Doğa’ya ve hayvancılığa aşık bir kadın;
Neslihan Kozanoğlu
8
Mehmet Erem ile Günlük bir Hırvatistan Kaçamağı
CEG COACHING’den zinde kalmak için hareket
4
Hayat dolu ve gizemli bir şehir; Paris
Taylan Kümeli’den
kış için öneriler… Mimari bakış;
Bodrum evleri… Madame Kapak.indd 3
6.02.2014 23:13
70
1307-3133
40X40.indd 1
7.02.2014 18:41
KULAKLIKAPAKICI.pdf
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
2
6.02.2014
23:28
dergi.indd 3
7.02.2014 16:38
dergi.indd 4
7.02.2014 00:45
dergi.indd 5
7.02.2014 00:45
dergi.indd 6
7.02.2014 00:45
dergi.indd 7
7.02.2014 00:45
İmtiyaz Sahibi Sportif Yayıncılık Tanıtım ve Organizasyon ve Ltd. Şti. adına: Uğur IŞIK Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu) H. Emre GÜLER
emreguler@sportifyayincilik.com
Reklam Müdürü Tuğberk UCA
tugberk@sportif.com.tr
Görsel Yönetmen Ferhat GEDİK
ferhat@sportif.com.tr
Editör Gamze ÖZDENİZ
gamze@sportif.com.tr
Muhasebe Koray TUTAR
koray@sportif.com.tr
Yurtdışı Haberler İngiltere Gary MANCHESTER orcchairman@aol.com Fotoğraflar Erdal COŞKUN, Can ESENTAŞ, Gamze ÖZDENİZ Katkıda Bulunanlar Kerem Talat ZORLU, Esra ŞENHER, Murat LEKİ, Hamdi KİTAPÇI, Murat İNAN, Buğra ŞENDÜNDAR, Yılmaz Arif BUDAK, Yrd.Doç.Dr. Deniz J. KAYA, Edhem DİRVANA, Berent AKDEMİR, Burçin MERCAN Dilek ÖZERKAN YENİGÜL Ofset Hazırlık Sportif Yayıncılık Tanıtım, Organizasyon ve Ltd. Şti. Dağıtım Turkuaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Sabah 2000 Tesisleri Fatih Mah. Hasan Basri Cad. Samandıra / İstanbul Baskı-Cilt Şan Ofset Hamidiye Mah. Anadolu Cad. No:50 Kağıthane / İSTANBUL Tel: 0212 289 24 24 Matbaa Baskı Sorumlusu Gülcan MERCAN gulcan@sanofset.com Sertifika no: 12049 Yazışma Adresi Çubuklu Mah. Orhan Veli Kanık Cad. Yakut Sok. No:3 Eryılmaz Plaza Kat:1 Kavacık / İstanbul Tel: +90 216 537 00 80 Faks: +90 216 537 00 84 Yayın türü: Yerel Süreli, 2 aylık Yıl: 8 Sayı: 2014 /02
Zor ama güzel günler bizleri bekliyor... Yedi yıl önce başlayan Powerboats & Yachts Dergisi serüvenim yeni bir yıla, yeni bir döneme daha başladı. İlk sayısı öncesinde büyük bir heyecanla yayın ilkelerini, içerik modelini belirlerken hem yurt içindeki hem de yurtdışındaki dergileri detaylı incelemiş ve kendimize bir rota belirlemiştik. O ilk günlerdeki heyecanımız her sayımızda artarak devam ediyor. Ve o yıllardan günümüze doğru sayarsak, hep çizgimizi koruduk. Amacımız hep sizlere Powerboats & Yachts dergisini en iyi şekilde sunabilmek oldu... Ve elbette ekip arkadaşlarımın da... 2 ¡ zor geçen bir yılın sonrasında geldi ama hiç de kolay geçeceğe benzemiyor. Dövizdeki % 30’a varan değer kaybına bağlı ekonomik sorunların getireceği zorluklar hem sektöre hem de spora daha zorlu günler yaşatabilir. Sportif açıdan özellikle federasyonun yapıcılıktan uzak tavrı daha büyük bir sorun olarak bu yıl da ortada durmaktadır. Ancak, unutmamak gerekir ki, akan suyun önünde durulmazmış... Altı yıldır Türkiye’nin ev sahipliğinde yapılan Dünya Şampiyonasına neden olduğunu hala çözemediğimiz engellemelerinin olduğunu da hepiniz biliyorsunuz. Türkiye’de yarışma imkanı bulamayan sporcular da teknelerini alıp 2014 yılında Katar’ın ev sahipliğini yaptığı Dünya Offshore 225 Şampiyonasına katıldılar. Türkiye olarak bir büyük sportif ve tanıtım fırsatını elimizden Katar’a kaptırdık. Ama, Türk sporcular büyük başarılara yine imza attılar. Türk organizasyon ekibinin bilgi birikimi ve danışmanlığı ile gerçekleşen şampiyonaya ilgi o kadar büyük oldu ki, başka ülkelerde de bu yarışların düzenlenmesi için davetler yapmaya başladılar. Bir kez daha engellemeler, yasakçı politikalar yenik düştü. Yıkmak için çalışanlar amaçlarına ulaşamadılar, yapmak için çalışanlar ise başarmaya devam ediyorlar... Gerek dergi için çalışmalarımı gerekse sportif çalışmalarımı da yılsonu itibarıyla bir kez daha gözden geçirdim. Evet, hatalarım, hatalarımız var. Kusursuz değiliz, her açıdan kusursuz olmak için çaba sarf etmeye devam edeceğim, edeceğiz. Ama, yaptığım hiçbir hareketten de pişman değilim. Dünün hataları bugünün deneyimleridir. Zor ama güzel günler bizleri bekliyor...
Bu Dergi Basın Meslek İlkeleri’ne Uymayı Taahhüt Eder.
Sportif Yayıncılık
dergi.indd 8
7.02.2014 16:41
dergi.indd 9
7.02.2014 00:45
36
West Marine Genel Müdürü;
İlkim Sancaktaroğlu Bir Türk üreticisinin hikayesi;
AG Marine
Interview
45
58
Cover Story
Onboard
Hız ve konforun buluştuğu
Elan 320
67 CNR Boat Show’da prömiyer yapacak
Boat Show dergi.indd 10
70 yeni tekne
7.02.2014 19:20
116
Sailing Adventure
122 Mehmet Erem ile
Doğa’ya ve hayvancılığa aşık bir kadın;
Interview
6 Günlük bir Hırvatistan Kaçamağı
Neslihan Kozanoğlu Travel
128
144
Taylan Kümeli’den kış için öneriler…
Hayat dolu ve gizemli bir şehir;
Offshore
Health
176 Class 1 Dünya Offshore Şampiyonası 2013 sezon özeti
Sailing Power
164
184
Qatar Cup - 2014 Dünya Offshore 225 Şampiyonası
dergi.indd 11
Offshore
« Bolt 37 cep yarışçısı «Alvimedica Team Volvo Ocean Race’e katılıyor «Turmepa Göcek Sanko Enerji ile mavi kalmaya devam ediyor
7.02.2014 19:21
NEWS
SÜPER SPOR OTOMOBİLDEN SADECE 50 ADET KALDI: 400’ÜNCÜ BUGATTİ VEYRON SATILDI… Bugatti, 400’üncü Veyron modelinin satışını gerçekleştirdi. Başından beri, Veyron ve bağlantılı modellerin üretimi yalnızca 450 adetle sınırlandı. Bir Grand Sport Vitesse olan 400. Veyron Ortadoğu’daki bir müşteri tarafından satın alındı.
400.
Veyron’un satışıyla birlikte, Bugatti de tarihindeki bir diğer dönüm noktasını kutluyor ve böylece bu süper spor otomobilin yolculuğunun son turuna başlıyor. 2005 yılında piyasaya sunulduğundan bu yana Bugatti, sayısı yalnızca 300 ile sınırlandırılan modeller 1.001 HP gücüne sahip 16.4’lük Veyron, 1.200 HP gücüne sahip Veyron 16.4 Super Sport’un tamamı ve 1.001 HP gücüne sahip Veyron 16.4 Grand Sport ve 1.200 HP gücüne sahip Veyron 16.4 Grand Sport Vitesse modellerin de üretimi planlanan 150 adedinin 100’ü satıldı. Böylece bu modellerden de geriye yalnızca 50 adet kaldı.
Fuarı’nda tanıtılan efsanevi otomobil “Jean Bugatti” takip etti. Kasım ayında da Meo Contantini’ye ithaf edilen üçüncü Legend Edition’ın tanımı da Dubai Uluslararası Otomobil Fuarı 2013’te gerçekleştirildi. Tüm Bugatti Legend modellerde olduğu gibi, üretim yalnızca üç adetle sınırlı tutuldu. “Jean-Pierre Wimille”ın Legend Edition üretiminin fiyatı, vergi ve ulaşım bedeli hariç 2.13 milyon Euro. Legend versiyonlar, Bugatti Veyron 16,4 Grand Sport Vitesee modeli temel alınarak geliştirildi. 1.200 HP’lik bu süper otomobil, 8.0 litre hacimli ve 16 silindirli motora sahip ve 0-100 km/s hızlanmasını 2.6 saniyede tamamlıyor.
Kısa bir süre önce satılan 400. Veyron, altı adet özel versiyondan oluşan “Les Légendes de Bugatti” içerisinde yer alan üçüncü ve son Vitesse “Jean-Pierre Wimille” modeldi. Bu seri, Ağustos ayında California’daki Pebble Beach Concours d’Elegance’ta Vitesse “Jean-Pierre Wimille” ile birlikte tanıtıldı. Bu seriyi Frankfurt’taki Uluslararası Otomobil
Ayrıca güçlü bir fren sistemine de sahip: Vitesse, kalkışta 200 km/s hıza sadece 5.8 saniyede çıkıyor. Bu süper otomobil, 2.000 ve 5.000 d/d arasında 1.500 Nm tork üretiyor. Bu yılın Nisan ayından bu yana, Grand Sport Vitesse, tavanı açıkken saatte 408.84 kilometre hıza ulaşarak en hızlı üstü açık otomobil olma unvanına da sahip. Bu, Bugatti’nin iki dünya
12
dergi.indd 12
POWERBOATS&YACHTS
rekorundan biri. Diğer rekor da Veyron 16.4 Super Sport’un 2010 yılında saatte 431.072 kilometreye ulaşarak kırdığı dünyanın en hızlı seri üretim otomobili olması. Bundan 100 yılı aşkın bir süre önce Alsas bölgesindeki küçük bir kasaba olan Molsheim’da kurulan Bugatti bugün, markanın haklarını 1998 yılında satın alan Volkswagen Group bünyesinde faaliyet gösteriyor. Felsefesi “Sanat, Biçim, Teknik” ilkesini hayata geçirmeyi sürdüren Bugatti, İtalyan kurucusunun sanatsal kökenlerini Fransız bilgeliği ve Alman mühendislik uzmanlığıyla birleştiriyor. Bugatti Veyron’un gelişimi, otomotiv tarihinin en büyük teknik meydan okumalarından birini temsil ediyor. Bu başarı öyküsü, 2005 yılında Veyron 16.4 ile başladı ve 2008 yılında üstü açık Veyron 16.4 Grand Sport, 1.001 HP gücüne sahip süper spor otomobillere dahil oldu. Daha sonra, 2010 yılında 1.200 HP’lik Veyron 16.4 Super Sport piyasaya sunuldu ve ardından 2012 yılında Veyron 16.4 Grand Sport Vitesse’in üstü açık versiyonu geldi.
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:45
ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 13
13
7.02.2014 00:45
NEWS
Denizin 250 milyon Euroluk yıldızları CNR EXPO’da Dünyanın karada yapılan ikinci en büyük tekne ve yat fuarı CNR Avrasya Boat Show... 15-23 Şubat 2014 tarihleri arasında düzenlenecek fuarda 250 milyon Euro değerinde tekne, yat ve ürün sergilenecek.
CNR
Avrasya Boat Show’da 400 yat, tekne ve yelkenli meraklılarıyla buluşacak. Tekne ve yat tutkunlarının heyecanla beklediği CNR Avrasya Boat Show için çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor. CNR EXPO Yeşilköy’de 15 Şubat 2014 tarihinde başlayacak fuarda sergilenecek milyon dolarlık tekne ve yatlar fuar alanında yerini almaya başladı. Pozitif Fuarcılık tarafından Deniz Endüstrisini ve Denizciliği Geliştirme Derneği (DENTUR) desteğinde düzenlenecek fuarın sektöre 1 milyar dolarlık iş hacmi oluşturması bekleniyor. Fuarda, 250 milyon Euro değerinde, 400 mega yat, tekne ve yelkenli ve diğer ürünler sergilenecek. Azimut, Numarine ve Princess gibi dev markalar fuara büyük renk katacak. Fuarın en pahalı teknelerinden bir bölümünün sergilendiği bu standlarda görsel show yaşanacak. CNR Avrasya Boat Show’un çevreci teknesi Dünyanın ilk seri hibrit tekne üreticisi Greenline, yeni modeli Greenline 48’i CNR Avrasya Boat Show’da lanse edecek. Hibrit teknolojisi sayesinde yalnızca bir düğmeyi çevirerek ister dizel isterseniz 14
dergi.indd 14
POWERBOATS&YACHTS
elektrik motorlarıyla kullanabileceğiniz Greenline 48, 2 adet 14kW’lık elektik motoruyla hiç yakıt kullanmadan, çevreye zarar vermeden 6 knot hızda seyir yapma imkanı tanıyor. Fuarda ilgi odağı olması beklenilen bir diğer tekne de Sirena Marine’nin yeni modeli Azuree 46 olacak. Parlak tasarımıyla göz dolduracak tekne çift dümenli açık teknelerden oluşan mevcut modeller, Open 60, Volvo 70 ve Class 40’tan ilham alınarak tasarlanmış. Sirena Marine ve tasarım ofisinin ortak ekip çalışmasının bir ürünü olan, üstün performans ve kalitenin birleştiği Euphoria 54 yelkenlisi de fuarda sergilenecek. Türkiye’de bir ilk Amatör balıkçılığa katkıda bulunmayı ilke edinmiş olan İnce Çizgi balık tutma simülatörleri CNR Avrasya Boat Show’da tanıtılacak. Türkiye’de ilk kez üretilen balık tutma simülatörü, balık tutma deneyimi yaşatırken, makina, kamış ve takımları test edip daha iyi tanıma fırsatı veriyor. Simülatör, malzemelerin hedef balığa uygun olup olmadığını anlaşılmasını sağlıyor. Fuarın katılımcılarından Depar Motor da en yeni teknoloji ile üretilen yeni
buluş Sea-Doo Spark deniz motosikletini fuarda vitrine çıkaracak. Sea-Doo Spark, kolayca taşınabilen, sınıfının en hafifi, uygun bütçelisi, suda fren ve geri vites sistemi gibi özelliklerine sahip olması ile dikkat çekiyor. Offshore standında ise Class1 Dünya Offshore Şampiyonasında yarışan IşıklarZabo Takınının Class1 teknesi ile UIM Aqua Bike Dünya Şampiyonasında yarışan 3 adet JetSki sergilenecek. Arap ziyaretçi damgası 85 bin metrekare alanda düzenlenecek CNR Avrasya Boat Show 23 Şubat 2014 tarihine kadar açık kalacak. AB ülkeleri, BDT Ülkeleri, BAE, İngiltere gibi ülkelerden önemli alıcıların katılacağı fuara özellikle Ortadoğu, Körfez ve Kuzey Afrika ülkelerinden yoğun ziyaretçi bekleniyor. 1.000’in üzerinde markanın katılım göstereceği CNR Avrasya Boat Show’a, Arap ziyaretçilerin damga vurması bekleniyor. Fuarda mega yat, tekne ve yelkenlilerin yanı sıra tekne aksesuarları ve yapım malzemeleri, marina donanımları, su sporları donanımları, deniz giyim ve aksesuarları gibi ürünler sergilenecek.
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 16:42
ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 15
15
7.02.2014 00:45
NEWS
D-Marin, Boat Show’a Damgasını Vuracak D-Marin Marinalar Grubu, 15-24 Şubat tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenecek olan CNR Avrasya Boat Show’da yer alacak.
Türkiye
’de ve uluslararası alanda marinacılık yatırımlarına hız kesmeden devam eden, Doğu Akdeniz Çanağı ve Adriyatik Denizi’nin en büyük uluslararası marina zincirine sahip D-Marin Marinalar Grubu, İstanbul’da düzenlenecek CNR Avrasya Boat Show’daki standında birbirinden keyifli aktivitelere ev sahipliği yapacak. Dünyaca ünlü mega yat, yelkenli tekne, motor yatlarının sergileneceği fuarda D-Marin’in ziyaretçilere sürprizleri fuar boyunca devam edecek. Hırvatistan ACI Grubu’nun yüzde 6.92’sini satın aldıktan sonra, Yunanistan’ın önde gelen gruplarından Latsis Grubu ile Flisvos 16
dergi.indd 16
POWERBOATS&YACHTS
Marina’yla ilgili yüzde 50-50 ortaklık için anlaşmaya varan D-Marin Marinalar Grubu, en son hamlesini Yunanistan’ın en büyük marina zinciri MedMarinas S.A. ile ortaklık anlaşması imzalayarak yaptı. Doğu Akdeniz Çanağı Adriyatik Denizi’nde bölgesel güç olma hedefiyle yatırım ve çalışmalarına hız kesmeden devam eden D-Marin Marinalar Grubu CNR Expo Show’daki standında ziyaretçilerini bekliyor. D-MARİN GECELERİ KONUŞULACAK Türkiye’deki başarılı marinacılık faaliyetlerini uluslararası sulara taşıyarak Hırvatistan’da ve Yunanistan’da
marinacılığa yeni bir soluk getiren D-Marin, CNR Avrasya Boat Show’daki standında Hırvat, Türk ve Yunan konseptli eğlencelerle ziyaretçilerini ağırlayacak. D-MARİN KATAMARAN PANELİ Toplamda 85 bin metrekarelik bir alanda düzenlenecek olan, 125 bin ziyaretçinin beklendiği CNR Boat Show’da D-Marin, 21 Şubat günü D-Cat Club etkinlikleri dahilinde katamaran paneli düzenleyecek. Gani Müjde, Alim Sür, Mustafa Aksoy ve D-Marin Didim Marina Müdürü Can Polat’ın konuşmacı olarak yer alacağı panel 16.00 – 17.00 saatleri arasında tüm fuar ziyaretçilerine açık olarak gerçekleşecek.
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:45
ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 17
17
7.02.2014 00:45
NEWS
TURİZM OSKARLARI “SKALİTE 2013”DEN, SETUR’A DÖRT ÖDÜL BİRDEN… SETUR, Skal International İstanbul tarafından verilen Skalite’13 “Turizmde Kalite Ödülleri”nde 4 ödüle layık görüldü.
Ülkemizde
bu yıl 16.sı düzenlenen, dünyanın en büyük Skal Kulübü olan Skal International İstanbul’un “Turizmde Kalite Ödülleri” töreninde, 10 ayrı kategoride yapılan “Turizm Oskarları” sahiplerini buldu. Oylamalar sonucunda sektörün öncü ismi SETUR, 3 ayrı kategoride 4 ödül birden aldı. Turizmde kalite çıtasını yükseltmeyi hedefleyen kişi, kurum ve kuruluşların ödüllendirildiği törende SETUR, Bookinturkey ve Seturmice ile Seyahat Acenta/Aracılık Hizmetleri, Setur Marinaları ile Ulaşım ve Setur Extra ile İletişim Tanıtım kategorilerinde ödül sahibi oldu. 11 Aralık Çarşamba gecesi Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen törende ödülleri Seturmice adına Turizm Müdürü Oktay Temeller, BookinTurkey adına BookinTurkey Müdürü 18
dergi.indd 18
POWERBOATS&YACHTS
Başak Bilmen, Setur Marinaları adına Setur Marinaları İşletme Müdürü Emre Doruk ve Setur Extra adına Pazarlama ve Kurumsal İletişim Müdürü Selen Sözer aldı. SETUR, KALİTELİ HİZMET ANLAYIŞINI BİR KEZ DAHA KANITLADI Ayrıcalıklı dünyasını ve geniş ürün yelpazesini, kalite ve güvencesiyle seyahat severlere sunan SETUR, Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek geliştirdiği online ve gerçek zamanlı rezervasyon sistemi olan Bookinturkey ile Online Seyahat Rezervasyonları/Hizmetleri kategorisinde ödüle layık görüldü. Bookinturkey, yurt içi ve yurt dışında en iyi otellere online rezervasyon imkanının yanı sıra, uçuş arama motoru ile en hızlı bilet alternatiflerini fiyat sıralamasıyla
üyelerine sunuyor. Yenilikçi ve yaratıcı çözümler sunan profesyonel ekibi ile toplantı,etkinlik, lansman ve kongre düzenleyen Seturmice, Kongre / Toplantı Organizasyonu kategorisinde ödül alırken; marina işletmeciliğinde Akdeniz çanağının ve Türkiye’nin en büyük zinciri konumunda olan Setur Marinalarıda, Ulaşım kategorisinde ödül aldı. Setur Marinaları’nın; Kalamış-Fenerbahçe, Yalova, Ayvalık, Çeşme, Kuşadası, Marmaris, Kaş, Finike, Antalya ve Midilli olmak üzere toplam 10 marinası ve 5 binden fazla yat bağlama kapasitesi bulunmaktadır. Geziden doğaya, tarihten kültüre, modadan tasarıma kadar farklı beklentilere hitap eden ve özgün içeriğiyle bir rehber niteliğinde olan Setur Extra ise Setur’a, Turizm Yayını kategorisinde ödül kazandırdı.
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:45
ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 19
19
7.02.2014 00:45
NEWS
The Marmara BAYK Kış Trofesi başlıyor The
Marmara BAYK Kış Trofesi yarışları, The Marmara ana sponsorluğu ve TEB Özel Bankacılık’ın desteği ile 18- 19 Ocak 2014 tarihlerinde düzenlenen 1. Ayak yarışları ile başladı. Bodrum’da yelken heyecanının ve turizm hareketliliğinin kış aylarında devam etmesinde önemli rolü olan The Marmara BAYK Kış Trofesi bu yıl da The Marmara ana sponsorluğunda ve TEB Özel Bankacılık’ın desteği ile düzenleniyor. 1819 Ocak 2014 tarihlerinde I. Ayak yarışları 20
dergi.indd 20
POWERBOATS&YACHTS
ile başlayan trofe, 24- 25 Mayıs’taki VII. Ayak ile sona erecek. Türkiye’nin en uzun Yelken Kış Trofesi olan The Marmara BAYK Kış Trofesi, bu yıl on üçüncü kez Bodrum Açıkdeniz Yelken Kulübü (B.A.Y.K.) tarafından gerçekleştiriliyor. The Marmara, yelken sporuna yeni sporcular kazandırmayı ve bilinçli denizciler yetiştirmeyi hedef edinen B.A.Y.K’ın yanında yer alarak, Kış Trofesi
yarışlarının her geçen gün artan kaliteyle düzenlenmesine katkıda bulunmayı amaçlıyor. THE MARMARA BAYK KIŞ TROFESİ 2014 TAKVİMİ 18 – 19 Ocak 2014 I.Ayak 8 – 9 Şubat 2014 II.Ayak 1 – 2 Mart 2014 III.Ayak 22 – 23 Mart 2014 IV.Ayak 12 – 13 Nisan 2014 V.Ayak 3 – 4 Mayıs 2014 VI.Ayak 24 – 25 Mayıs 2014 VII.Ayak
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:45
ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 21
21
7.02.2014 00:46
NEWS
Yeni Roadman Muse 44 Rodman
Muse 44 benzersiz tasarımı ve yüksek performansı ile 2007 yılında en çok satan tekne olmayı başarmıştı. İtalyan tasarımcı Fulio de Simonu ve Rodman teknik departmanı ortak bir çalışma yaparak Rodman Muse 44’ün yeni versiyonunu geliştirdiler. Bu yeni versiyonda, güçlü ve dayanıklı bir karakteristik özellik çizen Rodman Muse modelinin estetik duruşu ve kişiselliği ön plana çıkaran ayrıntıları ustalıkla hayat buluyor. The Rodman Muse 44; 2 double misafir kabini ve 1 master kabin olmak üzere toplamda 3 kabine sahip. Bu 22
dergi.indd 22
POWERBOATS&YACHTS
gelişmiş yeni model kendi segmentinde 13,6 m sınırlarında oldukça konforlu bir tekne. Yeni Rodman Muse 44 modelinde, tüm Roadman Muse modellerinde var olan ana hatların ve yapısal özelliklerin geliştirilerek farklılaştığı göze çarpıyor. Örneğin güvertede bulunan pencerelerin yüzeyi genişletilerek içeride mükemmel bir aydınlık sağlanmış. Bir başka yenilik ise teknenin her iki tarafına da eklenen 2 yeni pencere sayesinde misafir kabinleri ve master kabin olmak üzere tüm konaklama kabinlerinde doğal ışık ferahlık ve aydınlık bir atmosfer yaratmış. Geliştirilmiş Yeni Roadman Muse 44
modelinin en önemli özelliklerinden bir tanesi de sahibinin ihtiyaç ve talepleri doğrultusunda çok sayıda uyum seçeneği sunması. Örneğin yenilenen orijinal gövde renk kombinasyonundaki beyaz ve gri karışımı ilgi çekici bir dış tasarım ve kişiselleştirilmiş bir görünüm sergilemekte. Yeni Roadman Muse 44 2014 yılı içerisinde 3 büyük ve önemli boat Show da sergilenecek ve meralılarıyla buluşacak. Bunlardan ilki Ocak 2014’te Düsseldorf Boat Show, ikincisi Şubat 2014’te Miami Boat Show ve üçüncüsü ise Nisan 2014’te Shanghai Boat Show.
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 17:26
ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 23
23
7.02.2014 00:46
NEWS
Pierre Cardin erkeği bu yaz doğanın dilini giyimine yansıtacak. Erkek modasının bir numaralı markası Pierre Cardin, 2014 İlkbahar Yaz koleksiyonunda erkekleri doğanın tüm çarpıcılığıyla sarmaya hazırlanıyor. Doğanın sunduğu bolluk ve bereketin yanı sıra insan etkisiyle çölleşmesine de vurgu yapan yeni sezon koleksiyonu, Explorer, Safari Adventure ve Dark Desert temalarıyla tüm derinliğini ve çarpıcılığını erkeklerin üzerine taşıyor.
Dünya
modasında ilklerin yaratıcısı ve The Beatles’ın unutulmaz ikonik stilini tasarlayarak erkek moda dünyasında silinmeyen izler bırakan Pierre Cardin, bu yaz da yine derin temalarıyla sarsıcı ve hikayeyi barındıran tasarımlarıyla çekici bir koleksiyona imza atıyor. Doğanın nimetlerinden başlayarak, insanoğlunun ekoloji üzerindeki tahribatı ve dünyanın kırılganlığı fikrinden yola çıkılarak oluşturulan koleksiyon, doğaya düşkün, duyarlı ve derin Pierre Cardin erkeğinin sofistike duruşunu vurgulayacak. Keşfetmeyi seven, maceradan kopmayan ve gizemden hoşlanan erkekleri simgeleyen temalar, tabiatın en güzel renklerini ve çizgilerini Pierre Cardin çizgisinde bir araya getiriyor. Keşfedecek çok şey var! Hayatın güzel yanlarını keşfetmek için yaşayan Pierre Cardin erkeği, Explorer 24
dergi.indd 24
POWERBOATS&YACHTS
serisiyle doğanın tüm bereketini üzerinde taşıyacak. Denizden aldığı derinlik izlerini, orman yeşilleri ve güneşin enerjisiyle süsleyen seri, özellikle baharın ilk dönemleri ve yaz için zengin alternatifler sunuyor. Mavinin her tonuyla baharı coşkuyla karşılayan koleksiyonda yazın ilk dönemi için türkuazdan mint yeşiline yumuşak geçişlerle hazırlanan parçalar yer alıyor. Kırmızı ve ekoselerle enerjisi yükselen Explorer temasında inci pırıltılı chinolarla, doğanın dokusundan ilham alınan blazerların dikiş ayrıntıları fark yaratıyor. Beyaz detayların göze çarptığı temada süet ağırlıklı geçme ve beyaz tabanlı ayakkabılar dikkat çekici. Spor enerjisinin doğayla bütünleştiği seride ağırlıkla koton ve doğal karışımlar yer alıyor. Ceketler, t-shirt, gömlek ve chinoların hakim olduğu Explorer, casual ve smart casual severler için mükemmel bir kaynak niteliğinde. Güneş ve toprak arasında kavurucu bir
safari... Explorer temasında bolluk ve bereket simgelenirken, Safari Adventure ekolojik dengenin bozulmasının çölleşmelere ve kuraklığa dönüşebileceğine vurgu yapıyor. Renklerini çöl ve kıraç topraklardan alan tema, ağırlıklı olarak kahve tonları, camel, sarı, tarçın tonları ve gökyüzünü simgeleyen mavi tonlarına sahip. Explorer temasında detaylarda yer alan beyaz, bu temada yazın sıcaklığıyla yumuşayarak kırık beyaza dönüşüyor. Chino, ekose ve denimlerde sıklıkla rastlanan mavi tonlar, toprak tonlarla zenginleşen ceketlerle tamamlanıyor. Hem doğallığı hem de zarar gördüğünde doğanın değişimini yansıtan keten ve kotonlarda sarı bir yansımayla yumuşamış beyazlar hakim. Doğal zeminlere işlenen desenler, sert doğa şartlarının yıpratma gücünü simgeliyor. Keten, keten-yün karışımlı yaz takımları, hafif montlar ve chinolar smart casual’ı tarzı toprağı için savaşan maceracı bir erkeğin modern yüzü aynı zamanda...
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:46
ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 25
25
7.02.2014 00:46
NEWS
Maserati yelken takımı ve Giovanni Soldini, Cape2Rio’da yeni bir rekor kırdı. Sponsorluğunu Maserati, Swiss Bank BSI ve Generalli’nin üstlendiği, iki kıta arasındaki en uzun yat yarış olan Cape2Rio’yu Maserati Yelken Takımı kazandı. Giovanni Soldini önderliğindeki takım; yarışı 10 gün, 11 saat, 29 dakika ve 57 saniye gibi bir sürede tamamladı. 4 Ocak’ta Capetown’dan yarışa başlayan İtalyan teknesinin mürettebatı 5.310 km kat ederek, 14 Ocak gecesi saat 23.29’da Rio’ya ulaştı. Başarısıyla çizgiyi ilk geçen yelkenli olurken handikap sisteminde de ilk sırada yer alan Maserati, Amerikan 72’ Zephyrus IV’e ait olan 12 gün, 16 saat, 49 dakikalık rekoru da 26
dergi.indd 26
POWERBOATS&YACHTS
kırmış oldu. Maserati takım kaptanı Soldini, Rio’ya vardıklarında şu açıklamalarda bulundu: “İki kıta arasındaki en uzun yat yarışı olan Cape2Rio’nun, çocukluğumdan bu yana hayalini kuruyordum. Yarışa, aşırı basınç düşmesi ve soğuk hava nedeniyle yavaş başladık. Rüzgâr azalır azalmaz yelken bastık ve yüksek basınç alanının etrafından geçmek için kuzeye yöneldik. Bu hamle, rotamıza fazladan 965 km ilave etti, ancak buna değdi. Maserati takımı gerçekten çok iyi bir performans gösterdi ve hepimiz bundan dolayı
memnunuz. Dünyanın etrafını deniz yoluyla dolaşan Maserati ekibi, yakında tekrar yola çıkmaya hazır olacak.” Cape2Rio’ya farklı boyutlardaki 35 yat katılırken, İtalyan teknesi bu yıl yarıştaki tek 21 metrelik tek yelkenliydi. Soldini’ye eşlik eden uluslararası ekip İtalyan Guido Broggi, Corrado Rossignoli, Michele Sighel; Alman Boris Herrmann; İspanyol Carlos Hernandez; Fransız Vincent ve Gwen Riou; Dane Martin Kirketerp Ibsen ve Monaco’dan Pierre Casiraghi ile birlikte 9 kişiden oluşuyordu.
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:46
ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 27
27
7.02.2014 00:46
NEWS
Çarkçı - Valdenassi İşbirliği Türkiye
’nin en önde gelen tedarikçi ve dağıtım firması Çarkçı, İtalyan Valdenassi firması ile yapmış olduğu işbirliğini açıkladı ve yapılan anlaşma ile ile İtalyan’nın yat mobilya firması Valdenassi Türkiye pazarı için güçlerini birleştirdiler. Tekne ve yat kullanımı-nitelikli ve profesyonel dış mekan mobilya ve ızgara tik üreticisi, tedarikçisi ve tasarımcısı olarak pazarda iyi bir isme sahip İtalyan Valdenassi, Türkiye’de Çarkçı ile bir dağıtım anlaşması imzaladı. Çarkçı ile Valdenassi 28
dergi.indd 28
POWERBOATS&YACHTS
işbirliğinin ilk ürünleri İstanbul’da 2014 CRN Boat Show’da bunları sergileyecek. Valdenassi patronu Emanuele Maria Valdenassi, “Mobilya satışını her zaman doğrudan ve herhangi bir aracı olmadan yaptık. Ancak, Türkiye özel durumda” diyor, “bu nedenle nesnel engellere karşın Türkiye’nin güçlü satıcısı ile işbirliği yaptık.” Yapılan anlaşma ile Valdenassi ürünleri tüm Türkiye’de Çarkçı aracılıyla yapılacak, showroomlarda sergilenecek, satış ofisi olacak ve Türkiye’de
Emanuele Maria Valdenassi
de stok bulunucak. “Artık aradaki gümrük, nakliye ve döviz kuru sorunları kalkacaktır” diyen Valdenassi “Bu işbirliği için bilinirlik, ciro ve kâr açısından her iki firmaya da olumlu faydalar getireceğinden eminim ve iyimserim.” 75 milyon nüfusu ile Türkiye’nin GSYH son 10 yılda üç kat arttı. “Bazı önemli altyapı yatırımları şu anda yapılıyor,” diyor Valdenassi “2023 yılı, modern Türkiye’nin kuruluşunun 100. yıldönümü, hükümet 100 marina tamamlamak için gerekli çalışmaları yapıyor ve bu marinalarda 50.000 yat kapasitesi mümkün olacak.”
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 17:27
ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 29
29
7.02.2014 00:46
NEWS
Decathlon İnovasyon Ödülleri Sahiplerini buldu! Türkiye’de 6 mağaza ile faaliyet gösteren, Avrupa’nın en büyük spor perakende zinciri Decathlon, geçtiğimiz hafta Fransa’nın Lilles şehrinde Zenith Arena’da 3500 kişinin katılımıyla 9. Decathlon İnovasyon Ödülleri’ni düzenledi. Dünyanın dört bir yanından olmak üzere Internet üzerinden ve sms’lerle gerçekleşen oylamada 2014’ün en yenilikçi sportif ürünleri seçildi: Suyun altında karadaymışsınız gibi rahatça nefes almanızı sağlayan Tribord EASYBREATHE, yelkenciler için suya batmayan ve sıcak tutan İzeber ceket ve dağcılar için her tür zorlu hava koşuluna ve darbelere karşı dayanıklı Quechua Phone 5 kazanan ürünler oldu.
Türkiye’de
İstanbul, Ankara, İzmir, Adana ve Samsun mağazalarıyla hizmet veren Decathlon mağazalarında 50 farklı spor dalında amatörden profesyonele, çocuktan yetişkine, her bütçeye uygun spor ekipmanları, tekstil ürünleri ve aksesuarlar bulunuyor. Decathlon, tutku ve eğlenceyi bir araya getirerek herkesin ulaşabileceği kullanımı kolay ve teknik özellikli sportif ürünler tasarlamaya ve üretmeye devam ediyor. Kuruluşundan bu yana Decathlon’da inovasyon, tüm markaların ve çalışanların ortak DNA’sı. 2005 yılından bu yana düzenlenen Decathlon İnovasyon Ödülleri ise her yıl şirket içinde yenilikçilik yaratıcılığa destek vermek ve sporcuların hayatını kolaylaştıracak ürünleri ödüllendirmek için düzenleniyor. Birinci: TRIBORD EASYBREATHE- Suyun altında karadaymışçasına nefes alın! Şnorkelli dalış, su altı dünyasını keşfetmek için ideal bir dalıştır. Bu spor herkes tarafından yapılabilir ancak çoğu kişi su altında şnorkelle birlikte nefes almanın zor olduğundan yakınıyor. Ağızdan nefes almak doğal nefes alma yolu değildir ve çoğu kişi şnorkelin ağız kısmını çok rahatsız ve hijyen açısından uygunsuz buluyor. Kullanıcıların bu düşüncelerinden yola çıkarak, TRIBORD, kullanıcılara Easybreathe maskesini sunuyor: karadaki gibi ağzınızdan ve burnunuzdan kolay bir şekilde nefes alabilmeniz için tasarlanmış kullanımı kolay ve yenilikçi bir maske. Bu yenilikçi maskenin geniş yapısı sayesinde 180° görüş açısına ve çift airflow sistemiyle buğulanma karşıtı camlara sahip olacaksınız. Suyun maskenin iç kısmına girmesini engellemek için Easybreathe, dalındığında maksimum koruma sağlayan bir mekanizma bulunduruyor. Ayrıca maske renkleri sayesinde görülebilirlik sağlar ve yaşanabilecek çarpışmaları engeller. Easybreathe maske sayesinde su altı dünyasının olağan üstü güzelliklerini artık herkes rahatlıkla keşfedebilecek! İkinci: TRIBORD İZeBer- Suya batmayan ceket Yelken yapan sporcuların çoğu can yeleği giymenin önemini bilmelerine rağmen kimi zaman can yeleği giymeyi önemsemiyorlar ve boğulma tehlikesiyle karşı karşıya 30
dergi.indd 30
POWERBOATS&YACHTS
kalıyorlar. Yelken yaparken güvende olmak için TRIBORD, kolsuz batmazlığı 50 Newton can yeleğine denk (Iso 12402-05), yalıtkan bir madde kullanılarak üretilmiş yeni bir yelek sunuyor. Bu batmazlığı sağlayan, içi hava ve özel küçük malzemelerle doldurulmuş hücrelerdir. Özel küçük malzemeler Izeber can yeleğine mükemmel bir esneklik ve hareket serbestliği verir. Günlük kıyafetlere benzer yapıda tasarlanan Izeber can yeleği, amatör yelkencilere maksimum teknik özellik sağlarken, sporcuları soğuktan ve rüzgardan da korur. Üçüncü:Quechua Phone 5’’, dağa dayanıklı ilk akıllı telefon Gideceğiniz her yerde iletişimde kalmak artık Quechua sayesinde mümkün! QUECHUA, mükemmel fiyat/kalite dengesiyle, dağ aktivitelerine uygun bir akıllı telefon sunarak teknolojiyi ulaşılabilir kılıyor. Aynı zamanda, doğada ihtiyacınız olan kritik özellikleri sayesinde güvenliğinizi de göz önünde bulunduruyor. (GPS, Altimetre, Barometre..) Quechua 5’’ telefon, IP54 standartlarına uygun olarak, hem laboratuvarda hem de zorlu doğa koşullarında test edilmiştir: Su sıçramaları, toz/toprak, kar ve çamur. Artık sağanak bir yağmurda ya da bir kum fırtınasında telefonunuz için endişelenmenize gerek yok ! İki malzemeli kaba sahiptir: Tutmayı kolaylaştıran ve düşme anında şokları emen yumuşak poliüretan bir kaplamayla kaplanmış dayanıklı sert plastik iç kısım . Quechua Telefonun, doğa yürüyüşlerinizde GPS’in aktif olduğu durumda 2 günlük uzun süreli pil ömrü sağlayacak şekilde tasarlanmıştır. Son olarak 5 inçlik ekranıyla özellikle haritaları rahat bir şekilde incelemenizi ve okumanızı sağlar. Görüş açısı ve aydınlatması, ortam ışığı nasıl olursa olsun ideal okunabilirlik sağlar. Quechua 5’’ Telefon, tüm çevrimiçi doğa yürüyüşçülerinin bir numaralı eşlikçisi olacak! Decathlon CEO’su Yves Claude:
“Decathlon’da, 50,000 kişi ortak bir amacı benimsemektedir: “Sporu, sporun faydalarını ve zevkini herkese ulaşabilir kılmak”. Bulunduğumuz her ülkede, aynı güçlü ve tek şirket anlayışını paylaşıyoruz – canlılık, samimiyet, sorumluluk ve cömertlik. Her gün, Tutku markası takımlarımız, başlangıç seviyesinden uzmanlara kadar her seviyedeki kişilere yönelik teknik, güzel görünümlü ve basit ürünler tasarlamaktadır. Decathlon’da inovasyon projelerimizin kalbidir. Bu stratejinin 2 temel hedefi vardır: - “Akıllı yaratıcılık” çünkü ürünlerimizi kullananlar için sporu kolaylaştırmak istiyoruz. Araştırma & Geliştirme merkezlerinde ve laboratuarlarımızda insanları spor yaparken inceliyor ve onların deneyimlerini dinliyoruz. Mağazalarda müşterilerimizin ihtiyaçlarını dinleyen Satış asistanlarımız, ürün müdürlerimiz, tasarımcı ya da mühendislerimiz ürünlerin geleceğini oluşturuyorlar. Decathlon olarak amacımız daha kullanışlı, rahat ve kullanıcı için güvenli ürünler geliştirmek. 2 saniyede açılan kamp çadırı bunun en güzel örneği. Quechua’nın tasarım takımı her doğa yürüyüşü yapan kişinin hayalini ‘hızlı, basit bir ani fırlatma sistemi’ yaratarak doğa sporlarında devrim yarattılar. Ve seneler geçmesine rağmen bu devrim hala devam etmekte. - Aynı zamanda her ürün kategorisinde, sadece pahalı ve “sofistike” ürünler için değil herkesin yararına olabilecek ürünlerde yenilik yapmak istiyoruz. Hedefimiz, fiyatlarımız olabildiğince düşük tutup, dünya çapında tüm kullanıcı ve müşterilere inovasyonlarımızı ulaştırmak. Decathlon İnovasyon Ödülleri’nde tüm bu birikimlerimizi paylaşıyoruz. Her sene, bu etkinlik çalışanların inovasyon ruhunun tecrübe etmeleri için harika bir fırsat oluyor. Bu sayede Decathlon mağazalarında ve internet sayfasında yakında satılacak olan akıllı ürünleri keşfedebiliyorlar. Decathlon’da inovasyon, her çalışanın her gün aklında olan ve uygulamaya döktükleri bir alandır. Şirketin DNA’sıdır: Sporu, sporun faydalarını ve zevklerini herkese ulaşabilir kılmak.”
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:46
ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 31
31
7.02.2014 00:46
NEWS
Milli yelkenci Deniz Dağdelen’den Büyük Başarı “Laser
Radial” Olimpiyat sınıfına seçilen Göztepe Yelken Kulübü sporcusu Deniz Dağdelen, Umman’da düzenlenen Dünya Gençler Laser Radial Şampiyonası’nda kızlarda derece yaparak önemli bir başarıya imza attı. Uluslararası yarışlara hazırlanmaya başladığı 2008 yılından bu yana birçok ulusal ve uluslararası başarı kazanan genç yelkenci Deniz Dağdelen, geçtiğimiz günlerde Umman’da düzenlenen Dünya Gençler Laser Radial Şampiyonası’nda ülkemizi temsil ederek önemli bir derece
elde etti. Deniz Dağdelen, Uluslararası Laser Radial sınıfında ilk kez yarıştı ve dünyadaki güçlü rakiplerini geride bırakarak 16. sıraya yerleşti. 4.7 Laser Türkiye Şampiyonu Dağdelen, Laser Radial olarak adlandırılan olimpiyat sınıfına seçilmesi ile yelken dalında ülkemizi olimpiyatlarda temsil etmeye aday sporcular arasında yer aldı. Özel TAKEV Lisesi 12. Sınıf öğrencisi Deniz Dağdelen, bir yandan üniversite sınavlarına hazırlandığını, bir yandan da gönül verdiği yelken sporunda yoğun çalışma temposunu sürdürdüğünü
belirterek, “TAKEV okul yönetimi ve öğretmenlerimin desteği benim için çok önemli. Üniversitede iyi bir yer kazanmak istiyorum, yelken çalışmalarım yoğun bir şekilde sürerken sınavlara hazırlanıyorum” dedi. En büyük idealinin olimpiyatlarda ülkemizi başarıyla temsil etmek ve birincilik madalyasını kazanmak olduğunu vurgulayan Dağdelen, Göztepe Yelken Kulübü çatısı altında bulunmaktan duyduğu mutluluğu dile getirerek, “Göztepe beni olimpiyata en iyi şekilde hazırlayacak” şeklinde konuştu.
HUSH PUPPIES’TEN AYAKKABI MODASINA MAVİ GEÇİT Gardıroplarında mevsimlik kıyafetlerine yer açanlar için yepyeni ayakkabılar Hush Puppies’ten geliyor. Bu sezon mavi tonlarıyla öne çıkan Hush Puppies, hem kadın hem de erkek ayakkabılarında rahatlığı ve şıklığı ön plana çıkarıyor. Hush Puppies’in kadın ve erkek koleksiyonunda yer alan özgün modeller bu sezon dikkatleri üzerine topluyor. Kadınlar için tasarlanan mavi tabanlı, krem tonlarındaki ayakkabılar sezonun öne çıkan modelleri arasında yer alıyor. Üzerindeki zincir ile hareketlendirilen ayakkabılar kadınların şıklığına şıklık katıyor. İster düz, ister topuklu olarak tercih edilen modeller rahatlığıyla da dikkat çekiyor. Erkeklerin klasik-spor dünyasını yansıtacak lacivert ayakkabılar da tabanlarındaki renklerle farkını ortaya koyuyor. Özellikle de günlük kıyafetlerin tamamlayıcısı olan ayakkabılar sezonun renkli dünyasına hızlı giriş yapıyor. Yeni sezon alışverişlerini tamamlamadan önce mutlaka Hush Puppies’in koleksiyonlarına göz atın. 32
dergi.indd 32
POWERBOATS&YACHTS
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:46
ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 33
33
7.02.2014 00:46
NEWS
“Le Fumoir” Gençlere de Göz Kırpıyor Çırağan
Palace Kempinski, gözde mekanı “Le Fumoir”da basılı menüleri interaktif iPad/tablet menülerle değiştirerek dijital çağa ayak uydururken kağıt israfınının da önüne geçerek çevreyi korumaya katkıda bulunuyor. 2014 Ocak’ta başlayan yeni uygulama ile sürekli değişen menü kalemleri, yığınlarca kağıt menünün tekrar tekrar basılmasına gerek kalmadan, merkezi yönetim sistemi ile anlık olarak eş zamanlı güncellenebiliyor. Uzak Doğu’nun çarpıcı çizgilerini taşıyan dekorasyonu ve Boğaz’a nazır eşsiz manzarası ile Le Fumoir, İstanbulluların gönlünde çoktan yer etti.
Misafirler, yeni yılda dokunmatik ekranlı tablet bilgisayarlarla bir yandan Boğaz’ın keyfini çıkarırken bir yandan bir “tık”la menüyü dolaşarak ürünler hakkında detaylıca bilgi edinebiliyor. Derin yağda kızartılmış çıtır çıtır İskenderun karidesi veya mısır gevreği ile panelenmiş tavuk parçacıkları gibi karşı koyması zor yiyecekleri keşfetmek ise çarpıcı görseller sayesinde menünün içinde kaybolmadan mümkün olacak. Küçük dokunuşlarla kağıt harcanmasının önüne geçen Le Fumoir, sürdürülebilir bir çevre ve dijital çağın, özellikle gençlerin yaşam tarzlarına cevap verebilmek için geliştirdiği
Ipad menüsü ile misafirlerine, otelin efsanevi Pazar brunchlarından yenilenen menülerine, kokteyl yapımı videolarına yiyecek ve içeceğe dair pek çok güncel haber sunacak. Yanı sıra, misafirler, Le Fumoir’in hemen yanı başındaki Çırağan Sarayı’nın görkemli tarihini de içeceklerini yudumlarken ya da en iyi tütün markasıyla hazırlanmış nargilelerini tüttürürken okuma fırsatı bulacaklar. Le Fumoir, Çırağan Palace Kempinski’ye özel sunumlarıyla her gün 17:00 - 1:00 arası misafirlerini ağırlıyor. www.kempinski.com
ZECKIE “HER BOYUTTA AŞKI” İLHAM ALDIĞI YENİ KOLEKSİYONUNU BEĞENİNİZE SUNUYOR. Zeckie, aşkın her boyutta ve her zamandaki halinden ilham alarak “HER BOYUTTA AŞK” adında, 5 temadan oluşan bir koleksiyon tasarladı. Hayatın anlamını aşkı ararkan gözünün önündeki aşkı Iskalayanlar için “Hayatın Anlamı AŞK” temalı üzerinde AŞK yazılı ucunda pırlanta taşlı yüzükleri kendini mutlu etmek isteyen bekarlara ithaf ediyor. Romantik aşıksanız, sizin için birlikte çimlere uzanıp yıldızları seyretmek paha biçilemez ise bu koleksiyonun “Gökyüzüne Bakış” temalı bohem tarza uygun 3 adet labradorit taşlı kolye tam sevgilinize göre. Çocuksu ama bir o kadar şehirli, yaşayan gezmeyi, 34
dergi.indd 34
POWERBOATS&YACHTS
eğlenmeyi sevenler aşıklar için “Salıncakta Aşk” temasıyla hazırlanan son trendlere uygun pırlantalı yüzük. Sizin için her şeyi yapmaya, heryere gitmeye, her durumda yanınızda olmaya hazır deli divane aşıklar için “Aşkta Fedakarlık” temasıyla hazırlanan küpeler sizi bekliyor. Her nerede ne yapıyor olursanız olur, o nerede olursa olsun hep sizin yanınıza gelecek, sizinle birlikte olmak için herşeyi yapacak aşıklar. Gözü pek aşıklar için “Denizleri Aşıp Gelen Aşık” temasıyla hazırlanan özel taşlı yüzük alternatiflerine mutlaka göz atın. http://shop.zeckie.com/
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:46
ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 35
35
7.02.2014 00:46
ADVERTORIAL
WEST MARINE
West Marine Genel Müdürü İlkim Sancaktaroğlu ile Türkiye’de denizcilik sektörünün büyümesini ve West Marine’in 2014 yılına dair plan ve projelerini içeren keyifli bir sohbet yaptık. Kimdir İlkim Sancaktaroğlu? Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği Fakültesi’nden mezun oldum. İşte hayatıma dergi yayıncılığı ile başladım. Daha sonra Otokar’la profesyonel yaşamıma adım attım. Hep otomotiv sektöründe oldum. Farklı markalarda 27 sene çalıştım. Son olarak Nissan’da Satış, Pazarlama ve Satış Sonrası Hizmetlerden Sorumlu Genel Müdür Vekili olarak görev yapıyordum. Şubat ayında otomotivden farklı şeyler yapmak için ayrıldım. Haziran başında West Marine 36
dergi.indd 36
POWERBOATS&YACHTS
Türkiye Genel Müdürü olarak göreve başladım. Denizcilik sektörünün hızlı sezonu ile bu zevkli sektöre adım attım. Ekip olarak oldukça yoğun çalışarak cirolarımızı planlarımız doğrultusunda arttırmayı başardık. Biz sizi uzun yıllar otomotiv sektörüne olan ilginiz ve bu konudaki başarılarınız ile tanıdık. Şimdi ise denizcilik sektörüne geçiş yaptınız. Nedir sizi bu sektöre yakınlaştıran? Denizle aranız nasıl? Sektör gelişmeye çok açık, ülkemizdeki tekne pazarı hala çok dar, ancak büyüme
yolunda önemli girişimler de var. Büyüme potansiyelinin olması beni cezbetti. Ayrıca denizi seven bir kişiyim. Tabii ki işe sadece denizcilik olarak bakmıyorum. Denizi, su sporlarını, hayat stilini seven ve yaşayan bir müşteri kitlemiz var. Bu nedenle sunacağımız ürün seçeneklerinin de genişleme imkanı oldukça yüksek. Türk insanı tekne ve denizcilik ile ilgili nasıl bir profil çiziyor sizce? Kısacası Türkiye’de denizciliği nasıl değerlendiriyorsunuz?
