Sudo 15 nisan 2009 sayi6

Page 1

15 Nisan 2009 - Sayı:6 http://www.ubuntu-tr.org

Mutluluk Özgürlüktür 1


Editör - Mustafa ALKAN tekeline de bir darbe vurulmuş oluyor. Bilginizi paylaşırken bilgilerinizin güncellenmesi de ayrı bir mutluluk sebebi. Bu sayımızda da, sizi mutlu hissettirebilmek için yaptığımız girişimlerin sonuçsuz kalmayacağını umuyoruz.

Merhaba değerli SUDO okuyucuları ve tüm açık kaynak gönüllüleri,

Araştırmayı, öğrenmeyi, paylaşmayı, saygıyı ve sevgiyi bana bir kez daha anlatan Ubuntu-TR ailesine, Ubuntu'nun gelişiminde katkısı olanlara ve son olarak Linux'un bu günlere gelmesinde emeği geçen herkese teşekkür ederek dergi içeriğimizden bahsetmek istiyorum.

SUDO, çıktığı günden bu yana sizlerin gözünde altın misali değer kazanmış olmanın bize verdiği mutlulukla altıncı sayısı ile karşınızda! 6-21 Nisan İnternet Haftası içerisindeyiz. Geriye dönüp baktığımızda birçok gelişmiş ülkenin gerisinde olduğumuzu görmek bizi üzdüğü kadar, Ubuntu-TR ailesi olarak internet dünyasında geçmiş ve belki gele(bile)cek en güzel topluluğa dahil olmak bize son derece haz veriyor. Bu büyük, güzel ve seviyeli topluluğumuzun bir ürünü olan SUDO'nun da çok daha iyi yerlere geleceğini ümit ediyoruz.

Bu ay sizler için; özgürlüğün sınırlarını hayal gücünüz ile belirleyip, sisteminizi kullanırken kolaylık yaşamanız adına birkaç ipucu ve bilgisayarınızı kullandığınızı hissettirecek olan basit ama güzel özelleştirmeler derledim. Aydın arkadaşımız, geçen sayıdan hatırlayacağımız “Bilgisayar kapsar insan yaşamını” adlı makalesinin devamında, yine fark etmediğimiz ya da fark ettirilmeyen bazı detaylara dikkat çekmiş. Linux'a çamur atmak isteyenlerin sürekli dillerine doladıkları oyun konusunda incelemelerimize devam ediyoruz, hem de bağımlısı olacağınız bir uzay oyunu ile. Taner arkadaşımız, bir oyun incelemesiyle karşınızda. Eren arkadaşımız, son günlerde iyice revaç bulan Linux tabanlı sistemlerin kurulu olduğu sunucu

Linux ile 2005 yılında tanışıp, 2008 yılı itibariyle Ubuntu-TR ailesine katıldım. Başta Linux olmak üzere, Ubuntu ve Ubuntu-TR ailesi sayesinde farkına vardığım en önemli şey, paylaşılan bilginin verdiği mutluluk oldu. Bilgiye kazandırılan özgürlük, içimizde bambaşka bir mutluluk hissi verirken özgür olmayan bilgilerin

2


ve sunucu sistemleri hakkında kapsamlı ve bir o kadar güzel anlatımıyla ciddi anlamda ihtiyaç olan bir konuya değinmiş, bir anlamda dertlere deva olmuş. Caner arkadaşımız, Linux ve Disk işlemleri hakkındaki araştırmasında disklerimize hükmetmemizde kolaylık olması açısından güzel bir belge hazırlamış. Son olarak Mehmet arkadaşımız ise açık kaynaklı yazılımların en büyük destekçilerinden birisi olan Sun Microsystems'in ürünlerinden birkaçını incelemiş ve bize bu inceleme sonucu izlenimlerini aktarmış. Yine, çokluk yönünden olmasa bile içerik kalitesi bakımından okumaya ve hatta arşivlere alınmaya değer bir sayı hazırlayan SUDO Dergi Tayfası'na, dergide emeği geçen herkese ve özellikle tasarım konusunda büyük fedakarlık gösteren Rihal arkadaşımıza özel olarak teşekkür ediyorum. Nice özgür ve u/mutlu günlerde birlikle olabilmek dileğiyle...

Mustafa ALKAN mustafaalkan[at]ubuntu-tr.org www.hakperest.org

3


Sun Microsystems

S

un Microsystems, 24 Şubat 1982'de kurulan ve ilgi alanı bilgisayar, bilgisayar parçaları, yazılım ve bilgi teknolojileri olan bir şirkettir. Şirketin merkezi California'dadır. Sparc işlemcileri, Solaris işletim sistemi, Java Platformu, MySql veri tabanı sistemi bu şirketin ürünlerinden sadece birkaçıdır. Unix tabanlı işletim sistemlerinin ve açık kaynak yazılımların en büyük destekçilerinden biridir. Sun'ın bize kazandırdıklarına daha yakından bir göz atalım.

Java platformu Sun şirketi tarafından 1990'ların başında “WORA” (Write once run everywhere)* sloganıyla üretildi. Bunun anlamı javanın donanımdan ve de işletim sisteminden bağımsız olarak

kurulu olan java platformu üzerinde çalışmasıydı.

versiyonudur. Solaris'in temeldeki tüm özelliklerini taşır. Ücretsiz olarak indirilip kurulabilir.

Java en başta client-side (istemci taraflı) çalışacak olan applet'ler için üretilmişti. Ama zamanla server-side (sunucu) çözümlerde daha da başarılı oldu. Java, nesne tabanlı bir programlama dilidir ve 1995'ten bugüne dünyada en çok kullanılan programlama dili olma özelliğini korumaktadır.

“Solaris is a better linux than linux.” Marc Andreessen*

Mysql bir ilişkisel veri tabanı yönetim sistemidir. Günümüzde 11 milyondan fazla sunucuda kuruludur. MySQL'in proje kodları açık kaynaktır ve mysql tamamen ücretsizdir.

Solaris işletim sistemi 1992'de üretilen Unix tabanlı bir işletim sistemidir. Sparc işlemcileri üzerinde çalışır. Birden fazla işlemciyi çok iyi kullanabilmesi, multiprocessing'de* çok başarılı olması en iyi özelliklerinden biridir.

PHP'nin çok yaygın olarak kullanılması MySQL'in yaygınlığını bir kat daha arttırmıştır. FaceBook, Wikipedia, Youtube, Google, Nokia MySQL'in popüler kullanıcılarından sadece birkaçıdır.

