Georgios Vizyinos Moskof Selim

Page 1

SKOF SELIM Georgios Yrzyinos


MARENOSTRUM o

2y lf , size Tratqah bir lazart sunuyoruz. Runilarla r uruenn ortakltasam giinlerinden izlenintler veren bir yo,:!, Altnt Zamanda sol Osmanh dc)neminin ,V..t?.tnos. arrusilugunden tnsan rjzeline yanstntalan, yer yer I 870'ler isranbul'undan i:lenimtir.i ie iu al,kiite iae-va,_

kalamak miimkiin.

QafidaS Yunan edebiyannrn kuruculan arastnda yera_

ii

an V i n i n o s, v ap n ! t p s iko I oj i k g a zii ite,itii iii: A'i"i" ty:t"yu:ta;.tm. tle iine glhvor. A1,nt zanunda basanh bir doga tasturcisi olan.Vizyinos, do{a_insan iliskisini us_ I

talkla aktanrken, ka\iii diinyaimtn ge

kiis tti

ci

ze

I

li kle ri ni db ba S a riv I a v e

ioarr\ii,

riyor r.

giir_


BELGE YAYINLARI: 202

Georgios Vizyinos

MOSKOF SELIM

MOSKOF SELIM

IJirinci Bash: Mart 1994

Dizgi: Nihal Yilmaz Baskt: Giilen Ofset

Tiirkge si: Osman Bleda

Kapak: Zehra $eno!,uz

Kqruk llaskt: Orhan

O.fset

I

{} 1

B

4:i fi8 4

ELGE LILUSLARARASI YAYINCILIK

Baqrnusahip Sokak, Talas Han 161302

Tel ve Fax: $212)

5ll

63 20

I\,IARENOSTRUM

" -. I;iui:Lt8

",,I


cEoRcios vizYiNos

(1849-1896)

Tralqa'il1Vizyi kasabaunda do{du. Zaten soyadt da yapta yetim kaldt ve gurbete On vaglarmdalken onu Istanbul'da terzi grafit olaEtkn. rak gahyrken gdriiyoruz. Daha sonra, varlrklt soydaslanntn yardtmr ite Heybelia,ta ildhiyat Okulu'na girdi. O lretmenleri arasmda, ileride ona Siir sevgisini agrlayacak olan devrin tamnnu{ krir gairi ilyas Tandalidis tle

"Vizyili" demektir. Kiigrik

vardt.

Daha sonra, istanbullu zengin Zarifis (zdrif)'in giriEiniyle felsefe okunruk igin Almanya'ya, oradttn paris ve Londra'ya gegti. O aradafelsefi hir eser yazdt. I B 84' d e, iiniv

er s

it

e

de kendi s ine kiir s il

ve

r il

eceg

i iittti -

diyle Atina'ya dondil, ama biiyilk giigliikler ve diiEmanl*larla kargilaSfi. Yine de Atina Konservatuan'nda bir d gr etme rLl ik e lde edeb ildi. Daha Eok Sair, ozellikle gocuk Eiirleri yazmt$ bir Sair olarak tatunan Vi.zyinos topu topu aln hikdye yaznn.sttr -ki bunlann en tarunnusl.armt bu Eeviride sunuyoruz. Ne yaztk ki \iizyinos, yasadtg det,irde hiikiim siiren oz-Yunonco, yani yabancr kelimelerden temizlenmiS ve uydurma kelime ve kurallarla doldu.rulnurs (ltir taktm, giiniimliz Tiirkgesini andtran) yaprnnc* bir dilde -ki "katharet,usa" (temizlentnis) aduu ttl$ry)an bu dil bugiin Yuna.nistan'tn resm.t yazt. dilidir- yazmnk yolunu segmiE ve hikdyelerinde geEen korutsmalarr ise halktn konugtu{tt dilde (dimotiki) vermi;tir. Bu. durum da

bizi geviride giiE clurumlorcla brakrm$ttr.

Onun iEin lrutalarmuz affola... Qektifii gile ve srkrnnlar sonunda ruhsal durumu bozulan Georgios Vizyinos 1892'de ahl hastanesine yattnlmrs ve drirt yrl sttnra da dlniiSrtir. Otaiigiinde tlaha 47 yasmtti idi. .Toprag bol, olsutt...


Moskof Selim

Yoluma grkmamrg olmanr isterdim. Hayatrmda seni tarumamr$ olmayr isterdim! Her giin kendi soydaglanmrn gilesini gdrtip de gektilim acrlar yetmiyormu$ giUi qimOi Oe

fet, ey iyi kalpli garip Ttirk, ruhumu yeterince acrya bo$dun! Ama olan oldu. Kederli zayf yijzijn, derin ve melanko-

lik bahqlann riiyalanma giriyor, yalruzhk igindeki ruhumu

r]rkiitiiyor Allamakh titrek sesin kulaklanmda grnhyor. Senin hikdyeni yazmam gerek.

Soydaglann arasmda hoqgdrii sahibi olmayiurlann, bir "miimin" kalbinin gizliliklerini bir kdfirin edepsiz bakrqlan drtine serdi diye seni ldnetle anacaklanndan;iiphem yok. Korkanm, benim soydaqlanm araslndaki hoqgdrtistizler de, bir Yunanh yazar olarak senin ruh gtizeililini saklamadrlrm ya da senin hikAyene bir Hrristiyan kahrarnan katmadrfrm igin beni suglayacaklar. Ama iiziihne. Ilayatrnrn tecrtibelerini bana anlatmrg ohnakla senin deferin<len bir qey eksilfineyecek. Ve ben de, basit bir gazete yazan olarak scnde milletimin can diigmanrm de$il de sadece bir insan gdrdti[tim igin vicdan azabr gekmeyecelim. Onun iqin, iiziilme. Senin hikdyeni yazacalrm.

Yaz neredeyse sona ermigti. Bir akqarn iizeriydi. En iicra kdyler arasmda gegen on saatlik bir at yolculufiun<lan sonra dolu Trakya'run B..... adrndaki ilge merkezine vardrk.

$ehrin tepesindeki kalenin kasvetli siyah kuleleri

grirtiniiyordu. Evlerin kirernit dogeli damlan iizerinde, algalmakta olam gtinepin rgrklan altrnda bembeyaz bir kag mi-


nare ve servi alaglan yiikseliyordu. Bir kilometre kadar

sonra karqrda yolcululurnuz sona erecekti ve atlan, k6yliilerin deyimiyle hazmedebilsinler diye, ahrra qekmeden 6nce sulamamtz gerekiyordu. Oniimiizdeki dereyi gdriince yol arkadaqrma: "Burada sulayahm mr?" diye sordum. "Hayrr, az 6tede Kaynarca'da sulanz. Yolumuz iizerinde defil ama, bunca yorgunluktan sonra Kaynarca'yt gdrmene deler. Cana can katan bir su. Kayalardan kayruyor." Az sonra yoldan saptlk ve yazmaya de[er bir ozellili olmayan golgelere gdmiilmiiq slra slra ktigtik tepeler arasrndan gegerek yol arkadaqrmrn g6rmek igin sabrrsrzlandr[r yere geldik. Gergekten de Kaynarca gOreni mest eden bir prnardrr ve Ti.irkqe admr, giiriiltiiyle fokurdayan bir kazanabenzemesinden aLnrqtrr. Buzlu sulan Oylesine berrakilr ki bembeyaz, da! gibi kayalann dibinden rqil rqil erimig elmas kaynryor gibidir. Sular insanr biiyilleyen esrarengiz bir qanltryla durmadan oluk oluk akar. Sanki mi.ibarek Toprak Ana, o bitmez tiikenmez qefkatiyle, geniq ovalardan yaz giineqinin oklan altrnda halsiz kalmq onca bitki ve gigek kana kana igsin ve biiyi.isi.in diye yeryi.iztine dalga dalga su pompalamalan igin yeral! ruhlanna ernir vermiqtir. Ve bciylece, bu mavi-beyaz ve geveze derecilin kryrlan, giizel kanath yusufguklarla baqka bagka bdceklerin ve kelebeklerin seve seve gezintiye grktrklan koyu-yeqil sazhklar ve papirtislerle gevrili bir vaha halini almrgu. Orada burada krsa gdvdeleri ve kalm dallanyla geceleri kumru siirtilerine, besbelli, sr[rnak vazifesi gdren yabani s0ltit a[aglan ytikseliyordu. Akgam ruzgdn seviqen kumrulann tatlr iniltilerini kulaklaflmrza kadar tagrrken, tizerine yrldrnm diiqmiiq bir grnann kuru dallanndan pusuya yatrxl$ bir atmaca, gdze g6riinmeden yiikseklerde giiniin son 8

qarkrsrru etrafa yayan neEeli

yordu.

-

ve gevezetarla kuElanm bekli_

Bu vaharun gevresindeki ugsuz bucaksrz tarlalar artrk

hgjn-dglry B..... qehrinin koylerine vermiglerdi ve toprak

gdz alabildifine rssrz ve terkedilmig gOrtintiyordu. Sadece uzaklarda, ak$am stitiinti salmak igin stiriilerini mandralara gdttirmekte olan qobanlann kaval sesleri duyuluyordu.

- Gtiniin aqrn srcalr ve kuzeydeki yamaglardan gelen su_ lann dopuda, bu geniq ovarun Otesinde biri"kmesi yiiziinden her giiniin sabahr ve akqamr kendini gOsteren sis ortahlr drtmeye baglamrg ve ufuk gizgisi gcizden kaybolmuqtu. - Kayna[rn so[uk sulanndan igip elirni yiiziimii ykadrktan sonra bakrqlanmr etrafimda gezdirdim. Bir an igin kendimi giiney Rusya steplerinde bir vahada sandrm. ]<aylaktan oldukga uzakta bir tepeye gakrhnrq gibi duran ktiEtik bir ev, iki uzun kayrn afiacrmn yapraklan arkasurdan gdrtiniir gdrtinmez seni alp gegici bir hay6l 0lernine stlriikliiyordu. Her bir yaru birbirine gakrhnrq ya da tist tiste yrlrlmrg ktittiklerden yaprlmrq olan bu ktigiik ev, Rus k6yliilerinin "izbe" dedikleri fakir evlerine tlpatlp benziyor_ du.

Bu qegit kuliibelerin bacalan da iqlenmemiq alag par_ galanndan yaprhrdr. O srrada bacadan grkarak agag yapiak_ lan arasrnda oynaya oynaya g6!e ytikselen beyai dumanlan grirtince buralann yerlisi olan yol arkadaqrma:

"Burada kim oturuyor?" diye sordum. itgisiz bir

tavrrla:

"Moskof Selim." diye cevap verdi. "Son savaqtan sonra buraya yerleqip krihmq bir Rus, her halde?"

"Tam tersi. Buramn yerlisi bir Ttirk. Esir ahp Rusya'ya g6tiirmi.i$ler, ddntip gchneseydi de bizi sevindirseydi. yedi c:urh adam!"

9


"Ne demek yedi canlt?" "Nah, iqte, yirmi beq yrldrr girip Etkmadrlr savaq kalmadr, h0l0 dipdiri." "$imdi burada ne yaptyor?" "Ktigiik bir bahgesi var ve orada yeti;tirdiklerini sa!yor. Bir ineli ve tavuklan da var. Sonra kahveci'lik de yapyor. Qay piqiriyor. Delinin biri." Bdyle di.izenli bir hayat stirtiyorsa," dedim, "Nasil deli olur?" "Olur," dedi arkadaqlm, "Ona Moskof Selim dediklerini duyrnuyor musun? Akh fikri Ruslarda. Ttirkler onu, hain diye 6nce aralanndan atmayr denediler. Sonra bir kag tahtaslnrn eksik oldu[unu anlayarak kendi haline brraktrlar. O da onlan g6rmek istemiyor. 'Ruslann gelmesini bekledi[ini' s6yltiyor ve alzrndan bagka bir gey gtkmtyor. Ttirkler yine buraya gelip oturuyor, yiyip igiyor efleniyor, onunla alay ediyorlar." ArkadaErrn daha ciirnlesini bitirmeden: "iqte o!" diye bafrrdr. "Na, sana sdziinti ettilirn Moskof Selim. Seni baqrnda kalpak, ayalrnda gizmelerle gdrtince muhakkak Rus sandr. Ruslan nasrl da d6rt gdple bekledifini ve bu ytizden orlu rle kadar rahatsrz edip alaya aldrklarmr bilernezsin." Gergekten de evden grkan uzun boylu, geniq omudu bir adam emin adrmlarla bulundufumuz yere do!ru geliyordu. Orta yaqr geqmiqe benziyordu. Yerlerin kurululuna ralmen ayafurda, Trakya'yr boqaltrrken Kazaklann onbinlercesini yerli halka sattrklan dizlere kadar gelen ytiksek asker botlanndan vardr. Kazaklar gok sevdikleri bu kutsal topraklan Eilnemernek iEin mi botlanru geride brrakmr;lardl? Yoksa parayl gok sevdikleri ve Tiirkiye'den ayaklan hafif, torbalarr afrr olarak ddnmeyi tercih ettikleri igin mi bdyle yapmrglardr? Bilmiyorum. Gergek olan bir qey varsa o da 10

Moskof Selim'in ayalrndaki botlann, Trakya topraklannr gi[neyen Rus ayaklanmn temsilcisi olarak i<ullarulamava_

:t 9u_tu$a olmasrydr. Alflan dylesine agrnmr$rl ki Mbs_ kof Selim'in kendi tabanlan Rus kdselelerinin yerini almrs bulunuyordu _ Bgna kargrhk Ttirk'iin belinde, gdlsiine kadar bi.ittin gdbelini 6rten ve bu ytizden viicudunu bigimsiz gdsteren sayrslz krngrkhklarr ile kundak bezi gibi ftat kat ianlmrq lrmn bir kugak vardr. Bu kugak kadar, srtmdaki asker iqi oldu[u anlagrlan ve yerinde kahnrq iki tig Rus dii[mesi cizenle parlatrlmrq, yakasryla manqetlerindeki qeritleri ylpranmlg eski paltosu da Moskof Selim'e komik bir qdriintiq veriyordu. Bunlardan bagka Moskof Selim bagrna, Tdrk askerlerinin giydikleri ti.irden ama ptiskiilstiz yi.iftsek bir fes gegirmiq ve etrafina, kulaklanna de[ecek gekilde in_ ce yeqil bir mendil samr$tl. Aptalca qeylJrc yenilik adrnr veren buranrn yerli halkr igin bile bundan daha acayip bir iiniforma olamazdr. Tiirk bana yaklaqrrken apagrk bii heye_

can iginde:

"Dobro doide, bratugka!" diye seslendi. Bu Rusga "Floggeldin, kardeq!" clemekti. Ben kendisine Tiirk usuiii seldm verince o beni, ayaklanru birleqtirip leventqe bir tavrr takmarak Rus askerleri gibi seldmladr.

"Nasrlsrn?" dedim ona,

"Ne

iyi

"iyi

iyi?" ne k6tii," diyerek cevap verdi, .,Allah'a rnisin?

qtktir." Elimi nasrrh avucuna aldr, hararetle ve hayriurlkla sal_ ladr. Sonra kulalrma elildi, algak ama qefkat dolu dostga bir

sesle sordu:

"Moskof, Moskofl" , $aqkrnlkla yiiztine baktrm. O ise .,Endiqe etme, baqkasrnrn yamnda itiraf etmek istemesen bile ben senin Itus oldulunu f.issediyorum ve buna seviniyorurn" demek 11


istercesine gdzi.inti krrptr. O zaman biraz sktlarak: "Moskof defil!" diye cevap verdim, "Moskof

defil!

Hrristiyan, Rum!"

