Carmedya haziran 2013

Page 1

Yıl:4 / Sayı:38 / Haziran 2013

İLK

3

TEST BİRDEN

SÜR

ÜŞ

117 SAYFA

MERCEDES-BENZ

E SERİSİ CABRIO & COUPE

TEST: Toyota Land Cruiser V8 o Ford Kuga 1.6 Titanium 4WD o smart fortwo coupe pulseo DOSYA Güvenlik Sistemleri o GÜVENLİ SÜRÜŞ o İLK SÜRÜŞ: Mercedes-Benz E Serisi Coupe & Cabrio o Renault Capturo Peugeot 208 GTi o 2. EL KARNE: Honda Civic o FAR SİSTEMLERİ




EDİTÖR

Empati kurabilmek... Sevgili Carmedya okurları, Bu ay hepinizin bildiği malum olaylar nedeniyle otomotiv yerine güncel eylemlere değinmek gereğini hissediyorum. Bu konuda o kadar çok şey yazılıp, çizildi ki bir iki söz söylemek gerekiyor diye düşünüyorum. Ben kendi adıma taş atan, saldıran vb. grupları dışarıda bırakarak, park ve daha çok demokrasi isteyen öğrenci kardeşlerimin tepkilerini haklı ve yasal buluyorum. Bunun yasal dayanağı zaten anayasa ile açıklanmaktadır. Bu durum bana göre devlet sorumluluğuna yakışır bir şekilde belediye başkanının daha ilk günde gidip oradaki insanların elini sıkıp ortak bir akılla projeyi yeniden konuşmasıyla bitebilirdi diye düşünüyorum. vrupa’nın çoğu ülkesinde bu tür bir kent veya mahalleyi ilgilendiren kararlar önce bundan etkilenecek kesimle biraraya gelinerek alınır ve daha sonra o kent veya mahalleye mini bir referandum yapılarak, çıkan sonuca göre proje ya yapılır, ya da farklı bir alternatif için kollar sıvanır. Durumun Avrupa’daki işleyişi bu... Şİmdi park olayı dışındaki taleplerin ve kutuplaşmanın nedenlerine değinmek gerek. Bu kouda bir eleştirim de bütün topluma. Hak arayana komünist, camiye gidene yobaz veya AKPli, açık giyinene (bunu yazamayacağım dilim varmıyor)..., türban takana tarikatçı, alkol alana ayyaş, dini siyasetten ayırmaya çalışana dinsiz, isyan edene faşist veya çapulcu, muhalefete terörist, tarafsız kalmaya çalışana yandaş dersek, bir insan bu ülkede aynı anda komünist, faşist, terörist, çapulcu, yandaş, ayyaş, yobaz, dinsiz ve ... olabiliyor. Biz namaz kılarken, hakkımızı arayamaz, içki içerken mübarek aylarda oruç tutamaz, hakkımız yenilirse eleştiremez miyiz? Bir insan hem komünist hem faşist olabilir mi? Biz sadece vatandaş olamaz mıyız? İşte insanlara önyargıyla bakmanın sonucu hepimizi buraya getirdi. Zamanında türban eylemi yapan nasıl tarikatçı değilse, bugün hakkını arayan da dinsiz veya çapulcu değil. (Etrafı yakıp yıkanlar ve emniyet güçleri içine sızan provokatörler ayrıdır) Bizler herşeyden önce insanız. Namaz da kılar, oruç da tutar, haksızlığa karşı eleştiri de yapar, belki ayda yılda bir arada bir iki tek atar, ama düşüncesi ne olursa olsun her görüşteki arkadaşlarla kanka bile olabiliriz. Biz bu ülkenin sade vatandaşlarıyız. Birbirimizi anlamak için saygıyla dinleyebilmek ve birbirimizi olduğu gibi kabul edebilmek gerek. Bırakın insanlar bildikleri gibi yaşasın. Çarşaf giymek isteyen de şort giymek isteyen de giysin. Bu tahammülsüzlük neden? Sevgi ve saygılarımla...

CARMEDYA’da gördüğünüz ilanlara tıklayarak, ilan konusuyla ilgili detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz.

carmedya Her hakkı saklıdır. Bu dergide yer alan yazı, makale, fotoğraf ve ilüstrasyonların elektronik ortamlar da dahil olmak üzere çoğaltılma hakları MEDICON YAYINCILIK’a aittir. Yazılı ön izin olmaksızın hangi dilde ve hangi ortamda olursa olsun materyalin tamamının ya da bir bölümünün çoğaltılması yasaktır. Bu dergi Basın Meslek İlkeleri’ne uymayı taahhüt eder.

04

HAZİRAN 2013


HAZİRAN 2013

05


Bir Daimler markası

Onu sadece gözlerinden

tanıyabilirsiniz. Yeni E-Serisi.

Tamamı Led teknolojisine sahip Akıllı Işık Sistemi, sınıfında ilk kez standart olarak sunulan Çarpışma Önleme Yardımcısı ve yeni bir sürüş keyfi yaşatan direksiyon yardımcısına sahip DISTRONIC PLUS ile Yeni E-Serisi, şimdi Mercedes-Benz Türk bayilerinde sizi bekliyor.

www.yenieserisi.com www.facebook.com/mercedesbenztr

E 250 modeli için yakıt tüketimi: (Şehir içi/şehir dışı/karma) 8,1-8,2 / 5,3-5,5 / 6,3-6,5 l / 100 km, CO2 emisyonu (karma): 146-150 g/km.



İÇİNDEKİLER

16 HABERLER 26 DOSYA ● Güvenlik sistemleri

40 FUTURE TALKS 30 LANSMAN / İLK SÜRÜŞ Mercedes E Serisi Coupe & Cabrio ● ● Renault Captur / Fethiye ● Peugeot 208 GTi / Bördübet

70 GÜVENLİ SÜRÜŞ 74 SÜRÜŞ İZLENİMİ ● Toyota Land Cruiser V8 ● Ford Kuga 1.6 EcoBoost 4WD ● smart fortwo coupe pulse

112 ONUR KORAY 114 KARNE ● Honda Civic

Okumak istediğiniz konuya tıklayarak haberin sayfasına gidebilirsiniz.

08

HAZİRAN 2013


Yıl:4 / Sayı:38 / Haziran 2013 İMTİYAZ SAHİBİ Medicon Yayıncılık Tasarım Tanıtım ve Organizasyon GENEL YAYIN YÖNETMENİ Önder Canözer

onder.canozer@carmedya.com

FOTOĞRAF Şahin Fidan

YAZARLAR Barış Terun, Burak Daylan, Kürşad Ergan, Onur Koray, Poyraz Savcı, Yener Gülünay KATKIDA BULUNANLAR Ayça Dizdaroğlu, Burak A. Dursun, Ersin Karaman, Gökşen Zeren, Hakan Atik, Mehmet Özcan, Mesut Karabul, Özkan Alkan, Özkan Başaran, Zeki Zeren, Zeynep Canözer, Zuhal Zeren REKLAM reklam@carmedya.com

TASARIM Medicon İLETİŞİM Cevizli Mh. Çevik Sk. Güner Apt. No:3 D:5 Maltepe / İstanbul Tel: 0 216 305 80 56 www.carmedya.com info@carmedya.com

Dergiyi tam ekran modunda okursanız sayfa geçişlerindeki animasyonları da görebilirsiniz. Ancak tam ekran modunda linkler çalışmaz HAZİRAN 2013

09




AYIN FOTOĞRAFI

OULTAN PARK / JASON PLATO



DÜNYAYI

Palladium Ofis ve Residence Binası Barbaros Mah. Halk Cad. N


DAHA İYİ

“ANLAMAK” İÇİN

No: 8/A Kat: 2-3, 34746, Ataşehir / İstanbul - Telefon : +90 216 663 61 17 - Faks : +90 216 663 61 00 - www.upgradenglish.com


HABERLER

1 LİTRE YAKITLA 2980 KM! Shell’in, 2bu yıl 9’uncusunu düzenlediği Shell Eco-marathon, Rotterdam sokaklarında üç gün süren heyecan dolu yarışlarla tamamlandı. Avrupa’nın 24 ülkeden 183 öğrenci takımı 1 litre yakıt veya 1kWs enerji ile en uzun mesafeyi kat etmek için mücadele etti. Öğrencilerin kendilerinin tasarlayarak ürettiği araçlarla gerçekleştirilen yarışlar-

da 5 rekor kırıldı. Şehir konsepti kategorisinde Fransa’dan Polytech Nantes takımı 1 kWs ile 145.7 kilometre mesafe kat ederek akü beslemeli elektrik sınıfında yeni bir rekora imza attı. Almanya Offenburg Uygulamalı Bilimler Üniversitesi’nden Schluchtspecht ekibi ise 1 litre yakıt ile 315.4 kilometre yol alarak rekoru geliştirdi.

BMW İ MARKASI’NA SIRA DIŞI KAMPANYA BMW Grubu, çatısı altında bulunan ve tamamen elektrikle çalışan model yelpazesine sahip olacak yepyeni bir alt marka olmasıyla dikkat çeken BMW i için uluslararası bir iletişim kampanyasına start verdi. Baskılı reklamlar, internet banner’ları ve sosyal medya reklamları kanalıyla izleyicileri dokuz farklı özelliği olan online videolara yönlendiren kampanya, tarihsel açıdan önemli devrimleri ve BMW i’nin öncü karakteriyle olan benzerlikleri ortaya koyuyor. Bu videoda BMW i kapsamındaki çalışmaları ile birlikte BMW Group çalışanları ve e-mobilite kullanıcıları gösteriliyor. 16

HAZİRAN 2013



HABERLER

PERFORMANS ORTAKLIĞI 50 YAŞINDA irelli ve süper spor otomobil üreticisi Lamborghini birlikteliklerinin 50’inci yılını Milano’daki Pirelli Vakfı’nda gerçekleştirdikleri bir basın toplantısı ile kutladılar. Ferrucio Lamborghini ve Leopoldo Pirelli gibi zamanın endüstri devlerinin otomobillere duydukları tutku ile oluşan bu güçlü işbirliği, Milano’dan start alarak Lamborghini’nin merkeziSant’Agata’da son bulacak olan yolculuk ile kutlandı. 1963 yılında 350 GTV modeli ile başlayan işbirliği Lamborghini’nin

18

HAZİRAN 2013

50’inci yılı için özel ürettiği The Veneno modeli ile devam ediyor. Lamborghini’nin ilk modelinden itibaren tüm ihtiyaçlarını karşılayan Pirelli, tüm Lamborghini modellerinin tercihi olarak orijinal ekipmandaki gücünü bir kez daha gözler önüne seriyor. Pirelli ve Lamborghini ortaklığı Pirelli reklamlarında da kendini gösterdi. Örneğin Lamborghini Countach, yıl dönümünde Amerika ve Güneydoğu Asya ülkelerinde Pirelli’nin birçok reklam kampanyasında yer aldı.


TOYOTA’YA İKİ ÖDÜL BİRDEN! Ulusal Kalite Derneği (KalDer) ve KA Araştırma Limited tarafından yapılan “Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi” araştırmasında binek otomobil sektöründe 5 yıldır üst üste ilk sırada yer almayı başaran Toyota’nın ödülleri dün gece düzenlenen törenle verildi. Toyota, “Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi” 2012 yılı Sektör birincisi olarak Gümüş Heykel, sürdürülen başarı Ödülü için de Altın Heykel’e layık görüldü. Toyota adına ödülleri Kurumsal İletişim Direktörü Selim Okutur, KalDer Başkanı Hamdi Doğan, KA Araştırma Limited Şirketi kurucu Başkanı Bülent Kılıçarslan ve KalDer Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Öker’in elinden aldı. Toyota Pazarlama ve Satış A.Ş. Kurumsal İletişim Direktörü Selim Okutur, alınan ödüllerin kendileri için bir motivasyon kay-

nağı olduğunu belirterek “Toyota vizyonu gereği “Müşterilerin Toyota’yı seçmelerinden ötürü mutlu olmasını sağlayan bir şirket” kavramını ana felsefe olarak benimsemiştir. Markamızı tercih edenlerin beklentilerini aşacak ürün ve hizmetlerle her zaman o yarışta bir adım önde gitmek için uğraş vermeye devam edeceğiz” diye konuştu.

