ÇAYYOLUHABER www.cayyolu.com.tr
ÜCRETSİZDİR
MART/2010 • YIL:1 • SAYI:3
CHP Ankara Milletvekili Yılmaz ATEŞ:
ÇAYYOLU İLÇE OLSUN...
Yılmaz Ateş: Gökçek’in Ankara’ya en büyük ihaneti metroyu bitirmemesidir. Gökçek’in vizyonu yok. Çünkü rant gözlerini kapatmış. Her şeye rant olarak bakıyor.
Yaşamkent: Yaşanılması Zor Kent Villalar bölgesinde kanalizasyon şebekesinin bulunmaması nedeniyle birçok villada fosseptik çukurları bulunmaktadır.
Kaldırımı Olmayan Bölge Çayyolu Köyü Yaya kaldırımları, şehirlerin yaşam kalitesini gösteren en önemli detaylardan biridir.
Merhaba ÇAYYOLU HABER YIL: 1 SAYI: 3 MART 2010 YAYINCI ÇAYYOLU HABER GAZETESİ SAHİBİ OĞUZHAN KORKUT ÇETİN SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ NECMİ GÜVEN GÜNGÖR YAYIN KURULU OĞUZHAN KORKUT ÇETİN NECMİ GÜVEN GÜNGÖR GÜNER ÇETİN KAAN CANATAK ESRA G. HELVACI PELİN AKSOY KAAN YİĞİT DİZGİ-GRAFİK-TASARIM ÇAYYOLU HABER BASKI - CİLT YORUM BASIN YAYIN SAN. LTD. ŞTİ. İvedik Organize San. Bölgesi Matbaacılar Sitesi 35. Cadde No:36-38 Yenimahalle - ANKARA Tel: 0312 395 12 21 YAYIN MERKEZİ ENGÜRÜ SİTESİ KIŞLALI SOKAK NO: 80 ÇAYYOLU – ANKARA HABER MERKEZİ (0312) 240 71 08 (0555) 370 57 97 - (0532) 568 81 58 REKLAM reklam@cayyolu.com.tr (0532) 445 44 68 - (0506) 595 71 15 ELEKTRONİK POSTA bilgi@cayyolu.com.tr AYLIK, YEREL, SÜRELİ YAYIN ÜCRETSİZ ISSN 1309-3398
www.cayyolu.com.tr
Editör yazısı, en zor kaleme alınan ve güçlükle yazılan birkaç yazıdan birisidir. Sil baştanlar ile geçen birkaç müsvettenin ardından nihayet yerini alır editör yazıları. Yazımı hazırladığım anlarda talihsiz bir açıklama geldi AKP Kahramanmaraş Milletvekilinden; “Fişlemek”. Düşünce ile İzlenen yol arasındaki uyumu hemen ortaya koymuştu bir tek kelime. Cunta, Ordu, Yargı derken zihniyetleri bir balon köpüğü gibi patlayıverdi “fişlerken”. Bu milletvekiline, kendi partisinden bir cezai yaptırım gelmez ise, parti olarak aynı düşüncede hareket edildiği izlenimi oluşacağını söylemek isterim bu köşeden. Mart sayısını oluştururken gelen haberler arasından seçim yapmakta oldukça zorlandık. Yazarlar Kurulu toplantımız çok çetin geçti bu ay. Mart sayısında hangi haberlerin konacağı konusunda zorlandık. Belki de bizim açımızdan en güzel ve önemli olay ise, TRT tarafından davet edilmemizdir. Hak etiği yere hızlı adımlarla ilerleyen Çayyolu Haber Gazetesi, TRT tarafından da fark edildi ve 25.Şubat.2010 tarihinde Fulya Akbuga’nın yapımcısı ve sunucusu olduğu “ŞEHRİN NABZI” programına davet edildik. Bu ay, CHP Ankara Milletvekili Sayın Yılmaz Ateş ile Çayyolu’nun geçmişi ve geleceği üzerine söyleştik. Yaşamkent’te nüfus arttıkça sorunları bir bir ortaya çıktığını gördük, dergimizin içinde ilgiyle okuyacağınızı tahmin ediyoruz. Şubat sayısında pazarın çok pahalı olduğundan söz etmiştik ve yayınımız ses getirdi. Sayın Fethi Yaşar ile pazarı beraber gezdik. Çayyolu içerisinde kronik hal alan yaya yolları ve kaldırımların olmayışını yine Yenimahalle Belediye Başkanı Sayın Fethi Yaşar ile birlikte gezdik ve vatandaş bu konuda ne diyordu? Nabzını tuttuk. Semtimizdeki çöp bidonları, daha sevimli olanları ile sessiz sedasız yer değiştirmeye başladı. Bu ay bölgemizdeki çok özel bir okulla özel bir söyleşi yaptık, ilginizi çekeceğini umuyorum. Okur katsayımız 5,09. Son sayfamızdaki çalışmayı ilgiyle okuyacağınızı umuyorum. Bir dergimiz 5 kişi tarafından okunuyor. Gururluyuz. Saygılarımla.
guven@cayyolu.com.tr
N. Güven GÜNGÖR
Editörden
ROPÖRTAJ
Bölge Milletvekilleri ile Söyleşiler - 1
Çayyolu’nun Sorunları Ankara’nın batı gelişme aksı olarak imara açılan Çayyolu bölgesinde başlangıçta kooperatiflere arsa tahsisi ile başlayan kentsel gelişme süreci, ilerleyen zaman içerisinde çevre yolu bağlantılarının tamamlanması ile güneyde İncek, kuzeyde Ballıca, batıda ise Temelli’ye doğru uzanan büyük bir yerleşim biriminin oluşumunu sağlamıştır. 1968 yılından itibaren şehirleşme ve yapılaşmaya açılan Çayyolu bölgesi yaklaşık 450 site, 60.000 konut, 220.000’i aşan nüfusu ile plan çevresinde gelişen çağdaş konut alanları, kamu hizmet yapıları, sağlık kurumları, ticaret merkezleri, 7 üniversite ve 2 askeri birliği ile pek çok ilimizden daha büyük bir nüfusa sahiptir. 1980’lerde imarlaşma ile beraber ivme kazanan Çayyolu, bugün siyasi rantlara kurban edilen, sorunlarına bir türlü çare bulunmayan bir yerleşim yerine dönüşmüştür. Çayyolu Haber Gazetesi olarak Çayyolu’nun sorunlarını bölge milletvekillerimize ilettik ve onların bu konudaki görüşlerini aldık. Bu sayımızdan itibaren bölge milletvekillerimizle yaptığımız bu röportajları Çayyolu Haber Dergisinde izleyebilirsiniz.
2
www.cayyolu.com.tr / MART 2010
CHP Milletvekili Yılmaz Ateş Korkut Çetin: Sayın Yılmaz Ateş, Çayyolu bölgesi olarak en önemli sorunumuz Çayyolu’nun ilçe olamaması. TBMM’ye verdiğiniz yasa önerisi Genel Kurul gündemine alınması oylandı. CHP ve ANAP’ın lehte oy kullanmasına karşın öneri AKP milletvekillerinin karşı oy kullanmasıyla reddedildi. Böylelikle Çayyolu’nun ilçe olması bir başka bahara kaldı. Bu konuda neler söyleceksiniz? Yılmaz Ateş: Son yıllarda tüm dünyada gözlenen başlıca eğilim, merkezi idarenin yetki, görev ve sorumluluklarının yerinden yönetim birimlerine aktarılması ve paylaştırılması yönündedir. Bu durum hizmetlerin en yakın yönetim biriminden sağlanması, verimlilik, hizmet kalitesinin artması, ekonomik kalkınmada yerel dinamiklerin harekete geçirilmesine kadar geniş bir alanı kapsamaktadır. Bu güne kadar gelen genel ve yerel iktidarların Ankara vizyonu olmaması bizi bu günlere getirdi. Ankara’da bu gün itibarıyla 25
ROPÖRTAJ oturan çevre sakinlerinin eğlence alanı ve lunapark tesis edilerek hizmetlerine sunulması için Belediyeye bir dilekçe verdiklerini iddia etti. Bu konudaki düşüncelerinizi de alabilirmiyim? Yılmaz Ateş: AKP iktidarı nasıl yandaş medya yarattıysa burada da hayali bir yandaş halk yaratmıştır. Büyükşehir Belediyesine sorun bakalım? Bu dilekçeyi kaç kişi imzalamış? Bu kişilerin isimleri nedir? Adresleri nedir? Açıklasın. Böyle bir talep varsa ve bu çoğunluksa tabiî ki değerlendiririz. K.Ç: Sayın Ateş, Çayyolu’nun bir çilesi de ulaşım konusu. EGO otobüslerinin azlığı, metronun bitirilememesi Çayyolu halkı için büyük bir sorun olmaya devam ediyor. Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?
ilçe mevcut fakat var olması gereken 30 ilçe. Eğer bu düzenleme yapılırsa başta halkımız olmak üzere idari yapı da rahatlayacak. Çayyolu, Temelli, Batıkaent, Hasanoğlan gibi yerleşim yerleri ilçe olursa birçok sorun da çözülecek. Çağlar boyunca temel ilke; hizmetin vatandaşın ayağına gitmesi olmuştur. Çayyolu’nun bağlı olduğu Yenimahalle Belediyesi ile de arasında çok büyük uzaklık bulunmaktadır. Bu nedenle belediye Çayyolu’na hizmet üretmekte zorlanmaktadırlar. Yenimahalle İlçesi ile Çayyolu, harita olarak da birbirinden kopuktur. Bu modern şehircilik anlayışına terstir. Bugün Çayyolu Türkiye’nin 81 ilin 50’sinden fazlasının nüfusuna sahip. Çayyolu hızla gelişen bir bölge, Çayyolu için lokal çözümler çözüm olamaz. Çayyolu’nun ilçe olması konusunda hazırladığımız yasa teklifi AKP’nin oyları ile red edildi. Verilen teklifle AKP Pursaklar’ı ilçe yaptı ama Çayyolu’nu ilçe yapma konusunda RED oyu kullandı. AKP şunu açıklasın? Hangi ölçüt, hangi kıstaslar Pursaklar için geçerli oldu da bu ölçüt ve kıstaslar Çayyolu için uygulanmadı? Bu uygulama siyasi rant yaklaşımı sonucudur. AKP ezici çoğunlukla parlamentoda kaldığı sürece Çayyolu’nu ilçe olası zordur. CHP iktidarında Çayyolu mutlaka ilçe olacaktır.
Yılmaz Ateş: Gökçek’in Ankara’ya en büyük ihaneti metroyu bitirmemesidir. Gökçek’in vizyonu yok. Çünkü rant gözlerini kapatmış. Her şeye rant olarak bakıyor. Buradaki rant anlayışı kendisine, toplumsal projelerde halk için bir şey yaptığı yok. 16 yıldır AKP zihniyeti Ankara’yı esir aldı. 16 yıllık süre içerisinde Ankara’nın ana ulaşım planına göre her yıl 5 kilometre uzunluğunda raylı sistem yapılması gerekiyor. Yani 90 kilometre raylı sistem yapılması gerekiyordu. Ama bırakın 90 kilometreyi 9 metre bile raylı sistem devreye sokulmadı. Her iki seçim öncesinde de Sayın Başbakan Ankaralılara ‘Bu dönem bitiriyoruz’ sözünü verdi. 8 yıldır AKP tek başına iktidar olmasına rağmen daha tek metrelik metro yapmadı. Sözünü tutmadı. Bu nedenle Ankaralıların hem Başbakan Erdoğan’a hem de Gökçek’e sorması lazım. Bu aldatmaya son verilmesi gerekiyor. K.Ç: Sayın Ateş, metro sizce ne zaman biter? Yılmaz Ateş: Ankara metrosu Melih Gökçek belediyeciliğinin iflasının simgesidir. Ankara’da nereye gitseniz her yerde ‘Metronuz hayırlı olsun’ yazısı var. Bu çukurlardaki tabelalar Gökçek’in belediyecilik anlayışının iflasıdır. Ana caddelerdeki ithal ağaçlara 500 milyon $ bulan Gökçek, Ankara metrosuna 1.3 milyar $ bulamaması Ankara halkına ihanettir. K.Ç: Sayın Yılmaz Ateş söyleşi için teşekkür ederim.
K.Ç: Sayın Ateş, biliyorsunuz Çayyolu’na Lunapark yapılması konusunda Ankara Büyükşehir Belediyesinin bir kararı var. Bu konuda neler söyleyeceksiniz? Yılmaz Ateş: AKP hak ve hukuktan, halkın iradesinden, demokrasiden bahsediyor. Ama ne hukuk tanıyor ne de demokrasiyi biliyor. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’e sormak lazım? Halk iradesinden bahsediyorsunuz, o zaman hodri meydan, koyun referandum sandığını ortaya, Çayyolu halkına sorun bakalım? Bölgeye Lunapark mı istiyor? Yoksa Demokrasi meydanı mı? Çağdaş ülkelerin modern şehirlerinde meydanlar mevcutken, Ankara’da meydan kalmadı. Halkın tepkisine rağmen lunapark yapacağım diye tutturmak halka ihanettir. K.Ç: Sayın Ateş, geçen ay muhabirimizin ulaştığı bir belgede, Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı, 11.12.2009 gün ve 3635–5898 sayılı yazısı ile Ümitköy’de
MART 2010 / www.cayyolu.com.tr
3
ROPÖRTAJ ısrarla lunapark istemiyoruz dediği halde, Sayın Gökçek’in lunapark yapma konusundaki ısrarının altında başka sebepler aramak lazım. Halka rağmen lunapark yapacağım diyorsa burada ya rant var, ya da Çayyolu halkı cezalandırılmak isteniyor. Bir Belediye Başkanının halkın ezici çoğunlukla istemediği bir şeyi yapmaması lazım. Gökçek oradaki insanların neye ihtiyacı varsa onu hizmet olarak götürmesi gerekir. Melih Gökçek’e sormak lazım;’ Hangi yönetici istenmeyen bir projeye sahip çıkabilir?’ K.Ç: Sayın Akıncı, Çayyolu’nun bir çilesi de ulaşım konusu. EGO otobüslerinin azlığı, metronun bitirilememesi Çayyolu halkı için büyük bir sorun olmaya devam ediyor. Bu konudaki düşüncelerinizi de alabilirmiyim?
