F ATI 150 krs
PAHALILIĞA VE İSSİZLİĞE KARSI
sayı= 7
15 GÜNLÜK SİYASİ GAZETE -
BURSA SEYDİŞEHİR OLMAYACAK Geçen haftalar boyunca Bursa'da yoğun işçi olayları cereyan etti. Fab rikalara taşlı, sopalı, silâhlı saldırılar oluyordu. İşçiler yaralanıyor, ölüyor lardı. Olaylar Türk-İş’e bağlı faşist TürkMetal-iş sendikacılarının ve Ülkü Ocakları'nın oluşturduğu 80’e yakın fa şist grubun gazete dağıtmak bahane siyle Renault otomobilleri fabrikasın daki D İS K ’e bağlı Maden-İş'li devrim ci işçilere saldırmalarıyla başladı Saldırı karşısında toplanan işçiler taşlı, sopalı, zincirli faşistleri kovala yıp kaçırdı. Faşistler selameti kaç makta buldular. Parababaları Bursa'da gün geçtik çe gelişen işçi sınıfı hareketinden kor kuyordu. DİSK'e bağlı sendikaların hız la işyerlerinde örgütlenmelerinden en dişe ediyorlardı. Ne yapıp, yapıp Bur sa'da gelişen işçi sınıfı hareketini bastırmak, devrimci sendikaları kan la, zulümle fabrikalardan atmak isti yorlardı. Tariş'te Seydişehir'de, Çeltek’te tezgahlanan faşist oyunları Bur sa'da diriltmeyi amaçlıyorlardı. işte bu yüzden Renault saldırısı , n ilk. ne de son saldırı olamazdı. Ni tekim Renault saldırısından sonra yi
ne aynı faşist grup gazete dağıtmak bahanesiyle Tofaş otomobil fabrikası na saldırdı. Saldırıya yiğitçe karşı ko yan Maden-İş'li işçiler faşist saldırgan ları püskürttüler. Ancak kaçan faşist ler. kaçarken Muharrem Çetinbaş ad lı işçi kardeşimizi silâhla öldürdüler ve
Sıkıyönetimsiz Sıkıyönetim için KANUN,SUZ DGM KANUNLAŞTIRILMAYA ÇALIŞILIYOR Parababalarının M C iktidarı Devlet Güvenlik Mahkemeleri ta sarısını ikinci kez Meclise getiriyor. Anayasa Mahkemesinin Anayasaya aykırı olduğu için 1975 Ekim inde iptal ettiği DG M ya sasını, Parababaları aşın sömürü, kâr ve baskı düzenini pekiş tirmek ve bu düzene karşı mücadele eden başta işçi sınıfımız olmak üzere tüm ilerici örgüt ve kişileri susturmak için tekrar yasalaştırmaya çalışıyor. Devlet Güvenlik Mahkemeleri vasıtasıyla parababaları işçi sınıfının ve çalışan geniş halk yığınlarının daha iyi yaşama ko şullarına kavuşmak için yürüttüğü Ekonomik-Demokratik-Politik mücadeleyi bastırmayı amaçlamaktadır. Bundan tasanda D G M ’ne geniş yetkiler tanınmaktadır. Türk Ceza Kanunundaki birçok maddelerle birlikte dernekler kanundaki «Suç»lann ve 275 sa yılı toplu iş sözleşmesi, grev ve lokavt kanununda belirtilen «Suç»larında yargılanması bu mahkemelere verilmiştir. Hâkim ve Yargıçları tayin ile egemen sınıfların iktidan tarafından geti rilen bu mahkemelerin bu tür suçlamalarla karşılarına getirile cek sanıklar hakkında bağımsız karar veremeyecekleri, doğal olarak iktidarın istediği yönde davranacakları açıktır. DGM nin kurulmasıyla diğer bağımsız mahkemelerin işlev leri büyük oranda yitirilmektedir. Böylece Anayasanın «Yargı yetkisi Türk Milleti adına bağımsız Mahkemelerce kullanılır,» di yen 7. maddesi çiğnenmektedir. Ayrıca DG M lerinde yargılana cak her sanık tabî olduğu bağımsız mahkemelerde yargılanma dığı için Anayasanın 32. maddesi de çiğnenmektedir. O halde parababaları neden Anayasayı çiğneme pahasına DG M yasası tasarısını meclise getirmektedir? Bunun cevabı yu karıda da değimiz gibi. Kendi sömürüsüne, karşı çıkanları su s turabilmek içindir. Bu gün elinde daha iyi bir imkânı yoktur. Finans Kapital-Tefeci Bezirgan saltanatının bu oyunu boza bilmek için bütün ilerici örgütler bütün güçlerini seferber ede rek DGM yasasının ne olduğunu, hangi amaçları taşıdığını en geniş halk yığınlarına anlatarak onların sömürücü cephesine karşı baskı aracı olmalarını, haklarını savunmalarını sağlamak