Beylerbeyi, Kentsel Tarım ve Parasız Pazar

Page 1

İTÜ MİMARİ TASARIM YÜKSEK LİSANS PROGRAMI [2015-2016_güzyy] MİMARİ TASARIM ARAŞTIRMA LABORATUARI [mts] PROJE 1: Kentsel / Mekânsal Müşterekler A. Şentürer, N. Paker, A. Şenel, Ö. Berber

BEYLERBEYİ, KENTSEL TARIM VE PARASIZ PAZAR

Başak Gümülcinelioğlu Çağdaş Kaya Elif Gökçen Tepekaya


2016, TAŞKIŞLA İSTANBUL


Summary

The most important restructuring in the development of advanced countries, have taken place by state support in the historical process, also increase the requirement refers to an important point in terms of public services in Turkey. Regarding that, the economic growth has descreased with the foreign trade and capital movements together in Turkey, including the integration with the world economy since the 1980s. (Boratav, 2007: 209).In Turkey, implementation of the state budget in the context of neo-liberal economic policies has begun in 1980. Because operations based on exports, open growth policies based on capitalist outward which were transferred into practice in 1980, were effective on formation of the socio-economic problems.(Güzelsarı, 2008: 97). The socio-economic effects of the Neo-liberalist free market economy appears to clear the city’s core values by spatializating as unearned income/areas. Considering the urban transformation in Istanbul after 1980,smaller-scale urban parts are losing their identity as a whole. Beylerbeyi as a town which is facing the transformation, is shaped by a sharp distinction as public-private urban space. This work will present solutions to restore the city's livability and the main reason to focus on Beylerbeyi is, it becoming a town which is introverted in their neighborhood. This article offers an idea of urban agriculture as an alternative to Neo-liberal economy and a method to design by the gift-economy and free-market system. Key words: ‘Neoliberalism’, ‘Beylerbeyi’, ‘urban right’, ‘commonings’, ‘urban space’, ‘urban agriculture’, ‘gift economy’, ‘neighborhood’.


Özet

Gelişmiş ülkelerin kalkınmalarındaki en önemli yapılanmanın, tarihsel süreç içinde devlet desteğiyle gerçekleşmiş olması, Türkiye’de de kamusal hizmetlerin artması gerekliliği yönünde önemli bir noktaya değinmektedir. Bu çerçevede Türkiye’de dış ticaret ve beraberinde sermaye hareketleri bağlamında, dünya ekonomisiyle entegrasyonunu kapsayan 1980’li yıllardan itibaren, ekonomik büyümenin düşmekte olduğu gerçeği öne çıkmaktadır (Boratav, 2007:209). Türkiye’de neoliberal ekonomi politikaları bağlamında gerçekleştirilen devlet bütçesi uygulamaları 1980 yılında başlamıştır. Çünkü, 1980 döneminde uygulamaya konulan ihracata dayalı, yabancı sermaye girişini destekleyici faaliyetler ve kapitalist dünyaya entegre olmayı sağlayacak şekilde dışa açık büyüme politikaları, hem bütçe uygulamaları üzerinde hem de sosyo-ekonomik sorunların oluşumunda etkili olmuştur (Güzelsarı, 2008:97). Neoliberalist ekonomi ile gelen serbest piyasa yanlı dönüşümün sosyo-ekonomik etkileri, kentlerde kendi tüketim olgusunu rant alanları olarak mekansallaştırarak; kentlerin kendi öz değerlerini silmek olarak karşımıza çıkmaktadır. 1980 sonrası İstanbul kentsel dönüşüm süreci ele alındığında, kentin bütününü oluşturan daha küçük ölçekli kent parçaları kimliksizleştirilmektedir. Bu dönüşüme maruz kalan, kaynaklarda “teşrifat meraklısı beyzade takımının oturduğu bir kibar semt” (Baraz, 1994) olarak yer alan Beylerbeyi, kentsel mekan olarak keskin bir kamusal-özel ayrımıyla şekillenmiş; kıyı semti olmasına rağmen kıyı kamusallığı sermaye grupları tarafından işgal edilmiştir. Fakat kent hakkı ve müşterek pratikler, kentin yaşanabilirliğini geri kazandıracak çözümler olarak yorumlanabilir. Kamusaldan uzaklaşarak içe kapanık ve kendi içinde devinen bir konut dokusuyla vücut bulmuş olan semt, bu çalışmanın odaklandığı bölge konumundadır. Bu yazı, Beylerbeyi'nde neoliberalist ekonomiye alternatif bir model olarak armağan ekonomisini öneren bir kentsel tarım fikrini ve bunu parasız bir pazar olarak mekansallaştırmayı hedefleyen bir tasarım ve tasarım yöntemlerini sunmaktadır. Anahtar kelimeler: ‘Neoliberalizm’, ‘Beylerbeyi’, ‘kent hakkı’, ‘mekansal müşterekler’, ‘kentsel mekan’, ‘kentsel tarım’, ‘armağan ekonomisi’, ‘mahalle’.


