1
SAYI
154
20 OCAK 10
i Ç i N D E K i L E R
2
4
Merhaba / Demircan TÜRKDOĞAN
6
Çünkü Bodrum...
8
Ayın İçinden
11
OASİS’te Yılbaşı
15
Nurol Sanat Galerisi OASİS’te
16
Unutulmaya Yüztutanlar / Yiğit UYGUR
20
Bodrum Tutkunları / Yiğit UYGUR
22
Ayın Anketi
24
Yeni İş Yerleri Kimler İçin Yapılıyor?
26
O Günün Kilisesi, Bugün Halk Eğitim Merkezi
30
Anadolu Tiyatroları
32
Halikarnas ve Bodrum’un Tarihteki Doğal Yapısı
34
Yazarların Bodrum’u
36
Gez. Göz. Arpacık / Yeşim & Kader Onay
38
Bir Zamanlar / Bülent Akkurt
40
Parantez / Hüsniye Kaya
42
Kadınlık / Cansın Türkdoğan
43
Lezzet Ustaları
44
İnternetçe / Zeynep & Özer Erke
45
Haber Turu
54
Merhaba
55
Kent Rehberi
63
Karikatür / Ali ŞUR
22
32
36
24
16
26
16
10
20
3
BODRUM
DEMİRCAN TÜRKDOĞAN Genel Yönetmen Yardımcısı Yazı İşleri Müdürü: CANSIN TÜRKDOĞAN
DEMİRCAN TÜRKDOĞAN
BODRUMajans Yayın Grubu Adına Sahibi, Genel Yönetmeni:
MERHABA
KÜLTÜR ve YAŞAM DERGİSİ
Gelen gideni aratmasın
Ş
Haber Editörü: YİĞİT UYGUR Grafik Tasarım: TÜRKAN FIRAT Sayının Yazarları: BÜLENT AKKURT ERDOĞAN KAYALAR HÜSNİYE KAYA İBRAHİM ARKULA KADER - YEŞİM ONAY ZEYNEP - ÖZER ERKE Kapak Modeli: DENİZ TARSUS Kapak Fotoğrafı: CANSU TÜRKDOĞAN Reklam Koordinatörleri: NURHAN İBAK ÖZGÜR ÜNLÜ ONUR YUNT İletişim: Caferpaşa Cad. No: 52/3 48400 BODRUM Tel : 0 252 313 42 24 313 56 66 Fax: 0 252 316 44 42 info@bodrumajans.com.tr bodrumajans@gmail.com www.bodrumajans.com.tr Baskı: Ankara Ofset ANKARA Yayın Türü: Yerel Süreli
Yazları her ay “mayıs, haziran, temmuz, ağustos, eylül”, kışları iki ayda bir “kasım, ocak, mart” aylarında yayınlanır.
Basım Tarihi: 28/12/2009 Dağıtım: Merkez Dağıtım Yayınlanan yazıların sorumluluğu imza sahibine, yayınlanan reklamların sorumluluğu reklam sahibine aittir. Bu dergi basın meslek ilkelerine uymayı taahhüt eder.
21.
Geride bıraktığımız 2009 yılı, özellikle ekonomik açıdan hiç de teğet geçen bir yıl olmadı çoğumuz için. Ayakta kalmayı becerenler, ne yazık ki iyi bir yıl geçirdik demek durumunda kaldı. Maalesef, pek çok işyeri daha sezon bitmeden zorunlu olarak kepenklerini indirdiler. Çok sayıda iş yeri bütün yaz boyunca kiralanmayı bekledi.
• BODRUM BODRUM AJANS Caferpaşa Cad. 52/3 OASİS DANIŞMA - DENTBODRUM - MİLTA MARİNA Ön Büro TRIMSLIM / Estia Çarşısı • GÜNDOĞAN GALİPDOS MOBİLYA & AKSESUAR • KONACIK BODRUM MUTFAK - DENİZHAN - ALDİMO MOBİLYA • ORTAKENT BODRUM GOLF CLUB • TURGUTREİS BOOM CAFE/D-Marin • YALIKAVAK ERDEM ECZANESİ - BORA VETERİNER - PORT MARİN
ÜCRETSİZ DAĞITIM NOKTALARI
AYRICA BELLİ OTELLERİN RESEPSİYONLARINDAN ve LOBİLERİNDEN BİR AY ÖNCEKİ BODRUM BÜLTEN DERGİSİNİ ÜCRETSİZ OLARAK ALABİLİRSİNİZ...
4
5
Çünkü Bodrum...
fotoğraf: CANSU TÜRKDOĞAN
6
7
G eçtiğimiz Yıl
2009’un
ARDINDAN n OCAK Açılış için Bodrum’a gelen Baykal, hükümete yüklendi. Baykal, “Ekonomi sahipsiz, gelecek kaygılı, işsizlik arttı, faizler yükseldi, piyasalar sıkıntılı” dedi.
En güzel süslenmiş ve ışıklandırılmış mekanlar ödülleri ile buluştu. OASİS, 8 yıldır kendi branşındaki ödülü kimseye kaptırmıyor. Bodrum Rotaract Kulübü’nün bu yılki Meslek Hizmet Ödülü, Sünger Pizza’nın oldu.
Yarımadası genelindeki belediye başkanları yarışında diğer partilere üstünlük sağladı. Bodrum’un yeni başkanı Mehmet Kocadon DP. Bitez - İbrahim Çömez CHP. Göltürkbükü Halil İbrahim Kaynar ANAP. Gümüşlük - Mehmet Tire DP. Gündoğan - İbrahim Bilgi MHP. Konacık - Mehmet Tosun MHP. Mumcular - Birol Aydın MHP. Ortakent-Yahşi- Mehmet Onur Şahbaz MHP. Turgutreis - Mehmet Dinçberk CHP. Yalı - İsmail Altındağ ANAP. Yalıkavak Mustafa Saruhan CHP. Geçen yıl dünyanın önde gelen seyahat dergilerinden Conde Nast Traveller’in okuyucu oylarıyla Avrupa’nın en iyi SPA Oteli seçtiği, dünya sıralamasında 11.inciliğe yerleşen Kempisky Bodrum, bu yıl da yerini korudu.
n NİSAN
Bodrum Bülten anketine katılanların %79.6’sı Bodrum’un en büyük sorununun “Plansız büyüme ve yapılaşma” olduğu konusunda birleşti.
13 yıldır Bodrum’da mal ve hizmet üretenle tüketiciyi biraraya getiren “Bodrum Ajans İş Rehberi 2009” tüketiciyle buluştu.
23 Nisan Coşkusu. 2. Uluslararası Halk Oyunları Şenliği İçin Makedonya, Bulgaristan, KKTC, Gürcistan, Arnavutluk, Bosna-Hersek, Romanya ve İzmit’ten yaklaşık 200 kişilik bir grup Bodrum’a geldi.
Hürriyet Gazetesi, yerel seçimlerde Ak Parti’nin Bodrum için göstereceği belediye başkan adayları arasında Hülya Avşar, Hakan Şükür ve Ümit Davala gibi tanınmış isimlerin bulunduğu haberini yayınladı.
Bodrum Bülten’in yerel seçimlere yaklaşırken düzenlediği ankete katılanların %60.1’i kullanacağı oyu en çok, adayın belirleyeceğini vurguladı.
Bodrum’da 10. kez kutlanan 29 Nisan Dünya Dans Günü’nde 200’ü aşkın dansçı, Bodrum Kalesi’ni dolduran binlerce izleyiciyi kendilerine hayran bıraktı.
Mahinur-Cemal Uslu İlköğretim Okulu’nun resmi açılışı yapıldı.
n MART
Muğla’da hizmete giren 179 Turizm Hattı, turizmin yanı sıra ambulans, itfaiye, jandarma ve emniyet alanlarını da kapsamakta.
n ŞUBAT Kışboyu dinmeyen yağmur, Ocak-Şubat ayında yıllık yağış ortalamasına yaklaştı.
29 Mart yerel seçimleri sonrasında 5 başkan yerini koruyabildi. 6 beldede yeni belediye başkanları göreve başladı. MHP, Konacık, Ortakent-Yahşi, Gündoğan ve Mumcular belediyelerini alarak, Bodrum
n MAYIS Konacık Pedesa Kalesi’nde, Konacık Belediyesi ve Muğla Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen
Geçtiğimiz 8
n EKİM
Pedesa Festivali 10 Mayıs’ta gerçekleşti.
n AĞUSTOS
Türkiye, Dünya’da her yaştan topluluğu, özellikle de gençleri etkileyen yeni bir top oyunu olan Bassaboll’la Bodrum’da tanıştı.
16. yayın yılına giren Bodrum Bülten, Türkiye’de en uzun süre yayınlanan yerel dergilerin başında geliyor.
Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı, aramızdan ayrılışının 36. yılında çeşitli etkinliklerle anıldı.
Open Avrupa Karete Kupası’na 6 sporcuyla katılan, 9 madalyayla dönen Bodrum Karete takımı hem Bodrum’un hem Türkiye’nin gururu oldu.
Daha önce ‘Park yasağı’ kapsamında bulunan caddeler ‘Otopark’ hizmetine açıldı.
Ünlüler Kupası, “Famous Cup” yarışlarında Neşe Erberk, Yonca Evcimik, Irmak Ünal, Gani Müjde, Belma Müjde, Didem Erol, Fatih Erkoç, Sibel Tüzün, Arzu Yanardağ gibi ünlü kişiler yelken bastı.
Bir Bodrum filmi olan Hadigari Cumhur, galasını 15 Mayıs’ta OASİS Cinemarine sinemalarında 9 salonda aynı anda yaptı.
n HAZİRAN STS Bodrum Okul Gemisi, Ertuğrul Fırkateyni’nden çıkan eserleri tüm dünyaya tanıtacak.
Gümüşlük Uluslararası Klasik Müzik Festivali bu yıl altıncı kez kapılarını müzikseverlere açtı. Bodrum Ajans Yayın Grubu, kuruluşunun 21. yılını kutladı. Bodrum Bülten anketi katılımcılarının yarısı Bodrum’un doğal ve Kültür değerlerinin yeterince değerlendirilmediğini, tanıtılmadığını düşünüyor.
Bodrum’u tanıttık ama pazarlayamadık. Dünya’da bir marka haline gelen Bodrum’un; iyi tanıtılmaması ve daha iyi pazarlanmaması nedeniyle, Türkiye’ye geçen yıl gelen turist sayısın-
Devlet Opera ve Bale Genel Müdürlüğü organizasyonu ve Bodrum Belediyesi’nin işbirliği ile bu yıl yedincisi düzenlenen Bodrum Uluslararası Bale Festivali sanatseverlere yine unutulmaz geceler yaşattı.
da yüzne 22 artış sağlanırken, Bodrum’da bu oran sadece yüzde 5’te kaldı.
n EYLÜL Bodrum’un yeni Kaymakamı Feridun Cemal Özdemir göreve başladı.
n TEMMUZ Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay Bodrum’a geldi. RS:X 2009 Gençler Dünya Şampiyonası Yalıkavak’ta yapıldı.
Windsurf
Türkiye’deki 286 Mavi Bayrağın 33 tanesi Bodrum Yarımadası’nda.
13 yıl önce aramızdan ayrılan Sanat Güneşimiz Zeki Müren 24 Eylül’ de Bodrum Kalesi’nde bir konserle anıldı. 8. Bodrum Week Yelken Şöleni bu yıl IRC 1. Class’da X-Machine/Şenkar Öztüzün’ün birinciliği ile sonuçlandı.
21 Bodrum Kupası Uluslararası Yelkenli Ahşap Yat Yarışları’nın bu yılki galibi, yarışlara “Daima” adlı teknesiyle ilk kez katılan Kıbrıslı turizmci Erbil Arkın ve ekibi oldu. Turgutreis Belediyesi’ne eski dönemde yaşandığı iddia edilen olaylarla ilgili operasyon düzenlendi.
n KASIM İngiltere’nin başkenti Londra’da düzenlenen World Travel Market Turizm Fuarı’na Bodrum
damgasını vurdu. Geçen yıl 55 bin kişinin ziyaret ettiği, bu yıl 155 ülkeden 5.137 katılımcının yer aldığı Londra Turizm Fuarı, Bodrum için oldukça yararlı geçti. Bodrum mandalinasını yaşatmak amacıyla piyasaya sürülen mandalina gazozu, şarabı ve reçelinin ardından Bodrum mandalina kolonyası Zephiria piyasaya sürüldü. Kurban Bayramı esnafın yüzünü güldürdü.
yıla bakış... 9
A yın İçinden
Bodrum’da Bayram, yaz günlerini aratmadı Kurban Bayramı Bodrum’da dört gün boyunca bir bahar havasında geçti. Bayram tatili için gelen yerli turistler güneşli ve sıcak hava ile karşılaşınca sahillere akın ettiler.
Güneşli ve sıcak hava bayram tatili için Bodrum’u tercih eden yerli turistlerin yazdan kalma günler geçirmelerini sağladı. Kumbahçe sahilindeki kafeteryaları ve restoranları dolduranlar 24 derece hava ve 20 derece deniz suyu sıcaklığını görünce denize girdiler, sahilde oturup kış ortasında güneşli ve sıcak havanın tadını çıkardılar. Kurban kesimleri ise diğer senelerden farklı olarak bu yıl otomobil yıkama yerleri gibi geniş ve su tesisatı kurulu alanlarda gerçekleştirildi.
OASİS, eğlencedeki son nokta OASİS Alışveriş Kültür ve Eğlence Merkezi’nde bayram boyunca birbirinden renkli etkinliklerle eğlence doruğa çıktı. Oasis Gösteri Alanı’nda düzenlenen yarışmalara katılan çocuklar hem eğlendiler, hem de sürpriz hediyeler kazandılar. Kurban Bayramı’nda 4 gün boyunca Örümcek Adam, Külkedisi, Pamuk Prenses, Betmen, Zorro gibi hayal kahramanları çocukları eğlendirerek onlara filmlerden küçük kareler sundular. Dans, taklit, şarkı, çığlık atma gibi çeşitli yarışmalara katılan ve dereceye giren çocuklar Oasis Cinemarine’den sinema bileti, Oasis Freekick Bowling’den bowling ve Oasis’te yeni açılan Haribo’dan birbirinden lezzetli şeker ve çikolata kazandılar. Gezici kukla tiyatrosu ve Sihirbaz Hades’in şaşırtan gösterisi ile Oasis’te hem büyükler hem de küçükler gönüllerince eğlendiler. Gün boyu süren Oasis balonu, mor inekli kral tacı ve şekilli balon ikramları ise çocukları sevindirdi. Bodrum’un ilk ve tek alışveriş, kültür ve eğlence merkezi Oasis, yine Bodrum’daki en eğlenceli bayramlardan birine sahne oldu.
10
BÜLENT DÜZGİT / Hürriyet Gazetesi
n Bodrum şimdi yeni yılı karşılamaya hazırlanıyor
OASİS’te
YILBAŞI
SEÇENEKLERİ
1- BEYMEN
2- BEYMEN
3- KYO
4- MELTEM PARFÜMERİ
5- MORGAN/YSATİS
6- POZİTİF
7- SAAT.Cİ
8- SAAT.Cİ
9- YEŞİL
10- ZENCEFİL Çocuk Dünyası
11- KYO
1- BEYMEN. • 2- BEYMEN. • 3- KYO Saten pijama alt: 44,03 TL, dantel beyaz atlet: 24,43 TL, siyah terlik: 24,43 TL • 4- MELTEM PARFÜMERİ Burberry London (bayan): 205 TL Burberry Brit (bayan): 189 TL, Burberry Classic (bayan): 189 TL, Burberry Classic (bay) 175 TL. • 5- MORGAN/ YSATİS • 6- POZİTİF Pembe kelebek kolye: 35 TL, pembe/mavi/mor kelebek yüzük: 28,5 TL, pembe/mavi/mor kelebek bileklik: 55 TL, taşlı mavi kolye: 45 TL. • 7- SAAT.Cİ Jacoues Lemans F 1 : 225 euro. • 8- SAAT.Cİ The one: 255 euro, Jacques Lemans: 250 euro, • 9- YEŞİL Beatrice/ Püsküllü Çizme: 189 TL, Fellini/Gri bot: 165 TL Yeşil/Lame Babet: 65 TL, Fellini /Leopar bot: 165 TL, Adam /Tokalı Babet 75 TL, Fellini/Vishky kahverengi bot: 140 TL. •10- ZENCEFİL ÇOCUK DÜNYASI • 11-KYO Pembe pijama alt: 34,93 TL, pembe pijama üst: 45,43 TL, gri babet: 27,93 TL.
11
A yın İçinden
Efsane Dalgıçlar Anıldı
“Zıpkınla Balık Avlama Anı Yarışları” bu yıl İbrahim Nalbantoğlu (Deli İbram) anısına gerçekleştirildi. Bodrum Belediyesi’nin her yıl geleneksel olarak düzenlediği ve bu yıl sekizincisi gerçekleştirilen “Geleneksel Zıpkınla Balık Avlama Anı Yarışları”, 06-08 Kasım tarihleri arasında yapıldı.
Z
ıpkınla Balık Avlama Anı Yarışları bu yıl İbrahim Nalbantoğlu (Deli İbram) ve yaşayan efsanelerimizden Hasan Hüseyin Esen, Hasan Kayacan, İsmet Cengiz, Muharrem Özbaylan, İbrahim Yılankaya anısına gerçekleştirildi. Bodrum Belediyesi Meclis Salonu’nda verilen brifing, kura çekimi ve tanışma kokteyli ile başladı. Toplam 80 sporcunun katıldığı açılışa Bodrumlu sporcuların yanı sıra, K.K.T.C., Rusya, Aydın, Nazilli, İzmir, Marmaris, Söke, Muğla, Çanakkale, Balıkesir, Bursa’dan da sporcular katıldı.
12
DENİZDE TÜRK BAYRAĞI AÇTILAR
Bodrum Denizciler Derneği, İlçe Tarım Müdürlüğü, Bodrum Belediyesi Bodrumspor, Hotel Sami, Kılıç Holding, Bartu Film’in destek verdiği Anı Yarışları, Kızılburun ile Pabuç Burnu arasındaki parkurda yapıldı. Yarışa katılan sporcuların, şehitlerimiz ve sualtında kaybettiğimiz denizcilerimizin anısına denizde dev bayrak açıp saygı duruşunda bulunmalarının ardından start verilen yarışma son buldu.
ÖDÜL GECESİ VE NİŞAN GECESİ BİR ARADA
Sıralama ve puanlama işlemlerinden sonra, Bodrum Belediyesi Bodrumspor Yelken Kulüp’te düzenlenen yemekli ödül töreninde dereceye giren sporcuların ödüllerinin verilmesi sırasında sürpriz bir nişan töreni de yapıldı. Herkese hoş bir sürpriz olan nişan töreninde genç çiftler Çiğdem Özgür ile Fuat Kasmalar’a nişan yüzüklerini Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon taktı.
Yarış sonrası komite teknesinde avlanan balıklar tartılıp puanlamaya geçildi. Tartı ve puanlamalara göre ilk dörde giren takım ve ferdi sıralamalar şu şekilde: Takımlarda; 1. Bodrum’dan Efsane Juniorlar 11.540 puan Mustafa Ertürk, İbrahim Bilen, Fatih Baş 2. Marmaris’den Sauutlar 5.765 puan Özbey Aslan, Levent Thyen, Ertan Sauut 3. Aydın’dan Türk Divers 4.955 puan Gökhan Çetin, Emre Tezcan, Emrah Sarı 4. Bodrum’dan Bodrum Su Sporları Kulübü 3.115 puan Okan Can, Tan Kurtuluş Hacı Gülpaşa, Engin Koca. Ferdi sıralama ile ilk altıya giren sporcular; Mustafa Ertürk, Özbey Aslan, Gökhan Çetin Okan, Can Ertan, Suat Emrah Sarı.
Eczacılara ilaç gibi kitap D
ünyaca ünlü piyanist Fazıl Say’ın 73 yaşındaki annesi Gürgün Say 13. kitabı “İlaç Sektöründe Çarpık Politikalar”’ın tanıtımını Bodrum Sanat Evi’nde yaptı. Yaklaşık 10 yıldır Bitez’de yaşayan 50 yıllık eczacı Gürgün Say, Bodrum Yarımadası’nda toplam 85 eczane olduğunu ve tüm Türkiye’de eczacıların yaşadığı sıkıntılar sebebiyle kitap yazmaya karar verdiğini belirtti. 7 Bölümden oluşan 208 sayfalık kitapta, yasalarla sağlık hakkı, ülkemizde sağlık hizmetleri, Norveç örneği, Türkiye’de ilaç sektörü, anket çalışması, yasal yollardan hak arayışı, Eczaneler zinciri, Say’ın asistanı olan Diba Yeğin’den alıntılardan oluştuğu belirtildi.
Say, yazdığı kitaptan herhangi bir maddi beklentisi olmadığını, 1000 adet basılan kitabın ücretsiz olarak dağıtılacağını ifade etti. Gürgün Say, “Bu işin eğitimini Norveç’te aldım. Norveç’i tanıma fırsatım oldu. Orada Oslo Üniversitesi’nde ‘Halk sağlığı ve tıbbi bakım’ konusunda sertifika elde ettim. Yapacağım
Dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say’ın annesi gazeteci ve eczacı Gürgün Say, ecza sektöründeki sıkıntıları ele aldığı ve çözüm önerilerini sunduğu “İlaç Sektöründe Çarpık Politikalar” isimli kitabının tanıtımını gerçekleştirdi.
çalışma için de, Türkiye ile karşılaştırmak için Avusturya’da bir araştırma yaptım. Çünkü onlar bu sorunları daha önceden halletmişler. İki tane asistanım var. Asistanlarımdan bir tanesi İstanbul eczacıları üzerine anket yaptı. Avrupa ülkelerinde sağlık için %15 bütçeden pay ayrılıyor. Maalesef Türkiye’de bu % 2 gibi bir rakamda kalıyor. Son zamanlarda sağlıkta tasarruf önlemleri sebebiyle eczacıların içine düştükleri sıkıntılardan dolayı konuyla ilgili araştırma yapmaya karar verdim gördüm ki bu konularda yazılan kitap yok. Bu durum bana bu sorumluluğu alıp bir kitap yazma fikrini verdi. Eski bir gazeteci ve eczacı olarak bugüne kadar sosyal içerikli kitaplarımdan hiç kazanç beklemedim. Amacım bu ülkeye katkıda bulunmak. Sağlık sektörünün iyileştirilmesini, bebek ölümleri açısından en kötü ülke durumundaki Türkiye’de bu durumun değişmesini ve yurt dışında olduğu gibi herkese eşit sağlık hizmeti verilmesini umuyorum” dedi. Say konuşmasının sonunda hayranları için kitabını imzaladı.
13
A yın İçinden
GÖKOVA’nın derinliklerini dünya tanıyacak
Dünyanın sayılı su altı fotoğrafçıları arasında gösterilen, Japon Prensi Tomohimo’tonun özel fotoğrafçılığını da yapan Japonların dünyaca ünlü ve bol ödüllü su altı fotoğrafçısı Masakazu Akagi’nin Temmuz ayında BOSAV’ın davetlisi olarak Bodrum’a geleceği, Gökova koylarındaki su altı canlılarının ve doğal güzelliklerinin fotoğraflarını çekeceği açıklandı.
B
OSAV (Bodrum Kültür ve Sanat Vakfı) Başkanı Tufan Turanlı, Akagi’nin Temmuz ayında Bodrum’a gelerek Bodrum STS Okul Gemisi ile Gökova’ya açılarak Bodrum, Karaada, Orak Adası, Yassıada batıkları, Küdür yarımadası Akdeniz fokları barınakları, Akvaryum , Sedir Adası, Kisebükü koylarındaki su altı canlıları ve doğa güzelliklerini fotoğraflayacağını belirterek “Akagi yaklaşık üç yıldır Japonya’da batan Ertuğrul Fırkateyni’ nin de su altı fotoğraflarını çekip bize önemli bir destek veriyordu. Geçtiğimiz Temmuz ayında Bodrum’ a gelerek fotoğraflayacağı bölgelerde keşif dalışları yapan Akagi’nin çekeceği fotoğraflar, Vakfımız aracılığı ile sergileneceği gibi, Bodrum ve Gökova’nın Türkiye ve Japonya’da tanıtımda ve sergilemelerde kullanılacak. ” dedi. Fotoğrafları National Geographic başta olmak üzere Nature, Bay Nature ve Geographic Magazine dergilerinde sıkça yayınlanan, Yaklaşık 29 yıldır Brunei, Avustralya, Fiji, Maldivler, Tahiti, Havai, Palau Adaları, Filipinler, Hindistan, Endonezya, Malezya ve Bali’de çektiği su altı fotoğraflarının yanısıra Japonya’nın en büyük üç su altı parkının fotoğraflarını da çeken ve Canon firmasının fotoğrafçısı olarak birçok uluslararası ödül alan Akagi “Bu yıl Haziran ayında gelip keşif dalışları yaptım. Dünyanın bir çok ülkesinde su altı güzelliklerini ve canlılarını fotoğrafladım. Ancak Bodrum ve Gökova’da gerçekten cennet denilecek kadar güzel su altı mekânları var. Bunları fotoğraflamak benim için büyük zevk ve heyecan verici olacak” dedi.
14
Satışlar muhtaç köy okullarına 15 yıldır Bodrum’da yaşayan ve düzenlediği partilerle adından sıkça söz ettiren avukat MİNE HOWIE’nin çoğumuzun bilmediği bir yanı da yardımsever kişiliği.
B
ugüne kadar yapmış olduğu bütün etkinliklerin gelirini yardıma muhtaç köy okullarına kullanan Mine Howie, bununla da kalmayıp, evinin bahçesindeki müştemilatta sergilediği eşyaların tüm gelirini de, Ağrı Patnos ve Düzce deprem bölgesindeki okullara ayırdı. 10 yıldır yaptığı giyim, kırtasiye yardımının yanı sıra, bahçesi ve tuvaleti olmayan okulların inşaat işleri ile de yakından ilgilenen Howie, çocukların MİNE ANNESİ oldu. Öğrencilerin bugüne kadar görmediği eğlence ve yarışmalar düzenleyerek çocukları coşturdu. Yardıma muhtaç yeni köy okullarının olduğunu belirten Mine Howie, kullanılmayan eşyalarını bu yüzden tekrar satışa çıkardı. 23 Nisan 2010’a kadar devam edecek olan, antika ev eşyalarından etiketi üzerindeki günlük ve gece kıyafetlerine varıncaya kadar aklınıza gelebilecek her türlü eşyanın satışından elde edeceği gelirin tamamını da, yeni belirlenecek okulların ihtiyaçları için kullanacağını belirtti. Sizler de yaklaşan yılbaşı vesilesi ile hediyelerinizi ve kıyafetlerinizi buradan seçebilir, sevdiklerinizi mutlu etmenin yanı sıra, okullara yapılacak yardımlara da katkı sağlayabilirsiniz. İrtibat telefon: 0 532 273 68 58
ANKARA – BODRUM ARASINDA SANAT KÖPRÜSÜ KURULDU!
