendisleri Odası Bodrum Temsilciliği (İMO) ve Çağdaş Beton tarafından düzenlenen “Beton Sempozyumu” Oasis’te yapıldı. Bodrum Belediyesi Nurol Kültür Merkezi’nde düzenlenen sempozyuma inşaat sektörüyle ilgili çok sayıda firma katıldı. Sempozyumun açılış konuşmasını yapan İMO Bodrum Temsilcisi Şahabettin Doğan, sempozyuma katılan tüm kesimlere Oda adına teşekkür ettiğini söyledi. Ardından, Çağdaş Beton’un hazırladığı “Betonun üretimi sevki ve yerine yerleştirilmesi” konulu sinevizyon gösterisi sunuldu.
YENİ BİR MEKAN SAHİL RESTORAN
B
odrum’un yazlarında turistlerin büyük ilgi gösterdiği en önemli turizm merkezlerin-den Gümbet plajı artık Kış aylarında da hareketleniyor. Ayaz Restoran, Gümbet Kafeterya’dan sonra Baba Otel de Sahil Restoran’ın açılışında verdiği bir kokteyl ile dost ve müşterileri ile buluştu. Sahil Restoran işletmecisi Ahmet Çakmak; Gümbet’in Kış aylarında sakinliği ve eşsiz kumsalı denizi ile ayrı bir özelliği olduğunu söyleyerek "Gümbet dostların aile ve arkadaş çevreleri için buluşma yeri olmasını bekliyoruz" dedi. Bodrum Belediye Başkan Vekili İbrahim Apak, Meclis Üyesi Mehmet Durmaz, Orhan Kavala, Okan Özsu, İbrahim Akbaş ve Ayşe Turan’ın yanısıra B.B Bodrum Spor yöneticileri, BODER Başkanı Halil Özyurt ve diğer yöneticileri, Sahil Restoran’a katılanlar arasında yer alarak hayırlı olsun dileklerinde bulundular. Zeki Özkeskin
FREEKİCK Hizmete Girdi Milattan önce 5200'lü yıllara dayanan tarihi ile, bugün dünyada bir topu atarak kukaları devirmek kavramının çok ötesine giden, çok yaygın oyunlardan biri olan bowling, geçtiğimiz günlerde Oasis Alışveriş Merkezi'nde Açıldı. Bowling’le stresinizi atabileceğiniz, Bilardo da sakinleşeceğiniz, Dartla hedefe kitleneceğiniz yeni bir eğlence merkezi olan, Freekick artık Oasis'te hizmete girdi.
söyleşi: NURHAN İBAK
ERA Tasarım Uygulama Mimarlık Ltd Şti 2003 yılında yapımına girdiği NASCOR Ahşap Taşıyıcılı villaların proje ve anahtar teslimi uygulamalarını Eskici ile yaptığı birliktelik sonrası Bodrum Yarımadası'na taşıyor.
AHŞAP YAPI SİSTEMLERİ ŞİMDİ BODRUM’DA Konu ile ilgili olarak yapı sektörünü yakından ilgilendirecek sorularımızın yanıtlarını ERA Tasarım Genel Müdürü Mimar Nalan KARA' dan aldık.
Öncelikle sormak istediğim Ahşap Taşıyıcı villalar Bodrum'un iklim şartlarına uygun bir yapı sistemi midir ? Ahşap bulunduğu ortama en kolay uyum sağlayan yapı malzemelerinin başında gelir ve farklı iklim koşullarına dayanıklıdırlar. İşlem görmüş ahşaplar temeller de bile kullanılabilirler. Aşırı sıcak, soğuk, yağmur ve kar ahşabı olumsuz etkilemez. Sistemlerimiz, her iklim koşuluna uygun olduğu gibi Bodrum Yarımadası iklimi için de uygun yapı sistemleridir. Kaldı ki; yapı sistemlerimiz inşa edildikleri bölgelerin koşullarına uygun her türlü konforu beraberinde getirir.
Ahşap denilince ilk akla gelen soru yangın oluyor. Bunun için ne söyleyebilirsiniz ? Ahşap, aleve maruz kaldığında dış yüzeyde oluşan karbon tabakası ateşin iç katmanlara ilerlemesine müsaade etmez; ta ki bu tabaka iyice kuruyup, çözülüp, düşene kadar. Dolayısıyla, belli büyüklükteki kesitlere sahip ahşabın yanması çok zor olur. Yangında insan hayatı için kıritik süre ilk 7 dakikadır. Yangın koruma önlemi alınmamış sadece alçı plaka emsali malzeme-ler ile kaplanmış bir ahşap yapı bile hiç bir toksin gazı yaymadan 30-60 ve 90 dakikaya kadar yangına dayanabilir. Bu konuda sistemimizin Hacettepe Üniversitesi Ahşap İşleri Endüstri Mühendisliği Bölümü'nde yapılmış yanma testinin sonuçları yol gösterici olacaktır: Numunemiz ancak 101. dakikada ve 1018 C'de taşıyıcı özelliğini yitirmiştir. Kaldı ki yangın halinde esas kritik öğe taşıyıcı sistem değil, evde kullanılan eşyalar ve özellikle ev tekstili ürünleridir. Yangınların çok büyük çoğunluğu bu tür malzemelerin alev almasıyla başlar, birden hızlanır ve kısa süre içerisinde yüksek ısılara ulaşılmasına neden olur. Yani, yangında can ve mal kaybına yol açan ana etken bu ürünlerdir. Bu risk takdir edersiniz ki; her yapı sistemi için geçerlidir. Ayrıca gerçekleştirdiğimiz yapılarda taşıyıcı ahşap için yangın geciktirici özel bir ürün ve alev sürdürmezlik özelliği olan yangına dayanımlı yapı malzemeleri kullanıyoruz.
Isı yalıtımı ile ilgili okuyucularımızı nasıl aydınlatırsınız?
20
Ahşap taşıyıcılı İnşaat sisteminin bir diğer avantajı güçlü ısı ve ses yalıtımına sahip
BODRUM
e ntü
olmasıdır. Yalıtımlı taşıyıcı dış duvarlar 14cm kalınlığında olup, bu kalınlık boyunca tüm duvar panellerinin içi özel kilit sistemiyle yerleştirilen EPS (Expanded Poly-Styrene) yalıtım malzemesiyle doludur. Kullanılan EPS, özel olarak imal ettirilen, yüksek yoğunluklu bir malzemedir. Bu özelliği sayesinde sistem üstün yalıtım değerlerine ulaşır. Böylelikle, bu sistemle üretilen bir yapıda yakıt masraflarından en az %50 tasarruf sağlanmaktadır. 14 cm kalınlığında dış duvarlarımız; 54 cm'lik gaz betonun, 97 cm'lik izo tuğlanın, 270 cm'lik tuğlanın, 730 cm betonun ısı yalıtımına sahiptir.
zeminleri yaratabilmesi dolayısıyla ahşap binalar, işçilik maliyetlerinden ve zamandan-genel giderlerden tasarruf edilmesine yardımcı olurlar. Yüksek yapım hızı sayesinde şantiye giderlerinden tasarruf sağlar. Yüksek yalıtım değerleri sayesinde enerji-yakıt giderlerinden tasarruf sağlar. Hafif oluşu nedeniyle temel maliyetleri diğer sistemlere göre daha az olur. Bütün bunlardan sonra evet ahşap yapı sistemlerinin çok ekonomik olduklarını söyleyebilirim.
Ahşap yapıların depreme daha dayanıklı olduğunu biliyoruz. Sizin bir mimar olarak bu konudaki düşünceleriniz nelerdir ?
Halihazırda İleri Ahşap Teknolojisi sistemi ile uygulaması yapılmış olan başlıca projeler: İstanbul-Kemerburgaz'da Çeşmeler Vadisi, İstanbul-Silivri'de Sun Flower, Afyon'da Yeşil Vadi ve Malaga/İspanya'da Al Sol Konutları'dır. Bunun yanı sıra bireysel uygulamalar yapılmış Çeşme'de 2, Marmaris'te 7, Manisa'da 4, Urla'da 7, Fethiye'de 50 ve Bodrum'da 2 Villa İleri Ahşap teknolojisi ile gerçekleştirilmiştir.
İleri Ahşap teknolojisi ile üretilen yapılarımızda yapıya şiddetli depremlerde çok büyük deprem ivmeleri gelse de, yapıya gelen kuvvetler yapının taşıma kapasitesine göre küçük kalmakta ve bu kuvvetler yapının duvarlarına küçük nominal kayma ge-rilmeleri oluşturmaktadır. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü'nce yapılan deneyler sonucunda, binalarımızın çok şiddetli depremlere (Rihter ölçeğine göre 7.0-7.5 ve daha büyük depremlere) dayanacak kapasitede olduğu saptanmış ve belgelendirilmiştir.
Ahşap yapı Sistemleri diğer inşaat sistemlerine göre maliyet açısından karşılaştırırsak ekonomik midirler ? Bir binanın yapımında ekonomi, taşıyıcı sistemden ziyade bu sistemin üzerinde kullanılacak malzemeler ile belirlenir. Zira, taşıyıcı sistem maliyetinin binanın toplam maliyeti içindeki payı ancak %20-25 dolaylarındadır. Dolayısıyla bir binanın pahalıya mal olup olmadığı bitim malzemelerinin seçimine bağlı bir husustur. Çok çeşitli bitim malzemelerine betonarme sistemlere göre çok daha kolay tatbik
İleri Ahşap Teknolojisi ile gerçekleşen projelerden örnekler vermeniz mümkün olabilir mi ?
Son olarak sormak istediğim binaların ne kadar süre içinde teslimlerinin yapıldığı olacak . Ahşap yapı teknolojileri her türlü hava koşullarında yapılmaya uygun yapı sistemleri oldukları için buna, temel üstü ruhsatı alındıktan sonra 90-120 gün içerisinde anahtar teslimi olarak oturuma hazır hale getiriyoruz şeklinde yanıt verebilirim. Çoklu üretimler de; örneğin 2030 adet gibi bina taleplerinde kaba yapı teslimlerimiz siparişi takiben bir-bir buçuk aylık bir zamanı kapsar. Sistemin kaba yapı montajı yaklaşık 250 m2 bir bina için üç işçi ile 8-10 günde tamamlanır. Söyleşimiz için bize zaman ayıran Mimar Nalan KARA'ya teşekkür ediyoruz. İrtibat telefonları: 0 532 267 20 23 - 0 252 316 84 34 www.eratasarim.com.tr
12 AY BOYUNCA BODRUM’DA HİZMETİNİZDEYİZ
YILBAŞI
& BAYRAM SEÇENEKLERİ
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
1- STEP COLLECTION Yılbaşı kaseleri 8.00-19.00 ytl. 2- STEP COLLECTION Asya 38.00-56.00-48.00 ytl. 3- BETA Çizme 249 ytl. 4- BETA Çizme 289 ytl. 5- ÖZDİLEK Bahar bornoz seti 149.90 ytl. 6- CAMEL 185.00 ytl. 7- CAMEL 145.00 ytl. 8- ÖZDİLEK Nevresim: 59.90 ytl. - Takım: 149.90 ytl. 9- KURSHUNI Hediye seti 22.50 ytl. Mum 12.50 ytl. Şal 32.50 ytl. Tel. aksesuarı 15.00 ytl. 10- KURSHUNI Kolye 57.50 ytl. Küpe 35.00 ytl. Şal 32.50 11- KURSHUNI Lavanta keseleri 10.00-11.00 ytl.
