NİYE KEMALİYE? •
Bu kadar zengin jeolojik, biyolojik, arkeolojik, varlığa; tarihi, kültürel, folklorik zenginliğe; kendine özgü dil, yapı, mimari tarzına ve 2500 kişilik bir kasaba olmasına karşın, birçok ilde bile görülemeyecek kültürel, sportif olanakların kısa mesafede bir arada bulunduğu başka bir mekan bulunmadığı için.
•
Ayrıca, kurulmuş vakıfların, devlet ve yerel yönetimin bu tip faaliyetlerde işbirliğine, yardıma açık olması. Doğa Okulunda olduğu gibi bu yardımı beyan etmeleri.
•
Birçok şenliğin, toplantının, kültürel aktivitenin yapılmış olmasından dolayı, bu yönetimlerin bilinçli birer kadroya sahip olması.
•
Erzincan, Malatya, Elazığ, Tunceli ve Sivas illerinin tam kesiştikleri yerde bulunması ve bu merkezlere kısa bir seyahatle ulaşılabilmesi.
Bir kişiyi eğitebilmeniz için, ilk olarak ona görsel model göstermeniz gerekir •
İlişikte sunacağımız, yöre ile ilgili bazı özelliklerin hepsi bizzat görülebilecek, yaşanabilecek ve model alınabilecek özelliklerdir.
•
Bir modeli tanıtmak, ilk olarak, onun mekanını tanıtmak ile başlar.
•
Çevremizle ilgili bir özelliği öğretmek, ilk olarak, onu görüp, temas etmek ile başlar.
Hepsi Kemaliye’de var. Birkaçına sırasıyla bakalım:
DOÇ. DR. NURETTİN TOPÇU Türkiye’de sosyolojinin kurucusu Birçok felsefi akımın kurucusu ve önderi -Toybelen Köyü-
VECDİ BİNGÖL Türkiye’deki 4800 Türk Sanat Müziğinin 980’ninin söz yazarı -Koçan Mahallesi-
ENVER GÖKÇE
Şair -Çit Köyü-
AHMET KUTSİ TECER Şair-Tiyatro Yazarı-Etkin Bir Milletvekili -Apçağa KöyüOrda bir köy var, uzakta O köy bizim köyümüzdür Gezmesek de, tozmasak da, O köy bizim köyümüzdür.
SEÇİLMİŞ KASABA 2000 yılında ÇEKÜL Vakfı, “7 Bölge 7 Kent” projesi kapsamında Kemaliye’yi UNESCO’nun koruma listesine aldırmıştır. TÜRKİYE’DE KORUNMASI GEREKEN 7 BÖLGE ve 7 KENT’TEN BİRİSİDİR •
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, Türkiye’de ilk defa yaptığı, “I. Ulusal Mimarlık Koruma Ödülü” yarışmasında; “Apçağa köyündeki özgün dokunun korunması, yeni inşaatların da geleneksel sistemde yapılmasının desteklenmesi konusundaki duyarlılığı ve çalışmalarından ötürü” seçkin isimlerin bulunduğu jüri tarafından başarılı bulunarak, köy muhtarlığına plaket verilmesine karar verilmiştir.
•
Bu karar 1 Ekim 2006 günü “Dünya Mimarlık ve Konut Günü” çerçevesinde açıklanmış ve ödüller 29 Kasım 2006 günü yapılan törenle, o dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Sn. Atilla Koç tarafından Köy Muhtarı Mustafa Malkoç’a verilmiştir.
YETİŞTİRDİĞİ DEVLET ADAMLARI -Seçilmiş birkaç tanesi•
Şemsettin Günaltay – Başbakan (ülkemizi çok partili demokrasiye geçiren başbakan – 1949)
•
Doğu Perinçek – İşçi Partisi Başkanı
•
Naci Gürgüş – TÜBİTAK Bilim Kurulu Üyesi, Ankara Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı
•
Değişik dönemlerde 20 kadar bakan
•
Çok sayıda müsteşar, genel müdür ve daire başkanı
Türkçenin istismarını önleyen ilk devlet adamı Eginli Said Paşa •
Zorunlu olarak 1876 yılında Meşrutiyet ilan ediliyor. 23 Aralı 1876 yılında ilk anayasa (Kanun-u Esasi) yapılıyor. Sırbistan ve Karadağ özgürlük istiyor. Sırbistan ve Karadağ sorununu görüşmek üzere İstanbul’da Avrupa ülkelerinin toplandığı gün, Avrupa’yı kandırabilmek için anayasa ilan ediliyor. Yabancılar kanmıyor; özellikle Rus delegasyonu “devam edelim, bunların yaptıkları çocukça işler” diyor. Osmanlının manevrası boşa çıkıyor.
