Andrew Heywood Siyasî İdeolojiler Bir Giriş Political Ideologies: An Introduction (5h ed.) Çeviren: Prof. Dr. Levent Köker Çeviri Editörleri: Selçuk Durgut ve Ali Kürşad Çifçi BB101 Yayınları: 13 10. Baskı: Ağustos 2016; 1-9. Baskılar: 2007-2015 (Adres Yayınları) ISBN 13: 978-605-9802-06-2 Copyright ©2012, Palgrave Macmillan Copyright ©2012, Andrew Heywood Copyright © 2015, BB101 Yayınları® Bu kitap ilk olarak İngilizcede, Macmillan Publishers Limited’in bir markası olan Palgrave Macmillan tarafından, POLITICAL IDEOLOGIES: AN INTRODUCTION (5th ed.) ismiyle basılmıştır. Türkçe çeviri ve baskısı Palgrave Macmillan’ın izniyle yapılmıştır. Bu Eser’in müellifi olarak yazarın hakları mahfuzdur. Tüm hakları saklıdır. Hiçbir şekilde tamamı veya herhangi bir parçası fotokopiyle veya başka yöntemlerle çoğaltılamaz ve dağıtılamaz. Bunu yapanlar veya buna teşebbüs edenler hakkında yayınevimiz kanunî takibat yaptırma hakkına sâhiptir.
Kapak Tasarımı: Furkan Şener (www.furkansener.com) Sayfa Tasarımı: BB101 Yayınları Baskı: Tarcan Matbaası
Adres: Zübeyde Hanım Mah. Samyeli Sok. No: 15, İskitler, Ankara Telefon: (312) 384 34 35-36 • Faks: (312) 384 34 37 • Sertifika No: 25744
Adres: Dr. Mediha Eldem Sok. No: 68/9, Kızılay, Ankara • Telefon/Faks: (312) 434 44 64 E-Mail: info@eksikitaplar.com • Web: www.eksikitaplar.com • Sertifika No: 25787
ANDREW HEYWOOD Andrew Heywood, önde gelen bir siyaset bilimi ders kitabı yazarıdır. Britanyalı olan Heywood, Croydon College’ın yardımcı müdürlüğü ve Orpington College’da yöneticilik görevlerinde bulunmuştur. 20 yılı aşkın bir süre Siyaset Bilimi bölümlerinde dersler verip bölüm yöneticiliklerini ifa etmiştir. Şu anda yayınevlerine danışmanlık yapmaktadır. Heywood’un dünyada ve Türkiye’de çok satan ders kitapları şunlardır: • Key Concepts in Politics and International Relations (2nd ed. 2015) Siyasetin ve Uluslararası İlişkilerin Temel Kavramları (BB101 Yayınları, 2016) • Global Politics (2nd ed. 2014) • Politics (4rd ed., 2013) • Political Ideologies: An Introduction (5th ed, 2012) Siyasî İdeolojiler: Bir Giriş (BB101 Yayınları, 2016) • Political Theory: An Introduction (3rd ed., 2004) • Essentials of UK Politics (2nd ed, 2011)
ÖZET İÇINDEKILER
1. Giriş: İdeoloji ve İdeolojiler 2. Liberalizm 3. Muhafazakarlık 4. Sosyalizm 5. Anarşizm 6. Milliyetçilik 7. Faşizm 8. Feminizm 9. Ekolojizm 10. Dinî Köktencilik 11. Çok-Kültürcülük 12. İdeoloji-Sonrası Bir Çağ mı?
İÇINDEKILER
SUNUŞ
17
BEŞINCI BASKIYA ÖNSÖZ
18
1. GIRIŞ: İDEOLOJI VE İDEOLOJILER
20
Öndeyiş. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 21
Düşünce ile Eylemi Harmanlamak . . . . . . 33
Fikirlerin Rolü. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 21
İdeoloji, Hakikat ve İktidar. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 35
İdeoloji Hakkındaki Görüşler. . . . . . . . . . . . . . . . . . 24
Eski Olan İçin Yeni İdeolojiler mi?. . . . . . . . . 36
Marksist Görüşler. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 26
Bu Kitap Nasıl Kullanılmalı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 42
Marksist-Olmayan Görüşler. . . . . . . . . . . . . . . . 28 İdeolojinin Temel Çizgileri. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 31
Tartışma Soruları . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 44
Anlama ile Angajmanı Harmanlamak.32
Okuma Önerileri. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 44
2. LIBERALIZM 46 Öndeyiş. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 47
Liberal Devlet. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 59
Kökenleri ve Gelişimi. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 47
Anayasalcılık. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 60
Ana Temalar: Bireyin Önceliği. . . . . . . . . . . . . . . . 49 Bireyselcilik. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 50 Özgürlük. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .51 Akıl . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 54 Adalet. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 55 Hoşgörü. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 57 Liberalizm, Yönetim ve Demokrasi. . . . . . . 59
Liberal Demokrasi. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 62 Klasik Liberalizm. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 66 Doğal Haklar. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 67 Faydacılık. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 69 Ekonomik Liberalizm. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 70 Sosyal Darwinizm. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 72 Neo-Liberalizm . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 73 Modern Liberalizm. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 74
Bireysellik. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 75
Küresel Çağda Liberalizm. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 83
Pozitif Özgürlük. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 76 Sosyal Liberalizm. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 80
Tartışma Soruları . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 88
Ekonomi Yönetimi. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 81
Okuma Önerileri. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 88
3. MUHAFAZAKARLIK 90 Öndeyiş. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 91
Tek Millet Muhafazakarlığı. . . . . . . . . . . . . . . . . 107
Kökenleri ve Gelişimi. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 91
Hıristiyan Demokrasi. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 110
Ana Temalar: Muhafaza Etme Arzusu. 93 Gelenek. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 95 İnsanın Kusurluluğu. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 96
Liberteryen Muhafazakarlık . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 111 Yeni Sağ. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 113 Liberal Yeni Sağ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 114
Organik Toplum. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 99
Muhafazakar Yeni Sağ. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 118
Hiyerarşi ve Otorite. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 102
Küresel Bir Çağda Muhafazakarlık. . . . . . . 121
Mülkiyet . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 103 Otoriter Muhafazakarlık . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 105
Tartışma Soruları . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 123
Paternalist Muhafazakarlık. . . . . . . . . . . . . . . . . . . 107
Okuma Önerileri. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 123
4. SOSYALIZM 124 Öndeyiş. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 125 Kökenleri ve Gelişimi. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 125 Ana Temalar: Hiç Kimse Bir Ada Değildir . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 127 Topluluk . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 128 İşbirliği . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 130 Eşitlik. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 131 Sınıf Siyaseti. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 133 Ortaklaşa Sahiplik. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 135 Sosyalizme Giden Yollar. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 137 Devrimci Sosyalizm . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 137 Evrimci Sosyalizm . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 139 Tedricîliğin Kaçınılmazlığı Mı?. . . . . . . . . . . . 141 Komünizm. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 144 Klasik Marksizm. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 145
Felsefe. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 145 Ekonomi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 147 Siyaset . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 148 Ortodoks Komünizm. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 149 Neo-Marksizm . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 151 Marksizmin Ölümü?. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 152 Sosyal Demokrasi. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 156 Etik Sosyalizm. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 157 Revizyonist Sosyalizm. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 158 Yönetim İdeolojisi Teorisi. . . . . . . . . . . . . . . . . . . 160 Sosyal Demokrasinin Krizi. . . . . . . . . . . . . . . . . . 160 Neo-Revizyonizm ve ‘Üçüncü Yol’ . . . 162 Küresel Çağda Sosyalizm . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 165 Tartışma Soruları . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 168 Okuma Önerileri. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 168
5. ANARŞIZM 170 Öndeyiş. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 171
Bireyselci Anarşizm . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 186
Kökenleri ve Gelişimi. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 171
Egoizm. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 187
Ana Temalar: Devlete Karşı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 173 Devlet Karşıtlığı. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 174 Ütopyacılık. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 177 Ruhban Karşıtlığı. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 179 Ekonomik Özgürlük . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 180 Kolektivist Anarşizm. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 181 Karşılıklılık. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 182 Anarko-Sendikalizm. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 183 Anarko-Komünizm. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 184
Liberteryenizm. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 188 Anarko-Kapitalizm . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 189 Anarşiye Giden Yollar. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 192 Devrimci Şiddet. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 193 Doğrudan Eylem. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 194 Şiddet İçermeyen Protesto . . . . . . . . . . . . . . . . . 195 Küresel Çağda Anarşizm. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 196 Tartışma Soruları . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 198 Okuma Önerileri. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 198
6. MILLIYETÇILIK 200 Öndeyiş. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 201
Liberal Milliyetçilik. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 215
Kökenleri ve Gelişimi. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 202
Muhafazakar Milliyetçilik . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 218
Ana Temalar: Ülke Sevgisi İçin. . . . . . . . . . . . . 205 Millet. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 206 Organik Topluluk. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 209 Kendi Kaderini Tayin . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 211
Yayılmacı Milliyetçilik. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 221 Sömürge Karşıtı ve Post-Kolonyal Milliyetçilik. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 225 Küresel Çağda Milliyetçilik. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 228
Kültürcülük. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 212
Tartışma Soruları . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 231
Milliyetçilik ve Siyaset. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 215
Okuma Önerileri. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 231
7. FAŞIZM 232 Öndeyiş. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 233
Korporatizm . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 247
Kökenleri ve Gelişimi. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 233
Modernleşme. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 248
Ana Temalar: Birlikten Doğan Güç . . . . . 235 Akılcılık Karşıtlığı. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 236 Mücadele. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 238 Liderlik ve Seçkincilik. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 239 Sosyalizm. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 242 Ultra-Milliyetçilik. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 243
Faşizm ve Irkçılık. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 248 Irk Siyaseti. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 249 Nazi Irk Teorileri. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 250 Köylü İdeolojisi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 253 Küresel Çağda Faşizm . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 256
Faşizm ve Devlet. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 244
Tartışma Soruları . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 258
Totaliter İdeal. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 245
Okuma Önerileri. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 259
8. FEMINIZM 260 Öndeyiş. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 261
Liberal Feminizm. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 273
Kökenleri ve Gelişimi. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 261
Sosyalist Feminizm . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 276
Ana Temalar: Kişisel Olanın Siyaseti. . 264 ‘Siyasî Olan’ı Yeniden Tanımlamak. . .265 Ataerkillik. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 266 Cinsiyet ve Toplumsal Cinsiyet. . . . . . . . . 268 Eşitlik ve Farklılık . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 270 Cinsiyet ve Siyaset. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 272
Radikal Feminizm. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 278 Üçüncü Dalga Feminizmi ve Ötesi. . . . 281 Küresel Çağda Feminizm. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 286 Tartışma Soruları . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 287 Okuma Önerileri. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 287
9. EKOLOJIZM 288 Öndeyiş. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 289
Modernist Ekoloji. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 306
Kökenleri ve Gelişimi. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 289
Holizm. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 295
Sosyal Ekoloji. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 308 Eko-Sosyalizm. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 308 Eko-Anarşizm. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 309 Eko-Feminizm . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 310 Derin Ekoloji. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 314
Sürdürülebilirlik. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 298
Küresel Çağda Ekolojizm. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 317
Ana Temalar: Doğaya Geri Dönüş. . . . . . . . 291 Ekoloji . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 292
Çevresel Etik. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 301 Sahip Olmaktan Olmak’a. . . . . . . . . . . . . . . . . . . 303
Tartışma Soruları . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 319
Doğa ve Siyaset. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 305
Okuma Önerileri. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 319
10. DINÎ KÖKTENCILIK Öndeyiş. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 321
320
Siyaset Olarak Din. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .324
İslamî Köktencilik. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 334 İslamcılığın Çeşitleri. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 337 Hıristiyan Köktenciliği. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 340 Yeni Hıristiyan Sağ. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 342 Diğer Köktencilikler. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 345
Köktenci Dürtü. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 327
Küresel Çağda Dinî Köktencilik. . . . . . . . . . . 348
Kökenleri ve Gelişimi. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 321 Ana Temalar: Temellere Dönüş. . . . . . . . . . . .324
Modernizm Karşıtlığı. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 329 Militanlık . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 331 Köktencilikler Familyası . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 333
Tartışma Soruları . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 350 Okuma Önerileri. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 350
11. ÇOK-KÜLTÜRCÜLÜK 352 Öndeyiş. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 353 Kökenleri ve Gelişimi. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 353 Ana Temalar: Birlik İçinde Çeşitlilik. . . 355 Tanınma Siyaseti . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 356 Kültür ve Kimlik. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 359 Azınlık Hakları. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 362 Çeşitlilik. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 365 Çok-Kültürcülük ve Siyaset. . . . . . . . . . . . . . . . . . . 367
Liberal Çok-Kültürcülük. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 367 Çoğulcu Çok-Kültürcülük . . . . . . . . . . . . . . . . . . 369 Kozmopolit Çok-Kültürcülük. . . . . . . . . . . . . 371 Çok-Kültürcülüğün Eleştirileri. . . . . . . . . . . . . 374 Küresel Çağda Çok-Kültürcülük. . . . . . . . . . 377 Tartışma Soruları . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 378 Okuma Önerileri. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 379
12. İDEOLOJI-SONRASI BIR ÇAĞ MI?
380
Öndeyiş. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 381
Aklın Zaferi mi?. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 385
Sonculuk. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 381
Sonu Olmayan İdeoloji. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 387
İdeolojinin Sonu mu? . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 381 Tarihin Sonu mu? . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 382
Tartışma Soruları . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 388
Solun ve Sağın Ötesinde mi?. . . . . . . . . . . . . 384
Okuma Önerileri. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 389
KAYNAKÇA
390
DIZIN
407
ŞEKILLER 1.1 İdeolojinin Özellikleri. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 32 1.2 İdeolojik Yapıları Karşılaştırmak. . . . . . 35 1.3 Çizgisel Yelpaze. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 38 1.4 At Nalı Yelpazesi. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 39 1.5 Klasik ve Yeni İdeolojiler. . . . . . . . . . . . . . . . . . . 39 4.1 Tarihî Materyalizm. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 146 5.1 Anarşizmin Doğası. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 174 6.1 Millet Hakkındaki Görüşler. . . . . . . . . . . . 208 7.1 Faşizmin Türleri. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 245 7.2 Irkçılığın Doğası. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 251
8.1 Cinsiyete Dayalı İşbölümü . . . . . . . . . . . . . 265 8.2 Ataerkillik ile İlgili Radikal Feminist Görüş. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 268
8.3 Feminizmin Türleri. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 284 9.1 Bir Ekosistem Olarak Gölcük. . . . . . . . . 293 9.2 Ekolojizmin Türleri. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 311 10.1 Görelilik-Köktencilik Yelpazesi . . . . . . . 330 11.1 Toplumsal İlerlemeye İlişkin Zıt Yaklaşımlar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 360
11.2 Liberalizm ve Kültürel Çeşitlilik . . . . . . 372 11.3 Çok-Kültürcülüğün Türleri. . . . . . . . . . . . .376
KUTULAR ANAHTAR KAVRAMLAR Akılcılık. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 56
Küreselleşme. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 43
Anayasalcılık . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 61
Liberal Demokrasi. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 63
Anti-Kapitalizm. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 167
Liberteryenizm . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 112
Anti-Semitizm. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 252
Neo-Liberalizm. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 73
Bireyselcilik. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 51
Otoriteryenizm. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 105
Çoğulculuk. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 373
Paternalizm . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 108
Endüstriyalizm. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 299
Popülizm. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 333
Enternasyonalizm . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 217
Post-Kolonyalizm. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 361
Faydacılık . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 70
Post-Materyalizm. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 304
Irkçılık . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 250
Post-Modernizm. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 87
İnsan Hakları. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 85
Pragmatizm . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 98
İslamcılık . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 339
Siyonizm. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 349
Keynesçilik. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 82
Sol/Sağ Bölünmesi. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 37
Kimlik Siyaseti. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 364
Sosyal Demokrasi. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 156
Kolektivizm. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 130
Sürdürülebilir Kalkınma. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 300
Komüniteryenizm . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 164
Terörizm. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 334
Komünizm . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 145
Toryizm. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .109
Korporatizm . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 247
Totaliteryenizm . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 246
Kozmopolitanizm. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 229
Ütopyacılık . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 177
Köktencilik. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 331
Yurtseverlik. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 202
...ÜZERINE BAKIŞ AÇILARI Demokrasi. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 65
Kültür. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 360
Devlet. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 175
Millet. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 207
Din. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 326
Otorite. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 241
Doğa. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 294
Özgürlük . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 53
Ekonomi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 136
Tarih. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 383
Eşitlik. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 132
Toplum . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 100
İdeoloji. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 29
Toplumsal Cinsiyet . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 271
İnsan Doğası. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 97
... BAŞLICA İSIMLERI LIBERALIZMIN...
ANARŞIZMIN...
Adam Smith . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 78
Henry David Thoreau . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .191
Immanuel Kant . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 78
Josiah Warren . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 190
James Madison . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 79
Max Stirner . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 190
Jeremy Bentham . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 78
Mihail Bakunin . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 191
John Locke . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 78
Murray Rothbard . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 191
John Rawls . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 79
Pierre-Joseph Proudhon . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 190
Thomas Jefferson . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 78
Pyotr Kropotkin . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 191
T. H. Green . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 79
William Godwin . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 190
John Stuart Mill . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 79 MILLIYETÇILIĞIN... MUHAFAZAKARLIĞIN...
Charles Maurras . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 224
Edmund Burke . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 116
Frantz Fanon . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 225
Friedrich von Hayek . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 116
Guiseppe Mazzini . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 224
Irving Kristol . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 117
Jean-Jacques Rousseau . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 224
Michael Oakeshott . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 117
Johann Gottfried Herder . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 224
Robert Nozick . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 117
Marcus Garvey . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 225
Thomas Hobbes . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 116
Mohandas Karamçand Gandi . . . . . . . . . . . . . . . . . . 225 Woodrow Wilson . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 224
SOSYALIZMIN... Antonio Gramsci . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 155
FAŞIZMIN...
Eduard Bernstein . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 154
Adolf Hitler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 255
Herbert Marcuse . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 155
Alfred Rosenberg . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 255
Karl Marx . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 154
Benito Mussolini . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 255
Leon Troçki . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 155
Friedrich Nietzsche
Richard Henry Tawney . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 155
Giovanni Gentile . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 254
Robert Owen . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 154
H. S. Chamberlain . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 254
Vladimir İlyiç Lenin . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 154
Joseph-Arthur Gobineau . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 254
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
254
FEMINIZMIN...
Jarnail Sing Bindranvale . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 347
Andrea Dworkin . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 283
Jerry Falwell . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 347
Betty Friedan . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 282 Germaine Greer . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 283 Jean Bethke Elshtain . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 283 Kate Millett . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 282
Seyyid Kutub . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 346 Usame bin Ladin . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 346 ÇOK-KÜLTÜRCÜLÜĞÜN...
Mary Wollstonecraft . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 282
Bhikhu Parekh . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 374
Simone de Beauvoir . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 282
Charles Taylor . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 374 Edward Said . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 374
EKOLOJIZMIN...
Isaiah Berlin . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 374
Arne Naess . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 312
James Tully . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 375
Caroline Merchant . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 313 Ernst Friedrich (‘Fritz’) Schumacher . . . . . . 312 James Lovelock . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 312 Murray Bookchin . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 313 Rudolph Bahro . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 313
Jeremy Waldron . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 375 Will Kymlicka . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 375 SONCULUĞUN... Anthony Giddens . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 389 Daniel Bell . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 388
DINÎ KÖKTENCILIĞIN...
Francis Fukuyama. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 389
Ayetullah Humeyni . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 346
Samuel P. Huntington . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 388
Ian Paisley . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 347
İÇINDEKI GERILIMLER Klasik liberalizm krş. Modern liberalizm. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 84 Paternalist muhafazakarlık krş. Liberteryen muhafazakalık. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 113 Liberal Yeni Sağ krş. Muhafazakar Yeni Sağ. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 120 Komünizm krş. Sosyal demokrasi. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 161 Sosyal demokrasi krş. Üçüncü yol. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 165 Bireyselci anarşizm krş. Kolektivist anarşizm . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 192 Yurttaş milliyetçiliği krş. Etnokültürel milliyetçilik. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 214 Liberal milliyetçilik krş. Yayılmacı milliyetçilik. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 219 Faşizm krş. Nazizm. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 256 Klasik liberalizm krş. Farklılık feminizmi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 274 Liberal feminizm krş. Radikal feminizm. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 280 ‘Sığ’ ekoloji krş. ‘Derin’ ekoloji. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 295 Evrenselci liberalizm krş. Çoğulcu liberalizm. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 377
SUNUŞ
İ
deolojinin garip bir tarihi olmuştur. Modern dünyanın siyasî tücrübesinden ayrılması mümkün değildir ama, siyasetin pek az büyük teorisyeni onun hakkında iyi şeyler söylemişlerdir. Karl Marx, Michael Oakeshott ve Talcott Parsons kadar farklı isimlerin hepsi de onu, farklı sebeplerle mahkûm etmiştir. Muhalifleri için ideoloji hakikat, bilim, rasyonalite, nesnellik ve felsefe gibi sağlıklı şeylerin zıddıdır. İdeoloji ya eleştirinin erişmesine kapalı dogmalar ya da birey ve grup çıkarlarını gizleyen örtüler niteliğindeki inançları ve öğretileri anlatmaktadır. Bu olumsuz kavramın etkisi karşısında, zaman zaman ideolojiyi gömmenin ve onun sona erdiğini ilân etmenin moda olması hiç de şaşırtıcı değildir. Ancak, tarihi ve siyaseti gömmeye yönelik benzer çabalarda olduğu gibi, ideolojinin de geri gelme huyu vardır. Modern dünyanın siyaseti ana ideolojik gelenekler tarafından biçimlendirilmiştir. İdeolojiler, siyasî gerçekliği düzenlemenin, tanımlamanın ve değerlendirmenin hayatî kaynaklarıdır. Andrew Heywood’un kitabının büyük erdemi, onun ideolojiyi ciddiye alması ve klâsik Batılı ideolojileri olduğu kadar son zamanlardaki ideolojik düşünüşün yeni temalarını ve yönlerini sabırla ve hayran olunası bir açıklıkla incelemesidir. Kendisi, konuyla ilgili şu anda herhangi bir yerde basılmış olan kolay anlaşılabilir en iyi giriş kitabını üretmiş bulunmaktadır. 18. Yüzyıl’daki Fransız ve Amerikan devrimlerinden doğan Batılı ideolojik gelenek, ne siyasetin anlama yollarını tüketmektedir ne de pek çok Batılı olmayan düşünce geleneğini gölgelemektedir. Ancak o, yine de vazgeçilmez bir gelenektir ve onun ana terimlerini ve içsel gelişmesini anlama kabiliyeti, modern dünyada yurttaşlık için bir temel koşuldur. Andrew Heywood ideal kılavuzdur.
Andrew Gamble
Andrew Heywood | Siyasî İdeolojiler
17
BEŞINCI BASKIYA ÖNSÖZ
S
iyasî İdeolojiler’in ilk baskısı, 1989-91’in Doğu Avrupa devrimlerinin oluşturduğu arka plânda yazılmıştı. Gerişe bakarak, ‘komünizmin çöküşü’, derinlemesine önem taşıyan ve bir çok durumda birbirine bağlı siyasî-tarihî gelişmeler dizisinin hem bir dışavurumu ve hem de bir katalizörü olmuştu. Bunlardan en önemlileri küresel kapitalist ekonominin gelişmesi, etnik milliyetçiliğin ve dinî köktenciliğin doğuşu, postmodern veya ‘enformasyon’ toplumlarının ortaya çıkışı, ABD hâkimiyetinde tek kutuplu bir dünyanın belirmesi ve küresel terörizmin doğuşudur. Tarih başdöndürücü bir biçimde hızlanmış gibi görünmektedir. Eskinin kesinlikleri ve somutluklarından kuşku duyulmaya ve hatta bazı durumlarda bunlardan bütünüyle vazgeçilmeye başlanmıştır. Bu süreçlerin siyasî ideolojiler üzerinde büyük etkileri olmuştur. Hemen herkes sosyalizmin öldüğünü bildirmiştir; bazıları batılı liberalizmin nihaî zaferini ilân etmişken diğerleri onun bir krizde olduğuna dikkat çekmişlerdir; milliyetçilik ulusüstücülüğün ve çokkültürcülüğün meydan okuyuşlarına kendisini uyarlamıştır; vs. Bazı yorumcular bu gibi geçişleri daha derindeki bir sürecin yalnızca belirtileri olarak değerlendirmişlerdir: ideolojinin (ve onunla birlikte programlı siyasî partinin) çöküşü. Toplumsal parçalanma ile nitelenen ve kişisel tüketimin hâkimiyeti altında bulunan postmodern, küreselleşmiş dünyada siyasî ideolojinin hiç yeri yoktur. Ancak, tanıklık ettiğimiz şey, ideolojinin sona erişinden çok (ki ileri sürülmesi her zaman tehlikeli bir şeydir) büyük ideolojik geleneklerin, aslında, tarihin temposuna ayak uyduramamalarıdır. Yeni ideolojik düşünüş, dünyayı olduğu gibi anlamaya çalışmaktadır ve bazen dünyanın nereye gittiği konusunda hiçbir fikri yokmuş gibi görünmektedir. Yune de, siyasette anlamın ve idealizmin başlıca kaynağı olarak ideolojinin kaderi, hangi biçim veya form altında olursa olsun, yaşamaya devam etmektir. Nihaî olarak, ideolojiden arındırılmış veya tüketimci bir siyaset çökmektedir çünkü insanlara maddî öz çıkardan daya kapsamlı olan bir şeye inanmak için herhangi bir sebeb sunmamakta, çünkü insanların kişisel öyküleri ancak daha geniş tarihî bir anlatı içine yerleştirildiği zaman bir anlam ifâde etmektedir. Bu beşinci baskı, özellikle küresel bağlanmışlığın ve karşılıklı bağımlılığın gelişmesinin büyük ideolojik gelenekler üzerindeki etkilerini hesaba katmaya çalışmıştır. Küreselleşmenin (muhtelif biçimleri altında) yarattığı karşılıklı bağımlılık ile nitelenen bir dünyanın ortaya çıkması ve kozmopolit düşünüş de dâhil bununla ilişkili yönelimler bütün siyasî ideolojileri, bazılarını çok derinlemesine olmak üzere etkilemiştir. Bundan ötürü, küresel karşılıklı bağımlılığın ürettiği karmaşık ve çoğu kez çelişkili baskılar her
18
Andrew Heywood | Siyasî İdeolojiler
bölümün son kısmında, hem ideolojinin değişen niteliği ve hem de onun yirmibirinci yüzyıl içindeki beklentileri üzerinde durularak incelenmiştir. Kitap baştan sona gözden geçirilmiş ve güncellenmiş olmakla birlikte, bazen yapısal değişiklikler de yapılmıştır. Bu, özellikle, her ideolojinin daha geniş ideolojiler familyası ile nasıl ilişkilendiği ve kendi içlerinde nasıl şekillendikleri hususlarını daha iyi açıklamak amacıyla revize edilmiş yaklaşımların benimsendiği ekolojizm ve çokkültürcülük için geçerlidir. Kitabın pedagojik özellikleri ile ilgili tam bir izah, 1. Bölüm’ün sonundaki ‘Bu kitabı kullanmak’ kısmında bulunabilir. Ancak, malzemenin sunumunu ve anlaşılabilirliğini geliştirmek amacıyla bu baskıda, renk kullanımı, her ideolojik gelenek için resimli ‘düşünür’ kutularının konulması ve şekillerle ve genel olarak görsel malzeme üzerinde daha çok durulmasından ibâret olmayan önemli değişiklikler yapılmıştır. Palgrave Macmillan’da, bu beşinci baskının üretimine katkıda bulunan herkese, özellikle de yayıncım Steven Kennedy’ye, Helen Caunce, Keith Povey ve Ian Wileman’a teşekkür ederim. Meslekdaşlarla ve arkadaşlarla, özellikle de Angela ve David Maddison ve Christiana Dacey ile yapılan tartışmalar burada geliştirilmiş olan fikirleri ve tezleri netleştirmeyi kolaylaştırmıştır. Bu kitap, tavsiyesi, teşviki ve desteği olmasa bu kitabın ilk baskısının dahi gün yüzünü göremeyeceği karım Jean’a ithaf edilmiştir.
Andrew Heywood
Andrew Heywood | Siyasî İdeolojiler
19
1. BÖLÜM GIRIŞ: İDEOLOJI VE İDEOLOJILER
ÖNDEYIŞ
H
erkes bir siyaset düşünürüdür. Farkında olsa da, olmasa da, kanaatlerini ifade ettiğinde veya zihinlerindekini dile getirdiğinde siyasî fikir ve kavramları kullanmaktadır. Gündelik dil, ‘özgürlük’, ‘hakkaniye’, ‘eşitlik’, ‘adalet’ ve ‘haklar’ gibi terimlerle doludur. Aynı şekilde, ‘muhafazakar’, ‘liberal’, ‘sosyalist’, ‘komünist’ ve ‘faşist’ gibi kelimeler de kendilerinin veya başkalarının fikirlerini betimlemek için düzenli olarak kullanılmaktadır. Bununla birlikte, bu türden terimlere aşina olunmuş ve hatta bu terimler galat haline gelmiş olmasına rağmen, yine de nadiren belirli bir kesinlik içinde veya anlam açıklığı ile kullanılmaktadırlar. Örneğin, ‘eşitlik’ nedir? Bütün insanların eşit olduklarını söylemek ne anlama gelmektedir? İnsanlar eşit mi doğarlar, toplum tarafından eşit muamele görmeleri mi gerekir? İnsanlar eşit haklara, eşit fırsatlara, eşit siyasî nüfuza, eşit ücrete sahip olmalı mıdır? Benzer bir biçimde, ‘komünist’ veya ‘faşist’ gibi kelimeler de genel olarak yanlış kullanılmaktadır. Bir kimseyi ‘faşist’ olarak nitelemenin anlamı nedir? Faşistler ne gibi değerlere veya inançlara sahiptirler ve bunları neden benimsemişlerdir? Komünist görüşler, sözgelimi, liberallerin, muhafazakarların veya sosyalistlerin görüşlerinden nasıl farklılaşmaktadır? Bu kitap, belli başlı siyasî ideolojilerin esasını oluşturan fikirleri ve inançları incelemektedir. Bu giriş bölümü siyasette fikirlerin rolünü, ideoloji kavramının geçmişini ve (bazen birbirinin içine geçen) dönemlerini, siyasî ideolojilerin doğasını ve ideolojilerin değişen tablosunu ele almaktadır. Yine bu bölüm, bir siyasî düşünce bütününün neden ve ne zaman bir ideoloji olarak sınıflandırılması gerektiği ve böyle bir sınıflandırmanın ne gibi sonuçlar doğuracağı ve bugünün sözde ‘yeni’ ideolojilerinin, eskinin ‘klasik’ ideolojilerinin yerine geçme sürecinin yaşanmakta olduğuna dair bir kanıt bulunup bulunmadığı sorularına da değinmektedir.