1. Giriş: Neoliberalizm, Neoliberal Kentler ve Beylerbeyi / Müşterek Pratikler

Neoliberal siyasetin ekonomik menfaatleri doğrultusunda tüm dünya kentleri, bilinçli tasarlanmış politik anlayışlarla metalaştırılmaktadır (Harvey, 2012). Kentlere kimliklerini kazandıran doğal, mekansal ve kültürel kıymetler; neoliberalizmin dayattığı yapay kimlik modelleri tarafından saldırıya uğramakta, kentin gerçek sahipleri olan kent halkının yaşam alanları sermaye grupları tarafından şekillenen rant alanlarına dönüşmektedir. Bugün İstanbul, dünyada en çok yabancı ziyaretçinin geldiği ve uluslararası toplantının gerçekleştirildiği yedinci, en çok dolar milyarderinin yaşadığı beşinci şehir konumundadır (MC Worldwide, 2011). İstanbul ile ilgili çarpıcı istatistikleri çoğaltmak mümkündür. İstatistiklerin işaret ettiği noktada ise İstanbul, hem sermaye hem de insanlar için küresel kentler haritasında kendisine hayli önemli bir çekim merkezi olduğunu kanıtlayacak yeri bulmuştur. "Küresel kent", neoliberal üretim ve tüketim mekanizmaları içinde ve kapitalist birikim süreçleri çerçevesinde şehrin yeniden üretilmesi ile mümkün olan bir projedir. Bu proje, hem mekânsal, hem ekonomik, hem sosyal hem de, içerik ve uygulama açısından politik süreçlerden oluşur. İstanbul’un kentsel dönüşümü ekonomik krizlerin karşısında önemli bir kalkınma mucizesi gibi gösterilmeye çalışılsa da, kentin dinamiklerinin ve kenti kuran dönüşümün de kentin kendisinden geldiği asla yadsınmamalıdır. Sermaye grupları vasıtasıyla küresel kentleşmenin kentsel elemanları olan alışveriş merkezleri, güvenlikli siteler, toplu konutlar, rezidanslar, plazalar, havaalanları, teknoparklar, golf sahaları gibi yüksek rant getirecek kent parçacıklarının inşası ile kentin birbirinden kopuk adacıklara bölünmesi sağlanmaya çalışılmaktadır. Halihazırdaki kent dokusu, bu kent elemanları için ihtiyaç duyulan toprak gereksiniminin giderilmesi adına, zorla tahliye ve hukuki baskı gibi yollarla, alt ve orta sınıfların dönüşüm karşısında "çaresiz bırakılması" ve dolayısıyla mekânsal ayrışmanın sınıfsal ve toplumsal ayrışma ile birlikte yürütülmesi; küresel sermaye elemanlarının parçacıkları arasında sermaye, meta ve insan akışını kolaylaştıracak ulaşım altyapıları ile kentsel koridorların üretimi söz konusu olmaktadır (Zillioğlu, 1969:168). Bu sebeple, İstanbul'un küresel (kent)leştirilmesi projesi, koridorlardan oluşan akışların kentini, entegre yaşam alanlarından oluşan mekânların kentine öncelerken, kentin karakteristiğini kuran dinamikleri göz ardı etmektedir. İstanbul’un her semtinin kendine has karakteristiği göz önüne alındığında bu değişimin içinde kaybolmaya yüz tutmuş dinamiklerden birisi de kentin yeşil alanlarıdır. Kentin insan ölçeğinden bakıldığında devasa bir şantiye sahasına dönüşmesiyle birlikte yeşil alanlar da küresel dinamiklerin toprak ihtiyacını karşılamak için ortaya çıkan yeni ‘fırsat mekanları’ olmaktan kaçamamışlardır.


