Dünya Kültürlerinde yeraltı ve magara.doc

Page 1

DÜNYA KÜLTÜRLERİNDE YERALTI VE MAĞARA Yazan Ender Usuloğlu1

İnsuyu mağarasõnda turistik olan bölümden turizme açõk olmayan bölüme giden oldukça dar, bol S çizen bir yer var ve ben orada birilerini beklerken, õşõğõm sönmüş halde sõrtõm yerde yüzümden bir karõş uzaklõktaki tavana karanlõkta bakarken, hiç olmadõğõm bir şekilde sakin ve huzurluydum. Acaba neden? Kendimi nerede hissediyordum?. Orada öylece yatarken aklõma, Ilgarini’ne yağmurlu bir zamanda vardõğõmõz, anõtsal büyüklükteki ağzõnõ gördüğüm ve içinde yavaş yavaş ilerlerken, o derinliklerine hükmeden karanlõğõn, sõrtõmdaki tüylerimde ürettiği ürperti geldi. O kadar dar yerde bir şey olmazken, o karanlõğõn bende yarattõğõ ürperti nedendi acaba?. Bu bir tek bana ait duygular mõydõ? Yoksa ben bunlarõ bu dünya’dan göç etmiş ve yaşayan herkesle paylaşõyor muydum?. Evet paylaşõyordum; yazõlõ ve sözlü, insanlõk tarihi boyunca aktarõlan, kültürleri etkileyen, yaşam veren, bugün önümüze Holywood yapõmõ film olarak gelen mitolojilerde de, mağaralar ve yerin altõ her zaman insanlõk için gizemli, sõr dolu bir yer olmuştur. Bu araştõrmam, bir parça olsada, dünya’daki mitolojilerde yer alan yeraltõ ve mağaralarõn nasõl yeraldõğõnõ, bizleri nasõl etkilediğini göstermektedir.

YERALTI VE MAĞARA’NIN ANLAMI KARMAŞA (KAOS) Yeraltõ ve mağaralarõn karanlõğõ, boşluğu ve yalnõzlõğõ, genelde mitolojide karmaşa olarak önümüze çõkar. Karmaşayla beraber kötü ruhlar, üzüntü, yeniden varolma, anõtsal mezarlar gibi kavramlarda kullanõlõr. Mağaralarõn, karmaşaya temsil etmesi, Eflatun’un mağarasõndan, Homer’in Odesa’sõna oradan Kuzey Amerika yerlileri’nin mağaralarõ, kötü ruhlarõn barõndõğõ yer olarak görmesi ve bu ruhlarõn orada tutulmasõ gerektiğine kadar heryerde karşõmõza çõkar. İnsanlõk varolduğundan bu yana, mağaralar, efsanelere kaynak olmuş ve açõklanamayan doğaüstü olaylarõ açõklamak üzere mağaralar çözüm olmuştur. Eski Norveçcede mağara kelimesi “hellir” dir. Cehennemin, ingilizcesi “hell” kelimesinin eski bir İskandinav mitolojisinde yer alan siyah tanrõça “Hel”, gölgelerin kraliçesi’nden türemesi bir tesadüf olamaz. RAHİM VE DOĞURGANLIK Mağaralar birçok kültürlerde, toprakana’nõn rahmi ile ilişkendirilir. Burada tanrõlar ve insanlar, doğar, büyüdüğünde mağaralar bir yaşam alanõna dönüşür ve nihayetinde burada ölünür. Mağaralar ölüler diyarõ ile yaşam arasõnda bir köprü vazifesi görür. O yüzden bazõ kültürlerde, bizde de olduğu gibi, kutsaldõr. Budist tapõnaklarõ genelde bir mağara içinde gelişen kutsal yerlerdir ve burada budist rahipler, dini törenler düzenlerler. Antalya’dan Fethiye’ye doğru giderken, 1

Boğaziçi Uluslararasõ Mağara Araştõrma Derneği üyesi


dağlara yaslanmõş eski Ege uygarlõklarõna ait mağara şeklinde oyulmuş kayamezarlarõnõ görürüz.

