Yesilyaka Life

Page 1

2

3 Aylık Süreli Yayın • Şubat - Mart - Nisan 2019

Röportaj: 3 Aylık Süreli Yayın • Şubat - Mart - Nisan 2019

Ahmet Karasoy ve ailesi

“Çok isabetli bir yatırım yaptık.”

Küçük Yaşta Büyük Başarılar Dahi Çocuklar Başarılı olmanın 6 Altın Kuralı Boğaz’ın Son Koyu Anadolufeneri



1

Herkese yeniden merhaba!

İ

lk sayımızın ardından ikincisiyle karşınızdayız. Mesa

katlı 7 farklı villa seçeneği mevcut. Deniz, Irmak, Nehir, Göl,

ve Nurol ailesi olarak yeniden sizlerle, bu sayfalarda

Çağlayan, Şelale ve Derya isimleriyle adlandırılan bu farklı

buluşmak bizim için gurur verici. Sonbaharı geride

villa tipleri lansman fiyat avantajı ve özel ödeme olanakla-

bırakırken ilk sayımızın size keyifle eşlik ettiğini

rıyla sahiplerini bekliyor.

umuyor bu kez de kışa merhaba derken sayfalarımızı sizin için süslüyoruz. Diğer bir yandan da konut projelerimizi söz

İlk sayısını sonbaharda sizlerle buluşturduğumuz dergimiz

verdiğimiz şekilde tamamlayarak kaliteli yaşam alanlarını

Yeşilyaka Life için bu kez de kış mevsiminde size eşlik ede-

sahipleriyle buluşturmanın benzersiz keyfini yaşıyoruz.

cek sıcacık konular seçtik. Dünyanın en güzel noel pazarları yazısında yılbaşını geçirebileceğiniz keyifli adresler bulacak

İstanbul’un en iyi korunmuş gölü olan Büyükçekmece Gö-

ardından İstanbul’un huzurlu mahallesi Anadolufeneri’nde

lü’nün çevresindeki 32.000 m 2’lik alana yayılmış 173 villadan

bir gezintiye çıkacaksınız. NBA’in başarılı takımlarından

oluşan projemiz Yeşilyaka Koru’nun sahiplerine teslim edil-

Cleveland Cavalier formasını giyen Türk basketbolcu Cedi

diğini duyurmaktan gurur duyuyoruz. Doğanın kalbinde

Osman’ın heyecan verici kariyerine bir göz attıktan sonra

müstakil bahçeli villalar ile ev sahiplerine huzurlu ve kon-

dünyanın en ünlü resimlerinin arkasındaki ilginç hikayeler

forlu bir hayat sunan projemiz Yeşilyaka Koru’yu bir başarı

sizinle buluşmak için bekliyor. Dünyanın dört bir yanında

olarak hanemize yazarken yeni projelerimizin hız kesme-

bulunan nefes kesici ve hayranlık doğuracak kır kasabala-

den devam ettiğini duyuralım.

rındaki inşaa edilen yapıları ve yaşamları görebileceksiniz.

Yeşilyaka Koru’nun ardından Yeşilyaka Su projemiz de ni-

Umarız ki bu sayımızla da Yeşilyaka Life olarak kış mevsi-

hayet satışta. Gülhane Parkı’nın 5.5, Emirgan Korusu’nun 10

minize keyifle eşlik ederiz.

katı büyüklüğünde, 555.000 m 2’nin üzerinde bir büyüklüğe sahip olan Yeşilyaka Su, 22.000 m 2’ye ulaşan yapay gölü, süs ve yansıma havuzlarıyla isminin hakkını veriyor. Doğanın yeşilinin, suyun mavisiyle buluşacağı bu etapta bir ve iki

Keyifli okumalar...


2

içindekiler 01

EDITÖRDEN Sadece yeni yuvalar için değil, yeni hatıralar biriktirmek için de çalışan Mesa ve Nurol ailesi olarak özenle hazırladığımız bu dergide gezi yazılarından lükse; kişisel gelişimden portreye oldukça geniş bir yelpazede içerikler bulacaksınız.

04

YEŞİLYAKA KORU YEŞİLYAKA SU Gayrimenkul sektörünün önde gelen iki markası olan MESA ve NUROL hayat kalitenizi artıracak projelere imza atmaya devam ediyor. ‘Doğayı hayatın içine taşımak’ misyonuyla yola çıkan bu iki marka, İstanbulluları huzur, konfor ve güvenle buluşturuyor.

10

DÜNYANIN DÖRT BIR YANINDAN NEFES KESICI KIR KASABALARI

‘Cottage’ yani kır evleri... Adeta bir peri masalından fırlamış gibi duran bu evler, rustik bir yaşam tarzını yansıtıyor.

22

10

KÜÇÜK YAŞTA BÜYÜK BAŞARILAR: DAHI ÇOCUKLAR Mozart, 4 yaşındayken ilk piyano konçertosunu bestelemiş ve henüz 6 yaşındayken Viyana’da bulunan Schönbrunn Sarayı’nda, Habsburg Hanedanı’na bir konser vermişti. Bunun nedeni onun bir ‘dahi çocuk’ olmasıydı.

26

BOĞAZ’IN SON KOYU ANADOLUFENERI Anadolufeneri’ne giderken motivasyonu doğayla baş başa kalmak, temiz bir hava almak, doğal ve lezzetli yemekleri bir o kadar mütevazi ve salaş mekanlarda yiyebilmek olanlar buradan memnun ayrılacaklardır.

22

26


3

52

32

34

Bodrum’un en özel koyunda, sadece size ait, rafine bir dünya... Şimdi sadece mavinin ve yeşilin sesini dinleme zamanı. Mesa Bodrum Demirbükü'nde hayat, bir bütün.

Ünlü resimleri bu kadar ünlü yapan neydi? Vermeer’in o mahmur bakan İnci Küpeli Kız’ı aslında kimdi? Munch kimin çığlığını duymuştu? Gelin hep birlikte ünlü sanat eserlerinin arkasındaki hikayelere bakalım.

SIZE ÖZEL BIR KOYDA EŞSIZ BIR YAŞAM

40

ÜNLÜ RESIMLERIN TUHAF HIKÂYELERİ

42

İMTİYAZ SAHİBİ YEŞILYAKA LIFE ADINA TANER ENGIN

NUROL LIFE İLE YENİ BİR YAŞAM

BAŞARILI OLMANIN 6 ALTIN KURALI

YAYINA HAZIRLAYAN

Her projesinde öncelikle insana ve insanın ihtiyaçlarına odaklanan Nurol, şehrin merkezinde hayata geçirdiği Nurol Life ile yeni bir hayatın kapılarını açıyor

İnsanların tecrübelerinden damıtılan, uzmanlar tarafından bilimselleştiren birçok tavsiye, sizi başarıya daha sağlam bir şekilde kavuşturmaya olanak sağlar.

FRBD YAYIN, REKLAM, İLETIŞIM VE ORG. LTD. ŞTI.

46

52

“ÇOK ISABETLI BIR YATIRIM YAPTIK.” Yeşliyaka Koru sakinlerinden Ahmet Karasoy ve ailesi, hem yatırım hem de yaşam olarak çok doğru bir adım attıklarını düşünüyor. Karasoy ailesi ile keyifli bir söyleşi yaptık.

58

NBA’DE BIR YILDIZ: CEDI OSMAN On üç yaşında yetenek avcılarının radarına yakalanan, Türk bir baba, Boşnak bir anneye sahip, NBA’de bizi gururla temsil eden ve etrafı kasıp kavuran genç bir oyuncu Cedi Osman.

NOEL PAZARLARI Tatil deyince aklımıza çoğunlukla kumsallarda geçirdiğimiz yazlar gelse de kış, kimilerine göre huzurun diğer adı. Noel Pazarlarını görme'nin tam zamanı!

60

DÜNYADAN EN TUHAF FESTIVALLER 8 milyara ulaştığımız dünya üzerinde binbir türlü kültür olduğu gibi binbir türlü festival de var. Dünyada her sene gerçekleşen en tuhaf festivalleri duymaya hazır mısınız?

www.freebirdsyayin.com YAYIN YÖNETMENI CAN ERÇAKICA EDITÖR İREM KULABER KATKIDA BULUNANLAR VOLKAN DOĞAR, BERK GÖRAL, GONCA TOKYOL, NIDA ÖZER, GIZEM İNCEGÜL, ÖZLEM YAVUZ GÖRSEL YÖNETMEN FATIH MUTLU BASKI ŞAN OFSET MATBAACILIK HAMIDIYE MH. ANADOLU CD. NO:50 KAĞITHANE/İSTANBUL TEL: 0 (212) 289 24 24 PBX

YEŞİLYAKA LIFE /YEREL SÜRELI YAYIN "YEŞİLYAKA LIFE" DERGISININ IÇERIK VE TASARIMI, FREEBIRDS YAYINCILIK TARAFINDAN MESA VE NUROL IÇIN ÜRETILMIŞ OLUP, FIKIR VE SANAT ESERLERI YASASI KAPSAMINDA ESER OLARAK KORUMA ALTINDADIR. TÜM MALI HAKLARI ILE YEŞİLYAKA LIFE'TA YAYINLANAN YAZI VE FOTOĞRAFLARIN YAYMA HAKKI VE “YEŞİLYAKA LIFE” MARKASI MESA VE NUROL ORTAKLIĞINA AITTIR. KAYNAK GÖSTERILEREK KULLANILABILIR.


4

Büyükçekmece’de yatay mimarili bir vaha:

Yeşilyaka Koru

M

esa ve Nurol'un İstanbul Avrupa Yakası’nda, Büyükçekmece’de hayata geçirdiği Yeşilyaka, bol yeşil alanı, geniş yaşam alanları ve az katlı yatay mimarisiyle öne çıkıyor. İki firma daha önce Bahçeşehir’de Mesa Nurol Evleri’ni hayata geçirmiş, dikey mimarili bu proje ciddi satış başarısı yakalamıştı. Aynı ortaklıkla hayata geçirilen Yeşilyaka ise, 2 etaptan oluşuyor. Projenin ilk etabı Yeşilyaka Koru’da neredeyse tüm daireler sahipleriyle buluştu. Yeşilyaka Su ise, avantajlı koşullarla ev sahibi olmak isteyenlerin taleplerini karşılamaya başladı.

Proje, 7/24 özel güvenlik ve nezih komşular sayesinde güvenle uyuyabildiğiniz, çocuğunuz akşam evde olmadığında telaş etmeyip yan bahçede olduğunu bildiğiniz; evinizin camlarına demir, kapılarına ise sürgü taktırmak zorunda kalmadığınız seçkin ve huzurlu bir yaşam alanı oluşturmayı hedefliyor. 160 BIN METREKARE YEŞIL, 22 BIN METREKARE MAVI OLACAK Projede 157 bin 282 metrekarelik alan yeşil alana, 22 bin metrekarelik alan ise suya yani havuz ve villaların arasından akan ırmaklara ayrılıyor. 3 bin 500 metrekarelik sosyal tesise sahip projede açık ve kapalı yüzme havuz-

ları, futbol ve basketbol sahaları, tenis kortları, sauna, Türk hamamı, açık hava sineması, buhar odası, yürüyüş alanları ve fitness salonu bulunuyor. Proje dahilinde kafe ve restoranlar da mevcutken; proje sakinlerine özel Yeşilyaka Kulüp ile komşuluk ilişkileri daha da güçleniyor. 180 BIN METREKARELIK PEYZAJ ALANINA SAHIP Yeşilyaka Koru, 320 bin metrekarelik alana yayılan, her birinin kendine özel havuzu bulunan 173 müstakil villadan oluşuyor. 180 bin metrekarelik peyzaj alanı, korusu, gölet manzarası bulunan projede tenis kortları, basketbol ve mini futbol sahası, açık ve kapalı


5

yüzme havuzu, fitness ve spa merkezi mevcut. Projede 380 metrekarelik Sedir Villaları, 370 metrekarelik Söğüt Villaları, 272 metrekarelik Ardıç Villaları, 303 metrekarelik Ladin Villaları ve 370 metrekarelik tek katlı Akasya Villaları sunuluyor. İSTANBUL YENI HAVALIMANI’NA YAKIN KONUM Projenin sunduğu ayrıcalıklar güzel bir yaşam alanı, huzurlu ve konforlu bir hayatla sınırlı değil. Yeşilyaka yeni havalimanına yakınlığıyla prim vadeden bir yatırım fırsatı sunuyor. Bahçeşehir’e 10, Büyükçekmece Marina’ya 10 dakika mesafedeki Yeşilyaka’dan Atatürk Havalimanı ile West İstanbul Marina’ya ise 20 dakikada ulaşım sağlanabiliyor. Maslak ve Levent gibi iş merkezleri ise projeye 45 dakika uzaklıkta. Hemen yanı başında, yürüme mesafesinde İstanbul Üniversitesi, İstanbul Beykent Üniversitesi ve Kültür Koleji bulunan Yeşilyaka, Istanbul Cummunity School’a ve Alkev Özel Okulları’na 5, Özel MEV Koleji’ne 6, Bahçeşehir Koleji’ne 8, Doğa Koleji’ne ise 10 dakika mesafede. Proje ayrıca Liv Hastanesi ile Akbatı AVM’ye 10, Medicana International Hospital ile Mall of İstanbul’a ise 15 dakika mesafesiyle öne çıkıyor.

