Bodrum Bülten Haziran 2009

Page 1




149

HAZİRAN 2009

iÇiNDEKiLER

4

MERHABA / Demircan Türkdoğan

6

AYIN İÇİNDEN

10

AYIN ANKETİ

14

BODRUM TUTKUNLARI / Yiğit Uygur

18

İÇİMİZDEN BİRİ / Çağla Güneşler

20

YAZARLARIN BODRUM’U

22

GEZ. GÖZ. ARPACIK

24

YENİLER YENİLİKLER YENİLENENLER

26

TOPLUM YAŞAM / Nurhan İbak

28

AYAKÜSTÜ / Cansın Türkdoğan

30

BİR ZAMANLAR / Bülent Akkurt

32

BAHÇEM ve BEN / Gülnar Önay

34

BODRUM ESİNTİLERİ / Erdoğan Kayalar

36

KADINLIK / Cansın Türkdoğan

38

SAĞLIKLA KALIN

40

LEZZET USTALARI

41

HABER TURU

46

MERHABA

47

KENT REHBERİ

54

NET BAKIŞ / Cansu Türkdoğan

8

9

14

18

www.bodrumajans.com.tr

28 info@bodrumajans.com.tr



BODRUMajans Yayın Grubu Adına Sahibi, Genel Yayın Yönetmeni: DEMİRCAN TÜRKDOĞAN Haber Editörü: YİĞİT UYGUR Grafik Tasarım: TÜRKAN FIRAT Web Editörü: CANSU TÜRKDOĞAN Yayın Koordinatörü: ÇAĞLA GÜNEŞLER Sayının Yazarları: BÜLENT AKKURT ERDOĞAN KAYALAR GÜLNAR ÖNAY HÜSNİYE KAYA KADER ONAY YEŞİM ONAY Kapak: YİĞİT UYGUR Halkla İlişkiler: CANSIN TÜRKDOĞAN

MERHABA

KÜLTÜR ve YAŞAM DERGİSİ

Rant mı, daha iyi korunması mı?

M

DEMİRCAN TÜRKDOĞAN Bakanlarkurulu’nun Yalıkavak, Gündoğan ve Göltürkbükü’nü Turizm Merkezi ilan etmesi tartışmaları yeniden ateşledi. Bu sayımızda kısaca değindigimiz bu konu www.bodrumajans. com.tr sitemizin haziran ayındaki anket konusu.

Reklam Koordinatörleri: NURHAN İBAK ÖZGÜR ÜNLÜ BANU KAPLAN İletişim: Caferpaşa Cad. No: 52/3 48400 BODRUM Tel : 0 252 313 42 24 313 56 66 Fax: 0 252 316 44 42 info@bodrumajans.com.tr www.bodrumajans.com.tr Baskı: Ankara Ofset ANKARA Yayın Türü: Yerel Süreli Basım Tarihi: 30/05/2009

Mavi Bakış Dergisi’nin ücretsiz ekidir. Yayınlanan yazıların sorumluluğu imza sahibine, yayınlanan reklamların sorumluluğu reklam sahibine aittir. Bu dergi basın meslek ilkelerine uymayı taahhüt eder.

• BODRUM BODRUM AJANS Caferpaşa Cad. 52/3 OASİS DANIŞMA - DENTBODRUM - D&R Milta Marina FADO AKSESUAR / Azmakbaşı - TRIMSLIM / Estia Çarşısı • GÜNDOĞAN GALİPDOS MOBİLYA & AKSESUAR • KONACIK BODRUM MUTFAK - DENİZHAN - ALDİMO MOBİLYA • ORTAKENT BODRUM GOLF CLUB • TURGUTREİS MİGROS ÖNÜ GAZETE BAYİİ - BOOM CAFE/D-Marin • YALIKAVAK ERDEM ECZANESİ - BORA VETERİNER - PORT MARİN

DAĞITIM

NOKTALARI

AYRICA BELLİ OTELLERİN RESEPSİYONLARINDAN ve LOBİLERİNDEN ÜCRETSİZ OLARAK ALABİLİRSİNİZ...



A yın İçinden

PEDASA, FESTİVALLE ŞENLENDİ

Konacık Pedasa Kalesi’nde, Konacık Belediyesi ve Muğla Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen Pedesa Festivali 10 Mayıs’ta gerçekleştirildi. Festival yine birbirinden renkli görüntülere sahne oldu.

K

onacık Pedasa Kalesi’nde, Konacık Belediyesi ve Muğla Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen Pedesa Festivali 10 Mayıs’ta gerçekleştirildi. Festivale Bodrum, Konacık, Bitez, Mumcular, Ortakent-Yahşi Belediye Başkanları ve MHP Bodrum İlçe Başkanı Asım Başaran’ın yanı sıra yaklaşık 5000 kişi katıldı. Festival, doğa yürüyüşüyle başladı. Yürüyüş ekibinin gösteri alanına ulaşmasıyla birlikte çocukların oluşturduğu Konacık Aşıkları Müzik Grubu gösteri yaptı.

Festivalin açılış konuşmasını yapan Muğla Üniversitesi Pedasa Kazı Başkanı Prof. Dr. Adnan Diler kazı çalışmalarına destek olan Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ve Konacık Belediyesi’ne teşekkür etti; Konacık Belediyesi’nin desteğiyle çalışmalarda hızla ilerlediklerini vurguladı. Konacık Belediye Başkanı Mehmet Tosun da Pedasa Kazıları’nın tamamlanmasıyla birlikte Konacık’ın turizmden pay alır bir noktaya geleceğini belirtti.

Konuşmaların ardından festival Konacık Cahit Özvezneci İlköğretim Okulu öğrencilerinin Kına Gecesi sunumu ve Muğla Üniversitesi Tiyatro Topluluğu’nun “Pedasalılar” adlı oyunu, Pedasa Halk Oyunları Ekibi’nin gösterisi, çeşitli yarışmalar ve Mustafa Ergene’nin Bodrum Türküleri’yle devam etti. Festival alanındaki Çömlek Yapımı, Ağaç Oymacılığı, Seramik ve Resim Çalışması standları büyük ilgi görürken, Yağmur Ticaret sponsorluğunda çocuklara 200 adet uçurtma dağıtıldı. Ayrıca yılın annesi yarışmasında Gamze Gürsoy yılın annesi seçildi.

TÜRKİYE, BOSSABALL İLE TANIŞTI Türkiye, Dünya’da her yaştan topluluğu, özellikle de gençleri etkileyen yeni bir top oyunu olan Bossaball’la Bodrum’da tanıştı. Dünya Bossaball Takımları Türkiye’de buluştu. takımını oluşturmak üzere, oyuncular belirlenerek, Bossaball profesyonelleri tarafından oyun kuralları, taktikleri ve artistik hareketleri kendilerine öğretildi.

BOSSABALL NEDİR?

2005 yılında İspanya’da doğan Bossaball iki takım arasında oynanan (her takım üç, dört ya da beş kişi olabilir) Voleybol, Futbol, Jimnastik ve Brezilya’ya özgü Capoeira karışımı yeni bir top oyunu. Bossaball’da amaç, karşı takımın alanına topu atarak, skor yapmak. Plaj voleybolunun daha değişik ve eğlenceli bir çeşidi olan Bossaball oyununda saha, bir ağ ile ikiye bölünmüş olup, trambolinler ve zıplamaya olanak tanıyan şişme platformlardan oluşuyor. Ağ yüksekliği, oyuncu tipine göre (profesyoneller, kadın, erkek ve çocuklar için) ayarlanabiliyor.

B

ossaball Dünya Kupası’nın ilk ayağı 4 – 5 Mayıs tarihlerinde WOW Bodrum Resort’ta gerçekleştirildi. 78- 9 Mayıs’ta ise WOW Antalya’da Dünya Kupası heyecanı devam etti.

6

İlk kez düzenlenen Dünya Kupası’na, yurtdışından 5 takım katıldı. Brezilya, Belçika, Hollanda, Singapur ve Kuveyt’in katılımıyla

gerçekleşen organizasyona; oyuncu fanları, dünya basını ve medya büyük ilgi gösterdi. Tüm Dünya’ya yayın yapan, önemli bir Amerikan kanalı da kupa süresince WOW Bodrum Resort ve WOW Antalya Otelleri’nde çekim yaptı. Türkiye’den bazı kanallar da canlı yayınla Türkiye’yi, Bossaball’la tanıştırdı. Dünya Kupası maçları yapılırken, ilk Türk

Bossaball Şirketi’nin Sahibi Filip Eycmans, bossaball sporunu 4 yıldır gerçekleştirdiklerini ve bu spora olan ilginin her geçen gün arttığını belirterek, ‘’Bossaball, Brezilya’ya yaptığım müzik turnelerimden birinde ortaya çıkan bir fikir. Capoeira ile voleybol ve futbol gibi topla oynanan oyunların jimnastikle birleşmesi... Çok artistik görüntülerin oluşacağı eğlenceli bir spor dalı. WOW otellerinde yapılan bu turnuva, ilk resmi dünya kupası olması açısından bizim için çok önemli.’’ dedi.


BODRUM

B端lten

7


A yın İçinden

AVRUPA KUPASI’NDAN BAŞARIYLA DÖNDÜLER

Open Avrupa Karete Kupası’na 6 sporcuyla katılan, 9 madalyayla dönen Bodrum Karete Takımı, hem Bodrum’un hem de Türkiye’nin gurur kaynağı oldu. fliyoruz. Çocuklarımız gittiği her uluslararası turnuvadan madalya ve kupalarla dönüyor, Bodrum Yarımadası’nın uluslararası boyutta tanıtılmasında bu tür şampiyonalar çok büyük önem taşımakta.” diye konuştu. Ayrıca kupaya katılımlarında emeği geçen, kendilerine destek olan herkese tek tek teşekkür ettiklerini belirtti.

BODRUM KARATE KUPASI’NDA BİRİNCİLİK

N

isan’ın 25’i ve 26’sında Çek Cumhuriyeti’nin Hradec Kralove Şehri’nde yapılan Open Avrupa Karete Kupası’na 6 sporcuyla katılan Bodrum Karate Takımı 9 madalyayla Bodrum’a döndü. 20 ülkeden 107 spor kulübünü 2 gün boyunca mücadele verdiği şampiyona sonunda Bodrum Karete Takımı Sporcularından Fırat Çetin -30kg’ da altın, Begüm Coşkuner -50kg’ da gümüş, ayrıca

takım kumite ve takım kata dalında 2 bronz, Efe Betselci -40 kg’da bronz, Merve Erdoğan takım kumite ve takım kata dalında 2 bronz, Ela Ay ise takım kumite ve takım kata dalında 2 bronz madalya kazandı. Karate takımı teknik direktörü Fatih Uzunlulu, “107 kulüp arasında takım yarışmalarında 2 üçüncülük kazanmamız bizi çok gururlandırdı. 2009 yılı içinde bir kulüpler arası dünya kupası ve bir kulüpler arası dünya şampiyonasına gitmeyi hede-

23–24 Mayıs tarihlerinde Bodrum Belediyesi Binnaz Karakaya Spor Tesisleri’nde gerçekleşen “Muğla Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü Bodrum Karate Kupası” 23 Mayıs Cumartesi Günü 22 kulüpten 313 sporcunun katılımıyla yapıldı. Kupa Cumartesi günü Minikler ve Yıldızlar kategorilerinde; Pazar günü ise Ümit, Genç ve Büyükler kategorilerinde gerçekleşti. Kupaya İzmir, Denizli, Manisa, Aydın, Afyon, Balıkesir, Bursa, İstanbul, Burdur, Kütahya, Uşak, Muğla, Antalya ve Çanakkale illerinden sporcular katıldı. Karete dalında büyük başarılar kazanmış olan Bodrum takımı da, kupada 30 kadar sporcusuyla mücadele verdi.Turnuvanın sonunda iller bazında Muğla Birincilik Kupası’nı kazanan Bodrum Belediyesi Bodrumspor Karate Takımı’nın Teknik Direktörü Fatih Uzunlulu, büyük bir centilmenlik ve güzel bir ev sahipliği örneği göstererek birincilik kupasını, ikinci olan İzmir Takımı’na hediye etti.

TORBA’YA KÖPRÜLÜ KAVŞAK Yıllardır çok sayıda ölümlü kazanın yaşandığı Torba’da yapılması planlanan köprülü kavşak projesi hayata geçirilecek. Barış Akarsu’nun trafik kazasında öldüğü yere köprülü kavşak yapılmasına ilişkin proje, Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’nca kabul edildi. Kurul daha önce, kavşağın yapılacağı bölgede tarihi bir sarnıç bulunması nedeniyle kavşak düzenlemesine izin vermemişti. Bunun üzerine proje tekrar hazırlanarak kurula sunuldu. Vali Altıparmak, projenin kabul edildiğini, çok sayıda ölümlü kazanın meydana geldiği bölgede, ekiplerin en kısa süre içinde çalışmaya başlayacağını belirtti. Torba Barış Kavşağı’nda, Akarsu’nun ve arkadaşlarının hayatlarını kaybettiği kazadan önce sinyalizasyon yapılmış, hız kesici şeritler yapılmıştı. Ancak trafik ışıklarının kazaları azaltmadığı gerekçesiyle ışıklar söküldü. Geçtiğimiz yıl, üst geçit yapılması gündeme geldi. Bodrum Kent Konseyi üst geçitlerin yapılmasına karşı olduğunu bildirmişti. Mehmet Kocadon da köprülü kavşak projesiyle ilgili olarak kendilerine danışılmadığını belirtti ve karayollarının Torba’da ileriye dönük çalışma yapıp yapmadığını sorarak, bu bölgedeki planlarda sanayi sitesi, otogar gibi projeler olduğunu hatırlattı. Kocadon “Bizim mevcut 25 binlikte de, daha önce belediyemizin yapmış olduğu çalışma var, orada otogarımız, sanayi sitemiz var. Onlar da göz önüne alınarak Bodrum’a yakışan, bir proje uygulanmalı , eğer bu proje İzmir’in ya da Balıkesir’in bir kavşağına uyuyorsa, o Bodrum projesi değildir.” dedi. Bodrum’un büyük şehir olmadığını, uygulanacak projenin Bodrum’un özgün kimliğini taşıması gerektiğini belirten Kocadon, kurumları hiçe saymak yerine, ilgili tüm kurumların bir araya gelerek ortak işlere imza atmasının, Bodrum için daha iyi olacağını vurguladı.

8

BODRUM


TURİZM MERKEZİ TARTIŞMALARI YİNE GÜNDEMDE Bakanlar Kurulu’nun 11 Mayıs 2009 tarihli, bazı bölgelerin turizm merkezi ilan edilmesi, bazı turizm merkezlerinin sınırlarının değiştirilmesiyle ilgili kararı, Resmi Gazete’de yayımlandı. Bodrum’un Yalıkavak, Gündoğan, Göltürkbükü Beldeleri ve Şanlıurfa Viranşehir Eyyüpnebi, Turizm Merkezi olarak ilan edilirken, bazı turizm merkezlerinin sınırları değiştirildi. Bu karar, Bodrum’da rant tartışmalarını yeniden gündeme getirdi.

K

ültür ve Turizm Bakanlığı tarafından daha önce ‘Muğla - Bodrum Yarımadası Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi Planı’nın uygulanması gündeme getirilmiş, Mimarlar Odası, Ortakent - Yahşi ve Gümüşlük Belediyeleri’nin açtığı dava üzerine, karar iptal edilmişti. Çünkü bu uygulamayla Bodrum genelinde beş kata izin verilmesinin söz konusu olduğu vurgulanmıştı. Mayıs Ayı sonunda Resmi Gazete’de yayınlanan Yalıkavak, Gündoğan, Göltürkbükü Beldeleri’nin turizm merkezi ilan edilmesi kararı da, hükümetin yarımada genelinde yapamadığı planı, bölerek tatbik etmek istediği yorumlarına yol açtı.

Muğla Valisi: “Bölgenin daha iyi korunması amaçlanıyor”

Muğla Valisi Ahmet Altıparmak bu kararla bölgenin daha iyi korunmasının amaçladığını, yapılacak tüm yatırımlar öncesinde belediyelerin ve sivil toplum örgütlerinin görüşünün alınacağını belirtti.

Mimarlar Odası: “Bakanlığın bu planı da davalık olur”

Yerel yönetimlerin ve sivil toplum örgütlerinin görüşleri sorulmadan alınan kararları eleştiren Mimarlar Odası Temsilcisi Mahmut Yıldırım, “Denizli, Aydın ve İzmir Yöreleri’nde de bu tür parçalı turizm merkezlerinin ilan edilebileceğini belirtip odalar ve yerel yönetimlerin birlikte hareket etmesi amacıyla acil toplantı istedik. Bakanlığın bu planı da davalık olur. Çünkü halkı, yerel yönetimleri yok sayarak plan yaparsanız davalık olmaktan kaçamazsınız” diye konuştu.

Bodrum Belediye Başkanı: “Yarımadanın tamamını turizm bölgesi ilan edemediler, şimdi bölerek ranta ve imara açmaya çalışıyorlar” Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, “Rant ve talan üzerine kurulu planını geçen yıl dava açıp iptal ettirdiklerini” belirterek şunları söyledi: “Yarımada’nın tamamını turizm bölgesi ilan edemediler, şimdi bölerek ranta ve imara açmaya çalışıyorlar. İşe Yarımada’nın en bakir köşeleri olan kuzey beldelerinden başlamışlar. Bodrum’u görmeyen, 5 bin yıllık tarih ve kültür kentini yaşamayan, hissetmeyen kişilerin hazırladığı plana yıllardır karşı çıkıyorduk, yine karşı çıkacağız. Bodrum’un beton cehennemine çevrilmesini istemiyoruz. Şimdi ise yamalı bohça misali bölgesel turizm merkezleri ilan ederek emellerine ulaşmaya çalışıyorlar, buna alet olmayacağız. İptal ettirdiğimiz planın ardından bakanlığın farklı plan ve oyunlarla karşımıza geleceğini biliyorduk. Yaklaşık 9 yıldır aynı oyunu izliyoruz.”

Yalıkavak Belediye Başkanı: “Yerel yönetimlerin tüm insiyatiflerini ele geçirmeye çalışıyorlar”

Yalıkavak Belediye Başkanı Mustafa Saruhan da, turizm merkezi ilan edilen bölgede mera, doğal ve arkeolojik SİT alanı olan ve Akdeniz Fokları’nın yaşam yeri olarak kabul edilen Küdür Yarımadası’nın bulunduğunu belirterek, milli ve doğal park haline getirilmesi beklenen bölgelerin, imara açılmak istenmesinin bir mantığı olmadığına değindi. Bakanlığın 4 ay önce bu konuda belediyeye yazılı olarak görüş sorduğunu ve kendilerinin olumsuz yanıt verdiğini vurguladı. Bu kararı da Ankara’nın, yerel yönetimlerin tüm inisiyatiflerini eline geçirmeye çalışmak olarak yorumladı.

Gözler Bu Koylarda

Yalıkavak Gündoğan ve Göltürkbükü Turizm Merkezi’nde art arda tesislerin kurulmasından endişe edilen yerler: Gündoğan Koyu l Adalıyalı Koyu l Torba Kuyucak Koyu (Bu yıl özel izinle bir turistik tesis yapıldı, iki tesis daha yapılması planlanıyordu) l Tilkicik Koyu l Yalıkavak Küdür Yarımadası l Göltürkbükü Kızılburun Büyük Koy l Gündoğan Apostol Adası.

BODRUM

9


Hazırlayan: Yiğit UYGUR

TEK UMUT TURİZM... Geçtiğimiz ay, Bodrum Bülten’in www.bodrumajans.com.tr sitesinin anket bölümünde, “Bodrum’da bu yıl sezon nasıl başladı, sezonda beklentiniz nedir?” sorusunu yönelttik ve aşağıdaki seçenekleri sıraladık: 1 - İyi sayılır; daha da iyi olacak. 2 - Henüz belirsiz; ayakta kalmaya çalışacağız. 3 - İyi sayılmaz; krizin de etkisiyle kötü bir sezon olacak. Katılanların %12.9’u “iyi sayılır; daha da iyi olacak” derken, %41,9’u “henüz belirsiz; ayakta kalmaya çalışacağız”, %45,1’i “iyi sayılmaz; krizin de etkisiyle kötü bir sezon olacak” görüşünde birleşti. Anket sonucunda küçük bir kesimin yeni sezondan umutlu olduğu görülürken büyük bölümünün beklemede olduğu yada beklentisi olmadığı görülmekte. Biz de konuyla ilgili olarak, Bodrum Ticaret Odası’nın (BODTO) yeni sezonla ilgili görüşlerini alıp sizlere aktarmak istedik. Bodrum Ticaret Odası Meclis Başkanı Hüseyin Nail Sağat’la bir söyleşi yaptık...

Bodrum’da bu yıl sezon nasıl başladı, sezondan beklentiniz nedir? 1 - İyi sayılır; daha da iyi olacak 2 - Henüz belirsiz; ayakta kalmaya çalışacağız 3 - İyi sayılmaz; krizin de etkisiyle kötü bir sezon olacak.

10

% 12,9 % 41,9 % 45,1


Küresel krizle birlikte, tüm geçimini 3–4 aylık sezona bağlamış Bodrumlu turizmci, önceki senelere göre düşüş gösteren turizm faaliyeti karşısında endişeli. Sadece turizm sektöründe değil, turizme bağlı yan sektörlerde çalışan işletme sahipleri de aynı krizden doğal olarak nasiplerini almış durumda.

W

eb sitemizin bu ayki konusu turizm beklentileri üzerineydi. www.bodrumajans. com.tr’den ziyaretçilerimize “Bodrum’da bu yıl sezon nasıl başladı, sezonda beklentiniz nedir?” şeklinde bir soru yönelttik. Gelen oylamaların çoğunluğu “İyi sayılmaz; krizin de etkisiyle kötü bir sezon olacak” şeklindeydi.

Dünya genelinde yaşanan krizin etkilerini, daha tam anlamıyla ülkemiz sınırları içersinde fark edemesek de, “işten çıkarmalar”la kendini şehirlerde hissettirmeye başlayan kriz, gerçekten de kapıda. Ülke genelinde işten çıkarmaların yaşandığı şirketler ise genel olarak küresel veya dış kaynaklı şirketler. Henüz krizin etkisini dolaylı olarak hissetmeye başlayan Türkiye’de, gerçek kriz ekonomistlere göre daha başlamadı. Öte yandan direkt veya dolaylı olarak kapımıza gelip dayanan krizin etkilerini yaz sezonuyla birlikte alt yapısını turizm ve yan sektörleri üzerine kurmuş olan Bodrum’da yakından hissetmeye başlayacağız. Kış sezonunda inşaat sektörüne inen darbe, artık bir yerde durması gereken inşaat çılgınlığını frenledi. Ancak kriz Bodrum’un gözbebeği sektörü “Gemi İnşa Sektörünü” de vurdu. Bodrum’un İçmeler Tersaneleri’nde bulunan 40 kadar irili ufaklı tersanede, her yıl ortalama boyutları 25 ile 50 metre arasında değişen 40 kadar tekne üretilirken bu sayı geçtiğimiz aylarda tamamen durdu. Yaşanan küresel krizle gelen sipariş iptallerinin yanı sıra dövize endeksli maliyet oranlarının da arttığını belirten yetkililer, krizin önümüzdeki bir yıla yayılarak üretimde önemli düşüşlere sebep olacağı görüşünde birleşiyor. Bodrum Tersaneleri’nde tekne yaptıran yabancı müşteriler dünyadaki para trafiğini kontrol eden sermaye sahiplerinin bizzat kendileri olduğu için doğal olarak bu krizden bire bir etkileniyor. Diğer yandan bankaların, Türkiye genelinde sektöre yeni faizler için onay vermediği, öncekileri de geri çağırmaya başladığı bilgisi veriliyor. Genel bir umutsuzluğun hakim olduğu Bodrum iş dünyasının konjonktürel durumunu ve ticaret erbabını bu sezon neyin beklediğini öğrenmek için Bodrum Ticaret Odası’na danıştık. Bodrum Ticaret Odası Meclis Başkanı Hüseyin Nail Sağat, ne yazık ki çok umutlu konuşmuyor.

11


Bodrum Ticaret Odası Meclis Başkanı

HÜSEYİN NAİL SAĞAT:

“MORALLERi BOZMAMAYA, YÜKSEK TUTMAYA ÇALIŞIYORUZ” Bodrum Ticaret Odası; “Üç ana sektörümüz vardı. İkisi bitti, son umudumuz “Altın sektör” yani turizm. Başka alternatifimiz yok”… Ancak turizm de fazla umut vaat etmezken, Bodrumlu ne yapacak, geçimini nereden sağlayacak? Genel bir umutsuzluğun hakim olduğu Bodrum iş dünyasının konjonktürel durumunu ve ticaret erbabını bu sezon neyin beklediğini öğrenmek için Bodrum Ticaret Odası’na danıştık. Bodrum Ticaret Odası Meclis Başkanı Hüseyin Nail Sağat, ne yazık ki çok umutlu konuşmuyor. Bu defa istediğimiz kadar önlem alalım, çok fayda etmeyecek, çünkü kriz küresel boyutta. Web sitemizde her ay düzenlediğimiz anketin bu ayki konusu sezon öncesi turizmcinin endişelerini yansıttı. Genel olarak aldığımız cevap krizin de etkisiyle kötü bir sezon olacağı yönündeydi. Siz, Bodrum Ticaret Odası olarak mutlaka Bodrum’un nabzını bizlerden daha iyi tutuyorsunuz. Odaya gelen görüşler nedir, sizden öğrenebilir miyiz? Sizce 2009 turizm sezonu nasıl geçecek, şirketlerin beklentileri nedir? Kriz etkili olacak mı? Bodrum’da bildiğiniz gibi üç tane ana sektör var. Turizm, inşaat ve yat imalatı… Yat imalatı ile inşaat sektörü şu anda tamamen dibe vurmuş vaziyette. Bundan bir yıl önce, aşağı yukarı 41 tersane, teslimat için 2010’lara, 2012’lere gün veriyordu. Şu anda ellerinde bir tane siparişleri yok. Ve sipariş vermiş kişiler de paralarını ödemiyor. Şu anda durmuş vaziyetteler ve imalata devam etmiyorlar. Bir tek Bodrum’un bu sene; “altın sektörü” diyoruz artık biz, o da turizm. Başka da hiçbir alternatifimiz yok. Bir toparlanma söz konusu ama otelci arkadaşlarımızla görüşüyoruz. Diyorlar ki, “İlk defa biz Mayıs ayını boş geçiriyoruz”. Yani oteller, maalesef yüzde 60–70 dolulukta gidiyor.

12

Bunlar yabancı turist ağırlayan oteller herhalde değil mi? Tabi, tabi… Yani bir de bunlar nitelikli yatak diyebileceğimiz oteller. Gümbet’ten filan hiç bahsetmiyoruz artık. Oralar bir facia ne yazık ki. Diğer yandan bir toparlanma gözüküyor, yani rakamsal açıdan önümüzdeki günlerdeki rezervasyonlarda bir toparlanma var; ama o da ne derece kurtaracak bilemiyoruz. 3, 4 ay turizm, 12 ayı geçirmeye yetmiyor. Bunu zaten herkes biliyor. Sezon sonunda ne derece kurtarır bilemiyorum; ama moralleri bozmamaya, yüksek tutmaya çalışıyoruz.

“... yerli turiste farklı, yabancı turiste farklı fiyat uygulaması var ya, işte bunda bir şey yapabilsek, ki biz arkadaşlara bu yönde telkinlerde bulunuyoruz ama çok da duyarlı davranıldığını zannetmiyorum.”

