ADĐL OKAY Cumartesi Anneleri
Tek Perdelik Oyun
Emegin Sanatı E-Yayınevi
Yazarın Notu Metin, sokak tiyatrosu olarak hazırlanmıştır. Ancak küçük birkaç değişiklikle kapalı salon sahnesine de uyarlanabilir. Oyundaki tüm isimler ve Cumartesi Anneleri’nin konuşmaları gerçektir. Oyun 4 kadın ve 2 erkek oyuncuyla sahnelenebilir. Ancak ideal olan 6 kadın ve 2 erkek oyuncuyla oynanmasıdır. Sahne girişlerine olay örgüleri, örneğin gözaltı veya dramatik dans sahneleri eklenebilir. Oyunu sahneye koyacak yönetmenler, Cumartesi Anneleri’nin konuşmalarını yeni replikler ekleyerek çoğaltabilir. Oyunu sahnelemek için telife özel izine -sözleşmeye gerek yoktur. Oyunun adına, metne ve olası eklenecek repliklerde gerçeğe sadık kalınması, yazara ve / veya yayınevine haber verilmesi yeterli olacaktır. Önemli olan Cumartesi Anneleri’nin acısını paylaşmak ve haklı taleplerini kamuoyuna duyurmaktır. Bu metin politik-belgesel bir tiyatro oyunudur. Kimi gerçeklerin “edebiyatın kaldıramayacağı kadar ağır” olduğu bilinerek-düşünülerek bilinçli olarak bu üslup tercih edilmiştir.
Adil Okay
2
ADĐL OKAY CUMARTESĐ ANNELERĐ
OYUN TEK PERDE Emegin Sanatı E-Yayınevi Emeğin Sanatı E-Kitaplığı Anlatı Dizisi - 4 Temmuz / 2012 3
Cumartesi Anneleri ADĐL OKAY
Kapak Fotoğrafı: Ali Öz Yayın, Tasarım ve Düzenleme: A. Z. ÇAMUR
Emeğin Sanatı E-Yayınevi Emeğin Sanatı E-Dergisinin yan kuruluşudur. Đlgili web adresleri: http://emeginsanatie-yayinevi.blogspot.com http://emeginsanati.blogspot.com
Emeğin Sanatı E-Yayınevi Emeğin Sanatı E-Kitaplığı
http://issuu.com/emeginsanati
Anlatı Dizisi:4 Temmuz 2012
Emeğin Sanatı E-Yayınevi e-posta adresi: emeginsanati@gmail.com
© Bu e-kitabın tüm hakları Adil Okay’a aittir. Bu kitap ve kitabın özgün özellikleri Emeğin Sanatı kolektifine aittir. Adil Okay’ve Emeğin Sanatı Kolektifinin izni olmadan hiçbir biçimde taklit edilemez, kopyalanamaz, çoğaltılamaz. Ancak kaynak belirtilerek alıntı yapılabilir.
4
Direncin Ve Bilincin Tiyatrosu Ve Adil Okay
Adil Okay çok yönlü bir aydın: Siyasal eylemci, yazar, öykücü ve şair… Birkaç yıldır bu çabalarına tiyatro yazarlığını da ekledi… Belki de yaşanılanların ihtiyacı doğurdu Adil Okay’ın yazdığı oyunları… Avangard, deneysel, postmodern vb… bir sürü tiyatro metinleri yazılıyor ve oynanıyordu ama devrimci sanatın, toplumcu şiirin hayatımıza daha yoğun girdiği günümüzde toplumsal sorunları merkezine alan tiyatro metinleri —birkaç örnek dışında— yazılmıyordu. Yabancı yazarların ve 70’li yıllarda tiyatroprop ve şair Ömer Nida’nın öncülüğünde ortaya çıkan işçi tiyatrosu topluluklarının metinleri bugünün damarını yakalamaktan uzaktı. Đşte Adil Okay, günümüz devrimci tiyatrosunda bu damarı sıkıca yakaladı. Önce “Karanlığın Đçinde Aydınlık Yüzler- Ölülerimiz Konuşuyor” ile hayatımızda sıkı izleri ve etkileri olan, Türkiye’nin devrimci tarihi içinde, adları nabzımızda vuran yiğit devrimcileri tiyatro sahnesine çıkardı. Mustafa Suphilerden