SAYI
145
EKİM/KASIM
2008
iÇiNDEKiLER
4
MERHABA / Demircan Türkdoğan
6
85. YIL COŞKUSU
8
KUTSAL TAPINAK GÜN IŞIĞINA ÇIKIYOR
10
20. BODRUM KUPASI
12
DÜNYA’DAKİ TEK ORGANİZASYON
14
TURİZME KAZANDIRILIYOR
17
OASİS BAYRAMDA NOSTALJİ YAŞATTI
18
BİR ZAMANLAR BODRUM
20
AYIN ANKETİ
24 28
İÇİMİZDEN BİRİ ALAÇATI
30
YENİLER - YENİLİKLER - YENİLENENLER
32
TOPLUM YAŞAM / Nurhan İbak
34
BİR ZAMANLAR / Bülent Akkurt
36
LALENİN ÖYKÜSÜ / Gülnar Önay
38
PARANTEZ / Hüsniye Kaya
40
MERHABA /Erdoğan Kayalar
43
BODRUM NE YAPTILAR SANA
44
KADINLIK
46
SAĞLIKLA KALIN / Elif Özçatı
48
LEZZET USTALARI
49
HABER TURU
55
KENT REHBERİ
64
NET BAKIŞ / Cansu Türkdoğan
40
6
43
16
8
12
24 www.bodrumajans.com.tr
32 info@bodrumajans.com.tr
Bülten
KÜLTÜR ve YAŞAM DERGİSİ
15. yıl BODRUMajans Yayın Grubu Adına Sahibi, Genel Yayın Yönetmeni:
DEMİRCAN TÜRKDOĞAN Haber Editörü: YİĞİT UYGUR Görsel Yönetmen: EMİNE İLKORUR Grafik Tasarım: BURCU COŞGUN TÜRKAN FIRAT Web Editörü: CANSU TÜRKDOĞAN Yayın Koordinatörü ÇAĞLA GÜNEŞLER Sayının Yazarları: BÜLENT AKKURT ERDOĞAN KAYALAR GÜLNAR ÖNAY HÜSNİYE KAYA KADER ONAY YEŞİM ONAY Kapak: KADER ONAY Halkla İlişkiler: CANSIN TÜRKDOĞAN Reklam Koordinatörleri: NURHAN İBAK ELİF ÖZÇATI ÖZGÜR ÜNLÜ BANU KAPLAN İletişim: Caferpaşa Cad. No: 52/3 48400 BODRUM Tel : 0.252. 313 42 24 313 56 66 Fax: 0.252. 316 44 42 info@bodrumajans.com www.bodrumajans.com.tr Baskı: Ankara Ofset ANKARA Yayın Türü: Yerel Süreli Basım Tarihi: 30/10/2008 Mavi Bakış Dergisi’nin ücretsiz ekidir. Yayınlanan yazıların sorumluluğu imza sahibine, yayınlanan reklamların sorumluluğu reklam sahibine aittir. Bu dergi basın meslek ilkelerine uymayı taahhüt eder.
4
MERHABA
BODRUM
Değerlerin değeri
H
alikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı, 13 Ekim günü, ölümünün 35. anma yıldönümünde geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi yine çok az katılımla mezarı başında anıldı.
Düzenlenen şiir söyleşisi dışında bir de Bodrum Oda Orkestrası, 4 Ekim Günü Şef Naci Özgüç yönetiminde ve solist olarak Flüt Sanatçısı Şefika Kutluer’in katılımlarıyla, Konzertmaister Sema Korkut ve sanat koordinatörü Numan Pekdemir’le birlikte verdikleri konser Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın Ölümünün 35. Yıldönümü anısına gerçekleştirildi.
DEMİRCAN TÜRKDOĞAN Geçtiğimiz yıl Konacık Belediyesi tarafından başlatılan Pedesa Kazıları, Bodrum’daki bir değeri daha beldeye kazandırdı. Tanrı Zeus’un kızı olarak bilinen Tanrıça Athena Pallas’ın kutsal tapınağı gün ışığına çıktı.
Bu, Bodrum Belediyesi öncülüğünde kurulan Bodrum Oda Orkestrası’nın 6. konseri. Önemli sanatçıları Bodrum’da ağırlayan Bodrum Oda Orkestrası koordinatörü Numan Pekdemir ile bir söyleşi yaptık. Bodrum Oda Orkestrası’nın kuruluş aşamasından bügününden ve gelecekteki projelerinden konuştuk. Erdoğan Kayalar, bu sayıdaki sayfalarında Halikarnas Balıkçısı yıllarını yaşayan kişilerden bilmediğimiz kısa anılar aktarıyor. Bir de Cevat Şakir Kabağaçlı’nın kızı İsmet Kabaağaçlı Noonan’ın Bodrumla ilgili son gözlemlerini yansıttığı “Bodrum Ne Yaptılar Sana?” başlıklı bir yazısı var.
Evet. “Bodrum ne yaptılar sana?” Geçtiğimiz yıl Konacık Belediyesi tarafından başlatılan Pedesa Kazıları, Bodrum’daki bir değeri daha beldeye kazandırdı. Tanrı Zeus’un kızı olarak bilinen Tanrıça Athena Pallas’ın kutsal tapınağı gün ışığına çıktı. Bodrum Yarımadası’nın her köşesinde Cumhuriyet’in 85. yılı, pek çok etkinlikle ve büyük coşkuyla kutlandı. 20. Bodrum Kupası Uluslararası Yelkenli Ahşap Yat Yarışları" ve Dünya’da ki tek organizasyon olan “Kadınlar Kupası” heyecanı sona erdi. Kazananlar ödülleri ile buluştu.
Bodrum Ajans Yayın Grubu, 14 Ağustos’ta kuruluşunun 20 yıl kutlaması ile birlikte Bodrum Kalesi’nde sergilediği “Dünden Bugüne Bodrum Manzaraları Fotoğraf Sergisi”, Bodrum Kalesi’nin ardından Bodrum Golf Clup, Turgutreis Belediyesi Meclis Salonu ve OASİS Alışveriş Kültür ve Eğlence Merkezi’nde ziyaretçilerle buluştu. Sergi yeni sezonla birlikte yarımadayı turlamaya devam edecek. İlk sergileme yerleri Port Bodrum Yalıkavak ve Gündoğan Kültür Merkezi. Yine içeriği dolu dolu bir Bodrum Bülten var elinizde. Bildiğiniz gibi yazları her ay, kışları iki ayda bir yayınlanın Bodrum Bülten’in
BODRUM BODRUM AJANS Caferpaşa Cad. 52/3 OASİS DANIŞMA - DENTBODRUM D&R Milta Marina - FADO AKSESUAR / Azmakbaşı GÜNDOĞAN GALİPDOS MOBİLYA & AKSESUAR KONACIK BODRUM MUTFAK - DENİZHAN - ALDİMO MOBİLYA ORTAKENT BODRUM GOLF CLUB TURGUTREİS MİGROS ÖNÜ GAZETE BAYİİ-BOOM CAFE/D-Marin YALIKAVAK ERDEM ECZANESİ - BORA VETERİNER-PORT MARİN
DAĞITIM NOKTALARI
BELLİ OTELLERİN RESEPSİYONLARINDAN ve LOBİLERİNDEN ÜCRETSİZ OLARAK ALABİLİRSİNİZ...
Ayın içinden BODRUM
ORTAKENT
CUMHURiYETiMiZiN 29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI BU YIL DA COŞKUYLA KUTLANDI Bodrum’da Cumhuriyet’in 85. yıl kutlamaları, 28 Ekim Salı günü saat 13:00’te, Atatürk Heykeli önünde çelenk sunma töreniyle başladı. 29 Ekim Çarşamba günü saat 9:00 – 9:30 arasında kaymakamlık makamında, ilçe protoköl sırasına göre, tebrikler kabul edildi. Bodrum Stadyumu’ndaki tören ise saat 10:00’ da başladı. Kutlamalar, 16:30’da piyanist Gülsin Onay’ın, Özel Marmara Koleji’nde verdiği halka açık konser ile devam etti. Saat 19:00’da Milta Marina’dan başlayan Cumhuriyet Yürüyüşü ve fener alayının ardından ise saat 21:00’de havai fişek gösterisi, halk oyunları ve Ender Kasal’ın verdiği halka açık konser için iskele meydanında buluşuldu.
MİLTA BODRUM MARİNA’DA CUMHURİYET’İN 85. YILI ADINA TANGO GÖSTERİSİ 20.00 - 23.00 saatleri arasında, Milta Bodrum Marina Çarşı girişindeki Palmiye Meydanı’nda, Bodrum Arjantin Tango Dans ve Spor Kulübü dernek üyelerinin katılımıyla ‘’Tango Dans Gecesi’’düzenlendi.
GÜLSİN ONAY’DAN "CUMHURİYET KONSERİ" Dünyaca ünlü Piyanist Gülsin Onay, Cumhuriyet Bayramı etkinlikleri kapsamında Bodrum'da "Cumhuriyet Konseri" verdi. Marmara Koleji'nde düzenlenen konserde Gülsin Onay, Robert Schumann, Ludwing van Beethoven, Edward Elgar, Ahmed Adnan Saygun ve Frederic Chopin'in eserlerini seslendirdi. İzleyiciler Onay'ı büyük bir beğeniyle dinledi.
CUMHURİYETİMİZ 85 YAŞINDA Bodrum Kaymakamı Abdullah Kalkan törende yaptığı konuşmada, Cumhuriyetin kuruluşunun 85. yıl dönümünün coşkuyla kutlandığını söyledi. Kutlamalarda Atatürk ve aziz şehitlerin saygı ve minnetle anıldığını belirten Kaymakam Kalkan, "Tarihimizdeki en önemli olaylardan biri hiç kuşkusuz Cumhuriyetimizin kuruluşudur. Cumhuriyetimizi ödün vermeden korumalıyız. Cumhuriyet, bizi biz yapan, millet yapan bir olaydır. Toplum olarak saygı ve hoşgörüyü ön planda tutmalı, çok okumalı çok çalışmalıyız. Ülkemize, milletimize, Cumhuriyete ve Atatürk'e sahip çıkmalıyız" dedi. Konuşmaların ardından ilköğretim okulu öğrencileri çeşitli folklor gösterileri sundu. Anadolu Meslek ve Kız Meslek Lisesi öğrencilerinin "Cumhuriyet Yolu"nda adlı oyunu ise izleyicilerden büyük alkış aldı. Tören, öğrenciler ve Bodrum Muharip Gaziler Derneği üyelerinin geçit töreniyle sona erdi.
6
BODRUM
Bülten
TURGUTREİS’TE CUMHURİYET COŞKUSU Turgutreis Atatürk Meydanı’nda düzenlenen tören renkli görüntülere sahne olurken, Cumhuriyet Bayramı’nın 85.Yılı’nda dünyaya birlik beraberlik mesajları verildi. Törene Turgutreis Belediye Başkanı Ali Server Yazgan, Turgutreis Jandarma Karakol Komutanı Barış Akçaoğlu, Turgutreis’te bulunan İlköğretim okullarının müdürleri, öğretmenler, öğrenciler ve çok sayıda vatandaş katıldı. İstiklal Marşı ile başlayan tören, öğrencilerin Atatürk ve Cumhuriyet konulu şiirlerini okumalarıyla devam etti. Turgutreis Belediyesi’nin folklor ekibi çökertme oyunu ve yöresel danslar sahneledi. Minik folklorcular uzun süre alkış aldılar. Asker kıyafeti giydirilen küçük çocukların gösterileri de törende ilgi odağı oldu. Sabancı Lisesi, Amiral Turgutreis İlköğretim Okulu’nun bando gösterisi ve yürüyüşü de büyük ilgi gördü. Akşam Cumhuriyet Yürüyüşü gerçekleştirildi. Sivil toplum kuruluşlarının da destek verdiği yürüyüş, Turgutreis Akçaalan Mahallesi Köy Meydanından başladı. Yaklaşık 5 bin kişi tek yürek, tek vücut olarak Cumhuriyet için yürüdü. Fener Alaylı Cumhuriyet Yürüyüşü Atatürk Meydanı’na kadar sürerken, binlerce kişi ellerinde meşaleler, bayraklar ve pankartlarla Cumhuriyet Bayramı’nı coşku içinde kutladılar. Turgutreis Atatürk Meydanı’nda bir araya gelen binlerce kişi ellerinde “Hepimiz Türk’üz hepimiz Mehmetçiğiz”, “Atam sen rahat uyu biz buradayız”, “Söz konusu vatansa gerisi teferruattır” yazılı pankartlar taşıyordu. Ayrıca yürüyüşün başladığı Akçaalan Köyü içinden, yaklaşık 500 aracın katıldığı dev bir konvoy oluşturuldu. Motosikletlilerinde katıldığı konvoy, gece boyunca cadde ve sokaklarda dolaştı.
KONACIK'TA CUMHURİYET BAYRAMI COŞKUSU Konacık Belediyesi, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarını şölene çevirdi. Büyük bir titizlikle hazırlanan program, sabah Konacık Cahit Özvezneci ilköğretim Okulu bahçesinde başlayıp, akşamüstü etkinliklerle devam etti ve akşam konser, havai fişek ve lazer gösterileriyle son buldu. Konacık’ta ilk tören 28.10.2008 tarihinde saat: 12:00’da belediye önünde Atatürk Anıtı’na çelenk koyma ile başladı. Törene Konacık Belediyesi, beldede temsilciliği bulunan siyasi partiler ve vatandaşlar katıldı. Akşam saat 19.00’da Konacık Belediyesi önünde toplanan vatandaşlar, 500 fener ve 1500 Türk Bayrağı dağıtılarak fener alayı oluşturuldu ve mehter takımı eşliğinde halı sahanın üstünde yer alan belediye etkinlik alanına yüründü. 20.30’da gerçekleşecek halk oyunları gösterilerinden sonra, 21.00’de havai fişek ve lazer gösterisi yapıldı. Gece Mustafa Ergene’nin verdiği konser ve oyun havaları ile son buldu. Konacık Belediye Başkanı Mehmet Tosun tüm vatandaşlarımızı Cumhuriyet Bayramı coşkusunu yaşamaya davet ederek; “Birlik beraberliğe her zamankinden daha çok ihti-yacımızın olduğu bugünlerde sonsuza kadar yaşayacak” dedi.
TURGUTREİS
KONACIK
85. YIL COŞKUSU BİTEZ 29 EKİM’DE YALIKAVAK’TA DA COŞKU VARDI 29 Ekim Cumhuriyet bayramı Yalıkavak Belediye meydanında düzenlenen törenle kutlandı. Tören, Yalıkavak belediye başkan vekili Süleyman Arslan, Jandarma Karakol komutanı üst Teğ. Alican Arslan, Sağlık ocağı tabibi Sinan Demirağlı, Neşe Doğan İlköğretim Okulu Müdürü H.Sabri Terzi ve Gökçebel Marina İlköğretim Okulu Müdürü Turan Tuna’nın halkın selamlamasıyla başladı. Törene katılım oldukça yoğundu. Törende şiirler okundu ve Yalıkavak Neşe Doğan İ.Ö Okulu ve Gökçebel Marina İ.Ö Okulu öğrencileri folklor gösterileriyle törene renk kattı. Öğrenciler ve bando ekibinin resmi tören geçişi yapmasının ardından sabahki kutlamalar sona erdi. Akşam saatlerinde yarımadanın birçok yerinde olduğu gibi Yalıkavak’ta da “Cumhuriyet Fener Alayı” yürüyüşü düzenlendi. Yalıkavak Neşe Doğan İ.Ö Okulu’nun önünden saat 19.00’da başlayan Cumhuriyet Fener Alayı yürüyüşü çarşı içinden İskele Kafe Meydanı’na kadar devam etti. Bando takımı eşliğinde yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı yürüyüşe halk büyük ilgi gösterdi. yürüyüşün ardından saat 20.00’da başlayan canlı müzik ile Yalıkavak halkı Cumhuriyetimizin 85. yılını büyük coşkuyla kutladı.
YALIKAVAK
BİTEZ'DE CUMHURİYET COŞKUSU Bitez'de de Cumhuriyetimizin 85.kuruluş yıldönümü coşkuyla kutlandı. 28 Ekim saat 13.00 te çelenk töreni ile başlayan kutlamalar, 29 Ekim sabahı saat 09.00 da Bitez Gülümser Mehmet Danacı İlköğretim Okulu Bahçesinde sürdü. Çeşitli etkinliklerle yapılan kutlamalar akşam saat 20.00 de gerçekleştirilen fener alayı ile sona erdi.
YÜREKLER CUMHURİYET İÇİN ATTI Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Bodrum Şubesi’nin Cumhuriyet’in 85. kuruluş yıldönümü nedeniyle Bodrum Belediye meclis salonunda düzenlediği kutlama töreninde duygulu anlar yaşandı. Derneğin Cumhuriyet kutlamaları 29 Ekim günü saat 13.00’te Bodrum Belediyesi önünde Atatürk’ün sevdiği menü olarak hazırlanan Kuru fasulye ve Pilav dağıtımıyla başladı. Boder’in katkılarıyla hazırlanan yemeğe ilgi büyüktü. Atatürk’ün sevdiği şarkılar ve marşlar eşliğinde yenen yemekten sonra Meclis salonunda hazırlanan etkinliğe geçildi. Kurtuluş ve Kuruluş’un tüm evreleriyle aktarıldığı “Sonsuz Maraton” belgeselinin ardından Dernek Başkanı Melek Öneş yakın geçmişte yitirdiğimiz büyük ozan Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın dizeleriyle başlayan kısa ve anlamlı bir konuşma yaptı.
GÜLSİN ONAY’DAN "CUMHURİYET KONSERİ"
BODRUM
Bülten
7
Ayın içinden
Tanrı Zeus’un kızı olarak bilinen Tanrıça Athena Pallas’ın KUTSAL TAPINAĞI GÜN IŞIĞINA ÇIKIYOR Konacık’ta, geçtiğimiz yıl Bakanlar Kurulu kararıyla başlayan “Pedasa Antik Kenti Kurtarma Kazıları” sırasında binlerce yıldır toprak altında kalan Athena Tapınağı’nın kalıntıları gün ışığına çıkarıldı. 3 Bin Yıllık Tarih Gün Işığına Çıktı Konacık beldesinin 640 metre rakımlı Pedasa Yaylası’nda, geçtiğimiz yıl Bakanlar Kurulu kararıyla başlayan “Pedasa Antik Kenti Kurtarma Kazıları” sırasında Tanrıça Athena Tapınağı, kutsal alan, tapınak ön karakolu ve Leleg Kenti ile tapınak arasındaki 2 km uzunluğunda 4,5 metre genişliğinde 3 bin yıllık kutsal yolun gün ışığına çıktığı belirtildi. Muğla Üniversitesi Arkeoloji Bölümü ve Karya Araştırma ve Uygulama Merkezi, Konacık Belediyesi ve Bodrum Müzesi’nin ortaklaşa yaptığı çalışmalarda kazı başkanı Muğla Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Adnan Diler başkanlığında yapılan çalışmalarda ele geçirilen heykel ve yazıtlardan, tanrısal adaletin ve kültürün yeryüzünde uygulanmasını sağlayan ve Tanrı Zeus’un kızı olarak bilinen tanrıça Athena Pallas’ın tapınağına ve kutsal alanlarına ulaşıldığı belirtildi.
Tanrıça Athena Turist Yağdıracak.... Kültür Varlıkları ve Müzeler Eski Genel Müdürü Altay Pasinli’nin Pedasa Antik Kenti ve tapınağa gelerek çalışmaları yakından izlediği, bölgedeki arkeolog ve tarihçilerin de önemli bulguyu görmek için Bodrum’a geldiği görüldü. Konacık Belediye Başkanı Mehmet Tosun, bölgenin en önemli ve değerli kültürel varlığı olan Pedasa Arkeoloji ve Hobi Parkı Projesi‘nin hayata geçirilmesinde belediye olarak tüm maddi ve
8
BODRUM
Bülten
manevi olanaklarını seferber ettiklerini belirterek “Alternatif turizme model olacak bir kültür çalışmasını başlattık ve üç yıldır sürdürüyoruz. Athena Kutsal Tapınağı’nın gün ışığına çıkarılması, kültürel açıdan, son yıllarda bölgede yaşanan en önemli gelişme. 4-5 yıl sürecek proje sonunda bölgeye yüz binlerce turist akını olacağına inanıyoruz. Proje yıllarca koruma altına alınamadan yağmalanması önlenemeyen antik kentin ve kutsal tapınağın korunmasını sağlayacağı gibi bölgenin tüm dünyaca tanınmasını da sağlayacak, bu nedenle bu projeye geniş önem veriyoruz” dedi. Halen 4 arkeolog, 20 arkeoloji bölümü öğrencisi ve on işçiyle sürdürülen çalışmalarda çıkan eserler, Konacık Kazı Evi’nde güvenlik altına alınırken, çalışmalar, tapınağı koruyan karakol ve kutsal yol üzerinde yoğunlaştırıldı. Bulunan yazıtlarda “ATHEN” yazısının tespit edilmesi ve tapınak ile ilgili sütunların ortaya çıkarılması sonucu 3 bin yıldır toprak altında bekleyen eserlere ulaşıldığı ve kazı çalışmalarının hızla devam ettiği belirtildi.
Tapınak Turistler İçin Arkeoloji Parkı Olacak Bölgede beş yıldır kazı çalışmalarını sürdüren Antik Pedasa Arkeoloji ve Hobi Parkı projesi ve kazı başkanı Diler, bölgede 1919 ve 1921 yılları arasında İtalyan tüccar ve arkeologlar tarafından açılan mezarların ve kalıntıların, o yıllarda ve daha sonra da tarihi eser kaçakçıları tarafından acımasızca talan
edildiğini ancak Athena Tapınağı ile ilgili kesin bulgulara ilk kez ulaşıldığını belirterek “Yinede doğa ve tabiat 40 bin metrekareye dağılmış antik kentin kalıntılarını, tapınağı ve kutsal alanı korumayı başarmış. Şu ana kadar elde ettiğimiz bulgular, 3 bin yıl önce Karya Krallığı’nın en önemli ticari merkezlerinden biri ve başkenti olan Pedasa’daki yaşam ve Athena Tapınağı hakkında bize önemli ip uçları verdi. Yapılacak uzun vadeli bir projeyle buradaki önemli eserleri gün ışığına çıkartarak bir yandan dünyanın tanımasını bir yandanda ziyaretçiler, turistler ve arkeoloji öğrencilerinin bu alanda yıllar süren çalışmalara ortak olmasını sağlayacağız. Bu proje, hem antik kentin korunması, yağmacılığın önlenmesi hem de üç bin yıllık ta-rihin yeniden canlandırılması açısından önem taşıyor. Tapınak, kutsal alan ve kutsal yol bölgedeki en önemli tarihi bulgular arasında yer alırken önümüzdeki mayıs ayından itibaren Avrupa’dan tarihçiler, arkeoloji öğrencileri ve turistler için turlar düzenlemeye başlayacağız” dedi. Antik Tapınağı koruyan ve Leleg kenti ile tapınağa ulaşılan 2 km. uzunluğundaki 4,5 metre genişliğindeki 3 bin yıllık antik yol ile döneme ait eserler ve yazıtların bulunduğunu belirten Kazı Başkanı Prof. Dr. Adnan Diler “Anadolu uygarlığının en önemli eserlerinden biri olan Tanrıça Athena’nın Tapınağı’nın bulunduğu yeri tam olarak tespit ettik. Tapınağın bu bölgelerde bir yerde olduğuna dair İngiliz seyyahların ve tarihçilerin söylentileri vardı. Elde ettiğimiz bulgular tapınağa ulaştığımızı gösteriyor.
Athena Pallas, tanrısal adaletin ve kültürün yeryüzünde uygulanmasını sağlayan tanrıçadır. Ayrıca Tanrıça Athena, tanrısal inancı da korur. Gerekli gördüğü her an enerjileri veya tanrıçanın kendisi, çeşitli kahramanlara güç ve destek vermek için göklerden yeryüzüne iner. Tanrıça, bu özveri dolu ve zor işini yapabilmek için yeryüzündeki karanlık durumlara karşı sürekli tetiktedir. Silahları karanlığı doğrudan yok edicidir; kaskı ve kalkanı gerçeğin koruyucularıdır. Tarihin farklı çağlarında Tanrıça Athena’dan eğitim alan savaşçıların, içlerindeki her tür korkuyu attıkları bilinir. Ayrıca önceden ürkek ve endişeli savaşçının, Athena ile çalıştıktan sonra tamamen cesur, korkusuz ve tam inançlı olduğu görülür. Ancak dikkat çekmekte fayda vardır ki, Tanrıça Athena Pallas ondan yardım istemese de, yürekten inançlı ve cesur kahramanları korur; onlara yardım eder. Buna karşılık Tanrıça, inançsız, bencil ve adaletsiz insanlara asla yardım etmemektedir. Tanrıça Athena Tanrı Zeus’un, ona en yakın olan kızıdır. Bilgelik Tanrıçası Metis’in kadınsal enerjileri ve sonsuz bilgeliği ile Zeus’un tanrısal gücünden doğmuştur. Athena, Zeus’un başından çıkarak doğmuştur; bu nedenle babasının enerjilerini ve özelliklerini daha çok taşır.
Tanrıça Athena’nın Enerjilerini Yaşamak Sıradan bir alışverişteki aldatmacadan, devlet yönetimindeki büyük yanlışlara kadar tanrısal adalet yokmuş gibi davranılan her türlü adaletsiz durumda, Athena Pallas’tan yardım rica etmek mümkündür. Böylece sorun sevgiyle çözülebilir ve yaşanan çirkin adaletsizliği, güzellikle doldurup adalete çevirmek mümkündür.
yüreğindeki tanrısal inancı korumak için de çalışmaktadır. İnanç, özellikle günümüzde, unutulan veya önemsenmeyen yürek bilgisidir. İnanç eksikliği ve inançsızlık, insanları psikolojik, ruhsal ve bedensel olarak farklı sorunlara itmektedir. İnsanların başta inançsızlık sorunu olmak üzere, bundan kaynaklanan diğer sorunlarının da çözülmesi için Athena Pallas’tan yardım rica etmesi mümkündür. Unutmamak gerekir ki; yürekteki bilgilerin canlı kalması ve insanın tanrısal inancını koruması için özgür olması gerekir. Özgür olmayan insan, tanrıyı hissedemez veya yaşayamaz ve sonunda inancını da yitirir. İşte bu nedenle Tanrıça Athena, insanın özgürlüğünün de savunucusudur ve koruyucusudur. İnsanın özgürlüğü, tanrısal adalet ve kültür içinde yaşamasına bağlıdır. Böyle olmayan bir ortamda özgürlük de büyük tehlikeye girer. Bu nedenle yüce adalet ve kültürün olmadığı her yerin düzelmesi, özgürleşmesi, güzelleşmesi, yücelmesi için Tanrıça Athena’dan yardım istemek uygun olur.
ATHENA PALLAS Hem kültürün var olması ve korunması, hem de insanlık kültürünün ilerici ve gelişime açık olması, Tanrıça Athena için son derece önemlidir. Eğer toplumda kültürel bir ilerleme, gelişim ihtiyacı varsa Tanrıça Athena Pallas, insanlara ve topluma enerjileriyle destek verecektir. Tanrıça Athena Pallas, her insanın kendi
Assos’ta da, Athena Palas’a inanan ve ondan cesaret, korkusuzluk ve mücadele eğitimleri alan birçok kahraman yaşamıştır. Assos Akropolü’nün -kentininen üst noktasında, kuzey-batı, güney-doğu yönünde yer alan Athena Tapınağı, en güzel tapınaklardan biridir. Bu tapınak, özellikle savaşlardan önce ve sonra savaşçıların gelip tanrıçanın enerjilerini ve koruyuculuğunu rica ettiği bir mekandı. Antalya – Side’de de Athena büstü bulunmuştur. Kaynak: kadıncağı.com
Athena Pallas hakkında anlatılan en dikkat çekici hikaye O’nun dünyaya geliş biçimidir. Zeus, Merkür gezegeninin koruyucusu olan ve "danışman” olarak bilinen güzel Metis’e aşık olur ve onu kandırarak beraber olmayı başarır. Gaia, bu ilişkiden hamile kalan Metis için büyük oğlu Zeus’a şöyle der: Metis’in ilk doğacak çocuğu kız olacak ancak, Titanlar Metis’e yaşama hakkı tanırsa zaman içinde Zeus’un yerini alabilecek bir erkek evlat verebilecektir. Bunun üzerine babası Kronus (Satürn) gibi harekete geçen Zeus, Metis’i yutar. Bundan böyle Metis danışmanlığını sonsuza dek Zeus’un midesinden yapacaktır. Zeus bir gün Libya’daki Triton gölü kıyısında yürürken kuvvetli bir baş ağrısına yakalanır. Oğlu Hephaestus bu ağrıyı alışılmadık bir yöntemle durdurur, babasının başını açar ve içinden gri gözlü Pallas-Athena’nın çıkmasına sebep olur. Metis’in kızı tepeden tırnağa zırhlı ve nidalar atarak doğmuştur. Babasının beyninden ortaya çıkan bir çocuk olarak Athena’yı zeka ile ilişkilendirmek doğaldır. Ama onun kökleri çok daha derinlere ve gerilere uzanmaktadır. Bu konuda bize ipucu veren ilk göstergelerden biri taşıdığı Gorgon Medusa figürlü kalkandır. Medusa, başından kıvrım kıvrım yılanlar çıkan vahşi, dişi bir
iblistir. Söylenceye göre Medusa’yı Athena’nın yardımıyla öldüren Perseus, zafer hatırası olarak kalkanı Athena’ya vermiştir. Mitoloji yorumcuları Athena ile bu ürkütücü yılanların leydisi arasında bir benzerlik görmektedirler. Şöyle ki: Athena Libya’daki Triton Gölü’nde ortaya çıkmıştır. Robert Graves, Athena’nın Libyalı Yılanlar Tanrıçası Neith’in Yunanlı bir yeniden doğuş versiyonu olduğunu düşünmektedir. En feminist Mitoloji Tarihçileri de bu görüşü desteklemeyi uygun bulmuşlardır. Pek çok tarihçi Knossos’un sarayı Cretan’lı meşhur Yılanların Leydi’sinin bir rahibe değil de Athena’nın en erken formunda bir tanrıça olduğunu düşünüyor. Arkeolog Marija Gimbutas’a göre neolitik kültürün en temel tanrıçalarından biri suların sahibesidir ve fiziksel formu yılan biçiminde ifade edilmiştir. İşte bu hayat kaynağı olan yağmuru getiren orijinal Bereket Tanrıçası’nın sembolü Athena'dır. Bu anlamda Astrolojik bakış açısında değerlendirdiğimizde Pallas-Athena ile Pluto’nun arketipi arasında kuvvetli bağlar olduğunu görebiliriz. Kaynaklar: "Mythic Astrology" Ariel Guttman ve Kenneth Johnson. "Asteroids in The Birth Chart" Emma Belle Donath. “Foruktr”
BODRUM
Bülten
9
Ayın içinden
''20. Bodrum Kupası Uluslararası Yelkenli Ahşap Yat Yarışları"
GÖRSEL ŞÖLEN SUNDU
10
BODRUM
Bülten
Era Bodrum Yelken Kulübü'nce düzenlenen ''20. Bodrum Kupası Uluslararası Yelkenli Ahşap Yat Yarışları" Karaada açıklarında başladı. 10'u yabancı 61 teknenin katıldığı, Bodrum-Gümüşlük etabıyla başlayan yarışma, 24 Ekim Güllük, 25 Ekim Yalıkavak ve 26 Ekim'de Bodrum etaplarıyla sürdü. Yarışmaya, dünyanın farklı ülkelerinden ve Türkiye'den yaklaşık bin kişi katıldı. Era Bodrum Yelken Kulübü Başkanı Erman Aras gazetecilere yaptığı açıklmada yarışmaya İngiltere, Fransa, Almanya ve Malta gibi ülkelerden yaklaşık 300 kişinin katıldığını söyledi. Organizasyonun bir yarışmadan çok, deniz festivali şeklinde geçtiğini belirten Aras, "Yarışmaya sporcuların yanı sıra aileler kendi tekneleriyle katıldı. Mavi yolculuk yapanlar geldi. Organizasyon yatçılık sektörü açısından da önemli. 'Yarışmaya çeşitli ahşap yatlar katıldı. Bodrum'da üretilen yatları, bu organizasyonda gösterme imkanı bulduk. Tersanelerimiz bu sayede iş ilişkileri kurabilecek ve yeni tekneler yapacak. Organizasyonda mavi yolculuğumuzu tanıtma imkanı da bulmaktayız. Bodrum'da bulunan çok sayıda mavi tur teknesi etkinliklere katılarak turistlere Bodrum'un güzelliklerini gösterdi'' dedi. Aras, yarışma kapsamında gerçekleştirilen Güllük-Yalıkavak etabının geçen aylarda hayatını kaybeden Spor Yazarı ve Yorumcusu Kazım Kanat anısına yapıldığını söyledi. Aras, "Kazım Kanat, kanseri yenebilmek için Bodrum, deniz ve yelkeni seçmişti. Burada kanserle mücadele etmiş, hayat bulmuştu. Biz de onun anısına bu yıl bir etabımıza onun adını verdik" dedi. Yarışmaya katılan yabancı sporcular da, Bodrum'da olmaktan dolayı mutlu olduklarını belirterek, organizasyonun heyecan verici olduğunu
ÖDÜL MUTLULUĞU
''Dragon Fly 1'' 20. yıl birincisi Bodrum'da düzenlenen ''20. Bodrum Kupası Uluslararası Yelkenli Ahşap Yat Yarışları''nda dereceye girenlere ödülleri, düzenlenen törenle verildi. Era Bodrum Yelken Kulübü'nce düzenlenen, 10'u yabancı 61 teknenin katıldığı yarışmada, ''Dragon Fly 1'' adlı tekne birinci, ''STS Bodrum'' ikinci, ''Aegean'' adlı tekne ise üçüncü oldu. 4 gün süren yarışmada dereceye girenlere ödülleri Bodrum Halikarnas Disko'da düzenlenen törenle verildi. En genç yarışmacı ödülünü, yarışmaya ailesiyle birlikte katılan 1 yaşındaki Rana Kanık aldı. Bodrum Kupası 20. Yıl Özel Ödülü ise Büyük Yunus adlı tekneye verildi. Yarışmaya 1015 ve 20 yıldır katılan teknelere teşekkür plaketi verildi. Era Bodrum Yelken Kulübü Başkanı Erman Aras, yarışmanın oldukça başarılı geçtiğini belirterek sponsorlara teşekkür etti. Bodrum Kaymakamı Abdullah Kalkan ise mecburiyet olmadığı halde yarışmaya çok sayıda Bodrumlu teknenin gönüllü katıldığını söyledi. Yarışmada kendisinin de bir teknede yarıştığını belirten Kalkan, ''Yarışmada insanların denize olan sadakatini gördüm. Herkese teşekkür ediyorum. Ayrıca tüm Bodrumlular'dan bir isteğim var. Sizden 2009 yılında 47.si düzenlenecek 'Uluslararası Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu'nda, Güvercinlik-Torba- Bodrum arasında yelken açmanızı istiyorum. Bu organizasyon dünyanın birçok yerinde canlı yayınlanıyor. Bodrum'daki güzel görüntüleri, tüm dünyaya gösterelim'' dedi.
