DETORO
<<<
FERRARI 488 GTB
Yıl:5 / Sayı:59 / Mart 2015
BMW xDrive SWISS CHALLENGE
&
BUZ ÜZERİNDE SIRA DIŞI BİR DENEYİM
3
i8
i DS
20 1.4 i i a d n u y G+H
assat P n e g a w s Volk
TEST
.6 TD 1 a t t e J n kswage l o V + G S Di D
2.0 T
FORD MONDEO TÜRKİYE’DE
AT
EDİTÖR
Sevgili Carmedya okurları, Özel konularımızla dolu yeni bir sayıyla daha karşınızdayız. Konularımız arasında özellikle BMW xDrive Swiss Challenge ve i8 modelinin kar üzerindeki performansının ilginizi çekeceğini düşünüyorum. i8’den bahsetmişken, markanın tamamen elektrikle çalışan i3 modelinin sürüş izlenimini Nisan sayımızda bulacağınızı da müjdelemek isterim. Şimdiden ipucu vereyim; araç her yönden takdirimiz kazandı ancak markaların bu denli kaliteli ve olduka başarılı araçlar üretmesine karşın ülkede ciddi bir altyapı sorunu da var ne yazık ki. Aracı incelerken, Maltepe Park AVM’de E-Şarj tarafından yeni açılan istasyona gittim ve beni çok şaşırtan bir dizi sorunla karşılaştım. Öncelikle kartımızı onaylamayan sistem nedeniyle E-Şarj teknik servisine bağlanmak istedim ancak ne mümkün. Burada görevli arkadaşların Cumartesi 14:30’dan sonra izinli oldukları bilgisini aldım. Yani siz siz olun sakın bu saatten sonra şarjsız kalmayın. Diğer düşündürücü konu ise üzerinde 22 kva yazan istasyonun aslında 8.4 kva akım ile çalıştığı ve yüzde 80 şarja ancak 3 saatte ulaşılabildiğiydi. 40 dakikada şarj eden istasyonları E-Şarj yönetimi sadece Borusan Otomotiv merkezlerine kurmayı tercih etmiş, bunun dışındaki her istasyonu düşük akım seviyesinde bırakmıştı. Bu tip sorunların üreticilerin biraraya gelerek çözmesi ve belki de 7/24 hizmet veren alternatif merkezler üzerinde çalışmasıyla aşılabileceği düşüncesindeyim. Rekabet kaliteyi arttıracaktır.E-Şarj’ın bu çalışma anlayışı markalara ve sektöre kısa vadede büyük zarar verebilir.
04
Yıl:5 / Sayı:59 / Mart 2015
İMTİYAZ SAHİBİ Medicon Yayıncılık Tasarım Tanıtım ve Organizasyon GENEL YAYIN YÖNETMENİ Önder Canözer
onder.canozer@carmedya.com
FOTOĞRAF EDİTÖRÜ Gökhan Yılmaz
YAZARLAR Barış Terun, Poyraz Savcı, Yener Gülünay TEST EDİTÖRLERİ Ahmet Köseleci, Hakan Atik, Yener Gülünay, Mehmet Özcan KATKIDA BULUNANLAR Gökşen Zeren, Tolga Atilla Erdem, Tufan Dursun, Zeynep Canözer, Zuhal Zeren, Birol Akdil, İlhan Kalpakçı REKLAM reklam@carmedya.com
TASARIM Medicon İLETİŞİM Cevizli Mh. Çevik Sk. Güner Apt. No:3 D:5 Maltepe / İstanbul Tel: 0 216 305 80 56 www.carmedya.com info@carmedya.com
05
İÇİNDEKİLER
45 62 06
10
32
16
28
07
HABERLER
LEVORG CENEVRE’DE TANITILDI Subaru, 85. Cenevre Otomobil Fuarı’nda, Avrupa’da ve Türkiye’de önümüzdeki aylarda satışa sunulacak olan yeni sport tourer LEVORG, 2 litrelik Boxer Dizel motora kavuşan Lineartronic özellikli Forester ve “EyeSight” 08
sürücü destek teknolojisiyle donatılan yeni Outback ile yer aldı. Standın en önemli yeniliği ise; Japonya’dan sonra Avrupa pazarına girmeye hazırlanan spor otomobil dokunuşlu LEVORG oldu. Markanın diğer yenilikleri
arasında; CVT şanzımanlı 2 litrelik Boxer Dizel Forester ve yenilenen tasarımıyla daha cesur bir kimliğe bürünen Outback bulunuyor. Yeni Outback üst seviye donanım özellikleri ve yeni nesil güvenlik anlayışıyla öne çıkıyor.
09
HABERLER
FERRARI GTB CENEVRE’DE SAHNE ALDI Ferrari, sınıfının en üstün özelliklerine sahip V8 motorlu yeni süper modeli 488 GTB’yi, bu yıl 85’incisi düzenlenen Cenevre Uluslararası Otomobil Fuarı’nda otomobil tutkunlarının beğenisine sundu. Ferrari, yeni 488 GTB ile 10
40 yıl önce pazarda ilk kez 308 GTB modeliyle yer aldığı 8 silindirli motor seg-
mentinde yeni bir dönem başlatıyor. Ferrari 488 GTB’nin yeni 3.9 litrelik V8 turbo motoru, tepki süresi ve gücüyle dikkat çekiyor. 488 GTB’nin 8000 devirde 670 beygir güç üreten motoru, 7. viteste
... KISA KISA ... KISA KISA ... KISA KISA ...
SSANGYONG’UN YENİ KOZU: TIVOLI 760 Nm maksimum tork üretiyor ve 2000 devirde sadece 0.8 saniyelik tepki süresiyle farkını ortaya koyuyor. Bu rakamlar, Ferrari 488 GTB’nin 0’dan 200 kilometreye 8.3 saniye gibi inanılmaz bir sürede hızlanmasını ve saatte 330 kilometrenin üzerinde maksimum hıza erişmesini sağlıyor.
Türkiye distribütörlüğünü Şahsuvaroğlu’nun yaptığı SsangYong, Cenevre Otomobil Fuarında yeni B-Segment modeli Tivoli’yi tanıttı. SUV pazarının yeni üyesi Tivoli 7 hava yastığı opsiyonu ve sahip olduğu teknoloji ile öne çıkıyor. Tivoli, adını stil konusunda üne sahip Roma yakınlarında ki bir İtalyan kasabasından alıyor. Araç 1.6 litrelik motor seçeneği, 125 beygir ve 160 nm tork üreten güçlü motoru yanında düz ve otomatik şanzıman seçenekleri ile satışa sunuluyor. Tivoli’de ESP, Aktif Devrilme Koruması, Fren Kuvveti Asistanı, Yokuş Kalkış Desteği, ESS (Acil Stop Sinyali) ve lastik basıncı izleme sistemi gibi birçok güvenlik özelliği bulunuyor. 11
HABERLER
KARL’IN ÖRTÜSÜ CENEVRE’DE KALKTI Opel, Cenevre’de merakla beklenen küçük sınıftaki yeni temsilcisi KARL’ın örtüsünü kaldırırken, Corsa OPC modelini de görücüye çıkardı. Opel, minik sınıftaki rekabete ADAM’dan sonra KARL ile devam ediyor. 12
Kaputun altında Opel’in yeni nesil 55 kW/75 beygire sahip 1.0 ECOTEC motoru bulunuyor. Beş ileri manuel şanzıman ve ecoFlex paketi ile birleştirilmiş tamamı alüminyum, üç silindirli benzinli motor karma kullanımla 100 ki-
lometrede 4.3 yakıt tüketimini 99 gram CO2 salım değerlerine sahip. Corsa OPC’de ise kaputun altında bulunan 1.6 litre 152 kW/207 beygirlik turbo benzinli motor 245 Nm.’lik maksimum tork üretiyor.
09
HABERLER
CIVIC TYPE R’DAN PİST REKORU Cenevre’de üretim versiyonuyla boy gösteren Honda Civic Type R, Nürburgring Pisti’nin Nordschleife bölümünde 7 dakika 50,63 saniyelik derecesiyle yeni bir rekora imza attı. Cenevre’de Civic Type R’ın yanı sıra bir di14
ğer performans otomobili NSX’in üretim versiyonunu sergiledi. 310 HP güç ve 400 Nm tork’a sahip 2.0 litrelik turbo motorla donatılan Civic Type R, 270 km/s’lik maksimum hıza ulaşabiliyor. Aracın yol tutuş ve
performans testlerinin yapıldığı Nürburgring’in 20,8 km’lik Nordschleife bölümünde tüm önden çekişli hatchback otomobilleri geride bırakan Civic Type R, 7:50.63’lük dereceyle en yakın rakibine 4 saniye fark attı.
