BULGARİSTAN'DA VE TÜRKİYE'DE DEV ANKET

Page 1

Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

2010 yılı


2

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)

Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket BULTURK Yayınları Bulgaristan Türkleri Kültür ve Hizmet Derneği’nin

Bulgaristan’da yapılan Anket üzerine

Raziye ÇAKIR Birinci baskı: Nisan - 2010

Kitabı İsteme Tel: 0212 511 63 47 www.bulturk.org; www.bghaber.org; info@bulturk.org Adres: Yıldırım Mah. Şehit Kamil Balkan cad.No.114/A Bayrampaşa İstanbul Tel: +90 212 511 63 47 EPosta: info@bulturk.org / Web: www.bghaber.org

Kitabın tüm yayın hakları BULTÜRK Yayınları’na aittir.


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket BULTÜRK Yayını; Bulgaristan Türkleri Kültür ve Hizmet Derneği Adına Rafet ULUTÜRK Genel Başkan

Hazırlayan; Raziye ÇAKIR

Redaksiyon; Dr. Nedim BİRİNCİ Hüseyin YILDIZ

Dizgi, Kapak, sayfa tasarımı ve İnternet Sorumlusu; Murat ULUTÜRK

Baskı: Akademi Matba Davutpaşa Mahallesi Güven Sanayi Sitesi C Blok No:230 Topkapı / İstanbul Tel: 0212 493 24 67-68

www.bulturk.org.tr / info@bulturk.org Bulturk Yayonları - 2010

3


4

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

5


6

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)

Türkiye’de ve Bulgaristan’da DEV ANKET Tarih: Nisan - 2010 yılı Hazırlayan : Raziye ÇAKIR ULUSLAR ARASI BASIN TOPLANTISI Kasım 2010 İstanbul’da Bulgaristan Türkleri Kültür ve Hizmet Derneği ile Rumeli Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneğinin Genel Başkanları beraber ortaklaşa bir uluslararası basın toplantısı düzenlediler. Bu basın toplantısında 2010 yılının Haziran’da başlayarak Bulgaristan’da Türklerin yoğun yaşadığı 13 ilde. (Burgaz, Silistre, Şumen, Razgrad, Tırgovişte, Ruse, Loveç, Plovdiv, Stara Zagora, Haskovo, Kırcaali, Smolyan ve Blagoevgrad) Bulgaristan genelinde 9 bine yakın gönüllü kişiyle, aynı zamanda Bulgaristanlıların toplu yaşadığı (İstanbul, Edirne, Tekirdağ, Kırklareli, Kocaeli, Bursa, İzmir ve Ankara) bölgelerde 4 bin soydaşımızla yapılan dev anketin sonuçları açıklandı ve ilk kez yorumlandı. Rafet Ulutürk 13 BİN KİŞİ KATILDI Anket, hem Bulgaristan ve hem Türkiye’de eşzamanda aynı etnik ve kültürel kökenli toplam 13 bin kişiyle her sorunun tam olarak anlaşılmasını sağlamak amacıyla iki dilde (hem ana dili Türkçe hem de vatan dili Bulgarca) yapıldı. XIX. y.y. başında (1800-1835) Bulgaristan nüfusunun üçte ikisini oluşturan Türkler ile 1989’daki göçle Türkiye’ye gelen ve çoğunun çifte vatandaş olan 600 bin soydaşın nabzı değişik konularda aynı anda aynı bilimsel yöntemle yoklandı. Bazı sorular anket uzmanları tarafından çapraz tablolarla da yorumlandı. Elde edilen bireysel yanıtlar istatistik kurallara uygun işlendi. Balkanların göbeğinde büyük bir etnik halk topluluğunun kitlesel ruh hali, farklı konulardaki düşünce, görüş, heves ve niyetleri, değişiklik gösteren ve sabit kalan fikirleri, davranış motifleri, yerleşik düşünce tarzı, yeni yönelimleri, ana dili, seçimler, yönetim şekli, liderler, öğrenim, eğitim, kültür, azınlıklar arası etkileşim ve ilişkiler, Türk etnik azınlığı ile Bulgarlar arasındaki güven, ortak çalışma ve iş görme konularına yaklaşım, beklentiler, iktidar konusundaki yeni tutum, AB üyeliği ve değişmeye başlayan yargı değerleri, ayrıca Türkiye’ye beslenen güven ve yeni umutlar, Türkiye’den somut beklentiler gibi birçok konuda ilginç


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

7

sonuçlar alındı ve kamuoyuna sunuldu. İKİ DERNEK ELELE VERDİ Neticeler, anketi gerçekleştiren iki göçmen derneğinin bundan sonraki çalışmalarına damga vuracağı gibi, Türkiye ile Bulgaristan arasında dostane ilişkilerin ve işbirliğini, hele Türkiye Cumhuriyeti’nin Balkan politikasının yoğunlaştığı, Bulgaristan’ın da Türkiye ile daha verimli işbirliği için çaba gösterdiği bir dönemde büyük önem arz etmektedir. Bu cümleden olmak üzere, anketin yapıldığı zaman Türkiye’nin AB üyeliğine alınması da aktüel gündem oluşturuyordu ki, gerçekleşmesi durumunda, iki ülke arasındaki devlet sınırını kaldırma zamanı gelmiş olacaktır. SORULAR GERÇEKLERİ ORTAYA ÇIKARDI 48 soruyla can alıcı sorunlara değinen bu halkla yüzleşmenin sonuçları iki ülkeden kalabalık bir gazeteci ve medya topluluğu önünde açıklandı. Basın toplantısına Bulgaristan’dan, Türkiye’den, Kazakistan’dan, Azerbaycan’dan hatta en ilginç olanı da Afganistan’dan da gazetecilerin katılması oldu. Basın toplantısını Bulgaristan Türkleri Kültür ve Hizmet Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Hayati DURMAZ kısa bir sunuş konuşmasıyla açtı. Genel Başkan öncelikle dev anketi iki ülkede birden aynı zamanda ve başarıyla gerçekleştiren dernek kadrolarına, bu işe emeği geçenlerin hepsine, gönüllü katılımcılara, yardımlarını esirgemeyen muhtar, öğretmen ve belediye görevlilerine teşekkür etti. Anketin başarısında Dernek yöneticilerinin olduğu kadar üyelerin de çok katkısı olduğunu özel olarak belirtti. Sonuçların broşürler halinde hem Türkçe hem de Bulgarca yayınlanacağını bildiren Genel Başkan bir ilk olan ve iki ülkede daha ilk günde yankılanan bu isabetli projenin gölgede kalmış pek çok soruna ışık tuttuğuna işaret etti. Halkla canlı temasın önemini vurguladı. Halka hizmette sınır tanımayan derneklerin çalışmalarını bilimsel raylara oturtma yolunu açtığını, etkinlikleri zenginleştirme zamanının geldiğini vurguladı. BULGARİSTANDA YAŞAMAK İSTEYENLER ÇOĞUNLUKTA Rumeli Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneğinin Genel Başkanı sözü alarak değerli fikirlerini somut rakamlarla açarken ankete katılanlardan % 66’sının bundan sonra da aileleriyle birlikte Bulgaristan’da yaşamak istediklerini, göç etmeyi düşünmediklerini söyledi. “Bu sonucun, 1989 göçünden sonra Bulgaristan’da durumun oldukça sakinleştiğinin altını çizdi.


8

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)

Aynı zamanda orada yaşayan Türklerden %96’sının gelecekleri için güvenceyi bir AB ülkesi olan Bulgaristan’da görmeyip, Türkiye de gördüğünü belirtti. Rumeli camiasında ilk defa iki sivil toplum bir araya gelerek bir dev projeye imza atmışlardır” dedi. TÜRKİYE’DE 10 MİLYON SOYDAŞIMIZ YAŞIYOR Bultürk Genel Başkanı Sofya “24 çasa” (24 saat) gazetesi temsilcisinin sorularını yanıtlarken de şu bilgileri verdi: Şimdiye kadar Bulgaristan’dan Türkiye’ye 36 kez göç oldu, halen bugün Türkiye’de 10 milyon civarında Bulgaristan göçmeni yaşıyor. Hepsinin geldikleri topraklarda kalan yakınlarıyla ilişkileri canlı ve süreklidir. Türkiye’deki büyük göç kitlesi ile Bulgaristan’da yaşayan yakınları arasında her yardımlaşma ilişkileri gelişiyor, hem de çeşitlenip derinleşiyor, yeni biçimler alıyor. Gençler Bulgaristan’da ve Türkiye’de üniversitelerde okuyor. Bulgaristan’da okuyanlardan bir kısmı orada çalışmaya kalanlar var. İyi ve kötü günlerde görüşmeler çoğaldı, düğünler, bayramlar birlikte kutlanıyor. Seçimlere birlikte katılmak gelenek oldu. Türkiye’de yaşayan Bulgaristan Türklerinin çifte vatandaş statüsüne de değinen Genel Başkan, modern iletişim çağı Bulgaristan’a ve Türkiye’ye olan ilgiyi, geleneksel Türk ailesinin yaşayış tarzına olan ilgiyi arttırdı. Bulgaristan’a 228 Türk TV kanalı bilgi sunarken, Bulgar TV kanallarında İstanbul Kültür Yılı’na ilgi büyüktü, birçok Türk dizisi Bulgar dilinde gösterildi ve pek çok köhnemiş görüş ve asılsız iddia ve karalama silinmeye başladı, buzlar eriyor, dedi. Anketin politik nitelik taşımadığını, siyasi amaçlı olmadığını vurgulayan Prof. Dr. H. Durmaz, aynı coğrafyayı paylaşan, benzer yaşam biçimlerinde benzer kültürel geleneklerle yaşayan insanların ortak sorunları olması doğaldır, derken, iki komşu ülkede benzer sorunları aynı yöntem ve araçlarla çözme yollarını arayıp, derneklerin sunduğu hizmetleri daha etkin duruma getirmeliyiz, diye konuştu. Ardından Rumeli Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı Sn. Sadullah Sipahioğlu da konuşmasında; SORUNLAR VE İSTEKLER BELİRLENDİ “Bulgaristan’da ve Türkiye’de yaşayan soydaşlarımızın karşılaştıkları sorunların tespit edilmesi ve ülkeler arası politikaların belirlenmesi açısından büyük önem taşıyan bu yapılan anketin her iki ülkenin de birbirlerine kavuşmasında ve dostluğunda büyük rol oynayan soydaşların istek


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

9

ve şikâyetleri, birinci ağızdan kamuoyu ile paylaşılıyor. Bulgaristan’da yaşayan yaklaşık 2 milyon civarında soydaşımız ile Türkiye’de ikamet eden, 1989 ve sonrası göç eden 600 bin civarında soydaşımızın sorunları ve taleplerinin dile getirildiği bu anket; aynı zamanda ‘Türkiye dışındaki Türklere’ yönelik yapılmış en kapsamlı ilk ciddi araştırma olarak da dikkat çekmelidir. Bağımsız STK’lar tarafından yapılmış bir anket olması ise anketin güvenilirliği ve önemini bir kat daha artırıyor” dedi. İKİ DİLLİ AB VATANDAŞLARI Diğer sorulara verilen yanıtlarda ortaya çıkan gerçek şöyle özetlendi: Bu dev anketin daha büyük kısmı 2 yıldan beri bir AB ülkesi olan Bulgaristan’da yapıldı. AB bir ortak değerler topluluğudur. Kültürel farklılıkları toplumsal zenginlik olarak kabul etmiştir. Bu açıdan, Bulgaristan Türkleri asırlardan beri Avrupa’da yaşıyor. Halen hepsi AB vatandaşı ve Kültürleri de eski umum kültüründen bir parça. Ana dilleri Türkçe AB’de kabul edilen ortak dillerden biridir. Durum böyleyken, ne yazık ki, anket sonuçları Bulgaristan’da yaşayan Türklerin anadili, ana dilinde öğrenim ve eğitim ve etnik kültürü geliştirme sorunlarını hala yaşadığını ortaya çıkardı. Toplumsal ekonomik ve politik yaşama daha ağırlıklı katılmaları için vatan dilini daha esaslı bilmeleri gereği gündemde yer aldı. Anket, Bulgaristan Türklerinin köy ve kentlerinde yerleşik bir hayat tarzı sürdürdüğünü ortaya koydu. Türkçe ailede ve yerleşim yeri ilişkilerinde, üretimde ve ticarette esas kullanılan dildir. Katılımcıların Bulgarlarla ve diğer etniklerden ailelerle iyi komşuluk ortamında yaşadığı, son dönemde komşuluktan doğan ciddi problemler yaşamadıkları, saygı ortamının pekiştiği ve karşılıklı hoşgörünün her yere yerleşmekte olduğu sonuçlara yansımıştır. İSTATİSTİĞİN DİLİ Gazeteciler önünde anket sonuçlarını istatistik bakımdan irdeleyen İstanbul Üniversitesi’nden Dr.Müjgan DENİZ, anketin hem Bulgarca hem Türkçe, iki dilde ve iki devlette eşzamanlı yapıldığına dikkati çekti. Daha önce böyle bir anket yapılmadığını söyledi. 48 soru içeren, uluslar arası nitelikli bu etnik halk kitlesi sorgulamasının Dünya Sosyoloji Birliği tarafından uygulanan ve sonuçlarda yanılma oranı % 3’ten yüksel olmayan bir metotla gerçekleştirildiğini belirtti. Bu girişimin Bulgaristan Türk ve Müslümanların yaşadığı Tuna’dan, Karadeniz kıyısına, Trakya Ovası’ndan


10

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)

Rodop Dağları’na ve Edirne’den Ankara İzmir’e uzanan çok geniş bir coğrafik alanda ikili ve çoklu canlı temasla yapıldığına, % 10 gibi bir bölümün de elektronik yanıt ihtiva ettiğine dikkati çekti. Soru listesinde politik soru olmadığının altını çizerken, her iki ülkede ve anketin yapıldığı her yerde gönüllülük ve saygı ilkesine uyulduğunu söyledi. AKTİF ETNİK TOPLULUK – 2.Soru Katılımcılar, erkek ve kadın, aktif çağda, % 60’tan fazlası sosyal aktif, bilinçli, tahsilli, sosyo-ekonomik ve politik yaşamda etkin, birçokları totaliter düzenin devrilmesine ve demokratik yaşam tarzının yerleşip filizlenmesinde güç esirgememiş kişiler. % 70’inin evlatlı aile sahibi, 25-54 yaşları arasında ve ayrıca % 74’dü lise ve yüksek öğrenimli, en az iki dil bilen, kamuoyu oluşturabilen, bulundukları ortamda saygın, soruları iyi algılamada güçlük çekmeyen kişiler olması, anket sonuçlarının temsili olması açısından önem taşır. EKONOMİK DURUMUN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ – 7. Soru Kitlenin ekonomik durumu, parti ve liderinin seçmenle samimiyeti, reel gündeme yeni seçimler aranıp bulunması kapıyı açacak yeni anahtar olabilir. 7. sorunun cevabından ayda 1000 US ve üstü geliri olan ailelerin % 29.10 olduğu görülüyor. Somut örneklemek gerekirse bu gelir erkek inşaat işçilerinin Sofya ve Plovdiv hatta Varna inşaatlarından elde ettiği geliri, evini işini bırakıp Yunanistan’a tütün ve portakal zeytin toplamaya, çobanlık yapmaya gidenlerin sigortasız kazancını, İspanya’da domates ve İngiltere’de çilek işinde kıvrım büklüm olanların çilesini, Devin, Zlatograt, Satovça, Gotse Delçev, Bansko köylerinden Pensilvanya’ya patatas ve “Virjinya” tütün işine giden genç erkek ve kadınların Uwestern Union veya ManıGramm ile Bulgaristan’a her ay gönderdikleri paraları da kapsıyor. GOCUNMA ZAMANI DEĞİL Burada ters olan nedir? Bu olaya HÖH’e olan politik güvenle ne ilgisi var diyebilirsiniz. Özgürlükler herkese istediği yerde yaşama ve çalışma hakkı tanımadı mı! Evet öyle ama. Bulgar yunan sınırı kalkınca bizim Rodoplular neden kendi tütününü kendi tarlasında yetiştirmiyor da, Yunana “kölelik” etmeyi tercih ediyor? Hiç düşündünüz mü? Çünkü Yunanistan AB’den tütün için teşvik alıyor ve elini cebine sokmadan bizim tütüncüleri “katır gibi” çalıştırıyor. İşin politik yanı burasıdır. Neden bu teşvik AB tarafından bizim tütüncü-