ERMAR ARAS
BODRUM
Bülten
11
Ayın içinden Dünya’daki tek organizasyon olan
KADINLAR KUPASI HEYECANI YAŞANDI Yelkenli yat kategorisinde sadece kadın yelkencilerin yarıştığı dünyadaki tek organizasyon olan ve ilki 2006 yılında düzenlenen Uluslararası Kadınlar Yelken Kupası Yarışları (International Womens Sailing Cup)’ta şampiyon Elan.
D
ünyanın farklı ülkelerinden gelen bayan denizciler bu yıl 3.kez uluslararası arenada birbirleriyle yarıştı. Garanti Emeklilik Ana Sponsorluğunda Turgutreis D-Marin, Turgutreis Belediyesi, Turgutreis Bodrum Yelken Kulübü (TBYK) iş birliğinde düzenlenen dev buluşma 3-11 Ekim tarihleri arasında gerçekleşti. TYF ve ISAF takvimine giren ve dünyada ilk kez kadın yelkencilerin yarıştığı spor dalı olarak tarihe geçen yarışlarda, 15 takım ve 200 yelkenci mücadele etti. Yarışlar dünyaca ünlü denizcilik kanalı Sailing Channel ve Türkiye’nin en önemli denizcilik dergisi Naviga tarafından gün gün yayınlandı. Büyük ilgi çeken yarışlarda Türk, İsrail, Hollanda, İsviçre, Almanya, Rusya ve karma takımlar yer aldı.
WOMEN'S SAILING CUP'TA ŞAMPİYON ELAN ONE Uluslararası Kadınlar Kupası Yelken Yarışları’nda (International Women’s Sailing
Cup) şampiyonluk İsrailli Elan One teknesinin oldu. İsrailli tekne tüm gün yarışları sonunda rakiplerinin önünde finish çizgisini görerek kupaya uzandı. Dünyada sadece kadınların yarıştığı tek yelken organizasyonu olan Kadınlar Kupası Yarışları, Doğuş Marina’da düzenlenen kupa töreni ile sona erdi. Bu yıl Garanti Emeklilik, Turgutreis Belediyesi, D-Marin ve Turgutreis Belediyesi Yelken Kulübü iş birliğinde gerçekleşen turnuvaya İsviçre, Rusya, İsrail, Türkiye, Almanya ve Hollanda’dan gelen 200 bayan sporcu ve 15 tekne katıldı. Oldukça büyük çekişmeye sahne olan yarışlarda kadınlar, denizde erkekler kadar başarılı olduklarını kanıtladılar. Yarışlar boyunca şiddetli esen rüzgara karşın bayanlar sergiledikleri performansla usta denizcilere parmak ısırttılar. Tüm gün yarışları sonunda IRC 1 kategorisinde Deniz Harp Okulu’ndan Zıpkın Teknesi birinciliğe ulaşırken, Sabine Dedeoğlu’nun Sollare teknesi ikinci,
EN İLGİNÇ KOSTÜMLER YARIŞTI
yarışmaya Karma Takım olarak katılan Ans Berg’in Sünger adlı teknesi ise üçüncü oldu. IRC 2’de ise Genel Klasman birincisi İsrailli Sharon Spinat’ın Elan One teknesi en iyi zamanı elde ederek kupa kazandı. Yarışmaya Türkiye’den katılan Neslihan Karayel’in Rosa Luna teknesi ikinci, Boğaziçi Üniversitesi’nin Pioneer teknesi de üçüncü olarak dereceye girdi. Gecede ilk üçe giren teknelere ödüllerini D-Marin Genel Müdürü Ali Erkan Bezirgan verdi. Ayrıca yarışan tüm teknelere, hakem heyetine, basın mensuplarına ve destek veren tüm kurumlara katılım sertifikası ile plaket verildi. Hedeflerinin artık geleneksel hale gelen Kadınlar Kupası’na ilgiyi artırmak olduğunu belirten Turgutreis Belediye Başkanı Ali Server Yazgan “Ege’de yelken açan kadınlarımız adeta denizde dostluk rüzgarları estirdiler. Kıyasıya mücadeleye sahne olan yarışlar renkli görüntülerle son buldu” dedi.
T
urgutreis Belediyesi tarafından D-Marin, Garanti Emeklilik ve TBYK’nın destekleriyle 3.kez gerçekleştirilen, 150 bayan sporcunun kıyasıya yarıştığı Uluslararası Kadınlar Kupası Yelken Yarışlarında Kostüm Partisi düzenlendi. Yalıkavak Port Bodrum Marina’daki gecede tüm teknelerin sporcuları çeşitli kıyafetlerle kendilerini jüriye beğendirmeye çalıştılar. İsrail takımının hemşire kostümü yarışmada birinci seçilirken, Hollandalı takımın kontes kıyafeti ikinci, Harp Okulu Takımının kovboy kıyafeti de üçüncü oldu. Yarışmada Alman takımının kaplan desenli ilginç kıyafetleri de ilgi topladı. Yaklaşık 200 kişinin katıldığı gecede tüm yarışmacılar şovlarıyla alkış alırken gece, dans ve gösterilerle sona erdi.
12
BODRUM
Bülten
Ayın içinden
DEĞiRMENLER TURiZME
Gümbet'te bulunan tarihi yel değirmenlerinin "restore edilerek turizme kazandırılması" çalışmalarına başlandı.
KAZANDIRILIYOR Yel Değirmenleri
Bodrum'un simgelerinden olan ve Haremten mevkisinde bulunan tarihi yel değirmenlerinin restorasyon çalışmaları başladı. Bodrum Belediye Başkanı Mazlum Ağan, değirmenlerin restorasyon çalışmalarının tamamlanmasının ardından ülke turizmine önemli katkı yapacağını söyledi. Değirmenlerin bulunduğu bölgenin Bodrum'un en güzel manzarasına sahip bir yerde bulunduğunu belirten Ağan, "Buradaki değirmenlerin restorasyonu için önceden projeler hazırlanmıştı. Koruma Kurulu, mal sahiplerinin değirmenlerde ticari faaliyet yürüteceği için restorasyon projelerinin hayata geçmesine izin vermedi. Biz de belediye ve kaymakamlık olarak değirmenleri tek tek istimlak etmeye karar verdik. İstimlak kararı aldığımız bir değirmenin sahibi bize gelerek restorasyonu kendi yapmak istedi. Önceden hazırlanan proje kapsamında restorasyon çalışmaları başladı. Bu değirmendeki çalışmalar tamamlandıktan sonra kamuya açılacak" dedi. Mazlum Ağan, bölgedeki diğer değirmenlerin restore edilmesi için çalışmaların devam ettiğini kaydetti. Diğer değirmen sahipleriyle değirmenlerini restore etmeleri konusunda görüştüklerini ifade eden Ağan, "Ticari faaliyet yürütmek isteyenlerin değirmenleri istimlak edilecek. Ticari faaliyet yürütmeyecek olanlar ise önceden hazırlanmış projeler üzerinden restorasyon çalışması yapabilecekler" diye konuştu. Özellikle yaz aylarında binlerce turistin ziyaret ettiği tarihi yel değirmenlerinde restorasyon çalışmalarının tamamlanmasının ardından turizme önemli katkı yapması bek-
14
BODRUM
Bülten
Muğla yöresinde, özellikle Bodrum İlçesi’nde bulunan yel değirmenleri ilçenin simgesi konumundadır. Bodrum’daki yel değirmenleri ilk defa 1850’li yıllarda, bol rüzgâr alan tepelerde yapılmıştır. Tarihi kaynaklara göre ilk yel değirmeni MS.644 yılına tarihlenen İran-Afganistan sınırındaki Seistan’da görülmüştür. Bunun ardından MS.750-850 yıllarında Çin’de pirinç tarlalarının sulanması amacıyla kullanılmıştır. Sonraki yıllarda da doğuda ortaya çıkan yel değirmenleri, batıda geliştirilmiş ve bu değirmenler yatay eksenli bir konuma getirilmiştir. Tarihteki ilk yatay eksenli yel değirmeni Normandiya Krallığı zamanında XII.yüzyılın sonlarına doğru yapılmıştır. Kule tipi yel değirmenleri ise Akdeniz yöresinde yoğun biçimde yapılmıştır. Daha sonraki yıllarda rüzgâr elektiriği de Danimarkalı Prof.Paul la Cour tarafından 1891 yılında yel değirmeninden yararlanarak üretilmiştir. Muğla ili Bodrum ve Milas ilçelerinde sıkça görülen yel değirmenleri kesme veya moloz taştan silindirik gövdeli olarak yapılmışlardır. Değirmenin üzeri ahşap konik bir çatı ile örtülmüştür. Ana duvarlar genellikle beyaz badana ile sıvanmış, bazen de taş gövdesi olduğu
gibi bırakılmıştır. Yel değirmenlerinin içerisine yuvarlak kemerli basit bir kapıdan girilmektedir. Duvarlardaki küçük boyutlu mazgal pencerelerle içerisi aydınlatılmıştır. Ayrıca içeride ahşap katlar yapılmış ve zemine değirmen taşı ile buğdayı öğüten mekanizma yerleştirilmiştir. Bazı örneklerde de değirmenin yanında veya içerisinde un depoları da bulunmaktadır. Bu tür yel değirmenlerinin benzerlerine İspanya ve İtalya başta olmak üzere Akdeniz ülkelerinde rastlanmaktadır. Daha çok buğday öğütmeye yönelik olan bu değirmenlerin önlerinde ahşap malzeme üzerine yelken bezi türünden değirmen çarkı bulunmaktadır. Muğla yöresindeki yel değirmenleri günümüzde kendi hallerine bırakılmış, bazıları depo, samanlık ve ahır olarak kullanılmaktadır. Bu örneklerin bazılarının restore edilerek değirmen müzesi şekline sokulması, kültür varlığı yönünden yararlı olacaktır.
ARJANTİN TANGO DANS ÇALIŞMALARI: Başlangıç seviye grubu için; Her Pazar saat: 17.30-18.45 Orta seviye grubu için; Her Pazar saat 19.00-.20.15 SALSA ÇALIŞMALARI Başlangıç seviyesi grubu için; Her Perşembe saat: 20.00-21.15
Orta seviye grubu için; Her Cuma saat 20.00-21.15 DANS ÇALIŞMALARI SPORIUM FITNESS CLUB' da…. SOSYAL LATİN DANS PARTİLERİ: Her Perşembe 21.00-24.00 arası Her Cuma 21.00-02.00 arası Her Cumartesi 21.00-02.00 arası MİLANGO “ME VOY”: Her Pazar 21.00-24.00 arası. DANS PARTİLERİ CAFÉ DELMAR' da… Dansa uygun muhteşem manzaralı bir mekan …
BODRUM AJANS YAYIN GRUBU
KURULUŞUNUN 20. YILI ARMAĞANI
DÜNDENBUGÜNE
BODRUM MANZARALARI FOTOĞRAF SERGİSİ
Bodrum Kalesi’nden sonra BODRUM GOLF CLUP, TURGUTREİS BELEDİYESİ MECLİS SALONU ve OASİS ALIŞVERİŞ KÜLTÜR ve EĞLENCE MERKEZİ’nde ziyaretçilerle buluştu. Bodrum Ajans Yayın Grubu 14 Ağustos’ta kuruluşunun 20 yıl kutlaması ile birlikte Bodrum Kalesi’nde sergilediği “Dünden Bugüne Bodrum Manzaraları Fotoğraf Sergisi”, Bodrum Kalesi’nin ardından Bodrum Golf Clup, Turgutreis Belediyesi Meclis Salonu ve OASİS Alışveriş Kültür ve Eğlence Merkezi’nde ziyaretçilerle buluştu.
YENİ SEZONDA YENİDEN Ramazan bayramı boyunca OASİS’te ziyaretçilere nostaljik bir gezi sunan “Dünden Bugüne Bodrum Manzaraları Fotoğraf Sergisi” şimdilik turnesine ara verdi. 2009 sezonunun başlaması ile birlikte yarımadanın çeşitli yerlerinde sergilenmeye devam edecek. Yeni sezonda serginin ilk durağı Port Bodrum Yalıkavak ve Gündoğan KÜltür Merkezi. 50 yeni 50 eski fotoğrafın sergilendiği “Dünden Bugüne Bodrum Manzaraları Fotoğraf Sergisi” ne gösterilen ilgi kadar 100 eski 100 yeni fotoğraftan oluşan kitabı da büyük beğeni kazandı. Dünü ve bugünü aynı açıdan, aynı zaman diliminde yansıtan fotoğraflar aracılığı ile görsel bellek oluşturulurken, aradan geçen süredeki tarih, kültür ve turistik fark da gözler önüne serilmekte.
Turgutreis Belediye Başkanı Ali Server Yazgan, Fen İşleri Müdürü Şahin Satı
16 BODRUM Bülten
HIRSIZLIK SUÇLAMASI! “Dünden Bugüne Bodrum Manzaraları Sergisi” Bodrum Ajans tarafından gerçekleştirildikten ve albümü yayınlandıktan sonra ilginçtir, projeye ve kullanılan bazı eski fotoğraflara sahip çıkan biri oldu. Bodrum Ajans’ı, Dünden Bugüne projesini ve Bodrum’a mal olmuş olan bazı fotoğrafları çalmakla suçladı, hatta hakarete varan sözler sarfetti... Oysa, Bodrum Ajans, arşivindeki fotoğrafların pek çoğunu zaman içinde yayınlarında kullanmış, hatta Bodrum Bülten’in 1999 yılı Eylül ayında yayınlanan 62. sayısında ilk kez “DÜNBUGÜN” fotoğraflarını bir araya getirerek sayfalarında yer vermişti. Bugün gerçekleştirilen “Dünden Bugüne Bodrum Manzaraları’ fotoğraf sergisi projesinin ilk temeli o günlerde atılmıştı. 1950-1970 yılları arasında ağırlıklı olarak Bodrum fotoğrafları çektiğini bildiğimiz, basın kuruluşları olarak pek çoğunu kullandığımız, şimdi hayatta olmayan Mehmet Barut’un “Foto Barut” kızı İlkay Akay’ın eski Bodrum fotoğraflarının kullanımıyla ilgili görüşlerini ve DÜNDEN BUGÜNE projesinin ilk hayata geçirildiği dergimizin 1999 yılı eyül sayısı yandaki sayfada.
Turgutreis Belediyesi Meclis Salonu’ndaki sergi de ziyaretçiler tarafından büyük ilgi gördü.
OASiS,
BAYRAMDA NOSTALJİ YAŞATTI...
k Bodrum Bülten, 1999 yılı Eylül ayında yayınlanan 62. sayısında ilk kez “DÜN-BUGÜN” fotoğraflarını bir araya getirerek yayınlamaya başlamıştı. Bu uygulama şimdi görkemli bir projeye dönüştü, yarımadayı turluyor.. “Dünden Bugüne Bodrum Manzaraları Sergisi” Bodrum Ajans tarafından gerçekleştikten, albümü yayınlandıktan sonra projeye ve kullanılan bazı eski fotoğraflara sahip çıkan oldu. Bodrum Ajans’ı suçladı, hakarete varan sözler kullandı... 1950'lerden itibaren 1970'li yılların sonuna kadar Bodrum’un fotoğraflarını çeken Bodrum'un eski fotoğrafçılarından Mehmet Barut'un kızı İlkay Akay’ın
“FOTOĞRAFLAR BODRUM’A MAL OLMUŞTUR” Babam Mehmet Barut, benim bildiğim 1950'lerden itibaren 1970'li yılların sonuna kadar Bodrum’un fotoğraflarını çekmeye devam etti. O dönemlerde babamın dışında Foto Sezer vardı sonra Foto Sulhi geldi ama onlar aynı zamanda vesikalık ve haftalık olarak stüdyo fotoğrafçılığı yapıyorlardı. Babam dışında peyzaj ve mekan çalışan yoktu. Dolayısıyla belediyelerde, kütüphanede, Baraz otelde, birçok Bodrumlu’nun evinde hep babamın fotoğrafları vardır. Ayrıca Bodrum İlkay Akay müzesinin kurulma aşamasında tarihi eserleri fotoğraflayarak kültür bakanlığına göndermişti. Kültür bakanlığının arşivlerinde bulunan Bodrum fotoğrafları da hep onun fotoğraflarıdır. Babam fotoğraf çekmeyi bıraktığında ise negatiflerini isteyen herkese verdi. Ne o bunların karşılığında bir ücret aldı ne de onun ölümünden sonra kullananlar bize telif ödediler. Bu nedenle ben ve ailem babamın fotoğraflarını Bodrum'a mal olmuş ve Bodrumlu’ya ait olarak görüyoruz. Bundan dolayı Mehmet Barut'un fotoğrafları kimsenin özel mülkiyetinde değildir. Tek üzüntümüz kullanıldığında isimsiz basılmaları; keşke kullanıldığında altına
BODRUM
Bülten
17
Basında Bodrum
28 Eylül 2008 - Hürriyet Pazar / MEHMET YAŞİN
Bodrum Ajans Yayın Grubu’nun kuruluşunun 20. yılı nedeni ile Bodrum’a armağan ettiği “Dünden Bugüne Bodrum Manzaraları” fotoğraf sergisinin gündemde olduğu bu günlerde Hürriyet Gazetesi yazarı Mehmet Yaşin 28 Eylül tarihinde Hürriyet Pazar’da Bodrum’un dününü ve bugününü değerlendirdi... Ayrıca İzmir Karşıyaka Belediyesi, aynı ismi taşıyan, (Dünden Bugüne) aynı amaca yönelik bir fotoğraf yarışması düzenledi.
Bir zamanlar BODRUM Amacım Bodrum'un dünü ile bugününü karşılaştırıp, "Hangisi güzel?" sorusunu sormak değil. Buranın her dönemde başka bir güzelliği olduğunu biliyorum. Bir de herkesin gönlünü çelecek kadar değişik şeyler sunduğunu da. Benim amacım, aşık olduğum Bodrum'un bir zamanlar nasıl bir yer olduğunu, Bodrum’da neler yaşandığını anlatmak. Yazıya bir soru ile başlamalıyım: "Bodrum nasıl Bodrum oldu?" Benim yanıtım; Halikarnas Balıkçısı'nın (Cevat Şakir), ilk baskısı 1961 yılında çıkan "Mavi Sürgün" adlı kitabından sonra Bodrum keşfedildi, sonra birçok aşka yataklık etti, anılarda, romanlarda yer aldı, gönüllü sürgün yeri oldu, sırt çantalı yerli turistlerin tatil üssüne döndü, yazılıp çizildikçe moda oldu, büyüdü, kimsesiz koylarına lüks tekneler demir attı, tepelerine kadar evle doldu, kalabalıklar hücum etti ve sonunda cılkı çıktı... Tabii ki Bodrum'un gelişimi böylesine üç beş satırla anlatılamaz. Anlatmaya kuruluş tarihi olan M.Ö birinci yıldan, Pelopennesos'taki Troizen'den gelen Dorlar'ın istilasından, yani antik Halikarnassos'tan başlarsak sayfadan taşıp gideriz. Onun için Bodrum'un geçmişini, Halikarnas Balıkçısı'nın "Mavi Sürgün" kitabının yayımlandığı güne dayandırmakta yarar görüyorum. Bu kitapta, 1925 yılında yazdığı bir yazı yüzünden İstiklal Mahkemesi tarafından önce idama mahkûm olan, sonra Bodrum'a sürülen Balıkçı'nın anıları anlatılır. O zamanlar Bodrum bir bilinmez yerdir. Yolu, yordamı yoktur. Oraya ulaşmak her babayiğidin harcı değildir. Halikarnas Balıkçısı yolun bir bölümünü şöyle anlatır: "Yol dolana dolana, sık büklümlerle tepeye çıkıyor, öyle ki otobüsün kendi kuyruğunu ısırmaya çalıştığı sanılır. Şaka değil, yirmi kilometrede üç yüz altmış küsur viraj. Viraj sıklığından otobüs minare merdiveni tırmanıyormuş gibi. Bütün bu yirmi kilometrede iki tane küçük köy var..."
TABANA KUVVET Bu dolambaçlı yol Bodrum'a kadar gitse ona da şükür. Milas'ta yol biter, ondan sonrasını at sırtında veya yaya olarak gitmek gerekir. Balıkçı bu durumu şöyle anlatır: "Bodrum yollarında
18 BODRUM Bülten
Büyük İskender'in savaş arabalarından, yani 2300 küsur yıldan beri tekerlek dönmemişti..." Balıkçı at üstünde gitmeye alışık olmadığı için, jandarmaların ve Bodrum'un postacısı Mustafa'nın, "yol çok uzun" uyarılarına aldırmadan yürümeye başlar. Uzun bir süre sonra dar patika, körfezin dibindeki Güvercinlik'e ulaşır. Bu kısmı bırakalım Balıkçı anlatsın yine: "Burası yalı, kıyısında ağaç diye yeşil duman kümeleri. Bu kümelerin ortasında fıskiyeler halinde kanat şakırtıları savruluyor göklere, sonra düşüyor. Hep güvercin. Açıkta da Arşipel'in, maviler ve ışıklar çıldırışı..." Ekip, akşama doğru Torba denen küçük köye (!) ulaşır, yokuşu tırmanırlar ve tepeye varınca, Balıkçı derin bir nefes alır ve ilk izle-nimlerini şöyle mırıldanır: "Eh nihayet yokuşun tepesine gelmiştik. Yolcular, neredeyse Bodrum görünecek dediler. Yüreğim çarpı-yor. Kaç aydır buraya gelmeye uğraşıyorum yahu!.. Tepedeki bir dönemeci dönünce, şırrrak, guuurr diye Arşipel'in koyu çividisi ölçülmez açıklıklara kadar yayılıverdi..."
HER GECE BODRUM Bu kitabı okuduktan sonra herkes, o son dönemeçten görülen Bodrum'u merak etmeye başlar. Çantasını kapan, sevgilisini koluna takan soluğu Bodrum'da alır. Hele Selim İleri'nin "Her Gece Bodrum" adlı romanından sonra bu küçük kasaba iyiden iyiye kültleşir. Adından da anlaşılacağı gibi Bodrum'da geçen romanda, ince duygular, içlenmeler, karşılıksız sevdalar ustalıkla anlatılır. Çoğu kişinin başucu kitabı olur. Kitabı okuyup ışığı kapatanlar, rüyalarında Bodrum'u görmeye başlarlar. Onun için de ilk fırsatta Bodrum'un yolunu tutarlar. Kitapta 70'li yılların Bodrum'u şöyle anlatılır: "Çarşıda karmakarışıktı dükkanlar. Şilebezinden süslü giysiler satan
dükkanlar vardı...". O zamanlar birçok şey modadır Bodrum'da: Mutlaka şilebezi gömlek giyilir, gün batarken kıyıdaki meyhanelerde ahtapot salatasıyla rakı içilir, devrimci türküler hep bir ağızdan söylenir, daracık sokaklarda, yalınayak, omuz omuza, sarmaş dolaş, sabahlara kadar uykusuz dolaşılır...
BENZER AKŞAMLAR O zamanlar Bodrum çok güzeldir ve benim ilk tanıştığım da bu Bodrum'dur. Ben, benim kuşağımdan birçok kişi gibi, o günlerden birçok anıyı yüklenip bugünlere getirdim. Benim zamanımda, akşam üstleri Barlar Sokağı'nın girişindeki Veli Bar'da toplanılırdı. Herkes herkesi orada bulurdu. İki-üç tek atılır, akşam programı yapılırdı. Tam o saatlerde, Bardakçı Koyu'ndan dönen Bodrum'un "Paşası" Zeki Müren, birkaç metre ilerideki kahvede yerini alır, gelen geçenin selamına karşılık verirdi. Aslında program hep aynı olurdu: Meyhaneler sokağına gidip (çoğunlukla Orhan'a) bir masaya oturulur, yenir içilir, şarkılar, türküler söylenir, sonra peltek konuşmalarla pansiyonlara doğru sürüklenilirdi. Bu meyhanelerde birçok yeni aşk da filizlenirdi. Onlar ya Mehmet'in caz barında Tuna Ötenel'i dinleyerek, ya Hadigari'de sarmaş dolaş dans ederek, ya da Mavi'de gitar dinleyerek mumu söndürürlerdi.
Konusu "Dünden Bugüne Karşıyaka" olan fotoğraf yarışmasıyla, ilçedeki tarihi, kültürel ve turistik dokunun farkedilmesi, tanınması ve fotoğraf yoluyla görsel belleğinin oluşturulmasında katkıda bulunulması amaçlanıyor... Herkes yarışmaya katılsın çağrısı Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak yarışmanın amatör profesyonel ayrımı olmaksızın herkese açık olduğunu belirterek tüm sanat severleri katılmaya davet etti. Başkan Durak yarışmayla ilgili şunları söyledi: “Sürekli değişen bir kentte yaşıyoruz. Bu değişim en iyi fotoğraflarla izlenebilir. Tarihi, kültürel ve turistik dokusuyla bir kent karşınıza geçmiş poz veriyor. Kaçırmadan çekin ve bize yollayın. Karşıyaka’nın görsel belleğini birlikte oluşturalım.” 8 Ekim 2008/ Hürriyet Ege
SICAK VE KARMAŞA
Tüm bu insanlar ertesi sabah, şiş gözlerle, kalenin karşısındaki Salih'in kahvesine gelip kahvelerini içerlerdi. Uzun süre kimse kimseyle konuşmazdı. Çünkü afyonları henüz patlamamış olurdu. Hepsinin suratından lanet akardı. Öğleye doğru bu suskunluk, yerini neşeli atışmalara terk ederdi. Sonra kahveden kalkılıp ya motorla Bardakçı Koyu'na ya da derme çatma arazi cipleriyle Türkbükü'ne gidilirdi. Türkbükü o zamanlar sessiz sakin, kendi halinde cennet bir koydu. Nedense Torba'ya sapan pek olmazdı.
Tüm bunları neden anımsadığımı soracak olursanız! Arada bir Bodrum'a giderim. Ama içine değil de, Bitez koyuna demir atarım. Daha doğrusu avcı emeklisi arkadaşım Zeki Alkoçlar'ın, "Kartal Yuvası" evine saklanırım. Her seferinde geçmişten bir-iki görüntü yakalayabilir miyim umuduyla Bodrum sokaklarında yürürüm. Ama bildiğim hiçbir şeye rastlayamam. Son gidişimde de aynısı oldu. Sıcak bir akşam üstü yine Bodrum'a indim. Niyetim, yıllar öncesinde olduğu gibi bir bar iskemlesine tüneyip, bir iki duble içmekti. Beni önce, insanı bıktıran, beynine işleyen ıslak bir sıcak karşıladı. Sonra sivrisinekler gibi vızır vızır dolaşan motosikletlerin sesleri kulağımı tırmaladı. Park yeri bulamadıkları için yolda bekleşen, klakson çalarak yol isteyen arabaların gürültüsünden beynim zonkladı. Egzoz kokusu genzimi yaktı. Kaldırımlarda serseri mayın gibi bir aşağı bir yukarı dolaşan kalabalıkla çarpışmaktan omuzlarım morardı.
Sahilde, bir şemsiyenin gölgesine uzanılıp, dalga seslerini dinleyerek uykuya dalınırdı. Bu, "geceye hazırlık uykusuydu". Sonra denize girilip, birkaç kulaç atılır, "vakti keraat" gelince tekrar Bodrum'a dönülürdü. Tekrar Veli Bar, tekrar meyhaneler sokağı, tekrar caz bar, tekrar Hadigari, tekrar Mavi... O gece ve sonraki geceler hep birbirine benzerdi. Bodrum'da hayat hep gece yaşanırdı.
