Samsiad Bülten İş Dünyasında Kadın Raporu Yuvarlak Masa Toplantısı
syf 16
Ekim 2014 #
2 syf 6
Düşük Enflasyon Ortamında
İŞLETME YÖNETİMİ
SAMSİAD Ziyaretlerine Devam Ediyor. syf 8
Samsun Ondokuz Mayıs Ünİversİtesİ Rektörü Hüseyİn Akan;
“Biz Her Türlü İşbirliğine Sonuna Kadar Açığız”
SAMSUN’UN YILDIZLARI İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) her yıl yaptığı Türkiye’nin Büyük Sanayi Kuruluşları raporu yayımlandı. Yayımlanan listede şehrimiz ve SAMSİAD’ımızın gurur kaynağı birçok firma yer almaktadır. Bu listeye giren ilk 500 büyük sanayi kuruluşundan, derneğimize üye olan firmalar Yeşilyurt Demir Çelik End. Ve Liman İşl. Ltd. Şti., Samsun Makine San. A.Ş., Ulusoy Un San. ve Tic. A.Ş. ve ikinci 500 büyük sanayi kuruluşu listesine giren üyelerimizden Borsan Kablo Elektrik Aydınlatma İnşaat San. ve Tic. A.Ş., Özyılmaz Fındık Tic. Ve San. Ltd. Şti., Yemsel Tavukçuluk Hayvancılık ve Yem Hammaddeleri San. ve Tic. A.Ş., Samsun Yem Sanayi ve Tic. A.Ş. ile Adeka İlaç San. Ve Tic. A.Ş.’dir. Tüm firmalarımızla büyük bir övünç ve gurur duyuyoruz. Başarılarının devamını diliyoruz.
2013 Yılı Türkiye’nin İlk 500 Büyük Sanayi Kuruluşundaki Samsun Firmaları Yeşilyurt Demir Çelik End. ve Liman İşl. Ltd. Şti. Samsun Makine San. A.Ş. Ulusoy Un San. ve Tic. A.Ş.
2013 Yılı Türkiye’nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşundaki Samsun Firmaları Borsan Kablo Elektrik Aydınlatma İnşaat San. ve Tic. A.Ş. Vezirköprü Orman Ürünleri ve Kağıt Sanayi A.Ş. Karaçuha Tarım Ürünleri İthalat İhracat Sn. ve Tic. Ltd. Şti. Özyılmaz Fındık Tic. Ve San. Ltd. Şti. Elif Fındık San. ve Tic. Ltd. Şti. Sampa Otomotiv Sanayi ve Tic. A.Ş Erçal Fındık Otomotiv San. ve Tic. A.Ş. Yemsel Tavukçuluk Hayvancılık ve Yem Hammaddeleri San. ve Tic. A.Ş. Samsun Yem Sanayi ve Tic. A.Ş. Adeka İlaç San. ve Tic. A.Ş.
baslarken
E
ylül ayı ile birlikte yazı bitirip, sonbahara adım atmış bulunmaktayız. Sıcak yaz günlerinde, Ramazan ayını, bayramını ve sonrasında Cumhurbaşkanlığı seçimlerini yaşadık. İnsanların tatil gereksinimlerini giderdikleri yaz mevsimini geçtik. Yönetimi kurulumla birlikte haftalık munzam toplantılarımızı aksatmadan yapmaya devam ederek çeşitli faaliyetlere katılarak derneğimizi temsil ettik.
Halkın oylarıyla seçilen 12. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu ve Samsunumuzu başarıyla temsil eden kabinede Gençlik ve Spor Bakanımız olarak yer almasına rağmen birçok bakanlıklarda da temsil edebilecek çağdaş bir insan olan Sayın Çağatay Akif Kılıç’ı tebrik ediyoruz. Malumumuz bizler üreten, istihdam sağlayan, katma değeri yaratan işverenler olarak siyasetin içinde olmasak da geçmişte yaşanan olumsuzluklar da çok ağır bedeller ödemek zorunda kalmışızdır. Gelecekle ilgili planlarımıza umutla bakabilmek için ülkeyi yönetenlerin uyumlarını takdirle karşılamaktayız. İlimizde faaliyet gösteren işadamı dernekleriyle de ortak paydaşlarda buluşmaya gayret gösterirken çatı kuruluşlarımız olan Samsun Ticaret ve Sanayi Odamız, Ticaret Borsamız faaliyetlerine ilgi göstermeye ve destek olmaya gayret etmekteyiz. SAMSİAD ailesi olarak siz kıymetli üyelerimizin ilimizin kalkınması için görüş ve önerilerinizi ilimiz yöneticililerine iletmek ve kamuoyunu bu yönde aydınlatmak yönetim kurulumuzun öncelikli vazifesidir. Eminim ki şehrimizde gerek seçilmiş insanların, gerekse sivil toplum kuruluşlarımızın Samsun’u hak ettiği yerlere çıkartmaktan başka beklentileri yoktur. 22 yılı geride bırakan derneğimiz geçmişte Samsun’umuza değer katacak birçok projenin hayata geçmesine katkı vermiştir. Hızla gelişen ülkemizin Dünyaya açılan kapılarından biri olan Samsun’umuzu bugünde ileriye getirmek için tespitlerimizi paylaşmak istiyoruz. Tarımda, sanayide, sağlıkta, eğitimde, turizmde, lojistikte iddialı olan ilimiz. Yeni dönemde Büyükşehir Belediye Başkanımız, İlçe Belediye Başkanlarımız ve Meclis Üyeleriyle yapacakları projelerde istihdamın ve huzurun artması için sivil toplum kuruluşlarıyla istişareleri önemlidir. Tarım topraklarının korunabilmesi ve geliştirilmesi, su kaynaklarının verimli kullanılması, gelecek nesillerimiz için hiçbir önceliğimizin önünde değildir. Şehrimizin yakın coğrafyaya daha hızlı ulaşabilmesi için, Güneyde Kıbrıs ve Adana’ya, Kuzeyde komşu ülke Rusya’nın Krosnador bölgesine hava ulaşımının sağlanması konusu, ülkemizin 2023 hedefleri programında Samsun-Ankara hızlı tren projesi çalışmalarının yeni hükümetin programında olmasından dolayı yaşadığımız mutluluk, gıpta ve imrenmeyle izlediğimiz gözbebeklerimizden Gıda Organize Sanayi Bölgemiz gibi yeni ihtisas organize sanayi bölgelerine ve deniz nakliyatının avantajlarını yakalayabilecek yeni bir organize sanayi bölgesinin Samsun’da istihdama ve ihracata çok büyük katkı sağlayacağına olan inancımız tamdır. Gelecek nesillere daha iyi yaşanabilir bir kent bırakmak için hızlı bir şehirleşmenin yaşandığı günümüzde belediyelerimizin yeşil alanları geliştirmesi ve bu alanları ekonomik kayıpları gidermede kullanmamaları temenni ve beklentilerimizdir. Yukarıda sıralamaya çalıştıklarımızın eksiği vardır fazlası yoktur, hiçbiri de şehrimiz için lüks değildir. Kıymetli üyelerimiz aylık iş yemeklerimiz eylül ayı itibariyle önümüzdeki yılın yaz başına kadar devam edecektir. Kanaat önderi konuşmacı ve davetli konuklarımızın tespitinde ve davetinde en büyük yardımcımız sizler olacaksınız. Aylık kahvaltı buluşmalarımızda üyelerimiz iş yerlerinde gerçekleştireceğimiz için, yeri, vakti uygun üyelerimizden davet beklemekteyiz. Samsunumuzun geleceğine katkı sağlayacak yapıcı, tamamlayıcı fikirlerinize tenkit dahi olsa kapımız açıktır. 2008 sonrası dünyada yaşanan ekonomi ağırlık sıkıntıları başarıyla atlatan ülkemiz komşu ülkelerde yaşanan iç savaşlardan önemli ölçüde etkilenmektedir. Bununla birlikte ticaret çevrelerinde konsolidasyon içinde bir dönem yaşanmaktadır. Yatırımların verimli olabilecek alanlarda tutulması ve öz kaynak ağırlığı önem kazanmaktadır. Yönetim Kurulum ve şahsım olarak bol kazançlı, hayırlı, sağlıklı günler geçirmeniz dileğiyle selam ve saygılarımızı sunarız.