Yerli turist Haziran itibarıyla gelmeye başlayacaktır. En azından bu yıla kadar hep böyle oldu. Sizin öngörünüz ne yönde, yerli turist sayısında azalma olacak mı? Yerli turistte pek fazla düşüş olacağını tahmin etmiyorum. Ancak yerli turiste farklı, yabancı turiste farklı fiyat uygulaması var ya, işte bunda bir şey yapabilsek, ki biz arkadaşlara bu yönde telkinlerde bulunu-yoruz, ama çok da duyarlı davranıldığını zannetmiyorum. Bu farklılık giderilirse daha iyi olacağına inanıyorum, fakat maalesef -yabancıya verilen fiyatları üç aşağı beş yukarı biliyoruzTemmuz, Ağustos ayında, söz konusu yerli turist olduğunda, neredeyse 10 katına çıkıyor fiyatlar. Peki, ne tür önlemler alınabilir turizmi iyileştirmek adına ya da bizim burada alacağımız önlemler fayda eder mi, küresel bir kriz varken? Bodrum’un hatta Türkiye’nin diye telaffuz etmekte yarar var; bir avantajı var: Türkiye, diğer destinasyonlara nazaran ucuz bir ülke. Dolayısıyla, Avrupalı illa ki tatil yapacak ve Bodrum’u ya da Türkiye’yi tercih edecek diye düşünüyorum. Aslına bakarsanız bu krizden


n Turizmden sonra biraz rahata alıştık, o arkadaki arazilerimizi ekip, biçmiyoruz. Biraz tembel davranıyoruz. Mandalina, biraz ön plana çıktı. Özellikle “YediGün”ün Bodrum Mandalinası’yla ilgili bir ürün piyasaya sürmesinden sonra -çok da iyi satışlar yapmış- bu hemen Coca Cola’nın dikkatini çekmiş, araştırmalar filan yapıyorlar şu anda. Özellikle reklamlarda, şarkıcı Hadise’nin kullanılması çok etkili oldu. karlı çıkabileceğimize inanıyorum. Fakat burada, paralı turist diye tabir ettiğimiz, mavi tura gelen turistte bir sorun yaşayacağımızı zannediyorum. Yani paralı turist gelmeyecek veya tatilini erteleyecek. Kriz sebebiyle mi? Aslında sormak istediğim bir yandan da bir “Domuz gribi” sorunu peydah oldu… Tabi bir de son günlerde bu Domuz Gribi olayı gündeme geldi. Özellikle paralı turisti çok etkileyen bir konu bu. Büyük bir soruna dönüşmemesini temenni ediyorum. Her sene bir şeyler çıkıyor maalesef ki, biraz da pamuk ipliğine bağlı bir sektör, dolayısıyla dikkatli olmak gerekiyor. Turizm ve yan sektörleri her geçen yıl daha kötüye gidiyor. Durum böyleyken Bodrum’a yerleşmiş ve her şartta Bodrum’dan vazgeçmem diyenlerle Bodrum’un yerli halkı sizce de turizmin dışında başka geçim kaynakları düşünmeye başlamalı mı? Mesela başka iş kolları ne olabilir Bodrum’da? Ya da şöyle sorayım; yavaş yavaş balıkçılık ya da mandalinacılık, zeytincilik gibi iş kollarını öğrenmeye başlasak mı? Biz zaten başından beri şunu söylüyoruz, arka taraf kesinlikle tarımı bırakmamalı. Deniz kenarlarında turizm yapıyoruz da, arka tarafta da mutlaka tarım olması gerekiyor. Turizmle paranın birlikte yürümesi gerekiyor. Dünya çapında oteller yapmış biri farz et; ama domatesle biberi de işte bilmem nereden ithal ediyor. Bu hiç rantabl değil. Ama maalesef turizmden sonra biraz rahata alıştık, o arkadaki arazilerimizi ekip biçmi-yoruz. Biraz tembel davranıyoruz.

n “Bodrum Zeytinyağı” adı altında bir marka oluşturup, köylünün ürününü daha iyi fiyata satabilmesi için proje oluşturuyor. Burada hedef, gelen her turiste ülkesine dönerken yanında götürebileceği yarım litrelik dahi olsa, zeytinyağı satabilmek. Üç aşağı, beş yukarı alt yapısı hazırlandı, patent enstitüsüne müracaatı yapıldı. Projeyi kısa sürede hayata geçireceğiz.

“Biz şu an inşaat sektörünün neredeyse tamamen durduğunu biliyoruz. Belediyelerden alınan ruhsatlara baktığımızda yeni bir inşaat neredeyse yok denecek kadar az. Tabi mevcut projelerden, finansman yönünden herhangi bir sıkıntısı olmayanlar devam ettirebiliyor; ama tabi bunun haricinde başlayıp da yarım kalmış çok proje var.”

Mandalina, biraz ön plana çıktı. Özellikle “YediGün”ün Bodrum Mandalinası’yla ilgili bir ürün piyasaya sürmesinden sonra -çok da iyi satışlar yapmış- bu hemen Coca Cola’nın dikkatini çekmiş, araştırmalar filan yapıyorlar şu anda. Özellikle reklamlarda, şarkıcı Hadise’nin kullanılması çok etkili oldu. Zeytinyağı’na gelince; bu yöremizde, köylümüz -eskiden tütünle de uğraşıyordu ama- şimdi sadece zeytinyağı ile geçiniyor. Ancak buradaki zeytinyağının toptan alımı 3,5 TL. Dolayısıyla toplama maliyetini bile karşılamıyor. Bununla ilgili de Bodrum Ticar-

et Odası, “Bodrum Zeytinyağı” adı altında bir marka oluşturup, köylünün ürününü daha iyi fiyata satabilmesi için proje oluşturuyor. Burada hedef, gelen her turiste ülkesine dönerken yanında götürebileceği yarım litrelik dahi olsa, zeytinyağı satabilmek. Üç aşağı, beş yukarı alt yapısı hazırlandı, patent enstitüsüne müracaatı yapıldı. Projeyi kısa sürede hayata geçireceğiz. Geçtiğimiz kış -kriz öncesinde- yaptığımız bir görüşmede oda başkanımız Sayın Mahmut Kocadon, turizmden çok, inşaata yatırım yapıldığı yönündeki endişelerini dile getirmişti. Ancak bu kış her şey tersine döndü, kriz ortamında inşaatlarda durum neydi? Biz şu an inşaat sektörünün neredeyse tamamen durduğunu biliyoruz. Belediyelerden alınan ruhsatlara baktığımızda yeni inşaat yok denecek kadar az. Tabi mevcut projelerden, finansman yönünden herhangi bir sıkıntısı olmayanlar devam ettirebiliyor; ama tabi bunun haricinde başlayıp da yarım kalmış çok proje var. Konutsal anlamda durum böyle; ancak otel anlamında yapımı süren inşaatlar, geri dönüşümün başlaması açısından, sahipleri tarafından bir an önce tamamlanma yoluna gidildi. Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Biz, Bodrum Ticaret Odası olarak, herkese hayırlı bir sezon diliyoruz. İnşallah bu sene beklenilen sayılara, hatta beklenenin de üstündeki rakamlara ulaşılmasını temenni ediyoruz. Teşekkür ediyorum. Biz teşekkür ederiz…

13


B odrum Tutkunları

Hazırlayan: YİĞİT UYGUR

“Bodrum Yarımadası’nın, o güzelim doğasını hoyratça harcayarak betonlaştıran, sosyal yaşantısını paparazzi kültürüne malzeme olma uğruna yozlaştıran bir değişime karşı başkaldırıdır DİBEKLİ HAN”.

Bodrum’da bir sanat köyü;

Dibekli Han “Gülay-Cenap Tezer Çifti’nin varlıklı olmak için değil, var olmak için uyguladıkları bir proje Dibekli Han”. Dibekli Han’ın giriş kapısında işte bu yazı karşılıyor bizi. Birçok ünlünün Bodrum’daki evini inşa etmiş bir çift Gülay - Cenap Tezer Çifti. Uzun yıllardır Bodrum’da yaşıyorlar. Koca meydanlarını, begonvilli sokaklarını ve naif insanlarını sevmişler Bodrum’un. Ancak zaman içersinde değişen her şey gibi Bodrum da değişmiş. Bu değişimi kabullenememişler, kabul etmek istememişler ve kendi Bodrumları’nı yıllar önce satın aldıkları 34 dönüm arazi üzerinde kurmaya karar vermişler. Ellerinde bir köy kuracak kadar obje de olunca, proje hızla yürümüş gitmiş.

14

Gülay - Cenap Tezer Çifti’nin kurduğu hayalin birinci bölümüymüş “Dibekli Han”.

Şimdiyse sırada, Dibekli Han Meydanı’nda, Zubin Mehtalar’ın, senfoni orkestralarının, Suna Kanlar’ın, Leonard Cohenler’in, Ravi Shankarlar’ın canlı konserler vermesi var. Kısacası Dibekli Han’ın gerçek anlamda bir Sanat Köyü haline gelmesini istiyorlar.

İlk sergi “Anadolu’da Keçe”

Dibekli Han’daki küçük dükkanlarda satışa sunulan birbirinden ilginç ve nadide objeler sayesinde kendinizi adeta bir etnografya müzesinde hissediyorsunuz. Uzun yıllardır Anadolu’nun çeşitli bölgelerinden topladıkları eserleri burada satışa sunan çift, Dibekli Han’ın alt katını ise sergi salonu olarak düzenlemiş. 12–24 Aralık 2008 tarihleri arasında açılan ilk sergi ise Geleneksel Keçe Sergisi “Anadolu’da Keçe” başlığını taşıyordu. Anadolu’da çok az sayıda ustanın yapımını sürdürdüğü Keçe zanaatı, yitirmekte olduğumuz zanaatlardan biri. Tire, Konya ve Urfa yörelerinden getirdikleri keçeleri sanatseverlerin ilgisine sunan çift ayrıca sergi süresince hanın sinema salonunda Ertuğrul Karslıoğlu’nun ödüllü belgeseli “Keçenin Teri” ve “Yörükler ve Keçe” adlı belgeselini

katılımcılara seanslar halinde göstermiş. Şu sıralarda ise sergi salonunda sanatseverlerin ilgisine sunulan eserler “Anadolu’nun Her Yöresinden, Çanak, Çömlek - Kap, Kacak” başlığı altında toplanmış. 18 Haziran’a kadar gezilecek olan sergide Isparta, Çanakkale, Antakya, Kütahya, Kapadokya, Eski Kınık Yöreleri’nin eserleri yer alıyor. Ayrıca Seramik sanatçıları İsmail Yiğit ve Tevfik Karagözoğlu’nun çalışmaları da ilgi görüyor.

Dibekli Han’da Dükkanlar

Dibekli Han’ın meydanında küçük dükkanlar yer alıyor. Bunların hepsinin birer ismi var. “Eskici”, “Sandık Odamız”, “Çul-Çaput”, “Kumaşçı”, “Çanak-Çömlek”, “İncik-Boncuk” vs… Restoranın adı ise doğal olarak “Dibek Sofrası”… Örneğin “Eskici”de artık yapılmayan bir iğne işi, günümüzde kimsenin uğraşmadığı bir yörede dokunmuş bir kumaş, Anadolu Kadınları’nın bin bir emekle ürettiği el emeği ürünlerle karşılaşıyorsunuz. Burada özellikle Avanos’tan, Konya’dan, Kayseri’den Nevşehir’den getirilen birçok değerli parça da satışa sunulmuş durumda. Ayrıca Avrupa’nın Osmanlı’ya yaptığı cam, metal ve ahşap objeler de burada sergileniyor.


Tezer çifti, “Sandık Odamız” adlı dükkanı Dibekli Han’ın en önemli bölümü olarak nitelendiriyor. Bir etnografya müzesi tarzında hazırlanmış bu bölüm, Gülay ve Cenap Tezer’in Anadolu’dan kırk yıldır kendi evleri için topladıkları nadide parçaların işlevlerine göre kategorik olarak sergilendiği bir alan...

sergileniyor. Ayrıca bu kumaşlardan yapılmış minderler, yastıklar, evinizin bir köşesinde oluşturacağınız Anadolu köşeleri için özel dokunmuş objeler ve giysiler ziyaretçilerin ilgi odağı.

“Ivır Zıvır”

Bir de bir dükkan var ki, burada sadece ıvır zıvırlar satılıyor. Hem de gerçek anlamda ıvır zıvır... Atmaya kıyılayamayan, her biri bize bir şeyler anımsatan küçük objeler. Aklınıza ne gelirse... Genç sanatçıların yeni imajinasyonlarından tutun bir kil parçasının balık motiflerine dönüşmüş hali, küçük vitraylar... Bugün var olup yarın yerini başka bir parçaya bırakacak el işi bir işleme. Barut kutusu, sigara tablası, duvar süsü vs.

“Sandık Odamız”

Burayı gezerken zengin kültürümüzün birçok sahnesini yeniden gözünüzde canlandırıyor, türünün en seçkin yerel alet ve edevatını bir arada görme olanağı buluyorsunuz. Özellikle yabancı misafirler için bulunmaz bir yöresel kaynak. Anadolu Medeniyetleri’nin çeşitli replikaları, yine Anadolu’dan getirilmiş taş ve ahşap işçiliğinin ender örnekleriyle bezenmiş bir binanın içinde yer alan “Sandık Odamız” hem bir ailenin bu önemli parçaları bir araya getirme çabasını hem de kültürümüzden geniş kesitler sunuyor izleyenlere... “Sandık Odamız” da 7 ayrı vitrinde, Anadolu Kültürü’nün; kapı gereçleri, kahve hazırlama kültürüyle ilgili gereçler, Anadolu’dan kadın takıları, zengin evlerinin cam eşyaları, Çerkeş Kamaları, halkın kullandığı günlük gereçler, yazma baskıları, kumaşlar, yağlıklar, çevreler ve de Gülay ve Cenap Tezer’in çok sevdiği rahmetli

dostları Akşit Gürfırat’ın koleksiyonundan bazı parçalar teşhir ediliyor.

“Kumaşçı”

Dibekli Han’da bir diğer ilgi çekici dükkan ise “Kumaşçı”… Yakın yöremizden, Anadolu’nun dört bir yanından el tezgahlarında, ipini kendi eğirerek, boyayarak kadınlarımızın ortaya çıkardıkları rengarenk, albenili kumaşlar burada

Dibekli Han’da daha pek çok dükkan bulunuyor. Tabii bu dükkanları gezenlerin dinlenip soluklanacağı bir cafe ve yemek yiyebilecekleri bir de restoran. Yakaköy’de 34 dönüm bir arazide kurulan Dibekli Han’a turistler de ilgi gösteriyor. Dibekli Han’ı bir de sahiplerinin ağzından dinlemek istedik ve Gülay-Cenap Tezer Çifti’ne kurdukları sanat köyünü ve gelecek projelerini sorduk;

15


B odrum Tutkunları Gülay-Cenap TEZER

Gülay-Cenap Tezer:

“Dibekli Han başlangıçta köydü sonra sanat ağırlıklı oldu” Öncelikle kısaca sizi ve eşinizi tanıyalım. Ben mimarım, Gülay Tezer adım. Eşim petrol mühendisi ama az petrolcülük yaptı. Senelerdir inşaat piyasasında. Benim çizdiğim projelerin uygulamalarını yapıyor. Bodrum’da, yüzün üstünde binamız var. Mesut Yılmaz’ın ve işte bir takım tanınmış ailelerin evini yaptık. Yani genelde villa projeleri. Birkaç örnek daha verebilir misiniz? Erol Çarmıklı’nın; Nurol Holding’in buradaki Oasis’in sahipleri olurlar… Cevdet Sunay’ın kızının ve damadının evleri; Anadolu Holding’in sahibi, Yazıcılar’ın evleri… Böyle birçok müşterim var. Mimar müşterilerim de var bu arada. Peki ne kadar oldu Bodrum’a geleli? 25 yıldır Bodrum’dayız. Nasıl karar verdiniz de geldiniz? İzmir’de yaşıyorduk, daha küçük bir yeri arzu ettik. Akdeniz’de o zaman Bodrum gerçekten küçük bir yerdi ve biz hakikaten elektrik lambaları olmayan bir yer diye gelmiştik; şimdi işte bu durumda Bodrum. Onun için biz şimdi köyümüzü yapıyoruz, o kargaşadan biraz kaçmaya çalışıyoruz. Peki, böyle bir sanat köyü kurma düşüncesi nasıl oluştu? Başlangıçta köydü sonra sanat ağırlıklı oldu. Daha kendimize has bir dünya yaratmak istedik. Yani sokağıyla meydanıyla düzenleyebileceğimiz bir proje olsun istedik. Çünkü Bodrum’da bir meydan bile kalmadı maalesef. Bu güne kadar

16

yönetimler hiç üzerinde durmadı; eski dokuyu yitirdik, o dar, gölgeli begonvilli sokakları, avlu kapılarını yitirdik. Halbuki onlar için gelmiştik. Onların arasında yaşamak, o sokaklarda yürümek için gelmiştik. Ama büyük asfalt yollar, beş-altı şeritli caddeler haline gelince onları kaybetmenin telaşıyla tekrar yaratmak gibi bir misyon üslendik. Onun için güzel bir meydan taş binaların olduğu, güzel sokaklar, kendi arkadaşlarımızın oturacağı evler derken kullandığımız malzeme, özenerek alıp saklamış olduğumuz köyümüze koyduğumuz bir takım eski üretimler, sanat ağırlığını o kadar öne çıkardı ki, o zaman sanat köyü olsun bari diye projemizi biraz daha değiştirdik. Bu arada kültürümüzün kaybolması bizi çok üzüyor. Elimizde bir etnoloji koleksiyonumuz vardı. Kendi evimizde kullandığımız objelerdi bunlar ve herkesin görüşüne açalım istedik. Evlerde bulunan 40–50 yıl önce kullanılan objelerin ne olduğunu bile tanımıyor halkımız. Hiç olmazsa böyle bir hizmeti de yanında getirelim dedik. Köyümüzün müze sayılabilecek küçük bir sandık odası var. Sandık odası ismini tercih ettik; çünkü evimizin gerçekten sandık odalarında duran eşyalar şu an orada sergilenenler. Onun dışında bu köyün küçük dükkanlarında, Anadolu’da halen üretilen ve ekonomik nedenlerle kapanmaya yüz tutmuş bir takım atölyelerin ürünleri var. Mesela bir keçe konumuz var. Keçe, Anadolu’dan daha doğrusu orta Asya’dan getirdiğimiz bir sanat ve kaybolmak üzere. Kendi seyahatlerimizde bazı yerlere gittiğimiz zaman biz bu araştırmaları yaparken atölyelerin kapandığını görüyoruz,

üzülüyoruz. Açık kalanlara da sarılıp onlardan üretim istiyoruz. Burada o kadar güzel keçeler teşhir ettik ki, keçe sergisi baya ses getirdi. İpek konusu var bitmek üzere olan ki, ipek yolu bizim için çok önemli. Çok eski tarihlerden beri ipek ürettiğimiz merkezlerimiz var; ama Bursa’da bitmiş. Antakya’da bir iki aile kalmış. Onları, yaşasınlar diye teşvik edip, ürünlerini getirmeye çalışıyoruz. İşte insanlar bunları tanısın ve kullansın istiyoruz. Dolayısıyla böyle bir misyon üslendik gibi oldu. Ayrıca bu konuya eğilmiş olan sanatçılarımızın ürünlerini sergileyip tanıtmak istiyoruz. “Anadolu’dan Kap Kacak Sergisi” bu sergilerin ikincisi. Bulabildiğimiz her yörenin objelerini getirdik, halkımız bunları görsün istiyoruz. Nasıl iletişime geçiyorsunuz? Dolaşıyoruz biz; zaten seyyahız. Bütün dünyayı da dolaştık. Anadolu’yu da çok seviyoruz, çok dolaşıyoruz ve her yörede gidip kimler ne üretiyor, onları keşfedip, onlardan bilgi alıp arşivimize kaydediyoruz. Böyle sergilerde de, gidip bulup kullanıyoruz. Peki, ne kadar zamanda bitti burası? Burası bitmedi daha, yeni başlamış bir proje… Aslında biten köyün büyük meydanı, bir sokağının bir bölümü, köy projesinin tamamı projelendirildi; ama imalatı bitmedi. Daha eklenecek çok şey var. Ne kadar bir alan üzerine kuruldu? 36 dönüm. Seneler önce bu araziyi almıştık, bol ağaçlık bir araziydi. Ağaçlar kesilmesin diye bu


güne kadar koruduk ve hiçbir ağaç kesilmeden de yaşama sokuyoruz onları. Meydanda gördüğünüz en küçüğüydü, onu bile meydanın kotunu ayarlayarak koruduk. Sanırım sürekli satılan ürünlerin yanında bir de sergiler olacak değil mi? Tabii sergilerdeki eserler satılırsa da, gelir sanatçılara, o atölyelere gidecek ve o atölyeler üretime devam edecek. Biz de bunu istiyoruz. Mesela bir keçe atölyesi “Artık halı dokuyorum, keçe satılmıyor” diyor ve biz istiyoruz ki satılsın, keçe devam etsin. Çünkü keçe onun esas ürünü. Böyle bir destek sağlamak istiyoruz o atölyelere. Herhalde yaz kış devam edeceksiniz değil mi? Kışın belli bir dönem kapatabiliriz. Çünkü bayağı enerji gerektiren bir iş ve dinlenme zamanımız olmalı. Ailece burada faaliyet gösteriyoruz. Onun için tam bir program söyleyemiyorum ama bir kere erken ilkbahardan geç sonbahara kadar herkesin ziyaretine açık. Siz, eşiniz, oğlunuz ve gelininiz değil mi dört kişilik bir aile olarak çalışıyorsunuz? Evet, tüm aile. Burada üretim olacak mı? İlerleyen zamanlarda sanatçıların burada üretim de yapmasını istiyoruz. Ona uygun mekanlar da projelendirmiştik, onları henüz hayata geçiremedik; ama onlar hayata geçtikçe sanatçılar da orada üretime geçecek, esas proje o zaman tamamlanacak. Belirli bir süre koydunuz mu? Yok, koyamıyoruz. Ama belki birkaç senelik bir proje bu. Birkaç sene sonra inşallah tam olarak bitirmiş oluruz. Dibekli Han’ın mimari üslubunu nasıl tanımlarsınız? Bir kere Bodrum’un yapı şekli taş yapıdır. Onun dışında biz burada ipek yolunun hanları esprisini de korunaklı içe dönük yaparak, biraz han kavramını getirmiş olduk. Bir de kullandığımız detaylar tabii ayrıntılarda gizli, çok titiz davranıyoruz. Dibekli Han ismi nereden geliyor? Sayısından herhalde, kafemizde kullandığımız masalar bile yoğurt dibeği. Bol miktarda dibek var köyümüzde. Hepsi bizim toplayıp getirdiğimiz objeler. Cenap Bey, biraz da size sormak istiyorum; sanırım konserler ve gösteri sanatları için de bir projeniz var… Evet, Dibekli Han tüm sanat kollarına hizmet edecek bir sanat köyü. Projenin devamında 100 kişilik bir kapalı salon var. Ayrıca bir de amfi tiyatro planlıyoruz. 600–700 kişilik bir açık hava tiyatrosu şeklinde olacak. Yani tüm görsel sanatları burada takip edebileceğiz… Evet, bütün görsel sanatlar; zaten Dibekli Han, nasıl futbol sporun ana dalı değildir daha güzel kolları da vardır hentbol, basketbol gibi, biz de şimdi genel bir kanı vardır sanat resimle özdeşleşmiş gibi; hayır hat sanatı var, heykel var, seramik var, bütün bunları böyle ön plana çıkarmaya bakıyoruz. Resmi önemsemediğimizden değil, resmi de önemsiyoruz gayet tabi. Ama bir de müzik var, mesela müzik en önemsediğimiz konudur. Bütün yaz ayları boyunca etnik müzik programlarımız olacak. Yani şöyle diyebiliriz yedi sanat dalının tamamını burada sergileyeceksiniz. Tamamını evet. Tabii daha açılışta ön gördüğümüz bu yedili sergimiz var. Anadolu’da kaybolan el sanatlarının izini sürüyoruz sürekli. Nedir bu, keçe, kumaş, ipek, cam altı gibi… Bunları yaşatmayı önemsiyoruz. Bunların bütün ürünlerini buraya getiriyoruz. Mesela bir cam altı sergisi yapacağız. Artık hiç yapan kalmadı. Yani sanatçılar çalışıyor. Onun halk tarafından yapılan bölümünü ortaya çıkarmaya bakıyoruz. Cam altında koleksiyonları kullanıyoruz, yeni yapan ustaları kullanıyoruz, eski yapan ustaları kullanıyoruz. Sonra ipek kumaş; maalesef ipek de bitti Çin’le birlikte. Müthiş bir sergi olacağına inanıyorum bu serginin. Daha sonra ise bir Hat ve tezhip sergisi var planda. Sonuç olarak 2 sene içerisinde yedi sergi yapacağız Dibekli Han’da. Çok teşekkür ederim, biz de merakla etkinliklerinizi izlemeye devam edeceğiz.

17


İ çimizden Biri

Hazırlayan: ÇAĞLA GÜNEŞLER

BİR ÖMÜR BOYU TOPRAĞA CAN VERDİ Önce günlerce beklemiş toprak yoğrulur, özleştirilir, suyu alır tezgahın başına geçersin, ıslatırsın toprağı, ıslatmazsan yapışır çünkü… Küçük bir demir levhayla, pürüzsüzleşmesi için döndürür durursun şekil verdiğin çömleği… Nasıl dokunacağını bilirsin çömleğe de, ondan dağılmaz. Tezgah döner ve çömleğe şekil verirsin ellerinle… Eğer Şükrü Usta ise tezgahın başındaki, çömleğin ağız kısmına parmaklarıyla şekil verdikten sonra beş - on dakika içinde toprak vazo hazırdır. Şaşırıp kalırsınız sadece. 55 yıl boyunca sayısız eserler vermiş Şükrü Usta, kolları sıvayıp, bizim için ufak(!) bir toprak vazo yaptı, bize meslek hayatını anlattı…

Şükrü Usta 1938, Denizli doğumlu. 10 yaşında babasının yanında çalışmaya başlamış; babası da dedesinden öğrenmiş çömlek yapmayı… Şükrü Usta, babası, kendinden büyük iki abisi ve üç kız kardeşiyle beraber çalışmış gençliğine kadar. Kızlar toprağı hazırlar, erkekler üretimi yaparmış. Çocuklar için düdüklü bardaklar yaparak başlamış mesleğe; bir yıl sonra büyük bardaklar yapmış. Ustalığı 15 yaşında almış. Askere gidip geldikten sonra Denizli’de kendi ocağını açmış. Denizli’deki ocakta, üç yıl çalışmış ve sonra Bodrum’a gelmiş. Önce Türkkuyusu’nda kendi ocağını açıp 16 yıl boyunca çalışmış. Sonra Caferpaşa Caddesi’ndeki kendi arazisine taşımış evini de, ocağını da.

18 BODRUM

“El emeğine dayalı, çok çileli bir iş sizinki” diyorum Şükrü Usta’ya. “Çalışmalarınızın karşılığını alabildiniz mi, sadece çömlek yaparak geçiminizi sağlayabildiniz mi?” “Türkkuyusu’ndayken kiradaydım. Turizm vardı, çömlek vazolara meraklıydı insanlar. Üzeri işlemeli vazolar satardık. Bir dönem yaptım onlardan; Bodrum’un bütün otellerinde vardı yaptıklarım, Pamukkale’ye, Antalya’ya dağıtılırdı, Fransa’ya kadar gitti. Ben malı yapardım 70 kişi de işleme yapardı malların üzerine. Kazandım da tabi, işte kendi evimi yaptım. “Peki nasıl satılıyordu, bağlantıları nasıl sağlıyordunuz? Bir de 70 kişi dediniz, büyük bir atölyeniz mi vardı?