O an geçmişi aramaktan vazgeçip, gerisin geri Bitez'in sessizliğine sığındım. Zeki'nin bahçesine oturup, yukarıda yazdığım dönemleri hatırladım. O benim Bodrum'umdu, bu da bugünün. O gün mü güzeldi, bugün mü? Bu sorunun yanıtını istemiyorum. Kimi böylesine kalabalık Bodrum'u sever, kimi de bir zamanların sessiz ve serseri Bodrum'unu. "Herkesin Bodrum'u kendine" deyip hayallerime geri döndüm.
BODRUM
Bülten
19
Bodrum’daki işletmeciler
Geçtiğimiz ay Bodrum Bülten’in bodrumajans.com.tr sitesi anket bölümünde “Bodrum’da bir işletmeci olarak, 2008 sezonu beklentilerinizi karşıladı mı? 2009’dan beklentileriniz”... sorusunu yönelttik ve aşağıdaki seçenekleri sıraladık;
Bugün mutsuz, gelecekten umutsuz.
1 - 2008 iyi geçti, 2009 daha da iyi olacak. 2 - 2008 iyi geçti, 2009 bu kadar iyi olmayacak. 3 - 2008 kötü geçti, 2009 iyi olacak. 4 - 2008 kötü geçti, 2009 daha da kötü olacak. Katılımcıların %68.0’i “2008 kötü geçti. 2009 daha da kötü olacak.” şıkkını oyladı. Biz de Bodum’da ticari yaşamın önde glen isimlerine sorduk: Sizce 2008 nasıl geçti?
Bodrum’da bir işletmeci olarak, 2008 sezonu beklentilerinizi karşıladı mı? 2009’dan beklentileriniz... 1 - 2008 iyi geçti. 2009 daha da iyi olacak.
% 18,0
2 - 2008 iyi geçti. 2009 bu kadar iyi olmayacak.
% 4,0
3 - 2008 kötü geçti. 2009 iyi olacak.
% 10,0
4 - 2008 kötü geçti. 2009 daha da kötü olacak.
% 68,0
20 BODRUM Bülten
Sekiz Soruda Kriz 1. Nereden çıktı bu kriz? Dünya görüşlerini paylaştığım sosyalistlere göre, bu 1980'lerde başlayan karlılık krizidir, yani Marx'ın kapitalizmin gidişatına dair öngörüsü gerçekleşmiştir, tıpkı 1929'da olduğu gibi... O yıllarda nasıl kurtarıldıysa (Roosevelt"in New Deal'ı, Keynesgil iktisat, uzun lafın kısası devlet müdahalesi) bugün de öyle kurtarılmaktadır.
bilmektedir. Dünya merkez bankaları, bu kumarbazların şimdi hala oyuna devam edebilmeleri için 950 milyar dolar filan pompaladı, delirmek işten değil gerçekten.
5. Krizin düşünsel alanda sonuçları ne oldu?
Koca Lehman Brothers iflas etti! Merrill Lynch'i Bank of America satın aldı! Avrupa'da Fortis'in yüzde 49'u Benelüx devletleri tarafından satın alındı! 2. Kriz ilk sinyalleri ne Neoliberalizmin ABD ile birlikte kalesi zaman verdi? İngiltere en büyük finans kurumu B&B'yi 90'lı yıllar boyunca ve sonrasında kamulaştırdı! Eh, her gün yeni bir YEŞİM HARCANOĞLU Meksika, Güneydoğu Asya, Rusya ve kamulaştırma, devlet müdahalesi, kurtarülkemiz de derin krizlerle sarsıldı. Bu kürema operasyonu haberi gelir olunca, sel düzeni tehdit etmiyordu çünkü ABD ve Avrupa, yani büyük kapita-lizm, neoliberalizm ve onların sözde herşeyi yoluna abiler diğer ülkelere deregülasyon denen kuralsızlıkları dakoyan "görünmez el"i de yeniden tartışma konusu oldu. yatarak ve onları sömürerek hala durumu idare edebiliyorlardı. Ancak 2000'lerden sonra ABD'de mal ve hizmetlere talep artışı sağlamak için aslında ödeme gücü yeterli olmayan işçi sınıfı da borçlandırıldı. Bu özellikle emlak piyasasında görüldü. İlk başta pek çok insan eve kavuşuyor, her şey yolunda gidiyor gibiydi. Bunun üzerine bütün hesaplar aşırı iyimser beklentiler üzerine kuruldu, zaten bedel ödemekten kaçmayı bilen gözü kara kumarbaz, maceraperest spekülatörle doludur her zaman piyasa... Ve 2007'de mortgage krizi küresel düzenin patronunda başgösterdi. Faizler yükseliyor, emlak fiyatları düşüyordu.
3. Kriz nasıl yayıldı? Gözü kara kumarbazlar aynı zamanda iyi birer pazarlamacı olduklarından, bu alacaklarını çeşitli fonlar biçiminde hem ABD'nin, daha çok da Avrupa'nın en büyük yatırım bankalarına satmışlardı. Krediler geri dönmeyince bu kurumların tamamı battı. Bu acı gerçek, küreselleşme dedikleri yeni düzenlemeler, yeni teknolojiler ve en önemlisi "neo" liberal zihniyet bütünü yüzünden artık birbirine göbekten bağlı bulunan diğer kurumları ve piyasaları da zincirleme reaksiyona soktu. Tüm dünyada borsalar düştü, kurlar altüst oldu.
4. Neden kumar, neden kumarbaz? Çünkü tatlı spekülatif karlara alışık finans kesimi (üstelik tüm dünyada vergilendirmeye karşı alerjisi vardır) bütün bu yıllar boyunca kendine sürekli yeni oyuncaklar uydurdu, dallandı budaklandı. Futures, options, swap gibi yalnız meraklısının (!) bildiği finansal araçlar türedi. Aslında bunlar yüzyıl önce hububat-tahıl üreticilerinin fiyat iniş-çıkışlarına, ihracatçıların da kur dalgalanmalarına karşı kayıplarını önlemek için tasarlanmış si-gorta sistemleriydi. Zamanla at yarışı kuponlarına döndüler. Hani uğruna bütün birikimlerin kaybedildiği... Peki, kim kazanır, bütün bu kaybedilenleri sonuçta? Yine üç beş büyük abi... Kapitalizmin krizleri bazen bu üç beş büyük abinin kar realizasyonu gibi gelir bana. Zaten "Kapitalizmin nasıl işlediğini anlarsanız delirirsiniz," diyordu Gilles Deleuze, sanırım "Kapitalizm ve Şizofreni"de. Kapitalist doymaz, her zaman daha fazlasını ister, hep bana-hep bana der ve riski giderek büyütür. Bedelini ödeteceği birileri hep elinin altındadır, o bunu gayet iyi
6. Peki kızılcıklar oldu mu, selelere doldu mu? Vallaha Komünist Manifesto çok satıyormuş, ama kitlelerin henüz harekete geçebileceğini sanmıyorum ben. İnsanlar daha beteriyle korkutulacaktır ve henüz insanların korkmadan harekete geçebilecekleri kadar bile adalet yok yeryüzünde. Bu kadarcık bir adaleti yakalaması için, hırçın ergen psikolojisinin ekonomik tercihi ve sistemi kapitalizmin kör topal ilerlemesini beklemek zorunda kalacağız biraz daha. Hem Brecht'in de dediği gibi, insanlar göre göre daha iyi anlar. Bu arada kapitalizm kaç kez kurtarılır, artık orasını Allah bilir.
7. Kim bilir, kim bilir? Bazen keşke dilini eşek arısı soksaydı da "Din toplumların afyonudur," demeseydi diye düşünürüm. Topluma afyon mu yok Marx Amca: Her türlü teknolojik icat, cep telefonları, mesajlar, internet, cafeler, oyunlar, chat, borsa, faiz, döviz, tahminler, yarışma programları, lotaryalar, piyangolar, TV showları, diziler, New Age akımlar, anti-depresanlar, dopamin, serotonin, prolaktin...? Bugün hala kaçıyorsan ya şizofrensin, ya mistik. Marx yaşasaydı hangisi olmak isterdi acaba?
8. Krizin siyasi sonuçları bir felakete...? Evet, varabilir. Savaşmaz diye bilişim sermayesine güvenenlerden olmadım hiç. Bu kriz pekala çıkar savaşlarını kızıştırabilir ve liderleri yeni maceralara sürükleyebilir. Kapitalizmin ilk kuramcıları kar peşinde koşmanın saldırganlığı önleyeceği konusunda çok yanılıyorlardı, bugün artık bundan eminiz en azından. Milli duygularla oynamak kapitalizmin hem kolayına hem işine gelir, her zaman. Bu durumda ellerini ovuşturacaktır o üç beş abi. Hem fakirler biraz ölse fena mı olur canım, azalırlar daha iyi. Sonra kalanları, herkesin kar peşinde koşmasının toplumun yararına olacağı yalanına yeniden inandırmak mümkün olacaktır. Zihniyet aşağı yukarı budur. İnsanlar, kapitalizm savunucularının varsaydığı kadar rasyonel değildir kanımca. Öyle olsa hepimiz Spinozacı komünistler olurduk. Savaşmamak için ancak kendimize güvenebiliriz, sermayeye asla. Kalın sağlıcakla…
2008 sezonu beklentilerinizi karşıladı mı? Mahmut S. Kocadon Bodrum Ticaret Odası Yön. Kur. Bşk.
Evet, 2008 kötü geçti; 2009 daha kötü geçecek gibi gözüküyor. Bodrum'un ekonomisini etkileyen son dönemde 2 farklı sektör var. Birincisi turizm, ikincisi inşaat. Turizm sektörü bu yıl 2008'de doluluk oranı açısından çok iyi geçti. "Her şey dahil" oteller yani nitelikli otellerin hepsi aşağı yukarı doluydu. Fakat karlılık anlamında baktığınızda, çok fazla karlılık yoktu. İşte bunun da sebebi "düşük kur politikası"ndan kaynaklanıyordu. Tabi şu an biraz arttı ama onlara da pek bir faydası olmadı. İkinci sektör inşaat sektörü; ancak bu sektörde "mortgage" kriziyle beraber ciddi bir sekteye uğradı. Bunun da toparlanması muhtemelen 2 veya 2,5 yıl sürecek diye tahmin ediyoruz. Dolayısıyla evet, 2008 kötü geçti; 2009 daha kötü geçecek gibi gözüküyor. Ama buradaki kötülük, bize göre ekonomik anlamda değil de, işçi çıkarma -birçok firma da krizi de bahane ederek işten çıkarma yapacak- Bunun olmaması için bir takım çalışmalar yapıyoruz. Bu çerçevede Sayın Süreyya Serdengeçti'yi getireceğiz. Biliyorsunuz Süreyya Serdengeçti bankacılık camiasında saygın ve sözü geçerli olan bir insan; hep beraber bankacılara dönük bir toplantı yapacağız. Bir de üyelerimize, iş sahiplerine dönük bir toplantı yapacağız. Son dönemlerde biliyorsunuz bankalar kredileri kesmeye başladı. Kredilerin geri çağırılması vs. konuşulmaya başlandı. Bu durum batmayacak firmayı bile ciddi bir şekilde sıkıntıya sokabilir. Son kriz çerçevesinden bakacak olursak da, Bodrum şu an zaman olrak kış sezonuna geçti, zaten normal şartlarda da Bodrum biliyorsunuz, yazın kazanıp, kışın ayakta kalmaya çalışan bir ekonomik yapıya sahip. Önceki yıllarda turizm sezonu bitip, inşaat sezonu başlıyordu. Bu sene tabi inşaat sektörü de olmayacağı için Bodrum bundan çok önemli ölçüde etkilenecek diye düşünüyoruz. Bu küresel krizin önümüzdeki yılın turizm faaliyetine ne gibi etkileri olacak diye sorarsanız, bizi çok etkileyeceğini zannetmiyoruz. Şöyle ki, Bodrum'a gelen turistin kalitesi çok fazla olmadığı için, çok komik rakamlara geldikleri için çok fazla etkileyeceğini tahmin etmiyoruz. Fakat şunu da eklemek gerek; Ekim'in ikinci haftası itibarı ile inanılmaz bir olay yaşıyoruz. Şu anda emlak piyasasında bir hareketlenme var. Yabancılar şu anda konut satın almaya başladı. Bunu merak ettik ve şöyle bir kanaate vardık; herhalde Avrupalı kendi bankasına güvenmiyor ve en karlı yatırımın konut almak olduğunu düşünüyor ve biliyorsunuz 2001 krizini yaşayan Türk ekonomisi bu tür krizlere karşı Avrupa ekonomisinden daha fazla dirençli ve bunu bilen Avrupalı yatırımı emlak alarak yapıyor. Bu tabi sadece bizim ön görümüz…
Ahmet Karataş BOSİAD Yön. Kur. Bşk.
"Oynayamayan gelin yenim dar dermiş", ya da "Minareyi çalan kılıfını hazırlarmış".
22 BODRUM Bülten
Ben özellikle bir ezberi bozmak istiyorum. "Oynayamayan gelin yerim dar dermiş", ya da "Minareyi çalan kılıfını hazırlarmış". Bunlar çok önemli atasözleri yani biz bir işi hakkı ile yapamadığımız veya beceremediğimiz zaman karşılığında bir günah keçisi buluyoruz. Şimdi sormak lazım; Global kriz yokken turizm nasıldı Bodrum'da? Şimdi global krizle ilişkilendiriyoruz. İşte insanların bu ezberini bozmak lazım. Bodrum'un kötü gitmesi veya Bodrum'un turizmden istenen payı alamamasını global krizle ilişkilendirmek tamamen bir kolaycılıktır, tamamen yalandır, dalaveredir… Şimdi biz turizm adına ne yaptık? Bodrum ilçe merkezinde çöplerin kokusu, Torba çöplüğünden kalkıp Atatürk Caddesine kadar dayandıysa, ben limanın önündeki pislik kokusunu duymamak için, burnumu tıkayıp da geçiyorsam ya da yolumu değiştiriyorsam, turist de aynısını yapıyor. Hangi yerlimiz toplu yerleşimlerin olduğu yerlerde rahatlıkla denize girebiliyor? Sokaklarımız ne halde, su tankerlerimiz ne halde? Bugün ishale hattından Bodrum'a giren suyun yüzde 55'i kaçak. Bir kısmı siyasi ilişkiler nedeni ile tahsil edilemiyor. Ama büyük çoğu ise şehir hattının eskiliğinden yeraltına akıp giden… Bir kere yeraltı sularının çekilmesi Bodrum'daki en büyük handikaplardan bir tanesidir. Ucuza mal etmek için, yeraltından izinsiz, ruhsatsız kuyulardan çekilen sular nedeni ile yeraltında boş katmanlar oluşturuluyor. Depreme müsait ortamlar yaratılıyor, ileri de çok acil durumlarda lazım olacak su kaynaklarımız, hepimizin ortak hakkı olan bu su, sondajı vuran tarafından çıkarılıyor ve satılıyor; benim, senin hakkımı satıyorlar. Bodrum'un hijyen sorunu var. Otellere yapılan baskınlarda görüyoruz, en kalitesiz yemekler sağlıksız ortamlarda hazırlanıp müşteriye sunuluyor. Hanutçuluk -ben buna ticari sarkıntılık diyorum- turizm sosyolojisini bilmeyişimiz, turizm felsefemizin olmayışından doğan, turistle birebir yaşanılan sorunlar, istismarlar; bütün bunları alt alta getirdiğimizde 5 Pound’a kahvaltı dahil yatak satılan Bodrum'da konaklama hizmeti hangi sihirbaz formülüyle zarar etmeden kurtarılabilir? Turizmci şartlar bu iken, deterjandan çalacak, içkiden çalacak, malzemenin en kötüsünü kullanacak. Ayrıca Bodrum'da bugüne kadar hangi orijinallik yaratıldı? Hepsi yanlış ve plansız kararların sonucudur. Bodrum'daki yönetim anlayışlarına baktığımız zaman bu anlayışla ancak bir muhtarlık bile zor yönetilir. Kriz insanların kafasında, krizin yüzde 50'si psikoloji. Geri kalan yüzde 50'si ise; zaten biz ülke olarak krizlere alışık olduğumuz için, kriz bizi en az ve en son vurur. İşini bilen yatırımcıya gidin, herkesin işi iyi. Pespembe bir tablo da çizmek istemiyorum ama krizden önce Bodrum ekonomisi, Bodrum turizmi adına biz ne yaptık? Bodrum Yarımadası Belediyeler Birliği'ne bakalım. Bu birlik bugüne kadar ne yaptı? Bir katı atık deponi alanının yerini bile doğru dürüst tespit edebilmiş değil. Bir Alman katı atık firması, 150 bin lira para verdi diye zil takıp oynayacaklar neredeyse. Bu utanılacak bir şey Bodrum için. Alman şirketi niçin hibe verdi? Bu hibeyi yapan şirket eğer bu ihaleye katılırsa, bu yasal olarak ihaleye fesat karıştırmaktır. Bu suçtur… Kavakderesi gibi Bodrum'da bozulmamış, ender coğrafi güzelliklere sahip bir yerin tepesine katı atık için ÇED raporu istiyorlar. Burası yeraltı sularımızın kaynağı olan bir vadidir, ayrıca planlı bir şekilde burada eko turizm doğa turizm planlanmalıdır. Daha hangisini ele alacağımı bilemiyorum, ancak Bodrum'da her sorunun başında stratejik plan eksikliği, bütüncül plan eksikliği var. Bodrum'da yönetim ve yönetişim hatası var. Bodrum'da hangi bölgede hangi turizm, hangi bölgede hangi sektör etkin rol oynayacak bu belirlenmeli, planları, projeleri hazırlanmalıdır. Yönetsel ve yapısal olarak bir revizyona ihtiyacı vardır Bodrum'un, yoksa
2009’dan beklentileriniz... sorunları da çözemediğimiz gibi, ekonomik krizlerden de hiçbir zaman kurtulamayız. Bodrum'un siyaset üstü çözümlere ihtiyacı vardır.
Muzaffer Dağgez BESİAD Başkan Yardımcısı
Bodrum'da artık para dönmüyor. Bunu yaşadığımız küresel krizle de üst üste koyarsak, 2009 yaz sezonunun da olumsuz etkileneceğine inanıyorum. Aslında istatistiksel bilgi olmayınca elde, çok da doğru bilgi vermiş olamıyoruz. Biz dernek olarak tüm üyelerimizden böyle bir istatistiksel bilgi toplamadık, bu konuda rakam vermek afaki olacaktır, bu nedenle kendi adıma değerlendirecek olursam; benim iş yerim sanayide ve bu bölgedeki gözlemlerim çerçevesinde değerlendiriyorum ki, artık sanayi bölgesinde de ekonomik olarak büyük bir gerileme var. Bir kısım yerler kapandı, bir kısım yerler devredildi. Zaten dolaştığınızda kiralık ve boş yerleri sıklıkla görürsünüz. 2008 Bodrum için ne yazık ki, iyi geçmedi. Eğer Bodrum'un parası Bodrum'da kalsaydı, böyle bir girdi olsaydı bunun etkilerini zaten bütün esnafta görüyorsunuz. Bodrum'da artık para dönmüyor. Bunu yaşadığımız küresel krizle de üst üste koyarsak, 2009 yaz sezonunun da olumsuz etkileneceğine inanıyorum. Özellikle yerli turisti etkileyecektir. Yabancılar açısından da tabi kriz mevcut, ancak oradaki kriz, az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkeleri daha çok etkiliyor. Buna paralel, gelecek turist sayısında azalma olacağına veya gelenlerin de daha tasarruflu davranacağına inanıyorum. Zaten her şey dahil sistemle gelen turistin girdisi, kaldığı otel dışında şehir merkezindeki esnafa yansımıyor. Dövizin yükselmesi belki otelcilerimiz açısından artı değer olacaktır. Ne kadar böyle gidecek, dengesini koruyabilecek mi tabii bilemeyiz ama turizmcimizin her zaman işine gelmiştir döviz kurlarının yükselmesi. Ancak yerli turizm faaliyetinin düşeceğine inanıyorum ve şu anda da Bodrum'u takviye eden iç hareketler; işte inşaat sektöründe veya gelen yerlilerin yaptığı alışveriş, yediği içtiği, bir para akışı yaratıyor ama yabancı acenteler aracılığı ile geldiği için biz yabancı turistin harcamasını göremiyoruz. İnşaat sektörü de bu yıl çok durgun olacak. Zaten satışa arz edilmiş o kadar çok ev var ki, bunlar satılmayınca dönüşleri de olmuyor. Bu, belki birçok iflasın da nedeni olacaktır. Geçen yıllarda da birçok büyük firmanın battığını ve bunlardan konut alan yabancı ve yerlilerin çok zor durumda kaldığını gördük. Ancak şimdi daha büyük bir olay var ki, Tsunami gibi; TOKİ'nin Çanakkale'den İskenderun'a kadar yerleşim yerlerinde yabancıya satış adı altında yapacağı konutlar. Yani Bodrum gibi bir yerde, Ortakent'te bin dönümlük bir arazinin bu işe tahsisinin istenmesi Bodrum'a vurulan son darbe olacaktır. Bu kadar satışa arz edilmiş konut varken sahillerde, TOKİ'nin binlerce konutu buraya yapmasının bana göre bir anlamı yok. Başka siyasi tercihlerden kaynaklandığını düşünüyorum. Çünkü TOKİ'den evsizlere ev veriliyor, başka yerlerden gelip buralara yerleşilerek, başka siyasi tercihler yapılabiliyor. Bütün bunların yanında burada faaliyet gösteren yatırımcıya ve hatta tüm ülkeye vurulacak bir darbe olarak görüyorum. TOKİ'nin bu projesine karşı bütün Bodrum'un, bütün sahilin, bütün turizm merkezlerinin ayağa kalkması lazım. Bu kendi kendimize yaratacağımız bir kriz olacak. Çünkü bu binlerce konuta yerleşecek nüfusa Bodrum'un
TURİZM CENNETİ OLAN MUĞLAYI DALGA VURDU... Bülent Karakuş Muğla Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı "Ekonomik dengesizlik Muğla'yı da olumsuz etkiledi. Düşük döviz kurları nedeniyle, üretim giderlerinin sürekli artması mermercilerimizi ihracat yapamaz hale getirdi. İllere verilen teşviklerin sektörlere de verilmesi gerekiyor. İlimizdeki turizm ve madencilik sektörüne üretimi ihracatı artırıcı teşviklerin verilmesini bekliyoruz."
Hayati Nizamoğlu Muğla Ticaret Borsası Başkanı "Muğla ekonomisi turizm, tarım ve madenciliğe dayalı. Muğla'da ürettiğimiz ürünlerde markalaşamadık. 300 bin ton süt, 200 bin ton zeytin ve 20 bin ton bal üretiyoruz. Bu ürünlerimizi markalaşma ve ambalajlama yapmada yeterince geliştiremedik. Ülkemizde tarım bitti, tarım teşvik edilmeli. Madencilik sektöründe ise döviz kurunun düşüklüğü nedeniyle ihracat yapamıyoruz. İlimizde bölünmüş yolların yapılamaması turizmi olumsuz etkiliyor. Bölünmüş yollarımızın derhal yapılması gerekiyor. Ayrıca ilimizin uluslararası fuar alanlarına ihtiyacı var. Bu sorunların çözülmesi durumunda özellikle Muğla'nın ekonomik olarak düzlüğe çıkacağına inanıyorum."
Suat Oyman Muğla Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı "Muğla'da çiftçinin en büyük sorunu akaryakıt ve gübre fiyatlarının yüksek olmasıdır. 20 kilogramlık bir çuval gübre 120 YTL'ye satılmakta. Çiftçilerin bu girdi maliyetleriyle üretim yapmaları çok zor. Gübre fiyatları düşürülmeli. Akaryakıt fiyatında da iyileştirme yapılmalı. Denizde kullanılan mazota indirim yapılıyor. Ancak tarlada üretim için kullanılan mazotta böyle bir şey söz konusu değil. Bu çok büyük bir handikap" dedi.
İhsan Özgen Muğla Yiyecek Maddesi Yapanlar ve Satanlar Odası Başkanı "Muğla'ya son yıllarda açılan büyük alışveriş mağazaları küçük esnafı yok etti. Büyük alışveriş mağazaları Muğla'da şube açınca küçük esnaf yok oldu. Maalesef bizim yerel yöneticilerimiz bu alışveriş mağazalarına engel olamadı. Aslında yok olmayı küçük esnafımız kendisi de istedi. Biz oda olarak büyük alışveriş mağazaları açılmadan önce Esnaf ve Sanatkarlar A.Ş adı altında kendi alışveriş merkezimizi kurarak örgütlenmek istedik. Ancak hiçbir esnaf arkadaşımız bize ortak olmadı. Bu şirkete ortak olmuş olsalardı bu sorun ortadan kalkardı. Ama bu saatten sonra bu sorun çözülmez."
Ömer Öcal Muğla Genç İşadamları Derneği Başkanı (MUGİAD) "Muğla'nın tarihi evleri ünlü. Sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya gelerek günlük turlar düzenlenebilir. Gelen turistleri Karabağlar Yaylası, Belen Kahvesi, ve ören yerlerimizi gezdirebiliriz. Muğla halkı her konuda olduğu gibi bu konuda da duyarsız. Bunları yapabilirsek Muğla ve ekonomisi için iyi olacağına inanıyorum." Hürriyet Ege
İçimizden Biri Hazırlayan: YİĞİT UYGUR
Bodrum Oda Orkestrası'nın fikir babası ve şuanda da sanat koordinatörlüğünü sürdüren Turgutreis'in çıkardığı değerlerden biri olan Kontrbas sanatçısı Numan Pekdemir'in en büyük arzusu "Bodrum Senfoni Orkestrası"…
NUMAN PEKDEMiR, BODRUM ODA ORKESTRASI HAYALİNİ GERÇEĞE DÖNÜŞTÜRÜYOR Numan Pekdemir, Turgutreis Yalı Camii'nin imamı Ali Haydar Pekdemir'in oğlu olarak 1951 yılında Turgutreis'te küçük bir taş evde dünyaya geldi. Pekdemir, Kültür Bakanlığı'na bağlı olarak, İzmir, Ankara ve Antalya'da uzun yıllardır sürdürdüğü müzisyenlik kariyerinin yanı sıra aynı zamanda yönetici sıfatı ile de görev yaptı. Turgutreis'te başlayan, İzmir'de devam eden bu müzik serüveni, bugünlerde yine doğduğu yere geri döndü. Kendini doğduğu, büyüdüğü topraklara karşı
sorumlu hisseden Pekdemir'in aklına Bodrum'da bir oda orkestrası kurma fikri bundan birkaç yıl önce Antalya Senfoni Orkestrasında görev yaptığı yıllarda düşmüş. Aslında nihai hedef tabii ki, bir senfoni orkestrası... "Düşünün bir kere" diyor, usta müzisyen, "Bodrum'un bir senfoni orkestrası var, gidip İstanbul Klasik Müzik Festivali'nde konser veriyor. Ya da Bodrum belediye başkanı yurt dışına bir ziyarete gitmiş, Bodrum'u tanıtacak, o gün bir de Bodrum Senfoni Orkestrası'nın ya da Oda
Orkestrası'nın konser verdiğini düşünün. Bundan iyi reklam mı olur?" Bunun üzerine bakanlık nezdinde girişlerde bulunan Pekdemir, bakanı ikna etmekte hiç zorlanmamış. Bodrum Belediyesi de destek verince bakanlık Pekdemir'i geçici görevle Bodrum'a atamış ve tabii ki 15 kişilik yaylı çalgılardan oluşan bir de kadroyu. Numan Pekdemir'in sanat yönetmenliğinde bugüne kadar Bodrum'da 6 konser veren oda orkestrası, 12 Aralık tarihlerinde yeni bir konsere hazırlanıyor. Bodrum Oda
HALİKARNAS BALIKÇISI ANISINA ÖZEL BİR KONSER
Fotoğraf: Dilek Cebeci Bodrum Oda Orkestrası, 4 Ekim Cumartesi Günü Saat 20.30’da, Bodrum Belediyesi Nurol Kültür Merkezi’nde Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Bodrum Belediyesi işbirliği ile Şef Naci Özgüç yönetiminde ve solist olarak Flüt Sanatçısı Şefika Kutluer’in katılımlarıyla, Konzertmaister Sema Korkut ve sanat koordinatörü Numan Pekdemir’le birlikte verdikleri konser Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın Ölümünün 35. Yıldönümü anısına gerçekleştirildi.
24 BODRUM Bülten
Orkestrası'nda görev yaptım.
Bu dönem içersinde neler yaptınız?
Fotoğraf: Dilek Cebeci Orkestrası'nın mimarı Numan Pekdemir'i Turgutreis'teki evinde ziyaret ediyoruz ve müzik serüvenini kendi ağzından dinliyoruz.
Müziğe olan ilgi nasıl başladı, nasıl keşfedildi, Turgutreis'ten başlayan bu müzik serüvenini bizimle paylaşır mısınız? Ben 1951 yılı doğumluyum. Benim ilkokul çağlarımı düşünecek olursak, 57-58-59 yıllarının Turgutreis'teki genel görünümünü göz önüne getirecek olursak; elektrik yok, buzdolabı yok, şu yok, bu yok, hiçbir şey yok. Adeta hiç el değmemiş bir Turgutreis'te yaşıyorsun, bugün bahçeden çıkıp servislerle okula gidilirken, biz elimizde yemek çantaları ile Akçaalan'a okula giderdik ve dönerdik. Benim ilkokul hocam İzzet Kaya'dır. Hocam beni ilkokul birinci sınıftan üçüncü sınıfa kadar okuttu. Şöyle diyeyim, müziği de o sevdirdi bana herhalde; ağız armonikası çalmaya çalışırdım kendi kendime. Gerçi şimdi o günkü durumumu düşündüğümde anlıyorum ki, benim müzik kulağım varmış. Köyden çıkan bir çocuk olarak ben seslerin ne olduğunu, notlarını algılayamıyordum ama bir kere dinledim mi, çalabiliyordum. Derken ilkokulu bitirdim ve Muğla'ya gittim, ablalarım Muğla'da okuyorlardı. Burada ortaokula devam ederken, müzik hocam Ünal Pehlivandı. Kendisi hala Fethiye'de yaşar, arada görüşürüz. Ben ilk defa klasik müziği Muğla'da dinledim. Ve ilk dinlediğim eser, Camille Saint Saens'ın "İskeletlerin Dansı" adlı eseri idi. Ünal Hocam bize önce eserin konusunu anlatmıştı. Mezarların açılışını, bunun enstrümanlarla seslendirilişini, horozun sesinin, obuadan çıkan seslerle anlatılmasını vesaireyi ve bu benim aklımdan hiçbir zaman çıkmadı. Aşağı yukarı üzerinden 45 yıl geçti ama hala kulağımdadır.
