Mardaş Time OCAK / ŞUBAT / MART 2015 Yıl : 2 / Sayı : 5 Ücretsiz
www.mardas.com.tr
Osmanlı’da Limanlar Bİzans’dan Osmanlı Dönemine bir liman şehri
İSTANBUL CSCL Globe Dünyanın En Büyük Konteyner Gemisi
Röportaj Martı Konteyner Hizmetleri A.Ş Erdal Tokcan
Dünya Liman Şehirleri Singapur Limanı
Gezi Batı Karadeniz AMASRA
Bilgi&Eğitim İş Sağlığı ve Güvenliği Kış koşullarında güvenli sürüş teknikleri
Röportaj Securitas E.Murat Kösereisoğlu
Etkinlik Sinema 2015 Festival Takvimi
Sayfa 04 - 05 Osmanlı’da Limanlar Sayfa 06 - 09 Dünyanın En Büyük Konteyner Gemisi Sayfa 10 - 13 Röportaj • Martı Konteyner Erdal Tokcan Sayfa 14 - 15 Singapur Limanı Tanıtım Sayfa 16 - 17 Röportaj • Securitas E.Murat Kösereisoğlu Sayfa 18 - 19 Amasra Sayfa 20
İş Sağlığı ve Güvenliği
Sayfa 21
Bizden Haberler
Sayfa 22
Etkinlik • 2015 Festival Takvimi
İmtiyaz Sahibi Mardaş A.Ş. adına, Genel Müdür Galip Kendigelen
İçerik/Proje Danışmanları Gökhan Bekircan Nihat Bekler
Genel Yayın Yönetmeni Nihat Bekler
Tasarım 3ADAM CREATIVE Ferhat Gedik
Editör Sedat Yapıcı
Baskı Elit Ofset Matbaacılık, Ambalaj Sanayi ve Ticaret A.Ş
Mardaş Time
İçindekiler
İletişim MARDAŞ MARMARA DENİZCİLİK İŞLETMELERİ A. Ş. Ambarli Liman Tesisleri Mardaş İskelesi 34524 Yakuplu/ Beylikdüzü / Istanbul - TÜRKİYE Tel: +90 212 875 27 32 pbx Faks: +90 212 875 27 38-39 Teleks: 31702 mrds tr www.mardas.com.tr info@mardas.com.tr
Tarih Osmanlıda Limanlar
Bizans’dan Osmanlı Dönemine liman şehri
İSTANBUL
Bizans
, refah ve güvenlik açısından kıyıları çok iyi kullanan insanlardan kurulu bir imparatorluktu. İstanbul bu nedenle önemli bir liman ve yük aktarma yeri olmuştur. Coğrafi koşullarının da bunda etkisi büyüktür. Karadeniz ve Akdeniz arasında tek su geçiş yeridir. Ayrıca Asya ile Avrupa arasında karasal transferler için önemli bir köprüdür. Ticaretin yoğun yaşandığı şehirde gemiler için bir çok doğal koylar ve limanlar bulunmaktadır. Eski kaynaklardan yerlerini ve isimlerini öğrendiğimiz bu limanlar, kentin askeri ve ticari yönden gelişmesine paralel olarak Marmara ve Haliç kıyılarında sıralanmışlardı. En sert havalarda bile gemiler için korunaklı olan Haliç’in ağzındaki kıyı şeridindeki girinti ve çıkıntılar küçük limanların yapımı için son derece elverişliydi. Bu limanlar, arkalarındaki sur ve önlerindeki mendirekler sayesinde korunaklı limanlardı. İstanbul’da kendini oldukça şiddetli hissettiren lodos, devrin küçük deniz vasıtalarını çok güç durumda bırakıyordu. Bu yüzden Marmara sahillerinde, surların içerisine toprak kazmak suretiyle birçok liman yapıldı. Fırtınalardan dolayı bu küçük limanlara sığınan gemiler bu sayede kıyılara kadar yaklaşma cesaretini bulan korsan
4
gemilerinden de korunmuş oluyorlardı. Ticari ulaşımda da kullanılan bu limanların yanlarına Bizans’ın kuvvetli çağında İmparatorların kullanımına mahsus iskeleler ve tersaneler kuruldu. Bizans döneminde askeri ve ticari amacın dışında sarayların da özel limanları bulunuyordu. Osmanlı döneminde bu limanların büyük bir kısmı terk edildi ve unutuldu. Ancak, Galata yöresindeki limanlar önemini korudu. Denizle iç içe olmanın getirdiği avantajları her dönem iyi değerlendiren Konstantinopolis, Venedik limanlarıyla yarışabilecek büyük limanlarla donatılmıştı. Neorion Limanı, Prosforion Limanı, Sarayın iskelesi olarak düşünülen Bukoleon Limanı, Iulianus (Sofia-Kadırga) Limanı, Kontoskalion Limanı, Theodosius Limanı,Eleutherius (Vlanga) Limanı ve Altınkapı Limanı, kentin önemli limanlarıydı.
len mallar da buralardan gemilere yüklenirdi.
Bahçekapı Limanı ve iskeleleri Sarayburnu ile Eminönü Meydanı arasında “Bahçekapı İskeleleri” adıyla iskeleler vardı. Bunlardan ilki, Yalıköşkü İskelesi, Sirkeci İskelesi, Meydan İskelesi, Bahçekapı İskelesi ve Üsküdar İskelesi’dir. Bu iskelelerin bütünü, Bahçekapı Limanı ve İskeleleri adıyla bilinirdi.
Eminönü Limanı ve İskeleleri Eminönü İskeleleri, Eminönü ile Unkapanı arasında bulunan İskelelerdir. Bunlar sırasıyla; Gümrük İskelesi, Balıkpazarı İskelesi, Hasır İskelesi, Limon İskelesi, Yemiş İskelesi, Çardak İskelesi, Odun İskelesi ve Bokluk İskelesi’dir. Bu iskeleler, limanın en hareketli iskeleleriydi. Her türlü mal bu iskelelerde yüklenir ve boşaltılırdı.
Osmanlı Dönemi ; İstanbul’un ticaret alanları Haliç’in kıyılarıydı. Kuzey kıyıda, Tophane’den Azapkapı’ya kadar olan yerde Galata iskeleleri, Güney kıyıda ise Bahçekapı-Eminönü ve Unkapanı iskeleleri vardı. İstanbul’a yük getiren gemiler buraya demirlerler, boşaltılan mallar buralarda depolanır, karadan ge-
Unkapanı Liman ve İskeleleri Unkapanı İskeleleri, Unkapanı ile Balat arasında bulunan iskelelerdir. Bunlar; Unkapanı İskelesi, Tüfekhane İskelesi, Balıkhane İskelesi, Cibali İskelesi, Ayakapı İskelesi, Yenikapı İskelesi ve Balat İskelesi’dir. Bu iskeleler, İstanbul’un gıda ihtiyacı-
Tarih Osmanlıda Limanlar
nı gidermek için tahıl getiren gemilerin yanaştığı iskelelerdi. Burada birbirlerine yakın tahıl için yapılmış depo ve antrepolar vardı.
Galata Limanı ve İskeleleri Galata, tarih boyunca limanıyla ülkenin dışa açılan bir kapısı oldu, denizcilerin bir uğrak yeri olma niteliğini taşıdı ve kazancını limandan sağladı. İngiliz, Fransız, Hollandalı ve Venediklilere ait gemiler, burada karaya yanaşarak yükleme ve tahliye yaparlardı. Galata limanı, Azapkapı ile Tophane arasında bulunan iskelelerdi. Bunlar; Azapkapı İskelesi, Funda İskelesi, Kürkçükapı İskelesi, Yağkapanı İskelesi, Balıkpazarı İskelesi, Karaköy İskelesi, Mumhane İskelesi, Kireçkapı İskelesi, Eğrikapı İskelesi, Debbağhane İskelesi ve Tophane İskelesi idi. Galata Bölgesi’nin nüfusu artınca özellikle 19. yüzyılda yerleşim yerleri yukarıya doğru yayıldı. Buralara yapılan elçilik binaları, yukarı kısmın büyümesinde etkili oldu. Galata, gemicilerin semti olması nedeniyle aynı zamanda bir eğlence merkezi haline geldi. Galata, tarih boyunca deniz ticareti sayesinde yabancı elçiliklerin ve tüccarların, ticarethane ve mağazaların burada yer almasıyla uluslararası bir ticaret merkezi durumundaydı.