TÜRK KÜLTÜRÜ’NDE MAĞARA Türk kültürü’nü taradõğõmõzda karşõmõza mağara ile ilgili iki önemli nokta göze çarpar. Birincisi, Ata Mağarasõ inancõ ve diğeri tabii ki, kurttan türeyiş ve mağaranõn yeniden doğuşa yardõmcõ olmasõ ve korunak vazifesi görmesidir. Özetle, Türk mitolojin’de mağara daha çok toprakana’nõn rahmi, rahim özelliği ile ilintili olarak türeme, yeniden varolma, korunak, ölülerin barõnağõ ve dolayõsõyla kutsal bir mekan olarak görülmektedir. KUTSAL ATALAR MAĞARASI Kutsal Atalar mağarasõnõn günümüzde tam olarak yeri bilinmemekle beraber, yazõlõ kaynaklardan, ki bu genelde Çindir, Asya Hunlarõn, ilkbaharõ karşõlamak üzere, Haziran ayõnda Kağanõn başkanlõğõnda büyük bir tören düzenlenirmiş. Bu kutsal Ata mağarasõ, bütün hun türkleri tarafõndan, özellikle devlet erkanõ ve kamlar, saygõ gösterirmiş. Hunlarda görülen bu ayin ve kutsal mağara, diğer türk boylarõ tarafõndan da sürdürülmüştür. Tabgaç Türkleri, her ne kadar Türk yurdundan uzakta olsalar, bu geleneği, bulunduklarõ yerdeki kayalarõ oyup, mağaraya benzeyen bu yerlerde, geleneği devam ettirmişlerdir. Tabgaçlarla beraber, Kök-Türkler, Uygur Türkleri’de Ata Mağarasõ inancõnõ sürdürmüşlerdir. 748 yõlõnda Kök-Türk devletinin yõkõlmasõ ile “Atalar Mezarlõğõ”nda Türk devletinin başõna Uygur Türkleri geçmiştir. Terhin ve Sine-Usu yazõtlarõnda olay şöyle anlatõlmaktadõr. “It yõlõnda (746) Üç Karluklar kötü düşünüp kaçtõlar. Batõya On-oklara sõğõndõlar; orada onlara tabi oldular..Üç Karluklar, domuz yõlõnda (747), Tokuz Tatarlar, tokuz buyruk, bin komutan ve halk ayağa kalkarak, Köl bilgeye maruzatta bulundular: “Atalarõmõzõn ünü vardõr. Ötüken ülkesi sizde, yönetin” demişlerdir. Tay Bilge Tutuk orada Yabgu atanmõştõr. Ondan sonra sõçan yõlõnda (748), Atalar mezarlõğõnda “Güç, halktõr” denmiş. Halk da “atalar mezarõ sizde, gücün kaynağõ sudur” diyerek ayağa kalkmõşlar ve kağan tayin etmişlerdir.” Bu mezarlõğa/mağara’ya sahip olmanõn aynõ zamanda hükümdarlõğõ perçinleyen bir dinamik olmasõ enteresandõr. TÜREYİŞ EFSANESİ Tukyu (Asena) “Tukyu' larin atalarõ Çinli' lerin (si-hayi) dedikleri batõ denizi sahillerinde otururdu. Komşu hükümdarlardan biri bunlarõn yurdunu basarak, kadõn, erkek, çocuk ve önlerine gelenleri kõlõçtan geçirdi. Bunlardan ancak on yaşõnda bir erkek çocuk kalabildi. Bu da elleri, ayaklarõ kesilmiş olarak bir bataklõğa atõldõ. Çocuk orada açlõktan, yaralarõndan akan fazla kandan ölmek üzere iken, bir dişi kurt gelerek, ona bir parça et getirdi. Kurt her gün böyle yaparak çocuğu besledi. Çocuğun yaralarõ iyileşti. Yaşõ ilerleyince kurt bundan gebe kaldõ. Atalarõnõ öldüren hükümdar bir süre sonra bu çocuğun sağ kaldõğõnõ haber aldõ. Çocuğu öldürmek üzere arattõ, buldular. Hükümdar çocuğun bulunduğu yere birisini gönderdi. Bu adam bataklõğa geldiği zaman çocuğun yanõnda bir kurt gördü, şaşõrdõ. Adam ikisini de öldürmek istedi. Fakat bir tanrõ onlarõ korudu. Kurt çocuğu sõrtlayarak batõ denizinin doğu tarafõna geçirdi. (Kao-cang)