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 16:43
Ürün gamımızı her geçen gün geliştiriyoruz. Dünyaca ünlü 3 giyim markası ile görüşmelerimiz sürüyor. Ayrıca su sporları ve teknik malzemelerle ilgili yeni markaları da bünyemize katmak için çalışmalar yürütüyoruz.
Türkiye’de her geçen gün denizcilik sektörüne olan ilginin artığını söyleyebiliriz. Sektörün büyümesi için bu alanda yapılan yatırımların da artması gerekiyor. İşim gereği sık sık sektör temsilcileri, kaptanlar, üreticilerle görüşme imkanım oluyor. Bu sohbetlerde ortaya çıkan genel tablo marina kapasitesi arttıkça, artan gelir seviyesi ile birlikte tekne alımının da buna paralel olarak artacağı yönünde. Dolayısıyla Türkiye’de marina kapasitesi arttıkça tekne alma ihtimali de artacak. Türk insanın denizcilikle ilişkisi çok fazla olmasa da bu alanda yapılan yatırımların sektörü büyüteceği inancını taşımaktayım. Müşteri profilimize baktığımızda bizim müşterilerimizin büyük bölümünü yat sahipleri, kaptanlar, ustalar ve amatör denizciler başta olmak üzere denizciliğe meraklı olanlar oluşturuyor. Ancak müşteri portföyümüz bununla sınırlı değil. Yağmurluk, spor giyim, bisiklet gibi pek çok ürüne de mağazalarımızda yer verdiğimiz için geniş bir müşteri portföyüne sahibiz. Westmarine dünyadaki en büyük denizcilik marketlerinden biri olarak 2014 yılı için ne gibi yenilikler planlıyor? Yeni projeler var mı? Orta ve uzun vadeli planlarımızın arasında ağırlıkla marinaların olduğu hemen hemen her
yerde mağazalarımız ve bayilerimiz aracılığıyla tüketicilerle buluşmak var. 2013 yılında ilk kez Ayvalık’ta bayilik verdik. Bundan sonraki adımlarımızda da kendi mağazalarımızın yanı sıra bayiliklerle de satış ağımızı genişletmeyi amaçlıyoruz. İzmir, Antalya ve Mersin’in de aralarında olduğu birçok yerde fizibilite çalışmaları yürütüyoruz. 2014 yılında West Marine Türkiye olarak kendi mağazalarımızı açabileceğimiz gibi bayilik de verebiliriz. Kurumsal satışlarımız şu anda toplam satışlarımızın yaklaşık % 20’sini oluşturuyor. Bu oranı daha yukarılara da çıkarmayı hedefliyoruz. Ürün gamımızı her geçen gün geliştiriyoruz. Dünyaca ünlü 3 giyim markası ile görüşmelerimiz sürüyor. Ayrıca su sporları ve teknik malzemelerle ilgili yeni markaları da bünyemize katmak için çalışmalar yürütüyoruz. Son olarak SEAJET markasının Türkiye’ye Türkiye distribütörlüğünü aldık. SEAJET, 1990’lı yılların sonlarında Hollanda’da üretildi. İçeriğinde, kendini yenileyen (self-polishing) zehirli boya, son kat, astar, vernik ve tiner bulunan geniş bir ürün gamıyla piyasaya çıkan bir ürün. SEAJET ürünleri piyasaya çıktığı ilk andan itibaren büyük bir beğeni topladı. Şuanda yatçılığın yaygın olduğu birçok Avrupa ülkesinde önemli bir piyasa payına
sahibiz. Ürünün bağımsız test ve karşılaştırma raporlarından yüzünün akıyla çıkmış olması, nihai kullanıcılar arasındaki bilinirliğine de olumlu etki yapmış durumda. East Marine Sigortacılık adlı bir şirketimiz var ve bu şirketimiz Alianz’ın acentalığını yapıyor. Tekne sigortasının yanı sıra diğer acentalar gibi DASK, sağlık gibi diğer sigortaları da müşterilerimize tek elden sunuyoruz. Web sitemizi daha kullanıcı dostu yapmak için yeniliyoruz. 1 Şubat’ta yenilenmiş web sitemizi kullanıcılarımızla buluşturacağız. Şubat ayı içerisinde gerçekleşecek olan CNR Boat Show için West Marine olarak ne gibi hazırlıklar yapıyorsunuz? West Marine Türkiye olarak bu yıl CNR Avrasya Boat Show’daki 220 m2’lik standında denizcilik alanındaki lider ürünlerini fuar ziyaretçileriyle buluşturacağız. West Marine Türkiye, fuarda başta tekstil grubundaki yeni ürünler olmak üzere, solar panelden kanoya, şişme bottan can yeleğine, yerli ve yabancı denizcilik kitaplarından elektrikli aletler, imalat ve bakım malzemelerine kadar akla gelebilecek tüm ürünleri deniz tutkunlarıyla ve profesyonelleriyle buluşturacak. Fuardaki stantta ayrıca su sporları için de çok keyifli bir bölüm yer alacak. ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 37
37
7.02.2014 00:46
ADVERTORIAL
satın almanın şimdi tam zamanı!
BMW Motorrad’ın markaya giriş modeli olan F 700 GS, su soğutmalı 798 cc hacimli paralel çift silindirli motora sahip. ABS, ESA (Elektronik Süspansiyon Ayarı) ve ASC (Otomatik Denge Kontrol) donanımları kendinizi daha güvende hissettirecek.
BMW
Motosiklet Marka Müdürü Başarı Erbaş, F 700 GS’ in markaya giriş modeli olduğu için fiyatlamasının çok önemli olduğunu ve tüketicilerin daha avantajlı bir fiyat ile bu motosikleti almalarını çok arzu ettiklerini söyledi. Başarı Erbaş ayrıca BMW Motorrad ile yapılan uzun görüşmelerin 38
dergi.indd 38
POWERBOATS&YACHTS
sonunda netice verdiğini, tüketiciye 1.600 € kadar bir kazanç sağladığını belirtti. 2014 yılı başından itibaren F 700 GS’in üstün donanım özelliklerine rekabetçi fiyatlandırılması ve Borusan Otomotiv Premium Finance tarafından sağlanan, uygun ödeme seçenekleri ile daha cazip hale getirildiğini de sözlerine ekledi.
2013 yılında yenilen F 700 GS, sağlam şasisi ve kompakt yapısı ile gerçek bir enduro motosiklettir ve her detayı GS duygusunu hissettirir. Su soğutmalı 798 cc hacimli paralel iki silindirli motoru ile istenildiği anda gücünü, ister şehirde, ister şehir dışında ya da arazide sürüşlerinde aktarabilir. Daha kısa
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:46
2013 yılında yenilen F 700 GS, sağlam şasisi ve kompakt yapısı ile gerçek bir enduro motosiklettir ve her detayı GS duygusunu hissettirir.
aktarma oranı sayesinde zincirli tahrikin 55kW (75bg) gücü asfalt üzerine daha hızlı iletir ve böylece gaz kolunun her hareketi ayrı bir heyecana neden olur. Her zeminde güvenebileceğiniz güçlü çift ön disk frenler ile güçlendirilmiştir. F 700 GS, etkin güvenlik için son teknoloji ile hazırlanmış ABS fren sistemi standart olarak sunulur. Önde 170 mm hareket mesafesine sahip teleskopik çatal, arkada 170 mm hareket mesafesine sahip
merkezi amortisör her sürüşten keyif alınmasına neden olur. Amortisör ön gerilimlerini ve yay gerilimini zemine ve yüke göre ayarlanabildiği ESA (Elektronik Süspansiyon Ayarı) ve ASC Otomatik Denge Kontrolü ile sürüş keyfiniz en üst seviyeye taşıması hedeflenir. Ayrıca 765 mm ile 835 mm arasında değişen sele yüksekliği ile her sürücünün sağlam yere basmasını sağlar. Borusan Otomotiv Premium Finance
ayrıcalığı ile artık F 700 GS’ye ulaşmak çok daha kolay. Hayallerinizi süsleyen bu motosiklet için Premium Finance,48 aya kadar çok cazip ödeme koşulları sunuyor. Size özel oluşturulacak farklı ödeme seçeneklerini göz atmak için internet sitesi üzerinden kredi seçeneklerini oluşturup online başvuruda bulunabilir ya da Borusan Otomotiv Yetkili Satıcısını arayarak Premium Finance Danışmanınız ile görüşebilirsiniz. ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 39
39
7.02.2014 00:46
ADVERTORIAL
Pro-Ject yeni Elemental serisi pikapları
hem uygun fiyatı
hem de performansı ile harika!
Sektörde
bulunan ucuz plastik pikapların karşısına yüksek kalitesi ve uygun fiyatı ile bir alternatif koymaya karar veren Pro-Ject, yeni Elemental serisi ile en iyi performansı en uygun fiyata sunuyor! Ortofon iğnesi, kolay kullanımı, plak kaydı için USB çıkışlı analog/dijital çeviricisi, ister bilgisayar ister Hi-Fi sisteme bağlanabilme özelliği, motor vibrasyonuna istenmeyen gürültülere mahal vermeyen sağlam gövdesi ile analog keyfine başlamak isteyen müzikseverler için üretildi! Pro-Ject Elemental pikaplar şimdi 285 €’dan başlayan fiyatlarla Extreme Audio’da sizi bekliyor. 40
dergi.indd 40
POWERBOATS&YACHTS
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:47
Günümüz
teknolojisini bir adım önde takip eden ve çağdaşlarına liderlik yapan Wadia, yeni cihazı Wadia 321 ile dijital dünyadaki bayrak yarışında yine en önde yer alıyor. Gösterişli endüstriyel tasarımı ile göze çarpan Wadia 321’in iki adet optik, iki adet koaksiyel ve bir adet USB dijital girişi bulunuyor. Odyofillerin beklentilerini optimum seviyede karşılayan Wadia 321, kaynaklardan ulaşan müziği 192kHz/24 bit çözünürlükle en hassas şekilde yapılandırıyor. Wadia 321; camdan üretilmiş üst paneli, alüminyum dökümden oluşan gövdesi, fiber optik ışık difizör panelli şasesiyle estetik güzelliğini ön plana çıkarırken; kullanım kolaylığı ve ses kalitesi ile 2014 yılında odyofillerin en çok tercih edeceği cihazların başında yer alıyor.
Wadia 321’e aşık olacaksınız
Meridian Director ile yeni bir nefes İngiltere
’de diğer tüm Meridian ürünleri ile aynı standartta üretilen, herhangi bir dijital kaynaktan alınabilecek en iyi sesi vermesi üzerine tasarlanan, yüksek kalitede bir dijital analog dönüştürücü olan Meridian Director; hi-fi sistemlerinizde dinlediginiz dijital müziklere yeni bir nefes getirecek. Dijital çıkışa sahip ağ oynatıcılar ve müzik server’lar için, ideal bir eklenti olacak şekilde biçimlendirilen Director; ses ürünleri ve sistemlerine en yüksek performansı yaşatacak şekilde tasarlandı. Teknolojisinde ise, ödüllü Reference 800 serisinin bileşenlerinden faydalanıldı. Tamamıyla metal, eliptik bir kasaya sahip olan Director, bir Meridian ürünü olduğunu hemen belli ediyor; herhangi bir hi-fi sisteme kendine ait ses kontrolü ve kurulumunundaki uygunluğu ile kolayca bağlanabiliyor. Mümkün olan en düşük distorsiyon ve modülasyon gürültüsü ile en yüksek kalitede sesi dönüştüren cihaz, her
Meridian gibi el yapımı bir işçilikle üretiliyor. Meridian Upsampling ve Meridian Çözünürlük Geliştirme Teknolojileri’ne sahip olan cihaz, 24-bit/192kHz örnekleme hızına sahip… Tescilli “Apodising” filtrelemesi ile çok daha saf bir ses sunan Director, aynı zamanda da özellikle erken dönem dijital kayıtların bazı kayıt hatalarını temizleyebiliyor. Standart 16–24 bit, 44.1/48kHz örnekleme hızındaki sinyalleri otomatik olarak 24- bit 88.2/96kHz’e dönüştürüyor. 44.1 kHz ve 48 kHz dahil olmak üzere hassas referans osilatorleri ile örnekleme hızlarını ayırıp, oluşabilecek jitteri minimize ediyor. İnanılmaz düşüklükteki modülasyon gürültüsü ve distorsiyonu, odyofil seviyesindeki kapasitörleri, altın kaplama phono soketleri ile en kaliteli bileşenlerden oluşan cihaz; Macintosh bilgisayarlarla doğrudan tak-çalıştır biçiminde iletişime geçiyor. Meridian’ın yenilikçi mühendisliğiyle son teknolojiyi kullanarak ürettiği Director, müzik aşkınızdan keyif almanız için tasarlandı!
www.extreme-audio.com ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 41
41
7.02.2014 00:47
ADVERTORIAL
Maurice Lacroix
Maurice Lacroix; 28 Eylül 2013’te Monaco prensliği tarafından Hotel Hermitage’da bu yıl 5’incisi düzenlenen, Duchenne Masküler Distrofisi araştırmalarına yardım amaçlı hayır müzayedesi olan “Salle Belle Epoque” etkinliğinde, türünün tek örneği efsanevi “Masterpiece Seconde Mystérieuse”’in özel olarak bu etkinlik için üretilmiş ayrıcalıklı “Only Watch” modelini sizlerin beğenisine sunmaktadır.
Dünyanın
ilk hayır için düzenlenen saat müzayedesi olarak tanınan bu etkinlikte, “Only Watch” tecrübeli müzayedeciler tarafından yönetilecektir. Bu devrimsel model sayesinde Maurice Lacroix üretimini bir adım daha ileri taşıyarak zaman yolculuğunu ifade etmenin yeni ve orijinal yollarını ararken yeni bir kriter daha oluşturmuştur. Markanın bu konudaki kendine güveni, bu dehşet verici hastalığı ortadan kaldırma amaçlı verilen savaşta devrimsel yeni yollar bulunmasında ekstra ilham sağlayacaktır. Büyüleyici, olağanüstü ve her parçası adından
42
dergi.indd 42
POWERBOATS&YACHTS
da anlaşılacağı üzere, gizemli olan Masterpiece Seconde Mysterieuse kasasında devrimci “ADLC” (Elmas Benzeri Amorf Karbon) materyaliyle işli makine köprüleri, makine ana levhası, şeffaf (iskelet) kadran, tepe ve toka sunmaktadır. Elmasın en değerli özellikleri olan düşük sürtünme katsayısı, yüksek kimyasal inertlik ve biyo-uyumluluğuna sahip olan bu üstün hidrojen ve karbon karışımı atomlar, hemen hemen her yüzeyde kullanılır. Üretim süreci doğal ve sentetik elmas üretiminde kullanılan hızlandırılmış nano ölçekli reprodüksiyonun kombine isi ve basıncı gibi bir takım işlemler gerektirir. Ayrıca, amorf kaplama
yapısı sayesinde kırılganlığı önlenmiş olur. Bu durum temel şeklini koruyarak gerçek bir elmas kadar sert ve ayni zamanda uçaklar kadar esnek olmasını sağlar. Bu sıra dışı malzeme çok çeşitli yerlerde kullanılır. Bunlardan bazıları otomotiv endüstrisi ve tıbbi alanlardır. Bu gerçekten benzersiz modelde kullanımı, olaya güçlü ve yüksek teknolojili bir aura katıyor. Abartılı olmadan, tam anlamıyla gizemli görsel efekti mükemmel bir şekilde sunuyor. Kendine özgü tasarım detaylarının ilkeleri, kesinlikle zarif bir yaklaşım iletmek için bir araya getirilmiş olan bu kibar ve akıl almaz
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:47
yenilikçi sıra dışı modelin adının yaşamasını sağlıyor. Masterpiece Seconde Mystérieuse` in akrep ve yelkovanı siyah altın tonu renge sahiptir. Bunun beraberinde “Gizemli saniye diski” siyahtır ve göstergelerinde açık gri ve siyah kullanılmıştır. Ortada konuçlandırılmamış saat ve dakika kadranı kabartmalıdır ve rakamlar kullanılmamıştır. Çerçeve ve kadran dâhil olmak üzere tüm elementler, kum püskürtme yöntemiyle işlenmiştir. Rotorun otomatik sarma sisteminde Calibre ML215 kullanılmıştır ve safir kasasının alt kısmı ADCL ile işlenmiştir. Rotorun üzerinde ise “Only Watch 2013 - Piece Unique 1/1” ibaresi kazınmıştır. Bu sanat eserinin arkasındaki en büyük güç Calibre ML 215 isimli makinedir. % 100 Maurice Lacroix tarafından üretilmiş on ikinci makine olan Calibre ML 215, her 15 saniyede bir yataydan dikey eksene değişerek saniyenin okunmasını benzersiz ve özel kılar. Bu yenilikçi hareketin doğumunu ölümsüzleştirmek adına Maurice Lacroix doğal olarak bu saatin üretiminin ve montajının hakkının verilerek yapılmasını arzulamıştır. Sonuç olarak, mükemmel bir dengeye sahip, çarpıcı yapısıyla 43 mm’lik bir kasa ve şeffaf (iskelet) kadranın ortaya çıkardığı karmaşık bir makine ile dengeli akrep ile yelkovan doğmuştur. Bu muhteşem yapıt Masterpiece Seconde Mysterieuse ile birçok prestijli tasarım ödüllerinin sahibi olan Maurice Lacroix tasarım derinliğinin bilgi birikimini gösteriyor. Bu ürün marka tarafından ve onun izlediği temel ilkeleri etkili güçlü bir biçimde göstermektedir ve bu akımın dahi yöneticisi Michel Vermot tarafından açık bir şekilde belirtilmiştir ki: “Saatin asıl amacı evrim geçirmiştir.” İlk olarak ve en önemlisi duyguları uyandırmalı: “Bu saati harika bir hediye olmasını sağlayan ise modelin bu sinsi hastalığa karşı verilen kolektif ve kişisel mücadeleye adanmış olmasıdır.” Bu büyüleyici model sihirli bir görsele sahiptir. Markanın Genel Müdürü Marc Gläser bunu şu ifadelerle çağrıştırıyor: “Zaman ekranı büyülüdür. Ve Masterpiece Seconde Mysterieuse’in dönen akrep ile yelkovanı bize bir büyücünün salladığı sihirli değneğini anımsatıyor. Fakat ne yazık ki bizim bu berbat hastalığın üstesinden gelmemiz için
sallayabileceğimiz bir sihirli değneğimiz yok. Bu değerli nedeni desteklemek adına yapabileceğimizin en iyisini yapabildiğimiz için gururluyuz.” 6 Eylül 2013’ten itibaren, Erkek ve Kadınlar için tasarlanmış saat koleksiyonlarının bulunduğu uluslararası bir sergi olan “Only Watch” dünya turuna çıkacaktır. Ve durakları arasında Singapur, Hong Kong, Şanghay, Pekin, New York ve Cenevre olmak üzere dünyayı dolaşacak ve sonuncu olarak 25-28Eylül 2013 tarihleri arasında Monako’da yapılacak olan yat gösterisindeki bir sunum ile sonlandırılacaktır. Burada Maurice Lacroix’ in görevi mekanik duyguları icat etmek ve zaman aksini göstermenin yeni yollarını keşfetmek oldu. Bunu yapmak için marka; 30 yılı aşkın bir süredir saat endüstrisinde deneyime sahip güçlü iki yaratıcı uzmana dayanıyor: Deneyimli, üstün bir estetik zevk sahibi Sandro Reginelli, ve çılgın yaratıcı bir zekayla saat mühendisliğinde dünya çapında bir referans olan Michel Vermot. Onların etkileyici ve birbirini tamamlayan becerileri; Maurice Lacroix’nin yenilikçi teknik çözümler ile birlikte benzersiz tasarım tasarılarına sahip olmasını sağlar. Her iki yılda bir Monako Yacht Show sırasında düzenlenen dünyanın önde gelen hayırseverlik müzayedelerinden biri olan Only Watch’un 2013 organizasyonu için, dünyanın önde gelen 33 saat üreticisi, özel olarak tasarladıkları benzersiz saatleri bu özel etkinlik için bağışlayacaklar. Satışlardan elde edilecek gelirler Kas Distrofisine karşı Monaco derneğine bağışlanacak. “Only Watch” un organizatörü, Antiquorum müzayedecileri ve Monako yat gösterisi, Duchenne Kas Erimesine Yönelik Araştırmalar’a finansal olarak yardımcı olmak için bir araya gelecekler. Bu dejeneratif nöromüsküler hastalık, her 3500 erkek çocuktan birini etkiliyor; bu nedenle tüm dünyada 250.000 çocuk, genç ve genç yetişkin bu hastalıktan etkilenmiş durumda. Köprüler ve elmas cilalı kenarları ve oyulmuş ML logosuna sahiptir. ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 43
43
7.02.2014 00:47
COVER STORY
Bir Türk üreticisinin başarı hikayesi…
AG Marine’in dünden bu güne kuruluşu ve 17 senelik yolcuğunu sizlerle paylaşıyoruz.
AG Marine
, Alpay Günaydın tarafından 1997 yılından günümüze kadar başarı ile taşınan marka olmayı başarmıştır. 17 senelik bu macera ilk olarak Alpay Günaydın’ın Amerika’dan getirmiş olduğu kendi surat teknesinin tamiratını yaptırırken başlıyor. Modelcilikten gelen üretim merakı ve ileri teknolojiyi takip etme
tutkusunu birleştirip ilk teknesinin kalıp çalışmasını tamamlıyor ve 2 adet tekne üretip ilk fuarına katılıyor. Fuarda karşılaştığı yoğun ilgi ile 6 adet sipariş alıyor, 1999 ve 2000 senelerinde İstanbul Offshore Kulübü tarafından organize edilen tüm Dünya Şampiyonaları yarışlarında AG Marine tekneleri görev alıyor ve Türkiye Class 3 Şampiyonasını da AG Marine takımları domine ediyor.
44
dergi.indd 44
POWERBOATS&YACHTS
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:47
AG Marine, günümüz teknolojisini klasik teknecilik ile birleştirerek sizlere muhteşem tekneleri hazırlıyor.
ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 45
45
7.02.2014 00:47
COVER STORY
Alpay Günaydın: “O senelerde 7 metre ile 9 metre arasında katamaran tipi sürat tekneleri üretiyordum ve arkadaşlarımız hafta sonu gezdikleri tekneleri ile bazı hafta sonları da yarışabiliyorlardı. İlerleyen senelerde şampiyonanın gelişmesi ve kuralların değişmesi ile üretim teknolojimizi ve kullandığımız malzemeleri de değiştirerek tamamen yarış tekneleri üretimine geçtim” Uğur Işık başkanlığında kurulan İstanbul Offshore Kulübü kurucu üyelerinden olan Alpay Günaydın aynı zamanda Class 1 Dünya Şampiyonası’nda yarışan tek Türk ekibi olan Işıklar Offshore Racing Team yedek pilotluğunu ve 46
dergi.indd 46
POWERBOATS&YACHTS
takım menejerliğini yapmıştır. Tabii ki bu tecrübeleri onun tekne üretimine oldukça olumlu yansımıştır. Yurt dışında katılmış oldukları yarışlarda gördükleri yenilikleri kendi teknelerine hemen uygulama başarısını gösteren Günaydın, sürat tekneleri dünyasında isminden söz ettirmeyi başarmıştır. Yurt dışı ilişkilerinden yararlanarak yurt dışı satışlarına başlayan AG Marine 20032005 yılları arasında başta Kuveyt, Dubai, İsrail ve Bulgaristan gibi ülkelere tekne üretmiş ve satmıştır. Tüm bu gelişmelerin yanı sıra 2002 senesinde kurulmuş olan Numarine ile yakın ilişkilerinden dolayı Alpay
Günaydın bir süre sonra AG Marine’in kendi üretimine biraz ara vermiş ve Numarine’in GRP üretiminin başına geçmiştir. “Numarine ile hala süre gelen ortak çalışmalarımıza devam ediyoruz” diyor Alpay Günaydın. “2006 yılından beri bu fabrikadayım ve ne zaman nerede ne tarz tekne üretimi yaparsak yapalım, Numarine ortaklığı her zaman devam edecektir, Numarine AG Marine için çok önemlidir” diye ekliyor. GRP üretimin iyice yerleşmesi ve elemanların yetişmesi Alpay Günaydın’a kendini yeni konularda geliştirmesi ve üretim dalları ile sınaması için bir fırsat vermiştir. “Modelcilik ile yakından
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 16:45
ilgilendim ve ahşap her zaman büyük ilgi alanım olmuştu” diyor Günaydın. Ahşap tekne üretim macerası da benzer bir olay ile başlıyor, Numarine işlerinden arta kalan zaman ve ekip ile kendisine çocukluğundan beri sahip olmak istediği klasik sürat teknesinin üretimine başlıyor. “Bir arkadaşımız ile Como Gölü
kıyısında yemek yerken gördüğüm klasik bir tekne ile başladı tüm proje kafamda, Türkiye’ye döndüm, ekibi topladım ve ilk tekneyi kendime ürettim” diyor Alpay Günaydın. Teknesine Pufiş ismini veriyor ve tekne 3 ay geçmeden bir Hollandalı tarafından satın alınıyor. AG Marine apar topar üretilen 2 yeni model ile yine İstanbul Boat Show’a katılıyor. Katıldığı
2 teknenin bir tanesi hemen satılıyor. İkinci teknenin hikayesi ise çok farklı. Yabancı bir yatırımcı Boat Show sırasında tekneleri çok beğeniyor, hazırlanmış olan bir iş plan üzerinden bir anda ortaya yabancı ortaklı bir Fransız markası üretimi olarak doğuyor “Ventus” modeli. Hazır bulunan tekne (Ventus 26) gerekli değişikler yapılarak hemen St. Tropez’ye
“
Ahşap tekne üretim macerası da benzer bir olay ile başlıyor, Numarine işlerinden arta kalan zaman ve ekip ile kendisine çocukluğundan beri sahip olmak istediği klasik sürat teknesinin üretimine başlıyor.
ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 47
47
7.02.2014 16:45
COVER STORY
Gelecek için planlarını şu şekilde açıklıyor Alpay Günaydın “Seri imalat yapmak istemiyorum, senede maksimum 10 tekne üretmek ve Avrupa pazarında söz sahibi bir üretici olmak istiyorum”
48
dergi.indd 48
POWERBOATS&YACHTS
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:47
yollanıyor, onu bir küçük boyu olan Ventus 19 takip ediyor. Tüm bu hazırlıklar sırasında çift motorlu en büyük model Ventus 26 üretim kararı veriliyor ve tekne imkansız sayılabilecek bir süre de Fransa’ya yükleniyor. “Geçtiğimiz yıllardan aklımda kalan en güzel anı bu” diyor Alpay Günaydın, “24
saat uykusuz, tekne yetişip yetişmeyecek stresi ile dolaşırken, tekne yüklenip St. Tropez’ye vardıktan sonra sahibinin doğum günü partisine davet edilmek ve orada teknemiz ile ilgili tebrikleri kabul etmek harikaydı” diye ekliyor. Gelecek için planlarını şu şekilde açıklıyor Alpay Günaydın “Seri imalat
yapmak istemiyorum, senede maksimum 10 tekne üretmek ve Avrupa pazarında söz sahibi bir üretici olmak istiyorum” AG Marine, günümüz teknolojisini klasik teknecilik ile birleştirerek sizlere muhteşem tekneleri hazırlamaya devam edecek… ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 49
49
7.02.2014 00:47
ONBOARD
50
dergi.indd 50
POWERBOATS&YACHTS
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:47
Mangusta 94 ayırt edici özellikleri ile...
Denizlerin Ferrari’si Mangusta bu sene Flybridge modelleri ile dikkatleri üzerine çekiyor.
İtalyan
Balducci ailesine ait Overmarine grup, Mangusta markasına bu sene birçok yenilik getirdi. Yeni seri “Mangusta Oceano” yanı sıra, “Mangusta” serisine flybridge’li birkaç model ekledi. Bu yeni
modellerin ilki Mangusta 94. Bu model tutku, yenilik, performans, volüm, konfor, lüks,dizayn ve sınıf gibi, markanın ayırt edici değerlerini eksiksiz olarak temsil ediyor. Yaklaşık 30 metre olan Mangusta 94 geniş bir flybridge’e sahip.
ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 51
51
7.02.2014 00:47
ONBOARD
Bu alanda oturma düzeni ve güneşlenme alanı mevcut. İsteğe bağlı olarak ikinci bir kumanda mahali eklenebiliyor. Havuzlukta yine geniş bir güneşlenme alanı, masa ve otuma gurupları mevcut. Salon ise çok geniş ve oldukça büyük yan ve tavan camları sayesinde çok ferah. Sanki dışarıdaymış hissi veriyor. Burunda ise yine masa, oturma düzeni ve tekrar geniş bir güneşlenme alanı mevcut. Dışarıda yaratılmış bu konforlu düzenler sayesinde Mangusta 94 iç alanlar kadar dış alanları da kullanılır kılıyor. Dümen 52
dergi.indd 52
POWERBOATS&YACHTS
Tüm Mangustalarda olduğu gibi Mangusta 94‘te de opsiyon listesi yok. Tekne tam donanımlı. Bu donanıma Gyroskopik Stabilizatör de dahil. Yani tek bir liste fiyatı var ve tüm ekstralar bu fiyata dahil.
bölümü 3 adet geniş koltuğu ve en üst düzeydeki elektronik sistemleri ile uzay üssü hissi veriyor. Dümene geçtiğinizde veya seyir halinde bu bölümde bulunduğunuzda, Mangusta’nın farkını, ve ne kadar ayrı bir zevk verdiğini anlıyorsunuz. Aşağı katta ise ayrı bir salon daha var. Bu bölümde çalışma masası ve oturma gurubu yer alıyor. Master kabin için ayrılan alan çok geniş. Giyinme odası, banyo ve çok fazla dolap bulunduruyor. Vip kabin ve misafir kabinlerinin de herbirinin kendine özel banyosu ve
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 16:46
giyinme alanları mevcut. İç yerleşimi Master + 3 veya Master + 2 kabin yada tamamen isteğinize göre belirlemek mümkün. Kaptan kabinleri ve mutfak girişi tamamen ayrı ve arka tarafta yer alıyor. Tüm beyaz eşyalarda lüks markaların sadece deniz için üretimleri tercih edilmiş. Bu bakımdan daha dayanıklı ve daha büyükler. Tüm Mangustalarda olduğu gibi Mangusta 94 ‘te de opsiyon listesi yok. Tekne tam donanımlı. Bu donanıma Gyroskopik Stabilizatör de dahil. Yani tek bir liste fiyatı var ve tüm ekstralar bu fiyata dahil. Yapı malzemesi ise GRP. Performans olarak aynı klasmandaki tüm markalara gore en üst düzeye çıkabilen bu modelde daha geniş modellerde kullanılan tahrik sistemi mevcut. Yeni izolasyon teknikleri ile ses o kadar aza inmişki performas doruklara çıksa bile içeride hızı hissetmiyorsunuz. Tabi bunun diğer bir nedeni de teknenin çok tok ve stabil olması. 2 adet MTU 2.600 beygir gücüne sahip motoru ve 2 adet Kamewa 56 S3 transmisyonu bulunduruyor. Hız ise maksimum 38-40 knota varıyor. Yakıt kapasitesi 8.800 litre olan bu modelin 1.400 litre de su kapasitesi mevcut. ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 53
53
7.02.2014 00:48
ONBOARD
kusursuz detayları ile
FERRETTI 870 Ferretti Yatları; sunduğu konfor, sportif özellikler ve geniş güverte alanı ile Feretti 870 modelini gururla sunar.
54
dergi.indd 54
POWERBOATS&YACHTS
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 16:49
24 metre
altındaki gövdeye rağmen büyük bir Ferretti yatının ferahlığından tam anlamıyla yararlanmayı sağlayan 26,5 metreyi aşkın uzunluk… Ferretti 870’de standart Roll Bar versiyonuyla ya da Tekne Sahibinin zevkine bağlı olarak opsiyonel Hard Top ile mevcut. Büyük yatlar kategorisinde bu Ferretti Yatları için yeni, önemli bir başarıdır. Ferretti 870 Projesi, Ferretti 830’u Ferretti Yatlar menzilinin en başarılı
modeline dönüştüren bazı temel unsurları muhafaza ederken, ayrıca hâlihazırda Ferretti 800’de bulunan yenilikçi tasarım çözümleri barındırmakta, böylelikle tersanenin en fazla beğenilen son modellerinin izinden gitmektedir. Gerçekten de bu yeni proje kontrol alanının üzerinde bulunan bronz üst ve hem ana güvertede hem de gövdede bulunan geniş pencereler ile tanımlanmaktadır. Özellikle gövdede, yalnızca Master Kabin düzeyinde önü açık iki pencere değil ayrıca misafir ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 55
55
7.02.2014 00:48
ONBOARD
kamaralarında da açılan büyük bir lumboz, ön VIP kamarasında ki iki pencere sayesinde olağanüstü iç mekân aydınlığı ve harika manzaralar sunmaktadır. İç işçiliğe ilişkin olarak, vernikli kaplamalı ve çerçeveli mobilya kapı ve çekmecelerinde de görülebilen rafine ceviz renkli doğal meşe ahşabı ile tanımlanmaktadır. Ahşap, güverte altında tüm kamaraların döşenmesinde kullanılmış olup deri ile kombine edilmiştir. Yeni teknenin arttırılmış genişliği kokpitte anında hissediliyor, tekne o kadar geniş ki birlikte hoşça zamanın geçirilebilecek bir açık hava salonu olarak görülebilir. Salona açılan sırlı kapının arkasında, iskele tarafındaki işlevsel bir bar 56
dergi.indd 56
POWERBOATS&YACHTS
ünitesinin yanındaki bu tekneye altı/sekiz kişilik bir tik masa eklenmiştir. Ana güvertede, salon, yemek alanı, mutfak ve kontrol alanı etkin bir şekilde birbirlerinden ayrılmıştır: son ikisi teknenin geri kalanından tamamen ayrı olarak kıçta yer almaktadırlar. Geniş salonda, sol tarafta L şeklinde bir sofa ile rahat bir koltuk ve duman renkli vernikli bir masa bulunmaktadır. Sağda ise bir dolapla ayrılan iki tane daha koltuk ile arkalarında saklanan bir TV seti mevcuttur. Pruvaya doğru ilerlerken, solda bulunan cam yemek masası rahatça sekiz kişiyi alabilir, sağ tarafta, içeride flybridge’e çıkan iç merdivenin hemen altında işlevsel bir büfe yer almaktadır. Koltuğun
arkasında ve masanın yanındaki diğer küçük bir dolap ise daha fazla depolama alanı sunmaktadır. Güvertenin orta kısmı iç düzeni optimize eden ve böylelikle iyileştirilmiş yaşanılırlık ve konuklar için artan konfor ve mahremiyet sağlayan bazı harika çözümler getirerek yeniden tasarlanmıştır. İçinden bir basamak ve bir kapının pruva alanına çıktığı gerçek bir lobi elde edilmiştir. İskele tarafındaki döner kapı mutfağa erişim sağlarken, günlük tuvalet ve aşağı güverteye çıkan merdivenler sağ duvar tarafında bulunabilir. Mutfak ve kontrol alanı da geniş çapta modifiye edilmiştir. Mutfağa daha kolay erişim sağlayan bir çözüm olarak,
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:48
yeni bir tasarıma sahip kaptan köşkü şimdi sağ tarafta bulunmaktadır. Solda, L şeklinde bir sofa ve bir çizelge tablosunun bulunduğu rahat bir yemek odası tekne sahibinin aktif olarak yemekleri dümencilerle paylaşmasını sağlamaktadır. Yemek odasının arkasında yer alan kapı Ernestomeda imzalıdır ve mutfağa çıkmaktadır. Mutfağa, salondan geçmemek için mürettebat tarafından iskele tarafındaki güvertede bulunan kapı sayesinde dışarıdan da ulaşılabilir. Alt güvertede de başta iç düzenin yararına olmak üzere, yeni proje, ayrıca tüm misafir kamaralarının daha büyük, böylelikle de daha geniş kıç alanına kaydırılması sayesinde teknelerin arttırılmış hacimlerinden en iyi şekilde istifade etmektedir. Bu çözüm makine dairesinde, mürettebat alanında ve garajda herhangi bir değişiklik gerektirmemiş, ancak kesinlikle daha geniş bir lüks kamara ve daha geniş bir iskele tarafı misafir kamarasına olanak vermiştir. Ferretti 800’e benzer şekilde, Ferretti 870 modelinde iki üç kişilik kamara (misafir kamarasında yataklar ayrılabilir)
artı ikiz yataklı bir dördüncü kamara bulundurmaktadır. Tüm kamaraların kendi ebeveyn tuvaletleri ve ayrı duşa kabinleri vardır. Ferretti 870 ‘de ana kamara tamamıyla yeniden tasarlanmış ve yeniden konumlanmıştır. Lumbozlu çifte camekan ile inanılmaz aydınlık sağlanmış kayar tabla boyunca uzanan sofa ile güzelce döşenmiştir. Karşı sırların altında bir banyo bulunmaktadır. Tüm mobilyaların ceviz renkli meşe kapıları ve çekmeceleri, vernikli kaplamaları ve çerçeveleri vardır. Daha genel olarak, ikinci güverte dekoru yataklar ve karyola başlıklarında ahşap ve deriyi bolca kullanmaktadır. Master banyoda mermer bir kaplama ile desteklenen iki Corian lavabo bulunmaktadır. Duşa cam bir kapıdan erişilirken, sıhhi tesisat bölgesi bir döner kapı ile banyonun geri kalanından ayrılmaktadır. Banyonun ve gömme dolabın yatağın arkasındaki konumu, artık kamara makine odasından bu odalarla, ses geçirmeyen bir bölme ve tanklarla ayrıldığından gürültüsüzlüğü önemli ölçüde arttırmaktadır. İlaveten,
iyileştirilmiş konfor ve mahremiyeti arttırmak için, arka mürettebat alanı, makine dairesinin arkasına yerleştirilmiş, böylelikle mürettebatın bu alana doğrudan erişimi sağlanmıştır. Misafir kamarası da ayrıca önemli oranda geliştirilmiş, böylece mevcut alan genişlemiş ve beraberinde inanılmaz bir aydınlık getiren daha geniş sırlama sağlanmıştır. Ön VIP kamarasının lumbozlu iki penceresi bulunmaktadır, bir tanesinin altında da, sancak tarafında rahat bir koltuk yer almaktadır. Bu kamara da ahşap zemini, deri yatak başlığı ve tavan kanatlarıyla öne çıkmaktadır. İskele tarafındaki, duvarda da bir banyo bulunmaktadır. Misafir kamaraları da iki lumbozlu geniş sırlama sayesinde oldukça aydınlıktır. Performanslara ilişkin olarak, yeni Ferretti 870 2450 devir/dakikada 1948 mph gücünde iki 12V 2000 M94 MTU motor ile donatılmış, böylelikle 50 km/s seyir hızı ile 56 km/s bir azami hıza ulaşılması sağlanmaktadır. Azami hızda, tekne 300 deniz millik bir menzile sahip olup seyir hızında bu rakam 358 deniz miline çıkmaktadır. ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 57
57
7.02.2014 00:48
ONBOARD
58
dergi.indd 58
POWERBOATS&YACHTS
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:48
Elan 320 Hız ve konforun buluştuğu yeni model Elan 320 sınıfında üstün hız performansı bulunan ve aynı zamanda bir gezi teknesi rahatlığını sağlayan bir modeldir.
Elan
320 modelinde çift dümen ve çift dümen palası ile kokpitte geniş alan yaratarak maksimum performans ve kontrolün sizlerin elinde olmasını sağlamaktadır. Üretim esası tamamıyla kalite üzerine kurulmuş ve bütün yapılan aşamalar uzmanlar tarafından sertifikalandırılmıştır.
ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 59
59
7.02.2014 16:50
ONBOARD
60
dergi.indd 60
POWERBOATS&YACHTS
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 16:52
Tıpkı diğer modellerinde olduğu gibi A tipi okyanus geçebilir sertifikasına sahiptir. Yeni Elan 320 bir önceki model olan 310 modelinden geliştirilerek üretilmiştir. Elan 310 modelinde yakalanan başarı bir üst noktaya taşınması için geliştirilen bu modele birçok yenilik eklenmiştir. Çift dümen, arka kokpitten erişilebilen çift vang sistemi, kokpitten kumanda
edilebilen karbon gennaker, ip ve ayak takılmaması sıfır seviyesinde için hatcler, alçaltılmış kabin girişi, kokpite erişen açılır arka kabin pencereleri ve çok daha fazlası. Yeni Elan 320 modeli 2 gövde seçeneği ile sunuluyor, performans arayan veya yarışçılar için düşünülmüş “S” Versiyonu. Özel hafifletilmiş “S” versiyonunda kabin
içi mobilyaları ve gövdede kullanılan özel malzemeler sayesinde 201 kg gibi bir ağırlık tasarruf edilmiştir. Elan 320 Sınıfında üstün hız performansı bulunan ve aynı zamanda bir gezi teknesi rahatlığını sağlayan bir modeldir. Üretim esası tamamıyla kalite üzerine kurulmuş ve bütün yapılan aşamalar uzmanlar tarafından sertifikalandırılmıştır. ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 61
61
7.02.2014 00:48
ONBOARD
62
dergi.indd 62
POWERBOATS&YACHTS
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:48
75’ Venere Sınırsız güzellik yeniden karşınızda! Venüs bu sene hiç olmadığı kadar güzel! Olympus’un tanrıçası Venüs’ün adını alan bu model Riva yatlarının geleneksel ve zamansız güzelliğini yeni boyutlara taşıyor.
ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 63
63
7.02.2014 16:54
ONBOARD
Ferretti
grubunun benzersiz markası Riva, 2014 yılı için 75’ Venere modelini yeniledi. 2014’ün Temmuz ayında Türkiye’ye ilk defa gelecek olan bu modeli yakından görmek için sabırsızlıkla bekleyeceğiz. Yeni adı 75’ Venere Super olarak değişen modelde yapılan değişiklikler iç ve dış alanları genişleterek konforu en yüksek 64
dergi.indd 64
POWERBOATS&YACHTS
seviyeye taşıyor. Dıştan bakıldığında gözümüze ilk çarpan fark artık hard top bir flybridge’e sahip olması. Flybridge’de yeniden düzenlenen yerleşim hem güneşlenmek, hem dümen etrafında oturmak hem de arka taraftaki büyük masa ve oturma grubu sayesinde bu katın keyfini çıkarmak için ideal. Bu bölümde grill, buzdolabı, buzluk ve minik bir mutfak düzeni
de mevcut. Dışarıdan baktığınızda hemen farkedebileceğiniz bir başka özellik ise kabinlerdeki olabildiğince geniş camlar. Bu sayede bolca gün ışığı alan kabinler çok ferah. Kendine has çizgi ve kıvrımları ve benzersiz renkleri sayesinde çok uzaklardan bile bir Riva’yı farketmeniz mümkün. 75’Venere Super de bu eşsiz çizgileri yansıtırken kendisi için özel olarak
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:49
75’Venere Super de bu eşsiz çizgileri yansıtırken kendisi için özel olarak hazırlanmış metalik renkleri ile tam bir Venüs olarak karşımıza çıkıyor. Romaz Bronze, Desert Sand ve Musk Brown bu yılın en iddialı renkleri.
hazırlanmış metalik renkleri ile tam bir Venüs olarak karşımıza çıkıyor. Romaz Bronze, Desert Sand ve Musk Brown bu yılın en iddialı renkleri. Kokpitteki masa 9 kişinin rahatça oturmasını sağlıyor. Salonda ise yenilenen düzen sayesinde U, L veya C şeklinde kanepe düzeni şeçmeniz mümkün. Salona ayrıca ufak bir buz dolabı daha, şaraplık ve bir de buzluk yerleştirilmiş. Bu bölümde yer alan tüm tabak, bardak ve çatal bıçaklar Riva için özel olarak imal edilmiş. Ana köprüde yer alan yemek odasına mutfaktan açılan bir servis aralığı bulunuyor. Köprü ile dümen arasındaki kapı kapatıldığında teknenin ekibi ile ilişki tamamen kesilmiş oluyor. Köprüden servis alanı, dümen, mutfak ve alt kabinlere geçiş mevcut . Ancak bu alana tekne ekibinin konukları rahatsız etmeden giriş çıkışını sağlamak üzere yan koridordan da bir kapı açılıyor. Alt güvertede, teknenin tüm enini kaplayan ana kabin; bir çalışma
alanı, tuvalet masası ve şık bir giysi odasına sahip. Her kabinin kendi içinde ayrı bir banyosu bulunuyor. “Mini-suite” şeklinde oluşturulmuş tüm mekanlar büyük özenle tasarlanmış. Teknenin tüm perdelerini otomatik system yapmak bazı opsiyonlar arasında yer alıyor. Üstün kalitede el işçiliğinin en güzel örneklerinden biri olan yeni Riva 75’Venere Super modeli beyazlatılmış iç ahşabı, tüm alanlarda kullanılan geniş aynaları ve deri kaplamaları ile lüksü doruklara taşıyor. Kıç tarafta su sporları için ideal geniş bir yüzme platformu bulunuyor. Jet ski, tender ve diğer spor aletleri için alan mevcut. Kaptan ve ekibinin kamaraları da kıç tarafta yer alıyor. 23m uzunluğa, 5,72 m genişliğe sahip olan bu atılgan model içerisi yüklü iken 58,8 ton ağırlığında. 2 adet yükseltilmiş motoru sayesinde toplam 3.246 beygir gücü ile 29 knot seyir hızı sağlarken maksimum hız olarak ta 33 knot’a çıkıyor. ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 65
65
7.02.2014 00:49
BOAT SHOW 20142014 BOATSHOW fuar tekneleri 66
dergi.indd 66
POWERBOATS&YACHTS
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:49
BOAT SHOW 20142014 BOATSHOW fuar tekneleri ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 67
67
7.02.2014 00:49
BOAT SHOW 20142014 BOATSHOW
Marina Deniz Araçları / www.marina.com.tr
BWA Premium 29’
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 9,18 m En: 3,50 m Ağırlık: 1.550 kg Yolcu Kapasitesi: 24
BWA Premium ailesinin en küçük üyesi olan Premium 29 burun kısmındaki geniş güneşlenme alanıyla dikkat çekiyor. Sahip olduğu kabine kimyasal veya elektrikli tuvalet monte edebilmek mümkün. Kıç kısımdaki duş sistemini 80 litrelik tatlı su tankı beslemekte. Bot üzerinde bulunan tenteler botun yarısını gölgelik alana çevirebiliyor. Premium 29’un yakıt tankı 450 litre. İdeal performans için önerilen motor seçeneği 2 x 150 fakat performans tutkunları maksimum 2 x 250 beygirlik motorları tercih edebilir.
BWA Luxury Tender 8.9 BWA’nın yeni gözde modeli olan Luxury Tender 8.9 size ❍ Teknik Özellikler evdeymişsiniz gibi rahatlığı ve Tam Boy: 8,85 m huzuru verebilir... En: 3,26 m Yüksek performansı, becerileri ve Ağırlık: 1.400 kg özellikleriyle kombin edilmiş olan Yolcu Kapasitesi: 16 Luxury Tender kendi sınıfının en üst düzeyinde yer almaktadır. 80 litre su tankı ve 400 litre yakıt tankı mevcuttur. Mercruiser 320 Hp ile mükemmelliğini tamamlamaktadır.
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 10,40 m En: 3,1 m Ağırlık: 5.400 kg Motor: 2 x 300hp Volvo Penta (Benzinli)
Chris Craft Corsair 32 Chris Craft ailesinin en yeni üyelerinden olan Corsair 32 kesinlikle etrafınızda görebileceğiniz en yakışıklı teknelerden…
fuar tekneleri
Hafta sonu kaçamağınızda size ihtiyacınız olan konforu sunan Corsair 32 aynı zamanda performansı, çevikliği ve denizciliği ile sizi fazlasıyla tatmin edecektir. Kamarasında bulunan geniş yatak, mutfak ve kabin halindeki tuvalet 2 kişinin rahatça konaklayabilmesine imkân veriyor. Tekneye adım atığınız anda 140 yıllık Chris Craft ambiyansına kapılacaksınız… 68
dergi.indd 68
POWERBOATS&YACHTS
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 16:58
Marina Deniz Araçları / www.marina.com.tr
Chris Craft ailesinin kabinli spor tekneleri arasında yer alan küçük üyesi Corsair 22, 6 kişi kapasitelidir. Gövde fiber, aksesuarlar ise paslanmaz çelik malzemeden üretilmiştir. Baş üstü kısımda teak kaplamalar kullanılmıştır. Baş üstü hatch sürgülü bir sistemle açılmaktadır. Oturma grupları altında depo alanları bulunmaktadır Kokpitte sancak tarafta gösterge panelleri ve dümen yer almaktadır. Teknenin baş kısmında zincir depolama alanı ve navigasyon aydınlatmaları bulunmaktadır. Kabin içerisinde V şekilli yatak yer almaktadır. Yatak altında portatif tuvalet bulunmaktadır. Baş üstü hatchden gün ışığı girmektedir. Standartta 300 hp benzinli Volvo Penta motor bulunur. İsteğe bağlı olarak, dizel veya değişik beygir seçeneklerinde Volvo Penta veya Mercruiser motor konulabilmektedir.
BOAT SHOW 20142014 BOATSHOW
Chris Craft Corsair 22
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 7,14 m En: 2,52 m Ağırlık: 2.581 kg Motor: Volvo Penta 300 Hp
Chris Craft Capri 21
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 6,45 m En: 2,41 m Ağırlık: 1.321 kg Motor: Mercury 260 Hp (Benzinli)
Chris Craft tekne modellerinin içerisinde karşılaşabileceğiniz en yeni ve en şık teknelerdendir. Bu boylardaki tekneler arasında en kullanışlı ve verimi en yüksek tekne diyebiliriz. Baş üstü kısımda teak kaplamalar kullanılmıştır. Ayrıca seyir sürati 26.2 knot ve maksimum hızı da 47.4 olan bu teknenin yakıt kapasitesi 129 litredir. Büyük ilgi ile karşılanan Capri 21 rakip tanımadan Chris Craft’ın 140 yıllık tarihini korumaya devam ediyor.
Chris Craft Corsair 28 ❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 9,00 m En: 3,05 m Ağırlık: 3.402 kg Motor: 2 x 300 HP Volvo PENTA (Benzinli)
fuar tekneleri
Corsair 28 Etkileyici hatları ve sudaki yakışıklı görüntüsüyle ilk bakışta sizi kendisine hayran bırakacak. 8 kişi ile rahatlıkla seyir yapabileceğiniz Corsair 28, performansıyla da göz kamaştırıyor. Sahip olduğu 2 x 300 HP benzinli motorları sayesinde maksimum 44,4 knot sürate ulaşabiliyor. Corsair 28’in seyir sürati ise 17,7 knot. 568 litrelik yakıt tankı 246 mil yol yapmanıza imkan veriyor. Kıç kısmdaki oturma grubunu bimini tenteyi kullanarak güneşten korunabilir. Kıç kısımda geniş bir güneşlenme alanı mevcut. Depolama alanı konusunda oldukça cömert olan Corsair 28 de makine dairesi ve oturma gruplarının altındaki alanlar size yeterli olacaktır. Kamarasında 2 kişi rahatlıkla konaklayabildiğiniz Corsair 28’ de elektrikli tuvalet sistemi de mevcut.
ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 69
69
7.02.2014 16:58
BOAT SHOW 20142014 BOATSHOW
Marina Deniz Araçları / www.marina.com.tr
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 7,90 m En: 2,59 m Ağırlık: 2.200 kg Motor: 300 HP Volvo Penta (Benzinli)
Cobalt Boats 243 Günübirlik gezilere ve su sporlarına uygun olmasının yanında sahip olduğu kamarasıyla yolculuk esnasında büyük konfor sağlıyor. Hareketli kıç platformu sayesinde
merdivene gerek olmadan denizden tekneye çıkmanıza imkan sağlıyor. Oturma alanı rakip teknelere göre oldukça geniş olan 243, aynı zamanda oldukça geniş güneşlenme
alanına da sahip. Teknede ayrı bir kabin halinde tuvalet mevcut. Teknenin standart ses sistemi oldukça iyi. Teknenin yakıt kapasitesi 189, su kapasitesi ise 38 litre.
Teknede ayrı bir kabin halinde tuvalet mevcut. Yaz aylarında güneşli havalarda gezilerinizde istediğiniz güneşlenmeyi rahatlıkla gerçekleştirebilirsiniz. Hareketli
kıç platformu sayesinde merdivene gerek olmadan denizden tekneye çıkmanıza imkan sağlıyor. Teknenin yakıt kapasitesi 189 litre, su kapasitesi ise 38 litre...
Cobalt Boats R5 Ailenizle ya da sevdiklerinizle yapmak istediğiniz günübirlik geziler için ideal teknelerdendir. Oturma alanı ve konforuyla rakiplerinin arasında kolaylıkla ayırt edilebilir.
fuar tekneleri
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 7,82 m En: 2,59 m Ağırlık: 2.214 kg Motor: Volvo Penta 300 Hp
70
dergi.indd 70
POWERBOATS&YACHTS
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 16:59
BOAT SHOW 20142014 BOATSHOW fuar tekneleri ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 71
71
7.02.2014 00:49
BOAT SHOW 20142014 BOATSHOW
Top Leisure Yatçılık / www.topleisure.net
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 16,06 m En: 4,77 m Ağırlık: 14.935 kg Motor: 4Jh44HTE 110 HP
Jeanneau 53 16 metrelik, Jeanneau 53’ün keyif dolu dünyası sizleri bekliyor.
Her detayı yüksek kaliteli seyir imkânı sunmak için en ince ayrıntısına kadar düşünülen bu ihtişamlı açık deniz yelkenlisinin, mükemmel iç tasarımı ve güverte planı, dünyaca ünlü Vittori Garroni tarafından tasarlandı.
fuar tekneleri
Geçmiş tecrübelerin mirasının yansımasıyla yapılanan Jeanneau 53’ün çağdaş ve lüks iç tasarımı yeni nesil bir dizayn harikası niteliğinde. Paslanmaz çelik, deri ve tik materyallerin zengin kombinasyonu bu modeli benzersiz kılıyor. Denize elverişlilik açısından sınıfında üstünlük kılan, uzun su hattı boyu ve ağırlık dağılımı gibi özellikleri Jeanneau 53’ü ön plana çıkarıyor. Konforlu kabinleri, geniş, kullanışlı mutfağı, lüks salonu ve yemek yeme alanları her anı unutulmaz ve keyifli bir anıya dönüştürüyor. Güverte; büyük, derin kıç aynalık, cansalı için depolama alanı, dümen mahalline yakın yerleştirilmiş vinçler, masa ve birçok oturma alanıyla kokpit, geniş yan güverteler, 8 açılır güverte heçi,6 açılır lumboz, güçlü elektrikli ırgat 72
dergi.indd 72
POWERBOATS&YACHTS
İç alanlarındaki yeni stil denizcilik dünyasına miras olacak bir modernlik anlayışı yaratıyor, işçilikte kullanılan materyallerde deri, sarı tik zemin ve paslanmaz çelik gibi detaylar ilgiyi çekiyor. Şık camları, çok sayıda lumboz ve heçleri ile içeride aydınlık ve ferah ortamı sağlamaktadır. ve daha birçok fonksiyonel özellik barındırıyor. 3/4/5 kabin versiyonu olan Jeanneau 53’ te opsiyonel olarak mürettebat kabini de mevcut. Yüksek kaliteli materyallerle bezenmiş mutfağında ise 100 l’lik buz kutusu, 200 l’lik buzdolabı, fırın ve 3 gözlü ocak, uzun süreli açıkdeniz seyirlerinde gerekli olan birçok depolama alanı da mevcut.
Özenle oluşturulmuş kabinler, ferah mutfak, lüks oturma ve yemek yeme alanları ile keyifli ve unutulmaz anlar yaşayacaksınız. Tarzınıza en uygun yelken planını seçebilirsiniz. Yelken planı oldukça dengeli olduğundan yelkenler üzerinde minimum yük varken, maksimum performans elde edebilirsiniz.
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 17:02
Top Leisure Yatçılık / www.topleisure.net
Estetik, işlevsellik ve en önemlisi ergonomi bu teknenin iç tasarımında öne çıkan kriterlerdir. Sun Odyssey 44 Deck Saloon, teknenin iç kısmının tümüyle aydınlatılması ve havadar olması
için çok sayıda lumboza ve heçe sahiptir. Geniş mutfak ve salon, yükseltilmiş salon zemini, kolaylıkla kullanabileceğiniz harita masası ve dizüstü bilgisayarınızı korumak için saklama alanı, tuvaletlerde banyo ayracı, transomlarda açılır lumbozlar ve saklama alanlarının çokluğu teknede geçireceğiniz zamanı eşsiz kılmaktadır. Yeni iç ahşaplarıyla (Alpi Tik) fuarda sergilenen yeni modelimizi görebilirsiniz. İç tasarımda kullanılan alpi tik, paslanmaz çelik, beyaz lake, ışıklı döşeme tahtaları, deri döşeme, tavan panelleri üzerine iki ton vinil kaplama ile
kendi sınıfındaki teknelere göre en kaliteli iç tasarımı sunmaktadır. Deck salon konsepti ile teknenin aydınlatılması ve havalandırılması için 14 açılır lumboz ve heç, benzersiz havalandırma için girişte dikey kayar giriş kapısı bulunmaktadır. Yükseltilmiş salon döşemeleri ayaktayken mükemmel bir görüş alanı sağlar. aynı zamanda çok sayıdaki gövde lumbozu siz oturup keyfinizi yaparken bir yandan denizi izleme imkanını tanır. ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 73
fuar tekneleri
Frank Darnet’in iç dizayn tasarımı ile Philippe Briand’ın performans odaklı çalışması sonucu ortaya çıkan ve şık güverte çizgileri, modern gövde ve yelken planları, aydınlatma ve havalandırma özellikleri ile yepyeni bir tarz oluşturan Sun Odyssey 44DS in 2 kabin – 2 WC ve 3 kabin – 2 WC versiyonları mevcuttur.
BOAT SHOW 20142014 BOATSHOW
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 13,34 m En: 4,24 m Ağırlık: 9.750 kg Motor: 54 HP / 40 kW
73
7.02.2014 17:02
BOAT SHOW 20142014 BOATSHOW
Top Leisure Yatçılık / www.topleisure.net
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 12,34 m En: 3,99 m Ağırlık: 7.860 kg Motor: 40 HP Yanmar
Sun Odyssey 409’ un yeni güverte ve yelken planı, tekneyi sadece hızlı olmakla sınırlamayıp son derece kolay kullanılabilir bir hale getirmektedir. Yüksek performanslı, çeşitli arma dizaynı ve yelken planı seçenekleri ile Sun Odyssey 409, her türlü seyir ve yarış için beklentileri fazlasıyla karşılayabilmektedir.
fuar tekneleri
En son teknoloji kullanılarak yapılandırılan bu model Philippe Briand tarafından tasarlandı. Gövdede, yeni teknolojinin tüm avantajları kullanılarak kıçta çeneli gövde tasarımı uygulandı. Bu sayede teknenin dengesi güçlenerek performansı artarken aynı zamanda kıç kamaralar için daha geniş bir iç hacim de sağlamaktadır. Sun Odyssey 409, 2 kabin - 1 WC, 3 kabin - 1 WC ve 3 kabin – 2 WC gibi farklı kabin opsiyonlarıyla 74
dergi.indd 74
POWERBOATS&YACHTS
desteklenmektedir. Ayrıca tekne sahibinin kendi zevkine uygun kumaş ve döşeme seçenekleri de sunulmaktadır. Yenilikçi güverte planı, farklı seçeneklerde kaliteli yelken planları ve iç tasarımındaki yeniliklerle Sun Odyssey 409 sizlere ayrıcalık yaşatacaktır. Konsept * Yenilikçi güverte ve yelken planları, modern gövde ve seçkin iç dizayn malzemeleri. * Philippe Briand Yacht Design tarafından tasarlanan, tamamı ile yeni iç ve dış tasarım. * Kıç kamarada ayrı duş kompartımanı. * Yaşam mahali için maksimum ışık ve havalandırma. * A Sınıfı ( Sınırsız ) seyir kategorisi.
Yenilikçi güverte planı * Dümen mahaline kadar uzanan iskotalar. * Entegre hatları ile düzgün ve güvenli bir güverte planı. * İleri bir özel teknikle tasarlanmış kavisli lombozlar. İç tasarım * Yeni nesil, daha lüks bir görünüm veren mat vernikli ahşaplar. * Geleneksel farş tahtaları veya yeni daha hafif farşlar arasında seçim imkanı. * İç aydınlatmayı ve havalandırmayı sağlayan 8 adet özel tasarlanmış lumboz. * İç tasarımcılar tarafından seçilen tamamen yeni bir kumaş kataloğu. * Çağdaş bir görünüm veren endirekt aydınlatma sistemi.
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 17:05
Top Leisure Yatçılık / www.topleisure.net
BOAT SHOW 20142014 BOATSHOW
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 14,05 m En: 4,49 m Ağırlık: 10 ton Motor: 54 HP Yanmar
Yeni Sun Odyssey 469 özellikleri sunuyor. Ayrıca geniş ve kullanımı kolay L şeklindeki mutfağında seyir sırasında ve demirdeyken yemek yapması oldukça kolay. TV izleme açısı ve deniz manzarası, ortada bar bölmesi kol dayama ünitesi ile keyif köşesi bulunmaktadır. Geniş deri kaplamalı harita masası mevcuttur. Birçok fonksiyonel detay, tüm iç mekanda LED aydınlatma, 8 lumboz, uzun güverte heçleri ve birçok açılır gömme heç ile aydınlık ve ferah iç mekan. Farklı kumaş tercihleri, farş tahtaları opsiyonları ve teknenizi kendinize özel kılmak için tasarlanmış uzun bir opsiyon listesi. Oturma grubu altında geniş ambar alanları, katlanır lüks masa, saklama alanları ile sabit masa merkezi, oturma grupları altında saklama alanları, 175L opsiyonel yanal kapaklı buzdolabı, 80L dondurucu, 3 gözlü ocak ve termostatlı fırın, opsiyonel mikrodalga bölmesi, 2 adet sırtlıklı koltuk, kapaklı elektrik panel ünitesi, geniş deri kaplamalı harita masası, laptop ile kullanım için tasarlanmış ve kanepe dönüşüm imkanı ve sırtlık arkasında kitaplık iç mekan özelliklerinden bir kaçı. Yüksek oranlı Cenova arma yüklerini azaltan gerektiğinde performansı
maksimuma taşıyan yüksek arma planı teknedeki yelken donanımına verilen önemi göstermektedir. İçeriden geçen çarmık telleri ve Cenova arabaları standart ya da performans yelkenlerde daha iyi trim yapma olanağı sağlar. Otomatik tramola floğu Myler/taffeta tam balenli performans yelkenleri ya da sargılı ana yelken gibi birçok yelken operasyonu mevcut. Ayrıca düşük havalarda yelken keyfini tadabilmeniz için Code 0 seçeneği de bulunmaktadır. Sonsuz sargı halatı ile Code Zero kullanımını geçiştirmek için Jeanneau hafif havalara mükemmel uyum sağlayabilen oldukça dayanıklı, hafif ve kolayca sarılabilen Mylar Aramid X Grid kumaşını tercih etmektedir. Tek yönlü aramid lifler, iki polyester film arasında vakumlanır ve ağırlık oranı eşsiz direnç sağlar. Oldukça hafif olan bu yelkenin kullanımı çok kolaydır. X-Grid® polyester fiberlerin 6° açık ile eklenmesi ile daha iyi çapraz kontrol sağlanır ve bu sayede deformasyona ve yıpranmaya karşı daha dirençli hale gelmektedir. ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 75
fuar tekneleri
Philippe Briand tasarımı Sun Odyssey serisinin yeni teknesi Sun Odyssey 469 konforu ve zarifliği ile tam bir açık deniz teknesi. Sun Odyssey 469, güçlü, dengeli ve modern gövdesi ile konfor ve şıklığı bir arada sunuyor. Şık güverte tasarımı, gömme heçler ve güverte altında gizlenen hareketli arma donanımı ile güvenlik ve ergonomik bir kullanım sunuyor. Farklı yelken planları içerisinde otomatik tramola flok sistemi, geniş ölçekli Cenova, Code 0 yelken, sargılı direk gibi seçenekler mevcut. Çift dümen konsolunun kıç aynalığa yakın olması, kokpiti ferah tutarken giriş çıkışı da kolaylaştırıyor. Teknenin 3 kabin – 2 banyo, 3 kabin-3 banyo ve 4 kabin – 4 banyo versiyonları bulunmaktadır. İç mekanda Sun Odyssey 509’a özgü tüm özellikleri barındıran bu modeli farklı iç tasarım yelken planları, salma ve kumaş tercihleri ile kullanıcıya kendine göre tasarlama fırsatı sunuyor. Havalandırma ve aydınlatma için çok sayıda heç ve lumboz, salon içerisinde birbirinden bağımsız oldukça rahat üç farklı mekan özelliği ve masif ahşap, mat, vernik, cilalı paslanmaz çelik, deri ve farklı kumaş opsiyonu ile şık ve lüks iç tasarım
75
7.02.2014 17:05
BOAT SHOW 20142014 BOATSHOW
Deniz Yatçılık / www.denizyatcilik.com
Sea Ray 280 Sundeck Fonksiyonellik, stil ve yaratıcılık arasındaki muhteşem dengeyi sunan Sea Ray 280 Sundeck, sportif profili ve yenilikleriyle göz dolduruyor. Teknenin ön tarafındaki oturma grubu opsiyonel dolgu minderleri ile geniş bir güneşlenme alanına dönüşebiliyor. Standart olarak gelen masa bu bölümde de kullanılabiliyor. Bu bölümde ayrıca bir buzluk da bulunuyor ve ön taraftaki misafirlerinize servis yaparken size oldukça yardımcı oluyor. Kokpitteki oturma grubu size en iyi konforu sunuyor. Bu gruptaki yaslanma minderleri yatırılabiliyor ve geniş bir güneşlenme alanına dönüşebiliyor. Teknenin arkasındaki oturma grubununsa 4 farklı kullanım şekli bulunuyor. Su sporları yapmak isteyenler için opsiyonel olarak watersports tower da seçenekler arasında. Su oyuncaklarınız ve eşyalarınızı saklayabileceğiniz özel bölümler, teknedeki geniş alanlardan maksimum faydalanmaya imkan veriyor. Kokpitteki krom evyeli wetbarın altında taşınabilir bir buzluk bulunuyor. Rahatlığınız için teknenin birçok yerinde bardaklıklar mevcut. Wetbara opsiyonel olarak ızgara da eklenebiliyor. Genişçe bir tuvalet kabini kumanda bölümünün hemen yan tarafında bulunuyor. İçinde aynası ve lavabosu bulunan bu kabinde rahatlıkla giyinilebiliyor. Standardında MerCruiser 300 hp Bravo III kuyruklu motor bulunuyor. Opsiyonel olarak ise 320 hp veya 375 hp tercih edilebiliyor.
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 8,53 m En: 2,69 m Ağırlık: 2.597 kg Motor: MerCruiser 350 MAG MPI ECT Bravo III DTS Sterndrive
fuar tekneleri
Sea Ray 210 SLX
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 6,40 m En: 2,5 m Ağırlık: 1.652 kg Motor: 220 beygir Mercruiser
76
dergi.indd 76
POWERBOATS&YACHTS
Sea Ray’in 2014 modellerinden 210 SLX, estetik hatları ve boyuna göre oldukça geniş iç dizaynı ile göz dolduruyor. 210 SLX’de 4 farklı gövde rengi (beyaz, siyah,kırmızı, mavi,bej) seçeneği bulunuyor. Çift renkli oturma grupları ve kaliteli dikişler tekne iç dizaynında ahengi artıran unsurlar arasında yer alıyor. Su sporları için ideal modelin standardındaki 220 beygir Mercruiser motoru hızlı ve dengeli sürüş vaad ediyor. Modelin 260 ve 300 beygir motor seçenekleri de bulunuyor. Tekneye giriş, arkadaki minderin açılması ile merdiven aracılığıyla sağlanıyor. MP3 bağlantılı, wireless bluetooth özellikle radyo çalarlı müzik sistemi, bardaklıklar, geniş depo alanları, yüzme platformu, merdiven, kayak çeki demiri, smart craft enstrümanlar modelin standartları arasında. Aynı zamanda 210 SLX yeni sezonda Türk sularında göreceğimiz modellerden biri.
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:50
Deniz Yatçılık / www.denizyatcilik.com
BOAT SHOW 20142014 BOATSHOW
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 8,99 m En: 2,87 m Ağırlık: 4000 kg Motor: Mercruiser 8,2 MPI Brav o III X DTS 380hp
Four Winns Horizon 290 imkan veren, oturma grupları tarafından karşılanıyorsunuz. Kokpite adım attığınızda ise, özel eğimli camların oluşturduğu ferahlığın aslında tüm horizon modellerinin vageçilmezi yüksek omurga mimarisi sayesinde yaratıldığını görüyorsunuz. Buradaki elektrikli sürücü koltuğu, opsiyonel mutfak ve L şeklindeki oturma alanı tüm gün gezintileri için muhteşem bir konfor sağlıyor. Birkaç adım ötede, iskele tarafta, kabindeki harika ahşap yüzeyler ve etrafı gün ışığıyla dolduran geniş camlar, sancak tarafta bulunan lavabolu tuvalet ve
alt tarafındaki depo bölümü, bir ailenin ihtiyacı olan tüm rahatlığı sağlayacak biçimde yerleştirilmiş. H 290’ın kıç tarafı ailelerin yaşam ve oyun için favori bölümü. Otomatik açılabilen güneşlenme alanına eşlik eden yüzme platformu su üstündeki konforunuzu zirveye taşımak için tasarlanmış. Tek ya da çift motor seçimi ile güçlendirebileceğiniz Four Winns H 290, Stable Vee gövde dizaynı sayesinde sürücüye eşsiz bir performans deneyimi sunarken yolcularına da unutulmaz anlar yaşatıyor. ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 77
fuar tekneleri
Four Winns, aileye en son katılan üyesi, yeni bowrider tipi teknesini iftiharla sunar: Horizon 290. 8,99 metre boy, 2,87 metre ene sahip olan bu lüks “sport boat”, sunduğu çeşitli ayrıcalık ve kolaylıklar sayesinde, su üzerinde geçireceğiniz bütün bir gün boyunca size maksimum konforu yaşatmayı garantiliyor. Genişletilmiş ön kısım, teknedeki yolculara ferah bir yaşam alanı sunuyor. Bu alanda Four Winns’in özel tasarım, ayarlanabilir başlığı ve entegre kolçakları ile son derece rahat bir şekilde güneşlenmenize
77
7.02.2014 17:07
BOAT SHOW 20142014 BOATSHOW
Deniz Yatçılık / www.denizyatcilik.com
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 7,46 m En: 2,59 m Ağırlık: 2.150 kg Motor: MerCruiser 5.0L MPI ECT Bravo III Sterndrive (260 hp-194 kW)
Sea Ray 240 Sundeck Estetik hatlarıyla sofistike bir dizayna sahip 240 Sundeck, kaliteli işçilik, ergonomik tasarım ve yüksek performansı ustalıkla bir araya getiriyor.
giysilerinizi kısa sürede kurutmanıza olanak tanıyan bir saklama bölümüne daha yer verilmiş. Daha geniş bir alan sağlamak adına yeni 240 Sundeck modelinde kokpit genişletilmiş.
240 Sundeck, iyi uygulanmış dizaynı sayesinde 13 kişiyi rahatlıkla misafir edebilmesinin yanında, manevra kabiliyeti yüksek ve kolay idare edilebilen bir model olarak dikkat çekiyor. Mercruiser kuyruklu motor ile güçlendirilen model su sporları için de ideal.
Sancak tarafta bulunan basamaklarla kokpite giriş sağlanmış. Arka tarafta bulunan L şeklindeki koltuklar, üzerinde bir çift paslanmaz çelikten bardaklık bulunan açılıp kapanabilir kolçaklara sahip.
fuar tekneleri
Modelde, motor kıç tarafta, kokpitin arka kısmında bulunan güneşlenme alanının altına konumlandırılmış. Buradaki güneşlenme minderi kalkarak, motorun, akünün bile servis için basitçe ulaşılabilir durumda bulunduğu, zarif ve düzgün donanım açığa çıkıyor. Bu bölümün bitiminde yüzme platformu yer alıyor. İsteğe göre platform altına su altı aydınlatmaları eklenebiliyor. Güneşlenme alanının iskele tarafında, iki adet bardaklık ile küçük eşyaların koyulabileceği bir bölüme, altında da motorun ısısından faydalanarak ıslak 78
dergi.indd 78
POWERBOATS&YACHTS
L şeklindeki koltuğun iskele tarafta kalan kısmının hemen altında, 23.66 litrelik taşınabilir bir soğutucuya ayrılmış bölüm yer alıyor. Bu oturma grubunun uç kısmında sırtlığı katlanabilir özel bir bölüm yer alıyor. Bu bölüm, sırtlık geriye alındığında teknenin önüne doğru bakan tek kişilik bir koltuğa, ileriye alındığında ise teknenin arkasına bakan bir güneşlenme alanına dönüşüyor. İskele tarafta, oturma grubunun ilerisinde bir tuvalet kabini yer almakta. Kaptan koltuğu oldukça ergonomik ve 360 derece dönebilecek şekilde tasarlanmış olup, tekneyi hem ayakta hem de oturarak rahatça
kullanmaya imkan veriyor. Kumanda merkezinde son teknoloji gösterge, cihaz ekranları ve müzik sistemi kumandası ile kaptanın ihtiyacı olabilecek bardaklık, saklama bölümleri, 12 voltluk güç kaynağı gibi sürüş keyfini arttıran özellikler yer alıyor. Kumanda merkezi önünde kokpit masasının da yerleştirilebileceği bir depo alanı bulunurken, kokpitin altında ise su sporları malzemelerinin saklanabileceği ayrı bir depo alanı daha yer alıyor. Modelin ön tarafta bulunan V şeklindeki oturma alanı daha fazla misafiri ağırlamaya imkan verecek şekilde tasarlanmış. Bu alanda koltuk yanlarında kolluk ve saklama bölümleri konforu arttıran özellikler arasında... Ön koltukta, öngüverteye çıkan kaymaz bir basamak oluşturan bir kapakla beraber kapalı bir depolama bölmesi bulunmakta. 240 Sundeck, standardında 260 beygir MerCruiser motor ile güçlendirilmiş. Tercihe göre motor gücü 300 beygire de yükseltilebilir.
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:50
Deniz Yatçılık / www.denizyatcilik.com
BOAT SHOW 20142014 BOATSHOW
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 16,00 m En: 4,46 m Ağırlık: 22.000 kg Motor: 2xD6-IPS600 (2x320 Kw-2X435 HP)
Absolute 52 FLY makinesi ile mükkemmel bir yemek ve açık alan birleşiminin sizi karşılamasıyla büyülenecek, stratejik bir şekilde konumlandırılmış odalar, salon ve havuzluğun ahengine kapılacaksınız. Baş tarafta, teknolojik, konforlu ve güvenli kumanda odası sizi karşılayacak. 52 Fly, kaptan ve yedek kaptan koltuklarının konforu sayesinde, size olağanüstü bir sürüş keyfi sağlıyor. Akşam olduğunda, alt güvertenin keyfini sürerken, kendinizi keşfedilmeyi bekleyen yepyeni bir alanın içinde bulacaksınız. Konseptini aidiyet fikriyle meydana getiren Absolute, tüm tasarımını, tamamen size ait olma hissiyatını yaratmak üzere uygular. Tekne sahibinin kendine ait mobilyalı, tuvalet/banyolu, çift yataklı ve rahat bir oturma alanı olan, master kabini bulunmakla birlikte, birkaç adım ötesinde, misafirleri için de ayrı bir tuvalet/ banyo ve aynı derecede konforlu ve özenle hazırlanmış iki yataklı
bir kamarası bulunmaktadır. Kalabalık misafir ağırlamayı seven tekne sahipleri içinse opsiyonel olarak, iki yataklı, tam boy bir kamara daha eklenebilir. Absolute, küçük düşünmeyi sevmez. Gerçek anlamda, tüm dünyayı düşünür. Doğa dostu çalışma prensibiyle, çevreye gösterdiği önemi ve saygıyı, yalnızca düşük harcamalarla değil, üretimde de ileri teknolojiyi kullanarak ortaya koyar. Bu yüzden modelleri, motor botların sağladığı güç sayesinde her zaman bir tekneden çok bir “mücevher” değerindedir. 52 Fly, insanla deniz arasındaki uzaklığı, mümkün olan en yakın mesafeye indirir. Kamara boyunca uzanan geniş pencereler, denizi size çok daha yakın ve dokunulası kılar. Pencereden dışarıya bir bakışınızla o muhteşem denizin sizi adeta ninni söyler gibi dinlendirdiğini göreceksiniz. ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 79
fuar tekneleri
Her tekne sahibinin en büyük arzusu, evde yaşadığı konforun aynısını denizde de yaşayabilmektir. Absolute 52 Fly bu arzunuzu eşsiz bir deneyim sunarak yerine getiriyor. Absolute 52 Fly geniş alanlarıyla; konforunuz, göz zevkiniz ve sevdikleriniz için tasarlandı. 16 metrelik uzunluğu, lüksü ve dizaynı denizle birleştirirken; kendini, onu çevreleyen alanın en önemli parçası yapıyor. Ana güverteden önce kesinlikle Fly Bridge’i ziyaret etmelisiniz; görülmeye değer olduğunu anlayacaksınız. Geniş bir oturma alanı, masa, mobilyalar, oturma grupları, sekiz kişiye kadar rahat ve hoşça vakit geçirebileceğiniz salonu sayesinde, Absolute 52 Fly’da dostlarınızla birlikte son derece konforlu ve harika vakitler geçirebilirsiniz. Üstelik ihtiyacınız olan her şey elinizin altında. Güverteye girişte, büyük bir buzdolabı, fiberglas ocak, mikrodalga fırın ve opsiyonel olarak ekleyebileceğiniz bulaşık
79
7.02.2014 00:50
BOAT SHOW 20142014 BOATSHOW
Gena / www.gena-yachtcharter.com/tr/
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 12,21 m En: 3,99 m Ağırlık: 8.200 kg Yakıt Tankı Kapasitesi: 720 l Su Tankı Kapasitesi: 250 l
Bavaria Sport 39 HT - HIGHLINE
fuar tekneleri
Bavaria Sport 39 HT 2012 Yılının başlarında üretime başlanmış motoryat segmentinde iddialı bir tekne. Yeni nesil kokpit dizaynına sahip, Spor dümenci koltuğu, zarif hatları, uzun gövde camı ve siportif tasarımıyla dikkat çekici bir tekne. 13,22 metre boy ve 3,99 metre genişlik ölçülerine sahip teknede 2 kamara ve tuvalet mevcut. Sport bir teknede 2,10 metre kabin içi yüksekliği görenleri şaşırtıyor. Bavaria Sport 39 HT teknesi, motor seçenekleri benzinli olarak 2x260 hp Mercruiser, 2x 320 hp Mercruiser; Dizel olarak ise 2x260 Hp Volvo Penta, 2x300 Hp Volvo Penta, 2x330 Hp Volvo Penta, 2x370 Hp Volvo Penta olarak 80
dergi.indd 80
POWERBOATS&YACHTS
talebe göre çeşitlendirilmiş. Ayrıca teknede 720 litre yakıt 250 litre su kapasitesi mevcut. Opsiyon olarak yakıt tankınızı 950 litreye çıkarma olanağı var. Bavaria Sport 39 HT ’nin bordalarında yer alan büyük camlar ve güverteye açılan havalandırmalar sayesinde aydınlık bir salona sahip olmanın yanı sıra teknenin ön ve arka bölümünde yer alan güneşlenme yatakları sayesinde aynı anda 4 kişi güneşlenebilir. Ayrıca ekstra sabit platformunu denize girmek için kullanılabilir. İsteğe bağlı sabit platformun yanında hidrolik yüzme platformu alınabilir ve botunu güverteye almak için kullanılabilir.
Bavaria Sport 39 HT ‘ da yüksek kalite mobilyalar, zemin kaplamaları ve döşeme seçenekleriyle teknenizin opsiyonları kişiye özel belirlenebilir. Zemin kaplamasının üzerinde halı opsiyonundan da bulunmakta. Eylül ayında fabrika tarafından standart donanımın dışında Highline isminde yeni bir paket de sunulmuştur. Bu pakette tekne ful opsiyona yakın bir donanıma sahiptir. Teknenin gövde rengi Gri olarak sunulmuş. Sport modelinde radar direği siyah olarak görünüşü değiştiren bir kombinasyon hazırlanmış.
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:50
Gena / www.gena-yachtcharter.com/tr/
BOAT SHOW 20142014 BOATSHOW
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 14,99 m En: 4,41 m Ağırlık: 11.950 kg Yakıt Tankı Kapasitesi: 1500 l Su Tankı Kapasitesi: 410 l
Bavaria SPORT 44 HT - HIGHLINE
fuar tekneleri
Bavaria ürün yelpazesindeki Sport serisinin en büyüğü olan Bavaria Sport 44 HT adından da belli olduğu gibi sportif tasarımıyla ön plana çıkıyor. 14,99 metre boy ve 4,41 metre genişlik ölçülerine sahip teknede 2 ve 3 kamara seçenekleri mevcut. Ayrıca her iki seçenekte de 2 tuvalet sunulmuş. Sport bir tekne olan bu modelde 210 cm kabin içi yüksekliği görenleri şaşırtıyor. Bavaria Sport 44 HT, motor seçenekleri diesel olarak 2x370 Volvo Penta, 2x 400 Volvo Penta, 2x370 Volvo Penta IPS500, 2x435 Volvo Penta IPS600 olarak talebe göre çeşitlendirilmiş. Ayrıca teknede 1500 litre yakıt 410 litre su kapasitesi mevcut. Bavaria Sport 44 HT’nin bordalarında yer alan büyük camlar ve güverteye açılan havalandırmalar sayesinde aydınlık bir salona sahip olmasının yanısıra teknenin ön ve arka Eylül ayında fabrika tarafından standart donanımın dışında Highline isminde yeni bir paket sunulmuştur. Bu paket içerisinde tekneyi ful opsiyona yakın bir donanıma sahip. Teknenin gövde rengi Gri olarak sunulmuş. Sport modelinde radar direği siyah olarak hazırlanmış. Teknenin görünüşünü değiştiren bir kombinasyon hazırlanmış. Teknenin içinde salonda teknenin Highline olduğuna dair suni deri seçenekleri ve yazılar ile de vurgulanmış. ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 81
81
7.02.2014 00:50
BOAT SHOW 20142014 BOATSHOW
Gena / www.gena-yachtcharter.com/tr/
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 12,39 m En: 4,21 m Ağırlık: 11.400 kg Yakıt Tankı Kapasitesi: 1200 l Su Tankı Kapasitesi: 410 l
Bavaria Virtess 420 FLY
fuar tekneleri
Bavaria’nın ilk flybridge modeli olma özelliği taşıyan Virtess 420 FLY 2013 yılında dengeleri değiştirdi. Avrupada 3 ödül alan tekne pazarda çok iddialı olduğunu kanıtladı. Aldığı ödüller ‘’ Power Boat Of The Year, Motorboat Of The Year Awards ve Nautical Design Awards ‘’, 13,60 metre tam boy 4,21 metre en ölçülerine sahip teknede 3 kamara bulunuyor. 1200 litre yakıt 410 litre tatlı su kapasitesi olan Bavaria Virtess 420 FLY ‘ da motor seçenekleri Dizel 2x370 Hp Volvo Penta, 2x400 HP Volvo 82
dergi.indd 82
POWERBOATS&YACHTS
Penta kuyruklu tip ile performans ve ekonomi avantajı sağlayan Volvo Penta IPS motor seçeneği de istenirse sunulabiliyor 2X435 HP Volvo Penta IPS 600. Bavaria Virtess 420 FLY versiyonunda teknenin FLY güvertesi genişliğiyle dikkat çekiyor. Rakiplerinin minimum 45 ft’te sunduğu özellikleri bu teknede bulmak mümkün. Ayrıca bu modelin içerisinde kokpit versiyonları da var. İstenirse sabit oturma grubu ve masa mevcut. Bunun yanında hareketli oturma grubu ve masa
opsiyonu da var. Oturma grubunun bulunduğu alan, birkaç minik düzenlemeyle güneşlenme verandasına dönüşebiliyor. Bavaria Virtess 420 FLY’da dikkat çeken bir diğer özellik de ön camın tek parça olması. Alman mühendisliğiyle İtalyan zerafetinin buluşması sonucu Bavaria Virtess oluşmuştur. Bavaria Virtess çizgileri kullanıcılarına yaşam kolaylıkları ve bu boyutlarda sahip olamayacakları donanımları sunmaktadır.
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 17:08
Gena / www.gena-yachtcharter.com/tr/
BOAT SHOW 20142014 BOATSHOW
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 8,95 m En: 2,99 m Ağırlık: 4.000 kg Yakıt Tankı Kapasitesi: 520 l Su Tankı Kapasitesi: 120 l
Bavaria Sport 29 Bavaria ürün yelpazesindeki Sport serisinde başlangıcı Bavaria Sport 29; sportif, dinamik ve güçlü olmanın yanı sıra çok yönlü ideal bir aile teknesi. Trafikten kurtulmak isteyenler için tam bir Boğaz teknesi. 8,95 metre boy ve 2,99 metre genişlik ölçülerine sahip teknede kıç tarafta 1 kabin ve salondaki masanın indirilmesiyle ikinci bir yatak odasına dönüşebilen bir alana sahip. Teknede bunun yanında
bir duş ve tuvalette mevcut. Bavaria Sport 29 ‘da 1,85 metre kabin içi yüksekliği bulunuyor. Bavaria Sport 29‘ da geniş bir güneşlenme güvertesi, havuzlukta 5 kişilik bir oturma alanı ve arka güneşlenme minderlerinin altında büyük bir depolama alanına sahip. Ayrıca motor seçenekleri benzinli olarak 1x320 Hp Mercruiser, 2x260 Hp Mercruiser, 1x380 Hp Volvo Penta, 2x225 Hp Volvo Penta bulunuyor; Diesel
olarak ise 1x260 Hp Volvo Penta, 1x300 Hp Volvo Penta, 2x170 Hp Volvo Penta, 2x220 Hp Volvo Penta olarak talebe göre çeşitlendirilmiş. Bavaria Sport 29‘ un bordalarının yüksek olmasıyla sert havalarda güverteye gelen spreyin minimize edilmesi sağlanmış. Teknenin ön ve arka bölümünde güneşlenme yatakları mevcut. Ayrıca ekstra sabit yüzme platformu denize girmek için geniş bir alan sunmakta.
Bavaria Sport 35 - HIGHLINE Hp Volvo Penta olarak talebe göre çeşitlendirilmiş. Ayrıca teknede 520 litre yakıt 150 litre su kapasitesi mevcut. Opsiyon olarak su tankını 250 litreye çıkarma olanağı var. Bordalarında yer alan büyük camlar ve güverteye açılan havalandırmalar sayesinde aydınlık bir salona sahip olmanın yanı sıra teknenin ön ve arka bölümünde yer alan güneşlenme yatakları sayesinde aynı anda 4 kişi güneşlenebilir. Bavaria Sport 35’ in ekstra sabit yüzme platformunu denize girmek için kullanabilir.
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 10,80 m En: 3,59 m Ağırlık: 6.200 kg Yakıt Tankı Kapasitesi: 520 l Su Tankı Kapasitesi: 150 l
ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 83
fuar tekneleri
Bavaria ürün yelpazesindeki Sport serisinde Open ve Hard Top opsiyonu olan Bavaria Sport 35 adından da belli olduğu gibi sportif tasarımıyla ön plana çıkıyor. 10,80 metre boy ve 3,59 metre genişlik ölçülerine sahip teknede 2 kamara ve tuvalet mevcut. Sport bir teknede 1,90 metre kabin içi yüksekliği görenleri şaşırtıyor. Motor seçenekleri benzinli olarak 2x260 Hp Mercruiser, 2x 320 Hp Mercruiser, 2x320 Hp Volvo Penta; Diesel olarak ise 1x370 Hp Volvo Penta, 2x220 Hp Volvo Penta, 2x260 Hp Volvo Penta, 2x300
83
7.02.2014 00:51
BOAT SHOW 20142014 BOATSHOW
Karina Yatçılık / www.karina.com.tr ❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 15,38 m En: 4,33 m Ağırlık: 14 ton Motor: 2 x Volvo Penta IPS 600, her biri 435mhp
Fairline Squadron 48 Flybridge kumanda istasyonuna yerleştirilmiş koltuklar seyir esnasında kaptan ve misafirlerine geniş bir görüş açısı sağlarken, gerektiğinde alçaltılarak güneşlenme yatağına dönüştürülebilen bir yemek masası etrafında tasarlanmış geniş oturma grubu tekne ölçüsünü unutturacak bir konfor sağlamaktadır. Denizin tadını çıkarmanın en güzel yolu
olan hidrolik yüzme platformu aynı zamanda Williams 285 TJ gibi bir botu kaldırmanızı sağlayan bir vinç görevi görmektedir. Geniş salonu boyunca hem iskele hem de sancak tarafına konforlu oturma grupları konulmuştur. Kumanda istasyonunun iskele tarafına yerleştirilmiş L şeklindeki oturma grubu; içerden yapılan seyir esnasında teknede
bulunan misafirlere de eşsiz bir görüş açısı sağlar. Aşağıda yerleştirilmiş üç adet kabin, Squadron’un olmazsa olmaz yüksek standartlarını yansıtmaktadır. Aynı zamanda 2 kabin versiyonla da seçilebilen Squadron 48, aydınlık mutfağının karşısına yerleştirilen bir oturma grubu ve yemek masası ile de seçilebilmektedir.
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 20,41 m En: 5,24 m Ağırlık: 32.890 kg Motor: 2 x Caterpillar C18-1015 Hp Şaft Dizel 30 Knot
Fairline Squadron 65 fuar tekneleri
Fairline’ın her modelinde olduğu gibi Squadron 65 de, bir mega yat izlenimi bırakır. Sosyalleşme alanları göz önünde bulundurularak tasarlanmış olan flybridge, kalabalık bir misafir grubunu ağırlayabileceğiniz gibi bir yemek masası ve iki büyük ve lüks şezlonga sahiptir. Flybridge’den ön güverteye doğru baktığınızda dikkatinizi çeken camlar, ön güvertedeki güneşlenme alanı boyunca devam ederek VIP misafir kabinin ışık 84
dergi.indd 84
POWERBOATS&YACHTS
almasını sağlar ve dış görünüşe eşsiz ve şık bir görünüm kazandırır. El yapımı görkemli mobilyalar, Squadron serisinin imzasıdır. Bu imza, Squadron 65’in dahiyane kirişsiz döşeme tasarımının göstergesi olarak uzun, geniş ve tek seviyeli iç mekanda en zarif ifadesini bulur. Sancak tarafındaki kapıdan güverteye doğrudan ulaşılabilmesi, salon yerleşimindeki zekaya vurgu yaparken, Bose® ses sistemi ve
elektrikle yüksekliği ayarlanan TV, buranın rahatlamak için mükemmel bir yer olmasını sağlamaktadır. Salon merdivenlerinden aşağıya doğru indiğinizde mükemmel döşenmiş üç kabin ve bir de mürettebat kabinini bulacaksınız. Hem master hem de misafir kamaralar, geniş ve ferah süit içi banyo yerleşimlerine, “etrafı açık” zarif yatak tasarımlarına, zengin gardırop ve depolama alanlarına sahiptir.
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:51
Karina Yatçılık / www.karina.com.tr
Targa 38 Open, ilk defa bu sene ilave edilen hidrolik yüzme platformu ile serinlemek için verdiğiniz yüzme molalarınıza inanılmaz bir keyif katar. Bu boy tekneler arasında en iyi dizayn edilmiş ve zamanınızı geçireceğiniz alan olan kokpit, akıllı yerleşimi ile
BOAT SHOW 20142014 BOATSHOW
Fairline Targa 38 Open
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 12,13 m En: 3,64 m Ağırlık: 7,6 ton Motor: 2 x Volvo Penta D6 370 Hp EVC
tüm tatiliniz boyunca size hizmet eder. Hard top ve elektrikli sunroof sayesinde ise bu konforun derecesi sadece parmaklarınızın ucundadır. Teknede başta ve kıçta olmak üzere iki kabin vardır. Banyo ve tuvalet teknenin sancak tarafında konumlandırılmıştır.
Teknenin salonu oldukça rahat C şeklinde bir oturma grubuyla tasarlanmıştır. Salona girişte sancak tarafta düşünülmüş, seramik ocak, mikrodalga fırın ve buzdolabı bulunan mutfak bir evin mutfağını aratmayacak bir konfor sunar.
bir şekilde özel olarak tasarlanmış. Sonucunda ise kusursuz suya tutunum ve çok daha hassas kontrol olanağı sağlanmıştır. Ayrıca söz konusu açılır tavan standart olarak panel camlıdır. Böylece “kapalıyken bile açık” hissi yaratmaktadır. Teknede ilerlediğinizde, iyi yerleştirilmiş ikiz koltuklu dümen istasyonu dışında birçok oturma yeri olan, lüks döşenmiş ferah ve sosyal
üst güverteyle karşılaşırsınız. Kokpitte masasıyla birlikte J-şekilli oturma alanı vardır ve bu alan istendiğinde güneşlenme yerine dönüştürülebilir. Alt güvertede standart olarak üç adet kabin vardır. İstenirse üçüncü kabin opsiyonel alt güverte salonu/ yemek odası olabilmektedir. Mükemmel düşünülmüş, mükemmel biçimlendirilmiştir.
Targa 48 GT Zarifçe kayarak açılan elektrikli tavandan, ortama sıcaklığı ve muhabbeti davet edebileceğiniz gerçekten muhteşem bir açık hava deneyimi sizleri bekliyor. Tamamıyla güneşin içinde bu spor teknenin heyecan veren görünümünün ardında, yeni teknolojiler ve olağanüstü bir mühendislik de bulacaksınız. Örneğin teknenin gövdesi Volvo Penta IPS motorlarına uygun
fuar tekneleri
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 15,38 m En: 4,33 m Ağırlık: 13.500 kg Motor: 870mhp 2 x Volvo Penta D6-435 EVC Dizel, her biri 435mhp
ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 85
85
7.02.2014 17:10
BOAT SHOW 20142014 BOATSHOW
Karina Yatçılık / www.karina.com.tr
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 19,37 m En: 5,03 m Ağırlık: 24.600 kg Motor: 2x MAN V8 1200 Şaft Dizel 1200 Hp 37 Knot
Fairline Targa 62 GT
fuar tekneleri
İlk bakışta, olağanüstü çarpıcı görünümlü ve gücünden şüphe duyulmayan spor bir tekne olarak dikkat çeken Targa 62 GT’nin asıl çekiciliği nefis kokpit düzenlemesindedir. Tüm ihtiyaçlarınızı karşılayacak bir wet-bar ve kokpitin üstünden açılabilen elektrikli tente sayesinde misafirlerinizle konforunuzdan asla ödün vermeden muhteşem zamanlar geçirebilirsiniz. Bütün bunların yanında; arka kısımdaki güneşlenme alanının bir bölümü hidrolik sistemle yukarıya 86
dergi.indd 86
POWERBOATS&YACHTS
kalkarak Williams 325 jet bot koymak için mükemmel iç garaj oluşturur. Garaj istemezseniz bu alanı mürettebat kabini olarak da düzenleyebilirsiniz. Hidrolik sistemle çalışan yüzme platformunu suyun altına indirip keyifli bir plaj haline getirebilir veya jet botunuzu güverteye almak için güçlü bir vinç olarak da kullanabilirsiniz. Teknenin içine girdiğinizde sizi, panoramik camlarla çevrelenmiş sıcak bir salon ve mutfak karşılamaktadır.
Küpeştelerden yükselen geniş camlar, aynı arabanızda olduğu gibi tek bir düğme ile açılıp kapanabilmektedir. Salon tavanında bulunan elektrik kumandalı hard-top vakum sistem sayesinde maksimum sızdırmazlık ve pürüzsüz bir çalışma sağlamaktadır. Teknede 3 kabin bulunmaktadır. Master kabin teknenin en geniş ve yüksek yeri olan baş tarafa yerleştirilmiştir. Bu kabinin içindeki alanlar, yatak ve banyo yerleşimi muazzam genişlikte ve rakipsizdir.
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:51
Karina Yatçılık / www.karina.com.tr
BOAT SHOW 20142014 BOATSHOW
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 7,42 m En: 2,55 m Ağırlık: 1.300 kg Motor: 300 HP / 2 x 150 HP
Cap Camarat 7.5 WA Cap Camarat 7.5 CC WA (Walk Around) konforu, güvenliği ve lüksü birleştirerek geliyor. ‘Prisma Process’ üretiminin getirdiği yeniliklerden olan aerodinamik tasarımlı gövde, serinin en dikkat çekici özelliklerinin başında geliyor.
Sportif ve agresif çizgileri ile hayranlık uyandıran serinin dikkat çeken bir diğer özelliği ise ‘mükemmel kumanda merkezi’. Kendinden büyük modellerden aldığı ilham ile üretilen kumanda merkezi ile Cap Camarat’ları
kullanmak adeta çocuk oyuncağı. Sürekli bir adım ilerisini düşünüp görmeye çalışan bir seri Cap Camarat. 1982’den beri güvenliği, konforu ve daha birçok özelliği ile yoluna emin adımlarla devam ediyor.
genişliği olan 755, çift kişilik kamarası ve salonda yatağa dönüşen oturma ve yemek masası grubu ile size benzersiz bir deneyim sunuyor. Lavabo ve tuvaletin bir arada olduğu Merry Fisher
755, ayrıca geniş bir havuzluğa sahip. ‘Legende’ opsiyonu da mevcut olduğu Merry Fisher 755, 150 HP dıştan takmalı motor seçeneği ile yüksek performans sağlıyor.
Merry Fisher 755 Her gün denize açılıp balık tutabileceğiniz, ya da konforunda keyifli zamanlar geçireceğiniz Merry Fisher 755 beklentilerinizi fazlası ile karşılıyor. 7,4 metre uzunluğu ve 2,78 metre
fuar tekneleri
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 7,4 m En: 2,78 m Ağırlık: 1.750 kg Tavsiye Edilen Motor: 150 HP (Dıştan Takma)
ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 87
87
7.02.2014 17:11
BOAT SHOW 20142014 BOATSHOW
Karina Yatçılık / www.karina.com.tr
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 9,25 m En: 2,97 m Ağırlık: 2.650 kg Motor: Marlin: 1 x 300 HP (Max.), 2 x 150 HP Marlin Offshore: 2 x 200 HP (Max.)
Jeanneau Merry Fisher 855 Marlin Henri Jeanneau’nun 1957 yılındaki zihninde canlandırdığı rüya, Jeanneau mühendisleri tarafından her modelde hala yaşatılıyor. Kısacası, Jeanneau tasarımcıları önce hayal etti ve Merry Fisher 855 Marlin yeniden
tasarlanandı. ‘Denizlerin arazi aracı’ Merry Fisher 855 Marlin böylece yeniden doğdu. Merry Fisher 855 Marlin’in modern tasarımı ve taşıdığı karakteristik çizgiler onu farklı kılıyor. Ergonomik tasarımı size özgürlük
sağlıyor. İster kokpitte keyfinize bakın, ister geniş havuzlukta vakit geçirin. Çok yönlü tasarımı sayesinde 855 Marlin ile farklı rotalar takip edebilir, ya da engin denizlerde tam bir balıkçı olabilirsiniz. Çünkü o her ikisinede sahip!
geniş ve aydınlık salona sahip. Tam donanımlı bir mutfağından çıkacak olan enfes tatları ister şarap eşliğinde salonda tadınız, ister genişleyip, size daha fazla bir alan sağlayan havuzluğunda kokteylinizi yudumlarken keyifle mideye indiriniz.
Kendinden beklenenden fazlasını sunan NC 9, sizi akıllıca tasarlanıp, gizlenmiş depolama alanları ile şaşırtacaktır. Buna ek olarak ise Volvo D4 -260 CV motoru ile size benzersiz bir performans sunuyor.
Jeanneau NC 9
fuar tekneleri
Basit ve akıllı tasarımı ile serinin en küçüğü olan NC 9, isteğe göre Asya ile Avrupa arasında bir ulaşım aracı, ister Güney sahillerine gidip keyifli bir tatil yapmak için bir gezi teknesi. 9,43 metre uzunluk ve 3,15 metre genişliğe sahip tekne, 2 kamara,
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 9,43 m En: 3,15 m Ağırlık: 4.830 kg Motor: VOLVO D4-260 HP
88
dergi.indd 88
POWERBOATS&YACHTS
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 17:12
Karina Yatçılık / www.karina.com.tr
Serinin en çok sevilen ve 2011 yılında Avrupa’da ‘Yılın Teknesi’ (European Power Boat of the Year, 2011) seçilen NC 11 Jeanneau, tasarımlarını İstanbul’u düşünerek yaptığını söyleyen İtalyan tasarımcı Garroni ve Premorel Concept tarafından özenle tasarlandı. 2 kamarası, banyo ve tuvaleti ile sizi rahatça ağırlıyor. Buna ek olarak yemek masasının akıllıca geniş
bir yatağa dönüştüğü salonunda, panoramik camları ve açılır tavanı ile salonunda her zaman aydınlık ve ferah bir ortam sağlıyor. Salon altında tasarlanan geniş depolama alanları, mutfak gereçlerini düzenli bir şekilde koymanızı sağlayan raflar, tam donanımlı mutfak ile NC 11 aldığı ödülün hakkını veriyor. Küçük bir hareket ile kıç havuzdaki oturma yerini arka platforma kadar
uzatırken, salondaki koltuk düzenini havuzluğa göre ayarlayabilirsiniz, Yana açılır kapılar ise havuzlukta sevdiklerinizle vakit geçirmenizi sağlar. Tam donanımlı kaptan köşkü ile iskele tarafından açılır kapısı, sizin için tekne kullanmayı pratik bir hale getiriyor. Volvo’nun iki adet D3 200 HP motorları ile de uzun seyirler yaparken, yakıttan her zaman tasarruf etmenizi sağlıyor.
BOAT SHOW 20142014 BOATSHOW
Jeanneau NC 11
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 11,15 m En: 3,74 m Ağırlık: 5.925 kg Motor: VOLVO D6 330 DP 330 HP
Velasco 43
fuar tekneleri
Kimileri ‘flybridge’ sever. Velasco 43 , ‘flybridge’ motoryat/trawler tasarımına yeni bir soluk getiriyor. 13,7 metre uzunluğa Velasco 43, iki adet 380 beygirlik Cummins motorları ile kendinden bekleneni fazlasıyla veriyor. İster Flybrige’inde, isterseniz pruva minderleri üzerinde güneşlenin, 7’den 70’e herkese hitap edebilen bir model. Geniş salon ve havuzluğa sahip Velasco 43, size özgürlüğün kapılarını ardına kadar açıyor. Dilediğinizce hareket edebilir, denizin tadına varabilirsiniz. Seçim sizin… Ferah ve geniş yaşam alanlarını beklenenin üzerinde sunuyor ve rafine tasarımı sayesinde yüksek hızlarda bile maksimum güvenlik sağlıyor. Şaftlı motor ve ‘joystick’ birleşimini görünce neden geleceğin teknesi dediğimizi de anlayacaksınız. Hem seyir halinde, hem de manevralarda kolay bir kullanım sağlayan Velasco 43, bildiğiniz ne varsa unutmanıza sebep olacak.