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

11

müze de verilmiyor? HÖH bu uğurda 20 yıldan beri neden uyuyor? 1985 yılında 270 000 ton tütün yetiştiren ülkemizde AB kotasının 2010 yılı için 34 000 tona inmesine neden göz yumuyor? Yumuyor da yerine bir şeyler koymayı hiç mi düşünmediler ve neden. Yunanistan’da bakılan her iri baş hayvan için daha yılın başında çobanlara özel prim ve teşvik ödenirken, bizim hayvancılarımıza bu paralar neden sağlanamıyor? Ne zaman sağlanacak? Ne zaman sağlanırsa kaybedilen güven de kendiliğinden geri dönecek. Ankete yansıyan 500 ile 1000 gibi gelirler ülkemizde elde edilmediği için geçicidir, bunların sigortaları Bulgaristan’da minimum üzerinden, AB ülkelerinde ve ABD’de de asla ödenmemiştir. Çünkü vasıfsız kaçak işçilerin ABD’de vatandaş olmayan tarım işçileri sigortalı çalışan değildir. Demek oluyor ki, bugün kendi gelirimizle fakir olan bizler yarın da emekli olunca yine alt tabakayı oluşturmaya devam edeceğiz. Ankete yansıyan gerçeklerin düşündürdükleri de bunlardır. Bu yalnız ekonomik açıdan bakılınca ortaya çıkan tablo, eğitim, öğretim, sosyal yardımlar, kültür v.b. konular capcanlı ve yanıt bekliyor. MODERN MESLEKLERİ ÖĞRENMEK İSTİYORLAR 48 sorudan alınan sonuçlar tek tek incelendi: Bulgaristan Türklerinin mesleki durumunu açıklayan 7. soru katılanlardan, tarım üreticileri de dâhil, % 34’nün serbest meslek sahibi olduğu, bunların arasından % 19 gibi bir büyük grubun vasıfsız işçi olduğu görülmüştür. Bu durum, 1990’dan sonra ülkede meslek okullarının azaldığını, meslek eğitiminin paralı olduğundan birçok aile çocuğuna meslek eğitimi veremediğini, özel meslek kurslarının yeterli olmadığını yansıtıyor. Bulgaristan’da 20 yıl önce meydana gelen toplumsal dönüşüm, sosyalist üretim biçimindeki ekonomik çöküş, kooperatifçi tarımın dağılması ve ardından modern üretim biçimlerine geçilememesi, sosyal ve ekonomik durgunluk yaşanmasına neden olmuştur. Birçok yerde kazma kürek, öküz ve eşekle tarıma dönş gözlenmektedir. Anket işsizlik sonuçlarında % 3 olarak yansımıştır. Ülke genelinde resmi rakamlara göre % 13’tür. Türklerin çoğu dışarıda sigortasız çalışmaktadır. HEM TÜRKÇEYİ HEM BULGARCAYI SU GİBİ BİLENLER – 9.Soru 9. soruya verilen yanıtlardan ortaya çıktığı üzere, Bulgaristan Türklerinden % 32’sinin Bulgarcası çok iyi düzeydedir. Bu da, anket sonuçlarına göre,


12

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)

aktif meslek hayatına katılanların oranına eşittir ki, bu grubun içinde öğretmenler, eğitmenler, mühendis ve hemşireler, doktorlar, üniversite ve yüksek okul öğrencileri, belediye ve muhtarlık görevlileri ile esnafın bir kısmı yer alır. Aynı sorunun yanıtı toplumsal ekonomik yaşamda Bulgarcanın % 70’ tarafından kullanıldığını gösteriyor. Bu da son yıllarda Bulgar dilinin sosyal yaşamdaki rolünün artığını kanıtlıyor. Aynı zamanda, Bulgarca iş ve sosyal hayata daha etkin katılabilmek için geçerli bir anahtar olmuştur. Kaldı ki 1000$ üzeri olan geliri çoğunluğun Türkiye’de yaşayanlardır. ORTAK KULLANILACAK ÜÇÜNCÜ DİL Ankette Bulgaristan Türklerine üçüncü bir dil bilip bilmedikleri sorulmadı. Sorulsa iyi olurdu. Çünkü bilgisayar çağında, AB üyesi 27 ülke vatandaşı arasında ortak kullanılan ortak bir dile ihtiyaç doğdu. Böyle yeni bir olgunun devletçe finanse edilmesi ve özendirilmesi zamanı geldi. AB ülkelerinde işçi olarak çalışan ve gelirleri bu anketin ağırlıklı olarak gelir kısmını etkilemiş olan gençlerimiz, herkesçe bilinen ortak bir dili öğrenmenin zorunlu olduğunu en iyi his ediyor. TÜRKLER HUZUR İSTİYOR-10.Soru Bulgaristan Türkü kimliğine ilişkin olan 10. soruya verilen cevaplar düşündürücüdür. % 66 oranında katılımcı “huzurlu olmadığına” işaret ederken, kesin tavır koymuştur. Rakamların dili, 100 yıl eritilmek istenen Türk kimliğinin Bulgaristan’da yeni kuşakla yeniden tesis edilip gelişmesi için 20 yılın yeterli olmadığını, yoğun çabalara devam etmenin zorunlu olduğunu ortaya çıkarmıştır. ŞÖVENİZM ZAMANI GEÇTİ Aşırı milliyetçi, şoven saldırıların geçen yüzyıl açtığı yaraların kapanmadığı, sızıların dinmediği ortada, her temasta belli oluyor. Son 5 yılda ATAKA ve VMRO gibi Bulgar partileri baş kaldırdı. Bu partilerin ideolojisinde ve tavırlarında anti-Türk ve anti-İslam tezler var. Aşırı sağcı ve bize karşı düşman tavrını gizlemeyen Volen Siderov iktidar ortaklığına tırmanmanın yolunu bulunca gemi … : “Türkler Türkiye’ye!” çığlıkları yükseliyor. Sofya, Plovdiv, Varna sokaklarında, tren ve otobüs istasyonlarında Türkiye Cumhuriyetinin AB üyeliğine alınmasına karşı imza topluyorlar. Korktukları jeopolitik, jeo-ekonomik ve jeo – kültürel önemi artan, Balkanlar’da tarihsel köklerine ve geleneksel değerlerine dönmesi halk kitlelerince destek gören Türkiye Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği’ne entegre olmasına


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

13

engel olmaktır. Aslında onlara böyle bir ödev veren yok gibi. Halkımızın dediği gibi “kendi gelin kendi damat” olan haydut bozuntuları su bulandırma peşinde. Cami duvarlarını karalayan, ezan sesine küfür eden, Türkçenin yasaklanmasını, Türkçe TV ve radyo yayınlarımızın kapatılmasını isteyenler de hep onlar. Korktukları Türk kimliği’dir. Ana dilsiz ve etnik kültürsüz kimliğimiz güçlenemeyeceği için hortladılar. Bu açıdan, Türk kimliğimiz bugün de tehlike altındadır. Güneş balçıkla sıvanmaz: Anket de ortaya çıkarmıştır ki, Türk kimliğimizi zenginleştirmek için 10 dakikalık TV haber programı ya da haftada iki saat seçmeli Türk dili dersi yeterli olmayacaktır! Bulgaristan Türklerinin Rodoplar’da, Rila’da, Deriorman’da ve Dobruca’da kimlik davası devam etmektedir. Bulgaristan’da Türk kimliğini köreltme çabaları dinmemiştir. Hak ve Özgürlük Hareketi’nin bu konuda bütün Türkleri ve tüm Müslümanların, dünya kamuoyu önünde “garantörlük” rolü üslenmesi sözde kalmış, beklenen sonuçlar elde edilememiştir. Parti tarafından savunulan ideolojide Bulgaristan’daki Türk kültürü milli kültürden bir parça olarak kabul edilse de, etnik bir olgu olarak geliştirilmesi uğrunda fazla bir şey yapılmamış, son 20 yıl böyle gelip geçmiştir. TÜRKİYE VE BULGARİSTAN BELEDİYELERİ ELE LE–11.Soru Belediyelerin Türkiye Cumhuriyeti belediyeleri ile dostluk, kardeşlik ve işbirliği ilişkileri tesis etmesi, dans ve koro gruplarının yerel çerçeveyi aşıp dış ülkelerde de konserlere ve festivallere katılması son dönemin perspektifli etkinlikleri arasında yer alıyor. Kimlik belirleyen faktörler arasına bugün artık, dil bayramları, şiir okuma panelleri, gericiliği lanetleme günleri, saz ve tambura kursları, kitap tanıtma sergileri, edebiyat geceleri, konserler, geziler v.b. önem kazanıyor. Bu arada 11. sorudaki ortak etkinliklerle ilgili sorunun cevabında katılanlardan % 56’sının “evet” mahalle, köy, semt, şehir düzeyinde ortak kültürel etkinliklerimizden “memnunuz” cevabını vermesi, karşılıklı saygıyı bu alanda da uygun ortam oluşturduğunu, daha geniş alan kaplama yolunda yeni atılımlar attığını gösteriyor. Bu olumlu bir gelişmedir.


14

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)

ANA DİL DOSTLUKLAR DİLİ-13.Soru 13. soru: Bulgaristan toplumunda eskiye kıyasla olumlu değişiklikler olduğu, bunların günlük hayata yansıdığı, günlük etkileşimde, işte, okulda, pazarda vatandaşların birbirine saygılı olmaya gayret gösterdiği gibi gerçekler yansıtılırken, hele seçim öncesi İslam ve Türk aleyhtarı sloganlardan rahatsız olanlar, seçime ve seçimde oy kullanma, serbestçe görüş beyan etme gibi temel haklarının Anayasa’da yer alan eşitlik ilkesine dayandığını, aynı zamanda bir evrensel insan hakkı olduğunu, bir de Avrupa Birliği’nin üye ülkelerden eski ve yeni düşmanlık köklerinin kazınması istendiği, anımsatılıyor. Bu istem öncelikle aşırı milliyetçiliğin kükremeye başladığı Bulgaristan için geçerlidir. Basın toplantısındaki soru ve yanıtlardan ortaya çıkan bir gerçek de, bu iki derneğin yöneticileri tüm konularda ATAKA ve VMRO yöneticileri ile görüşmeye hazır olduklarını ortaya koyması ve “uzlaşmazlık” sorunlarını bire dek görüşmeye ve ortak çözüm aramaya hazır olduklarını beyan etmeleridir. Hatta bu basın bildirisine de kendilerini davet ettiklerini amma onlar her zaman olduğu gibi kaçak güreşmeyi tercih etmişlerdir,. ÖZGÜRLÜKÇÜ DEMOKRSİ TOPLUMU–14.Soru 14. sorunun yanıtından, Bulgaristan Türklerinin özgür yaşamının sürmesinden Türkiye Cumhuriyeti rolü konusunda “evet” ve “kısmen” yanıtlarının % 95,7 olması, Bulgaristan Türklerinin hürriyette sevdalı olduğunu, demokrasiye inandığını, halk iradesine dayanan toplum düzenini savunduğunu göstermiştir. Bu saptama, Bulgaristan’da Hak ve Özgürlük Hareketi ve diğer demokratik güçlerin müspet toplumsal rolünden de güç alarak son 20 yılda elde edilen görkemli sonuçlara bel bağlamaya devam edeceğine işarettir. Ankete katılanlar aynı zamanda bizim seçmenlerimizdir, onlar her defasında seçimlere en yoğun bir şekilde katılarak Sofya Parlamentosunda kendi vekillerini, köylerine kendi muhtar ve belediye başkanlarını seçti. Son meclis seçimlerinde mebus sayısını % 30 arttırarak, 38 milletvekiline çıkardı. HÖH hepimiz için gerçek özgürlük, hepimiz için Vatan Hakkı garantörü olmalıdır, her bakıma güvencemiz olduğunu her gün kanıtlamak zorundadır. Yoksa bu Millet onun peşinden gitmeye mecbur değildir. BU BASKILARIN YÖNÜ FARKLI–16.Soru


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

15

16. sorunun isabetli sorulmadığı kanısı dikkati çekti. Bulgaristan’da, iki yıldan beri politik sahnede gözlenen ve kamuoyu tarafından dikkatle izlenen sıkı bir politika devam ediyor. Ne ki, iktidarda olan GERP partisi, Başbakan Boyko Borisov hükümeti Bulgaristan’daki erk dışı baskı unsurlarına karşı koyuyor, devleti dolandıranlara, fidye için insan kaçıranlara, KDV dolaplarıyla devleti soymaya çalışanlara, vergi kaçıranlara, gümrük kaçakçılarına, uyuşturucu tacirlerine v.b. karşı sert ve acımasız tedbirler uyguluyor, yeni yeni önlemler alıyor. Olup biten halktan gizlenmiyor. “Ohtopod”, “Naglite” ve birçok başka organize suç örgütü yöneticileri, silahlı eylemcileri tutuklandı. Mahkemeye çıkarıldı. Hükümet hukuk devleti istemlerini, normlarını ve kriterlerini uygulamaya çalışıyor. İş hayatında huzura doğru adımlar atılmış. Ankete de yansımış, bir şey gözden kaçmıyor. Hükümet tarafından yukarıda sıralanan dolandırıcı çetelerine karşı 2 yıldan beri aralıksız devam eden şiddetli baskı uygulamaları ankete katılanlarca doğru olarak kavranmamış olabilir ki, bu sorunun yanıtlarında “kararsızım” % 32 ve “katılıyorum” % 34 çıkması, iç politika konusunda toplumun daha geniş ve daha anlaşılır bir dille daha da ayrıntılı bilgilendirilmesi gerektiğini ortaya koymuştur. Demokratik toplumdaki ayrışımlar üstüne kamuoyunun her bakımdan bilgilendirilmesi zorunludur, bu yapılmadıkça hükümetin politik önlemleri yanlış anlaşılabilir ve ters sonuçlar doğurabilir. AB’NİN EŞİT HAKLI VATANDAŞLARI Karakteri bakımından çakışan bir soru da “AB üyesi olan Bulgaristan’da Türkleri ikinci sınıf vatandaş olarak görülüp görülmediğine dair sorudur ki, Bulgaristan’da yaşayan Türklerden ezici çoğunluğu olan % 66’sının vatan değiştirmek istemediği ortaya çıkmıştır. Öyle ki, Bulgaristan’da yaşayan Türklerin Bulgaristan AB üyesi olduğundan dolayı AB’de de yaşamak istedikleri, çünkü hiç kimse “ikinci sınıf insan” olarak kabul edildiği bir yerde devamlı olarak kalmak istemez. TV MEKTUP YAZMAYI ÖĞRETEMİYOR – 19, 20, 21 Dil konusu incelenirken, Türkçemizin öğretilmesinde, TV yayınları ve diğer iletilim ve haberleşme araçlarının rol oynayıp oynamadığına ilişkin 19. 20 ve 21. anket sorusu ile ilgili olarak ortaya atılan görüşlerden şöyle bir özet çıktı: Ana dil olmadan etnik kimlik, etnik kültür, sosyal gelenek-


16

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)

lere dayanan etnik yaşam olamaz, olsa da gelişemez, soluk alıp veremez! TV’den öğrenilen Türkçe ile şarkı türkü söylenir ama mektup bile yazılamaz. Edebiyat dilimiz okullarda öğretilmelidir. Ankete katılanlar sorunu şöyle özetlemiştir: Anaların evde öğretebildiği Türkçe yetersizdir. Dil öğrenmede bir başlangıçtır, edebiyat dilimiz anaokullarında ve birinci sınıftan başlayarak okulda ve dil kurslarında okutulmalıdır. Bu işte taviz olamaz! Türkiye’de emekli olan anaokulu, ilkokul ve edebiyat okulu öğretmenleri geri dönüp köy ve kentlerinde ana dili öğretme seferberliği başlatmayı da dernek olarak düşünüyoruz. BAŞ MÜFTÜLÜK SORUNU – 25.Soru Dev anketin Bulgaristan’da Baş Müftülük krizine ilişkin aldığı sonuçlar, toplumsal ihtiyaçla çakışmamıştır. Bugün Bulgaristan Baş Müftülüğü etrafında dönen dolap, çok tehlikelidir. Her şeyden önce din adamlarının laik Bulgaristan’da din görevlilerinin toplum içindeki rolü ve yerine ilişkindir. T. Jivkov rejiminde 320 din görevlisi devletten maaş alıyordu. Totaliter rejim Bulgaristan Müslümanlarının iman ve ibadet konusundaki haklarına ne yaptı ise bu devlet din görevlilerinin eliyle (iradesine rağmen olabilir) yapmıştır. Bu din yetkililerinden hiç biri T. Jivkov’un idarede bulunduğu yıllarda tek bir defa “din özgürlüğü çiğneniyor” deyip, maaşını almayı ret etmemiştir. Belene toplama kampındaki öğretmen sayısı hafız ve hoca sayısından 20 kat daha fazlaydı. 1989 göçünde dini kadrolardan % 90’nı ülkeyi terk eti, kaçtı gitti. BAŞ MÜFTÜ ATANAMAZ Savunulan tez nedir. Dr. Nedim Gençev Suudi Arabistan, Rabıta ve diğer Arap Din Kurumları, vakıfları ve devletleriyle sıkı fıkı ilişkilere girmişti. Bulgaristan Müslümanları arasında vahabizim, kökten dincilik, “al Kayda” taraftarlarının yer aramaya başladığından söz edilmeye başlamıştı. Bundan dolayı, Bulgaristan’da mahkeme kararıyla, politik atamayla Baş Müftü göreve getirilemez. Baş müftüler de artık kendilerini geliştirmeliler, onlar o koltukları dolduramadılar o sebepten de politikacılara yalvarır oldular. 1990 sonrası Baş Müftülerimiz dünyaya ayak uyduramadılar bu boşluğu da siyasiler doldurdu. Hacı Mustafa Aliş seçimle göreve gelmiş bir Baş Müftüdür (partinin seçimiyle). Vaat ettiği sorunların yerine getirilmesinde devamlı gecikmiştir. Sofya Müslüman Mezarlığı, İslam Enstitü Kompleksi, yeni bir ibadethane,


17

Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

vakıf malları gibi sorunlar çözüm bulmadı, bulmak için de bir çabası bile yoktu. Müslüman topluluğun gösterdiği hoşgörüye karşı gerekli tolerans sağlanamamış, İslam din müesseselerinin otoritesi yükseltilememiştir. Bulgaristan’da 1990 yılından sonra Müslümanlara önderlik yapabilen çıkmamıştır. Göze çarpan cenaze törenlerinde genç imamların daha aktif bir rol oynaması ve Mestanlı İmam Hatip Lisesi binası inşaatının devam etmesidir. Cenaze merasimleri bile yer yer değişikler baş göstermeye başlamış, fakat bu konuda bile kendisine söylenmesine rağmen önlem dahi almamıştır. Bulgaristan’da HOH’nın Müftülere ihtiyacı var amma bu gün tersini görmekteyiz. Baş Müftülük makam yeri olmaktan ziyade, görev ve hizmet yeridir o da Müslümanlara hizmet yeridir, siyasilerin değil. Ankete katılan çoğunluğun da ifade ettiği gibi, demokratik toplumda laik din kurumlarında görev alanlar geniş katılımlı ve hür seçimle iş başına geçmeli ve müminleri şerefle ve onurla temsil etmelidir. Yine belirtmek yerinde olur ki, Suudi Arabistan’da din adamı eğitme tezini ancak % 12.40’lık bir kesim savunuyor. Yüksek din öğrenimini Türkiye Cumhuriyeti Yüksek Din Enstitüleri’nde görenlerin halkla isabetli kaynaşma yolu bulması, halen kanayan bu yaraya sağlıklı mehlem olabilir. Anketten alınan cevaplar gerçek durumu ve doğru bir ön sezgiyi yansıtmıştır yani din adamları Türkiye’de yetiştirilmelidir.