günümüze sosyalizm için can verenlerin dirençlerini, yiğitliklerini eylem ve düşünceleriyle birlikte karşımızda görünce; doğrunun karşısında yanlışlarımızı; bütünün yanında eksikliklerimizi gördük. Tutarlı duruşların karşısında tutarsızlığımızı gördük, basiretsizliğimizi gördük. Yeniden bilendik, yeniden öğrenme ve harekete geçme aşkı sardı bilincimizi… Daha sonra kaleme aldığı “TEKEL Đşçisi Bir Kadının Uyanışı” oyunuyla da TEKEL işçilerinin 78 gün boyunca Ankara'da başta özlük hakları olmak üzere, örgütlenme ve sendikasızlaştırmaya karşı verdikleri mücadele ile birlikte direnişin en başında yer alan kadın işçilerin mücadelesini anlattı; direnişle birlikte işçi kadınların nasıl değiştiğine ışık tuttu.1 Giderek seri cinayetlere dönüşen ve bu düzenin içinde gerekli önlemler alınamadığı için doludizgin devam eden kadına şiddet sorununu ortaya koydu. Bunu yaparken Gerek hayattaki dik tutumuyla öne çıkan, gerekse düzenin kurbanı olan kadın karakterleri öne çıkardı. Oyuna verdiği ‘Kadın Gibi Kadın-Haykırış’ isimle ‘Adam gibi adam’ deyişine ve bu deyişin arka planında yatan erkek egemen dilin dünyasına itiraz eden Adil Okay; bu dünyanın yargılanmasına oyunun adıyla başlamak ve oyun içerisinde izleyiciye, başka bir dünyanın, başka bir dilin, başka bir ilişkiler ağının mümkün olabileceğini göstermek istediğini ifade etti.2 Kısacası, Adil Okay, yazı ve şiirlerinin dışında tiyatro eserleriyle de hayatın devrimci nabzını tutmaya devam ediyor. Okuyacağınız “Cumartesi Anneleri” adlı bu oyunda, yıllardır sızıları bağırları yakan, öldürülen, kaybedilen devrimcilerin direngen annelerini ya da toplumna kazınan diğer adla Cumartesi Annelerini belleğimizde salt bir tv haberi olmaktan çıkararak duyarlığınıza kazıyacaktır… Adil Okay’ın yazdığı oyunlar, hayata devrimci bakışın birer izdüşümüdür. Onun tiyatroları ile birlikte, burjuvazinin bizi içine çekmek istediği tembellik, aymazlık ve aldırmazlık tuzaklarına düşmeden direncimizi, bilincimizi keskinleştirmeye devam edeceğiz… Ali Ziya Çamur
1 2
http://www.etha.com.tr/Haber/2010/08/01/kultur-sanat/tekel-direnisi-tiyatroya-tasindi/ Kadir Baziki – EVRENSEL
5
I.
SAHNE
OYUN SĐNEVĐZYON ĐLE BAŞLAR. CUMARTESĐ ANNELERĐNĐN OTURUMLARINDAN BĐR BÖLÜM, FOTOĞRAF KARELERĐ VE / VEYA BU KONUDA YAPILMIŞ BELGESELLERDEN YARARLANILABĐLĐR. ADĐL OKAY’IN YAZDIĞI, ENZA SU’NUN BESTELEDĐĞĐ CUMARTESĐ ANNELERĐNĐ ANLATAN “DĐLEK AĞACI”3 ADLI AĞIT KAYITTAN VERĐLĐR. SOKAK TĐYATROSU OLARAK DÜŞÜNÜLÜRSE SĐNEVĐZYON YOK SAYILMALIDIR. BU DURUMDA SOKAĞA CUMARTESĐ ANNELERĐNĐN OTURUMLARINDAN FOTOĞRAFLAR ĐLE KAYIPLARIN FOTOĞRAFLARI ĐLE BÜYÜTÜLMÜŞ GAZETE KUPÜRLERĐ SERĐLEBĐLĐR. SĐNEVĐZYON OLMAZ VE SOKAKTA OYNANIRSA ĐKĐNCĐ SAHNE BĐRĐNCĐ SAHNE ĐLE BĐRLEŞTĐRĐLĐR.)
3
Dilek Ağacı”nı bulmak için bkz. S.22
6
II. SAHNE
(SAHNEYE – VEYA SOKAĞA - KAYIPLARIN FOTOĞRAFLARI DĐZĐLMĐŞTĐR. SAHNEYE ĐKĐ KADIN OYUNCU GĐRER VE SAHNEDE AĞIR AĞIR DOLAŞARAK –DÖNEREK AŞAĞIDAKĐ ŞĐĐRĐ OKURLAR.)