İşte Yeşilyaka Koru’nun villa tipleri! Sedir Villaları’nda • 4 yatak odası, • 1 yardımcı odası, • 55,4 metrekarelik bir salon, • 53,2 metrekarelik teras, • 32,1 metrekarelik balkon, • 25 metrekarelik çok amaçlı oda, • 5 banyo bulunuyor. Söğüt Villaları’nda 60 metrekareye yakın salon, 4 yatak odası, 1 yardımcı odası, 37,3 ve 7,5 metrekarelik çift teras, 25 metrekarelik balkon, 25 metrekarelik çok amaçlı oda, 5 banyo yer alıyor.

• • • • • • •

Ardıç Villaları’nda • 49,2 metrekarelik salon, • Yardımcı odası,

• 4 yatak odası, • 3 banyo, • 23,6 metrekarelik balkon mevcut. Ladin Villaları’nda • 63,5 metrekarelik geniş bir salon, • 3 yatak odası, • Yardımcı odası, • Misafir odası, • 5 banyo, • 20,3 metrekarelik bahçe terası • 17 metrekarelik teras mevcut. Akasya Villaları’nda 75,4 metrekarelik salon, 3 yatak odası, Misafir odası, Yardımcı odası, 5 banyo, 20,3 ve 18,2 metrekarelik çift teras yer alıyor.

• • • • • •


6

Yeşili bol bir yaşam alanı:

Yeşilyaka Su

Gayrimenkul sektörünün önde gelen markalarından Mesa ve Nurol hayat kalitenizi arttıracak ve sevdiklerinizle geçireceğiniz huzurlu yaşam alanları sunan projelere imza atmaya devam ediyor. Projelerinde ‘doğayı hayatın içine taşımak’ misyonuyla yola çıkan bu iki marka, İstanbulluları huzur, konfor ve güvenle buluşturuyor.

D D

aha önceleri Bahçeşehir’de Mesa Nurol Evleri’nin hayata geçiren firma ortaklığı, İstanbul’un en büyük göllerinden biri olan Büyükçekmece’de projelerine devam ediyor. Yeşilyaka projesinin ilk etabı olan Koru projesini hayata geçiren Mesa ve Nurol, Yeşilyaka Su projesinin çalışmalarına da hız

kesmeden devam ediyor. Yeşilyaka Su, komşusu Yeşilyaka Koru gibi yeşili bol bir yaşam alanı sunuyor. Aynı zamanda ismiyle müsemma olarak maviyi de hayatımıza sokuyor. 555 bin metrekarenin üzerinde bir büyüklüğe sahip olan Yeşilyaka Su içerisinde, 22 bin metrekareye ulaşan ortak kullanıma açık göletleri, süs ve yansıma havuzları bulunuyor. 472 villa ile gü-

nümüzde ‘Türkiye’nin yapımı süren en büyük villa projesi’ olarak anılıyor. Proje, eğitim ve sağlık kuruluşları, alışveriş merkezleri ve ulaşım arterlerinin çevrelediği toplam 625.383 metrekarelik bir alanda yükseliyor. Açık kapalı yüzme havuzları, fitness salonu, iki adet tenis kortu, iki farklı basketbol sahası, sauna, buhar odası, Türk hamamı ve daha birçok ayrıcalık, sahip-


7

İşte Yeşilyaka Su’nun villa tipleri! İşte Yeşilyaka Su’nun villa tipleri! Deniz Villaları lerini bekliyor. Sportif ve sağlıklı bir yaşam için ayrıcalıklar sunan Yeşilyaka Su, sosyal yaşamınızı da zenginleştirecek. Açık hava sineması, koru ve yürüyüş alanları, göletler, süs ve yansıma havuzları, seyir ve dinlenme noktaları projenin size sunduğu ayrıcalıklardan bazıları. Yeşilyaka Su, birbirinden farklı temalarda hazırlanmış çocukların hem eğlenip hem de gelişimine katkı sağlayan oyun alanları ile donatılmış durumda. Yeşilyaka Su, bir ve iki katlı 7 farklı tipte villa ile ilgililere hitap ediyor. Villalar genel olarak yüksek tavanlar, hacimsel konforun sağlandığı kapılar, maksimum gün ışığını alan Fransız balkonlar, banyolarda tavan pencereleri gibi ayrıntılı, konforlu ve kaliteli bir yaşam sunuyor. Geniş odalardan salonlara, depolama alanlarından misafir odalarına kadar her metrekaresinde efektif ve kullanışlı dokunuşlar eşlik ediyor. Özel bahçelerin yanı sıra geniş teras ve balkon kullanımları ile de doğa yaşamın içine taşınıyor. Deniz’, ‘Irmak’, ‘Nehir’, ‘Göl’, ‘Çağlayan’, ‘Şelale’, ‘Derya’ olarak adlandırılan ve büyüklükleri 226 ila 463 metrekare arasında değişen bu 7 farklı villa türünün her biri, ihtiyaca ve önceliklere göre farklı fırsatlar sunuyor. Her bir türü farklı konfor sunan bu villalara gelin kısaca bir göz atalım!

440 ile 463,3 m² arasında değişen büyüklükleri ile en geniş hacme sahip Deniz villalarında standart üstü tavan yüksekliği, olağanüstü bir atmosfer ve aydınlık sunuyor. İki katlı villa tipinde 5 oda bir salonun yanı sıra, geniş teras ve balkonlar, 5 banyo, giysi ve iş odası, holler ve merdiven altları gibi çok amaçlı kullanım alanları da bulunuyor.

depo alanı bulunan villa türündeki galeri boşlupu iç hacme yükseklik alanı sunuyor. Çağlayan Villaları 232 m²’lik Çağlayan villaları dublekse kıyasla daha yüksek tavan yüksekliğiyle tek katta malinkane havası sunuyor. Çağlayan villaları salon ve mutfak önünde teraslara da sahip.

Irmak Villaları

Şelale Villaları

260,1 ile 292,2 m² arası değişen Irmak villaları 2 katta 4 Oda 1 Salon sunuyor. Salon ve oda genişlikleriyle atıl alanları yok ediyor. Bahçe terasları dışında mutfak ve salon önü teraslara ve üst balkona sahip.

226,7 m²’lik tek kata sahip Şelale villaları geniş mutfağı, büyük salonu, yüksek tavan ve camları ile öne çıkıyor ve genç odaları için ayrı banyolar bulunuyor. Salon ve mutfak kesişiminde kullanışlı teras alanı ve evin önünde bulunan özel bahçe geniş bir kullanım alanı sunuyor.

Nehir Villaları Geniş merdivenleri, yüksek kapı ve camları ile iç hacimde ferah bir atmosfer sunan Nehir Villaları bir 3+1 düzene ve 264,8 ile 289,9 m² arasında büyüklüklere sahip. Salonun bahçe tarafına bakan diğer yüzünde ekstra teras bulunan Nehir villaları üst katta geniş balkon kullanımı imkanına da sahip. Göl Villaları 300,9 m² büyüklüğe sahip olan Göl aradığınız konforu tek katta sunabiliyor. Alt katında geniş otopark ve

Derya Villaları Projenin en geniş villa tipinden biri olan Derya villaları 429,3 ile 446,8 m² arasında değişiyor. Galeri boşluğunun ferah hissi, aydınlık bir ortam, çift giriş avantajı ve iki katta bahçe, bu villa türünün sunduğu ayrıcalıklardan sadece birkaçı. • İlk etabı 2019 yılı sonunda teslim edilecek olan YEŞİLYAKA SU, kaçırılmayacak lansman fiyatlarıyla sizi bekliyor!


8

Yeşilyaka Koru’da Sosyal Bir Yaşam Yeşilyaka Koru'da renkli bir sosyal yaşam sizleri bekliyor. Geniş olanaklar sayesinde siz, aileniz ve komşularınız keyifli anları paylaşarak biriktirecek.

M

esa ve Nurol’un ortaklığı ile projelendirilen Yeşil Yaka Koru’nun sosyal tesisi 2.500 metrekareden oluşuyor. İçinde 1 adet açık ve 1 adet kapalı olmak üzere 2 yüzme havuzu, fitness salonu, tenis kortu, basketbol ve mini futbol sahası, sauna, buhar odası ve Türk Hamamı barındırıyor. Böylece bir spor salonunun sağladığı tüm imkanları Yeşilyaka Koru proje sakinlerinin ayağına seriyor. Ayrıca sporu açık havada yapmayı tercih edenler için 2,5 kilometrelik koşu, bisiklet parkuru bulunuyor. Sosyal tesisin devamında 1,600 metrekareye yayılan ve huzurlu bir köşe oluşturan biyolojik göletin organik tasarımı, proje ile ortak bir uyum içinde bulunuyor. Suyun verdiği huzur, sakinleştirici etki, projeye yeni bir boyut kazandırıyor. Tesiste ayrıca renk, koku ve meyve bahçeleri, koru alanları, Hobbit evleri, ağaç evler, çocuk oyun alanları bulunuyor. Yeşilyaka Koru sakinlerinin sevdikleri, komşuları ve

aileleri ile keyifli vakit geçirecekleri açık hava sineması, kafe ve restoranlar, tesisin bir başka keyif noktasını oluşturuyor. KONFORLU BIR YAŞAM Yaklaşık 50 yıldır sadece yeni yaşam alanları değil, en değerli hatıraları biriktirmek için yeni yuvalar yaratmaya devam eden Mesa ve Nurol’un Yeşilyaka Koru projesi, hem doğanın hem de yaşamın tam ortasında, sevdiklerinin mutluluğu için durmaksızın çalışanlara özlemini duydukları konfor ve eve dönüş keyfini doyasıya yaşayabilecekleri bir yaşamı vaat ediyor. 173 villanın bulunduğu korusu, 180 bin metrekarelik peyzaj alanı, gölet manzarası ve çeşitli sosyal imkanlarıyla

Yeşilyaka Koru, en özel anılara ev sahipliği yapıyor. YEŞILYAKA’DA SOSYAL BIR YAŞAM Yeşilyaka sakinleri açık havada spor yapmanın keyfini tenis kortları, basketbol ve mini futbol sahalarında çıkarırken, açık ve kapalı yüzme havuzu, fitness ve spa merkezinde günün yorgunluğunu atıyor. Proje sakinleri, Yeşilyaka kulüpte akşamları ailece açık hava sinemasında film seyrederken diledikleri vakit kulüpte özel davetler düzenleyerek keyifli vakit geçirebilecekler.


9

Hayreddin & Nevim Başar’ın torunu Derin’in doğum günü Mesa & Nurol ailesi olarak sevgili Derin’in doğum gününü kutlar, mutlu yıllar dileriz.


10


11

Dünyanın Dört Bir Yanından

Nefes Kesici Kır Kasabaları

Sazdan çatıları, asma kaplı duvarları ve keyifli bahçeleriyle rustik mimari örneği olan kır evleri birçok insanın hayalini süslemektedir. Bu, birbirinden güzel yapıya ev sahipliği yapan kimi kasaba ve köyler ise dünya üzerinde birçok turistin akın ettiği alternatif destinasyonların başında gelir. Şehirlerin tarihi meydanları ve modern merkezlerini gezmekten sıkılan turistler buralarda hayal güçlerini zorlamakta ve kendilerini başka bir dünyada hissetmektedirler. Avrupa’nın gizli kuytu köşelerinde adeta birer film seti gibi duran bu masalsı diyarlara gelin hep birlikte bir göz atalım.