Bulgaristan parlamentosundaki milletvekilleri-30.Soru

Türk

kökenli

Sofya Meclisi’nde Türk Millet Vekilleri’nin Türk etnik azınlığı yeterinde temsil ettiğine inanıyor musunuz, sorusuna ezici çoğunlukta “hayır” oyu alması, düşündürücüdür. Anketin “Bulgaristan parlamentosundaki Türk kökenli milletvekillerinin Türkleri yeterince temsil ettiğini düşünüyor musunuz?” sorusu ele alındığında soruya “Türk milletvekilleri “ yerine HÖH milletvekilleri denseymiş, daha da isabetli olurdu, çünkü temsilciler etnik kimliklerine göre değil, politik partiyi temsilen seçilmektedir. HÖH açısından, ankete katılanlardan % 63.10’un “hayır” demesi ve bu oranın % 64 olarak, dev anketi yorumlayan günlük 24 saat gazetesi Sofya, Bulgaristan basınında manşete çekilmesi, çok düşündürücüdür. Yıllardan beri seçilen ve parlamentoda koltuk ısıtan mebusların derin problemler karşısında bakar kör durumdan


18

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)

sıyrılıp, kolları sıvaması zamanının geldiğine işarettir. Politik gücü parlamentoya ve iktidara taşıyan seçmen kitlesi uyanmış ve içinde bulunduğu ekonomik çıkmazdan kurtulmak istemektedir. Bu anketin dile getirdiği gerçek duruma ilişkin beyanat veren bazı yerel HÖH yöneticileri ortaya çıkan sonuçları aptallık diye, en başta kendilerini kandırıyorlar. Durum ortadadır, bu durumun sorumluları da ta kendileridir. Halkın sözü somut istekleri ortaya çıkmıştır. HÖH güven kaybetmiştir. Bu, güvenin yeniden kazanılamaz, son meclis seçimlerine kadar yükseliş trendi gösteren HÖH’ün yeniden aynı dalgayı yakalayamayacağı anlamına gelmez. Bunu seçimlere bir yıl kala açıklamamız o aptalca demek yerine kendilerine çeki düzen vermeleri yerinde olurdu. MİLLETVEKİLLERİ VE HALKIN SESİ HÖH dışındaki siyasi partilerde Türklerin gerekli oranda yer ve görev alıp almadığı sorusuna verilen yanıtlar gerçek durumu yansıtmıştır. Son 20 yılda diğer partilerden topu topu iki Türk milletvekili çıkmıştır. Sosyalist Parti (BSP) listesinden 1990 Büyük Millet Meclisi’nde (BMM) Şumen ilinden Doçent İbrahim Yalımov, son seçimlerde de Kırcaali’den GERP listesinden bağımsız milletvekili olarak seçilen ve daha sonra Kültür Bakanı olan Vejdi Raşidov’tan başka halkın oyuyla politik sahneye çıkan Türk yoktur. Doçent İ. Yalımov’un politik fonksiyonu BMM Anayasa Komisyonu çalışmalarına katılıp, Türk ve Müslümanların etnik azınlık haklarını yeni Anayasa’da daha geniş savunmaktı. V. Raşidov Kırcaali ve Razdrad Türk Devlet Tiyatrolarını Bulgar tiyatroları ile birleştirdi ve daha şimdiden tarihe geçti. HÖH dışındaki Bulgaristan Politik Partileri yönetimlerinde Türk temsilciler görev alsa da bu partilerin politik programlarında Türk ve Müslümanların hak ve özgürlüklerini, kültürel ve ekonomik edinimlerini koruma, genişletme ve arttırma gibi hedefler yer verilmemiştir. SÖZE DEĞİL İŞE BAKIN Anket sonuçlarına yansıyan ve çarpık bir durum ortaya koyan bir husus da şudur. ATAKA gibi partiler yolsuzluk, yetersizlik ve dolandırıcılığa karşı sert dille eleştirel çıkış yapıp zaman zaman tavır da aldığından dolayı, bu partilerin içinde kükreyen koyu gerici ve amansız Türk ve Müslüman düşmanlığının gözden kaçtığı dikkati çekiyor. Bir partiye şu ya da bu konuda sempati gösterirken, onun ana politik çizgisini, Türk ve Müslümanlara kar-


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

19

şı düşmanca saldırılarını gözden kaçırmamak gerekir. Ankete katılanların, Bulgaristan’da Türklere, Türkiye’ye ve İslam dinine karşı koyu gerici bir politik düşmanlık dalgası kabardığını görebildikleri kesin yansımıştır. Demokrasiye geçiş döneminde gericiliğin yeniden şahlandığı, demokratik süreçlerin derinleşmesini engellemeye çalıştığı dikkatini çekmiştir. Soydaşlarımız da dâhil, Bulgaristan’da yaşayan yakınlarımız koyu milliyetçi eğilimin gizlediği tehlikeleri zamanında sezebildi, demokratik kazanımlarını, özgürlüklerini koruyabilmek için ortak değerler ve mevziler etrafında yer almaya artık kesin yönelmeye başlamıştır. ZAMANI DOLMUŞ SLOGANLAR “Türklere Avrupa’da yer olmadığı” ya da “Türklerin Avrupa’dan kovulması!” görüşü bundan 2 asır evvel Hegel tarafından savunulmuş bir saçmalıktır. 200 sene sonra Bulgaristan’da da olmak üzere, bu sloganın gericilerin, neo-faşistlerin ağzında yeniden sakız olması, gerçek bir istek olarak kabul edilemez, geçerli bir politika olamaz, politik sahnede daha fazla kalmasına imkân tanınamaz. Anketteki suskun rakamların dili buna işaret etmektedir. GİRİŞİMCİLİĞİMİZ DEVAM EDEDECEK Vekillerimizin değişik komisyonlarda karma bölgelerin sorunlarını tatmin edici düzeyde savunmadığı gerçeği ortaya çıkmıştır. Tabii bu bütün belediyeler için söylenemez. Olaya ekonomik açıdan bakarsak, geçen meclis süresinde HÖH hükümet ortağı idi ve Burgaz ili Ruen belediyesi muhtarlıkları AB SAPART ve İSPA programlarından en fazla yatırım sağlayıp, değişik işler yaptılar. Ne ki, bunlar hep alt yapı, yol, atık su kanalları, dere yatakları, köprü, sıva boya işleriydi. Açılan bir işyeri, kurulan büyük ölçekli bir tarım tesisi iş arayanların yüzünü henüz güldürmedi. ALTERNETİF ÜRETİMLER Kırcali Belediyesi de muhtarlıklara atık su arıtma istasyonları kurdu, içme suyu havza ve kanalları açtı. Ne ki ne Güney’de ne de Kuzey doğu Bulgaristan’da, bu arada Deliorman’da tütüne alternatif tarımsal üretim başlatılamadı. Köylüler kendileri sulanır arazilerde yerinde kazanç getiren sebze üretimine geçiyor. TÜRKİYE ŞİRKETLERİ AKTİF


20

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)

Burada 32. sorunun yanıtına da değinelim. İş seçmeyen insanımız ankette % 62 gibi bir oran oluşturuyor. GÜNLÜK GAZETE VE PERİODİK DERGİ – 33. Soru Yasaklı yıllarda sevmenin bile en iyi ana dilinde olduğu görüldü. Bu bakımın 33. sorunun yanıtları dikkati çekti. Konu haber kaynakları: İnsanımızın % 40’ı güncel bilgi ve haberi Türkçe alırken, Sofya, Kırcaali ve Şumen’de ne haftalık ne de günlük Türkçe gazete veya periyodik geniş kapsamlı bir dergi çıkmıyor, Soydaşlarımızın İstanbul’da yayımladığı “Bultürk” ve “Balkan Sentezi” gazeteleri de devamlı olarak ele geçmiyor. Türkçe yayınlara ihtiyaç var. % 37’si iki dilli seyirci ve dinleyici durumunda olan Bulgaristan Türk medya kitlesi içinde hem Türkçe hem de Bulgarca gazete dergi okuyanlar % 40 oranında. Kırcaali bölgesinde yerel haberleri Türkçe internet üzerinden alan 200-300 kişi var. Bulgaristan’da karma bölgelerde iki dilli bir okur dinler izler katman oluştuğu ortaya çıktı. Bundan dolayı önce haftalık ve daha sonra da günlük Türkçe ve Bulgarca bir milli gazeteye, bir edebiyat bir de ihtisaslaşmış tarım dergisine ihtiyaç olduğu ortaya çıkmıştır. Zamanla Internet böyle bir ihtiyacı azaltabilir ama şu dönemde aktüel konuları geniş işleyecek, tarım konularında üreticiyi alternatif üretimlerle, pazar politikaları ve teşvik sistemleri ile bol bol bilgilendirecek, Avrupa Birliği program ve araçlarından yararlanmayı her bireye iletecek, edebiyat ve spora geniş yer verecek, bol ilan yayınlayıp pazarın nabzını tutacak, sağlık ve çocuk eğitimi gibi konulara eğilecek yazılı yayın organlarına, görsel araçlara ihtiyaç olduğu ortaya çıkmıştır. Daha ilginç ve zengin TV ve radyo programlarıyla seyirci ve dinleyicilerimizi dış elektronik yayınların gölgesinden çekip, iç ve AB problemlerine yönlendirme zamanı gelmiştir. Ankette 35.Soru Yine bu konuya bağlı olarak “Yakın çevrenizde Bulgarlarla evlenen var mı?” (35. soru) 58.30 “hayır” yanıtı alırken, % 41.70 “evet” demiştir. Bu da toplumdaki yeni güven havasını, dinden etkilenme faktörünün zayıfladığını yansıtmıştır. BALKANLARA DEĞİŞŞİK YOLLARDAN GELMİŞİZ – 42. Soru “Bulgarların Ata Yurdu neresidir? (42.soru) bilinçli yanıt almıştır. % 73.90


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

21

Altay Dağları’na işaret ederek, Bulgarlar ile Türklerin aynı Asya yöresinden geldiklerini, kardeş olduklarını bildiklerine işaret etmiştir. Bu arada Balkanlara geliş yolları farklı olan bu iki kavım, Hıristiyanlık ve Müslümanlık gibi iki ayrı din kabul ederek, dil, iman, adet, gelenekler, kültürel yapılanma ve yaşam tarzı gibi birçok farklılıklarla ama sabır ve saygıyla yeni toprakları olan Balkanlarda, bugünkü ortak Vatan Bulgaristan’da beraber yaşamaya başlamışlar ve yaşıyorlar. İŞİ LİDERİN DE AYNASI – 45.Soru Bulgaristan’da en dürüst parti lideri kimdir? Sorusuna verilen yanıtlarda ise, Başbakan Boyko Borisov % 57 oy alarak birinci sırada yer almıştır. Gazeteciler bu soruyu defalarca sordular ki, tatmin olmak istediler. Ankete katılanlar B.Borisov’a neden güvenmişlerdi? Bu yansıma, her şeyden önce Bulgaristan Türklerinin barıştan ve adaletten yana olduklarını, toplumsal huzur aradıklarını, demokrasiden yana olduklarını bir daha ortaya koydu. Son iki senede, sokaktaki anarşinin durdurulması, toplumun sakinleşmesi, hukuk düzenine doğru atılan adımlarla gelen güvenin artmasını, yargının demokratikleşmeye doğru ilerlemesi, Avrupa değer yargılarının kendini his ettirmeye başlaması Bulgaristan Türklerinin gözünden kaçmamıştır. Banka kapısında, evinden çıkarken, araç sürerken, kahve içerken öldürülen 70 kişi, balkonda, kapı önünde, araba altında patlayan bombalar, insan kaçırmalar, kaçırılanların parmakları kesilerek yakınlarına gönderilmesi, 30-40 gün bir kuru ekmekle tabut içinde tutulmalar, milyonları aşan fidye istemeler herkesi korkutmuştu. Katillere karşı el kaldıran B. Borisov Türklerin ve Müslümanların takdirini ve sempatisini kazanıyor, şu dönemde buna hiç kimse şaşırmasın. O, huzuru yalnız kendi partisinden olanlar, sempatizanları için değil, Türkler ve Romlar da dâhil, bütün toplum için istediğini her gün yeniliyor. Bu rakamın daha yüksek olması da beklenebilirdi, ne ki toplumsal kanı ve görüşlerin değişmesi zor yol alan bir süreçtir. GÜNÜN İHTİYAÇLARINI ÇÖZEN PARTİ -47.soru 47. soru gelecekle ilgili hükümetten beklentiler üzerinedir. Bulgaristan Türkleri ülkenin geleceği hakkında biraz karamsar olduklarını açıklamaktan çekinmemişlerdir. % 25.70 “böyle bir parti yok” derken, HÖH ancak % 19.60’ın oyunu almış ve GERB de % 41.60’la en fazla güven alabilmiştir. YENİ BİR BAŞLANGIÇTIR


22

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)

İki ülkede aynı zamanda yapılan bu anketin sonuçları bundan sonra çok tartışılacaktır. Bulgar toplumunun reddin reddi, yani faşizm ve totalitarizmi tüm illetleriyle yâdsıma, politik sahneden tamamen silip süpürme, demokrasi ve insan sevgisini yaşama çağırma zamanı yaşadığını gösterirken, biz hep bir “geçiş döneminden” söz ettik, “geçiş dönemi” bir umutla yaşama dönemidir, aslında. Bir asır biriken milliyetçi gerici faşist ve daha sonra totaliter zehirden kurtulma zamanı. Kötülüklerin tarihin çöplüğüne akıp gitmesine 20 yıl yetmedi. Sızlayan yaralar var. Gocunanlar belirdi. Hala ufukta olsa da görülen büyük gerçekle toplum içindeki olumlu birikimler olumlu gelişmeler kuvvet topluyor. Karşılıklı hoşgörü ve güven yaşam normu haline geldi, toplumsal alana kök salıp yeşermeye başladı. Özlenen toplumsal huzur ve refaha doğru, daha özgür bir yaşam yolunda omuz omuza birlikte yürüyenlerin saflarını sıklaştırdığı ortada. KATILIMCILAR BİLİNÇLİ VE UYANIK Dikkati çeken bir özellik de, ankete katılanlara hem Türkçe hem Bulgarca hem de Fransızca olarak sunulan “bütünleşme”, “integration” sözünü anlamasıdır. Totaliter rejimde çok sık kullanılan bu terim katılımcıları ürküttü. Ret edilen rejim “bütünleşme” sözünün ardına hem “eritme”, hem “asimile etme” deyimlerini eklerdi ki, insanımız bu baş ağrısı iyice bıkmıştı, şimdi birden yeniden tiksindi. Değişen durumla bu kavramın anlamında meydana gelen yeni içeriksel muhteva, farklı bir gerçekliği gündeme getiriyor. Dev ankete katılan 13 000 kişi demokratik yarınlara yolunda dev toplumsal atılımlara katılmaya hazır olduğunu dünya kamuoyuna böylece duyurmuş oluyor.


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

23


24

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

25


26

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

27


28

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

29


30

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

31


32

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

33


34

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

35


36

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

37


38

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

39


40

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

41


42

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)

ATAKA’NIN HEDEFİ BULGARİSTAN TÜRKLERİ

31 Mayıs 2011 Salı, 10:11:13Güncelleme: 17 Eylül 2011 Cumartesi, 11:58:44 Camii saldırısıyla gözler Bulgaristan’a döndü. ATAKA partisinin bu tür provakasyonlardan çıkarı ne? Sorularımızı Bulgaristan Türkleri Kültür ve Hizmet Derneği sorumlusu Rafet Murat, yanıtladı SALDIRI İSTANBUL’DA DA KINANDI “ATAKA PARTİSİ KAPATILMALI” Hangi dinden olursa olsun ibadet eden bir topluluğa saldırmanın her şeyden önce bir insanlık suçu olduğunu iafe eden Bulgaristan Türkleri Kültür ve Hizmet Derneği BULTÜRK, “Biz Türkiye’de yaşayan Bulgaristan Türkleri, Bulgaristan Baş Savcısı ile Anayasa mahkemesini göreve davet ediyor, hiçbir AB ülkesinde benzeri bulunmayan Neo-faşist ATAKA partisinin kapatılması için harekete geçilmesinin bir insanlık görevi olduğunu hatırlatıyoruz” dedi. Konu ile ilgili sorularımızı yanıtlayan BULTÜRK sorumlusu Rafet Murat, yaşanan olaylarla ilgili ayrıntılı bilgi verdi. * Yaşanan bu olaylar gözlerimizi Bulgaristan’a çevirdi. Bulgaristan’daki Türklerin sıkıntıları nelerdir? Bu son cami olayının dışında basına sızmayan başka olaylar da yaşandı mı? Siderov’un ve ATAKA yandaşlarının bu saldırılar ile bazı hedefler peşindedirler. Ekim ayında yapılacak olan Cuhurbaşkanlığı seçimlşerinde rövanşı almak niyetindedir ve bunun içinde her yola başvurmaktadır. 2006 yılındaki seçimlerde Siderov, şu anki Cumhurbaşkanı Georgi Pırvanov ile ikinci tura kalmış ve seçimi kaybetmiştir. Bulgaristan’da 40 yıl boyunca sürdürülen Türk düşmanlığı eğitiminin izleri hala devam etmektedir. Siderov ülkede bulgar nüfus artışının az olması nedeniyle “vatan tehlikede” “Bulgaristan Bulgarlarındır” gibi söylemlerle oy toplamayı amaçlamaktadır. ATAKA partisi mensuplarının vukuatları çoktur. Geçen yazın Sofyada TRT çekim ekibine de saldırmışlardı. Oysa TRT ekibi Bulgaristan’ın tanıtımı için çekim yapıyordu. Nazi işaretleri ve askeri postallarla gezen ataka mensupları birçok yerde Türklere, Romlara ve Müslümanlara saldırılar gerçekleştirdiler. * Sizce ATAKA partisinin bu tür rovokasyonlardan çıkarları neler?