Resim 1: (H.1252-M.1836) yılında Sultan İkinci Mahmud Devrinde Beylerbeyi’nin görünüşü. (Gravürü Çizen: W.H.Barlett. 1836) R.B. Foto arşivi. 1948.

Kent genelinde başlayan bu ateşli çalışmalardan Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesinde ‘İstavroz bahçeleri’ olarak adlandırdığı Beylerbeyi, kentsel mekan ölçeğindeki bu dönüşümlere maruz kalmış semtlerden biridir. Semt, İstanbul’da Boğaziçi Köprüsünden 6.5 km (3.7 mil) uzaklıkta olup Anadolu yakasındaki ayağında Beylerbeyi Sarayı ile başlar ve Boğazın Anadolu yakasının üçüncü iskelesidir. Semtin sahil boyunca uzanan Abdullahağa Caddesine bağlanan iki ana sokağı “Eski Çınar Sokak” ve “Bey Bostanı Sokak” da Beylerbeyi’nin yeşili ve bostanları ile anılmasını sembolize eder nitelikte adlandırılmıştır. Özellikle Sultan İkinci Mahmud (Resim 1) devrinden itibaren bahçeleri ile anılan semt zamanla yeni yapılan binalar (Resim 2), değişen hayat koşulları ve sosyal ilişkilerin değişimlerinin sonuçları ile birlikte büyük ölçüde sahip çıktığı yeşilini atıl hale getirmiştir. Semt içerisinde kıyı çizgisindeki doğal ve kamusal yaşam alanlarını sekteye uğratacak biçimde konumlanmış ticari işletmeler ile kamusal - özel ayrımını keskin bir şekilde gerçekleştiren Abdullahağa Caddesi, kendi ölçeğinde homojen ve hijyenik bir kopukluk yaşamaktadır.Caddenin güneyinde; sterilize edilmiş bir biçimde kendi içine kapalı konut dokusu ve doku içerisinde atıl vaziyette duran, cansız kamusal alanlar, Beylerbeyi'nin mevcut kentsel resmidir (Resim 3).

Resim 2: 1910-1918 yılları arasında Frank tepesi sırtlarından yeni oluşmaya başlamış konut dokusu ve korunan yeşiliyle Beylerbeyi. (İstanbul kartpostalları R.B.foto arşivi. 1944.)


Resim 3: Beylerbeyi vaziyet planı. Kıyı şeridinde erişilebilir kamusal alanlar (mavi), sekteye uğrayan kamusallık çizgisi ve cadde güneyinde kalan konut dokusu gerçek yaşamdan bir analizin sonucu olarak haritalandırılmıştır (Analizin kapsadığı zaman aralığı: Hafta içi çalışma saatleri ve hafta sonu gündüz saatleri). (Görsel, yazar tarafından oluşturulmuştur.)


Resim 4: Terk edilen alanlar ve mekanlara yeni fonksiyonlar yüklenmesi. (Görsel, yazar tarafından oluşturulmuştur.)

Kentsel mekanların semtli tarafından toplumsal bağlam derecesi tanımsız bir şekilde kullanılışı ve terk edilişi (Resim 4), konutların yüksek duvarlar ile çevrelenişi ve (Resim 5) alanda rastlanan beton ceplerin (Resim 6) fonksiyon yelpazesi değişken bir şekilde mekansallaşması, bu ilişki ağlarının üçüncü boyutta nasıl vücut bulduğunu göstermektedir. Beylerbeyi'nin kentsel mekan imajını oluşturan ilişki ağları, kıyı kamusallığının sermaye grupları tarafından hükmedilmesi sonucu- semtliler tarafından efektif kullanılamaması ve izole olmuş konut bölgesinde oluşan içe dönük yaşam olarak okunduğunda, semtin ve semtlinin mekansal yaşanabilirlik konusunda içerdiği fırsatları değerlendiremediği görülmektedir.

Resim 5: Konutların yüksek duvarlarla çevrelenmesi. (Görsel, yazar tarafından oluşturulmuştur.)

Resim 6: Tanımsız beton cepler. (Görsel, yazar tarafından oluşturulmuştur.)