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 13,7 m En: 4,13 m Ağırlık: 10.100 kg Motor: x CUMMINS QSB 6.7L 380 CV ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 89
89
7.02.2014 17:12
BOAT SHOW 20142014 BOATSHOW
Karina Yatçılık / www.karina.com.tr
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 17,92 m En: 4,79 m Ağırlık: 17.70 ton Maks. Hız: 30 knot Seyir Hızı: 24 knot
Prestige 550 S Prestige 500 S ile başlayan Coupé motoryat kavramı Prestige 550 S ile daha da genişliyor.
fuar tekneleri
Prestige, tamamen aynı seviyede tasarlanmış ferah yaşam alanından kokpite açılan geniş kapılar ve açılır büyük spor tavan ile coupé motor yat anlayışını yeniden tanımlanıyor. Bu tasarım ile klasik motor yatlarda rastlananın aksine tüm denizlerde, her hava şartında mükemmel ve konforlu bir seyir için ideal düzen sağlanmış. Uzunlamasına ve seçkin çizgileriyle gücü ve ağırbaşlılığı yansıtırken, yıllarca eskimeyecek natürel tasarımıyla çetin rekabetin yaşandığı sınıfında rakiplerinden daima bir adım önde olmayı başarıyor. 550S’in devasa havuzluğunda bulunan oturma grubu istenildiğinde geniş bir güneşlenme alanına döndürülebiliyor. Tabii ki bu arada güneşten rahatsız olabilecek misafirler için kokpitin üst 90
dergi.indd 90
POWERBOATS&YACHTS
tarafında gizlenmiş ve arkaya doğru otomatik açılabilen büyük tente güneşli günlerde en ihtiyaç duyulacak özelliklerden. Geniş ve güvenli yan güvertelerden geçilerek teknenin pruvasına gelindiğinde sınıfının üstünde bir büyüklüğe sahip güneşlenme alanı sizleri bekliyor. Üst kattaki sportif Flybridge’te bulunan tenteli XXL güneşlenme alanı ister seyirde, ister demirlediğinizde benzersiz bir keyif mekanı sunuyor. Kıç kokpit ile salonun merkezinde konumlandırılmış mutfak her iki tarafa servis kolaylığı sağlıyor. Ayrıca geniş oturma grupları ve 360 derece panoramik görüş açısı sağlayan camlar salonda boyutlarının çok üzerinde ferahlık sağlıyor. Özel bir merdivenle ayrı girişe sahip olan büyük master kabinde bulunan gövdedeki büyük pencereler, oda ile banyoya doğal ışık ve etkileyici bir deniz manzarası sunuyor. Pruva kısmında ise kabinlerin ferahlığı, büyük tuvaleti
ve kapalı duş bölümü bağımsız bir yaşam alanı yaratıyor. Geniş misafir kamarasındaki yatak da ister çift kişilik ister tek kişilik olarak kullanılabiliyor. Prestige 550’nin güçlü yeni nesil gövdesi, pod tahrik sistemi ile optimize olarak çalışması için J&J Design tarafından özel olarak tasarlanmıştır. Gövde tasarım sürecindeki en önemli başarı, 25 knot seyir hızı ile en iyi performansı sağlayabilmek ve kolayca 30 knot üzeri hıza erişimi sağlamak üzere bir gövde oluşturmak olmuştur. Bu 55 feet uzunluğundaki motor yatta, Cummins QSC 600 motorlarının ve Zeus 3800 podlarının seçilmesi ile olabilecek en uygun eşleşme yapılmış, şaft dizaynlı bir motor yata göre %20 yakıt kazancı sağlanmıştır. Ayrıca entegre otomatik flap trimleri özelliğinin yanında, joystick özelliği ile kolay manevra yapılabilmekte ve motorların yerleşimi sebebiyle benzersiz bir kıç kabin oluşmaktadır.
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 17:13
Karina Yatçılık / www.karina.com.tr
BOAT SHOW 20142014 BOATSHOW
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 17,92 m En: 4,79 m Ağırlık: 24.100 kg Motor: Cummins 2 x 600 hp /Zeus
Prestige 550 Garroni tasarım ekibi şu üç temel ilkeye dayanan şık bir Prestige tasarladı; Tasarımda uyum, benzersiz denizcilik kabiliyeti ve yenilikçi tasarım çözümleriyle entegre, optimum bir konfor…
bölümüne de servis yapma kolaylığı ve havuzluk ile salon arasındaki 3 adet farklı yönlere açılabilen aynalı kapı kanatları. 55 feet bir motoryatta olağanüstü boyuttki XXL Flybridge Prestige 550 nin en önemli güçlerinden biridir. Prestige 500 ün başarısındaki en önemli kavramların yeniden ele alınması ile birlikte yaratılan muazzam yaşam alanları. Kokpit ve salonun doğrudan bir iletişim içinde olması, içeriye ve dışarıya servis verebilmek için mükemmel bir şekilde konumlandırılmış geniş bir mutfak. Fakat Prestige 550 ‘nin en büyük sürprizlerinden bir diğeri ise, normal şartlarda çok daha büyük boydaki bir yatta bulunabilecek, özel bir giyinme dolabı, bir duş bölümü ve banyoyu içinde barındıran özel erişimli master kabindir. ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 91
fuar tekneleri
Bu motoryat, şık, zarif, ince uzun profili ve farklı tasarımı ile birlikte daha güçlü bir kişiliğe sahiptir. Bakıldığında 60 feet bir motoryattaki uzunluk ve genişliğe sahip olan flybridge ile birlikte, iç tasarımdaki çağdaş konsept, gelişmiş ve zekice ayrıntılar içeren yaşam alanı Prestige 550 nin farklı özelliklerinden sadece bazılarıdır. Etkili gövde tasarımı Jerne Jakopin ‘in işbirliği ile üretilmiştir. Motor performansını en üst düzeye çıkarmak için dizayn edilmiş olan V şeklindeki konik yapı Zeus Pod ile donatılmış ve güçlü 2 x Cummins QSC 600 motorlar
ile birleştirilmiştir. Bu eşleşme şunları sağlamaktadır; kolayca kullanılabilen joystick kontrolü, daha düşük ses ve vibrasyon sebebiyle daha fazla konfor, entegre elektronik flapların kullanılabilirliği ve tüm bunların toplamında gelişmiş yakıt verimliliği… Ayrıca tasarım ekibi motorları daha ileriye doğru yerleştirilerek 2 ayrı avantaj daha sağlamışlardır; cömert boyutlu bir master kabin ve kıç bölümün serbest kalması ve ağırlık merkezinin ileri doğru kaydırılmasıyla çok daha iyi bir denge. Güverte planı ve geniş yan geçişler, baş üstünde rahat bir güneşlenme alanı ve baş üstü bimini, büyük hidrolik yüzme platformu ve geniş kıç havuzluk alanı, teknede hayatı kolaylaştırmak için tasarlanmıştır. Kıç tarafta konumlandırılan mutfaktan doğrudan geçiş ile kokpite çıkış, flybridge
91
7.02.2014 17:13
BOAT SHOW 20142014 BOATSHOW
Karina Yatçılık / www.karina.com.tr
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 15,20 m En: 4,5 m Ağırlık: 19.862 kg Motor: Volvo IPS 600 2 x 435 hp
Prestige 500
fuar tekneleri
Prestige’in 500 konsepti iki ana prensibe dayalıdır; tasarımda mükemmel uyum ile güç ve güvenliğin garantisi. Zaten birçok ödülü (Best Interior Design, Best Motor Yacht, Best of the Best, Motor Yacht of the Year ) tek başına toplaması da bunun bir göstergesi olsa gerek. Teknede, deniz üzerindeki yaşamı kolaylaştırmak için geniş yan güverteleri, baş kısımdaki siperlikli güneşlenme minderleri, büyük flybridge ile korunan ferah kıç kokpiti, salonun kıç tarafına konumlandırılmış kullanışlı mutfağı, büyük yüzme platformu ve hidrolik pasarellasına kadar her şey en ince ayrıntısına kadar hesaplanarak tasarlanmıştır. Salondan 92
dergi.indd 92
POWERBOATS&YACHTS
erişilen ve teknenin orta kısmında yer alan master kabini bol ışık alan büyük camlarıyla oldukça aydınlık ve ferah olmasının yanında özel banyo ve duşa da sahiptir. Prestige 500’ün en göze çarpan kısımlarından biri olan devasa flybridge’i, ön tarafta güneşlenme alanı, iki kişilik dümen mahalli, kuzinesi ve büyük masasıyla kullanıcısına 50 feet’ten daha büyük bir teknedeymiş hissi yaşatmaktadır. Tasarımlarını yaparken her zaman İstanbul’u düşlediğini söyleyen İtalyan tasarımcı Garroni, denizde yaşamdan tam olarak faydalanma kavramı üzerine devrim yarattılar. Prestige 500 eş seviyede yaşam alanı sunmaktadır. Salonun arka tarafında
konumlandırılmış geniş kuzine hem salona hem de kokpite servis kolaylığı sağlayarak aşçınızı mutlu edecek! Salondan özel girişle erişilen ve geniş gövde camlarıyla aydınlanan master kabinde, teknenin tam ortasındaki alan verimli kullanılarak son derece ferah bir mekân yaratılmış. Yılların getirdiği tecrübeyle birlikte Prestige, Volvo IPS sistemiyle mükemmel uyumlu gövdeyi geliştirmiştir. Sivri V-biçimli bu gövde, konumu en iyi ağırlık dengesini sağlamak için ayarlanmış 2 adet Volvo IPS 600 ile birleşince, her hava koşulunda sorunsuz bir performans ortaya koymaktadır. Joystick ise hem seyirde hem limana yanaşırken kontrolü kolaylaştırarak keyif almanızı sağlar.
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 17:15
Karina Yatçılık / www.karina.com.tr
BOAT SHOW 20142014 BOATSHOW
Williams Jet Tenders Dünyanın en yetenekli jet botları kuşkusuz Williams Performance Tenders. 1995 yılında temelleri atılan ve 2004 yılında seri üretime geçen William botlar, kısa sürede tüm dünyanın beğenisi kazandı.
bile stabilite sağlayan modelleri ile çıkarılabilen, yapıştırma olmayan tüpleri sayesinde Williams botlar üstün kalitesi ile kalpleri fethediyor. Avrupa’da 24 noktada ve dünyanın merkezi yerlerinde (Avustralya, Brezilya, Kuzey Amerika, Dubai, Hong Kong ve Rusya) bulunan yaygın servis ağıyla da Williams markası her zaman bir adım önde. Başarısını 2010 yılında İngiltere’de verilen, ‘Queen’s Award’ prestij ödülü ve 2011 yılında Avrupa’da En İyi Performans Botu seçilerek taçlandıran Williams markası, 2007 yılından beri Karina kalitesi ile Türkiye’de. ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 93
fuar tekneleri
Şu anda dünyanın lider tekne üreticilerinin (Fairline, Jeanneau, Sunseeker, Riva, Ferretti, Azimut, vs.) tek tercihi olan Williams botlar sektöre birçok yenilik getirdi. Marka sektörün ilk su soğutmalı 4 zamanlı turbo motoru ile Turbojet ve Dieseljet seçenekleri sunuyor. 2,89 metre ile 6,25 metre arasında değişen ebatları ve 98 beygirden
180 beygire değişen motor seçenekleri ile ister 4 saniyede 20 knot gibi hızlara ulaşın, ister mono su kayağı da dâhil birçok su sporu ile keyifli zamanlar geçirin. Bunlara ek olarak, ‘Built My Tender’ ile Williams kendi botunuzu tasarlamanıza olanak sağlıyor. Uzun seyirler için mükemmel yakıt tasarrufu sağlamasının yanında, merkezi oturma pozisyonu ile güvenli bir seyir sunan Williams botlar, ağırlık dağılımı, denge ve ekstra taşıma gücü için tasarlanmış oturma düzeni sunmaktadır. Dönüşlerde tutunmayı sağlayan gerçek spor tekne karinası ile yüksek hızlarda
93
7.02.2014 00:52
BOAT SHOW 20142014 BOATSHOW
Karina Yatçılık / www.karina.com.tr
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 12,94 m En: 4,22 m Ağırlık: 13.500 kg Motor: 2 x Volvo Penta D6 EVC-370 Hp Şaft Dizel 28 Knot • 2 x Volvo Penta D6 EVC-435 Hp Şaft Dizel 30 Knot
Fairline Squadron 42 Fairline’ın sektörde sembolleşmiş Squadron serisi her zaman için çarpıcı görsellik, gelişmiş tasarımı ile özel bir sınıfı temsil etmiştir.
fuar tekneleri
Squadron ismi bu özelliklerin yanı sıra şu ana kadar filonun en büyük tekneleri olarak biliniyordu. Kendisinden daha büyük akrabalarının öncülük ettiği pratiklik, öncü tasarım ve teknoloji üstünlüklerini bünyesinde barındıran, Squadron 42, zarif dış çizgileri ile dışarıdan güzel göründüğü gibi içeriyi de mükemmel bir ışıkla doldurup ferahlatan panaromik camlarıyla tam bir Squadron. Büyük teknelere has geniş mekan duygusu ekstra geniş flybridge’te de kendisini hissettiriyor. Yan güvertelerdeki geniş yürüme 94
dergi.indd 94
POWERBOATS&YACHTS
alanı, kokpitteki çift giriş kapısı bu boy için alışılmadık bir açıklık sağlamış. Akıllıca tasarlanmış kokpit oturma grubu, yüzenlerin yukarıdan seyredildiği ve sosyal etkinliklerin düzenlendiği bir teras alanı oluşturacak şekilde arkalıkları döner koltuklara dönüştürülebilmektedir. Squadron 42’deki başka bir “ilk” ise opsiyonel bot indirme platformudur. Williams 285 boyutunda bir botu kolaylıkla suya indirip kaldırmanızı sağlayan bu özellik Squadron 42’yi rakipleri arasında eşsiz kılmaktadır. Tüm bu kullanım kolaylıklarına bir de basamak altından çıkan hidrolik pasarella eklenince arka tarafın yerleşimi ve kullanışlılık bu boy bir teknede alışılmadık bir seviyeye
ulaşmaktadır. Squadron 42’nin iç özellikleri de, bu çarpıcı serinin DNA’sı haline gelmiş benzersiz işçilikleri, pratik, kullanımı kolay tasarımları ile rakipleri arasında hemen öne çıkmaktadır. Tekne sahipleri ve misafirleri ferah, havadar salonundan tam boy pencereli ve görkemli mobilyalarıyla master kabine kadar her yerde sınıf birincisi yerleşimin tadını çıkarırlar. Öyle ki; iki tek yatağı birleştiğinde büyük bir double yatağa dönüşen yerleşimiyle ve aynı zamanda banyoya bakan iki kapısı tamamen açıldığında neredeyse iki katı büyüklüğe ulaşan bir misafir kabini bulunuyor. “İyi” bir gezinti teknesine yakışacağı gibi mutfağı da iki buzdolabı ve geniş saklama alanlarıyla oldukça kullanışlı.
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:53
BOAT SHOW 20142014 BOATSHOW fuar tekneleri ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 95
95
7.02.2014 00:53
BOAT SHOW 20142014 BOATSHOW
Sirena Marine Denizcilik / www.sirenamarine.com.tr
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 20,15 m En: 5,23 m Ağırlık: 28 ton Motor: 2X1150 mHP Caterpillar C18
AZIMUT 64 Azimut Yachts, flybridge serisinde elde ettiği başarısını, yeni modeli Azimut 64 ile daha da güçlendiriyor. 20 metreden uzun olan bu yat, dünyada 200 adet satılarak eşsiz satış başarısı yakalayan Azimut 62’nin de doğal halefi.
fuar tekneleri
Stil sahibi yenilik, benzersiz güvenlik düzeyi, mükemmel seyir kabiliyeti sunan Azimut 64, Azimut 62’nin elde ettiği başarıyı mümkün kılan tüm güçlü noktaları yeniden yorumladı ve geliştirdi. Azimut 64’ün özgün ve sportif tasarımı daha ilk bakışta dikkat çekiyor. Güvertenin genel çizgileri, tekneye zarafet ve ahenk yayarken, koyu pencereler de salon seviyesine kanatlarla beraber daha da agresif bir izlenim sergiliyor. Flybridge üzerine yerleştirilmiş ayna parlaklığındaki cam, zaten 96
dergi.indd 96
POWERBOATS&YACHTS
mükemmel olanı daha da zarif kılıyor. A sınıfı güvenlik sertifikasyonuna sahip Azimut 64 her tür deniz ve hava koşulunun üstesinden gelebilir. Geleneksel ve karbon elyaf gibi yenilikçi kompozit malzemeler arasında mükemmel denge yakalanacak şekilde tasarlanan Azimut 64’ün gövde ve genel yapısı, en yüksek gerilimin olduğu noktaların daha da dayanıklı olması için infüzyon işlemi uygulanarak üretildi. Bu malzemeler aynı zamanda gövdenin ağırlığını azaltıyor ve iki adet 1150 hp’lik Caterpillar motorun daha düşük enerji tüketimi ile daha yüksek performans yakalamalarına olanak tanıyor. Mürettebat kabinine açılan su geçirmez kapı, yanlamasına açılıyor ve elektronik olarak kilitlenebiliyor. Mobilyalar ise ergonomik tasarım
ve biçimleriyle dinlenme anında maksimum konfor sağlıyor ve her odada, koridorda, merdivende ve baş üstü yüzeylerde bulunan tırabzanlar misafirlere ve mürettebata hareket kolaylığı tanıyor. Teknenin iyileştirilen manevra kabiliyeti ve dayanıklılığı ile seyirler artık daha keyifli. Sahip olduğu Kolay Yanaşma sistemi ve Seakeeper sayesinde, Azimut 64’ün yalpalama oranı, gerek demir atılmış halde, gerekse seyir esnasında %80’e varan oranda azaltıldı. Güverte istasyonu; ikili koltuk, güç destekli sırtlık, güverte enstrümanlarının tam kontrolünü sağlamak için gösterge panelinin ortasına yerleştirilmiş yüksekliği ayarlanabilir dümen, ferah ön camlar ve maksimum görüş mesafesi sağlayan otomatik yan camlarıyla mükemmel bir ergonomiye sahip.
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:53
BOAT SHOW 20142014 BOATSHOW fuar tekneleri ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 97
97
7.02.2014 00:53
BOAT SHOW 20142014 BOATSHOW
Tur Marin / www.turmarin.com.tr
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 16,30 m En: 5,05 m Ağırlık: 4,9 t Motor: 110 PS / 150 PS optional
Dufour Yachts Yeni Amiral Gemisi 560 Grand Large 500 Grand Large’a çok benzese de önemli farklar var. Küçük 500 modelinde sürgülü olan Asimeteik baston bu modelde demir locası ile birlikte gövdeye bütünleşmiş, aynı zamanda hem demir’i barındırıyor hem de basamak görevi görüyor. %106’lık Standart Genova’ya alternatif olarak Selftack Ray sistemi sunulmaktadır. Yeni olan, Dufour’da bir ilk, arkada katlanır yüzme platformu arkasında Tender için garaj barındırmaktadır. Tek kanatlı dümen palasının belirgin bir şekilde ön tarafta monte
edilmesinden dolayı geniş bir Bot Garajı tasarlanabilmiş. İç tasarımda Dufour 500 GL’den bildiğimiz işlevsel fonksiyonlar ayrıştırılmış. Mutfak baş kabin önünde enlemesine boydan boya yer alıyor. Çok geniş ergonomik ve kullanışlı. Salondan tamamen bağımsız. Bu şekilde bölme teknenin iç kısmında yeni bir “geniş alan” hissi vermektedir. Master ön kabinde tekne sahibinin tercihine göre farklı kombinasyonlarda yerleşim yapılabilmekte. Burunda ayrıca tam donanımlı bir gemici kabini yer alıyor.
fuar tekneleri
Dufour Yachts Grand Large serisi şimdiye dek ürettikleri en büyük yat üzerinde çalışıyor. Yeni 560 Grand Large ın dünya lansmanı 14-24 Şubat 2014 tarihleri arasında CNR Avrasya Boatshow da TUR MARİN ile birlikte yapılacak. bu aynı zamanda Dufour Yacht 50 yıl kutlama yıl hediyesi. Toplam boyu 16,30 m. Yeni tekne görsel olarak Grand Large serisinin DNA’sını taşıyor. Belirgin Gövde çizgisi, gövde üzerinde büyük ve uzun camlar, geniş kokpit alanı , geniş arka platformu ve düz güverte yapısı ile tam bir Akdenizli.
98
dergi.indd 98
POWERBOATS&YACHTS
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 17:19
Tur Marin / www.turmarin.com.tr
BOAT SHOW 20142014 BOATSHOW
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 12,35 m En: 4,2 m Ağırlık: 9.430 kg Motor: 40 cv / 40 HP
Yeni Dufour 410 Grand Large Yeni Dufour 410 sıradışı tasarımı ve performansı ile alışkanlıklarınızı test edecek bir tekne.
Farş altında eskiye nazaran daha da büyük ikinci bir iç kalıpla hazırlanan kiler alanı çok kullanışlı. Mutfak ve buzdolabı uzun seyirler için tasarlanmış. Kasara üzerinde kullanılan büyük boy aydınlatma camları tekne içinde gün ışığından maksimum faydalanılmasına olanak veriyor. Salonda karşılıklı oturma düzeni son derece güzel düşünülmüş. Ayrıca farklı kombinasyonlara dönüşebiliyor. Kasara üzerinde led anbians aydınlatmalar çok şık ve abartısız. İki ve üç kabin ve tek veya çift WC obsiyonu olan 410 da tek WC versiyonunda ön kabin inanılmaz ferahlıkta gerçek bir master kabin haline geliyor. Arka kabinler daha geniş ve ferah. ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 99
fuar tekneleri
Dünyanın önde gelen yelkenli yat üreticilerinden Dufour Yachts 2009 yılından itibaren yenilediği Grand Large serisinin en yeni teknesi 410 Grand Large Aralıkta 2012 Paris Nautic Boat show da görücüye çıkmıştı. Şubat ayında CNR Boat Show’da sergilenen Yeni Dufour 410 Grand Large bu yenilikçi yaklaşımın tüm özelliklerini bünyesinde barındıran bir yelkenli olarak çok ses getirecek bir tekne olacağını şimdiden belli ediyor. Tasarımı Umberto Felci tarafından yapılan 410 zarif çizgisi, yelkenci özelliklerinin yanı sıra farklı
salon kombinasyonuna sahip mükemmel iç yerleşimi, geniş kokpit alanı ile göz alıcı özelliklere sahip. Dufour Yachts’ın hızlı gövde yapısı yeni köşeli tasarımla daha da performanslı kılınmış. İnce kesitli salma ve derin dümen palası performans tasarım özelliklerini yansıtıyor. Tekne üzerinde düz kesitler tüm güverteyi yaşam alanı olarak kullanmanıza olanak veriyor. Yan güverte geçişleri çok rahat. Kokpitte komple açılan yüzme platformu ve yatak olabilen oturma yerleri ile kokpit de ilave bir yaşam alanı sunuyor. Geniş kokpit masası, büyük depolama ambarları, seyir ekipmanı yerleşimi ile üstün ergonomik özelliklere sahip. Salon girildiğinde hayranlık uyandıran bir ferahlık sizi bekliyor.
99
7.02.2014 17:19
BOAT SHOW 20142014 BOATSHOW
Tezmarin / www.tezmarin.com
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 10,40 m En: 2,42 m Maks. Hız: 71 knot Motor: Mercury Verado 350 HP x 2
Yüksek Performansın En İyi Tanımı seaDNA 999 Powerboat tasarımlarıyla ünlü İngiliz tasarımcı Adam Younger tarafından tasarlanan bu yüksek performanslı RIB, sunduğu sarsıntısız sürüş ve mükemmel yakıt verimliliğiyle uzun mesafeli offshore seyirler için ideal. İki 350 motorun sağladığı maksimum çekiş gücü ve tek bir 250 outboard kadar düşük güç kullanma yeteneğiyle seaDNA
999 gerçekten üstün performans sergiliyor. Genelde gezi amaçlı olmasına karşın seaDNA 999, 71 knot’un üzerine çıkabiliyor. Gerçek bir performans botu olmasına rağmen, burundaki şaşırtıcı hacimli kabini sayesinde son derece konforlu. Özgün güverte tasarımının olanak verdiği bu kabin, tüplerin yüksekliğini aşmadığı için açık bir RIB’in
popüler sportif görünümünü etkilemiyor ve bir yandan da iki kişinin rahatça uyuması mümkün olabiliyor. Tek veya çift outboard veya Sterndrive’lara göre üretilen botta oturma alanlarının yanı sıra ayrı bir deniz tuvaleti içeren geniş bir sundeck yer alıyor. seaDNA999 gerek sportif, gerekse keyif beklentilerinizi karşılıyor.
PIRELLI 1100 CABIN Pirelli PZero’dan ilham alan 1400, filonun amiral gemisi olarak tanımlanabilir. Prestijli Red Dot Design Award sahibi olan yeni model, Pirelli PZero 1000 Cabin’in doğal evrimi sonucu ortaya çıktı. Kıçtaki büyük sundeck ve yaşam alanları önceki modelden alındı. Spor ve yarış tekneleri tasarımında lider bir İsveç firması olan OMD (Ocke Mannerfelt
Design) tarafından tasarlanan karbon serisindeki Hard Top’lı rahat konsol, geniş bir kabinin girişini saklıyor. Lavabo, tuvalet ve duşlu geniş banyonun yanı sıra kabinde küçük bir dolap ve iki kişilik büyük bir yatak da yer alıyor. Serinin diğer modellerinde olduğu gibi burada da geniş saklama bölmelerini gizlemek üzere özel olarak tasarlanan kırmızı minderli
oturma bölmesi ile mini bar, lavabo ve büyük bir buz kutusunun da yer aldığı rahat yemek alanı gibi finişler ve rafine detaylar sağlanmış. Dizayn ve teknolojiyi buluşturan PIRELLI PZero 1100 bot, Hard top’ın boyası, elektrikli su ısıtıcı, su tutmayan minder kumaşının rengi, kokpit için çıkarılabilen masa gibi çeşitli kişiselleştirme seçenekleriyle sunuluyor.
fuar tekneleri
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 11,37 m En: 3,54 m Maks. Hız: 50 knot Motor: Mercruiser 320 HP x 2
100
dergi.indd 100
POWERBOATS&YACHTS
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 17:21
Tezmarin / www.tezmarin.com
Oceanis 38 Oceanis 38 daysailer, weekender ve cruiser olmak üzere 3 ayrı versiyona sahip bir tekne. Modern Oceanis serisinin en küçük boyu Oceanis 38 gövde yapısı, kokpitteki geniş yaşam alanı ve modern çizgileri ile Oceanis serisinin tüm özelliklerini barındırıyor. Tekne lego parçalarıyla oynar gibi modüler bir yapıya sahip ve zamanla değişen ihtiyaçlara cevap
verebilir nitelikte. İç mekanda kabinleri, mutfağı, ekstra dolapları, en ilginci master kabin için duvar ve kapıyı sonradan sipariş edebilmek mümkün. İç mekandaki renkler ve bölmesiz kullanılabilen ön yatak, mutfak ve salonun konumlandırılması sayesinde iç mekandaki ferahlık 40 feet teknelerle yarışabilecek boyutta. Tekne 2 veya 3 kabinli olarak tasarlanabiliyor.
Tek tuvalet seçeneği var ve ayrı duş seçeneği ile teknede konforun boyutla değil yaratıcılıkla bağlantılı olduğunu kanıtlıyor. Kabinlerde dolap seçeneği olmakla birlikte, valizlerinizi dolap gibi kullanmayı tercih etmeniz durumunda duvar askılıkları var. Oceanis 38 Türkiye’de ilk olarak 2013 Pendik Boat Show’da sergilendi. 2014 CNR Avrasya Boat Show’da da sergilenecek.
BOAT SHOW 20142014 BOATSHOW
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 11,50 m En: 3,99 m Ağırlık: 6.430 kg Motor: 29 HP YANMAR
Monte Carlo 70 ❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 21,30 m En: 5,42 m Ağırlık: 42.000 kg Motor: 2 x MAN V8 1200 (ZF POD) 2 x MAN V8 1200 (V-Drive)
MCY 70’in mühendisliğinde kendine has bir çekicilik var. Seyir halindeki deneyimi ve iç mekanın atmosferini bile anında hissettirecek şekilde tasarlanmış. Boyutların ve malzemelerin yarattığı cazibede bir doğallık dokunuşu hissediliyor; sanki MCY 70’in güzelliği insanın yaratım sürecinin sonucu değil de tabiatın bir armağanıymış gibi. Kullanılan değerli malzemeler, yapay işlem görmemiş: zemin için çizilmiş tik, mobilyalar içinse çizilmiş meşe ve çınar tercih edilmiş. Kullanılan mermerlerin (Bronze Amani ve Persian Limestone) yarattığı aynı doğallık hissi, teknenin teknolojik özelliklerinin kalitesinin ve tasarım çözümlerindeki işlevselliğin sonucu olarak yaratılmış. ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 101
fuar tekneleri
Monte Carlo Yachts 70, suya rahat giriş sağlayan yüksek ve geniş burnundan hem bir Akdeniz koyuna hem de okyanus dalgalarına uyan çizgilerine kadar çeşitli tasarım detaylarıyla marka konseptinin mükemmel bir örneği. Bu modelde ayrıca özel ve daha önce görülmeyen özellikler de bulunuyor: MCY 70’in dikkat çekici yapısını en iyi fly ve fashion plates profilleri arasındaki kesintisiz akış ile klasik fonksiyonel unsurları ustalıkla kullanan ve modern bir tarzda yorumlayan Monte Carlo Yachts’ın imzası sayılan özelliklerden biri olarak öne çıkan cam ve çelik destekler tanımlayabilir.
101
7.02.2014 17:21
BOAT SHOW 20142014 BOATSHOW
Borusan Marine / www.borusanmarine.com.tr
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 11,30 m En: 4,10 m Ağırlık: 9.000 kg Motor: 2 x 225/260 VOLVO, 2 x 220/260 YANMAR
Rhea Trawler 36 fuar tekneleri
Rhea Trawler 36, en zorlu deniz koşullarında üst düzey konfor, çevreci ve tasarruflu yüksek bir performans sunmak üzere tasarlandı. Rhea Trawler 36, salon ve arka havuzluk arasına konumlandırılmış mutfak ile iç tasarımda yenilikçi bir kullanım kolaylığı sunuyor. Arka havuzluğuna açılan kapı, tavana katlanabilen pencere detayı ve tamamen denize açılan arka kapı/ platform, tamamen bütünleşen arka havuzluk, kuzine ve salon arasında sıra dışı bir yaşam alanı oluşturuyor. 102
dergi.indd 102
POWERBOATS&YACHTS
İç donanım ve tasarımdaki ayırt edici özellikler ile Rhea Trawler 36 kendinden beklenen hacimden çok daha fazlasını sunarak, hem günlük seyirlerde hem de uzun yolda üst düzey konfor sağlıyor. Geniş yan yollar, yan kapılar ve yan yollara açılabilen sürgülü kapılar, paslanmaz detaylar seyir konforunu arttıran ve güvenli kılan paslanmaz çift taraflı demir locası gibi Rhea Trawler’a özgü taklit edilemez detayları, üstün güvenlik
anlayışını, yüksek seyir değerlerini ve performansını bu okyanus teknesinde de bulmak mümkün. Uzak denizlerin davetkar çağırısına kayıtsız kalamayan deniz insanları için yaratılmış bu 36 feet Trawler 20 knot hıza ulaşabiliyor ve 1000 litrelik yakıt deposu ile 600 mil yol yapabiliyor. 8-9 knot hızlarda çift motorları ile toplam saatte 15 ile 20 litre yakıt tüketen bu teknenin elektrikli motorları ile olan versiyonun seyir testlerinin önümüzdeki günlerde yapılması bekleniyor.
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:53
BOAT SHOW 20142014 BOATSHOW fuar tekneleri ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 103
103
7.02.2014 00:53
BOAT SHOW 20142014 BOATSHOW
Concept Marine / www.conceptmarine.com
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 10,25 m En: 3,50 m Ağırlık: 8,8 ton Motor: 2 x 220 HP Volvo Penta D3
Atlantis 34
fuar tekneleri
İngiltere Motor Boat ödüllerinde 2013 yılının en iyi Sport Cruiser Motor Yat ödülüne sahip olan Azimut Atlantis 34 modeli Avrupa’nın en büyük ikinci kara fuarı CNR Expo’da görücüye çıkıyor. Azimut Atlantis Collection’ın minik devi Atlantis 34 ile denizlere yeni bir dokunuş kazandırmayı hedefledi. Sportif görüntüsü ve kullanışlı ve konforlu tasarımı ile beklentilerin çok üzerinde olan Atlantis 34, güçlü performansı ile de farkını hissettiriyor. 10,25 metre uzunluğu, 3,50 genişliği ile olduğundan büyük hissi uyandıran mükemmel ve kusursuz bir tasarıma sahip Atlantis 34, denizlere yepyeni bir tarz getiriyor. Görüntüsünden de büyük ve rahat bir yat olan Atlantis 34, tüm gün konforlu ve keyifli bir seyir 104
dergi.indd 104
POWERBOATS&YACHTS
yaşatırken gece ise ferah ve rahat bir dinlenme alanına dönüşüyor. Tasarımında her detaya özenle yaklaşılan bu teknede ekstra saklama alanlarından, ayarlanabilir koltuk ve masalara kadar her türlü nokta en ince ayrıntısına kadar düşünülerek kullanım alanları arttırılmış. Havuzluk bölümünde manuel olarak açılabilen üst tavan bölmesinin yanı sıra ayarlanabilir masası sayesinde yatak ve güneşlenme alanı olarak da kullanılabilecek olan koltuk bölümüyle de konforunu tamamlanmış. Teknenin mutfak bölümüne ise hem iç salon kısmında hem de ızgara ve lavabo olarak ikinci bir kısmına da havuzluk bölümünde yer verilmiş. Bunun yanı sıra iç
salon kısmında da C tipi kullanılan koltuk bölümündeki masa kısmı da portatif olduğundan dolayı aynı imkan bu bölüme de sağlanmış ve yatak olarak kullanılma özelliği ile dizayn edilmiş. 1 master kabini olan Atlantis 34’de yatak odası bölümü ahşap mobilyalar ve kullanışlı gizli dolapları ile dikkat çekiyor. Teknenin banyo bölümü ise ortak alanda konumlanmış. Tamamen sahibinin rahatça kullanabileceği Atlantis 34’ün sportif tarzı, dinamik ve güçlü performansı, son teknoloji ile donatılmış ekipmanları, gün ışığını tamamen içeri alarak aydınlık bir ortam sağlayan iç salon kısmı, lüks mobilyaları, maksimum konfor ve geniş havuzluk bölümü ile tekne anlayışına yepyeni bir soluk kazandırıyor.
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:53
Concept Marine / www.conceptmarine.com
BOAT SHOW 20142014 BOATSHOW
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 18,89 m En: 4,89 m Ağırlık: 22 t Motor: : 2 x 1.000 HP MAN 2 x 1.200 HP MAN
Atlantis 58 1 VIP ve 1 master kabin olarak tasarlanmış. Ayrıca mürettebat kabini de bulunuyor. VIP ve master kamarada banyoların mevcut olmasının yanı sıra ortak alanda da bir adet banyo bulunuyor. Master kamaranın boylu boyunca Odalarda bulunan geniş ve aynalı camlarla hem odalar genişletilmiş hem de kullanım alanları çoğaltılmış. Geniş bir alana sahip olan salon bölümünde U tipi koltuk sistemi kullanılmış. Yine koltuk önünde bulunan masa ayarlanabilir özelliği sebebiyle yatak olarak ekstra misafir alanı yaratılıyor. Yine geniş mutfak
kısmı bulunan Atlantis 58’in salon kısmında da bir adet banyo bulunuyor. Ayrıca tüm odalarda tavan camlarının olması gün ışığını tamamen içeri girmesine yardımcı oluyor. Dış havuzluk bölümü yine isteğe bağlı olarak kapı ile 2 farklı alana ayrılabiliyor. 2 adet güneşlenme bölümü bulunan havuzluk kısma geniş ve büyük minderlerle kullanımı rahatlatmış. Yine havuzluk bölümünde bulunan dış salon kısmında büyük ve geniş koltukların yanı sıra yine ayarlanabilen bir masa ve küçük bir mutfak kısmı ile alan kullanımı fonksiyonel bir hale getirilmiş. ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 105
fuar tekneleri
Azimut Atlantis Collection’ın en büyük teknesi olan Atlantis 58, deniz üzerindeki performansı ve konforu zirvede yaşatmayı hedefleyerek yola çıktı. Gücü ve agresif çizgisiyle dikkatleri üzerine çeken Atlantis 58 gövdesinin kıvraklığını sonuna kadar kullanıyor. Tam manevraları serpinti olayını minimalize ederek sarsıntısız, rahat ve hızlı bir performans sergiliyor. Farklı motor seçenekleriyle 38 knot’a kadar yükselen hızı ile denizleri hakimiyeti altına alıyor. Kamaralar teknenin baş ve orta bölümünde olmak üzere
105
7.02.2014 00:53
BOAT SHOW 20142014 BOATSHOW
Concept Marine / www.conceptmarine.com
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 23,98 m En: : 5,80 m Ağırlık: 41 t Motor: 2x MAN V8 1200 HP 2300 rpm
Numarine 78’ FLY fuar tekneleri
Made in Turkey imzalı tekneleriyle dünya sularında üretim gücünü kanıtlayan Numarine, 78’Fly modeliyle, çağın teknolojisinin sınırlarını, hızıyla da zorluyor. Diğer Numarine yatlarındaki üretim ve son teknolojiye göre dizayn prensibini 78’Fly’da da sürdüren firma, bu özelliğini yatın hem dış hem iç tasarımına yansıtıyor. Modern ve net çizgilere sahip olan yatta, seksi kıvrımlarla keskin açılar bir araya geliyor. Bu da gövdede, adeta bambaşka bir 106
dergi.indd 106
POWERBOATS&YACHTS
dördüncü boyut oluşuyormuş hissi veriyor. Keskin ve oymalı dış görünüşü 78’ Fly’ı tanımlıyor gibi görünse de, onun diğer ayırt edici özelliği ve şöhreti, oval pencere tasarımından geliyor. Teknenin geniş ön camları, muazzam yan camları ve diğer pencerelerindeki ince düşünülmüş dizayn detayları, günışığının bolca içeri girmesine olanak veriyor. Öte yandan yaratıcı tasarımsal çözümler sayesinde de, oturma ve yemek alanı birbirinden rahatlıkla ayrılabiliyor. Teknenin
en keyifli bölümü ise, kuşkusuz flybridge bölümü... Bu alanda yer alan güneşlenme minderleri, büyük boy yemek masası, wetbar, buzdolabı, barbekü ve bu gibi ayrıntıcı çözümler alanın tadının çıkarılmasını kolaylaştırıyor. MAN V12 1550 büyük motorlu versiyonu ile 36 knot’u aşarak sınıfında önemli bir rekora da imza atan Numarine, en gözde teknesi olarak bilinen 78’Fly ile CNR Avrasya Boat Show’da meraklılarıyla buluşacak.
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 17:22
Concept Marine / www.conceptmarine.com
BOAT SHOW 20142014 BOATSHOW
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 21,20 m En: : 5,45 m Ağırlık: 34 t Motor: 2x MAN 1000 HP 2300 rpm 2x MAN 1200 HP 2300 rpm
Numarine 70 HT
Daha denize inmeden alıcılarıyla buluşan Numarine 70 HT, aynı ebatlara sahip muadillerine göre sergilediği performansıyla açık ara fark yaratmayı başardı. Her zaman olduğu gibi Numarine çizgisinin asaleti, şıklığı ve teknolojisiyle yeni nesil bir tekne olan 70 HT,
34 tonluk gövdesiyle motor seçeneklerine göre 36 knota kadar çıkabilen bir güce sahip. Deniz üzerinde hızlı bir seyri konfor, lüks ve genişlik ile birlikte sunan Numarine 70 HT, 7 ay süren titiz bir işçilik ile hazırlanıyor. 21,20 metrelik boyu, 5,4 metrelik eni ile deniz üzerinde yepyeni bir yaşam alanı olacak 70 HT’nin 4 kamarası ve her kamarasının kendine ait banyosu bulunuyor. 1 master, 1 VIP ve 2 adet misafir kabininin yanı sıra iç yaşam bölümünden bağımsız bir
mürettebat kamarasını da içinde barındırıyor. Geniş iç salon kısmı yemek odası ve oturma grubunun yanında kokpit bölümünü de içine almış. Sunroofu sayesinde tamamen açık bir seyir keyfi de sunuyor. Havuzluk bölümü oldukça geniş tutulan bu modelde güneşlenme alanı olarak da kullanılabilecek fonksiyonlu koltuk grubu kullanılmış. Tüm bunlara ek olarak ise Numarine’in efsaneleşen ön güverte kısmı 70 HT modeline de aynen uygulanmış. ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 107
fuar tekneleri
Türk Performans yat üreticisi Numarine yeni modeli 70 HT’nin Dünya kara sergisini Avrupa’nın en büyük ikinci kara fuarı CNR Boat Show fuarında gerçekleştiriyor.
107
7.02.2014 17:22
BOAT SHOW 20142014 BOATSHOW
Concept Marine / www.conceptmarine.com
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 11,02 m En: : 3,65 m Ağırlık: 10 t Motor: 2 x 225 HP Volvo D4
Rockharbour 36 fuar tekneleri
Rockharbour 36 Sedan 2013’ün en iddialı Lobster tipi teknesi olarak giriş yapmaya hazırlanıyor. 11,02 metrelik lobster Rockharbour 36 Sedan’ın genişliği 4,17 metre... Teknenin havuzluğunda biri C, diğeri L şeklinde iki oturma grubu bulunuyor. Ayarlanabilir masa ve zemindeki gizli dolap bölmeleri ile de yerden tasarruf edilmiş. Havuzluktan salona ve kuzineye geçiliyor. Alt güvertede bir ana ve bir konuk kamarası ile ortak bir banyo mevcut. 10 ton ağırlığındaki 108
dergi.indd 108
POWERBOATS&YACHTS
36 Sedan, iki adet 225 beygirlik Volvo dizel motoruyla 44 knot hız yapabiliyor. Teknede 1000 litrelik yakıt, 300 litrelik de su tankı mevcut. İç kabin bölümünde 1 VIP, 1 misafir kamarası olmak üzere 2 adet kamarası bulunuyor. Kamaralarda bulunan geniş camlar odalara aydınlık ve daha geniş bir hava sağlıyor. Banyo bölümü ise ortak alanda konumlandırılmış. Havuzluk bölümünde bulunan U tipi koltuğun tam karşısına bir adette L tipi koltuk ilave edilerek misafirleri için konforlu
bir dış salon kısmı oluşturulmuş. Ayarlanabilir masa ve zeminde bulunan gizli dolap bölmeleri ile de yerden tasarruf edilmiş. İç salon kısmında da L tipi bir koltuk grubu ve yemek masası kullanılmış. Aynı bölümde mutfak kısmı ve kokpit alanı da geniş olan iç salondaki yerini almış. Teknenin burun kısmında ise güneşlenme alanları oluşturulmuş. Bunun yanı sıra bordo, yeşil ve lacivert renklerinin tercih edildiği gövdesi sayesinde klasik tarzını korumayı başarıyor.
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 17:24
Concept Marine / www.conceptmarine.com
Tüm beklentilerin ötesinde bir tasarım olan Strider 10, şık ve zarif yapısının yanı sıra agresif ve sportif bir dokunuşla tamamlanmış. Adeta bir tekne gibi kullanılan havuzluk bölümünde C tipi bir
BOAT SHOW 20142014 BOATSHOW
Sacs - Strider 10
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 9,90 m En: : 3,35 m Ağırlık: 3,5 t Yakıt kapasitesi: 450 l
oturma grubu, ayarlanabilen portatif bir masa ve gizlenebilir bir mutfak kısmından oluşuyor. Lavabo kısmı ise kokpit bölümünün ön kısım içerisinde yer alıyor. Bu yeni modelin en şaşırtıcı özelliği ise 2 kişilik bir
kabine sahip olması ve bu özelliğiyle kendini muadillerinden ayırması. Strider 10’un ergonomik yapısı sürüş kolaylığı sağladığı gibi güçlü performansıyla da dikkatleri üzerine topluyor.
Sacs Abarht 695 Tributo Ferrari Ferrari sahibi ya da tutkunu nasıl bir tender hayal eder diyerek yola çıkılan ve dünyanın üç büyük ismi Sacs, Ferrari ve Fiat’ın bir araya gelerek hazırladığı Sacs Tributo Ferrari 695 ile farklı bir çizgiye imza attı… “Abarth 695 Tributo Ferrari” adı ile ortaya çıkan bu tasarım harikası, Ferrari’nin üstün performansıyla da tamamlandı. Ve bu üstün başarı artık sadece yollarda değil, Sacs ile
denizde de hayat buldu. Sadece 199 adet limitli model ile deniz tutkunlarıyla buluşan Sacs Abarht 695 Tributo Ferrari, denizi ve denizin sunduğu heyecan ve hazzı son noktasına kadar yaşatmayı hedefliyor. Jetski performansı gibi bir tender keyfi sunan bu model 40 knot’ın üzerine çıktığı hızı ile hidrojet motoru sayesinde güvenli ve adrenalin dolu bir sürüş duygusu
yaşatıyor. Corsa kırmızı, Modena sarı, Abu Dabi mavi ve Titanio gri gibi dört farklı renk seçeneği sahip olan Sacs Abarth 695 Tributo Ferrari, 3,26’lık boyutu ve kullanım kolaylığının ön planda tutulduğu direksiyon bölümü ile fark yaratıyor. Küçük ve agresif yapısı ile deniz üzerinde harika bir performans sergileyen Tributo Ferrari, emniyetli sürüşüyle de tam bir Ferrari disiplinine sahip…
fuar tekneleri
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 3,26 m En: : 1,7 m Ağırlık: 330 kg Motor: Weber MPE 750 NA 61 kW Weber MPE 750 TC 76 kW
ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 109
109
7.02.2014 00:54
BOAT SHOW 20142014 BOATSHOW
MMP Yatçılık / www.mmpyatcilik.com
Cruiser 298 Bu yaz en iyi arkadaşınız olmaya aday AZ 298 ile denizin keyfini doyasıya çıkartacaksınız. AZ 298 ultra lüks konforu sayesinde arkadaşlarınız ve aileniz ile birlikte iyi vakit geçirmenizi sağlar. Bow kısmında bulunan aerodinamik koltukları ile oturma ve güneşlenme seçeneklerinizi sınırlamak zorunda kalmayacaksınız. Ayrıca teknenin kıç kısmında bulunan güneşlenme alanı eş zamanlı güneşlenme olanağı sunmaktadır. 2014 CNR Boat Show’da MMP Motorlu Araçlar Yatçılık güvencesiyle sergilenecektir.
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 9,40 m En: 2,55 m Yakıt Kapasitesi: 257 l Beygir Gücü: 321 Kw
Larson 285 Cabrio
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 9,39 m En: 2,70 m Ağırlık: 3.016 kg Motor: 260 HP MERCURISER’dan başlayan seçenekler ile…
Larson 285 arka havuzluğunda hem güneşlenme hem de oturarak seyir yapabilme imkanı sunan 9,39 m uzunluğunda harika bir yol arkadaşı. Kabininde bulunan tam teşekküllü mutfağı sayesinde ev ortamındaki sıcaklığı ve konforu bir arada sunarken günübirlik seyirlerde sevdiklerinizle keyifli anlar yaşamanıza yardımcı olacak nitelikte. Larson 285 Cabrio cazip fiyatları ile 2014 Boat Show’da sergilenecektir. Standart Türkiye paketinde yer alan bazı özellikler kısaca şöyledir: güneş tentesi, park ve ön kapama tentesi, marine müzik sistemi, CE sertifikası, krom paket, yüzme merdiveni.
Larson 315 Cabrio fuar tekneleri
Larson 315 Cabrio ile bu yaz denizde yaşacaksınız. İç ve dış alanlardaki benzersiz tasarımı ile kendinizi evinizde hissettirecek konfora sahip olan bu modelin arka havuzluğunda istediğinizde güneşlenebileceğiniz ya da kalabalık gruplar halinde keyifle sohbet edip yemek yiyebileceğiniz fonksiyonel alanları mevcuttur. Ayrıca içerisinde mutfak kısmında aynı fonksiyonu bulabilirsiniz. Teknenin burnunda güneşlenme alanı da mevcuttur. Aradığınız tüm donanım ve konfor unsurlarını bir arada bulabileceğiniz Larson 315 Cabrio en uygun fiyatıyla CNR Bot Show’da sergilenecektir. Türkiye’de MMP Motorlu Araçlar Yatçılık güvencesiyle satışa sunulan Larson 315 Cabrip size sevdikleriniz ve ailenizle güvenli ve keyifli vakit geçirmenize olanak sağlayacaktır. 110
dergi.indd 110
POWERBOATS&YACHTS
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 10,27 m En: : 3,2 m Ağırlık: 4,535 kg Motor 380 HP MERCURISER dan başlayan tek, çift, benzinli, dizel seçeneklerle…
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:54
MMP Yatçılık / www.mmpyatcilik.com
BOAT SHOW 20142014 BOATSHOW
Larson LX 225 S Larson LX 225 S ile su sporları adına dilediğiniz tüm aktiviteleri gerçekleştirebilirsiniz. Siz ve sevdikleriniz için keyifli vakit geçirmek adına Larson LX 225 S görmeden kararınızı vermeyin. CNR Boat Show’da sergilenecek olan 7,16 m uzunluğundaki bu model konforu ve eğlenceyi bir arada sunuyor.
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 7,96 m En: : 2,59 m Ağırlık: 2.250 kg Motor: Mercruiser 220 Hp Benzinli
Parker 700 Pilot House 6,97 m uzunluğundaki bu model balıkçı görünümü ve özellikleri ile yaz kış ayırt etmeksizin tüm ihtiyaçlarınıza cevap verebilecek bir seçenek. Standart özelliklerinden bazıları ise söyle: Balık
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 6,97 m En: 2,50 m Ağırlık: 1.240 kg Yakıt tankı: 140 l
saklama bölmeleri, yan açılır camlar, arka oturma grubu, cam silecekleri, küpeşte krom, kıç aydınlatma, tuzlu su deck yıkama sistemi, balıkçı holders, 40 l temiz su tankı…
Parker 700 Weekend
❍ Teknik Özellikler Tam Boy: 7,00 m En: : 2,50 m Ağırlık: 1.200 kg Yakıt tankı: 150 l
Kapalı iç ve dış alan ile aradığınız deniz keyfini yaşamanıza olanak sağlayan donanımlara sahip 7 m uzunluğundaki bu model CNR Boat Show’da Türkiye’de ilk defa görücüye çıkacak. MMP Motorlu Araçlar Yatçılık güvencesiyle sergilenen bu yeni modeli görmeden karar vermeyin.