CHP Milletvekili Zekeriya Akıncı Korkut Çetin: Sayın Zekeriya Akıncı, Çayyolu bölgesi olarak en önemli sorunumuz Çayyolu’nun ilçe olamaması. TBMM’ye verilen yasa önerisi Genel Kurul gündemine alınması oylandı. CHP ve ANAP’ın lehte oy kullanmasına karşın öneri AKP milletvekillerinin karşı oy kullanmasıyla reddedildi. Böylelikle Çayyolu’nun ilçe olması bir başka bahara kaldı. Bu konuda neler söyleceksiniz? Zekeriya Akıncı: Biz İlçe olmayı hak etmiş bölgelerin İlçe yapılmasına karşı değiliz. Ama ilçe olabilecek bölgelerde siyasi hesaplar yapılmaktadır. Bu tavır devlet adamlığına ve siyasi ahlaka yakışmaz. Hepsi bizim insanımızdır. 200 bin nüfusu geçen Çayyolu bölgemiz çoktan ilçe olmayı hak etmiştir. Çayyolu halkına bu mücadelelerinde her zaman destek verip, yanlarında olduk. Bazı siyasi kaygılarla Çayyolu`nun ilçe olmasını engellemeye çalışanların da halkın iradesi karşısında nasıl siyasal yaşamımızda kimi yerleşim merkezlerini il, kimilerini ilçeye dönüştürdüğümüzü biliyoruz. Ama Çayyolu farklı. Burada herhangi bir siyasi amaç yoktur, Çayyolu’nun ilçe olması bir ihtiyaçtır. Bölgenin ilçe olabilmesi için pek çok yasa teklifi verilmiştir. Fakat nedense AKP hükümeti bu konuda çekimser davrandı. Ankara Milletvekilleri Lagos’ta balık yerken verdikleri sözlerde ‘Elimizden geleni yapacağız’ dediler. Ancak oylamaya gelince verdikleri sözleri unuttular. Oysa Çayyolu ilçe olmayı çoktan hak etti. Bu tür gerekçelere ihtiyaç duymadan gelişim doğrultusunda önü açık olan yörede insanlar yetersiz hizmet alıyorlar. Çayyolu’nda yaşayan insanların sağlık, eğitim, güvenlik, yol sorunu vardır. Çayyolu’nun ilçe olması yaşamın getirdiği bir zorunluluktur. Çayyolu ilçe olmayacaksa neresi ilçe olacak sormak lazım? Çayyolu ekonomik olarak, coğrafi olarak, nüfus olarak ilçe olmayı hak ediyor. CHP iktidarında Çayyolu mutlaka ilçe olacaktır. K.Ç: Sayın Akıncı, biliyorsunuz Çayyolu’na Lunapark yapılması konusunda Ankara Büyükşehir Belediyesinin bir kararı var. Bu konuda neler söyleyeceksiniz? Zekeriya Akıncı: AKP iktidarı Ankara’da meydan kültürünü öldürdü. Tandoğan meydanı, İstasyon meydanı, Kızılay meydanı ve daha bir çok meydan bu iktidar döneminde yok edildi. Lunapark konusunda da Melih Bey’i anlamak mümkün değil. Çayyolu Halkı 4
www.cayyolu.com.tr / MART 2010
Zekeriya Akıncı: Metro Çayyolu için bir ihtiyaç. Modern ülkelerde toplu taşım raylı sistemle yapılıyor. Metro kentlere huzur getirir. Ankara’nın toplu taşım konusunda bir an önce metroya kavuşması gerekir. Melih Gökçek Çayyolu metrosunu bir an önce bitirmesi gerekiyor. Yapamadığı metronun sorumluluğunu hükümetin sırtına yıkarak sorumluluktan kurtulamaz. Hattın yapımına 2002 yılında başlandı. 8 yıldır süren çalışmalar kapsamında 9.3 kilometre uzunluğundaki hat da henüz tamamlanamadı. AŞTİÇayyolu hattının yaklaşık 4 yıl önce 2006 yılında hizmet vermeye başlaması gerekiyordu. K.Ç: Sayın Akıncı, sizden son olarak Çayyolu için genel bir değerlendirme alabilirmiyim? Zekeriya Akıncı: Çayyolu, iyi eğitimli, kültürlü insanların olduğu bir bölge. Ankaralılar artık şehrin kalabalığından uzaklaşmak daha kaliteli ve güvenli bir yaşam sürmek için bu bölgeye akın ediyorlar. Tüketim kültürü açısından değerlendirdiğimizde daha çok yeni olmasına rağmen Çankaya ile benzerlikler taşıyan, sosyo-ekonomik seviyesi yüksek bir yer diyebiliriz. Yeni yolların yapılması ve yeni yerleşim yerlerinin gelişmesiyle birlikte önce residental yani konut amaçlı gelişim başladı, ardından sosyal beklenti arttı ve birbiri ardına restoranlar, mağazalar, spor ve sağlık merkezi gibi sosyal mekanlar açıldı ve açılmakta. Çayyolu, son on yılda hızla gelişti ve gelişmeye devam ediyor. K.Ç: Sayın Zekeriya Akıncı söyleşi için teşekkür ederim.
HABER
YAŞAMKENT; Yaşanılması Zor Kent C
umhuriyet’in Başkenti Ankara son 16 yıldır aynı Belediye Başkanınca yönetilmektedir. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı’nın, kente ve kent planlamaya bakışı, ne yazık ki, kente olumlu katkılar sunan bir yaklaşım değildir. Ankara, uzunca yıllar üst ölçekli bir planı olmadan, mevzi/parçacı planlar ile gelişmiştir. Bu mevzi planlarla ve plan değişiklikleriyle gelişmenin sonucu olarak Ankara’da gereğinden fazla imarlı alan üretilmiştir. Bu imarlı alanlar üzerindeki gelişmeler, bu nedenle düzensiz ve dağınıktır. Bu biçimde bir kentsel saçılma, sürdürülmesi güç bir altyapı gereksinmesini yaratmaktadır. “Plansızlık” belki de Ankara’nın son 16 yılını anlatmak için kullanılacak en açıklayıcı kavram olabilir. Öyle ki, yapılan parçacı planların çok büyük bir kısmı dava konusu olmuş ve büyük bir çoğunluğu da mahkeme kararları ile iptal edilmiştir. Bir başka deyişle yapılan uygulamaların yanlışlığı yargı önünde ispatlanmıştır. Sonunda, 1/25.000 ölçekli Başkent Ankara Nazım İmar Planı, ancak İçişleri Bakanlığı’nın da zorlamasıyla 16 Şubat 2007 tarihinde onaylanabilmiştir. Yaşamkent, lüks konutların olduğu bölge Çayyolu’nun mahallelerinden birinin adı da Yaşamkent Mahallesi’dir. Çayyolu bölgesinin devamı niteliğinde olan Yaşamkent, Eskişehir Yolu’nda Başkent Üniversitesi’nin karşısında yer alan bölgedir. Genellikle yüksek apartmanlar şeklindeki binalarda, geniş konforlu daireler ile yüksek gelir seviyesine sahip müşteriler tarafından tercih edilmektedir. Son yıllarda lüks konut siteleri çok ilgi görmüştür. Lüks konutlardan oluşan siteleriyle, imarlı villa arsaları ile son yıllarda artan talebi ve yeni başlayan ve inşası süren lüks projeleri ile son bir yıldır çıkışını yavaşlatmış olsa bile önümüzdeki dönemin en popüler bölgesi olmaya aday olan bölgenin sorunları da sürmektedir.
Yolların çoğu bozuk 1973 yılında Ziraat Bankası Mensuplarının ağırlıkta olduğu bir kooperatifin satın aldığı arsalardan oluşan bölgeye, 2002 yılında yüzde 40 yoğunluk verilerek imar geçirilmiştir. Fakat o günden bu güne kadar bölgenin birçok yerinde kanalizasyon şebekesi yapılmamıştır. Bölgeye ulaşım sağlayan birçok yolun halen bozuk olmasının yanında bölgede toplu taşım araçlarının da azlığı önemli sorunlardan biridir. Bölgenin birçok yolu yağışlı havalarda çamur, kuru havalarda da toz bulutu içindedir. Villalarda fosseptik çukurları var Villalar bölgesinde kanalizasyon şebekesinin bulunmaması nedeniyle birçok villada fosseptik çukurları bulunmaktadır. Konuyla ilgili olarak görüşlerine başvurduğumuz bölge emlakçılarından Taşkınlar Emlak sahibi Cemal Taşkın, bölgenin sorunlarını bize şu şekilde anlattı; “Biz buraya İstanbul’dan on yıl önce geldik. Bu bölgeyi seçerken arazi yapısına, ulaşımın kolay oluşuna, bölgenin sosyal yapısına göre bu bölgeyi tercih ettik. Buraya geldiğimizde bölgede ilk Onur Sitesi vardı. Buralar son birkaç yılda çok gelişti. Bu bölgenin ana arterlerinde doğalgaz, su ve PTT şebekesi var. Ama en büyük sorunumuz bölgede kanalizasyon şebekesinin olmaması. Birçok yatırımcı arsa alıp villa yaptırmak istiyor fakat alt yapıdaki bu sorun yüzünden cesaret edipte arsa almıyorlar” dedi. Büyükşehir Belediyesinin bu bölgeyi ihmal ettiğini söyleyen Taşçı, “Bölgede 5 bin parsel var. Konun önemini bildiğimiz için Büyükşehir Belediyesine başvurarak bölgenin alt yapısının bir an önce yapılmasını istedik. Ama Büyükşehir Belediyesi bizi hiç dikkate almadı.” dedi. “Biz üvey evlatmıyız? İşçi çalıştırıyoruz, hizmet veriyoruz ama Büyükşehir Belediyesinden hizmet alamıyoruz. Bu nasıl Belediyecilik anlayışıdır?” diyen Taşçı, Büyükşehir Belediyesinin buradan oy almadığı için yatırım yapmadığını da savundu. MART 2010 / www.cayyolu.com.tr
5
HABER Ulaştığımız hiçbir birim bizimle ilgilenmiyor Görüşlerine başvurduğumuz bölge sakinlerinden Naci Özgür muhabirimize şu değerlendirmelerde bulundu; “ Bizler Büyükşehir Belediyesinden hizmet alamıyoruz. Yollarımızda elektrik aydınlatması yok, alt yapı yok, araç yolları bozuk. Seçimden önce göstermelik olarak buralara yollar açtılar, seçim bitince bir daha görünmediler. Açtıkları yollar çamur içinde.” dedi. Bölge sakinlerinden İlkay Işın Türe ise,” Yenimahalle Belediyesi imkânları ölçüsünde Yaşamkent’te yatırım yapıyor. Fakat biz Büyükşehir Belediyesinden hiçbir yatırım alamıyoruz. Seçimlerden önce buralara iş makinelerini getirip göstermelik bazı yolları yaptılar, seçimler bitince bir daha buralara uğramadılar.” dedi. Büyükşehir Belediyesi bizleri cezalandırıyor Yaşamkent Mahallesi sakinlerinden Yıldırım Köktaş görüşlerini şu şekilde ifade etti.”Bürokrasilerde, yönetim ekip ile yürütülmektedir. Konular, sorumluluklar, yetkiler, tecrübe, birikim ve ihtisaslaşma ile ilgili olarak dağıtılarak yürütülür. Ancak, tek kişilik bir yönetim anlayışının gözlendiği Ankara Büyükşehir Belediyesi yönetiminde, her işin altından Başkan’ın bizzat kendisi çıkmaktadır. Oy almadığı bölgeye yatırım yapmayan Gökçek, adeta bizlerden öç alırcasına buralara yatırım yapmıyor. Büyükşehir Belediyesi bizleri cezalandırıyor.” Sorun bir tane değil ki Birkaç ay önce Hürriyet Gazetesine de yazdığını söyleyen İlhan Şanver, “İki, üç aydır Superonline şirketi Yaşamkent-Çayyolu’nda yolları boydan boya kazıyor ve fiberoptik hat döşüyor. Ancak, kazdığı yollara asfalt (ya da beton) dökmeden toprakla kapatıp gidiyor.Örneğin; MESA Yonca II önü, İşköy Sitesi önü bu şekilde. Kazılan yollardaki çukurlar kazalara neden oluyor. Ortalık çamurdan geçilmiyor. Buna bir çözüm kim bulacaksa bir an önce bulması lazım.” dedi. Bölgenin su sorunu da başka bir sorun Hürriyet Gazetesi yazarı Yalçın Bayer’e yazdığını da söyleyen Nuriye Toraman bölgede yaşadığı sorunlarını şu şekilde anlatı;
6
www.cayyolu.com.tr / MART 2010
“Yaşamkent mahallesinde Ağustos 2008’de 210.000 TL. ödeyerek ev satın aldım. Ancak satın aldığımız günden beri evin çeşitli sorunlarıyla uğraşmaktan bıktım. Biz evi alırken iskân ruhsatı alınmış olmasına rağmen şehir şebeke suyu bağlanmamıştı. Fakat gerek müteahhit firma gerek emlakçı bunun geçici olduğunu şehir suyunun 6 aya kadar bağlanacağını ifade ettiler. (Çünkü iskân ruhsatı verilmişti ve biz bir anda burasının Türkiye olduğunu böyle şeylerin olabileceğini düşünemedik.) Tankerlerle su getirilip
HABER babasının Güneydoğu’dan hemşehrisi!) O bölgeye asla şebeke suyu bağlanmaz diyorlar. Bağlatmak isterlerse hane başına 5.000 TL gibi bir paranın ASKİ’ye yatırılması gerekirmiş. Özel hat çekeceklermiş. O bölgeden AKP’ye oy çıkmadı asla hizmet gelmez. Şeklinde her gün binlerce şey duymaktayız. Tabi bu arada evdeki kombi ve diğer tesisat kirli sudan sürekli arızalanmakta ve her ay ortalama 100 TL bakım onarım masrafı vermekteyiz. Bütün tesisat kireçli sudan tıkanmış durumda sifonlar çalışmıyor. İçme ve yemek yapımında kullanılan su da ayrıca satın alınmaktadır. Yeni ev insanın keyifle yaşayacağı bir mekân olarak düşünülürse biz 19 aydır işkence çekmekteyiz. Bu durumu bir türlü kabullenemiyorum. Bizim durumumuzda bir sürü daha site var ve herkes aynı sorunlarla boğuşuyor. Cihazlar zamanla kullanılmaz hale gelirse bunu sorumlusu kim olacak? Konu evleri yapıp satmak olmasın depoya veriliyor ve ordan evlere su basılması işlemi yapılıyordu. Evi aldığımız 2 yılı geçti hala su yok. ASKİ’den eşimin tanıdıkları
insanlara şu partili bu partili diye değil bu ülkenin vatandaşı olduğu için ve hizmet alması gerektiği için hizmeti götürsünler.” dedi.