gerekmektedir. Türkiye’de demokrasi yolunda atılmış bir tek adımın bile geriye alınmaması için, DGM Yasasının gerçekleş memesi için bütün demokratlara büyük görev düşmektedir. Bu görev bütün halkı örgütlü bir biçimde yığınsal direnişler le harekete geçirmektir. Fabrikalardan, köylere okullardan dai relere kadar her yerde Anayasanın giriş bölümünde ifadesini bulan Anayasal direnme hakkı kullanılmalıdır. Bu iktidar meşru değildir. Yargıtayın, Danıştayın Anayasa Mahkemesinin kararlarını çiğnemektedir. Zorbalıklarına, kanun suzluklarına; Sıkıyönetimsiz, Sıkıyönetim için DGM yi yeniden kurarak bir yenisini eklemek çabasındadır. Bunlara karşı çık mak Vatani bir vazifedir. m « m
bir diğer işçi kardeşimizi de yarala dılar. Bu önceden planlanmış saldırı sı rasında Bursa valisinin, emniyet mü dürünün ve savcısının Bursa'da olma yışları dikkat çekiciydi. Saldırı sıra sında kaçamayan Türk Metal-iş eski Bursa şube başkanı işçiler tarafından suç üstü yakalanmıştı. Buna rağmen bu saldırganlar birgün sonra serbest bırakılırken 2 tane Maden-İş temsilci si arkadaş tutuklanıyordu. Olaydan sonra Renault-Tofaş-Mako gibi işyerlerinde üretimi durduran Maden-işli işçiler S S K hastahanesinin
TÜP
önünde toplanarak şehit arkadaşları nın cenazesini almak istediler. Gece saat 22 ye kadar polisçe oyalanan iş çiler, cenazenin alınamayacağını öğ renince hastahane önünde protesto gösterisi yapmışlardır. Ancak durumu, iyi değerlendiremeyen bazı sendika yöneticilerinin Kitlenin faşi2ini protes to eden sloganlar atmalarına karşı çıkmaları ve yürüyüşe engel olmaları ve belli ölçüde işçi-aydın ayırımı yap maları sonucu potansiyel kırılmış bu. taktik hatanın sonucu, İşçiler ve diğer ilericiler dağınık bir şekilde yürümüş lerdir.
GAZA
Artık görülmektedir ki, bu saldı rılar devrimci işçilere ne ilk ne de son saldırılan olacaktır. Amaç açıktır. Faşistler, parababaları amaçlarını ger çekleştirme yolunda her türlü silâha sarılacaklardır. Saldırılar gittikçe yo ğunlaşacaktır. Ama parababaları ve onun kukla ları faşist saldırganlar şunu unutma sınlar: Bursa ne Seydişehir ne de Tariş olmayacaktır. Herşeyden önce Bur sa maden işçileri uzun ve çetin mü cadeleler vererek devrimci sendikala rında birliği korumuşlardır. Bu birlik zorlu mücadelelerle elde edildiği için kolayca yıkılmaz. Ayrıca devrimciler, yurtseverler Seydişehir'de düştükleri hatalara Bursa'da düşmeyeceklerdir. Seydişehirden ders alınmıştır. Dev rimci sendikalar işçi ta^anmğa işçi sınıfı bilimi doğrultusunda çalışmalar yapmazlarsa, onların siyasî bilinçleri ni yükseltmezlerse ve onları faşist saldırılara karşı örgütlü olarak ayakta tutamazlarsa, elbette parababalarının işleri daha da kolaylaşacaktır. Yapılması gereken, yapılan saldı rıların amacını duruca görebilmek, tezgahlanan oyunları sezebilmektir. Ve ona karşı tedbirler almaktır. Parababalarının ve onların kuklaları faşist saldırganların amaçları geniş işçi ta banına açıklanmalı, olayların basit bir sendika kavgası olmadığı kavratılmalı. saldırıların siyasi yönü iyice öğre tilmelidir. Faşist saldırganlara karşı ve parababalarının tezgahladıkları oyunları bozmak için yapılması gereken, baş ta işçi sınıfımız olmak üzere, bütün halkımızı örgütlü kitle eylemlerine so kabilmek. onları faşizmin karşısına örgütlü olarak dikebilmektir. Bu yolda DİSK Tofaş olaylarından 1U gun sonra îaşıst saıoırıları proıes-