22
BODRUM
e ntü
1
2
4
3
5
6
7
8
9
10
11
1- Düğmeli Cüzdan 24.75 Ytl 2- Puzzle Çerçeve 29.50 Ytl. 3- Hayvanlı Saat 38.95 ytl. 4- Çam Ağacı 39.50 ytl. 5- Düğme Yastık 55.00 ytl. 6- Kalpli Işık 33.95 ytl. 7- Kalpli Krom Saat 55.00 ytl. 8- Parıltılı Çerçeve 24.95 ytl. 9- 12 ve 6 yazılı saat 62.50 ytl. 10- 35cm Metal Mıknatıslı Saat 69 ytl. 11- 6’lı Roman Mumluk 31.50 ytl Cumhuriyet Cad. Çarşı Mah. No:49 BODRUM Tel:0252 313 68 09 www.bodun.com / bodrummerkez@budun.com
BODRUM
e ntü
23
Örnek devlet adamlığı ve politikacı kimliğinin ötesinde doğruluğu, dürüstlüğü, insana olan sevgisi ve şair yönüyle tanıdığımız, sevenlerinin Karaoğlanı...
BÜLENT ECEVİT
saygı ve sevgi seliyle uğurlandı Türk siyasi hayatının son 50 yılına damgasını vuran eski Başbakan Bülent Ecevit, 172 gün sürdürdüğü yaşam mücadelesini 5 Kasım 2006 günü saat 22.40'da dolaşım ve solunum yetmezliği sonucu kaybetti. Bülent Ecevit’in naaşı, 11 Kasım’da gerçekleştirilen Devlet Töreni ile Ankara Atatürk Orman Çiftliği’nde ki Devlet Mezarlığı’nda ayrılan kabrine onbinlerce seveni tarafından büyük bir sevgi ve saygı seli ile uğurlandı.
Fotoğraf: Hürriyet Gazetesi
11 Kasım sabahı önce parti binası önünde yapılan törenle Türkiye Büyük Millet Meclisi önüne uğurlanan Ecevit, Meclis binası önünde yapılan Devlet Töreni’nde devlet adamlarını ve politikacıları biraraya getirdi. Kılınan namazının ardından Devlet Mezarlığı’na giden 8 kilometrelik yolda, onbinlerce seveni ve 60 yıllık hayat arkadaşı Rahşan Ecevit, Karaoğlan için Ecevite yaraşır görülmemiş bir saygı ve sevgi seli oluşturdu.
SEMİH BALCIOĞLU ardında zarif çizgilerini bıraktı
24 BODRUM e ntü
27 Ekim Cuma günü 78 yaşında yaşamını yitiren Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Onur Kurulu Başkanı usta çizer Semih Balcıoğlu son yolculuğuna uğurlandı. Meslek yaşamında yurt içi ve yurt dışında 49 ödül kazanmış olan ‘karikatürün duayeni’ Semih Balcıoğlu, dünyanın 106 çizerinden biri seçilmişti. Türkiye’de üç boyutlu karikatürü gerçekleştiren ilk sanatçı unvanına da sahip olan Balcıoğlu Basın Şeref Kartı sahibiydi.
Usta çizer Semih Balcıoğlu’nun yorumuyla Bülent Ecevit. (1975)
BODRUM TUTKUNLARI söyleşi / fotoğraf: YİĞİT UYGUR
HERŞEYDEN SES ÇIKARAN ADAM;
Okay Temiz BODRUMLULARI RiTMiN GÜCÜNDE Müziğe olan tutkusu ana karnında başlayan bir ritim ustası Okay Temiz, "Ud çalardı annem" diyor, "Daha ben doğmadan"… Annesinin genlerinden nota ve ritim duygusunu almış Okay Temiz. Babası ise subaymış. "Ondan da mekanik şeyler öğrendim" diyor ve devam ediyor; "Traktörcülük yaptık, çiftçilik yaptık. 10-12 sene Çatalca'da; subay ailesiyiz biz ama çiftçiliğe gönül verdik. Koyunlar, kuzular derken o köy hayatının ve etnik müziğin içine girdik; Trakya tarafı bu… Bütün o Roman müziği, Yunan müziği, Makedon müzikleri, o kültür, o konuşma şekli, onları kaptık". Dünya çapındaki müzisyen arkadaşlarının "Ahtapot kollu müzisyen" dediği Okay Temiz, Çingene düğünlerini göre göre, müziklerini de öğrenmiş. O dönemlerde aklından müzisyen olmanın geçmediğini belirtiyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor, "Sonra annem beni konservatuara yazdırdı. Konservatuarda istediğim aleti alamadım. Davul istemiyordum, Trompet falan istiyordum. Birisi geldi, "Sen şunu alacaksın" dedi, ki şimdide öyle, imtihanlara giriyorsun, avukat olmak isterken hariciyeci oluyorsun. Meslek seçimleri de artık sisteme göre belirleni-yor. "Sen davulcu olacaksın" dediler önce kızdım ama yine de oldum. Sonra 19 yıl yemek müziği yaptım. Yani yemek yediler karşımda, dans ettiler; Hilton Oteli, Kervansaray, işte Divan Otel gibi". Bu dönemdeki müzik hayatından pek de memnun olmayan Temiz, İsveç'e gidişini şöyle anlatıyor; "Nefret ettik tabii, hiçbir zaman böyle olmak istemedik. Sonra 67 senesinde İsveç'e gittim. Çok idealisttim ve tekniğim çok iyiydi, çok çalışıyordum. Günde 8-9 saat çalışan bir adamdım ve İsveç'te de hemen kabul gördüm. Ciddiyetimi, dürüstlüğümü gördüler, müzisyen olmak için sanatçı olmak için dürüst olmak lazım. Dürüstsen sanatçı olursun". Bu enerji dolu adamla, her hafta sonu Pazar günleri İstanbul'dan günü birlik gelip Bodrum Marmara Koleji'nde verdiği ritim atölyesi öncesinde buluşuyoruz ve ona müzik hayatını, enerjisinin sırrını ve Bodrum'la ilgili düşüncelerini soruyoruz.
Öncelikle bu fikir nasıl oluştu. Bodrum'da Marmara Koleji'nde böyle bir çalışma yapmak nereden aklınıza geldi? Bu çalışmaların benzerini daha önce İsveç'te yaptım… Nasıl yaptım? Eğitime çok önem veren bir ülke İsveç ve Okay Temiz'i kabullendi; 67 senesinde gittiğimde. Beni bünyesine aldı hemen, ben de ciddi işler yaptığım için girdim. Ana okullarından başlayıp bütün eğitim siste-mine yayma projesiydi, bunu da ben başlattım İsveç'te, -acizane- bir yabancı olarak. Bu tip sistemler, Afrika'da, Hindistan'da vardı, küçük çocuklara ritim öğreterek, dans eğitimi, bale eğitimi, müzik eğitimi vermek uygulanan bir metot idi. Bu tür eğitimler çok küçük yaşlarda başlıyor diğer ülkelerde; 3. dünya ülkesi olmasına rağmen bir kültür yatağıdır Hindistan. Bu yönüyle çok ilerideler diğer ülkelerden. Ancak İsveç gibi endüstrileşmiş bir ülkede yoktu bu tür yöntemler. Ben o dönemler, konserlerde çalıyordum, festivallerde çalıyordum, boşzamanlarımda da hadi dedik yapalım; anaokullarında başladık, sonra spastiklerle oldu. Spastiklerle yaptığım çalışma çok başarılı oldu. Kimse yapmamıştı o güne kadar
26
BODRUM
e ntü
böyle bir çalışma. Yıl 70'lerdi ve bu başarının üzerine İsveç hükümeti kendi programına aldı. O dönem sırf hastalara değil, asistan ve doktorları da eğittim mecburen.
Eğitim ve terapi çalışmalarının dışında atölye çalışmaları nasıl başladı? Atölye çalışmaları ise şöyle başladı. Finlandiya'da yaptım; gittiğim ülkelerde work shoplar yaptım. Yani festivale gidiyoruz, konseri veriyoruz, sonra bir iki gün daha kalıyoruz ve oranın insanları ile bu tür atölye çalışmaları yapmaya başladım. Neticede böyle başladı ve benim hayatıma girdi devam etti bu tip bir paylaşım ve öğretme şekli. Türkiye'ye gelince tabii bundan 7 sene evvel, dedik yapalım; çünkü burada hiç yapılmamış bir hadise bu ve büyük ilgi gördü İstanbul'da.
Şu an halen İstanbul'da devam ediyorsunuz atölye çalışmalarına değil mi? Tabi tabi, atölyemiz var. Bizde sezon içersinde 200 - 250 tane talebe geçiyor elimizden. Afrika ritimleri, Brezilya ritimleri, benim kendi ritimlerim, Türk ritimleri yani Dünya ritimlerini onlara zorlamadan veriyoruz. Sistemimiz gayet basit normal -gerçi normal dedim; Avrupa'ya göre normal- katı bir şey yok, insanları sıkmadan veriyoruz. Stres atmak için geliyorlar başta; tabi İstanbul büyük şehir, sokağın pisliğinden, yaşamın pisliğinden geliyor, 2 saat arınıyor orada insan. Ritim çalarken unutuyorlar bunları, arkadaşlık birliği var, e-mail gruplarımız var. 3-4 kişi evlendi mesela atölyemizden, çocuklarını yaptılar. Çocuklarının genlerine girdi ritimler, ritmik çocuklar doğdu. Refleks açma, takım çalışmasını öğrenme, beyin jimnastiği, arkadaş çevresinin geliştirilmesi gibi bir sürü fonksiyonu var beraber çalmanın.
BULUŞTURUYOR Ritmi de seçme sebebimiz, insanları çok çabuk birleştiriyor olması. Afrika davulları veya darbuka ile insanlar bir anda birleşiyorlar. Flüt gibi keman gibi değil.
Bodrum'da kaç öğrenciniz var? Memnun musunuz bu ilgiden? 12 - 15 arası. 15'i geçmez. Her hafta katılan değişiyor. Gelenler çok memnun. Ama gelmeyenler doğal olarak bilmiyor. Artık bunu da beraber yapacağız. İnsanların eşine dostuna söylemesi ile oluyor. Bodrum biraz dağınık olduğu için duyurusunu yapmak da biraz zor.
Kendiniz de enstrümanlar yapıyorsunuz. Buradaki atölye çalışmasında kendi yaptığınız enstrümanlar da var mı? Yok hayır, burada benim yaptığım hiçbir alet yok. Buraya gelen kimsenin bir şey getirmesine de gerek yok. Bunların tamamını İstanbul'dan getirdik, ancak ilerledikçe kendi davullarını alanlar var. Daha da ilerlediklerinde Afrika davulları getirteceğiz.
Öğrencilerin hepsi amatör herhalde değil mi? Hepsi amatör, daha önce hiç biri çalışmamış, amatör olması, sıfırdan gelmeleri bizim için daha önemli. Ayrıca herkes gelebilir. "Hayır, ben çalamam" diye bir şey yok. Her insanda kulak var, her insanın refleksi var, kimi insanın az gelişmiştir, kimi insanda biraz daha gelişmiştir ama sonuçta hepsi kısa zamanda öğreniyor, telafi oluyorlar.
Sizin kendi yaptığınız çalgılar vardı… Çok var… Bunların hepsi benim İstanbul'daki kendi stüdyomda. Genelde vurmalı, elektronikler ve üflemeliler de var. Öte yandan bu icat tarafımız da var. Sanat okuluna da gittik zamanında, oradan kesmesini biçmesini biliyorum. Sonra araştırıcı tarafım çok. Orijinalini görüyorum ve ille kendim yapmam lazım diyorum ve yapıyorum da.