“Şimdi ben malını üretirdim, benim ocakta yapılır, herkes evinde üzerini işler, parça başına ücret alırdı. Atölye yoktu tabi. Satma işi de şöyle; insanlar kendi bulurdu beni. Bilirlerdi malımı, buraya kadar gelirlerdi çömlekleri almaya. Demircioğlu Mehmet vardı. O bize malını yaptırır, işlettirir sonra ithal ederdi Fransa’ya. Şükrü Usta çalışmayı bırakalı dört yıl olmuş. “Artık emekliyim, dinleniyorum” diyor. Sadece özel bir iş olursa, kıramadığı birileri isterse yapıyor işini. Çalıştığı dönemde, kendinden büyük iki usta varmış Bodrum’da; biri ona devretmiş ocağı, öbürü de vefat etmiş. “Başka da yok” diyor… artık herkes bıraktı, kurtarmaz çünkü”.


İşin zorluklarından bahsediyor biraz da: “… Önce dağdan toprağını getirirsin. Develerle getirttirirdik biz. Arabalar gitmezdi oralara. Neyse… Toprak gelir, süzeriz, taşını kumunu ayıklarız önce. Bir hafta çukurda bekletiriz toprağı, katılaştığı zaman içeri alırız, çiğneriz, özleştiririz… Hemen çalışılmaz su gibi olur toprak, ilk başta. Yokuşbaşı’ndan bir de Karaova’dan toprak gelirdi bize. İkisini karıştırıyorduk. Sadece birinden yapınca, pek iyi olmuyordu. Toprağın kalitesi de çok önemli, kırmızı topraktan yapayım desen olmaz, çürük olur. Bir diğeri parça parça dökülür. Ama ustası, çamuru tutunca bilir. Elinle tuttuğun zaman dağılmaz özlü çamur...” Şükrü Usta’ya “Yetiştirdiğin çıraklar var mıydı, hala çalışan çömlekçi yetişti mi yanında ya da kurs verdin mi hiç, gelip de bana öğret şunu diyenler olmuştur mutlaka.” diyorum; “Gelirlerdi” diyor, “...gelen çok olurdu. Bir iki çalışırlar sonra giderlerdi ama. Kurs vereyim demedim hiç. Yabancılar gelirdi, İstanbul’dan daha çok. Bir hafta on gün... Öğrenilmez tabi o kadar zamanda.” Yanında doğulu bir çırağı çalışmış birkaç yıl, iyi yapmaya başlayıncaya kadar çalışmış, askere gitmiş, dönünce de devam etmemiş çırak… Eski işçilikler, el sanatları artık sayılı örnekleriyle yaşamaya devam ediyor. Bu meslek senden de birine kalsa güzel olmaz mıydı? diye soruyorum; “Çalışmak istemezlerdi” diyor, “Çamur şu, bu… Gelir adam, iki gün üstü başı battı mı, aman der gider. Temiz sanat değil hani…” diyor ve gülüyor Usta. Ailede büyük kızı ilgilenmiş çömlekle, Şükrü Usta öğretmiş işin inceliklerini kızına. Güzel Sanatları bitirmiş, öğretmenlik yapıyormuş şimdi. Bahçedeki bir heykeli gösterip, onun yaptığını söylüyor. Torunlarını sorunca,“...okuldan başını kaldırabilen mi var” diyor. Klasik bir soru arkasından, alaylı mı olmalı, okullu mu? Okullardan staja gelirlermiş Şükrü Usta’ya… “Okul, defter kitap işi, küçük küçük uygulama” diyor, “... şu saksıyı yap desen, yapamaz çoğu. Ufak tefek şeyler tabi yapılır; ama ona öğrenmek de denemez. Büyük bir şey yapmaya gelince sıra, çamuru tutamaz insan.” Usta, az da olsa öğrendim demek için, iki üç sene kesin çalışmak gerektiğini söylüyor. Bahçede duran büyük bir küpü gösterip, bunun gibilerin iki üç parçadan, daha büyüklerin dört parçadan yapıldığını anlatıyor, bir seferde yapmaya kalkışınca çamur dağılırmış hemen… Şükrü Usta’ya çalıştığı dönemle, dedesinin ve babasının çalıştığı dönemin farkını soruyorum ve kendi döneminde turistik olduğu için bu işin önemli olduğunu ama eski dönemde zanaat olarak çok daha geçerli bir meslek olduğunu anlatıyor. Çünkü plastikler yok doğru düzgün... İnsanlar testi bardağıyla su götürüyor dağa, yemekler toprak tencerelerde pişiyor, zeytinyağı ve su toprak küplerde saklanıyor… İnsanların zorunlu ihtiyacı olduğundan, üretim durmuyor, elde edilen gelir de aileye yetiyor. Bir de sağlık açısından bakınca olaya, plastiğin hem doğaya hem de insan sağlığına etkileri düşünülünce, günümüzde bize sağlanan pratik yararların çok daha fazlasını, bizden çaldığını yeniden fark ediyor insan. “Bunlar daha sağlıklıdır, zeytinyağı bunda saklanır; çünkü çömlek yağın asidini emer. Su, küpte saklandığında daha tazedir, plastik şişede suyu üç gün bekletince dibi yosunlanır şişenin, su bayat olur” diyor Şükrü Usta. Kullandığımız, teflon tencerelerin zararları da cabası mesela… Şimdi kimse toprak kaplar almaya koşmayacak belki ama… Bugün sanat eseri olarak geçerli Usta’nın yaptıkları, fakültelerde dersleri var. Ama satışı yok artık çömleğin. Şükrü Usta, günde 14 – 15 saat çalışırmış işin yoğun olduğu dönemlerde. Bardağı, testisi, küpü… Hepsi ayrı ayrı yapılır, 500 – 600 parçalık ocak dolana kadar bekletilip fırınlanırmış. Şükrü Usta’nın şimdiki ocağı küçük, Bizim için yaptığı vazoyu, pişirirken görüp göremeyeceğimizi soruyorum, bir parça için ne ocağı diyor haliyle, zaten açık havada pişmiş gibi kurumadan, ocağa da atılmazmış toprak, yaparım birkaç şey daha, o zaman haber veririm diyor. Şükrü Usta artık büyük ocaklar olduğundan ve çamur makineyle hazırlandığından büyük kolaylık sağlandığını belirtiyor. Menemen’de birçok ocağın çalışmaya devam ettiğini ve yeni sistemi kullandıklarını, yurt dışıyla bağlantılı çalıştıklarını anlatıyor. Milas’taki ocaklar kapatmış. Eski ustalar neredeyse yok; “Bu işi bıraktı herkes, ister yarım yamalak öğrensin, ister tam…” diyor Şükrü Usta ve ekliyor: “Yaş 72 oldu artık benim de, yoruldum. Şimdi bahçemle uğraşıyorum, arılarım var. Bal yetiştiriyorum; kendimize sadece. Şeker de vermem ben; kaliteli bal olur…”

BODRUM

19


Y azarların Bodrum’u

Hazırlayan: ÇAĞLA GÜNEŞLER

Vedat Türkali’nin

MAVİ KARANLIĞI Sığınağı ressamın, yazarın, şairin, eleştirmenin, heykeltraşın... Sabahları Raşit’in Kahvesi’ne uğrar herkes. Gazeteler okunur, ölümlere lanet edilir hep bir ağızdan. Gündüzleri Mendirek’ten, Gümüşlük’ten denize girilir. Motorlarla, cümbür cemaat Adaboğazı, Karaincir... Balıklar, ahtapotlar avlanır akşam içilecek rakının yanına... Evde toplanılmazsa, Meyhaneler Sokağı’ndaki Tek Tek’e uğrar arkadaşlar. Gemibaşı’na gidilir bazen görece yalnız olmak için. Bazen de Körfez Lokantası’na. Hep siyaset konuşulur sofralarda, sonra gır gır şamata. Hükümetler kurulur, yıkılır... Bodrum, artık geçmişte kalmış tatlı anılarla hatırlanır. Sakindir, insanı kendine aşık eden bir güzelliktedir; benzemez başka yere Bodrum da, Bodrum’da yaşananlar da... Derin bir ah çekilir sonra, insanı neden bugünde yaşıyorum, neden o uzak ve sadece anılarda kalan yaşantıların bir parçası olamadım demeye iten. Aslında bu sadece Bodrum için geçerli değildir; dünyayı hızla alt üst eden, yaşantıları ve alışkanlıkları kökünden değiştiren ve dönüp baktığında, ortaya çıkardığından hiç de memnun olmayan insanlıktır, geçmişi bugünün penceresinden bakınca daha değerli ve büyülü kılan. Şimdi yine yazıyoruz Bodrum’un geçmişini; ama dinlediklerimiz aklımızın bir köşesinde, okuduklarımızı merkeze alıyoruz bu sefer. Yazarların Bodrum’u… Anlatıldığı dönemde dünyaya, Türkiye’nin bu küçücük yarımadasından bir bakış, Bodrum’a dair ayrıntılar... Her değişim ve dönüşümden, iyisiyle kötüsüyle nasibini almış Bodrum’un, nasıl algılandığı ve nasıl yansıtıldığı konumuz. Böyle bir konuyu Bodrum Bülten sayfalarına taşımaya karar verdikten sonra, okuyucuyu 1980’ler öncesinin Bodrum’unda dolaştıran Vedat Türkali’nin Mavi Karanlık Romanı’nı seçtim… Nuh’un Gemisi 1980’ler öncesinde bir Bodrum yazı… Türkiye’de ölümler neredeyse sıradan herkes için. Kimse hak etmese de ölümü, öldürüyorlar. Koskoca bir halk ölüyor, koskoca bir halk ağlıyor ama kıyım artarak sürüyor. Bodrum bir sığınak, “Şimdilik Nuh’un Gemisi” diyor roman kahramanlarından biri. Bodrum değil ama Türkiye acımasız. Sokaklar tutulmuş Ankara’da, İstanbul’da ve onlarca şehirde; mahalleler bölünmüş, şehrin minik sığınakları olmuş; yanlış yere giren hayatıyla ödüyor hatasını... Bodrum’da herkes, iç içe devam ediyor yaşamaya. Apolitize bir cennet köşe(!) değil ama; daha güvenli. Gemiye Sığınanlar Nergis, Ankara Üniversitesi’nde

20 BODRUM

psikoloji

Vedat Türkali

doktorasını yapmaktadır, Korhan Hacettepe Üniversitesi’nde fizik bölümünde hoca, laboratuarında geçirir saatlerini, günlerini… Kendini deneylere adamış, Türkiye’nin kısıtlı koşullarında… Üniversiteler tehlikede yalnız, Korhan tehdit ediliyor. Korhan gibi, savaşı sokağa taşımaktan yana olmayan ama siyasi görüşü belli ve geleceği kurmanın yolunu, durmadan üretmek olarak görenlerin peşinde Türkiye, o sıralar… Bodrum’a gelir Nergis ve Korhan. Daha doğrusu Nergis, küçüklüğünden bu yana yıllardır gelip gittiği, çok sevdiği, birçok tanıdığı olan Bodrum’a kaçırır Korhan’ı. Nergis’in babası Muhtar, Bodrum’da yaşamanın, bir gulet yaptırıp emekliliğinin tadını çıkarmanın sevdasında bir avukattır. Nergis’in hala sevdiği, ilk gençliğindeki sevgilisi Özgür ise çılgın, deli dolu bir ressam… İşte Türkali’nin Mavi Karanlık’ında bu baş kahramanlar yaşar. Tahmin edildiği gibi hepsi sol eğilimlidir. Ancak hepsinin düşüncelerini gerçek hayata geçirme biçimi ve yaşadıkları apayrıdır. Muhtar, önceleri belli siyasi davalar üstlenmiş, sonradan bu işlerden elini eteğini çekip Bodrum’a gelmiştir. Gulet yaptırmak da kolay iş

değil, para babalarıyla en çok da Malik Bey’le, hoş beş etmek gereklidir. Bodrum’u turizmin cenneti yapmaya kararlı, koylarda kuracakları büyük sitelerin hayaliyle yanıp tutuşan Malik Bey ve çevresi, gençliklerinde geçmiştir, kendinden küçüklerin geçtiği her yoldan ve yaşamanın çaresini kestirme yollar tutup ceplerini doldurmakta bulmuşlardır. Özgür bir ressamdır, siyasi kaygılarında oldukça kestirme yollar seçer, üç beş laf eder. Kendi bilinçlidir ya, herkesin öyle olmasını bekler. Bodrum, hayatının merkezinde, Bodrum’a bulaşılmasın yeter... Korhan başta da ufak tefek bahsedildiği gibi, çalışarak ve üreterek var olmak peşinde. Öldürülmekten korkmaz, zaten gönülsüz bir geliştir onunkisi. Bodrum’a sığınmaları tam da onu tehdit edenlerin amacına ulaşmasıdır Korhan için. Nergis duygusal çelişkileriyle boğuşan bir genç kadın, nasıl ve neyle mücadele edeceği konusunda da kararsız. Tek derdi Korhan’ı korumak, bir yandan da Özgür’ yakın olmak. Bodrumlu İbraam vardır bir de tüm yaşananlarda bu kahramanları yalnız bırakmayan. Türkbükü Köyü’ndendir. Türkbükü o zaman dağ taş, yolu izi yok neredeyse, evler dağın tepesinde… İbraam Balıkçılık yapar, tersanede çalışır ustalarla. Bilgisi eksik, aklı tam bir Bodrumlu. Eşitlikten yana, sömürülmekten bıkmış. Farkındadır olan bitenin, Bodrum’u yağmaladıklarının, ülkeyle birlikte buranın da değişeceğinin. Bodrum’dan gitmek ister, şehirde bir fabrikada çalışma hevesindedir. Nergis’in annesi Jale Hanım vardır bir de. Bir kaybolup bir görünmektedir Bodrum’da, tarihi eser kaçakçısı olan sevgili-siyle birlikte. Bodrum küçük, herkes herkesi bilir. Sığınağı ressamın, yazarın, şairin, eleştirmenin, heykeltraşın... Sabahları Raşit’in kahvesine uğrar herkes. Gazeteler okunur, ölümlere lanet edilir hep bir ağızdan. Gündüzleri Mendirek’e, Gümüşlük’e denize gidilir. Motorlarla, cümbür cemaat Adaboğazı, Karaincir... Balıklar, ahtapotlar avlanır akşam içilecek rakının yanına... Evde toplanılmazsa, Meyhaneler Sokağı’ndaki Tek Tek’e uğrar arkadaşlar. Gemibaşı’na gidilir bazen görece yalnız olunmak için. Bazen de Körfez Lokantası’na. Hep siyaset konuşulur sofralarda, sonra gır gır şamata. Hükümetler ku-


rulur, yıkılır... Ölenler anılır... Başı dertte olanlardan söz açılır sık sık. Ama Bodrum’da olay yoktur. Herkesin derdi de olayların Bodrum’a hiç bulaşmamasıdır. Yokuşbaşı’ndan girmesin katiller, yeter. Masa başında tartışmalar döner, Bodrum neden ayrı olsun Türkiye’den, neden sadece Bodrum’un güvenli ortamı bizim de huzurlu olmamıza yetsin? der Korhan ve onun gibi birkaç kişi. Diğerleri zaten kaçıp gelmiş, Bodrum da olmazsa nereye sığınacak bu insanlar? Bunlar konuşulurken aniden Özgür tutuklanır, eski avukat, yeni işkenceci İrfan Serhan’ın Bodrum’a uğradığı günlerde. Özgür’ün suçu nedir? Örgüt kurmak. Bodrum’daki birkaç kavgaya onun yanına gelip giden öğrenciler karışmıştır. Döndüğünde, ki kısa sürmez Bodrum’a dönüşü, perişandır. Nergis’in eski bir okul arkadaşı da saklanmaktadır Bodrum’da. Daha önce tutuklanmış, şimdi yeni bir tutuklamadan kaçmaktadır köşe bucak. Suçu, örgüt üyesi olan sevgilisinin yerini bilmemektir; saklamak bile değil. İrfan Serhan’ın elinden o da Liman - 1984

vermeye başlamıştır. Sermayedarlar yeni yeni plan yapmaktadır daha. Geleceğin karanlığını tahmin etmeye çalışır; geçmişe özlem duyar aydınlar. Aydınlar kimdir Bodrum’da? Aydın olmak, gelmiş olsa da bu cennet köşeye, unutmak mıdır insanların hayat kaygılarını? Sanatı toplum için yapmayı nasırlı eller çizmekten başka bir biçimde anlayamamak mıdır? Aykırı ve uçlarda yaşamı, bilgelik saymak mıdır? En önemli soru da para babaları kadar olmasa da zararları olmamış mıdır Bodrum’a? Bir halk, aydınlar sayesinde gelişecekse, kimsenin hayatına en ufak bir çizik atmadan yaşayanlar aydınları mıdır Türkiye’nin? Bodrum’un suçu nedir peki bunda? Havası ve suyu mu, insanı mı? Varsın yerlisi satsın bağını bahçesini burayı talan edeceklere, sadece yakınılacak mı bunun için, kimse bir şey yapmayacak mı? İşte bunun için “Mavi Karanlık”tır beklide romanın adı. Tüm güzelliğiyle Bodrum’un yitirilişi, insanların Bodrum’a bakışı, Bodrum için kılını bile kıpırdat(a)mayışı, karanlığa gömer bu mavi kenti. Vedat Türkali öyle bir Raşit’in Kahvesi - 1977

Korhan’a ne olur peki? Nergis’e gelen bir telefonda anlaşılır ne olduğu, öldürülmüştür. Nergis Korhan’ın ölümüyle karanlığa gömülür. Ama yaşamak zorundadır.

Vedat Türkali’nin sert bir dille yargıladığı bu insanların da payı vardır Bodrum’un o dönemlerdeki, bugünle kıyaslayınca el değmemiş olan, bozulmuşluğunda. Özgür, fiziksel olarak iyileşir ama yıkık döküktür hayatı. Özgür ve Nergis birbirine tutunur. Bodrum’da olaylar henüz bitmemiştir. Özgür tutukluluğu bittikten sonra Bodrum’da sıkça karşılaştıkları İrfan Serhan’la, kozunu paylaşır sonunda. Özgür yaralı, adam ölü… Kimin kimi Mendirek

Facebook sitesinde “Eski Bodrum” grubuna Oya Balkanlı tarafından eklenmiştir.

geçmiştir ve ikinci kez de geçecektir. Nasıl bulurlar peki onu Bodrum’da? Muhtar, aynı otelde kaldığı bu kızın, Nergis’in okuldan arkadaşı olduğunu anlamıştır çoktan. İrfan Serhan ve Muhtar’ı görür Banu bir gün odanın penceresinden bakarken. Sonra zaman geçer, bir bakmışsın Banu, tutuklanmış; sonra haberi gelir, atmış kendini götürüldüğü yerde bilmem kaçıncı kattan. Korhan kaç(ırıl)maktan yorulur, sevdiği kadının, hayatını şimdi de perişan olan Özgür’e adayacağını iyice anlar, Ankara’ya döner sonunda; yarım bıraktığı deneylerini tamamlamaya, bildiklerini insanlara aktarmaya. Nergis... O kendini Özgür’e adamıştır uzun yılların ardından. Tutukluluktan sonraki dönüşünde iyileşmesi için Özgür’le kalmaya başlar.

Kıyılar yeni parsellenmeye, troller balıkçılığa yeni yeni zarar vermeye başlamıştır. Sermayedarlar yeni yeni plan yapmaktadır daha... Geleceğin karanlığını tahmin etmeye çalışır; geçmişe özlem duyar aydınlar. Neden Mavi Karanlık? Bu olaylar yaşanadursun gelecek on yılların, temelleri atılmaktadır Bodrum’da… Kıyılar yeni parsellenmeye, troller balıkçılığa yeni yeni zarar

anlatır ki, “Bodrum benimle birlikte anılmaya başlandı” diyen mankenlerin bu cesareti nereden bulduklarına şaşmamak gerekir. Vedat Türkali’nin sert bir dille yargıladığı bu insanların da payı vardır Bodrum’un o dönemlerdeki, bugünle kıyaslayınca el değmemiş olan, bozulmuşluğunda. Bodrum için kimler sorumlu tutulabilir, yerlisi, aydını, devlet, hükümet... Vedat Türkali, sisteme karşıdır ama en çok aydın sıfatıyla gezenlere, parayla insanları satın alanlardan çok, kendini para için satanlara kızgındır. Sonlar Sonunda Muhtar’ın guleti biter, adını Nergis koyar. İlk Gökova Turu için yola çıkar Nergis Teknesi, dümende karadayken ailesi tarafından bunamış zannedilen, karada ölmekten korktuğu için aklını yitirmiş gibi davranan, ama denizde mutlu, huzurlu ve akıllı Kambur Kaptan vardır. Oraklar’da kalınacak gece Muhtar’a teknenin tamamlanması için bol bol para desteği sağlamış olan Malik Bey’in teknesi de gelir koya. Eski bir aşk mevzusu, tekneler arası komik bir savaşı başlatır. Kavga Nergis teknesindekilerin komünistliğine, Malik Bey’in hırsızlıklarına, yağmacılığına, Muhtar’ın iki yüzlülüğüne kadar her olayı kapsar bir anda. Muhtar Bodrum’a geri dönmek için harekete geçer sinirle, en sonunda bir bomba daha patlar; Nergis’in arkadaşı Banu’nun yakalanmasında Muhar’ın payı olduğu, sır olmaktan çıkar. Gecenin köründe tekne biden oturur kayalara… Muhtar yorgun bitkin ve suçlu… Önce Nergis Teknesi’nden, sonra kızı Nergis’ten kaçar, Bodrum’u terkeder… Bitmesi için her şeyi yaptığı tekneyi, omurgası çatlamış haliyle de olsa, kızına bırakır.

öldürdüğü belli olmayan Türkiye’de, katili bulunmaz, İrfan Serhan’ın. Sonunda Nergis ve Özgür’ün de Bodrum’dan ayrılma vakti gelmiştir. Yeni bir hayat kurmanın, sığınarak değil ortaya çıkarak yaşamanın vaktidir onlar için de. Bütün olaylar boyunca bu kahramanları yalnız bırakmayan İbraam da, aylar önce kafasına koyduğu gibi İstanbul’da bir fabrikada çalışmak için Bodrum’dan ayrılacaktır. Nergis teknesi Kambur Kaptan ve İbram tarafından onarılmıştır. Özgür ve Nergis İstanbul’a tekneyle gitmeye karar verir. İbrahim’i de çağırırlar. Yola çıkacakları gün beklerler, gelmez İbraam; dümende yine Kambur Kaptan... Bodrum, kaçmakla savaşmak arasında kalmış ama bir şekilde hepsi Korhan’ı anlamış olan bu insanları, uğurlar. Kalanlar mutlu, bilinmeze gidenler tedirgin ama yine de umutlu… Tekne, burnu dönünce İbram görünür Raşit’in Kahvesi önünde; gideceğini ama dosdoğru yol varken işi Allah’a bırakmanın enayilik olduğunu söyler… Bunun üzerine; “Mehmet Kaptan’la Aliko, biri alıp öteki vererek başlamışlardı hemen, ‘Doğru depduru… Beli ça’lak de’neyle açık deniz, Sisam’ın dar boğazını tutacaklar… Boğazda akıntısı, anaforu… Bir de bora patladı mı… Diyelim geçtiler Darboğaz’ı… Menderes Bataklığı’nı da atlattı. Çeşmeye varmadan Mersincik Topukları… Serpmekaya… Ardından Karaburun… Diyelim onu da geçtiler… İzmir Körfezi… Çandarlı Körfezi… Yıldızı, karayeli… Diyelim onu da geçtiler…’ ve noktayı koyar Vedat Türkali: 22 Ağustos 1982/BODRUM

BODRUM

21


G ez. Göz. Arpacık

Hazırlayanlar: YEŞİM & KADER ONAY / kaderonay@msn.com

Datça, kıyıya dek uzanan ormanları, zengin bitki örtüsü, yıl boyunca ılıman iklimi ile bir yeryüzü cenneti. Doğal güzelliklerinin yanı sıra binlerce yıllık tarihsel kalıntılarıyla da muhteşem bir yurt köşesi. Yörenin 1960lar’a kadar dışa açılmayışı hem turizmin ülke çapında geriliğinden hem de belli başlı merkezlere uzak, yolunun dar ve virajlı oluşundan kaynaklanmış. 1970’li yılların başında Datça’nın turistik bölge ilan edilmesi, yöre turizmini harekete geçirmiş.

Yarımadaların en güzelinde tanrıçaların en güzeli için kurulmuş şehir: şehir

DATÇA S

abahın erken saatlerinde yola koyulmazsanız karayoluyla Datça’ya ulaşmanız hayli zaman alacağı için günün geç saatlerine kadar yolda olabilirsiniz. Bu yüzden biz de erkenden koyulduk yola… Milas üzerinden Yatağan Yolu’na çıktık, devamında Marmaris ve yol ayrımından meşhur, inişli çıkışlı virajlarıyla, Datça Yolu’na ulaştık. Döne döne, kıvrıla kıvrıla, ine çıka sonunda Datça’ya vardık. Bütün bu çektiğimiz zorluklar, Datça’yı görünce buharlaşıp uçtu sanki. Datça’ya 70 km’lik genişletilmiş ve düzeltilmiş kara yoluyla Marmaris üzerinden, mavi ile yeşilin kaynaştığı, Ege ve Akdeniz’in en güzel koylarını seyrederek gelinebileceği gibi, Bodrum’dan ya da Yunanistan’ın Rodos ve Simi Adaları’ndan

22 BODRUM Bülten

kalkan feribot ve deniz otobüsleriyle de keyifli deniz yolculukları yapılarak ulaşılabilir. Datça, kıyıya dek uzanan ormanları, zengin bitki örtüsü, yıl boyunca ılıman iklimi ile bir yeryüzü cenneti. Doğal güzelliklerinin yanı sıra binlerce yıllık tarihsel kalıntılarıyla da muhteşem bir yurt köşesi. Yörenin 1960lar’a kadar dışa açılmayışı hem turizmin ülke çapında geriliğinden hem de belli başlı merkezlere uzak, yolunun dar ve virajlı oluşundan kaynaklanmış. 1970’li yılların başında Datça’nın turistik bölge ilan edilmesi, yöre turizmini harekete geçirmiş. Datça Yarımadası, tarihi yönden ve doğa yönünden çok büyüleyici. Ülkemizde badem çiçekleri ilk önce Datça Yarımadası’nda açıyor

ve yine ülkemizin ilk çağlası şubat ayında Datça’da çıkıyor. Birbirinden güzel koy ve plajlarda, pırıl pırıl tertemiz sularda, yılın büyük bir bölümünde denize girmek mümkün. Yarımadanın denize girmek için uygun koy ve plajının çoğunluğu, genelde güneyde bulunuyor. Bunların belli başlıcaları; Kuruca, Aktur, Karaincir, Güllük, Gebekum, Burgaz, Kargı, Domuz Bükü ve Palamut Bükü koy ve plajları. Şehir merkezindeki Hastanealtı, Kumluk, Taşlık ve Azganlı Plajları’nda da denize girilebiliyor. Yarımada, yat turizmi açısından hem doğa güzellikleri ve uygun koylarıyla hem de zengin kültürel değerleriyle her zaman tercih sebebi. Datça’ya gidip Eski Datça’yı görmeden dönmek kesinlikle olmaz. Adının Eski Datça olduğuna


bakmayın, son yılların gözde mekanlarının yer aldığı bir yer burası. Datça’dan kalkan dolmuş taksilerle 10 dakikada ulaşabilirsiniz. Eskiliği ilk yerleşim yeri ve yıkılmış eski binaların yoğunlukta olmasından. En fazla iki katlı olan eski Datça Evleri, birer sanat ürünü olan taş işçilikleriyle, begonvillerle süslü dar sokaklara görsel bir zenginlik kazandırmış. Can Yücel’in yapıtlarının sergilendiği ve Yücel Ailesi’nin ziyaretlere açık tuttuğu Canevi’ni de mutlaka görmelisiniz. Datça M.Ö 7.yüzyılda Dor’lar tarafından Knidos Antik Kenti’nin yakınlarında kurulmuş. Knidos, Strabon’un deyişiyle “Yarımadaların en güzeli üzerinde, tanrıçaların en güzeli” için kurulmuş bir kent. Akdeniz ve Ege’nin buluşma noktasındaki yarımadanın üzerinde kurulu olan Datça, yüzlerce yıldır denizle bütünleşen doğal güzelliğiyle, insanların hayranlığını kazanan bir şehir. Döneminin en önemli liman kentlerinden biri olan Knidos’un tarihi ve kültürel zenginliği üzerine kurulmuş. Datça, birbirinden güzel koy ve plajları,pırıl pırıl tertemiz denizi,köklü tarihi,bozulmamış doğası, zengin flora ve faunası, oksijeni bol, nem oranı düşük, güneşli havası, ılık iklimiyle Akdeniz ve Ege’nin buluştuğu bir cennet. Tarihte, Datça Yarımadası’nın havasının insanları iyileştirdiğine dair rivayetler olduğu gibi günümüzde de kalp, dolaşım, sinir ve romatizma hastaları tarafından Datça tercih edilmekte. Özellikle Balıkaşıran Mevki’indeki çam ve günlük ormanlarıyla kaplı koylar ve Knidos Güney Limanı, teknecilerin uğrak yerlerinden biri. Yarımada üzerinde dağ ve doğa yürüyüşü tutkunları için çok sayıda yürüyüş parkuru var. Kuzey ve güneyden esen rüzgarlar, tamamen denizden geçtiği için yazın kavurucu sıcaklığı burada hissedilmiyor. Nem oranı sıfıra yakın olan Datça’nın havası insan sağlığı için çok faydalı. Yarımadadaki mikroklima etkeni özellikle astım hastaları için çok faydalı olduğundan özellikle tercih ediliyor. Bu iklim sayesinde Datça’da üretilen sebze ve meyvenin tadı daha bir başka sanki. Balı, bademi, üzümü, zeytini, sıkma zeytinyağı, narı, narenciyesi, domatesi, biberi ve bin bir çeşit otu farklı bir tat bırakıyor damağınızda. Datça İnsanı’nın sevecenliğinde, yardımseverliğinde, insancıllığında, hoşgörüsünde bu iklimin mutlaka etkisi var. Çam sandal ormanları, mersin, adaçayı, kekik ve bunun gibi birbirinden güzel, hoş kokulu makilikler ve kuş sesleri arasında yapılan yürüyüşler insanın ruhunu dinlendiriyor. Datça Koylar’ı, yılın büyük bir bölümünde rüzgar alması dolayısıyla rüzgar sörfüne ve yelkenciliğe çok elverişli. Kampçılar için de deniz kıyısında çok güzel kamp yerleri var. Güzel bir hafta sonu tatili geçiriyor ve Datça’ya doyamadan dönüş yoluna koyuluyoruz. Bu kadar yakınımızda bulunan bu cenneti herkesin görmesi gerekiyor diye düşünüyoruz. Çünkü Datça öyle bir yer ki; her yaştan ve her zevkten insan buradan kesinlikle keyif alacaktır. Bir sonraki gezimizde buluşmak üzere seyahat dolu güzel günler dileriz.