Ortaokuldan sonra konservatuar mı geliyor? Evet, 1968'de İzmir Devlet Konservatuarı’na girdim ve orada öğrenimime başladım. Ancak benim babam, babadan gelme meslek olarak, yani dedem, onun dedesi, Osmanlı'dan bu yana camide imamlık yapmışlar. Dedem, hem Akçaalan'da
imam, hem de tam cumhuriyet dönemine geçişte öğretmenmiş. Onun adı da Numan'dır. Onun oğlu yani benim babam o da aydın bir insan ve Turgutreis'te hoca idi. Bir imam yaşadığı toplumun önünü açmak zorundadır. Yani müzik dersi almak günah mı, değil mi? Günah değil tabii, bunu aydın bir insan olarak halka göstermek için oğlunu, yani beni konservatuara gönderiyor. Ablalarımı yani 2 kızını öğretmen yaptı, bir diğer oğlunu da inşaat mühendisi yaptı. Ve tüm bunları babam yoklukla, imam maaşı ile ve küçük bir mandalina bahçesinin geliri ile yaptı. Anlatmak istediğim, toplum olarak önümüzü açacak aydınlık insanlara ihtiyacımız var. Konservatuarda hocamız Alman'dı, bir süre sonra Almanya'ya dönünce Ankara konservatuarı'na gittim. 2 sınıf atladım burada -iyi bir talebe idimsonra 1976 yılında konservatuarı bitirdim ve aynı yıl İzmir Senfoni Orkestrası'na atandım. O gün bugündür de İzmir Senfoni
Bodrum Senfoni Orkestrasının oluşması, böyle bir alt yapının kurulması, 40 - 50 kişilik bir müzisyen topluluğu demek, bu da buraya müzikallerin gelmesi demek, operanın, balenin gelmesi demek. Bu gibi turnelerde kalabalık kadrolardan yöneticiler pek hoşlanmaz, çünkü ekonomik değildir ama Bodrum'da böyle yerleşik bir şey olursa bunun adı devlet senfoni orkestrasıdır. Bodrum'da böyle bir orkestra olduğu zaman Bodrum'a güzel bir kültür merkezi de kazandırılır.
1986'dan 1999'a kadar İzmir Senfoni Orkestrası'nın müdürlüğünü yaptım ama bu yılların aşağı yukarı 3-4 senesi de yönetim kurulu üyeliği olarak geçti. Sonra Antalya Senfoni yeni kurulmuştu, dönemin kültür bakanı Sayın İstemihan Talay, -aynı zamanda değerli dostumuz-, kendisi rica etti, "Antalya'ya gider misin, orada çalışmaları başlatır mısın?" dedi. Sanat neredeyse tabii ki oraya gideriz. 3,5 sene kadar orada kaldım. Döndüğümde o dönemin kültür bakanı Erkan Mumcu aradı. "Ankara'ya Güzel Sanatlar'a genel müdür yardımcısı olarak gelir misin?" dedi. Üç sene kadar da bu görevde bulunduktan sonra İzmir'e döndüm ama sanatçı olarak ve sanat yönetmeni olarak görev yapmak benim daha çok hoşuma gidiyor. Sanatla nefes alıp veren idarecilik -Güzel Sanatlar da öyleydi ama orada politikanın içinde oluyorsunuzSanatçı özgür çalışmak ister. Benim de tabiatım o.
İzmir Senfoniye döndükten sonra ne oldu? Oda orkestrası fikri bu sırada doğdu sanırım… Evet, İzmir'e döndüm, 1,5 sene sonra şimdi ki bakana, Ertuğrul Günay'a Bodrum'da bir oda orkestrası kurulmasına yönelik bir mektup yazdım ama tabi önce Bodrum Belediyesi ile görüştüm. Aslında ben bu orkestraya 4-5 sene önce Antalya'dayken karar vermiştim. İstemihan Talay'la da görüşmüştüm ve yapacaktık ama o dönem hatırlarsınız ani istifalar yaşanmıştı. O zaman yarım kalmıştı bu iş. Neyse şimdiki bakan Sayın Günay'a yazdığım mektuba çok çabuk, hiç tahmin edemeyeceğim bir süratle cevap geldi ve Bodrum Belediyesi'ne geçici görevle atandım.
Orkestradaki diğer müzisyenler de İzmir Senfoni'den geçici görevle geldi değil mi? Tabi anlatacağım, ona da değineceğim. Biz bu oluşumla ilk konserimizi Mayıs'ta Gürel Aykal'la, Suna Kan'la beraber verdik. Sonra İdil Biret'le bir konserimiz oldu, derken Halikarnas Balıkçısını anmak için verdiğimiz konserle 6 konseri bulduk. Diğer konuya dönecek olursak, şimdi amaç; benim gibi geçici görevlendirmeyle Bodrum'da ikamet eden sanatçıları toplamak. Çünkü o zaman otelde kalma ya da ulaşım problemlerimiz de kalmayacak. Bundan ilerisi de Bodrum'da bir devlet senfoni orkestrası kurmak. Tüm bu oluşumlar böyle oda orkestrası kurmakla başlar zaten.
Esas hedefiniz bir senfoni orkestrası zaten değil mi? Bodrum'a çok yakışacağına inanıyorum, nüfus olarak da kaldırıyor zaten. Bodrum Senfoni Orkestrasının oluşması, böyle bir alt yapının kurulması, 40 - 50 kişilik bir müzisyen topluluğu demek, bu da buraya müzikallerin gelmesi demek, operanın, balenin gelmesi demek. Bu gibi turnelerde kalabalık kadrolardan yöneticiler pek hoşlanmaz, çünkü ekonomik değildir ama Bodrum'da böyle yerleşik bir şey olursa bunun adı devlet senfoni orkestrasıdır. Bodrum'da böyle bir
konseri İsmet İnönü anısına vereceğiz ama tabi önce Belediye başkanımızla da görüşeceğim ve gelirinin de Mehmetçik Vakfına bağışlanmasını teklif edeceğim.
orkestra olduğu zaman Bodrum'a güzel bir kültür merkezi de kazandırılır.
Bodrum'dan böyle bir kadro çıkar mı acaba, ya da siz bu konuda nasıl bir yol izleyeceksiniz?
Yok, Bodrum'da böyle bir müzisyen kadrosu yok. Ancak şu anda geçici görevle atanacak 14 müzisyen için kültür bakanlığına dilekçe verdim. Şu an 14 kişilik bir kadro Bodrum'da ikamet ederek bu görevi yapacak ama bugün 14 kişidir, yarın 24 olur. Bir gün Senfoni orkestrasını kuracak sayıya ulaşır. Buraya bir devlet senfoni orkestrası kurulduğu vakit o zaman şimdiki gibi ben nasıl İzmir Senfoni'den alıyorum maaşımı, o zaman Bodrum Devlet Senfoni Orkestrası Müdürlüğü'nden alınacak maaşlar. Maliye Bakanlığı'nda bütçe konuları konuşulurken o vakit, Bodrum'a gidecek para da görüşülüyor. O zaman -örnek veriyorum-, Bodrum Kalesi'nde yazın periyodik konserler verebiliyorsun. Mesela bir tanesine Zamfir'i getiriyorsun, bir tanesine İdil Biret'i, bir tanesine Pepe Romero'yu getiriyorsun. Sponsor buluyorsan Bocelli'yi getiriyorsun. Bunlar Bodrum Kalesi'nde olabilecek işler ve 2 gün üst üste program yapsanız kale dolar taşar. Çünkü Bodrum'da bu potansiyel var. Ayrıca bu orkestra sadece Bodrum'a da mal edilemez, bu orkestra festivallere katılabilir, Yunan adalarına gider burada konserler verebilir. Bodrum için de olması gereken bir olgudur bu.
Bodrum'daki sanatsal aktiviteler yeterli mi ya da gerçekten nitelikli bir şeyler yapılıyor mu? Önerileriniz var mı? Bizim amacımız bu orkestra ile dünya müzik sanatını insanlara tanıtmak ve sevdirmek. Popüler dünyayı taşımak değil. Zaman zaman orkestralar bunu yapar ama esas amaç gerçek müzik sanatını tanıtmak. Amacımız milyarlarca gelir elde etmek de değil, amaç topluma hizmet. Bu nedenle Bodrum'dan ne bekliyoruz? Müzisyenlerimiz geldiğinde konaklayacak yer. Gerçi BODER'le konu üzerine olumlu görüşmelerimiz oldu. Burada Bodrum yarımadasında bir sürü belediye var. Özellikle başkanların bu konserleri desteklemeleri gerekiyor. Bunu özellikle belirtiyorum belediye başkanları toplumun önde gelen insanlarıdır. Spor olsun, konserler olsun gidip o havayı almaları lazım. Başkanların kültürel, ahlaki vs, her yönden halklarını yukarıya taşımaları gerekiyor. Bu bir sorumluluktur, belediye başkanlarının bu sorumluluğu almaları gerekiyor. Bir yerlerinden tutup, mesela, "Bu orkestranın bu ay tüm masraflarını ben karşılıyorum" demesi lazım. Ama tabii ki, sahipsiz değiliz, yine de imkanlarımızın çoğaltılması lazım.
Bugüne kadar Bodrum Oda Orkestrası olarak 6 konser verdiniz, nasıl tepkiler aldınız? Bodrum'da ilk olarak 16 Mayıs'ta konser verdik, ondan sonra 3 Temmuz'da Magic Life'da verdik. Magic Life'ın çok mükemmel ve akustiği güçlü bir salonu var. 5 Temmuz'da Bodrum kalede verdik. 7'sinde aynı orkestra ile Didim'de verdik. Ekim'in 3'ünde yine Magic Life'ın salonundaydık. 6. konser ise 4 Ekim'de Cevat Şakir anısına Nurol Kültür Merkezi'nde gerçekleşti.
Peki, bu konserlerde hangi eserleri seslendirdiniz, ilgi nasıldı ve genel olarak biraz konserlerden konuşalım mı? 16 Mayıs'taki ilk konser Devlet sanatçısı Şef Gürel Aykal yönetiminde gerçekleşti. Orkestra'nın ilk seslendirdiği eser Milli Marşımız oldu. Konserde Solist Suna Kan eşliğindeki orkestra, Darmar'ın "Metamorfoz", Mozart'ın "Küçük bir gece müziği" ve Vivaldi'nin "Mevsimler" adlı eserlerini seslendirdi. 5 Temmuz'da Bodrum Kalesi'nde şef Naci Özgüç yönetiminde gerçekleşen İdil Biret konserinde Albinoni'nin Adagio'sunu, Mozart'ın Re minör piyano konçertosunu ve "Divertimento"sunu ayrıca Nevit Kodallı'nın "Telli Turna" isimli eserlerini seslendirdik. Aynı konser 7'sinde Didim'de tekrarlandı. Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı'nın 35'inci ölüm yıldönümü anısına 4 Ekim akşamı Nurol Kültür Merkezi'nde bir konser verdik. Şef Naci Özgüç yönetimindeki orkestra'ya Şefika Kutluer solist olarak katıldı. Konserde Mozart, Vivaldi ve Çaykovski'nin eserlerine yer verdik. Önümüzdeki konser 12 Aralık'ta. Şu an resmi olarak söyleyemiyorum ama bir sonraki
26 BODRUM Bülten
Bodrum'da ilk olarak 16 Mayıs'ta konser verdik, ondan sonra 3 Temmuz'da Magic Life'da verdik. Magic Life'ın çok mükemmel ve akustiği güçlü bir salonu var. 5 Temmuz'da Bodrum kalede verdik. 7'sinde aynı orkestra ile Didim'de verdik. Ekim'in 3'ünde yine Magic Life'ın salonundaydık. 6. konser ise 4 Ekim'de Cevat Şakir anısına Nurol Kültür Merkezi'nde gerçekleşti.
Bir de bir hayalim var; Bodrum Yarımadası’na koskocaman bir çadır yapmak. Mesela burada Bodrum'a yönelik Kasım ayında çok büyük bir festival yapılmasını hep düşlemişimdir. Yani bakın Belediyeler Birliği diye bir kurum var. Acaba bir araya geldiklerinde kültür ile ilgili bir konu konuşuluyor mu hiç? Merak ediyorum. Bir otursunlar, bütçelerini bir araya getirsinler sanat adına, kültür adına bir şey yapsınlar. Konuştukları hep, yok 2.kat, 3.kat, imar yüzdesi, yok ona bu kadar verildi, buna bu kadar verildi, vs. Kültür olarak yaşadığın topluma ne veriyorsun? Biz bu çadırlardan birini genel müdür yardımcılığı yaptığım dönemde İstanbul'dan Çanakkale'ye taşıdık. 15002000 kişilik çadırlar bunlar. Yağmur almaz, su geçirmez… Kasım ayında bir festival düzenlenir, bir gün opera olur, bir gün bale, bir gün tiyatro. Ve bunun halka açık ücretsiz olması lazım. Bir ay olmadı, 15 gün olur ve bunu belediyeler organize edecek. Ben Belediyeler Birliği ile görüşmeye hazırım, çağırsınlar beni görüşelim. 2000 yılında Side Festivali'ni başlattık, şimdi aldı başını gidiyor, hala sürüyor. Bodrum bunları yapamayacak durumda mı? Bizim kültür ve sanata ayıracak paramız yok demesin başkanlar. Öyle belediyeler tanıyorum ki, yüz milyarlarca paraları ortaya koyup şarkıcıları, türkücüleri getirtip, eğlence müziği yapanları var. Tamam, bunu da yapsınlar ama sanat ve kültüre de para ayırsınlar. Kültür merkezini herkes yapamaz şimdi ama belediyeler birliği kursun bir çadır ve Kasım ayında uluslararası bir kültür sanat festivali düzenlesin. Bu Bodrum'un ihtiyacıdır…
Ayaküstü 1998’de Ankara AKUT’un kuruluşunda yer alan Alp Emre Kököz, bugüne kadar tüm deprem kurtarmalarına katılmış bir gönüllü; aynı zamanda dalış eğitmeni, paraşütle atlıyor, arama kurtarmada yurt içi ve yurt dışı olmak üzere 16 kurs görmüş.
AKUT DENİZ KURTARMA BİRİMİ KURULUYOR Kurulduğu yıl olan 1996’dan beri mağaralarda, dağlarda ve doğal afetlerin yaşandığı bölgelerde kaybolanların aranması ve bu koşullarda kaza geçirenlerin kurtarılması için çalışmalarını sürdüren AKUT Derneği, şimdi de denizde meydana gelebilecek kaza veya doğal afetlerde hayat kurtarmaya hazırlanıyor. 1996 yılında kurulan ve o gün bu gündür kamu yararına çalışan, sayısız kurtarmaya katılan dernek, gönüllülük ilkesi ile çalışıyor. Türkiye’de, özellikle dağcılık sporunda kaza geçiren veya kaybolanların aranması ve kurtarılması konusunda bir kurum ya da birimin olmaması nedeni ile kurulan AKUT, zaman içinde Türkiye’de doğa sporları ya da doğal afetlerde kazazede durumuna düşenlerin hep yardımına koştu. Deniz kurtarma konusunda Türkiye’de bir boşluk olduğunu belirten AKUT Bodrum Birim Başkanı Alp Emre Kököz, AKUT deniz kurtarma biriminin ilk kez Bodrum’da kurulmak üzere çalışmalara başladığı bilgisini verdi. 1998’de Ankara AKUT’un kuruluşunda yer alan Alp Emre Kököz, bugüne kadar tüm deprem kurtarmalarına katılmış bir gönüllü; aynı zamanda dalış eğitmeni, paraşütle atlıyor, arama kurtarmada yurt içi ve yurt dışı olmak üzere 16 kurs görmüş.
Kurtarmada öncelikler Kököz, ilk defa Bodrum’da kurulacak olan AKUT deniz kurtarma biriminin gerekliliğine değinerek, doğal afet veya kazaların dışında insan tacirleri tarafında denize bırakılan mülteciler konusuna da dikkat çekiyor ve deniz kurtarma birimi hakkında bilgi veriyor; “Bodrum’da çok fazla teknik rota yok, yani öyle çok fazla düşülecek dağlar, kayalar olmadığı için bizim bunun dışında 2 önceliğimiz var, birisi orman yangınları, bir diğeri ise deniz kurtarma ve tabi ki tüm
Bodrum Deniz Kurtarma Birimi, imkanları el verdiği ölçüde Türkiye’nin herhangi bir köşesinde meydana gelebilecek afet veya kurtarmalara da katılacak. AKUT olarak ülke genelinde 18 ilde merkezleri bulunduğunu söyleyen Kököz; “Biz Bodrum’da bu eğitimi standart haline getirip, diğer merkezlerimizde de gerekli olduğunda kendilerinin müdahale edebileceği pozisyona getireceğiz. Kaldı ki devlet bize nakil vasıtalarını sağladığı sürece neresi olursa gideriz” diyor.
“Her can kutsaldır” AKUT Bodrum Deniz Arama Kurtarma Birimi, Amerika’daki, “resque swimmer” adındaki militarist yapıya sahip sahil güvenlik biriminin eğitim programını uyguluyor. Birim Başkanı Kököz’den alınan bilgiye göre AKUT ülke genelinde bugüne kadar 700-800 civarındaki kazazedeyi canlı kurtardı. AKUT’un bir bilgi ve deneyim birikimi olduğunu söyleyen Kököz, “Deniz kurtarmada zaman çok önemli, 10-15 dakikada müdahale edilmesi gerekli. Edemezseniz, kazazede hayatını kaybediyor. Kışın bu risk artıyor, hipotermi dediğimiz vücuttaki ani ısı kaybına yönelik ölümler yüksek olabiliyor. Önceliğimiz tekneyi kurtarmak değil, bizim önceliğimiz içindeki insan veya diğer canlılar. Denize düşen bir köpek dahi olsa günlerce ararız, AKUT için her can kutsaldır”.
Nasıl çalışıyorlar?
Kurtarma konusunda devletin “kıyıda arama kurtarma” başlıklı bir talimatnamesi bulunuyor. Henüz protokol aşamasında olan proje hayata geçirildiğinde AKUT deniz kurtarma birimi, öncelikle Sahil Güvenlik Komutanlığının emir ve görüşlerine tabi olacak. Deniz ve doğa kazalarına ek olarak talep gelirse Yunanistan’ın Kos adası ve civarında da çalışma yapacaklarını belirten Alp Emre Kököz, bölgede bulunan havaalanının da yoğun bir uçak trafiğine sahip olması nedeni ile burasını da çalışma kapsamına aldıklarını ve eğitimlere devam ettiklerini belirtiyor.
Arama kurtarma çalışmaları hakkında bilgiler veren Kököz, yaşanan her kazayı öncelikle simulize ettiklerini söylüyor ve devam ediyor “Diyelim bir uçak düştü; öncelikle bunun için bir simulasyonumuz var, bir hareket süremiz var ve bir takım yapmamız gereken ekipman düzeneğimiz var. Gerekli durumlarda tüm bunlar önceden belirli programlar ve eğitimimiz çerçevesinde uygulamaya konulacak. Deniz kazalarında yerel kaynaklardan destek görüyoruz, gerekli durumlarda en uygun aracın Zodyak türü botlar olduğu fikrine vardık. Bunun dışında sualtı ekipmanlarımız var. Her zaman tüpler değil tabi bunlar, çok kalın dalgıç kıyafetlerimiz var, özel can yeleklerimiz ve simitlerimiz var, ayrıca suyun bir metre altına kadar çalışabilen bir telsizimiz bulunuyor. Yaralıya sıvı transferi yapabilmemiz için termoslarımız var. Dünya bu alanda çok ileriye gitmiş durumda, bu tamamen maddiyata dayalı bir olay, keşke bizim de imkanlarımız olsa Amerika’daki resque swimmer ne kullanıyorsa biz de onu kullanabilsek ancak şu an imkanlar dahilinde çalışıyoruz. Katılmak isteyenlerin öncelikle profesyonel dalgıç olması ve fiziki yeterlilik testlerimizden geçmesi gerekiyor. Uzun yüzüşlerimiz var, 2-2,5 mil gibi; kondisyon eğitimlerimiz var, su altında ve su üstünde en kısa zamanda yapılabilecek ilk yardım eğitimlerimiz var. Navigasyon ve yön bulma eğitimi, su üstünde hayatta kalma eğitimi”.
Gerektiğinde tüm ülke genelinde kurtarma yapacaklar
Sahil Güvenlik Komutanlığı ile AKUT arasında imzalanacak protokolden sonra hayata geçecek olan proje kapsamında şu anda eğitimlerine devam eden 20 kişi bulunuyor.
bunların çerçevesinde kaybolmalar. Bunun bir ihtiyaç olduğunu düşündük, çünkü çok ciddi anlamda bir mülteci sorunu var. Tüm Türkiye için geçerli olmakla birlikte, bu bölgede daha fazla karşılaşılıyor. Bu ticareti yapan şahıslar, emniyet birimlerine yakalanacaklarını anlayınca, mültecileri suya atıyorlar. Emniyet birimleri de doğal olarak öncelikle kolluk görevlerini yapmaya çalıştığı için bu kişiler kaybediliyor. Burada kurduğumuz grup çok kalifiye kişilerden oluşuyor, zaten tümü denizci, ayrıca bu işin üniversitesini okumuş, yurtdışında ya da yurtiçinde teknik dalgıç olarak görev yapmış insanlar var. Şu anda da eğitimlerine devam ediyorlar”.
BODRUM
Bülten
27
Göz, Gez, Arpacık Gezginler: YEŞİM & KADER ONAY
28 BODRUM Bülten
Alaçatı mesafe olarak bize yakın sayılabilecek bir uzaklıkta. İzmir'e gelmeden önceki Çeşme Otobanı’ndan devam ettiğinizde yaklaşık yarım saat gibi bir süre sonra Alaçatı'da oluyorsunuz. Öncelikle Alaçatı’nın hayran kaldığımız bir yanını dile getirmek istiyorum. Yeni yapılmakta olan yazlık diye tanımlayabileceğimiz konutların tamamını kendi yörelerine ait olan bir mimari tarzda yapıyorlar. Tamamı taş olan binaların eskiyi andıran yapı tarzları çok hoş bir mimari doku oluşturmuş ve eski Alaçatı evleri ile uyum sağlamış. Nispeten kirletilmemiş bir doğa ve çevre düzeni hemen dikkatimizi çekiyor. Surfçüler tarafından dünyanın en önemli yedi parkurundan biri sayılan Alaçtı bunun yanında tertemiz havası, mimarisi, cafeleri ve restaurantları ile çok hoş bir tatil beldesi. Bunca özelliğinin yanı sıra eğer sezonun bitiminde gitmeye karar verirseniz eski evler ve sakin sokaklar sizlere huzur dolu anlar yaşatacaktır. Açıkcası Çeşme'nin Bodrum'la kıyaslanacak kadar ileri götürülen reklamı ve abartılı övgüleri yanında Alaçatı yalınlığı, sımsıcak insanları ve huzur dolu sakinliği ile çok daha görülmeye değer bir yer gibi geldi bize ve de çok sevdik gerçekten. Kısacası Çeşme'yi gölgede bıraktı diyebilirim rahatlıkla. Alaçatı Taşı denilen ponza taşına benzer kesme taşlardan yapılmış evlerin bulunduğu sokaklarda geziyoruz. Bir kısmı Rumlardan kalmış eski evler aslına uygun olarak restore edilmişler. Daracık sokaklar kendine özgü sakin ve sessiz. Sokakların tadını doyasıya çıkartıp sayısız güzel fotoğraf çektikten sonra hızla denizin üzerinde martılar gibi uçan surfçülerin merkezi olan surf merkezine doğru yola koyuluyoruz.
ALAÇATI Rüzgarla dans eden sörfçülerin anavatanı sayılan Alaçatı'dayız bu sayımızda. Gerçekten son yıllarda popüler olan Çeşme ve Alaçatı bu şöhreti hakediyor mu acaba? İşte bu soruya yanıt bulabilmek için bir hafta sonu düştük yine yollara.
İki tepe arasında adeta bir koridor oluşturan denizin üzerinde oluşan rüzgar, denizden karaya doğru esiyor. Böyle bir parkuru planlayıp günümüzün teknolojileriyle yapmaya kalksanız başaramazsınız. Hem profes-yoneller hem de yeni öğrenmekte olan acemiler için harika. Denizin üzeri adeta bir çiçek bahçesi gibi. Çimlerin yerinde masmavi bir deniz, çiçeklerin yerinde de rengarenk yelkenler, dalga ve köpükler içinde bir o yana bir bu yana keyifle savruluyorlar. Tam bir görsel şölen. Surf merkezlerinde surfle ilgili her türlü malzeme var. Hoca gözetiminde dersler veriliyor. Haftalık paket programlar var. İsterseniz malzemeleri günlük olarak kiralayabiliyorsunuz. Eğer farklı bir heyecan ve farklı bir keyif arıyorsanız surfü mutlaka denemelisiniz. Başlangıçta zor gelecektir fakat öğrenip de denizin üzerinde hızla rüzgarla dans etmeye başladığınızda doyumsuz bir zevk alacaksınız. Bol oksijenli tertemiz deniz havası, bizi kurt gibi acıktırıyor. Yemek için pek çok alternatif var. Biz liman içinde kömürde ızgara balık yapan bir salaş meyhaneyi seçiyoruz. Bir yandan
büyük bir keyifle öğlen yemeğimizi yiyor, bir yandan da huzurlu ortamın ve temiz havanın tadını çıkartıyoruz. Sakız Adası’ndan gelen sakızla yapılan yöreye has sakız reçelinden tatmayı ve bir kavanoz almayı da ihmal etmiyoruz tabii. Akşamüzeri
dönüş
yoluna
koyuluyoruz.
Beklentimizin de üzerinde çok hoş bir gezi olduğu fikrindeyiz. Alaçatı bize güzel saatler yaşattı ve mutlu olduk. İklimi, coğrafyası, insanı ve mimari dokusu ile bizden tam puan aldı. Huzurlu ve sakin bir ortamı seviyorsanız sizlere de tavsiye ediyoruz. Bir sonraki sayımızda buluşmak üzere seyahat dolu güzel günler dileriz..
BODRUM
Bülten
29
YENiLER
YENiLiKLER
YENiLENENLER
ANAOKULU’NUN EĞİTİM GEZİLERİ
B
odrum Kartanesi Anaokulu Milli Eğitim Bakanlığı’nın belirlemiş olduğu belirli gün ve haftalar programını takip ederek, diğer özel günlere de eğitim programında yer vermekte. 25 Eylül’de başlayan itfaiyecilik haftası nedeni ile Bitez Belediyesi İtfaiye amirliğini 5-6 yaş gurubu papatyalar sınıfı ziyaret etti. Bitez Belediyesi itfaiye amiri Mehmet Topuz ve görevlilere öğrenciler sorular sordu. İtfaiye arabasını, yangın söndürme araçlarını, itfaiyecilerin yangın esnasında giydikleri kıyafetleri incelediler.
MİLTA BODRUM MARİNA’DAN DENİZ HABERLERİ Bitez ÖZEL KARTANESİ ANAOKULU’nda okuyan hazırlık sınıfı öğrencilerine “Deniz Temizliği ve Marinalarda Mavi Bayrak Uygulaması” konusunda Milta Bodrum Marina’da eğitsel bir gezi düzenlendi.
30
Okul sahibesi Elvan Bilgin, okul koordinatörü ve öğretmenler eşliğinde ellerinde çiçeklerle Marina Yacht Club’e gelen anaokulu öğrencileri marina yetkililerince karşılandı. Çevre eğitim etkinlikleri ile 3 kez ödül almış Milta Bodrum Marina’nın bu seneki etkinliği, Osmanlı Tersanesi ve Kaymakamlık Sanat Galerisi’ndeki Ahmet Hıdır
BODRUM
Bülten
BODRUM YAPI MALZEMELERİ VE YAPI YENİLEME FUARI BODRUM’UN ÖNDE GELEN FİRMALARINI BİR ARAYA GETİRDİ...
T
UNAJANS tarafından düzenlenen Yapı Malzemeleri ve Yapı Yenileme Fuarı Bodrum’da tüm yapı sektörünü bir araya getirmek üzere ilk kez kapılarını açtı. 15 Ekim Çarşamba günü Bodrum Merkez Kapalı Pazar Yeri’nde açılan fuarda alt yapı ve makine ekipmanlarından sauna ve yüzme havuzu sistemlerine, PVC kapı ve pencere sistemlerinden ısıtma - havalandırma - soğutma ve tesisat sistemlerine kadar geniş bir ürün yelpazesine yer verildi. Bodrum Yapı Malzemeleri ve Yapı Yenileme Fuarı’nda 1000’den fazla marka ve ürün tanıtldı. Temsilcilikleriyle beraber yaklaşık 180 firma yer aldı. 4 gün boyunca yapı ve inşaat sektöründeki yöneticiler bir araya geldi. Esven-Karel, Metin Cam, Ege Branda, Sev-San Mühendislik ve Turkuaz Yer Döşemeleri standları ilgi görenler arasında yer aldı.
DELFİ OTEL’İN EV SAHİPLİĞİNİ YAPTIĞI WBF-TÜRKİYE 2008 BODRUM TAVLA ŞAMPİYONU BELLİ OLDU
W
BF-Türkiye Organizasyonu tarafından Bodrum`da yılda bir defa tertiplenen kapsamlı tavla şampiyonalarından 2008 aktivitesi ve WBF-Türkiye 2008 Geleneksel Tavla Turu`nun beşinci ayağı olan WBF-Türkiye III. Bodrum Açık Tavla Şampiyonası, 10 -12 Ekim 2008 tarihlerinde Delfi Hotel’de gerçekleştirildi. Şampiyona, ev sahibi Delfi Hotel’in yanı sıra Yenigün Tavla, 869BG, İkiyıldız Kristal, NSM Tempur, Flamingo, Opticana Optik, Eko Radyo, Halikarnas FM, Elektroser ve Dedeman Aquapark ana sponsorluklarıyla yürütüldü. Çift Eliminasyon stili ana aktivite yanında Modern Tavla, Jackpot, Danışman Çiftler, Bayanlar Özel ve WBF-Türkiye patentli Arena yan aksiyonlarıyla zenginleştirilen şampiyona, böylelikle toplam 6 kategoride üç gün boyunca toplam 30 saat süren bir tavla festivali havasında geçti. Bodrum`un çeşitli noktalarından gelen katılımcılara İstanbul, İzmir, Bursa, Zonguldak ve Antalya`dan gelen ustaların da katılmasıyla, değişik kategorilerde toplam 78 ismin mücadele ettiği şampiyonanın ana aktivitesinde, başarılı oyunculuğunun yanı sıra sportmen davranışlarıyla da takdir toplayan ve Bodrum`un uzman isimlerinden Ümit İlik karşısında 67 dakika süren ilk final müsabakasında 7-2 galip gelerek turnuvayı art arda 7 galibiyetle yenilgisiz tamamlayan Bursa`dan EYÜP DURMUŞ, birinciliğe ulaştı ve WBFTürkiye 2008 Bodrum Tavla Şampiyonluğu unvanının sahibi oldu.
GÜNEŞ KEYFİ
E
kim ayında sıcaklığın 25 derece civarında seyretmesi, ilçedeki turistleri plaja döktü. Özellikle Kumbahçe Sahil’i yaz günlerini aratmıyor. Güneşi kaçırmak istemeyen yabancı turistler soluğu sahillerde aldı. Kumbahçe Plajı'nı ve Paşatarlası Plajı'nı dolduran turistler, gün boyu güneşlendi, zaman zaman denize girerek serinledi. Sıcak hava sonbaharda Bodrum'a gelen tatilcilerin keyifli günler geçirmesini sağlıyor.
