Forbes

Page 1

Ö ZEL İ N FO B Ö LÜ M Ü


5 yıldızlı oteller dikkat çekiyor

Türk Turizminde Konaklama Sektörünün Gücü

Turizmin olmazsa olmaz üç ayağından biri olan konaklama sektörü, gelişimine tüm hızıyla devam ediyor. Birbirinden kaliteli otelleri hayata geçiren yatırımcılar, hizmet kalitesine verdikleri önem ile dünyadaki rakiplerinden bir adım öne çıkıyor. Arka arkaya yapılan otel yatırımları önemli zincir otel markalarının doğmasına da neden oldu. Türk otel zincirleri her geçen sene daha da güçlenerek Türk turizmine ve ekonomisine büyük bir katkı sağlıyor. Türkiye, 2013 yılında yaklaşık 35 milyon yabancı ziyaretçi ağırladı. Yabancı ziyaretçi sayısında geçen seneye göre yüzde 10’luk bir artış yakalayan Türkiye, 2014 yılı için de artış öngörüyor.

Gelir de artıyor Turist sayısında her sene büyüyen bir ivme yakalayan Türkiye, turizm gelirleri açısından da gelişim gösteriyor. Dünyada turizm gelirini arttıran ilk 10 ülke içinde yer alan Türkiye, turizmini çeşitlendirmesi ile ilerleyen yıllarda turizm gelirinde daha da büyümeyi planlıyor.

Merak uyandırıyor Türk turizminin gelişiminde Türkiye’nin sahip olduğu turizm zenginliği çok önemli bir yer tutar. İklimi, doğası, tarihi ve kültürü ile birçok turizm ülkesinde olmayan özellikleri bir arada bulunduran Türkiye, her sene daha çok merak uyandırıyor. Elindeki turizm değerlerini turizm sektörüne kazandırmaya devam eden ülkemiz, ilerleyen yıllarda turizm çeşitliliği ile de dünya turizm sektöründe dikkat çekmeye devam edecek.

Günümüzde Türkiye, 5 yıldızlı otel sayısı ile Avrupa’daki rakiplerine büyük bir fark atmış durumda. Kaliteli ve nitelikli yatak sayısını her geçen sene arttıran Türkiye’nin yatak kapasitesinin yüzde 49.26’sını 5 yıldızlı oteller oluşturmaktadır. Bu sene ve 2015 yılında açılacak olan yeni otellerin yarısından fazlasını 5 ve 4 yıldızlı oteller oluşmaktadır.

Ekonomiye katkıları büyük Türk otellerinin artması istihdama da ciddi bir katkı sağlıyor. Özellikle 4 ve 5 yıldızlı otellerin sağladığı istihdam Türkiye’nin işsizlik oranına önemli bir katkı sağlıyor. Öyle ki otel yatırımlarının devam etmesi yatırımcıların otellerinde çalıştıracak turizm elemanı bulmakta bir hayli sıkıntı çekiyor. Turizmin sigortalı çalışanlar içindeki payı % 7,3’ e çıktı. SGK tarafından açıklanan verilere göre, turizm sektöründe sigortalı olarak çalışanların sayısı % 12 artarak 919 bin 302 kişiye yükseldi. Türk ekonomisine önemli bir katkı sağlayan Türk otelleri, Türkiye’ye kazandırdıkları döviz ile cari açığın azalmasına da ciddi bir katkı sağlıyor.

Otel yatırımları hızla artıyor Türk turizmi için çok büyük bir itici güç olan otellerin gelişimi ise tüm hızıyla devam ediyor. Her sene yeni açılan çok sayıda otel binlerce yeni yatağı turizmin hizmetine sunuyor. Otel yatırımlarında Antalya, Muğla

ve İstanbul başı çekiyor. 2014 yılında açılacak yatakların yüzde 58’i bu 3 ilde toplanıyor. Daha çok kıyı bölgelerinde yapılan otel yatırımları son yıllarda küçük de olsa Anadolu içlerine de yayılım göstermeye başladı.

Zincir oteller büyüyor Turizmin gelişimi ile otel yatırımlarına hız veren turizm yatırımcıları, her geçen sene güçlerine güç kattı. Arka arkaya yaptıkları otel yatırımları ile Türkiye’de çok önemli zincir otel markalarını da hayata geçiren yatırımcılar, yurt dışında da yatırım yaparak Türk bayrağını yabancı topraklarda başarı ile dalgalandırmayı başarıyor.

Dünya ödüllerini topluyorlar Her sene milyonlarca yabancı ziyaretçi ağırlayan Türk otelleri, aldıkları ödüllerle de dikkat çekiyor. Dünya turizm otoriteleri ve önemli tur operatörlerinin misafir anketleri sonucunda belirledikleri birçok Türk oteli her sene çok sayıda ödülü Türkiye’ye kazandırıyor. Müşteri memnuniyetine verdikleri önem ve yaptıkları örnek yatırımlarla ödülleri toplayan otellerimiz, bu başarının devamı için çalışmalarına devam edecek.

Nitelikli yatak sayısı artıyor Türk turizminin büyümesindeki en önemli unsurlardan biri ise kuşkusuz Türk otelciliğidir. Turizmin ilk yıllarında pansiyon ve küçük otelleri ile hizmet vermeye çalışan Türkiye, nitelikli yatağa sahip tesislerinin artması ile turizmdeki gelişimine de hız verdi. Yaptığı ciddi otel yatırımları ile dünya devi tur operatörlerinin dikkatini çeken ülkemiz, turist sayısını arttırmaya başlamasıyla yatırımcılar nitelikli yatak yatırımlarına tüm hızıyla devam etti. ÖZ EL İ N FO B Ö LÜ M Ü

Ö ZEL İ NF O BÖ L Ü M Ü


‘‘2023 hedefimize Hızla İlerliyoruz’’ Ziyaretçilerin belleklerinde doğal güzelliklerin yanında kültürel öğelerin de yer alacağı güçlü bir tanıtım markası yaratmayı hedefliyoruz. Bu amaçla Türkiye’nin dinamik yapısı ile turizm potansiyelini vurgulayan küresel ve entegre bir imaj kampanyası yürütmekteyiz. Kampanya kapsamında Türkiye’nin marka kimliğini geliştirme ve güçlendirmeyi ve tanıtımda süreklilik ve istikrarı sağlayarak sürdürülebilir bir marka değeri ortaya koymayı amaçlıyoruz.

Ömer Çelik Kültür ve Turizm Bakanı

‘‘Türk Turizmi Konaklama Sektörü İle Büyüdü Osman Ayık Yönetim Kurulu Başkanı Türkiye Otelciler Federasyonu

80’li yıllarda başlayan ciddi otel yatırımları ile birlikte Türk turizmi de gelişimini aynı paralelde sürdürdü. Yıllar ilerledikçe otellerin ve turizmin gelişimi hızlı bir şekilde ilerledi. Bu gelişim içinde eksikler her zaman oldu ancak sektör bu eksiklikleri kendi içinde bir şekilde egale etti. Birçok krizi sırtlamayı başaran Türk turizmcileri krizleri fırsat haline getirmeyi de öğrendi.

Çalışmalarımızı Türkiye’nin ülke markasını en iyi yöneten ülkelerden biri olması ve bu itibarla sürekli olarak dünya gündeminde kalması üzerine odakladık. Bu konuda özellikle son üç ayda yürüttüğümüz yoğun çalışmalar sonucunda ülkemiz insanının benimseyeceği ve iftihar edebileceği “Home of..” adlı küresel bir imaj kampanyası tasarladık. Bu kampanya çerçevesinde farklı mecralarda kullanılmak üzere hazırlanan görsel çalışmalarda her ülkenin kendi dinamikleri göz önünde bulunduruldu. Ülkemiz, turizm alanında son derece başarılı bir yılı geride bırakmıştır. Bu durum, özellikle son 11 yılda turizmde yakaladığımız kalıcı ve sürdürülebilir kalkınma başarısının çok açık bir göstergesi ve ülkemizin dünya turizm pazarında elde etmiş olduğu güven ve kalite imajının da bir tezahürüdür.

Diğer yandan, şehirlerimizde artarak sürdürmeyi düşündüğümüz alternatif turizm türlerine ilişkin faaliyetleri ülkemizin gelecekteki turizm hareketliliğinin lokomotifi olarak görüyoruz. Bu amaçla termal, yayla, kış, sağlık, golf, kongre ve kültür turizmi gibi alanlardaki projelere ciddi destekler sağlıyoruz.

Ülkemiz 2013 yılında 34.9 milyon yabancı ziyaretçi sayısına ulaşmıştır. Bu sayı, bir önceki yıla nispeten %9,84’lük bir artışı ifade etmektedir. Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan yılsonu rakamlarına göre turizm gelirimiz ise 32.3 milyar Dolara ulaşmıştır. Turizmdeki bu yükselen grafiğe bağlı olarak konaklama imkânlarımızda da gelişmeler yaşanmaktadır. Bu bağlamda Bakanlığımız belgeli konaklama tesisi sayısı 4 bini, yatak sayısı ise 1 milyonu aşmış bulunmaktadır. Bu rakama belediye belgeli tesislerin yatak sayısı eklendiğinde ülkemizdeki toplam yatak sayısı 1,5 milyon seviyesine ulaşmaktadır.

Bu çerçevede, kış turizminin ülke genelinde geliştirilmesi amacıyla ‘master plan yapılması’ konusunu yatırım programına alınarak mevcut kış turizm merkezlerinin planlarının tamamlanıp bu bölgelerde bulunan hazine arazilerinin yatırımcılara tahsisi ile ilgili planlama çalışmaları önemli ölçüde gerçekleştirilmiştir. Buna ilaveten, Türkiye Turizm Stratejisinde belirlenen “Kış Turizmi Koridoru” (Erzincan, Erzurum, Ağrı, Kars ve Ardahan) boyunca kış sporlarının ve bu illerde yer alan turizm merkezlerinin geliştirilmesi çalışmaları Bakanlığımızca öncelikli olarak yürütülmektedir. Yine, termal turizm master planında Türkiye genelinde 17 ildeki termal turizm kaynaklarının turizm amaçlı değerlendirilebilmesi amacıyla Kalkınma Bankası aracılığıyla hazırlatılan 50 adet çevre düzeni planı Bakanlığımızca onaylanmıştır. 2014 – 2018 yılları arasında bu sektörde 1,5 milyon turist ve 100.000 yatak kapasitesine ulaşılması hedeflenmektedir.

Bakanlığımız, bu alanda yürüttüğü çalışmalarda turizm kapasitemizin arttırılmasının yanında sürdürülebilirlik konusuna da özel bir önem vermektedir. Nitekim çevreyi korumaya yönelik proje ve uygulamalara verdiğimiz destek 2013 yılında bir önceki yıla kıyasla %32 oranında artmıştır. Çevrenin korunması, çevre bilincinin geliştirilmesi ve turistik tesislerin çevreye olan olumlu katkılarının teşvik edilmesi ve özendirilmesi amacıyla başlattığımız Çevreye Duyarlı Tesis Kampanyası ile şu ana kadar 52 konaklama tesisine “Çevreye Duyarlı Tesis Belgesi” verdik. Yine bu doğrultuda, teknik altyapı yatırımlarına 193 milyon TL, turizm tesislerine yönelik enerji desteğine 46 milyon TL olmak üzere toplamda yaklaşık 240 milyon TL ödenek aktardık.

Gelinen noktada turist sayısı ve turizmden elde edilen gelir bakımından 2023 yılında dünyanın ilk beş ülkesi arasında yer alma hedefine hızla ilerlemekteyiz. Zengin medeniyet tecrübesi, köklü demokrasisi, siyasi istikrarı, güçlü ekonomisi, tarihi ve kültürel mirası, doğal güzellikleri ve üst düzey sosyal sermayesi ile hiç şüphesiz Ülkemiz bu hedefe ulaşacak güçtedir. Bu düşüncelerle, turizm sektörümüzün gelişmesi adına faaliyet gösteren tüm kurum ve kuruluşları, değerli yatırımcı ve çalışanları tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum.

ÖZ EL İ N FO B Ö LÜ M Ü

Rakiplerine göre turizme çok geç adım atan Türkiye, öyle hızlı ilerledi ki dünyanın turizm devi olan ülkelerini kısa sürede egale etmeyi başardı. Yatırımcılarımızın imza attığı turizm yatırımları dünyanın örnek otelleri içine girmeyi başardı. Türk turizmi son 30 yılda Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yol göstermesi ve özel müteşebbislerin önemli girişimleri ile dünya turizminde söz sahibi olmayı başardı. Bu süreçte özellikle otel yatırımları Türk turizminin yolunu açmayı başardı. Türk turizminin geldiği bu nokta geçmiş yıllara bakacak olursak bir hayli başarılı görünüyor. Evet, Türk turizmi gerçekten iyi ve hızlı bir ivme yakalayarak dünya turizminde ilk 10 ülke içine adını yazdırmayı başardı. Bu başarıda hiç kuşkusuz otel yatırımcılarının çok büyük bir emeği vardır. Yolu ve alt yapısı olmayan bölgelere hiç düşünmeden otellerini yapan, her sıkıntı ve krizde kendi öz kaynakları ile ayakta duran otel yatırımcıları olmayan turizm hareketliliğini aktif hale getiren en önemli unsurdur. Yolun olmadığı, bataklıklarla kaplı alanlara otel yapan bu girişimci ruh Türk turizminin en önemli neferleridir. Vizyon sahibi bu insanlar turizmin geleceği bu noktayı yıllar önce görerek yatırımlarını yapmışlardır. Hükümet’in verdiği teşviki ise görmemezlikten gelemeyiz. Türk otel yatırımcısının önünü açan hükümet, Türk turizminin gelişimine önemli bir katkı sağladı.

Türk misafirperverliğini turizme adapte eden Türkiye, hizmet kalitesi ile rakiplerine oranla bir adım öne çıkmayı başardı. Dünya standartlarının üzerindeki otelleri ile dünya turizminde söz sahibi haline gelen ülkemiz hiç kuşkusuz bu gelişimini ilerleyen yıllarda da devam ettirecektir. Uzun yıllar turizmin içinde olan turizm ülkeleri bu sektör için birçok destek ve teşvikten yararlanırken Türk turizmi rakipleri kadar destek alamadı. Sorunları hep kendisi çözen Türk turizmi örnek bir gelişim ile günümüzde dünyanın önde gelen ülkeleri içinde yer aldı. Ülkeye önemli bir döviz girdisi sağlayan, istihdama katkı koyan ve en önemlisi 50’den fazla farklı sektörü destekleyen turizm, Türkiye için vazgeçilmez bir sektör olduğunu ispatladı. Turizmimizin gelişimi içinde yatırımcıların arka arkaya yaptığı otel yatırımları, birçok otel zinciri markasının da doğmasına neden oldu. Günümüzde Türk otel zincirleri gelişimini tüm hızıyla devam ettirmektedir. Türkiye’deki gelişimine devam eden zincir otellerimiz gözünü artık yurt dışına dikti. Birçok zincir otel markamız yurt dışında otel yatırımı için araştırmalarını sürdürmektedir.

Ö ZEL İ NF O BÖ L Ü M Ü


Dünya turizmi 2013’te % 5 büyüdü

İstatistiklerle Türkiye Turizmi

BM Dünya Turizm Örgütü'nün (UNWTO) verilerine göre; 2013'ün 9 aylık döneminde seyahat edenlerin sayısı % 5 artış gösterdi. Turizm gelirlerinde ise bazı ülkeler çift haneli büyüme gerçekleştirdi.

Akdeniz’de Rekabet 2012 ve 2013 yıllarında Türkiye’nin yakın bölgesi ve komşularında yaşanan siyasi ve iktisadi dengesizlikler, turizm sektörünü de etkiledi. Akdeniz bölgesinde turizmden beklentileri yüksek olan Mısır’ın siyasal karmaşa ve beraberinde yaşadığı yönetim değişikliğinin ardından ciddi biçimde gerilediği gözlenmiştir. Bu gerileme ile başta İspanya ve Türkiye olmak üzere Mısır’dan kaçan talebin Yunanistan gibi bölge ülkelerine kaydığı gözlenmiştir. AKTOB Araştırma Birimi’nin hazırladığı rapora göre; 11 aylık dönemde en fazla ziyaretçi artışını 3 milyona yakın yükselişle Türkiye ve İspanya sağlarken, Yunanistan da 1 milyonu aşan bir yükseliş yakaladı.

Geçtiğimiz sene yaklaşık 35 milyon yabancı ziyaretçi ağırlayan Türkiye, sağladığı bu başarı ile dünya turizm otoritelerinin dikkatini çekmeyi başardı. TÜROFED tarafından hazırlanan AKTOB Ar-Ge Birimi’nin derlediği istatistikler, doğası, tarihi, kültürü ve yapılan turizm yatırımları ile örnek bir gelişim gösteren Türk turizminin başarısını gözler önüne seriyor.

Türkiye 2013’ü % 9,8 artışla tamamladı

Türkiye turizmi, yabancı ziyaretçi sayısı bakımından 2013 yılını % 9,8 artışla 34 milyon 910 bin 98 kişi ile tamamladı. Buna yurtdışında yaşayan ve ülkemize ziyarete gelen vatandaşlar da eklendiğinde; toplam ziyaretçi sayısı 38 milyon sınırını aştı. Turistik merkezlere gelen yabancı ziyaretçi sayısı bakımından ilk sırayı 11,2 milyon ile yine Antalya aldı. 2013’ü yüzde 8 büyüme ile kapatan Antalya’da, İstanbul’dan aktarmalı gelen turistler ile vatandaş ziyaretçiler de dahil edildiğinde 12 milyon dolayında ziyaretçi ağırladı. % 11 dolayında büyüme yakalayan İstanbul ise 2013’ü 10,5 milyon ziyaretçi ile tamamladı. Muğla ve İzmir bölgeleri de geçen yılı % 2’nin üzerinde artışla tamamladı.

Antalya ve İstanbul Dünya Liginde Yükseliyor En çok ziyaretçi çeken dünya kentleri içinde Antalya ve İstanbul ilk 10 içinde yer almaktadır. Dünya liginde ilk sırayı Londra alırken onu Paris ve Antalya izlemektedir. Öte yandan Asya ülkelerinden Bangkok, Singapur ve Hong Kong ise gelen turist sayısına göre İstanbul’un önünde yer almaktadır. İstanbul’u ise Madrid, Dubai, Frankfurt, Seul, Roma ve New York izlemektedir.

ÖZ EL İ N FO B Ö LÜ M Ü

Turizmde net gelir % 10,7 arttı TC Merkez Bankası, ödemeler dengesi verilerine göre; 10 aylık dönemde turizmden net gelir % 10,7 artarak, 20,9 milyar ABD Doları’na yükselmiştir. Turizm geliri % 12,7 artan Türkiye, 2013 yılının ilk 10 aylık döneminde, 25 milyar ABD Doları’na ulaştı. Aynı dönemde % 24,3 artan turizm gideri de 4 milyar ABD Doları’nı geçti. Böylece, 10 aylık net turizm geliri % 10,7 artışla 20,9 milyar ABD Doları oldu.

Ö ZEL İ NF O BÖ L Ü M Ü


Avrupa’da da büyümenin kaynağı Rusya Dünya turizminin en fazla turist üreten ve turist çeken bölgesi olan Avrupa’nın önde gelen destinasyonlarında büyüme yavaşlarken, son 10 yılda sağlanan gelişmelerin esas kaynağı ise Rusya ve İskandinavya pazarları oldu. Avrupa’nın en çok turist çeken ülkeleri, geleneksel Avrupa destinasyonlarında gerilerken, 10 yıllık dönemde gerçekleştirdikleri artışın önemli bir kısmını Rusya ve BDT pazarları ile İskandinavya’dan sağladılar. Gerek bu pazarlarda, gerekse Avrupa genelinden alınan yabancı ziyaretçi sayısında, bu dönemde en hızlı büyümeler Türkiye ve Mısır’da gerçekleşmiştir. Son 10 yılda; en fazla turist üreten Almanya’dan turist çeken ülkeler içinde en hızlı büyümeyi, % 116 ile Mısır ve % 42 ile Türkiye elde ederken, aynı dönemde, Fransa ve Yunanistan’da gerileme yaşandı. İtalya’daki gelişme ise daha zayıf kalmıştır. Benzer eğilim İngiltere pazarında da görülmektedir. Bu pazarda; Mısır 3 kat, Türkiye de 1,5 kat artış yakalarken, Fransa, İspanya, İtalya ve Yunanistan önemli oranlarda gerilemiştir. Benzer düşüş ve yükseliş eğilimleri; Hollanda ve İtalya gibi pazarlarda da görülürken, son 10 yılda, Rusya ve İskandinavya’nın getirdiği canlanmadan tüm destinasyonlar yararlanmıştır. Rusya’dan çıkışlarda, tüm destinasyonlar 3 kattan 6 kata kadar büyüme yakalarken, İskandinavya’da da Türkiye ve Mısır’ın daha yüksek oranlarla öne çıktığı görülmektedir. Öte yandan İtalya ve Belçika pazarlarındaki büyümeden de en çok Türkiye ve Mısır faydalanmıştır.

2014 yılında açılacak yatakların % 58’i 3 ilde toplanıyor Teşvik kararlarına göre 2014 yılında ve kısmen 2015 yılının ilk yarısına kadar açılacak olan 172 tesis ile 90 bin yeni yatağın hizmete gireceği planlanmaktadır. Bu arada Türk şirketlerinin 20 bin yataklı 26 tesis projesi de yurtdışında devam ekmektedir. AKTOB Ar-Ge çalışmasına göre; gelecek 1,5 yıl içinde devreye girmesi planlanan yeni yatakların; % 58’i Antalya, Muğla ve İstanbul’da bulunmaktadır. Gelecek 1,5 yıl içinde devreye girmesi planlanan yeni yatakların % 63’ü 5 ve 4 yıldızlı tesislerde bulunmaktadır.

Yatak arzında Türkiye ve rakiplerinin durumu Genel olarak bakıldığında; Akdeniz bölgesinde rekabet eden 5 ülkenin yıldızlı tesislerinde ve yatakların dağılımında iki farklı eğilim göze çarpmaktadır. Türkiye ve Mısır’daki yıldızlı tesislerde bulunan yatak kapasitesinin çoğunluğu 4 ve 5 yıldızlı tesislerde yoğunlaşmakta, İspanya, Fransa ve Yunanistan’da ise ağırlık 3 ve 4 yıldızlı tesislerde bulunmaktadır. Benzer eğilim, ülkelerin önde gelen turistik merkezlerinde yatak dağılımında da gözlenmektedir. Örneğin Antalya, 5 yıldızlı tesislerin en fazla pay aldığı kent konumundadır. Antalya diğer kentlerin ortalamasının çok üzerinde bir dağılıma sahiptir. İlde, toplam yatak arzının % 37’sini 5 yıldızlı tesisler alırken, bu oran İstanbul ve diğer yabancı ülkelerin şehirlerinde de % 10-15 aralığındadır.

ÖZ EL İ N FO B Ö LÜ M Ü

Ö ZEL İ NF O BÖ L Ü M Ü


İstihdam artışının % 16’sı turizmden SGK tarafından açıklanan verilere göre, turizm sektöründe sigortalı olarak çalışanların sayısı % 12 artarak 919 bin 302 kişiye yükseldi. Turizmde çalışan sigortalıların Türkiye içindeki payı da % 6,8’den % 7,3’e ulaşmıştır. Türkiye genelinde 4a kapsamında çalışan sigortalıların sayısı da 12 milyondan 12,6 milyona yükselmiştir. Yaklaşık 610 bin kişiyi aşan bu artışın % 16’sı turizm sektöründen sağlanmıştır. Yüzde 16’lık bu payın, % 8’i yiyecek içecek hizmetlerinde, % 6’sı da konaklama kesiminde gerçekleşmiştir. 2013 yılının Eylül ayı verilerine göre; en fazla istihdam artışı % 12 ortalama ile konaklama, yiyecek içecek ve spor, eğlence, dinlence faaliyetleri alanlarında gerçekleşti.

Belgeli konaklama tesisi sayısı 3 bine yaklaştı 2013 yılında, Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan belgeli tesis sayısı 2972’ye ulaştı. Bu tesislerde bulunan yatak sayısı da 780 bine yükseldi. 2013’te tesis sayısı artışında ilk sıraları 5 yıldızlı oteller alırken, ülke genelinde Bakanlıktan belgeli 5 yıldızlı otel sayısı da 438’e yükselmiştir. Öte yandan 4 yıldızlı otel sayısı bir önceki yıla göre 24 artarak 623’e, 39 adet artan 3 yıldızlı otel sayısı da 776’ya yükselmiştir. Geçen yıl, butik otel ve özel belgeli tesis sayısında da 23 tesis artışı gerçekleşti. Bu kategorideki tesis sayısı da 324’e çıktı. Termal tesislerin sayısı da 49’dan 58’e yükselmiştir. Talep görmemesi nedeniyle 2013 yılında tesis sayısı azalan sınıflar ise; 2 ve 1 yıldızlı oteller ile müstakil apart tesisler, motel ve pansiyonlar olarak sıralanmıştır. 2013 yılında belgeli yatak sayısında 50 bin dolayında artış gerçekleşirken, bunun % 68’i 5 yıldızlı otellerden kaynaklanmıştır. Arz artışından, 4 ve 3 yıldızlı oteller de % 37 pay aldı. Termal oteller, arz artışının % 6’sını alırken, butik otellerle özel konaklama tesislerinin payı da % 3,7 olmuştur.

