Kolej2010/1

Page 1

Ücretsizdir Para İle Satılamaz

Aralık 2010


Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, birer mutluluk parıltısısınız! Memleketi asıl aydınlığa boğacak sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şeyler bekliyoruz; kızlarım, çocuklarım... Mustafa Kemal ATATÜRK


Misyon & Vizyon

MİSYONUMUZ... Ülkemizin kuruluş ve varlığının önemini ve değerini kavrayan, Atatürk İlke ve İnkılaplarını özümseyen, Çağımızın getirdiği hızlı değişimi takip edebilecek ve bu değişime yön verebilecek, İngilizce ile ek bir yabancı dili daha doğru ve etkin bir şekilde kullanabilen, Çevresine karşı saygılı, sorumluluk bilincine sahip, dikkatli, duyarlı ve düşünceli, Kendisi ile barışık, öz saygısı gelişmiş, Bilgiyi öğrenme yollarını keşfeden, öğrendiklerinden yeni bilgiler üretebilen, Çağın yenilikleriyle, kendi sahip olduklarının sentezini yapabilen, Kendini tanıyan ve iyi ifade edebilen, Sağlığına ve bedenine gereken önemi veren, Doğayı tanıyan ve her zaman saygılı olan, Kendini geliştirme isteğiyle dolu, Sosyal sorumluluk bilincine sahip bir nesil yetiştirmek için var olan bir eğitim kurumuyuz.

Vizyonumuz İçinde yaşanılan zamanın gereklerine göre değil, gelecek yüzyılların ihtiyaçlarını bilerek ona göre hazırlıklarını yapıp önce Kocaeli’nin sonra Türkiye’nin en iyi ve en çok tercih edilen okulu olmak.



Okul Müdürümüz’den

E

Eğitim Tekniklerinin teknolojiyle beraber kullanıldığı, insan beyninin farklı ve bilinmeyen yönlerinin bilimin gelişmesiyle keşfedildiği, eski, klasik ve tekdüze zekâ türlerinin dışında farklı zekâ çeşitlerine göre değerlendirildiği bir zaman diliminde yaşıyoruz. Çoklu zekâ kuramını dünyaya tanıtan H. Gardner, beynimizin pek çok sayıda farklı çalışma merkezi ve işlevinin bulunduğunu ve bu işlevlerin her bireyde farklılıklar gösterdiğini bilim dünyasına sekiz zekâ çeşidiyle sunmuştur. Bizlerin de Eğitim kadromuzla birlikte, öğrencilerimizin öğrenme kimliğini ve bilişsel niteliğini geliştirmek temel hedeflerimiz içindedir. Günümüzde eğitim, başlı başına bilim alanı olmuştur. Bu çerçevede okulumuz, kuruluş aşamasında değişen dünyamız ve eğitim tekniklerini göz önünde bulundurmaya çalıştı. Özel okullardaki eğitim kalitesinin rekabeti eminim ki genç beyinlere ve ülkemize katkı sağlayacaktır. Yeter ki eğitim işine farklı düşünce tarzları, çağ dışı akımlar katılmış olmasın. Biz Conkbayırı olarak Atatürkçü düşünce doğrultusunda demokratik ve laik değerleri benimseyen akademik kariyer bilincine sahip dünya bireyleri olarak öğrencilerimizi yetiştirmeyi amaç edinmiş bulunuyoruz.

Saim EKİCİ / Okul Müdürü

Conkbayırı eğitim kurumu bir aile sıcaklığında öğrencileriyle bütünleşmiş bulunmaktadır. Kocaeli’nin en iyi eğitim kurumu olma yolunda ilerleyen özel Conkbayırı koleji, başarının sağlıklı beslenmeden başladığını “ sağlam kafa sağlam vücutta bulunur” sözünden yola çıkarak tüm öğrencilerimize sabah kahvaltısı, öğle yemeği ve ikindi kahvaltısı hizmeti veriyor. Teknolojik donanımın en üst düzeyde olduğu okulumuz bünyesinde SBS hazırlığı yaparak öğrencilerimizin dershaneye gitmesine gerek bırakmıyoruz. İlk 6 sınıfta hafta sonu faaliyetleriyle öğrencilerimizin eğlenirken yeteneklerini geliştirmelerini sağlıyoruz. Bütün teknolojiler, eğitim teknikleri, bilim ve eğitim adına sayacağımız ne varsa değişse de değişmeyen tek temel düşüncemiz; Ülkesine, milletine faydalı, ahlaklı ve çağdaş bireyler yetiştirmektir.



Eğitim Koordinasyon

‘ Bizim içinEğitim Sizsiniz

Yasemin DEMİRKOL /Eğitim Koordinatörü

‘‘Bizim İçin Eğitim Sizsiniz” sloganıyla Conkbayırı Eğitim Kurumları, Kocaeli Bahçecik mevkiinde anasınıfı, ilköğretim 1. ve 2. kademe öğrencileriyle 2010–2011 yılında eğitim ve öğretim hayatına başladı. Conkbayırı Koleji olarak mutluluğu ve heyecanı birlikte yaşıyoruz. Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, öğrenciden yoksun bir millet henüz millet adını alma kabiliyetini kazanamamıştır. Ona basit bir kitle denir, millet denemez. Bir kitle millet olabilmek için mutlaka eğiticilere, öğretmenlere muhtaçtır. ”sözünden yola çıkarak, öğrencilerimizin bilgileri en iyi şekilde alıp değerlendirmelerinde, her biri kendi alanında son derece başarılı olan öğretmen kadromuz ve idarecilerimiz ile birlikte uyum içinde çalışarak, öğrencilerimizi başarıdan başarıya taşımayı kendimize amaç edindik. Öğretme evrensel bir uğraştır ve bunu her toplum uygulamaktadır. Öğretmenlerimizle eğitim uğraşısını profesyonelce yerine getirerek

aydınlık Türkiye’nin aydınlık gençlerini özveri ile yarınlara hazırlayacağız. Bizler kendine güvenen, bilgi donanımını kuvvetlendirmiş, hayata sıkı sıkıya bağlı, mesleki kariyer hedeflerini ortaya koyan öğrencilerimizle yolculuğumuza devam edeceğiz. Ülkemize ahlaklı, karakterli, pozitif bakış açısına sahip, başladığı işleri bitirme yeteneğine sahip, dürüst ve iradeli bireyleri Conkbayırı Koleji olarak yetiştireceğiz. 2010-2011 eğitim ve öğretim yılı içimizde yeni kıpırtılar, sevinçler uyandırıyor. Okulla ilk kez tanışacak olan okul öncesi ve birinci sınıf öğrencilerimiz ile ailelerinin heyecanlarını paylaşıyoruz. Yaz tatili, çocuklarımızın okullarını özlemeleri için gerekli zamanı içinde taşımaktadır. Okulumuz bu özlemin coşkusuyla büyük bir şenlik havasında açılacaktır. Meşakkatli olduğu kadar güzelliklerle dolu eğitim öğretim yolculuğumuzda tüm öğretmen arkadaşlarımıza ve öğrencilerimize başarılar diliyoruz.