Haydarpaşa Limanı Haydarpaşa Limanın bulunduğu bölgede, Roma ve Bizans dönemlerinde iki önemli limanından Kalkedon limanı burada bulunuyordu. Bu limanın özellikle ordu ihtiyaçları için ordu tarafından kullanılan bir limandı. Eremya Çelebi’ye göre; Haydarpaşa Çayırı’nın bulunduğu bölgede, “aziz patriklerin içtima ettikleri Konstantin sarayının burada bulunduğu rivayet edilir” demektedir.
Osmanlı döneminde Haydarpaşa çayırı, askerlerin Anadolu yönündeki seferleri için toplanma ve hazırlık noktasıydı. Nizam-ı Cedid askerleri talimlerini burada yaparlardı. Sürre-i Hümayun Alayı, törenle buradan hareket ederdi. 16. yüzyılda Devlet Kapuağası Gazanfer Ağa buraya, (Rıhtımdan Haydarpaşa Çayırı Sokağı’na girerek demiryolu köprüsünü geçince sağ köşede) 1741’de bir çeşme yaptırdı. Kendi adını taşıyan bu çeşmeden, sefere çıkan askerlerin ve hacca gidenlerin su mataralarını doldururlardı. Burası bir ayrılık, bir helalleşme yeriydi ve bundan dolayı çeşmenin adı “Ayrılık Çeşmesi” adını aldı. Burada Haydarpaşa Deresi’nin denize döküldüğü yerde mendirekle korunan bir liman vardı. 1871 yılında demiryolu için rıhtımı yapılırken bu mendirek toprak altında kaldı. Anadolu demiryolları hatlarının Ankara ve Anadolu içlerine doğru uzanmasından sonra, İstanbul’un yük ve yolcu taşımacılığının en önemli noktalarından biri haline geldi. Özellikle de İstanbul’un ihtiyacı olan tahıl sevkiyatı arttı. 1872’de Haydarpaşa’daki ilk garın inşası sırasında kurulan mütevazı rıhtım, vagonlarla gelen tahılın mavnalara yüklenmesinde yetersiz kaldı. Zaten fazla kısa olan rıhtıma, önünde su derinliği az olduğu için ancak küçük mavnalar yanaşabiliyordu. Kuzey rüzgârı biraz uzun süre estiği zaman su seviyesi düşüyor ve mavnalar bile yanaşamıyordu. Havanın lodos estiği zamanlarda deniz kabardığı için yanaşmak imkânsızlaşıyordu. Bu nedenlerden dolayı vagonlardan gemilere yükleme geciktiği için, yük katarları günlerce beklemek zorunda kalıyor ve Anadolu’ya olan seferleri aksıyordu. Bu olumsuzluklar ile, Haydarpaşa’da yeni bir liman inşa edilmesine karar verildi. 1888’de kurulan Anadolu Demiryolları Şirketi de, bu arada ihtiyaca cevap
veremez hale gelen garı genişletmeyi tasarlıyordu. Yapılan ön görüşmelerden sonra Nisan 1899’da padişah iradesiyle bu şirkete, Haydarpaşa’da yeni ve büyük bir limanın inşası ve işletilmesi için şirket kurma yetkisi verildi. Sözleşme uyarınca tesisler üç yıl içerisinde çalışır hale gelecekti. Demiryolu hattının imtiyaz süresine bağlanan bu sözleşmenin sona ermesinden sonra, liman tesisleri başkaca para ödenmeksizin Osmanlı devletinin mülkiyetine geçecekti. Liman inşaatının maliyeti 6 milyon frank civarında tahmin edildi; şirket inşaat masraflarını amorti etmek üzere sabit tarifelere göre ücret tahsil edebilecekti. Liman inşaatı için Societé du Port de Haidar Pacha, Eylül 1900’da kuruldu ve kısa süre sonra inşaata başlandı. Liman inşa projesinde; 595 metre uzunluğunda bir dalgakıran, birbirine dik 150 ve 300 metreuzunluğunda iki rıhtım ve bunların üzerinde modern rıhtım donanımı, elektrikle çalışan vinçler, antrepolar, işçi barınakları, gümrük, polis ve pasaport daireleri için binaların yapılması yer alıyordu. Kıyıdan 300-400 metre uzakta güneydoğu-kuzeybatı doğrultusunda uzanan, deniz seviyesinde aşağı yukarı6,5 metre enindeki dalgakıran, büyük kırma taşlar dökülerek yapıldı. Ardından liman inşaatına başlandı.Haydarpaşa Limanı, 2,5 yıldan az bir süre içinde tamamlandı ve 14 Nisan 1903 tarihinde törenle hizmete girdi.Bu tarihten itibaren Haydarpaşa Limanı büyük tonajlı gemilerin yanaşmasına açıldı ve yılda ortalama 17354 gemiye hizmet veren bir liman oldu. Rıhtımın Kuzeybatı ucunda günde 2400 ton buğday kaldırmaya elverişli buharlı bir vinç, 5000 tonluk buğday silosu 1905’te, 10.000 tonluk ikinci bir silo da 1907’de kullanıma açıldı.
5
Belgesel Dünyanın En Büyük Konteyner Gemisi
Dünyanın en büyük konteyner gemisi denize indirildi
CSCL GLOBE Hyundai Heavy Industries (HHI) tersanesinin ev sahipliği yaptığı tören ile China Shipping Container Lines (CSCL) gemisini 18 Kasım’da teslim aldı. Konteyner taşıma kapasitesi 19.100 Teu olduğu bildirilen geminin adı CSCL Globe oldu.
6
riki için Nakhodka’ya CSCL Globe gemisi akaryakıt teda testine tabi tutulmuştur. gitmeden önce 3 günlük deniz seyir
CSCL GLOBE KÜNYE Tersane: Hyundai Heavy Industries, Ulsan, Güney Kore Sipariş Tarihi: Mayıs 2013, Teslim Tarihi: Kasım 2014 Armatör ve İşletmeci: China Shipping Container Lines, Şanghay Uzunluk (LOA):400.0 m Genişlik (Beam):58.6 m GRT: 155,200 tons DWT:186,000 tons Kapasite: 19.100 Teu Ana Makine: 77,200 BHP MAN B&W 12S90ME-C Mark 9.2 typelow-speed main engine İnşası Süren Sister Gemiler: CSCL Pacific Ocean, Atlantic Ocean, Indian Ocean, Arctic Ocean
Belgesel Dünyanın En Büyük Konteyner Gemisi
Son dönemdeki dünyanın en büyük gemileri… Deniz taşımacılığındaki devasa artışlara yetişebilmek adına ticari kargo gemileri büyüdükçe büyüdü ve yalnız son yirmi yıldaki gemi büyüklüğü dört kat arttı. Şimdi kısaca en büyüklere bakalım: CSCL Globe gemisi dünyanın en büyük gemisi unvanını Maersk Line’ın Triple-E olarak bilinen 18,000 TEU’luk 400 m uzunluğa ve 59 m genişliğe sahip gemilerinden almıştır. Maersk Line yine Güney Kore merkezli Daewoo tersanesine 2016 yılına kadar teslim edilmek üzere Triple-E serisi gemilerden toplamda 20 adet siparişi bulunmaktadır. CSCL Globe dünyanın en büyük gemisi unvanını 2013 Temmuz ayında denize indirilen MV Maersk McKinney Moller ve Triple-E sister gemilerinden devraldı. Daha önce kısa süre unvanı elinde tutan 16.020 TEU kapasiteli MV CMA CGM Marco Polo Kasım 2012 de CMA CGM Group tarafından teslim alınmıştı. Gemiye CSCL Globe isminin verildiği gün tasarımcıları tarafından 25,000 TEU kapasiteli gemilerin inşasının mümkün olduğunu açıkladılar. Bir HHI yetkilisi Güney Kore gemi inşa çevrelerinin yakıt ve taşıma maliyetlerini daha da düşürme amaçlı 20,000TEU üzeri devasa gemiler üzerinde çalıştığını açıkladı. Ayrıca, sahip oldukları bilgi ve deneyim ile gelecek çok sayıda sipariş teklifini yerine getirebileceklerini belirtti. Bilindiği üzere HHI tersanesi dünyanın ilk 10,000 TEU kapasiteli konteyner gemisini 2010 yılında inşa etmiş ve o tarihten günümüze 10.000 TEU’dan büyük 82 adet dev gemiyi de üretmişti.
Görüntüler: CSCL Globe deneme seyri esnasında Foto: Hyundai Heavy Industries.