Umidi boqa grkan Moskof Selirn'in uzun boyu o anda

bilziiltivermiq, sanki adamcaprz en aztndan bir kanq kiigiilni.iqtii. Moskof Selim ellisinin tizerinde olmaltydt, ama dtg gdrtintigii ve siyah saglanyla daha geng g6steriyordu. Bigirnli bir bagr, dtizgtin bir alm vardt. Yalruz yiiziiniin derisi, normaldan daha solgun ve ktnqtk gdri.iniiyordu. Uzun siirmiiq bir hastahktan yeni kallamq gibiydi. Titrek ve a[tr sesi ve derin melankolik ballqlan erkekEe gdriiniiqiiyle tezat teqkil ediyordu. Her r;eyden 6nce oldukga gtir, yay gibi kaglanmn gevirdili iri gdzleri sevimliydi. Gariptirki dnceden hig tammadtlrmtz kimi yiizler daha ilk g6riiqtimiizde, akrl erdiremedipimiz ve bilmedifiimiz bir nedenle bizleri biiyiileyip iqirnize yer edebiliyorlar. Moskof Selim'i ilk gdriigiimde bana da 6yle bir hal oldu. Uni formas rnrn btitiin kornikliline rafrnen beni biiyiiledi, daha anrnda sevgimi kazandt, ilgimi gekti. Yol arkadar;rm, sulamadan 6nce terleri biraz sofusun diye atlan gemlerinden tutmu$ gezdirirken ben, Moskof Selirn'in fakirlikten rni yoksa bagka bir nedenle mi burada otunnak zorunda kaldrfrnr ve kendi deyimiyle "ne iyi ne kOtii" bir duruma diiqtiifiinf dlrenmeye galglrm. O ise kurnazca cevap vermekten kagrndr ve beni kahve igmeye qa[rrdr. Nereden geldifirni ve Ruslann Tiirkiye ile ilgili herhangi yeni bir plAnr hakkurda bilgim olup olmadtltnt sordu. Ben kahvemi Kaynarca'ntn fokurdayan sulanrun dibinde yudumlamayr tercih ettirn; Ruslara gelince, ev sahibimin sorusuna onu lnelnnun edecek qckilde ne cevap verece[imi gergekten bilemiyordum. Derken kayahklardan inerek yinc karqrstna gegtim ve onu soru yalmuruna tuttum. O ise kaqarnak cevaplar veri12

yor, beni tatmrn edece$ yerde daha gok meraklandrnyordu. Yalruz $u var ki bu adamrn acayip kryafetine bakrp gergek-

ten de aldanmamak gerektilini anlamrgtun. Moskof Selim'in deli oldulunu soyleyen arkadaqrm gimdi sanki bana kiifi.ir efiniq gibi geliyordu. Adamrn bir tek $a$fircr yam kimi qeylere beklerunedik bir qekilde deler vermesiydi. Atrma binmeye haarlanrrken bana: "Qok yer gezdin mi? dedi, "Rusya'ya gittin mi?" "Bir Rusya'ya gitmedim." dedim yan gaka. "8, dyleyse bir yere gitnemigsin sayftr. Onun igin de o kadar yer gezip geri ddndiin ya! Hele bir Rusyaya git, gdreceksin canrn ddnmek istemeyecek."

Gtililmseyerek "Nasrl yani?" diye sordum. O ise: "$irndi artlk konuqamayrz," dedi, "Atlan suladlmz ve durmalan iyi olmaz. Binip dizginleri bir parga krsmaruz gerek ki hayvanlar igtikleri suyu hazmetsinler, " Atlanmrza binip haydaladrk ve kalacallmlz eve vanncaya kadar arkadagrm ve ben tek sdz konuqmadrk. O Ti.irk akhmr kurcahyordu. B..... kasabasrnda bir siire kahp dinlenmek ve uykulanmr kagrracak kadar ruhumu yonnu; olan iqlerime ara vermekistiyordum. Beni misafir eden evde bunu bildiklerinden, akgam yemelinden sonra, uzun at yolculufundan yorgun diiqmiiq olacalrmr ve dinlenmem gerektigini sdyleyerek beni yarlnrz brraktrlar. Gergekten de bunda yaulmamrqlardr, ama s6ylesem inanrr mrsrruz? da o gece, onca yorgunluktan sonra doyasrya uyurnayr ettipim o gece g6ziirne hig mi hip uyku gimedi!

Tun ilmit

De[iqik kyafeti ve Rus rnodeli kuliibesiyle baqka durumlarda ddniip bakmayacalrmrz, haline gi.iltip gegecclimiz Kaynarcah bu Ttirk biittin gece gozlerirnin dniinden giunedi. flem de Oylesine ki gecenin uzun saatlerini elimdc olmadan onun hakkrnda bir kanaat edinmeye ve lizgtin bakrqh oldulu kadar da crkek karakterli bu insana

l3


duydulum sevginin nedenlerini ara$urmakla gegirdim. Deli olma&lr muhakkak, dedim kendi kendime. Ya da Ruslara olan tutkusu yi.iziinden delirmek iizere olan garesiz bir yaratrk. Gergekten de dahp giden melankolik bakrqlanndaki esrarengiz bir g6lge onun bambaqka bir ig Aleminde yagamakta oldupunu ele veriyordu. Ama ne kadar da sakin konuquyordu! Ne kadar ince davranryordu ! Erkekge tavrrlan karysrnda insan, elbisesinin giiliingliiliinii unutuyor, Ruslara olan zaafim gOrmemezlikten geliyordu. Av k6pekleri tarafindan derisi pargalarunrg, Oldiirticii yaralar almrq olmasrna ralmen miitevazi kovu[unda h610 bagrru dik tutan ma!rur bir ceyl0na benziyordu.

Ama bu garip Tiirk'te uykulanmr kagrran, huzurumu

bozan ne vardr? En baqta Tiirk'ten gok kendime krzarak tanyeri a[anrken yatalnndan kalktrm, gi.irtiltii yapmamaya dikkat ederek giyindim ve yavag yavaq Kaynarca'run yolunu tuttum. Kaynala yakla$trfmda uzaktan, Moskof Selim'in kuliibesinin 6ni.inti siipiinnekte oldulunu gdrdtim. Samycrum, o da benirn sabahrn alaca karanh[rnda kayna[rn baqrnda dikildilimi g6rmi.iqtii. Ama 6yle vakitsiz ortaya grkrgrma qzqmadrfr gibi bu defa yanma gehnek igin acele de ennedi. $af* vakti ufku krzrla boyamrqtr, hafiften esen rtizgAr ve sabahrn serinligi baqlndaki alrrhfr gidermi gti. Kaynaktan su da igince kendime geldim. Sonra yavaqqa T{irk'iin kultibesine yiirtidiim, kendisini dostga seldmladrm ve: 1

"Rus usulli iyi Eay piqirdilini 6!rendim," dedim, "Tadma bakrnaya geldirn. Rus usulii piqirilen gayrn tiryakisiyimdir." igimden "dtekiler onu Ruslara olan tutkusu ytiziinden rahatsz ediyorlar, ben de iqe oradan baqlayayrm, bakahm sonu nereye varacak" diyordum. Tiirk beni gdri.ince vakarla dofruldu, eliyle hemen bir

t4

sel6m verdi,

dikri:

iiztntii ve gagkrnhk dolu gdzlerini gdzlerime

- ,"Vay," diye ba[rrdr, "Ruslar sana ne yaptl ki onlardan hoqlanmryorsun? Keqke biraz Rus gayr olsaydr da sen de ben de igseydik! Buyur, otur."

"Gtirtiyorum semaverin de var,,'dedim ona, ..Herhal_ de gayrn kalmadr.

"Hig sorma!" dedi, "Hig olmadr ki kalmasln. Gdrdiigfin semaveri ben sipariq ettim, burada ellerinden geldilince yaptrlar. Iginde kaynattrlrm gay da sana gelmez- Diiqiince_ Iere daldrfrmda, iqte riyle, teselli olmak igin kaynatrybrum. Fu.udl tek bagrma oturup kaynayan suyun fokurtusuiru din_ leme]1 hoguma gidiyor. inanmryor musun?" Igeri gidip gerirdi[i bir teneke kutusu bana gosterdi. fuJudan mis gibi kekik, nane, adagayr ve bagka gifnh gigeklerle otlann kokusu geliyordu. "B0yle seillavere boyle gay," dedim. Gergekten de, bigimsiz teneke pargalannrn birbirine

cklenmesiyle yaprlmrg bu kap ne kadar semavere benziyor_ duysa Selim de o kadar Rus askerlerine benziyordu. ..tsfer bu Selim'in moskoflulu da gayr gibiyse," diye dtiqiindiim. Ttirkiye ruslaqacak diye kimse korkmasm". Selirn tekrar:

"Buyur, Allah aqkrna, otur," dedi, ..Sanki iyi bir kahve piqireyim. Taze meyva toplamrgtrm, stit de var. Gelecelin igime do[mu$tu; oturur sohbet etJeiz diyordum. Buradaki iskerrleye otur. $u agagrdnki sis kaph meralan gdrtiyor musun? Na i$te, Rusya'run bazr yerleri de oyle. Hey gidi mtibarck Rusya!" Bu arada Selim, evin algerk gatrsrndaki asrh bir sepeti alarak igindeki olgun rneyvzrlan dniirndeki iskernlenin iizerine koydu. Sonra, kahve piqinnek ve siit getirmek igin igeri gitti. Tarla kuglan mis kokulu havada kendi aralarrnda yan ql yorl ard r. Sulann qanltrsr kulaklanmr okquyordu. Sa_ 15


bah gezintisinden arta kahnrg tck kumru sdftiflin dallannda

yalnrzhk garkrlan s6yliiyordu. Doludan gi.iliiciikler ya[&ran gtineq soldaki tepeleri alttn sanstna boyuyor, endamh bir bakirenin dudaklanndaki tebessiimle, uykulanndan yeni uyamnrg rrmaklan dptiyordu. Diin akgam nasrl olmugtu da o kadar gok yanrlmrqfim! Insuun yi.izi.inii gtildi.iren bu srcak ve havast mis kokulu manzararun, kuzey iklimlerinin rssrz, kuru ve kasvetli manzaralanyla ne ortak yanr olabilirdi? Do[ru, dniimde gdz alabildiline uzanan manzararrn deriliklerindeki batakltklar ince bir sis tabakasryla kaphydr. Arna bu bembeyaz tabaka, az 6nce io'nun* iginde uyandr[r Tithonos'un** evlilik yatapt olamaz rnrydr? Az sonra bu manzarantn oda hizmetgisi olan rtizg6rlar yataErn deurtelah Orti.isiinti kanatlanna altp kaldrracak ve gtiney insanlanrun gdzleri tiniine seyrine doyum olmayan.bir baqka manzara sereceklerdi. Kasvetli ve giineqsiz Iskit iilkelerinde hig bdyle manzaralar gdrtlmiiq mtidiir? Elinde siit ve kahveyle geri doniince Selim'e: "Rusya'da esir kaldr[ul duydum," dedim, "Allah bir daha gostennesin." Ttirk hayretle: "Sdzlerini geri al!" diye bafrrdr, az kalsrn "cezveler" clinCen di.iqtiyordu, "E[er iyililimi istiyorsan, dua et de Rusya'ya esir dtiqeyim!

"

Bu dcfa gagrnna srrast bana gelmiqti: "Seni anlayamryorurn!" dedirn. O isc: "Sdzlerim sana acayip geliyor, gtinkii hikAyemi bihniyorsun." dcdi. "Baqkalan da acayip karqrhyor, qiinkii onlara da aErkqa bir qcy anlatmadun. Bir sana sdyledim. Ama, olsun. Iifer iyiligimi istiyorsan, Rusya'da esir kalayrm diye dua et." * Io = Eos: $a,fa,k ttttrt.l'<t.st. **''l-itlatruts: kt'rutn setg,ili,ti. Tanrtlttr'otttt iiliinrsiizli.ik t,eriwtr, ama c lte d i gcng' I i gi kerulisi rult n t s i r g i vr r I u.r.' t

l6

Selim kultibesinin dar kaprsr dniinde eqile oturdu ve uzun bacaklannr benden yanauzatl;-. Ayakkabrlanrun de_

liklerinden tabanr gortiniiyordu. Vi.icudunun belden vu_

kansr kapmrn Ugte ikisini kaphyordu. Evin ig karanhll ion ygi-feqi gdrtiyor, Ttirk'tin srrtrndaki tiirli.i-ti.irlii ve garip el_ biselerin daha da belirli olarak 6ne grkmasrna neden oluyor_ du.

Ozeilikle gdzlerindeki ifadeyi bu kadar yakrn<lan ilk ^ defa o zaman gdrdiim. Anlaqrlmasr giig, kederli birruh hali_

.

ni, halk arasrndaki deyimiyle .,g6ni.il yarasl',nl yansltan bdylesine derin ve anlam dolu bakrqlan baqka hig kirnsede gdrmemiqtirn. Kahvemi yudumlarken dikkatle gozlerine berktrlunr farkeden Selim bakrqlanru yere elerek gtiltimse_

di:

"Senin rnucizel"

iyililinden

bana bir hal oldu,', dedi. ..Btivi.ik

Ti.irk a[zryla ona: "Haylr olsun." dedim. O da: "inEallah hayrrdrr." diye cevap verdi ve krsa bir duraklamadan sonra sOzlerine devam etti: "Dtin ak$am seni gdrtince yiirelim garpmaya bagladr. _ Seni Rus sandun. Akhmdan neler gegti, hig iorma. Seri Rus olmadrlrnr sdyleyince, ne acayip iq dedim kendi kendime, bu kadar iyi bir insan Rus olmasn! Sen giflnek iqin sabrrsrz_ lanryordun, bense senden gok sabrmrzlalyordurn. Oylcy_ kcn, sen aynldrktan sonra seni burada tutiilnadrm diye iEirnc bir tiziintij gdktii. Canrm seni gdrmek, seninle konugrnak is_ tcdi. $u mucizeye bak! Sen atlna atlayp yola grklrktan sonra bcn tan gibi pcqinc diiqti.im. Ama sana.seslenmeye utandrm. l)dntip artana bir baksaydrn! Olstur varsmdr. K6yde kirn ol_

rlufunu sorup dfrendim. Allah hayrr etsin! dedirn. Onun iq'irr riizgdnn beni arkamdan gekti. Oyle olsun dedim igimtlcrr, bu adam Kaytarca'ya d6necek. Baqka tiirlti olmaz. l)trrrcccfindcn dylesine emindim ki bu sabah seni burada t7


g6rtince hig qaqrnnadtm." "Gdntilden gdniile yol vardtr." dedim ona, "Ben de geri gelip seni gOrmeden rahal edemedim." Selim gocuksu bir sesle:

"Sahi mi?" diye bafrrdr, "Bo$ yere dememiEler, iki insan birbirini tantmasalar bile ruhlan kardeq olabilir diye!" Sonra Selirn sesini algaltarak dua ediyormuq gibi bir Fan gairinden mtsralar okumaya baqla&: Yeryiiziiniin karanlt{tnda bedbaht bir ruh gcikviiziine bakyor, j,tldtzl.arda bir rnutlu rult ona glihitns[iyor. ikisi de bilivor ki-- akrabadtrlar, anru merhametsiz kader onlart aytrmt;tuSonra Selim yine eski haline ddnerek: "Sen okurnuq adarnsrn," diyerek sdzlerine devam etti, "S6yle bana Allah hakkr igin: Diinyadaki taqlar dertlerini anlatabilselerdi tiiy gibi hafiflerlerdi, do!ru de[ilmi?" . Selim'in diiqtince tarztndan biraz akltm kanqmtq olarak ben de:

"Qok do[ru!" dedim, "Qoku do!ru!" "Ben de oyle diiqiini.iyorum," dedi Selim, "Bazan kalbirn dertlerden 6yle bir alrrlaqryor ki sanki taq kesiliyor. Cansrz kayalardan fir;krran qu sofiuk sudan baqka derdimi dinleyen kimse yok. Ama o da, santrstn ki bazan beni dinlemektense kendi kendisine konuquyor; gdzlerimi kaldtnp bakrnca g6rtiyorurr ki almrq baqrm akrp gidiyor." "Dertlerini bana anlatmak istersen, Selim ASa, dinlerirn," dedim ona, "Hem de hig krprrdarnadan, gtt gtkarmadan, sciz veriyorum sana, Kalbindeki gizli act nedir?" t8