Müdür Yardımcımız’dan

2

20 Nisan 2010 günü ilk tohumları atılan Conkbayırı Eğitim Kurumlarının, 27 Eylül 2010 da beş ay gibi kısa bir sürede açmanın gurur ve mutluluğunu yaşamaktayız. Kurumumuz, eğitim hayatı süresince, her zaman Atatürk ilke ve inkılapları çerçevesinde, yenilikçi, araştırmacı, etik ve akademik standartları yüksek, uluslar ve kültürler arası bilince sahip, çok dilli, sürekli öğrenen ve dünya vatandaşı öğrencileri yetiştirmeyi amaç edinmiştir.Conkbayırı Eğitim Kurumları’nın farkı , öğrencilerini sadece standart sınava yönelik olarak çalıştırmaya odaklanmamak, öğrencilerimizin hayatlarının şekillendiği dönemlerinde akademik olduğu kadar kültürel ve sosyal yönden de eğitmektir.Kurumumuza emanet ettiğiniz, en kıymetli varlıklarımız olan öğrencilerimizi eğiten öğretmenlerimizi de her yıl sürekli olarak hizmet içi eğitimler ile daha üretken hale getirmeyi planlamaktayız. Eğitim kurumlarında okul, öğrenci ve veli üçgeninin hep birlikte çalışması, sizlerin güveni ile bizlere emanet ettiğiniz ve okullarımızda vakitlerinin büyük bir kısmını geçiren öğrencilerimizin öğretilenleri evlerinde de devam ettirmeleri, öğrencilerimizin ve bizlerin hep beraber daha başarılı olmamıza imkân vermektedir. Conkbayırı Koleji öğrencileri tüm dersleri akıllı tahtalarla işliyor. Projeksiyon,

bilgisayar ve tahtadan oluşan bu mükemmel akıllı tahta sistemi, öğretmenlere zaman kazandırdığı gibi, görsel materyal kullanarak işlenen konuların öğrenciler tarafından daha iyi anlaşılmasını sağlıyor. Akıllı tahtalar, bilgisayarın gücüyle bilginin sonsuzluğunu sınıflara taşıyor. Conkbayırı Koleji’ndeki tüm sınıflar birer teknolojik sınıf. Teknolojik sınıfların standart donanımlarında her sınıfta interaktif yazı tahtası, bilgisayar ve projeksiyon sistemi, kesintisiz güç kaynakları ve bu sistemlerin tamamen sağlıklı çalışması amacıyla kuvvetli bir network alt yapısı bulunuyor. Conkbayırı Koleji şu anda tüm dünyada hızla gelişmekte olan akıllı tahta sistemini Türkiye’de tüm sınıf ve laboratuarlarıyla ilk olarak uygulayan okullardan biri. Conkbayırı Koleji, öğrencilerine akıllı tahta uygulamasıyla bilgiye kolay ulaşım, interaktif eğitim ve teknolojiyle erken yaşta tanışma fırsatı sağlıyor. Her zaman olduğu gibi öğrencilerimizin sağlık, güvenlik ve akademik başarıları için okul kurallarımıza hep birlikte uymamız, öğrencilerimizin de bu kurallara uymalarını desteklemeniz bizler için çok önemlidir. Bir kez daha sürekli iletişim ve desteğiniz için teşekkür ederim. Eğt.Uzm.Hakan BİLGİ Müdür Yardımcısı



Rehberlik Servisi

Lütfiye BALCI / Rehber Öğretmen

İşinizde Zirveyi Hedefleyin

Y

Yaptığınız iş, ekilmeye hazır bahçe gibidir. Bahçedeki işinizi özenle yaparsanız yüksek kazanç elde edersiniz, özen göstermezseniz verim alamazsınız. Şüphesiz bahçeler birbirine benzemez. Asıl birbirine benzemeyenler ise bahçelerde çalışan bahçıvanlardır. Öyle bahçıvanlar vardır ki, verimsiz topraklardan bile zirveyi hedefleyerek, azimle çalışarak, bol gelir elde ederler. Bunun yanında öyleleri de vardır ki, verimli topraklardan hiçbir gelir elde edemeyip satmak zorunda kalırlar. İşte ciddiyet şarttır. Baştan savma yapılan işler sahibine fayda getirmez. Bu yüzden işi alır almaz o iş için yapabileceğiniz her şeyi bir kağıda yazınız. Aldığınız işi tüm yönleriyle inceleyiniz. Aklınız ve mantığınızla o iş akında bilmediğiniz hiçbir nokta kalmasın. İşinizle dost olunuz. Çünkü başarınızın anahtarı budur. Aksi takdirde başarısız olursunuz. Bir işi başarmak için ne kadar az çalışabileceğinizi değil, ne kadar çok çalışabileceğinizi düşününüz. Yapılan işte zirveyi yakalamak çok çalışmakla

gerçekleşecektir. Değişik işlerle uğraşıp zaman kaybedeceğinize bir işe sarılarak, onu en iyi şekilde öğrenmeye çalışınız. Yaptığınız işlerde, ne kadar az çalışırsak ücretimizi almaya devam ederiz diye düşüneceğinize, iyi ve dikkatli çalışarak, ikaz almadan işinizi asmadan ücretinizi en güzel şekliyle hak ediniz. İşinizi tespit ettikten sonra onun ne kadar küçük olduğunu düşüneceğinize, ne kadar büyük bir işi olabileceğini anlamaya çalışınız. En iyi şekilde yapılan en küçük bir işin ne kadar önemli olduğunu ispat ediniz. Dünyanın en ü nlü ve zengin madencilerinden biri, bir maden fabrikasında az ücret karşılığında fabrika hesabına şoförlük yaparak hayata atılmıştı. Fakat üzerine aldığı işi çok iyi yaparak ilerledi ve sonunda zirveyi hedeflediği için fabrikanın sahibi oldu. İşimizi en güzel şekilde yapmak elimizdedir. Çünkü yetenek, hüner ve terbiyenin sonu yoktur. Bütün bunları kendimiz için yapacağız. Herbert N. Casson, Hayatta İlerle ve İlerlet



Akıllı Sınıflar

S

Akıllı Sınıflarımız...

Sınıf eğitimlerinde yüksek verimlilik ve görsellik sağlayan akıllı tahtalar, öğrencilerin de dersi daha dikkatli dinlemelerini ve derse daha istekli katılmalarını sağlamaktadır. Görsel öğelerle zenginleştirilmiş ders faydalı içeriklerle öğrencilere sunulmakta ve böylece daha akışkan dersler işlenebilmektedir. Deneylerin dahi büyük bir bölümü bu tahtalar sayesinde öğrenciye izletilerek detayları üzerinde daha kapsamlı bir çalışma yapılabilmektedir. AKILLI TAHTANIN FAYDALARI ! Öğrenci Açısından... Yaratıcılığın ortaya çıkmasını sağlar. Sosyal iletişimde bulunma yeteneğini geliştirir. Her öğrenciye, kendi hızlarında ve düzeylerinde ilerleme olsılığı verir. Kendine güveni arttırır. Problem çözme ve dikkatini bir problem üzerine yoğunlaştırma yeteneğini geliştirir. Öğrencinin öğrenme zamanından tasarruf sağlar. Belgeleme, dosyalama ve belgelere başvurma alışkanlığı kazandırır.

