Cayyolu Haber

Page 1

Rahmi M. Koç Müzesi Havacılık Koleksiyonu:

Göklerin Dayanılmaz Hafifliği

Okulun kuruluş amacı Atatürkçü düşüncenin ışığında, ulusal ve uluslararası düzeyde, öğrencilerinin kişisel farklılıklarını göz önünde bulundurarak bilim çağının gerektirdiği bilgi ve becerileri kazandıran öncü bir eğitim-öğretim kurumu olmaktır.

Kış sporu tutkunlarına özel Türkiye rehberi Bağlıca Bulvarı’nda kazasız gün yok

Türkiye’nin LED Aydınlatma sektörünün ilk ve öncü firması

Damla LED

Çayyolu’nda haşereyle mücadeleye devam

Çayyolu’nda orman alanı yapılaşmaya açılıyor

Çayyolu sokakları, köpek pisliği ve atık yemeklerden geçilmiyor!





ÇAYY OLU HAB ER

HABER news

3 Şubat 2017 ÇAYYOLU HABER








ÖZEL İDEAL BEŞGEN VIP 14 KOLEJİ Çayyolu’nda orman alanı

YAPILAŞMAYA 20 AÇILIYOR

YIL: 8 ❘ SAYI: 86 ❘ ŞUBAT 2017

20

YAYINCI

ÇAYYOLU MEDYA GRUP SAHİBİ VE SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ ÇAYYOLU MEDYA GRUP ADINA OĞUZHAN KORKUT ÇETİN YAYIN KOORDINATÖRÜ EROL HARPUTLU HUKUK DANIŞMANI AV. PELIN AKSOY YAYIN DANIŞMA KURULU OĞUZHAN KORKUT ÇETIN EROL HARPUTLU ÖZLEM NIHAN ELIF CAN TUNCER KIRHAN KAAN CANATAK METIN ALTAY MERVE AKSU

Bağlıca Bulvarı’nda

KAZASIZ 30 GÜN YOK TEONA ÜMİTKÖY’DE 32 YAŞAM BAŞLIYOR

Çayyolu Televizyonu

GÖRSEL YÖNETMEN GÜNER ÇETIN GRAFIK-TASARIM ÇAYYOLU MEDYA GRUP C AJANS BASKI MRK Baskı Hizmetleri Ltd. Şti. Ağaç İşleri San. Sit. 1357. Sk. No: 41 Ostim/Ankara Tel: (0312) 354 54 57 Fax: (0312) 385 79 05 YAYIN MERKEZI ENGÜRÜ SITESI KIŞLALI SOKAK NO: 80 ÇAYYOLU/ANKARA

38

REKLAM

ELEKTRONIK İLETIŞIM bilgi@cayyolu.com.tr Aylık Yayın, yerel, Süreli Yayın Ücretsizdir ISSN 1309-3398 www.cayyolu.com.tr Çayyolu Haber Dergisi’nde yayınlanan yazıların yasal sorumluluğu yazarlara, reklamların sorumluluğu reklam verenlere aittir.

5 Yaşında

Hiç olurmu demeyin ​internetinde görgü 48 kuralları var

HABER MERKEZI 0 (312) 241 42 42 0532 568 81 58 – 0555 370 57 97 TANITIM, HALKLA İLIŞKILER KAAN YIĞIT 0 555 370 57 97

Çayyolu sokakları köpek pisliği ve atık yemeklerden geçilmiyor!

64

Türkiye’nin LED Aydınlatma sektörünün ilk ve öncü firması



İnternet gazeteciliği üzerine-4 Takip edenler bilirler, birkaç aydır internet gazeteciliği üzerine yazıyorum. Geçen ayki yazımda İnternet Gazeteciliği üzerine yazarken yapılan araştırmalardan bahsederek, haber portallarının her geçen gün ne kadar etkili hale geldiğini gözler önüne serip, internet gazeteciliğine gazeteciler yönüne değinmiştim. Bu son yazımda da İnternet gazeteciliğini okur yönünden ele alacağım.

editörden Elif Can

elifcan@cayyolu.com.tr

Günümüz insanı artık günlük gazeteleri değil; anlık gazeteleri okumayı tercih ediyor. 20. yy’da insanlar, gelişmelerle beraber hızla değişiyor ve ilerliyor. Birçok insan evde, işyerinde, otobüste gazetesini eline alıp, keyfine vara vara okumak için vakti olmadığını söylüyor. Özellikle büyük şehirlerde yaşayanlar, yoğun iş temposu ve sıkışıklıktan dolayı sabah kalkıp alelacele iş yerine gidiyorlar. Bu yüzden gazete alıp okumaya fırsatları olmadığından bahsediyorlar. Gazete okumaya fırsat bulamayanların bir kısmı ise işyerlerindeki bilgisayarlar ve internet sayesinde online gazeteleri okuyarak günlük haberleri takip ettiklerinden dem vuruyorlar. Bu bakımdan sorguladığımızda İnternet gazetelerinin, günlük gazetelere göre çok büyük avantajları var. En son haberler, TV bültenlerinden bile önce İnternet gazetelerinde yer alıyor. Habere hızlı ulaşım, İnternet gazetelerinin okuyucudan hiçbir ücret talep etmemesi insanları İnternet gazetelerine çekiyor. İnternet gazeteciliği o kadar yayınlaştı ki, Çayyolu Medya Grup bünyesinde yayın yapan, Çayyolu Haber, Çayyolu Gazetesi ve Çayyolu Magazin internet gazeteleri günlük ortalama altıbin tekil ziyaretçi çekiyor. Bu bile İnternet gazeteciliğinin geldiği noktayı göstermek açısından çok güzel bir örnek. Geçenlerde bir okurum mail atmış. Çayyolu ile ilgili bir haber ararken bizim Çayyolu Haber internet gazetemizin arşivinde bulunca çok

12 Şubat 2017 ÇAYYOLU HABER

sevinmiş. Buradan yola çıkarak internet gazeteciliği üzerine şunu da söyleyebiliriz; İnternet gazetelerini okuyan okuyucular sitenin arşivine girerek istedikleri tarihli istedikleri haberi okuyabiliyorlar. Böylece normal gazetelerin 24 saatlik ömrü, internet gazetelerinde farklı bir hal alıyor. İnternet’te gazetecilik zamandan bağımsız bir biçimde ilerliyor. İnternet gazeteciliğinin bir diğer avantajı ise sadece ilgi duyulan haberlerin ve konuların hemen bulunabilmesi. Örneğin Çayyolu’nda başıboş köpeklere ilişkin haberlerle ilgileniyorsak arama motorları sayesinde o gün veya daha önce bu konuyla ilgili çıkan haberleri, yazıları bulabiliyoruz. Sadece Beşiktaş ile ilgili spor haberleri okumak istiyorsak bir arama motoruna yada bir online gazetenin arşiv tarama motoruna Beşiktaş yazarak bu takımla ilgili güncel ve eski haberlere ulaşabiliyoruz. Çok daha önemlisi, gazeteler dayanıksız ürün olma özelliği taşıdığından en fazla 24 saat içerisinde tüketiliyorlar. İnternet gazeteleri ise kolay arşivlenebilme özelliği ile ön plana çıkıyor. Herhangi bir okur ilgi duyduğu konular hakkındaki yazıları ve haber metinlerini gazetelerden kupür keserek arşivlediği zaman bir süre sonra elinde çok fazla yer kaplayan kupür yığını oluşuyor. Fakat internet üzerinden ilgi duyduğu konuları arşivlerine kayıt ederek bu sorundan da kurtulmuş oluyorlar. Son söz; internet artık hayatımızın her aşamasında yer alıyor. Bu ister gazeteler olsun ister radyo televizyon kanalları olsun. Medyaya ulaşmak hiç bu kadar kolay olmamıştı sanırım. Çayyolu Medya Grup bünyesinde yayın yapan internet gazeteleri; Çayyolu Haber (www.cayyolu.com.tr) Çayyolu Gazetesi (www.cayyolugazetesi.com) Çayyolu Magazin (www.cayyolumagazin.com)



ÇAYY OLU HAB ER

HABER news

Okul Kurucu Müdürü İsmail Kaya

ÖZEL İDEAL BEŞGEN VIP KOLEJİ Ankara’nın merkezinde kurulan ve 17 yıllık köklü bir eğitim geçmişine sahip olan Beşgen Eğitim Kurumları’nın yeni şubesi, 2016 Eylül ayında ‘Özel İdeal Beşgen Ortaokulu ve Anadolu Lisesi’ olarak BalgatÇiğdem Kampüsünde faaliyete geçmiştir. Okulun kuruluş amacı Atatürkçü düşüncenin ışığında, ulusal ve

uluslararası düzeyde, öğrencilerinin kişisel farklılıklarını göz önünde bulundurarak bilim çağının gerektirdiği bilgi ve becerileri kazandıran öncü bir eğitim-öğretim kurumu olmaktır. Öğrencilerini, her alanda söz sahibi olabilecek liderler olarak yetiştirmeyi kendine misyon edinmiş durumdadır. Biz de “Çayyolu Haber” ekibi olarak Beşgen markasını

n Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? 1978 yılında Tokat’ta dünyaya gelen işçi bir ailenin çocuğu olarak yaşantımın her sayfasında eğitim ortamı içinde bulundum. İlk ve Orta Öğrenimimi Tokat’ta tamamladım. Yüksek Öğrenimimi Hacettepe Üniversitesi’nde Fizik bölümünde tamamladım. Başkentteki özel okul maceram öncelikle öğretmenlikle başladı. Öğretmenlik yaptığım dönemlerde öğrencilerimin kişisel-sosyal alandaki gelişimlerine de yardımcı olabildiğimi fark ettiğimde bu işe daha da gönül vererek işin yöneten ve yönlendiren bölümünde olmam gerektiğini düşündüm. Böylece 2000 yılında çok güvendiğim Şükret Gültekin hocamla birlikte şimdiki adıyla Beşgen Eğitim Kurumları’nın (Temel LiseOrtaokul-Anadolu Lisesi) temellerini Beşgen Dershaneleri olarak attık. Şimdi aynı çatı altında eğitime gönül vermiş insanlarla birlikte yürümekten ve günden güne adını markalaştıran bir okulun kurucusu olmaktan oldukça mutluyum. Ülkemizde 14 Şubat 2017 ÇAYYOLU HABER

daha yakından tanımak amacıyla Beşgen Vip Koleji’nin Kurucu Müdürü Sayın İsmail KAYA’ya konuk olduk. İsmail KAYA, “Çayyolu Haber” ekibine, Beşgen Dershanesi’nden başlayan eğitim serüvenin kurulum aşaması ve eğitim sistemlerinden, Beşgen Okulları’na dönüşümleri hakkında çok samimi açıklamalarda bulundu.

bulunan nice parlak öğrenci için yapılacak çok şey olduğunu düşünüyorum. Okullarımı kurmayı hayal ettiğim günden beri düşündüğüm projelerimi gerçekleştirmek için çalışmalarımı zevkle sürdürüyorum. n Özel İdeal Beşgen Ortaokulu ve Anadolu Lisesi bu yıl Eylül ayında eğitime başlayan daha çok yeni bir kampüs. Okulunuzun fiziki şartlarından ve yaptığınız çalışmalardan biraz bahsedebilir misiniz? Özel İdeal Beşgen Vip Koleji, öğrencilerin doğayla iç içe ama aynı zamanda üst düzey teknolojik imkânlara sahip bir ortamda hayata karşı duyarlı bireyler yetiştirmek amacıyla bu sene Eylül ayında hizmete açılmış bir kampüstür. Fiziksel koşulları sayesinde kampüsümüz öğrencilerimize oldukça geniş bir alanda rahatlama ve etkinlik yapabilme imkânı sunmaktadır. Meyve ağaçları, küçük evcil hayvanlar ve organik tarım yapabilme olanaklarıyla da doğal yaşamı sonuna kadar desteklemektedir. Toplam 28 adet derslik, tüm branşlara ait laboratuvarlar, yemekhane,


ER HAB OLU Y Y A Ç

HABER news

spor salonu, etkinlik alanları, konferans salonu ve geniş bahçesiyle öğrencilere kusursuz eğitim-öğretim vermeyi hedeflemektedir. Kampüsümüzde şu an itibariyle 5. sınıftan 9. sınıfa kadar ortaokul ve lise öğrencilerimiz eğitim görmektedir. n Henüz çok gençsiniz ama özel okul ve dershane alanında uzun yıllardır öncü ve nitelikli bir eğitim hizmeti veriyorsunuz. Bu başarıya nasıl ulaştınız? Bu soruya verebilecek ilk cevabım çocukları, öğretmenlik mesleğini çok severek ve samimiyetle yapmam olacaktır. Eğitimde disiplin kadar açık yüreklilik ve samimiyetin de oldukça önemli olduğunu düşünüyorum. Ayrıca eğitimde, dünyada gelişen yenilikleri takip ediyor olmam, pedagojik yaklaşımlarım ve farklı öğretim metotlarını kullanma becerimin öğretmenliğimdeki başarımın temel nedenleri olduğunu düşünmekteyim. Mizacım gereği, öncü olmak, yeni proje ve teknikler yaratarak, eğitime katkı sunmak beni mutlu etmektedir. Daha da önemlisi 17 yıldır eğitimin içerisinde yer almış biri olarak, heyecanımı hala ilk gün ki gibi yaşıyorum. Bu heyecanı kaybettiğim takdirde eğitime katkımın bittiğini anlarım ve görevi bırakırım. n Beşgen Eğitim Kurumları olarak öğrencilerinizi akademik, sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif açılardan tam donanımlı yetiştirmek, onları çok yönlü bireyler olarak geleceğe hazırlamak için eğitim konusundaki yaklaşımlarınız nelerdir? Eğitim konusundaki yaklaşımlar değişen dünyamızda her geçen gün farklılaşıyor ve ilerliyor. Bizler elimizden geldiği kadarıyla bu yenilikleri takip etmeye çalışıyor ve işinde profesyonel ekiplerle yola devam etmeyi tercih ediyoruz. Akademik olarak öncelikle Rehberlik Birimimizin çalışmalarına önem veriyoruz. Tanıma envanterleri uygulayarak öğrencimizin güçlü ve zayıf yönlerini, eğitiminde tercih ettiği öğrenme kanalını belirliyoruz ve bunlara uygun ders programları oluşturup, etkinliklerle de bu programları zenginleştirmeye özen gösteriyoruz. Yaşayarak öğrenmenin kalıcılığına inandığımız bir eğitim programımız var. Her branş için deneyerek, dokunarak, hissederek öğrenme ve öğrendiklerini içselleştirmelerini sağlamak ilk amacımız. Sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif olarak her öğrenciye istediği alanda gelişmesi için imkân sunuyoruz. Bunlarla ilgili etkinlik alanları yaratıyoruz. Sosyal anlamda donanımlı bireyler yetiştirmek bizim için önemli. Öğrenciyi zorlamaktansa onu özgür bırakarak yeteneklerini keşfetmesini ve kendi iradesiyle karar vermesini arzuluyoruz. Fiziksel koşullarımızın imkân sağladığı her türlü etkinliği uygulamaya çalışıyoruz. Drama, Kültür-Edebiyat, Sanat (Resim-Müzik), Yabancı diller (İngilizce-Almanca) ve Spor(Basketbol, Futbol, Voleybol, Hentbol, Badminton, Masa Tenisi, Amerikan Futbolu) kulüplerimizle sosyal faaliyetlerin öğrenciler üzerindeki olumlu etkilerini gözlemlediğimiz için, okulumuzda olabildiğince çok çeşitli kulüpler açarak etkinliklerimizi arttırmak en büyük hedefimiz. Öğrencileri sık sık çeşitli tiyatro, sinema, konser ve faydalı olabileceğini düşündüğümüz gezilere götürerek, alanında uzman kişilerle söyleşiler yaptırıyoruz. Böylece öğrendikleri bilgilerin hayatlarının hangi alanında etkisinin olduğunu kendilerinin fark etmeleriniz sağlıyoruz. ÇAYYOLU HABER Şubat 2017 15