Hüseyin Yalgın YÖNETiM YERi ADRESi Ulugazi Mah. İstiklal Cad. No:32 Cerit Apt. Kat:7 İlkadım/Samsun +90 (362) 432 67 50
www.samsiad.com info@samsiad.com
Samsiad Bülten
“SAMSİAD ZİYARETLERİNE DEVAM EDİYOR” Samsun Sanayici ve İş Adamları Derneği’nde (SAMSİAD) 25 Ocak 2014 tarihinde gerçekleştirilen olağan genel kurul sonrası göreve gelen Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Yalgın ve yeni yönetim kurulu üyeleri ziyaretlerine devam ediyor.
Samsiad Bülten
Yerel seçimlerde İlkadım, Atakum ve Tekkeköy Belediye Başkanlıklarını kazanan Sn. Erdoğan Tok, Sn. İshak Taşcı ve Sn. Hasan Togar’a yönetim kurulumuz tarafından hayırlı olsun ziyareti yapıldı.
Samsiad İş Yeri
Kahvaltıları
Geleneksel hale getirdiğimiz iş yeri kahvaltılarında bu ay üyelerimizden sayın Mahzar Başoğlu ve Levent Hacısüleymanoğlu’na konuk oldu yönetim kurulumuz. Mahzar Başoğlu ziyaretimiz iş yeri olan Marin Otel’de yapılırken konuk konuşmacı olarak eski Atakum Belediye Başkanı Sn. Metin Burma aramızda yer aldı.
Samsiad Bülten
Derneğimizde bizi destekleyen ve aramızda olmalarından onur duyduğumuz SAGİD Başkan ve Yönetim Kurulunda yer alan arkadaşlarımızla yönetim kurulumuz Yelken Kulüp’de sabah kahvaltısı yapılmış ve hoş bir beraberlik sağlanmıştır.
Samsiad Bülten
Samsun TSO ziyareti
zİYA RET LERİ mİZ Ağustos-eylül 2014
Samsiad Bülten
Samsun Sanayici ve İş Adamları Derneği (SAMSİAD) Başkanı Hüseyin Yalgın ve Yönetim Kurulu üyeleri ORKASİFED Yönetim Kurulu Başkanı Emin Bahri Uğurlu ile birlikte, 01.10.2014 Çarşamba günü saat 15.00’te, valimiz Sayın İbrahim Şahin’i makamında ziyaret etti. Karşılıklı sohbet ve tanışma havasında geçen ziyarette SAMSİAD Başkanı Hüseyin Yalgın, valimiz Sayın İbrahim Şahin’e Samsun Sanayici ve İş adamları Derneği’nin ilimizde yapmış olduğu çalışmalarla ilgili bilgi sunarken, yeni görevinde başarılar diledi.
Samsiad Bülten
Yorum
Düşük Enflasyon Ortamında İşletme Yönetimi Günümüzde birçok işletmeciden sıklıkla duyduğumuz; “Nerede o eski günler, nerede o eski işler ve kârlar?” sözü aslında bize geçmişte yaşanan yüksek enflasyonlu günleri işaret etmektedir. Çok tabiidir ki uzun yıllar boyu alışılagelmiş ve uygulanmakta olan yüksek enflasyona paralel bir işletme kültürünün birden değiştirilmesi ve düşük enflasyonlu ortama adaptasyon sağlanması hiç de o kadar kolay bir süreç değildir. Düşük enflasyonlu ortamdan bahsetmeden önce, öncelikle enflasyonun ne olduğuna ve neleri getirip götürdüğüne bakmakta fayda vardır. En genel tanımıyla enflasyon, fiyatlar genel seviyesinin sürekli artış göstermesidir. Dolayısıyla enflasyonun ekonomi üzerinde birçok etkisi bulunmaktadır. Büyüme ve enflasyon arasındaki ilişki, farklı dönemlerde farklı şekilde algılanmıştır.
Yusuf Ziya Büyüklü Kimdir? 1966 yılında Almanya’da doğan Büyüklü ilk ve orta öğrenimini Ankara ve Samsun’da tamamladıktan sonra 1987 yılında Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesinde Almanca Öğretmenliği bölümünden mezun oldu. Aynı yılda liseden bir arkadaşıyla Telpa Elektronik’i kurdu. Kurulduğu günden bu yana yurt içi ve yurtdışı birçok başarılı proje gerçekleştiren TELPA, Elektronik Güvenlik ve Otomasyon Sistemleri konusunda bölgenin öncü ve örnek bir kuruluşu haline geldi. Büyüklü 2002 yılında SAMMEY meyvecilik A.Ş firmasının da kurucu ortakları arasında yer almakla beraber şu anda SAMSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevini üstleniyor.
Günümüzde kabul gören genel görüşe göre; yüksek enflasyon, kısa vadede olumlu olarak algılanmakla beraber, orta ve uzun dönemde büyüme üzerindeki etkisinin olumsuz yönde olduğu kabul edilmektedir. İşletmeler birçok yönden içinde bulunulan ekonomik ortamdan etkilenirler. İşletmenin dış çevresindeki tüm koşullar makro ekonomik dinamiklerin etkisi altındadır. Şüphesiz ki fiyat istikrarının kalıcı olduğu düşük enflasyon ortamındaki işletme davranışları ile fiyat istikrarının bulunmadığı yüksek enflasyon ortamındaki işletme davranışları birbirinden farklı olacaktır. Enflasyon işletmeler için belirsizliktir. İstikrarsızlıktan kaynaklanan belirsizlik nedeniyle uzun dönemli planlama yapamazlar. Diğer taraftan işletmeler finansal yatırımlardan sağlanan yüksek ve risksiz faiz kazançları nedeniyle fonlarını uzun soluklu yatırımlara bağlamak istemezler. Bu durum işletmelerin rekabet güçlerini ve gelişme potansiyellerini olumsuz yönde etkiler. Enflasyon, işletme sermayesi ihtiyacını sürekli artırır. İşletmeler günlük faaliyetlerini yürütebilmek için işletme sermayesine ihtiyaç duyarlar. Yüksek enflasyon ortamında fiyatlar
devamlı olarak arttığından işletmeler faaliyet hacimlerini korumak için daha fazla işletme sermayesine ihtiyaç duyarlar. Enflasyon, işletmelerde gerçekte olmayan karlar oluşmasına sebep olur. Firmalar, gerçekte karlı olmadıkları halde enflasyonist ortamda karlı gözükürler. Enflasyon muhasebesinin uygulanmadığı bu durumda, bu karlar gerçek gibi görünür ve işletmeler, gerçekte olmayan karları üzerinden vergilendirilirler. Objektif bir bakış açısıyla bakıldığında, yüksek enflasyonun olumsuz etkileri yanında işletmeler için bazı olumlu yönlerinin de olduğu gözlenmektedir. İşletmeler yüksek enflasyon ortamlarında fazla sıkıntıya girmeden fiyatlarını arttırabilirler. Çünkü fiyat istikrarının bulunmadığı ve fiyatların yükselmesinin sıradan bir olay olarak algılandığı dönemlerde, fiyat artışları fazla dikkat çekmez. Yüksek enflasyon dönemlerinde işletmelerin verimliliği ve etkinliği bir sorun teşkil etmediği gibi maliyet kontrolü de fazla önemli değildir. Çünkü işletmeler fiyatlarını zorlanmadan arttırabildiklerinden, verimsizlikten kaynaklanan maliyet artışlarını kolayca fiyatlarına yansıtabilirler. Yüksek enflasyon dönemlerinde bazı işletmelerin faaliyet dışı kârlarında artış görülebilir. Yüksek reel faizler nedeniyle işletmeler kendi işlerinden kâr etmeseler bile, finansal yatırımlardan yüksek miktarda kazanç sağlama olanağına sahip olabilirler. İşletmeler yüksek enflasyondan, kalıcı ve düşük enflasyona geçilmesi durumunda, yüksek
Ekstra kazanma gücünü oluşturabilmek için, marka, patent, lisans gibi maddi olmayan duran varlıkların değerinin yükseltilmesi önem kazanmaktadır. Marka, firmanın hem piyasa değerini artırmak hem de kar marjını yükseltmek için son derece mühimdir.