Bu tip kaç tane enstrüman vardır çaldığınız? Her şeyden ses çıkarırım ben. Elinize ne alırsanız çalmanız lazım bir ritimci olarak. Eğer iyi bir ritimciyseniz her şeyi hemen çalmanız icap eder.
Müzik hayatınız boyunca pek çok ünlü cazcı ile birlikte çalışmalarınız oldu; Kimler bunlar? Ben 23 sene Stockholm'da yaşadım ve bu zaman zarfında Afrikalılarla çok çalıştım. En iyileriyle çalıştım. En meşhurlarıyla çalıştım. Dollar Brand var; piyanist. Afrika'nın en iyi piyanisti. Johnny Diani vardı,
Temiz manyak, acayip şeyler yapıyor" diyorlar. Acayip sizsiniz çünkü doğru şeyi bilmiyorsunuz, bütün bu plak şirketlerinin yaptığı yanlış politikalar ile kültürü kaybediyor insanlar. Alternatifleri konuşmadılar, yazmadılar, tenkitler yapılmadı, konserler tenkit edilmedi. Hep paparaz-ziden girdiler, her şeyi skandala döndürdüler gazetelerin baş sayfalarına taşındı bu son derece lüzumsuz haberler. O yüzden çok zor ülkedeki kaliteyi, yaşam şeklini düzeltmek. İdealist olmak çok zor; sonuçta İsveç hükümeti yardım etti de kaldık İsveç'te. 28 sene İskandinavya hayatım var. Buraya geldik bir şeyler yapalım diye çok zor gidiyor. Tek taraflı ancak kendin yapacaksın, kimse yardım etmiyor, hükümet yardım etmiyor. İstediğimiz kadar bağıralım Kültür Bakanlığı’ndan bir temsilci çağırmadı bizi yahut "Gel yardım et, biz ne yapalım Okay Temiz, bu kadar tecrüben var" demediler. Hiçbir okul çağırmadı, tecrübelerimden Dünya Ritim Gününü biraz açabilir misiniz? İstediğimiz yararlanmak istemedi. Caz çalıyorum diye 11 Şubat'ta; benim doğum günüme rastlıyor, atıldım ben konservatuardan, gittim hoca kadar bağıralım Dünya Ritim Günü yapalım dedik. İster kabul oldum sonra. Selanik'e gittim ders veriyorum etsinler ister etmesinler, İngiltere kabul etti, Kültür Bakanlığı’ndan bir Atina'da konservatuarda, tecrübelerimi İsveç kabul etti… Türkiye'de de 11 Şubat'ta anlatıyorum bilgilerimi anlatıyorum. temsilci çağırmadı bizi konserler olacak. Cemal Reşit Rey'de Sadece müzik bölümü değil tüm okul yapacağız. Bu 5 senedir devam ediyor yahut “Gel yardım et, biz ne geliyor dinlemeye, ağzımdan çıkan her zaten. Afrika'nın en iyi davul çalan kelimeyi kapmaya çalışıyorlar. Onlar için yapalım Okay Temiz, bu kadar "Cembe" çalan, -cembe dediğimiz, bu büyük olay. İlgisizlik var burada sanki Afrika davulu, kütükleri kesip üstüne keçi tecrüben var” demediler. sisteme karşıymışım gibi çekememe var derisi gerdikleri- müzisyenleri gelecek. burada kıskançlık var. Kabullenememe Caz çalıyorum diye attılar Onun en iyi ustalarından 2 kişi var zaten, var, burada yalnız benim için değil birçok biri öldü, diğeri Adame Dramme, sonra beni konservatuardan, gitarkadaşım var benim Avrupa'da, dünyada Hindistan'dan Trilok Gurtu var. Francoise diye isim olmuş ama kimse bir şey yapamıyor, tim hoca oldum sonra. bir bayan var, Fransız tamburin ustası, yapmamaları isteniyor. elektronik tef çalıyor. Bulgarlar var, bizim çingeneler var, Alman saksafoncu var, neyzenler Biraz ritim kurslarından bahsedelim isterseniz var. Her sene 11 Şubat'ta veriyoruz bu konseri Evet, Pazar günleri İstanbul'dan uçakla geliyorum, değişik yerlerde. Bu sene İstanbul Belediyesi sağ olsun, öğlen 15:00 gibi başlıyoruz kurslara. Akşam da dönüyorum Cemal Reşit Rey'i verdi. Garanti Bankası'ndan da sponsorluk İstanbul'a. Tabi bu yorucu oluyor, bu nedenle Bodrum'a yerleşmeyi aldık. de planlıyorum. Dünyanın neresinde olursa olsun, havaalanı olsun, internetim olsun başka bir şey istemem, bir de hava temiz olsun Yetiştirdiğiniz öğrencilerden daha sonra sizinle çalışacak kadar iyi tabi… müzisyenler çıktı mı?
basçı, Güney Afrikalı, beraber bir grubumuz vardı; Mongezi Feza trompetçi, yine Güney Afrikalı; İngiltere'de yaşıyordu vefat etti, beyaz Güney Afrikalı Chris McGregor; Dudu Pukwana… Güney Afrikalılarla birçok kez temas ettik. Çünkü Güney Afrikalılar daha cazcı çıktı, Afrika kıtasından. Kuzey Afrika'dan pek çıkmadı. Batıdan çıkmadı, ortalardan hiç çıkmadı. Güney Afrika'da o altın madenin bulunduğu bölgede, Johannesbourg ve onun hizası bölgede, oradaki beyazların da yaşam şekli bu herhalde; caz müziğini ve vokal müziğini -ki vokal müziği çok önemli bu bölgede, Güney Afrika yerlilerinin müziği zaten vokal üzerine. Yani etnik vokal, ritüel olarak çok güzel- hep bu bölgeye mahsus ve çıkan müzisyenler de o ölçüde iyi cazcı. Halen Dünya Ritim Gününde birlikte çalıyoruz.
Yetiştirdiğim birkaç öğrenci var şimdi atölyede asistan olarak çalışıyorlar. Gelip öğrenip de piyasa kaçanlar da var. Biz öğle piyasa kaçsınlar istemiyoruz. Bu tehlikeli bir şey. Tamam para kazansınlar da, öğretmen olarak para kazansınlar. Benden öğrenmişlerse, bunu gidip birilerine öğretsinler istiyoruz. Gidip bir şarkıcının arkasında çalmaya başlıyorlar. Türkiye'nin hali bu.
Benim annem babamın mezarları burada. Onlar tesadüfen burada vefat ettiler. Kız kardeşim Ayşe, Bodrum müzesinde arkeologluk yaptı. Şimdi Amerika'da ama burada olduğu için biz de burada kaldık birkaç sene.
Türkiye'deki müzik sistemi şu an nasıl işliyor?
Bir Bodrum tutkunluğu var mı sizde de?
Fırçayı eline alan, iki sopayı eline alan adam davulcuyum, sanatçıyım diye geçiniyor. Bu diğer ülkelerde de var ama bizde almış götürmüş hadise. Bunun acısını çekiyor gençlik. Hiç iyi görmüyorum ben. Mücadele edeceğiz, kendimizi tanıtabilmek için mücadele veriyoruz ama kabul görmüyor. Tanıyorlar ama ne diyorlar, "Okay
Bodrum'a gelelim isterseniz. İlginiz nedir Bodrum'a?
Yok, tam öyle bir tutkunluk denemez. Ama sakin bir yer, ben büyük şehir sevmiyorum. İstanbul'dan nefret etmeye başladım. Artık hiç sevmiyorum, kaos, karmakarışık, aynı şekilde Londra'yı da sevmem. Kafayı dinleyip bir şeyler yapmak istiyorsan Bodrum gibi bir yere kaçman lazım ama ritim kurslarının da burada olması, tercih nedeni
Okay Temiz hakkında ilginç bilgiler; Oriental Wind, bugüne kadar 2300 konser verdi; 300 civarında festivale katıldı ve 8 plak kaydetti. Tüm grupları ile birlikte Avrupa, Amerika ve Hindistan'da yaklaşık 3300 konser verdi ve 350 festivale katıldı. Bugüne kadar yurtiçi ve yurtdışından çeşitli sanatçılarla birlikte 60'ın üzerinde albüme imza attı. Halen kendi kurduğu 8 ayrı grubun isimleri şöyle; Oriental Wind, Magnetic Band, Black Sea Orchestra, Mehteran Ve Okay Temız, Okay Temız - The Zurna Project, Balkan Art, The Three Master, Inter - Balkan Word Musıc Orchestra Fis Fis Tziganes adlı albümü Fransa'da 3000 albüm içinde ilk 3 sıraya girdi. (1991) Kendi el yapımı olan bakır davullar, "Elektrikli Sihirli Piramidi", deve ve koyun çanlarından yaptığı "Artemiz" isimli metal aleti de içeren geniş bir etnik ve elektronik çalgılar
28 BODRUM e ntü
TOPLUM & YAŞAM
KILIÇ ŞİRKETLER GRUBU 15. YILINI PERSONELİ İLE KUTLADI...
B
odrum Diamond of Bodrum Otelinde düzenlenen personel yemeğinde Kılıç Şirketler Grubu bünyesinde çalışan 650 personel buluştu. Personel dayanışma yemeğinin Kılıç şirketinin kuruluşunun onbeşinci yılına rastlaması nedeniyle Şirket Personeli Orhan Kılıç’a bir sürpriz hazırladı. Üzerinde Kılıç Şirketlerinin logosu bulunan büyük bir pasta yaptıran Kılıç Şirketleri Personeli Orhan Kılıç’ı duygulandırdı. Orhan Kılıç sürpriz pastayı şirket personelinden Taner Ciğer ile birlikte kesti. Şirket çalışanlarının motivasyonunu sağlamak amacıyla düzenlenen gecede bir konuşma yapan Orhan Kılıç, Kılıç şirketlerinin Balık üretimi dışında İnşaat ve Turizm sektöründe de önemli çalışmaları olduğunu anlattı. Sürekli büyüme yaparak Türkiye Ekonomisine katkı sağlamayı amaçlıyoruz diyen Orhan Kılıç, Avrupa Birliğine Balık üretimi konusunda bazı departmanlarda liderliği yakaladıklarını ve tüm başarılarında şirket çalışanları ile birlikte dayanışma içinde olmanın büyük payı olduğunu anlatarak “Çalışan arkadaşlarımıza önem veriyorum ve gurur duyuyorum, onlarla birlikte büyümeyi hedefliyorum” dedi. Zeki Özkeskin
BELEDİYE PERSONELİNİN MUTLU GÜNÜ
T
urgutreis Belediyesi Basın ve Halkla İlişkiler Servisi çalışanı Ömür Karakaş, bir yıl önce tanıştığı Eczacı Seval Tavşanlar ile hayatını birleştirdi. Karakaş çiftini bu mutlu gününde, Turgutreis Belediyesi Basın Halkla İlişkiler Servisi çalışanları yalnız bırakmadı.
