23 Haziran 2014
Yıl:1 Sayı: 41 Fiyatı: 50 Krş.
manavgat endişe içinde Mamavgat ve çevresinde artan çevre kirliliği karşısında büyük rahatsızlık duyan Manavgat halkı, Kurban Bayramı’ nın gelmesi ile birlikte; belediyenin buna nasıl bir önlem alacağı konusunda endişe taşımakta
Şampiyon Halk Ekmek Büfe İşletmecileri Graham Jarvis Fabrikaya hayran kaldı Kemer’de 4 günden yana heyecan içinde devam eden Redbull Sea To Sky Ekstrem Enduro motosiklet yarışlarında şampiyon belli oldu. Bu yıl şampiyonluğu Graham Jarvis elde etti
Antalya Büyükşehir Belediyesi Halk Ekmek Fabrikasında son teknoloji ile hijyenik şartlarda üretilen ekmeğin merkezinde buluştu. Satış noktası temsilcileri ve büfe ortakları fabrikaya hayran kaldı. Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Nükte toplantının çok verimli
Öztürk: AK Parti, milli eğitimde kendi kadrosunu Manavgat'ın oluşturdu Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) Manavgat İlçe Başkanı Ahmet Öztürk, günümüzde öğretmen sürgününün adının rotasyon tehdidi olduğunu söyledi
turizm geliri 28 ülkeden fazla Eylül Ayı Olağan Meclis Toplantısı’nda konuşanMATSO Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Boztaş, Manavgat’ın turizm gelirinin 28 ülkeden fazla olduğunu söyledi
tamamlandığını bildirdi. Yapılan toplantı sonrası 85 büfe işletmecisi fabrikayı gezdi
Polanya’da Akdeniz rüzgarı esti Akdeniz Savunma Sanatları Spor Kulübü sporcusu Zeliha Doğan Polanya’da yapılan Avrupa Muay Thai Şampiyonasında rakipleri karşısında büyük üstünlük sağlayarak şampiyon oldu
www.cagdasmanavgat.com
2
çağdaş manavgat
[kültür & sanat]
haftalık yerel gazete
ANSİAD toplantısında Daniş Navaro'dan işadamlarına Felsefe dersi;
“Para kazanmak kolay, insan olmak zor” Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (ANSİAD) 14. olağan toplantısına konuk olan Alman Braas Çatı Sistemleri Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı, Kariyer ve Varoluş kitabının Yazarı, Mentor, Koç ve Makale Yazarı Daniş Navaro, iş adamlarına felsefe dersi verdi. Navaro, “İnsan, İş ve Postmodern İş Dünyası”nı anlatarak, GSMH'nın gerçekliği somut anlamda ölçemeyeceğini söyledi ve “Ülkelerin milli gelir seviyesi yükselirken içsel büyümenin küçüldüğünü artık fark etmemiz gerekiyor” dedi. Navaro, “Dünyada para kazanmak çok kolay, ama insan olmak zor” diye konuştu. Başkanlığını ANSİAD üyesi Dr. Yusuf Örnek'in yaptığı, “İnsan, İş ve Postmodern İş Dünyası” konulu toplantı öncesi Öz Ecza Deposu sahibi ANSİAD Üyesi Hatice Öz firmasının tanıtımı yaptı. Daha sonra, ANSİAD bünyesinde kurulan ve faaliyet gösteren Antalya Eğitim ve Araştırma Vakfı (ANTEV) Başkanı Osman Vural, yeni öğretim yılının başlaması ile üniversite öğrencilerine verdikleri burslarla ilgili üyeleri bilgilendirdi. Vural, ANSİAD'ın bünyesinde vakıf kuran tek Siad olduğunu hatırlatarak, “Geçen yıl 99 üniversite öğrencisine aylık 250 lira burs verdik. Bu yıl 100'ün üzerinde başvuru var. Başvurularda yaptığımız ön elemede bu sayıyı 80 öğrenciye indirebildik. Hepsi gerçekten eğitim için bursa ihtiyacı olan çocuklarımız. O yüzden sizlerden yardım istiyoruz, desteğinizi bekliyoruz” dedi. Konuşmasına, her zaman kendisine, “Beni ben yapan nedir?” diye sorduğunu söyleyerek başlayan Danış Navaro, bu soruya, sadece iki cevap bulabildiğini belirterek, “Birincisi çalışmak, çok çalışmak ve çalışmamın varoluş nedenim olması, ikincisi ise eleştirel bakış, sorgulama. İşte bugün sizlere bu iki bakışımı anlatacağım” dedi. Navaro, postmodern insan toplumunun bugün sanal dünyanın, daha doğrusu sosyal medyanın müthiş etkisi altında olduğunu belirterek, şöyle devam etti: “Yeni nesil çocuklarımızın adını ben 'ekran çocukları' diye koydum. Onlar dijital dünya kültürü ile yetişiyorlar. Küreselleşme adı altında kendimizi kandırıyoruz. Dizi dizi binalar yapılıyor, hiç Türkçe isim görüyor musunuz, hemen hepsi İngilizce. ABD düşmanı değilim ama, Amerika'nın etkisi ya da özentisi bu. Ekonomiye gelince; kredi kartının icadı ile
ebedi borçlandırmaya kitle ekonomisi diyorlar. Her içtiğimiz bardağı atıyoruz. Sonra da çevrecilikten dem vuruyoruz. Nasıl bir iş bu? Son olarak Aristo diyor ki; 'Bir toplum sadece refah, ticaret, para ve benzeri maddi değerler için oluşmuşsa, o toplum, 'insansal' bir toplum değildir'. Biz bu söyleme doğru gidiyoruz.” Milli Gelir, gerçeği ölçemiyor Milli Gelir, kişi başına gelir, gibi benzeri finansal verilerin insan hayatıyla ilgili doğru çözümlemelere ulaşamadığını dile getiren ve GSMH'nın gerçekliği somut anlamda ölçemeyeceğini iddia eden Daniş Navaro, “Ülkelerin milli gelir seviyesi yükselirken içsel büyümenin küçüldüğünü artık farketmemiz gerekiyor. Bundan sonra iş dünyası olarak daha fazla sorumluluk yüklenmemiz gerekiyor” dedi. Televizyon Reklamları Çocukları Hedef Alıyor Sıradan bir Amerikalı’nın günde dokuz buçuk saatini çoğunlukla televizyon başında geçirdiğini söyleyen Navaro, “Televizyon izlemenin metabolizmayı yavaşlatan, hipnotik etkisinin yanı sıra, amansız gıda pazarlaması çocukları hedef almaktadır. Televizyon başında geçirilen saatlerin miktarı obezitenin başta gelen sebeplerinden. Bu sorunu körükleyen en büyük etkenlerden biridir. Ortalama bir çocuk televizyonda yılda 10.000 adet abur cubur reklamı görmektedir. Gıda endüstrisi ürünlerini çocuklara pazarlamak için senelik 13 milyar dolar harcamaktadır” diye konuştu. Postmodernitenin sonuçlarını da değerlendiren Navaro, eskiden bedava olan “mekân ve zaman, temiz hava, yeşillik, su, sessizlik”in ayrıcalıkların erişebildiği lüks mallar haline geleceğini belirtti. Profesyonel iş ortamı konusunda üç ayrı düşüncenin varlığından söz eden Daniş Navaro, bu konuda ortaya çıkan görüşleri şöyle dile getirdi: “Andre Gorz'a göre çalışan insanlar için birincisi 'İşin önemi yok, yeter ki ay sonunda maaş ödensin!', ikinci olarak 'Maaşın ne kadar ödendiğinin önemi yok, yeter ki işimiz olsun!', son olarak da 'İşin önemi yok, yeter ki parası iyi olsun!' görüşlerinin işini sevenlerle, işini sevmeden yapanları ayırt ettiğini algılayabiliyoruz” dedi. Aristo'ya göre, işte profesyonellik için “Amacı kendisi olan çalışma”nın insanı profesyonel düşünmeye ve çalışmaya yönlendirdiğini belirten Navaro, “Amaç-çalışma dediğimiz örneğin resim yapmak için resim yapmak bu kategoriye girmektedir. İkincisi,