23


z

n:

N urh

an İB A K

ORTAKENT’TE KÜLTÜR MERKEZİ

LE R N E iLiKLE N E L R Ni

ürkiye Seyahat Acenteleri Birliği’nin (TÜRSAB), Bodrum Ortakent - Yahşi’ye, Belediyenin iki dönüm arazisine 19 yıllığına Yap -İşlet - Devret modeliyle 3 Milyon TL’ye yaptırdığı kültür merkezi törenle açıldı. Açılışa TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy da katıldı. Ulusoy, Bodrum’a bir kültür merkezi yapacaklarını belirtti. Ortakent Belediye Başkanı Mehmet Onur Şahbaz, Ulusoy’a fahri hemşehrilik unvanı verdi. Kültür merkezinin açılışına Bodrum Kaymakamı, Bodrum Belediye Başkanı, Bodrum Ticaret Odası Başkanı ve diğer ilgililer katıldı.

T

R

LE N YENiY YE E

Ha

ı rl

a ay

HANIMEFE: KEYİFLİ BİR AKŞAM İÇİN YENİ ADRES

BODRUM’DA GOLF STANDI, LONDRA’DA ita Park Golf Resort, Kempinski Hotel Barbaros Bay, The Marmara Bodrum ve Akustik Travel, Mayıs Ayı’nda Londra’da düzenlenen Golf Fuarı’na “Bodrum’da Golf” adıyla, ortak standta katıldı. Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden yaklaşık 25.000 golf severin ziyaret ettiği fuarda üç gün süreyle Bodrum’un turizm olanakları, özel golf paketleri ve hediye golf tatili çekilişiyle Bodrum’da Golf” standı büyük ilgi gördü. Vita Park Golf Resort Genel Koordinatörü Erol Büyük, Bodrum’un on iki ay golf oynamaya elverişli bir iklime sahip olduğunu, bölgedeki ilk ve tek uluslararası standarttaki saha olarak, golf sporunun tanınması, Bodrum’un yeni bir golf destinasyonu haline gelmesi için çalıştıklarını belirtti. Büyük, Bodrum’da altı ayla sınırlı turizm sezonunun on iki aya yayılması için önde gelen otel ve acentelerle işbirliği içinde olduklarını ve olumlu gelişmeler yaşandığını yakında ikinci golf sahasının devreye gireceğini kış sezonu için önemli bir turizm potansiyeli oluşturmayı hedeflediklerini vurguladı.

V

odrum’un merkezinde sade ve özenli döşenmiş bir terasta geceye başlangıç yapmak isteyenler artık Hanımefe’de buluşacak. Sadece Hanımefe’ye özgü tatlar, Bodrum’un yerel mezeleri ve sıcak bir sohbet eşliğinde geçirilecek keyifli bir gece için Bodrum’da yeni bir adres olan Hanımefe’nin işletmecisi Didem Pekdemir, yoğun hazırlık aşamasını tamamladı ve heyecanla konuklarını ağırlamayı bekliyor. Yaz ve kış boyunca açık olacak Hanımefe’de geçireceğiniz saatler, size Bodrum’un içinde ama kalabalıktan ayrı olmanın keyfini yaşatacak. Hanımefe’deyken Palmiye ağaçları ve Bodrum Limanı’nın manzarasını doya doya izleyecek, caddenin hareketli ortamına tepeden bakacaksınız. Adres: Neyzen Tevfik Cad. Yangı Çıkmazı No:2 (Helva Bar yanı, üst kat) Tel:313 06 03

B

HER TÜR BİLGİ CEP TELEFONUNUZDA

“İYİ ŞEYLER” İLGİNİZİ ÇEKECEK

B

odrum’da butik anlayışla üretilen el yapımı takılar, keseler, aynalar, çerçeveler, abajurlar, özgün aksesuar ve hediyelik eşyalara ilgi duyanlar için ideal bir mekan açıldı. Pelin Özdoğru Davran’ın tamamen doğal taşlar ve onların özelliklerinden yararlanarak tasarladığı objelerde akik, kök yakut, yeşim, turkuaz gibi doğal taşlar, deniz kabukları, çakıl taşları; iğne ve tığ oyası gibi geleneksel sanatlarla bir araya geliyor. ‘İyi Şeyler’ markasıyla satılacak tüm ürünlerin en önemli özelliği pozitif duygu ve niyetlerle üretilmiş olmaları. İyi Şeyler dükkanındaki objeler arasında en ilgi çekici olanlarından biri ise aşk, bereket, şans, iç huzuru hatta rahat uyku gibi konularda kişiye yardımcı olacak, gücünü doğal taşlardan alan niyet sandıkları ve kesecikleri. Uzakdoğu’da binlerce yıldır kullanılan Feng Shui öğretisine göre dekore edilen mekanın açılışı 30 Mayıs’ta yapıldı. Takıların sunumunu Merve İldeniz gerçekleştirdi. İyi Şeyler Dükkanı, Neyzen Tevfik Caddesi Belediye Meydanı’nda 7 no’lu standta.

24 BODRUM Bülten

B

odrum Belediyesi, yenilenen 2009–2010 servis anlaşmasıyla hizmet vermeye devam ediyor. 888 Bilgi Kanalı’yla her gün düzenli olarak yayınlar gönderen, hava durumu, su-elektrik kesintileri, yol çalışmaları, sağlık, kültür gibi kolaylaştırıcı bilgiler kadar, acil duyurular, bölgeye ait bilgiler, bilinçlendirme uyarıları gibi pek çok alanda bilgilenme imkanına sahip olan ve bu imkana çok basit bir telefon ayarı ile ulaşan vatandaşlar, uygulamadan son derece memnun. Bodrum Belediyesi, 3870 İnteraktif Katılım Kanalı sayesinde Bodrum mücavir alanına giren herkesin, sadece bir kısa mesajla zahmetsiz bir biçimde Bodrum Belediyesi’ne ulaşmasına ve en kısa zamanda konunun çözümlenmesine imkan tanıyor. Bodrum Belediyesi, “birlikte yönetim” kavramının yaygınlaştırılması amacıyla herkesi cep telefonlarını ayarlamaya davet ediyor. Basın Yayın Halkla İlişkiler bünyesinde hizmet veren sisteme ulaşmak için 0 252 316 77 18/ 0252 316 10 09–256 Açık Kapı Bilgilendirme Masası aranarak detaylı bilgi elde edilebilir.


LİVE STAGE HEMERA İLE EĞLENCEYE YENİ BİR SOLUK odrum’da yeni ve farklı bir anlayışla hayata geçirilen eğlence mekanı Live Stage Hemara, 16 Mayıs’ta, Gümbet’te açıldı. Ölçülü, düzgün, çizgisi belli ve kaliteli müzik yapan herkesin sahne alacağı büyük bir live hall mekanı olacaklarını belirten Lıve Stage Hemera yetkilileri, yeni ve özgün konser mekanıyla Bodrum’daki bu eksikliği gidermeye niyetli görünüyor. Live Stage’in açılışı ve açılışı takip eden iki gün boyunca Rok Band, Eva, Began Mabolla, Murat Evgin, Özge Fışkın gibi ünlü isimler sahne aldı. Adres: Adnan Menderes Cad. Oramiral Kemal Kayacan Sok. No: 27 Gümbet

B

EKOL YALITIM’DAN, THERMOCOAT’LA ÇEVREYE DUYARLI ÇÖZÜMLER Tuncay Güllüpınar

2A SİZİ, YENİ EVİNE BEKLİYOR rün portföyü bahçe mobilyaları ve aksesuarları, her tür bahçe mobilyası için minder grupları, plastik stoklama ekipmanları, hediyelik eşya, çeşitli hasır sepet grupları, seramik ve ahşap saksı, nem ve rutubet önleyiciler, sivrisinek ve kene kovuculardan oluşan Bodrum’daki yaşam gerekleriyle birebir uyuşan, yaklaşık 500 çeşit ürünü kapsayan 2A Ev Gereçleri, artık Balkanoğlu İş Merkezi’nde bulunan yeni şubesinde hizmet vermeye devam edecek. Market sektörüne ve bunun yanında otel, restoran, kafe, nalburiye, ev gereçleri gibi sektörlere de uygun ürünleri bünyesinde bulunduran, 2004 yılından bu yana hizmet veren 2A Ev Gereçleri’nin satışa sunduğu ürünler sadece yaz aylarında değil 12 ay boyunca kullanıma uygun ve her evin sürekli ihtiyaçlarını tamamlayacak nitelikte. Her ay çeşitli kampanyalarla süsleyecekleri perakende ve toptan cazip satışlarıyla 2A Ev Gereçleri, Bodrum’da yaşayanlara avantaj sağlayacak ve evlerimize yeni bir renk, farklı bir görünüm kazandıracak. 2A Ev Gereçleri, yeni evinde kaliteli ve farklı bir şıklık arayanları bekliyor…

Ü

D

oğa, bize kullandığımız ürünlerin, ekonomik ve çok yönlü olmasının yanı sıra çevreyi de koruması gerektiği mesajını veriyor. Yalıtıma yeni bir bakış açısı getiren ThermoCoat Ekolojik Yalıtım Sıvası ise, “Hem ekolojik hem ekonomik yalıtım” sloganıyla, bu mesajın alındığını ilan ediyor. ThermoCoat Ekolojik Yalıtım Sıvası, binaların hem dış hem de iç cephelerinde uygulanabiliyor ve çok farklı alanlarda yalıtım sağlamayı mümkün kılıyor. Diğer izolasyon yöntemlerinde, 3 – 4 işlemle yapılan uygulamayı bu ürün sayesinde, tek bir sıva işlemiyle halletmek mümkün. Isı, su, ses ve yangın yalıtımını tek bir uygulamayla sağlayan ThermoCoat Ekolojik Yalıtım Sıvası’nın en önemli özelliklerinden biri de, binaların nefes almasına izin veriyor olması. Üstelik bu ürün, dış cephe uygulamalarında, bina dışı tamamen kaplandığı için, diğer uygulama yöntemlerindeki gibi, delerek binaya zarar verilmesi sorunlarını ortadan kaldırıyor, boya gerektirmediğinden, boya için harcayacağınız para da cebinizde kalıyor. Metrekare başına 35 – 40 TL arasında değişen fiyatları ve farklı renk seçenekleriyle çok yönlü, çevreye duyarlı üstelik de ekonomik olan bu ürün tamamen Türk malı olup bor ve diğer doğal madenlerden üretilmiştir. Klasik mantolama yöntemlerini bir kenara bırakmak gerektiğinin haberini veren ThermoCoat Ekolojik Yalıtım Sıvası’nı Bodrum’a sunan ise, Ekol Ekolojik Yalıtım güvencesi. Hakan Kalender

YENİ SEZONU YENİ YÜZÜYLE KARŞILADI alıçiftlik’teki Sea Garden, yenileme projelerini tamamlayarak sezona ‘merhaba’ dedi. Geçtiğimiz yıl “her şey dahil” sistemini başlatan tesisin otel bölümündeki 288 odanın elden geçirildiği, restoranlarla, havuzun ve su sporları merkezinin de yenilendiği belirtildi. 197 dönüm üzerine kurulu, Sea Garden yemyeşil doğası ve mavi bayraklı üç koyuyla Bodrum’da özel ve ayrıcalıklı bir konuma sahip.

Y

BODRUM

25


an

PL U TOHazırlay M

ŞA M YA an iBAK :N

u rh

HADİGARİ CUMHUR VİZYONDA

MÜJDAT GEZEN‘E MESLEK ÖDÜLÜ odrum‘da gerçekleştirilen Rotary 2440. Bölge Konferansı’nda, Rotaryenler tarafından Tiyatro Sanatçısı Müjdat Gezen’e meslek ödülü verildi. Turgutreis beldesinde bir otelde gerçekleştirilen Rotary 2440. Bölge 2008–2009 Konferansı’na 66 Rotary kulübünden 400’e yakın üye katıldı. Rotary kulüplerinin faaliyetleri, hakkında bilgilerin verildiği konferansa katılan Tiyatro Sanatçısı Müjdat Gezen, rotaryenlerin sorularını yanıtladı. Her yıl 260 öğrencinin burslu eğitim gördüğü Müjdat Gezen Sanat Merkezi hakkında katılımcılara bilgiler veren sanatçıyla gerçekleştirilen sohbetin ardından, Rotary 2440. Bölge Kulüpleri tarafından kendisine meslek ödülü takdim edildi.

B

ir Bodrum filmi olan Hadigari Cumhur 22 Mayıs’ta tüm Türkiye’de vizyona girdi. Filmin gala gösterimi ise 14 Mayıs’ta OASİS Cinemarine Sinemaları’nda filmin 9 salonda aynı anda verilmesiyle gerçekleştirildi. Gala gösterimi önce-sinde film ekibinden oluşan kortej, Bodrum Lisesi’nden Oasis’e kadar Bodrum turu yaparak Bodrumlular’la ilk buluşmalarını gerçekleştirdi. Tüm oyuncular

B

ÇİKOLATA VE SANAT BİR ARADA sabella Scherbaum Bakioğlu, moda desinatörü olarak sürdürdüğü sanat çalışmalarının yanında, çikolata tutkusunu da 2007 yılında İsviçre’de aldığı eğitimle hayata geçirip ve alışılagelmişin dışında tasarımların ve tatların yaratıcısı oldu. El yapımı pralinler, dökme çikolatalar, pastalar (saf altın kaplama, meyveli vs), kekler ve reçel çeşitlerinin sunulduğu Ferbella ve Balkanoğlu İş Merkezi’ndeki çikolata cennetinde sizleri ağırlamayı bekli-yor. Girişteki küçük kafede oturabilir, alt katta muhteşem sanat eser-lerinden oluşan Melek Brune tasarımlarını görebilirsiniz. Sanatçı uzun yılların tecrübesiyle mobilya, sanat objeleri, resim ve takılara yaptığı başarılı tasarımlarıyla Melek Brune ayrıcalığını ortaya koyuyor. Ferbella Tel: 358 67 97 - Melek Brune Tel: 382 88 31

I

TENNİS LIFE’TA TURNUVA HEYECANI

T

ennis Life, Karia Rotary Kulübü işbirliğiyle yapılan tenis turnuvası 87 sporcunun katılımıyla gerçekleşti. 10 kategoriden oluşan turnuvanın final gününde Belediye Başkanı Mehmet Kocadon tenişçileri yalnız bırakmayarak madalyalarını kendi taktı. Her zaman olduğu gibi tenis okullarına ve çocukların tenis eğitimlerine önem veren Tennislife, başarılı tenisçiler yetiştirmek için katılımlarınızı bekliyor. Adres: Dr. Mümtaz Ataman Cad. No: 117 Tel: 316 60 50

BODRUM FENERİ MÜDAVİMLERİNE MÜJDE eçtiğimiz günlerde sezon açılışını gerçekleştiren Bodrum Feneri, müdavimlerini sevindirdi. Fener orijinaline sadık kalınarak dekore edilmiş ve kendinizi evinizde hissedebileceğiniz bir mekan haline getirilmiş. Buradan Bodrum Kalesi’ne karşı, teknelerin limana giriş ve çıkışlarını seyretmek büyük bir keyif. Bu gece nereye gidelim diye düşünmenize gerek yok. Bodrum Feneri, eşsiz manzarasını seyrederken tadacağınız enfes yemekleriyle sizi bekliyor.

G

26 BODRUM

ve film ekibinin Oasis’e varmasıyla, kokteyl başladı. Bodrum Kaymakamı, Emniyet Müdürü, Ticaret Odası başkanı da dahil olmak üzere, film oyuncuları ve çok sayıda davetli kendilerine dair bir film izleyecek olmanın heyecanını yaşadı. Filmin senaristi ve yönetmeni aynı zamanda oyuncusu olan Harun Özakıncı, Hadigari Cumhur’u yöre ve doku filmlerini öne çıkaran 8 festivalde yarışmaya sokacaklarını, ilk hedefle-


SILA İLE YAZA MERHABA

rinin Antalya Film Festivali olduğunu belirtti. Harun Özakıncı, Duygu Urak, Serhat Saylan, Ersin Aycan, Merve İldeniz ve Bodrum Halkı’nın rol aldığı ‘’Hadigari Cumhur’’, 11 aylık sürede ve 55 kişilik ekiple tamamlandı. Harun Özakıncı filmde rol alan herkesin büyük fedakarlıklar gösterdiğini, Bodrumlular’ın her anlamda kendilerine destek olduğunu vurguladı. Bodrumlu oyuncuların, bütçe kısıtlı olduğu için filmde para almadan oynamayı kabul ettiği, Merve İldeniz’in ise filmden kazanacağı parayı kızının gittiği ilköğretim okuluna bağışlayacağı belirtildi. Özakıncı açıklamasında Hadigari Cumhur’un başarısına bağlı olarak Hanutçu Cumhur ismiyle, yine bir Bodrum filmi çekmeyi planladıklarının haberini verdi. Bodrum’da eskiden değersiz olduğu için deniz kenarındaki arazilerin miras olarak kız çocuklarına, dağlık bölgedeki zeytinliklerin ise erkek çocuklarına verilmesi, 1980’li yılların

odrum’un en eski ve en ünlü eğlence mekanlarından biri olan Halikarnas Disco’da yaza merhaba partisi düzenlendi. Çeşitli dans ve animasyon gösterilerinin gerçekleştirildiği partide, turistler dans edip eğlendi. Partide şarkıcı Sıla’da yaklaşık 1.5 saat süren bir konser verdi. Havai fişek gösterileriyle devam eden gecede, yabancı ülkelerin bayrakları da açıldı. Halikarnas Disco yetkilileri, önümüzdeki turizm sezonu boyunca ünlü şarkıcıları Bodrum’da ağırlayacaklarını ifade ederek, iyi bir turizm sezonu geçirmeyi hedeflediklerini söyledi.

B

ardından da turizmin gelişmesiyle deniz kenarındaki arsaların değerlenmesi konusunun mizahi bir dille işlendiği filmde, Cumhur adlı karakterin kız kardeşinin arazilerine konma çabası ele alınıyor. Şuan gösterimde olan film öncelikle tüm Bodrum Halkı ve Bodrum tutkunları, ardından da Türk Halkı’nın tamamı tarafından sevileceğe benziyor…

ÇYDD IASOS GEZİSİ

Ç

YDD Bodrum Şubesi aylık kültür turlarına bir yenisini daha ekleyerek Iasos ve Damlıboğaz’a gezi düzenledi. 42 kişinin katılımıyla gerçekleşen gezide Damlıboğaz’da mola veren katılımcılar daha sonra Antik Iasos Kenti’ni rehber eşliğinde dolaşarak, oradaki müzeyi ziyaret etti. Kaktüs çiftliğinden aldıkları çiçeklerle Bodrum’a dönen dernek üyeleri ve misafirler güzel bir gün geçirmenin keyfini yaşayarak, bundan sonraki gezi için plan yapmaya başladılar bile. Siz hala ÇYDD’ye üye olmadınız mı yoksa?

KEMPİNSKİ YAZA VE YENİ YAŞINA MERHABA DEDİ empinski Hotel Barbaros Bay Bodrum, yaza çok keyifli bir başlangıç yaptı. Konuklarını birbirinden keyifli sürprizlerle ağırlayan Kempinski Otel’in yaza merhaba partisinden önce 15 Mayıs’taki kokteyl ile eğlenceye ilk adım atıldı. 16 Mayıs Cumartesi İstanbul eğlence hayatının ünlü isimlerinden parti tasarımcısı ve DJ Salih Saka’yla birlikte, Kempinski La Luce’de, eğlenceli bir gece yaşandı. Pazar gecesi konuklar, Chill Out Lounge’da Ahmet ve saksofonist bayanların canlı performansı eşliğinde eğlendi. Aynı gece Barbarossa Beach&Grill’in açılışı ve Kempinski Hotel Barbaros Bay’in 4. yaşı şerefine konuklara sürprizlerle dolu bir ziyafet verildi.

K

TARİHİ FIRIN YUNUSLAR

B

odrum Cumhuriyet Caddesi üzerindeki tarihi Yunuslar Fırını yenilendi. Birbirinden farklı tatlı ve tuzlu çeşitleriyle herkesin beğenisini kazanan Yunuslar, kendine has pastalarıyla Bodrum’da vazgeçilmez bir lezzet. Başarılı işletmecileri ve güler yüzlü personeliyle Bodrum’un olmazsa olmazları arasındaki yerini koruyan Yunuslar, başarılı bir şekilde yoluna devam ediyor. Cumhuriyet Caddesi’nden geçerken mis gibi bir koku duyarsanız bilinki Yunuslar’ın önünden geçiyosunuzdur. Tel: 316 17 48

BODRUM

27


A yak Üstü

Hazırlayanlar: Cansın TÜRKDOĞAN

BODRUM’DAN DÜNYAYA SIRADIŞI BİR OTEL 400 Yıllık Mustafa Paşa Kulesi; Türkiye’nin ilk, tek odalı oteli... Geçmişin Mustafa Paşa Kulesi, bugünün Ada ev ve Ada sofra’sı... Tek odalı otel fikrinden yola çıkılarak, 17.yy da gözetleme kulesi olarak inşa edilmiş Ortakent’teki bu kule; orjinaline uygun bir şekilde, bir çiftin konaklayabileceği gibi renove edilmiş ve ismi Ada ev olmuş. Bu otele gidiyorsunuz ve oradaki tek müşteri sizsiniz, bütün çalışanlar sadece sizi memnun etmek için oradalar. Klasik tatil konseptinden sıkılmış ve farklı bir ortam arayanlar için; özel bir gününüzde ya da kendinizi şımartacak bir tatil arayışınızda böyle bir yerde kalmak hem büyük keyif hem de ayrıcalık. Birkaç günlüğüne de olsa kendinize ait bir kuleniz olacak olması fikri bile, heyecan verici... Tarihi Mustafa Paşa Kulesi

Dinlenme Odası

Öncelikle bu farklı mekanın işletmecilerini tanımakla işe koyuluyoruz... İşletmecilerden biri olan Özben Saygun’un asıl mesleği iç mimarlık ve bu güzel mekanın iç tasarımı da tamamen kendisine ait. « 3 yıldır mesleğim dışında bir de işletmecilik yapıyordum İstanbul’da » diyor Özben Hanım ve ekliyor ; « Bodrum’a gelip giden biriydim ve uzun zamandır da Berna Hanım ve mülk sahibi Vedat Bey ile bu projeyi düşlüyorduk, üzerinde çalışmamız bittikten sonra hayata geçirdik ve işte 3 aydır artık tamamen Bodrum’dayım... » Diğer işletimcimiz Berna Yavuzlar, İstanbul’da açık hava reklamcılığı ile uğraşıyormuş ve o da bu mekanın hayata geçmesindeki en önemli isimlerden biri oluvermiş.... Mustafa Paşa Kule’sinin mülkü 1997 yılından beri; aynı zamanda Ada Turizm’in sahibi olan, Vedat Semiz’e ait. Vedat Bey kulenin orjinalliğine hiç dokunmadan Yük.Mimar Ahmet İğdirligil ile çalışarak kuleyi restore ettirmiş. Bu fikir nasıl doğdu diye soruyorum ve büyük bir heyecanla anlatıyorlar... Bodrum’u uzun yıllardır tüketiyoruz ve bu tüketim sırasında da bir çok artı-eksi tespit ettik Bodrum’da. Bu işletmeyi hayata geçirmekteki amaçlarımızdan biri Bodrum’un artılarına yenilerini eklemekti ve bu yolla farklı bir şeyler çıkarmaya çalıştık. Burası ile ilgili Vedat Bey bir çok proje geliştirmişti kafasında ama hepberaber en

28

Şömine Başı

doğru projenin bu olacağına karar verdik ve yola koyulduk. Ortakent Belediye Başanımız Onur Şahbaz ve Bodrum Belediye Başkanımız Mehmet Kocadon’un bize çalışmalarımızın başından beri çok büyük destekleri oldu, onlara teşekkürlerimizi bildirmek isteriz. Bizim amacımız asla yalnız başımıza bir şeyler yapmak olmadı. Her zaman Bodrumla bir güç birliği içindeyiz. Tüm alışverişlerimizi lokal yerlerden, Bodrum’da yaşayan kişilerden yapıyoruz. Böylece Bodrum insanına destek vermiş oluyoruz. Aynı şey müşteri portföyümüz için de geçerlidir. Hedefimiz asla “İstanbul müşterisini alıp yazlık bir mekan olarak iş yapalım” olmadı. Tabiki onlar da müşteri hedef kitlemiz arasında ama Bodrum’da yaşayan halkı da burada görmek bu atmosferi onlara da yaşatmak istiyoruz. Biraz Mustafa Paşa Kulesi’nden yani Ada ev’den Bahsedelim… Mustafa Paşa Kulesi 1602 yılında, savunma amaçlı gözetleme kulesi olarak inşa edilmiş. Biz de bu kuleyi; bir çifti ağarlayabilecek şekilde, onlara özel bir tatil mekanına çevirdik. İçerde ilk göze çarpan büyük bir şömine karşısında oturma odası olarak dizayn ettiğimiz bölüm oluyor. Bu giriş katında misafirlerimizin kendilerine özel bir hamamı bulunmakta. Kulenin ikinci katına geçince ilk başta perde ile ayrılmış rahatlık yansıtan konsepti ile bir dinlenme köşesi, ardından gene bir şömine başı sizi karşılıyor. Hemen ardından perdeler arkasında huzurlu bir yatak bölümüne geçiyorsunuz. Tütsü kokuları ve mum ışıkları ile süslenen odanın taş duvarları arasından açılan pencerelerden yemyeşil bir doğa sizi bekliyor. Tam bir huzur, her çift için romantizm dolu bir mekan. 400 yıllık bu kulede kalmanın tek ayrıcalığı, büyüleyici atmosferi değil. Ada ev size farklı ve özenli bir servis anlayışı sunmayı hedefliyor. Gözünüzü açtığınızda başucunuzda birçok

Yatak Odası yerde tadamayacağınız farklı bir şampanya ve kadeheleriniz size günaydın diyor. Başka yerde bulamayacağınız bir kahvaltı ile güne başlıyor ve tüm gününüzü sanki gerçekten kendinize ait bir kuledeymiş, etrafınızda hiç servis elemanı yokmuş gibi hissetmeniz sağlanıyor. Kulenin zaten kendine has tarihi bir konsepti var tamamen ondan yola çıkarak, günümüzün şartlarına uygun hale getirmek için az miktarda modernize ederek dekorasyonumuzu gerçekleştirdik ve bu dekorasyon sürecinde de mümkün oldukça malzemelerin en doğal en ham hallederinden faydalandık. Otelde kalan müşterileriniz ve dışardan gelen misafirleriniz için bir de farklı tarz ve atmosfere sahip restoranınız Ada Sofra var hemen kulenin arka tarafında… Evet, restaurantımızda tamamiyle Akdeniz Mutfağı’na ait bir menümüz var. Özel davetler, partiler ve özellikle de düğün organizasyonları için çok uygun bir mekan. Hem otel hem restorantımız yaz-kış açık olacak ve kış için de şimdiden yapmayı planladığımız farklı etkinliklerimiz var. Bunlardan bazıları; şarap eğitimi, yemek kursları, Bodrum’da yaşayan yabancılara özel konseptli geceler… Mekanımızın 1 yıl boyunca açık olmasındaki amaç, Bodrumluların sosyal hayatına renk katmak.Pazar günleri brunchlarımız olacak, Brunchımızın içeriğinde farklı lezzetler tadabileceksiniz. Bodrum’un doğal lezzetlerine,muhammara, humus gibi Antakya tatları da eklemeyi planlıyoruz. Brunch sonrasında film izleme gibi etkinliklerle tüm gününüzü burada geçirmenizi sağlamaya çalışacağız. Son olarak neler eklemek istersiniz… Burada “paylaşabilmek” üzere kurulmuş bir sistemimiz var. Fiyatlarımız gayet uygun. Kapımız herkese açık. Biz Bodrumlu olabilmek için buradayız.