KARIA ROTARY 5. YILINI KUTLADI
K
aria Rotary Kulübü Bodrum Dedeman Resort otelinin mükemmel ev sahipliğinde 5 nci yılını coşkuyla kutladı. Otel genel müdürü Semih Gönç'ün sürpriz kokteyli ile başlayan gece daha sonra yemekle devam etti. Yemekten önce bir konuşma yapan Kulüp başkanı Galip Gür "2001 yılında kurulan kulübümüz 5 yıl içersinde bir çok başarılı projeye imza atmıştır. Bu başarılarımızı geçmiş dönem başkanlarımıza ve canla başla çalışan kulüp üyelerimize borçluyuz. Kulübümüz şu anda 14 ü bayan olmak üzere 29 aktif ve dinamik üyeye sahip, bundan sonraki çalışmalarımızda hızla devam edecek " dedi.
GÖRME ENGELLİLERİ HAYATLARINI BİRLEŞTİRDİ...
G
örme engelli olan Abidin Kılıç ile Nurdan Yücel hayatlarını birleştirerek dünya evine girdiler. Engelli çifti bu mutlu gününde yakın çevresi yalnız bırakmazken, düğün töreninde duygulu anlar yaşandı. Ankara Görme Engelli Rehabilitasyon Merkezi’nde tedavi olurken tanışan çift, kısa sürede birbirlerine aşık oldular. Turgutreis Alis Cafe’de Turgutreis Gönüllüleri derneği ile Gönüllü Sporcu hanımların destekleriyle düzenlenen düğün töreni ile evlenen 43 yaşındaki Abidin Kılıç ile 38 yaşındaki Nurdan Yücel herkese örnek oldular. Evlendikten sonra Turgutreis’te yaşayacaklarını belirten Abidin Kılıç “ Birbirimizi çok seviyoruz, birbirimizi görmesek de hayatımızın sonuna kadar beraber yaşayacağız. Aşkımız diğer engelli arkadaşlarımıza da örnek olacak. Başta Turgutreis Gönüllüleri Derneği olmak üzere bize destek olan herkese teşekkür ediyoruz” dedi.
30 BODRUM e ntü
BODRUM KOS DOSTLUK GECESİ
B
odrum Kos Dostluk Kültür ve Dayanışma Derneği, “Bodrum Kos Dostluk Gecesi” düzenledi. Bodrum Salmakis Otel’de düzenlenen geceye aralarında Bodrum Kaymakamı Abdullah Kalkan, Ortaken-Yahşi Belediye Başkanı Mehmet Kocadon ve Yunanistan’ın Kos Adası’ndan gelen davetlilerinde olduğu yaklaşık 150 kişi katıldı. Bodrum Kos Dostluk Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Güler Birol, dernek yararına düzenlenen gecede yaptığı konuşmada, dernek olarak eğitim durumu iyi, ihtiyaç sahibi çocuklara dernek gelirlerinden kaynak aktardıklarını belirterek, 2006-2007 eğitim öğretim yılında 12 öğrenciye burs vermeye başladıklarını söyledi.
OASİS GÖRÜLMEYE DEĞER YİNE IŞIL IŞIL, YİNE PIRIL PIRIL
MEHMET TOSUN TÜRKİYE’NİN EN İYİ 4. BELEDİYE BAŞKANI ÇAĞDAŞ YAŞAMI DESTEKLEME DERNEĞİ’NİN 10. GELENEKSEL YILBAŞI ŞENLİĞİ OASİS’TE
Ç
ağdaş Yaşamı Destekleme Derneği tarafından bu yıl 10.’su düzenlenen “Yılbaşı Şenliği” OASİS Alışveriş Merkezi’nde gerçekleştirildi. 16-20 Aralık tarihlerinde arasında gerçekleşen, geliri çağdaş eğitime destek amacıyla düzenlenen şenlikte; El Sanatları, hediyelik eşya, tombala, müzik, yiyecekiçecek satışları, eğlence, çocuk programı ve özel sürprizler yer aldı. OASİS Alışveriş, Kültür ve Eğlence Merkezi yeni yıla bu defa da olağanüstü güzelliklerle hazırlandı. Öyle anlaşılıyorki “En iyi süslenmiş İş Merkezi” ödülünü bu yılda kimseye bırakmayacak. OASİS’in bu farklı ortamında mutlaka bulunmak lazım.
B
M
ahalli İdarelere Hizmet Derneği’nin düzenlediği“ yılın başarılı belediye başkanı” oylaması sonucunda Konacık Belediye Başkanı Mehmet Tosun, Türkiye genelinde en başarılı 4. belde belediye başkanı seçildi. Yaptığı başarılı çalışmalarla taraflı tarafsız herkesin takdir ettiği Konacık Belediye Başkanı Mehmet Tosun, Türkiye genelinde 32 başarılı belediye başkanının seçildiği oylama sonucunda Bodrum ve Muğla’dan seçilen tek Belediye Başkanı oldu.
odrum’da yılbaşı kutlamaları erken başladı. Ünlülerin avukatlığını yapan ve Bodrum’da gerçekleştirdiği partilerle tanınan Avukat Mine Howie Bodrum’da Roman gecesi düzenledi. Bodrum Açıkdeniz Yelken Kulübü’nün Viskomodoru Mine Howie’nin, yılbaşı partisi şeklinde “Joy Club”da düzenlediği “Roman Gecesi” renkli görüntülere sahne oldu. Geceye Roman kıyafetleriyle gelen çok sayıda davetli, Roman müzikleri eşliğinde şarkılar söyleyerek dans ettiler. Roman kostümü giymeden geceye gelenler kapıdan geri çevrilerek içeriye alınmadılar. Dansözün ve Roman müzisyenlerin dansları ve müzikleriyle renk kattığı gecede “En Roman Erkek”, “En Roman Kadın” ve “En Roman Dansçı” yarışması yapıldı. Mine Howie, gazetecilere yaptığı açıklamada 12 yıldan beri Bodrum’da yılda iki kez parti düzenlediğini söyledi. Bu partilerden birinin yılbaşı partisi, diğerinin “Beyaz Gece” olduğunu belirten Mine Howie, “Bu gecede dostlarımızla bir araya gelerek yılbaşını erken kutluyoruz. Geceye katılan tüm dostlarıma teşekkür ediyorum” dedi.
BODRUM YENİYILI ROMAN GECESİ İLE KARŞILADI
İÇİMİZDEN BİRİ söyleşi / fotoğraf: YİĞİT UYGUR
Turizmin henüz gelmediği yıllarda, Bodrumlunun gelir kaynağı denizdendi. Çiftçilik ilk önceleri, daha çok iç pazarda değer bulan bir meslek olmasına karşın Marshall yardımıyla başlayan mandalina yetiştiriciliği, köylünün yüzünü güldürmüştü. Bir de tabi süngercilik ve balıkçılık, Bodrumlunun kuşaklardan beri değişmez mesleği idi. O yıllardaki iptidai koşullar nedeniyle şehirler de çok kolay gidilesi yerler değildi. Düğünler de, buna paralel tamamen Bodrumlunun kendi imkanlarıyla, el birliğiyle yapılırdı. Buna rağmen şimdiki gibi 3 gün değil, tam bir hafta sürerdi. Keşkekler, kenkerli nohutlar, lokum pilavları yapılır, dolmalar sarılır, börekler açılır, helvalar pişirilirdi. Erkek evinden kız evine gidecek hediyeler sandığa konulur, büyük çanlarla süslenmiş develerin sırtında köy meydanından geçilirdi. Bu çan sesini duyanlar düğünün başladığını öğrenir, düğün derneğin yapıldığı meydana gelirdi. Şimdilerde nadir olmakla birlikte eskiden kemancı bir erkeğin yanında tef, darbuka
GERİŞ’İN KEMANCISI
AŞIK MUSTAFA veya dümbelek çalan bir kadın olurdu. Bunların yerini bugün köylünün "Caz" dediği gruplar aldı. Kızların oyununda "İnce" denilen sazlar, erkeklerin oyununda kalınlaşır ve zeybek havalarına dönerdi.
Ancak yerel müzisyenler aynı iptidailikle kendi çalgılarını da kendileri yaparlardı. Çok eski değil, daha bundan 30 - 40 yıl öncesinde kendi kemanını nasıl yaptığını anlatan Gerişli Aşık Mustafa, ilk kemanını Hurma dalı ve "Körek" denilen bir bitkinin dallarına bağladığı tellerle yaptığını anlatıyor.
Aşık Mustafa, Yalıkavak'ın Geriş köyünde yaşıyor. Bu gün 55 yaşında, tek kızını evlendirmiş, karısıyla tarlaya bahçeye gidiyor ama en büyük merakı Kemanı… Daha ilkokula gittiği yıllarda, babası onu tarlaya götürürmüş ama o kaçar kendi yaptığı kemanının başına geçermiş. Bugün 200 civarında parça çalabilen Aşık Mustafa (Gökseki), duyduğum her melodiyi çalarım diyor. Sözlü parça fazla bilmem demesine rağmen, sesi kemanıyla öyle bütünleşmiş ki, Aşık Mustafa'nın, dinlerken farklı bir dünyaya götürüyor insanı.
Eskiden kemancılar vardı, düğünlerde çalarlardı. Onlardan gördüm. Onların çaldığı kemanlara baka baka başladım yapmaya, sonra da çalmaya…
Geriş'in meydanında kahvede oturuyoruz. Aylardan Aralık, hava güzel; gökyüzü kapalı ama yağmur yok. Köy muhtarı Ramazan Kayacan'la kahvelerimizi içerken, Aşık Mustafa'yı da kahveye davet ediyoruz. Artık tek tük kalan yerel müzisyenlerin dağarcından geleceğe, geçmiş kültürlerimizden ne koparsak kar diyoruz. Sohbet başlıyor;
Müziğe bu tutku nasıl başladı? Hangi koşullarda müzisyen oldunuz? Küçük yaşta başladım. Çocuktum. Evvela körekten, Hurma dalından yaptım kemanımı. İçini oydum, aynı keman şekline getirdim.
32 BODRUM e ntü
Eskiden bizim zamanımızda kadınlar eğlence yapardı. Kadınlar eskiden içinde hamur yoğurduğumuz leğenleri çalarlardı, ben de keman çalardım. Sonradan dümbelek çıktı. Keman bulamıyordunuz o yıllarda, kabaktan yapmıştım bir keman sonra işte körekten yaptım. Olin tenekeleri vardı, körekleri çivilerdik. Öyle öyle başladık. Şimdi kendi kemanım var.
Şimdi yap deseler yine tenekeden yapar mısınız? Yaparım. Güzel olur cümbüş gibi.
İlk kemanınızı nasıl aldınız? Çok meraklıydım, küçük yaşta merak ettim, babama dedim, "Bana keman alacaksın", o da aldı sağolsun. O zamanın parasıyla 150 liraydı. Çok ekmeğini yedim o kemanın, daha askere falan gitmemiştim, bekardım. Sonra onu bizim buralarda birine hediye olarak verdim. Daha sonra bir tane Turgutreis'ten aldım. O zamanın parasıyla 4 bin liraya almıştım. Şimdi onu kullanıyorum işte.
Nerelere gidiyorsunuz düğüne, yakın çevreye mi? Yalıkavak'a gideriz, Gerişaltı'ndan çağırırlar, Çimentepe'den çağırırlar.
Siz kız düğününde çalıyorsunuz? Evet, kız düğününde.
Davul - zurna nereden gelir? Onlar Ortakent'ten, Milas'tan geliyor.
Neden kız düğününde çalıyorsunuz? Çalgılar öyle, kız evinde ufak çalgılar olur, "İnce" denir. Davul zurna gelene kadar biz çalarız. İdare ederiz kendi aramızda. Adet bu yani.
Peki, kız düğününde ne tür çalgılar oluyor? Bir dümbelekle, keman olur. Sonra esas çalgıcılar gelir. Biz kenara çekiliriz.
