NEWTECH EYLÜL 2014

Page 1

OYUN İNCELEME: WOLFENSTEIN • YENİ DÜZEN

AYLIK TEKNOHOBİ DERGİSİ SAYI: 2014/09 FİYATI : 5 TL

ELEKTRİKLİ

RENAULT TWIZY İLE TEK ŞARJDA 80KM ULTRABOK’DA ULTRA REKABET

ÖĞRENCİ İŞİ TEKNOLOJİ

SUPER AMOLED

GALAXY TAB S

NEWTECH

İŞ BAŞINDA MASAÜSTÜNE

“ALL IN ONE” DAMGASI

AKILLI ZERAFET GİYİLEBİLİR TEKNOLOJİLER



içindekiler

09.2014

28. En iyi ultrabook’lar

20. ‘Öğrenci işi’ teknoloji

Ülkemizde satışta olan en iyi ultrabook modelleri bu dosyamızda.

Cebinizde deprem yaratmayacak, en bütçe dostu teknolojik ürünler bu dosyamızda.

26. Renault Twizy Elektrikli Renault, Türkiye’de satışta

34. Giyilebilir Teknolojiler

50. Tüm detaylarıyla ‘All In One’ Masaüstü Sistemler 44. Wolfenstein: The New Order Ya 2. Dünya Savaşı Naziler’in galibiyeti ile sonuçlansaydı?

‘İŞ’ Başında Kurumsal bilişim dünyasında yaşanan en son gelişmeler...

57.


06 SAHİBİ Etna Yayıncılık Hiz. San. ve Tic. Ltd. Şti. Adına M. Bahattin Apak apakb@etnagrup.com.tr

En Yeniler Öne Çıkanlar

Samsung Galaxy Alpha

AMD Radeon R9 285

Lenovo Vibe Z2 Pro

YAZI İŞLERİ (212) 212 00 38 Dahili: 128 / 121 / 151 REKLAM SERVİSİ (212) 212 00 38 Dahili: 154 / 118 / 114

HTC One for Windows

Polaroid Cube

ABONE VE SATIŞ (212) 212 00 38 Dahili: 131 MALİ DANIŞMANLIK Yms Denetim ve FMMM (212) 234 15 75 OFSET HAZIRIK VE BASKI Elma Basım (212) 697 30 30

Asus Zenfone

Yeni MacBook Pro Retina

MSI WS60

Huawei Ascend P7

General Mobile Discovery 2

GENEL DAĞITIM Turkuaz Dağıtım ve Pazarlama San. ve Tic. A.Ş. iPAD UYGULAMASI Kle Teknoloji ADRES Gülbahar Mah. Cemal Sururi Sok. Halim Meriç İş Merkezi No: 15 E Daire: 31 Mecidiyeköy / Istanbul ETNA HAKKINDA Etna Grup şirketlerinden biri olan Etna Yayıncılık Ltd., 2001 yılından beri uzman ekibi ile teknoloji yayıncılığı konusunda faaliyet göstermektedir. Etna Yayıncılık, Newtech dergisiyle birlikte hepsi kendi alanında lider Photoline, Macline ve iPad Magazine süreli dergilerini yayınlamaktadır. Etna dergileri bayi satışı dışında App Store’daki iPad uygulamaları ve Turkcell Dergilik, Magzter, dMags gibi dijital dergilikteki çok başarılı performansı ile de dikkat çekmektedir. Etna Yayıncılık dergilere ek olarak technotoday.com.tr teknoloji portalını yayınlamaktadır.

TELİF HAKLARI Et­na Ya­yın­cı­lık Ltd. Hak­kın­da: Et­na Grup şir­ket­le­rin­den bi­ri olan Et­na Ya­yın­cı­lık New­Tech der­gi­si ile bir­lik­te Pho­to­Li­ne, Mac­li­ne, Fo­to­Tek­nik, ve Sound adlı 5 sü­re­li pe­ri­yot­ta tek­ no­lo­ji ya­yı­nları çı­kart­mak­ta­dır. Et­na Ya­yın­cı­lık, al­tı der­gi­nin top­lam ay­lık or­ta­la­ma 75 bi­nin üze­rin­de ti­ra­jıy­la, ba­yi sa­tış ve abo­ne­lik yo­luy­la ay­lık yak­la­şık 50 bin ki­şiye ulaş­mak­ta­ dır. Der­gi­le­rin bi­rey­sel ola­rak yap­tığı oku­yu­cu an­ket­le­rin­de çı­kan so­nuç­lar­da bir der­gi­yi or­ta­la­ma 2.5 ki­şi­nin oku­du­ğu da he­sa­ba ka­tı­lır­sa Et­na Ya­yın­cı­lık der­gi­le­ri, her ay mi­ni­mum 120 bin’nin üze­rin­de kişi ta­ra­fın­dan okun­mak­ta­dır. Te­lif Hak­ la­rı: Yu­ka­rıda is­mi ge­çen Et­na ya­yın­la­rın­dan hiç bir mal­ze­ me izin alın­mak­sı­zın ba­sıla­maz ve kul­la­nı­la­maz. Bü­tün Et­na ya­yın­la­rı­nın te­lif hak­la­rı Et­na Ya­yın­cı­lık’a ait­tir. Te­lif hak­la­rı­na say­gı gös­te­ril­me­di­ği tak­tir­de Et­na Ya­yın­cı­lık ya­sal yap­tı­rım­ la­ra baş­vur­ma­ya yet­ki­li­dir.

Asus Zenbook UX303LN

62 İnceleme GALAXY TAB S LUMIA 930 MSI GT70 2PE Dominator Pro ViewSonic VX2880ml OYUN İNCELEME: WOLFENSTEIN • YENİ DÜZEN

Her türlü görüş ve önerilerinizi Twitter’da bizimle paylaşmanızdan mutluluk duyarız: @Newtechtr

AYLıK TEKNOHOBİ DERGİSİ SAYı: 2014/09 FİYATı : 5 TL

ELEKTRİKLİ

RENAULT TWIZY İLE TEK ŞARJDA 80KM ULTRABOK’DA ULTRA REKABET

ÖĞRENCİ İŞİ TEKNOLOJİ

http://twitter.com/Newtechtr

GALAXY TAB S

NEWTECH

İŞ BAŞINDA MASAÜSTÜNE

“ALL IN ONE” DAMGASI

http://facebook.com/Newtech.Dergisi

SUPER AMOLED

AKILLI ZERAFET GİYİLEBİLİR TEKNOLOJİLER

Fotoğraf: Akif Çelikel Retouch: Volkan Demir Model: Katherina / Up Models Prodüksiyon: FotoLojistik



EN YENİLER

Asus Zenfone

le SIM desteğiy Hepsi de çift ft çi r, ’la ne gelen Zenpho eği sunan SIM kart dest sindeki üst ye ana akım sevi lerin oldukça seviye model ğu Türkiye du az sayıda ol i bir eksiği pazarında cidd şardı. ba ı ay kapatm

Fiyat/performansın yeni kralı! sus, sunduğu özelliklere karşılık oldukça uygun fiyatlandırması ile fiyat/performans dengesini adeta alt üst eden yeni akıllı telefon ailesi Zenphone’un Türkiye satışına başladı. Zenphone 4-5-6 olmak üzere toplam 3 kardeşten oluşan ailenin isimlendirmesinde esas alınan nokta ekran büyüklüğü. Yani en küçük kardeş 4-inç’lik, en büyüğü ise 6-inç’lik ekrana sahip. Bu bağlamda ailenin ağabeyini bir nev’i tabletfon olarak da değerlendirebiliriz. 06 Eylül 2014 /

Asus ile Intel’in iş ortaklığında geliştirilen Zenfone ailesinin kalbine indiğimizde karşımıza Intel’in yongasetleri çıkıyor. Hepsi de Clover Trail+ mimarisinden Atom işlemcilerini baz alan modellerden Zenphone 4’ü Intel Atom Z2520 yongaseti güçlendirirken, Zenphone 5’te Atom Z2560’a ve 6’da ise Atom Z2580’e yer verilmiş. Her üç işlemci de çift çekirdekli ve 4 iş parçacığına sahipken aralarında fark saat hızlarında beliriyor. Şöyle ki

Z2520’nin 1.2GHz’lık hızına karşılık Z2560 1.6GHz’da, Z2580 ise 2.0GHz’da çalışıyor. Benzer şekilde her üç yongasetinin grafik ünitesi de çift çekirdekli Power VR5 544. Aralarındaki fark sırasıyla 300/400 ve 533MHz’da çalışmaları. RAM kapasitesine baktığımızda ise en küçük kardeşin 1GB, ağabeylerinin ise 2GB RAM’e sahip olduğunu görüyoruz. Dâhili hafıza ise Zenphone 4’te 4/8GB, 5’te 8/16GB iken, Zenphone 6’da ise 8/16/32GB olarak


Zenphone 5 ve 6 modelleri, sahip oldukları PixelMaster teknolojisi sayesinde, yetersiz ışıklandırmalı ortamlarda bile neredeyse mükemmel bir çekim performansa sahip. Hatta sadece kendi fiyat aralığında değil, piyasadaki pek çok üst modelden bile bariz biçimde daha başarılılar.

Zenfone modelleriyle fotoğraf çektiğinizde kadrajda istenmeyen objeleri ortadan kaldırmak mümkün. Ekstra bir diğer güzel özellik ise “güzelleştirme” modu uygulaması. Telefonun bu özelliği sayesinde yüzünüzdeki sivilce, leke gibi istemediğiniz izlerden de kurtulmak çok kolay. Zenfone menü geçişleri arası tepki süresi 60 ms. Telefonun özelliklerinden eldivenle kullanım modunu aktif hale getirdiğimizde telefonu rahatlıkla elinizde eldiven varken de kullanmanız mümkün.

belirlenmiş durumda. MicroSD yuvası üzerinden harici hafıza takviyesi de mümkün keza. Zenphone 4’te 4-inç (480x800) , Zenphone 5’te 5-inç (1280x720) ve Zenphone 6’da ise 6-inç (1280x720) büyüklüğünde IPS ekrana yer veren Asus, tüm modelleri kırılma ve çizilmelere karşı dayanıklılık sağlayan Gorilla Glass 3 ekran camı ile güçlendirmiş durumda. Hepsi de Android 4.3 yüklü biçimde gelen modellerin ayrıldıkları bir

diğer nokta da kameraları. Zenphone 4’te 5MP çözünürlükte arka kamera, VGA çözünürlükte ön kamera kullanılırken bir büyük ağabeyinde düşük ışıkta kaliteli resimler çekebilmeyi sağlayan PixelMaster teknolojisi ve LED flaş ile desteklenen 8MP çözünürlükte arka kamera ve 2MP çözünürlükte ön kamera, Zenphone 6’da ise yine PixelMater ve LED flaş destekli 13MP arka kamera ve 2MP ön kamera konuşlandırılmış. Her üçünün

de 1080p@30fps video çekim desteği sunduğunu da not olarak düşelim. Modellerin bataryalarına baktığımızda ise sırasıyla 1600mAh, 2110mAh ve 3300mAh’lık değerleri görüyoruz. Bataryaların değiştirilemediğini de not olarak düşelim. Geçtiğimiz ayın ortası itibarı ile satışa sunulan Zenphone ailesi üyelerinin fiyat etiketleri sırasıyla 450 TL, 700 TL ve 800 TL olarak belirlenmiş durumda. / Eylül 2014 07


EN YENİLER

Galaxy Alpha, Samsung’un metal yan bantlarla gelen ilk akıllı telefonu.

Yeni Exynos 5430 yongaseti, 20nm üretim teknolojisi, gerçek sekiz çekirdek desteği, atanmış ses çekirdeği ve LTE desteği gibi pek çok önemli yenilikle geliyor.

4.7-inç’lik bir ekran büyüklüğü -eğer elimiz küçük değilse- tek elle rahat kullanım için üst sınır olarak değerlendirilebilir.

Samsung Galaxy Alpha Premium tasarım; ‘gerçek’ 8 çekirdek TC, Sony veya Apple gibi rakiplerinin aksine tasarımda daha sade bir anlayışı benimseyen ve maliyet odaklı bir yol izleyen Samsung, şimdiye kadar satışa sunduğu –amiral gemiler de dahil- tüm modellerinde plastik kasadan vazgeçmemişti. En iyi ihtimalle deri görünümlü plastik arka kapak (Note 3) veya metal görünümlü plastik yan bantlar (Note 3, S5) gibi tasarımsal yeniliklerle yetinen Samsung bu sebepten de HTC One M8 gibi ekranı hariç neredeyse tamamı lazer kesim metalle tasarlanan yahut Sony Xperia Z2 gibi cam-metal karışık bir şekilde üretilen rakip amiral gemileri ile karşılaştırıldığında tasarımsal açıdan çok daha sönük kalıyordu doğal olarak. Tasarım ve malzeme İşte Samsung’un yeni akıllısı Galaxy Alpha firma için bu açıdan bir dönüm noktası olarak değerlendirilebilir. Çünkü bu modelle birlikte Samsung da ilk defa metal (gerçek metal) kenar bantlarına yer verdi. Gerçi bunun haricinde yine bildiğimiz tasarım sürüyor yani deri hissiyatı uyandıran ve

08 Eylül 2014 /

pürtüklü yapısıyla ele muazzam biçim oturan polikarbonat arka kapak ve yine plastik bir kasa. Bunun haricinde modelin siyah, beyaz, altın sarısı, gümüş ve mavi olmak üzere 5 farklı renk seçeneğine sahip olduğunu da not olarak düşelim. Yani özetleyecek olursa Galaxy Alpha için Galaxy S5’in ‘metal kenar bantlarıyla gelen ufak kardeşi’ diyebiliriz. ‘Ufak’ kardeşi dememizin sebebi ise kendisinin her anlamda -yani hem teknik özellikler açısından hem de ebatsal olarakGalaxy S5’in bir boy küçüğü olması. Metal kenar bantları bir yana bırakırsak, Galaxy Alpha’nın en önemli özelliklerinin başında oldukça ince ve bir o kadar da hafif bir tasarıma sahip oluşu geliyor. Şöyle ki, sadece 115 gram ağırlığında olan Galaxy Alpha’nın kalınlığı ise 6.7 mm ile sınırlı. Bu açıdan baktığımızda modelin iPhone 5S’ten bile daha ince olduğunun ve hemen hemen aynı ağırlıkta olduklarının altını çizelim. Android ekosistemi içerisinde ise kendi sınıfının açık ara en mükemmel taşınabilirliğe sahip olan modeli olduğunu söyleyebiliriz.

Ekran 4.7-inç büyüklüğünde SAMOLED ekranla gelen modelin ekran çözünürlüğü HD (1280x720) ile sınırlanmış. Açıkçası günlük kullanımda, ‘kasmadığınız müddetçe’ bunun ‘belirgin’ bir dezavantaj yaratmayacağından emin olabilirsiniz. Kamera ISOCELL sensöre yer verilen 12MP’lik arka kamera ve 2.1MP ön kameraya sahip olan Galaxy Alpha’nın FHD (30/60fps), HD (120fpsağır çekim) ve 4 dakika ile sınırlı 4K video çekim desteği (48Mbps video / 256Kbps ses) mevcut. Yongaseti Yongaseti ayağında Samsung’un kendi üretimi olan 32-bitlik Exynos 5430’un yer aldığı modelde toplam 8 çekirdekli işlemci (4x 1.8GHz CortexA15 + 4x 1.3GHz CortexA7) ve 6 çekirdekli Mali T628 (saat hızı 600MHz’a çıkarılmış) grafik ünitesi bulunuyor. Modeli yongaseti açısından değerlendirdiğimizde Exynos 5430’un kesinlikle Samsung’un en büyük adımlarından birisi olduğunun altını çizelim.



EN YENİLER

MSI WS60

SPOT: Dünyanın en hafif ve en ince ‘iş istasyonu’ Bildiğimiz gibi iş istasyonu formunda tasarlanan dizüstülerin -çok az istisnası olmakla birlikte- neredeyse hepsi ‘güçlü ve hantal’ olarak değerlendirebileceğimiz modellerdir. En büyük handikapları güçlü donanımları sebebiyle kalınlık ve ağırlıktan yana yeterince tatminkâr ebatlara sahip olmayışlarıdır. Bu da en nihayetinde son kullanıcıya (ki bu örneğimizde hedef kitle CAD, 3D modelleme gibi işlerle uğraşan profesyonel kesim) düşük taşınabilirlik olarak dönüş yapar. İşte MSI’ın yeni dizüstü modeli WS60 bu bağlamda her iki açıdan da oldukça

muazzam bir performans sergilemeyi başarıyor. Şöyle ki 1.98 gr ağırlığı ve 2 cm’lik kalınlığı ile taşınabilirlikten yana hiçbir sıkıntı yaratmayan model Intel Core i74710HQ işlemcisi, Nvidia Quadro K2100M (2GB bellek) profesyonel ekran kartı, 16GB RAM, 128GB SSD+1TB HDD, USB 3.0 (3x) girişleri, HDMI bağlantısı ve Thunderbolt 2 yuvalarıyla hem performans hem de bağlantı ayaklarında yüksek performans sunuyor. MSI’ın oyun dizüstülerinde de yer verdiği tasarımla üretilen ve tamamıyla metal/fırçalanmış alüminyum gövdeyle güçlendirilen WS60’ta Killer Gaming

Networking oyun ağı yongası, SteelSeries arka aydınlatmalı klavye, harici ekran desteği (2x), 4K çözünürlüğünde çıkış desteği (HDMI/mDP bağlantıları üzerinden) ve Wi-Fi AC gibi premium özellikler de unutulmamış. Temel versiyonu 15.6-inç (1920x1080) büyüklüğünde ekranla gelen modele opsiyonel olarak 3K (2880x1620) çözünürlük, ek SSD gibi takviyeler de yapılabiliyor keza. Şimdilik sadece Amerika’da satışa sunulan MSI WS60’ın yakın süre içerisinde diğer bölgelere de dağıtımına başlanacak. Satış Fiyatı: 2,300 Dolar (baz model)

Bu modelde 15.6 inçlik Full HD ekran, Haswell tabanlı Intel Core i7-4710HQ işlemci, NVIDIA Quadro K2100M grafik kartı, 16GB RAM, 128GB SSD, 1TB HDD, USB 3.0 girişleri, HDMI bağlantısı ve Thunderbolt 2.0 portu yer alıyor.

MSI WS60 modelinde firma oyun bilgisayarlarındaki tasarım yapısını kullanmış ve kasayı tamamen metal alaşımdan imal etmiş.

10 Eylül 2014 /



EN YENİLER

ZTE Kis 3

Giriş seviyesi akıllı telefonda maksimum performans ZTE, Android KitKat 4.4’e sahip giriş seviyesi akıllı telefonu Kis 3’ü Türkiye’de satışa çıkardı. ZTE’nin, giriş seviyesi akıllı telefon kategorisinde en iyi performansı sunmak için tasarladığı Kis 3, Qualcomm MSM 8210 1.2GHz Dual Core işlemci ve 512 MB RAM ile akıllı telefon uygulamalarının ve çoklu işlemlerin kolaylıkla gerçekleştirilmesini sağlıyor. Kis 3’ün 4 inçlik geniş ekranı ile haberlere göz atmak, video izlemek ve fotoğraflara göz gezdirmek oldukça kolay ve eğlenceli. 10.7 mm inceliğinde ve göz alıcı gece mavisi rengi ile Türkiye’de satışa sunulan ZTE Kis 3’e, Turkcell Kurumsal Müşteriler portföyünden uygun kampanya ve tarifelerle ulaşılabiliyor.

ZTE Kis 3 özellikleri ❍ İşletim sistemi: Android KitKat 4.4 ❍ Boyut ve ağırlık: 126x64.7x10.7mm ❍ Ekran: 4.0”WVGA (480x800 Piksel) ❍ Kamera: 3 megapiksel ❍ Ağ: GSM 900/1800/ 1900 MHz | WCDMA 900/2100 MHz ❍ Pil: 1400 mAh ❍ İşlemci: Qualcomm MSM 8210 1.2 GHz Dual Core işlemci ❍ Hafıza: 512MB LPDDR2/3 + 4GB eMMC | MicroSD (32GB’a kadar) ❍ Diğer özellikler: GPS ile AGPS, WiFi 802.11 b/g/n, Bluetooth 4.0

Yenilenen MacBook Pro Retina Türkiye’de

Apple, MacBook Pro Retina ailesini güncelledi. pple, üzerinde ufak güncellemelere gittiği yeni MacBook Pro Retina modellerini geçtiğimiz ayın başı itibarı ile Türkiye’deki yerini aldı. Güncelleme ertesinde 13-inç’lik modellerde yer alan Core i5 işlemcilerinin hızı 2.5GHz’den modeline göre 2.6GHz ve 2.8GHz’e yükselirken, RAM miktarı her üç modelde de 8GB olarak belirlenmiş.

12 Eylül 2014 /

128GB/256GB ve 512GB PCIe SSD seçeneklerinin yer aldığı modellerin grafik ayağında ise Intel Iris bulunuyor. Toplamda 2 kardeşten oluşan 15-inç’lik modellerde yer alan Core i7 işlemcilerde de benzer şekilde minör düzeyde bir saat hızı artışına giden Apple, RAM miktarını ise 8GB’dan 16GB’a yükseltmiş. İlk modelde 256GB PCIe SSD ve Intel

Iris Pro grafik ünitesine yer veren firma ağabeyinde ise 512GB PCIe SSD ile Iris Pro grafik birimine ek Nvidia GeForce GT 750M GPU’suna yer vermiş durumda. 13-inç’lik modeller sırasıyla 3,500TL, 4,000 TL ve 4,800 TL olarak fiyatlandırılırken, 15-inç’likler ise 5,400 TL ve 6,900 TL’lik satış etiketine sahip.



ÖNE ÇIKANLAR Asus Zenbook UX303LN 13.3-inç’lik 3K IPS ekran Asus, Zenbook ailesi altında konumlandırdığı ultrabook modellerine, 13.3-inç’lik büyüklüğü ve 3K çözünürlüğe sahip yeni bir model daha ekledi. Zenbook UX303LN ismi altında gelen model, tasarımsal anlamda diğer kardeşleriyle aynı. Yani yine fırçalanmış alüminyum kasa ile üretilen ve kalından başlayıp giderek incelen bir çizgiye sahip bir modelle karşı karşıyayız. 1.45 kg ağırlığa ve en kalın noktasında 1.77 cm kalınlığa sahip olan modelin işletim sistemi ise Windows 8.1 64-bit. UX303LN’yi kardeşlerinden ayıran en önemli fark Quad-HD/3K (3200x1800) çözünürlüğe sahip oluşu. 13-3-inç’lik dokunmatik

ekranda yer verilen panel tipi ise IPS. Yani diğer bir deyişle 178 derecelik görüş açısı sayesinde görüş açımız kenara kaysa da renklerde bozulma yaşamıyoruz. Modelin teknik detaylarına baktığımızda ise karşımıza Intel Haswell tabanlı ve çift çekirdekli 2.0 GHz hızında çalışan Core i7-4510U işlemciyi ve işlemciye bütünleşik HD 4400 dahili grafik ünitesini görüyoruz. Dâhili grafik ünitesinin yeterli gelmeyeceği zamanlarda ise devreye otomatik olarak Nvidia GeForce GT 840M (2GB) giriyor. 12GB RAM ile desteklenen modelin depolama ayağında ise 256GB büyüklüğünde SSD yer alıyor. Satış Fiyatı: 1.500 Dolar

Lenovo Vibe Z2 Pro Çerçevesiz 2K ekran; 4000mAh batarya ve çift SIM Kart desteği! 6-inç’lik (2560x1440) IPS panelli ekrana yer verilen ve Snapdragon 801AC yongaseti tarafından güçlendirilen modelin RAM miktarını 3GB olarak belirleyen Lenovo dâhili hafızayı ise 32GB ile sınırlandırmış. Sınırlandırmış dememizin sebebi modelde maalesef microSD yuvasının yer almıyor oluşu. Metal kasayla tasarlanan ve 7.7mm kalınlıkla, 179 gram ağırlığa sahip olan Vibe Z2 Pro; 3G/4G, Wi-Fi (ac destekli) ve BT 4.0 gibi standart bağlantıların yanı sıra NFC yongasına da sahip. Android 4.4.2 işletim sistemiyle gelen telefonun kamerasına baktığımızda ise karşımıza 14 Eylül 2014 /

4K video çekim desteği (2160p@30fps) ve optik stabilizasyon özelliği sunan çift LED flaşlı 16MP arka kamera ve 2.1MP’lik geniş açı özellikli bir ön kamera çıkıyor. Modele yönelik altını çizmemiz gereken bir diğer önemli detay ise ekranın kasaya oranının yaklaşık %85 seviyesinde oluşu. Yani diğer bir deyişle model neredeyse çerçevesiz bir tasarıma sahip. Vibe Z2 Pro’nun bu ay içerisinde satışa sunulması bekleniyor. İlk olarak Uzakdoğu pazarına gidecek olan model orayı takiben Amerika ve Avrupa’nın yolunu tutacak. Fiyatın ne olacağı henüz belirsiz.