bir şeye ulaşmada araç olarak kullanılan, amacı kendi dışında olan çalışma türüne örnek verirsek de 'para kazanmak için resim yapmak' diyebiliriz. Bir de kendini gerçekleştirici çalışma var ki; varoluşçu bir çalışma biçimi olarak yaratım ve dönüştürme faaliyetidir. Kişi, kendisini defalarca ve yeniden üretir. Kişi, çevresinde var olanlara da etki eder ve yakın-dünyasını, hatta tüm dünyayı bir ölçüde değiştirebilir, dönüştürebilir.” Postmodern yeni şirketler nasıl olacak? Çalışma hayatımızda şirketlerin de artık değişime uğrayacaklarını söyleyen Daniş Navaro, şirketlerin de sosyal birer varlık olduğunu belirterek postmodern şirketleri de şöyle açıkladı: 1. Şirketin amacı, özel çıkarlarını kamu yararı için kullanmaktır. 2. Şirketler yatırımcılar için adil karlar ayıracak, ama bunu yaparken diğer paydaşların meşru çıkarlarını feda etmeyecek 3. Şirketler, gelecek nesillerin gereksinimlerini feda etmeden, mevcut neslin gereksinimlerini karşılamak üzere sürdürülebilir şekilde faaliyet gösterecektir 4. Şirketler servetlerini, bu servetin yaratılmasında katkısı olan herkese eşit olarak dağıtacaklar 5. Şirketler katılımcı, şeffaf, etik ve hesap verebilir şekilde yönetilecektir 6. Şirketler gerçek kişilerin kendi kendilerini yönetme hakkını ve diğer evrensel insan haklarını ihlal etmeyecektir” Soru cevap bölümünde katılımcıların sorularını yanıtlayan Navaro, Türkiye'nin yoksul bir ülke olmadığını, Anadolu'yu dolaştığında hiç de öyle ülkede kriz filan olmadığını dile getirerek, çocuk eğitimi konusundaki bir soruya da şu yanıtı verdi: “Anne-babalar çocukları için bir karar verirken önce 'Bu hayat benim hayatım değil. Çocuğumun hayatı' diye düşünebilmeli. Çocuk mesleğini seçerken, kararı anne-baba vermemeli. Biz çocuklarımızı para ve iktidar hırsından uzak yetiştirmeliyiz. Dünyamızda para kazanmak çok kolay, gerçekte insan olmak zor. Batıda çok zengin var, ama birçoğu insanlığını kaybetmiş. Bir arkadaşı bile yok. Amerika'da insanların arkadaşları yok. Başka bir kente gittiğinde bir şey değişmiyor. O yüzden biz çocuklarımızın hangi mesleği seçeceğine değil, sosyal sermayesinin yok olmaması için çocuklarımıza öğüt vermeliyiz.”
Apollon’da Latin ateşi yandı Liman’da Buzuki fırtınası esti
Festival kapsamında 3000 yıldır dimdik ayakta duran tarihi Apollon Tapınağı, Küba’dan gelen Latin müzik grubunu ağırladı. Side Gün Batımı Konserleri kapsamında Saat 19.00’da Latino Cubana Grubu sahne aldı. Side’ye gelen yerli ve yabancı turistler güneşin en güzel battığı yerde Latin müzikleri eşliğinde dans etti, şarkılara eşlik etti. Profesyonel grubun sahne performansı herkesi hayran bıraktı. Aynı gün akşam ise Buzuki Orhan Side Limanı’nda sahne aldı. Sezen Aksu’dan Müslüm Gürses’e kadar hemen her sanatçıya
buzukisiyle eşlik ettiği için Buzuki Orhan adını alan Orhan Osman, sahne performansı öncesinde tarihi Side’yi ve özellikle Apollon Tapınağı’nı gezdi. Side’nin tarihi güzelliklerine hayran kalan genç sanatçı, “Çok yerler gezdim ama böyle bir güzelliğe daha rastlamadım” diyerek Side’ye övgüler yağdırdı. Sanatçı, turistlerin ricası üzerine onlarla fotoğraf çektirdi, kendisi de fotoğrafçılık yaptı. Ünlü sanatçının sahne performansı ise herkesi hayran bıraktı. Festivali izlemeye gelen yerli ve yabancı turistler, günümüzün sevilen eserlerini
buzukisi eşliğinde seslendiren sanatçıya tam not verdi. Gecenin sonunda Manavgat Belediyesi Başkan Yardımcısı Hasan Şimşek Buzuki Orhan’a çiçekle teşekkür etti.
14. Side Dünya Müzikleri Kültür ve Sanat Festivali her akşam dünyanın farklı ülkelerinden gelen ses ve müzik ustalarını ağırlıyor
Çağdaş Manavgat Gazetesi Kurucusu: Eraslan Doruk Haftalık Siyasi Gazete Yıl: 1 Sayı: 42 Fiyatı: 50 Krş Abonelik: 150 TL (yıllık) 75 TL (6 Aylık)
İ. Tuğba Doruk Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Murat Ceyhan Genel Yayın Yönetmeni Dr. Nodira Jumaniyazova Öztürk Genel Sanat Yönetmeni Şevket Doruk Haber Koordinatörü Emre Camcı Haber İstihbarat Şefi Mustafa Kemal Şahin Foto Muhabir Umut Balıklı Reklam ve Halkla İlişkiler Süleyman Doğan Muhabir Sevgi Demirel Tasarım Eylem Şahin Temsilcilikler Yönetmeni Goril Creativ Kurumsal Marka Yönetmeni Temsilcilikler Evrim Doruk Neşe Örenel
Ankara F. Canan Kaya İzmir Aşağı Pazarcı Mh. 1068 Sk. No:4/B Manavgat İdari Yönetim Yeri 0 242 746 53 54 İletişim Telefon Çağdaş Manavgat Rek. Mat. Hatice Doruk Aşağı Pazarcı Mh. 1068 Sk. No:4/B Manavgat 0 242 746 53 54 Basıldığı Matbaa © 2013 all right reserved Çağdaş Manavgat gazetesinde yayınlanan yazı, haber, resim ve fotoğrafların FSEK ve Basın Kanunundan kaynaklanan her türlü hakları Çağdaş Manavgat Gazetesine aittir. İzin alınmaksızın, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez. köşe yazılarının fikri sorumluluğu, köşe yazarlarına aittir.gazetenin genel yayın politikasını yansıtmaz... Gazetemiz, basın ahlak ilkelerine uymaya söz vermiştir
[antalya]
çağdaş manavgat
haftalık yerel gazete
Halk Ekmek Büfe İşletmecileri Fabrikaya hayran kaldı Antalya Büyükşehir Belediyesi Halk Ekmek Fabrikasında son teknoloji ile hijyenik şartlarda üretilen ekmeğin merkezinde buluştu. Satış noktası temsilcileri ve büfe ortakları fabrikaya hayran kaldı. Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Nükte toplantının çok verimli tamamlandığını bildirdi. Yapılan toplantı sonrası 85 büfe işletmecisi fabrikayı gezdi Halk Ekmek Fabrikası 2006 yılından bu yana Antalyalılara son sistem el değmeden tamamen hijyenik ortamda üretilen ekmeklerin Halk’a ulaşımını sağlamaya devam ediyor. Hem yasal çerçevelere riayet ederek sağlıklı günlük ekmek ve çeşit ekmekler(Tam buğday,çavdar,çok tahıllı v.b) üretiyor, fiyat realitesini dengede tutmaya çalışarak merdiven altı üreticilerle mücadele ediyor, hem de uygun fiyatlarla sofralarda buluşmasını sağlıyor. Yönetim tam kadro katıldı. Her yıl olduğu gibi bu yıl da büfe işletmecileri ile bir araya gelen Halk Ekmek Fabrikası yetkilileri bilgi alışverişinde bulundu. Toplantıya Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Nükte, İşletme
Müdürü Ayfer Bilgen, İş geliştirme Direktörü Abdurrahman Altuğ, Pazarlama ve Satış Müdürü Levent Özkurt, Muhasebe Müdürü Meltem Ağsaran Üretim Şefi, Başak Arı, Tacettin Karakaya ve Lojistik Müdür Gökay Yıldırım, Teknik Müdür Hakan Karataş hazır bulundu. Halk Ekmek; Emeğin tanımı Yönetim Kurulu üyesi Fatih Nükte büfe işletmecileri ile bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Nükte, “Vatandaşlarımızın hijyenik ve el değmeden üretilen sağlıklı ekmeği aynı hassasiyet ve titizlikle sofrasına götürülmesi duygusunun devam edebilmesi için Halk Ekmek büfelerinin ve işletmecilerin devamlılığı kaçınılmazdır. Birbirimizi daha iyi anlayabildiğimiz bir ortamı yarattığımıza inanıyorum. Halk Ekmeğin ulaştırdığımız ürünlerin, kalite standartlarına uygun olarak hazırlandığını, hangi aşamalardan geçerek büfelerimiz aracılığıyla sofralarda buluştuğunu, ana hammadde ve fiziki şartlardan oluşan geçici
