Kalkış Garantili Astral Turlar Bir seyahat şirketi size hayatınızın herhangi bir noktasından geçmişe dönüş imkanı sunsa, ama alnımıza yazılmış toplam ömrümüzün süresi aynı kalacak olsa… hakkınızı nasıl kullanırsınız? Mesela kader hanesinde yetmiş yıl yazan biri, ellisindeyken otuz yaşına dönerse, son yirmi yılı tekrar yaşayacak ve ellisinde ölecek, sonrasını bilmeyecek, torununu göremeyecek. Bana soracak olursanız, şu anda halimden memnun ve de gelecekten umutlu olduğum için düz çizgide ilerlerim, ama başıma bir felaket gelir de durum değişirse yirmi altı yaşıma dönmek isterim! Askerliği bitirip, çok uluslu bir yatırım firmasında işe başlamış, ve hayatımın aşkıyla tanışmıştım. Kalan ömrüm kaç senedir bilmiyorum, ama son yirmi beş seneyi zevkle tekrarlayabilirim :-) Tercihinizi kısa bir açıklama eşliğinde e-posta ile paylaşırsanız sevinirim; bilmeyenler için adresim, kisa@oyku.com. Desteğiniz için peşinen teşekkür ederim. Önemli not: Kişisel bilgilerin gizliliğine özen göstereceğimden ve gelen mesajlardan esinleneceklerim çıkarsa, isimleri öykümde mutlaka değiştirerek kullanacağımdan emin olabilirsiniz.
Yazar bu daveti sosyal medya hesabından yayınlar. İki gün sonra sevinerek cevapların biriktiğini görür. Hafta sonu eline çayını alıp balkona çıkar ve gelen cevapları okumaya başlar. Sakat olmadıkları geçmişe dönmek, hapse girmeden öncesine dönmek, sevdiğini kaybettiği kaza gününe dönmek isteyenlere kıyasla oldukça sıradan bir cevap ilgisini çeker.
“Kalan ömrümün süresini bilmiyorum, ama eğer tek gün bile olsa en sorumsuzca yaşadığım ve dolayısıyla stresin yanıma uğramadığı yıllar olan lise çağlarıma giderdim. Her günü ayrı şamata, heyecan ve eğlenceydi. Ne sınav endişem ne hoca korkum ne kız bulma sorunum ne de zamanı kestirilemeyen yumruklaşmalardan çekincem vardı. Sebep yokken sırf canımız öyle istedi diye okuldan kaçar ve sokaklarda sürtmekten bıkınca arka duvardan atlayıp geri dönerdik. Cebimizde fazla para olmazdı, ama ne gam, kafa dengi arkadaşlar olduktan sonra her şeye çare bulunurdu o zamanlarda. Bakkaldan gazoz aşırır, güya tasarruf ettiğimiz o parayı yer göstericinin cebine bahşiş olarak iliştirip loca kapatırdık sinemada. Aklımızda, büyüklerden duyup da tecrübe etmek için sabırsızlandığımız tonla şey ve önümüzde uçsuz bucakız bir hayat vardı. Doymak bilmeyen iştahımız ve koyduğumuz hedefe ulaşıncaya kadar vazgeçmeden deneyecek enerjimiz vardı. Kısacası besin piramidinin tepesindeydik, dokunulmazdık, küçük ormanlarımızın yenilmez krallarıydık.” Yazar bu duyguyu iyi bilir, kendisi de benzer bir çocukluk geçirmiştir. Yıllar önce ağarmaya başlayan saçları artık yer yer dökülmesine rağmen lise yılları hala rüyalarından eksik olmaz. Hangi gece, kendini lacivert ceket, gri pantalon ve okul üniformasıyla alakası olmayan bir çift beyaz spor ayakkabıyla görse, sabah yüzünde bir tebessümle kalkar yataktan. Evet, evet bu fikri sever. Eşiyle birlikte emekliliği bekledikleri sakin hayatından şikayetçi olamamasına rağmen geçmişteki coşkuyu özler. O rengarenk günleri gözünün önüne getirince kalbinden karnına doğru yayılan sıcaklık hissi hoşuna gider. Son