CSCL’nin 700 Milyon USD tutarındaki 5 gemilik dev siparişi… 5 adet 19.100 teu’luk geminin siparişi CSCL tarafından Mayıs 2013’te verilmişti. Sözleşme tarihinde planlan gemilerin 18,400 TEU kapasiteli olmasıydı. Ancak, daha sonra kapasitesi artırılarak 19.100TEU’ya çıkarılmıştır. Sipariş planına göre CSCL Globe’un sister gemilerden ilki 2014 sonu diğer üçü 2015 yılı sonuna kadar teslim edilmesi bekleniyor. Beş geminin tamamı Asya Avrupa hattında hizmete girecekler.
Geminin ana makinesi de dünyanın en büyüğü…
17,2m yüksekliğindeki ana makine 6 katlı bir binadan daha yüksektir.
HHI tersanesi yetkilileri CSCL Globe gemisinin 17,2m yüksekliği ile aynı zamanda dünyanın en büyük ana makinesine de sahip olduğunu açıkladı. Ana makinenin sahip olduğu elektronik kontrol mekanizması seyir esnasında geminin hızı ve deniz koşullarına bağlı olarak yakıt tüketimi verimliliğini artırdığını belirttiler. Bu sayede gemi 10.000 TEU büyüklüğündeki gemilerden %20 daha az yakıt tüketim değerlerine sahip olduğunu belirttiler. Gemi aynı zamanda saatte 3,000 m3 deniz suyu süzme ile mor ötesi ışınlarla 50 μm den büyük bakteri ve plankton sterilizasyonu gerçekleştirebilen iki adet EcoBallast deniz suyu arıtma sistemiyle donatılmıştır.
7
Belgesel Dünyanın En Büyük Konteyner Gemisi
2 Aralıktaki CSCL GLOBE ilk uğrağı için tören düzenlendi. [Foto China Daily]
8
Belgesel Dünyanın En Büyük Konteyner Gemisi
CSCL Globe ilk seferiniTianjin limanına yaptı. Dünyanın en büyük konteyner gemisi ilk seferini Tianjin limanına yaptı. MV CSCL Globe gemisi Tianjin limanı uğrağı 2 Aralık’ta gerçekleştirdi. Geminin uğrak yapacağı limanlar arasında Shandong bölgesindeki Qingdao limanının yanı sıra Liaoning bölgesindeki Dalian, Felixstowe-İngiltere ve Rotterdam-Hollanda ile Hamburg-Almanya uğraklarını içeren bir tam turunu 70 günde tamamlayarak seferine başladığı Tianjin limanına varacak. 2 Aralıktaki CSCL GLOBE ilk uğrağı için tören düzenlenen törende konuşan China Shipping başkanı Xu Lirong “CSCL Globe gemisinin ilk uğrağı vesilesiyle düzenlenen törende varılan noktanın uluslararası deniz taşımacılığı sahnesinde Çin’in yeni bir adımının işareti olduğunu söyledi. Yaklaşık 150.000.000 USD’a mal olan 400 m uzunluk yaklaşık 59 m genişliğe sahip geminin azami 14.5 mdraft ile tasarlandığını paylaşan Xu ayrıca konuşmasında CSCL firmasının 80 hattı ile büyük uluslararası ve yerel
bölgeyi; Asya, Avrupa, Amerika, Batı Afrika ve Avustralya ile birbirine bağladığını belirtti. CSCL’den alınan istatistik verilerine göre 2014 itibarıyla şirket 148 konteyner gemisiyle 656,000 TEU yük taşıyor. 148 geminin 83 tanesi 4,000 TEU ve üzeri gemilerden oluşurken toplam kapasitenin %86.4’üne denk gelmektedir.
Son olarak…. Globe’un üç sister gemisi 2015 sonuna kadar teslim edilecek olmasına karşın, dünyanın en büyüğü unvanını çok uzun süre taşıyacağı zayıf bir ihtimal olarak görülüyor. Bu araştırma yayına hazırlandığı esnada gelen bilgiye göre CSCL Globe dünyanın en büyük gemisi unvanını Ocak 2015 tarihinde denize indirilecek olan MSC Oscar adlı gemiye kaptıracağı söyleniyor. 197,362 dwt tonaja sahip yeni dev MSC Oscar’ın, konteyner taşıma kapasitesi 19.224 TEU, gemi uzunluğu 395.4 metre, genişliği 59 metre ve su çekimi -16 metre olarak bildiriliyor.Ayrıca ilerleyen zamanlarda üretilmek üzere 25,000 TEU kapasiteli gemilerin tasarım çalışmalarının şimdiden başladığı sektörde dillendirilmekte.
9
Röportaj Martı Konteyner Hizmetleri A.Ş / Erdal Tokcan
Martı Konteyner Hizmetleri A.Ş. Genel Müdürü Erdal Tokcan ile Söyleşi Erdal bey bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Ankara’da büyüdüm. Ankara Koleji sonrası, ODTÜ Makine Mühendisliği Bölümünden Lisans ve Yüksek Lisansımı aldım. Askerlik sonrası İstanbul’a gelip, otomobil merakımdan Ford Otosan’da çalışmaya başladım. 1988 yılından beri de, Martı Konteyner Hizmetleri A.Ş.’de kurucu ortak ve Genel Müdür olarak çalışıyorum.
Diğer konulara geçmeden önce denizcilik sektöründeki faaliyetlerinizden bahseder misiniz? Denizcilik sektörünün, konteyner taşımacılığı dalında faaliyet gösteriyoruz. Temsil ettiğimiz armatörlerin tüm konteyner hizmetlerinin yanında, Hadımköy’de çalıştırdığımız ve global konteyner hatlarının birçoğuna hizmet veren 4000 TEU konteyner kapasiteli bir terminalimiz, ve kendi konteynerlerimizin kara nakliyelerinde kullandığımız 50 TIR’lık bir filomuz var.
10
Hangi armatörleri temsil ediyorsunuz? Çin Devlet Denizcilik kuruluşu, COSCO (China Ocean Shipping Company) - Uzak Doğu, Kuzey Avrupa, Orta ve Batı Akdeniz Hindistan Devlet Denizcilik kuruluşu, SCI (Shipping Cooperation of India) - Hindistan ADMIRAL Container Lines S.A.- Doğu Akdeniz, Karadeniz.
2008 sonunda yaşanan global krizin sektör ve işletmeniz üzerine etkileri nasıl oldu? Kriz, sektörü doğal olarak çok derinden etkiledi. Etkileri hala da geçmiş değil. Kriz öncesi siparişleri verilmiş olan büyük tonajlı gemilerin devreye girmesi, çok güçlü bir navlun rekabeti yarattı. Maalesef, tüm global konteyner hatları kısa vade nakit girdisi sağlamak için, bu bataklığa girdiler. 4-5 yıl süren büyük kayıp dönemleri sonrası, yeniden yapılanmalar ve daha rasyonel navlunların yavaş yavaş oturması ile, tünelin ucundaki ışığın göründüğünü düşünüyorum. Son zamanlarda petrol fiatlarındaki düşüşün de, kalıcı olması halinde, denizcilik sektörü için bir nefes olacağını sanıyorum.
Acentelik harici denizcilik sektöründeki faaliyetlerinizden de bahseder misiniz? Acentelik dışında, yukarıda bahsettiğim gibi Hadımköy’de sahip olduğumuz ve işlettiğimiz, 24 saat servis verebilen, 4000 TEU kapasiteli bir terminalimiz var. Burada, boş-dolu konteyner depolama, yıkama-temizleme, tamirat vb gibi konteynere yönelik tüm hizmetleri veriyoruz. 50 TIR’lık kendi filomuz ile de, temsil ettiğimiz armatörlere ait konteynerlerin İstanbul ve civarında kara nakliyelerini gerçekleştiriyoruz.
Ambarlı bölgesindeki faaliyetlerde geçmişten gelen bir Mardaş işbirliğiniz söz konusu diyebilir miyiz? Mardaş’ı tercih etmenizdeki en önemli sebepler nelerdir? Mardaş ile işbirliğimiz çok eskilere dayanır. Mardaş Limanına ilk tarifeli konteyner hattını biz getirmiştik. O tarihten itibaren karşılıklı güven ve işbirliğine dayanan, çok güçlü bir birlikteliğimiz var. Çok fazla sorunun yaşandığı bir sektörde iş yapıyoruz. Sorunların anlaşılmasında ve çözü-
Röportaj Martı Konteyner Hizmetleri A.Ş / Erdal Tokcan
münde gereken ortak bakış açısı ve yaklaşımı, Mardaş Limanında her zaman yakaladık. Onun için, Mardaş Limanı bizim için vazgeçilmezdir.