Önceki çözümleri araştırıp, bunları yeni bir çözüm için kullanabilme yeteneğini geliştirme ve yeni çözüm bulmasını sağlar. Matematik ve dil yeteneğini geliştirir. Paylaşım duygusunu geliştirir. Daha çok bilgiye ulaşma imkanı verir. Dersler kayıt edilebildiği için kaçırılan ders veya konulara ulaşabilir. AKILLI TAHTALARIN AVANTAJLARI Günümüzde yaşanılan en önemli sorun zaman sorunudur. Çocuklarımızın 40 dakika ile sınırlı ders saatlerini en verimli şekilde geçirebilmesi bizim sorumluluğumuzdadır. Müfredatın iyi uygulanabilmesi veya derslerin daha zengin içerikler eklenerek işlenebilmesi, daha zeki ve bilgili çocukların yetiştirilebilmesi demektir. Bugün teknolojinin geldiği son noktada, akıllı sınıf uygulamaları sayesinde yaşanan birçok problem aşılabilir. Akıllı tahtaların sunduğu modern eğitim imkanları sayesinde her geçen gün daha başarılı bir nesil yetiştirilebilir. Aşağıda akıllı tahtaların sağladığı en önemli avantajlar yer almaktadır:

* Ders anlatımı sırasında not tutmaya gerek kalmadığı için, konunun daha * kolay anlaşılabilmesi, böylece öğrencinin ve öğretmenin zamandan tasarruf sağlaması * Tebeşir ve ispirtolu kalem (board marker) gibi zararlı maddeler içeren ve enfeksiyona neden olan ürünlerin kalkmasıyla daha hijy enik ve sağlıklı bir ortamda ders yapma imkanı * Akıllı tahtada işlenen derslerin bilgisayara kaydedilebilmesi ve ders notu olarak çoğaltılabilmesi * Derse katılmayan öğrencilerin konuları takibinin sağlanması * Öğrencilerin derse daha dikkatli ve istekli katılımının sağlanması * Öğretmen ve öğrenci için derslerin daha zevkli hale gelmesi * Mevcut şablonları kullanarak ya da yeni şablonlar oluşturarak (örn. çizim, şekil, şema vs.) her defasında tekrar tekrar aynı şekil ve şemaları çizmekten kurtulunması * Farklı sınıf ve okulların internet üzerinden aynı anda birlikte ders işleyebilme imkanı.



İngilizce Kulübü

YabancıDil’in

Y

Faydaları

Yabancı bir dil öğrenmenin bir dil daha bilmenin ötesinde başka faydaları da olabileceğini düşündünüz mü? Yabancı bir dil öğrenerek ek kazanımlar elde edeceğinizi bilmek dil öğrenmek konusunda küçük de olsa teşvik edici bir unsur olabilir.

Yabancı dil öğreniminin, dinleme becerisini ve İngilizce Öğretmeni hafızayı geliştirdiği ve böylece iletişim olgusuna önemli bir boyut kazandırdığı belirlenmiştir. Yine, ikinci dil öğrenenlerin kendi dillerini okuma-anlama becerilerini de geliştirdikleri ve ayrıca okuma sınavlarında daha yüksek notlar aldıkları bilinmektedir. Fatih DURMUŞ

Birçok durumda, başka bir dil öğrenmek öğrencinin Türkçe yeteneğini geliştirir. Öğrenciler diğer dillerin yapılarını öğrenirken Türkçe hakkında da birçok şey öğrenirler. Genel kelime bilgisi de ayrıca çocuğun Türkçe yeni kelimelerin anlamlarını öğrenmesine yardımcı olur. Deneysel çalışmalar, sürekli ikinci bir dil alan öğrencilerle sadece Türkçe eğitim gören öğrenciler arasında Türkçe anadil gelişiminde hiçbir uzun süreli gecikme olmadığını göstermektedir. Yabancı bir dili öğrenmiş olan öğrenciler, diğer kültürlere karşı kültürel çoğulculuk, açıklık ve takdir duygusu beslerler. Başka ülkelerde rahatça seyahat edebilme, yabancı dil edebiyatını, film ve müziklerini orijinal şekilleriyle görme ve dünyadaki kültürel farklılığı anlama imkanı kazanırlar. Kendini ifade etme kabiliyetleri gelişir. Kelime hazineleri genişler ve bunun yanında kendi dilini yeni alanlarda kullanma becerileri artar.

Birçok iş alanı da yabancı dili yeterli elemana ihtiyaç duymaktadır. Yiyecek, turizm ve otelcilik gibi hizmet endüstrilerinde; film, radyo ve müzik üretimi gibi alanlarda ve uluslararası şirketlerde dili yeterli konuşabilen elemanlar çalıştırılmaktadır ve bu sadece onların dil kabiliyetlerinden kaynaklanmaktadır. Tıp, hukuk, ticaret, gazetecilik, politik bilimler, kütüphanecilik ve müzecilik gibi diğer iş alanlarında ve daha genel resmi işlerde, yabancı bir dilde yeterli olmak size diğerleri karşısında çok önemli bir avantaj sağlayacaktır.

Yabancı dil öğrencileri, çok farklı kariyer fırsatlarına, kendilerinin ve diğer milletlerin kültürlerini daha iyi anlayabilme imkanına sahiptirler. Bazı deliller yabancı dil eğitimi alan çocukların daha yaratıcı olduklarını ve karmaşık problemleri çözebildiklerini göstermektedir.

Birçok lisans programı bir ve bazen de üç dilin en azından okunabilmesini gerekli kılmaktadır. Yabancı dili bilmek, yabancı üniversitelerde öğrenim görme, resmi görevlerde çalışma ve uluslar arası/yabancı kaynaklı şirketlerde iş bulma imkanı sağlar.



İngilizce Kulübü

Yabancı Dil Bilmek...

Y

Yabancı dil olarak İngilizce’nin ne kadar önemli bir yere sahip olduğunu eminim hepimiz biliyoruz. Yaşadığımız çevrede, meslek hayatımızda tartışılmayacak derecede önemi olan İngilizce’yi konuşabiliyor olmak şüphesiz ki hepimizin hayatını daha da kolaylaştıracak. Bir dünya dili olan İngilizce, ilk olarak 16. yüzyılın sonlarına doğru popüler olmaya başlamış ve şu an ise 322,000,000 kişiye kadar ulaşmıştır. Mevcut eğitim sistemimizde ilköğretim 4. sınıflarda okutulmaya başlanan İngilizce, artık kreşler, anaokulları ve özel okullar sayesinde çocuklarımızın hayatına daha erken yaşlarda girerek onları İngilizce’ye karşı daha donanımlı ve daha bilinçli bireyler olarak yetiştiriyor. Çocukların yeteneklerine, ilgi alanlarına göre hazırlanan derslerde şarkılar, oyunlar ve değişik aktivitelerle süslenmiş İngilizce öğretimiyle öğrenciler eğlenerek ve mutlu bir şekilde İngilizce’yi öğreniyorlar.

Böylelikle etrafımızı yakın bir şekilde yer kaplayan İngilizce kelimeleri, yer adlarını daha erken yaşlarda anlayabiliyorlar ve dolayısıyla dünyayı anlamış oluyorlar, farklı, daha geniş boyutlu düşünmeye alışıyorlar. Hayal dünyaları, dil becerileri daha fazla gelişmiş olan çocuklarımız, dolayısıyla kendilerini daha kolay ifade edebiliyor hale geliyorlar, bu da onları yaşadığımız dünyada daha fazla söz sahibi yapabiliyor. İşte bu nedenlerden dolayı İngilizce öğrenimini dikkate almalı ve çocuklarımızı bu alana daha fazla yönlendirmeliyiz.

İlksen KOBAK İngilizce Öğretmeni



Matematik

Matematik Emel YILDIZ Matematik Öğretmeni

M

Aklın Dilidir...