Nurol Sanat Galerisi OASİS’te
A
nkara’daki yaklaşık 75 sanat galerisi arasında en iyi ilk üç galeriden biri olarak gösterilen Nurol Sanat Galerisi, Nisan 2002 tarihinden bugüne kadar Ankaralı sanatseverlere gerçek bir sanat atmosferi yaşatıyor. Nurol Sanat Galerisi, Ankara’da yakaladığı bu başarısını şimdi Bodrum’daki sanatseverlerle de paylaşmaya başladı. Nurol Sanat Galerisi bugüne dek Nuri İyem, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Mehmet Güleryüz, Aydın Ayan, Mevlüt Akyıldız, Duran Karaca, Habip Aydoğdu ve daha birçok önemli sanatçıya ev sahipliği yaptı. Nisan 2002 tarihinden bugüne Ankara/ Kavaklıdere’deki salonunda hizmet veren galeri, aynı başarı ve titizlikle Bodrum’daki sanat dünyasına da seslenmeye başladı. Nurol Sanat Galerisi, bir Nurol Holding kuruluşu olan, Bodrum’un ilk ve tek alışveriş
Ankara’nın genç ve başarılı sanat galerisi olma özelliğini taşıyan; Nuri İyem, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Mehmet Güleryüz gibi birçok önemli sanatçıya ev sahipliği yapmış olan Nurol Sanat Galerisi, 10 Aralık’ta Cemil, Zeynep, Barış EREN resim ve heykel sergisi ile Bodrum’un ilk ve tek alışveriş ve cazibe merkezi olma özelliğini koruyan OASİS Alışveriş Kültür ve Eğlence Merkezi bünyesinde açıldı.
ve cazibe merkezi olma özelliğini koruyan Oasis Alışveriş Kültür ve Eğlence Merkezi bünyesinde açıldı. Türkiye’deki saygın galerilerin başında gelen Nurol Sanat Galerisi, seçtiği sanatçılar ve sergilediği eserlerle Ankara – Bodrum arasında bir sanat köprüsü kurulmasını sağlayacak.
NUROL SANAT GALERİSİ BODRUM’A GÖZÜNÜ AÇTI
Bodrum’da sanata verilen önem günden güne artıyor. Bodrum’un sanat dünyasına yeni bir soluk daha getirecek olan Oasis Nurol Sanat Galerisi, 10 Aralık 2009 Perşembe günü saat 18:30’da seçkin davetlilerin katıldığı bir kokteylle kapılarını Oasis Alışveriş, Kültür ve Eğlence Merkezi’nde açtı. Oasis Nurol Sanat Galerisi’nde, genç ve başarılı sanatçılara da yer verilecek. Sergi 10-31 Aralık 2009 tarihlerinde saat 12:00-20:00 arasında görülebilecek.
15
U nutulmaya Yüztutanlar
Hazırlayan: YİĞİT UYGUR
Bodrum’da bir zanaat daha ölüyor:
KOVALIK HASIRI Akdeniz Kovalığı, ülkemizde sadece Gölköy ve Bodrum-Milas havaalanı civarındaki sulak alanlarda yetişen endemik bir tür. Kovalık hasırı ise Akdeniz kovalığı denilen bu endemik kamış türünden imal ediliyor. Kovalık hasırı, çoğunlukla son yıllarda çevrecilerin ve Mimarlar Odası’nın korunması konusunda gayretleriyle gündeme gelen Gölköy’deki Akdeniz Gölü çevresinde toplanan kamışlardan dokunur, sivri uçlarıyla da süpürge yapılırdı. Gölköy ve Dağbelen Köyleri’ne özgü ve Bodrum’un geleneksel değerlerinden biri olan kovalık hasırları, diğer hasırlara göre, çok daha ince olmaları nedeniyle kilim niyetine de kullanılırdı. İyi korunmuş bir kovalık hasırı, aynı kilimler gibi yüz yıldan fazla kullanılabiliyor.
B
odrum’da Akdeniz kovalığından hasır kilim dokuyan son emektar olan Makbule Teyze (Akar) geçen ay gözleri artık görmediği için ameliyat olmuş ve bu işin son temsilcisi de artık kendini emekliye ayırmış.
uyku verici özelliği bulunuyor. Kovalık hasırının haşarat, akrep ve yılanı da uzak tuttuğu biliniyor. Tarihsel deneyimden gelen bilgiyle dokunan kovalık hasırları ekonomik
Makbule Teyze ve Bodrum’un geleneksel taş ustalarının son temsilcilerinden olan oğlu Yaşar Usta, bu zanaatı bilen hala birkaç yaşlının var olduğunu ama artık pazar bulamadıkları için ve insanların hasır kilim yerine halıyı tercih ettikleri için bu işi sürdürmek isteyenin kalmadığını söylüyorlar. Gençlerse zaten bu zanaatı öğrenmek bile istemiyor. Bodrum’a ait “Kovalık hasırı” tarihe karışırken, son yıllarda yükselen değer “Organik yaşam tarzını” benimseyenlere, arz talep ilişkisi içerisinde hatırlatmak istiyoruz. Kovalık hasırı, zaten sulak alanlarda yetiştiği için suya dayanıklı bir ürün. Zeminden gelen soğuğu kestiği gibi yazın da sıcağı izole edebilen bir yapıya sahip. Öte yandan Kovalık hasırının yeni dokunmuşu üstüne yatılırsa
16
n Kovalık Süpürge.
oluşuyla da yöreye uygun bir materyal. Dağbelen’de ziyaret ettiğimiz Makbule Akar ve oğlu Yaşar Akar’la kovalık hasırı hakkında sohbet ediyoruz. Makbule Teyze 1933 doğumlu, ancak oğlu Yaşar Usta, o yıllarda çocuklara hemen nüfus kağıdı çıkarılmadığını ve biraz ortaya çıktıktan sonra nüfusa kaydettirildiğini bu nedenle aslında Makbule Teyze’nin 76 yaşında değil daha da yaşlı olduğunu söylüyor. Makbule Akar eski adı Dirmil olan Gökçebel’de doğmuş. Sonra Dağbelen’e gelin olarak gelmiş. At üste Dağbelen’e gelin gelen Makbule Teyze, Osman Akar’la evlenmiş. Bugün hayatta 3 evladı bulunuyor. Önce doğan 4 bebeği yaşamamış. Yaşar Usta o günün şartlarında Bodrum’da hiç doktor olmadığı için çocuk ölümlerinin çok fazla olduğunu hatırlatıyor. Eşi Osman Bey’i ise 1996 yılında, 80 yaşında kaybetmiş. Makbule Teyze’yle zanaatı üzerine konuşmaya başlıyoruz; İlk olarak yaşını sorduğumuzda “15 yaşındayım” cevabını alıyoruz. Makbule Teyze’nin ruhu hala genç ama bedeni 76 yaşında.
MAKBULE AKAR Eskiden her eve ihtiyaçtı. Kilim gibi kullanılırdı. Geline bile hediye edilirdi. Altında böcek barındırmaz. Makbule Teyze, nasıl öğrendin bu zanaatı, kim öğretti sana? Anamdan doğdum doğalı hasır dokurum.
En son ne zaman dokudun?
En son geçen sene dokudum. Artık isteyen olmuyor. 9 tane dokudum geçen yıl, müşterisi İstanbul’daydı, oğlum götürdü, geldi.
Bilen var mı senden başka bu işi?
Var ama yapmıyorlar, gençler zaten bilmiyor.
YAŞAR AKAR 100 – 150 yıl kullanılır, tabii iyi bakmak lazım. Sıcağı, soğuğu geçirmez ve sağlıklıdır. Kurs açılsa öğretmek ister misin? Yok ki, isteyen.
Müşterisi kim kovalık hasırının, Makbule Teyze?
Eskiden her eve ihtiyaçtı. Kilim gibi kullanılırdı. Geline bile hediye edilirdi. Altında böcek barındırmaz. Yaşar Usta söze giriyor; 100 – 150 yıl kullanılır, tabii iyi bakmak lazım. Sıcağı, soğuğu geçirmez ve sağlıklıdır.
HABİBE TEZCAN Tüm gün kovalık toplardık, sonra akşamına yine yola çıkardık. Ertesi akşama varırdık köyümüze. Peki, Yaşar Usta, nasıl başlamış bu zanaat?
Yüz yıllardır. Ekonomik bir malzeme, herkes kilim alamazdı zamanında. Yöremizde bulunan bir bitki olduğu için aynı kilim dokur gibi dokumaya başlamış atalarımız.
Hangi mevsim toplanır kovalık, Makbule Teyze?
Eski ayda toplarız, arpa ve baklanın olduğu mevsim. Biz ürünü de eski ayda ekeriz, ne dikersen dik, eski ayda dikmezsen kurtlanır. –Eski ay; ayın küçülmeye başladığı ve karanlık aya kadarki zaman-
17
Gölköy’e eşek sırtında giderdik. Pek bir merasim ve heyecan olurdu.
Makbule Teyze’nin misafiri, yine Dağbelen Köyü’nden ve bu zanaatı bilen Habibe Tercan nam-ı diğer Hacı Nine söze karışıyor; İki yer vardır bizim kovalık topladığımız. Biri Gölköy’deki Akdeniz dediğimiz küçük göl, diğeri ise “Varvol” dediğimiz şimdiki havaalanının olduğu bataklık. Gölköy’e eşek sırtında giderdik. Pek bir merasim ve heyecan olurdu. Varvol’a gitmek tabii daha güçtü. Develerle sabah namazında yola koyulurduk. Ertesi sabah varırdık. Evde “Ben gidecem, sen gidecen” diye kim gidecek kavgası olurdu. Tüm gün kovalık toplardık, sonra akşamına yine yola çıkardık. Ertesi akşama varırdık köyümüze.
Renkli yapacaksak, önce kovalıkları kilim boyasıyla yani kök boyayla boyarız.
Makbule Teyze nasıl dokunuyor kovalık hasırı, üretim aşaması nasıl oluyor?
Önce hasırlıkta, sulak arazide “Topalak” dediğimiz ipi yapmak için bir bitki var, onu toplarız. Bunu önce kuruturuz ama işlemeden önce sağlamlaşsın, kopmasın ve yumuşasın diye tekrar nemlendiririz. Deri sırım gibi dilimler ve ip yapmak için saç örgü gibi öreriz. Böyle oldu mu, çok sağlam olur. Kovalığı Gölköy’den toplar getiririz. Bu kovalıktan güzel süpürge de olur. İşe başlamadan önce kovalıkları kuruturuz ama dokurken kopmasın diye yine ıslatmak gerekir. Aynı halı tezgahı gibi tahtadan tezgahı vardır. Ama kovalık hasırı yerde yapılır. Üzerinde topalakları bağlamak için oyuklar açılmış, “Tarak” dediğimiz iki tahtayı karşılıklı yere sereriz ve gereriz. Sonra kilim dokur gibi dokuruz. Bittiğinde ise iki ucunu özel bir örgü ile kapatırız. Renkli yapacaksak, önce kovalıkları kilim boyasıyla yani kök boyayla boyarız. Yine halı ya da kilim dokur gibi motifleri renkli kovalıklarla yaparız.
Ne kadar zamanınızı alıyor bir hasırı dokumak?
Hacı Nine, o sırada elinde tuttuğu 1,5x1,5m boyutlarındaki kovalığı göstererek cevaplıyor; Elinde oyalanmazsa bir günde bile çıkar ama bazen bakarsın bir hafta sürmüş…
Keşke Bodrum’daki tüm evleri Yaşar Usta inşa etse.
Kovalık hasırının son temsilcileri Dağbelen’den zanaatlarını böyle dile getiriyorlar. Keşke değerlerimiz, zamana böyle yenik düşmese, keşke genç nesiller, eskinin ve geleneksel olanın kıymetini bilse. Bir diğer yiten değer ise Makbule Teyze’nin oğlu Yaşar Usta’nın mesleği. Yaşar Akar, Bodrum’da geleneksel taş mimarisini bilen ve uygulayan son birkaç ustadan biri. Yaşar Usta, Bodrum’da inşa ettiği ekolojik evlerle tanınıyor. Ayrıca Buğday ekolojik yaşam derneğinin de Kaz Dağları’ndaki taş evlerini o inşa etmiş. Yarımadanın özgün mimarisi, Karadeniz mimarisi ile melezleşirken, keşke Bodrum’daki tüm evleri Yaşar Usta inşa etse ya da birileri çıkıp geleneksel mimariye sahip çıksa.
n Üstte Kovalık Hasırı tezgahı. Altta 1000 yıllık bir Kovalık Hasırı.
18
Bir dönem organizasyonunda bulunduğumuz Bodrum Zanaat Festivali’nin bir sloganı geliyor aklıma, şimdi tam yeri: “Yoksa gelenek, yok gelecek”…
19
B odrum Tutkunları Hazırlayan: YİĞİT UYGUR
BAHADIR BARUTER
Hem Komik, Hem Korkusuz Ülkemizde 7’den 70’e hepimizin elinden düşürmediği mizah dergileri vardır. En ilgisiz kişinin bile kendinden birşeyler bulabileceği bu dergiler, var oldukları her dönem hem hayatımıza renk kattılar, hem de güldürürken bir şeyler öğrettiler. Aslında halkın içinden haykırmak istediği ne varsa onlar korkusuzca bunu dile getirdi. Bir tür sözcülüktü yıllardır üstlendikleri. Gerektiğinde sisteme, gerektiğinde yönetimlere, gerektiğinde sosyal adaletsizlere karşı hep söyleyecek bir sözleri oldu ve çizdiler, usanmadan gecelerce, sabahlayarak hep çizdiler. Söyleyeceklerini yarattıkları kahramanların, tiplemelerin ağzından söylediler, söylemek istediklerini hep mizahi bir dille anlattılar. Ve onlar hep bu yüzden çok sevildiler. Hem komik, hem korkusuz. İşte Penguen dergisinin Bahadır Baruter’i de bu, hem komik hem korkusuzların camiasında en fazla ter akıtanlardan biri. Kendisini Gümüşlük’teki evinde bulduk, bize mizah dünyasını ve kendisini anlattı. Bahadır, nedir bu işin büyüsü? Kaç yıldır çiziyorsun ve nasıl bir enerji ki bu bitmek bilmiyor? Ve biliyorum, aslında zor bir iş yapıyorsunuz. Gerçi şunu da biliyorum ki, siyaset oldukça mizah da olacaktır sanırım. 18 yıldır yapıyorum bu işi. Bir 18 yıl daha yapmak isterim. Ama Oğuz Aral’ın bir sözü vardı. “Karikatür genç adamın işidir” derdi. Bizler bunu o zamanlar ‘Genç ruhlu adam’ olarak anlamaya çalışsak da gerçekte genç bir enerjiyi kastettiğini şimdi şimdi fark etmeye başladım. Sırtımızda taş taşımıyoruz ama masa başında geçirdiğimiz mesainin yükü taştan ağır aslında. Gençlikteki deli gücümü özlüyorum. İlk senelerde günlerce uyumadan çalışabilirdim. Oysa artık katlanamıyorum sabahlamalara. Ve dediğin gibi, bizim mizah dergilerinin çoğu zaman besini gündemdir. İşin fiziksel yoruculuğu bir yana diğer yandan her zaman terazinin diğer tarafında olmak yani alıp başını giden sistemin muhalifi olmak da, üstlendiğimiz bir tür sosyal sorumluluk.
Nasıl bir ortam dergi atmosferi? Yani tüm Türkiye’nin tanıdığı “Bir bakıma komik” onca insan masalarının başında oturmuş gırgır, şamata, espriyle çizip duruyor mu? Sanırım dergi ortamı hep merak edilen bir şey. Tüm o sabahlamalar, size enerji mi katıyor yoksa adamın pilini bitiriyor mu?
Sabahlamak bu işin adeta raconu. On onbeş adamın uzay karanlığında yol alan bir uzay gemisinin mürettebatı gibi dergiye kapanıp gün
20
ışıyana kadar harıl harıl çalışmalarında büyüleyici bir şey var. Ben bunu ilk gördüğümde vuruldum bu mesleğe. Tuhaf bir sinir bozukluğu ve gevşeyen otokontrolün mizah duygusunu beslediği kesin. Gece uykusu bizleri ve gün boyu hayatı lüzumundan fazla ciddiye alan ‘dışarıdakiler’i ayırır ve biz ‘ayaktakilere’ huzurlu bir yalnızlık bahşeder. Ben bu duygunun bağımlısı olduğuna şahidim bütün mizah dergicilerinin. Ve tabii bazen yirmi yirmibeş saati bulan mesailerimiz de bizi sabahlamaya zorluyor. Bir kez masaya oturup ısınmaya başladın mı seni hiçbir güç kaldıramaz işinin başından. Bir bakarsın akşam olmuş. Sonra da bir bakarsın güneş doğmuş. Kaçınılmaz bir ritüel, keyif, bağımlılık ve berekettir topluca sabahlamak. Evde yalnız başına çalışmanın çok üstünde verim alırsın. Sinerjik bir büyüsü vardır. Yine de ben son yıllarda her sabahlamamın ardından tövbe ederek dönerim eve. Bitkinlikten. Ama her hafta tövbemi bozarım. Bağımlısıyım sabahlamanın.
Peki, şimdi çoğunluk Gümüşlük’tesin, Buradan nasıl yürüyor işler, dergi ortamını aramıyor musun?
Bodrum’a yerleşeli beri dergide sabahlama ritüellerim azaldı. Burada yalnız başıma sabahlıyorum. İşlerimi bazen internetle yolluyorum. Bazen birkaç hafta boyunca dergi ortamından uzak kalıyorum. Susuz kalmak gibi bir şey. Dergicilik kolektif bir iş. Balıkçılar gibi hep birlikte denize açılıp, kısmetinle sağsalim kıyıya dönebilme macerasının yerini hiçbir keyif
tutmaz. Üstelik çok da verimli bir tarafı vardır birlikte üretmenin. Birlikte eğlenmeye benzer. Ben yine de artık eski gücü bulamıyorum. Çoğu insanın bir haftada ortaya koyduğu emeği biz bir gün ve gecede kotarıyoruz. Sonuçta sevenlerini kendisine hayran bırakan konsantre bir ürün çıkıyor ortaya ama bizler de konsantre bir dayak yemiş oluyoruz. Bunu kastedermiş meğer Oğuz Abi. Gerçekten genç bir enerji gerektiriyor işimiz. Bir çeşit jet pilotluğu gibi.
Eşin Mine Söğüt’le birlikte Bodrum’a yerleştiniz, Gümüşlük’te güzel bir taş evde oturuyorsunuz. Nasıl oldu bu karar, Gümüşlük’ün sendeki etkisi olumlu mu? Arkada bıraktığın şehir yaşantısını özlüyor musun? Mesleğim ve sağlığım için yaptığım en güzel şey Bodrum’a yerleşmek oldu. Doğa, aydınlık ruhlu mutlu insanlar ve yalın ilişkiler. Hayatımda ne varsa mesleğime faydası ve zararı açısından değerlendiririm ben. İşkolik değilim ama mesleki bir pragmatistim. Mesleğim açısından bencilce oluyor tercihlerim çoğunlukla. Doğanın ve mutlu yüzlerin işimdeki enerjime doğrudan yararları var. Şehirde beton deryasında birbiriyle sidik yarıştıran vahşi tüketicilerle dip dibe burun buruna varolmaya çalışmak benim bütün enerjimi kemirip durdu yıllarca. Bundan şüphesiz çok beslenmişimdir bir karikatürist olarak. Ama umarım depom bana bir ömür yeter artık. Mesleğimin artık huzura ve sağlığa ihtiyacı var. Ve bunların hepsi burada, Gümüşlük’te var. Şehirde bıraktığımız dostlarımıza için için
acıyoruz. Peşinde oldukları yaşam kalitesinin burada ne kadar gerçek, yüksek ve ucuz olduğundan habersizler. Bir de günümüzü paylaştığımız aydınlık yüzlü ve tatminli ruhların bize ne güzellikler kattığını bir bilseler. Burası yüksek ruhlar diyarı. Büyük mücadelelerin ve üzüntülerin üstesinden gelip mütevazı beklentilerle doğaya ve gerçek insana sığınmış bilgeler diyarı. Doğada her şeyin insana gerekli olan bilgisi saklı. Yoz insan kadar tiksinç ve zehirli bir başka şey yok. Ve yoz insandan en uzak yer burası şimdilik.
Gelelim mizahçıların muhalif yanına. Az önce de dediğin gibi muhalif olmak mizahçının sosyal sorumluluğu. Peki, bu nasıl oluştu? Korkusuzca sistemi ve iktidarları eleştiriyorsunuz. Bununla nasıl baş ediyorsunuz? Mizah son yıllarda daha önce hiç olmadığı kadar muhalif bir misyon yüklendi. Bu onun becerisinden çok diğer muhalefet odaklarındaki zaafın bir sonucu. Yoksa mizahçılar birdenbire mizahlarını bileyip de muhalefet baltalarını kuşanmış falan değiller. Bin yıldır baktıkları gibi bakmayı sürdürüyorlar çevrelerine. Sadece yürüdükleri yolda yalnızlaşmaya başladılar. Dünyada değerler hızla kaymaya ve yer değiştirmeye, hatta karşıtlarının kılıklarına bürünüp tanınmaz hale gelmeye başladığından beri kafalar allak bullak oldu. Bütün dünyada olanın aynısı bizde de oluyor. Muhalif duruşlar bölünerek zayıflıyorlar ya da hedeflerini sapıtıp yozlaşıyorlar. Karikatürün doğasındaki yalınlaştırma ve kestirme ifadecilik avantajları tam bu noktada imdadına yetişebiliyor kafa karışıklıklarının. Bir de karikatüristlerin hayatı hafife alan bir korkusuzlukları var. Mizah yapmak için gerekli bir içgüdüdür cesaret. Çocuklarda ve delilerde bol bol bulunur. Oğuz Abi “Tanrı delileri, çocukları ve mizahçıları korur” derdi. Bizlerin dokunulmazlığı var.
Bir mizah dergisi nasıl kurulur? Bir zamanlar sadece Gırgır vardı, şimdi birçok dergi var. Neden bölünüyor bu dergiler?
Bu mesleğin bir okulu yok. Karikatür meslek lisesi ya da mizah akademisi diye bir şey yok dünyada. Bunun okulu dergi ortamı. Her mizahçı kendi dergisi olsun ister. Bu onu mizahçı kılan özgürleşme ve kalıplara sığamama içgüdüsünün bir parçasıdır. Gözü yiyen buna kalkışır, kuvvetli olan başarır, dayanıklı olan ayakta kalır. Ben de başkalarının dergilerinde öğrendim dergiciliği ve vakti gelince kendimde söyleyecek farklı bir sözün gücünü görüp kalkıştım dergi kurmalara. Dergilerin bölünmesinde bereket vardır, rekabetin kamçısı vardır, boşalan masaların yeni talihlilerine doğan kısmetler vardır. Penguen bölünüp de on arkadaşım beni terk ettiğinde çok üzüldüm ama bana bir zamanlar kısmetler bağışlayan bölünme geleneğimize asla küsmedim. Kalan arkadaşlarıma daha çok sarılmayı ve mevcut olanla mutlu olmayı öğretti bana bu ayrılık. Bana geçmişteki hiç bir başarım bu üzüntüyü alt edip ayakta kalabilmem kadar kıvanç vermedi. Ve bu kıvancımı büyük şehrin bağımlılıklarından vazgeçip burada Bodrum’da yalın bir hayat ısmarlayarak kutladım. Sonuçta, son yıllarda eşimle dilimize doladığımız şu anonim söze kalpten inanıyoruz artık: “Hiç, daha gözüpektir hepten”.
Teşekkür ederim, kalemine kuvvet diliyoruz. Teşekkürler…
Bahadır Baruter: 1963 Ankara doğumlu. Sırasıyla Küçük Münevver çocuk yuvasında 1 yıl, Nilüfer Hatun İlkokulunda 5 yıl, İstanbul Erkek Lisesi’nde 8 yıl, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde 3 gün ve MSÜ Resim bölümünde 14 yıl eğitim gördü. Karikatüre 27 yaşında başladı. Pişmiş Kelle’de 3 ay, Limon’da 1 yıl ve Avni’de 6 ay çalıştıktan sonra Leman’ın kurulmasıyla birlikte bu dergide yaklaşık 12 yıl süreyle, Fatih Solmaz’la hazırladıkları Lombak adlı karikatür sayfasını çizdi. 1996 yılında, Selçuk Erdem’le L-manyak dergisini çıkardı ve ilk yılı Selçuk Erdem’le olmak üzere yaklaşık 5 yıl süresince bu derginin editörlüğünü yaptı. 1997 yılında Komik Şeyler Yayıncılık’ı kurdu. 2001 yılında 12 arkadaşıyla L-manyak’tan ayrıldı ve Lombak dergisini çıkarmaya başladı. 2002 yılında Metin Üstündağ, Erdil Yaşaroğlu ve Selçuk Erdem’le Penguen dergisini kurdu. 2003’te Fatih Solmaz’la Kemik dergisini çıkardı. Penguen dergilerinde çizerlik ve editörlük görevlerini sürdürüyor. Lombak köşesinde çizdiği karikatürlerinden oluşan 4 karikatür kitabı bulunuyor. Yazar Mine Söğüt’le evli, çocuksuz, kedili ve solak.
21
Geçtiğimiz ay, Bodrum Bülten’in www.bodrumajans.com.tr sitesi anket bölümünde, “2010 yılından beklentiniz hangisi?” sorusunu yönelttik ve aşağıdaki seçenekleri sıraladık: • Mutluluk • Başarı • Huzur • Güven • Kazanç Anket sonuçları bize katılımcıların öncelikle güvenli bir ortamda “Mutluluk” ve “Huzur” aradığını gösterdi. Mutluluk ve Huzur olursa nasıl olsa “Başarı” ve “Kazanç” arkadan gelir mesajını verdi. Biz de 2010 yılında tüm okuyucularımıza Mutluluk ve Huzur diliyoruz.
2010 YILINDAN BEKLENTİNİZ HANGİSİ?
1 - Mutluluk 2 - Başarı 3 - Huzur 4 - Güven 5 - Kazanç
22
% 34,6 %6 % 26.9 % 11.5 % 19.2
2010 yılında beklenti;
Huzur ve Mutluluk. Kazanç, daha sonra geliyor
Ve geldik 2010’a; web sitemizde yaptığımız ankette geçtiğimiz ay “2010 yılından beklentiniz hangisi?” diye sorduk. Birinci sırayı % 34.6’le “Mutluluk” aldı. İkinci sırayı % 26.9 ile “Huzur”; üçüncü sırayı % 19.2 ile “Kazanç”, dördüncü sırayı % 7.6 ile “Başarı” ve %11.5 ile diğer bir şık olan “Güven” aldı. Beklentiler doğal olarak hep pozitif değerler üzerine. Tabii ki umut ediyoruz ki, her şey gönlümüzce olsun. Savaşsız, kavgasız, adaletle dolu, eşitlik içinde, güler yüzle geçireceğimiz bir yıl olsun. Siyasette, demokraside aydınlanmanın yaşanacağı bir yıl olsun. Ekosistemlerin korunduğu, ekonominin ivme kazandığı, açlığın olmadığı bir yıl olsun 2010 ama yine de 2010’dan çok şey bekliyoruz diyen biri çıkarsa ve vaatlerde bulunursa, siz yine de şüpheyle yaklaşın…
“Bodrum’a, Türkiye’ye ve dünyaya sağlık, barış, huzur getirmesini dilerim” Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, 2009 yılını geride bırakmamıza az bir zaman kalmış olan şu günlerde, 2010 yılına dair Bodrum için düşüncelerini yeni yıl mesajında şu şekilde dile getirdi: “Bodrum oldukça yoğun bir yılı geride bıraktı. 2009 yılı Bodrum için uyanmanın, farkındalığın ve değişimin ilk adımlarının yılı oldu. Dünya cenneti Bodrum 2009 yılında yeni, genç, dinamik bir yönetime görev verdi. Çok gururluyuz ve sorumluluklarımızın farkındayız. Türkiye’nin dünyaya açılan penceresidir Bodrum, bir mirastır. 80’li yıllardan itibaren Türkiye’nin bu cennet köşesi hızlı bir gelişim içine girmiştir ancak bu gelişim sürecinde kontrolün kaçırılması, üzülerek söylemeliyim ki Bodrum’u Bodrum yapan ruhu törpülemiştir. Dünyaya egemen olan tüketim ve hep daha fazlasını iste anlayışı, Bodrum’u tükenme noktasına getirmişken Bodrum halkı Bodrum’u yarınlara taşıma görevini genç ve dinamik ellere teslim etmeye karar vermiştir.