PORSCHE CAYENNE’E YENİ DONANIM SUV segmentinde Türkiye’de büyük ilgi gören Porsche Cayenne, Türkiye’ye özel yenilendi. Türkiye’de satılan tüm Cayenne modellerinde artık Xenon farlar, arka ve ön park sensörü, elektrikli bagaj ve servotronik direksiyon standart olarak sunuluyor. Doğuş OtomotivPorsche’nin Türkiye yol ve kullanıcı şartları göz önüne alınarak standart donanımı genişleyen Cayenne’in, hali hazırda Türkiye’de Cayenne Diesel, Cayenne S Diesel , Cayenne S Hybrid, Cayenne GTS, Cayenne Turbo, Cayenne Turbo S versiyonları satılıyor.

HAZİRAN 2013

19




HABERLER

YENİ FIESTA TAHTINI KAPTIRMADI JATO Dynamics verilerine göre Ford Fiesta, Mart ayında ve 2013 yılının ilk üç ayı toplamında Avrupa’nın segmentinde en çok satılan otomobili oldu. 2013 yılının ilk çeyreğindeher 100 saniyede bir Fiesta satın alındı. Yakıt verimliliği, yüksek kalitesi, zengin donanımı ve keyifli sürüş özelliklerinin eşsiz bileşimiyle göz dolduran Fiesta, aynı zamanda Avrupa genelinde en çok satılan ikinci otomobil oldu. JATO Dynamics verilerine göre Mart ayında 41.600 adet satan Fi-

22

HAZİRAN 2013

esta, ilk çeyrek toplamındaki 77.800 adetlik satışla, en yakın rakibinden 14.000 adet daha fazla sattı. Mart ayında, 19 geleneksel Avrupa pazarında Fiesta’nın perakende payı sınıfında 1,2 oranında arttı. Müşterilerden gelen siparişler ise geçen yılın aynı dönemine kıyasla ilk çeyrekte yüzde 8 artış gösterdi. Yılın ilk üç ayında satılan Fiesta’lar tampon tampona park edilse, 400 metrelik olimpik koşu parkurunu 770 kez dolaşacak uzunluğa ulaşıyor.


OUTBACK’E DİZEL OTOMATİK SEÇENEĞİ Subaru Outback, makyajlanan yüzü ve dizel otomatik seçeneğiyle satışa sunuldu. Outback’in ön görünümünde bazı farklılıklar göze çarpıyor. Yeni model, daha şık bir ön ızgara tasarımı, daha büyük sis farları, yeni ön farlar ve yeniden tasarlanmış bir ön tampona sahip. Outback’teki en önemli yenilik ise hiç kuşkusuz 6 ileri lineartronic şanzımanı ile artık Boxer Dizel motor seçeneğinde otomatik vitesli bir alternatife kavuşuyor olması. Dizel Outback artık, Subaru vazgeçilmezi olan simetrik dört tekerlekten çekişli AWD teknolojisi ile birlikte uyum içerisinde çalışan 2.0 litrelik turbo dizel Boxer motor’a sahip oldu. 3600 devir/dak.’da 150 hp güç üreten Outback, Karşılıklı – Yatay yerleştirilmiş 4 silindirli 2.0 litre turbo dizel motoru sayesinde, düşük devirlerden itiba-

ren tork üretme özelliği ile kolay kullanım ve zarif bir hızlanma hissi veriyor. 350 Nm’lik torkunu 1600-2400 dd aralığında sunan Outback, bu sayede düşük devirlerde sağladığı maksimum güç ile rahatça yol alabiliyor. Dizel otomatik Outback, 2.5 litrelik benzinli otomatik versiyonu ile 2 litre dizel manüel şanzımanlı versiyonun ortasına, 129 bin 949 TL’lik bir fiyat seviyesiyle yerleşiyor.

2. EL’DE YENİ ADRES: OTOMOL Kurumsal ikinci el otomotiv sektörünün yeni markası OTOMOL, Merter E-5 üzerindeki Türkiye’nin en büyük ikinci el araç alanına sahip showroom ve merkezinin açılışı ile hizmet vermeye başladı. OTOMOL, hem sunduğu hizmet hem de yaklaşımıyla ikinci el otomotiv sektöründeki güven olgusuna yeni bir bakış getiriyor. Marka, bu doğrultuda Türkiye genelinde yüksek bir talebi karşılamaya hazırlanıyor. Şu anda sadece OTOMOL İstanbul Merter

showroom’da 300’den fazla araç stoğu bulunuyor.

HAZİRAN 2013

23


HABERLER

YENİ CR-V TÜRKİYE YOLLARINDA Satışa sunulduğu 1996 yılından beri Türkiye’de başarılı bir satış grafiğine sahip olan Honda CR-V, 4.nesliyle Honda bayilerindeki yerini aldı. 2.0 lt benzinli motor seçeneğine sahip olan yeni CR-V, 3. nesline göre birçok yeni özelliği müşterilerine sunuyor. Yeni CR-V 2.0’ın Lifestyle modeli 95 bin 700, Executive modeli 104 bin 500, Executive Ekstra Güvenlik Paketi ise 111 bin 500 TL’den satışa sunuluyor. Üç kanatlı radyatör ızgarası ve ızgaraya doğru uzanan ön farları, Honda’nın yeni “Y” şekilli yüzünü korumaya devam ederken dikey olarak konumlandırılan arka farlar ilk nesilden (1995) bu yana alışılmış CR-V imzasını taşıyor. Yeni CR-V’deki şık dokunuşlar arasın24

HAZİRAN 2013

da yenilenen ön tampon, ön LED gündüz farları ve üç boyutlu tasarımıyla arka LED farları yer alıyor. CR-V’nin kaputunun altındaki üçüncü nesil CR-V’lerde bulunan ve CO2 emisyonları azaltılacak şekilde detaylı olarak yeniden tasarlanan 2.0-litre i-VTEC benzinli motor, 5 vitesli otomatik şanzıman ile beraber çalışıyor. Yeni CR-V 6500 devirde 155PS güç ve 4300 devirde 192Nm tork üretirken, yapıln iyileştirmelerle ortalama yakıt tüketimi 7.7 lt’ye ve CO2 salınımı da yüzde 7 iyileştirilerek 179 g/km’ye düşürülmüş. Avrupa pazarı için tasarlanan dördüncü nesil CR-V, İngiltere Swindon’daki tesislerde üretilecek.


HAZİRAN 2010 carmedya

25


DOSYA

GÜVENLİK SİSTEMLERİ Barış Terun, bu ay Carmedya okurları için araçlarımızda bulunan ve hayati önem taşıyan güvenlik sistemlerini inceledi. Barış Terun 26

HAZİRAN 2013


Sadece emniyet kemeri kullanımın bile ölümle sonuçlanan kaza riskini yüzde 50 oranında düşürdüğü günümüzde, bilinçli sürücü sayısı hızla artıyor. Ülkemizde, emniyet kemeri ikaz sesini susturmak için tuhaf aparatlar kullanan sürücüler mevcut olsa da, otomobil satın almadan önce Euroncap sitesini ziyaret edip, aracın ne kadar güvenli olduğunu tüm ayrıntıları ile araştıran bir kesim de mevcut. Emniyet kemerinin faydası herkesce malum olsa da, biraz teknik bilgilerden bahsedelim. Çünkü maalesef, “Kaza sırasında direksiyona sıkıca tutunurum” diyen zihniyet de hepinizin malumu. Lakin ortaya çıkan G gücünün el bileklerini un ufak edeceğinin farkında değiller. g kuvveti serbest hareket eden bir nesnenin maruz kaldığı “yerçekimsel olmayan” güçlerin vektörel birleşimidir . G kuvveti arttıkça, darbeye maruz kalan nesne üzerindeki gerilim de aynı ölçüde artar. Yüksek seviyedeki bir gücü inanılmaz derecede yıkıcı olabilir. Emniyet kemerinin takıl-

ması, sürücüye yansıyan G gücünün önemli miktarda azalması, yani gücün otomobilce absorbe edilip, minumum seviyede tutulması için emniyet kemeri şarttır. Aksi takdirde tüm güç, sürücü ve yolculara yönelecektir. Güvenlik sistemleri aktif ve pasif olmak üzere iki ana bölümde toplanabilir. Aktif güvenlik önlemleri kazanın gerçekleşmesini önlemeye çalışır. ABS, EBD ve ESP bu gruba girer. Pasif güvenlik sistemleri ise kaza gerçekleştiğinde asgari hasarın oluşmasını ve ölüm ile yaralanma riskinin en alt seviyede gerçekleşmesini sağlar. Güvenlik kafesi ve havayastıkları, pasif sistemlere örnek olarak gösterilebilir. Şimdi, kısaca güvenlik sistemlerinden bahsedelim. ABS: ABS, otomobilin manevra ve durma yeteneğini artırabilen bir fren sistemidir. Fren mesafesinin azalmasında önemli bir payı olmasına rağmen asıl yeteneği bu değildir. ABS sırasında frenler kilitlenmez. Böylece sürücü kazadan kaçınmak için manevra yapabilir. Eğer frenler kilitlenecek olması aracın kaymasının kaçınılmaz olduğu düşünülürse, ABS’nin (Anti-Blocker System) değeri daha doğru anlaşılabilir. ABS’nin

HAZİRAN 2013

27


DOSYA

devreye girdiğinde fren pedalındaki sürekli titreşimden anlayabiliriz. Zaten ABS sistemi bunu yapar: frenlere titreşimler yollayarak aracı durdurmayı hedefler; tekerlekleri kilitleyerek değil. EBD: EBD, elektronik fren güç dağıtıcısı anlamına gelir ve ABS ile güdümlü çalışır. Sistem, frene basıldığında, fren kuvvetinin otomatik olarak tekerleklere yönlendirilmesinden sorumludur. Pre-Safe: Pre-Safe, ön güvenlik anlamına gelir. İlk olarak 2002 yılında Mercedes tarafından geliştirilmiştir. Farklı isimlere sahip olsa da pek çok marka, benzer teknolojiler kullanmaktadır. Pre-Safe sistemi-

28

HAZİRAN 2013

nin amacı, kazayla sonuçlanabilecek sürüşlerin önüne geçmektir. Sürücü öndeki araca çok yaklaştığı halde herhangi bir müdahelede bulunmuyorsa sistem önce uyarıda bulunur. Uyarının sonuç vermemesi durumundaysa araca “Fren yap” emrini vererek, büyük kayıpların önüne geçmeyi hedefler. Kör nokta uyarı sistemi: Bu sistem, sensörler vasıtası ile aracın arka ve yan tarafını inceler. Eğer kör noktaya tekabül eden bir araca veya kişiye rastlanırsa, sürücü görsel veya sesli olarak uyarılarak şerit değiştirmesi engellenir. 6 metreye kadar kesin sonuç verir. ESP: ESP, İngilizce’de “Electronic Stabi-


lity Program” anlamına gelir. Türkçeye çevirirsek “Elektronik Denge Sistemi” ifadesini kullanabiliriz. Aniden önünüze engel çıktığını veya gereğinden fazla hızla viraja girdiğinizi düşünün. Eğer frenleme yapıp, ön değiştirmeye çalışırsanız kaçınılmaz biçimde araç savrulur ve istem dışı kaymaya başlar. Bu noktada ESP devreye girer ve aracın burnunun düz bir çizgide kalması sağlanır. ESP, EBD ve ABS ile birlikte çalışır. Diğerlerinin yokluğunda, ESP’nin bulunması mümkün değildir. Hava Yastıkları: Yazımızın başında, g gü-

cünden ve yapabileceklerinden bahsetmiştik. Emniyet kemeri önemli miktarda g gücünün sürücü değil, araç tarafından absorde edilmesini sağlar. Peki güç çok yoğunsa ne olur? Hava yastıklarının önemi burada ortaya çıkar. Fazladan g gücünün emilmesi güvenlik kafesi ve hava yastıkları sayesinde mümkün olabilir. Hava yastıkları kaza sırasında, mili saniyeler içerisinde devreye girer. Ön, yan, diz, perde, tavan ve hatta yayayı korumak için kaput hava yastıkları mevcuttur.