vasıtasıyla yaptığımız araştırmada su projesinin hazır olduğunu ancak öncelikli bazı yörelere su verildiğini söylediler. Oralarda çalışmalar bittiğinde (Sincan) eğer başka taraf (torpilli) çıkmazsa
ASKİ: Ayrımcılık yapmayız
bize gelebileceklerini söylediler. Etraftan aldığımız duyumlara
Nuriye Toraman hanıma ASKİ Genel Müdürlüğü danışmanı,
göre tankerlerle kuyu suyu getiren şirketler Büyükşehir Belediye
Çevre Mühendisi Nurullah Said Yeken bir açıklama göndermiş.
Başkanı Sayın Gökçek’in oğluna aitmiş. (Belki de ortak, belki de
Açıklama aynen şöyle; “Çayyolu Yaşamkent Mahallesi yeni bir yerleşim yeridir. Şehir içerisinde imar yolları olan ve ana iletim hatlarından besleyebildiğimiz yerlere hızlı bir şekilde şebeke kurulabilmektedir. Ancak Yaşamkent’in yeni bir yerleşim yeri olmasından ötürü imar yolları henüz tamamlanmamış, depo, pompa ve iletim hattı ise bulunmamaktaydı. Genel Müdürlüğümüz bu mahalleye öncelikli olarak 2500 metreküplük iki su deposu ve 3 üniteli bir pompa istasyonu yapmıştır. Bu inşaatlar yeni tamamlanmıştır. İmar yolları açık olan SW4 ve SW5 zonlarındaki yerlerin şebekeleri tamamlanmıştır. Eksik olan iletim hattı ve dağıtım şebekesinin ise projesi tamamlanmış ve imar yollarının açılmasını müteakip inşaatlarına kısa süre içinde başlanacaktır. 2010 yılının ortalarında bu mahallenin tüm içme suyu çalışmaları tamamlanmış olacaktır.”
MART 2010 / www.cayyolu.com.tr
7
HABER GÜNCEL
Çayyolu’nun Nabzını Tuttuk
Ç
ayyolu Haber ekibi TRT Ankara Radyosu’na konuk oldu. Fulya Akbuga’nın* hazırlayıp sunduğu ‘Şehrin Nabzı’ programında yoğun bir dinleyici katılımıyla Çayyolu’nun sorunları tartışıldı. Çayyolu Haber Dergisi Genel Koordinatörü Korkut Çetin ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Güven Güngör’ün konuk olduğu ve sıcak bir sohbet havasında geçen programda iki saat boyunca, sadece Çayyolu konuşuldu. Sohbet, Çayyolu Dergisi’nin ortaya çıkış hikâyesiyle başladı. Derginin ilk iki sayısının başarısı, zengin içeriği, logo ve renk tasarımı, yazarları ve internet sitesi anlatıldı. Ardından Çayyolu’nun sorunları ve Çayyolu halkının beklentileriyle ilgili telefon bağlantıları gerçekleştirildi, dinleyici soruları yanıtlandı.
konu edildi. Gelen telefonların ortak noktası ise, arayan dinleyicilerin her birinin Çayyolu’nda oturmaktan ne kadar mutlu olduklarını, üstüne basarak söylemesiydi. Sohbetin sonunda Çayyolu’ndaki tüm sorunların semt sakinlerinin gayretleriyle aşılacağı, Çayyolu Haber’in ve cayyolu.com.tr internet sitesinin de bunda büyük katkısı olacağı bir kez daha vurgulandı ve bu kez Çayyolu’nun nabzını tutan ‘Şehrin Nabzı’, Çayyolu Haber ekibini tekrar ağırlama ve bir sonraki programda Ankara’yı konuşma sözüyle kapanışını yaptı.
Çok sayıda ve farklı konularda soruların geldiği programda en fazla değinilen konu ‘Çayyolu Metrosu’ oldu. Korkut Çetin ve Güven Güngör, metronun Çayyolu semti için bir gereklilik olduğunu ve 2011’de çalışmaların tamamlanmasını umduklarını anlatırken, bazı semt sakinlerinin, Çayyolu’ndaki kalitenin korunması adına ve kalabalığın artması endişesiyle metroyu istemediklerine de değindiler. Çayyolu’nun ilçe olması yönündeki talepleri dile getiren Çetin ve Güngör, şehir dışından gelen yolcuların, Çayyolu’na servis olmaması nedeniyle yaşadıkları zorlukları da aktardılar. Bu konularla ilgili Çayyolu Platformu Başkanı İlhan Tezel de programa telefonla katıldı. Programda, dinleyicilerin soruları ve tespitleri doğrultusunda Çayyolu’na yapılması gündeme gelen Lunapark’la ilgili görüşler de aktarıldı ve Çayyolu halkının ne kadar duyarlı olduğu, semtteki istenmeyen faaliyetlere karşı kısa sürede organize olarak tepkilerini dile getirdiği, bu anlamda pek çok derneğin ve sivil toplum kuruluşunun görev yaptığı ifade edildi. Ankara’nın diğer semtlerindeki örgütlenmelerinin de bu kadar etkili olmasının şehirdeki işleyişi ne kadar değiştireceği vurgulandı. Programda ayrıca bazı sokakların karanlık olması, sokak köpeklerinin başıboş gezmesi gibi konular dinleyiciler tarafından
8
www.cayyolu.com.tr / MART 2010
FULYA AKBUGA KİMDİR? Fulya Akbuga, 1977 yılında Ankara’da doğdu. İlk-orta-lise öğrenimini T.E.D. Ankara Koleji’nde yap . 1998 yılında Ankara Üniversitesi İle şim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nden mezun oldu. ODTÜ Sosyoloji bölümünde master derslerini tamamladı. Şu an ‘Radyo İLEF’ olarak yayın yapan ‘Radyo Radyo’da ilk mikrofon deneyimini yaşadı. 1996–1998 yılları arasında Capital Radio’da DJ olarak çalış , Hürriyet Gazetesi Ankara bürosunda muhabirlik stajı yap . Radyoculuk haya na Radyo Odtü’de devam eden Akbuga, bu arada televizyon dünyasına adım a ; TRT’nin farklı kanallarında ve Kanal B televizyonunda çeşitli programların yapımında ve sunumunda görev alan Akbuga, radyoculuktan hiç kopmadı ve uzun yıllar Radyo Odtü’de Eği m Koordinatörlüğü görevini yürüterek bu alanda yoğun eği mler de verdi. Şu an Radyo Odtü’de ‘Fulya’yla Dünya Turu’ programını hazırlayan ve 105.6 TRT Ankara Radyosu’nda ha a içi her gün yayınlanan “Şehrin Nabzı” adlı programın yapımcılığını ve sunuculuğunu üstlenen Fulya Akbuga, her gün 13:00–15:00 saatleri arasında canlı yayında Ankara’nın farklı kesimlerinden, değişik meslek gruplarından, güncel etkinliklerle ya da sadece kent yaşamıyla ilgili konularda renkli konuklar ağırlıyor ve kendini ‘gerçek bir Ankaralı’ olarak tanımlıyor. Uzun süredir Çankaya’da oturuyor ancak birkaç yıl içinde Çayyolu’na taşınmayı planlıyor.
GÜNCEL HABER
Kaldırımsız Bölge; Çayyolu Köyü Y
aya kaldırımları, şehirlerin yaşam kalitesini gösteren en önemli detaylardan biridir. Nasıl ki caddeler üzerinde trafik akışının sağlıklı, kesintisiz ve düzgün işlemesi gerekir ve istenirse; yaya kaldırımları da bir şehrin önemli göstergeleridir. Yeni gelişmekte olan bir kentin herhangi bir bölgesinde, bir caddesinde veya sokağında kaldırım olmaması sık rastlanan bir durumdur. Fakat Başkent Ankara’nın lüks semtlerinden biri olan Çayyolu’nda kaldırımı olmayan bir bölgenin olması inanılır gibi değildir.
Osmanlı imparatorluğunda bile kaldırım vardı. Osmanlı İmparatorluğunun Başkenti olan İstanbul’dan birkaç örnek verecek olursak konu daha iyi anlaşılacaktır. Ahmet Refik’in Hicri On Birinci Asırda İstanbul Hayatı adlı, 1935 basım tarihli kitabın 13. sayfasında, 17. yüzyılda İstanbul’da kaldırımların ve sokakların temiz tutulmasına dair bir padişah fermanı ile ilgili
bilgiler vardır. On Altıncı Asırda İstanbul Hayatı adlı, 1935 basım tarihli başka bir kitabının 61. sayfasında ise; İstanbul’da vakıf dükkânların önlerindeki kaldırımların tamirine dair bir ferman bulunmaktadır. Gene aynı kitabın 67. sayfasında kaldırımların tamiratını yapan kaldırımcıların nizamnamesi ve gündeliklerine dair bir ferman yer almaktadır. Eskişehir yolunda var, Çayyolu’nda yok. Ankara Büyükşehir Belediyesinin geçmişten bu yana, en çok para harcadığı işlerden biride kaldırım yapmak olmuştur. Ama Büyükşehir Belediyesi birçok yerleşim yerinin kaldırım sorununu çözerken şehrin en son ihtiyaç duyduğu bölgelere kaldırım yaparak adeta Ankara halkıyla alay etmiştir. Bunlardan en göze çarpanı Eskişehir yoluna değerli taşlarla döşediği kaldırımlardır. Senelerce oy almadığı Çayyolu’nu ihmal eden Büyükşehir Belediyesi, Çayyolu’na yatırım yapmamsıda ayrı bir sorundur.
MART 2010 / www.cayyolu.com.tr
9
HABER durumdaki kaldırımların değiştirilmesinin oy vermeyen semtleri cezalandırmak veya rant aşkından başka mantıklı bir açıklamasını düşünemiyorum.” diyor. Son üç yılda 5 kişi öldü
Bizde kaldırım yapmakta amaç hizmet değil eş dost zengin etmek Çayyolu Köyü içindeki yolların ve caddenin kaldırımsız olması senelerdir sorun olmuş fakat nedense hiçbir Belediye bu konuya çözüm üretmemiştir. Konuyla ilgili yaptığımız araştırmalarda bu konudan birçok vatandaşın dertli olduğunu gördük. Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Çayyolu Köyünde esnaflık yapan Kemal Önal’a göre, “Bizde kaldırım yapmakta amacın hizmet değil eş dost zengin etmek olduğunu bilmeyen yok. Bugün Ümitköy’den Eskişehir yoluna çıkışta kaldırımlar yeni yapıldı. O kaldırımlar belki de Ankara’nın en sağlam kaldırımları. Bu kaldırım işine sinir oluyorum. Kırk yılda bir yaya geçen yollara en alasından granit taşlarını döşüyorlar, sırf görüntü olsun diye; ama esas yapılması gereken yerler ise ihmal ediliyor.” dedi. Yine Çayyolu köyü sakinlerinden Halit Apaydın’a göre Çayyolu Köyü içinde kaldırım olmaması birçok kazaya da davetiye çıkarıyor. Bu bölgede yollarda kaldırım olmamasından dolayı birçok üzücü olay yaşandığını belirten Apaydın, “Çayyolu Köyü bu konuda çok ihmal edildi, senelerdir kimse bu konuya çözüm bulmadı” diyor. Hasan Öz ise, “Yeni semtlerde kaldırım bile yokken var olan ve sağlam
10
www.cayyolu.com.tr / MART 2010
Çayyolu Köyü’nde kaldırım olmaması konusunda görüşlerine başvurduğumuz çevre esnafının verdiği bilgilere göre, bölgede kaldırım olmaması nedeniyle son üç yılda beş kişinin trafik kazası sonucu hayatını kaybetmiş. Yine çevre esnafına göre, Çayyolu Köyünde kaldırımların olmaması birçok vatandaşa da zor anlar yaşatıyormuş. Buraya alışverişe gelen birçok vatandaş köyde kaldırım olmaması sonucu otomobillerin arasından zorlanarak alışveriş yaptığını söyleyen köy esnaflarından Hasan Öz; “Sorunun bir an önce çözülmesi hem esnafı hem de vatandaşı rahatlacak” diyor. Yenimahalle Belediye Başkanı soruna el attı. Çayyolu Köyü içindeki yollarda kaldırım olmaması konusundaki soruna çözüm üreten Belediye Başkanı Fethi Yaşar geçtiğimiz günlerde Çayyolu Köyünü ziyaret ederek konu hakkında şu bilgileri verdi. “Çayyolu Köyü içinde insanların yürüyüş yolu için kontrollerimizi yapıyoruz. Burada ciddi düzenlemeler yapacağız.” dedi. Köyün camini göstererek,” Burası köyün meydanı ama bir bakın yaya-ların yürüyebileceği kaldırım yok. Biz Yenimahalle Belediyesi olarak birkaç ay önce Ümitköy tarafından köyün girişine kaldırım döşemeye başladık. Şimdi yapacağımız çalışmalarla da bu bölgede ciddi düzenlemeler yapacağız.” Konuyla ilgili Yenimahalle Belediyesinden Müdürlerle Çayyolu Köyü içinde incelemelerde bulunan Yaşar, bölge esnafının da konu hakkındaki şikâyetlerini dinledi. Kaldırım yapılırken özürlüler unutulmasın. Konuyla ilgili olarak görüşlerine başvurduğumuz semt sakinlerinden Gözde Hülağü, “Kaldırımlar yapılırken özürlüler ve
HABER
bebek arabaları için iniş çıkış yerleri unutulmasın.” dedi. Mehmet Emin Uyanık ise, “Köye yukarıdan girişte özellikle dolmuşlar hız yapıyor. Nasıl kaçacağımızı bilemiyoruz. Kaldırım olmaması bizleri çok korkutuyor.” dedi. Halil Özbay ve Orhan Batu ise karşıdan karşıya geçişlerde çok zorlandıklarından şikâyet ettiler.