O zaman Selim: "Sana anlatacak bir srmm yok," dedi, "Ne de baqkalanrun duymamasr gereken bir derdim. Ama baqkalan igin Moskof Selim delinin biri. Bunlara ne anlatrhr? Beni nasrl arlasmlar? Onun igin senin ne kadar nazik oldulunu duyunca rahat bir nefes aldm. Bu adam da Ruslar gibi iyidir dedim kendi kendirre. Bdyle biririe derdini anlatmak diinyaya an-

latmak gibidir. Ondan sonra da artrk kimse beni yufka yiireklidir, haindir diye suglayarnaz. Onun igin de, daha cince sdyledi$m grbi, sana anlafnaya karar verdim. Ruslar bir daha Ttirkiye'ye gelecek olurlarsa onlann safina gegecefim. Onlann miittefiki olacapun. Onlann iilkesine gidece[im ve bir daha d6nmeyecefim. llakh rnryrrn? Haksrz mryrm? Hikdyemi dinleyince anlayacaksrn bunu." Burada itiraf eunek zorundaym ki diiqi.incelerirndc Selim'e haksrzhk etmi$tim. Qiinkti derdinin nedenini tahmin edemeyecepim gibi ne oldu!'unu da bilemezdim. Arna, konuya girigi ve durmadan ayni noktaya d6ntiqii Oylesine agrkga bir Rus hayranfi$ ortaya koyuyordu ki bir an igin, tek bir fikre saplarunrg uyanrk bir ruh hastasrnrn tuzaprna dtiqtiifi.imii ve kendirni incir gekirdefini doldurmayacak qeyler dinlemeye mahk0m etmiq oldulumu diigi.indiirn. Yine gimqek gibi, sohbet arkadaqunrn, kendi dinine, gelenek vc gdreneklerine ters dtiqen her geyi hakir gdren, hurafelere kdrti kdrtine ba$h ve amacr milli oldufu kadar 6zel konular-

da da stoik bir ilgisizlikle kendi gururunu okqamak olan Tiirk rrkma mensup oldu[u akhmdan gegti. Bu konugma, ncresindan bakrhrsa bakrnsrn, Selirn'in milli kiffrligini inkira siirtikleyen nedenleri ortaya serecek ilging bir konu$ma

olacafa benziyordu. Selim, biitiin gtictinii toplamak istiyormuq gibi bir siire diiEiinceli kal&, utangag bahqlanm yere elerek zayrf ve titlck bir sesle anlaulaya baqladr: "Bey olluyum ve ailem gok z-engindi. Ayru anadan iki

l9


erkek kardeqim daha vardr. Bcn en kiigiikleriydim ve krzkardeqimiz olmadrfr igin rahrnctli annem beni haremden grkarmadrlr gibi krz gibi de giydirip siislerdi. Gdrtiyorsun ya, zavalh kadrn bir krz evlAdr olmadrfr igin bdylece avunmak ve teselli bulmak istiyordu. Oniki yaquna geldilim halde saglanm hdld uzun,elerirn krnaft, ytiztim boyalty& ve k:tz elbiseleri giyiyordum. Annem --Allah rahmet eylesin!-- her bakrmdan kendisine benzeyen tek gocufu oldu[um igin benimle gumr duyuyordu. Bense kiiEiik oldu[um igin beni bir bebek gibi stisleyip piislernelerine boyun e[iyordum. Ama biiyildi.ikge kad r nl arur beni okq amalanndan duydu putn rahatsrzhk da artryordu. Bu halim ise iyi kalpli amecifimi iiziiyordu, qilnki.i sabrrsrz oldufumu ve kollanndan kurtulrnak igin carr atulmr saruyordu. Babamr pek ender gOrtiyordurn. Ma!rur ve sert bir insandr, hareminde gok konugmazdr. Bir kere olsun treni kuca[rna altp okqamtq defildi; bcni uzun saEh ve krz elbiseleri ir;inde g6rmeklen nefret ediyordu. Bana hiq bir zaman bir hediye vermedi ve her zaman gtilting tiftma adlarla qa[rnrdr beni. Buna rafrnen delikanh adarndr. Atlan ve silihlan sever. kadtnst davrantqlarla alay ederdi. Bense iEin igin babama tapryor, onlar beni haremde lufinakta israr ettikge ben daha da gok ona benzemek, onun gibi kuqanrp ata bimrek istiyordum! Annern bir gtin saglanmr okqayarak bana: "Anlryorum, artrk beni sevmiyorsun," dedi, "Zavalh qocuk! Bilmiyor lnusun. baban qimdi bagka bir kadrn daha a1&, ytizi.tuniizebile bakmak istemiyor! E[er sen de onunla gidersen dltirtim ! Biliyorsun, delil mi?" Qocukluk bu ya "Arna babamrn atl var," dedirn, "belinde altrn kaplamah tabancalan da var; onun igin bir baqka kadrn daha aldr." Annem iiziintii iqinde bir stire diiEiindi.ikren sonra "iyi," dedi, "Bayram'a az kaldr, kuzurn. Sen dc beni bcnim seni sevdi[im kadar seviyorsan, ben sana tabanca da ahnm, iste-

20

digin her qeyi ahnm. Yeter ki beni 6teki kardeqlerin gibi yalntz brrakmayaca[ma s6z ver." Dedilim gibi oniki yaqlannda kadardun ve saruyorum beni anneme, emzirdifi siitten bagka hig bir qey, srrtrmdaki krz elbiselerini grkaracalr ve bana tabanca alacalr vaadi ka_ dar mimettar kilamazdr. Annemi seviyordum ve zaten bu sevgi ytiziinden beni bir kz gibi giydirip hareme hapsetrnesina katlanmrqtrn. Babamrn bir baqka kadrn igin onu terketrniq oldulruru bana anlattrlr andan itibaren anneme, kendi-

sini ne kadar gok sevdi[imi nasrl gdsterebilece[imi bilmi_

yordql. Yarundan hig aynlmryor, bir dedigini iki euniyor_

durn. Nur iginde yazsm, kag kere bana ..Sen beni sevdiiten

sonra baqkalan sevmemiq, hig aldrrmryorum', demiqti,

"Kardeqlerine bir bak, babalanna gekrniqler: I{epsi kalpiiz. Yalnrz sen bana gekmigsin. Allah ne muradrn varsa vcr-

sin!"

Qok geErneden bayram geldi ve kendimi baqrnda fesi, ycqil camadanl*, poturlan** vs altrn srmah tuzluklan*** vc ipek kuqa[ma sokulmuq annemin vaadi olan iki ktigiik tabancasryla bir delikrurtr olarak buklum. Sevincimden uquyordum. En 6nce babamrn boynuna sanlmaya koqtum. ljimdi artlk benirnle alay edemezdi. $irndi hoguna gider-

dirn. Beni gdriince ciddi ytiziinii buruqturup erkek gibi y ii fiimcsi ni bilmedi fimi sciyleyince btitiin ssvincirn yeri ni iiztinttiye brraktr! Ilskiden kendi kendime derdirn ki: "Babam beni riteki kardcqlerimi sevdifi kadar sevmiyorsa bunun suqu srrtundaki krz elbiselerinde". Bdylme, girndi artrk onun gibi giyindigirn ve kiigtik atrma bindifim ve okula gittilirn igin Itcrri iyi karqrlayacafmr sanryordum. Ne gezer. Her zaman 'v' r

('dntedttn: Qapruz dii{meli, ipek ya da.srrma iElemeli bir

iir

t,clak.

'r* Potrtr; Brtcoklart dar hir ttir pantalon .k** lu:Ittk; ('orap

2l


beceriksiz, korkak ve ilreng olan bendim' Ne yapsam yaranamryordum. Babamrn hig bir qekilde beni sevmek istemeyiqini gOrdtkge kahroluyordum. ig o kadarta da kalmryordu. B i.iytik kardegimin, beni ortanc arfirza dovdiirmeyigini gortince kztyordu. , Buna kar;rhk annemo biittin bunlan dfrendikqe, ders gahqtrracalr bahanesiyle beni elinden geldilince yarunda, haremde tutnaya gahqryordu. Annem tanmml$ bir aileden geliyordu ve okuma yaanasl vardt. Ben de, onun mutsuziu[unu gdrdi.ikge bazan yarunda olmayr istiyor ve birlikle oldulumuz zamanlar teselli buldulunu ve kocasmm ikinci

kansr yiiztinden gektili actlan bana anlatarak igini

ddktiifiinti biliyordum. Anlattrklanm dinledikqe igim kan alhyordu, ama kendisine yaprlan harksrzhk yi.iztinden annemi desteklemek igin kimselerle kavga etmeye karar veremiyordum. Qiinkt tek arzum babamm beni de sevmesiydi.

B0ylece onun hoquna gidecek ne viusa yaplyor, gok sevdipi

biiytik kardeqimiz gibi olmaya qahqryordum' Biiytik kardeqimiz hrh demiq babarntztn bumundan dilqmtiqtii' ama gok Eok uysal ve iyi kalpli bir genEti. Beni ba[nna basmay denemiq, ama becerememigti. Onsekiz ya$lna gelmiq o1du[um halde alzrndan tek bir tath s6ziin grktrlrm duymamlstlm. Bir giin kura gekmek igin askerler grkageldiler ve kura biiyiik alabeyime grktr. Bu haberi alan babam: "sevindim, gok sevindim," dedi, "Serasker zaten akrabamzdrr ve madem ki klsmetinde asker ohnak varmr;, isterim ki orduda ytikselesin. Seraskere bir mektup yazaca$rm ve sen de sana tenbih ettifim gibi davrantrstn." Kardeqimin yiizii sarardr, ellerini dniinde baflamtg durdulu yerde yaprak gibi titremeye baqladr. Soylemig o1du[um gibi babam onu hepimizden daha gok seviyordu, ama ciddi ve sert bir adamdr. Dedili dcdikti.

"Insarun kurgunla olmek kaderinde varsa denizlerin dibine saklansa da kdr elnez, yine kurqunla 6liir. Drqanda diimbelek sesleri duyuyorum. Askere gidecekleri ulurlamak igin

toplamyorlar. I{ayde, git sen de arkadaqlarrnrn yanrna." Kardegimin yiiziinii ter basml$tl, gdzlerinde derin bir karanlk vardr. Babam ddntip bakrnadr bile. Hemen koltufuna girip tutmasaydrm dtiqiip bayrlacaktr. Babam ytiztinti Obiir yana gevirip pinderiqden kalktr, iyi.geceler dilemeden haremine gitti. Ak$am olmak tizereydi. Dtimbelek sesleri gittikge yak-

laqryordu. "Padigahrm, gok yaqa!" sesleri duyuluyordu. Drqanda keman ve lavta gahmyordu-- kardeqimi'almaya geliyorlardr. Kardegirn boynuma sanldr, ytiziinii golstirne sakladr ve insanm igin paralayan hrgkrnklar arasmda derin ve iimitsiz bir sesle: "Gitrniyorum," dedi, "Savaqta dldiiri.irler beni. Ayak-

lanm varmlyor!"

"Umitsizlife kaprlma, efendim," dedim ona, "Yola grkmana daha vakit var. Babamrz diyetini verip seni satrn

alabilir. Bunu yapmazsa senin yerine ben giderim. Korkma!" Gtirtiltiiler kapr Oni.indeki merdivenlere gelmiqti. Askeriyenin sembolii yeqil bayrak gdriindii. Arkasrnda da askere gidecek gengler. Kimileri ;arap ve afyon igerek kafayr bulrnuqlardr, kimileri ise hig bir gey igmeden sarhog olmuglardr. Bununla beraber hepsi tam anlamryla olmasa da negeli gdr{intiyordu. Edepsiz davramqlanyla krsa boylu ve qiqman biri olan bayraktar: "Gel bakahm, Hasan kardeq," diye bafrrdr. "Parli.,sahrmrz sekiz gtin izin verdi, askere gitmeden 6nce gi)nli.imiizce eflenelirn diye. Gel. Giizel bir Rum kzrnda gdziin, bir gAvura garezin varsa, gel. Acrsm grkarmarun tiun zanlanr. Bugtin her gey serbest, cezasr da yok."

"Korkulacak bir gey yok," diyc s6zlerine devam etti, 22

23


Zavalh kardeqim! Drq goriintigiiyle ytizti babamrnki gibi ciddi ve sertti, onu gdren onun o kadar yumuqak kalpli ve

Sonunda hizmetgiye:

uysal olduluna inanamazdr. Alt katrn dniinde kemanlar gahyordu. Btitiin hizmetgiler salona toplanmrqtr. Kardeqimin ytizii mum gibiydi. Bay-

"Kardegime ne oldu. biliyor musun? HizmetEi ukaldca bir tavrr takmarak:

raktar onu bir tarafa gekerek bir qeyler sdyledi. Ben olsaydrm, asla onlarla gitmez<lim. Ama kardegimin iradesi zayfi\r. Onlan bdyle delikanh havalannda gdrtince teslim bayralrm gekti. Boynunu elerek peqlerine takrldr. Zarart yok dedim igimden, gitsin onlarla ellensin, cesaretini kazanrr. Babam istediline g0re askere gitmemesi uygun olmaz. A gece eve yafinaya gelmedi. Ortanca kardeqim de onlarla gitmig oldufu igin en kiigtikleri olan benirn selamhktan aynlmamam gerekiyordu. Btti.in gece davul sesleri duyuldu ve kardeqimi sarhoi; etnesinler diye iki kere hizmetgileri bakmaya yolladrm. Gece yansma kadar bir qeyi yoktu. Ilrtesi sabah erkenden onu ahp getirmeye gittim, Eiinkii oftanca kardegirn tek ba$lna eve ddniip yatml$tl. Daha yolun yansrnda arkasmda beq alu kiqiyle "o duvar senin, bu duvar benirn" yiirtiyen bayraklara raslladrm. 0 kadar sarhoqtular.

Ona:

"Kardeqirn Hasan nerde?" diye sordum. "Canr ceherrneme! " diye hornurdandr, "Arkadaqlannr brrakrp kagtr!" Tam yoluma devam efineye hazrrlanyordurn ki o[ullan da askere gidecek olan zengin bir ailenin hizrretgisine rastladrm. Ona: "Kardeqirn diin alqam senin efendinle birlikteydi," de-

dim, "$imdi nerede, biliyor musun?" [IizmetEi: "H014 onunla," diye cevap verdi ve acayip bir qelcilde gOz krrpfl. "Arna nerde? Sizin konakta mr?" I{izlnetEi: "Allah korusun!" dedi, "Ugan kur;un kafeste igi ne?" 24

"Sagmahklanm dinleyecek halde defilim," dedim,

"Biliyorum," dedi, "Ne olacak, asker kagalr oldu!,' S6ziinii bitirmeye kalmadr, glrtlaElna yapl$lp srktrm, gOzleri yumurta gibi drqan firladr: "Kdpek," dedim, "Bu iftirayr geri al, yoksa carunl grkannm!" Oteki yan baygrn: "Aman! Aman!" diye inledi, "Brrak beni, kimseye sciylemem. Zaten baqkalanna da s6ylemedim." "Gel buraya, algak!" diyerek adamr eve stiriikledim. Evde:

"Benim sugum yok," dedi, Ben hizmetqiyim ve bana verilen emri yerine getirdim. Atlan hazrrlayarak kOyiin drqma grkardrm. Gerekli egyayl da ortanca kardegin getirdi. Onun kagmasrna yardrm ettiEini sana sdylemedi mi? Gecenin ikisinde onlan yolcu ettik." Hizrnetginin eline bir altln slkl$trrdnn ve: "iyi dinle," dedim, "Afzrndan bir qey kagrnrsan oldiirtiriim seni!" iki tig saat kadar sonra askprlik qubesine gittim sOzlti olarak qu mazereti bildirdim: "Ailemizin biiyiik a[abeyirne son derecc ihtiyacr vardrr; kanunlann bana tanrdrpr hakkr kullanarak onun yerine askere gitmeye geldim." Ailcmizin qereh s6z konusuydu ve babam isteseydi afabeyimin askerden muaf tutulmasrnr sallayabilirr1i. B(rylccc, askcrlik qubesi pek ince eleyip srk dokurnadr. KAtip l{asan adrm silerek yerine benim adlnr yazdr. padiqah vc bayrak lizcrine and iEtim ve kaprdan grkarken meseleyi babama rrasrl aEacalrmr dtigiintiyordum. ihtiyar qeref sahi25


bi, ma!rur ve kaprisli bir insandr. Haysiyeti her geyden 6nce

$agrnnlgtl. Yaruma yaklaqmca:

geliyordu. Millete kargr haysiyetimizi kurtarmtqttm; artlk kimse kardeqimin asker kaEalr oldufunu sOyleyemezdi,

"Babam," dedi, "Hasan'a vereyim diye benimle bir mektup ve bir kese yolladr. Babamrn onun igin canr gOniilden dua ettigini, ondan babasrna ldyrk bir evl0t olmpsrru ve onu utandlrmamasmr bekledifiini soylememi tenbih etti. Onu u[urlamayabizzat gehnek isterdi ama yiireli

giinki.i onun yerine ben askere ahnmtgtrm. Ama, ya babam? Babamrn hesaplan kitaplan bambaqkaydr-- bu olup bitenleri nasrl kargrlayacakfi acaba?

Bu dtlpi.inceler arastnda merdivenleri iniyordum ki bir postacrrun dort nala mahkemenin avlusuna girdilini gdrdiim, atr kan ter igindeydi. Padiqahtan emir vardr: Yeni askere ahnanlar derhal Edirne'ye yola grkacaklardr. Beni geri galrnp tuttular ve toplanrnalan igin diferlerine haber yolladrlar. O zamanlar abkerlilin ne demek oldufunu bilmiyordum: "Bzura bir dakika izin verin, bir koquda gidip aruremle helAlla;ayrm" diye rica ediyorum onlardan. Imk0nstz. Kura gekmek igin gehniq olan subay 6yle biriydi ki-- Allah korusun! Postacr baqqehirden geliyordu. l{aberleri ondan sordum: Qok gegrneden bi.itiin diinya dlrenecekti: Devletimiz Rusya ile savaqa ginniqti-- bu, yeni baqlamq olan Ktnm savaqrydr.

Elinde liste binbaqr, yeni askere ahnanlan birer birer bir allra topluyordu. Beni de once oraya ayrdtlar. Samrdrn ki binbaqrmn babasrnr igimizden biri dldtirdti, iqte, bize oyle davranryordu. $imdi di.iqiintiyorum da hayatrmda hig kimseye bu u$ursuza oldupu kadar dilqman kesilmedilimi

anhyorum!