ÖZ EL İ N FO B Ö LÜ M Ü

Yurtiçi mal ve hizmet üretiminde en hızlı büyüme turizmde yaşandı

Yurtiçinde üretilen mal ve hizmetlerin toplam değeri olan gayrisafi yurtiçi hasılanın (GSYİH) 9 aylık verileri açıklandı. Buna göre; 9 aylık dönemde, yurtiçinde üretilen mal ve hizmetlerin toplam değeri % 4 artarken, turizm sektöründe görülen büyüme % 10,5 olmuştur. GSYİH bu dönemde 584 milyar ABD Doları’ndan 620 milyar ABD Doları’na yükselirken, turizmde üretim değeri de 14 milyar ABD Doları’ndan 16,2 milyar ABD Doları’na çıkmıştır. Turizmin, Türkiye üretimindeki payı da % 2’den % 2,5’e yükselmiştir. Sektörler itibariyle gelişme hızı ele alındığında, turizmin % 10,5 gelişme ile en yüksek oranı yakaladığı ortaya çıkmakta, turizmi, % 8,7 ile mali aracı kuruluşların faaliyetleri, % 7,4 ile inşaat izlemektedir.

Ö ZEL İ NF O BÖ L Ü M Ü


Türkiye'de cruise (gemi seyahati) pazarı büyümeye devam ediyor

Son 10 yılda Türkiye’ye gelen kurvaziyer sayısı iki katına çıkarken, bu gemilerle gelen ziyaretçi sayısı da beş kat arttı. 2013 yılının 10 aylık döneminde 1500 dolayında gemiyle 2 milyondan fazla ziyaretçi geldiği saptanmıştır. Kurvaziyer gemilerin Türkiye’de en çok tercih ettiği liman İstanbul olurken, 2013 yılının ilk 10 aylık dönemde 650 bin dolayında yolcuyu kısa süreli de olsa konuk etti. İstanbul'u 540 bin ziyaretçi ile Kuşadası izlerken, 3. sırada 450 bin yolcu ile İzmir yer aldı. Bu limanları; Antalya, Marmaris, Çeşme, Alanya ve Borum takip etmiştir.

2013’te havalimanlarından 150 milyon yolcu geçti

Türk otel zincirleri sınırları aşıyor Türk turizminin gelişimi ile birlikte Türk zincir otel markalarına yenileri eklendi. Bu otel zincirleri büyük bir gelişim göstererek bünyelerine yeni halkalar eklemeye devam etti. Türk otel zincirlerinin bazıları yurt dışında da oteller açtı. Birçok otel zinciri de doğru yatırımlara imza atmak için yurt dışında arayış içinde.

Devlet Hava Meydanları İşletmesi 2013 yılı verilerine göre, Türkiye’deki havalimanlarında giden-gelen yolcu sayısı % 15 dolayında artarak 150 milyona yaklaştı. 2012 yılında ise 140 milyon dolayında yolcuya hizmet verilmişti. Ülkemizdeki havalimanlarında iç hatlar yolcu trafiği 2013 yılında % 15’in üzerinde gelişme kaydederek 75 milyonu aşarken, dış hatlar yolcu trafiği de % 10’dan fazla artarak 73 milyon dolayında gerçekleşmiştir. Toplam yolcu trafiğinde ilk sırayı % 34 oran ile İstanbul Atatürk Havalimanı alırken onu % 19 ile Antalya, % 12 ile Sabiha Gökçen Havalimanları izlemektedir. Toplam dış hatlar yolcu trafiğinde ilk sıraları, % 45 ile İstanbul Atatürk Havalimanı ve % 31 ile Antalya Havalimanı aldı. Sabiha Gökçen Havalimanı da % 9’a yakın oran ile onları izlemektedir.

Otelciliğimiz Türk Turizminin Lokomotifidir Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) bünyesinde yer alan bölge dernek başkanları, Türk turizmi ve konaklama sektörünün Türk ekonomisine olan katkısını değerlendirdi. Türk konaklama sektörünün dünya standartlarında tesislere sahip olduğunu söyleyen turizmciler, hizmet kalitesinin de otellerin en büyük silahı olduğunu söyledi. Yusuf Hacısüleyman Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB)

“Türk konaklama sektörü Türk turizminin en riskli ayağıdır. Bunun nedeni de konaklama tesislerinin turizmin sabit yatırımları olmasıdır. Bu nedenle herhangi bir krizde sabit yatırımları bir yerden alıp başka bir yere götürme şansınız yoktur. Bu nedenle Türk konaklama sektörü Türk turizminin can damarıdır. Konaklama sektörü turizmdeki olası riskleri göze alarak yatırımlarına devam etmiştir. Türk konaklama sektörü yapmış olduğu yeni yatırımlarla dünya standartlarını da yukarıya çekmiştir. Birçok ülke turizmcileri otellerimizi görmek için Türkiye’ye özellikle de Antalya’ya inceleme gezileri düzenlemektedirler.” Burhan Sili Alanya Turistik İşletmeciler Derneği (ALTİD)

“Konaklama sektörü, turizm için olmazsa olmaz ayaklardan biridir. Ciddi bir döviz girdisi sağlayan bu sektör Türkiye ekonomisinin can damarıdır. Turizmin istidama katkısını göz ardı etmemiz mümkün değil. Genç nüfusumuz için ilerleme kaydetmemiz çok önemli. Türkiye ile aynı alanda hizmet veren İspanya, Yunanistan gibi ülkelere nazaran genç ve yeni otellere sahibiz. Ciddi bir müşteri memnuniyetine sahibiz. Bunun avantajını yaşıyoruz. Bu çizginin devam edeceğine inancım sonsuzdur. Rakip ülkelerden o kadar ilerideyiz ki bu işi daha iyiye götürmek için kendi içimizde yarış içindeyiz.”

Seçim Aydın Anadolu Turizm İşletmecileri Derneği (ATİD)

“Turizmin lokomotifi konuklama sektörüdür. Sadece turizm için değil Türk ekonomisi için de konaklama sektörünün önemi çok büyük. Yatak kapasitemiz gittikçe artıyor. Dünya turizm liginde hedefte ilk sıralar var. Bu sıralara konaklama sektörünün kalitesi ve hizmeti ile ulaşabileceğini inanıyorum. Otellerimizin kalitesi tartışılmaz. Dünya çapında otellere sahibiz. Otellerimizin fiziki yapısı ile dünyanın ilk 3 ülkesi içindeyiz. Bunun yanında sunduğumuz hizmet kalitesi de dikkat çekicidir. Dünyada turizm giderek gelişiyor. Türk turizmi de öyle. Kaliteli konaklama tesislerimiz ve hizmet anlayışımızla çok daha ciddi gelişmeler göstereceğiz.” ÖZ EL İ N FO B Ö LÜ M Ü

Ö ZEL İ NF O BÖ L Ü M Ü


Halil Özyurt Bodrum Otelciler ve İşletmeciler Derneği (BODER)

Bülent Bülbüloğlu Güney Ege Turistik Otelciler ve İşletmeciler Derneği (GETOB)

“Turizm, Türkiye Cumhuriyeti’nin cari açığının kapatılmasında en önemli sektördür. Bacasız sanayi turizm, Türkiye ekonomisini ayakta tutan en önemli sektörlerden biridir. Turizm sektörünün kanuna ihtiyacı vardır. Turizm kanununun ortaya çıkması ile sektör kendi ayakları üzerinde daha sağlam duracaktır. Konaklama sektörü Türk turizmi içinde çok önemli bir konumda yer alır. Ancak konaklama sektöründe arz talep dengelenmeli. Arz talep dengelenmezse pasta küçülür. Yeni tesislerin artı değerleri var. Bunları iyi pazarlamalıyız. Tesislerimiz dünyanın hiçbir yerinde yok. Lüks ve kaliteli tesislere sahibiz. Misafirlerimizi en iyi şekilde ağırlıyoruz.”

“35 milyon turist ağırlamak için gelen misafiri mutlu edecek tatilden beklentilerini karşılayabilecek oteller olmalı. Misafirleri mutlu edecek tesislere sahibiz. Biz bu konuda dünyanın en iyileri arasındayız. Konaklama tesislerimizin kalitesini bütün dünya kıskanıyor. İtalya, Yunanistan, Fransa, ABD, Meksika gibi ülkelerdeki tesisler servis ve yaratıcılık anlamında bizim otellerimiz yanında hiçbir şey ifade etmiyor. Son yıllarda yapılan otellerimiz misafirleri şaşkına çeviriyor. Bunda da özel sektörün yüzde 99 katkısı bulunmaktadır. Yeterince destek alamasa da Türk otelleri rakipleri ile rekabet edebiliyor. Bu da bizim başarımızdır.”

Tayyar Zaimoğlu Çukurova Turistik Otelciler Derneği (ÇUKTOB)

Mehmet Haluk Beceren Güney Marmara Otelciler ve İşletmeciler Derneği (GÜMTOB)

“1980’li yıllarda atıl olan araziler yatırımcılara tahsis edilerek turizm sektörü oluşturuldu. Yapılan bu yatırımlarla önemli bir istihdam sağlandı. Döviz ihtiyacımızın büyük bir bölümünü de sektörü karşılıyor. Son 10 yılda da özellikle turizm yatırımlarında önemli bir ivme görüldü. Turizmi yerinde ihracat olarak görüyoruz. Turizm sektörüne eskisi gibi teşvikler olmamasına rağmen yatırımlar hızla artıyor. Önümüzdeki yıllarda bir problem oluşmadıkça turizm sektörü aynı ivme ile ilerleyecektir. Modern otellerimiz, hem fiziki hem de hizmet anlamında dünya standartlarını yakalamıştır. Bu durum Türk turizminin en büyük artılarındandır.” Gazi Murat Şen Denizli Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (DENTUROD)

“Denizli, dünya üzerinde hem tarihi hem de doğal mirasa sahip 29 bölgeden biridir. Antik dönemlerden bu yana önemli yerleşim birimlerinin bulunduğu ve değişik kültürlerin iç içe yaşadığı antik yolların kesişme noktasında olan Denizli’nin en önemli ziyaret merkezi, doğa harikası Pamukkale’dir. Denizli’de turizme hizmet veren turizm bakanlık belgeli ve belgesiz 17.500 yatak bulunuyor. Türkiye’ye gelen her 100 turistten 7’sinin Denizli’yi ziyaret eder. Yüksek ziyaretçi ağırlama kapasitesine sahip olan Denizli, turizm pastasından hak ettiği payı ise alamıyor. Bölgeye yatırım yapmak isteyen girişimciler uzun süreli konaklamalara elverişli termal tesislere yönelmeli.”

“Adını Marmara Denizi’nden alan yüzyıllarca birçok uygarlığa ev sahipliği yapan bölgemiz, tarihi yapıları, doğal güzellikleriyle dünyanın en önemli kültür, sanat ve turizm merkezlerinden biridir. Türkiye’de çok hızlı bir şekilde gelişmekte olan turizmden bölgemizde payını almış olup, son yıllarda yapılan tesis yatırımları ile yatak sayımız ciddi bir artış göstermiştir. Bugün itibariyle 2000 yatak ve üzeri altı adet yerli zincir otelimiz bulunmaktadır. Türk turizminin gelişiminde otel yatırımlarının büyük bir katkısı vardır. Türk ekonomisine büyük bir katkı sağlayan otellerimiz ilerleyen yıllarda bu katkısını arttıracaktır.” Ahmet Tok Kapadokya Otelciler ve İşletmeciler Birliği (KAPTİD)

“Turizmin üç tane ayağı vardır: ulaşım, acenta ve konaklama. Türkiye, 2013 yılında 35 milyon yabancı ziyaretçi ağırlamış, 32 milyar dolar turizm geliri elde etmiştir. Turizmin cari açığın kapatılmasında çok büyük bir katkısı vardır. Turizme Türk ekonomisinin lokomotifi diyebiliriz. Turizm sektörünün vazgeçilmez unsuru olan otellerimiz ise dünyaya örnek teşkil etmektedir. Otellerimiz dünya çapında bilinmektedir. Öyle ki Akdeniz çanağında yapılan ödüllerde ilk 100 otel içine 60 tane Türk oteli girebiliyor. Ciddi bir yatak kapasitesine ulaştık. Bundan sonra yapılması gereken kaliteye ve hizmete odaklanmaktır.”

Murat Toktaş Karadeniz Turistik İşletmeciler Derneği (KATİD)

Mehmet İşler Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK)

“Türk konaklama sektörü 80 milyar dolarlık stok hacmi ile cari açığın yüzde 25’ini ihracatın ise yüzde 20’sini oluşturmaktadır. Türk turizmi, istihdama yüzde 17 oranında katkı sağlaması nedeniyle Türk ekonomisinin petrolü durumundadır. Turizm istihdamı turizm sezonu başladığı zaman artar sezon bittiği zaman ise azalır. Turizm sektörü ayrıca 54 yan sektöre de direkt destek sağlamaktadır. Bu anlamda turizm yüzde yüz ihraç malıdır. Turizmin ve özellikle konaklama tesislerinin Türk turizmine katkısı yadsınamaz. Ayrıca Türk otelleri bugün hem yeni ve modern tesisleriyle hem de hizmet kalitesi ile dünyanın en iyi otelleridir.”

“1980’li yıllarda Türkiye’de konaklama dolayısı ile turizm sektörü diye bir şey yokken şuan dünya sıralamasında 6. durumdayız. Konaklama sektöründeki hızlı gelişme birçok sektörü de peşinden sürükledi. Konaklama sektöründeki gelişme yat turizmden, hediyelik eşyaya, turistik eğlence yerlerinden, acentelere kadar birçok sektörün oluşmasını veya gelişmesini tetikledi. Bu bütün de 30 milyar dolarların üzerinde yıllık getirisi olan büyük bir sanayiye dönüştü. Ayrıca sektörün cari acıya katkısı, istihdama olan %8’lik katkısı da göz ardı edilemeyecek derecede büyüktür. Türkiye, genç konaklama tesisleri ile Avrupa’daki rakiplerine karşı büyük bir üstünlük kurmaktadır.”

Yavuz Torunoğulları Fethiye Otelciler Birliği (FETOB)

Tacettin Özden Kuşadası Otelciler ve İşletmeciler Derneği (KODER)

“Altını çizerek söylersek Türkiye’ye döviz girdisi sağlayan ve cari açık kapatan sektörlerden biri konaklama sektörüdür. Yatırımdan işletmeye kadar sağladığı istihdam ile Türkiye ekonomisine ciddi bir katkı koyan konaklama sektörü 40 farklı iş koluna da hitap etmektedir. Konaklama sektörü olarak bu işi en iyi şekilde yapmaktayız. 50 milyon turist 50 milyar dolar turizm geliri için bu yatırımların devam etmesi gerekmektedir. Akdeniz çanağında otellerimiz, İspanya, İtalya, Yunanistan, Tunus, Fas’taki otellerle kıyaslanmayacak kadar iyi. Kalite olarak kesinlikle ilerideyiz. Verdiğimiz servisin de altını önemle çizmek gerekmektedir.”

“Konaklama sektörü Türk turizminin lokomotifidir. Türkiye’de en sorunsuz ve kendi kendine yük olmadan idare eden bir sektörüz. Türk turizmi çok önemli bir yol kat etti. Yatırımlar tamamen özel sektörün gayreti ile büyüyor. Özel sektör risk alan ve elini taşın altına koymaktadır. Otel yatırımları konusunda hızlı bir artış var. Bazı bölgelerde otel ihtiyacı var ama Antalya gibi ciddi bir doygunluğu ulaşmış yerlerde durup arz talep dengesini sağlamalıyız. Otel kalitemiz çok çok iyi durumda. Eskiyen oteller de kendilerini yeniliyor. Otel kalitesi ve hizmet anlayışı bakımından dünyada sayılı ülkelerden biriyiz.”

ÖZ EL İ N FO B Ö LÜ M Ü

Ö ZEL İ NF O BÖ L Ü M Ü


81


Röportaj

Türkiye’nin Gönüllü Turizm Elçisi: Rixos Hotels Rixos Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Fettah Tamince ile Türk turizmini ve Rixos Hotels’in büyüme stratejisini konuştuk. 2000 yılından bugüne Rixos Otelleri bir dünya markası haline nasıl geldi? Rixos Hotels’i kurarken hedefimiz; Türkiye’den çıkan başarılı ve dünyanın konuştuğu bir marka olmaktı. Bu yolculuğa çıktığımızda, lüks segmentte konumlanan, uluslararası düzeyde şehir ve resort otelciliğinde hizmet veren bir marka olmayı istedik. Bizi tercih edenlere unutamayacakları bir konaklama sağlarken, Türk kültürü ve geleneklerini yansıtıp, misafirperverliğimizi de dünyanın neresinde olursak olalım yaşatmayı istedik. Bugün var olduğumuz destinasyonlardaki başarılarımıza baktığımızda bu hedefe ulaştığımızı ve bir dünya markası olmayı başardığımızı görüyoruz. Rixos Hotels’i diğer zincirlerden ayıran en önemli özellik nedir? Rixos Hotels’te nasıl bir tatil vaat ediyorsunuz? Rixos Hotels lüks tatil sunan turizm tesisleri olmanın yanısıra Türkiye’nin kültür ve turizm elçisi olarak da faaliyet gösteriyor. Her şeyden önce Rixos Hotels’in konumlandığı ülkelerde birincil hedefimiz Türk misafirperverliğini tanıtmak ve bunu ön plana çıkartarak farklılaşmak. Bu özelliğimizi otelimizin kapısından adım atıldığı an itibariyle yaşatmayı hedefliyoruz. Bulunduğumuz tüm destinasyonlarda Osmanlı ve Türk mutfağının en seçkin örneklerini sunuyoruz. Misafirlerimize vaadimiz kusursuz hizmet için ne gerekiyor, dünya markası olarak bizden beklenen ne ise onu sunuyoruz. Rixos Hotels her bir misafirinin özel istekleri ve beklentilerini karşılama vaadi ile hizmet sektöründe farklılaşıyor. Misafirlerimizin tesislerimizde ayrıcalıklı hizmet alarak en unutulmaz tatillerini yaşayacaklarını vaat ediyoruz. Rixos Hotels’in büyüme stratejisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Rixos Hotels olarak gerek yurt içi, gerek yurt dışında ÖZ EL İ N FO B Ö LÜ M Ü

hızla büyümekteyiz. Hem resort hem şehir, hem de niş projelerle büyümeye devam edeceğiz. Türkiye’den çıkan ve bir dünya markası olan genç bir yapıyız. Şu anda Avrupa, Asya ve Afrika’daki 10 ülkede 26 tesisle hizmet veriyoruz. Önümüzdeki 3 yıl içinde 20 – 25 ülkede olmayı planlıyoruz. Hızlı bir büyüme grafiğimiz var. Türkiye ile birlikte büyüyen bir markayız. Ülkemize yapacağımız yatırımlarımız devam ederken, Ortadoğu, Rusya, CIS, Avrupa başta olmak üzere büyüme hedeflerimizi de sürdüreceğiz. 2014 Kış Olimpiyatları ile eş zamanlı olarak hizmete açtığımız Rixos Krasnaya Polyana Sochi’den sonra Rusya’da farklı destinasyonlarda farklı konsept ürünlerle varlığımızı devam ettirmek istiyoruz. Bu sezon Belek ve Tekirova tesislerimizi tamamen yenileyerek sezona başlıyoruz. Antalya’da Beldibi’nde yeni bir tesisimizi açtık. Yurtiçinde Göcek ve Eskişehir’de yeni tesislerimizi önümüzdeki ay hizmete açıyoruz. Antalya’ya yatırım yapmayı sürdürüyoruz, ancak bir yandan da ülkemizin öne çıkartılabilecek destinasyonlarında varolmaya devam ediyoruz. Toplamda bu yıl Türkiye’de yaklaşık 1500 yatak kapasitesini hizmete açacağız. Büyümenizde yönetim modelinizin çok önemli bir etkisi var. Otellerinizi ve diğer yatırımlarınızı nasıl yönetiyorsunuz? Başarının formülü vizyon sahibi ekibe sahip olmak. Bir yatırım kararı alırken ve bu kararı hayata geçirirken fizibilite raporlarını, kaynak çalışmalarını, getirisini uzman bir ekip eşliğinde hazırlayıp, kararımızı bu çalışmalar sonucunda alıyoruz. Buradaki temel kriter Rixos Hotels’in vizyon, misyon ve değerlerine hizmet edecek nitelikte olması. Yatırımın yenilikçi, farklı, öncü, mükemmel hizmet anlayışına uygun, geleneksel Türk yatırımın yenilikçi, farklı, öncü, mükemmel hizmet anlayışına uygun, geleneksel Türk misafirperverliğini

yanıstacak özelliklere sahip olması ve istihdamı desteklemesi esas. Türk turizminin dünyadaki önemli bir temsilcisi olan Rixos Hotels’in 2014 hedefleri nelerdir? 2014 yılı için şu ana kadar satış rakamlarımızın çok iyi gittiğini söyleyebilirim. İlk çeyrek bizim açımızdan çok başarılı geçti. Yaz rezervasyonları da çok iyi gidiyor ama biz her zaman olduğu gibi temkinliyiz. Çünkü son dört – beş yıldır dünyada yaşadıklarımız; Arap Baharı, son dönem Ukrayna, iç piyasayı etkileyen faktörler gibi pek çok neden turizmciyi tedbirli davranmaya sevk ediyor. Çünkü turizm her zaman ilk etkilenen sektörlerden biridir. İnsanların öncelikli olarak fedakarlık yaptıkları alan seyahat etmek oluyor. Biz de bunları öngörerek hareket ediyoruz. Alternatif pazarları devreye sokmak, farklı satış ve pazarlama stratejilerini harekete geçirmek gibi her zaman bir B planını hazırda tutmakta fayda var. Dünyada turizm trendleri hangi yönde değişiyor? Dünyadaki turizm trendleri, değişen ve gelişen turist profiliyle birlikte farklılıklar gösteriyor. Turizm dediğimiz ve aslında bir yaşam biçimi olan bu sektörün farklılaştığını, çeşitlendiğini ve zenginleştiğini gözlemliyoruz. Kongre, alışveriş, sağlık, lüks, yelken, SPA, gurme, eğlence, keşif gibi pek çok başlık altında gerçekleştirilen bir tatil kültürü oluştu ve gün geçtikçe de gelişiyor. Genel olarak turizm sektörünün büyümesini sağlayan değişim ve yenilikler artık trendleri belirliyor. Ekonominin de değişimiyle birlikte bugüne kadar belirli bir oranda kalan Çin, Hindistan gibi pazarlar da hatırı sayılır bir orana ulaşacak. Rixos Hotels olarak dünya trendlerinitakip ederken, farklı destinasyonlarda yatırımlar gerçekleştirerek trend belirleyen bir misyonu da gerçekleştiriyoruz.