ÇAYY OLU HAB ER

HABER news

n Özel İdeal Beşgen Koleji’nin diğer özel okullardan ne gibi farklılıkları var? Eğitim modelinizi diğer kurumlardan ayıran temel özellikler nelerdir? Okulumuzu diğer eğitim kurumlarından ayıran özelliğimiz, eğitimin 12 -14 kişilik sınıflarda yürütülmesidir. Dersliklerimiz, öğrencilerimizin kendilerini rahat hissedecekleri düzende dizayn edilmiş, geniş ve ferah ortamlardan oluşturulmuştur. Ticari kaygıdan uzak,

tamamen kendini eğitime adamış bir okul olmamız en önemli farklılığımızdır. Biz kendimizi hiçbir kurum ya da okulla kıyaslamıyoruz. İçimize çok sindirdiğimiz ve sonucunu çok kısa sürede başarılarla gördüğümüz ve taçlandırdığımız temelleri sağlam atılmış bir sistemimiz var. Hem üst düzey akademik içerikle eğitim yapmak hem de her yönüyle doğru bireyler yetiştirmek anlamında kendimize güvenimiz tam. Biz başarıyı tesadüflere bırakmayan bir eğitim kurumuyuz.

“ALANINDA UZMAN, TECRÜBELI BIR EĞITIM KADROSUYLA ÇALIŞMAKTAYIZ” n Eğitim kadronuzu belirlerken ne gibi kıstaslar belirliyorsunuz? Buradaki öğretmenlerin diğer okullara göre ne gibi artıları var? Eğitim kadrosunu belirlerken elbette öğrencilerimize örnek olabilecek, her alanda üst düzeyde yetişmiş tecrübeli yerli ve yabancı öğretmenlerle çalışmaktayız. Mesai saatlerimiz öğretmenlerimizi yoracak saatler değildir. Bir eğitim kurumunda öğretmenin önemi ve değeri hiçbir şeyle ölçülemez. Dolayısıyla öğretmenlerimize güvenmek, onları her durumda desteklemek, mutlu ve memnun etmek bir yönetici olarak ilk görevim. İş arkadaşlarımla kurduğum güven ortamım ve samimiyetim her zaman daha özverili çalışmamıza olanak sağladı. Bu vesileyle onlara emeklerinden ve çalışmalarından dolayı teşekkür ederim. Çok güzel bir ilk dönem geçirdik. n Beşgen Eğitim Kurumları’nın temellerinin nasıl atıldığından ve bugüne kadar ki gelişim sürecinden bahsettiniz. Bundan sonrası için planlarınız nelerdir? Beşgen adını daha sık duymaya başlayacak mıyız? Öncelikle bizim için önemli olan elimizde var olan okullarımızı en iyi şekilde tanıtabilmek ve başarılarımızı 16 Şubat 2017 ÇAYYOLU HABER

herkese duyurabilmektir. Bunun yanı sıra tabi ki bir takım büyüme planlarımız olduğundan bahsedebilirim. İlk olarak Çayyolu’nda Coconut Juniors isimli Anaokulumuz’un faaliyete geçtiğinin haberini sizlere vermek isterim. Bizim için çocuk gelişimi ve eğitimi küçük yaşlardan itibaren üzerinde durulması ve takip edilmesi gereken bir süreçtir. Dolayısıyla bu işi Anaokulundan itibaren başlatmak istedik ve bunun için de Çayyolu semtinin başlangıç için iyi bir seçim olduğunu düşünmekteyiz. Ayrıca bundan sonra ki süreçte yine Beşgen adını Çayyolu’nda daha sık duymaya başlayabileceğinizi söyleyebilirim. n Küçük yaştan itibaren başlayarak üniversiteye öğrenci yetiştiriyorsunuz. Okul hayatında ve yaşamlarında başarılı olmaları için öğrencilere ne tavsiyelerde bulunabilirsiniz? Her öğrencinin zekâ ve yetenek düzeyinin aynı olması beklenemez. Ancak her öğrencinin geliştirebileceği bir yeteneği vardır. Bu yeteneklerini keşfetmelerini, bu amaç doğrultusunda kendilerini geliştirmelerini, eğitimlerini de bu doğrultuda kurgulamalarını tavsiye ederim. Hayatları boyunca mutlu olacakları bir meslekte onları görmek beni en çok gururlandıran şeydir.





ÇAYY OLU HAB ER

HABER news

Çayyolu’nda orman alanı

YAPILAŞMAYA AÇILIYOR Çayyolu’ndaki 63 bin 700 metrekarelik orman alanının yapılaşmaya açıldığını bildiren Mimarlar Odası Ankara Şubesi, tüm vatandaşların kentin yeşil alanlarına sahip çıkmaya çağırdı. Mimarlar Odası Ankara Şubesi konuyu yargıya taşıyacağını kaydederek, “Gökçek kamu yararına aykırı uygulamalarına es vermiyor. Doğayla, ekolojiyle ve yaşamla uyumlu kararlar yerine değişik kesimlerin rant ilişkiler içerisine daha fazla kar elde etme yaklaşımıyla plan değişiklikleri yapılıyor. Dolayısıyla biz bu süreçte betonun karşısında yeşili, rantın karşısında kamu yararını savunuyoruz” dedi.

RANTIN KARŞISINDA KAMU YARARINI SAVUNUYORUZ

Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Çayyolu’ndaki 63 bin 700 metrekarelik orman alanların yapılaşmaya açıldığını bildirerek, yetkilileri göreve davet etti. Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Ankara Büyükşehir Belediyesi Meclis’inin aldığı kararlar, Çayyolu’nda bulunan ve orman alanı olan 913 kadastro parselde plan değişikliği yapıldı. Bu Kentsel Dönüşüm Gelişim Planı alan sınırı içine dahil edilerek, orman alanı vasfından çıkartılarak konut ve park alanı olarak belirlendi. Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak kamu yararını savunmayı sürdürüyoruz ve bu konuda dava açıyoruz” dedi.

plan değişikliği kararı var. Nisan ayında Belediye Meclisi plan değişikliklerini iptal ediyor ve alan eski konumuna dönüyor. Ağustos ayında iptal ettiği planda değişikliğini yeniden onaylıyor. Nisan ile Ağustos ayında ne değişti de Belediye Meclisi fikrini değiştirdi. Bunu kamuoyuna açıklaması gerekiyor. Yeryüzünün yol göstericiliğinde hareket etmeyen bilimden uzak bir yaklaşımla kentin yeşil alanlarını nefes boruları tıkanmaya çalışılıyor. Gökçek kamu yararına aykırı uygulamalarına es vermiyor. Doğayla, ekolojiyle ve yaşamla uyumlu kararlar yerine değişik kesimlerin rant ilişkilerine hizmet eden plan kararları veriliyor. Dolayısıyla biz bu süreçte betonun karşısında yeşili, rantın karşısında kamu yararını savunuyoruz. Ekolojik bütünlük içinde planlama süreçlerini ele alınmasını gerektiğini düşünerek dava açıyoruz. Çay yolunda step potansiyeli olan bir alandan söz ediyoruz. Step alanları yeryüzünün en önemli gen bankalarıdır. Bu alanları yapılaşmaya açarak yeryüzünü genleriyle oynuyorlar. Gökçek’i Ankara’nın steplerini anlamaya ve step step dersini çalışmaya davet ediyoruz.” dedi.

“4 AYDA NE DEĞIŞTI, NEDEN KARAR DEĞIŞTIRDI”

Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Mart ayından Nisan ayına kadar bu alanla ilgili 3

20 Şubat 2017 ÇAYYOLU HABER

Devamı Sayfa 22’de



ÇAYY OLU HAB ER

HABER news

ORMAN ALANLARI YAPILAŞMAYA AÇILMAMALI

Candan, sözlerine şöyle devam etti: “Parsel parsel Ankara gerçekliğini unutmadan, bu kentin ulaşım sistemini kilitleyen, altyapısını çözemeyen bilimden uzak plan kararları ve uygulamalarıyla Ankara’yı yaşanmaz hale getiren Büyükşehir Belediyesinin uygulamaların karşı kamu yararını önceleyerek dava açıyoruz. Orman alanını yapılaşmaya açamazsınız, Ankara’nın nefesini kesemezsiniz. Bu mücadele bitmez” diyen Candan, yaşanan süreci şöyle anlattı: “Çayyolu’nda bulunan 913 kadastro parselin plan değişikliği. Nazım İmar planında orman alanı olarak bulunan 63 bin 700 metrekarelik alan konut ve park alanına dönüştürülüyor. Emsal 2 hmax serbest. Tamamen betonlaşacak bir sürece doğru gidiyor. Hikâyesi aslında 14 Martta başlıyor. Arka arkaya mecliste üç tane karar alıyorlar sonrasında da 15 Nisan’da aldıkları kararları iptal ederek eskiye dönüyorlar ve plan değişikliklerini iptal ediyorlar. 12 Ağustos’ta da Kentsel Dönüşüm Gelişim Planı alan sınırı içine dahil etmek üzere bu alandaki orman alanı orman alanı vasfından çıkartarak konut ve park alanı olarak belirleniyor. 8 Eylül’de askıya çıkıyor askı sürecinde vatandaşlar itiraz ediyor 7 Ekimde askıdan iniyor. 14 Ekimdeki kararla birlikte bütün itirazlar reddediliyor. Kent İzleme Merkezimiz meclis kararlarını uzmanlarla değerlendirdi. Kentin nefes alma alanlarından olan bu alanın bir ekolojik eşik özelliği taşımaktadır. Kentsel yeşil aks içerisindeki varlığı ve step potansiyeli vardır. Ankara’nın stepleri korunmalı, orman alanları yapılaşmaya açılmamalıdır. Konuyu yargıya taşıyoruz.”

ALTYAPI VE TRAFIK PROBLEMLERI ARTTI

Çayyolu’nda çocuk parklarının dahi otoparka dönüştürüldüğünü bildiren Çayyolu sakinlerinden emekli Bilge Orman ise şunları söyledi: “Çayyolu’na doğa içinde bulunmak ve nefes almak için taşındım Sosyal alanlar, çocuk parkları ve yeşil alanlar dönüştürülmeye başlandı. Buna ilişkin mücadele etmeye başladık. Yeşil alanlar çocuk bahçesi, park, orman alanından iki çardak ve iki ağaç dikilen yerler haline getirildi. Yeşil alanların topluma hizmet etmesi lazım. Çayyolu’nda 22 Şubat 2017 ÇAYYOLU HABER

yapılaşma başladı belediyeler park alanlarına satış ofisi büfeler, çay ocağı koyarak gittikçe daraltılar ve binalar dikilmeye başlandı. Altyapı ve trafik problemleri ortaya çıktı. İnsanların yaşam alanlarına sahip çıkmasın istiyoruz. Çayyolu’nda ikamet eden Mimarlar Odası Ankara Şubesi avukatı Revşan Deniz Yıldırım Çobanoğlu, da “ 8 yıldır Çayyolu’nda oturuyorum. İki üç yılda yeşil alanların nasıl betonlaştığına bizzat şahitlik yapıyorum. Çayyolu sakinleri olarak binalara gökdelenle ihtiyacımız yok yeşil alanla ormana ihtiyacımız var” dedi.

ÇAYYOLU SAKINLERINDEN UĞUR YÜKSEL ISE TEPKISINI ŞÖYLE DILE GETIRDI:

Çayyolu’na 21 yıl önce geliş amacımız huzur ve planlı ortamdı. 913 parsel bir ekolojik koridor, bu koridor şu anda Atatürk hatıra ormanı içinde, hemen yanında Ali Rıza Bey ormanı var onun yanında Gordion’un güneyinde yer alan 60 hektar büyüklüğündeki ağaçlandırma ve park alanlarıyla bir zincir oluşturarak birleşen koridor bulunuyor. Ankara’nın nefes almasını sağlayacak, AOÇ yeşil alanlarıyla birleşen bir yer burası. Bunun üstünde doğal bitkiler badem ağaçları var. Kuş yuvaları var. Bu doğal ve yeşil alanların elimizden çıkmasını istemiyoruz. Eğer torunlarımıza iyi bir çevre bırakmak istiyorsak mücadele etmek istiyoruz”





ÇAYY OLU HAB ER

HABER news

Evlerde En Sık Görülen Haşereler

Çayyolu’nda haşereyle

MÜCADELEYE DEVAM Haşere ve kemirgenlerin; yaz aylarında olduğu gibi, kış aylarında da en sık görüldüğü alanların ev olmasının temel nedeni; böceklerin nemli ve sıcak bir alanda daha hızlı çoğalmaları ve yiyecek ihtiyaçlarını giderebildikleri alanda uzun süre yaşayabilmeleridir. Ancak evlerde insanlara doğrudan verdikleri zararların yanı sıra, bakterilerin aşırı bir biçimde artışına da yol açan böcekleri yok etmek için ev ilaçlama yaptırmak şarttır. Haşerelerin ortamdaki yoğunluğunun sona erdirilmesi için etkili haşere ilaçları kullanılması ve haşere ile mücadele alanında uzmanlaşmış Ev ilaçlama firmaları tarafından hizmet alınması büyük önem taşıyor.