OpenSolaris: Sun Microsystems'ın ürettiği Solaris'in açık kod olan

MySQL, C ve C++ dilleri ile geliştirilmiştir. Birçok işletim

4


sistemi üzerinde sorunsuzca çalışır. Bunlar AIX, BSDi, FreeBSD, HP-UX, i5/OS, Linux, Mac OS X, NetBSD, Novell NetWare, OpenBSD, OpenSolaris, eComStation , OS/2 Warp, QNX, IRIX, Solaris, Symbian, SunOS, SCO OpenServer, SCO UnixWare, Sanos, Tru64 ve Microsoft Windows ve OpenVMS'tir.

Sonuç olarak, Sun Microsystems şu anda açık kaynağa dünyada en çok yatırım yapan şirket olma özelliğine sahiptir ve bu konuda en yakın rakibine 4 kat gibi bir fark atmıştır. Yakın zamanda Sun şirketi tarafından üretilmiş olan tüm yazılımlar diğer bir çoğu gibi açık kaynak koda dönüşecektir.

Tüm gelişmiş programlama dillerinde MySQL'e erişmek için API'ler* mevcuttur.

Bir kere yaz, her yerde çalıştır. Netscape'in kurucusu

Unicode desteği Saklı veri tabanı kütüphanesi İçiçe select sorguları

Application Programing Interface. İki yazılım arasında iletişim kurmaya yarayan arayüz. Veritabanında bir işlem yapıldığı an başka bir işlemin de otomatik olarak yapılmasını sağlayan sistem. Veri tabanı sistemindeki tablolardan oluşan ama veri tabanı üzerinde fiziksel olarak tutulmayan veri yığınıdır.

Bir anda, birden fazla işlemin(process) çalıştırılabilmesi

Sorgu denetlemesi Saklı Prosedürler Triggers(Tetikleyiciler)* Güncellenebilir View* desteği Varchar desteği Bilgi şeması Kuralcı Mod

http://en.wikipedia.org/wiki/Solaris_(operating_system) http://en.wikipedia.org/wiki/MySQL http://en.wikipedia.org/wiki/Secure_Sockets_Layer http://en.wikipedia.org/wiki/OpenSolaris

Bağımsız saklama motorları

5


. Linux ve Disk Is. lemleri

S

istem yöneticilerinin bir diğer önemli görevi de sistem üzerinde kullanılan diskin durumunu takip etmektir. Kişisel bir Masaüstü ya da kurumsal bir sunucuda çalıştıyor olsanız da diskinizin üzerinde ne kadar kullanılabilir alan olduğunu bilmek sisteminizi yönetmek açısından önemlidir.

Bu yazımızda, Linux üzerindeki disklerimizi yönetebileceğimiz komutlar üzerinde duracağız.

Daha önceki yazılarımızda bahsetmiştik, Linux dosya sistemi harici disk unitelerini tek sanal bir dosya yapısı altında bağlıyordu. Yeni bir disk kullanmadan önce bu diskinizi sanal dosya sistemine tanıtmanız gerekmektedir. Bu gerekli işleme bağlama(mounting) adı veriyoruz.

Günümüz görsel alanda çok başarılı Linux dağıtımları artık harici diskleri hızla tanıyıp, bağlama işlemini otomatik olarak gerçekleştirebiliyorlar. Ancak dağıtımınız otomatik bağlama işlemini gerçekleştirmiyor ise harici disklerinizi sisteminize bağlamanız gerekmektedir.

Dosya sistemimize yeni bir disk bağlayabilmenize yarayan komuttur. Varsayılan olarak mount komutu sisteme bağlı olan meydaları gösterir.

Bu çıktı üzerinde analiz yapmak gerekirse, * Medyanın nerde bulunduğunu

6

* Sanal dizin üzerinde medyanın nereye bağlandığı * Dosya sistemi tipi * Bu araçlara erişim yetkisi (rw – read, write) gibi bilgiler elde edilebilir.

Örneğin /dev/sdb1 on /media/disk type vfat

Yukarıdaki satırda bir USB aygıtının sistem içerisinde /dev/sdb1 şeklinde tanındığını ve vfat dosya tipinde /media/disk dizini içerisinde kullanabileceğini görüyorsunuz. Vfat dosya tipi bu aygıtın Windows bir makine üzerinde formatlandığını gösteriyor.

Eğer bağlama işlemini kendiniz yapacak iseniz, root haklarına sahip olmanız gerekmektedir. Basit olarak bağlama işlemini aşağıdaki gibi yapılabilir.


mount –t dosya_tipi disk diskin_baglanacağı_dizin_adi

mount -t vfat /dev/sdb1 /media/disk

–t parametresi ile sisteme bağlayacağınız aracın üzerindeki dosya tipini belirmiş oluyorsunuz. Linux’un tanıdığı ve desteklediği bir çok dosya sistemi vardır. Bunlardan en çok kullanılanlara örnek vermek gerekirse,

Mount komutu ile kullanılan bir çok parametreye man mount şeklinde erişebilirsiniz. Bu parametrelerden birkaçını listelemek gerekirse,

-a /etc/fstab dosyası içerisinde tanımlı tüm diskleri bağlar.

■ vfat: Windows uzun dosya sistemi.

-f Bağlama işlemini gerçekten yapmadan simulasyonlar yapabilmenizi sağlar.

■ ntfs: Windows NT, XP, ve Vista üzerinde kullanılan geliştirilmiş dosya sistemi

-F Eğer –a parametresi ile kullanılırsa tüm diskleri aynı anda bağlamaya yarar.

■ iso9660: Standart CDROM dosya sistemi

Disk parametresi, sistem üzerinde diskin sürücüsünü; diskin_baglanacağı_dizin_adi parametresi ise diskin sanal dizin üzerinde nereye bağlanmasını istediğinizi belirtmeye yarar. Örneğin aşağıda vfat dosya tipindeki USB bellek /media/disk dizinine bağlanmıştır

-v Disk bağlama işleminde geçilen veya yapılması gereken işlemleri belirtir. -I Dosya sistemi belirmenize gerek kalmaz, /sbin/mount.filesystem dosyası kullanılır. -l Eklediğiniz dosya sistemlerine başlıklar atayabilmenizi sağlar. -p num Şifrelenmiş diskleri bağlamak için kullanılır. -r Disklerin sadece okunabilir şekilde bağlanabilmenisi sağlar (read only) -w

Disklerin okunup-yazılabilir şekilde

7

bağlanabilmesini sağlar. -o Dosya sistemi ile ilgili özel ayarlar yapabilmenizi sağlar.

-o sayesinde eklediğiniz disklerde bulunan dosya sistemleri üzerinde daha çok kontrol sahibi olabilirsiniz. Bunlardan en popülerleri,

■ ro: Disk sadece okunabilsin. ■ rw: Disk okunabilesin ve yazılabilsin. ■ user: Disk bağlama işlemini yapabilecek kullanıcı ■ check=none: Disk üzerindeki dosya sistemnini kontrol etmeden bağlama. ■ loop: Bir dosyayı bağlama

Örneğin hepimiz .iso dosyları ile uğraşmışızdır. Bu dosyaları bir CD üzerine yazmadan direk dosya sistemize bağlayabilirsiniz.