BODRUM'UN MARKASI GÜNDOĞ PENCERE DÜNYASI YENİ YERİNDE…
B
odrum'da ilk markalaşan firmalardan olan Gündoğ Pencere Dünyası, Kasım ayından itibaren yeni yerine taşındı. Artık daha geniş bir alanda bulunacak üretim merkezi ve showroomuyla Gündoğ Pencere Dünyası, Bodrum' a güvenilir ve sağlam bir hizmet vermeye devam edecek. Plastik ve alüminyum doğrama, sineklik, camlama ve otomasyon sistemleri, dış cephe kaplama, çelik kapı, kış bahçesi ve daha bir çok alanda sağlamlık ve kalitesi ile ünlü olan Gündoğ firması artık Atatürk Bulvarı'nda, Protem 'in alt katında bulunan yeni yerinde, Bodrum'a ürün ve hizmet kalitesini sunmaya kaldığı yerden devam edecek. GÜNDOĞ Atatürk Blv. No: 289/D Konacık adresinde (Koç Taş Karşısı) Tel: 363 97 28 - 363 92 29
BALDAMLAM KREŞ VE GÜNDÜZ BAKIMEVİ
S
erkan Gürsel'in kurucusu olduğu ve Beyhan Gürsel'in müdürlüğünü üstlendiği Baldamlam Kreş ve Gündüz Bakımevi, 3 sınıf, 1 uyku odası, 1 etkinlik odası, 1 yemek odası ve oyun bahçesiyle, 240m² kapalı, 140m² açık alan olmak üzere 380m²'lik bir alanda hizmet veriyor. Çocukların gelişim sürecinde onlara, özgüven, sorumluluk bilinci, yardımlaşma, paylaşma, sevgi ve hoşgörü duygularını aşılamayı amaçlayan eğitimciler, sıradan bir kreş eğitiminin ötesinde, çocukların ilgi ve yeteneklerine yönelik bir eğitim vermek için çalıştıklarını belirtiyor. Çocukların, bilgi ve becerilerini artırmaya yönelik İngilizce, halk oyuları, drama ve bale etkinlikleri, onların ihtiyaçları ve ilgileri doğrultusunda düzenlenen çeşitli geziler, edindikleri bilgileri ve kazandıkları becerileri sergileme imkanı buldukları yıl sonu gösterileri ve düzenlenen sergilerle, Baldamlam Kreş ve Gündüz Bakımevi, çocuklara toplumsallaşmanın en önemli unsurlarından olan eğitim sürecinin başında, sağlam bir temel sunuyor.
BODRUM
Bülten
31
UM TOPLA M Y A Ş URHAN İBAK
y hazırla
an : N
KULE ROCK BAR’DA ANLAMLI BİR KUTLAMA
C
Kule Rock Bar'ın sahibi Atilla Sertaç
umhuriyet'in 85. kuruluş yıl dönümü tüm Bodrum'da çoşkulu bir şekilde kutlandı. Bayram coşkusu, gecenin geç saatlerine kadar devam etti. Bodrum içindeki kutlamaların son adresi, Kule Rock Bar'dı. Adeta gelenekselleşen Kule Rock Bar'daki Cumhuriyet Bayramı kutlamaları, misafirlerin bayram coşkusunu ikiye katladı. Gece boyunca çok sayıda misafirin ağırlandığı Kule Rock Bar'daki kutlamaların bu yıl ayrı ve daha anlamlı bir özelliği de vardı: Terörist eylemlerde kaybedilen şehitlerin ve şehit ailelerinin unutulmadığının bir ifadesi olarak, Kule Rock Bar sahibi, Atilla Sertaç gece boyunca elde edilen gelirin hepsini şehit ailelerine bağışladıklarını bildirdi.
BODRUM AJANS YAYIN GRUBU SEZON YORGUNLUĞUNU Bodrum Ajans Yayın Grubu sezon sonu yorgunluk atma tekne gezisinin bu yılki ev sahipliğini yine Barbaros Yachting yaptı. Bodrum Ajans Yayın Grubu geleneksel hale gelen bu tekne gezisi ile, sezon sonu yorgunluğunu atarken yoğun bir çalışma gerektiren Bodrum Ajans İş Rehberi hazırlıkları için de doping yapıyor. Bu yıl Barbaros Yachting’in 28 metrelik teknesi ile üç günlük bir gezi düzenleyen Bodrum Ajans, kendini yenilemiş olarak işbaşı yaptı.
32
BODRUM
Bülten
BİR YÖRESEL TÜRKÜLERLE DÜĞÜN
B
odrum Kule Bar'ın sempatik çalışanları geçtiğimiz günlerde dünya evine girdi. 2 sene önce çalıştıkları mekanda tanışan çift, aynı mekanda nikahlarını kıydı. Bodrum'u motorla turlayarak gezen Yasemin Şen ve Çağlar Değirmencioğlu çifti, ailelerinin ve arkadaşlarının da katıldığı düğünde Kule Rock Bar tarzının dışına çıkarak, Bodrum'un yöresel türküleri ve düğün havalarıyla oldukça eğlenceli saatler geçirdi. Yasemin Şen’ in gelinlik modeli dikkat çekti.
BARBAROS YACHTING İLE ATTI
BİR ZAMANLAR
Cahit Sıtkı Tarancı'yı Anarken
K
uşkusuz Türk Şiiri’nin en büyük ustalarından biri olan Cahit Sıtkı Tarancı'nın; bilemem doğum yıldönümü ile ölüm yıldönümünün aynı ay içinde yer aldığını tarihleriyle aramızda kaç kişi kesin olarak söyleyebilir? Her neyse, burada bir yarışma programında olmadığımıza göre bunu sizlere ben söyleyeceğim. Bu çok değerli şairin doğum günü 4 Ekim 1910, ölüm tarihi ise 12 Ekim 1956'dır. Cahit Sıtkı Tarancı, kuşkusuz pek çoğunuzun bildiği ünlü "Otuz Beş Yaş" şiirinin yazarıdır. Hani "Yaş otuz beş yolun yarısı eder / Dante gibi ortasındayız ömrün" diyen o şair işte. Herhalde bu şiiri yazdığı zaman, yetmiş yaşına kadar yaşayacağını düşünüyor olmalıydı. Ne yazık ki; daha ikinci yarının on birinci yılında ecele yenik düştü ve kırk altı yaşında hayata veda etti. Tarancı'nın şiirlerinin pek çoğu ölüm üstüne yazılmış şiirlerdir. Kim bilir belki de insan bir taraftan otuz beş yaşı yolun yarısı diye düşünürken, şuur altı ona erken öleceğini fısıldıyor ve o da bu önsezi ile şiirlerini kaleme alıyor.
kavşağına.
BÜLENT AKKURT Cahit Sıtkı Tarancı, kuşkusuz pek çoğunuzun bildiği ünlü "Otuz Beş Yaş" şiirinin yazarıdır. Hani "Yaş otuz beş yolun yarısı eder / Dante gibi ortasındayız ömrün" diyen o şair işte. Herhalde bu şiiri yazdığı zaman, yetmiş yaşına kadar yaşayacağını düşünüyor olmalıydı. Ne yazık ki; daha ikinci yarının on birinci yılında ecele yenik düştü ve kırk altı yaşında hayata veda etti.
Eskilerden kalma bir deyim vardır. "Söz ölüm getirmez" derler. Yani, her hangi bir nedenle ölüm üzerine konuşmak gerekirse bundan kaçınmayınız, ölüm üzerine düşüncelerinizi açıklamanız sizi ürkütmesin, anlamına söylenmiştir. Doğrudur. Ölüm sözle ve sazla değil, davetsiz ve saygısız bir misafir gibi çoğu zaman kendi çıkar gelir. Ne zaman ve nereden geleceğini de kimseler bilemez. Doğal olarak bunun da istisnaları yok değildir. Bu ayrıcalıklar ise kaideyi bozamayacağı cihetle, biz de üzerinde fazlaca oyalanmak istemeyiz. Türk şiirinde ölüm temasını işlemiş olan şair sayısı bir hayli çoktur. Hattâ, büyük bir rahatlıkla, bu temayı işlemiş olmayan şair yoktur bile diyebiliriz. Lâkin şu bir gerçektir ki; ölüm üzerine en çok şiir yazmış, ya da şiirlerinde ölüm temasını en çok kullanmış olan şair Cahit Sıtkı Tarancı olmuştur. Üstelik sadece 46 yıl yaşamış bir insan olarak, yaşamının en güzel günlerinde bu acı ve karanlık duyguyu bu denli çok işlemiş olması kaderin bir oyunu mudur, yoksa onun kadere bir meydan okuyuşu mudur? Değerlendirmesini yapmak istemiyorum. Çünkü, şöyle ya da böyle bu değerlendirme beni aynı üzücü kavşağa ulaştırıyor. Kırk altı yılda kesişmiş olan yaşam ve ölüm
34
BODRUM
Bülten
İlginçtir. Tarancı'nın "Ömrümde Sükût" adını taşıyan ilk kitabının ilk şiiri de ölüm üstünedir. 15 Mart 1931'de Akademi Dergisi'nde yayımlanmış bulunan bu şiir aynı zamanda kitaba adını veren şiirdir. Yani "Ömrümde Sükût". Cahit Sıtkı Tarancı, daha yirmi beş yaşında ama ölüm şiirleri yazmaya devam ediyor. 15 Ağustos 1935'te Varlık dergisinde yayımlanmış olan ve "Bir Ölünün Rüyası" başlığını taşıyan şiiri de ölüm üstüne... Ve Tarancı, daha üzerinden bir yıl bile geçmeden "Obsession" başlıklı şiirinde de ölümle baş başadır. Bu şiirlerin içinde inanılmayacak kadar güzel şiirler vardır. Bakınız 1936 yılının Kasım ayı tarihini taşıyan "Ölümden Sonra" adlı şiirinde, yani 26 yaşında ne diyor Tarancı: "Öldük, ölümden bir şeyler umarak. Bir büyük boşlukta bozuldu büyü. Nasıl hatırlamazsın o türküyü, Gök parçası, dal demeti, kuş tüyü, Alıştığımız bir şeydi yaşamak. Şimdi o dünyadan hiçbir haber yok; Yok bizi arayan, soran kimsemiz. Öylesine karanlık ki gecemiz, Ha olmuş ha olmamış penceremiz; Akarsuda aksimizden eser yok." Ününe ün katan ve bir bakıma onun, Türk şiirinin ustalarından biri olarak anılmasında önemli rolü olan büyük şiiri "Otuz Beş Yaş" adını taşıyan şiirinin son dizeleri şöyledir "...N'eylersin ölüm herkesin başında. Uyudun uyanmadın olacak. Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında? Bir namazlık saltanatın olacak. Taht misali o musalla taşında." Sevgili okuyucularım! Doğumunun doksan sekizinci, ölümünün ise elli ikinci yılı dolayısıyla Cahit Sıtkı Tarancı'yı anarken sizlere onun güzel şiirlerinden daha zengin bir demet sunma şansını bulamadığım için üzgünüm. Ama bir gün tekrar bu konuya dönüp, sizlere Tarancı'nın nefis şiirlerinden daha zengin bir karma sunmaya söz veriyorum. O ve diğerleri, yani bütün şairler, bizlere çok güzel şiirler bıraktılar. Yaşamımıza anlam katan, bizi mutlu kılan dizelerle süslü... Başta sevgili Tarancı olmak üzere, sevgi ve saygılarımızla onların aziz hatıraları önünde eğilmek bize huzur
veriyor.
BAHÇEM ve BEN
Lalenin öyküsü
S
onbahar gelince büyük market reyonlarında lale soğanları görülmeye başlandı. Yazdan yeni çıktık, aslında çıkmadık bile, günler kısalmasa sanki ilkyaz. Yine de lale severler boş durmayıp paket paket bu güzel soğanlardan almışlardır. İlkbahara ne kaldı?
GÜLNAR ÖNAY gulnaronay@superonline.com
Yılbaşını atlattık mı geldi bahar! Size bu yazımda lalenin öyküsünü anlatmak istedim. Bahçenize ya da teraslarınızda saksılara diktiğiniz lale ne serüvenler yaşamış diyeceğim ama bence yaşatmış demek daha doğru. Osmanlı’dan Hollanda'ya gittiğini biraz buruk bir gururla bilmeyenimiz yoktur ama bize de İran'dan gelmiş (Pers İmparatorluğu sırasında ) 1010da Firdevsi "Kralların kitabında" laleler ve nergislerden övgüyle söz etmiş. Lale sözcüğü Farsça Tulipan ya da Dulbent ,Türkçe’si “tülbent”ten türemiş. Taç yapraklarının düzeni gerçek türbanı çağrıştırdığı için (günümüzdeki türbanla benzerliği yok) Osmanlı'nın bir dönem gözdesi olan (Lale Devir) bu çiçek, aşk mesajları da içerirmiş. Hatta rivayete göre dönemin sultanı gözdelerinin birinin elinde bir lale görünce intikamı çok acı olmuşmuş. I. Ferdinant'ın İstanbul'daki elçisi Ghisen de Busecq, laleyle ilk kez 1554 de karşılaşmış ve 1559 da lalenin tohum ve soğanını Viyana'ya göndermesiyle lale, Avrupa topraklarına ilk adımını atmış.
36 BODRUM Bülten
Lale sözcüğü Farsça Tulipan ya da Dulbent, Türkçesi “tülbent” ten türemiş. Taç yapraklarının düzeni gerçek türbanı çağrıştırdığı için (Günümüzdeki türbanla benzerliği yok) Osmanlı'nın bir dönem gözdesi olan (Lale Devri) bu çiçek, aşk mesajları da içerirmiş. Hatta rivayete göre dönemin sultanı gözdelerinin birinin elinde bir lale görünce intikamı çok acı olmuşmuş.
Viyana'daki İmparatorluk bahçıvanı Charles de l'Ecluse laleye bir tutulmuş pir tutulmuş ve koleksiyonunu yapmaya başlamış (o sıralar lale halen bilinmezler arasındadır) C.de l'Ecluse 1593 de Hollanda da Leyde Üniversitesine botanik hocası olmuş ve koleksiyonunu da yanında götürmüş ve orada olan olmuş. Hatta bir söylentiye göre gece uyurken 6 adet değerli soğanını sakladığı yastığının altından çaldırmış. Kime mi Hollandalılar’a elbet! ( Okuduğumun yalancısıyım). Lale bundan böyle Hollanda'nın milli çiçeği olacaktır. Fransız şair T. Gautier lale manyaklığıyla ilgili bir dizesinde: " Benim adım Lale, aslen Hollandalı’yım Öylesine güzelim ki cimri flamanlar Tek bir soğanıma pırlantadan çok öder." Evet, Tulipomani (lale manyaklığı) bundan güzel anlatılmaz. Gelelim birkaç kanıta: - 1620-1630’da lale Hollanda Borsası’nı alt üst etmiş; ender bulunan türde bir soğan, 3000-20 000 F ediyormuş!
- Ünü Vice-roi Lalesi: 40 çuval buğday, 14 öküz, 12 keçi, 8 domuz 4 fıçı bira vs vs.. karşılığı ediyormuş. Tam bir çılgınlık ve bu tutku birçok aileyi iflas ettirmiş. Hatta batışları denetlemek ve gözü dönmüş alıcıları uyarmak için lale noterleri bile oluşmuş. Fransa' ya da uzanan bu çılgınlık sırasında, bir meyhane tek bir lale soğanı fiyatına satılınca adı "Lale Meyhanesi" olmuş.
PARANTEZ
Gün olur, gör ne olur...
B
ir yılın daha sonlarına geldik, bireysel olarak ve toplumsal olarak neler yaşadık neler. Zamanı geldi endişelerimizi, zamanı geldi sevinçlerimizi umutlarımızı paylaştık milletçe.
2008 yılı ile ilgili hafızamızda kalanlar umarım 2008 ile sınırlı kalır ve yeni yıla daha umutlu daha güçlü daha iradeli gireriz. Belki de bu zamana kadar hiç olmadığı kadar bu duygulara ve birlikteliğe ihtiyacımız var. Görünen o ki bu karışık ortamdan çıkarı olan herkes, üzerimizde oynanmak üzere kurulum olarak eski ama versiyon olarak yeni oyunlar üretiyor. Bunu devlet biliyor, ben biliyorum, siz biliyorsunuz, o zaman oyuna gelenler kimler?
telaşla bahçeye fırladı.
HÜSNİYE KAYA azkaotel@superonline.com
Bana bir şey olmaz, bize bir şey olmaz duygusundan sıyrılıp kurtulmazsak, hep beraber bize neler olacağını göreceğiz. Yakın geçmişten alınmayan ders, yakın geleceği yazacak.
Bunun analizini yapmaya gerek yok, elbette biliyoruz oyuna gelenlerin yoğun olduğu bölgelerin, sosyal açıdan ve eğitim açısından geri kalmış bölgeler olduğunu. Hizmet götürseniz terör örgütü yakıp, yıkıp, öldürüyor, hizmet götürmeseniz halk hizmet alamıyor. Bir kısır döngüdür gidiyor. Oysa halk terörü kendi içinden temizleyip atmadıkça, hizmetin oraya gidemeyeceğini de biliyor. İçlerinden çıkan birkaç kanı bozuğun, ha-yatlarına hükmetmesine boyun eğiyorlar. Zaten kınalı kuzuları şehit veriyoruz, zaten giden canlar gidiyor. Orada yaşayan halk bir kere ama bir kere olsun, birlik beraberlik duyguları ve inancı içinde dik durabilse, bir kere, yalnızca bir kere. İki tarafı keskin bıçak ama bir kez göze almalı bazı şeyleri. Bu geri kalmışlığa, kendilerini devlet hizmetinden mahrum bırakan bu örgütün dayatmalarına karşı bir kere dik durabilseler ve bir adım geri atmasalar, kararlılığın neler yaptırabileceğini görecekler, göreceğiz. Her karışı kan ile can ile kazanılmış bu toprakların bir parçasının bile, onursuz ve şahsi hesaplar uğruna masa başında kaybedilmesine kim razı gelebilir? Kim kime bu hakkı vermiş? Ellerini ovuşturarak, gözlerinde sevinç pırıltıları ile Türkiye üzerinde karanlık ve sinsi emellerini gerçekleştirmek isteyen çapulcuların bu cesareti nereden aldıkları ise ayrıca merak konusu. Bana bir şey olmaz, bize bir şey olmaz duygusundan sıyrılıp kurtulmazsak, hep beraber bize neler olacağını göreceğiz. Yakın geçmişten alınmayan ders yakın geleceği yazacak. Her zamanki gibi bu noktaya uygun bir hikayeyi sizlerle paylaşayım... Evin minik faresi, duvardaki çatlaktan bakarken çiftçi ve eşinin mutfakta bir paketi açtıklarını gördü. Kendi kendine: İçinde hangi yiyecek var acaba? diye düşündü. Bir süre sonra gördüğü paketin bir fare kapanı olduğunu anladığında yıkılmıştı. "Evde bir fare kapanı var!, evde bir fare kapanı var!" diye bağırarak
38
BODRUM
Bülten
Minik fareyi telaş içinde gören tavuk, umursamaz ve bilgiç bir tavırla başını kaldırdı ve gıdakladı: "Zavallı farecik... Bu senin sorunun benim değil. Bana bir zararı olamaz küçücük kapanın" dedi. Tavuktan destek bulamayan farecik bu sefer telaşla domuzun yanına koştu ve, "Evde bir fare kapanı var!, evde bir fare kapanı var!" diye adeta çırpındı. Domuz anlayışla karşıladı ama "Çok üzgünüm fare kardeş ama dua etmekten başka yapacağım bir şey yok. Dualarımda olacağından emin ol" dedi. Minik fare çaresizlik içinde ineğe döndü ve , "Evde bir fare kapanı var, evde bir fare kapanı var!" dedi. İnek; Bak fare kardeş, senin için üzgünüm ama beni ilgilendirmiyor." dedi. Sonunda farecik, başı önde umutsuz şekilde eve döndü. Çiftçinin fare tuzağı ile birgün tek başına karşılaşmak zorunda olduğunu anladı.
O gece evin içinde sanki ölüm sessizliği vardı. Minik farecik aç ve susuzdu. Tam yorgunluktan gözleri kapanacaktı ki birden bir ses duyuldu. Gecenin sessizliğini bölen gürültü, fare kapanınından geliyordu. Çiftçinin karısı, ne yakalandığını görmek için yatağından fırladı ve mutfağa koştu. Karanlıkta kapana, zehirli bir yılanın kuyruğunun kısıldığını fark edememişti.
Kuyruğu kapana kısılan yılanın canı yanıyordu ve aniden çiftçinin karısını ısırdı. Çiftçi, karısını apar topar doktora götürdü. Doktor, zehiri temizledi sardı. Çiftçi karısını eve getirdi, yatırdı. Karısının ateşi yükseldi ve bir türlü düşmüyordu. Kadıncağız ateş ve ter içinde kıvranıp duruyordu. Böyle durumlarda taze tavuk suyunun gerekli olduğunu herkes bilir, çiftçi de bıçağını alıp bahçeye koştu. Karısı taze tavuk suyu çorbasını içti, biraz kendine geldi. Karısının hastalığını duyan komşular ziyarete geldiler. Onlara ikram etmek için çiftçi domuzunu kesti. Çiftçinin karısı gittikçe kötüye gidiyordu. Yılan, belli ki çok zehirliydi. Birkaç gün sonra çiftçinin karısı iyileşemedi ve öldü. Cenazesine çok sayıda kişi gelince hepsine yeterli et sağlamak için çiftçi ineği mezbahaya yolladı. Fare tüm bu olanları büyük üzüntü ile duvardaki deliğinden izledi. Birisi, sizi ilgilendirmediğini düşündüğünüz bir tehlike ile karşı karşıya ise tehlike birgün hepimiz içindir unutmayalım... Hikâye bu… Aklımıza gelmeyen, gelemeyen, hesabını yapamadığımız, ihtimalini bile aklımızın ucundan geçirmediğimiz her şeyin başımıza gelmesi olasıdır. Hani bazıları tesadüflere inanmadığını söyler, yaşadığımız hiçbir şey tesadüf değil artık. Hepsi bir oyunun, hazır bir tezgahın kareleri. Gerisini varsın herkes kendi düşünsün..
Bu gök kubbede kalan hoş bir sada:
MERHABA!
İzmir Hatay'da Merhaba Apartmanı. Temiz sade bir oda. Uzun boylu bir erkek yatıyor yatakta. Bir süre sonra gözlerini açıyor. Başını pencereye çeviriyor; "Açın pencereleri… Merhaba çocuklar… Merhaba hayat…"
G
ünlerden 13 Ekim 1973 Cumartesi… Sonra Bodrum'a sanki bir bomba düşüyor: Balıkçı öldü…
Bodrumlu şaşkın. Bodrumlu üzgün. Bodrumlu bu ölüme inanamıyor. Nasıl olur? Oluyor işte… Mavi gök, yıldızlar, lacivert deniz, balıklar, ahtapotlar, yakamozlar, ağaçlar, kuşlar, böcekler, çiçekler, mimozalar, her şey ama her şey geride kalıyor. Bu gök kubbede kalan hoş bir sada: MERHABA! Çıkarma yapıyor Bodrumlular İzmir'e. Hep beraber merhaba diyorlar Merhaba Apartmanı'na. Alıyorlar Balıkçı'larını, maviye sarılmış tabutuyla. Koyuyorlar 35 DA 808 plakalı kırmızı minibüse. Çiçeklerle dopdolu minibüs. Tutuyor Bodrum'un yolunu. Arkasında Bodrumluların arabaları. Bodrum nefesini tutmuş. Balıkçısını bekliyor. İnsanlar… İnsanlar, kadını erkeği… Kızı, kızanı… Çocuğu bebesi… İki yakası tutulmuş yolun. Yokuşbaşı'ndan aşağı. Ellerde çiçek, gönüllerde balıkçı. Bodrumlu " Yokuşbaşı'na geldiğinde Bodrum'u göreceksin" diye düşünürken, birden kulaklarında tek bir ses yankılanıyor: MERHABA! Kırmızı minibüs yavaş yavaş iniyor Yokuşbaşı'ndan… Çiçekler uçuşuyor havada. Bir ses dalgalanıyor: MERHABA! Kortej Balıkçı'nın evine geliyor. Evde, balıkçılar, kaptanlar, gemiciler bekliyor. Alıyorlar omuzlarına Balıkçı'yı, koyuyorlar kayığa. Karaada kıyılarını turlayıp, onun sevdiği sahilleri dolaşıyor, limana giriyor, kalenin önünde, emaneti karaya çıkarıyorlar. O anda biri bağırıyor: "Yalnız balıkçılar gelsin." Önce balıkçılar, ardından Bodrumlular elden ele uçuruyorlar mavi bayrağı Gönül Tepe'ye.
40
BODRUM
Bülten
Baba Şakir oğluna, amcasının adını koymuş: Cevat. Yeğeni, Şirin Devrim; "Şakir Paşa Ailesi'nin ilk kayıtlarını 11.yy. başlarında buldum. Antalya civarında Elmalı denen bir bölgede yaşarlarmış. Sonra ordan kalkıp manda arabalarıyla, Orta Anadolu'da, "Kabaağaç" denen bir köye yerleşmişler. Kabaağaçlı denen bu aile sonradan Afyonkarahisar civarına gelmiş ve yıllarca medreseler kurup oralarda dine, ilme hizmet etmişler. Çoğu, bilgin ve hocaymış. Dedemin dedesi, "Artık bu kadar alim yeter" deyip, oğlu Asım'ı zerzevat arabasında saklayarak İstanbul'a kaçırmış, askeri okula yazdırmış. İmparatorluk devrinde dedelerim alim, asker ve idarecilermiş. Ama annem, babam ve benim kuşağım daha çok sanata yönelmiş. Yazar, ressam, müzisyen, seramikçi ve tiyatrocu olmuştur. 1885' te büyük babam Şakir doğmuş. Büyük babam Şakir, Girit Adası'nda anneannem İsmet'le tanışmış, evlenmiş. Aynı yıl çocukları olmuş. Baba Şakir oğluna, amcasının adını koymuş: Cevat."
Cevat Şakir, İngiltere'de denizcilik öğrenimi yapmak isterse de ailesinin ısrarı üzerine Oxford Üniversitesi Yakın Çağlar Bölümü'nde okur. Cevat Paşa Sadrazamlığında, kardeşi Şakir'i Yunanistan'a elçi olarak atadı. Bu nedenle Balıkçı'nın çocukluğu Yunanistan'da geçmiştir. Okul öncesi muhtelif dersler almıştır. İlkokulu Büyükada'da mahalle mektebinde, Orta öğrenimini Robert Kolej'de tamamlar. İngilizceden yaptığı çeviri yazısı "İkdam" gazetesinde yayınlanır. Bu ilk yazısıdır. Cevat Şakir, İngiltere'de denizcilik öğrenimi yapmak isterse de ailesinin ısrarı üzerine Oxford Üniversitesi Yakın Çağlar Bölümü'nde dört yıl okur. 1908'de yurda döner.
Diken, Resimli Gazete, Resimli Ay, İnci gibi dergilerde yazar. Kapak resimleri ve süslemeler yapar. Karikatürler çizer. Kendisi: "Karikatürlerim ilk önce Sedat Simavi'nin çıkarttığı "Diken" gazetesinde basıldı. Saraya ve işgal kuvvetlerine dayanan Ali Kemal'in borusu şiddetle ötüyor. Kendisinden çok korkuluyordu. Onu, "Hücre-i Mesaisinden" diye bir oturak içinde çizdim. Yalnız başı görünüyordu oturağın kenarlarından." diyerek bir anısını anlatır.
"Hapishanede İdama Mahkum Olanlar, Bile Bile Asılmağa Nasıl Giderler" başlığıyla yayınlanan yazı Cevat Şakir'i İstiklal Mahkemesi'ne götürmüştü. Zekeriya Sertel: "İngilizce, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Rumca ve Latince'yi anadili gibi bilir. Dante'nin "İlahi Komedya"sını Latince olarak ezbere okur, önce Fransızca'ya sonra Türkçe'ye çevirirdi." diyor. Zekeriya Sertel'in "Resimli Hafta" sına yazdığı yazının sonucunu Cevat Şakir şöyle anlatıyor: "Üsküdar karakoluna vardık. Masa başında oturan birinin önünde durduk. Ona, oraya niçin getirildiğimi sordum, - Ankara ve İstiklal Mahkemesi'ne gideceksiniz. - Neden? - Vallahi biz bilmiyoruz. Orada öğrenirsiniz. Sabah erkenden beni aldılar. Haydarpaşa'ya gidiyoruz diye. Üsküdar'dan yürüyerek Haydarpaşa'ya gittik. Orada treni beklerken Zekeriya sökün etti: - Merhaba yolcu Ankara'ya gidiyoruz. - Niçin gidiyoruz? - Senin yazdığın bir hikaye var ya, onun için. - Hangi hikaye? - Şu idam edilen asker kaçakları ile ilgili. Zekeriya Bey' in bastırdığı "Resimli Hafta" adlı gazetenin resimlerini yapıyor, her sayı içinde bir yazı yazıyordum. Basılan yazı, Birinci Dünya Savaşı'nda birkaç asker kaçağının mahkemesiz asılması hakkındaydı." "Resimli Hafta" nın 13 Nisan 1925 tarihli sayısında, Hüseyin Kenan takma adı ve "Hapishanede İdama Mahkum Olanlar, Bile Bile Asılmağa Nasıl Giderler" başlığıyla yayınlanan yazı Cevat Şakir'i İstiklal Mahkemesi'ne götürmüştü.
Mahkeme, Zekeriya'yı ve Cevat Şakir'i üçer yıl kalebentliğe mahkum etti. Zekeriya Sinop'a. Cevat Şakir Bodrum'a. "Tepedeki bir dönemeci dönünce "şırrrak" , "guuurrr" diye Arşipelin koyu çividisi ölçülmez açıklıklara kadar yayılıverdi ." "Deniz rüzgarı serin serin, tuzlu. Beyaz memleket. Birkaç ev ötede bir darbuka inliyor. Bir kadının söylediği türkünün aş sözü; Şahboylum… Bu muydu sürgün yeri Bodrum? " Bodrum unutmuyor onu. Geldiği günden, gittiği güne kadar her yer anısıyla dolu. Gökte yıldızlar, denizde balıklar, dağlarda ağaçlar, kuşlar, böcekler… Bodrum'da insanlar hep hatırlar onu.
Hayranlıkla seyrediyordum kendisini. "Söylendikten sonra mavileşir mi herkesin türküsü havada? O
Cevat Şakir, üstte babası Şakir Paşa ile, ortada kızı İsmet ve torunu ile, altta yeğeni Şirin Devrim ile.
BODRUM
Bülten
41
bunları bilmezmiydi sanki? " diyordu Ali Arkun Balıkçı öldükten sonra. Geçen gün konuşurken bir anısını tazeledi Ali Arkun: "Herhalde 1966 yılıydı. İzmir'e okula gidiyorum. Minübüste yerime oturdum. Yavaş yavaş doldu minübüs. Benim yanımda iki kişilik yer boş. Cevat Şakir geldi yanıma oturdu. Kenara çekildim. Büzüldüm. Hayranlıkla seyrediyordum kendisini. Minibüs hareket etti. Cevat Şakir elindeki kese kâğıdını açarak uzattı: "Al ye bakalım çocuk." Utandım. Alamadım. O, kafasını salladı. Kendisi yemeğe başladı."