FIKIRLERIN ROLÜ
Siyasî düşünürlerin hepsi fikirlerin ve ideolojilerin çok önemli olduğunu düşünmezler. Siyaset, bazen neredeyse çıplak bir iktidar mücadelesinden ibaretmiş gibi anlaşılmıştır. Bu doğru ise, siyasî fikirler propagandadan, oy veya halk desteği kazanmaya göre tasarlanmış bir kelime ve sloganlar biçiminden başka bir şey değildir. Böyle olunca da, fikirler ve ideolojiler de, siyasî hayatın daha derinde yatan gerçeklerini maskelemeye yarayan ‘vitrin süslemeleri’nden ibarettirler. Bu, kuşkusuz, John B. Watson (1878-1958) ve B. F. Skinner (1904-1990) ile birlikte anılan bir psikoloji ekolü olan davranışçılığın desteklediği bir pozisyondur. Davranışçılığın bakış açısına göre insanlar, dışarıdan gelen güdüleyicilere göre davranan (veya daha doğrusu, tepki veren) biyoloAndrew Heywood | Siyasî İdeolojiler
21
22
1. Bölüm
jik bir makinadan pek de farklı değillerdir. Düşünen özne, fikirleri, değerleri, duyguları ve niyetleri ile birlikte, üzerinde durulmaya değmeyecek olan bir şeydir. Buna benzer bir görüş aynı zamanda, Sovyetler Birliği ile diğer ortodoks komünist devletlerdeki entelektüel araştırma evrenini tahakküm altında tutmuş, kaba bir Marksizm biçimi olan ‘diyalektik materyalizmi de beslemiştir. Buna göre, siyasî fikirler ancak bu fikirleri ortaya koyanların iktisadî veya sınıf çıkarlarının ışığı altında anlaşılabilir. Fikirlerin bir ‘maddî temeli’ vardır, kendi başlarına herhangi bir anlam veya önem taşımazlar. Buna zıt bir argüman da ortaya konmuştur. Örneğin, John Maynard Keynes (1883-1946), dünyanın büyük ölçüde iktisatçıların ve siyaset felsefecilerinin düşünceleriyle yönetildiğini ileri sürmüştür. Genel Teori (General Theory) adlı eserinin son sayfalarında şöyle demektedir: Her tür entelektüel etkiden muaf olduklarına inanan pratik insanlar, genelde modası geçmiş bir iktisatçının kölesidirler. Gaipten sesler duyan otorite sahibi çılgınlar, deliliklerini birkaç yıl öncesindeki bir akademik yazıcının çiziktirdiklerinden süzerek oluşturmaktadırlar. (Keynes [1936] 1963, s. 383)
Fikirleri pratik koşullara verilen şartlanmış tepkiler olarak dışlamanın ötesinde, bu pozisyon inançların ve teorilerin insan eylemine ne ölçüde kaynak teşkil ettiğini ortaya koymaktadır. Dünya, en nihayetinde, ‘akademik yazıcılar’ tarafından yönetilmektedir. Örneğin böyle bir görüş, modern kapitalizmin, önemli ölçüde, Adam Smith (bkz. s. 78) ve David Ricardo’nun (1772-1823) klasik iktisat öğretisinden doğup geliştiğini, Sovyet komünizminin Karl Marx’ın (bkz. s. 154) ve V. İ. Lenin’in (bkz. s. 154) yazılarıyla biçimlendiğini ve Nazi Almanyası’nın en iyi Hitler’in Kavgam (Mein Kampf) adlı eserine müracaat edilerek anlaşılabileceğini ileri sürmektedir. Gerçekte, siyasal hayata ilişkin bu açıklamaların ikisi de tek yanlı ve yersizdir. Siyasî fikirler, mevcut çıkarların veya kişisel ihtirasların edilgen yansımalarından ibaret olmayıp, siyasî eyleme ilham verme ve yönlendirme kapasitesine sahiptirler ve dolayısıyla maddî yaşamı biçimlendirebilmektedirler. Bununla birlikte, siyasî fikirler bir boşlukta oluşmazlar: fikirler gökten yağmur gibi düşmezler. Bütün siyasî fikirler, içinde geliştikleri toplumsal ve tarihî koşullarca ve hizmet ettikleri siyasî hedeflerce şekillendirilirler. Gayet yalın bir ifadeyle, siyasî teori ve siyasî pratik birbirlerinden ayırt edilemez bir biçimde bağlantılıdır. O halde, siyasî hayatın dengeli ve makûl herhangi bir izahı için, bir yanda fikirlerle ideolojilerin diğer yanda da tarihî ve maddî güçlerin bulunduğu sürekli etkileşimin göz önünde tutulması zorunludur. Fikirler ve ideolojiler siyasî hayatı çeşitli biçimlerde etkilemektedirler: ◾◾ siyasî anlayışı biçimlendirmekte ve böylece hedefleri belirleyip eyleme ilham kaynağı olmakta
Giriş: İdeoloji ve İdeolojiler
23
◾◾ siyasî sistemlerin doğasını belirlemekte ◾◾ bir toplumsal çimento işlevi görmektedirler İlk olarak, dünyanın anlaşılması ve açıklanması için bir bakış açısı sunarlar. İnsanlar dünyayı olduğu gibi değil beklentilerine uygun olarak; bir diğer deyişle yerleşik inançlar, kanaatler ve varsayımlar peçesinin ardından görmektedirler. Bilinçli veya bilinçsiz olarak, herkes, davranışlarına rehberlik eden ve eylemlerini etkileyen bir siyasî inanç ve fikir kümesine bağlıdır. Siyasî fikirler ve ideolojiler de, dolayısıyla, siyasî eyleme ilham kaynağı olan hedefleri belirlemiş olurlar. Kuşkusuz, bütün siyasetçiler iktidar sahibi olmak isterler. Bu da onları pragmatik olmaya, seçmen nezdinde popüler olan veya iş çevreleri veya ordu gibi güçlü grupların destekleyeceği politikaları ve fikirleri benimsemeye iter. Ancak, siyasetçiler nadiren iktidar için iktidar peşinde koşarlar. Onların da, elde ettikleri takdirde iktidarı kullanarak ne yapacaklarını belirleyen inançları, değerleri ve kanaatleri bulunmaktadır. İkinci olarak, siyasî ideolojiler, siyasî sistemlerin doğasını şekillendirmeye de yardımcı olmaktadır. Hükûmet sistemleri dünya üzerinde önemli ölçüde değişkenlik göstermektedir ve her zaman özel değerlerle veya ilkelerle ilişkilidirler. Mutlak monarşiler, derinlemesine kök salmış dinî fikirler, özellikle de kralların kutsal hakları üzerine kurulmuşlardır. Batılı devletler, tipik olarak, sınırlı ve anayasal yönetim fikirlerine saygı göstermekte ve aynı zamanda yönetimin, düzenli ve rekabetçi seçimlere dayanan temsilî bir nitelik taşıması gerektiğine inanmaktadırlar. Aynı şekilde, geleneksel komünist siyasî sistemler Marksizm-Leninizmin ilkeleriyle uyumlu olmuşlardır. Dünyanın bir ulus-devletler koleksiyonu şeklinde bölünmüş olduğu ve yönetme iktidarının çoğu kez ulusal düzeyde belirlenmiş olduğu gerçeği bile, siyasî fikirlerin, bu örnekte milliyetçiliğin ve daha özel olarak da ulusların kendi kaderlerini tayin ilkesinin etkisini göstermektedir. Son olarak, siyasî fikirler ve ideolojiler, toplumsal gruplara ve hatta toplumların bütününe, birleştirici inanç ve değerler kümesi sunmak suretiyle, bir tür toplumsal çimento işlevi de görebilmektedir. Siyasî ideolojiler, genelde özel toplumsal sınıflarla ilişkilendirilmiştir –örneğin, liberalizm orta sınıflarla, muhafazakarlık toprak aristokrasisiyle, sosyalizm emekçi sınıfla ve benzeri gibi. Bu fikirler bir toplumsal sınıfın hayat tecrübelerini, çıkarlarını ve hedeflerini yansıtmakta ve böylelikle bir tür aidiyet ve dayanışma duygusunun gelişmesine yardımcı olmaktadır. Bununla birlikte, fikirler ve ideolojiler, bir toplum içindeki farklı grupları ve sınıfları birbirine bağlamaya muvaffak olabilirler. ÖrnePragmatizm: İdeolojik ğin, Batılı devletlerin çoğunda liberal-demokratik deamaçlardan çok pratik koğerlerden oluşan birleştirici bir zemin bulunmakta, şullara ve hedeflere uygun olarak belirlenen davranış buna karşılık Müslüman ülkelerde de İslamiyet ortak (bkz. s. 98) bir ahlakî ilkeler ve inançlar kümesini meydana getir-
24
1. Bölüm
mektedir. Siyasî fikirler topluma birleştirici bir siyasî kültür sunarken, düzenin ve toplumsal istikrarın geliştirilmesine de katkıda bulunurlar. Böyle olmakla birlikte, birleştirici bir siyasî fikirler ve değerler kümesi bir toplumda kendiliğinden gelişebileceği gibi, itaati sağlamak ve denetim uygulamak amacına yönelik olarak tepeden de dayatılabilir. Bu tür ‘resmî’ ideolojilerin en açık örneklerine faşist, komünist ve dinî köktenci/köktendinci rejimlerde rastlanmaktadır. İDEOLOJI HAKKINDAKI GÖRÜŞLER
Bu kitap ideolojinin doğasını analiz etmekten çok öncelikle siyasî ideolojileri konu edinen bir incelemedir. Karışıklığın büyük kısmı, elbette ilişkili oldukları açık olmakla birlikte, ‘ideoloji’ ile ‘ideolojiler’in hayli farklı inceleme konularını meydana getirmelerinden kaynaklanmaktadır. ‘İdeoloji’yi incelemek demek, sözgelimi siyaset biliminden veya siyaset felsefesinden ayrı, özel bir siyasî düşünce tipini ele almak demektir. Siyasî ideolojinin incelenmesi, dolayısıyla, bu düşünce kategorisinin doğası, rolü ve önemi ile ilgili soruları ve hangi siyasî fikir ve argüman kümelerinin ideoloji olarak sınıflandırılması gerektiği üzerinde düşünmeyi içermektedir. Örneğin, ideoloji doğru mudur, yoksa yanlış mı, özgürleştirici midir yoksa baskıcı mı veya zorunluluk mudur yoksa geçici mi? Benzer bir biçimde, milliyetçilik ve çok-kültürcülük, liberalizm ve sosyalizm ile aynı anlamda ideolojiler midir? Diğer yandan, ‘ideolojiler’i incelemek, siyasî düşüncenin içeriği ile uğraşmak, çeşitli ideolojik geleneklerin içindeki veya bu gelenekler tarafından ileri sürülmüş olan fikirler, öğretiler ve teoriler ile ilgilenmek demektir. Örneğin, liberalizm bize özgürlük hakkında ne söyleyebilir? Sosyalistler neden geleneksel olarak eşitliği desteklemişlerdir? Anarşistler devletsiz bir toplum fikrini nasıl savunmaktadırlar? Faşistler, neden mücadeleyi ve savaşı sağlıklı şeyler olarak görmüşlerdir? Bu tür ‘içerik’ sorunlarını inceleyebilmek için, yine de, üzerinde çalıştığımız siyasî düşünce ‘tipi’ni de dikkate almak zorunludur. Bu sözde ideolojilerin karakteristik fikir ve öğretilerini ele almadan önce, bu fikir ve öğretiler kümelerinin neden ideoloji olarak nitelendirildiği üzerinde durmamız gerekmektedir. Daha önemlisi, bu nitelendirme bize ne söylemektedir? Örneğin liberalizm, sosyalizm, feminizm ve faşizm hakkında, bunların ideoloji olarak nitelendirilmesi yoluyla ne öğrenebiliriz? İdeolojinin doğası ile ilgili herhangi bir tartışmanın karşı karşıya bulunduğu ilk sorun, terimin yerleşik veya üzerinde anlaşılmış bir anlamının olmadığı, sadece birbirine rakip tanımların bulunduğu gerçeğidir. David McLellan’ın (1995) ortaya koyduğu gibi, ‘İdeoloji, sosyal bilimlerin bütünü içinde en kaygan kavramdır.’ Pek az siyasî terim böylesine derin ve tutku dolu bir tartışmaya konu olmuştur. Bunun böyle olmasının iki nedeni vardır. İlk olarak, ideoloji ile ilgili bütün kavramlaştırmalar teori ile pratik
Giriş: İdeoloji ve İdeolojiler
arasında bir bağ olduğunu kabul ettiğine göre, terim, (biraz önceki bölümde ele alınmış olan) fikirlerin siyasetteki rolü ve bir yanında inançlar ve teoriler diğer yanında maddî hayat ve siyasî davranış bulunan bir ilişki üzerinde büyük ölçüde uzlaşmaz tartışmaları gün ışığına çıkarmaktadır. İkincisi, ideoloji kavramı, siyasî ideolojiler arasında ve içinde devam etmekte olan mücadeleden ayrı bir konuma sahip olamamaktadır. Çünkü tarihinin büyük bölümünde ‘ideoloji’ terimi, rakip fikir veya inanç sistemlerini kötülemek ve eleştirmek için bir siyasî silah, bir araç olarak kullanılmıştır. 20. Yüzyıl’ın ikinci yarısına kadar, tarafsız ve belirgin bir biçimde nesnel bir ideoloji kavramı yaygın olarak kullanılmamış değildi ve bu tarihten sonra da ideolojinin toplumsal rolü ve siyasî önemi üzerindeki anlaşmalar varlığını sürdürmüştür. İdeolojiye yüklenen anlamlar arasında şunlar yer almaktadır: ◾◾ bir siyasî inanç sistemi ◾◾ eyleme dönük bir siyasî fikirler kümesi ◾◾ yönetici sınıfın fikirleri ◾◾ özel bir sosyal sınıfın veya sosyal grubun dünya görüşü ◾◾ sınıfsal veya toplumsal çıkarları içeren ve ifade eden siyasî fikirler ◾◾ sömürülenler veya baskı altında tutulanlar arasında yanlış bilinçliliği teşvik eden fikirler ◾◾ bireyi bir toplumsal bağlam içine yerleştiren ve bir kolektif aidiyet duygusu oluşturan fikirler ◾◾ bir siyasî sistemi meşrulaştırmak için kullanılan, kamu gücüyle müeyyidelendirilmiş fikirler kümesi ◾◾ hakikatin tekeline sahip olduğunu iddia eden, her şeyi kapsayıcı bir siyasî öğreti ◾◾ soyut ve büyük ölçüde sistematik bir siyasî fikirler kümesi Böyle olmakla birlikte, terimin kökenleri oldukça belirgindir. İdeoloji terimi, Fransız Devrimi sırasında Antoine Destutt de Tracy (1754-1836) tarafından icat edilmiş ve kamusal olarak ilk kez 1796’da kullanılmıştır. De Tracy’ye göre idéologie yeni bir ‘fikirlerin bilimi’, kelimesi kelimesine bir idea-oloji demekti. Aydınlanma için tipik olan bir rasyonalist gayretkeşlik ile, de Tracy fikirlerin kökenlerini nesnel bir biçimde ortaya çıkarmanın mümkün olacağını ve bu yeni bilimin de, biyoloji ve zooloji gibi kökleşmiş bilimlerle aynı konuma geleceğini ileri sürmüştü. Hatta de Tracy, daha da ileri giderek, bütün araştırma türleri fikirlere dayandığına göre, ideolojinin zaman içinde bilimlerin kraliçesi olarak kabul göreceğini belirtme cesaretini göstermiştir. Ancak, bu yüksek beklentilere rağmen, terimin bu kök anlamı, Marksist ve Marksist olmayan düşüncelerin etkisiyle, pek de etkili olmamıştır.
25
26
1. Bölüm
Marksist Görüşler İdeolojinin bir anahtar siyasî terim olarak kariyeri, Karl Marx’ın yazılarındaki kullanım biçiminden kaynaklanmaktadır. Marx’ın bu terimi kullanması ve daha sonraki Marksist düşünür kuşaklarının terime gösterdikleri ilgi, ideolojinin modern toplumsal ve siyasî düşüncede sahip olduğu öncelikli konumu büyük ölçüde açıklamaktadır. Bununla birlikte, Marx’ın kavrama yüklediği anlam, ana akım siyasî analiz bağlamında yüklenmiş olan anlamdan çok farklıdır. Marx, terimi, erken dönem eserlerinden olan, hayatı boyunca birlikte çalıştığı Friedrich Engels (1820-1895) ile birlikte yazdıkları Alman İdeolojisi’nin (Die Deutsche Ideologie) ([1846] 1970?) başlığında kullanmıştır. Bu, aynı zamanda Marx’ın ideoloji hakkındaki görüşünün en açık anlatımını da içermektedir: Hakim sınıfın fikirleri her devirde hakim fikirler olmuştur, yani toplumun hakim maddî gücü olan sınıf, aynı zamanda hakim entelektüel güçtür de. Maddî üretim araçlarını elinde bulunduran sınıf, aynı zamanda zihinsel üretim araçlarının denetimine de sahip olur ve böylelikle, genel anlamda, zihinsel üretim araçlarından yoksun olanlar ona tâbi konumda bulunurlar. (Marx ve Engels [1846] 1970, s. 64)
Marx’ın ideoloji kavramının önemli birkaç özelliği bulunmaktadır. İlk olarak ideoloji bir yanılsama ve mistifikasyon ile ilgilidir: Engels’in sonradan ‘yanlış bilinçlilik’ diye adlandırdığı üzere ideoloji, dünya hakkında yanlış veya yanılgılarla dolu bir görüşü ifade etmektedir. Marx ideolojiyi, sistematik mistifikasyon sürecinin maskesini düşürmek amacıyla eleştirel bir kavram olarak kullanmaktadır. Kendi görüşlerini ise bilimsel olarak nitelendirmektedir çünkü bu görüşler, tarih ve toplumun aslında nasıl işlediğini ortaya çıkarmayı mümkün kılmak üzere oluşturulmuş görüşlerdir. Nitekim, ideoloji ile bilim, yanlışlık ile hakikat arasındaki zıtlık, Marx’ın ideoloji terimini kullanışında hayatî öneme sahiptirler. İkinci olarak, ideoloji sınıfsal sistem ile bağlantılandırılmıştır. Marx, ideolojinin içerdiği çarpıtmanın, topluma hakim sınıfın çıkarlarını ve bakış açısını yansıtmakta olduğu gerçeğinden kaynaklandığına inanmıştır. Hakim sınıf kendisini bir baskıcı sınıf olarak görmek istememekte ve aynı zamanda baskı altındakileri de kendi baskıcılığıyla uzlaştırma çabası içinde bulunmaktadır. Böylelikle de sınıfsal sistem, Marx’ın camera obscura imgesi ile yani bir kamera merceğinin veya insan gözünün ürettiği ters görüntü aracılığıyla anlatmaya çalıştığı biçimde tersyüz edilmiş olarak sunulmuş olur. Dolayısıyla, hakları sadece mülkiyet Yanlış bilinçlilik: Hakimiyet altında bulunan sınıfların sahibi ve ayrıcalıklı olanlarca kullanılabilecek evrenkendi sömürülmüşlüklerinin sel yetkiler olarak sunan liberalizm, ideolojinin klafarkına varmasını önleyen sik bir örneğidir. yanılsamaya ve mistifikasyona işaret eden bir Marksist terim.
Üçüncüsü, ideoloji bir iktidar tezahürüdür. Bütün
Giriş: İdeoloji ve İdeolojiler
27
sınıflı toplumlarla birlikte kapitalizmin de üzerine kurulu olduğu çelişkilerin üstünü örtmesiyle ideoloji, sömürülen proletaryadan kendi sömürülme gerçeğini gizlemeye, böylelikle de eşitsiz bir sınıf iktidarı sistemini ayakta tutmaya hizmet etmektedir. İdeoloji, tam anlamıyla çağın ‘hakim’ fikirlerini meydana getirmektedir. Son olarak, Marx ideolojiyi geçici bir fenomen olarak ele almıştır. İdeoloji, onu yaratan sınıf sistemi varlığını sürdürebildiği sürece devam edecektir. Proletarya –Marx’ın görüşüne göre, kapitalizmin ‘mezar kazıcısı’– bir diğer sınıflı toplum kurmaya değil, zenginliğin kolektif mülkiyetini mümkün kılmak suretiyle sınıf eşitsizliğini tümüyle yok etmeye yazgılıdır. Bu nedenle de proletaryanın çıkarları bir bütün olarak toplumun çıkarlarıyla örtüşmektedir. Proletarya, özetle, ideolojiye ihtiyaç duymaz çünkü o hiçbir yanılsamaya gereksinimi olmayan yegane sınıftır. Sonraki Marksist kuşaklar, hiçbir şey yapmadılarsa da, ideolojiye Marx’ın kendisinin gösterdiğinden daha büyük bir ilgi gösterdiler. Bu da, Marx’ın kapitalizmin çöküşüne ilişkin öngörüsünün fazlaca iyimser olduğunu, sonraki Marksistleri kapitalist üretim tarzının beklenmedik dayanıklılığını açıklayıcı etkenlerden biri olarak ideolojiye odaklanma yönünde teşvik ettiğini göstermektedir. Ancak, bu arada terimin anlamında da önemli kaymalar meydana gelmiş oldu. Özellikle de bütün sınıfların ideoloji sahibi oldukları noktasına gelindi. Lenin, Ne Yapmalı’da (Что делать?) ([1902] 1988) proletaryanın fikirlerini ‘sosyalist ideoloji’ veya ‘Marksist ideoloji’ olarak betimledi ki, bunlar Marx’ın anlamsız bulacağı terimlerdi. Lenin ve sonraki pek çok Marksist için ideoloji belirli bir sosyal sınıfa özgü fikirleri, bir sınıfın çıkarlarını, sınıfsal konumu ne olursa olsun ileriye taşıyacak olan fikirleri anlatmak üzere kullanılan bir terim olmuştu. Bununla birlikte, bütün sınıflar gibi, burjuvazinin olduğu kadar proletaryanın da bir ideolojisi olduğundan terim, olumsuz ve aşağılayıcı çağrışımlarından arındırılmıştı. İdeoloji artık gerek duyulan bir yanlışlığı ve mistifikasyonu içermiyor, bilimin karşıtı olarak konumlanmıyordu; gerçekten de ‘bilimsel sosyalizm’ (Marksizm), proletarya ideolojisinin bir formu olarak kabul edilmişti. Marksist ideoloji teorisi en ileri noktada Antonio Gramsci (bkz. s. 155) tarafından geliştirilmiştir. Gramsci ([1935] 1971), kapitalist sınıf sisteminin sadece eşitsiz iktisadî ve siyasî güç aracılığıyla değil, fakat kendisinin, burjuva fikirler ile teorilerin ‘hegemonyası diye adlandırdığı şeyle de ayakta durduğunu ileri sürmüştü. Hegemonya, önderlik veya hakimiyet demektir ve ideolojik hegemonya anlamında, burjuva fikirlerin rakip görüşlerin yerine geçme ve sonuçta, çağın ortak Hegemonya: Sistemin bir zihniyeti haline gelme kapasitesini anlatmaktadır. unsurunun diğerlerinin üzeGramsci, ideolojinin toplumun her düzeyinde nasıl rine çıkması veya hakimiyeti; yerleşmiş olduğunu göstermiştir: sanat ve edebiyatMarksistler için hegemonya ideolojik hakimiyet anlamına ta; eğitim sisteminde ve kitle iletişiminde; gündelik gelmektedir. dilde ve popüler kültürde. Bu burjuva hegemonyasına
28
1. Bölüm
ancak siyasî ve entelektüel düzeyde karşı çıkılabileceği konusunda Gramsci ısrarcı olmuştur ki bu da, sosyalist ilkelere, değerlere ve teorilere dayanan rakip bir ‘proletarya hegemonyası’ inşa etmek demektir. Kapitalizmin kendi meşruiyetini oluşturmak suretiyle istikrar sağlama kapasitesi, Nazilerden kaçtıktan sonra ABD’ye yerleşmiş olan, çoğu Alman yeni-Marksistlerinden oluşan Frankfurt Okulu’nun da özel ilgi konularındandı. Okul’un en yaygın üne sahip üyelerinden Herbert Marcuse (bkz. s. 155), One-Dimensional Man’de [Tek Boyutlu İnsan] (1964) ileri sanayi toplumunun, düşünceyi manipüle etme ve muhalif görüşlerin ifadesine imkan tanımama kapasitesi bakımından ‘totaliter’ bir nitelik kazandığını ileri sürmüştü. Modern toplumlar, sahte ihtiyaçlar yaratmak ve insanları doymak bilmez tüketicilere dönüştürmek suretiyle, toplum geneline yayılan aptallaştırıcı refah sayesinde eleştiriyi felç edebilmektedir. Marcuse’ye göre liberal kapitalizmin görünüşteki hoşgörüsü bile, yarattığı özgür tartışma ve münakaşa izleniminin altında beyin yıkama ve ideolojik kontrolün gerçekleşme düzeyini gizlemesiyle, baskıcı bir işlev görmektedir. Marksist-Olmayan Görüşler Marksist-olmayan bir ideoloji kavramı ortaya koyma yönündeki ilk girişimlerden biri Alman sosyolog Karl Mannheim’dan (1893-1947) gelmiştir. Marx gibi o da, insanların fikirlerinin içinde bulundukları toplumsal koşullar tarafından biçimlendirildiğini kabul etmiş ama, ideolojiyi olumsuz anlamlarından arındırmaya çabalamıştır. Ideologie und Utopie’de [İdeoloji ve Ütopya] ([1929] 1960) Mannheim ideolojiyi belirli bir toplumsal düzeni savunmaya hizmet eden ve geniş anlamda hakim veya yönetici grubun çıkarlarını ifade eden düşünce sistemleri olarak tanımlar. Diğer taraftan ütopyalar ise, hiç ayrım gözetmeksizin baskı veya tahakküm altında bulunan grupların çıkarlarına hizmet edecek radikal toplumsal değişim gereğini içeren, idealleştirilmiş gelecek tasarımlarıdır. Mannheim, bundan da ötede, ‘özel’ ve ‘total’ ideoloji kavramları arasında bir ayrıma gitmiştir. ‘Özel’ ideolojiler belirli bireylerin, grupların veya partilerin fikir ve inançlarıdır. Buna karşılık ‘total’ ideolojiler bir toplumsal sınıfın, toplumun veya hatta bir tarihî çağın Weltanschauung’unu yahut ‘dünya görüşü’nü anlatır. Bu anlamda Marksizm, liberal kapitalizm ve İslamî köktenciliğin her biri ‘total ideolojiler’ olarak nitelendirilebilir. Bununla birlikte Mannheim, bütün ideolojik sistemlerin, ütopyalar da dahil olmak üzere, çarpıtılmış olduklarına, çünkü her birinin toplumsal gerçeklik hakkında kısmî ve zorunlu olarak kendi çıkarına göre oluşmuş bir görüş ortaya koyduğuna inanmıştır. Böyle olmakla birlikte, yine de, nesnel hakikati ortaya çıkarma çabasından bütünüyle vazgeçmemek gerektiğini de ileri sürmüştür. Mannheim’a göre nesnellik, tam olarak ‘toplumsal açıdan bağlantılı olmayan intelligentsia’nın, kendile-
Giriş: İdeoloji ve İdeolojiler
29
İDEOLOJI
Liberaller, özellikle de Soğuk Savaş döneminde, ideolojiyi, çoğu kez uydurma bir bilimsellik kisvesi aracılığıyla, hakikatin tekeline sahip olma iddiası taşıyan, kamu gücü ile desteklenmiş bir inanç sistemi olarak görmüşlerdir. Dolayısıyla ideoloji, mahiyeti gereği baskıcı ve hatta totaliterdir; başlıca örnekleri komünizm ve faşizmdir.
Üzerine Bakış Açıları
Muhafazakarlar, geleneksel olarak ideolojiyi akılcı [rasyonalizm] küstahlığın bir
tezahürü olarak görmüşlerdir. İyi işlenmiş düşünce sistemleri olan ideolojiler, gerçeklikten soyutlanmış olarak, baskıya yol açan veya düpedüz erişilmesi imkansız ilkeler ve hedefler koydukları için tehlikeli ve güvenilmezdirler. Bu bilgilerin ışığında sosyalizm ve liberalizm açıkça ideolojiktir.
Sosyalistler, Marx’ın izinden giderek, ideolojiyi sınıflı toplumun çelişkilerini gizleyen ve böylelikle de yanlış bilinçliliği ve tahakküm altındaki sınıfların siyasî edilgenliğini teşvik eden bir fikirler bütünü olarak görmüşlerdir. Liberalizm klasik bir yönetici sınıf ideolojisidir. Marksistler ideolojinin tarafsız bir kavramını benimsemiş, onu işçi sınıfı da dahil herhangi toplumsal bir sınıfın farklı fikirleri olarak görmüşlerdir. Faşistler, ideolojiyi, ihtiras ve iradeden çok sadece akla dayalı, aşırı sistematik, kuru ve entelektüelleştirilmiş bir siyasî anlayış olarak reddetmektedirler. Naziler kendi fikirlerini, sistematik bir siyaset felsefesi olarak değil de, Weltanschauung veya ‘dünya görüşü’ olarak ifade etmeyi tercih etmişlerdir. Ekolojistler, bütün konvansiyonel siyasî öğretileri sanayileşmecilik üst-ideolojisinin parçaları olarak görme eğilimindedirler. Böylelikle de ideoloji, küstah hümanizm ve –en tipik örnekleri liberalizm ve sosyalizm olan– büyümeye odaklanmış ekonomi anlayışıyla olan bağlantısının zehirli etkisi altında bulunmaktadır. Dinî Köktenciler, anahtar niteliğindeki dinî metinleri, Tanrı’nın vahyedilmiş kelamının ifadeleri olarak, kapsamlı bir toplumsal yeniden inşa programı sunması bakımından ideoloji niteliğinde görmektedirler. Seküler ideolojiler de bu yüzden, dinî ilkelere dayanmadıkları ve dolayısıyla da ahlakî esastan yoksun bulundukları gerekçesiyle reddedilmektedirler.
rine ait bir ekonomik çıkar sahibi olmadıkları için, disiplinli ve ihtiraslardan arınmış bir araştırma faaliyetini sürdürebilecek olan bir entelektüeller sınıfının uhdesinde olan bir şeydir. Kavramın bundan sonraki kariyeri, iki savaş arası dönemde totaliter diktatörlüklerin ortaya çıkışının ve 1950’lerle 1960’lardaki Soğuk Savaş’ın keskin ideolojik gerilimlerinin derin etkisi ile belirlenmiştir. Özellikle de liberal teorisyenler, Faşist İtalya’da, Nazi Almanyası’nda ve Stalinist Rusya’da beliren rejimleri tarihî olarak yeni ve eşi benzeri olmayan ölçüde baskıcı yönetim sistemleri olarak resmetmişler ve ‘resmî’ ideolojilerin tartışma ve eleştiriyi bastırma ve emir-komuta içinde itaati teşvik etme yönünde oynadıkları rolü ortaya koymuşlardır. Karl Popper (1945), Hannah Arendt
30
1. Bölüm
(1951), J. L. Talmon (1952) ve Bernard Crick (1962) kadar birbirlerinden farklı yazarlar ve 12. Bölüm’de incelenen ‘ideolojinin sonu’ teorisyenleri, ‘ideoloji’ terimini son derece sınırlı bir anlamda, başlıca örneklerinin faşizm ve komünizm olduğu bir kavram olarak kullanmışlardır. Bu kullanım biçimine göre ideolojiler, hakikatin tekeline sahip olduklarını iddia eden, muhalif fikirlere ve rakip inançlara hoşgörüyü reddeden ‘kapalı’ düşünce sistemleridir. Böylece ideolojiler ‘seküler din olur; ‘totalleştirici’ bir nitelik kazanır ve itaati ve tahakkümü güvence altına almak suretiyle, toplumsal kontrolün araçları olarak işlev görürler. Ancak, bütün siyasî akımlar bu ölçüye göre ideoloji olarak nitelendirilemezler. Örneğin liberalizm, mahiyeti gereği özgürlük, hoşgörü ve farklılığa olan temel adanmışlığı bakımından, ‘açık’ düşünce sisteminin en belirgin örneğidir (Popper 1945). Ayrıca, muhafazakar bir ideoloji kavramını da belirgin bir biçimde ayrıştırmak mümkündür. Bu kavram, akılcılık ve ilerlemeye karşı kuşkucu tutumlardan kaynaklanıp soyut siyasî ilke ve felsefelere karşı duyulan ve uzun bir geçmişe sahip güvensizlik temeline oturmaktadır. Dünya, insan zihninin kavrayabilme kapasitesini büyük ölçüde aşan, sonsuz derecede karmaşık bir bütünlük olarak görülmektedir. Bu görüşün en önde gelen modern savunucusu Michael Oakeshott’tır (bkz. s. 117). ‘Siyasî eylemde’ diyor Oakeshott, Rationalism and Politics [Akılcılık ve Siyaset] (1962) adlı eserinde, ‘insanlar sınırsız ve dipsiz bir denizde yol alırlar’. Bu bakış açısına göre ideolojiler, açıkça, kavranabilmesi imkansız olanı açıklama iddiasında olduklarından, toplumsal gerçekliği basitleştirmek ve çarpıtmak zorunda olan soyut düşünce sistemleri, fikir kümeleridir. Böylece ideoloji gerçek dünyanın karmaşık durumlarından kopuk, sabitlenmiş veya doktriner inançlar olan dogmatizm ile eşitlenmiş olmaktadır. Dolayısıyla muhafazakarlar, dünyanın soyut ilkeler veya önceden inşa edilmiş teoriler kümesine uygun olacak bir şekilde yeniden biçimlendirilmesine yönelik girişimlere dayalı ‘ideolojik’ siyaset tarzını reddetmişlerdir. Yeni Sağ’ın büyük ölçüde ideolojik nitelikteki siyaseti tarafından kirletilene kadar muhafazakarlar, ideolojiyi pragmatizm lehine dışlayan ve insan davranışının en güvenilir rehberleri olarak gözlerini tecrübeye ve tarihe çeviren, Oakeshott’ın ‘gelenekselci duruş’ dediği bir tavrı benimsemişlerdi. 1960’lardan bu yana ise ‘ideoloji’ terimi, konvansiyonel toplumsal ve siyasî çözümlemenin gereklerine uygun olarak yeniden biçimlendirilmeyle daha yaygın kullanım alanı kazandı. Böylece ideoloji, bir zamanlar kendisine iliştirilmiş olan siyasî yükten arındırılmış olarak, tarafsız ve nesnel bir kavram olarak yerleşti. Örneğin, Martin Seliger (1976), ideolojiyi ‘insanların, örgütlü toplumsal eylemin amaçlarını ve araçlarını belirler, açıklar ve haklılaştırırken, bu eylemin verili bir toplumsal düzeni korumaya, değiştirmeye, yıkmaya veya yeniden inşa etmeye yönelip yönelmediğine bakmaksızın kullandıkları bir fikirler kümesi olarak’ tanımlamıştır. Bu yüzden ideoloji, eyleme yönelik bir düşünce sistemidir. Böyle tanımlandığında da,
Giriş: İdeoloji ve İdeolojiler
ideolojiler ne kötü, ne de iyi, ne doğru, ne de yanlış, ne açık, ne de kapalı, ne özgürleştirici ne de baskıcıdır. İdeoloji, bunların hepsi de olabilir. Bu sosyal-bilimsel kavramın erdemi, bütün ‘izm’lere, Marksizme olduğu kadar liberalizme de, faşizme olduğu kadar muhafazakarlığa ve benzerlerine uygulanabilir olması anlamında kapsayıcı olmasıdır. İdeoloji ile ilgili herhangi bir olumsuz kavramın handikapı ise büyük ölçüde sınırlayıcı olmasıdır. Marx, liberal ve muhafazakar fikirleri ideolojik, kendisininkini ise bilimsel olarak görmüş; liberaller de komünizm ve faşizmi ideolojiler olarak tasnif ederken liberalizmin de bir ideoloji olduğunu kabul etmeyi reddetmişler; geleneksel muhafazakarlar da liberalizm, Marksizm ve faşizmi ideolojik olarak nitelemekle birlikte muhafazakarlığı bir ‘konumlanış’ olarak ifade etmişlerdi. Bununla birlikte, herhangi bir tarafsız ideoloji kavramının da kendine özgü tehlikeleri vardır. Özellikle siyasî yükü boşaltıldığında terim o denli ifadesiz ve genelleşmiş olmaktadır ki, eleştirel keskinliğini tümüyle yitirmektedir. İdeoloji ‘inanç sistemleri’, ‘dünya görüşü’, ‘öğreti’ veya siyaset felsefesi’ gibi kavramların yerine geçecek biçimde kullanılabilirse, o zaman, ayrı ve özel bir anlama sahipmiş gibi yapmayı sürdürmek neye yarar? İDEOLOJININ TEMEL ÇIZGILERI
İdeolojinin herhangi bir kısa veya tek cümlelik tanımı, muhtemelen cevaplandırdığından daha fazla soruya neden olacaktır. Yine de, böyle bir tanım yararlı ve gerekli bir başlangıç noktasıdır. Bu kitapta ideoloji şu anlamlarda kullanılmıştır: Bir ideoloji, niyeti var olan iktidar sistemini ister korumak, ister değiştirmek ister yok etmek olsun, örgütlü siyasî eyleme zemin oluşturan az veya çok tutarlı fikirler kümesidir. Dolayısıyla, bütün ideolojilerin şu özellikleri bulunmaktadır. İdeolojiler: a. var olan düzene ilişkin, genellikle de bir ‘dünya görüşü’ biçiminde bir açıklama sunarlar b. arzu edilir bir gelecek tasarımı, bir ‘iyi toplum’ vizyonu ortaya koyarlar c. siyasî değişimin nasıl gerçekleşeceğini ve gerçekleştirilmesi gerektiğini – (a)’dan (b)’ye nasıl geçileceğini (Bkz. Şekil 1.1) izah ederler. Bu tanım ne özgündür ne de yeni ve terimin sosyal-bilimsel kullanımıyla tümüyle aynı çizgidedir. Yine de, bu tanım ideoloji fenomeninin bazı önemli ve ayırt edici özelliklerine dikkat çekmektedir. Özellikle de, bu tanım, ideolojinin karmaşıklığının, kavramın betimleyici ve normatif düşünce arasındaki ve siyasî teori ve siyasî pratik arasındaki konvansiyonel sınırlar üzerinde gezinmekte olduğu gerçeğinden kaynaklandığını vurgulamaktadır.
31
32
1. Bölüm
İDEOLOJININ ÖZELLIKLERI
Var olan düzenin eleştirisi (a)
Gelecekteki toplum vizyonu (b)
ŞEKIL
1.1
Siyasî değişim teorisi (c)
Kısacası ideoloji, biri anlam ile angajman, diğeri düşünce ile eylem arasında olmak üzere iki tür sentez ortaya koymaktadır. Anlama ile Angajmanı Harmanlamak Birinci sentezle ilgili olarak ideoloji, ‘olan’ ile ‘olması gereken’ arasındaki ayrımı muğlaklaştırmaktadır. İdeolojiler, aslında, bireylere ve gruplara kendi toplumlarında ve daha genel olarak da dünyada işlerin nasıl yürüdüğünü gösteren bir zihinsel harita sunmaları anlamında betimleyicidirler. Örneğin bu, ideolojinin önemli bütünleştirici kapasitesini, insanları belirli bir toplumsal çevrede ‘konumlandırma’ becerisini açıklamayı kolaylaştırmaktadır. Ancak, bu gibi bir betimleyici anlama, hem mevcut toplumsal düzenlemelerin yerindeliği ve hem de alternatif veya müstakbel bir toplumun doğası ile ilgili normatif ve kural koyucu inançlar kümesinin içine derinlemesine yerleştirilmiş durumdadır. Bu nedenle de ideoloji, kuvvetli bir duygusal veya heyecan uyandırıcı niteliğe sahiptir: o, inançların ve anlayışların dile getirilmesini sağladığı kadar ümitlerin ve korkuların, sempati ve nefret duygularının ifadesinin de bir aracıdır. Yukarıda sıralanan (a) ve (b) bağlantılı olduğundan, ideolojilerde ‘olgular’ ‘değerler’le iç içe geçmekte ve karıştırılmaktadır. Bunun sonuçlarından biri de, ideoloji ile bilim arasında açık seçik bir ayrım yapılamamasıdır. Bunun ışığında ideolojileri, Thomas Kuhn’un The Structure of Scientific Revolutions [Bilimsel Devrimlerin Yapısı] (1962) paradigmalar olarak ele almak yararlı olacaktır. Kuhn paradigmayı, ‘verili bir topluluğun üyeleri tarafından paylaşılan
Giriş: İdeoloji ve İdeolojiler
33
inançlar, değerler, teknikler ve benzerlerinin muhtelif kümelenme biçimlerinin tamamı’ diye tanımlamıştır. Aslında paradigma, siyasî bilgi arayışının içinde gerçekleştiği bir çerçeveyi, bir siyasî söylem dilini meydana getirmektedir. Örneğin, akademik siyaset biliminin büyük bölümü ve hatta daha da açık bir biçimde ana akım iktisat, kesinkes liberal bir geçmişi olan bireyselci ve akılcı ön kabuller üzerine kurulmuştur. Bir entelektüel çerçeve veya bir siyasî dil olarak ideoloji anlayışı ayrıca, ideolojinin insanın anlama yeteneğini ne denli derinlikli bir biçimde yapılandırdığını ortaya koyduğu için de önemlidir. Bir kimsenin kendi inançlarının ideolojik olduğunu inkar etme (ve bunu yaparken çoğu kez diğer insanlara tam da bu ideoloji günahını işledikleri suçlamasını yöneltme) eğilimi şöyle açıklanabilir ki, bizim ideolojimiz, tam da dünyayı bilinebilir hale getiren o kavramları bize sağladığı için aslında ideoloji olarak görünmez hale gelmektedir. Dünyaya ne gördüğümüzü ve dolayısıyla da dünyaya nasıl bir anlam yüklediğimizi biçimlendiren teorilerin, varsayımların ve ön kabullerin perdesinden baktığımızı göremiyor veya bunu reddediyoruz. Gramsci’nin işaret ettiği gibi ideoloji, ‘sağduyu’ statüsüne sahip olma noktasına gelmektedir. Düşünce ile Eylemi Harmanlamak İkinci sentez, yani yukarıdaki şekilde yer alan (b) ve (c) arasındaki bağda ifadesini bulan düşünce ile eylemin harmanlanması daha az önemli değildir. Seliger (1976), kendisinin ideolojinin ‘temel’ ve ‘uygulamalı’ düzeyleri olarak adlandırdığı şeye işaret ederken bu hususa dikkat çekmiş olmaktadır. Temel düzeyde ideolojiler, soyut fikirler ve teorilerle uğraştıkları ve bunların savunucuları da tarafsız araştırmalarla meşgul oldukları ölçüde, siyaset felsefelerine benzemektedirler. ‘İdeolog’ terimi her ne kadar belirli ideolojilerin saldırgan veya başkalarının onlar hakkında ne düşündüğünden rahatsız olan savunucuları için kullanılan bir terim ise de, John Locke (bkz. s. 78), John Stuart Mill (bkz. s. 79) ve Friedrich Hayek (bkz. s. 116) gibi saygın siyaset filozoflarının her biri ideolojik gelenekler içinde çalışmışlar ve o geleneklere katkıda bulunmuşlardır. Buna karşılık, uygulama düzeyinde ideolojiler geniş siyasî hareketler biçimine bürünmekte, halkın harekete geçirilmesi ve iktidar mücadelesi ile uğraşmaktadırlar. Bu kisve altında ideoloji, ‘sloganlaştırma’, siyasî retorik, parti manifestoları ve hükûmet politikaları biçiminde ifade bulabilmektedir. Doğrusunu söylemek gerekirse, ideolojiler hem ‘fikir-yönelimli’, hem de ‘eylem-yönelimli’ olmalıdır ama öyle ideolojiler vardır ki, bunlardan birinde diğerine göre daha güçlü oldukParadigma: Entelektüel araştırma sürecini yapılandırmaya ları açıkça ortadadır. Örneğin faşizm her zaman uyguyardımcı olan, birbiriyle ilişkili lamalı hedefleri ve terim yerindeyse, eylem siyasetini ilkeler, öğretiler ve teoriler vurgulamıştır. Diğer taraftan anarşizm, özellikle de 20. kümesi.