Ö ZEL İ NF O BÖ L Ü M Ü


Haber

‘‘Misafir Hayranlığına Yatırım Yapıyoruz’’ Crystal Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Kilit, misafirlerine geleneksel konaklama mimarilerini ve teknolojinin olmadığı seçenekleri sunanların, rekabette geride kalacaklarını belirtti

T

ürk turizmine ve Türkiye’nin marka değerine yaptığı katkılarıyla sektörde oldukça önemli bir yere sahip olan Crystal Otelleri, yeni yatırımı Nirvana ile zirveye oturdu. Crystal Otelleri, 14 oteli ile Türkiye’de hizmet veren otel zincirleri içerisinde en yaygın Türk zinciri. Grubun marka değerine ve yatırımlarına durmaksızın ivme kazandıran Crystal Otelleri güney kıyı bandında yer alan otelleriyle gerek Türk turizminin gerekse Akdeniz çanağının yükselen yıldızı konumunda. Turhan Kilit’in büyük bir gelecek vizyonu ile 1955 yılında attığı yatırım adımını, babalarından aldıkları bilgi, destek ve heyecan duygusuyla günümüze taşıyan kardeşlerden Tuncay Kilit, ortanca olanı. Kendisini bitmeyen bir yatırım aşığı olarak tanımlayan Crystal Otelleri Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Kilit, Antalya’nın yanı sıra ülkemize nasıl daha yararlı olurum sorusuna cevap arayan ve bunun yolunun da daha fazla yatırımdan geçtiğine inanan bir gönüllü. Tuncay Kilit, “Rekabetin en güçlü olduğu sektörlerden birisi olan turizm de büyüme perspektifi ile çalışmamak bir anlamda küçülmeyi kabul etmektir”, dedi. Yerinde saymanın aslında gerileme olduğunu belirten Kilit, güçlü bir sermaye yapısının yanısıra genç ve dinamik bir çalışan nüfusuna sahip olan Crystal otellerinin büyümeye devam edeceğinin de altını çizdi. ÇALIŞANLARIMIZDA HEYECAN ARIYORUZ Yeni açılan Nirvana Lagoon Villas Suites & SPA ile otellerinde 5.300 kişinin, gruplarında ise toplamda çalışan sayısının 7.000’e ulaştığını ifade eden Tuncay Kilit; eğitim, deneyim ve bilginin çok önemli olduğunu ancak çalışanlarında öncelikle heyecan aradıklarını da sözlerine ekledi. Crystal Otelleri bünyesinde çalışacak olan kişilerin mutlaka yaptıkları işi sevip, saygı duymaları

ÖZ EL İ N FO B Ö LÜ M Ü

gerektiğini de dile getiren Kilit, insana hizmet ederken mutlu olmanın heyecanını taşımayanların sektörde kalıcı olamadıklarını ifade etti. Kilit, iş görüşmelerinde öncelikle adayların gözünde bu heyecanı aradıklarını, süreç içerisinde verilen gerekli eğitim çalışmalarıyla da çalışanların bilgi ve becerilerini tamamladıklarının vurgusunu yaptı. Konaklama boyutunun olmaması durumunda turizmin olamayacağını belirten Crystal Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Kilit, bu anlamda hızla büyüyen konaklama sektörünün aslında Türkiye turizminin ana dinamiği olduğunu da sözlerine ekledi. ÜLKEYE ÇAĞ ATLATIR Turizmin devlet politikası haline getirilmesi konusuna da değinen Kilit, devlet politikası haline gelmekten daha çok turizme biraz daha fazla teşvik ve destek ayrılması gerektiğini söyledi. 1980’lerdeki yatırım ikliminin tekrar yaratılması durumunda Türkiye turizminin güçlü bir Rönesans ile ülkeye çağ atlatacağını belirten Crystal Otelleri Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Kilit devlet politikası; siyaset bilimi anlamında dış ilişkileri, kamu yönetimini, alt yapı yatırımlarını ve eğitim sürecini kapsamalıdır, dedi. Crystal Otelleri Yönetim Kurulu Başkanı Kilit; büyüme perspektifli bir grup olmamıza bağlı olarak belli başlı projeler üzerinde çalıştıklarını ve değerlendirme yaptıklarını söyledi. Yatırım ve ortaklık önerilerinin geldiğini ve bu önerileri titizlikle incelediklerini belirten Kilit; sağlık, spor, eğlence alanlarında yatırım projeleri önerilerinin olduğunu da sözlerine ekledi. Türkiye’ye daha fazla turist girişini sağlamak amacıyla 2014 yılında tur operatörlüğüne yatırım yaptıklarını belirten Tuncay Kilit, Rusya’nın önde gelen tur operatörü Biblio Globus ile bir ortaklık oluşturduklarını da sözlerine ekledi. Rusya’nın teknolojiyi en başarılı kullanan ekibiyle mükemmel bir sinerji yaratmakta olduklarını söyleyen Kilit, 2014 yılı turist sayısı hedeflerinin 500 bin olduğunu, bu sayının 2015’te 750 bin, bir sonraki yıl ise 1 milyon olarak gerçekleşeceğini öngördüklerini belirtti. DOĞRU MU YOKSA YANLIŞ MI? Otellerdeki “Herşey Dahil Sistemi” ile de bilgi veren Kilit şunları söyledi. “Keşke bundan yıllarca önce olduğu gibi oteller sadece oda ve kahvaltı satıp, diğer bütün hizmetleri ücrete tabii tutsa… Açıkçası bu nostaljik soruyu farklı alanlara da taşıyabiliriz. Çoğu kişi AVM’ler için yanlıştır, diyebilir. Ancak bir yaşam alanı olarak, herşeyin bir arada sunulduğu bu dev mekanları artık ülke ekonomisinden söküp atmamız mümkün değildir. Türkiye turizmi artık Herşey Dahil’in doğru mu yoksa yanlış mı olduğunu tartışma aşamasını çoktan geçti. Sektör artık Herşey Dahil Sistemi’nin doğru veya yanlış olmasının dışında en akılcı, etkili ve verimli biçimde kullanabilmesinin usullerini tartışmalıdır.” Türkiye’nin konaklama sektöründe Dünya da altıncı, Avrupa’da ise

dördüncü sırada olduğunun da vurgusunu yapan Kilit, 2013 sonu itibariyle 1.2 milyon belgeli yatak potansiyelimizin olduğunu belirtti. SICAK BAKILMIYOR Gelişen turizm pazarlarının artık farklı sunumlar, kişiye özel yaşam deneyimleri, yüksek servis ve ürün standartlarını talep ettiğini dile getiren Tuncay Kilit, gelişen pazarlarda üst segmentin kendisini farklı ve özel hissettiren ürün ve hizmetlere ilgi duyduğunu ifade etti. Millenialler de denilen yeni tüketici kuşağın turizmi bugünlere kadar başarı ile taşıyan projelere çok sempati duymadığını da belirten Kilit, sosyalleşme ve teknolojinin bu kuşağın iki temel talebi olduğunu söyledi. Bu taleplerin mutlak suretle karşılanması gerektiğini de dile getiren Kilit, konuşmasına şu sözlerle devam etti. “Onlara geleneksel konaklama mimarilerini ve teknolojinin olmadığı seçenekleri sunarsanız, rekabette geride kalırsınız. Yeni nesil tesislerde hijyene, sağlıklı ortama, şeffaflığa ve sadeliğe çok önem veriyor. Grup olarak bu konularda Türkiye’nin en iyileri arasında olduğumuzu ifade edebilirim. Çalışanlarımızı Crystal ailesinin en önemli parçası olarak görüyor ve benimsiyoruz. Konaklama sektörü bana göre otel yorum siteleri gibi yeni bir mücadele platformuyla karşı karşıya. Bu yeni teknolojik riske karşı başarılı bir yapılanmamız bulunmakta. Konuya tamamen hakimiz ve bu platformları da açıkçası grubumuz için başarılı bir PR ve Marketing fırsatı olarak değerlendiriyoruz.” DENGE UNSURU 54 sektörü destekleyen satın almalarıyla turizmin bir ekonomik denge unsuru olduğunu belirten Kilit, sadece kendi sektöründe değil, bu 54 sektörde de çarkların dönmesini sağlaması sayesinde, sosyal dengelerin korunmasında birincil derecede önemi olduğunu vurguladı. Grup olarak başarılı bir yıl geçirdiklerinin de bilgisini veren Crystal Otelleri Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Kilit, ”büyüdük ve istihdam sayımız arttı. Kaliteye yatırım yaptık. Türkiye de bu anlamda başarılı bir yıl yaşadı. Bundan sonra sürecin geri döndürülmesi çok zor. Akıl almaz felaketler olmadıktan sonra Türkiye turizmi zirveye doğru yükselişini sürdürür. Bu nedenle 2014 yılının başarılı ve heyecanlı bir yıl olarak geçeceğini düşünmekteyiz” dedi.

Ö ZEL İ NF O BÖ L Ü M Ü


Haber

‘‘İstihdamda Devamlılığa Önem Veriyoruz’’ Turizmin sadece rakamlardan ibaret bir sektör olmadığını belirten Kaya Holding Yönetim Kurulu Başkanı Burak Kaya, sektörde kolay ve hızlı paranın olmadığını sözlerine ekledi

A

ntalya’nın ilk 5 yıldızlı otelini 1986 yılında Kaya Side oteli ile gerçekleştiren Kaya Hotels & Resorts, bugün Türk turizmine toplam 9 otel, 18 delikli bir golf sahası ve 9.386 yatak kapasitesiyle uluslararası kriterlerde hizmet vererek sektörünün öncü kuruluşu olmayı sürdürmektedir. Türk turizminin geleceğine yönelik yatırımlarıyla tanınan Kaya Hotels & Resorts, hayata geçirdiği birçok proje ile de sektörde öncü şirketlerden biridir. Hem mülk sahibi hemde işletmeci olan grup Türkiye’nin en büyük otel zincirleri arasındadır. 4 mevsim otelcilik anlayışıyla Türkiye’nin birçok bölgesinde ve KKTC’de kusursuz hizmet vererek, yerli ve yabancı turistlerin hizmetindedir. YATIRIM PLANIMIZ BULUNMAKTA Kaya Grubu olarak her zaman planlı ve organik bir büyüme modelini benimsediklerini belirten Kaya Holding Yönetim Kurulu Başkanı Burak Kaya, tesislerinin birçoğunda hem mülk sahibi hem de işletmeci olduklarını vurguladı. Aynı modelde büyümenin sürdürülebilmesini planladıklarını ifade eden Burak Kaya, bu modelde büyümenin franchise veya management tarzı büyümeye göre daha zor ve yavaş olduğunu sözlerine ekledi. Grup olarak ülkemizde henüz franchise ve managament tarzı büyüme modelleri için yerli markalar açısından erken olduğunu düşündüğünü dile getiren Kaya, yerli zincirlerin bu bağlamda yurtdışındaki tesisleri bünyelerine katmada daha şanslı olduğunu ifade etti. Yerli turistin yurtdışı destinasyonlara gidişlerinin artmasıyla beraber bu potansiyelin bir güç haline gelebileceğinin bilgisinin veren Kaya şunları söyledi. “Bu şekilde olduğu takdirde yerli zincirler yurtdışında daha rahat yayılabilir. Kaya Grubu olarak hem yurt içinde hem de yurtdışında birçok yatırım planımız bulunmakta.” SABİT KADROLAR Kaya Holding olarak bünyelerinde 3.500 kişi civarında bir istihdamın söz konusu olduğunu belirten Kaya

ÖZ EL İ N FO B Ö LÜ M Ü

Holding Yönetim Kurulu Başkanı Burak Kaya, bunun haricinde dönemsel olarak inşaat faaliyetlerimizle beraber bu sayı artmaktadır, dedi. Yapı itibariyle tesislerinin aynı coğrafi bölgelerde olması nedeniyle öncelikli olarak istihdamın o bölgeden gerçekleştirilmeye çalışıldığını söyleyen Burak Kaya konuşmasında şunları kaydetti. “Bu gerek alt kadro, gerekse de üst yönetici içinde aynı şekilde geçerlidir. Bununla beraber istihdam edeceğimiz kişilerin kalifikasyonlarını şubelerde bulunan İK müdürlüklerimiz kanalıyla ölçümlemekteyiz. Grubumuzda istihdam da en önem verdiğimiz konu ise devamlılık ilkesidir.” RAKAMLARDAN İBARET DEĞİL Turizmin sadece rakamlardan ibaret bir sektör olmadığını da belirten Kaya, öncelikle emeğin burada bir hayli fazla olduğunu, sektörde kolay ve hızlı paranın olmadığını sözlerine ekledi. Tüm bunların yanı sıra insana sonsuz haz veren bir yanının da bulunduğunu dile getiren Kaya, bence bu sektörün bu kadar çok ilgi görmesinin altında da bunun yattığını ifade etti. Herhangi bir tesiste misafirin memnuniyetini dile getirmesinin önemini vurgulayan Kaya Holding Yönetim Kurulu Başkanı Burak Kaya, o tesisin en alt personelinden en tepe yöneticisine kadar büyük bir mutluluk yaşattığını belirtti. Konaklama sektörünün cari açığın en büyük kapatıcısı konumunda olduğunu belirten Kaya, ihracatla kıyaslandığında ihracattaki hammaddenin yüzde 70’inin ithal girdilerle oluştuğunu ve konaklama sektöründe yüzde 90’lara varan yerli malı kullanımının söz konusu olduğunu vurguladı. MASS TURİZMDE MARKALAŞMIŞ BÖLGE Türkiye’nin turizm alanında büyük mesafe kat ettiğini de dile getiren Kaya Holding Yönetim Kurulu Başkanı Burak Kaya, bunu bütün dünyanın kabul ettiğini ifade etti. Bu gelişimin olması gerektiği gibi ilk başta mass – kitle turizmiyle başladığının bilgisini veren Kaya şunları söyledi. “Birçok kişinin eleştirisine rağmen başlangıç ve bir zemin yapması açısından bu son derece doğru. Örneğin biz lüks ve butik konseptli tesislerle turizme başlasaydık inanın şu anda gelen turist sayısının yarısı bile ülkemize gelmezdi. Bununla orantılı istihdam sayımız azalır ve ülke ekonomisinin gelişimi de bu oranda

yavaşlardı. Ancak şimdi geldiğimiz bu noktada neredeyse 40 milyon turisti ağırlamaktayız ve bu aşamadan sonra da konseptleri çeşitlendirmenin artık tam zamanıdır. Burada da destinasyonları bölgeler bazında ele almalıyız. Bu bağlamda Antalya gibi mass turizmde markalaşmış bir bölgenin yanında, butik segmentte de bazı bölgelerin öne çıkması gerekmektedir.” SIÇRAMAYI GERÇEKLEŞTİRİR Bölgelere çeşitli teşvik unsurlarıyla yeni yatırımcıların çekilebileceğini dile getiren Kaya, burada dikkat edilmesi gereken en önemli konunun her yeni bölgenin birbirini takip etmeyen farklı konseptlerde planlanması gerektiğini söyledi. Devletin bu konuda etkin planlama ve çalışmalarının mevcut olduğunu belirten Kaya, bu planlamaların en kısa sürede hayata geçmesiyle ülkemiz, turizm alanında ikinci sıçramasını gerçekleştirecektir, dedi. Çalışkan ve genç iş nüfusunun, en önemli avantajlarımızdan biri olduğunu söyleyen Kaya konuşmasında şunları kaydetti. “Bununla beraber tesis kalitesi olarak da rakiplerimizin bir hayli önünde olduğumuzu düşünüyorum. Aynı şekilde misafir memnuniyeti açısından da oldukça rekabetçi durumdayız. Turizmciler olarak bizler her daim yeni trendleri takip edip, kendimizi güncellemeliyiz.” YATAK ARZININ ARTMASI Ülkemizdeki konaklama sektörünün gelişimi için bölgelerin değişik segmentlere ayrılıp, planlamasının yapılması gerektiğini dile getiren Kaya, örnek olarak Bodrum’un veya Çeşme – Alaçatı ‘nın butik ve lüks segmente hitab edecek bir destinasyon olarak planlanabileceği ve bu şekilde tanıtılmasının da çeşitlilik açısından doğru olacağını belirtti. 2014 yılını bölge bazında analiz ettiğimizde, güney sahilleri bazında iyi bir sezon geçeceği kanısında olduklarının da vurgusunu yapan Kaya, İstanbul ve şehir otelleri olarak 2014 yılının 2013’ün gerisinde kalacağını öngördüklerini belirtti. Kaya Grubu olarak sektörde 25 yılı aşkın bir süredir faaliyet gösterdiklerini ve bu konuda da birçok tecrübe yaşadıklarını ifade eden Kaya Holding Yönetim Kurulu Başkanı Burak Kaya, Türk turizmcilerinin özellikle son 15 yıldır iyi iş çıkarttıklarına inandıklarını da sözlerine ekledi.

Ö ZEL İ NF O BÖ L Ü M Ü


Haber

Dedeman’da Yeni Dönem, Yeni Hedefler

Dedeman Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Rıfat Dedeman, “Dedeman’da herkesin bir anısı vardır” söylemiyle geleneksel Dedeman misafirperverliği ve otellerinde sundukları hizmet kalitesiyle misafir memnuniyetini her zaman yüksek tutmayı amaçladıklarını belirtti.

D

edeman Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Rıfat Dedeman, “Dedeman’da herkesin bir anısı vardır” söylemiyle geleneksel Dedeman misafirperverliği ve otellerinde sundukları hizmet kalitesiyle misafir memnuniyetini her zaman yüksek tutmayı amaçladıklarını belirtti. Dedeman, yurt içi ve yurtdışında 50 yıla yakın tecrübeleriyle güçlü bir marka olarak, Türkiye’nin ilk uluslararası otel zinciri olma sorumluluğuyla büyüdüklerini de sözlerine ekledi. DEDEMAN’DA YENİ DÖNEM 2013 yılı sonunda şirketlerinin gelecek hedef ve planlarını değerlendirdiklerini belirten Rıfat Dedeman, bu analizler çerçevesinde yeniden yapılanmaya gidilerek, tüm ortakların mutabık kaldığı paylaşım sistemine uygun hisse devirlerinin yapıldığını da ifade etti. Dedeman, “Böylelikle turizm sektörüne inanan ve otelcilikte büyüme hedefleyen bizler için 2014 yılı yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Yeni dönemde odağımızda istikrarlı ve hızlı büyümek yer alıyor. Yeni yönetim yapımızın daha hızlı ve yapıcı kararlar alarak bu hedefe katkı sağlayacağına inanıyoruz. Hizmet kalitemizden ödün vermeden akıllı ve istikrarlı yatırımlarla, yeni yapılanmamız sayesinde operasyonel karlılığımızı maksimuma çıkarmayı ve optimum verimlilik sağlamayı hedefliyoruz” dedi. DEDEMAN VE DEDEMAN PARK MARKALARI Turizm faaliyetlerine 1966 yılında başlayan gruplarının bugün Türkiye, Kuzey Irak, Özbekistan ve Kazakistan’da bulunan 16 otelinde “Geleneksel Dedeman Misafirperverliği” ile hizmet verdiklerini belirten Rıfat Dedeman, otellerinde 5 bin yatak kapasiteli 3 bine yakın odanın bulunduğunu da sözlerine ekledi.

ÖZ EL İ N FO B Ö LÜ M Ü

İLK KEZ DEDEMAN VE DEDEMAN PARK MARKALARI BOSTANCI’DA BİRARADA Tam hizmet kategorisinde uzun yıllardır hizmet veren Dedeman markasının 2012 yılında hayata geçirilen Dedeman Park markası ile birlikte ilk kez İstanbul Bostancı’da hizmet vereceğinin bilgisini veren Rıfat Dedeman konuşmasında şunların altını çizdi. “Mart ayında misafirlerini ağılamaya başlayan Dedeman Bostancı, özellikle iş dünyasının konaklama ve toplantı ihtiyaçlarına cevap veren bir otel. Güçlü toplantı altyapısı, Vakko ürünleriyle dizayn edilmiş prestijli odaları ve E5 Karayolu kenarında, kolay ulaşılır bir lokasyonda bulunması nedeniyle Dedeman Bostancı’nın insanların ve tatil amaçlı seyahat edenlerin öncelikli tercihi olacağınızı düşünüyoruz. “Şehir ve deniz manzarasına sahip toplam 252 odanın bulunduğu Dedeman Bostancı İstanbul Hotel Convention Center, 13 farklı toplantı salonuyla geniş çaplı organizasyon ve etkinliklere de olanak tanıyor. Dedeman Bostancı, özel günler için sunduğu hizmet, merkezi konum, balo salonu ve farklı dekorasyon seçenekleriyle çağdaş ve şık düğünler için de alternatif yaratıyor. KÜLTÜREL BAĞIMIZIN OLDUĞU ÜLKELERLE BÜYÜMEYİ HEDEFLİYORUZ Türkiye ile ortak tarihi geçmişe sahip, kültürel bağımızın olduğu ülkelerde büyümeyi hedeflediklerini de ifade eden Rıfat Dedeman konuşmasında şunları söyledi. “Bu yılın ilk çeyreğinde Kazakistan’da Dedeman Oskemen Tavros, Mart ayında ise Dedeman Bostancı otelimizi hizmete açtık. 2014 yılının 4. çeyreğinde ise Dedeman Park Bostancı otelimiz misafirlerini ağırlamaya başlayacak. Dedeman Grubu olarak önümüzdeki 5 yıl için odağımızda istikrarlı ve hızlı büyümek yer alıyor. Turizm alanında iş geliştirme planlarımızın ve yatırım hedeflerimizin temelini Dedeman ve Dedeman Park markalarımızın eksenine oturtuyoruz. Türkiye ve yurtdışında birçok ilde yeni projelerimiz olacak. Hedefimiz, yurtdışında Türkiye ile ortak tarihi geçmişe sahip, ekonomik işbirliğimizin yanısıra kültürel bağımızın bulunduğu ve aynı coğrafyayı paylaştığımız ülkeler,

yurtiçinde ise sanayi, ticaret ve kültür turizmi açısından gelişmiş ve gelişmekte olan şehirlerde yeni otellerimiz ile yer almaktır. Hedeflerimiz kapsamında, 2023 yılında Dedeman Grubu’nun bünyesinde 20’si Dedeman, 22’si Dedeman Park olmak üzere toplam 42 otel hizmet verecek. Dedeman bünyesine katılacak otellerin yüzde 30’u yurtdışında kapılarını açacak. Yeni projeler ile birlikte 6 milyona yakın misafir ağırlayacak kapasiteye ulaşılacağız. Bu kapasiteyle birlikte ciromuzun 5 katına çıkmasını ve 4 bin kişilik bir istihdam sağlamayı hedefliyoruz.” DÜNYA STANDARTLARINDA HİZMET Rıfat Dedeman, Türkiye’de konaklama sektörünün dünya standartlarında hizmet verdiğini de sözlerine ekledi. Her geçen gün daha da artan bir standart çizgisinin olduğunu belirten Dedeman, otellerin teknolojik donanımlarından tasarımına ve malzeme / hammadde seçimlerine kadar aklınıza gelebilecek tüm ince ayrıntılarda markaların artık daha özenli ve dikkatli olduğunu ifade etti. YATIRIM VERİMLİLİĞİ Otel yatırımına başlarken operasyon desteğini sunacak güçlü bir marka ile yola çıkmanın yatırımın verimliliği açısından büyük önem taşıdığını dile getiren Dedeman Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Rıfat Dedeman, yatırımın başarısında işbirliği yapılacak markanın gücü, niteliği ve hizmet kalitesinin yanısıra yatırımın şehrin ihtiyaçlarına uyumlu olması ve pazarın dinamiklerini göz önünde bulundurması gerektiğini söyledi. Dedeman konuşmasında şunları kaydetti.”Dünyanın en prestijli markaları dahi şehrin dokusuna ve dinamiklerine uymayan uygulamalar ve yanlış konumlanan projelerle başarısız olmaya mahkumlar. Operasyon desteği sunacak marka, yatırımın planlanması aşamasından operasyona kadar tecrübesiyle gerekli desteği ve bilgiyi sunabilmeli. Kısaca özetlemek gerekirse, kazançlı ve başarılı projelere imza atmak ve yatırım verimliliğini optimize etmek için, yatırımcılara öncelikle nitelikli ve kaliteli hizmet sunacak doğru marka ile işbirliğine gitmelerini tavsiye ederim.”

Ö ZEL İ NF O BÖ L Ü M Ü


Röportaj

‘‘Otelcilikte Büyüyoruz’’ Türk turizmini ve sürdürülebilirliğini olumsuz etkileyen “rezidans, apart otel, günü birlik konaklama” adı altında yetkili mercilerden gerekli izinler alınmadan işletilen bu yapılanma sadece haksız rekabet yaratmakla kalmayıp, aynı zamanda misafirlerin de güvenliğini tehlikeye atmaktadır Divan Grubu Genel Müdür Yardımcısı Dr. Faik Öztunç

tijli konaklama hizmeti verdiklerini anımsatan Divan Grubu Genel Müdür Yardımcısı Dr. Faik Öztunç, “Tüm tesislerimizde ödün vermeden sürdürdüğümüz yüksek standartları ve temsil ettiğimiz değerleri hassasiyetle korurken çağın gereklilikleri doğrultusunda da yenileniyoruz” açıklamasında bulundu. Şirket bünyesinde çalışanları istihdam ederken önem verdiğiniz unsurlar nelerdir? Divan Hotel olarak bünyenizde kaç kişiyi istihdam ediyorsunuz? Koç Grubu parçası olarak, Divan çatısı altında kurumsal şirket kimliğimizle örtüşen ve şirket çıkarları doğrultusunda maksimum katma değeri sağlayarak hem şirkete hem de makro ölçüde topluma fayda sağlayacak, gelişime açık ve üretken bireylerle çalışmaya özen göstermekteyiz. En önemli değerimiz insan kaynağımızdır. Genel müdürlük ve otellerimiz dahil toplam 2350 kişi Divan Grubu bünyesinde çalışmaktadır.