Tabiri caizse on parmağında on marifet olan renkli bir simasınız. Bize biraz ralli tutkunuzdan bahseder misiniz? Ne zaman başladı? Hangi parkurlarda yarıştınız?
Pekin Paris rallisinin öğrencilere burs gibi anlamlı bir katkısı da oldu sanırım. Sosyal yardımlaşma vb.projelerde de yer aldınız mı? 2010 yılında,dostum Ahmet Öngün ile birlikte Anadol marka aracımız ile dünyanın en zorlu rallilerinden biri olan Pekin-Paris Rallisine katıldık ve 37 günlük yarış sonrası Paris’e Genel
Klasman 2.’si olarak girdik. Bu katılımımızı, 2 yıl öncesinden başlayarak bir sosyal sorumluluk projesine dönüştürdük, ve topladığımız sponsorluk gelirlerinin tamamını Toplum Gönüllüleri Vakfı’na devrederek yaklaşik 140 üniversite öğrencisine 4 yıllık eğitim bursu sağladık.
Golfe olan ilginizi de sormak isteriz. Golf
Otomobil tutkusu bende çocukluktan beri varolan, ve Makine Mühendisliği okumama neden olan hastalık. Bir nevi “adrenalin bağımlılığı” da diyebiliriz. Uzun yıllardır içindeyim. Türkiye, Yunanistan ve Almanya’da yarıştım. Hem yurtiçi, hem yurtdışında defalarca podyum gördüm. Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu (TOSFED)’nda Asbaşkanlık ve Yönetim Kurulu Üyeliği, Klasik Otomobil Kulübünde Başkanlık görevlerinde bulundum. 2012 yılında bir rallide omurgamı kırdım, ve ameliyat sonrası doktor talimatı ile yarışmacılığı bırakıp, rallilerde öncü araç pilotluğu yapmaya başladım. Yani, Türkçesi “doktorumu ve kendimi kandırıyorum”.
11
Röportaj Martı Konteyner Hizmetleri A.Ş / Erdal Tokcan
turnuvaları ya da ne tür organizasyonlara katılırsınız?
rum. Çok az da olsa, birkaç kupam var...
Golf benim için ikincil hobi. Doğa ile iç içe, bol oksijenli ortamda 4-5 saat yürümenizi sağlayan ve göründüğünün aksine tamamen stratejiye dayandığı için beyni çalıştıran bir spor. Mümkün olan her haftasonu oynamaya çalışıyorum. Lisanslı sporcu olarak turnuvalara katılıyo-
Ülkemiz otel ve golf sahaları dahil bu sporun ihtiyaç duyduğu tesisleşmede nerelerdedir? Dünyada bu işi iyi yapan ülkeler neyi farklı yapar? Antalya-Belek bölgesi golf turizmi ile ilgi çok büyük sıçrama yaptı. Şu anda otel, golf sahası ve plaj imkanları ile dünyanın en güzel noktalarından biri
haline geldi. Dünyanın hiçbir yerinde, 15 dakikalık mesafe içinde onlarca 5 yıldızlı otel, 15-17 adet golf sahası ve uçsuz bucaksız kumsalı olan masmavi ve temiz bir deniz bulamazsınız. Avrupa’daki sahaların çoğunun kış şartlarından dolayı kapalı olması da, Belek Golf Turizminin bir şansı. Hemen hemen Avrupa’nın tüm büyük şehirlerinden Antalya’ya yıl boyunca direkt uçuşlar var. Belek
Go Golf, olf, m motor sporlarından tamamen farklı. Motor sporlarında hız var, sıcak var, adrenalin var. Golfte ise doğa, oksijen var. Aslında bu iki spor birbiriyle çok bağdaşmıyor. Biri çok heyecanlı ve aktif, diğeri tam tersine son derece sakin. Golf tamamen bireysel, kararlarınızı tek başınıza alıyorsunuz. Motor sporlarında ise e arabanın yürümesini sağlayan şey ekip olmak. lmak. Bu sebeple birbirlerini tamamlıyorlar. mamlıyo ar.
12
Röportaj Martı Konteyner Hizmetleri A.Ş / Erdal Tokcan
Pekin P ekin to Paris’te yarıştığım araç 1967 model bir Anadol’du. ilk 19 senenin üretimi. Bir belediye otoparkında terkedilmiş şekilde bulduk. Sonra sahibini araştırdık, satın aldık. Restorasyonu 1,5 yıl sürdü. Aldığımız fiyatın 160 katını arabaya abaya harcadık. ha adık.
otelleri ve golf sahaları yıl boyunca %100’e yakın doluluk yaşıyor. Dünyanın birçok yerinde golf oynadım. Kanımca, Türkiye bu işi en iyi yapan ülkelerden biri durumuna gelmiş durumda. Yapılacak şey, daha fazla turist için daha fazla tesis.
Son olarak deniz taşımacılığının geleceğini nasıl görüyorsunuz? Arzulanan çıkış 2015’de gelebilir mi? Yoksa gemi inşaların devam etmesinin yarattığı arz fazlası navlunların her artış hamlesini aşağı çekmeye devam eder mi?
Deniz taşımacığı, tarihine baktığınıza, periyodik olarak iniş-çıkışları olan bir sektör. Ben 2008 krizi ile başlayan inişin biteceğine ve yakın gelecekte yükselme döneminin başlayacağına inanıyorum. Konteyner taşımacılığında ise, çok büyük kapasiteli gemilerin kızağa konması ile eski gemilerin söküme gönderilmelerinin bir denge oluşturacağını ve arz fazlası tehdidinin bu şekilde ortadan kalkacağını öngörüyorum. Şu anda bile, demirde bekleyen konteyner gemisi kapasitesi, dünyadaki konteyner taşıma
kapasitesinin %1,2’si civarında.
Son söz olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı? Türkiye olarak, bu sektörde alabileceğimiz daha çok yol var. Sektör olarak, elbirliği ile hareket etmeli, aynı zamanda bürokrasi ve devletçi anlayışı azaltacak girişimlerde bulunmalıyız.
Bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz.
13
Dünya Liman Şehirleri Singapur
Singapur
Hint Okyanusunun ortasında bir şehir devleti... Singapur’a tarihsel açıdan bakarsak, buranın tarihi 11. yüzyıla dayanmaktadır. Özellikle 14. yüzyılda Srivijiyan Prens Parameswara’nın egemenliği altındayken oldukça önemli bir konuma gelmiştir. 1613 senesinde ise Acehnese akıncıları tarafından yıkılmıştır. Ancak bu zamana kadar oldukça önemli bir liman kenti olmuştur. 14
Dünya Liman Şehirleri Singapur
S
ingapur, kişi başına düşen 60 bin dolarlık yıllık gelir ile dünyanın en müreffeh ülkelerinden birisidir. Eğer hatırlamak gerekirse, Türkiye’de kişi başına düşen milli gelir 10.000 dolar civarındadır. Singapur için devlet demek yerine, dev bir şirket demek daha doğru olacaktır.