Konu hakkında araştırma yaparken görüştüğümüz emekli trafik polisi Mustafa Bayraktar kaldırımın olmadığı ya da kısıtlandığı alanlarda dikkat edilmesi gerekenleri bize şöyle anlattı, “Özelikle iki küçük yerleşim yeri arasındaki taşıt yollarında bazen kaldırım olmaz ve yolun hemen yanlarında dar banketler bulunabilir. Şaşırtıcıdır ve ne yazık ki bazen şehir ya da kasabanız içinde de böyle caddeler bulunabilir. Bazen de ağabey ve ablalarınız araçlarını kaldırım üzerine park etmişler ve sizlere yürümek için çok sınırlı bir yer bırakmışlar, bazen onu bile unutmuşlardır. Ne yapacak-sınız? Öncelikle bu tür yolları kullan-mamanızı söyleyeceğiz. Mutlaka kullanacaksanız ya da birden böyle bir durumla karşılaştınız? Yolunuz her iki tarafında da siz yayalara ayrılan imkânlar birbirinin aynı. Yani sağ, soldan daha güvenli değil. Hemen yolun soluna geçin ve
yolun sol tarafındaki, kaldırım ya da banketleri kullanın. Böylelikle yürürken karşıdan gelen trafiği görme ve olası tehlikelere biraz önlem alma şansınız olacaktır. Düşünün sağda yürürseniz, arkanızda gözünüz yok ki, gelen araçları fark edebilesiniz! Çocuklar, gençler. Biliyoruz, ülkemizde yaygın değil ve şimdilik bulunmuyor. Ancak bakarsınız yakında satılabilir. Yaya reflektör-lerinden söz ediyoruz. Bunlar üzerle-rine gelecek ışıkları yansıtacak özel-likte, giysinize takılabileceğiniz küçük parçalardır. Hani bazen, bisikletlerimizin tekerlerine taktığınız şeyler gibi. Özellikle alacakaranlıkta ve gece yürürken bu tür reflektörlerin, sürücülerce fark edilmenizde çok etkili oldukları bilinmektedir. Uygulayabileceğiniz, bir diğer basit önlemde yine karanlıkta, ışığı daha fazla yansıtan sarı vb. renkli giysi ya da ceketleri giymektir.Kaldırımların bulunmadığı yerlerde trafiğin akışına ters yönde yürüyün ve karşıdan gelen araçlara dikkat edin. Yıllardan beri kaldırımı olmayan bir şehirde yaşadık.Son yerel seçimlere yaklaşırken sağolsun eski belediye başkanımız kaldırımları yaptırmış medeni bir şehrin vazgeçilmez bir unsuru olan kaldırımların olmadığı bir şehir olduğudur.
MART 2010 / www.cayyolu.com.tr
11
GÜNCEL
Çayyolu’na Mini Terminal Geliyor Geçen sonbahardan bu yana Çayyolu bölgesinde şehirlerarası otobüslerin indirme-bindirme yapmasının yasaklanması nedeniyle yaşanan mağduriyet, Ankara Büyükşehir Belediyesi Belediye Meclisi nin 08.02.2010 tarih ve 328 nolu kararı ile son buluyor. Şehirlerarası otobüslerin Ankara’ya girişlerde indirme-bindirme yapmak için durmalarının yasaklandığı tek kent girişi olan Çayyolu bölgesi sonunda müjdeli haberle sevindi. Çayyolu halkı cezalandırıldı Aylar önce alınan karar sonucu şehirlerarası otobüslerin Ankara’ya giriş yaparken yolda yolcu indirme-bindirme yapmadıkları tek Ankara girişi olan Eskişehir yolunda yaşananlar birçok sivil toplum kuruluşu tarafından protesto edilmişti. Ankara Büyükşehir Belediyesinin Çayyolu bölgesinde ikamet eden birçok vatandaş yaşattığı bu mağduriyet ‘Çayyolu halkı cezalandırıyor’ yorumlarına yol açmıştı. Geçen ay, Ankara Büyükşehir Belediye Meclis’inde ayrıca şehirlerarası otobüslerin kent girişinde indirmebindirme yapabilmesinin önünü açacak bir projenin hazırlanmasına da ilişkin bir karar alındı. Çayyolu’ndaki kapatılan mini terminal konusuna ilişkin tartışmalar yaşansa da, Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek otobüslerin yolcu indirme ve bindirme işlemini yapacağı otoparkların kurulma fikrini kabul etti. Başkan Gökçek, mevcut terminalin yoğunluğu kaldırdığını ve herhangi bir sorun olmadığını belitti. CHP ve MHP’li meclis üyelerinin ısrarlı talepleri üzerine, şehrin beş ana girişine, Büyükşehir Belediyesi’ne ait ANFA’nın işletmeci otoparkların yapılması kararı alındı. Gökçek Çayyolu’na terminal istemiyor Çayyolu’nda terminal yapılaması teklifini de konu alan önergeyi de değerlendiren Başkan Gökçek teklifi eleştirerek AŞTİ’nin Ankara’nın ihtiyaçlarını karşılayabildiğini ve hiçbir sorun olmadığını öne sürdü. Çayyolu’na terminal yapıldığı takdirde Ankara’nın diğer bölgelerinde de bu talebin meydana gelebileceğine dikkati çeken Gökçek, Çayyolu’na terminal yapılmasının mümkün olmadığını söyledi. Konuya ilişkin çözüm öne süren Başkan Gökçek, şehirlerarası otobüslerin indirme-bindirme yapabilmesi için şehrin beş ayrı girişine otopark yapılmasını ve işletme yetkisinin ANFA’ya verilmesi teklifini oylamaya sundu. Oy birliğiyle kabul edilen teklif sonucu, Ankara’nın beş ayrı bölgesine otopark şeklinde ceplerin yapılması kararı alındı. Karar Metni
Sn. Başbakan ve Ulaştırma Bakanının açıklamalarına göre 43 ili Başkente bağlayan yolun 223 milyon lira harcanarak oluşturulan yeni düzenleme ile kapasitesi %60 artmıştır. Ankara’nın bir öteki yoğun şehirlerarası giriş çıkış güzergahı; birkaç yerde İstanbul yolu ile de bağlantısı olan Eskişehir yoludur. Çayyolu olarak tanımlanan bu yerden, yerleşim ve sanayi yapılanması Temelli’ye kadar uzanmaktadır. Öte yandan; mevcut Şehirlerarası Otobüs Terminali (AŞTİ) kapasitesinin sınırlarına dayanmıştır.
Ankara Büyükşehir Belediyesi Belediye Meclisi 08.02.2010 tarih ve 328 nolu kararı;
Bu durumda; biri Mamak öteki de Ümitköy’de olmak üzere Başkente iki terminal gereksinimi vardır.
Ankara’daki terminal ihtiyacına ilişkin üye Yaşar Çatak’ın önergesi Büyükşehir Belediye Meclisinin 08.02.2010 tarihli toplantısında okundu.
Anılan konuda her iki yöre için gerekli araştırma ve değerlendirmenin yapılmasına ilişkin teklif “Ankara2nın 5 ayrı girişinde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığınca uygun görülebilecek olan yerlerde yolcu indirme ve bindirme konusunda otopark noktalarının tespit edilmesi, işletme şartlarının Büyükşehir Belediye Başkanlığınca tayin edilmesi, bu yerlerin 25 yıllığına ANFA’ya verilmesi tarzında değiştirilerek oylandı ve oybirliği ile kabul edildi.
Konunun komisyona gönderilmeden görüşülüp karara bağlanmasını isteyen Belediye Başkanı İ.Melih Gökçek’in şifahi önerisinin kabulü ile konu üzerinde yapılan görüşmelerden sonra; Başkent Ankara’nın şehirlerarası en yoğun trafiği taşıyan giriş çıkış yollarından; Ankara-Kırıkkale devlet yolu 2x3 şeritli yol ile viyadükten oluşan Elmadağ rampaları 23.01.2010 günü Sayın Başbakan tarafından açılmıştır. Düzenlenen törende Belediye Başkanı Sayın Melih Gökçek’te bulunmuştur.
12
www.cayyolu.com.tr / MART 2010
Meclis Başkanı
Katip
Katip
İ.Melih Gökçek
Mine Lök Beyaz
Hüseyin Günay
HABER GÜNCEL
Yayınlarımız Ses Getirmeye Devam Ediyor Ç
ayyolu Haber Gazetesi yayın hayatına başladığı Ocak 2010 tarihinden itibaren yaptığı her haberde ses getirmeyi başardı. Bu haberlerden biri de 1. sayımızda yayınladığımız “Çayyolu Ankara’nın en pahalı pazarı” haberi oldu. Ocak 2010 tarihinde yayınladığımız haber üzerine kimi çevrelerden eleştiri alırken, birçok vatandaşımızdan da haberimizin ne kadar gerçekleri yansıttığına dair kutlama mesajları aldık. Asıl bizi sevindiren ise yayınımız üzerine Çayyolu Pazarını sık sık denetleyen Yenimahalle Belediye Başkanımız Sayın Fethi Yaşar’ın bizimle beraber Çayyolu pazarını gezmesi oldu. 13.Şubat.2010 Cumartesi günü Çayyolu pazarında denetim yapan Sayın Başkana muhabirlerimiz de eşlik ettiler. Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar Çayyolu pazarını denetlerken pazarcı esnafıyla konuşan Yaşar, Çayyolu sakinleriyle sohbet etti, öneri ve şikâyetlerini dinledi. Çayyolu pazarını gezerken birçok vatandaşla sohbet eden başkana bir vatandaşın “Çayyolu pazarı pahalı” demesi üzerine, Yenimahallelilerin rahat bir şekilde alışveriş yapabilmeleri için pazaryerlerine büyük önem gösterdiklerinin altını çizen Başkan Yaşar, pazarlardaki fiyatları yakından takip ettiklerini söyledi. Yaşar, fiyatların Zabıta ekipleri tarafından düzenli olarak kontrol edildiğini kaydederek, pahalı fiyat yazan esnafların uyarıldığını aktardı. Kıyafetler ve yaka kartı konusuna da değinen Başkan Yaşar, esnafların tek tip mavi gömlek giydiğini ve yaka kartı taktığına vurgu yaparak, düzenli pazaryerleri oluşturduklarını” söyledi.
Yaşar’dan pazara davet Pazarlarda vatandaşların taze ürünleri bulabildiği ve daha uygun fiyatlarda alışveriş yapma imkânı olduğunu hatırlatan Yaşar, ilçe sakinlerinin gönül rahatlığıyla pazarlara gelerek alışveriş yapabileceğini söyleyerek vatandaşları pazarlara davet etti. Pazarda mallar iyi ama pahalı Başkan Yaşar’ın Pazar denetimi esnasında görüşlerine başvurduğumuz semt sakinlerinden Murat Yalçın, pazarın hafta içi bir günde de kurulmasını isterken, Arzu Evyapan, Çayyolu pazarının pahalı olmasından şikâyet etti. Evyapan, “Ben her hafta pazara gelirim, bazen hafta içinde Sıhhiye pazarına da gidiyorum, orası buradan daha ucuz.” dedi. Barış Emregül ise, “ Pazarda mallar iyi ama birçok pazara göre Çayyolu pazarı pahalı, ben emekli bir vatandaşım, Belediye Başkanımızdan bu soruna bir çözüm bulmasını istiyorum.” diyerek görüşlerini belirtti. Soğuk sebze meyve fiyatlarını artırdı
Pazarın bir kısmı üreticiye ayrılacak Çayyolu pazarını denetimini sürdürürken sohbet ettiğimiz Fethi Yaşar, Çayyolu pazarının pahalı olmasına, “Kalite diğer pazarlardan daha yüksek” diyerek açıklama getirdi. Pazarın pahalı olması konusunda yine de bir çözüm bulmaya çalıştıklarını belirten Yaşar, “Pazarı denetliyoruz, birkaç kez daha kontrol etmemiz gerekecek. Bu işlemlerden sonra vatandaşımız için ne gerekiyorsa yapacağız.” dedi. Çayyolu pazarı için yeni çalışmalar içerisinde olduklarını da dile getiren Yaşar, “Halin bir kısmını üreticiye ayıracağız. Bu bölümde üretici ürettiği malı hiçbir aracıya gerek duymadan burada satacak. Bu yöndeki çalışmalarımızda son aşamaya geldi.” dedi.