"Yüzüyoruz" diye bağırdık. Gülerek gitti. Belediye Başkanımız Sayın Mazlum Ağan'la belediyenin giriş merdivenlerinde karşılaştık. Hemen sordum: "Sayın Başkan, Balıkçı'yla bire bir hatıranız var mı? Anlatabilir misiniz lütfen?" "Niye olmasın. Kalenin surları arasında, küçücük güzel bir koy vardır bilir misin? Orada yüzerdik çocukken arkadaşlarla. Birgün yine yüzdük. Güneşleniyorduk. Yukarılardan gümbür gümbür bir ses; "Çocuklar ne yapıyorsunuz orada?" Baktık. Cevat Şakir. "Yüzüyoruz" diye bağırdık. Gülerek gitti."
Şarap fıçılarına yer bulamayınca babam, kitapları sokağa çıkarmış ve yakmış. Eczacı Yücel Ziylan'ı, eczanesinde ziyaret ettim. Baban Ali Ziylan'la, Cevat Şakir arasında ne gibi köprüler kurulmuş? "Babama çok sık gelirmiş. Dükkanı 1933'te açmış babam. Cevat Şakir'le rakı içip sohbet ederlermiş. İhtiyaçlarını da dükkândan alırmış. Borç yazılırmış. İzmir'e gitmeye karar verdiğinde borcunu kapatmak için teknesi Yatağan'ı, kitaplarını ve aşı bıçağını babama bırakmış. Ama borç bitmemiş. Başka da bir şeyim yok demiş. İzmir'e 240 lira borçla gitmiş. Babam kitapları dükkanın bir köşesine yerleştirmiş. Beş sene saklamış. Zamanla dükkanda mal çoğalmış. Şarap fıçılarına yer bulamayınca babam, kitapları sokağa çıkarmış ve yakmış. Babamlar Galimnos'a sığır satmaya giderlermiş. Birgün Cevat Şakir'de binmiş kayığa. Galimnos'ta karaya çıkarken İtalyan Rum'a "İşte eşekler geldi" demiş. Cevat Şakir İtalyanca cevap vermiş: "Siz yedi defa eşeksiniz ."
Diktiğim ağaçları bile kestiler. Etem Demiröz, ben Hatay'a Merhaba Apartmanı'na gittim. Ricada bulundum Balıkçı'dan: "Sayın Balıkçı, iç limana marina yapılmak isteniyor. Ben karşı çıkıyorum. Marina liman dışına yapılmalı diyorum. Dinletemiyorum. Siz, bu işleri bilirsiniz. Dergilerde ve gazetelerde yerin yanlış olduğunu yazarsanız faydası olur diye düşünüyorum. Hemen deli mi bunlar dedi. Haremten var ya.
42
BODRUM
Bülten
Oraya niye yapmıyorlar? Yalnız yazı yazmam. Dinlemezler beni. Deli bunlar. Diktiğim ağaçları bile kestiler. Yazı yazamam."
Ramazan toplarını o atardı. Hem iftarda, hem sahurda.
Biz terziyiz diyor Hüseyin Biner; " Senede bir ay para kazanırız. Ramazanda. O zamanlar elektrikler gece 12.00' de sönerdi. Gaz lambası veya mumla sabahlara kadar çalışırdık ustam Ziya Tuzlacı'yla. Siparişler yetişecek. Bir bakarsın Cevat Şakir de gelmiş. Ramazan toplarını o atardı. Hem iftarda, hem sahurda. Sahur topuna kadar genelde bizim dükkanda otururdu. Ustamla konuşurlardı. Birgün dedimki, size hep soruyoruz. Kusura bakmayın. Hemen elini kaldırdı; "Heredot, sorun, sorun daima sorun derdi" diyerek, memnuniyetini belirtti. Normandiya Çıkartması'nın yapıldığı gün Bodrum'dan gitti. Harp bitiyor diye neşeliydi."
Şaşırdım. Hayret ettim. Gitmiş de geri dönmüş adam. Haris Tengiz'i yolda yakaladım. Arkadaşıyla konuşuyordu. Fotoğraflarını çektim. Yürüdük. Akçaalan'daki çıktığı kahveye gittik. Ağacın altına oturduk. Kahve ısmarladı bana. Ben konuya girdim. Haris Dayı Cevat Şakir'i anlatır mısın? Bire bir. Yüzyüze yaşadıklarını. Etrafımıza, hem kendi arkadaşları hem de kahvede oturanlar geldiler. Tamam dedi. Hep beraber dinlemeye başladık Haris Dayı'yı. "Babamla dairede (Fenerler Başkanlığı) otururken Cevat Şakir geldi. Bak sana ne getirdim Hazret. Bunlar tohum. Al bunları. Köyde bahçenin kenarlarına üçer, beşer dik. Kocaman kocaman ağaçlar olacak. Okaliptus tohumu bunlar. Yarım avuç kadar verdi. Diktik, ağaçlar yetişti. Şimdi, Amiral TurgutReis İlköğretim Okulu bahçesindeki okaliptüsler onlar. Babam Mehmet Hilmi Tengiz fenerler reisiydi. Dört tane atımız vardı. Balıkçı daireye geldi. "Hazret, (Babama Hazret derdi) Karatoprak'a gideceğim. Bana at lazım. Ali Mandalinci'yle görüşeceğim." Olur. Oğlum Haris götürsün getirsin seni. Anlaştılar. Ertesi günü Cevat Şakir'i Davazlı Hanı'ndan alacaktım. Gittim. Yoktu. Beklememiş. Karatoprak'ın yolunu sormuş. Tarif etmişler. Şu karşıki dağ varya, ona Ezedin dağı denir. Onun arkası Karatoprak di-yorlar. Balıkçı yürümeye başlıyor. Davazlı Mustafa gitti dedi. Atı yedekledim. Peşine koyuldum. Epey bir zaman sonra Gürece Kahvesi'nde karşılaştık. Dinleniyordu. "Oğlum Haris şu heybeyi al. Yol yakın geldi yürüdüm. Yolu şaşırdım. Soluklanmak için kahveye oturdum." Atlara bindik Atın başını Karatoprak'a çevirdim. "Haris oğlum, ben Ali Mandalinci'yle görüştüm.
Bodrum ne yaptılar sana? İsmet Kabaağaçlı Noonan Bu yıl yaşadığımız en sıcak Ağustos günlerinden birindeyiz ve biz 25 yıldır her yaz gittiğimiz Bodrum'daki evimizde değiliz. Eşimin rahatsızlığı nedeni ile Bodrum'dan mahrumuz. İstanbul'dan bizi görmeye sık sık gelen Dodo’muz ve Kuki benim bir hava değişikliğine ihtiyacım olduğunu düşündüler. Kuki’nin arabası ile Dodo ve ben birkaç günlük tatil için Bodrum yoluna düştük. Aklımız İzmir'de kalsa da bu birkaç günlük tatili değerlendireceğiz. Dodo ve ben 12 Ağustos Çarşamba günü saat 12:30 civarı yola çıktık. Yavaş yavaş kah müzik dinleyerek kah dertleşerek gidiyoruz. Milas sınırları içinde, Bodrum sapağına 250 metre kala yavru bir köpek çıktı önümüze Dodo köpeğe çapmamak için yavaşladığı anda bir insan ayısı ve güüm diye bir ses. Arkadan öyle bir çarptı ki cam şıngırtıları ve kaçan, plakası alınamayan beyaz bir araba. Her ikimizin kemeri takılı fakat çarpmanın şiddetiyle benim sol tarafıma bir bıçak saplandı. Sanki aynı şekilde sağ böbreğimin üzerine. Dodo bembeyaz. Sağdaki evden insanlar koştu, beni avlularına aldılar. Su verdiler, suyu başıma boşalttım, içtim. Dodo polis, karakol, sigorta koşup duruyor. Dodo 25 yıldır araba kullanıyor. İlk kazası. Yolda kaçan arabadan kalan 20 metrelik bir fren izi var çarpmadan. Yüzde yüz suçlu. Polisler "Ya sarhoştu, ya da ehliyetsiz" diyor. Bizim araba da emanet. Büyük kızım Kuki’nin her ay taksitlerini ödediği yeni arabası. Kızım en iyi niyetiyle pırıl pırıl verdi arabayı biz harap götüreceğiz. Evet "Cana değil mala gelsin." de bir de sorumluluk var. Yolun kalan bir saatlik bölümü için tekrar bindik arabaya. Yol boyu şoktayız. Konuşmuyoruz, susuyoruz, bağırıyoruz birbirimize, küsüyoruz, barışıyoruz ve Bodrum'a geldik. Bagaj açılmıyor. Dodo götürüp gösterdi. Açılamayacak. 15-20 günü aşarmış tamiri. Bütün geceyi sancı içinde geçirdik. Sabah hemen Bodrum Özel’e gittik. Solda altıncı, sağda dördüncü kaburgada çatlak var. Ağrı kesicilerle eve döndük. Moral sıfır. Dodo boynunu ağrıttı. Şoku atlatmak kolay olmadı. Biraz kendimize geldikten sonra Dodo beni zorla yemeğe çıkarttı. Berk Restorana, yılların Mavi Bar’ı yanında. Bodrum'a uyan bozulmamış, şımarmamış sade bir yer. Haydar beyin sayesinde nefis
bir balık ziyafeti çektik kendimize. Yemeğin ardından yavaş yavaş Azmakbaşı’na doğru yürümeye başladık. Aman Yarabbi bu da ne? Nerdeyiz biz? Renk renk değişimler, cazgır müzik. Las Vegas ta mıyız? Yoksa bir karhane sokağında mı? Adilik diz boyu. Nerede Bodrum zenginlerinin Kumbahçedeki yalı evleri? Eski Bodrum Belediye Başkanlarından Derviş Görgün ün evi nerede? Nasıl kıydılar Bodrum'a ve kendi evlerine. Para böylesine mi köreltti gözlerini? Kıyı boyunca masalar, ekranlar. Masalarda güya yemek yeniyor. Bu hengamede uzun bir masa boş. Üzerinde iğrenç hareketlerle bir dansöz kah yatıyor masanın üzerine boylu boyunca, güya dans ediyor. Mojito isimli bir bar diye bir yer hatırlıyorum. Yanan sönen ışıklar. Kocaman bir ekranda İbrahim Tatlıses’in kendine has esprileri. Nedense ben bu insanın ne kimliğini ne de SESİNİ sevdim. Miğdem bulanıyor. Kusmadan ayrılmalıyız bu yerden Zavallı Bodrum ne yaptılar sana? Mırıldanarak Azmakbaşına doğru yürüyoruz. Anılar bizi durduruyor. Kayra Otel’e uğramadan olmaz. Duruyoruz. Gültekin içeride, yanımıza geliyor. O da çökmüş. İffetçik’imin yokluğuna ben hiç alışamadım. Meğerse o gün 15 Ağustos İffet’in beşinci ölüm yıldönümü imiş. Yürüyoruz. Daha kuytu bir masaya doğru. Beni daha kuytu bir masada oturan
Müzeyyen Senar'ın kızı Feraye ile tanıştırıyor. O gün annesinin 90. yaşı kapsamında bir sergi açılmış. İyi seneler dileyerek ayrılıyoruz. 1976 yılında iki metre enindeki çıkmaz sokağın en sonunda, çok güzel üç sene geçirdiğimiz kiralık evimize doğru yürüyoruz. Karşımızda, çocuklara her sabah tavuklarından taze yumurta getiren Fatma Teyze. Sol komşum Dilber Abla yok artık. Köşe komşusu Mina Urgan da. Ama, bizimle beraberler sanki. Mina Urgan'ın şimdiki Cemil İpekçi'nin evi olan kapısını çalıyorum. Genç müzisyen Emin ve Dodonun öğrencisi Dila kapıyı açıyor. Bu küçücük bahçede Mina ile az kahve sohbetleri yapmadık. Torunu Yunus'u nasıl severdi. Kızı Zeynep de burada olurdu bazen. İzmir'den Bodrum'a geldiğim zaman o yıllarda bulunmayan karaborsa olan Salem sigarası getirirdim. En sevdiği bir oyuncağı alan bir çocuk gibi sevinirdi. Bir sigarayı biraz içer sonra keser gerisini içerdi. Bazen de bir sigarayı üçe bölerdi. Ben şaşkınlıkla bakardım; parmaklarını yakmasından korkardım. 40 metre karelik evi öyle şirindi ki "Bir Dinazorun Anıları" adlı kitabını yazdıktan sonra ancak evini tamir ettirebilmişti. Bunu defalarca gazetecilere söylemişti. Artemis Pansiyon’a doğru yürüyoruz. Aman Allahım burası da ne olmuş? Salonun denize bakan duvarı yıkılmış. Kocaman bir giriş daha olmuş. Geçen yıl Aloş, salon için benden babamın birkaç fotoğrafını istemişti, yaptırdım; duvarlara asmıştı. Ne oldu resimler girip bakmadım. Daha çok düş kırıklığına dayanamam artık. Penguen'in deniz kıyısı bana çocukluğumu hatırlattığı için favori yerlerimdendir. Orada oturduk. Dodo ve ben, kocaman külahlarda dondurmamızı yedik. Kaleyi seyrettik; evimize döndük. Terastan kocaman bir dolunay, pırıl pırıl görünüyordu. Öyle bir varlık ki, insanın pis eli değemez, berbat edemez. Bir ışık huzmesi Akabük’ten Karaada’ya kadar uzuyor. Bütün koyu nura boğuyor. İşte bu benim Bodrum'um. Işığın hiç solmasın. Ahh Sevgili Bodrum Ahh!.. Yaşamıma can katan güzel insanlar ve canıma da okuyan zor ama sevdiğim insanlar, bir ışık seli içinde akıp geldiniz yine akın akın anılarla
BODRUM
Bülten
43
K I L N I D KA
hazırlayan: ESRA ERKANAT TRIM SLIM GÜZELLİK MERKEZİ Estia Çarşısı Konacık TEL: 317 10 02
Selulit ve zayıflamada, Radyo Frekans tedavisi Radyo Frekans dalgaları ile kontrollü derin ısı tedavisi
Tüm dünyada güvenle kullanılan radyofrekans yöntemiyle selülit ve bölgesel yağ dokularından kurtulmak artık çok kolay ve zahmetsiz. Radyo frekans yöntemi; etkili, son derece güvenli, Özel soğutma sistemiyle acısız ve ağrısız, bandaj yok, morarma ya da kanama veyahut ağrıma yok. Radyofrekans Etkileri; Selülitlere, bölgesel yağ birikimlerine (kalçalar, bacaklar, karın, bel bölgesi, kollar ve yüz sarkmaları, kırışıklıkların, selülitlerin yok edilmesi), kollardaki gevşemelere, çene altı (gıdı) bölgesinin toparlanması, tüm yüz toparlanmasına (kolajen uyarımı), cilt sarkmalarına, liposuction sonrası oluşan düzensizliklere son verir. RADYOFREKANS İLE DERİN ISI TEDAVİSİ HAKKINDA SIK SORULAN SORULAR Radyofrekans nedir? - Radyofrekans yöntemidir.
ısı
kontrollü
zayıflama
Nasıl çalışır? - Radyo dalgaları vücuttaki su molekülleri ile iyonlarını (sodyum-potasyum-kalsiyum-magnezyum) harekete geçirir. Bunların hareketlenmesine bağlı olarak enerji açığa çıkar ve bölge ısınır.
Amaç nedir? - Amaç ısıtılan(tedavi edilen bölge) bölgenin ısısının 41-43 dereceye çıkartmaktır (normalde vücut ısısı 36-37 derecedir). Cilt ısısı bu noktaya geldiğinde, cilt altı bölgedeki ısı 50-55 dereceye tekabül eder. Bu ısı vücuda herhangi bir tahribat ya da zarar vermez.
Etkileri nelerdir? - Radyofrekans yöntemi ile bölgesel tedavinin 3 etkisi vardır. " 1.Etki; Temel Mekanizma : Radyofrekans su içeren bütün dokuları kontrollü bir şekilde çok derin dokulara geçmesine (veya iletilmesine) yol açmadan ısıtmakta. Çünkü Radyofrekans hücrelerdeki su moleküllerini harekete geçirmektedir. Bu teknoloji ile su düzeyi çok yüksek olan yağ hücrelerine ulaşılabilmektedir. Yani yağ dokusunu eritebilmektedir. Tedavi sırasında ısınan
44 BODRUM Bülten
bölgede yağ hücrelerinin duvarları parçalanır, yağlar eri-meye başlar. Eriyen yağlar dolaşımın artmasına bağlı olarak kan ve lenf yolu ile emilir ve vücuttan atılır. " 2.Etki; Yaşlanmış ve yıpranmış Kollajen doku parçalanır ve ölür. Bunların yerine vücut yeni kollajen üretimine başlar. "3. Etki; Vücutta sıkılığı, gerginliği sağlayan dokuya bağ dokusu denir.Bu dokuyu oluşturan hücreler ise fibroblast hücreleridir.Oluşan ısı ile fibroblast aktivasyonu hızlanır. Sonuç: Yağların erimesi, kolajenlerin çoğalması ve bağ dokusunun yenilenmesi ile incelme, zayıflama, selülitlerin yok olması, toparlanma,sarkıkların giderilmesi, kırışıklıkların yok olması sonucu doğar.
Isı nasıl kontrol edilir? - Özel olarak imal edilmiş infrared termometre ile ölçülür.Tedavi süresince ısı sürekli ölçülür.
Bipolar ve Unipolar başlık nedir? BİPOLAR
BAŞLIK;
Bipolar
cihazların
tedavisinde derinlik az olur. (6 milim derinlik) Bu yüzden yüzde ve ince, hassas bölgelerde uygulama bipolar ile yapılır. UNİPOLAR BAŞLIK; Unipolar cihazların tedavisinde derinlik 22 milimdir. Bu da ısının hipodermis tabakasına(yağ tabakası) ulaşmasını sağlar. Derin doku tedavisi yapılarak kullanılır. Diğerlerinden farklı olarak geri dönüş elektrotu olmadığından dalga ışınsal şekilde yayılarak tüm bölgeyi homojen bir şekilde ısıtır.
Tedavi Süresi ? - En küçük bölge için 15-30 dakika (örnek: yüz) bacaklar ve kalça için 45-60 dakika, göbek ve basenler için 20-25 dakikadır.
Uygulama acı vermekte midir? - Bu sistemin uygulanması sırasında kontrollü bir şekilde cildin ısıtılmasının yanı sıra cihazın uygulama başlığının taşıdığı cooling (soğutma) sistemi uygulamanın acısız tamamlanmasını sağlamaktadır.
Tedavide cilt renginin koyu olması bir sakınca mıdır?
KADINLIK ip uçları... Balık çorbası yaparken:Suyunun daha lezzetli olması için balıkları en az 45*60 dakika kaynatın. Baş ve kuyruk kısımlarının en lezzetli yerler olduğunu unutmayın. Karnabahar pişirirken eve yayılan kokudan kurtulmak için pişirme suyuna bir parça tuz ve iki kaşık sirke ilave edip, suyun üzerinde köpük oluşumunu bekledikten sonra, içine sebzeleri atmayı deneyin. Evi saran kötü kokudan eser kalmadığını göreceksiniz. Mutfağınıza sinmiş kızartma kokusunu yok etmek için ızgaranın üzerine defne yaprağı, ada çayı yaprağı ve kekik yaprağı koyun. Sosislerin patlamasını önlemek için fırın ya da ızgaraya koymadan önce soğuk süte batırmanız yeterli olacaktır. Karnabaharın haşlama suyuna bir miktar süt katarsanız kar gibi beyaz olduğunu, hem de kötü kokmadığı fark ederisiniz. Kullandığınız salçaların bozulmamasını istiyorsanız üzerini düzleyerek biraz zeytin yağı ilave ederek uzun süre saklayabilirsiniz., Yumurta lekesini çıkarmak için, önce soğuk suda bekletmeli sonra ılık sabunlu suda yıkamalısınız.
- Radyofrekans teknolojisini içeren Accent, renk körü bir sistemdir. Yani hiçbir cilt tipi için sakınca teşkil etmemektedir. Bu nedenle yazın bronzlaşmayı getiren koşullarda bile tedaviye devam edilebilmektedir.
Tedavi aralığı? - En kısa tedavi aralığı 2 hafta,en uzun tedavi aralığı 4 haftadır. Buna kişinin durumuna göre karar verilir. Toplam seanslar ortalama 6 seanstır.
Kimlere uygulanamaz? - Tedavi edilmeyen ya da edilemeyen hastalıklar (Parkinson, ms, epilepsi, kanser-cilt kanseri vb.), hamilelik, kalp pili olanlar ve vücudunda büyük metal protez bulunanlara uygulanamaz.
Tedaviden nasıl sonuçlar beklemeliyiz? - Doğal olarak uygulama sonrası etkiler, her türlü tedavide olduğu gibi kişiden kişiye değişiklik gösterebilmektedir. Tedaviden hemen sonraki süreçte deride hafif bir kızarma ve gerginleşme gözlenmektedir. Bu etki ise çok hızlı bir şekilde yok olmaktadır ve günlük faaliyetlere çok rahat bir şekilde devam edilebilmektedir.
Günlük hayata etkisi nedir? - Sadece uygulama sırasında sıcaklık hissedilir.Günlük hayatı etkile-
hazırlayan: ELİF ÖZÇATI - Beslenme danışmanı
Ücretsiz danışmanlık hizmeti verilir. elifozcati@gmail.com
SAĞLIKLA KALIN
Beslenme çantasında neler olmalı?
Okul öncesi, okul çağındaki çocuk ve gençlerin, hızlı büyüme ve gelişimleri, ile zihinsel performansları için tüm besin öğelerine olan gereksinimleri yaşamın diğer dönemlerine göre daha fazladır. Çünkü sağlıklı yaşamın ve yetişkinliğin temeli bu yaşlarda atılır. Beslenme çantası, sadece ilkokula gidenlere değil, günü okulda geçiren her yaş grubu çocuk ve gençlerin öğün atlamamaları için gereklidir. Bir beslenme çantası hazırlarken: Çocuğun yaşı, hangi öğünde yiyeceği ve bir öğünde ne kadar yiyecek tüketebileceği göz önüne alınmalıdır. Besin değeri yüksek, doğal, ve kolay taşınır yiyecekler ile mönü oluşturulmalıdır. Örneğin; - Peynirli, yumurtalı, tavuklu sandöviçler, meyve veya kutu meyve suyu; - Az yağlı kek, kurabiye ve bisküvi, meyve; - Kuruyemiş, kuru meyve veya fıstık ezmeli ekmek; - Peynirli tost, ayran, meyve; - Hazır puding, yulaflı kurabiye, meyve; - Sebze dilimleri (havuç, kırmızı ya da yeşil biber, salatalık, doma-tes), zenginleştirilmiş hamburger ekmeği, ton balığı, ayran gibi. Süt veya ayran mutlaka beslenme çantasında yer almalıdır. Bozulmaya yatkın
DOĞRU BESLENİYOR MUSUNUZ?
? LİFLER
Haftada üç kez pilav ya da makarna yer misiniz? Haftada en az iki kere bakliyat yer misiniz? Günde iki porsiyon taze meyve yer misiniz? Günde üç porsiyon taze sebze yer misiniz? Sıkça kuruyemiş yer misiniz? Sıkça sebze yer misiniz? SONUÇ: Dördün üzerinde hayır ddiyseniz lifli besinleri daha çok yiyin. Çünkü bunlar bağırsağın düzenli çalışmasında etkilidir. Kabızlığı da çözer.
46
BODRUM
Bülten
besinleri içeren seçenekler, oda ısısında 2 saatten fazla bırakıldığında, besin kaynaklı hastalıklar için risk oluşturur. Bu nedenle beslenme çantasının güneşten ve sınıftaki ısıtıcıdan uzak bir yerde ve kirli spor eşyalarının içinde bırakılmaması gerektiği anlatılmalıdır. Bütün yiyecekler yerine en sevdiği ekmek, domates, peynir gibi yiyecekleri küçük parçalara bölüp uygun bir kabın içerisinde karıştırarak da hazırlanabilir. Cips ve gazlı içecekler gibi besin değeri düşük yiyeceklerden kaçınılmalıdır.
Diş fırçası ve diş macunu beslenme çantasında mutlaka bulunmalı; çocuklara yemekten sonra dişlerini fırçalamaları hatırlatılmalıdır. Çocuğun ilgisini çekecek tarzda sürprizler yaratılarak hazırlanan yiyeceklerin tüketimi sağlanabilir. Ayrıca beslenme çantası her kullanımdan sonra yıkanmalıdır. Öğünlerini zamanında ve yeterince tüketen çocuklar hiçbir yiyecekten aşırı tüketmez.
ŞİFALI bitkiler, FAYDALI otlar. KUDRET NARI - Faydaları Kolit - Ülser - 12 parmak - Gastrit, Asit fazlası gibi mide-barsak sistemine bağlı tüm hastalıkları kalıcı ve kesin tedavi eder, Karaciğeri destekler, Egzama ve sedefe fayda verir, yara ve iltihapları giderir, Barsak tembelliğini giderir, hücre yeniler, rahim yaralarına fayda verir, yanık ve yaralara lapası vurulur. Aynı zamanda yüksek oranda E vitamini ve kaliteli protein içerir
Çocuğa yemek yeme alışkanlığı kazandırırken Çocuk sofraya yorgun oturmamalı. Yemeğini kendisinin yemesi beklenmeli, üstüne ve etrafa yemek döktüğü durumlarda kızmak yerine, önceden önlem alarak önlük takılmalı. Çocuğun kullanacağı çatal, kaşık, çocuğun eline ve ağzına uygun büyüklükte olmalı, ayrıca masaya rahat bir şekilde ulaşabilmeli. Yemek saatlerini huzurlu ve neşeli bir havada geçirmesi sağlanmalı. Porsiyon miktarları küçük olmalı. Ancak çocuk isterse yardım edilmeli. Çocuğun ilerdeki yaşlarda yemek seçmemesi için 0-1 yaşlarında ek besinlere alıştırılmalı. Çocuk, ana öğünler dışında abur cubura alıştırılmamalı. Bu tarz yiyecekler, çocuklara bazı davranışlar karşısında verilen ödül niteliği taşımamalı. Çiğnemesi güç yiyecekler, yumuşak bir duruma getirilmeli. Mutlaka yemek haricinde süt, yoğurt verilmeli.
Besin grubu tablosu
Aşkın Doruğu, Fıstık Çorba, Zerde
LEZZEATRI USTAL Aşkın Doruğu
(6 Kişilik)
Malzemeler 2 Soğan 2 Havuç 1 Kereviz 1 Sap Pırasa 1,2 kg Patates 1 Demet Dereotu 1 Çorba Kaşığı Margarin 2 Et Suyu Tableti 1 Defne Yaprağı 1,3 kg Dana Fileto 500 gr Süt Kreması Rendelenmiş Limon Kabuğu Tuz, Karabiber
Zerde (6 Kişilik) Malzemeler
Yapılışı Soğanları kabuklarını soymadan doğrayın. Havuç, kereviz ve pırasayı yıkayıp ayıkladıktan sonra küçük küpler halinde doğrayın. Margarini bir tencerede eritin. Soğanları yağda kavurun. Sebzeleri ekleyip kavurmaya devam edin. 2,5 litre su ilave edin. Et suyu tabletlerini ekleyin. Tuz ve karabiberle tatlandırıp defne yaprağını ekleyin. Dilimlenmiş filetoyu tenceredeki karışıma ilave edip kısık ateşte 2 saat kadar pişirin. Bu arada patatesleri yıkayıp kabuklarını soyduktan sonra sekize bölün. Dereotunu yıkayıp ayıklayın ve ince ince kıyın. 100 gr süt kremasını çırpıp limon kabuğu, tuz ve karabiberle tatlandırın. Patatesleri haşlayın. Kalan süt kremasını dereotu ve suyu süzülmüş patatesle karıştırın. Tuz ve karabiberle tatlandırın. Eti tencereden alıp servis tabaklarına yerleştirin. Kremalı patates eşliğinde servis yapın.
Fıstık Çorba Malzemeler 50 gr dolmalık fıstık 5-6 su bardağı et suyu 2 çorba kaşığı margarin 3 çorba kaşığı un Yeteri kadar tuz Terbiyesi için : 1 adet yumurta sarısı Yarım limon Üzeri için : 1 çorba kaşığı tereyağı Yeteri kadar kırmızı biber
MUTFAK SIRLARI Satın aldığınız kahveyi taze saklamak istiyorsanız cam kavanoza boşaltıp içine iki adet kesme şeker atın. Ağzını sıkıca kapatın. Kahvenizin taze kaldığını göreceksiniz. Kızartma kokularının bütün eve yayılmaması için yağın içine bir iki dal
48
BODRUM
Bülten
4 su bardağı su 1 buçuk su bardağı toz şeker 1 tutam safran 1 çaybardağı haşlanmış pirinç 1 buçuk çorba kaşığı nişasta 50 gram şamfıstığı 50 gram kuşüzümü
Yapılışı Suyu kaynatın. Şekeri ilave edin. Safranı ekleyin. Ayrı bir kapta pirinci haşlayın. Suyun içine ilave edin. Şamfıstığını ilave edin. Nişastayla koyulaştırın. Kıvamı iyice koyulaşınca ocaktan alın. Kuş üzümü serpip, servis
Yapılışı Bir kapta margarini eritin. Dolmalık fıstıkları içerisine ilave ederek kavurun. Fıstıkları yakmadan başka bir kaba alın. Aynı yağda unu kavurun. Yavaş yavaş karıştırarak içerisine et suyunu ilave edin. Üzerine tuz dökün. Fıstıkları robottan geçirerek içerisine ilave edin ve bir süre kaynatın. Bir kapta yumurta sarısı ile limon suyunu çırpın. İçerisine çorbadan bir kepçe alıp ilave ederek ılındırın. Tencereye koyarak bir taşım kaynatın. Bir kapta tereyağını kırmızı biberle yakın. Çorbanın üzerinde gezdirin. Limon dilimi ile sıcak olarak servise sunun.
maydanoz atın. Kızartma yaparken yapın patlayıp sıçramaması için, bir tutam tuz atmanız yeterlidir. Maydanozdan daha fazla yararlanmak için saplarını da kullanın. Maydanoz saplarını atmayıp iyice temizledikten sonra çorbalarda kullanabilirsiniz Satın aldığınız kiviler çok sert ham ise bir gece boyunca plastik bir torbda elma veya armutla saklayınız.
HABER TURU
Arkeoloji Müzesi'nde bulunan yaklaşık 140 tarihi eser, ABD'deki Metropolitan Müzesi’nde 13 Kasım’da açılacak ''M.Ö. İkinci Bin yılda Sanat ve Uluslararası Değişim'' sergisinde yer alacak.
M.S. 11. yüzyıl cam ağırlıklar
Tunç Çağı Uluburun batığı.
Uluburun Batığından hurda altınlar.
Bodrum Kalesi ve Sualtı Arkeoloji Müze Müdürü Yaşar Yıldız, yaptığı açıklamada, müzedeki, aralarında Nefertiti'nin altın mührü, amforalar, cam boncuklar, altın kolye ve taş çapa gibi eserlerin de bulunduğu 140 tarihi eserin, 13 Kasım da New York Metropolitan Müzesi’nde açılacak ''MÖ İkinci Binyılda Sanat ve Uluslararası Değişim'' konulu sergide yer alacağını söyledi.