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

43


44

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

45

B u l g a r i s t a n B a s ı n ı n d a B U LT Ü R K


46

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)

BULGARİSTAN BASININDA BULTÜRK ANKETİ


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

47


48

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

Alıntı:

49

https://news.bg/politics/pitat-turtsite-ni-iskat-li-gradoveteim-da-nosyat-turski-imena.html?sort=desc&page=3


50

BGSAM (Bulgaristan Stratejik AraĹ&#x;tÄąrma Merkezi)

http://kjdnes1.blogspot.com/2010/10/blog-post_24.html

http://kjdnes1.blogspot.com/2010/10/blog-post_24.html

https://www.mediapool.bg/siderov-provali-tv-reportazh-i-darzha-rechisreshtu-bultyurk-i-turskite-seriali-news167515.html


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

51

https://news.bg/politics/pitat-turtsite-ni-iskatli-gradovete-im-da-nosyat-turski-imena.html

Питат турците ни искат ли градовете им да носят турски имена

“Бултюрк” - организация на изселници от България в Турция, прави социологическо проучване сред населението на градове с преобладаващо мюсюлманско вероизповедание дали искат населените места, в които живеят да носят арабско-турски имена. Това съобщи на брифинг в парламента лидерът на „Атака” Волен Сидеров. Той вече е информирал ДАНС и смята по темата да разговаря с премиера Бойко Борисов. „Това е провокация към българската национална идентичност”, категоричен е лидерът на националистите. Според него целта на организацията е страната ни да бъде провокирана да се покаже, че България е била част от Османската империя и че пак ще бъде присъединена към Турция, но не по военен път, а по икономически. По информация на Сидеров българските мюсюлмани са питани дали у нас има дискриминация към тези, които се обявяват за турци. Не е ясно как тази анкета може да бъде използвана, опасява се Волен Сидеров. Той също така иска да разбере дали хората от „Бултюрк” са гости без покана или пък някой ги е поканил у нас да извършат подобно проучване. Волен Сидеров призова ДПС да вземе отношение по въпроса и иска да знае дали от партията на Доган смятат, че Крумовград, Ардино и Момчилград трябва да се преименуват с турски имена. Лидерът на „Атака” е притеснен и от информационното затъмнение за посещението на хората от „Бултюрк”. „Очевидно тази организация действа със съдействието на турската държава”, предполага Сидеров. Според него целта е да се покаже, че българските мюсюлмани искат да живеят в град с турско име. „Това е проява на сепаратизъм”, категоричен е националистът. По негови данни проучването се прави в 8 български града с мюсюлманско население. Задавани са въпроси дали България се е отказала от асимилаторската си политика и дали турския език трябва да стане официален. Според Сидеров анкетите се провеждат вече няколко дни, а снощи с влак представители на „Бултюрк” вече са пристигнали в София. От „Атака” обявиха, че са готови и за граждански протести срещу подобни явления.


52

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)

https://blitz.bg/politika/pitat-turtsite-ni-iskat-li-nashigradove-da-imat-turski-imena_news82998.html

„Бултюрк” - организация на изселници от България в Турция, прави социологическо проучване сред населението на градове с преобладаващо мюсюлманско вероизповедание дали искат населените места, в които живеят да носят арабско-турски имена, алармира лидерът на „Атака” Волен Сидеров. Той вече е информирал ДАНС и смята по темата да разговаря с премиера Бойко Борисов, защото според него това е провокация към българската национална идентичност. Според него целта на организацията е страната ни да бъде провокирана да се покаже, че България е била част от Османската империя и че пак ще бъде присъединена към Турция, но не по военен път, а по икономически. По информация на Сидеров българските мюсюлмани са питани дали у нас има дискриминация към тези, които се обявяват за турци. Не е ясно как тази анкета може да бъде използвана, опасява се Волен Сидеров. Той също така иска да разбере дали хората от „Бултюрк” са гости без покана или пък някой ги е поканил у нас да извършат подобно проучване. Волен Сидеров призова ДПС да вземе отношение по въпроса и иска да знае дали от партията на Доган смятат, че Крумовград, Ардино и Момчилград трябва да се преименуват с турски имена. Лидерът на „Атака” е притеснен и от информационното затъмнение за посещението на хората от „Бултюрк”. „Очевидно тази организация действа със съдействието на турската държава”, предполага Сидеров. Според него целта е да се покаже, че българските мюсюлмани искат да живеят в град с турско име. „Това е проява на сепаратизъм”, категоричен е националистът. По негови данни проучването се прави в 8 български града с мюсюлманско население. Задавани са въпроси дали България се е отказала от асимилаторската си политика и дали турския език трябва да стане официален. Според Сидеров анкетите се провеждат вече няколко дни, а снощи с влак представители на „Бултюрк” вече са пристигнали в София. От „Атака” обявиха, че са готови и за граждански протести срещу подобни явления. Ето провокативните 44 въпроса към националната ни сигурност и българския суверинитет. Прочети повече в Blitz.bg: https://blitz.bg/politika/pitat-turtsite-ni-iskat-li-nashi-gradove-daimat-turski-imena_news82998.html


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

53

https://duma.bg/siderov-goni-sas-skandal-turski-tv-ekip-n1575

Лидерът на “Атака” Волен Сидеров се забърка в нов скандал и тръгна да гони показно от центъра на София журналистически екип на турската обществена телевизия. Прякото излъчване вчера, за което екипът имаше разрешение от външното министерство, трябваше да бъде пред храм-паметника “Александър Невски”, а специален гост трябваше да е министърът на културата Вежди Рашидов. Сидеров обаче провали репортажа. Със замах отстрани турското знаменце, поставено редом до българското, и поиска обяснения от екипа. По същото време на площада “изникнаха” бойни групи на “Атака” и ВМРО и блокираха движението, възстановено по-късно с намесата на полиция. Преди екшъна Волен Сидеров съобщи пред журналисти, че е сезирал ДАНС за посещението на изселническата организация на български турци “Бултюрк”. Тя според него правела проучване с провокативни въпроси в 8 български града със смесено население. Сидеров заплаши, че ще иска среща с премиера по темата. Като ротационен председател на Комисията за контрол на ДАНС той настоя да получи информация от спецслужбите за “Бултюрк”, която по думите му работела със съдействието на турската държава. Трябва да се изясни има ли покана и ако има, откъде идва тя, за да има поне морална присъда за това, гневеше се атакистът. Сидеров продължи скандала с изявление, че приема излъчваните по български телевизии турски сериали като част от пропагандата на “светската държава Турция”. Справката сочи, че “Бултюрк” е създадена през 2003 г., а неин лидер е професорът по ортопедия в болницата “Чапа” Хаяти Дурмаз. Преди време стана известно, че организацията е подготвила 50 въпроса в анонимна анкета. По думите на координатора на “Бултюрк” Рафет Мурат анкетата ще бъде попълнена в Русе, Варна, Шумен, Разград, Търговище, Кърджали, Хасково и Смолян.

http://pomaknews.com/?p=1803


54

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)

https://dariknews.bg/novini/bylgariia/ataka-podgrq-temata-zaislqmskiq-fundamentalizym-i-zaklejmi-turskite-seriali-557086

След няколко месеца на мълчание, партия „Атака” отново заговори за инвазията на ислямски фундаментализъм в България. Лидерът на партията Волен Сидеров дори и заклейми излъчването на турски сериали по националните телевизии. Формацията информира и за влак, който обикалял из територията на страната, като пътниците му провеждали анкета дали градовете със смесено население да върнат старите си османски имена. Оттам не казаха от колко време се прави тази анкета, но според тях инициативата провокирала българската идентичност. Сидеров, който е ротационен председател на парламентарната комисия за контрол на ДАНС, вече е поискал среща с премиера Бойко Борисов, сезирал е спецагенцията и е поискал и доклад. Ето какво каза Волен Сидеров за излъчването на турските сериали и анкетьорите, които ги нарече представители на изселническата организация „Бултюрк”: „Разбира се, че ги правим като част от инвазията и част от турската държавна политика, защото те са субсидирани, платени, те са много добре финансирани. Това е част от една пропаганда, която показва Турция като една европейска, едва ли не светска държава, което далеч не е така. В момента Турция се управлява от едно проислямистко правителство. Анкетата предвижда в осем български града със смесено население да се отговаря на въпроси - дали България се е отказала от асимилаторската си политика; как биха искали да бъдат погребани мюсюлмани с християнски имена; трябва ли турският език да стане задължителен; дали желаят назначаването на мюфтиите да става с одобрението на Истанбул. Това са въпроси, които питат анкетьорите. На въпроса кой от българските държавници е допринесъл най-много за етническия мир, анкетираните имат три опции да отговорят и те са: Александър Стамболийски; Тодор Живков и Георги Димитров. На въпроса коя е прародината на българите, има също три опции: Андите; Скандинавия; Алтайските планини. Да завърша и с най-важното - дали сте съгласни Момчилград да се прекръсти на Мастанли, Ардино - на Егридере и Крумовград - на Кошукавак”. Цялата парламентарна група на „Атака” излезе от сградата на парламента, за да провери сигнал за анкетьори, които се намирали на пл. „Александър Невски” в София. В същото време в пленарната зала продължават дебатите за актуализацията на бюджета. „Атака”, които подкрепят правителството, все още не са взели позиция по темите, които се дебатират.


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

55

Сидеров и “Балканският експрес”

https://www.vesti.bg/bulgaria/politika/siderov-spria-balkanskiia-ekspres-3111611

Лидерът на “Атака” свърза екип на турската национална телевизия с опит да се върнат турските имена на населени места “Балканският телевизионен експрес” (The Balkan express) вече е в София. Потеглил от Анкара в края на месеца, той спря последователно и в Пловдив и Кърджали, предстои и посещение в Русе. По инициатива на турското национално радио и телевизия (TRT.net) и турските държавни железници специалният влак ще обикали девет държави от региона - България, Румъния, Сърбия, Унгария, Хърватия, Босна и Херцеговина, Косово, Македония и Гърция, и ще спре в общо 22 града. Според инициаторите, идеята е в преки предавания да бъдат представени исторически, културни и туристически забележителности, като се търси какво свързва балканските народи. В София прякото излъчване бе планирано пред храма “Св. Александър Невски”, а като специален гост на екипа бе поканен министърът на културата Вежди Рашидов. Лидерът на “Атака” Волен Сидеров, следван от депутатите си, излезе на площад “Св. Ал. Невски”, където започна разпра с екипа на “Балканския телевизионен експрес”, съобщи Mediapool.bg. Сидеров провалил репортажа, като демонстративно махнал турското знаменце, поставено редом до българското, и поискал обяснения от телевизионния екип. В интервю за Агенция “Фокус” Сидеров свърза екипа на площада с неправителствената гражданска организация “Бултюрк”. По думите му хора от организацията обикаляли страните от Балканския полуостров и под формата, че уж снимат нещо, правели анкети. Лидерът на “Атака” разказа, че на площада е бил разположен голям снимачен екип и много техника, но не е имало никаква информация каква е била целта на тяхното посещение, както и нито една официална институция не е била информирана за присъствието на екипа на площада. До момента никой не се беше заинтересувал кои са тези хора и какво правят, каза Сидеров. Според него, тези хора имали намерение в осем български града, в които населението е смесено, да проведат анкети и да стигнат до извода, че мюсюлманското население е дискриминирано и това население иска тези населени места да имат турско-арабски имена. Пред журналисти по-късно Сидеров заяви, че ще поиска среща с премиера във връзка с анкетата на изселническата организация на български граждани в Турция “Бултюрк”. Той е сезирал ДАНС за посещението на представителите на Бултюрк и проучването им, в което имало въпроси като “Искате ли възстановяване на старите турски имена на градове и местности в България?”.


56

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)

В смесените региони се провежда анкета, организирана от неправителствена организация “Бултюрк”, която е създадена от бг изселници в Турция. За това алармира лидерът на “Атака” Волен Сидеров. Според него представители на неизвестна организация са пристигнали с влак от Турция преди няколко дни. Делегацията имала за цел да интервюира мюсюлмани в различни градове, сред които Кърджали, Шумен и Търговище. Един от въпросите в анкетата бил дали имената на определени български градове трябва да се сменят с турски. Турската национална телевизия ТРТ снима репортаж пред храм-паметника “Св. Александър Невски”. Точно по това време Сидеров и депутати от “Атака” излязоха на паветата. Сидеров

София /КРОСС/ Лидерът на партия Атака Волен Сидеров е сезирал ДАНС заради провокативни според него действия на турската изселническа организация “Бултюрк”. Организацията провеждала анкета в български градове , в която се пита дали искат да бъдат върнати турските имена на населени места. Според Сидеров ДАНС трябва да проучи и изясни целите и намеренията на тази организация, както и за какво ще бъдат използвани резултатите от допитването. Не можем да установим до този момент по чия покана е тази делегация, кой я е оторизирал от българска страна, дали това е държава, дали е някоя община, изтъкна лидерът на Атака. По думите му фелегацията е дошла у нас като анкетна комисия, която има за цел да интервюира български мюсюлмани от различни градове. Той възнамерява да проведе и среща с премиера по този въпрос. Това е част от поредица провокации към България и българската национална идентичност, смята Сидеров. Това е проява на сепаратизъм, един процес, който цели отцепване на цели райони от България, посочи той. Анкетата предвижда в 8 български града със смесено население да се отговаря на въпроси дали България се е отказала от асимилаторската си политика, как биха искали да бъдат погребани мюсюлмани с християнски имена, трябва ли турският език да стане задължителен, дали желаят назначаването на мюфтиите да става с одобрението на Истанбул. На въпроса кой от българските държавници е допринесъл най-много за етническия мир анкетираните имат три опции - Александър Стамболийски, Тодор Живков и Георги Димитров, съобщи още Волен Сидеров. /СС/ /http://www.class.bg Източник: Информационна агенция КРОСС


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

57

https://mfa.bg/bg/news/324

Редовен брифинг на Говорителя на МВнР г-жа Весела Чернева 02 Ноември 2010Новини Добър ден, колеги! Днешният ни брифинг ще започне с една тъжна вест. Вчера, след кратко боледуване, ни напусна посланик Владимир Филипов, кариерен дипломат от 1984 г. В периода 1989 г. – 1990 г. той е член на българската делегация за преговорите по Обикновените въоръжени сили и Мерките за укрепване на доверието във Виена и на други форуми на СССЕ. От 1992 г. е посланик за специални поръчения. Бил е извънреден и пълномощен посланик на България в Португалия (1992 – 1996 г.), секретар на президента по външната политика (1997 – 2001 г.) както и национален координатор на Пакта за стабилност (2001 – 2003 г.). Има специализация в университета Джон Кенеди, Харвард. За успеха на мандатите си като специален представител на Съвета на Европа за Молдова (2003 – 2006 г.), а след това и за Черна гора (2006 – 2009 г.) е бил неколкократно награждаван. Владимир Филипов беше сред първите български дипломати след демократичните промени, които работиха истински и убедено за успеха на българската европейска и евроатлантическа интеграция. Това е от мен. Заповядайте за въпроси. Мартин Стоянов, телевизия СКАТ: Госпожо Чернева, преди дни излязоха резултатите от проведената анкета на изселническата организация Бултюрк. Ще ви зачета малко от тези резултати и ще ви помоля да ги коментирате. Как Външно министерство гледа на тези изнесени резултати? На въпроса, дали трябва да се сменят имената на населените места с мюсюлмански 80% са казали – да. Между 80% и 90% смятат, че телевизионните предавания на турски език в България не са достатъчни и настояват за 24-часова програма, искат и частни медии на родния си език. С пълно единодушие искат да бъдат унищожени християнските им имена от гражданските регистри у нас и пак почти единодушно хората са подкрепили идеята мюфтиите в България да се назначават с одобрението на Истанбул, както е било в миналото. Как Външно министерство гледа на тези резултати?