T

ürk turizminin en önemli markalarından biri olan Divan Grubu, 56 yılından bu yana turizme hizmet veriyor. Şirket, aldığı ödüller ve sunduğu hizmet ile de turizme kalite katıyor. Divan Grubu olarak kısa bir süre önceye kadar sadece Divan markası ile pres-

Turizm gelirlerinin ülke ekonomisine katkısı için özellikle dış ticaret gelirleri açısından büyük önem taşıdığını söyleyebilir miyiz? Neden? Ülkeler, uluslararası ticari faaliyetlerini ne kadar arttırırsa, ekonomik açıdan da dış dünyaya o kadar açık hale gelmektedir. Bunun sonucu olarak da uluslararası turizm hareketleri artmaktadır. Bu bağlamda yabancı turistlerden elde edilen her gelirde o ülke için yapılan bir ihracat anlamına gelmektedir. Bunun sonucu olarak yapılan turizm odaklı her türlü yatırım doğrudan ülke ekonomisine katkı sağlamakta, en küçük işletmeden en büyüğüne hem ekonomik hem de istihdam oluşturması anlamında önemli bir kaynak oluşturmaktadır. Ülkemizin en önemli ekonomik sorunu cari açık ve cari açığın finansmanıdır. Bunun temel girdisi ihracat, çıktısı da ithalattır. İhracatı fazlalaştırarak cari açığın kapanamayacağı bir gerçektir çünkü artan ihracat beraberinde ithalatı da getirmektedir ve ithalatımız ihracattan

ÖZ EL İ N FO B Ö LÜ M Ü

fazladır. Bu da açığı artırmaktadır ve gelişmenin doğal bir sonucudur. İhracatımız %3 mertebelerinde artarken, ithalatımız %10 artmaktadır. Bugün 100 ithalat yaparken 60 ihracat yapıyoruz; on beş yıl önce ise tam tersi bir durum vardı. Demek ki bu fark başka bir şekilde kapanmalıdır. Buradaki en önemli finansman kaynağı turizmdir. Konaklama sektörü dolayısıyla turizm lider bir sektör. Peki bu liderlik turizmcilerimize nasıl bir sorumluluk yüklemektedir? Turizm sektörü hizmet sektörü olması nedeniyle direkt olarak müşterilerle temas halinde olduğu için hassas ve ayrıntıların önemli olduğu bir sektördür. İnsan unsurunun odak noktası olduğu bir sektörde haliyle biz turizmcilere de birçok sorumluluk yüklemektedir. Öncelikle hizmet standartları dışında daha geniş kapsamda çevresel etkileri göz önünde bulundurarak toplumsal bir bilinçle turizmi ele almalıyız. Konaklama sektörünün Türk turizmine katkısını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bugün ülkemize girmiş veya girmeyi planlamakta olan birçok yabancı zincir otel markası bulunmaktadır. Artan yabancı turist sayısına paralel olarak hızlanan konaklama tesisleri inşaatı, tesislerin markalandırılması ve kaliteli hizmet anlayışının yükselmesi ile uluslararası standartlarda yapıların inşa edilmesi, Türk turizmi ve tanıtımı açısından büyük önem taşımaktadır. Farklı turizm türlerine göre yer alan farklı konsept ve segmentteki otellerin markalar ile birleşerek müşteri memnuniyetini artırdığı ve sürekliliği sağladığı açıktır. 2014 yılı itibari ile inşaatı devam eden veya yapımı planlanan yüze yakın sadece zincir markalı otel projesi bulunmaktadır. Konaklama sektörünün markalaşma ile artı değer kazanmasına paralel olarak, daha çok turist ve dolayısı ile daha çok döviz getirisi sağlamakta ve dünya turizminde ilk sıralarda olmayı desteklemektedir. Turizm gelirinin artmasında konaklama ile birlikte yiyecek & içecek faaliyetlerinin arttırılmasında büyük payı olacaktır, dünyada eşsiz Türk mutfağı bunu sağlayacaktır. Önümüzdeki süreç içerisinde gerçekleştirmeyi düşündüğünüz projeleriniz bulunmakta mı? Şu anda 3’ü yurt dışında olmak üzere 13 otelimiz bulunmaktadır. İnşaat aşamasında olan 8 otel projemize ek olarak bundan sonra da, yatırımcılar tarafından anahtar teslim yatırım yapılmasının ardından 15 yıllık İşletme Anlaşması çerçevesinde operatör kimliğimizle hem yurt içinde hem de yurt dışında otel adedimizi arttırmayı planlıyoruz. Türkiye’deki öncelikli şehirlerde ve Anadolu şehirlerinde, Orta ve Doğu Avrupa’da, Kafkaslar ve Orta Asya Cumhuriyetleri ile Ortadoğu, Kuzey Afrika ülkelerinde ve Avrupa’da; Divan, Divan Suites ve Divan Express markalarımız ile büyümeyi hedefliyoruz. Otel işletmeciliğimizin yanı sıra özellikle içinde otelin

de bulunduğu mix-used projelerde residence işletmeciliği rolünü de üstlenerek Divan Residence markamız ile komplex projelerde yıllardır süregelen kaliteli otel hizmeti anlayışımızı, residence işletmeciliğinde de öncü olarak devam ettirmek istiyoruz. Bu yeni iş kolumuzda da şu anda 3 residence projemizin inşaatı devam etmektedir. Otellerdeki herşey dahil sistemi ne kadar doğru? Turizm sektöründeki bazı kesimler, bu uygulamanın yanlış olduğunu savunuyor. Siz bu duruma katılıyormusunuz? İlk başlangıçta turizmin gelişmesi için oldukça doğru bir hareketti, fakat sonra uygulama abartıldı. Son dönemlerde ülkemiz konaklama sektörünün gündeminde sıkça yer alan her şey dahil sistemi maalesef ülke turizmini sekteye uğratan ve kalite standartlarını düşürerek pazar dengesini ve dolayısı ile rekabeti bozan bir uygulamadır. Bu uygulamayla turist tesislerde hapsolmakta ve dışarıda harcama yapmamaktadır. Ülkemizde de maalesef başta Antalya’da olmak üzere önemli zincirler tarafından uygulanmakta ve gittikçe yaygınlaşmaktadır. Zincir uygulamalar devam edebilir, fakat asıl karşı olduğum her tesisin her şey dahile geçmesidir. Bu da aslında turizmi kalitesiz servis ve hizmetten dolayı baltalamaktadır. Konaklama sektörünün gidişatını, trendlerini ve sektördeki teknolojik kullanımını nasıl değerlendiriyorsunuz? Gelişen trendler arasında Kongre Turizmi, ülkemizin büyük bir potansiyel olduğuna inandığım Gurme Turizmi, Kültür ve Tarih Turizmi, Spor Turizmi daha ön planda olacağını düşünüyorum. Gelecekte de kesinlikle arkeoloji olacaktır. Ancak yukarı da belirttiğim gibi bu turizm çeşitliliğini sağlamak için gerekli altyapı ve yatırımların yapılması teşvik edilmelidir. Teknoloji sayesinde misafirlerimizle iletişimimizde hızlandırmış ve ürünümüzün pazarlama ve satışında artış sağlamış oluruz.

Ö ZEL İ NF O BÖ L Ü M Ü


Haber

‘‘Rekabet Üstünlüğünde Kalitemize Güveniyoruz’’ Hizmet sektörünün en önemli dayanağının insan kalitesi olduğunu dile getiren Barut Otelleri Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ahmet Barut, iyi hizmetin ancak personelle olabileceğini ifade etti

B

arut Grubu olarak 11 tesislerinin bulunduğunu belirten Barut Otelleri Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ahmet Barut, toplam yatak kapasitelerinin yaklaşık 9000 olup, yıl bazında yaklaşık 150 bin kişiyi Barut Grubu’nda yaklaşık 3000 kişinin çalıştığını ifade eden Ahmet Barut, 2014 yılında Fethiye’de 1 adet 5 yıldızlı otel projesine başladıklarını, 2015’te ise hizmete gireceklerini sözlerine ekledi. Barut, ileriki dönem içerisinde Didim’de yapmayı planladıkları projelerinin olduğunu da dile getirdi. Hizmet sektörünün en önemli dayanağının insan kalitesi olduğunu sözlerine ekleyen Barut, iyi hizmetin ancak personelle olabileceğini ifade etti. İstihdam sürecinde eğitime, meslek sevgisine, yabancı dil bilgisine ve herşeyden önemlisi de sürekliliğe önem verdiklerinin bilgisini veren Ahmet Barut, üst pozisyonlar içinse kendi bünyelerinde yetişen personeli tercih ettiklerini söyledi. Türk turizmindeki en büyük rekabet üstünlüğünü otellerinin kalitesi şeklinde yorumlayan Barut, kaliteli ve yeni yatağın iyi hizmetle birleşmesi durumunda talep artışı görülmektedir şeklinde konuştu. TURİZM BİR YAŞAM TARZI Turizmin bir yaşam tarzı, dolayısıyla da bir kültür olduğu düşüncesine katıldığını dile getiren Ahmet Barut, hizmet sektörünü sevip, o kültürün bir parçası olmadığınız takdirde bu işin yapılamayacağını belirtti. Barut konuşmasında şunları kaydetti. “Farklı kültürlerden ve farklı beklentiler içerisinde bulunan binlerce kişiyi memnun etmek çok büyük sorumluluk gerektirmektedir. Herkesin tatil yaptığı dönem, turizmcinin daha fazla çalışmak zorunda olduğu dönemdir. Bu nedenle ancak bu mesleği severseniz bu işi yapabilirsiniz.” Turizmin yaklaşık olarak 50 sektörle girdi – çıktı ilişkisi içerisinde

ÖZ EL İ N FO B Ö LÜ M Ü

bulunduğunu belirten Ahmet Barut, diğer sektörler için turizm bir lokomotiften ibarettir, dedi. Genel olarak baktığımızda hem gelir hem de misafir sayısı bakımından dünyanın en büyük ilk 10 ülkesi arasında olduğunu sözlerine ekleyen Barut, konuşmasında şunları kaydetti. “Bu müthiş bir başarıdır. Tabii ki eksiklerimiz olsa da mevcut rakamlarımızı önümüzdeki 10 yılda dünya turizminin büyüme oranlarının üzerinde geliştireceğimizi düşünmekteyim.” NİTELİKLİ YATAK SAYISI Haziran ayında Dedeman’ın eski Antalya Otellerini, Akra ismiyle yeniden açacaklarını belirten Ahmet Barut, 8 aylık bir renovasyondan sonra oteli hizmete açmış olacaklarını sözlerine ekledi. Türkiye’deki nitelikli yatak sayısının yarıya yakınının Antalya’da bulunduğunu dile getiren Barut, Akdeniz’deki hiçbir bölgede bu kadar nitelikli yatak sayısını barındıran başka bir destinasyon bulunmadığını ifade etti. Barut, bu durumun Antalya’ya üstünlük sağladığını da sözlerine ekledi. Bölgedeki turizm çeşitliliğini arttırılmasına da değinen Ahmet Barut, öncelikle Antalya’nın ilçelerinde alışveriş, yeme – içme, eğlenme ve spor gibi standartların yükseltilmesi gerektiğini söyledi. CAZİP BİR BÖLGE Antalya’nın öncelikle yeni yataktan ziyade, bu yatakların

daha yüksek doluluğa ve fiyata ulaşmasını sağlayacak yatırımlara ihtiyacı olduğunu dile getiren Barut konuşmasına şu sözlerle devam etti. “Gazipaşa Havaalanının geliştirilmesinin yanısıra Antalya’nın batısına da bir adet yeni havaalanının yapılması oldukça iyi olacaktır. Antalya bu anlamda Akdeniz’in en çok talep gören ve resort otelcilikte var olmak isteyen yerli ve yabancı her grubun yatırım yapmak isteyeceği destinasyonlarından biri konumundaki yerlerden biri.” Ekonomiyi en fazla canlandıran sektörlerin başında turizmin geldiğini dile getiren Barut Otelleri Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ahmet Barut, Antalya’nın turizm yatırımları için cazip bir bölge olduğunu ve sadece bürokrasinin kolaylaştırılması gerektiğini de sözlerine ekledi.

Ö ZEL İ NF O BÖ L Ü M Ü


Röportaj

‘‘Yüksek Hizmet Kalitemizle Zirvedeyiz’’ ETS Tur Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ersoy, Maxx Royal’in üç senede yurtiçi ve yurtdışında konuşulan bir otel haline gelmesinde nitelikli personelle sağlanan yüksek hizmet kalitesinin yer aldığını ifade etti. Konaklama sektörünün Türk ekonomisi üzerindeki katkısını değerlendiren Ersoy, bu sektörde yakaladıkları başarıyı anlattı. Şirket bünyesinde çalışanları istihdam ederken önem verdiğiniz unsurlar nelerdir? Personel seçimi zaten grubumuz için başlı başına titizlik taşıyan bir özellik arz etmekte. Açıkçası bu anlamda grubumuzun da kendine özgü bir kültürü bulunmaktadır. Öğrenim durumları, mümkünse sektörel bir bölümde okumuş olmaları, tercihen tecrübeli, vizyoner ve temsil yeteneğine sahip olmaları gibi etkenler bizim için oldukça önem taşımaktadır. Bizlere düşen ise bu çıtayı daha yukarılara taşımanın yollarını bulmaktır. Bir otel ne kadar kaliteli ve lüks olursa olsun, personel kalitesi zayıfsa başarılı olamaz. Maxx Royal, üç senede yurtiçi ve yurtdışında konuşulan bir otel haline geldiyse, misafir memnuniyeti üst düzeydeyse ve repeat müşteri sayısı her geçen gün artıyorsa, bunun temel sebebi nitelikli personelle sağlanan yüksek hizmet kalitesidir. Önümüzdeki süreç içerisinde Voyage Grubu olarak büyüme hedefleriniz bulunmakta mı? Voyage otelleri, ETS Grubu’nun bünyesinde yıllardır başarıyla hizmet veriyor. Yine aynı grubumuz bünyesinde yer alan Maxx Royal ise Voyage Otelleri’nin biraz daha üzerinde fiyat ve kalite sunan bir anlayışla kurgulandı ve çokta başarılı olduğu görüldü. Şimdi Kemer’de Maxx Royal markamızın ikinci oteli Maxx Royal Kemer Resort & SPA’yı hizmete açmaya hazırlanıyoruz. Bu yeni açılacak tesisimiz doğal olarak daha modern ve teknolojik olacak ve daha önce yapmak istediğimiz ama yapamadığımız bazı şeyleri Kemer’de hayata geçirebileceğimizi düşünüyorum. Yine aynı şekilde Voyage markası olarak da yeni tesislerin açılması planlanmaktadır. ÖZ EL İ N FO B Ö LÜ M Ü

Turizm gelirlerinin ülke ekonomisine katkısı için özellikle dış ticaret gelirleri açısından büyük önem taşıdığını söyleyebilir miyiz? Elbette söyleyebiliriz. Türkiye’nin jeopolitik konumu, üç semavi dinin buluştuğu yer olması, dört mevsimin bir arada yaşanıyor olması, muhteşem plajları, koyları, tarihi ve doğal güzellikleri ülkemizi bir turizm cenneti haline getirmiştir. Dünyada bacasız en büyük sanayi olarak kabul edilen turizm, birçok ülkenin ana gelir kalemini oluşturmaktadır. Turizm, Türkiye’nin de önemli gelir kaynaklarından olup, aynı zamanda ülkemizdeki işsizliğinde çözümünde önemli rol oynamaktadır. Konaklama sektörü dolayısıyla turizm lider bir sektör. Peki bu liderlik turizmcilerimize nasıl bir sorumluluk yüklemektedir? Konaklama sektörü, dünya genelindeki rakiplerimizle yarışabilmek adına; yatırım, kalite, servis ve eğitimli personel gibi birçok sorumluluğu üzerine almış durumdadır. Konaklama sektörünün Türk turizmine katkısını nasıl değerlendiriyorsunuz? Konaklama sektörü, Türkiye’nin ana gelir kalemlerinden biri olarak ülkemizin cari hesap açığını karşılayan önemli bir kalem haline gelmiş olması, işsizliğe çözüm oluşturması ve yeni iş kollarının açılması gibi etkenlerden dolayı oldukça önemlidir. Bu nedenle de konaklama sektörünün, Türk turizmine katkısı küçümsenemeyecek boyutlardadır. Size göre turizm, devlet politikası haline getirilmeli midir? Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Kesinlikle. Dünya standartlarında hizmet verebilen bir ülke konumuna gelebilmek için hem devletimiz hem de özel sektör olarak üzerimize düşen görevler var. Gelecek 10 yılda uluslararası pazarda turist sayısı ve turizm gelirleri bakımından ilk 5 ülke arasında önemli bir varış noktası ve uluslararası bir marka haline geleceğimize olan inançla var gücümüzle çalışacağız. Bu politika bizlere rakiplerimizle olan rekabet gücümüzü arttırmada önemli bir etken olacaktır. Dünyada da bunun birçok örneği bulunmaktadır. Otellerdeki herşey dahil sistemi ne kadar doğru? Turizm sektöründeki bazı kesimler, bu uygulamanın yanlış olduğunu savunuyor. Siz bu duruma katılıyor musunuz? Bölgesel olarak buna katılmak mümkün değil elbette. Çünkü Her şey dahil sistemi bizim rakiplerimize karşı en büyük gücümüz olmuş durumda. Rakiplerimizinde bizi takip ederek her şey dahil sistemine geçtiğini ve bu sistemi uygulamayan diğer ülkelerin de bizleri yakından takip ettiğini ve nasıl uygulayabileceklerinin çalışmaları-

nı yaptıklarını turizm sektöründeki birçok kişi yakından takip etmektedir. Konaklama sektörünün gidişatını, trendlerini ve sektördeki teknolojik kullanımını nasıl değerlendiriyorsunuz? İnteraktif çağın bir sonucu olarak artık dünya oldukça küçüldü diyebiliriz. Dolayısıyla ürün ve hizmetleriniz ile ilgili her tür bilgiye kolaylıkla ulaşmak mümkün. Tüketici artık tüm sektörlere yön verir hale geldi, neredeyse her birey bir mecra haline dönüştü. Olumlu, olumsuz tüm deneyimlerin kolaylıkla paylaşıldığı bir çağdayız. Tüketiciler hizmet ve ürünlerin yaşam seyrine, hatta ömrüne etki edebilecek kadar güçlü diyebiliriz. Bu nedenle memnuniyet yaratmak kaçınılmaz. Dolayısıyla tüm kurumlar şeffaflık konusunda da etkili politikalar üretmek, önemli adımlar atmak durumunda. Yatırım kararlarının tüketici taleplerinden yola çıkarak alındığını düşünecek olursak lüks kategorinin artık yalnızca üst gelir grubu tarafından tüketilmediğini de kolayca anlayabiliriz. Daha geniş kitlelerin lüksü tüketmeye başladığını gözlemliyoruz. Dolayısıyla nitelikli turisti ülkemize çekerek turizm gelirlerimizi artırmak mümkün. Ancak bu yanlızca yatırımla gerçekleşebilecek kadar basit bir konu değil. Konaklama sektöründe sağlıksız bir büyüme gözleniyor, hiçbir ön çalışma yapılmadan birçok işletme yeni ve yanlış projelere imza atıyorlar. Bu da beraberinde bölgede konaklamada enflasyon yaratıyor. Önemli olan gelecek kitlelerin yaşayacağı deneyimi mükemmelleştirmek. Rekabette en büyük ayrışmanın ürünün standartları ve performansı kadar tüketicinin üründen duyduğu duygusal tatminden kaynaklandığını da unutmayalım. Bu nedenle istihdam kadar nitelikli turizm çalışanı da önemli bir husus olarak karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla turizm alanında eğitim eksikliklerimizi de hızlıca tamamlamak durumundayız. Sektörün lider firmaları günün teknolojisini de vermiş olduğu hizmetlerine ekleyerek uluslararası platformda rekabet gücünün artırma yönünde planlama yapmalılar.

Ö ZEL İ NF O BÖ L Ü M Ü


Haber

‘‘%100 Yerli Sermayeye Sahibiz’’

Anemon A.Ş İcra Kurul Başkanı Oğuz Akçura, ’24 saat oda sizin’ projesiyle, misafirlerinin günlük seyahat ve iş programlarına uygun odayı kullanmalarına yönelik yaptıkları uygulamanın oldukça ilgi gördüğünü söyledi.

BÜYÜME HEDEFLERİ az sonunda kendi yatırımları olan Anemon Ankara Oteli’nin açılışını yapmayı planladıklarını belirten Oğuz Akçura, aynı zamanda markalarının işletmeci olarak taşıyabileceği kiralama yada işletme yöntemleri ile de yeni otelleri bünyelerine katabileceklerini ifade etti. Akçura, “Ülkemizin ekonomik ve sosyal anlamda gelişen büyük ilçeleri, markamızın büyüme hedefleri içinde dikkatle takip ettiğimiz bir başlıktır. 2013 yılında hizmete açtığımız Anemon İskenderun Oteli, bu konuda bize doğru bir örnek olarak yol göstermiştir” dedi. Kalitenin korunması üzerinde çok önemli bir gayret ve emeğin bulunduğunu belirten Akçura, bu noktada hizmet kalitesinin gerçek sahibi olan iş arkadaşlarının da hakkını teslim etmenin gerektiğini sözlerine ekledi. Kalitenin gücünün, gruplarındaki her kademede çalışan kişilerin çaba ve gayretinin toplamından ibaret olduğunun bilgisini veren Oğuz Akçura konuşmasında şunların altını çizdi. “İşe alımlarda, görev tanımına uygun kriterlere sahip çalışanları tercih etmeye gayret etsekte, hizmet standartlarımız ve kurum değerlerimiz hakkında mutlaka iç eğitim çalışmaları yapmaya zorunluyuz. Kurum içi eğitim programlarımızı ‘educAnemon’ programı dahilinde topladık. Kurum içi kariyer plan çalışmalarını bu program dahilinde sürdürüyoruz. Çalışanlarımızın toplam mesaisinin yüzde 5’ini bu iç eğitim çalışmalarına ayırıyoruz. Ayrıca misafir anketleri sistemi de bizim çok önem verdiğimiz ve kendi bünyemizde bu konuyla ilgili ayrı bir departmanı barındırdığımız bir sistemdir. Kalite çizgimizin temelini kurmak için vizyonumuzu geniş tutmaya ve misafirimizi iyi tanımaya gayret ediyoruz.”

Y

Anemon A.Ş İcra Kurul Başkanı Oğuz Akçura, “Türkiye’de doğduk, Türkiye’de büyüyoruz” sloganı altında; ülkenin en geniş %100 yerli sermayeli, yatırımcı ve işletmeci kimliğine sahip Anemon Otelleri olarak, hedeflerini sürekli olarak yenilediklerini belirtti. Akçura, 2014 yılında markalarının gelişiminde ivmenin düşmeyeceği bir sene olmasını planladıklarını da sözlerine ekledi.

ÖZ EL İ N FO B Ö LÜ M Ü

MİSAFİR MEMNUNİYETİ Yüzde 100 yerli sermayeli bir otel zinciri olarak satın almalarını mümkün olduğu kadar yerli firmalardan yapmaya gayret ettiklerini ifade eden Oğuz Akçura konuşmasında şunları söyledi. “Türk turizminin kazanması demek, Türkiye’mizin kazanması anlamına geldiğini unutmamalıyız. Tek bir yerli üretim çatalın oteller tarafından satın alınması bile cari açık savaşına katkısı çok büyüktür. Anemon Otelleri olarak bizlerin ilk hedefi misafirlerimizin yaşam tarzlarına duyarlı, beklentilerinin üzerinde hizmet ve ürün sunmaktır. Otellerimizde çalışan tüm arkadaşlarımız turizmi yaşam tarzı olarak benimsemiş ve bu sayede de misafirlerimize özel bir yaşam tarzının kapılarını aralayarak, misafir memnuniyetini en üst seviyede tutmaktadır.” Oğuz Akçura, Anemon Otelleri olarak Türkiye genelinde 20 otel ve 6120 yatak kapasitesi ile senede 900.000 geceleme gerçekleştirdiklerini de sözlerine ekledi. Yapılan araştırmalara göre turizmin başta gıda, yeme – içme ve ulaştırma gibi 54 sektörü doğrudan etkilediğini belirten Akçura, ekonominin genelinde meydana gelen canlanmanın turizm sektöründe üretim artışına hız kattığını da ifade etti. ŞEHİR OTELCİLİĞİ Ülkemizde yaklaşık 30 yıl öncesinde deniz , kum ve güneş turizminin hızlı gelişiminin otel yatırımcısı için

tek kutuplu otel yatırım alanı gibi olduğunu dile getiren Anemon A.Ş İcra Kurul Başkanı Oğuz Akçura, dünya çapındaki başarılı tesislerin bu dönemden sonra ülke turizmine çok önemli katkılarda bulunacağını söyledi. Akçura konuşmasında şunları kaydetti. “Dünyada globalleşme sürecinin hızlanması, ulaşım olanaklarının artması gibi etkenler ile hızlanan iş hayatının doğal sonucu olarak şehir otelciliği son 10 yılda önem kazanmış bir otel yatırım alternatifi olarak rağbet görmektedir. Ancak turizmde çeşitlilik de çok önemlidir. Ülkemizin her bir metrekaresini 365 gün boyunca merak edilebilir hale getirmeliyiz.” HİZMET KALİTEMİZ Oğuz Akçura, 2013 yılının markalarını geliştirme anlamında çok verimli geçtiğini de sözlerine ekledi. Yıl içinde İskenderun, Samsun ve Adana’da hizmete giren oteller ile toplam yatak kapasitelerinin yüzde 25 arttığını belirten Akçura, konuşmasında şunları kaydetti. “Bu büyümeyi, Anadolu’da markamızın yayılması açısından önemli bir gelişim olarak değerlendiriyoruz. Misafir memnuniyeti yönünde, iş seyahati yapanların ihtiyaçlarına odaklı hizmet anlayışımızı yeni projeler ile pekiştirdik.” Akçura, ’24 saat oda sizin’ projesiyle misafirlerinin günlük seyahat ve iş programlarına uygun odayı kullanmalarına yönelik yaptıkları uygulamanın oldukça ilgi gördüğünü söyledi.