Konuyla ilgili olarak görüşlerine başvurduğumuz Ankara halinden bir yetkili ise, “Soğuk hava nedeniyle sebze ve meyve fiyatları yüzde 2,2 ile yüzde 48 oranları arasında arttı. Bir de buna AB’nin bazı sebze ve meyvelere getirdiği yoğun denetimin başlaması, Avrupa’da ve Türkiye’de soğuk havaların olumsuz etkisinin devam etmesi sebze ve meyve fiyatlarına olumsuz yansıdı. Hale az miktarda ürün girmesi nedeniyle de sebze ve meyve fiyatlarında önemli miktarlarda artış meydana geldi.” dedi. Aynı yetkili, “Buna göre, kapya biberinin fiyatı yüzde 11,76, ince sivri biberin fiyatı yüzde 23, brokolinin yüzde 26, salkım domatesin yüzde 6,2, taze fasulyenin yüzde 19, kabağın yüzde 3,6, karnabaharın yüzde 23, kerevizin yüzde 20, düz marulun yüzde 48, aysberg marulun yüzde 25, kıvırcık marulun yüzde 6, patlıcanın yüzde 8,6, topak patlıcanın yüzde 25, salatalığın fiyatı ise yüzde 30,4 oranında arttı.” dedi. MART 2010 / www.cayyolu.com.tr
13
YEREL YÖNETİM
Çayyolu’nun Nabzını Tutan Sivil Toplum Kuruluşu
ÇAYYOLU PLATFORMU Çayyolu, başlangıçta planlı toplu konut bölgesi olarak yapılandırılmış, şehir merkezinden uzakta, daha çok kültür birikimi fazla insanların tercih ettiği, sayfiye havasında bir yerleşim birimi haline gelmiştir. Yerleşimin başladığı sürelerden itibaren, alışveriş, ulaşım, banka, belediye hizmetleri vs. konularda ciddi sıkıntılar çeken yöre halkı, kısa süre içerisinde, kültürel - sosyal etkinlikler ile dikkat çekmeye ve adından söz ettirmeye başlamıştır. Bu arada yörede yavaş yavaş açılmaya başlayan derneklerin, bir platform çatısı altında toplanması amacı ile çalışmalar başlatılmıştır. Bu çalışmalar kısa sürede sonuçlandırılmış, Çayyolu’nda kurulmuş olan dernek ve dernek şubelerinin faaliyetlerini güçlendirmek, yaygınlaştırmak ve belirlenmiş ilkeler doğrultusunda eşgüdüm sağlamak üzere; ÇAYYOLU PLATFORMU kurulmuştur. Çayyolu Platformu, hiçbir politik ve ideolojik görüşün uzantısı olmayan, Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğü, milli egemenliği, Atatürk ilkeleri ve laik Cumhuriyetin kazanımları doğrultusunda yürüyen her kuruma eşit yakınlıkta duran bir oluşumdur. Atatürkçü Düşünce D. Tüketici Hakları D. Türk Cerrahi Derneği, Doğal Hayatı ve Hayvanları Koruma D. Yaşlılara Saygı D. Sağlık Tesisleri Yaptırma ve Yaratma D. Türk Üniversiteli Kadınlar D. TESUD, TEMAD, Musiki Dernekleri, Türk Halk Müziği D. T.Omurilik
14
www.cayyolu.com.tr / MART 2010
Felçlileri D. Çayyoluspor gibi 28 Derneği bünyesinde barındıran Çayyolu Platformu, Yenimahalle Belediyesi Kent Konseyi çalışma grupları arasında da çeşitli çalışmalara katılmaktadır. Gençlik şöleni, Cumhuriyet Sanat Festivali ve pek çok kültürel etkinliği gerçekleştirme yanında, sosyal faaliyetlerini de yoğun bir şekilde sürdürmektedir. Ayrıca bölge sorunları konusunda yöre sakinlerince sürekli başvuruda bulunulan ve ilgililerle görüşülerek sorunların çözümlenmesinde önemli rol oynayan bir sivil toplum kuruluşu haline gelmiştir. Eskişehir Yolu Terminali, hastane arsası takası ve meydan-lunapark konuları ile ilgili girişimleri ve basın açıklamaları ile son dönemlerde yankı uyandıran Platformun çabaları ile, Eskişehir yolunda 5 otobüslük bir terminal yapılmasına Büyükşehir Belediyesince karar alınmıştır. Lunapark yapılması planlanan Çayyolu Demokrasi Meydanı ile ilgili olarak da Ankara Barosu’nca açılan dava, Ank.Barosu Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu Bşk. ve Çayyolu Platformu Hukuk Danışmanı Avukat Tayyar Selçuk tarafından takip edilmektedir. Ünü Türkiye sınırlarını da aşarak, artık bir marka haline gelmiş olan ÇAYYOLU PLATFORMU faaliyetlerini toplumla paylaşmak üzere, ücretsiz olarak dağıtılan aylık kültür-sanat-fikir dergisi ÇAYYOLU PLATFORMU’nu çıkarmaktadır.
SOHBET
Çayyolu Semt Birimine Küşat, İmar Harçları ile Yol Katkı Payları İçin Vezne Açılacak Yönetim tarzını “vatandaş öncelikli hizmet” olarak belirleyen Yenimahalle Belediyesi, vatandaşların belediye ile ilgili işlemlerinde sıkıntı çekmemeleri için yeni bir uygulamaya daha imza attı. Vatandaşların küşat, imar harçları ile yol katkı paylarını sıra beklemeden ve belediye binası içinde yorulmadan ödeyebilmeleri için Çayyolu semt birimine yeni vezne açacak. Böylece vatandaşlar işlemleri yaptıkları yerde ödemelerini yaparak hem sıkıntı çekmeyecekler hem de zamandan kazanmış olacaklar. Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, bütün çalışmaların temelinde vatandaş yararını öncelik olarak belirlediklerini kaydederek, “Vatandaşlarımız işlemlerini yaptıkları yerde ödemelerini yapabilecekler. Belediyeler vatandaşa hizmet için vardır. Bu nedenle bütün çalışmalarımızı vatandaşlarımız için zorlaştırmayı değil kolaylaştırmayı hedef alıyoruz” dedi.
Güler yüzlü hizmet Vatandaşların kuyrukta sıra bekleme çilesine son vereceklerini kaydeden Başkan Yaşar, “Vatandaşlarımızın belediye işlemlerini sıkıntı çekmeden gerçekleştirmelerini istiyorum. Bu nedenle işlemlerin yapıldığı aynı yere bir vezne daha açtık. Böylece işlemlerini yapan vatandaş başka bir yere harç ya da vergi ödemek için yorulmayacak. Aynı yerde tüm işlemlerini bitirerek belediyeden en kısa zamanda ayrılacak. Ayrıca işlemleri sırasında güler yüzlü, nazik bir şekilde hizmet alacak. Belediye’den ayrılırken mutlu ayrılacak. Saatlerce kuyruk beklemeyecek” diye konuştu.
Kuyruk çilesine son Başkan Yaşar, belediye içindeki müdürlükleri tek tek gezerek teftişte bulundu. Vatandaşlarla sohbet ederek, hizmetlerden memnun olup olmadıklarını soran Yaşar, çalışanlarına vatandaşa karşı nazik olmaları ve işlemleri geciktirmeden yapmaları konusunda da uyarıda bulundu. Yaşar, “Vatandaşlarımız belediye ile ilgili işlemler için geldiğinde sıkıntıya girmeden eziyet çekmeden işlerini halledebilmeliler. Yenimahalleliler güler yüzle karşılanacak, işlemleri olabilecek en kısa zamanda yerine getirilecek” diye konuştu.
Esra G. HELVACI esra@cayyolu.com.tr
Ona Buna Biraz Dokunduk Önce, işçi memur ve emeklinin maaşına minimum oranda zam vereceksiniz. Sonra temel tüketim mallarının fiyatlarını maaşların artış oranından daha fazla artış sağlayarak alım makasını açacaksınız. İşverenin vergi ve sigorta yükünü artırarak insanların işten çıkartılmalarına neden olacaksınız. Böylelikle işsizlik oranı yüzde 13’ler civarına yükselecek. İnsanların daha az yemek yemesini sağlayacaksınız. Doğalgaz, elektrik, akaryakıt ve su bedellerini otomatik ayarlama adı ve bahanesi ile artıracaksınız. Böylelikle insanların daha az yıkanma ve daha az ısınmalarına neden olacaksınız. Dünyevi görüşleriniz nedeniyle, biraz da tüketim alışkanlıklarındaki yükseklik nedeniyle, her fırsatta Tekel ürünlerine zam üstüne zam yapacaksınız. Fakirleşen halka bu bahane ile yardım adı altında kömür, yiyecek paketleri vereceksiniz. Verdiğiniz kömürler kalitesiz ve kükürt oranı çok yüksek olduğundan onun dumanını soluyan insanları başta akciğer olmak üzere, birçok kanser türünü potansiyel hale getireceksiniz. Yardım paketlerinden son kullanma tarihine yakın veya son kullanma tarihi geçmiş ürün çıkacak ve bu ürünleri, insanların birçok tehlikeli hastalığa yakalanması ihtimaline karşı onlara yedireceksiniz. Evinde doğalgazı olmasına rağmen yüksek fiyatlama nedeniyle insanlar ısınma, yıkanma gibi ihtiyaçlar için kullanamayacak. Doğalgazı ön ödemeli anlaşma gereğince kullanılmasa bile, kullanmış kabul edip, parasını ödeyeceksiniz. Oy toplamak için, bölgede yaşayan nüfuzlu kişilere olanaklarınızı ve devlet imkanlarını açacaksınız. Halkınıza acı çektireceksiniz, onları sadakaya alıştıracaksınız ve utanmadan birde görsel ve yazılı basında milyonların önüne çıkıp, “Bizim kültürümüzde sadaka kültürü zaten mevcuttur” diyeceksiniz ve bunları yaparken de hep, ülke refahı, bağımsızlığı ve ülke çıkarları için yaptık diyeceksiniz. Şimdilerde artık bunlara 7-8 yaşındaki çocuklar bile inanmıyor. Bunları yapmanızın nedenini kendi içinizdeki Kahramanmaraş Milletvekilinin 19.Şubat.2010 tarihinde televizyonlara yansıyan açıklamaları ile öğrendik aniden. İnanmıyoruz artık söylediklerinize ve şimdi size diyoruz ki; HADİ ORDAN. Sevgi ve Saygıyla Kalın MART 2010 / www.cayyolu.com.tr
15
GEZELİM, GÖRELİM Bu ay doğa harikası, Karadeniz’in incisi güzel memleketim Ordu’yu anlatmak istedim. Ankara’dan yola çıktığınızda, Samsun’u geçtikten sonra kıyı boyunca bir yanda deniz diğer yanda yeşillik, Ordu’nun ilçeleri ve Ordu.
Güner ÇETİN
yer de piknik alanı, gezi parkurları, oturma grupları, WC, su mevcut olup yüksek tepeden görünen Melet Çayı’nın manzarası da müthiştir.
guner@cayyolu.com.tr
Bir Başkadır Benim Memleketim
ORDU
Doğa’nın tüm güzelliklerinin sergilendiği rengârenk orman ve deniz, yeşil ile maviliğin birleştiği bir il Ordu. Karadeniz Bölgesi’nin en temiz kumu ve en uzun kıyı şeridine sahiptir. Kıyı şeridinde, dünyada eşine az rastlanır koyları, doğal plajları ve mesire yerleri. Ancak bölgenin yağmuru bol olduğundan kasvetli bir havayla karşılaşmamak için Temmuz ve Ağustos aylarını tercih edebilirsiniz. Ordu’ya 2 km uzaklıktaki Güzelyalı Plajı, Melet ırmağı ile Turna suyu arasındaki kumsallar, Kumbaşındaki kumsal, il merkezine 6–8 km uzaklıktaki Efirli doğal plajı.