Yüksek enflasyon ortamındaki gibi artıramazlar. Ayrıca fiyat, önemli bir rekabet unsuru olarak ortaya çıkar. Tüketiciler aynı nitelik ve özellikteki ürünü daha uygun satanları tercih eder. Bu nedenle düşük enflasyon dönemlerinde kar marjları düşer. Kar marjlarının düşmesi, daha çok satış yapılması zorunluluğunu getirir. Firmalar, satışlarını artırmak için tüketicilere diğer firmalardan daha farklı ürünler sunmalıdırlar. Rekabette avantaj sağlamak için ürünlerini farklılaştırmak mecburiyetindedirler.
enflasyonun yukarıda belirtilen olumlu ve olumsuz etkileriyle karşılaşmayacaklarından, davranışlarını değiştirmek durumunda kalacaklardır. İşletmelerin bu duruma uyum sağlamak ve varlıklarını devam ettirmek için çok önemli tedbirler ve kararlar alması gerekmektedir. Bu kararların doğru alınabilmesi için Düşük Enflasyon Ortamının Getirdiklerinin iyi analiz edilmesi önemli bir ayrıntı olarak karşımıza çıkmaktadır. Şüphesiz ki düşük enflasyonun tüketiciler üzerinde de önemli etkileri vardır, dolayısıyla belki de buradan yola çıkılarak tespitler yapmak daha akılcı bir yol olarak düşünülebilir. Yüksek enflasyon dönemlerinde, “Fiyat artışı olmadan hemen satın alayım.” psikolojisiyle davranan tüketici, enflasyonun düştüğü dönemde aceleci davranmayacaktır. Eskiden fiyat artışını sıradan bir olay olarak gören tüketici, düşük enflasyon ortamında fiyat arttığında, fiyat artışının hangi sebeple arttığını araştıracak ve artış sebebi olarak mutlaka ilave özellik arayacaktır. Fiyat indiriminin gündeme geldiği ürün ve hizmetlerde ise, fiyatların daha da düşmesini bekleyecektir. Tüketici alışverişte acele etmeyeceğinden satışlarda bir azalmaya neden olabilecektir. Tüketicide, fiyatlar artacak endişesi olmayacağından, alım için hızlı hareket etmeyecek fakat kalite ve iyi hizmetin önemi artacaktır. Diğer taraftan, düşük enflasyon döneminde nominal ve reel faizler de düşük olacaktır. Parasını tasarrufa yönlendirip faiz yoluyla değerlendirmek ya da artırmak mümkün olamayacağından tüketiciler, ihtiyaçlarını karşılamaya yönelebileceklerdir.
Düşük enflasyon ortamının en önemli özelliği, firmaların fiyat belirleme konusundaki serbestîlerinin kısıtlanmasıdır. Fiyat istikrarının bulunduğu bir ortamda firmalar fiyatlarını yüksek enflasyon ortamındaki gibi artıramazlar. Ayrıca fiyat, önemli bir rekabet unsuru olarak ortaya çıkar. Tüketiciler aynı nitelik ve özellikteki ürünü daha uygun satanları tercih eder. Bu nedenle düşük enflasyon dönemlerinde kar marjları düşer. Kar marjlarının düşmesi, daha çok satış yapılması zorunluluğunu getirir. Firmalar, satışlarını artırmak için tüketicilere diğer firmalardan daha farklı ürünler sunmalıdırlar. Rekabette avantaj sağlamak için ürünlerini farklılaştırmak mecburiyetindedirler. Çözüm olarakda, ürün geliştirme tasarım ve Ar-Ge çalışmaları yapılması zarureti ortaya çıkmaktadır. Ekstra kazanma gücünü oluşturabilmek için, marka, patent, lisans gibi maddi olmayan duran varlıkların değerinin yükseltilmesi önem kazanmaktadır. Marka, firmanın hem piyasa değerini artırmak hem de kar marjını yükseltmek için son derece mühimdir.
Samsiad Bülten
Yorum
Düşük enflasyon döneminde, yüksek enflasyon dönemlerindeki bazı uygulamaların değiştirilmesi gerekecektir. Bunlardan birisi de stok tutmadır. Düşük enflasyon döneminde stoktan kazanmak mümkün olmayacaktır. Çünkü böyle bir ortamda, stok tutma maliyeti, stoktan sağlanan kazancın önüne geçecektir. Etkin stok yönetimi ve maliyet kontrolü açısından sektörlere ve firmaya özgü gelişmiş yazılımlardan faydalanmak son derece işe yarayacaktır.
Enflasyonun düşmesiyle beraber vadeli satışlar da önem kazanacağından cazip vadeler müşteriyi ürüne yönlendirebilir. Firma, diğer firmalardan daha farklı bir vade politikası uyguluyorsa, bunu dikkat çekecek şekilde tüketicilere duyurmalıdır. Özellikle hizmet sektöründe, müşteriyle, rakiplerden daha önce ilişki kurulmalıdır. Örneğin bir kombi firması, kışa girmeden önce müşterisini, mesaj veya e-mail yoluyla periyodik bakım konusunda uyarmalıdır. Bu yaklaşım, müşteriler üzerinde olumlu psikolojik etki yaratır ve müşteriyi yine aynı işletmeden hizmet almaya yönlendirir. Düşük enflasyon döneminde, yüksek enflasyon dönemlerindeki bazı uygulamaların değiştirilmesi gerekecektir. Bunlardan birisi de stok tutmadır. Düşük enflasyon döneminde stoktan kazanmak mümkün olmayacaktır. Çünkü böyle bir ortamda, stok tutma maliyeti,
stoktan sağlanan kazancın önüne geçecektir. Etkin stok yönetimi ve maliyet kontrolü açısından sektörlere ve firmaya özgü gelişmiş yazılımlardan faydalanmak son derece işe yarayacaktır. Diğer taraftan, işletmeler esnekliği sağlamak, büyük miktardaki bir talebi veya siparişi kısa sürede karşılayabilmek ve yüksek kaliteyi düşük maliyetle gerçekleştirmek için, bilgisayar ve bilişim teknolojilerinden her alanda geçmişe nazaran daha fazla miktarda yararlanmak zorundadırlar. Gelişen teknolojiye uyum sağlamakta zorlanan ya da yeni teknolojilerin gerisinde kalan işletmelerin gün geçtikçe kan kaybetmeleri kaçınılmazdır. Diğer bir önemli konu ise maliyet kontrolüdür. Düşük enflasyonlu ortamlarda karlılığı artırmanın yolu maliyetleri etkin bir şekilde kontrol etmekten geçer. Buradaki en önemli üç unsur ise; Plan ve Bütçeleme, Performans Öl-
Ülkemizde her sektörde, iyi eğitilmiş kalifiye elemana her zaman ihtiyaç vardır. Özellikle düşük enflasyon döneminde, iş gücünün eğitimi ve insana yatırım öne çıkmalıdır.
çümü, Analiz ve Değerlendirme’dir. Bu bahsedilen üç unsurun manuel olarak yapılması çok zaman alacağı gibi doğruluk derecesi de tartışılabilir. Günümüzde, etkin bir bilgisayar programıyla, güvenilir sonuçlar elde etmek ve doğru bir maliyet kontrolü yapmak mümkündür. Bir başka önemli konu ise, İnsan Kaynakları Yönetimidir. Düşük enflasyon ortamları, yöneticiler için doğru kararların verilmesinin zorunlu olduğu, verimlilik ve etkinlik kriterlerinin ortaya çıktığı bir ortamdır. Böylesi bir ortamda iş gücü verimliliğinin artırılması da çok önemlidir. Zira işletme giderini oluşturan temel unsurlardan birisi de işgücü maliyetleridir. İş gücünün verimli çalışmasına ve yeni üretim tekniklerinin kullanılmasına paralel olarak, mevcut işgücünün açığa çıkması olgusu, ya da yeni işgücü istihdam etmemek
gibi bir durum söz konusu olabilecektir. Bu yüzden özellikle istihdam cephesinde mevcut işsizliğin kısa ve orta vadede devam etmesi ile işletmelerin eleman temini bir ölçüde kolaylaşacak gibi görünse de bu durum, pratikte hiçte böyle olmamaktadır. Ülkemizde her sektörde, iyi eğitilmiş kalifiye elemana her zaman ihtiyaç vardır. Özellikle düşük enflasyon döneminde, iş gücünün eğitimi ve insana yatırım öne çıkmalıdır. Türkiye ekonomisindeki büyümenin, hür teşebbüs camiasının üstün başarıları ve buna bağlı olarak işgücü verimliliğindeki artıştan kaynaklandığı unutulmamalıdır. Yaratıcı ve çalışkan bireyler, her dönemde işletmelerin en önemli varlıkları olmuştur. Yine unutulmamalıdır ki, En Tehlikeli Ordu, İşsizler Ordusudur.