Ö ZEL İ NF O BÖ L Ü M Ü


Röportaj

‘‘Başarımızın Ardındaki 3 kaynaklı Güç’’ Limak Turizm Koordinatörü K.Kaan Kavaloğlu, Türkiye’de turizm açısından en büyük şansımızın doğal güzelliklerimiz ve Anadolu’nun dört bir tarafında yayılmış olan tarihi dokumuz olduğunu ifade etti. Konaklama sektörünün Türk ekonomisi üzerindeki katkısını konuştuğumuz röportajımızda Kavaloğlu, turizmin gelişmiş ülkelerdeki yüzdesel artışının, gelişmemiş ülkelerden daha yavaş olma nedenini pastadan daha büyük paylar almalarından kaynaklandığını ileri sürdü. Önümüzdeki süreç içerisinde Limak Grubu olarak büyüme hedefleriniz bulunmakta mı? Grubumuzda bulunan otellere ek olarak yeni yatırımlarımıza hali hazırda devam etmekteyiz. Mersin Tarsus’ta yapımı devam eden 4 ve 5 yıldızlı otellerimizin yanısıra 18 delikli golf sahamızın inşaatına ise devam edilmektedir. 2015 yılında açılışının yapılması planlanan KKTC Bafra’daki Limak Babylon ve Dynasty Convention Center projelerinin kaba inşaatı bitmiş, iç detaylarının ise hazırlıklarına devam edilmektedir. Yakın gelecekteki planlarımız arasında Makedonya Üsküp’te otel ve residence, Kosova’da da havalimanı ve şehir otelciliği yapma düşüncemiz bulunmaktadır. Uluslararası bir zincir olan Fransa’nın Nice şehrinde otel alma konusundaki görüşmelerimiz ise halen devam etmektedir. 5 yıl içerisinde yurtdışında 3 tane otel açma düşüncesi de yine planlarımız arasında yer almaktadır. Şirket bünyesinde çalışanları istihdam ederken önem verdiğiniz unsurlar nelerdir? Bizler, patronlarımızdan aldığımız pozitif enerji ve düÖZ EL İ N FO B Ö LÜ M Ü

şünce felsefesini otellerimizin genel müdüründen, en alt seviyede konumlanan personelimize kadar yerleştirmeyi başardık. Açıkçası otelcilikteki gücümüz için iyi satın alma, istihdam ve iyi satış yapmadan oluşan “3 bacaklı” tabirini kullanmayı çok doğru buluyorum. Limak Grubu olarak başarımızın arkasındaki sır da budur. Yaklaşık 2000 personelimizin bulunduğu grubumuzda personelimizin iyi ve kötü gününde yanında olmaya elimizden geldiğince gayret etmekteyiz. Bütün bunların yanısıra otellerimizin 12 ay açık olması, personelin istikrar ve memnuniyeti açısında da son derece önem arz etmektedir. Bugüne kadar grup olarak turizme ne kadar yatırım yaptınız? Sadece 2014’te turizm sektörüne ne kadar yatırım yapmayı planlıyorsunuz? Bugüne kadar Limak Turizm Grubu olarak 500 milyon dolar yatırım yaptık. Kıbrıs ve Tarsus projelerimiz tamamlandığında bu rakam 750 milyon dolayı bulacak. 2014 yılında ise turizm alanında herhangi bir yatırım planımız bulunmamaktadır. Turizm sektörünün Türkiye’nin ekonomil kalkınmasındaki katkısı nedir? Turizm sektörü ülkenin ekonomik ve sosyal gelişimine etkisi, yarattığı istihdam ve kırsal alanların gelişmesi için sağladığı olanaklarla Türkiye’nin ekonomik kalkınması açısından oldukça önemli bir faaliyet göstermektedir. Türkiye’nin 2013 yılı hedeflerine ulaşması için nelere dikkat etmesi gerekir?

Türkiye’nin 2023 yılı hedeflerine ulaşabilmesi için öncelikle sürdürülebilirliğini kesinleştirmesi gerekiyor. Bu nedenle sürdürülebilirliğin hiç bitmeyen bir sistem olarak Türkiye’nin ve turizm sektörünün merkezine oturması gerekmektedir. Türkiye’nin turizmdeki gücü nedir? Bizi diğer ülkelerden ayıran en belirleyici özelliklerimiz size göre nelerdir? Türkiye’de turizm açısından en büyük şansımız Allah vergisi ülkemiz, doğal güzelliklerimiz ve Anadolu’nun dört bir tarafında yayılmış olan tarihi dokudur. Bunlar bizim şansımızdır. Bizler bunları yeteri kadar değerlendirebilir ve erozyona uğramalarına izin vermezsek sistemimiz 2023 yılına kadar başarıyla devam eder. Ancak çevreyi kirletip, sistemin sürdürebilirliğini gerektiği gibi sağlayamazsak eğer çok yakın gelecekte sistem bize eminim ki dur diyecektir. Bunun olmaması içinde turizmden elde ettiğimiz gelirin devamlılığı için çevresel faktörlere çok büyük önem vermemiz gerekmektedir.

Ö ZEL İ NF O BÖ L Ü M Ü


ÖZ EL İ N Ö ZEL İ NFO FO BBÖÖLÜ LÜMMÜÜ

ÖÖZEL ZELİ NF İ NFOOBÖ BÖL LÜÜMMÜÜ


Röportaj

Titanic Hotels Bir Dünya Markası Olacak İstanbul’da 6, Antalya’da 2 ve Almanya’da 1 olmak üzere 9 otel işletmesi bulunan AYG Grup, Titanic markasıyla 3 adet projeyi de yakın zamanda faaliyete geçirmeyi planlıyor ve yaptığı otel yatırımlarına hız kesmeden devam ediyor. AYG Grup bünyesindeki Titanic Hotels, dünya markası olmak için yeni otel yatırımlarına devam edecek. İstanbul, Antalya ve son olarak Almanya’da önemli otel yatırımlarına imza atan AYG Grup, dünya markası olma hedefine ulaşmak için çalışmalarına tüm hızıyla devam ediyor. Almanya’da restoran işletmeciliği ile hizmet sektörüne adım atan AYG Grup Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Aygün, konaklama sektöründe yakaladıkları başarıyı anlattı. Almanya’da restorantlarla başladığınız ticari hayatınızda başarıyı nasıl yakaladınız? Giresun’da 12 yaşındayken ticaret yapan babamın vefatı üzerine 6 erkek kardeşin yükü biz büyük ağabeylerin üstüne kaldı. Bütün kardeşler hem okuyup hem de okul saatleri dışında çalışıp, çeşitli işler yaparak bu kalabalık aileyi geçindirmek zorundaydık. Bu nedenle tahsilime bile devam edemeyerek Ticaret Lisesi’ni bitirdikten sonra Almanya’ya Berlin’e dayımın yanına gittim. Aslında niyetim aynı zamanda fırsat bulursam tahsilime de devam etmekti. Ancak birkaç iş yaptıktan sonra restaurant konusunda boşluk olduğunu fark ettim ve küçük bir sermaye ile bir restaurant açtım. Tüm zamanım bu restaurant işi ile geçtiğinden okula gitmeye zamanım dahi olmadı. Daha sonra kardeşlerimi de sırayla Berlin’e getirerek, birlik, beraberlik ile dili, dini, ırkı farklı olan bir yabancı memlekette başarılı olabilmek için çok çalışıp, çabaladık. Çünkü başarının esas sırrı çok çalışmak ve birlik beraberlik içinde olmaktan geçiyor. O küçük restaurant ile temelini attığımız yiyecek içecek sektöründe Almanya’da pek çok ilki gerçekleştirdik ve bugüne geldiğimizde Berlin’de Hasır Restaurantlar zinciri olarak 8 tane Türk Restaurantı olmak üzere toplamda 14 adet restaurantı bünyemizde barındırıyoruz. Bunun yanısıra Berlin’de kapısında Türk Bayrağı dalgalanan 226 odalı ÖZ EL İ N FO B Ö LÜ M Ü

bir tane de otelimiz bulunmaktadır. Başarı ile ilerleyen restorancılıktan sonra otelciliğe nasıl adım attınız? Bir müddet restaurant işini başarıyla yaptıktan sonra belli bir gelir düzeyine ulaşınca farklı bir alanda yatırım arayışımız oldu ve tesadüfen Berlin’de yardım amacıyla düzenlediğimiz gecede, bir arkadaşımın Şişli’deki 40 odalı bir otelini sattığını öğrendim ve o gece karar verdim oteli almaya. 1998 yılıydı ve küçük bir tadilatla birkaç ay içinde ilk otelimizi işletmeye başladık. Hemen birkaç yıl içinde Taksim’de ikinci otelimizi bünyemize dahil ettik. 2003 yılında da Antalya Lara’da daha sonra grubumuz otellerine isim babası olan Titanic Beach Lara Otelimizi işletmeye açtık. Kartal, Bakırköy, Gebze, Bayrampaşa, Berlin derken en son olarak da geçen yıl Antalya Belek’te sıradışı ve lüks kategorideki otelimiz Titanic Deluxe Belek’i açarak otel sayımızı 9’a yükselttik. Restaurantcılıkta yakaladığınız başarıyı otelcilikte de devam ettirdiniz. Bu başarının sırrı nedir? Biz fazla çalışma ve birlik – beraberlik ile bu işi başarırız diye düşündük. Aile kalabalık olduğu için yatırıma dönüştürülen işin geri dönüşünün de kolay olacağına inanıyoruz. Kalabalık olmanın avantajlarını kullanıyoruz. Çalışmak, çalışmak, çalışmak… Benim inancım, ne iş yapıyorsan yap, o işin hep en iyisini yapmak ve istikrarlı olmak zorunda olduğun gerçeğidir. Özellikle hizmet ve otelcilik sektöründe misafir memnuniyeti odaklı çalışmak zorunda olduğumuz için misafirin ne isteyebileceğini önceden bilmek zorundasınız. Titanic Hotels’in İstanbul, Antalya ve Almanya’da olmak üzere toplam 9 oteli bulunuyor. Bundan sonraki hedefleriniz nedir? Otel yatırımlarında hız kesmeyeceğiz. Hedefimiz dünya çapında bir Türk markası yaratmaktır. Neden bir Türk markasının da dünya çapında yüzlerce oteli olmasın ki. Şu anda Berlin’de kendi mülkümüz olan biri 4 diğeri

de 5 yıldızlı iki otelimizin yatırımı hızla sürmektedir. 6 ay içinde bunları hizmete sokacağız. Bodrum’da ve Kocaeli’nde iki otel yatırırımız başlamak üzere, Management ve Franchising sistemiyle ilgili alt yapımızı oluşturduk. Bu şekilde önümüzde yurt içi ve yurtdışı olmak üzere pek çok teklif var ve şu anda da görüşmeler halindeyiz. Amsterdam, Hamburg, Düsseldorf ve Viyana şehirleri hedeflerimiz arasındayken, yurt içinde de Anadolu’da birkaç yatırım teklifiyle ilgilenmekteyiz. Türk turizminin başarısını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu başarı ilerleyen yıllarda da devam edecek mi? Öncelikle şunu söylemek istiyorum. Ülke ekonomisinin kurtuluşu turizmdedir. Türkiye’ye gelip, hizmetimizi gören başka bir yerde bunu bulamaz. İnsanlar farklı yerleri denedikten sonra mecburen bize dönecek. Bizdeki doğa, mutfak, tesis ve hizmet kalitesi hiçbir yerde yok. Biz her şeyde öndeyiz. Bu nedenle her yıl biraz daha ileriye gideceğiz. 2013 çeşitli sıkıntılara rağmen iyi geçti. 2014 yılı içinde Türkiye hedeflerinde ulaşacaktır. Türkiye’de yatak kapasitesi hızla artıyor. Bu durum Türk turizmi için bir tehdit oluşturuyor mu? Yatak kapasitesinin artmasına karşı değilim. Ancak herkes hizmet kalitesinin üst düzeyde olmasına dikkat etmelidir. 50 milyon turist sayısına nasıl ulaşabileceğimizi planlamalıyız. Ağırladığımız turist sayısını arttırmak için çalışmalıyız. 10 yıl önce sektörün bugün ulaştığı başarıyı hayal bile etmiyorduk. Nerden nereye geldik. Demek ki çalışırsak başarılı oluyoruz. Şu anda girmediğimiz pek çok pazar var. Antalya’ya 11 milyon turist geliyor. Turist sadece güneş için mi gelmeli? Bizim turisti çekecek başka değerlerimiz de bulunuyor. Önemli olan bunları öne çıkarmak. 60 – 70 milyon euroluk bir futbol turizmi pazarı var. Eğer 3 ay içinde 2 bin takım Antalya’ya geliyorsa, bu büyük bir başarıdır. Bunları çeşitlendirmemiz gerekiyor. Çeşitliliği sağlarsak yatak kapasitesi Türkiye için bir tehdit olmaktan çıkar.

Ö ZEL İ NF O BÖ L Ü M Ü


Röportaj turizm pazarlarındaki payını bu yıllardan itibaren artırarak, turist sayısını 1.5 milyondan 33.5 milyara çıkarttı. Bu hızlı artışta herşey dahil sistemininin etken olduğunu ayrıca belirtmek isterim. Turizmin çeşitlendirilmesi konusunda Türkiye’nin çok başarısız olduğu açıkçası söylenemez. Kongre, kar, kültür ve sportif turizm etkinliklerinde son 5 – 6 yılın grafiği hiç de küçümsenmeyecek başarılarla doludur. Ancak kültür varlıklarımızı bu çeşitlilik içerisine dahil edebilme hususunda aynı başarıyı sağladığımızı ne yazık ki düşünmüyorum.

‘‘Büyümeye Devam Edeceğiz’’

Önümüzdeki süreç içerisinde Paloma Hotel olarak büyüme hedeflerinin bulunduğunu belirten Paloma Hotels Yönetim Kurulu Üyesi Ece Tonbul, bunda belirleyici faktörün ise 2014 – 2015 sezonunun olacağını ifade etti

Turizmin ekonomik ve sosyal dengelerin merkezinde gösterilmesinin nedeni nedir? Aslına bakarsanız turizm gelirinin, milli gelir ve ihracat gelirleri içerisinde payı, sağladığı direkt ve dolaylı istihdam verileriyle bu durumu özetliyor. Son 30 yılda turizm yalnızca rakamsal bazda büyümedi. Turizm sektörü aynı zamanda halkın tüm yaşam alanlarını ve koşullarını olumlu yönde etkiledi ve etkilemeye de devam etmektedir.

P

aloma Hotels, bünyesindeki 11 oteli ile Türk turizmine önemli bir katkı sağlıyor. Doğaya saygılı otelleri ile dikkat çeken Paloma Hotels, başarısının yanında büyümeye de devam ediyor. Sözkonusu tesislerin 8 tanesi Paloma işletmesi altında yer alırken, diğer 3 tanesi ise kiraya verilmiş durumda. Önümüzdeki süreç içerisinde Paloma Hotel olarak büyüme hedeflerinin bulunduğunu belirten Paloma Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Ece Tonbul, bunda belirleyici faktörün ise 2014 – 2015 sezonunun olacağını ifade etti. Yaklaşık 2000 kişinin Paloma Hotels bünyesinde bulunduğunu dile getiren Tonbul, konaklama sektörünün gidişatını, trendlerini ve sektördeki teknoloji kullanımıyla ilgili bilgi verdi. Şirket bünyesinde çalışanları istihdam ederken önem verdiğiniz unsurlar nelerdir? Teknik olarak değerlendirildiğinde hiç şüphesiz ki deneyim ve yabancı dil bilgisi en önem verdiğimiz başlıca kriterler arasında gelmekte. Ancak turizmi ve sektörün gerekliliklerini anlamış çalışma arkadaşlarına da elimizden geldiğince öncelik tanımaya gayret ediyoruz. Yatak arzının kontrolsüz bir hızla büyümesi ve buna istinaden yeterli kalifiye elemanın yetişmemesi hususu ise genel olarak sektörde sıkça karşılaştığımız sorunlar arasında gelmektedir. Turizm bir yaşam tarzı, dolayısıyla da bir kültürdür. Bir turizmci olarak siz bu görüşe katılıyor musunuz? Konuyla ilgili ne düşünüyorsunuz? Turizm insanların sadece bir yerden bir yere gitmesi değil; kültürel, ekonomik ve toplumsal olarak da iletişim içinde olmalarıdır. Turizm sayesinde insanlar hem diğer ülkelerin hem de kendi ülkelerindeki yaşadıkları bölgenin dışında var olan birçok güzelliğin farkına vararak, gelecek kuşaklara daha da yaşanılabilir bir dünya bırakmanın gerekliliğine inanarak hayata farklı açılardan bakabilirler.

ÖZ EL İ N FO B Ö LÜ M Ü

Turizm gelirlerinin ülke ekonomisine katkısı için özellikle dış ticaret gelirleri açısından büyük önem taşır diyebilir miyiz? Neden? Turizm gelirinin, milli gelir içindeki payı, son 30 yılda %0.6’dan yüzde 4’e kadar çıktı. Öte yandan sektör gelirinin ihracat gelirine oranı da %10’dan %20’lere kadar yükseldi. Dış ticaret açığını kapatma payı da benzer eğilimle %60 ortalamaya kadar gelişme gösterdi. Diğer yandan, bir kişiye istihdam sağlamak için gereken sermaye yatırımının sektörde görece düşük olması, işsizlikle mücadelede önemli bir unsurdur. Dünya turizminde 300 milyona yakın insana iş sağlayan sektör, Türkiye’de de 1.2 milyondan fazla insanın ekmek kapısıdır. Konaklama sektörü dolayısıyla turizm özellikle Antalya’da lider bir sektör. Peki bu liderlik turizmcilerimize nasıl bir sorumluluk yüklüyor? Liderliği ve yüksek hedefleri amaçlarken çevre bilincini geliştirmek ve korumak en önemli faktörlerden biri olacaktır. Bu bağlamda hazırlanmakta olan yeni turizm yasasının genel ve yerel politikalarında; sadece Turizm Bakanlığı’nın değil, tüm ilgili bakanlık, sivil toplum örgütleri ve üniversitelerin direk ve indirek oyuncularının son derece entegre çalışmaları gerekecektir. Antalya’ya düşen görev ise lider konumu ile bu uygulamaların hayata geçirilmesinde en önemli rolü üstlenmesidir. Otellerdeki herşey dahil sistemi ne kadar doğru? Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Türkiye Turizm Endüstirisi, 1980’lerin ortalarından itibaren hızlı bir gelişim süreci yaşadı. Özellikle de kitlesel

2013 yılı turizm adına nasıl bir yıldı? 2014 yılı için öngörünüz nedir? 3 aylık dönemde yabancı ziyaretçi sayısı %3.2 oranında artış gösterdi. Türkiye’ye yılın 3 aylık döneminde gelen yabancı ziyaretçi sayısı %3.2 artarak, 4 milyon 350 bin 979 kişi oldu. Ülkemiz geçen yılın aynı döneminde ise 4 milyon 214 bin 348 kişiyi ağırlamıştı. Yılın ilk çeyreğinde Almanya’dan gelenlerin sayısı yüzde 17 dolaylarındaki düşüş ile 466 bine gerilerken, Rusya pazarından sağlanan artış ise yüzde 6 dolaylarında gerçekleşti. En belirgin artış yüzde 60 ile İran pazarında yaşanırken, İsrail pazarı ise yüzde 24 oranında büyüme gösterdi. Nisan ayı itibarıyla satışların yavaşladığını gözlemlemekteyiz. Avrupa pazarındaki büyümenin ise düşük kalacağını düşünmekteyim. Rusya pazarında ise gerek politik gerekse ekonomik gelişmeler doğrultusunda şu an somut tahmin yapabilmek pek doğru olmayabilir. Talep doğru yönlendirilebilir ise Rusya’da büyüme sağlanabilir. Ancak Ukrayna’nın kaybını kapatmak çok kolay olmayacaktır. Konaklama sektörünün gidişatını trendlerini ve sektördeki teknoloji kullanımını nasıl değerlendiriyorsunuz? Son 10 yılda serbest piyasa ekonomisinin gereği olarak son derece hızla yatırımlar yapıldı. Bunların içerisinde iyi planlanmış yatırımların yanında plansız ve çarpık yatırımlarında yapıldığını görüyoruz. Trendler açısından şüphesiz ki Türkiye herşey dahil sistemini iyi uygulayan ve bu sebeple büyüyen bir çizgi izledi. Ancak artık bunu çeşitlendirmemiz ve farklılaştırmamız gereken bir aşamaya gelmiş durumdayız. Teknoloji açısından belli başlı büyük zincirler ve kurumsallaşmış gruplar haricinde teknolojinin efektif olarak kullanılabilirliğini ise düşünmüyorum.

Ö ZEL İ NF O BÖ L Ü M Ü


Haber

‘‘Yatırım Planlarımızda Yurtdışı da Bulunuyor ’’ Türkiye turizmine bakıldığında güçlü bir noktada olduğumuzun da bilgisini veren Erbaş, dünya turizm verilerine göre Türkiye’nin dünyanın 6. büyük turizm ülkesi olduğunu söyledi.

O

telcilik sektöründe hızla büyüyen Vera Hotels & Resort, 6 otelinin yanısıra gerek yurt içi, gerekse yurt dışında yeni projelere yelken açmaya hazırlanıyor. Vera Grubu olarak toplamda 6 adet 5 yıldızlı otellerinin bulunduğunu belirten Vera Grup Genel Koordinatörü Ali Osman Erbaş, otellerinin 4 tanesinin Antalya’da, 2 tanesinin de Bodrum’da olduğunun vurgusunu yaptı. Önümüzdeki süreç içerisinde Vera Hotels olarak ciddi bir büyüme hedeflerinin bulunduğunu ifade eden Ali Osman Erbaş, özellikle resort otelcilikte büyüyerek, yeni yatırımlar yapmak istediklerini sözlerine ekledi. Yatırım planları arasında yurtdışı projelerinin de olduğunu dile getiren Erbaş özellikle Yunanistan, Tunus ve güvenli ortam oluştuğunda Mısır ve Dubai’de yatırım arayışlarının ve görüşmelerinin devam edeceğini de ifade etti. EĞİTİME ÖNEM VERİYORUZ Vera Grubu bünyesinde normal sezonda 1200, yüksek sezonda ise 1300 civarında personeli istihdam ettiklerinin bilgisini veren Ali Osman Erbaş şunları söyledi. “Çalışanlarımızı eğitimli ve tecrübeli olmasının yanısıra lisan bilgisine sahip olan kişilerden seçmeye özen göstermekteyiz. Bu noktada mevcut çalışanlarımızın eğitimlerine de büyük önem veriyoruz. Dolayısıyla bu doğrultuda ciddi eğitim giderleri oluşturarak, yönetici arkadaşlarımızı grup içinde yetiştirip, yükseltiyoruz.” Turizm ve otelciliğin gerçekten bir yaşam biçimi olduğunu dile getiren Erbaş, 1986 yılında üniversiteyle başladığı turizm sektörünün, neredeyse hayatının endeksi haline geldiği açıklamasında bulundu. Yaşam tarzlarını turizme göre planlayarak yaşadıklarını belirten Erbaş, özellikle otel yöneticilerinin, uzun saatler otelde zaman

ÖZ EL İ N FO B Ö LÜ M Ü

geçiriyor olmalarından dolayı otelde yerleşik bir yaşam sürdürdüklerini sözlerine ekledi. Ali Osman Erbaş konuşmasında şunları kaydetti. “Turizm ve otelcilik öyle bir sektör ki, akademisyenler ve ekonomistler, 58 sektörü direkt olarak olumlu etkileyip, besledikleri görüşüne sahipler. Bu gerçekten de yadsınamaz bir gerçek. Öyle ki bunun ülke ekonomilerini ne kadar güçlü bir şekilde domine ettiği de açık bir şekilde görülmektedir.” TURİZMDE ÇEŞİTLİLİĞE SAHİBİZ Türkiye turizmine bakıldığında güçlü bir noktada olduğumuzun da bilgisini veren Erbaş, dünya turizm verilerine göre Türkiye’nin dünyanın 6. büyük turizm ülkesi olduğunu söyledi. Çok çeşitli turizm ürünlerine sahip olduğumuzu da vurgulayan Ali Osman Erbaş, sadece deniz – kum – güneş sarmalının dışına çıkarak, diğer turizm donelerini de değerlendirmek suretiyle, ürün çeşitliliğimizi arttırmamız gerektiğini ifade etti. Erbaş konuşmasında şunları söyledi. “Makro bir turizm master planı yaparak, ürün çeşitliliğimizi arttırıp, bu ürünlerimizin tanıtım ve pazarlamasını etkili bir şekilde gerçekleştirmemiz gerekmektedir. Bunu yaparken de spor, sağlık, kongre, doğa, arkeoloji, tarih ve kültürel turizmi de mutlak surette ön plana çıkarmalıyız. Böylece özellikle resort bölgelerinde turizmi 12 aya yaymış oluruz.” Turizmde rakip ülkeleri baz aldığımızda, ülke olarak oldukça güçlü durumda olduğumuzu belirten Ali Osman Erbaş, turizm çeşitliliğinin çok fazla olmasının yanısıra konaklama tesislerimizin ise çok daha yeni ve kaliteli olduğunun vurgusunu yaptı. Rakiplerimize göre servis ve hizmet kalitemizin çok daha iyi durumda olduğunu ifade eden Erbaş, ülkemizde turizm yatırımlarının hızlı bir şekilde devam ettiğini sözlerine ekledi. Ali Osman Erbaş, bu yatırımların yapılırken, bölgenin altyapısı ve kaliteli bir çevre oluşturulmasının göz ardı edilmemesi gerektiğinin de bilgisini verdi. Erbaş, kaliteli oteller yaparken, kaliteli bir çevre de yaratmalıyız, dedi. SORUMLULUKLAR YÜKLÜYOR Turizm ve otelcilik sektörünün tüm bileşenleriyle gerçekten lider bir sektör olduğunu ifade eden Ali Osman Erbaş, bu kadar sektörün tamamını olumlu etkileyen ve bu kadar çok istihdam sağlayan başka bir sektörün olmadığını sözlerine ekledi. Erbaş konuşmasında şunları söyledi. “Bu da doğal olarak turizmcilere daha büyük sorumluluklar yüklemektedir. Yatırımları çeşitlendirerek arttırmak ve bu dinamik sektörün diğer sektörlere olan katkısını artırmak, lider sektörümüzün en büyük hedefi olmalıdır. Ayrıca turizm ve otelcilik sektörünün bir hizmet sektörü olmasından dolayı çalışanların eğitimine ve kalifikasyonuna önem vererek, bu doğrultuda insana da yatırım yapılması gerekmektedir.” 58 sektörü doğrudan destekleyen bir sektör olarak, turizm ve konaklama sektörünün cari açığın kapatılmasında yada dengelenmesinde çok büyük bir etken olduğunu da

belirten Ali Osman Erbaş, bu nedenle devletin cari açığın kapatılmasında en büyük kozunun konaklama sektörü olduğunu sözlerine ekledi. Konaklama sektörünün yeteri kadar devlet desteği göremediğini de dile getiren Erbaş, turizm ve konaklama sektörünün özel sektörün gayreti ve desteğiyle ayakta kalarak, büyüdüğünü ifade etti. Ali Osman Erbaş, yılda 20 – 25 milyar dolarlık ekonomik değer katan sektörün, cari açığın dengelenmesindeki etkisinin de oldukça büyük olduğunu dile getirdi. YENİ YATIRIMLARA ZEMİN HAZIRLANMALI Konaklama sektöründe, turizmin çeşitlendirilmesine paralel olarak yeni yatırımlara da zemin hazırlanması gerektiğinin bilgisini veren Erbaş, şunları söyledi. “Öncelikle Termal turizme yatırım yapılmalıdır. Spor turizmini desteklemeli ve yine spor kompleksinin olduğu tesisler inşa etmeliyiz. Aynı zamanda Kongre turizmine de odaklanmalıyız. 5000 – 10.000 ve hatta 15.000 kişi kapasiteli kongre merkezleri inşa etmeliyiz. Böylece turizmi çeşitlendirerek 12 aya yayıp, daha güçlü bir sektör yaratmış oluruz. Tabii ki bu konaklama yatırımlarını yaparken, çevreye de ciddi yatırımlar yapmalıyız.” 2013 yılının Vera Grubu adına oldukça olumlu bir yıl olduğunun da bilgisini veren Ali Osman Erbaş, hedeflenen bütçe rakamlarına ve karlılıklara ulaşarak, verimli bir dönem yaşadıklarını sözlerine ekledi. 2014 yılının aynı şekilde olumlu olacağına inandıklarını belirten Erbaş, konjöktörde çok büyük olumsuzluklar olmadığı sürece başarılı bir sezon yaşayacaklarına Vera Grubu olarak canı gönülden inandıklarını dile getirdi. Otelciliğin globalleşen dünyamızda sürekli yeniliklerin takip edilmesi ve bu doğrultuda da yeniliklere ayak uydurulması gerektiren vizyonel bir sektör olduğunu dile getiren Vera Grup Genel Koordinatörü Ali Osman Erbaş, “Bu nedenle sürekli kendimizi geliştirerek, mesleki olarak kendimize yatırım yapmamız gerekmekte. Bunun içinde çok geniş ve büyük bir vizyona sahip olmalıyız” açıklamasında bulundu.