Matematik uygarlığın aracıdır. Matematik çok yönlü bir bilimdir. Yayılma alanının ve derinliğinin sınırı yoktur. Bilim ve teknolojide olduğu kadar günlük yaşamda da vazgeçilmezdir. Çağlardan çağlara taşınan, ulusal sınır tanımayan, etkili, sağlam ve evrensel bir kültürdür. İnsanoğlu varoluşundan beri korkuyla, şüpheyle ve merakla içinde yaşadığı evreni tanımaya, doğa olaylarını açıklamaya ve doğaya egemen olmaya uğraşmaktadır. Gizlerini bilmediği için doğa olaylarını, yüz binlerce yıl boyunca, korkuyla gözleyen insanoğlu, doğaya egemen olmak zorunda olduğunu kavradıktan sonra onunla amansız bir mücadeleye girmiştir. Bu mücadelede onun en hünerli aracı matematiktir. Tarih öncesi zamanlardan beri insanoğluna doğaüstü görünen pek çok olayın bilimsel açıklaması matematik ile yapılabilmiştir, evrenin mükemmel düzeni matematik ile ortaya konulmuştur. Örneğin, gök cisimlerinin hareketi, insanoğlunun daima merak ettiği hatta korktuğu olgulardandı. Şimdi Ay’ın ve Güneş’in tutulmasından korkmuyoruz; hatta tutulmaların ne zaman ve nerede olacağını çok önceden hesaplayabiliyoruz. Gök gürlemesinden, yağmurdan, selden korkmuyor; barajlar kuruyor, evlere, fabrikalara enerji akıtıyoruz. Dünyada ve

hatta gezegenler arasında etkin bir haberleşme ağı yaratıyor, üstün bir iletişim ortamı kuruyoruz. Temeli matematiğe dayanan Elektrik ve Magnetizma Kuramı olmasa günümüzün enerji ve iletişim sistemleri çalışmazdı; yani radyolarımız çalışmaz, televizyonlarımız göstermez; barajlarımız elektrik üretmezdi. Işığın nasıl yayıldığını kolayca açıklıyoruz. Işığı yalnız aydınlatmada kullanmıyoruz; örneğin, x ışınlarını, lazer ışınlarını insanlığın sağlığı, refahı ve mutluluğu için kullanabiliyoruz. Süper bilgisayarlar üretiyor ve binlerce kişinin binlerce yılda bitiremeyeceği işlemleri saniyelerde yapıyoruz. Romantizmin başlıca kaynağı olan Ay’a ayak basıyoruz... Bütün bunları matematikle yapıyoruz. Matematiğin uygulanmadığı hiçbir teknik alan yoktur... Matematik yalnızca çağdaş bilim ve tekniğin temel aracı değildir... Tıp, sosyal, siyasal, ekonomi, işletme, yönetim v.b. bilimler de matematiksel yöntemlere dayanmak zorundadır. Kısaca matematik, insan aklının yarattığı en büyük ortak değerdir. Evrenselliği onun gücüdür. Çağları aşarak bize ulaşmıştır, çağları aşarak yeni kuşaklara ulaşacaktır. Büyüyerek, gelişerek, insanlığa hizmet edecek; her zaman taze ve doğru kalacaktır. Bu nedenle, matematik öğretimi bütün dünya ülkelerinde özel bir önem ve önceliğe sahiptir.



Müdür Fen ve Yardımcımız’dan Teknoloji

İlköğretimde

S

Bilim ve Teknoloji...

Son yüzyıl bilim ve teknolojinin gelişmesinde altın çağını yakalamış, insan hayatında vazgeçilmez bir rahatlık sağlamıştır. Bilim hiçbir zaman durağanlık göstermemekle birlikte bilimin sınırları genişlerken; dünyanın sanıldığı kadar büyük olmadığı gerçeği ortaya çıkmıştır. Günümüzde bilim olağanca hızıyla ilerlemekle birlikte, insan hayatının olmazsa olmazları arasına girmeyi başarmıştır. Bilimin sonucu olarak ortaya çıkan teknoloji hayatımızı her alanda kolaylaştırmayı başarmıştır. Bilimle Teknoloji arasında tabi bir döngüsel bir ilişki vardır; bilimsel çalışmalar uygulamaya elverişli bilgi üreterek teknolojik gelişmeye yol açarken, teknolojik gelişmeler de bilimsel araştırmanın daha uygun şartlarda yapılmasını sağlayarak bilimsel gelişmeyi hızlandırmaktadır. Gelişen dünyada sürekli yeni bilgi üretilmekte bu bilgilere dayanarak yeni teknolojik aletler ve hayatı kolaylaştıracak ürünler üretilmektedir. Fakat yeni üretilen her ürünün insanlık için yararlı olduğu söylenemez. Hatta özellikle bireysel farklılklar göz önüne alındığında herkes için farklı etkiler doğurabilecek gelişmeler yaşanmaktadır. Günümüz bilişim teknolojisinde artık okuryazar

olmak yetmiyor. Biraz da bilim okuryazarı olması zorunluluğu ortaya çıkmış bulunuyor. Bu da doğal olarak fen-okuryazarlığını gündeme getirmektedir. Fen okur-yazarlığı kazanmış öğrenci gözlem yapar, inceler, araştırır ve deney yapar. Bilgiyi kendisi keşfeder ve bulur. Öğrendiği bilgiyi yorumlar, öğrendiği bilgiden kuşku duyar, geçmiş deneyimleriyle ve günlük yaşamla bağlantı kurar, öğrendiği bilgiyi uygular, öğrendiği bilgiyle yaşamını şekillendirir ve karşılaştığı problemleri çözer. Öğrenci öz denetimini geliştirir; fikrini söyleyebilir ve savunabilir, karar verebilir, sorumluluk alabilir. Grup çalışmalarına katılır, bilgilerini paylaşır. Bilgiye ulaşmayı, düşünmeyi, yaşam boyu öğrenmeyi öğrenir. Bu nedenlerle, her çocuğun bir birey olduğu gerçeğini temel alarak düşünme becerileri gelişmiş, sorumluluklarını bilen, dünyayı gözlemleyen ve ufkunu bu farklı bakış açısıyla genişleten bireyler yetiştirmeyi hedefledik.

Sercan HINISLI Fen ve Teknoloji Öğretmeni



Türkçe

K

Çiğdem AYTEKİN Türkçe Öğretmeni

Tatlı Dil...

Konuşmasından anlaşılır insan. Güzel konuşmasından... Kalpten kalbe yol vardır derler. Kalpten kalbe olduğu gibi dilden kalbe de yol vardır. Gönlü yumuşak insanların konuşmaları yumuşak ve ılımlıdır. Asla kalp kırmaz onlar. Çünkü bir mihenk vardır gönülde; sözünü önce ölçer biçer sonra muhatabına sunar. Katı kalpli insanlar ise, bu mihengi yitirmiştir. Gönül kayalıklarında paramparça olmuştur mihenkleri. Nereye vuracak ve sözünü tartacak? Altın ile bakırı birbirinden ayıramaz artık o. Olur olmaz yerde kelâm eder, ya baş kırar, ya da göz çıkarır. Ilık meltemler gibi soluklar gerek bize. Gönüllere ulaştığında, bahar çiçekleri açtıran. En sert yürekleri dahi yumuşatan, yoğuran, şekillendiren... “Tatlı söz yılanı deliğinden çıkarır.” denmiş, derler. Ne kadar doğru. En öfkeli olduğumuz anlarda bile yüreğimizdeki karanlığı gündüz aydınlığına çevirir güzel bir söz. “Söz ola kese savaşı / Söz ola kestire başı / Söz ola ağulu aşı, / Yağ ile bal ede bir söz.” diyor Yunus.