"Bir dakika! Yanm dakika! Bu 6ltim kahm meselesi. Gidip de sa! salirn dtinecelini kimse bilmiyor. Bir dakika gidip anarrrn ellerini 6peyim, duasmr alayrn!" "imkdnslz! imk6nsz!" Hareket etmek izerebizi avluya grkardtklannda o[ullannr ulurlamaya gelen kalabahk arastnda ortanca kardeqim gdziirne garptl. O ana kadar yaptrklanmdan haberi yoktu ve beni yeni askerlerin arasrnda strada goriince

26

kaldrrmaz, sonra arkasrndan, ollu askere giderken bayrldr diye konuqurlar korkusuyla gelmedi. Hasan nerede?" "Sen de pekald biliyorsun ki hig de bulunmamasl gereken bir yerde," dedim o zaman, "hem de senin sdyende! Ama, gdrdtiliin gibi onun yerini ben aldrm. Ona yapllm o ulursuz yardrm yi.izi.inden belAm bulmak istemiyorsan beni iyi dinle: Korucular asker kagaklanmn pegine dtiqmek ve onlan yakalamak igin srkr emir aldrlar. Sen onlann saklandftlan yeri biliyonun, hemen kog ve kardeqimizi kurtar. Onun askerden kagtllm kirnse bilmiyor, gtinki.i ben daha o aranmadan "tahrir" verdim ve g6rdiiliin gibi onun yerine asker yazrldnn. Onun igin, sdyle ona, hemen eve d6nstin. Allah vere de asker kagalr oldu!'u duyulmasrn ve ailemizin qerefi beq parahk olmasm. Babama, gdzyaqlanyla ellerinden dptiifiimi.i s6yle, dualanm benden esirgemesin. Sdyle ona: llasan'a, onun yerine askere ginnek iEin yalvarmtg de. Babamm onu ne kadar gok sevdilini biliyorum ve bu ihtiyarhlrnda onun Haszur'dan ayn diiqmesine gonliim razt o1-

madl." Ona ancak bunlan sdyt,yebildim, gi.inkii birden trompetler galmaya bagladr. iki kardeq gozyaqlan arasmda kucaklagtrk, kimbilir bir daha gdri.igebilecek miydik! Trompet bir galdr ve subaylar atlanna bindiler. Kardegime: "Bu yi.iziifti al, anneme ver," dedim, "Onun da burada bu kalabahk arasrnda gocuklanm kucaklayan kadmlar gibi fakir olmasrm, gitrneden 6nce onu son bir defa gdrmeyi ve

rniibarck dudaklanndan bir dua duymayr ne kadar isterdim. Ama o bcy ku,r bir hanum, haremden grkamryor ve beni ise 27


brrakmaddar! Yiiziilii ona vcr! Altmrn iginde panldayan elmas ta$tna baklkga beni g6rstin, beni ha[rlasn, gocufunu diigiinsi.in."

Trompet iigiincii kere galdr. Avlu kaprsr tiniinde bir imam birkoyun keserek karuru yolumuza akrttr. Sonra ellerini yana agarak iginden dua etti ve bizlere haylr diledi. Oliim sessizlifi iginde birden diimbelelin sesi duyuldu, yeqil bayrak havaya kaldrnldr ve hepimiz td igten geien bir sesle: "Padigahrm, gok yaqa!" diye ba[rrdrk.

Gdrdiiltin gibi, bdylece orduya ginniq oldum. Do!rusu ordunun hig de hay0l etti[im gibi olmadrfrm baqlurgrgia an_

lamr$trm. Ama hig kimse vazifemi ihmal

nezBin

ettilimi itiyteye_

askere almrg olan o aksi binbaqr bile

iki tig giin yol gittikten sonra yiiziime gtilmeye baqlarnrgtr. frnm'daki ia_ vagm siirdii[ii yrllar boyunca akhmdan gegenleri sana birer birer anlatmak istemiyorurn. eektilimiz onca srkrnfiyr,

yoklulu ve gtigltilti

Padigah efendimize helAl ediyoram. Si_

listre <inlerinde ddkiilen kanlanmr da helAl ediyorun. Bir annenin siitiinii goculuna helil eUnesi gibi. yalruz kalbime bir tag gibi goken --ki beni en gok krran-- bir mesele var ki bir

ti.irlii unutamlyorum. $dyle ki, Ruslarr Silistre'den

attrElmlzda a[rr gekilde yaralanmrgum. Bu yaramrn, eski yaralanm gibi kendilifinden iyileqmeyece[i anlaqrldr. iki kiqi beni ahp kaledeki hasraneye gortirdti. Qok kankaybetrnig olma}yrm ki bayrlmrg ve giinlerce kendime gelemerniqtim. Biraz kendime gelip etrafimda konuqulanlan anlarnaya baqlayrnca, yanrmda yatan iki tig kiginin srk srk adrmdan bahsettiklerini duydurn. Daha rla dikkat edince be-

nim hik0yemi, yani, bayraktanmrz qehit olunca bayrafr

diiqmanlanmrnn elinden kurtarmaya qahqrrken nasil yaraIandr[rmr, o soluk yiizhi binbagrrun bizi diigmanlarla gevrili brrakrp nasrl kagtrlrru anlattrklanru g6rdtim. Samyorum beni o andan itibaren iyileqtiren merhemler ve sargrlar defil, duydulrun bu hikdye oldu. Artrk cilsem de gam yernezdim! llir doklor --galiba Franszdr-- bunu padiqah'a yazdrklanm, iyilcqir vc ayafa kalkar kalkmaz gdsterdi[im kahranranlr!,ut rniik0fatr olarak yaramm iisttine nigur asacaklanru 28

29


sdyledi bana. Arna ben btiti.in bunlan bana gabuk iyileqeyim diye uydurup anlattklannt saruyordum. Yaram iyile$tp de hastaneden gtkmca o san ytidti savaq kagafr binbaqryr g6riiyorum-- nastl tarumam ki! Serasker onu tig riitbe birden terfi enirmiq ve bayralt dtiqmarun elinden kurtardrfr igin gOlstine bir de niqan asmtqt! Beni tarur tanrmaz kendisine yaklaqmam igin iqaret etti.

"Bugi.in," dedi, "tahkimat yapmak iizere bir mtifreze Balkanlara gidiyor. Sen de onlarla git, gukur kazar toprak ta$lrsm. Hayde, seni buralarda bir da gOziim gdtmesin." O Fransrz doktor iqin dofrusunu bana agrkladr: Padigah efendimiz, bayralr diigmamn eline dtiqmekten kim kurtarml$ ise onun iig rtitbe birden terfi ettirilmesini ve kendisine niqan verilmesini emretmi$. Ama o hain binbaqt Serasker'in gdzdelerinden birinin akrabast oluyormug ve sava$tan kaEtrfr igin cezalandrnlmadrlr bir yana iistelik niqan almrq ve terfi etmiq! O kagarken benim ddkiilen kanlanmla! Hasta oldulum igin babama, savagtaki bu ba$anmt yazmayr dtiqiiniiyordum ve benim terfi ettirilmemi sa;ilaya-' ca[rndan emindim. Erkekli[i ve cesareti seven insatrdt. Serasker ne de olsa akrabamtzdt ve babam, biiyiik alabeyim igin yapaca[rnr sdyledili qeyleri qimdi benim igin yapabilirdi. Ama Serasker ile akrabahfm ne demek oldu[unu anladr[rm igin eksik olsun! dedim igimden, bdyle birinin himayesinde olmaktansa Allahrma stfmtr, "klsmet"ime boyun efer ve cephede vazifemi yapanm, daha iyi. Kim bilir? Bakarsrn $eytan sava$ln en tehlikeli arunda Serasker'in akrabam oldulunu kula[rma fisrldar ve ben de buna giivenerek vazifemi ihmal eder ve asker kaEafr olurum! Ondan sonra da belki Serasker, devletin qerefini koruyan ve dinimizin bayralrm dtigman eline dtigmekten kurtaran yi$idln yerine akrabasma, yani bana, niqan verilmesini ve bir kag srrma daha takrlmasrm emrediverir. Bdylece o yilit yalntz 30

haksrzh[a ulramrq olmakla kalmaz, iistelik her geyden de iyi ki krhcrmr tiifefimi aldrlar ve onun yerine clime kazma ki.irek verdiler! Ah! Ufradrlrm haksrzhk yiiziinden nasrl da zehir gibi acrlar gekti[imi bir ben bilirim. Allah bagkaslna gektirmesin! ilerleyeceksem namusumla lcrefimle ilerlemek isterim, baqkasrnrn himayesi ve kayrrrcfret eder.

rrasryla de[il. Bdyle dii;iinceler yiizUnden babama mektup yazmaktan vazgegtim. Yazsaydrm daha iyiydi belki, Kim bilir? En azrndan hayatta oldulumu dlremnig olurlardr. Qiinkti ondan sonraki yrllarda baqrma 6yle felAkefler geldi ki memlekctirne mektup yollamak imkdnrnr bulamadrrn. O zamanlar tarn yedi yrl Padiqalumn,alizmetettim ve bcni terhis ettiklerinde kemerimde yedi para yoktu. Bunu qikdyet olsun diye s6ylemiyorum. Bizler canrmlzla malrrnrzla efendimiz Padiqahrmrza aitiz ve her qeyimizi runun yolunda harcamak hayrrh ve sevaptlr. Merhamet ve ;efliat sahibi Padiqahrmz evinden atrmp gOttiri.ilen.her askcrin yine devlet tarafindan evinin kaprsrna getirilip brrakrhnasmr ernretmiqti. Bana gelince, beni neredeyse yerhnayak bagftaba&, memleketimden oniki giinliik mesafede bir yerc rde br rakr vermi qlerdi. S oyle, ne yapabili rdi rn? I

Evimize vanncaya kadar neler gekti[imi anlatmak iste-

rniyorum sana. Padiqahrn budala kullarr iig d6rt kere tutup bcni hapse attllar, elirndeki tezJcereyi okuyunadrklan igin bcni hrrsrz sanmrglardr. Sonunda, gdlsti kabararak, sadakatla ve prnl prnl iimitlerle askere gitmil olan bcn, sava$ln alcvleri iginde hakettilim niqan yerine itihniq kakrlmrq, hor gOrtilmiiq olarak golsiimdeki yaralar ve omzumdaki dilenci torbasr memleketirne ddndiim ! Biitiin bunlar Padigahrmrzrn asla istemedili qeylerdi ve ben de biitiin bunlara katlanmak zorunda defildim. Gelgelelim... gektilim acilar bu kadarla kalsaydr

!

Ilvimizin avlusuna girdifiimde kimse beni tarumadr. 31


inan bana, ben de kimseyi tamyamadrm. Sanki binalar bile

di!"

tanlnmayacak hale gelrnigti. Qocukluk ve genglik yrllanrnda gdzi.ini.i nereye gevirip baksan, gdrdii[tin her gey sana burada, titizlili, giizelli$ ve sessizlili seven ciddi bir beyefendinin sdzii gegtilini anlatrrdr. $imdi ise her qey bambagkaydt. Avludaki gegme kurumuqtu. Kaprnln halkalan kiiften kzarmrgtr ve evin giriginde, eskiden oldu[u gibi, kapryr efendisine agmaya hazrr elleri gdlstinde ballanmrq

"Oyle yazrlmrg, $akir Baba," dedim ona sonunda, "Kardegirn Hasan nerede? Babarn nerede? Anneme bir haber versen de elbiselerimi yollasa, hamamr yaksa. Benirnle birlikte yrkanrnatri ister mi, Hasan'a <la sor. Bul onu, bana

duran kimse yoktu. Sadece, utanmadan bafrnqrp galrnqan, ki.ifreden ve giiltigen hizmetgilerin sesini duyuyordum. Kim geldi diye bakmak ve anlamak igin kimseler koqup gelmemigti! Yi.irepim srkrgmrq ve gOderim kararmrq bir halde evin merdivenlerini grktun ve bu saatlerde babamrn oturmakta olmasr gereken salona gegtim. igeride kimse yokrr,r. Yine de gdlsiimdeki alrrhk kalkrverdi ve rahat bir nefes aldrm: SilAhlan duvarda asrhydu tesbihi, gubufu ve biitiin eqyalan eskiden oldufu gibi yerli yerindeydi: Demek ki babamrn bagma bir iq gelmemigti! Sevincimden, bu egyalann bayalr toz iEinde olduklanm ve yaqh erkek hizmetgimizin farkrna bile varmamrqtnn. Ona: "Benim, $akir Baba." dedim, "Niye 6yle ga;krn qaqkrn

bakryorsun?" $akir Baba'nrn qagkrnhktan

delneli elinden

dtiqtii

ve:

"Ya Allah, ya Muharnmet!" diye ba$rrdr, "E!er sen efendim Selim isen, vur cammr al. Allah bu gtinti goreyim diye mi bcni yaqattr? Anarun evinde seni boyle omuzunda dilenci torbasryla mr gcirecektim?" "O bir gey dc!il," dedirn, "Gdrdiiltinden daha beter hallere de diigebilirdim. Allah bdyle istemig. Devletimize ve Padiqahrrnrza hakkryla hizmet eden herkesin evine daha iyi durumda mr dOrunesi gerek?" "Bin kere eksik olsun. Bin kere, canun gocufum, keqke hizmet etmeseydin de gdzlerim seni bu halde gdnnesey-

yolla. Duydun mu?" Bunun iizerine ihtiyar sanki gdfstin<le srkrqrp kalan bir sesle:

"Ah, Selim, Selim!" dedi, "Mtimkiin olsaydr

rla

Ea[rrsaydrm! Demek, haberin yok?"

"Neyden haberim olsun ki? Bunca yrl sonra evc d6ndii[iimde ilk grirdU[iim insan sensin." "$iikret ki Allah beni kargrna qrkardr da baLrarun adamlanndan biriyle ya da baburla karErlagrnadrn. yoksa snra ash olan olmayan 6yle qeyler anlatrrlardr ki kalbinde onul-

maz yaralar agrhrdr."

"Ama sciylesene, ne oldu?" dedim. ',Anlatsana. K6fii oldulu belli, ama ne oldu?" Bunun tizerine ihtiyar: "Ash ohnayan qeylerden biri," dedi, .,Babanla kiiptik hanrmrn, baglarrna gelen iqler<len seni suglu tuhnalarr. Baglanna gclen iqlere gelince... ya Allah, ya Muharnmed! Urnitsizlile kaprhna. Otur qu min<lere; kalbirn ne kadar krnk olsa da anlatayrm sana. Anlatacafrm. Titreme, otur. Buraya kimse gelsnez, kimseler cluymaz. Baban kendini koyuvereli beri hizmetgilerden de hal hatrr sorzur, qapraz divanx duran kalmadr. Qiinkii Allah babanrn basiretini bafladr, o$un, ona btiyii yaptrlar ve haremi .,mekAn" luttu. Ve sakalm anahfrn kiigi.ik hanrmm eline verdi." "$akir Baba!" diye ba[rrdrm ona, .,Niqin baura b6yle acrmadan iqkence ediyorsun, sanki benim cn k6tii * Qupraz diyan: EI penEe dit,an; Elterini tjniinde bir qeyler

baglamry.

entir Ltekleyen.

32 _)

-t

Ellktl i: l;:l.t.''itilf I..*rnry


diigmarummrgsrn gibi nigin kalbimi dilim dilim ediyorsun? Bu evin bagrna biiyiik bir feldket gelmiq. Hemen sOyle de Olreneyim. Brrak qu biiyii gibi kocakan l0flannt." ihtiyar:

"Ah, carum o$um!" diye balrrarak allamaya baqladt, "Kardegin Hasan..."

"Oldii mti kardeqin? Ah, Allahrm! Allahrm!" ihtiyar: "Keqke 6lseydi," diye cevap verdi ve o anda kalbim duracak gibi oldu. Yaradan'rn ezelde takdir ettili dmtirleri bitip de saati gelince evinde, yakrnlanmn arasmda 6ltip giden binlerce've binlerce insan gibi dlseydi kegke! Dinimiz ve

Halife efendimiz ufruna Ktnm topraklannda elinde kiltg gehit dtiqen ollum gibi Olseydi keqke. Hig olmazsa o zarnan, qimdi cennet bahgelerindeki giizellikler ve gigekler araslnda geziniyordur diye dtiqtini.ir teselli bulurduk! Ah! Ah! Canrmm efendisi. kardegin Hasan't dldiirdtiler!.. Hakstz yere dldiirdiiler onu!"