I. KADIN — yalnızım korkuyom anne cücelerim de yok oynayacak pamuk prensesin var ama benim yok benim senden başka kimsem yok
II. KADIN — kötü amcalar mı götürdü babamı masallar ülkesine yoksa kurtlar mı kırmızı başlıklı kızla beraber peki ama fail-i meçhul ne demek bütün bunlar ne demek anne
I. KADIN — anne nerdesin baba kayıp mı dedin sen de gitme e mi anne sen de gitme e mi anne
7
II. KADIN — bir dudağı yerde diğeri gökte devler çıkıyor televizyondan ben artık çizgi film istemiyom babamı istiyom anne babamı istiyom anne
I. KADIN — gel baba istersen tahta arabalarımla oyna bez bebeklerimle istersen altıma da yapmıycam hasta da olmuycam sen yeter ki gel baba sen yeter ki gel baba
II. KADIN — ağlamıyom anne ben ağlamıyom gözlerim akıyo gözlerim akıyo gel artık baba... baba...baba.. 4
(ŞĐĐR BĐTĐNCE KADIN OYUNCULAR ELLERĐYLE YÜZLERĐNĐ KAPATIP AĞLAR GĐBĐ PERDE ARKASINA KOŞARLAR. FONDAN TELSĐZ SESLERĐ GELĐR. SONRA SĐLAH SESLERĐ DUYULUR. SAHNEYE ANLATICI ÇIKAR AŞAĞIDAKĐ ŞĐĐRĐ OKUR. ĐSTENĐRSE ŞĐĐRDEN ÖNCE SERT BĐR GÖZALTI SAHNESĐ YAPILABĐLĐR. BU DURUMDA TÜM OYUNCULAR SAHNEDE HAREKETSĐZ KALDIĞINDA ANLATICI ORTAYA ÇIKIP SEYĐRCĐLERE DÖNÜK KONUŞMAYA BAŞLAR.)
4
Şiir: Adil Okay
8
ANLATICI (ERKEK VEYA KADIN): “Birden radyolar sustu… Siren seslerinin Postal seslerine karıştığı, Karartmalı bir eylül akşamı, O çılgın delikanlılar sır oldular… Tanklar ayak izlerini sildi Yıkıldı barikatlar. Dağlar düz oldu Nehirler kan kızıl Stadyumlar hapishane avlusu… Hüzne boyandı Ankara, Hüzne boyandı Diyar−ı Bekir. Sokaklar öksüz kaldı, Bakışlar soldu pencerelerde…” 5
I. SES KADIN — Kayıp dendi onlara. Devlet defterine kayıplar diye not düşüldü. Birken on oldular, on iken on bin. Derken On yedi bin. Çocuk, kadın, erkek, genç yaşlı, devlet dersinde katledilip, ölü bedenleri bile yok edilen on yedi bin insan.
I. SES ERKEK — (Müzik yavaşlar. Konuşma seyirciye doğru yapılır). Kayıplar. Bizim kayıplarımız. Onlar size ne ifade ediyor. Bir gece vakti ya da sabaha karşı evinden alınıp kaybedilenler.
II. SES KADIN − Onlar birer rakam değil. Onlar sizin bizim gibi insan. Türk, Kürt, Arap, Alevi, Sünni, Gayrı Müslim. Onlar bizim insanlarımız. Annemiz, babamız, kardeşimiz, çocuklarımız, sevdalımız.
I. SES ERKEK – Nasıl yaşıyor bu ülke, kaybolmuş evlatlarıyla.
5
A.g.e.