Elbette öyledir. En karamsar anları bile cennet iklimine çevirir, alımlı ve iç açıcı bir söz. Bu sebepten, güzel ve nazik konuşan insanların pek düşmanları olmaz çevrelerinde. Bilmeden bir gönül kırarlarsa, hemen tamir ediverirler bir kaç kelimeyle. Bilmeden olur çoğu kez. Lâkin o yarayı dudaklarından akan bal gibi kelimelerle, sihirli cümlelerle bir anda iyileştirirler. Asla başka bir zamana bırakmazlar açtıkları yaraları, oluşturdukları çizikleri. Anında pansuman eder ve tedaviye geçerler. Sen diline ister gül koy, istersen bal ve gönüllere cennet sevgiden bir iklim ör. İstersen kor koy, başkalarını alev alev yak. Tercih senin... Arkadaş! Gönlünün yumuşak ikliminde bir meltem yumuşaklığına çevir sözlerini. Yüreği kırgın olanların doktoru ol, masum gönüllerin cellâdı değil! Yaralı gönüllere hızır gibi yetiş. Onların kırgınlıklarını gider. Yaralarına söz merheminden sür…



Demokrası ve İnsan Hakları

İnsan Hakları İle İnsandır.

Ü

Ülkemizdeki bireyler birçok hakka sahip oldukları halde bunların birçoğundan habersizler. Ya da bu haklarını kullanmayı bilmiyorlar. Bizler de insanlarımızı bu konuda bilinçlendirebilmek ve haklarını daha etkin bir şekilde kullanmalarını sağlamak için çalışmalarımıza bireyin topluma yetiştirildiği yerden başladık. Bu amaçla Demokrasi, İnsan hakları ve Yurttaşlık Kulübü olarak öğrencilerimizi bilinçlendirmek ve şikâyetlerini dinlemek amacıyla okulumuzun girişine bir dilek ve şikâyet kutusu yerleştirdik.

Bu uygulama, en azından öğrencilerin çekincelerinden dolayı dile getiremedikleri sorunlarını bu yöntemle öğrenme ve bu sorunlara çözüm bulma konusunda etkin bir çalışma yürütmemize fırsat verecektir. Öğrencilerin dilek ve şikâyet kutusunu okulda kendilerini rahatsız eden konularda dileklerini ya da şikâyetlerini yazılı bir şekilde ilgili kutuya atabilecekleri, kulüp öğrencileri ve öğretmenler tarafından okul öğrencilerine duyuruldu.

Sibel ERDEN Sosyal Bilgiler Öğretmeni



Görsel Sanatlar

Bakış Açısı

S

Sanat eğitiminin temel ilkesi olan yaratıcılık, tüm insanlarda var olan ancak kişiden kişiye farklılık gösteren bir özelliktir. Doğuştan getirildiği için öğrenilemez, ancak gerekli eğitim ortamı düzenlendiğinde geliştirilebilir. Kesin bir tanım yapmanın güçlüğüne karşın yaratıcılık, genel ve geniş bir tanımıyla “ bilinen şeylerden yepyeni bir şeyler çıkarmak, yeni, özgün bir birleşime varmak, bir takım sorunlara yeni çözüm yolları bulmak” şeklinde ifade edilebilir. Bununla birlikte görsel sanatlar alanında konuya karşı yaratıcı ve sanatsal ürünler ortaya çıkartmak herkesten beklenebilecek bir şey değildir. Önemli olan doğru bakış açısını yakalayıp, sanat eserlerine gereken değeri vermek, algılayabilmek ve konunun içeriğini özümseyebilmektir. Dünyanın çeşitli ülkelerindeki sanat müzelerine gidip, oradaki eserleri inceleyen, çağdaş dünya sanatçılarının ellerinin değdiği o yapıtları seyreden insanların hepsi resim yapabilen insanlar tabi ki de değildir. Fakat estetik kavramından yola çıkarak güzel olan şeye bakmanın verdiği hazzı hissedip, ruhunda bir yere taşıyabilmenin mutluluğunu hissedenlerdir. Yeteneğiniz olmayabilir, kaleminizden güzel resimler çıkmayabilir, renklerin nasıl bir araya gelmesi gerektiği konusunda yeterli olmayabilirsiniz ama sanatsal değer taşıyan bir resmi diğer resimlerden ayırabilmeyi ve tuvale baktığımız zaman tuvaldeki resmin de bize baktığını ve sessizce bizimle konuştuğunu unutmamamız gerekir. “ Her çocuk sanatkardır. Sorun, çocuk büyüdükten sonra bile, onun nasıl sanatkar kalabileceğidir.” ( İspanyol ressam ve heykeltıraş Pablo PICASSO ) Pınar ERDİMEN Görsel Sanatlar Öğretmeni



Müzik

D

Burcu ÖNAL Müzik Öğretmeni

Bir Hediye...

Daha önce içinizde hiç düşünen oldu mu? Müzik nasıl oluştu? Müzik adı nasıl meydana geldi? İnsanların kendi kendilerine yarattıkları güzel sanatlardan biridir müzik. Duyguları ve düşünceleri seslerle anlatma sanatıdır. Müzik, insanların olup bitenleri kaydetmeye başlamasından çok daha eski çağlarda doğmuştur. İlk insanların kullandığı müzik aletleri; ellerinden ve ayaklarından ibaretti. Ellerini birbirine, ayaklarını yere vurarak sesler çıkarıyorlardı. İlk müzik aletlerinin başında ise insan sesi yer alıyordu.

Eski insanlar için müzik o kadar önemliydi ki müziğin Tanrıların bir hediyesi olduğuna inanırlardı. Mısırlılar, Çinliler, Yunanlılar, Hintliler gibi en eski medeni topluluklar müziği cennetten gelme sayarlardı. Hatta ‘müzik’ sözü bile eski yunanlıların en büyük Tanrısı Zeus’un kızları sayılan Mausa (müz) denilen dokuz peri kızının adından geldiği söylenmektedir. Bu peri kızları bütün dünyanın güzelliklerini, uyumunu düzenlemekle görevliydiler. Bu nedenle müzik; güzelliktir, temizliktir, düzendir, disiplindir.

Müziğin bilimsel olarak açıklanmış başlıca faydaları şunlardır; Matematiksel zekayı gelişir. Akademik performansı olumlu etkiler. Kendini ifade etme yeteneğini geliştirir. Stresin ve sıkıntının azaltılmasında etkilidir. Sık müzik dinleyenlerde beyin aktivitesi artar. Estetik, yapıcı ve yaratıcı düşünme kapasitelerini artırır. Bazı hastalıklarda müzikle tedavi hastanın sağlığını olumlu etkiler. Anlama ve düşünmede öğrenme güçlüğünün giderilmesini sağlar. Bir enstrümanı çalmanın yanı sıra bol müzik dinlemek beyni geliştirir. Haydi şimdi kucak dolusu notaları alın bir ezgi oluşturup kendinizi anlatın… Düzenli olarak müzik aleti çalmanın beynin görme, duyma, hareket etme ve koordinasyonla ilgili bölümlerinin büyümesini sağlar.