•
Anayasada resmi dil Türkçedir deniyor ve Mecliste Türkçe konuşulması zorunlu kılınıyor. Gayri Müslimler şiddetle karşı koyuyorlar. Hatta yıllarca padişahın en yakınında yer alan ve paşalık unvanı verilen –bugünkü moda söylemle- azınlık kökenli; ancak Müslüman yöneticiler bile bu dil ayrılığını gizli gizli ya da açıktan kaşıyorlar. Eldeki bilgiler, bu dil dayatmasının halkın bizzat kendisinden değil, Osmanlı topraklarına göz dikmiş bugünkü stratejik ortaklarımız olarak sunulan ezeli düşmanlarımızın tezgâhlamasından kaynaklandığını göstermektedir. Sonuçta Meclis Başkanı Ahmet Paşa “bilmiyorsanız 4 yıl sonra seçim var; öğrenir gelirsiniz diyerek” konuyu bağlıyor.
•
Eğinli Said Paşa Türkçenin resmi dil olması için büyük çaba sarf ediyor ve diretiyor. Anayasaya resmi dil teriminin girmesinin altında büyük bir tuzak yattığını anlayarak, bunun anayasadan çıkarılmasını sağlıyor.
•
Dil tartışması burada sonlanmıyor. Arnavutlar kendi dillerinden hutbe okunmasını talep edince Sultan 2. Abdülhamit bunu hemen ret ediyor. Alışılageldiği gibi hutbenin Arapça verilmesini emrediyor. Osmanlıda da hutbeler Arapça verilmiştir. Çünkü Osmanlı döneminde imparatorluğu bir arada tutan gücün din ve dinin dili olan Arapça’yı da bu birliğin simgesi olarak görüyordu. Dolaylısıyla hutbeleri Arapça okutuyordu. Sultan 2. Abdülhamit’in dildeki bu kaymaya “imparatorluk sadece bu nedenle bile parçalanabilir kaygısıyla” izin vermiyor.
En çok bilim adamı ve sanatkar yetiştiren kent
•
Şu anda Kemaliye nüfusuna kayıtlı, ilgisini ve ilişiğini kesmemiş, tahminen 150 kadar profesör, 70 – 80 doçent, bir o kadar da yardımcı doçent, yüksek öğretimde hizmete devam ettiği tahmin ediliyor
•
Bu rakamlar, birçok ilin toplam bilim adamından çok daha fazla.
•
Çok sayıda ulusal ve uluslar arası ödüllü fotoğraf sanatçısı (örneğin Yusuf Ziya Ademhan, Sıtkı Fırat, Lütfü Özgünaydın)
•
Nefesli sazlarda kendini kanıtlamış sanatkarlarımız oldu (Mustafa Özgül, Burhan Tarlabaşı).
EGİN BİR ZAMANLAR DÜNYA TEKSTİLİNDE “MASAYA OTURMUŞ BİR KASABAYDI”
Hakkında çıkan bilimsel çalışmalar ve kitaplardan bazıları •
Şırzı Köprüsü – Barbaros Baykara – Ermeni Olayları
•
Köprü – Ayşe Kulin – TV Dizisi
•
Çok sayıda TRT ve diğer TV belgeselleri
Kemaliye hakkında yapılan bilimsel çalışmalardan birkaçı •
Kemaliye Mimarisi – Marmara üniversitesi – Doktora
•
Kemaliye Peyzajı – Zöhre Bulut-Atatürk Üniversitesi – Doktora
•
Kemaliye Sosyolojisi – Ali Kul – Hacettepe Üniversitesi
•
Kemaliye Folkloru – Atatürk Üniversitesi – Doktora (?)
•
Kemaliye Manileri – Atatürk Üniversitesi – Doktora (?)
•
Kemaliye’nin Osmanlı Döneminde Sosyo-Ekonomisi - Fırat ÜniversitesiDoktora
•
Değişik Düzeylerde Yapılmış Birçok Biyolojik Çalışma
•
Türkiye’nin En Kapsamlı Biyoçeşitlilik Araştırması (38 bilim adamının katkısıyla)
•
Balık Islah Çalışması – TÜBİTAK Destekli – Doktora Çalışması (yapılmakta)
MEVCUT YÜKSEK ÖĞRETİM KURUMLARI •
Meslek Yüksek Okulu (9 program) – Su Ürünleri, Halıcılık, Arıcılık ve Restorasyon bölümleri kendi çaplarında Türkiye’de önde koşuyor.