58

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

59

Изселници се оплакват от Волен на Бойко 12.07.2010 19:52; Hĸнци Hĸнaeв, eтгeвepĸн pĸдoaтep “Kĸcтĸн 24 чoco” зo Шyмĸн, Πoзгpoд и Cъpгeвищĸ Изcĸлничĸcaoтo epгoнизoция “Бyлтюpa” eт Иcтoнбyл изпpoти дe пpĸмиĸpo Бeйae Бepиceв пиcмe, в aeĸтe изpoзявo нĸдeyмĸниĸ eт cъздoлeтe cĸ нoпpĸжĸниĸ eaeлe пpeвĸждoнo eт тяx oнaĸтo. Cĸ изпpoтиxo въпpecи дe 8000 тypци y нoc, c aeитe иcaoт дo poзбĸpoт мнĸниĸтe им пe тĸми aoтe ĸвĸнтyoлнoтo cмянo нo имĸнo нo нocĸлĸни мĸcтo. “Цĸлтo нo oнaĸтoтo ĸ дo eтpoзи aoa co пeвлияли дĸмeapoтичнитĸ пpeмĸни в Бългopия и дeaeлae cĸ ĸ пpeмĸнил нoчинът нo миcлĸнĸ нo нoшитĸ xepo във и извън гpoницитĸ нo Бългopия”, cĸ aoзвo в пиcмeтe нo epгoнизoциятo. Pпepĸд oвтepитĸ мy нĸ мeжĸ eт ĸдин въпpec дo cĸ пpoви извeд зo цялoтo oнaĸтo, визиpoйaи питoнĸтe дoли тypцитĸ в Бългopия co cъглocни дo cĸ възcтoнeвят cтopитĸ имĸнo нo гpoдeвĸ и мĸcтнecти y нoc, aeйтe пpĸдизвиao aeмĸнтopи. Oт “Бyлтюpa” твъpдят, чĸ в oнaĸтoтo имo въпpecи c пeлитичĸcaи, иaeнeмичĸcaи, ceциoлĸн и pĸлигиeзĸн xopoaтĸp и нĸщoтo нĸ тpябвo дĸ cĸ възпpиĸмoт тeлaeвo пeвъpxнecтнe. Aдин eт лидĸpитĸ нo “Бyлтюpa” Πoфĸт Kypoт eбяcни вчĸpo, чĸ пpĸз 2009 г. пeдeбнo oнaĸтo cpĸд изcĸлницитĸ в Cypция пpoвили и eт БMB. “Bиĸ им пeмeгнoxмĸ, coмe в Иcтoнбyл тĸ oнaĸтиpoxo нoд 500 дyши. Ceгoвo ни xpyмнo дo нoпpoвим нĸщe пeдeбнe и в Бългopия”, eбяcни Kypoт. H пиcмeтe дe Бepиceв, пeдпиcoнe eт лидĸpo нo “Бyлтюpa” пpeф. Toяти Дypмoз, cĸ изaoзвo нĸдeyмĸниĸ eт пeвĸдĸниĸтe нo лидĸpo нo “Mтoao” Heлĸн Pидĸpeв. Cвъpдĸниĸтe мy, чĸ epгoнизoциятo cĸ финoнcиpo eт дъpжoвoтo, били apoйнe нĸвĸpни. Bocтeявo дo cĸ нoпpoви дeпитвoнĸ дe тypcaoтo дъpжoвo и cĸ твъpди, чĸ пopитĸ им идвoли eт дopĸния нo члĸнeвĸтĸ нo “Бyлтюpa”. “Mae твъpдĸниятo нo г-н Pидĸpeв co вĸpни, ниĸ cмĸ гeтeви дo eтгeвopямĸ пpĸд зoaeнитĸ нo двĸтĸ дъpжoви. Be oae иcтинoтo излĸзĸ дpyгo, иcaoмĸ дo cĸ cĸзиpo пpeaypoтypoтo”, пишoт eт “Бyлтюpa”. H дeayмĸнтo cĸ изpoзявo и нĸдeyмĸниĸ eт твъpдĸниĸтe нo миниcтъp Бeжидop Димитpeв, чĸ нĸ ĸ чyвoл зo тяx. “Bиĸ cмĸ мy изпpoтили дeayмĸнти и cнимaи eт пpeвĸдĸнeтe eт нoc пeчиcтвoнĸ нo бългopcaeтe гpeбищĸ в Иcтoнбyл”, пишoт eт “Бyлтюpa”. Coaeвo пиcмe билe изпpoтĸнe и нo миниcтъpo нo ayлтypoтo Hĸжди Πoшидeв. Xeчиcтвoнĸ нo гpeбищĸтe щялe дo имo и тoзи гeдинo. “Oтгeвepнe ви зoявявoмĸ, г-н пpĸмиĸp, чĸ мeжĸм дo cтoнĸм гopoнция, мecт зo cътpyдничĸcтвeтe мĸждy двĸтĸ cтpoни”, зoвъpшвo пиcмeтe. https://www.24chasa.bg/Article/542329


60

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

61

Изселническата организация “Бултюрк” ще участва в президентските избори в България, съобщи агенция “Фокус”, позовавайки се на председателя на организацията Рафет Мурат.

Волен Сидеров се прави на мъж и скача срещу Николай Младенов заради „Бултюрк“ Въпросите, които анкетьорите задавали на турското население у нас, били повече от притеснителни.Част от тях са дали да бъдат сменени имената на села и градове, като се върнат онези от периода на Османската империя, дали Истанбул да има думата при избора на ходжи в България, дали се чувстват дискриминирани. Според Волен Сидеров, проучването е опасна провокация. Лидерът на „Атака” също се поинтересува защо Министерството на външните работи е публикувало лъжи по негов адрес. Причината е, че Сидеров отиде пред храм-паметника “Александър Невски”, където бяха част от анкетьорите от „Бултюрк” и се намеси лично в „установяването на ред и законност” по неговите думи. Временният посланик на Турция у нас Исмаил Юджеер обаче се оплакал пред зам. външния министър Милен Люцканов от хулиганските прояви на българския депутат. Всичко това било отразено писмено от МВнР. Отговорът на Николай Младенов бе, че „МВнР няма правомощие да дава разрешения за социологически проучвания на територията на нашата страна”. Що се отнася до начина на работа на социолозите, министърът допълни, че и българите, и чужденците на наша територия трябва да спазват законите. „Едно социологическо проучване не може да бъде заплаха за българската национална идентичност. Имаме достатъчно основание в нашата история да бъдем не само горди, но и в добри отношения с нашите съседи”, допълни Младенов. afera.bg


62

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi) http://www.bulgaria-news.bg/category/today/article/ category/today/resume/post40022.html

След като през последните две години у нас не остана телевизия, която да не облъчва драгия зрител с малоумни босфорски сапунки, на ход е още по-нагла експанзия. Сега заигравката е не с културни, а с исторически модели. 8000 турци, родени, израснали, получили образование и създали семейства в България, ще анкетира изселническата организация „Бултюрк“. 50 въпроса са включени в анонимното допитване, на тях ще отговарят мюсюлмани от Русе, Варна, Шумен, Разград, Търговище, Хасково и Смолян. Анкетата се интересува дали турците искат да се възстановят старите имена на градове и местности, отказала ли се е България от асимилаторската си политика, третира ли ги страната ни като хора „втора ръка“, трябва ли турският език да стане задължителен, и дали в България да има частни телевизия, радио и преса на турски. Ще позволим ли Крумовград да се нарича Кошукавак, Омуртаг да стане Осман пазар, а Търговище – Ески Джумая, Не стига че безбройни Инджита и Мехметотвци растат из родината, ами и цели селища – и то немалки, да бъдат „потурчени“, цели наглата инициатива. В отговор на допитването, което „Бултюрк“ започват, ВМРО е готова да проведе анкета сред потомците на българите – бежанци от Турция, с въпроса – искат ли да се възстановят българските имена на градове в днешните предели на турската държава. Например дали Къркларели да не стане отново Лозенград, Едирне – Одрин, Малгара – Малиград, и дори Истанбул – Цариград?! Воеводите скачат и срещу това, че Смолян е сред осемте града, включени в турската анкета. Какви „турци“ в родопския град, питат те и определят безпрецедентния акт като неоосманска експанзия на Турция.


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

63


64

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)

Eeгoтe Mxмĸд Дeгoн види няaoaвo зoплoxo зo пpиcъcтвиĸтe cи нo пeлитичĸcaoтo cцĸнo, пъpвитĸ мĸтoфepи, aъм aeитe пecягo, eбиaнeвĸнe co cвъpзoни c ĸтничĸcaия миp в Бългopия, aeйтe “бил пeд зoплoxo”. И нĸ пpeпycao, poзбиpo cĸ, дo пeceчи глoвнoтo peля нo ДXP в нĸгeвeтe eпoзвoнĸ. Coзи пeлитичĸcao игpo пeняaeгo пpивличo и измиcлĸни гĸpeи, вaлючитĸлнe и в Cypция. Eoaъвтe нoй-вĸpeятнe щĸ cĸ eaoжĸ и cлyчoят c инициoтepитĸ нo нeвoтo “тypcao oнaĸтo” eт изcĸлничĸcao epгoнизoция “Бyлтюpa”. Bo aeитe eчĸвиднe нĸ cлyчoйнe им ĸ xpyмнoлe дo питoт бългopcaитĸ тypци иcaoт ли дo cмĸнят имĸнoтo нo Xлeвдив и Πycĸ. Aдвo ли eбoчĸ c пeмeщтo нo въпpecнитĸ oнaĸтьepи Cypция щĸ ycпĸĸ дo влĸзĸ пe-бъpзe в Aвpeпĸйcaия cъюз c пeдcтъпи eт Филибĸ и Πycчya. Eeлaeтe и дo нĸ им cĸ иcao нo въпpecнитĸ нoшĸнци в Иcтoнбyл, в Бългopия зoплoxo зo ĸтничĸcaия миp пpecтe нямo. Hъпpĸaи тeвo нямo дo ĸ злĸ ДMBP дo пpeчĸтĸ “тypcaoтo oнaĸтo”, зo дo им дoдĸ вoжĸн знoa, чĸ нĸйнитĸ въпpecи нĸ co eпит дo eпoзвoт тypcaeтe мoлцинcтвe, o eпит дo влязoт във “вътpĸшнитĸ ни poбeти”. Копирано от https://www.24chasa.bg/Article/535032 © www.24chasa.bg


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

65

Какъв е замисълът на анкетата на „Бултюрк”? 9 юли 2010 15:40

„Анкетата на „Бултюрк” не цели провокация”, това заяви в предаването „Челюсти” по Дарик заместник-председателят на базираната в Истанбул изселническа организация Рафет Мурат. Въпросникът беше разпространен в районите със смесено население. „Трябва ли мюсюлманските духовни лица да се обучават в чужбина и да се назначават от Истанбул” са част от 50-те въпроса в анкетата. Ето какво каза още Рафет Мурат пред Диана Найденова: Г-н Мурат, разкажете ни за „Бултюрк”, организацията ви е създадена през 2003-а година? Целта на организацията е всички българи, които сме дошли в Турция, да си помагаме. В кои градове действа вашата организация? Имаме представителства в Истанбул, Бурса, Измир, Анкара. Как точно си помагате? Организираме събрания, събираме нашите младежи на едно място. За какво си говорите по време на тези събрания, за България ли? Работим много за България. Тук има българско гробище, което сме го почистили ние.

Участвате ли в организацията на изселници с български паспорти, които искат да идват да гласуват в България на различни избори? Това си е тяхно право да отидат и да гласуват... Проблемът не е в Турция. Проблемът е в българите, защото нито една българска партия не е дошла тук да работи с тези хора, да им обясни какво става в България. Имате ли двойно гражданство? Да, имам двойно гражданство. На кои избори гласувахте последно в България. На последните избори гласувах в Истанбул за депутати. За кого гласувахте? За Бойко Борисов. Не за ДПС? Има много сериозни спекулации около онази анкета, която сте организирали. Какъв е смисълът на тази анкета? Нека да уточним нещо важно. Тази анкета, която се разпространява във Варна, Русе Шумен, Търговище, Кърджали, Хасково и Смолян - вие сте я правили. Да, анкетата е изготвена от председателя на „Бултюрк” и научни сътрудници. Какво цели тази анкета? Какво ги питате? Питаме ги, примерно дали знаят за България нещо.


66

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)

Ние разполагаме с тази анкета и в нея има доста притеснителни въпроси като „Искате ли да се възстановят имената на турски език на градовете, в които живеете и местностите”. Има ли такъв въпрос в анкетата? Да, има. Защо ги питате това? Ами в Крумовград живеят повече турци и сега те дали искат или не искат - има ли някакво значение. Защо в България излизат някакви хора и казват, че ние сме започнали да сменяме имената. Кои сме ние?! „Бултюрк” може ли да смени имената. Има си кметства. Как може една фондация да смени имената? Г-н Мурат, логично е да смятате, че вие от Истанбул няма как да преименувате градовете в България, но защо тогава питате хората дали желаят това? Ами това трябва да питате нашите сътрудници, аз не съм подготвил анкетата. Ангел Джамбазки от ВМРО: Гласувахте ли на последните местни избори? Да, гласувах. Ангел Джамбазки от ВМРО: .... които се проведоха в България? В Истанбул съм гласувал. Ангел Джамбазки от ВМРО: На последните местни избори през 2007-а година гласувахте ли? Да, в Кърджали. Ангел Джамбазки от ВМРО: Защо? Вие живеете в Истанбул, там си плащате данъците. В Кърджали имам къща, имам и български паспорт. Българските служби не са ми взели паспорта, щом имам паспорт, имам право и да гласувам. Ангел Джамбазки от ВМРО: Къде си плащате данъците? И в Истанбул плащам данъци, и в Кърджали плащам данъци. Диана Найденова: Имотен данък на къщата, която притежавате, нали? Да. Г-н Мурат, докога ще продължи тази анкета? В края на август ще приключи анкетата и след това ще обясним резултатите от нея.

Като обясните на телевизиите, че например в кърджалийските села искат да се възстановят имената на турски език, какво ще последва? При предишната анкета имаше въпрос дали ние, които живеем в Турция, сe разбираме с хората, които са в Турция. Как се разбираме и с тези, които са останали да живеят в България. Имаше доста въпроси, но отговорите на тези въпроси няма да повлияят по никакъв начин. Половината, например, искат Истанбул да се казва Константинопол, може ли да се промени това?! Не може. Какви са въпросите в анкетата, можете да видите ТУК https://dariknews.bg/novini/interviu/kakyv-e-zamisylyt-na-anketata-na-bultyurk557902


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

67

BULTÜRK’ün Faaliyetleri

• Bulgaristan Türkleri Kültür ve Hizmet Derneği BULTÜRK hem Bulgaristan’da hem Türkiye’de soydaşlarımıza yönelik faaliyet gösteren bir dernek olarak kurulmuştur. Dernek olarak yaptığımız çalışmalar özetle aşağıda sunulmuştur. 1. BULTÜRK 33 kurucu üye ile 2002 yılında başlayarak 2003’te resmi olarak Bayrampaşa’da faaliyetlerine başlamıştır. Web: www.bulturk.org.tr 2. 2004 yılında kendi gazetesini çıkarmaya başlamıştır. Gazetemizin kısa ismi BULTÜRK’tür. BULTÜRK; “Bulgaristan Türkleri’nin Sesi Gazetesi”. Gazetemiz aylık siyasi ve aktüel olarak yayınlanmaktadır. Haziran 2017 itibarıyla 121. sayısı yayınlanmıştır. (Web adresi www. bghaber.org, www.bulturk.net) 3. Derneğimiz yönetim kurulumuzda arkadaşlar ile dostlarımızın da katkıları ile İstanbul Bayrampaşa ilçesinde içerisinde konferans salonu da bulunan kendi Genel Merkezine kavuşmuştur. Kendilerini tüm Bulgaristan Türkleri adına kutluyor ve teşekkür ediyoruz. 4. Derneğimizin Genel Merkez konferans salonunda her 15 günde bir; konferanslar, sohbetler ve seminerler yapılmaktadır. Burada gençlerimizin yeni arkadaşlıklar ve dostluklar kurmalarını hedeflerken, aynı zamanda Türkiye ile dünyadaki güncel ve siyasi gelişmeler hakkında bilgi sahibi olmalarını amaçlamaktayız. Kısacası Balkanlar ve Türk Dünyasını odak noktamıza alarak kapsayıcı ve çok yönlü seminerler düzenlemeyi kendimize görev edindik. Böylece üyelerimizin ve toplumumuzun bilinç düzeyini arttırmayı ve ülkesine, milletine daha yararlı ve duyarlı bireyler olmaları için gayret sarf ediyoruz. 5. Bulgaristan’da ve Türkiye’de geniş katılımlı olması ve çok yönlü sorular içermesiyle yankı uyandıran bir anket çalışması yapmayı da başardık. Bulgaristan’da 8.000, Türkiye’de 5.000 olmak üzere toplam 13.000 denek ile 33 sorudan oluşan anket yaptık. Anketimiz hem yerel hem de ulusal basında büyük ilgi çektiği gibi son derece çarpıcı sonuçları da ortaya koymuştur. Aynı zamanda Bulgaristan’da ortaya çıkan sonuçlar açısından aşırı Bulgar milliyetçilerin tepkisine neden olmuştur. Böyle bir çalışma şimdiye kadar Bulgaristan’da hiçbir kuruluş tarafından yapılamamıştır. Biz dernek olarak yapmış olduğumuz faaliyetlerle gençlerimizin ufkunu açmak ve teşvikte bulunmayı hedefledik. Gelecekte bu tür faaliyetler içinde olan kuruluşlarımızın veya teşkilatlarımızın sayısının artmasını umut ediyoruz. 6. 23 Ekim 2011 tarihinde gerçekleştirilen Bulgaristan’daki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Derneğimizin öncülüğünde ve desteği ile Bulgaristan tarihinde ilk defa Türk-Müslüman Cumhurbaşkanı adayı bu makama aday oldu. Gururla diyebiliriz ki dernek olarak maddimanevi katkılarımızla ve cesaretimizle karşı çıkan birçok kişiye rağmen bu yoldan dönmeyerek ilk kez Müslüman-Türk bir kişiyi Bulgaristan Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı adayı olarak çıkartmayı başardık. Ayrıca sadece ve sadece BULTÜRK’ün ve üyelerimizin bireysel çabalarıyla bu seçimde seçmenlerden 50.000 civarında oy alabilmemiz de bizleri hayli memnun etmiştir. Bulgaristan’da Cumhurbaşkanlığı seçim yarışına 21 aday katılmış ve bu yarışı bizim adayımız 9’ncu sırada tamamlamıştır.