Ö ZEL İ NF O BÖ L Ü M Ü


Röportaj

‘‘Yeni Projelerimizle Büyüme Trendimiz Devam Edecek’’ Konaklama sektöründe günden güne yükselen bir çıtanın bulunduğunu belirten The Green Park Hotels & Resorts Yönetim Kurulu Başkan Vekili Atilla Üstündağ ‘‘Sektördeki tüm rakiplerimiz gibi bizler de trendleri yakından takip edip, teknolojinin tüm yeniliklerini otellerimize yansıtıyoruz’’ açıklamasında bulundu. Üstündağ ile sektördeki başarılarını ve hayata geçirecekleri yeni projelerini konuştuk. Önümüzdeki süreç içerisinde Green Park Hotels olarak büyüme hedefleriniz bulunmakta mı? İnşaatının son aşamalarına geldiğimiz Ankara otelimizi Ağustos ayı içinde açmayı hedefliyoruz. Bunun yanı sıra Gaziantep’te Zeugma Mozaik Müzesi’nin hemen yanında yer alan otelimizin inşaatı son hızla devam ediyor. Proje halinde olan ve kısa bir süre içinde start vereceğimiz Antalya - Gazipaşa, Green Park Güneşli Airport, Eyüp - Pierre Loti, İzmir - Konak, Maşukiye ve Silivri otellerimiz yer almaktadır. Şirket bünyesinde çalışanları istihdam ederken önem verdiğiniz unsurlar nelerdir? Adayların tecrübe, eğitim ve kişisel özellikleri ile kariyer hedeflerinin işe uygunluğu bizim için büyük önem taşıyor. Kurum kültürümüz ve misyonumuza uygun adayları mutlaka bünyemizde istihdam etmeye çalışıyoruz. Konaklama sektörünün Türk turizmine katkısını nasıl değerlendiriyorsunuz? Turizm sektörü geçmişten günümüze hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkeler tarafından yoğun şekilde ilgi gösterilen bir sektör olma özelliğini hala korumaktadır. Bunun en önemli nedeni ise dünya genelinde en hızlı gelişen sektörlerden biri olmasıdır. Konaklama sektöründe bölge halkının turizmin gelişmesine bağlı olarak artan gelirlerini harcaması sonucu ortaya çıkan uyarılmış istihdam da göz önüne alındığında turizm sektörünün özellikle Türkiye açısından belki de en önemli katkısı haline gelen ekonomik etkisi, istihdam etkisidir.

ÖZ EL İ N FO B Ö LÜ M Ü

Sizce ülkemizdeki turizm çeşitliliğini arttırmaya yönelik ne gibi çalışmalar yapılmalıdır? Sürdürülebilir turizm yaklaşımının benimsenerek istihdamın artırılmasında ve bölgesel gelişmede turizmin öncü bir sektör konumuna ulaştırılması ve Türkiye’nin 2023 yılına kadar, uluslararası pazarda turist sayısı ve turizm geliri bakımından ilk beş ülke arasında önemli bir varış noktası ve uluslararası bir marka haline getirilmesi sağlanmalıdır. Geçtiğimiz yılın turizm verilerine göre beklenen artışlar yakalanabildi mi? Son 3 yılda; yaşanan önemli gelişmelerden, bölgesel istikrarsızlıklardan, kayıpsız sıyrılmayı başaran Türkiye turizmi, 2014 yılında da pozitif büyüme rakamlarını yakaladı ve yakalamaya da devam edecektir. Konaklama sektörünün gidişatını, trendlerini ve sektördeki teknoloji kullanımını nasıl değerlendiriyorsunuz? Konaklama sektöründe günden güne yükselen bir çıta var. Sektördeki tüm rakiplerimiz gibi bizler de trendleri yakından takip ediyoruz. Teknolojinin tüm yeniliklerini otellerimize yansıtıyoruz. Turizm dünyasının; hedef kitleye yönelik ürünleri ön plana çıkaracak, teknolojik gelişmelerden yararlanacak tüm yenilikleri uygulaması gerekmektedir ve tüm bu gelişmelere ülkemiz de ayak uydurmaktadır. Ekonominin sağlam olabilmesi için cari açık vermemesi gerekir. Bu noktada konaklama sektörünün etkisi nedir? Konaklama sektörü, ülke ekonomisine “çarpan etki “ verebilecek en önemli sektörlerdendir. Gerek istihdam, gerek ise etkileşim içerisinde olduğu tedarikçi sektörlere olan olumlu etkisi sebebi ile ekonominin sıcak para

girdisinde çok önemli bir rol oynar. Bunun yanında konaklama yapacak olan misafirlerin tesis dışında yapacakları harcamalar da göz önünde bulundurulduğunda genel olarak turizm sektörünün ekonomiye yapmış olduğu direkt ve indirekt fayda daha da iyi anlaşılmış olur Otellerdeki herşey dahil sistemi ne kadar doğru? Turizm sektöründeki bazı kesimler bu uygulamanın yanlış olduğunu savunuyor. Siz bu duruma katılıyor musunuz? Her şey dahil sisteminin olumlu yönleri kadar olumsuz yönleri de var. Her şey dahil sistemde işletmelerin, doluluk oranları çoğalabilir, turizm sezonunu uzatabilirler ve bu sistemi uygulamayan işletmelere karşı rekabet üstünlüğü sağlayıp ortalama gelirlerini yükseltebilirler. Olumsuz yönleri ise; misafirlerin tamamının isteklerinin karşılanmasının mümkün olmaması, misafirlerin sürekli tesis içinde olması nedeni ile her şey dahil paketinde yer alan unsurların sürekli üretilmesi veya depolanması, ürün israfında artış, kalifiye personel bulma zorluğu gibi bir çok madde sayılabilir. Başarılı bir turizmci olarak otelcilere ne gibi önemli önerileriniz olacak? Hizmet sektörü kendini sürekli yenileyen bir sektör . Gerek teknolojik, gerek ise rekabet koşulları ve standartlar açısından kişisel ve kurumsal güncelliği yakalamak ve hatta öngörü ile bu standartların da önüne geçebilmek sektördeki başarının en önemli yapıtaşlarından birisidir. Gelişen sosyo ekonomik şartlar günümüzde ulaşılabilirliği ve sonucu olarak hizmet beklentilerini üst noktalara taşımıştır. Bu bağlamda iyi bir turizmcinin hem hizmet standardını üst seviyede tutabilecek bir mesleki donanımda olması hem de piyasa koşullarını değerlendirerek karlılığı hedeflemesi gerekmektedir .

Ö ZEL İ NF O BÖ L Ü M Ü


Röportaj

Türk Konaklama Sektörü Ülkenin Prestijini Arttırıyor 2004 yılında ilk halkasını açarak Amara World Hotels’i Türk turizminin hizmetine kazandıran Alkan Grup, konaklama sektöründe büyümeye devam edecek. Bu yaz Bodrum’da açacağı otel ile halkalarını arttıran Alkan Grup, ikinci zincir otel markası Jeans Hotels’i de Türk konaklama sektörünün hizmetine sundu. Alkan Grup Yönetim Kurulu Başkanı Alexander Sinigibskiy, sorularımızı yanıtladı. Amara World Hotels zincirinin ilk halkasını ne zaman hayata geçirdiniz? 1994 yılında ortaklarımla beraber, şu an dünyanın 28 ülkesinde başarılı bir şekilde faaliyet göstermekte olan Tez Tour’u kurduk. Öncü tur operatörü statüsünü kazandıktan sonra, şirketimiz, turizm sektöründeki kalite odaklı hizmet anlayışıyla ve otel işletmeciliğindeki ilerleme hedefi ile Amara World Hotels zincirinin ilk halkasını 2004 yılında yapmış olduğu yatırımla turizm sektörünün hizmetine sundu. Amara World Hotels’in verdiği deneyim ile birlikte bu sene çok makul fiyatlı zincir otel projesi olan Jeans Hotels’i de hayata geçirdik. Lüks segmentin önemli temsilcisi Amara World Hotels büyümeye devam edecek mi? Amara World Hotels, tümüyle Tez Tour’un gururu ve ‘kartvizitidir’. Amara World zinciri otelleri, profesyonellerin, uzmanların ve misafirlerin büyük beğenisini kazanmış, birçok defa ulusal ve uluslararası çevrelerce prestijli ödülleri almayı başarmıştır. Mevcut olan tesislerde yüksek hizmet standartlarının muhafaza edilmesi ve sürekli gelişimin yanı sıra, öncelikli hedefimiz, Amara World Hotels üye sayısının nitelikli ve kaliteli şekilde arttırılması ve dünya haritasındaki proje-lokasyon konumlandırmasının doğru olmasıdır. Dünyada realitede var olan ekonomik istikrarsızlıklar bakımından otel projeleri için yer/lokasyon seçerken, risklerin azaltması amacıyla Tez Tour’un tur operatörü olarak yoğun operasyon kabiliyetine sahip olduğu ana destinasyonları özellikle göz önünde bulunduruyoruz. Amara World Hotels zincirinin en yeni ve 4. halkası olarak bu sezon açılacak olan Amara Island Bodrum Elite adlı otelin Amara sevenleri tarafından beğeni ve takdirle karşılanacağını umuyoruz. ÖZ EL İ N FO B Ö LÜ M Ü

Çok hızlı ve önemli bir gelişme gösteren konaklama sektörünün Türk turizmine katkısını nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye’deki konaklama sektörü son on yıldır sadece ekonominin en önde giden sektörlerden birisi değil, aynı zamanda ülkenin kartviziti olmuştur. Türkiye’nin önemli farkı, Akdeniz bölgelerindeki turizmin gelişmesini sağlayan müşterilerin, defalarca bu güzel ülkeye geri dönmeleridir. Bu durumun temel sebebi, ülkedeki tesislerin sunduğu fiyat-kalite kombinasyonudur. Türkiye’deki otellerin kalitesi konusunda şüphem yok. Devamlı olarak otel sahipleri ve yönetimleri ile dialog içerisinde olduğum için, bu değerli topluluğun hem Türkiye ekonomisine, hem de sektörün gelişmesine ne denli büyük katkıda bulundukları tespitimin özellikle altını çizmek isterim.Türkiye konaklama sektörünün, bu ülke kültürüne özgü olan misafirperverliği ve sürekli gelişim arzusu ile ülkenin genel prestijini arttırma konusunda Türk turizmine ve dolayısı ile Türkiye’ye büyük bir katkı sağladığını düşünüyorum. Konaklama sektörü birçok sektöre önemli bir destek sağlıyor. Sizin bu konudaki görüşleriniz nedir? Bildiğiniz üzere, turizm, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin ekonomisinin asıl temelidir. O yüzden bu etki barizdir. Turizm sektörü ekonominin birçok sektörü ile güçlü bir etkileşim içindedir. Bu durum ayrıca yan sektörleri olumlu bir şekilde etkiler; bunların arasında, konut, komunikasyon, bankacılık, finans, ticaret, eğlence, gıda, hizmet vb diğer sektörleri sayabiliriz. Dolayısıyla, turizm sektörü ekstradan yeni iş alanlarının oluşmasını ve insanların istihdamını sağlamak sureti ile dış ticari dengeyi sağlamakta önemli bir yarar sağlar. Bundan dolayıdır ki, turizmin hızlı bir şekilde geliştiği ülkelerde turizm sektörü, ülkenin gayrisafi milli hasılasında da çok önemli rol oynar ve de bu vesile ile devletin desteğini hakeder. 20 yıldır turizmin içindesiniz ve Türk turizmini de çok yakından tanıyorsunuz. Türk turizminin çeşitliliği hakkındaki düşünceleriniz nedir? Turizm çeşitliliği için Türkiye hangi konulara yönelmeli? Bence, dünyada her yerde popüler ve hızlı bir şekilde büyüyen sağlık turizminin gelişmesini yakından değerlendirmek lazım. Son 15 yılda dünyada sağlık amacıyla, turizm ülkelerine seyahat edenlerin sayısının yüzde 10 arttığını biliyoruz. Türkiye, doğal kaynaklarıyla, kaplıcalarıyla, dağ havasıyla ve temiz denizleriyle, sağlık sektöründe de öne geçebilir. Devletin desteğiyle turizmin bu alanda gelişmesi ülkeye büyük bir katkıda bulunabilir. Daha sağlıklı ve daha kaliteli bir yaşam için turistlere en az 3’er haftalık paket konaklamalar düzenlenebilir. Özellikle sağlığa yönelik yapılan uygulama ve tedaviler ‘shoulder season’ da bile uygulanabilir, bu da otellerin

doluluğu arttırır. Konaklama sektörünün daha da gelişmesi için neler yapılması gerekiyor? 15-20 sene önce Türkiye, iş adamlarına ve onların girişimcilik tavırlarına destek veren akıllı politikası olan bir ülke olarak biliniyordu. Çalışma, üretme, yatırım yapma, yeni kadroları oluşturma, turistleri getirme isteği baskın olarak teşvik ediliyordu. Bu unsur, Türkiye’yi hızla dünya turizm sektöründeki önde gelen ülkelerin arasına getirdi. Ne yazık ki zaman geçtikçe, geçmiş dönemlerdeki desteklerin ve bu kapsamdaki konsantrasyonun azaldığını görüyoruz. Sonuç olarak, turizm sektörünün itibarının korunması ve zedelenmemesi gerekiyor. Bazı Avrupa ülkeleri bu gibi problemler ile karşılaşmış bulunmaktalar; eskimiş odalar, kalitesiz servis, gelişim için motivasyonun eksikliği… Sektördeki profesyonellerin iş verimliliklerinin ve genel motivasyonun düşmesini önlemek adına, önceki başarılı modellerden de mutlaka yararlanılmalı ve bu konuda şimdiden önlemler alınmalıdır. Ekonominin sağlam olabilmesi için cari açık vermemesi gerekir. Bu noktada konaklama sektörünün etkisi nedir? Tabiki, konaklama sektörünün ekonomiye olan etkisi ve katkısı büyüktür. Ayrıca, oteller ve turistik tesisler sadece ekonomin simgesi değildir, onlar havayı kirletmeyen, sağlıklı yaşamın ve pozitif duyguların hakiki ‘fabrikalar’ıdır. Dolayısıyla, konaklama sektörüne ciddi yatırımları ve sermayeyi arttırmak için gerekli koşulları yaratmak gerekiyor. Otellerdeki her şey dahil sistemi ne kadar doğru? Turizm sektöründeki bazı kesimler bu uygulamanın yanlış olduğunu savunuyor. Siz bu duruma katılıyor musunuz? Bence, resort otelleri için, bu konseptin performansının doruğuna çıktığına herkes katılacaktır. Bu sistem halen ülkeye büyük turist akışını sağlayan en temel unsurdur. Ancak, çoğu otellerin bu konsepti çeşitlendirme firsatının olduğunu düşünüyorum. Bunun için potansiyeli daha yaratıcı bir şekilde kullanmak gerekiyor. Başarılı bir turizmci olarak otelcilere ne gibi önerileriniz olacak? Başarılı otelci hizmet sektöründe, her zaman ‘devamlı turist çekmek’ olarak hedefini netleştirmiş şekilde profesyonel duruş sergilemelidir. Devamlı müşterileri tesislerimizde görmek bizim için büyük bir zevktir. Bazı müşteriler artık sadece aileleriyle değil, arkadaşlarıyla da geliyorlar. Dolayısıyla, devamlı yaratıcı olmak, misafirlere yeni konseptler sunmak, gelişmek ve sınırları bilmemek, çok ve çok önemlidir. Özellikle bu yaklaşım ticareti korur ve onun gelişmesine engel olacak faktörleri önler.

Ö ZEL İ NF O BÖ L Ü M Ü


Haber

‘‘Şehir Otelciliğine de Yatırım Yapacağız’’ Turizmin bacasız bir fabrikaya benzediğini belirten Ramazan Aslan, sektörün istihdama, uluslararası iletişime, ülkenin gelişimine, dostluğa, kardeşliğe, barışa ve ekonomiye çok ciddi katkı sağladığını ifade etti.

A

SKA Hotels olarak büyüme hedeflerinin bulunduğunu belirten ASKA Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Aslan, 2 yıldır yatırımının devam ettiği Lara Resort’u 2014’ün Nisan ayında hizmete açtıklarını söyledi. Antalya bölgesindeki planlaması tamamlanıp, yatırım için uygun zamanı kolladıkları projelerinin olduğunu da ifade eden Aslan, hedeflerinin içinde İstanbul ve Avrupa kentlerinde şehir otelciliğine atılmanın bulunduğunu da sözlerine ekledi. Konaklama sektöründe yatırım yapıp, hizmet vermeye devam edeceklerinin bilgisini veren Ramazan Aslan, personel sayılarının ortalama 1300 kişi olduğunu söyledi. Şirket bünyesinde çalışanlarını istihdam ederken verdikleri öneme de değinen Aslan, “Şirketimiz bünyesinde yıllardır çalışan pek çok arkadaşımız bulunmakta. Bizimle uzun yıllar çalışacak, gelişime açık olan ve kazanımlarıyla bize değer katacak arkadaşlarla çalışmak ASKA Hotels olarak ana amacımızdır” şeklinde konuştu. KATKI SAĞLIYOR Turizmin bacasız bir fabrikaya benzediğini belirten Ramazan Aslan, sektörün istihdama, uluslararası iletişime, ülkenin gelişimine, dostluğa, kardeşliğe, barışa ve ekonomiye çok ciddi katkı sağladığını ifade etti. Tesislerinde konaklayan her misafirin kendi evindeki rahatlığı hissetmelerini amaçladıklarını dile getiren Aslan, şunları söyledi. “Bence insan kendi evinde rahat eder. Bu nedenle tesislerimizde misafirimizi rahat ettirirsek, turist sayısındaki artış da giderek artacaktır.” Turizmin, devlet politikası haline getirilmesi konusunda da düşüncelerini paylaşan Ramazan Aslan, bugüne kadar girişimci ve yatırımcıların gayretleriyle ciddi bir büyüme sağlayan Türk turizminin kesinlikle devlet politikasına ihtiyacı olduğunu da dile getirdi. Konaklama tesisleri yapmanın

ÖZ EL İ N FO B Ö LÜ M Ü

tek başına yeterli olmadığını da sözlerine ekleyen Aslan, yatak arzı planlaması, çevre düzenlemesi ve ulaşım imkanlarının geliştirilmesi gibi pek çok konuda kesinlikle devlet desteğine ihtiyaç duyulduğunu da ifade etti. İKİ DALDAN İBARET Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Aslan, tur operatörlüğü ve konaklamanın, turizmin içinde iki ana daldan ibaret olduğunu da sözlerine ekledi. Her ikisini birbirinden ayrı düşünmenin kesinlikle mümkün olmayacağının da bilgisini veren Aslan şunları söyledi. “Bu bağlamda ülkemizdeki konaklama sektörü, yeni yapılan ve yapılmakta olan tesisleriyle dünyadaki turizm destinasyonları içerisinde başrol oyuncusudur.” Otellerdeki herşey dahil sisteminin insanlara doğru anlatılması gerektiğinin de altını çizen Aslan, sözkonusu sisteminin, yatırımcının veya seyahat acentesinin tercihi olmaktan çıktığını da sözlerine ekledi. Herşey dahil sisteminin yalnızca turistlerin tercihi olduğunu belirten Ramazan Aslan, Türkiye turizminin göstermiş olduğu gelişimin en büyük nedeninin sistemin otellerimizde çok iyi uygulanması, neticesinde de misafir memnuniyetinin oluşması olduğunu ifade etti. Aslan, herşey dahil sisteminin misafirin tercihi olması bakımından artık vazgeçilmesi zor bir uygulama olduğunu da sözlerine ekledi. Konaklama sektörünün gerçek potansiyelini yansıtamadığını da dile getiren ASKA Hotels yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Aslan, konaklama sektörünün çok güçlü bir sektör olduğunu ifade etti. Konaklama sektörünün

gelişimine devam etmesi gerektiğini öyleyen Aslan, bu gelişimin uzun süre devam edeceğini de dile getirdi.