İlköğretimde

i

Spor Kulübü

Beden Eğitimi ve Spor Dersi

İlköğretim okullarına verilen “kesintisiz ve zorunlu eğitim” görevi, aynı zamanda “kesintisiz ve zorunlu beden eğitimi” anlayışını da beraberinde getirmektedir. İlköğretim okullarında beden eğitimi ve spor etkinlikleri sekiz yıllık bir süreyi kapsamaktadır. İlköğretimin birinci kademesinde öğretime başlanmakta ve gelişim periyodu eğitim süresince devam etmektedir. İlköğretimin ilk beş yılında çocuklar vücutlarının parçalarını kullanmayı ve önemli hareket örneklerini ayırt etmeyi ve mekanik prensipleri öğrenmeyi, kurallara göre davranmayı, denge ve zamanı, alanı kullanma gibi tecrübeleri kazanabilirler. İlköğretimin birinci kademesinde Beden Eğitimi programı başarılı olduğu taktirde çocuklar, ilköğretimin ikinci kademesinde geleceğe dönük plânlanan hareket aktivitelerinde yer alan becerileri kazanabilirler. Yine ilköğretimden sonra bir üst öğretim kademesi olan ortaöğretimde, ilköğretimde uygulanan Beden Eğitimi dersi öğretim programlarının gerektiği gibi uygulandığı varsayılmakta ve program bunun üzerine kurulmaktadır. İlköğretim okullarının beden eğitimi programları teorik açıdan; I. kademede beden eğitimi ağırlıklı olup, II. kademede beden eğitiminin yanı sıra spora daha fazla yer verilmektedir. İlköğretim programlarının uygulamalarına baktığımızda; hem birinci hem de ikinci kademede beden eğitimi ve sporun birlikte ele alındığı görülmektedir. Eğitimciler de beden eğitimi ve spor olgusunu bir bütün olarak düşünmektedirler. Milli Eğitimin Temel İlkelerine uygun olarak kişinin beden, ruh, fikir gelişimini sağlamaktır. Oyun, cimnastik, sportif çalışmaların bütünü ile kişinin bedence sağlam, fikirce

uyanık ve ruhen sağlıklı olmasının aracı olarak görmektedirler. Bu kavramları ve aralarındaki ilişkiyi kurmaya çalışırken, aralarındaki güçlü bağları yok etmeden, beden eğitimi mi, spor mu gibi bir ikileme girmeden beden eğitimi ve spor kavramları birlikte düşünülmelidir. Genel eğitimin önemli bir parçası olan beden eğitimi ve sporun temel amacı, çocukların fiziksel etkinlikler yani hareketler yolu ile eğitimini sağlayarak her öğrencinin hareket kapasitesinin en üst düzeye çıkmasına yardımcı olmaktır. Aynı zamanda çocukların fiziksel, zihinsel sosyal ve duygusal gelişimlerinin en üst düzeye çıkarılmasına katkıda bulunmaktır. Beden eğitimi dersinin bu işlevleri yerine getirebilmesi için üç temel öğenin; öğrenci, öğretmen ve programın olması gerekmektedir. Bu üç öğe, Beden Eğitimi dersini yönlendiren, biçimlendiren en önemli olgulardır. İlköğretim okullarında Beden Eğitimi dersinin daha etkin ve yaygın duruma getirilebilmesi ve çocukların bir bütün olarak gelişmesi, bu öğeler ara-sındaki ilişkinin sağıklı ve uyumlu olmasına bağlı görünmektedir.

Ayşe DEPRELİ Beden Eğitimi ve Spor Öğretmeni



Satranç

Satranç Tarihi...

S

Aytaç ŞAHİN Satranç Öğretmeni Satrancın zamanımızdan en az 4000 yıl önce Mısır’da oynandığına dair bulgular piramitlerdeki kabartmalarda bulunmaktadır. Yine Çin’de Mezopotamya’da ve Anadolu’da oynanmaktaydı. Oyunun bugünkü adını alması, M.S. 3.-4. Yüzyıllarda Hindistan’da oyuna ÇATURANGA denmesi ile başlar. Satranç ile ilgili ilk yazılı belgeler Hindistan’da kalmaktadır. Daha sonra satranç İran’a, onlardan Araplara, Endülüsler sayesinde de İspanya üzerinden Avrupa’ya yayılmıştır.Arap ve Avrupa el yazması kitaplardan sonra, İspanyol Lucena’nın ilk basılı satranç kitabında (1947) satrancın o zamanki yeni kuralları açıklandı. O zamandan bugüne kadar, satranç oyununun

kuralları değişmeden gelmiştir. İspanya’dan sonra, İtayla, Fransa, Almanya, Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya’da satranç hızla gelişmiştir. 15. Yüzyılda İspanyol Lucena, 17. Yüzyılda İspanyol El Greco, 18. Yüzyılda Fransız Philidor’un satranç kitapları vardır. 19. Yüzyıl sonlarında satrancın büyük yıldızları belirdi: Anderssen, Morphy, Rubinstein ve Steinz. 1850’lerden başlayarak, güçlü oyuncuların katıldığı turnuvalar yapıldı.Sonunda, 1886’da o zamanın en kuvvetli iki oyuncusu arasında, ilk dünya satranç şampiyonluk karşılaşması oynandı: Steinitz ve Zukertort. Steinitz bu maçı, 10 galibiyet, 5 beraberlik ve 5 yenilgi (+10-5=5) olarak kazandı.

SATRANCIN YARARLARI - Kötü alışkanlıklar edinilmesine engel olur. - “Kendine güven” duygusu aşılar ve bunu geliştirir. - Kişiliği ve karakteri olumlu yönde etkiler ve geliştirir. - Planlı hareket etmenin önemini ve gerekliliğini kavratır. - Dikkatini tek konu üzerinde yoğunlaştırabilme alışkanlığı kazandırır. - Konulara karşı şüpheci yaklaşımı benimsetir, onları ezberci zihniyetten arındırır. - Başarıya ancak ve ancak sistemli ve disiplinli bir çalışmayla varılabileceğini gösterir. - Başarısızlıklar karşısında yılmamayı, başarı için daha çok çalışmanın gerekli olduğunu öğretir. - Bireysel güç ve yeteneklerini açığa çıkarmaya ve bireysel doğru kararlar alabilmeye yardımcı olur. - Süratli ve doğru düşünebilmeye yardımcı olur, olaylara doğru yorumlarla yaklaşabilme yeteneklerini geliştirir. - Kişileri düşünen, araştıran, yargılayan varlıklar haline getirir ve yaratıcılıklarında özgür bırakan bir ortam hazırlar. - Diğer ders konularının daha iyi anlaşılıp kavranmasına yardımcı olur. Bilimselliği ön plana alarak araştırmalar yapmaya yönlendirir.



Bilişim Teknoloji

Ö

Osman DEMİRCİ Bilişim Teknolojileri Öğretmeni

Bilişim ve Eğitim...