09
BMW xDrive SWISS CHALLENGE
BMW xDrive SWISS CHALLENGE ETKİNLİĞİ KAPSAMINDA HEM YARIŞTIK HEM DE xDrive VE i8 MODELLERİNİ EN ZORLU KIŞ ŞARTLARINDA TEST ETTİK. Yazı: ÖNDER CANÖZER / FOTOĞRAFLAR: BMW MEKAN: İSVİÇRE
16
X
Drive
Challenge
Swiss
17
BMW xDrive SWISS CHALLENGE
Y
akın bir geçmişe kadar arkadan itişli araçlarıyla tüm dünyada haklı bir üne kavuşan BMW’nin dört tekerden çekiş sistemleriyle tanışması 1985
yılında başladı. Bugün akıllı dört tekerden çekiş sistemi xDrive teknolojisiyle adından sıkça söz ettiren Alman üreticinin xDrive teknolojisine sahip
Arkadan itişle üne kavuşan BMW, dört tekerden çekişle 1985 yılında tanıştı. toplam 8 farklı modelini ve tanıtıldığı günen bu yana çoğumuzun hayalini süsleyen i8 modelini BMW xDrive Swiss Challenge etkinliği kapsamında, İsviçre’nin karla kaplı yollarında kullanma fırsatı bulduk.
18
Öncelikle eğlenceli bir yarışa evsahipliği yapan xDrive Swiss Challenge’da ikişer kişiden oluşan takımlar hem harita ve navigasyon kullanmadan yol notlarıyla hedefe ulaşmak, hem de bu sırada kendilerine verilen soruları ve bir yandan halk arasındaki tabiriyle sabır küpünü çözmeye çalışırken, diğer yandan
İki gün süren yarış boyunca 8 farklı modeli kullanma şansı bulduk.
yolda belirtilen mekan veya nesneleri de görüntüleyip puan kazanmak için kıyasıya yarışıyorlar. Hemen belirteyim ki yarışın başında iddialı bir başlangıç yapsak da sonrasında müthiş BMW modellerinin büyüsüne kapılarak, biz ekip olarak daha çok araca odaklandık ve tahmin edebileceğiniz gibi pek de iyi bir puanla yarışı tamamlayamadık. Ancak, BMW’nin hepsi xDrive teknolojisine
19
BMW xDrive SWISS CHALLENGE
Sistem bunu gerçekleştirirken ICM (şasi yö-
sahip 120d, M235i, 220d Active Tourer, X3,
netimi) ve dinamik stabilite kontrolü DSC’yi
435i Gran Coupe, X4 ve X6 modellerini ve
kullanıyor. DSC ile birlikte sunulan otomatik
yepyeni teknolojilere sahip i8 modelini zorlu
diferansiyel freni ADB-X sayesinde ise araç
kış şartlarında detaylıca inceleme ve araç tip-
patinaj yapmaya başladığında, patinaj yapan
leri ve sürüş karakterleri değiştiğinde xDrive
tekerdeki güç azaltılarak, güç diğer tekerlere
teknolojisinin neleri başarabileceğini yakın-
yönlendiriliyor ve kaymanın ve patinajın önü-
dan görme şansına eriştik. Genel olarak xDrive teknolojisini standart dört tekerden çekiş sistemlerinden ayıran en önemli özelliği, arazi araçlarındaki gibi içeriden sizin kumanda edebileceğiniz bir sistem olmaması ve diferansiyel kilidi ile gücü ön ve arkaya yüzde 50:50 oranında aktaran sistemlerden farklı olarak, normal yol koşullarında gücü öne yüzde 40 ve arkaya yüzde 60 iletirken, koşullar değiştiğinde bu oranı değiştirip ihtiyaç kadarön ve arkaya güç dağılımı yapması. Hatta bazı durumlarda bu sistem gücün tamamını ön ve arkaya iletebiliyor ve bu sayede aracın kayması engellenerek, daha dengeli bir sürüş elde ediliyor.
20
BMW’nin xDrive teknolojisi, klasik sistemlerden farklı olarak gücü ön ve arkaya farklı oranlarda dağıtıyor ve her koşulda dengeli bir sürüşe olanak tanıyor.
ne geçiliyor. 2 gün boyunca yaklaşık 800 km. mesafe geçtiğimiz tüm yol arkadaşlarımızda kusursuz çalışan xDrive teknolojisi sayesinde 1400 metre yükseklikte ve -11 derecelik hava şartlarıyla oluşan karla ve buzla kaplı yollarda düz bir asfaltta gidiyormuşçasına güvenle ve keyifle yol aldık. Üstelik bu güveni kaymanın en çok yaşanabileceği yüksek performanslı sportif modellerde bile hissedebiliyor ve sürüşten keyif alıyorsunuz. Kısacası BMW’nin xDrive teknolojisine sahip araçlar, hava ve yol şartları ne olursa olsun sizin ve ailenizin hedefe güvenle ve keyifle varmanızı sağlıyor.
21
BMW xDrive SWISS CHALLENGE
HİBRİD TEKNOLOJİSİ İLE ÖNE ÇIKAN BMW i8 İSVİÇRE’NİN KARLA KAPLI YOLLARINDA SÜRÜŞ PERFORMANSIYLA BÜYÜLEDİ.
BUZ ÜZERİNDE SIRA DIŞI BİR 22
Yazı: ÖNDER CANÖZER / FOTOĞRAFLAR: BMW MEKAN: İSVİÇRE
DENEYİM
i8 23
BMW xDrive SWISS CHALLENGE
B
MW xDrive Swiss Challenge sırasında kullandığımız xDrive modellerinden öncekis sayfalarda detaylıca bahsettik ancak etkinlikte herkesin kullan-
mak için can attığı özel bir otomobil olan i8 modeline özel bir yer ayırmanın daha doğru
24
Her yol koşulunda dengeli bir sürüşe imkan veren i8, en zorlu ve kaygan zeminlerde bile performans ve konfordan ödün vermediğni kanıtladı.
olacağını düşündüm. Alman üreticinin elektrikli otomobil teknolojisine yönelik çalışmalarının ürünü olarak i3 modeliyle birlikte ortaya çıkan i8 hakkında tanıtıldığı günden bu yana detaylı bilgileri çoğunuzun okuduğuna eminim ancak hiçbir yerde eminim 1400 metre yükseklikte kar ve buzla kaplı yollarda böyle bir aracın neler yapabileceği konusunda kimsenin bir bilgisi yoktur. Öncelikle hibrid bir otomobil olan i8’in arka bölümünde 3 slindirli 1.5 litrelik benzinli bir motor görev yapıyor. Bu motor 231 HP güç
ve 320 Nm tork değerleriyle öne çıkıyor. Ön tarafta ise 131 HP güç ve 250 Nm tork değerlerine sahip elektrik motoru yer alıyor. Araçta kullanılan bataryanın kapasitesi ise
BMW i8’de önde elektrik, arkada ise benzinli motor görev yapıyor.
7.1 kWh . BMW i8’in arkadaki benzinli motoru gücü arka tekerleklerel iletirken, 6 ileri kademeli şanzımanla kombine ediliyor. Ön tekerlere gücü ileten elektrik motoru ise 2 kademeli bir şanzımana sahip. Gövdesi karbon fiber takviyeli plastik malzeme kullanılarak tasarlanan ve ağırlığı önemli ölçüde azaltılan arata martı kanat olarak tanımlanan ve yukarı doğru açılan kapılar iniş ve
25
BMW xDrive SWISS CHALLENGE
binişleri kolaylaştırıyor ancak kapı eşiği geniş olduğu için yine de binmek veya inmek için biraz efor sarfetmeniz gerekiyor. Sadece elektrikle 35 km. yol alabildiğiniz araçta gerçek performans benzinli motor devreye girdiğinde başlıyor ve 1.5 litrelik bir motordan beklenmeyecek derecede yüksek bir güce ulaşıyorsunuz. 0-100 km/s hızlanması 4.4 saniye süren aracın benzinli motor devredeyken çıkardığı ses bile size onun kusursuz bir spor otomobil olduğunu fazasıyla vurguluyor. Bu arada elektrik motoruyla en fazla 120 km/s hıza ulaşabiliyorsunuz. 100 kilometrede 2.1 litre yakıt harcayan bu özel aracın fyatı ise 180 bin euro civarında...
26
BMW i8, elektrik modunda 120 km/s hız yapabiliyor ve 35 km. yol alabiliyor.
27
LANSMAN / İLK SÜRÜŞ
Ford’un amiral gemisi Mondeo, yeni yüzü, yeni teknolojileri ve yeni motor seçenekleriyle Türkiye pazarına sunuldu. Yazı: ÖNDER CANÖZER / FOTOĞRAFLAR: ÖNDER CANÖZER & FORD MEKAN: SAPANCA
28
KONFOR STANDART
MONDEO
29
LANSMAN / İLK SÜRÜŞ
F
ord’un geçtiğimiz yıl tanıtılan ve uzun süredir merakla beklenilen amiral gemisi Mondeo, yeni yüzü ve yeni özellikleriyle Türkiye yollarına çıktı.
Yeni Mondeo’yu Sapanca’da gerçekleşen lansmanda kısa bir parkurda da olsa inceleme şansı bulduk ve araçla ilgili söyleyebileceğim ilk kelime kesinlikle konfor. Artan malzeme kalitesi, geniş iç hacmi ve gerek ses yalıtımı,
Teknolojik donanımla öne çıkan Yeni Mondeo size konforlu yolculuklar vaad ediyor.
görünüme kavuşmuş. Türkiye pazarına 4 kapılı sedan, 5 kapılı Hatchback
ve
Station
Wagon
gövde
tipleriyle sunulan Yeni Mondeo, Hava Yastıklı Arka Emniyet Kemerleri’ni sunarak bir ilki gerçekleştiriyor. Yeni Mondeo, ayrıca Ford Dinamik LED Ön Far Teknolojisi, Active Motion çok noktalı masaj fonksiyonu ile donatılmış deri koltuklar ve SYNC 2 sesli kontrol sistemi ile entegre yüksek çözünürlüklü 8 inç
gerekse de sertliği iyi ayarlanmış süspansiyon
dokunmatik ekran gibi teknolojik özellikleri ile
sistemi sayesinde Yeni Mondeo size konforlu
üst sınıf bir otomobil standardında sahneye
bir yolculuk vaad ediyor.