9
I. SES KADIN — Ben Hanife Yıldız, cumartesi annesiyim ben. 17 yıl önce alınıp götürülen ve bir daha haberini alamadığım oğlum Murat’a yazdığım son mektubu okumak istiyorum size: "17. yıldır ben sensiz, sen bensiz yaşıyoruz. Biz böyle mi söz verdik birbirimize. Biz hiç ayrılmayacaktık. Zalimler ayırdı bizi. Bir gün kapım çalınacak, 'Anne ben geldim, oğlun Murat' diyeceksin diye çok bekledim. Gelmedin oğlum, gelmedin. Senin gibi çoklarını almış zalimler. Kimini kuyuya atmışlar, kimini yakmışlar. Đkimizin arasına da denizi koymuşlar. denizin de kuyusu yok, dibi derin… gelmedin oğul. Gelemedin. Bu gün senin doğum günün. Tam 17 yıldır seni kucaklayıp doğum gününü kutlayamadım. Senden gelecek bir haber ya da verilecek bir parçanı bekliyorum. Vermediler oğul. Vermediler. Şimdi soruyorum burada oturanlara bu zalimlik değil mi… Đnsan olan insana bunu yapar mı…” (KADIN MEKTUBU BĐTĐREMEDEN KAĞIDI ELĐNDEN DÜ-ŞÜRÜR. ELĐYLE AĞLAR GĐBĐ YÜZÜNÜ KAPATIR.)
I. SES ERKEK — 31 yıldır abim Hayrettin Eren’den haber alamıyoruz. annemiz babamız o koşullarda oğullarını bulmak için her şeyi yaptılar. Aradan zaman geçince mezarını aramaya başladılar. Artık yaşlandılar, yoruldular... gelemiyorlar. Artık dayısını hiç tanımamış yeğeni temsil ediyor burada onu. Katil hep acımızı taze tuttu; abime seçmen kâğıdı göndererek, askere çağırarak... Acımızı da kinimizi de taze tuttular. Unutmayacağız.''
II.
SES KADIN —
Tolga Baykal ceylan’ın annesiyim ben. Gözyaşı pınarlarım kurumak üzere. Oğlumu bulun bana diye haykırıyor. Hiç olmazsa mezarını. Son gözyaşımı dökeyim yattığı toprağa. Kızıl karanfiller açsın üzerinde.
II.SES ERKEK − Kayıplardan Ebubekir Deniz’in çocuklarıyız biz. Bir akşam üzeri aldılar babamızı görevliler. Bir daha da getirmediler geriye diyorlar. Yıllarca her kapı çalışında heyecanla koştuk. Bize şeker getiren, kucağına alan babamızı bekledik. Ne babamız geldi. Ne katiler yargılandı. Ne mezarı bulundu babamızın.
IV.
SES KADIN —
10
Ben Serdar Danış’ın annesiyim. Oğlumun kemiklerini istiyorum. O tertemiz kemikleri okşayacağım. Ellerimle gömeceğim. Sonra da papatya ekeceğim üzerine. Oğlumun çok sevdiği papatyalardan…
III. SES ERKEK — Orhan Cingöz’ün babasıyım ben. Oğlumu getirip bana versinler. Yıllardır başlarına ne geldiğini bile bilmeden yaşamak bizim için çok zor. Oğlumun diri veya ölü bulunmasını istiyorum. Başka da istediğim bir şey yok'.
ANLATICI BĐR KADIN VEYA ERKEK AŞAĞIDAKĐ ŞĐĐRĐ OKUR. “Ayaz kesilir yüreğimiz hasret- sevda- keder özleme varır Hüzünlü sancıyan yanımız Fırtınalara direnir Yazılmış öykülere randevulanırız Kentler yetim Hatıralar Yazgılar Acılar Đşlenir yüreklere Umuttur bunca bekleyiş Umuttur bekleyiş Biz eksiğiz Benim adım cumartesi”
6
I. SES KADIN — Kayıp bir devrimcinin eşiyim ben. Đki ellerim yakalarında katillerin. Hayatımın sonuna kadar onun izini süreceğim. Hem katillerini arayacağım, Hem mezarını, hem de onun barış düşünü, sınıfsız, sınırsız bir dünya ütopyasını yaşatacağım.’
6
Şiir: Önder Odabaş
11
I. SES ERKEK — Cumartesi anneleri çocuklarını istiyor. Đstanbul kapatıyor elleriyle yüzünü utanç içinde. Ankara utanç içinde kapatıyor yüzünü. Diyar-ı Bekir Edi Bese diyor. Edi Bese. Artık yeter.
II. SES ERKEK — Katiller geziyorlar içimizde refah içinde. Sırtında ağır bir ayıpla yaşıyor bu ülke.
II. SES KADIN — Berfo anayı tanır mısınız… 30 yıldır kayıp oğlu Cemil’i, Cemil’ini arayan 100 yaşındaki Berfo anayı. … “en çok zoruma giden cumhurbaşkanı Gül’ün katil Kenan Evren’i makamında ağırlaması oldu” diye haykırıyor.