Ne kazanıyorsunuz bir düğünden? 150 - 200 milyon kazanıyoruz. Evvelsi sene Çanakkale'ye gittim gelin almaya. Oradan geldik, Aydın'ın köyüne gittik. Kendi aramızda gelin alma yaptık. Sonra Yatağan'nın madenler köyüne gittim.
Eski düğünler nasıl oluyordu, kaç gün sürüyordu?
Aşık Mustafa 80’li yıllarda bir düğünde kemanını çalarken.
Bir hafta sürerdi. Perşembe akşamı başlardı, sonraki Perşembe biterdi. Biz Perşembe başlar, Salı bitirirdik. Esas çalgılar gelirdi, biz bırakırdık. Eski düğünler kalmadı şimdi artık.
Var mı başka sizin gibi müzisyen? Yok, bizim burada yok, Yalıkavak'ta bir kişi var. İbrahim. Kırık İbrahim derler, sadece o var. Bir tane daha var, Küdür'de duruyor ama onun kulakları duymuyor galiba. Bir de Kemancı Salih vardı. Okay Temiz bulmuştu onu ama öldü o. Yurt dışına gitti Salih, çok iyi çalardı ama öldü.
Notayla mı çalıyorsunuz, kulaktan mı? Yok, kulaktan, nota bilmem, kulaktan çalıyoruz.
Neler çalıyorsunuz? Bodrum havalarından, Yörük Ali, Çökertme havaları, oyun havaları… Bu köyde 4 kişiydik, 3'ü çok iyi çalardı. Sonra bıraktılar, bir ben kaldım. Gündüzden başlardık, bir toplanırdık, oyuncak kemanlar, kendi yaptığımız kemanlar, gece 1'e - 2'ye kadar çalardık. Kendimiz parçalar yapardık.
Kemandan başka geliriniz var mı? Zeytin topluyoruz, marul ekiyoruz, fasulye filan; çiftçilik yapıyoruz. Bahçemiz var, ekip biçiyoruz. Aşık Mustafa, son zamanlarda gelişen teknolojiyle, artık düğün derneklerde çalan müzisyenlere ayak uyduramadığını söylüyor. Bir zamanlar her düğüne çağrılan Kemancılar, artık yılda bir iki kez düğünlere çağırılıyorlar. Bunun nedeni ise değişen adetler, ekonomik sebepler ve belki de bir müzisyenle bütün çalgıların sesini verebilen müzik aletleri. Kültür ve değerlerimizden bir sayfanın daha koparıldığını üzülerek izliyoruz ama önüne geçmek ne kadar imkan
Aşık Mustafa asker. (Ortada)
?
Neden yıllardır BODRUM AJANS İŞ REHBERİ Bodrum Ajans Yayın Grubu’nun bir ürünü olan BODRUM İŞ REHBERİ, şu günlerde 11. yılına hazırlanıyor. Onunla yıllar öncesinden tanışmış, reklamları ile sayfalarında yer almış olan firmaların pek çoğu yıllardır yerlerini koruyor, bazıları kendilerine birden fazla yer istiyor ya da tanıtım alanlarını büyütüyor. Biz de bunun nedenlerini, BODRUM AJANS İŞ REHBERİ’ne yaklaşımlarını, görüşlerini sizlerle paylaşmak için rasgele bazı firma sahipleri ile görüştük.
Her kesime hitap etmesi, ciddi çalışması ve sürekliliği ile firmamızın bu günlere gelmesine Bodrum İş Rehberi'nde bulunmamızın büyük bir etkisi olduğu kanaatindeyiz.
Firmamız yayın hayatına başladığından beri Bodrum Ajans İş Rehberi'nde yer almıştır. Her kesime hitap etmesi, ciddi çalışması ve sürekliliği ile firmamızın bu günlere gelmesine Bodrum İş Rehberi'nde bulunmamızın büyük bir etkisi olduğu kanaatindeyiz. Bu sebepten büyük kitlelere hitap eden tüm firmaların Bodrum İş Rehberi'nde yer almalarını ve desteklemelerini tavsiye ederiz. Bodrum'da ulaşmak hemen her adresi Bodrum İş Rehberi'nde bulmamız mümkün olduğundan bu kaynağı her zaman elimizin altında bulundurmaktayız. Bodrum İş Rehberi'ni hazırlayan, düzenleyen ve bizlere ulaştıran herkese sonsuz teşekkürler. Bodrum Rent A Car
Bodrum'a ilk geldiğim yıllarda nasıl oldu bilemiyorum ama Bodrum İş Rehberi'ni edinme şansına sahip oldum. Şans diyorum çünkü bu rehber neredeyse yabancı bir ülkedeymişim gibi yaşadığım zorlukları kolayca aşabilmemde bana çok yardımcı olmuştur. Bugün artık 10 senedir. Bodrum'luyum hala evimde telefonun olduğu her yerden, iş yerimde ve arabamda İş Rehberi mevcuttur. Bodrum'da yapılmış en iyi şeylerden biri olan rehberin hayatımızda her zaman var olmasını diliyorum. Esra Erol / Kurşuni
Bodrum İş Rehberi ciddi vizyon anlayışıyla Bodrum yerel basında çok önemli bir boyut kazandırarak büyük bir açığı kapatmıştır. Tüm kuruluşlar için kendini doğru yansıtabilmek hayatidir. Güncelleşmiş adres telefondan yapılan işin niteliğini açık ve anlaşılır olabilmesi, daha da önemlisi bu denli geniş kapsamlı bir rehberde herkes için çok kolaylıkla istenen yere ulaşabilmesi. Bodrum iş Rehberi bu noktada gerek yılların deneyimini akıl ve bilgiye birleştirerek, çağdaş bir rehberin nasıl olması gerektiğini, yaptığı işle bizlere sunuyor. Jazz Now Sanat Merkezi'nin sahibi olarak bu rehberde yer alarak büyük bir güven salıyor bana. Mehmet Demirtaşcı / Jazz Now
34 BODRUM e ntü
Bodrum Ajans İş Rehberi’nde yer almamızın en önemli sebebebi geri dönüşümünün mümkün olması. Ayrıcalıklı tanınma imkanının verilmesi, işlerini ticari görmemelerini hissettirmeleri bizi Bodrum Ajans'a
bağladı. Bodrum Ajans İş Rehberini seçmemin en büyük sebeplerinden biri geri dönüşümünün mümkün olması. Ayrıcalıklı tanınma imkanının verilmesi, işlerini ticari görmemelerini hissettirmeleri bizi Bodrum Ajans'a bağladı. Ayrıca çalışanları ile kendimizi aile ortamında hissediyoruz. Emlak bölümüyle ilgili konularla da birbirimize yardımcı oluyoruz. Ve nice senelere Bodrum Ajans diyoruz.
Aradığımız her sektörü rahatlıkla bulabildiğimiz ve sürekli kendisini yenileyen, geliştiren Bodrum Ajans İş Rehberi Bodrum’da kaktagorisinde birinci sırada yer almaktadır. Halikarnas Matbaası olarak 6 yıldır Bodrum’da faaliyetimizi sürdürmekteyiz. 2000 yılından bu yana, tabiri caiz ise “Bodrum Ajans İş Rehberi” bizim elimiz ayağımız olmuştur. Aradığımız her sektörü rahatlıkla bulabildiğimiz ve sürekli kendisini yenileyen, geliştiren bu yayın Bodrum’da katagorisinde birinci sırada yer almaktadır. Bu yıl 11. sayısını hazırlayan Bodrum Ajans’a Bodrum Ajans İş Rehberi’ni Bodrum İş Dünyasına kazandırdığı için çok teşekkür ediyor, elinize sağlık diyoruz. Halikarnas Matbaacılık Ltd. Şti. / Meryem Ocakoğlu
Bodrum Ajans İş Rehberi, Bodrum için alternatifsiz İş Rehberi. Yıllardır Bodrum Ajans İş Rehberi’nde yer almaktayım. Çünkü müşterilerim beni Bodrum Ajans İş Rehberi’nden tanıyıp buldukları ve aradığım iş yerini doğru olarak Bodrum Ajans İş Rehberi’nden bulduğum için. Bana göre, Bodrum Ajans İş Rehberi, Bodrum için alternatifsiz tek iş rehberi Naturel Güzellik / Fadime Sezer
317 10 90’ı arayın
Bodrum Ajans İş Rehberi’nde yer almamızın en önemli sebeplerinin başında Bodrum Ajans’ın profesyonelce çalışması ve kurumsal bir firma olması gelmektedir. “Bodrum Mutfak Mobilya şirketi olarak 11 yıldır Bodrum'da faaliyet gösteren kuruluşuz. İlk kuruluşumuzdan bu yana Bodrum Ajans ailesine dahil olduk. Hatta uzun yıllardır Bodrum Bülten'in de Konacık'ta dağıtım noktalarından biriyiz. Bizim uzun senelerdir hep Bodrum Ajans İş Rehberi'nde yer almamızın en önemli sebeplerinin başında Bodrum Ajans'ın profesyonelce çalışması ve kurumsal bir firma olması gelmektedir. Bizler de çalışmalarını kutlar başarılarının hep yükselerek devam etmesini arzu ederiz. Bodrum İş Rehberi'nde daima en baş sıralarda yer almaktayız. Çünkü bu yayın her yıl güncellenen, kendini yenileyen ve en az hatayla bizlerle buluşan, alternatifi az olan bir yayındır. Bodrum Ajans İş Rehberi her zaman kalitesini korudu ve büyüdü, biz de bu kaliteli büyümeye her zaman destek vereceğiz. Bodrum Mutfak Mobilya / Mustafa GÜNERİ
Tanıtımınızın bu rehberle tüm Bodrum’a iletileceğine emin olun. 10 yıldan beri Bodrum’da ticaret yapıyorum. Şunu söyleyebilirim ki Bodrum’da iş, ticaret yapmak istiyorsanız mutlaka Bodrum Ajans Rehberi’nde yer alacaksınız. Tanıtımınızın bu rehberle tüm Bodrum’a iletileceğine emin olun. 10 yıldır ticari hayatımda bana güç veren Bodrum Ajans İş Rehberi’ne teşekkürler. Ece Kurutemizleme ve çamaşırhane / Emel Akın
İstikrarlı ve güvenilir bir firma Neden yıllardır Bodrum Ajans İş Rehberi sorusunu şöyle sıralayabilirim; - İstirkrarlı ve güvenilir bir firma, - Kullanımı rahat bir rehber, - Çileli bir çalışma, - Makul fiyatlar ve bu nedenlerden ötürü de yıllardır süren iş birliği. Üçler Yangın Söndürme / İbrahim Serdar Bilir
hemen yerinizi alın...