12

İngiliz Edebiyatından Fırlamış gibi: Bibury / İngiltere İngiltere’nin güney batısında yer alan Gloucestershire bölgesi, ülkenin en güzel köylerine ev sahipliği yapmasıyla bilinir. Bibury de bu bölgede yer alan muhteşem bir köydür. Thames Nehri’nin bir kolu olan Coln Nehri’nin iki yakasına kurulmuş bu köyde, sıra sıra dizilmiş küçük taş evler ana mimariyi oluşturur. Bunlardan en meşhuru ‘Arlington Sırası’ dediğimiz ev sırasıdır. 14 ila 16. yüzyıldan kaldığına inanılan ve 17. yüzyılda restore edilerek günümüze kadar uzanan kır evlerinden oluşan bu köy, her sene yüzbinlerce turist tarafından ziyaret ediliyor. Meşhur İngiltere taşrası çayırlarının çepeçevre uzandığı, evlerin baştan aşağı bitkilerle kaplandığı bu köy sizi adeta İngiliz Edebiyatı’nda bir hikaye kahramanıymışsınız gibi hissettirecek.


13

Şirinler Köyü Gerçek Oldu: Júzcar / İspanya Yeşilliklerin içinde masmavi bir köy. Size de bir çizgi filmi çağrıştırdı mı? Doğru bildiniz. Burası ‘Şirinler Köyü’ olarak da bilinen, İspanya’nın Andalusia bölgesinde yer alan Júzcar kasabası. Daha önceleri ‘Beyaz Kasaba’ olarak tanınan bu yerleşim birimi günümüzde sadece 221 kişinin yaşadığı bir alan. 2011 yılında Sony, kasabanın liderleriyle bir görüşme yapıyor ve vizyona girecek yeni ‘Şirinler’ filmi için köyün bir tanıtım alanı olmasını istiyor. Bunun için bir şartı var: evlerin tüm duvarlarını maviye boyamak. Anlaşma onaylanıyor ve köy duvarları boyanıyor. Bunun

geçici bir durum olması gerekirken meraklı ziyaretçilerin akınlarıyla köyde bir turizm patlaması yaşanıyor. Bunun üzerine yerel halk, evlerin mavi kalması gerektiğine kanaat getiriyor. Bu kapsamda köy adeta bir Şirin Köyü haline gelerek konsepte uygun etkinliklere, festivallere, kostümlü insanlara ve duvar resimlerine ev sahipliği yapıyor. Köy halkının bu fazla ilgisi Sony’nin ve Şirinler’in çizerinin pek hoşuna gitmemiş olacak ki köy, yakın bir zamanda ‘Şirinler’ ile ilgili aktivite yapmaktan men edildi. Fakat buna rağmen oldukça etkileyici olmaya devam ediyor!


14


15

Alplerden Bir Rüya: Wengen, İsviçre İsviçre Alpleri yeşilin en nefes kesen manzaralarına sahip destinasyonlardan biri. Orta İsviçre'de bulunan Wengen kırsalı da Bern kantonunda bir köy. Deniz seviyesinden 1274 metre yükseklikte ve Jungfrau ilinin bir parçası. 1300 yıldır mesken olarak kullanılan bu köyde yazın 5,000 kışın 10,000 civarı insan yaşamaktadır. Başta, bir tarım alanı olarak kullanılan bölge günümüzde, yazın yürüyüş ve tırmanış yapmak, kışın da Alpler’de kayak yapmak için gelen turistlerin isteklerini karşılamak doğrultusunda bir turizm alanı haline gelmiştir. Her sene artan turist sayısına rağmen köy, kartpostal güzelliğini korumakta ve muhteşem doğasıyla ziyaretçileri kendine hayran bırakmaktadır.


16

Lavanta Çayırlarıyla Bezenmiş Bir Peri Masalı: Simiane La Rotonde / Fransa Fransa’nın güneyine kurulan Simiane La Rotonde, etrafını çevreleyen zeytin ağaçları ve devasa lavanta çayırlarıyla nefes kesici bir güzelliğe sahip. Tepenin üzerine kurulmuş olan bu köyün ismi dünyanın en güzel köyleri arasında anılıyor. Arnavut kaldırımlarıyla bezenmiş sokaklarında yürürken etrafta yükselen Akdeniz coğrafyasına ait bitki kokularıyla aromaterapik bir deneyim yaşayabilirsiniz. Fakat ne yazık ki 1700’lerin sonlarına doğru köydeki nüfus 1200’lerde iken günümüzde 500’e kadar gerilemiş. Bu güzel köyde kırların içinde huzur verici bir görünümü olan Valsaintes Manastırı’nı ziyaret edebilir, Ortaçağ’dan kalan Simiane La Rotonde Kalesi’ni de görebilirsiniz.


17

İskandinavya’da Puslu ve Sisli Bir Kırsal: Gásadalur / Faroe Adaları Şimdi biraz daha Kuzey’e gidelim ve Danimarka’ya bağlı olmasına rağmen özerk bir ülke olan Faroe Adaları’na misafir olalım. Kuzey Denizi’nin ortasında bulunan bu ada memleketinin en batısında yer alan Gásadalur Köyü 213 metrelik dik ve yüksek yamaçların üzerine konumlanmıştır. Köyde, 2012 yılındaki bir sayıma göre sadece 18 kişi yaşamaktadır. Vágar'ın en yüksek dağlarıyla çevrilidir ve Mykines Adası’nın panoramik manzarasına sahiptir. 2003 yılına kadar bilinmeyen ve ulaşılamayan bir yer olan bu köy günümüzde turistlerin ziyaret ettiği bir alan haline gelmiştir. Mulafossur Şelalesi’nin yamaçtan denize dökültüğü yerde kurulan köy tek katlı mazbut evlerden oluşur. Gásadalur, doğaya hükmeden değil de onun gücünü kabullenip onunla uyum içinde yaşayan Kuzey insanlarına ev sahipliği yapar.


18


19

Karpostalları Aratmayan Bir Güzellik: Bled / Slovenya Nefes kesici bir adres var sırada: Bled. Slovenya’nın kuzeyinde Bled Gölü’nün adını alan bu kasaba masmavi suların içerisinde kalmış gözyaşı damlası şeklindeki minik bir adayı ve adanın üzerindeki barok kiliseyi çevreliyor. 17. yüzyıla ait bu kilise aslında aynı yerde, 9. yüzyılda inşa edilmiş başka bir kilisenin yıkıntıları üzerinde yükseliyor. Bölgenin imgesi haline gelen bu adaya

gondol tarzında kürekli kayıklarla ulaşabilmek mümkün. Kasabanın etrafından 2 saatlik bir yürüyüş sonunda tepenin üzerindeki kaleye varıyor ve panaromik manzarayla karşılaşıyorsunuz. Hemen fotoğraf makinanıza sarılmayın. Anın keyfini çıkarın ve doğanın sesleri arasında usulca bekleyin. Gezinizin en sonunda bu kasabada yaşayan insanları düşünüp kıskanabilirsiniz!


20

Hollanda’nın Venedik’i: Giethoorn Hollanda’nın Overijssel eyaletinde yer alan Giethoorn, görebileceğiniz en sıcak atmosfere sahip köylerden biri. Ülkenin en yeşil alanlarından birine sahip olmasının yanı sıra De Weerribben-Wieden Doğal Park alanı içerisinde yer alır. Esas popülaritesini, 1958 yılında çekilen Fanfare filminden sonra kazanmıştır. Yollar yerine su kanallarıyla çevrelenmiştir ve insanlar ulaşımlarını kayıklar ve botlarla sağlamaktadır. Giethoorn tam olarak 150 köprü ile birbirine bağlanır. Hatta Venedik’e o kadar benzetilmektedir ki ‘Hollanda’nın Venedik’i’ olarak da anılır. Köy, kışın da ziyaretçileri cezbeder. Meraklılar Gierhoorn’a kış aylarında bu kez de donmuş kanallar üzerinde buz pateni yapmak için gelmektedir.


21

Hangi Yüzyıla Ait Olduğunu Unutmak: Minster Lovell / İngiltere Rustik mimari deyince en güzel örnekleri veren İngiltere kırsalı listeye ikinci bir isim sokmayı başarıyor. Windrush Nehri kenarında uzanan ve adeta bir zaman tüneli olan Minster Lovell köyü, tıpkı bir peri masalından fırlamış gibi. Tek katlı evlerin sokağa doğru uzanan yuvarlak çatıları köye samimi bir özellik katıyor. Sarmaşıkların sardığı duvarlar, bahçelerdeki şekilli çalılıklar ile bu köyde yeşil ve kahve tonlarının uyumunu görüyorsunuz. Köy boyunca Ortaçağ’dan kalmış malikaneler, kaleler ve birer anıt haline gelmiş yıkıntılar görülebiliyor. Köyde gireceğiniz herhangi bir pub’da odun ateşi yanan şöminenin başına kıvrılıp hangi yüzyıla ait olduğunuzu unutabilirsiniz.


22


23

Küçük Yaşta Büyük Başarılara İmza Atmış

Dahi Çocuklar

Tarih, önemli figürler ve genç yaşta başardıklarına dair cesaret verici hikayelerle dolu. Peki ya bebeklik ve çocukluk başarıları? Örneğin Mozart, dört yaşındayken ilk piyano konçertosunu bestelemiş ve henüz altı yaşındayken Viyana’da bulunan Schönbrunn Sarayı’nda, Habsburg Hanedanı’na bir konser vermişti. Bunun nedeni onun bir ‘dahi çocuk’ olmasıydı. Birçoğumuz beş yaşına kadar yaşadığı anıları hatırlamazken dahi çocuklar, iki yaşında onlarca dil öğrenmeye, dört yaşında üniversiteye gitmeye ve yedisine gelmeden doktora derecesini almaya başlıyor. Günümüzde de dünyanın her memleketinde var olan bu yetenekler, kendilerinden katbekat yaşta zihinlere ve yeteneklere taş çıkarıyor.


24

Sayısız Mobil Uygulamanın Mucidi: Raghav Sood

Daha 9 yaşında, akranları oyun oynarken, HTML, CSS ve Javascript gibi web yazılımlarını çözen bir çocuk Raghav Sood. Günümüzde birçok dahi çocuk gibi, O da Hindistanlı. 1997 yılında Yeni Delhi’de doğmuş ve günümüzde en genç android yazılımcısı ünvanına sahip. Bilgisayar yazılımcılığı, mobil uygulamalar, giyilebilir teknoloji gibi birçok alanda çocuk yaşından beri çalışmalarını sürdürüyor. Henüz 15 yaşındayken yazdığı ‘Artırılmış Gerçeklik’ kitabı ile Amazon’un oyun yazılımları konusundaki en iyi kitaplar listesine girmeyi başardı. Günümüzde Android ve Apple’a sayısız uygulama kazandırmış bir dahi olan Sood, dünya çapında birçok ödüle de layık görülmüş bir bilim insanı.

Teknoloji Parkına Adını Veren Bir Zekâ: Arfa Karim

1995 yılında Pakistan’da doğan Arfa Karim kendisini genç yaşta efsaneler arasına yazdırmış bir teknoloji dahisi. Sadece 9 yaşında Microsoft’un, bilişim uzmanları için titizlikle hazırladığı sınavlardan oluşan sertifika programını kazanmış ve bu sınavı kazanan en genç insan olarak Guinness Rekorlar kitabına girmiştir. Kişisel başarıları Bill Gates tarafından bizzat takdir ve takip edilen Karim, Pakistan Hükümeti tarafından da Performans Ödülüne layık görülmüştür. Bilim ve teknoloji branşında Fatma Jinnah Altın Madalyasını almış, 2010 yılında bir telekomünikasyon firmasının marka elçisi olmuştur. TechEd Geliştiriciler Konferansı gibi birçok uluslarası platformda ülkesi Pakistan’ı temsil eden Karim’in yaşam öyküsü ne yazık ki çok erken sona ermiştir. 2011 yılında henüz 16 yaşındayken geçirdiği bir epilepsi krizi sonucu kalbi durmuş hemen hastaneye kaldırılmıştır. 6 ay boyunda kritik bir şekilde hastanede tedavi altına alınmaya çalışılsa da 2012 Şubat’ında hayata gözlerini yummuştur. Günümüzde Pakistan’daki en büyük teknoloji parkı olan Arfa Software Teknoloji Parkı bu genç dahinin ismiyle yaşamaktadır.