Bunlan anlatlrken Selim'in sesi bolazrnda bofuluyor, gdzlerinden yaqlar akryordu. Uzun bir sessizlikten sonra Ttirk sozlerine devam etti: "Bunlan duyunca beynimden vurulmuqa dtindiiliimii s6yleyece[imi sanma. O ana kader ben annemin baqma k6tli bir gey geldi[ini duyacalrm korkusu igindeydim. Kardeqimin dldiirtildt[iinii Olrenince iqimden Allah'a gilkrettim ve en azmdan bana actdt ve annemi bana baltglad diye dtiqiindiirn. Onun g6ziinde nasrl ayn bir yerim oldufunu, onu ne kadar gok sevdilimi ve bana olan sevgisinin onu ayakta tuttu[unu sana anlatml$tlm. Ama kardeqimin dldtirtildiifiUnti ve babamrn da feldketten beni suqlu tuttufunu duyunca iiziinttimden ve hayretten oldu$um yerde donup kaldm. Yagh hizmetEimiz diiriist bir insandr. Bizi cam gibi severdi. KtiEiiklii[iimiizde bizi yaruna alrr gezdirir, okula gdtliri.ir getirirdi. Annemiz de ona Eok giivenirdi. Btiytdiiliimiizde hareme girmemiz yasaklarunca babamm 34

bize nasd davrandrlrru ondan sorar tilrenir, onunla bize haber yollardr. Onun igin de yagh hizmetgimiz babamla yeni kansmdan gok bize ve anneme balhydr. Sonunda kendisini tutup g0zyaElanru sildi ve o zaman, ben oradan aynhp askere gittikten sonra evde neleroldulunu Ofrendim. Krsaca an-

laflyorum:

Sdyledilim gibi yeni asker olan bider apar topar gittikten sonra babam mahkemeye grkarak asker liagafidiye t<ardegim Hasan'r gikdyet etmi$, asker kagalr! HAkim de mi.iftii de Hasan'rn asker kagalr sayrlamayacalmr, g{inkti benim kendilerine bagvurdu[umu, kanun ve geleneklerimizde yeri oldulu iizere onun yerine askere gittilimi sOylemigler. Ama babam: "$ahitlerim var," diye israr enniq, ..Askere giffnesi gereken ollum yarunda bir baqka arkadaEryla da[lara kagtr ve bugtine kadar ddnmedi. Bir asker kagafirrun yerine askere gifrneye kimin hakkr var, bu hangi kanundayazir? Normal hallerde olur bu, do!ru. Fakat oflum, buradan gekip gittili andan itibaren asker kagalrdrr ve ben aileme stirtilen bu utang verici lekeyr asla kaldrramam. Onun igin de ollumun her asker kagalr gibi yakalanarak fazlasryla cezaslm gekmesini ve zincire vumlarak askere gdtiiriilmesini talep ediyorum. Nasrl olur! Padigah efendimizin mi.ilkii diigman ayaklan altnda gilnenirken benim gibi efendimizin ekme[ini yiyerek biiyiimiiq bir delikanh nasil olur da asker]ikten kagar? Peqinden siivarileri yollayrp da onu yakalamazsaruz Seraskere grkrp gik6yet ederim. Kardegi Selim'e gelin_ ce o, defil Hasan'rmm yerine sava$a gitmek, yapsa yapsa arcak bir lazrn yerine ev iglerini yapabilir! Ne yaptrysa kbndi hesabrna yapu. Ben bunu ne hoq gOrtirtim ne de t<abul ederim. Kanunla alay etti ve bir asker kagalrm korudu: onu cezalandrrmak gdrevinizdir. " En acrmasrz, en gcizii d6nmi.ig koruculan Hasan ile arkadaqrnrn saklanmakta oldulundan gtiphe edilen dallara

35


yollamrqlar. Kotucular gok gegmeden onlan bulmuq. Ama gengler sil6h1anyla karqr koymuqlar. Kayalann tepesinden ateq aglp koruculardm birini dldtinniiqler. O zalnall korucular hep birlikte saldrnya gegip genqleri bir kayantn arkastnda krstrmtqlar. Kurgunlan bitince krhglanm qekip gettqlerin tizerine aultnrqlar. Hasan'tn arkadagl gdrtiruneden bir

ugurtrrna atlayp kurtuhnayr bagarmrg. Kardeqimi ise metri-

sinde* kanlar iginde 6lii olarak ele geEirmigler. I{aberi altnca babamrn kth bile ktprdamamtE: "Diiqmez kallcnaz bir Allah," derniq' "Bu baqkalanna ders olsun. Kimse almyaztsnl defiqtirernez. Hasan'ur kaderinde kurqunla 61mek vannlg. Savaqa gitrnedi, pisi pisine gitti! Gidin, mezarlnl kazrn."

"Ama," dedi ihtiyar hiz-rnetgi, "Ccnaze kaldtnldtktan sonra kardeginin yoklufu hissedilmeye baqlayrnca babeur da de[iqmeye baqladr. Konafrnda o kadar tiliz davranan, tarlalanna gozti gibi bakan ve afzma iqki koirmarnrq olaur batran qimdi 6y1e hallere diiqrntiqtti ki g6rsen a[lardrn! Ne tarlalarmdan haberi vardl, ne de evine bakryordu. Ortanca kardeqin evlendi ve buradatr aynlah beq ytl oluyor. Anahlm ne yaplp yaprp bir yolunu buldu ve kardeqinin hakll olan tarlalan kendi iizerine yazdrrdt. Biliyorsun, qocufu olmuyor ve biiyi.ik kardeqinin baqrna o talihsizlik gcleli beri babant, onu senin baqtan gtkardrfrna, dafa kaErnastna sebep oldu[una, niyetinill onun haysiyetini yaralamak ve en Eok sevdifi oplutruu babastna berzemedi[ini gdstermek, kardeqirrin gelecefini ve ilerlemesini engelle-

rnek istedifine vc buna benzer iftiralara inaudtnnaya gahqrnaktan baqka bir iq yaprnryor. Baban da durmadan bunlan duydufu iEin ona inanryor. Gidip de gimdi onu bir k6qeden gizltceharernde otururken gcirsen: ak sakalh bu ihtiyann analtfultt eve getirdiEi esir ktzlan nasrl Ernlgtplak

* 36

M el ri,s : Siper

(

O smct,nl

tta).

oynattrgrnl, onlarrn kendisini 6piip okqamalanna ve analr[rnrn dgrettigi qarkilan okumalanna nasrl izin verdigini bir gorsen. Anahlrnrn tek niyeti onu igkiye ve iqrete ahqlrmak, t0 ki bir an 6nce cilstin de o da kendi yagrtr bir erke$e varsrn diye." "Ah, zavalh annecifim!" dedim, "Bu yaphklanyla hayatl ona nasrl da zehir ettiklerini anhyorum, melek anncci[im." ihtiyar derin derin dti;iindtikten sonra: ''Bu sdyledikledm seni iizmesin," dedi, "Annene gelince -Allah'a hamdolsu-r-- artrk acr qekrniyor... Sen askere giderken gdriip seni g6riip seninle konuqarnayrnca beni qa[rrdr vc dedi ki: "$akir Baba, bu acrya ben artlk dayanarrarn!". Sonra oteki gocufunun baqma gelenler... Evliya gibi kadrndr ve dedifi gibi de oldu. Sarki her gegen glilr onun sa$rlurdan ve hayatrndan bir parga ahp gdtiiriiyor ve onu biraz daha tnezara yaklaqtrnysrdu... Srk srk beni yanlna qalrnyor, sava$tan ve sendcn haber olup ohnadr[rnr soruyordu, Sen dc bir gittin ki o gidir;! Bugiine kadar bir rncktubunu allnadrk. Bense onu burru sbyltiyor ve ot"lu avutlnaya gah;ryordurn.

I'ama[rndaki chnas yilziifii gittikqe daha bulanrk gdrdi.ifiini.i soyliiyordu. Bcn dc ona: "Gdzlerjndeki yas;lardan 6y1e gdriiniiyor, hanum-efendi, halbuki nasrl da panldryor." diyordurn, ama inanrnryordu. Balra: "Gozlerirndcki bu bulanrkhk iyiyc i$aret dcEil," dodi bir giin, "Oflurnun hayatr tchlikede. Ytu'alandr, dliimlc penq'cle;iyor!". G0zlerinin rrsrlr sdndiikqc yiizi.ik ona claha da bulanrk gdrtiniiyordu. Bir g'iin --sanki dLinrnii; gibi halrrIryorum- beni gafrrrp el"endi ollundan bir liabcr olup olnradrfrnr sordu. Ben dc o zatran onu tesclli ctrrck iEin: "Tuna'dan bu taraflara gelcn birisi habcr gctirdi, Moskofu yenrniqler vc cfcndinriz Selirri'e Padi6ah biiyiik bir rrrStn vcnniq." dedirn. Bunu duyultca, tizgun bir rlelcli JI


andran o tath ytiziinde bir tebessiim belirdi: "Ne gare!" dedi, "Qocufumun geleceli yolu gOremeyecek kadar g6derimin nuru sdndii. Bana braktrgt yiizii$in panltrsrm bile segemiyorum! "

;i.iphelendim ve ertesi giin $akir Baba'yr ona yolladrm. Babama:

"Gdziin aydm, beyefendi! Gurbetteki goculun geldi! Asker o$lun..." demiq. Babam ise:

yiizii[ii bembeyaz parma$ndan Ekanp kendi minderinde oturmakta olarr Qerkes ktnna verdi. Ona: "Nah, Meleika," dedi, "Seni hizmetgi olarak yanlma aldrm. Beni 0z annen gibi sevdin, iizerime titredin. Allah ve

"Benim asker ollum yok," demiq, "Benim asker olacak o$um gittili yerden bir daha geri gelmedi. O geleni ise

buradakiler qahidim olsun, artrk seni serbest btraktyorum. Gdziimtin nuru, canlmrn igi bir tanecik ollumu yeniden gdrmek bana ksmet defilmiE. Sana verdi[im yiiztipii gOziin

onca yollarboyunca tek tesellim, qimdi

Sonra da

gibi sakla. Benden daha talihliysen ve o[lum gftar gelirse onu salla emaret ediyorum. Sevgini ondan esirgeme, ona iyi bak. Qok gurbet gekti ve eve ddndtiliinde kendisini dkstiz hissennesini istemiyorum..." Sanki biitiin bunlan o delil de gdkten inrniq bir melek stlyltiyordu. Ytiziinde ildli bir giiltictik dylesine tath ve huzur iginde konuguyordu ki hig birimiz a[zrnt agtp bir gey sOylemeye cesaret edemiyorduk. Az sonra uykuya daldt, ben de iqime gittim. Qok gegmedi, selAmhktan kadmlann hrEkrrarak alladrklan duyuldu. "Bizim btiyiik hamm ruhunu Allah'a teslim etmiqti." ihtiyar hizmetgimiz bunlan anlafirken gOzlerimden oluk oluk yaglar aktyordu, sonralan da gok afladm. Yalnrz dltiler iEin delil, ihtiyann dedi[i gibi gimdi burada oksiiz, kendisinden nefret edilen biri olarak yaqamak zorunda kalacafrm igin kendi halime de afladtm. Geldifimi haber vemesi igin ihtiyan gizlice Qerkesyah Meleika'ya yolladun ve ondan rica edece[im elbiselerimi arkarndan umumi hamama getirmesini ternbih ettim. Eve d6ndiiliimde akqam olmak iizereydi. Geldilimi artrk herkes ofrenmiqti, yalnz babamtn haberi yoktu. Kansr ona haber verilmesini herkese yasaklamrgtrr diye 38

gdzlerim gdrmesin!" Orduda gegirdi$m o meqakkat dolu yrllar ve teptifim artk babamrn sevgi-

sini hak etmi$imdir dtiqiincesiydi. Viicudum ktigtiklii biiyiiklii yaraizlenyLe doluydu; onlan gorsiin yeter diyordum, o zaman cesaret ve erkeklik bakrmrndan kendisine qektifimi, delikanl oldu[umu anlar. Yiiztim ona benzemese de kalbim benziyordu. Mutlaka beni balnna basar, Operdi. Bu ve buna benzer daha neler dtigiintiyordum! Memleketc ddndii$inde, perigan halim ytiziinden ele giine karqr utang tlulrmasrn diye admr bile gizli tutmuftum.

Sevdiklerirni ve beni sevenleri kaybettikten sonra buraya dtiniip de babamrn bu nefretiyle karqrlayacallma, onun scvgisini kazanmak igin garprgtrlrm o savag alanlannda bir

kurqun kalbimi deqseydi. daha

iyiydi.

Tek baqrma iki giin evde kaldrm. UEiincti gi.in gelip beni rnahkemeye grkardrlar. Hakim:

"$u kadar yrl6nce," dedi, "Mahkeme edilip mahk0m oldun. qtukil bir asker kagalrm gizleyerek Devletimizle Irlay ettin. Kardeqin asker kaga!rydr,bizzat baban senden tlavacr. Bir yrl hapis yatacaksrn. Qtinkii baban yeniden dava lrqmrg

bulunuyor."

Baqka bir durumda bdyle bir cezayr giiri.itmesini, hAkirnin "iki ayalnr bir pabuca" sokmasrnr bilirdim. Ama, balrunrn arzusu yerine gelsin diye bu cezayr bagrmrn tistiine r li ycrek kabul ettim. Sanki evimiz bu haliyle benim igin ha;,rshaneden daha mr iyiydi? Allatr $akir Baba'dan raa olsun, 39


bir Eeyimi eksik effnedi. Sonra, ne utang ne de iiziintii duymadrm. Biitiin bunlan babamrn inadrndan gektilimi herkes biliyordu. Bana acryor, beni teselli ediyor ve kendi efendileriymigim gibi bakrmrma koguyorlardr. Bu yakrnhlr baba oc alrnda bile g6nnerniqtim. Bdylece gtinler gegti. Cezarnrn bitecefi gtin yaklagtrkga kalbim srkrqryordu. Oteki kardegim, kansrndan aldrlr mallan satmr$ Anadolu'ya gegmiqti. Bense evimizde ya:iarnak zorunda kalacaktrm. Bu hallere diigrniiq olan babarnla anlaqabihne ttuli<lim yoktu. Derken. birden bird Itersek'te ayaklanma oldufu haberini aldrk. ]Iiq vakit kaybetmedirn. Ahrrdan giiglii bir at aldun, silAtrlanmr kuqanrp yola diiqtiirn! $akir Baba pek Eok kere bir bahancsini bulup bana o gtizel ve iyi kalpli Meleika'yr dvmiiqtii. Mahpustriureye getirdifi yemelimi kcndi elleriyle piqiriyor, neye ihliyacrrn olursa evden ahp bana yetigtiriyor, sanki annemrnig gibi bana bakryordu. Iqirndeki bir ses: amcn ytiztiltj bu krza verrniqtir, "krsrnet"in o senin, diyordu. Arna savar; haberi gelincc ne hallere girdim, bilenrezsin. Savaqru tozu ve dumanr igindc bir do gidip "krsrnct"irni rni isteyeccklim. Irv hayatr vc ailc rnutlululu bcnirn alnrrnda yazlh dc[ildi. Ve gitlim. Allahtan, bcni bdltifiinc alan kumamdan cesur ve belki dc bu yiizden diirtist bir insan qrktr. iki yrl sonra ddndii[iirnde yaralanma daha baqkalan cklcnrniqti, arna ktiqiik bir riitbern vardr ve gd[stimde cesaret madalyasr astlrydt.

Bu defa babamr selAmlftta oluruten gdrcbildim. Babam! Bcni dofurtrnamrq olsaydr onun yiizi.ine bile bakrnazdln! Ne ohnuqtu o rnaprur baqrna, qimqek Eakan gdzlcrinc ve geniq gdfsiine/ Onu gdnnedifim yrllar boyunca yatalak hasta oidufuna bahse girebilirdim: yiiziiniin rcngi kagnrg, alnr krn;rk dolmuq ve viicudu eriyip gitmigti. Elleri 4{\

vc dizlcri yaprak gibi titriyondu. Yeni kansr onu, iqte, bu halc getimigti!

iqcri girip elini dpliifiimde derin gdzlerini kaldrnp bana bak1r. Baktr, ve

iki iri gozyaqr solgun yanaktanndan aqafr

siiziildti! "Annenc benziyorsun!" dedi bana, "O benirn iyi kalpli kadrrumdr, arna... 6ldii. Bu tilki ise mahm mtilkiirnti onun iizerine yazdrrdrktan s<lnra beni haremden kapr drqan et-

ri." "Bu ne dernek, efendim!" diyorurn ona, "Ailemizdebir kaclnrn kendi evinin efendisini kapr dr;an etncsi nerede tluyulmuq!"

Baban gocuksu bir Earcsizlik iqinde: "Ben dc ona la$ryorum!" dedi, "Ama gcl g0r ki kafiri yine dc seviyorunr! I.laydi, ral,il koy da onun qcrefine igclirn!" iqki onun erkek karaktcrini boylesinc mahvelrniqti. llcn dc babanrr bu durutnda cok daha ivi tamrnrs oldum!

futastndan Scrlim bana, babastnda barslayan mhi ve berlcni qdktiqiin ailerrin ekonornik gdkiiqtinii getirdilini anlrrttr. Siiriilerdt.ar ar.ar satllml$. Ahrrlar boqalrnrq. En vcrirnli turlalar, yeni kansrmn her bir kaprisini ta[nin ctrnek igin ihtiyar giftlik sahibinin kcndilerinden lrorE para aldrfir kiqile-

lin ve faizcilerin eline geqntiq. Ellerinde kala kala "rrikAh"h[r, yani Ecyizi bir arazi kalrnrg. Sclirn bu arazJyi. lrir zanailar annesirrin babasrnrn yaplrlt gibi dikkatlc iqlerrri; ve krsa zamanda 6yle geliqtirnriq ki arlrk bunarnakta ,rlrrrr 1,sql1 babasr bile ona hayrct ehniq! Tamut zaman o[lu41


"Sevgili kadrmm annene benziyorsun! "Canlm o$umsun sen benim!"