III. SES KADIN — “Melahat anne derler bana. Ama yıllardır her cumartesi geldiğinde, Cumartesi annesi oluyorum. Diğer analarla birlikte… Oğlum Fırat’ı devlet kaçırdıktan sonra, bir sene başımı yıkayamadım, Fırat da yıkamıyordur diye... Başımı yastığa koymuyordum, diyorlardı ki onların yastığı taştandır... Bir yıl koltuklarda sabahladım, çay ve sigarayla.”
I. SES KADIN — Naze anayım ben. Önce dağ gibi erkeğimi kaçırdı sivil polisler sonra da körpe kızımı. "O gece yine gelmişti ve konuşuyorduk... Düşlerde tabii, bazen bir karabasan gibi yaşadığım düşlerde. O gece de gördüm onu. Sonra birden balkon kapısından çıkıp gittiğini gördüm. Ellerimi uzatıp 'nereye gittin!' dediğimi hatırlıyorum, ama o dönmüyordu ve arkasına da bakmıyordu, bir anda yok olmuştu, rüya bitmişti ve o yoktu... Bu rüyadan uyandığımda, ellerimin böyle açık ve balkon kapısına doğru uzatılmış halde olduğunu gördüm. Ellerimi ona uzatıp gitme diyordum ya! Gitme ya! Bu eller öylece kalmışlardı, rüyada oldukları gibi! Ne yaptıysam bir daha uyuyamadım. Sonra cami imamı ezan okumaya başladı. Kalktım, sabah namazını kıldım. Ondan sonra da uyumadım. Sabah, amcamın küçük oğlu geldi, babamı çağırıyordu. Erkekler toplandılar, ama biz kadınlara bir şey 12
söylemiyorlardı. Odaya gittim ve ağladım. Bir haber var dedim, ama kimse bize bir şey söylemi-yor. Sonra bana dediler ki 'evin viran oldu, kara gözlü erkeğin öldü'..."
II.
SES KADIN —
"Benim adım Latife ana. Kayıp oğlumu aradım yıllarca. Sonra günün birinde Emniyette büyük bir albüm çıkarıp önüme koydular, kendi ölümü tespit etmem için... Bir sayfa, iki sayfa çevirdim, üçüncü sayfa da, aman tanrım Fırat'ın yaşlarında ve onun kopyası gibi bir genç... Çok tuhaf, çatılmış kaşları vardı bu gencin ve çok dikkatli bakınca, bu değil dedim... Sonra bir sayfa daha çevirdim ve onu gürdüm; gülümsüyordu sanki ya da bana öyle geldi o an, ne kadar güzel çıkmıştı fotoğrafı, ne kadar pürüzsüz ve netti yüzü, yüzüne yansıyan ifade anlatılmaz ölçülerde güzeldi. Kupkuru kesilmişim, o anda bir ses duyar gibi oldum: 'Anne! Güçlü ol anne!' Kulaklarımın içinde çınladı bu ses ve bu üç sözcüğü haykırıp bir anda da kayboldu... Birden bu fotoğrafı albümün içinden çekip çıkarmak geldi içimden, öyle de yaptım, çıkarmaya çalıştım fotoğrafı. Hiç unut-muyorum, uzun boylu sarışın bir polis memurun ben oğlumu teşhis edince, gözyaşlarına boğulduğunu gördüm. Elimden aldılar albümü, bir masanın üstü-ne koydular, bana bir sandalye verdiler oturdum..." 7
7
Güler Yıldız’ın “Jan, jın, jiyan” adlı yazısından yararlanılmıştır
13
III. SAHNE (IŞIKLAR YANINCA SAHNEDEKĐ OYUNCULAR MÜZĐK EŞLĐĞĐNDE GÖRÜNMEYEN BĐR DÜŞMANLA DÖVÜŞÜR GĐBĐ DANS EDERLER. DANSIN SONUNDA BĐRBĐRLERĐNE KENETLENĐP YERE DÜŞERLER. IŞIKLAR SÖNER.)
I.
SES ERKEK —
Kaçırıldıktan sonra katledilip cesedi bulunan kayıp sadece Hasan Ocak değildi. Ayşenur Şimşek. Bülent Kaya. Abdullah Eren. Sabri Doğan. Vedat Aydın. Metin Can. Hasan Kaya, Lütfiye Kaçar, Düzgün Tekin, Ali Efeoğlu, Ayhan Efeoğlu, Neslihan Uslu bunlardan bazıları.