Oysa kent hakkını ortaya koyacak söz ve savunma hakkı ile müşterek kentsel siyaset ve mekan pratikleri (Adanalı, 2015), sekteye uğramış yaşanabilirlik potansiyelini yükselterek kentsel mekanların ve dolayısıyla kentlinin refahını oluşturabilecek güce sahiptir. Sahiplenilen kentsel mekanların katılımcı bir tavırla gelişimi ve böylelikle kent hakkının tüm pratiğiyle uygulanması, kentin sahip olduğu tüm fırsatları kullanabilen bir ilişki ağı yaratabilmesini mümkün kılmaktadır.


Beylerbeyi semtinde proje dahilinde yapılan çalışmalar ve araştırmalar sonucunda, semt sakinlerinin var olan yeşili maddi ve manevi anlamda büyük ölçüde koruduğu, kendilerine yeni yeşil alanlar oluşturduğu ve bir sosyal paylaşım ağı kurmaya yönlendiği görülmüştür. Boğaziçi Dernekleri Platformu tarafından “Boğaziçine sahip çıkıyoruz” (BODEP, 2015) başlığı altında süregelen genel hareket ve projelenme, Beylerbeyi semtinde sahilde konumlanan bir çınarın kesilmesi sonucunda Beylerbeyliler Derneğinin gerçekleştirdiği sözlü ve yazılı eylemler (Beylerbeyliler Derneği, 2012) (Resim 7) ve yaptığı önemli çalışmalar ile başlamıştır. Semtin altyapısından, tarihçesinden ve Beylerbeyi semtlisinden referans alınarak geliştirilen ve önerilmesinde karar kılınan kentsel tarım projesi önerisinin bölgedeki bağlamından kopuk kentsel dönüşüm pratiklerinin yarattığı kaosa önemli ölçüde çözüm getireceği, kentsel tarım fikrinin armağan ekonomisi başlığı altında parasız pazar anlayışı ile yayılmasının ise semtlinin istediği sosyal paylaşım ağını geliştireceği ve süregelmesi arzulanan mahalle kavramını da devamlı kılacağı öngörülmektedir. Bu bağlamda incelendiğinde; yeşilini büyük ölçüde korumuş olan ve korumaya gayret eden, aynı zamanda tarihsel arka planında yoğun bir biçimde tarıma dair fonksiyonların atfedildiği (Resim 8) Beylerbeyi'nde kentsel mekanların kentsel tarım ile ilişkilendirilip müşterek olarak yaratılması, kullanılması ve nihayetinde armağan ekonomisi ve parasız pazar ağı ile paylaşılması ile, beraberinde getireceği sahiplenme ve ortaklık duygusu sonucunda, kendi doğal akışında bir mekansal örgütlenme oluşturmayı hedef alan bir girişim olarak yorumlanabilir.

Resim 7: Beylerbeyliler Derneği’nin Üsküdar Belediye Başkanlığı Park ve Bahçeler Müdürlüğüne yazdığı dilekçe sonucu kesilen ağacın yerine çınarın dikileceğini bildiren dilekçe örneği.


2000’s 2. Konstantin bölgeye haç anlamına gelen “İstavroz” ismini verdi.

198 5

Beylerbeyi bölgesi İstanbul’un diğer bölgelerinde farklı farklı olduğu gibi kendine has karakteristiğini içinde barındırır. Bununla birliikte İstanbul’un diğer bölgelerinde topyekün devam eden bozulmaların Beylerbeyi’nde de kendisini gösterdiğini görebiliriz. “Boş” persellerin otopark veya yeni konut projelerine dönüştüğü, kamusal mekanın neoliberal kültürün önemli birimlerinden olan ticari öğelere yerini bıraktığı bir dünya düzeninde Beylerbeyi de 2000’li yıllarda değişimden kendisine has payını alıyor.

Bizans döneminde küçük bir yerleşke halini aldı. Bölge onurlu ve saygın anlamına gelen “Honoratus” olarak anılmaya başlandı.

578

1865 Beylerbeyi Sarayı 1860’larda dönemin ünlü mimarı Sarkis Balyan’a, Osmanlı sultanlarının yazlık sarayı olması amacıyla yaptırılmıştır.