Manavgat'ın turizm geliri 28 ülkeden fazla Manavgat’ın turizm geliri 28 ülkeden fazla Eylül Ayı Olağan Meclis Toplantısı’nda konuşanMATSO Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Boztaş, Manavgat’ın turizm gelirinin 28 ülkeden fazla olduğunu söyledi. Manavgat Ticaret ve Sanayi Odası (MATSO) Eylül Ayı Olağan Meclis Toplantısı Kerim Erdem Başkanlığında gerçekleştirildi. MATSO Meclis Salonu’nda gerçekleşen toplantının açılışında konuşan Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Boztaş, Oda çalışmalarıyla ilgili bilgiler vererekManavgat’ın turizm gelirinin 28 ülkeden fazla olduğunu söyledi. Yabancı turist sayısıyüzde 7,01 arttı Ocak-Ağustos döneminde Antalya’ya gelen yabancı turist sayının geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 7.01 arttığını belirten Boztaş, ülkemize gelen yabancı turist sayısında isebir önceki yıla göreyüzde 6,9’ luk artış yaşandığını söyledi.Boztaş, “2014 yılı OcakAğustos döneminde Antalya’ya gelen yabancı turist sayısında ise ilk 5 sırayı Rusya, Almanya, Hollanda, İngiltereve İsveç
ülkelerinden gelen turistler oluşmuştur” dedi. Manavgat’ın turizm geliri 28 ülkeden fazla Başkan Boztaş, Dünya Turizm Örgütü’nün raporuna göreAntalya’nınyaklaşık 10,6 milyar dolarla Avrupa sınıflamasında yer alan 39 ülkeden daha fazla turizm gelirine sahip olduğuna belirterek Manavgat’ın ise yaklaşık 3,5 milyar dolarla Avrupa sınıflamasında yer alan 54 ülkenin 28’inden daha fazla turizm gelirine sahip olduğunu söyledi. Boztaş, “Bu ülkelerden bazılarının turizm gelirleri ise şöyle; Slovenya 2 milyar 791 milyon dolar, Slovakya 2 milyar 556 milyon dolar, Malta1 milyar 403 milyon dolar, İzlanda 1 milyar 055 milyon dolar, Sırbistan1 milyar 053 milyon dolar” diye konuştu. Dünya Turizm Gelirinin yüzde 0,3’ü Manavgat’tan Boztaş, “Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın verileri ışığında, Dünya Turizm Örgütü’nün açıkladığı 1 trilyon 159 milyar
sıkıntıların nedenini ve her şeyden önemlisi sevgi, emek ve özverinin ürünü olduğunun yakından görülmesini istedik” dedi Toplantı çok verimli geçti İşletme Müdürü Ayfer Bilgen ise, “Toplantıyı yapmadan önce iş ortaklarımızdan sorun ve önerilerine ait anket çalışması yaptık. Halkın taleplerini birinci ağız olan büfecilerimizden aldık. Toplantımızın ana gündemini de istatiksel olarak anket sonuçlarına oturttuk. Yerinde dinlemenin çok faydalı olduğunu, yakın bilgi alış verişinin verimli geçti” dedi. Bilgen, “Özellikle sağlıklı ve hijyenik ekmeğin tanıtımları konusunda dile getirilen tanıtım taleplerini değerlendirerek notlarımızı aldık ve en kısa zamanda çalışmalar yaparak hayata geçireceğiz. İş ortaklarımızın taleplerini tam algılamak ve çözüm üretmek adına pazarlamadan, üretime,dağıtımdan muhasebesine ve teknik detaylar konusunda işleyişimiz bir bir anlatıldı. Çok verimli bir toplantı oldu. Hizmetlerimizin daha kaliteli ve çağdaş olması için herkesin büyük bir gayret ve çaba içerisinde olduğunu gördük. Bu da bizi çok mutlu etti” dedi
MustafaKöse; İtfaiyeciler haftasını kutladı 25 Eylül – 1 Ekim tarihleri arasında kutlanan “İtfaiyeciler Haftası” nedeniyle açıklama yapan AK Parti Antalya İl Başkanı Av. Mustafa Köse, “İnsanlar ve dahi her türlü canlıyı yangın ve tehlikelerden korumak için cansiperane görevlerini ifa eden cesur yürekli itfaiyecilerimizin İtfaiyeciler Haftasını kutluyorum” dedi
Eylül Ayı Olağan Meclis Toplantısı’nda konuşanMATSO Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Boztaş, Manavgat’ın turizm gelirinin 28 ülkeden fazla olduğunu söyledi
dolarlık Dünya turizm gelirinin yaklaşık yüzde 2,8’ini Türkiye, yaklaşık yüzde 0,9’unu Antalya ve yaklaşık yüzde 0,3’ünü Manavgat sağlamıştır”. Avrupa Turizm Gelirinin yüzde 0,7’si Manavgat’tan “Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın verileri ışığında, Dünya Turizm Örgütü’nün açıkladığı 489 milyar 253 milyon dolarlık Avrupa turizm gelirinin yaklaşık yüzde 6,6’sını Türkiye, yaklaşık yüzde 2,2’sini Antalya ve yaklaşık yüzde 0,7’sini Manavgat sağlamıştır”. Dünya Turizm Gelirinin yüzde 1,2’si, Avrupa Turizm Gelirinin yüzde 3’ü Antalya’dan “Dünya Turizm Örgütü’nün hazırladığı ve 2013 yılı uluslararası turizm sektörünün görünümünün yer aldığı raporuna göre 2013 yılının geçici turizm geliri rakamlarında dünyada ilk sırayı 139 milyar 569 milyon dolarla ABD, 60 milyar 435 milyon dolarla ikinci sırayı İspanya ve 56 milyar 098 milyon dolarla Fransa üçüncü sırayı almıştır. Türkiye, raporda 27 mil-
yar 997 milyon dolarla 12.sırada yer almıştır. Aynı rapora göre Türkiye, Avrupa’da turizm geliri açısından 6.sırada yer almıştır. 2013 yılında uluslararası turist sayısı 1 milyar 087 milyon olurken, dünya turizm geliri toplamı 1 trilyon 159 milyar dolara ulaşmıştır.Turist sayısı açısından dünyada ilk sırayı 84,7 milyon turistle Fransa alırken, Türkiye ise 37,8 milyon turistle 6.sırada yer almıştır. Rapora göre Avrupa’da ise Türkiye 4.sırada yer almıştır. Türkiye turizm geliri Kültür ve Turizm Bakanlığınca 32 milyar 309 milyon dolar olarak açıklanmıştır. Raporu, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 2013 yılı kesin verisi olan 32 milyar 309 milyon dolar ile kıyasladığımızda turizm geliri açısından Türkiye dünyada 11. ve Avrupa’da da 6.sırada yer almaktadır.Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 2013 yılı verileri doğrultusunda Antalya yaklaşık 10 milyar 661 milyon dolar ve Manavgat ta yaklaşık 3 milyar 518 milyon dolar turizm geliri sağlamıştır.1 trilyon 159 milyar dolar turizm gelirinin yaklaşık yüzde 42,2’sini yani 489 milyar 253 milyon dolarını Avrupa sağlamıştır” dedi.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Antalya İl Başkanı Av. Mustafa Köse, 25 Eylül – 1 Ekim tarihleri arasında kutlanan “İtfaiyeciler Haftası” nedeniyle bir mesaj yayımladı. İl Başkanı Av. Mustafa Köse mesajında; “Türk itfaiyeciliği 25 Eylül 1923'te belediyelere devredilmiş ve 25 Eylül-1 Ekim tarihleri arasında İtfaiyeciler Haftası olarak kutlanmaya başlanmıştır. 'İtfaiyecilik mesleğinde olay yerine en kısa zamanda ulaşmak büyük önem taşımaktadır. Bu nedenledir ki itfaiyecilerimiz olay yerine en kısa sürede varma gerginliğini ve stresini üzerlerinde yaşıyorlar. İtfaiye personelimiz vatandaşların can ve mal güvenliğini korumak için gece gündüz büyük bir özveriyle görev yapmaktadır. Öz verili bir şekilde görev yapmakta olan itfaiye personelimizin ve bütün itfaiye personelinin itfaiyecilik haftasını kutluyorum” ifadelerini kullandı.