II.
SES KADIN −
Ya cesetleri bile bulunamayanlar.
I.
SES ERKEK —
Ya diğerleri… Ya diğerleri...
I.
KADIN —
Benim Adım Dilek Serin. Üç yaşındayım. Annemle birlikte gözaltında kaybedilenler listesindedir adım.
II.
KADIN —
Adım Gülizar Serin. Üç yaşındaki kızım Dilek, akrabalarımız Hatun, Elif ve Yeter Işık’la paylaştık aynı kaderi. Tunceli Mirik’te, Komandolar bastı mezramızı. Kızım, üç yaşındaki yavrum için nafile yalvardım zalimlere. Ölü bedenlerimiz bile verilmedi sevenlerimize… Adımız hala kayıplar listesinde.
III.
KADIN —
Adım Hatice Alankuş. Hapishanede ölen ilk kadın devrimci diye anılır adım.
14
I.
KADIN —
Adım Mine Bademci. 12 Eylül karanlığına direndiğim için 200 kurşunla delik deşik edildi bedenim.
II.
KADIN —
Benim adım Ayça Đdil Erkmen. 1996’da Çanakkale Cezaevi’nde, ölüm orucunun 68. gününde kaybettim hayatımı. ‘Dünyanın ilk kadın ölüm orucu şehidi’, olarak geçti tarihe adım.
III.
KADIN —
Benim adım Neslihan Uslu… 31 Mart 1998'de Çeşme'de üç arkadaşımla birlikte gözaltına alındım. O günden beri ailem hala arar cansız be-denimi.
I.
KADIN —
Adım Berna saygılı Ünsal… Demokrasiye geçildi masallarının anlatıldığı bir dönemde Dersim dağlarında katledildim on altı yoldaşımla birlikte…
II.
KADIN —
Adım Hatice Şimşek, 1 Mayıs 1995'te Diyarbakır Bismil’de gözaltında alındım. Aylarca işkence ettiler bana. Sonra da öldüm diye gömüldüm ıssız bir yere.
III.
KADIN —
Adım Fahriye Mordeniz. 1996’da gözaltına alındım. Đki yıl sonra Cizre Asri Mezarlığı'nda bulundu cansız bedenim.
15
I.
KADIN —
Benim Adım Zozan Eren. 1997'de Kulp-Diyarbakır yolunda kaçırıldım. O gün bu gündür Cumartesi Anneleri arar mezarımı.
II.
KADIN —
Adım Aysun Bozdoğan. 2001 yılında F tipi denilen zindanda kaybettim hayatımı. Üç adım voltayı, üç cümle sohbeti, bir avuç gökyüzünü çok gördüler bize. Çok gördüler bize.
III.
KADIN —
Benim adım Hamide Şarlı.
I. KADIN — Benim adım Ayşe Makar.
II.
KADIN —
Adım Ömür Karamollaoğlu.
III.
KADIN —
Benim adım Şengül Boran.
I.
KADIN —
Benim adım Ayfer Celep.
16
II.
KADIN —
Benim adım Nurgüzel Yaşar.
III.
KADIN —
Benim adım… Benim adım… (Başını öne eğer. Cümlesini bitiremez... Hüzün yansıtır.)
I.
KADIN —
Bu isimler ve isimlerini okumakla bitire-meyeceğimiz diğer kayıplar, 12 Eylül darbesinden sonra, on yıllar süren karanlık dönem boyunca kaybedilen- katledilen gençlere aitler… Sakın unutmayın!
SESLER KORO HALĐNDE — Sakın unutmayın… Sakın unutmayın…
17
SON SAHNE
I.
SES ERKEK —
bu gün burada toplanan bizler; özgür bir dünyada barış içinde kardeşçe yaşamak için mücadele ederken katledilen, zindanlara tıkılan yoldaşlarımıza evvela mahsusen selam ederiz
I.
SES KADIN —
kışı özleten sarı sıcak diyarlardan küresel cehenneme dönüştürülen gezegenimizden ahlakın sükuta uğradığı yeni ortaçağdan evvela mahsusen selam ederiz
II.
SES ERKEK —
cumartesi annelerinin ah’ının devletin yakasında olduğu faili belli 17 bin insanı katledenlerin kuyruklarını sallayarak refah içinde uluduğu
1.