25

5 yaşında Konser Salonlarını Dolduran Bir Müzik Dahisi: Ryan Wang

Sıradaki genç dahimiz ise bir sanatçı. Henüz 5 yaşındayken dünyanın en önemli ve büyük konser salonlarından biri olan New York’taki Carnegie Hall’da konser veren bu genç yetenek 2008 doğumlu piyanist Ryan Wang’dir. 2 yaşındayken gittikleri bir resital çıkışında, annesi çocuğunun şarkı söylediğini fark etmiş ve bu keşfin ardından Wang’e ivedilikle müzik dersleri aldırmaya başlamıştır. Bir yıl içinde sayfalarca konçerto ezberleyen Wang, piyanonun kendisi için orta zorlukta bir uğraş olduğunu ve en sevdiği parçaların hızlı parçalar olduğunu söylüyor. Wang günümüzde hala çok genç ve piyano kariyerine hız kesmeden devam ediyor.

7 Yaşında İlk Ameliyatını Yaptı: Akrit Jaswal

Henüz dört yaşındaki bir ‘doktor’a kendinizi emanet eder miydiniz? Akrit Jaswal, Hindistanlı bir dahi çocuk. Küçük yaşlardan beri anatomi bilimine oldukça meraklı. Yaşadığı köyde bir tıp dahisi olmasıyla ün salıyor. Fakat olaylar yakınlardaki bir köyde, fakir bir ailenin çocuğunun parmaklarını yakması ile başlıyor. Çaresiz aile Akrit’e gidiyor. Aileye bir feragat imzalatan Akrit ise ameliyatı ücretsiz olarak yapmayı kabul ediyor ve 2000 yılında henüz yedi yaşındayken kendi ailesinin temin ettiği profesyonel tıbbi ekipmanlarla hasta kızın parmaklarını bir saatlik bir operasyonla birbirinden ayırıyor. Akrit’in ailesi bu operasyon sürecini videoya çekiyor ve internette paylaşıyor. Olaylar bu sayede büyüyor. Bir internet fenomeni haline gelen Akrit kendini birden ünlü TV şovlarının içinde buluyor. Genç dahi günümüzde, kansere çare olarak geliştirdiği ‘Oral Gen Terapisi’ üzerine çalışmakta.


26

Boğaz’ın Son Koyu

Anadolufeneri


27

Anadolufeneri’ne giderken motivasyonu doğayla baş başa kalmak, temiz bir hava almak, doğal ve lezzetli yemekleri bir o kadar mütevazi ve salaş mekanlarda yiyebilmek olanlar buradan memnun ayrılacaklardır. Boğaz’ın son koyu olan bu mahalle sunduğu manzara ve temiz Karadeniz havası için bile gitmeye değiyor.


28

B

oğazın son, Karadeniz’in ilk koyu... Henüz 2014 yılında mahalle olma özelliği kazanan Anadolufeneri, Boğaz’dan geçen gemileri İstanbul adına selamlayan bir elçi. Yaklaşık 1200 kişilik nüfusuyla bu şirin sahil kasabası, kışın sadece meraklılarının uğradığı bir huzur diyarı haline geliyor. Burada çeşit çeşit ağaçlar arasında yürüyüş yaparak oksijene doyabilir, ardından Karadeniz’i izleyerek keyif kahvenizi yudumlayabilirsiniz.

BOĞAZ’IN SON KOYU İsmini kıyısında bulunan deniz fenerinden alan Anadolufeneri ilk olarak 1658 yılında kurulmuştur. Beykoz sınırları içerisindeki bu Karadeniz komşusu semt, Boğaz’ın Anadolu yakasındaki son koyu olmasından dolayı önemlidir. Çakaltepe ve Kabakoz koylarının arasında bulunan küçük bir yarımada üzerinde yer alır. Kuzeyinde Karadeniz, doğusunda Riva, güneyinde Kaynarca ve batısında Poyrazköy bulunur. Poyrazköy ve Garipçe’yi birbirine bağlayan Yavuz Sultan Selim Köprüsü de günü-


29

müzde Anadolufeneri’nin manzaralarından birini oluşturur. Karadeniz'den Marmara Denizi'ne giriş yapacak gemileri ilk olarak karşılayan bu şirin mahalle, İstanbul’un bir parçası olmasına rağmen sakinliği ile başka bir diyar gibidir. Yazın güzel havalarda günübirlikçileri ağırlayan Anadolufeneri’nin kışın da seveni boldur. Kestane, kocayemiş, meşe, kayın ve dut ağaçları arasında yürüyüş yapıp eşsiz boğaz manzarasını ve Karadeniz’in uçsuz bucaksızlığını bir karede görebileceğiniz yegane noktalardan biridir.

1700’LERDEN GÜNÜMÜZE KALMIŞ BIR ANIT: ANADOLU FENERI Her ne kadar deniz fenerinin ne zaman yapıldığına dair kesin bir bilgi mevcut olmasa da kimi kayıtlar 1755 yılında bölgede ahşap bir deniz feneri bulunduğundan bahseder. Fakat şimdiki fener 1834 yılında yapılmıştır ve 1858 yılında Fransızların genişletmesiyle beraber günümüzdeki halini almıştır. Fener, denizden 75 metre yüksekliktedir. Elektrik olmadığı zaman gaz ile çalışır. Açık havalarda 16 deniz mili uzaklığını gören fener, inşa edildiği günden bugüne kesintisiz bir şekilde işlevini yerine getirir. Köyün ilk kuruluş sebebinin, köyde bulunan deniz fenerini yakmak için gelip giden fenercilerin yavaş yavaş aileleriyle birlikte fener etrafına yerleşmeye başlaması olduğu düşünülür. Köyün nüfusunun büyük bir çoğunluğunu Kafkasya’dan göçen halk ve Girit’ten

göçen askerler oluşturur. İstanbul’un çıkışındaki son koy olması sebebiyle deniz kuvvetlerinin de giriş çıkışları kontrol ettiği bir bölgedir. Bu işlem, köyün altında bulunan bir radar birimi ile sağlanır. ASKERI BÖLGEDEN HALKA 1980’li yıllara kadar Anadolufeneri, askeri bölge içerisinde yer almaktaydı. Bu nedenle köyde yaşayan halk alana, Anadolu Kavağı civarındaki bir askeri kapıdan giriş yapabiliyor, dışarıdan gelen ziyaretçiler eğer köyde akrabaları yoksa içeri giremiyordu. Fakat 1980’lerde köyün ilk ve tek kadın muhtarının girişimleriyle köy, kısmen de olsa askeri bölge olmaktan çıkarıldı. Böylece ziyarete açıldı ve halk özgür bir şekilde alana girmeye başladı. Aynı dönemde köy yolları genişletildi ve köye belediye otobüsü de bağlandı. Askeri bölge ve ziyaretçilerden uzak


30

olmasından dolayı, o dönemde Anadolufeneri ve civarındaki ormanlarda pek çok tür hayvan varolabilmiştir. Bunların içinde çeşitli kuş türleri, yaban domuzu, geyikler, çakallar ve ceylanlar sayılabilir. Ağaç çeşitliliğinin ise 12’yi bulduğu alanda ne yazık ki askeri kapı kaldırıldıktan on yıl sonra büyük bir yangın çıkmış ve bölgedeki canlı çeşitliliği yok denecek hale gelmiştir. CENEVIZLILER’DEN BIR ESER: YOROS KALESI Anadolufeneri’nin en önemli noktalarından biri, yamaçtaki Yoros Kalesi’dir. Bölgenin önemli kültürel miraslarının başında gelen bu kalenin Cenevizliler’den günümüze kaldığı düşünül-

mektedir. Kalenin kapladığı alan İstanbul’daki diğer bütün kalelerden çok daha geniştir. Duvarlarında Yunanca cümleler seçilen kalenin isminin geldiği yere dair çeşitli rivayetler vardır. ‘Kutsal yer’ anlamına gelen ‘Hieron’ kelimesinin yanı sıra Zeus’un sıfatı olan ‘Ourios,’ ismin kaynağına dair en çok söylenen rivayetler arasındadır. Yıldırım Beyazıt Dönemi’nde Osmanlı mülkü olan bu kale II. Mahmud tarafından restore edilmiştir. Yoros Kalesi’nden başka bölgede tarihi eser olarak II. Abdülhamit tarafından 1880 yılında yaptırılan Hamidi Evvel Camii bulunur. Bu caminin yanında bulunan seyir terası, manzarasıyla en ide-

al fotoğraf noktalarından birini sunar. Bu noktadan mahallenin kendi koyunu, yamaca kurulmuş evleri, Köprü’yü ve en güzeli de Karadeniz’in Boğaz’la kavuşma anını görebilirsiniz. Deniz feneri, caminin hemen yanında bulunmasına rağmen buradan ancak özel izinle fenere gidilebilmektedir. Yazın, şehir sıcağından bunalanlar için püfür püfür esen bir tepede buz gibi bir içecek yudumlamak iyi bir seçenek fakat Anadolufeneri sahiliyle de günübirlikçilerin kurtarıcısı. Sahip olduğu halk plajıyla İstanbul’da denize girilebilen nadir yerlerden biri olan bu semt, günümüzde birçok film setinin de kurulduğu bir alan olma özelliği taşıyor.


31

Anadolufeneri’nde Ne Yenir? Anadolufeneri elbette bir balıkçı mahallesi olması dolayısıyla taze balık restaurantlarının tercih edilebileceği bir yerdir. Bunun yanı sıra kuş ve doğa seslerini dinleyerek organik ürünlerle kahvaltı etmek isteyenler için de doğru bir adrestir. Bir pazar sabahı erkenden şehri arkanızda bırakarak enfes bir kahvaltıya doğru yol almaktan daha heyecan verici ne olabilir? Bunun için Hicaz Sokağı üzerinde yer alan Renkli Bahçe’ye uğrayabilirsiniz. Oldukça mütevazi bir ortamı olan bu güzel mekanda hem kışın içerde oturup sobanın tadını çıkarabilir hem de güzel havalarda bahçede oturarak kuş sesleri ve ağaçlıklar içinde kahvaltınızı yapabilirsiniz. Camii Çıkmazı Sokak üzerindeki Mavvi Kapı’ya uğrayarak ev huzurunda bir ambiyansın içinde kafanızı dinleyebilirsiniz. İster binbir çeşit organik üründen oluşan kahvaltınızı eder ister kahvaltı sonrası kahve ve tatlı keyfi yapabilirsiniz. Eğer giderseniz ev yapımı kurabiye ya da köy sütünden sütlaç yemeyi de unutmayın! Akşama doğru göz alabildiğine Karadeniz ve Boğaz manzarasına sahip Taşlıhan Restaurant’a gidip muhteşem manzara eşliğinde akşam yemeğinizi yiyebilirsiniz. Restaurant çocukları da unutmamış. Tesis dahilinde çocuklar için de bir park bölümü bulunmakta. Eğer daha salaş yerlerden hoşlanıyor ve Anadolufeneri gezinizi gerçek bir rahatlama haline getirmek istiyorsanız denizi en güzel konumdan gören bir tepeye gizlenmiş, çiçeklerin ve bitkilerin içindeki Güzelce Fener’e de uğramayı unutmayın


32

Sadece size özel bir koyda, eşsiz bir yaşam Mesa Bodrum Demirbükü’nde sadece size özel, kendi koyunuzda dinlendirici doğanın keyfini çıkarmak ya da hemen yanı başınızda bulunan; canlı sahili, beach club’ları, özel restoranları, kafe-barları ve hareketli gece hayatı ile Ege’nin en popüler destinasyonlarından olan Göltürkbükü’nde eğlence dolu anlar yaşamak sizin elinizde.

DOĞANIN İÇİNDE KONFORLU YAŞAM Projenin toplam 200.000 m2’lik ormanlık alanında bulunan kızılçam, zeytin, keçiboynuzu gibi ağaçlar her nefeste yenilenmenizi sağlıyor. Bu yeşilliklerin içerisindeki koşu ve yürüyüş parkurları, sporunuzu tabiatın kalbinde gerçekleştirmenize imkân tanıyor.