Kendi modelini yaratmak yerine dünyadaki modelleri kendine uyarlamayı tercih eden Bodrum, bu modellerin zaman içinde çöküşlerini izlemiştir. Benim bu noktadaki hedefim Bodrum Ruhuna uygun bir model geliştirmek, alt yapısında en son teknolojileri kullanırken, üst yapısında geleneksel dokuyu sürdürmek olacaktır. Bu aşamada yeni yılla beraber yerlisiyle, yabancısıyla, sivil toplum kuruluşlarıyla, sanatçısıyla, çocukları, gençleri ve yaşlılarıyla, denizcisiyle, esnafıyla el ele Bodrum’u yarınlara taşıyacağız. Bodrum bizim evimizdir. Ne Türkiye’nin, ne dünyanın ne de bizim başka Bodrumumuz yok. Bu düşünceyi asla aklımızdan çıkarmadan, tüm Bodrum sevdalıları olarak elimizi çekinmeden taşın altına koyarak Bodrum’u geleneklerine bağlı, dokusunu koruyan, çağdaş bir kent olarak yeniden yapılandıracağız. Bu duygularla ve heyecanla 2010 yılının Bodrum’a, Türkiye’ye ve dünyaya sağlık, barış, huzur getirmesini dilerim. Saygılarımla.”
23
“BU NÜFUSUN TOPLAMI, BODRUM’DAKİ İŞYERLERİNİ BESLEMEYE YETMİYOR”
Yeni işyerleri kimler için yapılıyor?
Bodrum’a baktığımızda hiç bir dönemde olmadığı kadar boş dükkan görmekteyiz. Son zamanlarda yapılan irili ufaklı iş yerlerinin neredeyse tamamı kiracı beklemekte. Öte yandan baktığımızda ise yeni yapılanlar yetmiyormuş gibi bir de Ortakent-Yalıkavak kavşağında çok büyük bir Alışveriş Merkezi Projesi var. Bize göre mevcut alışveriş alanları, Bodrum’un ihtiyacı olan miktarın çok çok üzerinde. Bu dengesiz gidiş, pek çoğumuz için merak konusu. Biz de Bodrum’da konu ile ilgili en doğru bilgiyi alabileceğimizi düşündüğümüz kişi olarak, OASİS Alışveriş, Kültür ve Eğlence Merkezi’ni yöneten kadronun üst düzey yöneticisi Mazhar Vardar’a başvurduk. 9 yıldır OASİSİ’i başarıyla yürüten gurubun lideri Mazhar Vardar bizi ofisinde ağırladı. Mazhar Vardar
nüfusun toplamı, Bodrum’daki işyerlerini beslemeye yetmiyor.
“Bodrum’daki duruma baktığımız zaman, ticaret yapmaya çalışan mağaza sayısı, Bodrum’un nüfusunun besleyebileceği potansiyelin çok üzerindedir”
Oasis Alışveriş, Kültür ve Eğlence Merkezi’ni yöneten kadronun üst düzey yöneticisi olarak, Bodrum’da “Alışveriş” sektörünün durumu ve gelişimi hakkında ne düşünüyorsunuz? Bütün Türkiye’de olduğu gibi, ne yazık ki Bodrum’da da bilinçsiz gelişim, yükselişte gözüküyor. İnşa edilen ve sektörün hizmetine sunulan alışveriş alanları, sektörün ihtiyacı olan miktarın çok üzerindedir. Sektörün ihtiyacı dediğimiz zaman, düşünülmesi gereken, sektörü yaşatacak alışveriş potansiyelidir. İstediğiniz kadar mağaza ve marka oluşturun, sonuçta iş yerlerini besleyecek olan nüfusun yapacağı alışveriştir. Bodrum’daki duruma baktığımız zaman, ticaret yapmaya çalışan mağaza sayısı, Bodrum’un nüfusunun besleyebileceği potansiyelin çok üzerindedir. Bu durumda, açılan işyerlerinin ömrü doğal olarak kısa olmaktadır. Yokuşbaşı’ndan, Ortakent’e kadar ana cadde üzerinde bir dolaşın. Birkaç yıl üst üste, aynı adreste ticarete devam eden kaç işletme sayabilirsiniz? Kiracı bekleyen mağaza sayısı göz önündedir.
24
“Bu nüfusun toplamı, Bodrum’daki işyerlerini beslemeye yetmiyor”
Bodrum’da yeni alışveriş merkezleri planlanıyor, hatta inşaatı başlamış olanlar var. Bunların devreye girmesi ile Bodrum’u neler bekliyor?
Bodrum’un nüfus yapısını hepimiz biliyoruz. 12 ay Bodrum Yarımadası’nda yaşayan yaklaşık 140.000 kişi var, bu nüfus Mart – Ekim ayları döneminde 200.000 civarında uzun tatil yapan orta yaş üzeri insan grubu ile artıyor. Bu nüfusun eğitim, yaş, gelir, iklim ve alışkanlık yapısını doğru okumak, doğru irdelemek gerekir. Bu
Yatırımcılar, Bodrum’un kısa süreli yaz nüfusuna göre fizibilite yapmaktadır. Bodrum’da turizm sezonunda oluşan geçici nüfusun, alışveriş ihtiyaçlarını doğru değerlendirmek gerekir. Tatile gelen insanların, belirli sektörde hizmet veren iş yerlerini besleme süresi 90 – 105 gün ile sınırlıdır. Bu süre ticari olarak ne kadar yeterlidir? Yeni alışveriş merkezleri, acaba Bodrum’daki nüfusu mu çoğaltacaklar, yoksa alışveriş sezonunu mu uzatacaklar? Bunları başarırlarsa, artan nüfus ve uzun alışveriş dönemleri, bu yatırımlarını ayakta tutabilir. Bunun aksi, Bodrum’un ticari yapısındaki tüm oyuncuları alt üst edecektir.
Bu yeni işyerlerini, kim kiralayacak, kiralasa bile bu giderlerini kime, ne kadar satış yaparak karşılayabilecek?
Konuyu biraz daha derinlemesine ele alabilir miyiz? Fazla teknik detaya girmek istemedim, ama oluşacak yeni alışveriş merkezlerinde yatırım yapacak olan bilinçli mağazacılar, işletecekleri ticari alanların, metrekare verimliliklerini düşünerek kiralama yapacaklardır. Yeni alışveriş
Turgutreis ve Yalıkavak’da hızlı bir gelişim var. Buralarda yaşayan nüfus, alışveriş ihtiyaçlarını, kendi yakın çevresinden karşılamayı tercih ediyor. Bodrum’un küçük beldelerinde oluşan ve oluşacak yeni alışveriş bölgeleri, Bodrum’un toplam ticari potansiyelini parçalayıp, küçük paylar oluşturacağından, Bodrum’da ticaretle uğraşan insanların keyfi kaçacaktır. Yatırımı cazip olmaktan çıkaracaktır. Birçok karnı doyamayan işletme oluşacaktır. Açılıp, kapanan işletmeler, piyasayı olumsuz etkileyecektir. Bodrum yarımadası için, ilgililerin doğru planlama yapması ve ihtiyaca yetecek düzeyde yatırımı desteklemesi ve hedeflemesi gerekir. Bu başarılamazsa, kaybedecek Bodrum ve Bodrum esnafı dolayısıyla, Bodrum halkı olacaktır.
“Doğru yerde ve doğru hesaplamalarla gerçekleşemeyen her yatırımın sonu hüsrandır”
Yeni alışveriş merkezleri Oasis’i nasıl etkileyecek?
merkezlerinin yatırım maliyetleri yüksektir. Yatırımın geri alınması için, mal sahiplerinin, talep edilecekleri kira değerleri de, doğal olarak bu yüksek yatırımı karşılamak için, yüksek olacaktır. Ayrıca, kapalı alışveriş alanlarının, ısıtma, soğutma ve diğer ihtiyaçları için tüketmek zorunda oldukları enerji, yönetim giderlerinin de yüksek olması zorunluluğunu, beraberinde getirecektir. Bu yatırımlardaki, kira değerleri ve aidatların yüksek olması zorunludur. Bu durumda, bu yeni işyerlerini, kim kiralayacak, kiralasa bile bu giderlerini kime, ne kadar satış yaparak karşılayabilecek? Sorun buradadır. Perakende sektöründe, Bodrum’daki metrekare verimliliği bellidir. Türkiye’deki markaların adedi, bu markaların hedefledikleri sosyo-ekonomik yapı, Bodrum’un ticari potansiyeli, nüfus yapısı, hepsi bellidir. Bütün bunlar, değerlendirilince, Bodrum’da bugün için yeni yatırımların, hem yatırımcılar, hem de işletmeciler açısından ne kadar akılcı olacağını doğru değerlendirmek gerekir. Zaten bu nedenle, markaların kendileri Bodrum’da doğrudan yatırım yapmayı tercih etmedikleri için, Bodrum’da bayilik sistemi ağırlıklı bir sektör oluşumu vardır. Bu da bölgesel sektörü ve bu sektördeki hizmetin kalite ve gelişimini olumsuz etkilemektedir.
Bayilik sisteminin ne sakıncası var?
Sakınca demek yanlış olur. Türkiye’de, kurumsal işletmelerin mağazacılık anlayışı ve kalitesi dünya standartları ile eş düzeydedir. Mağazaların düzeni, vitrin yapısı, aydınlatma kalitesi, çalışan personelin eğitim ve kalitesi, yani hizmet kalitesi, çok üst düzeydedir. Tüm bunlar yüksek masrafları gerektirir. Kurumsal işletmeler, bu kaliteden asla taviz vermezler. Kurumsal işletmeler, özellikle Bodrum gibi küçük yörelerde yatırım yapmak yerine, benzer giderlerle ticari potansiyeli daha yüksek yerleşim merkezlerine yönelmeyi tercih ediyorlar. Bodrum gibi pazarlara da, bayiler ile giriyorlar. Bayilik sisteminde, her ne kadar tek tip mağazacılık anlayışı ile sözleşmeler yapılıyor ve kurallar konuluyorsa da, bayi kendi giderlerini alt düzeye çekebilmek için, tüm bunlardan ekonomi sağlamak zorunda kalıyor. Kurumsal
işletme yönetimiyle, bayi sisteminde çalışan işletmenin yönetim anlayışındaki fark budur. Hizmetteki kalite standardından verilen tavizdir. Alışveriş merkezinden ve tüketiciden esirgenen farktır. Olmaması gereken farktır.
“Oasis yatırımı, Bodrum’a özel yönetilmektedir”
Bodrum’un ticari potansiyeli kısıtlı diyorsunuz, kaç yıl önce yapılmış olan Oasis için bu konuda ne düşünüyorsunuz? Yaşadığımız dünyada, her şey çok hızla farklılaşıyor ve değişiyor. Oasis Alışveriş, Kültür ve Eğlence Merkezi yapıldığı zaman, Bodrum’un nüfus yapısı ve gelişimiyle ilgili beklentiler farklı değerlendirilmiş, ancak bu beklenen gelişim olmamıştır. Oasis yatırımı, Bodrum’a özel yönetilmektedir. Mal sahipleri, Bodrum’un özel ticari yapısını bilmektedir. İşletmelerini, yani kiracılarını Bodrum’un mevsimsel ticari yapısına göre daima korumuş ve korumaktadır. Bodrum’a özel, mevsimsel ticari yapının getirdiği olumsuzlukların dışında da, 1998 yılından bu yana, ülkemizde ve dünyada yaşanan ekonomik krizlerin herkese yaşattığı ekonomik sorunları düşünürseniz ve bunların tamamından Oasis, kiracı yapısını koruyarak çıkabildiyse, bunun arkasında, Bodrum’a özel yönetim anlayışı yatmaktadır. Kısacası, Oasis yatırımı da, yıllardan beri büyük özveriler ile ayakta duran bir ticari yapıdır.
“Bodrum bugün için, ortada bunca boş ve kiralanamayan mağaza varken, yenilerini yapmak için cazip bir yer olarak gözükmüyor”
Beklenen yeni alışveriş merkezi yatırımcılarına bir mesajınız var mı?
Değerli yatırımcılara, mesaj vermek haddim değil. Hepsinin yolları açık olsun. Benim penceremden bakınca, Bodrum bugün için, ortada bunca boş ve kiralanamayan mağaza varken, yenilerini yapmak için cazip bir yer olarak gözükmüyor. Yeni gelişen beldeler, kendi alışveriş dünyalarını oluşturuyor. Pazar bölünüyor. Ticaretin cazibesi kayboluyor. Örneğin
Yeni alışveriş merkezleri uygulamak zorunda kalacakları, yüksek kira değerleri ile kimlere ve ne kadar kiralama yapabilecekler? Kiraladıklarını varsayalım, kiracılar, kira giderlerini karşılayacak gerekli ticari verime ulaşabilecekler mi? Doğru yerde ve doğru hesaplamalarla gerçekleşemeyen her yatırımın sonu hüsrandır. Bodrum’un değişik noktalarında inşa edilmiş alışveriş alanlarının durumunu tüm Bodrum’lular görmektedir. Yeni alışveriş merkezleri için, yatırım öncesi yapılan verimlilik çalışmalarını kimlerin yaptığını çok merak ediyorum. Yeni yatırımlar için düşünülen ve konuşulan kira değerleri ile Bodrum’da ticari faaliyette bulunmak olanaksızdır. Biz on bir yılın deneyimi ve on bir yılın ticari sonuçları ile Bodrum’da neyin mümkün, neyin mümkün olmadığını çok iyi biliyoruz. Her türlü arz fazlası, tüm sektörü olumsuz etkileyecektir. Benzer örnekler, İstanbul, Ankara gibi büyük kentlerimizde sorunları çözüm bekleyen yanlış yatırımlar olarak beklemektedir. Bodrum’daki yanlış yatırımlar da, doğal olarak, Bodrum’un ticari yapısındaki sektörün tüm oyuncularını alt üst edecektir. Oasis de bu oyunculardan birisidir. Dolayısıyla Oasis de az da olsa, kendine düşen payı mutlaka alacaktır. Oasis, bunca yıldır kendini ispat etmiş bir yapıdır. Kendini kabul ettirmiş bir alt yapıya sahiptir. Marka karması sağlamdır. İşletmecileri, Bodrum’un saygın ve bilgili ticaret erbabıdır. Bizim, işletmecilerimizle bütünleşmiş özel bir yapımız var. Yeni yatırımlar, bu nedenlerle, bizi kısa vadede, sanırım etkilemez. Orta vade için de, duruma göre gereken planlama zaten yapılır. Yeni yatırımlar, Oasis ile rekabet etmek mecburiyetinde olacaktır. Bizim sağladığımız olanakları daha ucuza sağlamak zorundadırlar. Ticari dünya, bir menfaat dünyasıdır. Ticari hayatta vefa yoktur. Ticaret dünyası, günün şartlarının getirdiği menfaatlerin peşinden koşar, bu yönde hareket eder. Ticaretin doğasında bu gerçek vardır. Ticaret dünyası, daha iyi ve daha büyük fayda sağlayanı, tercih eder. Bunu sağlayabilecek alışveriş merkezi yatırımcısı kazanabilecektir. Herkesin yolu açık olsun.
25
SONSUZ BAHAR RÜZGARLARI ÜLKESİ BODRUM
ERDOĞAN KAYALAR /
26
erdogankayalar@gmail.com
O günün KİLİSESİ, Baskın Oran’ın “Dalavera Memed’in, ‘Bodrum Tarihi’ kitabı” ; Bugün, yerinde, Bodrum mimarisiyle uzaktan yakından ilgisi bulunmayan Halk Eğitim Merkezi binası yükselen bu Aya Nikola kilisesinin 1969 yılında yıktırılması tam bir barbarlık örneğidir.” “İşin ilginç (ve daha rezil tarafı) “yıkılma tehlikesi vardır” denilen güzelim anıta kazmayla girişirler, yıkamazlar ve sonunda dinamit koyarak civardaki evlerin zangır zangır sarsılmasına yol açarlar. Bununla bile ilk katın duvarlarını yıkamayınca Halk Eğitimi o duvarların üzerine inşa etmek zorunda kalırlar.”
A
ya Nikola kilisesi için geliştirilen tek senaryo, Halk Eğitim Merkezi yapılması. Rüştü Gür ve arkadaşlarının direnmesi, çırpınması yetmiyor. Onları dinleyen de yok. Buna karşın, “Bodrum Halk Eğitim Merkezi Yaptırma Derneği” kuruluyor. Zamanın Belediye Başkanı Derviş Görgün tavrını açıkça belli etmiyor ama Rüştü Gür ve arkadaşlarından yana olduğunu ihsas ettiriyor.
beni çağırarak; “Perdeyle çevir orayı, yoksa ruhsatını iptal ederim” dedi. Perdeyle çevirdik bahçeyi. Jeneratör getirdi, kilisenin içine koydu. Sabaha kadar yanmıyordu elektrikler. Mazot param yok derdi. Çok su israfı var Bodrum’da diyerek çeşmeleri kontrol etti. Bir de ne görsün, Kadınlar çeşme başında hep halı yıkıyorlar. Hemen halı yıkamayı yasakladı. İlk cezayı da yengeme yani karısına kesti. Beş vakit namazını camide kılardı. Ama Tophanedeki (Eski balık pazarı) rakı sohbetlerine de katılırdı. Bodrum Sporun kurucusudur. Fransızca biliyordu. Giritçeyi de bilirdi. İşte dayım bu.
Derviş Bey’in yeğeni Ahmet Yunt’a Ben de tanıdım Derviş Görgünü. Kibar, ulaşıyorum. nazik, bilgili, olumlu insandı. Bodrum’u — Dayın, Rahmetli Reis Derviş Görgün çok severdi. Yeğeni Ahmet Yunt’un nasıl bir insandı? Aya Nikola kilisesi için anlattıklarından, konuştuğum Bodrumluların davranışı ne oldu? söylemlerinden anladığım kadarıyla, kilise— Ben anlatayım, gerisini sen düşün. nin yıkımına onay vermediğine inanıyorum. Hemen şunu söyleyeyim ki; Dayım O halde kim yıktı kiliseyi? Yunanistan’daki Atatürk’ün bakanlarından Reşit Galip bazı camilerin yıkılmasına misilleme Bey’in kızı Halide ile evli. Ufku açık, olarak Aya Nikola Kiliyumuşak, modern, Bodsesi, hükümetin baskıları rum 1906 doğumlu karşılığı yıkılmış. Bodrum bir insan. Lise mene kazanmış? Bir eğitim zunu. 1950’li yıllarda merkezi kazanmış. GetiDemokrat Parti, 1960’lı risini ve götürüsünü sizler yıllarda Adalet Partartışınız artık. tili Belediye Reisi. Milas yolunu ilk açtıran. Ankara Üniversitesi SosBodrum’un turizmden yal Bilimler Enstitüsü para kazanacağına inaKamu Yönetimi ve Siyanıyordu. Kumbahçe set Bilimi Ana Bilim Dalı sahilindeki, çok katlı Doktora Tezi H. Perihan otellere onun için ruhKiper 2004. Adı geçen sat verdi. Dayımın çalışma örnek olarak izniyle Bodrum’un ilk Bodrum’u almış. İlginç diskoteğini ben açtım. bilgilere değinilmiş: “KaNeyzen Tevfik’in evinin nuninin emriyle Rumbahçesinde. Fiyatları lar 1522’de Bodrum’a yüksek buldu. 7.5 yerleştirilmişlerdir. 1832 kuruştan 5 kuruşa indirGirit ayaklanmasının di. Geceleyin diskoteğin ardından adadaki Müsönünden geçerek mekânı Avram Galanti “Bodrum Tarihi” Kitabında (sayfa 68) kalenin içindeki kilise lüman Türkler bölgeye izlemiş. Ertesi günü Kanuni’nin talimatıyla camiye çevrilmiştir” diye yazıyor. (Belge 1)
bugün HALK EĞİTİM MERKEZİ gelmişlerdir.” deniyor. Avram Galanti “Bodrum Tarihi” Kitabında (sayfa 68) kalenin içindeki kilise Kanuni’nin talimatıyla camiye çevrilmiştir” diye yazıyor. (Belge 1) Gece telefonum çalıyor. Açıyorum. — Buyrun Erdoğan. — Erdoğan abicim, ben İsmail Dinçer. Tanıdın mı? — Tanımaz mıyım hiç. Dinliyorum seni. — Kilise yazını okudum. Aya Yorgi Kilisesi diyorsun. Bu kilise, Halikarnas Disko’nun yerindeki kilise bence. İngiliz Newton’un çizdiği Bodrum şehir planı var elimde. — Çok teşekkür ederim. Güzel bir bilgi aktardın. Yarın Kaleye gidip inceleyeceğim. Yaşlılarla da konuşacağım. Sonra sana dönerim. Dükkâna uğrarım konuşuruz. Tekrar teşekkür ederim. Ertesi günü gittim Kaleye. Kütüphanede Nurten Hanım yardımcı oldu. Newton’un büyük boyutlardaki albümünü çıkardı. İçinde çizimler, planlar, fotoğraflar var. Bodrum planını bulduk. Gerçekten planda iki kilise gösterilmiş. Birisi, Kaleye yakın bir yerde Nikolas. Diğeri Halikarnas burnunda St. Giorgios. (Belge 2) Plan 1857 yılında çizilmiş. Kitap 1862 de C.T.Newton Halicarnassus, Cnidus, Branchidae adıyla basılmış. Kaleden çıkıp, Hüseyin Biner’e gittim ve sordum. — Aya Nikola kilisesinden başka kilise var mıydı Bodrum’da? — Evet. Halikarnas Disko’nun olduğu yerde yarım kalmış kilise inşaatı vardı. Pencere lentoları atılmamıştı. Rumlarla Giritliler gidince yarım kalmış. Nalbantaki Ali aldı orayı. Halikarnas Otel’i yaptı. Hüseyin Şakar, Osman’a sormuş ikinci kiliseyi; “Oğlum Halikarnas burnunda yarım kalmış kilise inşaatı vardı. Rumlar kaçınca öleee galmış. Sona otel oldu.” Etem Usta’ya (Demiröz) sordum ikinci kiliseyi: — Senin yaşın müsait değil ama, kulağına çalınan ikinci kiliseyle ilgili bilgin var mı? — Babam rahmetli anlatmıştı. Rumlar Bodrum’u terk edince Halikarnas’taki Kilise inşaatı yarım kalmış. Öylece bırakıp gitmişler. Sonraları, Ali Nalbantaki almış o arsayı. Binayı da otel yapmışlar. Yunus Gözen’e gittim. Rumca ve Giritçeyi iyi bilir. Ancak, yazıp okuyamaz. Adalarda tanıdıkları ve dostları vardır. Yunus; — Kilise için neler söyleyebilirsin? — Ben bu mahallenin çocuğuyum. Kiliseyi elbette bilirim. Çok şık ve güzel binaydı. Göçecek, yıkılacak diye rapor verdiler. Yıkılacak denilen binayı çok zor yıktılar. Şimdi hayıflanıyoruz. Geçmiş ola. — Bir kilise de, Halikarnas Disko’nun olduğu yerde varmış. Ne diyorsun. — Babam söylerdi orada papazın evi varmış. Papaz özel gün ayinleri için şehre gelirmiş. Orası, şapel veya kilise değildi. Despotun eviydi. İbrahim Şakar’a telefon ettim. Hemen, yazını iki defa okudum dedi. Genelde beğendiğini, tarihlerde sapmalar olduğunu söyledi.
Teşekkür ederek sordum? — Yıkılan kiliseden başka, Bodrum’da kilise var mıydı? — Elbette. Halikarnas Diskonun olduğu yerde bir kilise binası daha vardı. Su basmanına kadar yapılmıştı. Orası oyun yerimizdi. Mahallenin sonuydu. Öteye geçmezdik. Yaşlıların hemen hepsi hatırlıyordu kiliseyi. Halikarnas Disconun mal sahibi Turgut Nalbantoğlu’nu telefonla aradım. Evde yoktu o gün. Eşiyle konuştum. Sorumu şöyle cevapladı: “Evet, arsamız içinde yarım kalmış kilise inşaatı vardı. Biz oteli bu inşaatın üzerine yaptık.” Aradan bir süre geçti. Tekrar telefon ettim. Bu defa telefonda Turgut Bey vardı:” Babam Halikarnas burnunu satın almıştı. O arsa üzerinde, yarım bırakılmış kilise binası bulunuyordu. Bu binanın duvarları üzerine biz Halikarnas Oteli yaptık. Birçok koridorları mevcuttu. Hatta bazı yerlerde insan kemikleri bulunmuştu. Balkan Harbi sonrası ve Birinci Dünya Savaşı içerisinde Rumlar Bodrum’dan kaçmışlardı. İstiklal Harbinden sonra da, mübadele oldu. Kilise inşaatı da bitirilemedi herhalde. Rüştü Beyle çarşıdaki kilise yıkılmasın diye çok çalıştık. Bodrum Turizm ve Tanıtma Derneğinde beraberdik. Sesimizi duyuramadık. Daha doğrusu bizi dinleyen olmadı. Yıktılar güzelim kiliseyi. Bodrum’un en büyük salonuna sahipti. Bütün davetlileri alsın diye ablamın nikâhı orada kıyılmıştı.” Mahmut Kaptan,”Ben Halk Eğitim inşaatında marangoz olarak çalıştım. Ustamla kalıp tahtalarını çaktık. 1968 yılıydı” dedi.
27
1994 yılı mart ayında yerel seçimler yapılacak. Şubat ayı ramaznüanla geçiyor. Partilerin Belediye Başkan adayları Ramazandan sonra, yoğun çalışma içine giriyorlar. Seçim beyannameleri yayınlanıyor. MHP adayı emekli Albay Bedri Saygı’nın, beyannamesindeki şu cümle çok çarpıcı: “Halk Eğitimi başka yere taşıyıp, kiliseyi ihya edeceğim.” Hadi buyur buradan yak. İlgili Partinin yönetim kurulu üyelerinden biri, biz bu cümleyi “Sansasyon yaratmak için kullandık” dedi. Böylece kilise ilk defa yerel yönetimlerin gündemine giriyordu. Seçimin galibi Tuğrul Acar. Seneler sonra, kiliseyi sorduğum zaman; “Kilise, Başkan olarak benim gündemimde vardı” diyerek devam ediyor: “Bakanlıklarla yazıştım. İç işleri ve dış işleri Bakanlıklarıyla. Ayrıca, Kanada’dan gelen şehircilik fakültesi öğrencilerine Halk Eğitim Meydanı ile Belediye Meydanı’nın avam projelerini yaptırdım. Halk Eğitim Meydan projesinde kiliseyi yerine koymuşlar, Orman Şefliğini, Gümrük Müdürlüğünü yıkarak meydanı denize bağlamışlardı. Fakat Orman Genel Müdürlüğü binanın yıkılışına itiraz etti. Adı geçen Bakanlıklar da kilise çalışmalarımıza sıcak bakmadılar. Hatta vazgeçin bu işten diyerek baskı yaptılar.” Tuğrul Acar’dan önceki Belediye Başkanı Emin Anter (rahmetli), Kilise konusunda arkadaşlarıyla fikir alış verişinde bulunmuştu. Aydın Öncel; “Emin Ağabey, “Şu kilise işini çözelim. Taştan, eskisine uygun, Bodrum’a yakışan bir kilise yapalım. En görkemlisi de Gök Tepe’de olur diye düşünüyordu. Sonra gittik Gök Tepeyi adım adım gezdik. “Konuyu Nilgün Cangır’a sordum; “Evet, zaman zaman kendi aramızda konuşurduk. Tartışırdık. Ancak, nazariyattan fiiliyata geçemedik. Kilise, gündemimize giriyordu, çıkıyordu.” Başkan Tuğrul Acar’dan sonra, Kaymakam Cumhur G. Taşbaşı, BOÇED (Bodrum Çarşı Esnafı Derneği)’nin, hazırladığı kilise raporuna bağlı olarak kilise yapılsın dilekçesini ilgili makamlara gönderilmek üzere Muğla Valiliği’ne göndermiştir. 27 Mart 2001’den sonra Belediye Başkanı Mazlum Ağan. Kumbahçe Mahallesi’nden. Girit kökenli. Mimar. Tasarımcı. Aradan bir süre geçiyor. Başkanın beyanatını gazetelerden okuyoruz; “Kiliseyi eski haline getirmek istiyoruz. İmar planında anıt eser kilise olarak gösterdik. Kurulda görüşülecek. Bina Mal Müdürlüğüne ait bu nedenle, Milli Eğitim Bakanlığı’nın da olaya sıcak bakması gerek. Biz projenin gerçekleşmesini istiyoruz.” 10 Haziran 2003 tarih, 2434 sayılı Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararıyla 1/1000 ölçekli, “Bodrum Koruma Amaçlı Revizyon ve İlave İmar Planları” onaylandı. Adı geçen plana göre; Kilise “Anıt Eser” olarak tescillendi. (Belge 3) Bu arada hemen hatırlatayım ki “Anıt Eser” kararına meclis üyesi Neşe Gökbel muhalefet şerhi koyduğunu belirterek; “Evet imar planına şerh koydum. Çünkü Bodrum’un “Anıt Eser”e ihtiyacı yok. Ancak Halk Eğitim Müdürlüğü yaşıyor. Dokuz ay faaliyet gösteriyor. İnsanlar bir şekilde eğitiliyorlar. Eğitim veren kurum. Yaşayan, yaşatan bir kurum. Bu nedenle, muhalefet şerhi koydum imar planına” diyor.