yakõnlarõndakõ dağlardan birinde bulunan mağaraya götürdü. Mağaranõn arkasõnda bereketli bir ova vardõ. Ovanõn her tarafõ yalçõn kayalarla çevrilmişti. Kurt burada sakat delikanlõdan on cocuk doğurdu. Bunlardan biri aile adõ olan (Asena)' yõ aldõ. Bu çocuklar büyüdükleri zaman mağaradan cõkarak civardaki oymaklardan birer kõz kacõrdõlar. Bunlarõ mağaralarõna götürdüler. Bu kõzlarla evlendiler. Birkaç nesil geçince bunlar çoğaldõ. İçlerinden (A-Hien-Se) adlõ birisi başlarõna geçerek mağarada cõkardõ. (Kin-San) dağlarõna giderek yerleştiler, (Cu-Cen) tatarlarõna bağlandõlar. Bu daglarõn tepelerinden biri takya şeklinde olduğundan kendilerine bu anlamda (Tu-Kyu) adõnõ verdiler. Asõllarõna delalet etmek üzere de bayraklarõna bir kurt başõ yaptõlar”2.

DÜNYA KÜLTÜRLERİNİ ETKİLEYEN GERÇEK (VARSAYILAN) MAĞARALAR Literatürü, özellikle internet ortamõnda taradõğõmõzda, bazõ mağaralarõn, yerleri belirlenmiş, günümüzde dünya kültürlerine etki ettiğini görüyoruz. Çok daha detaylõ bir araştõrma, eminim daha çok mağara ortaya çõkaracaktõr. DİKTAEAN Bu mağarada, Yunan mitolojisine göre, Zeus doğmuş ve büyümüş olduğu varsayõlan mağaralardan biridir. Mağara, Girit adasõnda Dikte dağõnda bulunmaktadõr. Turizme açõk olan mağara’nõn tarihi i.ö 200o yõlõna kadar gitmektedir. Mitolojiye gore, Rhea bebeği Zeus’u Kronos’dan bu mağara içinde saklamõştõr. Zeus burada doğmuş, büyümüş ve daha sonra Europa ile burada tanõşmõştõr. Arkeologlar, birçok ikon ve dini semboller açõğa çõkartmõştõr ve özellikle Minoan döneminde dini ve kutsal bir yer olarak tapõnak görevini görmüştür. IDAIAN Bu diğer mağara’da, Psiloritis dağõnda yeralmaktadõr. Yine aynõ şekilde arkeologlarõn yaptõğõ çalõşmalarda birçok dini, seramik ve bronz objelerin çõkmasõ, yine bu mağaranõn Minoan ve Roma dönemindeki önemini göstermektedir. Halihazõrda, mağara turizme açõk değildir ve kazõlar devam etmektedir. MIXNITZ KOGELLUCKEN (EJDERLER MAĞARASI) Bu mağara, Avusturya’da, büyük bir ejdere evsahipliği yaptõğõ ve bu ejderin çok çirkin, korkunç ve büyük yõlanõmsõ bir görüntüsü olduğuna inanõlõrdõ. Mağaranõn içinde çõkan kemiklerden dolayõ çevre insanlarõ tarafõndan ejder’e ait olarak yorumlanõrdõ. 1.Dünya savaşõndan sonra yapõlan fosfat çõkarma işlemlerinde, kemiklerin aslõnda o mağara’da yaşamõş, mağara ayõlarõna (Ursus Spelaeus) ait olduğu anlaşõlmõştõr. Kemikler, Landesmuseum’da sergilenmekte ve mağara turizme açõktõr. Enteresan bir nokta’da, bu mağarada yapõlan ilk araştõrmanõn, 1387 yõlõ gibi bayağõ eskiye dayanmasõdõr. YEDİUYURLAR ESHAF-I KEHF MAĞARASI