’s 00 16

Boğaziçi Köprüsü yapımı tamamlandı. Beylerbeyi bölgesinin bütünlüğü anlamında önemli bir darbe söz konusu oldu.

1352

1973

7 105

İstanbul 20. yüzyılın 2. yarısında müthiş bir nüfus artışıyla karşı karşıya kaldı. 1980-1985 yılları arasında şehir nüfusunu ikiye katlayan istanbul’da Beylerbeyi de kendisine düşen payı alarak özellikle tarım arazilerinin nüfus yoğunluğunun artışına yönelik değişiminden etkilenmiştir.

14. Yüzyılda, Konstantinopol’ün fethinden 100 yıl önce Osmanlılar bölgeye yerleşmeye başladılar. 1352’de Orhan Gazi bölgeyi fethettikten sonra yerleşim tamamen Osmanlıllar’ın eline geçti.

15 ve 16. yüzyıllarda Osmanlı sultanları bölgeyi avlanma dinlenme amaçlı köşkler yaptırarak kullandılar.

Resim 8: Tarihsel arkaplanda Beylerbeyi. (Görsel, yazar tarafından oluşturulmuştur.)


2. Armağan Ekonomisiyle Kentsel Tarım ve Parasız Pazar

Resim : Kendi özel mülkiyetinde bahçe bulunduran konut gruplarından birkaçı. (Görsel, yazar tarafından oluşturulmuştur.)

Beylerbeyi’nde parasız pazar ağı oluşturma girişiminin amacı; müştereklik hedefiyle programlanan kentsel tarım önerisinin "armağan ekonomisi" bağlamında, kentsel ilişki ağlarının yeniden programlanarak örgütlenmesi ve sonucunda mekansallaşmasıdır. Çalışmada, neoliberal ekonominin getirdiği tüketim olgusuna karşı alternatif bir ekonomik model olarak önerilen armağan ekonomisi; temelinde neoliberalizmin anahtar öğesi olan paranın kaldırıldığı, sahip olunan ve/veya üretilen değerlerin takas sistemiyle paylaşıldığı sürdürülebilir ilişkiyi ise parasız pazar olarak betimler. Beylerbeyi semtinde, mevcut yeşili en iyi biçimde değerlendirmek, semtte yaşayanların kendi üretecekleri sağlıklı ve taze besinlere erişimini kolaylaştırmak, gıda üretim sistemini kentsel alana taşımak (Gorgolewski, Komisar, ve Nasr, 2011) ve müştereklik kavramına doğal bir ilişkilenme oluşturmak ve mevcutta istenilen duruma yoğunlaşmak amacıyla kentsel tarım üzerinde yoğunlaşılmıştır. Müştereklik çıktısı olarak kentsel tarım önerisi, Beylerbeyi'nde kapalıyı açmayı, açık fakat işlevsiz olanı da çalışır kılmayı hedeflemektedir.


BEYLERBEYİ’NDE KENT TARIMI SÜRECİ

=

+

=

PAZAR YERİ

PAZAR YERİ

Resim 10: Yeniden kurgulanan mekansal ilişkiler ağı diyagramı ve takas mekansallaşması önerisi. Beylerbeyi’nin potansiyel pazar mekanları olarak öngörülen halı saha, kıyı parkı ve okul bahçesi; özel mülkiyetlerde ve kamusal alanlarda yetiştirilmesi planlanan ürünlerin toplanıp takas edildiği mekanları temsil etmektedir. (Görsel, yazar tarafından oluşturulmuştur.)

PAZAR YERİ +

=

+


3. Kentsel Tarım Senaryosunun Uygulanma Yöntemi Kentsel tarım senaryosu, çalışma yöntemi olarak şu şekilde ele alınmıştır: Beylerbeyi Camisi ve Beylerbeyi Lisesi arasında kalan alan ile konut bölgesi, fonksiyon ve ilişki şemalarının daha açıklayıcı işlenilebilmesi açısından dört zona ve yirmi iki alana ayrılmıştır.