34
1. Bölüm
Yüzyıl’ın ortasından itibaren, büyük ölçüde temel veya felsefî düzeyde varlığını sürdürmüştür. Bununla birlikte, ideolojilerin hemen hepsi siyaset felsefelerinin net biçiminden ve içsel tutarlılığından yoksundurlar: ideolojiler ancak az veya çok tutarlıdırlar. Bu belirgin biçimsizlik, kısmen ideolojilerin dışa sıkı sıkıya kapalı düşünce sistemleri niteliğinde olmamalarından kaynaklanmaktadır; aksine ideolojiler tipik olarak başka ideolojilerle örtüşen ve birbiri içine geçen akışkan fikir kümeleridir. Bu da, sadece ideolojinin gelişmesini teşvik etmekle kalmayıp aynı zamanda liberal muhafazakarlık, sosyalist feminizm ve muhafazakar milliyetçilik gibi melez ideoloji biçimlerinin ortaya çıkışına yol açmaktadır. Dahası, her ideoloji kendi içinde farkı ve hatta rakip gelenekleri ve bakış açılarını barındırmaktadır. Aynı ideolojinin destekleyicileri arasındaki tartışmaların, rakip ideolojileri destekleyenler arasında olanlardan daha tutkulu ve daha sert olması hiç de az rastlanan bir durum değildir çünkü söz konusu olan şey tartışma konusunu oluşturan ideolojinin gerçek mahiyetidir –‘hakikî’ sosyalizm, ‘hakikî’ liberalizm, ‘hakikî’ anarşizm nedir? İdeolojik geleneklerin hem kendi içlerinde hem de kendi aralarında gerçekleşen bu tür çatışmalar, her bir tarafın kendi kullandığı ‘özgürlük’, ‘demokrasi’, ‘adalet’ ve ‘eşitlik’ gibi terimlere kendilerine göre anlamlar yüklemeleriyle ortaya konduğu için daha da karışık bir hal almaktadır. Bu, W. B. Gallie’nin (1955-6) ‘özsel olarak tartışmalı kavramlar’ diye adlandırdığı sorunu gün yüzüne çıkarmış olmaktadır. Bunlar, üzerinde herhangi bir biçimde uzlaşılmış veya ittifak edilmiş bir tanıma hiçbir zaman erişilemeyecek ölçüde derin tartışmalara konu olmuş kavramlardır. Bu anlamda ideoloji kavramı, kuşkusuz, tıpkı bu kitapta yer alan ‘...... hakkındaki yaklaşımlar’ kutucuklarında ele alınmış olan diğer terimler gibi, ‘özsel olarak tartışmalı’dır. Ancak, açıktır ki ideolojilerin tutarsızlığının ve şekilsizliğinin de bir sınırının olması gerekir. Özellikle büyük değer verilen bir ilkenin terk edilmesi veya daha önceden gülünüp geçilmiş bir teorinin benimsenmesi ile bir ideolojinin kendi kimliğini yitirdiği veya rakip bir ideoloji içinde eritildiği bir nokta olmalıdır. Liberalizm, hürriyete olan bağlılığından vazgeçtiğinde liberalizm olarak kalabilir mi? Sosyalizm, şiddet ve savaşa dair bir iştah sahibi haline gelirse artık sosyalizm olabilir mi? Bu sorunu ele almanın yollarından biri, Michael Freeden’ı (1966) izleyerek söyleyebiliriz ki, bir ideolojinin morfolojisini -biçim ve yapısını-, temel kavramları açısından, tıpkı bir odadaki mobilya düzeninin hangi odanın mutfak, hangisinin yatak odası, oturma odası vb. olduğunu ayırt etmemize yardımcı olduğu gibi açığa çıkarmaktır. Her ideoloji, dolayısıyla, bir dizi çekirdek, bitişik ve çevresel kavram dağarcığıyla nitelenmektedir ki bunların tamamının o ideolojiye dahil olduğu kabul edilen bir teoride veya öğretide mevcut olması zorunlu değildir. Örneğin bir mutfak, evyenin veya ocağın kaldırılmasından ötürü mutfak olmaktan çıkmaz. Benzer bir biçimde mutfak, zaman içinde bulaşık maki-
Giriş: İdeoloji ve İdeolojiler
35
nesi veya mikrodalga fırın gibi yeni icatların katılmasına rağmen yine de mutfak olarak kalmaya devam eder. Ancak ideolojiler, sahip oldukları kavramsal mobilya ölçüsünde, ‘ince’ veya ‘kalın’ olabilmektedir. Liberalizm, muhafazakarlık ve sosyalizm geniş ve ayırt edici bir değerler, öğretiler ve inançlar kümesine dayanırken, anarşizm ve feminizm gibi diğer ideolojiler ise, ‘daha kalın’ ideolojik geleneklerden aldıkları unsurlardan ötürü, daha çok dar çaplı ve kesişen ideolojiler niteliğindedir (bkz. Şekil 1.2). Bu, aynı zamanda, özellikle milliyetçilik ile çok-kültürcülüğün başlı başına birer ideoloji mi yoksa diğer ‘ev sahibi’ ideolojilere yapılmış süslü eklerden ibaret mi olduğuna ilişkin (muhtemelen çözülmesi mümkün olmayan) tartışma ve karışıklığın da nedenini açıklamaktadır. Fakat bu, ideoloji ve hakikat arasındaki ilişki ve ideolojik iktidar hakkında bize ne söylemektedir? İDEOLOJI, HAKIKAT VE İKTIDAR
Marx’a göre, daha önce görmüş olduğumuz üzere, ideoloji hakikatin amansız düşmanıdır. Yanlışlık ideolojinin içindedir çünkü yönetici sınıfın yaratısı olmakla, amacı sömürüyü ve baskıyı gizlemektir. Yine de, Mannheim’ın fark ettiği üzere, proletaryanın herhangi bir yanılsamaya veya ideolojiye ihtiyacının olmadığı görüşünde Marx’ın izinden gitmek, emekçi kitlelerin insanlığı özgürleştireceklerine dair son derece romantik bir görüşü kabul etmek anlamına gelecektir. Buna karşılık, Mannheim’ın bu soruna yönelik çözümü bağımsız entelektüellere duyulan inançta görmesi de bizi fazlaca ileriye götürmemektedir. Bütün insanların görüşleri, bilinçli veya bilinçsiz olarak, çok sayıda toplumsal ve kültürel etken tarafından biçimlendirilmektedir ve eğitim insanlara bu görüşlerini daha akıcı ve ikna edici bir biçimde ifade etme imkanı verirken, bu görüşlerin daha az öznel veya daha tarafsız olduklarının
İDEOLOJIK YAPILARI KARŞILAŞTIRMAK Konvansiyonel İdeolojiler
‘Kesişen’ İdeolojiler Dar çaplı ideoloji
Çekirdek kavramlar ŞEKIL
1.2
Birleşik kavramlar Çevresel kavramlar
‘Kalın’ ideolojiler
36
1. Bölüm
pek bir kanıtı da yoktur. Buradan çıkarılacak sonuç, ideolojiler hakkında hüküm verebileceğimiz nesnel herhangi bir hakikat ölçüsünün bulunmadığıdır. Gerçekten de, ideolojilerin doğru veya yanlış olarak değerlendirilebileceklerini ileri sürmek, onların, mahiyetleri gereği bilimsel çözümlemeye tâbi tutulamayacak olan değerleri, hayalleri ve emelleri içerdiği ile ilgili hayatî bir noktayı da gözden kaçırmak demektir. Hiç kimse bir adalet teorisinin diğerine yeğ tutulması gerektiğini ‘kanıtlayamaz’, tıpkı insanların haklara sahip oldukları, özgürlüğü hak ettikleri veya doğaları gereği bencil ya da toplumsal varlıklar oldukları yolunda ortaya atılmış rakip insan doğası kavramlarını cerrahî müdahale yoluyla kesin olarak doğrulamanın mümkün olamaması gibi. İdeolojiler pek benimsenmez çünkü incelemeye ve mantıkî çözümlemeye karşı dirençlidirler ve çok benimsenirler çünkü bireylerin, grupların ve toplumların içinde yaşadıkları dünyayı anlamlandırmalarında onlara yardımcı olurlar. Andrew Vincent’ın (1995) ortaya koyduğu gibi, ‘İdeolojiyi onunla birlikte yolculuk edenler olarak inceleriz, tarafsız gözlemciler olarak değil’. Bununla birlikte ideolojiler, hiç kuşkusuz, hakikati aydınlatmaya dair bir iddianın da sahibidirler; bu anlamda da ‘hakikat düzenleri’ olarak da görülebilirler. Bize bir siyasî söylem dili, toplumda işlerin nasıl yürüdüğü ve nasıl yürümesi gerektiği hakkında bir ön kabuller ve varsayımlar kümesi sunmakla ideoloji, ne düşündüğümüzü ve nasıl davrandığımızı belirlemektedir. Bir ‘hakikat düzeni’ olarak ideoloji her zaman iktidar ile ilişkilidir. Birbiriyle rekabet halindeki hakikatler, değerler ve teoriler dünyasında ideolojiler belirli değerlere diğerlerine göre öncelik vermenin ve belirli teorilere veya anlamlandırmalara meşruiyet sağlamanın arayışı içindedir. Dahası, ideolojiler toplumsal dünya hakkında entelektüel haritalar sunmalarıyla, bir yandan bireylerle gruplar arasında ilişki kurulmasını, diğer yandan da daha kapsamlı iktidar yapısının oluşmasını kolaylaştırmaktadırlar. Dolayısıyla ideolojiler ya geçerli iktidar yapısının (onu hakkaniyetli, doğal, haklı ya da her ne ise o diye gösterip) muhafaza edilmesinde veya bu yapının haksızlıklarını veya adaletsizliklerini öne çıkararak ve alternatif iktidar yapılarının çekici yanlarına dikkat çekerek zayıflatılmasında hayatî bir rol oynamaktadırlar. ESKI OLAN İÇIN YENI İDEOLOJILER MI?
İdeoloji, 18. Yüzyıl’ın sonlarından itibaren (bunun geçmişi genellikle 1789 Fransız Devrimi’ne dek götürülmüştür) siyasetin ayrılmaz bir boyutu olmuş olabilir ama içeriği zaman içinde, ideolojik dönüşüm hızında 1960’lardan bu yana meydana gelen artışla birlikte büyük ölçüde değişmiştir. Yeni ideolojiler ortaya çıkmış, bir zamanların güçlü ideolojileri anlamlarını yitirmiş ve tüm ideolojiler kimi kez köklü bir biçimde yeniden tanımlanma ve yenilenme süreçlerinden geçmişlerdir. Siyasî ideoloji feodalizmden sanayi kapitalizmine geçişin içinden çıkmıştır. Basit terimlerle söylenirse, en erken, ‘klasik’
Giriş: İdeoloji ve İdeolojiler
37
ideolojik gelenekler –liberalizm, muhafazakarlık ve sosyalizm– ortaya çıkmakta olan sanayi toplumunu biçimlendirmeye yönelik zıt girişimler olarak gelişmişlerdi. Liberalizm bireyselciliğin, piyasanın ve en azından başlangıçta sınırlı devletin savunuculuğunu yaparken muhafazakarlık, süreç içinde artan bir biçimde saldırı altında tutulan ancien régime’in (eski rejimin) savunusu için konumlanmış ve sosyalizm ise cemaat, eşitlik ve işbirliği temeline dayalı, epeyce farklı bir toplum görüşünü ileri sürmüştür. 19. Yüzyıl ilerledikçe, bu ideolojilerin her biri daha net doktrin niteliği kazanmış ve belirli bir toplumsal sınıf veya tabaka ile birleşmiştir. Basitçe söylersek, liberalizm yükselen orta sınıfın, muhafazakarlık aristokrasinin veya soyluluğun ve sosyalizm de büyümekte olan emekçi sınıfın ideolojisiydi. Buna karşılık olarak siyasî partiler de bu sınıfların çıkarlarını ifade etme ve muhtelif ideolojilere ‘uygulamalı’ bir boyut kazandırma amacıyla gelişmişlerdir. Dolayısıyla bu partiler tipik olarak programlı partiler niteliğinde olmuşlardır. Bu dönemdeki ideolojik argüman ve tartışmada beliren merkezî tema, iki rakip ekonomi felsefesi arasındaki savaş olmuştu: kapitalizm ve sosyalizm. Böylece, siyasî ideoloji de güçlü bir biçimde ekonomiye odaklanmıştı. Bu da sol/sağ bölünmesinde tespit edilmiş ve Şekil 1.3’te gösterildiği gibi, çizgisel siyasî yelpaze üzerinde ifadesini bulmuştur. Kapitalizm ile sosyalizm arasındaki cephe hatları, dünyanın ilk sosyalist devletini yaratan 1917 Rus Devrimi ile birlikte büyük ölçüde keskinleşmiştir. Gerçekten de, kimi kez ‘kısa’ 20. Yüzyıl diye adlandırılan (1914’te Birinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesinden 1989-91’de komünizmin çöküşüne kadarki) dönem boyunca, özellikle de 1945-90 arasındaki Soğuk Savaş sırasında, uluslararası siyaset, kapitalist Batı ile komünist Doğu’nun karşı karşıya gelişiyle, ideolojik çizgiler üzerinden belirlenmişti. Daha genel olarak, SOL/SAĞ BÖLÜNMESI
Anahtar Kavram
‘Sol’ ve ‘Sağ’ terimleri (ki, Fransız Devrimi’nden ve États-Généreaux’nun [Tabakalar Genel Meclisi’nin] 1789’daki ilk toplantısında farklı grupların oturma düzenlerinden türemiştir), geniş anlamda karşıt ideolojik konumları ifade etmektedir. Terimler nadiren analitik bir kesinlik içinde kullanılmış olmakla birlikte, üç anahtar nitelikli ayrışmadan birine (her zaman uyum sağlamasa da) dikkat çekmektedir: (1) değerler ile ilgili olarak: Solcular genellikle özgürlüğü, eşitliği ve kardeşliği yeğ tutarken Sağcılar düzeni, otoriteyi ve hiyerarşiyi desteklemektedirler. (2) insan doğası ile ilgili olarak: Solcular iyimser görüşlere bağlı kalma eğilimi taşır ve böylelikle de toplumsal ilerlemeye inanırlarken, Sağcılar daha kötümserdir ve dolayısıyla da değişimin yararları hakkında kuşkucudurlar. (3) devlet müdahalesi ile ilgili olarak: Solcular genellikle düzenleme ve iktisadî yönetimi savunurlarken Sağcılar düzenlenmemiş kapitalizmi ve serbest piyasayı desteklemektedirler.
38
ŞEKIL
1.3
1. Bölüm
ÇIZGISEL YELPAZE
Sol
Sağ Komünizm
Sosyalizm
Liberalizm Muhafazakarlık
Faşizm
sol kanat siyasî fikirler kapitalizme duyulan bir hoşnutsuzluğu yansıtıyor, ‘katı sol’un (komünizm ve anarşizm) kapitalizmi yıkıp, onun yerine geçme arzusundan ‘yumuşak sol’un (sosyalizm ve modern liberalizm) kapitalizmi ıslah edip ‘insanîleştirme’ isteğine dek uzanıyordu. Sağ kanat fikirler (klasik liberalizm ve muhafazakarlık), bunun aksine, kapitalizmi savunma ve genişletme isteği ile tanımlanıyordu. Bu ideolojik cephe hatları, yine de, 1920’lerle 1930’larda faşizmin yükselişiyle birlikte daha karmaşık bir hale gelmişti. Görünüşte faşizm ‘en uçtaki sağ’ ideolojiydi: şiddetli bir biçimde anti-komünistti ve muhafazakarlık gibi ama ondan daha aşırı bir biçim altında, hiyerarşiye ve elitizme sempati besliyordu. Ancak, faşist hareketlerdeki unsurlar, bazen kapitalizmi ve büyük iş çevrelerini eleştirilerinde ‘Solcu’ görüşler ortaya koyuyordu ve faşizm, Batı aleyhtarlığı ve siyasî-ruhsal yenilenme gibi daha sonraları dinî köktenciliğin belirli biçimlerinde yeniden yüzeye çıkacak olan, ideolojik anlamda yeni fikirlerin ifadesini de sağlamıştı. Bundan da daha ötede yer alan bir diğer karmaşıklık da, komünist ve faşist rejimlerin, her ikisinin de bazılarınca ‘totaliter’ diye tanımlanan baskıcı, otoriter siyasî hakimiyet biçimlerini ortaya çıkarmış olmalarıydı. Bu durum, Sol/Sağ bölünmesini ve çizgisel siyasî yelpazenin değerini sorgulama nedeni oldu. 1950’lerle 1960’larda, soldaki ve sağdaki aşırı noktaların birbirine yakınlaşma eğiliminde olduklarını gösteren ve bunları liberalizm, sosyalizm ve muhafazakarlığın ‘demokratik’ inançlarından ayıran, alternatif at nalı biçimli siyasî yelpazenin kullanılmasına zaman içinde daha sık rastlandı. Bu da Şekil 1.4’te gösterilmiştir. Ancak, 1960’lar civarında ideolojik manzara bir dönüşüm geçirmişti. Sadece yerleşik veya ‘klasik’ ideolojilerde büyük değişimler (örneğin, Yeni Sol’un, Yeni Sağ’ın yükselişiyle ve en çarpıcı olarak da ortodoks komünizmin çöküşüyle) yaşanmakla kalmadı, aynı zamanda bir dizi ‘yeni’ ideolojik gelenek de ortaya çıktı. Bunların en önemlileri Şekil 1.5’te gösterilmiştir. Bu ideolojilerin ‘yeni’ diye nitelenmesi yanıltıcı olabilir çünkü bunların her biri daha öncesine değilse de 19. Yüzyıl’a kadar uzanan köklere sahiptir. Dahası, bunlar ayrıca var olan, ana akım ideolojilere yaslanmaya eğilimlidirler ki bu da onlara tipik olarak melez veya diğerleriyle kesişen bir nitelik
Giriş: İdeoloji ve İdeolojiler
39
AT NALI YELPAZESI
Komünizm
Faşizm ŞEKIL
1.4
Sosyalizm
Muhafazakarlık
Liberalizm
kazandırmaktadır. Bununla birlikte, bu ideolojiler, ideolojik tartışmanın belirli konularına daha önce hiç yaşamadıkları kadar büyük bir öncelik vermeleri ve süreç içinde yeni ve meydan okuyucu ideolojik bakış açılarının ortaya çıkmasını teşvik etmeleri anlamında ‘yeni’dirler. Bu ideolojik dönüşün süreci neden gerçekleşmiştir? Üç ana etken şunlardır: ◾◾ sanayi sonrası (post-endüstriyel) toplumun ve ‘yeni’ toplumsal hareketlerin doğuşu ◾◾ komünizmin çöküşü ve değişen dünya düzeni ◾◾ küreselleşmenin ve kozmopolit duyarlılıkların yükselişi Modern toplumların yapısı ve doğası yaklaşık 1950’lerden bu yana de-
KLASIK VE YENI İDEOLOJILER ‘Klasik’ ideolojiler
‘Yeni’ ideolojiler
Liberalizm
Feminizm
Muhafazakarlık
Ekolojizm
Sosyalizm
Dinî köktencilik
Milliyetçilik
Çok-kültürcülük
Anarşizm Faşizm
ŞEKIL
1.5
40
1. Bölüm
rinlemesine bir değişim geçirmiştir. Toplum düşünürleri bu değişimi çeşitli biçimlerde duyurmuşlardı. Örneğin Beck (1992) ‘birinci’ moderniteden ‘ikincisine geçildiğini ilan etmiş, Giddens (1994) ‘basit’ moderniteden ‘refleksif’ modernliğe geçişi analiz etmiş, buna karşılık Bauman (2000) ‘katı’dan ‘akışkan’ moderniteye geçişi tartışmıştır. Oysa bu değişimlerin tam merkezinde yatan şey, sanayi toplumlarından sanayi sonrası toplumlara geçiştir. Sanayi toplumları, görece net sınıf ayrımlarına (kabaca, sermaye ve emek arasındakilere) dayandıklarından, dayanışmacı olma eğilimindeydiler ki bu da, karşılık olarak, siyasî süreci, parti sistemi, çıkar grubu rekabeti ve ideolojik tartışma da içinde olmak üzere, yapılandırmayı sağlıyordu. Sanayi sonrası toplumlar ise birkaç bakımdan farklıdır. İlk olarak, insanların giderek artan bir bölümü için maddî ihtiyaçların karşılanmasının daha rahat sağlanmasında gözlendiği üzere daha bolluk içinde olan toplumlardır. Daha kapsamlı refah şartlarında bireyler ‘yaşam kalitesi’ne veya ‘post-materyal’ sorunlara daha fazla ilgi gösterme eğilimindedirler. Bu sorunlar da tipik olarak ahlak, siyasî adalet ve kişinin kendisini gerçekleştirmesi ile ilgilidir ve içlerinde toplumsal cinsiyet eşitliği, dünya barışı, kültürel tanınma, çevrenin korunması ve hayvan hakları gibi sorunlar yer almaktadır. İkinci olarak, toplumun yapısı ve toplumsal bağlanmışlık durumunun doğası değişmiştir. Sanayi toplumları bir eğilim olarak, özellikle toplumsal sınıf ve milliyet temelinde ‘kalın’ toplumsal bağlar oluşturmaktayken, sanayi sonrası toplumların eğilimi bireyselleşmenin yükselişiyle ve ‘daha ince’ ve daha akışkan toplumsal bağlar ile nitelendirilmektedir. Bu durum, kadın hareketi, ekolojist veya yeşil hareket ve barış hareketi gibi, siyasî kimliklerin yeniden biçimlenmesinde ve yeni ideolojik gündemlerin ortaya konmasında anahtar rol oynamış olan ‘yeni’ toplumsal hareketler denilen olgunun büyümesinde yansımasını bulmuştur. Komünizmin çöküşünün ideolojik yansımaları derin ve geniş ölçekli olmuştur ve birçok açıdan devam etmektedir. En açık biçimde etkilenen ideoloji sosyalizm olmuştur. Devrimci sosyalizmin, özellikle de Sovyet tipi Marksist-Leninist biçimi altında, hem merkezî planlamanın başarısızlıkları yüzünden ve hem de sistemin devlet otoriteryenizmi ile olan ilişkisi nedeniyle harcanıp bitmiş bir güç olduğu açığa çıkmıştır. Ancak, demokratik sosyalizm de etkilenmiştir; bazılarının tezine göre ise telafi edilemez biçimde bozulmuştur. Özellikle, demokratik sosyalistler ‘tepeden aşağıya’ denetime olan inancı kaybetmişler ve zenginliğin geliştirilmesindeki güvenilir tek aracın piyasa olduğunu kabul etme noktasına gelmişlerdir. Komünizmin Toplumsal hareket: Ayırt edici özelliği yüksek seviyede çöküşü ve genel olarak sosyalizmden kaçış yeni ideoadanmışlık ve siyasî aktivizm lojik güçlere fırsat sağlamıştır. Bunlar arasında önde olan ama çoğu kez belli bir örgelenler, komünizm sonrası devletlerin birçoğunda gütlülüğü olmayan bir kolektif bütünlük. Marksizm-Leninizmin yerine geçen başlıca ideoloji
Giriş: İdeoloji ve İdeolojiler
41
olarak milliyetçilik, özellikle de etnik milliyetçilik ile muhtelif biçimleriyle, gelişmekte olan dünyada derinlemesine etkili olan dinî köktencilik olmuştur. Küresel terörizmin 11 Eylül 2001’de New York ve Washington’daki saldırılarla ilerlemesi ve ‘teröre karşı savaş’ denilen şeyin başlatılması siyasî ideolojiler için daha da ileri sonuçlar doğurmuştur. Bazıları ‘teröre karşı savaş’ın, 21. Yüzyıl’da küresel siyaseti tanımlayacak olan yeni ideolojik muharebe hatlarının ortaya çıktığını gösterdiğine inanmaktadırlar. Son derece tartışmalı da olsa yaygın bir biçimde üzerinde konuşulmuş olan Samuel Huntington’ın (bkz. s. 43?) tezine göre, kapitalizm ile sosyalizm arasındaki ideolojik muharebe yerini içindeki en önemli bölünmenin İslam ile Batı arasında olduğu ‘medeniyetler çatışması’na bırakmıştır. Küreselleşme (bkz. s. 43) tek bir süreç olmayıp, bazen örtüşen ve iç içe geçen ama aynı zamanda, bazen de çelişkili ve karşıt biçimlerle oluşan bir süreçler bütünüdür. Ekonomik, kültürel ve siyasî biçimleriyle küreselleşme daha önceden ilişki kurmamış insanlar, cemaatler, kurumlar ve toplumlar arasında bağ kurulmasını sağlamaktadır. Ancak, bu karşılıklı bağlantılı olma durumu, keskin bir biçimde zıtlık yaratan etkilere sahip olmuştur. Bir yandan dünya üzerindeki ülkeler ve bölgeler arasındaki ekonomik, kültürel ve diğer farklılıkları ‘düzleyip sıfırlayan’ homojenleştirici eğilimleri tahrik etmiştir. İdeolojik açıdan, bu homojenleştirici yönelim, ister (serbest ticaret ve serbest piyasalar temeline dayanan) liberal ekonomik düzen biçimi altında, ister liberal demokrasi (bkz. s. 63) veya çoğu kez insan hakları (bkz. s. 85) fikriyle bağlantılı olan kozmopolit duyarlılıkların artışı biçiminde olsun, liberalizmin ilerlemesiyle yakından bağlantılıdır. Bunlara, gelişmekte olan dünyada güçlenen dinî köktencilik ve gelişmiş dünyada anarşizm, feminizm ve ekolojizm fikirlerini yeniden harmanlayan ve bazen de destekleyen küreselleşme karşıtı veya kapitalizm aleyhtarı bir hareketin ortaya çıkışı da dahildir. Bunlar arasında, gelişmekte olan dünyadaki köktendinciliğin, Benjamin Barber’ın (1995) anlatımıyla ‘Cihat’ ve ‘MacWorld’ arasında bir karşıtlığa yol açacak biçimde güçlenmesi ile gelişmiş dünyada anarşizm, feminizm ve ekolojizm fikirlerini yeniden bir araya getiren ve bazen de bu fikirlere destek olan küreselleşme karşıtı veya kapitalizm karşıtı bir hareketin doğuşu da yer almaktadır. ‘Yeni’ ideolojiler sadece yeni olmakla kalmayıp aynı zamanda ‘klasik’ ideolojilerden pek çok yönden farklılaşmaktadırlar. Bu da ideolojik tartışmanın odağını ve bazen de terimlerini değiştirmiştir. Geniş anlamda üç farklılık tespit edilebilir. İlk olarak, ekonomiden kültüre doğru bir kayma meydana gelKozmopolitanizm: Dünyanın, insanların diğer tüm miştir. Liberalizm, muhafazakarlık ve sosyalizm öninsanlara karşı yükümlülükcelikli olarak ekonomik örgütlenmenin sorunlarıyla lerinin olması anlamında tek uğraşmış veya en azından ahlakî görüşleri belirli bir bir ahlakî ve muhtemelen de siyasî cemaati meydana getirekonomik modelde temellendirilmiştir. Bunun akdiğine inanılması (bkz. s. 229) sine ve kendilerine göre muhtelif biçimlerde, ‘yeni’
42
1. Bölüm
ideolojiler ekonomiye göre kültürle daha çok ilgilenmektedirler: bunların öncelikli ilgileri ekonomik refah veya hatta sosyal adaletten çok insanların değerleri, inançları, hayat tarzları üzerine olmuştur. İkincisi, sosyal siyasetten kimlik siyasetine (bkz. s. 362) doğru bir kayma meydana gelmiştir. Kimlik, bireyi belirli bir kültürel, kurumsal ve ideolojik bağlam içine ‘yerleştirilmiş’ olarak görmekle kişisel olanı toplumsal olana bağlamaktadır ama aynı zamanda, bireyselleşme yönündeki genel bir toplumsal eğilimi yansıtarak, kişisel tercih ve kendini tanımlama ile ilgili bir alanı da belirginleştirmiş olmaktadır. Bu anlamda ‘yeni’ ideolojiler bireylere, onların toplumsal konumlarına uygun, tamamlanmış siyasî çözüm setleri değil de daha çok bir ideolojik tercihler yelpazesi sunmaktadırlar. Bu demektir ki, siyasî aktivizm, sonuçta, bir hayat tarzı tercihi haline gelmiştir. Son olarak, evrenselcilikten tikelciliğe doğru bir kayma da meydana gelmiştir. En açık bir biçimde liberalizm ve sosyalizm, insanlar tarafından her yerde paylaşılan ortak bir beşerî kimlik çekirdeği olduğuna duyulan inancı yansıtan akıl ve ilerlemeye duyulan imanı paylaşırlarken, feminizm, etnik milliyetçilik, çok-kültürcülük ve dinî köktencilik gibi ‘yeni’ ideolojiler, toplumsal cinsiyet, yerellik, kültür ve etnisite gibi faktörlerin önemini vurgulamaktadırlar. Bu anlamda yeni ideolojiler evrensel özgürleşme politikasından çok ‘farklılık politikası’nın pratiğini yapmaktadırlar. BU KITAP NASIL KULLANILMALI
Bu kitap her ideolojiyi veya ideolojik geleneği sıra ile incelemektedir. İncelenen ideolojiler kabaca kronolojik olarak sıralanmıştır ki, bir ideolojinin diğerlerini etkilemesini mümkün kılan daha geniş kapsamlı sürecin haritası çıkarılabilsin. Her bölümün genel yapısı aynıdır: ◾◾ İdeolojinin geniş biçimde doğasını ortaya koyan bir Öndeyiş’in ardından inceleme konusunu oluşturan ideolojinin kökenleri ve tarihi gelişimi incelenmektedir.
Evrenselcilik: Tarihi, kültürel ve diğer farklılıkları ne olursa olsun, bütün insanlara ve bütün toplumlara uygulanabilir nitelikte belli değer ve ilkelerin ortaya çıkarılmasının mümkün olduğuna duyulan inanç. Tikelcilik: İnsanlar ve toplumlar arasındaki tarihi, kültürel ve diğer farklılıkların, sahip oldukları ortak şeylerden daha önemli olduğuna duyulan inanç.
◾◾ Bundan sonraki ana bölüm ideolojinin ana terimlerini, değerlerini, öğretilerini ve teorilerini açıklamakta ve çözümlemektedir ki bunlar bir arada ele alındıklarında, o ideolojinin şeklini veya morfolojisini tanımlamaktadırlar. Bu bölüm her ideolojik gelenek bakımından ayırt edici olanı açıklamakta ama aynı zamanda ilgili olması halinde diğer ideolojilerle örtüşen noktaları da belirtmektedir. ◾◾ İzleyen bölümler ise her bir siyasî ideolojiyi niteleyen alt geleneklerle ilgilenmektedir. Burada odak sadece birçoğu her halükarda (muhafazakar milli-
Giriş: İdeoloji ve İdeolojiler
KÜRESELLEŞME
yetçilik, sosyalist feminizm, liberal çok-kültürcülük ve benzerleri gibi) melez ideolojik yapılanmalar olan her alt geleneğin ayırt edici özellikleri olmayıp, aynı zamanda bir bütün olarak o ideolojinin iç tutarlılığı ve tutarlılıktan yoksun oluşudur da. Dolayısıyla bu da, aynı ideolojinin destekçileri arasındaki anlaşmazlık alanları üzerinde yoğunlaşmaktadır. ◾◾ Son ana bölüm de söz konusu olan ideolojik gelenek içindeki çağdaş gelişmeleri incelemekte ve özellikle de bunun küreselleştirici yönelimler tarafından nasıl ve ne ölçüde yeniden biçimlendirildiği üzerinde durmaktadır. ◾◾ Metin içinde öne çıkarılan anahtar terimlerin tanımları, ayrı bir sözlük yerine bunların kullanıldığı sayfada verilmektedir. ◾◾ Kutu içine alınmış malzeme de her bölümde görülebilmektedir ve burada her gelenek içinde yer alan başlıca düşünürler, anahtar kavramlar, (otorite, eşitlik, özgürlük, devlet gibi) önemli siyasî temalara yönelik yaklaşımlar, her ideoloji içindeki gerilim noktaları ve ideolojinin içsel olarak nasıl şekillendiği gibi konularda daha fazla bilgi verilmektedir. ◾◾ Her bölüm bir tartışma soruları listesi ve daha ileri okuma için öneriler ile sona ermektedir. Tam bir kaynakça kitabın sonunda yer almaktadır. ◾◾ Kitapta gezinmeye yardım etmek amacıyla, kutu içindeki malzemeler ile ilgili terimler koyu ve sayfa üzerindeki tanımlar da italik olarak gösterilmiştir. ◾◾ Bu kitaba eşlik eden web sitesi, başka şeylerin yanında, anahtar terimler için sözlük arama motoru, daha ileri araştırma için tavsiye edilen web siteleri ve siyasî ideolojilerle ilgili makaleler ve diğer ilgili malzemeyi ihtiva etmektedir.
Anahtar Kavram
Küreselleşme, bir karşılıklı bağlanmışlık ağının ortaya çıkmasıdır ki bu, hayatlarımızın giderek artan bir biçimde bizden büyük ölçüde uzak olan yerlerde meydana gelen olaylar ve verilen kararlar tarafından belirlendiği, böylelikle de insanlar arasında ‘ülke-üstü’ [supraterritorial] bağların gelişmesine imkan verilmesi anlamına gelmektedir. Bununla birlikte küreselleşme, ortaya çıkış tarzları geniş bir yelpazeye yayılan karmaşık bir süreçtir. Ekonomik küreselleşme, ulusal ekonomilerin, az ya da çok ölçüde, tek bir küresel ekonominin içinde emilimine yol açan süreçtir. Kültürel küreselleşme, dünyanın bir bölgesinde üretilen enformasyon, meta ve imajın, dünya çapındaki kültürel farklılıkları ‘düzleyip sıfırlayan’ küresel akışa dahil olmasıdır. Siyasî küreselleşme, politika yapımı ile ilgili sorumlulukların millî devletlerden uluslararası örgütlere geçmesini sağlayan süreçtir.
43
44
1. Bölüm
Tartışma Soruları ѦѦ ‘Pratik insanlar’ gerçekten de ‘akademik yazıcılar’ın köleleri midir (Keynes)? ѦѦ Marksist ideoloji kavramı, ana akım kavramdan nasıl farklılaşmaktadır? ѦѦ İdeoloji zorunlu olarak yanlış mıdır? Öyleyse, neden? ѦѦ ‘Toplumsal bağları olmayan’ entelektüeller ideoloji üstü bir konum mu kazanırlar? ѦѦ Bütün siyasî fikir kümeleri mi yoksa yalnızca bazıları mı ideolojidir? ѦѦ İdeolojiler kavramsal yapıları bakımından ne ölçüde farklılaşmaktadırlar? ѦѦ ‘Yeni’ ideolojilerde yeni olan nedir? ѦѦ İdeolojik bağlılık ne ölçüde bir hayat tarzı tercihi haline gelmektedir? ѦѦ ‘Yeni’ ideolojilerin yükselişi, eskilerin artık geçersiz oldukları anlamına mı gelmektedir? ѦѦ Bir ideoloji, bir felsefeden nasıl ayrılır?
Okuma Önerileri Festenstein, M. ve M. Kenny, Political Ideologies: A Reader and Guide (2005). İdeoloji ve ideolojiler üzerine anahtar metinlerden çok yararlı bir seçme parçalar derlemesi, akıcı şerhlerle de desteklenmiştir. Freeden, M., Ideology: A Very Short Introduction (2004). Kavrama kolay nüfuz edilen ve canlı bir giriş: mükemmel bir başlangıç noktası. McLellan, D., Ideology (1995). Ele avuca gelmeyen ideoloji kavramı hakkında açık ve kısa ama yine de derinlemesine kapsayıcı bir giriş. Schwartzmantel, J., The Age of Ideology: Political Ideologies from the American Revolution to Post-Modern Times (1998). Belli başlı ideolojik geleneklerin post-modern toplumun meydan okumalarıyla nasıl baş ettiğine dair geniş kapsamlı bir çözümleme.