önemli bilgiler vereceğini belirten Yıldız, ''Sergide dünyanın farklı müzelerinden eserler gösterilecek. Ancak ağırlıklı olarak bizim müzemizdeki eserler yer alacak'' dedi.
buluntuların da yer aldığı çok değerli 140 parça, ABD'deki müzede sergilenecek. Bu sergi, hem müzemiz hem de ülkemiz açısından çok önemli. Sergide dünyanın önde gelen müzelerinden getirilecek değerli eserler gösterilecek. Oraya gönderilecek eserler Anadolu'daki ticari hayat hakkında da önemli ip uçları verecek. Örneğin müzemizdeki Nefertiti'nin dünyada bilinen tek altın mührü bu müzede sergilenecek. Altın, kadeh, cam, bakır ve kalay külçeleri ticari yaşam hakkında önemli göstergeler sunuyor.''
Dünyanın önemli müzelerindeki değerli bazı koleksiyonların yer alacağı serginin, Anadolu ve Akdeniz çanağındaki ticari hayat hakkında
Yaşar Yıldız, Bodrum'dan ABD'ye götürülecek eserler arasında Uluburun Batığı'ndan çıkartılan çok sayıda buluntunun yer alacağını belirtti. Yıldız, şöyle devam etti: ''Uluburun batığından çıkartılan eserler Akdeniz'deki ticareti, yaşamı gözler önüne seriyor. Aralarında Uluburun Batığı'ndan çıkarılan
Fotoğraf: CANSU TÜRKDOĞAN
N
BODRUM KALESi’NDEKi TARiHi ESERLER ABD'DE Bodrum Sualtı SERGiLENECEK
HABER TURU
Bilgilendirilmek amacıyla yerleştirilen kabartmalar
OĞUZ ALPÖZEN’İ MAHKEMELİK YAPTI Bodrum Kalesi ve Sualtı Arkeoloji Müzesi eski müdürü Oğuz Alpözen'in, müzedeki bazı yapılara kabartmalar yerleştirerek müze ve kalenin aslını bozduğu iddiasıyla yargılanmasına başlandı. Bodrum 2. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki davanın ilk duruşmasına katılan Oğuz Alpözen savunmasında, kabartmaları yetkililerin bilgisi ve izniyle yaptırdığını söyleyerek kabartmaları, müze ve kalede yeni yapılan bina ve salonların kim tarafından ve ne zaman yapıldığını belirtmek amacıyla yerleştirdiğini belirtti. Mahkeme, dosyadaki eksiklerin giderilmesi için davayı erteledi. Alpözen, adliye çıkışında gazetecilere yaptığı açıklamada, müdürlüğü döneminde Bodrum Kalesi ve Sualtı Arkeoloji Müzesinde, aralarında Uluburun Batığı'nın kapısı, Komutan Kulesi girişinin de olduğu bazı yerlere ay ve yıldız bulunan kabartmalar yerleştirdiğini söyledi. Kabartmaları, müze ve kalede yeni yapılan bina ile salonların kim tarafından ve ne zaman yapıldığını belirtmek amacıyla yaptırdığını belirten Alpözen, ''Kabartmaları, bunu yapanın bir Türk müzecisi olduğunu anlatmak amacıyla yaptırdım. Bunlar cumhurbaşkanı dahil herkesin bilgisi dahilinde yapılmıştı. Orada kalmaları gerekir'' diye konuştu. Alpözen, Bodrum Kalesi ve Sualtı Arkeoloji Müzesi'nde 26 yıl 11 ay müdürlük yaptığını, bu sürede çok sayıda soruşturma geçirdiğini ancak hiç birinden ceza almadığını kaydetti.
MUSTAFA SARUHAN’A DESTEK YEMEĞİ Mustafa Saruhan’a belediye çalışanları destek yemeği düzenledi. İçişleri Bakanlığı tarafından görevinden el çektirilen Mustafa Saruhan ve onu başkanlık makamında görmek isteyen personeli ona destek için verilen bir iftar yemeğinde buluştu. 10 Eylül Çarşamba günü Yalıkavak’ta bir restoranda gerçekleşti-rilen yemeğe 130 belediye personeli katıldı. Mustafa Saruhan ve belediye çalışanları birlikte yedikleri iftar yemeğinden sonra sohbet ettiler. Saruhan, bu yemeği düzenledikleri için belediye çalışanlarına tek tek teşekkür etti. Kendisine verdikleri bu davetten dolayı çok mutlu olduğunu söyledi.
DÜNYA DENİZLERİ EĞİTİM DERNEĞİ İLK GENEL KURULU’NU YAPTI Bodrum’u bir uluslararası deniz eğitim merkezi haline getirmeyi amaçlayan
50 BODRUM Bülten
‘Dünya Denizleri Eğitim Derneği’ ilk Genel Kurul’unu Bodrum Milta Marina’da 19 Eylül Cuma günü gerçekleştirdi. Divan Başkanlığını eğitimci Hamdi Topçuoğlu’nun yaptığı Genel Kurul’da yapılan seçimlerle, yeni yönetim kurulu üyeleri belirlendi. Buna göre Ömer Karacalar (Milta Bodrum Marina Genel Müdürü), Nezih Mekik (Başak Sigorta Acentesi ve Meslek Lisesi Yat Kaptanlığı Bölümü Eğitmeni), Erman Aras (Era Yatçılık), Tuna Kaya (Urban Dizayn) ve Mustafa Balcı (Cruise Academy) yeni yönetim kurulu üyeleri olarak oy birliği ile seçildiler. Öncelikle yarımadanın eğitim altyapısını kullanarak hızlandırılmış kurslar açıp, denizcilik sektörüne nitelikli eleman hazırlamayı amaçlayan dernek, bu amaçla bir iktisadi işletme kurmayı planlıyor. İşletme kursları açmanın yanında, orta dönemde, Bodrum’a bir Uluslararası Deniz Eğitim Merkezi’ kazandırmayı, daha sonra örgün eğitim şemsiyesi altında bir Deniz Meslek Lisesi kurmayı, daha sonra ise Deniz Bilimleri Yüksek Okulu ve Fakültesi kurmayı hedefliyor. Derneğin son hedefi ise çok iddialı: ‘Bodrum Deniz Bilimleri Üniversitesi’
KARİA ROTARY'DEN ENGELLİLERE YARDIM Karia Rotary Kulübü, Bodrum'da zihinsel ve bedensel engelli 5 kişiye tekerlekli
BODRUM'DA ELEKTRİK VURGUNU Bodrum'da kayıp ve kaçak oranını azaltmayı hedeflediklerini anlatan TEDAŞ Bodrum İşletme Müdürü Ozan Eryavuz, "Şu anda kayıp kaçak oranı yüzde 8 oranında. Bunun yüzde 5'i şebeke kayıplarımızdır. Yüzde 3 oranında bir kaçağımız var. İki yıl önce yüzde 13, daha önce 16'dıydı. Son 3 ayda 90 üzerinde abonede kaçak tespit ettik” dedi. Ocak 2008'den buyana Bodrum'da tüketilen elektrik miktarının 484 milyon kilovat olduğunu belirten Eryavuz, bunun yüzde 3'lük kısmının yani 14 milyon 520 bin kilovatın kaçak kullanıldığını dile getirdi. “Bu kaçak kullanım devleti 2 milyon YTL zarara uğratmıştır" dedi.
BELEDİYE’DEN VATANDAŞLARA KOLAYLIK
sandalye yardımı yaptı. Zihinsel ve bedensel engelli olan 20 yaşındaki Kemal Saraçoğlu, 20 yaşındaki Mehmet Esin Doğan, 16 yaşındaki Cansu Çayır, zihinsel engelli 7 yaşındaki Samet Dinç ve 51 yaşındaki böbrek hastası Necati Karagöl, Seçkin Konaklar Oteli'nde düzenlenen törenle tekerlekli sandalyelerini Karia Rotary Kulübü yetkililerinden teslim aldı.
TÜRK-ALMAN SAĞLIK FORUMU Alman-Türk Sağlık Vakfı'nca düzenlenen "Türk Alman Sağlık Forumu" Bodrum'da gerçekleştirildi. Bodrum Universal Hospital'de düzenlenen foruma, Türk ve Alman akademisyenlerin yanı sıra öteki yetkililer katıldı. Forum sonrası, gazetecilerin sorularını yanıtlayan İstanbul Alman Hastanesi Tıbbi Direktörü Prof. Erol Güren, forumun 6 yıldır yapıldığını ve her forumda farklı konuların işlendiğini söyledi.
Turgutreis Belediyesi belde merkezine uzakta oturan vatandaşlara kolaylık olması açısından Akçaalan Mahallesinde ek belediye hizmet binası açtı. Açılışı Belediye Başkanı Ali Server Yazgan tarafından yapılan belediye ek binasına vatandaşlar su, emlak ve çevre temizlik vergilerini yatırabilecekler.
TURGUTREİS'TE KÜLTÜR VE SANAT EVİ Turgutreis Belediyesi, beldede her türlü sosyal ve kültürel etkinliklerin yapılacağı modern bir Kültür Sanat Evi yapıyor. Turgutreis çarşı içi Sevgi Yolu’na yapılacak olan kültür evinde el sanatları kursları, çocuklar için çeşitli kurslar, toplantı ve mini seminerler verilecek. Kurulacak olan yeni evde ayrıca beldeye tatile gelen yabancılar için danışmanlık hizmetleri de verilecek.
KONACIK BELEDİYESİ KIŞA HAZIRLANIYOR Konacık Belediyesi ekipleri tarafından, belde genelindeki bütün mazgallar ve kanallar temizlendi. Son yıllarda yapılan yatırımlarla, beldenin su akıntısı konusunda hiçbir sıkıntı yaşanmadığını ifade eden Konacık Belediye Başkanı Mehmet Tosun, “Göreve
geldiğimizde, altyapı çalışmaları kapsamında belde genelinde yaptığımız geniş galeriler ve mazgal sistemleri ile suyu yeraltına indirerek ciddi su akıntılarını engelledik. Hemen ardımızda tepelerin yer alması nedeniyle geçtiğimiz yıllarda ciddi su sıkıntıları yaşanmıştı. Suyu, kaynağında yer altına indirmek suretiyle bunun önüne geçtik. Yaptığımız bu galeri ve mazgalları, her yıl düzenli olarak te-mizleyerek kış sezonunu sıkıntısız atlatı-yoruz” dedi.
Gürol Ergin, kooperatifçiliğin, CHP'nin halkçılık ilkesinin sonuçlarından biri olduğunu söyledi. Kooperatifçiliğin, sosyal demokrasinin evrensel değerlerinden dayanışma ilkesinin gereği olduğuna işaret eden Ergin, "Biz Mustafa Kemal'den beri, kooperatifçiyiz, bugün de yarın da kooperatifçi olacağız. Kooperatifçiliğin önüne konulan engelleri kaldırmak için ne gerekiyorsa mutlaka yapacağız" dedi.
Mimarlar Odası Bodrum Temsilciliği, meslekte 30 yılını doldurmuş 13 ve 40 yılını doldurmuş 1 mimara plaket verdi.
BELEDİYEDEN MUHTARA LAPTOP Turgutreis Belediyesi, beldede muhtarlık hizmetlerinin daha hızlı, daha sağlıklı ve kesintisiz verilebilmesi için belde muhtarlarına 3 adet lap top ile yazıcı hediye etti. Halka daha modern koşullarda hizmet vermeyi amaçladıklarını belirten Turgutreis Belediye Başkanı Ali Server Yazgan, muhtarları tek tek ziyaret ederek bilgisayarları teslim etti.
KOOPERATİFÇİLERİN SORUNLARI TARTIŞILDI Türkiye Kent Kooperatifleri Merkez Birliği'nce (TÜRKKENT) Turgutreis'te düzenlenen "21. Teknik Kongresi" yapıldı. Konrede konuşan CHP Muğla Milletvekili
MİMARLARIN MUTLU GÜNÜ
ENGELLİLER YARARINA HİNDİSTAN'DA PEDAL ÇEVİRECEK Bodrum'da yaşayan emekli öğretmen İngiliz Jack Davies, Bodrum Sağlık Vakfı'nda eğitim gören zihinsel ve bedensel engelli öğrenciler yararına, bisikletiyle Hindistan'da 500 kilometre yol katedecek. Bodrum Sağlık Vakfı'nda düzenlenen basın toplantısında konuşan 61 yaşında ki Jack Davies, etkinlik kapsamında 24 Ekim'de İngiltere'ye,
Bodrum Manastır Otel'de düzenlenen törende, Bodrum Mimarlar Odası Başkanı Mahmut Yıldırım yaptığı konuşmada, oda olarak meslekte 30 yılını dolduran mimarlara plaket verdiklerini ve bunu geleneksel hale getirdiklerini söyledi. Mimarlar Odası Bodrum Temsilciliği Yönetim Kurulu Üyesi Hamdi Erdoğan da törende bir konuşma yaptı. Yıldırım'dan plaketlerini alan ve meslekte 30 yılını doldurmuş Turgut Akpulat, Ali Çelebi, Çetin Bozdağ, Halil Uyanık, Yiğit Erbaş, Mehmet Ali Aktemur, Şükran Arslan, Gökhan Çoban Korcan, Selçuk Demiraslan, M. Sevki Ekinci, Muzaffer Torun, Namık Nidai Kürüm ve Namık Sarp ve meslekte 40 yılını doldurmuş Vahide Sevinç Adısanlı basına poz verdi. Törende ayrıca, NTV'de yayınlanan Yeşil Ekran programına da plaket verildi. Ödülü NTV adına alan NTV Bodrum temsilcisi Savaş Nur, Mimarlar Odası Bodrum Temsilciliği üyelerine çalışmalarından dolayı teşekkür etti.
DÜNYA KOYLARI” TEKNESI HERODOT PROJESİ İÇİN BODRUM'A GELDİ Geçen hafta Fransa”nın Vannes kentinde yapılan Dünyanın En Güzel Koyları Birliği Yönetim Kurulu Toplantısı’nda, birliğe üye koylar arasında yeni bir iletişim sisteminin hayata geçirilmesi için start verdi. Herodot Projesi adı verilen bu proje, ilk olarak Vannes Bölgesi Valisi Joseph Kergueris’e valilikte sunulmuş ve bu iletişimin, birliğin yakında devreye girecek profesyonel web sayfası ile yapılması planlanmıştır 15 metre uzunluğunda ve 8.5 metre eninde, katamaran tipi bu tekne, Fransız Mimar Didier Courant tarafından dünya koylarını ziyaret etmek üzere inşa edildi ve tekneye “Dünya Koyları” ismi verildi. Dünya Koyları Teknesi, iki yıldır Dünyanın En Güzel Koyları Birliği için çeşitli projelerde yer alıyor; tekne şu ana kadar Yedi üye koyu ziyaret etti. Dünya Koyları Teknesi, Herodot Projesi kapsamında projenin ilk adımını Bodrum’da gerçekleştirdi. Projenin başlangıç seremonisini yapmak üzere, proje yöneticisi Eric Lore ve beraberindeki beş kişilik Fransız ekibi, Bodrum Belediye Başkanı Mazlum Ağan ve Birlik Başkan Yardımcısı Galip Gür ile biraraya geldi.
BODRUM
Bülten
51
ETKİNLİKLER
KARATE TAKIMIMIZ BERLİN’DEN BAŞARILARLA DÖNDÜ Almanya’nın Berlin şehrinde bu yıl üçüncüsü düzenlenen, Avrupa’nın en prestijli karate turnuvalarından biri olan ve 20 ülkeden 687 sporcunun katıldığı III. INTERNATIONAL BANZAI CUP 2008 Şampiyonası’nda, 10 ülkenin milli takım düzeyindeki takımları ve diğer 10 ülkenin de 78 kulüp takımı, kıyasıya mücadele ettiler. Türkiye’den yalnızca Avrupa Kulüplerarası Karate Şampiyonu Kocaeli Belediyesi Kağıtspor ile Bodrum Belediyesi Bodrumspor Karate Takımı’nın katıldığı turnuva’da takımımız, 2 altın, 1 gümüş ve 3 bronz madalya kazanarak yurda döndü. Altı sporcu ile mücadele eden takımımız, 9 madalya kazanarak Avrupa’nın en iyi karate kulüpleri arasında yerini aldı. Sporcularımızın aldığı bu başarının, Almanya’da yaşayan gurbetçilerimizi de çok mutlu ettiğini belirten karate takımı antrenörü Fatih Uzunlulu “Bu önemli şampiyonaya 6 sporcu ile katıldık ve 9 madalya kazanarak Bodrum’a dönmekten büyük gurur duyuyoruz; şampiyona sonunda beni en çok mutlu eden olaylardan biri de, takımımız sporcularından Fırat Çetin’in 687 sporcu arasında en teknik sporcu seçilmesi oldu. Tabii ki bu başarı, uzun ve yorucu antrenmanlar sonucunda, sporcularımızın ve velilerimizin de büyük özverileri neticesi kazanmıştır” dedi.
LASERDE TÜRKİYE ŞAMPİYONU OLDUK Şişecam Çayırova Laser Türkiye Birinciliği 09 - 13 Eylül 2008 tarihleri arasında gerçekleşti. Şampiyonaya Adana, Ankara, İzmir, Muğla, Balıkesir, Isparta, İstanbul, Bursa, Mersin, Samsun, Sinop, Tekirdağ, Kocaeli, Çanakkale, Hatay illerinden 34 kulübe mensup 26 kız, 85 erkek toplam 111 sporcu katıldı. Era Bodrum Yelken Kulübünü temsilen laser 4.7 sınıfından Alican Mert Keleş ve Levent Ahıskalı katıldı. Birinciliği Laser 4.7 Türkiye birincisi Era Bodrum Yelken Kulübü sporcusu Alican Mert KELEŞ, ikinciliği yine Era Kulüp sporcusu AHISKALI aldı. Laser 4.7 Şişecam ödülünü de yine Alican Mert KELEŞ almaya hak kazandı. 279 sporcu arasından Levent Ahıskalı 22. olurken Alican Mert Keleş 38. olarak yarışı tamamladı.
ÜÇÜNCÜ "MASERATI MARINA YACHT CLUB CUP” Bodrum Açıkdeniz Yelken Kulübü ve Milta Marina tarafından, Maserati ve Marina Yacht Club sponsorluğunda düzenlenen yelken yarışları tamamlandı. 2006 yılında ilki düzenlenen yelken yarışlarının üçüncüsü, bu yıl 20-21 Eylül 2008 tarihlerinde gerçekleşti.
52 BODRUM Bülten
21 Eylül’de Marina Yacht Club’ta Kürşat Başar’ın sunduğu ödül töreninde yarışmacılar ödülleri ile buluştu. Bu muhteşem organizasyonda misafir olan ve ekiplerle birlikte yelken yarışlarında ilk deneyimlerini yaşayan Seçkin Piriler, Eva Maya, Kürşat Başar, Fedon, Mustafa Alabora’ya da plaketleri verildi.
Şampiyonada madalya kazanan sporcularımız; FIRAT ÇETİ - Kata yarışmalarında 1.lik/ altın madalya ve Kumite yarışmalarında 2. lik/ gümüş madalya BEGÜM COŞKUNER - Kumite yarışmalarında 1.lik/ altın madalya ve Kata yarışmalarında 3.lük/bronz madalya EFE BESTELCİ - Kumite yarışmalarında 3.lük/ bronz madalya ve Kata yarışmalarında 3.lük/bronz madalya MERVE ERDOĞAN - Kumite yarışmalarında 3.lük/ bronz madalya ABDURRAHMAN BÜYÜKOCAK - Kata yarışmalarında 3.lük/ bronz madalya ELA AY - Kumite yarışmalarında 3.lük/bronz madalya
Ödülü'nü almaya hak kazandı.
ORTAKENT-YAHŞİ HALK DANSLARI FESTİVALİ
SİYAD ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU 5. Uluslararası Bodrum Festivali'nde "3 Saat" ve "Bu Ne Güzel Demokrasi" filmlerine "Siyad Eleştirmenler Ödülü" verildi. Bodrum Belediyesi ile Avrasya Sanat Kolektifi Derneği'nce düzenlenen Uluslararası Bodrum Film Festivali’nde, "SİYAD Eleştirmenler Ödülü" açıklandı. SİYAD üyeleri Şenay Aydemir, Senem Aytaç ve Olkan Özyurt'tan oluşan jürinin, 9 film arasından seçtiği Can Candan'ın yönettiği "3 Saat" ve Belmin Söylemez, Berke Baş, Haşmet Topaloğlu ve Somnur Vardat'ın yönettiği "Bu Ne Güzel Demokrasi" filmleri SiYAD Eleştirmenler
Ortakent-Yahşi Halk Dansları Festivali 3 yaşına bastı. Geçmiş senelere oranla daha da büyüyen organizasyon bu yıl 14 – 19 Eylül 2008 tarihleri arasında gerçekleşti. Festivale Bulgaristan, Cezayir, Litvanya, Makedonya, Nijerya, Romanya ve Slovakya'dan yaklaşık 260 dansçı katıldı. Ortakent-Yahşi Belediyesi’nin organizasyonuna bu yıl Sunu Sahne, Oyder, Turquoise Tours, Önderhan Hotel, Club Muskebi ve A Hotels sponsor oldu. 3 yıldır düzenlenen halk dansları festivalinde, farklı kültürlerin danslarını, yöresel özelliklerini öğrendiklerini belirten Ortakent-Yahşi Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, "İlçemizde bulunan yabancı konuklarımız da farklı ülkelerin dansçılarını izleme fırsatı buluyor. Geçmişte de farklı kültürlere ve dinlere ev
sahipliği yapan Bodrum, hala bu özelliğini sürdürüyor” dedi.
DENİZDEN YATAK ÇIKTI Deniz Kültürü Derneği ve Vira Dergisi'nce 22-26 Ekimde düzenlenen ''2. Uluslararası Deniz Kültürü Festivali'' kapsamında, Belgeselci Haluk Cecen anısına Bodrum'da deniz temizliği yapıldı. Bodrum'un Kumbahçe sahiline gelen dalgıçlar, sualtındaki çöpleri topladı. Dalgıçlar su altından içki şişeleri, pet şişeler, yatak, ayakkabı, cep telefonu, gramafon gibi çöpleri karada bekleyen Sualtı Temizlik ve Bilinçlendirme Derneği yetkililerine teslim ettiler. Sualtı Temizlik ve Bilinçlendirme Derneği Başkan Yardımcısı Sancar Uğuryol, gazetecilere yaptığı açıklamada, "Bu etkinlikle sualtını tamamen temizlememiz mümkün değil. Ancak biz, sualtının bir çöp öğütücü gibi kullanılmaması gerektiğini topluma anlatmak ve deniz kültürünü toplumla buluşturmak istiyoruz." dedi.
EFSANE DALGIÇLARIMIZI ANMAYA DEVAM EDİYORUZ Bodrum Belediyesi’nin her yıl geleneksel olarak düzenlediği ve bu yıl yedincisi düzenlenen “Bodrum Belediye Başkanlığı Kupası Zıpkınla Balık Avlama Anı Yarışları”, bu yıl 30 Ekim, 1-2 Kasım Tarihlerinde gerçekleşecek. Bu yılki yarışlar, 1996 yılında kaybettiğimiz ve “Koca Şeytan “ lakaplı, Ahmet Denizkıran anısına yapılacak. Bu yılki yarışlarda, aynı zamanda yaşayan efsane dalgıçlarımız, Mustafa DOKSAN, Muzaffer CENGİZ, Turgut ÖZKARGIN, Sabri ZOR, Durmuş EROL, Mehmet AYBEY ve İbrahim GÖYMEN de anılacak ve hatıra plaketleri takdim edilecektir. İlginin her yıl biraz daha arttığı yarışlara bu yıl, İzmir, İstanbul, Aydın-Kuşadası, Edremit, Marmaris ve Çanakkale’den gelen sporcularla birlikte toplamda 75 kadar sporcu katılıyor. B.B. Bodrumspor Klübü, Ortakent Spor Klübü, Yalıkavak Spor Klübü ile Gümüşlük ve Göltürkbükü Sporcularıyla birlikte Bodrum Yarımadası’ndan yaklaşık 50 kadar sporcu katılıyor. Bodrum’da dalgıçlık ve süngercilik yapmış efsane isimlerin anısını yaşatmak yeni nesillere dalgıçlık sporunu tanıtmak, gençlerimizi deniz sporlarına yönlendirmek amacıyla yedi yıldır düzenlenmekte olan yarışlar, eski ve yeni nesilleri de biraraya getiriyor.
MUĞLA TANITIM GÜNLERİ Bodrum Ticaret Odası, Muğla Ticaret ve Sanayi Odası, Fethiye Ticaret ve Sanayi Odası, Marmaris Ticaret Odası, Bodrum, Marmaris ve Fethiye Deniz Ticaret Odalarının da katılımıyla Muğla Odessa Şirketi organizatörlüğünde 12–15 Ekim 2008 tarihleri arasında Ukrayna’nın Odessa kentinde ‘’Muğla Tanıtım Günleri’’adı altında bir fuar düzenlendi. Fuara Bodrum Ticaret Odası’nı temsilen Meclis Başkanı Salih Zeki Köylü, Yönetim Kurulu Üyeleri Zafer Taylan, İbrahim Akkaya, Kerim Cangır ve BODTO Personeli Alp Erdoğan katıldı. Açılış konuşmasında söz alan BODTO Meclis Başkanı Salih Zeki Köylü, Odessa ile Bodrum’un Turizm ve Emlak sektöründe iş birliği yapabileceğini, bu fuarın bir ilk olduğunu ve önümüzdeki yıllarda daha da geliştirilmesi gerektiğini belirtti. Bodrum’dan fuara Uğur Emlak, İbak İnşaat, Baia Otel, Ethemoğlu Tersanesi, Yalıkavak Belediyesi ve Turgutreis Oteller Birliği katıldı.
ZEKİ MÜREN, ÖLÜMÜNÜN 12. YILINDA ANILDI
Zeki Müren, ölümünün 12. yıl dönümünde, Bodrum'da düzenlenen etkinliklerle anıldı. Anma etkinlikleri, Bodrum Kaymakamlığı Zeki Müren Sanat Müzesi'nde sanatçının anısına mevlit okunmasıyla başladı. Bodrum Müftüsü Mehmet Yiğit'in okuduğu mevlit sırasında, mevlit şekeri dağıtıldı. Bodrum Kaymakamlığı Zeki Müren Sanat Müzesi Müdürü Ayser Özbulut, gazetecilere yaptığı açıklamada, Müren'in ölümünün 12. yıl dönümü dolayısıyla mevlit okuttuklarını belirterek, etkinliklerin önümüzdeki yıllarda da devam edeceğini söyledi. Özbulut, "Müren'i her yıl olduğu gibi bu yılda saygıyla anıyoruz. Özbulut, Zeki Müren Sanat Müzesi'ne olan ilginin her geçen yıl arttığını da belirtti. Mevlide, aralarında Bodrum Kaymakamı Abdullah Kalkan'ın da olduğu yaklaşık 150 kişi katıldı. Zeki Müren'i anma etkinlikleri saat 21.30 da Bodrum Kalesi'nde düzenlenecek Türk Sanat Müziği konseri ile devam etti.
ZEKİ MÜREN, ÖLÜMÜNÜN 12. YILINDA KONSERLE ANILDI Bodrum Kalesi’ndeki konser, Bodrum Belediyesi Türk Müziği Korosu’nun seslendirdiği Zeki Müren şarkılarıyla başladı. Koro, konserde, bestesi Zeki Müren'e ait ''Bir Demet Yasemen'', ''Gözlerinin İçine Başka Hayal Girmesin'', ''Kalbimdeki Tek Hatıranın Rengi Solarken'' adlı eserleri seslendirdi. Konserin ikinci bölümünde sahne alan Türk Sanat Müziği sanatçısı Münip Utandı ile Merve Utandı da Zeki Müren'in seslendirdiği eserleri icra etti. Konseri, Bodrum Kaymakamı Abdullah Kalkan ve Belediye Başkanı Mazlum Ağan'ın da aralarında olduğu yaklaşık bin 500 kişi izledi. İzleyiciler konseri ayakta alkışladı.
BODRUM
Bülten
53
Bodrum’un Gazetesi
Merhaba HAFTADA BİR CUMA GÜNLERİ YAYINLANIR Kurucusu: Ender Uslu
EYLÜL EKİM 1984 30 Lira
GÖKOVA TERMİK SANTRALİNE KARŞI DÖRT PARTİ BİRLEŞTİ Kararın tekrar gözden geçirilmesi için Cumhurbaşkanlığı’na ve Başbakanlık’a gönderilecek dilekçeye 3 binin üzerinde imza atıldı Gökova Termik Santrali’nun çevreye yapacağı olumsuz etkiler Bodrum’daki dört partiyi birleştirdi. ANAP İlçe Başkanı Tekin Baykut, SODEP İlçe Başkanı Sabahattin Barut, MDP İlçe Başkanı Hikmet Eskitürk ve DYP İlçe Başkanı Engin Denizaslanı bu konuda ortak hareket etme kararı aldılar. Çevre Eski Müsteşarı Rafet Erim’in de konuşmacı olarak
davet edildiği, Bodrum Belediyesi Meclisi toplantısında Gökova Termik Santrali’nin çevreye yapacağı olumsuz etkilerle tarım ve turizmin tamamen yok olacağı anlaşılmıştı. bunun üzerine harekete geçen 4 partinin ilçe başkanları Cumhurbaşkanlığı’na ve Başbanlığa gönderilecek dilekçe kampanyasının ikinci günü 3 binin üzerinde imza toplandı.
Yargı: “Konu Kaymakamlık ve C. Savcılığını ilgilendirmektedir”
Gürültüyle mücadele edecek merci bulundu Bodrum’un artan gürültü sorununun çözümünde Kaymalığın yetkili olduğu kararı verilidi. Geçtiğimiz ay Bodrum Belediye Encümeninc bu konuda Halikarnas Motel’in diskotek kısmına gürültülü yayın yaptığı gerekçesiyle verilen 7 gün kapatma kararına Turistik belgeli olduğunu ileri sürerek itiraz eden motel müstecirinin açtığı dava Bodrum Sulh Cevz Mahkemesince görülmüş ve 4 Eylül günü karara varılmıştı. Bu hafta yayınlanan gerekçeli karara göre 2872 sayılı Çevre Yasasının 14 ve 15 inci maddeleri gereğince mülki amirlerin ubu konuda yetkili oldukları belirtiliyor.
Bir Festival daha yaşadık Bu yıl beşincisinin düzenlendiği Bodrum Kültür ve sanat Haftası 1-8 Eylül tarihleri arasında yapıldı. Vindsört yarışları, müzik geceleri, konferans, bale gösterileri, film galaları, tiyatro ve plastik sanatlar dalında sanatçıların eserlerinin sergilendiği Kültür ve Sanat Haftası etkinlikleri arasında nedense Bodrum’u ve mavi yolu dünyaya tanıtan Halikarnas Balıkçısı ile ilgili sayın Zeki Müren’in konseri sırasında okuduğu Fatiha’nın dışında hiç bir etkinlik yeralamadı. Öte yandan en ucuz 150 lira ile sineme biletleri, en pahalı 1500 lira ile de Zeki Müren’in konserinin biletleri satıldı. Zeki Müren konseri biletleri ise satışa çıktığı 30 ağustos günü üç saatte tükendi. TRT’nin de çekim yapıp konseri ertesi gün yayınladığı Zeki Müren gecesinde 10.000’e yakın izleyici olduğu gözlendi. Bunun yanında önceden “sanatçıların katılmasıyla” yapılacağı duyurulan film galaları sanatçılar katılmadan
1980/1991 yılları arasında yayınlanan Bodrum’un Haftalık Gazetesi MERHABA’nın arşivinden derlenmiştir.