KIŞI AYLARINDA DA HAŞERE MÜCADELESI SÜRÜYOR

Çankaya Belediyesi ilaçlama ekipleri, hava şartlarının soğuk geçmesine rağmen belirli noktalarda

26 Şubat 2017 ÇAYYOLU HABER

yaşamlarını sürdüren sivrisinek, karasinek ve kemirgenler için ilaçlama çalışmaları yapmaya devam ediyor. Halk sağlığı ve çevre sağlığı için yaz, kış ilaçlama çalışmalarına devam eden Çankaya Belediyesi, kanalizasyon hatlarında termal sisleme işlemi gerçekleştiriyor. Sivrisinek, karasinek ve kemirgenlerin yaşam noktası olan kanalizasyonlarda yapılan çalışmalar için günün belirli saatleri seçiliyor. Rutin bölge ilaçlamalarının yanı sıra vatandaşlardan gelen şikayet ve talep üzerine de çalışmalar gerçekleştirilen ekipler, yağışlardan dolayı oluşan jit alanlarında da çalışmalarına devam ediyor. Şikayet ve talep üzerine yapılan ilaçlama çalışmalarının birçoğunun kapalı alanlarda gerçekleştirildiğini dile getiren yetkililer kamu kurum ve kuruluşlarında da ilaçlama çalışmaları yapıyor.

Haşerelerin hemen hepsi, ev gibi kapalı alanlarda yaşamaya uyum sağlamıştır. Akrep, yılan gibi doğal yaşam ortamında bulunması gereken canlılar dahi, kapalı alanlara yiyecek bulma ya da olumsuz hava koşullarından koruma gibi sebepler ile girebilmektedir. Dolasıyla evlerde görülen haşerelerin, temizlik ve hijyen gibi kıstaslar ile yok edilmesi mümkün değildir. Zira haşereler kirli alanda görülebildikleri gibi temiz alanlarda da görülebilmektedir. Pire, hamam böceği, fare gibi zararlı canlıların da en sık görüldüğü alanların başında gelen evlerde yapılacak uygulamalarda, kaliteli haşere ilacı kullanımı ve profesyonel ilaçlama tekniği uygulaması son derece önemlidir. Evlerde en sık görülen haşereler yaz aylarında; pire, hamam böceği türleri, karınca ve sinektir. Nemli alanlarda çok hızlı çoğalan bu haşere türleri, yaz mevsimlerinde her alana kolaylıkla yayılarak ciddi sorunlara neden olabilmektedir. Bu nedenle de ilaçlama uygulamaları, yaz aylarında daha sık yapılmaktadır. Kış döneminde ise; tarla faresi, ev faresi ve sıçan gibi kemirgenler evlerde çok sık görülür. Kemirgenlerin yanı sıra; tahta kurusu, akar gibi parazitler de hem sıcak hem de soğuk havalarda evleri işgal eden zararlılar arasında bulunmaktadır.



ÇAYY OLU HAB ER

HABER news

ÇAYYOLU SOKAKLARI

KÖPEK PİSLİĞİ VE ATIK YEMEKLERDEN GEÇİLMİYOR! Sokak hayvanları yaşam ortaklarımız olmalarına rağmen onlar hakkında neleri doğru biliyoruz? Neleri doğru, neleri yanlış uyguluyoruz? Bu anlamda onları ortak olduğumuz yaşama ne denli katıyoruz? Bu konuyu aydınlatmak adına sokak hayvanları hakkında bilinmesi gerekenler listemiz bizce size yardımcı olacaktır.

EVDE YEMEDIĞIMIZ YEMEKLERI SOKAK HAYVANLARI NASIL OLSA YER

Sokaklara bıraktığımız yemekler - ki bunlar evde yemediğimiz yemekler ve ev atıklarıdır, düzenli bir yere temiz bir şekilde bırakılmazlarsa çevre için hem mikrop yuvası hem de hayvan sağlığı açısından tehdit edici unsurlar içerirler. Özellikle Çayyolu bölgesinde hayvan severlerin parklara gelişigüzel bıraktıkları yemek artıkları, yaz aylarında sinek yuvası, kış aylarında da fare, sıçan gibi zararlı haşerenin beslenme yeri olmaktadırlar.

KÖPEKLER YEMEK YEDIĞI YERLERI SAHIPLENIYORLAR

Son zamanlarda başıboş köpeklerin çoğalması, çoğunun saldırgan olması ve kimsenin bu hayvanlarla ilgilenmemesi Çayyolu bölgesindeki vatandaşların tepkisine neden oluyor. 28 Şubat 2017 ÇAYYOLU HABER

Özellikle bölgedeki parklarda kümelenen köpek sürüleri, yemek buldukları parklardan ayrılmadıkları gibi, bölgelerini sahiplenerek parka gelen insanlara saldırgan davranışlarda göstermeye başlıyorlar. Özellikle başka ilçelerden getirilip Çayyolu bölgesine bırakılan başıboş köpekler Çayyolu halkı ve esnaflarını canından bezdirdi. Çayyolu, Yaşamkent, Ümitköy caddede ve ara sokaklarında guruplar halinde dolaşan köpekler tehlike saçıyor. Özellikle çöp kutularının olduğu bölgelerde kümeleşen, esnafların kapılarının önünde yatan köpekler, yoldan geçenlere saldırması dikkatlerden kaçmıyor. Yaşamkent esnaflarından Ali Budak şunları söylüyor; “Yaşamkent’te bu kadar başı boş köpeğin dolaşması son derece sakıncalı bir durum. Özellikle çöp konteynırların çevresinde atık yemek için kümeleşen köpekler oradan geçen bir çocuğa saldırıp yaralarsa bunun hesabını kim verecek. Bunun yanı sıra yemek için çöp konteynırlarını dağıtıp çevreyi kirletiyorlar. Sabah iş yerimizi açmaya geldiğimizde gördüğümüz manzara son derece kötü ve sağlıksız. Ayrıca bu köpeklerin çoğu uyuz olmuş durumda ve hastalık saçıyor. Yetkililer defalarca söyledik, yazdık. Bu durumu görmezden nasıl geliyorlar, acilen bu konuya hassasiyet göstermelerini bekliyoruz “ dedi.

KÖPEK SAHIBI OLAN HERKESIN DIKKATINE! Çayyolu’nda yaşayan Gamze Uzundere’de şunları söylüyor; “Köpeklerimizi gezdirirken sokağa yaptıkları büyük tuvaletlerini poşetleyip çöp kutusuna atmak bu kadar mı zor? Madem poşet içinde B.ku avuçlayamayacağını düşünüyordun ne demeye köpek aldın? E madem aldın o zaman evinde gazeteye yaptır! Ben köpek seven ve besleyen biri olarak sizin köpeğinizin bıraktığı pisliklere basmamak için her gün günde 3 kere gözlerim radar gibi yolları taramak zorunda mıyım? Bir anlık dikkatsizliğim sonucu o pisliğe basan köpeğimin ayaklarını bu soğukta yıkamak durumunda mıyım? Hasta olması ihtimaline karşı üstelik! birde düşünün hayvan sevmeyenlerin hakkımızda neler düşündüklerini? Birde yerleri temizleyenlerde insan! Mecbur değiller bizim köpeğimizin pisliğini temizlemeye. Sabah erken saatte kaldırımdan yürüyemiyoruz. Yolun ortasından gitmek zorundayız. Kimsenin buna hakkı yok! Lütfen herkes varsa çevresinde bildiği bu tür insanlar uyarılarını yapsın. Çok rica ediyorum. Geçen gün yaşlı bir adam bana teşekkür etti köpeğimin pisliğini aldığım için! Kimsenin buna hakkı yok! Bu sokaklar hepimizin. Lütfen dikkatli olalım ve üzerimize düşen görevimizi yerine getirelim!



ÇAYY OLU HAB ER

HABER news

Bağlıca Bulvarı’nda

KAZASIZ GÜN YOK

Bağlıca Bulvarı’nın girişindeki keskin virajda alınan ‘beton bariyer’, ‘keskin viraj uyarı levhası’ ve ‘yavaşlama uyarı çizgisi’ önlemlerine karşın kazaların sonu gelmiyor. Mahalle sakinleri, yolun teknik olarak incelenmesi ve ayrıca hız denetimi yapılmasını istiyor. Nüfusu hızla artan Başkent’in yeni yerleşim bölgesi Bağlıca ile şehir merkezi arasındaki ulaşımı sağlayan Bağlıca Bulvarı’nda alınan tüm önlemlere karşın kazasız gün geçmiyor. Mahalleyi Eskişehir Yolu’na bağlayan bulvarın başlangıcındaki keskin virajda, hız kurallarına uymayan sürücüler nedeniyle çok sayıda kaza yaşanıyor. Virajı alamayıp, boş araziye uçan araçları önlemek için Büyükşehir ekiplerinin yaklaşık 1 yıl önce yolun kenarına beton bariyerler dizdiğini, birkaç ay önce de çok sayıda ‘keskin viraj’ tabelası yerleştirip, asfaltın üzerine yavaşlama uyarı çizgileri kazıdığını belirten bölge sakinleri şunları söyledi:

BARIYERLER HERGÜN DEVRILIYOR

“Beton bariyerler dizilince, kaza yapan araçların araziye uçup, takla atmasının önüne geçildi. Biz de virajda, şahit olduğumuzdan daha fazla trafik kazası yaşandığını fark ettik. Önceleri sadece geçerken gördüklerimizden haberdar oluyorduk. Son 1 yıldır, Büyükşehir ekipleri bariyerleri yaklaşık 2 günde bir kontrol ediyor, kaza sonucu devrilenleri yerine koyuyor. Fakat kazasız gün neredeyse yok. Hergün bariyerin biri devriliyor. Yaklaşık 1 ay önce bu bölgeye keskin viraj uyarı levhaları dikildi. Hemen ardından yol üzerine yavaşlama uyarı çizgileri kazındı. Sürücülerin, bu işaretlemenin ardından ardından virajı fark edememeleri mümkün değil. Otomobili sarsan bir uyarı sistemi konuldu.

30 Şubat 2017 ÇAYYOLU HABER

HIZ DENETiMi GEREKiYOR Tüm bu yapılanlara rağmen viraja süratli giren sürücüler önlenemedi. Yine ardı ardına kaza yaşanıyor. Sanıyoruz ekipler de artık pes etti. Beton bariyerlerin yarıya yakını yatmış vaziyette duruyor, kimse gelip kaldırmıyor. Yüksek hız sonucu kaza yapan sürücüler, trafikteki diğer kişilerin de hayatını tehlikeye atıyor.

Virajda teknik bir sorun varsa Büyükşehir Belediyesi bu konu ile ilgilenmeli. Ayrıca hafriyat kamyonlarının dahi yüksek süratlere çıktığı Bağlıca Bulvarı’nda sıkı şekilde hız denetimi yapılması gerekiyor. Jandarma Trafik ekiplerinin eskiden etkin bir şekilde yürüttüğü hız denetimlerini, yeniden yapmalarını istiyoruz.



ÇAYY OLU HAB ER

HABER news

TEONA ÜMİTKÖY’DE YAŞAM BAŞLIYOR Kartallar Grup güvencesi ile Ankara Ümitköy’ün yükselen yeni değeri Teona’da hayat başladı. Ümitköy’ün en merkezi konumunda; metro ve alışveriş merkezlerine yakınlığı ile fark yaratan Teona’nın en büyük özelliği tüm dairelerin 150 bin metrekarelik orman manzarasına sahip olması. Teona; Ümitköy’ün nezih demografisinde,donatıldığı tüm özellikleri ile hem şehre hem de kendisine değer katıyor.

G

üneş bahçesi anlamına gelen Teona, toplam 197 bin m²’lik alanda ve herkes için bir daire seçeneği mevcut. Toplam 4 bloktan oluşan projede 3 blok 4+1 dairelerden oluşurken, diğer tek blokta 2+1 ve 1+1 daireler yer alıyor. Blokların proje üzerindeki konumlanması, Teona sakinlerinin benzer dokularda buluşmasını sağlıyor. İki farklı tipte sunulan 4+1 dairelerin her biri için 2 araçlık kapalı otopark bulunuyor ve tüm araç trafiği yer altından ilerliyor. Böylelikle projenin özel peyzaj mimarisi de araç trafiğinden arınmış oluyor. Blokların arasındaki mesafeler oldukça geniş. Bir tarafta, toplam 365 adet 4+1 daireden oluşan 3 blok, diğer tarafta 1+1 ve 2+1 dairelerden oluşan tek blok arasında yer alan 17 bin m² büyüklüğünde bir park alanı ile bütünleşik bir yaşam alanı oluşturuluyor. Teona’nın mimarisi öyle akıllıca tasarlanmış ki; manzaranın keyfi 0’dan 34. kata kadar bambaşka güzelliği ile seyrinize sunuluyor. 32 Şubat 2017 ÇAYYOLU HABER

DOĞA TEONA’NIN İÇİNDE! Teona’da gerçekleşen her daire için, proje ile bitişik olan ormanlık alana 5 ağaç dikildi. Her daire adına dikilen ağaçların yanında, Kartallar bu ormanlık alanı bölge için yeşerteceğinin de sözünü veriyor. Bugüne kadar yeterince bakım görmeyen ormanlık alan, Kartallar’ın özel ilgisi ve çalışmasıyla birlikte 150 bin m²’lik gerçek bir orman niteliği kazanıyor. Teona’nın çevreciliği bunlarla da bitmiyor. Toplam 4 bloktan oluşan Teona’da bloklar arasında bir de park mevcut. Teona’nın kendi özel alanıyla sınırlı tutmayıp, tüm bölge sakinlerinin kullanımına açacağı bu 18 bin m²’lik yemyeşil parkla Ümitköy nefesi daha da tazeleniyor.


ER HAB OLU Y Y A Ç

TEONA’DA YAŞAMANIN ARTILARI Teona’da 4+1 daireler için bir adet katta, kapalı depo yer alıyor. 24 m²’yi bulan geniş balkonlarıyla yeni dönem projelerden ayrışan Teona; manzarası, yürüyüş yolları, peyzajı ve ortasında yer alan kocaman parkıyla ev alma kararınızı kolaylaştırıyor. Kapalı yüzme havuzu, fitness salonu, saunası ise bu ayrıcalıklı yaşamın birer küçük parçası.