2. BÖLÜM LIBERALIZM
ÖNDEYIŞ
‘L
iberal’ terimi 14. Yüzyıl’dan beri kullanılmakta olup çok çeşitli anlamları bulunmaktadır. Latince liber özgür insanlar sınıfını ifade etmekteydi; bir diğer deyişle serf veya köle olmayan insanları anlatıyordu. Yemek ve içki servislerinde porsiyonları bol tutmayı anlatmak üzere ‘liberal’in kullanılmasında olduğu gibi, cömert anlamına gelmekte veya toplumsal tavırlara ilişkin olarak, açıklığı veya açık fikirliliği anlatmaktadır. Ayrıca terim, gittikçe artan bir biçimde, özgürlük ve tercih fikirleriyle özdeşleşmektedir. Bir siyasî mensubiyeti anlatan ‘liberalizm’ teriminin ortaya çıkışı ise çok daha sonra olmuştur: ilk kez 1812’de İspanya’da görüldüğünü bildiğimize göre, 19. Yüzyıl’a kadar hiç kullanılmamıştır. 1840’larla birlikte terim Avrupa’da, ayrı bir siyasî fikirler kümesi anlamında yaygın kabul görmüştü. Bununla birlikte, Birleşik Krallık’ta benimsenişi daha yavaş olmuştur: Whigler kendilerini 1830’ların ilk yarısından itibaren Liberal diye adlandırmaya başlamışlarsa da Gladstone’un 1868’de göreve gelmesinden önce ayırt edici niteliği Liberal olan bir hükûmet de kurulmamıştı. Liberal ideolojinin merkezî angajmanı bireydir ve insanların kendi çıkarlarını tatmin edip kendilerini tam olarak gerçekleştirebilecekleri bir toplum inşa etme arzusudur. Liberaller, insanların her şeyden önce akılla donatılmış bireyler olduklarına inanmaktadırlar. Bu, her bireyin, mümkün olduğu ölçüde, herkesin benzer özgürlüğüyle uyumlu azamî özgürlükten yararlanması gerektiğini ihtiva etmektedir. Bununla birlikte, bireyler her ne kadar eşit hukukî ve siyasî haklara sahipseler de, onların kendi yeteneklerine ve çalışma arzularına göre ödüllendirilmeleri gerekmektedir. Liberal toplumlar, yurttaşları devlet zorbalığından koruma amacıyla tasarlanmış anayasalcılık ve rıza denilen ikiz ilke etrafında örgütlenmişlerdir. Yine de, klasik liberalizm ile modern liberalizm arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır. Klasik liberalizm, işlevi iç düzeni ve kişi güvenliğini sağlamakla sınırlı olan ‘minimal devlet’e olan inançla nitelenmektedir. Modern liberalizm ise, aksine, devletin insanların kendilerine yardım etmesine yardım etmesi gerektiğini kabul etmektedir. KÖKENLERI VE GELIŞIMI
Sistematik bir siyasî akım olarak liberalizm 19. Yüzyıl’dan önce var olmamış olabilir ama önceki 300 yıl boyunca geliştirilmiş olan fikirlerle teoriler üzerine inşa edilmiştir. Gerçekten de, Paul Seabright’ın (2004) ileri sürdüğü üzere, liberalizmin kökenleri, insanların ilk kez yerleşik cemaatler halinde yaşamaya başladıkları ve yabancılarla ticaret yapmak ve birlikte yaşamak zorunda kaldıkları ilk tarım toplumlarına kadar geriye götürülebilir. Bununla birlikte, gelişmiş bir ideoloji olarak liberalizm Avrupa’da feodalizmin çöküşünün ve onun yerine yükselen kapitalist piyasa toplumunun bir ürüAndrew Heywood | Siyasî İdeolojiler
47
50
2. Bölüm
◾◾ bireyselcilik ◾◾ özgürlük ◾◾ akıl ◾◾ adalet ◾◾ hoşgörü Bireyselcilik Modern dünyada bireyselcilik o kadar tanıdık bir kavramdır ki, siyasî anlamı çoğu kez gözden kaçmaktadır. Feodal dönemde, bireylerin kendilerine ait çıkarlarının olduğu veya kişisel ve benzersiz kimliklere sahip oldukları fikri çok cılızdı. İnsanlar daha çok mensubu oldukları toplumsal grupların üyeleri olarak görülmekteydiler: ailelerinin, köylerinin, yerel cemaatlerinin veya sosyal sınıflarının. Hayatları ve kimlikleri de büyük ölçüde, bu grupların süreç içinde bir kuşaktan diğerine pek az değişen niteliği tarafından belirlenmekteydi. Ancak, feodalizmin yerini zamanla piyasa yönelimli toplumlara bırakmasıyla, bireyler de daha geniş tercihler ve toplumsal imkanlar yelpazesiyle karşı karşıya geldi. Muhtemelen ilk defa, kendileri için düşünmeye ve kendilerini bir kişi olarak görmeye sevk edildiler. Örneğin ailesi hep aynı arazi parçası üzerinde yaşayıp çalışagelmiş olan bir serf, bir “özgür insan” haline geldi ve sınırlı da olsa kimin için çalışacağını seçme yeteneğine veya toprağı tümüyle terk edip gelişmekte olan kasaba veya şehirlerde iş arama imkanına kavuştu. Feodal yaşamın değişmezleri yıkıldıkça, yeni bir entelektüel iklim de ortaya çıktı. Rasyonel ve bilimsel açıklamalar zamanla geleneksel dinî açıklamaların yerine geçti ve toplum da gittikçe artan bir biçimde insan bireyinin esas alındığı bir zeminde anlaşılmaya başlandı. Bireyler de, kişisel ve kendilerini diğerlerinden ayırt edilebilir kılan özelliklerin sahibi olarak görülmeye başlandı: her birinin özel değeri vardı. Bu, daha sonra klasik liberalizm ile ilişkili olarak ele alınacak 17. ve 18. Yüzyıllar’ın doğal haklar teorilerinin yükselişinde açıkça görülebiliyordu. Immanuel Kant (bkz. s. 78), bireylerin sadece başkalarının amaçlarına araç olmayıp, “kendinde amaç” niteliğinde olduğu yolundaki kavrayışı ile insanların haysiyet ve eşit değerine olan benzer bir inancı ifade etmişti. Ancak, bireyin önemi üzerindeki vurgusu iki zıt sonuç doğurmaktaydı. İlk olarak bu vurgu, her insanın benzersizliğine dikkat çekiyordu: bireyler, her şeyden önce, kendilerine has içsel nitelikler ve özellikler ile tanımlanıyordu. İkincisi ise, her birey, diğerleriyle birlikte, öncelikle ve tümüyle birey olmaları nedeniyle aynı statüyü paylaşmaktaydılar. Gerçekten de, liberal ideoloji içindeki pek çok gerilim, bu birbirine rakip benzersizlik ve eşitlik fikirlerine dek geriye götürülebilmektedir.
Liberalizm
51
BIREYSELCILIK
Anahtar Kavram
Bireyselcilik, bireyin herhangi bir toplumsal grup veya kolektif organ karşısındaki üstün önemine olan inançtır. Metodolojik bireyselcilik biçimi altında bu, bireyin herhangi bir siyasî teori veya toplumsal açıklamadaki merkezî konumunu belirtmektedir –toplum hakkındaki bütün sözler, onu meydana getiren bireyleri esas alarak yapılandırılmalıdır. Diğer taraftan etik bireyselcilik ise, toplumun bireye faydalı olacak biçimde, bireysel haklara, ihtiyaçlara veya çıkarlara ahlakî öncelik verilerek inşa edilmesi gerektiğini anlatmaktadır. Klasik liberaller ve Yeni Sağ, öz çıkarcılığı ve kendine yeterli olmayı vurgulayan bencil bireyselcilik fikrine bağlıdırlar. Bunun aksine, modern liberaller ise, çıkarların tatmini yerine insanın gelişip ilerlemesine öncelik vererek, bireyselciliğin gelişmeci bir biçimini ortaya atmışlardır.
Bireyin önceliğine olan inanç liberal ideolojinin karakteristik temalarından biridir ama liberal düşünceyi farklı biçimlerde etkilemiştir. Bazı liberaller, bu öncelikten hareketle toplumu, erkek veya kadın, her biri kendi ihtiyaçlarını ve çıkarlarını tatmin etme peşinde koşan bireylerin basit bir toplamından ibaret saymışlardır. Bu görüş atomizm ile özdeşleştirilmiştir; gerçekten de bu, ‘toplum’un kendisinin ayrı bir varlık olmayıp, basitçe kendi kendine yeterli bireylerin bir toplamı olduğu inancına yol açmaktadır. Bu tür bir aşırı bireyselcilik, bireyin bencil, özünde kendi çıkarının peşinde koşan ve büyük ölçüde de kendi kendisine yeten bir varlık olduğu kabulüne dayanmaktadır. C. B. Macpherson (1973) erken liberalizmi, bireyi ‘kendi kişiliğinin ve kapasitelerinin mülkiyetine sahip olan ve bunlar için de topluma hiçbir borcu bulunmayan’ bir varlık gibi görmesi anlamında, ‘sahiplenici bireyselcilik’ diye nitelendirmişti. Bunun aksine, sonraki liberaller daha Atomizm: Toplumun, topiyimser bir insan doğası görüşünü benimsemişlerdi ve lumsal gruplardan değil de, kendi çıkarının bilincinde ve bencilliğin bir toplumsal sorumluluk duygusuyla, özelbüyük ölçüde kendi kendine likle de kendi geçimlerini sağlama yeteneğine sahip buyeterli bireylerden veya atomlunmayanlar için duyulan bir mesuliyet duygusuyla lardan meydana geldiğine duyulan bir inanç. dengelendiğini düşünmeye daha hazır bir durumda bulunuyorlardı. Bencilliğin hiçbir sınırının olup olmaİnsan doğası: Bütün insandığı yahut bir toplumsal sorumluluk duygusuyla sınırların özsel ve içsel niteliği: lanıp sınırlanmadığı bir yana, liberaller, erkek veya kaonların toplum yerine doğaya borçlu olduğu şeylerin tümü dın her kişinin kendi potansiyellerini gerçekleştirme (bkz. s. 97) yönünde gelişme ve büyüme ehliyetine sahip olduğu bir toplum yaratma isteğinde birleşmişlerdir. Özgürlük (veya serbestlik): Özgürlük Bireyin üstün önemine olan inanç, doğal olarak, bireysel özgürlüğe bağlanmayla sonuçlanmaktadır. Bi-
Bir kimsenin istediği gibi düşünmesi ve eylemde bulunması; bireyle, bir toplumsal grupla veya bir milletle birlikte düşünülebilecek olan bir kapasite..
52
2. Bölüm
reysel serbestlik (serbestlik ile özgürlük birbirinin yerine geçecek biçimde kabul edilirse), liberaller için en üstün siyasî değerdir ve birçok bakımdan liberal ideoloji içindeki birleştirici ilke konumundadır. İlk liberaller için serbestlik bir doğal hak, hakikî beşerî hayatın vazgeçilmez gereklerinden biri idi. Serbestlik, aynı zamanda bireylere tercih yapmak suretiyle kendi çıkarlarının peşinde koşma imkanı vermekteydi: nerede ne yaşanacağı, kimin için çalışılacağı, ne satın alınacağı ve benzeri konularda yapılacak tercih. Sonraki liberaller serbestliği bireylerin kendi becerilerini ve yeteneklerini geliştirmelerinin ve potansiyellerini tam olarak idrak etmelerinin yegane koşulu olarak görmüşlerdir. Bununla birlikte liberaller, bireylerin özgürlüğe mutlak biçimde hak kazanmış olduklarını da kabul etmemektedirler. Serbestlik sınırsız olduğunda, diğerlerini sûiistimal etmenin bir ‘ruhsat’ına da dönüşebilmektedir. On Liberty [Özgürlük Üstüne] ([1859] 1972) adlı eserinde John Stuart Mill, ‘medenî bir topluluğun herhangi bir mensubuna, onun iradesine rağmen güç uygulayabilmenin tek meşru amacı başkalarına zarar verilmesini önlemektir’ demiştir. Mill’in pozisyonu, bireyin özgürlüğüne yalnızca en asgarî sınırlamaların getirilebileceğini ve bunun da ancak ‘başkalarına zarar verilmesi’ni önlemek için olabileceğini kabul etmesi nedeniyle liberteryendir (bkz. s. 112). Mill, bireyin mutlak özgürlüğünü kabul ettiği ‘kendini ilgilendiren’ eylemleri ile ‘diğerlerini ilgilendiren’ yani başkalarının özgürlüğünü kısıtlayıcı veya onlara zarar verici eylemleri arasında net bir ayrım yapmaktadır. Mill, kadın ya da erkek olsun bireyin kendisine maddî veya manevî olarak zarar verecek eylemlerinin önlenmesine yönelik hiçbir kısıtlamayı kabul etmemektedir. Bu görüş, örneğin, araç sürücülerine emniyet kemeri ya da motosiklet kullananlara kask takma mecburiyeti getiren yasaların, bireyin neyi okuyabileceği veya izleyebileceğini sınırlandıran herhangi bir sansür biçiminde olduğu gibi, kabul edilemez olduğunu ileri sürmektedir. Radikal liberteryenler insanların eroin ve kokain gibi bağımlılık yapan maddeleri kullanma haklarının olduğunu aynı temel üzerinde savunabilmektedirler. Kadın veya erkek her birey kendi bedeni üzerinde egemenlik sahibi olabilirse de, diğer her bireyin özgürlüğe eşit olarak hakkının olduğu gerçeğine saygı duyması gerekmektedir. Bu, John Rawls tarafından (bkz. s. 79), her bireyin, herkes için aynı özgürlük ile uyumlu bir biçimde en geniş özgürlüğü hakkettiği ilkesiyle ifade edilmiştir. Liberaller özgürlüğün değeri üzerinde anlaşırlarken, bir bireyin ‘özgür’ olmasının ne demek olduğu konusunda her zaman anlaşma halinde değillerdir. ‘Two Concepts of Liberty’ Negatif özgürlük: Birey [‘İki Özgürlük Kavramı’] ([1958] 1969) adlı makaleüzerinde, seçme özgürlüğüne imkan verecek biçimde, dışsal sinde Isaiah Berlin (bkz. s. 373), ‘negatif’ özgürlük sınırlamaların veya kısıtlamateorisi ile ‘pozitif’ olan arasında bir ayrım yapmaktaların olmaması. dır. İlk veya klasik liberaller özgürlüğün, her bir kişi
Liberalizm
53
ÖZGÜRLÜK
Liberaller, en üstün bireyselci değer olarak özgürlüğe öncelik verirler. Klasik liberaller sınırlandırmaların olmaması biçiminde anlaşılan negatif özgürlüğü –veya tercih yapma özgürlüğünü– desteklerken, modern liberaller kişisel gelişim ve beşerî ilerleme anlamında pozitif özgürlüğü savunmaktadırlar.
Üzerine Bakış Açıları
Muhafazakarlar, geleneksel olarak, negatif özgürlüğün toplumun dokusuna bir
tehdit oluşturduğunu düşünerek, ödev ve sorumlulukların iradî olarak farkına varılması anlamında cılız bir özgürlük anlayışını ortaya sürmüşlerdir.
Sosyalistler, özgürlüğü genel olarak, ya özgür yaratıcı emek ya da işbirliğine dayalı
toplumsal etkileşim aracılığıyla sağlanan kişinin kendini gerçekleştirmesini ifade eder tarzda pozitif anlamlar yükleyerek kullanmaktadırlar. Sosyal demokratlar, özgürlüğü bireyin potansiyelinin gerçekleştirilmesi olarak görmeleri bakımından modern liberallere yaklaşmaktadırlar.
Anarşistler, özgürlüğü mutlak bir değer olarak görmekte, hiçbir siyasî otorite biçimiyle uyuşmasının mümkün olmadığına inanmaktadırlar. Kişisel özerkliğe erişmenin bir aracı olarak özgürlük, ‘yalnız kalmak’tan ibaret olmayıp, kişinin rasyonel olarak kendi iradesine tâbi olması ve kendi kendini yönlendirmesi diye anlaşılmaktadır.
Faşistler, bireysel özgürlüğün her türünü saçmalık olarak reddetmektedirler. ‘Hakikî’ özgürlük, aksine, önderin iradesine sorgulamaksızın itaat edilmesi ve bireyin millî topluluğun içinde eritilmesidir. Ekolojistler, özellikle de derin ekolojistler özgürlüğü, kişisel egonun ekosfer veya evren tarafından emilmesiyle sağlanacak olan kendini geliştirme, bir olma durumunun sağlanması olarak görmektedirler. Siyasî özgürlüğün aksine bu, bazen kişinin kendini eylemli olarak ortaya koyması diye anlaşılan anlamda ‘içsel’ özgürlük olarak görülmektedir. Dinî Köktenciler, özgürlüğü özünde içsel veya manevî bir nitelik olarak görmektedirler. Özgürlük, Tanrı’nın vahyedilmiş iradesiyle uyumlu olmak demektir, manevî idrak de dinî otoriteye itaat ile gerçekleşmektedir.
için, onun kendi başına bırakılmasını, müdahaleden azade olmasını ve kadın veya erkek, neyi tercih ediyorsa öyle davranabilmesini içerdiğini kabul ettiklerinden, negatif özgürlüğe inanmışlardı. Bu özgürlük kavramı, birey üzerindeki dışsal tahditlerin veya kısıtlamaların yokluğuna dayanması anlamında ‘negatif’ti. Modern liberallere ise, diğer yandan, Berlin tarafından bir kimsenin kendisinin efenPozitif özgürlük: Kendi disi olma, özerk olma kabiliyeti olarak tanımlanmış kendisinin efendisi olma olan daha ‘pozitif’ bir özgürlük kavramı cazip geliyorveya kendini gerçekleştirme; du –pozitif özgürlük. Kendinin efendisi olma, bireyin, özerkliğe erişme veya beşerî kapasitelerin gelişmesi. beceri ve yeteneklerini geliştirme, kadın olsun, erkek
64
2. Bölüm
ünlü betimlemesiyle, ‘çoğunluğun tiranlığı’ olarak ifade ettiği bir sonuçtur. Dolayısıyla bireysel özgürlük ve azınlık hakları halk adına ezilip yok edilebilmektedir. James Madison, 1787’de Philadelphia’daki Anayasa Konvansiyonu’nda benzer görüleri dile getirmişti. Madison, çoğunlukçuluğa karşı en iyi savunmanın, yönetimi rekabet halindeki azınlıklara duyarlı kılacak ve mülk sahibi azınlığı mülkiyetten yoksun kitlelere karşı güvence altına alacak olan bir denetleme ve denge ağı olduğunu ileri sürmüştü. Liberaller, demokrasi hakkında sadece çoğunluk yönetiminin tehlikesi nedeniyle değil ama, aynı zamanda modern sanayi toplumlarındaki çoğunluğun niteliği sebebiyle de özel çekinceler ortaya koymuşlardır. Örneğin, J. S. Mill söz konusu olduğunda, siyasî bilgelik eşitsiz bir biçimde dağılmıştır ve büyük ölçüde eğitimle ilişkilidir. Eğitimsiz olanlar dar sınıf çıkarlarına göre davranmaya daha yatkınken eğitimli kesim kendi bilgeliğini ve deneyimini başkalarının iyiliği için kullanabilmektedir. Dolayısıyla Mill, seçilmiş politikacıların kendilerini seçenlerin görüşlerini yansıtmak yerine kendi adlarına konuşmaları gerektiğinde ısrar etmiş ve okur-yazar olmayanları seçim sürecinin dışına itecek ve insanlara eğitim seviyelerine veya toplumsal statülerine göre bir, iki, üç veya dört oy verecek bir çoğul oy verme sistemi önermiştir. İspanyol toplum düşünürü Ortega y Gasset (1883-1955) The Revolt of the Masses [Kitlelerin Ayaklanması] ([1930] 1972) adlı eserinde bu tür korkuların daha dramatik bir anlatısına yer vermişti. Gasset, kitle demokrasisinin ortaya çıkışının, medenî toplumun ve ahlak düzeninin yok oluşuna neden olduğu ve kitlelerin en aşağılık güdülerine hitap etme becerisiyle otoriter yöneticilerin iktidara gelmelerinin önünü açtığı uyarısını yapmıştı. Ancak, 20. Yüzyıl’la birlikte liberallerin daha büyük bir kesimi, bir dizi iddia ve doktrin esası üzerinde demokrasiyi bir erdem olarak görme noktasına geldiler. Demokrasiye yönelik ilk liberal savunma rıza temeline ve yurttaşların yönetimden kaynaklanacak ihlallere karşı kendilerini koruyacak araçlara sahip olmaları gerektiği fikrine dayanmaktaydı. Yönetim, vergilendirme yoluyla, mülkiyete el atma gücüne sahipse, yurttaşlar da vergi koyan organın –yasamanın– kompozisyonunu kontrol etmek yoluyla kendilerini koruma hakkına sahiptirler. AmeÇoğunlukçuluk: Çoğunluk rikan Devrimi sırasında bu fikir şu sloganla benimyönetimine olan inanç; çosenmişti: ‘Temsilsiz vergilendirme olmaz’. Jeremy ğunlukçuluk, ya çoğunluğun azınlığa tahakkümü veya Bentham (bkz. s. 78) ve James Mill (1773-1836) azınlığın çoğunluk tarafıngibi faydacı teorisyenler, bir bireysel korunma biçimi dan verilen karara riayet etmesi gerektiği anlamına olarak demokrasi kavramını, evrensel seçme hakkını gelmektedir. talep eden bir iddiaya dönüştürdüler. Faydacılık (bkz. s. 70), bireylerin kendilerinin tanımladıkları çıkarRıza: Siyasette, genellikle larını ilerletmek veya savunmak yönünde oy kullanayönetilmek veya idare edilmek için bir anlaşma; onay ya caklarını düşünmekteydi. Bentham, evrensel seçme da izin. hakkının (ki, o günlerde erklerin seçme hakkı olarak
Liberalizm
65
DEMOKRASI
Liberaller, demokrasiyi bireyselci terimlerle seçim sandığı aracılığıyla ifade edilen rıza olarak anlamakta, demokrasiyi düzenli ve rekabetçi seçimlerle ilişkilendirmektedirler. Demokrasi iktidarın sûiistimalini kısıtlamakla birlikte, her zaman çoğunluğun tiranlığının önlenmesi amacıyla anayasal bir çerçeve içinde işletilmelidir.
Üzerine Bakış Açıları
Muhafazakarlar, liberal-demokratik yönetimi savunurlar ama mülkiyetin ve geleneksel kurumların, eğitimsiz ‘çokluk’ iradesine karşı korunması gerektiği hakkındaki çekincelerle birlikte. Bununla birlikte Yeni Sağ, aşırı-yönetim ve ekonomik durgunluk sorunlarını seçimsel demokrasiye bağlamıştır. Sosyalistler, geleneksel olarak halk katılımı temeline dayanan bir radikal demokrasi
biçimini ve ekonomik hayatı kamusal denetim altına almayı savunmuşlar, liberal demokrasiyi basitçe kapitalist demokrasi olarak dışlamışlardır. Bununla birlikte, modern sosyal demokratlar artık liberal-demokratik yapılara tam anlamıyla bağlıdırlar.
Anarşistler, doğrudan demokrasiyi savunurlar ve sürekli halk katılımına ve radikal adem-i merkezîleşmeye çağrı yaparlar. Seçimsel veya temsilî demokrasi, elit tahakkümünün ve kitleleri kendi bastırılmışlıklarına rıza göstermeye yönlendirmenin üstünü örtmeyi amaçlayan bir görüntüden ibarettir.
Faşistler, önderin ideolojik bilgeliği tekeline alması ve halkın ‘hakikî’ çıkarlarını tek başına ifade edebilmesi sayesinde, sahici bir demokrasinin mutlak bir diktatörlük olduğunu kabul ettiklerinden, totaliter demokrasi fikirlerini benimsemektedirler. Bu nedenle de, parti ve seçim rekabeti yoz ve bozuktur. Ekolojistler, çoğu kez radikal veya katılımcı demokrasiyi desteklemişlerdir. ‘Koyu’ yeşiller seçimsel demokrasinin özel bir eleştirisini yaparak, bu demokrasi tipini bugünün insan kuşaklarının çıkarlarını, (seçme hakkına sahip olmayan) sonraki kuşaklar ve diğer türler ve bir bütün olarak doğa üzerine empoze etmenin aracı olarak betimlemişlerdir.
görülmekteydi), ‘en yüksek sayıda insanın en yüksek mutluluğu’nu gerçekleştirmenin tek yolu olduğuna inanma noktasına gelmişti. Demokrasinin daha radikal bir savunusu ise siyasî katılımın erdemlerine bağlanmıştır. Bu, J.-J. Rousseau’nun fikirleriyle birlikte düşünülmüş olmakla birlikte J. S. Mill’in yazılarında liberal bir yoruma da kavuşturulmuştur. Bir anlamda Mill, liberal tutumun demokrasi karşısındaki çelişkisini özetlemiş olmaktadır. Sınırlandırılmamış biçimi altında demokrasi tiranlığa yol açmakta ama, demokrasinin yokluğunda da cehalet ve vahşet hüküm sürmektedir. Mill’e göre demokrasinin asıl erdemi, insanî kapasitelerin ‘en üst düzeyde ve uyumlu’ gelişmesini teşvik etmesidir. Siyasî hayata katılmak suretiyle yurttaşlar kendi anlayışlarını geliştirmekte, duyarlılıklarını güçlendirmekte ve daha yüksek düzeyde bir kişisel gelişime erişmekte-
78
2. Bölüm
LIBERALIZMIN BAŞLICA İSIMLERI
John Locke (1632-1704) İngiliz filozof ve politikacı olan Locke mutlakiyetçiliğin tutarlı muhaliflerindendi ve çoğu kez de (İngiltere’de anayasal [meşruti] monarşiyi tesis etmiş olan) 1688’deki Şanlı Devrim’in filozofu olarak betimlenmiştir. Toplumsal sözleşme teorisini kullanıp, insanların, doğa gereği, eşit olduklarını kabul eden Locke, anayasalcılığa, sınırlı yönetime ve devrim hakkına inanmıştı ama, mülkiyet hakları üzerindeki vurgusu onu, modern anlamda siyasî eşitliği ve demokrasiyi savunmaktan alıkoymuştur. Locke’un en önde gelen siyasî eseri Two Treatises of Government’tır [Yönetim Üzerine İki İnceleme] (1690). Adam Smith (1723-90) İskoç ekonomist ve filozof, genellikle ‘kötümser bilim’in kurucusu olarak görülmüştür. The Theory of Moral Sentiments [Ahlakî Duyguların Teorisi] (1759) başlıklı eserinde, insanın öz çıkar sahibi olması ile kurallara bağlanmamış toplumsal düzeni telif eden bir güdülenme teorisi geliştirmiştir. Smith’in en ünlü çalışması The Wealth of Nations [Ulusların Zenginliği] (1776), ekonominin işleyişini piyasa terimleriyle açıklamaya çalışan ilk sistematik girişimdi. Kimi kez serbest piyasa teorisyeni olarak nitelendirilse de, Smith yine de laissez-faire’in sınırlılıklarının da farkındaydı.
Immanuel Kant (1724-1804) Alman filozof Kant’ın ‘eleştirel’ felsefesi, bilginin duyu algılarının basit bir toplamından ibaret olmadığını kabul etmektedir; bilgi insanın anlama yetisinin kavramsal donanımına bağlıdır. Kant’ın siyasî düşüncesi, ahlakın merkezî önemi ile biçimlendirilmiştir. Kant, aklın yasasının, en önemlisi başka insanları asla yalnızca ‘araç’ olarak değil ama ‘amaç’ olarak görme yükümlülüğü olan kategorik buyruklar emrettiğine inanmaktaydı. Kant’ın en önemli eserleri arasında Kritik der Reinen Vernunft [Saf Aklın Eleştirisi] (1781) ve Grundlegung zur Metaphysik der Sitten [Ahlak Metafiziğinin Temelleri] (1785) yer almaktadır. Thomas Jefferson (1743-1826) ABD’li filozof ve devlet adamı Jefferson Bağımsızlık Bildirgesi’nin (1776) önde gelen yazarlarındandı ve daha sonra da ABD’nin üçüncü başkanı olarak (1801-1809) görev yapmıştır. Jefferson, toplumsal reforma bir sempati de duymuş olmakla birlikte, bir doğal aristokrasinin yönetimi ile sınırlı yönetime ve laissez-faire’e bağlılığı harmanlama arayışında olan demokratik bir tarımcılığı [agrarianism] savunmuştur. ABD’de ‘Jeffersoncılık‘, güçlü merkezî yönetime karşı direnmeyi ve bireysel özgürlük ve sorumluluk ile eyaletlerin hakları lehinde bir duruşu ifade etmektedir.
Jeremy Bentham (1748-1832) Britanyalı filozof, hukuk reformcusu ve faydacılığın kurucusu Bentham, insanların akılcı olarak kendi çıkarlarına sahip varlıklar veya fayda azamîleştiricileri olduğu inancına dayanan bir ahlak ve felsefe sistemi geliştirmiştir. Genel fayda ilkesini ‘en yüksek sayıda insanın en yüksek mutluluğu’ ilkesini kullanarak, laissez-faire ekonomisini, anayasal reformu ve yaşamının son döneminde de siyasî demokrasiyi haklılaştıran bir dizi düşünce geliştirmiştir. Bentham’ın önemli eserleri arasında A Fragment on Government [Yönetim Üzerine Bir Çalışma] (1776) ve An Introduction to the Principles of Morals and Legislation [Ahlakın ve Yasamanın İlkelerine Bir Giriş] (1789) yer almaktadır.
Liberalizm
79
James Madison (1751-1856) ABD’li devlet adamı ve siyaset teorisyeni Madison, ABD Anayasası’nın yazılmasında önemli rol oynamış olup ABD’nin dördüncü başkanı (1809-17) olarak görev yapmıştır. Madison, çoğulculuğun ve bölünmüş yönetimin önde gelen savunucularından olup, federalizmin, iki-meclisliliğin ve kuvvetler ayrılığının ABD yönetiminin esası olarak benimsenmesi gerektiğini iler sürmüştür. Dolayısıyla, Madisoncılık, zorbalığa karşı koymanın başlıca aracı olarak denetleme ve denge üzerine güçlü bir vurgu yapmaktadır. En iyi bilinen siyasî yazıları The Federalist’teki (1787-8) [Federalist] katkılarıdır. John Stuart Mill (1806-73) Britanyalı filozof, ekonomist ve politikacı Mill’in çeşitlilik gösteren ve karmaşık çalışması, liberalizmin klasik ve modern formları arasındaki bölünme hattı üzerinde gezinmektedir. Kolektivist eğilimlere ve geleneklere karşı oluşu, 19. Yüzyıl’ın ilkelerinde güçlü köklere sahiptir ama, bireysel hayatın kalitesi üzerindeki vurgusu, bireyselliğe angaje olmayı yansıttığı kadar, yüzünü daha sonraki gelişmeler yönünde ileriye çevirmiş bir biçimde, kadınların oy hakkı ve işçi örgütlenmeleri gibi davalara duyduğu sempatiyi de yansıtmaktadır. Mill’in başlıca eserleri arasında On Liberty [Özgürlük Üstüne] (1859), Utilitarianism [Faydacılık] (1861) ve Considerations on Representative Government [Temsilî Yönetim Üzerine Düşünceler] (1861) yer almaktadır. T. H. (Thomas Hill) Green (1836-82) Britanyalı filozof ve toplum teorisyeni Green ilk liberal öğretilerin, özellikle de laissez-faire’in sınırlarını açığa çıkarmıştır. Aristoteles ile Hegel’den etkilenen Green, insanların doğası gereği toplumsal varlıklar olduğunu ileri sürmüştür ki, bu duruş, liberalizmin refah devleti savunuculuğu ve sosyal adalet ile bir uyum tesis etmesine yardımcı olmuştur. ‘Pozitif’ özgürlük fikri, ‘yeni liberalizm’ denilen akımın Birleşik Krallık’ta ortaya çıkışı üzerinde önemli bir etki yapmıştır. Başlıca çalışmaları arasında Lectures on the Principles of Political Obligation [Siyasî Boyuneğme Yükümlülüğünün İlkeleri Üzerine Dersler] (1879-80) ve Prolagomena to Ethics [Etiğe Giriş] (1883) yer almaktadır. John Rawls (1921-2002) ABD’li filozof Rawls, toplumsal sözleşme teorisinin bir biçimini liberal bireyselcilik ile yeniden dağıtım ve toplumsal adalet ilkelerini uyumlu kılmak amacıyla kullanmıştır. Başlıca eseri olan A Theory of Justice’te [Bir Adalet Teorisi] (1970), bir ‘cehalet peçesi’ ardında insanların, her birinin özgürlüğünün herkesin aynı özgürlüğü ile bağdaşması gerektiğini ve toplumsal eşitsizliğin de ancak toplum içindeki en yoksul kesimin yararına olması halinde haklı görülebileceğini kabul edecekleri inancı üzerine kurulu olan ‘hakkaniyet olarak adalet’ kavramını geliştirmiştir.
Ayrıca bkz. Isaiah Berlin (s. 373) ve Robert Nozick (s. 117).
84
İçindeki Gerilimler
2. Bölüm
LIBERALIZM Klasik liberalizm
krş.
Modern liberalizm
ekonomik liberalizm
sosyal liberalizm
bencil bireyselcilik
gelişmeci bireyselcilik
fayda azamîleştirme
kişisel gelişme
negatif özgürlük
pozitif özgürlük
minimal devlet
etkin devlet
serbest piyasa ekonomisi
yönetilen ekonomi
hak temelli adalet
hakkaniyet olarak adalet
katı meritokrasi
yoksulların önemsenmesi
bireysel sorumluluk
toplumsal sorumluluk
güvenlik ağı refahı
beşikten mezara dek refah
tarz bir düşüncenin kökleri 19. Yüzyıl’da ticarî liberalizmin doğuşuna kadar geriye götürülebilir ki bu da, David Ricardo’nun klasik ekonomi öğretisine ve ‘Manchester liberalleri’ diye adlandırılan Richard Cobden (1804-95) ve John Bright’ın (1811-89) fikirleri üzerine inşa edilmiştir. Ticarî liberalizmdeki anahtar tema serbest ticaretin erdemlerine olan inançtır. Serbest ticaretin, her ülkeye, mal ve hizmetlerin üretiminde, üretmeye en uygun olduğu mal ve hizmeti üreterek ‘mukayeseli üstünlük’ elde etmesini sağlayacak bir uzmanlaşma imkanı vermek gibi ekonomik yararları bulunmaktadır. Bununla birlikte serbest ticaretin, devletleri uluslararası çatışmanın maddî maliyetlerini savaşın tahayyül edilmesini dahi imkansızlaştıracak ölçüde yükseltecek bir karşılıklı bağımlılık ağı içine çekmekteki rolü de daha az önemli değildir. Cobden ve Bright, serbest ticaretin farklı ırklardan, inançlardan ve dillerden gelen insanTicarî liberalizm: Serbest ları, Cobden’ın ‘ebedî barışın bağları’ dediği şeyin ticaretin, karşılıklı fayda ve içinde bir araya getireceğini ileri sürmüşlerdir. Bu tür genel refah yanında devletler bir düşüncenin kanıtı da, İkinci Dünya Savaşı sonrası arasında barışa da yol açacak olan ekonomik ve uluslararası dönemde, geleneksel devletlerarası savaşların azalfaydalarını vurgulayan bir ması, çağdaş savaşların çok daha sık olarak ya devlet liberalizm biçimi. niteliği taşımayan aktörler (isyancıların orduları, teSerbest ticaret: Devletler rörist gruplar, etnik veya dinî hareketler vb.) arasınarasında tarifeler veya diğer da ya da devletler ile devlet dışı aktörler arasında korumacılık biçimleriyle gerçekleşmesidir. sınırlandırılmamış bir ticaret sistemi.