ÖNE ÇIKANLAR

HTC One for Windows Windows Phone platformuna yeni amiral gemisi HTC’nin imzasını taşıyan One for Windows isminden de belli olduğu gibi HTC’nin Android tabanlı amiral gemisi olan One serisinin Windows Phone 8.1 işletim sistemi ile geleni. Yani tasarım ve teknik özellikleri aynı. Snapdragon 801 yongasetine eşlik eden 2GB RAM tarafından güçlendirilen modelin SLCD3 ekranı ise 5-inç (1920x1080) büyüklüğünde. İstenirse MicroSD yuvası üzerinden arttırabilen 32GB’lık dâhili hafızanın yer aldığı modelin kamerasına baktığımızda ise derinlik algılayıcısına ve çekimden sonra odaklanma sağlayan U-Focus özelliğine

sahip 4MP’lik ultrapiksel kamera ile 5MP’lik ön kamerayı görüyoruz. Batarya ise 2600mAh gücünde. Neredeyse tamamen metalden yapılma kasası ve BoomSound destekli çift kanal hoparlörüyle Android ekosisteminin en şık ve en iyi ses deneyimine Şimdiye kadar neredeyse sadece Nokia’nın katkıları ile sahip olan modeli olarak yola devam eden Windows nitelendirebileceğimiz One’ın Phone ekosistemi HTC ile birlikte zenginleşecek. WP versiyonu ile birlikte, Microsoft’un Sony, LG gibi özellikle bu platformda firmaları da benzer modeller için sübvanse edeceğine yönelik Android’de olduğu gibi gelişmelere bakarsak yakında ciddi bir üretici rekabeti WP dünyasında da Android’de olduğu gibi ciddi bir üretici yaşanmadığından HTC’nin rekabeti yaşanabileceğini sağlam bir satış başarısı söyleyebiliriz. yakalaması kuvvetle muhtemel görünüyor.

AMD, performans/watt çıtasını yükseltiyor: Radeon R9 285 AMD, orta seviyeye yönelik tasarladığı yeni ekran kartını satışa sunuyor.

Tonga grafik birimini kullanan Radeon R9 285 orta seviyeye hitap eden bir ekran kartı ve AMD’nin ifadelerine göre GTX 760’ı performans olarak geride bırakıyor.

Nvidia’nın enerji tüketimine yönelik ciddi iyileştirmelerle gelen Maxwell tabanlı yeni nesil ekran kartları karşısında performans olarak ezilmese de güç tüketimi anlamında geride kalan AMD, bu handikabını giderecek olan ilk önemli hamlesini hayata geçirdi. İsimlendirmesinde de anlaşıldığı gibi orta seviyede konumlandırılan AMD Radeon R9 285 AMD’nin yeni Tonga GPU’su tarafından güçlendiriliyor. Tonga mimarisinin mevcut R9 280 serisinde kullanılan Tahiti yongasından farkı benzer performansı çok daha düşük bir güç tüketimi ile sunabiliyor oluşu. Şöyle ki, AMD’den yapılan açıklamaya göre Radeon R9 285 küçük kardeşi Radeon R7 270X’in güç tüketimi değerlerini

korumayı başararak, Radeon R9 280 ile 280X arasında performans sunabilecek. Modelin teknik detaylarına baktığımızda 256-bit bellek arayüzüne, 2GB GDDR5 bellek miktarına ve 918MHz GPU ile 5500MHz bellek saat hızına sahip olduğunu görüyoruz. Şimdiki R9 280 serisi modellerden farklı olarak XDMA teknolojisini de destekleyen yeni kart bu sayede köprüsüz Crossfire desteği sunacak. Bildiğimiz gibi bu özellik şimdiye kadar sadece R9 290’larda kullanılıyordu. Geçtiğimiz ayın sonunda tanıtılan modelin bu ay içerisinde ülkemizde de satışa sunulması bekleniyor. Fiyat henüz belirsiz.


Huawei Ascend P7

Küresel çapta şimdiye dek gerçekleştirdiği 1 milyonu aşkın satış âdetiyle Huawei’nin en çok satan akıllı telefon modellerinden olan Ascend P7 ülkemizde satışa sunuldu. Fiyat/performans açısından değerlendiğimizde özellikle ülkemizde satılan üst seviye benzer ana akım modellerin oldukça önünde yer alan Ascend P7, özellikle tasarımıyla oldukça dikkat çekici bir model. Şöyle ki, yekpare gövde, metal kenar bantlar ve Gorilla Glass 3 cam arka yüzey gibi özelliklere yer verilen cihaz daha da güzeli şu ki, tüm bu tasarımsal incelikleri 124 gram

gibi mükemmel diyebileceğimiz bir ağırlık ve yine muazzam bir değer olan 6.5 mm kalınlıkla sunmaya başarıyor. 5-inç (1920x1080) büyüklüğünde, Gorilla Glass 3 camla güçlendirilen IPS LCD ekranla gelen Huawei Ascend P7’nin kaputunun altına baktığımızda ise karşımıza Cortex-A9 tabanlı ve 4 çekirdekli Kirin 910T (1.8GHz) işlemcisi ve Mali-450MP4 GPU’su çıkıyor. RAM miktarı ise 2GB. Android 4.4 işletim

sisteminin üzerine giydirilen Emotion kullanıcı arayüzü yüklü biçimde gelen Ascend P7’nin ön ve arka kameraları ise sırasıyla 8/13MP çözünürlüğünde. 16GB dâhili hafızayla gelen model microSD yuvasına da sahip. 2,500 mAh’lık sabit (yani değiştiremiyoruz) bataryayla gelen modelde dâhili radyonun da yer aldığını not olarak düşelim. Satış Fiyatı: 1,300 TL


ÖNE ÇIKANLAR

Polaroid Cube: Avuç içi aksiyon kamerası Polaroid, küp şeklinde tasarladığı, minnacık boyutlarıyla her yere taşıyabileceğimiz yeni aksiyon kamerası Polaroid Cube’ü satışa sundu. Fotoğraf dünyasının en kıdemli isimleri arasında yer alan Polaroid’in yeni kamerası Cube, 35mm’lik boyutlarıyla avucumuzu sıkınca içerisinde kaybolacak denli minik bir kamera. Full HD yani 1080p çözünürlüğünde video kayıt yapabilen Cube’ün 124 derecelik geniş açılı lensiyle 6MP çözünürlüğünde fotoğraflar da çekebiliyoruz. Aksesuar seçenekleri arasında yer alan mıknatıs klipsleri sayesinde dilersek metal yüzeylere de rahatlıkla tutturulabildiğimiz kameranın

öne çıkan bir diğer önemli artısı ise 2 metreye kadar su geçirmemesi. Keza toza karşı da dayanıklı kendisi. Dâhili hafızası 2MB ile sınırlı olsa da microSD üzerinden haricen takviye yapabildiğimiz Cube’ün üzerinde mikrofon ve LED ışığı da mevcut. Bu arada video kayıt yaparken fotoğraf da çekebildiğimizi not olarak düşelim. Tam dolum ertesi ortalama 1.5 saat çekim yapabildiğimiz Polaroid Cube’ün satış fiyatı 100 dolar olarak belirlenmiş durumda. Şimdilik ön siparişler alınıyor, satışına bu ayın ortasında başlanacak.

General Mobile

Discovery 2

General Mobile’ın tarihinde bir dönüm noktası olarak değerlendirebileceğimiz Discovery bildiğimiz gibi 749 TL (16GB) çıkış fiyatlandırması ile bir anda orta segmentin en çok ilgi gören modellerinden birisi olmayı başarmıştı. İşte şimdi Discovery 2’yi tanıtan firma doğal olarak bu başarısını yükselterek sürdürmeyi hedefliyor.

Bu ay içerisinde, Discovery 2’nin tek SIM kart destekli ve microSD yuvasına sahip yeni bir versiyonu daha satışa sunulacak. 18 Eylül 2014 /

5-inç (1920x1080) büyüklüğünde IPS ekrana sahip olan ve Gorilla Glass 3 ekran camı sayesinde çizilme ve darbelere karşı dayanıklılık arz eden modelin kalbine indiğimizde ise karşımıza

Cortex-A7 tabanlı MT6592T yongaseti ve 2GB RAM çıkıyor. 2GHz saat hızında çalışan, 8 çekirdekli işlemciye evsahipliği yapan bu yongasetinin grafik ayağında ise Mali-T450 görev alıyor. Plastik gövde ve alüminyum kenar bantlarıyla tasarlanan Discovery 2’nin çift SIM desteği ve 16GB’lık dâhili hafızası mevcut. Bununla birlikte microSD yuvasına yer verilmemiş. Kamerasına baktığımızda ise 13MP’lik arka ve 5MP’lik ön kamerayı görüyoruz. 2500mAh gücünde bir bataryanın yer aldığı Discovery 2 geçtiğimiz ay içerisinde satışa sunuldu. Satış Fiyatı: 888 TL


ADVERTORIAL

ViewSonic’den Eğitime Akıllı Çözüm PJD8653ws Projeksiyon Cihazı elişen teknolojiler her gün hayatımızın farklı bir alanına girerek alışkanlıklarımızı değiştirmeye devam ediyor. Tıpkı eğitimde olduğu gibi. Birçok teknoloji firması özellikle eğitim kurumları için tasarladığı ürünlerle hem eğitmenlerin hem de öğrencilerin karşılıklı olarak daha verimli bir ortamda çalışabilmesine olanak sağlıyor. Eğitim alanında da ürünleriyle öne çıkan markalardan biri olan ViewSonic, eğitim kurumlarının ihtiyaçları doğrultusunda geliştirdiği projeksiyon cihazı PJD8653ws ile hem etkili öğrenmeyi hem de sınıf içerisinde öğretmen ve öğrencilerin iletişimini arttırmayı hedefliyor. Birçoğumuzun okullarda görmeye alışık olduğu projeksiyon cihazlarının aksine ViewSonic PJD8653ws modeli, yansıtılan görüntü üzerinde eşzamanlı olarak açıklamalar yapılması, yazı yazılması ve çizim yapılması, görüntülerin kaydedilmesi ve tüm bunların iki etkileşimli kalem ile birlikte yapılmasına olanak sağlıyor. PJD8653ws modelinin getirdiği en önemli yeniliklerden biri, öğrenciler arasındaki işbirliği ve ekip çalışmasını öne çıkarmayı hedeflemesi. Ayrıca cihazın yazılımı ile birlikte gelen hazır çizim tabloları, matrisleri, çalışma sayfaları ve grafikler gibi yerleşik şablonlar sunması da, her defasında düz çizelgelerin tekrar hazırlanmasının önüne geçiyor.

3D Desteği ve Alt Yazı Okullarda akıllı cihazların en çok kullanıldığı alanlardan birisi olan videolu anlatım konusunda da öğretmenlere yardımcı olmayı hedefleyen ViewSonic, gerek 3D desteği gerekse altyazı ekleme ve kaldırma özelliği ile dil dersi içeriklerinin ve videoların daha etkileşimli bir öğrenme ortamı haline getirebiliyor. Bu özelliği öğrencilerin dil eğitimi sunumlarında karakterler arasındaki diyalogları ekleyip çıkartamalarını sağlayarak etkin bir öğrenme ortamı kurulmasına yardımcı oluyor. Bir diğer kullanım alanlarından birisi de, ekran üstü zamanlayıcısı ile sunum yapan öğrencilerin zamanlarını yönetmesine ve planlı oturumlarda gecikmelere neden olabilecek sunum süresinin aşılmasının önlenmesine yardımcı olmak. Bu saydığımız özellikler genellikle öğrencilerin kullanımını yönelik kolaylıklar sağlıyor. Peki PJD8653ws öğretmenlerin kullanımı için nasıl yenilikleri beraberinde getiriyor? Bunun için ultra kısa mesafe lense sahip olan projeksiyon cihazı, yaklaşık 52cm mesafeden 80” bir görüntü verebiliyor. Bu da projeksiyon mesafesinden dolayı, tahtada sunum yapan kişinin gözlerini almasını engelleyerek daha doğal, kesintisiz iletişim olanağı sağlıyor.

Uzaktan Erişim Ayrıca Crestron RoomView, AMX ve PJLink gibi ağ yönetim sistemleri desteği ile bilgisayardaki ethernet portu üzerinden 250 projeksiyon cihazının yönetimi söz konusu. Bu ağ yönetimi, gerçek zamanlı uyarı sistemi ile uzaktan cihazları açıp kapatarak gereksiz enerji sarfiyatını önleyerek lamba ömrünü uzatıp, bakım masraflarını düşürmeye yardımcı oluyor. Bunlara ek olarak uzaktan tüm güncellemelerin yapılabilmesi de okullardaki IT çalışanlarının işlerini kolaylaştıryor. yerinde bakım yapılma zorunluluğunu ortadan kaldırarak maliyet konusunda da etkili bir çözüm sunuyor. Cihaz 7000 saate varan lamba ömrü, 3 yıl garanti süresi ve yukarda saydığımız özellikleri ile eğitim alanındaki en ideal çözümlerden biri olma iddiasını taşıyor. Bu ürün ile ilgili detaylı bilgi için www.viewsonic.com.tr adresini ziyaret edebilir veya iletisim@viewsonicclub.com adresine mail atabilirsiniz. *İnteraktif 2 adet kalem ve duvara askı aparatı opsiyoneldir.

Öğrenciler arasındaki iletişimi arttırmanın daha teşvik edici bir hal almasını sağlamak amacıyla, çift kalem desteği ve ViewSonic ViewDraw II yazılımıyla birlikte, öğretmen ve öğrencinin eşzamanlı olarak, etkileşimli ve verimli bir şekilde birlikte çalışma ortamı yaratılabiliyor.

ViewSonic PJD8653ws inceleme


ARAŞTIRMA

‘Öğrenci işi’ teknoloji Cebinizde deprem yaratmayacak, en bütçe dostu teknolojik ürünler bu dosyamızda.

ldukça sıcak ve bir o kadar da durgun geçen yaz aylarının ertesinde Eylül’ün gelmesiyle birlikte sonbahara girdik. Bildiğimiz gibi bu ayın ortasında okullar açılacak. Haliyle bu ayki sayımızın göbeğinde de öğrenciler yer alıyor. İşte öğrencilere yönelik hazırladığımız konulardan birisi de başlığımızda belirttiğimiz gibi ‘öğrenci işi’ teknolojik ürünler. Burada kritik vurgu tabii ki ‘öğrenci işi’ olması. Yani ucuz ve ucuzluğu nispetinde faydası yüksek ürünler. Teknik dille ifade edecek olursak fayda/maliyet odaklı, teknolojik dille söylersek de fiyat/performans odaklı ürünler. Tabii burada altını çizmemiz gereken nokta seçimimizi fiyat/performans ikilisinin fiyat kısmına yakın duran ürünlerden yapacak oluşumuz. E; ne de olsa öğrenci işi! Malum; öğrencilik yılları pek çoğumuz için hem en keyifli hem de en zor yıllardır. Keyiflidir çünkü sorumluluğumuz asgari düzeydedir. İstisnalar olmakla birlikte ekseriyetle bakmamız gereken bir ailemiz yoktur, başarılı bir karne pek çoğumuz için 20 Eylül 2014 /

güzel bir ödül ile eşdeğerdir. E iş hayatıyla karşılaştırdığımız da ‘görev başında’ geçirdiğimiz zaman da oldukça az. Haliyle günün büyük bir kısmı da bize kalıyor. Koskocaman bir yaz tatili de cabası. Bunlar keyifli tarafları ama tabii bir de madalyonun diğer yüzü var. İşte orası pek iç açıcı değil. Anne ve babamızdan aldığımızdan (ekseriyetle) cüz’i harçlıkların bizi geçindirmesi imkânsız. Bir sinemaya gitmek için bile 3 gün para biriktirmemiz gerekir ki para biriktirmek demek ya yol parasını cebimize atabilmek için okula yürüyerek gitmek ya da yemek parasından tasarruf etmek için bütün günü aç geçirmek demek. En azından benim için böyleydi… Ama yalan yok; bizim zamanımızda, yani doksanlı yılların başı ve ortalarında, öğrencilik şimdikinden çok ama çok daha kolaydı. Bugün artık hayatımızın göbeğine oturan sosyal ağları ve bu sanal dünyaya erişimimizi sağlayan akıllı telefon veyahut tablet gibi ürünleri geçtik henüz ortada ne internet ne de cep telefonu gibi şeyler olmadığı için erişimimiz şimdikine

kıyasla çok daha kısıtlıydı. Yani diğer bir deyişle tüketimin yani gider kalemlerinin çok daha az olduğu ve haliyle çok daha ‘ucuza mutlu olabildiğimiz’ yıllardı o zamanlar. Şimdiyse maalesef işler çok daha zor. Ne de olsa, eğer ortada bir ürün yoksa doğal olarak canınız da onu çekemez. Bu bağlamda özenecek bir şeyin olmaması aslında ne de büyük bir nimettir. Hani ‘olan var olmayan var’ derler ya, işte maalesef ülkemizde olmayan çok daha fazla. Haliyle bugün öğrencilik gerçekten çok ama çok daha zor. Ne diyelim Allah başta maddi gücü yerinde olmayanlar olmak üzere tüm öğrenci kardeşlerimize bol bol sabır versin. Bu yıllar sizin ekim yıllarınız. Arkadaşlarınızın ne dediğine -sizi inek olmakla yaftalayabilirler mesela- hiç aldırmadan, bol bol çalışın ki başarılı olun. Başarılı olun ki iyi bir iş bulun ve iyi bir iş bulun ki güzel paralar kazanabilin. Malum artık rekabet çok daha yoğun. Düşünün ki üniversiteyi bitirmenin hatta iyi derecede İngilizce bilmenin bile neredeyse


hiçbir olumlu ayrım yaratamadığı bir ülke haline geldik. Haliyle artık çalışmak ve başarılı olmak bile yetmiyor. Çünkü bugün artık eğer ki babanızın cüzdanı çok kabarık değilse veyahut çok geniş bir çevreniz yoksa tek çıkar yolunuz kendinizi başarılı bulduğunuz, keyif aldığınız yeteneklerinizin üzerine düşmek ve onları olabildiğince sivriltmek. Unutmayın

ki, en başarılı olacağınız iş, yeteneklerinizle örtüşen ve haliyle yaparken keyif aldığınız iş olacak. Ve inanın bu sizi çok zengin etmese de -ki edebilir de- bile en kötü ihtimalle mutlu ve huzurlu bir iş hayatı sunacak ki bu da özellikle günümüz Türkiye’sinde gerçekten çok ama çok büyük bir nimet. Evet; ana konumuza girmeden önce haddimiz

olmayaraktan biraz tavsiye verelim dedik. Ne diyelim; umarız işinize yarar. Bu kadar gevezelik yeter. Artık tavsiye ettiğimiz teknocicilerimize geçebiliriz. Son olarak bir not düşelim, cep telefonları ve tabletler için belirlediğimiz üst sınır 500 TL. Dizüstülerde ise 1,000 TL. E ne de olsa dediğimiz gibi, ‘öğrenci işi’ bunlar.

CEP TELEFONLARI

Nokia 1100/1200

Nokia her ne kadar bizi bırakmış olsa da biz halen ‘en’ giriş seviyesi telefon dendi mi hiç düşünmeden kendilerini tavsiye ediyoruz. Her ne kadar bu önerdiğimiz modellerin ülkemizde resmi satışları durdurulmuş olsa da, kısa bir internet gezintisi yaptığınızda halen pek çok tedarikçiden sağlama imkânınız mevcut olduğunu göreceksiniz. ‘Alo desin yeter’ sınıfı cep telefonlarının en nadide üyesi olan bu modeller özellikle çocuğuna her an erişebilmek isteyen ama çocuğunun internet vs. derken derslerinin aksamasına önem veren ebeveynlere tavsiyemiz. Ne de olsa mesaj atıp, telefonla konuşabilmemiz haricinde pek bir şey yapmamıza olanak sağlamayan modeller bunlar. Fiyatları da haliyle oldukça uygun. Taş gibi dayanıklı olmaları da cabası, 5. kattan atsanız bana mısın demezler! Tabii siz yine de atmayın. :) Satış Fiyatı: +/- 100 TL

Samsung S5220 Star 3

HTC Desire 200

Android tabanlı önerdiğimiz akıllı telefonların başında HTC’nin Desire 200 modeli geliyor. Çünkü sadece uygun fiyatlı değil aynı zamanda yetenekli de bir model kendisi. Android mağazasının geniş uygulama arşivinin yanı sıra Beats Audio ses teknolojisi sayesinde mükemmel bir müzikçalar işlevi gören Desire 200’ün 5 MP’lik kamerası da kendi fiyat sınıfında çok da sık rastlanmayan bir diğer artısı. Bir akıllı telefondan beklenen tüm özellikleri mütevazı biçimde yerine getirmeyi başaran modelin fiyatı da cep yakmayan türden. Satış Fiyatı: 400 TL

En kritik eşiklerden birisi olan 0-250 TL eşiğinde tavsiyemiz ‘kesinlikle’ Samsung S5220 Star 3. Star 3’ü aslında ‘akıllı olmayan telefonların en akıllısı’ olarak nitelersek çok yerinde bir tanım olur. Neden diyecek olursanız, bu fiyat aralığında Wi-Fi özelliğine sahip olan başka bir cihaz yok. 3-inç’lik dokunmatik ekranı, 3.2MP’lik kamerası, microSD desteği gibi özellikleriyle öne çıkan model gördüğümüz gibi aslında bir nev’i düz telefonlardan ziyade akıllı telefonlara yakın bir noktada konumlandırılmış durumda. Kaldı ki isterseniz internet tarayıcısı üzerinden sosyal ağlarda da dilediğiniz gibi gezinebiliyorsunuz. Açıkçası modelin tek eksiği 3G desteği olmaması ki Wi-Fi bağlantısını ve tabii ki 250 TL’lik fiyatını göz önüne aldığımızda kesinlikle göz ardı edilebilir bir eksiklik bu. Kısacası 250 TL’ye kadar bütçeniz varsa bu Arallıkta alabileceğiniz en ideal model Star 3.) Satış Fiyatı: +/- 250 TL

/ Eylül 2014 21


ARAŞTIRMA

Nokia Lumia 525

Diyelim çocuğunuz liseye geçti. Ona güzel bir cep telefonu almak istiyorsunuz ama tabii abartmamak da lazım. Malum hem fazla büyük sayılmaz hem de asıl önemlisi oyun vs. derken derslerini aksatmaması gerek. İşte ona alabileceğiniz en ideal akıllı telefonlardan birisi Lumia 525. Hem onun işini fazlasıyla görecektir hem de ekranı görece ufak ve performansı da orta şeker olduğundan oyundan oyuna atlayamayacaktır. Fiyat performans dengesi de oldukça iyi bir noktada. Pili tatminkâr, sosyal ağlar ve uygulamalardan yana sıkıntısı yok, orta karar bir kamerası da var keza. E daha ne olsun? Satış Fiyatı: 500 TL

Everest Everpad DC-709

Halihazırda ülkemizde satılan, geniş tedarik imkanını sahip ve garanti konusunda sıkıntı yaratmayacak en uygun maliyetli tabletlerin başında Everest Everpad DC-709 geliyor. Görece güncel olarak değerlendirebileceğimiz Android 4.2 işletim sistemiyle gelen model çift çekirdekli işlemcisi, 1GB RAM’i ve 7-inç (800x480) büyüklüğündeki ekranı ile kendi fiyat sınıfında en iyi alternatiflerden birisi. MicroSD yuvası ve ön/ arka kamera gibi özelliklerin de yer aldığı tablet Wi-Fi ve USB stick üzerinden 3G modem desteği ile sosyal ağlarda fazla zaman geçirenler için birebir. Bu arada kutu içeriğinde mini USB yuvasını tam boyutlu USB’ye çeviren kabloya da yer verilmesi güzel bir ayrıntı. Özetle 0-250 TL aralığında tavsiye ettiğimiz tablet Everest’in Everpad DC-709 modeli. Satış Fiyatı: 175 TL

Asus MeMO Pad HD 7

7-inç’lik (1280x800) IPS panelli ekranla gelen Asus MeMO Pad HD 7, fiyatıyla birlikte değerlendirdiğimizde mükemmel bir performans sunuyor. Hem Android’in bize sunduğu geniş imkânlardan faydalanabiliyoruz hem de daha da önemlisi Asus garantisi altında olduğu için güncellemelerden yana sıkıntı yaşamıyoruz. Gerçi zaten doğrudan Android 4.4 yüklü biçimde geliyor kendisi. Wi-Fi, Bluetooth, 8GB dâhili hafızaya ek microSD desteği, ön ve arka kameraları vb. gibi günlük hayatta işimize yarayan tüm temel özelliklerin yer aldığı model 300 gramlık ağırlığı ve 1 santim dolayındaki kalınlığı ile oldukça yüksek bir taşınabilirliğe sahip. Hatta öyle ki, kotumuzun cepleri biraz genişse cebimize de rahatlıkla sığıyor. Dört çekirdekli işlemcisi ve 1GB RAM’i ile fazla yüklenmememiz kaydıyla her türlü işimizi rahatlıkla görebildiğimiz tabletin ekranı da güneş altında dahi rahat bir okunabilirlik sağlıyor. Kısacası öğrencilere tavsiye ettiğimiz f/p odaklı tabletlerin başında Asus MeMO Pad HD 7 var. Hatta illa öğrenci olmanız da gerekmez. İşinizi ‘rahatlıkla’ görecek ama cebinizi üzmeyecek bir tablet istiyorsanız 250-500 TL fiyat kategorisinde başka modellere yönelmenize gerek yok. Satış Fiyatı: 350 TL