HAZİRAN 2013

29


LANSMAN / İLK SÜRÜŞ

TEKNOLOJİ VE ZARAFETİN BİLEŞİMİ LK

İ Ş Ü R SÜ

30

HAZİRAN 2013


E

MERCEDES-BENZ

SERİSİ COUPE & CABRIO

Yazı ve fotoğraflar: ÖNDER CANÖZER & DAIMLER MEDYA MEKAN: ALMANYA / DANİMARKA

HAZİRAN 2013

31


LANSMAN / İLK SÜRÜŞ

M

ercedes-Benz’in yenilenen ve en yeni teknolojilerle donatılan E Serisi’nin Coupe ve Cabrio modellerini Almanya ve Danimarka’yı kapsayan yaklaşık 600 kilometrelik keyifli bir parkurda kullandık. Aracı anlatmaya başlamadan önce sizlere güzergahımızın özellikleri hakkında bazı bilgiler vermek daha uygun olacak. Almanya’nın Hamburg kentinde başlayan yolculuğumuz ilk gün ülkenin kuzeybatısında bulunan Kuzey Denizi’nde yer alan Sylt Adası’na kadar yaklaşık 300 kilometre boyunca devam etti. Yemyeşil bir doğanın eşlik ettiği virajlı yollarda ilk gün kullandığım araç E 400 Coupe oldu.

32

HAZİRAN 2013


Yolculuğun ilk günkü son durağı olan Sylt Adası’na ulaşım için sadece otomobil taşıyan çift katlı trenle yapılan yolculuğun ise eşsiz bir deneyim olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. İkinci gün ise Sylt Adası’ndan feribotla Danimarka’ya bağlı Havneby Adası’na hareket ettik ve bu noktadan itibaren çoğunluğu otoban olan ve yüksek hızlara ulaşabildiğimiz yolculuğumuzda E 400 Cabrio bize eşlik etti.

HAZİRAN 2013

33


LANSMAN / İLK SÜRÜŞ

Bu noktada hava sıcaklığının13 0C olduğunu da belirtmekte yarar var. Güzerhahtan bahsettikten sonra sürüş izlenimine geçmeden önce araçla ilgili bazı bilgileri paylaşmakta yarar var. Yeni E Serisi Coupe ve Cabrio modelleri arasında açılabilir tavan yapısı dışında önemli bir tasarım farkı bulunmuyor. Her iki model de selefine göre çok daha etkileyici dinamik bir yüze sahip. Önde gösterişli tampon ve geniş hava giriş-

34

HAZİRAN 2013

leri, krom çerçevyle vurgulanan ön ızgara ve ortasında büyük Mercedes-Benz logosu ile daha ilk görüşte sizi kendisine bağlıyor. Aracın büyük far bloğu özel gündüz farları tasarımıyla karakteristik bir bakışa sahip. Ön ızgaradan başlayarak A sütununa kadar devam eden yüksek kaput çizgisi, otomobilin önden arkaya doğru uzayan yay gibi gergin ve son derece sportif profiline katkı sağlarken, güçlü ve sağlam bir etki bırakıyor.


HAZİRAN 2013

35


LANSMAN / İLK SÜRÜŞ

Gövde boyunca üst ve alt kısımda yer alan belirgin hat çizgileri de bu dinamik tasarıma estetik bir doku kazandırıyor ve aracın aynı zamanda güçlü görünmesini sağlıyor. Arkada ise yatat koumlu büyük stop lambaları ve krom tampon altı kaplaması ile geniş egzoz çıkışları performans hakkında ipuçları veriyor. Otomobil her iki gövde tipinde de dört kişi için tasarlanmış. İç mekanda kullanılan mal-

36

HAZİRAN 2013


zemeler sınıf standartlarının üzerinde diyebilirim. Kaliteli plastik, ahşap görünümlü kaplamalar ve metalik görünümlü kaplamalar mükemmel bir işçilikle harmanlanarak, otomobilin dış tasarımındakikalite algısını iç mekanda da fazlasıyla hissettirmeyi başarıyor. Kolay takip edilebilen gösterge paneli ve derli toplu ve şık bir tasarıma sahip orta konsolun kullanımı son derece kolay. Orta

konsolun en üst kısmında geniş bir dijital ekran yer alıyor. Bu ekran aracılığıyla multimedya sistemlerini, Bluetooth ve navigasyonu kullanabiliyorsunuz. Daha altta ise havalandırma ızgaralarının altında son derece şık analog bir saat yer alıyor. Sırasıyla alta doğru multimedya sistemi ve klima sistemlerinin kumanda bölümleri yerleştirilmiş. Eektrik kumandalı ve havalandır-

HAZİRAN 2013

37


LANSMAN / İLK SÜRÜŞ malı koltukların pozisyon ayarı için daha önceki modellerden de bildiğimiz şekilde kapı üzerindeki düğmeler yardımıyla kolaylıkla ayar yapabiliyorsunuz. E Serisi Sedan’da ise bu kumanda düğmeleri koltuğun yan tarafında bulunuyor. Her iki versiyonda da önde ve arkada sırt, bel, bacak ve yan destekler sunan spor koltuklar tercih edilmiş. Her iki versiyonda da E 200 (2.0 lt. 184 HP),

38

HAZİRAN 2013


E 250 (2.0 lt. 211 HP), E 300 (3.5 lt. 252 HP), E 350 (3.5 lt. 306 HP), E 400 (3.0 lt. 333 HP), E 500 (4.7 lt. 408 HP) benzinli, E 220 CDI (2.2 lt. 170 HP), E 250 CDI (2.2 lt. 204 HP), E 350 BlueTEC (3.0 lt. 252 HP) dizel motor seçenekleri yer alıyor. Türkiye’de bu motor seçeneklerinden vergi mevzuatı nedeniyle E 200, E 250 benzinli ve E 220 CDI ile E 250 CDI dizel motor seçeneklerinin ilk etapta satışa sunulması bekleniyor. Serinin en tutumlu versiyonu E 220 CDI’da 2.2 litrelik motor 3000 ile 4200 d/d aralığında 170 HP güç üretirken, 1400

HAZİRAN 2013

39


LANSMAN / İLK SÜRÜŞ ile 2800 d/d aralığında 400 Nm tork değerine imza atıyor. E 220 CDI 100 kilometrede ekonomik sürüşte 4.4 litre yakıt tüketirken, araç 0-100 km/s hızlanmasını 8.5 saniyede tamamlıyor ve 235 km/s hıza ulaşabiliyor. Bu model 6 ileri kademeli düz şanzıman sistemiyle kombine ediliyor. Serinin en performanslı üyesi olan E 500 ise 4.7 litrelik V8 motoruyla 5000 ile 5750

40

HAZİRAN 2013


d/d aralığında 408 HP güç sunarken, 1600 ile 4750 d/d aralığında 600 Nm tork sağlıyor. 0-100 km/s hızlanmasının 4.8 saniyede gerçekleştiren aracın son hızı 250 km/s ile sınırlandırılmış. E 500 Coupe 100 kilometrede 8.9 litre ortalama tüketim değeri sunarken, Cabrio’da bu oran 9.1 litreye çıkıyor. Bu model tipi ise 7G-Tronic Plus otomatik şanzıman sistemine sahip. Otomobilin her iki gövde tipinde de ses ya-

HAZİRAN 2013

41


LANSMAN / İLK SÜRÜŞ lıtımının oldukça iyi olduğunu belirtmekte yarar var. Kumaş tavan genellikle ses yalıtımındaki sorunlarıyla bilinir ama ben ikinci gün yaklaşık 300 kilometre boyunca kullandığım E 400 Cabrio’da böyle bir sorunla karşılaşmadım. Coupe ve Cabrio modellerinin performans konusunda birbirlerinden önemli bir farkı olmadığını belirtmekte yarar var. Son derece dengeli ve konforlu bir yolculuk

42

HAZİRAN 2013


imkanı sunan otomobilde geliştirilmiş Distronic Plus teknolojisine direksiyon desteği de eklenmiş. Önünüzdeki aracı takip edip, gerektiğinde fren veye gazı otomatik olarak devreye sokan ve takip mesafesini koruyan sistem, aynı zamanda şerit dışına kayarken direksiyona müdahale ederek aracı tekrar şeridine döndürüyor. Bu arada Cabrio modellerde boyuna sıcak hava üfleyen Airscarf ve önden gelen rüzgarı kesen Aircap sistemleri de yer alıyor.

HAZİRAN 2013

43


LANSMAN / İLK SÜRÜŞ

4 kişi için önde ve arkada geniş bir alan sunan Yepyeni E Serisi Cabrio’da boyuna sıcak hava üfleyen Airscarf ve önden gelen rüzgarı kesen Aircap sistemleri de yer alıyor.

44

HAZİRAN 2013


HAZİRAN 2013

45


LANSMAN / İLK SÜRÜŞ

CROSSOVER K L İ Ş Ü R SÜ

46

HAZİRAN 2013

SEGMENTİNE

RENAULT İMZASI


CAPTUR Renault, yeni şehir crossover’ı sloganıyla tanıttığı yepyeni Captur modelini Türkiye’de satışa sundu.

Yazı VE FOTOĞRAFLAR: ÖNDER CANÖZER & RENAULT MEDYA MEKAN: FETHİYE

HAZİRAN 2013

47


LANSMAN / İLK SÜRÜŞ

G

iderek büyüyen Crossover segmentindeki rekabete daha fazla kayıtsız kalamayan Fransız otomobil üreticisi Renault, yeni şehir crossover’ı sloganıyla tanıttığı Captur modelini Türkiye’de satışa sundu. Dalaman – Fethiye arasında gidiş ve dönüş olmak üzere yaklaşık 100 km. boyunca kullanma imkanı bulduğumuz Captur’un rakip-

48

HAZİRAN 2013


leri olarak Nissan Juke ve MINI Countryman modelleri belirlenmiş. Farklı renk kombinasyonlarıyla kişiselleştirilebilen Captur, iki benzin, iki de dizel olmak üzere dört farklı motor seçeneği ve 41 bin 990 TL’den başlayan fiyat seçenekleriyle yollara çıkıyor. Yenilenen Clio temel alınarak geliştirilen Captur, ana hatlarıyla Clio modeliyle büyük

oranda benzerlik taşıyor. Yükseltilmiş Clio görünümündeki Captur, mevcut Clio modelinden 10 cm. daha yüksek gövdesi, Scenic modeliyle aynı hacimde 377 litrelik bagaj hacmi ve toplam hacmi 27 litreyi bulan saklama gözleriyle öne çıkıyor. Arka koltukları hareketli olan Captur’da bu koltukları 16 cm ileri veya geri hareket ettirmeniz mümkün. Koltuklar 16 cm ileri çekil-

HAZİRAN 2013

49


LANSMAN / İLK SÜRÜŞ diğinde bagaj hacmi 455 litreye, tamamen katlandığında ise 1235 litreye çıkabiliyor. 4.12 metre uzunluğa (Clio’dan çok az uzun), 1.77 metre genişliğe ve 1.57 metre yüksekliğe sahip Captur, önde yüksek bir burun yapısı, krom Renault logosunun vurgulandığı ve kontrast renkle sınırları belirlenen geniş ön ızgara, büyük far bloğu, yine aynı kontrast renkle çerçeveli sis farlarının enteg-

50

HAZİRAN 2013

re edildiği geniş hava girişinin de yer aldığı gösterişli ön tampon Captur’un dikkat çeken detayları arasında. Aracın gövdesinde de kontrast renk detayları sıkça kullanılmış. Örneğin tavan rengini, dış dikiz aynalarında, özel tasarımlı jantlarda ve bagaj kapağının üzerindeki Captur yazısının fonunda görebilirsiniz. Bu renk farklılıklarıyla kişiselleştirilebilen Captur’un bu