HABER news

TEONA ÜMİTKÖY PROJE ÖZELLİKLERİ Satış Devam Ediyor m2 Aralığı 114 - 265 n Proje Alanı 197.000 n Blok Sayısı 4 n Konut Sayısı 570 n Toplu Taşıma n Cafe n Açık Otopark n Kapalı Otopark n Yeşil Alan n 24 Saat Güvenlik n Sosyal Tesis n Spor Salonu n Fitness Salonu n Sauna n Yürüyüş Alanları n Çocuk Parkı n n

ÇAYYOLU HABER Şubat 2017 33


ÇAYY OLU HAB ER

HABER news

Bitkisel üretim

Bir önceki yıla göre arttı Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TUİK) verilerine göre üretim miktarları, 2016 yılında bir önceki yıla göre tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerde %0,2, sebzelerde %2,4, meyvelerde %6,8 oranında artış gösterdi. Üretim miktarları 2016 yılında tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerde 65 milyon 184 bin ton, sebzelerde 30 milyon 267 bin ton ve meyvelerde 18 milyon 972 bin ton olarak gerçekleşti.

TAHIL ÜRETIMI 2016 YILINDA BIR ÖNCEKI YILA GÖRE AZALDI

Tahıl ürünleri üretim miktarları 2016 yılında bir önceki yıla göre %8,7 oranında azalarak 35 milyon 281 bin ton olarak gerçekleşti. Bir önceki yıla göre buğday üretimi %8,8 oranında azalarak 20 milyon 600 bin ton, arpa üretimi %16,3 oranında azalarak 6 milyon 700 bin ton, çavdar üretimi %9,1 oranında azalarak 300 bin ton, yulaf üretimi %10 oranında azalarak 225 bin ton oldu. Baklagillerin önemli ürünlerinden yemeklik bakla %0,3 oranında artarak 6 bin 280 ton, nohut %1,1 oranında azalarak 455 bin ton, yumru bitkilerden patates ise %0,2 oranında azalarak 4 milyon 750 bin ton olarak gerçekleşti. Yağlı tohumlardan soya üretimi %2,5 oranında artış göstererek 165 bin ton oldu. Tütün üretimi %3 oranında artarak 70 bin ton, şeker pancarı üretimi ise %21,5 oranında artarak 19 milyon 465 bin ton olarak gerçekleşti.

SEBZE ÜRETIMI 2016 YILINDA BIR ÖNCEKI YILA GÖRE ARTTI

Sebze ürünleri üretim miktarı 2016 yılında bir önceki yıla göre %2,4 oranında artarak 30 milyon 267 bin ton oldu. Sebze ürünleri alt gruplarında üretim miktarları incelendiğinde, yumru ve kök sebzeler %8,6 oranında, başka yerde sınıflandırılmamış diğer 34 Şubat 2017 ÇAYYOLU HABER

sebzeler %4,3 oranında, meyvesi için yetiştirilen sebzeler ise %1,5 oranında arttı. Sebzeler grubunun önemli ürünlerinden kuru soğanda %12,8, kavunda %7,8, patlıcanda %6,1, salçalık biberde %8,8 oranında artış olurken, taze soğanda %5,1, bayır turpunda % 5,6 ,bamyada %3,4 oranında üretim miktarı azaldı.

MEYVE ÜRETIMI 2016 YILINDA BIR ÖNCEKI YILA GÖRE ARTTI

Meyve ürünleri üretim miktarı 2016 yılında bir önceki yıla göre %6,8 oranında artarak 18 milyon 972 bin ton olarak gerçekleşti. Meyveler içinde önemli ürünlerin üretim miktarlarına bakıldığında, bir önceki yıla göre elmada %13,9, şeftalide %4,9, kirazda %12, kayısıda %7,4 oranında artış oldu. Turunçgil meyvelerinden mandalina %15,6 oranında artarken, sert kabuklu meyvelerden fındık ise %35 oranında azaldı. Üzüm üretiminde %9,6, trabzon hurmasında ise %2,7 oranında artış oldu.

SÜS BITKILERI ÜRETIMI 2016 YILINDA BIR ÖNCEKI YILA GÖRE AZALDI

Süs bitkileri üretim miktarı 2016 yılında bir önceki yıla göre %2,7 oranında azaldı. Süs bitkileri üretimi içindeki payları incelendiğinde kesme çiçekler %68,6, diğer süs bitkileri %31,4’lük bir paya sahiptir. Gül (kesme) üretimi bir önceki yıla göre %4,3, lale üretimi %1,8, lisianthus üretimi %13,7 oranında azaldı.



özgünce

HAYIRLARA VESİLE OLSUN

Özgün Ökmen ozgunokmen@cayyolu.com.tr

36 Şubat 2017 ÇAYYOLU HABER

2017 yılının ilk ayında yaşadıklarımız hiç de iç açıcı şeyler değil, hemen ilk akla gelen yılbaşı gecesi Ortaköy’deki gece kulübüne yapılan terör saldırısı ve 39 dünya insanın katledilmesi, titiz bir çalışma ile; 17 ocak günü yakalanan Özbek asıllı IŞİD mensubu terörist ile birlikte Mısır, Somali ve Yemen’den ülkeye giriş yapmış, İstanbul’daki hücre evlerde onunla yaşayıp, görev bekleyen diğer teröristler. İkincisi kış şartlarının zor ve soğuk geçmesi sebebiyle ekonomideki büyük durgunluk ve doların hızla yükselmesi, üçüncüsü de ‘kontrolsüz güç’ olacağı izlenimini veren Donald Trump’ın göreve başlamadan verdiği demeçler ve garantör devletlerin ne yapmak istedikleri hala meçhul ve şaibeli Cenevre’deki Kıbrıs görüşmeleri. Bunlar, Türkiye ve dünya gündemini takip eden hepimizin içini daha da karartıyor. Yukarıda sıralamaya çalıştığım konular gündemi meşgul ediyor etmesine ama bir başka gündem var ki yazamadan geçemeyeceğim. Esas gündemimiz Anayasa değişikliği; Adını bile koyamadıkları, parlamenter sistemi yok edecek, üniter yapı ve ulus devlet kavramını - bu gün veya yarın- tek kişiye teslim edecek olan Başkanlık sisteminin dünyada demokrasi adına bir örneği yok. ABD eyalet sistemiyle yönetiliyor ve Başkanlık modeli yasama, yürütme ve yargı temelinde tıkır tıkır işliyor ve kimse müdahale edemiyor. OECD ülkelerinin 30’unda parlamenter, milli geliri düşük olan dördünde ise başkanlık sistemi var. Bizden dört katı zengin olan Avrupa Birliği’nde 28 ülkenin tamamında parlamenter sistem yürürlükte, durum böyle iken; TBMM ilk tur görüşmelerinde AKP+MHP birlikteliğiyle 340 civarlarında milletvekili oylarıyla referandum eşiği aşılan bu teklif

nasıl bir görelim; Partili Cumhurbaşkanlığı teklifi, Meclis sonrası Halk oylamasından da geçerse, Seçilen kişi; 1-Yasamayı kontrol edecek, (partili olacak, milletvekili listelerini yapacak, Meclisi feshedebilecek, bütçeyi belirleyecek, KHK çıkarabilecek ve Kanunları veto edebilecek) 2-Devleti-bürokrasiyi -şekillendirecek,(Bakanları atayacak, Bakanlıkları kurup, yetkilendirecek, Kamu Tüzel Kişilerini kurabilecek, Tüm üst kademe Kamu Yöneticilerini atayacak, merkezi idare yöneticileri, BDDK,SPK,EPDK gibi kurumların üst yöneticileri, Tüm atama kriterlerinin usul ve esaslarını belirleyecek ve en önemlisi de Eğitimi şekillendirerek, Milli Eğitim Bakanlığı, YÖK üyeleri ve Rektörleri seçimsiz ve kendi istediğini atayacak) 3-Yargıyı şekillendirecek, (Hâkimle ve Savcılar Kurulu Başkanını atayacak, 13 üyeli bu kurulun 6 üyesini atayacak, Anayasa Mahkemesindeki 15 üyeden 12’sini atayacak.) 4-Uluslararası ilişkileri belirleyecek,( Anlaşmaları onaylayacak, Büyükelçileri atayacak.) 5- Ayrıca; Milli Güvenlik Politikalarını belirleyip, TSK Başkomutanlığını TBMM adına temsil edecek, OHAL uygulamasına karar verecek. Üstelik halk 3 dönem için seçtiğini denetleyemeyecek. Tek denetim yetkisi; 400 milletvekilinin yüce divana, yani kendi atadığı kurula göndermesi. Ne dersiniz? Önünüze sandık gelirse evet mi, hayır mı? Eh ne demiş eskiler; hayırlara vesile olsun.



ÇAYY OLU HAB ER

HABER news

Çayyolu 5 Televizyonu Yaşında

Çayyolu Televizyonu 10 Şubat 2012 yılında kuruluşundan buyana büyük gelişme kaydederek 5. Yaşını kutlamaya hazırlanıyor.

Çayyolu Medya Grup Radyo & Televizyon Koordinatörü Kaan Yiğit, gelişen teknolojiyle kurulan TV stüdyosu ile artık her şeyin görülebilir hale geldiğini belirterek, Çayyolu Televizyonunun 5 yılda hatırı sayılır bir seyirci kitlesine ulaştığını söyledi. HD yayın yapan Çayyolu Televizyonunun yakın zamanda Çayyolu bölgesinden canlı yayınlarda yapacağını belirten Yiğit, “Bu kalitede yayın yapan, çok az olanaklarla çok büyük işler başaran böyle bir televizyonun Türkiye’de bulunmadığını söyledi.

İNTERAKTIF ILETIŞIMLE ZAMAN SORUNU AŞILACAK

İnternet üzerinden www.cayyolutv.com, www.cayyolu.tv veya cayyolu.tv.tr üzerinden seyredilebilen 24 saat yayın yapan Çayyolu Televizyonu, film ve belgesel ağırlıklı yayın yapıyor.

Profesyonel nitelikte hazırlanan TV ve Radyo Stüdyosu aracılığıyla belli gün ve saatlerde program yapılan ve böylelikle vatandaşların talep, sorun ve şikayetlerini doğrudan kendisine iletebileceğini ifade eden Yiğit, “Günümüz koşullarında zaman sorunu ve Çayyolu’nun artan nüfusu nedeniyle yüz yüze ilişkilerin zorluğunu bu sayede bir nebze olsun gideriyoruz” dedi.

İLK CANLI YAYIN YAPILDI

TV Stüdyosunda web üzerinden ilk canlı yayınını 5 yıl önce gerçekleştirdiklerini söyleyen Yiğit, Çayyolu Medya Grup bünyesinde bu gün itibarıyla Çayyolu Televizyonu, Radyo Çayyolu, Çayyolu Haber Dergisi, internet üzerinde 3 haber sitesi olmak üzere, işitsel, görsel, yazılı ve internet medyası olmak üzere Türkiye’nin bölgesel medya kuruluşlarından biri olduklarını belirti.

47 YILDA YAŞANAN BÜYÜK BAŞARI Kaan Yiğit, 1970’lerde İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından yapılan televizyon yayıncılığının bugün web üzerinden yapılabildiğini ve bunu gerçekleştiren ilk bölgesel televizyon olmaktan kıvanç duyduğunu ifade etti. Çayyolu Medya Grup Başkanı Korkut Çetin’de yaptığı açıklamada; 8 yılda Çayyolu Medya Grup’un bünyesinde, aylık yayınlanan 2 dergi, Radyo, TV, C Ajans, web tasarım, e-ticaret, Çayyolu Firma Rehberi ve 3 internet haber sitesini yayına sokan bu başarılı ekibin, umutla çıktığı bu yolda bugün geldiği nokta, sadece bizler için değil, Türkiye’nin geleceği için de umut verici” dedi. 38 Şubat 2017 ÇAYYOLU HABER





yazın

PROMOSYON

Metin Altay mmetinaltay@cayyolu.com.tr

Emekliye promosyon hikaye, yorgunu yokuşa sürüyorlar! Bankalar kaz gelmezse tavuk verir mi? Acı olan, Başbakan’ın, bankaların bir nevi reklamını yapması. Emeklinin önüne sözleşme koyacaklar. En az iki fatura otomatik ödeme talimatı isteyecekler falan filan... Emeklinin, 3 kuruşunu otomatik ödeme için hesapta bloke etmesi mümkün mü? Bunlara neden itiraz ediyorum çünkü çalışana promosyon veren aynı banka ön koşulsuz hizmet ediyor. Emeklinin farkı ne? Yıllardır maaşı o bankaya yatar. O bankadan alır maaşını icabında kredisini... Neden bu eziyet bu koşul? Başbakan, “bankalar ikna oldu mu?” sorusunu, “orasını karıştırmayın” diye yanıtladığında bir bildiği varmış! Banka yolmadığı kazın önüne yem atar mı? Acı olan banka reklamına alet olan yetkililer, geçmiş olsun emekliler! Çocuklar Filmlerini izledik ki, gerçek hayatta yaşananlara dayanıyordu... Bosna Hersek de orman da kalan tek askerini kurtarmak için Amerikan Ordusunun top yekün harekete geçtiğini ve o askeri oradan kurtarıp çıktığını... Benzer operasyonlarda, uçak gemilerini gönderdiği, bir kişinin bile kılına zarar gelmemesi için olağan üstü gayretlerin sergilendiği bilinir... İsrail’in, İngiltere’nin Fransa’nın benzer durumlarda, asker ya da diplomatını kurtarmak için ordularını seferber ettiğini dünya bilir... Ama bugün bizim çocuklarımız Suriye de ölüyor! Ne için oradayız, ordumuz, asker ve mühimmat zayiatı veriyor ;kim için?! Giden para cabası; kimin cebinden çıkıyor? Tabii ki milletin... Böylesi ne duyuldu ne görüldü?! Vatan evlatlarının bir Amerikalı, bir Fransız, bir İngiliz, bir İsrailli kadar değeri yok mu? Oralarda İnsan hayatının değeri her şeyin üstünde ?! Bizde hayatlar neden ucuz?Maşa mı bizim çocuklar!?.. FATURA Aralık ayına ait Vodafon faturamız çıkmadı, ödeyemedik! “542”,”7000” gibi “müşteri hizmetleri” numaraları aramamıza rağmen sonuç alamadık.”Tamam faturanız gönderilecek” dedikleri halde göndermediler! Ocak itibariyle, AralıkOcak 2 fatura tutarını tek fatura olarak gönderdiler... Gelen fatura şişikti... Aboneye bu yük reva mı?!