Stringray 250 LR fuar tekneleri
Stingray’in en büyük bowrider özeliğine ve ayrıcalığına sahip olan teknesi 250 LR eşsiz V tasarım özeliği ile performansını fazlasıyla arttırmaktadır. U Şeklinde havuzlukta ki oturma alanı hem toplu oturma imkanı sağlar hem de sahip olduğu ekstra minderleri sayesinde güneşlenmek istediğiniz de güneşlenebilme olanağı sağlar. Paslanmaz çelik bardak tutucuları sayesinde gün içerisinde ki sıcak soğuk içeceklerinizi güvenle tüketebilirsiniz. Ayrıca tüm su sporu aktivitelerine uygun ve konforlu ayrıcalıklara sahiptir. ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 111
111
7.02.2014 17:25
STORY
Fransa’dan Türkiye’ye uzanan
bir trimaranın yolculuğu…
Kahramanımız 1986 da Fransa’da yapılıyor ve f40 serisinde dünya şampiyonu oluyor. Tek gövde üzerinde kalkabilmeyi ilk başaran trimaran bu tekne. Catamaranlardan daha yüksek süratlere ulaşmaya başlayan F40 serisini bundan sonra trimaranlar domine etmiş. O zamanki ismi sponsorunun adı olan Biscuits Cantreau imiş. Daha sonra bu tekneyi üreten CDK tersanesi daha büyük trimaranlarda da bu teknede yakaladıkları hesabı kullanarak, sadece büyüterek Orma 60’ları ve Jules Verne Trofe’yi kazanan bütün trimaranları üretmiş. Fotoğraf&Yazı: Ethem Dirvana
Bu
tekne daha sonra birkaç kez el değiştirmiş ve sonunda da ben alabildim. Son bir yıldır bir trimaranımız olsa diye yanıp tutuşuyordum. Bir Fransız arkadaşım bu teknenin satılık olduğunu söyledi. Teknenin F40 olması onu daha da cazip bir hale getirdi. Bozburun’da kullandığımız F40 katamaranımızla yarıştırabilecek bir teknemiz olmasını çok istiyorduk. Bu sayede Extreme Serisi’ne hazırlanan takımımız daha iyi antrenman yapabilecekti. Bir süre tekneyi araştırıp, eski sahipleriyle ve trimarancı arkadaşlarımla da görüştükten sonra Fransa’ya gidip almaya karar verdim. Tekneyi gördükten sonra kafamdaki şüpheler de ortadan kalktı ve hemen alıp Türkiye’ye götürmek istediğimi söylediğimde
112
dergi.indd 112
POWERBOATS&YACHTS
Fransızlar baya şaşırdı. Bu kadar hızlı olacağını beklemiyorlardı. Ancak bundan sonra bir sorunum vardı. Bu tekneyi kimle getirebilecektim. Bu projeyi duyan tüm yelkenci dostlarım ilk başta çok heyecanlanmış ve tekneyi alırsam benimle gelmek istediklerini söylemişlerdi. Ancak işler ciddiye binince nedense herkesin bir işi çıkıverdi. Sonunda kulübümüzün komodoru Cemre Metin ve Mustafa Kemal Vural beni yalnız bırakmayacaklarını söyleyerek koşup geldiler. 7 Kasım’da Toulondan iki Fransızla yola çıktıktan iki gün sonra Roma’ya vardık. Orada Fransızlar geri döndü ve Türk ekibim geldi. O sırada çok ciddi bir fırtına olduğundan iki gün Roma da bekledik. Oradan yola çıktıktan sonra gece Sorento’ya
vardık. Kafadan sert rüzgarlar ve büyük dalgaları yiyerek ve bol bol ıslanarak geçen bu etabın ardından Sorento’da biraz dinlendik. Ertesi sabah hava durumu iyi verdiğinden hemen yola çıktık ancak kısa bir süre sonra hava öylesine değişti ki ilk günden de beter oldu ve yediğimiz büyük bir dalgada can salımız koptu gitti. Bunu bir süre sonra fark ettiğimiz için hemen yakınımızdaki Salerno’ya girip yeni bir sal almaya karar verdik. Ancak bu da kolay olmadı. 25 millik yol sürekli kafadan esen sert rüzgarlar ve dalgalar yüzünden bitmek bilmedi. Sonunda defalarda tramola atarak ve sırılsıklam Salerno’ya girebildik. Orada eksiklerimizi giderdikten sonra Messina’ya devam ettik. Ertesi gün hava
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 17:28
daha uygundu ve 22 saate Messina’ya ulaştık. Burada Cemre’nin Türkiye’ye dönmesini gerektiren bir haber geldi ve oradan bizle birkaç gün sonra buluşmak üzere Roma’ya uçtu. Biz de Mustafa Kemal ile birlikte hava raporunu kontrol ettikten sonra, bu fırsatı kaçırmamak için Messina’dan Patras’a iki kişi gitmeye karar verdik. Hava gerçekten 36 saat boyunca çok elverişliydi ve Kefalonya’ya rahatlıkla vardık. Ancak oradan Patras’a kadar olan yol bitmek bilmedi. 35 millik mesafeyi 10 saatte falan gidebildik. Dalgalarla ve sert havayla boğuşurken sert hava floğumuz yırtıldı. Bu yüzden fırtına floğunu kullanmamız gerekti. Patras’a vardığımızda çok yorulmuştuk. Bir gün daha dinlenip Atina’ya doğru yola çıktık. Cemre bizi Corinth kanalının çıkışında bekliyordu. Oradan onu da alıp Atina’ya Turkolimano’ya girdik. Orada bizi eski bir dostumuz Roulis Ethnopoulos karşıladı. Provezza’nın Farr40’ının yeni sahibi olan Roulis bize çok yardımcı oldu ve misafirperverliği ile bizi evimizde hissettirdi. Hatta teknesini bize açarak içinde yatmamıza müsade etti. Buna en çok Cemre ve Mustafa Kemal sevindi çünkü trimarandaki konaklama imkanları gerçekten pek rahat değildi. Atina’da bir gün kaldıktan sonra oradan bastırıp direk Kos’a geldik. 28 saatte Kos’a vardık. Orada bir yemek yiyip gümrük işlemlerini tamamladıktan sonra Datça’ya devam ettik. Akşam Datça’ya vardık, ertesi gün orada gümrük işlemlerini tamamladıktan sonra güzel bir rüzgar yakalayıp Bozburun’a 17 gün süren yolculuğun sonunda ulaştık. Yol boyunca her türlü hava koşulunda tekneyi test etmiş ve iyice tanımış olduk. Fazla zorlamadan 23 knot sabit süratlere ulaşabildik. Katamarana göre çok daha stabil ve çok iyi orsa çeken bu tekneyle ilgili daha öğrenecek çok şeyimiz var. Artık bu kış Bozburun’un güzel parkurunda bol bol antrenman şansımız olacak. Bu tekneyle Extreme Takımı’nı hazırlamanın dışında Türkiye için yelkenle hız/zaman rekorları kırmak gibi planlarımız var. Bu seyahat süresince Cemre ve Mustafa Kemal ile çok iyi ve uyumlu bir ekip olduk, kolay bir yolculuk değildi fakat tüm ekibin denizcilik bilgisi, tecrübesi ve dostluğu sayesinde güzel bir tecrübe ve anı oldu bizim için. Bütün yolculuğu gorpo ile kayıt ettik, en kısa zamanda onları da montajlayıp bir kısa film haline getireceğiz. ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 113
113
7.02.2014 17:28
dergi.indd 114
7.02.2014 00:54
Doğa’ya ve hayvancılığa aşık bir kadın;
Neslihan Kozanoğlu
8
Mehmet Erem ile Günlük bir Hırvatistan Kaçamağı
CEG COACHING’den zinde kalmak için hareket
4
Hayat dolu ve gizemli bir şehir; Paris
Taylan Kümeli’den
kış için öneriler… Mimari bakış;
Bodrum evleri… Madame Kapak.indd 3
6.02.2014 23:13
Madame Kapak.indd 1
6.02.2014 23:11
Merhaba,
Aralık ocak şubat derken kışı yavaş yavaş geride bıraktığımız şu dönemde mart ayıyla birlikte bahara geçiş yapmanın heyecanı içerisindeyiz yeniden. Peki nasıl geçti bu kış? Ne kadar tadını çıkardık soğuk havanın, ne kadar keyfini sürdük formda kalma derdinde olmadan doyasıya yemenin içmenin? Kalın giysilerin avantajlarının, sıcacık evlerimizde ya da teknelerimizde battaniye altında film seyredip kitap okumanın? Kahvenin keyfini sıcak çikolatanın lezzetini ne kadar tattık? Parmak uçlarımıza kadar üşüdüğümüz kış akşamları karnımızı çorbayla doyurmanın, sıcacık ev yemeklerinin tadını ne kadar çıkarttık? Baharı özlemeyen olamaz kabul ediyorum ama kışın kendine has pek çok yanı var bunu da kabul etmek lazım. Madame’ın yeni sayısı da işte bu kış günlerinin yaşattığı kimi zaman keyifli kimi zaman zahmetli duygularla hazırlandı. Yepyeni konuk yazarlarımız sizi keyifli bir seyahat turuna çıkarıyor. Büyüleyici şehir Paris’i Burçin Mercan’ın kaleminden yeniden keşfederken, Mehmet Erem ile Hırvatistan’da bir yelkenli macerası da bu kış günlerinde içimizi ısıtacak cinsten. Taylan Kümeli’nin kış için zencefili önerdiği sayfaları ve bil hassa bahara hazırlandığımız şu günlerde kadınlara has bakımlarımızı ihmal etmememizi bize hatırlatan bakım sayfalarıyla sizi baş başa bırakıyorum. Tüm Madame okurlarına Sevgilerle
dergi.indd 115
7.02.2014 17:31
INTERVIEW
Doğa’ya ve hayvanlara aşık bir kadın;
Neslihan Kozanoğlu Cemiyet hayatının tanınmış isimlerinden Neslihan Kozanoğlu ile adeta bir cenneti anımsatan Cumhuriyet Köyü’ndeki çiftliğinde doğa, hayvancılık, ekolojik tarım ve yeni projesi olan yemek kitabıyla ilgili keyifli bir sohbet yaptık.
Röportaj: Gamze Özdeniz Fotograflar: Can Esentaş
Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Kimdir Neslihan Kozanoğlu? 6 Aralık, 1957 de İstanbul’da doğmuşum. 3 yaşında babam Bafra Devlet Hastanesi Başhekimliğine atanınca ilkokul bitene kadar Bafra’da yaşadım. İstanbul’a lise sınavlarına geldim. Aile Üsküdar Amerikan Kız Lisesini seçince bir daha geri dönmedim. İngiliz Dili ve Edebiyatı okuduktan sonra
116
dergi.indd 116
POWERBOATS&YACHTS
Uniroyal ve Koç Holding de çalıştım. Yaptığım iki evlilik ve canım oğlum Başar Kozanoğlu hayatımın şimdiye kadar olan bölümünün özeti. Doğa ile iç içe muhteşem bir yerde yaşıyorsunuz. Sizi şehir hayatından buralara getiren doğa sevginiz mi? Doğa sevgisi tabii ki çok ağır bastı. Etrafımız ormanlarla kaplı, temiz
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 17:55
ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 117
117
7.02.2014 00:54
INTERVIEW
Bir dönem dergilerde, gazetelerde yemek tarifleri verdim. Hatta biraz abartarak günlük menüler hazırladım. Av hayvanlarını pişirmek konusunda rakip tanımıyorum.
hava, hayvanlar ve sonsuz özgürlük. Cumhuriyet Köy sadece Fatih Sultan Mehmet köprüsüne 20 dakika mesafede. Şehrin dezavantajlarından uzak fakat pek çok avantaja da sahip bir cennet benim için.
Organik tarım ve hayvancılık insan sağlığı ile bağlantılı. 25 sene önce Amerika tatilimde marketlerde organik reyonları gördüm. Araştırdım ve tatbik ettim. Şimdi Türkiye de gerçek anlamda yapılmasa da dikkat ediliyor.
Türkiye’de ekolojik tarımı başlatan isimlerden birisiniz. Daha henüz kimse ekolojik ve organik nedir bilmezken sizin nerden aklınıza geldi? Nasıl başladı bu hikaye? Liseden sonra tıp okumak istedim. Ama bir türlü yeterli puanı tutturamadım.
Ekolojik tarımın yanı sıra büyükbaş hayvancılıkla bizzat ilgileniyorsunuz. Sizin kadar bakımlı ve şık bir kadın için zor bir iş değil mi? Zorlandığınız zamanlar olmuyor mu? Büyükbaş hayvancılık zor bir iş. Canlı ile uğraşmak riskli. Benim için başından
118
dergi.indd 118
POWERBOATS&YACHTS
beri kolay oldu. Oğlum askerdeyken kurduğum bu iş, şimdi onun başa geçmesi ile daha da kolaylaştı. Kadının her yerde her zaman bakımlı olmasından yanayım. Ayda bir hayvanların kontrol amaçlı tartısı yapılıyor. İşte en büyük sıkıntı orada yaşanıyor. Başar’la kavgalarımız dillere destan oldu. Bildiğim kadarıyla yemek konusunda da oldukça başarılısınız. Bu konuda çalışmalarınız var mı? Bir dönem dergilerde, gazetelerde yemek tarifleri verdim. Hatta biraz
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:54
abartarak günlük menüler hazırladım. Av hayvanlarını pişirmek konusunda rakip tanımıyorum. İleriye yönelik planlarınız neler? Yakın zamanda gerçekleştirmeyi planladığınız projeleriniz var mı? Bu aralar çok usluyum. Hayvancılık, organik tarım yeterince vaktimi alıyor. Fakat içimden bir ses; “Artık güzel bir yemek kitabı çıkarmanın zamanı” diye fısıldamaya başladı. Çiftliğimize konuk olduğunuz ve bizimle keyifli bir çekim yaptığınız için size ve fotoğraflarımı çeken Sevgili Can Esentaş’a çok teşekkür ederim. ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 119
119
7.02.2014 00:54
MARINE
Martı Marina & Yacht Club, 31 Mart’a kadar yıllık bağlama sözleşmesi yapan denizcilere çok cazip fırsatlar sunuyor.
Türkiye’nin Denize Girilebilen İlk Marinası… 1996 yılından beri hizmet veren Martı Marina tamamen yenilendi ve Martı Marina & Yacht Club’a dönüştü. Yenilenme sürecinde, Tanrıça Hemithea’dan ilham alınarak tasarlanan ve 32 odasının tamamı deniz manzaralı Martı Hemithea Boutique Hotel, Hamam ve Spa, farklı konseptte restoran ve barlar, patisserie, aralarında Şütte’nin bulunduğu dükkanlarda bir yaşam alanı haline gelen Martı Marina & Yacht Club’ın bağlama kapasitesi de arttı. Yeni 120
dergi.indd 120
POWERBOATS&YACHTS
konseptiyle bir denizcinin talep ettiği her şeye sahip olan Martı Marina & Yacht Club çok özel bir hizmet anlayışıyla, standartların ve alışkanlıkların ötesinde bir marina keyfi yaşatıyor. Ayrıca, Martı Marina & Yacht Club’ta scuba diving, rüzgar sörfü, su sporları hizmetleri ile birlikte yelken eğitimi, kaptanlı yat veya yelkenli kiralama hizmeti ve kişiye özel kaptanlık eğitimi veriliyor. Martı Marina&Yacht Club, 380 deniz ve 100 kara bağlama kapasitesine sahip. Marina sahip olduğu lokasyon sayesinde de oldukça rahat bir ulaşım sağlanıyor.
Enlem 36° 45’ 30” Kuzey, Boylam 28° 08’ 30” Doğu koordinatlarındaki Martı Marina & Yacht Club Akdeniz ve Ege’nin birleştiği, ülkemizin en güzel koylarından Hisarönü’nde, çam ağaçlarıyla çevrili muhteşem bir doğa içinde yer alıyor. Hisarönü Körfezi’nde Türkiye’nin denize girilebilen ilk marinası Martı Marina&Yacht Club. Martı Marina & Yacht Club ile ART Marine Marinas işbirliği Martı Marina & Yacht Club, Ortadoğu ve Körfez Bölgesinin en büyük marina
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:54
yönetim ve operasyon şirketi ART Marine Marinas ile işbirliği anlaşması imzaladı. Hisarönü Körfezinde, 1996 yılından beri hizmet veren ve bu yıl baştan aşağı yenilenen Martı Marina & Yacht Club, Ortadoğu ve Körfez Bölgesinin en büyük marina yönetim ve operasyon şirketi ART Marine Marinas ile işbirliği anlaşması imzaladı. Akdeniz ve Ege’nin birleştiği, ülkemizin en güzel koylarından Hisarönünde, çam ağaçlarıyla çevrili muhteşem bir doğa içinde yer alan Martı Marina & Yacht Club, bu anlaşma ile dünyanın
en lüks yatlarının destinasyonlarından biri olacak. Ayrıca, anlaşma gereği marina üyeleri, Martı Marina ve Art Marine Marinas çatısı altındaki, Körfez Bölgesinde altı marinanın da dahil olduğu üyelik sistemi “Destinations Kart” ile 3 gün boyunca ücretsiz bağlama ve hizmetlerde indirim gibi avantajlardan yararlanacaklar. Bünyesinde, Sailing School, Hamam ve Spa, farklı konseptte restoran ve barlar, patisserie, dükkanlar ve yeni hizmete giren Martı Hemithea adlı lüks butik oteli de barındıran Martı Marina & Yacht Club, 430 deniz ve 100 kara bağlama kapasitesine sahip.
Mavi bayraklı marina Martı Otel İşletmeleri Genel Müdürü Emre Narin, “Türkiye’nin denize girilebilen, mavi bayrak sahibi marinası Martı Marina & Yacht Club’ı baştan tasarladık ve yeniledik. Ayrıca, bu yıl konuklarımıza lüks tatil hizmeti verecek, çok şık butik otelimiz Martı Hemithea’yı açtık. ART Marine Marinas ile imzaladığımız anlaşmanın Martı Grubu için çok önemli olan, tesisimize büyük katkılarda bulunacağına inanıyorum. Dünyanın her yerinden yatları ağırlamak için heyecanla bekliyoruz.” dedi. ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 121
121
7.02.2014 00:54
JOURNAL
SEYİR DEFTERİ 8 günlük bir Hırvatistan kaçamağının ilk etabı...
Fotoğraf&Yazı: Dr.Mehmet Erem
122
dergi.indd 122
POWERBOATS&YACHTS
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 18:01
Eylül
ayında bir Hırvatistan maceramızda kiraladığımız charter teknesindeydik. 8 yetişkin 1 bebek, 8 gün boyunca doyasıya yelken yaptık, alışveriş yaptık, yemekler hazırladık, yedik-içtik, eğlendik, maç seyrettik coştuk, bol bol güldük... Öncelikle hem fikren, hem manen hem de madden bu seyahatin ana mimarı Erhan Abay’a huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum. Kendisi olmasa bu işi yine yapardık ama bu kadar güzel olur muydu emin değilim. Erhan’ı tanımamıza vesile olan GeKo’ya (Gezgin Korsanlar) da bir kez daha teşekkürler. Bu seyahat yaklaşık 1 yıldır planını yaptığımız bir projeydi. Teknemizi götüremeyeceğimiz uzak diyarlardan tekne kiralayıp farklı coğrafyaları dolaşma isteğinden ortaya çıktı. İlki Hırvatistan’dı... Sırada becerebilirsek Güney İtalya ve Karayipler var. 1.Gün: Ekip Alev-Serdar İyibudar, Selma-Melih Ömür, Nihal Özdemir, Evren Kozcu, Ömer Deniz Bebek, eşim Nalan ve benden oluşuyordu. Birkaç ay önceden Erhan Abay’ın da ön ayak olmasıyla bir charter firması ile anlaşmış, teknenin kaporasını vermiştik. Seçtiğimiz tekne 455 Dufour Grand Large idi. 4 kamaralı, 2006 model güzel bir tekneydi, genel olarak memnun kaldık. Firma (NCP, Hırvatistan’da charter yapan en büyük firmalardan) son dakikada olan bir değişiklikle çıkış marinamızı Muerter’den Sibenik’e çevirdi. Birbirine yakın iki yer olduğu için çok sorun olmadı. Zagrep’e uçtuk, oradan 3 saatlik bir karayolu transferi ile marinaya ve teknemize ulaştık. Hırvatistan ile ilgili ilk düşüncelerim, çok yeşil ve çok hoş bir doğası var. İnsanları genelde sakin ve candan, diğer balkan ülkelerine göre biraz daha medeni gibi sanki. Güneyde Dubrovnik’ten başlayıp Kuzeyde İtalya kıyılarına kadar uzanan devasa bir sahil ve adalar topluluğu. Yaklaşık 1200 küsur ada var. Tüm sahili bir seferde gezmek mümkün değil zaten, çıkışımız yelkenciler tarafından “cennet” kabul edilen Kornati Milli parkına odaklı organize ettik. Dubrovnik mutlaka görülmesi gereken bir şehirmiş, Split o civarın büyük şehri, oradan çıkışlı daha büyük ve daha farklı adalara yönelik bir tur da mümkün ama biz yapmadık, bir dahaki sefere artık. Yelken charterı için mevsim biraz kısa. Ağustos ayı İtalyanların işgaline ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 123
123
7.02.2014 18:01
JOURNAL
uğruyormuş, ancak benim gördüğüm kadarıyla Alman turistler çoğunlukta (en azından bizim gittiğimiz zamanda öyleydi). Marinalar pek de ucuz değil, günübirlik 45 feet tekneye en ucuz 50 Euro verdik. En pahalısı Skradin’de 71 euro aldılar. Adalarda su bulmak zor işmiş. Rüzgar genelde hep esiyor. Bazen dağlardan inen civarnalar oluyor kısa süreli ama çok etkili. Bunlara Bora diyorlar. Güneyli sert rüzgarlar ise açık denizden geliyor, bunlar da yörede Scirocco diye biliniyor hani şu Volkswagen’in meşhur arabası gibi. Adalar civarında ne eserse essin bir sığınma yeri bulmak mümkün, bizim Göcek’in 300 mil olanı gibi düşünün. Hem charter firması hem transferi 124
dergi.indd 124
POWERBOATS&YACHTS
yapan Autorent, hem de marinadaki çalışanlar gayet profesyonel. Bizim ADB’ler maalesef Hırvatistan’da geçmiyor. Bareboat tekne kiralamak için ya internasyonal geçerliliği olan bir ehliyet istiyorlar (RYA gibi) veya bir Avrupa topluluğu belgesi ya da bir gün önce gidip formalite bir imtihan ile belge alabiliyorsunuz. Zamanında Cumhur Gökova ekibinden alınmış bir CRYA var idi, Serdar’da onun evraklarını tamamladık. Kabul ettiler. Tekneyi aldığımızda, küçük birkaç eksik bulduk. Onları hemen tamir ettiler, sorun olmadı. Marina gayet temiz ve oldukça kalabalık. Tamamı charter teknesi. Burası NCP’nin ana üssü gibiymiş. Akşam yemek yemek için marinada yer bulamayınca (daha
doğrusu garson bey yaklaşık birbuçuk saat bekleyebileceğimizi söyleyince) taksiye binip şehre yakın başka bir yere gittik. Deniz ürünleri ağırlıkta ama yemekler ucuz değil, 8 kişi kalamar, midye, salata ve bir büyük sinarite 350 Euro verdik. Türkiye’de çok pahalı yerler var tabii ama bu öyle matah servisi olan bir lokanta da değildi hani. Bu arada şarapları bayağı kötü! Tavsiye edilmez. Her ihtimale karşı, yanımıza birkaç kalem malzeme aldık. Şnorkeller, maskeler, bir çift palet, zaten fotoğraf makineleri, şarjları, hatta sualtı Case’i, ama daha önemlisi seyirde bir sorun olur mantığı ile yanımıza GPS ve standart laptopumuzu aldık. Bilmediğimiz sular, motor bozulursa falan dert değil ama
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:55
chart plotter bozulursa ciddi problem. Bir de invertor aldık. Teknede aynı bizdeki gibi standart ekipmanlar zaten var. Bu konuda gayet profesyoneller ve çok yardımcılar, bizim ekip olarak tekneci olduğumuzu anlayınca, doğrusu hoşlarına gitti. Tipik marina işletmesi, bu tip yerlerden 1 haftalık seyahatin alışverişini bence marina marketinden alınmaması gerektiğini düşünürüm, keza Hırvatistan’da da aynen geçerli. İlk gece sırf bizi kurtarsın diye satın aldığımız malzeme fiyatına neredeyse, bize bir hafta yetecek malzemeyi, en yakın büyük marketten taşıdık, neredeyse aynı fiyata geldi. Teknede, Evren gibi yaratıcı bir ‘chef de cuisin’ olunca insan cidden dışardaki yemeği beğenmiyor! Nihal ve Evren alışverişi tamamen üstlendi. Ben tekne detaylarına konsantre oldum. Marketten aldığımız plastik bardak ve tabaklar oldukça kaliteli çıktı. Hem su harcamasını çok azalttı, hem de bulaşık derdinden kurtardı. Cumartesi günü itibarıyla hava oldukça sıcaktı, biz alışveriş merkezinden gelene kadar millet teknede ciddi pişmiş. Bayağı sabırsızdılar. Suyu doldurmuşlar, tekne eksikleri tamamlanmış. Malzemeleri yüklerken zaten marinadaki tekneler üçer-beşer ayrılıyorlar marinadan.
Bu arada malzeme yüklemek de başlı başına bir husus. Elden ele ediyoruz biz. Ama asıl konu buzdolabına nasıl yerleştirileceği. Biz şöyle yapıyoruz mantık olarak, mümkün mertebe soğuk şeyler alıyoruz hep. Mutlaka buz. Bulunabilirse kalıp buz çok daha uzun süre dayanıyor ama kötü tarafı içilmeyen sulardan yapılıyor. Böyle buz konulursa buzdolabı tahliyesini açmamak gerekiyor. İçerde biriken su ısı konservasyonunu maksimal sağlıyor, dikkat edilecek husus, su içinde koku yapacak malzemeleri aynı yere koymamak. Meyveler, sebzeler, yumurtalar falan hep diğer tarafa. Buzdolabını dolu tutmak, ısı korunması için önemli bir husus. Mümkün mertebe, dolabı soğuk malzemeler ile dolu tutmak lazım. Akülerin durumunu bilmiyoruz ama voltmetre güvenilir gibi. Gerekirse akşamları kapatabiliriz. Zaten nispeten soğuk bir iklimden bahsediyoruz. Her şeyi koyduktan sonra, çok da vakit kaybetmeden yola çıkmaya karar verdik. Rüzgar pek yok, ekip zaten iyi, pontonlar Ataköy veya Turgutreis Marina gibi parmak pontonlardan oluşuyor. Çıkışı kolay. Çift dümenli Dufour 455 ile kolaylıkla çıktık. Rota 1,5-2 saatlik yolda yakın adalar. Zaten uzak dediklerimiz 20 mil yolda falan. Sibenik şehri (Şibenik
olarak okunuyor) civarın önemli ve güzel bir şehri. Ancak ona uğramadan direkt açık denize çıkacağız. Ante kanalı denilen dar bir kanalla çıkış yapılıyor, neredeyse birkaç yüz metre genişliğinde bir kanaldan geçiliyor, gayet iyi işaretlenmiş. Açık denizde, bir adadan oluşan büyük bir kale ile korunuyor, belli ki tarihte önemli roller üstlenmiş. Her yer ağaçlarla çevrili, balıktan zengin bir coğrafyadayız, olta suda. Etrafımız yelken yapma sevdasıyla suya salınmış yelkenlilerle dolu. İlk durak sırf merak itibarıyla, Zlarin. Küçük bir liman, çok beğenmedik, yola devam. Nispeten kuzeyde gitmek istediğimiz rotada, harika bir rüzgarla ilerliyoruz. Teknemiz gayet performanslı bir tekne, Dufour genel olarak beğendiğimiz bir marka. Model itibarıyla Grand Soleil tarafından üretilen bir seri. Zaten bir diğer alternatifimiz GS 46 idi. Daha performanslı, ancak nispeten kullanımı zor. GS’lerin benim gördüğüm en büyük eksikliği boyuna göre küçük bir kokpiti ve birçoğunda olmayan ve ya varsa da çok yetersiz bir kokpit masası gerçeği! Yoksa performans itibarıyla Dufour’lardan bir düzey ilerde olduğu kesin, yalnız fiyatı da aynı oranda pahalı. Biz her şey dahil Dufour 45 için 2900 euro ödedik, GS olsa idi 3400 euro istenecekti.
ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 125
125
7.02.2014 00:55
JOURNAL Prvic ve Zmajan adalarını geçtikten sonra Kaprije ve kakan adaları arası boğazında mevcut tonozlardan birine bağlandık. Melih Ömür denizde, kıçtan takmayı bağladık Serdar ve Evren sahildeki restorana gittiler. Gelen bottaki “bilet kesici” ye gece kalmayacağımızı söyleyince, “peki” deyip kibarca ayrıldı. Sahildeki lokanta malzemeleri matah olmadığı gibi aynı zamanda pahalıymış da. Ayrılıp uygun rüzgarla Kaprije’ye yollandık. Gösterilen yere tonoz alıp, kıçtankara bağlandık. Ücret 50 euro, elektrik var, su yarın sabah! Küçük bir balıkçı barınağı, sahilde 3 lokanta, mevsimin azalması sebebi belki, az popülasyon var. Sırta tırmandık, evleri inceledik, akşamki Fransa basketbol turnuvası için uygun yer aradık. Bulamadık! 2.Gün: Sabah şiddetli bir yağış ile uyandım. Oldukça erken, henüz kimse kalkmamış. Bir tek Melih Ağabey etrafta yok, alışık olunduğu üzere sabahki “ışık avına” çıkmış yine. Umuyorum o pahalı makinasıyla, yağmura yakalanmamıştır. Etrafta unutulan öteberiyi içeri tıktım, Ömer Deniz’in iskelede bıraktığımız pusetini ambara iteledim ama bunları yapana kadar sucuk gibi oldum bile. O kadar şiddetli yağıyor, sanki gök delinmiş. İçeri girdiğimde Serdar’ı da uyanık, heçleri kontrol ederken buldum. Fazlaca bir sorun yok. Sağnak yağmur kamaranın damında o kadar çok gürültü yapıyor ki millet birer ikişer ayaklandı, bu ilginç doğa olayını seyre daldık. Biraz hafifler gibi olunca Melih Ağabey çıka geldi. Tam kasabaya döndüğünde yakalanmış, o da bir kafeye girmiş. Kahvaltı hazırlığına giriştiğimizde iskeleye su geldiği haberi ile, hemen hortumu çıkarttık işe koyulduk. Gerçi daha dün marinada doldurmuştuk, çok harcadığımızı da sanmıyoruz ama yine de her ihtimale karşı alalım dedik. Rivayete göre özellikle Kornati Milli Parkı’nda su pek bulunamıyormuş. Mutfak da bizim teknelerde alışık olunduğu üzere bir deniz suyu ayak pompası yok, dolayısıyla plastik tabaklar ve duş alınmamasına rağmen 500L su, eğer iyi idare etmezsek bize bir hafta zor dayanır. Tankların göstergesi var ve çalışıyor gibi, vanaların ancak hangisi olduğunu belirtmemiş. Bu iyi bir uygulamadır, hepimiz kendi teknemizde yaptığımız bir şeydir. NCP 126
dergi.indd 126
POWERBOATS&YACHTS
denilen firma genel olarak teknelerine iyi bakıyor, ama bunu atlamışlar işte. Teknenin orasında burasında yer alan alet edavatın nasıl çalıştırıldığının küçük kullanım kılavuzları var, çok beğendik. Muhtemel başa gelen olaylardan sonra geliştirilmiş, mesela su tankı üstünde kocaman bir musluk resmi, mazot tarafında da bir pompa çizimi var! Bundan başka motorun nasıl çalıştığı, tuvalet kullanımını falan gösteren çok güzel hazırlanmış etiketler var her yerde, beğendik. Kaprije’de kahvaltımızı bitirdikten sonra, palamar çözüp Kornati Adaları’na doğru yollandık. Hava kapalı, 4-5 kuvvetinde ideal bir rüzgar
var. Etrafımızda yelken yapan bir dolu tekne var. Biz de açtık, 1-2 tanesiyle hafif bir kapışma durumu bile oldu. Olta her zamanki gibi suda... Aslında milli park dahilinde balık tutmak yasakmış ama kontrol eden birileri olur mu çok emin değilim, bakacağız. Tam parkın girişinde, malum sesle irkildik, hemen manevra, yelkenler laçka, kıçtan çektiğimiz bota atlayıp uzaktan sarısarı parlayarak bize doğru çektiğimiz balığın cinsini kestirmeye çalışarak, sağa sola emirler yağdırmaya başladım! Bütün fotoğraf makineleri ve video kameralar hazır. Birazdan muzaffer bir kumandan edasıyla kayığa alacağım balığı düşünürken, sarı-sarı parlayan mendeburun bir naylon torba olduğunu görünce, teknedeki herkes bastı kahkahayı! Homurdana homurdana tekneye çıktım, oltayı sardım ve dolabın en dibine attım lanet olasıca şeyi! Bir daha da şeytan görsün yüzünü. Kornati Adasının kendisi ve etrafındaki adaların önemli bir kısmı, eni çok dar (sadece 1 mil civarında) ancak boyları oldukça uzun (neredeyse 20-30 bazen de 50 mil kadar) adalar. GüneydoğuKuzeybatı doğrultusunda anakara
sahiline paralel seyrediyorlar. Genelde Hırvatistan oldukça zengin bir bitki örtüsüne sahip yemyeşil bir coğrafya olmasına rağmen, Kornati Adaları oldukça çorak! Rivayete göre keçi çobanlarının hayvan otlatmak amacıyla tüm ağaçları yakıp yok ettikleri yönündeki düşünceye insanın inanası gelmiyor. Bu büyüklükte bir coğrafyada insan eliyle böyle bir kıyım ve yıkım yapılabileceğine inanamadık hiç birimiz. Güzel bir rüzgarla yelken seyriyle, birbirine çok yakın adalar arasındaki boğazlardan chart plotter sayesinde rahatlıkla geçiyoruz. Olmasa buralarda seyretmek çok güç! Hele ki gece… Düşünmesi bile ürpertici. Mili Parkın girişindeki ilk koy, çok hoş olmasına rağmen kalabalık olduğu için vazgeçiyoruz. Rehber kitapların tavsiye ettiği koylardan birisine gidiyoruz, bir iskele var, çok da sevimli değil doğrusu. Tam karşısında, halbuki gayet sevimli bir yer var. İki ada arasında nefis bir su, sağımız solumuz harika bir coğrafya ama kitap buradan bahsetmemiş. Biz bildiğimiz beğendiğimiz yere atarız demirimizi deyip, yollanıyoruz. Çok da isabetli etmişiz. Deniz harika olunca herkes atlıyor suya, başta Melih Ağabey. Resmen çıkmak istemiyor sudan. Dip 5-6 metrelerde, Milli Park içinde balık tutmak yasak (daha doğrusu özel izne tabi olmasına rağmen) oltaları yemleyip yolluyoruz dibe. İlk ufaklığın gelmesi çok geç değil. Güzel bi karagöz. Arkasından diğerleri, akşamki çorbalık balığımız hazır! Denize girme seansı ve öğle yemeğini de tamamladıktan sonra, tekrar yola koyulup akşamki durağımızı aramaya çıkıyoruz. İlki Lavsa... Yelkenle girdiğimiz koyda, sahilde 2-3 lokanta, tonozda bağlı 10 kadar tekne var. Güzel mekan ama diğerlerini de görme merakımız durmamıza engel oluyor. Yola devam! Alternatiflerden diğeri Piskera Marina. Marina dendiğine bakmamak lazım, su yok! Market küçük. Zaten bizim de fazlaca bir şeye ihtiyacımız yok. Hiç durmayıp kuzeye doğru tırmanmaya devam ediyoruz. Kornati Adası Batı tarafı koylarına yollanıyoruz. Bu civarda Kravljacica, Strinza ve Vrulje adıyla 3 alternatif var. Birincisi nispeten büyük ama önünde demirde tek bir direkli tekne yok! Hemen eliyoruz. Elimizdeki dokümanlardan birisinde, Strinza’da gurme bir lokanta olduğu
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:55
belirtilmiş. Girişte tam karşımızda birçok motoryatın yanaştığı bir iskele var. Muhtemel gurme yer burası... Sağdaki iskelede ise birçok yelkenli var, oraya seyrediyoruz. Sahilden gençten bir oğlan gelip, buraya bağlanamayacağımızı hiç tonoz olmadığını bağırarak söylüyor. Allah-Allah, bu tiplere de kıl olurum. Biz deniz geçmişiz gelmişiz, adam diyor bana tonozum yok! Yoksa yok, senden tonoz mu istedik? Biz istersek nasılsa bağlanırız, sen hizmet vermek istemiyorsan onu söylesene açık açık! Neyse, sinirimizi daha fazla bozmaya gerek yok, hava da kararacak 1-2 saate kadar. Son alternatif olan Vrulje’ye yollanıyoruz. Bu koy biraz daha sakin. Ama bağlanılacak her yer dolu. Alargada durmak isteyenler için de tonoz atılmış ama onlar da dolu! Hadi buyurun buradan yakın. Derinliklere falan bakarak, kıçımızı sokacak bir açıklık bulur muyuz diye iyice sahile girince, yine gençten bir oğlan koşarak geliyor. Bir mendireğe, taşların üstüne istersek kıçtankara olabileceğimizi söylüyor, Hırvatça. Ama denizcinin lisanı birdir nasılsa. Dediği doğru, rüzgar sert ama koltukların olduğu kıç taraftan gelecek, ön tarafta tonozlara takmayacak şekilde kısa bile olsa, azcık zincir döşesek burada zıpkın gibi dururuz. Duruyoruz da nitekim, hatta pasarellayı koyacak kadar yanaşıyoruz mendireğe. Koltukları özellikle çapraz alıyoruz ki kıçımız sağa sola esnemesin, yoksa taşlardan tekine sürtmek işten bile değil. Sonra tekneyi teslim ederken anlat dur adamlara. Çok hoş bir koy. Bir de minik marketi var. Bizim memlekette olsa bakkal denmez, belki büfe falan gibi bir şey. Ama 1-2 eksiğimiz alıyoruz cidden. Akşam güneşinde mutlaka tepeye çıkmamızı tavsiye ediyorlar, Ömer Deniz ensemde tüm grup yukarı yollanıyoruz. Süper manzara. Tüm Kornati adaları ayağımızın altında. Yemek rezervasyonu zaten iner inmez yapılmıştı. İlk geceden tedbirliyiz, bu sefer sadece balık ve salata, yanında da Sarı zeybek. Onu haliyle tekneden getirdik, yoksa nerede burada Zeybek meybek. Servis eden kadıncağız ciddi bir Alman terbiyesi almış belli ki, neredeyse dayak yiyeceğiz “disiplinsiz” davranışlarımız yüzünden. Yarın kalkınca, 50 şınav çekmezsek iyidir. Kahve haliyle Türk Kahvesi… Gayet başarılı bir yemeğe, 200 euro muadili Kuna veriyoruz,
mantıklı. Ömer Deniz artık dayanacak gibi değil, onu götürüp ben de yatıyorum. 3.Gün: Bugünkü rota methini herkesten duyduğumuz Telesnica Parkı! Bulunduğumuz koy çok şirin bir yer. Biraz mevsim dışı olduğu için kalabalık değilmiş aslında, daha fazla kişi ve tekne olurmuş. Hırvatistan adalarında çok sık karşılaştığımız bir husus burada da geçerli... Neredeyse her evin kendine ait, tam evin önünde taştan elle yapılmış bir kendi “özel” marinası var. Teknelerini sanki garaj arabası gibi oralara park ediyorlar. Sabah kahvaltısını bu sefer, alışılmışın dışına çıkarak, bir önceki gece kaldığımız lokantada
yapıyoruz. Matah bir şeyler değil, kahveçay ve poğaça-krvuasan vari bir şeyler atıştırdık, kalktık. Koltuk halatlarını çözmek üzere Evren’i bot ile sahilde bırakıp, sonradan dönüp almak üzere demire yollandık. Bu sayede yanaştığımız yerden kolaylıkla çıktık. Korktuğumuz gibi tonoza falan takmamışız. Yelkenle koydan açık denize çıktık. Bütün dergilerde-makalelerde gördüğümüz, bu civarın en etkileyici manzarası, haritadan anlaşıldığı kadarıyla Dugi Otok adasının batı yakası. Nitekim yaklaştıkça, günübirlik tur tekneleri de sayıca artmaya başladılar. Doğrusu beni o kadar da çok etkilemedi. Dalgalar daha fazla kabarmadan, geri dönüp Telesnica Koyuna girdik. Güneydeki iskelede tur tekneleri bağlı, diğerleri tonozlarda bağlanmış durumda. Bir tanesini seçip bağlanmamızla, botla görevlinin gelmesi arası en fazla yarım dakika! Gecelik 60 Euro istediler, biz uzun kalmayacağız falan diye tüm dünyada geçerli pazarlık mekanizmalarını işlettik, işe yaradı! Birkaç saatliğine bağlı kalmamız, koya çıkıp etrafı görmemiz ve hatta istersek göle girmemiz karşılığında 30 Euro
verdik bir turuncu şamandıraya! Tam tahmin ettiğim gibi hayal ettiğimizden kötü çıktı, hele o göl! Bizim belediye plajları gibi bir coğrafya. Halbuki kuş uçuşu resimler ne kadar etkileyici. Öyle olmasa bu tuzağa düşmezdik, bence turizm itibarıyla çekilen fotoğrafların kuş uçuşu çekilmesi ciddi bir aldatmaca eğer pilot değilseniz ya da paragliding yapmıyorsanız. Kabul Kornati Adalarının gökyüzünden resmi çok güzel ama siz onu üstündeyken ya da bir koyunda demirdeyken görmüyorsunuz ki. Neyse, burada çok da fazla oyalanmadan güzel bir öğle yemeğini müteakiben demir alıp kaçmaya karar verdik. İşin ilginci yarın 25 knot ortalamalı sert bir hava ihbarı var! Bilmediğimiz coğrafya dert değil de bu adamların ihbarları ne kadar doğru çıkıyor acaba? Ne yapsak ne etsek diye düşünürken, sağ olsun imdadımıza Erhan yetişti. NCP sorumlusu Denis ile yaptığımız konuşmada benzer içerikler taşıyınca, bu ada grubunda daha fazla oyalanmak yerine en yakın kara olan Biograd’a geçmeye karar verdik. Yaklaşık 15 nm yol. Dert değil. İyi işaretlenmiş Mala Proversa geçidinden doğuya rota tuttuk. İlginç bir coğrafya, çok sağlam akıntı var! Sahildeki lokanta etkileyici, eğer yolumuz uzun olmasaydı bir küçük mola vermeye değer gibi geldi gözümüze. Zut marinanın olduğu Zut Adası’nı pas geçtik. Pasman adasına doğru yelken ve motor seyrediyoruz. Hava kararmadan Biograd’da tavsiye edilen Kornati Marina’ya girdik. Kalamış-Fenerbahçe gibi iki bölümden oluşuyor, biz kuzeydekindeyiz. Dar bir koridora kıçtan kara girdik. Rüzgar sağımızdan geliyor, aslında aklımdaydı ama yarın sert esecek güneyli hava sırasında rüzgarı kıçtan alacağız, eğer yağış da eklenirse spray hood kokpiti koruyamayacak. Teknenin içine mahkum kalacağız. Yarın ilk iş eğer fırtınayı burada atlatacaksak, teknenin yerini değiştirmek olmalı! Marina gayet güzel, duş-tuvalet ve medeniyet sayesinde biraz rahatladık. Alışveriş tamam. Akşam yemeğimiz şehirde. Gerçi en meşhur yeri rivayete göre Vapor’muş ama biz İtalyan usulü fast food pizza tercih ettik. Üstünde Dalmaçya’nın sembolü olan eşek amblemli şarabı çok tavsiye ettiler, ama büyük bir hayal kırıklığı daha. Fiyat bu sefer gayet makuldü. Kişi başı 10 Euro kadar! Yattık uyuduk. •Yazının devamı bir sonraki sayıda sizlerle... ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 127
127
7.02.2014 18:02
TRAVEL
Hayat dolu ve gizemli bir şehir;
Her mevsimde güzeldir Paris. Fakat kışın, özellikle Noel sonrasındaki dönemde turist trafiği azalınca gerçek kimliği ortaya çıkar. Bu dönemde sokaklarında, sanat galerilerinde, restoranlarında kent en samimi yüzüyle gezginlere gülümser.
Fotoğraf&Yazı: İç Mimar Burçin MERCAN
128
dergi.indd 128
POWERBOATS&YACHTS
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:55
Son
birkaç yıl içinde iş seyahatlerim sebebiyle birçok ülkeyi keşfetme fırsatım oldu. Kimi gezdiğim yerlerde sadece insanları sevdim, kimisinin harika doğası büyüledi, kimisinde yediğim yemeğin tadı damağımda kaldı. Aralarından Paris, her ne kadar uzun da kalsam kavrayamayacağım ve her gidişimde aynı heyecanı hissedeceğim bir şehir olacak. Bu karmaşık, hayat dolu ve gizemli şehri çoğunlukla yürüyerek, Paris’in ruhunu hissedebileceğiniz bir seyahat için önerilerimi paylaşmak isterim.
1.gün
Paris’de otele varışınızın ardından biraz soluklanıp, Saint Germain bölgesine gidebilirsiniz. Akşam yemeği için Café Flore’un sokağında Rue Saint Benoit’de Relais d’Entrecôte’u denemelisiniz. Önünüzdeki upuzun kuyruğa şaşırmayın, ortalama 20 dakika beklemeniz gerekebilir. Her öğün kalabalık ve daracık oturma düzeni ile samimi bir yer burası. Eğer etinizi orta pişmiş seviyorsanız garsonunuza ‘à point’ demeniz yeterli. Sonrasında bugüne dek farklı restoranlarda yediklerinizden çok
ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 129
129
7.02.2014 00:55
TRAVEL modası ile ilgili fikir sahibi olmak mümkün. Sonrasında Louvre Müzesi’nin paralelindeki Rue de Rivoli caddesinde yürüyün, Anglo Sakson yayın, gıda ve aksesuarlarını bulabileceğiniz WH. Smith’e uğrayın. Ben aynı cadde üzerinde bulunan Angelina Café’nin önünde yarım saat bekledikten sonra Mont Blanc (kestaneli pasta) yedim. Biraz sabrınız varsa ve tatlı yemeğe doyamıyorsanız mutlaka deneyin derim. Biraz daha yürüyüşün ardından metroya atlayıp Sèvres-Babylone durağında inin ve Le Bon Marché alışveriş merkezine gidin. Burada dünyaca isim yapmış birçok Fransız markasını bir arada bulabilirsiniz. Paris’in en meşhur şarküterisi l’Epicerie de Paris’de peynir, et, şarap, pastane ürünlerini bulabilirsiniz. Yine Le Bon Marché’de olduğu gibi İstanbul Bebek ve City’s Nişantaşı’nda bulunan Assouline’e göz atabilirsiniz dünyaca ünlü sınırlı sayıda basılmış yayınları bulabilirsiniz. Akşam yemeği için ise tavsiyem Rue Vivienne’de Le Grand Colbert’de başlangıç için salyangoz, ana yemek içinse restoranın meşhur yemeği Château Briand.
daha farklı ve elbette ki hakiki Café de Paris soslu bonfile deneyimine hazır olun. Yanında şarap olarak kendi kırmızı şaraplarından Vin de Maison veya Saint Emilion öneririm. Yemek sonrası tatlı kaçamağını yapmanız gereken yer ise; Les Deux Magots. Limonlu tart eşliğinde kahvenizi yudumlayabilirsiniz.
2.gün
Uyuyarak çok vakit kaybetmeyin derim, eğer seyahatinizi kış aylarında gerçekleştiriyorsanız dolabınızdaki en kalın kıyafetlerinizi valizinize koymayı unutmayın, Paris’in soğuğu hiçbir yer ile mukayese edilmemeli. Kahvaltı sonrası; Opéra meydanında turlayıp, Intercontinentel Hotel’in içindeki Café de La Paix’de soluklanıp, kahve eşliğinde, millefeuille (milföy) yemeyi ihmal etmeyin. Ardından Madeleine meydanındaki meşhur Fouchon mağazasına gidip, kendinize ve sevdiklerinize marmelat alabilirsiniz. Rue Foubourg Saint Hanoré’de yürüyüş yapıp, Collette’ye uğrayıp özel tasarım kıyafetler, ayakkabı ve aksesuarlara bakmadan ayrılmayın. Bu kupon tasarımlara göz gezdirerek bile sezon
3.gün
Eğer yolculuğunuz pazar gününe denk gelirse tüm mağazaların ve restoranların açık olduğu tek bölge Le Marais. Le Marais
Angelina Cafe-Mont Blanc
Cafe de la Paix1 Le Bon Marche
Colette Store 130
dergi.indd 130
POWERBOATS&YACHTS
Le Grand Colbert
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:55
çoğunlukla Yahudilerin ve eşcinsellerin yaşadığı ve çok turistik olmayan bir bölge. Ara sokaklarında falafel yiyebilirsiniz. Eğer Fransız stili şapkalara merakınız varsa Viktor Hugo’nun da evinin bulunduğu Place Des Vosges’de köşedeki dükkandan yine kendinize ve sevdiklerinize hediye alabilirsiniz. Muhakkak uğramanız gereken bir diğer yer ise Le Marais gibi bir çok bölgede mağazası bulunan Mariage Freres. Bu sevimli dükkan 1854 yılından bu yana Fransızların sofralarına sunduğu çeşit çeşit çay ile beğeni topluyor. Bölgede yaşayanların çoğunlukla yaptıkları gibi önünden geçerken ‘al götür’ şeklinde günün çayını deneyebilir ya da arka avlusunda oturacağınız bir masa bulma şansınız olursa, seçtiğiniz çayın yanında harika makaronlarını deneyebilirsiniz. Merakı olanlara not; mağazada çay keyfinizi tamamlayıcı porselen çaydanlık ve fincan setleri gibi kupon ürünler ile kendinizi şımartmanız mümkün. Ardından Champs-Elysées’ye gidebilir ve acıkan karnınızı, Léon de Bruxelles’de moules au cury madras (köri soslu midye) ile doyurabilir ve Edelweiss ‘in beyaz birasını deneyebilirsiniz. Müzik yayınlarını ve elektronik market seviyorsanız Champs-Elysées’de Virgin ve Fnac’a uğrayabilirsiniz. Uygun fiyatlarda çocuklar için Disney Shop’dan hediyelik eşya alabilirsiniz. Paris’in en seçkin caddelerinden biri olan Avenue Montaigne, Champs Elysées’yi Seine nehrine bağlar, burada Hotel Plaza Athenée’nin özel içkisi olan ahududulu şampanya, Rose Royal ile akşamüstü keyfi benim vazgeçilmezim.