özellikleriyle MINI Countryman’i rakip aldığını söylemek mümkün. Captur, Arizona, Azur ve Manhattan olmak üzere üç farklı renk temasına sahip. Kompakt görünümlü aracın yanında kullanılan bombeli hatlar ve alt kısımda Clio modelinden tanıdığımız farklı renkteki kontür çizgisi araca dinamik bir görünüm katıyor. İç mekanda plastik malzemenin kalitesi sınıf

HAZİRAN 2013

51


LANSMAN / İLK SÜRÜŞ

standartlarında diyebiliriz. Direksiyon üzerinde ve orta konsolda parlak piyano siyahı rengindeki kaplama tercih edilmiş. Gereksiz detaylardan kaçınıldığını gözlemlediğimiz araçta Clio modelinden taıdığımız gösterge paneli farklı tasarımıyla beğenimi kazandı. Orta konsolun en üst kısmında ruhsat vb. nesneleri koyabileceğiniz kapaklı bir göz bulunuyor. Orta konsolun orta-

52

MAYIS 2013

sında büyük bir dijital ekran yer alıyor. Dokunmatik bu ekran aracılığıyla navigasyon, müzik, bluetooth vb. çok sayıda sisteme kumanda edebiliyorsunuz. Yine Captur torpido gözü anlayışında da devrim yaparak, bilinen anlamdaki torpido gözü yerine 11 litrelik hacme sahip çekmece gözünü kullanıyor. Sürgülü bir çekmece şeklindeki bu gözde bilgisayarınızı bile ko-


layca saklayabiliyorsunuz. 2.60 metrelik dingil mesafesine sahip Captur’un iç mekanında ön koltuklar diz ve baş mesafesi için cömert bir alan sunarken, arka koltuklar ileri pozisyondayken 1.80 m ve üzeri boylara sahip yolcular için kısıtlı bir diz mesafesi sunuyor. Koltukların 16 cm geriye çekilmesiyle bu sorun aşılabiliyor. Koltuklar geriye alındığında diz mesafesi 215 mm’ye çıkıyor. Arka koltukların arkasında cep yerine kullanılan ip şeritler büyük dergi veya dosyaları saklamaya

MAYIS 2013

53


LANSMAN / İLK SÜRÜŞ

54

HAZİRAN 2013


imkan sağlıyor. Küçük eşyaları bu bölümde kullanamıyorsunuz. Ön koltuklar arkaya oranla daha sportif bir tasarıma sahip ve yanal destekleri sınıf için yeterli düzeyde. Captur’da R-NAV ve R-Link teknolojisi bulunuyor. R-Link için yıllık bir abonelik fiyatı ödemek gerekiyor. Captur’da standart olarak 160 mm hareket ettirilebilir kayar arka koltuk, Easy Life torpido, ters çevrilebilir bagaj zemini, anahtarsız kilitleme ve çalıştırma kartı, değişken oranlı hidrolik direksiyon, elektrikli ve ısıtmalı yan aynalar, elektrikli ön ve arka camlar, yükseklik ve derinlik ayarlı direksiyon simidi, Yokuş alkış Desteği (HSA), ABS, acil du-

rum fren desteği, audio cihazlar ve telefonlar için Bluetooth bağlantısı, USB portu ve jak soketi, hız sınırlayıcılı, otoyol modunda sinyal lambaları sunuluyor. Geri görüş kamerası ve sesli park sensörleri ise R-NAV veya R-Link paketlerinin parçası olarak sunuluyor. Araçta EDC otomatik şanzıman ve Clio modelinden tanıdık manuel 5 ileri şanzıman seçenekleri ve Touch ile Icon donanım seçenekleri sunuluyor. Vites kolunun hemen arkasında ekonomik sürüş için ECO modunu devreye alabileceğiniz bir kumanda düğmesi bulunuyor. Captur’da ESP ve start&stop (EDC versi-

HAZİRAN 2013

55


LANSMAN / İLK SÜRÜŞ yonlar hariç) standart olarak sunuluyor. Captur’un motor seçenekleri olarak 0.9 Turbo 90 bg, 1.2 Turbo EDC 120 bg benzinli ve 1.5 dCi 90 bg, 1.5 dCi EDC 90 bg dizel motorlar bulunuyor. Bu seçeneklerden dizel otomatik versiyon 2013 yılı son çeyreğinden itibaren satışa sunulacak. Fabrika verilerine göre 0.9 litrelik motor 100 km’de ortalama 4.9 litre, 1.2 litrelik motor otomatik şanzımanla 5.4 litre, 1.5

56

HAZİRAN 2013

litrelik dizel motor 3.7 litre yakıt tüketiyor. Dalaman’dan Fethiye’ye kadar olan yaklaşık 50 km. boyunca 0.9 litrelik motor seçeneğini 5 ileri kademeli düz şanzıman ile kullandım. ECO modunda ve sakin kullanım ve ortalama 100 km. sabit hızda 100 km’de ortalama 8.4 litre, ECO modu devre dışı bırakıldığında 9.3 litre yakıt tüketen aracımızın yerine aynı güzergahta bu kez 1.2 litrelik otomatik şanzıman seçeneğini


HAZİRAN 2013

57


LANSMAN / İLK SÜRÜŞ kullanma imkanı buldum. Bu araç ise ECO modda ve şehir içinde ortalama 70 km/s hızda 7.4 litre yakıt tüketirken, ECO mod devre dışı ve 100 km/s sabit hızda 8.5 litre tüketim değeri gösterdi. Yol bilgisayarından takip ettiğim tüketim değerleri kısa mesafe için her ne kadar bir ölçüt değilse de daha net bir ölçüm için aracı sürüş izlenimi köşemiz için aldığımızda incelemeyi beklememiz gerekiyor. Renault Captur 1100 kg. civarında bir göv-

58

HAZİRAN 2013

de ağırlığına ve yüksek sürüş pozisyonuna sahip. Net ve iyi bir görüş alanı sunan araç, hafif ve yüksek gövdesinin konfor odaklı düşünülen yarı sert süspansiyonlarının da etkisiyle sert girilen virajlarda sürücüyü tedirgin ediyor ve ESP bu noktada büyük önem taşıyor. Benzinli versiyonlarda alt devirlerde cansız kalan motor ancak 3000 d/d’den sonra gerçek performansını sergilemeye başlıyor. Bu da dik rampa çıkışlarında dezavantaj yaratıyor.


Direksiyonun büyüklüğü ve tepkisi çok başarılı. Markanın klasik düz şanzımanı yerine Captur tercih edeceklere EDC şanzımanın seri ve sarsıntısız geçişlerini tavsiye edebilirim. Derinlik ve yükseklik ayarlı direksiyon ile yükseklik ayarlı sürücü koltuğu sayesinde uygun oturma pozisyonunu elde etmeniz çok kolay. Ses yalıtımı sınıf standartlarında olan aracın motor sesi iç mekanda bir parça duyulabiliyor.

Captur, 0.9 litre Touch donanım baz versiyonun 41 bin 990 TL’lik fiyatıyla başlayan ve 1.5 litre dCi 90 bg Icon donanımın 52 bin 490 TL’lik fiyatına kadar çıkan bir fiyat yelpazesine sahip. Eğer en üst donanımda bütün opsiyonları da (farklı dış renk, iç mekan teması, jant renkleri, metalik boya, R-Link, geri görüş kamerası, yıkanabilir koltuk kılıfları, sticker, geçici stepne, sigara kiti, çift renk vb.) tercih ederseniz fiyat 58 bin 990 TL’ye kadar çıkıyor.

HAZİRAN 2013

59


LANSMAN / İLK SÜRÜŞ

Peugeot’nun kompakt sınıftaki gelmiş geçmiş en güçlü ve performanslı GTi modeli olan 208 GTi ile Milas - Bördübet güzergahında son derece eğlenceli bir yolculuk yaptık. Yazı VE FOTOĞRAFLAR: ÖNDER CANÖZER & PEUGEOT MEDYA MEKAN: MİLAS - BÖRDÜBET

60

HAZİRAN 2013


PEUGEOT

208 K L İ Ş Ü R SÜ

GTI HAZİRAN 2013

61


LANSMAN / İLK SÜRÜŞ

F

ransız otomobil üreticisi Peugeot, GTi efsanesinin en yeni halkasını oluşturan 208 GTi ile kompakt sınıfta gelmiş geçmiş en performanslı ve en verimli Gti modeline de imzasını atıyor. Yaşı benim gibi 40’lara dayananlar eminim bir döneme damgasını vuran ve 1984 ile 1994 yılları arasında caddeleri kasıp kavuran 205 GTi efsanesini mutlaka hatırlayacaktır.

62

HAZİRAN 2013

Üretildiği dönemde motorsporları için tasarlanan özel versiyonuyla yarış parkurlarında da fırtına gibi esen ve dönemim Audi quattrolarıyla mücadele eden 205 GTi elde ettiği başarılarla ve 1.6 litre ve 2.0 litrelik motor seenekleriyle hala tutkunlarının kalbinde yaşamaya devam ediyor. 1994 yılından sonra GTi serisi 206 ile devam ederken, 207 ailesinde de 207 RC ile hayat buldu ancak son olarak karşımıza çı-


kan 208 GTi bana göre hem 205 GTi performansını asfalta yansıtan hem de tasarım olarak 206 GTi ruhuna sahip bir otomobil. Araç ilk bakışta sizi şık ve dinamik tasarımıyla kendisine bağlamayı başarıyor. 208 modelinden kolaylıkla ayırt edilebilecek özellikler arasında farklı ön ızgara dokusu, ustaya saygı niteliğindeki C sütununa yerleştirilmiş GTi logosu, bagaj kapağı üzerin-

HAZİRAN 2013

63


LANSMAN / İLK SÜRÜŞ

64

HAZİRAN 2013


deki krom çıta üzerindeki kırmızı Peugeot yazısı, çift bölmeli egzoz çıkışı ve özel jant tasarımı yer alıyor. Standart modelden bağımsız olarak yürüyen aksam ve şaside birtakım düzenlemeler yapılmış. Yaylar, amortisör sertlik ayarı, viraj demiri, sertleştirilmiş ön beşik, arka kirişten ve jantlardan oluşan tüm yürüyen aksam motorla uyum içinde çalışması için özel olarak tasarlanmış. Sertleştirilmiş ön ve arka süspansiyon ve yüzde 20 oranında sertleştirilen viraj denge çubuğu sayesinde oldukça iyi bir yol tutuşa kavuşan 208 GTi, Milas ile Bördübet arasındaki asfalt güzergahta yüksek hızlarda girdiğimiz sert ve keskin virajlarda dahi dengesini korumayı başardı ve daha önce kullanma imkanı bulduğum rakiplerine göre öne çıktı. Bu arada 205/45 ebat lastiklerle donatılan Storm boyalı, mat cilalı parıltılı 17” Carbone jantlar önde 302 mm’lik ve arkada 249 mm’lik diskleri barındırıyorlar. Dinamik hava girişleriyle soğutulan diskler oldukça güçlü bir frenleme sağlıyorlar. Otomobilin dış tasarımında olduğu kadar iç mekan tasa-

HAZİRAN 2013

65


LANSMAN / İLK SÜRÜŞ

66

HAZİRAN 2013


rımında da sportif dokunuşlar dikkat çekiyor. Sınıfı için kaliteli malzemem ve başarılı işçilik öne çıkıyor. Altı düz tasarlanan direksiyon simidi üzerindeki GTi logosu ve ön panelde de görebileceğimiz kırmızı arka plan ve dikişler sportif etkiyi pekiştiriyor. 1.6 THP 200hp benzinli motor, üzerinde yeniden çalışılan bir egzoz sistemi ile sesini duyuruyor. Kontak açıldığı andan itibaren, bütün devirlerde, kulakları mest eden karakteristik bir ses yayıyor! Kısaltılmış 6 ileri vitesli mekanik şanzıman ile eşleşen motor bu şasinin tüm potansiyelini ortaya çıkarıyor. Maksimum 275 Nm torku ve maksimum 147 kW (200hp) gücü ile, 208 GTi birinci sınıf ivmelenmeler ve ara hızlanmalar sunuyor. 0-100 km/s hızlanma 6,8 saniyede gerçekleşiyor, 0-1000 m ise 26,9 saniyede ulaşılıyor. Ara hızlanmalar da aynı düzeydeler, 208 GTi 80 km/s’den 120 km/s hıza 5. viteste 7 saniyenin altında çıkabiliyor. Bu performanslar aracın ağırlığında sağlanan kazançlardan olumlu etkilenmiş. Ağırlığı 1160 kg’a indirilerek hafifleyen 208 GTi kilometrede sadece 139 g CO2 emisyon salımı gerçekleştiriyor.