Umount komutu size isterseniz dizin adından, isterseniz aygıt adını kullanarak harici diski sistemizden koparmanıza yardımcı olur. Yukarıdaki ekran çıktısını değerlendirmek gerekirse,

Yukarıda görüldüğü gibi MEPISKDE4-LIVE-DVD 32.iso dosyası sisteme bağlanmış ve kullanılabilir durumdadır.

Sisteme bağlı bir harici diski sistemden kaldırmak için umount komutu kullanılır. Linux sisteme bağlı olan bir CDROM’u sistemden çıkarmanıza izin vermez, sizden önce CDROM’u sistemizden koparmanızı ardından çıkarmanızı bekler. Umount komutunun kullanımı çok basittir.

[root@testbox boot]# umount /home/rich/mnt umount: /home/rich/mnt: device is busy umount: /home/rich/mnt: device is busy [root@testbox boot]# cd /home/rich [root@testbox rich]# umount /home/rich/mnt [root@testbox rich]# ls -l mnt total 0 [root@testbox rich]#

Eğer bağlı disk üzerindeki herhangi bir dosya açık ise Linux diski sistemden koparmanıza izin vermez. Öncelikle açık dosyalar kapatılmalı ve disk öyle sistemden koparılmalıdır. Diskinizin üzerinde ne kadar yer kaldığı bilgisi sistem yönetimleri açısından önem taşır. Df komutu sisteme bağlı diskler hakkında detaylı bilgiler sunar.

umount [dizin | aygit ]

8

- Aygıt dosyasının yeri - Diskin kaç tane 1024’lük blok içerdiği - Kullanılan 1024’lük blok sayısı - Kullanılmayan 1024’lük blok sayısı - Diskin kullanım yüzdesi - Aygıtın bağlı olduğu dizinin adı


df komutu ile kullanılabilecek bir çok parametre bulunmaktadır. Bunların en popülerlerinden birisi –h parametresidir. Bu parametre sayesinde çıktılar daha anlaşılır hale gelir.

df komutu ile disklerin ne kadarının kullanıldığı bilgisini alabiliyorduk. Du komutu ile de istediğiniz bir dosyanın ya da klasörün disk üzerinde ne kadar alan kapladığı bilgisine erişebilirsiniz.

Sol tarafta yer alan sayılar, dizinlerin ya da dosyaların disk üzerinde kaç tane blok kullandığını gösterirler. du komutu ile birlikte –h parametresi kullanılırsa dosya ve dizin boyutlarını daha okunaklı şekilde görebilirsiniz.

du komutu parametresi olarak kullanıldında altında bulunulan dizin içerisindeki dosyaların boyutlarını yazar. Caner Bulut – canerblt@gmail.com http://www.canerblt.wordpress.com/

9


B

ilişim Okur-Yazarlığının Neresindeyiz? Günümüzde bilişim teknolojileri ve bilginin gelişimi baş döndürücü bir hızla ilerlemekte. Artık sanayi devrimini geride bıraktığımız aşikâr; bilgi toplumu ve bilgi ekonomisi olma yolunda emin adımlarla ilerlemekteyiz.

Bugün, Nisan ayı boyunca ülkemize internetin gelişinin on altıncı yıl kutlamaları çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarınca, üniversitelerce, özel internet servis sağlayıcılarınca kutlanacak; ama tüm bu kutlamalar bizim hâlâ bilişim okur-yazarlığımızın yeterince gelişmiş olmaması, interneti ve bilgisayarları yeterince verimli, işlevsel ve özgürce kullanamadığımız gerçeğini gizleyemeyecek.

Neticede bilişim okur-yazarlığı çıtasının yükselmesi ülkede uygulanan eğitimin düzeyiyle

ölçülmekte; bugün İsveç gibi bir ülke 2015 yılında internette lider olma hedefini oluşturmuş ve ülke çapında bu hedefe yönelik plan, proje ve tanıtımlar yapmaya başlamışsa boşuna değildir verilecek bu çaba.

Dünya hâlâ sanayi toplumundan (emek yoğun çalışma şeklinden) bilgi toplumuna doğru geçişin (düşünceyaratıcılık-akıl yoğun emek) geçişin sancılarını yaşıyor. Temel üretim faktörleri arasında artık bilgi de yer aldığı gibi artık diğer faktörler bilgiye bağımlı olmuştur. Çünkü bağımsız, eğitimli, bilgi-beceri-birikimi yüksek yaratıcı birey artık üretim sürecinin itici gücüdür. Ancak bu itici gücü; iç çevre koşulları ne kadar olumlu ve uygun olursa olsun; sınırlayan dış çevre koşulları fazlasıyla mevcuttur.

Bunlar arasında ülkenin eğitim politikaları, ekonomik koşullar ve ekonomide nerede bulunulmak istenildiğinin açık ve kesin planları ile bilginin kullanılabilirliği, üretimi ve sahipliği önemlidir. Özellikle de bilginin üretilmesi ve kullanışlı bir şekilde bilimin, toplumun, insanlığın

10

hizmetine sunulması; ekonomik bir varlık haline gelip katma değer yaratması (yenilik, farklılık) için ulusun bilgi toplumu aşamasına gelmesi, dahası bilişim okur-yazarlık seviyesinin de yüksek olması gerekir. Bu koşullar sağlanmadığı zaman toplum ancak bilişim tüketicisi olur ki, bu da dışa bağımlılığı arttırır; dışarıdan alınan bilişim ürünleri ve teknolojileriyle üretilen her türlü bilginin de güvenilirlik derecesini de düşürür.

Genel olarak bakıldığında ülkemizde son 10 yıl içinde bilişim ürün ve hizmetlerini satan, pazarlamasını yapan teknolojik marketlerin firma ve mağaza sayılarında ciddi artışlar söz konusu. Bunu artan mağaza sayılarından, çeşitli alanlarda verdikleri reklamlardan anlamak pekâlâ olası; bunlara bir de ödeme seçenek ve araçlarının da çeşitliliği etkendir.

Peki, bu kötü bir gelişme midir? Hayır; ancak ödeme


seçeneklerinin çeşitlenmesi, seri üretimler ve her üretilen modelin kısa süre içinde bir üst modelinin geliştirilip piyasaya verilmesi, satıcı firmanın mali yapısının sağlamlığıyla fiyatlar aşağıya düşerken, yığınla reklam ve indirim yapılırken tüketici gerçekten ihtiyacı olanı almak, kendisini bilişim okur-yazarı yapacak eylemler yerine salt tüketici haline koyan davranışlarda bulunur.