28
Bodrum Çarşı Esnafı Derneği (B0ÇED), 07.03.2003 tarih 15 sayılı yazısıyla Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Müdürlüğü’ne başvurarak; “İlk olarak Bodrum çarşısı içinde bulunan “Aya Nikola” kilisesinin restitüsyonunu gerçekleştirerek kentimize kazandırmayı ve kültürel mirasımız olarak korumayı hedeflemekteyiz. Bu hedefimiz çerçevesinde adı geçen yapının yerinde bulunan,
Halk Eğitim Merkezi’nin mülkiyet; fonksiyonunun taşınması ve benzeri konularda Kurulunuzun gerekli desteği vereceğini umarız. Bu konuda Kurulunuz ile iletişim içinde bulunmayı gerekli görmekteyiz. Saygılarımızla. İmzalar. (Belge 4) 06 Ekim 2003 tarih 002488 sayılı yazıyla, BOÇED’e yanıt veriliyor: Kurulumuzun 10.06.2003 gün 2434 sayılı kararı. Muğla ili, Bodrum ilçesi, Bodrum çarşısı içinde bulunan “Aya Nikola” kilisesine ilişkin yazınız incelenmiştir. Kurulumuz kararının 1/i maddesi ile tespit edilen bilgi ve belgeler ışığında, cephe ve üst çizgisi hakkında yeterli bilgi ve belgenin bulunduğu anlaşılan daha sonra Halk Eğitim Merkezine dönüştürülen yapının anıt eser olarak tesciline ve yapının gelişmiş kimliğine kavuşturulabilmesi için restitüsyon çalışmasının yapılarak Kurulumuza iletilmesine karar verilmiş ve karar ilgili kurum ve kuruluşlara gönderilmiştir. Gereğini bilgilerinize rica ederim. İmza Erdal Korkmaz Müdür. (Belge 5) Ayrıca BOÇED, çarşı esnafında yaptığı araştırmanın 16. maddesinde şunu sormuş: “Halk Eğitim Merkezinin orijinal yapısına dönüştürülüp kültürel ve turizm faaliyetine tahsis edilmesini nasıl karşılıyorsunuz?” Gelen cevapların oranları şöyle: Kilise olarak diyenler %23, Halk Eğitim Merkezi diyenler %2, orijinal yapısına dönüştürülüp kültürel ve turizm faaliyetinde bulunsun diyenlerin oranı %75, geri kalan fikir beyan etmemiştir. 29 Mart 2009 günü yapılan yerel seçimler sonunda Bodrum Belediye Başkanlığı el değiştirdi. Yeni Başkan Mehmet Kocadon’dan “Anıt Eser” kilise hakkındaki görüşlerini rica ettim. Kesin ve net cevap verdi: “Bizden önceki dönemde, Anıt Eser Kilise imar planına işlenmiş. Kuruldan da geçmiş. Aynen devam edeceğiz. “Medeniyetler İttifakı çerçevesi içinde izin alıp, kaynak ta bulabilirsek kiliseyi yeniden inşa edebiliriz. Yalnız ibadete müsaade etmeyiz. Müze olarak ziyarete açarız.” Sayın Başkana katılmamak mümkün değil. Ayasofya! Önce Kilise, sonra cami, şimdi müze… Son olarak Müftü Efendiye gidiyorum. Gerçekten efendi. Her şeyden, her konudan rahatlıkla konuşabileceğiniz centilmen bir kişi Müftü Mehmet Yiğit. Kiliseyi ve Halk Eğitimi kısaca anlatıyorum. Ve soruyorum. Ne söylemek istersiniz? “Ben Avrupa’da görev yaptım. Türklerin yoğun yaşadığı yerlerde, yerel yönetimlere başvurular yapıldı. Cami yapımı için, izin istendi. Araştırdılar. Uygun görünenler için arsalar gösterildi. Verilen izinler çerçevesinde camiler yapıldı. Bodrum kilisesi de kültürel bir miras olarak niçin yapılmasın.” Üç sayıdır Bodrum Bülten’e kiliseyi yazdım. Bulduğum belgeler ile yaşlı Bodrumluların söyledikleri ikinci kiliseyi gündeme taşıdı: Aya Yorgi. Başbakanlık Osmanlı Arşivleri belgelerine göre Aya Yorgi Kilisesi de var Bodrum’da. Yaşlılara göre Halikarnas Otel’in binası. Yukarıda yazdığım gibi, mülk sahibi Turgut Nalbantoğlu’da onaylıyor durumu. Bu arada, İsmail Dinçer ile Hüseyin Şakar’a beni uyardıkları için teşekkür ediyorum. İkisi de haklı çıktılar. Şimdi Bodrum’lular iki kiliseyi konuşacak, tartışacak… Ne diyor şair; “Zamana dur deyişimiz boşuna, O geçer biz göçeriz.” Yazarın yazılı izni alınmadan alıntı yapılamaz.
29
Hazırlayan: İBRAHİM ARKULA
Anadolu Tiyatroları
Söke Priene tiyatrosu.
İnşaat mühendislerimizden Yaşar Yılmaz, Bodrum antik tiyatroda bir konser izlerken düşünmeye başlamış: Tiyatroların inşa edildiği antik dönemde elektronik sistemler ortada yok iken, eski insanlar sesi nasıl tiyatronun en üst sıralarına, sahneye en uzak oturan izleyiciye ulaştırmıştı diye arayış içine girmişti.
A
rayışı sırasında sadece antik bilgi kaynaklarına başvurmuş, Bodrumlu Heredot, Amasralı Strabon ve en yakın kaynak olarak da 2. yüzyılda yaşamış olan Romalı Mimar Vitruvius’un yazdıklarını inceleyerek Anadolu’daki antik tiyatroların envanterini çıkarmak için yola koyulmuş. İki yıl içinde 42 bin km. yol kat eden araştırmacımız, 119 antik tiyatroyu, yine antik dönemin ölçüm birimi olan ayak ve parmak hesabıyla ölçmüş, açı derecelerini hesaplamış ve ortak inşaat mühendisliği ayrıntılarını ortaya koyarak bizlere sunmuştur. Antik tiyatroların, tarihsel geçmişi konusunda arkeologlarımıza yardımcı olacak inşaat özelliklerinin evrimi bilgilerini derlemiştir. Yaşar Yılmaz’ın Antik Tiyatrolar konusundaki incelemeleri, önce 2008 yılında Yapı Endüstrisi dergisinde, daha sonra 2009 yılında da Yem Yayınları tarafından ‘Anadolu Antik Tiyatroları’ adıyla yayınlanmıştır. Geçtiğimiz Temmuz ayında Avusturya’da Salzburg kentinde, üniversitenin düzenlediği ‘Ses Bilimi’ konulu toplantıya davet edilen Yaşar Bey, antik tiyatroların Roma ve Yunan döneminden daha önceye dayandığını araştırmasında bulduğu kanıtlarla sunmuş ve tiyatro kültürünün daha erken döneme dayandığı konusunu ortaya atmıştır.
30
n Yaşar Yılmaz (Muğla Üniversitesi öğrencileri ile) İnşat Mühendisleri Odası Bodrum Temsilciliği, geleceğin inşaat mühendisleri adaylarını, Muğla Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğrencilerini 5 Aralık 2009 günü Bodrum’da ağırladı. Bazı inşaat alanlarını, beton santralını ziyaret eden öğrenci grubu, Bodrum Ticaret Odası salonunda, 1969 yılında Hakkari’de Zap Suyu üzerinde öğrencilerin gerçekleştirdiği köprü inşaatının belgeselini izlediler. Belgesel gösterimi sonrası, 40 yıl önce gerçekleşen projenin kahramanlarından Yaşar Yılmaz, o günlerdeki anılarını anlattı ve son kitabı antik tiyatrolar konusunda söyleşti.
Arkeologlara göre, erken dönem tiyatrolarda, sesin üst taraflarda oturan izleyiciye yayılması için orta yol aralığına bronz küpler konmuştu. Bronz küpler günümüze ulaşmamış ve hiçbir tiyatro kazısında izi bile görülmüyordu. Romalı Vitruvius 2. yüzyılda yazdıklarına göre kendisinden önceki dönemde bronz küp kullanıldığını anlatıyordu. Yaşar Yılmaz, Antalya’nın kuzeyinde Toros Dağları’nda antik Selge Kenti tiyatrosunda bronz küplerin yerleştirilmiş olabileceği 5-6 ayak boyutlarında beş ayrı yuva buldu. Karayolunda, limanlardan ve yerleşim yerlerinden oldukça uzak olan Selge ören yeri tiyatrosu benzerlerine göre daha el değmemiş durumdaydı. Salzburg’daki konferansta, tiyatroların İ.Ö. 4.yüzyılda birdenbire ortaya çıkmasının mümkün olmadığı, mühendislik bilimi açısından en az üç-dört yüzyıl tiyatro inşa tekniğinin gelişmesini sağlayan öncesi olduğu Yaşar Yılmaz tarafından hatırlatıldı. İlk tiyatrolar ahşap olarak yapıldığı için günümüze ulaşamamıştı. Atina Müzesi’ndeki bir vazo üzerinde ahşap tiyatro resmi bunun örneğiydi. Tiyatroların, düz zemine göre 30 derece eğimle oturma sırlarının yükseldiği ortak özelliği olarak günümüze ulaşmıştır. Bunun dışındaki eğimlerde inşa edilmiş olsalardı, ya ses yayılması sağlıklı olamıyor, ya da yapıda
Milet Tiyatrosu ve izleyici koyağı eğimi.
Bodrum Tiyatrosu izleyici koyağı.
Antalya Aspendos Tiyatrosu.
çökme, çatlama ve yıkılma gibi sorunlar ortaya çıkabiliyordu. Bu özellik antik dönem inşaat mühendisleri tarafından en az İ.Ö. 9. veya 8. yüzyıldan beri uygulanarak bulunmuştu. Taş yapı olarak en eski tiyatrolar İ.Ö. 4. yüzyılda yapılmaya başlanınca, doğru hesaplar ve özelliklerinden dolayı günümüze kadar ulaşabildiler. Asya kökenli Dionisos kültürünün ürünü tiyatrolar, okuma yazma bilenin az olduğu eski toplumlarda görsel ve ses sunumları ile toplum için eğitim ve sosyal bir araç oldular. Doğudan Pers istilası ile Anadolu’ya yayılan bu kültür tahminen Anadolu’da bu şekilde gelişmişti. Anadolu’daki tiyatro sayısının Yunan Uygarlığı döneminde Yunanistan’dan, Roma Uygarlığı döneminde de Batı Roma topraklarından daha fazla sayıda olması antik tiyatroların kökeni konusunda fikir vermektedir. Bodrum Antik Tiyatrosu’ndan Yaşar Yılmaz’ın emeğiyle başlayan araştırma serüveni, Anadolu’nun her köşesine yayılan tiyatrolarla gelişti ve ilk defa ‘Tiyatro envanteri’ ortaya çıktı. Yaşar Yılmaz bugünlerde başka bir proje ile uğraşıyor. Yurtdışına çıkarılan veya kaçırılan Anadolu antik eserlerinin envanteri olacak olan bu çalışmada başarılar, kolaylıklar diliyorum. Var olasın Yaşar Bey.
Selge Tiyatrosu
Kıyıkışlacık İassos ören yeri tiyatro.
Milet Tiyatrosu. Söke.
31
B odrum Tarihinden Günümüze Canlı Yapraklar
HALİKARNAS ve BODRUM’un tarihteki doğal yapısı Halikarnas Şehri, Trizinler adlı bir muhacir kafilesi başında gelen Antes tarafından kurulmuştur denilmekteyse de, gerçekte Pedasalı bir Leleg gurubu tarafından kurulmuştur. Emekli Öğretmen/Araştırmacı: MEHMET USLU
H
alikarnas Şehri’nin sahili; doğasından, yani oluşumundan beri “üç” şeklindedir. (Harita 1) Yan sayfada krokide de görüldüğü gibi bu üç şeklinin ortasının karşısında bir ada vardı. Zepheriya (Zeferiya) adı verilen bu adanın ismi, batı rüzgârları tanrısı Zepherios’dan gelmedir. Bu isim yüz yıllar boyu söylenegelmişken, bu adanın ortasındaki üç burcun da ortasına Kral 2. Mozol’ün yazlık köşkünü yapması ve Zeferiya Adası’nın kıyıya bir köprüyle bağlanması sonrası, adanın ismi Royal Island (Kraliyet Adası) olarak değişime uğramıştır. Bu ada, Macedonian Camp olarak krokide belirtildiği gibi Büyük İskenderli yıllarda da vardı. Adanın üzerindeki üç burç ve yazlık köşk ile diğer binalardan görülemeyen denize, “Gizli Liman” deniliyordu. 2. Mozol, parti kavgalarından faydalanarak Rodos’u ülkesine katmış, kısa bir süre sonra da ölmüştür. Kraliçe 2. Artemis’in büyük bir üzüntü içinde
32
Şimdiki Bodrum Kalesi’nin olduğu yere Kral 2. Mozol’ün yazlık köşkünü yapması ve Zeferiya Adası’nın kıyıya bir köprüyle bağlanması sonrası, adanın ismi Royal Island (Kraliyet Adası) olarak değişime uğramıştır.
olmasını fırsat bilen Rodos donanması, Halikarnas önlerine doğru yaklaşırken 2. Artemis, gizli limandaki donanmasına “Hazır olun” emrini vermiş, sonra da gemilere Rodos bayraklarını çekmelerini emretmiştir. Rodos Donanması mendirekler arasından Halikarnas Limanı’na girerken 2. Artemis, son çıkış emrini vermiştir. Rodos Donanmasını kıskaca alan 2. Artemis’in donanması dümen kırmış, Rodoslular kendi bayraklarıyla donanmalarının döndüğünü görünce çok sevinmişler ancak bu donanmanın kendi donanmaları olmadığını anlayınca can siperane karşı koymuşlarsa da 2. Artemis’in
Rodos bayraklı donanmasınca etkisiz hale getirilmiştirler. O zaman 2. Artemis Rodos’ta iki abide yaptırmıştır. Bunlardan biri AVATON (Yanına yaklaşılmaz) yazısıyla günümüze kadar gelmiştir. Büyük İskender’in Halikarnas’ı terk edişinden sonraki yıllarında Zepheriya Adası arkasındaki “Gizli Liman” kıyıya kadar ıstmus (Dolgu) olmuştur. (Harita 2) Yüzyıllar sonra da Gurup Otel’in yanından Mendireğe kadar olan deniz Bodrum iskelesiyle birlikte 1945’ten sonra yine kısmi ve
ek bir ıstmus olmuştur. Dolgulamadan önce Merkez Polis Karakolu’nun arkasındaki kale duvarından denize atlanırmış hatta rahmetli “Topal Cemal Barut” buradan atladığı sırada topal olmuştur. Timurlenk 1402’de Ankara Çubuk Savaşı’nda, Osmanlı Padişahı Yıldırım Bayazit’i esir edişinin ardından İzmir’e geldiğinde, denize yakın bir yerde Rodos Şövalyeleri’nin bir kale yaptıklarını görmüş ve hemen bu kaleyi yıktırmıştır. Timur Osmanlı Devletini, Yıldırım Bayazıt’ın 4 oğluna pay edip Anadolu’dan ayrıldıktan sonra, Mehmet Çelebi Osmanlı Devletini toparlayarak Padişah olunca o da İzmir’e gelip Rodos Şövalyeleri’nin aynı kaleyi yaptıklarını görüp “Sabaha kadar yerle yeksan edeceksiniz” emrini vermiştir. Bundan sonra Rodos şövalyelerinin Reisi Ruesası Filiben Dö Nöyyak kendilerini küçük, Padişahı büyük gösteren sözlerle Mehmet Çelebi’ye yalvarır yalvarır, Padişah bu yalvarmalar karşısında “Karya Sahilleri’nde bir kale yapabilirsiniz, der. Şövalyelerin reisi biz sizin topraklarınızda kale yapmak istiyoruz deyince de Padişah: “Onayım ancak Karya içindir der, Şövalyeler, Zeferiya Adası üzerinde ve Halikarnas’taki malzeme bolluğunu ve doğayı görerek Karya Sahilleri’ndeki Zeferiya Adası’nı kale yapmak üzere seçerler.
Harita:1
Harita.2
Rodos Saint Jean şövalyeleri Alman mimar Piyer Şekkelholt’un mimarlığında 1415 yılında kaleyi inşaya başlarlar. Bazı tarihçilere göre Bodrum Kalesi 1437 yılında bitirilir. Ama çoğu tarihçiler 1513’ü bitiş tarihi kabul etmiştir ve kale bitirilişinin hemen ardından Saint Petrum Şatosu ismini almıştır. Yani, kale 98 senede bitirilmiş ve 31 Aralık 1522’de de Kanuni’nin kumandanı Palak Mustafa Paşa, karşı konulmaksızın bu kaleyi fethetmiştir. Bodrum Kalesi bir şato tipindedir. Polis Merkez Karakolu’nun yanında karaya açılan yegâne çıkış kapısı vardı. Bu kapının üzerinde Latince ve Yunanca olarak: “Askerlikçe men edilmiş maksatlarla içeri girecekler, cezalandırılacaktır.” yazısı vardır. Bu kapıdan içeriye kaldırılıp indirilebilen bir köprüyle girilirdi. Bu köprü kaldırılınca kaleye girmek olanaksızdı. Çünkü bu köprünün altı ve yanları denizdi. Bu kaleye ismi verilen Saint Peter, Havariyun’dan (İsa’nın dinini yayan 12 kişi) biridir. Rodos Saint Jean tarikatına mensup şövalyeler; İngiliz, Fransız, İtalyan, Alman ve İspanyollar’dan oluşmuş bir topluluktur, kalenin mimarisinde tüm bu ülkelerin izlerini görebiliriz. Son olarak şunu belirtmek gerekir; Şövalyelerin ve Bodrum Kalesi’nin oluşum sebebi, Kudüs’ü ele geçirmekti.
33
Y azarların Bodrumu ORAL GÖNENÇ’ten
D
34
Bodrum Otobüsü Kızları
aha otobüsün kalkmasına yarım saatveya Yatağan otogarına yaklaştığında çantasını aceÇeşitli gazete ve ten fazla zaman varken geldiğinde çok leyle karıştırıp sigarasını ve çakmağını hazırlar, otobüs sakindi. Sezin’in oturduğu koltuğun karşı dergilerde ülkemiz kültür mola verdiği anda aynı acelecilikle aşağı iner, bir çırpıda sırasında pencere yanına yerleşti, hemen birikimi, insanı, olayları, sigarasını yakardı. Sonraki işleri cep telefonlarını açmak cep te-lefonunu açtı. Konuşması sakindi, üstündeki ve bir yandan sigaralarından derin nefesler çekerken folkloru, turizm sorun mesajlaşmak veya konuşmak olurdu. Bu on dakikalık giysiler bembeyaz, sanki düğünü yakınmış da gelinliğe alışmak üzere seçilmiş gibiydi. Şimdi gündelik giyive gerçekleri, fotoğraf kısa mola bitip otobüs hareket edeceği zaman, yüzleri mindeki bu arıtılmış beyazlık önümüzdeki günlerde kızarmış, biraz daha rahatlamış olarak koltuklarına sanatı etkinlikleri v.b. geri döner, yine çantalarını karıştırıp bir çiklet bularak gelinliğindeki katkısız beyazlıkla son bulabilirdi. Dikkat etti Sezin, sadece beyaz spor ayakkabılarının içindeki konularda fotoğraf, yazı ağızlarına atar, sonra dönerek ona da ikram ederlerdi. çorapları bir küçük kızı andırırcasına pembe renkteydi. Eğer etmezlerse, o istediğinde mahcup bir şekilde çikleti röportaj, araştırma Beyazlı kız sonra yine sakince, cebinden çıkardığı kasa uzatır, özür dilerlerdi. O da çikletin tadının güzelliğinden fişlerindeki bedava telefon konuşması kuponlarını tokonuya girer, sohbeti başlatırdı. Eğer bunlar olmazsa, ve eleştirileri yer alan plamaya başladı. Otobüsün kalkmasına on iki dakika mola bitiminde kendisi onlara bir şeyler ikram ederek Oral Gönenç, kala yanına sıkma başlı, yüzü sivilceli bir kız geldi konuşmayı başlatırdı. Astrea Yayınları, ve oturdu. Onun arkasına da çok asık suratlı bir kız. Bu asık suratlı, anorağını çıkardığında vücudunun Yine bu kez otobüs Yatağan’dan kalkıp ormanlık alanlara Crea Medya Grubu dikkati çekecek kadar ince olduğunu gördü Sezin. doğru ilerlediğinde, Ceren de aynı şeyi yaparak ona kratarafından yayınlanan kerinden uzattı. “Mmm, bu tarçınlı krakerlere bayılırım!” Sıkma başlı kız çantasından bir kitap çıkarıp okumaya başlamıştı. Sezin, kitabın isminin “Bye Bye Türkçe” diyerek aldı Sezin. Ceren “Ben bu tarçınlıları çok BODRUM OTOBÜSÜ olduğunu çok sonra, kız okumaktan vazgeçerek kitabı severim ama zor buluyorum” diye karşılık verdiğinde, KIZLARI kapatıp kucağına koyduğunda görecekti. Asık suratlı sohbet de başlamış oldu. Erkek arkadaşı geçici olarak ise tırnaklarını yemekle meşguldü. Sıkma başlı kız Bodrum’da çalışıyordu. Gece telefonda konuşarak adlı öykü kitabına kalkıp mantosunu çıkarırken, özenle sımsıkı bağladığı hafta sonunu orada birlikte geçirmeye karar vermişler, bu öyküsünün ismini başörtüsünden bir tek saç telini bile etrafındakilere gösancak hazırlanmaya hiç vakit bulamamıştı. Sezin ona termedi. Sonra asık suratlının yanına, oturur oturmaz dikkatlice bakarak, saçlarının ve teninin güzelliğinden, vermiş. yapmaya başladığı İngilizce telefon konuşmasından koyu kahverengi gözlerinin ışıltısından söz etti. Bir çocuk Sezin’in yabancı olduğunu anladığı bir kız daha geldi. Onun ancak üstü kadar duru ve uysal, bütün dikkatiyle dinledi kız. sarı perçinlerle süslü çantasını ve ellerini görebiliyordu. Otobüsün İzmir’de kalkışından sonra ilk olarak sıkma başlı kız Söke’de indi. Diğer üçü hem Yine böyle bir yolculuk sırasında, otobüsün ön tarafından bir çığlık yükorada, hem Bodrum’dan önceki son durakta olan Milas’ta telefonlarını seldi, sonra bir çığlık daha, üçüncüde bunun daha çok isterik bir çığlık açarak birileriyle konuştular. olduğunu anlamıştı. Bağıran Söke’den binen, azametli kalçalarına rağmen beyaz ve dar kot pantolon giymiş orta yaşlı bir kadındı. MuaSezin’in yanında oturan Bodrum yolcusu kadın, Milas’ta otobüs yarı yarıya vinin içecek ikramı sırasında verdiği Neskafe, önündeki küçük masa boşaldığında geçip başka bir yerde tek başına oturmayınca, o da her zatutmayınca ayaklarına dökülmüştü. Kadın can havliyle bağırarak abartılı manki ‘Otobüs kızlarıyla sohbet’ini yapamadı. Oysa geçen defa, ondan bir şekilde otobüsün kalitesi hakkında muavine veriştirdi durdu. Muavin önceki ve daha önceki seferler… de yanıtlarını esirgemedi. Böyle zamanlarda olduğu gibi her kafadan bir ses çıkıyordu. Şişman kadın diğerlerine “Siz karışmayın, bu onunla benim Son yıllarda sık yaptığı Bodrum’a doğru yolculuklardan birisiydi. Denizli aramda!” diyerek ağızlarının payını verdikten biraz sonra, herkesten özür otogarında otobüsteki yerine oturmuş, yol arkadaşının diledi. Otobüstekiler Bodrum’a kadar koridora uzatılmış, kim olacağını merak ediyordu. Otobüsün kalkmasına bir elin gazeteyle yelpazelediği iki şişman ayağı seyreaz bir zaman kala minyon yapıda, açık renk pantolon derek gidecekti. ve tişörtlü bir kız gelerek yanına oturdu. Olacakları önceden kestirdiğinden hemen ona doğru dönerek “MerOlan bitene sadece Sezin ve pencere kenarında oturan, haba, siz de Bodrum’a mı?” diye sordu. İsteksiz ve bisolgun yüzlü, buna karşılık gri mavi gözleri ışıltı, bir lise raz sıkıntılı, zorla gülümseyerek, “Evet, Bodrum’a” dedi öğrencisi olduğunu düşündüğü kız karışmamıştı. Araba kız, “Adım Sezin, ben de Bodrum’a gidiyorum.” “Ben de Söke Ovası’nı geçip Bafa Gölü’ne yöneldiğinde, doğanın Ceren,” diye karşılık verdi kız ve her zamanki senaryo güzelliğinden konuşmaya başladılar. Adı Aslı olan kız, yine başladı. köyünden söz ettikten ve kısa bir suskunluktan sonra ona dönerek, “Biliyor musunuz, ben on dört saattir Ceren koridor tarafındaki koltukta oturduğundan, otobüs yoldayım” dedi. Şimdi yüzünün neden bu kadar soluk hareket ettiğinde neredeyse arkasını dönerek öbür tarafolduğunu anlamıştı; yorgun ve uykusuzdu kız. Sezin taki manzarayı seyre koyulmuştu. O yüzden Sezin, onun önce bir şey sormaya çekindi. Öyle çocuksuydu ki, yeni yapıldığı anlaşılan fönlü saçlarının kapattığı yüzünü sonra “Çok hırpalanmış olmalısınız” dedi. “Yok, sabaha göremiyordu. Ama bu haliyle bile heyecanlı biriydi. doğru uyumuşum, İzmir’de uyandım, hemen Bodrum arabasına bindim. Yolun uzunluğunu fark etmedim bile” Bodrum’a doğru her yolculuğunda yanına oturan dedi kız. Çantasını açtı, içinden çıkardığı kartpostalları ve yaşları birbirine çok yakın olan bu genç kızlar, uzattı. Karttaki yerleri göstererek, “Biz bu yerlerin hepsözlenmiş gibi aynı sessizlik içinde ve ürkek tavırlarla sini gezdik, arkadaşım bütün bu yerlere götürdü beni, sohbet etmekten uzak duruyor ama ancak Söke ya da Kastamonu’da neredeyse görmediğim yer kalmadı” Bafa Gölü’ne veya Yatağan’a kadar bu sessizliklerini dedi. Kısa bir sessizlikten sonra da sevinçle Sezin’in göz koruyabiliyorlardı. Neredeyse hepsi Söke ya da Milas lerinin içine bakarak “Orada sadece bir gece kaldım,
hemen geri dönüyorum!” diye ekledi. Yüzü mutluluk doluydu. “Yoksa sen evden mi kaçtın?” dedi Sezin. Sözler biraz da istemeyerek ağzından dökülmüştü. Aslı başını “Evet!” der gibi önce eğdi. “Şimdi de eve dönüyorsun öyle mi?” “Evet.” Kalbinin sesini dinleyerek, bu kadar kısa zaman için bu kadar uzaklara sevgilisini görmeye giden bu kızı kutlamak gerekiyordu. “Aferin sana, çok cesur bir kızmışsın,” dedi Sezin. Aslı “Ama abla, ailem duyarsa beni öldürür”! diye yanıtladı. Demek ki ailesinden gizlemek için bir düzen düşünmüştü. Sezin onun zarar görmesini engellemek için “Sakın bu konudan hiç, ama hiç kimseye söz etme. Ancak yaşamınla ilgili plan yap, eğitimine devam edecek misin, hemen evlenmeyi mi düşünüyorsun, yoksa çalışmayı mı?” diye konuştu. Kız şimdi düşünceliydi. Biraz sonra otobüs Bodrum’a vardı; vedalaşarak ayrıldılar. Yine başka bir bahar günüydü. Sezin her mevsimde Bodrum otobüslerinde gidip geliyordu ama kışın tek tük olan Bodrum Otobüsü Kızları baharda çoğalıyordu. Evet, yine bir bahar günü, yine sessizliğin sürdüğü başka bir yolculuk devam ederken, işte yine Bafa Gölü bütün görkemiyle karşılarındaydı. Yanında oturan, otobüse bindiğinde selamlaşmadan bu yana hiç konuşmadığı ve suskunluğunu sürdüren genç kıza doğru eğilerek, “Size bu gölün güzelliği neyi çağrıştırıyor?” diye sordu. Şimdi kızın yüzü aydınlanmış, sanki sorudan mutlu olmuştu. Göle uzun uzun bakarak ona döndü, “Güzel bir resim olabilir” dedi. “Yani renkler çok güzel.” Sezin bu gölün güzel bir kadını çağrıştırdığını söyledi. “Nasıl yani?” diye sordu kız. “Durgun, derin ve bilge, Karya’lı bir tanrıça!” dedi Sezin. Şimdi kızın üstündeki ürkeklik kaybolmuştu. “Ben de zeytin ağaçlarını yaramaz çocuklara benzetiyorum” diye konuştuktan sonra saatine baktı, “Bodrum’a pek fazla bir şey kalmamış, herhalde Milas’ta mola veririz.” Diye ekledi. Ancak otobüs Milas’ta durduğunda beklemedi, sadece inecekleri bırakıp yoluna devam etti. Artık arabada birkaç yolcu vardı. Yanındaki kız oturduğu koltukta makyaj yapamayacağını söyleyince Sezin ona en arka koltuğa geçmesini söyledi. Neşesi yerine gelmişti. Arkaya birlikte geçerek orada makyajlarını tazeleyip koltuklarına döndüler. Ancak kızın aynası yine de Bodrum’a kadar elinden düşmedi. Bu tatlı kızı bu kadar heyecanlandıran erkek onu mutlu da edecek biri miydi, yoksa aşkın büyüsüne kapılan Nazlı’nın gördüğü bir serap mı? Birincisi olmasını diledi Sezin. Sonraki yolculukta her zaman karşılaştığı zarif kızların tam tersi, son derece kaba görünüşlü, adının Zerrin olduğunu söyleyen birisi, telefon yasağı da olmaması nedeniyle yol boyunca kimseyi rahatsız edip etmediğini aldırmadan, cep telefonundan erkek arkadaşıyla konuşup durdu. Erkek arkadaşı da onu arıyordu. Öyle ki onunla sohbet etmesine vakit kalmamıştı. Kız bu yoğun telefon trafiğinden mola yerinde inmemiş, sonradan başka bir yerde rica ederek otobüsü durdurtmuş, muavine kendisine bir meyve suyu aldırmıştı. Elindeki karton kutudan meyve suyunu yudumlarken biraz konuşabildiler. Sevgilisiyle Gümbet’de bir yerde kalacaklarını Sezin’e orayı bilip bilmediğini soruyordu. Bu buluşmaya öylesine hazırdı ki, Sezin o yerin Hades, yani cehennem olduğunu söylese bile fark etmeyecekti. Bodrum’a vardıklarında Zerrin hoşçakal bile demeden, otobüsteki telefon trafiği heyecanını bu kez adımlarında yaşayarak aceleyle kalabalığın arasına karışıp kayboldu. Sezin’in Bodrum’a yaptığı bu yolculuklar giderek bir ‘Deja vu’ya dönüşmüştü. Aynı heyecan, aynı suskunluk, sonra da Söke Otogarı, Bafa Gölü veya Yatağan ormanlarında birdenbire çözülme hali ve Bodrum’da sevgilisiyle buluşma… Oysa Bodrum’dan başka her yere yaptığı yolculuklarda çocuklu hanımlar, ara duraklarda binip inen yaşlı teyzelerle olan gidişlerde ne böyle heyecanlı otobüs kızları, ne de onların birbirine benzese de kendi içinde değişik renkleri olan serüvenleri ve aşk öyküleri vardı. Peki, Bodrum’a giden o heyecanlı kızlar neden Bodrum’dan başka yerlere giden otobüslerde yoktular, neredeydiler? Bu işin gizi Bodrum’da mıydı? Karya’nın başkenti aşk adına yola çıkan bu aşık kızları alıkoyuyor, günbatımlarıyla, lacivert denizi, serin rüzgarlarıyla onları koynuna alıp büyüleyerek bir daha geri vermiyor muydu yoksa? Sezin buna bir türlü akıl erdiremedi.