HAZİRAN 2013

67


LANSMAN / İLK SÜRÜŞ Eğlenceli, yüksek performanslı ve güvenli, büyüleyici sesli, aynı zamanda mükemmel bir hatchback olan 208 GTi sürücüsüne gündelik yaşamında büyük bir kullanım keyfi sunuyor. İstenildiğinde devre dışı bırakılabilen ESP de sürücüye göz kulak oluyor. Aracı kullanırken yoldan gelen gürültüyü hissediyorsunuz ancak bunun dışında ses yalıtımı çok iyi. Bir parça motor sesi içeride duyuluyor ki bu zaten Gti tercih edenlerin

68

HAZİRAN 2013

mutlaka vazgeçemeyeceği bir özellik. Motor ve şanzıman uyumu çok iyi ve vites geçişleri sorunsuz. Atak karakterli motor sizden gelen tepkileri gecikme olmaksızın iletebiliyor ve hassas tepkileri olan direksiyon sistemi sayesinde üst düzey bir sürüş keyfi yaşayabiliyorsunuz. Önde 10 mm ve arkada 20 mm genişletilen tekerlek izlerine dayanan üç kapılı karoser, tekerleklere en yakın şekilde tasarlanan üstyapı bileşenleri ile tanımlanıyor.


Gövde eşikleri ile genişletilmiş çamurluklar otomobilin potansiyelini görsel olarak ifade ediyorlar. Gündüz ve gece dikkatleri çeken ön yüzün ışıklı imzası yeni nesil halojen farlarla daha da seçkinleştiriliyor. Tüm pazarlarda tam 1 yılda 10 bin adet satış rakamı hedeflenen Peugeot 208 GTi, Türkiye pazarına Haziran ayı başında 57 bin 900 TL’den başlayan fiyat seçeneğiyle sunuluyor.

HAZİRAN 2013

69


GÜVENLİ SÜRÜŞ

“SÜRÜCÜ EHLİYETİ

Yener Gülünay İleri Sürücülük Teknikleri Uzmanı

Merhaba Sevgili okuyucular,

yener@gusem.com

Ülkemizde sürücü ehliyeti almak o kadar kolay hale gelmişti ki, otomobili hareket ettirmek ehliyeti alabilmek için yeterli oluyordu. Bu nedenle ehliyeti olup da araç kullanamayanların sayısı her geçen gün daha da artıyordu. Nihayet 25 yıllık Motorlu Taşıt Sürücüleri Kursu (MTSK) Yönetmeliğinde yenilik yapıldığı haberini duyduk. Acaba neler değişti? Bu değişiklik iyi yetişmiş sürücü adaylarının trafiğe çıkmasını sağlayabilecek mi? YENİ MTSK YÖNETMELİĞİNDE NELER VAR? Yeni MTSK Yönetmeliğinde teorik ve direksiyon eğitiminde devam zorunluluğuna ağırlık verilecek. Zorunlu teorik ders 30 saate düşürülecek. Diğer önemli değişikliklerden biri de direksiyon eğitimine

70

HAZİRAN 2013


ALMAK ZORLAŞTIRILDI” getirilen esnek sistem oldu. Eskiden B sınıfı için pist alanlarında ve akan trafikte 10’ar saat olan çalışma zorunluluğun, artık sürücü kurslarının isteğine bağlı olarak, pist alanında veya simülatörle verilebilecek. Akan trafikte çalışma zorunluluğu da 10 saatten 13 saate çıkarıldı. Teorik derslerde ve direksiyon derslerinde 5’te 1 oranında devamsızlık yapan adayların kurstan kayıtları silinecek. Eskiden değerlendirme formunda aday yüzde 30’dan fazla kötü puan alıyor ise sınıfta kalıyordu. Ancak yeni yönetmelikte emniyet kemerini takmazsa aday hemen araçtan indirilecek. Herhangi birini yapmayan aday direk sınıfta kalacak ve puan verilmeyecek.

15 dakika sürecek. Eski uygulamada adaylardan sabah saat 08.30’da sınav yerlerine gelmeleri isteniyor, adaylar sıra kendilerine gelinceye kadar saatlerce beklemek zorunda kalıyordu.

Aday şehir trafiğine çıkar kanaati oluştuktan sonra simülatörden veya pistten şehir trafiğine alınabilecek. Artık sürücü adayları zorunlu olarak “gece direksiyon eğitimine” alınacak, direksiyon sınavlarında yığılmaların önlenmesi için randevu usulüne geçilecek. Direksiyon sınavı sırasında sürücü adayının yanına sürücü kursu öğreticisinin yerine sınavı yapanlar oturacak. Direksiyon eğitimi verilecek araçlara da 10 yaş sınırı getirildi. Adaylara, direksiyon eğitimi sınavının yapıldığı gün ve saat önceden bildirilecek. Sınav

25 yıldan bu yana değişmeyen, o günün şartlarına göre hazırlanmış ancak bugünün şartlarına göre yetersiz kalan bir sürücü kursları yönetmeliği vardı. Trafik kuralları, araçların teknik olarak özellikleri, trafiğin algısı ve trafikte araç sayısı değişti. Öğretilerin, uygulamaların ve müfredatın yenilenmesi gerekiyordu. Eski yönetmelik eğitim ve uygulama altyapısı açısından yetersiz kalıyordu. Uygulanabilir ve denetlenebilir bir yönetmeliğin olması hedeflendi.

HAZİRAN 2013

71


GÜVENLİ SÜRÜŞ

EĞİTİM KALİTESİ ARTACAK, EHLİYET ALMA SÜRECİ KISALACAK Yeni yönetmelikle teorik eğitimlerde konular sadeleştirildi. Direksiyon eğitimlerinde simülatör kullanılabilmesi mümkün hale geldi.

Yener Gülünay İleri Sürücülük Teknikleri Uzmanı yener@gusem.com

Ayrıca ehliyet sınavları önceden trafik, motor ve ilk yardım alanlarında ayrı ayrı yapılıyordu bundan sonra sınavlar tek çatı altında birleştirilerek, bilgisayar ortamında yapılacak, sonuçlar hemen açıklanacak bu da ehliyet almayı hızlandıracak. Yeni yönetmelik, iyi yetişmiş, pratiği gelişmiş, becerisi yüksek sürücülerin trafikte yer almasını sağlamayı hedefliyor. Yeni gelen yönetmeliğe ayak uyduramayan ya da bu yönetmeliği uygulayamayarak bu standartların altında kalan sürücü kursları zaman içinde kapanmalıdır. Sürücü eğitimi ciddi bir iş, para kazanılacak bir iş değildir ve bu işin toplumsal sorumluluğu vardır. Burada sürücü kurslarında usta öğreticilik yapanların işini iyi yapması ve doğruları öğretebilmesi için periyodik eğitim almaları ve araç içi kameralarla denetlenmeleri faydalı olacaktır. Ayrıca, sınav yapıcılarının 30 saat olan eğitimlerinin 120 saate çıkarılması kesinlikle faydalı olacaktır. YAŞAMA SÖZÜM VAR! SHELL VE GÜSEM, KOCAELİ’DE İŞBİRLİĞİ YAPIYOR. Trafik kazalarının, trajik kazalara dönüştüğü yollarımızda

72

HAZİRAN 2013


halkımızı bilinçlendirmek açısından önemli adımlar atılması gerekiyordu. WHO (Dünya Sağlık Örgütü) tarafından desteklenen Bu konuda Kocaeli’de emniyet kemeri ve çocuk güvenlik koltuğu kullanımının artırılması ve hız ihlallerinin önlenmesi ana temalı bir sosyal sorumluluk kampanyasına başlandı. Kocaeli Valiliği, Belediye Başkanlığı ve Emniyet Müdürlüğü’nün desteklediği ’Yaşama Sözüm Var’ adlı kampanya için tüm kamu personeli emniyet kemeri takma sözü verdi. Kampanyanın bilinçlendirme çalışmaları Shell ve GÜSEM’in işbirliği ile devam ediyor. Bu çerçevede Kocaeli Yahya Kaptan İlkokulunda 200 kadar 2. ve 3. Sınıf öğrencisine seminer verdim. Okullara verilecek seminerler devam edecek. Sırada Motorlu Taşıt Sürücü Kursu eğitmenleri var. Emniyet teşkilatı ve kamu personeline yönelik eğitimler, Kocaeli halkının dikkatini bu konuya yoğunlaştıracağı her gün yoğun bir şekilde reklam ve tanıtım faaliyetleri gerçekleştiriliyor. Ayrıca polisin gerçekleştireceği denetimler de kampanyanın başarı oranını artıracak. Bu çalışmalar tüm hızıyla devam edecek. Emniyet kemerlerinizi önde ve arka koltukta

takmayı, kısa farlarınızı gündüzleri de yakmayı unutmayın… Hepinize kazasız ve keyifli yolculuklar dilerim.

HAZİRAN 2013

73


SÜRÜŞ İZLENİMİ

ARAZİ ONDAN SORULUR

74

HAZİRAN 2013


www.carmedya.com

Alternatif yakıt türleri ve otomotivin geleceği için çalışmalar tüm hızıyla sürerken, elektrik ve güneş enerjisi teknolojilerini premium spor bir otomobilde buluşturan Fisker Karma, 3. yaş sayımızın onur konuğu oldu. Yazı VE FOTOĞRAFLAR: ÖNDER CANÖZER MEKAN: GÜSEM OFFROAD ALANI / ULUPELİT

LAND CRUISER

V8 HAZİRAN 2013

75


SÜRÜŞ İZLENİMİ

A

razi araçları denildiğinde akla ilk gelen modellerden biri hiç kuşkusuz Toyota’nın Land Cruiser modelidir. Bunda 1951 yılından bu yana üretimi süren ve üretildiği her döneme damgasını vuran köklü bir offroad geleneğine sahip olmasının payı çok büyük. Toyota’nın Land Cruise ailesi iki ayrı versiyona sahip. Bunlardan birisi daha az ara-

76

HAZİRAN 2013

ziye çıkan, çocuklu ve geniş ailelere hitap eden Prado... Diğer ise modele ününü kazandıran ve offroad koşullarında yüksek performans sunan Land Cruiser V8... Kullanma imkanı bulduğumuz LC V8, Prado’ya göre heybetli duruşu ve köşeli hatlarıyla kendisini hemen fark ettiriyor. 4950 mm uzunluğa, 1970 mm genişliğe ve 1865 mm yüksekliğe sahip araç, sahip ol-


www.carmedya.com

duğu boyutlarının sayesinde güçlü ve sağlam duruşa sahip. LC V8, selefine göre yenilenen ön panjur ve tamponunun yanı sıra yenilenen stop lambaları, yenilenen sis farları, krom yan çıtalar, entegre sinyal lambalarına sahip dikiz aynaları ve kamera donanımıyla da daha güncel bir görünüme sahip. Genellikle arazi için geliştirilen araçların sürüş konforu ve iç mekan tasarımlarına çok da önem verilmediği düşünülür. Ancak Toyota Land Cruiser V8 bu algıyı değiştiriyor ve

HAZİRAN 2013

77


SÜRÜŞ İZLENİMİ

78

HAZİRAN 2013


oldukça konforlu bir iç mekan ile sizi karşılıyor. Ferah, aydınlık ve 7 kişi için geniş bir diz ve baş mesafesi sunan aracın iç mekanında malzeme kalitesi ve işçilik oldukça başarılı. Kaliteli plastik, ahşap kaplama ve metal görünümlü aksamlar birlikte kullanılarak, ortaya hoş bir ambiyans çıkartılmış. Aracın kolay takip edilebilen ve büyük tasarlanan gösterge panelinin yanı sıra orta konsolun en üst kısmında büyük ve dokunmatik renkli dijital bir ekran yer alıyor. Bu ekran aracılığıyla multimedya ve navigasyonun dışında aracın ön, yan ve arkasında bulunan kameraların görüntülerini de takip edebilirsiniz. Koltuklar oldukça ergonomik ve konforlu bir yolculuk için gerekli tasarıma sahip. 4461 cc hacminde dizel V8 motora sahip aracın 4.5 litrelik motoru 3600 d/d’de 272 HP güç ve 1600-2800 d/d aralığında 650 Nm tork değeri sunuyor. Sıfır eğimli bir asfaltta 0-100 km/s hızlanmasını 8.9 saniyede gerçekleştiren araç, 210 km/s hıza ulaşabiliyor. 2735 kilogram ağırlığındaki LC V8, sürekli dört tekerden çekiş sistemine ve 6 ileri kademeli otomatik şanzıman sistemine sahip.