Küresel liberalizmin ikinci yüzü ise, artık Batılı
Liberalizm
85
İNSAN HAKLARI
Anahtar Kavram
İnsan hakları, insanların insan olmaları sebebiyle kazanmış oldukları haklardır; bunlar ‘doğal’ hakların modern ve seküler bir versiyonudur. İnsan hakları (her yerde, ırk, din, toplumsal cinsiyet ve diğer farklılıklar ne olursa olsun, insanlara ait olmaları anlamında) evrensel, (bir insanın bunlar üzerindeki yetkileri ortadan kaldırılamaz olması anlamında) temel, (medenî ve siyasî haklar ile ekonomik, sosyal ve kültürel hakların birbirleriyle ilişkili ve önem bakımından da eşit olmaları anlamında) bölünemez ve (sahici manada beşerî bir hayatı yaşayabilmenin esas zeminini oluşturmaları bakımından, koşullandırılamaz olmaları anlamında) mutlak haklardır. ‘Uluslararası’ insan hakları BM ve diğer antlaşma veya sözleşmelerde düzenlenmişlerdir.
anavatanının ötesinde gelişmiş ve dünya ölçeğinde bir güç haline gelmiş bulunan liberal demokrasidir. Birçok bakımdan, liberal iyimserliğin zirve noktasına, komünizmin çöküşü sonrasında, Francis Fukuyama (bkz. s. 387) gibi ‘tarihin sonu’ teorisyenleri, Batılı liberal demokrasinin, beşerî yönetimin nihaî biçimi olarak kendisini kabul ettirmiş olduğunu iddia ettiklerinde erişilmişti. Bu, daha da ileri bir düzeyde, rekabetçi parti sistemlerinin yaygınlaştığı ve piyasa reformları yönünde büyüyen bir heyecan dalgasının yaşandığı Afrika, Asya ve Latin Amerika’da devam etmekte olan ‘demokratikleşme’ süreci ile de kanıtlanmaktaydı. 2000’e gelindiğinde, dünyanın sayısı devamlı artan bölgelerinde yükselen demokratik hareketlerle birlikte, dünya üzerindeki devletlerin yaklaşık üçte ikisinde dikkat çekici liberal demokratik özellikler görülmekteydi. Liberallere göre bu, uluslararası barış yönündeki beklentiler konusunda daha da iyimser olmayı sağlamaktaydı. Kant’a kadar değilse bile, Woodrow Wilson’a (bkz. s. 224) kadar geriye götürülebilecek olan bir cumhuriyetçi liberalizm geleneğinde, liberaller, otokratik veya otoriter devletlerin doğaları gereği militarist ve saldırgan olduklarını, buna karşılık demokratik devletlerin doğal olarak ve özellikle de diğer demokratik devletlerle olan ilişkilerinde barışçı olduklarını ileri sürmüşlerdir. Bu görüşe göre, bir devletin çatışmaya ve savaşa yönelik eğilimi demokratik baskılar tarafından tahdit edilmekle kalmayacak (çünkü, bizzat halkın kendisi öldürme ve ölme fiillerine tâbi olacaklardır), fakat demokratik devletler arasında, tartışmaları ve anlaşmazlıkları çözmek için şiddet içermeyen yollar bulmaya itecek kültürel bağlar da gelişecektir. Küresel liberalizmin üçüncü ‘yüzü’, küreselleşmenin ilerleyişinin önemli bir etik boyut taşıdığı gerçeğinden kaynaklanmaktadır. Bu, küresel karşılıklı bağlanmışlığın, özellikle ‘yeni’ medya ve enformasyon ve iletişim devriminin mümkün kıldığı biçimde yaygınlaşmasıyla adaletin de artık sınırların ötesi’ne uzandı-
Cumhuriyetçi liberalizm: Cumhuriyetçi yönetimin faydalarını ortaya koyan ve özellikle de demokrasi ile barış arasındaki bağı vurgulayan liberalizm biçimi.
88
2. Bölüm
Tartışma Soruları ѦѦ Liberaller sınırsız özgürlüğü neden reddetmektedirler? ѦѦ İnsanların aklın rehberliğinde hareket eden varlıklar olduğuna dair liberal anlayış ne kadar ikna edicidir? ѦѦ Liberaller, eşitliğin hangi biçimlerini desteklemekte, hangilerini ise reddetmektedirler? ѦѦ Liberaller, iktidarın yozlaştırıcı eğilimi olduğuna neden inanmaktadırlar ve iktidarın nasıl ‘ehlileştirilebileceğini’ düşünmektedirler? ѦѦ Liberal demokrasi, kendi içinde çelişkili bir terim midir? ѦѦ Klasik liberaller düzenlenmemiş kapitalizmi nasıl savunmaktadırlar? ѦѦ Modern liberaller, sosyal ve ekonomik müdahaleyi onaylarken ne kadar ileri gitmeye isteklidirler? ѦѦ Modern liberallerin tutarlı bir devlet görüşü var mıdır? ѦѦ Liberal demokrasi, siyasî örgütlenme sorununa nihaî çözüm müdür? ѦѦ Kozmopolitanizm, hangi ölçüye kadar liberal kabuller üzerine inşa edilmiştir?
Okuma Önerileri Arblaster, A., The Rise and Decline of Western Liberalism (1984). Liberal öğretilerin bireyselci niteliğini vurgulayan, geniş kapsamlı ve oldukça ilgi çekici bir değerlendirmesi. Bellamy, R., Liberalism and Modern Society: An Historical Argument (1992). Liberalizmin gelişmesi hakkında, liberal değerlerin yeni toplumsal gerçekliklere uygulanması için zorunlu olan uyarlamalara odaklanan bir analiz. Gray, J., Liberalism, 2. baskı. (1995). Modernitenin siyasî teorisi olarak liberalizme kısa ve eleştirellikten uzak durmayan bir giriş; post-liberalizm hakkında bir tartışmayı da içermektedir. Kelly, P., Liberalism (2005). Bir normatif siyasî teori olarak liberalizmin, özellikle eşitlikle olan bağını inceleyen, ilgi çekici bir biçimde yazılmış olan savunması.
3. BÖLÜM MUHAFAZAKARLIK
ÖNDEYIŞ
G
ündelik dilde ‘muhafazakar’ teriminin çeşitli anlamları bulunmaktadır. Terim ılımlı veya dikkatli davranışı, geleneksel, hatta konformist hayat tarzını veya özel olarak ‘muhafaza etmek’ fiiliyle anlatıldığı üzere değişime karşı duyulan bir korkuyu veya reddiyeyi anlatabilmektedir. ‘Muhafazakarlık’, ilk kez 19. Yüzyıl’da, belirgin bir siyasî duruşu veya ideolojiyi betimlemek için kullanılmıştır. ABD’de kamusal sorunlar hakkında kötümser bir görüşü ima etmiştir. 1820’lere gelindiğinde terim, 1789 Fransız Devrimi’nin ilkelerine ve ruhuna muhalif olmayı anlatmak üzere kullanılmaktaydı. Birleşik Krallık’ta, Whiglere karşı ana muhalefetin adı olarak ‘Muhafazakar’, zaman içinde ‘Tory’nin yerini almış ve 1835’te de partinin resmî adı haline gelmiştir. Bir siyasî ideoloji olarak muhafazakarlık, değişime karşı bir direnç veya en azından bir kuşku olarak ifadesini bulduğu üzere, muhafaza etme arzusuyla tanımlanmıştır. Ancak, değişime direnme arzusu muhafazakarlık içinde tekerrür eden bir tema olmakla birlikte, muhafazakarlığı diğer rakip siyasî akımlardan ayıran şey, bu arzunun savunulmasında izlenen özellikle geleneğe verilen destek, insanın kusursuz olmadığına dair bir inanç ve toplumun organik yapısını korumak gibi yollarda ortaya çıkmaktadır. Bununla birlikte muhafazakarlık, bir dizi eğilimi ve yönelimi de kendi içinde barındırmaktadır. Muhafazakarlık içinde yer alan başlıca ayrım, geleneksel muhafazakarlık denilen şey ile ‘Yeni Sağ’ arasındadır. Geleneksel muhafazakarlık yerleşik kurumları ve değerleri, ‘toplumun dokusu’ndaki kırılganlığı güvence altına aldığı, güvenlik arayışı içinde olan insanlara bir istikrar ve kökleşmişlik duygusu verdiği gerekçeleriyle savunmaktadır. Yeni Sağ ise, ekonomik liberalizm ile toplumsal otoriteryenizmi bir araya getiren güçlü ama minimal devlete duyulan inançla nitelenmektedir.
KÖKENLERI VE GELIŞIMI
Muhafazakar fikirler, birçok bakımdan Fransız Devrimi ile simgelenen artan siyasî, toplumsal ve ekonomik değişim hızına tepki olarak ortaya çıkmıştır. Muhafazakar ilkelerin ilk, belki de klasik ifadelerinden biri, ancién regime’e [eski rejim karşı bir yıl önce meydana gelmiş olan devrimci karşı çıkıştan derin bir üzüntü duyan Edmund Burke’ün (bkz. s. 117) Reflections on the Revolution in France [Fransa’daki Devrim Üzerine Düşünceler] ([1790] 1968) adlı eserinde yer almıştır. 19. Yüzyıl boyunca Batılı devletler, sanayileşmenin açığa çıkardığı baskılar sonucunda ve liberalizm, sosyalizm ve milliyetçilik ideolojilerinde yansıyan türden bir dönüşüm geçirmişti. Bu ideolojiler reform vadetmekte ve kimi zaman da devrimi desteklemiş olmakla birlikte, muhafazakarlık artan bir biçimde saldırı altında bulunan geleneksel toplumsal düzenin savunulmasından yana bir duruş sergilemiştir. Andrew Heywood | Siyasî İdeolojiler
91
4. BÖLÜM SOSYALIZM
ÖNDEYIŞ
‘S
osyalist’ terimi birleştirmek veya paylaşmak anlamına gelen Latince sociare’den türemiştir. Terimin bilinen ilk kullanımı Birleşik Krallık’ta 1827’de, Co-operative Magazine’in bir sayısında yer almıştır. 1830’ların başlarında, Birleşik Krallık’ta Robert Owen’ın, Fransa’da da Henri de Saint-Simon’un takipçileri, kendi inançlarını ‘sosyalizm’ diye adlandırmaya başlamışlar ve terim 1840’larda, bir dizi sanayileşmiş ülkede, özellikle de Fransa, Belçika ve Alman devletlerinde çoktan kullanılmaya başlanmıştı bilinen bir terim haline gelmişti. Bir ideoloji olarak sosyalizm, geleneksel biçimde, kapitalizme olan muhalefetiyle ve daha insanî ve toplumsal açıdan değerli bir alternatif sunmasıyla tanımlanmıştır. Sosyalizmin çekirdeğinde insanların, ortak nitelikleri olan insanlık tarafından birleştirilmiş toplumsal varlıklar olduğu görüşü bulunmaktadır. Bu görüş, bireysel kimliğin toplumsal etkileşim ve toplumsal gruplara ve kolektif örgütlere aidiyet tarafından ne ölçüde biçimlendirildiğini vurgular. Dolayısıyla sosyalistler, rekabet yerine işbirliğini tercih etmektedirler. Sosyalizmin merkezi, bazılarının dediğine göre de tanımlayıcı değeri eşitliktir, özellikle de toplumsal eşitlik. Sosyalistler, toplumsal eşitliğin toplumsal istikrar ve birliğin esas garantisi olduğuna ve maddî ihtiyaçları karşıladığına ve kişinin gelişmesi için gereken temeli oluşturduğuna inanmaktadırlar. Bununla birlikte sosyalizm, kendi içinde, şaşırtıcı ölçüde çeşitli bölünmeleri ve rakip gelenekleri barındırmaktadır. Bu bölünmeler, hem ‘araçlar’ (sosyalizme nasıl erişileceği) ve hem de ‘amaçlar’ (gelecekteki sosyalist toplumun doğası) ile ilgilidir. Örneğin komünistler veya Marksistler, genel olarak, devrimi desteklemişler ve kapitalizmi, zenginliğin ortaklaşa sahipliğine dayalı bir sınıfsız toplum yaratarak ortadan kaldırmayı hedeflemişlerdir. Bunun aksine, demokratik sosyalistler veya sosyal demokratlar tedricîliği benimsemişler ve maddî eşitsizlikleri azaltmak ve yoksulluğu ortadan kaldırmak suretiyle kapitalist sistemi ıslah etmeyi veya ‘insanîleştirme’yi amaçlamışlardır. KÖKENLERI VE GELIŞIMI
Sosyalistler bazen Platon’un Πολιτεία [Devlet] adlı eserine veya Thomas More’un Utopia [Ütopya] ([1516] 1965) adlı eserine dek geriye giden bir entelektüel mirasa sahip olduklarını iddia etmişlerse de, liberalizm ve muhafazakarlık gibi sosyalizmin kökenleri de 19. Yüzyıl’da bulunmaktadır. Sosyalizm, Avrupa’da sıKapitalizm: Zenginliğin naî kapitalizmin gelişmesinin yarattığı toplumsal ve özel bireyler veya işletmeler ekonomik koşullara bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. tarafından sahiplenildiği ve Sosyalist fikirler, derhal, çoğu kez ilk sanayileşme dömalların, piyasanın kuralları uyarınca mübadele için üretilneminin özellikleri olan yoksulluk ile aşağılanmadan diği bir ekonomik sistem. muzdarip, yeni ve artan bir sanayi işçileri sınıfının Andrew Heywood | Siyasî İdeolojiler
125
5. BÖLÜM ANARŞIZM
ÖNDEYIŞ
‘A
narşi’ sözcüğü Yunanca anarkos’tan gelmektedir ve tam olarak ‘yönetim yokluğu’ demektir. ‘Anarşizm’ terimi Fransız Devrimi’nden bu yana kullanımdadır ve ilk olarak medenî veya öngörülebilir bir düzenin yıkılışını anlatmak üzere eleştirel veya olumsuz bir anlamda kullanılmıştır. Gündelik dilde anarşi, kaosu ve düzensizliği ima etmektedir. Söylemeye gerek yoktur ki, anarşistler bu tür anlam yüklemeleri şiddetle reddetmektedirler. Pierre-Joseph Proudhon’un Qu’est ce que la propriété? (Mülkiyet Nedir? [1840] 1970) adlı eserinde “Ben bir anarşistim” demesine kadar sözcük, pozitif ve sistematik bir siyasî fikirler kümesiyle açıkça özdeşleştirilmiş değildi. Anarşist ideolojiyi tanımlayan şey, siyasî otoritenin tüm biçimlerinin ve bilhassa devlet biçiminin hem kötü, hem de gereksiz olduğuna dair temel inançtır. Dolayısıyla anarşistler, hukuku ve yönetimi ilga ederek devletsiz bir toplumun yaratılmasının arayışı içinde olmuşlardır. Onların görüşüne göre, devlet kötüdür çünkü, egemen, uyulması zorunlu ve cebrî bir otorite deposu olarak özgürlük ve eşitlik ilkelerine karşı bir saldırıdır. Dolayısıyla anarşizmin ana değeri sınırlandırılmamış kişisel özerkliktir. Anarşistler devletin gereksiz olduğuna inanmaktadırlar çünkü düzen ve toplumsal uyum doğal bir biçimde ve kendiliğinden oluşabilir ve yönetim tarafından ‘yukarıdan’ dayatılması gerekmez. Bu, anarşist düşüncenin özellikle insan doğası hakkındaki son derece iyimser olan varsayımlarında ifadesini bulan ütopyacı niteliğine dikkat çekmektedir. Bununla birlikte, anarşizm oldukça farklı iki ideolojik gelenekten beslenmektedir: liberalizm ve sosyalizm. Bu da, anarşizmin birbirine rakip bireyselci ve kolektivist biçimleriyle sonuçlanmıştır. Her ikisi de devletsizlik hedefini benimsemekle birlikte, geleceğin anarşist toplumu ile ilgili farklı modeller ileri sürmektedirler. KÖKENLERI VE GELIŞIMI
Anarşist fikirler kimi zaman Taocu veya Budist fikirlere, Eski Yunan’ın Stoacılarına ve Kiniklerine veya İngiliz İç Savaşı’nın Kazıcılarına dek geriye götürülebilmektedir. Ancak, anarşist ilkelerin ilk ve bir anlamda klasik ifadesi, William Godwin (bkz. s. 190) tarafından, Enquiry Concerning Political Justice [Siyasî Adalet Üzerine Araştırma] ([1793] 1971) adlı eserinde ortaya konmuşur, her ne kadar Godwin kendisini hiçbir zaman anarşist olarak nitelendirmemiş olsa da. 19. Yüzyıl boyunca anarşizm, yaygın fakat büyüyen bir sosyalist hareketin önemli bileşenlerinden biriydi. 1864’te, Proudhon’un (bkz. s. 190) izleyicileri, Uluslararası İşçiler Birliği’nin veya Birinci Enternasyonel’in kurulmasında Marx’ın (bkz. s. 154) izleyicilerine katılmışlardı. Enternasyonel, Marksistler ile Mihail Bakunin (bkz. s. 191) Andrew Heywood | Siyasî İdeolojiler
171
6. BÖLÜM MILLIYETÇILIK
ÖNDEYIŞ
‘N
ation’* sözcüğü Latince doğmuş olmak anlamına gelen nasci’den gelmektedir. Natio biçimiyle, doğum veya doğum yeri nedeniyle birleşmiş olan bir insan grubunu anlatmaktadır. Orijinal kullanımında nation, bu nedenle, bir insan soyunu veya bir ırk grubunu işaret etmekte ama, herhangi bir siyasî anlam taşımamaktadır. Terimin siyasî çağrışımlar kazanması, bireylerin ve grupların ‘milliyetçiler [nationalists]’ diye tasnif edilmeye başlandıkları 18. Yüzyıl’dan önce gerçekleşmemiştir. Milliyetçilik [nationalism] sözcüğünün basılmış metinlerdeki ilk kullanımı, Jakoben karşıtı Fransız papaz Augustin Barruel tarafından 1789’da gerçekleştirilmiştir. 19. Yüzyıl ortalarına gelindiğinde, nasyonalizm yaygın olarak tanınmış bir siyasî öğreti veya hareket olmuştu; örneğin, Avrupa’yı silip süpüren 1848 Devrimleri’nin başlıca girdilerinden biriydi. Milliyetçilik, geniş olarak, siyasî örgütlenmenin merkezî ilkesinin millet olduğuna inanmak diye tanımlanabilir. Bu niteliğiyle de iki ana kabul üzerine kurulmuş olmaktadır. Birincisi, insan türünün doğal olarak ayrı milletler arasında bölünmüş olduğu ve ikincisi de siyasî yönetimin en uygun ve belki de tek meşrû biriminin millet olduğudur. Dolayısıyla, klasik siyasî milliyetçilik, devletin sınırlarını milletin sınırlarıyla denkleştirme amacıyla ortaya çıkmıştır. Böylece, ulus-devletler denilen şeyin içinde, milliyet ve yurttaşlık örtüşecekti. Ancak, milliyetçilik karmaşık ve bir hayli çeşitlenmiş bir ideolojik olgudur. Milliyetçilik yalnızca farklı siyasî, kültürel ve etnik biçimleri olmakla kalmayıp, aynı zamanda milliyetçiliğin siyasî sonuçları da geniş kapsamlı ve bazen de çelişkilerle dolu olmuştur. Milliyetçilik her ne kadar, bütün milletlerin eşit olduğu varsayımı temelinde, milletin kendi kaderini tayin etmesi gerektiğine dair ilkeli bir inanç ile birlikte düşünülegelmişse de, geleneksel kurumları ve kurulu toplumsal düzeni savunmak amacıyla * Türkçenin en sorunlu ifadelerinden biri, bu bölümün konusunu oluşturan ‘milliyetçilik’ konusunun kök kelimesi olan ‘millet’tir. Batı dillerinde, burada kısaca kök anlamı izah edilen ‘nation’ sözcüğü ve ondan türemiş olan ‘nationalism’ kavramı Türkçeye ‘millet’ ve ‘milliyetçilik’, ‘ulus’ ve ‘ulusçuluk’ hatta ‘ulusalcılık’ biçimlerinde tercüme edilmektedir. Arapça kökenden gelen millet sözcüğünün anlam olarak ‘nation’dan çok farklı bir biçimde, bir dinî topluluğu ifade ettiğini, Osmanlı Devleti’ndeki kullanımından biliyoruz. Bu nedenle, burada izah edilen ‘doğum’ ve ‘soy’ veya ‘ırk’ gibi kavramlar veya ‘doğum yeri’ ile ilişkilendirilen bir bağı ifade eden Latince ‘nation’ sözcüğüne daha yakın düşen karşılık olsa olsa ‘kavim’ (veya ‘budun’) olabilirdi. Ancak, sorunlu da olsa, ‘nation’ ve ‘nationalism’ sözcüklerinin karşılığı olarak Cumhuriyet öncesinden başlayarak ‘millet’ ve ‘milliyetçilik’ kavramları yerleşmiş, ‘ulus’ ve ‘ulusçuluk’ sözcükleri bu iki kavramın ‘öztürkçeleştirilmesi’ çabasının bir ürünü olarak kullanılır olmuştur. Bu çeviride millet ve milliyetçilik terimleri benimsenmiş, buna karşılık ‘nation-state’ karşılığı olarak ‘millet-devlet’ yerine Türkçede yerleşik kabul gören kullanımlar olarak ‘ulus-devlet’ terimi tercih edilmiştir. Keza, ‘international’ karşılığı olarak ‘uluslararası’ yerine Anayasa ve hukuk dilinde daha yerleşik olan ‘milletlerarası’ tercih edilirken, görece daha yeni sözcükler olan ‘transnational’ ve ‘supranational’ için yaygın kullanıma uyularak sırasıyla ‘ulus-ötesi’ ve ‘ulus-üstü’ terimleri benimsenmiştir. —çn Andrew Heywood | Siyasî İdeolojiler
201
7. BÖLÜM FAŞIZM
ÖNDEYIŞ
‘F
aşizm’ terimi İmparatorluk Roması’nda magistraların otoritesini simgeleyen balta ucunun dışa doğru çıkarıldığı bir sopa demeti anlamına gelen İtalyanca fasces teriminden türemektedir. 1890’lara gelindiğinde fascia terimi İtalya’da genellikle devrimci sosyalistlerden oluşan bir siyasî grubu veya çeteyi anlatmak üzere kullanılmaktaydı. Mussolini, Birinci Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında kendi oluşturduğu paramiliter silahlı birlikleri adlandırmak üzere bu terimi kullanıncaya kadar fascismo net ideolojik bir anlam kazanmış değildi. Faşizmi tanımlayan tema, ‘birlikten doğan güç’ inancının bağrında yatan organik olarak birleşmiş millî topluluk fikridir. Birey, gerçek anlamda, hiçbir şeydir; bireysel kimlik bütünüyle topluluk veya toplumsal grup tarafından mas edilmelidir. Faşist ideal bir ‘yeni insan’ idealidir; ödev, şeref ve kendini feda etme güdüsüyle hareket eden, hayatını milletinin veya ırkının görkemine adamaya hazır ve üstün lidere sorgusuz sualsiz itaat eden bir kahramandır. Birçok bakımdan faşizm, Batılı siyasî düşünceye Fransız Devrimi’nden itibaren hakim olan fikir ve değerlere karşı bir başkaldırıdır; İtalyan faşistlerinin sloganıyla söylenirse, ‘1789 Ölüdür’. Böylece akılcılık, ilerleme, özgürlük ve eşitlik gibi değerler mücadele, liderlik, iktidar, kahramanlık ve savaş adına terkedilmiştir. Dolayısıyla faşizmin güçlü bir ‘karşı olma [anti] niteliği’ bulunmaktadır: akılcılık karşıtı, liberal karşıtı, muhafazakar karşıtı, kapitalist karşıtı, burjuva karşıtı, komünist karşıtı ve sairedir. Yine de faşizm, birçoklarının iddia ettiği üzere, iki farklı geleneği ihtiva eden karmaşık bir tarihî olgudur. İtalyan faşizmi, özünde ‘totaliter’ devlete mutlak sadakat üzerine kurulu uç bir devletçilik biçimiydi. Bunun aksine, Alman faşizmi veya Nazizm, Aryan halkları ‘üstün ırk’ olarak gören ve güçlü bir anti-Semitizm biçimi geliştirmiş olan ırk teorileri üzerine inşa edilmişti.
KÖKENLERI VE GELIŞIMI
Liberalizm, muhafazakarlık ve sosyalizm 19. Yüzyıl’ın ideolojileriyken, faşizm 20. Yüzyıl’ın, bazılarının dediği üzere özel olarak da iki dünya savaşı arasının çocuğudur. Gerçekten de faşizm tam da moderniteye, Aydınlanma fikir ve değerlerine ve onun içinden çıkıp gelişen siyasî akımlara karşı bir başkaldırıydı. Örneğin Almanya’da Naziler, ‘1789 Mülgadır’ diye buyurmuşlardı. Faşist İtalya’da, ‘İnan, İtaat Et, Savaş’ ve ‘Düzen, Otorite, Adalet’ gibi sloganlar, Fransız Devrimi’nin daha iyi bilinen ‘Özgürlük, Eşitlik, Adalet’ ilkelerinin yerini almıştı. Faşizm, O’Sullivan’ın (1973) deyişiyle, yalnızca ‘âniden gelip saplanan bir ok gibi büyük bir sürpriz’ olmakla kalmayıp, aynı zamanda siyaset dünyasını yeniden yaratmaya, tam sözcük anlamıyla alışılmış siyaset felsefesinin mirasını köklerinden söküp atmaya ve tahrip etmeye de girişmişti. Andrew Heywood | Siyasî İdeolojiler
233
8. BÖLÜM FEMINIZM
ÖNDEYIŞ
B
ir siyasî terim olarak ‘feminizm’ 20. Yüzyıl’ın bir icadıdır ve ancak 1960’lardan beri gündelik dilin sık kullanılan bir parçası haline gelmiştir. (‘Feminist’ ilk kez 19. Yüzyıl’da ya erkeklerin kadınsılaşmasını veya kadınların erkeksileşmesini ifade eden tıbbî bir terim olarak kullanılmıştı.) Modern kullanımda feminizm, hiç ayrım gözetmeksizin kadın hareketiyle ve kadınların toplumsal rolünü geliştirme girişimiyle ilintilidir. Feminist ideoloji, iki temel inançla tanımlanmaktadır: kadınların cinsiyetleri nedeniyle dezavantajlı oldukları; ve bu dezavantajın ortadan kaldırılmasının mümkün ve gerekli olduğu. Bu yolla feministler cinsiyetler arası siyasî ilişki olarak gördükleri şeyi, yani toplumların tamamında değilse de çoğunda erkeğin üstünlüğünü ve kadınların tâbi konumda tutulmasını öne çıkarmışlardır. Toplumsal cinsiyet bölünmelerini siyasî’ nitelikte görmekle feministler, kendi cinsiyetlerinin yararlandığı ayrıcalıkları ve gücü inceleme konusunda isteksiz erkek düşünürlerin kadınları siyasî gündemin dışında tutmayı becerdikleri siyasî düşünce içinde geleneksel olarak işlerliğini korumuş olan ‘önyargı seferberliği’ne karşı çıkmışlardır. Bununla birlikte feminizm, aynı zamanda bir görüş ve siyasî konum çeşitliliği ile nitelenmiş bulunmaktadır. Kadın hareketi, örneğin, kadınlara oy hakkı elde etmek ve kamusal yaşamın seçkin mevkilerindeki kadın sayısını artırmaktan kürtajın yasallaştırılmasına ve kadın sünnetine son verilmesine kadar uzanan bir yelpaze içinde yer alan amaçlara yönelmiştir. Benzer bir biçimde, feministler hem devrimci ve hem de reformcu siyasî stratejileri benimsemişlerdir ve feminist teori özellikle liberalizm ve sosyalizm olmak üzere hem yerleşik siyasî gelenekler ve değerlerden yararlanmış, hem de radikal feminizm biçimi altında geleneksel siyasî fikirleri ve kavramları reddetmiştir. Çeşitlilik yönündeki eğilim, modern feminist düşünceye daha da ileri bir düzeyde derinlik kazandırmıştır. KÖKENLERI VE GELIŞIMI
‘Feminizm’ teriminin kökeni yakın zamanlara ait olabilirse de feminist görüşler pek çok farklı kültürde ifade edilmişlerdir ve eski Yunan ve Çin medeniyetlerine kadar geriye doğru izleri sürülebilmektedir. Christine de Pizan’ın Le Livre de la Cité des Dames [Hanımlar Kentinin Kitabı] adlı, İtalya’da 1405’te basılmış olan eseri, geçmişin ünlü kadınlarının eylemlerini kaydetmek ve kadınların eğitim hakkını ve siyasî etkilerini savunmak bakımından modern feminizmin pek çok fikrinin habercisi olmuştu. Yine de, 19. Yüzyıl’a kadar örgütlü bir kadın hareketi gelişmedi. Fransız Devrimi’nin oluşturduğu arka planda yazılmış olan Mary Wollstonecraft’ın (bkz. s. 282) A Vindication of the Rights of Women [Kadın Haklarının Bir Savunusu] ([1792] Andrew Heywood | Siyasî İdeolojiler
261
9. BÖLÜM EKOLOJIZM
ÖNDEYIŞ
‘E
koloji’ terimi Alman zoolog Ernst Haeckel tarafından 1866’da bulunmuştur. Yunanca hane veya yaşama ortamı [habitat] anlamına gelen oikos’tan türetilmiş bu kelimeyi Haeckel, ‘hayvanın hem kendi organik ve hem de organik olmayan çevresi ile olan ilişkilerinin bütününe ilişkin araştırmalar’ı ifade etmek için kullanmıştı. 20. Yüzyıl’ın ilk yıllarından itibaren ekoloji, biyolojinin canlı organizmalar ile onların çevreleri arasındaki ilişkiye dair incelemeler yapan kolu olarak tanınmıştır. Bununla birlikte, gelişmekte olan yeşil hareket sayesinde, özellikle de 1960’lardan bu yana gerçekleşen kullanım biçimiyle, giderek artan ölçüde siyasî bir terime dönüşmüştür. Bir siyasî ideoloji olarak ekolojizm, doğanın insanların ve insan olmayanların dünyası yanında cansız dünyayı da kapsayan, iç bağlantıları tamamlanmış bir bütün olduğu inancı üzerine kuruludur. Bu da ekolojistleri, alışılmış siyasî ideolojilerin insan-merkezli (anthropocentric) düşünüş tarzını, başka şeylerin yanı sıra ekonomi, ahlak ve toplumsal örgütlenme hakkında yeni düşünceler geliştirmelerine imkan veren bir biçimde (mutlaka reddetmek anlamına gelmese de) sorgulamaya itmiştir. Bununla birlikte, ekolojizm içinde farklı çizgiler ve eğilimler bulunmaktadır. Bazı ekolojistler, ekolojiden alınan dersleri insanın amaçlarının ve ihtiyaçlarının hizmetine koşmaya çalışan ve çevresel değişime ‘modernist’ veya reformcu bir yaklaşımı benimseyen (bazen ekolojizmden çok çevrecilik gibi görülen) sığ’ ekolojiye bağlanmışlardır. Diğer yandan ‘derin’ ekolojistler ise insan türünün diğer türlere göre bir şekilde daha üstün veya daha önemli olduğuna dair herhangi bir inanç kalıntısını bile tümüyle reddetmektedirler. Dahası, ekolojizm, özellikle sosyalizm, anarşizm ve feminizm gibi diğer muhtelif ideolojilerden de yararlanmış, böylelikle de insan ile doğa arasındaki ilişkinin önemli bir toplumsal boyutunun olduğunu teslim etmiş olmaktadır. Çevreye ilişkin bu yaklaşımların her biri, geleceğin ekolojik olarak yaşayabilir toplumunun farklı bir örneğini sunmaktadır.
KÖKENLERI VE GELIŞIMI
Modern çevre siyaseti 1960’lara ve 1970’lere kadar ortaya çıkmamış olsa da, ekolojik fikirlerin izlerini çok daha eski zamanlara dek geriye götürmek mümkündür. Birçokları çağdaş ekoYeşil siyaset: Ekolojik sürdülojizmin veya yeşil siyasetin ilkelerinin, bir Toprak Ana rülebilirliğin teşvik edilmesine kavramını vurgulayan eski çağın pagan dinlerine ve öncelik veren (bazen ekoloHinduizm, Budizm ve Taoizm gibi Doğu dinlerine çok jizm, siyasî ekoloji veya ‘yeşilcilik’ diye de adlandırılan) bir şey borçlu olduğunu belirtmektedirler. Bununla birliksiyasî ideoloji. te, ekolojizm büyük ölçüde sanayileşme sürecine bir Andrew Heywood | Siyasî İdeolojiler
289
10. BÖLÜM DINÎ KÖKTENCILIK
ÖNDEYIŞ
‘K
öktencilik’ [fundamentalism] terimi Latince temel [base] anlamına gelen fundamentum’dan türemektedir. Terim ilk defa Amerikan Protestanlığı içinde, 20. Yüzyıl’da kullanılmıştır. 1910 ile 1915 arasında, evanjelik Protestanlar, Hıristiyanlığın modern yorumları karşısında İncil’in yanılmazlığını veya tam hakikat oluşunu savunan The Fundamentals [Temeller] başlığı taşıyan bir dizi risale yayınlamışlardır. ‘Köktencilik’ terimi hayli tartışmalıdır. Genellikle esneklikten yoksunluk, dogmatizm, otoriteryenizm ve hatta şiddet ile birlikte ele alınmıştır. Bunun bir sonucu olarak, köktenci diye nitelendirilenlerin birçoğu terimi basit veya tahkir edici olduğundan reddetmekte ve bunun yerine kendilerini ifade etmek için ‘gelenekçiler’, ‘muhafazakarlar’, ‘evanjelikler’, ‘yeniden doğuşçular’ ve benzerlerini tercih etmektedirler. Bununla birlikte köktencilik, alternatif terimlere benzemeyen bir biçimde, yalnızca kutsal metinlerin tam hakikat olma niteliğini iddia etmekten (her ne kadar bu, köktenciliğin belirli biçimlerinin bir özelliği olmayı sürdürmekte olsa bile) ibaret olmayan bir dinî-siyasî hareket veya proje fikrinin taşıyıcısı olma avantajına sahip bulunmaktadır. Nitekim dinî köktencilik, din ile siyaset arasındaki ayrımın reddedilmesiyle nitelenmiş olmaktadır. Siyaset, aslında dindir. Bu, dinî ilkelerin kişisel veya ‘özel’ hayatla sınırlı olmayıp siyaset kadar hukuk, toplumsal davranış ve ekonomi de içinde olmak üzere kamusal hayatın örgütleyici ilkeleri olarak da anlaşıldığı anlamına gelmektedir. Bu haliyle, köktenci eğilimler dünyanın belli başlı bütün dinlerinde –Hıristiyanlık, İslamiyet, Hinduizm, Yahudilik, Budizm, Sihizm– görülebilmektedir. Ancak, her ne kadar dinî köktenciliğin bazı biçimleri, hedefleri sınırlı ve özgül olduğu için çoğulculukla birlikte (örneğin Hıristiyan köktenciliği ABD’de ve Yahudi köktenciliği İsrail’de) yaşayabilmekteyse de, dinî köktenciliğin diğer biçimleri (özellikle de İslamî köktencilik), devletin dinî ilkeler esasına göre yeniden inşa edildiği ve siyasî pozisyonun kişinin dinî hiyerarşi içindeki yerine bağlı bulunduğu bir teokrasi kurma amacı nedeniyle devrimcidirler.
KÖKENLERI VE GELIŞIMI
Geçmişi öne çıkaran vurgusu ve açık modernizm karşıtlığına rağmen dinî köktencilik (bkz. s. 329), büyük ölçüde modern dünyanın bir ürünüdür. Nitekim, çoğu yorumcu da bunu belirgin bir biçimde modern bir olgu olarak değerlendirmekte ve tarihte benzerlerinin bulunduğunu reddetmektedir. Bunun muhtemel istisnaları arasında ise ’nın lideri Alman vaiz ve Anabaptist [Yeniden vaftizci] Thomas Müntzer (1489-1525) ile Cenevre’de kendisine kentin bütün işlerini kontrol etme imkanı veren bir teokrasi kurmuş olan Fransız Protestan reformcu Jean Calvin (1509-64) yer almaktadır. Benzer bir biçimde Püritenler, 17. Yüzyıl’daki İngiliz Devrimi’ni başlatmakta büAndrew Heywood | Siyasî İdeolojiler
321
11. BÖLÜM ÇOK-KÜLTÜRCÜLÜK
ÖNDEYIŞ
Ç
ok-kültürlü toplumlar –örnekleri arasında 16. Yüzyıl’ın sonlarında ve 17. Yüzyıl’ın başlarında zirvesine ulaşan Osmanlı İmparatorluğu ile 19. Yüzyıl’dan bu yana ABD’nin yer aldığı– uzunca bir zamandır görülmekteyse de, ‘çok-kültürcülük’ teriminin doğuşu görece yenidir. İlk kez Kanada’da, 1965’te kültürel çeşitlilik sorununu ele alma bağlamında farklı bir yaklaşımı anlatmak amacıyla kullanılmıştır. 1971’de çok-kültürcülük veya ‘iki-dilli bir çerçeve içinde çok-kültürcülük’ Kanada’da, 1988’deki Çok-kültürcülük Yasası’nın zeminini oluşturacak bir kamu politikası olarak resmen benimsenmiştir. Avustralya da, 1970’lerin başında resmen çok-kültürlü olduğunu ve çok-kültürcülüğe bağlı bulunduğunu beyan etmiştir. Bununla birlikte ‘çok-kültürcülük’ terimi daha geniş kapsamlı siyasî tartışmalar içinde ancak 1990’lardan itibaren öne çıkmıştır. Çok-kültürcülük, kendi başına bir ideoloji olmaktan daha çok bir ideolojik arenadır. Bir tartışma arenası olarak çok-kültürcülük, artan kültürel farklılığın sonuçları ile ve özellikle de kültürel farklılığın yurttaşlık temeline dayanan birlik içinde nasıl uzlaştırılacağı ile ilgili bir dizi görüşü kapsamına almaktadır. Çok-kültürcü bir duruş, topluluk esasına dayanan çeşitliliğin, farklı kültürel grupların tanınma ve saygı hakkı temelinde pozitif olarak desteklenmesini ima etmektedir. Bu anlamda çok-kültürcülük, inançların, değerlerin ve hayat tarzlarının, birey ve grupların kendi öz değerleri ile ilgili duygularının oluşmasındaki önemini kabul etmektedir. Böylece ayrı kültürler, özellikle de azınlıklara veya korumasız gruplara ait olmaları halinde korunmayı ve güçlendirilmeyi hak etmektedirler. Bununla birlikte, çok-kültürlü bir toplumun, muhtelif biçimlerde liberalizmden, çoğulculuktan ve kozmopolitanizmden yararlanan rakip modelleri söz konusudur. Diğer yandan, çok-kültürcü duruş da son derece tartışmalıdır ve bir dizi itirazın ve eleştirinin ortaya çıkmasına neden olmuştur.