Maalesef son tüketiciye bilişim ürün ve hizmetlerini ulaştıran teknolojik marketler insanları bilişim okur-yazarı yapmaktan uzak sadece tüketmeye yönlendirir. Örneğin hangi teknoloji mağazasında bilgisayar, bilgi, bilişim, işletim sistemleri, paket uygulamalar, donanımlar ve arızaları üzerine ya da temel bilgi teknolojilerine yönelik kaynak, başvuru kitabı satıldığını gördünüz? Ama bol miktarda teknolojik oyuncak diye tabir edilen yenilikçi ürünlerin tanıtıldığı, kapalı kaynak kodlu ve özgürlüğe karşı işletim sisteminin

nasıl iyileştirileceği hakkında ezber ve tekrar yazıların anlatıldığı bolca derginin satıldığını görebilirsiniz. Hatta bırakınız kitapların satılmasını, bu konular üzerine bilgi sahibi olan çalışanlara dahi rastlayamazsınız. Çalışanların bildiği tek şey ilgili oldukları, kendilerine satış hedefi verilen ürün hakkındaki ezbere bilgilerdir, başka bir şey değil.

ile yaşamsal zorunlulukların belirlemesine değil, piyasanın, kapitalizmin belirlemesine bırakmıştır. Bizim için bu konuda önemli olan teknolojik ihtiyaçların reklamlar, fiyat indirimleri, ödeme seçeneklerinin artmasıyla insanların ihtiyaçlarını karşılamaktan ziyade sadece sahip olma amacına dönmüştür. Bu ise bilişim okur-yazarlığı olma yolunda önemli bir kayıptır.

Bu köşeyi okuyanlar bilir; yazılarımın merkezi daima insan, bilgi ve özgürlüktür. Diğer yazılarımda vurguladığımı tekrarlamakta bir sakınca görmüyorum anımsatma açısından: İnsanın biricik amacı yaşamaktır ve yaşayabilmesi için de tüketmesi; tüketebilmesi için bir şeylere sahip olması ve bugün sahip olacağı ürün ve hizmetlere ulaşabilmesi için ise para kazanması, bunun içinse çalışması gerekmektedir. Bu bir doğal zorunluluktur; yaşayabilmek ve ihtiyaçlarımızı karşılayabilmenin zorunluluğu.

Özellikle de bilginin üretildiği başlıca araç olan bilgisayarların satışının yapıldığı teknolojik marketlerde donanım kurulumun yapılı bir şekilde yerilmesi artı sayılabilirken kapalı kaynak kodlu ve özgür yazılım felsefesine düşman işletim sisteminin fiyata dâhil edilerek kullanıcıya satın almama hakkı dahi bırakılmadan satılması tüketicinin bilgisayar eşittir Windows denkleminde hapsolmasına yol açmaktadır.

Ancak bugün insanlar ihtiyaçlarını belirleyip karşılama işlemini tamamı

Bu denklem tüketicinin aklına satın adlığı bilgisayarda sadece

11


kapalı kaynak kodlu ve özgür yazılım felsefesine karşı olan Microsoft firmasının bir ürünü olan Windows işletim sisteminden başka bir şeyin (şey diyorum çünkü tüketici işletim sisteminin de çoğu kez ayırdında değildir ve işlevinin ne olduğunu bilmez) çalışmayacağını yerleştirir. Dolayısıyla tüketici bu noktadan sonra üretilmiş bilgileri kullanmak, paylaşmak, çoğaltmak ve yeniden üretmek için ücretsiz ve de özgür seçeneklerinin olmasına karşın kendisine tüm zaaf ve açıklarıyla türünün ve sınıfının en iyisiymişçesine anlatılan, belletilen ve üstelik ücretli olan işletim sistemini kullanır.

Aslında, bilgisayar denilen alet ev kullanımı için tamamıyla bir "aptal kutusu"dur ki, onu akıllı yapan kullanıcının marifeti ve ihtiyaçlarını belirlemesidir. Daha önceki yazılarımızda vurguladığımız gibi, çalışma yaşamı dışında insanlar negatif eğimli arz eğrisinin de gösterdiği üzere

da aile soy ağacının kayıt altına alınması... Film izlemek, müzik dinlemek, oyun oynamak, sahip olduğunuz pul koleksiyonunu taratarak bilgisayara aktarıp saklamak, video ya da resimlerinizi arşivleyip CD/DVD'lere aktarmak... sosyal yaşamlarını güçlendirecek işlerle meşgul olurlar: aile, gezmek, internette gezinmek, bilgisayar kullanmak, eğlenmek vs. Çoğumuz gibi bilgisayarla geçirilen vakit bazen diğer sosyalleşme eylemlerinin önüne geçebilmektedir ki, bu normaldir. Mesela internetten alınacak bir tiyatro bileti, uygun fiyatlı bir ev arayışları, hayranı olunan bir sanatçının yaşam öyküsünün araştırılması, yazılacak lisans tezi için kaynak taraması, abone olunan günlük gazetenin okunması ve indirilerek gün gün arşivlenmesi... Hazırlanması gereken bir ödevin kelime işlemcide yazılıp kağıda dökülmesi, ev ekonomisi için hesap tablolama ya da muhasebe uygulamalarının kullanılması, sahip olunan kitapların derli topluluğu ve takibi için veritabanlarının oluşturulması, yemek tariflerinin ya

12

Tüm bunlar bizim yaşamımızın bir parçasıdır artık ve bilgi toplumu olmanın kaçınılmaz zorunluluklarıdır. Peki, tüm bunlar bizi yine bilişim okuryazarı yapar mı? Şüpheli.

Gelecek yazımızda konuyu etraflıca irdelemek üzere.

Aydın BEZ


Bunları biliyor muydunuz?

B

aşlığı okuduğunuzda beyninizde oluşan soru işaretini görür gibiyim. :) Bilgisayarımızı kullandığımızı, özgür yazılımlar sayesinde hissetmeye başlıyoruz aslında. Sistemimizi kendimize göre özelleştiriyoruz ve her geçen gün öğrendiğimiz yeni tüyolarla değerli zamanımızı en verimli hale getiriyoruz. Böylelikle; bilgisayarımız üzerindeki özgürlüğümüzü, onun bizi değil bizim onu kullandığımızı ve kısıtlamaların onun tarafından değil de yalnızca bizim tarafımızdan olduğunu iyice hissediyoruz. Bir anlamda, bilgisayarımızı kullanmaya başlıyoruz. Bu yazımda sizlere bazı küçük ama etkili tüyolar sunmaya, sisteminizi özelleştirme adına yapabilecekleriniz hakkında hatırlatmalarda bulunmaya çalışacağım. Yazımı hazırlarken büyük desteğinden dolayı Volkan Gürsoy arkadaşıma teşekkürü bir borç biliyor ve borcumu buradan ödüyorum, teşekkürler Volkan. ;)

Bir örnek üzerinden devam edelim. Ubuntu'nun 9.04 sürüm CD'sini masaüstümüze indirdik. Virtualboxsanal makine- üzerine kurmak istiyoruz. Sisteme bağlamak için bir programa mı ihtiyacımız var? Tabiki hayır. Sadece bir komut ile sistemimize bağlayabiliyoruz. Uygulamalar>Donatılar>Uç Birim yolundan açtığımız uç birimde;

sudo mount -o loop ~/Masaüstü/ubuntu-9.04--betadesktop-i386.iso /media/cdrom0

komutu sonucu .iso uzantılı dosyamız sisteme bağlanmış oluyor. Kuruluma başlayabiliriz. Ek: ~/Masaüstü/'nden sonra birkaç harf -eğer aynı harf ile başlayan başka dosya yoksa tek harf de yeterlidir- yazdıktan sonra tab tuşuna bastığımızda dosyamızın ismi tamamlanacaktır.