• • • • •

Abdullahağa Caddesi'nin kuzeyinde kalan kıyı şeridinde bulunan Olgunlaşma Enstitüsü ve Beylerbeyi Sarayı birinci zonu, Beylerbeyi İskelesi'nden Olgunlaşma Enstitüsü'ne kadar olup parkı içeren alan ikinci zonu, Eski Çınar ve Beybostanı Sokakları'nın batısında kalıp Abdullahağa Caddesine kadar uzanan alan üçüncü zonu ve son olarak Abdullahağa Caddesi'nin güneyinde Eski Çınar sokağın doğusundan semt sınırına kadar olan dördüncü zonu oluşturmaktadır (Resim 11). İkinci zonda 19,20,21 numaralı 3 (üç) alan; üçüncü zonda 1,10,11,12 numaralı 4 (dört) alan; dördüncü zonda ise 0, 2, 3, 3a,3b, 4, 5, 5a, 6, 6a, 6b, 7, 8, 9, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 18a, 18b olmak üzere 19 (on dokuz) alan bulunmaktadır. Bu alanların yeşil- beton ve toplam metrekareleri aşağıda verilmiştir:

olmak üzere 17.000 m2 fidanlık ile beraber toplam yeşil alan 43.893 (26.893+17.000) m2, 27.500 m2 otopark ile beraber toplam beton alan 27.582(27.500+82) m2, toplam alan ise 71.475 m2’dir. Bölgedeki yeşil alan toplam alanın %61,4 ünü oluşturmaktadır. Bu alanın müştereklik kapsamında projeye dahil edilecek %25’lik kısmı 10.974 m2’dir.

• • • • • • • • • • • • • • •

0 numaralı alan; 104 m2 yeşil alan 1 numaralı alan; 247 m2 yeşil alan 2 numaralı alan; 602 m2 yeşil alan 3, 3a, 3b numaralı alanlar; 2513 m2 yeşil ve beton alan 4 numaralı alan; 980 m2 yeşil alan ve 64 m2 beton alan 5, 5a numaralı alanlar; 1184 m2 yeşil alan 6 numaralı alan; 830 m2 yeşil alan 7 numaralı alan; 2775 m2 yeşil alan 8, 9 numaralı alanlar; 2565 m2 yeşil alan 10 numaralı alan; 1900 m2 yeşil alan 11 numaralı alan; 2930 m2 yeşil alan 12 numaralı alan; 1100 m2 yeşil alan 13 numaralı alan; 455 m2 yeşil alan 14 numaralı alan; 644 m2 yeşil ve beton alan 15, 16, 17 numaralı alanlar; 900 m2 yeşil alan

18, 18a, 18b numaralı alanlar; 1800 m2 yeşil alan 19 numaralı alan; 4320 m2 yeşil alan 20, 21 numaralı alanlar; 1970 m2 yeşil alan 17.000 m2 fidanlık 27.500 m2 otopark

ZON 2

KIYI ŞERİDİ

ZON 1 SARAY

ZON 4

ESKİ ÇINAR CAD. KONUT BLG.

Resim 11: Dört zona ve yirmi bir alana ayrılmış zonlama haritası. Topraklı tarımın doğrudan uygulanabileceği alanlar yeşil ile, topraksız alanlar gri ile gösterilmiştir.


Zonlara ayrılan bu alanların florası ve kullanımı incelendiğinde; zeytin, incir, mandalina, hurma, erik, greyfurt ağaçları, bostan ve tarıma elverişli olmayan ağaçlardan oluştuğu ve üretenin kendisi için tükettiği görülmektedir (Resim 13). Var olan sisteme öneri ise bu mevcut potansiyellerin semtli içinde ortak üretimiyle kullanımı ve takas sistemiyle bir parasız pazar mekanı üzerinden paylaşımıdır. Semtte zon3’de bulunan otopark, zon2 kıyı şeridinde bulunan sahil parkı ve zon3’de bulunan halı saha gibi mekanlar belirli bir aylık program içinde ortak kullanım noktası (parasız pazar mekanları) olarak belirlenecektir.

Semtliye muhtar, Beylerbeyi semt gazetesi ve sosyal mecra aracılığı ile duyurulacak ve semt sakinlerinin kişisel olarak ürettikleri ürünleri buraya getirip; diğerleri tarafından getirilen ürünlerden ise ihtiyacı olanı ihtiyacı kadar alması desteklenecektir.Bu şekilde bir değiş-tokuş sistemi kurarak Beylerbeyinde geniş bir paylaşım ağı oluşturmak hedeflenmiştir. Parasız pazar önerisi; Beylerbeyinde armağan ekonomisini canlandıracak, eskiden mevcutta olan ve şuan özlem duyulan mahalle kavramını sürdürecek, bireysel ilişkileri toplumsal seviyeye çıkararak bir sosyal iletişim ağı oluşturacak dolayısıyla Beylerbeyi doğal yoldan müşterekleşmeye, semtlisini ve yeşilini korumaya ve sahiplenmeye devam edecektir (Resim12).