çıkıyor.
Fiesta ve Focus’un sportif çizgisinden yola
Yeni Mondeo’nun giriş seviyesinde SYNC
çıkılarak, yeni tasarım anlayışıyla yorumlanan
II ve 8 inçlik dokunmatik renkli ekranı
Mondeo, selefinden çok daha dinamik bir
standart olarak sunarken, Titanium donanım
30
seviyesinde Sony müzik sistemi ile entegre navigasyon, geri görüş kamerası ve otomatik park sistemi standart donanımda yer alıyor.. Ford Dinamik LED farlar ve Active Motion çok noktalı masaj yapan koltuklar gibi yenilikle de yine aracın öne çıkan artıları arasında. Yeni Mondeo’da sunulan bir diğer yeni teknoloji gelişmiş Otomatik Park Sistemi. Sistem, paralel veya dikey park seçiminize göre uygun park yerini buluyor ve park etmeniz için gerekli tüm direksiyon manevralarını
Yeni Mondeo’da 1.5 litre EcoBoost motorun yanı sıra 1.6 litre TDCi ve 2.0 litre TDCi motor seçeneği de yer alıyor.
gamında sunulan diğer teknolojiler. 1.5 litre EcoBoost motorun yanısıra, yeni Mondeo’da; ilk aşamada 6 ileri manuel şanzımana sahip 1.6 litre TDCi 115 PS dizel motor seçeneği sunuluyor. Önümüzdeki dönemde 2.0 litre TDCi 180 PS 6 ileri PowerShift otomatik şanzıman ile de sunulacak. Yeni Mondeo’nun 1.5 litrelik EcoBoost versiyonu Sapancaİstanbul güzergahında sakin kullanımda 100 kilometrede 9.4 litre yakıt tüketimiyle yüksek kaldı. Performanslı kullanımda ise bu oranın
kendisi yapıyor. Düşük hızlarda öndeki araca
14 litrelere kadar çıtığını da belirtmem gerek.
çarpmayı engelleyen Aktif Şehir İçi Güvenlik
CO2 emisyon değerleri ise 109 ile 168 g/km
Sistemi, Kör Nokta Uyarı Sistemi, Şerit Takip
arasında değişiklik gösteriyor.
Sistemi, Şeritte Kalma Yardımcısı, Sürücü
Yeni Ford Mondeo’nun satış fiyatları 84 bin
Dikkat Takip Sistemi gibi teknolojiler ürün
900 TL’den başlıyor.
31
CUSTOM
YOL SEÇMEYEN
TÜRK 32
DETORO KUBİLAY TÜFEKÇİ’NİN HER TÜRLÜ YOL KOŞULUNA UYGUN BİR ARAÇ ÜRETME HAYALİ OLARAK DOĞAN DETORO, YETENEKLERİYLE NE ÇIKIYOR.
RÖPORTAJ: ÖNDER CANÖZER & FOTOĞRAFLAR: MÜFİT ÇIRPANLI MEKAN: KURTKÖY
33
CUSTOM
TÜRKİYE’DE BİRÇOK İLKE İMZA ATAN DETORO, HEM HIZLI PARKURLARA , HEM DE ZORLU ARAZİ ŞARTLARINA UYUMLU.
34
B
ir Offroad aracı düşünün ki, hem
Offroad merakı nasıl başladı?
hızlı parkurlarda başarı göstere-
Offroad çok uzun zamandır, merak ettiğim
bilsin, hem de en zorlu kayalık
ve heves ettiğim birşeydi zaten. 1996’dan bu
arazilerden
tanımadan
yana kendi kullandığım bütün araçlar 4x4’tür.
geçebilsin. Böyle bir yetenek
1990’ların sonu itibariyle ağır araziye girebi-
için şimdiye kadar her parkurun özelliğine
lecek araçlar modifiye etmeye de başladım.
göre farklı tipte araçlar tercih ediliyordu ancak
Önceleri bir CJ5’im vardı. Bu model offroad
DETORO ile Kubilay Tüfekçi bu ezberi bozu-
hayatında birçoğumuzun başlangıç aracıdır.
yor.
Aracı aldığımda elektrikli koltuğum bile vardı
engel
Offroad merakı ile hayalindeki aracı birleştirerek, yola çıkan Kubilay Tüfekçi ile DETORO’yu konuştuk. Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Kubilay Tüfekçi, 1964 doğumluyum. Çocukluğum Almanya’da geçti. 10 yaşından sonra Türkiye’ye geldim. Sonrasında Boğaziçi Üniversitesi Makina Mühendisliği okudum ve aynı okulda Ekonomi üzerine yüksek lisans yaptım. Sonrasında kısa süren bir iş hayatının ardından baba mesleğine soyundum.
Offroad merakını yarış tutkusuyla birleştiren Kubilay Tüfekçi, kendisi için geliştirdiği DETORO ile bugün özel siparişler alıyor.
ama onları tüm kromajlı aksamı hatta diferansiyeli bile söktük. Diferansiyeli makasın altına alma yöntemiyle aracı yükseltmeye başladık. Benim çok sevdiğim, çok iyi süspansiyonu olan bir araçtı. İşte bu araçla offroad yapmaya başladık, sonra 2000 yılıyla birlikte yarış derken kendimizi İstanbul Offroad Kulübü’nde (İSOFF) bulduk. CJ5’ten sonra bir dönem Suzuki Vitara ile yarışmaya başladım. Sorun çıkartmayan bir araçtı ama 1600 cc hacmindeki motoruyla başa yarışma şansı yoktu. Ancak kırılmadığı
35
CUSTOM
için ortalarda da kalsanız çoğu yarışta kupa alma şansı elde ediyorduk. Suzuki Vitara hemen her yarışı tamamlamıştır. Benim tabi en çok ilgilendiğim konu kendi aracımızı yapmak. Hatta Suzuki’den önce arkadaşlarımın KubiCar adını verdikleri mavi renkli bir aracım vardı. Dönemine göre çok farklı bir araçtı. Çirkin olmasının ötesinde n ve arkasında furling uygulanmış, içeriden yükseltme ve alçaltma yapabildiğim havalı süspansiyon sistemine sahipti. Vitara’dan sonra daha güçlü olan 1996 model Grand Cherokee aldık ve hemen aracı kademe kademe kesmeye başladık. Araç 4-5 kez revizyon gördü ve her seferinde kese kese sonuçta sadece oturduğumuz kabin kısmı kaldı.
36
Dede ve Torun kelimeleri ile oluşturulan DETORO’ya marka ismini son olarak İspanyolca Boğa anlamına gelen Toro katmış.
Motor ve şanzıman dahil herşeyi değiştirdik. Aracı yeniden yaptık. 5:9 olarak yarıştık. Coilover ve Long Travel ByPass amortisör kullandık. Bu araçtaki şanssızlığımız mevcut bir araçla yola çıkıp yapılmış olması ve diferansiyel ve diğer aksamlar da elimizde daha önceden bulunan malzemelerdi. Hepsini takviyelendirmiş olmamıza rağmen bunlarla ilgili sorunlar yaşadık ama daha da önemlisi çok şanssızlık
yaşadık bu araçta. Aynı yarışta iki kez lastik patlattık, durduk yerde jantımızın göbeği yarıldı, elektrik arızası ve buna benzer şanssızlıklar yaşadık. Bu tür talihsizlikleri hep başa yarışırken yaşadık. Sonrasında da zaten hayalimde olan sıfırdan bir araç üretme fikrini hayata geçirmeye başladım. Bu proje için bir bütçe gerekiyordu ve bu bütçeyi sağlamayı başardığımız zaman DETORO aşamasına gelmiş olduk. DETORO adı nereden geliyor?
DETORO için kullanılan malzemenin bir kısmı ABD’den özel siparişle getiriliyor.
hayalden yola çıkmak istedim ve DETO ismini uluslararası alanda nasıl markalaştırabiliriz diye düşününce ortaya bu isim çıktı. TORO birçok dilde Boğa anlamına da geldiği için adı DETORO oldu. Kısacası DETORO aslında Dede - Torun kelimelerinden türetildi. DETORO projesi nasıl doğdu ve hangi süreçlerden geçti?