HAZİRAN 2013

79


SÜRÜŞ İZLENİMİ

80

HAZİRAN 2013


Bu ağırlıktaki bir araç için motorun performansının çok iyi olduğunu söylemek gerek. Adaptif süspansiyon sayesinde üç farklı yükseklikte ayarlanabilen gövde sayesinde araca inmek ve araçtan inmek kolaylaşırken, arazi şartları için de ideal bir yüksekliğe ulaşılabiliyor. Araçta beş ayrı zemin şartı için farklı sürüş modları bulunuyor. Çamur, kum, çakıl, tümsek, taş ve toprak şeklinde beş farklı zemin için aracınızın sistemlerini ayarlayabiliyorsunuz. Aynı şekilde süspansiyon sertliğini de vites kolunun ön tarafında konumlanan düğme aracılığıyla spor ve konfor arasında değiştirebiliyorsunuz. Ağır arazi şartları için ön panelde kontak anahtarı yuvasının hemen altında yer alan bölümle yüksek ve düşük hızlar için iki ayrı seçeneği tercih edebiliyorsunuz. Asfaltta da sürücüünü üzmeyen Lans Cruiser V8, arazide ise 44 derecelik yan eğim, 45 derecelik tırmanma, 30 derecelik yaklaşma ve 20 dercelik uzaklaşma açılarıyla sınıfının en dikkat çekici modelleri arasında yer alıyor.

HAZİRAN 2013

81


SÜRÜŞ İZLENİMİ Yerden 225 mm. yüksekliğe sahip gövdesi sayesinde en fazla 700 mm derinliğindeki sudan geçebilen aracımızı GÜSEM Offroad Parkuru’nda çamur, kaya, yan eğim, bozuk zemin gibi çok çeşitli koşullarda deneme şansını bulduk. Hemen her koşula meydan okuyan LC V8’de güvenlik donanımları da unutulmamış. Yüzey algılayıcılı ABS, arazide dengeli ve sabit sürüş sağlayan arazi kullanım destek sistemi, fren destek sistemi ve araç

82

HAZİRAN 2013

denge kontrol sistemleri yer alıyor. Arazide hiç bir zemine takılmadan güvenle kullanabildiğimiz LC V8, asfalt kullanımda da sarsıntısız ve bu tip bir araca göre yüksek diyebileceğimiz bir performansla ilerleyebiliyor. Çok başarılı bir ses yalıtımına sahip araçta JBL müzik sistemi kullanılıyor. Eğer şehir hayatından kaçıp doğayla ve zorlu arazi koşullarıyla mücadele edecek ruha sahipseniz LC V8 tam size göre...


HAZİRAN 2013

83


SÜRÜŞ İZLENİMİ

84

HAZİRAN 2013


Toyota Land Cruiser V8 Motor 4461 cc V8 Maksimum güç 272 HP / 3600 d/d Maksimum tork 650 Nm / 1600-2800 d/d Son hız 210 km/s 0-100 km/s 8.9 sn Şanzıman 6 ileri otomatik Ön fren Hava kanallı disk Arka fren Hava kanallı disk Aks aralığı 2850 mm Boyutlar (uz./gen./yük.) 4950/1970/1865 mm Ağırlık 2735 kg Bagaj hacmi 195 lt Tüketim (ş.dışı/ş.içi./ort.) 8.5/11.2/9.5 lt/100 km 250 g/km Emisyon (CO2) Yerden yükseklik 225 mm Yaklaşma açısı 300 Uzaklaşma açısı 200 Karın açısı 240 Yanal eğim açısı 440 Tırmanma açısı 450 Max. sudan geçme yük. 700 mm Fiyat 175.000 Euro

HAZİRAN 2013

85


SÜRÜŞ İZLENİMİ

86

HAZİRAN 2013


FORD

KUGA 1.6 TITANIUM 4WD

Ford’un Crossover sınıfındaki başarılı temsilcisi yenilenen yüzü ve donanımıyla selefinin çıtasını daha da yükseltiyor. Yazı: ÖNDER CANÖZER / FOTOĞRAFLAR:Tolga atilla erdem MEKAN: ÇATALCA

HAZİRAN 2013

87


SÜRÜŞ İZLENİMİ

F

ord’un Crossover segentindeki başarılı temsilcisi Kuga, yenilenen yüzü ve zenginleşen donanım ve teknolojisiyle çıtayı daha yukarı taşıyor. Sürüş izlenimi köşemize konuk olan Kuga, önde yenilenen ön ızgara, tampon ve LED teknolojili gündüz farlarının entegre olduğu karakteristik far bloğu sayesinde daha modern bir yüze ve Ford ailesinin güncel

88

HAZİRAN 2013


çizgilerie sahip. Küt burun yapısı ve motor kaputu üzerinde çıkıntı şeklinde yer verilen belirgin hatlar, tampondan başlayarak A sütununa kadar çizilmiş bombeli hatlarla birleşerek araca sağlam ve güçlü bir görünüm sağlıyor. 4524 mm uzunluğa, 1838 mm genişliğe ve 1735 mm yüzksekliğe sahip araç yandan bakıldığında gövdeyi boydan boya geçen

kontür çizgisi ve tavan raylarıyla dinamik bir tasarıma sahip. Arka bölümde de bu dinamizm fazlasıyla hissediliyor. Karakteristik stop lambaları ve farklı renkteki arka tampon, çift egzoz çıkışıyla dinamik etkiyi pekiştiriyor. Aracın 2690 mm’lik aks mesafesi içeride oldukça geniş bir iç mekan hacminin ve dolayısıyla ön ve arkada geniş bir diz ve baş

HAZİRAN 2013

89


SÜRÜŞ İZLENİMİ

90

HAZİRAN 2013


mesafesinin sunulabilmesini sağlıyor. Dış tasarımdaki dinamizmi iç mekanın tasarım detaylarında da görmek mümkün. Sınıf standartlarında malzeme kalitesi ve kaliteli bir işçilikle sizi karşılayan iç mekanda yer yer metal görünümlü kaplamalar dikkat çekiyor. Özel tasarımlı spor koltuklar hem önde, hem de arkada kullanılmış. Özellikle ön koltukların yanal desteği ve koltuk sertliği bence başarılı. Ön panel tasarımı ve yerleşimi Ford’un diğer modellerinden tanıdık. Dört kollu direksiyon simidinin büyüklüğü iyi ve ele iyi oturuyor. Hassas tepkilere sahip direksiyon simidinin üzerinden yol bilgisayarı ve müzik sistemi gibi çeşitli sistemlere kumanda edebiliyorsunuz. Anahtarsız çalıştırma sistemine sahip aracın bütün koltuklar dik konumdayken hacmi 406 litre olan bagajın kapağını sadece tamponun altına doğru ayağınızı tekme atar gibi sallayara açmanız da mümkün. Ön paneldeki mavi renkli aydınlatmalar artk Ford mar-

HAZİRAN 2013

91


SÜRÜŞ İZLENİMİ kasının geleneği haline gelmiş durumda ve bunu Kuga’da fazlasıyla görebiliyoruz. Gösterge panelinin orta üst kısmından araçla ilgili bilgileri takip edebilirsiniz. Panoramik cam tavanı ve geniş ön ve yan camları sayesinde ferah ve aydınlık bir ortam sunan Ford Kuga, sesli komutlarla çalışan ve cep telefonlarınıza gelen mesajları bile okuabilen SYNC teknolojisiyle dona-

92

HAZİRAN 2013


tılmış. Bu arada güvenliğe büyük önem verilen Kuga’da ilk olarak Ford ailesinde Focus modellerinde görmeye başladığımız ve 30 km/s hızın altında öndeki aracın durması halinde otomatik fren yapan sistem de bulunuyor. Kör nokta uyarı sisteminden, şerit takip ve şeritte kalma yardımcısına ve otomatik park sistemine kadar çeşitli teknolojilerle donatı-

lan Kuga, dokuz ayrı renkte satın alınabiliyor. Test aracımızda 1.6 litrelik EcoBoost motor seçeneği bulunuyordu. 5700 d/d’de 180 HP güç üreten motor 1600 ile 5000 d/d aralığında ise kesintisiz olarak 240 Nm tork değeri sunuyor. Ford Kuga’nın hem iki tekerden hem de dört tekerden çekiş seçenekleri mevcut. 2WD

HAZİRAN 2013

93


SÜRÜŞ İZLENİMİ versiyonunda kullanılan 1.6 litrelik motor ise 150 HP güç üretiyor. Bizim kullanma imkanı bulduğumuz 180 HP’lik modelde ise 4WD çekiş sistemi kullanılıyor. Saatte en fazla 200 km/s hıza ulaşabilen aracımızın 0-100 km/s hızlanması ise 9.7 saniyede gerçekleşiyor. 22 derecelik yaklaşma açısı, 27.8 derecelik uzaklaşma açısı değerleriyle hafif arazi

94

HAZİRAN 2013


şartlarında oldukça kabiliyetli olan Kuga, 198 mm’lik yerden yüksekliğe sahip. 6 iler kademeli otomatik şanzımana sahip aracımızda vites geçişleri oldukça seri ve sarsıntısız gerçekleşirken, gaz pedalı, vites ve motor uyumu son derece başarılı. Sınıf standartlarına göre iyi bir ses yalıtımına sahip Kuga, hafta içi işe giden ancak hafta sonu küçük kaçamaklar yapmayı seven ailelere hitap ediyor.

HAZİRAN 2013

95


SÜRÜŞ İZLENİMİ

96

HAZİRAN 2013


Ford Kuga Titanium 1.6 EcoBoost 4WD Maksimum güç

180 HP - 5700 d/d

Son hız

200 km/s

Şanzıman

6 ileri otomatik

Arka fren

Disk

Boyutlar (uz./gen./yük.) 4524/1838/1745 mm Bagaj hacmi

406 / 1603 lt

Emisyon (CO2)

179 g/km

HAZİRAN 2013

97


SÜRÜŞ İZLENİMİ

GELECEĞE DÖNÜŞ smart

fortwo

coupe pulse İleri Sürüş Teknikleri Uzmanı Hakan Atik, smart fortwo coupe pulse modelini Carmedya için inceledi.