Samsiad Bülten
SAMSİAD’dan Çağrı;
“Yukarı çıkmak isteyenler omuzlarımıza bassınlar” Geçtiğimiz senelerde yapılan ve ilk toplantılarda tespit edilen ortak sorunlara çözüm arayışları için Haberexen Yayın Grubu tarafından düzenlenen ‘Ortak Paydamız Samsun Buluşmaları’nın ikinci aşaması başladı. Buluşmaların ilk konuğu Samsun Sanayici ve İş Adamları Derneği (SAMSİAD) oldu. North Point Otel’de gerçekleştirilen toplantıya SAMSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Yalgın, SAMSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Koçak, SAMSİAD Genel Sekreteri Zeynep Selin Kobul, Yönetim Kurulu Üyeleri Emre Tüfekçi, Serdar Arif Bayramkaya, Gökhan Güler ve SAMSİAD üyesi Hüseyin Kurt katıldı.
SAMSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Yalgın Sam sun’un gelişmesi ve büyümesi adına her türlü fedakarlığa hazır olduklarını belirttiği konuşmasında, “Hepimizin ortak amacı Samsun’un büyü mesi ve gelişmesi. Kentimizin iyi yerlere gelmesini ve güç lenmesini istiyoruz. Çünkü bu hepimize olumlu yansıyacak. Bizim ifadelerimiz bu samimi yet doğrultusunda önerilerin dile gelmiş hali oldu.
“Hepimizin ortak amacı Samsun’un büyümesi ve gelişmesi. Kentimizin iyi yerlere gelmesini ve güçlenmesini istiyoruz. Çünkü bu hepimize olumlu yansıyacak. Bizim ifadelerimiz bu samimiyet doğrultusunda önerilerin dile gelmiş hali oldu. Birisi yukarı çıkacaksa gelsin bizim omuzlarımıza basarak çıksın. Biz buna gönüllüyüz. Ancak yukarı çıktığında aşağıdakilere de el vermesini beklemek normaldir.
Birisi yukarı çıkacaksa gelsin bizim omuzlarımıza basarak çıksın. Biz buna gönüllüyüz. Ancak yukarı çıktığında aşağıdakilere de el vermesini beklemek normaldir. Ağabeylik, duayenlik de bu eli uzatmaktır aşağıdakilere. Fakat Samsun’da tavan ve taban arasında ciddi bir açılma yaşanmaya başladı. Bu durum sosyal sorunlara neden olacak bir hal alabilir. Samsun’da en büyük yatırımları da yabancı ve dışarıdan gelen firmalar yapıyor. Biz ortak hareket edip büyük yatırımlara giremiyoruz.” dedi.
Toplantıda gündeme gelen çözüm önerileri arasında Samsun’un ortaklık kültürünün geliştirilmesi yer aldı. Samsun sanayicisinin artık kendi öz sermayelerine bağımlı kalmaktan kurtulup düzgün ortaklıklar ile geleceğe hazırlanması gerektiği vurgulandı. Öte yandan ku-
rulacak lojistik köy için firmaların kendini şimdiden hazır hale getirmek için çalışması gerektiğini ifade eden SAMSİAD Yönetim Kurulu Üyeleri aksi takdirde Samsun’un fırsatlarını dışarıdan gelenlerin değerlendireceğini kaydettiler.
Samsiad Bülten
Samsun İç ve Dış Ticarette Adım Atamıyor! SAMSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Emre Tüfekçi, güvenilir ortaklar bulup onların sermayeleriyle büyük işler yapılabileceğini belirtirken, “Hala kendi öz kaynaklarımızı kullanmaya çalışıyoruz. Artık devir, o devri geçti. Kendimize büyük ortaklar bulup, onlara güvenip, büyük işler yapacaksak onların sermayeleriyle yapmamız gerekir. Aksi takdirde kendi öz kaynaklarımızla bir yere kadar gidebiliriz. Öncelikle bizim Karadeniz’de ortaklık yapılarını incelememiz lazım. Kaynaklarımızı ne şekilde değerlendirebiliriz bunları çözmemiz lazım” şeklinde konuştu. “Karadeniz’de Rekabet Ruhu Yok” SAMSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Gökhan Güler, Kara deniz’de eğitim adına bir rekabet ruhunun oluşmamış olmasının, sistemi geriye çeken bir durumla sonuçlandığını belirtti. Yeni neslin şehri yönetecek derecede nitelikli eğitim almadığı dolayısıyla da bir sonraki kuşakla ilgili kaygılar olduğu hususunda konuşan Güler, “Yeni nesil bizim mevcut standartlarımız üzerinde yetişiyor. Bence dünya standartlarının üzerinde mi ya da dünya standartlarına yakın mı bunu tartışmak lazım. Elazığ’daki eğitim düzeyi bile Samsun’dan daha iyi, üniversite sonuçlarına bakın Samsun’a göre daha ileri seviyede. Oradaki okullar Samsun’dan daha mı iyi ya da gelir seviyeleri buradan daha mı iyi? Orada bir rekabet ruhu yakalanmış ve rekabet ruhuyla yü-
rüyor bu iş. Bu rekabet ruhunun Karadeniz Bölgesi’nde oluşmamış olması sistemi geriye çeken bir durumdur” şeklinde konuştu. “Kral Çıplak Dememiz Lazım” SAGİD Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Kurt, “Siyasi erklerden duyulan çekinmeden dolayı, Samsun için doğru bildiğimizi söyleyemiyoruz. Halbuki ne kadar çok kral çıplak diyebilirsek o kadar ileri gideriz. Samsun’da iş dünyası üç şekilde vücut bulmuş durumda. Birincisi babadan gelen ticarete devam edenler. İkincisi ranttan para kazananlar. Dolayısıyla Samsun’da bir abi ve duayen olacaksa kendi çabaları ile girişimcilik yapmış ve başarılı olanlara bakmak lazım. Ama Samsun’da en az sayıdaki ve kendi işi de en az olan grupta onlar. Babadan gelen mesleği devam ettirmiş birisi diğer sanayicilere ticaret açısından nasıl bir örnek olacak? Ne anlatacak? Babasının başarısını anlatması lazım.” dedi.
lik yapma hususunda konuştu. Bayramkaya, “Bugün biz bir aktivite yapmak istediğimizde bize sponsor olanların sayısı on kişiyi geçmiyor. Ama iki tane bakan geldiği zaman, Samsun övgü yağmuruna tutuluyor. İncelediğiniz zaman Samsun’da elektrik bile yer altına alınalı bir sene oluyor. Bugün Malatya’ya veya Kayseri’ye bakın buralarda elektrik yer altına alınalı 15 yıl olmuş. Dolayısıyla Samsun halkı kendini kurtarmak kendini modernize etmek mücadelesiyle hiçbir şekilde doğru yatırıma gelmemiştir.” dedi SAMSİAD Genel Sekreteri Zeynep Selin Kobul, ‘Ortak Paydamız Samsun Buluş maları’nın sorunlara çözüm önerilerinin getirildiği ikinci aşamasında, “Üniversitedeki hocalar sanayi ile iş birliği yaparken kendileri ticaret yapmaya kalktılar.” dedi.