Yarışan araçlarda yarışa göre araç yapma eğilimi vardır. Yavaş bir yarışsa artikilasyonu daha yüksek aralar yapılır, eğer hızlı bir parkur
İsimde babamın etkisi var. Babamın, oğluma
ise daha alçak ve daha küçük lastikli araçlara
beraber şirket kurmak hayali vardı. Ben de bu
ihtiyaç duyarsınız. Ben prensip olarak buna
37
CUSTOM
biraz karşıyım. Yaptığım aracın her parkurda yarışabilmesini ve başarılı olmasını hedefliyordum. Grand Cherokee’yi baz aldığımız araçta da bu böyleydi. Yavaş parkurda da, İSOFF Challenge’da da başa yarıştık. Benim özellikle ABD’de takip ettiğim Ultra4 yarışları vardı. Ultra4 araçlarını özellikle çok seviyorum. Bu yarışların en önemlisi ise her yıl Şubat ayı başında yapılan King of Hammers... Buradaki araçlar da, 200 kilometrelik parkurun çok büyük bir kısmı çöl. Hatta bu araçlardan birisi çölde 220 km/s hıza ulaşmış. Yani bir aracın çölde 220 km/s hız yapıp, kayalık araziye geldiğinde, kayaların üzerinden çekirge gibi atladığını düşünün. O konsept beni çok çekti. Zaten yapmak istediğim de buydu. Hem çok hızlı gidebilsin, hem de motor gücü ve diğer özellikleriyle zorlu şartlara dayanabilsin hedefim vardı. Ben bu projeye başlarken, deneme yanılma
38
Kubilay Tüfekçi, DETORO için yola çıkarken, ABD’de konunun uzmanlarıyla görüşereke, gerek bilgi, gerekse de malzeme konusunda destek almış.
yoluna gitmedim ve bazı temel konularda ABD’deki uzmanlardan destek almayı tercih ettim. Bu tür konularda yazışırken, yarışlara araç hazırlayan bir firma ile dostluğumuz da gelişti. Kendileri hem bana malzeme tedariği konusunda yardımcı oldu, hem de know-how konularda destek verdi. Bu sayede Detoro şekillenmeye başladı. Bizim aracı geliştirirken ana düşüncemiz olabildiğince milli bir araç olmasıydı. Bu süreçte Türkiye’den temin edebildiğimiz bütün aksamları buradan tedarik ettik. Şasi ile başladık, iç aksamlar ve kaplamalar dahil birçok aksamı da Türkiye’de kendimiz ürettik. Hatta diferansiyel konusunda da çalışmalarımız var. iferansiyede şu anda bilinen
HP güç üretiyor ve dereceli eksantrikli Hot Cammed tarzında 8 silindirli bir motor olma özelliğine sahip. Aynı motorun 550 HP’ye kadar çıkanları var fakat üst sınırları zorladıkça güvenilirlik sıkıntısı ortaya çıkıyor. Mekanik aksam açısından ise bir sıkıntımız yok. Özellikle şanzımanı REID’in ürettiği TH400’ün güçlendirilmiş versiyonu olan Super Hydra SH400 tercih ettik ki bu şanzıman 600 HP’ye kadar dayanabiliyor. Elle kumanda edebildiğimiz bir şanzımanımız var. Arazi şanzımanı ise kendisini ispat etmiş olan DANA60, DANA44, DANA80 diye bilinen tarz diferansiyellerin dışında Ford 9 ve 10 inçler olmaya başladı. Hibrit diferansiyeller özellikle yarış konusunda çok popüler hale geldi. Burada iki diferansiyel tarzının birleştirilmesi sözkonusu. Ford 9 inç diye tabir edilen diferansiyellerin en büyük özelliği karpuz diye tabir edeceğiniz ayna mahruti kısmının çok kolay sökülebilmesi ve yarışlarda değiştirilebilir olması veya hazır bir yedeğiniz varsa anında yerine takıp devam etmenize olanak tanıması... Aynı zamanda DANA60’A yönelik çalışmalarımız da var. 500 HP civarında bir araca çok rahatlıkla hizmet edebilecek güçte tamamen takviyeli bir diferansiyel sistemimiz var. Direksiyon sistemimizi de full hydro olarak seçtik. Daha önceki aracımızda hydro assist vardı. Motoru GM Performance’dan seçtik. LS 376 / 480 kodlu 6.2 litrelik atmosferik motor 480
DETORO hayata geçerken, farklı yol ve yarış şartlarına uyumlu olması hedefiyle yola çıkılmış.
ATLAS şanzıman. Mevcut araçta ATLAS2 var ama ATLAS4 de yolda. Radyatörümüz de 1000 HP’ye kadar hizmet verebilecek şekilde tercih edildi. Yine ABD’den gelen 120 litrelik, zorlu şartlara dayanıklı bir yakıt depomuz var. Araçta ayrıca Coilover ve ByPass süspansiyon tercih ettik. Her köşede ayrıca ani darbeleri sömürebilmesi için havalı bump stoplarımız var. Şasi tamamen boru şasi. Aracın şasisi borulardan oluşan ve güvenlik kafesini de içeren monolitik bir yapı. Burada tabi yine malzeme seçimini FIA kurallarına göre yaptık. Üzerine çok emek ve zaman harcanmış bir araç oldu. DETORO Challenge gibi bir planınız var
mı? Aracı sipariş üzerine üretip satmayı planlıyor musunuz?
DETORO aslında kendi zevkime göre başlattığım, kendim için geliştirdiğim bir proje. Ancak
39
CUSTOM
Hyundai Santa Cruz Concept, SUV sınıfındaki kardeşi Santa Fe’den de esintiler sunuyor.
daha sonrasında arkadaşlarla şekillenmeye ve ticari hale gelmeye başladı. Benim aracım ortaya çıkmya başladıktan sonra, çok yakın bir arkadaşıma benzerini yapmaya başladık. Fakat hemen arkasından benimkinden çok daha iddalı ve daha üst diyebileceğimiz bir aracında siparişini yine başka bir arkadaşımızdan aldık. Onun araca 800 HP veren, 54 inçe kadar lastik takılabilen bir araç olacak. Biz ona yarış için 43 inçlik lastikler seçtik an-
İlk DETORO modelinin ardından gelen siparişler sonucu, şu anda 3 ayrı araç üretim aşamasında.
motor 9 litre kapasiteye ulaşıyor. Şanzıman da 1000 HP’ye set edilmiş durumda. Tabi böyle bir motoru beslemek için yakıt haznesi ve yakıt pompası da özel seçildi. Bu araçta Dynatrack’in Prorac 80 diferansiyel tipini kullandık. Bu diferansiyelin içinde Rockwell akslar kullanılabiliyor. O kadar özel bir diferansiyel ki, Dynatrack bile kendi resmi internet sitesinde paylaştı. Bu siparişlerle başlangıçta bana özel bir pro-
cak gösteri amaçlı olarak da 54 inçlik lastikler
jeyken giderek ticari bir hal almaya başlayan
takılabilecek.
DETORO’nun şu anda üç adet de tamamlan-
Bu araç da 7.2 litrelik motora ve 2.9 litrelik su-
maya yakın modeli bulunuyor. Kendime de
perchargera sahip. Bu şekilde yarış yakıtıyla
yedek bir araç yapmaya başladım. Dolayısıyla
40
mevcut araçla birlikte beş araçlık bir seri var. Bu zamanla DETORO Cup veya Challenge’a dönüşür mü bilemem ama bu yönde birşeyler konuşuluyor. Bir aracı geliştirmek ne kadarzaman alıyor? Sipariş için en alt fiyat limiti nedir?
Tabi bu zamanı belirlemek için aracın başlangıç noktası olarak neresini aldığınız önemli. Başlangıç noktası ve çizgimiz belirlendikten sonra malzemelerin toplanmasından üretime kadar geçen süre 6 ay ile 1 yıl arasını buluyor. DETORO’yu elinizdeki malzemelerle de geliştirebilir veya yeni malzemeler de tercih edebi-
DETORO modelleri için sipariş vermek isterseniz maliyetler 100 bin dolardan başlıyor ve talep edilen özelliklere göre bu rakam yükseliyor.
lirsiniz. Sıfırdan 300 HP bir araç istenirse fiyat 100 bin dolar, 500 HP’lik versiyonlarda 150 bin dolar, 800 HP’lik versiyonda ise 200 bin ile 250 bin dolar arasında değişebiliyor. DETORO modellerini nasıl isimlendireceksiniz?
Benim aracım DETORO 1 ve diğerleri de bu sırayla gidecek gibi görünüyor ancak araca özel isimler de veriyoruz. Mesela en güçlü araca DETORO Eliminator adını verdik. Koyu Beşiktaş taraftarı bir diğer arkadaşın aracına da siyah-beyaz renklerden dolayı Panda ismini taktık. Şu an için bu noktada belli bir çizgimiz yok ama ileriye dönük olarak bu konuyu düşünmeliyiz. Son olarak farklı segmentlere yönelik projeleriniz de var mı?
Tabi proje olarak farklı çalışmalarımız da var. Bir Cup düzenleme hedefimiz var ama bu tip araçların Cup yarışlarına uygun olmaması nedeniyle belki tamamen 50 bin dolar fiyat civarında ve bu tip yarışlara uygun daha ulaşılabilir araçlar geliştirmeyi düşünüyoruz.
41
GÜVENLİ SÜRÜŞ
KARA NOKTALARI MI, KAZA YAPANLARI MI İYİLEŞTİRELİM?