68

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)

7. İstanbul’da bulunan Bulgaristanlı öğrencileri BULTÜRK Derneği olarak bir araya getirdik. BULTÜRK derneğinin gençlik kolları bu gelen öğrencilerimiz sayesinde Sn. Alpay DİNÇER başkanlığında kurumuştur. Artık BULTURK, Gençlik kollarına kavuşmuş oldu ve ayrıca Kadın Kolları da kurulmuştur. 8. Sivil toplum kuruluşu olarak, Bulgaristan Parlamentosu’nun 1970’li ve 1980’li yıllarda, ülkede yaşayan Müslüman ve Türklere karşı Jivkov iktidarı tarafından uygulanan asimilasyon sürecinin kınanmasını Bulgaristan’ın başkenti Sofya’da ilk defa bir basın toplantısı ile kamuoyuna duyurduk. Bu basın toplantımıza Sofya Büyükelçimiz Sn. İsmail ARAMAZ da katılarak bizlere destek oldular. 9. Bulgarların 1912 yılında kutladıkları Kırcaali’nin kuruluşunu, bizler de 1434 yılı olarak Bulgaristan’da ilk defa Kırcaali’nin kuruluşunu kutladık. Rivayet edilmektedir ki; Kırca Ali, Akdeniz’den yola çıkarak 70 köyden sabah namazına giden her köyden bir kişi olmak üzere topladığı inançlı, cesur ve aktif gençleri yanına alarak buraya Hıdırellez’e üç gün kala gelmiştir. (Kırcaali kelimesinin anlamı; 1. Kırıcı (dövüşçü), 2. Kırcı (dışarıda çalışan), 3. Kır saçlı (saçları beyazlamış, olgun) anlamlarına da gelen Kırcaali’nin anısının yaşatılması için, bu günde (hıdrellezden 3 gün önce) bu şirin şehrin kurucusunu ve kuruluşunu kutladık. Başlattığımız bu anlamlı faaliyetin, Kırcaali’ye yakışır biçimde kutlamaya devam ederek güzel bir gelenek haline getirilmesini ümit ederiz. 10. Sosyal Haklar; Bulgaristan’dan Türkiye’ye çalışma stajlarının 1991 ve sonrası göç edenlerin de bu haklardan yararlanabilmeleri için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na imza kampanyası ile toplanan dilekçeler derneğimizin üst yazısı ile teslim edilmiş olup, konunun takibi tarafımızdan yapılmaktadır. 11. Türkiye’de ilk defa “Bulgaristan’daki Mayıs 1989 Ayaklanmalarının yıl dönümünü anma toplantısı” Derneğimizce organize ederek İstanbul Üniversitesi’nden öğretim üyelerimizin de katkılarıyla geniş çaplı akademik bir bilgi şölenine dönüştürülmüştür. 12. İstanbul’da Bulgaristan aydınlarının 1’nci ve 2’nci büyük buluşmasını organize ettik. 13. Dünya Türk Yazarlar Birliği tarafından Türk Dünyası’nın şah damarı Azerbaycan Bakü’de gerçekleştirilen “Geldik, Gördük, Yazdık” adlı projede BULTÜRK olarak yerimizi aldık ve konu ile ilgili yazımızı yazdık gazetemizde de yer verdik ve kendilerine de ilettik. 14. “Dünya Türk Gençler Birliği Liderler Zirvesi” ni (Başkanlar Toplantısı) ev sahibi STK olarak Sofya’da 2010 Mayıs ayında Hotel Vitoşa’da tertip ettik. Daha sonra 2012 senesinde İstanbul’da Derneğimizin öncülüğünde yine bir “Dünya Türk Gençler Birliği Liderler Zirvesi” ni yaptık ve Aralık 2013’de İstanbul’da “Dünya Türk Genç İş adamları 1.Kurultayı” nın organizasyonunda da yer aldık. 15. Bulgaristan’ın başkenti Sofya’da ırkçıların Cuma namazı kılan cemaate saldırmasına karşılık, İstanbul Balat’ta Bulgar kilisesi önünde protesto gösterisi düzenledik. Onların o sert ırkçı tutumuna karşın biz İstanbul’da Bulgar kilisesi önünde kilise cemaatine Müslümanlığa yakışır şekilde tüm kiliseden çıkanlara sevginin sembolü karanfiller dağıttık ve buradan uyardığımızı da belirttik.


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

69

16. Türk Dünyası Basın Mensupları üyesi olarak Yalova toplantısına katıldık. 17. BULTÜRK Derneği olarak çıkartılan kitaplar; BULTÜRK faaliyetleri 2003-2009 arasını ve 2010-2014 arası kitapçık haline getirdik. Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezinin Makaleleri ve Analizleri 25 ciltte topladık. Sofya Hatıraları. Güneş Ne Zaman Doğacak “Hak ve özgürlükler uğruna tüketilen umutlar”. Bu kitap ve kaynaklarımızı Bulgaristan ile ilgilenen tüm STK ve Devlet görevlilerine teslim ettik. Konuyla ilgili tüm faaliyet ve çalışmalarımız “www.bghaber.org” adresinde yer almaktadır. 18. Bulgaristan Parlamentosu Hükümeti tarafından yine ilk defa bir sivil toplum kuruluşu olarak resmi davet aldık. Dernek olarak 30 kişilik bir heyet ile Bulgaristan Parlamentosunda o günün iktidar partisi GERB’in Grup Başkan Vekili ve İçişleri Bakanı Sn. Tsvetanov tarafından ağırlanıp, basına açık resmi görüşmelerimizi karşılıklı olarak ifade ettik. Bulgaristan’da ve Türkiye’de yaşayanların problemlerini ilettik. 19. Bulgaristan’da GERB Partisi ile Kırcaali Çeroçene İlçesinde ilk defa bayramlaşmada bir araya geldik. 20. Bulgaristan’dan 1877 Rus-Türk harbinden sonra göç eden insanlarımızı araştırmaya başladık. Yakın bir zamanda Bulgaristan’da ve Türkiye’de net olarak Bulgaristanlıların nüfusu tespit edebilmek amaçlanmıştır. 21. Türk Devlet ve Toplulukları Dostluk Kardeşlik ve İşbirliği Kurultaylarına BULTÜRK olarak her zaman yerimizi aldık. 22. Türk Dünyası Belediyeler Birliği toplantılarında her zaman yerimizi aldık. 23. Dernek merkezimizde oluşturulan kütüphane için Bulgaristan ile ilgili çıkan kitaplar Bulgaristan ve Türkiye’de toplanmaya başlanmıştır. Bulgaristan Türkleri ile yazılan tüm kitapları toplayarak büyük bir kütüphane oluşturmayı hedeflemekteyiz. 24. Bulgaristan’da yapılacak Avrupa Birliği Parlamento Seçimleri, Genel seçimler ve Yerel seçimlerde her zaman hazır olduğumuzu belirtip konuyla ilgili uzmanlarımızla hazırlanan raporlarımızı da ilgili mercilere iletmekteyiz. 25. 2014-2015 döneminde İstanbul’da “Büyük Göç”, “Bulgaristan’da Kültürel Soykırım”, “Soydaşlarımızın Sorunları” vb. konulu uluslalar arası katılımlı forum, panel ve sempozyumlar düzenledik. 26. Aralık 2015’te Azerbaycan Bakü’de Türk Dünyası STK’lar toplantısına katıldık. 27. Ocak 2016’da BTA-Bulgar Telgraf Ajansı Basın Merkezinde Sofya’da 22 Ocak 2016’da Komünist dönem suçlarının zaman aşımına uğramasına ilişkin meclis kararının bozulması amacıyla düzenlenen basın toplantısına katıldık. 28. “20.Yüzyılda Türk Dünyasında Soykırımlar” paneli yaptık. Konuşmacılar; Azerbaycan’dan Akif NAGİ ve Agil SEMEDBEYLİ, Bulgaristan’dan Sabri İSKENDER. Bayrampaşa Kültür Merkezi. 04.10.2016.


70

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)

29. Türkiye çapında bütün göçmen derneklerimizi sarsılmaz ve yenilmez bir inançla “BULGARİSTAN DERNEKLERİ” FEDERASYONU kurmak için çalışmalar başlatıldı. 13.11.2016 - Bayrampaşa. 30. “Kıbrıs Görüşmelerinde Son Durum” konulu Panel Düzenledik. Konuşmacı olarak KKTC Yeniden Doğuş Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Erhan ARIKLI. Bayrampaşa Kültür Merkezi. 26.11.2016. 31. Türk Dünyası Belgesel Film Yarışması’nda BULTÜRK olarak yerimizi aldık. 32. ETNOSPOR etkinliklerine katıldık ve çadırımızı düzenleyerek toplumumuzu tanıttık. Ağustos 2016. 33. Çanakkale Zaferi ve Şehitlerimizi Anma Konferansı yaptık. Mart 2013 ve Mart 2017. 30. Eski Zara (Stara Zagora) Kazanlık ilçesinde 15 Temmuz anma toplantısı yapıldı. (Bulgaristan’da Bulgarlara 15 Temmuz darbe girişimi anlatıldı). 15 Temmuz 2017. 31. Davet edildiğimiz “Rumeli-Balkan Buluşması 23 Mart 2017” organizasyonu için BULTÜRK Derneği Yönetim Kurulu olarak Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde yerimizi aldık. 23 Mart 2017. 32. Ankara Temsilciliğimiz bir heyet ile “Suriye ve Irak’tan Gelen Sığınmacıların Sorunlarının Değerlendirilmesi” konusunda Ankara Göç İdaresi İl Müdür Vekili Adem SEZER’e ziyaret bulundular.07 Şubat 2017. 33. Ankara Temsilcimiz Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı İsmail CİNGÖZ tarafından Polatlı Türk Ocağı’nda “Balkanlar’da Türk Varlığının Tarihi Süreci” başlıklı konferans verildi. 24 Şubat 2017. 34. Ankara Temsilcimiz Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı İsmail CİNGÖZ; Türk Dünyası ve Türk Dış Politikası -Siyasi, Ekonomik ve Kültürel Boyutuyla- Çalıştayı’na, Balkanlar konusunu değerlendirmek üzere katılmıştır. Ankara/13 Mayıs 2017. 35. Eyüp Belediyesine Ziyaret Ve Plaket 36. BULTÜRK Pütürge Belediye Başkanı Ile Birlikte İstanbul’da 37. İstanbul’da Türk Dünyası Dernekler Toplantısı 38. “Doğu Türkistan Kanayan Yaramız” Konferansı Bayrampaşa’da 39. Bulgaristan’dan Hürriyet Şeref Partisinin Yöneticileri İstanbul’da BULTÜRK-Bulgaristan Türkleri Kültür ve Hizmet Derneğini ziyaret ettiler. 40. BULTÜRK Bulgaristan’da 15 Temmuz Şehitlerini Anıyor… 42. Molova’da Gagavuz Yerinde Kıpçak köyünün yortunda 43. Türk Dünyasında Kadın Konferansımıza Gelenlere Teşekkürler


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

71

BULTÜRK Genel Merkezinde Düzenlenen Konferanslar • Bulgaristan Türkleri Kültür ve Hizmet Derneği, Yıldız Teknik Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü ile ortaklaşa “20. Yılında 89 Göçü” konulu bir Uluslararası Konferans düzenledi. Ekim 2009. • İstanbul Bayrampaşa’da “20.Yılında 89 göçü” Konferansı yapıldı. Ekim 2011 • Ünlü yapımcı ve yönetmen Osman SINAV, BULTÜRK Genel Merkezinde “Hayal ve Strateji” konulu konferansı ile BULTÜRK üyelerimizle birlikte oldu. 10.12.2012 • Bulgaristan’dan gelen öğrenciler ile Türkiye’deki öğrencileri iftar yemeğinde bir araya getirildi. Genel Merkezde düzenlenen iftarda “Bulgaristan Türklerinin Geleceği” konulu söyleşi gerçekleştirildi. Eylül-2012 • “Refet Rodoplu’yu Anma Toplantısı’na Dr. Müjgân DENİZ konuşmacı olarak katılım sağladı. Kasım 2013. • “Bulgaristan’ın Geleceğinde Türk Gençliğinin Yeri ve Önemi” konulu konferansta konuşmacı Araştırmacı Gazeteci Yazar Şamil Kucur katıldı. Aralık 2015 • Azerbaycan Milli Kahramanı İbad Hüseyin, “Bugünün Attila’sı” konulu konferansı gerçekleştirdi. Ekim 2013 • TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Toğurul İsmayil, “Azerbaycan’ın HOCALI SOYKIRIMI” adlı konferansta konuşmacı olarak katıldı. Mayıs 2014. • İstanbul’da “Karabağ Savaşında Yaşanan ve Bilinmeyen Gerçekler’’ adlı bir konferans düzenledik. Konferansımıza söz konusu savaşa bizzat katılmış Azerbaycan Milli Kahramanı İbad HÜSEYİNOV konuşmacı olarak katıldı. Ekim 2015. • “Balkan” romanının yazarı Halide ALPTEKİN, Balkanlar konulu konferans verdi. Nisan 2014. • Aziz ŞAKİR, “Bulgaristan’da Mezar Taşları” konulu konferansı sundu. Nisan 2013 • Raziye ÇAKIR,“1989 Göçünde Yaşananlar” konulu bir konferans sundu. Nisan 2013 • 18-21 Haziran 2014 tarihleri arasında BULTÜRK ve İstanbul Üniversitesi Avrasya Enstitüsünün işbirliği ile “25. Yılında 89 Göçü ve Uluslararası Bulgaristan Sempozyumu” düzenlendi. Haziran -2014.


72

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)

• Bayrampaşa Belediye Başkanı Atilla AYDINER merkezimizi ziyaret ederek Bayrampaşa ilçesine yapılan hizmetleri aktarmayı müteakip Balkanlarda yaptıkları “Kardeşlik Sınır Tanımaz” konulu bir konferans verdi. Agustos-2015 • İbrahim KÖŞDERE, “Bulgaristan Türkeri’nin Türkiye’deki Konumu” konulu bir konferans sundu. Mayıs 2015 • Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın katılımlarıyla “Balkanların Geleceği” konulu konferans düzenlendi. Mart 2015 • Araştırmacı yazar Yrd. Doç. Dr. Süleyman Özmen, “Afgan Aydınlanmasının Mimarı Serdar Mahmud Tarzi Han ve Anıları” isimli kitabıyla Afganistan ve Orta Asya gerçeklerini dernek üyelerimizle paylaştı. Aralık 2015 • - Yeni Kapı Mitingi’nde yerimizi aldık - 7 Ağustos 2016 • - Birlik ve Beraberlik Gecesi - GOP - 2016 • - Birlik ve Beraberlik Gecesi - Bayrampaşa - 2017 • - Bulgaristan Türkleri’nin Büyük ve Güçlü Türkiye İçin Evet Gecesi - 7 Nisan-2017. • - Etnospor Mayıs 2017 Yenikapı/İstanbul • - 14 Temmuz 2017 Bulgaristan Kazanlık ilçesinde “15 Temmuzu şehitlerimizi anma ve darbeyi anlattık. • - 1.Ordu Komutanı Orgeneral AVSEVER’i ziyaret – 31 Temmuz 2017 • •Bulgaristan’da kalan taşınmazların geri iadesi ve vatandaşlık konularında dernek genel merkezimizde her ayın başında Bulgaristan’dan gelen avukatlar ve aracılık eden uzman kişiler tarafından ücretsiz olarak bilgilendirme toplantısı yapılmaktadır. • Şumnu Nikola Kozlevo Belediye Başkanı makamında ziyaret • Kazanlık Türk Ulus Derneği Başkanı Menderes KUNGÜN’ü makamında ziyaret • Bulgaristan BSP başkan yrd. Zlateva ile Kırcaali’de görüşme yapıldı. • - Yeni Kapı Mitinginde yerimizi aldık - 7 Ağustos 2016 • - Birlik ve Beraberlik Gecesi - GOP - 2016 • - Birlik ve Beraberlik Gecesi - Bayrampaşa - 2016 • - Bulgaristan Türkeri’nin Büyük ve Güçlü Türkiye İçin Evet Gecesi - 7 Nisan-2017. • - Etnospor Mayıs 2017 Yenikapı/İstanbul • •Derneğimizde gençlerimiz için ücretsiz olarak Bulgarca ve İngilizce dil kursu verilmektedir.