Leon de Bruxelles - Dejeuner brxellois a midi
WH Smith The English Bookshop
Opera, Paris
Mariage Freres
Paris - Montmartre
4.gün
Son gününüzü eski Paris’i de keşfedeceğiniz bir yürüyüş maratonuna ayırın. Rive Droite’den Rive Gauche’ye yürüyün. Saint Louis’den geçin ve Paris’in ilk yerleşimi meşhur Seine’e kıyısı olan kafelerden birinde oturup Berthillon dondurması yiyerek dinlenin. Buradan 5.arrondissement olan Saint Michel’in dar sokaklarını geçerek Paris’in eski ve Latin Mahallesi olarak bilinen bölgesini keşfedin. Burada öğle yemeği için tavsiyem 5. ve 13. arrondissement arasındaki Paris’de okuyan üniversite öğrencilerinin rağbet ettiği Place Contrescarte yakınlarındaki bir fondue restoranı olacaktır. Havalimanına gitmeden önce ChampsElysées Bulvarı ile 5. George caddelerinin
kesişim yerinde, Louis Vuitton’un karşısında bulunan Fouquet’s Café’ye uğrayın. Burada da tatlı olarak aydınlanma anlamına gelen éclair’i (ekler) deneyebilirsiniz. Bir mimar kimliğine sahip olup da, Paris’in mimariye ne denli saygılı olduğuna yer vermeden olmaz. Intra Muros’da (Paris’in 20 arrondissement’ini kapsayan bölge) tüm eski binalar olduğu gibi korunuyor ve yıkılmalarına kesinlikle izin verilmiyor. Tüm yeni yapılanmalar ve siteler Paris’in banliyölerinde yer alıyor ki bu yapılanmaların çoğu tasarım yarışmalarında derece almış projelerden seçiliyor. Tüm
binaların yerleşim planları o kadar doğru ki 40 m2’de iki kişi rahatlıkla yaşayabiliyor. Buna göre İkea, Maison’s Du Monde gibi mağazalar Paris dairelerinin yapılarına uygun ergonomik ve estetik tasarımları bulunduruyor. Ayrıca Paris’de eski ya da yeni tüm binaların girişinde mimarının ismini ve inşaat tarihini görebiliyorsunuz. Paris’in en önemli özelliği bakışlarınızı gökyüzüne çevirdiğinizde gözlemleyeceğiniz sayısız ufak bacaları. Belki de Paris bu yapısıyla dünyada bitişik nizam mimarisinin en iyi görüldüğü şehir. Durmayın, gidip kaybolun bu gizemli şehrin sokaklarında. ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 131
131
7.02.2014 18:03
ARCHITECTURE
KORAY YAVUZER MİMARLIK’A ULUSLARARASI PLATFORMDA ANLAMLI BİR ÖDÜL…
Koray
Yavuzer Mimarlık’ın kurucuları Koray - Tuba Yavuzer çifti, “Uluslararası Konut ve Ticari Mülkiyet” alanında dünyanın en önemli yarışması olan International Property Awards’e kendi evleri ile katıldılar. Dünyanın dört bir yanından, konut ve ticari mülkiyet alanında profesyonellerin 132
dergi.indd 132
POWERBOATS&YACHTS
yer aldığı International Property Awards, 1995’den bu yana, emlak ve gayrimenkul sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin ödüllendirildiği oldukça özel bir platform… Ödülleri İngiliz Parlamentosu Lordlar Kamarası Başkan Vekili Rab Bates’in verdiği özel gecede, kazananlar uluslararası platformda “Yüksek Övgüye Değer”
ve “Beş Yıldızlı” olarak da ilan edildi. Bölgelere göre yapılan değerlendirmeler sonucu ödüllerin sahiplerine kavuştuğu International Property Awards’ün 2013 Avrupa Gayrimenkul alanındaki “En İyi İç Tasarım” ödülünü alan Koray - Tuba Yavuzer çiftinin kendi tasarladıkları evleri oldu. www.korayyavuzer.com
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:56
CARE
Her Kadının Uygulaması Gereken Mükemmel bir cilt, harika bir saç ve göz alıcı bir makyaj! Her kadının mutlaka uygulaması gereken 4 bakım ritüelini açıklıyoruz! Kış mevsiminin bu ilk ayında nem kaybını önleyici bir bakım ilk adımınız olmalı...
Donuk Cilde Hem Nem Hem Işıltı
Soğuk havalarda nemini kaybeden cildinize nem takviyesi yapmanın yanı sıra cildin kaybettiği sağlıklı ışıltıyı geri kazanmasına yardımcı olan Murad Işıltı Veren Gündüz Nemlendiricisi mutlaka denemeniz gereken bir ürün!
Yoğun Renk Harika Bakım!
Hiç bir şey dudağınıza vereceğiniz bir renk kadar enerji katamaz size! Havalar soğukken hem dudağınızı nemlendiren hem de renklendiren bir dudak bakımı tercih edin. Burt’s Bees %100 Dağal ve Renkli Dudak Bakımlarını tercih edebilirsiniz. Rengi oldukça yoğun!
Haftalık Peeling’i Eksik Etmeyin Saçlara Düzenli Nem Takviyesi
Nem kaybeden saçlarınıza dışarıdan destek olmalısınız. Haftada bir yoğun nem maskesiyle saçları içten dışa besleyin. John Frieda Yoğun Nemlendirici Besleyici Bakım Maskesi avokado yağı ile yoğun bir nemlendirme sağlıyor.
Cildi ölü hücrelerden arındırmak nemlendiricinin daha iyi etki etmesini sağlar. Üstelik peeling sırasında yaptığınız dairesel hareketler cildinize canlılık verir. Bliss Gözenek Temizleyici peelinig’i deneyin!
ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 133
133
7.02.2014 00:56
FASHION
Nişantaşı BW Club, Hakan Akkaya ile açıldı! Nişantaşı’nın yeni gözde mekanı olmaya hazırlanan BW Club, stratejik eğlence danışmanı Hakan Akkaya’nın desteğiyle kapılarını açtı.
Nişantaşı
Bina Pasajı’nda Black&White konseptiyle kapılarını açan BW Club, Umut Özel’in işletmeciliği ve Hakan Akkaya’nın öncülüğünde pek çok ünlü ismi bir araya getirdi. DJ kabininde Erdem Kınay, perküsyonda Monika Bulanda’nın muhteşem bir performans
134
dergi.indd 134
POWERBOATS&YACHTS
sergilediği görkemli açılış partisi, sevilen parçalar ve konuklarla İstanbul’un ritmini tuttu. BW Club açılış partisinde Esin Övet, İvana Sert, Emre Altuğ, Soner Sarıkabadayı, Öykü Serter ve Kemal Doğulu gibi ünlü isimler eğlencenin tadını çıkardı. BW Club açılış partisi sanat ve cemiyet
hayatından tanınan simaları buluşturdu. BW Club, iç dekorasyon ve tasarımda Hakan Akkaya’nın Black&White konseptinden esinlendi. Hakan Akkaya, “BW’nin gözde İstanbul mekanları arasına girmeye hazır olduğunu, kalite ve eğlencenin hız kesmeden devam edeceğini” ifade etti.
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:56
ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 135
135
7.02.2014 00:56
FASHION
FABRİKA’DAN GÜÇLÜ, DİNAMİK DETAYLARLA HAREKETLENEN ÖZGÜR BİR YAZ! Cesur, dinamik, renkli ve olabildiğince özgür ruhlu bir İlkbahar-Yaz sezonu ile Fabrika, şehrin dinamizmini tasarımlarına yansıtmaya devam ediyor. Enerjisini şehirden alan, iş hayatından davetlere, hafta içinden hafta sonu aktivitelerine uzanan çeşitlilikteki koleksiyonlarıyla stil sahibi kadın ve erkeklerin vazgeçilmez markası olan Fabrika, İlkbahar-Yaz 2014 sezonunda yeni koleksiyonu ile şehrin moda hikayesini yazıyor!
Fabrika
İlkbahar-Yaz 2014 erkek koleksiyonunda karşımıza çıkan smartcasual çizgiler, sezonun en hit parçası silik omuz slim fit ceketler, özel antik parça boyama pantolon, gömlek ve bermudalar, yağ yıkama triko ve tişörtler, dar paça pantolonlar, empirme desenler, denim look kumaşlar, viskon elyaflı trikolar, double face kumaşlar, Fabrika erkeğini sezonun en trendi erkeği yapacak anahtar parçalar arasında yer alıyor. Fabrika erkek koleksiyonu 5 ana tema çerçevesinde konumlanıyor; Deep Blue, Always Natural, Navy Chic, Color Shades ve The Glow Of The Night… İlkbahar-Yaz sezonunun en önemli detaylarından marine temasının dikkat çektiği Deep Blue’da yazın vazgeçilmez rengi lacivert, turkuvaz, mavi, kırmızı ve beyaz ile birlikte kullanılıyor. Temaya uygun ringeller çapa ve yelken nakışlar detaylarda özgür bir hava yaratıyor. Tema, denizin ve yeşilin cazibesini şortlar, gömlek ve blazerlarla Fabrika erkeğinin 136
dergi.indd 136
POWERBOATS&YACHTS
gardırobuna taşıyor. Fabrika’nın, toprak tonlarının ana renk olarak kullanıldığı Always Natural temasında ise keten ve koton kumaşlar ağırlıklı olarak yer alıyor. Sezonun hit renklerinden yeşil ve narçiçeği ile harmanlanıp hareket kazanan temada, çok cepli safari ceketler ve gömleklerle şehirde çöl rüzgarları esecek. Renklerin cesaretine tanık olacağımız yeni sezonda Fabrika, Navy Chic teması ile stil sahibi erkeklere renkli bir yaz vaat ediyor. Lacivert ve camelin ana renk olarak kullanıldığı temada, sarı, orange ve mavinin tonları, detaylarda göze çarpıyor. Blok çizgili desen ve emprime kumaşlardan tasarlanan gömlekler, astarsız koton ceketlerle elegan bir görünüm sergiliyor. Sezonun vazgeçilmezi gri ve siyahın mürdüm ve gülkurusu ile birleştiği Color Shades temasında basic detaylar ve renkler birbiriyle iç içe geçiyor. Gri ve siyah kombinlerin yanı sıra, haki-
siyah, siyah-mürdüm ve gri-gülkurusu renk birliktelikleri dikkat çekiyor. Color Shades’ın trendy parçaları ise, parça boyama pantolon ve detaylı yaka altlarıyla dikkat çeken slim fit gömlekler temanın iddialı parçalarından… Şıklığından taviz vermeyen erkekler tasarlanan The Glow Of The Night teması, vücudu saran slim fit yeni ceket grubunda, farklı yaka, kup ve cep uygulaması ile elegan bir görünüm kazanıyor. Mezuniyet ve özel davetlerin de vazgeçilmezi smokin modellerinin yer aldığı The Glow Of The Night’ta, viscon karışımlı şık, slim trikolar, özel papyonlar, dar kravatlar ve küçük yaka slim gömlekler, şık detaylarla zenginleşiyor. Fabrika erkeği aksesuarlarıyla da sezon trendlerini takip ediyor. Koleksiyonun dokusuna uygun olarak tasarlanan, erkeğin vazgeçilmezi kol düğmeleri, micro ve şal desenli ince kravatlar, minik papyon ve kemerler Fabrika mağazalarında. www.fabrika-tr.com
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 18:09
YENİ YIL HEDEFLERİNİZE RICHMOND NUA’DA ULAŞIN Her yeni yılı yeni hedeflerle, kendimize verdiğimiz sözlerle, yeni heyecanlarla karşılarız. Sigarayı bırakmak, spora başlamak, sağlıklı beslenmek, kilo vermek ve daha iyi görünmek… Bu yıl sizin hedefiniz nedir ?
Türkiye
’ nin ilk ve tek destinasyon Spa’sı Richmond Nua’ya özel zayıflama ve sıkılaşma programı “Nua Slim, Nua Fit” ve 4 günde 1 beden incelme garantisi veren “Hypoxi” programı size yeni yılda yepyeni bir görünüm vaadediyor. Richmond Nua’nın uzman ekibi tarafından hazırlanan Nua Slim ve Nua Fit programları ile sağlıklı bir şekilde zayıflayarak sıkılaşmak, yepyeni bir görünüme kavuşmak çok kolay. Beslenme uzmanlarının hazırladığı doğal, sağlıklı ve lezzetli bir menü, fitness eğitmenlerinin danışmanlığında spor programı, incelme sürecini hızlandıran teknoloji harikası Hypoxi ile sıkı ve fit bir bedene kavuşmanız için ihtiyacınız olan her şey Richmond Nua’da sizleri bekliyor. Program boyunca size özel program koçu ile kilo
dengenizden günlük ölçümlerinize, yemek yeme alışkanlıklarınızdan uyku düzeninize kadar pek çok etken üzerinde çalışılarak “doğru yaşam” felsefeniz oluşturuluyor. Nua Slim ve Nua Fit programı ile Richmond Nua sizi daha dengeli bir geleceğe davet ediyor. İncelme motivasyonu güçlü bireyler için 4 günlük Hypoxi Maratonu, incelmeye hafta sonundan başlamak isteyenler için 2 günlük Hypoxi programı ve çevre sakinlerine hitap eden 12 seanslık günübirlik Hypoxi programlarından birisi sizin için Richmond Nua’ da… NUA SLIM Sağlıklı ve kalıcı zayıflama esasına göre hazırlanmış Nua Slim, gündelik yaşamın karmaşasında fazla kilolarından kurtulma motivasyonunu bir türlü yakalayamayanlar için, kişiye özel tasarlanmış bir zaman
planı ile daha hafif bir yaşam vadediyor. NUA FIT Bir kaç kilo fazlasından kurtulup, aynı zamanda daha sıkı bir bedene sahip olmak isteyenler için tasarlanmış Nua Fit, düzenli bir beslenme programını bedeninizde uyanış yaratacak bir aktivite dizisi ile birleştiriyor. Nua Fit ayrıca kendini zayıf ve güçsüz hisseden misafirler için vücut direncini artırıcı bir beslenme ve spor programı da sunuyor. HYPOXI Dört çeşit cihaz ve özel kıyafetler kullanılarak uygulanan bir fitness ve vakum terapisi olan Hypoxi, Richmond Nua’da sağlıklı beslenme paketi ile desteklenerek vücuttaki kalıcı yağları kısa sürede yakmayı hedefliyor. ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 137
137
7.02.2014 00:56
DECORATION
Fotoğraf&Yazı: İç Mimar Burçin MERCAN
Yeşillik
Deniz, Bodrum, İnsanlar ve Evleri…
, toprak ve deniz… Her birimiz için farklı kokular ve anıları sindirmişlerdir derinlerine. Aralarından deniz; benim hikayemde babamın gözleri ile başlar. Üç yıl önce yine bu aylarda Ege’nin Akdeniz ile kucaklaştığı Datça’da sonlanan uzun bir seyahatim olmuştu. Bu yolculuğa 138
dergi.indd 138
POWERBOATS&YACHTS
eşlik eden ise o zamanlar yeni çıkarttığı “Sen” albümü ile Bülent Ortaçgil olmuştu. Bu deniz kokan şarkılar, Bodrum’un dış yüzeyleri sıva üstüne beyaz boyalı, küçük mavi pencereli her yanını begonvil sarmış evlerinin, yasemin kokan taş sokaklarında gezinip durdu günlerce. Annem de belki Girit göçmeni dedemden ötürü, oldum
olası bir avuç suya ve Bodrum’a meraklı olmuştur. Bu yüzden mi bir başka hülyası vardır gözlerinin, bedeni hep zayıftır karada. Siz onu bir de çıplak ayakları suya kavuşmuş, sahilde renk renk taşları toplarken görün. Ne bir dert ne bir yorgunluk… Halikarnas Balıkçısı olarak tanıdığımız
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:56
deniz ve Bodrum tutkunu Cevat Şakir, 1946 yılında yazdığı romanı “Aganta Burina Burinata” da deniz ve deniz insanlarına beslenen sevgiyi şiirsel bir dille ve coşkuyla kaleme almıştır. Yapıta ismini veren “serenlerin üstündeki üst ve alt yelkenleri tut” manasında bir denizci terimi olmuştur. Halikarnas Balıkçısı kitabında içtenlik, masumiyet, mertlik gibi erdemleri deniz insanları ile bütünleştirmiş, bunun yanı sıra romandaki olumlu karakterlerin, gösterişsiz yaşamlarını ve insani değerlerini yaşadıkları felaketler ile pekiştirmiştir. Romanın ana kahramanı Mahmut “Gönlündeki duygular, gözlerinin değişen renkleri gibiydi. Onları kovalayıp yakalayamazdım. Rengin biri uyanıp yanarken, nasıl değiştiğinin farkına varmadan –gözüm gözünde- başka bir rengin kayıp gelmiş olduğunu görürdüm.” diyerek denizden alınan imgeler ile sevgilisini ve başından geçenleri anlatmıştır. Deniz, ulaştığı tüm kıyılarda insanlara biraz neşe, güzellik ve medeniyet kazandırmıştır. İnsanların binlerce yıl boyunca yerleşik olarak yaşadıkları Bodrum, muazzam bir geçmişe sahiptir. İlk bilgiler M.Ö. 7.yy’ı işaret ediyor olsa da, tarihçiler Halikarnas’ın (Bodrum’un eski adı) temellerinin nereye dayandığı hakkında çok az bilgiye sahipler.
Ege bölgesinde, Bodrum yarımadasının dışında pek karşılaşamayacağınız bu mimari tipi nereden gelmektedir? Bu sorunun cevabı için Grek tarihinin ilk dönemlerine, Girit (Minos) uygarlığına giderek aramanız gerekecektir. Minos uygarlığı bugün Yunanistan’a bağlı, Ege Denizi’nin en büyük adası olan Girit’te M.Ö. yaklaşık 3500’lerde kurulmuş bir uygarlıktır. Bu dönem Girit şehirlerini birbirine bağlayan taşlar ile kaplı yollar, tunçtan yapılma testereler ile kesilerek elde edilirdi. Minos mimarisinde evler iki veya üç katlı, çatıları ise dümdüz olurdu. Evlerin etrafını çevreleyen yüksek duvarlar pişmiş tuğla ile yapılır, tavanda kiriş görevi gören uzunca tahtalar ise çatıyı desteklerdi. Bu yapı biçemine en iyi örneği; Knossos Sarayı kalıntılarında gözlemleyebilirsiniz. Sarayın mimari özellikleri, günümüz Bodrum evlerinin yapısı ile birebir örtüşmektedir. Minos Uygarlığında taş evler ile karşılaşamazsınız. Bodrum’daki taş evlerin özgünü için Kiklad Uygarlığına kadar geri gitmeniz yeterli olacaktır. Kiklad Uygarlığı bugün Tavşan Adaları olarak adlandırılan bölgede yaşayanların M.Ö.3000-M.Ö.2000 yılları arasında Erken Tunç Çağı’nda kurmuş oldukları ve devamında Bodrum’un bilinen tarihçesini oluşturan Karyalılar’ın aynı uygarlığı paylaştığı kavimdir. Yapılan kazılarda birbiri ile bağlantılı iki odadan oluşan
taş evlerinin planı dikdörtgen, evlerin duvarlarını oluşturan kesme taşlar pürüzsüz ve aynı boyutlardaydı. Karya Uygarlığının başkenti Mylasa (Milas) iken M.Ö. 4. Yüzyılda Halikarnas’a göç etmiş ancak Milas her zamanki önemini korumuştur. Bodrum evlerinin mimarisinde en çok karşımıza çıkan mimari yapı biçimi, Sakız tipi evlerdir. Geçmişte her ne kadar Sakız Adası’ndan gelen tacirlerin oturdukları ev manasına da gelse, Ege bölgesi Bodrum yarımadasında en fazla üç katlı, cumbalı konut mimarisi çokça kullanılır olmuştur. Çoğunlukla turistik ziyaretlerimizi yaptığımız Bodrum’un tarihe ev sahipliği dilerim sizleri de heyecanlandırmıştır. Son olarak mitolojik bir rivayeti paylaşmak isterim… Bodrum’da Bardakçı koyu olarak bildiğimiz, Salmakis pınarının bir çok rahatlatıcı özelliği olduğu söylenir. İçimi mükemmel olan bu suyun, erkekleri efemineleştirdiği bir başka rivayettir. Bu iddialar sonucunda Hermafrodit efsanesi doğmuştur. Rivayete göre, güzellik tanrıçası Afrodit’in delikanlılık çağındaki oğlu bir gün çeşmeden akan suyun oluşturduğu gölde yüzer. Gölün perisi Salmakis, ona aşık olur ve tanrılara tek bir vücutta yaşayabilmek için yalvarır. Dileği kabul edilir, tanrılar da yarı erkek, yarı kadından oluşan Hermafrodit’i yaratırlar. ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 139
139
7.02.2014 00:56
GOURMET
Sevgililer Günü’nün onur konuğu; Kakao… Çikolata sevmeyen insan var mıdır acaba? Kokusuyla, insanı baştan çıkaran, iştah açıcı kadifemsi görüntüsüyle çikolatayı kim sevmez ki! 14 Şubat’a özel küçük bir araştırma yaptık ve çikolatanın hünerlerini ortaya çıkardık… Aşk gibi… Londra’daki Dünya Kakao Konferansı’nda çikolatanın insana aşık olmak gibi bir haz verdiği ileri sürüldü. ABD Çikolata Yapımcıları Derneği Başkanı Lawrence Graham, konferansta ‘‘Günde bir adet çikolata, kolesterolünüzü dengeleyip kalp krizini önler. Sivilceye, alerjiye, migrene yol açmaz’’ dedi. Çikolata aleyhindeki tüm iddiaları bir kalemde silen Graham’a göre, çikolata yendiği zaman bedende aşık olmaya benzer kimyasal reaksiyonlar gözleniyor. Gençlik iksiri Haftalık Alman Stern Dergisi’nin son sayısındaki bir haberine göre, ‘‘kakaonun keşfinden bu yana gerçekleştirilmiş en şeytani icat’’ olarak da tanımlanan çikolata bilim dünyasında ciddi bir şekilde tartışılmaya başlandı. Yeni başlatılan tartışmalar ise çikolatanın ‘‘insan mutluluğu üzerindeki esrarengiz gücü’’ üzerinde yoğunlaşıyor. Ünlü bilim dergisi ‘‘Nature’’de yayınlanan bir habere göre çikolatanın içerdiği ‘‘anandamid’’ adlı yağ molekülü, beyindeki hücreleri uyarınca ‘‘mutluluk hissi’’ veriyor, insanın ruhunu gençleştiriyor. Ömür uzatıyor… Amerikalı bilim adamlarının son araştırmalara göre, başta çocuklar olmak üzere büyüklerin de büyük bir zevkle yedikleri çikolata ömrü uzatıyor. ABD’de yapılan yeni bilimsel araştırmalar, çikolatanın kötü kolesterolle mücadele ettiğini ve ömrü uzattığını ortaya koydu. Araştırmayı yapan Kaliforniya Üniversitesi uzmanları, çikolatada, kırmızı şarap ve yeşil çay ile sebze ve meyvelerda bulunan ‘’flavonoid’’ adlı maddenin bol miktarda bulunduğunu saptadı. Söz konusu madde kanı sulandırıyor, kalp hastalıkları ve kalp krizi riskini azaltıyor. 140
dergi.indd 140
POWERBOATS&YACHTS
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:56
14 Şubat’a Özel Tarifler… ÇİKOLATALI MUS Malzemeler: • Yarım su bardağı süt • 400 gr. bitter çikolata • 1 paket krema (400 gr.) • 4 adet yumurta beyazı • 1 su bardağı şeker Yapılışı: Sütü kaynatın. Üzerine çikolataları doğrayarak karıştırın. Yumurta sarılarını krema kıvamına gelene kadar mikserde çırpın. Kremayı da ayrı bir kapta sertleşene kadar çırpın. Kuru ve temiz bir kapta yumurta beyazı ve şekeri sert bir köpük olana kadar çırpın. Daha sonra tüm bu çırpılan malzemeleri sırası ile sütlü çikolatalı karışıma ekleyin. Malzemeleri karıştırırken yavaş ve tek yöne doğru karıştırın. Servis etmek istediğiniz kaplara paylaştırarak buzdolabında yarım gün bekletin. Üzerini süsleyerek servis edin.
BİTTER ÇİKOLATALI TİRAMİSU Malzemeler: • 4 su bardağı süt • 1 su bardağı toz şeker • 1 su bardağı nişasta • 5 yumurta • 160 gr. bitter çikolata • 2 kutu labne peyniri • 1 paket kedi dili bisküvi veya pandispanya • 1 bardak kahve Üzeri için: Yapılışı: Kakao Yapılışı: Şeker, yumurta, nişasta ve vanilyayı bir tencereye koyup pürüzsüz olana kadar çırpın. Sütü ilave ederek ocağa koyun ve krema pişirir gibi sürekli karıştırarak kaynayana kadar pişirin. Ocaktan alın. Sıcakken içine çikolatayı koyarak eritin. Krema tamamen soğuyunca içine peyniri koyup çırpın. Kedi dillerini kahveye batırın ve servis kabınıza koyun, üzerine bir kat krema, kedidili ve tekrar krema koyun. Buzdolabınızda 1 gece dinlendirin. Üzerine kakao eleyerek servis edin. Not: Kremada daha baskın çikolata tadı istiyorsanız, çırpmadan önce kremaya kakao ilave edin. ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 141
141
7.02.2014 00:56
GOURMET KAKAOLU MERENG Malzemeler: • 4 yumurtanın beyazı • 1 su bardağı şeker • 1,5 yemek kaşığı kakao Yapılışı: Yumurta beyazı ve şekeri kabarana kadar mikserde çırpın, kakaoyu ekleyip yavaşça karıştırın. Kaşıkla tepsiye parçalar koyup ortasını hafifçe çukur açar gibi bastırın. 130 derecede 1 saat kadar fırında kurutun. Bezeleriniz dinlenirken çikolatalı kremasını hazırlayın. 200 gr. kremayı ocakta kaynatın. Çikolataları içine doğrayarak eritip soğumaya bırakın. Arzu ederseniz evde kalmış keklerinizi kremayla karıştırıp kullanabilirsiniz. Merenglerinizin üzerine sürerek arzu ettiğiniz mevsim meyveleri ile süsleyin.
142
dergi.indd 142
POWERBOATS&YACHTS
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:56
KAKAO SOSLU ISLAK KEK Malzemeler: • 1 su bardağı toz şeker • 4 yumurta • 1 su bardağı süt • 1 su bardağından bir parmak eksik sıvı yağ • 2 su bardağı un • 1 kabartma tozu • 1 vanilya • 3 yemek kaşığı kakao Sosu için: • Yarım su bardağı sıvı yağ • 1 su bardağı süt • 1 su bardağından 1 parmak eksik toz şeker • 1 yemek kaşığı dolusu kakao Yapılışı: Oda ısısındaki yumurta ve şekeri iyice kabarana kadar çırpın. Sıvı yağ ve sütle biraz daha karıştırın. Unu eleyip karışıma ilave edin ve karışana kadar çırpın. Isıtılmış 165 derece fırında pişirin. Sos malzemelerini orta boy bir tencerede karıştırıp şeker eriyene kadar ocakta ısıtın. Fırından çıkan keke 3-4 dakika sonra döküp soğuduktan sonra Hindistan cevizi ve arzuya göre fıstıkla süsleyip servis yapın.
ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 143
143
7.02.2014 00:56
HEALTHY
Midesi duyarlı olanlar yemeği zencefille pişirmemeli, zencefili yemeğe, yemeden önce karıştırmalıdır. Safra kesesinde taş olanlar, hamile kadınlar ve kan pıhtılaşmasına karşı ilaç alanlar zencefili dikkatli ve önerilen ölçülerde kullanmalıdır.
Zencefilin
ana vatanının Cava olduğu, Endonezyalı denizcilerin bitkiyi Hindistan, Güneydoğu Asya ve Doğu Afrika kıyılarına götürdükleri sanılmaktadır. Zencefil MÖ 3000 yıllarından beri Asurlar, Çinliler ve Hintliler tarafından ilaç ve baharat olarak kullanılmaktadır. Mezapotamya’da bulunan toprak levhalarda zencefilin içeceklere karıştırıldığını, havayı temizlediğini ve boyama gücü olmamasına rağmen sumak, safran ve zerdeçalla birlikte boya maddesi olarak kullanıldığı yazılıdır. Denizcilerin yazdığı bazı eserlerde, Çinli denizcilerin denize açılırken deniz tutmasına karşı yanlarına zencefil aldıkları yazmaktadır. Zencefil ayurveda tedavi yönteminin ana maddelerinden biridir. Ayurvedada sindirim sorunları birçok hastalığın nedeni olarak görülür ve bu yüzden zencefil sindirim hastalıklarında kullanılır. İÖ 1. Yüzyılda Romalıların Somali’deki ticari merkezini ziyaret eden Romalı ve Yunanlı hekimler, Somali’de zencefilin taze sürgünlerinin salata olarak yendiğini, ağızda çiğnendiğini, biraz yaşlıca sürgünlerinden sıcak yemek yapıldığını, içecek suyuna karıştırılarak kaynatıldığını, yaşlı köklerinin ise İtalya’ya satıldığını yazmıştır. Plinius zencefilin pahalı olduğunu ve taze olarak uzun süre
144
dergi.indd 144
POWERBOATS&YACHTS
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:56
dayanmadığını yazmıştır. Bingenli Hildegard zencefili göz ve mide hastalıklarında ve iştah açıcı olarak kullanmıştır. Zencefilin sağlıklı insanları hoyrat ve unutkan yaptığını bu nedenle yenmemesi gerektiğini belirtmiştir. Lonicerus zencefili sindirim bozukluğu, soğuk algınlığı ve diş ağrısında kullanılmıştır. Matthiolus bitkiyi panzehir olarak uygulamıştır. Zencefil bağırsaktaki zararlı bakteri ve parazitlerin, özellikle kalınbağırsakta sindirilmemiş karbonhidratlardan beslenen bakterilerin çoğunu temizler. Sindirim için önemli olan süt asidi bakterilerinin çoğalmasını destekler ve böylece gaz oluşumunu önler. Yapılan araştırmalar zencefilin deniz ve motorlu araç tutmalarına karşı etkili olduğunu göstermiştir. Zencefil Amerika ve Asya’da hamilelik dönemindeki mide bulantıları için yaygın olarak kullanılmaktadır. Narkoz ve kanser tedavisinde görülen bulantılarda da zencefil kökünün yardımcı olduğunu tespit edilmiştir. Zencefil sentetik antimetik ilaçlar gibi yorgunluk yapmaz ve görme bozukluklarına neden olmaz. Zencefil kolesterol oranını düşürür ve yüksek kolesterollü yiyeceklerle birlikte yendiğinde vücuttaki kolesterol oranının yükselmesini önler. Zencefil güçlü bir antioksidandır, kana akıcılık kazandırır, kalp kaslarını güçlendirir ve uyarır, ateşi düşürür ve iltihaplanmayı önler. Romatizma tedavisinde etkilidir, vücudun bağışıklık sistemini güçlendirir. Zencefil köklerinde protein parçalayan protaz enzimi bulunur. Bu nedenle zencefil iyi bir et yumuşatıcıdır. Günümüzde bu amaçla papaya meyvesinden elde edilen papainden yararlanılmaktadır. Kullanıldığı Yerler Bulantı, gaz şişkinliği, grip, iştahsızlık sindirim bozukluğu, soğuk algınlığı, mide rahatsızlıkları… Sabahları kalkmakta zorlananlara ve gündüz çok üşüyenlere zencefil kullanmaları önerilir. Zencefil yağı masaj yağlarına karıştırılabilir, ancak konsantre zencefil yağı deriyi tahriş eder. Zencefil Botaniği Çok yıllık bitkinin boyu 1,5m’ye ulaşır. Zencefil ince yapılı kamış görünümlüdür. Tropik bölgede yetişen bitki, sabit yüksek sıcaklığı ve nemi sever. Hafif kumlu zengin topraklarda çok iyi gelişir. Yaklaşık 25 cm boyundaki geniş yaprakları düz kenarlı ve mızrağımsıdır. Köklerden, önce yaprakları taşıyan saplar, sonra çiçeğin bulunduğu yaklaşık 30 cm boyundaki saplar çıkar. Çiçekler yeşilimsi sarıdır. Bitki genellikle kökleriyle çoğalır.
karıştırılır.
Toplanması ve Saklanması Kökler topraktan büyük bir dikkatle, zedelenmeden çıkarılır. Saplardan, yan köklerden ve topraktan temizlendikten sonra içi su dolu bir kovaya konur. Kökler suyla iyice temizlenir. Sonra bakteri, mantar ve zararlı böceklerden temizlemek için kısa bir süre, yaklaşık 70 santigrat derecelik sıcak suya batırılır ve serilerek güneşte kurutulur.
Ve birçok açıdan zencefilin faydaları… • Romatizma için 5 gr taze zencefil rendelenerek pişen yemeğe karıştırılır. Bu yöntem çok uzun süre uygulanır. Fazla acı sevmeyenler, zencefili yemeği ateşten almadan az önce karıştırabilir. Kaynadıkça zencefilin acılığı artar. Yemeği zencefille pişirmek istemeyenler her gün tozunu içebilir. • Gaz şişkinliği için taze rendelenmiş zencefil veya toz zencefil sofrada yenen son yemeğe karıştırılır. • Kökünden damıtma yöntemiyle elde edilen yağı parfüm üretiminde kullanılır.
Kokusu ve Tadı Aromalı, keskin acı bir tadı, aromalı hoş bir kokusu vardır. Uzun süre kurutulan ve yanlış depolanan zencefilin acılığı kaybolur. Yan Etkileri: Önerilen ölçülerde bilinen herhangi bir yan etkisi yoktur. Zencefil tek başına masaj yağı olarak kullanılmamalıdır, cildi tahriş edebilir. Başka bitkisel yağlarla 10/1 oranında karıştırılarak kullanılmalıdır.
• Deniz ve motorlu araç tutması için seyahat başlamadan yarım saat önce 500-1000 miligram toz zencefil içilir. Seyahat süresince her dört saatte bir tekrarlanır. Arzu edenler taze zencefili sakız gibi çiğneyebilir.
REÇETELER Ateş, Soğuk Algınlığı: 1 çay kaşığı toz zencefile 150 ml kaynar su eklenir. 10dk demlenip süzülür. Günde birçok kere 1 fincan çayı içilir. Grip Önleyici: Gribin ilk belirtileri görüldüğünde uygulanmalıdır.20 gr rendelenmiş taze zencefile 500 ml soğuk su eklenir, 5dk yavaş ateşte kaynatılır, içine 150 ml süt karıştırılıp 1-3dk daha kaynatılır. Çayın tümü mümkün olduğu kadar sıcak içildikten sonra sıkıca sarınılarak yatılır. Terlenir. İyice terlendikten sonra giysiler değiştirilmeli be yatarak dinlenilmelidir. Kalp Çarpıntısı, Eklem Ağrıları: 10 gr zencefil tozuna 200 ml su eklenir, su yarıya ininceye kadar kaynatılır ve 1 yemek kaşığı hint yağı karıştırılır. Karışım yatmadan önce içilir. Sindirimi Destekleyici Safrayı Artırıcı: Kurutulup kalın öğütülmüş 1 çay kaşığı kuru zencefile 150 ml kaynar su eklenir, 5-10dk demlenip süzülür. Yemeklerden önce 1 çay fincanı içilir. Aynı amaçla yemeğe zencefil
• Zencefil mutlaka baharat olarak da kullanılır.
• Çok fazla yemek yemenin neden olduğu mide rahatsızlığında 5 g zencefil, yarım limonun suyu ve bir tutam tuzla karıştırılarak içilir.
Uzman Diyetisyen TAYLAN KÜMELİ www.taylankumeli.com ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 145
145
7.02.2014 00:56
FITNESS
Yaza zinde girmek için hareket Düzenli
egzersiz yapmanın daha sağlıklı olmak için atılması gereken önemli bir adım olduğunu bilmeyen yoktur. Ancak egzersizin nasıl olması gerektiği ve fazla yağlardan kurtulmak için neler yapılması gerektiğinin tam olarak saptanması ve ölçülebilir olması gerekmektedir. İlgili konu üzerinde bilgi vermeden önce sizlerle çok önemli bulduğum ve sağlığınızı direkt olarak etkileyebilecek bir noktayı paylaşmakta fayda görüyorum. Günümüzde ne yazık ki birçok tanınmış gym’de çeşitli nedenlerden dolayı artık Spor Akademisi mezunu olmayan insanlar çalıştırılmaya başlanmıştır. Kısa süreli günlük kurslar sonucunda akredite olmayan kurumlardan sertifika alan eğitmen adayları doğal olarak bu kısa zaman zarfında teorik olarak biraz bilgi sahibi olabilseler bile insan sağlığını bu derece yakından ilgilendiren birçok konuda yeterli donanımı edinememektedirler. Bunun yanında teoriye eşlik eden ve en az teorik bilgi kadar önemli olan pratik yapma ve deneyim elde etme şansları da olamamaktadır. Bu nedenle deneme yanılma yolu ile sizlere yardımcı olmaya çalışmaları çoğu zaman sizi tatmin edemeyeceği gibi elde edilen sonuçlar da beklenen performanstan çok uzaktır. Diğer yandan egzersiz anında yaşanabilecek olumsuz bir duruma nasıl doğru olarak müdahale edilebileceği konusunda bilgi sahibi olunmaması da istenmeyen birçok sakatlığa ya da geçmişte yaşanan rahatsızlıkların nüksüne neden olabilir. Bunun sonucunda etrafımızda gym’lere üye olup paralarını yatıran ancak devam etmeyen ve yanlış bilgilendirilen bir sürü insan oluşmaktadır. Sağlığınız en değerli varlığınızdır. Bu nedenle anatomi, fizyoloji, egzersiz fizyolojisi, sosyal psikoloji ve psikoloji gibi disiplinlerde yıllarca eğitim almış, konusunda donanımlı ve deneyimli eğitmenlerle çalışmanız hem olası riskleri minimize eder hem de hedeflediğiniz sonuçlara daha hızlı ulaşmanızı sağlar. Özel ders aldığınız
veya gittiğiniz gym’de sizinle ilgilenen eğitmenin spor akademisi mezunu ve deneyimli olduğundan emin olmanız oldukça önemlidir. Konumuza dönersek; takip ettiğiniz egzersiz programının mutlaka kas çalışması içermesi gerekmektedir. Kas çalışması vücudumuzdaki kasların, eklemlerin ve bağların (ligamentlerin) sağlıklı ve güçlü olması için çok önemlidir. Ancak esas kilit nokta kas oranın artmasıdır. Kas oranı ile metabolizma hızı doğru orantılıdır. Kas oranınız arttıkça bazal metabolizma hızınız da artmaktadır. Bunun anlamı egzersiz yapmanızı takiben, antrenman sırasında yaktığınız kaloriye ek olarak antrenman sonrasında da gün içinde daha fazla kalori yakmaya başlamanızdır. Bu da fazla yağlarınızdan kurtulmanıza ciddi anlamda yardımcı olur. Kasları bir soba olarak düşünelim, kömürü de yağ. Soba ne kadar büyük olursa o kadar fazla kömür yakabiliriz. Bir başka deyişle, 80 kilo düzenli egzersiz yapan ve 80 kilo düzenli egzersiz yapmayan 2 kişiyi ele alalım. 1 saatlik koşu sonrası
düzenli egzersiz yapıp kas oranını arttırmış olan kişi, düzenli egzersiz yapmayan kas oranı düşük olan kişiye göre çok daha fazla yağ yakmaktadır. Düzenli kas çalışması yapıp kas oranınızı arttırmak, çok iri, göze itici gelen kaslara sahip olmanız anlamına gelmemektedir. Bahsettiğimiz konu sağlıklı ve atletik bir görüntüye sahip olmaktır. Günümüzde birçok tanınmış insanı çalıştıran ve çok yanlış yöntemler izleyen yaşam koçları müşterilerine her gün saatlerce yürüyüş yaptırıp günde 500-600 kalorilik diyetler verip kısa sürede kilo vermelerini sağlamaktadırlar. Kuşkusuz yürüyüş oldukça önemli ve yararlı bir egzersizdir ancak kas yakımı için tek başına yeterli değildir. Düşük kalorili ve tek yönlü diyetler ise yıllar önce denenmiş ve kesinlikle sağlıksız yöntemlerdir. Bu yöntemlerle verilen kilonun büyük çoğunluğu su ve kastır. Bunun sonucu olarak sağlıksız bir zayıflamaya eşlik eden sarkmalar kaçınılmazdır. Diğer yandan diyetinde yeterli besin ve enerji olmadığından ciddi anlamda protein kaybı yaşanır. Bu nedenle protein yapısında olan kollajen kaybı da sarkmalara neden olur. Bir diğer konu da hormonal sisteminizin ciddi anlamda olumsuz yönde etkilebileceği gerçeğidir. Düşük kalorili diyetler sonucunda verilen kilo, diyet bırakıldığı andan itibaren fazlasıyla geri alınır, kişinin sinir sistemine ve psikolojisine çok ciddi zarar verir. Bu nedenle böyle bir programa başladığınızda danıştığınız kurumun Spor Akademisi mezunu deneyimli bir eğitmenin, diyetisyen ve doktorların rehberliğinde yapılandırılmış bir ekiple yol alan bir kurum olması çok önemlidir. Egzersiz, beslenme koçu ve doktorlardan oluşan bu multidisipliner ekip size en uygun beslenme ve egzersiz programını hazırlayıp, hedeflerinize sağlıklı bir şekilde ulaşmanızı sağlayacaktır. Son olarak, fazla yağlardan kurtulup sağlıklı ve güzel görünen bir bedene sahip olmak kısa süreli ve sıkıcı dönemsel bir çalışma olarak görülmemelidir. Bu bir yaşam tarzıdır ve yaşam boyu korunması gereken bir olgu olarak düşünülmelidir.
4 hareketimizi arka arkaya yaptığınız zaman 1 round olarak kabul edilir. 20 dakika boyunca maksimum round sayısına ulaşmaya çalışmalısınız. Program yüksek yoğunluklu bir çalışmadır. Haftada 3 gün yapmanız yeterlidir. Hedefiniz her geçen antrenman daha yüksek skor elde etmeye çalışmak olmalıdır. Bu programı haftada 3 gün uyguladığınızda metabolizma hızınız artar ve kaslarınız sıkılaşır. Zaman içinde yağ oranınız azalmaya başlar. 146
dergi.indd 146
POWERBOATS&YACHTS
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:56
Bu ay ki egzersiz programımız 1. Çalışma: ( İleri seviyede olanlar için skill çalışması ) 5 min skill çalışması: Muscle Up tekniğinizi geliştirme amaçlı 5 dakika boyunca muscle up hareketi çalışılacak.
5 dak.
Muscle up
10
2. Çalışma: K.B.Swing 20 min Amrap:
1
HAREKET
15
Push Up
CEG COACHING Genel Müdür /Koç/ Danışman /Master Trainer Yılmaz Arif Budak yilmazarifbudak@ceg.com.tr www.ceg.com.tr
2
HAREKET
ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 147
147
7.02.2014 00:57
FITNESS
3
4
HAREKET
HAREKET
10
Wall Ball
20
Walking Lunge
148
dergi.indd 148
POWERBOATS&YACHTS
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:57
FAZLA KİLOLARIN NEDENİ CANDIDA OLABİLİR Mİ? Yrd.Doç.Dr Deniz J. Kaya • Yön.Kurulu Başk /Master koç/Danışman/ • denizkaya@ceg.com.tr
Tatlılar
, çikolatalar, gazlı içecekler, pizzalar! sık sık kendinizi karşı konulmaz biçimde bu besinleri yeme isteği halinde mi buluyorsunuz? Bir türlü kendinizi doymuş hissetmiyor, sürekli karnınız kazınıyor ve hala kendinizi aç mı hissediyorsunuz? Artı hassas mide sendromu, reflü, cilt döküntüleri, alerjiler, azalmış cinsel dürtüler, düşük enerji, kronik mutsuzluk, halsizlik ve uykusuzluktan mı şikayetçisiniz? Öyle ise Candida Albicans adı verilen bir mantar vücudunuzu esir almış olabilir. Tüm sindirim sisteminizi ele geçirmiş ‘’Bizi besle ve bizi besle!’’ diye sizi aşırı şekilde uyarıyor ve ihtiyacınız olmadığı halde sizi yemeye zorluyor olabilir. Her şeyin ve tek sorumlusu diyemeyiz belki ancak C. Albicans adı verilen mantarların bu işte ciddi payı var ve şişmanlığın bir numaralı sebebi olarak birçok çalışmaya konu olmuş durumda. Neyin nesi bu Candida? Nelere sebep oluyor? Gelin kendisini yakından tanıyalım. Düşmanımızı tanımadan onunla baş edebilecek stratejiler geliştiremeyiz değil mi? C. albicans insan ağzı ve sindirim sistemi içinde yaşayan pek çok organizmadan biridir. Sindirim sistemindeki görevi zararlı bakterilerin çoğalmasını engellemektir. Sağlıklı şartlarda vücudun bağışıklık sistemi ve diğer zararsız bakteriler Candida’yı kontrol altında tutarlar. Ancak bazen dengeler bozulur Candida’lar hızla
artar ve aynı zamanda bağışıklık sisteminin evi olan sindirim sistemimizdeki iyi bakterilere karşı kısa sürede üstünlük sağlar. Gittikçe daha çok şekerli gıdalar tüketmeye başlarız. Fazla kiloların yanında bir de hastalıklarla mücadele gücümüz zayıflar ve hastalık tedavi edilmediğinde hayatımızın diğer alanları da etkilenmeye başlar. Peki ne oluyor da bu mantar çeşidi vücudumuzda bu denli çoğalabiliyor? Onları bu derece güçlü besleyen şey de ne? Ne olacak ŞEKER tabi ki. C. Albicans şekerle besleniyor ve biz şekerli besinler tükettiğimizde daha hızlı çoğalmaya başlıyor. İlk adım rafine şeker ve karbonhidratlı gıda tüketmeyi durdurun. Hatta işlenmiş her türlü hazır gıdayı tüketmeyi kesin. Çünkü bazılarının etiketlerde tabi ki açıkça şeker içerir denmiyor. Agave (sabır otu) nektarı, esmer pirinç şurubu, yüksek fruktozlu mısır şurubu, buharlaştırılmış kamış şurubu, şeker kamışı, dekstroz, glukoz, laktoz, malt şurubu, sakaroz, molas, yapay tatlandırıcılar. Kısaca ne kadar rafine yani işlenmiş şeker ve gıda tüketimimizi azaltırsak, Candida’lar o kadar besinsiz kalır ve diğer faydalı bakterilerimizce islâh edilmeye başlarlar. Evet şeker, çikolata vazgeçilmez tatlar. Neden mi? Bakın Kaliforniya Üniversitesi’nden Dr.Robert Lustig tarafından yapılan 2012 yılı çalışması ne diyor? ‘’Şeker insan beyninde kokain kadar bağımlılık yapıyor. Aynı miktarda
dopamin (kişinin mutluluk düzeyi üzerinde etkili olan bir hormon) açığa çıkartıyor ve bizi daha ve daha fazlasını istemeye zorluyor.’’ Bu nedenle ikinci adım şeker ataklarımızı, gece kalkıp şeker ve tatlı atıştırmalarımızı kişisel disiplinsizlik ya da iradesizlik olarak görmeyelim. Şeker bağımlılığının madde bağımlılıklarından pek de bir farkı yoktur. Bu etkisini bilmek ve kendinizi yavaş yavaş bu doğrultuda eğitmeniz bu savaşı yenmenizde size büyük destek olacaktır. Üçüncü adım vücudumuzu, ‘’Probiyotik’’ isimli iyi bakterileri içeren gıdalarla desteklemeye başlamak. Probiyotikler, midemize girerek Candida’ya sayıca üstün gelecek şekilde koloni kuran iyi bakteri kümeleridir. Probiyotikleri süzme yoğurt, kefir, lahana turşusu ve zeytin gibi besinlerden alabileceğimiz gibi probiyotik kapsül, toz ya da tabletleri de kullanabilirsiniz. Böylelikle gıdalardan daha fazla enerji alabildiğiniz için daha fazla kahve ve kafeine ihtiyaç duymazsınız, kendinizi daha zinde ve enerjik hissedersiniz. Bağışıklık sisteminiz gelişir ve hastalıklarla mücadele kabiliyetiniz artar, bağırsaklarınız daha düzenli çalışmaya başlar. Artık şekerin kilo yapmasının yanında neleri beslediğini, bunun nelere mal olduğunu ve bununla nasıl baş edebileceğimizi öğrendik. Artık bedenimiz tam performans enerji yakmaya hazır hale geldi, haydi bakalım şimdi hareket vakti. ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 149
149
7.02.2014 00:57
FASHION DESA’dan Flörtöz Bir Koleksiyon! Deri giyim ve aksesuar modasının vazgeçilmez markası DESA, ünlü fotoğrafçı Emre Güven’in objektifinden gerçekleştirdiği 2014 İlkbahar/ Yaz koleksiyon çekimleri ile yeni sezona cesur ve iddialı bir giriş yapıyor. Louis Vuitton Sonbahar / Kış 2013 kampanyasının ünlü Amerikalı model yüzü Tony Bryan ve Dolce&Gabbana, Versace Jeans ve Givenchy Make Up yüzü Denisa Dvorakova’ın modellik yaptığı çekimlerin Kreatif Direktörlüğü Yossi Cohen imzası taşıyor. Flörtöz bir koleksiyon ile sezona hızlı bir giriş yapan DESA’nın 2014 ilkbahar/yaz koleksiyonunda muhteşem ayakkabı tasarımları, renkli, büzgülü, püsküllü deri çantaların yanı sıra, içleri altın lamineli, fermuar kullanılmayan, astarsız deri ile hafifleştirilmiş, perfore kesimli deri ceketler sezonun en hit paçalarından…
Fransız tarzı modern tasarım; DELSEY “Bayadere”
Kipling kışında “Charming You” cazibesi
Dünyaca ünlü Fransız valiz ve çanta markası Delsey, güçlü Fransız stilini yansıtan Bayadere serisi Türkiye’de… Abs malzeme ile üretilen ve 4 tekerlek sistemiyle kolay kullanım imkanı sağlayan Delsey Bayadere, siyahın yanı sıra parlak kırmızı ve mavi renkleriyle dikkat çekiyor. Tsa kilit sistemi ile özellikle aktarmalı yurt dışı seyahatlarinde güvenlik önleminde sizi bir adım öne geçiren valizler, kullanılan hafif malzeme sayesinde de kilo avantajı sağlıyor.
Kipling, tek amacı sizi cezbetmek olan Charming You koleksiyonu ile bu kış stilinize cazibe katıyor. Charming You koleksiyonunun hayatınıza eşlik edecek kullanışlı çantaları, parlak ve zarif tarzI, neşeli renkleri ve kullanışlı iç gözleriyle, hem günlük kullanım hem de geceye devam etmek için ideal. Gwendolyn her ortama uygun modeli, çıkarılabilir ve ayarlanabilir omuz askısıyla, günlük çanta dolabınıza altın bir dokunuşta bulunuyor. Fermuarlı ana bölme, telefon ve kalem cepleri, anahtar kilidi, eşyalarınızı mükemmel organize ediyor. Bakırın bir tonu, ateşli bir pembe ya da mint yeşili renkleri ile görüntünüze ekstra ışıltı katıyor.“Cazibeli olmak sizin seçiminiz.”
Pierre Cardin şıklığı ile fark yaratın! Farklı vücut tiplerine uyumluluk, kalite, rahatlık ve uygun fiyat politikasıyla tasarımlarına yön veren Pierre Cardin, bu sezon kaban ve montlarda birçok seçenek sunuyor. Klasik, spor ya da günlük tarzlar arasında seçiminizi yaparak stilinizi tamamlayabilirsiniz. Pierre Cardin, kış koleksiyonunda yer alan triko yaka yünlü paltolar, kaz tüylü kabanlar ile soğuk kış günlerine meydan 150
dergi.indd 150
POWERBOATS&YACHTS
okuyor. Sezonun kilit parçalarından olan deri montların farklı tarz ve renklerde karşımıza çıktığı koleksiyonda hem şık hem de sportif alternatifler bir arada sunuluyor. Kış sezonunun vazgeçilmez renkleri olan siyah ve kahverenginin yanı sıra lacivert, mavi, saks mavisi, koyu yeşil ve bordo ile hareketlenen koyu gri koleksiyonda öne çıkan renkler arasında yer alıyor.
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:57
ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 151
151
7.02.2014 00:57
CARE Abba ile saçlarınızda kış bakımı zamanı % 100 Vegan formüllü “abba” saç bakım ürünleri ile yapacağınız kür sayesinde, saçlarınızı kış mevsiminin tüm zorlu şartlarından koruyarak, nemlendirir, onarır ve toksinlerden arındırabilirsiniz. Abba’nın özel formüllü Detox ve Gentle serisi ile saçlarınız tek tek güçlenerek, hak ettiği ilgiye ve sağlıklı yapıya kavuşur. Toksinlerden Arındırıcı abba Detox Şampuan ile saçlarınızın temizlenip arındığını hissedecek ve parlaklığına hayran kalacaksınız. Normal saçların haftada bir, yağlı saçların ise her gün kullanabileceği yapıdaki Detox Şampuan ile saçınızı kökten uca tek tek temizleyip toksinlerden arındırırken; şeker kamışı ve karbonatla zenginleştirilmiş, lavanta ve nane içerikli, “Onarıcı Terapi Saç Kremi” ile bakımınızı tamamlayabilirsiniz.