Y
ıllardır hep kara noktaların iyileştirildiğini duyarız. Ama bir türlü kazalar azalmaz ve yeni kara noktalar oluşmaya devam eder. Bu da aslında kazaların yüzde 90’ın üzerinde sürücü kaynaklı gerçekleştiğini ve sürücülerin ‘iyileştirilmesi’ gerektiğini gösteren en güçlü nedendir. Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü görevlileri 2014 yılı içerisinde meydana gelen trafik kazalarının verilerini toplayarak İstanbul’da toplamda 8 tane kara nokta olduğunu açıkladı. Bu kara noktalar: Kadıköy Optimum önü, Haliç köprüsü üzeri, Kadıköy Rıhtım, İncirli otobüs durakları, Büyükdere Caddesi 4.Levet otobüs durakları mevkii, Kozyatağı otobüs durakları, Piyalepaşa Bulvarı ve Şişli Camii civarı… Emniyet Müdürlüğü, bu 8 noktada gerek belediye, gerek karayolları ile yapacakları ortak çalışma sonrasında gelecek yıl bu noktaların olmaması için çalışacak. KARA NOKTALARA UYARI LEVHALARI Pilot uygulama olarak Haliç köprüsünü seçen yetkililer, sürücüleri bilgilendirmek için ‘Yüksek kaza riski’, ‘Lütfen hız yapmayınız’ ve ‘Araç kullanırken cep telefonu kullanmayınız’ gibi uyarılar bulunan değişken tabelalar koyacaklar. Bunlar dışında seyyar radar ekipleri de o bölgelerde yoğunlaştırılacak. Tüm bu çalışmalar zaten olması gereken çalışmalar aslında. Ama burada göz ardı edilen nokta, sadece kara noktaları iyileştirerek, trafik kazalarını azaltamayız. Çünkü kalemi doğru tutmayı öğretemediğiniz sürece, çok güzel
42
Gizli buz olasılığı varsa, her yerde vardır diye temkinli gitmelisiniz. Bu tarz araç kullananlar her zaman en kötü olasılığa karşı bir çözüm üretebilir.
bir kalemle, çok güzel bir kağıda bile güzel yazı yazılamaz. Yani araç kullanmayı temelden yanlış öğrenmiş, güvenli sürüş tekniklerinden habersiz sürücüler her zaman yeni bir kara nokta oluşturacaktır. Sürücülerin trafikteki kazaya yol açan davranışlarını önlemek için güvenli sürüş eğitimlerine katılmaları en etkin yöntemdir. Bunca yıldır ‘otomobiller iyileşti, yollar iyileşti ama neden trafik kazalarında bir türlü iyileşme olmuyor? sorusunun yanıtı da buradadır. İstanbul’un kara noktalarına baktığımızda sürücülerin hızlarını zamanında azaltmadığını, öndeki araca çok yakın seyrettiklerini, birbirlerine yol vermemek için ayaklarını frene götürmediklerini, ani ve sinyal vermeden şerit değiştirdiklerini, dikkat ve konsantrasyon dağıtacak her şeyi sanki bir ustalıkmışçasına yapmaya devam ettiklerini görüyoruz. Siz siz olun, size tehlike yarattığını düşündüğünüz araç ve sürücülerden kendinizi uzak tutun. Bunu İstanbul trafiğinde yapmak mümkün değil diyorsanız hemen uygulaması trafikte yapılan bir güvenli sürüş eğitimine katılmalısınız. Verdiğimiz eğitimlerde, doğru takip mesafesini İstanbul trafiğinde sağlamak kesinlikle mümkün değil diyen katılımcılar oluyor. Direksiyona geçip bunun çok da güzel olabildiğini gösterdiğimizde ise şunu söylüyorlar: ‘Ama böyle kullanırsak hiç kaza olmaz ki’. HAFİF TİCARİ ARAÇLAR KANTARA GİRMEK ZORUNDA Araç ruhsatında kamyonet yazan hafif ticari araç sürücüleri, kantar olarak da bilinen yol denetim istasyonuna girmeden yoluna devam ederse 1.463 TL trafik cezasıyla
Yener Gülünay İleri Sürücülük Teknikleri Uzmanı yener@gusem.com
Yıllardır hep kara noktaların iyileştirildiğini duyarız. Ama bir türlü kazalar azalmaz ve yeni kara noktalar oluşmaya devam eder. Bu da aslında kazaların yüzde 90’ın üzerinde sürücü kaynaklı gerçekleştiğini ve sürücülerin ‘iyileştirilmesi’ gerektiğini gösteren en güçlü nedendir. karşı karşıya kalıyor. Ticari amaçlı olarak aracını kullanmayan birçok sürücü bu trafik kuralını adresine gelen trafik cezası sayesinde öğreniyor. Diğer bir sorun da binek araçlar kadar hafif ticari araçların konforlu ve hızlı olmalarına karşın, otobanda 95 km/s hız sınırına tabi olması. Hafif ticari aracı olup da ruhsatında kamyonet olarak geçen sürücüler, hem hız limitlerinin düşük olması, hem de ticari araç kullanma belgelerine sahip olması gibi prosedürlerden dolayı ciddi trafik cezaları ödüyor. K2 belgesi, SRC belgesi, psikoteknik değerlendirme belgesi tam olsa da bu belgelerin kontrollerinin yapıldığı yol denetim istasyonlarında ayrıca kantara girmeleri de gerekiyor. Ağırlık Kontrolü tabelası olan yol denetim istasyonlarında yüksek tonajlı kamyonların yükleme sınırını aşıp aşmadıklarına bakılır. Özellikle hafriyat kamyonları için oluşturulan kantar uygulama alanına, hafif ticari araçlardan girmeyen olursa oldukça yüksek trafik cezaları kesiliyor. Eğer Kangoo, Doblo, minibüs, panelvan gibi araçlarınızın ruhsatında “Kamyonet” yazıyor ise ve kantara girmediyseniz, 65/4 maddesi uyarınca 1.463 TL ceza otomatik olarak adresinize geliyor. Sürücülerin çoğu için fahiş sayılabilecek bu ceza, 15 gün içinde ödenmesi halinde %25 indirimli olarak ödenebiliyor. Bazı vatandaşlar bu uygulamayı haksız bularak, “Dev bir kamyon ile bir Doblo’yu, Kangoo’yu, Panelvan minibüsü aynı katagoride kabul etmek anlaşılır gibi değil” yorumunda bulunuyor. Duyuruların son derece yetersiz olduğuna değinen mağdur vatandaşlar; “Kanunları yeteri kadar iyi bilemediğimiz için oldukça yüksek para cezalarına maruz kalıyoruz.’ DiyorHafif ticari araçların üretilme amacı sürücülerin hem işiyle ilgili eşya
Karda tutunmak için, lastik dişlerinin kara gömülmesi gerekir. Bu nedenle havası inik ve geniş lastikler daha az, havası şişik ve dar lastikler çok daha iyi tutunur.
veya malzeme taşıma işlerini yapabilmesi, hem de ailesiyle özel hayatında aynı aracı kullanabilmesi olarak bilinir. Gündüz işte, akşam aileyle…Reklamlarında da en çok vurgulanan bu özellikleridir. Ancak ruhsatında kamyonet yazıyorsa diğer hafif ticari araçlar gibi Isuzu D-Max, VW Amarok gibi her türlü lüks donanıma sahip ve hobi amaçlı kullanılan 4X4 pick-up araçların da kamyonet sınıfında olması, bir kamyonla aynı muameleye maruz kalması demek. Sırf hızlı gidemedikleri ve hız cezası yedikleri için pick-up’larını satan ya da hiç satın almayan insanlar var. Ticari amaçla bir araç kullanıyorsanız eğer “karayolları yol denetim istasyonlarını” gördüğünüz yerde, görevli memurun hareketlerine dikkat edin. Kullandığınız araç ister şahıs, isterse şirket adına kayıtlı yük veya yolcu taşımaya yarayan araçlar olsun buna uymak zorundasınız. Bu noktalardaki kara ulaştırması görevlileri istihap haddine ve K (kargo-yük izin belgesi) veya D (yolcu taşıma izin) belgesine bakar. Maliye ekipleri araç içinde bulunan yükün-yolcunun (şirket veya şahıs işletmeleri için) sevk irsaliyesi ve faturasının, trafik ekipleri K ve D belgeleri ile SRC belgelerinin kontrolünü yapar. Eğer hafif ticari araç sahibi şahıs ise yukarıdaki belgelerin hiç biri istenmez. Şirkete yani tüzel kişilere ait ise; ruhsatında, panelvan, kapalı kasa kamyonet, camlı ikinci sıra koltuklu kamyonet-panelvan yazan araçlarda K belgesi, aracı süren kişinin ise SRC (ticari taşıt kullanma izin belgesi) ve psikoteknik belgelerinin olup olmadığına bakılır. Emniyet kemerlerinizi önde ve arka koltukta takmadan, çocukları çocuk güvenlik koltuğunda oturtup, kemerlerini bağlamadan yola çıkmayınız. Hepinize kazasız ve keyifli yolculuklar dilerim
43
SÜRÜŞ İZLENİMİ
PREMIUM YOLUNDA Volkswagen’in tepeden tırnağa yenilenen Passat modelinin 2.0 litrelik dizel motorlu versiyonunu İleri Sürüş Teknikleri Uzmanı Hakan Atik inceledi. 44
VW
PASSAT Yazı: HAKAN ATİK & FOTOĞRAFLAR: ÖNDER CANÖZER MEKAN: KURTKÖY
45
SÜRÜŞ İZLENİMİ
YENİ PASSAT, KALİTESİYLE GÖZ DOLDURUYOR...