42 Şubat 2017 ÇAYYOLU HABER

Vodafon un, bu kayıtsız ve sorumsuz tutumunu kınıyorum.Müşterinin sırtına iki aylık tutar birden aynı anda bindirilir mi?!... SÖZ “Biz Türkiye’nin zencileriyiz” numarasıyla geldiler, kendilerinden olmayan herkese zenci muamelesi yaptılar ve yapmaya devam ediyorlar” (Mehmet Türker) Bizi Kim Koruyacak? Hükümet, şirketleri kur zararından korumak için düğmeye basmış! Başbakan yardımcısı Nurettin Canikli, “Her türlü tedbiri aldık. Kurdaki yükseliş veya talep azalması nedeniyle nakit girişlerinde sıkıntı yaşayan hiçbir firma batmayacaktır” demiş! Soruyorum, nakit girişi azalan vatandaşı da koruyacak mısınız? Her gün her şeye zam geliyor, kış günü akaryakıt (benzin mazot),doğal gaz sürekli zamlanıyor, zam şampiyonları bunlar... Bu zamların yükü milletin sırtında, gelirlerde yeterli artış yok! Türk Lirası, Dolar karşısında eriyor, her şey dolara endeksli, firmalara güvence veriyorsunuz, “batmayacaksınız” diyorsunuz, vatandaş battı neden seyrediyorsunuz? Lira, %21 değer kaybetti, enflasyon aldı başını gitti, kimin hükümetisiniz, kime hizmet ediyorsunuz? İktidar “kurduğu sosyal medya takip biriminde” 60 bin kişiyi izliyormuş! Teröristleri bu ciddiyetle izleseler kim bilir kaç masum vatandaş ölümden kurtulacaktı! Akif Kökçe NE ZAMAN? ÇAYYOLU Kızılay metrosu yeni 6 vagon oldu... Batıkent- OSB metrosu hâlâ 3 vagon! Ne zaman 6 vagon olacak? Kızılay dan Batıkent e gelen 6 vagonlu metrodan inen yolcu, 3 vagonlu OSB metrosuna doluyor! İkinci gelen 6 vagonludan inenler de aktarma yaptı mı, üst üste gidiyor insanlar! Bu kararlar nasıl alınıyor, talebe veya ihtiyaca göre mi, keyfi mi? Keyfi değilse ne bekleniyor OSB hattın da? Metro, şehir içi ulaşımda büyük kolaylık ama neden eziyet çekiyoruz 3 vagonla!



ÇAYY OLU HAB ER

HABER news

Çayyolu’nda Tabak keyifli Ocakbaşı’nda

Brunch keyfi

Faaliyet gösterdiği ilk günden bu yana Ankaralılar ve de özellikle Çayyolu sakinlerine Antep sofrasından güzel sunumlar yapan TABAK KEYİFLİ OCAKBAŞI her hafta Pazar günleri verdiği BRUNCH ile ayrı bir tat ortaya koymaktadır. Serpme kahvaltı şeklinde sunduğu zengin çeşitlerinin yanında Antep yöresine ve mutfak kültürüne uygun olarak ciğer şiş, ciğer kavurma ve yöresel unlu mamulleri ile birlikte gelen misafirlere eşsiz manzaralı konumuyla birlikte ev rahatlığı konforu sağlayan TABAK KEYİFLİ OCAKBAŞI, Çayyolu’nda brunchın tek adresi konumuna hızlı bir şekilde yürümektedir. TABAK KEYİFLİ OCAKBAŞI, hizmet vermeye başladığı ilk günden beri aynı misyonu ortaya koymaya devam etmektedir: HİZMET VE KALİTEDE TAVİZ YOK… Verdiği tüm hizmetleri ev rahatlığında sunma gayreti içerisinde olan TABAK KEYİFLİ OCAKBAŞI, bunun ödülünü günden güne hızla artan müşteri kitlesi ile ölçülebilir şekilde almaktadır. Her Çarşamba, Cuma ve cumartesi akşamı bünyesinde bulunan solist sanatçıları İlhan ve Serkan ile birlikte müşterilerine hoş saatler yaşatan TABAK KEYİFLİ OCAKBAŞI, özellikle hafta içi gündüz saatlerinde Çayyolu’nda ikamet eden hanımefendilerin toplantı ve toplu yemek yedikleri bir adres haline gelmiştir. Toplu olarak gelen bayan müşteriler saatlerce rahat bir ortamda gün toplantılarını yaparlarken kendilerine servis edilen çay ve kahvelerini içerlerken günü keyfini sürmektedirler. Antep yöresinin geleneksel tadı olan beyran çorbası ve katmer 44 Şubat 2017 ÇAYYOLU HABER

tatlısı artık kendisine özgü bir müşteri kitlesi oluşturmuş durumdadır. Ankara’da katmer ve beyra nın iddialı adresi Tabak keyifli ocak başıdır.


ER HAB OLU Y Y A Ç

HABER news

Tabak keyifli ocak başının verdiği hizmetleri şöyle sırlayabiliriz. n Et ürünleri ve kebabın adresi: Antep yöresine has tüm kebap çeşitlerini ocak başı keyfiyle tadabilirsiniz. n Canlı Müzik: Her hafta Çarşamba Cuma ve cumartesi geceler gelen müşteriler yemeklerini canlı müzik eşliğinde alabilirler. n Branç: Her hafta Pazar günü saat 10 ile 14 arası yöresel ciğer kavurma ciğer şiş dahil olmak üzere Antep kültürüne özgü kahvaltı çeşitlerine ev rahatlığı konumda alabilirimsiniz. n Toplantı ve yemek servisi: Konum itibariyle oldukça manzaralı ve geniş mekânı ile birlikte iş çevreleri ve bayanlar toplantılarını rahatlıkla yapıp yemek hizmetlerini alabilirler. n Maç Keyfi: Ocak başı ayrıcalığı ile Dijitürk de maç keyfini yaşayabilirsiniz. Önümüzdeki günlerde tabak keyifli ocak başı her ay müşterilerine sıra gecesi hizmeti vermeye başlayacaktır. Bu konuda tüm hazırlıklar yapılmış olup müşterilerine önceden bilgilendirme yapılarak ayda bir kez sıra gecesi organizasyonu sürekli olarak yapılacaktır. Tamamen yöresel sanatçılardan kuru olan müzik grubunun ortaya koyacakları müzik ziyafeti Antep yöresine özgü yemekler ve tatlılarla birlikte iddialı bir biçimde Ankaralılara hizmet verecektir. Tabak keyifli ocak başı servis ve kaliteden ödün vermeyen misyonu ile süreklilik gösteren bir başarının lezzet öyküsüdür.

Adres: Ankaralılar Caddesi 2961.Sokak Marina Park tesisleri No:1/B Çayyolu Çankaya Ankara Telefon: 0 312 240 63 33 – 0 533 375 20 50 ÇAYYOLU HABER Şubat 2017 45


ÇAYY OLU HAB ER

HABER news

Hamilelere deodorant, parfüm ve ruj uyarısı

Deodorant, parfüm ve rujlarda bol miktarda bulunan BPS maddesinin annelik içgüdülerini değiştirebileceği ortaya çıktı.

Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Betül Görgen, Massachusetts Üniversitesi’nde fareler üzerinde yapılan bu önemli araştırmanın detayları hakkında şu bilgileri verdi:

ANNELİĞE ÖZGÜ DAVRANIŞLARI BOZUYOR

“Bu maddenin az miktarda alınması bile annenin çocuğunun ihtiyaçlarını giderme kapasitesini bozabiliyor. Fareler üzerinde yapılan araştırmada, anneliğe özgü davranışların bozulmasıyla birlikte, yavru farelerde ölüm olasılığı sürpriz şekilde arttı. Düşük dozda maruz kalınan BPS, annelik içgüdülerini zayıflatarak, yavru sıçanların yüzde 10 kadarının ölümüne yol açtı.

46 Şubat 2017 ÇAYYOLU HABER

Günde kilogram başına 2 microgram BPS alan dişilerin yüzde 10’dan fazlası ya yavrularını öldürdü ya da ilgilenmedikleri için yavrularının ölümüne neden oldu. Ayrıca bu maddeye fazla maruz kalan anne fareler yavrularıyla ilgilenmek ya da beslemek yerine daha çok yuvalarında zaman geçirdi. Yine bu farelerin hiperaktivite, aşırı zorlayıcı davranışlar ve yavrularına karşı agresif tavır içinde oldukları gözlendi. BPS’e maruz kalan annelerin kız yavrularının da yuvada daha az zaman geçirdiği, obsesif davranışlar sergilediği gözlendi.”

BİBERONLARDA VE SAKLAMA KAPLARINDA DA BULUNUYOR

Betül Görgen, BPS maddesinin günümüzde yaygın olarak kişisel bakım ürünlerinin yanı sıra, bebek biberonlarında ve gıda saklama kaplarında da bulunduğunu söyledi. Bisphenol S (BPS), insan sağlığını olumsuz etkilediği düşünülen ve plastik bileşiminde yer alan BPA’nın yerine geliştirilmişti. BPS’in son yıllarda artan popularitesine rağmen, etkileri konusunda yapılmış sadece birkaç adet çalışma mevcut.



ÇAYY OLU HAB ER

HABER news

Gezdiğin, gördüğün, yediğin, içtiğin sana kalsın; paylaşma

Hiç olurmu demeyin

​internetinde görgü kuralları var

Elektronik ortamda başsağlığı dilenmez

Sanal ortamdaki ilişkilerimize, yüz yüze kurduğumuz iletişimde olduğu gibi, gereken özeni göstermeli ve hassas davranmalıyız. Çünkü internet kullanımı ve sosyal paylaşım siteleri için de geçerli görgü kuralları vardır.

Eğitim Danışmanı, Eğitmen, Yazar Suna Okur’un Ötekiadam Yayınları’ndan çıkan ‘Suna Okur ile Zarafet, Görgü ve Protokol’ isimli kitabı bu konuda önemli bir boşluğu dolduruyor. Yazar Suna Okur, kitabında iletişim adabını şöyle anlatıyor: E-POSTA ADABI ® E-POSTANIN KARTPOSTALDAN FARKI YOK E-posta güvenilir bir iletişim aracı değildir. Bu sebeple çok gizli ve çok özel iletilerin elektronik ortamda gönderilmesi uygun değildir. Bazen açık bir kartpostaldan farksız olduğu unutulmamalıdır. ® HER MAİLE YÖNETİCİNİZİ EKLEMEYİN Başlık bölümünde bulunan bilgi kısmına her mailde yöneticinizi eklememeye özen göstermelisiniz. Yöneticilerin her mailde bilgiye yazılması, gereksiz bir yığın maille uğraşmalarına ve zaman kaybına sebep olmaktadır. Yöneticiyi bilgiye koyarken “Bu maildeki bilgilerden yöneticim gerçekten haberdar olmalı mı?” sorusunu kendimize sormalıyız. ® MAİL ADRESLERİNİ KIDEM SIRASINA GÖRE YAZIN E-posta dağıtımlıysa astlara ve üstlere birlikte gidiyorsa öncelikli olarak üst makamların adresini, sonra da kıdem sırasına göre astları listelemek gerekmektedir. Bilgi kısmında üst makamın adresi, astlardan sonra yazılmamalıdır. ® ELEKTRONİK ORTAMDA BAŞSAĞLIĞI DİLENMEZ Baş sağlığı mesajı, tebrik, özür, nikâh veya nişan davetiyeleri elektronik ortamda gönderilmez. Bu tür gönderiler muhatabımızı dikkate almadığımız veya davete katılmasını istemediğimiz şeklinde yorumlanabilir. ® BÜYÜK HARFLE YAZMAK BAĞIRMAK ANLAMINA GELİR Tamamı büyük harfle yazılan mailler bağırmak anlamındadır. Elektronik ortamda bir kelimeyi bile -kısaltmalar

48 Şubat 2017 ÇAYYOLU HABER

hariç- büyük harfle yazmaktan kaçınmak gerekir. Türkçe karakterlerin yaygınlaşması için mail Türkçe karakterle yazılmalıdır. ® HER MAİLDEN SONRA OKUNDU TEYİDİ İSTEMEYİN Her mailden sonra okundu teyidi istenmesi güvensizlik olarak algılanmaktadır. Mailin sonunda iletişim bilgilerinin bulunması gerekir. Muhatabınız bir başka iletişim yönetimini kullanmak istediğinde nezaketen işini kolaylaştırmak gerekir. ® BU E-POSTAYI 10 KİŞİYE GÖNDER, GÖNDERMEZSEN... Son zamanlarda popülerleşen “Bu e-postayı 10 kişiye gönder, göndermezsen...” gibi mailleri başkalarına göndermek görgüsüzlüktür. SOSYAL MEDYA ADABI ® DÜN TANIŞTIĞINIZ KİŞİYE ARKADAŞLIK TEKLİF ETMEYİN Birkaç gün önce tanışılan ve herhangi bir samimiyet geliştirilmemiş insanlara sosyal paylaşım sitelerinde arkadaşlık teklif etmek görgüsüzlüktür. Ayrıca arkadaşlık teklifi için yaş, mevki ve statü göz önünde bulundurulmalıdır. ® SAYFANIZI BEĞENMESİ İÇİN ISRAR ETMEYİN Listenizde olanlara blogunuzu, sayfanızı, grubunuzu beğenmeleri için baskı yapmak, bu isteğe uymayanları tekrar tekrar uyarmak uygun bir davranış değildir. ® SORMADAN ETİKETLEME Fotoğraf albümündeki kişilerin haberi olmadan, kendilerine sorulmadan fotoğraflarını yayınlamak ayrıca adlarını fotoğrafın üstüne yazmak kaba bir davranıştır. ® EĞİTİMSİZLİĞİN VE SAYGISIZLIĞIN GÖSTERGELERİ Kişisel notlar veya ilaç reklamları için arkadaşların Facebook duvarlarını kullanmak, buralara laubali mesajlar yazmak, takma ad kullanarak sosyal paylaşım sitelerinde kaba, çirkin, ayıp sayılacak şeyler yazmak ve siyasi yorumlarda bulunmak eğitimsizliğin ve saygısızlığın göstergesidir. Unutmamak gerekir ki internet ortamında insanlar, bizi yazdığımız şeylere göre yorumlayacaklardır. Bu sebeple, yazdıklarımızı bir kez daha gözden geçirmekte fayda vardır. ® GEZDİĞİN GÖRDÜĞÜN, YEDİĞİN İÇTİĞİN SANA KALSIN Sosyal paylaşım sitelerinde ruh halinizi yazmak, mahrem konuları paylaşmak, ne yiyip içtiğinizi ilan etmek, gezilen yerlerin reklamını yapmak, insanları özendirmeye çalışmak görgüsüz olarak değerlendirilme sebebidir.