35
G ez. Göz. Arpacık
Hazırlayanlar: YEŞİM & KADER ONAY / kaderonay@msn.com
GÜNEYDOĞU ANADOLU SEYAHATİ -4-
GAZİANTEP ZEUGMA
Seyahatimizin 4. gününde güzel bir Haziran sabahında Gaziantep’te açıyoruz gözlerimizi. Kaldığımız otelde yaptığımız sabah kahvaltısında günlük planımızı da yapıyoruz. Bugün Gaziantep şehri ve Zeugma’yı gezeceğiz. Fotoğraf makinelerimizi alıp şehir turuna çıkıyoruz.
36
G
aziantep, Anadolu ile Mezopotamya arasında yer aldığı için tarih boyunca hep ticaret yolları üzerinde yer almış, Güney Doğu Anadolu bölgesinin en büyük şehri. Nüfusu bir buçuk milyonun üzerinde. Önce eski Gaziantep ve çarşısını dolaşıyoruz. Eski çarşıda bulunan hanlar, hamamlar, camiiler ve bedestenler gerçekten görülmeye değer. Eski dükkanlar, baharatçılar ve zenaatkarlar ile dolu. Tarihi doku adeta hiç bozulmamış. Erken saatlerde şehrin üstüne çöken kebap kokuları ise bir başka alem. Eski çarşıdan çeşit çeşit baharatlar ve kuruyemişler alıyoruz. Burada hem fiyatlar çok ucuz hem de çeşitler inanılmaz, dur diyemiyoruz kendimize.
Gaziantep, yemekleri ile ünlü. En bilinen Antep yemekleri arasında Yuvarlama, Dolma, Ekşili Taraklık, Beyran, Kabak Oturtma, Peynir Böreği, Şiveydiz, Yoğurtlu Patates, Alaca Çorbası, İmam Bayıldı, Firik Pilavı, Malhıtalı Aşı, Simit Aşı, Yağlı Köfte, Malhıtalı Köfte, Analı Kızlı, Omaç, Muhammara, İçli Köfte sayılabilir. En bilinen Antep tatlıları arasında ise Katmer, Baklava, Bülbül Yuvası, Şöbiyet, Dolama, Burma Kadayıf sayılabilir. Bu saydıklarımızı yemek öncesi eski çarşıda söyleşi sırasında esnaftan öğreniyor ve not ediyoruz. Çünkü birazdan Gaziantep mutfağının en güzel örneklerinin sunulduğu meşhur İmam Çağdaş Kebapçısına gidip, öğlen yemeğimizi yiyeceğiz.
Çingene Kızı
Muhteşem kebaplarla ve tatlılarla dolu harika bir yemek yedikten sonra, planladığımız gibi Zeugma Antik Kenti’ni görmek üzere yola koyuluyoruz. Yaklaşık bir saatlik bir yolculuktan sonra Zeugma’ya ulaşıyoruz. Belkıs/Zeugma Antik Kenti , Gaziantep İli, Nizip İlçesi , Belkıs Köyü sınırları içerisinde Fırat Nehri’nin kıyısında yer alıyor. Büyük İskender’in generallerinden ve daha sonra Suriye Kralı da olan Selevkos Nikator kendi adıyla, Fırat Nehri’nin adını birleştirerek M.Ö.300 yılında burada Selevkos Euphrates (Fırat’ın Silifkesi) adında bir kent kurar. Daha sonraları M.Ö.1.yy.’da kent Roma hakimiyetine girer. Bu hakimiyet değişikliğiyle birlikte kentin adı da değişerek köprü, geçit anlamına gelen ve
bütün dünyada bilinen şekliyle “ Zeugma” adını alır. Roma İmparatorluğu’nun 4. Skitia Lejyon Garnizonu’nun burada konuşlandırılması ve ticaret sebebiyle kısa zamanda 80 bin nüfusa ulaşan Zeugma’da Fırat manzaralı yamaçlara villalar inşa edilir. 80 bin kişilik nüfus Zeugma’yı dünyanın en büyük kentlerinden biri haline getirir. Örneklemek gerekirse Zeugma, komşusu sayılan Antakya (Antiokheia) ile Mısır’daki İskenderiye’den (Aleksandreia) daha küçük, Atina (Athena) ile aynı büyüklükte bir şehirmiş. Zeugma’da toprak altından çıkartılan Fırat manzaralı villalar ve bunların içinde bulunan mozaikler şimdiye kadar yaklaşık 1000 m2 yi bulmuş. Bu mozaiklerin kazı çalışmaları halen arkeologlar tarafından yapılmaya devam ediyor.
Bulunan tüm mozaikler, heykeller ve mühürler Gaziantep Müzesi’nde sergileniyor. Ancak mozaikler öyle muhteşem ve çok sayıdaki şu anda şehir merkezinde inşa edilmekte olan yeni müze binası bile yetmeyebilir diye ifade ediliyor. Akşama kadar Zeugma’da kazı çalışmalarını izleyerek ve fotoğraflar çekerek çok güzel vakit geçiriyor ve Gaziantep’e geri dönüyoruz. Beyran ve paça çorbası ile hafif bir akşam yemeği yedikten sonra erkenden otelimize dönüyor ve günün yorgunluğuyla dinlenmeye çekiliyoruz. Bir sonraki sayımızda seyahatimizin 5. gününde görüşmek üzere hoşçakalın…
37
BİR ZAMANLAR
BÜLENT AKKURT
Ç Bana sütunlarında yer veren her gazete ve dergide; yazmaya başladığım günden bu yana hemen her yılbaşında yazmayı bir görev saydığım “Yeni Yıl” yazımı; her şeye, ama gerçekten her şeye rağmen sizlere; eşiniz, çocuklarınız, tüm akraba ve dostlarınızla birlikte yeni yıl için mutluluklar dileyerek sonlandırmak istiyorum.
38
Yeni Yılınızı Kutlamak İstiyorum ok sevgili hem okuyucularım!
de
çok
değerli
Yazımın başlığı, sanırım neler yazacağımı ve ne demek istediğimi yeterince anlatıyor olmalı. “Yeni Yılınızı Kutlamak İstiyorum” derken; gönlüm, dünyanın pek çok ülkesinde büyük bir mutluluk ve neşe içinde karşılanacak olan yeni yılın bizim ülkemizde de aynı şekilde karşılanabilme şansının olmayışı dolayısıyla; bu, bir bakıma benim uzun yıllardır hemen her yıl büyük bir zevkle yazmakta olduğum yılbaşı kutlama yazıma bu yıl düşen kara gölgenin içime verdiği büyük sıkıntıyı anlatabilme çabasının bir sonucudur. Her ne kadar bugün, tüm dünya ve özellikle de ülkemiz, bir büyük malî krizin pençesinde kıvranmakta ise de; bu badireyi başından buyana görmezden gelen, hafife alan ve adeta yok sayarak, bizlerle dalga geçiyormuşçasına ve de büyük bir sorumsuzlukla “Teğet geçti, geçiyor” diyerek uyutmaya çalışan ülkemiz yöneticilerinin, bu aldırmazlıklarına rağmen; ülkemizin saf ve tertemiz yürekli insanlarının, özellikle aile ve dostluk bağlarının güçlü oluşu nedeniyle birbirlerine omuz vererek atlatmaya çalıştıkları gerçeği asla görmezden gelinemez. Yaklaşık iki yıl önce başlatılmış bulunan ve “Ergenekon Davası” adı altında yürütülmekte olan ve ülkemizin çok hem de çok değerli pek çok insanının bu dava dolayısıyla neredeyse iki yıla yakın bir süredir sanık olarak tüm dünyadan tecrit edilmiş olarak hapishane köşelerinde yaşıyor ya da yaşamaya çalışıyor olduklarını bilmek ve sonunun ne zaman geleceği hiç mi hiç belli olmayan bu dava dolayısıyla ülkemiz insanlarının büyük bir elem içinde olduğu saklanamayacak bir
gerçektir. Bütün bunlara ek olarak; hiçbir ciddî inceleme ve hazırlık yapmadan; üstelik aradan geçen kısa süre içinde adını bile birkaç kez değiştirmek zorunda kaldıkları, kısaca “Açılım” olarak adlandırabileceğimiz bir ad altında başlatmış oldukları girişimin, memleketimizde yarattığı büyük karmaşa ve kargaşa; tüm ülkemizde ve özellikle de Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da giderek toplu bir kavgaya dönmüş bulunmaktadır. Bu konuda hemen her gün gazete ve televizyonlarda izlediklerimiz hepimiz için yeterlidir. Her şeye rağmen; bu uzun ve bir hayli karmaşık dönemden geçerken, bana sütunlarında yer veren her gazete ve dergide; yazmaya başladığım günden bu yana hemen her yılbaşında yazmayı bir görev saydığım “Yeni Yıl” yazımı; her şeye, ama gerçekten her şeye rağmen sizlere; eşiniz, çocuklarınız, tüm akraba ve dostlarınızla birlikte yeni yıl için mutluluklar dileyerek sonlandırmak istiyorum. İnanıyorum ki! Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün kurmuş olduğu Türkiye Cumhuriyeti ebediyen yaşayacak ve çok kısa bir süre içinde Türk milleti, tüm unsurlarıyla tekrar eski günlerde olduğu gibi mutlu ve huzurlu bir yaşama kavuşacaktır. Ne diyordu büyük Atatürk? “Benim vücudum elbette bir gün toprak olacaktır. Lâkin, Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” En içten sevgilerimle… Yeni Yılınız Kutlu Olsun…
39
PARANTEZ
HÜSNİYE KAYA
azkaotel@superonline.com
Moral Bozmak Yok
M
oral bozmak yok, yüzümüzü, yüreğimizi karartmayalım... İyi düşünmeye düşüncelerimizi umutla beslemeye devam edelim. Mümkünse televizyon seyretmeyelim, gazete okumayalım. Gerçeklerden haberimiz olsa ne olacak olmasa ne olacak diyelim. Vurdumduymazlık tek çıkar yol… Birileri bizim için bunları düşünüyor ve uyguluyor. Ne zaman ülkemizin gerçeklerine odaklanmaya başlasak gündem değişiyor. Tam aklımız başımıza gelir gibi oluyor yeni bir gündem daha. Böylece gerçek sorunlardan uzaklaşıp, suni gündemlere odaklanıyoruz. Bazılarımız bu durumdan memnun. Başını kuma gömen deve kuşları gibi hiçbir sorun yokmuş gibi yaşamayı becerebiliyorlar. Bazılarımız ise her şeye inat hala gerçeklere sıkı sıkıya sarılmış durumda.
Kolay öfkelenen biri değilimdir ama böylesi durumlarda bu sakinliğimi koruyabildiğimi söyleyemem, tartışmak ta çok anlamlı olmayacağından ya mekânı ya sohbeti terk etmekte buluyorum çareyi.
40
Memleketi idare edenler bazen TV kanallarına bazen yazılı medyaya çatıp duruyor, moral bozacak şeyleri yazmayın yeter diye. Öyle ya medyanın görevi gerçekleri yazıp halkı bu konularda aydınlatmak değil. Medyanın görevi her şeyi yolundaymış, iyiymiş, günlük güneşlikmiş gibi göstermek değil mi? Zaman zaman birileri ile sohbetler açılıyor, laf dönüp dolaşıp memleket meselelerine geliyor. Bazı sohbetler son derece verimli oluyor, fikir alışverişinde bulunduğunuzu hissediyorsunuz ya da eksiklerinizin tamamlandığını. Ama bazen duyduklarınıza inanamıyorsunuz, karşınızdakinin bu memlekette yaşadığına inanamıyorsunuz, algılarının açık olduğuna ya da algılayabildiğine inanamıyorsunuz. Bir an öyle bir noktaya geliyorsunuz ki kendinizi sorgulama ihtiyacı hissediyorsunuz ve kendinizi sorgulamaya başlıyorsunuz, belkide yanılan benim diyorsunuz...
İki ihtimal olası bu durumda, ya karşınızdaki ayakta uyuyor ya da bizzat siz kendinizi uyanık sanırken ayakta uyuyorsunuz. Böyle bir sohbet belki sizin başınıza da gelmiştir ve eğer gelmişse ne hissettiğimi anlamanız çok kolay. Kolay öfkelenen biri değilimdir ama böylesi durumlarda bu sakinliğimi koruyabildiğimi söyleyemem, tartışmak ta çok anlamlı olmayacağından ya mekânı ya sohbeti terk etmekte buluyorum çareyi. Kaldı ki herkesin sinirleri çok gergin bugünlerde, patlamak için yer arıyor, mümkünse bu noktaya gelmemek en doğrusu. Ama bu uyumak anlamına gelmiyor. Söz uyumanın etrafında döndükçe aklımdaki bir anekdotu aktarmadan edemeyeceğim. “İzmir kurtulmuş, Mustafa Kemal trenle Ankara’ya hareket edecektir... Trene biner ve kompartımana çekilir. Ertesi gün, yaveri, Atatürk’ün kompartımanının kapısını çalar. Atatürk, yorgun, bitkin bir halde kravatını yıkamaktadır. Yaveri: ‘Paşam bu ne hal, hiç uyumadınız herhalde; niye böylesiniz’, der. ‘Çocuk, kompartımanıma yastıkla battaniye koymayı unutmuşsunuz, kolumu yastık yaptım ağrıdı, setremi yastık yaptım üşüdüm, uyumadım kalktım’, der. Yaveri: ‘Aman Paşam! Birimize haber vereydiniz; hemen size bir yastıkla battaniye getirirdik’, der. Ve bir ülke kurtarmaktan dönen komutan tarihi bir cevap verir:’ Geç fark ettim, hepiniz en az benim kadar yorgundunuz, hiç birinize kıyamadım. Önemli olan benim uyumam değil; milletimin rahat uyuması’. Uyuyoruz paşam, için rahat olsun.. Bizi öyle büyük bir rahatlık bırakmışsın ki, inatla, ısrarla uyuyoruz paşam. Hatta kendimizi aştık, ayakta uyuyoruz. Elbet aklındaki bu değildi ama biz senin düşündüklerini değil düşünemediklerini yapmakla meşgulüz, yani hiçbir şey yapmamakla paşam...
Dakika Dakika İnsan Vücudu
Vücudumuz sabah yeni bir güne gözümüzü açtığımız andan itibaren, tüm gün ve gece her dakika farklı durumlar yaşar. Vücudumuzda 24 saat boyunca neler olduğunu biliyor muydunuz ? 06.00 Kortizon salgılamasıyla organizma uyanıyor. Bu uyanma vücut için kendini yavaşca kalkmaya hazırlama işareti. Metabolizma hareketleniyor, günün işleri için enerji ve protein hizmete hazır oluyor. 07.00 Vücut hâlâ zayıf. Spor yapmaktan kaçının. Kalbe ve dolaşıma gereksiz yüklenirsiniz. Spor yerine kahvaltı edin, sindirim bu saatte mükemmel çalışıyor. 08.00 Libidonun en yüksek olduğu saat. Fazla miktarda hormon salgılanıyor. Sigara tiryakileri için de durum aynı. Kahvaltı sigarası damarları her zamankinden daha fazla daraltıyor. 09.00 Vücudun dinç, kuvvetli olduğu saat. Herhangi bir hastalık için iğne olacaksanız bu en doğru zaman. İğnenin ateş ve şişme gibi yan etkileri ender olarak görülüyor, vücut röntgen ışınlarına karşı daha dirençli oluyor. 10.00 Organizmanın kendine gelme, ‘Ben burdayım’ deme saati. Fazla enerjik, vücut en yükes ısı seviyesinde. Verimliliğimiz de öyle. ‘Kısa süre belleği’ iyi durumda. Bir önemli ayrıntı: 10.00 ile 12.00 arası enfarktüs olaylarına sık rastlanıyor.
n HAZIR CEVAPLIK SAAT
11.00 Vücudun tam formunda olduğu, verimli olmaya programlı bir saat. Kalp ve dolaşım o kadar zinde ki yapılan muayenelerde kalpteki bir bozukluk gözden kaçabilir. Hazır cevaplık tavan yapar, özellikle hesap işleri, matematik ödevleri rahat ve iyi bir şekilde, zorlanmadan çözülür. 12.00 Dinlenme saati. Dikkat azalıyor ve insanı uyku basıyor. Midedeki asit miktarı fazlalaşıp, beyindeki kan akımı azalıyor. Zira kan sindirim organlarını desteklemesi için mide tarafından kullanılıyor. Öğle uykusu uyuyabilen kişilerde istatistiklere göre enfarktüse %30 oranında az rastlanıyor. 13.00 Vücut formdan düşüyor. Verimlilik gün ortalamasının %20 aşağısına iniyor. Bütün organlar en alt düzeyde çalışıyor, sadece safra öğle yemeğini hazmetme faaliyeti gösteriyor. 14.00 Bitkin oluruz. Çünkü tansiyon ve hormon
arı n ip uçl i ç i z ı n ı Sağlığ - Egzersizi ihmal etmeyin: Günde bir kilometre yürüyüş ya da haftada üç kez hafif egzersiz kalp hastalığı riskini düşürüyor. - Uykusuz kalmayın: Uyku bağışıklık sisteminin iyi çalışmasında etkili oluyor. Yetersiz uyku konsantrasyon eksikliğine yol açıyor.
saatte daha fazla. 20.00 Karaciğerdeki yağ düzeyi düşüyor ve kirli kan kalbe her zamankinden daha fazla akıyor. Alerjisi olanlar ve astımlılar ilaçlarını bu saatte almalı. Etkisi hemen görülüyor. Antibiyotikler de az dozda alınsa bile etkileri en üst düzeyde oluyor.
n YEMEĞİ KESİYORUZ
21.00 Sindirim organlarının günlük görevi sona eriyor. Gelen her şey midede sabaha kadar hazmedilmeden kalıyor ve bu çok tehlikeli. Kalan yemekler bağırsak sahasındaki mukozaya hücum ediyor. 22.00 Vücudun polisi akyuvarlar aktif hale geliyor. Sigara içenler dikkat! Bu saatten sonra vücut nikotin gibi zehirleri çok zor atıyor. 23.00 Organizma gün boyunca aktif faaliyet gösteren stres hormonunun salgılamasını durduruyor. Sakinleşip, rahatlıyoruz.
düzeyi düşüyor. Diş doktorundan korkanlar için en uygun randevu saati. Çünkü bu saatte acı az hissediliyor. Lokal anestezi uzun süre devam ediyor (30 dk.).
n HOŞGELDİN ENERJİ
15.00 Enerji geri geliyor, bellek tam formunda. İkinci verimlilik dönemi başlıyor ama sabahkinden az. 16.00 Spor için en iyi saat. Tansiyon ve dolaşım çok iyi durumda. 17.00 Organların faaliyeti üst düzeye çıkıyor. Kuvvet artıyor, oksijen harcanıyor, böbrekler ve mesane çok çalışıyor. Tırnaklar ve saçın en çabuk uzadığı zaman. Midedeki asit miktarı fazlalaşıyor. 17.00 ‘ye doğru mide kanaması geçirme riski artıyor. 18.00 Akşam yemeği için ideal saat. Pankreas bu saatte özellikle aktif. 19.00 Kan basıncı ve nabız tembelleşiyor. Bu nedenle kan basıncı düşüren ilaçlara dikkat, tehlikeli olabiliyorlar. Antidepresanların tesiri de bu
n TATLI RÜYALAR
24.00 Uyurken deri hücreleri durmadan çalışıyor, gündüz olduğundan daha sık bölünüyor. İlk rüya safhası, yarım saat içinde rüya görmeye başlıyoruz. 01.00 Verim en alt düzeyde. Bu saatte çalışanlar hata yapabiliyor, dikkat azalıyor, çünkü vücut kendini uyumaya programlıyor. 02.00 Araba kullananlar dikkat: Görme zayıflıyor, tepkiler yavaşlıyor, kazalar bu saatte çok oluyor. 03.00 Bedenin de ruhun da en karanlık safhası. Melatonin hormonunun salgılanması tembel ve kararsız yapıyor. İntihar edenlerin sayısı fazlalaşıyor. 04.00 Stres hormonundan enerji kazanıyoruz. Enfarktüs krizleri saat 04.00 ile 06.00 arasında çok oluyor; çünkü kan basıncı oldukça yükselip, damarlar geriliyor. Doğum yapma olasılığının en yüksek saati. 05.00 Stres hormonu bizi faaliyete geçiriyor ve gündüz değerinin tam 6 katına çıkıyor. Vücudumuz harekete geçiyor kaybolan enerji yeniden geri geliyor. Gelsin, yeni bir gün başlıyor.
Şifalı Bitkiler / Faydalı Otlar PAZI
Ispanağa benzeyen, sindirimi kolay, bol vitaminli ve besleyici bir bitki olan pazıda, A, C ve K vitaminleri bol miktarda bulunur. Ayrıca, E vitamini ile demir, magnezyum ve kalsiyum minarellerini içerir. İştah açıcıdır. Vucüda kuvvet verir. Hazmı kolaylaştırır. İdrar söktürür, kabızlığı giderir idrar yollarında şikayetlerini azaltır. Öksürüğe karşı faydalıdır.Kansızlığı önler. Hamile olanların yemesi doğacak çocukta omurga açıklığı riskini azaltır. Haşlaması yapılıp deri hastalıkları, yanık, şişlik ve basur memelerinin üzerine konursa faydası görülür. Balla karıştırılarak saç çıkmayan deriye sürülürse faydalı olur.
41
CANSIN TÜRKDOĞAN
2010, Giyimde Aksesuar Yılı
n Örgü şapkalar
Gittikçe soğuyan havalarda tam da ihtiyacımız olan şey. En güzel yanı da, istediğiniz modelde bir bereyi dilerseniz kendiniz de örebilirsiniz.
n Parlak renklerde bir şal
Artık kış geldiğine göre atkı ve şallarımızı da kullanıma açabiliriz demektir. Ama dikkatinizi çekmek istediğimiz bir konu var, sezon renkleri… Bu kış, tıpkı geçtiğimiz yaz olduğu gibi canlı ve parlak renkler oldukça revaçta. Biliyoruz ki siz hala siyah şallarda ısrarcısınız. Ancak artık sizin de renklenme canlanma vaktiniz gelmedi mi?
n Önlük şeklindeki kolyeler
Aksesuarda küçük ince zincirler, varlığı ile yokluğu belli olmayan kolyeler, sade takılar devri kapanmış durumda. Şimdi tüm dikkati üzerinde toplayan ve ben buradayım diyen XXXLarge ve şık kolyeler moda. Özellikle kayık yaka bluz ve
.
elbiselerin üzerinde oldukça şık görünüyor.
n Kapitone çantalar
Klasiklere her zaman güvenebilirsiniz. Ciddi görünmek istediğinizde yapmanız gereken tek şey, kalem eteğinizi giymek ve kapitone çantanızı takmaktır. Tek bir çanta sizi bir anda iş kadını görüntüsüne büründürebilir.
n Zımbalı kemerler
Size kolay yoldan rockstar görünümü kazandıracak olan bu kemerleri her türlü giysinizle kullanabilirsiniz. İster uzun bluzlarınızın, isterseniz elbiselerinizin üzerine takabilirsiniz.
n Gösterişli bilezikler
İş bileklere geldiğinde, asla çok abartılı diye bir şey yoktur. Ne de olsa bileklerimizde kocaman ahşap bilekliklerle gezmeye alıştık. Özellikle kısa kollu bir bluz ya da elbise giydiğinizde yapmanız gereken tek şey, dikkati bileklerinize çekmek.