zamanlarda merak saldığı meditasyon seanslarından biri sırasında tesadüfen keşfettiği tekniği kullanacak ve tekrar lise talebesi olacaktır. Eşiyle sık sık çıktıkları uzun yürüyüşlerden sonra nefes darlığı çektiği günlerin sayısında artış olmasının iyiye işaret olmadığının bilincindedir. Yine de bitiş çizgisinin yakınlaştığını aklının ucundan bile geçirmemektedir. Sağlığı zirvede olmayabilir, ama yaşıtları da çok farklı durumda değildir zaten. Senede bir ziyaret ettiği doktor da, yazarı yağlı yemeklerden uzak durmak kosuluyla bilimsel olarak desteklemektedir. En azından on yıl daha yaşarım, diye umit eder. Bu hesap, lise yerine ortaokul yıllarına dönmeyi düşündürtür. Üniversiteyi pek sevmemiştir. Ortam fena değildi aslında, ama liseden sonra epeyce sönüktü, diye kendini tasdikler. Ortabire dönecek ve okuldan atılmamak kaydıyla mümkün olduğunca çok kez sınıfta kalarak lise mezuniyetini elinden geldiğince
geciktirecektir. Cebinden eksik etmediği not defterini çıkartıp bir not düşer, üniversiteye girmek durumunda kalırsan gittiğin dil kursundan yurda geri dönme! Bu uyarı, yazarı gençken yaptığı bir hatayı tekrarlamaktan koruyacaktır. Lisedeyken yabancı dili İngilizce olmasına rağmen üniversitede Almanca eğitim yapan bir bölümü seçer. On dokuz yaşında üniversite öncesi Almanca hazırlık okur. On iki yaşında İngilizce hazırlık okurken zorlandığından fazla zorlanır ve bütünlemeye kalır. Amcası sayesinde Almanya’da dil kursu ayarlar ve yaz tatilinde bol bol pratik yapıp birinci sınıfa geçmeye hak kazanır. Kağıt üstündeki bu başarı yazarın ağzında buruk bir tat bırakmıştır. Dil kursunun kütüphanesinde çalışan bir sarışına gönlünü kaptırmıştır. Kız, yazardan Almanya’da kalmasını istemiş ve kirayı paylaşmak kaydıyla evinde kalabileceğini söylemiştir. Üstelik de sevdiği bir öğretmeni ona kursun mutfağında yarı-zamanlı iş ayarlamıştır. Ama ay sonunda bütünleme sınavı vardır ve buraya geliş amacı da odur. Ailesinden o güne kadar öğrendiği ‘sorumluluk sahibi insan’ profiline uygun olarak öğretmenine teşekkür eder, yaz aşkıyla vedalaşır ve memlekete geri döner. Bugün bile kaçan fırsat aklına geldikçe içi yanar. Acaba kalsaydım nasıl olurdu diye, boş hayaller kurmaktan kendini alıkoyamaz. Eğer önünde yaşayacak, tahmin ettiğinden fazla zamanı varsa, liseyi bitirip üniversiteye girecek, ama gideceği dil kursunda alacağı iş teklifini reddetmeyecektir. Kararından memnun bir şekilde meditasyon için kullandığı çalışma odasına gider ve bacaklarını çaprazlayarak yere oturduktan sonra gözleri kapatır. Dikkatini kafatasının en üst ucunda toplar. Eskiden saçlı olan derisinde bir enerji dalgasının hafif hafif gezindiğini hisseder. Tam önünde yumruk büyüklüğünde, mor renkli parlak bir ışık canlandırır. Morluk giderek genişler ve nihayet yazarı içine alacak hacme ulaşır. O sırada kitapların arkasında saklanmakta olan kedi yazarın omzuna atlar. Beklenmedik bu saldırı zaten yorgun olan kalbi durdurmaya yeter. Saatler sonra karısı odaya geldiğinde yazarın sonsuz uykuya yatmış bedenini bulur. Yazarın soğumaya başlamış yüzünde tatlı bir tebessüm vardır. Planı kusursuz işlemektedir.