SES KADIN —
mağdurun suçlu sayıldığı polislere taş atan çocukların zindanlara doldurulduğu onyedi yaşında delikanlıları asan evren ve çetesinin hâlâ ceza almadığı onyedi bin kayıp insanın hesabının verilmediği postmodern zamanlardan selam ederiz 18
II.
SES KADIN —
özgürlük ütopyasıyla eşitlik şiarlarıyla çocuklarımız için
I.
SES ERKEK —
denizler, dağlar, nehirler, hayvanlar, bitkiler için
II.
SES KADIN —
büyük çoğunluğun gösteremediği cesaret ve kararlılığı gösteren adsız kahramanlara evvela mahsusen selam ederiz
III.
SES ERKEK —
şimdi kurtuluş için yola çıkma zamanı sokaklara çıkma, slogan atma ve el ile, söz ile,
I.
SES KADIN —
kalem ile, fırça ile, nota ile, halay ile,
I.
SES ERKEK —
çekiç ile, orak ile, çark ile, dişli ile bu sloganları hayata geçirme zamanı
19
II.
SES KADIN —
çocuklarımızın yüzüne utanç içinde bakmak istemi-yorsak
II.
SES ERKEK —
adam gibi adam
III.
SES KADIN —
kadın gibi kadın olarak anılmak istiyorsak bu mücadeleye biz de katılmalıyız
III.
SES ERKEK —
bu mücadeleye siz de katılmalısınız
KORO: bu mücadeleye siz de katılmalısınız.
KORO: (Bir slogan atılabilir.)
IŞIKLAR SÖNER. CUMARTESĐ ANNELERĐ ĐÇĐN BESTELENEN BĐR AĞIT DUYULUR.
SON
20
EKLER:
Cumartesi Anneleri için yazılmış şiirler
dilek ağacı dilek tuttum bağladım ağaca öptüm okşadım su verdim bekledim yıllarca kurudu dilek ağacı gözyaşlarımla sulanmaktan ne ağaç çiçek açtı ne yavruma kavuştum ben bekleyiş sonsuz bir yokluktu hayatı baştan sona yakan… (suların aşkına dön gel gayrı suların aşkına dön gel gayrı)8 Adil Okay
8
Bu şiir, müzisyen Enza Su tarafından Cumartesi Anneleri için bestelenmiştir. Parantez içindeki son iki mısra da ‘bestede uyum amacıyla’ bestekâr tarafından eklenmiştir. Bu şarkıya, aşağıdaki linkte ulaşılabilir:http://youtu.be/mUrQbxc4mAQ
21
yalnız çocuk
yalnızım korkuyom anne cücelerimde yok oynayacak pamuk prensesin var ama benim yok kötü amcalar mı götürdü babamı yoksa kurtlar mı kırmızı başlıklı kızla beraber anne nerdesin baba sürgün mü yoksa kayıp mı dedin ama sen nerdesin sende gitme e mi anne bir dudağı yerde bir dudağı gökte devler çıkıyor televizyondan ben artık çizgi film istemiyom seni istiyom baba gel baba istersen tavşanlarımla oyna istersen kurşun askerlerimle altıma da yapmıycam baba diye de ağlamıycam sen yeter ki gel baba ağlamıyom baba ben ağlamıyom gözlerim akıyo gözlerim akıyo gel artık ba... anne... anne... anne... aannneee...