13

Ubuntu'yu kurduk bilgisayarımıza, sistemimiz açıldı ve bilgisayarımıza bir müzik dosyası yükledik ya da CD'si taktık -flash bellekte olabilir-. Müzik dosyamızın üzerine gidiyoruz. Durun! Tıklamadan öylece bekleyin. Bir-iki saniye sonra duyduğunuza inanmakta güçlük çekmeyin, özgür yazılım nimetlerinden birisiyle karşı karşıyayız. Müziğimizi dinlemek için herhangi bir oynatıcı yüklemeden, müziğimizi dinleyebiliyoruz. Hem de üzerine bile tıklamadan. Bir müzik dosyasını açmadan ne olduğunu anlıyoruz böylece, hoşumuza gittiyse açıyoruz. Şimdi dilersek ön tanımlı olarak gelen oynatıcılarımızdan birisi ile çalıştırabilir ya da özgür alternatiflerimizden bir tane yükleyip müzik keyfimize devam edebiliriz.


sistemlerde ön tanımlı olarak bulunmakta.

* Firefox'ta -öntanımlı- ve nautilus'ta ctrl tuşu basılı iken yukarı-aşağı hareket ettirdiğimizde sayfayı yakınlaştırabilir/uzaklaştırabilirsiniz .

*Alt panelde sıralı olan pencerelerin üzerine gidip orta tuşumuzu hareket ettirerek pencereler arası geçiş yapabiliyoruz.

* Tarayıcınızda -Firefox ve Opera'da ön tanımlı olarak geliyor- açık olan bir sekmeyi kapatmak istediğinizde üzerine gelip orta tuşumuza tıklamamız yeterli. Yine bir örnek ile anlatayım. Bir gedit belgesi açalım Alt+F2>gedit komutu ile kolayca açabilirsiniz-. Kopyalanacak metni faremiz yardımıyla seçelim. Gedit belgemizin içerisine gelelim ve faremizin orta tuşuna -scroll- bir kez tıklayalım. Aaa, çok ilginç! Kopyala demediğimiz gibi yapıştır da demedik. Nasıl oldu bu? Özgür yazılım nimetleri sayfa 1453. :P Bu özellik linux tabanlı

* Firefox'ta sekmeler çubuğuna sığmayacak kadar sekme açık ise, sekmelerin üzerine gelip orta tuşumuzu hareket ettirdiğimizde sekmeler çubuğunda gezebiliyoruz.

* Yine Firefox'ta bir sayfada shift tuşuna basılı iken aşağı-yukarı hareket ettirirseniz geri-ileri gidebilirsiniz.

14

Çok mu abarttık bu küçültme işini acaba?


Çalışmalarımızı daha yakından inceleyelim. :)

Eski haline getirmek için Ctrl+0 kombinasyonunu kullanabilirsiniz.

* Herhangi bir tarayıcıda -en azından Firefox ve Opera'da :)- herhangi bir linke tıkladığımızda linkteki adresi yeni sekmede açıyor.

Resimlerimiz otomatik olarak görünür oluyor ve bu bizi rahatsız ediyor olabilir -ailevî fotoğraflarımızın, arkadaşlarımızın yanında görünür olması rahatsız edici bir durumdur bence-. Bunu aşmanın çok kolay bir yöntemi var.

15


Ek: Bu yaptığımız bir miktar performans artışı sağlayacaktır. Önizleme sekmesindeki diğer tercihleri de Never/Asla olarak seçerseniz bir miktar daha performans artışı sağlayabilirsiniz. Özellikle sistemi eski ve sabit diskinde fazla dosya bulunanlarAlt+F2>nautilus diyerek nautilus'u açıyoruz, Düzen>Tercihler>Önizleme yolunu takip ediyoruz, Diğer Önizlenebilir Dosyalar>Örneklendirmeleri Göster kısmını Never/Asla yapıyoruz. Kapat diyerek çıkabiliriz.

Not: Betik aptitude uygulasını kullandığımızı farz ediyor. Bu sebeple (E/H) sorularına "y" tuşuna basarak cevap vermeniz gerekecektir. Aksi halde aptitude ekranı açılır. Bu durumda da "g" 'ye basarak işlemin devam etmesini sağlayabilirsiniz. İkinci bir seçenek olarak betikte aptitude geçen yerleri apt-get olarak da değiştirebilirsiniz.

Önce betiğimizi indirelim. Öyle bir şey olsun ki; * apt cache temizliği yapsın, * Kaldırılmış .deb paketlerinden kalan config dosyalarının silsin, * Kullandığınız kernel dışındaki kernelleri kaldırsın, * Bütün kullanıcıların (root dahil) çöp kutularını boşaltsın.

wget http://www.opendesktop.org/CON TENT/content-files/71529ubucleaner.sh

İndirdikten sonra gerekli izinleri verelim. sudo chmod +x 71529ubucleaner.sh

Betiğimiz kullanıma hazır. sudo ./71529-ubucleaner.sh

Hepsi bir arada mümkün değil demeyin, betiği kurun ve çalıştırın. ;)

16

komutu ile betiğimizi çalıştırabiliriz.


Şimdi çitf tık sonucu şifrenizi soracak ve temizliğe başlayacak.

Her seferinde bu komutu girmek yerine bir başlatıcı oluşturup işimizi kolaylaştıralım.

http://www.google.com/linux adresinden yaptığımız aramalar Linux filtreli olarak sonuçlanacaktır.

Masaüstü -ya da nerede oluşturmak isiyorsanız->Sağ tık>Başlatıcı oluştur>Tür: Uygulama>Ad: Temizlik Vakti -ben böyle yazdım :)->Komut: gksu ./71529-ubucleaner.sh

Tabiki hayır. :) İstediğimiz pencerenin üst çerçevesine -title bar- sağ tıklıyoruz, "Her zaman üstte" seçeneğini işaretliyoruz. Kameralı görüşmelerinizde işinize yarayabilir.