UYARMAK İÇİN UYANMALI UYANMAK İÇİN UYARMALI to etmek, parababalarına ve onların kuklaları faşist saldırganlara ders ve rebilmek için lOTemmuz Cumartesi günü Bursa'da büyük bir yürüyüş ve miting düzenledi. Oldukça düzenli ve disiplinli olan yürüyüş ve mitinge 10 binlerce yurtsever işçi, öğrenci, me mur, köylü, esnaf katildi. On binler Bursa caddelerinde hem «Kahrolsun Faşizm», «Katil İktidar» gibi sloganlar la faşizmi protesto ederken, hem de «Hükümet İstifa», «Zam Zam Zam Ucuzluk Ne Zaman», «işçiye Güvenlik. İşsize Sigorta», «DGM Kapansın», «Genel Grev Hakkımız Söke Söke Alı rız» «Yaşasın Sosyalizm» gibi demok ratik taleplerini içeren sloganlar atı yordu. Faşist saldırıları geriletmek, Bur sa fabrikalarına faşist sendikaları sok mamak, aksine devrimci sendikaların bayrağını çekmek ve gelişen !şçi sını fı harketine yeni boyutlar kazandır mak istiyorsak bütün ilerici yurtsever devrimciler faşizme karşı bir tek yum ruk gibi birleşmeli, güç birliğine, ey lem birliğine gitmelidirler. Görev sa dece fabrikalardaki devrimci sendika ların değildir, görev bütün yurtsever lerindir. Devrimci işçi temsilcileri fab rikalarda geniş işçi tabanının bilinci ni yükseltmek, onlara işçi’sınıfının bi limini öğretmek ve olayların siyasî yönlerini açıklamak yolunda çaba gös termelidirler. işyerlerinde faşist sen dikaların örgütlenmelerine meydan vermemeli, aksine faşist, sarı sendi kaların gerçek yüzlerini işçilere göste rebilmeli vesarı sendikaları yerle bir etme yolunda çalışmalıdırlar. Bu sadece devrimci sendikaların değil,ilerici, yurtsever sosyalist bütün kişi ve örgütlerin de görevidir. Bu gö revi yerine getirebilmek için en aktif şekilde eylem birliğine gidilmelidir.
ZAM l
BumRumm
IKHIlBİMİZt SÖZK0YAMR0IR «Tüp gaza zam geliyor», «Hayır, zam yok». «Tüp gaz sıkıntısı var», «Hayır, öyle bir sıkıntı yoktur, yokluk çekiliyor diyenler yıkıcılık yapıyor...» vs. derken tüp gazlara % 65-75 ora nında zam yapıldı. 35 liradan satılan 12 kiloluk tüpler 60 liraya çıktı. Kısa cası parababaları her zamanki oyunu oynadılar. Bir yandan halkı aldatmaca politikası yaparken, bir yandan da «Tüp gaza zam yapılmayacak» diyerekten el altından stokçu yandaşlarına tatlı kârlar sağlamak için fırsat ver diler. Dikkat edelim ne zaman M il liyetçi (!) Cephenin sayın başı her hangi bir malın sıkıntısının olmadığı nı söylese, bilin ki o anda sıkıntı yok sa bile ertesi günü o mal tümden or tadan kalkar. Bir mala zam gelmeye ceğini söylediğinde istifçiler hemen işe koyulurlar, çünkü bilirler ki ya bir gün. ya iki gün sonra zam geliyor. Tüp gazı meselesinde de bu böy le oldu. Şimdi kimileri göbek atıyor sevincinden. Zam haberinin'yanısıra ticari maksatla tüp bulunduranların beyanname vermeleri gibi bir de karar yer alıyor.Diğer zamlarda böylesine ka rarlar ne kadar işe yaradıysa bunda da öyle olacaktır. Zamların yapılmasıyla bayileri kâr
oram arttırılıyor. Bayiler kimler? Parababalcrı veya parababası olma yolundakiler. Likit petrol gazı maliyet fi yatları arasındaki farklılıklar Akarya kıt İstikrar Fonuna alınmış, bu fon kimin yararına? Kimin cebinin dolma sını sağlıyor? Parababalarının. Zaten tenceremizin içine koya cak aşı zor buluyoruz. Şimdi onu ateşte pişirmemize* de engel olmak is tiyorlar. Doğru, ne olacak ki, eskiden tüp gazımı varmış? Çalı çırpıda pişen aş neyimize yetmez? Sanki pişirecek te çok şeyimiz varmış gibi. Varsın tüp gaz 60 liraya çıksın, biz de yemek pişirmeyiveririz, ekmek, peynir neyi mize yetmez, diyeceğiz ama. peynir 40 lira, O da artık fukara yemeği ol maktan çıktı. Uzun sözün kısası: Bunlar engerekler ve çıyanlardır Bunlar aşımıza, ekmeğimize göz koyanlardır. Tanı bunları Tanı da büyü... Evet, onlar ceplerini daha fazla nasıl şişireceğini, emekçi halkımız aşını nasıl pişireceğini düşünüyor...
«13 TEM M U Z POLİTİKA»