ÇAYY OLU HAB ER

HABER news

Gel ve Bizim Oralardan SLOGANI GİBİ HİZMET VERİYOR... Yapılış yöntemi, hamuru ve iç malzemesine katılanlar yöreden yöreye değişiklik gösteren pide, Türk mutfağının vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Son yıllarda hızlı yemek kültürünün bir parçası gibi görülmeye başlansa da pidenin hakkını teslim etmek gerekiyor. Keza, akşam yemeği olabilen pide, kahvaltı sofralarında da kendine yer bulabiliyor. Cenaze ya da dost meclisinin kurulduğu evlere sipariş edilen pide, hüznün yanı

sıra kedere de katık olabiliyor. Bu hamurlu gıda türü, pek farkında olmasak da yeme-içme kültürümüzde belli bir yer kaplıyor. Pide servis eden fırınlı mekanların genellikle tek bir yöreye ait çeşitlere odaklanmasına alışkınız. Çayyolu’nda birkaç ay önce farklı lezzetleri “Bizim Oralardan” sloganıyla hizmete sunan “PideY / Çayyolu” açıldı. İşletme sahipleri genç girişimciler Önder Özdamar ve Türker Yeniçeri. Genç girişimcilerimizden Önder Bey ile PİDE Y’yi konuştuk.

n Önder bey öncelikle sizi ve Pide Y nin kısa hikâyesini öğrenebilir miyiz? Tabi ki. Gümüşhaneli bir ailenin Samsun’da okumuş, Trabzon’da yetişmiş bir ferdi olarak, Ankara’ya yerleştiğimizde Karadeniz geleneği olan “Pide Kahvaltı” ihtiyacından yola çıkarak bir işletme kurmaya karar verdik. Mekana isim bulma konusunda düşünürken aklımıza özgün bir marka olabilecek “pide yemek” anlamına gelen “Pide Y” markasını tasarlamak suretiyle de Karadeniz zekası ön plana çıktı. İşte PİDE Y’nin kısa hikayesi bu şekilde başladı. n Mekana gelen müşterilere ne tür pide çeşitleri sunmaktasınız? Pide Y’de, Ankara, Kayseri, Karadeniz ve Konya yörelerine ait dört farklı bölgenin kendisine özgü pide çeşitlerini, aynı menüde buluşturuyoruz. Farklı un, hamur ve mayalama süreçlerinin yanı sıra birbirinden ayrılan iç malzemelerle çeşitlilik yaratan hayli iddialı bir menümüz var. 50 Şubat 2017 ÇAYYOLU HABER


ER HAB OLU Y Y A Ç

KARADENİZ’İN KÜREK SAPI

n Karadeniz bölgesi, Türkiye’deki pide kültürünü domine ettiği gibi PideY’in menüsünde de varlığını hissettiriyor. Mekanda iki Karadeniz pidesi ön plana çıkıyor. İlki açık ve kapalı seçenekleri ile kavurmalı pide. Diğeri ise Samsun yöresine ait kürek sapı. Bunları da okuyucularımız için anlatabilir misiniz? Bunları anlatmakla olmaz, tatmak gerekiyor. İkisi de hayli lezzetli pide çeşitleri. Elimden geldiğince anlatmaya çalışayım. Menümüzde açık ve kapalı olmak üzere iki çeşit kavurmalı pide seçeneğimiz mevcut. Kavurmalı pidemiz, açık şekilde taş fırında geleneksel yöntemlerle pişiriliyor. Yuvarlak bir hamurun üzerinde cömertçe kullanılan kavurmamız Gümüşhane’den gelmekte. Pidemiz fırından çıkmak üzereyken pidenin orta kısmına bir yumurtanın sarısı ekleniyor. Pidenizin kenarından kopardığınız parçaları banabileceğiniz yumurta aynı zamanda pideye görsellik katıyor. Samsun yöresine ait kürek sapı pidemiz ise, kavrulmuş kıymadan oluşan iç malzememiz eklenerek hamura pide fırınında kullanılan küreğin sapı şekli verilerek kapatılıyor. Silindir şeklindeki pide, piştikten sonra ahşap platform üzerinde dört parça halinde servis ediliyor. Pide ile birlikte masanıza ulaşan tereyağı parçalarını, pidenin içindeki boşluk kısma yerleştirip lezzet yüklemesi yapabilirsiniz. n Önder bey, Pide Y’de birçok lezzet meşhur. Ama özellikle etli ekmek en çok söz edilenler arasında. Biliyoruz eli ekmeği yemeden lezzetini anlatamayız. Lakin sizden okuyucularımız için etli ekmeği anlatmanızı istesek… Etli ekmeğimiz Konya yöresinden. Yaklaşık 110 cm uzunluğundaki pide, ahşap bir platform üzerinde közlenmiş köy biberi ve maydanoz ile birlikte servis ediliyor. Etli ekmeğin orijinalini tanıyıp, kenarlarda kıtır, orta kısımda yumuşak hamur arayanların memnun kalacağının altını çizmek gerekiyor. Pidenin üzerindeki kıymalı iç malzeme de kullanım yoğunluğu ve lezzeti ile kısa süreli bir Konya yolculuğuna çıkarıyor.

HABER news

n PİDE Y’de pide çeşitlerinin yanında Güneydoğu’dan iki lahmacun seçeneği de bulunuyor. Bunlar hakkında da bilgi alabilir miyiz? Belirttiğiniz gibi PİDE Y’de Güneydoğu’dan iki lahmacun seçeneği de bulunuyor. İç malzemeleri ile birbirinden ayrılan Urfa ve Antep lahmacunları, kuzu boşluğundan elde edilen ete; domates, maydanoz, al biber ve sarımsak eklenerek hazırlanan iç malzeme Antep lahmacununu diğer seçeneklerden ayırıyor. Klasik iç malzeme ile hazırlanan Urfa lahmacunu, çıtır hamuruyla dikkat çekiyor. n Önder bey Pide Y’yi anlatmakla bitirmenin imkânı yok. Sizden menünüzde bulunan diğer çeşitlerden de kısaca bahsetmenizi istesek… Pide Y’de Karadeniz’in meşhur Kadırga Yaylası’ndan gelen İmansız Peyniri, Ovit Yaylası’ndan gelen Halim Ağa Kavurması, Karadeniz peynirlisi ve kavurmalısı ile Samsun Bafra Kapalısını söyleyebiliriz. Ayrıca Trabzon’dan günlük olarak gelen meşhur Hamsiköy Sütlacı da belirmek isterim. Bunların dışında Karadenizli olmayan müşterilerimiz için de meşhur Konya Etli Ekmek ile Bıçak Arası lezzetlerini söyleyebiliriz. n Önder bey belirttiğiniz gibi birçok ürününüz günlük olarak gelmekte. Okuyucularımızı bu konuda da bilgilendirir misiniz? Tabi. Kullandığımız etlerden tutun da Hamsiköy Sütlacı’na kadar neredeyse birçok ürün günlük olarak yöresinden mutfağımıza gelmekte. Mesela kullandığımız tereyağı, her gün Trabzon’dan günlük olarak geliyor.

Adres: Prof Dr. Ahmet Taner Kışlalı Mahallesi 2760. Cadde 1072. Sokak No:3 Çayyolu/Ankara

Telefon: (0312) 327 29 29

ÇAYYOLU HABER Şubat 2017 51


ÇAYY OLU HAB ER

HABER news

Rahmi M. Koç Müzesi Havacılık Koleksiyonu:

Göklerin Dayanılmaz Hafifliği

Wright Kardeşler’in Kuzey Karolina Eyaleti’nin Kitty Hawk kasabasında yaptıkları uçuş denemelerinin üzerinden tam 115 yıl geçti. 23 Eylül 1903’teki 3.5 saniyelik başarısız girişimden sonra 17 Aralık 1903 yılında Kitty Hawk kasabasında 12 saniyede 36,6 metre uçarak insanlığın ilk uçuşu gerçekleşti. Rahmi M. Koç Müzesi 115 yıldan daha eski havacılığın zengin tarihini paylaşmak için herkesi müzeye bekliyor. Leonardo da Vinci, İbn Firnas, Hezarfen Ahmet Çelebi, Otto Lilienthal, İsmail Cevheri… Hepsinin ortak noktası ‘uçma sevdası’. Bugün, henüz insandaki uçma sevdasının bir tarihi yok. Ama 115 yıldan daha eski havacılığın tarihine Rahmi M. Koç Müzesi havacılık koleksiyonuyla ışık tutuluyor. Rahmi M. Koç Müzesi, açık alanda yer alan tüm zamanların en önemli uçağı Douglas DC-3 ve F 104S Starfighter avcı bombardıman uçağından, Mustafa V. Koç / Lengerhane Binası’ndaki 19. yüzyıl sonu ile 20. yüzyıl başlarında kullanılan İngiliz, Alman, Fransız ve İtalyan yapımı eğitim, keşif, avcı ve bombardıman uçak modellerine; pilotların kullandığı pek çok eşyanın yanı sıra bazı orijinal uçak motorlarına ev sahipliği yapıyor.

52 Şubat 2017 ÇAYYOLU HABER

NELER GÖREBILIRSINIZ? • Wright Kardeşler Dioraması: Wright Kardeşler’in 17 Aralık 1903 tarihinde gerçekleştirdikleri ilk uçuşu temsil eden model. • F-104 Starfighter: Müzenin girişinde ziyaretçileri karşılayan bu bombardıman uçak şüphesiz müzenin sembollerinden biri. • Douglas DC-3 Dakota: Tüm zamanların en önemli uçağı olan Douglas DC-3 ilk uçuşunu 1935’te gerçekleştirmiş. 1940-50’lilerde sivil havacılığın belkemiği haline gelen uçak, tüm zamanların en sevilen ve en başarılı uçaklarından. • De Havilland Vampire FB Mk 6: İlk uçuşunu 1943 yılında gerçekleştiren İngiliz üretimi De Havilland DH100 Vampire Savaş uçağı, İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere Kraliyet Ordusu tarafından kullanılmış. • Jet Provost T3A: Jet Provost, İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetleri tarafından 1955’ten 1993 yılına kadar kullanılan bir eğitim uçağı. • B-24 Liberator: 1 Ağustos 1943’te Kara Pazar olarak adlandırılan günde Romanya’daki Ploesti petrol rafinelerini bombalamak üzere Bingazi’den kalkan 178 Liberator’den biri. • J-79 Tek Milli Turbojet Motoru: 1963 yılında Amerika’da General Electric tarafından üretilen ve müzenin bahçesinde sergilenen F-104S Starfighter uçağına ait motor.



ÇAYY OLU HAB ER

HABER news

Şubat ayında neler oldu Bazen hafızalarımızı tazelemek gerekir. Çayyolu Haber Dergisi olarak, Şubat ayı içerisinde yaşanılan olaylardan bazılarını sizler için derledik. ® 1 Şubat 1979: Milliyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi uğradığı suikast sonucu hayatını kaybetti. ® 1 Şubat 1999: Türk pop müziği sanatçısı Barış Manço kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. ® 3 Şubat 1931: Menemen sanıklarından 28 kişinin idam kadarı infaz edildi. ® 5 Şubat 1937: Altı Ok, devletin temel nitelikleri olarak, Anayasa’nın 2. maddesine konuldu. ® 6 Şubat 1932: Süleymaniye Camii’nde ilk defa Türkçe hutbe okundu. ® 8 Şubat 2010: Dnz. Kurmay Kd. Albay Berk Erden, Ergenekon ve Kafes tertibi kapsamında iftiralara uğrayınca karargâhında tabancayla intihar etti. ® 10 Şubat 1969: İstanbul ve Ankara’da gençler Amerikan 6. Filosunun gelişini protesto etti. ABD denizcileri Dolmabahçe’de denize döküldü. ® 11 Şubat 1920: Kahramanmaraş Fransızlardan kurtuldu. ® 13 Şubat 1961: Türkiye İşçi Partisi (TİP) kuruldu. ® 13 Şubat 1967: Devrimci İşçi

54 Şubat 2017 ÇAYYOLU HABER

Sendikaları Konfederasyonu DİSK kuruldu. ® 14 Şubat: Sevgililer günü. ® 15 Şubat 1989: Sovyetler Birliği, Afganistan’dan son işgal birliğini de çekti. ® 15 Şubat 1999: Abdullah Öcalan, Kenya’da yakalanarak Türkiye’ye getirildi. ® 16 Şubat 1969: 6. Filo İstanbul’da protesto edildi. Tarihe Kanlı Pazar olarak geçen olayda gericilerin Taksim’de saldırısına uğrayan Duran Erdoğan ve Ali Turgut Aytaç katledildi. ® 16 Şubat 1925: Türk Hava Kurumu kuruldu. ® 16 Şubat 1876: Hasköy tersane işçileri grevi. ® 17 Şubat 1926: Medeni Kanun kabul edildi. ® 17 Şubat 1993: Jandarma Genel Komutanı Org. Eşref Bitlis’in içinde bulunduğu uçak, düzenlenen suikast sonucu Ankara’da kalkıştan 5 dk. sonra düştü. Org. Bitlis ve uçakta bulunan 4 subay hayatını kaybetti. ® 18 Şubat 1952: Türkiye NATO’ya alındı. ® 19 Şubat 1932: Halkevleri açıldı. ® 22 Şubat 1962: Albay Talat Aydemir başarısız darbe girişiminde

bulundu. ® 23 Şubat 1918: Sovyet Kızılordusu kuruldu. ® 24 Şubat 1848: Fransa’da Cumhuriyet yeniden ilan edildi. ® 24 Şubat 1848: Marx ve Engels’in yazdıkları Komünist Manifesto ilan edildi. ® 25 Şubat 1925: Dinin siyasete alet edilmeyeceğine dair Hıyaneti Vataniye Kanunu çıktı. ® 25 Şubat 1996: İşadamı Vehbi Koç hayatını kaybetti. ® 26 Şubat 1961: Milli Eğitim Bakanı ve Köy Enstitülerinin kurucusu Hasan Âli Yücel hayatını kaybetti. ® 27 Şubat 1933: Naziler, Richstag (Devlet Meclisi) binasını kundaklayarak komünistleri hedef alan tertibi sahnelediler. ® 27 Şubat 1936: Şartlı refleks yasasını bulan Sovyet bilim adamı Dr. İvan Pavlov hayatını kaybetti. ® 27 Şubat 2011: Eski Başbakanlardan Necmettin Erbakan 84 yaşında hayatını kaybetti. ® 28 Şubat 1997: Erbakan-Çiller Hükümetine, MGK’da laiklik uyarısı yapıldı. Hükümetin alması gereken tedbirler açıklandı. 8 yıllık eğitimin zorunlu olması gibi bir dizi karar alındı.