BODRUM

29


BİR ZAMANLAR

O

Üç Komutan ve Yaşam Boyu Unutulmayan Dersler

Kuşkusuz, bir evladın babasından arası, tiryakiler için sigara molası. Beş altı arkadaş aldığı derslerin sayısı rakamsal olarak hocamızın çevresinde toplanmışız sohbet ediyoruz. BÜLENT değerlendirilemez. Bu, biraz kolaya Konu bir ara bürokratik işlemlerin engelleyici duruAKKURT kaçmak olur. Bu konuda asıl üzerinde muna doğru kayıyor. Hocamız şöyle elini doğuya doğru durulması gereken, baba-oğul ilişkisinin psikolojik uzatıyor ve Nirengili Tepe’yi göstererek “Bugün oraya, tabanının sağlamlığı ve genişliğidir. Bir baba oğluyla Nirengili Tepe’ye bir masa ve iki sandalye koyun, yarın Bana ve sınıf ya da oğullarıyla, onların hayata atılacakları ve kendi evrak gelir...” diyor. Herhalde, bürokrasinin ülkemizde kanatlarıyla uçabilecekleri güne kadar ilgisini sıcak bundan daha anlamlı ve özlü bir anlatımı olamazdı. arkadaşlarıma Harp tutabilirse, arada zaman zaman anlaşmazlıklar olsa O sözünü sürdürüyor “Yaşamınız boyunca, elinizden Okulu’nda Tabiye da, sonucun başarılı olması hiç de yadırganmamalıdır. geldiği oranda gereksiz bürokrasiden kaçınınız”. Doğal olarak bu dönem içinde babanın çocukları için hocalığı yapmış ve gerek davranışı, gerek attığı her adımla gerçek bir örnek Orduda kaldığım sürece ve daha sonra çalıştığım her ordunun gerçekten olmasını beklemek de hakkımızdır. Bizim baba-oğul işte buna özen gösterdim. Bana kesinlikle, çevreme ise çok değerli elemanları ilişkimiz sadece çocukluk ve gençlik yıllarımızda değil, sanıyorum bir hayli yararı oldu. Fırsat buldukça da bu sonraları da uzun yıllar çok yakın, fakat daima ölçülü bir anekdotu aktararak hem yararlı olmaya çalıştım, hem olan, bu iki kurmay şekilde karşılıklı olarak sevgi ve saygı dolu bir şekilde de çok genç sayılabilecek bir yaşta aramızdan ebedisubayı, şimdi kaç sürdü. Askeri Lise öğrenciliğinden Tümgeneralliğe yen ayrılmış olan değerli hocam Sebahi Aytöre’nin aziz kadar tepeden tırnağa asker Kemal Akkurt, inanılmaz hatırasını saygıyla anmış oldum. kişi anımsayabilir derecede dürüst, çalışkan ve göstermemeye çalışsa da bilemem tabi, ama ailesine ve çocuklarına düşkün, eşini, beni ve kardeşimi Kurmay Binbaşı Cemil Uluçevik. Tabiye hocamız. benimle birlikte pek çok seven bir insandı. Ama bu sevgisi hiçbir zaman Uzun boylu, sağlam yapılı, esmer, çelik gibi delici bizleri iyi evlat ve memlekete yararlı kişiler olarak bakışlar ve sert davranışlarıyla bir kartal gibi. Derse bir çok arkadaşımı da yetiştirmek için kurmuş olduğu düzeni zedeleyecek bir rüzgâr gibi girer, fırtına gibi çıkar. Olsa olsa bizlerden etkilemiş oldukları bir gevşemeye izin vermeyecek kadar da ölçülü ve kesin on-on iki yaş kadar büyüktü. Her halde 1933’lü ya da çizgilerle sınırlıydı. Çocukluk ve daha çok ilk gençlik gerçektir. Ben, her iki- 34’lü olmalıydı. Binbaşı Uluçevik aynı zamanda Harp yıllarımda bu aralıksız ve sıkı kontrolün zaman zaman sini de babamla birlikte Okulu’nun Kurmay Başkanı idi. beni kendi iç dünyamda isyana sürüklemiş olduğunu “yaşamıma yön vermiş Ertesi günkü derste, Akademi tatbikatında esir düşen saklayacak değilim; ama aradan uzun yıllar geçtikten sonra, bana karşı o şekilde davranarak ne denli iyi bir keşif kolu’nun kumandanını sorduğu zaman; ben dahil kişiler” arasında, şey yapmış olduğunu teslim etmek benim için hiç de tüm arkadaşlar, ayağa kalkacak olana, elinde hırsla çeneredeyse yetmiş yıla zor olmamıştı. Bu açıdan kendimi her zaman çok şanslı virmekte olduğu kara tahtanın silgisini fırlatacağından ve mutlu saymışımdır. Onu örnek alarak yaşam boyu yaklaşan bu süre içinde emin bulunuyorduk. Kalktım ve “Bendim komutanım” uyguladığım çok şey var kuşkusuz. Ama şu sözünü hiç dedim. Şöyle bir baktı derin bir soluk aldı ve silgiyi her zaman, sevgi ve unutamamışımdır. “Oğlum her olayda dürüst ve hakelinden kürsünün üzerine bıraktı. Amiyane tabiriyle ressaygıyla andım. kaniyet gözeterek davranmasını bilirsen, akşam yatağına men sıyırmıştık. Sınıfta Tabiye dersinden parlak üç-beş yattığın zaman rahat rahat uyuyabilirsin. Bunu unutma!” öğrenciden biriydim. Galiba o nedenle silgiyi kafama Bu konuya şöyle bir dokunup geçtikten sonra bugün siatmaya kıyamamıştı. zlere yine asker ocağında yetişmiş ve beni babam gibi çok etkilemiş iki hocamdan da söz etmek istiyorum. Cemil Uluçevik hocamızın ısrarla yinelediği iki şey vardı. Bunlardan biri “Ben sizden mazeret değil, marifet istiyorum” sözü, diğeri de “Kendinizi Bana ve sınıf arkadaşlarıma Harp Okulu’nda Tabiye hocalığı yapmış ve sakın gurura kaptırmayın, ama her zaman vakur olmayı bilin” öğüdü idi. ordunun gerçekten çok değerli elemanları olan bu iki kurmay subayı, şimdi kaç kişi anımsayabilir bilemem tabi, ama benimle birlikte pek çok Bunları bir öğreti olarak kabul ettim ve yaşamım boyunca da uygulamaarkadaşımı da etkilemiş oldukları bir gerçektir. Ben, her ikisini de babamla ya çalıştım. Yaşam ve yaşım ilerledikçe değerini daha iyi kavrayabilme birlikte “yaşamıma yön vermiş kişiler” arasında, neredeyse yetmiş yıla şansım oldu. Mazeret ileri sürme hakkımı, ne denli geçerli olursa olsun yaklaşan bu süre içinde her zaman, sevgi ve saygıyla andım. Onlar benim kullanmamaya gayret ettim. Böylece marifetlerim artmış oldu. Bu da hafızamdan hiç silinmedi. Yüzleri, davranışları, sesleri ve nihayet söylebana başarı yolunu açma konusunda destek sağladı. Gururun insanı ne dikleri bugün bile sanki karşımdaymışlar gibi gözlerimin önündedir. denli küçük düşürdüğünü çevremde gözlemleme şansım çok oldu. Vakur davranmanın ise, kişiyi nasıl yücelttiğine kendi nefsimde defalarca tanık Kurmay Albay Sebahi Aytöre, Harbiye’de Zırhlı Birlikler Tabiyesi oldum. hocamızdı. Ben kendisini, daha Askeri Liseye girmeden önce tanıyordum. Sayın Uluçevik Tümgeneral iken emekli oldu. Ankara’da yaşıyordu. İkinci Dünya Savaşı’nın başladığı yıllardı. Babamın maiyetinde; çalışkan Sanıyorum sekiz-on yıl kadar önce onu da kaybettik. Yaşamım boyunca ve çok sevilen bir genç kurmay subaydı o yıllarda. Aradan beş-altı yıl bana ışık tutmuş ve yolumu aydınlatmış bulunan bu üç olağanüstü insanı geçmiş sene 1944-l945. Hocamızla birlikte arazideyiz. Anıttepe’de. Ulu bir kez daha sevgi, saygı ve rahmetle anıyorum. Onlar büyük hem de çok Önder Atatürk’ün Anıtkabir’inin temel çalışmaları yapılıyor daha. Ders büyük insanlar ve çok değerli komutanlardı. Nur içinde yatsınlar…

30


BODRUM

31


BAHÇEM ve BEN

İ

Yaz Başlarken Bahçeniz

İşte bahçenin en güzel ayı, sıcaklar daha bastırmamış, bitkiler bayılmamış, çiçek veren bir yıllıklar taptaze, bol çiçekli, ağaçların yaprakları yağmurlu günlerden sonra kavuştukları güneşle parıldıyor, bahçe çalışmaları keyifle sürdürülüyor. Güller, evet ne çok da onlar, haziran ayında çiçek açma yarışında “Söyle bahçıvan hangimiz en güzel?” sorusunu sorar gibi her biri ayrı bir biçim ve renk senfonisi içinde. Evet, haziran bahçesi üstüne yazacak ne çok şey var; yerimiz kısıtlı ve bahçıvanınız sözü uzatmadan size bahçe çalışmalarını yazsın.

GÜLNAR ÖNAY gulnaronay@superonline.com

Çiçeğe giden bitki, tohum için çaba harcar. Onu çiçekten yoksun bıraktığınızda çiçeklenmek için çaba gösterecek, çok daha çabuk kök salacak ve de güçlü olacaktır. Bırakın birkaç gün çiçeksiz kalsın.

Temizlik Mayıs ayında ihmal ettiyseniz, yaz mevsiminin bu ilk ayında bahçenizi tam bir bolluk saçan mevsim çiçekleriyle süslemek için bir yıllık çiçekli bitkiler tarhımızı temizlemeliyiz. Yabani ot temizliğini yapmışsak sorun değil, yine de yerinde kalan ya da yeni çıkan kimi inatçı otları, söküp atalım; bu önemli çünkü çiçeklere vereceğiniz su onları da besler. Elle yapılan sıkı bir temizlikten sonra yüzeysel bir çapalama yapılır, bunun ardından toprağımızın cinsine göre katkı maddeleri eklemeliyiz, eğer toprağın rengi koyu kahverengi olmayıp, çapayla kolay ufalanmıyorsa mutlaka orman gübresi ya da aynı işlevi gören özel hazırlanmış torf eklemeliyiz. Gübreleme işine gelince, ben tüm bir alana yayılan gübreleme yerine (sebze bahçesi dışında), dikim çukuruna ya da dikim bölgesine gübre verilmesini öneriyorum; bunun yararı gübre tasarrufu olduğu gibi boş alanlarda yabani ot çıkmasını engellemek. Yukarıda sıraladığım işlerle “mevsimlik” çiçekli bitki tarhlarını da hazırlamış olduk. Peki bu tarhlara ne dikelim diye sorarsanız derhal pazarlara, seralara, bahçe gereçleri satan marketlere koşun derim; renk ve çeşit sarhoşluğu içine dalabilirsiniz. Petunyalar, kırmızı ateş çiçekleri, begonyalar (yumrulu iri çiçekli çok yıllık ve küçük çiçekli bir yıllık), gazanyalar, kadife, küpe, mine çiçekleri, şebboylar… Neler neler. Bir Mevsimlik Bitkilerin Dikim İşlemeleri a) Plastik kese ya da toprağın saksıda satın alımlarda kökün gelişmiş olduğuna dikkat edin (küçük birkaç kök kendini belli etmeli, köksüz bitkiler dikim sırasında dağılır).

32 BODRUM

b) Yaprakları sararmamış, canlı ve temiz olmalı (böcek ve leke olmamalı). c) Dikim işlemleri ya akşam ya da sabah çok erken yapılmalı. Püf Noktası! Tek yıllık bitkilerinizi, rengini görebileceğiniz kadar az çiçekli satın alın, hatta dikim sırasında tüm çiçeklerini ince bir makasla çiçek dalının dibinden kesin. Bu bitkinin çok çabuk kök salmasını sağlar. Neden? Çiçeğe giden bitki, tohum için çaba harcar. Onu çiçekten yoksun bıraktığınız için çiçeklenme lehine çaba gösterecek, çok daha çabuk kök salacak ve de güçlü olacaktır. Bırakın birkaç gün çiçeksiz kalsın.

Balkon ya da Teraslar: Saksıda çiçek yetiştirmek ne kolay diyebilirsiniz ama bahçede doğrudan toprağa dikilen çiçeklerin bakımı çok daha kolaydır. Ama bahçesi olmayanlar ya da teraslarını süslemek isteyenler için estetiği olan zevkli bir çözüm. Ama düşünülenin tersine çok daha fazla özen ister. Gelelim yapılacak işlere: Yeni saksılarda sorun yok, ama eski ve içinde geçen seneden kalan toprak varsa saksıyı boşaltın. Bir önceki bitki, toprağın tüm besin değerlerini yitirmiştir. Saksınızı bir fırça yardımıyla iyice temizleyin, mikropların ölmesi için temizlik suyuna, bir ölçü çamaşır suyu katabilirsiniz. Bitkinize uygun toprak satın alın, genelde seralarda satılan ponza ya da perlit gibi toprağın havalanmasını sağlayan katkı maddelerinden ve de köklenmeyi çabuklaştıran özel gübrelerden edinin. Toprağınızı özenle hazırlayın ve dikim işlemlerinizi sabah erken ya da akşam gerçekleştirin Püf Noktası! a) Saksınızın drenajının iyi çalışması için dip kısmına kırpıntı saksı parçaları, çakıllar ya da mıcır döşeyin. Sıcak bölgelerde saksının içine dip kısmı delinmiş kalın bir naylon torba geçirilirse özellikle toprak uzun süre nemli kalır. Göze çirkin gözükmemesi için saksı çevresine taşan kısım kesilir. Sulama da, ya güneş çekilince ya da sabah çok erken yapılmalıdır. b) Saksı üstlerine döşenen çakıl taşları da yüzeysel buharlaşmayı azaltır.


BODRUM

33


Sonsuz Bahar Rüzgarları Ülkesi Erdoğan KAYALAR / erdogankayalar@gmail.com

BODRUM

Bodrum Esintileri 2 Ne acıdır; devraldığımda kilidi, anahtarı olmayan dükkana, birkaç yıl sonra demir kapı yapmak zorunda kalmıştım. Hey Yavrum Hey Mustafa Bey, seslendi: - Dur yeme! - Ne var, ne oldu? - Kedi işedi…” - Yeni Rakı. Tıfıl arıyor. - Yeni Rakı dinlemede Tıfıl. - Longöze gidik gideriz. Orda buluşalım. Tamam. - Buzlu rakılar hazır olacak. Tamam. - Teşekkürler tamam. Tık, tık… Telsiz kapandı. Hemen arkasından bizim anonsumuz: - Sujen, Yeni Rakı’yı arıyor. - Sujen, Yeni Rakı dinlemede. - Biz de geliyoruz, tamam. - Dikkat. Dıkkat!... Çöp seferi organizasyonu Bodrumlu Gönüllülerinden duyuru: Akşam saat 21.00’de, sefere katılan kaptanlarımızla, Asım Başaran Teknesi’nde rota ve iş bölümü programı yapılacaktır. Daha sonra aynı teknede eğlence vardır. Teşekkür ederiz. -

Yeni Rakı, Yeni Rakı. Tıfıl arıyor. Tamam. Tıfıl, Yeni Rakı dinlemede. Elimizi çabuk tutalım. Haklısın tamam. u

Eyüp’un Restaurant’ı Rakıcı. Gümbet’le Bitez’in arasında bir mandalina bahçesi. Gece yer ayırtmazsanız, rakıcı olamazsınız. Akşamın buğulu havasında, mandalina ağaçları altında, nefis Akdeniz Mutfağı’nın zeytinyağlılarıyla rakınızı yudumlamak sağlığa işarettir Eyüp’e göre. Torbadaki Tedavi’yi kapattı, Rakıcı’yı açtı. Rakıcı’da kontrol var diyor. Bir de “Rakı şişesinde balık olsam” demek yok. Önce sağlık. u Bu ara İbrahim Arkula geliyor aklıma. O zamanlar Mandalina Turizm A.Ş.nin Genel Müdürü. Şirkete bir minibüs alıyorlar. Başlıyorlar şoför aramaya. Derken biri geliyor. - “İşte belgelerim ve ehliyetim. Ben Minibüs şoförüyüm.” Telefon çalıyor. Açıyorum diyor Arkula: - “Müdür Bey o arkadaş Kızılağaçlı’dır. Onlar şarapçı olurlar. Benden söylemesi.” Aramaya devam ederken gene bir şoför geliyor. Gene telefon. - ”Müdür Bey o arkadaş Ortakentli’dir. Onlar rakıcı olurlar.”

Arkula anlatmaya devam ediyor: “Bir araştırma yapıyorum. Her hafta bir kamyon şarap geliyor Kızılağaç’a. Çünkü bir şarap firmasının deposu var Kızılağaç’ta. Ortakent’e de her hafta bir kamyon rakı geliyor. E… Tekel’in deposu var.” Bütün bu şarapçı ve rakıcılara rağmen, Konya içki tüketiminde birinci; Rize ilçesi ikinci. Bodrum dereceye giremiyor. De bakalım”. u “Bodrum’a yerleşmeye karar veriyor Demircan. Ne yapıp ne edip, Bodrum’a yerleşeceğim. Yıl 1979. Bir gün tiyatrocu arkadaşı Baykal Kent arıyor. - Çabuk gel, Bodrum ayağına geldi. Hemen gidiyorum. Tanıştırıyorlar: - Ahmet Yunt. Bodrumlu. Dükkanı var Bodrum’da. - Demircan, Bodrum’da dükkan açmak istiyor. Oturup konuşuyoruz. Anlaşıyoruz, el sıkışıyoruz. Gel gelelim dükkan kirada, Ahmet Bey telefon ediyor. Ertesi gün kiracı Bahadır geliyor, anlaşıyoruz; sözleşme imzalanıyor, kapora veriyorum, iş bitiyor. Bahadır Ankaraya dönecek. - İş bitti. Anahtarı alayım. - Ne anahtarı? - Ne anahtarı olacak? Dükkanın anahtarı. Devrettin ya kardeşim. - Ama anahtar yok... - Nasıl yani? - ... - Eee... Ne olacak? - Kapıyı itip, gireceksin içeriye. Bu kadar. Hadi bana eyvallah. - Gitti. Bir dükkanın anahtarsız oluşunu anlayamıyorum bir türlü. Parayı da verdik. Aldı gitti adam. Çıldıracağım. Abi yahu, dükkanın anahtarı olmaz mı hiç?

34

O gece bindim otobüse. Ver elini Bodrum. Doğru devraldığım dükkana geldim, ittim kapıyı, açıldı. Aaaa! ... Her şey yerli yerinde.


Azmakbaşı Kahvesi - 1950

Şaşkınlığım uzun süre devam etti.

kahvesi.

Ne acıdır. Devraldığımda kilidi, anahtarı olmayan dükkana, bir kaç yıl sonra demir kapı yapmak zorunda kalmıştım. u Hey Yavrum Hey Restoran’da ailecek yemek yiyoruz. Gölgelik olarak, o zamanlar harıp (Keçi boynuzu) çalısı kullanılırdı. Rakımdan bir yudum alıp yemeğe başlamıştım ki, Yukarıdan şırrr diye tabağıma su aktı. Hey Yavrum Hey Mustafa Bey, seslendi: - Dur yeme! - Ne var, ne oldu? - Kedi işedi…” u Sait Faik diyor ki; “Kıraathaneye gitmemiş bir üniversitelinin tahsilini yarım sayıyorum.

Bodrum’un kalbi burada atıyor. “Tarihlere sor, al haberi” diyor şair. Raşit’e sor, al haberi diyorum ben de. Teknelerde neler olmuş, artistler ne yapmış, kim kime tokat atmış, Bodrum’da ne olmuş, ne bitmiş, hangi otel gençlerden evlenme cüzdanı istemiş, Komiser Şerif (Mustafa Yeşilova-Rahmetli) hangi kütük defterine kaydederek gençlere nikah kıymış? Hepsi, hepsi işte bu kahvede. 36 kısım tekmili birden. “Çay iki, üç, beş oldu, sekiz oldu. Karar bir, orta iki.” Raşit’in (Rahmetli) sesi bu. Ocakçı içeriden duymaz siparişleri… u Rengarenk Bodrum Cuma Pazarı. O zamanlar yerlere branda çekip üzerine yayılırdı pazarcılar. Otlar, yeşilin bütün tonlarında, canlı canlı… Turp otu, hardal otu, hindiba, İlmik, sıra, bıyık, kuşyüreği, baldıran, kenker, tirkişen, kazyak, ısırgan ve daha neler neler… Gözünüzü alamazsınız. Yaygısında çeşitli otlar olan kadına sesleniyorum; - Otlu börek yapacağız. - Veri veren hemen. Bunla hep börek otu. Elindeki poşete her yığından bir demet koyar. - Ne kadar? - Beş lira ve sen. - Neddin. Ben yabancı değilim. - Ölese ikibuçuk ossun.

”Hani bir lafımız var: Gönül ne kahve ister ne kahvehane, gönül muhabbet ister gerisi bahane. ”Doğru değil mi? Tavla şakırtıları, pişticilerin kağıt şaplatmaları arasında neler neler konuşulur o kahvelerde. Hükümetler kurulur, hükümetler düşürülür… Goller atılır. Futbol konuşulur. Turizmciler mevsim gene geçti der. Çuvaldızı kendisine batırmadan, suçlu arar. Balıkçılar yeni mevsimi tartışır. Birden, falanın kızı kaçmış diye bir laf düşer ortaya. u Durdur durdurabilirsen dedikoduyu. Şıpır şıpır denizin okşadığı setin üstüne oturmuşum. Oturmuşum da hayallere dalmışım. Karşımda marina, Tepecik Cami… İrkiliyorum birden. “Her an, her şey olabilir. ”Elinde bira şişesiyle Niyazi bu. Vay be… Cuk oturuyor Niyazi’nin lafı. Hoparlörlerden ezan sesi geliyor: Allahuekber! Allahuekber… İşte burası, Raşit’in

Başka bir yaygıda iki kadın anlaşmaya çalışır. - Van kilo sana. - No. No… Hayir! Yarim kilo bana. u Metropolitan, dünyanın en büyük müzesi.

Newyork’ta, konferans salonu dolu. Kürsüde Yaşar Yıldız (Müze Müdürü). Takvimlerin 10 Aralık 1987’ yi gösterdiği gün konuşuyor: “Ladies and Centlemen! Türkiye’de su altı arkoolojisini anlatmadan, başımdan geçen bir olayı anlatacağım. 1978 yılında, Bodrum Su Altı Arkeoloji Müzesi’nde göreve başladım. Serçe Limanı Cam Batığı Kazısı’nı ziyarete gittim. Amerikalılar çalışıyordu kazıda. Okulda Fransızca okudum, İngilizce dört kelime biliyordum: Yes, no, hello, how are you. Ama şimdi sizlere hitap edebiliyorum. Dalış platformunun üzerinde çalışmaları izliyordum, time keeper (zaman tutucu) çıkan dalgıçları sayıyordu. Bana bir şey söyledi zannederek, döndüm “yes” dedim. Adam birden telaşlandı, koşturdu durdu teknede, sonra denize atladı. Daldı, çıktı, heyecanı daha da artmıştı. Telaşı sürüyor, bağırıp çağırıyordu. Hiçbir şey anlamamıştım. Boğaziçi Üniversitesi’nden bir öğrenci vardı ekipte. Ona gittim. Amerikalı’ya sor bakalım ne oluyor, bu telaş niye? Cevap şöyleydi: Beş dalgıç daldı, dört dalgıç çıktı. Dalgıcın birisi kayıp; Yaşar Bey de tasdik etti, “yes” dedi. Kayıp dalgıcı arayalım… Güleriz ağlanacak halimize biz... Bir yes dedim, neler oldu. Durumu anlattım, özür diledim ve ekledim: “Beşinci dalgıç, kamerasıyla karaya yüzdü. Bak orada…”

35


K

IK L N I AD

Hazırlayan: Cansın TÜRKDOĞAN

Kadınların Hayat Sahnesindeki Rolleri

Sevgili, eş, anne, evlat, olgun kadın, genç kız... Biz kadınlar gündelik hayat içinde adeta kılıktan kılığa girer, hatta ara sıra bu kadar fazla kimlikle başa çıkamayacağımız duygusuna kapılıp kendimizi son derece çaresiz hissederiz. zünde sağlam bir karaktere ve belli kişilik özelliklerine sahip olsak da kabul edin, zaman zaman bulunduğumuz ortama ya da birlikte olduğumuz kişilere göre kabuk değiştirmeyi çok iyi biliriz. Aşırı gelişmiş sezgilerimiz sayesinde kimin yanında nasıl davranmamız gerektiğini kestirir, ona göre hareket ederiz. Dört dörtlük bir kadın olmanın sırrı ise rollerimizin hepsini, her zaman kusursuz oynamamız değil, onlardan keyif almayı, onlarla barışık yaşamayı becermemizdir. İşte tek bir hayata sığdırmaya çalıştığımız rollerimizden bazıları...