ARAŞTIRMA

DİZÜSTÜLER Lenovo G500 59–415764

İlk sırada tavsiye ettiğimiz dizüstü Lenovo’nun G500 serisi altında yer alan 59–415764 numaralı modeli. 15.6-inç’lik (1366x768) ekranla tasarlanan G500’ü rakipleri ile karşılaştırdığımız vakit en önde yer almasının sebebi dâhili grafik ünitesinin Intel HD 4000 değil AMD Radeon HD8570M olması. 2GB bellekle gelen bu GPU, Intel HD 4000’e kıyasla ortalama %25-30 kadar daha yüksek performansa sahip ki bu fark özellikle bu segmentte oldukça ciddi bir fark yaratmaya yetiyor da artıyor bile. Keza Intel Core i33110M (2.4GHz) işlemcisi tarafından güçlendirilen G500 bu açıdan da ekseriyetle Core i3-3217U işlemcisinin yer aldığı bu segmentte ortalama %25 daha yüksek performansı ile öne çıkmayı başarıyor. Bu iki kritik artısının haricinde diğer özellikler ise aşağı yukarı rakipleri ile benzer. Şöyle ki, 4GB RAM ile takviye edilen G500’ün depolama alanı 500GB (5400 rpm). Bununla birlikte 8GB SSD önbelleğin de yer aldığının altını kalın harflerle çizelim. Giriş ayaklarında VGA ve HDMI’ye yer verilen G500’ün 2 tanesi USB 3.0 olmak üzere toplam 3 USB yuvası var. 6-hücreli bataryanın yer aldığı modelin, numerik tuş takımı da bulunduğu da not olarak düşelim. Wi-Fi, BT, çoklu kart okuyucu, kamera ve DVD yazıcı gibi özellikler ise doğal olarak unutulmamış. Özetle bizim bu fiyat seviyesinde tavsiye ettiğimiz performans modeli kesinlikle Lenovo G500 59–415764. Satış Fiyatı: +/- 1,000 TL

Dell Inspiron 3521

Lenovo’nun hemen gerisinde tavsiye ettiğimiz modelse, Dell’in imzasını taşıyan Inspiron 3521. 15.6-inç’lik (1366x768) ekranla gelen bu modelin kaputunun altında Intel Core i3-3217U (1.8GHz) işlemcisi yer alıyor. Çift çekirdekli bu işlemcinin çoklu iş parçacığı desteği de mevcut keza. Uzantısından anlaşıldığı gibi ultra taşınabilir formdaki dizüstü modellerine yönelik geliştirilen bu işlemci Lenovo’da yer alan Core i3-3110M’ye kıyasla daha düşük performansa fakat buna paralel yarısı kadar (35W-17W) güç tüketimine sahip. Keza bir diğer avantajı da daha yüksek taşınabilirliği. Özetle eğer taşınabilirlik ve güç tüketimi (doğal olarak da batarya performansı) sizin için önemliyse tercihinizi Dell’den yana kullanmanız, eğer performans istiyorsanız ise Lenovo’ya dönmeniz daha mantıklı bir seçim olacaktır. Grafik yükünü Intel’in dâhili HD 4000 GPU’sunun çektiği Inspiron 3521’in 4GB RAM’i ve 500GB (5400 rpm) sabit diski bulunuyor. Linux işletim sistemi ön yüklü biçimde gelen modele istersek Windows da kurabiliyoruz tabii ki. 6-hücreli batarya ile gelen ve 2 tanesi USB 3.0 olmak üzere toplam 4 adet USB yuvası bulunan cihazın HDMI yuvası da mevcut. Klavyesi ise aynı Lenovo’daki gibi numerik tuş takımı destekli. Bu arada Enter tuşunun her iki cihazda da kompakt yapıda olduğunu da not olarak düşelim. Wi-Fi ve BT bağlantılarının yer aldığı modelde DVD yazıcısı, çoklu kart okuyucu ve web kamerası gibi standartlar da mevcut doğal olarak. Inspiron 3521’e yönelik en güzel detay ise Dell’in üst seviye malzeme kalitesini giriş seviyesi, üst segment demeden her ürününde kullanması ki bu modelde de bu tutumunu sürdürüyor. Kısacası 1,000 TL’ye alınabilecek en iyi dizüstülerden birisi de bu model. Yukarıda da belirttiğimiz gibi eğer performans diyorsanız Lenovo’yu, taşınabilirlik ve batarya diyorsanız da Dell’i tercih edebilirsiniz. Satış Fiyatı: +/- 1,000 TL



OTOMOBİL

Elektrikli Renault, Türkiye’de satışta

R

Renault Twizy

enault’nun ‘boyundan büyük’ işler başaran, hem cep hem de çevre dostu elektrikli otomobili (ya da otomobil-motorsiklet melezi mi deseydik?) Twizy, Haziran sonu itibarı ile ülkemizde satışa sunuldu. İki kişilik yapısı ve ultra kompakt (2.34 metre uzunluk-1.24 metre genişlik-1,46 metre yükseklik) boyutları ile tasarım bazında oldukça iddialı olarak nitelendirebileceğimiz Renault Twizy, elektrikle çalışan ve sıfır karbondioksit salımıyla oldukça çevre dostu olan bir model. Mütevazı boyutları sebebiyle son derece küçük alanlara bile park edilebilecek olan Twizy bu açıdan değerlendirdiğimizde özellikle kadın sürücüler için oldukça iyi bir alternatif teşkil etmesinin yanında, ‘uzun vadede’ maliyet odaklı yapısıyla da genel olarak bakıldığında geniş bir hedef kitleye hitap ettiğini söyleyebiliriz. Keza en favori

00 Eylül 2014 /

potansiyel kullanım alanlarından birisi de hiç kuşkusuz tatil beldeleri. Öncelikli olarak şehir içi ulaşımı hedefleyen ve tamamıyla elektrikli olarak tasarlanan Twizy, bir bütün olarak değerlendirdiğimizde kesinlikle dikkate almamız gereken bir araç. Sürücü ön hava yastığı, ön ve arka yolcular için 3 ve 4 noktalı emniyet kemeri, hem dış etkenlere hem de hava akımına karşı ek koruma sunan kapıları sayesinde yüksek düzeyde güvenliğin sağlandığı model; tasarımı itibarı ile sunduğu panoramik görüş açısı, açık mimarisi ve 3–4 metre dönüş/manevra çapı sayesinde, özellikle ülkemiz trafiğinde en önemli gereksinimlerden olan çeviklik ve görüş açısı gibi konularda oldukça başarılı bir performans sunarken, kompakt yapısı bize her anlamda kayda değer oranda zaman kazandırıyor. Tavan ve kapılardan, alüminyum

jantlara; torpido gözü kapaklarından koltuk döşemelerine kadar birçok alanda kullanıcının isteğine göre farklı renklerde kişiselleştirilme olanağının yanı sıra isteğe bağlı Bluetooth ve USB’den müzik dinleme özelliği, fermuarlı kapı camları gibi seçenekler sunan Twizy, sahip olduğu tek bir ekipman versiyonu dahilinde 100 kilometre şehir menziline sahipken bu menzil ortalama şartlarda 75 km’yi, en zor şartlarda ise 55 kilometreyi görüyor. Twizy’yi farklı kılan en önemli özelliklerinden bir diğeri de 220 voltluk ‘herhangi bir elektrik prizinden’ şarj olabilmesi. Twizy, 220 volt ev prizi uyumlu entegre üç metre uzunluğunda batarya şarj kablosu ile satılıyor. Şarj süresi ise 3.5 saat. 26 Haziran tarihinde ülkemizde satışa sunulan Twizy’nin taban fiyatı, bataryası ile birlikte 13,700 avro olarak belirlenmiş durumda.


Twizy’yi kullanmak için ‘A2 motorsiklet ruhsatına’ sahip olmamız gerek. (Önümüzdeki yıl itibarı ile B sınıfı da geçerli olacak.

Tek şarjda -yaklaşık 2.5 TL’ye- 80 km! 220 voltluk ‘herhangi bir’ elektrik prizinden şarj edilebilen Twizy’nin şarj süresi üç buçuk saat.

Bunu biliyor muydunuz?

TEKNIK ÖZELLIKLER Maksimum Hız: 80 km/saat Hızlanma: 6,5 saniye (0-50 km/saat) Güç Üretimi: 13 kW Beygir/Tork: 17 HP/57 Nm

kıtla çalışan Ülkemizde ya omobiller geleneksel ot ndirilirken, %40’la vergile ların vergisinin elektrikli araç ğunu... sadece %3 oldu

İlk olarak 2009 yılında Frankfurt Otomobil Fuarında avangard bir konsept olarak çıkan Twizy, aradan geçen 5 yılın ertesinde geliştirilme aşamasını tamamlayarak tüketicilerle buluşmaya hazır hale geldi.

Twizy’yi ortalama 40,000 ¨’lik nihai fiyatlandırması ile ilk etapta uygun maliyetli değerlendirmek güç olsa da uzun vadede kâra geçeceğimiz yüzde yüz. Twizy, ortalama bir otomobilin park ettiği alana dikine girebiliyor. Yukarı açılan kapıları sayesinde aynı yere 3 Twizy yan yana park edebiliyor.

/ Eylül 2014 27


ARAŞTIRMA

En iyi ultrabook’lar Ülkemizde satışta olan en iyi ultrabook modelleri bu dosyamızda.

üzle sadece Eğer dizüstün iyor veya film zin ge internette Core i3’ten z vs. izliyorsanı gereksiz. in iç zin si i üzer rsanız yo nu oy Oyun da sarım, ta k afi Core i5’e, gr gibi işlerle er nd re e, em düzenl de Core meşgulseniz lin. ne yö i7’ye

atırlarsanız bundan iki, üç ay kadar önce melez ultrabook’lara yönelik oldukça kapsamlı bir dosya hazırlamıştık. O dosyanın ertesinde konuya ilişkin gelen soruların ve öneri ricalarının çokluğundan anladığımız kadarıyla ultrabook’lar henüz tam olarak bilinmeyen ve buna mukabil oldukça da merak edilen cihazlar. Gerek konseptleri gerekse de konumlandırmaları itibarı ile olsun tanındıkça da kendilerine duyulan ilgi ciddi biçimde artış gösteriyor. İşte hal böyleyken biz de bu defa doğrudan ultrabook’lara yönelik bir dosya hazırlamanın faydalı olacağını düşündük. Haliyle bu defa öncekinde olduğu gibi tak-çıkar ekranlı yahut kaydırmalı kısacası melez/alternatif tasarımları değil doğrudan klasik formdaki ultrabook modellerini mercek altına alıyoruz. Öncelikle her zaman olduğu gibi konuya yönelik bir bilgilendirme geçelim ve ultrabook nedir, niçin ortaya çıkmıştır, bize sağladığı faydalar nelerdir gibi soruları aydınlatalım ki olası seçimlerinizde kendinize en uygun düşen ürünü almanız kolaylaşsın. Bildiğimizi gibi ilk önce akıllı telefonlar ve akabinde de akıllı telefonların tetiklemesiyle ortaya çıkan tabletlerle birlikte en büyük zararı yaşayan iki isim hiç kuşkusuz Microsoft ile Intel oldu. %90’ı aşkın pazar payı ile masaüstü ve dizüstü işletim sistemi pazarının tartışmasız 28 Eylül 2014 /

lideri olan Microsoft, akıllı telefon ve tabletlerin yer aldığı mobil pazarda hâkimiyeti Google’ın Android’i ile Apple’ın iOS’una kaptırırken, dünyanın bir numaralı yarı iletken üreticisi olan Intel de Quallcomm ve Mediatek gibi üreticilerinin başını çektiği mobil yongaseti pazarına istediği oranda nüfuz edemedi. İşte ‘ultrabook’ kavramının ortaya çıkma sebebi bu. Kısaca ultrabook dediğimiz ürünler, tabletlerin bu denli popülerleşmesine paralel geri planda kalan dizüstülerin gözden geçirilmiş ve ciddi bir revizyona uğramış halinden başkası değil. Genel anlamda dizüstülerin form yapısı korunsa da onlara oranla çok daha ince ve hafif biçimde tasarlanan ve diğer yandan da (en azından bazı modelleri itibarı ile) tabletlerde yer alan dokunmatik ekran gibi temel bir özelliğe sahip olan melez bir oluşum ultrabook dediğimiz şey. Yani diğer bir deyişle anne tarafından tablet baba tarafından dizüstü olarak da nitelendirirsek sanırız pek yanlış olmaz. İşte geleneksel pazardaki hâkimiyetini mobil pazara da taşımak isteyen Intel ve Microsoft böylece bir kez daha kafa kafaya veriyorlar ve ‘ultrabook’ türünü çıkarıyorlar ortaya. Tabii bu yeni tasarımın aslan payının Intel’e ait olduğunu da söyleyelim. Microsoft ise daha çok iş ortaklarına yönelik sübvansiyonlarla destek oluyor projeye. Her ne kadar çıkışları itibarı ile beklenen etkiyi yarattıklarını söyleyemesek de bugün

baktığımızda ultrabook’ların artık yavaş yavaş sektör standardı haline gelmeye başladığını söyleyebiliriz. Bunun sebebi ise biçimsel anlamda ciddi bir esnekliğe sahip olmaları. Yani standart -ama daha ince ve hafif formdakidizüstülerden, dokunmatik ekranlı olanlarına, ekranı tak/çıkar olanlardan kızaklı klavyelilere kadar değişen tasarımlara sahip pek çok farklı ultrabook çeşidi var piyasada. Haliyle de dizüstüleri ağır ve hantal tabletleri ise yeterince işlevsel/güçlü vs. bulmayanlar için mükemmel bir alternatif teşkil ediyorlar. İşte biz de bu dosyamızda ülkemizde satılan klasik ultrabook modellerine yönelik tavsiyeler vereceğiz sizlere. Yani bildiğimiz klasik dizüstülerin daha ince, daha hafif ve belki bir de dokunmatik olan varyasyonlarına bakacağız. Modellere geçmeden önce son olarak şunu belirtelim: Adil bir dağılım olmasını sağlayabilmek için tamamıyla farklı markalara yer vermeye özellikle gayret ettik ama bunu yaparken de serinin genel kalitesinin ve f/p oranının da verdiğimiz örnekle aynı olmasını baz aldık. Yani demek istediğimiz şu ki, eğer kafanızda örneğin bizim 13.3-inç’liğini önerdiğimiz markanın 11.6-inç’lik versiyonunu satın almak varsa gönül rahatlığı ile tercihinizi o yönde kullanabilirsiniz. Evet; başlayalım bakalım…


11.6-inç

Asus VivoBook X202E / S200 Giriş seviyesinin en ideal temsilcisi

Asus’un Vivobook serisi altında konumlandırdığı S200 (ya da Avrupa’daki model numarası ile X202e) 11.6-inç sınıfının ülkemizdeki en iyi giriş seviyesi temsilcilerinden birisi. Farklı konfigürasyonlar altında satışta olan serinin baz modeli Intel Celeron 847 işlemci, 4GB RAM ve 500GB sabit diskle gelirken, en büyük ağabey ise Core i3-3217U işlemcisi tarafından güçlendiriliyor. Metal gövdeyle tasarlanan ve fırçalanmış alüminyum kasasıyla oldukça şık bir görüntü arz eden modellerin 11.6-inç’lik (1366x768) dokunmatik ekranları ise IPS panel yapısına sahip. 2 santimlik kalınlığa ve batarya dâhil 1.3 kilogram ağırlığa sahip olan modellerde USB 3.0 ve HDMI gibi bağlantılar da mevcut keza. Satış Fiyatı: +/- 1,000 TL (Celeron) 1,250 TL (Core i3)

13.3-inç

Samsung ATIV Book 9 Lite

AMD tabanlı en iyi ultrabook

13.3-inç

Acer S3

Ülkemizde satışta olan AMD tabanlı son derece az sayıdaki ultrabook modelinden birisi de Samsung ATIV Book ailesinin giriş seviyesi temsilcisi olan ATIV Book 9 Light. Her ne kadar Light takısına baktığımızda giriş seviyesi olarak zannedebileceğimiz modeli aslında orta seviye olarak değerlendirebiliriz. Zaten Samsung’un Light takısının asıl anlamı da performans gücünden ziyade tasarımına işaret ediyor. Şöyle ki ATIV serisi normalde alüminyum gövdeye sahipken ATIV Light’larda kasa plastik. Modelin kaputunu açtığımızda karşımıza AMD’nin 4 çekirdekli işlemcisi, Radeon HD 8250 grafik ünitesi, 4GB RAM ve en önemlisi de 128GB’lık SSD çıkıyor. Ekranı ise 13.3-inç (1366x768) büyüklüğe sahip. 1.7 cm kalınlığı ve 1.4 kg ağırlığı ile 13-inç sınıfının en yüksek taşınabilirliğe sahip olan temsilcilerinden birisi olan ATIV Book 9 Lite’ın mini HDMI ve USB 3.0 yuvası gibi bağlantılarının yanı sıra mini Ethernet yuvası da bulunuyor. Satış Fiyatı: +/- 1,000 TL

Şık tasarım, uygun fiyat;

r babaları, ltrabook projesinin fiki ülerleşmesine tabletlerin giderek pop an dizüstü pazarının kal nda pla i ger l ale par l ve Microsoft. Bu hâkim isimleri olan Inte ‘gözden geçirilmiş ları ok’ abo bağlamda ultr leri arttırılmış’ rlik bili ve özellikle taşına lendirebiliriz. dizüstüler olarak nite

U

13.3-inç sınıfının ülkemizde satılan en iyi alternatiflerinden birisi de Acer’in tasarımı ile öne çıkan S3 modeli. HD (1366x768) çözünürlüğünde ekranla gelen ve Intel Core i5 3317U işlemcisi ile 4GB RAM tarafından güçlendirilen modelin depolama alanı ise 500GB büyüklüğünde. Sadece 1.3 cm’lik kalınlığa ve 1.3 kg ağırlığa sahip olan modelin alüminyum/ magnezyum alaşımlı kasası ise sadece şıklık arz etmesinin yanı sıra kendisini darbelere karşı da daha dayanıklı bir hale getiriyor. Bağlantı ayaklarında 2 adet USB 3.0 yuvası, HDMI bağlantısı ve kart okuyucusunun yer aldığı Acer S3’ün tam dolum ertesi 6.5 saate varan batarya performansı da oldukça tatminkar. Satış Fiyatı: +/- 1,350 TL / Eylül 2014 29


ARAŞTIRMA

Dell Vostro 5470

Kendi sınıfının fiyat/performans kralı

Sony VAIO Pro 11/13

Karbon fiber gövde, 870 gr ağırlık! Sadece ülkemizde değil küresel çapta da değerlendirdiğimiz vakit, dünyanın en iyi ulltrabook modellerinden birisinin Sony VAIO Pro 11/13 olduğunu söyleyebiliriz. Hem teknik hem de tasarımsal açıdan ultrabook karakterini en mükemmel biçimde yansıtan modelin ağırlığı sadece 870 gram. (13.3-inç’lik ağabeyi ise 1 kilogramla sınırlı.) Yani pek çok türdeşinden ortalama %50 daha hafif! Bunun sebebi ise kasanın alüminyum yerine karbon fiberden yapılmış olması. Alüminyum ile karşılaştırdığımızda yarısı kadar daha hafif olmasının yanında %25 daha dayanıklı ve sağlam olan karbon fiberin bu katkısı VAIO 11’i türünün en mükemmel örneklerinden birisi haline getiriyor. Yine sınıfındaki pek çok rakibinden farklı olarak IPS panelli FHD (1920x1080) dokunmatik ekrana sahip olan cihazın kalbine indiğimizde ise karşımıza (baz modelde) Intel Core i5 4200U işlemci, 4GB RAM ve 128GB SSD çıkıyor. 1.7 cm’lik yüksekliğe sahip olan VAIO Pro 11’in bağlantı ayaklarında ise 2 adet USB 3.0, HDMI ve kart okuyucusunun yer aldığını görüyoruz. Modele dair belirtmemiz gereken bir diğer önemli detay da klavyesinin ışıklandırmalı oluşu. Satış Fiyatı: +/- 2,250TL (11.6’’) 2,500 TL (13.3’’) 30 Eylül 2014 /

üstü pazarındaki 011 yılında toplam diz abook’ların ultr n ola payı sadece %2 paylarını %50’ye önümüzdeki sene bu ; r. Yani diğer bir deyişle çıkarması bekleniyo ebilmek için diy dur bir ere letl tab aslında ok’lar, bu hedeflerini ortaya sürülen ultrabo de klasik formdaki ziya en gerçekleştirmekt ortak oldular. ına dizüstülerin pazar pay

2

14-inç

14-inç sınıfında giriş seviyesi tavsiyemiz Dell’in Vostro ailesi üyelerinden 5470. 14-inç’lik (1366x768) ekran büyüklüğüne sahip olan modelin en öne çıkan özelliği kendi fiyat seviyesindeki pek çok rakibinden farklı olarak HD 4400 dâhili grafik ünitesine ek ayrık ekran kartı çözümüne de yer veriyor oluşu. Şöyle ki, Nvidia’nın 2GB bellekli GT740M ekran kartının yer aldığı model, Intel Core i5 4200U işlemcisi ile birleştiğinde günümüz oyunlarını orta seviye ayarlarla oynatabilecek denli tatminkâr bir performans sunuyor. 4GB RAM ve 500GB sabit diskin yer aldığı Dell Vostro 5470’in öne çıkan bir diğer artısı ise 3 adet USB 3.0 yuvasına sahip oluşu. Keza HDMI’ın yanı sıra VGA bağlantısının da bulunduğu modelin ağırlığı 1.5 kg iken, yüksekliği ise 1.8 cm. Modeli birinci elden de denemiş birisi olarak idareli bir kullanımla 6 saati bulan uzun batarya süresine, oldukça net ses veren bir ses sistemine sahip olduğunu ve epey sessiz biçimde çalıştığını söyleyebiliriz ki tüm bunları alüminyum kasa ile (arka kapağı plastik) birleştiğimizde ortaya kendi fiyat segmentinde kesinlikle en ideal ürünlerden birisi çıkıyor. Satış Fiyatı: +/- 1,500 TL



ARAŞTIRMA

Toshiba Portege Z30

Ultra-dayanıklı form yapısı Türkiye pazarında genellikle 15.6-inç’lik standart dizüstülerle yer alan Toshiba’nın ülkemizde satılan nadir ultrabook modellerinden birisi olan Portege Z30, 13.3-inç (1366x768) büyüklüğünde ve mat (yansıtma yapmayan) formda ekrana sahip. Kaputunun altında ise Intel Core i5-4300U işlemci, 4GB RAM ve128GB SSD mevcut. Modelin

13.3-inç

asıl önemli özelliği ise ultra-dayanıklı form yapısında tasarlanan sayılı ultrabook’lardan birisi oluşu. 75 cm’e yüksekliğe kadar olan düşmelerden ve 30 ml’ye kadar olan sıvı temasından etkilenmeyen model bunun yanı sıra parmak izi okuyucusu, TP (güvenilir platform) modülü ve Kensington kilidi başta olmak üzere profesyonel kullanıma yönelik

ekstra güvenlik seçeneklerini de bünyesinde barındırıyor. Magnezyum alaşımlı gövdeyle tasarlanan ve sadece 1.17 kg ağırlığa sahip olan Portege Z30, 3 adet USB 3.0 yuvası; DP,HDMI ve VGA çıkışları, kart okuyucusu ve Ethernet yuvası ile de oldukça zengin bağlantı seçeneklerini dahilinde barındırıyor. Satış Fiyatı: +/- 3,250 TL

or Bunu biliy z? u n u d muy

hafif formdaki AMD tabanlı ince ve k sınıfına dâhil oo dizüstülerin, ultrab rabook kavramının ult i eb seb nin esi edilmem kkının) altında ha isim rak (ve doğal ola liyle biz son Ha . ası Intel’in imzası olm e ince ve hafif tüm nc eri yet rak ola ı kullanıc gasetiyle gelirse dizüstüleri hangi yon k sınıfına oo rab gelsin ult sokabiliriz.

Lenovo Thinkpad X1 Carbon

14-inç

Karbon fiber ve magnezyum alaşımlı kasa Eğer maddi durumunuz yerindeyse şiddetle tavsiye ettiğimiz ultrabook modellerinden birisi de bundan önce sizlerle detaylı incelemesini de paylaştığımız Lenovo Thinkpad X1 Carbon modeli. Hatırlarsak bizim incelediğimiz model 14-inç büyüklüğünde ve 1600x900 piksel çözünürlüğünde IPS ekrana sahipti. Dilerseniz 2K (2560x1440) çözünürlüğünde ve/veya dokunmatik opsiyonu sunan ekran seçenekleri de mevcut. Karbon fiber ve magnezyum alaşımlı kasa ile tasarlanan ve kullanılan mat malzeme sebebiyle ele muazzam biçimde oturan model 1.7 cm’lik kalınlığa ve 1.4 kilogram ağırlığa sahip. Darbelere ve düşmelere (çok şiddetli olmaması kaydıyla) karşı dayanıklılık arz eden model bunun yanı sıra aralarında basınç testi, sıvı testi, titreşim ve şok testi ve nem testi gibi testlerin olduğu pek çok askeri testten de (MIL-STD-810G standartları) geçerek üretiliyor. Hızlı şarj özelliği sayesinde yarım saatte %75 oranında dolan model, 8 saate yakın kullanım süresi ile de sınıfının en başarılı temsilcileri arasında. Track Point özellikli, sıvı geçirmelerine karşı dayanıklı ve ışıklandırmalı klavyesi ile de fark yaratan X1 Carbon, Core i7-3667U işlemcisi, 8GB RAM’i ve 256GB SSD’si ile oldukça yüksek düzeyde bir performansa sahip. Satış Fiyatı: +/- 5,700 TL 32 Eylül 2014 /

un! Aklınızda olardls a fiyatı kayda

abook’ Dokunmatik ekran, ultr vyeye ten bir özellik. Eğer kla sel yük nda ora er değ iyle kullanmıyorsunuz. Hal da la faz çok ız san alışmış üyorsanız tercihinizi ünm düş ını cağ aya çok işine yar anız an yana kullanın ki par standart ultrabooklar’d cebinizde kalsın.