KÖKENLERI VE GELIŞIMI
Çok-kültürcülük, 1960’larda, asıl olarak ABD’de siyahî bilinci hareketinin faaliyetleri dolayısıyla ortaya çıkmış olan bir teorik duruştur. Siyahî milliyetçiliğinin kökleri 20. Yüzyıl’ın başlarına ve Marcus Garvey (bkz. s. 225) gibi isimlerden ilham alan ‘Afrika’ya geri dönüş’ hareketinin doğuşuna kadar uzanmaktadır. Bununla birlikte siyahî siyaseti, hareketin hem reformcu hem de devrimci kanatlarındaki yükselişle birlikte 1960’larda çok daha fazla öne çıkmıştır. Reformist biçimiyle hareket, ABD’de Martin Luther King’in (1929-68) önderliğinde ulusal çapta öne çıkmış olan bir yurttaş hakları mücadelesi biçimini almıştır. Ancak, şiddete başvurmayan sivil itaatsizlik stratejisi siyahî ayrılıkçılığına ve 1966’da kurulan Black Panther Party [Kara Panter Partisi] önderliğinde silahlı mücadeleye destek veren Siyahî İktidar Andrew Heywood | Siyasî İdeolojiler
353
12. BÖLÜM İDEOLOJI-SONRASI BIR ÇAĞ MI?
ÖNDEYIŞ
S
iyasî ideoloji 200 yılı aşkın bir süredir dünya tarihinin temel unsurlarından biri olmuştur. İdeoloji, modern dünyanın biçimlenmesine yol açmış olan –ekonomik, toplumsal ve siyasî– altüst oluşların içinden çıkmış ve devam etmekte olan toplumsal dönüşüm ve siyasî gelişmeye yakından dahil olmuştur. Her ne kadar ideoloji önce sanayileşen Batı’da doğmuşsa da sonradan, dünya çapında bir siyasî söylem dili yaratarak küresel bir yaygınlık kazanmıştır. Ancak, ideolojinin beşerî tarih içinde oynadığı rol hakkındaki kanaatler derinlemesine bölünmüş durumdadır. İdeoloji hakikat, ilerleme ve adalet davasına mı hizmet etmiştir ya da hoşgörüsüzlük ve baskı ile sonuçlanan çarpıtılmış ve bozuk dünya görüşleri mi yaratmıştır? Bu tartışma, çoğu kez ideolojiye yöneltilen eleştirileri öne çıkararak, sık sık da onun yakında yok olacağına ilişkin öngörülerde bulunarak negatif bir bağlamda yürütülmektedir. Bununla birlikte çarpıcı olan husus, siyasî ideoloji hakkındaki anma yazılarının çokluğu ve çeşitliliğidir. Çeşitli anma yazıları ‘sonculuk’un farklı biçimleri olarak değerlendirilmiştir. ‘İdeolojinin sonu’ fikri 1950’lerde ve 1960’ların başlarında moda olmuştu ve bolluğun nasıl sağlanacağıyla ilgili teknik soruların siyasî tartışmaya hakim olma noktasına gelmelerinden sonra, siyasetin artık büyük normatif sorunlarla ilgili olmadığını ileri sürmekteydi. Komünizmin çöküşünden sonra, sözde ‘tarihin sonu’ teorisyenleri, Batılı liberal demokrasinin nihaî zaferiyle ideolojik anlaşmazlığın da sona erdiğini iddia etmişlerdi. Sonculuğun alternatif biçimleri, ‘klasik’ ideolojik geleneklerin yaslandığı Sol/Sağ bölünmesinin sözümona gereksizleştiğini vurguluyor ve akılcılık ile modern teknolojinin zaferinin ideolojik düşünüş tarzını kesin olarak yok ettiğini düşünüyorlardı. Bununla birlikte, ideolojik siyaset inatçı bir biçimde, bu kavramsal icadın yok edilmesine karşı direnmeye devam etmektedir. Gerçekten de, siyasette temel anlam ve idealizm kaynağı olarak ideoloji, devam eden ve sona ermeyen bir sürece yazgılanmıştır. SONCULUK
İdeolojinin Sonu mu? ‘İdeolojinin sonu” fikri 1950’lerde ve 1960’larda moda oldu. Bu düşüncenin en etkili ifadesi Daniel Bell (1960) tarafından ortaya konulmuştu. Bell (bkz. s. 386), İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Batı’daki siyasetin, büyük siyasî partiler arasında genel bir uzlaşma ve ideolojik bölünme veya tartışmanın yokluğu ile nitelendirilmesinden etkilenmişti. Faşizm ve komünizmin ikisi de çekiciliğini yitirmişti. Buna karşılık geri kalan partiler yalnızca kimin ekonomik büyümeyi ve maddî refahı sağlamak konusunda en iyi olduğu Andrew Heywood | Siyasî İdeolojiler
381
KAYNAKÇA
Acton, Lord (1956) Essays on Freedom and Bahro, R. (1982) Socialism and Survival. Londra: Heretic Books. Power. Londra: Meridian. Adams, I. (1989) The Logic of Political Belief: Bahro, R. (1984) From Red to Green. Londra: Verso/New Left Books. A Philosophical Analysis. Londra ve New York: Harvester Wheatsheaf. Bakunin, M. (1973) Selected Writings, ed. A. Lehning. Londra: Cape. Adams, I. (2001) Political Ideology Today, 2. ed. Manchester: Manchester UniverBakunin, M. (1977) ‘Church and State’, G. sity Press. Woodcock (ed.), The Anarchist Reader Adonis, A. ve Hames, T. (1994) A Conservaiçinde. Londra: Fontana. tive Revolution? The Thatcher–Reagan Ball, T. ve Dagger, R. (2002) Political IdeolDecade in Perspective. Manchester: ogies and the Democratic Ideal, 4. ed. Manchester University Press. Londra ve New York: Longman. Ahmed, A. ve Donnan, H. (1994) Islam, GloBaradat, L. P. (2003) Political Ideologies: Their balization and Postmodernity. Londra Origins and Impact, 8. ed. Upper Sadve New York: Routledge. dle River, NJ: Prentice Hall. Ahmed, R. (2001) Jihad: The Rise of Militant Barber, B. (1995) Jihad vs. the World: How Islam in Central Asia. New Haven, CT: Globalism and Tribalism Are ReshapYale University Press. ing the World. New York: Ballantine Ali, T. (2003) The Clash of Fundamentalism: Books. Crusades, Jihads and Modernity. LonBarker, R. (1997) Political Ideas in Modern dra: Verso. Britain: In and After the 20th Century, Anderson, B. (1983) Imagined Communities: 2. ed. Londra ve New York: Routledge. Reflections on the Origins and Spread of Barry, B. (2002) Culture and Equality. CamNationalism. Londra: Verso. bridge ve New York: Polity Press. Arblaster, A. (1984) The Rise and Decline Barry, J. (1999) Rethinking Green Politics. of Western Liberalism. Oxford: Basil Londra ve Thousand Oaks, CA: Sage. Blackwell. Arendt, H. (1951) The Origins of Totalitarianism. Londra: Allen & Unwin. Aristotle (1962) The Politics, çev. T. Sinclair. Harmondsworth: Penguin (Chicago, IL: University of Chicago Press, 1985).
Barry, N. (1987) The New Right. Londra: Croom Helm. Baumann, Z. (1999) In Search of Politics. Cambridge ve Malden, MA: Polity Press.
Baumann, Z. (2000) Liquid Modernity. CamAughey, A., Jones, G. ve Riches, W. T. M. bridge ve New York: Polity Press. (1992) The Conservative Political Tradition in Britain and the United States. Baxter, B. (1999) Ecologism: An IntroducLondra: Pinter.
Andrew Heywood | Siyasî İdeolojiler
391
392
Heywood | Siyasî İdeolojiler
tion. Edinburgh: Edinburgh University Boff, L. (2006) Fundamentalism, Terrorism and the Future of Humanity. LonPress. dra: Society for Promoting Christian Beasley, C. (1999) What Is Feminism? LonKnowledge. dra: Sage. Bookchin, M. ([1962] 1975) Our Synthetic Beauvoir, S. de (1968) The Second Sex, çev. Environment. Londra: Harper & Row. H. M. Parshley. New York: Bantam. Bookchin, M. (1977) ‘Anarchism and EcoloBeck, U. (1992) Risk Society: Towards a New gy’, G. Woodcock (ed.), The Anarchist Modernity. Londra ve New York: Sage. Reader içinde. Londra: Fontana. Bell, D. (1960) The End of Ideology. Glencoe, Boulding, K. (1966) ‘The Economics of the IL: Free Press. Coming Spaceship Earth’, H. Jarrett (ed.), Environmental Quality in a Bellamy, R. (1992) Liberalism and Modern Growing Economy içinde. Baltimore, Society: An Historical Argument. CamMD: Johns Hopkins Press. bridge: Polity Press. Benn, T. (1980) Arguments for Democracy. Bourne, R. (1977) ‘War Is the Health of the State’, G. Woodcock (ed.), The AnarHarmondsworth: Penguin. chist Reader içinde. Londra: Fontana. Bentham, J. (1970) Introduction to the Principles of Morals and Legislation, ed. J. Bracher, K. D. (1985) The Age of Ideologies: A History of Political Thought in the Burns ve H. L. A. Hart. Londra: AthTwentieth Century. Londra: Methuen. lone Press ve Glencoe, IL: Free Press. Bramwell, A. (1989) Ecology in the Twentieth Century: A History. New Haven, CT ve Berlin, I. ([1958] 1969) ‘Two Concepts of Londra: Yale University Press. Liberty’, Four Essays on Liberty içinde. Bramwell, A. (1994) The Fading of the Greens: Londra: Oxford University Press. The Decline of Environmental Politics in Berman, P. (2003) Terror and Liberalism. the West. New Haven, CT ve Londra: New York: W. W. Norton. Yale University Press. Berki, R. N. (1975) Socialism. Londra: Dent.
Bernstein, E. ([1898] 1962) Evolutionary So- Brown, D. (2000) Contemporary Nationalcialism. New York: Schocken. ism: Civic, Ethnocultural and Multicultural Politics. Londra: Routledge. Blakeley, G. ve Bryson, V. (eds) (2002) Contemporary Political Concepts: A Critical Brownmiller, S. (1975) Against Our Will: Men, Introduction. Londra: Pluto Press. Women and Rape. New York: Simon & Schuster. Bobbio, N. (1996) Left and Right. Oxford: Polity Press.
Bruce, S. (1993) ‘Fundamentalism, Ethnicity and Enclave’, M. Marty ve R. S. ApBobbitt, P. (2002) The Shield of Achilles. New pleby (eds), Fundamentalism and the York: Knopf ve Londra: Allen Lane.
Kaynakça
State içinde. Chicago, IL ve Londra: Castells, M. (2000) The Rise of the Network Society. Oxford ve Malden, MA: Chicago University Press. Blackwell. Bruce, S. (2008) Fundamentalism. CamCecil, H. (1912) Conservatism. Londra ve bridge: Polity Press. New York: Home University Library. Bryson, V. (2003) Feminist Political Theory: An Introduction, 2. ed. Basingstoke ve Chamberlain, H. S. ([1899] 1913) Foundations of the Nineteenth Century. New New York: Palgrave Macmillan. York: John Lane. Burke, E. ([1790] 1968) Reflections on the Revolution in France. Harmondsworth: Charvet, J. (1982) Feminism. Londra: Dent. Penguin. Chomsky, N. (1999) The New Military Humanism. Monroe, ME: Common Burke, E. ([1790] 1975) On Government, PolCourage Press. itics and Society, ed. B. W. Hill. Londra: Fontana. Chomsky, N. (2003) Hegemony and Survival: America’s Quest for Global Domination. Burnham, J. (1960) The Managerial RevoNew York: Henry Holt & Company. lution. Harmondsworth: Penguin ve Bloomington, IN: Indiana University Club of Rome. See Meadows et al. (1972). Press. Collins, P. (1993) Ideology after the Fall of Buruma, I. ve Margalit, A. (2004) OccidenCommunism. Londra: Bowerdean. talism: A Short History of Anti-Westernism. Londra: Atlantic Books. Constant, B. (1988) Political Writings. Cambridge: Cambridge University Press. Butler, C. (2002) Postmodernism: A Very Short Introduction. Oxford ve New Conway, D. (1995) Classical Liberalism: The York: Oxford University Press. Unvanquished Ideal. Basingstoke ve New York: Palgrave Macmillan. Capra, F. (1975) The Tao of Physics. Londra: Fontana. Coole, D. (1993) Women in Political Theory: From Ancient Misogyny to ContempoCapra, F. (1982) The Turning Point. Londra: rary Feminism, 2. ed. Hemel HempFontana (Boston, MA: Shambhala, stead: Harvester Wheatsheaf. 1983). Capra, F. (1997) The Web of Life: A New Synthesis of Mind and Matter. Londra: Flamingo.
Costa, M. D. ve James, S. (1972) The Power of Women and the Subordination of the Community. Bristol: Falling Wall Press.
Crewe, I. (1989) ‘Values: The Crusade that Failed’, D. Kavanagh ve A. Seldon (eds), The Thatcher Effect içinde. OxCarter, A. (1971) The Political Theory of Anford: Oxford University Press. archism. Londra: Routledge & Kegan Paul. Carson, R. (1962) The Silent Spring. Boston, MA: Houghton Mifflin.
393
394
Heywood | Siyasî İdeolojiler
Crick, B. (1962) A Defence of Politics. Harmondsworth: Penguin.
cal Look at Sexuality. Harmondsworth: Penguin.
Critchley, T. A. (1970) The Conquest of Vio- Dworkin, A. ve K. MacKinnon (1988) Pornography and Civil Rights. Minneapolis, lence. Londra: Constable. MN: Organizing Against Pornography. Crosland, C. A. R. (1956) The Future of Socialism. Londra: Cape (Des Plaines, IL: Dworkin, R. (2000) Soverign Virtue: The Theory and Practice of Equality. CamGreenwood, 1977). bridge, MA: Harvard University Press. Curran, G. (ed.) (2007) 21st Century Dissent: Anarchism, Globalization and Envi- Eagleton, T. (1991) Ideology: An Introduction. Londra ve New York: Verso. ronmentalism. Basingstoke: Palgrave Macmillan. Eatwell, R. (2003) Fascism: A History. Londra: Vintage. Dahl, R. (1961) Who Governs? Democracy and Power in an American City. New Eatwell, R. ve O’Sullivan, N. (eds) (1989) Haven, CT: Yale University Press. The Nature of the Right: European and American Politics and Political Thought Dalai Lama (1996) The Power of Buddhism. since 1789. Londra: Pinter. Londra: Newleaf. Daly, H. (1974) ‘Steady-state Economics vs Eatwell, R. ve Wright, A. (eds) (1999) ConGrowthmania: A Critique of Orthotemporary Political Ideologies, 2. ed. Londra: Pinter. dox Conceptions of Growth, Wants, Scarcity and Efficiency’, Policy SciencEccleshall, R. et al. (2003) Political Ideologies: es, vol. 5, pp. 149–67. An Introduction, 3. ed. Londra ve New Daly, M. (1979) Gyn/Ecology: The Meta-EthYork: Routledge. ics of Radical Feminism. Boston, MA: Eckersley, R. (1992) Environmentalism and Beacon Press. Political Theory: Towards an Ecocentric Darwin, C. ([1859] 1972) On the Origin of Approach. Londra: UCL Press. Species. Londra: Dent. Edgar, D. (1988) ‘The Free or the Good’, R. Dickinson, G. L. (1916) The European AnarLevitas (ed.) The Ideology of the New chy. Londra: Allen & Unwin. Right içinde. Oxford: Polity Press. Dobson, A. (1991) The Green Reader. Londra: Ehrenfeld, D. (1978) The Arrogance of HuAndré Deutsch. manism. Oxford: Oxford University Press. Dobson, A. (2007) Green Political Thought, 4. ed. Londra: Routledge. Ehrlich, P. ve Ehrlich, A. (1970) Population, Resources and Environment: Issues Downs, A. (1957) An Economic Theory of Dein Human Ecology. Londra: W. H. mocracy. New York: Harper & Row. Freeman. Dworkin, A. (1976) Woman Hating: A Radi-
Kaynakça
Ehrlich, P. ve Harriman, R. (1971) How to Be a Survivor. Londra: Pan.
itics. Manchester ve New York: Manchester University Press.
Elshtain, J. B. (1993) Public Man, Private Fox, W. (1990) Towards a Transpersonal Woman: Women in Social and Political Ecology: Developing the Foundations Thought. Oxford: Martin Robertson for Environmentalism. Boston, MA: ve Princeton, NJ: Princeton University Shambhala. Press. Freeden, M. (1996) Ideologies and Political Engels, F. ([1884] 1976) The Origins of the Theory: A Conceptual Approach. OxFamily, Private Property and the State. ford ve New York: Oxford University Press. Londra: Lawrence & Wishart (New York: Pathfinder, 1972). Freeden, M. (2001) Reassessing Political Ideologies: The Durability of Dissent. LonEpstein, B. (2001) ‘Anarchism & Anti-Globaldra ve New York: Routledge. ization’, Monthly Review, vol. 53, no. 4. Etzioni, A. (1995) The Spirit of Community: Freeden, M. (2004) Ideology: A Very Short Introduction. Oxford ve New York: OxRights, Responsibilities and the Comford University Press. munitarian Agenda. Londra: Fontana. Eysenck, H. (1964) Sense and Nonsense in Freedman, J. (2001) Feminism. Buckingham ve Philadelphia, PA: Open University Psychology. Harmondsworth: Penguin. Press. Faludi, S. (1991) Backlash: The Undeclared War Against American Women. New Friedan, B. (1963) The Feminine Mystique. New York: Norton. York: Crown. Fanon, F. (1965) The Wretched of the Earth. Friedan, B. (1983) The Second Stage. Londra: Abacus (New York: Summit, 1981). Harmondsworth: Penguin (New York: Grove-Weidenfeld, 1988). Friedman, D. (1973) The Machinery of Freedom: Guide to a Radical Capitalism. Faure, S. ([1925] 1977) ‘Anarchy–Anarchist’, New York: Harper & Row. G. Woodcock (ed.), The Anarchist Reader içinde. Londra: Fontana. Friedman, M. (1962) Capitalism and Freedom. Chicago, IL: University of ChicaFestenstein, M. ve Kenny, M. (eds) (2005) go Press. Political Ideologies: A Reader and Guide. Oxford ve New York: Oxford UniverFriedman, M. ve Friedman, R. (1980) Free sity Press. to Choose. Harmondsworth: Penguin (New York: Figes, E. (1970) Patriarchal Attitudes. Greenwich, CT: Fawcett. Bantam, 1983). Firestone, S. (1972) The Dialectic of Sex. New Friedrich, C. J. ve Brzezinski, Z. (1963) ToYork: Basic Books. talitarian Dictatorships and Autocracy. New York: Praeger. Foley, M. (1994) (ed.) Ideas that Shape Pol-
395
396
Heywood | Siyasî İdeolojiler
Fromm, E. (1979) To Have or To Be. Londra: Abacus.
The Future of Radical Politics. Cambridge: Polity Press.
Fromm, E. (1984) The Fear of Freedom. Lon- Giddens, A. (1998) The Third Way: The Renewal of Social Democracy. Cambridge: dra: Ark. Polity Press. Fukuyama, F. (1989) ‘The End of History?’, Giddens, A. (2000) The Third Way and Its National Interest, Summer. Critics. Cambridge: Polity Press. Fukuyama, F. (1992) The End of History and the Last Man, Harmondsworth: Gillis, S., Howie, G. ve Mumford, R. (eds) (2007) Third Wave Feminism: Critical Penguin. Exploration. Basingstoke ve New York: Galbraith, J. K. (1992) The Culture of ConPalgrave Macmillan. tentment. Londra: Sinclair Stevenson. Gilmour, I. (1978) Inside Right: A Study of Gallie, W. B. (1955–6) ‘Essentially Contested Conservatism. Londra: Quartet Books. Context’, Proceedings of the AristoteGilmour, I. (1992) Dancing with Dogma: Britlian Society, vol. 56. ain under Thatcherism. Londra: Simon Gamble, A. (1994) The Free Economy and the & Schuster. Strong State, 2. ed. Basingstoke: PalGobineau, J.-A. (1970) Gobineau: Selected grave Macmillan. Political Writings, ed. M. D. Biddiss. Gamble, A. (2000) Politics and Fate. CamNew York: Harper & Row. bridge, Birleşik Krallık ve Maldon, MA: Polity Press. Godwin, W. ([1793] 1971) Enquiry Concerning Political Justice, ed. K. C. Carter. OxGandhi, M. (1971) Selected Writings of Maford: Oxford University Press. hatma Gandhi, ed. R. Duncan. Londra: Fontana. Goldman, E. (1969) Anarchism and Other Essays. New York: Dover. Garvey, J. H. (1993) ‘Fundamentalism and Politics’, Martin E. Marty ve R. Scott Goldsmith, E. (1988) The Great U-Turn: Appleby (eds), Fundamentalisms and De-industrialising Society. Totnes: the State içinde. Chicago, IL ve LonGreen Books. dra: University of Chicago Press. Goldsmith, E., Allen, R. ve diğerleri (eds) Gasset, J. Ortega y ([1930] 1972) The Revolt (1972) Blueprint for Survival. Harof the Masses. Londra: Allen & Unwin. mondsworth: Penguin. Gellner, E. (1983) Nations and Nationalism. Goodhart, D. (2004) ‘The Discomfort of Oxford: Blackwell. Strangers’, Prospect, February. Giddens, A. (1984) The Constitution of Soci- Goodin, R. E. (1992) Green Political Theory. ety. Cambridge: Polity Press. Oxford: Polity Press. Giddens, A. (1994) Beyond Left and Right:
Kaynakça
Goodman, P. (1964) Compulsory Miseduca- Greenleaf, W. H. (1983) The British Political tion. New York: Vintage Books. Tradition: The Ideological Heritage, Vol. 2. Londra: Methuen. Goodman, P. (1977) ‘Normal Politics and the Psychology of Power’, G. Woodcock Greer, G. (1970) The Female Eunuch. New York: McGraw-Hill. (ed.), The Anarchist Reader içinde. Londra: Fontana. Greer, G. (1985) Sex and Destiny. New York: Harper & Row. Goodwin, B. (1997) Using Political Ideas, 4. ed. Londra: John Wiley & Sons. Greer, G. (1999) The Whole Woman. Londra: Doubleday. Gorz, A. (1982) Farewell to the Working Class. Londra: Pluto Press (Boston, MA: Gregor, A. J. (1969) The Ideology of Fascism. South End Press, 1982). New York: Free Press. Gould, B. (1985) Socialism and Freedom. BasGriffin, R. (1993) The Nature of Fascism. Loningstoke: Palgrave Macmillan (Wakedra: Routledge. field, NH: Longwood, 1986). Griffin, R. (ed.) (1995) Fascism. Oxford ve Gramsci, A. ([1935] 1971) Selections from the New York: Oxford University Press. Prison Notebooks, ed. Q. Hoare ve G. Nowell- Smith. Londra: Lawrence & Griffin, R. (ed.) (1998) International Fascism: Wishart. Theories, Causes and the New Consensus. Londra: Arnold ve New York: OxGray, J. (1995a) Enlightenment’s Wake: Polford University Press. itics and Culture at the Close of the Modern Age. Londra: Routledge. Hadden, J. K. ve Shupe, A. (eds) (1986) ProGray, J. (1995b) Liberalism, 2. ed. Milton Keynes: Open University Press.
phetic Religions and Politics: Religion and Political Order. New York: Paragon House.
Gray, J. (1996) Post-liberalism: Studies in PoHall, J. A. (1988) Liberalism: Politics, Ideology litical Thought. Londra: Routledge. and the Market. Londra: Paladin. Gray, J. (1997) Endgames: Questions in Late Hall, S. ve Jacques, M. (eds) (1983) The PolModern Political Thought. Cambridge itics of Thatcherism. Londra: Lawrence ve Malden, MA: Blackwell. & Wishart. Gray, J. (2000) Two Faces of Liberalism. CamHardin, G. (1968) ‘The Tragedy of the Combridge: Polity Press. mons’, Science, vol. 162, pp. 1243–8. Harrington, M. (1993) Socialism, Past Gray, J. ve Willetts, D. (1997) Is Conservatism and Future. Londra: Pluto Press. Dead? Londra: Profile Books. Green, T. H. (1988) Works, ed. R. Nettleship. Harvey, D. (2005) A Brief History of Neoliberalism. Oxford ve New York: Oxford Londra: Oxford University Press (New University Press. York: AMS Press, 1984).
397
398
Heywood | Siyasî İdeolojiler
Hattersley, R. (1987) Choose Freedom. Har- Hobhouse, L. T. (1911) Liberalism. Londra: Thornton Butterworth. mondsworth: Penguin. Hayek, F. A. von (1944) The Road to Serfdom. Hobsbawm, E. (1983) ‘Inventing Tradition’, E. Hobsbawm ve T. Ranger (eds), The Londra: Routledge & Kegan Paul (ChiInvention of Tradition içinde. Camcago, IL: University of Chicago Press, bridge: Cambridge University Press. 1956, new edn). Hayek, F. A. von (1960) The Constitution of Hobsbawm, E. (1992) Nations and Nationalism since 1780: Programme, Myth and Liberty. Londra: Routledge & Kegan Reality, 2. ed. Cambridge: Cambridge Paul. University Press. Hayward, T. (1998) Political Theory and Ecological Values. Cambridge: Polity Press. Hobsbawm, E. (1994) Age of Extremes: The Short Twentieth Century, 1914–1991. Hearn, J. (2006) Rethinking Nationalism: A Londra: Michael Joseph. Critical Introduction. Basingstoke ve New York: Palgrave Macmillan. Hobsbawm, E. (2011) How to Change the World: Tales of Marx and Marxism. Heath, A., Jowell, R. ve Curtice, J. (1985) Londra: Little, Brown. How Britain Votes. Oxford: Pergamon. Hobson, J. A. (1902) Imperialism: A Study. Heffernan, R. (2001) New Labour and Londra: Nisbet. Thatcherism. Londra: Palgrave. Hoffman, J. ve P. Graham (2006) IntroHegel, G. W. F. (1942) The Philosophy of duction to Political Ideologies. Londra: Right, çev. T. M. Knox. Oxford: ClarenPearson Education. don Press. Holden, B. (1993) Understanding Liberal DeHeywood, L. ve J. Drake (eds) (1997) Third mocracy, 2. ed. Hemel Hempstead: Wave Agenda: Being Feminist, Doing Harvester Wheatsheaf. Feminism. Honderich, T. (1991) Conservatism. HarMinneapolis, MN: Universtiy of Minnesota mondsworth: Penguin. Press. Honderich, T. (2005) Conservatism: Burke, Hiro, D. (1988) Islamic Fundamentalism. Nozick, Bush, Blair? Londra ve Ann ArLondra: Paladin. bor, MI: Pluto Press. Hitler, A. ([1925] 1969) Mein Kampf. Londra: Huntington, S. (1993) ‘The Clash of CivilizaHutchinson (Boston, MA: Houghton tions’, Foreign Affairs, vol. 72, no. 3. Mifflin, 1973). Huntington, S. (1996) The Clash of CivilizaHobbes, T. ([1651] 1968) Leviathan, ed. C. tions and the Remaking of World Order. B. Macpherson. Harmondsworth: New York: Simon & Schuster. Penguin. Hutchinson, J. ve Smith, A. D. (eds) (1994)
Kaynakça
Nationalism. Oxford ve New York: Kingdom, J. (1992) No Such Thing as Society? Individualism and Community. BuckOxford University Press. ingham, Birleşik Krallık ve PhiladelHutton, W. (1995) The State We’re In. Lonphia, PA: Open University Press. dra: Jonathan Cape. Klein, M. (2001) No Logo. Londra: Flamingo. Illich, I. (1973) Deschooling Society. Harmondsworth: Penguin (New York: Kropotkin, P. ([1902] 1914) Mutual Aid. Boston, MA: Porter Sargent. Harper & Row, 1983). Inglehart, R. (1977) The Silent Revolution: Kuhn, T. (1962) The Structure of Scientific Revolutions. Chicago, IL: Chicago UniChanging Values and Political Styles versity Press. Among Western Publics. Princeton, NJ: Princeton University Press. Kymlicka, W. (1995) Multicultural CitizenJefferson, T. (1972) Notes on the State of Virship. Oxford: Oxford University Press. ginia. New York: W. W. Norton. Laclau, E. ve Mouffe, C. (1985) Hegemony and Socialist Strategy. Londra: Verso. Jefferson, T. (1979) ‘The United States Declaration of Independence’, W. Laqueur Lane, D. (1996) The Rise and Fall of State Sove B. Rubin (eds), The Human Rights cialism. Oxford: Polity Press. Reader içinde. New York: Meridian. Laqueur, W. (ed.) (1979) Fascism: A Reader’s Journal of Political Ideologies. Abingdon, Guide. Harmondsworth: Penguin. Birleşik Krallık ve Cambridge, MA: Carfax. Kallis, A. A. (ed.) (2003) The Larrain, J. (1983) Marxism and Ideology. BasFascist Reader. Londra ve New York: ingstoke: Macmillan. Routledge. Layard, R. (2011) Happiness: Lessons from a Kant, I. (1991) Kant: Political Writings, ed. New Science. Harmondsworth ve New Hans Reiss, çev. H. B. Nisbet. CamYork: Penguin Books. bridge: Cambridge University Press. Leach, R. (2002) Political Ideology in Britain. Kautsky, K. (1902) The Social Revolution. Basingstoke: Palgrave Macmillan. Chicago: Kerr. Lenin, V. I. (1964) The State and Revolution. Kelly, P. (2005) Liberalism. Malden, MA ve Peking: People’s Publishing House. Cambridge: Polity Press. Lenin, V. I. ([1916] 1970) Imperialism, the Kepel, G. (2006) Jihad: The Trail of PolitiHighest Stage of Capitalism. Moscow: cal Islam. Cambridge, MA ve Londra: Progress Publishers. Belknap Press. Lenin, V. I. ([1902] 1988) What Is to Be Done? Keynes, J. M. ([1936] 1963) The General TheHarmondsworth ve New York: Penory of Employment, Interest and Money. guin. Leopold, A. (1968) Sand County Londra: Macmillan (San Diego: HarAlmanac. Oxford: Oxford University court Brace Jovanovich, 1965). Press.
399
400
Heywood | Siyasî İdeolojiler
Letwin, S. R. (1992) The Anatomy of Thatch- Mannheim, K. ([1929] 1960) Ideology and Utopia. Londra: Routledge & Kegan erism. Londra: Fontana. Paul. Lewis, B. (2004) The Crisis of Islam: Holy War and Unholy Terror. Londra ve New Manning, D. (1976) Liberalism. Londra: Dent. York: Random House. Marcuse, H. (1964) One Dimensional Man: Studies in the Ideology of Advanced InLindblom, C. (1977) Politics and Markets. dustrial Society. Boston, MA: Beacon. New York: Basic Books. Lipset, S. M. (1983) Political Man: The So- Marquand, D. (1988) The Unprincipled Society. Londra: Fontana. cial Bases of Behaviour. Londra: Heinemann. Marquand, D. (1992) The Progressive Dilemma. Londra: Heinemann. Locke, J. (1962) Two Treatises of Government. Cambridge: Cambridge University Marquand, D. ve Seldon, A. (1996) The Ideas Press. that Shaped Post-War Britain. Londra: Fontana. Locke, J. (1963) A Letter Concerning Toleration. The Hague: Martinus Nijhoff. Marshall, P. (1995) Nature’s Web: Rethinking Our Place on Earth. Londra: Cassell. Lovelock, J. (1979) Gaia: A New Look at Life on Earth. Oxford ve New York: Oxford Marshall, P. (2007) Demanding the ImposUniversity Press. sible: A History of Anarchism. Londra: Fontana. Lovelock, J. (1988) ‘Man and Gaia’, E. Goldsmith ve N. Hilyard (eds), The Martell, L. (2001) Social Democracy: Global Earth Report içinde. Londra: Mitchell and National Perspectives. Basingstoke Beazley. ve New York: Palgrave Macmillan. Lyotard, J.-F. (1984) The Postmodern CondiMarty, M. E. (1988) ‘Fundamentalism as a tion: The Power of Knowledge. MinneSocial Phenomenon’, Bulletin of the apolis, MN: University of Minnesota American Academy of Arts and SciencPress. es, vol. 42, pp. 15–29. MacIntyre, A. (1981) After Virtue. Londra: Marty, M. E. ve Appleby, R. S. (eds) (1993) Duckworth. Fundamentalisms and the State: Remaking Polities, Economies, and MiliMacmillan, H. ([1938] 1966) The Middle tance. Chicago, IL ve Londra: UniverWay. Londra: Macmillan. sity of Chicago Press. Macpherson, C. B. (1973) Democratic Theory: Essays in Retrieval. Oxford: Claren- Marx, K. ve Engels, F. (1968) Selected Works. don Press. Londra: Lawrence & Wishart. Maistre, J. de ([1817] 1971) The Works of Jo- Marx, K. ve Engels, F. ([1846] 1970) The Gerseph de Maistre, çev. J. Lively. New man Ideology. Londra: Lawrence & York: Schocken. Wishart.
Kaynakça
McLellan, D. (1980) The Thought of Karl Marx, 2. ed. Londra: Macmillan.
ic Ideal. Cambridge ve Malden, MA: Politiy Press.
McLellan, D. (1995) Ideology, 2. ed. Milton More, T. ([1516] 1965) Utopia. Harmondsworth: Penguin (New York: Norton, Keynes: Open University Press. 1976). McLellan, D. (2007) Marxism after Marx, 4. ed. Basingstoke: Palgrave Macmillan. Morland, D. (1997) Demanding the Impossible: Human Nature and Politics in Mead, W. R. (2006) ‘God’s Country?’, ForNineteenth- Century Social Anarchism. eign Affairs, vol. 85, no. 5. Londra ve Washington, DC: Cassell. Meadows, D. H., Meadows, D. L., Randers, Mosca, G. (1939) The Ruling Class, çev. D. ve Williams, W. (1972) The Limits to ve ed. A. Livingstone. New York: Growth. Londra: Pan (New York: New McGraw-Hill. American Library, 1972). Moschonas, G. (2002) In the Name of SoMichels, R. (1958) Political Parties. Glencoe, cial Democracy – The Great TransforIL: Free Press. mation: 1945 to the Present. Londra ve New York: Verso. Miliband, R. (1969) The State in Capitalist Society. Londra: Verso (New York: BaMurray, C. (1984) Losing Ground: American sic Books, 1978). Social Policy: 1950–1980. New York: Basic Books. Miliband, R. (1995) Socialism for a Sceptical Age. Oxford: Polity Press.
Murray, C. ve Herrnstein, R. (1995) The Bell Curve: Intelligence and Class Structure Mill, J. S. ([1869] 1970) On the Subjection of in American Life. New York: Free Press. Women. Londra: Dent. Mill, J. S. ([1859] 1972) Utilitarianism, On Lib- Naess, A. (1973) ‘The Shallow and the Deep, Long-range Ecology Movement: A erty and Consideration on RepresentaSummary’, Inquiry, vol. 16. tive Government. Londra: Dent. Naess, A. (1989) Community and Lifestyle: Outline of an Ecosophy. Cambridge: Millett, K. (1970) Sexual Politics. New York: Cambridge University Press. Doubleday. Neocleous, M. (1997) Fascism. Milton Mitchell, J. (1971) Women’s Estate. HarKeynes: Open University Press. mondsworth: Penguin. Newman, M. (2005) Socialism: A Very Short Mitchell, J. (1975) Psychoanalysis and FemiIntroduction. Oxford ve New York: nism. Harmondsworth: Penguin. Oxford University Press. Miller, D. (1984) Anarchism. Londra: Dent.
Montesquieu, C. de ([1748] 1969) The Spirit Nietzsche, F. ([1884] 1961) Thus Spoke of Laws. Glencoe, IL: Free Press. Zarathustra, çev. R. J. Hollingdale. Modood, T. (2007) Multculturalism: A Civ-
401
402
Heywood | Siyasî İdeolojiler
Harmondsworth: Penguin (New York: Random, 1982).
Theory, 2. ed. Basingstoke ve New York: Palgrave Macmillan.
Nolte, E. (1965) Three Faces of Fascism: Ac- Pareto, V. (1935) The Mind and Society. Lontion Française, Italian Fascism and Nadra: Cape ve New York: AMS Press. tional Socialism. Londra: Weidenfeld Passmore, K. (2002) Fascism: A Very Short & Nicolson. Introduction. Oxford ve New York: Oxford University Press. Nozick, R. (1974) Anarchy, State and Utopia. Oxford: Blackwell (New York: Basic Pierson, C. (1995) Socialism After CommuBooks, 1974). nism. Cambridge: Polity Press. Oakeshott, M. (1962) Rationalism in Politics Plato (1955) The Republic, çev. H. D. Lee. and Other Essays. Londra: Methuen Harmondsworth: Penguin (New York: (New York: Routledge Chapman & Random House, 1983). Hall, 1981). Ohmae, K. (1989) Borderless World: Power and Strategy in the Interlinked Economy (Londra: Harper Collins). O’Sullivan, N. (1976) Conservatism. Londra: Dent ve New York: St Martin’s Press. O’Sullivan, N. (1983) Fascism. Londra: Dent.
Popper, K. (1945) The Open Society and Its Enemies. Londra: Routledge & Kegan Paul. Popper, K. (1957) The Poverty of Historicism. Londra: Routledge. Porritt, J. (2005) Capitalism as if the World Matters. Londra: Earthscan.