ÖDÜLLÜ MİMARLARDAN Her projesi ile hayata değer katan Mesa’nın Demirbükü’ndeki eşsiz yaşam alanı, yurt içinde ve yurt dışında birçok ödül kazanmış Erginoğlu & Çalışlar Mimarlık’ın imzasını taşıyor.

ÖZEL YAŞAM İÇİN ÖZEL VİLLALAR Size ferah bir yaşam alanı ve bahçe keyfi vadeden villalar, hem kış hem de yaz kullanımına uygun. Güneş kontrolü, pergolalar ve kırıcılarla sağlandığı için tüm villalar dört mevsim boyunca yeterli düzeyde ışık alıyor ve her birinde soğuk havalarda içinizi ısıtacak yerden ısıtma özelliği bulunuyor. Villaların hepsinde özel havuz yer alıyor.


33

LÜKS DOKUNUŞLARLA KOMPAKT YAŞAM

AYRICALIKLARLA DOLU BİR HAYAT

Mesa Bodrum Demirbükü’nde yer alan 6 farklı rezidans ünitesi, lüksten vazgeçmeden hayatı daha kompakt yaşamayı sevenler için düşünüldü. Rezidanslar, özel girişleri, geniş terasları, estetiği işlevsellikle bütünleştiren iç mimarisi, müstakil villa hissi veren tasarımı ve her birini çevreleyen sonsuz yeşiliyle bambaşka bir hayatın müjdecisi.

Siz sadece sahilin, denizin, yeşilin, kısacası sevdiklerinizle eşsiz bir atmosferin tadını çıkarın diye, 24 saat ulaşabileceğiniz concierge’tan günlük housekeeping hizmetine kadar yaşamınızı kolaylaştıran ayrıcalıklar Mesa Bodrum Demirbükü’nde.

BENZERSİZ KOY VE DENİZ Doğanın kusursuzluğunu görebileceğiniz Cennet Koyu’na komşu konumdaki 15 dönümlük sahil; estetik peyzajı, gün boyu güneşlenebileceğiniz alanları ve lezzetli atıştırmalıklarla unutulmaz kokteyllerin tadını çıkarabileceğiniz beach bar’ı ile sakinlerini cezbetmeyi başarıyor. Sadece proje sakinlerine özel sahili bulunan Mesa Bodrum Demirbükü, Bodrum’un en nadide projesi.


34

Van Gogh, Frida, Munch ve diğerleri... Sanat dünyasına damga vurmuş bu insanlar çoğunlukla ruhsal hastalıklardan muzdarip fakat dahiyane isimlerdi. Her biri, onlarca eseri ile tüm dünyaya mal oldu ve efsaneleşti. Fakat bu resimlerin arkasındaki hikayeler nelerdi? Örneğin Vermeer’in o mahmur bakan İnci Küpeli Kız’ı aslında kimdi? Munch kimin çığlığını duymuştu? Gelin hep birlikte dünyanın en ünlü sanat eserlerinin arkasındaki ilginç hikayeler arasında bir yolculuğa çıkalım.

Dünyanın En Ünlü Resimlerinin


35

Ardındaki Tuhaf Hikâyeler


36

Doğanın Çığlığını Duyan: Munch

2

012 yılında bir açık artırmada, 120 milyon dolara satılarak dünyanın en pahalı sanat eserlerinden biri olan ‘Çığlık’ Norveçli sanatçı Edward Munch’ın en ünlü eseridir. Fakat eserin ardındaki hikaye onu çok daha çarpıcı kılmaktadır. Munch, bir gün çok yorgun bir şekilde sokaklarda yürür, İskandinav bölgesine özgü fiyortların üzerinde ilerlerken gökyüzünün hali dikkatini çekmiş. Güneş tam o

Kusurdan Çıkan Kusursuzluk: Monet ve Göletleri

F

ransız empresyonist Claude Monet’nin renkleriyle bizi içine alan bahçe resimlerini bilmeyen yoktur. Sanatçı bu bahçe manzaralarını, Fransa’nın kuzeyindeki şirin kasaba Giverny’deki mülkünde yapmıştır. 1977 yılında başladığı “Nilüferler ve Japon Köprüsü” olarak adlandırılan eserinde güneşin su üzerine yansımalarını, ağaç dalları ve yapraklarını bir Japon köprüsü ve salkım söğütle süslemiştir. Böylece günümüzde milyonların onu tanıdığı bir eser ortaya çıkarmıştır. Sanatçının renkleri ve fırça darbelerini eşsiz bir şekilde kullandığını düşünülür. Fakat bu görüntü aslında onun hayal gücünün bir ürünü olmasının yanı sıra gözlerindeki katarakt probleminin de bir sonucudur. Manzara böylece daha gölgeli, bulanık ve soyut bir hale gelmiştir. Belki de yaşadığı bu sağlık problemi Monet’yi çağın en benzersiz ressamları arasına sokmuştur, kim bilir.

sırada batarken gökyüzü kan gibi kıpkırmızı ve korkutucu görünüyormuş. Panikleyen ve telaşlanan Munch o esnada doğanın çığlık attığı ve kendisinin de bunu duyduğu hissine kapılmış. Ardından tuvaline koşarak hislerini ve gördüklerini ifade etmiş. Kimi sanat eleştirmeni Munch’ın bu başyapıtının, kişinin ızdırabını ve ruhsal bozukluğunu yansıttığını belirtmektedir.


37

Van Gogh’un Düşsel Yorumu: Yıldızlı Gece

S

anat dünyasının, yaşarken değeri bilinmeyen dehalarından biridir Van Gogh. Zihinsel rahatsızlıkları ile trajedi dolu bir yaşam süren sanatçı, hayattayken sadece 2 resmini satabilmiştir. Resimlerinde çokça kullandığı buğday tarlalarından birinde, 37 yaşındayken göğüs kafesine sıktığı bir kurşunla intihar etmiştir. Van Gogh, en meşhur resimlerinden biri olan ‘Yıldızlı Gece’yi çizdiğinde, onu ihtihara kadar götüren zihinsel hastalığı yüzünden bir akıl hastanesinde yatmaktadır.

Odasının parmaklıklı penceresinden gördüğü manzarayı resmetmek isteyen sanatçı, muhteşem bir gökyüzünü ve ardında görünen kasabayı tuvale taşır. Fakat aslında gerçekte var olan manzara hiç de resimde göründüğü gibi değildir. 1889 yılında, Venüs yıldızı Provence semalarında tıpkı resimdeki gibi parlıyor olsa da resmin arkasında görünen kasaba, kilise ve servi ağacı Gogh’un hayalinden çizdiği düşsel bir yorumdur. Ama belki de Gogh’un gözlerinin gördüğü manzara aslında budur, ne dersiniz?


38

Dünyanın En Meşhur İncisini Takan Kız

K

uzeyin ‘Mona Lisa’sı olarak bilinen ‘İnci Küpeli Kız,’ Hollandalı barok dönem ressamı Johannes Vermeer’in en ünlü eseridir. Kendisi de tıpkı resmine konuk olan bu kız gibi maddi olarak zor bir hayat geçirmiştir. Aynı zamanda mükemmeliyetçi bir kişiliğe sahip olan Vermeer hayatı boyunca minimalliğinden ödün vermeyerek resim dünyasındaki diğer sanatçılara kıyasla ardında daha az eser bırakmıştır. Fakat bunların en ünlüsü, hikayesi kitaplara ve filmlere konu olan ‘İnci Küpeli Kız’dır. Resimdeki kız, Vermeer’in evinde çalışan genç bir hizmetçidir. Genelde odasının temizlenmesi ve eşyalarının yerinin değişmesinden hoşlanmayan Vermeer kızın odasını düzenlemesiyle birlikte sonuçtan çok memnun kalır. Böylece onun, odasına girip değişiklikler yapmasına izin verir. Derken günlerden bir gün kızın yüzünün çok güzel ve orantılı olduğunu fark eden sanatçı, eşinin inci küpesiyle birlikte bu kızı resmeder. Tablonun odak noktası olan inci, ışık ve yansımanın ustası olarak bilinen Vermeer’e çağlar boyu onunla özdeşleşecek bir imge kazandırmıştır.


39

Dikenli Kolyesi ve Izdırap İçindeki Hayatı ile Frida

K

uşkusuz, son yıllarda bir popüler kültür öğesi haline gelmesine rağmen Frida Kahlo sanat dünyasının en önemli ressamlarından biridir. Kişiliği, travmalarla dolu hayatı, sansasyonel evliliği onun sanatı üzerine etkide bulunmuş ve çağdaşlarından kolayca ayrılan bir tarz geliştirmesine sebep olmuştur. Kendine has görünümü ve kurallara meydan okuyan kişiliği onu bir idol haline getirmiştir. Resimlerinde kendisini adeta bir kitap gibi yazan Frida, sürrealist bir ressam olarak tanınmasına rağmen bu tanımı reddeder. Eserlerinde birçok imgenin izini sürmek mümkündür. Henüz 18 yaşındayken geçirdiği ağır trafik kazası sonucu uzun bir süre yatağa mahkum kalmış, bu dönemde aynaya bakarak kişisel portrelerini çizmiştir. En ünlü kişisel portresi olan ‘Diken Kolye ve Sinek Kuşları ile Otoportre’de sanatçının sağında kendisi de ressam olan eşi Diego Rivera’nın hediyesi siyah bir maymun, solunda ise şanssızlığın sembolü siyah bir kedi vardır. Sanatçı boynunun etrafında onu kanatan dikenlerden oluşan bir kolye takar. Bu kolyenin ucunda ise esere adını veren ölü bir sinekkuşu bulunur. Sinekkuşu aynı dönemlerde bitmiş evliliğini sembolize ederken dikenler ise sıkışmışlığını ve acı dolu hayatını apaçık gözler önüne sermektedir.

Herkesten Para Toplayarak Sanat Yapmak: Rembrandt

B

üyük ressamların zamanında siparişle resim aldığını ve günümüzde birer başyapıt haline gelen eserlerini istek üzerine çizdiklerini düşünmek oldukça ilginç. Rembrandt’ın ‘Gece Devriyesi’ isimli eseri de işte bu siparişlerden biri. Yüzbaşı Banninck Cocq ve 17 üyeden oluşan askeri birliği tarafından istenen bu eser, resimde bulunan her bir kişinin sanatçıya 100 Hollanda guldeni vermesiyle satın alınmıştır. Bu resmin başına gelen tuhaf olaylardan biri ise eserin vandallar tarafından 1911 ve 1975 yıllarında bıçak ile kesilmeye çalışılmasıdır. Başarılı bir şekilde tamir edilen yapıt 1990 yılında vandalizme yeniden kurban gitmiş, bir adam kanvasın üzerine asit ile saldırmıştır. Resmin üzerindeki tabakalardan birine hafifçe zarar veren bu asit sonucu da resim restorasyona uğramıştır. Eserin neden bu kadar saldırıya uğradısı ise kafalarda bir soru işaretidir.


Nurol Life İle Yenİ Bİr Yaşam

40

www.nurolgyo.com


41

Her projesinde öncelikle insana ve insanın ihtiyaçlarına odaklanan Nurol GYO, şehrin merkezinde hayata geçirdiği projesi Nurol Life ile yeni bir hayatın kapılarını açıyor. Nurol GYO, inşaat başta olmak üzere 6 farklı sektörde 50 yılı aşkın deneyimi, ileri teknolojisi ve mühendislik bilgisi sayesinde yaşam standartlarınızı yükseltiyor.