2

Kaynakça: www.turan.tc,


Bu mağara, Tarsus-Afşin ilçesinde yer almaktadõr. Hem Hõristiyanlõk, hem de İslam alemi için kutsal bir yerdir. Kutsal olmasõ, yeniden dirilişi simgelediği içindir. “Eshab-Kehf hadisesi Kur'anõ Kerim' de ve diğer semavi kitaplarda Bas-ü badel mevt (Yeniden dirilme) inancõnõn delilleri arasõnda gösterilir. Buna göre; Efsus ya da Yarpuz denilen bir şehirde Dakyanus ( Dakyus ) adõnda bir zalim hükümdar halkõ kendisine ve putlarõna taptõrõrmõş. Allah' õn varlõğõna ve birliğine inanan birkaç genç ise gizlice ibadet ederek bu zalimin buyruğu dõşõna çõkarlarmõş. Bunu haber alan Dakyanus' tan kaçan gençler, kendileri gibi inançlõ bir çobana rastlarlar. Çoban ve Kõtmir adõndaki köpeği de onlara katõlõr. Çobanõn bildiği ve yanõnda su olan bir mağaraya sõğõnan Eshab-Kehf burada uykuya dalarlar Kralõn vezirleri mağarayõ bulurlar. Ancak korkularõndan içeri giremezler. Eshab-Kehf, burada ise çõkamayõp helak olsunlar diyerek mağaranõn ağõzõnõ ördürürler. Eshab-Kehf, bir rivayete göre 309 sene bu vaziyette kalõrlar. Uyandõklarõnda, acõktõklarõndan bahisle içlerinden Yemliha' yõ şehire ekmek almaya gönderirler. Şehirde, Dakyanus zamanõndan kalma para ile alõşveriş yapmak isteyen Yemliha' dan şüphelenen halk, onu mahkemeye çõkartõr. Mahkemede halini anlatan Yemliha, delil için kalabalõğõ mağaranõn olduğu yere getirir. Ancak, mağarada kendisini bekleyen arkadaşlarõnõn korkabileceğinden bahisle içeriye yalnõz girip onlara durumu anlatacağõnõ söyleyerek ayrõlõr ve sõr olup gider. Bu olay, zalim Dakyanus' tan yüzyõllarca sene sonra Allah' a inanmakla beraber ahirete ve yeniden dirilmeye inanmayan halk için müthiş bir mucize olur. Devrin kralõnõn dualarõ da böylece kabul olmuş olur. “ 3

YERALTI VE MAĞARA TANRI(ÇA)LARIMIZ VE YARATIKLARIMIZ AVAIKI, YERALTI KRALI, POLONEZ MİTOLOJİSİ Polonez mitolojisine gore, Avaiki, Miru tarafõndan yönetilen yeraltõdõr, birçok tünellerden, mağaralardan ve salonlardan tanrõlar tarafõndan oluşturulmuştur. AKTUNOWİHİO, ÇEYEN Çeyen mitolojisinde, Aktunowihio, toprağõn, yani yeraltõnõn ruhudur. BARBERGAZİ Fransa ve İşviçre dağlarõnda, mağaralarda yaşayan küçük gõnomlardõr. Diğer gõnomlardan farkõ büyük ayaklarõdõr. Buda onlarõn karda yürümesini ve hatta kaymasõnõ kolaylaştõrõr. Saçlarõ donmuştur o yüzden bazen buzdan sarkõtlara benzer. Ağaç seviyesinin altõna hiçbir zaman inmezler. BUBUS Mağaralarda yaşayan ufak macaristanlõ bir yaratõk. CAMAZOTZ, MAYA Maya mitolojisindeki, yarasa tanrõsõdõr. Hizmetçileri, kan içen ve istediği an yarasaya dönen insanlardõr. Yarasa burada, geceyi, ölüm ve kurban sunmak ile ilintilidir. Camazotz efsanesi, Meksika, Guatemala ve Brazilya’da bir zamanlar var olan büyük kan içiçi yarasalardan türediği varsayõlmaktadõr. 3