98

HAZİRAN 2013


Yazı: HAKAN ATİK & FOTOĞRAFLAR: ÖNDER CANÖZER MEKAN: HADIMKÖY / ÇATALCA

HAZİRAN 2013

99


SÜRÜŞ İZLENİMİ

1

985 yılında Geleceğe Dönüş filmi sinemalara geldiğinde bizlere gerçekten geleceği gösterip hayal ettirmişti. Bu ay sizler için kullanma fırsatı bulduğum Smart’ ı her gördüğümde bana geleceği gösteriyor. Yazımın ilerleyen bölümlerinde sizlere smart’ın bana geleceği gösterdiğini anlatmaya çalışacağım. Kullandığımız smart fortwo coupe test aracı

100

HAZİRAN 2013

999cc’lik 71 HP gücünde Pulse donanımlı versiyondu. TASARIM Elbette smart’ı normal bir otomobil gibi değerlendirmek mümkün değil. Çünkü tamamen belirli bir amca göre dizayn edilmiş bir otomobil. Gerçekten bu kadar küçük bir aracı dizayn etmek bana göre oldukça zor. Buna rağmen


smart’ın dizaynırlar aracı şık ve sportif göstermek için oldukça uğraşmışlar. Önden baktığınızda büyük cam direk göze çarpıyor. Bunun dışında farların ve ızgaranın dizaynı gülen bir suratı andırıyor. Şık ve normal otomobillerden farklı bir kapı tasarımını profilden görüyorsunuz. Güvenlik hücresi adı verilen yaşam alanı farklı renkle boyanarak (bizim kullandığımız araçta metalik gümüştü) belirginleştirilirken aracın tasarımının da şık ve kaliteli gözükmesini sağlamış. Arka tasarımda ise birbirinden

HAZİRAN 2013

101


SÜRÜŞ İZLENİMİ

ayrı ikişer yuvarlaktan oluşan far grubu hemen göze çarpıyor. Arka cam ve bagaj kapağı sade ama şık gözüküyor. 15’’ 6 kollu jantlar ise şık görünümü tamamlıyor. İÇ TASARIM - DONANIM Kullandığım smart pulse olan donanımlı dediğimiz versiyondu. Benim en çok önem verdiğim güvenlik donanımda ise ABS, ESP, ön ve yan hava yastıkları test aracında bulunuyordu ki iyi bir liste. Smart’ın içerisine geçtiğimizde sade tasarlanmış iç mekanda benim gibi 1.94 m’lik bir sürücü bile rahat edebiliyor. Eğer boyunuz benim kadarsa biraz yüksekte kalabiliyorsunuz. Ancak normal boyutta bir sürücü oldukça iyi bir sürüş pozisyonu bulabilir. Aracın görüşü oldukça iyi. Sadece iç dikiz aynası bazı açılarda kör alan bırakabiliyor. Direksiyon iki kollu ve ele iyi oturuyor. Direksiyonun hemen arkasında vites değiştirme pedalları var. Benim otomobillerdeki en sevdiğim donanımlardan biri olan bu pedallar bence olmazsa olmaz. Sürati ve yol bilgisayar ekranını kapsayan tablo okunaklı. Sürat göstergesi 60 km/h’ye kadar 10’luk baremlerle üzerinde ise 20’şerli baremlerle artıyor. Bu da şehir için hazırlanmış bir otomobil için oldukça akılcı. Çünkü ibre tam dik konumdayken normal araçlarda 90-110 km/h arasında hızla gidiyorken Smart’ta 60 km/h hızla gidiyorsunuz. İbreyi dik konumda gördüğünüzde hızlı gittiğinizi düşünüp şehir içi için makul süratlerde kalmanızı sağlamaya çalışan bir yöntem bu. Devir göstergesi ve analog saat ön konsolun ortasına konumlandırılmış ve smart’ın konseptine uygun bir tasarım olmuş. Koltuklar rahat. Cam tavan aracın dışarıdan daha şık görünmesine katkıda bulunurken içerisini de ferahlatıyor. Kontak anahtarı vites kolu-

102

HAZİRAN 2013


HAZİRAN 2013

103


SÜRÜŞ İZLENİMİ

104

HAZİRAN 2013


nun önüne konumlandırılmış. Alışmak zaman alıyor ama kaza sırasında diz çarpmalarını engellemek adına önemli bir ayrıntı. Smart’ın içindeki en önemli ergonomik problem ise fren pedalında. Daha önceki versiyonlara göre sanki biraz daha geliştirilmiş gibi hissetsem de ayağınızı gaz pedalına oturttuğunuzda topuğunuzu yerden kaldırmadan frene alıştığınız gibi basamıyorsunuz. Ancak her şeyin ilacı zaman bu sisteme de alışmanızı sağlıyor. MOTOR – PERFORMANS - KULLANIM Smart’ta üç silindirli, 999 cc’lik 71 HP güç 92 nm tork üreten ünite mevcut. Emisyon değeri 98 g/kg gibi oldukça iyi bir değer. Smart’ı ağırlıklı olarak şehir içinde kullandım ancak çok uzun olmasa da otoyol kullanımı da yapma şansım oldu. smart şehir içinde olması gerektiği kadar performans gösteriyor ki beklentimiz de zaten bu. Özellikle İstanbul gibi yokuşu çok olan bir şehirde bile hiçbir sıkıntı yaşamadan ilerleyebiliyorsunuz. Güç, tork ve iyi ayarlanmış şanzıman sizi rahat bir şekilde istediğiniz yere ulaştırı-

HAZİRAN 2013

105


SÜRÜŞ İZLENİMİ yor. Ben şehir içi hem yoğun hem akan trafikte kullandığım smart’la 6.2 lt’lik ortalama yakalayabildim. Bu trafiği daha makul ve coğrafik olarak daha düz şehirlerde çok rahat 5 lt’lere inebilir. Kısa da olsa otoyol kullanımımda ise 4.2 lt’lik değere ulaştım. Bu rakamlar otomatik bir benzinli araç için yeterli. smart kullandığım zaman içerisinde bana en çok sorulan soru büyük arçların yanında geçerken veya rüz-

106

HAZİRAN 2013

garda savrulup savrulmadığıydı. Şunu söylemeliyim ki smart bu konuda tahmin edilenden daha iyi. Pulse donanımlı aracın üzerinde önde 175/55/15 arkada 195/50/15’lik lastikler sayesinde de herhangi bir rahatsızlık hissetmiyorsunuz. Belki alt donanımlarda kullanılan daha ince lastiklerle az da olsa tedirgin olabilirsiniz ancak sert gelecek olası bir yan rüzgarda iyi ayarlanmış ESP sistemi çok erken


www.carmedya.com

devreye girerek riskleri minimuma indirecektir. smart’IN BENİM İÇİN ANLAMI Her yurtdışına çıktığımda özellikle Avrupa’da otomobil kültürü açısından en az 2-3 nesil geride olduğumuzu görüyorum. Tamam, ülkemizde de ne kadar pahalı olursa olsun çok lüks ve spor otomobilleri görüyoruz. Ne kadar pahalı veya donanımlı araç kullansak bu

bizi iler götürmüyor. Trafikte birçok kişi karşısındakine saygı göstermiyor. Birçoğumuz kullanıp kullanmayacağımızı hesap etmeyip en üst donanım veya en prestijli otomobillere sahip olmaya çalışıyoruz. Elbette bu tip otomobillerde olmalı ancak bir otomobil satın alırken gerçekten kullanım amacımız sorgulamalıyız. İşte smart tam burada devreye giriyor. Smart’a baktığınızda günlük kullandığımız araçların

HAZİRAN 2013

107


SÜRÜŞ İZLENİMİ yaptığı hemen her şeyi yapıyor. Tamam bagajı bir aile otomobili kadar değil ama market veya pazar alışverişinizi rahatlıkla taşır. İşe yalnız gidiyorsanız sizi çok güvenli ve rahat bir şekilde A noktasından B noktasına götürebilir. Bir çok şirkette gün içinde kısa mesafelerde seyahat eden birçok insan var. Bu kişiler daha fazla yer kaplayan, çevreyi daha fazla kirleten araçlarla seyahat ediyorlar. Bu noktada smart ve benzeri araçların artık ülkemizde de devreye girmesi gerekli. Burada hem bizlere hem

108

HAZİRAN 2013

ülkeyi yönetenlere iş düşüyor. Özellikle büyük şehirlerde yaşayan bizler gereksiz lüksü bir kenara bırakıp daha pratik daha çevreci ve daha ekonomik otomobilleri tercih etmeliyiz ve ülkeyi ve şehirler yönetenler de bu tip araçların kullanımını mutlaka desteklemelidir. Gelecekte Smart benzeri araçlar çok daha fazla tercih edilecek. Buna eminim. Bunun izlerini özellikle Avrupa’ya gittiğinizde çok net görüyorsunuz. Gelecekte birçok sınıf ve donanımı unutulmuşken Smart’ ı ve akranlarını hala ko-


www.carmedya.com

nuşuyor olacağız. SONUÇ Smart ve benzeri araçlar ülkemizde henüz istenen yerde değil. Hem bizlerin otomobil tercihleri hem de vergi sistemimiz bunda pay sahibi. Örneğin yalnız yaşıyorsanız, otomobili çok büyük oranda iki kişiden fazla kullanmıyorsanız, şirket sahibiyseniz ve şirketinizde kısa mesafelerde araç kullanılıyorsa hem ekonomi, hem pratiklik hem de imaj istiyorsa-

nız Smart’ a mutlaka bir bakın derim. Emin olun başlangıç donanımı bile yeterli olacaktır. Eğer bana ideal Smart nasıl olmalı diye sorarsanız mutlaka elektrikli olmalı ( bir aksilik olmazsa 2014’e gelecek ) ve devletin de desteğiyle fiyatı uygun olmalı. Bunlar olduktan sonra bizler de düşen görev otomobil alırken mantığımıza biraz daha fazla kulak vermeliyiz. Sevgi ve saygılarımla

HAZİRAN 2013

109


SÜRÜŞ İZLENİMİ

smart fortwo coupe pulse Silindir hacmi 999 cc Maksimum güç 71 HP - 5800 d/d Maksimum tork 92 Nm - 4500 d/d Son hız 145 km/s 0-100 km/s 13.3 sn Şanzıman 5 ileri otomatikleştirilmiş Ön fren Disk Arka fren Kampana Aks aralığı 1867 mm Boyutlar (uz./gen./yük.) 2695/1559/1542 mm Ağırlık 750 kg Bagaj hacmi 220 lt Tüketim ((ş.dışı/ş.içi./ort.) 4.0/6.1/4.7 lt/100 km 112 g/km Emisyon (CO2) Fiyat 39.800 TL

110

HAZİRAN 2013


HAZİRAN 2013

111


AGAMEMNON / ONUR KORAY

FAR SİSTEMLERİ ÜZERİNE... Carmedya’da bundan sonra her sayıda ABD’de makine mühendisliği üzerine eğitim alan ve bütün hayatı otomobillerle geçen, Agamemnon lakabıyla sosyal medyada iyi tanınan Onur Koray’ın farklı bir bakış açısı getirdiği yorumlarını okuyabilirsiniz.