Singapur,
Endonezya ve Malezya toprakları arasına sıkışmış küçücük bir ada devletidir. Kuzey ve batıdan Johore boğazı ve doğu ve güneyden Singapur Boğazı ile kapalı dikdörtgen şeklinde bir ülke olan Singapur’un kendisine ait 40 kadar adacıkla birlikte yüzölçümü yaklaşık olarak 622 km2 civârındadır. 1960’larda adanın yüzölçümü 600 km2 imiş. Yıllar içinde yüzölçümü artışının sebebi, denizin devamlı doldurulmasıdır. Uzmanların Singapur yüzölçümü için görüşü, 2030 yılında Singapur’un bir 100 km2 daha büyüyeceği şeklindedir. Singapur, eskiden denizi doldurmak için toprağı Malezya ve Endonezya’dan alıyorlarmış. Ancak bu iki ülke Singapur’un devamlı genişlemesinden rahatsız olup toprak vermeyi kesince, Singapur Kamboçya’dan toprak ithal etmeye başlamış. Singapur ekonomisinin büyük bir kısmı ticarete dayanır. Ayrıca ulaştırma, bankacılık, sigortacılık, haberleşme, tamirat ve depolama gibi hizmetlerden de önemli ölçüde gelir elde edilmektedir. Singapur ekonomisinin dayandığı diğer önemli gelir kaynağı endüstridir. Son zamanlarda mevcut işçi gücünün % 52’sine yakın bir bölümü, endüstri alanında istihdam edilmiştir. İşçi gücünün % 33’lük bir bölümü
ticaret ve hizmetlerdeyken, tarım alanında % 2 gibi küçük bir işçi grubu kalmıştır. Singapur’un önde gelen endüstri dalları; gemi yapımcılığı, petrol rafinerileri, elektronik aletler, tekstil, gıda ve kereste endüstrisidir. Turizm ülke için önemli bir gelir kaynağıdır. Balıkçılık da, özellikle son zamanlarda ülke ekonomisine önemli ölçüde gelir sağlamaktadır. Singapur, kişi başına düşen 60 bin dolarlık yıllık gelir ile dünyanın en müreffeh ülkelerinden birisidir. Eğer hatırlamak gerekirse, Türkiye’de kişi başına düşen milli gelir 10.000 dolar civarındadır. Singapur için devlet demek yerine, dev bir şirket demek daha doğru olacaktır. Ülke 1819 tarihinde, İngilizler’in meşhur Doğu Hindistan Ticaret Şirketi’nin (East India Trading Company) bir ticaret noktası olarak kurulmuş. Kurucusu, Sir Raffles’dir. Başlangıcı, küçük bir liman yakınındaki depolar ve tüccarların yaşaması için birkaç binadan oluşuyor. 1824’de İngiliz toprağı olan ada, 1965’te bağımsız bir ülke oluyor.5 milyonluk nüfusun yüzde 75’i Çinli, kalanı ise Malay ve Hint kökenlidir. Singapur, şirket gibi yönetildiğinden dolayı ülkenin kuruluşundan beri aynı parti iktidardadır. Halkın Hareketi Partisi (PAP). Şimdiki başbakan, Singapur’un ilk başbakanının oğlu. Burada muhalefetin pek hoş
M
ersin limanınında işletmecisi olan PSA International, Singapur’un iki ticari limanından birini işletiyor. Limanda, 40 saniyelik elleçleme ortalaması ile günlük 80.000 konteyner elleçleniyor. 2011 yılında 29 milyon konteyner elleçlenen limanda, sadece 4 milyonu Singapur’a ithal edilmiş. Geri kalan 25 milyon konteyner ise, transit geçit yapmış. Transit geçiş hizmeti açısından dünyanın en önemli limanı olan Singapur Limanı’nda 6 bin civarında personel çalışıyor.
karşılanmadığının da altını çizmek lazım. Singapur Limanı Mersin Limanı’na model olarak düşünülen Singapur Limanı, Şangay Limanı’ndan sonra dünyanın en işlek ikinci limanı olarak biliniyor. 600 hektarlık bir alan üzerine kurulu limanda her gün ortalama 65 gemi yük boşaltıp-doldururken yaklaşık 1000 geminin de evrak işleri gerçekleştiriliyor. Doğu Asya ile Avrupa arasında bağlantı sağlayan limanın her yıl konteynerler ile taşınan yaklaşık 39 milyon ürüne hizmet verme kapasitesi bulunuyor. Mersin limanınında işletmecisi olan PSA International, Singapur’un iki ticari limanından birini işletiyor. Limanda, 40 saniyelik elleçleme ortalaması ile günlük 80.000 konteyner elleçleniyor. 2011 yılında 29 milyon konteyner elleçlenen limanda, sadece 4 milyonu Singapur’a ithal edilmiş. Geri kalan 25 milyon konteyner ise, transit geçit yapmış. Transit geçiş hizmeti açısından dünyanın en önemli limanı olan Singapur Limanı’nda 6 bin civarında personel çalışıyor. PSA International, hissedarları devlet kurumları olan özel bir şirket. Şirket Türkiye dahil 17 ülkede 29 liman (Mersin Limanı) işletiyor.
15
Röportaj Securitas / E.Murat Kösereisoğlu
Bize firmanızdan ve sektördeki yerinden bahsedebilirmisiniz? Güvenlik sektörü her geçen gün gelişen bir sektör, özellikle teknolojinin işin içine girmesiyle daha da farklı özellikler, nitelikler kazanmış durumda. Biz Securitas Türkiye olarak, dünya genelinde, teknolojinin güvenlik sektöründe etkin bir şekilde kullanılabileceğini kanıtlayan özel güvenlik şirketleri arasında yer alıyoruz.
Securitas firmasının tarihinden ve bugününden bizimle paylaşabileceğiniz bilgiler nelerdir?
Securitas Türkiye Başkanı E.Murat Kösereisoğlu
Türkiyenin en önemli limanlarından Mardaş’ın güvenlik hizmetlerindeki çözüm ortağı Securitas Türkiye Başkanı E.Murat Kösereisoğlu ile sektör hakkında söyleşi... 16
Securitas, 1934 yılında bir güvenlik şirketi olarak İsveç’te kuruldu. Kısa süre içerisinde İsveç’teki küçük güvenlik şirketlerini bünyesinde toplamaya başlayan firma, 1972 yılında bütün şirketleri tek bir isim ve çatı altında birleştirme kararı alır, bu özel isim, “Securitas”tır. Securitas Grup şu anda Kuzey Amerika, Avrupa, Latin Amerika, Ortadoğu, Asya ve Afrika’daki 52 ülkede, 310.000 çalışanı ile faaliyet göstermekte. Global ayak izimiz bize rakiplerimiz arasında güçlü bir yer kazandırmıştır. Bugün birçok iş ortağı operasyonlarını sürdürdükleri ülkelerin her birinde yerel çözümler yerine global kaliteyi kendilerine sunan güvenlik hizmetlerini aramaktadır.
Uluslararası arenada Securitas’ın konumu nedir? Securitas global olarak pazarın yaklaşık %11’ine sahibiz. Dünya çapında güvenlik hizmeti sunan firmalar arasında ilk sıralarda yer alıyoruz.
Securitas Türkiye’de kaç yıldır faaliyet göstermektedir? Yurtdışı merkezin Türkiye’ye bakışı nasıldır? Securitas, Türkiye’de hızla büyüyen bu iki firmadan DAK Güvenlik’i 2006 yılı Nisan ayında, KARE Güvenlik’i ise 2006 yılı Aralık ayında satın alarak Türkiye’ye girmiştir. Biz Securitas Türkiye olarak 2006 senesinde 28 ilde, 2500 çalışanımız ile çıktığımız yola şuanda 76 ilde 11 bin çalışanımızla devam etmekteyiz. Securitas Global’in dünya çapında büyümesine etki eden eden ilk 10 ülke arasında yer alıyoruz.
Şirketin büyüme stratejileri ve hedefleri hakkında bilgi verebilir misiniz? Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Güvenlik Daire Başkanlığı verilerine bakıldığında Türkiye’de 270.845 güvenlik görevlisi bugün aktif olarak görev yapıyor. Bu da istihdam sayısına göre % 16’lık büyümeye tekabül ediyor. Securitas Türkiye olarak 11.000 güvenlik görevlisi ile pazarda %4,2 paya sahibiz. 2014 yıl sonunda ciromuzun 296,6 Milyon TL’ye ulaşmasını hedefliyoruz. Biz üçer yıllık yol haritalarına göre stratejilerimizi belirliyoruz. Buna göre 2013-2016 yol haritasındaki önceliğimiz “Bilgi Liderliği” misyonumuza hizmet eden projeler geliştirmek.
Uluslararası limanlarda uygulanan ISPS Koda ilişkin olarak özeluygulama ve ya çalışmalarınız varmıdır? Nelerdir? Securitas Türkiye olarak, Securitas Avrupa bünyesinde oluşturulan “Securitas AB. Maritime&Logistics
Forum” (Limanlar ve Lojistik Forumu) adı altında bir platformun üyesiyiz. Bu platform, liman ve lojistik güvenliğine ilişkin, global bilgi aktarımının sağlandığı değerli bir oluşum. “Securitas AB. Maritime&Logistics Forum” 2005’ten bu yana faaliyet gösteriyor ve şu anda 16 ülkeden üyesi bulunuyor. Türkiye olarak ise, 2007’den bu yana bu Platform’un üyesiyiz. Bu platform kapsamında, uluslararası projeleri takip edebiliyor, üyeler ile bir araya gelerek yenillikler hakkındaki bilgilerimizi paylaşıyor; geliştirdiğimiz yeni ürün ve hizmetlere yönelik bilgi alışverişi yapabiliyoruz.