BİR ZAMANLAR
Gazeteci ve Şair Ecevit
H
ayli uzun süren bir rahatsızlık sonucu, kasım ayı içinde kaybetmiş olduğumuz büyük devlet adamı Sayın Bülent Ecevit hakkında; bu arada, başta günlük gazeteler ve haftalık dergiler olmak üzere pek çok şey yazıldı. Ayrıca televizyon kanallarının da büyük çoğunluğu O'nun için değişik prog-ramlar hazırladılar ve izleyicilerine sundular. Gerek yazılı basın, gerekse görsel yayın organları büyük bir çoğunlukla, O'nun önce bir insan olarak ve sonra da bir devlet adamı olarak taşıdığı üstün meziyetleri ile; gerçekten ülkemiz için büyük bir kayıp sayılması gereken bu olağanüstü olumlu niteliklerle donanmış kişiyi, değerleriyle orantılı bir şe-kilde andılar, anlattılar ve O'nu tanımayanlara da tanıyabilmeleri için yardımcı oldular. Devlet töreni ile kaldırılan cenazesi, bir kısmı ülkemizin en uzak köşelerinden gelmiş yüz binlerce insanın (manen de olsa) omuzları üzerinde "ebedî tevdi edildi. Ulu Tanrı rahmetini üzerinden eksik içinde yatsın…
ve sınıfımızdaki üç Bülent'ten ikisinin bizler olduğumuz anlaşılınca her ikimiz de bundan büyük bir mutluluk duymuştuk. Otuz küsur yıl sonra bir ilkokul arkadaşıyla karşılaşmak bir başka ve kolay anlatılamayacak bir mutluluk vermiş olmalıydı bizlere.
BÜLENT AKKURT
Sonraki yıllarda ve hele ben Ankara'dan ayrılarak İstanbul'a döndükten sonra; Sayın Ecevit'de politikada ağır yükümlülükler üstlenince doğal olarak eskisi kadar da birbirimizi göremez Şükriye hocanımın olmuştuk. Sanıyorum 1975-76 yılı gibi; Güner Sümer, sınıfında okuduğumuz rejisini yapacağı Kıbrıs üstüne çekilecek uzun ve sınıfımızdaki üç metrajlı bir film için yardım istedi. Kalktık Ankara'ya Bülent'ten ikisinin bizler gittik. Değerli gazeteci dost Orhan Birgit o sıralar olduğumuz anlaşılınca Turizm Bakanı idi. Kendisiyle haberleştik. Sağolsun her ikimiz de bundan bizlere bir randevu temin etti. Filmin yapımcısı, rahbüyük bir mutluluk metli Güner ve ben Meclis'te Sayın Ecevit'le duymuştuk. görüşmeye gittik. Uzun bir sohbet oldu. Gerek Ecevit, gerekse Birgit her ikisi de "elimizden gelen yardımı yapmaya hazırız" dedi-ler. Teşekkür ettik ve İstanbul'a istirahatgâhı"na döndük. Bu O'nunla karşılıklı son görüşmemiz oldu. etmesin ve nur
Bu arada; nedense, Sayın Ecevit'e, karşı düşünceler taşıyan birtakım yayın organları ile yazarlar; kaybettiğimiz bu büyük değerin arkasından elli küsur yıllık politikacılığı döneminde gösterdiği çok üstün başarıları görmezden gelerek, bu uzun hem de çok uzun süre içinde yapmış olduğu ufak-tefek bir kısım yanlışları ortaya sürmeye ve bir marifetmiş gibi sergilemeye çalıştılar. Bu utanmazlar için söylenecek fazlaca bir şey olduğunu sanmıyorum. Belki bir gün utanmayı öğrenirler. Biz onunla gazetecilik yaptığımız dönemlerde tanışmıştık. İlerleyen yıllarda ise; Ankara Sanat Tiyatrosu döneminde daha sık görüşme şansımız oldu. Sanıyorum 1967 yılında daha Bahçelievler'de oturdukları günlerde bir akşam çayı için konukları olduğum sırada; Sayın Rahşan ve Bülent Ecevit ile şiir ve tiyatro üstüne ağırlıklı olarak sürdürülen sohbet esnasında; her ikimizin de 1341 yani 1925 doğumlu olduğumuz anlaşılınca ve hemen arkasından ilkokul dördüncü sınıfı 1934-35 döneminde, Yüksel Caddesi üzerindeki Mimar Kemal İlkokulu'nda Şükriye hocanımın sınıfında okuduğumuz
ELELE BÜYÜTTÜK SEVGİYİ birlikte öğrendik seninle / avucumuzda yüreği çarpan / kuşa sevgiyi elele duyduk kumsalda denizin / milyon yılda yonttuğu / taşa sevgiyi tırtılları tanıdık seninle baharda / tırtılken daha sevmeyi öğrendik / sevgiden üreyen kelebeği toprağı evimiz gibi sevdik seninle / birlikte sevdik kuru toprakta / ev küren köstebeği köstebeğinden toprağına taşına / tırtılından kelebeğine kuşuna / elele sevdik bu dünyayı acısıyla sevinciyle sevdik / yazıyla kışıyla sevdik / köy-köy ülke-ülke gökler gibi sardı dünyayı / yağmur gibi sızdı dünyaya / dünya kadar oldu sevgimiz elele büyütüp elele derdik / elele derip insanlara verdik / verdikçe çoğalan sevgimizi
32
BODRUM
e ntü
Sayın Ecevit'in şair yanı, nedense her zaman beni politikacı yanından daha çok etkilemiştir. Kuşkusuz bunda; O'nun çok iyi bir şair ve duygu yüklü bir insan oluşu ile benim de şiire karşı büyük düşkünlüğüm rol oynamış olmalıdır. Bu nedenle ben bu yazımda O'nun kültürü, görgüsü, bilgisi, tevazuu ile birlikte Türk şiirine kazandırmış olduğu onurdan söz etmek ve pek fazla derine inmeden; hepsi birbirinden güzel şiirlerinden, dergimin bana ayırabildiği yere sığabilecek kadar birkaç örnek sunmak istiyorum. Ancak daha önce dikkatinizi çekmek istediğim bir şey var. Sayın Ecevit şiirlerinde nokta, noktalı virgül ve virgül kullanmazdı. Bu konuda şöyle düşünüyordu: "virgülsüz konuşabiliyoruz da neden virgülsüz yazamayalım hele Türkçe öyle güzel öyle geniş olanaklı bir dil ki yalnız virgül değil nokta bile kullanmadan insan biraz özen gösterirse meramını rahatça anlatabilir sözcüklerin tümcedeki yerlerini değiştirerek vurgulamaları bile belirleyebilir halk şiirinde virgül de nokta da satır başlarında büyük harf de
SEN çiçek de sensin / arı da sensin / bal da sen güz de sen bahar da sen / olduran da yaprağı / solduran da sen güzle solan / yaprağı toprağa / döndüren de sen ben de sensin / o da sensin / sen de sen DERİN MAVİ insan insanı yendi / insan insana yenik / satranç savaşında / başa baş geldik yenen de biziz çünkü / yenilen de biz / kendi kurduğumuz oyunda / kendimize "şah" dedik MONE nice yıllar da geçse ölümünün üzerinden / kimi akşamlar Mone bir başına / alır eline fırçasını paletini / boyar ufku gün batışına çünkü artık tuvaliyle / sınırlı değildir büyük usta / ister göğe yapar resmini / ister suya ister buluta
B A K I P D U R U
Merhaba, Bu sayı için sizlerle paylaşmak üzere Bodrum'daki olumsuzlukları içeren farklı konuları ele almıştık. Ama Sevgili arkadaşım Mazhar Vardar'ın heyecan içinde bize ulaştırdığı güzel bir haber olunca, 2007 yılı arifesinde 2006 yılının son sayısında, bu güzel habere öncelik vermeyi tercih ettik.... Sizlere daha önceki sayılarımızda, bölgemizde yaşayan az sayıdaki "Monachus" cinsi Akdeniz fokları hakkında bilgi vermiş ve onları tanıtmıştık. Dünyadaki sayıları 100-150 adet olduğu tahmin edilen, bu güzel hayvanların korunması ile ilgili çalışmalar yürüten SAD-AFAG gönüllerine destek çağrısı yapmıştık. İşte bu gönüllülerden, Mazhar Vardar'a gelen bir mesaj şöyle diyordu ; "5 Aralık 2006 tarihinde (bugün) öğlen sularında SAD-AFAG'a ulaşan bir haberle Didim kıyılarında sahile vurmuş canlı ve bakıma muhtaç bir yavru Akdeniz foku olduğu bilgisini aldık. Haber öncelikle bilgi ağı projemize resmen dahil olan Sahil Güvenlik Komutanlığı Marmaris Bölge Komutanlığı'ndan Didim Belediye Başkanlığı'na ve sonra da tarafımıza ulaştı. Bundan dolayı, İzmir'den Dr. Harun Güçlüsoy (SAD-AFAG ve DEÜ-Deniz Bilimleri Enstitüsü) başkanlığında, Foça'dan Veteriner Avni Gök (Foça Belediyesi) ile Ayhan Tonguç (SADAFAG) 'tan oluşan ekip haberi alır almaz gerekli hazırlıkları yaparak yola çıktı. Akşam üstü Didim'de yavru fokun bulunduğu kıyıya intikal eden acil müdahale ekibi Didim Belediye Başkanlığı'nın da destekleriyle ilkyardım ve rehabilitasyon çalışmalarına başladı. Yavru Akdeniz foku ilk izlenim itibariyle genel olarak sağlıklı ancak bitkin durumda. Nabız ve solumanın da düzgün olduğu anlaşıldı. Aşırı sıvı
38 BODRUM e ntü
RAMAZAN BORAZAN info@bodrumajans.com.
kaybeden yavru foka gerekli minarelleri ihtiva eden sıvı verildi. Vücudunda bir yara veya darbe izi olmayan ve yaklaşık 2 aylık yavru fok şu anda sıkı gözetim altında. " Birkaç gün sonra aşağıdaki haber de geldi ; " 5 Aralık 2006'da iletilen ilk haberimizden sonra, yavru fok rehabilite edilmek üzere bakım konusunda elimiz-deki en iyi imkanlara sahip nokta olan Foça'ya nakledildi. Didim Belediyesi ile koordinasyonlu olarak başarılı bir nakilden sonra Foça Belediyesi ve Club Phokai'nin destekleri ile Club Phokai'de yeteri büyüklükte bir yer sadece yavru fok için tahsis edildi. Bu geçici rehabilitasyon ünitesi dezenfekte edildikten sonra SAD-AFAG ve Foça Belediyesi'nin elindeki acil müdahale ve diğer bakım kitleri geçici rehailitasyon. ünitesine transfer edildi. Yavru fokun Foça'ya transferinden sonra oldukça olumlu gelismelerle karsılaştık; birincisi yavru fok bakıma ve beslenmeye olumlu cevap veriyordu, ikincisi Foça Belediye Baskani Gökhan Demirağ daha bakımın 2. gününde Foça'da uzun
Sizin Noel Baba’nız hangisi?
zaman düşündüğümüz sabit bir rehabilitasyon merkezinin Belediye tarafından kurulacağı müjdesini verdi, üçüncü olarak yine bakımın 2. gününde işadamı Mustafa Koç yavru foku evlat edinerek bakımı için gereken masrafların büyük bölümünü karsılyacağını teyit etti. Mustafa Koç'un "Badem" olarak isimlendirdiği yavru dişi fok umarız tüm desteklerle sağlıklı bir büyüme gösterecek. " "Badem"e Akdeniz sularında sağlıklı bir yaşam diliyoruz. "Badem" büyüsün, o da yeni yavrular ile nesline katkıda bulunsun. Bizler de her geçen gün sayıları azalan bu güzel hayvanların korunmasına katkıda bulunarak, yaşadığımız güzel doğaya borcumuzu ödeyelim. SAD-AFAG gönüllerine Bodrum'dan merhaba, selam ve sevgiler… SAD-AFAG çalışmaları hakkında bilgi ve katkı için Oasis Alışveriş, Kültür ve Eğlence Merkezi'nin yönetim şirketi
LEZZET USTALARI
hazırlayan: NURHAN İBAK
THEMARMARABODRUM’dan
YILBAŞI TADLARI
KAVANOZDA İSKENDERUN KARİDESİ RAKI ALİOLİ VE DENİZ BÖRÜLCESİ EŞLİĞİNDE 1 Porsiyon
Malzemeler Karides Jumbo - 2 adet Limon Çubuğu - 2 adet Portakal -1 adet Limon - 1 adet Kişniş - ¼ adet Mayonez - 1 yemek kaşığı Pulbiber - 1 çay kaşığı Rakı - 10 cl Deniz Börülcesi - ½ bag Kırmızı Dolmalık Biber 1 adet Tuz - 1 adet Domates - 1 adet Soğan Kuru - ½ adet Sarımsak - 1 diş
Hazırlanışı Karidesler ayıklanıp temizlendikten sonra tuz ve zeytinyağı ile marine edilir. Daha sonra eşit parçalara bölünerek limon çubuklarına şişe takılırlar. Portakal ve limonun kabukları soyulur. Suları sıkılır. Ayrı bir tarafta bekletilir. Kabuklar içlerinde beyazlık kalmayacak şekilde ayıklanır. Daha sonra kaynayan suda 2 dakika bekletilirler. Kavanozun altına eşit miktarda portakal ve limon suyu konulur. Üzerine gene eşit miktarda haşlanmış kabuklar konur. Şişe takılmış karidesler kavanozun içerisine yerleştirilir. Kavanozun değişik yerlerine kişniş yapraklarıda eklenerek kavanozun kapağı kapatılır. Ağzı kapalı bir şekilde buharda 10 dakika pişirilerek servis edilir.