Windows kullanan arkadaşların muzdarip olduğu bir örnekle durumu açıklayayım. "Thumbs.db" ve "Picasa.ini" dosyalarını bulup silmenin bir yolu;

Uygulamalar>Donatılar>Uç Birim yolunu takip ederek, komut satırımıza ulaşıyoruz ve aşağıdaki komutları sırayla giriyoruz.

find /home/kullanıcı -name Thumbs.db -exec rm {} \;

Bir de güzel bir simge seçin, soldaki simgeye tıklayarak. Temizlik hiç bu kadar kolay olmamıştı. :)

find /home/kullanıcı -name Picasa.ini -exec rm {} \;

17


Komutumuzun Thumbs.db, Picasa.ini kısmını değiştirip aynı isimdeki istediğiniz dosyaları bulup silebilirsiniz.

Biraz da özelleştirmeye bakalım, ne dersiniz?

1. Uç birimimizi, bir diğer adıyla komut satırımızı şeffaf hale getirelim ya da arkaplan ekleyelim.

Linux ile birlikte komut girmek artık hobiniz hale geliyor. :)

Uygulamalar>Donatılar>Uç Birim yolunu takip ederek terminalimizi açıyoruz. Düzen>Profiller>Düzenle>Arkapla n yolunu takip ettik ve karşımızdaki pencerede isteğimize göre bir düzenleme yapıyoruz. Dilersek Arkaplan Resmi'ni seçiyoruz ve düzenlemelerini yapıyoruz, dilersek Saydam Artalan'ı seçiyoruz. Saydamlık miktarını düzenliyoruz ve Kapat>Kapat diyerek çıkıyoruz.

2. Firefox ve Opera'ya güzelim ubuntu-tr.org ve TDK- arama motorlarımızı ekleyelim. Arama motoru eklemeyi de basitleştirmiş/öğrenmiş olalım ;)

Firefox için;

https://addons.mozilla.org/enUS/firefox/addon/552

Adresindeki eklentiyi Firefox'umuza ekliyoruz. :)

18

Forumda sağ üst köşedeki Google Site İçi Arama kutucuğuna sağ tıklıyoruz, "Add as private Search Engine..." yazan yere tıklıyoruz. Açılan pencerede Açıklama kısmına istediğimiz bir ismi yazıyoruz, URL kısmına dokunmuyoruz, bir kısayol seçebiliriz, altta da bir ikon seçebiliriz. İşte bu kadar. Arama motoru eklemeyi öğrendik böylece. ;)

Şimdi forumumuzun kendi arama


motorunu da ekleyebiliriz kolayca. Arama butunona tıklıyoruz, arama kutucuğuna sağ tıklıyoruz ve bir önceki anlatımdaki yönergeleri izliyoruz.

Türkçe'ye özen gösterdiğimizden dolayı TDK'yı da arama motorlarımız arasına almamız güzel olur diye düşündüm. Belki aynı yöntem izlenebilir ama daha kolay bir yöntem ile kuralım isterseniz.

Opera için;

Opera'nın bir güzelliği olarak eklentiye gerek yok. Arama kutucuğuna sağ tıklayıp Arama Oluştur deyin. İsim ve isterseniz- kısayol ekleyin. Ayrıntılar kısmından ön tanımlı arama motoru da yapabilirsiniz.

Bu yazımda tüyolara fazlasıyla yer verdim, özelleştirmeler az oldu. Bir dahaki yazımda özelleştirmelere ağırlık vermek üzere, kalın sağlıcakla. :)

http://mycroft.mozdev.org/searchengines.html?name=http%3A%2F %2Fwww.tdk.gov.tr

Adresindeki TDK yazan yere tıklayın, sonra eklentiyi kurun.

Arama motorlarımız kullanıma hazır. Bize yalnızca tarayıcımızda bulunan arama kutucuğuna arayacağımız ifadeyi yazmak ve seçtiğimiz arama motorunda aramayı yapması için entere basmak kalıyor.

Mustafa ALKAN mustafaalkan[at]ubuntu-tr[nokta]org www.hakperest.org

19


U

buntu kurulu bilgisayarınıza görsel olarak bir sunucu kurmak ve yönetmek ister misiniz? Cevabınız evet ise bu makale tam size göre. Okumaya başlamadan önce malzeme listemizi vereceğim ve bu listede yer alanların ne işe yaradıklarını anlatmaya çalışacağım.

Bize gerekli paketler;

Mysql sunucusudur. Veritabanı (database) oluşturmak ve çalıştırmak için gerekir. Web sunucumuz veritabanı bilgilerini mysql sunucusu üzerinde çalışan veritabanımız üzerinden çağırır.

Veritabanımızı görsel olarak yönetmemize yarayan çok gelişmiş bir uygulamadır. Çalışan durumdaki mysql sunucumuz üzerinde bulunan veritabanımızı mysql admin sayesinde yöneteceğiz.

*mysql-server *mysql-admin *apache2 *php5-mysql *php5 *postfix

Apache bir web sunucusudur. Tarayıcımız ile html, php gibi programlama dilleri ile yazılmış sayfaları görüntüleyebilmemiz için bilgisayarımızda bir web sunucusunun yüklü ve çalışır vaziyette olması gerekir. Bir programlama dili ile yazılan sayfayı çağırdığımızda (örneğin

20

forum.ubuntu-tr.org) apache php sayfayı yorumlar ve bize o sayfanın anlık html görüntüsünü verir. Temel bilgiler dışında apache ile ilgili bilgi almak için üretici sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Postfix bir e-posta sunucusudur. Bilgisayarımızdaki bir php betiği üzerinden örneğin php send mail aracılığı ile eposta göndermemizi sağlar. Örneğin sunucu olarak kullandığınız bilgisayara SMF forum uygulamasını kurdunuz, ziyaretçiler foruma üye olduklarında üyeliklerini onaylamak için e-posta adreslerine bir e-posta gidiyor, işte bu e-posta postfix server kullanılarak gönderiliyor. Eğer SMF gibi bir php script kullanacaksanız postfix server kurmanızı tavsiye ediyorum.


Bize gerekli paketler başlığında yer alan paketleri kurarken fazla bir dikkat sarf etmeniz gerekmiyor. Sadece mysql server paketini kurarken sizden veritabanı şifrenizi isteyecek. Mysql admin ile veritabanınıza bağlanabilmeniz için mutlaka bu alana bir şifre tanımlayınız.

* Posta Aracı (postfix)

Sistem > Yönetim > Hizmetler yolu ile Ubuntu altında çalışan uygulamaları görebilirsiniz. Sunucuyu kullanmak için buradan sunucuları çalışır hale getireceğiz.