K ADI N LI K İ p Uçları n Saçlarınızın kolay yağlanmaması için; eğer şampuanlama sırasında saçınızı tarayacaksanız çok sert biçimde taramak yerine hafifçe tarayın. Ayrıca kullandığınız kremi saçınızın ortasından başlayarak uçlarına doğru sürün. n Kadınların sıkı bir rejime girdiklerinde kilo vermekten göğüslerinin sarktığı görülür. Bu durumda proteini zengin rejimler yapmalısınız. Böylece elastin ve kolajen lifleri esnekliğini kaybetmemiş olur. n Diş etlerinizi kuvvetlendirmeniz için küçük taneli tuzları diş fırçanızın üzerine koyun. Daha sonra da diş etlerinize kadar dişlerinizi fırçalayın.
42
Bunun için gösterişli ve çok süslü bilezik ya da bileklikleri kullanmaktan çekinmeyin
n Bağcıklı botlar
Bootie’lerin moda dünyasında estirdikleri fırtına daha dinmeden, şimdi de bağcıklı botların istilasına maruz kalıyoruz. Peki şikayetçi miyiz? Kesinlikle hayır. Bu botlar çok uzun olmadıkları için bacaklarınızı daha uzun, topukları sayesinde de daha düzgün gösteriyor. Eğer etek giymeyi seven bir kadınsanız, mutlaka tavsiye ederiz.
n Renkli çorap ve taytlar
Çorap çekmecenizi açtığınızda elinize gelen siyah çorapları şimdilik bir kenara bırakın. Daha derinlere bakın ve desenli, renkli taytlarınızı ortaya çıkarın. Bunların gençlere göre olduğunu, hatta sadece günlük kıyafetlerinizle giyebileceğini düşünüyorsanız, çok yanılıyorsunuz.
n Motosikletçi botları
Çizme giymeyi seviyoruz, rahatlıktan vazgeçemiyoruz ve buna rağmen seksi görünmek istiyoruz. İşte bu botlar tam bizim aradığımız şeyler. Hem her şeyle giyebiliriz, hem de her zaman şık görünebiliriz. Hala rahat bir çift motorcu botunuz yoksa kış sonlanmadan hemen edinin deriz.
n Şık babetler
Siz babetlerin sadece düz, tek renk ayakkabılar olduğunu mu sanıyordunuz? Belli ki çok yanılmışsınız. Taşlı, tokalı ve kesinlikle elegan olan babetlerden siz de bir tane edinirseniz, gece ya da gündüz farketmez, hangi ayakkabıyı giyeceğinize karar veremediğinizde kullanacağınız bir joker ayakkabınız olur. Kaynak: www.mahmure.com
Kafedaki Restoran’dan
Hellim Peynirli-Asma Yaprağında Dana Dilli Izgara, Provansal Dana Pirzola, Beyaz Çikolatalı Kestaneli Bon Bon Tatlısı n Hellim Peynirli, Asma Yaprağinda Dana Dilli Izgara Malzemeler:
• 125 gr dana dili • 100 gr hellim peyniri • 4 adet asma yaprağı • 6 tane (tane) karabiber • 2 dal taze kekik • 1 çay kaşığı kişniş • 1 çay bardağı zeytinyağı • Bir çay kaşığı yedi türlü baharat
Yapılışı:
Dana dili ve hellim peynirimizi ızgarada pişirdikten sonra asma yaprağına sarıp lezzete lezzet katan baharatlarımızı ekleyerek kişniş ve zeytin yağında dinlendirdikten sonra, ızgarada kızartarak yanında kaşık salatası ile servise sunuyoruz.
n Beyaz Çikolatalı, Kestaneli Bon Bon Tatlısı Malzemeler :
n Provansal Dana Pirzola
• • • • • • •
Malzemeler:
• 350 gr süt dana pirzola • 100 gr şitaki mantar. • Bir çay kaşığı kekik • 4 diş sarmısak. • Bir kahve fincanı kırmızı şarap. • 6 tane (tane) karabiber. • 50 gr yeşil soğan. • 15 gr taze fesleğen
100 gr beyaz çikolata 100 gr tereyağ 100 gr labne peyniri 25 gr kalemelize şeker 100 gr kestane şekeri 50 gr toz krem şanti 200 gr süt
Yapılışı :
Yapılışı:
MUTFAK SIRLARI
Süt dana pirzolalarımızı bir gün önceden marine edip dinlendirdikten sonra, fırında 200 derece ısıda, 20 dakika pişirip ayrı bir tavada harlı ateşteki tavaya şitaki mantar, sarımsak, yeşil soğan ve son olarak da kırmızı şarap ekleyerek soteleme işlemini gerçekleştiriyoruz. Son olarak baharatlarımızı ilave ederek fırından alınmış pirzolamızın üzerine hazırladığımız sote edilmiş mantar sosunu ilave edip servise hazır hale getiriyoruz.
Beyaz çikolata ve tereyağını bir tencerede benmari usulü eritiyoruz. Ayrı bir tencerede, toz şanti, süt ve labne peynirini çırparak köpürtüyor önceden hazırladığımız beyaz çikolata ve tereyağ karışımını ilave edip silikon kaplara döküyoruz. Kestane şekerlerini içlerine ekliyoruz. Buzdolabında dinlenmeye bırakıyoruz. Tatlımız iyice soğuduktan sonra kalıplardan çıkarıp karamel sos ile servis ediyoruz.
n Yemeklerde kuru baharat yerine taze baharat kullanılırsa daha büyük bir lezzet katacaktır. n Soyalı yemeklere tuz kullanmayınız. n Yeşillikleri ıslatılmış yağlı kağıda sararak buzdolabınızda uzun süre muhafaza edebilirsiniz. n Kuru soğanları doğrarken gözlerinizin yaşarmaması için, dilinizin üzerine bir ince dilim limon koyarsanız yaşarmayı engeller.
KAFEDAKİ RESTORAN Tel: 0 252 317 02 75 / 317 27 18 • www.kafedakibodrum.com
43
ZEYNEP & ÖZER ERKE internetce@membra.com
Facebook’ta Güvende Olmak İçin...
R
Facebook’un kurucularından Mark Zuckerberg, Aralık 2009 itibarı ile Facebook’un dünya çapında 350 milyondan fazla üyeye ulaştığını açıkladı. 14 milyon 215 binden fazla kullanıcı ile ABD ve İngiltere’nin ardından Türkiye 3. sırada geliyor. Milyonlarca insanın en özel fotoğraflarından, bütün arkadaşlık ilişkilerine ve kişisel bilgilerine kadar her türlü bilgiyi barındıran bu sitenin kötü niyetli meraklıları da bir o kadar çok elbette. Diğer taraftan, Facebook’taki güvenlik araçları hakkında ülkemizde çok fazla yayın bulunmamakta. Facebook’ta güvenlik hakkında derlediğimiz bazı ipuçları: 1) Şifrenizi güvenli hale getirin: Şifrenizi kolay tahmin edilemeyen bir şifre yapın ve belirli aralıklarla yenisi ile değiştirin. Birçok yerde şifre girildiği için, şifreler genelde her yerde aynı olmaktadır. Bunun yerine, sadece size birşeyler anımsatacak ve bunu ifade edecek küçük-BÜYÜK-sayısal bir harf ve sayı karışımı deneyin. Örneğin: “adsoyad1” gibi bir şifre yerine “Ad1soy6d” gibi bir şifre daha etkili olacaktır. 2) Kişisel bilgilerinizin Google’dan erişilmesine izin vermeyin: Kişisel bilgilerinize sadece Facebook’takiler değil, Google ve diğer arama motorlarında arama yapanlar da ulaşabilir, çünkü Facebook popülerliği sayesinde arama sonuçlarında ön sıralarda çıkmaktadır. Eğer, arama motorlarında bilgilerinizin çıkmasını istemiyorsanız, “Ayarlar” menüsünde “Gizlilik” seçeneğinden “Arama” bölümüne girerseniz, “Benim için bir herkese açık arama kaydı oluştur ve bunu arama motoru dizinine kaydet” açıklamasının yanındaki kutunun işaretini kaldırdıktan sonra “Değişiklikleri Kaydet” tuşuna basın. Unutmayın ki bir kez arama motorlarının kayıtlarına girerseniz, Facebook üyeliğinizi silseniz bile arama motoru kaydınız yıllarca kalacaktır. 3) Arkadaş listeleri oluşturun: Arkadaş listeleri sayesinde, arkadaşlarınızı gruplama olanağına sahipsiniz. Yeni bir liste oluşturmak için, ana sayfada sol menüdeki “Yeni Liste Oluştur” seçeneğini kullanabilirsiniz. Listenizdeki gruplara paylaştığınız bilgilerin bir kısmını görebilme yetkisi tanıyabilirsiniz. Örneğin, Facebook’u hem özel hem de iş için kullanıyorsanız, tatil fotoğraflarınızı sadece tatile gittiğiniz arkadaşlarınızın listesine açabilir, iş listenizdeki arkadaşlarınızın bunları görmesini engelleyebilirsiniz. 4) Etiketlendiğiniz fotoğraf ve videoları sınırlayın: Facebook’ta güzel bir özellik olan etiketleme sistemi, istemediğiniz bir fotoğraf ya da videonun herkes tarafından görülmesi ve bunun sonucunda bir anda internette bir eğlence kaynağı haline gelmenize neden olabilir. Etiketletlendiğiniz fotoğraf ve videoları görebilecek kişileri sınırlamak için: “Ayarlar” menüsünde, “Gizlilik” seçeneğinden “Profil”i seçin. “Etiketlendiğim Fotoğraflar” ve “Etiketlendiğim Videolar” satırlarındaki listelerden “Herkes” yerine tercih edeceğiniz kadar arkadaşınızla sınırlandırabilirsiniz. 5) Albümlerinizin görüntülenmesini sınırlandırın: Arkadaşlarınız ile paylaşmak istediğiniz fotoğraflarınızın herkes tarafından görüntülenmesini engellemek isterseniz, albümün veya fotoğrafın düzenleme seçeneğinde “Gizlilik” satırında “Bunu kimler görebilir?” seçeneğinden arkadaş veya arkadaş listelerinizi seçtikten sonra “Değişiklikleri Kaydet” tuşuna basabilirsiniz. 6) Profil bilgilerinizi gizli yapın: Eğer Facebook’u iş amaçlı kullanmıyorsanız, herkesin profil bilgilerinizi görmesini engellemeniz güvenlik açısından yararlı olacaktır. Bunun için: “Ayarlar” menüsünde, “Gizlilik” seçeneğinden “Profil”i seçin ve “Temel” ve “İletişim Bilgileri” sekmelerinde sadece arkadaşlarınızın görmesini istediğiniz seçenekleri değiştirin. 7) Duvarınızı kontrol altına alın: İstenmeyen mesajların sizin duvarınızda çıkmasını önlemek için, “Arkadaşların Gönderileri” satırında bulunan “Arkadaşlarım duvarıma yazabilir.” seçeneğinin altındaki listeden sadece uygun gördüğünüz kişilerin duvarınıza yazabilmesi için o arkadaşlarınızı veya arkadaş listelerinizi seçebilirsiniz. 8) E-postalar ile gelen adreslere dikkat ediniz: Arkadaşlarınızdan bile gelse, size Facebook hakkında gelen mesajlarda tıkladığınız bağlantılardan gittiğiniz sayfaların tarayıcı (Internet Explorer, Firefox, Opera, Safari, Chrome, v.b.) adres satırında http://www.facebook.com olarak başladığından emin olun. 9) Kimlik bilgilerinizi paylaşmayın: İster Facebook’ta olsun, ister başka yerde olsun; T.C. Kimlik numaranız, Sosyal Güvenlik Numaranız, banka ve kredi kartı, v.b. bilgilerinizi hiçbir şekilde yayınlamayın. Bankaların güvenlik soruları arasında sıkça yer alan annenizin kızlık soyadı, babanızın adı, doğum tarihiniz gibi bilgilere, Facebook ya da diğer sosyal paylaşım sitelerinden ulaşılarak, kötü niyetli kişiler tarafından kullanılabileceği unutulmamalıdır.
44
Tekno-Haber Google Gerçek Zamanlı Arama Başlattı
Google, yapılan arama sonuçlarını, sonuç sayfasında Web yazısının yanında çıkan “+ Seçenekleri göster...” bağlantısına bastığınızda, sol tarafta bir menü çıkacaktır. Bu menüde “Tüm zamanlar” başlığı altında, Son saat seçeneği ile Google’da gerçek zamanlı arama yapabilirsiniz.
Kağıttan Pil Üretildi
Proceedings of the National Academy of Sciences adlı dergide yayımlanan habere göre, Kaliforniya Stanford Üniversitesi’nden araştırmacılar, gümüş ve karbon nano materyallerinden yapılmış bir mürekkep ile kaplı kağıt yüzeyinden oluşmuş, çok hafif ve güçlü bir elektrik enerjisi depolama kaynağı yaratmayı başardı.
Biyonik El Mucizesi
İngiliz Touch Bionics firmasının geliştirmiş olduğu protez el ve parmaklar sayesinde parmaklarının bir veya daha fazlasını kaybetmiş kişiler çalışan biyonik parmaklara kavuşabiliyor. http://www.touchbionics.com/ Sadece beyin dalgaları ile kontrol edilebilen biyonik el ilk test aşamasında başarılı oldu.
Tık Noktası http://www.grooveshark.com İnternetten müzik keyfi Dinlemek istediğiniz şarkıya, şarkının adının bir bölümünü ya da şarkıcı adını yazarak ulaşabilirsiniz. İstediğiniz şarkıları, bilgisayarınıza indirmeye gerek kalmadan, kaliteli bir şekilde dinlemenize olanak sağlayan Grooveshark, bulundurduğu şarkı kapasitesi ile sizi şaşırtabilir. Sitenin tek kusuru Türkçe arayüzünün olmaması.
Bafa, eski günlerine kavuştu
Sık sık balık ölümleri, kirlilik konularıyla gündeme gelen Bafa Gölü, DSİ’nin yaptığı 60 milyon TL’lik harcamayla göle 1 milyon sazan balığının bırakılmasının ardından tekrar eski günlerine kavuştu. Sirkülasyon sağlanamadığı için sürekli kirlenen göle Büyük Menderes’ten verilen su sayesinde göl kendisini temizlerken, gölün denizle olan bağlantısı sağlanması sebebiyle, göle binlerce yeni balık türünün de geldiği bildirildi. Fotoğraf: KADER ONAY
45
Hazırlayan: Nurhan İBAK
BEYMEN’DEN AKSESUAR TUTKUNLARINA ÖZEL:
BEYMEN ÇANTA KOLEKSİYONU
Dinamik ve global bir dünyada yaşayan günümüz kadınının tüm ihtiyaçlarını karşılamayı hedefleyen Beymen koleksiyonlarına bir yenisi eklendi; Beymen çanta kolaksiyonu! Bu koleksiyon Beymen’e özel çanta beklentisine çok uygun fiyatla; sezonun her ayına, haftanın tüm günlerine ve günün her saatine uygun kullanım alanı olan farklı modeller ile yanıt veriyor. Siz de Beymen’in birbirinden şık çanta koleksiyonunu görmek ve birer tane edinmek istiyorsanız, tüm ürünleri ile Beymen Club mağazası Oasis Alışveriş Merkezi’nde siz giyim ve aksesuar tutkunlarını bekliyor.
JİMMY KEY OASİS’TE... 1997’den bu yana bir dünya markası olmayı başarmış giyim firması Jimmy Key, Türkiye ve Dünya’daki bir çok mağazasına bir yenisini katmaya hazırlanıyor. Her tarzdan ve her yaştan kişiye uygun bir koleksiyona sahip olan ünlü giyim markası, Aralık sonundan itibaren Oasis AVM’de. Yani “Yeni yılda Bodrum, Jimmey Key ile buluşacak...”
YAŞASIN HAYAT KLİNİĞİ Palmalife Resort’a tatile gelen yerli ve yabancı turistler Türkiye’de ilk kez açılan Yaşasın Hayat Kliniği’nde sağlıklı tatil yapma ve beslenmenin sırlarını öğreniyor. Yalıkavak beldesi Gökçebel Mevkii Kızılburun Caddesi’ nde bu yıl hizmete giren ve Prof. Dr. Osman Müftüoğlu’nun önderliğinde Türkiye’de ilk kez açılan Palmalife Resort & SPA merkezindeki Yaşasın Hayat Kliniği siyaset, spor, sanat ve iş dünyasının konuklarını ağırlamaya başladı. 1998’den bu yana Türkiye’de faaliyet gösteren Palmali Şirketler Gurubu tarafından turizme kazandırılan Palmalife Bodrum Resort & SPA , yüksek kalite ve konforu ile yerli ve yabancı tatilcilerin kış aylarında da ilgi odağı olmayı başardı.
46
keyifle geçireceğimiz La Pasion, özel öğle menüleri ile de damak tadına güvenenlerin beğenisini kazanmış bir işletmedir. La Pasion Perşembe akşamlarını İspanyol Meyhanesi Gecesine ayırdı. İber usulü akya, marine edilmiş sardalya ve birkaç mezenin ardından ara sıcak ve ana yemeğin de sunulduğu gecede bir kadeh içki de dahil olmak üzere uygun fiyata güzel bir gece geçirmenin keyfini yaşayabilirsiniz. Telefon: 0530 643 8444
SOKAĞINA YAKIŞAN MEKAN, ATÖLYE DUT AĞACI
TAÇ PET SHOP’DAN ÖRNEK DAVRANIŞ
Geçtiğimiz günlerde Ressam Dilek Uslu ve Seramik sanatçısı Ebru Tülümen Bulut tarafından açılışı yapılan Atölye Dut Ağacı sanatseverler tarafından büyük beğeni ile gezildi. Bodrum Atatürk Caddesi Sanat Sokak’taki açılış kokteyline katılan Bodrum’lular, bir yıldır bakımsız ve boş halde bulunan evin tadilat yapılarak sokağın adına yakışır bir mekan haline getirilmesini takdirle karşıladılar.
Bodrum Caferpaşa Caddesi’nde açılan TAÇ PET SHOP mağazası evcil hayvan edinmek isteyenlere yeni alternatifler sunuyor. Kedi, köpek maması, balık yemi ve evcil hayvan aksesuarlarına da yer veren mağazada ayrıca örnek bir davranış göze çarpıyor. Mağazaya konulan kumbaralara, alışveriş yapan müşteriler tarafından gönülden ne koparsa misali para atılıyor. Biriken paraların tamamı Hayvan Haklarını Koruma Derneği’ne ulaştırılıyor... Telefon: 313 03 27
İDART, YENİ YERİNDE
Güzel Sanatlar Fakülteleri mezunu, konusunda uzman hocalarla, 3 yaşından başlayarak, her yaş aralığına yönelik sınıflarda resim, heykel, çini, seramik, ebru, minyatür ve tezhip derslerinin verildiği İdart, artık Barlar Sokağı’ndaki yeni yerinde hizmet veriyor.
BODRUM’DA BİR İSPANYOL MEYHANESİ
La Pasion açıldığı günden bugüne, leziz yemekleri, şık atmosferi ve sanat etkinlikleri ile adından sıkça söz edilen mekanlardandır. Günün her saatini
MARINA’DA CLUB CAFE
Marina çarşı içinde yer alan, senelerdir D&R olarak bilinen mekân, yeni dekorasyonu ile çarşıya renk katan bir cafe haline getirildi. Bir bölümünde kitap ve CD satışına da devam edilen cafenin adı ise CLUB CAFE olarak yenilendi. Haftanın bir gününü özel filmlere ayıran kafede yok yok... Özel soslarla hazırlanan makarnalardan salatalara, ev yapımı böreklerden soğuk sandviç çeşitlerine kadar her şey mevcut. Akın GÜLAN ve Gül BİÇER ortaklığı ile açılan CLUB CAFE’ye bol kazançlı günler diliyoruz.
ortaya koyuyor. Müşterilere her zaman farklı ve doğru hizmeti vermeyi hedef olarak benimsemiş olan firma “Doğru Yatırım İçin Doğru Adres!” sloganıyla yola çıkarak sizi yeni adresine davet ediyor…
LEVENT EMLAK 2 ŞUBESİYLE HİZMETİNİZDE
TAM DONANIMLI SAĞLIK MERKEZİ
Bodrum’da açılışı yapılan Özel İnter Tıp Acil ve Cerrahi Merkezi’nin özellikle yeni doğan bebekler için yoğun bakım ve acil cerrahide önemli bir açığı kapatacağı belirtildi. Merkezin açılışını yapan Muğla Sağlık Gurup İl Başkanı Dr. İskender Sencer, “Hiçbir fedakârlıktan kaçınmadan
Uzun yılardır Bodrum’un emlak sektöründe hizmet veren Bodrum Levent Emlak, Caferpaşa Caddesi’ndeki ikinci şubesini açtı. Ofisin dekorasyonundan teknik donanımına kadar özenle hazırlanan Bodrum Levent Emlak ofisi, sağlık merkezini tam donanımlı olarak hizBodrum’da emlakçılar arasında farkını mete açanlara teşekkür ediyorum” dedi.
BİL, DAVETİ SEN KAZAN BU GÖRÜNTÜ HANGİ RESTORANDAN ? Bu görüntünün hangi restorandan olduğunu biliyorsanız, bodrumajans@gmail.com adresine adınızı, soyadınızı, mail adresinizi, telefon numaranızı ve tahmininizi yazıp gönderin. Doğru tahminde bulunan 5. kişi bu restoranda bir yakını ile birlikte davetli olacak.
RAKICI, BİTEZ’DEN
SONRA ŞİMDİ BODRUM’DA Senelerin usta barmeni olarak bilinen ve birçok işletmeye imzasını atan Eyüp EMRE’yi tanımayanımız yoktur. Bitez bahçesindeki yerinden sonra, müşterilerin isteği doğrultusunda Bodrum’a gelen RAKICI’nın yeni yeri, Mavi Bar’ın yanında yer alıyor. Eyüp Emre ve Tarkan Gülpaşa tarafından, “Mavi’siz ve Rakıcı’sız Bodrum olmaz”dan yola çıkan ikili bundan böyle abi Rakıcı Bitez’de, Kardeş Rakıcı ise Bodrum’da hizmet verecek... Telefon: 316 51 53
TEKRAR HAYAT BULAN MEYHANELER SOKAĞI Bodrum’un meyhanelerinden bahsedilirken aklımıza ilk gelen isimdir “ 07 Orhan’ın Yeri “. 1 Temmuz 1974 senesinde Nevra ve Orhan Özbatur tarafından eski bir marangoz dükkanı meyhaneye çevrilmiş, yer ilgi görünce de sokak bütünü ile meyhaneler sokağı olmuştu. Bodrum’a gelen turistlerin uğrak yeri olan, sadece Türk müziği ve birbirinden güzel mezelerin sunulduğu Meyhaneler Sokağı, sonradan açılan yüksek sesli mekanlar yüzünden keyfi kaçmış ve adından bahsedilmez olmuştu. Şimdilerde ise Bodrum Belediyesi’nin katkıları ile tekrar hayat bulan Eski Meyhaneler Sokağı, dolup taşıyor. Bizler de Bodrum’un bu özel sokağını yaşatmak için elimizden geleni yapmaya hazırız..
47
Öğretmen Melek Türker, Milta Bodrum Marina genel müdürü Ömer Karacalar ve Başhemşire Ayşegül Orçun’a
MESLEK ÖDÜLLERİ VERİLDİ
BODRUM EVLERİNE HAYRAN
Bodrum Mausoleum Yeni Yüzyıl Lions Kulübü, Bodrum Lions Kulübü, Bodrum Rotary Kulübü 2009-2010 çalışma dönemi ortak toplantısı Diamond Of Bodrum Otel’de gerçekleştirildi. Toplantıda, bazı sivil toplum kuruluşlarının organizasyonu ile düzenlenen Cumhuriyet Balosu’nda yer alan kuruluşlara, aynı organizasyon içerisinde bulunan Bodrum Sağlık Vakfı tarafından el yapımı seramik hediye verildi. Öğretmen Melek Türker, Milta Bodrum Marina genel müdürü Ömer Karacalar, Başhemşire Ayşegül Orçun’a ise meslek ödülleri verildi. Toplantıya konuşmacı olarak davet edilen Konacık Belediye Başkanı Mehmet Tosun, göreve başladığı tarihten itibaren Konacık’ta yapmış oldukları çalışmalar hakkında toplantıya katılan misafirleri bilgilendirdi.
Dünyaca ünlü top model Marisa Miller, geçtiğimiz günlerde gizlice Türkiye’ye geldi. Sports Illustrated dergisi için Bodrum’da objektif karşısına geçen top model, bunu kendisine ait blog sitesinden duyurdu. Türkiye’de çekilen fotoğraflarını kendi sitesine koyan Marisa Miller, Türkiye’ye ve Bodrum’daki evlerin mimarisine hayran kaldığını yazdı.
BISTRO MARINA YENİLENDİ
Murat Sağlav tarafından işletilen Bistro Marina, dış mekânı camlarla korumaya aldı. Fırtınalı hava da bile dışarıda rahatlıkla oturulabilinecek duruma getirdi. Haftanın iki gününü de (ÇarşambaCumartesi) canlı müziğe ayıran işletme; Biriz, Malabadi ve Tolga Seçkin Gurubu ile keyifli saatler geçireceğiniz, kalenin
RUSYA’DAN BODRUM’A UZANAN BİR HAYAT ÖYKÜSÜ
KIŞA SICAK BİR MERHABA Dört ayrı grubun dönüşümlü olarak sahne aldığı Bodrum Marina Yacht Club kış sezonu boyunca 21.30 – 01.30 saatleri arası dinleyenlere keyifli anlar yaşatmaya devam ediyor. Pazartesi ve Cumartesi geceleri Ebru Yazıcı ve ekibi. Salı ve Cuma geceleri 70 ve 80’lerin klasiklerinden dünya müziklerine, Yasemin& Çetin çifti. Çarşamba & Perşembe geceleri çift gitar, perküsyon ve bas gitar ile grup Malabadi, Eski dönem batı müziği, roman ve zeybek tınılarını keman ve mandolin ile birleştiren Erkan & İbrahim ise Pazar geceleri Marina Yacht Club’ta haftaya ayrı bir başlangıç sunuyor. Bodrum Marina Yacht Club , Bodrumlular ve Bodrum severler için kış aylarında da dolu dolu ve daima canlı.
48
Yazar Aysu Erinç’in “Çocukluğumun Öyküsü“ anı kitabı, Adolf Hitler’in iktidara geldiği yıl, Berlin’de başlayan Türkiye’de süren sıra dışı yaşamından bir kesit sunuyor okurlara. Savaş yıllarının trajedisini yaşamış olan yazar, “Çocukluğumun Öyküsü’nde, Rusya, Almanya, Türkiye üçgeninde savrulan bir ailenin ayakta kalmak ve kendi kültürlerine ait alışkanlıklarını sürdürebilmek için verdikleri mücadeleyi anlatıyor. Bodrum’un tanınmış simalarından olan yazar Aysu Erinç, Rusya’da başlayan yaşam öyküsünü, Bodrum’un sakin, huzurlu ortamına bırakarak, ikinci anı kitabı hazırlıklarını sürdürmekte.