Bazı hava alanlarında ve Avm’lerde firma çalışanlarınızı görüyoruz. Şirketinizin faaliyet gösterdiği alanlar hakkında bilgi verebilir misiniz? Limanlardan, endüstriyel tesislere, otellerden havalimanlarına, enerji santrallerinden maden ocaklarına, bankalara kadar birbirinden farklı 21 sektörde, 500’ü aşkın kuruluşa özel güvenlik çözümleri sunuyoruz. Toplam 8 bölge ofisimiz, 7 şube ofisimiz, 1 mobil ofisimiz ve 220 kişilik idari kadromuzla, 2.143 hizmet noktasında proje yürütüyoruz.
Liman tesisi olarak MARDAŞ dışında görev yaptığınız bir liman terminali veya endüstriyel tesis var mıdır? Limancılık sektöründe ISPS Kod uygulanan 10 terminalde toplam 377 personelimiz çalışıyor.
Personelin eğitimleri hakkında bilgi alabilir miyiz?
standartlarına uygun eğitimleri de veriyoruz.
5188 Sayılı Yasa gereği Özel Güvenlik Kimlik Kartına sahip olan Güvenlik görevlileri bize iş başvurusunda bulunduklarında kendilerine uluslararası anlamda geçerliliği olan bir psikometrik test uyguluyoruz.
Bugün hala, U.S.A. tarafından kullanılan C-TPAT ve TAPA’ya alternatif olarak Dünya Gümrük Birliği (WCO) kararları doğrultusunda Avrupa Birliği tarafından geliştirilen AEO Güvenlik sertifikasyonunun gelişmesinde Securitas önemli bir rol oynamıştır.
İşe alım sürecinde yasaların imkan verdiği ölçüde inceleme yapıyoruz. İşle alımın ardından Securitas Temel güvenlik eğitimiyle birlikte görev yaptığı projenin özelliklerine göre ayrıca özel eğitimler planlıyoruz. Liman tesislerinde ise ISPS Kodun gereği eğitimler tarafımızca ve ilgili Liman Tesis Güvenlik Sorumlularınca verilmektedir.
Herkesçe bilinen asligörevleriniz dışında çalıştığınız işletmeleringereksinimlerine göre hangi ilave eğitimler, görevler, talimler vb. gereklidir? (ISPS, yangın vb.) Securitas Türkiye olarak Bilgi Liderliği misyonu ile her segmente özel üst düzey eğitimler alınmasını sağlıyoruz. Personelimizin uzmanlaşmasını sağlamak için, limanları faaliyetleri doğrultusunda üç bölüm halinde ele alıyoruz. 1.Etap: Feribot ve Yolcu Terminalleri, 2. Etap: Konteyner Terminalleri, 3.Etap: Gaz&Petrol Terminalleri. Limanlarda görev yapan personele, CoESS tarafından geliştirilen Liman Güvenlik Personeli Eğitim Klavuzuna uygun olarak eğitimlerimizi planlıyor ve uyguluyoruz. Bu kapsamda AEO (Authorized Economic Operator)
Bunun dışında eklemek istediğiniz başka bir şey var mıdır? Güvenlik sektörü giderek kendini yeniliyor ve geliştiriyor. İnsanlı güvenlik hizmetiyle çıkılan yolda şimdi teknolojide etkinlik kazandı. Güvenlik hizmetinden beklenenler de her geçen sene bir öncekinin üzerine eklenerek artıyor. Bundan 5 sene öncesinde bir güvenlik görevlisinden devriye gezmesi, giriş çıkışlarda kontrolü sağlaması beklenirken şimdi aynı güvenlik görevlisinden bir xray cihazı olmadan giriş çıkış kontrollerini sağlamasını, bir noktadan 20-30 noktayı aynı anda kontrol etmesini bekliyoruz. Teknolojik gelişmeleri takip ediyor, bu alana yaptığımız yatırımlarla, dünya genelinde, teknolojinin güvenlik sektöründe etkin bir şekilde kullanılabileceğini kanıtlayan özel güvenlik şirketleri arasında yer alıyoruz.
Bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz.
17
Gezi Batı Karadeniz / Amasra
AMASRA Karadeniz’in Küçük Cenneti
Yeşilin her tonunu barındıran bir doğanın içinde yer alan şirin ilçe Amasra, sakin yaşamlara akıp gidebileceğiniz küçük bir cennet… Burası Karadeniz’in birçok sahil kentine parmak ısırtacak güzellikte.
Amasra
... Benim cennetim... Öyle büyülü bir havası var ki..Huzurun ta kendisi. Orman yeşilliği ile deniz mavisinin nefes kesen bütünlüğü... Doğanın tüyler ürperten dansını izlemek gibi bir manzara sunuyor bizlere...Şimdi gözlerinizi kapayın ve hayal edin.. Çok yüksek bir kayanın üzerindesiniz, martıların sesiyle rüzgarın sesi bir olmuş bide üstüne dalgaların karaya vururken çıkardığı sesler eklenmiş, güneş yüzünüze vuruyor, siz uzaklara bakıyorsunuz, huzuru çağırıyorsunuz... Emekliyseniz hiç düşünmeden yerleşin derim. Değilseniz gezmek için sadece 1 hafta sonu
18
yeterli, zaten ufak bir yer. İşte bu yüzden her şeyiyle sıcacık yapıyor insanı. Hemencecik içiniz ısınacak. Sadece doğası değil insanları da çok güzel. rastgele girin bir dükkana. Öyle hoşsohbet öyle içten bir esnafla karşılaşacaksınız ki. Durdurun yolda bir amcayı yol sorun. Sizi evine kadar davet edecektir. İnin pazarına dağ çileğinin tadına bakın. Teyzelerim size bütün hünerlerini göstersin hepsini tattırsın. Yandınız çünkü o kadar torbayı taşıyacak üçüncü bir eliniz yok... Hadi bakalım eli boş dönmek yok memlekete. İlk gün tarihi yerlerini gezin şehrin. Kalesini, müzesini, adayı karaya bağlayan köprüsünü,
kale üzerindeki evleri, patika yolları... Oturun bir çay bahçesine denize nazır uçurum kenarında. Midye severler için bulunmaz bir nimet Amasra, yaz aylarındaysanız seyyar midye dolma ve midye tavacılar size ayaküstü ekmek arası bir ziyafet çekmek için bekliyor. Dürbünle tavşan adasını izleyin(her ne kadar tavşan olmasa da :)) hafif esintide. Yaz mevsimi de olsa üzerinize bir hırka alın fazlaca esinti alıyor. Çarşıyı gezin ufak tefek hatıralar alın sevdiklerinize özellikle amasra tahta işleri ve her tür tahta üzerine yazı yazabilen esnafıyla meşhur. Eğer kitap okumayı seviyorsanız Bedesten civarlarında ufacık bir kitapçı
Gezi Batı Karadeniz / Amasra
Lezzet Durakları Öğle yemeğinde Amasra pidesi yemeyi sakın unutmayın 16 farklı malzeme bulunan Amasra pidesi, yeme garantili. Beğenmezseniz iade edebilirsiniz. Pidenizin yanında bakır tasta yayık ayranını da ihmal etmeyin. Akşam yemeği için tabi ki balık. Yanında ünü tüm Türkiye’de bilinen meşhur Amasra salatası yemelisiniz. Merkezde kurulan organik pazara denk gelirseniz, köy kadınlarından muhteşem yiyecekler alabilirsiniz.