* Veritabanı sunucusu (mysql-ndb) * Veritabanı sunucusu (mysql-ndb-mgm) * Web sunucusu (apache2)

Geri kalan paketler bildiğiniz standart paket kurulum yolu ile kurulmakta ve sizden ekstra bir bilgi istememektedirler.

Bütün paketleri kurduğunuzdan emin olun. Kurulumdan sonra sisteminizi yeniden başlatmanızı tavsiye ediyorum.

* Veritabanı sunucusu (mysql)

Hizmetler bölümünden listesini verdiğim sunucuları aktif edeceğiz. Aktif etmek yani çalıştırmak için ilgili sunucunun etkinleştirme kutucuğuna tıklamanız yeterli. (Sunucu listesini görebilmek ve sunucuları çalıştırabilmek için kilidi aç diyerek kullanıcı şifrenizi girmeniz gerekmektedir)

21

Şu an sunucumuz çalışıyor olmalı. Herhangi bir tarayıcı ile sunucunun çalışıp çalışmadığını görsel olarak test edebiliriz. Bunun için tarayıcınızın adres satırına http://localhost yazmamız yeterli. Eğer It works! Cevabını alırsanız sunucunuz düzgün yapılandırılmış ve çalışıyordur, sayfaya ulaşılamıyor gibi bir hatayla karşılaşırsanız adımları teker teker tekrar edin, eğer yine sorun yaşamaya devam ederseniz Ubuntu Türkiye forumlarına yaşadığınız sorunla ilgili bir mesaj yollayabilirsiniz.


Uygulamalar > Programlama > MySQL Administrator yolu ile Mysql Admin'i çalıştırın. Programı ilk çalıştırdığınızda mysql sunucunuza bağlanmak için sizden gerekli bilgileri isteyecektir. Server hostname bölümüne localhost, Username bölümüne root, Password bölümüne ise mysql server kurarken yazdığınız şifreyi yazın ve Connect butonuna basın.

Mysql admin açılış penceresinde bilgisayarınızla ve sunucunuzla ilgili temel bilgiler yer alacak. Bu bilgiler şimdilik bizim işimize yaramıyor, biz mysql admin ile veritabanı oluşturacağız. Veritabanı oluşturmak için Catalogs dizinine girin. Schemata kısmında farenizin sol tuşuna basın ve Create Schema seçeneği seçin. Sizden bir isim isteyecektir burada kullanacağınız isim mysql veritabanı adınız olacak.

22

Mysql admin ile yedek almak çok kolay. Backup dizinine girin. Database yazan yerden yedek almak istediğiniz veritabanını seçin ve sağ ok tuşu ile yedek almak istediğiniz veritabanını sağ bölüme taşıyın. Database bölümünden Backup Content bölümüne taşımış olduk. Şimdi seçtiğiniz veritabanını işaretleyin ve Start Backup butonuna tıklayın. Size veritabanını nereye


koymak istediğinizi soracak ben Masaüstünü seçtim siz istediğiniz bir yeri seçebilirsiniz. Yedekleme dosyanız masaüstünde oluşacaktır.

diyerek yedeğinizi geri yükleyebilirsiniz.

Server Information (Sunucu Bilgileri) : Bu dizinden sunucunuz hakkında bilgi alabilirsiniz.

Restore Backup dizinine girin. Change Path butonuna basın ve yedek aldığınız yeri seçin. Backup File to Restore kısmında yedek dosyanız görünecektir, yedek dosyanızın üzerine tıklayın. Biz yedeği UTF8 olarak aldık bu sebeple açılan pencerede UTF8'i seçin ve tamam butonuna basın. Son olarak Restore Backup

Server Logs (Sunucu Kayıtları) : Sunucunuzla ilgili her türlü kaydı bu bölümden görebilirsiniz. Backup (Yedekleme) : Veritabanınızı bu bölümden yedekleyebilirsiniz. Restore Backup (Yedek Geri Yükleme) : Yedeklerinizi bu bölümden geri yükleyebilirsiniz.

Service Control (Hizmet Kontrolü) : Mysql sunucunuzu bu alandan da çalıştırıp durdurabilirsiniz.

Replication Status (Kopyalama Durumu) : Sunucunuzdan kopyalanan veriyi buradan takip edebilirsiniz.

Startup Parameters (Başlangıç Parametreleri) : Sunucunuzun başlangıç ayarlarını buradan düzenleyebilirsiniz.

Catalogs (Kataloglar) : Veritabanlarını buradan yönetebilir, yeni veritabanı oluşturabilirsiniz.

User Administrator (Kullanıcı Yöneticisi) : Mysql sunucusuna girerken kullanıcı adı olarak root yazmıştık, bu bölümden root dışında yeni bir kullanıcı atayabilirsiniz. Server Connections (Sunucu Bağlantıları) : Sunucunuza bağlananları bu bölümden görebilirsiniz. Healt (Durum) : Sunucunuzla ilgili işlemci, bellek, İnternet bağlantısı gibi kullanım oranlarını bu bölümden görebilirsiniz.

23

Sunucunuzda çalıştırmak üzere kullanacağınız dosyaları /var/www altına atmanız gerekiyor. /var/www altına atılan dosyaları http://localhost yolu ile tarayıcınızdan çağırabilirsiniz.


http://www.simplemachines.org adresine girelim. Download bölümünden Download SMF 1.1.8 isimli ve tar.bz2 uzantılı dosyayı masaüstümüze indirelim. Ardından Languages dizininde Turkish'i seçelim ve smf_1-18_turkish-utf8 isimli tar.bz2 uzantılı dosyayı masaüstümüze indirelim. Masaüstümüzde bulunan smf_1-18_install.tar.bz2 ve smf_1-18_turkish-utf8.tar.bz2 dosyalarını tek bir klasöre açalım. Masaüstümüzde smf_1-1-8_install isimli bir klasör oluştu şimdi bu klasörün ismini smf olarak değiştirelim.

Smf isimli klasörümüzü /var/www altına taşıyacağız ancak bu bölge root yetkisi istediği için alt ve f2 tuşlarına aynı anda basalım, açılan pencereye gksu nautilus /var/www yazıp enter tuşuna basalım. Yönetici şifrenizi isteyecektir (oturum açmakta kullandığınız şifre) şifrenizi yazın.

Smf klasörünü artık /var/www altına kopyalayabiliriz. Kopyalama işleminden sonra /var/www/smf yolunda smf dosyalarının olduğuna emin olun.

Liste :

attachments avatars Packages

Tarayıcınızın adres satırına http://localhost/smf yazıp enter tuşuna basın. Karşınıza SMF kurulum ekranı gelecek. Hemen alt kısımda bir uyarı olacak. Listelediğim dizinlerin erişim haklarını herkese açık olarak ayarlamanızı isteyecek. (Chmod 777). Bunu görsel olarak yapmanında kolay yolu var.