Resim 12: Beylerbeyi'nde müşterek tarım uygulamasının yapılabilecek olduğu mevcut binaların örnek kesiti. (Görsel, yazar tarafından oluşturulmuştur.) (Görsel, yazar tarafından oluşturulmuştur.)


ZON 4

ESKİ ÇINAR CAD. KONUT BLG.

Resim 13: Beylerbeyi'nde müşterek tarım uygulamasının yapılabilecek olduğu mevcut yeşil alanların flora haritalaması. (Görsel, yazar tarafından oluşturulmuştur.)


RA YI BE

D

A YI

TL

D

A

K UR

EN

bina çözümleri_2

sokak çözümleri_3

bina çözümleri_1

KI

sokak çözümleri_2

bahçe tarımı

Yİ SA

sokak çözümleri_1

sera tarımı

doğal müşterekler

düşey tarım katları

R O

YOK

ER YL

K UR

A HA SA

İ ER

LE

ER RK

M

RK I

N

I A

PA O TO

PA N O YU

SP HA

LI

SO A Z

İV D

Ç

RM O TU

M IK

EL A

EM

UT UV A

RI

İV

EN

(Görsel, yazar tarafından oluşturulmuştur.)

Resim 14: Beylerbeyi'nde müşterek tarım uygulamasının yapılabilecek olduğu mevcut bina cepheleri için öneri analizleri haritalamasıdır.

K KA

EN İV D ER M

BALKON

E A

DUVAR

RM O TU

İ S KE EY LE DA N I RM O TU

BE

M N A LE M

M

ER D EL A

I İS Tİ

ÇATI

N

İ M CA N A EM

D AT

BAHÇE

N KO


Resim 15: Beylerbeyi’nde kentsel tarım ve parasız pazar önerisinin mekansal karşılıkları. (Görsel, yazar tarafından oluşturulmuştur.)


Resim 16: Beylerbeyi’nde kentsel tarım ve parasız pazar önerisinin mekansal karşılıkları. (Görsel, yazar tarafından oluşturulmuştur.)


Resim 17: Beylerbeyi’nde kentsel tarım ve parasız pazar önerisinin mekansal karşılıkları. (Görsel, yazar tarafından oluşturulmuştur.)


Resim 18: Beylerbeyi’nde kentsel tarım ve parasız pazar önerisinin mekansal karşılıkları. (Görsel, yazar tarafından oluşturulmuştur.)


4. Sonuç

Neoliberal ekonominin en önemli eylem aracı olan paranın, Beylerbeyi semti armağan ekonomisi modeli aracılığıyla kaldırılıp, kamusal - özel çizgisinin müştereklik bağlamında yeniden kurgulandığı ve kendisini deneyimlemelerle birlikte yeniden yorumladığı kentsel tarım önerisinde hedeflenen nokta, "mahalle" kavramını yeniden üretmek ve ortak kullanımı benimsetmektir.Yapılması hedeflenen mahalle kavramını komşuluk birimi kavramı ile ilişkilendirerek dar bir alanda yer alan, daha çok yüz yüze ve kişisel ilişkilerin egemen olduğu, üyelerin yürüme uzaklığı içindeki ortak kent kolaylıklarından güçlük çekmeden yararlanılabilen küçük yerleşim birimi tanımına uygun olarak Beylerbeyi semtinde uygulama içine almaktır (Palabıyık, 2002). Üretim ağını sağlamlaştırmak, eşzamanlı olarak mekanın ve mekanı oluşturan ilişkilerin de gelişimini sağlayacaktır. Bu bağlamda kentsel tarımın toplum ilişkilerinde birleşik bir eylem zemini yaratmaya başlaması ve Beylerbeyi bağlamında gündelik yaşam pratiklerinden biri haline gelmesi hedeflenmektedir