Ö

n Ev kadını: İstediğiniz kadar modern bir yapıda olun, istediğiniz kadar iş kadını kimliğinizle özdeşleşin, darmadağınık, pis, zevksiz, özensiz bir evde yaşamak konusunda özel bir yetenek geliştirmediyseniz, ev kadını rolünü oynamak ve bekar olsanız bile evinizde kurduğunuz düzene sahip çıkmak zorundasınız demektir, işe lekeli ceketler ya da ütüsüz pantolonlarla gitmeniz mümkün mü? Ya da yemek yapmaktan vazgeçmeniz? Diyelim ki bir yardımcınız var ve her işinizi o yapıyor. Kopan düğmenizi de mi ona diktireceksiniz? Tabii ki özel bir ilginiz yoksa anneniz gibi zeytinyağlı dolmalar saramaz, dantel örtüler işleyemezsiniz, zaten buna vaktiniz de yok. Fakat şunu unutmayın ki artık ev kadınlığıyla iş kadınlığı birbiriyle çelişen kimlikler olarak kabul edilmiyor. Kariyeri konusunda son derece titiz kadınlar aynı titizliği evlerinde de gösteriyor, hatta hobi olarak yemek ya da; dikiş kurslarına bile katılıyorlar. Hafta sonu evleriyle meşgul olmayı ekstra bir yorgunluk değil, aksine dinlendirici bir aktivite olarak görüyorlar. Yani artık ev kadınlığı modern

36

kadınlar arasında hor görülen değil, takdir edilen bir rol. n Şefkatli anne: Eskiden kadınlar okulu bitirir bitirmez evlenir, çocuk yapar ve hayatlarını sadece anne kimliğinin gölgesinde sürdürürlerdi. Elbette bunu söylerken artık annelik öldü demek istemiyorum. Aksine günümüzde pek çok kadın, 30’lu yaşlarında hormonlarının sesine kulak vererek kariyerine ara vermeyi bile göze alıyor, evlenip anne olmanın, bir aile kurmanın, çocuk büyütmenin mutluluğunu yaşıyor. Bir kadının rolleri arasında tartışmasız en zoru, ama aynı zamanda en zevklisi annelik... Sonsuz özveri, sabır ve güç gerektiren, ama insana bambaşka duygular tattıran, tarifsiz bir kimlik... Zaten hiç kimse ve hiçbir şey için yaşantısından ödün vermeyen, bencil sayılabilecek bir karaktere sahip kadınların bile çocuklarını en iyi şekilde yetiştirmek uğruna zevklerinden, meraklarından, çevrelerinden ve yaşadıkları sorumsuz hayattan hiç düşünmeden vazgeçmeleri bunu kanıtlamıyor mu? Çocuğunun adım adım büyümesine tanıklık etmek, ona yaşamda yol gösteren bir rehber ve arkadaş olmak, başarılarıyla gururlanmak birçok kadın için çok önemlidir. Dolayısıyla tüm zorluklarına ve sıkıntılanna rağmen tadını çıkarması en kolay rol şüphesiz şefkatli anneliktir. n Babasının kızı: En güçlü anne, en olgun ve ayakları üstünde durmayı bilen kadın bile hayatının her evresinde bir yanıyla babasının küçük prensesidir. Çoğumuz hayatla başa çıkamadığımızda, insanlar tarafından hayal kırıklığına uğratıldığımızda ve özellikle de aşkta hüsrana uğradığımızda soluğu ailemizin yanında alır, kendimizi babamızın ilgi ve sevgisine, sıcak tesellilerine ve her zaman işe yarayan öğütlerine bırakırız. Küçükken babasının yakınlığından


nasibini alan bir kadın için ilerleyen yaşlarda hayata tutunmak ve kendine güvenmek çok daha kolaydır. Manevi desteğin yanı sıra biliriz ki maddi olarak da başımız sıkıştığında, işten çıkarıldığımızda, kiramızı ödeyemediğimizde ya da yeni bir araba almaya kalktığımızda babamız bize elinden geldiğince yardımcı olacaktır. Ondan korkmaz, ama sonsuz saygı duyarız. Hayat tecrübesinden, insanlar hakkındaki bilgisinden, ileri görüşlülüğünden faydalanmaya çalışırız. Hatta farkında olmadan hep ona benzeyen erkeklerle birlikte oluruz, ama bir yandan da biliriz ki hiçbir erkek onun yerini tutamaz, bizi onun gibi koşulsuz ve karşılıksız sevemez. n Başarılı iş kadını: Aileniz ya da arkadaşlarınızla birlikteyken istediğiniz kadar anlayışlı, hoşgörülü ve cana yakın olabilirsiniz. Fakat iş hayatının kurallarının çok farklı ve bir o kadar da acımasız olduğunu siz de çok iyi biliyorsunuz. Senelerce eğitim gören, uykusuz gecelerde sınavlara hazırlanan, okulu bitirmek için elinden geleni yapan her kadın iyi bir iş edinmek, mesleğinde başarılı olmak ve kariyer yapmak ister. Dolayısıyla çalışma hayatının içindeyseniz, iş kadını rolü sizin için vazgeçilmez demektir. Erkeklerin hakimiyet kurduğu bir dünyada dişinizi tırnağınıza takıp kendinizi kanıtlamaya, sizi kıskananların önünüze koydukları engelleri aşıp patronunuzun takdirini kazanmaya ve hak ettiğiniz şekilde terfi etmeye çalışırsınız. Rolünüzü hakkıyla oynamak için didinip dururken bir yandan da duygusal hayatınızı dengelemeye, arkadaşlık ilişkilerinizi sürdürmeye, ailenize vakit ayırmaya ve varsa çocuklarınızla meşgul olmaya çalışırsınız. Bu anlamda başarılı iş kadını rolü herhalde bir kadını en çok yoran ve en sık ümitsizliğe kapılmasına neden olan roldür. Çünkü istediğiniz kadar yetenekli olun, bu rolde ne kadar başarılı olacağınız yalnızca size değil, iş ortamındaki başka insanlara da bağlıdır. n Genç kız: İşte bir kadının rolleri arasında en tatlısı, en keyiflisi... Her kadın kendini zaman zaman hayat dolu, şımarık, flört düşkünü, neşeli bir genç kız gibi hisseder ve böyle hissettiği zaman da girdiği her ortama renk getirir. Alışveriş ve kafeler, rengarenk giysiler ve ayakkabı tutkusu, sıkı dostlar ve dedikodu, pijama partileri ve içip içip dağıtılan geceler. Brad Pitt hayranlığı ve çikolata zaafı... Yaşımız kaç olursa olsun, hepimiz bazen 18 yaşındaki bir genç kızın saflığı ve cesaretiyle hareket eder, küçük kaprislerimize ve bağımlılıklarımıza yenik düşer, mantığımızı bir kenara atıp duygularımıza kulak verir, hatta kimi zaman abartıp duygusal ilişkimizde çocuk gibi hareket ederiz. Bütün bu davranışların kaynağı buluğ çağından itibaren benimseyip sonra da bir türlü kurtulamadığımız ve kurtulmak istemediğimiz genç kız rolümüzdür ve gerektiğinde olgun, aklı başında bir kadın gibi davranmayı çok iyi becersek de içten içe biliriz ki hayatın tadı asıl bu rolle çıkar. Kaynak: Hürriyet.com.tr

K A D I N LIK İp Uçları n Saçınıza dolgunluk kazandırmak için, kuruturken yuvarlak fön fırçanızı dik bir şekilde iki parmak kalınlığında saçınıza dolayın ve fön çekin.

n Saçınızı düz veya hafif dalgalı bir biçime sokmak için kuruturken fırça kullanmayın ki doğal bir görünüm kazansın.

n Saçınızı forma sokmanın en kolay yolu saçınız nemliyken silikon içeren bir serum uygulamaktır.

n Kuru olan saça şekil vermek için saçınızı öne atıp, saç diplerine sprey sıkın. Böylece saçlarınızı geri attığınız zaman hoş bir form oluştuğunu göreceksiniz.

n Saçlarınızı kuruturken dipten dışa doğru ters bir şekilde taradığınız takdirde saçlarınız daha dolgun bir görünüm kazanacaktır.

BODRUM

37


IKL L Ğ A

A

IN

KAL

S

Güneşe Dikkat Edin Canınız Yanmasın

Yaz aylarında güneşlenerek bronzlaşmak tenimize hoş bir görünüm sağlayabilir. Ancak, güneşin UV ışınlarına uzun süreli maruz kalmak ağrılı güneş yanıklarına neden olabildiği gibi; deri kanseri, derinin çabuk yaşlanması, katarakta bağlı körlük ve diğer göz sorunları gibi daha önemli sağlık sorunlarına da yol açabilmektedir.

arı in ip uçl ç i z ı n ı ğ ı Sağl n Bir dakika boyunca alıp verdiğiniz nefesi sayın. Eğer dakikada 15 ya da daha az nefes alıp veriyorsanız ciğerlerinizin sağlıklı olduğu söylenebilir, fakat bu sayı 15’ten fazla çıktıysa bir sorun olduğu söylenebilir. n Tırnaklar sağlığınızın önemli bir göstergesi sayılıyor. Tırnaklarınızda mavilik ya da morluk görmeniz bir kalp hastalığıyla karşı karşıya olduğunuzun işareti olabilir. Tırnaklarınızın üstünde tümsekler bulunuyorsa ve kalın tırnaklarınız varsa solunum yollarınızda bir sorun olabileceği söylenebilir. n Yere bir metre uzunluğunda bir çizgi çizin. Üzerinde rahat yürüyebiliyorsanız, vücudunuzun koordinasyonu iyi işliyor demektir.

38

Y

eryüzüne ulaşan güneş ya da ultraviyole (UV) ışınlarının insan ve insan derisi için pek çok faydasının yan ısıra göz ardı edilemeyecek zararları da vardır.

yaşamsal gerekliliği tartışılamaz. Ancak özellikle açık ten rengine sahip kişilerde bu ışınların güneş yanığı, deri kanseri oluşumu, çeşitli alerjik reaksiyonlar ve erken deri yaşlanmasına yol açtığı da bilinen gerçeklerdir.

Tüm biyolojik olayların başlaması ve sürdürülmesi, vitamin D sentezi, hastalık yapan mikro organizmaların yok edilmesi ve insan psikolojisine olumlu etkileriyle güneş ışınlarının

Zamanlarının çoğunu güneşte oynayarak geçiren 18 yaş altındaki nesil, önemli bir risk grubunu oluşturmaktadır. Özellikle nemli, sıcak ve rüzgârsız hava koşullarında güneşte kalma

Şifalı Bitkiler / Faydalı Otlar BROKOLİ - Faydaları Kansere karşı bizi koruyan ve ömrümüzü uzatan müthiş bir sebze. Çok miktarda kalsiyum içerdiği için kemik erimesine bire bir. Mineral ve demir eksikliğini gideren brokoli, vitamin deposudur. Brokoli tutkunlarında ender olarak bağırsak ve akciğer kanseri görülür, kalp dolaşım hastalıklarına da pek fazla rastlanmaz. Kadınlarda göğüs kanserini önler. Göğüs kanserine ve spinabifida hastalığına karşı etkili. Brokoli bol miktarda, göğüs kanseri riskini azaltan ‘indole’ adlı bir madde içeriyor. İndole, göğüs kanserine neden olan östrojen bozukluklarını engelliyor. Ayrıca brokolinin diğer bir özelliği de, spinabifida hastalığını (doğuştan belkemiğinde son omurun kapanmamış olması) önlemesi.


süresine de bağlı olarak, insanlarda halsizlik, bitkinlik, yorgunluk, çalışma isteğinin azalması, kaslarda kramplar, bayılma gibi sağlık sorunlarının yanı sıra şiddetli ısı çarpması sonucunda şuur kaybı, inme ve ölüm olayları da görülebilmektedir. UV ışınlarının erken ve geç dönem zararlı etkilerinden korunmak veya en aza indirgemek mümkündür. Bu amaçla alınması gereken temel önlemler şöyle sıralanabilir: n Uygun giysilerle zararlı ışınlardan korunmak yani geniş kenarlı şapkalar, sıkı dokunmuş renkli giysiler ve uygun güneş gözlüklerinin kullanılması önemlidir. n Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nilgün Atakan’a göre temel kural, güneş ışınlarının yeryüzüne yoğun geldiği saatler olan 11.00 ve 15.00 arasında güneşe çıkılmamasıdır. n Yaz aylarında herkesin ve özellikle yüksek risk grubunda olan açık tenli kişilerin gün örtüsü (sun screen) olarak bilinen, güneş ışınlarının zararlarını azaltan koruyucu kremleri kullanmaları gerekir. n Yaz aylarında mutlaka koruma faktörü en az 15 (SPF:15) olan ürünler kullanılmalı, hatta açık tenli kişilerde bu faktörün 30 veya daha üzeri olmasına dikkat edilmelidir. Ancak bunların da suyla temas ve terleme durumunda etkilerinin azalacağı unutulmamalı ve kısa aralıklarla yinelenmelidir. Ayrıca bu ürünlerin deride gerginlik, kuruluk ve alerjik reaksiyonlar oluşturabilme ve akne, komedon geliştirebilme gibi yan etkileri mevcuttur. n Güneş ışınları yaklaşık %85 oranında bulutlardan geçer. Hava bulutlu diye güneşten korunmayı boş vermemek gerekir. Sonuç olarak çocukluk dönemi başta olmak üzere herkesin yaşamının bütün dönemlerinde güneşten bilinçli bir şekilde korunması gerekir. Bronzlaşmak İçin Diğer Yöntemler ve Vücuda Etkileri: Deri Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sedef Şahin’e göre bronzlaşmak deriyi güneş yanıklarından korur, ancak tam tersine deri kanserleri için de zemin hazırlar. Bronzlaşmak deri yaşlanmasını peşin olarak kabullenmek ve deri kanseri riskini göze almak demektir. Solaryum cihazları sayesinde bronzlaşmanın daha sağlıklı olduğunu düşünenler için Dr. Şahin şu uyarıda bulunuyor: ‘Son yıllarda bronzlaşmak için ağırlıklı olarak başvurulan bir yöntem olan solaryumda, uzun dalga ultraviyole ışınları (UVA) kullanılmaktadır. Bu ışınlar da deri kanserlerini tetikleyici ve deriyi yaşlandırıcı etkilere sahiptir.’ Bronzlaşmak için başvurulan bir diğer yöntem olan kozmetik bronzlaştırıcıların bir kısmında kına gibi deriyi boyayan maddeler bulunmaktadır. Bu tür maddeler deriye bronzlaşmış izlenimi verebilir, ancak maalesef güneş yanıklarından, deri yaşlanmasından ve deri kanserlerinden korumazlar. Bu tür bronzlaştırıcı ürünler güneş ve solaryum cihazları gibi cildinize zarar vermez ancak güneşin zararlı etkisinden de sizi korumaz. Bu tür ürünlerle bronzlaştıktan sonra güneş koruyucu ürününüzü de sürmeyi unutmayın. saglik.tr.net / www.denizmagazin.com / universitehastaneleri.blogspot.com

Bülten 39

BODRUM


T E LEZZ

I

AR L A T US

Alin’s Restaurant’dan

Fırın Mantar Dolma, Alin’s Trio (Special) ve Tiramisu. FIRIN MANTAR DOLMA

n MALZEMELER: Mantar, Tulum Peyniri, Tuz, Tereyağı. n YAPILIŞI: Mantarları saplarından ayırıp temiz-ledikten sonra, tavada tereyağı ile 4 - 5 dakika kavuruyoruz. Sonra mantarları, kayık güvece çukur kısımları yukarı gelecek şekilde diziyoruz. Küp şeklinde doğradığımız tulum peynirini mantarların çukur kısımlarına dolduruyoruz. Tuz ve tereyağını ilave ettikden sonra, 200 derece ısınmış fında 7 - 8 dakika kızarmaya bırakıyoruz. Peynirler kızardıktan sonra fırından çıkartıp sıcak olarak servise sunuyoruz...

tek sıra diziyoruz. Sonrasında çırptığımız süzme yoğurdu ekmeklerimizin üzerine döküyoruz. İskender sosuyla yoğurdu ve ekmeklerimizi renklendirip lezzetlendiriyoruz. Izgarada pişirdiğimiz bonfile ve tavuk budunu üzerine diziyoruz. Misket köfteleri tavada domates sosuyla soteleyip bonfile ve tavuk arasına sıralıyoruz. En sonunda tereyağını üzerine ilave edip sıcak olarak servise sunuyoruz. Garnitur olarak permasanlı taze patates, ızgara mantar, domates, biber kullanabiliriz...

n YAPILIŞI: 1 su bardağı sıcak su 2 yemek kaşığı neskafe 2 yemek kaşığı tozşeker Pandispanya malzemelerini mikserle çırpıp kek kalıbına döküp 180 - 200 derecede pişiriyoruz. Kreması içinde labne peyniri dışındaki malzemeleri bir tencereye koyup ocak üstünde muhallebi kıvamına gelene kadar karıştırıyoruz. Biraz soğuduktan sonra labneyi de içine karıştırıp çırpıyoruz. Pandispanyayı bıçak yardımıyla ikiye kesiyoruz. (bıçak ıslak olursa daha kolay kesiliyor).

TIRAMISU

ALİN’S TRİO (SPECIAL)

n MALZEMELER: Kroton Ekmeği, Süzme Yoğurt, İskender Sosu, Bonfile, Tavuk But, Misket Köfte, Tereyağı

MUTFAK SIRLARI

n YAPILIŞI: Öncelikle özenle hazırladığımız kroton ekmekleri kare tabağımızın uzunlama yarısına

n Pandispanyasının hazırlanması: 3 Yumurta, 1/2 Bardak şeker 1 Paket kabartma tozu 1 bardağa yakın un 2 Yemek kaşığı kakao *Biraz akıcı bir hamur olmalı ki pandispanya yumuşak olsun. n Kreması: 4 Su bardağı süt, 1 Yumurta, 3 Kahve fincanı un, 3 Kahve fincanı şeker 1 Paket labne peyniri (200gr)

İkiye ayırdığımız pandispanyanın her iki tarafını neskafe ve şekerli sıcak su ile ıslatıyoruz. Ortasına kremanın yarısını döküyoruz, pandispanyanın diğer yarısını kapatıp kalan kremayı da üzerine döküp iyice ılınınca süzgeç yardımıyla üzerine kakao serpiyoruz.. * En az 3 - 4 saat buzdolabında bekletiyoruz. Ertesi güne daha da lezzetli oluyor.

n Kurabiyeleri sıcakken tepsiden çıkarırsanız tepsiye yapışmaz. Sıcakken çıkartamadıysanız soğuduktan sonra 1-2 dakika tekrar ısıtıp çıkartın böylece kurabiyeler parçalanmaz.

n Salçanın kutusunu açtıktan sonra hemen küflenmemesi için üzerine sıvı yağ dökebilirsiniz. n Etlerin daha lezzetli olması için bir kahve fincanı süt, bir kahve fincan zeytinyağı ve bir kahve fincanı soğan suyu karışımıyla etleri ovun. 12 saat kadar buzdolabında bekletin.

n Bir elmanın kabuğunu lahananın pişme suyuna katarsanız hem hazmı kolay olur hem de kokusu çabuk yok olur. n Peynir kesmeden önce bıçağı soğuk suya tutarsanız hem peyniri daha kolay kesersiniz hem de bıçağınız daha kolay temizlenir.

ALİN’S CAFE - BAR & RESTAURANT: Çarşı Mahallesi Kale Caddesi Belediye Meydanı Tel: 316 92 90

40 BODRUM


HABER TURU Fotoğraf: Bülent FIRAT

Bodrum’da 19 Mayıs Coşkusu 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı; Bodrum Yarımadası’nda birbirinden farklı etkinliklerle kutlandı. Bodrum’da sabah yapılan törenlerin ardından Şehir Stadı’nda düzenlenen kutlamalarda Kurtuluş Savaşı’nın anlatıldığı ‘’İki Ateş Arasında’’ isimli gösteri, Bodrum’a konuk okul olarak İstanbul’dan gelen Özel Avusturya Lisesi öğrencilerinin, “Viyana Valsi” gösterisi, gazilerin geçit yürüyüşü ve okulların ortak olarak hazırladığı gösteriler, renkli görüntülerle izle-

yenlerin beğenisini topladı. 19 Mayıs akşamı Milta Marina önünden başlayan ve bando eşliğinde devam ederek İskele Meydanı’nda son bulan Fener Alayı’na çok sayıda Bodrumlu katıldı. İskele Meydanı’nda okul gösteri ekipleri ve müzik grupları sahne aldı. Bodrum Marmara Kolejinde ise Lise öğrencilerinin “Gençlik Şenliği” kapsamında, öğrenciler hazırlamış oldukları dans gösterileriyle izleyenleri coşturdu.

41


Haber Turu

İTİRAZ HAKLI BULUNDU Kocadon: “Bütün kırgınlıklara, dargınlıklara son veriyoruz. Hep beraber Bodrum için çalışıyoruz” Ağan: “Kocadon ve ekibinin Gıda A.Ş.’yi daha iyi yerlere getirmesini dilemekteyiz”. Bodrum Belediye Gıda A.Ş.’nin genel kurulu 29 Mayıs’ta yapıldı. Bodrum Belediye Meclis Mayıs ayı olağan toplantısında, Bodrum Belediyesi Gıda Sanayi A.Ş’deki Bodrum Belediyesi‘nin %96 hissesini temsilen çoğunlukta olan CHP‘li meclis üyeleri tarafından, Taner Uslu‘nun seçilmesine karar verilmişti. Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, bu karara itiraz etmiş; itiraz reddedilince de kararın iptali için mahkemeye başvurmuştu. Kocadon’un itirazını haklı bulan mahkeme, yürütmeyi durdurma kararı vererek meclisin kararını iptal etti. Bu karar doğrultusunda Kocadon, Bodrum Belediye Gıda A.Ş.’nin yönetim kurulunu belirledi. Yönetim kurulu Mehmet Kocadon, Hüseyin Yıldızhan, Hasan Sinop, Ertan Araz ve Deniz Eyinç’ten oluşurken, Ali Demiröz Muzaffer Dalgıç Halil Danacı denetleme kurulunda yer aldı. Genel Kuruldan sonra Mazlum Ağan, Mehmet Kocadon ve yeni yöneticiler Konacık’taki Kısmet Lokantası’nda hep birlikte yemek yedi.

TÜRK BAYRAĞI İÇİN, VERGİ YÜKÜ HAFİFLETİLİYOR

Tekne sahiplerinin Türk Bayrağı çekmeleri halinde ağır vergi yükü ödemelerini önlemek ve yabancı bayrak kullanmalarının önüne geçmek amacıyla yapılan yeni düzenleme, Mec-

lis Genel Kurulu’nda kabul edildi. Türk Vatandaşı olan ancak yabancı bayrak taşıyan teknelerin, Türk Bayrağı’na geçişine kolaylık sağlayan ve özel amaçla kullanılan yat, kotra ve her türlü motorlu teknelerden, motorlu araçlar vergisi yerine harç alınmasını öngören kanun teklifi kabul edilerek yasalaştı. Kanun, 30 Haziran 2009’da yürürlüğe girecek.

YENİ DIŞ HATLAR TERMİNALİ

DHMİ Genel Müdürlüğü’nden yapılan yazılı açıklamaya göre Bodrum Milas Havalimanı’na yeni dış hatlar ter-

minal binası yapılacak. Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğünün, Yap-İşlet-Devret modeliyle ihale ettiği proje uygulaması ve ekleri imzalandı. Sözleşme uyarınca, yılda 5 milyon yolcu kapasiteli ve son sistem teknolojiyle donatılacak yeni dış hatlar terminali, 2 yıllık yapım süreci sonucunda 45 ay işletilecek, süre bitiminde ise DHMİ Genel Müdürlüğü’ne devredilecek.

BALIK ÇİFTLİKLERİNDE SON DURUM

GALİP GÜR 2012 – 2014’TE BAŞKAN

Dünyanın En Güzel Koyları Birliği 7. Dünya Kongresi 14–17 Mayıs’ta Portekiz’in Setubal Koyu’nda yapıldı. Kongrede Türkiye’yi temsil eden Galip Gür, birliğin 2012–2014 dönemi için başkan seçildi.2009 – 2011 yıllarında ise Fransız temsilci Jerome Bignon başkanlık yapacak. Galip Gür, kongreyle ilgili olarak, 25 üye koydan yaklaşık 250 temsilcinin katıldığı kongrede, Portekizli bilim insanları tarafından, denizler ve deniz canlılarının korunmasıyla ilgili sunumlar yapıldığını, birliğin devreye giren internet sitesinin tanıtıldığını ve Setubal’da Dünya’nın En Güzel Koyları Birliği Binası’nın açıldığını belirtti. Birliğin şu anda 30 üyesi bulunuyor; kongrede 5 ülke daha birliğe adaylık için başvuru yaptı.

42

Muğla genelindeki balık çiftliklerinden 29’u yeni yerlerine taşındı, 31 balık çiftliği ise taşınmaya ilişkin faaliyetlerini tamamladı. Bodrum Ticaret Odası Başkanı Mahmut Kocadon balık çiftliklerinin taşınması konusunda üreticiler ile turizmcilerin ortak hareket etmesi gerektiğini vurguladı. Balık çiftliklerinin, havuzdaki yavruların büyüyüp satışı yapıldıktan sonra taşınması gerektiğini belirtti. Turizmciler ve balık çiftliği işletmecilerinin ortak platformda bir araya gelmesinin zorunluluğuna dikkat çekti.

BİLETLERİ KİM SATACAK?

Yeni çıkacak olan Deniz Turizmi Yönetmeliği yasalarından biri, günübir-

lik teknelerin bilet satışı hakkını acentelere verecek. Bu durum Deniz Ticaret Odası yetkililerinin değerlendirmesine göre, denizcilerin serbest ticaret yapma hakkının elinden alınması olarak değerlendiriliyor. Günübirlik teknelerin bilet satış haklarının kooperatifler ve tekne sahiplerince yapılması gerektiği savunuluyor. Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği yetkilileri ise günübirlik tur teknelerinin faaliyetlerinin tur kapsamına girmesinden dolayı bilet satış hakkının acentelere verilmesinin mantıklı olduğunu, böylece fiyat çelişkisinin ortadan kalkacağını ve turizmin daha kaliteli hale geleceğini öne sürüyor. Yeni çıkacak yönetmelik kapsamında DTO, TÜRSAB, Sahil Güvenlik ve çeşitli kurumlardan görüş alınıyor.

