DOĞA’DA KAYBOLMAK: YERÜSTÜ VE YERALTI

Page 1

DOĞA’DA KAYBOLMAK: YERÜSTÜ VE YERALTI Hemen hemen birçok insanın başından doğa da kaybolma hikayelerini duymuşsunuzdur. Ben de burada doğa sporlarından biri olan mağaracılık bakış açısıyla, hem yerüstünden hem de yeraltından birer hikaye aktarmak isterim. Genelde mağaracılık da iki türlü gezi düzenlenir. Birisi yüzey araştırmasıdır, yani potansiyel bir bölgeye gidilir ve haritalar yardımı ile yürüyerek mağaralar tespit edilir. Bir de, varolan, bilinen fakat araştırılmamış veya araştırılması bitirilmiş mağaralara çeşitli etkinlikler için düzenlenen gezilerdir. Zonguldak, Ovacuma, Karlık yaylasına, kışın üç tane Skoda arabayla vardık. Gezinin amacı, Karlık yaylası civarındaki yaylalar da, 25.000 lik harita'da gözüken düden işaretlerine bakmak, yeni mağaralar bulmak ve kışın Karlık düdeni’ne girmekti. Geldiğimiz ilk gün yaylaya varmamız bayağı bir zaman aldı. Tekerlekleri gömecek kadar kar omakla beraber ikinci gün muhteşem bir hava vardı. 1/25.000’lik haritayı inceledikten sonra ben, Osman Demirel, Cenk Borluk, Evren Günay ve Abidin Akbatur, başladık ilerlemeye. Diğer yaylaya geldik, bakındık, birkaç toprak düden haricinde (Düden: Kapalı su havzalarının suyunu çeken su delikleri, bazıları toprakla tıkalıdır)birşey bulamadık ama çok güzel vakit geçirdik. Güzel güneşli hava yavaş yavaş bulutlu bir havaya dönüştü ve inceden inceden kar yağmaya başladı. Ufak bir konuşmanın ardından geldiğimiz yoldan değil, kesek (Toroslar’da yerel dilde kestirme yol demektir) olacağını düşündüğümüz tepenin üzerinden aşarak gitmeye karar verdik ve tırmanmaya başladık. Fakat tepenin nispeten düz olması giderek bastıran kar, ki sonra yavaş yavaş yağmura dönmeye başlamıştı, ekibin kendi içinde tekrar bir tartışma başlattı. Sonunda, ekibimiz dağdan aşağıya dönüp, geldiğimiz yoldan dönmeye karar verdi. Havanın yavaş yavaş kararması da bu kararda etkili oldu. Dağdan inerken ki halimiz çok komikti. Herkes paldır küldür bir an önce yaylaya inmek için yarı kayarak yarı hoplayarak zıplayarak, binbir emekle çıktığımız dağdan son hızla iniyorduk. Tabii, doğal sonuç, kayanlar ve düşen arkadaşlar, komik bir manzaraydı. Geldiğimiz yöne doğru ilerlemeye başladık fakat gelirken derenin sol tarafından inmiştik şimdi sağ tarafından tırmanmaya başlamıştık. Yağmur yavaştan hızlanmakta, yerdeki parçalı karları eritmekteydi. Tırmana tırmana bir eşiğe geldik. Artık bu noktada, ekip ikiye bölündü. Osman ve Evren sağdan devam etmekte israr ediyor, ben ve Abidin sol cenaptan aşağıya inmemiz konusunda ısrar ediyorduk. Osman’ın ısrarı, yerdeki ayak izine benzeyen yer yer eriyen karlardı. Ayağını eriyen karların yarattığı izin yanına koyup bak bu bizim ayak izlerimiz diyordu, ben de yağmur yağıyor karları eritiyor bu yüzden izler böyle geniş diye iddia ediyordum. Orada, ayrılmaya karar verdik. Normalde ayrılmamalıydık. Elimizde ne varsa bölüştük. Kibritler ve benzeri eşyaları. Evren'in lafını unutmuyorum. O klasik gülüşü ve ıslak pırasa saçları ile "adil bir yarış olsun arkadaşlar" demişti. Helalleştik. Ben ve Abidin, kısa sürede eşiği geçip, aşağıya indik. Yaklaşık 10 dakika sonra karlık yaylasında ilk yayla evini gördük ve tabii hemen Osman'lara gelmeleri için bağırmaya başladık...heyoo Osman heyoo Evren....". Saatler geçti. Biz yayla evinde ısınıp yemeğe başladık. Evde ki diğer arkadaşlar, arabalara atlayıp bütün yayla boyunca farları yakıp, korna öttürdüler.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.