Kent merkezine girdiğiniz de ise, çirkin yapılaşmaya gözlerinizi kaparsanız (bütün şehirlerimizde olduğu gibi) Ordu, doğası, sosyal ve kültürel yaşamı ile nispeten korunabilmiş bir Karadeniz kenti. Sahil boyunca uzanan Kordon barları, balık lokantaları, otelleri ile kent fındığa dayalı ekonomiden kurtulup turizm merkezi olmaya niyetlenmiş izlenimi veriyor. Ordu’da kıyıdan ayrılıp dağlara doğru yöneldiğinizde her mevsim yeşil olan doğayla karşılaşırsınız. Köyler dağınıktır. Evler geniş bahçeler içinde birbirinden epeyce aralıklı durur. Bu yerlerden biri de Kurul Kaya Yerleşkesidir. Ordu –Sivas yolu üzerindeki Kurul Kayası, il merkezine 13 km. mesafedeki Bayadı Köyü sınırlarında kurulmuş, sivri bir kaya üzerinde antik yerleşim alanıdır. Tepenin üzerinde yapılan define kazıları sırasında 2 m. kalınlığında duvar kalıntıları ve 250-300 adet merdiven gün ışığına çıkarılmış olup, duvar örgüsü keramik parçaları ve pişmiş toprak çat kiremitleri yoğun olarak İ.Ö. I. IV.yy yerleşim gördüğünü kanıtlar niteliktedir. Bu alanda ana kayanın oyulması ile yapılmış bir sarnıç ve su yolu olduğu tahmin edilen basamaklarla aşağıya inen bir dehliz bulunmaktadır. Tarihi yerleşim yeri olan bu
Kurul Kayasını’da gördükten sonra sıra şimdi yaylalara geldi. Ordu, yaylaları, toprağı, denizi ve insanı ile özel bir doğa bölgesi. Bunlardan biri de Çambaşı Yaylası. Ulubey yoluna girip 2.km’deki Çambaşı levhasını görünce sola dönüp Melet Çayı’nı geçtikten sonra 35.km’de Kabadüz’e ulaşıyoruz. 1-Haziran–30 Eylül tarihleri arasında Ordu-Yayla dolmuş seferleri yapılmaktadır. Ordu İl Turizm Müdürlüğü, ‘sanata, kültüre, turizme, eğitime, bilime ve geleceğe oksijen’ kampanyasında ilin tanıtımı için oksijen simgesi O2’yi kullanma kararı aldı. Müdürlük kentin çok bilinmeyen köşelerini ve oksijen dolu yaylalarını da turizme kazandırmayı amaçlıyor. Bir ay sonra görüşmek üzere Nazım Hikmet’in bir şiiriyle şimdilik hoşcakalın. Memleketim, memleketim, memleketim Ne kasketim kaldı senin ora işi Ne yollarını taşımış ayakkabım, Son mintanım da sırtımda paralandı çoktan, Şile bezindendi. Sen şimdi yalnız saçımın akında, Enfarktinda yüreğimin,
Şehir merkezine 1 km. mesafedeki Kiraz Limanı Karadeniz’in yeşilinin sahile kadar inip denizin mavisiyle buluştuğu, yapılaşmanın yoğun olmadığı (tabii benim çocukluğumda daha çok bakirdi ve otel yoktu) benim en çok sevdiğim bu yer. 16
www.cayyolu.com.tr / MART 2010
Alnımın çizgilerindesin memleketim, Memleketim, Memleketim. * Yazının tam metnini www.cayyolu.com.tr adresindeki köşemden okuyabilirsiniz.
EĞİTİM
Gökkuşağı İlköğretim Okulu Ülkemizde kendi alanında tek ve model okul Milli Eğitim Vakfı’nca kurulan ve 2006 yılında öğretime başlayan, MEB’e bağlı bir ilköğretim okuludur. Okul; Erken Çocukluk Eğitim MerkeziAnaokulu, Özel Eğitim ve İlköğretim bölümlerinden oluşmaktadır. Okulda, engelsiz öğrencilerle Serebral Palsi* (SP) engelli öğrenciler, akranlarıyla ilköğretim sınıflarına devam ederek kaynaştırma yoluyla eğitim almaktadır. SP engelli öğrenciler ise özel eğitim sınıflarında eğitim görmektedirler. Tüm öğrenciler; sınıf öğretmenleri, özel eğitim sınıf öğretmenleri ve rehber öğretmenler ile okulda görevli tüm yönetici ve branş öğretmenlerinin gözetiminde eğitim öğretimlerini sürdürmektedirler. Okulda bale salonu bile var Okulda, 32 dersliğin yanı sıra, iki adet fen laboratuarı, iki bilişim teknoloji sınıfı, oyun odası, müzik odası, öğretmenler odası, bilgisayar laboratuarı, kütüphane, bale salonu, spor salonu, satranç odası, sunum odası, oyun bahçesi, 400 kişilik yemekhane, fizik tedavi odası, kantin, 280 kişilik konferans salonu, fuaye salonu, veli salonu, ve revir bulunmaktadır. Hayal etmekle başlar her şey 2009 yılında açılan Erken Çocukluk Eğitim Merkezi Anaokulu (EÇEM), Gökkuşağı’nın yeni bir rengi olmuş-tur. Burada 36–72 ay arası engelli ve engelsiz çocuklara kaynaştırma yoluyla okulöncesi eğitimi verilmektedir. Okul ülkemizde kendi alanında tek ve model okuldur. EÇEM Anaokulu, Yenimahalle Belediyesi, veliler ve Okul Aile Birliği desteğiyle okul öncesi eğitim birimi olarak oluşturulmuştur. Erken Çocukluk Eğitim Merkezi Anaokulu (EÇEM) sınıflarında uygun sayıda engelsiz ve SP engelli öğrencilerle eğitim öğretim yapılmakta ve tam gün eğitim vermektedir.
Okulun kaynaştırma programında, genel kaygılardan birisi de kaynaştırma öğrencilerinin diğer öğrencilerin öğrenme sürecine olumsuz etkisi olduğudur. Okulda iki yıldır uygulanan destek eğitim (Kaynak Oda) sistemiyle bu kaygılarda ortadan kalkmıştır. Okulda bu amaçla geçen yıl iki, bu yıl üç sınıf açılmıştır. Bu sınıflar öğrencilerin ihtiyaçları doğrultusunda eğitim materyalleri ile donatılmıştır.
Avrupa Birliği’nden destek Okul, Avrupa Birliği okul öncesi eğitimin güçlendirilmesi hibe programına, “Okul Öncesi Dönemde Kaynaştırma Eğitimi Alt Yapısının Güçlendirilmesi” konulu projeyle katılmıştır. 99.500 Euro değerinde hazırlanan proje, Merkezi Finans ve İhale Birimi tarafından ön elemeden geçerek değerlendirilmeye layık bulunmuştur. Proje ortakları; Yenimahalle Belediyesi, SERÇEV- Serebral Palsili (Beyin Felçli) Çocuklar Derneği ve Batıkent Zihinsel Engellileri Koruma Derne-ği’dir. Bu proje uygulamaya konulduğunda EÇEM Anaokulunda iki adet Montessori sınıfı açılacaktır. Bu proje çerçevesinde on beş eğitimci bir hafta Almanya’da bu yöntemle eğitim yapan bir kurumu ziyaret edecek ve yaklaşık 300 veliye de bu konuda eğitim verilecektir. Proje çerçevesinde okula kayıt sırası bekleyen engelli öğrenci velilerine de uzaktan eğitim yöntemiyle rehberlik ve danışma hizmetleri verecektir. Okulun ISO9001-2008 belgesi var Ağustos 2009’da ISO:9001 belgesi almaya karar veren okul yönetimi, bir firma aracılığıyla tüm çalışanlarına “ISO 9001:2008 Temel Eğitimi” aldırmıştır. 2010 yılbaşında uluslararası denetleme firması CTR 27 Ocak 2010 tarihinde okulu denetlemiş ve başarılı bulunan okul ISO:9001 belgesini almıştır. Özel Eğitim Okulun Özel Eğitim bölümünde, serebral palsi tanısı konmuş öğrenciler seviyelerine uygun eğitim programlarından yararlanmaktadır. Bu bölümde okulda okulöncesi, özel eğitim ve ilköğretim bölümlerinden oluşan tam bir gökkuşağı resmi ortaya çıkmıştır.
Destek eğitimi veriliyor İlköğretim sınıflarında kaynaştırma eğitimi alan öğrencilere ve akademik başarısı yüksek olan özel eğitim öğ-rencilerine destek eğitim verilmektedir. Destek eğitim; öğrencilerin eğitim ihtiyaçları belirlenerek, özel eğitim öğretmenleri öncelikli olmak üzere, sınıf vebranş öğretmenleri tarafından verilmektedir. Destek Eğitim Odasında öğrenciye sunulan bu eğitim hizmet-leri; öğrencilerin akademik performansları, becerileri, bireysel özellik-leri dikkate alınarak hazırlanmış olan Bireyselleştirilmiş Eğitim Programında (BEP) belirtilen hedefler doğrultusunda yapılmaktadır. Grup eğitimi veya bireysel olarak yapılan Destek Eğitim, okulun ders saatleri içinde yapılmaktadır. “Her öğrenci kendi hız ve tarzında öğrenir” ilkesinden yola çıkılarak hazırlanan destek eğitimi projesinde, kaynaştırma öğrencileri için uygulanan Destek Eğitim modelini başarılı ve üstün yetenekli öğrenci-lere de uygulamak için çalışmalar başlatılmıştır. * Serebral Palsi: Doğum öncesinde, doğum anında ya da sonrasında beklenmeyen olumsuzluklar sonucu beynin bazı bölgelerinin ya da tamamının hasar görmesinden kaynaklanmaktadır.
MART 2010 / www.cayyolu.com.tr
17
KUTUĞUN
Testinin İçinde Ne Varsa Dışına da O Sızar
A
damın biri cennete gider ve cennetin kapısında Tanrı’yla karşılaşır. Tanrı ona hoş geldin der ve sorar, Sonsuzluğun geri kalanını cennette geçirmeden önce, son bir isteğin var mı? Evet. Güzel talihimi daha iyi takdir edebilmem için cehennemin nasıl bir yer olduğunu görmek istiyorum. der adam. Tanrı parmağını şaklatır ve anında cehenneme girerler. Önlerinde göz alabildiğince uzanan, ve üzeri her kalbin arzulayacağı türden, en leziz yiyeceklerle dolu bir masa bulunmaktadır. Ve masanın her iki yanında yine göz alabildiğince açlıktan avurtları içine çökmüş kavga eden, mutsuz insanlar oturmaktadır. Adam, şaşkınlıkla Tanrı’ya sorar; Bu insanlar neden bu kadar aç ve mutsuz? Masadaki yiyecekleri yiyebilmek için herkesin üç metre uzunluğundaki kaşıkları kullanması gerekiyor, der, Tanrı. Ama bu çok acımasızca, diye düşünür, şefkatle. Tanrı’nın elini şakratmasıyla, cennete girerler. Adam, gördüğü manzara karşısında, şaşkınlık içinde bakakalır. Çünkü cehennemdeki manzaranın aynısı, donatılmış bir sofra, çevresinde sevgiyle sohbet eden, mutlu insanlar. Adam, merakla sorar; Peki bunlar neyle yiyorlar. Bunların araçları farklı olmalı. Hayır, yine üç metre uzunluğunda kaşıklar, der Tanrı. Anlamıyorum, bu nasıl olabilir, der şaşkınlıkla. BİZ CENNETTE BİRBİRİMİZİ BESLERİZ der, Tanrı. (Hale Dwoskin’in Sedona Yöntemi ile Serbest Bırakmanın Mucizesi kitabından) Sevgiyle yaşadığımız ve sevgiyle paylaştığımızda hayatın cennet olacağını çarpıcı bir şekilde ifade eden bu hikayeyi paylaşmak istedim, bu yazımda. Bilmiyorum, geçen haftalarda bir affedilmezler listesi oluşturdunuz mu? Bu hafta aynı listenin başlığını, “Affedilip, Serbest bırakılan” listesine dönüştürmeye hazır mısınız? Biliyorsunuz, sağlıklı, huzurlu, mutluluk ve sevinç dolu bir yaşama giden yolun, ilk kapısı “af kapısı”dır.
18
www.cayyolu.com.tr / MART 2010
Etkilerini görene kadar, bu meditasyonu
Korkut ÇETİN
aralıklarla devam edebilirsiniz. Etkisini nasıl bilebilirim derseniz? O
korkut@cayyolu.com.tr
kişi
için
dileklerde
bir
yakınınızın
bulunduğunu
iyi
duyduğunuzu
varsayalım, içinizde bir kıpırtı, bir cız, bir öfke hissediyorsanız, henüz temizlik Ben “o”nu affetmem, ama yine de mutluyum, huzurluyum, diyorsanız, emin olun hiç ummadığınız yerde ve şekilde ayağınıza sarılan, sizi ilerletmeyen, yolunuzu kesen, setler oluşturan birer güç haline gelir öfkeleriniz, üstelik de çoğu kez kimliklerini maskeleyerek. Anlamsız tepki ve huzursuzluklarınızın, iç sıkıntılarınızın başoyuncuları genelde, bu içinize gömdüğünüz, yüreğinizde kilitlediğiniz öfke ve kırgınlıklarınızdır. Onları gömdüğünüz yerlerden çıkarmaya, kilitleri açıp, öfke ve kırgınlıkları özgürleşmeye karar verdiğiniz anda, (aslında kendinizi özgür bırakıyorsunuz ya.) yüreğinizde taşıdığınız yükün yarısından fazlasını atmış oluyorsunuz. Affetme teknikleri konusunda, kendinizde bir yöntem oluşturabileceğiniz gibi, ilk olarak en etkili ve en çok önerilen yöntemi paylaşmak istiyorum. (Gelecek haftalarda, daha farklı yöntemlerde paylaşacağım.) Rahat ve sessiz bir ortamda, kendinizi rahat hissettiğiniz bir pozisyonda, gevşeyin, ayakucunuzdan, saçınızın teline kadar, teker teker odaklanarak gevşeyin. İyice gevşediğinizi hissettikten sonra nefesinize odaklanarak, ( uyku nefesi gibi bir nefes ritmi yakalayın) 10 dan başlayarak geriye doğru sayın. Artık yarı uyku haline gelmiş olacaksınız, yani beyin alfa dalgaları boyutuna geldiği ve bilinçaltı kapılarının açıldığı durum. Şimdi gözünüzde affetmek istediğiniz kişinin geldiğini ve karşılıklı oturduğunuzu canlandırın. Gözlerinin içine bakarak, neden kendisine öfke duyduğunuzu, kızdığınızı, kırıldığınızı, ona anlatın, isterseniz nedenini de sorun, ama çok önemlide değil nedeni. Bilinçaltınızda bunun cevabı mevcuttur zaten, hani öğrenmek isterseniz. Tüm söyleyecekleriniz bittikten sonra gözlerinin içine bakarak, “seni tüm davranış ve sözlerinden dolayı affediyorum, artık benim için sen özgürsün, ben özgürüm.” deyip, gözünüzden kayboluncaya kadar küçülterek uzaklaştırın. Daha sonra kendinize sarılarak, özgürleştiği ve affetmeyi başardığı için kutlayın. Bu bir “affetme meditasyonu” dur. Çünkü daha önce yazdığım gazete yazılarında beynin alfa frekansı ile titreştiği durumda, bilinçaltına ulaşabildiğimizi ve gözümüzde canlandırma ( hayal etme, imgeleme) ile gerçek arasındaki farkı, bilinçaltımızın ayıramadığını anlatmıştım. Bilimsel olarak etkisi kanıtlanmış iki yöntemi bir arada barındırdığı için en etkili affetme yöntemlerinden biridir. Sizi çok etkileyen, çok üzen öfke ve kızgınlıklarınız için kesinlikle bu yöntemi öneririm, hatta biraz da bu meditasyonu mumlar v.b yöntemlerle bir ritüele dönüştürmenizde fayda var. Çünkü kendiniz için çok değerli, yaşamsal etkisi olacak bir çeşit “iç temizlik” yapıyorsunuz.