Öğrencilerin ve velilerin “Bilgisayar Dersi” olarak bildiği bir dersin öğretmeni olarak, öncelikle bu alanda çok fazla bilinmeyenler ve yanlış algılamalar olduğunu belirtmek isterim. Şimdiye kadar duyduklarım kadarı ile ilk kademede oyun ikinci kademede ise internet dersi olarak algılanan bir ders. Oysaki ilk haftadan itibaren Bilişim alanının sadece eğitimde değil büyüyen ekonomide çok ciddi bir sektör haline geldiğini öğrencilerimle paylaştım. Sürekli yeni şeylerin öğrenilmesi gerektiği, ilginin fazla olduğu, farklı alt dallara ayrılan bir alan. Bilişim teknolojisi, bilginin toplanmasında, depolanmasında, işlenmesinde bir yerden bir yere iletilip kullanıcıların hizmetine sunulmasında kullanılan iletişim ve bilgisayarlar dâhil bütün teknolojileri kapsayan teknolojilerdir. Bilişim teknolojisi iletişim ve bilgisayar sistemleriyle bağlanabilen bilgi hizmetlerinin tamamı için kullanılan bir kavramdır. Bilişim teknolojisinin 4 temel kategorisi bulunmaktadır: • Yazılım • Ekipmanlar • Donanım • Hizmetler Bilişim teknolojileri reform nitelikli değişimlere neden olmaktadırlar. Bu teknolojiler, ülkelerin birinci veya uçuncu sınıf olmalarını belirleyecek kadar büyük bir öneme sahiptirler. Bilişim teknolojileri vasıtasıyla bilgiler istenilen noktalara geleneksel yollardan milyonlarla ifade edilebilecek bir oranda daha hızlı ulaştırılabilmektedir. Bilişim toplumunun yolunun açılması ve gerçekleşmesi, “içerik” (bilgi) ve ‘teknoloji”nin (bilgi teknolojisi) bütünleşmesiyle sağlanacaktır. Bilişim teknolojisinin altyapısı bilgisayar ve diğer iletişim araçlarına dayanır ancak bu teknolojide insani unsuru yok sayılamaz. Bu teknolojiyi yarısı donanım, yarısı yazılımdan oluşan bir elmaya benzetirsek; insanı da bu elmanın oluşumunu sağlayan özsuya benzetebiliriz. Zira donanımın da yazılımın da geliştirilmesi insanın yaratıcılığına ihtiyaç duymaktadır. Bu teknolojiler esasen insan aklının yansımasından başka bir şey değildirler. Bilişim teknolojisi, yaşamımızın her alanında her türlü işimizin yapılmasında bize yardımcı olmakla beraber bizi birçok angaryadan da kurtarmaktadır. Yani bize özümüze daha fazla zaman ayırma ve yoğunlaşma imkânı ermektedir. Buna imkân bulmuş insan zekâsının daha neler başarabileceğini hayal etmek bile gerçekten zordur. Bilişim teknolojisi diğer bütün disiplinler ile ilgidir ve bunun neticesi olarak çok

farklı biçimlerde uygulanarak bize sınırsız bir etki ve gelişme olanağı sunuyor. Bilişim teknolojileri, bilişim toplumunun hammaddesi olan bilgiye istenildiği zaman ve mekânda hızlı bir şekilde ulaşılmasını sağlar. Bununla da yetinmeyip sürekli olarak yeni bilgilerin üretilmesine aracılık ederler. Bu teknolojilerle birlikte toplum yeniden şekillendirilmektedir. Tarım toplumunda dönüşümün motoru saban, sanayi toplumunda buhar makinesi, bilişim toplumunda ise bilgisayardır. Bilgi akış hızının artması beraberinde, bilim, teknoloji ve üretim üçgenin çevrimim hızlandırmaktadır. Bilişim teknolojileri yeni ekonomik yapının dinamiğini oluşturmaktadır. Bilişim teknolojileri ekonomik yapı üzerindeki büyük bir dönüşüm başlatmıştır. Öncelikle, ekonomik faaliyetlerin küreselleşmesine olanak tanımışlardır. Bu teknolojilere yapılacak yatırımlar ulusal ölçekli ekonomilerin büyüme oranlarını ve diğer bütün sektörlerini etkiler. Firmaların iç verimlilik oranlarını yukarı trende sokarken, dış çevreleriyle de ilişkilerinde yeni mekanizmalar içine girmelerine neden olmaktadırlar. Böylece iç ve dış süreç ayrımları ortadan kalkmaya yüz tutmaktadır. Firmalar, bilişim teknolojileriyle sağladıkları esneklikle maliyetlerini düşürmekte ve küresel ölçekli rekabetlere girişebilmektedirler. Etkilerine baktığımızda iletişim, bilişim ve genel yayıncılık alanlarında meydana getirdiği “yakınsama” dır. Yakınsama, kişisel bilgisayarın, iletişimin ve televizyonun erişilebilir bir kullanıcı tecrübesinde birleştirilmesidir. Internet üzerinden TV-radyo yayını, TV birimlerine getirilen Internet servisleri, gezgin telefonlar, elektronik posta gibi uygulamalar örnek olarak gösterilebilir. Son olarak velileri ve öğrencileri ilgilendirilen fakat göz ardı edilen bir noktaya temas etmek isterim. Günümüz teknoloji dünyasında artık çocukları bilgisayardan uzak tutmak hem gereksiz hem de imkânsız. Özellikle evde saat bazında kontrol altına alınabilir. Tabi ki zararlı içerik bulunduran oyunlar hariç. Önemli olan bilinçli onu kullanabilmeleridir. Bilgisayar ve Televizyon gibi yaygın ve ulaşımı kolay teknolojik aletler “ateş” gibidir. Ateşin üzerinde yemek pişirirseniz faydalı olur, elinizi sokarsanız zarar verir. Bilgisayarın da insanlar için faydalı bir alet olduğunu, bu aleti doğru kullanabilmenin önemini öğrencilerime anlatabilmek yegâne hedefimizdir.



K’nex

Osman DEMİRCİ Bilişim Teknolojileri Öğretmeni

K

7-14 ve K’nex

K’NEX gelecek neslin yapı mimarisini oluşturacak bir potansiyeldir. Yaratıcılığı geliştirir, özgüveni artırır ve kişiler arası etkileşimi artırır. K’nex in 7 – 14 yaş grubunun yaratıcı, sosyal ve mimari zekâsının gelişimine olan etkisine inanıyoruz. Bu yüzden bu dersi hem bir etkinlik hem de müfredatta zorunlu bir ders olarak ekledik. Bu açıdan, K’nex in kendi alanında eşsiz ve dikkate değer olduğunu düşünüyoruz. Birçok eğitimcinin hayal ettiği gibi; hem geliştiren, hem öğreten, hem de eğlendiren bir yöntem olarak K’nex yeni olmasına rağmen gerek veli gerekse öğrenci cephesinden kayda değer bir ilgi gördü. Öğrencilere verilen tasarımlar ile el becerilerini ve grafik okuma yeteneklerini geliştiriyorlar. Ayrıca, içten gelen dürtülerle kendi tasarladıkları şekilleri de oluşturuyorlar. Güvenli ve temiz bir ortamda inşa ettikleri yapılarla gurur duyan öğrencilerimiz yeni tasarımlarını da ellerine çizili kaynak vermeden okul içi yarışmalarda sergileyecekler. Hayatında ilk defa pille çalışan küçük bir motor görmenin heyecanının bugün itibarıyla yaşayan öğrencilerimize ve velilerine kısa zamanda hayal edemeyecekleri yeni tasarımların teminatını veriyoruz.