Özkırımlı, U. (2010) Theories of Nationalism: Poulantzas, N. (1968) Political Power and A Critical Introduction. Basingstoke ve Social Class. Londra: New Left Books New York: Palgrave Macmillan. (New York: Routledge Chapman & Hall, 1987). Paglia, C. (1990) Sex, Art and American Culture. New Haven, CT: Yale University Proudhon, P.-J. ([1851] 1923) General Idea of Press. Revolution in the Nineteenth Century, çev. J. B. Robinson. Londra: Freedom Paglia, C. (1992) Sexual Personae: Art and Press. Decadence from Nefertiti to Emily Dickinson. Harmondsworth: Penguin. Proudhon, P.-J. [1840] (1970) What Is Property?, çev. B. R. Tucker. New York: Parekh, B. (1994) ‘The Concept of FundaDover. mentalism’, A. Shtromas (ed.), The End of ‘isms’? Reflections on the Fate of Pugh, J. (ed.) (2009) What Is Radical PolIdeological Politics after Communism’s itics Today? Basingstoke: Palgrave Collapse içinde. Oxford, Birleşik Krallık Macmillan. ve Cambridge, MA: Blackwell. Parekh, B. (2005) Rethinking Multiculturalism: Cultural Diversity and Political
Purkis, J. ve Bowen, J. (1997) Twenty-First Century Anarchism: Unorthodox Ideas for a New Millennium. Londra: Cassell.
Kaynakça
Justice. Cambridge: Cambridge UniRamsay, M. (1997) What’s Wrong with Libversity Press. eralism? A Radical Critique of Liberal Political Philosophy. Londra: Leicester Sassoon, D. (2010) One Hundred Years of SoUniversity Press. cialism. Londra: Fontana. Randall, V. (1987) Women and Politics: An Schneir, M. (1995) The Vintage Book of FemInternational Perspective, 2. ed. Basinism: The Essential Writings of the ingstoke: Palgrave Macmillan. Contemporary Women’s Movement. Londra: Vintage. Rawls, J. (1970) A Theory of Justice. Oxford: Oxford University Press (Cambridge, Scholte, J. A. (2005) Globalization: An InMA: Harvard University Press, 1971). troduction, 2. ed. Basingstoke ve New Rawls, J. (1993) Political Liberalism. New York: Palgrave Macmillan. York: Colombia University Press. Schumacher, E. F. (1973) Small Is Beautiful: Regan, T. (1983) The Case for Animal Rights. A Study of Economics as if People MatLondra: Routledge & Kegan Paul. tered. Londra: Blond & Briggs (New York: Harper & Row, 1989). Roemer, J. (ed.) (1986) Analytical Marxism, Cambridge: Cambridge University Schumpeter, J. (1976) Capitalism, Socialism Press. and Democracy. Londra: Allen & Unwin (Magnolia, MA: Petersmith, 1983). Rorty, R. (1989) Contingency, Irony and Solidarity. Cambridge: Cambridge Uni- Schwarzmantel, J. (1991) Socialism and the versity Press. Idea of the Nation. Hemel Hempstead: Harvester Wheatsheaf. Rothbard, M. (1978) For a New Liberty. New York: Macmillan. Schwartzmantel, J. (1998) The Age of Ideology: Political Ideologies from the AmerRousseau, J.-J. ([1762] 1913) The Social Conican Revolution to Post-Modern Times. tract and Discourse, ed. G. D. H. Cole. Basingstoke: Palgrave Macmillan. Londra: Dent (Glencoe, IL: Free Press, 1969). Scruton, R. (2001) The Meaning of Conservatism, 3. ed. Basingstoke: Macmillan. Roussopoulos, D. (ed.) (2002) The Anarchist Papers. New York ve Londra: Black Seabright, P. (2004) The Company of StrangRose Books. ers. Princeton, NJ: Princeton University Press. Ruthven, M. (2007) Fundamentalism: A Very Short Introduction. Oxford ve New Seliger, M. (1976) Politics and Ideology. LonYork: Oxford University Press. dra: Allen & Unwin (Glencoe, IL: Free Press, 1976). Said, E. ([1978] 2003) Orientalism. Harmondsworth: Penguin. Sen, A. (1999) Development as Freedom. Oxford: Oxford University Press. Sandel, M. (1982) Liberalism and the Limits of
403
404
Heywood | Siyasî İdeolojiler
Sen, A. (2006) Identity and Violence. Londra: Penguin.
lected Writings. Chicago, IL: University of Chicago Press.
Shtromas, A. (ed.) (1994) The End of ‘isms’? Spencer, P. ve Wollman, H. (2002) NationalReflections on the Fate of Ideological ism: A Critical Introduction. Londra ve Politics after Communism’s Collapse. Thousand Oaks, CA: Sage. Oxford ve Cambridge, MA: Blackwell. Squires, J. (1999) Gender in Political Theory. Sil, R. ve P. J. Katzenstein (2010) Beyond ParCambridge, Birleşik Krallık ve Malden, adigms: Analytic Eclectism in the Study MA: Polity Press. of World Politics. Basingstoke ve New Stelzer, I. (ed.) (2004) Neoconservatism. York: Palgrave Macmillan. Londra: Atlantic Books. Singer, P. (1976) Animal Liberation. New Stirner, M. ([1845] 1971) The Ego and His York: Jonathan Cape. Own, ed. J. Carroll. Londra: Cape. Singer, P. (1993) Practical Ethics, 2. ed. CamSumner, W. (1959) Folkways. New York: bridge: Cambridge University Press. Doubleday. Smart, B. (1993) Postmodernity. Londra ve Sydie, R. A. (1987) Natural Women, Cultured New York: Routledge. Men: A Feminist Perspective on Sociological Theory. Milton Keynes: Open Smiles, S. ([1859] 1986) Self-Help. HarmondUniversity Press. sworth: Penguin. Smith, A. ([1776] 1976) An Enquiry into the Talmon, J. L. (1952) The Origins of Totalitarian Democracy. Londra: Secker & Nature and Causes of the Wealth of Nations. Chicago, IL: University of Warburg. Chicago Press. Tam, H. (1998) Communitarianism: A New Smith, A. D. (1986) The Ethnic Origins of NaAgenda for Politics and Citizenship. tions. Oxford: Blackwell. Basingstoke: Palgrave Macmillan. Smith, A. D. (1991) National Identity. Har- Tawney, R. H. (1921) The Acquisitive Society. mondsworth: Penguin. Londra: Bell (San Diego: Harcourt Brace Jovanovich, 1955). Smith, A. D. (2001) Nationalism: Theory, Ideology, History. Cambridge ve Malden, Tawney, R. H. (1969) Equality. Londra: Allen MA: Polity Press. & Unwin. Sorel, G. ([1908] 1950) Reflections on Vio- Taylor, C. (1994) Multiculturalism and ‘The lence, çev. T. E. Hulme ve J. Roth. New Politics of Recognition’. Princeton, NJ: York: Macmillan. Princeton University Press. Spencer, H. ([1884] 1940) The Man versus the Taylor, C. (ed.) (1995) Multiculturalism: ExState. Londra: Watts & Co. amining the Politics of Recognition. Princeton, NJ: Princeton University Spencer, H. (1967) On Social Evolution: SePress.
Kaynakça
Thoreau, H. D. ([1845] 1983) Walden and Ward, B. ve Dubois, R. (1972) Only One ‘Civil Disobedience’. Harmondsworth: Earth. Harmondsworth: Penguin. Penguin. Ward, C. (2004) Anarchism: A Very Short InTocqueville, A. de (1968) Democracy in troduction. Oxford ve New York: OxAmerica. Londra: Fontana (New York: ford University Press. McGraw, 1981). White, S. (ed.) (2001) New Labour: The ProTolstoy, L. (1937) Recollections and Essays. gressive Future? Basingstoke ve New Oxford: Oxford University Press. York: Palgrave Macmillan. United Nations (1972). Bkz. Ward ve Dubois Willetts, D. (1992) Modern Conservatism. Harmondsworth: Penguin. (1972). United Nations (1980) Compendium of Sta- Wolf, N. (1994) Fire with Fire: The New Fetistics: 1977. New York: United Nations. male Power and How to Use It. New York: Fawcett. Vincent, A. (1995) Modern Political Ideologies, 2. ed. Oxford: Blackwell. Wolff, R. P. (1998) In Defence of Anarchism, 2. ed. Berkeley, CA: University of CalWaldron, J. (1995) ‘Minority Cultures and ifornia Press. the Cosmopolitan Alternative’, W. Kymlicka (ed.), The Rights of Minority Wollstonecraft, M. ([1792] 1967) A VindicaCultures içinde. Londra ve New York: tion of the Rights of Woman, ed. C. W. Open University Press. Hagelman. New York: Norton. Wallerstein. I. (1974) The Modern World Sys- Woodcock, G. (1992) Anarchism: A History of tem. New York: Academic Press. Libertarian Ideas and Movements. Harmondsworth ve New York: Penguin. Wallerstein, I. (1984) The Politics of the World Economy: States, Movements and Civi- Woolf, S. J. (1981) (ed.) European Fascism. lizations. Oxford: Polity Press. Londra: Weidenfeld & Nicolson. Walter, N. (1999) The New Feminism. Londra Wright, A. (1996) Socialisms: Theories and Virago. Practices. Oxford ve New York: Oxford University Press. Walter, N. (2010) Living Dolls: The Return of Sexism. Londra: Virago.
405
DIZIN
kalın yazılan rakamlar terimin kutu içinde açıklandığını, italik yazan rakamlar ise sayfa kenarında açıklandığını gösterir.
# 11 Eylül saldırıları (2001) 41, 121, 333, 344, 387
A ABD Anayasası 61, 62, 79, 262 Abdünnasır, Cemal 336 Aborijinler 354, 362 Acton, Lord 61, 176 adalet 55, 55–57 Adalet ve Kalkınma Partisi (Türkiye) 340 adem-i merkezîleşme 65, 293, 310, 311, 313 Adorno, Theodor 152 Afganistan 121, 323, 335, 338, 355 Afrika 48, 62, 85, 87, 92, 106, 126, 127, 129, 139, 157, 172, 204, 205, 207, 221, 222, 225, 226, 227, 229, 244, 249, 250, 267, 286, 334, 340, 344, 348, 353, 371, 382, 383 Afrika sosyalizmi 227 Ahlakın ve Yasamanın İlkelerine Bir Giriş (Bentham) 78 Ahlakî Çoğunluk 119, 330, 343, 345 ahlakî doku 323 Ahlakî Duyguların Teorisi (Smith) 78 Ahlak Metafiziğinin Temelleri (Kant) 78 Ahmedinecad, Mahmud 339 Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni (Engels) 276 akıl 54–55 akılcılık 56, 385 akılcılık karşıtlığı 236–238
Akılcılık ve Siyaset (Oakeshott) 30 Aleksandr, II., Çar 193 Aleksandr, III., Çar 218, 251 Alleanza Nazionale (AN) 258 Allende, Salvador 127 Alman İdeolojisi (Marx) 26, 147 Almanya 83, 92, 105, 106, 110, 142, 149, 159, 162, 193, 202, 203, 204, 207, 211, 212, 221, 222, 233, 234, 235, 239, 240, 243, 244, 248, 252, 253, 255, 290, 337, 354, 374 Altın Tapınak, Amritsar 345, 346 Amerika Birleşik Devletleri (ABD) 28, 61, 62, 66, 71, 73, 75, 78, 79, 80, 82, 83, 91, 92, 93, 109, 111, 113, 117, 118, 119, 120, 121, 127, 139, 164, 174, 176, 183, 188, 189, 190, 191, 193, 197, 204, 207, 208, 213, 216, 224, 226, 228, 262, 274, 280, 282, 283, 284, 296, 313, 321, 322, 323, 325, 326, 330, 331, 332, 333, 335, 336, 338, 339, 342, 343, 344, 345, 346, 349, 353, 354, 364, 368, 372, 385, 386, 387 Amerikalı Kadınların Seçme Hakkı Derneği 262 Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi 68 Amerikan Devrimi (1776) 48, 64 Amiş 326 anarko-kapitalizm 189–193. Ayrıca bkz liberalizm anarko-komünizm 184–186 anarko-sendikalizm 183–184. Ayrıca bkz sendikalizm Anarşi, Devlet ve Ütopya (Nozi-
ck) 117 Anarşist Ansiklopedi (Faure 174 anarşizm 171–199 anarko-komünizm 184–186 anarko-sendikalizm 183–184 ana temalar 173–181 anorko-kapitalizm 189–192 bireyselci 192 bireyselci anarşizm 186–192, 187 ve demokrasi 65 devlet karşıtlığı 174–177 devrimci şiddet 193–194 ve din 183, 326 ve doğa 294 doğrudan eylem 184, 194–195 egoizm 187 ve ekolojizm 309–310 ve ekonomi 136 ekonomik özgürlük 180–181 ve eşitlik 132 içindeki gerilimler 192 ve insan doğası 97 karşılıklılık 182–183, 183 kolektivist 191, 192 kolektivist anarşizm 171, 181–186 komünizm 182 kökenleri ve gelişimi 171–173 küreselleşme ve 196–198 liberteryenizm 188 ve millet 207 nihilizm 187 ve otorite 171–173, 241 ve özgürlük 53 pasifizm 195 ruhban karşıtlığı 179 sendikalizm 172 siyasî mit 184 şiddet içermeyen protesto 195–196 terörizm 193 ve toplum 100
Andrew Heywood | Siyasî İdeolojiler
407
408
Heywood | Siyasî İdeolojiler
tüketimcilik 197 ütopyacılık 177, 177–178 yeni siyaset 194 anayasalcılık 61, 60–62 Anderson, Benedict 210 Angola 227 anomi 99 Anthony, Susan B. 262 anti-kapitalizm 86, 167 anti-Semitizm 223, 233, 249, 250, 251, 252, 255, 256 apartheid 250 apokaliptizm 333 Aral Gölü 309 Arap milliyetçiliği 336 Arendt, Hannah 29 Aristoteles 63, 79, 335 Arjantin 93, 106, 172, 234, 247 artı değer 148 Aryanizm 243, 250, 252, 253 Ashcroft, John 344 asimilasyon 376 Asya 48, 62, 85, 87, 92, 106, 126, 138, 157, 204, 222, 225, 226, 229, 244, 249, 250, 286, 309, 334, 340, 346, 347, 348, 382, 383 ataerkillik 266–268, 267, 310 Ataerkil Tutumlar (Figes) 279 Atatürk, Mustafa Kemal 340 Ateşe Ateş (Wolf) 285 Atkinson, Ti-Grace 281 Atlee, C. R. 136 atomizm 51 Avro-komünizm 141 Avrupa Birliği (AB) 111, 220, 229, 230, 340, 355 Avrupa kuşkuculuğu 120, 220 Avrupa-merkezcilik 359 Avustralya 113, 141, 143, 162, 353, 354, 362, 374 Avusturya 122, 191, 193, 203, 211, 216, 221, 222, 230, 239, 255, 258, 374 Avusturya-Macaristan İmparatorluğu 203, 204, 222 Aydınlanma 25, 49, 54, 87, 126, 187, 190, 224, 233, 236, 237, 282, 336, 337, 360, 372, 384 ayrılıkçılık 212 azınlık grupları 214, 218 azınlık hakları 362–365
B Baader-Meinhof 193 Babri Mescidi 346 Bad Godesberg Kongresi 159 bağımlılık kültürü 118 bağımsızlık 211 Bahro, Rudolph 308, 313 Bakunin, Mihail 130, 171, 178, 179, 180, 181, 191, 193 Bangladeş 355 Barber, Benjamin 41, 349 Barry, Brian 377 basit yaşama 315 Bask 212, 354 Batı 325 Bauman, Zygmunt 40 Beck, Ulrich 40 Belçika 122, 125, 149, 258, 354, 356, 368, 374 Bell, Daniel 381, 382, 386 bencillik 76, 81, 185, 245 Bentham, Jeremy 54, 64, 69, 70, 76, 78, 101 Bergson, Henri 237 Berlin, Isaiah 52, 79, 369, 372 Berman, Paul 336 Bernstein, Eduard 141, 154, 158, 159, 160 Beveridge Raporu 80 bırakınız yapsınlar (laissez-faire) 71 biçimsel eşitlik 357 bilgi ekonomisi 163 bilim 386 bilimcilik 296 Bilimsel Devrimlerin Yapısı (Kuhn) 32 bilinç yükseltme 279 Bindranvale, Jarnail Sing 345, 346 bin Ladin, Usame 335, 338, 344 binyılcılık 179, 333 Bir Adalet Teorisi (Rawls) 57, 79, 81 bireyselci anarşizm 186–192 bireyselcilik 50–51, 51, 275 bireysellik 76 Biricik ve Sahip Olduğu (Stirner) 187, 190 birinci dalga feminizmi 262 Birinci Dünya Savaşı 37, 140,
196, 204, 215, 217, 224, 233, 234, 235, 236, 243, 257, 336 Bir Kum Yöresi Almanağı (Leopold) 314 Birleşik Krallık 47, 48, 61, 62, 66, 71, 72, 73, 79, 80, 91, 92, 93, 95, 96, 104, 107, 108, 109, 111, 113, 115, 119, 120, 123, 125, 126, 131, 136, 140, 141, 142, 143, 149, 157, 159, 162, 163, 192, 193, 195, 207, 208, 212, 220, 221, 225, 236, 239, 247, 248, 249, 252, 262, 263, 354, 364, 374 birleşme 211 Birleşmiş Milletler (BM) 85, 86, 218, 290, 291 Bismarck, Otto von 106, 218, 244 Bizim Sentetik Çevremiz (Bookchin) 309 Blanqui, Auguste 137 Bohr, Niels 296 Bolivar, Simon 202, 215 Bolivya 203 Bolşevikler 126, 135, 138, 150, 172 Bonapartizm 106 Bookchin, Murray 178, 308, 309, 310, 313, 316 Bosna-Hersek 356 Boulding, Kenneth 298 Bourne, Randolph 176 Böyle Buyurdu Zerdüşt (Nietzsche) 240, 254 Bretton Woods sistemi 121 Brezilya 207 Bright, John 84, 188 Britanya 107, 109, 122, 204, 220, 230, 254, 336. Ayrıca bkz Birleşik Krallık Britanya Millî Partisi 122, 230 Brownmiller, Susan 281 Bröton milliyetçiliği 212 Brundtland Raporu 291, 300 Budist ekonomi 301, 312 Budizm 178, 179, 289, 297, 305 Buharin, Nikolay 151 burjuva devleti 138 burjuva ideolojisi 143 burjuvazi 133–135, 134 Burke, Edmund 91, 92, 95, 102, 105, 107, 111, 112, 116, 123 Buruma, I. 336
Dizin
bütünleşik milliyetçilik 243 Büyük Bunalım 81
C-Ç Calvin, Jean 321 Capra, Fritjof 295, 296, 297, 306 Carnot, M. F. S. 193 Carson, Rachel 290, 309 Castro, Fidel 127, 139, 226 Cezayir 139, 226, 227, 354, 355 Chamberlain, H. S. 252, 254 Charlemagne (Şarlman) 211, 244 Chauvin, Nicolas 222 Cheney, Dick 344 Chesterton, G. K. 95 Chomsky, Noam 197 Churchill, Randolph 109 cihat 335 cinsel baskı 278, 283 Cinsellik ve Kader (Greer) 283 Cinsel Politika (Millett) 263, 279, 282 cinsel siyaset 266, 278, 280 cinsiyetçilik 266 cinsiyet eşitsizliği 265, 266, 268, 280, 313 cinsiyet ve siyaset 272–285 cinsiyet ve toplumsal cinsiyet 268–270 Clinton, Bill 164 CNT 172, 183 Cobden, Richard 72, 84, 188 Crick, Bernard 30 Crosland, Anthony 160, 161 cumhuriyetçi liberalizm 85 cumhuriyetçilik 357 Çeçenistan 230 Çekoslovakya 204, 218, 239 Çernobil nükleer patlaması 309 çeşitlilik 365–367 çevreci hareket 156, 191 çevrecilik 291, 295 çevre etiği 302, 303 çevre hareketi 293, 298 çevre-merkezcilik 293 çevresel bozulma 291, 306, 308, 313, 315 çevresel etik 301–303
çift-cinsiyetlilik [androjeni] 269, 272 Çin 83, 127, 138, 149, 150, 153, 205, 213, 215, 226, 227, 230, 261, 382, 385 Çin Devrimi (1949) 138 çoğulculuk 57, 371 çoğunluğun tiranlığı 64 çoğunlukçuluk 64 Çok-Kültürcülüğü Yeniden Düşünmek (Parekh) 372 çok-kültürcülük 353–379 ana temalar 355–367 azınlık hakları 356–359 çeşitlilik 365–367 çoğulcu 367–369 çoğulculuk 371 eleştirileri 374–377 kimlik siyaseti 362 kozmopolit 371–374 kökenleri ve gelişimi 353–355 ve kültür 360 kültür ve kimlik 356–359 küreselleşme ve 377–378 liberal 367–369 ve muhafazakarlık 376 post-kolonyalizm 359 tanınma siyaseti 356–359 ve toplum 100 ve siyaset 367–374 Çok-Kültürcülük ve ‘Tanınma Siyaseti’ (Taylor) 372 Çok-Kültürlü Yurttaşlık (Kymlicka) 373
D Daly, Mary 311 Damdami Taksal 345, 346 Danimarka 122, 203, 230, 258, 364 Danimarka Halk Partisi 122, 230 Darré, Walter 255 Darwin, Charles 72, 185, 191, 238 davranışçılık 21 de Beauvoir, Simone 269, 279, 282 de Gaulle, Charles 219 değer çoğulculuğu 369 de Maistre, Joseph 105 demokrasi 61, 65 totaliter 241 demokratik faşizm 258 demokratik merkeziyetçilik 150
derin çeşitlilik 368 derin ekoloji 293, 295, 301, 303, 304, 305, 311, 314–316 Descartes, René 295 destekleyici eylem 364 de Tracy, Antoine Destutt 25 devlet 59, 175 Devlet (Platon) 125 devletçilik 244 Devlete Karşı İnsan (Spencer) 72 devlet karşıtlığı 174–177 devletleştirme 135 devlet sosyalizmi 136, 151, 162, 180, 181, 278, 309 devrim 137 devrimci sosyalizm 137–139 devrimci şiddet 193–194 diğerkamlık 77 din 322, 326 Dindar Yuvarlak Masa 343 dinî köktencilik 321–351 ana temalar 324–333 binyılcılık 333 ve devlet 175 ve din 326 ve doğa 294 Hıristiyan köktenciliği 340–344 ve ideoloji 29 İslamî köktencilik 334–340 kökenleri ve gelişimi 321–323 köktenci dürtü 327–329 küreselleşme ve 348–350 militanlık 331–333 ve millet 207 modernizm karşıtlığı 329–331 ve otorite 241 ve özgürlük 53 siyaset olarak din 324–327 ve tarih 383 terörizm 332 ve toplumsal cinsiyet 271 Disraeli, Benjamin 107, 108, 109, 114, 218 diyalektik 146 diyalektik materyalizm 144 doğa 294 doğa durumu 59 Doğa için Dünya Fonu 290 doğal aristokrasi 102 doğal düzen 178 doğal haklar 50, 67, 67–69 doğal hukuk 95
409
410
Heywood | Siyasî İdeolojiler
doğal seçilim 72, 238 Doğanın Ölümü (Merhcant) 313 doğrudan eylem 172, 184, 194–195, 195, 196, 197, 310 Doğu Asya 87 Donne, john 128 Dönüm Noktası (Capra) 295 Dreyfus vakası 251 Durkheim, Émile 99 Dünya Bankası 121, 317 Dünya Kadın Konferansı 286 Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) 229 Dworkin, Andrea 57, 283
E Eatwell, Roger 236 Edinimci Toplum (Tawney) 155, 157 egemenlik 211 egoizm 187, 190, 192 Ehrenfeld, David 291 Ehrlich, P. 290 Einstein, Albert 296 eko-anarşizm 309–310 eko-feminizm 280, 310–313 ekoloji 292, 292–295 ekolojik hizmetkarlık 302 ekolojizm 289–319 ana temalar 291–305 çevrecilik 291 çevresel etik 301–303 derin ekoloji 293, 314–316 ve doğa 294 doğa ve siyaset 305–316 eko-anarşizm 309–310 eko-feminizm 310–313 ekoloji 292, 292–295 ve ekonomi 136 eko-sosyalizm 308–309 endüstriyalizm 299 ve eşitlik 132 holizm 295–298 hümanizm 291 içindeki gerilimler 295 ve ideoloji 29 ve insan doğası 97 İslamcılık 337 kökenleri ve gelişimi 289–291 köktencilik 329 küreselleşme ve 317–318 modernist ekoloji 301, 306–307
ve özgürlük 53 pastoralizm 290 popülizm 331 post-materyalizm 304 sahip olmaktan sahip olmak’a 303–305 sığ ekoloji 293 Siyonizm 347 sosyal ekoloji 308–313 sürdürülebilir kalkınma 300 sürdürülebilirlik 298–301 yeşil siyaset 289 ekonomi 136 ekonomik liberalizm 70–72, 111 ekonomik özgürlük 180–182 Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı (Marx) 146 ekonomi yönetimi 81–83 ekosistemler 292, 298, 309 eko-sosyalizm 308–309 Ekvador 202 el-Banna, Hasan 337 eleştirel teori 152 Elizabeth (İmparatoriçe) 193 el-Kaide 333, 335, 338, 344, 349 Elshtain, Jean Bethke 266, 283 emperyalizm 221 Emperyalizm, Kapitalizmin En Yüksek Aşaması (Lenin) 154 endüstriyalizm 299 enerji krizi 298 enflasyon 74, 83, 161, 162 Engels, Friedrich 26, 126, 135, 137, 138, 144, 145, 146, 150, 154, 157, 167, 276, 277 engelsiz benlik 361 enternasyonalizm 217 entropi 298 Eros ve Uygarlık (Marcuse) 155 Eski Rejim 105 eşitlik 55, 132, 131–133 fırsat eşitliği 356 eşitlikçilik 131 eşitlik feminizmi 271 eşitlik ve farklılık 270–273 eşitsizlik 57, 72, 74, 75, 77, 81, 82, 125, 132, 133, 134, 154, 156, 160, 163, 167, 174, 185, 227, 271, 285 ETA 212 etik milliyetçilik 228 etik sosyalizm 157–158 etnik milliyetçilik 205
etnik temizlik 230 etnisite 210 etno-kültürel milliyetçilik 354 evanjelizm 348 evrenselcilik 42 Evrensel Zencilerin Durumunu İyileştirme Derneği 225 evrimci sosyalizm 139–141 Evrimci Sosyalizm (Bernstein) 140, 154, 158
F Fabian Derneği 140 Falwell, Jerry 343, 345 Fanon, Frantz 225, 226 farklılık feminizmi 270 farklılık ilkesi 81 faşizm 233–259 akılcılık karşıtlığı 236–238 ana temalar 235–244 anti-semitizm 252 ve demokrasi 65 demokratik 256–258 ve devlet 175 ve din 326 ve doğa 294 ve ekonomi 136 ve eşitlik 132 ve ırkçılık 248–256, 250 ırk siyaseti 249–250 içindeki gerilimler 256 ve ideoloji 29 ve insan doğası 97 korporatizm 247, 247–248 kökenleri ve gelişimi 233–235 köylü ideolojisi 253–256 ve kültür 360 liderlik ve seçkincilik 239–242 ve millet 207 modernleşme 248 mücadele 238–239 Nazi ırk teorileri 250–253 ve otorite 240, 241 ve özgürlük 53 sosyalizm 242–243 ve tarih 383 ve toplum 100 ve toplumsal cinsiyet 271 totaliter ideal 245–247 totaliteryenizm 246 ultra-milliyetçilik 243–244 Faşizm ve Kurumlar Meclisi 248 fayda 69 faydacılık 64, 69–70, 70
Dizin
Faydacılık (J. S. Mill) 79 The Federalist 79 federalizm 62 feminizm 261–287 ana temalar 264–272 ataerkillik 266–268, 310 birinci dalga feminizmi 262 cinsiyet ve toplumsal cinsiyet 268–270 ve devlet 175 ve doğa 294 eko-feminizm 310–313 ve eşitlik 132 eşitlik feminizmi 271 eşitlik ve farklılık 270–272 farklılık feminizmi 270 içindeki gerilimler 274, 280 ikinci dalga feminizmi 263, 283, 285 ve insan doğası 97 İslamcı 273 ‘kadın yanlısı’ feminizm 272 kökenleri ve gelişimi 261–264 ve kültür 360 kültürel 272, 280 küreselleşme ve 286–287 liberal 264, 273–276 post-feminizm 264, 281, 285, 384 post-modern 264, 284 radikal 264, 278–281, 283 siyahî 264, 284 ‘siyasi olan’ı yeniden tanımlamak 265–266 sosyalist feminizm 264, 276–278 ve toplum 100 ve toplumsal cinsiyet 263 üçüncü dalga feminizmi 281–285 yeni 281 feodalizm 36, 47, 50, 66, 146, 147 fırsat eşitliği 56, 80, 132, 133, 276, 356 Fırsat eşitliği 132 Fichte, Johann 213, 222 Figes, Eva 279 Filipinler 207 Finlandiya 204, 362 Fiziğin Tao’su (Capra) 297 Flaman Blok 374 Flandre 354 Fortuyn, Pim 374 fosil yakıt 290, 300
fosil yakıtları 299 Fourier, Charles 126, 129, 145, 157, 277 Fox, Warwick 305 Franco, Francisco 172, 236 Frankfurt Okulu 28, 152 Fransa 91, 106, 116, 122, 125, 126, 139, 143, 149, 157, 172, 179, 183, 193, 202, 203, 204, 208, 212, 219, 221, 222, 225, 226, 230, 236, 239, 248, 249, 251, 280, 336, 354, 368, 374 Fransız Devrimi (1789) 25, 36, 37, 48, 62, 91, 92, 105, 107, 171, 202, 211, 213, 215, 233, 261, 282 Fransız Sosyalist Partisi 162 Freeden, Michael 34 Friedan, Betty 263, 274, 275, 276, 282 Friedman, David 189 Friedman, Milton 74, 115, 178 Friends of the Earth 290 Fromm, Erich 235, 303, 305 Fukuyama, Francis 85, 153, 382, 383, 387 fütürizm [gelecekçilik] 248
G Gaia hipotezi 297 Gaitskell, Hugh 159 Galbraith, J. K. 142, 162 Gallie, W. B. 34 Gal milliyetçiliği 212 Gandi, İndira 333, 346 Gandi, Mohandas Karamçand 195, 225, 226, 346 garbiyatçılık 336 Garvey, Marcus 213, 225, 328, 353 gelecekçilik. Bkz fütürizm gelecek kaygısı 302 gelenek 95, 95–96 Geleneksel Değerler için Amerikan Koalisyonu 343 gelişmekte olan ülkeler 41, 48, 50, 62, 81, 87, 127, 138, 155, 157, 204, 205, 226, 227, 267, 276, 284, 289, 302, 315, 318, 323, 329, 340, 344, 349, 359 Gellner, Ernest 210 Genç Avrupa 216
Genç İtalya 216 genel irade 211 Gentile, Giovanni 246, 254 George Bush (Baba) 343 George W. Bush (Oğul) 92, 344 gettolaşma 375, 378 Giddens, Anthony 40, 162, 166, 385, 387 Gilmour, Ian 107 Gobineau, Joseph-Arthur 251, 252, 254 Godwin, William 171, 177, 186, 188, 190, 195 Goldman, Emma 176 Goldsmith, Edward 290 Goldwater, Barry 92 Goodin, R. E. 303 Goodman, Paul 174 göç/göçmen karşıtı partiler/ gruplar 122, 257, 258, 374 görelilik 327 Göring, Hermann 243 Gramsci, Antonio 27, 28, 33, 143, 152, 155 Gray, john 87, 369 Green, T. H. 76, 77, 79, 313 Greer, Germaine 263, 279, 283, 285 Gregor, A. J. 236 Griffin, Roger 236, 243, 249 Grimm Kardeşler 213 Guevara, Che 139 Guş Emunim (İman Edenler Bloku) 347 Güney Afrika 250, 296
H Habermas, Jürgen 152 Haiti 86 hakim sınıf 148 haklar bildirgeleri 62 Halistan 346 Hamas 333 Hanımlar Kentinin Kitabı (Pizan) 261 Hapishane Defterleri (Gramsci) 155 Hardin, Garrett 299 Hardy, Thomas 290 Haredim 326 Harriman, R. 290
411
412
Heywood | Siyasî İdeolojiler
Hassasiyetler Bildirgesi 262 ‘hayalî cemaat’ 210 hayat bölgeselciliği 316 hayat çeşitliliği 314 hayat merkezli eşitlik 314 Hayatta Kalma Projesi (Goldsmith vd.) 290 Hayek, Friedrich von 33, 74, 112, 115, 116 hayvan hakları 302 Hegel, G. W. F. 79, 145, 146, 147, 187, 246, 254 hegemonya 27 Heisenberg, Verner 296 Henry, Emile 155, 188, 191, 193, 315 Herder, Johann Gottfried 213, 224, 360 Hıristiyan demokrasi 110, 110–114 Hıristiyan Demokrat Birliği (Almanya) 110 Hıristiyan Demokrat Parti (İtalya) 110 Hıristiyan köktenciliği 321, 340–344 Hıristiyan Ses 343 Hıristiyan sosyalizmi 157 Hıristiyan yeni sağı. Bkz yeni Hıristiyan sağı Hıristiyan Yurtseverler 343 Hindistan 127, 195, 204, 213, 215, 225, 226, 230, 267, 322, 333, 345, 346, 347, 385 Hindistan Halk Partisi (BJP) 346 Hinduizm 225, 226, 289, 297 Hitler, Adolf 22, 106, 234, 235, 236, 237, 238, 239, 240, 242, 246, 249, 252, 253, 254, 255, 256, 258 hiyerarşi 102 hiyerarşi ve otorite 102–103 Hizbullah 333 Hobbes, Thomas 59, 60, 68, 96, 98, 116, 177, 187 Hobhouse, L. T. 76 Hobsbawm, Eric 210, 325 Hobson, J. A. 76 Ho Chi Minh 226 holizm 295–298, 296 Hollanda 162, 204, 258, 356, 374 homeostaz 292, 297
Horkheimer, Max 152 hoşgörü 57, 57–58, 366 Hoşnutluk Kültürü (Galbraith) 142 hukuk 59 hukukun üstünlüğü 62 Hukuk, Yasama ve Özgürlük (Hayek) 116 Humeyni, Ayetullah 93, 324, 335, 339, 344 Huntington, Samuel P. 41, 322, 323, 355, 376, 385, 386 hümanist ekoloji 298, 304, 306, 316 hümanizm 157, 291
I-İ Irak 86, 121, 208, 227, 334, 346 ırk 244 ırkçılık 223, 250 ırk siyaseti 249–250 ideoloji 29 ideolojinin sonu 381–382 İdeolojinin Sonu (Bell) 386 İdeoloji ve Ütopya (Mannheim) 28 İğdiş Edilmiş Kadın (Greer) 263, 279, 283 İkinci Aşama (Friedan) 275, 282 İkinci Cins (de Beauvoir) 282 ikinci dalga feminizmi 263 İkinci Dünya Savaşı 81, 82, 84, 92, 110, 126, 143, 226, 230, 235, 342, 359, 381 ‘İki Özgürlük Kavramı’ (Berlin 52 iklim değişikliği 307, 317, 318 İlk Parti (Yeni Zelanda) 374 İngiliz-Afgan Savaşı (1919) 204 İngiliz Devrimi 48, 68, 92, 321 İnsan Çevresi Üzerine BM Konferansı (Stockholm, 1972) 291 insan doğası 51, 97 insan hakları 85 İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi 86 insanın kusurluluğu 96–99 insanî kalkınma 86 İnsan, İktisat ve Devlet (Roth-