Kobul; “Üniversite ve sanayi arasındaki iş birliğini sağlayacak hocalar ticaret yapmaya başladıklarında sanayiciler ile aralarında kopukluklar oldu. Çünkü üniversitenin sanayiye aktarması gereken unsurlar ticari boyuta taşındı. Sanayici iş birliği yapalım derken geleceğin mühendislerinin, yöSAMSİAD Yönetim Kurulu neticilerinin sanayinin içinde Başkan Yardımcısı Mehmet olmasını kastetti. Koçak, “Herkes abilik konusunda desteği yerel yöne- Bunlar arasından nitelikli timlerden bekliyor. Yerel yö- olanları da ileride ekibe kanetimi yönlendirecek olanlar tılacak çalışma arkadaşları esnaf ve sanatkarlardır, tüc- olarak değerlendirmeyi ön carlardır. Biz tam tersini ya- gördü. Öte yandan Ar-Ge pıyoruz, Büyükşehir Belediye çalışmalarında faydalanmak Başkanı veya Samsun Vali’si, amacı taşındı. yönlendirsin biz peşinden gidelim diye düşünüyoruz” Fakat süreç içerisinde belirtdedi. Koçak, şehirde yatırım tiğim nedenden ötürü koyapılacak yer olmadığının pukluklar oldu. Belki sanayici de prosedürler ile uğraşmak üzerinde durdu. istemediği için bunlarla uğraşmadı. Sebep ne olursa Amacımız Samsun’ u İyi olsun Samsun’da sanayici ve Yerlere Getirmek SAMSİAD Yönetim Kurulu üniversite arasında şuanda üyesi Serdar Arif Bayramka çok ciddi bir kopukluk var.” ya, şehre ağabeylik, duayen- şeklinde konuştu.
Üniversite sanayi iş birliğini sağlayacak hocalar ticaret yapmaya başladıklarında sanayiciler ile aralarında kopukluklar oldu. Çünkü üniversitenin sanayiye aktarması gereken unsurlar ticari boyuta taşındı. Sanayici iş birliği yapalım derken geleceğin mühendislerinin, yöneticilerinin sanayinin içinde olmasını kastetti.
Samsun OndokuzMayıs Ünİversİtesİ Rektörü Hüseyİn Akan;
Biz Her Türlü İşbirliğine Sonuna Kadar Açığız” 2008 yılında Ondokuz Mayıs Üniversitesi’ne (OMÜ) Rektör olarak atanan Prof. Dr. Hüseyin Akan ile SAMSİAD Bülten’in ikinci sayısı için görüştük. Görevde altıncı yılını dolduran Akan, hem üniversitenin geçtiği kilometre taşlarını anlattı, hem de iş dünyasına “biz buradayız” mesajı verdi. Rektör Akan: “Yeter ki sanayicilerimiz bizden bir şey talep etsinler, biz her türlü işbirliğine sonuna kadar açığız” dedi. tamamladım. Ankara Fen Lisesi’nden mezun olduktan sonra Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldum. 1991 yılının Öncelikle sizi tanıyarak başlamak isteriz ho- başlarında Samsun’a geldim ve OMÜ Radyocam. Kısaca kendinizden bahseder misiniz? loji Bölümü’nde göreve başladım. Ropörtaj Kürşad Tekoluk
56 yıl önce Manisa’da doğdum. İlk ve orta öğretimimi Manisa’da tamamladım. Oldukça güzel bir çocukluk ve öğrencilik dönemi geçirdiğime inanıyorum. Her türlü oyunumuzu da oynardık, her türlü kitabımızı da okurduk. Lise ve üniversite öğrenimimi Ankara’da
O günden bu güne de OMÜ’de Öğretim Üyesi olarak görev yapmaktayım. Benim esas çalışma alanım “Anjiyografi ve Girişimsel Radyoloji” dediğimiz alan. Özellikle cerrahi işlemlerde herhangi bir kesi yapmadan damarsal ve diğer işlemler yoluyla tedavi ve tanıya gidilmesi
Samsiad Bülten
Söyleşi
“Üniversite-sanayi işbirliği bir kültürdür, bir alışkanlıktır. Samsun’da sanayicilerimiz de öğretim üyelerimiz de bu kültüre alışacak.” yani. OMÜ’de görev yaptığım süre içinde ilk olarak 2008 yılında Rektör olarak atandım ve 2012 yılında ikinci defa atandım. 6 yıldır bu bu görevle üniversiteye ve şehre hizmet ediyorum. OMÜ’den bahsedecek olursak, görev yaptığınız süre içinde ne gibi gelişmeler yaşandı üniversitede? Üniversitemiz hangi imkânlara sahip? OMÜ uluslararası arenada söz sahibi mi?
Üniversite-sanayi işbirliği bir kültürdür, bir alışkanlıktır. Samsun’da sanayicilerimiz de öğretim üyelerimiz de bu kültüre alışacak. Bu konuyla ilgili sanayicilerimizin de ufkunun biraz açık olması, yeniliklere ve gelişmelere ayak uydurabilecek vizyonda olmaları lazım. Üniversitemizin laboratuvarlarında güzel gelişmeler, buluşlar oluyor ama bunlar sanayiye aksetmezse raflarda kalıyor. Biz bunun için “Üniversite, Sanayi ve İş dünyası Geliştirme Merkezi” kurduk. Bu merkez genel toplantılar değil de daha çok odak noktalarıyla toplantılar yapıyor ve yapmaya da devam edecek. Mesela bir bardak üretilecek, bu işi yapan firmaların temsilcileriyle üniversitemizde bardak imalatı üzerine çalışan hocalar bir araya getirilecek bu merkezde.
Üniversitemizin en çok öne çıkan bölümleri Tıp Fakültesi, Ziraat Fakültesi, Eğitim Fakültesi, Diş Hekimliği Fakültesi ve Veteriner Fakültesi. Bunlar bu zamana kadar OMÜ denilince ilk akla gelen, en çok öne çıkan alanlar. 2008 yılında göreve başladığımda Mühendislik Fakültesi ile İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde (İİBF) hem bölüm olarak hem de altyapı olarak önemli eksiklikler vardı. 6 yıl içerisinde bu eksiklikleri hızlı bir şekilde kapatıp ulusal ve uluslararası arenada rekabet edebilecek pozisyona taşıdık. Mühendislik Fakültesi’nin eksik olan laboratuvarları kuruldu, öğretim üyesi eksiklikleri giderildi ve bunun ardından üniversite-sanayi işbirliği konusunda önemli adımlar atıldı. Bu gelişmeler sayesinde Samsun iş dünyasıyla önemli protokollerin altına imza attık. Hem araştırma yönünden hem de öğrencilerimizin sektörde staj yapmaları yönünden oldukça önemli bir gelişme oldu bu. Görevde bulunduğum süre içinde İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi ve Teknopark gibi iki önemli merkezi üniversitemizin bünyesinde hayata geçirdik. Öğretim üyelerimiz ve girişimciler bu merkezlerde AR-GE faaliyetleri yürütüp sanayiye katma değer sağlayabilirler. Yine bir diğer gelişme havacılık alanında oldu. 19 Mayıs İlçesi’nde Ballıca Kampüsü’nde Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi açtık bu süre zarfında. Yine aynı yerde Sivil Havacılık Yüksekokulu ile Uzay Teknolojileri Araştırma Merkezi’ni kazandırdık şehrimize. Uzay Teknolojileri Araştırma Merkezi’miz İnsansız