Alternatif Tasarımlar Samsung ATIV TAB XE500 Tak-çıkar formundaki ekranı sayesinde hem ultrabook hem de tablet olarak kullanılabilen modellere ev sahipliği yapan Samsung ATIV TAB serisi, çeşitli konfigürasyonlar dâhilinde farklı bütçelere hitap ediyor. Dijital kalemi S-Pen sayesinde çizim ve not alma gibi işlevleri de yerine getirebildiğimiz seri üyeleri 11.6-inç’lik ekran büyüklükleri sayesinde taşınabilirlik açısından da bir sorun yaratmıyor. Intel Atom Z2760 işlemci ve 2GB RAM ile gelen ailenin küçük kardeşi XE500 daha çok internet gezintisi ve multimedya odaklı kullanımlar için tasarlanırken, ağabeyi XE700 ise Intel Core i5 işlemcisi ve 4GB RAM’i sayesinde dizüstü bilgisayar performansı sunuyor. Satış Fiyatı: +/- 1,600 TL

MSI Ultrabook Slider S20 Alternatif ultrabook tasarımları arasında öne çıkanlardan birisi MSI’ın kızaklı form yapısıyla tasarladığı Slider S20 modeli. Hem tablet hem de ultrabook olarak kullanılabilen modelde ekranı ayıramıyor fakat kaydırarak klavyenin üzerine kapatıyoruz. Böylece tablet formuna dönüşüyor. Intel Core i5 3317U işlemci, 4 GB RAM, 128 GB SSD tarafından güçlendirilen modelin IPS panelli ekranı ise 11.6 inç büyüklüğe ve Full HD çözünürlüğe sahip. 2 adet USB 3.0 ve bir de micro HDMI yuvasının yer aldığı 1.1 kg ağırlığındaki Windows 8 yüklü modelin kalınlığıysa 19.8 mm. Satış Fiyatı: +/- 2,500 TL

Asus Taichi 21 Alternatif tasarımlar içerisinde bile ‘en alternatif’ seçeneklerden birisi olarak değerlendirdiğimiz Asus Taichi 21’i diğer tasarımlardan ayıran özelliği çift taraflı ekrana sahip olması. Şöyle ki modelin kapağını kapattığımızda otomatik olarak arkadaki ekran devreye giriyor ve cihaz ultrabook’tan tablete dönüşüyor. Modelin bir diğer güzel tarafı ise ultrabook modunda iken dilersek ekranı ayna moduna alarak yaptığımız işlemleri arka ekrana yansıtabilmemiz. Dahası iki kişi, iki ekranda farklı işlemler dahi yapabiliyor. Modelin Türkiye’de en rahat bulunan versiyonu Intel Core i7-3517U işlemci, 4 GB RAM ve 256 GB SSD gibi üst seviye bileşenlere ev sahipliği yapıyor. Windows 8 yüklü modelin ağırlığı 1.22 kg, kalınlığı ise 1.74 cm. Satış Fiyatı: +/- 3,000 TL

de, eplerinden bir tanesi ltrabook’ların çıkış seb da Intel’in sın ma aşa e iml evr tabletlerin ana akıma la ise Android iş ortaklarıy en Google, Microsoft’un lanıcı pazarında beklen kul son rın ala aşm yaptığı anl deki girişimleri yön bu l’in Inte sı. ma etkiyi yaratama ini, yongaseti hâkimiyet Qualcomm’un mobil sisteminin tim işle roid And de leri Microsoft’un girişim dan kafa rar tek ak ort im , iki kad önünü kesemeyince . ılar att a imz projesine kafaya verip ultrabook

U


DOSYA

ü Galaxy Note 3’ lara an al tın önsiparişle sa ın Galaxy Gear’ i, es ilm ed hediye n ri le at sa ı akıll önemli rol tanınmasında oynadı.

Giyilebilir Teknolojiler Sol bileğimize akıllı saatimizi, sağa ise akıllı bilekliğimizi takıyoruz. Evden çıkarken üzerimize akıllı ceketimizi alıyor ve hava güneşli olsun ya da olmasın akıllı gözlüğümüzü hiç çıkarmıyoruz. Bu arada akıllı yüzüğümüz de hep parmağımızda tabii ki. Çok mu uzak bir gelecek? Hayır; pek sanmıyoruz... 34 Eylül 2014 /


T

eknoloji dünyasında son dönemde yaşanan en önemli gelişmelerden birisi hiç kuşku yok ki ‘giyilebilir teknolojiler’ olarak isimlendirilen ürünler. Saatlerden giysilere, gözlüklerden bilekliklere kadar oldukça geniş bir alana yayılan bu akıllı tekno-giysiler kategorisi içerisinde yüzük, ceket gibi ileriye yönelik ‘alternatif’ tasarımlar da yer alıyor üstelik. Biz de özellikle son aylarda birbiri ardına çok sayıda giyilebilir teknolojinin tanıtılması sebebiyle bu konuya eğilmenin tam zamanı olduğunu düşündük. Yazımız dahilinde hem giyilebilir teknolojilere genel olarak değinecek, geçmişinden ve bugününden bahsedecek hem de son dönemde tanıtılan ürünlere göz gezdireceğiz. Evet; başlayalım bakalım...

1980’li yıllar... Casio Databank

Gerçi bu tür yeni teknolojiler için kesin bir gelişim çizgisi belirlemek veya kronolojik bir sıralama yapmak oldukça güçtür ama genel kabul gören kanıya göre giyilebilir teknolojilerin geçmişini 1970’li yılların ortasına kadar götürebiliriz. 1975 yılında Pulsar’ın imzasıyla satışa sunulan hesap makineli dijital saat bu bağlamda ilk giyilebilir teknolojil ürün olarak kabul edilebilir. Tabii

G her ne kadar ilk olarak Pulsar tarafından çıkmış ve ardından HP, Hamilton gibi markalarla genişlemiş olsa da asıl yaygınlığını hiç kuşkusuz Casio’nun 1980’li yılların ortalarında satışa sunduğu ‘Databank’ ile kazandı bu akım. Databank serisi, öncüllerinden farklı olarak sadece hesaplama yapmıyor bunun yanısıra randevularımızı düzenlememizi, isim, adres ve telefon numaralarımızı kaydetmemizi sağlıyordu. Dahası 1885 yılında çıkan DBC 600 ile birlikte bilimsel hesaplamalar yapabilme özelliğine de sahip oldu bu saatler.

iyilebilir ‘akıllı’ teknolojiler pazarının lider ismi açık ara farkla Samsung. Pazar araştırma ve analiz şirketlerinden Canalys’in raporuna göre, 2013 yılı sonu itibarı ile %54’lük pazar payı ile toplam pastanın yarısından fazlasını tek başına sahiplenen Samsung’u sırasıyla %19 ve %16 ile Sony ve Pebble izliyor. Diğer üreticiler ise toplamda %11’lik paya sahip. Samsung’un pazardaki bu etkinliğinin en önemli sebebi ise hiç kuşkusuz Galaxy Note 3 ile birlikte satışa sunduğu Galaxy Gear isimli akıllı saati. Aynı ülkemizde olduğu gibi satışa sunulduğu pek çok bölgede, Note 3 ile birlikte kampanyalı olarak satılan Galaxy Gear, bu sayede akıllı saat kavramının geniş kitleler tarafından tanınmasında çok önemli bir rol oynadı.

Neden bu kadar geç kalındı?

O günden bugüne değin de açıkçası sektörde devrim niteliğinde bir giyilebilir tasarıma imza atıldığını söylemek pek mümkün değil. Her ne kadar Sony-Ericsson’un Bluetooth prototipleri, Spy TIE’ın cep kameraları yahut Amerika Ordusu tarafından üzerinde çalışılan prototip akıllı gözlükler gibi ürünler geliştirilmiş olsa da hiç birisi de gerçek anlamda bir yaygınlığa erişemedi. Giyilebilir teknolojilerin bu görece yavaş gelişiminin altındaki temel sebep ise bağımsız bir şekilde ele alındıkları vakit işlevlerinin / Eylül 2014 35


DOSYA ya hiç olmaması ya da oldukça sınırlı kalması. Bu bağlamda giyilebilir teknolojileri münferit bir akıllı cihazdan ziyade bir ‘tamamlayıcı’ olarak tanımlarsak sanırız haksızlık etmiş olmayız. Ki zaten bugüne geldiğimizde de son aylarda tanıtılan neredeyse tüm giyilebilir cihazların akıllı telefonlarımızla yahut cep bilgisayarlarımızla gerçek anlamda işlevsellik kazandığını görüyoruz. Yani kısaca ifade edecek olursak telefon, bilgisayar gibi ana teknolojilerin gelişmesi neticesinde giyilebilir teknolojilere yönelik oldukça geniş bir yol açıldı diyebiliriz.

Peki ya Gelecek?

Sadece 2014 yılının başından bugüne kadar

geçen kısacık sürede bile birbiri ardına onlarca giyilebilir teknolojik ürün tanıtıldı. CES 2014 ile birlikte ‘gerçek anlamda’ başlayan ve MWC 2014’te de ileriye doğru büyük bir adım daha atan sektöre yönelik yapılan tüm araştırmalar, yakın geleceğin en fazla büyüme vaat eden teknoloji kollarından birisinin bu olacağı konusunda hemfikir. Gerçi bildiğimiz gibi söz konusu teknoloji olduğu vakit kesin bir gelecekten bahsetmek –her ne olursa olsun- imkansızdır. Ne de olsa ‘5 dakikada değişir bütün işler’ diyebileceğimiz kadar sürprizlere açık bir dünya teknoloji dünyası. Ama yine de

mevcut gelişimlere bakar ve yakın dönemde de devrimsel bir ürün icat edilmeyeceğini varsayarsak 2020’li yıllara geldiğimizde giyilebilir teknolojilerin hayatımızın her alanına gireceğini söyleyebiliriz. Akıllı telefon ve benzeri taşınabilir cihazların daha da gelişmesi, akıllı evlerin –muhtemelenyaygınlaşacak olması ve en önemlisi de bağlantı teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte giyilebilir teknolojiler de giderek yaygınlaşacak. Bu girizgahın ertesinde artık ana konumuza geçebiliriz. Bakalım son dönemin en popüler giyilebilir teknolojileri hangileri imiş...

Sony SmartBand

Sony’nin CES 2014’te duyurup MWC 2014’te de tüm detaylarını açıkladığı akıllı bilekliği SmartBand. Mart ayında 99 avroluk fiyat etiketi ile Avrupa’da satışa sunulan ve bu ay içerisinde de ülkemize gelmesi beklenen bileklik sadece 22.6 gram ağırlığında ve su geçirmez formda. Üzerinde ekranı olmadığı için titreşim yoluyla haberdar eden bilekliği Bluetooth veya NFC ile akıllı telefonumuza bağlıyoruz. O da bizi gelen çağrılardan, mesajlardan yahut sosyal ağ bildirimlerinden –dediğimiz gibi titremek suretiyle- haberdar ediyor. Bunun haricinde model, uyku döngümüzü ölçme, fiziksel aktivitelerimizin takibi, fitness uygulamaları gibi alanlarda bize yardımcı oluyor. Keza Sony’nin modele yönelik hazırladığı LifeLog uygulaması üzerinden son gittiğimiz yerleri, dinlediğimiz şarkıları, oynadığımız oyunları yahut okuduğumuz kitapları da takip edebiliyoruz. 36 Eylül 2014 /

Samsung Gear Fit

Samsung, MWC 2014 Fuarında tanıttığı yeni nesil akıllı bilekliği Gear Fit’in 1.84-inç (432x128) büyüklüğündeki Super AMOLED ekranı aynı zamanda suya ve toza karşı da dayanıklı. Sadece 27g ağırlığa sahip olan Gear Fit’in 210mAh gücündeki bataryası normal kullanımda 3-4 gün kadar dayanıyor. Samsung’un Galaxy Note 3 ile

birlikte tanıttığı Galaxy Gear’dan farklı olarak tek başına da kullanılabilen model akselerometre, gyro, kalp ritm ölçer, adımsayar ve uyku monitörü gibi çeşitli algılayıcılara sahip olmasının yanısıra SMS, çağrı alma/reddetme, e-posta ve 3. parti uygulamalar için de bildirim desteği sunuyor. Siyah, turuncu ve gri renk seçeneklerine sahip değiştirilebilir kayışlarla tasarlanan Samsung Gear Fit’in Türkiye satış fiyatı 550 TL dolayında.


LG Lifeband Touch

LG’nin ilk olarak CES 2014’te görücüye çıkardığı LG Lifeband, sağlığımızı korumamız ve formumuzu zinde tutmamız için tasarlanmış bir akıllı bileklik. Android ve iOS işletim sistemli tüm akıllı telefonlarla uyumlu olan cihaz, GPS verisi sağlamasının yanısıra adımölçer, uzaklık hesabı, kalori ölçümü ve gerçek zamanlı kalp atış gösterimi desteğine de sahip. LG Fitness uygulaması ve MyFitnessPal, Runkeeper veya MapMyFitness gibi alternatif uygulamalara veri transferi yapabilen LG Lifeband üzerinden keza akıllı telefonumuzdaki müzikçaları da kontrol edebiliyoruz. 3 farklı ebat seçeneğiyle tasarlanan ve bu ay içerisinde küresel satışına başlanması planlanan LG Lifeband’ın fiyat etiketi 179 dolar olarak belirlenmiş durumda.

ZTE BlueWatch

Giyilebilir Teknolojiler pazarının en yeni üyelerinden birisi olan ZTE, CES 2014 Fuarı’nda ilk akıllı saatini tanıttı. BlueWatch ismini taşıyan saat, Android tabanlı akıllı telefonlarla Bluetooth üzerinden iletişim sağlıyor ve geliştirilen uygulama aracılığıyla da çağrı ve bildirimlerin alımı, telefonun yerini bulma, adımsayar, kalori ölçümü, fitness uygulamaları ve hava durumu gibi aktiviteleri yerine getiriyor. 10 metreye kadar su geçirmeyen modelin dikkat çeken bir başka özelliği ise müzikçalar ve kamera gibi uygulamaları da desteklemesi. ZTE’nin ifadesi ile henüz ’beta’ aşamasında olduğu söylenen BlueWatch’un bu yıl içerisinde satışa sunulması bekleniyor.

Huawei TalkBand B1

Giyilebilir teknolojiler pazarına giriş yapan bir diğer isim olan Huawei, MWC Fuarı ile birlikte TalkBand B1 ismini verdiği akıllı bilekliğini tanıttı. Adımsayar, uyku ölçer, kalori hesabı ve fitness aktivitelerinin takibinin yanısıra dahili Bluetooth kulaklığı ile konuşma desteği de sunan bileklik Bluetooth 4.1 ve NFC bağlantılarını

destekliyor. Su ve toza karşı dayanıklılık arz etmesinin yanısıra 7 saate kadar konuşma ve 2 haftaya kadar da bekleme süresi sunan modelin OLED ekranı ise 1.4-inç büyüklüğünde. Huawei’nin fuarla eşzamamanlı olarak satışa sunduğu TalkBand B1’in fiyatı ise 99 avro olarak belirlenmiş durumda.

/ Eylül 2014 37


DOSYA

Pebble Steel

Hem iOS hem de Android platformlarıyla uyumlu çalışan Pebble Steel’in en dikkat çeken özelliği hiç kuşkusuz tasarımı. Kutu içeriğinde biri çelik diğeri ise deri olmak üzere iki farklı kayışla gelen Pebble Steel piyasadaki ekserisi plastik tasarımlı akıllı saatler yerine ‘gerçek saat’ hissiyatı isteyenler için tasarlanan bir model. Pebble Stell’i benzerlerinden ayıran bir diğer özelliği ise Pebble 2.0 işletim sistemi ile gelmesi ve kendi uygulama mağazasına sahip olması. Çzilmelere karşı dayanıklı Corning Gorilla ekran camıyla tasarlanan ve 144x168 çözünürlüğünde, 4 satırlık e-paper formunda ekrana sahip olan Pebble Stell tüm bunların yanısıra hem 50 metreye kadar su geçirmiyor hem de pili 5-7 gün arasında gidiyor. Yurtdışında 249 dolara satılan Pebble Steel’in Türkiye satışıysa yok.

G

Meta Pro

Her ne kadar fazla dile düşmüş olmasa da bu yılki CES’in en önemli konuklarından birisi kesinlikle Meta Pro isimli bu ‘ultra akıllı’ gözlüktü. Meta Pro, Google Glass gibi bildirimlerle besleyen akıllı gözlüklerden farklı olarak bizi adeta gerçeğin içerisine çekiyor. Çevremizle iletişime geçmemizden tutun da, ellerimizi oynatarak 3D modellemeya yapmaya ve yansıtılan görüntüleri manipüle etmeye kadar uzanan yetenekleriyle ‘arttırılmış gerçekliği’ bize tam anlamıyla 38 Eylül 2014 /

yaşatmayı hedefleyen Meta Pro bu bağlamda akıllı gözlükten ziyade tam donanımlı bir giyilebilir bilgisayar. ZEISS imzalı lensler, derinlik kamerası, 3D Surround ses desteği ve 3D HD görüntüleme, 9 yönlü hareket takip algılayıcı gibi özelliklerinin yanısıra Intel’in Core i5 işlemcisi ve 4GB of RAM tarafından güçlendirilen Meta Pro’nun hafızası ise 128GB büyüklüğünde. Bu ay içerisinde satışa sunulacağı belirtilen modele biçilen değer 3,000 dolar.

iyilebilir teknolojiler içerisinde en çok satılan ürün açık ara bir farkla akıllı saatler. Bununla birlikte ABI Research’ün araştırmasına göre 2013 yılında küresel çapta satılan akıllı saat sayısı -sadece- bir milyon adet dolayında gerçekleşmiş. ABI’nin tüm giyilebilir teknolojiler ürünlerini kapsayan 2018 yılı tahmini ise yıllık satış adetinin 500 milyona erişeceği yönünde. Yani diğer bir deyişle yakın geleceğin en çok umut vaat eden büyümesi bu alanda yaşanacak.



DOSYA

MetaWatch Meta

Premium kalite malzemelerle tasarlanan, lüks segmente yönelik telefonlarıyla tanıdığımız Vertu firmasının eski tasarımcısı Frank Nuovo’nun elinden çıkan Metawatch’un yeni nesil akıllı saati Meta, bu bağlamda sınıfının şimdilik ilk ve tek örneği olarak değerlendirilebilir. Yüksek çözünürlüklü e-paper form yapısındaki ekranı ve yüksek karşıtlık değeri sayesinde güneş altında bile son derece rahat bir kullanım sunan model, premium kalitede metalik tasarımını deri kayışlarla desteklerken çeşitli renk seçenekleri ile de olabildiğince geniş bir kitleye hitap etmeyi hedefliyor. iOS ve Android platformları ile uyumlu olarak tasarlanan Metawatch Meta’nın klasik akıllı saat işlevlerinin yanısıra kalp atış ölçer desteğine de sahip olduğunu da not olarak düşelim. Bu yıl içerisinde satışa sunulması beklenen modelin fiyatının ne olacağı ise henüz belli değil.

WIMM

Labs’ın 2011 yılında satışa sunduğu WIMM One isimli bu ‘giyilebilir bilgisayar’, tak-çıkar formundaki kayışı ile, akıllı saat konseptinin ilk temsilcilerinden birisi oldu. Android işletim sistemiyle gelen ve 1-inç’lik (160x160) ekrana sahip olan saat, 667MHz saat hızında çalışan bir işlemci ve 256MB RAM tarafından güçlendiriliyordu. Wi-Fi ve Bluetooth gibi bağlantı özelliklerinin yanısıra 32GB’a kadar microSD desteği de sunan WIMM One, akıllı telefonla köprü görevi üstleniyordu. 1 yıllık satış süresinin ertesinde piyasadan çekilen saatin macerasının bu kadar kısa sürmesinin sebebi ise WIMM Labs’ın Google tarafından satın alınması idi.

Glowfaster Akıllı Ceket

Glowfaster ismini taşıyan bu ceket, sporculara yönelik olarak geliştirilen bir akıllı ceket. Glowfaster’ın en önemli özelliği performans verilerine göre ışıklı bildirim yapabiliyor olması. Başta koşma olmak üzere özellikle gece yapılan harekete dayalı sporlara yönelik tasarlanan ceket modüler bir yapıya sahip ve hem kollarında hem de ön yüzünde tak-çıkar formunda aydınlatma sistemi yer alıyor. iOS ve Android platformlarına destek sağlayan ceket, performans verilerini kullanıcıya iletirken GPS verilerini de sağlayabiliyor. Zor doğa şartları ile başa çıkabilmesi için suya ve rüzgara karşı ekstra koruma sağlayan özel bir kumaşla tasarlanan Glowfaster’ın bir diğer öne çıkan detayı ise opsiyonel olarak kalp atış ölçerlere de destek sunabilmesi. Simon Weatherall isimli bir deniz subayının fikri olan proje henüz geliştirilme aşamasında olsa da eğer Kickstarter üzerinden başlatılan bağış kampanyası 35,000 Pound’luk hedefine ulaşırsa hayata geçirilecek.

40 Eylül 2014 /


Modern zamanların gözlüğü Google Glass

Günümüze geldiğimizde ise ilk giyilebilir teknoloji olarak kabul edilen cihazın Google’ın 2012 yılında tanıttığı akıllı gözlüğü Google Glass olduğunu görüyoruz. Gerçi yukarıda da belirttiğimiz gibi yine kesin biçimde ‘Google Glass son dönemin ilk giyilebilir teknolojisidir’ demek imkansız ama genel kanı bu yönde. Google’ın geliştirdiği –ve halen de geliştirmeyi sürdürdüğü- bu akıllı gözlüğü hem gözlerimizin önüne örneğin telefonumuzdan gelen mesajları, bildirimleri getiriyor hem de 5MP’lik kamerasıyla seyir halindeyken video kayıt yapmamızı sağlıyor. Keza sesli komut yoluyla etkinleştirdiğimiz çeşitli işlevlere de sahip bir ürün Google Glass.

Smart Ring

Kickstarter üzerinden destek arayan projelerden bir diğeri de bu akıllı yüzük. Sahip olduğu hareket algılayıcılarıyla yapmış olduğumuz parmak hareketlerini algılayabilen ve hareketlerimize yönelik atadığımız işlevleri hayata geçiren yüzük, dokunmatik bir yüzeye sahip ve iOS ile Android platformlarını destekliyor. Windows Phone desteği ise yolda. Cihazla olan bağlantısını Bluetooth üzerinden kuran yüzüğün kabiliyetleri ise oldukça fazla. Örneğin parmak hareketlerimizle akıllı televizyonumuzu yahut destekleyen

kablosuz ev içi kontrol cihazlarını yönetebiliyor, parmağımızla havaya çizdiğimiz harfleri yazıya dönüştürebiliyoruz. Yine benzer şekilde tek bir parmak hareketi ile ödemelerimizi yapabiliyor yahut LED ve titreşim özellikleri sayesinde bildirimleri alabiliyoruz. Tüm bunlara ek olarak, bilgisayarlar, tabletler, akıllı gözlük ve saatler ve hatta insansız hava araçlarına da destek veren yüzük tüm bu ürünleri kablosuz olarak kontrol edebiliyor. Özel uygulama marketine sahip olması da cabası. Bu yılın Temmuz ayında satışa sunulacağı belirtilen yüzüğün fiyatının ne olacağı ise henüz belli değil.