5. Referanslar ve Kaynakça

Boratav, K. (2007), Türkiye İktisat Tarihi 1908-2005, İmge Kitapevi, Ankara. Güzelsarı, S. (2008), Küresel Kapitalizm ve Devletin Dönüşümü, Sosyal Araştırmalar Vakfı, Ezgi Matbaacılık, İstanbul. Baraz, M. (1994). Teşrifat Meraklısı Beyzade Takımının Oturduğu Bir Kibar Semt Beylerbeyi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür İşleri Daire Başkanlığı Yayınları No:16 Harvey,D. (2012). Asi Şehirler: Şehir Hakkından Kentsel Devrime Doğru. İstanbul: Metis Yayınları. MasterCard Worldwide (2011), MasterCard Index of Global Destination Cities: Cross-Border Travel and Expenditures 2Q 2011. MasterCard Worldwide Insights. http://www.iccaworld.com/npps/story.cfm?nppage=2503 Adanalı,Y. (2011). Neoliberal Ütopya Olarak Mekânsız Mekânlar: Soylulaştırılan İstiklal Caddesi ve Ticarileştirilen Kent Mekânları. Red Thread. Sayı:3. Zillioğlu,M. (1969). Evliya Çelebi Seyahatnamesi. Cilt:2 Sayfa:168. İmece, Toplumun Şehircilik Hareketi. Şehirci Sensin. Neden? Erişim tarihi: 16 Ekim 2015, www.toplumunsehircilikhareketi.org Adanalı,Y. (2015, 8 Şubat). Mahallenin namusundan mahalle siyasetine: Yeni bir kentsel müşterek arayışı. Evrensel Gazetesi, Erişim tarihi:14 Kasım 2015, http://www.evrensel.net/haber/104156/mahallenin-namusundan-mahalle-siyasetine-yeni-bir-kentsel-musterek-arayisi


BODEP(Boğaziçi Dernekleri Platformu.) Basın Bildirisi. (2015,5 Nisan). Yayınlanma Tarihi: 3 Mayıs 2015. Erişim Tarihi: 20 Aralık 2015, http://beylerbeyi.org/2015/05/03/bodep-bogazici-dernekleri-platformu-basin-bildirisi-5-nisan-2015/ Beylerbeyi. Kesilen Çınar hakkında. Yayınlanma Tarihi: 1 Mart 2012. Erişim Tarihi: 10 Aralık 2015, http://beylerbeyi.org/2012/03/01/beylerbeyi-sahilinde-kesilen-cinarin-yerinde-yenisi-buyuyecek/ Gorgolewski, M., Komisar, J. and Nasr, J., (2011). Carrot City Creating Places for Urban Agriculture , Random House, Inc. Palabıyık,H. Atak,Ş. (2002). Türkiye’de Mahalle Yönetimi. Türk Dil Kurumu(1983). Milli Eğitim Bakanlığı(1996). Keleş(1980) Rasouli,S.(2012,04 Haziran) Kent Topraklarının Tarımsal Amaçlı Kullanımı: Kentsel Tarım. Erişim Tarihi: 14 Kasım 2015 http://www.skb.org.tr/kent-topraklarinin-tarimsal-amacli-kullanimi-kentsel-tarim/ Keleş, R.(2000). Kentleşme Politikası. Ankara. Lefebvre,H. (2014). Mekanın Üretimi. İstanbul: Sel Yayıncılık.


Başak Gümülcinelioğlu Mimar 1991 yılında İstanbul’da doğdu. Mimarlık lisans eğitimini Bahçeşehir Üniversitesi’nde tamamlamasının ardından İTÜ Mimari Tasarım Yüksek Lisans programında halen eğitimine devam etmektedir.

Çağdaş Kaya Mimar 1992 yılında İstanbul’da doğdu. Lisans eğitimini İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nde tamamlamasının ardından İTÜ Mimari Tasarım Yüksek Lisans programında halen eğitimine devam etmektedir.

Elif Gökçen Tepekaya Mimar 1990 yılında İzmir’de doğdu. Mimarlık lisans eğitimini İstanbul Teknik Üniversitesi’nde tamamlamasının ardından İTÜ Mimari Tasarım Yüksek Lisans programında halen eğitimine devam etmektedir. Canlandıranlar Yetenek Kampı’nda asistanlık yapmasının yanı sıra, profesyonel olarak NDR Tasarım’da mimarlık yapmaktadır.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.