tamamlanmamış demektir. Gün içinde, küçük öfkeleri dahi yüreğinizde barındırmayın, yazık küçük ağırlıklar da olsa, özgürleşin gitsin. Yüreğinizi temizleyip, arındıktan sonra o boşlukların nasıl sevgiyle dolduğuna, yılların
kirli
öfkelerinin
yüreğinizi
ve hayatınızı nasıl kararttığına hayret edeceksiniz. Affetmeye
öncelikle
kendinizden
başlamanızı öneririm. Tüm pişmanlıklarınız, başarısızlarınız, hatalarınız için” Tam anlamıyla arınma bir süreç istese de, etkilerini hemen görürsünüz, aynada ki kendinizde ve çevrenizde güzellikler ve sevinçler artmaya başlar. Hemen
hemen
tüm
hastalıkların
psikosomatik, yani stres kaynaklı olduğu artık bilinen bir gerçek olduğu düşünülünce, ilerleyen
dönemlerde
sağlığınızdaki
etkilerini de gözlemlemeye başlarsınız. Daha az öfkelendiğiniz, daha mutlu, sevinçli
bilinç halini yakaladıkça, ve
gittikçe daha uzun süreli bu bilinçte kaldıkça,
çevrenizin
de
değiştiğini,
sizin gibi insanlar için bir çekim gücü oluşturduğunuzu fark edersiniz. Evrenin “benzer benzeri çeker” yasası gereği, şu an yaşamınızdaki tüm insanları ve olayları bize bilinçaltımızın çekim gücü getiriyor. Yani bilinçaltımızdaki korku, öfke ve inançlarımız yaşamımızın baş senaristleri. Biz kendi iç dünyamızda yüreğimizi arındırıp, sevgiyle doldurabildiğimizde kendi
cennetimizi
bildiğimizde,
yaratmayı
başara-
(hikayede olduğu gibi),
dış dünyamızın da bu değişimin etkileri kaçınılmazdır.
MEVLANA
aşağıdaki
sözleriyle bunu çok kısa ve öz bir şekilde ifade etmiştir. ”Testinin içinde ne varsa, dışına da o sızar”
YEREL YÖNETİM
Çayyolu’nda Temizlik İçin Yeni Teknoloji Yenimahalle Belediyesi, temizlik işlerini daha az maliyetle daha hijyenik koşullarda yapabilmek için Çayyolu’nda yeni bir uygulama başlatıyor. Ankara’da temizlik alanında ilk kez uygulanan sistemle çöp toplama sorun olmaktan çıkıyor. Çöpler, pilot bölge olarak seçilen Çayyolu’ndaki sitelerin ve iş merkezlerinin önlerine toprak altına yerleştirilen yarı yeraltı çöp konteynerleri ile toplanıyor. Bu yeni teknoloji ile hem maliyet düşüyor hem de çöpler daha sağlıklı koşullarda toplanıyor. Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar bu uygulamanın başta Çayyolu ve Batıkent olmak üzere bütün Yenimahalle’ye yayılacağını belirterek, “Çöp toplama işi daha çağdaş bir çehreye kavuşacak. Sorun olmaktan çıkacak. Çayyolu’nda yaşayan vatandaşlarımız her şeyin en iyisine layıktır” dedi.
çöplerin karıştırılarak etrafın kirlenmesi ortadan kalkacak. Bu konteynerler öncelikle yoğun yerleşimlerin bulunduğu büyük sitelere, iş merkezlerine, öğrenci yurtlarına ve üniversitelere konulacak” diye konuştu. Bir tanesi 1 ton alıyor İlk olarak Çayyolu’nda Park Caddesi’ne konulan yarı yeraltı konteynerlerinin bir tanesi 250 hanenin bir günlük atığını alabiliyor. Bu nedenle başta Çayyolu ve Batıkent’e yoğun yerleşim yerlerine, üniversite ve yurtlarına büyük iş merkezlerinin önüne yerleştirilecek olan konteynerlar 1 tonluk kapasitesiyle bölgedeki çöp sorununa büyük bir rahatlama getirecek.
Çöpten tasarruf Yenimahalle Belediyesi yarı yeraltı konteynerleri ve bunları toplayan özel vinçler sayesinde çöp ile ilgili büyük bir mali yükten de kurtulmayı hedefliyor. Çöpleri almak amacıyla günlük toplama işlemi yapan çöp arabaları bu sistem sayesinde üç günde bir çöpleri alarak hem mazottan hem de araçtan büyük tasarruf elde etmiş olacak. Temizlik işçilerinin çevreye dağılan çöpleri temizlemek ve toplamak için çalışmalarına da gerek kalmayacağının altını çizen Başkan Yaşar, “İş gücünden de tasarruf elde edilecek. Ayrıca çöpler daha sağlığa uygun koşullarda el değmeden toplanmış olacak “ dedi.
Çöp toplamada çağdaş dönem Başkan Yaşar, yeni sistem ile birlikte çöp sorunun daha çağdaş bir yöntemle çözüleceğinin altını çizerek, “Bu sistemle birlikte Çayyolu daha çağdaş ve temiz bir görüntüye kavuşacak. Çöplerin koku yapması ve devrilmesi engellenecek. Sokak hayvanları tarafından
HIRDAVAT TESİSAT YAPI İNŞAAT TİC. LTD. ŞTİ.
TOPTAN VE PERAKENDE TAAHHÜT İŞLERİ •Kum •Çimento •Kireç •Boya •Hırdavat
•FIRAT PVC •S. Tesisat •Elektirk •Tuğla
Çayyolu Köyü 8 Cadde No:144/B Çayyolu / ANKARA
Tel: 0312 235 08 98 - 235 32 12 • Faks: 0312 235 08 05 MART 2010 / www.cayyolu.com.tr
19
GÜNCEL
M. Okan KILAN
APAYDIN GRUP MERT BİLGİSAYAR
SATIŞ VE TEKNİK DESTEK
Ah Zavallı Ankara Ankara’nın tarihini oluşturan binaların hemen hepsi Ulus ve etrafında toplanmış. 1920 li yılların binaları, bence şehrin göz bebeği hepsi. Kıymetini biliyor muyuz? Yıllar boyu etraflarını dolduran uydurma yapılar inşa etmişiz. O güzelim binalar adeta kıyıda, köşede kalmış. Yürekler acısı.
Çayyolu Köyü İçi 8. Cd. Ulusoy İşhanı No:146/1-2-5 Çayyolu / ANKARA Tel: (0312) 236 02 05 - 236 10 58 Fax: (0312) 236 10 58 7/24 GSM: 0549 431 06 06 www.apaydingrupp.com - halit@apaydingrupp.com
Ulus, Ankara şehrinin göbeği sayılır. Tarihi Kent Projesi’nin mahkeme kararı ile durdurulduğunu söyleyerek, Sayın Melih Gökçek savunmaya geçiyor hemen. Peki bu projenin dışında kalan yerler neden yıllarca bekliyor? Örneğin, Roma Hamamları ile Kazım Karabekir Caddesi arasında kalan, Yeni Sanayi denilen yerden söz etmek istiyorum. Buradaki oto tamiri yapan dükkanlar,şehri kirlettikleri gerekçesi ile boşaltıldı.Yaklaşık altı yıldır, buradaki dükkanlarının kirası ile geçinenler mağdur duruma düştüler, yıllardır beş kuruş alamıyorlar. Kimse sonu belli olmadığı için dükkan kiralamak istemiyor. Değerinden satamıyorsunuz, kimse almıyor, çünkü ne olacağı belli değil. Büyükşehir ve Altındağ Belediyeleri hazırlanan projeler hakkında size olumlu bir cevap vermiyorlar. ‘’Ne olacağını Melih Gökçek’den başka kimse bilmez’’ diyorlar. Bir sır gibi saklanıyor. Demek ki Melih Bey’in insafına kalmış, daha kaç yıl bekleneceği. Gece yolunuz düşerse oralarda dolaşmayın. Oraları mezbelelik olmuş, başınıza ne geleceği belli değil. Cumhuriyetimizin yoktan var ettiği bir şehir merkezi bu hale mi gelecekti? Nasıl oluyor da Ankara, ‘’Avrupa Ödülü’’ almış bir şehir oluyor? Anlamak mümkün değil. Bunca yönetici bu durumu görmüyor mu? Bu mu çevreye sahip çıkmak, bu mu 21. yüzyıl şehircilik anlayışı?
Hayvan Severleri Buluşturan Tek Nokta...
Hem de bir Başkent… Bekliyoruz Sayın Melih Gökçek, bakalım daha ne kadar?
20
www.cayyolu.com.tr / MART 2010
Pet City Veteriner Kliniği 8.cadde No:159 / 1 (Çayyolu köy içi) Ümitköy- Ankara Tel.: (312) 235 03 01 - 235 94 58 e-mail: petcityvet@petcityvet.net bilgi@petcityvet.net web:http://www.petcityvet.net
SANAT
Sevgililer Günü’ne Özel Kurabiyeler 14 Şubat Sevgililer Günü için ünlü sanatçılar Can Gürzap ve Nurseli İdiz’in başrolünü oynadığı “Evliliğe Gelince” isimli oyun Çayyolu Cüneyt Gökçer Sahnesi’nde seyirciyle buluştu. Yenimahalle Belediyesinin 14 Şubat Sevgililer gününe özel düzenlediği etkinliklerden biri olan tiyatro oyununun davetiyeleri Çayyolu halkı tarafından kapışıldı.
Tiyatronun sosyal yaşamın vazgeçilmez bir unsuru olduğunu ifade eden Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, “Çayyolu’nda vatandaşlarımızın eve kapanması yerine tiyatrolarımızda görmek istiyoruz. Tiyatro bizim için önemli ve gereken önemi gösteriyoruz” dedi. Yenimahalle’ye yakışacak tiyatro oyunlarıyla halkı buluşturmak istediklerini söyleyen Yaşar, yeni sergilenecek oyunlarla halkın tiyatroya doyacağını belirtti. Oyunların profesyonel ekipler tarafından sahneleneceğini kaydeden Yaşar, “Tiyatro eğlendirirken eğitmesi, öğretirken eğlendirmesi açısından çocuk gelişiminde ve çocukların sosyal birer birey olması için yardımcı olan en önemli sanat dallarından bir tanesidir. Çayyolu halkı bundan sonra profesyonel ve çok daha fazla sayıda oyunla buluşacak. Kendi tiyatro kadromuza tiyatronun ustalarını da katarak daha fazla sayıda vatandaşımıza ulaşmayı hedefliyoruz.” diye konuştu. Ücretsiz davetiyeler 14 Şubat Sevgililer Günü’nde, Çayyolu Cüneyt Gökçer Sahnesi’nde Çayyolu halkı ile buluşan “Evliliğe Gelince” isimli oyunda ünlü Tiyatro Oyuncuları Can Gürzap, Nurseli İdiz, Burcu
Gül Kazbek ve Yağız Tanlı rol aldı. Levend Öktem’in yönettiği oyun, yüzyıllardır birçok sanat eserine konu olan kadın-erkek ilişkileri üzerine kuruluydu. Evlilik kurumunun sorunlarının işlendiği komedi üzerine kurulu oyun, hem erkeğin hem de kadının evlilik kurumuna bakışını anlatı. Çayyolu halkının büyük ilgi gösterdiği oyunda ücretsiz olarak dağıtılan davetiyeler hemen tükendi. Sevgililer Günü’ne özel kurabiyeler Yenimahalle Belediyesi sevgilileri de unutmadı. Belediye, “Dünyayı güzellik kurtaracak ve her şey bir insanı sevmekle başlayacak” sloganıyla 14 Şubat Sevgililer Günü’nde bir dizi etkinlik de düzenledi. Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, özel olarak hazırlanan kurabiyeleri ilçe sakinlerine hediye etti. Kurabiye tadında tiyatro Yenimahalle Belediyesi Kültür Sosyal İşler Müdürlüğü çalışanları, Sevgililer Günü’ne özel olarak hazırlanan kurabiyeleri Arcadium Alışveriş Merkezleri’nde sevgililere dağıttı. Ayrıca Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar’ın katılımıyla yapılan çekilişle 15 çift, Çayyolu Cüneyt Gökçer Sahnesi’nde oynanan Can Gürzap ve Nurseli İdiz’in başrolünü oynadığı Evliliğe Gelince isimli tiyatro oyununu izleme olanağı buldu.