ORMAN YANGINLARIYLA MÜCADELE

Fethiye’de Muğla Valisi Ahmet Altıparmak’ın başkanlığında düzenlenen orman yangınlarıyla mücadele toplantısında konuşan İbrahim Aydın, yangınlara müdahaleyle ilgili hazırlıkları tamamladıklarını belirtti. Bu sezon bin 800 kadrolu işçi,100 arazöz, Bodrum’da 2 uçak, Marmaris, Fethiye ve Milas’ta birer helikopter yangınlar için hazır bulunacak. Kıyı şeridinde çıkan yangınlara müdahale etmek için de Göcek’te 24 saat hazır bekleyen bir tekne bulunacak. Teknedeki ekip, yangın söndürme eğitimi almış 15 orman işçisinden oluşacak. Teknedeki ekibin yetersiz kalması durumunda yangına helikopterle müdahale edilecek

DAHA TEMİZ BİR MUĞLA

Muğla Valiliği’nce ‘’Çöp ve Katı Atık Genelgesi’’ yayınlandı. Genelgede, il genelindeki tüm yollarda, her türlü çöp ve atıkların atılabileceği çöp konteynırların konulması isteniyor. Belediyelerce 10 kilometrede bir çöp konteynırların konulması, piknik yerlerine de konteynırların bırakılması ve her gün çöplerin alınması istendi. Genelge ile ayrıca, belirli yerlerde biriktirilen katı atıkların düzenli depolama alanlarıyla, Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından lisans almış ambalaj atığı toplama ve taşıma firmalarına verilmesi isteniyor.


KOKU KESİLECEK Mİ?

salonu, sergi salonu, yönetim ve sekreterya büroları, kafeterya ve diğer ihtiyaç mekanlarını kapsaması planlanıyor.

TURGUTREİS BELEDİYESİ’NE HACİZ

Bodrum Belediyesi, yıllardır devam eden koku ve kanalizasyon tıkanıklarını önlemek amacıyla çalışmalar yapıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi’yle görüşülerek, İZSU’da kullanılmakta olan yüksek kapasiteli, 120 m’ye kadar gidebilen, yüksek basınçla çalışması dolayısıyla köklü çözümler sağlayan Kombine Makinası-Kanal Açma ve Temizleme Aracı’nın Bodrum Belediyesi’ne destek amacıyla kullandırılmasına karar verildi. Çalışmalar sonucunda yaklaşık 1100m’lik bir hat üzerindeki kanalizasyon boruları ve 30 adet rögar(hat bacası) temizlenmiş olacak.

Turgutreis Belediyesi’ne ait gayrimenkullere haciz konuldu ve bütün gelirlerine SGK (Sosyal Güvenlik Kurumu) el koydu. Belediye Başkanı Mehmet Dinçberk, belediyenin Sosyal Güvenlik Kurumu’na ve Bodrum Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne gecikme faizleriyle birlikte yüklü miktarda borcu olduğunu bildirdi. Borcun ödenmemesi durumunda belediyenin gayrimenkullerinin satışa çıkması söz konusu olabilir. Dinçberk ayrıca belediyede 50–60 civarında sigortasız işçi çalıştığını ve bu işleri istihdam etmek için çalışacağını belirtti.

CHP’DEN KÖY ZİYARETLERİ

BİTEZ’E KÜLTÜR EVİ

Bitez Belediyesi’nde Kültür Evi projesi çalışmalarına başlandı. Kültür Evi’nin yapımıyla ilgili projenin en önemli ihtiyacını oluşturan arazi, Eczacı Yücel Ziylan tarafından Bitez Belediyesi’ne bağışlandı ve proje, Mimar Fikri Berksun tarafından hazırlandı. Yapılması planlanan Kültür Evi’nin üç dönümlük arazi üzerinde, çalışma odaları, çalışma salonları, dikiş, resim, heykel, vitray gibi kurs atölyeleri, tiyatro, bale, halk oyunlarının sahneleneceği bir tiyatro

KONACIK, BODRUM’UN KÜLTÜR BAŞKENTİ OLACAK

Konacık Belediye Başkanı Mehmet Tosun yeni dönemde kültür ve çevre faaliyetlerine ağırlık vereceklerini belirterek 90bin metrekarelik bir alanda kurulması planlanan Kültürpark projesiyle Konacık’ı, Bodrum’daki kültürel ve sosyal faaliyetlerin başkenti yapacaklarını vurguladı. Başkan Tosun, Konacık Belediyesi’nin bugün ISO 9001: 2000 Kalite Yönetim Sistemi Belgesi’ne sahip olduğunu, yakın zamanda da ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi belgesine sahip olacağını ifade etti.

İNŞAATLARA VE MÜZİK YAYININA SINIR

CHP Bodrum İlçe Başkanlığı, köylerin sorunlarına ve çözümlerine yönelik çalışma programı dahilinde köyleri geziyor. CHP’liler program doğrultusunda il genel meclis üyeleriyle birlikte 20 Mayıs’ta Gürece ve İslamhaneleri köylerine ilk ziyaretlerini gerçekleştirdi. Yaka Köy ve Dağbelen Köyü’ndeki toplantılarla ziyaretler devam etti. Köylerin ihtiyaçları olan kanalizasyon, su, yol yapımı, asfaltlama çalışmaları, vidanjör vs gibi sorunları gündeme getirip çalışma programına alacaklarını belirten CHP’liler 2011 yılına kadar birçok köyün sorununu çözmeyi hedefliyor.

Bodrum’da inşaat yasakları 15 Mayıs’ta başladı. Mehmet Kocadon, özellikle Bodrum’un merkezinde titiz davranacaklarını, merkeze uzak yerlerde belirli saatlerde inşaatlardaki ince işçiliğe izin verebileceklerini belirtti. İnşaat yasağı Ekim ayına kadar devam edecek. Muğla Valiliği’nin aldığı açık alandaki mekanlarda müziğin saat 23.30’dan sonra kapatılması kararını değerlendiren Kocadon, yetkinin belediyelere devredilmesinin söz konusu olduğunu, önümüzdeki günlerde Valilik ve Çevre Bakanlığı’yla görüşeceğini belirtti. TÜRSAB Bodrum Yürütme Kurulu Başkanı Sevinç Gökbel ise yerleşim yerlerine yakın olan “açık alandaki eğlence mekanlarına” 23.30’dan sonra uygulanacak müzik yayını yasağını olumlu bulduğunu belirtti.

BODRUM’UN SORUNLARI İÇİN BULUŞACAKLAR

Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdürlüğü, önemli turizm destinasyonlarında, inceleme ve workshop çalışmalarıyla turizmin tüm aktörlerini bir araya getirerek, bölgelerin turizme ilişkin sorunlarına çözüm bulmayı, tanıtım faaliyetlerinin etkinliğini artırmayı amaçlayan çalıştayların ilkini Alanya’da gerçekleştirdi. Destinasyon çalışmaları, Bodrum Turizmcileri ve bakanlık yetkililerinin 08 Haziran’da Bodrum’da bir araya gelmesiyle devam edecek. Bodrum’un sorunlarının tartışılacağı ve işbirliği konularının görüşüleceği çalıştayda, ortaya çıkacak raporun sonuçları değerlendirilerek Bodrum’un tanıtımına ilişkin yapılması gereken faaliyetlerin planlaması ve iş birliği konuları belirlenecek.

KAÇAK YAPILAR PROTESTO EDİLDİ Bodrum Mavi Yol Girişimi Üyeleri Gündoğan’da inşaatı devam eden Bodrum Blue Otel önünde denize dolgu yapılmasıyla ilgili olarak 5 Mayıs günü bir basın açıklaması yaptı. Mavi Yol Girişimi Üyeleri, Muğla Valiliği İl Bayındırlık Müdürlüğü yazısında belirtildiği üzere kıyılarda imar planı onaylanmadan uygulamaya geçilemez ibaresine yer verilen yazının 4. paragrafındaki “Yapılan uygulamalara Valiliğimizce herhangi bir onay verilmemiş olup valiliğimizin bir onay verme yetkisi de bulunmamaktadır. Açıklandığı üzere anılan alan için henüz bakanlığımızca onaylı 1/1000 ölçekli uygulama imar planı bulunmadığından yapılan uygulama izinsiz ve kaçaktır.” açıklamasını dikkate alarak tepki gösterdiklerini, tepkilerinin yersiz bir iddia olmanın ötesinde olduğunu belirtti.

43


Etkinlikler

ENGELLİ ATICILAR YARIŞTI

2. Uluslararası Bedensel Engelliler Atıcılık Türkiye Kupası, 9 ülkeden 148 yarışmacının katılımıyla Gündoğan Baia Otel’de yapıldı. Türkiye, kupaya 7’si bayan toplam 17 sporcuyla katıldı. Kupada Almanya, Avusturya, İngiltere, Sırbistan, Yunanistan, Norveç, Azerbaycan, Slovakya’dan sporcular da mücadele etti. Milli takımlar Başantrenörü Tolga Korkusuz bu kupanın 2010 yılında düzenlenecek Dünya Şampiyonası’na hazırlık niteliği taşıdığını belirtti. Korkusuz, milli takımın, Bodrum’daki organizasyondan sonra Almanya’da düzenlenecek bir turnuvaya daha katılacağını bildirdi. Kupada farklı kategorilerde, Türkiye’den Aysel Özgan birincilik, Cevat Karagöl ikincilik, Korhan Yamaç ise üçüncülük derecelerini elde etti.

DÜNYA BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ GÜNÜ

Dünya Basın Özgürlüğü Günü olan 3 Mayıs’ta, Bodrum’da bazı belediyeler basın mensuplarını ağırladı. 3 Mayıs Pazar günü sabahı Bitez Belediye Başkanı İbrahim Çömez, Bitez Belediyesi İskele Kafe’de basın mensuplarıyla kahvaltıda bir araya geldi. Yalıkavak Belediye Başkanı Mustafa Saruhan da, Bodrum Yarımadası’ndaki basın mensupları için Sait Restoran’da bir akşam yemeği düzenledi.

Mayıs’ta gerçekleşti. Yıllardır artan katılımla geleneksel hale gelen trofe, bu yıl 7 ayakta IRC Inshore sınıfında 26, IRC Offshore sınıfında 42 teknenin katılımıyla, toplam 68 teknenin mücadelesine sahne oldu. Marina Yacht Club’da düzenlenen kapanış ve ödül töreninde 2009 Wings Trofesi’nin tüm ayaklarında dereceye girenler kupalarını aldı. Trofe Kupası’nın sahibi Caramio-Cafe Crown teknesine kupası B.A.Y.K. Komodoru Ömer Karacalar tarafından verildi. Yelkenciler 7 ayağın yorgunluğunu Fatih Erkoç dinletisiyle attı.

ÖĞRENCİLER AKUT’U TANIYOR

BODRUM – KOS KÜLTÜR BULUŞMASI

AKUT Bodrum Ekibi gönüllüleri, okullardan gelen talepler doğrultusunda seminerler düzenleyerek öğrencileri AKUT’un faaliyetleri, amacı hakkında bilgilendiriyor. 1996 yılından bu yana gönüllülük esasına göre insanların yardımına koşan AKUT Arama Kurtarma Derneği, öğrencilere tanıtılıyor. 31 Mayıs 2008’de kurulan AKUT Bodrum Ekibi son olarak Turgutreis Sabancı Lisesi’nde yaklaşık 200 kişilik bir öğrenci grubu için Bir Sivil Toplum Örgütü Olarak AKUT konulu bir seminer düzenledi ve deprem hakkında bilgiler verdi. Ayrıca öğrencilere, AKUT Arama Kurtarma Derneği tarafından hazırlanan “Deprem Eğitimi El Kitabı” da dağıtıldı.

Organizasyonu Bodrum Dans Kulübü tarafından yapılan “1. Bodrum-Kos Kültür Buluşması” 9–10 Mayıs tarihlerinde Yunanistan’ın Kos Adası’nda gerçekleşti. Bodrum Dans Kulübü SİRTAKİ kursu dansçılarının, canlı müzik eşliğinde Yunanlılar için hazırladığı Sirtaki gösterisi, adada yaşayan Yunanlılar tarafından ilgiyle ve coşkuyla izlendi. Bodrum Dans Kulübü’nden Kos Adası’nda Çökertme kursu vermek üzere eğitmen talebinde de bulunan Yunanlılar, gelecek yıl Bodrum halkına Çökertme gösterisi yapacaklarını belirtti. Bodrum Dans Kulübü Başkanı Fatih Özvezneci, Bodrum – Kos Kültür Buluşması’nın amacına ulaştığını, bu etkinliği gelecek yıl da düzenleyeceklerini bildirdi.

KAYBOLAN DEĞERLER, DİBEKLİHAN’DA

Dibeklihan’da, 2009 yılı sanat etkinlikleri çerçevesinde, Anadolu’da Kaybolan El Sanatları ve Yaşatanlar seri sergilerinin ikincisi “Anadolu’da Çini, Seramik-Kap Kacak” adıyla 15 Mayıs’ta açıldı. Sergi 18 Haziran’a kadar görülebilir.

BODRUM’DA BASKETBOL KAMPI

Türkiye’nin önde gelen antrenörlerinin bir arada eğitim verdiği Beyaz Gölge Basketbol Kampı bu sene 21 Haziran’da Bodrum’da başlıyor. Üçüncüsü gerçekleşecek büyük organizasyonda,

TEKNE TASARIM ve HIZ YARIŞMASI

MÜZELER HAFTASI KUTLANDI

Bodrum Marmara Koleji lise öğrencileri, kendi ürettikleri güneş enerjisiyle çalışan uzaktan kumandalı tekneleri yarıştırdı. 112 öğrencinin toplam 25 grup halinde katıldığı Bodrum Marmara Koleji Fizik Kulübü’nün düzenlediği 1. Bilim Şenliği Güneş Enerjili Tekne Tasarım ve Hız Yarışması 13 Mayıs 2009 Çarşamba Günü Kolej Havuzu’nda öğrenci, öğretmen ve velilerin katılımıyla gerçekleşti. Tasarım ve hız olmak üzere 2 kategoride yapılan yarışmadaki tekneler, konunun uzmanlarından oluşan bir jüri tarafından değerlendirildi.

18 – 24 Mayıs Müzeler Haftası Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’nin düzenlediği etkinliklerle kutlandı. Etkinlikler, açılış kokteyli, “Süngerden, Bodrum Sualtı Arkeolojisine” adlı fotoğraf sergisi, Barok müzik dinletisiyle başladı. Kutlamaların ilk gününde kale saat 23.30’a kadar ziyaretçilere açık kaldı. Devam eden günlerde rehber eşliğinde Kale ve Mousoleum Gezileri düzenlendi. Kale Arkeologları ve öğretim üyeleri tarafından İngiliz Kulesi’nde Menderes Magnesia’sı Antik Kenti, Midyat Sivil Mimarisi, Truva, Ege’nin Kayıp Denizciliği konulu konferanslar verildi. Dünya kültür mirasının korunması ve müzeciliğin tanıtılması amacıyla UNESCO tarafından tüm dünyada “Müzeler Günü” ilan edilen 18 Mayıs’ı içine alan hafta, Türkiye’de 1982 yılından beri “Müzeler Haftası” olarak kutlanıyor.

TROFE KUPASI, CARAMİO-CAFE CROWN’UN

Milta Bodrum Marina ve Bodrum Açıkdeniz Yelken Kulübü (BAYK) işbirliğiyle kış aylarında düzenlenen “2009 Wings Kış Trofesi” yelken yarışlarının VII. ve son ayağı 16- 17

44


sporcular sabah ve akşam yapacakları antrenmanlarla basketbolun inceliklerini öğrenecek, orijinal pozisyonlarına göre antrenmanlar yapacak, özel kondisyonerlerle Kişisel Fiziksel Gelişim çalışmaları yaparak kamp sonrası çalışmalarını programlayabilecek. Kampta yurt içi ve yurt dışından önemli basketbol adamı ve basketbolcular eğitmenlik yapacak. Bodrum Marmara Koleji’nin ev sahipliği yapacağı Beyaz Gölge Basketbol Kampı tarihleri 1. dönem için, 21 Haziran - 27 Haziran, 2. dönem için 28 Haziran - 4 Temmuz, 3. dönem için ise 13 Temmuz - 19 Temmuz. Ayrıntılı bilgi için: 312 481 32 33 - kamp@beyazgolge.org

BASKETBOLDA DÖRDÜNCÜLÜK

MATCH RACE CUP BODRUM’DA

Geçen yıl ilki gerçekleştirilen ve Türkiye’de yapılan, Match Race yarışlarının en kapsamlısı olan Match Race Cup, Türkiye 2009’un ilk ayağı, 29– 31 Mayıs tarihleri arasında Bodrum’da gerçekleştirildi. Bodrum Cruise Port’ta yapılan ilk ayakta, yarışmacılar 29 Mayıs Cuma günü antrenman yaparak, yarışacakları tekneleri ve parkuru tanıdı. Cumartesi günkü grup elemeleri sonrasında yelkenciler, 31 Mayıs Pazar günü kupalar için denize açıldı. Match Race Cup’da ekipler, Dufour 30 teknelerle yarıştı. Match Race Cup 2009, yarışlarının diğer ayakları, 26-28 Haziran 2009 ve 21-23 Ağustos 2009 tarihlerinde yine Bodrum’da yapılacak. Türkiye’deki tanınmış dümenci ve ekiplerin katılacağı yarışmalarda, üçayak sonunda en çok puanı toplayan takım, trofe kupasını alacak. lerin Bodrum’un sorunlarına ve ihtiyaçlarına yönelik fikirlerini ve projelerini şehri yöneten liderlerle paylaşması ve “çözüme ortak olmak için” güç birliği oluşturması.

MARİNA YACHT CLUB’DA YAZ BİR BAŞKA

TILSIM’DA HAZİRAN AYI

Maltepe Üniversitesi Bodrum Marmara Koleji Spor Kulübü Kız Basketbol Takımı 15 – 19 Nisan tarihleri arasında Zonguldak’ta yapılan Anadolu Şampiyonası’nda birinci olmuş ve ardından Türkiye Şampiyonası için antrenmanlarını sürdürmüştü. 12 – 17 Mayıs 2009 tarihlerinde Samsun’daki Türkiye Şampiyonası’na katılan takım başarılı mücadelesini sürdürdü ve Türkiye Dördüncüsü oldu. GENÇ GİRİŞİMCİLER BODRUM İÇİN BİR ARADA

2005 yılından beri Bodrum Ticaret Odası bünyesinde ticari ve sosyal konularda toplumsal fayda amacı güden çalışmalar yapmakta olan Bodrum Ticaret Odası Genç Girişimciler Danışma Kurulu 27 Mayıs’ta, Bodrum Gençliği Stratejik Gelecek Toplantılarının üçüncüsünü düzenledi. Toplantıda, Mehmet Kocadon ve gençler fikir alışverişinde bulunarak Bodrum’un ihtiyaçlarına, daha adil bir rekabet ortamı yaratılmasına, kültürel değerlerin Bodrum’un tanıtımında daha aktif olarak kullanılmasına yönelik fikir ve projeleri tartıştı. 2008 yılından beri seri olarak devam eden toplantıların amacı; Bodrum’da yaşayan, çalışan genç-

Tılsım Shop’n Art Cafe 1–15 Haziran tarihleri arasında Gülçin Günaydın’ın özgün baskı çalışmalarına ev sahipliği yapıyor. Haziran sergileri Asiye Aytan’ın 16–30 Haziran tarihleri arasındaki sergisiyle devam edecek. Sergiler her gün 10.00–22.00 arasında görülebilir. Ayrıca Haziran Ayı boyunca Viyana Güzel Sanatlar Fakültesinde resim eğitimi alan, yurt içinde ve yurt dışında birçok sergide resimleri bulunan Ayşegül Öneren, resme giriş, resmi geliştirme, resim teknikleri, suluboya, yağlı boya konularında, meraklılarıyla beraber atölye çalışmaları gerçekleştirecek. Ayrıntılı bilgi için:385 24 61 – tilsimshop@gmail.com

Marina Yacht Club Bodrum 30 Mayıs’ta Zeynep Casalini ile yaz sezonunu açtı. Haftanın yedi günü kaliteli müziğin adresi olacak Marina Yacht Club’ da 1 Haziran’dan itibaren, her Pazartesi - Salı Fatih Erkoç ve orkestrası, cazdan, 70 ve 80’li yılların klasiklerine kadar uzanan zengin repertuarlarıyla, her Çarşamba ise efsane orkestra Lokomotif, soft rock tarzındaki 70’lerden 90’lara uzanan klasik repertuarları eşliğinde müzikseverlerle buluşacak. Yeni jenerasyon Türk Caz Piyanistleri’nin ve kompozitörlerinin başında gelen Selen Gülün ve güçlü vokal Sibel Tüzün, kontrbas’ta Efecan Tuncer, davulda Ediz Hafızoğlu’nun eşlik ettiği özel bir caz projesiyle Perşembe ve Cuma geceleri, Zeynep Casalini ve ekip arkadaşları ise her Cumartesi ve Pazar müzikseverlere unutamayacakları geceler yaşatacak.

CASA DELL’ARTE YAZ SERGİLERİ

Casa Dell’Arte Bodrum, 2009 yaz sergilerine “Emine Ceylan Seçkisi” fotograf sergisiyle 16 Mayıs’ da başladı. Emine Ceylan, Bodrum-Torba’ da ki Casa Dell’Arte Galeri’ de ilk defa açtığı sergide şimdiye kadarki çalışmalarından bir çeşitleme yapıyor. 1984’ten itibaren fotoğraf çalışmalarına eğilen, Son sergisi ‘Babam İçin’ i senarist, yönetmen, fotoğrafçı olan kardeşi Nuri Bilge Ceylan ile Milli Reasürans’ta 2008’de gerçekleştirdi. Emine Ceylan’ın fotoğrafları ve fotoğraf kitapları dışında Norgunk Yayınları’ndan çıkmış “Kış Yolculuğu” adlı öykü kitabı da mevcut. 25 Haziran’a kadar açık olacak sergide Emine Ceylan yapıtları, her gün 17.00’den sonra Casa Dell’arte Galeri’ de görülebilir.

45


Bodrum’un Gazetesi

MAYIS 1985

HAFTADA BİR CUMA GÜNLERİ YAYINLANIR

30 Lira

Merhaba Kurucusu: Ender Uslu

Cumhurbaşkanı Kenan Evren Bodrum’u Ziyaret Etti Cumhurbaşkanı Kenan Evren geçtiğimiz Salı günü turizm mevsimini açmak ve incelemelerde bulunmak üzere kentimize geldi. Cumhurbaşkanı Evren’i KKK Eğitim Tesisleri’nde Kaymakam Şükrü Tezer, Belediye Başkanı Cevat Bilkiç ve öteki yerel yöneticiler karşıladı. Kentimizde Belediye Meydanı’nda hazırlanan kürsüde Bodrumlular’a hitaben bir konuşma yapan Evren, konuşmasında 1967 yılında Kıbrıs olayları nedeniyle Bodrum’a geldiğini, o sıralarda çok az miktarda otel ve pansiyon olan Bodrum’da turizmin gelişmesini memnuniyetle gördüklerini söyledi. Pansiyonculuğun geliştirileceğini ve teşvik edileceğini de sözlerine ilave eden Evren, daha sonra kaleye giderek ilgililerden kale ve müze hakkında bilgi aldı. Lisede de incelemeler yapan Cumhurbaşkanı öğrencileri yetersiz buldu. Geceyi Eğitim tesislerinde geçiren Cumhurbaşkanı Evren Çarşamba günü saat 10.00’da Bodrum’dan ayrılarak Dalaman’a gitti.

Antik Kent Yağmacılığı Artıyor mu? Erol Özkan Anadolu’da son yıllarda girişilen en acımasız en bilinçsiz kültür soygunculuğu,

Ege kıyı şeridi boyunca yer alan eski yerleşmelerin, antik sitelerin durmadan tahrip edilmesi olayıdır. Bir daha yerine konması kesinlikle imkansız bir yok etme girişimidir antik kent yağmacılığı. Yıllardır üzerinde durduğumuz konuşa konuşa dilimizde tüy bittiği makinelerde şeritlerin eskidiği bu son derece önemli kültür sorununun son yıllarda ulaştığı boyutlar akıl alamayacak düzeydedir ne yazık ki. Para babalarının, göbekli arsa spekülatörlerinin, yap – satçıların çöreklendiği el attığı kıyılardaki eşsiz tarihsel değerlerimiz, kişilerin ve kuruluşların istekleri doğrultusunda yok edilmekte, binlerce yıllık kalıntılar birkaç ay içinde eritilmektedir. Sadece bu kadar mı, hayır! İşin asıl üzücü yanı giderek artan bir kültürsüzleşme ya da var olan değerlerin yitirilmesi meselesidir. Anadolu binlerce yıllık kültür değerleriyle koca bir dünyadır. Özellikle Ege Uygarlığı’na ve Akdeniz’in antik dünyasına açılan gizemli bir kapıdır Anadolu. Üzerinde ciltler dolusu eserler yazılmış ve yazılacak olan uygarlıklarımız ne yazık ki günümüzde bilinçsizce girişilen talanlara hedef olmaktadır. Bu işlerin ne derece dallanıp budaklandığını sayacak olursak, bu sütunlar kafi gelmez anlatacaklarımıza… Kısaca özetlersek mesela geçen yıl İzmir Çeşme Yöresi’ndeki antik kentlerin birçoğu büyük tahripler gördü. Lebedos, Notıon Aerai, Pygela, Myonnessos gibi önemli İon Şehirleri bunların en belli başlıları. Daha yukarıda İzmir Aliağa civarındaki Kyme, Myrina, Gambrion, Eleia da durmadan kazmalanıp yok edilmeye çalışılanlardan. Eğer Bodrum’a, Karya’nın eşsiz değerdeki antik kentlerine giderseniz göreceğiniz gerçek büsbütün yürekler acısıdır. Mesela son günlerde “Merhaba”da okuduğunuz Bargilya katliamı bunların en son örneği. Karya’da yıllarca araştırma yapan Ramsay’ın olsun, L. Robert ya da daha birçok bilginin dolaştığı, saptadığı bu şehre ilişkin izlerin yok olması kadar utanç verici ne var? Bu şehirde son yıllarda İstanbul Teknik Üniversite öğretim üyelerinden Mükerrem Anabolu araştırma yapıyordu. Eğer hoca bu yaz gelirse iki yıl öncesine kadar sapasağlam duran çok şeyin yok olduğunu görürse kim bilir nasıl üzülecektir. Bugün Bargilya’da ya da Gölköy’de olup bitenler, Gümüşlük’te veya Leleg yerleşimlerinde ay ışığında mezar açanların, duvarları yerle bir edenlere engel olunmalıdır. Bu her şeyden önce bir ulusal kültür sorunudur. Bizden önceki kuşakların, kavimlerin yok edemediğini, bugün turizm adına kollarını sıvayanlar, çirkin tesisler, para babaları eritmektedir. Deniz kenarlarında doğayla karışmış tarihsel mirasımız bu toprakların en değerli süsüdür. Ancak bunu gözü para hırsıyla parlayan şişkin cüzdanlı, kalın enseli tüccarlara nasıl anlatırsınız? Zaten işin zor yanı bu değil mi? Turist ülkemize sadece denize girip, kumda uzanmaya gelmez. Esasen görmek istediği şey tarihi eserlerdir. Ellerinde kitaplar ve haritalarla dağ taş demeden bin bir güçlük içinde kafalarında yaşattıkları antik çağı taşlaşmış bir güzellikte bulmak sevdasıyla dünyanın öteki ucundan kalkıp gelenlere gösterecek bir şeyimiz kalmazsa siz o zaman seyredin zavallılığımızı bilinçsizliğimizi…

1980/1991 yılları arasında yayınlanan Bodrum’un Haftalık Gazetesi MERHABA’nın arşivinden derlenmiştir.

46 BODRUM


BODRUM

Kim? Ne? Nerede?