B
u ay ki sürüş konuklarımızdan bir tanesi de Volkswagen’in yenilenen Passat modeli oldu. Kullandığımız araç 2.0 litre dizel motora, 6 ileri DSG şanzımana ve Highline donanıma sahip. Volkswagen tasarımda muhafazakar bir çizgiyi seviyor. Yenilemelerde bile birbirine benzeyen halef-selefleri görmeye alıştık. Yeni Passat ta yeni bir 46
Aracın dış tasarımında olduğu gibi iç mekanda da kalite algısı oldukça yüksek.
platformda üretilmiş olsa da (MQB) ilk bakışta önceki modele çok benziyor. Ancak dikkatli bakmaya başladığınızda daha keskin bakışlar, krom detaylar ve daha şık arka tasarımla yeniliğin oldukça faydalı olduğunu görebiliyorsunuz. Daha öne konumlandırılmış lastikler özellikle aracın dinamik gözükmesini sağlıyor. Bu platformun avantajlarına ileriki satırlarda tekrar değineceğim. Aracın içerisine geçtiğinizde ise kalite
algısının oldukça iyi olduğunu söyleyebiliriz. Gerek kullanılan malzemelerin kalitesi, gerekse de işçilik çok başarılı. Ergonomik açıdan bakarsak koltuklar ve direksiyonun konumu başarılı. Isıtmalı deri koltuklar hem şık, hem de
konforlu ve masaj özelliğinin olması da artısı. Yeni Passat’ta diğer VW modelKalitesi artan lerinden alışkın olduğumuz düğmelere Yeni Passat, ve kollara rastlıyoruz. Direksiyon, cam ergonomik açma-kapama, iklimlendirme, direksiaçıdan da yonun üzerinde ve arkasındaki kollar sorunsuz. 47
SÜRÜŞ İZLENİMİ
YENİ PASSAT’TA ARKA KOLTUKLARDAKİ KONFOR VE bunlardan bazıları. En büyük yenilik 6,5 inçlik dokunmatik ekran. Boyutları oldukça büyük ve kullanımı kolay. İklimlendirme hariç tüm detayları buradan kontrol edebilyorsunuz. En önemli farklılık ise “Active Info Display’’ adı verilen dijital gösterge pa48
Passat’ta önemli yenilikler arasında 6.5 inçlik dokunmatik ekran da yer alıyor.
neli. Gerçekten araca olan algınızı pozitif anlamda farklı bir noktaya getiren bu donanım hem kullanışlı hem de şık. Özellikle navigasyonla kullanıldığında hem takibini kolaylaştırıyor hem de görüntüsü oldukça başarılı. Sonuç olarak Passat’ta ergonomik ola-
DİZ MESAFESİ GÖZLE GÖRÜLÜR ŞEKİLDE İYİLEŞMİŞ. Active Info Display adı verilen dijital gösterge paneli çok kullanışlı.
rak bir problemle karşılaşmadığımızı söyleyebiliriz. MQB platrormunun avantajları aracın içerisinde net olarak algılanabiliyor. Arka koltuklardaki konfor ve diz mesafesi gözle görülür şekilde iyileşmiş. Bagaj hacmi de 586 litreye çıkmış ve 49
SÜRÜŞ İZLENİMİ
48
bu seviye sınıf standartları açısından oldukça yüksek. Görüş açılarında da bir sıkıntı yaşanmıyor. Aracın içerisindeki tek sıkıntı sunroof’dan gelen tıkırtı sesiydi ancak ben
Passat’ın 2.0 littrelik dizel motoru 6 ileri kademeli şanzımana sahip.
Yeni Passat’ın iç mekan kalitesi önemli ölçüde artarken, ergonomi açısından sıkıntı yaşanmıyor.
bunun test aracına özgü olduğunu düşünüyorum. Araca güç veren ünite önceki versiyonlardan tanıdığımız 1968 cc’lik 4 silindirli dizel motor. 4000 d/d’de 150 HP güç üreten motor 1750-3000 d/d’da 340 Nm torka sahip. VW’nin güçlü motorlarla kombine ettiği 6 ileri DSG şanzıman da bu motora eşlik ediyor. Motor kalkışlarda çok hızlı değil ancak yürür halde oldukça başarılı. Özellikle şanzı51
SÜRÜŞ İZLENİMİ
VW Passat 2.0 TDI DSG Highline
Silindir hacmi Maksimum güç Maksimum tork Son hız 0-100 km/s Şanzıman Aks aralığı Boyutlar (uz./gen./yük.) Ağırlık Bagaj hacmi Tüketim (ş.dışı/ş.içi./ort.) Emisyon (CO2) Fiyat
1968 cc 150 HP - 4000 d/d 340 Nm - 1750-3000 d/d 218 km/s 8.7 sn 6 ileri DSG 2791 mm 4767/1832/1456 mm 1501 kg 586 lt 4.1/5.3/4.5 lt/100 km 119 g/km 155.200 TL
YENİLİKLE BİRLİKTE DİKKATLERİ ÜZERİNE ÇEKEN manın hızı gerçekten referans düzeyde. Motora kesintisiz ilerleme sağlıyor. Ses yalıtımı başarılı. Motorun ve tekerleklerin sesini (Kış lastikleri olmasına rağmen) başarılı bir şekilde izole ediyor. Süspansiyon 235/45/18’lik lastiklere rağmen başarılı. Sadece arka süspansiyon biraz daha yumuşak olabilirmiş ya da 17’’lik lastiklerle daha başarılı bir 52
sonuç alınabilir. Direksiyon tepkileri oldukça iyi. Hem şehir içinde hem de otobanda gereken hassasiyeti sağlıyor ve tepkileri başarılı. Performansına göre Yeni yakıt tüketimi oldukça makul. Genel orPassat’ın talamada 5.7 lt/100 km yakıt harcayan yakıt tüketimi Passat 90 km/s sabit hızla 4.5 lt/100 performansa göre oldukça km yakıt harcadı. İstanbul’da çok yomakul. ğun trafikte kalırsanız 8-8.5 lt/100 km
PASSAT, PREMIUM SEGMENTE GÖZ KIRPIYOR. tüketimi görebilirsiniz. Bu da oldukça normal bir tüketim değeri. Sonuç olarak premium sınıfa girmeye çalışan Passat bu yenilemeyle bir adım daha ilerledi. Yeni platformun katkısını aracın hemen her noktasında görebiliyoruz. Yeni eklenen donanımlar ve kaliteli malzeme Passat’ı iddialı bir otomobil haline getiriyor. Passat’ın fiyatı 70
Geniş bir fiyat aralığına sahip Passat’ın fiyat etiketi 70 bin 900 TL ile 167 bin 300 TL arasında değişiyor.
bin 900 TL ile 167 bin 300 TL arasında değişiyor. Kullandığımız aracın etiket fiyatı ekstra donanımlarla 166 bin 100 TL. Bu fiyat bu araç için biraz yüksek kalıyor. 1.6 lt dizel ve 1.4 lt benzinli versiyonların daha çok tercih edileceği oldukça açık ve o motorlarla da oldukça rekabetçi olacağı kesin. Sevgi saygılarımla... 53
SÜRÜŞ İZLENİMİ
MAKYAJ YARAMIS.
54
VW
JETTA Volkswagen’in makyajlanan Jetta modeli, ufak dokunuşlar ve yeni yüzüyle daha dinamik bir görüntü sergilerken, kalite ve konfor algısı biraz daha yükseltilmiş.
Yazı: ÖNDER CANÖZER & FOTOĞRAFLAR: TOLGA ATİLLA ERDEM MEKAN: MALTEPE - DRAGOS SAHİLYOLU
55
SÜRÜŞ İZLENİMİ
V
olkswagen’in orta sınıf sedan modeli Jetta, geçirdiği makyaj sonrası daha dinamik bir yüze kavuşurken, küçük dounuşlarla aracın kalite ve konfor algısı yükseltilmiş. Alman üreticinin yeni çizgisini başarıyla yansıtan Passat’ın ardından başlayan yenilik rüzgarı henüz Jetta’ya uğramamış olsa da, gerçekleşen makyaj, kısa bir süre sonra yepyeni bir Jetta ile kar-
56
Volkswagen Jetta’nın geçirdiği makyaj, Yeni Passat ile başlayan yenilik rüzgarının yakında bu modele de ulaşacağını şimdiden gösteriyor.
şılaşacağımızın ipuçlarını şimdiden veriyor. Önde yeni tampon Passat’a gönderme yaparlen, köşelere başarıyla saklanan sis farlarıyla birlikte aracın daha sportif bir yüze kavuşmasını sağlıyor. LED tipi gündüz farlarıyla desteklenen far bloğu da yine keskin hatlarıyla bu dinamik görünüme katkıda bulunuyor. Profilden daha sade çizgilere sahip Jetta, arka bölümde de kısa bagaj ka-
pağı ve keskin hatlı stop lambalarıyla bu dinamik görünümü tamamlıyor. 4659 mm. uzunluğa, 1778 mm. ge-
nişliğe ve 1482 mm. yüksekliğe sahip araç, 2651 mm. aks mesafesiyle iç mekanda önde ve arkada oturanlar için
57
SÜRÜŞ İZLENİMİ
yeterli bir diz ve baş mesafesi sunuyor. Yenilikçi bazı dokunuşlarla geliştirilen ön panelde dikkatinizi ilk olarak orta konsolun tam ortasındaki 6.5 inçlik dokunmatik ekran çekiyor. Trendline,
58
Dokunmatik ekran, aracın Trendline donanımında yer almıyor.