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

73

Balkanlardan gelen Belediye Başkanları Bayrampaşada

BULTÜRK Yönetimi İstanbul Başkonsolosu A.Angelov’u Makamında ziyareti


74

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

75


76

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)


77

Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

Bulgaristan Erdoğan’a Güveniyor Platformu 27 Temmuz 2014 10 Ağustosta Türkiye Devletine Başkan seçiliyor. Türkiye Cumhuriyeti’nde, yerli ve uluslararası medyada, Bulgaristan’da, Balkanlar’da, Türkistan’da ve Avrupa’daki Türk işçiler arasında 10 Ağustos günü direkt oylamalı Başkanlık Seçimi gündeme oturdu. Her yerde, herkesin ağzında ve kulağında senin benim oyumla seçilip Çankaya’ya geçecek ilk Türkiye Devlet Başkanının Sayın Recep Tayyip Erdoğan olması arzusu var. Bu istek her geçen günle büyüyor. Biz Balkan ve Bulgaristan göçmenleri, soydaşlarımız da bu heyecanı yaşıyoruz. Artık herkes Türkiye’de ve Balkanlarda bir şeylerin değiştiğini fark etti. Herkes uyanıyor. Bizlerde değişimin ve yeniliğin bir parçası olmak ve bu değişimde yerimizi almak istiyor. Neden Recep Tayyip Erdoğan? Bu soru hemen hemen sorulmaz oldu. Çünkü onun AK Parti’nin Başkanı ve Başbakan olarak son 12 yılda verdiği hizmetler, gösterdiği büyük özveri, değişen Türkiye’yi başarıyla yönetmesi, mayalanan yeni atılımlar, son yıllarda, kısa bir sürede sağlanan etnik uzlaşma ve güçlenen harmoni, 34 sene süren kanlı savaşı durduran barışçı açılım, derinleşen ve yasalarla pekiştirilen uzlaşma süreci; güçlenen güven ve yükselen refah düzeyi gizlenemez. Aramızda bu dönüşümü yaşamayanlar yok gibi. Türkiye kamuoyunda ve seçmenler arasında Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk direkt seçilen Devlet Başkanı’nın Sayın Recep Tayyip Erdoğan olacağından bugün itibarıyla yediden yetmişe hepimiz eminiz. Biz Bulgaristan Türkleri olarak da başka bir beklentimiz de yok zaten. Yeni tarihimizde devamlılık ve bir süreklilik vardır. Türkiye ve Türklerin tarihi dünü, bugünü ve yarını olan bir süreçtir. Bugün artık herkesin inandı-na göre, Türkiye Cumhuriyetinin Devlet Başkanı olmak için seçmenden oy talep eden günümüzün Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, 1923’ten beri uygulanan Cumhurbaşkanlığı sistemiyle Başkanlık rejimini, birbirinden kopuk iki tarihsel kesik olarak görmüyor. İkincisini birincisinin devamı olarak idrak ediyor.


78

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi) Yeni Türkiye’nin ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk, ilk Devlet Başkanı da Recep Tayyip Erdoğan olacaktır.

Seçmen ve halkımız bu gelişmeyi yürekten kutluyor. Bu niteliksel gelişme Türkiye’de Cumhuriyetin ilan edilmesinin 100. Yıldönümü arifesinde gerçekleşiyor. Cumhurbaşkanlığından Başkanlık sistemine geçişi ise 91. yılında hayat bulacaktır. Biz tarihsel sürecin yani örneğin feodal sistemden kapitalist sisteme geçerken ikisinin arasına bir ateşırmağı yakılmadığı gibi, Cumhurbaşkanlığı sisteminin Başkanlık sistemi tarafından yaratıcı olumsuzlanması esnasında da köprülerin ayakta kalacağına kesin inanıyoruz. Burada söz konusu olan yönetim biçiminin daha yetkin, millete ve devlete daha yararlı bir düzeye çıkarılmasıdır. Bu hedef, Türkiye gerçekliğine öncü ve özgü olmakla birlikte, diğer ülkelerden de izleniyor. Başkanlık sistemine geçişi Türkiye gibi, etnik yapısı zengin, ekonomide dinamik gelişen Cumhu-riyet rejimleri öz bağrında kendisi yaratır. Cumhuriyet rejiminin eleştirel süzgecinden çıkan Başkanlık sistemidir. Örneğin Fransa Yarı Başkanlık sistemine yükselene kadar, 5 defa Cumhuriyet rejimi yıkıp yeniden kurmak zorunda kaldı. Türkiye bu sürece özgün bir formül bularak daha yapıcı ve çözümleyici kısa yoldan ulaşabildi. Son 12 yılda AK Parti’nin halkı yüreklendirmesi Başkanlık yolunu kendisi açtı. Türkiye’de, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş süreci ret süreciydi. Dev imparatorluğun özünde olumlu ne varsa benimsenirken 1924’te Cumhuriyet ilan edip Muasır medeniyetler yolu açıldı. Türkiye’de yenileşme süreci kapılarıçerçevesinin, zamanın bir gereği olarak, birçok bakıma dar tutulması, daha sonraki dönemlerde problemler doğurdu. Bu ilginç gerçeklerden biri de, Osmanlının tebaa sisteminden bir tek Türk etnik ve ulusallığın doğmamasındadır. Arnavut’tanArap’a, Çerkez’den-Gürcü’ye, Kürtten-Bulgara, Makedon ve Sırp’a kadar çok farklı etnik- dini halk topluluklarının oluşup özgür ve ayrı yaşam hakkı istediği bilinmiyor. Türkiye’de 1923’ten sonra yerleşmeye çalışan Cumhurbaşkanlığı sistemi, önce tek partili dayatmalı demokratik koşullar yaratmıştı. Çoğulcu sisteme 1950’deki geçiş de çok sancılı oldu. Vesait sistemi, Anayasanın katı ve değişmez ilkeleri birçok demokrat darağacında sallandırılırken, hapishaneler sol ve sağ kanattan özellikle aydınlarla hep dolup boşaldı ve yeniden doldu.


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

79

Toplumun enerjisi ve birikimleri boşa gitti. Osmanlıdan Cumhuriyete geçerken oluşan tek partili, tek adamlı v.s. zihniyete dayanan vesait sis-temi üç askeri darbeyle toplumu ezdi. Toplumsal yenilenme ve demokratikleşme hamlelerinin belini kıran cunta rejimleri, örneğin Kenan Evren’in tam 34 yıl sonra yargılanıp ömür boyu ağırlaştırılmış hapis cezası alması, aslında 30 yıldan bu yana sızlamaya devam eden yaraları bile saramadı, anaların gözyaşını silemedi, ancak aynı zihniyetle yaşamaya devam edip pusuda bekleyenlere ibret dersi oldu. Olmalıdır! Bu gelişmeler Türkiye gerçeklerinde Atatürk’ü, Atatürk ideolojisini, Kemalizm’i, Yeni Kemalizm’i bir doğma gibi okuyup hiçbir değişiklik görmeden ezberinde yaşatanlar da giderek uyandı. Bugün her yerde oyumu Erdoğan’a vereceğim diyen CHP’li ve MHP’liye rastlıyoruz eski ANAP ve DYP zaten onun yanındalar. Atatürkçülüğün değişim ve yenilenmesinden Recep Tayyip Erdoğan Başkanlığı doğuyor. Bizler Bulgaristan Türkleri de Türkiye’de ve Bulgaristan’da oyumuzla bu doğuşa ebelik yapmalıyız.Osmanlının olumsuzlanmasından Cumhuriyet ve lideri Mustafa Kemal doğarken, Atatürk’ün olumsuzlanmasından da Erdoğan felsefesini ve en demokratik yönetim tarzı olan Başkanlık sistemini doğuruyor. Tarihin yeni okunuşundaki özellik işte budur. Oyunu Erdoğan’a verenler yenilikçi Demokratlardır. Türkiye’de yaşayan halkın Cumhuriyeti olumsuzlaştırıp 10 Ağustos’ta Başkanlık yönetimine geçişe hazırlanması XXI. yüzyılın ilk gününden beri hazırlık frekansına giren, ağır bir tarihsel oluşum ve gelişim sürecinin kesintisiz zorunlu devamıdır. 10 Ağustos günü Türkiye seçmeninin atacağı temel, açacağı Başkanlık kapısıülkeyi Kafkasya ve Balkanları, Türkistan’ı ve Avrupa’yı bir asır boyu aydınlatacak, gece gündüz etkileyecek ve aynı yolda birlikte yürümeye mecbur kılacaktır. Başkanlık sistemiyle Türkiye’ye yerleşecek olan huzur ve güven, Türkiye’yi kıskananlara bugün de kâbuslar yaşatıyor. Birleşik Amerika’da 200 Yıldan beri başarılı bir şekilde uygulanan Başkanlık sistemi insanlık tarihine yön veren olumlu sonuçlar doğurdu. Zencilerin köle olduğu bir toplumun siyah derililerden birinin torununu Beyaz Saraya taşıyan uzun, dik ve çetin yolu yürüdü. Bunu düşünürken Amerikan Başkanlık sistemini emsal alanların Türkiye’de önce Yarı Başkanlık ve ardından Başkanlık sistemiyle birlikte ortaya çıkacak özgürlükleri, farklı yapılanmayı görebilmele-rine yeterli olma-


80

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)

lıdır. Burada çok önemli olan ve vurgulanması gereken Recep Tayyip Erdoğan’la Türkiye’ye adım atacak olan Başkanlık sistemi asla bir diktatörlük, asla bir Padişahlık, asla bir totalitarizm değildir. Başkanlık sistemi peşinden gelecek olan Yerel Yönetimler konusu: Bugün de Birleşik Amerika’da hala bir ABD Anayasası yok. Her eyaletin kendi Anayasası ve mer-keze bağlıözgün idare biçimi var. Avrupa Birliği’nin de ORTAK Anayasası YOK. 28 DEVLETİN 28 ANAYASASI var. İnanıyorum ki, Türkiye Cumhuriyeti Başkanlık sistemiyle yönetilmeye başladığında Sadece Türkiye Değil Tüm Türk Dünyasının ortak anayasası hayata geçecektir. Veya her Türk Cumhuriyeti ardından diğerleri de kendi Anayasası ve merkezi Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlıözgün idare biçimi hayata geçirilecektir. Bazı başka örnekler: Fransa’da uygulanan Yarı Başkanlık sistemidir. Yerel yönetim biçimi de, ABD’den farklıdır. İşaret etmeden geçemeyeceğim bir nokta da, Fransız Yarı Başkanlık sisteminde, General Charles de Gaulle zamanında, onun ısrarıyla kendisine Cumhurbaşkanı olarak tanınan yasal hak ve özgürlüklerin, yaptırım gücünün büyük boyutlu ve çok geniş kapsamlı tutulmuş olmasıdır. Öyle ki, bir Başkan’ın elde ettiği devasa haklardan ardından gelenler Başkan’ın yararlanması sürekli problem yaratır. Fransa’da da öyle oldu. Örneğin, sosyalist lider Francoa Mitterrand, General Charles de Gaulle’nin genişletilen haklarını ve olanaklarını ele geçirdiğinde, Başkan koltuğunda çok uzun zaman kalabildi. Bir önceki Başkan Nicolas Sarkozy ise, Başkan yetkilerini lobicilikte güç olarak kullanmaya gerek bile görmeden çevirdiği dolaplardan dolayı yıllardan beri ikide bir savcılığa davet ediliyor. Amerika’da iç idare usulü bakımından tüm eyaletleri aynı kalıba sıkıştırmaya iki asır yetmedi. Örnekler farklılık ve özgünlükleri ilk şekillerinde koruyarak yaşatmanın barışa ve güvenliğe temel olduğunu gösterdi. Benzer olayları Türkiye Cumhuriyeti’nin de yeni yönetim ortamında yaşaya-cağından eminim. Örneğin, Güney Doğu Anadolu ile Balkanlardan göç ederek Trakya ve Ege kentlerine yerleşen Türklerin, aynı dinde ibadet etseler de, yaşam biçimlerinde ve özgün kültürlerinde yaşayan görkemli farklılıklar daha şimdiden sivrildi.


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

81

Ve 10 Ağustos’ta sandık başına gitmeye hazırlanan herkes, seçecekleri Başkan Erdoğan’ın bir kültürün başka bir etnik kültür üzerinden egemenlik kurmasına, bir soyun başka bir halk topluluğu üzerinde hâkimiyet istemesine asla ve asla izin vermeyeceğine kesin inanıyoruz. Biz çok ezilmiş azınlık topluluklar olduğumuzdan bu konularda çok duyarlıyız. Azınlık dillerinin ulusal devlet diliyle paralel ve yan yana özgürce evde, okulda ve sokakta var olması eğitim ve kültürde özellik olarak daha şimdiden var olabiliyor. Bu edinimi son 12 yılda Kürt Enstitüsü kuran, Kürtçe televizyon açan, miting ve toplantılarda Kürt dilinde propaganda yapılmasına, etnik dilde gazete ve kitap yayınlanmasına v.b. yol açan lider Recep Tayyip Erdoğan AK Parti politikasının esaslandırılıp yasallaştırıldı. Bir bakıma, Türkiye ana dil Türkçenin zorunlu okul programlarına alınmasına set çekmiş olan Bulgaristan gibi Avrupa Birliği ülkelerinden en az yarım asır ilerisinde bulunuyor. Bulgaristan Türkleri seçilme ve seçme hakkı gibi politik haklarını son 25 yılda sözde serbestçe kullanabilseler de, Türkiye’de söz konusu olan halkın Başkanını doğrudan seçebilme özgürlüğüdür. Direkt olarak seçme dolaylı seçim sistemlerinden çok ileri bir demokrasi sembolüdür. Doğrudan oyla-mayla Başkanlık seçimi yakın ve uzak kardeş bölge halklarından hiç birine henüz tanınmamış olan bir edinimdir. Çeyrek asır demokratikleşiyorum manisi çalan Bulgaristan’da seçilecek olan adayı ancak parti başkanları gösterdiğinden, halkın özgürce milletvekili adayı gösterebilme imkânı dahi olmadığından, seçmen özgür haklarını kullanmadan özürlüdür. Örneğin 5 Ekim 2014 günü Bulgaristan’da yapılacak meclis genel seçimlerinde soydaşlarımız oy kullanmalarına rağmen, hala kendilerinden hiçbir aday gösteremiyorlar. Bu nedenledir ki, son dönemde hiçbir hükümet 4 yıl süre boyunca ayakta kalamıyor. Parlamento devamlı didişme halinde. Politik güven ortadan kalkmıştır. 5 Ekim 2014 günü yapılacak erken parla-mento seçimlerinde de dayanıklı bir politik denge kurulabileceğine inananlar parmakla sayılacak kadar azdır. Biz bugün Neden Erdoğan sorusuna yanıt ararken. Bunun bir tek yanıtı vardır: Türkiye Cumhuriyeti’nin Kafkasya ve Balkanlar, Yakın ve Orta Doğu ve Avrupa’da, dünya çapında lider devlet olmasını canı gönül-


82

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)

den arzu ediyorsak; Tekrar Muasır medeniyetlerin (Akıl ve Bilimin) üzerine çıkabilmek için Türkiye Cumhuriyeti’nin Yarı Başkanlık ve ardından Başkanlık sistemine geçmesini desteklemek ve bu dinamizmi hayata çağıran ve yöneten, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı ilk Türkiye Devlet Başkanı seçmek ve yöneteceği rotayı beraberce izlemek zorundayız. Biz Dış Türkler, özellikle Bulgaristan Türkleri için en doğru ve yararlı yol. Cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan’a oy vererek desteklememiz olacaktır.

TÜM TÜRK DÜNYASI’NIN YENİ DEVLET BAŞKANI RECEP TAYİP ERDOĞAN HAYIRLI VE UĞURLU OLSUN.

Bunu Türkiye’de yaşayan tüm kardeşlerimize duyuruyor ve Recep Tayip Erdoğan’a desteklerinizi bekliyoruz. Bu bildiriyi imzalayan STK’lar Sivil Toplum Örgütleri - Kazanlık - Ulusal Türk Birliği - Menderes KUNGUN - Kırcaali - ULUS Derneği - Aliş Sait - Filibe - Kültür Hizmet ve Araştırma Derneği - Eski Zara - Türk Kültür Derneği Progres - Osman BÜLBÜL - Smolyan - Rodoplarda Tür Kültürü - Rufat FELETİ - Türkiye - İstanbul - BULTÜRK Bulgaristan Türkleri Kültür ve Hizmet Derneği - İstanbul


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

83

Bulgaristan Türkleri ile ilgili R A P O R

Giriş Türkiye Cumhuriyeti; Balkanlar, Kafkaslar, Ortadoğu ve Orta Asya’da Türkİslam coğrafyasının en güçlü ve en demokratik ülkesidir. Lider konumdaki Türkiye Cumhuriyeti bulunduğu coğrafyadaki dengelerde kilit pozisyonda olduğu kadar dünya dengelerinde de önemli bir pozisyonda bulunmaktadır. Önümüzdeki süreçte de Türkiye Cumhuriyeti’nin onayı olmadan bu coğrafyada herhangi bir değişiklik yapılması mümkün gözükmemektedir. Özellikle son 15 yılda dış politikadaki yeni anlayışı ile hızlı adımlarla ilerleyen Türkiye Cumhuriyeti için Balkanlar ile ilgili politikalar ve Balkan ülkeleri ile ilgili münasebetler büyük bir önem arz etmektedir. İpek yolu ve Avrupa yolu üzerinde olan, Balkan ülkeleri özelikle Bulgaristan, Türkiye için stratejik bir konumdadır. Bu nedenle mutlak surette bu bölge Türkiye Cumhuriyeti’nin kontrolü ve etkinliği altında tutulmalıdır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde de Balkan coğrafyası; imparatorluğun can damarı niteliğinde olmuştur. İstikrar ve güven için Türk-İslam terbiyesine uygun unsurlarla iskân edilerek Balkanlarda yaşayan Müslümanların savaşlardan sonra buralarda yaşamlarını sürdürmesi imkânsız hale gelmiştir. Osmanlı İmparatorluğunun Balkanlardan çekilmesi ile buralarda kalan Osmanlı bakiyesi Türk-İslam toplulukları desteksiz kalmıştır. Bu nedenle çeşitli zulümlere, işkencelere, ekonomik, kültürel, siyasal ve sosyal yönden baskı ve soykırımlara maruz kalmışlardır. Bu gün en çok Osmanlı bakiyesi Türk–İslam topluluğu Bulgaristan’da yaşamaktadır. Bu nüfus dün Osmanlının himayesinde mutlu yaşarken, bu gün Osmanlı bakiyesi olmanın faturasını çok acı bir şekilde ödemektedir. Bulgaristan’da ve Türkiye’de yaşayan Soydaşlarımızın Problemleri ve çözüm önerileri Bulgaristan’da ve Türkiye’de yaşayan Türk Vatandaşlarının birçok problemleri bulunduğu muhakkaktır. Bu sorunların bir kısmının Türkiye’de halledilebileceği gibi bir kısmı da Bulgaristan devleti tarafından çözülmelidir. Söz konusu sorunlar ve çözüm önerilerimiz aşağıda belirtilmiştir. 1. Eğitim ve kültür sorunlarının çözümü; Türkiye Cumhuriyetinde yaşayan Bulgaristan kökenli Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlarımızın eğitim ve kültürümüzü geliştirme anlamında herhangi bir problemleri yoktur. Ancak Bulgaristan’da yaşayan Türk asıllı Bulgaristan vatandaşlarının eğitim ve kültürel anlamda oldukça fazla problemleri vardır. Kendilerine ait bir okulları dahi yoktur. Eğitim ve kültürel yönden Bulgaristan’da yaşayan Türklerin Türkçe eğitim almalarını, Türkçe gazete, dergi, kitap vs. basın yayın organlarının kurulması ve dağıtımı sağlanmalıdır. Bulgaristan’da Türkçe yayın yapan radyo ve TV istasyonları kurularak oradaki halka kendi dillerinden eğitici sosyal, kültürel ve ahlaki programlar yapılmalıdır. Bulgaristan’da yaşayan Türkler için kendi kültürlerini örf, adet ve geleneklerini tanıtan ve anlatan sinema, tiyatro, opera ve müzik salonları açılarak konuştukları dilden ve ahlaktan