/var/www/smf dizinine girin, listelenen klasörlerin ve dosyaların hepsini seçin, farenizin sağ tuşu ile bu dosya ve klasörlere aynı anda tıklayın ve Özellikler > Erişim Hakları yolunu izleyin. 3 ayrı Dosya Erişimi bölümünden de “Okuma ve Yazma” seçeneğini seçin ve “Çevrelenmiş Dosyalara İzinleri Uygula” butonuna basın.

Fig. 4

24

Packages/installed.list Smileys Themes agreement.txt Settings.php Settings_bak.php


Tarayıcınız ile http://localhost/smf/ adresine dönün, eğer sayfanız açıksa sayfanı yenileyin.

şifrenizi yazın. İstediğiniz şifreyi seçebilirsiniz.

Aşağıdaki alanları anlatılan şekilde doldurun.

Veritabanı Şifresi : (mysql server kurarken kullandığınız şifre)

E-Posta Adresiniz: Geçerli bir e-posta adresinizi yazın.

kurulumunu ve kurulan sunucu üzerine bir php script kurmayı sıfırdan anlatmaya çalıştım. Umarım bu yazı işinize yarar ve bu konuda sorulan bir çok sorunun çözümüne vesile olur.

MySQL sunucusu adresi: localhost MySQL kullanıcı adı: root MySQL parolası: şifrenizi yazın (mysql server kurarken kullandığınız şifre) MySQL veritabanı adı: veritabanı adınızı yazın (Mysql veritabanı yönetimi altında MySQL Administrator Catalogs dizininde anlatılan yolla oluşturduğunuz veri tabanı adını gireceksiniz)

Bu bilgileri eksiksiz olarak yazın ve bitir butonuna tıklayın.

Forum kurulumunuz tamamlandı. Test etmek için http://localhost/smf adresine tarayıcınız ile gidebilirsiniz.

Tamamen görsel olarak sunucu

Bu bilgileri doldurduktan sonra ileri butonuna basın.

Kullanıcı Adınız: Buraya forumu yönetmekte kullanacağınız takma adınızı yazın. Örneğin Admin

Eren Kovancı

Şifreniz: Bu 2 satıra yönetici Fig. 4

25


S

Glaxium

Düşmanlarınız tabi ki elbette uzaylılar. :) Uzaylıların gemileri oyunun ilk başlarında hemen yok edilebiliyorken, oyun ilerledikçe bu düşman uzay gemileri ile mücadele etmek hiç kolay olmuyor. Oyunun başında sabit bir şekilde saldırı düzenliyorlar, ancak ilerleyen bölümde attığınız mermilerden rahatça kaçabiliyorlar. Özellikle standart silahlar ile vurulmaları çok zor çünkü standart silahlar ile ateş edildiğinde genellikle ters dönüyorlar.

onunu düşünen kahraman olamaz derler. Glaxium oynayıp kahraman olmak istiyorsanız işiniz epeyce zor. :)

Glaxium “The Ultimate War” (Son Savaş) oyununda dünya gezegenini kurtarmakla görevlendiriliyorsunuz. Size bu görev için bir uzay gemisi veriliyor. Oyunun buraya kadar olan kısmı, kurgusu ve konusu oldukça standart ama Glaxium oldukça eğlenceli ve oynanabilirliği zor bir oyun. Oyun ilk açıldığında F4 tuşu ile oyunun basit ayarlarını değiştirebilirsiniz. Gölgelerin durumunu, oyunun grafik kalitesini, modelleme gibi değişiklikleri bu menüden ayarlayabiliyorsunuz. Glaxium günümüz ekran kartlarına göre fazlasıyla yeterli olduğu için ayar alanına fazlaca işiniz düşmeyecek.

Gezegeni kurtarma yolculuğunuz bir platform üzerinde başlıyor ve devam ediyor. Oyunun büyük kısmı bu platform üzerinde geçiyor. Platformdan dışarı çıkarsanız uzay boşluğuna düşüyorsunuz.

Basit ve tek kademeli mermi atan bir silahla oyuna başlıyorsunuz. Silahınızı güçlendirme ve atılan merminin Fig. 4

26


çift ya da daha üst bir kademeye sahip olmasını istiyorsanız karşınıza çıkan yumurtaları kırın ve içlerinden çıkanları alın.

Yumurtalar çok önemli. Özellikle ilerleyen bölümlerde güvenlik kalkanına ihtiyaç duyabilirsiniz. 15 saniye boyunca tüm silahlara karşı sizi güvenlik kalkanı koruyor.

atabilirsiniz. Bu roketler bildiğiniz roketler gibi değil. Roketler halkalar halinde büyüyerek ilerliyor ve çevrede bulunan tüm düşmanları etkisiz hale getiriyor. Çok gerekli olmadıkça roketlerinizi kullanmanızı tavsiye etmiyorum.

takip edebilen ve ateş topu atan silahlar bulunuyor. Bu ateş toplarından kaçmak çok zor değil ancak birden fazlası sizi eş zamanlı olarak hedef aldığında büyük ihtimalle kaçamıyorsunuz.

Size saldıranlar sadece düşman uzay gemileri değil. Oynadığınız platformun üzerinde uzay geminizi

Ateş toplarından kurtuldum diye sevinmeyin. Direklere yerleştirilmiş radar sistemlerine

Silahlarınızı kullanmanız için pek fazla bir bilgiye ihtiyacınız yok, Kontrol (CTRL) ve Boşluk (SPACE) tuşları yetiyor. "Kontrol" (CTRL) tuşu ile tek, çift ya da üç kademeli mermilerinizi sürekli ve sınırsız olarak atabiliyorsunuz. Boşluk (Space) tuşu ile sınırlı sayıda verilen dönen roketlerinizi

27


yakalanırsanız platform dışında bulunan ve göremediğiniz düşman uzay gemilerinden roketler yollanıyor. Bu roketler çok seri ve sayı olarak oldukça fazla. Genelde altılı halde gelen roketlere yakalanırsanız uzay geminiz patlıyor ve oyun bitiyor. Glaxium resmi depolarda yok. Kurulum için gerekli paketi paylaşıyorum, paketin üzerine tıklayıp kurulumu yapabilirsiniz.

oyun. Çok fazla bir görsellik sunmasa da, oyuncuları kısa sürede kendine bağlayan bir oyun. Basit ama eğlenceli oyun sevenleri fazlasıyla tatmin edecek. Sonumu düşünmeyip kahraman olmak istiyorum, ben de eğlenmek istiyor ve bunu da özellikleri çok yüksek olmayan bir bilgisayarla yapmak istiyorum diyorsanız Glaxium tam size göre.

Glaxium boyut açısından küçük ama eğlence açısından büyük bir

28

http://rzr.online.fr/debian/ glaxium_0.5-1_i386.deb


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.