Şehrin yeni yaşam merkezi haline gelen Seyrantepe’de yükselen Nurol Life, klasik inşaat projelerinden farklı olarak sunduğu kaliteli yaşam avantajlarıyla öne çıkıyor. Proje, ana yollara ve köprü bağlantılarına olan yakınlığı ile çok rahat bir lokasyonda bulunuyor. Bu ulaşım kolaylığı, Nurol Life sakinlerini Levent-Maslak yoğunluğuna takılmadan köprülere, yeni havalimanına ve 10 dakikada sahil şeridine ulaştırıyor. Ayrıca, metroya 3 dakikalık yürüme mesafesi de dilediğiniz yere hızlıca gitmenize imkan sağlıyor. Belgrad Ormanı’nın yanında yer alan Nurol Life, doğaya olan yakınlığı ve dış cephesinin doğal taşla kaplı oluşu ile hem psikolojik hem de fizyolojik olarak ev sahiplerinin iyi hissetmesi için tüm imkanlara

sahip. Geliştirdiği N-Space çözümü ile Nurol GYO, 4 metrelik tavan yüksekliğine sahip dairelerde ferah bir yaşam sunuyor. 2,5 metrelik geniş ve açılabilir pencereleri sayesinde Nurol Life, sakinlerinin şehirdeki sıkışıklık hissinden kurtulmalarını ve Avrupa’da yapılan ışık testleri ile gün ışığından maksimum derecede yararlanmalarını sağlıyor. Nurol Life, sakinlerinin hayat kalitesini artırmak amacıyla sunduğu çözümlerin yanında; sinema odası, misafir odaları, fitness salonu, spa ve buhar odası, lounge alanı, çalışma alanları, oyun salonu, cafe ve concierge gibi onlarca üst seviye hizmet de sunuyor. Geniş karşılama salonu ve 4 metreyi 1 saniyede çıkan 21 adet asansörü ile Nurol Life, hayatınıza konfor katıyor.


42

Başarılı Olmanın


43

H

ayatın her alanına uygulayabileceğimiz türde, ‘Başarı nasıl gelir?’ sorusuna cevap bulabileceğimiz yöntemler de mevcuttur. Çağlar boyu insanların tecrübelerinden damıtılan, uzmanlar tarafından bilimselleştiren birçok tavsiye, dünyanın neresinde olursanız olun sizi başarıya daha sağlam bir şekilde kavuşturmaya olanak sağlar. Aşağıda vereceğimiz bu adımları izleyerek başarılı bir geleceğe kavuşmanız mümkün. ÖNCELIKLE BAŞARI TANIMINIZA KARAR VERIN Başarılı olmaya giden bu yolda, neyi başarı olarak tanımladığınız en önemli etkendir. Araştırmalar gösteriyor ki ne istediğini kesin olarak bilen ve bunu yazılı bir şekilde ifade edebilen insanlar hedeflerine çok kısa sürede ulaşabiliyor. Bunun nedeni o kişilerin, kararlılıkları sayesinde zaman israf etmemeleri, vakitlerini başarmak istedikleri konu ve alan üzerinde verimli bir şekilde kullanabilmeleridir. Bu nedenle sizin için başarının ne olduğuna karar vermek atacağınız ilk adım. Başarının herkes için değişken bir kavram olduğunu söylemiştik. Bu noktada toplumun ve etrafımızdaki kişilerin başarı tanımlarından etkilenmeden kendi düşüncelerimizi geliştirmemiz gerekiyor. KENDINIZE YATIRIM YAPIN VE RUHUNUZU BESLEYIN Ruhunuzu beslemek ve zenginleştirmek, onun enerjisini artırmak için hangi yolları deniyor, ne gibi aktiviteler yapıyorsunuz? Odaklandığınız alan ne olursa olsun kişisel gelişiminiz, fiziksel ve mental sağlığınız için harekete geç-


44

meniz gerekmektedir. Belirsiz uyku saatleri, kötü beslenme, pasif bir çalışma ortamı beden sağlığınızı olduğu kadar ruh sağlığınızı da olumsuz yönde etkileyecektir. Sağlıklı olmaya dair atılan adımlar kişinin kendisine verdiği değeri de gösterdiğinden daha motivasyonlu bir kişi olmanıza olanak sağlar. Fiziksel ve mental sağlığınız düzene girmedikçe, diğer çarkların düzgün dönmesi pek mümkün değildir. Hobilerinize zaman ayırın, negatif enerjinizi boşaltıp olumlu enerjilerle dolacağınız alışkanlıklar edinmeye çalışın. SEVDIKLERINIZE VAKIT AYIRIN VE KUTLAMA YAPMAKTAN ÇEKINMEYIN Çok fazla çalışan fakat kendisini ve yakınlarını eğlendirmeyen bir kimse, genelde sevimsiz bir hayat yaşamış olur. Hayatımız iş değil iş, hayatımızın bir parçasıdır. Başarımızın tadını sevdiklerimizle birlikte çıkaramayacaksak bunun anlamı nedir? İş ve aile dengesini ölçebilmeniz her zaman olanaklı değildir fakat bu dengeler değiştiği zaman meydana gelen problemler evrensel olarak aynıdır. Diğer bir yandan başarmak istediğiniz asıl hedefe giderken karşınıza çıkacak küçük mutlu gelişmeleri de kutlamaktan çekinmeyin. Bunla-

rı büyük partiler haline getirmenize ve beklentileri zirveye çıkarmanıza gerek yok. Hayatınızda sahip olduklarınıza dair şükran duyduğunuzu gösteren oldukça mütevazi buluşmalarla hem kendi motivasyonunuzu hem de bu yolculukta yanınızda olan insanların motivasyonunu yüksek tutmanız mümkün. ELEŞTIRI VE ENGELLERE KUCAK AÇIN İnsanlar her dediğimizi onaylasaydı ve alkışlasaydı ne kadar ilerleyebilirdik? Hayatta, en çok hata yaptığımızda ve

reddedildiğimizde öğreniyoruz. Çünkü bu kısa vadeli engeller, kendi içimize dönerek belki de daha önceden düşünmediğimiz sorular sormamıza sebep oluyor. Bu nedenle olumsuz yorumları ve eleştirileri bir dezavantaj olarak algılamak yerine, onların sizi geliştirecek koşullar olduğunu düşünün. Yani, kendinize meydan okuyun. Geçirdiğiniz en mutsuz günde dahi öğrenilecek bir şeyler olduğunu bilmeli, kendi iç huzurunuzu her daim muhafaza etmeye çalışmalısınız.


45

BAŞARDIĞINIZ ANIN HAYALINI KURUN Çok şanslıyız ki hayal edebilme yetimiz var ve bu bir şeyleri başarmak yolundaki en önemli adımlardan biri. Çocukların uçsuz bucaksız bir hayal gücüne sahip olmaları fakat yetişkinlerin bu hayallerin yanına bile yaklaşamamaları çok üzücü. Oysa ki hayal kurmak konusunda bir çocuk gibi özgür ve heyecanlı olmak başarınızı tutulabilir bir hale getirmek için çok güzel bir yol. Her gün zihninizde, hedefinize ulaşırsanız neler hissedebileceğinize, muhtemel senaryonun ne olacağına dair klipler oynatın. Kendinizi kaptır-

dığınızda kalp atışlarınızın hızlandığını ve zihninizin bunu adeta gerçekmişçesine algıladığını fark edeceksiniz. Kazanmayı çok istediğiniz bir yarışma mı var? O halde o plaketi binlerce insanın önünde alırken ne hissedeceğinizi hayal edin. Bu, size inanılmaz bir motivasyon verecektir. TAVSIYE VE YARDIM İSTEMEKTEN ÇEKINMEYIN Yardım almaktan veya istemekten çekinmeyin. Her zaman etrafımızda bizden daha başarılı ya da daha deneyimli kişiler olacaktır. Olmalıdır da. İnsan doğasında rekabet vardır. Bu nedenle

bizden başarılı olduğuna inandığımız kişileri uzaktan da olsa izleriz. Fakat bizi doğru yerlere yönlendireceğinden, bize geçerli nasihatlar vereceğinden emin olduğumuz başarılı kimseleri de etrafımızda tutmalıyız. Onlardan ilham almalı ve gerektiği yerde onlara danışmaktan çekinmemeliyiz. Çünkü aslında farklı branşlarda olsak da hepimiz benzer yollardan geçerek hedeflerimize ulaşmaya çalışıyoruz. Diğer bir yandan bu hususta profesyonel danışmanlarla çalışmaktan da çekinmemelisiniz. İşin uzmanından gelen tavsiyeler her zaman çok daha kapsayıcı ve niteliklidir.


46


47

Yeşliyaka Koru sakinlerinden Ahmet Karasoy ve ailesi, hem yatırım hem de yaşam olarak çok doğru bir adım attıklarını düşünüyor. Huzurlu bir yuvada, değer kazanan kaliteli bir projede yer almanın kendilerini çok mutlu ettiğini belirten Karasoy ailesi ile keyifli bir söyleşi yaptık.

“Çok isabetli bir yatırım yaptık.”


48

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? İsmim Ahmet Karasoy. 1953 doğumluyum. Evliyim. İkisi evli olan üç çocuk babasıyım. Aslen Gümüşhaneliyim ama 1974'ten beri İstanbul'da yaşıyorum. Büyükçekmece bölgesinde gayrimenkul ve akaryakıt alanlarında faaliyet gösteren şirketlerim var. Yeşilyaka Koru projesinden ev aldınız. Yeşilyaka'yı tercih sebepleriniz nelerdir? 1999 depremine kadar Yeşilköy'de yaşadık. Deprem'den sonra Bahçeşehir'e taşınmıştık. O bölgede yine Mesa Nurol imalatlarından villa almıştık. 2017'ye kadar o evde oturduk. Ancak, Bahçeşehir'in eski ruhunun kalmadığını düşünüyoruz. Nüfus yoğunluğu oldukça arttı. Bu da güvenlik açısından zaafiyet yarattı. Bunun yanında, eskiyen evlerde kalmaktansa yeni teknoloji ile inşa edilmiş bir ev daha iyi olur diye düşündük ve araştırmaya giriştik. Bu araştırma neticesinde, Mesa ve Nurol'a karar verdik ve seçimimizden gayet memnunuz. Zaten yaptığımız incelemede gördük ki bölgedeki en güzel proje Yeşilyaka. Karar verme sürecinde karşılaştırma yapma şansınız oldu mu? Nasıl bir yol izlediniz? Nelere dikkat ettiniz? İnsan domates alırken bile güzelini seçmeye gayret ediyor. Biz de satın almadan önce göl havzasında bir yıl boyunca kendimize göre araştırmaya giriştik. Bölgedeki bütün projeleri gezdik diyebilirim. Netice itibariyle Yeşilyaka'da karar kıldık. Hem fiyatlar açısından, hem de kalite açısından mukayese etme imkanım oldu. Tabi ki, Mesa ve Nurol'un bilgi birikimi ve tecrübesi karar vermemizde çok etkili oldu.


49

Eskiyen evlerde kalmaktansa yeni teknoloji ile inşa edilmiş bir ev daha iyi olur diye düşündük ve araştırmaya giriştik. Bu araştırma neticesinde, Mesa ve Nurol'a karar verdik ve seçimimizden gayet memnunuz. Zaten yaptığımız incelemede gördük ki bölgedeki en güzel proje Yeşilyaka.


50

Bölgedeki diğer projelerde birçok sorunun yaşandığını eş dosttan duyuyorduk. Dolayısı ile bu projeyi seçerken Mesa ve Nurol'un sağladığı güven önemli bir faktördü. Çok gittik geldik aslında... Satış personeli “Bunlardan bir şey çıkmaz” diye düşünmüş olabilir! (gülüyor). O da bizim taktiğimizdi! Yeşilyaka projesinde yaşam değeri olarak sizi etkileyen yönler nelerdi? Öncelikle iş yaptığım bölgelere merkezi bir konumda olması, benim açımdan çok önemli bir faktördü. Bunun yanında marka değeri de çok önemliydi. Projede bir sorun olursa Mesa ve Nurol'un her zaman yanımızda olacağını biliyorduk. Bu da içimizi rahatlatıyordu. Ayrıca Büyükçekmece de yatırım açısından oldukça iyi bir bölge. Bölgenin geleceğini çok iyi görüyorum. Fonksiyonu nedir derseniz, İstanbul'un büyüme hinterlandı tamamen bu tarafa doğru kayıyor. Kanalistanbul ve yeni havalimanı bu bölgeyi oldukça değerli kılıyor. İnşaat kalitesi olarak da daha önce belirttiğim gibi Mesa ve Nurol'un tecrübesine güvendik. Tüm bu faktörleri bir arada düşününce, karar vermek zor olmadı. Allaha şükür de seçimimizden çok mutluyuz. Ben de inşaat sektöründe faaliyet gösteriyorum ve inşaatlarda sorun çıkmasını normal karşılıyorum. Önemli olan firmanın bunları cözmekteki kabiliyeti ve hızıdır bence. Tüketiciye yaklaşımda eğer bu sorunlar telafi edilebiliyorsa tüketici memnun kalır. Bu anlamda Mesa ve Nurol oldukça ilgili. Ekibe de teşekkür ediyorum. Bir sorun yaşamadan evimizde huzur içinde oturuyoruz. Yeşilyaka projesinde beklentilerinizi karşılayabildiniz mi? Herkes konutunda rahat etmek ister.