Hazırlayan: Nurhan İBAK cana yakınlığı ile de tanınan HANDE’yi konuk etti. Bodrumlular tarafından çok sevilen ikili, Mavi müdavimlerini ve tatilcileri coşturdu.. Sokaklara taşan kalabalık, ayakta kalmalarına aldırmadan, sabahın ilk saatlerine kadar eğlendi. Telefon: 316 39 32
BODRUM OTELLERİNE LONDRA’DAN ÖDÜL...
ve denizin eşsiz manzarası karşısında yemeğinizi rahatlıkla yiyebileceğiniz bir mekan olarak gösteriliyor. Tel: 316 61 11
MEY-HAN-İ’DE SİRTAKİLİ GECELER
BODRUM MAVİ’SİZ OLMAZ
Bodrum’un en eski barlarından olan Mavi, sahnesinde ünlü müzisyenleri ağırlamaya devam ediyor. İşletmesini Tarkan Gülpaşa’nın yaptığı, Bodrum’un vazgeçilmez mekânlarından olan MAVİ, bu kez de, “Bestelerin Efendisi” olarak bilinen BÜLENT ÖZDEMİR ve sesi kadar
La Blanche Resort & SPA / Turgutreis
Mimar ADEM GÜNER, yılbaşında Bodrumluları eğlencenin doruğuna çıkartmaya kararlı. Neyzen Tevfik Caddesi üzerindeki Eski Chakra’nın yerini alan Adem Güner, Bodrum’a yeni bir soluk getiriyor. Türkçe ve Yunan ağırlıklı müziğe yer verilecek mekânın dev müzik kadrosu şimdiden hazır. Bizden söylemesi...
10 Kasım 2009 tarihinde Landmark Hotel London’da yapılan TUI UK & Ireland Altın Madalya töreninde Bodrum Otelleri de ödüllerini aldı. Geceye davetli olarak katılan La Blanche Resort & SPA / Turgutreis Genel Müdürü Deniz TAŞ, Best First Choice ve Accomodation kategorisinde Dünya 6. ve Türkiye Birincisi olarak First Choice Gold Choice Award 2009 ödülünü aldı. Gecede ayrıca Bodrum Otelleri’nden dereceye girenler açıklandı. Buna göre; Best First Choice ve Accomodation kategorisinde, Işıl Club / Torba ve Royal Asarlık Beach / Gümbet, Best First Choice Accomodation katagorisinde, Sırça Apartments / Bitez, Best First Choice Premier kategorisinde, Bodrum Princess / Göltürkbükü, Best Thomson Small & Friendly Accomodation kategorisinde, Hotel Serpina / Gümbet Best Thomson A La Carte Accomodation kategorisinde, Rixos Hotel Bodrum / Torba Best Thomson TTTT ve TTTT+ Accomodation kategorisinde, Club Magic Life-Imperial / Turgutreis ve Aegean Dream Resort / Turgutreis otelleri ödüllere layık görüldü.
ÖĞRETMENLERİMİZ GÖNÜLLERİNCE EĞLENDİ
n Öğretmenler günü her yıl olduğu gibi bu yıl da Bodrum Yarımadası’nın her yerinde farklı etkinliklerle kutlanıdı.
Bodrum Belediyesi’nin öğretmenlerimiz için her yıl düzenlediği, “Öğretmenler Günü Yemeği” bu yıl Azka Otel’de gerçekleşti. Geceye Bodrum Kaymakam Vekili Milas Kaymakamı Mehmet Bahattin Atçı, Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, Bodrum İlçe Emniyet Müdürü Niyazi Turgay, Garnizon Komutanı Albay Deniz Şayan, Bodrum İlçe Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Mehmet Ali Durmuş, Bodrum Belediyesi Başkan Yardımcıları Halil Danacı ve Kemal Orman ile Bodrum Belediyesi Meclis Üyeleri katıldı. Sevinç-Ender Kasal’ın ve genç müzisyen Erman Uzman’ın müzikleri ile geceye katılan davetliler gönüllerince eğlendiler. Konacık Belediyesi tarafından her yıl geleneksel olarak düzenlenen öğretmenler günü yemeği ve eğlencesi Dedeman Otel’de gerçekleşti. Geceye Konacık Belediye Başkanı Mehmet Tosun’un yanı sıra Belediye Meclis Üyeleri, Bodrum Anadolu Lisesi Müdürü İsmet Aydemir, Konacık Cahit Özvezneci İlköğretim Okulu Müdürü Emin Geçin ve Konacık’ta bulunan okulların öğretmenleri katıldı. Gecede öğretmenler, canlı müzik eşliğinde bol bol eğlendiler. Turgutreis Belediyesi Öğretmenleri unutmadı. Kefaluka Resort Otel’de Öğretmenler Günü yemeği düzenledi. Yemeğe Turgutreis Belediye Başkanı Mehmet Dinçberk ve eşi, Meclis Üyeleri, Birim Amirleri, Turgutreis’de bulunan Emekli Öğretmenler, Beldede bulunan tüm okul müdürleri ve okul öğretmenleri katıldı. Öğretmenler Bodrumlu sanatçı Mustafa Ergene’nin söylediği şarkılarla gönüllerince eğlenerek dans ettiler.
49
BODRUM’DA ÜÇYÜZ BİNA SIRADA Bodrum’da kamu alanlarına tecavüzlü ve imar fazlalığı olan yapılardaki yıkım çalışmalarına Gümbet Mahallesi’nden başlandı. Yıkım çalışmaları sırasında herhangi bir olay çıkmadığı gözlendi. Bazı işyeri sahiplerinin de belediyenin yıkılmasını istediği fazlalıklarını kendilerinin yıktığı gözlendi. Belediye İmar Müdürü Haluk Ayti , Bodrum’da yaklaşık 300 adet kaçak yapının yıkılacağını bunların 60 tanesinin Gümbet Mahallesi’nde bulunduğunu söyledi.
KONACIK’TA DA YIKIMLAR BAŞLADI
Turizm sezonunun sona ermesinden sonra Konacık Belediyesi sınırları içerisindeki çevre ve belde görünümünü olumsuz yönde etkileyen binaların yıkımlarına başlanıldı. Yıkım çalışmalarına Atatürk Bulvarı üzerinde bulunan 925 m2’lik binanın yıkımıyla başlanıldı.
İSKELE İSYANI
50
Bodrum Yolcu Gemisi İskelesi’nin 185 metre olan uzunluğunun 317 metreye çıkarılmak istenmesi tepki çekti. Teklifin Bodrum Belediye Meclisi’nde görüşülecek olması çevrecileri ayağa kaldırdı. Bodrum Belediye Meydanı’nda toplanan yaklaşık 40 çevreci, Yurtsever Cephe Sözcüsü Ayhan Karahan’ın öncülüğünde basın açıklaması yaptı, iskelenin uzatılmasına sert tepki gösterdi. 20 yıla yakın süredir rüyaları süsleyen iskelenin Bodrum’un ekonomik yaşamına hiçbir katkı sağlamadığını ileri sürdü. İskelenin başlangıç projesinde yer alan ve kamuoyu baskısından dolayı uygulanamayan marina içersindeki 750 kişilik otel ve kumarhane projesini de dikkatimizden uzak tutmayacağız” diye konuştu. Bodrum Belediyesi önündeki basın açıklamasını tamamlayan çevreciler, Belediye Başkanı Mehmet Kocadon’u makamında ziyaret etti. Açıklama metnini Kocadon’a da veren Ayhan Karahan, meclisten üçlü konsorsiyum lehine karar çıkarılmamasını istedi. Başkan Kocadon ise, “Yurtsever cephe üyelerine duyarlılıklarından ötürü teşekkür ediyorum. Bu görüşlerini dikkate alacağız” dedi.
ANİDEN BASTIRAN YAĞMUR
Aniden bastıran sağanak yağış ilçede hayatı olumsuz etkiledi. Torba’da ve Kumbahçe Mahalleri’ndeki cadde ve sokaklarda patlayan rögarlardan sular fışkırdı.
Gökçeler ve Yokuşbaşı Dağı’ndan gelen sular Kumbahçe Mahallesi’ndeki Dere Sokak ile Üç Kuyular Caddesi’ni sular altında bıraktı. 20’ye yakın ev ve işyerini su bastı. Meteoroloji yetkililerinden alınan bilgiye göre, gece saatle-rinden itibaren metrekareye 21 kilogram yağış düştü.
BETONA İSYAN
Akyar Yarımadası’nda bir turistik tesisin imar plan ve yönetmeliklerine aykırı yapılaşmayla denizi doldurmasına, ayrıca Bağlacık Yarımadası’ndaki Bostan
Tarlası Koyu ve Sığla Koyu’na 750 yat kapasiteli marina yapılmak istenmesine tepki gösteren 16 sivil toplum örgütünün temsilcileri eylem yaptı. Yaklaşık 40 çevrecinin ellerinde her iki yarımadanın 20 yıl önceki doğal hallerini gösteren fotoğraflarla geldiği protestoya, Akyarlar Köyü sakinleri de destek verdi.
BİR BANKA DAHA
Bodrum Belediyesi mücavir alan sınırları içerisindeki konut ve iş yeri sahiplerinin Akbank, Yapı Kredi Bankası ve Garanti Bankası’ndan sonra Finansbank’a verecekleri “Hesap ya da Kredi Kartı ile Otomatik Ödeme Talimatı” sonucu su faturalarını Bodrum Belediyesi’ne gelmeden ödeyebilecekler.
ERTUĞRUL’DA KASA VE ÇAPAYA ULAŞILDI Su altı Arkeolojisi Enstitüsü, BOSAV (Bodrum Kültür ve Sanat Vakfı) ve Kuşimoto Belediyesi‘nin katkıları ile devam eden Ertuğrul Fırkateyni’ni gün ışığına çıkarma çalışmaları kapsamında proje başkanı Tufan Turanlı, Teksas A&M. Üniversitesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi ve dünyanın en ünlü su altı arkeoloğu Prof. Dr. Cemal Pulak Japonya’ nın Kuşimoto kentinde 15 Ocak’ta başlayacak ve bir ay sürecek sualtı kazı çalışmaları öncesinde keşif çalışması yaptı. Japon İmparatoru Meiji’yi ziyaretinden sonra dönüş yolunda Japonya’nın güneyindeki Oşima Adası açıklarında fırtınaya yakalanarak yaklaşık 650 denizcisi ile sulara gömülen Osmanlı Fırkateyni Ertuğrul’un keşif çalışmalarında gemiye ait olduğu tespit edilen para kasası ve çapasına ulaşıldı. Üç yıldır sürdürülen Ertuğrul Fırkateyni Projesi’nde eserleri çıkarmak için Ocak Ayı’nda yeniden çalışmalara başlanacağını belirten proje başkanı Tufan Turanlı “Geminin kasası, çapası ve çıkarılabilecek önemli eserleri çıkarıp müzede sergiledikten sonra geminin bulunduğu yeri Türk- Japon Dostluk Sualtı Parkı haline getirerek dalış turizmine açmak istiyoruz.” dedi.
PROJEYE EYLEMLİ ENGEL
Bodrum-Milas Karayolu Kaynar Mevkisi’ndeki, ‘’Bodrum Yarımadası Acil İçme Suyu Projesi’’ şantiyesi önünde toplanan yaklaşık 50 işçi, 4 aydır paralarını alamadıklarını öne sürerek eylem yaptı. Şantiyenin girişini iş makineleriyle kapatan işçiler, şantiyedeki çalışmayı da durdurdu.
Sarıhan, Başkan Yardımcısı Şenel İke, Turgutreis Belediye Başkanı CHP’li Mehmet Dinçberk ve yaklaşık 300 kadın katıldı. Türkiye’de 53. şubenin açılışını yaptıklarını belirten Sarıhan “Cumhuriyet her zamankinden daha çok korunmaya ihtiyaç duyulan bir dönemden geçiyor. Bu nedenle Türk kadını Cumhuriyet’e ve laikliğe yönelik her türlü saldırıyı her türlü şart ve ortamda göğüslemek için yoğun biçimde mücadele veriyor” dedi.
UNUTULAN ÖĞRETMENLER İÇİN, İNCELEME BAŞLIYOR
LONDRA’YA BODRUM DAMGASI
AÇILIŞA ÜÇYÜZ KADIN KATILDI
Turgutreis Cumhuriyet Kadınları Derneği’ nin açılışı yapıldı. Açılışa Cumhuriyet Kadınları Derneği Genel Başkanı Şenal
Bir gurup öğretmenin emekli oldukları Atatürk İlköğretim Okulu’na davet edilmediklerini öğrenen Bodrum İlçe Milli Eğitim Müdür Vekili Mehmet Ali Durmuş, Merkez Atatürk İlköğretim okulunda yıllarca hizmet verip emekli olan öğretmenlerin öğretmenler gününde davet edilmemelerinin mesleki etik bir konu olduğunu ve bunun için inceleme yapacağını söyledi.
MODERN VE ÇOK AMAÇLI PAZARYERİ Gümbet Cevat Şakir Mahallesi’nde bulunan pazaryerinin daha modern ve çok amaçlı hale getirilmesi için çalışmalara başladı. Bodrum Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü yetkilileri yeni pazaryerinin 2000 m2 kapalı alana ve 5 mt iç yüksekliğe sahip olacağını belirterek; “Tamamlanacak proje ile bölge sadece pazar alanı olarak değil, farklı kullanım alanlarına imkan sağlayacak nitelikte olacaktır. Fuar, düğün ve toplantı salonu, spor faaliyetleri ile benzer aktivitelerin yapılabileceği, otoparkı ile birlikte modern bir görünüme kavuşacaktır. Yeni pazar yeri, hafriyat, çevre düzenleme ve alt yapı çalışmaları ile birlikte 2010 yılının Ocak ayında tamamlanacak” diyerek, Gümbet pazar yerinin yenileme çalışmaları devam ederken, vatandaşlarımızın pazar ihtiyaçlarını alt kısmındaki boşlukta kurulacak olan pazar yerinden karşılayacaklarını belirttiler.
İngiltere’nin başkenti Londra’da düzenlenen World Travel Market Turizm Fuarı’na Bodrum damgasını vurdu. Geçen yıl 55 bin kişinin ziyaret ettiği, bu yıl 155 ülkeden 5.137 katılımcının yer aldığı Londra Turizm Fuarı, Bodrum için oldukça yararlı geçti. Bodrum Belediye ve BOYTAV Başkanı Mehmet Kocadon da fuarda bizzat yer aldı, Bodrum standına gelen herkesle yakından ilgilendi. Büyük ilgi gören Bodrum standında yapılan “Bodrum’da 1 hafta tatil” çekilişine 2540 kişi katıldı ve çekilen kura sonucunda fuara katılan 14 otel, 14 çifte bir hafta ücretsiz tatil hediye etti. Bu piyango çekilişi, Kefaluka Otel, La Blanche, Kervansaray, Samara, Magnific, Dedeman, Paloma, The Green House, Parkım Ayaz, Serhan, Ayaz Aqua, Seray, Palm Garden, Royal Asarlık Beach otellerinin katkılarıyla gerçekleşti. Turizm Bakanlığı ve BOYTAV tarafından Londra’nın ünlü mekanlarından Sketch’de özel bir davet verildi, Bodrum gecesi düzenlendi. Bu geceye dünyanın en önemli turizm yayınların editor ve yazarlarının, turizm konusunda önde gelen gazetecilerinin yanı sıra İngiltere Turizm piyasasının önemli yöneticileri, Turizm Bakanlığı Turizm Tanıtma Genel Müdürü Cumhur Güven Taşbaşı katıldı. Gecede 360 derecelik özel projeksiyon sistemi ile, fotoğraf sanatçısı Oğuz Hamza’nın özel fotoğraflarından oluşan çok özel bir gösteri yapıldı.
VALİ ALTIPARMAK; “MUĞLA BUTİK OTELLER CENNETİ OLMALIDIR”
Muğla’ya bu yılın ilk 10 ayında 1 milyon 400 bin turistin geldiği İngiltere’de düzenlenen WTM turizm fuarında Türkiye 729 m2’lik stand ile temsil edilirken, stand içinde yer alan Muğla bölümü, fuarın açılışında yetkililerin ve tur operatörlerinin en çok ilgi gösterdiği bölümler arasında yer aldı. Muğla Valisi Dr. Ahmet Altıparmak’ın üzerinde durduğu, “Muğla Butik Oteller Cenneti olmalıdır” sözü, tur operatörleri ve katılımcılar tarafından da büyük ilgi görürken, Muğla standı fuara katılanlarca en çok ziyaret edilen köşelerden birisi oldu.
51
SABİH KANADOĞLU, PANEL İÇİN GELDİ Turgutreis’te Cumhuriyet Kadınları Derneği tarafından `Türkiye Nereye Gidiyor’ konulu panel düzenlendi. Hayırlı Sabancı Lisesi Konferans Salonu’ndaki panele Yargıtay Onursal Başkanı Sabih Kanadoğlu, Cumhuriyet Kadınları Derneği Genel Başkanı Şenal Sarıhan, Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Şükran Soner ve Cumhuriyet Kadınları Derneği Genel Başkan Yardımcısı Şenel İke konuşmacı olarak katıldı. Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, dinin siyasete alet edilerek, Cumhuriyet ilkeleri, felsefesi, demokrasi insan hak ve özgürlüklerinden uzaklaşılarak dikta rejimine doğru gidildiğini belirterek “Yargının siyasallaştığı, yargının bağımsız denilemediği, müfettiş baskı ve korkusu, bakanlığın etkisi ve yetkisi hakimler, müfettişler tarafından yapılan talepleri reddetme cesareti bırakmadığı ortamda yargıda ödüllendirme ve cezalandırma dönemi başlamıştır. İsteğe uygun karar veriliyorsa sorun yoktur, yargı mensubu siyasi iktidar hoşa gitmeyen bir karar verdiyse hakim ve yargıç fazla zaman kaybetmeden cezalandırılmaktadır. Bu da dikta rejimine doğru gidildiğinin en somut örneğidir” dedi. Paneli, yaklaşık 500 kişi izledi. Kanadoğlu’nun konuşması izleyiciler tarafından dakikalarca ayakta alkışlandı. Cumhuriyet Kadınları Derneği Genel Başkanı Avukat Şenal Sarıhan da paneldeki konuşmasında son günlerdeki telefon dinlemelerine değindi. Sarıhan, telefonu dinlenen, temel hak ve özgürlükleri kısıtlanıp, hakları ihlal edilenleri İçişleri Bakanlığı aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açmaya davet etti.
MAHKUMLAR “NEFES”İ İZLEDİ
10 Kasım’da, Bodrum Ceza ve Tevkif Evi’nin bahçesinde kurulan açık hava sinemasında 58 mahkum Nefes filmini heyecanla izledi. Bodrum Cumhuriyet Savcılığı ile BESİAD tarafından ortaklaşa düzenlenen etkinlikte cezaevi bahçesine kurulan açık hava sinemasında filmi seyreden mahkumların büyük heyecan yaşadığını belirten BESİAD Başkanı Cenk Sezgin “Böyle anlamlı bir günde Türkiye’de çevrilen ve Türk askerinin ne tür zor şartlar altında vatanı ve toprağı için terör ile verdiği mücadeleyi anlatan filmi mahkumların heyecanla izlediğini görmek bizleri de mutlu etti” dedi.
GELECEĞİN LİDERLERİ RYLA’DA BULUŞTU
52
Bodrum Karia Rotary Kulübünün organizasyonu ve bir çok girişimcinin desteği ile “Fark Yaratan Liderler” temalı RYLA
(Rotary Yeni Liderler Arıyor) programı düzenlendi. Eğitimci Mehmet Kocabaş’ın 2 gün süren eğitimi esnasında, Opet Yönetim Kurulu üyesi Nurten Öztürk konuk konuşmacı olarak katıldığı toplantıda hem sosyal sorumluluk projelerinde hem de iş yaşantısında başarılı bir lider olarak karar alma, problem çözme, meseleyi etraflıca ortaya koyma, yaratıcı düşünce gibi konularda hem çalıştılar hem de takım çalışması yaptılar.
BODFAD, 2010 ETKİNLİKLERİ
Geçtiğimiz yıl kurulan BODFAD, Bodrum Fotoğraf Amatörleri Derneği 2009-2010 Kış Dönemi etkinliklerine “Saydam Gösterisi” ile başladı. “Saydam Gösterisi”, Abdullah Aşçı’nın “Bodrum”, Melike Güngörer’in “Soul of Korea”, Saner Gülsöken’in “BAYKaBAK” ve Sema Sagat’ın “Ahh! Santorini” isimli fotoğraf çalışmalarından oluşuyor.
GÜMÜŞLÜK’TE YAZ-KIŞ MÜZİK
Gümüşlük Eklisia’da, başarılı geçen 6. Gümüşlük Klasik Müzik Festivali’nin ardından, kış aylarında da, Bodrum’un kültürel ajandasına renk katacak bir klasik müzik konseri gerçekleştirildi. Bu yıl ilk kez, Bodrum’un artan kış nüfusu dikkate alınarak, mevsim boyunca klasik müzik konserleri verilmesi planlanıyor. İlki, 29 Kasım’da viyolonselde Özgür Elgün ve piyanoda Eren Levendoğlu ile unutulmaz bir klasik müzik gecesi olarak gerçekleştirildi.
KARTANESİ’NDE DİŞ SAĞLIĞI GÜNÜ
22-27 Kasım tarihleri ağız ve diş sağlığı haftası. Kartanesi Anaokulu da; ağız ve diş sağlığının önemini yaş guruplarına uygun olarak yaptığı etkinliklerle çocuklara anlattı. 5 yaş gurubu ve anasınıfı öğrencilerinin tümünün Diş Hekimi İsmail Hakkı Argın tarafından diş muayeneleri yapıldı ve aileleri bilgilendirildiler.
YARBASAN’DA SANAT KURSLARI Ortakent’te bulunan Yarbasan Taş Evleri Atölyeleri’nde Sanat kursları başlıyor. Resim, Mozaik, Mutfak, Minyatir ve Seramik dallarında verilecek olan kursların gün ve saatleri ile kurs eğitmenlerinin isimleri şu şekilde;
Pazartesi 11:00 - 14:00 Resim Atölyesi, Haluk Mutlu. Salı 10:00 - 14:00 Mozaik Atölyesi Esra Çalışkan Çarsamba 10:00 - 14:00 Mozaik Atölyesi Esra Çalışkan. 11:00 - 13:30 Mutfak Atölyesi Aslı Mutlu Persembe 10:00 - 14:00 Seramik Atölyesi Ebru Erol. 11:00 - 14:00 Minyatür Atölyesi Ayla Ortabaşı Cuma 10:00 - 14:00 Seramik Atölyesi Ebru Erol. 11:00 - 14:00 Resim Atölyesi Haluk Mutlu.
SANAT VE SANATÇI ÜZERİNE SOHBET
Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Ko-
cadon beraberindeki heyetle Contemporary İstanbul 2009 Çağdaş Sanat Fuarı’nı ziyaret etti. İstanbul’da 4. kez düzenlenen Contemporary İstanbul 2009 Modern ve Güncel Sanat Fuarı’nda galeri standlarını gezdi. Sanatçılarla bol bol sohbet eden Mehmet Kocadon, geçtiğimiz ay düzenlenen bir müzayedede “Mavi Senfoni” tablosu 2 milyon 200 bin TL’ye alıcı bulan ressam Burhan Doğançay’ın standında Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ve Contemporary İstanbul Yönetim Kurulu’yla bir araya geldi.
AYŞE KULİN BAB-I ALİ KİTAPEVİ’NDE KİTAPLARINI İMZALADI Bodrum’un yeni kitapevlerinden biri olan Bab-ı Ali Kitapevi Ayşe Kulin’i okuyucuları ile buluşturdu. Türkan Saylan’ın hayatını anlattığı “Türkan” adlı kitabını imzalamak üzere Bodrum’a gelen Ayşe Kulin, sevenlerinin adeta hücumuna uğradı. Beş saat boyunca kitap imzalayan Ayşe Kulin ilgiden oldukça memnun oldu. Kitap sevenler bitmek bilmeyen imza kuyruğunda saatlerce beklemek zorunda kaldılar. Kitaplarını imzalatmaya gelenler arasında Günseli Başar, Tiyatro sanatçısı Dilek Türker ve Ali Poyrazoğlu da vardı. Bodrum’u çok sevdiğini söyleyen Ayşe Kulin, ”Bodrum’da yaşayabilmek için planlar yaptığını, ülkedeki tüm sorunların yazarları da etkilediğini, korsan kitap alanların sadece yazarın değil onlarca kişinin emeğini çalanlara yardımcı olduklarını, kitapların söylenildiği gibi pahalı olmayıp iki üç paket sigara parası olduğunu” söyledi.
2010 YILI BAYK YARIŞ TAKVİMİ Her yıl olduğu gibi bu yıl da bazı yenilikler içeren BAYK 2010 Yarış Takvimi son şeklini aldı. Daha önce açıklanan Kış Trofesi tarihlerine ilaveten 2010 yılında Türkiye’de gene bir ilk olarak Duo Cup Trofesi Bodrum’da düzenlenecek. Dört ayrı yarıştan oluşacak Trofe’nin son ayağı 2009 yılında olduğu gibi 1 Temmuz Kabotaj Bayramı. Her yıl Eylül ayında yapılan Marina Yacht Club-Famous Cup bu sene 1920 Haziran tarihine alındı. Eylül ayında ise Şeker Bayramı sırasında yarışlara ara verilerek bir ralli düzenlenecek.9-10 Ekim tarihlerinde gene bir Duo yarış serisi yapılacak. Kasım ayında yapılacak olan Bodrum Race Week için ise şimdiden çeşitli charter şirketleri ile temaslar kuruldu ve çalışmalar başladı. 2010 Race Week katılım açısından çok daha büyük bir organizasyon olması bekleniyor. 2010 yarış tarihlerini BAYK web sayfasında görmek mümkün. (www.bayk.net)
53
Bodrum’un Gazetesi
Merhaba
KASIM ARALIK 1981
HAFTADA BİR CUMA GÜNLERİ YAYINLANIR
30 Lira
Kurucusu: Ender Uslu
BODRUM FESTİVALİ ULUSLAR ARASI NİTELİĞE KAVUŞUYOR 1982 Bodrum 3. Sanat ve Kültür Festivalinin çalışmalarına başlandı Vali Nehrozoğlu kültür turizminin önemini vurgulayarak gelecekte Bodrum’da uluslararası bir büyük fes-
tival gerçekleştirilmeye çalışılacağını söyledi. Böyle bir festivalin de Türkiye’de ancak Bodrum’da gerçekleşebileceğini, çünkü her türlü malzemenin özellikle insan malzemesi-
Bodrum Yeni Yıla Hazır
Yaklaşmakta olan yeni yılın ilk gecesi nedeniyle Elele Müzikhol, Manzara Otel, Halikarnas Motel, Restoran – Bar ve Ağıl Restoran özel program ve özel menü yapacaklar. Yılbaşı nedeniyle Bodrum’da azda olsa iç turizmin hareket kazanması bekleniyor.
Bodrum’a Gelen Yabancı Turist Sayısında Artış Var
Bodrum’a gelen yabancı turist sayısında 1981 sezonundaki rakamların son iki yıldaki yabancı turist sayısını aştığı belirtildi. Konuyla ilgili olarak görüşlerini aldığımız Turizm Bürosu Müdüresi Emine Çam “1981 yılı yabancı turist açısında verimli geçmiş son iki yıla oranla daha fazla yabancı turist Bodrum’a gelmiştir. 1982 yılı içinde yabancı turist sayısının artmasını bekliyoruz.” demiştir.
Çukurbahçe Caddesi Ağaçlandırıldı
Bodrum ve çevresini temiz ve düzenli tutmak amacıyla kurulan temizlik gönüllülerince, yeni açılan Çukurbahçe Caddesi ağaçlandırıldı. Ağaç dikimine Ortaokul ve lise öğrencileri de katıldılar. Temizlik gönüllüleri başkanı Saynur Gelendost, Çukurbahçe Caddesine toplam 30 turunç fidanı dikildiğini, bu tür çalışmaları sürdüreceklerini belirtti. Ağaç dikimine Belediye Başkanı Ertuğrul Önüt ve Kaymakamımız Mustafa Soycan da katıldılar.
nin Bodrum’da bol olarak bulunduğunu bildirdi. Bu boyuttaki bir festival için Türkiye’nin tüm imkânlarının kullanılmak zorunda olunduğunu, hedefimizi belirledikten sonra bu hede-
fimizi hep beraber çalışarak gerçekleştirebileceğimizi söyledi. Daha sonra söz alan konuşmacılar festivalin nasıl olması konusunu tartıştılar. Toplantı yürütme kurulunu seçmeden dağıldı.