"

diyormug,

[rtiyann bu davramqr karqrsrnda Selim kendisine yaprlan biiyiik hakszhlr unutuyor, babasnm boynuna sanhyor, kucakhyor ve b0ylece ydlardrr hasretini gekti[i baba sevgisine doymaya gahyyordu. Ama bu kucaklagma ve 6ptigmeler sona erince Selim, bildigi bir pmardan su igmek arzusuyla yolundan gok uzaklaqan ve kaynalrn kurumug oldufunu gdren bir yolcu gibi hayAl krnkhlrna ufruyordu. Kucakladrfr kiqi, bir zarnanlar kendisine hayran oldulu ve qefkatli bir bakrqryla onu sevingten havalara uguran babasr delildi artrk. Boynuna sanhp tipttilii babasr ayn alkol kullanmaktan bunamlq, aptallagmrg, ya$h ve 6yle ki o anda igip igmedifinin farkrnda bile olmayan bir ayyagu. Qektigi acdardan akh bozulmug, kalbi goraklagmgtr. Kendisinde qefkat ve babahk vakanndan eser kalmamrqh artrk. Onun igin Selim qimdi, annesinin azathsr Qerkes krzr Meleika ile hemen evlilik hazrrhklanna giriqmiqti: "Babamrn har vurup harman savurdulu mallanmrzr yeniden yerine koymak iqin zengin bir aile krnyla evlenebi-

lirdim. Ama annem --nur iginde yatsln-- evliya gibi bir kadrndr ve yiiziifii Meleika'ya verdi$ne gOre krsmetim oydu." Ve Selim'in, annesinin segimine saygr gdstermesine deferdi de, gtinkii Meleika gergekten de pek gok erdemi olan bir hzdr. Biiyiik bir fedakOrhkla eli ayagl tutmayarl kayrnpederine balcnrq ve Selim'e aile mufluluEu tatilrmrqtr. 1875 yrhnda Hersek'de son ayaklaruna patlak verdi[inde Selim, iig salhkh ve giiZel goculu olan zengin bir giftlik sa-

hibiydi. Selim: "Evli olmasaydrm * 62 - 1862 42

ektilimi z onca megakkatin ve ddktti[timtiz onca gittilini Olrendifimde kalbim duracak gibi olmu$tu. Ama gocuklar ktigiiktti ve babam hastaydr. Bense Padiqah'a savaq agrldr[m diigiindtikge sagrmr bagrmr yo-

" O2'6s

na:

bir dakika durmazdrm," dedi,

*'

g

kanrn boEa

lasrm geliyordu.

Qok gegmeden Srrbistan, ondan sonra Bulgaristan ayaklandr. Devlet ihtiyattaki askerleri sil6h altrna gafrrdr. I laurladrlrma g0re benim srram daha gelmemiqti. Ama Rusya'mn da savaqa hazrrlandrlrm dlrenince ne sramr beklcdim, ne di.iqtindi.im ve ne de bagkalanmn sOziine kulak astrrn. Bilirsin, Rusya milletimizin baq diiqmam sayrlrr. Suyla atcq bir araya gelir mi. Moskof ve islAm asla, asla! Tatarlarla Qerkeslerin, Ruslarla bir arada yaqamaktansa evlerini barklanru, her qeylerini geride brrakrp neredeyse yalm ayak, yan qrplak Padigah\n memleketine geldiklerini bilmiyor musun?

Bdylece gocuklanmr, kanmr ve mahmr ortada brrakrp )'cdek asker yazrldrm. Yanmrz yo[umuz, kanlanmrz ve got rrklanmrz Padiqah'm miilkiiydi.i ve yedi cilnlm da olsa yedisini de Moskofla sava$an Padiqah'a feda etrneye hazrdrm; ycter ki efendimiz kazansmdr! Sana dedim ya, o devirde

Ituslarla Krnm'da savagryorduk ve Silistre'de burunlannr krnnrghk. O zamanlar Ruslara duydulum dilqmanhk ve kin, ;irndi yine topraklarrmrza ayak basmaya hazlrlandrklannr

(ifirenince daha da artml$tr. Bunlann niyeti bizi yeryiiziinden silmek, diyordum ve kaderde varsa ben de onlan clnh canl yiyecefim! Ve bdylece cepheye hareket ettim. Once bizi Srrbistan'a sevkettiler ve orada anladrk ki ll usya bizim k6tiiliiltimtizii istiyor. Aleksinag'da sava$ml$ biri olarak, seni temin ederim ki o topraklan, sanki bizirn lopraklanmrz de[ilmig gibi bir kere daha zaptediyorduk! ( iclgclelim neye yaradr? Bir Qar pagavrast ile Serasker bizirn Srrbistan'dan grkmamlz ernrettiler. Tiih! Allah beldsul vt'r'sin onlann! Bu, bir adamr kendi ahnteri ve kamyla insa 43


ettili evinden kovmaya benziyordu. Qtkttk da, sOztim ona bang igin, tatslz.hk olmastn igin! Padiqah'rn Seraskeri ve devletteki 6teki haram yiyicileriqte bu kadar i;inin ehliydiler! Bildifin gibi Moskova ne yapmast gerekiyorsa onu yaptr: Srrbistan'da aldrltmtz yaralar gegmeden o Tuna'yt geqti! Ve iyileqrnck igin rnemleketin yolunu tutmuq olan ben ateqimi ndbetimi unutarak yol defiqtirditn. Ruslar Padiqah'rn topraklarrna ayak basrnrg, sen evine nastl gidersitt. Selim? dedim. Sol elirnde hdl6 iyileqmemiq bir kurgun yarasr vardr, sanp boynuma asml$tlm! Bizim askerlcrlc ilk karqrlagtr[nn yerde elimi saran mendili gdzdi.itn, act gek-

tifirni

anlamastn]ar diye diqlerimi stkttm ve subaytn kargrsura grktun. O gtinlerde miimk{in olsaydt $u rnezar taqlannr bile asker yapar'lardr. Ben gavuq idirn. Subay beni fazla sorgu sual etmeden kabul etti vc gittik. Balkanlarda katrldrfrm onca karilr sava$tan hayatta kalmak ve Plevnc'ye kapatrlmak vannl$ kaderde." Sorrra Selirn iEini Eekerek dtiqiinceli bir haldc hik6yesine devam etti: "Iley Plcvne, hey! Sen benirn aklnnr baqtma gc{irdin! Allah qnhidirndir ki Plevne'ye vardtltmda sarhoq gibiydim, deli gibiydirn. Ruslan, Balkanlann orasrndan burastndan ccpheyi zorlarken bulduk ve nerede Rus bulduysak iqlerini bitirdik! Krnm savaqrndan bu yana onlan ilk defa yeniden karqrmda goriiyordurn; her biri bana $e)'tandan yedi kat daha kdrii goriiniiyordu! Milletirnin ba; dtiqmanr. l0net olsun onal diyor ve yarahlmrq, Earesizniiq delncden elirne diiqen Rus'un igini bitiriyor, bundan haz duyuyordurn. Plevnc'ye girdifirnizde yiizbaqr idirn. Ve llerme o kahramanca direniqiyle meqhurdu. Nasrl bir sevinqle, ne gibi iimitlcrle elimdc krhE, adaunlanrllln ba6tna gegip alktq sesleri arasrnda Plevtie kahramant yaqlt Osman Paqa'yt nastl seiArnladrfrrmzt bir gcizlcrinilr dniine getir. Uq bin kiqi onui yardrnrna koqrnu;tuk ve yolda oniirniize grkan hiq bir Rus 44

bizi durduramaml$tt. "Burada artrk hrncrmr grkannm," diyordum, "Buradan diiqmanrmrz vahEi, merhametsiz Ruslardan gdzlerinin yagrna bakmadzur intikaln alaca[rrn !" Gtinii gelip de Eyltil ayrnda onlara ateq agtrpunrzda coqkunlulumun artlk srmn yoktu. Onlara srktr[rmrz her kurqunun daha derine batsrn, daha beter acr gektirerek oldiintin diye sanki kalplerimizden giig trldfmr hissediyordum! Nerede siingi.i ve krhg iqi varsa orada en bagta ben vardrm. Ama alrumda ne yazrhysa o olur, kimse defiqtiremez.

Sa! tarafima yedifim bir kurqun cilerirne saplandr ve hastaneye kaldrnldrm. Qirkin rni girkin bir yara! Kr; geldi ve ben hAlA kprrdayamtyor, kan kusup duruyordum. O giinlerde biiluk iqler oldulundiur da haberim yoktu. Ama bir akqarn aniden bakryorun ki doktorlar, hastanenin adamlan ve ayakta durabilen hastalar ortahkta yok! Frsrl frsrl konuqmalar, inlemeler, kiiflirler ve sonra yine 6ltim ses-

sizlipi. Aya[a kalktrm. Ortal* karanhlcr ve hiE bir qeyi iyice segemiyordum. Ama uzaktan, nehre dofru ilerleyen askederin ayak sesleri duyuluyordu. Bu iyiye alArnet delildi! Uzun zarnandrr Ruslann ablukasr altrndaydrk. Plevne'de yiyecek kahnarnrqtr. Gel gdr ki Gazi Osman Paqa buradan aynhp qekihnek zorunda kalmrqtr! Iltrafi ddrt d6ntiyorum; sokaklar bomboq! Ortalftta kimseler yok. Kalanlar da benim gibi ya da daha beter dururnda olanlar. Kaputumu kap0rl, dylece o1dulurn gibi gekilen askerlerin peqinden koqtum. Yolda daha baqka yarahlar ve kdf.tirtirnlerle karqrlagtln, hcm de onlarcasryla. Onlar da ellerinden geldifince, inleye dksiire ve kiil'r'cde ede gidiyorlardr. O anda yilrefirne bir korku gdktti. (lmun digime takarak scssiz sedasrz ytirUyen bir tabura yeti,stirn. Bir baqka tabur da yan taraftan benim bulunriu[urn ycrc dofru ileniyordu. Ath bir subay bana: 45


"Derhal geri ddn!" diye balrrdr. Hastalardan biri o1du[umu anlayrnca ekledi: "Burada Oldiiriirler seni! D0n!" Ona: "Ben yiizbagr Selim," dedim, "D0nmek de neymig! Elim tiifek tutar, kilrg gekerken verilen emir "Ileri!" idi. $imdi yarahym diye geri d0nmemi emrediyorsun. Beni de yafifirza ahn, ya da burada dldtirtin! Geride kimse kalmaft. Beni diigmanlanmrzm eline mi teslim etrnek istiyorsu-

ilrz?" 6ni.ine gegip atrmn gemini yakaladrm:

"Efer peygamberimiz Muhammed'in timmetiysen," wr! Padiqahmrzrn yirmibeg ydhk askerini reddedip canh olarak diiqman eline mi dedirn ona, "Qek krltcmr, bagrmr

lifimden de, ben salhk durumundan ya da dondurucu soluktan diyeyim, iizerime bir uyuqukluk ve gaqkrnlk gdktii. Ne yapacalrmr bilmiyordum. Bir tek sildhrm yoktu. Allah-- hayrr, Allah degil, kendi din kardeqlerin beni dtigmanlanmrza "kurban" etmiElerdi. $imdi herkesin ben-

dcn yaptrklanmrn hesabrru sofinaya hakkr vardr. Gelsinler! Bcni krtrr klttr kesip k0peklere atsrnlardr!... Oylece. bitkin vc kaputuma biiriinmtiq bir halde siiriinerek kendimi bir kayahlrn dibine attrm. Kendime geldilimde gezici bir hastanede bulunuyortlurn. Ofrendim ki ben ve Plevne'deki krrk bin asker, Osman I'a$a ve di[er paqalar da dahil olmak i.izere Ruslann eline csir diiqmtigtiik.>

brrakacaksmrz?"

Daha sdzlerimi bitirmeye kalmadr, mahmuzlarr kamma yryen at ileri atdarak beni srttistii yere yktr. Pek gok askerin yarah g6lstime basarak iizerimden gegtifini hissettim. Sonra bayrlmrgrm. Kendime geldifimde tan yeri afarmak iizereydi. Sanki rtiya bir dlemindeydim. Dizim fena halde a[nyordu ve yerimden krmrldayamryordum. O zaman atl, yere yrkrhqrmr ve i.izerime basrp gegen ayaklan hatrrladrm. Allatundan bulsun, merhametsizler! Sonra onca yl savaglarda kazandrlrm baganlar geldi akhma; cephede bir kurguna kurban gitseydim daha iyiydi diye diiqiindiim ve anlatrlamayacak birkorkuya kaprldrm: $imdi diiEmanlanmran elinden gekecelim vardr! Aqalrlarda, nehrin dtesinde top sesleri duyuluyordu. AteE agrlmrg, vuruguyorlardr. Allah! Allah! igimden din kardeglerim igin tek bir dua etmek gelmiyordu! Allahrm, onlara yardrm et! diyemiyordum. Orada aqalrlarda neler oldufunu anlayamryordum ama Plevne'nin artrk bizim olmadrlmr hissediyordum! Sen kederimden ya da iimitsiz-

46

47


Rus kdyliileri bu diiqman esirlerini "Bratugka", yani ..kardeq" diye baprrarak seldmhyorlardr !

Krsa bir duraklamadan sonra Selitn: "O gtinden sonra nasrl defigtifitni sana anlatmaya pek dilirn vannryor," diye sdzlerine devarn etti, "Ama hikAyeinin sonunu da dinleyince tahmin etmekle giigltik qekmeyc-

ceksin." Ve Selirn, Rus doktoru ile yardtmctlanrun vticudundaki yaralan qefkat ve merhametle bir kaE giin iEinde silip sardrklannr ve onu Plevne'deki pagalardan daha iyi besle-

diklerini gOrtince diiqtiilii qagkutl[r bana anlatmaya qahql. Ruslara duydu[u kinden gozleri ddnmiiq biri olarak onlan vahqi, kana susam4 ve ellerine di.iqliiftinde onu gif Ei[ yiye-

cek yrrtrcr hayvanlar olarak diiqtinmiiqtii. Flalbuki

karqrsrnda gdrdti$ii bu insanlar Rustu! Nazik, herkesin yardrmma kogtur vc esirleri qiu-tssstzltklarutdan 6tiiri.i teselli etmeyc, gelecekterki giinler iEin timitlendinleye gahqan ve esir de olsalar Ruslann ve biitijn diinyarun onlara sava$ta

gdsterdikleri yigitlik ve cesaret igin saygt duyduklannt anlatan insanlardr. Bilhassa Selirn'e, ytllar txryunca aldt$ yaralan muayene eden doktor ve difer lLuslar biiyi,ik saygt gostcriyorlardr. Iiler Qar'tn Selim gibi askerleri olsaydt diinyaya hdkirn olurdu diyorlardr. Bu da, baqka milletlerde rnadalyaya ldyrk gorillell onca baqanstna kargrhk bir "aferim" bile ahnarmq olan Sclim'in ruhunu okquyordu. Bir z.aman sonra onu ve di[er esirleri Rusya'ya yolladtlar. Politik agrdan bakrlruca Ruslann bu savai; esirlerine gbsterdikleri ihtirnarn neredeyse i n anrlamayac ak gibiydi. Yol boyunca ulradrklan her yerde nasrl iyi kargtlandrklannr anlatrrten Selirn'in cdt.Len dolu dolu oluyordu. 48

Tlenin u[radrlr her istasyonda onlara gay ve bagka srcak igecekler ikram ediyorlardr. Vagondan indiklerinde halk onlan kucaklayrp Opiiyordu. Biitiin bunlar Selim'in iyi ve hassas kalbinde gergekten isyan duygularr yaratryordu.

Dedikleri o, kendisiyle bangrn asla miimkiin olmadrfr dtigmanlanmrz bunlar mrydr? Bunlar mrydr Ttirklerin ktiktin[ kazrmak isteyen? Ruslan nasrl da yanlq tanrmrqtr! Selim:

"O giine kadar deliyrniqim," diye ekledi, .,Onun igin sana Plevne'nin akhmr baqrma getirdifini sOylemiqtim." Selim Plevne'de bir awg Rus savag esirinin ne yokluklara ve iqkencelere katlanmak zorunda kaldr$rnr g<inntig ve lu1-V{da baqma gelecek felAketleri beklemeye bagtamr qtr.