amca var. Tek tek tüm kitapları jelatinlenmiş, nedenini sorduğumda ise “Ben büyük marketler gibi zengin değilim, kitapları herkes açıyor okuyor sonra kimse almıyor.” diye açıkladı kibarca. Öğle yemeğinde Amasra pidesi yemeyi sakın unutmayın 16 farklı malzeme bulunan Amasra pidesi, yeme garantili beğenmezseniz iade edebilirsiniz, pidenizin yanında bakır tasta yayık ayranını da ihmal etmeyin. Yanına da Amasra Salatası. Offf çok canım istedi Akşam mutlaka balık yemelisiniz. Balık yemeden sakın ha dönmeyin. Tavsiyem Canlı Balık restaurant. Denizin üstünde iskelede balık keyfi yaşatır (sabahından rezervasyon yaptırın yoksa saatlerce sıra bekleyebilirsiniz). Yer bulamazsanız diğer bir alternatif Çeşm-i Cihan restaurant olabilir. Gece hayatını sevenler için balık yedikten sonra 2 kadeh içebilecekleri yerler de var tabi. Han Bar Amasra’nın gece hayatını yönlendiriyor, Popstar Firdevs gibi ünlü sanatçıların da çokça çıktığı bu bar seviyeli ve eğlenceli bir gece sunuyor sizlere. Ertesi gün uyandığınızda eşsiz deniz manzaralı kahvaltınızı edeceksiniz ki en keyiflisi... Karadeniz’in meşhur mısır ekmeği günaydın diyor size kahvaltıda. Sonrasında eğer yaz ayındaysanız plaja gidebilirsiniz. Ama denizde fazlaca deniz anası var dikkat! Gerçi çocuklar bile deniz analarını ellerine alıp oynuyorlar ama yinede tedbiri elden bırakmamak lazım. Yine yazın tekne turuna çıkabilir ve Karadeniz’in el değmemiş koylarına gidebilirsiniz, pazarlık yapmayı unutmayın. Sonra bakmışsınızki aslında heryeri gezdiniz. Yok işte öyle değil aslında tam anlamıyla gizli bir cennettir Amasra. Her gittiğimde yeni yerler keşfediyorum. Bu arada pazarın orda Roma Dondurmacısı’nda olağan üstü sahlep yapılıyor, çok cana yakın bir esnaf kesinlikle sahlepini için.
Aksuçayı Şelalesi
Konaklama için önereceğim uygun fiyatlı fakat oldukça kaliteli iki otel var. Birincisi Seymen Otel, gerçekten Antalya’daki 5 yıldızlı otel standartlarında LCD Televizyona kadar barındıran tertemiz müthiş manzaralı restaurantıyla öncelikli tercihim fakat denize 25m kadar mesafede. Eğerki denizin dibinde olmak istiyorum diyorsanız yine uygun fiyatlı olarak Özgün Otel’i önerebilirim, birde öğretmen evi var fakat yeni bir ihale ile yıkılacağı için oda sayısı son derece azaldı ve malesef yakında yıkılacak. Gelelim ulaşıma.. Aslında çok kolay. Arabayla gitmenize hiç gerek yok çünkü arabayla gezecek yeriniz yok her yer yürüme mesafesinde. Bu sebeple otobüs ile ulaşım ilk tercihiniz olmalı. Yaz aylarında otobüsler direkt otogara getiriyor. Ancak sezonda gitmeyecekseniz otobüsten Bartın Yeni Terminal’de indikten sonra, otobüs firmanızın servisiyle eski terminale gidip oradan Bordo renkli Amasra dolmuşlarına bineceksiniz Amasra’nın içinde ineceksiniz. Özellikle vurgulamakta fayda var, arabayla gitmek sizler için boşuna masraf diyebilirim. Eğer ben dinleneyim, huzura erişeyim, hem de gezdiğim yerlere yeni birini ekleyeyim diyorsanız mutlaka bir gidin görün derim. Gezmeden bilinmez öyle değil mi?
Aksuçayı Şelalesi, Kızıllar Köyü’nün Umar Tepesi’nde bulunuyor. Tepeden aşağıya dökülen Aksu Çayı, görüntüsüyle ilginizi çekecek. Umar Tepesi üzerinde kayalarda bulunan izlerin Hz. Ali’nin atının ayak izleri olduğu söyleniyor. Bu şelalenin bir diğer özelliği, kurak geçen yaz aylarında yağmur duasına çıkılan bir yer olması.
19
Bilgi&Eğitim İş Sağlığı ve Güvenliği
KIŞ KOŞULLARINDA GÜVENLİ SÜRÜŞ TEKNİKLERİ İşte kış koşullarında araba kullanırken dikkat etmeniz gereken başlıca noktalar:
GÖRÜŞ: Bir sürücünün temizlik açısından en titiz olması gereken nokta görüş açısını en iyi seviyede tutmasına imkan sağlayacak cam ve aynalarıdır. Sürüş esnasında etrafınızı temiz bir camdan izlediğinizden emin olun. Güvenliğiniz için görüş mesafenizin iyi olması gerekmektedir. Yola çıkmadan, aracınızın camlarında birikmiş olan su birikintilerini ve karları mutlaka temizleyin. HAZIRLIK: Yola çıkmadan önce hazırlık yapın. Emin olmanız gerekenler, aracınızın altında bulunan lastiğin kış lastiği olması, radyatördeki antifriz ve su karışımı ile akü kontrolleridir. Standart lastiklerinizi kışın zorlu hava şartlarında kullanmak,lastiklerinizin ömrünü azaltmak demektir. En doğrusu kasım ayında kış lastiklerinizi taktırmak, bir sonraki kış döneminde kullanmak üzere nisan ayında çıkartmak olacaktır. Aracınızın radyatöründeki antifriz ve su karışımının ideal ölçüsü her birinin eşit ölçüde olmasıdır. Bu karışımdaki ölçünün değişmesi, sıcak ve soğuk koşullarda aracın performansını olumsuz yönde etkileyecektir. Aracınızdaki aküyü, üç yıldan fazla bir süredir kullanıyorsanız, kış başlamadan önce servis istasyonunuza uğrayıp kontrol ettirin. YOLDA: Araç kullanırken hızlı manevra yapılması gerekebileceğini akıldan çıkartmamak ve hareketleri zorlaştırmayacak rahat giysiler giymek çok önemlidir. Motoru çalıştırdıktan sonra birkaç saniye beklemenin gerekli olduğu düşünülür oysa ki motoru çalıştırdıktan sonra hemen harekete geçmek katalizatörü daha hızlı ısıtacağından daha çabuk devreye girmesini sağlar. Araç içerisinde oluşabilecek buhardan kurtulmak için havalandırmayı açıp ön cama vermeniz ve camlarınızı açarak hava sirkülasyonu yapmanız gerekmektedir. SÜRÜŞ: Normal hava şartlarında gösterilen dikkatin daha fazlası gösterilmeli ve öndeki araçla aradaki takip mesafesinin mümkün olduğunca çok bırakılması gerekmektedir bu sayede fren yapılması gerektiğinde uzayacak fren mesafesinden sürücü olumsuz yönde etkilenmeyecektir. Yumuşak karda ise tam fren duruş mesafesini kısaltacaktır çünkü ön tekerlekler bir kürek işlevi görecek ve aracın önünde kar birikmesini sağlayacaktır. RİSKLER: Buzlanma riski rüzgara açık olan yerlerde daha çok olacaktır bu yüzden ilerlemekte olduğunu zeminin altında buzdan bir kütle olabileceğini akıldan çıkartmamak gerekiyor. Buzlanmanın olabileceği düşünülerek virajlarda hızın düşürülmesi ve direksiyonun mümkün olduğunca yavaş çevrilmesi gerekmektedir. Yokuşlara hızlı girilmesi ve aracın hareket enerjisinden faydalanmaya çalışılmalıdır. Kış Lastiklerinin Avantajları Normal lastiklere göre farklı sırt desen tasarımı ve sırt karışımı ile hazırlanan kış lastikleri özellikle sıfırın altındaki hava sıcaklıklarında bile yumuşak ve dayanıklılığını
20
koruyacak bir yapıya sahiptir. Karlı ve buzlu zeminlerde lastiğin, yola tutunmasının ve çekiş yeteneğinin standart lastiklere göre daha iyi olması için, sırt desen tasarımı ince lameli ve geniş bloklu olarak tasarlanmıştır. Kış lastiklerinde bulunan kış şartları için tasarlanmış özel omuz profili ıslak ve karlı zeminlerde yüksek yol tutuş elde edilmesini sağlar. Sırt deseninin ve omuz bloklarının dişli yapısı karlı zeminlerde ilave çekiş sağlar. Bunun yanı sıra özellikle silikalı sırt karışımı ve kılcal kanallı blok yapısı kullanılarak ıslak zeminde mükemmel yol tutuş sağlar. Kış Lastiği Hakkında Merak Edilenler Kış lastiği sadece karlı ve buzlu zeminlerde mi kullanılır? Kış lastikleri tüm bir kış sezonu boyunca, Ekim`de aracınıza takılıp Nisan`da çıkarılabilecek ve bu süre içerisinde kötü hava koşullarından dolayı oluşabilecek risklere karşı sizi güvenle koruyacak lastiklerdir. Dolayısıyla kış lastikleri karlı ve buzlu zeminlerde yere tutunmayı sağlayıp zorlu kış koşullarına çok mükemmel cevap verebilmektedirler. Aynı zamanda, kuru ve ıslak zeminlerde ise performanslarında herhangi bir azalma olmaksızın güvenle kullanılırlar. Islak zeminlerde ise suyu en hızlı biçimde tahliye ederek ve lastiğin yolla temasının devamlı olmasını sağlayarak aquaplaning (suda kızaklama) riskini en aza indirir. Bu lastikleri yaz aylarında kullanmanın sakıncaları nelerdir? Kış lastikleri yazın kullanıldığında kullanılan sırt karışımının özelliğinden dolayı diğer lastiklere oranla daha çabuk aşınır ve gürültü seviyesi artar. Diş derinliklerinde sınırlar nedir? Diş derinliği 1.6mm`ye düşen lastiklerin değiştirilmesi, kış mevsiminde ise diş derinliklerinin en az 3mm olmasına dikkat edilmesi gerekir. Kış lastikleri kış sezonunun bitmesiyle Mart-Nisan aylarında araçlardan çıkarılmalı ve bir sonraki sezonda kullanım için karanlık ve rutubetsiz bir ortamda saklanmalıdır. Eğer evlerin balkonlarında saklanacaksa, siyah kalın bir naylon torba içerisine konulmalıdır. Kış lastiklerinin standart lastiklere göre avantajları nelerdir? En önemli avantajı düşük sıcaklıklarda özelliğini kaybetmeyen özel sırt karışımı ile kış koşulları için üretilmiş olmalarıdır. Ayrıca sırt desenin ve omuz bloklarının dişli yapısı karlı zeminlerde ilave çekiş sağlar. Bunun yanısıra özellikle silikali sırt karışımı ve kılcal kanallı blok yapısı kullanılarak ıslak zeminde mükemmel yol tutuş sağlar.