Rakı Alioli'nin hazırlanışı Rakı yüksek ateşte veya sosluk içinde çektirilir. Daha sonra içerisine mayonez ve pul biber eklenerek servis yapılır.
Deniz Börülcesinin Hazırlanışı Deniz Börülceleri yıkanıp haşlandıktan sonra ayıklanır. Ayrı bir tarafta kuru soğan. Sıçandişi doğranmış domates, kırmızı dolmalık biberler ve sarımsak sotelenir. Sotelenen malzemelere haşlanmış ve temizlenmiş deniz börülcesi de eklenerek ve tatlandırılarak ocaktan alınır.
ROKA VE CEVİZLİ AVAKADO SALATASI Malzemeler Roka - ½ adet roka Avakado - ½ avakado Ceviz - Yeteri kadar Çeri Domates - Yeteri kadar Zeytinyağ - 1 Yemek Kaşığı Balsamik Sirke - 1 Yemek Kaşığı Kuru Domates - Yeteri kadar Tuz - Kararınca
Hazırlanışı Rokalar ayıklanıp yıkandıktan sonra karıştırılmak üzere bir kabın içerisine alınır. Daha sonra kesilmiş çeri domates içerisine eklenir. Doğranmış kuru domatesler, soyulmuş avakadolar eklenir. Ayrı bir yerde cevizler sıcak suda haşlanarak acılıkları giderilir. En son zeytinyağ ve balsamikten oluşmuş sos ve tuz ile karıştırılarak servise hazır hale getirilir. Burada önemli olan sosun ve tuzun servise en yakın anlarda eklenmesidir.
40
BODRUM
e ntü
RAKI LOKUM PARFE Malzemeler Yumurta - 2 adet Toz Şeker - 1 çorba kaşığı Krema - 1/10 paket Rakı - 2 cl Çifte Kavrulmuş Lokum - Yeteri kadar Kavun - 1 Dilim Karpuz - 1 Dilim
Hazırlanışı Yumurta ve şeker ayrı bir yerde çırpılarak kabartılır. Ayrı bir yerde krema çırpılarak kabartılır. Sonra iki karışım birleştirilir. İçerisine rakı ilave edilir. Daha sonra deep freze de bekletileceği kabın altına çifte kavrulmuş lokumlar konur. Üzerine bu harç dökülerek dondurulur. Servis sırasında kavun ve karpuz dilimleri ile servis edilir.
ŞEFiN MUTFAK SIRLARI The Marmara Bodrum ahçıbaşından mutfak sırları; Tuz bazen sütü keser. Bu nedenle, beşamele ve diğer sütlü soslara, kıvamı bulduktan sonra tuz koyulur. Ekmekleri düzgün kesmek için bazen zorlanırız, özellikle taze ekmek hemen hamur olur. Oysa bıçağımızın ucunu biraz ateşe tutarsak daha kolay yapabiliriz Salatalara Yeşilliklerin canlı kalması için sos en son konur. Limondan daha fazla su elde etmek istiyorsanız, limonu yıkayıp kuruladıktan sonra çatalla bir kez delin, sonra suyunu sıkın. Tavuğun üzerine limon suyu sürer ve tuz serperseniz tavuğun nar gibi kızardığını görebilirsiniz Hazırladığınız tart hamuru açılırken dağılıyorsa üzerine herhangi bir poşet geçirip açmayı deneyebilirsiniz.
YENİYILZEDELERE ÖNERiLER Yılbaşı gecesi, yeni bir yıla girmenin getirdiği heyecan ve mutlulukla yemeği ve içkiyi fazla kaçıranların, ertesi gün yediklerine dikkat etmeleri gerekiyor. Eğer gece alkol alındıysa, enginar hapları ve ılık ballı suyla karaciğer kuvvetlendirilebilirsiniz. Yeni yılın ilk gününde özellikle alkole bağlı baş ağrısından yakınanlar “Çuha çiçeği yağı” hapı almalı.“ Bu haplar, baş ağrısını azaltacaktır. Aslında bu haplar alkol tüketiminden sonra gece yatarken alınırsa, ertesi gün daha rahat ve baş ağrısız veya daha az bir baş ağrısıyla kalkılır”. Özellikle zerdeçalın, alkol alan kişilerde karaciğerden toksin atılması için oldukça yararlı. 2-3 kahve kaşığı toz zerdeçal, balla karıştırılıp macun gibi yutulmalı. Balla zerdeçal karışımı, karaciğerin toksin atmasını ve kendini temizlemesine yardımcı olur”. YARARLI BAHARATLAR
Yeni yılın ilk gününde yemeklerle birlikte bol nane, dereotu, kekik ve tarçın tüketilmesinin de yararlı olacaktır: “Yılbaşı gecesinin ertesinde fazla miktarda kırmızı pul biber, tuz ve ekşi tüketilmemeli. Önemli olan dengeyi bozmamaktır. Çünkü denge bozulursa zamanla hastalıkların önü açılmış olur.” “GECEDEN KALANLARA” BESLENME LİSTESİ
Sabah: 1 bardak ılık ballı limonlu su (1 tatlı kaşığı bal, 10 damla limon ve 1bardak su). Öğle: 1 kase sebze çorbası (havuç, patates, maydanoz, ıspanak, kereviz ve zeytinyağlı) artı bir dilim tam buğday ekmeği ve bir kase cacık. 2 saat sonra: Bir kase kayısı ve kuru üzümlü komposto, yanında 4 adet yulaflı bisküvi Akşam: Sulu sebzeli tavuk yemeği, yanında bir porsiyon patates püresi. Gece: 1 elma, 4-5 adet ceviz içi. Gün boyunca bol ılık veya sıcak su içilmeli. Bedenin kendisini temizlemesi için en iyi seçenek sıcak sudur. Eğer midedeki aşırı gazdan yakınılıyorsa rezene çayı, baş ağrısı varsa nane, papatya çayı, hala aalkolün etkisi geçmemişse veya yenilenler midede duruyorsa yeşil çay, rezene, zencefil çayı, kırıklık, soğuk algınlığı hissi varsa zencefil ve kuşburnu çayı yararlı olur.”
BAHÇEM ve BEN
GÜLNAR ÖNAY gul aro ay@tr. et
Haydi Bodrum’lular Bahçeye
G Evet sevgili Bodrum’lu bahçe severler gelin gelecek sene “En güzel bahçe” bizden çıksın! Sabahlara değin süren, medya malzemesi eğlencenin, gösterişin yerini bizi besleyen huzur ve mutluluk veren BAHÇELERİMİZ alsın! Hepinize “emek” kokan mutlu bahçelerde geçecek bir yeni yıl diliyorum.
Not: Bu çağrıya yanıt vermek isteyenler benimle temas kurabilir.
42
BODRUM
e ntü
eçen yaz başı yayına girmiş olan ve sürekli yazı yazdığım EV ve BAHÇE dergisinin düzenlediği -ve her yıl yineleme kararında olduğu- “En güzel bahçe ve balkon yarışmasının” jürisindeydim. Bana ilk elemeden sonra yarışmaya girecek bahçelerin resimlerini e-posta aracılığıyla göndereceklerdi. Kasım ayının ilk haftasında beni telefonla aradılar ve katılımın çok olduğunu bu nedenle “Hürriyet” binasında tüm jüri üyelerinin huzurunda bir slayt gösterisiyle bir günde bu yarışmayı sonlandırmak istediklerini söylediler. Tesadüfen İ s t a n b u l ’ d a bulunduğum için katılabileceğimi söyledim. Toplantıya sevinçle gittim; değilmi ki katılım beklenenin üstündeydi, kim bilir ne güzel bahçeler görecektim. Jüri üyeleri “Bahçe ve Doğa” kavramlarını iyi bilen, her biri konularında uzman değerli arkadaşlardan oluşmuştu. Hepimiz bir bahçe dergisinin ülkemizde belki de bir ilke imza attığı (ve de sürdürmekte karalı olduğu ) bu geniş katılımın jürisinde olmaktan memnunduk. Ne var ki sevincimiz ilk slaytlardan sonra yerini bir şaşkınlığa, sonra da üzüntüye bıraktı. Hepimiz gördüğümüz bahçeler -sonra da balkonlarkarşısında derin bir düş kırıklığı yaşadık. Ülkemiz insanı “En güzel Bahçe ve Balkon “ yarışmasını “En süslü Bahçe ve Balkon” yarışması sanmış olmalı. Size bir yüzde vermem gerekirse izlediğimiz yüzlerce slayttın %90 gerekli gereksiz saçma sapan süslerle doluydu. Neler mi ? Yedi cüceler, aslan, kuğu, peri kızı gibi alçı heykeller, renkli fırıldaklar, renkli plastiklerden
yapılmış kaplumbağa, kurbağa, musluklarından çiş yerine su akan taştan oyulmuş çıplak oğlan çocuğu heykelleri, süslü taşlar, garip şekil verilmiş doğallıktan uzak kaya ve taş yığınları, bahçe mobilyaları… Evet yanlış okumuyorsunuz bitki çeşidi yerine: süs, süs, süs… Peki bahçe ve balkonu oluşturan temel unsurlar? Onlar nerede? Bitki, bitkiler, bitki çeşitleri , yeni arayışlar, doğayla örtüşen cesur denemeler? Ağaçlar, çiçekli çalılar, kaktüsler, mevsim çiçekleri, sulak alan bitkileri, soğanlı, yumrulu zengin türler… Tek tük; neredeyse cımbızla aradık. Evet sevgili okurlar ben Bodrum’luları “BAHÇE” yapmaya, o l u ş t u r m a y a çağırıyorum! Sevgili beldemiz yalnızca bir eğlence beldesi olarak anılmasın; gelin ülkemizin en güzel bahçelerini kuralım. Biliyorum burada, Bodrum’da çok güzel, özenli bahçeler var ve bu bahçe sahiplerinin kendilerini gizleme dileklerinin de anlıyorum, ama isim vermek gerekmez ki söz konusu olan bahçedir sahibi kim olursa olsun. Neden güzellik ve çabanın, yeniyi deneme cesaretinin yerini süsleme alıyor. Doğa o kadar güzel ki, bitkiler öylesine sınırsız ve zengin bir çeşitlilik sunuyor ki; neden bunların yerini yedi cüceler alı-yor bırakalım onlar çocuk bahçesini süslesin. Evet sevgili Bodrum’lu bahçe severler gelin gelecek sene “En güzel bahçe” bizden çıksın! Sabahlara değin süren, medya malzemesi eğlencenin, gösterişin yerini bizi besleyen huzur ve mutluluk veren BAHÇELERİMİZ alsın! Hepinize “emek” kokan mutlu bahçelerde geçecek bir yeni yıl diliyorum.
net b kış
@
CANSU TÜRKDOĞAN
cansu@bodrumajans.com.tr
matrak görüntüler
ilginç siteler
farklı görüşler
gırgır sözler
Noel Baba Gerçekten Var mı? Bugünkü geyik de Noel Baba ve geyikleri hakkındaki gerçekleri arıyoruz.