3
4
çağdaş manavgat
[güncel haber]
haftalık yerel gazete
Akdeniz Üniversitesi gençlik alanında ortaklık kurma çalışmalarına devam ediyor Akdeniz Üniversitesi Avrupa Akdeniz Gençlik Uygulama Merkezi, Uluslararası İlişkiler Ofisi’nin desteği ile Finlandiya’nın Kokkola şehrinde yer alan Villa Elba Gençlik Merkezi’nin ev sahipliğinde düzenlenen "Power the Future” Ortaklık Kurma seminerine katıldı. Seminerde 12 ülkeden (Finlandiya, Türkiye, İngiltere, Estonya, Almanya, Polonya, Slovakya, İtalya, Avusturya, Arnavutluk, Bosna Hersek, Yunanistan) toplam 29 gençlik çalışanı yer aldı. Uluslararası İlişkiler Ofisi Koordinatörü Prof. Dr. Burhan Özkan, "Ortaklık kurma semineri süresince KA1, KA2 ve KA3 Programları kapsamında tematik toplantılar yapıldı. Toplantıya katılan ofisimiz çalışanları 1 Ekim'de Ulusal Ajans'a başvurulması planlanan proje ortaklarını burada buldu. Power the Future Ortaklık Kurma semineri gibi projelere ortak
olmamızın ve katılmamızın nedeni yurt dışındaki ortaklarımız ile sağlam ve tutarlı işbirlikleri gerçekleştirmektir." dedi. Prof. Dr. Burhan Özkan Akdeniz Üniversitesi’nin gençlik sorunlarına, gençlik çalışması ile çözüm üretmeyi ve kurumlar arası diyalog oluşturmayı amaçladığını ifade ederek; “2012 yılında Adrasan’da kurduğumuz ve 2013 yılında Avrupa Komisyonu tarafından kalite belgesi ile ödüllendirilen ve Türkiye’de bir ilk olan Uluslararası Gençlik Merkezimiz; kaliteli gençlik çalışmasının sivil toplum ve kamu kurumlarında geliştirilmesi, yaygın eğitimin ve gençlik çalışmalarının örgün eğitimde tanınması, gençlerin gençlik çalışmalarına dahil olması ve üniversitelerde sivil toplum çalışmalarının ve gençlik çalışmalarının tanınması yönünde faaliyet göstermektedir.” dedi.
Öztürk: AK Parti, milli eğitimde kendi kadrosunu oluşturdu Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) Manavgat İlçe Başkanı Ahmet Öztürk, günümüzde öğretmen sürgününün adının rotasyon tehdidi olduğunu söyledi
kadrolaşmasını yüzde 81 oranında yandaş sendika ile gerçekleştirdiğini vurgulayan Öztürk, "AK Parti, 12 yıl içinde 5 milli eğitim bakanı değiştirerek Türk milli eğitim sistemini adeta yaz boz tahtasına çevirdi. Ülkemiz
Sendika grevleri ve okul müdürleri atamaları ile ilgili açıklama yapan İlçe Başkanı Öztürk, Cumhuriyet tarihinin en büyük kadrolaşmasının AK Parti iktidarı döneminde olduğunu savundu. İktidarın, kendisi gibi düşünmeyen herkesi sindirmek ve yok etmek için çalıştığını belirten Öztürk, siyasi iktidarın milli eğitimde kadrolaşmasını yandaş sendika eliyle yaptığını iddia etti. İktidarın, okul müdürleri
çocuklarının gelecekleriyle oynadı. İktidar, okul müdürlerindeki kıyımı rotasyon tehdidiyle öğretmenlerle sürdürüyor. AK Parti, milli eğitimde Cumhuriyet tarihinin en büyük kıyımını yaparak kendi kadrolaşmasını gerçekleştiriyor. Çocuklarımızın ve öğretmenlerimizin geleceğine ipotek koyulmasına ve eğitimdeki taşeron zihniyetine asla izin vermeyeceğiz." dedi.