/ Eylül 2014 41


ADVERTORIAL

BenQ Eye-Care monitörler ile sağlıklı gözler, keyifli seyirler BenQ Eye-Care serisi yeni monitörlerinde yer verdiği ‘düşük mavi ışık’ ve ‘titreşim önleme’ teknolojileriyle hem göz sağlığımızı koruyor hem de ekran başında geçirdiğimiz saatlerde daha verimli çalışmamızı sağlıyor. ünümüzde neredeyse her şeyi bilgisayarlarla yapar hale geldik. Sadece iş hayatımızda değil, özel hayatımızda da en fazla mesai harcadığımız şeylerin başında bilgisayarlarımız geliyor. Yani diğer bir deyişle her gün saatlerce monitörün başında oturuyoruz. Bu da doğal olarak biz fark etmesek bile göz sağlığımıza zarar veriyor. İşte BenQ’nun geliştirdiği yeni monitör serilerinde yer verdiği ‘düşük mavi ışık’ ve ‘titreşim önleme’ teknolojileri uzun süreli monitör kullanımından kaynaklanan göz yorgunluklarını engelliyor. İşin fazla teknik detayına girmek istemiyoruz ama söz konusu olan şey sağlığımız olduğu için kıyısından da olsa bir takım bilgiler paylaşmakta fayda var. Konu üzerinde yapılan araştırmaların ortaya koyduğu sonuç şu ki; bilgisayar monitörlerinden ve floresan lambalardan yayılan mavi ışık insanların gözlerine zarar vererek uzun 42 Eylül 2014 /

göz kuruluğuna ve yorgunluğuna sebebiyet veriyor. İşte BenQ’nun yeni Eye-care monitör serisi, insan sağlığı açısından oldukça ciddiye alınması gereken bu tehlikeleri önlemeye yönelik geliştirilen ‘titreşimsiz ekran’ ve ‘düşük mavi ışık’ isimli iki önemli teknolojiye ev sahipliği yapıyor. Amaçsa tahmin edebileceğimiz gibi kullanıcıların hem titreşimle hem de mavi ışıkla ilişkilendirilen muhtemel olumsuz yan etkilere karşı göz sağlıklarını koruyabilmeleri. vadede halk arasında ‘sarı benek’ olarak bilinen makula dejenerasyonuna, uyku bozukluklarına, göz kuruluğuna ve baş ağrılarına neden olabiliyor. Bilgisayar başında geçirdiğimiz zaman arttıkça risk de doğru orantılı biçimde büyüyor. Diğer taraftan eski nesil CRT monitörlere kıyasla oldukça yol kat edilmiş olsa da LCD monitörler halen ciddi düzeyde bir ekran titreşimine sahipler ve bu durumda uzun vadede kaçınılmaz bir biçimde

❍ Titreşimsiz Ekran Monitörler sabit bir görüntü veriyormuş gibi görünseler de, aslında arka planda görüntü her an yenilenmektedir ve bu değişimler insan gözü tarafından fark edilir. İşte monitörlerdeki görüntü yenilenmesi ne kadar kısa aralıkla gerçekleşirse gözlerimiz de bu değişimleri o kadar zor fark eder ve bu da pratikte bizim için görsel titreşim düzeyi


azalması anlamına gelir. Fakat diğer yandan biz fark edemesek de netice itibarı ile titreşim halen sürmektedir ve bu da gözümüzde yanma hissi, kuruluk ve yorgunluk gibi rahatsızlıklara yol açar. Bu sebeple görüntü yenileme oranı yükseldikçe yaşadığımız bu sorun da asgari düzeye iner ve monitör karşısında daha rahat ve verimli bir kullanıcı deneyimi yaşatır bize. İşte titreşimsiz monitörlere yönelik talebin her geçen gün artmasının temel sebebi de budur zaten. ❍ Düşük Mavi Işık Teknolojisi Günümüzde pek çok üretici özellikle giriş seviyesi ve orta seviye modellerde mavi ışığın yaşattığı zararların önüne geçmek için ekran yüzeyinde basit bir katman kullanma yolunu seçiyor olsa da bu önlemin tam anlamıyla yeterli geldiğini söylemek maalesef imkânsız.

BenQ’nun bu sorunun önüne geçmek için attığı ilk adım kendi mühendisleri tarafından geliştirilen renk ayar teknolojisini kullanmak suretiyle bir taraftan ekrandan yansıyan mavi ışık düzeyini düşürürken diğer yandan da çeşitli kullanım alanlarına yönelik etkili bir renk röprodüksiyonu (yani rengin yeniden üretimi) sağlamak. Yani diğer bir deyişle yapılan şey renk röprodüksiyonundan -seyir zevkini düşürmeyecek şekilde- asgari düzeyde taviz vererek, farklı kullanım senaryolarına göre adapte edilecek şekilde mavi ışık düzeyinde yapılan azaltma. Bunun neticesinde de ofis modu, okuma modu, multimedya modu ve internet gezintisi modu gibi farklı kullanım modlarında, mavi ışık düzeyinin optimum seyre uygun ölçüde düşürülmesi ile mümkün olan en iyi seyir deneyimi sunuluyor.

BenQ’nun tüm An itibarı ile ‘Titreşimsiz de monitörlerin viyesi hariç tüm se riş gi ve Ekran’ Mavi Işık’ de de ‘Düşük monitörlerin evcut. Önümüzdeki m teknolojileri ile ‘Düşük Mavi Işık’ rı ba iti şı ba yılın rler de da tüm monitö lecek. ge le ha rt da an st

BenQ EW2440 BenQ’nun Eye-Care serisi altında konumlandırdığı, 24-inç (1920x1080) ekran büyüklüğü ile gelen yeni nesil multimedya monitörlerinden EW2440, VA panel yapısı sayesinde kullanıcılara 178 derecelik görüş açısı sağlamasının yanında, sahip olduğu düşük mavi ışık önleme ve titreşim önleme özellikleriyle de göz sağlıklarını korumalarına yardımcı oluyor. VGA bağlantısının yanı sıra MHL destekli HDMI yuvası sayesinde akıllı telefonumuzun ekranını monitörümüze yansıtmamıza olanak sağlayan BenQ EW2440’ın öne çıkan bir diğer artısı ise Senseye 3 Okuma Modu özelliği. Bu mod, monitörün renk sıcaklığını ve parlaklık düzeylerini ayarlayarak gerçek bir kitap okurken yaşanan rahatlığın ekran üzerindeki okumalarda da deneyimlenmesini sağlamanın yanısıra, kontrast oranı ve netliği dengeleyerek sanki ekrana değil de gerçek bir kitaba bakıyormuşuz hissiyatı uyandırıyor insanda.

Titreşimi asgari düzeye indirebilmek için yapmanız gerekenler ❏ Monitörünüzü önerilen yenileme oranında kullanın. ❏ Alacağınız monitörde Display Port, HDMI veya DVI bağlantısı olsun ve bağlantıyı bu yuvalar üzerinden gerçekleştirin. ❏ Eğer VGA veya DVI girişlerine sahipseniz, kablonun her iki ucundaki iğneleri de muhakkak kontrol edin. ❏ Ekran kartı sürücülerinizi güncel tutun. ❏ Olası parazitlenmelerin önüne geçebilmek için monitör kablolarını mümkün olduğunca diğer elektronik aletlerden uzak tutun

BenQ EW2440 inceleme

İPUCU

MHL destek sayesinde ak li HDMI yuvası ıllı te ekranını mon lefonumuzun itör yansıtabiliyo ümüze ruz.

im önleme’ özelliği Monitörününüz ‘titreş anın en pratik yolu zın olup olmadığını anlam erasını açıp ekranını telefonunuzun kam paralellemesine uzanan üzerine tutmak eğeranız bilin ki bu özelliğe şeritler görüyors diğer yöntem ise yine sahip değilsiniz. Birfan veya vantilatör gibi bir e monitörünüzün önünıştırmak. Pervanelerini şey koyup çal eşim engelleme döndüğünde eğer titr ilde şeritler şek ı ayn e yin yoksa göreceksiniz.

Doktordan Öneriler ❏ Monitör gözlerinize paralel ve vücudunuzdan 60-70 santim uzakta olmalıdır. ❏ Alçakta oturup monitöre başınızı kaldırarak bakacağınız bir pozisyondan uzak durulmalıdır. ❏ En iyi seyir açısı için monitör 15 derece öne eğilmelidir. ❏ Her 20 dakikada bir beş dakikalık mola verilerek monitör karşısından kalkılmalıdır.

/ Eylül 2014 43


OYUN

Wolfenstein:

The New Order

Nazilere her yer Almanya! FPS türüne şekil veren oyun serilerinden birisi olan Wolfenstein, alternatif bir 1960 dönemine götürüyor bizleri ve Alman faşizminin yeryüzüne hakim olduğu bir dünyada Blazkowich ve Caroline’in önderliginde zincirlerini kırmak isteyen direnişçilerin hikayesini anlatıyor. 44 Eylül 2014 /

Tarihe alternatif pencerelerden bakıp fikir yürütmek sadece tarihin değil sosyolojiden, felsefeye, politikadan ekonomiye kadar pek çok bilim dalının en sıklıkla başvurduğu yöntemlerden birisi. Amaç tahmin edeceğimiz gibi vuku bulandan farklı ve/veya tam zıt bir istikamette ilerleyip farklı senaryolarda dünyanın alacağı şekli irdelemek ve bu alternatif dünya eğer mevcut olandan daha iyi ise o yöne nasıl evrilebileceğimizin pratiğini yapmak. İşte Wolfenstein: The New Order da isminden belli olduğu gibi ‘Yeni Düzen’i konu alıyor. Bunu yaparken temel aldığı dayanak noktası ise 2. Dünya Savaşı’nı Nazilerin yani Alman güçlerinin kazanmış olması. Haliyle başta günümüzde dünyamıza hükmeden süper güçler olmak üzere bütün gidişat bugünkünden tamamen farklı bir şekilde gerçekleşmiş durumda. Gördüğümüz gibi potansiyel olarak oldukça ‘iş yapabilecek’ bir noktadan hareket edilmiş. Üstelik bahsettiğimiz oyun da bilgisayar tarihinin en önemli yapıtlarından birisi olunca insan ister istemez bu avantajların hakkını verip vermediğini merak ediyor. Bakalım Wolfenstein: The New Order beklentilerimizi karşılayabilecek mi?

Giriş

Yıl 1960; 2. Dünya Savaşı’nın (1939–1945) muzafferi Naziler, aradan geçen 20 yıl içerisinde güçlerine daha da güç katarak dünyanın adeta tek hâkimi olmuş durumdalar. Özel eğitilmiş zırhlı köpeklerden tutun da ‘boy boy’ robotlara ve üzerinde deneyler yapılarak insandan başka bir şeye dönüştürülmüş ‘organizmalara’ kadar tüm gücün sahibiler. Süper silahlardan bahsetmeye bile gerek olmasa gerek… İşte tüm bunların sebebi kahramanımız William “B.J.” Blazkowicz’in Alman General Deatshead’i öldürme görevinde başarısız olması. Çatışmada beynine saplanan bir şarapnelle denizin dibini boylayan ve bir balıkçı tarafından kurtarılsa da tam 14 yıl süren bir komaya giren Blazkowicz gözlerini 1960 yılında açtığında bambaşka bir dünyaya uyanıyor ve ‘Tek Amerikalı’ olarak ‘dünyayı kurtaran adam’ rolüne soyunuyor. Gördüğümüz gibi senaryo oldukça klişe ama zaten oyunların %95’i böyle geliştiğinden fazla da diyecek bir şey yok. Wolfenstein’ı oynayanların bildiği gibi asıl inceliği senaryonun genel gidişatından ziyade özellikle monologlarında ve bazen de diyaloglarındadır. İşte bu bölümde de aynı


KÜNYE Oyun: Tür: Dağıtımcı: Geliştirici: Platform:

Wolfenstein: The New Order FPS Bethesda Machine Games PC, PS3, PS4, Xbox 360, Xbox One

ARTILAR VE EKSİLERİ tutarlı çizgisini sürdürüyor oyun. Espriler olsun, taşlamalar olsun durum tespitleri olsun hepsi de gayet yerinde. Bu başarı netice itibarı ile bize dudağımızda hafif bir tebessüm olarak geri dönüyor. Yine ara sahnelerin işlenişi ve sinematiği de kesinlikle çok başarılı bulduğumuzu söyleyelim.

Gelelim oyuna… En başta şunu söyleyelim. Yeni Wolfenstein’a ‘güzel’ ya da ‘eh işte’ demek tamamen sizin oynanış şeklinize kalmış. Eğer sabırlı bir insansanız, strateji kurarak ilerlemeyi seviyorsanız ve tabii ki gizliliğe önem veriyorsanız kesinlikle size bu zevki tattıracak şart ve ortamları sunuyor oyun. Keza ‘alırım elime silahı, sıkar sıkar giderim’ diyenlerdenseniz yine karşınıza bir dünya düşman çıkarmayı da ihmal etmiyor. Ama ikinci senaryoda sık sık ölmemeniz (hele ki zor moda oynuyorsanız) imkânsıza yakın bir ihtimal. Haliyle tavsiyemiz, gizlilikten faydalanın ve belirli metotlar izleyerek ilerleyin. Bu arada bir diğer önemli detay da kesinlikle seçimlerine dikkat etmeniz gerektiği. Çünkü her ne kadar sona etki etmese de yine de gidişatı değiştiren yol ayrımlarından bahsediyoruz. Kısacası başarının sırrı şu: Sabırlı olun, kendinize bir taktik belirleyin ve mümkün mertebe susturucularla iş görün.

Silahlar, can(lar)ımız ve yapay zekâ… Silahlar maalesef oyunun en aksayan yanlarından birisi.

Silah çeşitliliği oyunun ilerleyen bölümlerinde artsa da modlar oldukça sınırlı maalesef. Bununla birlikte gerçekçilik üst seviyede. Silahların tepmesi olsun, tepkiler olsun gayet isabetli. Keza çift silah kullanma olayı da muazzam. Yine tel kesme silahı da –ki ileri de lazer de atabilen muazzam bir silahla değişecekoyuna ayrı bir hava katmış. Bu arada çift silah olayının sadece aynı türden silahlarla kısıtlanması da gerçekçiliği arttırmış. Yine ‘düşmana göre silah seçimi’ de atlanmayan önemli detaylardan bir diğeri. Can sistemi aşağı yukarı diğer oyunlardaki gibi. Yani kurşun yedikçe canımız azalıyor, sonra yavaş yavaş artıyor. Ama burada farklılık zorluk derecesine göre en fazla bir seviyeye kadar çıkması. Yani örneğin zor moddayken 40’ın üzerine çıkamıyoruz. Tabii can alırsak o başka. Yine ilerleyen bölümlerde ekstra kalıcı sağlık edinebiliyoruz gerçi. Can sıkıntısı çekmiyoruz bu arada ortalıkta bir sürü yiyecek ve içecek mevcut. Keza zırhımız da var. İster öldürdüğümüz köpek veya adamlardan istersek de gizli ve açıktaki zırhlardan toplayabiliyoruz. Burada kritik nokta canımızın 100’e tamamlanmadığını aklımızda tutmamız gerektiği. Yani örneğin bir dalga düşmanı öldürüp olaydan 5/100 canla çıktığımızda canımız en fazla 40/100’e çıkıyor dinlenince.

+ Hikâye anlatımı ve mekânlar + Ses ve modellemeler + Yüksek bir sistem gerektirmemesi + Uzun oynanış süresi - Yapay zeka daha iyi olabilirdi - Oynanış dinamikleri görece zayıf - 50GB’a yakın depolama alanı

ORTALAMA SISTEM GEREKSINIMLERI

Intel Core i5-760 & AMD Phenom II X4 960 Nvidia GeForce GTX 560 & AMD Radeon HD 6850 4 GB RAM 50 GB Sabit Disk Windows 7+ (64-Bit) Asus ROG Tytan G30 AB ✪ Intel Core i7-4770K işlemci ✪ Nvidia GTX 760 (3GB) ekran kartı ✪ 16GB Ram ✪ 128GB SSD+2TB HDD ✪ Ethernet, Wi-Fi ✪ HDMI, DP, 2xDVI, 6x USB 3.0, 4x USB 2.0 ✪ Blu-Ray, kart okuyucu, kablosuz klavye/fare ✪ Wireless 802.11N wi-fi kartı ✪ SonicMaster 8 kanal ses ✪ Windows 8 64-Bit 4,899 TL MSI GX703BE ✪ 17.3” (1920 x 1080) mat ekran ✪ AMD Quad Core A10-5750M işlemci ✪ AMD Radeon HD 8970M ekran kartı ✪ 8/16 GB Ram ✪ 1 TB HDD + 128 GB SSD ✪ Ethernet (Killer Gaming LAN), Wi-Fi, Bluetooth ✪ HDMI, DVI, 3x USB 3.0, 2x USB 2.0 ✪ Blu-Ray Combo, kamera, kart okuyucu ✪ SteelSeries ışıklandırmalı oyuncu klavyesi ✪ 9 hücreli batarya (7800mAH) ✪ 428 x 288x 55mm; 3.9 kg ✪ Windows 8 64-Bit 3,499 TL / Eylül 2014 45


Karargâhınızın en üst katında solda bir yatak göreceksiniz, muhakkak uyuyun. İnanın ‘muhteşem’ bir kâbus(!) bekliyor sizi.

Haliyle ikinci dalgayla başa çıkmamız neredeyse imkansız bir hale geliyor. Bu arada can veya mermilerin otomatik toplanmaması da işimizi zorlaştıran bir diğer unsur. Yapay zekâya dair pek bir şey söylemek istemiyorum çünkü bildiğimiz gibi yapay zekâdan alacağımız keyfin düzeyi tamamen oyunculuğumuzla alakalı. Ama maalesef eğer sıkı oyuncuysanız ciddi eksikler bulabileceğinizi de not olarak düşelim. Keşke saçma sapan mantık hataları bu kadar sık tekrarlanmamış olsa idi.

bunlar için o yeteneğe uygun eylemleri yapmamız gerektiğini hatırlatalım. Yan görevler tahmin edeceğimiz gibi oyunun genel gidişatına etki etmeyen ama bize silaha ve cana doyuran görevler. Bu tür görevler ara ara sıksa da neticede oynamak ya da oynamamak bizim elimizde. Ama size tavsiyemiz oynamanız yönünde çünkü farklı mekânları tanıyabiliyor ve sahneler seyredebiliyoruz. Zorluk seviyeleri değişken bazıları çok kolay bazıları oldukça zor. Bu arada haritadaki bazı sırların bu tür görevlere bağlı olduğunu da not olarak düşelim.

Yetenek ağacı ve yan görevler Yetenek ağacı kurgusu oyunun en hoşumuza giden yanlarından birisi oldu. Ağacımızın toplam 4 dalı var ve oyun stratejimize göre birisinde yükseliyoruz. Örneğin gizli öldürmeleri (komutan olmalı) gerçekleştirdikçe gizliliğe yönelik bir yetenek kazanıyoruz. Benzer şekilde taktiksel becerilerimizi yükselttiğimiz, silah yeteneğimizi ve bir de patlayıcılarla ilgili yeteneklerimizi geliştireceğimiz ağaçlar var. Tabii tüm 46 Eylül 2014 /

Grafikler, ses ve ekran kartı gereksinimi Grafikleri genel itibarı ile başarılı bulduk ama kaplamaların geç gelmesi, kafamızı hızlı çevirince yeniden oluşması, düşmanların ara ara ‘olmayacak’ yerlerden geçmesi gibi topallamalar da yok değil. Bununla birlikte mekân tasarımları ve çeşitliliği, atmosfer değişiklikleri gerçekten çok doyurucu. Yani hep aynı yerdeymiş gibi hissetmiyorsunuz kesinlikle. Keza modellemeler muazzam olmasa da iyi olarak nitelendirilebilir.

Wolfenstein’ın en hoşumuza taraflardan birisi sesle ilgili geliştirmeler. Efektlerden tutun yan seslere ve çevre seslerine, seslendirmelerden tutun silah seslerine kadar gerçekten bir önceki oyundan çok daha ileride. Bu arada bulmamız gereken sır eşyalar arasında yer alan müzik albümleri inanılmaz keyifli. Öyle ki, bildiğimiz şarkıları yeni tarihe göre şekillenen farklı sözlerle dinlemek muhteşem bir deneyim olmuş. Genel itibarı ile sistemleri kasmayan bir oyun olduğunu da söyleyelim. Örneğin ben GTX 660 ekran kartı ile 1080p çözünürlük ve üst detaylarda rahatlıkla oynayabildim. Muhtemelen HD 6850/GTX 650 seviyesinde bir ekran kartına sahipseniz sıkıntısız bir biçimde oynayabileceksiniz.

Özetle Tüm olumlu tarafları bir yana sadece tarihi dokusu ve alternatif gerçekçiliği için bile oynanması gereken bir oyun Wolfenstein: The New Order. Eğer sabırlı bir fps oyuncusu iseniz, atmosfer sizin için önemliyse ve mizahi tarafınız ağır basıyorsa kesinlikle keyif alacaksınız.



GÜNDEM

Google’ın “X” planları

Google’ın, 2015 yılı içerisinde hayata geçireceği projelere ulaştık. Kontakt lens, Google Glass ve dahası Google, 2014 yılı içerisinde yürüttüğü bazı projeleri kamuoyuna paylaştı, bazı projeleri ise halen kamuoyundan gizleniyor. 2015 yılından sonra tanışacağımız en gizli proje ise firmanın Project Loon isimini verdiği projesi. Bununla birlikte firmanın, yeni nesil Google Glass, sürücüsüz araçlar ve diyabet hastaları için geliştirilecek olan kontakt lens projeleri üzerinde çalıştığı duyumlarını alıyoruz.. Google’ın en dikkat çekici olan projesi; Google X. Bu proje içerisinde hangi çalışmaların yürütüldüğü halen tam olarak bilinmiyor. Projenin gizlilikle yürütülmesinin yanında Google X içerisinde firmanın güvenliği ile ilgili önemli yazılımların yaratıldığı da geçmiş dönemlerde gelen haberler içerisindeydi. Google X yazılımcıları ayrıca, Google’ın diyabet hastalarına yönelik piyasaya süreceği kontakt lensi de geliştirdikleri gelen bilgiler arasında. HP’nin akıllı saat serilerinde imzası olan Gecko Design’ın da Google X takımı ile ortak çalıştığı söyleniyor. Gecko Design ile yürütülen bir proje de, akıllı balon projesi. Akıllı balon projesi çerçevesinde Google bütün dünyaya kablosuz yüksek hızda bağlantılar sağlayacak. Kablosuz ağ bağlantıları sadece evimize girecek olan internet ile sınırlı kalmıyor ve Google’ın geliştirdiği sürücüsüz araçlarda da önemini koruyacak.

Twitter’da alışveriş başlıyor!

Twitter, arayüzüne eklediği “satın alma” düğmesiyle gelirlerini artırmayı hedefliyor. Facebook’un daha önce sistemine eklediği satın alma özelliğine kendi platformunda yer vermek isteyen mikroblog sitesi, bu sayede hem kullanıcı sayısını hem de site üzerindeki trafiği artırmayı hedefliyor. Edinilen bilgilere göre, timeline’da sponsorlu gönderi yani reklam şeklinde beliren ürün tanıtımının altına yer alan “satın al” butonuna dokunduğumuzda, kredi kartı ya da banka kartıyla ödeme yapmamızı sağlayan bir ekrana yönlendirileceğiz. Bu ekranda, Twitter’ın e-ticaret altyapısını üstlendiği duyurulan Stripe tarafından teslimat bilgileri de alınacak ve ardından alışveriş tamamlanmış olacak. Twitter’da reklamlar yayınlayarak hedef 48 Eylül 2014 /

kitlelerine ulaşmak isteyen şirketler, siteye eklenen satın alma özelliğiyle birlikte bu amaçlarına daha rahat ulaşabilecekler. Kullanıcılar, siteye eklenen yenilik sayesinde siteden uzaklaşmadan alışveriş yapabilecekleri gibi, ilgilerini çeken ürünlere de daha fazla rastlayabilecekler. İşten karlı çıkacak diğer taraf ise markalar. Yıllardır sosyal medya üzerinde yayınladıkları reklamlarla hedef kitlelerine ulaşmaya çalışan markalar, Twitter’a eklenen yeni özellikle birlikte, bu amaçlarına farklı bir platform üzerinden de ulaşabilecekler. Twitter’ın alışveriş modülü, Türk Lirası dahil tam 135 ülkenin para birimini destekleyecek.


/ Temmuz - AÄ&#x;ustos 2014 67


ARAŞTIRMA

Ö

zellikle son kullanıcılar açısından değerlendirdiğimizde, bilgisayar denildiği vakit en arka planda kalan ürün gamlarından birisi, hatta belki ilki, All In One (bundan sonra ‘Hepsi Bir Arada’ diyeceğiz) formundaki sistemler. Zaten hiçbir zaman ‘çok satanlar’ listesinin zirvesine oynamayan bu sistemler özellikle tablet salgını ve onun tetiklediği dizüstü, ultrabook, melez vb. gibi ürünlerin çeşitlilik kazanması dâhilinde mobil segmentin giderek ağırlık kazanması neticesinde daha da geri planda kaldı. Bugün baktığımızda masaüstü sistemlerin pazar payının giderek düştüğünü ve oyun amaçlı sistem kuranlar haricinde pek çok son kullanıcı tarafından tercih edilmediğini görüyoruz. Haliyle bu tür sistemlere yönelik bilgi edinebildiğimiz kaynaklar da doğru orantılı olarak düşüş arz ediyor. İşte biz de hal böyleyken bu konuya

50 Eylül 2014 /

el atmanın oldukça faydalı olabileceğini düşündük. Çünkü aslında yanlış bilinen pek çok nokta var ve bunları düzeltmek gerekiyor. Evet; başlayalım bakalım…

Nedir? Kimlere hitap eder? HBA’ları, isminden de belli olduğu gibi tüm temel bilgisayar bileşenlerinin bir arada bulunduğu kompakt formdaki sistemler olarak tanımlayabiliriz. Yani günümüz şartlarında değerlendirdiğimizde bir monitör ve o monitörün içerisine gömülü anakart, bellek, işlemci vb. gibi bileşenlerden oluşan sistemler. Bunları (tercihen) kablosuz klavye/fare setleriyle birleştirip kullanıyoruz. Peki, amaç ne? Amaç tabii ki PC’lerin en fazla yer kaplayan parçası olan kasadan kurtularak yerden tasarruf etmek ve kablo karmaşasından

kurtulmak. Buna ek olarak evimizin içerisinde taşınabilir bir PC’nin avantajını yaşamak yani istediğimiz odaya götürebilmek. Kısacası dizüstüler bize ekran büyüklüğü, performans vb. gibi sebeplerden ötürü yetmiyorsa ve klasik masaüstü bilgisayarlar da hantal geliyor ve yerimizi çalıyorsa HBA’lara yöneliyor ve rahat ediyoruz. Kaldı ki benzer bileşenlere sahip bir dizüstü ile HBA’nın arasında oldukça ciddi bir fiyat farkı olduğunu da unutmamamız gerek. Şöyle ki örnekleyecek olursak bugün misal 5/10’luk performansa sahip bir dizüstü alacağımız fiyata 7/10’luk bir HBA temin edebiliyoruz. Kısacası toparlayacak olursak, eğer ‘ağır’ bir oyuncu değilseniz neredeyse her koşulda klasik masaüstü yerine HBA’lara yönelmeniz size esneklik, taşınabilirlik ve kolaylık olarak geri dönecektir.