Mutluluk bankasının sevgi şubesinde, 2007 no'lu hesabınıza, 365 gün daha yatırılmıştır. Sağlıklı, Başarılı ve Mutlu bir şekilde harcamanız dileğiyle.. MUTLU YILLAR
Noel Baba'nın çocukları ziyaret edebilmesi için toplam 31 saat zamanı var. Neden 24 değil de 31? Çünkü dünya üzerindeki farklı zaman dilimleri Noel Baba'nın lehine çalışır ve ona fazladan 7 saat kazandırır. Elbette ki o akıllı bir aziz olduğundan evleri ziyaret etmeye Noel gecesinin girdiği en doğudaki bölgelerden başlayacak ve batıya doğru ilerleyecektir. Bu durumda her saniyeye 822.6 ziyaret düşer. Bu da şu demektir: Noel Baba en az bir iyi çocuğun bulunduğu bir evde kızağı park etmek, kızaktan inmek, bacadan aşağı kaymak, hediye konması için ayrılmış çorap vs gibi şeyleri doldurmak, diğer hediyeleri Noel ağacının altına dağıtmak, yiyecek olarak bırakılan şeyleri yemek, bacadan tekrar geri çıkmak, kızağına binmek ve başka bir eve gitmek için saniyenin yaklaşık binde biri kadar bir zaman harcayabilir. Bu durmaların bütün dünya üzerinde düzgün olarak gerçekleşeceğini kabul etmek yanlış olur, ancak hesaplamalarda kolaylık olması için öyle kabul edelim. Bu da yaklaşık olarak 120 milyon kilometrelik toplam yola karşılık gelir. Tabi bu arada yeme, içme ve diğer beşeri ihtiyaçları için arada bir durması gerektiğini de ihmal ediyoruz. Buradan basit bir hesapla da görülür ki Baba'nın kızağı saniyede 1040 km hız yapmalıdır. Bu ses hızının 3.000 katı kadardır. Bir karşılaştırma olması için söyleyelim ki, yeryüzünde insan eliyle yapılan en hızlı araç olan Ulysses uzay keşif aracı saniyede 44 km gibi basit bir hızda hareket eder. Bildiğimiz ren geyikleri ise saatte en fazla 15 km hızla koşar.
Noel Baba ve Melekleri...
Noel Baba ve Nasreddin Hoca Noel Baba, hakkında çokca rivayetler bulunan, varlığı ya da yokluğu ve de mahiyeti yılın belirli bir döneminde gündeme gelen bir şahsiyettir. Nasreddin Hoca ise kendi öz kültürümüz içerisinde yer alan ve hayatımızın her sayfasında karşılaşabileceğimiz gerçek bir şahsiyet. Noel Baba, yılbaşında gündeme gelen bir dönem figürüdür. Nasreddin Hoca, yılın her günü yıldızdır. Noel Baba, bütün çocuklara karşılıksız hediye verme gibi ütopik, imkânsız fikrin kolpa kahramanıdır. Nasreddin Hoca, parayı ver düdüğü çal dürüstlüğüyle sahici kişidir. Noel Baba, çam ağaçlarının toplu katliamında başrol oynar. Nasreddin Hoca, sadece bindiği dalı keser, zararı varsa kendinedir. Noel Baba, maddecidir nesneler sayesinde ün kazanmıştır. Nasreddin Hoca, paraya çevrilmeyecek bir zenginlik kaynağıdır, ruhu zekâyı besler. Noel Baba, geyiklerin çektiği kızakla üstelik bir de uçarak, itici bir sürrealite içindedir. Nasreddin Hoca, eşeğine ters binerek reel ortamda sürreallik gösterdiği için daha çarpıcıdır. Noel Baba, herhangi bir babalığını göremediğimiz babalardandır. Nasreddin Hoca, hepimizin hocasıdır.
44
BODRUM
e ntü
1.
Bodrum’un SiTESi’nde Bodrum’un firmaları yerini almaya başladı
BODRUM’UN EN ÇOK İZLENEN
1. SİTESİ
İŞ DÜNYASI’NIN EN ÇOK İZLENEN
1. SİTESİ
Veriler, dünyadaki yaklaşık 18 milyon site arasında değerlendirme yapan www.alexa.com sitesinden alınmıştır.
SiZE DE YER AYIRDIK... İsterseniz ana sayfada. İsterseniz sektörel bölümde (Bodrum Ajans İş Rehberi) yer alın. En çok izlenen siteler arasında Hem Bodrum sıralamasında hem de Ekonomi ve İş Dünyası siteleri arasında 1. sırada olan www.bodrumajans.com.tr sitesinde linkiniz olsun, siz de en çok arananlar arasında bulunun.
WWW
bodrumajans.com.tr 317 10 90 - 91
İLANLARINIZ İÇİN www
bodrumajans.com
OASİS Alışveriş Merkezi No:226
Fax: 317 10 92
info@bodrumajans.com.tr
PARANTEZ
Şapkalarınıza sahip çıkın...
H
ayat... Acı, tatlı tecrübelerin şekillendirdiği, durmadan sorgulanan çabamızın adı. Çoğu zaman bizzat tecrübe ederiz, her ne kadar bizden evvel tecrübe edenler bize yol göstermek için didinip dursalar da, biz ille de biz tecrübe edeceğiz diye direniriz. Tecrübe edip canımız yandıktan sonra da yine onların yanına gideriz sızlanmaya, yapma diye bizi uyaranlar onlar değilmiş gibi...
Bazen de kulaktan dolma, yeri geldiğinde hatırladığımız nasihat türünde paylaşımlar vardır. Büyüklerimizin kendi tecrübelerini daha bir hikaye tadında bize aşılamaya çalıştığı tecrübeleri... Ne gariptir ki bu daha etkilidir bizim üzerimizde, hatta benim dedem derdi ki diye başlarız cümlelerimize. Keşke hayat zorlu günlerle kapımızı çalmasa da, yaptıklarımızın ve yapmadıklarımızın ağırlığını yaşamasak çekmesek adım, adım. Yaşarken ağır ve çekilmez gelen bu tecrübeler de olmasa , ruhumuz hep çocuk ve umursamaz kalırdı belki de. Ya da iniş ve çıkışlar yaşanmadığı için anlamsızlaşırdı her şey.
HÜSNİYE KAYA POLAT azkaotel@superonline.com
Bizler dedelerimizi, atalarımızı dinlemeyi, dinlediğimizi anlamayı, anladığımızı aklımızda tutmayı beceremiyoruz. Unutmak konusunda üstün başarı gösteren bir millet olduğumuz kesin, tarih milletimiz hakkında bu özelliği de kriterler arasına almaya başlarsa hiç
Bir dönemlerin ünlü bir şapkacısı, şapkalarını pazarladığı bir günün sonunda yorulur şapkalarının bulunduğu çuvalı da hemen yanı başına koyup, bir ağaç altında uyuyakalır. Anlaşılmaz seslerle uykusundan uyanır, uyandığında bir de bakar ki, ağacın üstünde bir sürü maymun ve hepsinin başında onun şapkaları... Bir anda deliye döner, yerinden fırlar ve kızmaya başlar onlara, adam ne yaparsa maymunlarda aynısını yaparlar. Bunu anlayan adam başındaki şapkayı yere atar, maymunlar da aynısını yaparlar ve şapkaları yere atarlar. Şapkalarını toplayan adam hemen oradan uzaklaşır. Eve geldiğinde başına gelen bu olayı torununa anlatır. Yıllar geçer, adamın torunu da şapkacı olur, dedesinin yerine şapkaları o pazarlamaya başlar. Uzun ve yorucu bir günün
sonunda , o da tıpkı dedesi gibi şapkaları yanı başında, bir ağacın altında uyur. Uyandığında bir de bakar ki ağaçta bir sürü maymun, hepsinin başında şapka var. Bir an şaşırır, ama hemen aklına dedesinin anlattığı o hikaye gelir. Neyse ki ben ne yapacağımı biliyorum der, dedem anlatmıştı nasılsa. Maymunlara bakarak önce birkaç hareket yapar, bakar ki onlar da aynısını yapıyor, başındaki şapkayı fırlatır yere atar. O an ağaçtan bir maymun fırlar aşağı iner, yerdeki şapkayı aldığı gibi ağaca geri atlar. Şoka giren şapkacı bakakalır, ne olduğunu anlamaya çalışır, şapkasını alıp dala çıkan maymun, 'Bir senin mi deden vardı şerefsiz' der... Görmeye ömürleri yettiyse hepimizin dedeleri, büyükleri var. Hepsinden bize kalan tecrübeler, nasihatlar var... Atalarımız var, tecrübeden ibaret tarihimiz var, başka ülkelerin tarihlerinden çok daha farklı, inanılmaz başarılara imza atmış bir tarihimiz. Var da...... Bizler dedelerimizi, atalarımızı dinlemeyi, dinlediğimizi anlamayı, anladığımızı aklımızda tutmayı beceremiyoruz. Unutmak konusunda üstün başarı gösteren bir millet olduğumuz kesin, tarih milletimiz hakkında bu özelliği de kriterler arasına almaya başlarsa hiç şaşırmam. Türk milleti çalışkandır, unutkandır... Önce çalışır kazanır, sonra kaybeder ve neden kaybettiğini unutur. Aynı tecrübeyi bir daha, bir daha yaşar. Çünkü akıllanmamıştır.
Hayatın ne tarafına uygularsanız uygulayın bu fikrimi, göreceksiniz ki pekte hatalı bir tespit değil. Hikaye kısaydı ama anlamı bir ömürlüktü. Fikirlerimle birlikte işledim sundum hikayeyi. Düşündürtmediyse bile gülümsettiğini biliyorum, bu bile yeter bana... Kıssadan hisse, şapkalarınıza ve tecrübelerinize sahip çıkın. İlle de atalarımızdan kalan tecrübelere... Artık öyle ataları da bulamayız ki yeni tecrübeler edinelim.
Sevgi bestesinin tınılarını tüm insanların yüreğinde hissedeceği, hüzünlerinizin dostluklarla silineceği, ümitlerinizin hiç bitmeyeceği, sağlık, mutluluk ve başarı dolu bir yılı sevdiklerinizle birlikte geçirmeniz dileğiyle. 2007 yılı size sağlık, mutluluk, başarı ve bol kazanç getirsin! Neşe dolu bir yıl geçirin! Bayramınız kutlu olsun...
46
BODRUM
e ntü