Halbuki Selim, esir kaldr[r yrllar boyunca doyasrya yem-et yemi$, srcak ve temiz elbiseler giymig, memleketinde kendi soydaglanndan duymadrlr tath ve teselli edici s0zler duv_ rnugtu. Dahasr, Ozel olarak inqa edilen binalarda dini ibadet-

lerini serbestge ve rahatsz edilmeden yapabilmelerine izin verilmigti. Gergek bir islam diiqmanr bunlara izin verir miydil Bu durum karqrsrnda Selim'in, Miisliimanlarla Ruslann bi rarada yagayabilec ekleri frkrini benimsemesinde gaq r rtrcr

bir qey yoktu ve Ttirkiye'nin Avrupa'daki topraklanniiqgal t'den Ruslara kargr savaqanlan aptalhkia suqluyordu!

. __ "All.ah'rn Diinya'sr btiyiik," diyordu, hallarun ihtiyacrm

.,Ve

zavalh ear

kargrlayacak durumda defil. Ruslar o ka_ rlar iyi insanlar. Memleketimize geliveninler. padiqah'a ne_ ye malolur ki? istanbul'da stirdtilU zevki Ba[datita ya da

$am'da da siirebilir. Ruslarla kardeq kardeg yaqamayahm rnr? BratuEka! Bratugka!

Bu politikasryla Rusya ytizyrllardrr Ti.irklerle Ruslan tyrran ugurumun iizerine bir kdprti kurmaya qahqryordu.

\rslarhkla baganlamayan tilki kumazhlryla gizfiie elde 49


ediliyordu. Esarette bulunan yiizbin kadar Tiirk askeri hoq tutuluyor ve kendilerine burada esir defil, sadece Ruslann misafiri olduklarr duygusu telkin ediliyordu. Boylece Tiirkler gelecekte Ruslara, peygamber Muhammed'in emrine gOre ayru gatl altrnda rnisafir olarak "tuz ekmek" yiyen herkese gosterihnesi gereken davrantg ve dostlupu gdstermeye borglu brrakrltyorlardt. Selim'e gelince, bu ugurumu ballayan kdprtiniin cibiir yakasrnda brrakhlr ateqli bir aqk macerasr bir deniz feneri gibi ona, bir an 6nce sevdipi o Rus l<rzrun kollanna ddrunesi gerektifi sinyalini vedyordu. Biraz sfttlarak bu konuya de[incn Selim: "Cijzele bakrnak sevaptrr," dedi. "1829'da Edinte'ye gelenlcrden bir subayla tant$m1$txx. Biraz Tiirkge biliyordu ve beni Eay igrneye davet etti. Kendisine bakan dul bir ktzt vardr-- Allah onu babasrna bafrglasrn, tnelck gibi iyi kalpliydi. "Qapkrn" bir adarn olan kocast yllarca bu ktzrn pretlinde koqmuq vc sonunda onu altnayt baqannrqh. Sanki ottu mutlu ehrek igin rni ahnrqtr? Alt taraft bir "gapkn"! Beq altt hafla iginde vanm yofunu kulnatda kaybedince tabancastnt beyrrine dayayrp tetifi gekniqti.Zavalh kadtn altt ytldtr duldu. Ya;h babasr da kafrt oynamayl seviyor ve vakit gegirmek iEin krzr Pavlofska ile oynuyordu. Ama taru$tfttan sonra bir daha yakamt brrakrnadr. Bana kattldtlt savaqlan anlatryor ve benim Ruslar hakkrnda ovgti dolu srizlerirri btiyi.ik bir zevkle dinliyordu. Gtizel Pavlofska sadece babasmtn agtklamalannt dinlemcklc yetiniyor, baqmt ve pannafrm sallayarak Ruslann iyi olrnadrklannr, qtinkii. iEki iEip "kumar" oynadtklannt anlatmaya gahqryordu. Igki igmeyen. kutnar oynamayan Selirn'e "l'Iaragol Ilaraqo!* diyordu. Hern de nasll tath bir sesle, nasrl bakrglarla! Ne diyeyim sana? Kanm Meleika gilzel kadrndr, giizel ve iyi kalpli, ama nastl diyeyirn sana? * HaraSo: Rusgtt, "i1,i, gii:el" 50

Bizim evlerimizde en iyi kadrnlann bile koyundan farkr yokxur. Onca yrl Meleika'mla yaqadrk ve tig gocufumuz oldu. Inanrr mlsln, bir kere olsun gdzlerime Pavlofska gibi balanadr. Ontimde bagrru elip efendisinden emirya daazarlamayr bekleyen bir uqak gibi bakmazdr Pavlofska. Asla. Bakrqlannrn igime iqledigini, kalbimi rsrtrp aydrnlattr[rnr, buzlarr erittifini hisseder, sevinE ve mutluluktan gdklere ugacah gibi olur, yine de Pavlofska'run kucafrru gdklere tercih ederdim. Ya sesi! Ve qarkr sdyleyiqi! Do!ru, dilini anla-

mazdrm ama, belki de bunun igin qarkrlan ruhumur derinliklerine iglerdi. Biilbtiltin dilini anhyor muyuz'/ Oyleyken, bi.ilbtil sesini duyan herkes onun acrdan, ilziintiiden ve sevdasrndan qarh s6yledi[ini hisseder. Allah Pavbfska'yr babastna baltglasrn! Qok Lrere geceleri gdztime uyku girme-

digini, kendisine o kadar gtizellik ve iyi kalplilik venniq olan Allah'rn Meleil,:a'rnr nigin Pavlofska gibi yaratmadrfutr diiqtintip gocuk gibi afladrlunr bilirirn. Ama Meleika annemin ona verdi[i ytiziiltin sahibiydi. -trizl Onu brrakarn azrJnn. igim kan a[hyordlu.:Saviq bitip <te geri g6ndenneye baqladrklannda, igte, o zaman kalbirnin bir pargasrm Rusya'da brrakmadan oradan aynlarnayacalrmr arrladrm.>> $imdi Sclirn sinirleri bozulmuq olarzrk sdzlerine dcvan ctti: "Esirlifimde yaqadrlun onca mutluluktan, di.iqmanlanmlzrn elinde gdrdtiliim onca bakrmdan sonra," dedi, "Dinle qimdi kendi insanlanmrzrn bizleri nasrl karqiladftlannl, c arrmlzl di qirnize takarak hizrnet ettifirr iz dcvletin kendi savaggrlanna nasll davrandrfrnr dinle." Ve Selim kapkara renklerle orldan sonra baqrndan ger,:enierin tablosunu qizrneye baqladr: i

ir

"llsirler el ilsti.inde tutularrk trenlerle l,akrndaki limangotiirtiidiiler. " Geqtikleri her yerde millet onlan her zaman o tath "kar-

ra kadar

51


deg" s6zi.iyle karqilayrp seldmhyor ve bu son dakikalan gidenlere kaqr duyduklan sevgiyi gostermek igin kullaruyorlardr. istisnasrz her esirin yamnda tamdrklannca kendisine verilmiq bir hediye vardr. Babasryla Pavlofska Selim'i denize kadar gegirip kucakladrlar ve rmaklar dolusu gOzyaqtyla u[urladrlar. Ama o gtizel yagantr bu sahillerde sona eriyordu. Bu sahillerde her esir iizerinde Rus iqi ne varsa gftarmak ve sava$ alanlarurda onca zaman tizerinde tagrdtlt kirli pagavralara biirtinmek zorunda btrakrl&. Ve b6ylece yiizlercesi binlercesi yan grplak ve gofu yahnayak, nhtrmda bek-

leyen gemilere grkanldrlar; teknelerin safra b0himlerine vanncaya kadar acnnaslzca trka basa dolduruldular. Devletin baqkentine vardrklannda her biri, anavatantn tatlt kucalrna davet edildikleri Ana ldnet ediyordu! Esirlerin dontigti krga rastlamrqtr. O giinlerde istanbul, pek gok 6zel konaklarla birlikte halkrn hizmetine agrk her bir binayr tutmu$ olan Bulgaristan muhacirleriyle dolup tagryordu. Ve o Osmanh camileri kaprlanrun alana kadar kadrn gocuk doluydu. Sokaklarda da, daha Eok timitsizlikten h alsi z diiqmtiq, vahgileqmi g yaratrkl ar g6riiltiyordu. Ve bu durumda. sayrlamayacak kadar gok bunca esir ddniiqlerinden sonra nerede yatacaktl? Bu konuda tek bir gahgma yoktu. Korkulu bir yolculuktan peri$an olmuq, ag

sonra biz Padiqah'rn askerlerinin Yatrudilerden sadaka almak zorunda brrakrldrfrmlzl ve ipek qemsiyeli, eldivenli o r;rtkrnldrm efendilerin dniimtizden gegerken ytiztimtize bile bakmadrklanm hatrrladrkga kalbim kan a!hyor." dedi. Qok gegmeden bu qaresiz yaratlklann sabn tagtr. Se-

raskerlik'in avlusunu kuqatular ve binlerce ses, evlerine dOnebilmek igin, aylardrr alamadrklan ve ddkiilen kanlanrun ve gektikleri gilenin bedeli demek olem ayhklanmn artrk ddenmesini istiyordu. Ama --Selim'in g0riiqiine g6re-ytiksek mevkilerdeki kigilerin israfi yiizUnden askerlere (rdeyecek para kalmamqb. Bunun i.izerine son iimitlerini de yitiren askerler sokaklara diiktiliip her birine bir parga kuru ckmek dalrtmak zorunda kaldrlar ve alacaklannrn en krsa zirmanda kendilerine tidenecelini sOyleyerek aldattlarl Zarnanla tifo ategi, hastalarla birlikte aym duvarlar arasmda yrprlmrg muhacirlerle talihsiz askerleri silip stipiirmeye baqladr, yiizlerce ve ytizlercesi 6ltip gitti. I{akh olarak giledcn grkmrq bu adamlann korkusundan zaptiyeler onlann eilcrindeki her ttirlii sildhr almrqlarrdr. Ve bOylece Selim, garnur deryasr iginde qadrra benzeyen bir qeyin altrnda ateqler iginde ve yardrma muhtag krvrarurken geng bir zaptiye ontlun, o ara elinde bulunan Rus krhcrm vermesini istemiqti.

Sclim bu krhcr binbir giigliikle istanbul'a kadar getirmeyi r)irf

anilgtl.

susuz ve so[uktan donmuq bu esirleri vapurlar silri.iler halinde Galata kdprtisiine ve Bo[azigi krylanna bogalup buakryorlardr. Esirlerin yanrnda bulunan subaylar karaya grkar

Bu krhg ona sevgili Pavlofska'srnrn paha bigihnez hatrnrsrydr. Selim bana:

grkmaz Seraskerlik'in yolunu tutuyor, diigmanlanmn illkesinde o kadar iyi bahm g0nni.ig olan krk bini agkm Plewe gazisi ve pek gnk bai;ka esir girndi birden, ulrunda canlanru tehlikeye atmrq olduklan muhtegem saraylar, camiler ve konaklann dniinde defalarca aghktan ve sofuktan dlmeye ter-

rrrin cdersin," dedi, "Gegirdi[im korkunq hastahk nobetleri, rr,inde bulundufrun korkunq durum yetmiyonnu; gibi girn-

kedilmig bulunuyordu. Selim: "Katild[rmlz ol]ca sava$ ve bagardrltmtz onca iqten 52

"Gencin bu edepsizlili bende nasrl bir iz brraktr, tahrli dc ktrlbimi yaralamak igin bu geng grkagehniqti. Ona: -K(ipk, dedim, yiizbagl Selirn'in elinden Moskof bile tek bir

sil0h arlamadr!" Zabrtaya kargr bu diigiincesizce davranrgrndan tittirii Sclim'i aclmaszca d6vmiiqler ve elinden yalnz krhcrm al53


makla kalmamrg, asker kaputundaki subayhk Eeritlerini de sdlcniiglerdi. "Sokak1a bunlan omuzlannda taqrr, bir de dilenirsin," diye grkrqrnrqlardr ona, "Devleti rezil etmek igin mi? Artrk asker defilsin, subay ise hig defilsin. Yok ol bura-

dan!"

Biitiin bunlan aynntrlanna kadar anlatan Selirn: "Qi-di sana soruyorum," dedi, "Bu dtinyada suglu olan kim: Oldtiren mi, yoksa dldtiri.ilen rni? Qiinkil ellerirni qdzdiiklerinde akhma Erlgrnca bir fikir geldi; iizerlerine atrhp hepsini kadife koltuklannda otururken krhgtan gegirmek iqten de[ildi. Ama o giine kadar namusumla qerefimle ya;amr$tlm ve adrmrn lekelenrnesini istemiyordum. Memleketinde kann ve gocuklann var, Selim, dedim kendi kendime, bir geyin kalmasa da hiq olmazsa onlara iyi itibanm miras brak. Ve Allah bana sabrr verdi de daha iki tig ay hasta bedenirni istanbul sokaklannda siirtidtim, td ki karlar eriyene ve yollar agrlana kadar. Sonra da di.iqe kaltria siiriinerek evime varabildim." Selim biraz durakladrktan sonra: "Evime!..." diye tekrarladr ve o keder dolu giili.iqiiyle acl acr giiliimserli, "igte dylece bu zavalh ben, en aandan evime geldigimi sanryordum! Qocuklanma, kanma, baklp iyileqrneye ve onca iqkenceden sonra 6lmek kaderde olmadrlrna gdre yeniden ig hayatrna atrlmaya geldi[irni saruyordum... llvime! Nerede evcefizirn? Kanm, gocuklanm nerede?

Biz Balkanlann citesinde Padigah'rn tahtrnr, devletin varh[mr savuxnaya qahqrrken memleketi idare eunek, korumak igin geride kalan efendiler Qerkeslerle ve Bulgaristan'dan gelen muhacirlerle birleqip l{rristiyan kdylerini ve evlerini basmrg, pek gok cana krymrg ve mallanna el koyrnuqlardr. Yilitlik samyorlardr bu yaptrklannt! Ne var ki Plevne diiqtip Moskoflar Balkanlann 6bi.ir yanrndan hticuma gegince, iqte o zaman, akan kanlann yerde kafinadrfrnr, yaptrklan k6ttiliiklerin burunlanndan gelecefini an54

lamrqlar, evlerini barklannt 6y1ece ortada btrakp canlannt istanbul'a zor atrnglardt. O zamanlar babam hayatta deEil-

di; igtili rakr bagtnt yemiqti. Allah affetsin! Kanst tek baqrna kahnca en 6nce topraklanmrzl safrnlq, parayl cebine koyup istanbul'a gitmig ve orada evlenrnigti. Payrma dtiqen

alfimg bin kuruqu miiftii, geri d0nmeyecek olursam Eocuklanma kalsrn diye iqe yatlnntqtr. Ama kurunun yarunda yaq da yanar. Zavalh kanm gOri.iyorsun ya, devlete yardtm edeyim derken onu yardtma rnuhtag btrakmtgun-- Moskofun gelmekte oldulunu d[renince o da baqka ailelere katilarak istanbul'a gitrniqti. Ondan sonra neler oldulunu kolayhkla tahmin edenin. Da$ara kagmrg olan Hrristiyanlar Tiirklerin gittilini duyar duymaz geri ddniip intikam almak igin evlerimizi ate$e vermiqlerdi. Krg kryarnette yollara diigen Tiirklerden yanst daha istanbul'a varmadan yollarda krnldr. Varatilardan da geri d6necek pek insan kalmadr. Aghk, sofuk ve salgtn hastahklar beni oradaki gocuklarrmdiur ve kanmdan yetim et-

ri!" Gdzyaqlannr silen Selim: "Camrn pahastna defalarca korumaya gahqttltrn Padiqah'rn tahtr dntinde i.ig goculumla kanmn "ecel"leri gelmeden canlan gtktt," diye bafrrdt, "Ve bunlar ailemdi benirn... Dtinyadaki tek varltltmdt !..." Talihsiz Selirn'in genesi gdfsiine dii$tti. Bu di.iriist insanrn soluk gehresi ruhunu ezen actlardan daha da karrnaqlktr. Az sonra kaqlan gatrldr ve yerinden firlarken:

"Gdfsiinde kalbi olan bir Allah'rn kulu varsa gelsin qirndi," dedi, "Gelsin de Selim'i davranqlanndan dtiirti sugI asrn! Efendilerin ve agalanftkUfliliiklerinden 6t{irij merhametini bu merrleketten kaldtr, yarabbi. Iyilifi ve yatdtmsevcrlifi igin bu topraklan Ruslara ktsmet et. Sen de bizzat 0y1e dtiqiinrntiyor musun? Silistre nerede? Ilersek nerede? Srrbistan nerede? Nerede Bulgaristan? Her yerde kazandtk, 55


her yerde kaybettik! Onun igin arfik hiq bir pey bilmek ve duymak istemiyorum. Daha kag yrl dmriim kaldr, Allah bi_ f1, una o tig beg yrh da istedilim gibi yaqarnak hakkrmdrr. Nasrl da seviyorum hayatr! Bunu kimseden saklamadrm.