Bu anlamda hiçbir sorunum yok. İşe gidiş geliş açısından da bir sorunum yok. Şehrin trafiğinden uzaktayım. Sosyalleşme olarak baktığımız zaman nefes alabileceğimiz birçok imkan projede ve yakınımızda bulunuyor. Benim yaşantıma oldukça uygun kısacası. Şeminur Karasoy: Ben de Yeşilyaka'da olmaktan çok mutluyum. Bahçeyi çok seven birisi olarak bu proje beni tam anlamıyla tatmin etti. Adından da anlaşılacağı gibi yeşile çok önem verilen bir proje. Bahçeşehir'de de bahçemiz vardı, ama buradakiler daha geniş tabi. Villalarda yaşam bazen sorunlu olabilir. Çatısı, bahçesi ve ev daha fazla bakım isteyebilir. Biz bu konuda tecrübeliydik. Mesa ve Nurol markasının bu noktada sorunsuz olacağını düşündüğümüz için seçimimiz Yeşilyaka oldu. Eşimin de dediği gibi bizim açımızdan detaylı bir değerlendirme süreci oldu ama inşaat kalitesi ve konsept tam bize uydu diyebilirim. Çocuklarımız ve aileleri de rahat gelir gider diye düşündük. Torunlarımız bahçede oynar diye hayal kurduk. Bundan daha iyi bir yatırım yapamazdık diye düşünüyorum. Zaman içerisinde yatırımımızın değeri

daha da iyi anlaşılacak. Alım süreciniz nasıl gelişti? Ev arayanlara örnek olması açısından anlatabilir misiniz? Bahsettiğim gibi sürekli incelemelerde ve fiyat karşılaştırmalarında bulunduk. Aldığımız dönemde KDV kampanyası vardı. Sağolsunlar, ekip de bize yardımcı olmak için elinden geleni yaptı. Kampanyadan da faydalanmak için hızlı davrandık ve alımı gerçekleştirdik. Bizim ev için ayırdığımız bütçe hazırdı. Bu fiyata böyle bir ev oldukça iyi diye düşünmekteyim. Bakın, Türkiye'deki en önemli yatırım gayrimenkuldür. İnsanlar imkanları dahilinde yatırımlarını mutlaka gayrimenkulde değerlendirsinler. Yatırım aracı olarak altından da dövizden de iyidir. Hele bir de içinde oturuyorsanız çok daha avantajlı olur. Herkes birikimine göre bir yerden başlayabilir. Yaptığımız bu yatırımın çok değerli olduğu fikrindeyim. Dövizin dalgalanması elbet duracaktır. Türkiye bunu geçmiş yıllarda da yaşadı. Biz de iş insanı olarak yaşadık. Gayrimenkule olan inancım uzun vadede beni asla yanıltmadı.


51

Bakın, Türkiye'deki en önemli yatırım gayrimenkuldür. İnsanlar imkanları dahilinde yatırımlarını mutlaka gayrimenkulde değerlendirsinler. Yatırım aracı olarak altından da dövizden de iyidir. Hele bir de içinde oturuyorsanız çok daha avantajlı olur.


52

Noel PazarlarÄą


53

Tatil deyince aklımıza çoğunlukla kumsallarda geçirdiğimiz yazlar gelse de kış, kimilerine göre huzurun diğer adı. Bu dönem, Avrupayı da ziyaret etmek ve şehir meydanlarında kurulan birbirinden renkli Noel Pazarlarını görmek için muhteşem bir vakittir. Her yıl milyonlarca insan Kasım ayında başlayıp Ocak ortasına kadar süren bu Noel Pazarlarını gezmek için seyahat etmektedir.

Saray’ın Bahçesinde Büyük Şölen: Viyana

Avrupa’nın en büyüleyici kentlerinden biri olan Viyana, Noel döneminde güzelliğine güzellik katıyor ve kent adeta bir peri masalına dönüşüyor. Kultur und Weihnachtsmarkt adı verilen Noel Pazarı, şehirdeki en ünlü ve geleneksel Noel Pazarıdır ve Schönbrunn Sarayı’nın önünde gerçekleşir. Şehir meydanı binbir çeşit ışıklarla parlarken her bir vitrinden Noel hediyeleri göze çarpar. Ağaç süslemeleri, hediyelik eşyaların yanı sıra leziz içecekler ve tatlılar da pazar alanında sizi bekler. Meydana kurulan atlı karıncalar ile sadece çocuklarınız değil sizler de çocuklar gibi eğleneceksiniz!


54

Üç Senedir Avrupa’nın En İyi Noel Pazarı Seçiliyor: Zagreb Mimarisi, kültürü ve tarihiyle dikkat çeken başkent Zagreb, internet kullanıcıları tarafından tam üç yıldır en iyi Noel Pazarı’na sahip kent olarak seçiliyor. Zagreb’de bir gelenek haline gelen Noel Pazarlarında yerel lezzetler, el yapımı ve nostaljik ürünler ile Noel’e dair her şey bulunabiliyor. Parlayan mumlar, renk

Fransa’yı Anmamak Olmaz: Colmar’da Yılbaşı

Şarap başkenti olarak anılan Fransız şehri Colmar, rengarenk Ortaçağ evleriyle adeta bir masal diyarı. Arnavut kaldırımlı ve kıvrımlı sokakları ile yazın ve baharda da yüzbinleri kendine çeken bu kasabayı bir de Noel ruhuyla düşünün. Şehirde Noel Pazarları, diğer Avrupa kentlerine göre görece yeni düzenlenmesine rağmen insanların beğenisini toplamayı başarmış durumda. Şehrin merkezinde tam beş adet Noel Pazarı kuruluyor. Tüm bu pazarlar, her an fotoğraflamak isteyeceğiniz o meşhur Colmar sokakları üzerinde yer alıyor. Colmar, arkadaşlarınız, aileniz ya da sevgiliniz ile unutulmaz bir yılbaşı geçirmeniz için harika bir adres.

cümbüşü haline gelmiş sokak lambaları, leziz yemekler, müzik ve çok daha fazlası kutlamaların vazgeçilmezi. İnsanların sevdikleriyle eğlenmek için ihtiyaç duyduğu her şeyi sunmaktan çekinmeyen bu kentte siz de sıcacık bir yılbaşı geçirebilirsiniz.


55

Lunapark’ında Çocuklar Gibi Eğlenebilirsiniz: Aachen

Almanya’daki Noel pazarları yüzlerce yıldır devam eden bir gelenek. Ülkenin hemen hemen her şehrinde düzenlenen bu festival döneminde, en çok övgüyü toplayan şehir ise ülkenin kuzey batısında yer alan, Hollanda ve Belçika’ya komşu şehir Aachen. Özellikle gurme lezzetler sunduğu pazar alanı ile ünlü olan fuarda Almanlar ‘Glühwein’ adı verilen sıcak şarapları ile içlerini ısıtmaktadır. Her yıl Noel yaklaşırken meydanlar, sokaklar, Katedral ve belediye binası parlak ve renkli bir cennete dönüşür. Şehir meydanında büyük bir ilgi ve dikkatle kurulan devasa fuar, aynı zamanda bir lunapark da içermekte ve büyük küçük herkese eğlence sunmaktadır.

Avrupa’nın En Uzun Noel Pazarı: Brüksel 2 kilometre uzunluğundaki pazar alanıyla bu listeye Brüksel’i dahil etmemek olmaz. Şehrin kalbi Plaisirs d’Hiver’de kurulan Noel Pazarında tam 250 dükkan, bunun yanı sıra bir de lunapark bulunmaktadır. Alışveriş yapmak isteyenler için de Brüksel’de her zevke ve tarza göre bir

şeyler var. İster geleneksellikten hoşlanın ister modern dokunuşların izini sürün. Alışveriş yapmak istemiyor ama şöyle ağzıma layık bir şeyler yiyeyim diyorsanız da doğru yerdesiniz. 30 Kasım’dan 6 Ocak’a kadar ziyaret edilebilecek fuarda buz pateni yapabilmeniz için bir pist bile bulunuyor. ‘Kış Mucizeleri’ ismi verilen Noel Pazarı gerçekten de isminin hakkını veriyor gibi görünüyor.


56

Baltık Denizi’nin İncisi: Tallinn Biraz da Baltık ülkelerine uzanalım. Kuzey’in liman kenti ve Estonya’nın başkenti Tallinn, birçok kuzey şehri gibi yılbaşında daha büyüleyici bir hale gelmektedir. Her sene kurulan Noel Pazarının asıl gözdesi ise 1441 yılında şehir meydanına konan Yılbaşı Ağacı’dır. Bu ağaç Avrupa’da, bir meydanda sergilenen ilk yılbaşı ağacıdır. Yerli esnaf, her sene dünyanın bir çok yerinden gelen meraklı turistlere siyah puding, ekşi lahana, zencefilli kek gibi geleneksel Estonya lezzetleri sunar. Tallinn’de bulunan bir diğer yılbaşı süprizi de Noel Baba’nın kendisidir. Çocuklar her sene bölgede bulunan Noel Baba evini ziyaret edip yılbaşını onunla kutlayabilmektedir.

Ortaçağ Mimarisi Noelle birleşirse: Prag Prag’ın sahip olduğu ve hala muhafaza ettiği Ortaçağ kimliği onu yılbaşlarında da çok özel bir hale getirmektedir. Dünya’nın en meşhur Noel Pazarlarından biri de Prag’da kurulmaktadır. Her sene belirlenen yeni bir tema dahilinde süslenen yapılar hayranlık uyandırır. Avrupa’nın en romantik şehri olarak bilinen Prag’ın romantikliği yılbaşın-

da da sürer. Noel Pazarı, kentin yerlilerini ve turistleri bir araya getirir ve hepsinin aynı derecede keyif almasını sağlar. Siz de Prag’a gider ve standlardan yükslen leziz kokuya karşı koyamazsanız halkın ‘son derece sağlıksız ama muhteşem bir lezzet’ olarak tanımladığı ‘klobása’ adı verilen ızgara sosislerinin tadına bakmayı unutmayın.


57

Londra’yı Geride Bırakan Bir Yılbaşı: Manchester

İngiltere’deki en güzel Noel Pazarı olarak seçilen Manchester Noel Pazarı, yıllardır her sene yüzbinlerce kişinin akın ettiği bir fuar. Ülkedeki en orijinal ve büyük pazar olmasının yanı sıra her sene daha da büyümektedir. Becerikli eller tarafından süslenmiş tezgahlar, ağızların suyunu akıtan lokal ve milletlerarası yemekler ve içecekler sunar. Gezginler, özellikle bu geleneksel Noel Pazarının, Londra’daki diğer Noel Pazarlarından çok daha otantik ve sıcak olduğunu söylemektedir. İlk olarak 1999 yılında düzenlenen Manchester Noel Pazarı, her sene 9 milyonun üzerinde ziyaretçi alarak dünya üzerinde rekor sayılara imza atmaktadır. Yaratıcı tasarımlar, devasa Noel figürleri, oyun alanları ile Manchester her sene gerçek bir cümbüşe sahne olur.