Şükrü Sözen: Biz birlikte üzülür, birlikte seviniriz Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen, Kurban Bayramı vesişesi ile yaptığı yazılı basın açıklamasında şunları dile getirdi: Toplum hayatında huzur, yardımlaşma ve kaynaşmanın yoğun olarak yaşandığı bir bayrama daha kavuşmanın mutluluğu içerisindeyiz. Biz birlikte üzülür, birlikte seviniriz. Biliriz ki, bayramlar dayanışmadır. Biliriz ki, bayramlar kardeşliktir. Birliktir. Biliriz ki, bayramlar acılarımızı yüreğimize gömerek sevinçlerimizi, mutluluklarımızı paylaşarak kucaklaşmaktır. Bu Kurban Bayramı’nda da, her bayramda olduğu gibi, dostluğumuzu, sevgimizi, aşımızı, ekmeğimizi, soframızı, hüznümüzü, acımızı en sıcak şekilde sevdiklerimizle paylaşacağız. İnsanı insan yapan değerlerin ve
erdemlerin yoğun olarak yaşandığı bu bayramda sağlanacak hoşgörü ortamının, Manavgat halkını birbirine daha da çok kenetleyeceği inancındayım. Bugüne kadar her konuda birlik ve beraberlik örneği gösteren değerli Manavgat halkımın, bundan sonra da aynı beraberliği göstererek gerçek ihtiyaç sahiplerine ellerini uzatıp bu mübarek günden istifade edeceklerine inanıyorum. Manavgat Belediyesi olarak bizler her zaman olduğu gibi Kurban Bayramında da sizler için çalışıyor olacağız. Bu bayramda birlik, beraberlik ve dayanışma duygularımızı pekiştirecek her türlü oluşumun alt yapısını hazırladık. Manavgat’ımıza bağlı 106 mahallemizde halkımızın Kurban Bayramını daha rahat, huzurlu ve sağlıklı geçirmesi ve belediye
hizmetlerine daha kolay ulaşabilmesi için tüm birimlerimizi seferber ettik. Veterinerinden zabıtasına, temizlik işlerinden, arıza servisine kadar her birim, vatandaşlarımıza bir telefon kadar yakın olacaktır. Kurban Bayramının insanlık adına hayatın her alanında çatışma yerine uzlaşmayı, kavga yerine hoşgörüyü, karanlık yerine aydınlığı getirmesini temenni ediyor, sosyal barışın sağlandığı, birlikteliklerin ve yardımlaşmanın arttığı, zenginin fakire el uzattığı, gücün adaletinin değil, adaletin gücünün egemen olduğu, bir bayram diliyorum. Bu vesile ile tüm Müslüman aleminin, Türk ulusunun ve Manavgat halkımın mübarek Kurban Bayramını kutluyor, sevdikleriyle birlikte sağlık ve mutluluklar diliyorum
[ekonomi]
çağdaş manavgat
MATSO’nun af teklifi, ‘Torba Yasa’da çıktı Manavgat Ticaret ve Sanayi Odası (MATSO) Genel Sekreteri Avukat H.Özden Dağ tarafından Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) aracılığı ile TBMM’ne sunulan işi bırakma veya re’sen terk nedeniyle mükellefiyeti sona erdiği halde oda kayıtları devam eden üye aidatlarının affı ile ilgili tasarı ‘Torba Yasa’da yer aldı. MATSO Genel Sekreteri Avukat H.Özden Dağ yaptığı açıklamada talep ettikleri mevzuat değişikliğinin kabul edilerek Torba Yasada yer almasından
MATSO Genel Sekreteri Avukat H.Özden Dağ tarafından TOBB aracılığı ile düzenlenmesi talep edilen af tasarısı “Torba Yasa”da yer aldı
dolayı son derece mutlu olduklarını söyledi. Dağ, yasada yer alan mevzuatla ilgili şunları söyledi; “Birçok üyemizin sıkıntı yaşadığı konuda yaklaşık 3 ay önce TOBB aracılığı ile TBMM’de hazırlanan Torba Yasası için teklifte bulunmuştuk. Teklifte, İşi bırakma veya re'sen terk nedeniyle vergi mükellefiyeti sona erdiği halde oda/borsa kayıtları devam eden üyelerin vergi mükellefiyetinin sona erdiği tarihe kadar ödenmeyen borçlar için bu madde hükümleri uygulanır. Vergi mükellefiyetinin sona erdiği tarihten sonra tahakkuk etmiş aidat borçlarının asılları ile birlikte fer'i borçlarının tamamının tahsilinden vazgeçebilmesi hususunda mevzuat değişikliği yapılması talebimizi iletmiştik. Talebimiz Resmi Gazetede yayımlanan ‘Torba Yasa’ ile çıktı” diye konuştu.
Genel Sekreter Dağ tarafından konu Ak Parti Antalya Milletvekili Sadık Badak’ın 31 Temmuz tarihinde MATSO’ya yaptığı ziyarette gündeme getirilmiş ve Badak tarafından da konuya destek verileceği belirtilmişti.
Başarılı uzman, Sevgi Hastanesi’nde Manavgat’ın tanınmış başarılı İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Nihat Yalnız, Özel Sevgi Hastanesi’nde hasta kabulüne başladı
Bayramların en güzeli ve hayırlısını diliyorum. Önceli tüm ulusumuzun ve Manavgatlı hemşerilerimin Kurban Bayaramı; yönetim kurulum ve partililerim adına mübarek olsun
Mehmet Çayır Büyük Birlik Partisi Manavgat İlçe Başkanı Kalıcı Makya Protez Tırnak
Manavgat halkı tarafından sevilen ve yıllarca Manavgat Hisarspor kaptanlığı görevinide yapan İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Nihat Yalnız, 25 yıllık deneyimi ile artık hastalarına Manavgat Özel Sevgi Hastanesi’nde şifa verecek. Sevgi Hastanesi’nde hastaları ile daha yakından ilgilenecek olan Uzm. Dr. Nihat Yalnız, yıllardır başarı ile sürdürdüğü bu kutsal görevi artık Sevgi Hastanesi’nde sürdüreceğini söyledi. Dr. Yalnız, yıllardır mesleğini sevgi ile yaptığını ifade ederek, “Ben mesleğimi severek yapıyorum. Bugüne dek binlerce hastam oldu, hastalarımla daha geniş ortamda vakit ayırarak ilgilenmem gerektiğine karar verdim, bundan böyle hastalarımı Özel Sevgi Hastanesi’nde hizmet vereceğim. 25 yıldır hiç usanmadan her hastam ile ilgilendim. Onlara şifa bulmaya yemin ettim, ve bu doğrultuda her hastama şifa oldum. Her hastalıkta olduğu gibi erken teşhis hayat kurtarır ilkesinden hiç ayrılmadım. her hastama kendi ailemmiş gibi görüp, hizmet verdim. Sağlığın şakaya gelmeyeceğini söyleyerek, bütün hastalarımı Özel Sevgi Hastanesi’ne bekliyorum” diye konuştu. UZM. DR. NİHAT YALNIZ KİMDİR? İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Nihat Yalnız, 1964 yılında Konya’da dünyaya geldi. Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olan Yalnız, ihtisas eğimini ise İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde tamamladı. Dahiliye Uzmanı olarak sırasıyla; İstanbul, Konya, Ağrı, Siirt, Urfa, Manavgat ve Anadolu’nun birçok şehrinde görev yapan Uzm. Dr. Nihat Yalnız, hastalarına 25 yıllık deneyimi ile artık Manavgat Özel Sevgi Hastanesi’nde hizmet verecek.
TATTOO & PIERCING rezervasyon
0 537 981 0545
haftalık yerel gazete
5