adil okay 22
ADĐL OKAY’IN BĐYOGRAFĐSĐ
Adil Okay, 1957’de Antakya’da doğdu. Politik nedenlerden Adana ve Ankara cezaevlerinde yattı. 1978’de uğradığı silahlı saldırı sonucu bir ayağında, 1980’de ise polisin işkencesi sonucu bir kolunda sakatlık kaldı. 12 Eylül darbesinden kısa bir süre önce Adana cezaevinden firar etti. 1981’de yurtdışına çıktı. Bir süre Lübnan’da, Filistin kamplarında Đsrail’e karşı savaşta yer aldı. 1983’te Fransa’ya yerleşti. Fransa’da iki arkadaşıyla beraber ‘Fransa Postası’ adlı aylık dergi yayınladı. Türkiyeli politik mülteci derneklerinde uzun yıllar aktif görev aldı. Yirmi yıl sürgünden sonra Türkiye’ye dönebildi. Türkiye’de ve ülke dışında; birçok ulusal gazete, dergi ve antolojide şiir, öykü, deneme, makale ve araştırma yazıları yayınlandı. Özgür Üniversite’nin ‘Kavram Sözlüğü’ çalışmasına ‘Barış ve Burjuvazi’ maddelerini yazarak katkı sundu. Çalışmalarıyla “15. Ömer Seyfettin Öykü” ile “6. Hasan Bayrı şiir” yarışmalarında ödüle layık görüldü. 2012 Yılında da ‘Mersin 68’liler Derneği’nin ‘Onur Ödülü’nü aldı. 1999’da “Hançerini Ay Işığına Çalan Adam”(şiir), 2001’de “Kaç Kişi Kaldık”(şiir), 2003’te “Ah Çocuk”(şiir), 2005’te “Yolcu”(öykü), 2006’da “Yirmi Beşinci Saat”(şiir), 2006‘da “Az Çalışmalı Aşka Zaman Ayırmalı”(deneme), 2008’de “12 Eylül Ve Filistin Günlüğü”(anı-belgesel), 2008’de “Konuşan Fotoğraflar”(fotoğraf), 2010’da “Karanlığın Đçinde Aydınlık Yüzler−Ölülerimiz Konuşuyor”(oyun) Ütopya Yayınevi tarafından yayınlandı. 2011’de “Kadın Gibi Kadın − Haykırış” ile “Tekel Đşçisi Bir Kadının Uyanışı” adlı oyunları sahnelendi ve Gerçek Sanat Yayınları tarafından yayınlandı. Đletişim: okayadil@hotmail.com
www.adilokay.com
23
OYUNUN PRÖMĐYERĐ “Cumartesi Anneleri” adlı oyunun prömiyeri, 4 Nisan 2012’de, “Grup Arzeba” tarafından, Mersin’de “Sokak Tiyatrosu” olarak gerçekleşmiştir. Oyunda yer alan oyuncular: Burcu Ilıngı Đhsan Gökçen Đzzet Cingöz Medya Gök Nuroj Gök Tarık Bozhan Yönetmen: Erhan Sönmez
24
EMEĞĐN SANATI E-KĐTAPLIĞI
Şiir Dizisi: 1- Kalp Örsünde Karanfil - ALĐ ZĐYA ÇAMUR 2- Arsız Akrostiş - SERKAN ENGĐN 3- Diplerin Zirvelere Uçurumlardır Yolu - ADNAN DURMAZ 4- Acının Ucu - HAMZA ĐNCE 5- Yıldızlı Gece Kanamaları – ĐRFAN SARĐ 6- Öfkeye Tutunmak – ERCAN CENGĐZ 7- Semahlar, Horonlar, Gowendler – YAŞAR DOĞAN 8- Militan Bir Ağrı – MELĐH COŞKUN 9- Söylenmemiş Sözdeyim – ABDULLAH KARABAĞ 10- Yaralı Ağaç – MEHMET RAYMAN 11- Bahara Gebe Düşlerim – SEVGĐNAZ ĐNAL 12- Dene Ve Yenil – UYSAL HĐMMET ASLAN 13- Mevsim Değirmeni – MEHMET GĐRGĐN 14- Seksen Kere Söyledim – ŞEREF ÖZTÜRK (Usta) 15- Dilbaz Şiirler – SERKAN ENGĐN 16- Naif Buğday Tarlaları – MEHMET GĐRGĐN 17- Yıldız Dalı Yasaklı Gönül - ABDULLAH KARABAĞ 18- Mavi Đğne - MEHMET GĐRGĐN 19- Her Şiirin Uyaksızı – SERKAN ENGĐN 20- Umut Her Şeydir - ABDULLAH ORAL Anlatı Dizisi: 1-Ofir’e Yolculuk – MUHAMMET DEMĐR 2-Uysal Cinayetler (Roman) - SERKAN ENGĐN 3-Hayatın Sesleri ve Yüzleri – ERDOĞAN TEZGĐDEN 4-Cumartesi Anneleri (Oyun) - ADĐL OKAY Düşünce Dizisi: 1- Gölge Boksu – SERKAN ENGĐN 2- Umut Sarkacında Yaşam – ALĐ ZĐYA ÇAMUR
http://emeginsanatie-yayinevi.blogspot.com http://issuu.com/emeginsanati
25
26