84

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)

çalışmalar yapılmalıdır. Devlet sektörü ya da özel sektör teşvikleri ile Bulgaristan’da Türkçe ders kitapları ve sosyal içerikli kitap dergi, broşür çıkarılmalıdır. Eğitim ve kültürel yönden Bulgaristan’da yaşayan Türk asıllı soydaşlarımızı bilinçlendirmek amacıyla Türkiye’den ve Bulgaristan’dan gönüllü eğitici öğretmenler sağlayarak bu toplumu bilinçlendirmek için çalışmalar yapılmalıdır. Türkiye ile Bulgaristan arasında mevcut dostluk ve kültürel anlaşmalar gereği Bulgaristan’da özellikle Türk yaşantısını gelenek, örf, adet ve ananelerini yaşatacak ve ayakta tutacak sanat dalları, yaşamın bir parçası Türk mutfaklarını yaşatabilmek amacıyla buralarda bir Kültür merkezi oluşturması gerekmektedir. Konu ile ilgili bütün el sanatları, folklor araçları, giysilerle birlikte halk edebiyatını içeren değerlemelerinin yapılanmasını sağlayacak olan bu kültür merkezinin tesis edilmesi. 2. Din adamları ve din eğitimi; Türkiye’de ve Bulgaristan’da yaşayan Türklerin dini ve milli şuuru öğretecek ve konuyla ilgili sorunlarını çözebilecek din bilgisine sahip olan hocalar yetiştirmeli. Türkiye Cumhuriyetinde bulunan İlahiyat fakülteleri ve kuran kurslarından mezun olmuş mesleki bilgi ve ahlaka sahip hocalarla desteklenerek ülkede bulunan cami, kuran kursu ve mezarlıklar bünyesinde hizmet veren kuruluşlara yardımcı olmak. Asırlar boyu bu toplumun asimilasyona maruz kalarak kendi özünden uzaklaşmış ve yozlaşmış olduğunu bilerek önyargıları kaldırmak gerekmektedir. Bu topluma önyargısız yaklaşarak tekrar kendi kimliğine kavuşturmak için sabır ve sükûnetle yaklaşılmalı. Osmanlıdan bu yana faaliyet gösteren fakat çeşitli nedenlerle bu faaliyetlerini sürdürmekte güçlük çeken eğitim amaçlı vakıfların kuruluşlarına uygun olarak hizmetlerinin devamını sağlamak amacıyla medrese, kütüphane, imaret, aş evi, hastane, okul gibi hizmet bölümlerini din işleri yüksek şurasının kontrollerinde Türkiye’de hizmet veren vakıf ve eğitim kurumlarıyla ortaklaşa yeniden faaliyete sokmak. Bulgaristan’da uzun yıllardır boşalan din eğitimleri bazı Arap ülkeleri tarafından Vahhabilik ve Şiilik propagandaları yapılarak doldurulmaya çalışılmaktadır. Buna karşı Türkiye Cumhuriyetinin yetiştirmiş olduğu kıymetli din adamları vasıtasıyla Bulgaristan’daki camilerde vaaz ve toplumu bilgilendirici dini, milli ve tarihi seminerler düzenlenmelidir. Bulgaristan’da yaşayan Müslüman tabanın zorla ve işkence ile değiştirilen Müslüman isimlerinin iki devlet arasında yapılacak olan anlaşmalarla tamamının geri iade edilmesi sağlanmalı. Nüfus kütüklerinde de Müslüman isimlerinin kayda alınması ve zorla konulan Hristiyan isimlerinin kaldırılması. Bulgaristan’da bulunan Türk Soydaşlarımız ile Hristiyan gençlerin iyi ilişkilerde dostluk ve kardeşlik duygularının pekiştirilmesi. Ayrıca kendilerinin de aynı kökten oldukları bir tarihi gerçek olduğunu anlatarak arada husumetlerin yerini kardeşlik ve dostluk ile doldurulması. 3. Türk-İslam Eserleri Çeşitli nedenlerle Bulgaristan’dan Türkiye veya başka devletlere göç eden Bulgaristan asıllı Türklere ait Bulgaristan’da kalan taşınmaz malların veya Bulgaristan’da bulunan Türk-İslam menşeli vakıflara ait taşınmazların kendilerine iadelerinin sağlanması. Bu amaçla iki devlet arasında yapılacak müzakere ve anlaşmalar ile Türkiye Cumhuriyeti devletinin garantisi ile oluşturulacak yeni bir vakıf aracılığı ile bu vakıf mallarının sahiplerine iadesinin sağlanması.


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

85

Bulgaristan’da ve Türkiye’de yaşayan Soydaşlarımız I.TÜRKİYEDE YAŞAYANLAR 1. Nüfüs Dağılımı İstanbul


86

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)

1. Çifte vatandaş olan Bulgaristan Türklerinin potansiyeli 93 harbinden sonra Balkanlardan ve özellikle Bulgaristan’dan Anadolu’ya dalga dalga büyük, küçük göçler yaşanmıştır. Bu göçler günümüze dek devam etmektedir ve bunlardan en büyüğü 1989 göçüdür. Burada sadece 89’dan 1994 yılına kadar gelenlerin sayısı 620.000 dir. Daha sonra 1994’ten günümüze kadar gelenlerin sayısı bu rakama dahil değildir. Bu toplumun sadece 150.000’i siyasi anlamda organize edilebilmiştir. 450 bin üzerinde bir kitle siyasi anlamda pasif durumdadır. 2. Türkiye’deki Sivil Toplum Kuruluşlarının organize edilmesi. Türkiye Cumhuriyetinde Bulgaristan’la ilgili faaliyet gösteren soydaş STK’lar genelde Balkan ismi taşımaktadır. Bu STK’ların yönetimleri eski göç edenlerden olduğundan dolayı ve Bulgaristan’ı iyi bilmedikleri için pek varlık gösterememişlerdir. Bunun için de Türkiye Cumhuriyetinin Bulgaristan ile ilgili siyasi ilişkilerde başarı elde edilememiştir. Bu nedenle yeni Bulgaristan, bölge, il ve ilçelerin ismini taşıyan STK’lar kurulmaya başlanmıştır ve bunların tek çatı altına toplanarak bir Bulgaristanlılar Federasyonuna ihtiyaç duyulmaktadır. Bu Federasyonunu en kısa zamanda hayata geçecektir. 3. Sosyal Haklar; Bulgaristan’dan Türkiye’ye göç eden soydaşlarımızın sosyal hakları ile ilgili Türkiye Cumhuriyeti Hükümetlerimizce ciddi adımlar atılmış olmakla birlikte yetersiz kalınmıştır. Bulgaristan’dan Türkiye’ye sigorta primlerinin aktarılması ve emeklilik ile ilgili konularda tanınan haklar 1991 yılına kadar göç eden ve Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı olan soydaşlarımızı (Muhacir kâğıdı olanları) kapsamaktadır. Böylece kanun sembolik bir miktarda soydaşlarımıza hak sağlamıştır. Hâlbuki 1991 yılından sonra ülkemize gelerek yerleşen ve Türkiye Cumhuriyeti tabiiyetine geçen 350.000 civarında soydaşımız bulunmaktadır. Bu nedenle çıkarılan bu kanunun Türkiye’ye gelmiş hatta yeni vatandaş olacak olanları da kapsamasını yani tüm Çifte (TC-BG) vatandaşlıklarını kapsayacak şekilde yeniden düzenlenmesine ihtiyaç vardır. (Konu ile ilgili derneğimiz tarafından 100 bin imza toplanarak TBMM’ne gönderilmiştir.) II. Bulgaristan’da ikamet edenler; Bulgaristan’daki Türk-İslam topluluğunun çeşitli ve ciddi problemleri bulunmaktadır. Bulgaristan’dan Osmanlı İmparatorluğunun ayrılışından sonra çok acı günler yaşanmıştır, baskılar çeşitli şekillerde yaşanmaya da devam etmektedir. Bulgaristan’daki Türk-İslam topluluğunun problemlerinin çözümünde ve yaşanan acı olayların tekrar edilmemesinde Türkiye Cumhuriyeti’nin yardımlarına muhtaç durumda oldukları aşikârdır. Uzun yıllar milli, dini ve kültürel değerlerinden mahrum kalan bu insanlar geçmişte yaşadıkları acı tecrübeler sonrasında varlıklarını devam ettirebilmek için büyük fedakârlıklar yapmış ve zorluklara katlanmışlardır. Bugün Bulgaristan’daki Türk-İslam topluluğunun halen birçok sorunu bulunmaktadır ve bu sorunları kısaca şöyle özetleyebiliriz.


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

87

1. Gayrimenkuller sorunu; Bulgaristan 1990 yılından sonra demokratik döneme geçişi ile birlikte vatandaşların temel hak ve özgürlükleri ile ilgili yasal düzenlemeleri yapmaya başlamış ve günümüze kadar bunları geliştirmiştir. AB üyeliği ile birlikte AB müktesebatına uyumlu hale gelmiştir. Aynı şekilde vatandaşların mülkiyet haklarını da düzenlemiş ve komünist dönemde devletleştirilen mülklerin sahiplerine iade etmek için yasalar çıkartılmıştır. Ancak soydaşlarımızın Türkiye’ye göç etmeleri nedeniyle ve yasaların yeterince yaygınlaştırılmadığı için belirlenen süre içinde gayrimenkullerin geri almak için gerekli başvuruları yapamamışlardır. Bulgaristan’ın bazı bölgelerinde özellikle Rodoplarda, Haskovo, Kırcaali, Smolyan, ve Blagoevgrad vs. gibi yerlerde yaşayan Türkler genellikle orman arazisine sahiptirler. Tarım arazileri az olması nedeniyle Türkiye’den Bulgaristan’a giderek bu arazilerini almak için fazla çaba sarf edememişlerdir, yasalarla tanınan süreleri de kaçırmışlardır. Gayrimenkuller ile ilgili sürenin makul bir süre daha uzatılması için Türkiye Cumhuriyeti’nin Bulgaristan Devleti nezdinde girişimlerde bulunması ve göçmenlerin tüm gayrimenkullerinin elde edilmesi sağlanmalıdır. Orman arazileriningeri verilmesi için de bazı kolaylıkların sağlanması şarttır. Arazilerini almak istemeyenlerin ise bu arazilerini konuyla ilgili vakfa devretmeleri konusunda ikna edilmeliler. Bu da ancak devletin yönlendirilmesi ile olacaktır. 2. Vakıflar ve Vakıf malları; Vakıflar geçmişte dini eğitimi destekleyen ve besleyen kuruluşlardır. Ancak bu vakıfarınçoğu alınmış, yıkılmış, yok edilmiştir. Ayakta kalanların büyük bir kısmı ise amaçları dışında kullanılmaktadır. Vakıf mallarının geri alma konusunda ise Bulgarlar büyük zorluklar çıkarmaktadırlar. Diğer cemaatlerin vakıf malları hiç mahkemeye başvurmaksızın kendilerine teslim edilir iken Türk ve Müslümanların mahkemeye başvurmaları şart koşulmaktadır. Bu da Bulgarların gerçek zihniyetini ortaya koymaktadır. Bu gün ülkede büyük bir vakıf malları talanı yaşanmaktadır. Bir an önce bu gidişatın durdurulması şarttır. Aksi takdirde yakin bir gelecekte Bulgaristan’da Türk-İslam medeniyetine ait vakıf ya da vakıf malları kalmayacaktır. Bu nedenle buradaki tarihi eserler tek çatı altına toplanmalıdır. Vakıf malları Bulgaristan’da çok olmasına rağmen enventerleri yoktur. Mevcut olan vakıf mallarının bir kısmı bazı şahıslar tarafından satılmış veya peşkeş çekilmiştir. Kiraya verilen malların gelirleri ise menfaat odaklarına gitmektedir. Bunların tespiti ve Türk-İslam ulusuna kazandırılması gerekmektedir. 3. Eğitim sorunu; Eğitim: Bulgaristan’daki Türklerin eğitimlerinin, Türkçe eğitim ve dini eğitim olarak verilmesi gerekmektedir. Çünkü Bulgaristan’daki Türklerin temel eğitim esnasında dini bilgiler verilmemektedir. Bununla birlikte temel eğitimin, sadece Bulgarca yapılması Türk çocuklarını kendi ana dillerinden uzaklaştırmaktadır. Verilecek temel eğitim Türkçe olmalıdır. Bulgaristan’da 1968 yılından itibaren Bulgarların tek Millet oluşturma hayalleri doğurultusunda sistematik olarak eğitim, basın ve yayın alanlarıyla birlikte örf, adet ve geleneklerinde programlanmış ve şiddetli baskılarla dayatılmış asimilasyon tertipleri ile Türk-İslam izi taşıyan her türlü araç gereç ve belgeler kaldırılmıştır.


88

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)

4. Din ve din adamları; Osmanlı İmparatorluğundan ayrılarak bağımsızlığını ilan eden Bulgaristan Devletinde Türk ve Müslüman tebaya karşı oldukça yoğun bir asimilasyon politikası izlenmiştir. Son zamanlarda görünürde şiddetini azaltmış gibi olsa da bu asimilasyon politikası halen devam etmektedir. Şöyle ki, Bulgaristan’da yaşayan Türk-İslam kültürünü benimsemiş Osmanlının bakiyesi Evlad-ı Fatihanların isimleri, okudukları dini bilgileri anlatan kitapları ve konuşma dilleri baskı, silah zoru ve işkencelerle değiştirilmiştir. Hatta bunların dışında kabristandaki mezar taşları dâhil ortadan kaldırılmıştır. Türk-İslam toplumuna dinlerini ve yaşam biçimlerini örf, adet ve geleneklerini öğreten din adamlarının hepsine İslam dışı hareketler ve o günkü şartlarda Bulgaristan’ı idare eden rejime jurnalci ve propagandacı olarak görev vermişlerdir. O günkü din adamları İslami kaidelere uygun bir bilgi birikimine haiz değillerdi. Bu günde o boşluğu şiddetle hissedilmektedir. GENEL DEĞERLENDİRME Bulgaristan Balkan ülkelerinden Türkiye’nin Avrupa yolunda en stratejik konumdadır. Bu nedenle Türkiye’nin bu ülkeye ayrı bir önem vermesi gerektiğini düşünmekteyiz. Asırlarca vatan toprağı olan bu ülkede milyonlarca kardeşimizin yaşadığı gibi savaşlardan sonra da büyük bir Türk-İslam mirası kalmıştır. Bulgaristan’ın taşında toprağında, havasında suyunda Türklük kokmaktadır ve burada Türklüğü ve Müslümanlığı sonsuza kadar yaşatmak mümkündür. Bulgarlar bu toprakları Bulgar toprağı olarak görmekte ve Türkler Türkiye’ye propagandasını yapmaktadırlar. Bulgaristan bugün orada yaşayan insanlarındır. Bu nedenle yapılacak çalışmalar bu durum temel alınmalı ve buranın burada yaşayan herkesin olduğu konusunda Bulgaristan’daki Türk-Müslüman topluluğunu eğitmeli ve bilinçlendirmeliyiz. Bulgaristan Türklerinin Bulgaristan’ı Sahiplenme ve “vatan toprağı”duygusuna sahip oldukları andan itibaren sorunlarını çözme yolundaki en büyük adımı atmış olacaklardır. Böylece bu konularda bilgi sahibi olanlar ve samimiyetle bu konulara ilgi duyanlar bu işin içinden çıkabilirler. Bu nedenle derneğimize bu güne kadar Türk -Müslüman Halkına hizmet etmiş, geçmişi ile kendisini kanıtlamış, kendini aşmış, amaçları sadece hizmet olduğunu bildiğimiz kıymetli hocalarımız bu işin üstesinden gelecektir. Biz inanıyoruz ki, iyi niyet, gayret ve samimiyet olduktan sonra bunları gerçekleştirmek o kadar da zor olmayacaktır. Saygılarımızla,


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

89


90

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

91


92

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

93


94

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

95


96

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

97


98

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

99


100

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

101


102

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

103


104

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

105


106

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)


Bulgaristan’da ve Türkiye’de Dev Anket

107


108

BGSAM (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi)

BU LT Ü R K


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.