ÇAYY OLU HAB ER

HABER news

Karlı havaları sevenler için:

Kış sporu tutkunlarına özel

Türkiye rehberi Türkiye’nin büyük bölümü kar altında. Başka bir deyişle kış sporları tutkunları için yılın en güzel zamanları geldi çattı! Hâl böyle olunca, Çayyolu Haber, snowboard’dan heliskiye’ye, kar raftingi’nden snowkite’a, Türkiye’nin dört bir yanındaki kış sporları merkezlerini araştırdı.

KAYAK IÇIN TEK SEÇENEK ULUDAĞ DEĞIL

Kış sporlarının klasiği kayak için en önemli kriterler zemin kalitesi ve pistlerin uzunluğu. Her ne kadar Türkiye’de kayak tatili denilince ilk akla gelen yer, yedi pistiyle Bursa’daki Uludağ olsa da, alternatif noktalara da mutlaka göz atmak gerekiyor. Gümüşhane’deki Zigana Kayak Merkezi, Zigana Geçidi’ne 3 km uzaklıkta. Kar sezonu ise Aralık- Nisan ayları arasını kapsıyor; yani kayak tutkunları neredeyse yılın yarısı boyunca burada spor yapma imkanı buluyor. Her türlü kayak malzemesinin kiralanabildiği Zigana Kayak Merkezi’nde isteyenlere deneyimli kayak eğitmenleri ders verebiliyor. Ilgaz Dağı Kayak Merkezi ise Kastamonu’da yer alıyor ve mütevazı görünüşüyle “butik” sıfatını tam anlamıyla hak ediyor. Merkezde üç adet pist ve alıştırma sahası, telesiyej ile teleskiler bulunuyor.

HELISKI IÇIN AYDER YAYLASI IDEAL

Kayakçıların helikopterlerle tepelere çıkarıldığı Heliski, özellikle kayak merkezlerinden uzakta ve kar kalınlığının çok fazla olduğu yerlerde yapılıyor. Özel donanımlara ihtiyaç duyulduğundan Heliski’nin maliyeti diğer kış sporlarına oranla daha yüksek. Dünyanın sayılı noktalarında yapılabilen bu sporun ülkemizdeki merkezi ise Rize’nin Ayder Yaylası. Ayder, 2800 metrelik zirvesiyle Heliski tutkunlarının rağbet ettikleri merkezlerin başında geliyor.

KAR RAFTINGI IÇIN UZUNGÖL

Ülkemizde henüz çok yaygınlaşmamış bir spor dalı olan kar raftingi, adından da anlaşılacağı gibi, botlarla kar üzerinde 56 Şubat 2017 ÇAYYOLU HABER

yapılıyor. Bu sporu denemek isteyenler için ilk tercihlerden biri ise Trabzon’daki Uzungöl. Yüksek tepelerin hakim olduğu Uzungöl, kar kalınlığıyla raftingcilerin gözdeleri arasında yer alıyor

SNOWKITE IÇIN ILK TERCIH ERCIYES

Snowkite yapanlar, ayaklarında snowboard’lar, halatlarla bağlandıkları bir uçurtmayla havalanıyor. “Kayak yaparken uçmak” olarak da tanımlanan snowkite, snowboard’un bir sonraki aşaması olarak görülüyor. Erciyes Kayak Merkezi, dünyanın en önemli snowkite merkezlerinden. 3916 metre yüksekliğinde ve Kayseri şehir merkezine 25 km mesafede. Pist eğimleri yüzde 10 ila yüzde 20 arasında değiştiğinden Erciyes Kayak Merkezi 2hem snowboard hem de snowkite için uygun zemin sunuyor.




ER HAB OLU Y Y A Ç

HABER news

DOĞUŞTAN

KALÇA ÇIKIĞI

K

alça çıkığı yaklaşık bin yeni doğan bebek arasında, binde bir veya iki oranında görülür. Kalça çıkığı görülen bebeklerin yüzde altmışı tek taraflı, yüzde kırkı ise çift taraflıdır. Kız çocuklarında erkek çocuklarına göre yaklaşık beş katı fazla görülür. Kalça eklemi gelişimine engel bir sebep varsa (kundaklama, doğuştan dar eklem kapsülü, femur şaft – baş boyun açısının aşırı öne dönüklüğü vb.) , doğumdan sonra birkaç ay içerisinde kalça eklem yuvasında gelişim geriliği oluşur ve uyluk kemiğinin başı yuvadan uzaklaşmaya başlar. Bu aşamada kalça çıkığı yavaş yavaş ortaya çıkar. Boyun eğriliği (tortikollis) ve doğuştan çarpık ayaklı çocuklarda kalça çıkığı görülme oranı yüksektir. Ailede kalça çıkığı hikâyesi varsa görülme oranı yüzde otuz oranında artar.

BEBEKLERDE KALÇA ÇIKIĞI NASIL TESPİT EDİLİR?

Her iki bacağın yana doğru açma hareketinde kısıtlılık, bu hareket sırasında femur başının yuvaya girme ve çıkma sesi (klik) alınması, bir bacakta kısalık, bastırma hareketi sırasında tek bacağın yere temas etmemesi, bir veya iki bacağın birden hafif dışa dönüklüğü, pili asimetrisi bulunması kalça çıkığını düşündüren klinik bulguları oluşturur. dört aylığa kadar olan bebeklerde ultrason tetkiki, daha büyük olanlarda ise röntgen filmi çektirilerek kesin tanıya gidilir.

NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?

1-) Bebeğe bağlanan bezin dar ve küçük olması ve kasık seviyesinde bağlanması nedeni ile bacak hareketleri kısıtlandığından; kalça gelişiminde gerilik oluşmasına yol açar. 2-) Kundak yapılmamalıdır.

3-) Doğumdan sonra kalça çıkığı muayenesi yapılmalı, şüpheli bir durum varsa ultrasonografi yapılarak kontrol edilmelidir. 4-) Bebekler ortalama bir yaşında iken yürümeye başlarlar. Gecikme halinde kalça çıkığı yönünden kontrol edilmesi gerekmektedir.

DOĞUŞTAN KALÇA ÇIKIĞI TEDAVİSİ

Prof. Dr. Tansel ÜNSALDI Özel Anadolu Ortopedi ve Travmatoloji Merkezi Adres: 2812 Cadde No:1 İlko Sitesi Çayyolu Çankaya/ Ankara Telefon: 0 312 242 2 222 Faks: 0 312 242 2 363 info@ortopedimerkezi.net www.ortopedimerkezi.ne

İlk üç aylık dönemde kalça gelişim bozukluğu ‘PAVLİK BANDAJI’ ile tedavi edilebilir. Bu bandaj bebeğinizin dizlerinin birbirinden ayırarak karnına doğru çekilmesini sağlar (her iki bacağın yana doğru açık olması hali). Bebeğiniz haftada bir doktorunuz tarafından kontrol edilerek bandajın geceli gündüzlü 2-3 ay uygulanması halinde yüzde seksen oranında tedavi edicidir. Yüzde yirmi oranında pavlik bandaj yetersiz kalır. Bu bebeklerde alçı uygulanması ve bacakları kırk beş derece açık pozisyonda tutacak abduksiyon cihazları ile tedavi edilmesi gerekir. Pavlik bandajın yetersiz kaldığı bebeklerde bacaklar yana doğru açıldığında uyluk kemiğinin başı , kalça yuvasına yerleşmiyor ve uzak kalıyorsa,başın yuvaya yerleşmesini engelleyen yumuşak dokulara gevşetme ameliyatı ve ortalama 2,5 ay alçı tedavisi yapılması gerekir. Bir yaşından sonra teşhis edilen kalça çıkıklı çocuklarda ise kemik çatı ameliyatı ve kırk beş gün alçı içinde tedavi edilmeleri gerekir. Tüm Çayyolu Haber Okurlarına sağlık dolu günler dileriz. ÇAYYOLU HABER Şubat 2017 59




görüş

ORTA DOĞU CEHENNEMİ

Tuncer Kırhan tuncer@cayyolu.com.tr

62 Şubat 2017 ÇAYYOLU HABER

Çok talihsiz bir coğrafyadır şu Orta Doğu. Bin beş yüz yıldan beri kendi kendilerini yemeleri yetmemiş gibi, birde uluslar arası emperyalizmin ne kadar insan öldürürüz diyerek silah satmak, yada petrolden pay koparmak için yarış içinde olduğu bir cehennemdir. Özellikle son on yılda Orta Doğu’da dengeler değiştirilmeye çalışıldı, sözde demokrasi uygulanmıyor diyerek liderler üzerinde operasyonlar başladı. Etnik ve mezhep farklılıklarını koz olarak kullanılırken, önce Irak ve Libya ardından Suriye’de bitmeyen oyunlar devam etti ve etmektedir. Bu ateş çemberini oluşturmak için bir de hiç gelmeyecek olan “Arap Baharı” adlı bir isim yakıştırdılar. Örnek olacak bir oyun olarak ta BOP adlı “Büyük Orta Doğu Projesi” yürürlüğe koyulurken, eş başkanlığı için Türkiye’yi seçtiler. Kamuoyu şimdi öğrenmiş olabilir ama bu melanet siyasi terör guruplarının nasıl oluşturulduğu, silahlandırıldığı gün gibi aşikârdır. Özellikle Suriye ve Irak’ta örgütlenen bugün Türkiye ve Orta Doğu’yu kana bulayan; DEAŞ, PKK, YPG ve PYD adlı terör örgütleri ne yazık ki emperyalist devletlere hizmet vermektedir. Sözde, Irak, Şam İslam Devleti olmayı planlayan ve başlangıçta sayıları 8000 eli satırlı, bombalı dinci militan ordusu karadan petrol ticareti yaparken Irak ve Suriye’de Sünni egemenliği kurmayı planladılar. Bölgenin temel unsurlarından olan Kerkük Türkmenleri dahil Şii olan Suriye ve yönetimini düşman görerek işgal ve yok etme girişimlerini

sürdürdüler. Orta Doğu’da dönen emperyalist oyunu sağır sultan dahi biliyor. Esad’ı ortadan kaldırmak için, Suudi Arabistan ile Katar’ı yıllardan beri kol kola devreye sokanlar Esed’i Kaddafi ve Saddam gibi gibi yok edemeyince, Sünni İslam ile Şii Alevi İslam arasındaki çatışma çıkarmayı planladılar. Ne yazık ki bugün Türkiye’de bu işin tam ortasındadır. Emperyalist güçlerin derdi, Ortadoğu’da enerji hatlarını elinde tutmak için; İran, Irak, Suriye üçlüsü karşısında Suudi Arabistan, Katar ikilisine yanına çekmek, birde Türkiye’yi monte ederek ciddi bir mezhep çatışması çıkarmaktır. Birleşik Arap Krallığı ise bu olayların dışındadır. Çünkü o bölgede ABD’nin uydusu durumundadır. Kimin eli kimin cebinde olduğu belli olmayan bu kan ve barut daha uzun yıllar süreceğe benzemektedir. Geçtiğimiz ay Brüksel’de yapılan Avrupa Parlamentosu’nda Türkiye’yi sınır ötesi hareketiyle ‘istilacı’ ifadesi kullanılırken PKK’nın Suriye temsilcisi Ankara’yı IŞİD’e yardım etmekle suçlarken, bugün artık IŞİD açısından eskisine göre daha kötü bir durum mevcuttur. Özellikle Türkiye için en büyük sıkıntı, Suriye sınır ötesi harekâtına rağmen karşı tarafta fiili bir Kürt yönetimi olduğu gerçeğidir. G20 toplantısında gündeme geldi mi bilmiyoruz ama gelinen noktada ABD’yi zor bir tercihle karşı karşıyadır. ABD Kürt müttefiklerinin yanında durmaya devam edecek mi? Zaman içinde öreceğiz.



ÇAYY OLU HAB ER

HABER news

Türkiye’nin LED Aydınlatma sektörünün ilk ve öncü firması

Çayyolu’nda Türkiye ekonomisine katkı sağlayan isim: AKIN ÖZEL Damla LED® 2001 senesinden bu yana LED Aydınlatma sektöründe faaliyet göstermekle birlikte, bazı projeleriyle Dünya çapında ilklere imza atmanın ve Türkiye’de LED Aydınlatma üretimi, tasarımı ve uygulaması alanında ilk ve öncü firma olmanın gururunu yaşamaktadır. Damla LED®, çeşitli iç mekan ve dış mekan uygulamalarına yönelik aydınlatma çözümleri ve LED üzerine yüksek kalitedeki uzmanlığıyla çevre dostu ve ekonomik LED Aydınlatma çözümleri sunmaktadır.

Damla LED’in sahibi Akın Özel 64 Şubat 2017 ÇAYYOLU HABER

OSRAM, Nichia, Cree gibi LED markalarını kapsayan Damla LED’in tüm ürünleri Türk Malı ve 2 yıl garantilidir. Damla LED®, 1997 yılında imzalanan “Kyoto Protokolü” nün “Enerji verimi ve tasarrufunu arttırıcı önlemler alınacaktır” şeklindeki 3. Maddesini kendine temel ilke edinirken, felsefesini ve başarısını da “Her zaman bir adım önde” üzerine kurmuş bir firmadır. Damla LED’in sahibi Akın Özel Çayyolu Haber okurlarına DAMLA LED’i anlattı.

n Başkent OSB’deki fabrikanızın temelini ne zaman attınız, ne zaman tamamladınız? Başkent Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikamızın temelini 22 Haziran 2011’de attık. 22 Ağustos 2012 tarihinden itibaren de üretimimizi Başkent OSB’deki fabrikamızda sürdürmekteyiz. n Kaç metre karelik alanda faaliyet gösteriyorsunuz? Fabrikamız, 3600 m² alanda faaliyet göstermekte. n Faaliyet alanınız nedir,

ne üretiyorsunuz, yıllık üretim kapasiteniz nedir? Damla LED® olarak, hem ticari hem de kurumsal alanlarda geniş çapta LED Aydınlatma uygulamalarına yönelik proje tasarım, üretim ve kurulum hakkında profesyonel hizmet sunmaktayız. Uzaktan kumandalı kullanıcı arabirimlerden büyük güçlü sunucu kontrollü proje uygulamalarına LED Aydınlatma sistemlerini sağlayıp çözümler üretiyoruz.