Asus ET1612IUTS

Exper Tria T2B-C8D

18.5”(1366 x 768), Intel Pentium G2020, 500 GB HDD, 4 GB RAM, DVD yazıcı, HDMI; Windows 8

15.6” Dokunmatik (1366 x 768), Intel Celeron Dual Core 847, 320 GB HDD, 2 GB RAM, USB 3.0, HDMI, Webcam; Windows 7

1, 30 0

1, 10 0

Hangisini tercih etmeli? Her zamanki gibi burada da tavsiyemiz ilk olarak fiyat/performans dengesini gözetmeniz yönünde. Malum teknoloji dünyası kadar hızlı eskiyen hiçbir şey yok. Bu sene aldığımız yepyeni bir ürün bir sonraki seneye eskiyor ve 2 bilemedik 3 sene içerisinde de yetmemeye başlıyor. Haliyle teknoloji dünyasında yanlış seçimler bize ciddi bir zarar kapısı olarak geri dönüyor. Bu durumda da yapmamız gereken ‘en iyisini alırım rahatıma bakarım’ demek yerine, ihtiyaçlarımı belirler ve bunları bana sunanlar içerisinde en iyi fiyat/performans oranına sahip olanına yönelirim demek. Ki bu sayede

¨

¨ buradan artan parayla da başka bir ihtiyacımızı giderebiliriz.

➊ Facebook’a girip, Excel tablosu hazırlasam yeter! Dediğimiz gibi ilk yapmamız gereken temel ihtiyaçlarımızı belirlemek. Yani örneğin dokunmatik ekran bizim için önemli mi, ekran büyüklüğü ne kadar olmalı, oyun oynuyor muyuz, taşınabilirliğe verdiğimiz önem ne vb. gibi konuları açıklığa kavuşturuyoruz. Eğer dokunmatik ekran önemliyse dokunmatik HBA’lara yöneliyor aksi halde standart olanları gözümüze kestiriyoruz. Çünkü bu

ikisinin arasındaki fark bize ortalama 500 TL kazandırıyor. İkinci seçimimiz kullanım alanımıza yönelik tercihlerimizi belirlemek. Sıralamamız şu şekilde olmalı: Eğer ‘maksat bilgisayarım olsun, internete gireyim, ofis yazılımlarını kullanayım bana yeter’ diyorsak seçimimize Celeron veya Pentium işlemciden yana yapıyoruz. 2GB RAM bize yeter. 4GB olursa tasından yenmez. Keza grafik kartı da pek önemli değil, Intel’in dâhili GPU’su götürür bizi. Eğer yine hafif işler için kullanıyor ama her koşulda tatminkar bir performans istiyorsak işlemcimizi Core i3’ten yana da kullanabiliriz.

/ Eylül 2014 51


ARAŞTIRMA

Lenovo C560 ➋ Film izlerim, azıcık da oyun oynarım!

23” Dokunmatik (1920 x 1080), Intel Core i5 4570T, Nvidia GT705M 2GB GPU, 1 TB HDD, 6 GB RAM, USB 3.0, HDMI, DVD Yazıcı, Webcam; Windows 8.1

Multimedya devreye girdiğinde ise ister istemez konfigürasyonu da yükseltmek durumundayız. Sadece multimedya odaklı bir kullanıcı isek bize Core i3 yine yeterli performansı sağlar fakat multimedyanın yanı sıra fazla abartmamak kaydıyla oyun da oynuyorsak bu defa doğru tercihimiz Core i5 tabanlı bir işlemci. Yine benzer şekilde RAM miktarımızı da 4GB’tan 8GB’a çıkartabiliriz. Tabii bu senaryo için 4GB RAM’in de bizi üzmeyeceğini not olarak düşelim. Bu arada artık Intel’in işlemciyle bütünleşik dâhili grafik ünitesi de yeterli gelmiyor, ‘orta seviye’ bir ayrık ekran kartı takviyesi yapmamız gerek.

2, 10 0

HP D7U12EA

23” Dokunmatik (1920 x 1080), Intel Core i5 3340S, Nvidia GT710A GPU, 1 TB HDD, 8 GB RAM, USB 3.0, HDMI, DVD Yazıcı, Webcam; Windows 8

2, 40 0

52 Eylül 2014 /

¨

¨



ARAŞTIRMA

Toshiba Qosmio PX30T-A-12V

➌ Severim oyun oynamayı!

23” Dokunmatik (1920 x 1080), Intel Core i7 4700MQ, Nvidia GT740M 2 GB GPU, 3 TB HDD, 16 GB RAM, USB 3.0, HDMI, DVD Yazıcı, Harman Kardon hoparlör (20W), Webcam; Windows 8

0 20 , 4

Eğer oyun bizim için önemliyse, yani son çıkan oyunları sıkıntısız biçimde (Dikkat: Keyifle değil sıkıntısız biçimde diyoruz) oynamak istiyorsak rotamızı en az Core i5’e çeviriyoruz. Hatta ileriye dönük Core i7 çözümü de tavsiye edilebilir. 8GB RAM yeterli gücü sağlayacaktır, ekran kartımız ise orta-üst seviye bir çözüm olmalı. Dediğimiz gibi bu aşamada yüksek performanstan ziyade ortalama detaylarda sıkıntısız bir oyun deneyimi hedefliyoruz. Bu seviyenin asıl belirleyicisi ise monitörümüzün büyüklüğü. Gönlümüzden tabii 27-inç geçer ama mevcut segmentte 27-inç’in çözünürlüğünü (2560 x 1440) kaldıracak bir ekran kartımız olmadığından FHD çözünürlüğünde 24-inç’e çeviriyoruz rotamızı.

¨

Hazır

Asus ET2301INTH

23” Dokunmatik IPS (1920 x 1080), Intel Core i7 4770S, Nvidia GT740M 2GB GPU, 1 TB HDD, 8 GB RAM, USB 3.0, HDMI, DVD Yazıcı, SonicMaster Premium (23W), Webcam; Windows 8 54 Eylül 2014 /

0 20 4,

¨

yeri gelmişken pek bilinmeyen ama oldukça merak edilen bir konuyu da açıklığa kavuşturalım ve bugünün üst seviye mobil ekran kartlarının performans açısından hangi masaüstü ekran kartlarına denk düştüğünü yazalım: ❏ GeForce GTX 880M: +/- GTX 760 ❏ GeForce GTX 780M: +/- GTX 660 Ti ❏ Radeon R9 M290X: +/- HD 7950 ❏ Radeon HD 8970M: +/- HD 7870 ❏ GeForce GTX 870M: +/- GTX 660 ❏ GeForce GTX 680M: +/- GTX 570 ❏ Radeon HD 7970M: +/- HD 6950 ❏ GeForce GTX 860M: +/- GTX 750 Ti ❏ Radeon HD 7950M: +/- HD 6850


0 60 6,

¨

Apple iMac 27’’

27” IPS (2560 x 1440), Intel Core i7 3.5 Ghz, Nvidia GTX780M 3GB GPU, 1 TB HDD, 8 GB RAM, USB 3.0, Thunderbolt, Mini Display Port, FaceTime HD kamera; OS X Mavericks

MSI AG2712

27” Dokunmatik (1920 x 1080), Intel Core i7-3630QM, Nvidia GTX 670MX 3 GB GPU, 1 TB HDD (opsiyonel 128GB SSD), 8 GB RAM, USB 3.0, HDMI, DVD Yazıcı, THX TruStudio Pro ses (10W), Webcam; Windows 8

5, 70 0

Avantajları

✔ Daha az yer kaplıyorlar ✔ Kablo derdi yok ✔ Taşınabiliyorlar ✔ Dokunmatik seçeneği var

¨

tajlhaalırları n a v a z De sistemlerden daha pa stü ✔ Masaü eştirme me/kişisell se k ✔ Yü lt kısıtlı seçenekleri ha yüksek ye mali ti da ✔ Servis

➍ Oyun oynamaya bayılan bir grafikerim! Oyun bazında değerlendirdiğimiz vakit artık bu seviyeden ötede açıkçası HBA tavsiyesinde bulunmuyoruz. Çünkü HBA’lar ‘ağır’ oyuncular için üretilen çözümler değil. Başta ekran kartları olmak üzere kullanılan donanım bileşenleri bizi bu aşamada artık tatmin edemez. Oyuncular için hazırlanmış piyasada var olan son derece az sayıdaki konfigürasyonun fiyatı da cep yakan cinsten. Haliyle ona vereceğimiz paraya çok daha iyi bir klasik masaüstü sistem toplayabiliyor, istersek bunu sağlam bir ses sistemiyle birleştirebiliyor hatta mütevazı düzeylerde çoklu monitör sistemleri bile kurabiliyoruz. Haliyle bu aşamada tercihinizi HBA’lardan yana kullanmamanız daha isabetli bir seçenek. Konuyu somutlaştırmakta fayda var: Bugün Türkiye’de yaygın olarak bulunabilen HBA’larda (veya oyun dizüstüleri) kullanılan en üst düzey mobil ekran kartı çözümü olan Nvidia GTX 780M’nin performans açısından masaüstündeki karşılığı Nvidia 660 ile 660Ti arasında bir yerde. Yine günümüzün tepe seviye mobil ekran kartı olan GTX 880 ise aşağı yukarı Nvidia GTX 670’e karşılık geliyor. AMD cephesine baktığımızda ise tepe seviye temsilciler olan R9 M290X ile HD 8970M’nin HD 7950 ile HD 7970 (yani yeni nesilde R9 270X/280) arasında performans gösterdiğini görüyoruz. Dediğimiz gibi bu tür tepe seviye sistemlerin satış fiyatı ise 5,000 TL’nin üzerinde. Haliyle bu paraya çok daha iyi bir masaüstü sistem kurabiliriz. Tabii diğer yandan paranın satın alabileceği en iyi HBA’ların da bu kategoride bulunduğunu söyleyelim. Yani ister oyun olsun isterse de render türü işlemler olsun bizi her bakımdan tatmin edecek modeller bizi bekliyor. Üstelik ‘kümbet’ gibi ağır da değiller! Kısacası eğer maddi sıkıntımız yoksa ve en iyisini istiyorum diyorsanız biz size mani olmayalım… / Eylül 2014 55


Zaman Tüneli Ve işte bugün HBA’ların geldiği son nokta: Dell’in 27-inç’lik (2,560x1,440) dokunmatik ekranla gelen XPS 27’si muazzam tasarımının yanında aynı zamanda Core i7 4770S işlemcisinden SSD+HDD melezi sabit diskine kadar oldukça sağlam bir performansa sahip.

Bugün kullandığımız anlamda ilk ‘erken dönem’ HBA’sının 1984 tarihli Macintosh 128k olduğunu söyleyebiliriz. Fare ve GUI (Grafik Arayüzü) kullanan ilk PC’lerden birisi olan bu modelin başarısı üzerine Apple, Lisa ve Apple II/III gibi modellerini sonlandırdı.

HBA akımının öncülerinden Apple’ın 1998–2002 yılları arasında çıkardığı iMac serisinin yerini alan iMac G4 (2002–2004). Zamanının oldukça ilerisinde olan bu modelin 20-inç LCD ekranla gelen bir versiyonu bile vardı üstelik. Aradan 10 yıl geçmiş ama halen çok şık!

Pek çok kişi, klavye formundaki bilgisayarların atasının Commodore 64 olduğunu zannetse de aslında ondan önce ZX81 vardı. 1981 yılında piyasaya sürülen bu ‘klavye HBA’yı ekrana bağlıyor ve kasetle çalıştırıyorduk.

Sadece teknoloji dünyasında değil tüm dünyada 1980’li yıllar denilince akla ilk gelen simgelerden birisi hiç kuşkusuz C64. Hakkında fazla bir şey demeye de gerek yok hani. 17 milyon adet satışla tüm zamanların en çok satan kişisel bilgisayarı kendisi.

1981 yılında çıkan ve dünyanın ilk ticari taşınabilir bilgisayarı kabul edilen Osborne 1 için günümüzdeki tüm dizüstü ve HBA bilgisayarların atası diyebiliriz. 5-inç ekranla gelen cihazın işletim sistemi DOS’in atası olan CP/M’nin 2.2 sürümü idi.

Dünyanın ilk ‘ultra-dayanıklı’ HBA’sı 1982 yılında satışa sunulan Kaypro II oldu. Komple metal kasalı gövdeyle tasarlanan modelin ağırlığı yaklaşık 12 kilo olsa da, 9-inç’lik ekranıyla Osborne 1’in papucunu kısa sürede dama atmaya başardı.

Bu minicik ekranlı cihaz dünyanın ilk HBA’sı olarak kabul edilen HP 9830 oldukça gelişmiş bir hesap makinesi olmasının yanı sıra, son derece kısıtlı da olsa bazı bilgisayar işlevlerine de sahipti. Yazıcı özelliği de cabası. Sene 1972.


KURUMSAL

‘İŞ’ Başında Kurumsal bilişim dünyasında yaşanan en son gelişmeler...

/ Eylül 2014 57


KURUMSAL

HP Officejet Enterprise X Dokümanlar hiç bu kadar kolay, hızlı ve düşük maliyetle yönetilmemişti! azıcı pazarının küresel ölçekte bir numaralı ismi olan HP, kurumsal kullanıma yönelik tasarladığı Officejet Enterprise X serisi ile birlikte doküman yönetimini hiç olmadığı kadar kolaylaştırıyor. Tek fonksiyonlu (sadece baskı özelliği olan) X555 serisi ve çok fonksiyonlu (baskı, tarama, kopya ve faks) X585 serisi olmak üzere iki farklı seriden oluşan HP OJ Enterprise X serisinin en önemli özelliği aslında tamamen mürekkep/ ink teknolojisi tabanlı olmasına rağmen, başta yönetilebilirlik, güvenlik ve kurumsal yazılımların çalıştırılması gibi özellikler olmak üzere kurumsal bir lazer yazıcının tüm kabiliyetlerine sahip oluşu ve daha da önemlisi tüm bunları aynı seviyedeki lazer yazıcılara oranla 2 kat daha hızlı ve yarı yarıya daha düşük bir maliyetle gerçekleştirmesi. Bu da en nihayetinde şirketlerin en büyük

58 Eylül 2014 /

beklentisi ve ihtiyacı olan verimlilik ve tasarrufun aynı anda karşılanması demek. Doküman Yönetimi Kurumsal firmaların sağlıklı bir biçimde işleyebilmesi ve verimliliğin sağlanabilmesinin yolu hiç kuşkusuz şirket dokümanlarının profesyonel ve minimum hatayla yönetiminden geçiyor. Bunun için de kurumlara gereken sadece baskı ihtiyaçlarının karşılanması değil içerisinde donanımdan, sarf malzemelerine, servisinden, yazılım hizmetlerine ve tabii ki güvenliğine kadar tüm detayları içeren komple bir hizmet sunulması. Küresel çapta yapılan araştırmalara göre, baskı için harcanan her 1 dolara karşılık doküman yönetimi için harcanan meblağ tam 9 dolar.

Yani diğer bir deyişle donanım, sarf ve kâğıt gibi görünen maliyetler harcanan her 10 doların 1 dolarını oluştururken, geri kalan 9 dolar ise içerisinde hizmetlerin, işletme ve satın alma maliyetlerinin, IT destek ve altyapı giderlerinin, son kullanıcıya dönük işlemlerin ve dokümanlara bağlı organizasyonlar ile işlemler gibi gider kalemlerinin yer aldığı doküman yönetimine gidiyor. İşte HP’nin kurumlara yönelik sunmakta olduğu baskı hizmeti, firmaların sadece baskı ihtiyacını karşılamayıp, dokümanlarının komple yönetimini sağlıyor. Yani sarf malzemelerinin kullanımı, bittiğinde değiştirilmesi, cihazlarda bir problem olduğunda yerinde servis desteği verilmesi, gerekli güncellemelerin zamanında yapılması ve tabii ki gerek duyulduğunda hızlı bir biçimde çalışan destek ekipleriyle birlikte komple bir doküman yönetimi sağlanıyor HP tarafından.


(Mobilite): Akıllı telefon ve tablet çağı olarak nitelendirebileceğimiz günümüzde artık kurumların olmazsa olmaz beklentilerinin başında ürünlerin mobil yaşamla uyumluluğu geliyor. HP Officejet EnterpriseColor serisi bu noktada sağladığı HP ePrint, Apple AirPrint, kablosuz doğrudan baskı, dokun bas desteği ve Android/iOS tabanlı cihazlar üzerinden yazdırma gibi çözümlerle gereken tüm mobil desteği sunuyor.

10 Maddede HP Officejet EnterpriseColor Renkli Yazıcı serisi ❍ Lazer yazıcılara kıyasla iki kat hız, yarı yarıya maliyet ❍ Suya, solmaya ve bulaşmaya dayanıklı belgeler için Pigment mürekkep ❍ HP PageWide Teknolojisi ile yüksek hızlarda tam sayfa genişliğinde baskı ❍ HP Web Jetadmin ile merkezi yazıcı kontrolü ve takibi ❍ Otomatik iki taraflı baskı, 1.050 yaprağa varan kağıt kapasitesi

X555 Renkli Yazıcı serisi

X585 Çok İşlevli Renkli Yazıcı serisi

❍ HP Future Smart ile kolayca güncelleme ❍ 10,9cm (4,3-inç) renkli dokunmatik ekran ❍ NFC özellikli telefon/tabletten tek dokunuşla yazıcıya gönderme ❍ USB sürücüden yazdırma ❍ İş arkadaşları arasında, kurumsal ağa bağlanmadan doğrudan erişilen güvenli mobil baskı

❍ Opsiyonel kablosuz doğrudan yazdırma ve NFC dokunarak yazdırma teknolojilerini ağ erişimi olmadan kullanım ❍ Tek geçişte sorunsuz tarama ❍ Görüntü önizleme özellikli 20,3cm (8-inç) renkli dokunmatik ekran ❍ Çek-çıkar klavye özelliği ❍ İsteğe bağlı kâğıt tepsisi ve kabinli ürün standı

X555 (Güvenlik): Kurumların en az mobilite kadar önem verdikleri bir diğer olmazsa olmaz beklentisi de üst düzeyde güvenlik. HP Officejet EnterpriseColor serisi, PIN kodlu yazdırma ve güvenli şifrelenmiş baskı, gelişmiş kurumsal güvenlik sertifikası, ek güvenlik çözümleri sağlayan donanım tümleştirme cebi, güvenlik merkezi desteği ve şifreli sabit disk gibi önlemleriyle kurumlar için mükemmel bir güvenlik sağlıyor.

X585

Bunları • Şirket cirolarının %5’inin dokümantasyon harcamalarına gittiğini • Ortalamaya vurulduğunda her bir şirket çalışanının yanlış dosyalama sebebiyle yılda ortalama 150 saat kayıp zaman yaşadığını • Şirketlerde yaşanan bilgi hırsızlıklarının (her bir vak’ada) şirkete yan unsurlarla beraber ortalama 2.7 milyon dolara mal olduğunu • Yönetilmeyen sistemlerde IT çalışanının yazıcı desteği iş yükünün %10’una eşdeğer olduğunu • Baskı için harcanan her 1 dolara karşılık 9 doların doküman yönetimi için harcandığını? Biliyor muydunuz?

HP Türkiye Baskı Sistemleri Kategorisi Ülke Müdürü Serkan Bayır ile mini söyleşi Kurumsal baskı sistemlerinde her ölçekte şirkette öne çıkan ihtiyaçlar neler? Her ölçekte şirketin farklı baskı ihtiyaçları olmakla birlikte, şirketlerin hemen hepsinin baskıda kalite, verimlilik, uygun maliyet ve güvenirlilik ihtiyacı vardır. Baskı sistemleri ihtiyacı, yazıcı ve sarf malzemelerine ek olarak cihazların bakım servis paketlerini ve doküman yönetimini kolaylaştıracak çözümleri de içermektedir. Şirketler baskı sistemlerinde kendi ihtiyaç analizini nasıl yapmalı, hangi kriterleri ve öncelikleri gözetmeli? Şirketler baskı sistemleri ihtiyaçlarını belirlerken mutlaka doğru bir analiz sürecinden geçmeli, böylelikle baskı maliyetleri doğru bölüm veya kişilere doğru ürün konumlandırılarak düşürülebilir. Renkli veya siyah-beyaz; A4 veya A3 formatları gibi farklı baskı ihtiyaçlarına göre çeşitli konumlandırılmalar yapılabilir. Baskı ihtiyacına göre doğru teknolojili ürün -lazer veya mürekkep püskürtmelikonumlandırılarak maliyetler yarı yarıya azaltılabilir. Doküman ve arşiv sistemlerine yönelik kurumsal ilgiyi nasıl değerlendiriyorsunuz? Günümüzde içerik hacminin çok fazla artmasıyla firmaların da özellikle doküman yönetimi tarafında çözüm arayışları artmaktadır. Özellikle e-arşivleme belge yönetimi konusunda bir ihtiyaç haline gelmiş durumda. Bu sayede firmalar hem ihtiyaç olduğunda dokümanlara daha kolay ulaşıyorlar hem de arşivlemede depo maliyetlerini düşürebiliyorlar. Müşteriler artık sadece yazıcı ihtiyaçlarıyla değil tamamen yazılımları ve servisleri de içeren baskı sistemi ihtiyaçlarıyla üretici firmalara başvuruyorlar. Bu bütünsellik, kurumlara ne gibi avantajlar katıyor, baskı sistemlerinde kullanım ve algıda nasıl bir değişimi temsil ediyor? Baskı sistemlerinde bütünsellik öncelikle maliyet anlamında müşterilere avantaj sağlamaktadır. Baskı maliyetleri hem daha kontrol edilebilir hem de yönetilebilir hale gelmiştir. Ayrıca farklı yazılımların ürünlere eklenmesi dijital olarak doküman yönetimini, mobilitenin arttığı günümüzde her yerden bu dokümanlara ağ üzerinden ulaşılabilmesini sağlayarak baskı ihtiyaçlarının yönetimini kolaylaştırmaktadır. Şirketler, çevresel etkileri gözeten çözüm ve cihazlara ilgi gösteriyor mu, bu konuda bilinçliler mi? Şirketler artık çevreye etkiyi de mümkün olduğunca azaltmayı önceliklendirdiği için baskı ihtiyaçlarında da bunu göz önünde bulunduruyorlar. Örneğin, kâğıt kullanımını azaltabilmek için otomatik çift taraflı baskı yapabilen ürünler tercih edilmektedir. Bunun dışında artık elektrik tüketiminin de daha düşük olduğu cihazlar talep edilmekte, baskılı maliyetleri hesaplanırken uzun vadeli elektrik kullanımları da hesaplanmaktadır. / Eylül 2014 00


KURUMSAL

Lexmark’dan Uçuran Fırsat Lexmark yazıcı satın al, çekilişsiz kurasız Avrupa’ya uç!

Lexmark, Teknosa mağazalarından Lexmark X544, CS310dn ve CX310dn ürünlerinden birini satın alan herkese Avrupa’ya gidiş-dönüş uçak bileti hediye ediyor. exmark’ın uçuran fırsatını yakalamak için, Teknosa mağazalarından Lexmark X544dn, Lexmark CS310dn ve CX310dn ürünlerinden birini satın alıp yazıcının kutusunun üzerinde yer alan seri numarasını tamamı okunabilecek şekilde kesmek gerekiyor. www.flywithlexmark.

com sitesine girip, kayıt formunu eksiksiz bir şekilde doldurduktan sonra formun yazıcı çıktısını, yazıcının seri numarasını ve Teknosa satış faturasının fotokopisini www.flywithlexmark. com’da belirtilen adrese postalamak yeterli. Daha sonra kampanya departmanı, kayıt formunda

belirlediğiniz tarih ve şehirlerden birini seçip e-posta adresinize gönderecek. E-postayı aldıktan sonra 48 saat içinde teklifi onaylamanızın ardından adınıza oluşturulacak olan e-bilet, belirttiğiniz e-posta adresinizde! Bavulunuzu toplamaya başlayabilirsiniz!

❍ Lexmark hangi şehirlere uçuracak? Viyana, Brüksel, Prag, Kopenhag, Paris, Berlin, Köln, Hamburg, Frankfurt, Münih, Budapeşte, Dublin, Milano, Roma, Venedik, Amsterdam, Oslo, Lizbon, Barselona, Zürih, Stokholm ve Londra.

Lexmark X544dn

Lexmark CS310dn

Lexmark CX310dn

Güvenilir bir 4’ü bir arada renkli MFP olan Lexmark X544dn yüksek kaliteli baskı, fotokopi, faks ve çift taraflı tarama yanı sıra dakikada 23 sayfaya kadar siyah ve renkli baskı hızı sunuyor. 1200 X 1200dpi baskı çözünürlüğü olan yazıcının USB, 10/100 Ethernet, PictBridge USB bağlantıları mevcut. Boyutları ise 463x440x537mm.