Kısa Haberler Yapımı yarım kalan Bodrum yarımadası kuzey yolunun Torba’ya kadar olan bölümünün önümüzdeki yaz sezonuna kadar asfaltlanacağı öğrenildi.
***
Özellikle yabancı turistleri büyük güçlüklerle karşı karşıya bırakan gümrük postası Bodrum’da da açıldı. Bu işle ilgili olarak bir memurda ilçemiz PTT sinde görev yapıyor. Daha önce yurtdışından eşya olarak koli veya paketi gelen turistler İzmir’e Gümrük postasına gitmek zorunda kalıyorlardı.
***
Bodrum Kültür ve Sanat haftasında açılan Sanatçılar ve Sanat sevenler kulübünün karma sergisinde yapıtlarıyla büyük ilgi toplayan ressam Yaşar Çallı Bodrum Karaada’daki çalışmalarını 27 Kasım’da Ankara’da İngiliz Kültür Derneği’nde sergilemeye açacak.
***
Bodrum Küçük Sanayii Sitesi’nin yapımı için Yüksek Anıtlar Kurulu’nun kararı bekleniyor.
***
Bodrum’da Sanatçılar Birliği kurulması için çalışmalar yapılıyor. Bodrum’da yaşayan bütün sanat dalları ile ilgili sanatçılar birlik kurmak için çalışmalara başladılar.
1980/1991 yılları arasında yayınlanan Bodrum’un Haftalık Gazetesi MERHABA’nın arşivinden derlenmiştir.
54
55 55 55
ÖNCE SAĞLIK
56
RESTAURANT CAFE & BAR
& GEREKLİ TELEFONLAR MUĞLA VALİLİK - 214 10 01 KAYMAKAMLIK - 3161001 ELEKTRİK ARIZA 186 - 316 12 11 GÜMRÜK - 316 11 12 JANDARMA İMDAT - 156 LİMAN BAŞKANLIĞI - 316 10 98 MİLTA MARİNA - 316 18 60 KAYMAKAMLIK - 316 10 01 METEOROLOJİ - 313 08 86 MÜZE MÜDÜRLÜĞÜ - 316 10 95 PTT - 316 12 12 PASAPORT BÜROSU - 316 12 15 POLİS İMDAT - 155 - 316 10 05 POLİS / GÜMBET - 316 12 18 ORMAN YANGIN - 177 OTOGAR - 316 26 37 SAHİL GÜVENLİK - 313 42 00 SAHİL RADYO - 316 27 66 SIHHİ İMDAT - 112 SU ARIZA - 185 - 316 50 13 TELEFON ARIZA - 121 TRAFİK - 154 - 316 80 80 TUR. BÜROSU BODRUM 316 10 91 TURİZM DANIŞMA - 179 TURGUTREİS D MARİN 382 90 65 YALIKAVAK Tur.Bürosu 385 44 65 YALIKAVAK MARİNA - 385 38 60 YANGIN - 110 - 316 10 71 BODRUM-MİLAS HAVAALANI 523 01 01 BODRUM BÜLTEN - 313 42 24 n BELEDİYELER BODRUM - 316 10 09 TEMİZLİK İŞLERİ - 313 19 05 ZABITA - 153 - 316 11 85 BİTEZ - 363 82 96 KONACIK - 319 19 43 GÖLTÜRBÜKÜ - 357 79 10 GÜMÜŞLÜK - 394 44 80 GÜNDOĞAN - 387 78 95 MUMCULAR - 373 52 00 ORTAKENT - 358 53 70 TURGUTREİS - 382 30 19 YALIÇİFTLİK - 368 98 29 YALIKAVAK - 385 49 22
f SAĞLIK
n AMBULANS SOS 0212 505 72 72 Askeri Kamp - 313 02 48 Clınıc Internatıonal 313 30 30 Devlet Hastanesi - 313 14 20 Gündoğan Sağ. Oc. 387 9655 Inter Tıp Pdlikliniği 313 4066 Medicare - 316 70 51 Ortakent Sağlık Oc. 358 50 27 Özel Bodrum Has. - 313 65 66 Turgutreis Sağ. Oc. 382 30 27 n DİŞHEKİMİ Dr. Dt. BANU ERDOĞAN ARAS Ortodontist - 313 58 84 Çarşı Mh. Artemis Cd.8 Bodrum CANA URAL YİĞİTER - 317 04 05 Severcan Cad. Bodrum Dr. Dt. FÜSUN NALBATOĞLU 316 14 81 Cevat Şakir Cad. Diş Dr. GÜLTEN ÇOK - 316 61 60 M. CENGİZ ALTIPARMAK 313 17 73 Cevat Şakir Cad. 94/B Bodrum Diş. Hek. RIZA ÇINAROĞLU 313 10 07 Atatürk C.32Bodrum Dr. Dt. TUNÇ AKMAN - 316 86 56 Ortodontist Atatürk Cad. 48/C n DOKTOR Op. Dr. GÜROL ORAL K.B.B 316 59 27 Artemis Cd. Bodrum Dr. H. MUZAFFER BUYRUK 316 51 07 Davutlar Sok. 12 n HASTANELER POLİKLİNİKLER TÜM HASTANELER İÇİN TEK TELEFON - 444 0 911 BASINÇ ODASI - 313 14 20 BODRUM KALP HASTALIKLARI MERKEZİ - 316 54 64 DEVLET HASTANESİ 313 14 20 (6hat) BODRUM SAĞLIK OC - 316 13 53 GÜMÜŞLÜK SAĞLIK OC -3943724 MUMCULAR SAĞLIK OC-3735040 OMEGA KLİNİK TANI LABORATUARI - 316 80 84 ORTAKENT SAĞLIK OC - 358 5027
57
YAPI DEKORASYON
ÖZEL BODRUM HAST. - 313 65 66 SSK DİSPANSERİ - 313 32 95 UNIVERSAL HOSPITAL -319 15 15 C. Şakir Mh. Gavaklı Sarnıç Cd. CLINIK INTERNATIONAL 3133030
j ULAŞIM
n HAVA ULAŞIMI BODRUM HAVAALANI 523 01 01 BODRUM HAVAALANI THY 523 01 29 THY / OASİS 317 12 03 - 04 HAVAŞ 313 89 72 - 523 00 40 BODRUM RENT A CAR 317 15 55 Onur Air, Atlas Jet
58
WHISKY TRAVEL YACHTING Atlas Jet. Fly Air, Onur Air İnönü C. 27/1 Gümbet 3165057 n OTOBÜS KAMİL KOÇ 313 04 68 KARADEVECİ 316 25 60 PAMUKKALE 316 13 69 VARAN 316 78 49 - 313 21 44 ULUSOY 313 01 67 - 317 16 40 n DENİZ ULAŞIMI BODRUM EXPRES 316 10 87 BODRUM FERİBOT 316 25 78 DEVLET DENİZ 316 17 81 YOLLARI FAHRİ KAPTAN 316 18 08 MEANDER 316 50 26
% ÇEŞİTLİ n AKARYAKIT ARMADA / MOİL - 363 87 00 Açıkkırlar Mevkii Konacık PAŞALILAR - 363 83 93 Atatürk Bulv. No:167 Konacık
n AMBALAJ HAKAN AMBALAJ - 319 03 00 Atatürk Bulv. No:65 Konacık MAVİ AMBALAJ - 385 35 64 Atatürk Cad. 24/B Yalıkavak
Kıbrıs Şehitleri Cd. No: 174 STONE ROCK - 313 89 85 Bodrum Milta Marina YABAN COLLECTION - 316 20 01 Cumhuriyet Cd. 39-41 Bodrum
n AYDINLATMA LAMBACI PRO-YAPI - 317 07 33
n BASIMEVLERİ EKİN OFSET - 316 90 90 Yokuşbaşı Mevki Basın St. No:1 HALİKARNAS - 317 02 91 Temel Yapı İş Merk.No: B-6
n AYAKKABI ÇANTA HAAN - GAR - 317 18 61
n BASIN YAYIN BODRUM AJANS - 313 56 66 Caferpaşa Cd. 52/3 Bodrum BODRUM YARIMADA - 316 78 12 Yokuşbaşı Mevki Basın St. No1 KENT MEDYA GRUBU - 317 30 30 Kalekonut Sos.Tesisleri. Konacık n BİJUTERİ POZİTİF /OASİS - 317 22 29 n BİLGİSAYAR EGE BİLGİSAYAR - 317 00 62 TEKMAR - 313 0 444 Cevat Şakir Cad. No:113 n BRANDA ÇADIR DÖŞEME EGE BRANDA - 367 18 00 Torba Girişi Tansaş Yanı No:20 ESKİCİ - 316 84 34 MMM Migros Karşısı No:236/B n BUZ FİESTA BUZ - 316 84 03 Omurça M.Artemis C.33Bodrum n CAM AYHAN CAM - 313 40 39 Turgutreis Cd. 408/A Gümbet METİN CAM - 316 03 13 Sanayi Sitesi No:10 Bodrum
ÖZKARDEŞLER - 385 34 40 Atatürk Cd. 151/B Yalıkavak n ÇİÇEK-BAHÇE DÜZENLEME EGE ÇİÇEK EVİ - 319 08 98 Atatürk Bulv. No: 17 Konacık
ÇEŞİTLİ
n ÇOCUK YUVALARI KARTANESİ ANAOKULU - 3639514 Cumhuriyet Cd. 7 Bitez MAVİ ÇİZGİ - 316 08 87 Caferpaşa Cad. Kanlıdere Sok. No: 6 n DAYANIKLI TÜKETİM MALLARI DİNÇER/Arçelik - 316 77 45 Cevatşakir Cd. No:103 TOPANOĞLU - 317 14 60 Gümbet Kavşağı No:198/B n DEKORASYON + DEKOR - 358 60 60 Cumhuriyet Cd. 100/B Ortakent AGORA LINE - 358 66 12 Kapuz Cad. No: 61 Ortakent BODRUM MOZAİK - 358 65 31 Balkanoğlu İş Merkezi Konacık BODRUM MUTFAK - 363 86 77 Atatürk Bulvarı Yahya Çavuş Cad. No.4 Konacık DREAM HOUSE - 316 77 87 Dr. Mümtaz Ataman Cd. No:36 GALİPDOS - 387 96 51 Şehit Uğur Öztop Cd. Gündoğan İNKA DEK. - 317 13 60 Atatürk Blv. Konacık Çarşısı No:16 YELKENLİ - 363 01 55 Pamir İş Merk. B/3 No5 Konacık n DERSHANE KURS AYKENT SÜRÜCÜ - 358 50 50 Cumhuriyet Cd. 47/1 Ortakent
59
n DOĞRAMA ATÖLYELERİ ATÖLYE AHŞAP - 367 14 45 n DÖŞEMELİK PERDELİK APRE - 317 12 52 Jandarma Kavş. No:6 Konacık DOST TİCARET - 319 00 26 - 27 Akatürk Bulvarı No:11 Konacık GÜLÇE - 385 27 75 Şeyhülislam Cd. 27/2 Yalıkavak PERMODA - 385 27 91 Marina 3 kapı karşısı Yalıkavak
n EĞİTİM KURUMU MARMARA KOLEJİ - 358 61 13 Ortakent Bodrum n ELEKTRİK ELEKTRONİK İLTEK - 316 27 06 Türkkuyusu Cd. No: 76 B Blok D: 2 TELCOM - 319 25 45 Otim İş Merk. 300/1 n EMLAK KEMALOĞLU - 387 79 52 İnönü Caddesi 102/B Gökçebel Yalıkavak MAVİ EMLAK - 313 03 00
60
Azmakbaşı 22 Bodrum TEPE EMLAK - 317 13 05 Oasis Alışveriş Merkezi Bodrum TURYAP BİTEZ - 363 90 72 Bitez Kavşağı 216 Kat:1 Bodrum TURYAP TURGUTREİS - 382 43 17 Turgutreis Marina n FOTOĞRAF ENİS UMULER - 313 24 04 MESUT İNSANLAR - 313 24 04 Nazlı Vural Sokak. No:4 Azmakbaşı n GIDA - İÇECEK TOPTAN GÜNTOP - 363 88 18 Podium Çarşısı Karşısı Konacık HÜRTOP - 363 83 21 Açıkkırlar Mevkii Konacık PAMUKKALE ŞARAPLARI 319 27 00 Sadi Irmak Cd. No: 19 Gümbet n GİYİM MAYORAL / OASİS - 317 07 97 PATİ (0-14 yaş) - 317 00 32 Oasis Alışveriş Merkezi n GÖZLÜK OPTİK ÇAĞDAŞ OPTİK - 385 51 72 Atatürk Cd. No: 56/A Yalıkavak
n GÜVENLİK SİSTEMLERİ BODRUM BEKÇİSİ - 313 0 313 Yokuşbaşı Mh.Milas Cd.Bodrum n GÜZELLİK MASAJ NATUREL GÜZELLİK - 316 99 14 Neyzen Tevfik Cd.Cizdar Sk.No2 TRIM SLIM - 317 10 02 Konacık Yokuşu Estia Çarş. n HAFRİYAT ENSA - 319 10 10 Atatürk Bul. No:109/A Konacık n HEDİYELİK ADA HEDİYELİK - 313 01 19 Dr Alimbey Cd.Çarşı Mh. No:21 ÇOCUK DÜNYASI - 317 05 03 Oasis Alışveriş Merkezi TILSIM - 385 24 61 Yalıkavak Marina C kapısı VİVALDİ - 316 71 79 Dr. Alim Ekinci Cd. No: 33 n ISITMA SOĞUTMA AEG PROTECH - 358 62 62 Cumhuriyet Cd. No:4 Ortakent n İLAÇLAMA MHA-TÜRK - 319 49 43 C.Şakir M.A. Yesevi Sk. Gümbet TEKNOPEST - 317 06 60 Jandarma Kavşağı B/2 Konacık
n İLETİŞİM SİSTEMLERİ ESVEN KAREL - 319 62 62 Atatürk Bulvarı No:1 Konacık FEZA NET - 313 19 03 TÜRKTEL - 319 62 62 Atatürk Bulvarı No: 1 Konacık n İNŞAAT ASA MİMARLIK - 385 23 78 Bodrum Cad. 22 Yalıkavak AYAN İNŞAAT - 385 20 56 Atatürk Cd. No:16/A Yalıkavak EFE MÜHENDİSLİK - 363 79 41 Atatürk Cad. 30 Bitez KEMALOĞLU - 387 79 52 İnönü Cad. 102/B Gökçebel/Yalıkavak KIRBEYİ MİMARLIK - 363 91 52 Podium İş Merk. karşısı Konacık PENN İNŞAAT - 367 14 11 Rıza Anter Cd. No: 64 Torba TPD MÜHENDİSLİK - 319 01 49 Açıkkırlar Mevk. Konacık n KARGO TAŞIMACILIK BODRUM NAKLİYAT - 313 18 88 Süleymanoğlu İşHanı No37Kat2 n KATERİNG & ORGANİZASYON EDA HAVAİ FİŞEK - 319 64 64 Mandıra Tepesi 1523 Sok. No:7 DREAM HOUSE - 316 77 87 STAR LIFE - 313 18 21
Caferpaşa Cad. 54/B Bodrum n KÖPEK ÇİFTLİĞİ TURGUTREİS COUNTRYRANCH 382 56 54 İslamhaneleri n KURU TEMİZLEME ve ÇAMAŞIRHANE ECE - 313 43 93 MMM Migros Karşısı Bodrum İRFAN - 313 77 81 MMM Migros Karşısı No: 234
Bergamot Cd. No:52 Bitez EL VİNO - 313 87 70 Omurça Mh. Pamili Sokak Bodrum GÖLKÖY SUITES - 357 79 81 Akdeniz Cad. 33 Sok. No: 5-7 Göltürkbükü HOTEL DELFİ - 316 40 85 Omurça Mah. Dere Sk. No:57 KARIA PRINCESS - 316 89 71 Canlı Dere Sok. No: 15
n OTEL ve BAR EKİPMANLARI BODİNOKS - 316 33 83 Yokuşbaşı Mh. No:138 GASTRO - 319 07 13 Atatür Bul.Öziçi Mev. 28 Konacık
n OTO KİRALAMA AKUSTİK - 444 08 48 Neyzen Tevfik Cad. 146 Bodrum BODRUM RENT A CAR 317 15 55 OASİS Alışveriş Merkezi Bodrum SET CAR RENTAL - 313 41 28 Cevat Şakir Cd. 48 Bodrum WHISKY TRAVEL YACHTİNG 316 50 57 İnönü Cad. 32/C n REKLAM İŞLERİ AKTÜEL - 316 15 22 Turgutreis Cad. 257/A Gümbet BODRUM AJANS - 313 42 24 Caferpaşa Cad. 52/3 Bodrum GIRAS REKLAM - 316 71 25 Kıbrıs Şehit. Cd.267/A Bodrum KİRPİ TASARIM - 316 82 64 Caferpaşa Cad. 53/1 Bodrum
n OTEL - MOTEL APART BİTEZ GADRDEN LİFE- 363 98 70
n RESTAURANT ALLATURCA - 316 81 81 Bodrum Milta Marina
n MOBİLYA + DEKOR - 358 60 60 Cumhuriyet Cd. 100/B Ortakent İNKA DEKORASYON - 317 13 60 Atatürk Bul. Konacık Çar.No:16 n MUTFAK BODRUM MUTFAK - 363 86 77 Atatürk Bulvarı Yahya Çavuş Cad. No.4 Konacık
BARBELLA - 316 77 87 Dr. Mümtaz Ataman Cd. No:36 CHINESSE INN/OASİS - 317 11 16 COUNTRYRANC - 382 56 54 İslamhaneleri Turgutreis DENİZHAN - 363 76 74 Turgutreis Yolu Üzeri Konacık EVGENIA - 0533 305 54 19 Paşatarlası No:25 FENER RESTAURANT - 393 63 93 Kemer Mevkii Akyarlar GOLDEN PLATE - 316 96 13 Cumhuriyet Str. No: 149 GÖLKÖY SUITES - 357 79 81 Gölköy Yalı KARA BALIK - 374 51 51 19 Mayıs Cd. No:10 Güvercinlik KEFİ - 313 61 30 Kale Cd. Banka Sok. No:5 KIRMIZI - 316 49 18 Neyzen Tevfik Cd. No:38 KÖŞEM - 348 36 66 Yali Mevki No:2 Ortakent LA PASION - 313 45 94 Atatürk Cad. Uslu Sok. No: 8 Bodrum MARİNA YACHT CLUB 316 12 28 Neyzen Tevfik Cd. Milta Marina MEMEDOF - 313 42 50 Neyzen Tevfik Cd. No: 234 ŞECİ - 358 60 30 Cumhuriyet Cad. Armutalan Sok. No:9 Ortakent
TATLI KAŞIĞI - 317 30 38 Oasis Alışveriş Merkezi n SAĞLIK HİZMET ve MALZEMELERİ BIOREZONANS - 319 42 96 Atatürk Bulv. No:7 Konacık BODRUM İŞİTME CİHAZLARI 316 80 83 Caferpaşa Cd. 26/B n SANAT GALERİLERİ BODRUM BELEDİYE - 316 77 18 BETTİNA - 369 25 04 CAM SANAT - 316 93 23 CASA DELL’ARTE - 367 18 48 EV + GALERİ - 319 56 63 Pedasa Evleri 3 Blok 4 Konacık GALERİ ARTEO - 316 10 56 GALERİ METİN CAM - 316 03 13 Sanayi Sitesi No:10 Bodrum GÜMÜŞLÜK AKADEMİSİ 394 31 78 GÜMÜŞLÜK BELED - 394 44 80 HALİKARNASSOS - 358 61 13 HALUK ELBE - 316 25 16 KAYNAK - 363 95 13 MESUT İNSANLAR - 313 24 04 NUROL KÜLTÜR MERKKEZİ 317 35 49 NT GALERİ - 316 33 31 OSMANLI TERSANESİ - 316 18 60 TILSIM - 385 24 61
TRANÇA - 316 67 16 n SİGORTA ŞİRKETLERİ DENİZYILDIZI - 363 84 35 Pamir İş Merkezi B6 Blok No: 10 Konacık MAVİ BEYAZ - 313 84 07 Cevat Şakir Cad. No: 56 Kat:1 n SİNEMA CINE MARINE - 317 00 01 n SPOR TESİSLERİ BODRUM GOLF CLUB - 313 GOLF Kemer Mevk. Ortakent BODRUM MARİNA - 316 18 60 Neyzen Tevfik Cad. No: 5 COUNTRYRANCH - 382 56 54 Piren Cad. No: 15 İslamhaneleri VITAPARK GOLF - 524 53 33 Tuzla Ova Mevk. No: 23 Milas n SÜT ve YAN ÜRÜNLER ÇINGILOĞLU - 319 2582 Atatürk Cad. Belediye Karşısı Konacık n TAKI TASARIM CANŞUİ - 313 42 24 Caferpaşa Cd. No:52/3
n TEMİZLİK HİZMETLERİ BEYAZ TEPE - 316 20 16 Turgutreis Cad. No: 258 MHA-TÜRK - 382 82 38 Cevat Şakir Cad. No: 325/1 Gümbet ERGUVAN TEMİZLİK - 387 77 24 Gündoğan Tepe Villaları No: 9 n TEMİZLİK MALZEMELERİ FABER BODRUM - 319 42 12 Kıbrısşehitleri Cad. 339 Yeniköy ERGUVAN TEMİZLİK - 387 77 24 Gündoğan Tepe Villaları No: 9 n TUHAFİYE ÇEYİZ GÜLÇE - 385 27 75 Şeyhülislam Cd. 27/2 Yalıkavak n TURİZM SEYAHAT AKUSTİK Travel & Yachting 444 08 48 Neyzen Tevfik Caddesi 146 Bodrum BARBAROS YACHTING 316 39 19 Neyzen Tevfik Cad. 92 Bodrum WHISKY TRAVEL - 319 50 57 İnönü Cad. 32/C GümbetBn
UNLU MAMULLER BODRUM BÖREK EVİ - 313 72 67 Sanayi Sitesi No:1 Bodrum
ŞERİFOĞLU PARKE - 319 00 19 Konacık Rampası 354/A YELKENLİ - 319 12 35 Atatürk Bulv. 3 Konacık
n VETERİNER HEKİMLER AHMET KURT - 316 76 98 Caferpaşa Cad. 57 Bodrum BORA VETERİNER - 385 23 51 Naz Eser İş Merkezi Yalıkavak COUNTRYRANCH - 382 56 54 İslamhaneleri Turgutreis
n PAZAR YERLERİ Bodrum yarımadasında haftanın yedi günü Pazar Yeri kurulur. Sadece Bodrum’da ki pazarda kumaş ve yiyecek ayrı günlerde, onun dışındaki yörelerde kurulan pazarlarda her şeyi birarada bulabilirsiniz.
n WEB TASARIM DYNAMIC WEB - 316 53 01 Cevatşakir Cd. No:117 YUNUS ARSLAN - 316 95 53 Akçabük Sünger Sok.No:9
BODRUM / Salı (Kumaş Giyecek) Perşembe, Cuma (Yiyecek) BİTEZ / Çarşamba, Perşembe. GÖLKÖY / Salı GÜMBET / Pazar GÜMÜŞLÜK / Çarşamba GÜNDOĞAN / Çarşamba ORTAKENT / Çarşamba TURGUTREİS / Cumartesi AKÇAALAN / Salı TÜRKBÜKÜ / Pazartesi YALIKAVAK / Perşembe
n YANGIN SÖNDÜRME - ALARM - GÜVENLİK
BODRUM BEKÇİSİ - 313 0 313 n YAPI MALZEME SEV-SAN - 382 45 77 Sanayi Sitesi 13 Turgutreis
61
net b@kış
CANSU TÜRKDOĞAN cansu@cansui.com
Matrak Görüntüler • İlginç Siteler • Farklı Görüşler • Gırgır Sözler
Domuz Gribinden Sonra Alternatif Selamlaşma Biçimleri
EN TUHAF YASALAR n Bir parlamento üyesinin tepeden tırnağa zırhlı olduğu halde Avam Kamarası’na girmesi yasak. n İngiliz sularında ölü bulunan balinanın kafası yasal olarak kralın, kuyruğu ise korsesi için gerekli malzemeyi sağlayacağı gerekçesiyle kraliçenin malı sayılır. n Bahreyn’de erkek jinekolog, doktor kadın hastasını ancak aynadan bakarak muayene edebilir. n ABD’nin Vermont eyaletinde kadınlar, ancak kocalarından aldıkları imzalı izin kağıdıyla takma diş kullanabilir. n York kentindeki tarihi surların içinde bir İskoçyalıyı öldürmek yasal. Ancak elinde ok ve yay olması lazım. Hereford kentinde bir Galli’yi pazar günleri katedralde vurmak yasak. Chester kentinde ise Gallileri kent surları içinde ve gece yarısından sonra okla vurmak serbest.
MUTLU YILLAR GDO... Dünya genetik Projeler yarışması yapılıyormuş... Tüm ülkelerden genetik profösörleri yarışmaya çalışmaları ile katılmış... İlk, Fransız profösörün çalışmasının başına gelmişler. Jüri başkanı çalışmasının ne olduğunu sormuş. Fransız profösör başlamış anlatmaya: Ben inek genleri ile tavuk genlerini birleştirdim, ortaya çıkan mahlukatın eti, kırmızı et kadar lezzetli, beyaz et kadar sağlıklı oldu demiş. Ardından, diğer çalışmaları ülke ülke gezmeye başlamışlar... Sıra gelmiş Türkiye’den Laz profösöre... Jüri başkanı: “Sizin çalışmanız nedir?” diye sormuş. Laz profösör başlamış anlatmaya: Ben demiş karpuz genleri ile hamamböceği genlerini birleştirdim!. Birden!... Tüm jüri üyelerinden bir kahkaha kopmuş ve başkan, Laz profösöre: “Bu çalışma ne işe yarar?” diye sormuş... Laz profösör: “Acayip işe yarıyor, karpuzu kesiyorsun, çekirdekleri kaçışıyo...”
OCAK AYINDA DOĞANLAR... Hırslı ve ciddi kişiliklidir. Öğrenmeyi ve öğretmeyi sever. İnsaların zaaflarını ortaya çıkarmayı sever. Çok eleştirir. Akıllı ve planlı programlıdır. Çok çalışır ve üretkendir. Duyarlı ve derin hisleri olan biridir. İnsanı nasıl mutlu edeceğini bilir. Aşırı dikkatlidir. Bünyesi kuvvetlidir. Zor heyecanlanır. Romantiktir ama aşkını ifade etmekte zorlanır. Çocukları sever. Evcil ve sadık bir eş olur. Kolayca kıskanır. Sosyal yönden zayıftır.
bil bildir
w Zıpkınla Balık Avlama Yarışları bu yıl kimin anısına yapıldı? w Bodrum’da bir zanaat dalı daha yok olmak üzere. Bu zanaat dalı hangisi? w “Bodrum Otobüsü Kızları” kitabının yazarı kim? w 2009 Meslek Ödülleri kimlere verildi? Soruların doğru yanıtlarını sırayla, alt alta yazıp fax ya da e-mail yolu ile bize ulaştıranlar 2010 BODRUM AJANS İŞ REHBERİ’ne sahip olacak. BODRUM AJANS • Fax: 316 44 42 • info@bodrumajans.com.tr • Caferpaşa Cad. 52/3 Bodrum
62
Nası Yani ?..
adan Fabrik vardı. satış . halka alkam oldu h rü Bir sü Ílk gö rüşt inanır e aşka mısın Yoksa dışarı ? tekra r mı g çıkıp ireyim ?
KARİKATÜR
ALİ ŞUR
DÜNDENBUGÜNE
Fotoğraf: YİĞİT UYGUR
BODRUM MANZARALARI
64