Haber Bizden Haberler
MARDAŞ VİYADÜK İÇİN HAZIRLIKLARI TAMAMLADI. Projesi tamamalanan ve tüm resmi izinleri alınan viyadük projesi için 2015 yılı inşaat yılı olacak. Proje hayata geçtiğinde gümrüklü sahalar kesintisiz biçimde bir birine bağlanarak gümrüklü saha kapasitesi 3,5 kat artmış olacaktır. Mevcutta yıllık 850 bin konteyner olan kapasite viyadük sonrası 2 milyon TEU olacaktır.
21
Etkinlik Sinema / 2015 festival takvimi
!f İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali !f İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali, 14 yıldır 80.000 kişilik izleyici kitlesiyle kültür sanat hayatına yeni bir soluk getiren, dünyanın her yanından farklı bakışları sinemaseverlerle buluşturan ve düzenlediği partiler, atölyeler ve çeşitli etkinliklerle programını zenginleştiren bir oluşum. Her yıl İstanbul’da, Ankara’da ve İzmir’de Cinemaximum Sinemalarında Şubat ve Mart aylarında izleyicisiyle buluşan festival, filmleri farklı ve güncel temalar altında toplayarak izleyicisine ulaştırıyor. Bir festival tarafından dünyada ilk kez gerçekleştirilen ‘alternatif dağıtım ve paylaşım’ projesi !f ile, Türkiye ve komşu ülkelerde 30’dan fazla kente festival ruhu taşıyor. 14.ULUSLARARASI BAĞIMSIZ FİLMLER FESTİVALİ 14th INTERNATIONAL INDEPENDENT FILM FESTIVAL 12-22 İSTANBUL ŞUBAT / FEBRUARY 2015 26-01 ANKARA ŞUBAT / FEBRUARY - MART / MARCH 2015 26-01 İZMİR ŞUBAT / FEBRUARY - MART / MARCH 2015
34. İSTANBUL FİLM FESTİVALİ 4-19 NİSAN 2015 Filmekimi, 2002 yılından başlayarak, İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından her yıl gerçekleştirilen “Sonbahar Film Haftası” etkinliğidir. Etkinlik boyunca, izleyiciler tarafından merakla beklenen yeni ve ödüllü filmler gösterilmekte, ülkemizde gösterime de girecek olan bazı filmlerin gala gösterimleri bu etkinlik çerçevesince yapılmaktadır.
Uluslararası İstanbul Film Festivali Uluslararası İstanbul Film Festivali, eskiden (1984-88) Uluslararası İstanbul Sinema Günleri, İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı tarafından 1982’den beri düzenlenmekte olan festival. Her sene nisan ayı içinde çeşitli sinemalarda gerçekleştirilir, ayrıca içinde ulusal ve uluslararası olarak iki ayrı yarışma barındırır. Festivalde, uluslararası bir seçici kurulun değerlendirmesi sonucu Altın Lale Uluslararası Yarışma Ödülü ile Jüri Özel Ödülü’nün verildiği Uluslararası Yarışma ile yılın en iyi Türk filminin seçildiği Altın Lale Yılın En İyi Türk Filmi ile Altın Lale Yılın En İyi Türk Yönetmeni, En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Senaryo, En İyi Görüntü Yönetmeni, En İyi Müzik ve Jüri Özel ödüllerinin verildiği Ulusal Yarışma düzenlenmektedir. 1996’dan beri festivalde, sinema sektöründe önemli yeri olan kişilere Uluslararası Yarışma kapsamında “Yaşam Boyu Başarı Ödülü” ve Ulusal Yarışma kapsamında “Sinema Onur Ödülü” verilmektedir. Uluslararası Film Eleştirmenleri Birliği FIPRESCI Ödülleri, Avrupa Konseyi Sinema Ödülü FACE, Sinemada İnsan Hakları ve Halk Ödülü Festivaldeki diğer 22 ödül kategorileridir.
ADANA ALTIN KOZA FİLM FESTİVALİ Adana Altın Koza Film Festivali, Adana’da genellikle haziran ayında düzenlenmesine karşın son yıllarda Eylül ayında düzenlenen bir film festivalidir. Çukurova’nın geleneksel ürünü pamuğu simgeleyen “Altın Koza Film Festivali”, ilk kez 1969 yılında, “Film Şenliği” F adıyla düzenlendi. 1973 yılına kadar aralıksız a süren sü şenlik, bu tarihten sonra unutuldu. 1992 yılında 18 yıl aradan sonra yeniden 1 başlatılan festival, “Altın Koza Kültür, Sanat ve ba Film Fil Festivali” olarak 1997 yılına kadar devam etti. etti 1998yılında festival hazırlıkları yapılırken yaşanan yaşa deprem felâketi, buna engel oldu. 2005 de tekrar başlayan festival, eylül 2015’de 22. si te izleyicisiyle buluşacaktır. izley
ULUSLARARASI ANTALYA ALTIN PORTAKAL FİLM FESTİVALİ Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, 1964 yılından bu yana Antalya’da düzenlenen Türkiye’nin en önemli film festivalidir. Festival, Antalya Büyükşehir Belediyesi (ABB) ve Antalya Kültür Sanat Vakfı (AKSAV) tarafından her yılın sonbahar mevsiminde Antalya Kültür Merkezi (AKM) ve Cam Piramit’te gerçekleştirilmektedir. Antalya Altın Portakal Film Festivali, Avrupa ve Asya’nın en köklü film festivallerinden biri, Türkiye’nin ise en eski ve uzun soluklu film festivalidir. Festival, 2005 yılından bu yana Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali adıyla gerçekleşmekte; festival programı içinde uluslararası yarışma bölümü de yer almaktadır.
HIZ GÜVEN KALİTE MARDAŞ LİMAN İŞLETMESİ
Mardaş M ard daş Marmara Deniz iz İşletm İşletmeciliği meciliği A. Ş. Ambarlı Limanı Tesisleri Mardaş İskelesi Yakuplu Beylikdüzü / İstanbul Tel: +90 212 875 27 32 (pbx) - Faks: +90 212 875 27 38-39 (pbx) www.mardas.com.tr
23
Liman İşletmeciliği Armatörlük Gemi Kiralama Gemi İşletmeciliği Acentelik
Biz; Müşterilerimize verdiğimiz sözleri tutmanın en büyük kazanç olduğunu biliriz.
Mardaş Marmara Deniz İşletmeciliği A. Ş. Ambarlı Limanı Tesisleri Mardaş İskelesi Yakuplu Beylikdüzü / İstanbul Tel: +90 212 875 27 32 (pbx) - Faks: +90 212 875 27 38-39 (pbx) www.mardas.com.tr