KENT REHBERİ SAYFALARI ekonomik ilan tarifesiyle sizi de hedefinize ulaştırır. Yeni müşteriler edinmenizi sağlar. Tel: 313 56 66

& GEREKLİ TELEFONLAR

f SAĞLIK

ELEKTRİK ARIZA 186 - 316 12 11 316 11 12 GÜMRÜK 156 JANDARMA İMDAT LİMAN BAŞKANLIĞI 316 10 98 316 18 60 MİLTA MARİNA 316 10 01 KAYMAKAMLIK 313 08 86 METEOROLOJİ MÜZE MÜDÜRLÜĞÜ 316 10 95 316 12 12 PTT PASAPORT BÜROSU 316 12 15 POLİS İMDAT 155 - 316 10 05 316 12 18 POLİS / GÜMBET 177 ORMAN YANGIN 316 26 37 OTOGAR 313 42 00 SAHİL GÜVENLİK 316 27 66 SAHİL RADYO 112 SIHHİ İMDAT 185 - 316 50 13 SU ARIZA 154 - 316 80 80 TRAFİK TUR. BÜROSU BODRUM 316 10 91 TURGUTREİS D MARİN 382 90 65 YALIKAVAK Tur.Bürosu 385 44 65 YALIKAVAK MARİNA 385 38 60 110 - 316 10 71 YANGIN 523 01 01 BODRUM-MİLAS HAVAALANI 313 42 24 BODRUM BÜLTEN

n AMBULANS SOS 0212 505 72 72

n BELEDİYELER 316 10 09 BODRUM 313 19 05 TEMİZLİK İŞLERİ 153 - 316 11 85 ZABITA 363 82 96 BİTEZ 319 19 43 KONACIK 357 79 10 GÖLTÜRBÜKÜ 394 44 80 GÜMÜŞLÜK 387 78 95 GÜNDOĞAN 373 52 00 MUMCULAR 358 53 70 ORTAKENT 382 30 19 TURGUTREİS 368 98 29 YALIÇİFTLİK 385 49 22 YALIKAVAK

n HASTANELER POLİKLİNİKLER TÜM HASTANELER İÇİN TEK TELEFON - 444 0 911 BASINÇ ODASI - 313 14 20 BODRUM KALP HASTALIKLARI MERKEZİ - 316 54 64 DEVLET HASTANESİ 313 14 20 (6hat) BODRUM SAĞLIK OC - 316 13 53 GÜMÜŞLÜK SAĞLIK OC -3943724 MUMCULAR SAĞLIK OC-3735040 OMEGA KLİNİK TANI LABORATUARI - 316 80 84 ORTAKENT SAĞLIK OC - 358 5027 ÖZEL BODRUM HAST. - 313 65 66 SSK DİSPANSERİ - 313 32 95 UNIVERSAL HOSPITAL -319 15 15 C. Şakir Mh. Gavaklı Sarnıç Cd. CLINIK INTERNATIONAL 313 30 30

n AHŞAP 363 86 77 BODRUM MUTFAK Atatürk Blv. Yahya Çavuş Cd. No.4 Konacık

n DİŞHEKİMİ Dr. Dt. BANU ERDOĞAN ARAS Ortodontist - 313 58 84 Çarşı Mh. Artemis Cd.8 Bodrum CANA URAL YİĞİTER - 317 04 05 Severcan Cad. Bodrum Dr. Dt. FÜSUN NALBATOĞLU 316 14 81 Cevat Şakir Cad. Bodrum Diş Dr. GÜLTEN ÇOK - 316 61 60 M. CENGİZ ALTIPARMAK 313 17 73 Cevat Şakir Cad. 94/B Bodrum Diş. Hek. RIZA ÇINAROĞLU 313 10 07 Atatürk C.32Bodrum Dr. Dt. TUNÇ AKMAN - 316 86 56 Ortodontist Atatürk Cad. 48/C

%

j ULAŞIM

n HAVA ULAŞIMI BODRUM HAVAALANI 523 01 01 BODRUM HAVAALANI THY 523 01 29 THY / OASİS 317 12 03 - 04 HAVAŞ 313 89 72 - 523 00 40 BODRUM RENT A CAR 317 15 55 Onur Air, Atlas Jet WHISKY TRAVEL YACHTING Atlas Jet. Fly Air, Onur Air İnönü C. 27/1 Gümbet 3165057

n OTOBÜS KAMİL KOÇ 313 04 68 KARADEVECİ 316 25 60 PAMUKKALE 316 13 69 VARAN 316 78 49 - 313 21 44 ULUSOY 313 01 67 - 317 16 40 n DENİZ ULAŞIMI BODRUM EXPRES 316 10 87 BODRUM FERİBOT 316 25 78 DEVLET DENİZ 316 17 81 YOLLARI FAHRİ KAPTAN 316 18 08 MEANDER 316 50 26

ÇEŞİTLİ

n AKARYAKIT ARMADA / MOİL - 363 87 00 Açıkkırlar Mevkii Konacık PAŞALILAR - 363 83 93 Atatürk Bulv. No:167 Konacık n AMBALAJ HAKAN AMBALAJ - 319 03 00 Atatürk Bulv. No:65 Konacık MAVİ AMBALAJ - 385 35 64 Atatürk Cad. 24/B Yalıkavak

n AYDINLATMA LAMBACI PRO-YAPI - 317 07 33 n AYAKKABI ÇANTA HAAN - GAR - 317 18 61 Kıbrıs Şehitleri Cd. No: 174 STONE ROCK - 313 89 85 Bodrum Milta Marina YABAN COLLECTION - 316 20 01 Cumhuriyet Cd. 39-41 Bodrum n BASIMEVLERİ EKİN OFSET - 316 90 90 Yokuşbaşı Mevki Basın St. No:1

n DOKTOR Op. Dr. GÜROL ORAL K.B.B 316 59 27 Artemis Cd. Bodrum Dr. H. MUZAFFER BUYRUK 316 51 07 Davutlar Sok. 12 Bodrum

BODRUM

47


HALİKARNAS - 317 02 91 Temel Yapı İş Merk.No: B-6

ÖNCE SAĞLIK

n BASIN YAYIN BODRUM AJANS - 313 56 66 Caferpaşa Cd. 52/3 Bodrum BODRUM YARIMADA - 316 78 12 Yokuşbaşı Mevki Basın St. No1 KENT MEDYA GRUBU - 317 30 30 Kalekonut Sos.Tesisleri. Konacık n BİJUTERİ POZİTİF /OASİS - 317 22 29 n BİLGİSAYAR EGE BİLGİSAYAR - 317 00 62 TEKMAR - 313 0 444 Cevat Şakir Cad. No:113 n BRANDA ÇADIR DÖŞEME EGE BRANDA - 367 18 00 Torba Girişi Tansaş Yanı No:20 ESKİCİ - 316 84 34 MMM Migros Karşısı No:236/B n BUZ FİESTA BUZ - 316 84 03 Omurça M.Artemis C.33Bodrum n CAM AYHAN CAM - 313 40 39 Turgutreis Cd. 408/A Gümbet METİN CAM - 316 03 13 Sanayi Sitesi No:10 Bodrum ÖZKARDEŞLER - 385 34 40 Atatürk Cd. 151/B Yalıkavak n ÇİÇEK-BAHÇE DÜZENLEME EGE ÇİÇEK EVİ - 319 08 98 Atatürk Bulv. No: 17 Konacık n ÇOCUK YUVALARI KARTANESİ ANAOKULU - 3639514 Cumhuriyet Cd. 7 Bitez MAVİ ÇİZGİ - 316 08 87 Caferpaşa Cad. Kanlıdere Sok. No: 6 n DAYANIKLI TÜKETİM MALLARI DİNÇER/Arçelik - 316 77 45 Cevatşakir Cd. No:103 TOPANOĞLU - 317 14 60 Gümbet Kavşağı No:198/B

48 BODRUM Bülten

n DEKORASYON + DEKOR - 358 60 60 Cumhuriyet Cd. 100/B Ortakent AGORA LINE - 358 66 12 Kapuz Cad. No: 61 Ortakent BODRUM MOZAİK - 358 65 31 Balkanoğlu İş Merkezi Konacık DREAM HOUSE - 316 77 87 Dr. Mümtaz Ataman Cd. No:36 BODRUM MUTFAK - 363 86 77 Atatürk Bulvarı Yahya Çavuş Cad. No.4 Konacık DREAM HOUSE - 316 77 87 Dr. Mümtaz Ataman Cd. No:36 GALİPDOS - 387 96 51 Şehit Uğur Öztop Cd. Gündoğan İNKA DEKORASYON - 317 13 60 Atatürk Bulvarı Konacık Çarşısı No:16 YELKENLİ - 363 01 55 Pamir İş Merk. B/3 No5 Konacık n DERSHANE KURS AYKENT SÜRÜCÜ - 358 50 50 Cumhuriyet Cd. 47/1 Ortakent n DOĞRAMA ATÖLYELERİ ATÖLYE AHŞAP - 367 14 45 İsmet İnönü Cad. No:3 Torba n DÖŞEMELİK PERDELİK APRE - 317 12 52 Jandarma Kavş. No:6 Konacık DOST TİCARET - 319 00 26 - 27 Akatürk Bulvarı No:11 Konacık GÜLÇE - 385 27 75 Şeyhülislam Cd. 27/2 Yalıkavak PERMODA - 385 27 91 Marina 3 kapı karşısı Yalıkavak n EĞİTİM KURUMU MARMARA KOLEJİ - 358 61 13 Ortakent Bodrum n ELEKTRİK ELEKTRONİK İLTEK - 316 27 06 Türkkuyusu Cd. No: 76 B Blok D: 2 TELCOM - 319 25 45 Otim İş Merk. 300/1 n EMLAK KEMALOĞLU - 387 79 52 İnönü Caddesi 102/B


RESTAURANT CAFE & BAR

Gökçebel Yalıkavak MAVİ EMLAK - 313 03 00 Azmakbaşı 22 Bodrum TEPE EMLAK - 317 13 05 Oasis Alışveriş Merkezi Bodrum TURYAP BİTEZ - 363 90 72 Bitez Kavşağı 216 Kat:1 Bodrum TURYAP TURGUTREİS - 382 43 17 Turgutreis Marina n FOTOĞRAF ENİS UMULER - 313 24 04 MESUT İNSANLAR - 313 24 04 Nazlı Vural Sk. No:4 Azmakbaşı n GIDA - İÇECEK TOPTAN GÜNTOP - 363 88 18 Podium Çarşısı Karşısı Konacık HÜRTOP - 363 83 21 Açıkkırlar Mevkii Konacık PAMUKKALE ŞARAPLARI 319 27 00 Sadi Irmak Cd. No: 19 Gümbet n GİYİM MAYORAL / OASİS - 317 07 97 PATİ (0-14 yaş) - 317 00 32 Oasis Alışveriş Merkezi n GÖZLÜK OPTİK ÇAĞDAŞ OPTİK - 385 51 72 Atatürk Cd. No: 56/A Yalıkavak n GÜVENLİK SİSTEMLERİ BODRUM BEKÇİSİ - 313 0 313 Yokuşbaşı Mh.Milas Cd.Bodrum n GÜZELLİK MASAJ NATUREL GÜZELLİK - 316 99 14 Neyzen Tevfik Cd.Cizdar Sk.No2 TRIM SLIM - 317 10 02 Konacık Yokuşu Estia Çarş. n HAFRİYAT ENSA - 319 10 10 Atatürk Bul. No:109/A Konacık n HEDİYELİK ADA HEDİYELİK - 313 01 19 Dr Alimbey Cd.Çarşı Mh. No:21 ÇOCUK DÜNYASI - 317 05 03 Oasis Alışveriş Merkezi

TILSIM - 385 24 61 Yalıkavak Marina C kapısı VİVALDİ - 316 71 79 Dr. Alim Ekinci Cd. No: 33 n ISITMA SOĞUTMA AEG PROTECH - 358 62 62 Cumhuriyet Cd. No:4 Ortakent n İLAÇLAMA MHA-TÜRK - 319 49 43 C.Şakir M.A. Yesevi Sk. Gümbet TEKNOPEST - 317 06 60 Jandarma Kavşağı B/2 Konacık n İLETİŞİM SİSTEMLERİ ESVEN KAREL - 319 62 62 Atatürk Bulvarı No:1 Konacık FEZA NET - 313 19 03 TÜRKTEL - 319 62 62 Atatürk Bulvarı No: 1 Konacık n İNŞAAT ASA MİMARLIK - 385 23 78 Bodrum Cad. 22 Yalıkavak AYAN İNŞAAT - 385 20 56 Atatürk Cd. No:16/A Yalıkavak EFE MÜHENDİSLİK - 363 79 41 Atatürk Cad. 30 Bitez KEMALOĞLU - 387 79 52 İnönü Cad. 102/B Gökçebel/Yalıkavak KIRBEYİ MİMARLIK - 363 91 52 Podium İş Merk. karşısı Konacık PENN İNŞAAT - 367 14 11 Rıza Anter Cd. No: 64 Torba TPD MÜHENDİSLİK - 319 01 49 Açıkkırlar Mevk. Konacık n KARGO TAŞIMACILIK BODRUM NAKLİYAT - 313 18 88 Süleymanoğlu İşHanı No37Kat2 n KATERİNG & ORGANİZASYON EDA HAVAİ FİŞEK - 319 64 64 Mandıra Tepesi 1523 Sok. No:7 DREAM HOUSE - 316 77 87 STAR LIFE - 313 18 21 Caferpaşa Cad. 54/B Bodrum n KÖPEK ÇİFTLİĞİ TURGUTREİS COUNTRYRANCH 382 56 54 İslamhaneleri

Bülten 49

BODRUM


n KURU TEMİZLEME ve ÇAMAŞIRHANE ECE - 313 43 93 MMM Migros Karşısı Bodrum İRFAN - 313 77 81 MMM Migros Karşısı No: 234 n MOBİLYA + DEKOR - 358 60 60 Cumhuriyet Cd. 100/B Ortakent ATÖLYE AHŞAP - 367 14 50 İNKA DEKORASYON - 317 13 60 Atatürk Bul. Konacık Çar.No:16 BODRUM MUTFAK - 363 86 77 Atatürk Bulvarı Yahya Çavuş Cad. No.4 Konacık n MUTFAK BODRUM MUTFAK - 363 86 77 Atatürk Bulvarı Yahya Çavuş Cad. No.4 Konacık n OTEL ve BAR EKİPMANLARI BODİNOKS - 316 33 83 Yokuşbaşı Mh. No:138 GASTRO - 319 07 13 Atatür Bul.Öziçi Mev. 28 Konacık n OTEL - MOTEL APART BİTEZ GADRDEN LİFE- 363 98 70 Bergamot Cd. No:52 Bitez EL VİNO - 313 87 70 Omurça Mh. Pamili Sk. Bodrum GÖLKÖY SUITES - 357 79 81 Akdeniz Cad. 33 Sok. No: 5-7 Göltürkbükü HOTEL DELFİ - 316 40 85 Omurça Mah. Dere Sk. No:57 KARIA PRINCESS - 316 89 71 Canlı Dere Sok. No: 15

50 BODRUM

n OTO KİRALAMA AKUSTİK - 444 08 48 Neyzen Tevfik Cad. 146 Bodrum BODRUM RENT A CAR 317 15 55 OASİS Alışveriş Merkezi Bodrum SET CAR RENTAL - 313 41 28 Cevat Şakir Cd. 48 Bodrum WHISKY TRAVEL YACHTİNG 316 50 57 İnönü Cad. 32/C Gümbet

LA PASION - 313 45 94 Atatürk Cad. Uslu Sok. No: 8 Bodrum MARİNA YACHT CLUB 316 12 28 Neyzen Tevfik Cd. Milta Marina MEMEDOF - 313 42 50 Neyzen Tevfik Cd. No: 234 ŞECİ - 358 60 30 Cumhuriyet Cad. Armutalan Sok. No:9 Ortakent TATLI KAŞIĞI - 317 30 38 Oasis Alışveriş Merkezi

n REKLAM AJANSI AKTÜEL - 316 15 22 Turgutreis Cad. 257/A Gümbet BODRUM AJANS - 313 42 24 Caferpaşa Cad. 52/3 Bodrum GIRAS REKLAM - 316 71 25 Kıbrıs Şehit. Cd.267/A Bodrum

n SAĞLIK HİZMET ve MALZEMELERİ BIOREZONANS - 319 42 96 Atatürk Bulv. No:7 Konacık BODRUM İŞİTME CİHAZLARI 316 80 83 Caferpaşa Cd. 26/B

n RESTAURANT ALLATURCA - 316 81 81 Bodrum Milta Marina BARBELLA - 316 77 87 Dr. Mümtaz Ataman Cd. No:36 CHINESSE INN/OASİS - 317 11 16 COUNTRYRANC - 382 56 54 İslamhaneleri Turgutreis DENİZHAN - 363 76 74 Turgutreis Yolu Üzeri Konacık EVGENIA - 0533 305 54 19 Paşatarlası No:25 FENER RESTAURANT - 393 63 93 Kemer Mevkii Akyarlar GÖLKÖY SUITES - 357 79 81 Gölköy Yalı KARA BALIK - 374 51 51 19 Mayıs Cd. No:10 Güvercinlik KEFİ - 313 61 30 Kale Cd. Banka Sok. No:5 KIMIZI - 316 49 18 Neyzen Tevfik Cd. No:38 KÖŞEM - 348 36 66 Yali Mevki No:2 Ortakent

n SANAT GALERİLERİ BODRUM BELEDİYE - 316 77 18 BETTİNA - 369 25 04 CAM SANAT - 316 93 23 CASA DELL’ARTE - 367 18 48 EV + GALERİ - 319 56 63 Pedasa Evleri 3 Blok 4 Konacık GALERİ ARTEO - 316 10 56 GALERİ METİN CAM - 316 03 13 Sanayi Sitesi No:10 Bodrum GÜMÜŞLÜK AKADEM 394 31 78 GÜMÜŞLÜK BELED - 394 44 80 HALİKARNASSOS - 358 61 13 HALUK ELBE - 316 25 16 JAZZ NOW / OASİS - 317 20 57 KAYNAK - 363 95 13 MESUT İNSANLAR - 313 24 04 NUROL KÜLTÜR MERKKEZİ 317 35 49 NT GALERİ - 316 33 31 OSMANLI TERSANESİ - 316 18 60 RIFART - 0 532 431 09 79

TILSIM - 385 24 61 TRANÇA - 316 67 16 n SİGORTA ŞİRKETLERİ DENİZYILDIZI - 363 84 35 Pamir İş Merkezi B6 Blok No: 10 Konacık MAVİ BEYAZ - 313 84 07 Cevat Şakir Cad. No: 56 Kat:1 n SİNEMA CINE MARINE - 317 00 01 n SPOR TESİSLERİ BODRUM GOLF CLUB - 313 GOLF Kemer Mevk. Ortakent BODRUM MARİNA - 316 18 60 Neyzen Tevfik Cad. No: 5 COUNTRYRANCH - 382 56 54 Piren Cad. No: 15 İslamhaneleri VITAPARK GOLF - 524 53 33 Tuzla Ova Mevk. No: 23 Milas n SÜT, YAN ÜRÜNLER ÇINGILOĞLU - 319 2582 Atatürk Cad. Belediye Karşısı Konacık n TAKI TASARIM CANŞUİ - 313 42 24 Caferpaşa Cd. No:52/3 n TEMİZLİK HİZMETLERİ BEYAZ TEPE - 316 20 16 Turgutreis Cad. No: 258 MHA-TÜRK - 382 82 38 Cevat Şakir Cad. No: 325/1 Gümbet ERGUVAN TEMİZLİK - 387 77 24 Gündoğan Tepe Villaları No: 9


YAPI DEKORASYON

BODRUM

51


n TEMİZLİK MALZEMELERİ FABER BODRUM - 319 42 12 Kıbrısşehitleri Cad. 339 Yeniköy ERGUVAN TEMİZLİK - 387 77 24 Gündoğan Tepe Villaları No: 9

n WEB TASARIM DYNAMIC WEB - 316 53 01 Cevatşakir Cd. No:117 YUNUS ARSLAN - 316 95 53 Akçabük Sünger Sok.No:9

n TUHAFİYE ÇEYİZ GÜLÇE - 385 27 75 Şeyhülislam Cd. 27/2 Yalıkavak

BODRUM BEKÇİSİ - 313 0 313

n YANGIN SÖNDÜRME - ALARM - GÜVENLİK

n TURİZM SEYAHAT AKUSTİK Travel & Yachting 444 08 48 Neyzen Tevfik Caddesi 146 Bodrum BARBAROS YACHTING 316 39 19 Neyzen Tevfik Cad. 92 Bodrum WHISKY TRAVEL - 319 50 57 İnönü Cad. 32/C Gümbet n UNLU MAMULLER BODRUM BÖREK EVİ - 313 72 67 Sanayi Sitesi No:1 Bodrum n VETERİNER HEKİMLER AHMET KURT - 316 76 98 Caferpaşa Cad. 57 Bodrum BORA VETERİNER - 385 23 51 Naz Eser İş Merkezi Yalıkavak COUNTRYRANCH - 382 56 54 İslamhaneleri Turgutreis

52 BODRUM

n YAPI MALZEME SEV-SAN - 382 45 77 Sanayi Sitesi 13 Turgutreis ŞERİFOĞLU PARKE - 319 00 19 Konacık Rampası 354/A YELKENLİ - 319 12 35 Atatürk Bulv. 3 Konacık n PAZAR YERLERİ Bodrum yarımadasında haftanın yedi günü Pazar Yeri kurulur. Sadece Bodrum’da ki pazarda kumaş ve yiyecek ayrı günlerde, onun dışındaki yörelerde kurulan pazarlarda her şeyi birarada bulabilirsiniz. BODRUM / Salı (Kumaş Giyecek) Perşembe, Cuma (Yiyecek) BİTEZ / Çarşamba, Perşembe. GÖLKÖY / Salı GÜMBET / Pazar GÜMÜŞLÜK / Çarşamba GÜNDOĞAN / Çarşamba ORTAKENT / Çarşamba TURGUTREİS / Cumartesi AKÇAALAN / Salı TÜRKBÜKÜ / Pazartesi YALIKAVAK / Perşembe


BODRUM

53


net b@kış

CANSU TÜRKDOĞAN cansu@bodrumajans.com.tr

Matrak Görüntüler • İlginç Siteler • Farklı Görüşler • Gırgır Sözler

İLGİNÇ TASARIMLAR

BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ? n 1 saat süreyle kulaklıkla bir şey dinlemek kulaktaki bakteri sayısını 700 kat artırır. n Çakmak, kibritten önce bulunmuştur. n Parmak izleri gibi dil izleri de her insan için benzersizdir. n Kağıt para, sanıldığı gibi kağıttan değil pamuktan yapılır. n Dünyanın en genç üniversite öğrencisi 11,5 yaşındaki Ganesh Sittampalam’dı. n İlk yeraltı tünel 1 km. uzunluğunda yapılmış ve bundan 4 bin yıl önce Irak’ta Fırat Nehri’nin altından geçmiştir. n Paraguay dünyanın en yağışlı bölgesidir. Bölgede yağmur neredeyse ara vermez. n Dünyada 2000’e yakın halk var ve 3000’e yakın dil konuşuluyor. n Tarih boyu yapılmış savaşların en uzunu İngiltere ile Fransa arasında olmuştur. Bu savaş 115 sene(1338-1453) sürmüştür. n İnsanın saçında 102 bine yakın, derisinde ise 20 bine yakın kıl olur. Kıllar her gün 0.350.40 mm. uzar. n İngiltereli Thomas Korne’un 207 sene yaşadığı söylenmektedir. n İnsan vücudundaki en güçlü kas dildir. n Kadınlar erkeklere oranla iki kat daha fazla göz kırpar. n Soğan doğrarken sakız çiğnemek göz yaşarmasını önler. n Üzüm mikrodalga fırında patlar. n İnsan yılda en az 1460 rüya görür. n Çin’de İngilizce konuşan kişi sayısı Amerika’dan daha fazladır. n Elma, soğan ve patatesin tadı aynıdır. Fark sadece tamamen kokularından kaynaklanır. Aslında hepsi tatlıdır. n En uzun boylu insan 1940 yılında ölen 2,72 metre boyunda ABD’li R.P. Wadlow’dur. n Kibrit kutusu büyüklüğündeki altın külçesi, yufka gibi açılarak bir tenis kortu büyüklüğüne kadar yırtılmadan uzatılabilir. n İnsan daha çok oksijen alabilmek ve vücudundaki karbon gazını boşaltmak için esner. n İnsan bir günde 28-33 bin litre hava, 500-700 litre oksijen, 2 kilogram yiyecek tüketir. n Michel Jordan basketbol oynadığı yıllarda, Nike’den bir yılda, Nike’ın Malezya fabrikası personelinin hepsinden daha fazla para kazanıyordu. n ABD, Ohio’da lisans olmadan fare yakalamak yasaktır. n Aşık olduğumuzda beynimiz “phenylethylamine” üretir. Bu kalp atışınızı hızlandırır ve sizi mutlu yapar. Bu kimyasal madde çikolatada da vardır. n 1994 Dünya Kupası’nda, Bulgaristan futbol takımının 11 oyuncusunun hepsinin isminin sonu “OV” ile bitiyordu. n Birinci Dünya Savaşı’nda Fransa ülkedeki tüm taksileri devraldı ve askerler cepheye bu taksilerle taşındı. n Kahve sarhoş bir insanın ayılmasına yardımcı olmaz. Hatta çoğu zaman alkolün etkisinin artmasına yol açar. n İnsan uzun süre bir böbrek ve bir akciğerle, midesiz, dalaksız yaşayabilir, ama karaciğersiz bir dakika bile yaşayamaz. n Bir kilo limonda bir kilo çilekten daha fazla şeker vardır.

KADERİNİ SEV, BELKİ SENİNKİ EN İYİSİDİR... Deniz kıyısında bir ihtiyar taşçı kayayı yontmaktadır. Güneş onu yakıp kavurur. O da Tanrıya yakarır keşke güneş olsaydım diye. “Ol” der Tanrı. Güneş oluverir. Fakat bulutlar gelir örter güneşi, hükmü kalmaz. Bulut olmak ister. “Ol” der Tanrı. Bulut olur. Rüzgar alır götürür bulutu, rüzgarın oyuncağı olur. Rüzgar olmak ister bu kez. Ona da “Ol” der Tanrı. Rüzgar her yere egemen olur, fırtına olur, kasırga olur. Herşey karşısında eğilir. Tam keyfi yerindeyken koca bir kayaya rastlar. Ordan esen burdan eser, kaya banamısın demez! Bildiniz, Tanrı kaya olmasına da izin verir. Dimdik ve güçlü durmaktadır artık dünyaya karşı... Sırtında bir acı ile uyanır.... Bir ihtiyar taşçı kayayı yontmaktadır... “Amor Fati - Nietzsche”

54 BODRUM Bülten


ÇİZGİLİ DÜNYA zdir, rvetimi .. e s k ü y değil. z en bü Aklımı sulluk da ayıp k ama yo en t etmey . Hareke kına varamaz r a f rinin zincirle eğilsen arçası d dır. p r i b ün asısın Çözüm ir parç b n u n soru

HER ŞEY SANKİ DÜN GİBİ ALİ ULVİ / 1978

bil bildir w

Bodrum Karete Takımı’nın katıldığı Open Avrupa Kupası nerede yapılmıştır?

w

Dibeklihan’da Mayıs - Haziran aylarından devam eden serginin adı nedir?

w

Türkiye’nin tek odalı ilk oteli nerededir?,

w

Casa Dell’Arte 2009 Yaz Sergileri hangi sanatçının fotoğraf sergisiyle başladı?

w

Konacık’taki Kültürpark projesine göre, Kültürpark’ın kaç metrekarelik bir arazide yapılması planlanıyor?

Soruların doğru yanıtlarını sırayla, alt alta yazıp fax ya da e-mail yolu ile bize ulaştıranlar 2009 BODRUM AJANS İŞ REHBERİ’ne sahip olacak. • Fax: 316 44 42 • info@bodrumajans.com.tr • Caferpaşa Cad. 52/3 Bodrum

Bülten 55

BODRUM


DÜNDENBUGÜNE

BODRUM MANZARALARI

Fotoğraf: Yiğit UYGUR

56 BODRUM




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.