Hava Aracı (İHA) yapmayı başardı. Ayrıca orada biri kiralık, üçü kendimizin olmak üzere dört eğitim uçağımız ile şu anda pilot eğitimlerine başladık. Yani uçuş okulumuz da açıldı. O kampüste şu anda bile Türkiye’nin önde gelen havacılık merkezlerinden biri haline geldi. Önümüzdeki 3-5 yıl içinde belki bizden önde bir tek Anadolu Üniversitesi kalabilir bu alanda. Üniversitemizde bu şekilde gelişmeler yaşanırken tabi şehirle ilişkilerimizi de güçlendirmeye çalıştık. Özelikle iş dünyasıyla olmak üzere şehirle en fazla ilişki kuran fakültemiz İİBF. Ben göreve geldiğimde İİBF’de bir tek İktisat Bölümü ve bu bölümünde bir sınıfı var. Şu an geldiğimiz noktada fakültemizde dört farklı bölümle hizmet veriyoruz. Bu bölümlerden mezun olan öğrencilerimiz var. Yine bu alanlarda yüksek lisans ve doktora öğrenimi verebiliyoruz 20’yi aşkın öğretim üyemizle. Kısacası, çok hızlı bir şekilde iyi bir noktaya geldik. Dolayısıyla bizim bir anlamda zayıf olan kısımlarımızı da güçlendirerek üniversitemizi daha iyi bir hale getirdik. Şu an Türkiye genelinde ilk 10 civarındayız. Bazen sıralamada 9’uncu bazen 11-12’nci oluyoruz ama genel itibariyle ilk 10’dayız diyebiliriz. Yaşadığımız bir diğer önemli gelişme ise uluslararası öğrenci sayımızla alakalı. 2008 yılında 170 civarında yabancı öğrenci varken şu an 1400’ün üzerinde yabancı öğrencimiz var. 72 ülkeden yabancı öğrenci geliyor şehrimize. Bu konuda Türkiye’de en başta gelen kurumlardan biriyiz. Bunun önemi, 72 ülkede OMÜ’nün ve Samsun’un biliniyor olması. Ayrıca, Avrupa ülkeleriyle Erasmus; Avrupa ülkesi dışındakilerle de Mevlana değişim programlarını yürütüyoruz. Bu kapsamda öğrenci ve öğretim üyelerimiz değişim programlarından faydalanabiliyor. Son yıllarda önemi gittikçe artan bir üniversite-sanayi işbirliği söylemi var. Sizin bu konudaki kişisel görüşlerinizi ve kurum olarak yaklaşımınızı öğrenebilir miyiz? Özel sektörde faaliyet gösteren birçok kuruluşla protokolümüz var. Öğrencilerimiz bu
Samsiad Bülten
Söyleşi
kuruluşlarda staj yapabiliyor. Onun dışında bizim yaklaşık 3 yıldır devam eden üniversite-sanayi işbirliği projelerimiz var. Bu projeler kapsamında üniversitemizde bulunan Proje Yönetim Ofisi aracılığıyla öğretim üyelerimizle proje geliştiren sanayicilere yüzde 75 destek oluyoruz. Bu çok önemli bir husus. Bu şu anlama geliyor, mesela öğretim üyelerimizde koordineli hareket eden bir sanayicimiz 100 bin liralık bir proje ile kurumumuza geldi. Bunu projenin 75 bin lirasını biz karşılıyoruz, 25 bin lirasını ise sanayici karşılıyor. Üniversite-sanayi işbirliği bir kültürdür, bir alışkanlıktır. Samsun’da sanayicilerimiz de öğretim üyelerimiz de bu kültüre alışacak. Bu konuyla ilgili sanayicilerimizin de ufkunun biraz açık olması, yeniliklere ve gelişmelere ayak uydurabilecek vizyonda olmaları lazım. Üniversitemizin laboratuvarlarında güzel gelişmeler, buluşlar oluyor ama bunlar sanayiye aksetmezse raflarda kalıyor. Biz bunun için “Üniversite, Sanayi ve İş dünyası Geliştirme Merkezi” kurduk. Bu merkez genel toplantılar değil de daha çok odak noktalarıyla toplantılar yapıyor ve yapmaya da devam edecek.
Mesela bir bardak üretilecek, bu işi yapan firmaların temsilcileriyle üniversitemizde bardak imalatı üzerine çalışan hocalar bir araya getirilecek bu merkezde. Biz öğretim üyelerimizi bu konuda teşvik ediyoruz ama aynı şekilde sanayicilerimizin de teşvik etmelerini bekliyoruz. Sanayicilerimiz, iş adamlarımız gitsinler dekanlarımızla, hocalarımızla, bu iş için kurulan ofislerimizle görüşsünler, onları zorlasınlar, onları ortak proje üretmeye yöneltsinler. Eğer bu şartlar sağlanırsa biz her türlü işbirliğine sonuna kadar açığız. Yeter ki sanayicilerimiz bizden bir şey talep etsinler, biz varız. Şehrimizde 20 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren SAMSİAD’ın Samsun’a nasıl katkı sağladığını düşünüyorsunuz? İçinde bulunduğumuz çağ Sivil Topluk Kuruluşlarının (STK) öneminin daha da arttığı bir çağ. Hatta bu nedenle birçok AB hibesi ve destekleri hep STK’lara yönelik verilir. Çünkü STK’lar ne kadar güçlü olursa toplumun da demokrasiye bağlılığı o kadar güçlü olur. SAMSİAD’ın da bir iş dünyası kuruluşu olarak şehir için zorunlu olduğunu düşünüyorum. Belli noktalarda tabi ki eksiklikleri olabilir, daha iyi yapılması gerekenler olabilir ama yeteri kadar katkı sağladıklarını düşünüyorum. Yine bildiğim bir husus, bizim özellikle İİBF’deki bazı hocalarımızın SAMSİAD ile çeşitli eğitimler, sertifika eğitimleri düzenledikleri. Tabi bunlar yeterli değil. Bunun en büyük nedeni bu tür konularda Türkiye’nin ve Türkiye’de de OMÜ’nün bu tür konularda geri kalmış olması. Bununla ilgili acı bir örnek var. 2008 yılında rektör olduğumda bana şehirden şöyle tepkiler geliyordu “Şehirde üniversite var mı?” yani bu kadar kopuktu üniversite şehirden. Ama şimdi bunları aştık, oldukça iyi bir noktaya taşıdık ilişkilerimizi.
İçinde bulunduğumuz çağ Sivil Topluk Kuruluşlarının (STK) öneminin daha da arttığı bir çağ. Hatta bu nedenle birçok AB hibesi ve destekleri hep STK’lara yönelik verilir. Çünkü STK’lar ne kadar güçlü olursa toplumun da demokrasiye bağlılığı o kadar güçlü olur. SAMSİAD’ın da bir iş dünyası kuruluşu olarak şehir için zorunlu olduğunu düşünüyorum.
TÜRKONFED İş Dünyasında Kadın Raporu Yuvarlak Masa Toplantısı Orta Karadeniz Sanayici İş Adamları Dernekleri Federasyonu (ORKASİFED) ev sahipliğinde Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) İş Dünyasında Kadın Raporu Değerlendirme Çalıştayı düzenlendi. Kadın istihdamı ile ilgili istihdam bilgileri nin, istatistik verilerinin Türkiye’de oranları ve bunlarla ilgili neler yapılması gerektiğiy le ilgili politikalar, hukuksal anlamda ka dın hakları konusunda, kadın istihdamına kazandırılması konusunda neler olduğuyla ilgili çalıştay da küçük bir anket de yapıldı. Yuvarlak masa dizayn şeklinde sorular soru larak, gruplarda sorulara ilişkin tartışmalar yapılarak her masa kendi çıkardığı sonucu toplantının sonunda temsilciler marifeti ile ifade etti.
lıştay kadın istihdamını, iş gücünün arttırılmasına yönelik hem hukuki, hem de finansal düzenlemelere yönelik olacak. Çünkü artık kadın siyasetine yönelik daha fazla çalışma yapılması gerektiğine inanıyoruz. Burada kayıt dışı ekonominin en aksak yanı olarak, kadın istihdamı olduğunu düşünüyoruz.