Yara izleri kabusunuz olmasın! Yara izlerinize çare bulamadıysanız mucize yağ Bio-Oil’i deneyin. Bio-Oil iyileşmiş yara izlerinin görünümünü gözle görülür derecede azaltmaya yardımcı oluyor. İçerdiği A ve E vitaminleri ile cildin onarılmasını ve yenilenmesini destekliyor, kolayca emiliyor, yağlı bir his bırakmıyor. Günde 2 kere en az 3 ay boyunca kullanılması önerilir.
Kuruyan dudaklara yoğun nem desteği Çatlak, nemini kaybetmiş, sızlayan dudaklarla yaşamak zorunda değilsiniz. Blistex Daily Lip Conditioner kısa sürede favori bakım ürününüz olacak. İçerisindeki zeytinyağı ve üzüm çekirdeği yağı ile dudaklarınızı nemlendirmeyi ve yumuşatmayı destekliyor. Çatlayan dudaklarınızı iyileştirmeye ve acısını gidermeye yardımcı oluyor. SPF 15 özelliği ile de dudakları güneşin zararlı etkilerinden koruyor.
Soğuk kış günlerinde içinizi ısıtacak sıcacık renkler ZOYA Cashmeres & Satins Serisi ile ellerinizde… Zoya Oje’nin yeni kışlık serisi Cashmeres & Satins ile soğuk kış günlerinde sıcak renkleri ellerinizde taşıyarak şıklığınıza şıklık katın. Kaşmir yumuşaklığı ve saten parlaklığı ile Zoya Oje’nin yeni kış serisi, içinizi ısıtacak renkleri ile kışın daha renkli geçmesine yardımcı olacak. Siyahlarla kullanacağınız sıcak şarap kırmızısı Zoya Livingston, karamel tonlarına uyum sağlayan sütlü kahve Zoya Flynn, kahverengine çok yakışan çikolata rengi Zoya Louise, kamuflaj yeşili Zoya Hunter, jean ile kullanacağınız Zoya Sailor ve ışıltılı kırmızılar, simlerle Zoya Cashmeres & Satins serisi bu kış ellerinizde modayı yaşatacak. 152
dergi.indd 152
POWERBOATS&YACHTS
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:57
Şekillendirici köpük ile lüks bir hacim
O bir Klasik! İşte Şimdi Türkiye’de!
Profesyonel saç bakım markası John Frieda ile daha fazla hacim, Uzun süreli hacim! Adeta bir kuaför eli değmiş gibi! John Frieda Hacim Kazandıran Saç Köpüğü hafif yapılı formülünde saça şekil veren polimerler içeriyor. Yapışkan bir his bırakmayan köpüğün içerisindeki polimerler saç telinin etrafını sararak çapını genişletiyor, köklere hacim kazandırıyor. Uzun süreli etki için neme karşı dayanıklılık gösteriyor. Üstelik içerdiği panthenol ile saçı güçlendiriyor ve dışarıdan gelecek hasarlara karşı korumaya yardımcı oluyor. John Frieda Hacim Serisi favoriniz olacak!
Çok Kuru ve Çatlamış Eller için Kurtarıcı Bakım- %100 Doğal. Gerçek doğal bakım markası (üzerine doğalığın yüzdesini yazacak kadar doğal!) Burt’s Bees’in yıllardır en çok satan ürünlerinden biri olan ve artık klasikler arasında yerini alan Çok Kuru ve Çatlamış Eller için Kurtarıcı Bakım; botanik yağlar, şifalı bitkiler ve balmumu ile hazırlandı ve %100 doğal içeriklerden oluşuyor! Kurtarıcı Bakım’da bulunan içeriklerden biri de zeytinyağı.
Göz makyajı temizlemede yağsız formül “Üstelik buzdolabında saklayıp yatıştırıcı etkisini hissedebilirsiniz!” Tahrişe neden olmayan ve lens kullananların da rahatlıkla kullanabileceği Bliss Yağsız Göz Makyajı Temizleyici, makyajı göz çevrenizden ve kirpiklerinizden mükemmel şekilde temizlerken aynı zamanda yağsız formüle ve
jel bir forma sahip! Dahası suya dayanıklı makyajı bile harika bir şekilde çıkarıyor! Ve dahası içeriğindeki papatya özleriyle yatıştırıcı etki sağlamaya yardımcı oluyor! Bliss ipucu! Buzdolabında saklayabilir, böylece yatıştırıcı etkisini ikiye katlayabilirsiniz. Gözlerdeki şişkinliklere karşı harika bir fikir!
Annelere özel çatlak ve bakım yağı Burt’s Bees anneye özel çatlak ve vücut bakım yağı %100 doğal! İçeriğinde tatlı badem, buğday ve limon yağı ayrıca aloe vera, E vitamini, biberiye yaprağı özü ve soya yağı bulunuyor! “Limon yağı cildinizi canlandırırken aynı zamanda kaşıntıyı engellemeye yardımcı olurken, tatlı badem yağı D vitamini içeriğiyle cildinizi beslemeye destek oluyor. Buğday yağıysa cildinizi yumuşatmaya ve çatlak görünümünü azaltmayı yardımcı oluyor.
Hassas dişler özen ister! Muhteşem bir gülüşün sırrı bembeyaz dişler. Peki ya hassas dişlere sahipseniz ve dişlerinizi onlara zarar vermeden nasıl beyazlatacağınızı düşünüyorsanız ne yapmalısınız? Arm&Hammer’ın hassas dişler için özel olarak formüle edilmiş beyazlatıcı diş macununu deneyin. Arm&Hammer Hassas Dişler İçin Beyazlatıcı Diş Macunu dişlerinizin hassasiyetini azaltmayı desteklerken, dişlerinizi aşındırmadan beyazlatmaya yardımcı oluyor. ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 153
153
7.02.2014 00:57
CINE CRITIC
2013’TE İZ BIRAKANLAR Buğra Şendündar • Sinema Eleştirmeni • bugra@powerboatsandyachtsdergisi.com
2013
, sinemaseverler açısından tatmin edici bir yıldı. Bilim-Kurgu, drama ve bağımsız sinemanın nitelikli yapımlarına ev sahipliği yapan bir seneydi. Uzun bir süredir sinemaya uzak kalan ve Holy Motors (Kutsal Motorlar) ile tekrar harika bir çıkış gerçekleştiren usta isim Leos Carax, bu son eseri ile kan kaybetmeye başlayan Dünya sinemasına dikkat çekip seyircisine adeta bir sinema dersi verdi. Son 10 yıldır sürekli hayal kırıklığı yaşayıp bilim-kurguya küsen izleyici, tür olarak bilim-kurgu olmamasına rağmen Gravity (Yerçekimi) ile lezzetli bir yemeğin damakta bırakmış olduğu tadı tekrar hissetti. Artık unutulmaya yüz tutmuş bir tür haline gelen “yarış filmleri” yönetmen Ron Howard sayesinde tekrar hatırlandı. Rush (ZAFERE HÜCUM), iki azılı Formula 1 yarışçısını karşı karşıya getiren 70’lerde yaşanmış gerçek bir öyküydü. Bu yapım hem Formula arabalarında yaşanan adrenalin duygusunu hissettirdi hem de 2013 yılını kapatan başarılı bir yapımdı. 2013 senesinde birçok iyi yapımlarla karşılaştık. Hitchcock, Holymotors ve Rust And Bone, geçtiğimiz yıl farklı türlerde çıkan en önemli yapımlardı. Fritz Lang (Metropolis – 1927), Sergei M. Eisenstein (Bronenosets Potyomkin – 1925), Dziga Vertov (Cheloveks Kino-Apparatom – 1929), Charles Chaplin (The Great Dictator -1940) ve Orson Welles (Citizen Kane – 1941) gibi yönetmenlerin ortak özelliği, her birinin günümüz sinemasının temel elementlerini farklı bakış açılarıyla oluşturmalarıdır. Fristz Lang, Metropolis ile işçi sınıfının yanında ve kapitalist düzenin karşısındaki duruşuyla sinemanın sadece güldürü sanatı olarak değil bozulan ve yanlış giden düzenin bir 154
dergi.indd 154
POWERBOATS&YACHTS
eleştirisi olarak da kullanılabileceğini ispatlamıştır. Güzümüz sinemasının kurgu tekniği ve kamera kullanımının kurallarının Vertov ve Welles 20’li ve 40’lı yıllarda çoktan sağlamlaştırmıştı bile. Hitchcock’u farklı kılan ise gerilim sinemasının kurallarını belirlemesidir. North By Northwest (1959), Psycho (1960) ve The Bird’s (1963) ile bizlere adeta gerilim nasıl oluşturulur? dersi vermiştir. Artık burun kıvrılan ve 80’lerde bir furya haline gelen “Teen Slasher” filmlerinin referanslarını (güncel eli bıçaklı katil yapımlarının bile...) Hitchcock’un Psycho’sundan almış olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu usta yönetmenin sineması halen günümüze etki edebilmekte... Daha önce yalnızca bir dokümanter yapıma imza atmış olan Sacha Gervasi, bu ilk sinema filmiyle hemde Hitchcock gibi bir kişiyi ele alarak, yönetmenlik adına ilk ciddi sınavını vermiş gözüküyor. Gervasi, yanına usta oyuncu kadrosunu da alarak yapımına kendi imzasını atmayı başarmış. Abartısız ve dengeli oyunculuklar ve yönetmenin bu ilk filminde kendisini kanıtlamak için türlü numaralara girmeyip hikâyesine gayet ağırbaşlı ve dengeli yaklaşması eserin başarısına etki eden en önemli unsurlar. Hitchcock’a hayat veren usta oyuncu Hopkins’in makyajına da dikkat çekmekte fayda var. İzleyicileri ikiye bölen bu makyaj çalışması, zeki bir fikrin ürünü. Oyuncuyu bire bir Hitchcock’a benzetmektense yapımdaki makyaj, Hopkins’in bilinen karakteristiğini bozmadan yapılmış. Kendi adıma bu çalışmadan oldukça keyif aldım. Yapım Hitchcock’un hayatının bir kesitine, Psycho’un çetrefilli çekim sürecine, odaklanıyor. Sacha Gervasi’nin asıl meselesi bu çekim
sürecinde yaşanan gerilimli süreç. Yapımcıları ikna edemeyince eserini kendi finanse etmek zorunda kalan Hitchcock’un en büyük destekçisi ise eşi Alma Reville’dir. Gösterim takvimi yaklaştıkça herkesin şüphesi eserin başarılı olup olamayacağı ile ilgilidir. Projeye karşı çoğunluğun inancının olmaması Hitchcock’u da çıkmaza sokacaktır. Eserde aynı zamanda Hitchcock’un zaaflarına ve eşinin hayatına olan etkilerine de şahit oluyoruz. Alma Reville, onun bir nevi “alter ego”sudur. Reville, Hitchcock’la bir zamanlar beraber çalışmış, evliliklerinde dahi iş ilişkilerini sürdürmüşlerdir. Hitchcock ona o kadar çok güveniyordu ki, çekim süreci devam eden yapımlarında yardımcı yönetmenlik yapmasına izin veriyordu. Hitchcock gerçek yaşamında dış görünüş olarak neredeyse kendisini karikatürize etmiş bir kişi. Sürekli takım elbise giyen, aynı ses tonuyla konuşan, kendine özgü bir duruş sergileyen ve eserlerinde kendisini gerçek hayattaki duruşuyla birkaç saniye bile olsa gösteren ikonikleşmiş bir kişi. Onun bu kişisel duruşu, gerçek hayatın alabildiğine karton, yapay ve yapmacık ama filmlerin yaşayan, nefes alan ve gerçeğin ta kendisi olduğuyla ilgili yapmak istediği bir vurguydu beklide. Yönetmen Sacha Gervasi, onun hayata olan bakışındaki bu kodları çözümleyip perdeye yansıtabilmiş. Anthony Hopkins, en ciddi durumlarda bile hınzır bir naiflikle çözümler üreten usta yönetmeni canlandırmakta hayli başarılı. Karakterini karikatürize etmeyerek yaşatmış. “Hitchcock”, bu büyük ismi daha yakından tanımak içinde bir fırsat. Yüzyılın en iyi gerilim eserlerinden biri olan Psycho’nun, çekim macerasının da hayli gerilimli olduğuna şahit olmak ilginç bir deneyim oluşturmakta. Alma Reville
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 18:11
rolünü canlandıran Helen Mirren gene müthiş bir oyunculuk gösterisi sergilemekte. “Hitchcock” kaçırılmaması gereken yapımlardan. HolyMotors, bizlere sinemasal bir yolculuk vaat ediyor. Fransız yönetmen LeosCarax, uzun bir aradan sonra hayli deneysel olan yeni eseri ile izleyicisini de sınıyor. Yapılmak istenen sınama; izleyicinin kısa hikâyelerdeki karakterlerle özdeşleşip, kendi sinemasal birikimlerini de gözden geçirmeleri üzerine. Tam bir karakter sineması örneği olan yapımda, kısa hikâyelerin bir birine geçişleri de bir yol hikâyesi yapısında sunulmuş. Her sene bir elin beş parmağını geçemeyecek derecede nitelikli eserlere şahit olan sinefiller için HolyMotors bulunmaz bir nimet. DenisLavant’ın oyunculuğu ile neredeyse tek başına sırtladığı yapım, bir birinden bağımsız kısa hikâyelerden oluşuyor. Hikâye geçişleri kesmelerden oluşmayıp, karakterin bir makyaj odası gibi kullandığı limuzinde gerçekleşiyor. Lavant’ın bir iş adamı kılığında sabah evinden çıkışıyla ve akabinde özel limuzinine binişiyle başlayan yapım, karakterin randevu defterine bakmasıyla kaç farklı karaktere bürüneceği bilgisi de bizlere veriliyor. Defterde yazan her bir randevu, karakterin bürünmesi gereken kişilik ve kısa hikâyedir. HolyMotors, kuşkusuz Deniz Lavant açısından hayli zorlu bir iş. Yapımda nerdeyse bir düzine karaktere hayat veren usta oyuncu, her birinin ruhuna bürünmeyi ustalıkla başarıyor. Daha önce birçok kez birlikte çalıştığı LeosCarax’ın favori oyuncusu kendisi. Yapımda, her bir hikâye farklı temalar da olduğu için anlatılmak istenen çok fazla şey varmış gibi gözükebilir. Lavant, sinemayı anlatıyor. Sinemanın “mış”,”gibi” yapma sanatı olduğu vurgusuna değiniyor. Bu sanatın ayrıca gerçek Dünya ile olan sıkı bağının yadsınamaz olduğu gerçeğine de vurgu yapıyor. Karakterin her bir büründüğü karakter, gerçek yaşamda sıkça karşılaştığımız ve gördüğümüz insan profilleri. Farklı sosyal statü ve karakterde olan bizler, bazen statü değişikliği isteyebiliyoruz. Lavant’ın canlandırdığı karakter, kimliği ve yeri olmayan her gün bir başkası olduğunda gerçekliğini bulan ve kendisini buna adayan birisi. Yapımın sonlarına doğru karakterin neden limuzin içinde sürekli farklı karakterlere büründüğü ve kim olduğu konusunda ipucu verilse de şüphesiz LeosCarax’ın meselesi çok farklı yönde. Carax’ın yapmaya çalıştığı, sinema üzerine bir güzelleme ve bu sanatın durumu ile ilgili. Bizler sinema izleyicileri olarak 7. Sanat ile ilk tanışmamızdan bu yana birçok farklı türde esere şahit olduk. Kimi eserleri çok sevdik ve kimilerini ise hiç sevmedik. Kimi eserleri izlerken uyuduk bile. Bazı karakterleri kendimiz ile özdeşleştirip, onlar gibi olmak istedik. Carax’ın da parmak bastığı nokta tam da bu. Yapımın ilk sahnesinde yatağında uyuyan karakter derinden gelen bir ses ile uyanır ve ardından sesin geldiği duvarı açıp bir sinema salonunun içine girer. Siyah beyaz ve birbirini
tekrar eden görüntülerin önünde izleyicilerin hepsi uyur vaziyettedir. Carax, açılış sahnesinde hiçbir metaforik anlatıma girmeden sinemanın şu anki ruhsuz durumunu gözler önüne seriyor. Açılıştaki karakter yönetmenin ta kendisi olup, yatağından kalkıp sinema perdesine bakması onun 13 yıl sonra sinemaya neden tekrar döndüğünün bir vurgusudur. Sinema sanatı giderek bir kısır döngünün içine girmiş ve izleyiciye sürekli aynı saçmalıklar
sunulmaktadır. Carax, izleyicisine bir farkındalık kazandırmak istiyor. Kısa hikâyelerinde referanslarını sinema tarihinden alan Carax, bu eseri ile bizleri deneysel bir yolculuğa davet ediyor. KylieMinogue ve Eva Mendes yapımdaki hoş sürprizler. Fransız yönetmen Jacques Audiard yönetiminde ülkemize gecikmeli olarak gösterime giren Rust And Bone (Pas ve Kemik), ilk bakışta duygusal bir aşk hikayesi izlenimi veren fakat ilerledikçe katmanlara ayrılan nitelikli bir yapım. Hayatını yasadışı dövüş sporuyla kazanan Alain van Versch’in (Matthias Schoenaerts) kaderi katil balina eğitmeni olan Stephanie (Marion Cotillard) ile kesişir. Stephanie’nin balina gösterisi sırasında trajik bir kaza sonucunda bacaklarını kaybetmesi, ikili arasındaki sıra dışı ilişkinin de başlangıcına sebep olacaktır. Göz yaşartıcılık potansiyeline sahip hikâyeyi yönetmen Jackues Audiard, ustaca ele alıp farklı bir eksene taşımayı başarmış. Tekinsiz bir atmosfer eşliğinde baba oğul planıyla açılan yapım, ilk sahnelerinde arka fondaki parlak ışık kullanımı ile hemen dikkat çekmekte. Kaybeden bir karakter olan Alain, oğlu ile birlikte uzun zamandır görmediği ablasına olan ziyareti sırasında üzerlerine düşen parlak yansımalar görece aydınlığa ulaşacaklarının ilk sinyalleridir. Keza, Stephanie’nin kaza ve sonrasında Alain ile olan karşılaşmasına kadar olan süreçte de sürekli yüzüne düşen güneş ışığı aynı alt metnin bir göstergesidir. Alain ve
Stephanie’ni ilişkilerinin başlamasından itibaren parlaklık yerini matlığa bırakıyor. Buradaki matlık, iki karakterin durumlarının eşitlendiğini sembolize ediyor. Alain, farkında olmadan Stephanie’nin umut ışığı görevini üstlenip kaybeden olmaktan çıkıp kazanana dönüşür. Başına buyruk biri olan Alain, bu süreçte oğluyla olan ilişkisini biraz daha derinleştirip, Stephanie sayesinde sorumluluk bilincinin de farkına varır. Acıma duygusunun haricinde, Stephanie’yi mutlu etmekten keyif almaya başlar. Jacques Audiard, karakter odaklı bu çalışmasında zıt iki kutbun birbirlerine karşı olan çekimine yoğunlaşıyor. Stephanie kaza sonrası kaybettiği güç ve özgüveni Alain’de buluyor. Alain, atletik vücudu ve kendine güvenen tavrıyla Stephanie’nin kaybettiği uzvunun tamamlayıcısıdır adeta. Hayata karşı duruşunu kaybedecekken, yere Alain sayesinde tekrardan basmaya başlar. İkili arasında yaşanan ilişki zaman zaman kaçan ve kovalanan durumuna da düşmekte. Başlarda yaşanan dostluk zamanla yerini seks-dost ilişkisine bırakıyor. Alain’in özgürlükçü tavrı ilişkinin aşk boyutuna taşınmasına izin vermiyor. Alain, onunla olan ilişkisi sırasında ablası ve oğluyla olan ilişkilerini de rayına oturtmaya çalışıyor. Jacques Audiard, kadın karakterinin sakatlığını dramatize etmeyip aksine herkesin başına gelebilir mantığıyla yaklaşıyor. Audiard’ın asıl ilgilendiği, sakatlık ya da bir başka durumda, normal olarak bir araya gelemeyecek iki kişinin belli bir olay neticesinde bir araya gelip bu süreçte birbirlerine nasıl destek oldukları. Yönetmen, hikâyesinde özenli ışık kullanımı, yakın planlar, hareketli ve farklı kamera açıları ile gerçekçiliğe hizmet ediyor. İkili arasındaki ilişkiye objektif olarak yaklaşmış olması dikkati çekiyor. Yapımda, başarılı oyuncu Marion Cotillard adeta döktürmüş. Oyuncu, son yıllarda rol aldığı yapımlar arasında en iyi oyununu sergilemiş. Matthias Schoenaerts, doğal oyunculuğu ile karmaşık karakterinin inandırıcılığı konusunda ikna edici. Rust And Bone, Mayıs ayının en iyilerinden. “Kesişen yollar” temalı yapımlara göre daha ağırbaşlı ve gerçekçi doğrultuda yol alması yapımın bir diğer artısı. Jacques Audiard’ın başarılı yönetimi de eklenince seyir yönünden hayli keyifli bir yapım ortaya çıkmış. Daha birçok iyi yapıma şahit olduğumuz 2013 yılını değerlendirme açısından bu üç yapım daha öne çıkıyor. Uzayda hayatta kalma mücadelesini nerdeyse belgesel gerçekçiliğinde yansıtan Alfanso Cuaron karierinin en zor işine imza attı. Artık her yeni eseriyle daha da düşüşe geçen M. Night Shyamalan’ın “After Earth” eserini (Dünya – Yeni Bir Bailandıç) Will Smith bile kurtaramadı. İki büyük ismin Brad Pitt ve Tom Cruise’nin “Worl War Z” ve “Oblivion” filmleri gişede ve beğenide bekleneni veremedi. Neticede 2013, film zenginliği ve niteliği bakımından doyurucu bir yıl oldu. ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 155
155
7.02.2014 00:57
ACCESSORIES Kayakseverlerin Tercihi Cebe… CEBE’nin snowboard - kayak kaskları ve gözlükleri güvenle spor yapmanızı sağlıyor. Kaskın darbelere karşı oldukça dayanıklı olan dış kabuğu olası tehlikelerden koruyor. Çıkarılabilir kulak pedleri ve kask içi havalandırma sistemi kayarken konforunuzu maksimum düzeyde tutuyor. CEBE kayak gözlüklerinin kask ile kullanılabilme özelliği bulunuyor. Değiştirilebilir patentli lens sistemleri, hava filtreleri ve silikon tutucuları ile CEBE, kayak gözlüğünden beklenen tüm özellikleri taşıyor.
Tom Ford “Hollywood” Kapsül Koleksiyonu Tom Ford dört ikonik modelin yer aldığı sınırlı sayıda üretilmiş kapsül koleksiyonu ile karşınızda… Los Angeles Oscar Haftası’nda lanse edilen Tom Ford’un çarpıcı kapsül koleksiyonu üç adet güneş gözlüğü ve bir adet klipsli optik çerçeveden oluşuyor. Daha önceki koleksiyonlarda yer alan ikonik modeller bu koleksiyonda dikkat çekici yeni renk alternatifleri ile yeniden karşımıza çıkıyor.
Italia Independent 2014 İlkbahar/Yaz Koleksiyonu
Vuarnet 2014 İlkbahar/ Yaz Koleksiyonu Vuarnet 2014 İlkbahar/ Yaz Koleksiyonu’nda marka mirasını koruyan ikonik modeller ön plana çıkıyor. Vuarnet markası, her bir detayın deneyim ve geleneğin karışımı ile iyileştirildiği ve mineral camların üstün teknoloji ile birleştiği ürünlerinde estetikten çok daha fazlasını sunuyor… Vuarnet markası; eşsiz uzmanlığı ile tamamen Fransa’da gerçekleştirdiği mineral gözlük camı üretimine yenilikçi bir yaklaşım kazandırıyor. SX2000 ve SX3000 cam çeşitlerinin üretimi ile ürün çeşitliliğini tamamlıyor. Mineral camlar, darbeye dayanıklılık ve çizilmeye
156
dergi.indd 156
POWERBOATS&YACHTS
karşı koruyucu özellikleri ile mükemmel görüş sağlarken, ışık yansımalarına karşı özel kaplamaları ile hidrofobik ve oleofobik kaplamaları sayesinde günlük kullanımın yanı sıra spor yaparken de tercih ediliyor. Vuarnet imzası olarak bilinen gümüş degrade kaplama ise mükemmel görüş sağlıyor.
Rengârenk dünyası ile tüm dünyada kısa zamanda dikkatleri üzerine toplayan Italia Independent; göz alıcı, parlak renklerin mükemmel tasarımlarla birleşmesiyle, güçlü ve belirgin kişilikleri tamamlayan tasarımları ortaya koyuyor. Tamamen İtalya’da üretilmiş ve yüze mükemmel uyum sağlayan yepyeni modeller, Italia Independent 2014 İlkbahar/Yaz Koleksiyonu’nda gözlük severlerin beğenisine sunuluyor… Italia Independent 2014 İlkbahar/Yaz Koleksiyonu’nda ön plana çıkan I-Thin metal tasarımı, 0,6 mm kalınlığında süper ince metal çerçeveye sahip hafif yapısı ile maksimum rahatlık sağlıyor. Üzerindeki yumuşak kauçuk kaplama sayesinde mükemmel konforu garantileyen tasarım, klasik renk kombinasyonlarının yanı sıra fosfor ve ayna opsiyonlu geniş renk çeşitliliği ile de dikkatleri çekiyor.
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 18:51
ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 157
157
7.02.2014 00:57
SCIENCE OF DREAM
RÜYA VE YAŞAM
ANALİZ...
Murat İnan • Rüya Analisti • murat@powerboatsandyachtsdergisi.com
Geçen
yazımızda rüyalarda karşımıza çıkan sembolik anlatımın, insanların kendilerini anlatmalarından daha etkili olduğunu belirtmiştik. Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz diyerek hemen bir örnekle devam edelim. Güneydoğulu genç bir hanım E. (18), zaman zaman rüyalarını yazarak benimle paylaşır. Depremli bir rüya gördüğünü, bunu da henüz üzerinden bir kaç gün geçmiş olan Van depremine yorduğunu söyledi. Yine de anlatmasını istedim. :- Köyde ki evimizin üst katında kardeşler hep birlikteyiz. Bir anda deprem başlıyor. Panikle balkona koşuyoruz. Ben, en ufak kardeşimizi arıyorum, bulamıyorum. Bir de bakıyorum balkonun altında duruyor. Derken depremin şiddeti ile balkon yıkılıyor. Biz çığlık çığlığa aşağı düşüyoruz. Kardeşlerimden kimse de yaralanma yok. Ama en ufak kardeşimizi göremiyorum, feryat edip yardım istiyorum. Her yerde molozlar var ama kardeşim yok. Bir iş makinesi geliyor. Enkazı kaldırıp kardeşimi arıyacağına toprağı kazıyor. Şaşırıyor ve kızıyorum. Toprağın altından koca koca kanalizasyon boruları çıkıyor ve iş makinesi
158
dergi.indd 158
POWERBOATS&YACHTS
bu boruları evin karşısında ki mezarlığa doğru taşıyor. O ana kadar o boruların varlığından bile haberdar değildim. Korkuyla kardeşimi aramaya devam ediyorum. Bir de bakıyorum boruların arasında kalmış, sadece bacakları ve ayakları görünüyor. Kıpırdamadan yatıyor. Ölmüş olduğunu düşünüyorum. Yardım edip çıkaramadım. O an öfkeleniyorum ve sesim çıktığınca haykırıyorum. Rüyamda sanki bu haykırışımı bütün dünya duyuyor. Ağlayarak uyandım. E. hanım, merakla rüyasının ne anlama geldiğini sordu. Anlatıp anlatmamak ta kararsız kaldım. Çünkü bu bir bilinçaltı rüyasıydı ve oldukça negatif semboller içeriyordu. Rüyanın merkezinde ortada görünmese de annesi vardı. Sonrasında aramızda şöyle bir diyalog geçti. :- Öncelikle rüyanızdan çok kardeşli bir aileniz olduğunu, ve annenizin sık doğum yaptığını anlıyoruz. :- Evet, biz 7 kardeşiz. :- Tabiidir ki anneniz bu kadar sık doğum yaparsa, bünyesi zayıflayacak, hatta rüyanızda ki evi depremle yıkılacak kadar güçlü bir sarsıntı yaşayacaktır.
(Semboller: Ev: Ana rahmi, Balkon: Göğüs) Maalesef direnci azalmış halinden en son doğan çocuğuda en çok etkilenen oluyor. Zaten rüyanızda da en küçük kardeşiniz büyük kardeşlerin yanında değil balkonun altında, dışarıda. :- Evet, öyleydi. Sessizce orada duruyordu. :- E. Hanım, rüyanızın devamında yardıma gelen iş makinesi enkazı kaldıracağına toprağı kazıp koca koca kanalizasyon borularını çıkardığını söylediniz. Sizin bir yorumunuz var mı bu durum hakkında? :- Hiç bir fikrim yok, bende bir şey anlamadım zaten, hatta kızdım niye enkazı kaldırmıyor diye. :- Vücutta o borulara bir karşılık aradığımızda sembolik olarak barsakları temsil ettiğini söyleyebiliriz. Rüyanız ile bağlantısını kurduğumuzda annenizin yaşadığı zorlu evlilik sürecinin bedenini ve zihnini yıpratması, insanın ikinci yaşam enerjisi kaynağını devreye abartılı bir şekilde soktuğunu söyleyebiliriz. :- Anlamadım, ne enerjisi. :- Yaşam enerjisi, bizi yaşatan enerjidir. Çoğunlukla yanlış bilgilenme ve alışkanlıklar sonucu barsakların temsil ettiği organlar grubu yaşam enerjimizin yönlendiricisi
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:57
konumuna gelir. Bir çok olumsuzluğu yaşattığı gibi, bağımlılık yapıcı olması nedeniyle zihinsel sorunlarımızın en önemli kaynaklarından biridir. Anneniz de ise barsak enerjisi mezarlıklara yönleniyor. (Semboller: Kanalizasyon boruları: Barsaklar, Mezarlık: Ölüm, Ataları suçlama ve Kalıtımsal (gelenek görenek ve inançlar) olumsuz etkiler. :- ... :- Gelelim analizin son kısmına, siz, balkonun altında kalan kardeşinizin bakımıyla epeyce ilgilendiniz sanırım. :- Evet, bir bakıma mecbur kaldım. Çünkü, annem en küçük kardeşimizi doğurduktan sonra beyin kanaması geçirdi. Ben de ablası olarak bakımını üstlendim. :- Geçmiş olsun, şifa diliyorum. E.hanımın rüyası, herkesin ve herşeyin aynı kaynaktan beslendiği enerji denizinden taşıdığı bilinçaltı sembollerle annesinin içinde bulunduğu durumu ve kardeşinin maruz kaldığı negatif enerjileri işlemiştir. Sohbetimizin devamında annesinin yaklaşık 20 yıl içinde 11 kez doğum yaptığını, fakat 7 kardeşin hayatta kaldığını öğrendik. Tam bu noktada kadının doğum aralığının 2,5-3 yıl olması gerektiğini belirtmemiz gerekir. Bu konuda tıp ve kadim dinler aynı doğrultuda tavsiyelerde bulunmaktadır. Annenin hem sağlığına kavuşması hem de dünyaya getirdiği bebeğe yeterli ilgiyi gösterebilmesi bakımından yaklaşık 3 yıllık süre bu bakımdan çok önemlidir. Ne yazık ki dünyanın bir çok ülkesinde sık doğumlar, çeşitli yersiz gerekçelerle önerilmekte ve bazı bölgelerde kadınlara dayatılmaktadır. E. hanımın rüyasında da ortaya çıktığı gibi hem ana hem de çocukları yıpranmakta, hayatları sağlıksızlık içinde geçmektedir. Üstelik bu rüya görüldükten bir hafta kadar sonra E. Hanımın annesi ikinci beyin kanaması geçirmiş. İkinci bir rüya analizi ile devam edelim. 30’lu yaşların başlarında, evli bir erkeğin, M. Beyin rüyası: 05.04.2001 İstanbul Ya ABD.’deyim ya da bu ülkenin doğu kıyısı
boyunca yüzüp bir şeyler bulmalıymışım. Bir ara anne ve babamı gördüm. Ya da Avrupa’dan Amerika kıtasına yüzerek geçmem gerekiyormuş. Karanlıkta veya loş bir ortamda gri-mavi koyu bir denizde sanki uçarcasına yüzüyorum. Rüyamda bile bilmediğimi farkettiğim halde sadece kollarımla hızlı ve kolayca yüzüyorum. Bir ara sanki yüzeye çıkmış bir denizaltının bacasını gördüm. Bir kaç askeri gemi daha var ve yaklaşık bir metre çapında deniz mayınlarına rastlıyorum. Pek korkmasamda tedirgin olarak aralarından geçiyorum. Hatta bir tanesinin üzerine kapaklanarak kısa süren bir gece geçiriyorum. Sanki sabah olmuş gibi hissederek yüzmeye devam ediyorum. Bu işi başarırsam ya zengin olacağımı ya da çok mutlu olacağımı hissediyorum. Analizi: Gerçekte olmayan bir şeyler yaşandığı için bu bir bilinçaltı rüyası. M. Bey, bu rüyada ana rahminde geçirdiği doğum öncesi süreçten bir kesite şahit oluyor. (Semboller: Deniz: Ana rahmi, rahim içi amniyon sıvısı) Amerika kıtasının rüyada işlenmesi ise bir başka bilinçaltı deşifredir. Çünkü bu kıta ağırlıklı Avrupalıların bir nevi istilası ile oluşmuş, yerli halkları yok ederek medeniyet kurmuş olanları sembolize eder. Dünyevi negatif enerjilerin bir nevi merkezi konumunda ki Amerika doğaldır ki evrensel enerji anlamında bu yükü taşımaktadır. Fakat hemen belirtmem gerekir ki sözüne ettiğim enerjisel boyutta bir ifadedir. Rüyada deniz
gibi büyük su görmek M. beyin henüz cenin halinde küçük bir canlı olduğu dönemi işaret eder. Çünkü bebek büyüdükçe amniyon sıvısı daha az hissedilir. Göl, küvet vb. gibi. Etrafın loş veya karanlık olması annenin genel enerjisinin sıkıntılı bir dönemden geçtiğini gösterir, doğaldır ki bu sıkıntılı ruh hali rahminde ki bebeğe de etki etmiştir. Devamında ki sahneler de de bu sıkıntının öfkeye ve saldırganlığa dönüştüğünü gösterir. (Semboller: Savaş gemileri, denizaltı ve deniz mayınları: Abartılı kin ve öfkenin ebeveynden geçişi) M. Beyin henüz adı ve cinsiyeti bile belli değilken sadece enerji-bilgi kayıtlar yapan beyin bölümleri annesinin enerjisinden etkilenmiştir. Bu kayıtlar sonra ki hayatında kendine güven ile ilgili sorunların kaynaklarından biri olmuştur. Çünkü rüyanın sonunda “Bu işi başarırsam ya zengin olacağımı ya da çok mutlu olacağımı hissediyorum.” İfadesi içinde bulunduğu durumu gösteriyor. Nitekim rüyanın hatırlandığı dönemde M.bey işiyle ilgili maddi sıkıntılar içinde bulunuyordu. Durumu netleştirmek için M. Bey annesine danışmıştı. Gerçekten de annesinin kendisine hamileyken geçim sıkıntısı yaşamış, ve oldukça karamsar bir ruh hali içinde 9 ay geçirmiş olduğunu öğrendik. Bir çok kişiye ilgisiz görüntüler gibi gelse de, inanmak ta zorlansak ta yaşamın kadim işleyişi bilinçaltımızdan bize ulaşır. Her gece rüyalarımızda ki gerçekten kopuk sahneler aracılığıyla kendi dilinden uyarılar gönderir. Sonuç olarak kişisel ve toplumsal barışın yolu içimizdedir. Doğru yol da, karmaşık yol da içimizdedir. Karmaşıklığın ve negatif enerjilerin birer inanca dönüşmesi her zaman elimizde değilken, çözüm, sağlam bir iradeyle gerçeğedosdoğru giden yola- inanarak eylemlerde bulunmakla umulabilir, ulaşılabilir hale gelebilir. Duygularını ve içindeki esas canlıyı hesaba katmadan girişilen hiç bir düşünce ve eylem bizi asla doğruya ulaştırmayacaktır. Yaşamın anlamı her şeyi bir bütün olarak umutla baktığımızda ortaya çıkacaktır. Yazımı Einstein’ın bir sözüyle bitiriyorum. “Aklı ile övünen kişi, hücresinin genişliğiyle övünen mahkuma benzer.” ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 159
159
7.02.2014 00:57
COLOR OF LIFE ACTIVITY
15.02
16.02
20.02
YAŞAMAYA DAIR
Genco Erkal’ın Nazım Hikmet tutkusunun yeni ürünü olan “Yaşamaya Dair” adlı müzikli gösterisi, 16 Şubat’ta Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nde sahnelenecek. Nazım Hikmet’in ölümünün 50. yıldönümü için Genco Erkal’ın uyarlayıp yönettiği oyunda, Tülay Günal da oynuyor. Piyano ve viyolonsel eşliğinde oynanacak oyunda, başta Fazıl Say ve Zülfü Livaneli olmak üzere değişik bestecilerin Nazım şarkıları da seslendirilecek. Ağırlıklı olarak ozanın Bursa Cezaevi’ndeki yaşamını, eşi Piraye Hanım’a olan tutkusunu anlatan oyun, daha sonra sürgün yılları ve vatan hasretine odaklanarak, destansı yaşamından izlenimlerle noktalanıyor.
MASAL MÜFETTIŞI
İleri demokratik bir güldürü olan Ferhan Şensoy’un “Masal Müfettişi”, tiyatroseverler ile buluşmaya devam ediyor. Artık masalların da denetlenmesi, teftiş edilmesi zamanı geldi! Bu müfettiş, sonu pek de güzel bitmeyen bir masallar dünyasında dolaşıyor. “Böyle korkunç masallarla kimse eremez muradına, biz çıkalım klozetine! İyi uykular Türkiye!” Masal Müfettişi birbirini takip eden küçük masallardan oluşan bir oyun. Ütopya ülkesinde, Padişah 1. Ütopettin’in devrinde geçiyor. Ütopettin her şeyi yasaklayan, otoriter, baskıcı ve çıkar düşkünü bir monark. Oyun süresince trajikomik icraatlarıyla halkına yaka silktiren Ütopettin’in sonu, tahtını soytarıya bırakarak ülkeden kaçmak oluyor.
REDD SAHNE ALIYOR!
Türkiye’nin en sevilen gruplarından Redd, 15 Şubat’ta Jolly Joker İstanbul sahnesinde... Geniş kitlelere hitap eden ve yaptıkları her işle dikkatleri üstüne çekmeyi başaran Redd, 2005’ten bu yana beş stüdyo albümü, bir soundtrack albüm ve bir konser DVD’si yayınladı. Gerek yaptığı müzikle, gerekse duruşuyla büyük beğeni toplayan grup, 2012 yılında çıkarttıkları albümleri ‘Hayat Kaçık Bir Uykudur’ ile başarılı bir işe daha imza atarak dinleyenlerinin gönlünü bir kez daha fethetmeyi başardı. www.iksev.org www.biletix.com
160
dergi.indd 160
POWERBOATS&YACHTS
www.iksev.org www.biletix.com
www.iksev.org www.biletix.com
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:57
01.03
04.03
27.03
NEW AGE EFSANESI BIZLERLE!
KALBIMIZE HOŞ BIR SEDA...LEVENT YÜKSEL
New age ve dünya müziğinin öncü isimlerinden Kitaro dev orkestrası eşliğinde 4 Mart’ta Haliç Kongre Merkezi’nde! Altın Küre ve Grammy ödüllü Kitaro, kariyerinin ilk Doğu Avrupa turu kapsamında Türkiye’ye uğruyor! Etnik ve elektronik öğeleri bir araya getiren yenilikçi müziğiyle dünyanın dört bir yanında dinleyenleri derin ve ruhani yolculuklara çıkaracan efsanevi müzisyen Kitaro, uzun süre akıllardan çıkmayacak bir konser için bu özel akşamda Haliç Kongre Merkezi sahnesine konuk olacak. Pozitif Live tarafından gerçekleşecek bu özel gecede, 30 yılı aşkın kariyeri boyunca müziğiyle milyonları peşinden sürükleyen Kitaro’ya 36 kişilik dev bir orkestra eşlik edecek.
Türkiye’nin en başarılı seslerinden Levent Yüksel, 1 Mart’ta Jolly Joker İstanbul’da... Sezen Aksu ve Uzay Hepari ile ilk albümünün çalışmalarına başlayan Levent Yüksel, 1993 yılında Med-Cezir’i müzikseverlerle buluşturdu. Sanatçının albümden çıkan “Yeter ki Onursuz Olmasın Aşk”, “Tuana”, “Kadınım”, “Med Cezir” ve “Uçurtma Bayramları” isimli şarkılar oldukça beğenildi ve müzikalite anlamında dönemini aşan bir albüm olarak değerlendirildi. Sanatçı, ikinci albümü “Levent Yüksel’in 2. CD’si”ni 1996 yılında piyasaya sürdü. 1997 yılında çıkardığı single çalışması “Bi’daha” ulaşılması imkansız görünen bir satış rakamına ulaştı ve büyük ilgi görüp, maçlara slogan ve televizyon programlarına isim oldu. 1998 yılında üçüncü albümü “Adı Menekşe” yi yayınlayan sanatçı, 2000 yılında prodüktörlüğünü kendisinin yaptığı ve Sezen Aksu, Aysel Gürel, Bülent Ortaçgil, Mirkelam ve Ümit Sayın gibi çok önemli müzisyenlerle çalıştığı Aşkla isimli albümünü çıkardı. 2004’te Uslanmadım ve 2006’da Kadın Şarkıları albümlerini yayınladı. www.iksev.org www.biletix.com
HOŞGELDIN ARKADAŞIM! Tolga Çevik, dükkanı açıyor! Komedi Dükkanı, her zamanki gibi sıra dışı, beklenmedik, hikayelere bu kez bir de sürpriz ekleyerek geliyor!
Tolga Çevik, 10. sezona başlarken “Tekrar birarada olup gülüp eğlenmeye hazırız. Eğer siz de hazırsanız; Arkadaşım Hoş Geldin…” diyor. www.iksev.org www.biletix.com
www.iksev.org www.biletix.com
ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 161
161
7.02.2014 00:57
CINEMA 07.02.2014
14.02.2014
21.02.2014
28.02.2014
MR. BANKS
ROBOCOP
POMPEI II
KIŞ MASALI
Tür: Biyografi Oyuncular: Tom Hanks, Emma Thompson, Paul Giamatti
Tür: Bilimkurgu Oyuncular: Joel Kinnaman, Gary Oldman, Michael Keaton
Tür: Aksiyon, Macera Oyuncular: Kit Harington, Emily Browning, Carrie-Anne Moss
Tür: Fantastik Oyuncular: Colin Farrell, Jessica Brown Findlay, Russell Crowe
Disney’in klasikler arasına girmiş filmi “Mary Poppins”in ortaya çıkış sürecini ve “kamera arkasını” ele alan filmin yönetmenliğini Pamuk Prenses ve Avcı filminin senaryosuna imza atmış olan John Lee Hancock üstleniyor. Senaryo ise Sue Smith ve Kelly Marcel ikilisine ait. Filmde Walt Disney’i ise Tom Hanks canlandırıyor. Disney dünyasını keşfetmek isteyenler için doğru bir tercih.
1987 tarihli orijinal yapımın yeniden çevriminde Joel Kinnaman, Robocop rolü ile karşımızda olacak. Orijinal yapımla aynı olay örgüsüne sahip yapımda Brezilyalı yönetmen Jose Padilha’nın yeni esere nasıl bir yorum katacağı merak konusu. Bir saldırı sonucu ağır yaralanan Alex Murphy, OmniCorp şirketi tarafından bir robota dönüştürülerek farklı bir yaşama sahip olur.
Milattan önce 79 yılında, Vesuvius volkanı şiddetli bir patlamaya sahne olur ve bulunduğu antik Pompeii şehrini tehdit altına alır. Gemilerde köle olarak çalışan Milo, Naples’e gidecek olan gemide çalıştığı esnada bu patlama anına tanık olur. Aşık olduğu Flavia da artık harabeye dönen bu olağanüstü güzellikteki şehirde hayatta kalmak için, patlamanın doğurduğu yıkıntıların arasında sığınacak bir yer aramaktadır.
07.03.2014
14.03.2014
21.03.2014
28.03.2014
300: Bir İmparatorluğun Yükselişi
NEED FOR SPEED
HAZİNE AVCILARI
NEBRASKA
Tür: Aksiyon Oyuncular: Aaron Paul, Imogen Poots, Dominic Cooper
Tür: Tarihi, Macera Oyuncular: George Clooney, Cate Blanchett, Matt Damon
Tür: Komedi, Dram Oyuncular: Bruce Dern, Will Forte, June Squibb, Stacy Keach
Günümüzün en büyük oyun firmalarından olan EA Games’in uzun soluklu yarış konulu Need For Speed oyununu Hollywood, sinemaya aktarmaya gecikmedi. Yapım aynı kulvardaki Fast And The Furious karşısında şansını deneyecek.
Başarılı aktör ve yapımcı George Clooney’nin yönetmenliğini üstlendiği film, İkinci Dünya Savaşı döneminde geçiyor. Bir romandan beyazperdeye uyarlanan filmde, bir grup tarihçi ve sanat uzmanın bir araya gelmesiyle oluşan ekip, Naziler tarafından ele geçirilen ve her an yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan önemli sanat eserlerini kurtarmaya çalışacak.
İyiden iyiye yaşlanmakta olan alkolik baba Woody Grant, piyangodan büyük ödülü kazandığını öğrenerek ödülünü almak için Montana’dan Nebraska’ya doğru uzun bir yolculuğa çıkmaya karar verir. Ailesinden kimse söylediklerini ciddiye almasa da yirmili yaşlardaki oğlu pek de istemeyerek bu yolculuk esnasında babasının yanında yer almaya karar verir.
Tür: Aksiyon, Epik Oyuncular: Sullivan Stapleton, Eva Green, Rodrigo Santoro Persler ile Atinalılar’ın karşı karşıya geldiği Artemis Savaşı’na sahne olacak. Yeni filmin kahramanları ise Pers Kralı Xerxes ile Atinalı savaşçı Themistocles. Bir önceki yapımı gerçekleştirmiş olan Zack Snyder, yönetmen koltuğunu Noam Murro’ya devrediyor.
162
dergi.indd 162
POWERBOATS&YACHTS
İrlanda göçmeni bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelen Peter Lake şimdilerde yetenekli bir hırsız olarak hayatını sürdürmek zorundadır. Göreve çıktığı evlerden birinde güzel ev sahibesi Beverly Penn ile karşı karşıya gelir ve o anda genç kadına aşık olur. Ne var ki aşkları pek de uzun ömürlü olamayacaktır; zira Beverly bu olayın hemen ardından hayatını kaybeder.
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:58
SİZİN İÇİN SEÇTİKLERİMİZ
KİTAP
CD
DVD
OYUN
ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 163
163
7.02.2014 00:58
SOCIAL RESPONSIBILITY
GÖCEK, SANKO ENERJİ İLE MAVİ KALMAYA DEVAM EDİYOR!
Kirlilik
tehdidiyle karşı karşıya kalan koylarımız, 7 yıldır dünyaya da örnek olan uygulama ile DenizTemiz Derneği/ Turmepa’nın koruma şemsiyesi altında. Bu uygulamayla, 4 ayrı körfezde çalışan Turmepa katı ve sıvı atık toplama tekneleri milyonlarca litre sıvı ve binlerce ton katı atığın denize karşımasını önlüyor. Turmepa’nın, denizlerin ve kıyıların biyolojik çeşitliliğinin korunması ve kirliliğin önlenmesi amacıyla geliştirdiği uygulama, yedinci yılında daha da güçlendi. Sanko Enerji, Turmepa I adlı teknenin ikinci kez sponsoru oldu. Turmepa, Sanko Enerji’nin sponsorluğunda yat turizminin gözdesi Göcek Körfezi’nin mavi kalması için çalışıyor. Göcek-Dalaman Koyları’nda kıyı 164
dergi.indd 164
POWERBOATS&YACHTS
yönetim planı çalışmaları kapsamında, gerek atık kabul merkezi ve atık toplama tekneleriyle gerekse bölgede otel ve tekne çalışanlarına, kaptanlara, ilköğretim ve lise öğrencilerine yönelik verdiği eğitimlerle örnek etkinlikler gerçekleştirmeye devam ediyor. 2 Yılda 10 Bine Yakın Tekneden, 8 Milyon Litre Atık Su, 4 Bin 315 Litre Sintine ve 83 Bin 443 Jumbo Boy Poşet Katı Atık... Turmepa, dört kıyı bölgemizde gerçekleştirdiği katı ve sıvı atık toplama çalışmalarıyla, son iki yılda 10 bine yakın tekneden, 8 milyon litre atık su, 4 bin 315 litre sintine ve 83 bin 443 jumbo boy poşet atık topladı. 2013 yılında Sanko Enerji’nin sponsorluğunda sadece Göcek’te, 2 milyon litreye yakın pis su ve 200
litre sintine atık toplandı. Kısacası bu uygulama milyonlarca litre sıvı ile on binlerce kilo atığın, denize karışması bu uygulama sayesinde önlenmiş oldu. 1 litre yağ 1 milyon litre suyu kirlettiği düşünüldüğünde, toplanan 200 litre sintine (yağlı su) ile 200 milyon litre suyun kirlenmesi önlenmiş oldu. Kirlenmesi önlenen su miktarı, 32 olimpik havuz hacmine eşdeğer. Kirlenmesi önlenen su miktarı, yaklaşık 1 milyon kişinin günlük su ihtiyacına eşdeğer. 2 yılda toplam 3.672 kez tekneler ziyaret edilerek atıkları alınmış toplanan atıklar karadaki atık bertaraf tesislerine getirildi. DenizTemiz Derneği/ Turmepa Yönetim Kurulu Başkanı Tezcan M. Yaramancı, yaptığı açıklamada; “Derneğimiz gibi
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:58
sivil toplum kuruluşlarının en önemli görevi, sürdürülebilir örnek projeler geliştirmektir. Yerel yönetimlerin yanı sıra özel sektörün de bu örnek projelerin hayata geçirilmesinde destek olması hayati önem taşıyor. Son iki yıldır Göcek’in korunması için yaptığımız çalışmaya, Sanko Enerji’nin destek olması buna güzel bir örnek teşkil ediyor. Sanko Enerji temiz deniz hedefiyle çıktığımız bu iki yıllık yolculuğumuzu sürdürme kararını memnuniyetle karşılamaktayım. Göcek Atık Kabul Merkezi ile Turmepa I Atık Alım Teknesi ve 2 filikanın sistemli bir şekilde işletilmesi neticesinde, Göcek koruma şemsiyesi altında diyebilirim. Biliyorsunuz, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Temsilcisi Adriana Dinu, gerçekleştirilen IUCNDünya Koruma Parkları Kongresi’nde TURMEPA tarafından uygulanan bu
programın model olarak sunulması için çalışmalara başlanmasını talep etti.”dedi. Sanko Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Sanko Enerji Satış ve Pazarlama Grup Başkanı Turgut Konukoğlu ise açıklamasında “Türkiye denizler konusunda son derece şanslı bir ülke. Karadeniz, Akdeniz ve Ege’nin yanında kendi iç denizimiz Marmara ile dört denizde kıyısı olan bir ülkeyiz. Denizde olmak, denizde zaman geçirmek insana çok faydalı tecrübeler kazandırır. Çevre ve doğa bilinci konusunda öğreneceğimiz ve kendimizi geliştireceğimiz konular var. Burada önemli olan gelecek nesillere bize bırakılandan daha iyi bir gelecek, daha temiz bir yaşam alanı bırakmak. Bunu bireysel olarak, çalıştığımız ya da bağlı olduğumuz kurumlar ile birlikte yapmalı, çevremize örnek olmalıyız. Son yıllarda insanların bu konuda daha duyarlı olduğunu görüyorum. Bir çok
sivil toplum örgütü, bir çok kurum ve dernek çevre konusunda başarılı projeler geliştiriyor ve uyguluyor. Bunlar arasında Sanko Enerji olarak bizim de iki yıldır desteklediğimiz Turmepa Deniz Temiz Derneği, denizlerimizin temizliği ile ilgili örnek çalışmalar gerçekleştirmekte. Sanko Enerji olarak desteğimizi deniz yıldızı hikayesine benzetiyorum. Kıyıya vurmuş binlerce deniz yıldızını kurtarma şansımız yok. Biz yerden bir deniz yıldızı aldık ve denize doğru attık. Böylece en azından biri için birşeyleri değiştirmiş olduk. Bu çalışmaların artması, denizlerimizin daha temiz olması için kurum ve kişilerin, taşın altına ellerini koymaları gerekiyor. Yarın düşünmeden hareket etmek, çocuklarımıza yapabileceğimiz büyük kötülük olacaktır. Bugün attığımız adım, geleceği yaşatacak. ” dedi ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 165
165
7.02.2014 00:58
SOCIAL RESPONSIBILITY
Bütünleşik Kıyı Alan Yönetimi Bütünleşik Kıyı Alanları Yönetimi (BKAY), kıyı alanlarının doğal, kültürel, ekolojik ve ekonomik kaynaklarının korunması ve geliştirilmesi doğrultusundaki karar ve izin mekanizmaları için bütünleşik bir yaklaşımı amaçlayan bir süreçtir. BKAY kıyı ekosistemleri ve kaynaklarının korunumu ve gelişimi için bütünleşik bir plan oluşturmayı amaçlar. Göcek Kıyı Alan Yönetim Planı uygulaması, TURMEPA’nın öncülüğünde geliştirilen Tabiat Varlıklarını Koruma Müdürlüğü tarafından da içerik ve kapsama alanı bakımından desteklenen bir yönetim modelidir. Akdeniz’de Bütünleşik Kıyı Alanları Yönetimi Protokolü 2008 yılında aynı zamanda Barselona Sözleşmesi’ne taraf olan 14 ülke tarafından imzalanmış diğer ülkelere en yakın zamanda imzalamaları için çağrı yapılmıştır. Türkiye henüz bu protokole taraf değildir.