Standart çift taraflı yazdırma, 800 MHz çift çekirdekli işlemci ve 256 MB standart belleğe sahip küçük ve sessiz Lexmark CS310dn ağa hazır renkli lazer yazıcı, dakikada 23 sayfaya kadar siyah-beyaz ve renkli yazdırma yapıyor. 1200 X 1200dpi baskı çözünürlüğü olan yazıcının USB, 10/100 Ethernet,1000Base-T bağlantıları mevcut. 900 kağıt kapasiteli yazıcının boyutları ise 407x291x442mm.

Çift taraflı yazdırmalı ağa hazır Lexmark CX310dn MFP yazdırma, kopyalama ve tarama işlevlerini sunan renkli lazer yazıcı, dakikada 23 sayfa gibi hızlı yazdırma hızına sahipt ve 6 cm (2,4 inç) renkli ekran içeriyor. 1200 X 1200dpi baskı çözünürlüğü olan yazıcının USB, Ethernet bağlantıları mevcut. 900 kağıt kapasiteli yazıcının boyutları ise 470x444x558 mm.

Kampanya’da Türkiye için çıkış noktaları, Ankara, İzmir, İstanbul, Antalya ve Dalaman Havalimanları’dır. Bu havalimanlarına ulaşım ve vize işlemleri, yurtdışı çıkış harcı, konaklama ve diğer tüm şahsi harcamalar katılımcıya aittir. Lexmark sadece uçak biletini sağlamaktan sorumludur. Kampanya 01 Ağustos 2014 - 30 Eylül 2014 tarihleri arasında geçerlidir. Uçak biletlerinizi kullanabileceğiniz seyahat tarih aralığı, 01 Kasım 2014-01 Ağustos 2015 tarihleri arasındadır. 60 Eylül 2014 /


Xerox ConnectKey ile

size her yer ofis!

Xerox’un ConnectKey teknolojisi ile artık tüm dokümanlarınızı dilediğiniz yerde ve istediğiniz zamanda yazdırabilir, tarayabilir ve buluttan yönetebilirsiniz!

Xerox Türkiye Ofis Çözümleri Uzmanı Can Kılaner ile mini söyleşi Newtech olarak, Xerox’u bu yıl açılışını gerçekleştirdikleri Xerox Türkiye Demo Merkezi’nde ziyaret ettik ve Xerox Türkiye’nin Ofis Çözümleri Uzmanı Can Kılaner ile Xerox’un ConnectKey Teknolojisi üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik. Newtech: Bildiğimiz gibi mobil teknolojilerin giderek yaygınlaşmasıyla birlikte, mobil çözümlerin iş hayatına etkisi de her geçen gün artıyor. Xerox da ConnectKey teknolojisiyle birlikte oldukça geniş bir mobil esneklik sunarak bizi adeta ofis bağımlılığından kurtarıyor. Can Kılaner: Bugün artık akıllı telefonlar, tabletler ve dizüstüler başta olmak üzere hepimiz beraberimizde adeta bir teknoloji üssü taşıyoruz. Diğer taraftan bulut sistemler de her geçen gün biraz daha önem kazanıyor. İşte biz de Xerox ConnectKey platformu ile ofis dışında mobil çalışanlara bulut ortamının desteğini sunarak zaman ve mekandan bağımsız çalışma fırsatı sunuyoruz.

Xerox Ofis Çözümleri inceleme

NT: Bize ConnectKey teknolojisinden ve ilgili uygulamalarınızdan kısaca bahseder misiniz?

Xerox ConnectKey ile ❍ Neredeyse her yerden baskı yapabileceğinizi ❍ Dokümanlarınızı doğrudan bulut servislerine tarayabileceğinizi ❍ Dropbox, Google Drive, Evernote gibi popüler mobil uygulamaları çok foksiyonlu yazıcınız üzerinde çalıştırabileceğinizi ❍ Kendi iş süreçlerinize uygun mobil uygulamalar yapabileceğinizi ❍ Çok fonksiyonlu yazıcıları kolayca yönetebileceğinizi ❍ Ortak kullanıcı ara yüzü sayesinde farklı cihazlarda bile hiç yabancılık çekmeyeceğinizi

Biliyor muydunuz?

Ofisten bağımsız çalışma ❍ Apple AirPrint özelliği ile baskı gönderebilme, Apple AirPrint desteğine sahip iPhone veya iPad cihazlarından baskı yapabilme ❍ Xerox Mobile Print ile entegre olarak herhangi bir cihazdan diğerine baskı yapabilme ❍ Mopria destekli mobil cihazlardan anında ve kurulumsuz kablosuz çıktı alabilme ❍ Ağ altyapısından bağımsız yazıcıyı her yere yerleştirebilme

Bulut üzerinde iş yapma

CK: Xerox ConnectKey bizim mobil ve bulut uygulama hizmetlerini içinde barındıran platforma verdiğimiz genel isim. ConnectKey’i iki ana başlık altında değerlendirebiliriz. Bunlardan ilki bu aralar yoğun olarak kullandığımız ve piyasaya sunduğumuz mobil baskı çözümlerimiz ikincisi ise bulut üzerinden çeşitli dokümanlara erişim hizmetleri olarak sınıflandırılabilir. Mobil baskı çözümlerimizde amacımız müşterilerimiz ofislerinde değilken de dokümanlarını yazdırabilmelerini sağlamak. Yani diğer bir deyişle ofis bağımlılığından kurtarmak. Xerox buluta tarama hizmetimizle de müşterilerimizin doküman erişimini doğrudan bulut üzerinden gerçekleştirmelerini sağlıyoruz. Bildiğimiz gibi bulut depolama alanları, bulut sistemler, doküman yönetimi sistemleri artık günümüzde pek çok şirket tarafından yoğun biçimde kullanılmaya başlandı. Bu hizmetimiz dahilinde de müşterilerimiz istedikleri yerden taradıkları bir dokümana Dropbox, Google Drive, Evernote, Office365 gibi bulut hizmetlerindeki hesapları üzerinden erişim sağlayabiliyorlar. Keza bunların haricinde taranan bir dokümanı e-posta ile de paylaşma özelliği mevcut. NT: Tabii bu hizmeti güzelleştiren ve kolaylaştıran bir diğer güzel yanı da faydalanabilmek için ekstradan yapmamız gereken neredeyse hiçbir şey olmaması… CK: Evet; aynen öyle. Müşterilerimizin ekstradan hiçbir şey yapması gerekmiyor. Windows, Android veya iOS tabanlı akıllı telefon, tablet vb. gibi bir mobil cihazaa sahip olmaları ve ilgili uygulama marketinden Print Portal uygulamasını yüklemeleri yeterli. Bir de Xerox’un mobil baskı sistemine kayıtlı olmaları lazım tabii ki. Böylece istedikleri dokümanları, istedikleri yerlerden Xerox cihazları kullanarak yazdırabiliyorlar. NT: Peki ya güvenlik? Malum siber çağda yaşıyoruz ve internette sörf yapanımızdan tepe seviyedeki isimlere kadar herkeste güvenliklerine ilişkin bir tedirginlik yaşıyor. Daha da önemlisi olası veri kayıpları özellikle şirketlerde onulmaz sorunlar yaratmaya muktedir.

❍ İhtiyacınız olan bilgi ve dokümana istediğiniz yerden ulaşarak basabilme ❍ Optik karakter tanıma (OCR) ile tek veya çok sayfalı, aranabilir PDF’ler oluşturma ❍ Evernote, Dropbox, Microsoft Office 365, SalesForce.com, Google Docs ve Google Drive gibi bulut tabanlı klasörlere tarama ❍ Dosyaları doğrudan Microsoft SharePoint veya diğer Windows klasörlerine tarama

CK: Xerox olarak kesinlikle güvenliğin günümüzde ne derece ‘olmazsa olmaz’ bir gereksinim olduğunun farkındayız tabii ki. Bu sebeple de Xerox ConnectKey teknolojisine dâhil olan tüm ofis ürünlerimizde sektörün lider güvenlik firmalarından McAFee ve Cisco’nun Xerox için özel olarak geliştirilmiş güvenlik çözümlerini kullanıyoruz. Bu sayede olası zararlı verilerin müşteri ağına ulaşımı veya cihazlara erişimi engelleniyor ve müşterilerimiz doküman yönetimlerini güvenli bir biçimde / Eylül 2014 00 sağlıyorlar.


SON AYLARIN EN GÜNCEL ÜRÜNLERİ

İNCELEME

VIDEO İNCELEME

EYLÜL 2014

MSI GT70 2PE Dominator Pro ‘Oyun Dizüstü’

NOKIA LUMIA 930 performanslı ve güçlü!

Galaxy Tab S

Şimdiye kadar olanların en ince ve en hafifi

ViewSonic VX2880ml 4K ekran çözünürlüğü, yüksek renk derinliği

62 Eylül 2014 /

MSI GT70 2PE Dominator Pro inceleme

Galaxy Tab S video inceleme


Artılmeraa r

+ Ka + Ekran + Şık tasarım one 8.1 + Windows Ph

Ekskailmeerar

- Ön - Kulaklık yok eği yok - microSD dest

Teknik Özellikler ❍ Windows Phone 8.1 İşletim Sistemi ❍ 9.8 x 13.7 x 7.1mm; 167 gr ❍ 5 inçlik Full HD ekran ❍ Snapdragon 800 işlemci ❍ 2GB RAM ❍ 32 GB dahili hafıza + 7GB ücretsiz bulut depolama ❍ 20 megapiksel kamera ❍ 4G, Wi-Fi, Bluetooth 4.0, GPS ❍ 2420mAh batarya

NOKIA LUMIA 930 Windows Phone 8.1 yüklü, üstelik performanslı ve güçlü!

icrosoft’un bünyesine geçtikten sonra üst seviye modellerinde iddialı bir duruş sergileyen Nokia’nın yeni üst segment akıllı telefonlarından Lumia 930’u test merkezimizde ağırladık. Peki cihaz beklenildiği kadar performanslı mı, teknik detaylarında neler var ve fiyat/performans durumu nasıl? İşte yanıtlar…

Tasarım

Nokia Lumia 930, şık bir tasarımla geliyor. Hem ele hem de cebe kolaylıla sığan cihaz, 1 cm’den daha ince (9.8mm) ve 13.7cm uzunluk, 7.1cm genişlik ölçülerine sahip. Ağırlığı ise 167 gram. 5 inç ekran seviyesindeki akıllı telefonlarla kıyaslandığında oldukça tutarlı bir tasarım çizgisi sergilemeyi başarıyor. Lumia 930, küçük çerçeveli ekranı ve tasarımındaki sadeliği ile gayet güzel görünüyor.

Yazılım

NanoSIM kartla çalışan Lumia 930’u açtığınız andan itibaren hız faktörü hissedilmeye başlanıyor. Microsoft’un mobildeki en yeni işletim sistemi Windows Phone 8.1’in kullanıldığı cihaz beş dakikadan kısa bir süre içinde kullanıma hazır. Zinio, Vyclone, Vimeo, Skype gibi uygulamaların ön yüklü olarak geldiği, üstelik bir koşu uygulaması olan Adidas miCoach gibi bazı sürprizlerin de kullanıma hazır olduğu görülüyor. Akıcı ve

kullanışlı bir Windows deneyimi sunan Lumia 930; Android ve iOS’tan Windows Phone’a geçmek isteyen kullanıcılar için ideal. Peki modelin donanım özellikleri nasıl?

Ekran ve Performans

5 inç ekrana sahip olduğunu belirttiğimiz Nokia Lumia 930, kullanıcısına Full HD (1920 x 1080) ekran çözünürlüğü sunuyor. Bunun yanı sıra cihaz; ekran kontrastı, yoğunluğu (441ppi) ve siyah-beyaz dengesi gibi bazı form faktörler de övgüyü hak ediyor. Ekran ayrıca çizilmelere dayanıklı Corning Gorilla Glass 3’le kaplanmış durumda. Hem dayanıklı hem de performanslı ekranın altında ise iddialı bir performans yapısı var. 2.2 GHz hızında çalışan Snapdragon 800 işlemci, bu yapının çekirdeğini oluşturuyor. 2 GB RAM’i, 32 GB dahili depolama kapasitesi ve 7GB ücretsiz bulut depolaması diğer öne çıkan özellikler arasında. Böylelikle 39 GB’lık depolama alanı, ilk kullanımdan itibaren geniş bir veri alanını kullanıcısına sunuyor. Bulut depolama çözümleri ile bu alanı daha da genişletebilmek mümkün ancak microSD kart desteği bulunmuyor. Nokia’nın bu iddialı modelinde yer alan batarya ise 2420mAh değer sunuyor ve başarılı bir performans sergileyerek günboyu yoğun kullanıma olanak tanıyor. USB 2.0, Bluetooth 4.0 desteği, 4G LTE bağlantı, dahili kablosuz şarj özelliklerine sahip modelin kutu içeriğinde kulaklığın yer almıyor oluşu ise eksi puan alıyor.

Kamera

Nokia’nın en başarılı olduğu konulardan biri de hiç kuşkusuz üst seviye modellerindeki kameraları. Bu konuya büyük önem veren şirket, en yeni modellerinden Lumia 930’da da güçlü bir kameraya yer verdi. 20 megapiksel çözünürlükte fotoğraf çekimine olanak tanıyan Pureview arka kamerasıyla cihaz, özellikle sosyal medyada bol bol fotoğraf paylaşan ve fotoğraf çekmekten hoşlanan kimselere hitap ediyor. Kamerada otomatik odaklama ve 2x dijital yakınklaştırma gibi bir takım özellikler bulunuyor. Çift flaşa sahip olması ve f/2.4 diyafram açıklığı da düşük ışıklı koşullarda daha net fotoğraflar çekilebilmesini sağlıyor. Arka kameranın video çözünürlüğü beklenildiği üzere 1080p (Full HD). Ön kamera ise 1.2 megapiksel ve selfie için beklentileri çok yüksek tutmamayı gerekli kılıyor.

Sonuç

Nokia’nın performanslı akıllı telefonlarından biri konumundaki Nokia Lumia 930; HTC One M8, Galaxy S5, LG G3 gibi 2014 yılının flaş modellerinin hem fiyat hem de performans olarak ‘yakınında’ yer alıyor. 2000 TL civarındaki bu modellere 1800 TL’lik fiyatıyla güçlü bir rakip durumundaki Lumia 930, 1500-2000 TL aralığındaki en iyi modellerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Android ve iOS deneyimini Windows Phone’a geçerek sonlandırmak isteyen kimselere ve alışık olduğu Windows Phone’u çok daha iyi bir modeller sürdürmek isteyenlere hitap ediyor Lumia 930. / Eylül 2014 63


İNCELEME

Artelılpearfrormans

+ Mükemm + Ekran + Ses Kalitesi

er Ekstail şınabilirlik

- Düşük lışma - Biraz sesli ça

MSI GT70 2PE Dominator Pro inceleme

MSI GT70 2PE DOMINATOR PRO

‘OYUN DIZÜSTÜ’

Paranın satın alabileceği en performanslı dizüstülerden birisi est merkezimizin şimdiki misafiri MSI’ın ‘en sıkı’ oyunculara yönelik hazırladığı ve her zaman olduğu gibi G(amer) serisi altında konumlandırdığı dizüstü modellerinin amiral gemisi olarak nitelendirebileceğimiz GT70 2PE Dominator Pro SuperR2 Extreme. (Kod numarası 1424TR) Olabildiğince cafcaflı isimlendirmesinden de belli olduğu gibi modeli aslında bir oyun dizüstüsünden de öte ‘oyun masaüstü muadili’ olarak değerlendirebiliriz. Eğer salt performans peşindeyseniz, taşınabilirlik sizin için çok önemli değilse ve tabii ki maddi imkânınız elveriyorsa göz önünde tutmanız gereken modellerden birisi de işte bu canavar. 64 Eylül 2014 /

Tasarım ve Kasa

MSI GT70 2PE Dominator Pro, G serisinin karakteristik tasarımının devam ettirildiği modellerden birisi. Gücünü belli etmek istercesine agresif çizgilerle tasarlanan model yine bu bağlamda köşeli çizgilere sahip. Kasanın neredeyse tamamı mat plastikten. Bunun tek istisnası klavyenin kenar bantları ile üst tarafındaki kontrol ünitesinde yer alan parlak plastik ile touchpad’in tuş kenarlarında kullanılan metal. Mat plastiğin avantajı hem hiçbir şekilde yansıtma yapmaması hem de kolay kolay parmak izi tutmaması. Ön kapakta da her zamanki gibi bilgisayarı açtığımız

zaman yanan MSI logosu yer alıyor. 5.5 cm kalınlığa ve 3.9 kg ağırlığa sahip olan modelin taşınabilirliğinin zayıf olduğu muhakkak fakat yukarıda da belirttiğimiz gibi bu cihaz aslında oyun dizüstüsünden de ötede doğrudan oyun odaklı masaüstü sistemlere muadil olarak değerlendirilmeli ki bu açıdan ele aldığımızda da kalınlık ve ağırlığı mantıklı bir temele oturmuş oluyor.

Ekran

17.3-inç (1920x1080) büyüklüğünde mat ekrana sahip olan MSI GT70’te kullanılan panel TN tabanlı olsa da açıkçası bizim


gördüğümüz en isabetli TN panellerden birisi. Tabii en nihayetinde TN panelin yapısı gereği görüş açısı da kısıtlı fakat buna karşılık renk kalibrasyonu olsun, parlaklık ve karşıtlık değerleri olsun oldukça isabetli. Bildiğimiz gibi oyun monitörlerinde IPS yerine TN panele yer verilmesinin sebebi gecikme sürelerindeki düşüklük. Haliyle birkaç istisnayı saymazsak bir nev’i mecburi istikamet diyebiliriz. Modelin ekranı yansıtma yapmayan mat formda olduğu için güneş altı okunabilirliği de gayet iyi. Merak edip üreticisine baktığımızda karşımıza Tayvanlı panel üreticisi Chi Mei çıktı ki firmanın Asus ve Dell gibi markaların tepe seviye oyun dizüstülerindeki panel tedarikçilerinden birisi olduğunu biliyoruz. Özetle ekranı kesinlikle verdiğimiz paraya değecek nitelikte.

Donanım ve Performans

Geldik modelin en iddialı olduğu kısma. Burada uzun uzun detaya girmeyeceğiz. Çünkü sadece bileşenlerini yazmamız bile nasıl bir aletle karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Intel’in son nesil 4 çekirdekli (ve 8 iş parçacığı destekli) Core i7-4930MX işlemcisi, Kingston’ın imzasını taşıyan 32GB RAM (4x8GB / DDR3 1600MHz / CL11), Intel HD 4600 dâhili grafik ünitesi ve Nvidia 880M (8GB) ekran kartı, 128GBx3 SSD Super RAID + 1TB (7200rpm) HDD. Sadece şu kadarını söyleyelim, bu model bizim şimdiye kadar elimize geçen en üstün performansa sahip dizüstü ve kendisiyle Crysis 3’ten Metro’ya, Battlefield 4’ten AC 4 Blag Flag’a kadar her türlü oyun rahatlıklı yüksek detaylarda oynayabildik. 3’lü SSD RAID konfigürasyonu ile 5GB’lık dosyaları 3-4 saniye içerisinde transfer edebildiğimiz modelin 32GB RAM’i ve işlemcisi ile oyundan öte tasarım programlarının bile rahatlıkla üzerinden gelebiliyoruz. Kafanızda şekillenmesi için şöyle örneklendirelim: Masaüstü sisteminizde Intel Core i7 4770 işlemciniz ve Nvidia GTX 760 veya AMD R9 280X ekran kartınızla eşdeğer performans alıyorsunuz. Sanırız daha da bir şey eklemeye lüzum olmasa gerek.

Bağlantılar ve Ses

BluRay kombo sürücüsü ile gelen MSI GT70’te 3 tanesi USB 3.0 olmak üzere toplam 5 adet USB yuvası, SSD mSATA desteği, HDMI, miniDP ve VGA çıkışları, mikrofon girişi/kulaklık çıkışı, kart yuvası ve HD web kamerası mevcut. Ethernet, Wi-Fi ve BT 4.0 bağlantılarına sahip olan GT70’te Killer Double Shot Gb LAN ağ kartının yer aldığını da not olarak düşelim. Bu sayede kablosuz

ağ üzerinden optik kabloyla oyun oynarken üst seviyede performans sağlayabiliyoruz. Keza Wi-Fi bağlantısının hem stabil hem de oldukça güçlü bir çekim alanına sahip olduğunu da söylemeden geçmeyelim. Keza 4+1’lik Dynaudio Premium hoparlör ve Subwoofer ses düzeneği de hem yüksek hem de oldukça net bir biçimde iletiyor bizi sesi.

Sıcaklık, Ses ve Batarya

Gördüğümüz gibi MSI GT70 aslında bir nev’i dizüstü boyutlarına sıkıştırılmış bir masaüstü gibi! Haliyle böyle bir canavarı serin tutmak oldukça güç. MSI’ın soğutma çözümü Cooler Boost 2 (aktif/pasif modda) ile yaptığımız denemelerde modelin atıl modda 35-40 derece arasındayken, hafif yük altına girdiğinde ortalama 50-55 derece dolaylarında gezdiğini gördük. Ağır yük altındayken ise 85-90 derece seviyelerine kadar çıktı ki bu da bize doğal olarak artan fan devri nedeniyle oldukça yüksek bir ses seviyesi olarak dönse de netice itibarı ile sistem zaten kendi kendini termal değerlere göre ayarladığı için hiçbir şekilde tehlike sınırına yaklaşmadık. Size tavsiyemiz oyun oynamadığınız zamanlarda sıcaklık değerleri kabul edilebilir ölçüde olduğu için CoolerBoost’u kapalı tutmanız böylece sesten rahatsız olmazsınız. Haricinde zaten oyun oynarken oyunun sesi fan sesini bastıracağı için bir sorun yok. Pil performansını ise kendi sınıfına göre ortalama olarak değerlendirebiliriz. Tasarruf yaparsak (wi-fi kapalı, parlaklık %30’larda) masaüstünde 5 saat kadar götürüyor bizi. Normal parlaklıkta ortalama 3 saat internet gezintisi yapabiliyoruz. Videolara yoğunluk verirsek bu süre 2 saate kadar düşüyor. Eğer tam parlaklıkta oyun oynayacaksak da ortalama 1 saat dolayında yetiyor bataryamız. Eğer Nvidia’nın Batter Boost teknolojisini destekleyen bir oyundaysak (örn. Bioshock Infinity bu süre ortalama bir %40–50 dolayında artıyor.) Kısacası dediğimiz gibi kendi sınıfına göre ortalama (hatta ortalamanın biraz daha üzerinde) bir batarya performansına sahip.

Son Söz

Başta masaüstü sistemleri aratmayan performansı, ekranı ve ses kalitesi olmak üzere genel anlamda oldukça memnun kaldığımız MSI GT70 2PE Dominator Pro, bütçesi elverenlerin tercih edebileceği az sayıdaki modelden birisi. Satış Fiyatı: +/- 10,000 TL

SteelSeries’in çok renkli aydınlatmaya sahip, tam boyutlu klavyesi çok rahat bir kullanım sunuyor. Tek eksiği ‘enter’ tuşunun kompakt formda olması ki eğer daha önceki klavyenizin enter’i tam boyutlu ise alışmak zaman alabiliyor. Bunun haricinde yer verilen led bildirimleri ve kısayol atamaları da verimliliği ciddi ölçüde arttırıyor.

Teknik Özellikler ❍ 17.3-inç (1929x1980) mat formda LED ekran ❍ Intel Core i7 4930MX işlemci 32GB RAM (DDR3LP/1600MHz) ❍ 384GB SSD (128GBx3 Super RAID 2) + 1TB HDD (7200rpm) ❍ Nvidia GeForce 880M ekran kartı (8GB bellek) ❍ Ethernet, Wi-Fi ve BT 4.0 bağlantıları ❍ 4+1 Dynaudio ses sistemi; Audio Boost teknolojisi ❍ HDMI, VGA, Mini DP, 2x USB 2.0, 3x USB 3.0 ❍ BluRay Kombo, HD Webcam, SD kart okuyucu ❍ SteelSeries çok renkli arka aydınlatmalı klavye ❍ Killer DoubleShot Gb LAN Oyun Ağı ❍ Matrix Çoklu Monitör Desteği ❍ Cooler Boost 2 soğutma teknolojisi ❍ 9-hücreli batarya (4400mAh) ❍ 383x24 428 x 288 x 55mm; 3.9kg ❍ Windows 8.1 64-bit


İNCELEME

GALAXY TAB S

Şimdiye kadar olanların en ince ve en hafifi amsung’un şimdiye kadar ürettiği en ince ve en üstün performanslı tablet serisi olan Galaxy Tab S, 8.4 ve 10.5 inçlik modelleri ile Ağustos ayında Türkiye’de satışa sunuldu. Titanyum bronz ve parlak beyaz renk seçeneklerine sahip olan Tab S, 6.6 mm. kalınlığı ile Apple’ın iPad Air’ından ve kendisinden önceki Galaxy TabPro’dan da daha ince bir yapıya sahip. İşin enteresan tarafı, tablette hiç vida kullanılmamış ve anakarta takılan tüm donanımlar bir lego gibi birbirinin içine geçmeli. Bunun hem enerjiye maliyetine hem hafifliğe hem de özellikle inceliğe büyük bir katkısı olmuş. 8 çekirdekli Exynos işlemciye sahip olan tabletler ayrıca 3 GB RAM içeriyor. 16 ve 32 GB dahili hafızaya sahip bu tabletler 128 GB da mikroSD kart desteğine de sahip. Ayrıca tablet ile birlikte

50 GB’lık Dropbox alanının geliyor. Kısacası film, fotoğraf ve müzik yüklemek için yer sıkıntısı kolay kolay yaşamazsınız.