MART 2010 / www.cayyolu.com.tr
21
ÇEVRE
... İlgi ister, sevgi, şefkat ve bakım bekler... Günümüzde mevcut çevre koşulları ve sosyal hayatın içinde yeşil alanların oluşturulması, korunması ve geliştirilmesi, hayati bir önem kazanmıştır. Bitkisel peyzaj uygulaması yapılan bir alanı sadece kent yaşamında az bulunan yeşilliği keyifle yaşamak, yaşam alanına salt estetik katmak gibi görmenin yanı sıra, küçücük bir çim alanın dahi birkaç insanın günlük ihtiyacı kadar oksijeni ürettiğini düşünerek, karbondioksit tüketimi ile havanın filtre edilmesi, erozyonun önlenmesi, sıcakta nem ve verimliliği sağlanması gibi pozitif faktörler, insanların daha sağlıklı çevre koşullarında yaşayabilmesi için yeşil alanların değerini ortaya koymaktadır. Gerek iş gerekse de çalışma hayatında olmazsa olmaz ısrarı ile çevresini yeşillendirmeye çalışan duyarlı insanların çoğaldığını keyifle gözlemekteyiz. Ancak bu konuda yetkin olmayan kişilerin özellikle çimlendirme konusuna el attıkları hepimizin bildiği bir gerçekliktir. Çok komik ve o kadar da üzücü olaylara şahit olmaktayız; çim tohumu satan marangozlar, çim ekimi ve bakımını üstlenen güvenlik görevlileri çevremizde çokça bulunmaktadır. Ahır gübrelerinin yerli yersiz kullanıldığını, zamansız ve yanlış ilaçlamalar yapıldığını ve hatta çimin çabuk çıkması için gereken sıcaklığı saç kurutma makinesi ile sağlamak için çabalayanları gördük. Ucuz çözümlerle sadece maliyeti düşürücü bir avantaj gibi görünen bu tercihler, çok kısa bir zaman sonra bahçe sahiplerini büyük bir hayal kırıklığına uğratmakta, bu da pahalıya malolmaktadır. Bilgisizce ve yanlış yapılan uygulamalar sonunda elde edilemeyen bir çim alanın düzeltilmesi ve hatta yenilenmesi söz konusu olup bu da bahçe sahiplerine, -kaçan keyiflerinin yanı sıra- yeni maliyetler yüklemektedir. Yeni bir çim alan tesis etmek, ya da mevcut çimlerin performansını yükseltmek, bakımını yapmak için bilimsel verilerden yararlanmak kaçınılmazdır. Çim ve bahçe bakımı genetik bilgisi ister, biyoloji, fizik, kimya, matematik ister, estetik ister. Üçgen, yuvarlak, çokgen ya da yamuk bir alanın ölçüsünü bulmayı bilemeyen, o alanın ihtiyacı olan ve metrekareye gram ya da cc, ml gibi bilgi ve hassasiyet isteyen ölçümlerle hesaplanıp hazırlanması gereken bir ilaçlamayı nasıl doğru yapabilir?
22
www.cayyolu.com.tr / MART 2010
Elbette bahçe sahiplerinin veya bakım elemanlarının ziraat mühendisi, veya ziraat teknikeri düzeyinde bilgili olmalarını bekleyemeyiz. Ancak bu bilgi birikimine ve çok çeşitli uygulama tecrübelerine sahip kişi ve kuruluşlardan danışmanlık hizmeti alınmalıdır. Unutmayınız ki bu hizmet, sizin ve bakım elemanlarınızın en yeni ve doğru bilgileri edinmelerini de sağlayacaktır. Amacımız yeşil bir alan oluşturmak için gösterilen çabalara destek olmaktır. Yazımızın bu kısmını okuyacak kadar ilerlemenizden anlaşılıyor ki; sizin de amacınız yeşil alanınızın performansını en üst seviyeye getirmek ve bu performansın sürekliliğini sağlamaktır. Tıpkı bir çocuk yetiştirir gibi. Evet! O da ilgi ister, sevgi şefkat ve bakım bekler. Yeşil çabalarınıza saygılarımla… Can BERKMEN
MART 2010. Bahçenizi hatırlayın! Alan tesisi, bakım, danışmanlık…
ÇİM HAKKINDA HERŞEY cimbahce@hotmail.com
ÇAYYOLU MEKANLARI Merhaba, Bu sayıda farklı ve özel bir mekanla karşınızdayım. Ankara’ da yaşayan birçok insanın yakından tanıdığı, tadı ve görselliği ile hafızalarımızda yer edinen, asla silinmeyen bir mekan bu sayımızın konuğu. İşletmeyle yıllar önce yakın bir arkadaşımın vasıtası ile tanışmıştım. Cebeci’de hizmet vermeye başlayan Kukla Kebap, o yıllarda Balgat semtinde de şube açarak adım adım büyümeye başlamıştı. Kukla Kebap’a gittiğimiz o akşam alışılagelmişin dışında bir manzara bizi bekliyordu. Restoranda bir sahne vardı ve başında çocuklar toplanmış pür dikkat bekleşiyorlardı. ”Bu çocuklar neden burada toplanmışlar?” diye sordum. Arkadaşımın “izle ve gör” cevabı ile bize ayrılan masaya oturduktan sonra, siparişlerimiz gelene kadar olacakları merakla beklemeye başladım. Ve perde! Sahnede “Kukla gösterisi” başladığında çocukların keyfine diyecek yoktu. Gösteri o kadar güzel tasarlanmıştı ki, bizler de o an çocuklar gibiydik. Tam bu sırada, Kukla Kebap’ın spesiyalitesi olan nefis tereyağlı, yoğurtlu, soslu, bulgur pilavlı ve kıtır turşulu KUKLA KEBAP ile masamız bir daha şenlenmişti. 1958 yılında Ankara’da kurulan Kukla Kebap, ismini kurucusu Hadi Poyraz’ın mesleği olan geleneksel “Türk Kukla ve Gölge Oyunu” sanatından almış. Günümüze kadar kalitesinden, tadından ve konseptinden taviz vermeden ismini koruyarak gelen Kukla Kebap; lezzet, hizmet ve sanat üçlüsünü harmanlayarak müşterilerine sunmaktadır.
N.Güven GÜNGÖR guven@cayyolu.com.tr
ilköğretim okullarının ve doğum günü organizasyonlarının vazgeçilmez tercih noktası olmuş.
bir kapıdan girdiğinizde karşılaşacağınız sıcak, samimi, dost ortamında sunulan hizmet ve eşsiz lezzetler… Çayyolu Park Caddesinde yer alan şube, KUKLA KEBAP’ın villa konseptinde olan ilk restoranı. 2 katlı ve asansörlü olan restoranda, çocuklara özel oyun odası tasarlanmış. Oyun odasındaki oyuncaklar ve LCD televizyon aracılığıyla yayınlanan çizgi filmler eşliğinde çocukların daha hoş vakit geçirmesi hedeflenmiş. Kukla Kebap, özel sunumları ile anaokullarının,
Kukla Kebap aynı zamanda, Karadeniz bölgesinin geleneksel Bafra pidesini bizlere PİDEMİZ markasıyla aynı çatı altında sunmaktadır. Bafra pidesinin pastırmalı, kıymalı, kuşbaşılı, dönerli, tavuklu, vejetaryen, ıspanaklı, kaşarlı, beyaz peynirli seçenekleri bulunmakta olup, hepsi ayrı bir nefaset örneğiydi. Bütün lezzetleri tatmak istediğimde beni kırmayan işletme, hepsinden küçük sunumlarla karşıma getirdiğinde, hangisinden başlayacağıma karar veremedim. Kalite ve Gıda Güvenirliği belgeleri bulunan Kukla Kebap’ta tattığım enfes güzellikteki tatları yerken masa üzerindeki sunumların bitmesini hiç istemedim. Denediğinizde beni anlayacak ve hak vereceksiniz.
Ankara, Adana, Mersin, Konya şubelerinin yanı sıra birçok ilde şube sayısını arttırarak lezzet istasyonu olmayı misyon edinen Kukla Kebap, kalitesinden ödün vermeden büyümeyi sürdürmektedir. Ankara’da Balgat, Çayyolu Park Caddesi, Etlik Antares AVM ve Yıldız Şubeleri ile hizmet veren Kukla Kebap’ta, ilerleyen zamana ve değişen mekanlara karşı değişmeyen tek şey, KUKLA KEBAP logosunu taşıyan MART 2010 / www.cayyolu.com.tr
23
ARAŞTIRMA
25 Bin Okuyucu Uzunca bir süre “nasıl bir dergi olmalıyız”ı tartıştık. Araştırmalar yaptık, yazdık, prototipler oluşturduk, üstadlarla konuştuk, büyüklerimize danışıp karar verdik; 2010 OCAK ayında çıkmalıyız! Mart ayındayız. Okuduğunuz üçüncü sayımız. Gururluyuz. Desteğiniz, eleştirileriniz, önerileriniz hep daha iyiyi yakalayacağımızın, hep bir adım önde olmayı başaracağımızın habercisi oldu. Dergimizin okur profili ile ilgili araştırma yapmak için henüz çok erken olduğu düşünülse de, ileriye yönelik projeler oluşturabilmemiz için birçok sorunun yanıtını almak durumudayız; Ne kadar okunuyoruz? Okurlarımız kimlerdir? Beğenilmeyen yönlerimiz , eksiklerimiz nelerdir? İnanılır mıyız? Reklam verenler memnun mu? Çayyolu Haber Dergisinin dağıtım noktalarını birer merkez olarak değerlendirerek, bu noktaların etkilediği alanlarda, rastgele seçilmiş evlerde, dükkanlarda, sokaklarda, kişilerle bir anket gerçekleştirdik. Mart sayımızın baskıya girmesine bir hafta kala sonlandırdığımız araştırmamızda 520 kişiyle söyleşmek istedik. 450 duyarlı vatandaşımızla bu araştırmayı tamamladık ve sonunda Çayyolu Haber Dergi İstatistiklerinin ilk sonuçlarını aldık. Çayyolu Haber Dergisi’nin Okur Profilini belirleme çalışmalarına katılır mısınız ? Soru Yöneltilen kişi sayısı: 520 Evet: % 86.53
Hayır: % 13.47
Cinsiyet
Kadın: % 42 (189 kişi) Erkek: %58 (261 kişi)
Yaş
15-17: % 3.33 18-20: % 12 21-24: % 14 25-33: % 22 35-44: % 24 45-54: % 20 55+ : % 4.67
(15 kişi) (54 kişi) (63 kişi) (99 kişi) (108 kişi) (90 kişi) (21 kişi)
Çalışıyor: % 66 (297 kişi) Çalışmıyor: % 34 (153 kişi)
Ün. Mezunu ve üzeri: % 44(198 kişi) Lise Mezunu : % 20
(90 kişi)
Ortaokul Mezunu : % 18 (81 kişi)
24
(153 kişi)
Orta Derecede: % 30
(135 kişi)
Az Derecede: % 20
(90kişi)
Bilmiyor: % 16
(72 kişi)
DERGİ OKUMA DAVRANIŞLARI Çayyolu ve çevre yerleşkelerle ilgili haberleri musunuz? Kesinlikle Evet : % 64 (288 kişi) Zaman zaman: % 26 (117 kişi) İlgisiz: % 10 (45 kişi) Dergimizi edinebiliyor musunuz, okuyabiliyor musunuz, hangi yolla ? Hiç görmedim : 68 kişi (% 15.11) Dağıtım noktasından ediniyorum : 52 kişi (% 11.56) İş yerime bırakılıyor: 23 kişi (% 5.11) Ortak alanlarda okuyorum: 307 kişi (68.22) (Ortak alanlar; özellikle AVM içerisinde ve ana caddelerde bulunan Kafe, Restoran, Pastane vb. dükkanlardır.)
Anket sorularımız yukarıda vermeye çalıştığımızdan çok daha fazladır. Toplamda 30 soruya yanıt aradık.
Anketimize katılan 450 kişiden 68 kişi % 15.11 oranla dergimize henüz rastlamadığını, görmediğini ve okumadığını belirtmişlerdir. % 11.56 oranla 52 kişi dağıtım noktalarından edindiklerini ev veya işyerlerine götürdüklerini, 23 kişi (%5.11) derginin iş yerlerine bırakıldığını söylemişlerdir. 307 kişi ise (% 68.22) dergiyi ortak alanlarda gördüklerini ve okuduklarını belirtmişlerdir. Özetle; edinilmiş dergi sayısı (52+23) 75 olduğu halde, dergiyi okuyanların sayısı 307 kişiyle birlikte 382’yi bulmaktadır. Bu oranla, 5000 tirajlı dergimizin okuyucu sayısı 25.460 kişiyi bulmaktadır ki; bu da okur katsayımızın 5.09 olduğunu göstermektedir.
En yakın ilk hedefimiz 50 bin kişi tarafından okunabilmektir. Değerli okurlarımız, Çayyolu Haber Dergisi Okuyucu Profili ile ilgili çalışmalarımızı belirli periyodlarla tekrarlayacak, giderek daha profesyonel çabalarla okurlarımızın Sosyo Ekonomik Statü Gruplarını ayrıntılı olarak belirlemeye çalışacağız.
İlkokul Mezunu : % 2
(9 kişi)
Sağlık ve Esenlik Dileklerimizle
Öğrenci : % 16
(72 kişi)
ÇAYYOLU HABER DERGİSİ
www.cayyolu.com.tr / MART 2010
izliyor
Henüz iki sayısının sonuçlarına göre ulaşılan 5.09 değerindeki okur katsayısının müthiş bir gösterge olduğunu bizler değil bu işin uzmanları söylüyor.
(Emekliler ve öğrenciler çalışmıyor başlığında yer almıştır.) Eğitim Durumu
İyi Derecede: % 34
Burada üzerinde önemle durmak istediğimiz esas nokta 5000 tirajlı derginin yaklaşık kaç kişi tarafından okunduğudur.
Anketimizi yanıtlayan kişi sayısı: 450
İş Durumu
Yabancı Dil
EFEM OTOMOTİV Özel Servis
Alpaslan GÜLŞEN 43. Sokak No:12 Ostim/ANKARA Tel: 0312 385 61 67 Fax: 0312 354 04 95