Ö ZEL İ NF O BÖ L Ü M Ü


Röportaj

‘‘Sorunlara Uzun Vadeli Çözümler Üretiyoruz’’ Türkiye’de ilk kez temalı otel projesini başlatarak Topkapı Sarayı’nın ikizini Antalya’da inşa eden ve World of Wonders Topkapı Palace’ı hizmete açan MNG Holding, böylece zincir otellerinin ilk halkasını hizmete açmıştı. WOW Topkapı Palace ile yakaladığı başarıyı WOW Bodrum Resort ve WOW Kremlin Palace ile devam ettiren MNG Holding, yapmış olduğu yatırımlarla da adından bahsettirmeye devam etmektedir. WOW Otelleri Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Turanlıoğlu, kısa sürede büyük paralar kazanmak uğruna, kendi geleceğini baltalayan yapıların, aynı zamanda bu ülkenin turizm geleceğini sekteye uğrattığını ifade etti. Sektörde uzun yıllardır sahnedesiniz, bu devamlılığı nasıl sağlıyorsunuz? Bu kadar yılın sonunda artık oturmuş bir çekirdek kadromuz var ve bu kadronun bilgi birikimi, sektörde oluşan veya oluşabilecek her türlü etkiye hızla ve panik yapmadan tepki vermeye olanak sağlıyor. Sorunlara kısa değil uzun vadeli çözümler üretiyoruz. Bu yüzden de karşılaşabileceğimiz her sorun için B planımızı devreye sokuyoruz. Aynı zamanda partnerlerimizle da ilişkilerimizi sağlam zeminler üzerine ve uzun soluklu olmak koşuluyla kuruyoruz. Bu da rekabet gücümüzün direkt olarak artmasını sağlıyor. WOW Hotelleri, bünyesinde kaç kişiyi istihdam ediyor? Sezona göre değişmekle birlikte, kış sezonunda yaklaşık 700 olan personel sayımız, yüksek sezonda 1600’e kadar çıkabiliyor. Şirket bünyesinde çalışanları istihdam ederken önem verdiğiniz unsurlar nelerdir? Öncelikle bizim için personel bağlılığı son derece önemlidir. Bunu sağlamak için de birçok çalışma yapmaktayız. Bir personelin, kendisini sizin bir parçanız olarak görebilmesi için sizi çok iyi tanıyıp, tesisinizi de çok iyi tanıyor olması lazım. Bunu sağlayabilmek içinde yeterli iç eğitim süresini ayırabilmemiz gerekmekte. Personel istihdamı açısından bütün odaklanmamız bu yönde. WOW Otelleri olarak İŞKUR, Halk Eğitim Merkezleri ve turizm okullarıyla bu anlamda devamlı işbirliği ÖZ EL İ N FO B Ö LÜ M Ü

içerisinde projeler üretip, bu konuda yatırımlar yapmaktayız. Peki turizm yatırımlarının bu kadar arttığı bir bölgede bunu sağlamak mümkün oluyor mu? Açıkçası bu konuda gittikçe zorlanıyoruz. Bunun da aslına bakarsanız bize göre iki temel sebebi var. Birincisi yeni tesisler, personel ihtiyaçlarını karşılamak üzere bilinçsiz bir ücret politikası ile diğer otellerin çalışanlarını bünyelerine katmaya çalışıyorlar. Bu da dengesiz bir personel hareketiyle sonuçlanıyor. İnsanlar henüz hak etmedikleri pozisyonlara terfi ettiriliyorlar ya da yüksek ücretlerle bu yeni tesisleri tercih etme yolunu seçiyorlar. Bu da yetişmiş elemanınızı tutmada artık büyük bir engel haline geliyor. İkincisi ise öncelikleri çok farklı bir nesil yetişiyor. Bu insanlarda bir kariyer planı olgusu oluşturmak gerçekten çok zor. Bunun için de artık mesleki eğitimin yanında, bu konuda da bir bilinçlenme yaratmaya yönelik eğitimler planlıyoruz. Bu bilince ulaşabilen, bunu önemseyen personellerle yolumuza devam etmeyi hedefliyoruz. Tesislerinizin büyük bir bölümü 12 ay açık, özellikle yoğun sezon dışında misafir bulmakta zorlanmıyor musunuz? Kış dönemi dolulukları, sadece bizim için değil yarattığımız istihdam açısından da çok önemli. Açıkçası biz sezon dışı doluluk ve gelir hedeflerimizi, maksimum düzeyde çalışanımıza iş imkanı sağlamak ve onlara harcayacağımız giderleri karşılamak amacına endeksliyoruz. Yani sezon dışında para kazanma amacı hiçbir zaman gütmüyoruz. Sezon dışında otellerimize misafir bulmak için farklı farklı segmentlere yöneliyoruz. Altyapımız zaten buna uygun olarak tasarlanmış durumda. Büyük konferans salonlarımız sayesinde kongre turizmi, futbol sahalarımız sayesinde futbol turizmine yönelebiliyoruz. Son dönemlerde plaj voleybolu, kürek sporu gibi yeni ama etkili alanlarla bu dönemleri atlatıyoruz. Bu da bize personel devamlılığı anlamında büyük bir destek sağlıyor. Turizm gelirlerinin ülke ekonomisine katkısı için

ne düşünüyorsunuz? Öncelikle turizm gelirlerinin dış ticaret gelirleri açısından önemi çok büyüktür. İhracattan sonra en büyük döviz kaynağı turizmdir. Etkilediği ve etkilendiği sektörler açısından da çok önemlidir. AKTOB’un bu sene yayınladığı bir araştırmaya göre turizmin doğrudan etkilediği sektör sayısı 54’dür. Bu 54 sektörden girdi alan turizm, 59 önemli sektör arasında, ekonomiyi yüksek derecede uyaran ve etkileyen 20. sektör olarak kabul edilmektedir. Aynı zamanda turizm en az yatırımla en hızlı istihdam yaratan sektörlerden de biridir. Ancak istihdam demekle sadece doğrudan istihdamı değil, dolaylı ve uyarılmış istihdamı da düşünmek lazım. Yani turizmle doğrudan ilişki içerisinde olan 54 sektörde yarattığınız istihdam ve çalışanların gelirlerini harcamaları sonucu ekonomide yarattıkları büyümenin sebep olduğu bir istihdam. Ekonominin önemli göstergelerinden biri de işsizlik oranı olduğu için turizm yatırımlarının bu oranı düşürmedeki hızı ve yüksek etkisi çok önemlidir. Konaklama sektörü dolayısıyla turizm lider bir sektör. Peki bu liderlik turizmcilerimize nasıl bir sorumluluk yüklemektedir? Öncelikle bir turizmci sadece kendisi değil, ülkesini temsil ettiğinin bilincinde olmalı. Turizmci derken sadece turizm yatırımcıları ya da profesyonel turizm yöneticilerinden bahsetmiyorum. En altta çalışan personele kadar bu bilinç oluşmalıdır. Ayrıca devamlılık kısa süreli karlılıktan daha önemlidir. Kısa sürede büyük paralar kazanmak uğruna, kendi geleceğini baltalayan yapılar, aynı zamanda bu ülkenin turizm geleceğini de baltalamaktadır. Bu geçmişte çok daha fazlaydı. Şimdilerde ise gittikçe azalıyor. Turisti para sağlayacak bir nesne olarak algılama ve turist üzerindeki buna bağlı baskılar aslında turistlerin ülkemize olan güvenini oldukça azalttı. 2002 – 2003 yıllarında 850 dolara kadar çıkan kişi başı turizm gelirlerinin bugün hala o değerlerin altında olmasında, o tarihlerde yapılan bu tür yanlışlar yer almakta. Yapılan yanlışların azalmasıyla kişi başı turizm gelirleri şu anda yeniden yükselme eğiliminde. Bunu muhafaza edip, daha yukarılara taşımada da tabii ki en büyük sorumluluk yine biz turizmcilere düşmektedir.

Ö ZEL İ NF O BÖ L Ü M Ü


Röportaj

‘‘Turizmde Başarı Doğru Personelden Geçer’’ Güral Porselen Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Güral, turizmin büyümesi, gelirlerinin ve istihdamın artmasının istenmesi durumunda yeni projelerin karşısında durmak yerine destekleyici çalışmalar içerisinde olunması gerektiğini dile getirdi. Yönetim Kurulu Başkanlığının yanısıra Macaristan Cumhuriyeti Fahri Konsolosu, DEİK Türk – Macar İş Konseyi Başkanı, Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve BETUYAB Yönetim Kurulu Üyesi olan Güral ile konaklama sektörünün gidişatını, trendlerini ve sektördeki teknoloji kullanımını konuştuk. Önümüzdeki süreç içerisinde Güral Premier olarak büyüme hedefleriniz bulunmakta mı? Güral Premier Hotels & Resorts markası altında Antalya’da iki tesis ile hizmet vermekteyiz. Bunlardan Güral Premier Hotel Belek 1997 yılında, Güral Premier Hotel Tekirova ise 2010 yılında hizmete açılmıştır. Tesislerimiz ve markalaşma sürecimizde 2010 yılında yüksek kalitede hizmet verme standardı Tekirova ile başlayan süreç, şimdi Belek’te bulunan tesisimizle farklı bir hal alıyor. Sektör dinamikleri ve rekabet koşulları göz önünde bulundurularak “evolotion” adı altında değişim ve yenileme projesi başlatıldı. Bu çerçevede ilk adım fiziki ve mimari alanlarında yapılacak değişimleri içerirken, ikinci adım ise hizmet standartları, kalitenin çeşitlendirilmesi ve artırılmasına yönelik projeleri kapsamakta. 2013 yılında başlayan ve yenilemeden daha çok yeniden doğma olarak adlandırılabilecek bu değişim projesi, 2014 sezonunda da sürerek misafirlerimiz için rahat ve geniş alanlar oluşacak, tüm mekanların konfor standartları ve hizmet kalitesi üst seviyelere çıkacak ve misafirlerimiz daha yüksek kalite standartlarında rahat bir tatil geçirecekler. Eğlence, çocuk alanları, yiyecek ve içecek servisleri, yemek çeşitliliği ve sunumu, odalardaki hizmet çeşitliliği ve kalitesi daha yüksek standartlarda sunulacak, bu da sonuç olarak müşteri memnuniyetini kazanma hususunda katkı yapacaktır. Güral Premier, bünyesinde kaç kişiyi istihdam ediyor? Şirket bünyesinde çalışanları istihdam ederken önem verdiğiniz unsurlar nelerdir? ÖZ EL İ N FO B Ö LÜ M Ü

Her iki tesisimizde yaklaşık 1500 kişiye doğrudan istihdam sağlamaktayız. İşletme felsefemizde insan merkezli bir politika yürütmekteyiz. Bu çerçevede misafir olarak memnuniyetin sağlanması, çalışan olarak da işletmeye sadık ve motivasyonu yüksek personel olarak tanımlanabilir. Turizmde başarının ancak doğru personel politikasından geçtiğine inanan bir grubuz. Bu çerçevede en son yatırımlarımızdan bir tanesi olan Belek tesisimizde hizmet verecek olan 4 yıldızlı bir otel standartlarına sahip her biri 35 m2 iki kişilik odalardan oluşan personel lojmanımızdır. Bu kompleks içerisinde yer verilen yüzme havuzu, fitness vb imkanları ile personel motivasyonun en üst düzeye çıkarılması hedeflenmektedir. Konaklama sektörünün Türk turizmine katkısını nasıl değerlendiriyorsunuz? Etkilediği ve etkilendiği sektörler açısından değerlendirildiğinde konaklama sektörüyle ilgili ne söyleyebiliriz? Ekonomimiz için önemi tartışılmayacak bir gerçek olan turizm sektörü, yine ekonomimiz içerisinde üst sıralarda bir kilit taşı görevi üstelenmiş konumdadır. Ülke ekonomimiz son yıllarda güzel bir çıkış trendi yakalamış olsa da halen katma değeri yüksek ürünleri ve teknolojileri üretmekte zamana ihtiyaç duymakta. Bu geçiş sürecinde ise turizmin ekonomiye katkısı bir kez daha ortaya çıkmaktadır. Özellikle istihdamın çok sayıda gerçekleşmesi, ülkemizin sahip olduğu genç ve dinamik nüfusun değerlendirilmesi anlamında ve hizmet sektörünün en önemli kollarından olan turizm sektörünü canlı tutmak için çok önemlidir. Önümüzdeki yıllarda milli gelirin artmasına bağlı olarak alım gücünün iyileşmesi ile hizmet sektörünün daha da gelişeceğine inanıyorum. Ayrıca ulaşım sektörünün ilerlemesi ve gelişimi de turizm hareketleri içerisinde kaldıraç vazifesi görecektir.

Ülkemizdeki turizme baktığınızda şu anda nasıl bir tablo görüyorsunuz? Sizce turizm çeşitliliğini arttırmaya yönelik ne gibi çalışmalar yapılmalıdır? Turizm sektörünün gelişiminin sağlanması her zaman için konuşulan konuların başında gelmektedir. Biz bu konuda daha sade olarak güçlendirilmesi ve geliştirilmesi anlamında; turistlerin gelişi için bir sebep yaratılmasının, ulaşım konularının ekonomik olarak çözümlenmesinin, turizm faaliyetlerinin tesisler, operasyonel ve fiziki şartlar açısından uygun olarak yapılandırılmasının sonuç getireceğine inanmaktayız. Olaya bu açıdan bakıldığında bir yerde turizm hareketinin canlandırılması yada çeşitlendirilmesi için turizm sektöründe faaliyet gösteren girişimcilerin ve devletin birlikte çalışarak ortak projeler üretmesi gerekmektedir. Eğer Las Vegas ve Dubai de bu kadar büyük hareketler yakalanabiliyor ise ülkemizin her noktasında doğru planlama ile hareket sağlanır. Bunları planlarken dikkat edilecek en önemli konu ise çevre ve doğadır. Bu tür faaliyetlerde doğa ile barışık nitelikli ürünler ortaya koymak gerekir. Geçtiğimiz yılın turizm verilerine göre beklenen artışlar yakalanabildi mi? Türkiye’nin turizm geliri, geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 11,4 artarak 32 milyar 310 milyon 424 bin dolar oldu. Ziyaretçi sayısındaki artış ise yine benzer oranda gerçekleşerek 34 milyon 910 bin kişiye çıkmıştır. Antalya için ise bu rakamlar kişi sayısında yüzde 7,5 artış ile 12 milyon 66 bine ulaştı. Bizde Güral Premier olarak bu çift haneli olarak artış ile beklentilerimizi %16’lık bir artışla gerçekleştirdik. Diğer ülkelerle olan turizm rekabetimizi baz alırsak, ülkedeki yatırım faaliyetleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Konaklama sektörünün gidişatını, trendlerini ve sektördeki teknoloji kullanımını nasıl değerlendiriyorsunuz? Turizmin büyümesi, gelirlerinin ve istihdamın artmasını istiyorsak yeni projelerin karşısında durmak yerine destekleyici çalışmalar içerisinde olmak gerekir. En önemli husus çevre dostu, kesinlikle betonlaşmaya sebep olmayan doğa ile barışık ürünler ortaya koymaktır. En önemli ayrıntı yatak arzı ve otel yapımının yanı sıra ilave arzın doldurulması için gerekli yeni pazarlara odaklanmaktır. Sadece otel yapmak tek başına bir anlam taşımamaktadır. Bizler buna örnek olarak halen potansiyel olarak görülen İngiliz ve İskandinav pazarında çalışmalar yapılmasının pozitif etkileri olacağına inandığımızı belirtmek istiyoruz. Akdeniz çanağında faaliyet gösteren ülkeler ve bu ülkelerin turizm kollarında yer alan tesisler baz alındığında gerek fiziki şartlar, gerekse servis ve hizmetin kalitesi bakımından öncü olunduğunu da ayrıca belirtmek istiyoruz.

Ö ZEL İ NF O BÖ L Ü M Ü


Röportaj

Hedef; Yüzde Yüz Misafir Memnuniyeti Türk turizminin büyümeye devam eden zincirlerinden biri olan Sunis Hotels, önümüzdeki yıllarda da aynı hızla büyümeye devam edecek. Sunis Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ünal, Sunis Hotels’in emin adımlarla büyüdüğünü belirterek, “2018 yılında 10 otele ulaşmayı hedefliyoruz. En büyük güvencemiz misafir memnuniyetimiz” dedi.

Güçlü bir marka ile var olduğunuz turizme nasıl adım attınız? Sunis Hotels olarak; ilk otelimiz Kumköy Beach Resort SPA’yı 2006 yılında faaliyete geçirdik. Misafir memnuniyeti ve elde ettiğimiz başarıdan yola çıkarak büyüme kararı aldık. Evren Beach Resort SPA, Elita Beach Resort SPA ve Hotel Su ile Sunis Hotels Grubunu 4 oteli olan, gün geçtikçe büyüyen bir otel zinciri haline getirdik. Sunis Hotels’in büyüme hedeflerinden bahseder misiniz? Kesinleşen yeni otel projeleri var mı? Yeni yatırımlarımız arasında Kaş, İzmir Özdere, Seferihisar bulunmaktadır. Bunun yanı sıra yine Antalya’da Turizme yönelik bir yatırımı planlıyoruz. İlk olarak Kaş bölgesinde yer alan Aquapark Oteli’i geçtiğimiz aylarda satın aldık. Bu oteli tamamen yıkıp yerine Akdeniz’in

en özel mimari konsept butik otelini yapacağız. Odaların büyük bölümünün villa olacağı butik otelimizde, helikopter transferinin dahi sunulduğu VIP hizmetimiz olacaktır. Diğer taraftan İzmir-Özdere oldukça bakir bir bölge. İstenilen ölçülerde hizmet verilmediğini düşündüğümüz için, bu bölgede dört farklı arsa satın aldık. Özdere’deki ilk otelimizin inşaatına başlamış bulunmaktayız. 2015 yılında otelimizi faaliyete geçirecek şekilde inşası devam etmektedir. Burada yapacağımız dört tesis de all inclusive hizmet verecektir. İzmir’deki diğer yatırımlarımızda devam edecek. İzmir-Seferihisar’da da bir termal otel yapmak istiyoruz. Bunlar kesinleşen projelerimiz. Bu yapacağımız yatırımlarla birlikte 2018 yılında 10 otele ulaşmayı hedefliyoruz. Otellerimizde 2 binin üzerinde çalışanımız bulunuyor. Hayata geçireceğimiz projelerle 5 binin üzerinde personele istihdam sağlayacağız.

personel yetiştirmeyi hedefliyoruz. Böylelikle turizm sektörüne daha kalifiyeli personel yetiştirdiğimize inanıyoruz. İnsanın insana hizmet ettiği bir sektörde empati yaptığımız zaman bunların hepsini Sunis Hotels Ailesi olarak sağladığımızı düşünüyoruz. Personelimiz misafir memnuniyeti odaklı çalışıyor. Biz bu yolda ilerliyoruz. Bu çalışma prensibimizle misafir memnuniyeti konusunda kırkın üzerinde ulusal ve uluslararası değeri yüksek ödülümüz bulunmaktadır. Grubunuzun kalite anlayışını tanımlar mısınız? Hedefimiz; kurumsal değerlerimize ve sosyal sorumluluklarımıza bağlı kalarak ve sektörümüzdeki tüm olumlu gelişmeleri çalışma anlayışımıza yansıtarak, kendi alanımızda önde gelen işletmelerden biri olmaktır. Bu hedefe gittiğimiz yolda tüm birimlerimizde toplam kalite anlayışını yerleştirmek ve misafir memnuniyetini kılmak esastır. Kalite anlayışımız sadece misafirlerimize ve çalışanlarımıza verdiklerimizle sınırlı değil. Çevresel değerlerimize sahip çıkmak ve bulunduğumuz bölgenin kültürel ve ekonomik düzeyini yükseltmek de kalite politikamızın vazgeçilmez ilkeleridir. Sunis Hotels’in çıkış noktası olan Antalya’nın Türk turizmine katkısını nasıl değerlendiriyorsunuz? Antalya, Türk turizm ekonomisine en çok katkı sağlayan illerimiz arasındadır. Yılın 12 ayı deniziyle, güneşiyle, kumuyla ülkemize gelen misafirlerimizin tercih sebebidir. Bunun yanı sıra Antalya, tarihi değerleri, kongre ve

seminer organizasyonları, futbol, golf, tenis gibi birçok alanda Türk turizm için büyük önem taşımaktadır. Etkilediği ve etkilendiği sektörler açısından değerlendirildiğinde konaklama sektörüyle ilgili ne söyleyebiliriz? Konaklama sektörü, ekonomimize yön veren sektörlerin başında gelmektedir. Buna bağlı olarak da 50’den fazla sektörü direk etkilemektedir. Türk ekonomisine katkısı yadsınamaz bir gerçek. Aynı zamanda otellerimiz ülkemiz için etkin bir tanıtım aracıdır. Yerinde ihracat yapan otellerimiz ülke ekonomisi için de en büyük döviz kaynağıdır. Etkilediği ve etkilendiği sektörler açısından son derece hayati bir konumdadır. Modern ve son derece estetik tesislerimizin sunduğu hizmet kalitesi de tüm dünyaya örnek olmaktadır. Başta Antalya’daki tesisler olmak üzere son 10 yılda Türkiye’de yapılan oteller dünya standartlarını rahatlıkla yakalıyor. Bu açıdan bakacak olursak Türk otelleri Türk turizm sektörünün en önemli itici güçlerinden biridir diyebiliriz. Geçtiğimiz yılın turizm verilerine göre beklenen artışlar yakalanabildi mi? 2014 yılı için öngörünüz nedir? Sunis Hotels olarak 2013 sezonunu çok iyi geçirdik. Her geçen yıl çıtayı yükseltiyoruz. 2014 yılında ise özellikle en büyük gücümüz olan misafir memnuniyeti ile 2013 yılından daha iyi bir sezon geçireceğini düşünmekteyiz.

Şirket bünyesinde çalışanları istihdam ederken önem verdiğiniz unsurlar nelerdir? Tesislerimiz 12 ay hizmet veriyor. Böylelikle de çalışanlarımıza 12 ay istihdam sağlıyoruz.Bu durum bizi tercih eden misafirlerimiz açısındanda önem taşımaktadır. Çünkü misafirleriz aynı kişiler tarafından hizmet aldıkları takdirde kendilerini evlerinde gibi hissetmektedirler. Personellerimizde önem verdiğimiz bir diğer nokta, da eğitim. Uzman eğitmenler aracılığıyla periyodik aralıklarla misafir memnuniyeti odaklı eğitimler veriyoruz. İşini seven bilgi birikimi ile içinde bulunduğu takımın önemli bir üyesi olduğuna inanan, paylaşmasını bilen turizm kültürünü yaşam kalitesi ile bütünleştirmiş

ÖZ EL İ N FO B Ö LÜ M Ü

Ö ZEL İ NF O BÖ L Ü M Ü


Röportaj

‘‘Yatırımlarımız Devam Edecek’’

Alkoçlar Hotels & Resorts Turizm Grup Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyesi Erol Turanlıoğlu, turizm sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin, bir taraftan sektörel gelişmeye katkıda bulunup, diğer taraftanda yarattığı sonuçlarla ülke ekonomisinin gelişmesine birçok yönden yardımcı olduğunu ifade etti. Turanlıoğlu, konaklama sektöründe yakaladıkları başarıyı anlattı. Önümüzdeki süreç içerisinde Alkoçlar olarak büyüme hedefleriniz bulunmakta mı? Son 5 yıl içinde şirketimizin büyüme hedefleri doğrultusunda SEBA Holding ile bir ortaklık ilişkimiz bulunmaktadır. Öncelikle yurt içinde ve yurt dışında olmak üzere çeşitli yatırımlarımız ve farklı modellerde arayışlarımız devam etmektedir. Son olarak Alkoçlar bünyesine Bulgaristan Pamporova’da bir otel daha katmış bulunmaktayız. Alkoçlar bünyesinde kaç kişiyi istihdam ediyor? Şirket bünyesinde çalışanları istihdam ederken önem verdiğiniz unsurlar nelerdir? Öncelikle Alkoçlar bünyesinde şu an için 850 kişiyi istihdam etmekteyiz. Yatırımlarımıza paralel olarak bu rakamlarda da artışlar olacaktır. Açıkçası üzerinde durduğumuz en önemli konuların başında eğitim faktörü gelmektedir. Çünkü günümüze birçok işletmede yapılan işlerin özelliği, çalışanların eğitimi ile doğrusal bir ilişki göstermektedir. Alkoçlar Hotel Grubu olarak şirket bünyesinde çalışanları istihdam ederken önem verdiğimiz en önemli unsurlar arasında; sektörün en yetkin ve nitelikli iş gücünü barındırıyor olmak, hedeflerimize ulaşabilmek için çalışanlarımıza en modern İK uygulamalarını sunarak, çalışanlarımızın Alkoçlar değerlerini sahiplenmesini sağlamak, nitelikli iş gücünü grup bünyesine çekerek bağlılığını arttırmak yer almaktadır. Konaklama sektörünün Türk turizmine katkısını nasıl değerlendiriyorsunuz? Birbirinden farklı özellikler taşıyan fakat sonuçta turizm sektörünü oluşturan üretim birimlerinden biri de konaklama sektörüdür. Ülkeler bazında, turizmin yerini ve önemini belirlemeye yarayan konuların başında ÖZ EL İ N FO B Ö LÜ M Ü

lamamaktadır. Türkiye Turizm Stratejisi 2023 ve Eylem Planı 2013, ülkemizin doğal, kültürel, tarihi ve coğrafi değerlerini koruma – kullanma dengesi içinde kullanmayı ve turizm alternatiflerini geliştirerek ülkemizin turizmden alacağı payı arttırmayı hedef almaktadır.

konaklama ve yeme – içme işletmelerinin durumu gelmektedir. Çünkü turizm sektöründe faaliyet gösteren ve onun statik bir elemanı olan bu işletmeler; bir taraftan sektörel gelişmeye katkıda bulunmakta, diğer taraftan da yarattığı sonuçlarla ülke ekonomisinin gelişmesine birçok yönden yardımcı olmaktadır. Etkilediği ve etkilendiği sektörler açısından değerlendirildiğinde konaklama sektörüyle ilgili ne söyleyebiliriz? Enerjiden tarıma ve tasarıma kadar birçok sektöre milyar dolarlık katkı sağlıyor. Turizm, girdi alımları ile ekonomide 54 sektörü doğrudan etkilerken bir yıl içinde 26 milyar dolaylık satın alma yapıyor. Bu özellikler ile turizm, ekonomideki 59 ana sektör içinde, ekonomiyi en fazla canlandıran 20. sektör konumundadır. Turizm, ekonomideki bazı sektörler için oldukça hayati konumdadır. Ülkemizdeki turizme baktığınızda şu anda nasıl bir tablo görüyorsunuz? Türkiye’de son yıllarda iç turizm hareketlerine katılan kişi sayısında da önemli artışlar gözlenmektedir. Sözkonusu bu artışta dinsel ve ulusal bayramlar ile yılbaşı tatillerinin etkisi büyüktür. Haftasonlarında yapılan günübirlik yada birkaç günlük kısa seyahatler de Türkiye’de iç turizm hareketlerinin gelişmeye açık olduğunu gösteriyor. Ancak Türkiye’de iç turizm anlayışının sosyal turizm kavramı ile ilişkili olduğunu göz ardı etmemek gerekiyor. Bu nedenle kamu ve özel sektör kuruluşlarının çalışmalarına boş zaman ve finansman gibi teknik konularda sağlayacağı kolaylıklar ile konaklama işletmeleri ve seyahat acentelerinin iç turizme yönelik çalışmalarına daha çok önem vermeleri, iç turizm hareketlerinin canlanmasında büyük rol oynayabilir. Öte yandan iç turizmin geliştirilmesi ile birlikte iç ve dış turizmde görülecek talep çalışması, Türkiye’de daha önce turizme açılmamış alanların turizme açılmalarını sağlayarak arz artışına neden olabilir. Sizce bölgedeki turizm çeşitliliğini arttırmaya yönelik ne gibi çalışmalar yapılmalıdır? Ülkemiz, kıyı turizmi yanısıra alternatif turizm gibi turizm türleri açısından da eşsiz imkanlara sahiptir. Bununla birlikte bu potansiyel rasyonel anlamda kullanı-

Diğer ülkelerle olan turizm rekabetimizi baz alırsak, bölgenin yatırım faaliyetleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Turizm faaliyetlerinin ulusal ve bölgesel düzeyde gelişebilmesi için gerek Devlet Planlama Teşkilatı tarafından ulusal kalkınma planlarında geliştirilen makro politikalara, gerekse Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından sektörle ilgili geliştirilen planlara uygun olarak öncelikli bölgeler ve alanların belirlenmesi ve bu alanlar için gerekli altyapı yatırımlarınında ilgili kurum ve kuruluşların yatırım programlarına girmesi ile gerçekleştirilebilecektir.Turizm merkezleri; Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim bölgelerine yönelik yeni planlama yaklaşımı; kesin arazi kullanım kararları yerine eylemlerden yola çıkan esnek ve stratejik bir planlama anlayışını benimseyerek, bütüncül ve dinamik bir yapıyı hedeflemektedir. Bu bölgelerde, proje alanı alt bölgelere ayrılmakta ve bu suretle planlaması yapılırkende yatırımcıların kendi projelerini oluşturması sağlanmaktadır. Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgeleri sadece bir sınır belirleme işlemi olmayıp, aynı zamanda sözkonusu sınırlar içinde yapılacak planlama, tahsis gibi işlemlerin de önceden belirlenmiş hedefler ve ilkeler doğrultusunda kullanılmasıdır. Geçtiğimiz yılın turizm verilerine göre beklenen artışlar yakalanabildi mi? Küresel finansal ve ekonomik krize rağmen insanların hala seyahat etmek istemeleri, turizm sektörünün bir kez daha güvenilirliğini ve negatif dış faktörlere karşı direncini kanıtlamıştır. Konaklama sektörünün gidişatını, trendlerini ve sektördeki teknoloji kullanımını nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye, kıyı turizminin yanı sıra alternatif turizm konusunda da eşsiz imkanlar sunuyor. Ancak bu alanlar verimli bir şekilde kullanılamıyor. Günümüzde ticaretin yapıştırıcısı olan iletişim ve etkileşim konularını “sihirli değnek” misali çözümleyen internet teknolojileri, turizmdeki birçok tıkanıklığı çözmekte etkili bir araç olarak devreye girmiştir. İnternet, işleri oldukça basitleştirmeyi de başarmakta geç kalmamıştır. Onlarca veri, saniyeler içerisinde işlenebilmekte ve insanlar internetten araştırmalarını kendileri yapıp, kendi ağlarını kurabilmektedirler. Ödemeler bile artık tek tıkla internet üzerinden halledilir oldu. Turizm sektörü, teknolojiyi sadece internet temelli kullanmakla kalmayıp bunu çeşitli uygulamalara aktarmakta da geç kalmadı.