•
Turizm ve Otelcilik Yüksek Okulu – yakında açılıyor.
•
Eğitim Fakültesi – Kurulma aşamasında.
•
Son derece modern, otantik, 200 kişilik yurt olanağı - 500 kişiye çıkartılacak.
•
Lise ve diğer okullar.
KÜLTÜREL OLANAKLAR •
İl ölçeğinde gelişmiş bir kütüphane
•
Tam donanımlı, her türlü aktiviteye açık 2 konferans salonu; ayrıca, 250, 100, 50 kişilik salonlu kültür merkezi yapım aşamasında
•
Kültür Bakanlığı’nın envanterine girmiş merkezi müze
•
5 köyde kurulmuş yine kayıtlı müze ve kurulmakta olan bir o kadar köy müzesi
•
Halka açık birkaç kişisel folklorik müze
•
Kurulmakta olan Doğa Müzesi (her türlü jeolojik ve biyolojik örneğin sergileneceği ve interaktif ünitelerin bulunacağı)-bu proje bu girişime destek verecektir.
Her zaman gazetesi(leri) vardı •
Yeşil Eğin Gazetesi
•
Gurbet Gazetesi(1958-)
•
Dutağacı Gazetesi (yayında)
•
Özlem Gazetesi (yayında)
•
The Kemaliye Times (ingilizce-yayında)
KENDİNE ÖZGÜ, ÖZELLİKLERİ
ÜLKE
GENELİNDE
FARKLI
OLARAK
BİLİNEN
BAZI
•
Sadece bu kasabaya özgü folklor oyunu – Ödüllü
•
Sadece bu kasabaya özgü TRT tarafından tescilli çok sayıda türkü
•
Çok az yörede görülen müzik geleneği (klarnet, keman, ud, cümbüş, kaval kombinasyonlu)
•
Türkiye’nin bilinen en zengin manileri-kayda geçmiş. Bu nedenle yanlarında levhalara mani yazılmış, mani yolları yapılmıştır.
•
Kendine özgü şivesi – Egin Şivesi
•
Kendine özgü, çeşitli kaynaklardan gelmiş, bir kısmı Orta Asya kökenli kelime (2500 tanesi kayda geçmiş)
SPOR OLANAKLARI •
Yarı olimpik yüzme havuzu
•
Profesyonel kano sporu ve araçları merkezi
•
Profesyonel rafting sporu ve araçları merkezi
•
Bot, motor ve 50 kişilik profesyonel gezi (araştırma) motoru olanağı
•
Yamaç paraşütü
•
Dağcılık sporu olanağı
DOĞA MÜZESİ Erzincan üniversitesi bünyesinde, Kemaliye Turizm Yüksek Okulu binasında yaklaşık 700 metrekarelik bir alanda kuru ve yaş örneklerle kurulmaya başlamıştır. Birikmiş çok zengin biyolojik materyal •
Yaklaşık 3 yıl boyunca, her biri kendi alanında en iyilerden sayılabilecek 38 bilim adamı bu kasaba ve çevresinde araştırma yaparak biyolojik materyal topladı; teşhis etti; bir kısmını da burada kurulacak Doğa Müzesi için tahnit etti.
•
Bu okulda, teşhis edilmiş bu örnekler Türkiye’nin hiçbir rastlanamayacak bir zenginlik ve çeşitlilikle öğrencilere sunulacak
yerinde
BİR SONRAKİ HEDEF •
Ne yazık ki, yüksek öğretimden ilkokula kadar tüm kademelerde doğaya yabancı olma gibi bir eksikliğimiz var. Bu, yaşam kalitemizi, çevre bilincimizi çok kötü etkilediği gibi, bilimsel düşünme yetimizi de sınırlamaktadır.
•
Bu nedenle, alt yapısı kısmen hazırlanmış olan bu Doğa Müzesinin, önümüzdeki yıllarda, genç üniversite öğretim elamanlarına ve öğretmenlere yönelik eğitim ve öğretim yapması amaçlanmaktadır.
•
TÜBİTAK tarafından çok sayıda açılmış olan Doğa-Ekoloji okuluna, amaca yönelik nitelikli hocaların yetiştirilebilmesi için burada disiplinler arası bir eğitimden geçmesi de önerilerimiz arasında olacaktır.