Nah, sen de gOrmiiyor musun? yalnz suglular gdrmek iste_ miyor ve onun igin de benim akhmdan zorum olduEunu 9a11yorlar. Ytizbaqr Selim'in Moskofla giffigini gtirince belki de benim k6tti bir kigi, bir asker kagalr oldu[umu

dtigiinecekler." "Kimse riyle bir gey sciylemeye cesaret edernez,', de_ dim Selim'e, "Ben ki senin hikdyeni o[rendikten son_ra sana kimse apzm agamez diyorum. yifiit adamsrn, Selim A[a! Ve gok haksrdr[a ulramrgsm!" Fukara td kalpten gelen bir sesle: "Allah sima uzun rimiir versin, ytiziinii giildiirsiin," de_ di, elimi srktr, "Bugiin igim rahatladr. Allah seni de rahat_ latsm. Sefalet iginde hig bu kadar zevk duymamrgtrm!... Yalmz senden bir ricam var, ne olur: Gazeteierde Ruslann yenide.n gelecelini okuyacak olursan, hemen bana haber yolla. Inan bana, kuq gibi ugar, onlara katrlnm." "Bugtinlede bagkente gidecelim, sanlnm bir, err. gok iki ay sonra ddnerim." dedim ona, '.Dciniiqte lzelolarak .sa_ ulrayrp bu krg ne gibi olaylann bektendipini anlatnm. 1a Gergek qu ki Bulgaristan yine igin igin kaymyor. Rusya onun bafrmsrzl[rru istemiyor ve bUyiik bir ihtimalle bir ba_

hanesini bulup yeniden Tuna'yr gegebilir." Ttirk gcizlerini gcikytiziine kaldrrarak:

"Amin! Allah vere!" dedi. Yine kendisine teselli edici bir kag teminat verdikten sonra Moskof Selim'i candan selArnladun ve diigtinceli, Kaynarca'dat lukan yola koyuldum. .,Bu adamdaki acayip bir ruh yarasl," dedim kendi kendime, ..Baqrna geten fem_ ketler, Ttirk askerinin bilinen sabr ve metanetiyle ilgili an56

latrlanlan da gegiyor. Yilit yaradilrgh ve ayni zamanda filozof, ama kymeti bilinmemig. Bryrfr terler terlemez, sadece haremde bir krz gibi bi.iyiitiildiili.inii delil, onu sonsuz bir r;cfkatle seven ve onun aynhlma dayanamayarak 6len talihsiz annesini de unutarak sava$a atdmrq. Anne ve ba-

basrnln, gocuklannrn g6riiq ve duygulan konusundaki yarilgrlan da acayip. Anne ve baba da gocuklann sadece drq gdrtiniiqte kendilerine.benzeyip benzernediklerine bakrp Onyargrlara varmrqlar. Ozellikle babasr evin kOktinden feldketine sebep olmuq. Gergepi s<iylemek gerekirse Selim annesiyle babasrndaki iyi ve giizel huylan kendi benli[inde toplamrq: Korkusuz ve cesur karakteri. $eref ve gururu babasmm meziyetlerinden baqka ne olabilir? Ama babasr, kaba manttlr, insana yakrqmayacak katrhfr, hig de akrlhca olrnayan sert ahl6k anlayrqryla ruhundaki bu meziyetlere zarar verirken Selim, miras olarak aldrlr bu meziyetlerin yam srra yumuqak ahlakl, dofugtan salduyulu oluqu, sabn ve iyikalplilifiyle insanda sevgi ve saygr uyandrran bir kiqi. Bana 6yle geliyordu ki kaderin garip bir cilvesi, sava$gl ve gdnlii ytice Selim, uysal ve banqsever annesinden sadece g0rtilmemig derecede sevgi dolu bir kalp de[il, ayni zamanrla egi az bulunur canhhkta bir haydl gticii miras almrqtr. 'l'rpkr o iyi kalpli hanun annesinin, haydlinde ktigtik bir krz yaratmrq ve Selim'i bir krz evl0t gibi si.isleyip giydirerek biiyiitmtig olmasr gibi, Ruslara olan zaafi altrnda ezilen ve gdzlerindeki bizim igin kornik sayrlabilecek giiliiqii bile kaybolan Selim de bu Elen topralrnda kendisine bir Rus t[inyasr yaratmr$ ve o canh hay0l giictiyle bu diinyanrn ek-

kliklerini doldurmuqtu. Bdylece biitiin yol boyunca birer birer, Selim'in karerktcrindeki anne ve babasrndan gelen birbirinin zrddr ruhsal iizcllikleri araqtrrdrm durdum. B6yle bir arure babadan rkrlmug Selim'in bencillikten ve fanatiklikten hepten kurtulrnakla kalmayp bu Ozelliklerin tam zrddrm benimsemiq s

i

57


ohnasl, 6yle gortiniiyordu ki onun gergekleri idrak etmiq o1masmdan ileri geliyordu. Padigah ve din yolunda yaptrEr onca fedakddrktan ve gektili korkung ruhsal acilardan sonra

bu insani.istii fedakdrhklara karr;rhk kendi milletinden gdrdti[i.i davranrqla Selim, bana Oyle geliyordu ki onlara olan her manevi borcunu Odemiq bulunuyordu. Sonra akhma bir baqka konu daha geldi: Bizimkilerden gok kereler duydu[uma gdre Tiirkler Osmanh devletinin Avrupa'daki topraklannr asla kendilerine ait olarak gormtiyorlardr. Tersine, gergek vatanlanrun Krzrl Elma ol-

du[una ve zamaru gelince Bizans'rn anahtarlannr kutsal bir emanemi$ gibi sessiz sedasrz bize teslim ederek "kadmlan ve gocuklanyla" Bofaz'r gegip gideceklerine inanryor ve bunu itiraf ediyorlardr. Bu Bizans iimidinin, Ttirklerin Avrupa'daki topraklanrun biitiinlti[tini.i btitUn i$gallere ve isyanlara kargr canlarr pahasrna uzun, getin ve kryasrya savaqlarla adrm adrm korumaya gahqtrklan tarihi gergefiyle geli$tigi ortadadrr. Ama Selim dememig miydi? Tiirk ordulanrun verdi[i bunca sava$ ve elde eni[i baqanlar neye yaradr? Yoksa yine olan olmamrq mrydr? Yunan ayaklanmasrnu'l Padiqah'm Avrupa topraklanm sarsmasrndan ve ona verdili zararlardan soffa ne akrtilan oluk gibi kanlarla ne de sayrsrz dli.i vennekle, mi.iminler ne kadar isteseler de,

bu gbziilmenin dntinii almak miimkiin defildir. Birbiri ardrndan Karada!, Srrbistan, Romanya, sonra gu Bulgaristan, Bosna ve Hersek elden gitti. Ilemen hemen her yerde bu dtirtist Tiirkler savagarak bu iilkeleri tekrar tekrar ele gegirdiler, halka boyun efdirdiler ve her seferinde de Avrupa'mn ve tabii Rusya'nrn iqe kangmasryla kendi top-

raklanndan edildiler. O halde Selim gibi bir insarun, Halife'nin tahtrnr artrk $arn'a ya da Ba[dat'a taqnnak zorunda kalaca[nu ve kaderde yazrh saatin geldiEini di.igi.irunesinde qaqrlacak ne var?

* Alnuut Butlemberg aile,sinden prens 1886'da tohttan inmek zonmda kaldr. 58

L Ale.rand.re 7 Eylril

Gegen

Eyliil bagkentten B.-- ilgesine ddndii[timde

Bulgaristan'da devlet darbesi olmug ve Battemberg* tahttan

inmek zorunda kalmrqtl. ilgeye vardr[unda pek gok kiqi toplanarak benden, Avrupa gazetelerinde okumuq olabilecelimi szurdftlan haberleri dinlemek igin etrafimr qevirdi; giinkii mahalli gazetelerin darbe haberini yazmalanna izin verilmemiqti. Bu kala-

bahfrn arasrnda nrilli tiniversitenin profesdrlerinden, her yeni bir haberin doymaz takipgisi ve ate$li bir politika dtiqki.inti srska belediye doktoru da vardr. Bagkent'e hareketirnden 6nce Selim'in hikAyesini ona anlattrlrmda hararetle

ba[rrmrqtr:

"Hepsi ahldksrz, dostum, hepsi. Yabancrlarla diigilp kalkrnakla fanatiklikleri azalmrq olabilir. Yann ellerine bir hrsat gegecek olsa ortahlr yrkarlar. Padigah'rn emirlerine aldriur olmaz, hepsi dilgman safina katrlrr."

Bulgaristan'daki olaylardan sonra doktoru yeniden gciriince ona:

"Yann erkenden seni Kastalia'daki sulann kryrsmda bir kahve igmeye davet ediyorum." dedim. O ise: "Kahveyi kim pigirecek?" diye sordu. "Tabii ki Moskof Selim. Daha Rusya'ya gi[nig olabileccfini sarunlyorurn. Parasr yok. Teskere de venniyorlar. Onun iEin qimdi benden Ruslann gelip gelmeyecekleri ile ilgili haber bekliyor. Ama bu gidiqle daha gok bekleyecok." O zarnan doktor merhametle: "Ah, zavalh!" dedi, "Kirni dtisi.incesizler adamr fena halde aldattrlar." "Nasrl?" dedim. "Bulgaristan'daki darbe duyulur duyulmaz gk{ip ona Ituslann geldifiini sdylemiqler. Gegen giin belediye bagkaru ltcni onu ziyarele yolladr. Kdtiiriim olmuq bir halde buldurn 59


onu! Gergekten, agrn seving onu hasta etmigtiJ"

ctti:

Ertesi giin biraz geg de olsa birlikte onu ziyarete gittik. Karanhk kuliibesinde onu eski bir hasrra uzanmr$ yatlyorken bulduk. O sevimli ytizii tanrnmayacak hale gelmigti. Rengi daha da solmug, etleri sartr<rmgtr. Suratr asrktr; aEzryla bir gOzti sala kaydrkga bu asrkhk daha da belirginlegiyordu.

"Babam ve annem Miisliiman idiler... Ben ve btiti.in Osrnanlilar Padiqah'rn rniilkiiyiiz... insan kanrnr deliqtirebilir rni? Kanrmr nasrl inkdr ederim!... Efendimize ihanet etrnck!... Ruslarla gitmek!... Bu korkung dtigiince bir gece,

Sa! eliyle bacafr, doktorun dedigi gibi tutmuyordu, ama doktor bugiinkfi muayenesinden sonra onun bu defa iyileyecefine inamyordu. llastarun durumunu o kadar iyi bulmu$tu. Zavalh Selim kargrsrnda beni gdriince o unutulmaz melankolik giiliigiiyle giiltimsemeye gahgtr. Vi.icudu titriyordu.

Hastahk, ytiztintin karakteristik gizgilerini dylesine ilrktiti.icii bir hale sokrnuqtu! Gozlerirn yaqardr. Bunu g6ren SeLm yiiziinti elleri arasna saklayarak bir gocuk gibi a!lamaya bagladr. Yanna oturdum, elini avucuma alarak: "Nen var, sevgili dostum? dedim, "Gegmiq olsun!"

Selim'in o dna kadar sesi grlcnamrqb. Hasrnn altrnda bir kabirden geliyormuq gibi zayrf ve allamakh sesini duyunca kalbim pargalandr. Igini gekerek:

"Allaha qiiktir!" dedi zavalh, "Halimi g0riiyorsun!" qey de!il," dedim ona, "Doktor efendi tehlikeyi artrk atlattlgrnr ve krsa zamanda iyileqecefini sdyltiyor. Arna nasrl oldu da bu hal bagrna geldi? Kendini nasrl in'cittin? O sevinglerin hep boqa mr gitti? Doktor bana senin sevingten hasta oldulunu s{iyledi." Hasta. dopru degil kabilinden bir elini sallayarak: "Oyle deme,o' diye hrgkrrdr, "Keqki sevingten olsaydr!... Kederimden dlmeyi Allah almma ya^ng benim!... Gergekten, ben de sevinecelimi sanmrqtrm... Ama olmadr." Kalan o azrcrk gticiinti toplayan Tiirk acr dolu melankolik gozlerini gdzlerime dikerek o allamakh sesiyle devarn

"Bir

60

biitiin gece bana vicdan azabr gektirdi... Biitiin gece sabahlalr kadar akhmla kalbim miicadele etli... Sabahlara kadar... Kcderimden, diiEiincelerden aklrm baqrma geldi..."

Doktorun qagkm bahglarr benimkilerle gakrgtr. Selim giictinii toplamaya gahgrrken: "Ama, be miibarek adamn" rlcdim ona, "Bdyle diigi.incelere dalmana ne gerek var! Her ;cye boqvermiqsin." O ise vakarla: "Ruslar yine Bulgaristan'a girdiler!" dedi, "Dulrrnadrn rnr /" Bunun iizerine: "Ah! $u yalancrlar, kdtii niyetliler!" diye bafrrdrm; az kalsrn adarmn 0liimtine sebep olacaklardr: "Do[ru haberleri sanabizzatgetirece[ime sOz vermedim mi bei? Onun igin ;irndi benden duy, sevgili doshrm: Ruslar PadiEah'rn iilkesinc ne geldiler, ne de bir daha gelecekler." Tiirk krvranarak ama cogkunlukla: "Allahul seversen!" diye ba[rrdr, "Sahiden gelmediler rrri'l Gel seni bir cipeyim!" Gdzleri korkuyla panldadr:

"Allahrm seversen! Artrk gelmeyecekJer mi?" Doktor birden aramrza girdi, beni yatalrn yanrndan gekcrck ciddi bir tavrrla hastaya d0ndti: "Dostum," dedi, "istirahate ihtiyacrn var. Brrak qu l{trslan, eksik olsun. Sen salhlrna bak!" Selirn'in bir kag anlagrlmaz soz mrrldandr[r duyuldu, r ulnrz "Allah! Allah!" stizlerini anlayabildim. Doktor hastamn bagrndan ayapakalkarak bana baktr; r uzii bembeyazdt ve gdzlerinde dehget okunuyordu. Titrer r'rr dudaklan arasrndan: 61


.

"Gitti," diye kekeledi, "Sevincinden 6ldii!" Hastah[rnm ikinci n6beti yagh askerin acilanna

Annemin Giinahr son

vermis ve: TUrk. Ttirk olarak dlmiistti.

Avno'dan baqka klzkardeqim yoktu.

O da kiigiik

ruilcrnizin gdzbebeliydi ve onu hepirniz seviyorduk. Atna

onu hepimizden daha da qok seven biri varsa

o da

rLnnemizdi. Masada onu yaruna oturtur. her qeyin en giizelin

ona verirdi. Bize rahmelli babarnrn eskilerini giydirirken '\nyo'ya durmadan yeni qeyler altrdt.

Amem onu derslerinde bile srktqttnnazdr. istedili /arnan okula gider, isternedi mi evde kahrdt. Bize asla lunrrnadrlr bir serbestlikti bu. O giinlerde bcn ve diger iki erkck kardeqirn herne kadar kiigtik idiysck dc, bdyle ayncahklann ktigiik gocuklar rrrasrrrda zararh krskanghklara yol aqmasl, tabii ki kaq:rnrlmazdr.

Ama biz, annenrizin hiE taraf tutmadan btitiin ocuklarrna aynr qelkati besledi[ini biliyorduk. Bu ruylrcahklann, ovin tek krzrna kar;r duyulan gok tabii bir sevginin ifadesi oldulundan ernindik. Krza gdsterilen bu

r

ilrtirnamr yalmz sabrrla ho;; gdrmekle kalmryor, elirnizden kadar daha da ar{mastna Eahqtyorduk. qiinkii Anyo, tck krzkardegimiz olmast bir yana, ne r:rzrk ki devamh z.ayf ve hastaltkhydr. Daha ana kamtnda r trtim kaldlEl igin amerniz tarafindzui herkesten daha gok ok;anmA hakkna sahip olan evin en kiiEiik erkek gocu[u lrilc bu hakkrm seve sevc krzkardeqirnize devrettili halde \nyo ne $lmanyor, ne de bize tepeden bakyordu. Aksine, bize karqr gok algak g6niilli.i davranryor ve

lcldifi


"Bu kez size Trakyall bir yazar. sunuyoruz. Rumlarla Turklerin ortak yagam gunlerinden izlenimler veren bir yazar Vizyinos. Aynt zamanda son Osmantl ddneminin alt-Ust olugunun insan dzeline yansrmalan, yer yer 1870'ler istanbul'undan izlenimleri de bu oykUlerde yakalamak mumkU n.

MARENOSTRUM

Qagda$ Yunan edebiyatmtn kuruculan ara' srnda yeralan Vizyinos, yaptr[r psikolojik gdzumlemeler ve l'rumanist yaklaglmr ile 6ne grklyor.

I zamanda bagarrll bir do$a tasvircisi olan Vizyinos, do$a-insan iligkisini ustallkla aktartrken, kdylU dunyastntn kaderci ve gergekustucu

Ayn

6zelliklerini de baganyla veriyor." Tilrkgest Osman

&

.,,:,:lqj

"*$f' #'!f'

.c:.#r

rililil|ffitwwWlilil


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.