İ

çerisinde bulunduğumuz sıkıntılı günlerde insanın aklına yazı yazmak gelmiyor fakat yine de biraz kafa dağıtmak için başka konuları gözden geçirmekte yarar var. Teknik konular arasında bu ay neyi seçebileceğimi düşünürken aklıma en göz önünde bulunan donanımlardan birisi geldi; Farlar. Tarihi Eskilere Dayanıyor. Otomobil farlarının geçmişi araçların kendisi kadar eski. İlk gece yolculuğunda kullanılan fenerlerin yeterli olmayacağını gören mucitler o zamanlar yüksek süratlere ulaşamayan otomobillerin önlerini hafifçe aydınlatmaya yarayan ve yakıt olarak asetilen veya yağ kullanan sabit fenerleri kullanmaya başladı. 1800’lü yılların sonlarına gelindiğinde gelişen teknolojiyle birlikte enerji kaynağı olarak elektriği kullanmaya başlayan üreticiler 1908 yılında ilk defa far, yan lambalar ve stoplardan oluşan tamamlanmış kiti kullanmaya başladı. Bu tarihin ardından sürekli gelişim içerisinde olan farlar 20. yüzyılın sonlarında ağırlıklı olarak H4 ve halojen modellerden ibaretti. 90’lı yıllarda ortaya çıkan xenon ampuller, ilk zamanlardan beri sarı ağırlıklı ışıklandırma sağlayan ampullere ilginç bir alternatif sunmaya başladı. Yakın zamana kadar ışığı istenen bölgeye yoğunlaştırmak için kullanılan projektörlerin yetersizliği nedeniyle far camlarında da ışığı kırmaya yarayan desenler bulunuyordu. Xenon teknolojisiyle birlikte şeffaflaşan ön koruyucular bu şekilde otomobillerin tasarı-

112

HAZİRAN 2013

mında da büyük rol oynamaya başlamış oldu. Aynı Araç Tipinde Aydınlatma Sistemi Farklılıkları Olabiliyor. Ufak detaylara dikkat etmeyi sevenler fark etmişlerdir. Amerikan otomobillerinin yan yüzeylerinde, önde sarı, arkadaysa kırmızı renkli lambalar bulunur. Avrupalı üreticiler genelde tampon kenarlarına yerleştirdikleri ek aydınlatmalarla bu donanımı sunarken uzakdoğulu üreticiler aracın yanlarına doğru uzattıkları far ve stoplarına bu özelliği ekliyor. Yandan bakıldığında aracın fark edilmesi için bu özelliği şart koşan A.B.D.’nin geçmişte bazı araçlarda farklılıklara neden olan bir yasağı da farlar için şeffaf korumaların kullanılamamasıydı. Bu arada gelen sorular arasında anladığım kadarıyla otomatik far seviye ayarı ve direksiyonel farların yeni teknolojiler olduklarını düşünenler bulunuyor. Bu iki donanımı aynı araçta sunan üretiler arasında benim aklıma ilk gelen Citroën ve DS modeli oluyor. 1967 yılında kısa hüzmeli farları 80 dereceye kadar sağa ve sola dönebilen araç far seviyesini de aracın yük durumuna göre ayarlayabiliyordu. Xenon ve Bi-xenon derken birçok ülkede gündüz farlarının zorunlu kılınmasıyla birlikte farklı bir teknoloji girdi araçlarımıza: LED. Aslında daha önceleri, çabuk tepki süresine sahip olduğundan otomobillerin üçüncü fren lambasında kullanılan bu teknoloji az enerji harcaması ve farklı şekillerde sunulabilmesi sayesinde kısa sürede stoplar ve gündüz aydınlatmalarının da terci-


Kim bu adam?

M

erhabalar sevgili Carmedya okurları. Biliyorum, bazılarınız beni Agamemnon olarak Ekşi Sözlük ve Blogumdan tanıyor ama ilk yazıma kendimi kısaca tanıtarak başlamak istedim. Hayatımın ilk 18 yılını Kadıköy, Moda’da geçirmemin ardından, Fransız Lisesi mezunu bir şahıs olmama rağmen kafayı kırıp A.B.D. sınırları içerisinde makine mühendisliği okumuş bir şahısım. Otomobillere ilgim babamın Otosan’da çalıştığı 30 yıl öncesine dayanıyor. Kendim o kadar geçmişi hatırlamasam da görgü tanıkları fabrikada araç lastiklerini okşadığımı gülerek anlatır. Hayatımın büyük bir parçası olan otomobilleri 3 yıldır yazdığım blogumda okurlarımla paylaşırken bir taraftan da GM ve Ford-Otosan gibi şirketlerde çalışma şansı elde edip sektörün içerisinden de bir bakış açısı yakalamayı başardım. Onur Koray / http://onurkoray.blogspot.com

hi oldu. Asıl ilginç durumsa bu teknolojinin ana farlara uygulanmasından sonra yaşandı. Şu sıralar otomobillerin opsiyon listesinde yer almaya başlayan tamamı LED farlar, kullandıkları çok sayıda diyot sayesinde istenilen şekilde sunulabildiği gibi ayrı ayrı ayarlanabilen ışık şiddetiyle adaptif özellik de sunabilmekte. İşte bu kolayca ayarlanabilme özelliği tamamı LED teknolojisi kullanan farların aynı zamanda bir handikapı olmuş durumda. Audi’nin tanıttığı LED far prototipi Matrix Beam A.B.D.’de büyük beğeniyle karşılansa da bu ülkede 1968 yılında yazılmış bir kanun nedeniyle şu anda kullanılması yasak. Farların çalışma

prensibi şöyle: Araç, gece vakti hareket halindeyken sürekli uzun farları kullanıyor. Karşıdan gelen aracın yarattığı ışık sensörler tarafından algılanıyor ve gerekli ayarlamalar otomatik olarak yapılarak diğer şeritte seyreden sürücünün gözlerinin kamaşması engelleniyor. Peki sorun bunun neresinde? Amerikan kanunlarına göre otomobiller hareket halinde uzun farlarını sürekli açık tutamıyor. Teknik olarak yeni teknoloji tam da bunu yaptığından şu sıralar bu ülkede kullanılması mümkün olmuyor. Hepinizin iyi bir Haziran ayı geçirmesi dileğiyle...

HAZİRAN 2013

113


KARNE

HONDA CIVIC 2. EL KARNESİ Barış Terun, bu hafta Honda Civic modelinin ikinci el karnesini inceliyor. Barış Terun

H

onda Civic Amerika ve Avrupa pazarlarındaki kaydadeğer başarılarının benzerini Türkiye’de de gösterdi. Civic, Honda için markayı taçlandıran bir amiral gemisi, Japon markanın hayranları içinse efsane olmayı çoktan hak etti. Kuzey Amerika’da üretim yapan ilk Japon firması olan Honda, Kanada’da 11 yıl üst üste en çok satılan otomobil markası olmak gibi çok önemli bir ba-

114

HAZİRAN 2013

şarıya imza atarken, bu başarıda Civic’in payı büyüktü. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki satış rakamlarında da, defalarca kez kendisini kanıtlamış olan model, Amerikan yerlileri Ford F-150, Chevrolet Malibu, Ford Fusion ve Ram 1500’i geride bırakmış durumda. 1972 yılında Japonya’nın en iyi otomobili ünvanını kazanan Civic, 1974 yılında Amerikan dergisi Road test tarafından ödüllendirildi. 2006’da


kazanılan taç daha parlaktı: Otoriteler, Kanada ve Birleşik Amerika’nın en iyi otomobili ünvanına Civic’i layık gördü. Honda Civic’in ülkemizdeki macerası ise daha dolambaçlı oldu. Civic, 1970’li yılında ithal ikamesiyle yollarda görülmeye başladı. O yıllarda ithal edilen Civic’lerin çoğu üç kapılıydı. 1980’li yollarında sonunda, kanunların değişmesiyle Civic resmen ithal edilmeye başladı. 3 ve 5 kapılı hatchback modellerin yanı sıra 4 kapılı sedan modeller de revaçtaydı. 1992-1994 yılları arasında sedanlar, varlığını iyice hissettirerek satış rakamlarında kardeşlerini ikiye katlamayı başardı. Takvimler 1995 yılını gösterdiğinde hem ülkemiz hem de Honda için dönüm noktası yaşandı. Japon devi Türkiye’ye yatırım yapmaya karar vererek Gebze’de dev bir fabrika açtı. Bu ta-

rihle eş zamanlı olarak sedan rüzgarı fazlasıyla güçlendi. Honda Civic’in imajı, genç otomobilinden kompakt aile arabasına doğru hızla ilerlemeye başladı. 2001 yılındaki ekonomik kriz otomobil satışlarını da vururken, 2001-2003 yılları arasında 36.000 Honda Civic satıldı. Üretim 1995-2001 Motor Tipleri: 74 beygir - 169 beygir Bu Civic, üç göde tipiyle rekabette yer aldı. Hatchback, dört kapılı sedan ve coupe. Sedan seçeneği açık ara en çok tercih edilen oldu. Şanzıman opsiyonları ise 4 kademeli otomatik veya 5 kademeli düz olarak değişiyordu. Tüm modellerde çift havayastığı standartken 1997’de ABS’de seçenekler arasına girdi. 1.4 motor tasarruflu ama biraz cansızdı. Japon otomobillerin kronik hastalığı olan yol gürültüsü Civic kul-

HAZİRAN 2013

115


KARNE

lanıcılarının da canını sıkıyordu. Motor teknoloji ileri olsa da, Civic modellerinde sık vites düşürüp deviri artırmak şarttı. Konfor açısından ise fazla beklenti içine girilmemeli. Süspansiyon biraz set. Triger kayışı bakımları sürekli yapılırsa motor uzun ömürlü. Eadyatör ve hortumlara da aynı özen gösterilmeli yoksa silindir kapağı contası zarar görebilir. Fren gücü hortumundaki tıkanma sorunu, 1997 yılında bir geri çağırma operasyonuna neden oldu. Bu nedenle özen şart. Üretim: 2001-2006 Motorlar: 80 beygir - 200 beygir Yeni nesil Honda Civic daha zarif, daha büyük ve daha güvenliydi. ABS ve dört havayastığı birçok modelde standart. Ne yazık ki kava hava yastıkları hiçbir modelde bulunmuyor. Lastik ve yol gürültüsünün üstesinden yeterinde gelinememiş. Sedan modelin sunduğu 420 litre-

116

HAZİRAN 2013

lik bagaj hacmi birçok aile için fazlasıyla yeterli. Motorlar önceki neslin aksine fazlasıyla canlı. 1,6 litre, 16 subaplı modellerin kağıt üstünde 100 kilometre/saat hıza ulaşması yanlızca 9.2 saniye ve bu sürüş keyfine de yansıyor. Sürüş keyfini biraz baltalayan noktalar ise uzun vites yolları ve hissiz direksiyonlar. Süspansiyonlar konfor odaklı düşünülmüş ve bunda belirli seviyede başarı sağlanmış. Civic de tam bir Japon klasiği ve sınıfının en sorunsuz araçları arasında. Ancak maalesef iki geri çağırma operasyonu ile karşılaştı: 2004 yılında far şalteri ve ilerleyen yıllarda marş motoru kablolarında kısa devre riski bu çağırmaların nedeniydi. Türkiye’deki modeller ise operasyonlardan etkilenmedi. Üretim 2006-2011 Motorlar: 83 - 201 beygir Yeni Honda Civic, 3 ve 5 kapılı hatchback ve 4 kapılı sedan modelleriyle kompakt otomobiller


arasındaki ateşli savaşa dahil oldu. Aynı platform kullanılmasına rağmen Civic HB ve Civic Sedan bambaşka iki araç görünümündeydi. Pek çok kişi Civic HB’i, futuristik kasası ve oyuncakları nedeniyle “UFO” olarak adlandırıyordu. Kasalar bambaşka olsa da artılar ve eksiler aynı. Egzoz manifoldu çabuk koparak can sıkabiliyor ancak Civic modellerinin 5 yıllık egzoz garantisi bunun kolayca önüne geçiyor. İç mekanın işçilik ve plastik kalitesi en büyük rakipleri Opel Astra ve VW Golf’un biraz gerisinde ce gıcırtı sesleri keyif kaçırabiliyor. Yürüyen aksamdaki beklenenden erken arızalar biraz can sıkıyor. Hidrolik direksiyondaki bağlantı problemi ise bazı HB modellerin geri çağrılmasına neden olmuştu. Triger zincirinn gergi sistemi hassas.

Yağ kaçağı sorunu yok. Arka fren kaliperinde kilitlenme sorunları yaşayabiliyor. Civic’in motorları ise kesinlikle heyecan verici ve araç, kendisinden üst sınıf otomobillere bile kök söktürecek yol tutuşuyla otomobil severlerin kalbini hemen kazanmayı başarıyor. Sonuçta üretimi 2011 yılına kadar devam Honda Civic, küçük problemlerine rağmen sınıfının en sorunsuz araçları arasına adını yazdırmayı iyi biliyor. Eski Civic, 2011 yılı itibariyle yerini yenisine bıraktı. Yeni modeller için elimizde yeterince veri mevcut değil ancak Honda’nın CV’si parlak ve marka, Japon otomobillerin karakteristik özelliklerini bünyesinde toplamış. Yeni Civic’in de, sorunsuzluk açısından öncülerinden çok da farklı olmayacağını varsayabiliriz.

HAZİRAN 2013

117


İLGİYLE OKUDUĞUNUZ İÇ

MAYIS 2013 TARİHLİ 37. SAYIMIZ 81 B


ÇİN TEŞEKKÜR EDERİZ

BİN 467 FARKLI KİŞİ TARAFINDAN İNDİRİLMİŞTİR


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.