ER HAB OLU Y Y A Ç

Damla LED® Alternatif Aydınlatma Sistemleri Limited Şirketi olarak 2001 senesinden bu yana LED Aydınlatma sektöründe faaliyet göstermekle birlikte, bazı projelerimizle Dünya çapında ilklere imza atmanın ve Damla LED® markası olarak Türkiye’de LED Aydınlatma üretimi, tasarımı ve uygulaması alanında ilk ve öncü firma olmanın gururunu yaşıyoruz. Firmamız dünya devi firmaların LED ürünlerini hammadde olarak üretimlerinde kullanmakta, bir projeyi A’dan Z’ye projelendirilmesinden ürün tasarımına, ürün imalatından uygulamasına kadar her aşamasında profesyonel bir ekip çalışmasıyla şekillendirmektedir. Ürünlerimiz TS EN ISO 9001:2000 kalite güvencesi altında üretilmektedir. Bunun yanı sıra tasarımlarımızın birçoğu Tasarım Tescilli ürünler olup, müşterilerimize her zaman en doğru, en kaliteli, en hızlı çözümleri sunmayı ilke edinerek yolumuza devam etmekteyiz. Satışlarımızın %60’lık bölümünü yurtdışına yapmaktayız. Kalite politikamız doğrultusunda üretim standartlarımız tasarım tescilden başlayarak, uluslararası onaylı komponent kullanımına kadar uzanan bir doğrultuda gerçekleşmektedir. Uluslararası LED üreticilerinden hammadde olarak tedarik ettiğimiz LED’lerin haricinde, üretimimizin %90’ına yakın bir bölümü Türkiye’de tarafımızdan üretilmektedir. Firmamız, standart ürün üretimi haricinde, özel tasarım ve imalat konusunda da müşterilerine geniş bir imkan sunmaktadır. Yıllık üretim miktarlarımıza gelince, İç ve Dış Mekan LED’li Aydınlatma 90.000 metre Şerit Aydınlatma, 24.000 adet LED’li Aydınlatma Armatürüdür. n Tam kapasiteyle çalışır durumda mısınız? Kaç kişiye istihdam olanağı sağlıyorsunuz? Üretim kapasitemiz talebe bağlı olarak yüzde 47-48 civarındadır. Firmamız şu anki üretim kapasitesiyle 20 kişiye

HABER news

istihdam sağlamaktadır. n İhracat yapıyor musunuz? 30’dan fazla ülkede partnerlerimize ve proje uygulayıcılarına hizmet vererek ihracat yapmaktayız. Satışlarımız başlıca Avrupa pazarları, Orta Doğu, Güney Doğu Asya, Kuzey Afrika ve Kuzey Amerika üzerine yoğunlaşmaktadır. Damla LED® olarak sayısız projede kazandığımız tecrübe ve bilgi birikimini yeni projelerin gelişmesine yönelik kullanmaktayız. Öncelikli olarak mimarların ve aydınlatma tasarımcılarının ihtiyaçları üzerine odaklanarak, müşterilerimize profesyonel destek ve çözümler sağlamaktayız. Konusunda uzman tasarım ekibimiz en son yazılım ve mühendislik donanımlarından yararlanarak tam bir proje tasarım desteği sağlamaktadır. n Bundan sonraki hedefleriniz nedir? Firmamızın hedefi LED Teknolojisinin kullanım olanaklarını müşterilerimizin ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde arttırmaktır. Dünya pazarındaki LED imalat sektöründe hızla gerçekleşen yüksek teknolojik gelişmeleri firmamız bünyesinde bulunan elektrik elektronik mühendisleri ve tekniker kadrosuyla yakından takip etmekte ve AR-GE çalışmalarımızla birlikte müşterilerimize kaliteli, doğru ve uzun ömürlü çözümler sunmaktayız. Gelecekte Uluslararası platformda bugüne kadar imza attığımız projelerden daha büyük projelerle markamızı ve ülkemizi temsil etmeyi hedeflemekte ve üzerimize düşen sorumluluğun farkında olarak çalışmalarımıza aralıksız devam etmekteyiz. Tasarımdan üretime; Araştırma ve Geliştirme departmanımız gelişmekte olan piyasaların ihtiyaçlarını karşılamak için çalışmalarını arttırarak sürdürmektedir.

Akın Özel; Firmamızın hedefi LED Teknolojisinin kullanım olanaklarını müşterilerimizin ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde arttırmaktır. Dünya pazarındaki LED imalat sektöründe hızla gerçekleşen yüksek teknolojik gelişmeleri firmamız bünyesinde bulunan elektrik elektronik mühendisleri ve tekniker kadrosuyla yakından takip etmekte ve AR-GE çalışmalarımızla birlikte müşterilerimize kaliteli, doğru ve uzun ömürlü çözümler sunmaktayız. ÇAYYOLU HABER Şubat 2017 65


hazan

NERGİS

Özlem Nihan ozlemnihan@cayyolu.com.tr

66 Şubat 2017 ÇAYYOLU HABER

Nergis çiçeğini yazmak istedim bu ay. Ocak ayının sonlarında açmaya başlar tarlalarda. Kokusu çok özeldir, büyüler insanı. Az bir miktarı bile bulunduğu yerin havasını değiştirir. Kışın ortasında yetişse de sanki baharın müjdecisidir. Hem narsizme hem de narkoza adını vermiştir. Mitolojik bir hikâyesi de vardır, kulaktan kulağa aktarılan. Çiçeğe ismini veren Narkissos, Yunan mitolojisinde yakışıklı bir kahramandır. Narkissos’a âşık olan bir de peri kızı vardır, adı Echo. Mitoloji bu ya, Narkissos bu sevgiye karşılık vermez ve peri kızımız Ekho bu durum karşısında kara sevdasıyla günden güne eriyerek içine kapanır ve ölür. Bir rivayete göre Echo yaşarken tanrıça Hera tarafından lanetlenmiştir ve duyduğu her cümlenin son kelimesini tekrarlar. Öldüğünde de vücudundan arta kalan kemikleri kayalara, sesi ise bu kayalarda eko dediğimiz yankılara dönüşür. Olimpos dağında yaşayan tanrılar Narkissos’a çok kızar ve cezalandırmaya karar verirler. Günlerden bir gün Narkissos susamıştır ve bitkin bir şekilde bir nehir kenarına gelir. Su içmek için eğildiğinde, suda yansıyan kendi yüzü ve vücudunun güzelliğinden büyülenir. Yerinden kalkamaz ve aynı Echo gibi ne su içebilir ne de yemek yiyebilir. Günden güne erir ve orada sadece kendini seyrederek ömrünü tüketir. Öldükten sonra da vücudu nergis çiçeklerine dönüşür. Ben de uzun zamandır yapmak istediğimi çok sevdiğim bir dostum sayesinde gerçekleştirdim ve Nergis tarlalarını görmek için İzmir Karaburun’a koştum. Ne yazık ki bu yıl hava şartlarının zorlu olması onlara da zarar vermişti. Hem yeteri kadar değillerdi hem de açmaları gecikmişti. Yine de onların içinde olmak güzel bir histi. Kucak dolusu nergisi arabaya koymak da ayrı bir zevkti. Melih Cevdet ANDAY “Nergis

ile Yankı” şiirinde bu mitolojik hikayeden bahsederken, kahramanımızın kendine aşık olması ile ilgili çok anlamlı dizeler yazmış. .. Mermer bir yonuttu sanki yüzü, Bir çizgisi bile oynamıyordu. Nergis kendini kucaklamak istiyordu, Seven de kendi, sevilen de. Kaç kez kollarını boş yere Suya daldırdı tutmak için bu başı, Açlık da ne, yorgunluk da ne, Hiçbir şey onu bu yerden ayıramadı. Niye direniyorsun, söylesene, Kaçıcı bir görüntü yakalamak için? Sen dönünce yok olacak sevdiğin, Seninle gelir, seninle gider gördüğün, Sen kendinsin arkasından koştuğun, Niye direniyorsun, söylesene! … Nergis mitolojik hikâyesiyle; beğeninin ve bunun tutkuya çevrilmesinin sonucunda yaşanılan bağımlılığın simgesi gibi sanki. Herkesin yaşadığı tüm sevgilerde sağduyuyu elden bırakmadan ve bağımlılık geliştirmeden devam edebilmesi çok önemli. Tüm sevdalarda böyle olmalı bence, vatan sevgisi de buna dâhil. Belki de bağımlılık geliştirmeden terimi vatan sevgisinde farklı bir boyuta ulaşmalı. Vatanı severken onun sevgisini bir an bile akıldan çıkarmadan, aktif ve cesur bir şekilde savunarak, ona sonuna kadar sadık kalarak, onun için yok olma ihtimalini cesurca yaşamak ve gerekirse yok olmak gibi. Nergis sevdayı, sevda da vatanı çağrıştırdı. Kışın son ayına girerken, “hayır”lı baharlarda buluşmak üzere.





FizyoCare Prof. Dr. Birol Balaban bbalaban@fizyocare.com.tr info@fizyocare.com.tr

PARKİNSON HASTALIĞI

Parkinson hastalığı ileri yaşta en sık görülen nörolojik hastalıklardan biridir. 60 yaş üzerinde toplumdaki sıklığı %1 civarındadır. Ortalama yaşam süresinin uzaması ve yaşlı nüfusun gün geçtikçe artmasıyla Parkinson hastalığı görülme oranlarının artması da kaçınılmazdır. İnsan beyninde dopamin denilen, hareket kontrolünde önemli yeri olan bir kimyasal madde üretilir. Dopamin birbirini takip eden hareketlerin yapılmasında önemli bir göreve sahiptir. Bu maddeyi üreten beyin bölümlerinin ilerleyici bir şekilde hasar görmesiyle vücuttaki dopamin miktarı azalır ve Parkinson hastalığı ortaya çıkar.

Klinik bulgular Hastalarda titreme, hareketlerde yavaşlama, kaslarda donma hissi ve yürüme bozukluğu ortaya çıkabilir. Hasta harekete başlamak istediğinde ilk adımı atmakta zorluk çekebilir ve adım atmaya çalıştıkça dengesinde bozulma ve düşmeler olabilir. Yürürken aniden donmalar da denge bozukluğuna ve düşmelere neden olabilir. Yürümede kol hareketleri azalır, küçük adımlarla, yavaş ama aceleci bir yürüyüş ortaya çıkar. Yürüme sırasında gövde hafif öne eğik olarak durur. Gövdenin bir tarafı ve baş boyunda eğilmeler, kamburluk görülebilir. Bu duruş bozukluğu da boyun, bel ve sırt ağrılarına neden olabilir. Parkinson Tedavisi Tedavide yürüme bozukluğu, duruş bozukluğu (kamburluk), bel, sırt ağrıları ve denge bozukluğu gibi tüm klinik bulgulara bir arada müdahale edilmesi tedavi başarısı için son derece önemlidir. Günümüzde Parkinson tedavisinin iki önemli kısmı bulunmaktadır. Öncelikle nöroloji tarafından doğru ilaç kombinasyonu hastaya verilir. Bununla birlikte tedavinin ikinci önemli kısmı egzersizdir. Bu noktada fizik tedavi ve rehabilitasyon hekimi tarafından hastanın değerlendirilmesi, tüm kas iskelet sistemi sorunları ve hareket bozukluklarının belirlenmesi ve her hasta için özel olarak hazırlanmış fizik tedavi ve rehabilitasyon programının hastaya uygulanması gerekir. Rehabilitasyon Yöntemleri Nelerdir? Yürüme, denge bozukluğu ve yavaşlamaya yönelik olarak fizyoterapist eşliğinde yapılan egzersizlerle kol ve bacak kaslarının güçlenmesi, hareketsizlik nedeniyle ortaya çıkan eklem kısıtlılıklarının yeniden sağlanması ya da hiç gelişmeden engel olunması, yine

70 Şubat 2017 ÇAYYOLU HABER

özellikle kol ve bacaklarda gelişen dişli çark rijiditesi nedeniyle ortaya çıkan donma hissinin azaltılması sağlanabilir. Fizyoterapistle egzersiz yanında son yıllarda Parkinson tedavisi için kullanılabilecek rehabilitasyon yöntemlerinde belirgin gelişmeler sağlanmıştır. Son teknolojinin kullanıldığı, robotik rehabilitasyon ve sanal rehabilitasyon yöntemleri yürümenin olması gerektiği şekilde yeniden öğretilmesinde ve denge kontrolünün sağlanmasında tüm dünyada kullanılmaktadır. Dopamin eksikliğiyle ortaya çıkan yürüme gibi birbirini takip eden hareketler grubunun başarılamamasında, robotik rehabilitasyonla normal yürüme şeklinin hastada sağlanabilmesi son derece önemlidir. Hastalar rehabilitasyonla günlük yaşamdaki, ev içindeki kısıtlılıklarının azaldığını kendileri de rahatlıkla gözlemleyebilirler. Üç boyutlu sanal yürüme eğitimi sistemi ile hastaların adım uzunlukları ve genişlikleri düzenlenerek yapılan yürüme egzersizleri normal yürüme şeklinin kazanılmasında belirgin etkili olmaktadır. Yürüme alanıyla eş zamanlı çalışan bir simülasyon ekranı yardımıyla hastanın gerçek sosyal ortamındaki yürümesi taklit edilmekte ve engelleri aşarken dengesini sağlaması ve düzgün yürümesi uyarılmaktadır. Aynı ekranda çıkan basit matematik işlemleri ve renk bulma sorularına hastanın cevap vermesi istenerek beyinsel fonksiyonlar da uyarılmakta, denge ve yürüme egzersizleri sırasında zihinsel aktivitelerin çalışması da sağlanabilmektedir. Böylece hem hareket hem de zihinsel sistemlerin uyarılabildiği çoklu görevli denge egzersizleri hastaya yaptırılabilmektedir. Havuz terapisi ile hastanın eklem ve kaslarındaki tutukluk belirgin açılarak, su içinde güvenli egzersizle denge geliştirilmesi ve kas güçlenmesi sağlanabilmektedir. Yine denge egzersizlerinin, birbirini takip eden hareketlerin hastaya yaptırılabileceği ve kas güçlenmesinin sağlanabileceği 3D sanal rehabilitasyon sistemleri bu hastalarda kullanılabilir. Başlangıçta fiziksel tıp ve rehabilitasyon hekiminin hastayı değerlendirmesinden sonra hastanın kapasitesine göre en uygun rehabilitasyon sistemleri, hastayla birlikte belirlenir ve tek tek ya da birkaç yöntemin bir arada uygulandığı bir program oluşturulur. Bununla birlikte hastanın hareketine engel olan bel ve sırt ağrısı gibi sorunları varsa ona yönelik fizik tedavi yöntemleri de bu tedavilerle birlikte kombine edilebilir.






Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.