Ö ZEL İ NF O BÖ L Ü M Ü


Röportaj

‘‘Kalitenin Vazgeçilmez Unsuru Rekabettir’’

Hem ekonomik hem de politik arenadaki önemli atılımlarıyla Türkiye, gelişmekte olan ülkeler arasında adeta parlayan yıldız konumunda. Antalya’nın resort turizmin başkenti ve lokomotifi olduğunu belirten BAIA Lara Hotel Genel Müdürü Özgür Bayrak, Antalya’nın bir turizm yelpazesine sahip olduğunu vurguluyor. Türkiye’nin son yıllarda kat ettiği önemli gelişmeler turizm sektöründeki büyük yatırımları beraberinde getirirken, yabancı yatırımcıların gözdesi haline gelen Antalya’daki yatak kapasitesi ise her geçen gün artmaya devam ediyor. Hem ekonomik hem de politik arenadaki önemli atılımlarıyla Türkiye, gelişmekte olan ülkeler arasında da adeta parlayan yıldız konumunda. Antalya’nın resort turizmin başkenti ve lokomotifi olduğunu belirten BAIA Lara Hotel Genel Müdürü Özgür Bayrak, Antalya’nın bir turizm yelpazesine sahip olduğunu vurguluyor. Her yıl artan misafir sayısıyla Antalya’nın Türkiye turizmi istatistiklerinde de öncü olduğunu ifade eden BAIA Lara Hotel Genel Müdürü Bayrak; tatil, iş, spor ve kültür toplantıları gibi değişik dallarda faaliyetler gösteren tesisler sayesinde her geçen yıl kendilerini aştıklarını da sözlerine ekledi. Rekabet olgusunun kalitenin vazgeçilmez unsurlarından birisi olduğunu dile getiren Bayrak, sözkonusu rekabetin hizmet ve inşaat standartlarının her yıl arttırılması koşuluyla, inovatif olmayı şart koştuğunu da ifade etti. Konaklama sektörünün ekonomiye olan katkısıyla ilgili olarak BAIA Lara Hotel Genel Müdürü Özgür Bayrak sorularımızı yanıtladı. Antalya’da öne çıkan sektörlerin başını malum turizm sektörü çekmekte. Bu bağlamda düşünüldüğünde konaklama sektörünün Türk ekonomisi üzerindeki etkisi nedir? Turizm ekonomisi, 200 sektörü yanında bulunduran ve bu sektörlerden mal yada hizmet alan bir ekonomidir. Bu da bizlerin global ekonomiye nasıl bir katma değer yarattığımızın açık bir göstergesidir. Turizmin ekonomik ve sosyal dengelerin merkezinde gösterilmesinin nedeni nedir? Aslına bakılırsa turizm sayesinde istihdam edilen insan ÖZ EL İ N FO B Ö LÜ M Ü

sayısı, ekonominin ve dolayısıyla da sosyal dengelerin neden merkezinde olduğumuzu direkt olarak gösteriyor. Ortalama 400 – 500 oda sayısına sahip bir tesiste, verdiği hizmet çeşitliliğine göre 300 – 500 kişi arasında istihdam sağlanmaktadır. Bu bireylerin ailelerini de göz önüne aldığımızda binlerce kişinin bir tesis vasıtasıyla ekonomik ve sosyal düzenlerinde pay sahibi olmamızı da etkin kılmaktadır. Etkilediği ve etkilendiği sektörler açısından değerlendirildiğinde konaklama sektörüyle ilgili ne söyleyebiliriz? Yukarıda da belirttiğim gibi 200 sektörden mal veya hizmet alan bir sektör her zaman etkindir. Ancak ne var ki siyaset, dünyadaki piyasa koşulları ve doğa olayları gibi faktörlerden de kolaylıkla etkilenmektedir. Dolayısıyla konaklama sektörü etkin olmakla birlikte, en hızlı etkilenen sektörlerin de başını çekmektedir. Konaklama sektörünün gidişatını, trendlerini ve sektördeki teknoloji kullanımını nasıl değerlendiriyorsunuz? Ekonominin birinci ve en temel kuralı bilindiği üzere arz – talep ilişkisidir. Çünkü talep yaratmadan arz yaratmak sadece işi ucuzlatmaktadır. Bu konuya benim yaklaşımım tamamen kaliteli arzın artması ve bunun planlı yapılması yönündedir. Lüks bizim vazgeçilmezimizken, doğa dengelerini gözetmekte yine bizim sorumluluğumuzdadır. Sektördeki yeni trend olan doğa ve lüksü bir arada barındırırken, misafiri bireyselleştiren ama istediği zaman da masif ortamlara yönlendiren bir anlayışı beraberinde getiriyor. Açıkçası bunu çok doğru buluyorum. Şu bir gerçek ki teknoloji kullanımı işleri her zaman kolaylaştırmaktadır. Pazarlama ve otel

operasyonunda teknoloji bize neyi sunuyorsa gelişmeleri yakından takip etmek suretiyle hemen kendimize adapte ediyoruz. İspanya, İtalya gibi birçok ülke dış ticaret açığının kapanmasında turizm gelirlerinden yararlanmaktadır. Bu durum Türkiye’de nasıldır? Şu bir gerçek ki döviz girdisi bir ülkenin en büyük kazancıdır. Yabancı para birimleri ile alınan hizmetler, yerel ekonomiye büyük katkılar sağlamaktadır. Gider kalemlerimizin çoğu yerli kaynak ve TL para birimindeyken, gelir kalemlerimiz ise ağırlı olarak yabancı para birimi üzerindendir. Bu da bu sektörün ne denli önem arz ettiğini göstermektedir. 2013 yılı turizm adına nasıl bir yıldı? 2014 yılı için öngörünüz nedir? 2013 yılı nicelik olarak iyi olmasına rağmen nitelik olarak bence sıkıntılı bir yıldı. Turizm harcamalarındaki kişi başı değerler ise çevresel faktörlerden dolayı düşüşlerin yaşanmasına yol açtı. 2014 yılı için açıkçası umutlu olmakla birlikte, bizim için önemli pazarlardan biri olan Bağımsız Devletler Topluluğu’nda yaşananların bizi etkilemesinden dolayı da kaygılıyım. Ruble’deki değer kaybı ve Ukrayna’daki olaylar da beni son derece tedirgin etmekte. Başarılı bir turizmci olarak otelcilere ne gibi önemli önerileriniz olacak? Başarı, istikrar getiren bir kriterdir. Kendini yenilemeyen, geliştirmeyen birey de sektörde yer alamaz. Vizyonunu geniş tutan, dünyadaki turizm trendlerini takip edip geliştiren; çalışkan, vicdanlı kişiler ve işletmelerin sektörde her zaman belirleyici olacağı kanısındayım.

Ö ZEL İ NF O BÖ L Ü M Ü


Haber

‘‘Otel Yatırımları Öncelikli Hedefimiz Oldu’’ Konaklama sektörünün Türk turizminin temel direği olduğunu dile getiren Orka Hotels şirket ortağı ve CEO’su Yavuz Torunoğulları, sektörün ülke ekonomisine verdiği kazancın çok boyutlu olduğunu sözlerine ekledi.

1

994 yılında ilk yatırımı olan 4 yıldızlı Orka Club ile turizm sektörüne giriş yapan Orka Oteller Grubu, sahip olduğu sektör tecrübesiyle 2009 yılında şehir otelciliğine ilk adımını atmış ve bünyesine eski İstanbul yarımadası içerisindeki Sirkeci merkezinde bulunan 4 yıldızlı Orka Royal Oteli dahil etmiş. 2013 yılı içerisinde Fethiye Yat Limanında hizmete açılan Orka Boutique Hotel, 18 yıllık tecrübesini lüks ve konforla birleştirerek misafirlerinin hizmetine sunduğu 2. resort otel yatırımı olan Orka Sunlife Resort & Spa ile devam ettirmektedir. Türofed Başkan Yardımcılığının yanısıra 2005 – 2006 futbol sezonunda Fethiyespor Başkanlığı yaptığını belirten Orka Hotels şirket ortağı ve CEO’su Yavuz Torunoğulları, tüm bu çalışmalarının yanında ticari faaliyetlerine de devam ettiklerini vurguladı. Otel ve inşaat –konut yapılabilecek arazi yatırımlarının olduğunu ifade eden Torunoğulları, zamanla bu arazileri her iki amaç içinde kullandıklarını belirtti. İstanbul Sirkeci’deki otel yatırımlarının ardından aile olarak otel yatırımlarının kendileri için öncelikli hale geldiğini dile getiren Yavuz Torunoğulları, son 5 yılda sayısını 5’e çıkardıklarını ifade etti. Torunoğulları, önümüzdeki yıl Marmaris İçmeler’de, 2016’da Fethiye Çalış’ta ve yine 2016’da İstanbul Sultanahmet’te açmayı planladıkları otel yatırımları olduğunu söyledi. YAKINLIK VE DİSİPLİN İÇ İÇE Aile olarak Hollanda merkezli olmak üzere Avrupa’da çelik mutfak malzemeleri üretip pazarladıklarının bilgisini veren Torunoğulları şunları söyledi. “Türkiye’de doğrudan çalışanlarımızın sayısı şimdilik 600 kişi olup,

ÖZ EL İ N FO B Ö LÜ M Ü

2015’te yeni işletmelerle birlikte bu sayının 1000 kişi olmasını planlıyoruz. Anlaşmalı çalıştığımız taşeron firmalarda da bu sayıya yakın dolaylı istihdam sağlamaktayız.” Aile olarak çalışanlarla yakın olmayı ancak disiplini de korumaya özen gösterdiklerini dile getiren Torunoğulları, çalışan sayısı arttıkça bizler de durumumuzu değerlendirerek geliştirmekteyiz açıklamasında bulundu. EKONOMİNİN TEMEL DİREĞİ Konaklama sektörünün Türk turizminin temel direği olduğunu dile getiren Torunoğulları, sektörün ülke ekonomisine verdiği kazancın çok boyutlu olduğunu da sözlerine ekledi. Torunoğulları konuşmasında şunları kaydetti. “Konaklama sektörü doğrudan gelir döviz geliri sağladığı gibi çok önemli istihdam ve diğer sektörleri besleyen, ekonomiyi dinamik tutan bir yapıya sahiptir. Neticede otel yatırımları aşamasındaki sağladığı katkıları ve işletme dönemlerindeki ihtiyaçları dikkate alındığında önemi daha iyi anlaşılacaktır.” Turizmin dostluk, barış, kültürlerin birbirini tanımasının yanısıra kendisinin de bir yaşam biçimi olduğunu söyleyen Yavuz Torunoğulları, turizm anlayışının ve faydalarının ülke düzeyinde anlaşılmasının son derece önemli olduğunu ifade etti. GELECEĞİ AÇIK Ülke turizminin son 20 yılda çok önemli gelişmeler sağlayarak, büyük başarılara imza attığının bilgisini veren

Torunoğulları, kısa sürede geldiğimiz noktaya bakınca bunu fark etmenin daha kolay olacağını sözlerine ekledi. Torunoğulları konuşmasına şu sözlerle devam etti. “Mutlaka eksiklerimiz ve geliştirmemiz gereken konular vardır. Turizmin ülkemizde geleceği açıktır. Çok daha iyi yerlere geleceğimizde aşikardır. Sektör ve bakanlığımızın aynı gayretle devam etmesi gerekir.” Misafir profilimize bakıldığında ülke olarak çeşitliliğimizin iyi olduğunu söylemenin mümkün olduğunu belirten Torunoğulları, burada asıl olan bölgeler arası dağılımın ve bölgelerdeki pazarın darlığı olduğunu vurguladı. Bunun içinde farklı çalışma ve hamlelerin olması gerektiğini dile getiren Yavuz Torunoğulları, bunları ancak sektör ve genel idarenin işbirliği ile olabileceğini ifade etti. Torunoğulları, pazar çeşitliliğine odaklanırken mevcut ve güçlü olduğumuz pazarlarında korunarak, büyütülmesinin önemli olduğunu kaydetti. Turizmin 2013 – 2014 yılları olarak sayıca benzerlik gösterdiğini ifade eden Torunoğulları, ülkemizde ve dünyadaki bir takım siyasi gelişmeler ve olumsuzluklar yaşanmasına rağmen sayıların korunması ve hatta az da olsa artış beklemenin sevindirici olduğunu sözlerine ekledi. Torunoğulları, “Herşeye rağmen 2013’ten daha iyi bir sezon yaşayacağımızı düşünüyorum. Konaklama sektörünün çıtasının yükselmesi ve daha iyi bir noktaya gelmesinin bir tek eksik hususu vardır. O da meslek birliği yasamızın olmamasıdır. Bu büyüklüğe ulaşmış ve ülke ekonomisine doğrudan fayda sağlayan sektörün bu yasaya ihtiyacı vardır.” açıklamasında bulundu.

Ö ZEL İ NF O BÖ L Ü M Ü


Haber

‘‘Çalışanlarımıza Şeffaf Bir Yaklaşım Sergiliyoruz’’ Hizmet sektörünün kendi içinde özel dinamiklere sahip olduğunu dile getiren Papillon Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Nazik, çalışanlarla doğru enerjinin yakalanmasının oldukça önemli olduğunu ifade etti

T

ürk turizmine 21 yıldır katkı sunan Antalya Belek’teki Papillon Oteller Zinciri sektörde ilklere imza atmaktan dolayı çok mutlu. Nitekim geçtiğimiz sene sektörde bir ilke imza atarak çocuklu ailelere yönelik Papillon Belvil’de açılan Papy Land de bunun en bariz göstergesi. Papillon Zeugma, Papillon Ayscha Resort Hotel ve Papillon Belvil Hotelleriyle hizmet veren grup, yatırımcı Mustafa Nazik’in hayata geçirdiği bir kuruluş. Şu anda ikinci kuşağın iş başında olduğu Papillon Oteller Zinciri’nde ise İsviçre Glion’daki 2.5 senelik eğitim hayatının ardından bayrağı devralan Özgür Nazik bulunuyor. MARKA DEĞERİ ARTIYOR Ülke olarak dünya turizmindeki hak ettiğimiz noktaya yavaş yavaş ulaştığımızı da belirten Papillon Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Nazik, marka değerinde ise yavaşta olsa bir artış görüldüğünü söyledi. Antalya’nın kitle turizminde Türkiye’deki en önemli destinasyon pozisyonunda olduğuna da değinen Nazik, sahil resortu olarak Türkiye’nin güzel ve nitelikli tesislere sahip olduğunun altını çizdi. Papillon Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Nazik, Türkiye’nin konaklama sektöründeki resort oteller açısından da Antalya’nın en önemli şehirlerinden biri olduğunu söyledi. Bölgedeki turizm çeşitliliğinin arttırılmasına da değinen Nazik konuşmasında şunları kaydetti. “Günümüzdeki en önemli ticari yaklaşımlardan biri markalaşmadır. Bölgenin marka değerinin yükselmesi ise beraberinde ürün çeşitlenmesini getirir. Bu bağlamda Antalya bir sahil destinasyonu olmasının yanısıra çok iyi bir üründür.” Akdeniz bölgesindeki nitelikli ve bir o kadar da güzel tesislere Antalya’nın ev sahipliği yaptığını dile getiren Özgür Nazik, bu konuda bizden iddialı olabilecek tek

ÖZ EL İ N FO B Ö LÜ M Ü

yer olarak Dubai’yi görmekteyim, dedi. Akdeniz çanağında bu konuda ülkemizdeki inşaat sektörününde etkisiyle oldukça başarılı olduğumuzun altını çizen Nazik, buna rağmen alt yapı ve ulaşım ağı konusunda yatırıma ihtiyacımız olduğunu söyledi. Turizmin sürdürülebilir olması gerektiğine de değinen Nazik, bu sahillerde 50 sene sonra da turizm yapmak istiyorsak, alt yapıya daha çok yatırım yapmalıyız, açıklamasında bulundu. REKABETÇİ SEVİYE KORUNMALIDIR Geçtiğimiz yılın turizm verileri hakkında da görüşlerini dile getiren Nazik konuşmasında şunları kaydetti. “Ziyaretçi sayısı artıyor. Ancak konaklama sektörü bu artışa paralel olarak daha hızlı büyüyor. Bu da işletmelerde istenen ticari başarıların yakalanmasını zorlaştırıyor. Dünyada nüfus arttıkça force major durumlar dışında seyahat sektörünün büyümemesi düşünülememektedir.” Daha fazla talebin sektörün gelişmesini de destekleyeceğini söyleyen Papillon Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Nazik, ekonomik olarak yeni yatırımların geri dönüşlerinin ise 10 seneyi geçmemesi gerektiğini ifade etti. Mevcut otellerin yenileme manasında piyasada rekabetçi seviyelerini korumaları için her 5 senede ara yatırım ve her 10 senede bir de ana yatırımlara ihtiyacı olduğunun bilgisini veren Nazik, sektörün bu konularda desteklenmesi gerektiğine vurgu yaptı. SOSYAL MEDYADAKİ ETKİLEŞİM Arz talep dengesinin sektör olarak iyi değerlendirilmesi

gerektiğini dile getiren Papillon Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Nazik şunları söyledi. “Trendlerin tekrar daha kompakt otellere, misafirlerin kendilerini daha da özel hissedecekleri tesislere yöneldiğini düşünüyorum. Teknolojik anlamda ücretsiz wireless, HD kalitesinde dijital TV yayını ve yine dijital cihazların bağlantısı için media hublar misafirler için vazgeçilmez unsurlar arasında gösterilmektedir. Artık tesislerde enformasyon panoları, menüler ve diğer benzer ürünler de dijital ortamlara aktarılmaya başlandı. Sosyal medyanın etkin kullanımı ise tesis ve misafir arasındaki iletişimi destekleme açısından çok önemlidir. Ekonominin sağlam olabilmesi için cari açık vermemesi gerektiğinin de bilgisini veren Papillon Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Nazik, “sektöre düşen en önemli görev, tesislerde yerli ürün kullanımının maximize edilmesidir. Kullanılan her ithal ürün kazanılan dövizden kaçak anlamına geliyor. Bu konu özellikle yiyecek içecek konusunda önem arz ediyor” açıklamasında bulundu.

Ö ZEL İ NF O BÖ L Ü M Ü


Otellerimiz ve Türk Turizmi Son 10 yılın ekonomik verilerini incelediğimizde turizm sektörünün ülke ekonomisine olan büyük katkılarını çok net görebiliriz. Geçen sene, dünya turizmi yüzde 5 büyüme kaydederken Türkiye yüzde 10 oranını yakaladı ve sadece turist sayısında değil turizm gelirinde de büyüme sağladı. Ülkemiz bu gelirle, dünya genelinde en fazla artış yakalayan 6. ülke olmayı başardı. Diğer yandan, turizmimiz yarattığı istihdam olanaklarıyla kendisine direkt ve endirekt ürün ve hizmet sunan birçok farklı sektöre de katkıda bulunmuş oldu. Türk turizminin gelişiminde doğamızın, kültürümüzün, tarihi zenginliğimizin elbette çok büyük etkisi var. Ancak otel yatırımcılarının payı da yadsınacak cinsten değil. Ortada ne çalışacak bir eleman, ne yürüyecek bir yol, ne de turizm zenginliğimizi gösterecek bir plan varken onlar gözlerini karartıp milyon dolarlar harcayarak otel yatırımlarını hayata geçirdiler. Yatırımcıların vizyoner yapı ve yaklaşımları, Türk turizminin hızlı bir gelişme göstermesine neden oldu. Özellikle otel yatırımlarında patlama yaşandı. Öyle ki sadece Antalya’daki 5 yıldızlı otel sayısı birçok turizm ülkesindeki 5 yıldızlı otel sayısından fazladır. Otellerimiz günümüzde tek başlarına bir çekim merkezi haline geldiler. Misafirlerine o kadar güzel ve çoklu imkanlar ile aktiviteler sunuyorlar ki, 15 gün tesisten çıkmadan tatilin keyfini süren turist sayısı hayli fazla görünüyor. Rakiplerine göre daha az destek gören Türk turizmi, günümüzde 35 milyon yabancı turist ağırlayan bir lokomotif haline geldi. Bir düşünün; bizim turizmcilerimiz rakip ülkeler kadar destek alsaydı şimdi kim bilir ne durumda olurdu? Sonuçta yatırımcılarımız, birçok kriz ve sorun ile boğuşmalarına rağmen Türk turizmini dünya sıralamasında 6. sıraya taşımayı başardılar.

A. Haluk ÖZSEVİM

Özellikle son 10 yıllık dönemi yeniden vurgulamak istiyorum. Geçen bu süreçte yapılan turizm yatırımları ciddi anlamda dikkat çekiyor. Global örnekleri iyi takip eden, her türlü gelişimi mercek altına alan turizm yatırımcıları, dünyaya emsal teşkil edecek tesis ve imkanlara imza atarak gerek kalite gerekse hizmet anlamında rakiplerine oranla birkaç adım öne geçtiler. Ancak bu daha eski tesislerin kalitesiz olduğu anlamına gelmemeli. Yeni yapılan oteller daha eski tesisleri de olumlu yönde tetikledi. Rekabet gücü zayıflayan eski oteller de ciddi yatırımlara yönelerek tesislerini renove ettiler. Türkiye, gelişimini tamamlayan ve turist sayısını belli bir doyum noktasına taşıyan turizm ülkeleri içinde çok büyük bir avantaja sahip. Üstelik turizm sektöründeki büyüme ve gelişme trendini sürdürürken dünya turizm pastasından çok daha büyük bir pay alacağı öngörülüyor. Ülkemiz bu payı artırmak ve sağlamlaştırmak istiyorsa turizm sektörünün önü açılmalı. Rehberlerin ve TÜRSAB’ın kendisine ait yasası var, ancak turizmin yasası hala yok. Turizm Kanunu’nu bir an önce hayata geçirerek turizmcilere rahat bir çalışma ortamının sunulmasında ülkemiz adına mutlak faydalar görüyorum.

Bu dosyanın hazırlanmasında katkılarından dolayı TÜROFED ve Tourism Today’e teşekkür ederiz. ÖZ EL İ N FO B Ö LÜ M Ü


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.