Comfortline ve Highline donanım paketleriyle satışa sunulan Jetta’da sadece Trendline donanımda bu ekran yerine Radyo-CD MP3 çalar yer alıyor. Test aracımızda yer alan bu ekran ara-
cılığıyla park yardımcısı da dahil olmak üzere araçla ve multimedya sistemiyle ilgili bilgilere ulaşabiliyor ve kumanda edebiliyorsunuz. Aynı şekilde direksiyon üzerindeki kumandalarla da
Jetta’da önde ve arkada yeterli diz ve baş mesafesi sunulurken, koltuklar ergonomik. 59
SÜRÜŞ İZLENİMİ
bluetooth telefon dahil birçok sistemi kullanabilirsiniz. Ergonomik açıdan bir sıkıntı bulunmayan araç, iyi bir görüş açısına sahip. Test aracımızın kalbinde bulunan 1598 cc hacmindeki turbo beslemeli dizel ünite, 4400 d/d’de 105 HP güç ve 1500 ile 2500 d/d aralığında 250 Nm tork değeri sunuyor. 7 ileri kademeli DSG şanzımanla kombine edilen mo-
60
tor alt devirlerde atak ancak üst devirlerde daha sakin bir karaktere sahip. Yeni ve daha verimli dizel motorun gelmesiyle sanırım Jetta gerçek kimliğine kavuşmuş olacak. Fabrika verilerine göre 100 kilometrede 4.7 litre yakıt tüketen araçta bu oran performanslı kullanımda 5.5 litreye kadar çıkıyor. Highline donanımlı aracın satış fiyatı ise 89 bin 300 TL.
VW Jetta 1.6 TDI DSG Highline
Silindir hacmi Maksimum güç Maksimum tork Son hız 0-100 km/s Şanzıman Aks aralığı Boyutlar (uz./gen./yük.) Ağırlık Bagaj hacmi Tüketim (ş.dışı/ş.içi./ort.) Emisyon (CO2) Fiyat
1598 cc 105 HP - 4400 d/d 250 Nm - 1500-2500 d/d 190 km/s 11.7 sn 7 ileri DSG 2651 mm 4659/1778/1482 mm 1412 kg 510 lt 4.2/5.6/4.7 lt/100 km 123 g/km 89.300 TL
61
i20
HYUNDAI
SÜRÜŞ İZLENİMİ
1.4 AT
Hyundai’nin yenilenerek daha modern bir yüze ve daha kaslı hatlara sahip olan i20 model gamının 1.4 litrelik otomatik şanzımanlı versiyonunu inceledik. Yazı: ÖNDER CANÖZER & FOTOĞRAFLAR: TOLGA ATİLLA ERDEM MEKAN: MALTEPE - DRAGOS SAHİLYOLU
62
63
SÜRÜŞ İZLENİMİ
Yeni i20, dinamik çizgileri ve C sütununun kaplamasıyla sportif bir görünüme sahip.
H
yundai’nin Getz modelinin takipçisi olan ilk nesiliyle büyük ilgi gören i20, geçtiğimiz aylarda yenilenerek, daha güncel ve kaslı bir görünüme kavuşmuştu. Son olarak IF Design tarafından yılın en iyi tasarım ödülüne layık görülen i20, aynı zamanda markanın Akıcı Tasarım Felsefesi’nin (Fluidic Sculpture 2.0) ülkemizdeki ilk üyesi olma özelliğini de taşıyor. Hyundai’nin Almanya’daki Rüsselsheim Tasarım Merkezi’nde geliştirilen tasarlanan ve Hyundai Assan’ın yeni yatırımlarıyla kapasitesi genişletilen Kocaeli fabrikasında üretilen Yeni i20, geriye doğru çekilen farları ve küt burun yapısıyla güvenli ve dinamik bir yüze sahip. 64
Yeni i20, 45 mm. uzatılan aks mesafesi sayesinde daha geniş bir iç mekan hacmine kavuşmuş.
Özellikle farların üzerine bir kaş gibi çizilen gündüz farları da aracın kalite hissini arttırıyor. Yan ve arkada da dinamik bir görünüm sergileyen otomobilin kalın C sütunları parlak siyah kaplamasıyla bu dinamik tasarıma önemli katkı sağlıyor. Tamamen yeni bir platform üzerinde inşa edilen otomobilde daha fazla alan yaratmak için aks mesafesi es-
kisine göre 45 milimetre uzatılarak toplamda 2570 mm’ye ulaşmış. Yeni i20, 1892 mm kombine ön ve arka bacak mesafesi ve 301 litrelik bagaj kapasitesiyle B segmentinin en geniş hacimli modelleri arasına adını yazdırıyor. 4035 mm. uzunluğa, 1734 mm. genişliğe ve 1474 mm. yüksekliğe sahip araç, artan boyutlarıyla cömert bir kullanım alanı sunuyor.
Hyundai i20, 301 litrelik bagaj hacmi de sınıfının en yüksek değerleri arasında yer alıyor.
C segmentinde görmeye alıştığımız bir dizi donanım özelliğin barındıran Yeni i20, viraj içlerini aydınlatan statik dönüş farları, yokuş kalkış destek sistemi ve ESP’nin daha etkin kullanımını sağlamak adına kullanıcı tepkilerini yönlendiren Araç Stabilite Yönetim Sistemi’yle (VSM) öne çıkıyor. Yukarı doğru hareket eden panoramik cam tavan istendiği zaman tamamen açılarak yine sınıfında bir 65
SÜRÜŞ İZLENİMİ
66
ilke imzasını atıyor. Yeni i20, sofistike tasarımını ve konforlu iç mekanını üç farklı motor seçeneği ve manuel ve otomatik şanzımanlarıyla destekliyor. Benzinli Kappa motorların yanı sıra ekonomik 1.4 litrelik dizel motor da Yeni i20’de görev alıyor. Yeni nesil i20’nin sürüş deneyimi de geliştirilen özellikler arasında yer alıyor. Sürüş keyfi artırmak adına ayarlanan süspansiyonlar, Avrupa yollarında test edilerek geliştirilmiş. Alp Dağları’nın zorlu virajlarında sayısız testlere tabi tutulan Yeni i20, Güney Fransa’da güneşin yakıcı ışıkları alltında gözlemlenmiş. Ayrıca aracın
i20’nin çift renkli ön paneli ve koltukları kalite algısının önemli ölçüde yükseltiyor. 67
SÜRÜŞ İZLENİMİ
Hyundai i20 1.4 AT STYLE+
Silindir hacmi Maksimum güç Maksimum tork Son hız 0-100 km/s Şanzıman Aks aralığı Boyutlar (uz./gen./yük.) Ağırlık Bagaj hacmi Tüketim (ş.dışı/ş.içi./ort.) Emisyon (CO2) Fiyat
1368 cc 100 HP - 6000 d/d 134 Nm - 4000 d/d 170 km/s 9.1 sn 4 ileri otomatik 2570 mm 4035/1734/1474 mm 1154 kg 301 lt 5.3/9.2/6.7 lt/100 km 155 g/km 48.600 TL
dondurucu soğukta neler yapabildiğini görmek için İskandinavya’da da kış testleri gerçekleştirilmiş. Tüm bu testler boyunca Yeni i20, 0 ila 2500 metre arasında irtifalara ve eksi 35 – artı 45 derece sıcaklık farklılıklarına maruz bırakılmış. Otomobil ayrıca Türkiye’de çeşitli yol şartlarında 270 bin km test edilmiş. Aracın kalite hissi veren iç mekanında yükseltilmiş ön konsol, ortasından geçen farklı renkteki yumuşak dokulu kaplamayla da kalite ve güven duygusu uyandırıyor. 301 litre bagaj hacmiyle de beğeni68
Hyundai i20, -35 ve +45 derece sıcaklık değerleri arasında toplam 270 bin km. test edilmiş.