bard) 191 insanî müdahale 86 insan-merkezcilik 293, 294, 295, 311, 314, 316 İnsan ve Yurttaş Hakları Beyannamesi (1789) 62 inşacılık 209 iradecilik. Bkz volontarizm İrademize Karşı (Brownmiller) 281 İran 93, 208, 253, 273, 322, 323, 331, 334, 335, 337, 339, 344 İran-Irak Savaşı (1980-8) 339 İran İslam Devrimi (1979) 273, 322, 337, 344 irtida 336 İskoç Millî Partisi (SNP) 212 İskoç milliyetçiliği 212 İskoçya 131, 212 İslamcılığın çeşitleri 337–340 İslamcılık 337 İslamî Danışma Meclisi 339 İslamî Devrim Konseyi 339 İslamî köktencilik 334–340 İspanya 47, 113, 131, 143, 172, 179, 183, 184, 212, 354, 374 İspanya İç Savaşı 172, 184 İsrail 61, 129, 321, 326, 333, 335, 336, 344, 347 İstihdam, Faiz ve Paranın Genel Teorisi (Keynes) 81 İsveç 142, 143, 159, 362 İsviçre 183, 206, 356 işbirliği 130, 130–131 işçi hareketi taraftarlığı 128 İşçi Partisi (Avustralya) 141 İşçi Partisi (Britanya) 136, 140, 141, 142, 159, 162, 163, 234, 255, 347, 387 işlevselcilik 101 işsizlik 75, 81, 82, 115, 161, 235, 357 İtalya 29, 92, 106, 110, 122, 142, 162, 172, 179, 183, 193, 202, 203, 204, 207, 216, 221, 230, 233, 234, 235, 240, 243, 244, 245, 247, 248, 255, 258, 261 İtalyan Sosyalist Partisi 141
J Jahn, Fridrich 213
Dizin
Japonya 83, 92, 138, 204, 221, 226, 235, 244 Jean Paul, II., Papa 157 Jefferson, Thomas 67, 68, 69, 78, 188 Jin/Ekoloji (Daly) 311 jingoizm 221 Johnson, Lyndon 81, 342
K kabilecilik 218 Kaç (Nitekim) 347 kademeli vergilendirme 133, 160 Kadın Haklarının Bir Savunusu (Wolstonecraft) 261, 273, 282 Kadınlara Seçme Hakkı Ulusal Derneği 262 Kadınların Köleleştirilmesi (J. S. Mill) 274 Kadınların Toplumsal ve Siyasal Birliği 262 Kadınlığın Gizemi (Friedan) 263, 274, 282 ‘kadın yanlısı’ feminizm 272 Kafkasya 230 kalkınmacı demokrasi 66 Kamboçya 127, 139, 227 Kamusal Erkek (Elshtain) 283 Kanada 92, 353, 354, 362, 363 Kant, Immanuel 50, 54, 78 kapitalizm 125 yeşil kapitalizm 307 Kara Panterler 213 kardeşlik 128 karizma 240, 329 karma ekonomi 136, 159, 161, 165 karşılıklılık 182–183, 183 karşılıklı yardım 130, 181, 185, 191 Karşılıklı Yardım (Kropotkin) 191 Kartezyen-Newtoncı paradigma 296, 306 Katalonya 172, 354 Katoliklik 345 Katzenstein, P. J. 385 Kautsky, Karl 144 Kavgam (Hitler) 22, 239, 255 kendi kaderini tayin 211–212 kendiliğinden uyum 178 Kendine Yardım (Smiles) 72 kendini gerçekleştirme 316
Kennedy, John F. 81 Keynesçilik 74, 82, 83, 159, 162, 166 neo-Keynesçilik 83 Keynes, John Maynard 22, 81, 82, 115 Kızıldan Yeşile (Bahro) 313 Kızıl Kmerler 139 Kızıl Ordu (Japonya) 193 Kızıl Ordu (SSCB) 256 Kızıl Tugaylar 193 kibbutz sistemi 129 kimlik siyaseti 291, 325, 332, 361, 362 King, Martin Luther 57, 353 Kitlelerin Ayaklanması (Ortega y Gasset) 64 klasik liberalizm 49, 66–74 klasik Marksizm 145–156 kolektif çiftlikler 131, 151 kolektifleştirme 133 kolektivist anarşizm 181–186, 191, 192 kolektivizm 75, 130, 136, 159, 173, 175, 181, 182, 184, 191, 192, 242, 245 Kolektivizm 130, 181 Kolombiya 202 Komünist Enternasyonal (Komintern) 149 Komünist Manifesto (Marx ve Engels) 148, 154, 167, 227 komüniteryenizm 164, 361 komüniteryen liberalizm 163 komünizm 126, 145, 144–156, 182 anarko-komünizm 184–186 Avro-komünizm 141 komünler 185, 310 Konfüçyanizm 87 konsensüs 66 kooperatif girişimleri 131 korporatizm 247, 247–248 Korsika 354 korumacılık 315 Kosova 86 kozmopolitanizm 41, 229 kozmopolit çok-kültürcülük 371–374 köktenci dürtü 327–329 köktencilik 329 köktenci sosyalizm 135 kölelik 147
Kölelik Yolu (Hayek) 116 köylü ideolojisi 253–256 Köylü Savaşı 321 Kristallnacht 253 Kristol, Irving 117 Kropotkin, Pyotr 130, 178, 181, 185, 191, 290, 309, 310 Kuhn, Thomas 32 Ku Klux Klan 250 Kuomintang 138 Kur’an 330, 334 Kuşkucu Bir Çağ İçin Sosyalizm (Miliband) 166 kutsal haklar 48 Kutub, Seyyid 338, 344 kuvvetler ayrılığı 62 Kuzey İrlanda 207, 220, 341, 356 Kuzey Kore 127, 153, 227 Kuzey Ligi (İtalya) 122, 230 Küba 127, 139, 149, 153, 226 Küçük Güzeldir (Schumacher) 299, 312 kültür 359, 360 kültürcülük 213, 212–215 kültürel feminizm 272 kültürel milliyetçilik 205 Kültür ve Emperyalizm (Said) 372 kültür ve kimlik 359–362 küreselleşme 43 Kürtler 208 Kymlicka, Will 362, 363, 364, 373
L Laclau, Ernesto 156 laissez-faire 71, 72, 73, 78, 79, 81, 82, 109, 112, 113, 116, 136. Bkz bırakınız yapsınlar Lassalle, Ferdinand 140 Latin Amerika 48, 62, 85, 92, 126, 127, 139, 157, 172, 179, 183, 203, 215, 286, 340, 354, 382 Lebensraum (yaşam alanı) 239, 244, 255 Leninizm 150 Lenin, Vladimir İlyiç 22, 27, 126, 135, 138, 143, 149, 150, 151, 154, 155, 167, 172, 227 Leopold, Aldo 314
413
414
Heywood | Siyasî İdeolojiler
Le Pen, Jean-Marie 122, 249 Le Pen, Marine 122 Letonya 208 Leviathan (Hobbes) 116 Lewis, Bernard 335 lezbiyenizm 281 liberal çok-kültürcülük 367–369 liberal demokrasi 41, 61, 62–67, 63, 65, 85, 87, 142, 246, 247, 258, 381, 382, 383, 387 Liberal Demokratik Partisi (LDP) (Japonya) 92 liberal devlet 59–60 liberal feminizm 264, 273–276 liberalizm 47–88 adalet 55–57 akıl 54–55 anarko-kapitalizm 189–192 ana temalar 49–58 anayasalcılık 61, 60–62 bırakınız yapsınlar 71 bireyselci anarşizm 59–66, 192 bireyselcilik 50–51, 51 bireysellik 75–76, 76 cumhuriyetçi liberalizm 85 çoğulculuk 57 çoğunlukçuluk 64 çok-kültürcülük 55–57 ve demokrasi 61 ve devlet 175 diğerkamlık 77 ve din 326 ve doğa 294 doğa durumu 59 doğal haklar 50, 67, 67–69 ve ekonomi 136 ekonomik liberalizm 70–72 ekonomi yönetimi 81–83 ve eşitlik 55, 132 fayda 69 faydacılık 64, 69–70, 70 federalizm 62 feodalizm 47 haklar bildirgeleri 62 hoşgörü 57, 57–58 hukuk 59 hukukun üstünlüğü 62 içindeki gerilimler 84, 375 ve ideoloji 29 ve insan doğası 51, 97 insan hakları 85 insanî kalkınma 86 insanî müdahale 86 Keynesçilik 82 klasik 274
klasik liberalizm 49, 66–74 komüniteryen 163 konsensüs 66 kökenleri ve gelişimi 47–49 kutsal haklar 48 kuvvetler ayrılığı 62 ve kültür 360 küreselleşme ve 83–87 liberal çok-kültürcülük 367–369 liberal demokrasi 63, 62–66 liberal devlet 59–60 liberal feminizm 262, 273–276 liberal milliyetçilik 215–218 liberteryenizm 112, 188 medenî özgürlükler 63 meritokrasi 57 merkantilizm 70 ve millet 207 milliyetçilik 215–218 modern liberalizm 74–83 mutlakiyetçilik 48 ‘negatif’ özgürlük 52 neo-liberalizm 73, 73–74 ve otorite 241 özerklik 58 ve özgürlük 51, 51–54 paternalizm 54 piyasa 70 piyasa köktenciliği 73 post-modernizm 87 ‘pozitif’ özgürlük 53, 76–80 refah devleti 80 rıza 64 serbest piyasa 71 serbest ticaret 84 sivil toplum 63 sosyal Darwinizm 72–73 sosyal liberalizm 80–81 ve tarih 383 ticarî liberalizm 84 ve toplum 100 ve toplumsal cinsiyet 271 toplumsal sözleşme 59 ulus-ötesi şirket 83 ulus-ötesi şirketler 83 ve ekolojizm 163 yazılı anayasa 61 Yeni Sağ 114–118 yönetim 59 yönetim ve demokrasi 59–66 liberteryenizm 112, 188. Ayrıca bkz liberalizm liberteryen muhafazakarlık 111–112 Libya 227 lider ilkesi 240, 245
liderlk ve seçkincilik 239–242 Likud (İsrail) 347 List, Friedrich 110 Locke, John 33, 58, 59, 60, 67, 68, 78, 117, 177, 187, 291 Louis, XVI. 202 Lovelock, James 297, 298, 312 Lukács, Georg 152 Lyotard, Jean-François 153, 384
M Macaristan 204 MacIntyre, Alasdair 361 Macmillan, Harold 104, 109 Macpherson, C. B. 51 Madison, James 64, 79 Malatesta, Errico 185, 193 Manchester liberalizmi 188 Manchester liberalleri 84 Manişeizm 253 Mannheim, Karl 28, 35 Marcuse, herbert 28, 152, 155, 246 Margalit, A. 336 Marinetti, Filippo 248 Marksizm 145–156 ortodoks 144, 154, 155 ölümü 152–156 Marty, M. E. 333, 350 Marx, Karl 22, 26, 27, 28, 29, 31, 35, 126, 133, 135, 137, 138, 141, 144, 145, 146, 147, 148, 149, 150, 152, 153, 154, 155, 157, 158, 160, 167, 171, 181, 182, 183, 187, 227, 385 materyalizm 303 Maurras, Charles 223, 224, 243 Mazzini, Guiseppe 215, 216, 224, 226 McKinley, William 193 McLellan, David 24 medenî özgürlükler 63 medeniyetler çatışması 41, 322, 335, 350, 355, 376, 385 Medeniyetler Çatışması ve Dünya Düzeninin Yeniden Kurulması (Huntington) 386 Meksika 172, 193, 286, 354 melezlik 372 Merchant, Caroline 313 meritokrasi 57, 84, 132, 164,
Dizin
165, 274 merkantilizm 70 metafizik 314 metinlere harfiyen bağlılık 328 Metternich, Klemens von 203 Mısır 204, 323, 333, 335, 336, 338 Miliband, Ralph 166 militanlık 331, 331–334 militarizm 221 millet 202, 206–209, 207 Milletler Cemiyeti 218 Millett, Kate 263, 265, 267, 279, 282 Millî Cephe (Fransa) 122, 230, 258, 374 milliyetçilik 201–231 ana temalar 205–214 ayrılıkçılık 212 birleşme 211 bütünleşik 243 egemenlik 211 etik milliyetçilik 228 etnik 41, 42, 205, 212, 214, 230, 350 etnisite 210 etno-kültürel 354 ırkçılık 223 içindeki gerilimler 214, 219 kabilecilik 218 kendi kaderini tayin 211–212 kökenleri ve gelişimi 202–205 kültürcülük 212–214, 213 kültürel 204, 205, 212, 214 küreselleşme ve 228–230 liberal 215–218, 219 militan 223 militarizm 221 ve millet 202, 206–209 muhafazakar 34, 218–221, 249 organik topluluk 209–210 pan-milliyetçilik 222 post-kolonyalizm 225–228 primordializm 209 siyahî 208, 213, 225 siyasî 204, 205, 213, 215 sömürge karşıtı 204–205, 225–228 şovenizm 203 ve toplum 100 ulus-devlet 211 **Volksgeist** 213 yayılmacı 219, 221–223 yeni muhafazakarlık 114 yurtseverlik 202 yurttaş milliyetçiliği 209 zenofobi 204
milliyetçilik ve siyaset 215–228 Mill, James 64, 69, 70 Mill, John Stuart 33, 52, 58, 64, 65, 66, 70, 75, 76, 79, 216, 262, 274, 275, 307 Milton, John 58 minimal devlet 47, 49, 67, 75, 77, 80, 84, 91, 274 Mitchell, Juliet 278 modernist ekoloji 301, 306–307, 311 modernizm karşıtlığı 329–331 modernleşme 248 modern liberalizm 49, 74–83 Montesquieu, C. de 62, 360 More, Thomas 125 Morris, William 157, 290, 308, 310 Mosley, Oswald 247 Mouffe, Chantal 156 muhafazakar milliyetçilik 122 muhafazakarlık 91–123 ana temalar 93–104 anomi 99 ve çok-kültürcülük 376 ve demokrasi 65 ve devlet 175 ve din 326 ve doğa 294 doğal aristokrasi 102 ve ekolojizm 114 ve ekonomi 136 ekonomik liberalizm 111 ve eşitlik 132 gelenek 95, 95–96 Hıristiyan demokrasi 110, 110–111 hiyerarşi 102, 102–103 içindeki gerilimler 113, 120 ve ideoloji 29 ve insan doğası 97 insanın kusurluluğu 96–99 işlevselcilik 101 kökenleri ve gelişimi 91–93 ve kültür 360 küreselleşme ve 121–123 liberteryen 111–112 liberteryenizm 112 ve millet 207 milliyetçilik 218–221 muhafazakar Yeni Sağ 118–121 mülkiyet 103, 103–104 neo-liberalizm 114 organik toplum 99–101
organizmacılık 99 ve otorite 102, 102–103, 241 otoriter 105–106 otoriteryenizm 92, 105 özelleştirme 104 ve özgürlük 53 paternalist 107–111 paternalizm 108 popülizm 106 pragmatizm 98 serbestlik 118 sosyal piyasa 111 ve tarih 383 tek millet muhafazakarlığı 107–110 ve toplum 100 ve toplumsal cinsiyet 271 Toryizm 109 ve köktencilik 114 Washington uzlaşması 121 yeni muhafazakarlık 114, 114–121 Yeni Sağ 93, 113–121 yurttaş muhafazakarlığı 122 Muhammed (Peygamber) 334, 335, 337, 338 Murray, Charles 118 Mussolini, Benito 106, 233, 234, 237, 239, 240, 242, 246, 247, 248, 255, 258 mutlakiyetçilik 48 mutlak monarşi 23, 48 mutluluk ekonomisi 304 mücadele 238–239 mülkiyet 103, 103–107 Mülkiyet Nedir? (Proudhon) 171, 183, 190 mülteciler 355 Müntzer, Thomas 321 Müslüman Kardeşler 335, 337, 338, 344
N Naess, Arne 293, 305, 312, 314, 316 Napoléon, III. 106 Nasıl Hayatta Kalınır (Ehrlich ve Harriman) 290 Nazi ırk teorileri 250–253 Nazizm 233, 237, 252, 253, 256 ‘negatif’ özgürlük 52 Nehru, Cevahirlal 215, 226, 346 neo-Keynesçilik 82, 83
415
416
Heywood | Siyasî İdeolojiler
neo-kolonyalizm 323 neo-liberalizm 73, 73–74, 114 neo-Marksizm 151–152, 152 neo-revizyonizm ve ‘üçüncü yol’ 162–165 Nepal 139 New Harmony 129 Newton, Isaac 295, 296 Ne Yapmalı? (Lenin) 154 Nietzsche, Friedrich 187, 190, 237, 240, 254, 255 nihaî çözüm 253 nihilizm 187, 237, 238 Nikaragua 127 Nikolay, I., Çar 105 Nolte, Ernest 236, 256 Norveç 122, 312, 362 Nozick, Robert 79, 112, 117, 118, 123, 188, 189 nüfus kontrolü 315 Nürnberg Yasaları 253 Nyerere, Julius 129
O-Ö Oakeshott, Michael 30, 98, 99, 117 Oklahoma bombalaması (1995) 343 organik topluluk 209–210 organik toplum 99–101 organizmacılık 99 Orta Doğu 87, 106, 157, 204, 207, 208, 227, 229, 252, 336, 344 ortak kaynakların trajedisi 299 ortaklaşa sahiplik 125, 128, 135–137, 147, 159, 183 ortaklaşmacılık 356 Orta Yol (Macmillan) 109 Ortega y Gasset, J. 64 ortodoksi 326 ortodoks komünizm 149–151 Oryantalizm (Said) 359, 372 Osmanlı İmparatorluğu 201, 203, 336, 348, 353 otarşi 244 otorite 102, 102–103, 102–104, 241 anarşizm ve 102, 102–103 faşizm ve 102–103 otoriter muhafazakarlık
105–106 otoriteryenizm 40, 87, 92, 105, 114–121, 172, 190, 219 Owen, Robert 125, 126, 129, 145, 154, 157, 277 Öfkeli Tugaylar 193 öjeni 239 Ömer, Molla 338 özcülük 256, 270, 274 özelleştirme 104, 189 özel temsil hakları 363 özerklik 49, 58, 76, 369 Özgürlüğün Anayasası (Hayek) 116 Özgürlüğün Ekolojisi (Bookchin) 313 özgürlük 51, 53, 51–54 Özgürlük Partisi (Avusturya) 122, 230, 258, 374 Özgürlük Üstüne (J. S. Mill) 52, 58, 76, 79 Özgürlük Üzerine Dört Deneme (Berlin) 372
P-Q Paglia, Camille 285 Paine, Thomas 67 Paisley, Ian 341, 345 Pakistan 273, 323, 335 pan-Cermenizm 223 Pankhurst, Christabel 262 Pankhurst, Emmeline 262 pan-milliyetçilik 222 pan-Slavizm 222, 223 Papa (de Maistre) 105 papanın yanılmazlığı 341 paradigma 32 Parekh, Bhikhu 331, 333, 369, 372 Paris Barış Konferansı 204, 216 pasifizm 195 pastoralizm 290 paternalist muhafazakarlık 107–111 paternalizm 54, 108 Perón, Juan 93, 106, 234, 236, 247 Peru 139, 203 IX. Pius (Papa) 106 piyasa 70
piyasa köktenciliği 73 Piyasa köktenciliği 163 Pizan, Christine de 261 Platon 63, 125, 255 Plehanov, Georgi 144 Polonya 204, 207, 211, 212, 218, 239 Pol Pot 139 Popper, Karl R. 29, 30 popülist ultra-milliyetçilik 243 popülizm 106, 331 post-feminizm 264, 281, 285, 384 post-kolonyalizm 323, 359 post-materyalizm 304 post-modernizm 87 post-yapısalcılık 284 Powell, Enoch 249 pozitif ayrımcılık 363 ‘pozitif’ özgürlük 53, 76–80 pragmatizm 23, 98 primordializm 209 profesyonel yönetim ideolojisi 160 proletarya 134 proletarya diktatörlüğü 149, 151 Proudhon, Pierre-Joseph 171, 175, 178, 179, 181, 182, 183, 185, 190, 195 Prusya 203, 211, 246 Püritenler 321 Quebec 354
R Rabin, İzak 333 Radikal Ekoloji (Merchant) 313 radikal feminizm 264, 278–281 Rafsancani, Haşimi 339 Rand, Ayn 189 Rawls, John 52, 57, 79, 81, 117, 367 Reaganizm 73, 93, 120 Reagan, Ronald 92, 93, 115, 121, 343 Rechtsstaat 62 refah devleti 80 Refah Partisi (Türkiye) 340 Regents of the University of California v. Bakke Davası 364
Dizin
rekabet devleti 164 Ren-Alp kapitalizmi 111 revizyonist sosyalizm 137, 158–160 rıza 64 Ricardo, David 22, 70, 84, 110 Rio ‘Dünya Zirvesi’ (1992) 291 Robertson, Pat 343 Rochdale Öncüleri 131 Rohm, Ernest 243 Roma İmparatorluğu 340, 348 Roma Kulübü 290 Roosevelt, F. D. 80, 82 Rosenberg, Alfred 246, 255 Rothbard, Murray 189, 191 Rousseau, Jean-Jacques 54, 65, 177, 202, 211, 213, 215, 224 Ruanda 230, 355 ruhban karşıtlığı 179 Rus Devrimi (1917) 37, 126, 149, 234 Rus Halkçıları 193 Rusya 29, 105, 135, 138, 150, 151, 155, 172, 176, 193, 211, 221, 222, 230, 251 Rusya İmparatorluğu 203, 204 Ruthven, M. 322 Rüşdi, Salman 364
S-Ş Saf Aklın Eleştirisi (Kant) 78 ‘sahiplenici bireyselcilik’ 51 sahip olmaktan sahip olmak’a 303–305 Said, Edward 359, 372 Saint-Simon, Henri de 125, 145 SA (Kahverengi Gömlekliler) 242, 243 saldırı 364 sanayi kapitalizmi 36, 126, 129 sanayi sonrası toplum 39–40, 310 sanayi toplumu 28, 37, 126, 140, 141, 152, 153, 155, 165, 248, 256, 384 Sandel, Michael 361 Sandinista gerillaları 127 San Fransisco Konferansı (1945) 218 Sartre, Jean-Paul 225 Schumacher, Ernst Friedrich
299, 301, 304, 312 Seabright, Paul 47 seçkincilik (elitizm) 240 Sedat, Enver 333 sekülerizm 325 sekülerleşme 322 Selefîlik 337 Seliger, Martin 30, 33 Sen, Amartya 86, 375 sendikalizm 172 serbestlik 118 serbest piyasa 37, 41, 58, 71, 73, 74, 78, 81, 83, 159, 162, 166, 188, 189, 191, 196, 220, 247, 382, 384 serbest ticaret 84, 217 ‘sert’ Wilsoncılık 120 Sessiz Bahar (Carson) 290, 309 Shaw, Bernard 140 sığ çeşitlilik 369 sığ ekoloji 293 sınıf bilinci 143 sınıflar altı 142 sınıf siyaseti 133–135 Sil, R. 385 Singer, Peter 302, 303 sistem 296 ‘Sivil İtaatsizlik’ (Thoreau) 188, 191 sivil toplum 63, 67, 70, 75, 82, 105, 152, 175, 245, 286 siyahî feminizm 225, 244, 264, 284 Siyahî Güç 225, 279 siyahî milliyetçilik 208, 213, 225 Siyahî Müslümanlar 213, 354 siyaset olarak din 324–327 Siyasette Akılcılık (Oakeshott) 117 Siyasî Adalet Üzerine Araştırma (Godwin) 171, 190 siyasî milliyetçilik 205 siyasî mit 184 siyasî olanı yeniden tanımlamak 265–266 Siyonizm 347 Skinner, B. F. 21 Smiles, Samuel 72 Smith, Adam 22, 54, 70, 71, 73, 78, 110, 111, 114 Smith, Anthony 210 Smuts, Jan 296
Soğuk Savaş 29, 37, 86, 87, 120, 230, 245, 257, 322, 355, 385 sol/sağ bölünmesi 37 Solun ve Sağın Ötesinde (Giddens) 384, 387 Somali 335 sonculuk 381–387 Sorel, Georges 184, 237, 255 sosyal adalet 158 sosyal Darwinizm 72–74, 238, 239, 250 sosyal demokrasi 126, 156, 156–165 Sosyal Demokrasi için Birlik 193 Sosyal Demokrat İşçi Partisi (SAP) (İsveç) 142 sosyal-demokrat liberalizm 81 Sosyal Demokrat Partisi (SPD) (Almanya) 140, 142, 144, 162 sosyal ekoloji 311, 308–313 sosyal ekolojizm 301 sosyalist feminizm 264, 276–278 sosyalizm 125–168, 242–243 ana temalar 127–137 anti-kapitalizm 167 artı değer 148 Avro-komünizm 141 bilgi ekonomisi 163 burjuva devleti 138 burjuva ideolojisi 143 burjuvazi 134 ve demokrasi 65 demokratik merkeziyetçilik 150 ve devlet 175 devletleştirme 135 devlet sosyalizmi 136 devrim 137 devrimci sosyalizm 137–139 ve din 326 diyalektik 146 diyalektik materyalizm 144 ve doğa 294 ve ekonomi 136 eko-sosyalizm 308–309 ve eşitlik 132, 131–133 eşitlikçilik 131 etik sosyalizm 157–158 evrimci sosyalizm 139–141 faşizm 242–243 hakim sınıf 148 hümanizm 157 içindeki gerilimler 161, 165
417
418
Heywood | Siyasî İdeolojiler
ve ideoloji 29 ve insan doğası 97 işbirliği 130, 130–131 işçi hareketi taraftarlığı 128 kademeli vergilendirme 133 kapitalizm 125 kardeşlik 128 karma ekonomi 136 klasik Marksizm 145–149 kolektifleştirme 133 kolektivizm 130 komüniteryenizm 164 komünizm 126, 145, 144–156 kökenleri ve gelişimi 125–127 köktenci sosyalizm 135 ve kültür 360 küreselleşme ve 165–167 Leninizm 150 ve millet 207 neo-Marksizm 151–152, 152 ortaklaşa sahiplik 135–137 ortodoks komünizm 149–151 ve otorite 241 otoriteryenizm 105 profesyonel yönetim ideolojisi 160 proletarya 134 proletarya diktatörlüğü 149 rekabet devleti 164 revizyonist sosyalizm 137, 158–160 revizyonizm 158 sınıflar altı 142 sınıf siyaseti 133–135 sosyal adalet 158 sosyal demokrasi 126, 156, 156–165 sosyal demokrasinin krizi 160–162 sosyalist feminizm 262, 276–278 Stalinizm 151 ve tarih 383 tarihî materyalizm 145 tedricîlik 141, 141–144 topluluk 128–130 ve toplum 100 ve toplumsal cinsiyet 271 toplumsal devrim 149 toplumsal içerme 164 toplumsal sınıf 133 üçüncü yol 162, 162–165 ütopyacılık 126 yabancılaşma 147 Yeni Sol 152 Sosyalizmin Geleceği (Crosland) 160
Sosyalizm ve Hayatta Kalmak (Bahro) 313 sosyal kapitalizm 111 sosyal liberalizm 80–81 sosyal piyasa 111 Sovyetler Birliği 22, 127, 131, 136, 139, 149, 151, 153, 212, 239, 244, 245, 278, 309, 344, 382, 383, 385 soykırım 253 sömürgecilik 204 neo-kolonyalizm 323 sömürge karşıtı ve post-kolonyal milliyetçilik 225–228 söylem 284 Spencer, Herbert 72, 73, 185 Spooner, Lysander 188 Sri Lanka 347, 348 Stalinizm 151 Stalin, Joseph 136, 150, 151, 155 Stanton, Elizabeth Cady 262 Stirner, Max 187, 190 Sudan 273, 335, 338 Sumner, William 73 Sun Yat-Sen 215 Suriye 208, 338 Suudî Arabistan 335, 337 süfrajet 262, 276 Sünnî İslam 334, 337, 338, 339 sürdürülebilir kalkınma 300 sürdürülebilirlik 298–301, 300 şeriat 330 Şeytan Ayetleri (Rüşdi) 364 şiddet içermeyen protesto 195–199 Şiddet Üzerine Düşünceler (Sorel) 184, 237 Şiî İslam 334, 337, 338, 339, 344 Şili 127 şovenizm 203, 204, 219, 222, 223
T talep yönetimi 82 Taliban 338 Talmon, J. L. 30, 241 Tamil Kaplanları 348 Tam Kadın (Greer) 283, 285 tanınma siyaseti 356–359 Tanzanya 129, 227
Taoizm 178, 179, 289, 297 tarih 383 tarihî materyalizm 145 tarihin sonu 382–384 Tarihin Sonu ve Son İnsan (Fukuyama) 382 Tawney, Richard Henry 133, 155, 157 Taylor, Charles 274, 363, 364, 372 Tayvan 230 tecavüz 281, 283 tedricîlik 141 Tek Boyutlu İnsan (Marcuse) 28, 155 tekçilik 245 tek millet muhafazakarlığı 107–110 Tek Millet Partisi (Avustralya) 374 temelcilik 384 Temsilî Yönetim Üzerine Düşünceler (J. S. Mill) 79 teokrasi 321 teröre karşı savaş 323, 344 terörizm 193, 332 teşebbüs kapitalizmi 111 Thatcherizm 73, 93, 220 Thatcher, Margaret 93, 101, 104, 115, 118, 119, 121, 220 Thoreau, Henry David 188, 191, 196, 315 ticarî liberalizm 84 tikelcilik 42 ‘tireli milliyet’ 368 Tocqueville, Alexis de 63 Tolstoy, Lev 195 toplam talep 82 toplam talep– 82 topluluk 128–130 toplum 100 toplumsal adalet 79, 137, 142, 157, 165, 207 toplumsal cinsiyet 263, 271 toplumsal devrim 149, 180, 192, 203, 205, 210, 219, 227, 234, 252, 276, 278, 279, 311 toplumsal düşünümsellik 385 toplumsal düzen 28, 30, 32, 78, 175, 177, 178, 201, 218, 282, 385 toplumsal hareket 40
Dizin
toplumsal içerme 164 toplumsal sınıf 133 toplumsal sorumluluk 51, 77, 84 toplumsal sözleşme 59, 60, 68, 78, 79, 176, 177 Toplum Sözleşmesi (Rousseau) 177, 224 Toryizm 109 totaliter demokrasi 241 totaliter ideal 245–247 totaliteryenizm 246, 327 Tötonlar 252 Trevor-Roper, Hugh 235 Troçki, Leon 155, 166 Tucker, Benjamin 188 Tuhaf Çokluk (Tully) 373 Tully, James 373 tüketici egemenliği 307 tüketimcilik 197, 301, 303 türcülük 303 Türkiye 208, 323, 340, 354 Türlerin Kökeni (Darwin) 72, 238
U-Ü Uganda 355 Ukrayna 309 ultra-milliyetçilik 243–244 Ulusal Kadın Örgütü (NOW) 275 ulus-devlet 201, 204, 205, 211, 212, 216, 217, 218, 219, 220, 224, 228, 229, 230, 257 Uluslararası İşçiler Birliği (Birinci Enternasyonel) 171 uluslararası örgütler 43 Uluslararası Para Fonu (IMF) 121, 229 Ulusların Zenginliği (Smith) 70, 78 ulus-ötesi şirketler 83 ulus-ötesi topluluk 229 ulus-üstücülük 220 Umberto (Kral) 193 ‘Uzay Gemisi Dünya’ 298 Uzun Bıçaklar Gecesi 243
Üçlü Anlaşma 221 Üçlü İttifak 221 üçüncü dalga feminizmi 281–285 üçüncü yol 162 Üçüncü Yol (Giddens) 387 Ürdün 338 ütopyacılık 126, 177, 177–178
V-W Vahabîlik 337 Venezuela 202 vergilendirme 64, 82, 176 Versailles (Versay) Antlaşması (1919) 211 Vietnam 127, 139, 153, 205, 226, 227 Vincent, Andrew 36 vitalizm 237 Vlaams Blok (Belçika) 122 Volksgeist 213 Volksgemeinschaft 238 volontarizm (iradecilik) 248 Voltaire, F. M. A. de 57 Wagner, Richard 213, 252 Walden (Thoreau) 188, 191 Waldron, Jeremy 371, 373 Wallerstein, Immanuel 167 Walter, Natasha 285 Warren, Josiah 183, 188, 190 Washington uzlaşması 121 Watson, John B. 21 Webb, Beatrice 140 Webb, Sidney 140 Weber, Max 240 Wells, H. G. 140 Weltanschauung 28, 29, 235, 246 Wilson, Woodrow 85, 120, 204, 215, 216, 217, 218, 224, 226 Wolf, Naomi 285 Wollstonecraft, Mary 261, 273, 275, 282
Y-Z yabancılaşma 147 yaban hayatın korunması 315 Yahudilik 297 Yalnızca Bir Dünya (BM) 290 yanlış bilinçlilik 26 yaratıcı yıkım 238 yaratılışçılık 328 Yaşayan Oyuncak Bebekler (Walter) 285 yayılmacı milliyetçilik 221–223 yazılı anayasa 61 Yemen 227 yeniden dağıtım 79, 81, 159, 161 yeni Hıristiyan sağı 322, 323, 332, 342, 342–344 Yeni Sağ 93, 113–121 yeni siyaset 194 Yeni Sol 152 yeni toplumsal hareketler 156 Yeni Zelanda 61, 113, 143, 162, 262, 354, 362, 374 yerliler 362–363 Yeryüzünün Lanetlileri (Fanon) 225 yeşil kapitalizm 307 yeşil siyaset 289 yönetilen kapitalizm 180, 382 yönetim 59 Yönetim Üzerine Bir Çalışma (Bentham) 78 Yönetim Üzerine İki İnceleme (Locke) 78 Yugoslavya 131, 204, 218, 230, 257, 354, 355 yurtseverlik 202 yurttaşlık 357 yurttaş milliyetçiliği 209 yurttaş muhafazakarlığı 122 Zambiya 227 Zapata, Emiliano 172, 193 Zedong, Mao 138, 226 zenofobi 204 Zimbabve 227
419
SIYASET BILIMI VE ULUSLARARASI İLIŞKILER KITAPLIĞIMIZ AB-Türkiye İlişkilerinin 50 Yılı: Bir Sisifos Hikayesi Armağan Emre Çakır (ed.) Çeviren: Ekin Ekici 1. Baskı, Mart 2016, 13x19 cm, 350 sayfa, ¨26
Avrupa Birliği’ni Anlamak: Kısa Bir Giriş John McCormick Çevirenler: Yusuf Şahin, Hasan Hüseyin Şahin 1. Baskı, Mart 2014, 13,5x19,5 cm, 382 sayfa, ¨24
Çin Nasıl Kapitalist Oldu?
Ronald Coase, Ning Wang Çeviren: İlkay Yılmaz 1. Baskı, Eylül 2015, 13x19 cm, 460 sayfa, ¨26
İnsan Haklarının Uluslararası Boyutları Münci Kapani 4. Baskı, Mayıs 2015, 13,5x19,5 cm, 197 sayfa, ¨12
Kamu İşletmeciliği ve Yönetimi: Bir Giriş
Owen E. Hughes Çevirenler: Buğra Kalkan, Bahadır Akın, Şeyma Akın 1. Baskı, Mart 2014, 13,5x19,5 cm, 623 sayfa, ¨26
Politika Bilimine Giriş
Münci Kapani 52. Baskı, Ağustos 2016, 13x19 cm, 253 sayfa, ¨15
Siyasetin ve Uluslararası İlişkilerin Temel Kavramları (2. edisyon) Andrew Heywood Çeviren: Fahri Bakırcı 3. Baskı, Mart 2016, 15x23 cm, 382 sayfa, ¨27
Türk Dış Politikası: İslâm, Küreselleşme ve Milliyetçilik Hasan Kösebalaban Çeviren: Hüsamettin İnaç 1. Baskı, Nisan 2014, 13x19 cm, 431 sayfa, ¨26
Türkiye ve Arap Baharı: Orta Doğu’da Liderlik Graham E. Fuller Çeviren: Mustafa Acar 1. Baskı, Haziran 2016, 15x23 cm, 484 sayfa, ¨30
Uluslararası Hukukta Güncel Sorun Alanları
Murat Saraçlı (ed.) 1. Baskı, Eylül 2012, 16x24 cm, 416 sayfa, ¨27
Uluslararası İlişkiler
Joshua S. Goldstein ve Jon C. Pevehouse Çeviren: Haluk Özdemir 1. Baskı, Eylül 2015, 19x23 cm, 660 sayfa, ¨40
Uluslararası Örgütler: İlkeler ve Meseleler
A. LeRoy Bennett ve James K. Oliver Çeviren: Nasuh Uslu 1. Baskı, Eylül 2015, 19x23 cm, 609 sayfa, ¨36
www.eksikitaplar.com
YAKINDA
Bitmeyen Arayış Karl Popper
Bu Yüzyılın Dersi Karl Popper
Demokrasi Modelleri (4. edisyon)
David Held
Evrensel İnsan Hakları: Kuram ve Uygulamada (3. edisyon) Jack Donnelly
Güç ve Karşılıklı Bağımlılık (4. edisyon) Joseph S. Nye, Jr ve Robert O. Keohane
Güç ve Tercih: Siyaset Bilimine Giriş (4. edisyon)
Phillips W. Shively
Kadınlığın Gizemi Betty Friedan
Kapitalizm ve Özgürlük Milton Friedman
Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi Joseph A. Schumpeter
Karşılaştırmalı Siyaset: Bir Dünya Görüşü (11. edisyon) G. Bingham Powell Jr., Russell J. Dalton ve Kaare Strom
Karşılaştırmalı Siyasete Giriş: Siyasî Meydan Okumalar ve Değişen Gündem (7. edisyon)
Mark Kesselman, Joel Krieger ve William A. Joseph
Orta Doğu’nun Uluslararası İlişkileri (4. edisyon)
Louise Fawcett
Özgürlük
Isaiah Berlin
Özgürlükle Kalkınma
Amartya Sen
www.eksikitaplar.com
Siyaset Psikolojisine Giriş (3. edisyon)
Martha L. Cottam, Elena Mastors, Thomas Preston ve Beth Dietz-Uhler
Siyasî Düşünce Tarihi: Filozoflar ve Fikirleri (3. edisyon)
Donald Tannebaum
Tarihselciliğin Sefaleti Karl Popper
Tercih Özgürlüğü
Milton Friedman ve Rose Friedman
Uluslararası Güvenlik: Siyaset, Politika ve Yeni Bakışlar Michael E. Smith
Yönetim Üzerine İkinci İnceleme John Locke
Yumuşak Güç: Dünya Siyasetinde Başarının Yolu Joseph S. Nye, Jr.
www.eksikitaplar.com