Kin Tarihi ve On Yıllar Yorumu Dr. Mehmet Cavlı İlk cümle şu olsun. Bütün makalelerim dikkatle okunursa çok manalı yaşam tecrübeleri görülecek. Elli yıl, yüz yıl sonra bile hatırlanıp okunursa aynı değerler fark edilecek. Makalelerimi paylaşanlara ayrıca minnettarım. Bütün makalelerimi sanırım yakın gelecekte kitap haline dönüştüreceğim. Biraz daha zamanı var. Bugünün makale konusu devletler arası kin ve toplumlar arası kinin oluşturduğu netice. Çevredeki kin birikimlerini görmezlikten gelmemeli. Kin oluşan bölgede, komşular arasında, menfaat çevresinde ve birçok nedenlerle her biri bir facia. Nesiller içinde kin fayları meydana getirmek veya önlememek büyük sorumluluk. Kini teşvik etmek büyük günah. Kin enerjisini bütün ülkelerde üretenlere büyüteçle bakmak lazım. Laboratuarlarda titizlikle araştırmak şart. Kin faylarının oluşturulması o toplumun yıkılması demektir. O ülkenin darmadağın olması demektir. İş yerlerinde, apartmanlarda, sokakta, fikirlerde, düşüncelerde kinleşme çok korkunç bela ve musibet. Kin bir tohum. Serpildiği yerlerde kin depremleri insanlığı yok edecek bir enerji. Devletleri tarumar eden bir güç. Örnekleri çok. Bahsetmeye gerek yok. Ülkemizin onar yıl aralıklı nüfusuna göz atalım. Milyonlara bakalım. Devletin yayınlamış TUIK rakamlarına göre aşağı yukarı; Türkiye nüfusu 1927 yılında 13,6 milyon, 1940 yılında 17,8 milyon. 1950 yılında 20,9 milyon, 1960 yılında 27,7 milyon. 1970 yılında 35,6 milyon, 1980 yılında 44,7 milyon. 1990 yılında 56,4 milyon, 2000 yılında 67,8 milyon. 2010 yılında 73,7 milyon ve 2013 yılında 76,6 milyon. Bugünün nüfusu, 1927 yılına nispetle 5,5 kat. 1970 yılında doğan bir insan bugün nüfusun iki kat olduğunu görüyor. Bir önceki makalemde gençliği anlatırken bu hızlı nüfus artışında eğitilmenin önemine işaret etmiştim. Eğitimin diploma almaktan ibaret olmaması gerektiğinin savunmuştum. Nesiller arası farklılıklara değinmiştim. Bu farklılıkları yok saymamalı. Nesiller arası farklılıklar çok derin yaşandı. Üzülerek söyleyeyim anlaşılamadı. On yılların alt yapıları düşünülmedi. 30 yıl öncesindeki hiçbir olay, o günün şartları yaşanılmadan hemen bugün tenkit edilemez. Geçmişteki o gün farklı gün, O günün insanları farklı. O günlerin kültürü farklı. Binaları, otomobilleri, rahatlığı, teknolojisi, mobilyaları, yaşam tarzı, örf adeti farklı. Yönetimi farklı. Yönetenler farklı. Yönetilenler farklı. Her şeyden önce nüfus sayısı farklı. Kutsal değerler hiç değişmedi ve her dönem öne çıkartıldı. Kutsal her şey hep önde. Servetler bayağı arttı. Servetler çok öne çıktı. Fikirler, düşünceler, fedakarlıklar cenazeleşti. Yeni fikirler oluştu. Çünkü nesiller değişti. İnsanlar menfaate odaklı yaşamı cazip görmeye başladı. Önümüzdeki yıllar daha manalı olacak. Geçmiş derinlemesine incelense ve tarihi haklar yenilmeden, yutmadan, taraf tutmaksızın analiz edilse keşke. Tarih karanlıkta kalmasa keşke. Geçmiş incelenirken maddi, manevi, millet ve devlet açısından tek tek ne varsa ele alınsa, tarihin hakkı verilse keşke. Tarih gösterdi ki insanların yaşamları ile inançları farklılaştı. Lüks ve rahatlık ve kısaca dünyanın kendisi süslenerek her eve yerleştirildi. Dünyayı dünyada iken terk eden çok az insan kaldı. Söyledikleri ile yaptıkları farklı olanlar arttı. Tanınmayan terzilerin diktiği elbiseleri giyinenler, o terzilerin diktikleri elbiseleri yerli modelmiş gibi tanıttılar. Bütün ülkelerde milletin kendilerine ve birbirlerine olan güvenini sarstılar. Yani insanı anlatmak kolay değil. İnsanlar farklılaştı. Onları aldatmak kolaylaştı. İnsanların tek tek yaşam tarihleri ele alınsa tarihi açıdan önemli. Her insanın her ülkede kişisel hakkı milletin hakkına denktir. Bu hak bakidir. Hiç kimse hayatın her safhasında kazandığına sevinmesin. Zira kendilerinden alınacak hak dünyanın neresinde olunursa olunsun bakidir. Kamusal hak her devlette ilelebettir.
6
çağdaş manavgat
O hesap sahte ama sazanlığın gerçek Can Dündar! Esra Elönü Moo sesine basan Möö Fikrine yakındır! Dolaylamaya lüzum yok doğrudan satışa girelim. Bunlara patlatılan aforizma zamanı da cümle israfına girer. Öfke obezi olmuş bir adam Can Dündar, lakin adamlığı iskelet halinde olunca şahsiyeti copy paste işlemiyle bile ekleyemiyorsunuz. Öfkeleri de o kadar yalama olmuş ki şahsiyet kopyalasan yapışmıyor diyelim. Kurban bayramı yaklaşıyor yazı başında kullandığım möö sesini muhatabından izinsiz kullandığım için telif hakkını da sanalda otlayıp möö’lük yapan kimse o ödesin. “Can”ı sıkılan Dündar bey nasıl ki Gezi olaylarında önüne yatacak portatif Toma aramışsa bugünlerde de çamur fazlalılığı olan klavyesiyle cafe bahçelerinden pusuya yatıyor . Genelde romantik kızların düğün davetiyelerine fason aforizma üreten bir adamdı Can Dündar. Güzin Ablanın entel abisi moduna girip kırık kalp tornacılığına soyunan çiçeği ve böceği aynı cümle içinde adam yerine koyup yıllık aşk mahsulü pazarlayan entel Ziraatçi. Allah kimseyi ayaklı sazanların şahsiyet kuraklığıyla imtihan etmesin. Allah kimseyi kutuplaşmayalım derken kutupbaş olanların ikiyüzlülüğüyle sınamasın. Elle tutulur bir yanı olmayan adamları da şu kağıda tutturup konu haline getiriyorum ya Allah beni affetsin.
[güncel]
haftalık yerel gazete
Dün Emine Erdoğan’ın sosyal medyada hiçbir hesabı olmadığına dair Köşkten bir açıklama geldi ne için geldi bu açıklama. Can Beyin sulanmış klavyesinden saçıp sıvadığı iftira için. Ne olduğuna bakarsınız aynı çamuru güncelleyecek değilim. Lakin Can Dündar’ın aşk tarlasına kelime ekip cümleten biçerken devreleri yaktığına şahit oluşumuz ilk değil. Fazlasıyla çatlamış olacak ki iftira atışını sahte hesaba gömmüş. Tamam hesap sahte lakin bunların öfkeleri, sazanlıkları, hasetlikleri, kin torbası oldukları gerçek azizim gerçek! Diyorlar ki üslubun bir bayana yakışmıyor. Karşımda böyle, kafaları beyin cerrahının önüne gitse işlem yapılacak tek parça kalmamış sürü varsa yakışmayanla bir ömür tüketmeye razıyım. Karşımda böyle vicdani oluşumlarını tamamlamış entel görünümlü ilkeller olduğu sürece, yakışmayan üslubumun alnından öpmeye razıyım. Bunlar değil miydi yazdıklarında Tv programlarında, ağız yarısıyla Hoşgörü mavallarının ezbercisi. Ne oldu? Kümeslerinden köşke ayar vermeye çalışanlar ordusu! Ne oldu? Ne oldu o kelebeği üstünde pır pır şiirsel nezaketinize! Hey gidi hey.. Sen bence muhtar koltuğunu layık görmediğin adamın Çankaya koltuğuna oturuşuna değil, kelebek kıvamından sazanlığa nasıl terfi ettiğine şaşır daha az sinek yutarsın!