Kaynakça: www.yediuyurlar.com


DWARF Mitolojide, yaşayan cüce insancõklardõr. Genelde yeraltõnda, mağaralarda yaşarlar. Normalde insanlara karşõ çekingen olsalarda insanlar için bazen ufak işler yapabilirler. DRACS Draklar mağaralarda yaşarlar ve nehir boyunda çamaşõr yõkamaya gelen kadõnlarõ beklerler. Daha sonra kendilerini kadõnlara ulaştõrabilmek için altõn yüzüğe dönüştürürler. ECHIDNE, LİBYA Libya mitolojisinde, Echidne, yarõ güzel kadõn yarõ yõlan bir yaratõkdõr. Ölüm ve yeraltõ tanrõçasõdõr. ELİLEİTHYİA Homer’e göre, Elileithyia, doğum sancõsõ tanrõçasõ’dõr. Girit’teki Amnisos’ta mağara’da doğmuştur. Oldukça popular bir külte sahip olan tanrõça, Amnisos’ta ki mağarada bulunan bir dikitin biçimi, tanrõçanõn vucüt biçimine benzetilir. GAUNA, BOTSWANA Botswana’da yaşayan kabilelerin mitolojisinde, Gauna, ölümdür, ruhlarõn lideridir. Yeraltõnda yaşar ve devamlõ olarak yerüstüne canlõlarõ yakalamak için çõkar. HADES, YERALTI HAKİMİ, YUNAN VE ROMA MİTOLOJİSİ Ölülerin diyarõ, persofon ve plüto tarafõndan hükmedilen yerin altõnda, yaşayanlardan uzakta, Styx denilen nehirin yaşayanlardan ayõrdõğõ diyar. Hades’e izinsiz giriş yapmaya çalõşan ruhlar, Cerberus diye adlandõrõlan köpek tarafõndan engellenir. HANS HAGEN Bohemya, Prag, Çekoslavakya’da ki mağaralarda ikame eden, II. Dünya savaşõn’da ölen SS veya Alman askerinin hayaletidir. Bazõ Alman fanatiklerine göre savaşmaya devam eden o bir kurt-adamdõr, bazõlarõna göre ölen bir Alman askerinin üniformasõnõ giymiş bir suçludur. Zaman zaman adam öldüren ve ikame ettiği bazõ mağaralarõn belli bölümlerini çökerten birisidir. LAİNO Bask kültüründe sis’in insanlaşmõş halidir ve genellikle mağaralarda saklanõr. LJANAS Kuzey İspanya kültürüne göre, Ljanas, mağaralarda tamamen çõplak yaşayan, uzun göğüsleri olan kadõn yaratõklardõr. Göğüsleri o kadar uzundur ki, yürüyebilmek için