166
dergi.indd 166
POWERBOATS&YACHTS
Sanko Enerji Sanko Holding 1997 yılında başladığı enerji yatırımları ile grup şirketlerinin ihtiyacı olan enerjiyi üreterek enerji sektörüne ilk adımlarını atmıştır. Sahip olduğu yenilenebilir enerji kaynaklarını 2006 yılında Sanko Enerji çatısı altında toplayan Sanko, gerçekleşen ve planlanan milyarlarca dolarlık enerji yatırımıyla Türkiye enerji piyasasının önemli yatırımcılarındandır. Sanko Enerji, sahip olduğu 4 hidroelektrik ve 1 rüzgar santrali ile saatlik 512 MW üretim kapasitesiyle tamamı yenilenebilir kaynaklardan, yılda 1.7 milyar kWh temiz enerji üreterek, 10.100.000 ağacın görevini üstleniyor. 2015 yılına tamamlanması hedeflenen, Koçlu, Kayalar, Tepekışla hidroelektrik santrallerinin yanı sıra Türkiye’nin dört ayrı köşesinde toplam 313 MW elektrik üretecek 7 adet rüzgar enerji santrali projesi de portföyünde bulunmaktadır.
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:58
ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 167
167
7.02.2014 00:58
SAILING POWER
Volvo Ocean Race’de ilk Türk takımı
Alvimedica Becerilerini kullanan ustaların en üst düzey teknoloji ile doğayla mücadelesi... Alvimedica ya da Volvo Ocean Race. Her ikisi de aynı amaç için uğraş veriyor...
Türkiye’nin
girişimsel
kardiyoloji alanındaki tek dünya markası Alvimedica, dünya çapındaki en prestijli spor etkinliklerinden biri olan Volvo Ocean Race’in (Volvo Okyanus Yarışı) ilk Türk katılımcısı oldu. Volvo Ocean Race sponsorluğu kapsamında kendi adını taşıyan yelken takımıyla yarışacak olan Alvimedica, okyanusların rallisi olarak da bilinen bu yarışta yer alarak hem markasını geniş kitlelere tanıtmayı, hem de Türkiye’de yelken alanında farkındalık yaratmayı amaçlıyor. Bu yıl on ikincisi düzenlenecek olan Volvo Ocean Race, 1973 yılında “Whitbread Round the World Race” adıyla başladı. Ekim 2011’de İspanya Alicante’de start alan ve Temmuz
168
dergi.indd 168
POWERBOATS&YACHTS
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 18:14
2012’de sona eren bir önceki Volvo Ocean Race’i Fransız yelkenci Franck Cammas kaptanlığındaki Groupama takımı kazanmıştı. Alvimedica, dünyanın en prestijli, en heyecan verici ve en çok izlenen spor etkinliklerinden Volvo Ocean Race’teki sponsorluğunu 30 Ocak tarihinde İstanbul’da düzenlenen toplantıyla duyurdu. Toplantıya Alvimedica CEO’su Dr. Cem Bozkurt ve Volvo Ocean Race CEO’su Knut Frostad’ın yanı sıra, Alvimedica Takımı’ndan Mark Towill ve Charlie Enright ile Takım Yöneticisi Bill Erkelens de katıldı. Volvo Ocean Race’te yer alan ilk Türk markası olmaktan büyük mutluluk ve gurur duyduklarını dile getiren Alvimedica CEO’su Dr. Cem Bozkurt, “Alvimedica olarak bundan 2 yıl önce yelkeni kendimize hedef spor
olarak seçtik. Şirket çalışanlarımızla kurduğumuz yelken takımımız destek sınıfında başladığı yarışlarda gözle görülür başarılar elde etti. Şimdi amacımız gönül verdiğimiz bu spor dalının en yüksek liginde profesyonellerle yarışmak ve 1,5 milyar kişinin takip ettiği bu zorlu yarış ile Alvimedica’yı dünya çapında daha geniş kitlelere tanıtmak. Yarış teknemizde Türk bayrağını dalgalandırmaktan ayrıca gurur duyacağız” dedi. 2007 yılında kurulan, girişimsel kardiyoloji alanında uzman hekim ve cerrahlara yeni nesil, minimalinvaziv sağlık teknolojileri sunmaya kendini adayan genç ve dinamik bir şirket olan Alvimedica’nın girişimsel kardiyoloji alanında dünya çapında elde ettiği başarıyı yelken alanına da taşımak istediklerini belirten Bozkurt
“Geçtiğimiz yılın sonunda İtalya’da bir satın alma gerçekleştirerek alanımızda Avrupa’nın en büyüğü olduk. Yakın zamanda Singapur ofisimizi açtık, bir sonraki hedefimiz ise Kuzey Amerika pazarına girmek. Volvo Ocean Race hem iş hedeflerimizdeki tutkumuz, hem de şirket karakterimiz ile örtüşen bir platform. Alvimedica, Volvo Ocean Race gibi alanında en yüksek teknolojileri kullanan bir şirket. Genç ve çevik bir şirket olarak hedeflerimizi hep en yüksekte tutuyor, zorluklardan yılmıyor ve bunu güçlü bir takım oyunu ile başarıyoruz. Tam da Volvo Ocean Race’in ruhunda olduğu gibi! ” dedi. Bozkurt, Team Alvimedica’nın Volvo Ocean Race tarihinde yarışacak en genç takım olacağına dikkat çekerek “Türkiye’de gençlerimizin Team Alvimedica’yı örnek almasını arzu ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 169
169
7.02.2014 00:58
SAILING POWER ediyoruz. Ülkemizde ne yazık ki yelken sporu ile ilgilenen gençler ya okulu bırakıyor, ya da okumak için bu spordan vazgeçiyor. Oysa yelken, yaşamın içerisinde yer alan bir spor. Umarım Türkiye’den bir yarışçıyı da gelecek sezonlarda Volvo Ocean Race’de mücadele ederken göreceğiz” dedi. Team Alvimedica’nın, Volvo Ocean Race yönetimine katıldığı 2008 yılından bu yana hayalini kurduğu takım olduğunu söyleyen Volvo Ocean Race CEO’su Knut Frostad “Team Alvimedica gördüğüm en heyecan verici takımlardan biri. Genç bir şirket olan Alvimedica, genç yarışçıları destekleyerek bu projeye giriyor” dedi. Volvo Ocean Race’in fiziksel olarak dünyadaki en zorlu ve dolayısıyla kalbi de zorlayan bir yarış olduğunu sözlerine ekleyen Frostad “Kalp sağlığına
170
dergi.indd 170
POWERBOATS&YACHTS
yönelik cihazlar sunan Alvimedica’nın Volvo Ocean Race’de yer almasının sağlık alanında da ilgi çekeceğini söyleyebilirim” dedi. Alvimedica CEO’su Dr. Cem Bozkurt, basın toplantısında, yaklaşık 20 milyon Euro olan ve Türkiye’nin tanıtımı için çok önemli bir fırsat olacak bu organizasyona katılım bütçesi için şu ana kadar gerek devlet kurumları gerekse Türkiye’nin önde gelen marka, kurum ve sivil toplum örgütlerinden hiç bir destek alamadıklarını ifade etti. Üç yılda bir düzenlenen Volvo Ocean Race, Formula 1 ve Futbol Dünya Kupası’ndan sonra en çok takip edilen spor etkinliklerinden biri olarak biliniyor. Yelken tutkunlarının yanı sıra
sporseverlerin de nefeslerini tutarak takip ettiği yarış, 4 Ekim 2014 tarihinde başlayıp 27 Haziran 2015’te sona erecek. İspanya’nın Alicante limanında görkemli bir törenle başlayarak İsveç’in Göteborg limanında sona erecek olan yarış süresince takımlar, 40.000 deniz mili boyunca zaman zaman 20 metre büyüklüğündeki dalgalar, eksi 40 derecelere varan soğuk hava, buzullar, kuvvetli yağış ve rüzgarın yanı sıra, aşırı sıcak gibi zor şartlar altında mücadele verecek. Takımlar, 9 ay süresince dört okyanusu ve beş kıtayı geçerek 10 farklı limanı ziyaret edecek. Bir bebeğin doğumu kadar uzun süren yarış, bu yıl 4 Ekim 2014 günü İspanya’nın Alicante kentindeki ilk liman yarışı ile başlayacak
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 18:14
Türkiye’nin girişimsel kardiyoloji alanındaki tek dünya markası Alvimedica, dünya çapındaki en prestijli spor etkinliklerinden biri olan Volvo Ocean Race’in (Volvo Okyanus Yarışı) ilk Türk katılımcısı oldu. Volvo Ocean Race sponsorluğu kapsamında kendi adını taşıyan yelken takımıyla yarışacak olan Alvimedica, okyanusların rallisi olarak da bilinen bu yarışta yer alarak hem markasını geniş kitlelere tanıtmayı, hem de Türkiye’de yelken alanında farkındalık yaratmayı amaçlıyor. ve 27 Haziran 2015’te İsveç’te, Volvo’nun doğum yeri, Gothenburg’daki son liman yarışı ile sona erecek. 38.739 deniz mili uzunluğundaki rota ayrıca Cape Town (Güney Afrika), Abu Dabi (BAE), Sanya (Çin), Auckland (Yeni Zelanda), Itajaí (Brezilya), Newport, Rhode Island (ABD), Lizbon (Portekiz) ve Lorient (Fransa) duraklarını da kapsayacak. Volvo Ocean Race bu yıl ilk kez Hollanda’nın Lahey şehrinde de pit-stop yapacak. Team Alvimedica’da genç yelkenciler yarışacak Volvo Ocean Race’in en genç takımı olan Team Alvimedica’nın ilk 2 yarışçısı Mark Towill (25) ve Charlie Enright (29) oldu. Takımın yöneticiliğine ise daha önce America’s Cup’ta yarışan Oracle Takımı’nın CEO’su Bill Erkelens getirildi. Yeni tekne Volvo Ocean 65 yarıştaki
rekabeti üst düzeye çekecek Bu yıl kırkıncı yılını kutlayan Volvo Ocean Race, 2014-15 yarışına yeni bir soluk getiriyor. Yarışmacıların 9 ay süresince en zor şartlarda test edildiği adeta bir sınav niteliğindeki yarışta, bu seneden itibaren tüm takımlar aynı özelliklere sahip tek tip yelkenlilerle yarışacak. Volvo Ocean 65 adı verilen teknelerin tasarımı ABD’deki Farr Yacht Design’da tamamlandı. Volvo Ocean 65’lerin gövde ve daggerboard’ları İtalya’daki Persico, güverte ve bileşenleri Fransa’daki Multiplast, içyapısı ise İsviçre’deki Decision’da üretildi. Bu parçalar İngiltere’deki Green Marine’de bir araya getirildi. Volvo Ocean 65’in üretim aşamasında 120’den fazla kişi, toplam 36 bin saat çalıştı. Önümüzdeki iki yarış sezonunda takımlar, yeni ve yüksek performanslı
Volvo Ocean 65 adlı tekne ile yarışacak. Yeni, 65 fit (19,8 metre) uzunluğundaki tek gövdeli yarış tekneleri, önümüzdeki iki Volvo Ocean Race için tek tasarım olarak üretilecek ve “yelkene hazır” halde takımlara teslim edilecek. Ayrıca teknelerde, 2008 – 09 sezonundan bu yana yürürlükte olan daimi muhabir programını daha da güçlendirecek video, uydu ve içerik hazırlama olanakları da yer alacak. Volvo Ocean 65’lerin özel tasarımı sayesinde tekneden daha fazla görüntü alınabilecek ve internet üzerinden yarış daha rahat takip edilebilecek. Volvo Ocean 65’in teknik özellikleri: Tam boy: 20,37 metre En: 5,60 metre Ağırlık: 11,639 kilogram Direk yüksekliği: 30,30 metre Yelken alanı: 716 metrekare ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 171
171
7.02.2014 00:58
SAILING POWER
Bolt 37CepYarışçısı
Bolt 37 birçok açıdan başarılı kardeşi Ker 40’a benziyor. Daha küçük olması büyük fark yaratmış; imalatçı da doğru fiyat noktasını yakalamak için çok büyük çaba göstermiş. Bu nedenle ümit veren eğlenceli bir tekne.
Bolt 37
Dişi kalıpta çok ve tek yönlü cam, vinylester, Gurit M köpük ve dökme gövde, güverte, bölmeler ve takviyeler kullanılmış. Küçük parçaların tamamı da başından itibaren kalıplarda yapılmış. Doğal olarak başlangıç maliyeti daha yüksek olsa da yapım kalitesi tutarlı ve finişleri de mükemmel düzeyde... Bolt 37 teknenizi deniz kenarındaki evinizin 172
dergi.indd 172
POWERBOATS&YACHTS
rıhtımına yanaştırdığınızda lüks bir spor arabanın çekeceği dikkatten daha fazlasını çekeceğinizden emin olabilirsiniz. Bolt 37, çok belirgin bir şekli olan Ker 40’a çok benziyor. Dar su hattı ve geniş bir en ile hafif rüzgar hızını rüzgar yönünde stabiliteyle birleştirme çabası konsepti mükemmel çalışıyor. Güvertenin yerleşim düzeni yarışmak için
iyi düşünülmüş, Harken ve Spinlock gibi ekipmanlar kullanılmış. Direk için Hall Spars high modulus karbon tercih edilmiş. Sorun yaşanabilecek tek nokta olan vardavelaların yukarı çekmeye olanak verecek ve daha iyi görünecek şekilde dışa doğru açılı konumlandırılmamış olması. Rüzgara karşı tekne kolayca hedefe doğru yol alıyor; bununla birlikte her modern
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 18:16
yarış teknesinde olduğu gibi rotada kalmak için uğraşmanız gerekiyor. Ağırlığın yüzde 58’inin salmada olması ve torpilin’de 2,6 metre aşağıda bulunması nedeniyle oldukça sert ve hoş bir yatış açısı sağlıyor. Flok’un pozisyonu kolayca ayarlanabiliyor ve tipik olarak kendinizi dar bir açıda buluyorsunuz. Bu durumda da konsantre olmuş bir dümenciye ihtiyaç duyabilirsiniz. Bolt 37’nin biraz fazla dümen basıncı var, hedef rotaya konumlanmak için zorlamamasına karşın kendinizi zaman zaman rahat hissetmiyorsunuz. Genel olarak Bolt 37 için bugüne kadar yelken yaptığınız iyi teknelerde edindiğiniz hisleri yaşayacaksınız. Teknenin geniş bir rüzgar aralığında iyi performans sergileyeceğinden emin olabilirsiniz. Yeke ile gerek dümenci, gerekse ana yelken trimci kokpitte oldukça ileride konumlandırılmış. Geniş görüş açısı ve
dev ayak dayama yerleri mevcut.Ana yelken arabası cem kilitli tercih edilmiş. Ergonomiye öncelik verilmiş ve her şey doğru yerlere konuçlandırılmış. Çift dümenli teknede dümenci yine arka yerde oturuyor. Dümenler ve dümen sistemleri Jefa’dan. Dümenle ana yelken trimcisi arasında kolay iletişim kuruluyor; gerek otururken, gerekse ayakta dümen arkası pozisyonlar iyi. Dümenci ve kıçtaki mürettebat için ayak dayama yerini gözlerimiz arıyor. Teknenin mükemmele yakın bir yerleşim düzeni bulunuyor. Dar erişimde veya ciddi bir darbede oldukça zorlayabileceğiniz son derece hızlı bir tekne. Sert, kesin pozisyon alması kolay, dalgada yelken basması harika olur. Açık konuşalım. Bu bir yarış teknesi ve aşağıya inmenizin tek nedeni ekipman ve atıştırmalık bir şey almak olabilir. Fazla yer
yok ve aktif olarak yarışıyorsanız oldukça kısa sürede ıslanıyor. Bir veya iki kişi aşağıda çalışabilir ama bütün mürettebatı üzerlerini değiştirmek için aşağıya göndermeyin. Bu durum ve 2,60’lık salma, tekneyle keyif için dolaşmayı zorlaştırabilir. Akşam üstü yelken açmak eğlenceli olabilir ama hava kararmadan dönmeye bakın. Bolt 37, hızlı ve eğlenceli bir tekne. Doğru ellerde dünyanın hemen her yerindeki yarışlarda, özellikle de rüzgar yönünde olma eğilimi gösterenlerde, rahat hissettirecektir. Daha uzun su hattı olan daha büyük teknelerle rekabet etmek, regatta formatına ve handikap kurallarına göre, sorun olabilir. Bolt 37 birçok açıdan başarılı kardeşi Ker 40’a benziyor fakat fiyatı yüzde 40 daha düşük. Fakat tıpkı Ker 40’ın küçük bir yarış teknesinin daha büyük ve daha büyük yarış/ gezi teknelerini yenebileceğini kanıtlaması gibi Bolt 37 de başarabilir. ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 173
173
7.02.2014 00:58
FISHING
Balık Bahane
Ben
Berent Akdemir. Açık denizde balık tutmayı çok seviyorum. 2013 yılının balıkçılık turnuvalarından kısa alıntılar yapıp sizinle paylaşmak istedim. Özetle, 2013 benim açımdan maceralarla, turnuvalarla, gezilerle dolu bir yıl oldu. Teknem Espadon ile (Cabo 32 Express) 400 saate yakın seyir yaptım ve arkadaşlarımla çok güzel anlar yaşadık. 174
dergi.indd 174
POWERBOATS&YACHTS
Kılıç, Mavi Kanat, Uzun kanat, Yazılı Orkinoslar, Lambuka, Zargana azmanı olmak üzere Türkiye’deki açık deniz trofelerinin birçoğunda avlanma fırsatı yakaladım. Turnuva deneyimlerim arttı. Alaçatı, Bodrum ve Fujairah turnuvalarında başka ekiplerle avlanma ve tanışma fırsatı yakaladım. Bu turnuvalarda başka
teknikler öğrendiğim gibi güvenlik ve planlamalarda eksiklerim olduğunu da öğrendim. Örneğin Alaçatı turnuvasında ekibinizi doğru seçmenin ne kadar kıymetli olduğunu, uyumlu, eğlenceli ve hırslı bir ekiple zaten kendinizi hep şampiyon gibi hissettiğinizi anladım. Denizde sabah 5’ten akşam 5’e 2-3 gün herkes ile anlaşmak kolay değil ya
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 18:17
da herkesin sizinle anlaşması. Canım takım arkadaşım Mark Benmayor’la, gemicimizle hiç birlikte denize çıkmamış olmamıza rağmen tek antrenman günü geçirdikten sonra yüzümüz hep güldü. Gülen yüze balık gelirmiş! İlk gün 4, ertesi gün 2 orkinos aldık teknemize. Boyları ufakmış peh, peh peh. Varsın ufak olsun ne fark eder, hala güzel anıları saniye saniye aklımda. Ve yine aynı turnuvada fırtına olmasına rağmen denize çıkılması hatası, 80 tekne, sadece birbirine emanet, ne bir rescue, ne de Sahil Güvenlik. Korkunç bir deniz kazası, 42 foot bir motor yatın batması ile sonuçlandı. Espadon’un ilk satın aldığım aksesuarı life raft idi. Az almışım. Rescue ve safety bilgilerimizin çok yetersiz olduğunu, o gün acı bir tecrübe ile anladım. Panik ve heyecanda, zaten
bildiklerimizin çoğunu unuttuğumuzu, olmaz dediğiniz her şeyin olabileceğini öğrendim. Bodrum turnuvasında 56 foot motor yat ile turnuvaya girmenin artılarını ve eksilerini tarttım. Bu boy bir mutfakla çok güzel yemekler pişirip gecede Bodrum partisi verebiliyormuşsunuz. Ancak turnuva kazanmak hayalmiş. Espadon ile telsiz ve harita önümüzde en az 80 mil çapında, 10-12 noktada avlanabilirken yavaş bir tekne ile bu 6-7 noktaya düşüyor, yarı yarıya az şans demek. Ve Fujairah, Alacatı’da dost olduğum Ahmed’in davetlisi olarak ve Dünyaca ünlü Offshore yarışçımız Uğur Işık ile Abisi Büyük Avcı Rıza Işık ve eşinin de katılımıyla Mark arkadaşımla Dubai üzerinden Fujairah’a gittik. Hiç uyumadan balığa çıktım. Yanımda götürdüğüm 5’li
teaser hariç 30 lure’umdan hiç birine balık vurmadı. Ve Ahmet’in her oltasına gelen Lambukalar. Epey balık yakaladık ve Fujairah Marina’da hepsini de afiyetle yedik. Şimdi Espadon’u 2014 yılına hazırlama vakti geldi. Bu sene deep troll ile kılıç yakalamayı çok arzuluyorum. Şubat ayında Miami’de planladığım avda işin inceliklerini kaparım ve belki turnuvada denerim diyorum. Tatilde ileride yapacağınız avları planlamanızı ve tekniklerinizi hep geliştirmenizi tavsiye ederim. Balık bahane, muhabbet ve keyfiniz bol olsun. Kaptan Berent Akdemir ŞUBAT - MART 2014
dergi.indd 175
POWERBOATS&YACHTS
175
7.02.2014 18:17
CLASS 1 WORLD POWERBOAT CHAMPIONSHIP
Heyecan, Hız, Dinamizm ve Adrenalin… Class 1 Dünya Powerboat Şampiyonası ikincisi Işıklar-Zabo Takımı Uğur Işık& Christian Zaborowski
176
dergi.indd 176
POWERBOATS&YACHTS
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:58
Formula 1 yarışları ile birlikte dünyanın en önemli spor organizasyonlarından biri olan Class 1 Dünya Offshore Şampiyonası’nın podyumunda bir gurur tablosu. Uğur Işık 28-30 Mart tarihleri arasında Çin’de başlayan heyecan dolu şampiyonanın finali Abu Dabi’de ikincilik kürsüsüne çıkarak Türk Bayrağını dalgalandırmanın gururunu yaşadı. 4 ayak üzerinden gerçekleştirilen 2013 Class 1 Dünya Powerboat Şampiyonası
Çin’den başlayarak Türkiye, İtalya ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin ve Abu Dabi kentlerinde düzenlenen yarışlar ile son buldu. Türkiye adına geçen yıl olduğu gibi Zabo-Işıklar takımıyla ülkemizi temsil eden Uğur Işık 2013 yılında da başarılı sonuçlar alarak ülkemizi bir kez daha podyumda temsil etme başarısını yineledi. Zabo – Işıklar takımında Uğur Işık ve Norveç’ten Christian Zaborowski
üst üste üçüncü sezonlarında birlikte start aldılar. 2012 sezonunda Genel Klasmanda sezon boyunca topladıkları puanlarla dördüncü sırada yer alan ikili 2014 sezonunda da Mercury 850 V8 motorla birlikte Hering pervane seçenekleri ile mücadele içinde oldular. Takım yeni sezon hazırlıklarına, teknenin dengesinin geliştirilmesi, ayar seçeneklerinin optimize edilmesi ve
ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 177
177
7.02.2014 00:58
CLASS 1 WORLD POWERBOAT CHAMPIONSHIP
güvenlik konularına dikkatlerini odakladı. Takım güvenlik konusunda da yoğun bir şekilde gelişim sağladı. Kokpitin her iki yanına sağlamlaştırılmış çarpma bölgeleri eklendi ve ön bölme ile kaçış kapağı güçlendirildi. Kokpit içinde koltuk bağlantıları güçlendirildi ve koltuklar alçaltılarak pilotların kaskları ile üst kapak arasında daha fazla bir boşluk olması sağlandı. Sezon öncesinde yapılan tüm bu çalışmalar sezon sonunda meyvesini verdi. 2013 yılında, 4 farklı ülkede yapılan şampiyonada, her ülkede podyuma çıkma başarısı gösteren Uğur Işık için 178
dergi.indd 178
POWERBOATS&YACHTS
en farklı heyecan, ülkemizde Türk yarış severlerin karşısında podyumda olmanın gururu oldu. Şampiyonanın İstanbul ayağında büyük bir seyirci desteğini de arkasına alan olan ekibimiz Çin Grand Prix’sinde yaşadıkları talihsiz kaza sonrasında, çok kısa sürede nerede ise tekneyi yeni baştan inşa ederek podyuma çıktılar. Türkiye yarışı sonrasında İtalya’nın Terracina kentinde yapılan yarışlarda yarış komiserlerinin vermiş oldukları tartışmalı kararlar Işıklar-Zabo takımının moralini bozmuş olsa da Abu Dabi’deki başarıları ile sezonu Dünya ikinciliği ile kapatma
başarısı elde ettiler. Dünya ikinciliği ile sonuçlanan 2013 yılının sezon özetini sizler için yeniden değerlendirdik... SANYA GRAND PRIX Powerboat yarışlarının en prestijli klasmanı olan Class 1 yarışları Çin’de gerçekleştirilen Sanya Grand Prix’i ile 2013 sezonu start aldı. İlk gün sıralama turlarında ve yarışta ikinici olarak ülkemizi gururlandıran Işıklar-Zabo Racing takımı, 2. gün geçirdiği talihsiz kaza ile Sanya Grand Prix’ine erken veda etti. Class 1 Çin Sanya Grand Prix’ine
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:58
Işıklar-Zabo Racing Team kazandıkları ilk gün ikinciliği ve ikinci gün taklası ile damgasını vurdu. İlk gün sıralama turlarında 2. olarak dikkatleri üzerinde toplayan Işıklar-Zabo Racing, müteakiben başlayan yarışta da 2. olarak başarısının tesadüf olmadığını kanıtladı. 2013 senesinin birincisi Victory ile büyük çekişme içinde geçen 4.93 Nm uzunluğundaki parkurda 11 tur üzerinden gerçekleşen yarışın sonucunda “33.59,57” lik derece ile Uğur Işık – Cristian Zaborowski ikilisi Victory’nin ardından ikinci olmayı başardılar. Uğur Işık ve Christian Zaborowski ikilisi startta Victory takımından Arif Al Zaffain ve Mohammed Al Marri’yi geride bıraktılar ve yarışın açılış turunda rakiplerini 3 saniye gerilerinde tutmayı başardılar. Yarış, iki farklı yarış stratejisi uygulayan iki takım arasında sürekli gitti – geldi. Işıklar – Zabo kısa turu yarışın 2. turunda yaparken, Victory takımı 7. turda kısa turlarını yaptılar. Tüm yarış boyunca Victory takımı ile Işıklar – Zabo Racing Team arasındaki mücadele izleyenlerin nefeslerini kesti. Kurallar gereği ikinci gün yarışlarında sıralama turları olmadığından takımlar ilk gün yarışlarında elde ettikleri sıralamaya göre ikinci gün yarışlarına başladılar. Victory’nin önde başladığı yarışta yine etkili bir start alan IşıklarZabo Racing yarışın ilk metrelerinden itibaren Victory takımını zorlamaya başladı. Ancak bu kez mücadele uzun sürmedi. Parkurun ilk dönüş
şamandırasına gelindiğinde Işıklar – Zabo Racing teknesi talihsiz bir şekilde takla atarak yarış dışı kaldı. Pilotların ciddi bir sağlık sorunu yaşamadığı bu kazanın ardından Işıklar-Zabo Racing, Sanya Grand Prix’ini şanssız bir şekilde noktalamış oldu. IŞIKLAR TURKISH GRAND PRIX 2013 Class 1 Dünya Powerboat Şampiyonası’nın Haziran ayında heyecanı Pendik Marintürk İstanbul City Port’a taşındı. Türkiye etapları oldukça çekişmeli geçti ve izleyenler heyecanlı anlara tanık oldular. Oldukça çekişmeli geçen ve heyecanlı anlara tanıklık eden yarışta yarışların ilk günü olan 15 Haziran 2013 Cumartesi günü Avustralyalı Darren Nicholson ve Rossco Willaton ikilisinden oluşan Hub Team yarışta birinci, Uğur Işık’ın yarıştığı Zabo – Işıklar Takımı ikinci ve İtalya’dan şampiyonaya katılan 8 Fendi Racing Takımındaki Miles Jennings ve Alfredo Amato ikilisi üçüncü oldu. Yarışların Pazar günkü ayağında ise birinci Arif Al Zaffain ve Mohammed Al Marri ikilisinden kurulu Victory Team, Luca Fendi’nin, Giovanni Carpitella ile yarıştığı LF10 takımı ikinci, Cumartesi gününün birincisi olan Hub Team ekibi ise üçüncü oldu. Class 1 Işıklar Turkish Grand Prix 8 takımla start aldı. Türkiye etabının ikinci gününde Abu Dhabi Takımı, yarışmanın ikinci turunda takla atarak yarışa devam edemedi ve yarış 6 takım ile tamamlandı.
MEDITERRANEAN GRAND PRIX 2013 Dünya Class 1 Offshore Şampiyonası’nın üçüncü ayağı 1820 Ekim’de İtalya’da Terracina’da gerçekleşti. İtalya’daki Mediterranean Grand Prix yarışlarındaki kararlar uzun süre konuşulacağa benziyor. Yarışın ilk gününde Victory takımının şamandıra atlamasına diskalifiye verilmemesi, ikinci gün ise start teknesinin arızalanması nedeniyle teknelerin açık denizde 26 dakika beklemeleri sonrasında takımların taleplerine rağmen yarışma direktörünün yarışı kısaltmama kararı... Yanlış verilen kararlardan en çok zarar gören ekip Işıklar – Zabo takımı oldu. Kararlar kurallara uygun verilmiş olsa idi Uğur Işık ve Christian Zaborowski ikilisi her iki günde podyumun ilk basamağında olacak ve kariyerlerinin ilk dublesi ile taçlandıracaklardı. Hakem kararları ile hem Avrupa Şampiyonluğu hem de Dünya Şampiyonasını kazanma olasılığı çalındı. 19 Ekim’de Terracina’da koşulan Mediterranean Grand Prix’nin ilk yarışında starttan finişe liderliği bırakmayan Arif Al Zaffain ve Mohammed Al Marri ikilisi sezonun dördüncü birinciliğini rahatlıkla kazandı. 2011 Aralık ayında Dubai’de birlikte yarışmaya başlayan başarılı ikili, bugüne kadar başladıkları 15 yarışın 12’sini kazandı ve sadece bir kez, o da İstanbul’da podyumu kaçırdı. LFF10 ve Zabo – Işıklar arasındaki
ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 179
179
7.02.2014 00:59
CLASS 1 WORLD POWERBOAT CHAMPIONSHIP
podyum mücadelesinde Luca Formilli Fendi ve Giovanni Carpitella yarışa ikinci sırada başlamasına rağmen açılış turunda şamandıraya çarpmanın bedelini ağır ödediler. İtalyan takıma verilen 25 saniyelik yarış sonrası cezayla birlikte Uğur Işık ve Christian Zaborowski’ye verilen 20 saniyelik zaman düzeltme nedeniyle sonuçta İtalyanlar üçüncülükle yetinmek zorunda kaldı. Zabo – Işıklar ile LFF10 arasında sıralama turlarında başlayan mücadele yarışta da devam etti; ilk iki turda bazen yan yana, bazen biri önde biri hemen arkasında, muhteşem bir rekabet izlettirdiler. Birinci turu saniyenin onda ikisi kadar bir farkla önde bitiren Uğur Işık ve Christian Zaborowski, ilk dönemeçte pozisyonlarını şamandıra dönüşüne iç taraftan giren Formilli Fendi ve Carpitella’ya kaptırdı. Daha sonra İtalyanlar farkı 23 saniyeye çıkararak damalı bayrağı ikinci gören takım oldu fakat ilk turdaki şamandıra çarpma hataları onlara pahalıya mal oldu. 25 saniyelik ceza nedeniyle ikinciliği kaybettiler. İkinci gün olaylar ile başladı. En başta, teknik sorun yaşayan start teknesi yüzünden yarışın durdurulması yaşandı. Yarış tekneleri yeni start teknesini parkurda beklerken, takımlardan olası yakıt sorunları hakkında itiraz sesleri yükseldi. Yarış, yeni start teknesinin bulunması sonrasında 26 dakika geç başladı. Açık denizde bekleyen tüm teknelerin motorlarının çalışır durumda olması 180
dergi.indd 180
POWERBOATS&YACHTS
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:59
yarış için yapılan tüm yakıt hesaplarını alt üst etti. Tüm itirazlara karşın yarış direktörünün tur sayısını azaltmayı kabul etmemesi sürpriz bir yarış sonucunu ortaya çıkarttı. Miles Jennings ve Alfredo Amato, Mediterranean Grand Prix’nin ikinci yarışında sezonun en etkileyici ve şaşırtıcı sonuçlarından birine imza attılar. İngiliz ve İtalyan ikili, Poliform’un önünde dördüncü sırada güçlü bir performans sergilerken Luca
Formilli Fendi ve Giovanni Carpitella’nın yarışı sekizinci turda tork sensörünün bozulması nedeniyle yarışa veda etmesiyle yarışa üçüncülükle devam ettiler. İki tur sonra yarışı önde götüren Victory, pervanesi kırıldığı için iyice yavaşladı; Zabo – Işıklar onları geçip birinciliğe, LFF8 ise ikinciliğe yükseldi. Son turda neredeyse damalı bayrağı görecekken Zabo –Işıklar’ın yakıtı bitti. Bu sayede Jennings ve Amato onları
da geçip damalı bayrağı gören takım oldu. Birlikte henüz üçüncü Grand Prix yarışlarında ilk birinciliklerini almış oldular. Birincinin arkasından Poliform’un Tarık Öktem ve Giampaolo Montavoci ikilisi de Zabo – Işıklar’ın talihsizliğinden yararlandı ve yarışı ikinci olarak bitirdi. Yeni ikili, birlikte ilk kez podyuma çıkarken Zabo – Işıklar yanlış kararların kurbanı olarak üçüncülükle yetinmek zorunda kaldı ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 181
181
7.02.2014 18:19
CLASS 1 WORLD POWERBOAT CHAMPIONSHIP
182
dergi.indd 182
POWERBOATS&YACHTS
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:59
ABU DHABI GRAND PRIX – SEZON FİNALİ Class 1 yarışlarında 2013 sezonunda da ülkemizi başarı ile temsil eden Uğur Işık, Aralık ayının başında koşulan Class 1 Dünya Powerboat Şampiyonası Abu Dhabi yarışında ikinci oldu. Uğur Işık, 5 Aralık günü koşulan Class 1 Dünya Powerboat Şampiyonası Abu Dhabi Grand Prix yarışında ikinci oldu ve son gün öncesinde şampiyonluk zirvesine bir adım daha yaklaştı. Elde ettiği puanlar ile Genel Klasmanda Dünya ikinciliğini koruyan Zabo Işıklar Offshore Racing Team, son gün kendilerinin alacakları puanların ve rakiplerinin yarışı tamamlayamaması üzerine hesaplarını yaptılar. Dünyanın en hızlı pilotlarının katıldığı sürat teknesi yarışları Class 1 Dünya Powerboat Şampiyonası’nın sezon finali 6 Aralık günü Birleşik Arap Emirlikleri’nin başkenti Abu Dhabi kentinde koşuldu. Tüm sezon olduğu gibi Dünya çapında üne sahip olan Class 1 yarışları, yine dünyanın en iyi pilotlarından oluşan takımları ile denizlerde 2012 sezonunda da unutulmaz anlara imza attılar. Uğur Işık ve Christian Zaborowski ikincilik kupalarını Türkiye Abu Dhabi Büyükelçisi Şefik Vural Altay’dan aldı. Genel klasmanda birinciliği elden bırakmayan 3 Victory takımı ile arasında sadece 16 puan farkı olan 91 ZaboIşıklar takımı şampiyona son gününde koşulacak sezon finali Abu Dhabi Grand Prix 2’de tüm konsantrasyonunu Dünya Şampiyonluğuna odakladı. Class 1 Dünya Powerboat Şampiyonası’nın son yarışı, 6 Aralık 2013 günü Abu Dabi’de koşuldu. Son yarışa birincilik iddiası ile başlayan Zabo – Işıklar takımının yakasını sezon boyunca yaşadıkları talihsizliklerden biri daha yakaladı. Uğur Işık ve Chirstian Zaborowski ikilisinin şansızlıkları sıralama turlarında tork sensörünün kırılması ile başladı. Takımın mekanikerleri olağanüstü bir çaba göstererek tekneyi yarışa hazırladılar. Yarışa yedinci sırada başlayan ekip yarışın üçüncü turunda tüm sezon boyunca büyük bir çekişme içinde oldukları LF10 takımını da geçerek yarışta üçüncülüğe kadar yükseldiler. Ancak son turlarda başlayan motor sorunları ve buna bağlı oluşan direksiyon mili sıkıntıları onların gerilere düşmesine neden oldu ve final yarışını ancak yedinci sırada tamamlayabildiler. Ancak, bu yedincilikte alınan 5 puan çok kıymetli idi, çünkü rakipleri LF10 takımını Genel Klasmanda sadece 1 puan ile
geçerek Dünya İkinciliğine ulaştılar. Dünya Şampiyonluğu Kupa töreni sonrasında açıklamalarda bulunan Uğur Işık, “Bu sene çok problemli bir sezon yaşadık, kazalar ve teknik problemler yakamızı bırakmadı. Karşımızda ülkelerin destekledikleri takımlar var. Böyle bir desteği biz de Türkiye Cumhuriyeti devletinden alabilsek, dünya şampiyonasını kazanacak bilgi ve tecrübe birikimine sahibiz. O zaman biz de Dünya Şampiyonluğunu Türkiye’mize kazandırabiliriz” ifadesini kullandı. ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 183
183
7.02.2014 18:20
CLASS 3 QATAR RACE
Efsane Stihl (88)
Türkiye’de 2013 yılında yapılamayan Dünya Offshore 225 Şampiyonası’na 2014 yılında Katar’ın Başkenti Doha ev sahipliği yaptı ve Türk pilotlardan oluşan takımı “Stihl” Dünya Şampiyonu Oldu..
184
dergi.indd 184
POWERBOATS&YACHTS
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 00:59
Katar’da da Şampiyon Oldu!
Üst
üste kazandıkları 13 yarış ile dünya rekoruna sahip (88) Stihl takımı 2014’de de zirvedeki yerini korudu. Katar Cup etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen 2014 Dünya Offshore 225 Şampiyonası’nın üç yarışlık mücadelesi sonunda Şampiyon (88) Stihl ile yarışan Kerem Tuncer ve Tarık Öktem ikilisi oldu. Qatar Marine Sports Federation (QMSF) tarafından organize edilen “Qatar Cup” etkinlikleri dahilindeki Dünya Offshore 225 Şampiyonası 23 – 24 ve 25 Ocak 2014 tarihlerinde, üç gün boyunca dünyanın önde gelen pilotlarını ve takımlarını Katar’ın başkenti Doha’da ağırladı. Türk Pilotların Katar’da Gövde Gösterisi... 88 Stihl ile yarışan dünyaca tanınan Offshore 225’in başarılı pilotları Kerem Tuncer ve Tarık Öktem Perşembe günü koşulan Qatar ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 185
185
7.02.2014 00:59
CLASS 3 QATAR RACE
Grand Prix 1’de damalı bayrağı sallayan takım oldu. Katar Deniz Sporları Federasyonu tarafından organize edilen “Qatar Cup” etkinliklerinin bir bölümü olarak Dünya Offshore 225 Şampiyonası Katar’ın başkenti Doha’da gerçekleştirildi. Dünyanın dört bir yanından şampiyonaya katılan takımlar 2014 şampiyonluğu için Katar Doha’da bir araya geldiler. Yarışın ilk ayağı olan Qatar Grand Prix 1’in koşulduğu 23 186
dergi.indd 186
POWERBOATS&YACHTS
Ocak Perşembe günü birinci Stihl (88) takımı ile Kerem Tuncer ve Tarık Öktem olurken, ikinci Beşiktaş (3) takımı ile Tuğberk Uca ve Murat Leki, üçüncü ise Efe Project Mitsubishi (33 ) takımı ile Onur Özgül ve İlker Özmen oldu. Yarışa iddialı başlayan 2 bordo numaralı Big Chefs ile yarışan Saruhan Tan – Kerim Zorlu ikilisi ise 3 saniyeden az bir zaman farkı ile üçüncülüğü Efe Projects Mitsubishi takımına kaptırdı. Sıralama
turlarında 01:47,892 ile birinci olan Stihl takımını 01:50,844 ile Beşiktaş takip etti. Şampiyonanın ilk günü olan Perşembe gününü birincilikle kapatan Stihl (88) takımı kupasını Qatar Marine Sports Federation Genel Sekreteri Sami Abu Shaikha’dan, ikinci olan Beşiktaş (3) takımı U.I.M. Komiseri Ahmed Al Blooshi’den ve günün üçüncüsü Efe Project Mitsubishi (33) takımı kupasını Qatar Marine Sports Federation
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 18:24
Yönetim Kurulu Üyesi Hassan Ahmed Bilal’den aldı. Stihl ile yarışan 6 kez Dünya Şampiyonluğuna ulaşan Kerem Tuncer ve Class 1’de de dünya denizlerinde Türk Bayrağını dalgalandıran Tarık Öktem, tüm yarış boyunca rakipleri Beşiktaş (3) ile yarışan Tuğberk Uca ve Murat Leki tarafından zorlandı. İzleyenlerin adrenalin seviyesi en üst düzeydeydi. Diğer bir çekişme ise Big Chefs (2) takımında yarışan Saruhan Tan – Kerim Zorlu ikilisi ile Efe
Project Mitsubishi (33) takımı ile yarışan Onur Özgül – İlker Özmen arasında yaşandı. Bu sene şampiyonaya katılan Spirit of Qatar (1) takımı ile yarışan Formula2 Qatar Team Formula 1 pilotu Mohammad Jassim Al Oboidli ilk yarışında seyircilerden büyük destek gördü. Şampiyonanın ikinci gününde Beşiktaş Birinci Oldu Katar Dünya Offshore 225 Şampiyonası
Grand Prix 2’de Kartal Kanatlandı Beşiktaş ile yarışan Tuğberk Uca ve Murat Leki ikilisi 24 Ocak 2014 Cuma günü koşulan Qatar Grand Prix 2’de damalı bayrağı göğüsleyen takım oldu. Şampiyonanın ikinci ayağı olan Qatar Grand Prix 2’in koşulduğu Cuma gününün birinci 3 numaralı Beşiktaş takımı ile Tuğberk Uca ve Murat Leki olurken, ikinci ilk günün birincisi 88 numaralı Stihl takımı ile Kerem Tuncer ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 187
187
7.02.2014 18:24
CLASS 3 QATAR RACE
ve Tarık Öktem, üçüncü ise 11 numaralı Miele ile Hakan Vanlı ve Süha Yenigül oldu. Perşembe günü koşulan Grand Prix1’de üçüncü olan 33 Efe Project Mitsubishi takımında Onur Özgül ve İlker Özmen sıralama turlarında attıkları takla yüzünden Cuma günü yapılan yarışa katılamadı. Talihsiz taklayı yara almadan atlatan pilotların sağlık durumlarının iyi olması organizasyona ve izleyenlere 188
dergi.indd 188
POWERBOATS&YACHTS
rahat bir nefes aldırdı. Şampiyonanın ikinci günü olan Cuma günkü yarışa iddialı başlayan (2) Big Chefs ile yarışan Saruhan Tan – Kerim Zorlu ikilisi ile 11 Miele ile yarışan Hakan Vanlı – Süha Yenigül arasında tüm yarış boyunca çekişmeli anlar yaşandı. Yarışın genel klasmanını pit-stoplar belirledi. Kartal Son Üç Turda Kanatlandı Yarışa ilk sırada başlayan 88 Stihl takımı ile onu takip eden 3 Beşiktaş takımı son
üç tura girildiğinde heyecanı doruklara taşıdı. Beşiktaş takımı yarış stratejisi olarak erken pit-stop yapmayı tercih etti. Stihl ise bu mecburiyetini son turlara bıraktı. Beşiktaş takımı erken pit-stop sonrasında önündeki boşluğu iyi kullanarak üst üste best time yapmıştı. Stihl takımının pit çıkışı yarışın liderini belirleyecekti. İzleyenlerin adrenalin seviyelerini yükselten yarışı 8 saniye zaman farkı ile Beşiktaş (3) takımı birinci
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 18:22
olarak tamamladı. Yarış boyunca başarılı bir performans sergileyen Beşiktaş takımı ayrıca günün en iyi zamanın da sahibi oldu. Günün birincisi takımın pilotları bu başarıda takım menajerleri Alen Avadan’a teşekkür ettiler. Katar 2014 Dünya Offshore 225 Şampiyonası’nın son yarışının koşulması öncesinde Stihl ve Beşiktaş takımları iki günün kazananı olarak puanlarını eşitlediler. Son gün, final yarışları öncesinde tüm takımlar nefeslerini tutmuş durumdaydı. Beşiktaş takımında yarışan Murat Leki ve Tuğberk Uca ilk şampiyonluklarını Katar’da kazanmak için iddiasını korurken, Stihl’in pilotları Kerem Tuncer ve Tarık Öktem şampiyonluğunu kaptırmaya niyetleri olmadığını açıkladılar. 88 STIHL SON YARIŞTA RÖVANŞI ALDI, ŞAMPİYONLUĞU KAZANDI. Üçüncü gün podyum gören takımlar (88) Stihl, (2) Big Chefs ve (3) Beşiktaş oldu. Dünya Şampiyonluğu puanlamasında da ise, 610 puan ile (88) Stihl Dünya Şampiyonu olurken, 515 puan ile (3) Beşiktaş dünya ikincisi ve 358 puan ile (2) Big Chefs dünya üçüncüsü olarak podyumda yerini aldı. 25 Ocak 2014 Cumartesi günü son ayağı koşulan Katar 2014 Dünya Offshore 225 Şampiyonası’nda Qatar Grand Prix 3’de yine adrenalin sınırları zorlandı. Yılların tecrübeli pilotları Murat Leki ve Tuğberk Uca’nın yer aldığı (3) Beşiktaş ve (88) Stihl takımı arasındaki çekişme izleyenlere heyecanlı anlar yaşattı. Kuyruk Çatlağına Rağmen Yarışa Devam Dediler Yarışın ikinci gününde (88) Stihl ve (3) Beşiktaş Miele takımlarının teknelerinde oluşan kuyruk çatlaklarının tamiri sabahın ilk ışıklarına kadar sürdü. Son ayağın koşulduğu Cumartesi günü, (3) Beşiktaş’ın kuyruk sorunu sıralama turlarında devam etti, yarış öncesinde Doha’da kaynakçı bulundu ve motor yarışa hazır duruma getirildi ve yirmi tur boyunca yarıştan kopmadı, üçüncü günü üçüncü sırada tamamladı. Genel puan durumunda ise dünya ikincisi olarak podyumda yerlerini aldılar. Şampiyonanın ilk gününden beri iddiasını koruyan (2) Big Chefs takımı Cengiz Cennetoğlu ve 2010 Dünya Offshore 225 Şampiyonu Kerim Zorlu pilotajında ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 189
189
7.02.2014 18:22
CLASS 3 QATAR RACE
Grand Prix 3’de podyumda ikincilik koltuğuna oturdu. Böylece son gün aldıkları puanlar ile genel sıralamada dünya üçüncülüğüne yükseldiler. Türk Pilotlarının Performans ve Disiplinine Hayran Kaldılar Katar Deniz Sporları Federasyonu Başkanı Sheikh Hassan bin Jabor Al Thani yarışları çok etkileyici buldu ve Qatar’a kazandırdıkları için çok mutlu olduğunu açıkladı. Union Internationale 190
dergi.indd 190
POWERBOATS&YACHTS
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 18:25
Motonautique (UIM) Başkan Yardımcısı Sami Abu Shaikha ve Qatar Marine Sports Federation (QMSF) Başkanı Sheikh Hassan bin Jabor Al Thani üç gün boyunca takımlarımızın sergilediği performans ve disiplinin örnek teşkil ettiğine ve başarılı sporcu yetiştirmenin çok önemli olduğuna vurgu yaparak tüm takımlarımızı tebrik ettiler. Önümüzdeki senelerde de bu şampiyonaya ev sahipliği yapmaktan gurur duyacaklarını
bildirdiler. Diğer bir önemli gelişme de Sheikh Hassan bin Jabor Al Thani’nin iki tekne ile Spirit of Qatar takımı ve Katar’lı sporcular ile şampiyonaya katılma kararı alması oldu. Büyükelçi “Türk pilotlarımızın başarısı gurur verici” dedi. Kupa törenine Türkiye’nin Katar Büyükelçisi Ahmet Demirok da katıldı. Dereceye giren takımların pilotlarını
teker teker tebrik eden Demirok, Türk pilotlarının yurt dışında kazandıkları bu başarı ile gurur duyduğunu söyledi. 10 senedir ülkemizin dört bir tarafından gelen sporcular ile Türkiye’de yapılan bu yarışların yurt dışına kaçması Türkiye için büyük bir uluslararası tanıtım kaybı olmasına karşın, takımlar teselliyi en azından Türk bayrağını göndere yabancı bir ülkede çektirebilmekte buldular. ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 191
191
7.02.2014 00:59
CLASS 3 QATAR RACE
192
dergi.indd 192
POWERBOATS&YACHTS
ŞUBAT - MART 2014
7.02.2014 01:00
ŞUBAT - MART 2014 POWERBOATS&YACHTS
dergi.indd 193
193
7.02.2014 01:00
dergi.indd 194
7.02.2014 01:00
Madame Kapak.indd 1
6.02.2014 23:30
dergi.indd 3
7.02.2014 19:33