Bunlara ek olarak neden K’nex sorusuna şu cevapları rahatlıkla verebiliriz; Farklı, yenilikçi, etkili bir bakış açısı kazandırmak için, Diğer insanların ve grup arkadaşlarının zekâsına saygı duymayı öğrenmek için, Kişisel gelişimi eğlenceli hale getirmek için, Her bireyin küçük yaşlarda da bir şeyler başarabileceğini hissettirmek için, Takım çalışması ruhunu aşılamak için (Üniversite çağında çok gerekli), Farklı düşünce ve yöntemlere açık olabilmeyi öğretmek için… K’nex in bireylere kazandırdıkları çoğaltılabilir. Gayemiz, günümüz eğitim dünyasında uygulanmayan, denemesi cesaret isteyen bir uygulamayı gelecek nesillere taşımak. Umuyoruz bunu önce öğlecilerimiz, sonra da velilerimizin desteği ile başarırız.



Drama

Y

Yaratıcı Drama...

Yaratıcı drama tiyatro sanatından etkilenip yararlandığı kadar diğer sanat dallarından da yararlanır. Belki en başta görsel sanatları saymak gerekir. Özellikle günümüze dek gelen kavramsal sanat ve dramatik pek çok öğe içeren anlatısal özellikler taşıyan yerleştirmeler (enstalasyon), kısaca 20. yüzyılın son çeyreği ve 21. yüzyılın plastik sanatları bilinirse, yaratıcı dramayı daha çok yönlü ve boyutlu işlemek olanaklı olur. Yaratıcı drama, tiyatro eğitiminde de geçerli olduğu gibi, alanın temel elementleri beden, mim, devinim, ritim, ses ve sözdür. Okul öncesi küçük çocuğun eğitiminde resim-çizim, dans, masal ve öykülerle birleşen yaratıcı drama çalışmaları anlatım oyunlarına dönüşürken, çocuğun beyinsel hızı artar, duyuşsal ve bilişsel öğrenmeler eğlence ve oyun içinde gerçekleşir ve kalıcı olur. Yaşlar ilerledikçe anılar ve yaşam gerçekleri, gündelik deneyimler, değişik ilgiler derlenir, karşıtlıkları da araştırılarak bunlar düzenlenir, birer çerçeveye oturtulur, dikkat ve özenle sözellendirilip canlandırılır. Bu süreçte arama, araştırma, sorgulama, kıyaslama, çözümleme, kategorilendirme, belgeleme, belgelik oluşturma, yorumlama gibi bilimsel yöntemler kullanılır. Temalara ulaşılır. ‘İnsana özgü olanla, insana layık olanı birlikte düşündürme’ durumu bir sonuç olarak değil, bir süreç olarak yaratıcı dramanın içindedir. Ve bu süreç diğer sanat dallarıyla iç içe yaşandıkça estetik bir eğitime dönüşür. Yaratıcı drama sahnede gerçekleşmez, izleyiciye yönelik olarak hazırlanan bir süreç değildir. Ancak bir konu, bir sorun (sal) ya da bir kavram üzerinde çalışılıyorsa değişik yorumlarla konu(lar), anlam zenginliğine kavuşur, katılımcıların farklı bakış açılarıyla görülüp durumların, olguların ve insan ilişkilerinin, hatta nesnelerin birbiriyle ilişkilerinin daha iyi de-

ğerlendirilmesine yol açar. Tıpkı ekip çalışması ile yaratıcı yazma teknikleriyle ortaya konan yazın eserleri, filmler, deneysel tiyatro çalışmaları ya da yerleştirmeler ve video sanatı örneklerinde olduğu gibi. Ancak tiyatronun kendi farklı kurallarından sıyrılıp daha özgürce yol alabilen yaratıcı drama etkinliklerinin, söz gelimi okullarda ya da okul dışı ortamlarda gerçekleştirilen proje çalışmalarında, küçük çalıştaylar biçiminde sürdürülüp sonuçlarının ilgili izleyiciye, ilgili kamuoyuna görünür kılınmak üzere, bir sergileme, bir gösteri, bir dramatik sunum ile iletilmesi söz konusu olabilir.



5. Sınıf

5

Elif OCAKOĞLU Sınıf Öğretmeni

5. Sınıfımız

Beş...

5.sınıf, öğrencilerde bedensel olarak değişikliklerin başladığı dönemdir. Özellikle kız öğrencilerde bu daha çok gözlemlenir. Bu çağa çocukluğun son yılları da diyebiliriz. Bu çağdaki çocuklar daha önceki ve sonraki dönemlere göre daha dengeli ve tutarlı bir dönemdedir. Genel olarak önemli bir eğitim ve yönetim güçlüğü ortaya çıkarmazlar. Bu dönemde çocuğun beden sağlığı kadar ruh sağlığı da yerindedir. Bu yaşta çocuğun kendini anlamasına ve güven kazanmasına yardım edilmelidir. Sevilmek, beğenilmek, başarılı olmak, kendini güvende hissetmek ve gelişmek, en temel ihtiyaçları arasındadır. Grup duygusu çok gelişmiştir, grup üyesi olmaktan, etkinliklere katılmaktan zevk alır, grupta her hangi bir çocuğa yardım edebilmek için bütün grubu etkilemek önemlidir. Bu yaşta öğretmene çok önem verir,onun adil olmasını,öğrencilere eşit davranmasını bekler,bu tür davranışlar öğretmene güveni artırır. Öğrenme ve okuma isteği çok fazla olan bu yaşta yapılan sağlıklı yönlendirmeler başarma duygusunu geliştirir ve kendine güven duymasına neden olur.

Büyüdüğünün anlaşılmasını ve değer verilmesini ister, çeşitli konularda görüşünün alınmasını, kendisini ilgilendiren konularda kendisinin karar vermesine imkan sağlanmasını ister. Okulda da kendilerini yönetme ilkesine yer vermekte fayda vardır. Bu yaşta yaptığı hataların sonuçlarına katlanabilecek durumda hisseder. Okul ve ev hayatı öyle düzenlenmelidir ki, çocuk bağımsızlığını kazanmaya doğru ilerleyebilsin. Okulda ve evde çocukların birbirleriyle arkadaşlık etmeleri,eve çağırmaları ve onları ziyarete gitmeleri teşvik edilmelidir, kişiliğinin sağlıklı gelişiminde arkadaş ilişkilerinin payı büyüktür. Çocuğun kişilik gelişimi için gereken özgürlükler verilmeli ve her fırsatta ona güvendiğinizi hissettirmelisiniz. Onların istenmeyen davranışları karşısında sakin olmak ve anlamaya çalışmak, onunla birlikte düşünmek ve ona “ yanındayım “ duygusunu vermek çok önemlidir. Yoksa en ufak bir yanlışlıkta “acaba beni eskisi gibi sevmiyorlar mı ? “ duygusuna kapılabilir. Başarısızlığın bu çağdaki etkisi öteki çağlara göre daha fazladır. Çocuğun başarılı olduğu bir alan mutlaka vardır. Bizlerin bunu ortaya çıkarıp başarı zevkini tattırmamız gerekir.




Okul Adresi: D-130 Yolu Üzeri Seymen Mah. DZKK Kara Araçları Kom. Yanı Bahçecik/KOCAELİ İrtibat Bürosu: T: (262) 325 41 44 Hürriyet Cad. No:177 Osmanağa Apt. Kat:3 İzmit/Kocaeli

www.markamedyareklam.com

Bizim için Eğitim Sizsiniz...


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.