58

NBA’de Parlayan Bir Yıldız:

G G

ünümüzde NBA’de bizi gururla temsil eden ve etrafı kasıp kavuran genç bir oyuncu Cedi Osman. Beklenilenin üzerine çıkarak yavaş yavaş bir ikon haline gelen 23 yaşındaki Cedi, şu an kariyerinde, potansiyeli olan genç oyuncu dönemini kapatıp dünyaca tanınan gerçek bir basketbol yıldızı haline geliyor. Peki, Cedi Osman Türk basketbolunun marka ismi olmayı genç yaşında nasıl başardı? Bu soruya cevap verebilmek için gelin Cedi’yi daha yakından tanıyalım. 13 YAŞINDA YETENEK AVCILARININ RADARINDA Türk bir baba, Boşnak bir anneye sahip olan Cedi Osman, 1995 yılında Makedonya’nın Ohri şehrinde dünyaya geliyor. Ailesi, o zamanlarda da sahada olduğu gibi bitmek bilmeyen bir enerjiye sahip olan Cedi’yle başa çıkabilmek için onu basketbola yönlendirmiş. Sporcu, basketbol kariyerine henüz 6

Cedi Osman

yaşındayken KK Bosna Kulübü’yle başlıyor ve ilerleyen yıllarda Anadolu Efes takımının yetenek avcılarının radarına takılıyor. Anadolu Efes kulübü, o sıralar 13 yaşında olan Cedi’ye ve ailesine İstanbul’a gelmelerini teklif ediyor. Zor bir karar olmasına rağmen kulübün teklifini kabul eden aile, İstanbul’a taşınıyor. Cedi, bu büyük değişim sonrasında, basketbolun onun için bir hobi olmaktan çıkıp bir yaşam amacı haline geldiği söylüyor. Birçok röportajında, geriye dönüp baktığında, başka bir ülkeye taşınmanın ve geleceğini tamamen basketbola yatırmanın çok büyük bir risk olduğunu belirtse de artık her şeyin yoluna girdiğinin ve amacına ulaştığı için çok mutlu olduğunun sık sık üstünü çiziyor. PERTEVNIYAL’DE PARLAYAN GENÇ YILDIZ İstanbul’a geldikten sonra Türk vatandaşı olan Cedi, yıllar içerisinde Anadolu Efes kulübünün küçük, yıldız ve genç takımlarında forma giyme şansı

buluyor ve kariyerine Anadolu Efes’in genç oyuncularıyla kurulu pilot takım Pertevniyal’de devam ediyor. A takıma katılmadan önce Pertevniyal ile iki kez “Genç Erkekler” şampiyonluğu yaşayan Cedi, Pertevniyal’de geçirdiği dönemin ona hem yetenek hem de karakter olarak çok şey kattığını söylüyor. FIBA AVRUPA’DA ÖDÜLLERI TOPLUYOR Bu noktaya kadar mütevazı bir kariyer sürdürürken, katıldığı iki önemli turnuvada gösterdiği performans, Cedi’nin ismini ülke ve hatta dünya çapında duyurmasını sağlıyor. 2013 ve 2014 yıllarındaki 18 ve 20 yaş altı FIBA Avrupa Şampiyonaları’nda altın madalya kazanan başarılı jenerasyonun bir parçası oluyor. 2014’deki turnuvada en iyi 5’e seçiliyor ve turnuvanın “En Değerli Oyuncu”su ödülünü kazanıyor. Her ne kadar bu takımların en önemli parçalarından biri olsa da o dönemlerde birçok kişi, Cedi’nin çok yönlü bir oyuncu


59

olmasına rağmen yıldız bir oyuncunun sahip olması gereken yeteneklere sahip olmadığına inanıyor. Aynı şampiyonalarda o dönemlerde Cedi gibi başarılı performanslar göstererek yıldızı parlayan Kenan Sipahi ve Furkan Korkmaz gibi oyuncuların potansiyelinin daha yüksek olduğu ve üst liglerde daha başarılı olacakları düşünülüyor. İlerleyen yıllarda Anadolu Efes’in A takımına geçen Cedi, 2012-2016 yılları arasında inişli çıkışlı bir performans ortaya koyuyor. Her ne kadar her sene kendini geliştirse de her genç basketbolcunun hayali olan NBA’de oynamak için yeterli olup olmadığı çevrelerce tartışılmaya devam ediyor. 2015 yılında NBA seçmelerine girerek 31. Sıradan Minnesota Timberwolves tarafından seçilen Cedi, aynı gece yapılan bir takas ile Cleveland Cavaliers takımına gönderiliyor ve belki de bu takas onun hayatında bir dönüm noktası oluyor. NBA seçmelerinden sonra bir sezon daha Efes ile kontratını doldurmak için oynayan genç sporcu, 2015-16 sezonunda zorlu Türkiye Ligi ve Euroleague’de takımın ana oyuncularından biri olarak oynamaya devam ediyor. NBA MACERASI BAŞLIYOR Cedi Osman, dünyanın en büyük spor liglerinden biri olan ve yetenek seviyesinin en yüksek olduğu düşünülen NBA’e adımını 2017 yılında atıyor. Sezon başlamadan önce kimse Cedi’nin yeteneklerinden ve azminden şüphe etmiyordu. Fakat kendisi de dâhil kimse, genç sporcunun NBA gibi bir ligde bu kadar kısa sürede oyunlara dâhil olacağını beklemiyordu. İşin en ilginç yanı, oynadığı takım dünyanın en iyi oyuncusu olarak gösterilen Lebron James’in oynadığı Cleveland Cavaliers’dı. Neyse ki bu senaryo onun için

bir anda inanılmaz bir şansa dönüşecekti. Antrenmanlardaki çalışkanlığı ve takım içindeki diğer oyuncuların yaşadığı sakatlıklar sonucunda, maçlarda performans gösterme şansı buldu. Bu şansı onu, daha ilk sezonunda takım arkadaşlarının ve Cleveland taraftarlarının en sevdiği oyunculardan biri haline getirmişti. Pozitif enerjisi ve sempatik tavırlarıyla sadece Türk basketbol seyircisinin ve Cleveland taraftarlarının değil dünyadaki tüm basketbol izleyicilerinin desteklediği bir isim oldu. Ünlü bilim kurgu film serisi Yıldız Savaşları’ndaki şövalyelerin unvanı olan ‘Jedi’ı andıran ismiyle de taraftarın hafızasına kazındı. Dünyanın en efsanevi basketbol oyuncularından birine sahip, hedefi şampiyonluk olan bir takımda yer alarak kolay kolay denk gelmeyecek bir fırsat yakalayan Cedi Osman, NBA’deki ilk yılını olabilecek en iyi şekilde tamamlamıştı. BIR ANDA YÜKSELEN BAŞARISI VE ÜNÜ DIKKATINI DAĞITMADI Ona gösterilen tüm bu sevgi ve desteğin dikkatini dağıtmasına izin vermeyen Cedi, yaz boyunca çalışmalarını sürdürdü. En büyük eksikleri olarak gösterilen şutu ve kuvvetini geliştirmeye devam etti. Sezon arasında yapılan milli takım maçlarında gösterdiği sorumluluk sahibi ve takımı lideri tavrı, oyuna ağırlığını

koyan performansı, NBA’de geçirdiği bir senenin ona neler kazandırdığını açık bir şekilde kanıtlıyordu. Kevin Durant ve Kawhi Leonard gibi süper star oyunculara karşı oynama şansı yakalamıştı ve emeklerinin karşılığını sahada fazlasıyla gösteriyordu. LEBRON JAMES’IN VELIAHTTI Cedi, yaz boyunca verdiği röportajlarda, NBA’de geçirdiği ilk sezonunda en büyük şansının Lebron James gibi efsane bir oyuncuyla oynamak olduğundan bahsettiyse de daha şanslı olduğu bir durum vardı. Her fırsatta Cedi’yi çok başarılı bulduğunu söyleyen Lebron o yaz Los Angeles Lakers takımıyla kontrat imzalamıştı ve artık kadroda onun yerine geçecek tek bir isim vardı. Bu isim elbette Cedi Osman’dı. İkinci sezonda onu daha büyük sorumluluklar bekliyordu ve artık takımı için bir enerji oyuncusundan fazlası olması gerekiyordu. Cleveland Cavaliers’de İkinci Sezon Cedi şu an devam ettiği 2. NBA sezonunda Cleveland Cavaliers takımında oynamaya devam ediyor. Geçen seneye kıyasla aldığı süreyi ve sayı ortalamasını üçe katlamış durumda ve Lebron James’in takımdan ayrılışından sonra yeniden inşa edilen kadronun ana parçalarından biri. Makedonya’da başlayıp İstanbul’da gelişen ve Amerika’da devam eden basketbol kariyerinde Cedi Osman’ı neler bekliyor kimse bilmiyor. Fakat emin olduğumuz bir şey var ki en iyilerle oynamak için ne kadar çalışması gerektiğinin farkında olan Cedi, ailesinin fedakârlıklarını ve Türkiye’nin ona kazandırdıklarını göz ardı etmeden sonuna kadar mücadeleye devam edecek.


60

Dünyadan En Tuhaf Festivaller Kimi zaman müzik, kimi zaman tiyatro, kimi zaman dans... Festivaller şehirlerin en renkli günlerinin yaşandığı kalabalık kutlamalar. Diğer bir yandan da şehirlerin kimlikleri.

BU ŞEHRIN EFENDISI MAYMUNLAR: LOPBURI MAYMUN FESTIVALI Tayland deyince aklımıza gelen ilk şeylerden biri maymunlar olabilir. Fakat maymunlar için bir festival olduğunu pek de tahmin etmeyiz. Bangkok'a 140 kilometre uzaklıkta bir kent olan Lopburi her Kasım ayının son pazar günü işte tam olarak böyle bir festivale ev sahipliği yapıyor. Birçok göz alıcı bina, 11. yüzyılda Kmerler tarafından işgal edilen Lopburi'ye bu dönemde inşa edilmiş. Ardından 1351 yılında Kral U-tanga tarafından kurulmuş kadim krallık Ayutthaya'nın eserleri de şehrin silüetine katkıda bulunmuş. İşte bu medeniyetlerin egzotik kalıntılarına ev sahipliği yapan Lopburi, mimari olarak gözleri büyülemesinin yanı sıra bir de başınızı çevirdiğiniz her yerde göreceğiniz maymun nüfusuyla da sizi şaşırtıyor. Festivalin en önemli konukları uzun kuyruklu makaklar. Kutsal kabul edilen makaklar adeta şehrin gerçek sahipleri gibi davranıyor ve gündelik hayatın her anında karşımıza çıkıyor. Birçok maymuna ev sahipliği yapmasının yanı sıra bölgede festival kapsamında canlı performanslar ve danslar da yapılıyor.

BEBEKLERIN ÜZERINDEN ZIPLAMA FESTIVALI DE MI OLURMUŞ DEMEYIN! İspanya'nın Castrillo de Murcia köyünde, Katolik Yortusu esnasında düzenlenen bir bebek kutsama töreni olan Bebek Atlama Festivali’nin ilk çıkış yılı ve nedeni bilinmemekle beraber 1600'ler olduğu tahmin edilmektedir. Yerel halk arasında El Colacho olarak bilinen festival için, 1 yaşını henüz aşmış bebekler aileleri tarafından sokağa yastıklar üzerinde sıra sıra dizilir. Ardından heyecanlı ebeveynler kenarda durup çocuklarını izlerken, parlak sarı kostümlü ve tuhaf maskeli adamlar kalabalığı yararak ortaya çıkar. Ellerindeki kırbaçlarla gösteriler yaparak etraflarındaki izleyicileri korkutmayı amaçlarlar. Aslında elbette bu şovun bir parçasıdır. Ardından bebeklerin üzerinden zıplayarak ilerleyen bu adamlar, şeytanı simgeler ve atladıkları bebekleri günahsız hale getirirler.

GÖZ KAMAŞTIRICI BIR SAHNE: HAWAII YÜZEN FENER FESTIVALI Her yıl 40,000 civarında insan Havaii kıyılarında bir araya gelip sevdiklerini yad etmek ve geleceğe dair umutlarını paylaşmak amacıyla Yüzen Fener Festivali'ne katılmaktadır. Bu festival kapsamında katılımcılar ya suya ya da gökyüzüne dilek fenerlerini bırakırlar ve ortaya muhteşem bir görsellik çıkar. Her sene on ikinci dolunayda düzenlenen bu büyüleyici gece sizi adeta fantastik bir diyardaymışsınız gibi hissettirir. Buddist rahiplerin de katıldığı bu törenvari kutlamada çeşitli ritüeller de yapılır, böylece ışığın sembolize ettiği Buddha da anılmış olur. Fenerlerle eş zamanlı olarak atılan havai fişekler de zaten muhteşem bir görselliğe sahip olan bu törene ekstra bir görsel zevk katar.



2

MESA-NUROL 3 Aylık Süreli Yayın • Şubat - Mart - Nisan 2019

GÜVENCESİYLE

444 0 986 www.yesilyaka.com.tr


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.