Türkiye’de her 100 girişimciden sadece 7’si kadın. Bu kadınlarımızın kullandığı ortalama kredi miktarı ise 35 bin liradır. Bizler bu 35 bin lirayı yatırım tutarı olarak görmüyoruz. Bu 35 bin lirayı, fakir fukaralıktan kurtarma Çalıştayın açılış konuşmaları bölümünde olarak görüyoruz. Bu tutarın arttırılması geSamsun İş Kadınları Derneği (SAMİKAD) rektiğini düşünüyorum.” dedi. Başkanı Münevver Uğurlu; “Dünya ile rekabette kadın olmadan başarıya ulaşamaz Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu bir yere varamayız. Ancak ülkemizde gerek (TÜRKONFED) Başkanı Süleyman Onatça, ekonomide gerek siyasette gerekse sosyal Türkiye’nin ihtiyacı olan dönüşümün her alanda kadın arzu ettiğimiz yerde değil. Ka- alanda yönetime, eğitimli kadınların gelmedınların iş hayatına katılımını arttıracak ön- siyle sağlanabileceğini söyledi. lemlerin alınması gerekiyor. Örneğin kadınların doğum izninin 12 haftadan 18 haftaya Gelişen siyasi süreçte ülkenin yaşadığı sıçıkartılması kadın istihdamını azaltacaktır. kıntıların hiç bir tarafında kadın aktör buBunun yerine iş yerinde kreş, yaşlı hasta ba- lunmadığına dikkat çeken Onatça, “Yıllardır, kım imkanlarının sunulması gibi uygulamala- ‘Kadınlar yönetimin her kademesinde olmarın hayata geçirilmesi gerekmektedir.” dedi. lı’ diye feryat edişimiz bundandır. Kadının olduğu yerde üretkenlik vardır, şefkat vardır, Orta Karadeniz Sanayici İş adamları Dernek- sevgi vardır, bereket vardır” dedi. leri Federasyonu (ORKASİFED) Başkanı Emin Bahri Uğurlu da hem TÜRKONFED hakkında TÜRKONFED’in Samsun’da gerçekleştirilen hem de iş dünyasında kadın raporu yuvarlak ‘İş Dünyasında Kadın Raporu Değerlendirmasa toplantısı hakkında bilgi verdi. me Çalıştayı’nda konuşan Onatça, popülist söylemlerin bırakılarak artık Türkiye’nin en Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu değerli kaynağı kadınla birlikte yürümesi ge(TÜRKONFED) İş Dünyasında Kadın Komis- rektiğini söyledi. Toplam istihdamdaki yüzyon Başkan Yardımcısı Reyhan Aktar, “Ça- de 23’lük kadın oranı ve yüzde 7’ler seviye-
sindeki kadın girişimcilerle Türkiye’nin ilk 10 büyük ekonomisi arasına girmesinin mümkün olmadığını belirten Onatça, “TÜRKONFED olarak yıllardır iş hayatına daha fazla kadının çekilmesi, yönetim kademelerinde kadınlara daha fazla yer verilmesi konusunda çaba sarf ediyoruz. Bu yöndeki önerileri ve taleplerimizi ilgili mercilerle paylaşıyoruz. Raporlar hazırlıyor, bu alandaki fotoğrafımızı gözler önüne sermeye çalışıyoruz” dedi.
PARTİLERDE KADININ DURUMU Onatça, yaklaşan yerel seçimlerde siyasi partilerin vatandaşın önüne yüzde 94 oranında erkek adayla çıkmasını eleştirdi. TÜRKONFED Başkanı Onatça sözlerini şöyle sürdürdü:
“HAK VERİLMİYOR ALINIYOR”
“Siyasette daha fazla kadın görmek istiyoruz. Demokratikleşme paketi içerisinde eş başkanlık gündeme geldiğinde bizim ilk söylemimiz, ‘Eş başkan kadın olmalı’ oldu. Bütün bu söylemlerimize, ısrarlarımıza rağmen siyasette erkek egemenliği konusunda yeterli adımları atamadık. Yaklaşan yerel seçimlerde kadın penceresinden baktığımızda yine iç açıcı bir tablo yok. İktidar partisinin belirlediği belediye başkan adayı sayısı sadece 15. CHP’de 52, MHP’de 36. ”
Siyasette daha fazla kadın görebilmek için en çok kadınların talepkar olması gerektiğine de değinen Onatça, “Ne yazık ki her alanda olduğu gibi bu konuda da hak verilmiyor, hak alınıyor. Buraya gelmeden danışmanlarıma bir çalışma yaptırdım. Parti genel merkezlerine “Kadın başvuruların yüzde kaçını aday olarak belirlediniz?” sorusunu yönelttik. Henüz tam sayıları almadık ama kadın başvuru sayısında oran çok düşük. Ben kadınlarımızın erkekler ka-
dar, hatta daha fazla sayıda başvuruda bulunmalarını yani daha fazla talepkar olmalarını arzu ediyorum. Eğer sizler talepkar olmazsanız bu yolda mesafe alamayacağız” dedi. Samsun Valisi Hüseyin Aksoy; “Türki ye’de 12 ilde öngörülen ve illerin kendi yaptıkları başvurular ile belirlenen kadın dostu kentler projesine dahil olduk Samsun olarak. Yerel eşitlik birimimizi uygulamaya geçirdik. Özellikle kadın platformu oluşturduk ve ilde yürütülen çalışmaların tek bir merkezden yönetilmesini sağladık.” şeklinde konuştu.
Çalıştayların Meyvesi;
İş Dünyasında Kadın Raporu TÜRKONFED, kurulduğu günden itibaren kadının iş gücüne daha etkin katılımı konusunda çaba sarf etti. Kadından yoksun Türk ekonomisinin yeterince gelişme kaydedemeyeceğini savundu. 2007’de hazırladığımızla “İş Dünyasında Kadın” adlı raporumuzda bu alandaki eksikliğimizi gözler önüne sererken yetkililere nelerin yapılması gerektiğiyle ilgili önerilerimizi iletme imkanı bulduk. TÜRKONFED (Türk Girişim ve İş Dünyası Konfedarasyonu) bünyesindeki 20 federasyon altında toplanan 143 dernek ile 208 milyar dolarlık iş hacmine sahip, 1 milyonu aşkın kişiyle istihdam sağlayan, 65 milyar dolardan fazla ihracat yapan, 11 binden fazla iş insanını temsil etmektedir. Gönüllülük esası ile kurulmuş olup iş dünyasını temsil eden bağımsız bir sivil toplum örgütü olan konfederasyonumuz, iş dünyasının sorunlarına çok sesli, tarafsız ve yapıcı bakış açısıyla yaklaşmaktai çözüm önerileriyle sektörel ve ulusal ekonomi politikalarının oluşturulmasına destek olmaktadır. Bu bağlamda, ekonominin bölgesel ve sektörel perspektiflerini karar mercilerine aktararak Türkiye ekonomisinin gelişmesi için çalışmakta ve iş dünyasının uluslararası
entegrasyonuna ve rekabet gücünün artırılmasına yardımcı olmaktadır. TÜRKONFED, misyonu doğrultusunda ve faaliyetleri çerçevesinde ülkenin ve üyelerinin gündemindeki konularla ilgili görüşlerini bilimsel çalışmalarla destekleyerek kamuoyuna duyurmaya ve bu görüşlerden hareketle kamuoyunda tartışma platformlarının başlatılmasına çalışmaktadır. TÜRKONFED, kurulduğu günden itibaren kadının iş gücüne daha etkin katılımı konusunda çaba sarf etti. Kadından yoksun Türk ekonomisinin yeterince gelişme kaydedemeyeceğini savundu. 2007’de hazırladığımızla “İş Dünyasında Kadın” adlı raporumuzda bu alandaki eksikliğimizi gözler önüne sererken yetkililere nelerin yapılması gerektiğiyle ilgili önerilerimizi iletme imkanı bulduk. Kadının yeterince yer bulumadığı ekonomileri tek motorla havada kalmaya çalışan uçağa benzettik. Hem çalışan kadın hem de girişimci kadın sayımızın artmasını sağlayacak düzenlemelerin önerini ve savunucusu olduk. Bu ilk rapordan
Yayınlanan rapor kadının iş dünyasındaki yeri ile ilgili en güncek verileri içerirken sadece durum analizi değil kadının iş hayatındaki yeri ile ilgili güncel verileri içeriyor.
TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Onatça
Artık “Ekonomİ” Zamanı bu yana politika yapıcılar ülkede kadın istihdamını arttırıcı aktif ve pasif istihdam politikaları geliştirmiştir. Raporu izleyen dönemde uygulanan politikaların bir kısmı raporumuzda yaptığımız öneriler ile örtüşmektedir. Kadınların toplumdaki siyasi, sosyal ve ekonomik statüsünün güçlendirilmesi toplumsal refahın en önemli göstergesidir. Bugün gelinen noktada, kadın istihdam oranı, ekonominin hizmetler sektöründe büyümesinin ve alınan tedbirlerin de etkisiyle 2007 yılına göre 5 puan artarak %30’lara ulaşmıştır. Ancak halen Türkiye’de kadınların iş gücüne katılım oranları Avrupa’nın çok gerisindedir. Rapor, Hacattepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Özel Hukuk Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kadriye Bakırcı, Pamukkale Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Oğuz Karadeniz, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü Öğretim Üyesi Doç Dr. Hakkı Hakan Yılmaz ve ekip arkadaşları Elif Nergis Lewis ve Nursel Durmaz tarafından hazırlanmıştır.
Yayınlanan rapor kadının iş dünyasındaki yeri ile ilgili en güncek verileri içerirken sadece durum analizi değil kadının iş hayatındaki yeri ile ilgili güncel verileri içeriyor. Eserin ortaya çıkmasına katkı sağlayan TÜRKONFED Kadın Komisyonu Başkanımız Hülya Gedik Sadıklar’a, komisyon başkan yardımcılarımıza ve komisyon üyelerimize çok teşekkür ediyorum. Diyarbakır çalıştayımıza ev sahipliği yapan Diyarbakır İş Kadınları Derneği Başkanı Esra Aksu ve TÜRKONFED Kadın Komisyonu Başkan Yardımcısı Reyhan Aktar’a Samsun çalıştayımızda bizleri ağırlayan Samsun İş Kadınları Derneği Başkanı Münevver Uğurlu’ya, çalışmada imzası bulunan rapor yazarlarımıza ve rapora katkı sağlayan TÜRKONFED’lilere teşekkürlerimi sunuyorum. Ayrıca, raporun oluşum sürecinde TÜRKONFED Genel Sekreterliği’nin katkıları da çok değerlidir. Çabalarımızın bir tek kadının dahi iş hayatına kazandırılmasına katkı sağlaması durumunda mutlu olacağımızı belirtiyor, raporun yararlı olmasını diliyorum. Süleyman Onatça TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı
Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Başkanı Süleyman Onatça, önemli seçimlerden birinin geride bırakıldığını, bir yıldır seçim süreci yaşayan Türkiye’nin ekonomiye odaklanabileceğini söyledi. Seçilecek yeni cumhurbaşkanının kırık kalpleri onarmasını istediklerini hatırlatan Onatça, “Sonucun hayırlı olmasını diliyoruz. Sayın Erdoğan, yaptığı balkon konuşmasında tartışmaları, kırgınlıkları geride bırakalım mesajı verdi. Bu konuşmaya sadık kalınan uygulamalar kırılan kalplerin onarılmasını sağlar. Kendisine 76 milyonun tamamını temsil edeceği, kucaklayacağı hassas ve büyük sorumluluk isteyen görevinde başarılar diliyoruz” dedi.
REHAVET ORTADAN KALKMALI 2014’le başlayan yerel ve cumhurbaşkanlığı seçim sürecinin ülkeyi yorduğunu ancak geride bırakılmış olmasının avantaja çevrilebileceğini belirten TÜRKONFED Başkanı Onatça, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Küresel ekonomide kırılganlıkların devam etmekte olduğu bir ortamda tamamlanan seçim süreci iş dünyasında güven ve beklentilerin düzelmesine katkıda bulunacaktır. Seçim öncesinde Anadolu’ya hakim olan rehavetin, seçim sonrasında ortadan kalkmasını umuyoruz. Türkiye ekonomisinde çözüm bekleyen yapısal sorunların bir süredir siyasetin gölgesinde kaldığı ve gereken önemi bulamadığı hepimizin malumu. Önümüzdeki günlerde gerek başbakan gerekse ekonomi yönetiminin krizsiz belirlenmesi tedirginliği de ortadan kaldırır. Bu çerçevede ekonomide bekleyen önlemlerin devreye sokulması, bu senenin son çeyreğinde ve gelecek sene elde edeceğimiz büyüme oranının hızlanmasını sağlayacaktır.”
Samsiad Bülten
Yorum
Yoğun Bir Ayın Özeti ORKASİFED Orta Karadeniz Sanayici ve İş Dünyası Federasyonu olarak Eylül ayı ile birlikte faaliyetlerimize hızla devam etmekteyiz TURKONFED ile OKA’nın birlikte Samsun için Yerel Dinamikler Raporu Hazırlanması için hazırlıklar başladı devam ediyor. TÜSİAD Yüksek İstişare Konsey Toplant ısına Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmacı olduğu toplantıya katıldık. Aynı gün TURKONFED Yönetim Kurulu Toplant ısına Katıldık.
Emin Bahri Uğurlu ORKASİFED Yönetim Kurulu Başkanı
Bu yıl 4-5 Aralık 2014 tarihlerinde planlanan “10. Yıl Zirvesinin Önemi 10. Yıl Olması” toplantılarının hazırlıkları devam ediyor. Samsun Valimiz Sayın Hüseyin Aksoy’un Diyarbakır’a atanması dolayısıyla düzenlenen uğurlama toplantılarında, yeni atanan valimiz Sayın İbrahim Şahin’in göreve başlaması dolayısı ile hoş geldiniz toplantısında Samsun’umuz ve TR83 Bölgemizin ekonomisi ile ilgili bilgi alışverişinde bulunduk. SAMSİAD yine tecrübeli ve dinamik dernek olarak proje ve programlarını aksatmadan her ay düzenli örnek olarak çalışmalarına devam etmektedir. Samsun İş Kadınları Derneği (SAMİKAD) de federasyonumuzun Sam sun’daki en genç derneği olmasına rağmen çalışmalarına hızla devam ediyor. Web siteleri hem güncel hem de dolu dolu. Ayrıca 19 Mayıs Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Bölümleri ile birlikte öğrencilerin uygulamalı sanayici ve tarım sanayisi ile iş yerlerinin ziyaret ve staj imkanları önemli çalışmalarından olup kendilerine emekleri için teşekkür ediyoruz. Tüm bunların yanında ORKASİFED’e bağlı Ladikli Yönetici, Sanayici ve İş Adamları Derneğinin (LAYSİAD) başkanlık görevini yürüten Süleyman Karabük, görevini yeni dönemde Ali Şenol Gür’e devretti. Samsun’un önemli bir parçası Ladik’in geleceğe başarılı adımlar atmasında katkısı bulunan LAYSİAD’ın yeni başkanına başarılar diliyoruz.
SAMSİAD’DA DEVİR TESLİM GECESİ Sayın Valimiz Hüseyin Aksoy ve eşlerin katılımıyla gerçekleşen geleneksel devir teslim yemeğimizde, geçmiş dönem başkanımız Sn. Bahri Uğurlu konuşmalarıyla başladı, eski yönetimine teşekkür plaketlerini verdi. Yeni başkanımız Sn. Hüseyin Yalgın yeni yönetimini tanıtarak konuşmalarını yaptı, daha sonra kürsüye çıkan valimiz konuşmalarını yaparak her iki başkanımıza da teşekkürlerini iletti. Aramıza yeni katılan üyelerin beratlarını Sayın Valimiz Hüseyin Aksoy verdi. İlerleyen gece eğlence programı ile devam etti.
LAYSİAD’da Yeni Dönem Ladikli Yönetici, Sanayici ve İş Adamları Derneği (LAYSİAD) Başkanı Süleyman Karabük, düzenlenen törenle görevini Ali Şenol Gür’e teslim etti. Federasyonumuz ORKASİFED’e bağlı olan kardeş derneklerimizden LAYSİAD 12.07.2014 tarihinde yapılan Olağan Genel Kurul Toplantısı sonucunda Yönetim Kurulu Heyeti değişikliği yapılmıştır.Genel Kurulu neticesinde Başkanlığı’na Ali Şenol Gür, Başkan Yardımcılığına Zafer Dilmen, Saymanlığına Süleyman Karabük, Genel Sekreterliğne Mehmet Cahit Kaya ve üyeliklerine Mehmet Mısırlı, Abdullah Doyaroğlu ile Selahattin Güvendi seçilmişlerdir. Önlerindeki 3 yıllık süre zarfında yapacakları çalışmalarda kendilerine başarılar dileriz.