Süper AMOLED ile Çarpıcı Görüntü

Tab S serisi tüm modellerde 2560 x 1600 çözünürlükte Super AMOLED ekran kullanılmış. Öncelikle, Super AMOLED teknolojisi arka aydınlatma gerektirmediği için, Galaxy Tab S LCD ekranlara göre daha az enerji tüketirken, LCD ekranlı tabletlere göre daha da ince bir tasarıma olanak sağlıyor. Süper AMOLED ekran, Adobe RGB renk kapsamının %90’nından fazlasını içeriyor. Ayrıca 100.000.1 gibi çarpıcı bir kontrast oranına sahip. Bu oran siyahları daha koyu,

beyazları daha parlak yaparak daha gerçekci görüntüler elde edilmesini sağlıyor. Ayrıca tabletinizin AMOLED özelliklerinden daha iyi yararlanmanız için ekran uyarma modu mevcut. AMOLED sinema ve AMOLED foto seçeneklerini işaretleyerek ekranın çok daha efektif çalışmasını sağlayabilirsiniz. İşte tüm bu özellikleri ile Super AMOLED, kullanıcısına mükemmel bir ekran deneyimi yaşatıyor.

İddialı Diğer Özellikler

Parmak İzi: Samsung Galaxy Tab S’de parmak izi okuma sensörü kullanılmış. Tableti açarken veya Android marketten birşeyler satın alırken şifre ile uğraşmak yerine parmağı ekrana dokundurmak yeterli oluyor. Samsung bundan sonra çıkartacağı tüm modellerin bu özelliği kullanması bekleniyor.

S’in gelişmiş Samsung Tab rünürlük açık havada gö ekran ile isi oj teknol parlak, in iğ er iç ki üzerinde gö a rülebilir doğal ve kolayc or. sa ı olmasın ğlıy

66 Eylül 2014 /


Galaxy Tab S video inceleme

Teknik Özellikler

Pil: Uzun süre dayanan pili ve Ultra Güç Tasarrufu Modu ile Galaxy Tab S, tüketicilerin cihazlarını yeniden şarj etmek zorunda kalmadan saatlerce uygulamalarını kullanabilmelerini sağlıyor. Remote PC: Galaxy Tab S’te daha önce Galaxy Note Pro 12,2’de kullanılan ve uzaktaki bir PC’ye ulaşmayı mümkün kılan Remote PC özelliği buluuyor. Özel Mod: Bu modda ile Galeri, Video, Müzik, Dosyalarım gibi klasörlerin açılması için özel bir koruma seçeneği getirebiliyorsunuz. Dilediğiniz klasörler yabancı birisi açmak istediğinde sizin belirlediğiniz kilit ekranı ile karşı karşıya kalıyor. Kamera:. Tablette arkaya LED flaşlı 8 megapiksel öne ise 2.1 megapiksel bir selfie kamerası yerleştirilmiş. Fotoğraf çekiminin ise Note 2 ile aynı seviyede olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Kızılötesi Portu: Galaxy Tab ‘in üst tarafında kızılötesi portu ile ev içinde televizyon ya da klima gibi ürünleri tabletimizden kontrol edebiliyoruz. Optimizasyon konusunda ise en

ufak bir sorun yaşanmıyor. Kapaklı Kılıf: Tab S için geliştirilen kapaklı Kılıf aksesuarları, kullanma konforunu arttıran üç farklı görüntüleme açısı sunuyor. Video izlerken optimal bir izleme deneyimi için İzleme Modu; düz bir yüzeyde kullanırken rahat bir açı sağlayan yeni Dokunma Modu; ve ekranı kullanıcıların zorlanmadan yazmalarına izin verecek bir açıda tutan Yazma Modu. Menü ve Arayüz: Galaxy Tab S’in menüsünün Galaxy S5 ile birebir aynı. Tablet için özelleştirilen TouchWIZ arayüzü geçtiğimiz yıllarda tablet kullanıcılarının yükledikleri programların tabletlerde küçücük görünmesi sorunlarını aştığını görüyoruz. Facebook ve Twitter artık tablette oldukça güzel görünüyor. Menü ve ayarlar kısmının tabletlere özgü bir şekilde yani üst tarafta olan sekmelerin yan tarafa alındığını görmekteyiz. Samsung Galaxy Tab S fiyatı Türkiye’de satış fiyatları ise Galaxy Tab S 8.4 için 999 TL , Galaxy Tab S 10.5 için ise 1,199 TL.

Ekran Özellikleri : 10.5 inç, 2560x1600 piksel çözünürlükte AMOLED 288 ppi İşlemci 1,9 GHz hızında Exynos Octa 5420 8 çekirdek, 4 adet A15 ve 4 adet A7 cortex çekirdekleri var Mali T-628 grafik birimi İşletim Sistemi : Android 4.4 KitKat Kamera : Arkada 8 megapiksel 1080p video kaydı. Önde 2.1 megapiksel ve 1080p video kaydı Ses : MP3, AAC, AAC+, eAAC+, WMA, Vorbis, FLAC Ram Kapasitesi : 3 GB Hafıza : 16 ve 32 Hafıza Kartı : 128 GB Kadar Micro SD Pil Kapasitesi : 7900 mAh Android Sürümü : Android 4.4.2 TouchWIZ Boyutlar : 247,3 mm boy, 177,3 mm genişlik, 6,6 mm kalınlık Ağırlık : 467 gram Ekstra Özellikler : Dünyanın ilk 10,5 inç AMOLED ekranında 11 saat boyunca Full HD video izlenebiliyor.

/ Eylül 2014 67


İNCELEME

VIEWSONIC VX2880ML 4K ekran çözünürlüğü, yüksek renk derinliği

r Artıla nürlük

+ 4K çözü betli renkler + Zengin ve isa i antı seçenekler + Geniş bağl iler oj ol kn te u st do + Göz sağlığı + Ses kalitesi

Eksilteayrarları

- Kısıtlı stan rinde a fare hareketle oy - 4K unlard i es giriş gecikm yavaşlama ve

K televizyonların ertesinde 4K monitörler de artık yavaş yavaş yayılmaya başlıyor. İşte test merkezimizin şimdiki misafiri ülkemizde halen oldukça kısıtla sayıda bulunan 4K monitör örneklerinden birisi olan ViewSonic VX2880ml. 28-inç’lik ekran büyüklüğüne sahip olan ViewSonic VX2880ml’nin çözünürlük değeri tam tamına 3820x2160 piksel yani diğer bir deyişle günümüzün ana akım çözünürlük seviyesi olan FHD’nin (1920x1080) 4 katı. Bunun pratikteki anlamı ise en ince ayrıntılara dahi vakıf olabildiğimiz, çok daha net ve berrak bir görüntü demek.

Panel ve görüntü kalitesi

ViewSonic VX2880ml’de kullanılan panel TN panel olsa da standart TN panellerle karıştırmamak gerekiyor. 10-bit renk motoru sayesinde 1.07 milyar renk üretebilen ekran 68 Eylül 2014 /

bunun yanı sıra 300 nits parlaklık değeri ve standart sRGB renk gamutuyla da kesinlikle göz dolduruyor. Tüm bunlar 4K çözünürlükle birleştiğinde ise karşımıza gerek renk doğruluğu olsun gerekse de görüntü kalitesi olsun her açıdan tatminkâr bir monitör çıkıyor. TN panelin en önemli getirisi olarak nitelendirebileceğimiz düşük tepki süresi (5ms) sayesinde oyunlarda herhangi bir sorun yaratmayan modelin en önemli eksiği ise yine TN panelin en büyük handikabı olarak değerlendirebileceğimiz görüş açısı darlığı (170–160 derece) sebebiyle kenarlara gittikçe renkte yaşadığımız bozulmalar ve karalmalar olarak değerlendirebiliriz. Bu mecburi olumsuzluğun haricinde ViewSonic VX2880ml’nin, her bakımdan hoşumuza giden ve en önemlisi de FHD ile karşılaştırdığımız vakit aradaki farkı bize son derece net biçimde gösteren bir model olduğunu söyleyebiliriz. Bununla beraber aynı şeyi standı için söylememiz güç çünkü sadece öne ve arkaya

eğebildiğimiz modelin sağ/sol ve yükseklik ayarı mevcut değil maalesef. Yukarıda da belirttiğimiz gibi TM panel olduğu için zaten ön veya arkaya eğdiğimiz vakit eğer tam karşıdan bakmıyorsak renkte bozulmalar yaşadığımızdan bu da pratik ta tavsiye ettiğimiz bir kullanım şekli değil. VESA Duvar askısı desteği ise önemli bir artı olarak değerlendirilebilir.

Bağlantı seçenekleri

Oldukça zengin bağlantı seçenekleriyle gelen ViewSonic VX2880ml’nin arkasına baktığımızda karşımıza DisplayPort in, DisplayPort out (ikinci bir monitöre görüntü aktarımı sağlıyor), mini DisplayPort ve HDMI (MHL destekli) yuvalarının yanı sıra 3.5 mm kulaklık jakı, Kensington kilidi yuvası ve adaptör güç bağlantısı çıkıyor. Monitörü doğal yani 4K ekran çözünürlüğünde kullanabilmek için DP 1.2 üzerinden bağlantı kurmamız gerektiğinin altını çizelim. Yine HDMI yuvasının sahip olduğu MHL desteği sayesinde istersek akıllı telefonumuzun


Teknik Özellikler

ekranını monitörümüze yansıtabilmemiz de önemli bir artı. 4K ekran çözünürlüğü sebebiyle masaüstü ikonlarından tutun da her türlü yazı ve içerik FHD’ye kıyasla dört kat daha küçüldüğü için ilk bakışta alışmak oldukça zor. Bunun için tavsiyemiz Windows 8’de masaüstüne sağ tıklayıp açılan menüden ekran çözünürlüğüne girmek ve orada da ‘metni ve diğer öğeleri daha büyük yap’ seçeneğine tıklayıp görüntüleri büyütmeniz yönünde.

❍ 28-inç büyüklüğünde 4K (3840x2160) ekran ❍ TN Panel (10-bit renk motoru, 1.07 milyar renk) ❍ 170° Yatay ve 160° Dikey görüş açısı ❍ 5ms tepki süresi ❍ 1000:1 statik kontrast / 50.000.000:1 dinamik kontrast ❍ 300 Nits parlaklık ❍ 2x2W dahili hoparlör ❍ HDMI/MHL, DisplayPort ve mDP girişleri; DisplayPort çıkışı ❍ VESA duvara monte uyumluluğu ❍ Titreşimsiz ekran ve mavi ışık filtresi teknolojileri

Diğer detaylar

ViewSonic VX2880ml’nin en hoşumuza gitmeyen özelliği 4K çözünürlüğünde 30Hz tarama hızına sahip olduğu için fare hareketlerinde yaşadığımız yavaşlık ve oyunlarda karşımıza çıkan input lag sorunu oldu. Bunun önüne geçmek için çözünürlüğü FHD’ye (60Hz) düşürmemiz gerekiyor. Bunun haricinde genel olarak modelin değerlendirdiğimizde ses kalitesinden oldukça memnun kaldığımızı söyleyebiliriz. 2x2W gücündeki dâhili stereo hoparlörleri sesi oldukça net ve ‘dâhili bir hoparlöre göre’ yüksek bir biçimde iletiyor. Titreşimsiz ekran ve mavi ışık filtresi özellikleri sebebiyle gözlerimizi yormaması veya uzun seanslarda kuruluğa yol açmaması ise önemli bir diğer artısı.

Özetle

Aklınızda olsun

Eğer oyuncuysanız henüz 4K’ya geçmek için erken. Çünkü 30Hz kısıtlamasından da öte günümüzde bu çözünürlükte oyun oynamak için gerçekten son derece sağlam bir ekran kartınız olması gerekiyor ki bu çözünürlüğün hakkını verecek ekran kartları tasarruf odaklı yaklaşımlarda bile (örn. 2x AMD R9 290) 2,500 TL ve üzerinde bir fiyat etiketine sahip. Dahası bu modellerle bile örneğin Crysis’i yüksek detaylarla oynayamıyoruz. Yok ama eğer derseniz ki ben 4K alırım, filmleri öyle izler ama gerekirse oyunlarda çözünürlüğü FHD’ye düşürürüm o halde biz de güle güle kullanın diyelim şimdiden.

Özetleyecek olursak, ViewSonic VX2880ml 10-bit’lik 1 milyar renk desteği sunan ekranı, 4K çözünürlüğün sunduğu muhteşem görüntü kalitesi ve göz sağlığı dostu teknolojileri ile oldukça hoşumuza giden bir model oldu. Bununla beraber 4K/30Hz’dan ötürü fare hareketlerindeki yavaşlık ve standının kısıtlı ayarlara sahip olması ise olumsuz yönleri. Genel itibarı ile değerlendirecek olursak, modelin başta 4K içerik üreticileri ve multimedya odaklı kullanıcılar olmak üzere CAD/CAM veya diğer dijital tasarım uygulamaları kullanan profesyoneller ve mimarlık ofisleri, hastaneler gibi yerler için ideal olduğunu söyleyebiliriz. Satış Fiyatı: 2,500 TL / Eylül 2014 69


“Türkiye’de satışta olan popüler teknoloji ürünlerinden bazılarını sizler için seçip biraraya getirdik.“

ALIŞVERİŞ REHBERİ Apple iPad Mini Retina 16GB WiFi+4G Tablet

IOS 7 İşletim Sistemi, A7 64-bit Yongaseti+M7 hareket yardımcı işlemci, 7.9 inç (2048 x 1536) Dokunmatik LED ekran, 16 GB Dahili Hafıza, 5 MP iSight Kamera, FaceTime HD Kamera, 1080p HD video kayıt, Bluetooth, Wi-Fi, 4G, 341 Gr Fiyatı: 1.299 TL

Sony Xperia Z2

Android 4.4.2 işletim sistemi, 5.2-inç (1920x1080) IPS LCD ekran, 4 çekirdekli (2,3 GHz) Qualcomm Snapdragon 801 yongaseti, 3GB RAM, 16GB dahili hafıza+microSD, 20.7MP Arka Kamera, 2.2MP Ön Kamera, 4K video kaydı, 3G, WiFi, Bluetooth, GPS, NFC, 3200 mAh batarya, Radyo, IP58 sertifikası (toza ve suya karşı dayanıklı) Fiyatı: 2.199 TL 70 Eylül 2014 /

Sandisk Ultra Dual 32GB Usb Bellek

USB 2.0, 32GB, USB OTG (On-The-Go) işlevli, tabletler ve akıllı telefonlar için genişletilmiş saklama alanı, USB OTG desteğine sahip Android 4.0+ cihazlar için Fiyatı: 45 TL


MSI GT70 Dominator Pro

Windows 8 İşletim Sistemi, 17.3 inç (1920 x 1080) mat panelli ekran, Intel Core i7 4810MQ, Nvidia GeForce GTX 880M GPU, 32GB RAM, 1TB sabit disk+3x128GB SSD, USB 3.0, Bluetooth 4.0, Wi-Fi, Kart Okuyucu, Kamera, SteelSeries Aydınlatmalı Oyuncu Klavyesi, çift fanlı termal soğutma, Killer E2200 Ağ Kartı, Blu-Ray Combo Fiyatı: 6.799 TL

LG G3

Android 4.4.2 işletim sistemi, 5.5 inç (2560x1440) IPS LCD ekran, 4 çekirdekli (2,5 GHz) Qualcomm Snapdragon 801 yongaseti, 2GB/3GB RAM, 16/32GB dahili hafıza, 13MP arka kamera, 4K video kaydı, 3G, Wi-Fi, Bluetooth, GPS, NFC, 3200 mAh batarya Fiyatı: 1.999/2.199 TL

Samsung Galaxy Note Pro 12.2

Android 4.4 işletim sistemi, 12.2 inç (2560 x 1600) Super clear LCD ekran, 8 çekirdekli (1.9GHz 4 çekirdek + 1.3GHz 4 çekirdek) Samsung Exynos yongaseti, Mali-T628 MP6 GPU, 3GB RAM, 32GB dahili hafıza+microSD desteği (64GB), 8 MP Kamera, Wi-Fi, USB, A-GPS, S-Pen Fiyatı: 1.699 TL / 1.899 TL (3G)

Sapphire R9 290 TRI-X OC Ekran Kartı

AMD Radeon yongaseti, PCI Express 3.0, DX 11.2, 4GB GDDR5 bellek, 512Bit bellek arayüzü, 1000Mhz Çekirdek Hızı, 5200Mhz Bellek Hızı, Display Port 1.2, HDMI, 2x DVI bağlantıları Fiyatı: 1.150 TL

/ Eylül 2014 71


Asus PQ321QE 31.5” 4K UHD Profesyonel Led-IGZO Monitör

31.5-inç (3840 x 2160) LED-IGZO 10-bit panel, 3.5 cm kalınlık, 8ms Tepki Süresi, 350 cd/m2 parlaklık, 800:1 Kontrast, 1.07 Milyar Renk, YatayDikey 178° İzleme Açısı, Hoparlör, DisplayPort, yükseklik, eğim ve dönme ayarları Fiyatı: 7.555 TL

Samsung Galaxy Gear 2 Akıllı Saat

1.63-inç (320x320) SAMOLED Ekran, 2MP kamera, çağrı alma/yapma, mesaj ve bildirimleri alma, uzaktan kumanda, müzikçalar, fitness uygulaması, nabız ölçer, IP67 sertifikası (toza ve suya karşı dayanıklı) Fiyatı: 799 TL

Sony Playstation 4 500 GB Oyun Konsolu

8 çekirdekli AMD Jaguar işlemci, AMD Radeon GPU, 8GB GDDR5 bellek, 500 GB Sabit disk, BluRay/DVD optik sürücü, Ethernet, WiFi, Bluetooth 2.1+EDR bağlantıları, HDMI, Dualshock 4 kablosuz kontrol cihazı, InFamous: Second Son oyun hediyesi Fiyatı: 1.699 TL


Microsoft Xbox 360 250 GB Oyun Konsolu

PPC Tri-Core (3.2GHz) Xenon İşlemci, 250GB dahili hafıza, ATI Xenos Grafik İşlemci, 512MB RAM, Xbox 360 Oyun Kumandası, 5x USB 2.0, Wi-Fi, Ethernet, Dijital Ses Çıkışı, HDMI, AV Çıkışı, Kinect+HALO3+ Dance Central 3+Kinect Adventures+Forza Horizon Fiyatı: 1.199 TL

Fuji Finepix JZ 250 Dijital Fotoğraf Makinesi

16MP kamera çözünürlüğü, 3-inç LCD ekran, 8X Optik Yakınlaştırma, elektronik vizör, 1280 x 720 Video Çözünürlüğü, ISO 3200 Hassasiyet, SD-SDHC-SDXC hafıza kartlarına destek, 453 gr Fiyatı: 500 TL

Apple MacBook Air MD711TU/A NOKIA Lumia 625

Windows Phone 8.1 işletim sistemi, Qualcomm Snapdragon 400 yongaseti (Çift çekirdek@1.2 Ghz), 4.5 inç (800 x 480) IPS LCD ekran, 512MB RAM, 8GB dahili hafıza+microSD, 5MP Arka Kamera, 3G, Bluetooth, Wi-Fi, GPS, Radyo, 1830 mAh batarya Fiyatı: 599 TL

OS X Mountain Lion İşletim Sistemi, Intel Core i5 4250U (1.3GHz Standart & 2.6GHz Turbo Boost) İşlemci, 11.6 inç (1366x768) ekran, Intel HD Graphics 5000 Bütünleşik Grafik İşlemcisi, 4GB RAM, 128GB SSD, WiFi, Bluetooth 4.0, FaceTime HD kamera, 2x USB 3.0, Thunderbolt, SDXC kart yuvası, FaceTime HD kamera, 1,08 kg ağırlık Fiyatı: 2.399 TL

Panasonic TX-P65STW60 165 Ekran 3D Smart Plazma TV

65-inç (165 cm) 3D Plazma Ekran, 2500 Hz tarama hızı, 1920x1080 çözünürlük, Infinite Black Pro Kontrast, NeoPlazma Resim iyileştirme sistemi, Dahili HD Uydu Alıcısı, CI Kart Yuvası, Dahili Wi-Fi, 3x HDMI, 3x USB 2.0, 20 W Hoparlör Gücü (2+1), Swipe & Share 2.0, Elektronik Dokunmatik Kalem, USB kaydetme, 255 W Güç Tüketimi Fiyatı: 5.999 TL / Eylül 2014 73


GÜNDEM

Apple’ın sonbahar planları

Apple, sonbahar’da iPhone 6 ile birlikte farklı platformlardaki donanımlarını ve dahasını tanıtacak Apple’ın, sonbahar planları içerisinde sadece iPhone 6 ve iPhone 5 “L”’nin olduğunu mu düşünüyorsunuz? Kesinlikle hayır, Apple sistematik bir şekilde üzerinde çalıştığı çeşitli platformlarını ve dahasını eylül ayındaki iPhone 6 lansmanı ile birlikte tanıtmaya başlayacak. Yavaş yavaş su üstüne çıkan bu yeniliklerin ne olduğu da günler geçtikçe ilgiyi arttırıyor. Apple’ın sonbahar döneminde başlatacağı ve 2015 yılına damga vuracağı yenilikler araştırıldığında Apple’ın nasıl bir inovasyon yaratma çabası içerisinde olduğu da ortaya çıkıyor. Apple, ilk olarak bazı otomobil firmaları ile masaya oturarak CarPlay platformunun üzerine titrediğini daha önce de sizlerle paylaşmıştık. Son günlerde yaşanan gelişmelere bakılırsa Apple, CarPlay platformunu ufak tefek rötuşlar dışında tamamladı. Bunun için, iPhone 6’yı ve sektörel yenilikler sağlayacak olan ve IBM’den güç alacağı iş dünyasına yönelik yeni nesil iPad’leri bekliyor. CarPlay

platformu dahilinde iPhone, iPad, iPod gibi mobil cihazlarla da otomobillerin güvenliği sağlanacak. CarPlay çerçevesinde şirketlere IBM - Apple ortaklığının güvencesi ile sunulacak olan araç takip sistemi ve her sektörün lojistik kısımına ayrıcalıklar sağlayacak CarPlay özellikleri de, IBM- Apple ve iPad üçgeni içerisinde sektöre sunulacak. CarPlay içerisinde; iTunes yenilikleri, bulut teknolojileri gibi özellikler de bulunuyor. Apple’ın üzerinde uğraş verdiği diğer platform ise “HealthKit”. HealthKit, daha önceki bazı haberlerdeki gibi sadece bir uygulama ile sınırlı kalmıyor. HealthKit ile ayrıca sağlık sektörüne de yenilikler ve platform çerçevesinde çözümler sağlanacak. Üstelik, proje ABD’deki doktorlara sunulmaya başlandı bile. HealthKit platformu ile ilerleyen günlerde, spor hastalıklarından yakınanları, diyabet ve kalp hastalarını mutlu edecek gelişmeler yaşanabilir.

iPhone ve iPad’lerinizi hazır edin, IOS 8 geliyor Apple yetkilileri, iOS 8 için iPhone 6’yı beklemeyebilir. Güncellemeyi sorunsuz almak için ne yapmalı? Ağustos ayında Apple iOS 8 için 6. beta versiyonunu geliştirmeye karar verdi. Bu iOS 8 için son beta versiyonu olduğu belirtilirken, sistemin bütün iOS geliştiricilerine güvenlik önlemleri nedeni ile açılmayacağı da ayrıca belirtilmişti. Konu ile ilgili yapılan bir açıklamada, iOS 8’in iPhone 6 ile birlikte piyasaya sürüleceği yönünde olmuştu. Görünen o ki; Apple yetkilileri iOS için kullanıcılarını bekletmek istemiyor. Ayrıca beta 6’yı test eden geliştiricilerin de raporları doğrultusunda Apple sistemi yavaş yavaş cihazlara sürmeye başlayacak. Ancak Apple yetkilileri, kullanıcıların sıkıntı yaşamaması için bazı adımlara dikkat etmesini istiyor. Yukarıdaki tabloda, hangi iPad’lerin ve hangi iPhone modellerinin iOS 8 güncellemesi alacağı bulunuyor. İşte cihazlar: iPhone 4S, iPhone 5, iPhone 5S, iPhone 5C, iPad 74 Eylül 2014 /

az işinize yarayan veya hiç kullanmadığınız uygulamaları silmeniz büyük ihtimalle daha büyük boyutlu olacak olan güncellemede sıkıntınızı aza indirecektir. Bununla birlikte, Apple geliştiricileri cihazınızdaki bütün filmleri, fotoğrafları, bilgisayarınıza veya iCloud, Dropbox, Yandex Drive gibi alanlara yüklemenizi istiyor. 2, üçüncü ve dördüncü nesil iPad ve iPad Air’lar, 5. nesil iPod Touch, iPad Mini ve iPad Mini Retina’ya iOS 8 güncellemesi yapılabiliyor. Bu cihazlara sahipseniz, iOS 8 güncellemesini alabileceksiniz. Elbette iOS 8 için yeterinden fazla alan bırakmaya dikkat etmeniz gerekiyor. Hatırlayacağınız gibi, iOS 7 güncelleme paketi yaklaşık 700MB olarak duyurulmuştu ancak sonradan görüldü ki, 3GB’lık bir alanı iOS 7 kaplıyordu. Bir kullanıcı olarak cihazınızda en




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.