mizi kazanan Yeni i20’de ergonomi açısından sıkıntı yaşanmazken, derinlik ve yükseklik ayarlı direksiyon sayesinde de ideal sürüş pozisyonunu kolaylıkla ayarlayabiliyorsunuz. Yeni i20’de üst donanım paketinde Bluetooth ve navigasyon da kullanabiliyorsunuz. Tüm donanım seviyelerinde USB/AUX girişi sınırsız ise standart olarak sunuluyor. Yeni i20’nin 7’’ dokunmatik ekranlı müzik sistemi sayesinde tek bir dokunuşla eğlenceyle buluşulmuş olunuyor. CD / DVD / MP3 çalar ile
müşteriler ister müzik dinleyebilir, isterlerse film izleyebilirler. Ayrıca Bluetooth ile telefonları Yeni i20’ye entegre edip istenilen müziği dinleyebilir veya telefon görüşmelerini gerçekleştirmek mümkün. Navigasyonu ise güncellemek çok kolay. SD karta bilgisayarınızdan son güncellemeyi yüklemeniz yeterli oluyor. Bu kadar iyi özelliklerden bahsettikten sonra sıra geldi performansa... Test aracımızda yer alan 1.4 litrelik benzinli ünite ve 4 ileri kademeli otomatik şanzıman kombinasyonu açıkçası gerek performans, gerekse
de yakıt tüketimi açısından beni pek fazla tatmin etmedi. Aracın direksiGenel olarak yon tepkileri oldukça başarılı olsa büyük artıları da geçişlerde biraz ağır kalan vites olan araç, ve özellikle de fabrika verilerine göre ne yazık ki sakin kullanımda elde edilen 100 ki1.4 litrelik benzinli lometrede ortalama 6.7 litrelik yamotor ve 4 kıt tüketimi 1.4 litrelik bir motor için ileri kademeli yüksek. Performanslı kullanımda ise otomatik bu oran 8 litreye kadar yaklaşıyor. şanzıman Hyundai’nin otomatik şanzıman ve ile yakıt tüketimi ve yakıt tüketimi arasındaki denge soperformans rununu çözmesi bu kadar yüksek açısından rekabetin olduğu bir pazarda çok bekleneni büyük önem taşıyor. veremiyor. 69
PADOK
GRİNİN ELLİ TONU
M
ümtaz Mahal adının anlamı, “sarayın sevgili süsü”dür. Devanagari, ya da Ercümend Banu Begüm, Hint-TürkMoğol Babür İmparatorluğu’nun 6. hükümdarı Şah Cihan’ın 3. ve en gözde eşi. Adına yapılan Tac Mahal anıt mezarı, tarihin en önemli mimari eserlerinden sayılmaktadır. 7 Temmuz 2007’de New 7 Wonders Vakfı tarafından düzenlenen oylama sonucunda dünyanın yeni yedi harikasından biri seçilmiştir. Hiç şaşırmayın, yadırgamayın ve de öküzün altında buzağı aramaya kalkmayın. İki aylık kış uykusundan sonra, tam da dünya motor sporlarının yeni sezonu başlarken, havaya girmek, ısınmak için bu Tac Mahal girişinden başka birşey olamazdı. Çeşitli ortamlarda, ülkemiz motor sporları konusunda bana yöneltilen sorulara, sevgili Ercan Kazaz’ın şu kısa açıklamasıyla yanıt vereyim: “Dostlar soruyor, neden otomobil sporlarındaki gelişmeler hakkında artık yorum yapmıyorsun diye, geçmişte yaptım da ne oldu? Çalışmaya devam!” Daha ileri gitmeden ve başıma iş açmadan burada keseyim ve konuya kaldığımız yerden gireyim. Formula 1 de kış uykusundan uyananlar arasında. 2015 sezonu 15 Mart’ta Melbourne’da Avustralya GP’si ile başlıyor. İspanya’daki kış testlerini kısmen de olsa takip etmeye çalıştım, ancak nereye baksam karşıma “para”dan başka birşey çıkmıyordu,
70
İspanya’daki ilk test programının en dikkat çeken yönü, McLaren’e geçen Fernando Alonso’nun geçirdiği ve sonrasında birkaç gün hastanede tutulduğu garip kazaydı.
hala da öyle. Paranın nasıl paylaşıldığını incelediğinizde, Formula 1 dünya şampiyonasının yetenek, beceri ve emek konusunda eşit bir yarışma olmadığını görürsünüz. Aslında bu konu yeni değil, eskiden beri süregelen bir sorun. Ancak çok değil, 2006’ya kadar sorun bu denli büyük değildi, ya da dışarıya yansıtılmıyordu. Önce Arrows, sonra Minardi ve nihayet Jordan GP’nin gidişleriyle tablo fazlasıyla değişti. Barselona’daki testler her zaman olduğu gibi bir sis perdesiyle kaplıydı. Herkes kimin ne kadar hızlı olduğuna, en hızlı tur zamanını kimin elde ettiğine bakıyordu. Bu da bana futboldaki skor tabelası anlayışını anımsatıyor. İspanya’daki ilk test programının en dikkat çeken yönü, McLaren’e geçen Fernando Alonso’nun geçirdiği ve sonrasında birkaç gün hastanede tutulduğu garip kazaydı. İspanyol pilot kazadan herhangi bir fiziksel yara almadan, ancak oldukça sarsılmış kurtuldu. McLaren tarafından hiçbir açıklama gelmediği için, kaza hala gizemini koruyor. Tabii bu gibi durumlarda da yine komplo teorileri ağırlık kazanıyor. Bu teoriler oldukça ürkütücüydü. Sorulan soruların neredeyse tamamı yanıtsız kalıyordu. Bu kazanın McLaren’e çıkarttığı fatura ise, doktorların bazı medikal testlere tepki vermemesi nedeniyle kesin uyarıları sonucu Alonso’nun Melbourne’da piste çıkamayacak olmasıydı. Avustralya’da Jenson Button’a geçen yılki takım arkadaşı Kevin Magnussen’in eşlik
Poyraz Savcı p.savci@gmail.com
“Dostlar soruyor, neden otomobil sporlarındaki gelişmeler hakkında artık yorum yapmıyorsun diye, geçmişte yaptım da ne oldu? Çalışmaya devam!
edeceği açıklandı. 12 gün süren kış testleri sonucu şu temel noktalar ortaya çıktı: otomobiller geçen yıla oranla çok daha hızlı (örneğin; geçen yıl Barselona’da en hızlı tur zamanı 1:25.232 iken, bu yıl 1;22.792 oldu). Bu yılki testlerde genel olarak Williams ve Ferrari en hızlı otomobiller olarak ön plana çıkıyor. Lastikler de geçen yıla oranla bazı ufak yapısal farklılıklarla daha dayanıklı. Bu arada, Kuzey İrlandalı enerji firması OVO’nun finansan desteğini alan Manor F1 takımı, 10. takım olarak Melbourne’da yarışacağını açıkladı. Manor F1, modifiye edilmiş 2014 şasileri ve geçen yılın sonunda kullanılan Ferrari motorlarıyla Avustralya’da sahneye çıkacak. Marussia’nın yerini alan Manor F1 şu ana kadar bir pilotunu açıkladı: Will Stevens. Sporun olmazsa olmazı; “Para” Yukarıda, Formula 1’de paranın paylaşımından söz etmiştim. Özellikle geçen yıl küçük takımları kıskacına alan bu sorun çözülemedi ve yeni sezonun açılış yarışı öncesi nakit akışlarında yaşanan sıkıntılar sürüyor. Bazı takımların ısrarlı taleplerini gözönüne alan Bernie Ecclestone da, FOM’un Mart sonunda yapacağı ödemeleri öne aldı. 2014 sonunda, ödül olarak takımlara verilen paraların eşitsizliğinden ve hakkaniyetsizliğinden kamuoyu önünde sesli olarak şikayet eden For-
Yeni sezonun açılış yarışı öncesi nakit akışlarında yaşanan sıkıntılar sürüyor. Bazı takımların ısrarlı taleplerini gözönüne alan Bernie Ecclestone da, FOM’un Mart sonunda yapacağı ödemeleri öne aldı.
ce India’ya daha sonra Lotus ve Sauber de katıldı. Geçen yılki klasman şöyle oluşmuştu: 1. Mercedes, 2. Red Bull, 3. Williams, 4. Ferrari, 5. McLaren, 6. Force India, 7. Torro Rosso, 8. Lotus, 9. Maurissia, 10. Sauber, 11. Caterham Sisteme göre ilk beş takım deveyi hamuduyla götürüyor, diğerleri ise kalanı paylaşıyor. Geçen yıl yaşanan nakit akışı zorlaması sonucu Caterham spordan tamamen çekilmek zorunda kaldı. Maurissia ise Manor F1 tarafından satın alındı, ancak yeni sezona ne zaman gireceği tartışmalıydı. Anlaşılan Ecclestone’un ödemeleri öne çekmesi Manor F1’e de yaramış olacak ki Melbourne’da piste çıkma kararı aldılar. “Ana Gemi”nin koruması altında olan ve Max Verstappen ile Carlos Sainz JR gibi iki paralı çaylağı alan Torro Rosso ise hiç tartışmalara girmiyor. Sauber, Kasım’da açıkladığı GP2 Serisi mezunları olan “paralı” pilotlarının (Marcus Ericsson ve Felipe Nasr) sponsorlarının ön ödeme yapmaları nedeniyle biraz rahat görünüyor. Formula 1’in ticari kontrolünü 1980’lerin başında ele geçiren Ecclestone, bu “ön ödeme” konusunu isteksiz de olsa birkaç kez kullanmak zorunda kalmıştı. Bunun dışında tüm ödemeleri “el altından” ve sınırda yapıyordu. Bu nakit akışı kuralından alttaki takımların yeni sezonda nasıl etkilenekleri ciddi bir merak konusu olacak...
71
İLGİYLE OKUDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİZ ŞUBAT 2015 TARİHLİ 58. SAYIMIZ 76 BİN 247 KEZ İNDİRİLMİŞTİR