UZAYLAR Oto Kaporta Doktoru (Çengerli) Hüseyin Uzun Eski Sanayi Sitesi 2. Blok No: 18 0 242 743 10 38- 0 535 432 14 59 Manavgat/ Antalya
Eğitim İş türban yönetmeliği için Danıştay’ a başvurdu Bakanlar Kurulu’nun 2014/6813 karar sayısı ile 27 Eylül 2014 gün ve 29132 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, “Milli Eğitim Bakanlığı’na Bağlı Okul Öğrencilerinin Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılması Hakkındaki Yönetmeliğin 1. Maddesine göre; “… 26/11/2012 tarihli ve 2012/3959 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Okul Öğrencilerinin Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmeliğin 3 üncü maddesinin altıncı fıkrası yürürlükten kaldırılmış ve 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (d) ve (e) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. d) Okullarda yüzü açık bulunur; siyasî sembol içeren simge, şekil ve yazıların yer aldığı fular, bere, şapka, çanta ve benzeri materyalleri kullanamaz; saç boyama, vücuda dövme ve makyaj yapamaz, pirsing takamaz, bıyık ve sakal bırakamaz, e) Okul öncesi eğitim kurumlarında ve ilkokullarda okul içinde baş açık bulunur…” denilerek değiştirilmiştir. Yani dava konusu yönetmelik değişikliği ile; “okul öncesi eğitim kurumlarında ve ilkokullarda okul içinde başın açık bulunacağı” belirtilerek, ortaokul ve ortaöğretim kurumlarının tamamında kız öğrencilerin 9 yaşından itibaren başlarını örterek derslere girmelerinin önü açılmıştır. Davalı Milli Eğitim Bakanlığı, bu yönetmelik değişikliği ile ortaokul ve ortaöğretim kurumlarında kız öğrencilerin derslere başlarını örterek türban ile girebilmesini amaçlamıştır. Aynı düzenleme ile yasakları genişleterek, öğrencilerin saçlarını boyamalarını, vücutlarının herhangi bir bölümüne dövme ve makyaj yapmalarını, pirsing takmalarını da yasaklamıştır. Dava konusu düzenleme ile insan hakları, çocuk hakları ve kadın hakları ihlal edilmektedir. Bu yönetmelik değişikliği ile Anayasa’nın 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununu, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Bildirgesi, Kadın Haklarına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Kaldırılması Sözleşmesi, Anayasa Mahkemesi kararları ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ihlal edilmiştir. Dava konusu yönetmelik değişikliği, sadece bir mezhebin inançlarına yöneliktir ve laik devlet ilkesine aykırıdır. Laik devlet sisteminde bir dine, bir mezhebe ya da bir inanış şekline ayrıcalık tanınamaz. Devlet, tüm inançlara aynı mesafede olmalıdır. Dava konusu yönetmelik değişikliği ile laik bir ülkede sadece tek bir dinin, bir mezhebinin inançlarına yönelik ayrıcalık yapılmıştır. Bu şekilde yapılan bir düzenleme toplumda ayrışmalara neden olacak niteliktedir. Dava konusu düzenleme ile ülke genelindeki eğitim
Eğitim-İş, türbanı ortaöğretimde serbest bırakan, Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Okul Öğrencilerinin Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılması Hakkında Yönetmeliğin yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle Danıştay’da dava açtı. Başvuru dilekçesinin Danıştay 8. Dairesi’ne verilmesinin ardından, Eğitim-İş Genel Başkanı Veli Demir Danıştay önünde basın açıklaması yaptı. Basın açıklaması şöyle:
öğretim birliği ve bütünlüğü bozulmuş, laik Cumhuriyet ilkelerine aykırı hareket edilmiştir. Uygulamanın aynı şekilde devam etmesi halinde, ülkemizdeki okullarda siyasi kutuplaşmalar başlayacak ve laik devlet düzeni yok edilmeye çalışılacaktır. Milli Eğitim Bakanlığı başörtüsünü istismar etmiş, kötüye kullanmış ve okullarda siyasi simge olarak kullanılmasına neden olmuştur. Bu şekilde, okullarda başörtüsü kullanımı ile siyasi grupların oluşumunun önü açılmıştır. Anayasanın 41. Maddesine göre, 18 yaşın altındaki insanların dini duygularına, inanç şekillerine ve biçimlerine karşı yapılacak her türlü istismara karşı Devlet koruyucu tedbirler almakla vazifelidir. Dava konusu yönetmelik değişikliği ile 9 yaşından büyük çocukların inançları, yaşam tarzları ve giyim kuşam özgürlükleri istismar edilmiştir. Atatürk İlke ve Devrimlerine açıkça aykırı olacak şekilde yönetmelik değişikliği yapılmıştır. Kız öğrencilere; örtünmeleri için baskı yapılmaması, dinsel duyguların hiçbir yerde sömürü malzemesi yapılmaması ancak laik eğitim sistemi ile sağlanabilir. Tevhid-i Tedrisat Kanunu laik eğitimi benimsemektedir. Bu yasa Türkiye Cumhuriyetinin temel taşlarından biridir. Ülkemizin imzaladığı ve 27 Ocak 1995 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Çocuk Hakları Sözleşmesi, Anayasa’nın 90. maddesi gereğince kanun hükmündedir. Ancak dava konusu bu düzenleme ile çocuklar arasında belirli bir mezhebin anlayışı ön plana çıkarılmış, çocuklar arasında ayırımcılık yapılmış, çocuğun özgürlüğü elinden alınıp, başörtüsü takıp takmaması velisinin isteğine bırakılmış, çocuğun yüksek yararı gözetilmemiş, çocuğun düşünce, vicdan ve din özgürlükleri hakkına saygı gösterilmemiştir. Bu şekilde dava konusu yönetmelik değişikliği, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesine açıkça aykırıdır. 222 sayılı İlköğretim Temel Kanunun 3. maddesinde; "Mecburi ilköğretim çağı 6-13 yaş grubundaki çocukları kapsar. Bu çağ çocuğun 5 yaşını bitirdiği yılın eylül ayı sonunda başlar, 13 yaşını bitirip 14 yaşına girdiği yılın öğretim yılı sonunda biter." denilmektedir. Yani Bireyin 6-13 yaş arası çocukluk dönemi, 13-18 yaş arası ergenlik dönemidir. Bütün bu durumlar karşısında, dava konusu yönetmelik değişikliği ile kız çocuklarının 9 yaşından itibaren ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarında türban takması serbest hale gelmektedir. Bazı çocuklarımız, velilerinin baskısı ile türban takmak zorunda kalacaklardır. Çocuk ve ergenlerin ruhsal gelişimini inceleyen bilimsel araştırmalar göstermiştir ki; beşinci sınıfa başlayan çocukların (9 yaş) henüz soyut düşünme becerileri gelişmemiştir. 9-18 yaş arası çocuk ve ergenler kimlik
ve kişilik oluşumu açısından kendi kendilerine karar verme yetilerine henüz sahip değildirler. Bu nedenle soyut bir konu olan dinin ve dinî kavramların 9-18 yaş aralığındaki çocuklar ve ergenler tarafından özümsenmesi ve kendi yaşamlarıyla ilgili kararları vermeleri beklenmemelidir. Soyut düşüncenin gelişimi genel olarak 11 yaşından sonra başlamakla birlikte, bu süreç her çocukta 11 yaşında başlamayabilir. Birey 18 yaşına kadar çocuktur. Böyle bir durum, çocukların ruh dünyalarında ilerde telafi edilemeyecek psikolojik travmalara neden olacak, okullarda, sınıflarda ve toplumda ayrımcılığa yol açacak, çocuklar ve toplum kamplara ayrılacaktır. Dava konusu yönetmelik değişikliği ile konulan katı kurallar nedeniyle çocukların kimlik ve kişilik gelişimi sağlanamayacaktır. 9 Yaşından itibaren türban takan çocuk, o yaştan itibaren çocukluğunu unutarak, kendisini yetişkin ve olgun hissetmeye başlayacaktır. Erken yaşta cinsel kimliği ile ön plana çıkacaktır. Cinsiyet farkının yeni yeni fark edildiği bir dönemde, türban takan kız çocukları daha belirgin hale gelecektir. Toplum da, çocuğu yetişkin birey olarak görecektir. Bu durum ise çocukta psikolojik travma yaratıp, gelişim bozukluğuna yol açacaktır. Her şeyden önce çocuk, türban takmasını isteyen kendi annebabasının, aile büyüklerinin ve okuldaki erişkinlerin baskısı altında kalacaktır. Çocuğun özgür iradesiymiş gibi gösterilen yönetmelik değişikliği, aslında ailenin ve diğer erişkinlerin iradesi olacaktır. İlköğretim ve ortaöğretim çağındaki çocuk, baş örtmenin soyut dini gerekçelerini henüz tam olarak kavrayamayacağından ailesi ve/veya okulundaki erişkinlerin etkisi altında kalarak baş örtme gerekçelerini benimsemek zorunda kalacaktır. Gerekçelerini kavramadan uygulayacağı bir karar ise, çocuğun ilerleyen yıllarda kimlik gelişimini olumsuz yönde etkileyecektir. Sınıf içinde birkaç çocuk türban takınca, diğer çocuklarda baskı olacaktır. Çoğunluk türban takmaz ise, bu defa da türban takan çocuklara baskı olacaktır. Mahalle baskısı benzeri bir durum ortaya çıkacaktır. Yani sınıf ortamında başı açık ya da kapalı olanların sayılarına bağlı olarak azınlıkta kalanlar, çoğunluk tarafından dışlanacak ve duygusal anlamda incineceklerdir. Eğitimin dini kurallara göre biçimlendirilmesi okullardan başlayarak toplumda giderek derinleşen ayrışmalara neden olacaktır. Bu şekilde milli eğitim ve toplum, kargaşaya ve kaosa sürüklenecektir. Eğitim-İş olarak, eğitimde ayrımcılığın, eşitsizliğin, ötekileştirmenin karşısında olmaya, eğitim sisteminin dinselleştirilmesine ve tek tipleştirmeye, karşı mücadele etmeye devam edeceğiz.