göğüslerini omuzlarõnõn üzerinden arkaya atmak zorunda kalõrlar. Gürültülü ve hõrslõdõrlar, devamlõ olarak yemek için bakõnõrlar ve izinsiz evlere girerler. Tehlikeli değildirler ama can sõkarlar. MARI, YERALTI KRALİÇESİ, BASK, İSPANYA Mari, Bask geleneklerindeki en belirgin mittir. Şüphe götürmeyecek şekilde çok güzel bir kadõndõr, Mari. Toprağõn derinliklerinde yaşar, zaman zaman yerüstüne çõkar ve dağdan dağa dolaşõr. Gün õşõğõ ile kömürü altõna, altõnõ kömüre dönüştürür. Hiçbir şekilde yaşayan bir canlõyõ, yaşadõğõ mağaraya yaklaştõrmaz. NDARA, SULAWESI ADASI Sulawesi adasõ mitolojisinde, yeraltõ tanrõsõdõr. NERGAL, MEZOPOTAMYA Nergal, Babil yeraltõ tanrõsõdõr. Daha çok yaşamdaki riskler ve belirsizlikler ile ilintilidir ve genelde ölüm getirir. NYMPHS Doğa’nõn ruhudur. Ağaçlarda, çayõrlarda, mağaralarda dağlarda ve denizlerdedir. RATİ-MBATİ-NDUA, FİJİ Fiji mitolojisinde, ölüm getiren yeraltõ tanrõsõdõr. Büyük kanatlarõ vardõr ve elleri yoktur. POLYPHEMUS Poseidon ve Thoosa’nõn oğludur. Yarõ insan olan polyphemus, çok iri olup, alnõnõn ortasõnda tek gözü olan canavarlardandõr. Sicilya’nõn uzak bir kõsmõndaki mağaralarda yaşadõğõ varsayõlõr ve insan eti dahil olmak üzere çiğ et yerler. SEDNA, ESKİMO Sedna, Eskimo kültüründe, yeraltõ metresidir. TEJU-JAGUA, GUARANİ Guarani mitolojisinde, Teju-Jagua yedi kopek kafalõ koca bir kertenkeledir. Mağaralarõn efendisi ve meyvalarõn koruyucusudur. THARDID JIMBO, AVUSTURALYA Thardid Jimbo, Avustralya mitolojisinde, mağarada yaşayan yedi fitlik bir devdir ve her sabah avlanmak için mağarasõndan çõkar. TUONELA, FİNLANDİYA


Tuonela, Fin mitolojisinde, hastalõklar ve ceset yiyen canavarlarõn yaşadõğõ yeraltõdõr. TROLL İskandinav mitolojilerinde, troll’ler çirkin, kötü ve insanlõğa düşman yaratõklardõr. Bir insan’dan çok daha büyük ve güçlüdür. Mağaralarda yaşarlar, sadece geceleri avlanmak için çõkarlar ve günõşõğõna rast gelirlerse, taşlaşõrlar. İnsan eti yemeyi çok severler. YHI, YERALTI HAKİMİ (ABORJİN), AVUSTURALYA MİTOLOJİSİ Yhi, rüya’da uyuyan tanrõça, çõplak bir dünyaya uyanõr. Tanrõça, õşõk yayar. Yürüdüğü yerlerde, bitkiler ve çiçekler açar. Mağaranõn derinliklerine girdiğinde, şekilleşmeye çalõşan ruhlarõ sezer ve onlarõ yaratõr. Mağara’da sevinç ve õşõk bõrakarak ayrõlõr. Yalnõz, Yhi tanrõçasõnõn anatomi ile alakasõ pek olmadõğõ için, yarattõklarõnõn hareket kabiliyetleri yoktur; ayak yok, el yok, kanat yoktur.

KAYNAKÇA: 1. Encyclopedia Mythica 2. www.mythglinks.org 3. www.shortopedia.com 4. www.answers.com 5. www.buber.net 6. www.fas.org 7. www.showcaves.com 8. www.cavespirit.net 9. The Magic Of Caves by Walter Wright Arthen, İnternette yayõnlanan makale 10. Mystical Caves Used Throughout Mythologhy, İnternette yayõnlanan bir makale, www.studyworld.com 11. www.nevruzbaba.com 12. “Eski Türkler”, L.N.Gumilev, Selenge yayõnlarõ, Istanbul, 2002.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.