54 BODRUM Bülten
KENT REHBERİ SAYFALARI ekonomik ilan tarifesiyle sizi de hedefinize ulaştırır. Yeni müşteriler edinmenizi sağlar. T: 313 56 66 GEREKLİ TELEFONLAR ELEKTRİK ARIZA 186 - 316 1211 GÜMRÜK - 316 11 12 JANDARMA İMDAT - 156 LİMAN BAŞKANLIĞI - 316 10 98 MİLTA MARİNA - 316 18 60 KAYMAKAMLIK - 316 10 01 METEOROLOJİ - 313 08 86 MÜZE MÜDÜRLÜĞÜ - 316 10 95 PTT - 316 12 12 PASAPORT BÜROSU -316 12 15 POLİS İMDAT - 155 - 316 10 05 POLİS / GÜMBET - 316 12 18 ORMAN YANGIN - 177 OTOGAR - 316 26 37 SAHİL GÜVENLİK - 313 42 00 SAHİL RADYO - 316 27 66 SIHHİ İMDAT - 112 SU ARIZA - 185 - 316 50 13 TRAFİK - 154 - 316 80 80 TURİZM BÜROSU / BODRUM 3161091 TURGUTREİS D MARİN 382 9065 YALIKAVAK Turizm Bürosu 385 44 65 YALIKAVAK MARİNA - 385 38 60 YANGIN - 110 - 316 10 71 BODRUM-MİLAS HAVAALANI 523 01 01 BODRUM BÜLTEN - 313 42 24 BELEDİYELER BODRUM - 316 10 09 TEMİZLİK İŞLERİ - 313 19 05 ZABITA - 153 - 316 11 85 BİTEZ - 363 82 96 KONACIK - 319 19 43 GÖLTÜRBÜKÜ - 357 79 10 GÜMÜŞLÜK - 394 44 80 GÜNDOĞAN - 387 78 95 MUMCULAR - 373 52 00 ORTAKENT - 358 53 70 TURGUTREİS - 382 30 19 YALIÇİFTLİK - 368 98 29 YALIKAVAK - 385 49 22
f
SAĞLIK
AMBULANS SOS - 0212 505 72 72 DİŞHEKİMİ Dr. Dt. BANU ERDOĞAN ARAS Ortodontist - 313 58 84 Çarşı Mah. Artemis C. 8 Bodrum CANA URAL YİĞİTER 317 04 05 Severcan Cad. Bodrum Dr. Dt. FÜSUN NALBATOĞLU 316 14 81 C. Şakir Cad. Bodrum Diş Dr. GÜLTEN ÇOK 316 61 60 M. CENGİZ ALTIPARMAK 313 17 73 Cevat Şakir Cad. 94/B Bodrum Diş. Hek. RIZA ÇINAROĞLU 313 10 07 Atatürk C. 32 Bodrum Dr. Dt. TUNÇ AKMAN - 316 86 56 Ortodontist Atatürk Cad. 48/C
j
ULAŞIM
HAVA ULAŞIMI BODRUM HAVAALANI 523 01 01 BODRUM HAVAALANI THY 523 01 29 THY / OASİS - 317 12 03 - 04 HAVAŞ - 313 89 72 - 523 00 40 BODRUM RENT A CAR 317 15 55 Onur Air, Atlas Jet WHISKY TRAVEL YACHTING Atlas Jet. Fly Air, Onur Air İnönü C. 27/1 Gümbet 316 50 57
OTOBÜS KAMİL KOÇ - 313 04 68 KARADEVECİ - 316 2560 PAMUKKALE - 316 13 69 VARAN - 316 78 49 - 313 21 44 ULUSOY - 313 01 67 - 317 16 40 DENİZ ULAŞIMI BODRUM EXPRES - 316 10 87 BODRUM FERİBOT - 316 25 78 DEVLET DENİZ YOLLARI 316 17 81 FAHRİ KAPTAN - 316 18 08 MEANDER - 316 50 26
ÇEŞİTLİ AHŞAP ÇAPGINLAR - 363 84 48 Bitez Kavşağı Karşısı Bodrum DOLU KERESTECİLİK - 382 35 05 Sanayi Sitesi 8 Turgutreis AKARYAKIT ARMADA / MOİL - 363 87 00 Açıkkırlar Mevkii Konacık AMBALAJ HAKAN AMBALAJ - 319 03 00 Atatürk Bulv. 17 Konacık
MAVİ AMBALAJ - 385 35 64 Atatürk Cad. 24 Yalıkavak ANAHTARCI ANAHTARCI SELİM - 385 39 40 Koray Yılmaz İş Mrkz. Yalıkavak AYDINLATMA PRO -YAPI / OASİS - 317 07 33 AYAKKABI ÇANTA BETA / Milta Marina 313 89 85 YABAN COLLECTION - 316 20 01 Cumhuriyet Cad. 39-41 Bodrum
DOKTOR Op. Dr. GÜROL ORAL K.B.B 316 59 27 Artemis Cad. Bodrum Dr. H. MUZAFFER BUYRUK 316 51 07 Davutlar S. 12 Bodrum HASTANELER POLİKLİNİKLER TÜM HASTANELER İÇİN TEK TELEFON - 444 0 911 BASINÇ ODASI - 313 14 20 BODRUM KALP HASTALIKLARI MERKEZİ - 316 54 64 DEVLET HASTANESİ - 313 14 20 (6hat) BODRUM SAĞLIK OC. -316 13 53 GÜMÜŞLÜK SAĞLIK O 394 3724 MUMCULAR SAĞLIK O. 3735040 OMEGA KLİNİK TANI LABORATUARI - 316 80 84 ORTAKENT SAĞLIK O. 358 5027 ÖZEL BODRUM HAST. 313 6566 SSK DİSPANSERİ - 313 32 95 UNIVERSAL HOSPITAL 319 1515 C. Şşakir Mah. Gavaklı Sarnıç C.
BODRUM’DAN HABERİNİZ OLSUN
bodrumajans.com WWW BODRUM’UN HABER PORTALI
BODRUM
Bülten
55
ÖNCE SAĞLIK
BASIMEVLERİ HALİKARNAS MATBAACILIK 319 02 91 - 92 Temel Yapı İş Merkezi Bodrum BİLGİSAYAR BİLSER BİLİŞİM - 382 84 48 Mehmet Hilmi Cad. Turgutreis EGE BİLGİSAYAR /OASİS 317 00 62 BUZ FİESTA BUZ - 316 84 03 Omurça M. Artemis C. 25 Bodrum SAĞLAM BUZ - 316 20 23 Göktepe Sk. 30 Bodrum CAM METİN CAM - 316 03 13 Sanayi Sitesi No:10 Bodrum ÇİÇEK-BAHÇE DÜZENLEME ÇAĞDAŞ PEYZAJ - 313 22 27 Yalıkavak Yolu EGE ÇİÇEKÇİLİK - 319 08 98 Atatürk Bulv. 17 Konacık PROMEK - 313 33 36 E. Anter Bulv. 205 Bodrum ÇOCUK KULÜBÜ KARTANESİ ANAOKULU 363 95 14 Cumhuriyet Cd. 7 Bitez
56 BODRUM Bülten
DALIŞ SNORKEL&DIVE - 313 60 17 Cevat Şakir İş Merk. Bodrum DEKORASYON + DEKOR - 358 60 60 Cumhuriyet Cad. 64/B Ortakent AZİM - 0536 235 70 88 Akçaalan girişi Turgutreis BODRUM MOZAİK - 358 65 31 Balkanoğlu İş Merkezi Konacık BODRUM MUTFAK MOBİLYA 363 86 77 Açıkkırlar Mev. Tarım Gıda Arkası Konacık DREAM HOUSE - 317 26 14 Zeytindalı 2 Evleri Bodrum İNPO İç Mimar - 363 95 73 Pamir İş Merkezi E2 Blok 3 İNTERFLOOR - 358 61 05 Ortakent Yalıkavak Yolu No:33/A YELKENLİ - 319 12 34 Atatürk Bulvarı 3 Konacık DIGITAL SİSTEMLER ADADİGİTAL - 313 83 00 Heredot İş Merkezi 8 Bodrum DOĞRAMA ATÖLYELERİ ATÖLYE AHŞAP - 367 14 45 EF METAL - 363 89 18 Atatürk Bulvarı 249 Konacık
RESTAURANT CAFE & BAR
ÜLGEN PEN / Winsa - 358 52 33 Cumhuriyet Cad. 16/A Ortakent SEKA PEN - 382 67 11 Sanayii Sitesi 6/D Turgutreis
GÜLÇE - 385 25 02 Şeyhülislam Cad. 27/2 Yalıkavak PERMODA - 385 27 91 Marina 3 kapı karşısı Yalıkavak
DÖŞEMECİLER BODRUM ÇADIR BRANDA 313 00 48 Bodrum ESKİCİ - 316 84 34 Turgutreis Cad. 236/B Bodrum EGE TENTE BRANDA - 367 18 00 Torba girişi No:36 Torba
EĞİTİM KURUMU MARMARA KOLEJİ - 358 61 13 Ortakent Bodrum
DÖŞEMELİK PERDELİK APRE - 317 12 52 Atatürk Bulv. 6 Konacık DOST TİCARET - 319 00 26 - 27 Akatürk Bulvarı No:11 Konacık EXEN - 313 18 80 Caferpaşa Cad. 42 Bodrum
ELEKTRİK ELEKTRONİK ADADİGİTAL - 313 83 00 Heredot İş Merk. 8 Bodrum İLTEK - 316 27 06 Türkkuyusu Cad. 4/A Konacık RİNG ENERJİ - 385 26 40 Koray Yılmaz İş Merk. Yalıkavak EMLAK AKASYA BODRUM - 316 54 54 Ataürk Cad. 47/C Bodrum
BRİ GARİMENKUL - 367 22 42 Ersoylar İş Merkezi Torba COVENT GARDEN VILLAS 0542 285 75 38 ÇAĞDAŞ PROPERTİES 313 54 71 Yalıkavak Yolu MAVİ EMLAK - 313 40 98 Azmakbaşı 22 Bodrum TEPE EMLAK - 317 13 05 Dasis Alışveriş Merkezi Bodrum TURYAP BİTEZ - 363 90 72 Bitez Kavşağı 216 Kat:1 Bodrum TURYAP TURGUTREİS 382 43 17 Turgutreis Marina TURYAP Göltürkbükü 357 76 66 WEC BİA - 313 31 31 Oasis Alışveriş Merkezi Bodrum YOKARLILAR EMLAK - 385 35 36 Çökertme İş Merkezi Yalıkavak
ET ve YAN ÜRÜNLERİ ALTIN KASAP - 316 11 49 Belediye Gıda Çarşısı 12 Bodrum FOTOĞRAF GEORGE SIMPSON - 316 33 00 SHOT - 317 11 81 Kıbrıs Şehitleri Cad. Konacık GİYİM BETA AYAKKABI - 313 89 85 Milta Marina Çarşısı Bodrum KANZ (0-12 yaş) - 317 26 42 Kıbrıs Şehitleri C. 250/A Bodrum MAYORAL / OASİS -317 07 97 ÖZDİLEK - 317 28 23 Oasis Alışveriş Merkezi PATİ (0-14 yaş) - 317 00 33 Oasis Alışveriş Merkezi Bodrum
GIDA - İÇECEK TOPTAN GÜNTON - 363 74 09 Podium Çarşısı Karşısı Konacık HÜRTOP - 363 83 21 Açıkkırlar Mevkii Konacık GÖZLÜK OPTİK ÇAĞDAŞ OPTİK - 385 51 72 Atatürk Cad. No:56/A Yalıkavak
GÜVENLİK SİSTEMLERİ ADADİGİTAL - 313 83 00 Heredot İş Merkezi 8 Bodrum BODRUM BEKÇİSİ - 313 0 313 Yokuşbaşı Mah. Milas Cd. Bodrum EGE-COM - 313 23 24 Turgutreis Cad. 278/1 Bodrum YÖN GÜVENLİK - 316 65 25 Kıbrışşehitleri C. Sarılar Sk. 13/3
Bodrum Gezi Rehberiniz RESTAURANT, CAFE - BAR & HOTEL GUIDE
bodrumadres.com WWW BODRUM
Bülten
57
GÜZELLİK MASAJ NATUREL GÜZELLİK - 316 99 14 Atatürk C. Çukurbahçe S. 8 HALI, KİLİM TURKUAZ HALI - 313 78 89 Emin Anter Bulvarı 221/B Kat:1 HEDİYELİK GALİPDOS - 387 77 38 Garaj Yolu Üzeri Gündoğan ISITMA SOĞUTMA BURSA & İNOKS - 316 33 83 Cevat Şakir Cad. 80 Bodrum İLAÇLAMA MHA-TÜRK - 319 49 43 C. Şakir M. A. Yesevi Sk. Gümbet TEKNOPEST - 317 06 60 Jandarma Kavşağı B/2 Konacık İLETİŞİM SİSTEMLERİ ADADİGİTAL - 313 83 00 Heredot İş Merkezi 8 Bodrum ESVEN - 319 62 62 Atatürk Bulvarı No:1 Konacık FEZA NET - 313 19 03 TÜRKTEL - 319 62 62 Atatürk Bulvarı No:1 Konacık İNŞAAT ASA MİMARLIK - 385 23 78 Bodrum Cad. 22 Yalıkavak BELER İNŞAAT -377 64 51 Nenemene Mevkii Göltürkbükü ÇAĞDAŞ İNŞAAT -313 54 70 Yalıkavak Yolu EFE MÜHENDİSLİK - 363 79 41 Atatürk Cad. 30 Bitez EKSPERT - 386 43 26 Gökçebel Mv. İnönü Cad. 69/9 ENSA HAFRİYAT - 319 10 10 Atatürk Bulvarı No: 190 Bodrum GÖK-KUL - 382 96 12 Hal Çarşısı KIRBEYİ MİMARLIK - 363 91 52 PHamir İş Merkezi Konacık KUL YAPI - 358 65 62 Kemer Mevkii Ortakent MDT İNŞAAT - 358 64 78 Bağarası Mevkii Ortakent PIRAM - 386 39 41 Çıbalan Mev. Gökçebel / Yalıkvak
58
BODRUM
Bülten
SARNIÇ MÜHENDİSLİK 385 3681 Ünal Kalın İş Merkezi Yalıkavak PIRAN İNŞAAT - 386 39 41 İnönü Cad. Gökçebel Yalıkavak PROMEK - 384 45 11 Gürece Yolu Ortakent TPD MÜHENDİSLİK - 319 01 49 Açık kırlar Mevkii Bodrum KATERİNG & ORGANİZASYON EDA HAVAİ FİŞEK - 317 24 90 DREAM HAUSE - 317 26 14 Zeytindalı 2 Evleri Bodrum STAR LIFE - 313 18 21 Caferpaşa C. 72/A Bodrum KİTAP / CD HARMONY - 316 63 24 Cumhuriyet Cd. 42/B Bodrum KÖPEK ÇİFTLİĞİ TURGUTREİS COUNTRYRANCH 382 56 54 İslamhaneleri KUAFÖR ONE WAY - 313 10 27 Kıbrısşehitleri Cd. 239/C Bodrum SALON BODRUM - 316 03 31 Caferpaşa Cad. Gül Sitesi Bodrum KURU TEMİZLEME ve ÇAMAŞIRHANE BERRAK FLORA - 313 38 92 Turgutreis Cad. 394/B Gümbet ECE - 313 43 93 MMM Migros Karşısı Bodrum İRFAN - 316 37 53 - 313 77 81 MMM Migros Karşısı Bodrum ÜNAL - 313 16 18 - 316 26 33 Merkez - Caferpaşa Cad. 63 Şube - Atatürk Ca. 20/B Bodrum MOBİLYA + DEKOR - 358 60 60 Cumhuriyet Cad. 100/B Ortakent ALDİMO - 363 78 88 Atatürk Bulv. 151 Konacık ATÖLYE AHŞAP - 367 14 50 BODRUM MUTFAK MOBİLYA 363 86 77 Konacık Bodrum MODEK - 358 56 50 Kapuz Cad. 45 Ortakent
12 AY BOYUNCA BODRUM’DA HİZMETİNİZDEYİZ
Y A P I
DEKORASYON
MOTORSİKLET MOTO ENİS - 316 77 22 Cevat Şakir Cad. 108 Bodrum MUTFAK BODRUM MUTFAK - 363 86 77 Konacık Bodrum CAN MUTFAK / Oasis - 317 19 77 OTEL ve BAR EKİPMANLARI ADA DİGİTAL - 313 83 00 ÇÖZÜM - 319 07 13 Atatür Bulv. Öziçi Mev Konacık BUDİNOKS - 316 33 83 Cevat Şakir Cad. 80 Bodrum MEHMET ZÜCCACİYE - 316 31 51 Cemil Uyar Cad. 16 Bodrum ÖZTİRYAKİLER - 313 62 71 Yokuşbaşı Mah. 189 Bodrum OTEL - MOTEL APART AZKA OTEL - 316 89 92 Bardakçı Koyu Bodrum EL VİNO - 313 87 70 Omurça Mah. Pamili Sk. Bodrum FLORA HOTEL - 316 82 00 HOTEL SERHAN 316 5315 Gümbet SEÇKİN KONAKLAR - 316 13 51 Milta Marina Karşısı Bodrum
OTO KİRALAMA AKUSTİK - 313 45 23 Neyzen Tevfik Cad. 200 Bodrum AZİM - 316 30 07 Atatürk Cad. 81 Bodrum BODRUM RENT A CAR 317 15 55 OASİS Alışveriş Merkezi Bodrum WHISKY TRAVEL YACHTİNG 316 50 57 İnönü C. 32/C Gümbet PET SHOP TURGUTREİS PET SHOP 382 56 54 REKLAM İŞLERİ AKTÜEL - 316 15 22 C. Şakir M. Turgutreis Cad. 323 Gümbet BODRUM AJANS 313 42 24 Caferpaşa Cad. 52/3 Bodrum DESIGN CLUB - 316 92 35 Turgutreis Cad. 240/B Bodrum GRAPHİC ART - 319 43 43 İlmik Sitesi 2 Bodrum KİRPİ TASARIM - 316 82 64 Caferpaşa Cad. 71/2 Bodrum MARİNA XEROX - 313 22 04 Askeri Kamp Karşısı Bodrum INTER MEDIA WORKS 367 24 74 Ersoylar İş Merkezi 34/1 Torba THİNG BLUE - 317 24 56 Kıbrısşhitleri Cad. 202 Bodrum
RESTAURANT ALARA - 387 81 73 Atatürk Meydanı Gündoğan ALP KAPTAN - 316 86 86 Rasattepe Sk. 9 Bodrum CHINESSE INN / OASİS 317 1116 CİMCİK - 313 44 61 Caferpaşa Cad. 69/9 Bodrum COUNTRYRANC - 382 56 54 İslamhaneleri Turgutreis ÇORUM Su Böreği - Mantı 382 48 27 M. Hilmi C. Turgutreis DENİZHAN - 63 76 74 Turgutreis Yolu Üzeri Konacık FENER RESTAURANT - 393 63 93 Kemer Mevkii Akyarlar GEMİBAŞI - 316 12 20 Neyzen Tevfik Cad. 176 Bodrum GOLDEN PLATE - 316 96 13 Cumhuriyet Cad. 149 Bodrum HAKİKİ RUMELİ KÖFTECİSİ 382 2459 Pazaryeri My Turgutreis KAYINTI - 313 60 10 Eski Banka Sk. 6 Bodrum KÖRFEZ - 313 82 48 Neyzen Tevfik Cad. 2 Bodrum LİMAN KÖFTECİSİ - 316 50 60 Neyzen Tevfik Cad. 172 Bodrum MAHMUT KAPTAN - 316 38 64 Çarşı Mah. Bodrum MARİNA YACHT CLUB 316 12 28 Neyzen Tevfik Cad. Milta Marina MAVSOLOS - 316 41 76 Neyzen Tevfic Cad. 10 Bodrum NEW SEASON / Bitez - 363 84 77 NİHAVENT - 385 49 59 Çökertme Cad. 109 Yalıkavak PLUS CAFE BİSTRO - 317 23 42 Oasis Alışveriş Merkezi 263 TAM TAM - 316 57 91 Derviş Görgün Cad. 37 Bodrum ZAZU - 313 36 45 Neyzen Tevfik Cd. 144/A Bodrum SİGORTA ŞİRKETLERİ AKSİGORTA - 313 84 07 C. Şakir C. No:56 Kat:1 Bodrum SIHHİ TESİSAT KAYA TESİSAT - 313 65 16 Podium 2 Çarşısı Konacık SU SATIŞ NAKLİYE AK-SU - 316 04 64 Artemis Cad. No:52 Bodrum SAĞLAM BUZ - 313 85 64 Kanlıdere Sk. 21 Bodrum SULAMA & ARITMA PROMEK - 313 33 36 Emin Anter Bulvarı 205 Yokuşbaşı
60 BODRUM Bülten
TEMİZLİK HİZMETLERİ MHA-TÜRK - 382 82 38 TURQUOISE - 317 11 92 Kıbrıs Şehitleri Cad. 34 Konacık YÖN HİZMET - 316 65 25 Sarılar Sk. 13/3 Bodrum TEMİZLİK MALZEMELERİ BİLTEMİZ / Nilko - 319 26 70 TUHAFİYE ÇEYİZ GÜLÇE - 385 27 75 Şeyhülislam Cad. 27/2 Yalıkavak MEHMET ZÜCCACİYE - 316 95 97 Atatürk Cad. 15 Bodrum ÖZTİRYAKİLER - 317 28 53 Oasis Alışveriş Merkezi TURİZM SEYAHAT AKUSTİK Travel & Yachting 313 89 64 N. Tevfik C. 200 BARBAROS YACHTING 316 3919 Neyzen Tevfik Cad. 92 Bodrum ORAZ / Oasis - 317 15 55 WHISKY TRAVEL - 319 50 57 İnönü Cad. 32/C Gümbet TÜP SATICILARI SAĞLAM BUZ - 313 64 64 Kanlıdere Sk. 21 Bodrum YANGIN SÖNDÜRME ALARM -GÜVENLİK BODRUM BEKÇİSİ - 313 0 313 Yokuşbaşı Mah. Bodrum ÜÇLER YANGIN SÖNDÜRME 316 02 00 Yokuşbaşı Mah. 239 YAPI BAKIM ONARIM SOS HOME - 0536 600 00 06 YAPI MALZEME ÖNDERLER - 363 88 11 Açık Kırlar Mevkii Bodrum PARKECİ - 316 09 52 Cevat Şakir Cad. 183 Bodrum SEV-SAN - 382 45 77 Sanayi Sitesi 13 Turgutreis YELKENLİ - 319 12 35 Atatürk Bulv. 3 Konacık YILMAZLAR - 382 27 59 Turgut Özal Cad. 37/A Turgutreis VETERİNER AHMET KURT - 316 76 98 Caferpaşa Cad. 57 Bodrum ANİMANA - 385 52 00 Bodrum Cad. 28 Yalıkavak BORA VETERİNER - 385 23 51 Naz Eser İş Merkezi Yalıkavak COUNTRYRANCH - 382 56 54 İslamhaneleri Turgutreis
BODRUM
B端lten
61
ç
SAAT DEVECİOĞLU/SWATCH 317 13 45 Oasis Alışveriş Merkezi
BODRUM ajans
SİNEMA CINE MARINE - 317 00 01
SANAT GALERİLERİ ART ERİŞ - 0.532 565 16 87 Caferpaşa Cad. No:62 Bodrum
Rehberi
BODRUM EKONOMİ VE İŞ DÜNYASININ EN ÇOK İZLENEN HABER PORTALI
www
bodrumajans.com sitesi sürekli güncelleştirilerek yayınlanmaktadır. İşyerinizin telefon numarası kayıtlı değilse ya da düzeltilmesi gerekiyorsa bize ulaşarak bu ücretsiz hizmetimizden yararlanabilir, BODRUM İŞ DÜNYASININ
1.
SİTESİNDE YERİNİZİ ALABİLİRSİNİZ BODRUM AJANS Tel: 313 56 66 Fax: 316 44 42 info@bodrumajans.com.tr
62
BODRUM
Bülten
BODRUM BELEDİYE - 313 31 29 BODRUM CAMSANAT - 316 93 23 Çarşı Mah. Çarşı Sk. 13 Bodrum EV + GALERİ - 319 56 63 GÜMÜŞLÜK AKADEMİSİ 394 43 01 HKM / HALİKARNASSOS 358 61 13 Marmara Koleji MİLTA MARİNA - 316 1860 JAZZ NOW / OASİS - 313 46 45 YAHŞİ - 348 43 23 Yahşi Kavşağ
SPOR TESİSLERİ BODRUM GOLF CLUB 313 46 53 Ortakent TURGUTREİS COUNTRYRANCH 382 56 54 İslamhaneleri UNLU MAMULLER BODRUM BÖREK EVİ - 313 72 67 Sanayi Sitesi No:1 Bodrum YUNUSLAR KARDENİZ FIRINI 316 17 48 Cumhuriyet Cad. Bodrum PAZAR YERLERİ Bodrum yarımadasında haftanın yedi günü Pazar Yeri kurulur. Sadece Bodrum’da ki pazarda
kumaş ve yiyecek pazarları ayrı günlerde, onun dışındaki yörelerde kurulan pazarlarda her şeyi birarada bulabilirsiniz. BODRUM / Salı (Kumaş Giyecek) Perşembe, Cuma (Yiyecek) BİTEZ / Çarşamba, Perşembe. GÖLKÖY / Salı GÜMBET / Pazar GÜMÜŞLÜK / Çarşamba GÜNDOĞAN / Çarşamba ORTAKENT / Çarşamba TURGUTREİS / Cumartesi AKÇAALAN / Salı TÜRKBÜKÜ / Pazartesi YALIKAVAK / Perşembe
bodrumajans.com
EKİM 2008 RAPORU
ç
DÜNYADAKİ YAKLAŞIK 18 MİLYON SİTE ARASINDA DEĞERLENDİRME YAPAN www.alexa.com SİTESİNİN VERİLERİNE GÖRE
BODRUM EKONOMİ VE İŞ DÜNYASI’NIN
EN ÇOK iZLENEN
HABER PORTALI
WWW
bodrumajans.com Web sitemizde sayfa görüntülemeler, izlenme oranını etkilememekle birlikte, kontur IP numarası doğrultusunda çalışmaktadır. Aynı gün içinde 2. kez girdiğinizde ya da site içindeki tıklamalar ziyaretçi sayısını diğer bazı web sitelerinde olduğu gibi etkilememektedir.
SiZE DE YER AYIRDIK BODRUM’UN
1.
SİTESİNDE YERİNİZİ AYIRTIN
İLANLARINIZ İÇİN Caferpaşa Cad. 52/3 Bodrum
313 42 24 - 313 56 66 Fax: 316 44 42
info@bodrumajans.com.tr
net b kış
@
CANSU TÜRKDOĞAN
cansu@bodrumajans.com.tr
matrak görüntüler
ilginç siteler
AYIN BURCU (AKREP) En güçlü şüphesiz benim, Herkesi ezip geçerim. Hele bana ters yapanı Doğduğuna pişman ederim...
"Bu ülkede yaşayan herkesin bağımsızlığını ve demokrasisini borçlu olduğu insan: Atatürk. Gençliğinde kot pantolon giyememiş. Sevgilisinin elinden tutup, hasılat rekorları kıran bir filme gidememiş... Trablusgarp Cephesi'ne, lüks uçak şirketinin 'First class' koltuğunda viskisini yudumlayarak gidememiş. Halkına bağımsızlık fikrini anlatabilmek için, kortej eşliğinde Mercedes'lerle gezememiş Anadolu'yu... 19 Mayıs'ta Samsun'a basan ayağında, ışıklı spor ayakkabısı yokmuş. Kazandığı her savaştan sonra, savaş sahasına fırlayıp moral veren, mini etekli ponpon kızları da yokmuş. Tarihi kayıtlara bakılırsa, Yunanlıları İzmir'den denize döktükten sonra timsah yürüyüşü de yapmamışlar... Ülkesinde yapacağı devrimleri, inkılapları unutmamak için not alacağı bir cep bilgisayarı olmadığı gibi, kendisine suikast girişiminde bulunacaklarını da cep telefonundan öğrenememiş. Atatürk için üzülüyorum. Dağ gibi adam, bir radyo programına faks çekemeden, İsmet Paşa için Safiye Ayla'dan bir istek parçası isteyemeden gitti... Vatanın bağımsızlığını müjdelediği Meclis kürsüsünde şöyle ağzına layık bir mercimek çorbası içip, kuru fasulyenin suyuna ekmek bandıramadı... 20. yüzyılın bu dehasının, çerçeveletip duvarına asacak bir ihalesi bile yoktu. Yazık ki, hayatta bir reposu veya hisse senedi de olmadı. Lozan Zaferi veya Cumhuriyet'in ilanından sonra arabaya atlayıp, sabahlara kadar korna çalıp, elinde bayraklarla sokaklarda tur atamadı... Evinin balkonuna çıkıp, bir şarjör mermiyi havaya sıkamadı. Deşarj olamadan gitti Ulu Önder!.. Atatürk'e acıyorum... Sen, dört kadınla evlenebileceğin bir dönemde dünyaya gel. Sonra değerini bilemeyip, tek kadınla evlilik sistemini getir. Sen kalk, bugün yine kapanmaya başlayan Türk kadınına sosyal haklarını ver, çağdaş yaşama kavuştur... Çılgın fasıllara katılmak, sabahlara kadar içki içip, vals yapmak, babasının faytonunu alıp şöyle bir Emirgan yapmak varken... Bunları yapamazdı Atatürk... Ne korna çalıp dolaşacak bir arabası vardı, ne balkonuna çıkıp silah atacak bir evi. Cumhuriyet'i ilan ettikten sonra, hayatını yaşayabilirdi değil mi? Bizim bu yaşadığımız hayatsa, Atatürk yaşamadan ölmüş demektir."
64
BODRUM
Bülten
farklı görüşler
gırgır sözler
Hayatın tadını çıkart, xbedelini ödüyorsun.
ÇİZGİLİ DÜNYA HER ŞEY SANKİ DÜN GİBİ İSMAİL BİRET / 1970
Biz Fatih’in torunlarıyız peki Deli İbrahim’in
bil bildir
?
1- Cumhuriyetimizin 85. yılını mehter gösterisi ile kutlayan beldemiz hangisi?
2- Tapınağı bulunan Athena Pallas, mitolojide hangi tanrının kızı olarak biliniyor? 3- Dünyada tek olan, sadece Bodrum’da gerçekleştirilen yarışma hangisi? 4- Gezginlerimiz bu ay neredeydi?
5- Cumhuriyet Bayramı gelirini şehit ailelerine bağışlayan işyeri hangisi?
Soruların doğru yanıtlarını sırayla, alt alta yazıp Fax ya da e-mail yolu ile bize ulaştıranlar 2008 BODRUM AJANS İŞ REHBERİ’ne sahip olacak. Fax: 316 44 42 info@bodrumajans.com.tr Caferpaşa Cad. 52/3 Bodrum
BODRUM
Bülten
65
DÜNDENBUGÜNE
BODRUM MANZARALARI
Fotoğraf: KADER ONAY
BODRUM
Bülten
Yalıkavak sahilindeki yeldeğirmeni