Doğru ve ilkeli habercilik için www.cagdasmanavgat.com manavgathaber07@hotmail.com
[spor]
çağdaş manavgat
haftalık yerel gazete
7
Polanya’da Akdeniz Rusya da rüzgarı esti evlendiler; soluğu Club Nena da aldılar
Akdeniz Savunma Sanatları Spor Kulübü sporcusu Zeliha Doğan Polanya’da yapılan Avrupa Muay Thai Şampiyonasında rakipleri karşısında büyük üstünlük sağlayarak şampiyon oldu
Polanyanın Karkov kentinde gerçekleşen Avrupa Muay Thai Şampiyonasında Türkiye’yi ve Antalya’yı başarı ile temsil eden Zeliha Doğan, müsabaka boyunca üstün olduğu final maçında Belaruslu rakibi Dzlkava Darla’yı yenerek Milli Marşımızı Avrupa’ya dinletmeyi başardı. Avrupa Şampiyonu Zeliha Doğan bugün (Pazartesi) akşam saatlerinde Antalya’da
Kemer’de 4 gün devam heyecan Redbull Sea To Sky Ekstrem Enduro motosiklet yarışlarında şampiyon belli oldu Bu yıl şampiyonluğu Graham Jarvis elde etti. Kemer Enduro Kulübünün büyük çabaları ile Kemer’de bir dünya markasına dönüşen ve Türkiye’nin en büyük motosiklet yarışı olan Red Bull Sea To Sky’ in son gününde dağ etabı koşuldu. Çamyuva sahilinde sabah 09.00 da Start alan sporcular zorlu şartlardan geçerek 2365 mt. de zirveye varmaya çalıştılar. Yarışların ikinci gününde Orman etabını da birinci olarak bitiren İngiliz Graham Jarvis şampiyonu olurken, ikinciliği İngiliz Jony Walker üçüncülüğü ise Alman An-
olması bekleniyor. DOĞAN SÖZÜNÜ TUTTU Avrupa Şampiyonası öncesi İstanbul’da milli takım kampındayken antrenörü Mustafa Yapıcı’ya şampiyonluk sözü veren Zeliha Doğan, çıktığı müsabakalarda gösterdiği azim ile sözünü yerine getirdi. Şampiyon olduktan sonra görüşlerini bildiren Doğan, “Polanya’da birbirinden zorlu müsabakalara çıktım ama bu müsabakaları almayı başardım. Benim bugünlere gelmemde en büyük pay sahibi olan Antrenörüm Mustafa Yapıcı’ya teşekkür ediyorum. Burada müsabakayı kazandırdıktan sonra birincilik kürsüsüne çıktığımda şanlı Türk Bayrağımızı göndere çektirmenin gururunu yaşıyorum. Bu şampiyonluğumu Antrenörüm Mustafa Yapıcı’ya ve aileme hediye ediyorum” diye konuştu.
Şampiyon Graham Jarvis
dreas Lettenbichlee aldı.Olympos Teleferik tesislerinde düzenlenen kupa töreninde dereceye girenleri ödülleri
protokol tarafından verilirken, dereceye giren sporcular başarılarını şampanya patlatarak kutladılar.
daha fazla haber ve görseller için:
www.cagdasmanavgat.com manavgathaber07@hotmail.com
Rusya’nın Rostov –On-Don kentinde yaşayan Anton Umantsev ile İuliia Kobchenko balayı için Club Nena’yı seçti Haber- Halil Öncü/ Manavgat Balayı çiftlerinin tercih noktası olan Manavgat Kızılağaç’ta yer alan Club Nena Tatil Köyü son olarak da Rus bir balayı çiftini ağırladı. Gelinlikleri ve damatlıkları ile otelde dolaşarak fotoğraf çekimleri yapan çifte ilgi büyük olurken, Club Nena Otellerinin sahibi Nevin Akçelik’de çift ile yakından ilgilendi. Rusya’nın Rostov –On-Don şehrinde İnşaat Mühendisi olarak çalışan Anton Umantsev ( 25 ) ile Yönetici sekreterliği yapan İuliia Kobchenko ( 24 ) Rusya’daki düğünlerinin ardından soluğu Antalya Managat Kızılağaç’da bulunan Club Nena’da aldılar. İlk defa geldikleri Antalya’da ve özellikle
çok beğendiklerini ifade ettiler. Yakın ilgi karşısında şaşkına dönen çift, “ Bu kadar ilgi göreceğimizi hiç beklemiyorduk. Türk misafirperverliğini burada yaşıyoruz. Çok teşekkür ediyoruz” dediler. Club Nena Otellerinin Sahibi Nevin Akçelik de her misafiri ile ilgilendiği gibi Anton Umantsev ile İuliia Kobchenko çifti ile yakından ilgilendi. Kendilerini kutlayan Akçelik, “ Otelimizde dünyanın dört bir tarafından misafir ağırlıyoruz. Özellikle balayı çiftlerimiz otelimize büyük ilgi gösteriyor. Son olarak da Rusya’dan gelen genç balayı çiftimizi otelimizde ağırlamanın mutluluğunu
balayı yapacakları Club Nena’da ilgi ile karşılanan çift teşekkürlerini sunarken, oteli de
yaşıyor onlara güzel, mutlu ve huzur dolu bir evlilik hayatı diliyorum” dedi.
Antalya’nın Yıldızları Gençlik ve Spor Kulübü’nde kış dönemi spor okulu kayıtları başladı! Antalya’nın lokomotif spor kulübü olma vizyonu ile faaliyetlerini sürdürmekte olan Antalya’nın Yıldızları Gençlik ve Spor Kulübü’nde, kış dönemi basketbol, voleybol ve tenis branşlarını kapsayan spor okulları kayıt dönemi başladı Antalya’nın Yıldızları Gençlik ve Spor Kulübü, genç bireylerin sağlıklı gelişiminde en büyük rolü oynayan sporda; her yaştan öğrenciye, basketbol, voleybol ve tenis branşlarında spor yapabilecekleri ortamı sağlamayı ve belirlenecek olan programlar dahilinde, sporu yaşamlarına dahil etmelerini hedefliyor. Deneyimli antrenör kadrosu ile kış sezonunda eğitim vermeye hazırlanan Antalya’nın Yıldızları Gençlik ve Spor Kulübü, 5 yaşından
başlamak üzere, her yaştan sporcu adayı kız-erkek öğrencilere, basketbol, voleybol ve tenis eğitim verecek. Kış sezonu boyunca, Cumartesi ve Pazar günleri sürecek olan spor okullarında programlar, her seviyede profesyonel eğitmenler tarafından yıllık gelişim hedeflerine göre uygulanmakta. Antalya’nın Yıldızları Gençlik ve Spor Kulübü Spor Okulları Hakkında Detaylı Bilgi İçin: Özgür ÖZCAN Antalya Yıldızları Spor Kulübü İdari Menajer Telefon: 0532 266 27 02
[reklam]
çağdaş manavgat
haftalık yerel gazete
Dua kapılarının sonuna kadar açık, bela ve kötülüklerin arındırıldığı Mübarek Kurban Bayramını tüm sevdiklerinizle birlikte hayırlı ve mutlu geçirmeniz dileğiyle; başta ülkemiz olmak üzere, tüm Manavgatlı hemşerilerimin bu mübarek günününü; yönetim kurulum ve partililerim adına kutlarım...
Ahmet Yitmez Bağımsız Türkiye Partisi Manavgat İlçe Başkanı
8