POWERBOATS&YACHTS December 2013 - January 2014

Page 1

1307-3133

40X40.indd 1

11/28/13 8:44 PM


03-130.indd 3

11/27/13 8:14 PM


03-130.indd 3

11/28/13 9:00 PM


Ayr覺cal覺k

03-130.indd 4

11/28/13 9:00 PM


Sınırsız Ayrıcalık

Havalimanlarında yepyeni bir dönem başlıyor. Hayatında sınırlara yer vermeyenler için havalimanında sınırsız ayrıcalıklar dünyasının kapıları açılıyor. TAV Passport Edition ile yolculuklarınız öncesinde ve sonrasında tüm vaktiniz size kalırken, tek yapmanız gereken size sunulan hizmetin keyfini çıkarmak.

Sınırsız ve ücretsiz otopark & vale · Sınırsız yurtiçi ve yurtdışı lounge kullanımı · Sınırsız transfer Havalimanında kişiye özel asistanlık hizmeti · Havalimanlarında özel girişler · Hızlı pasaport ve güvenlik geçişleri Business check-in · Havalimanı içi özel ring aracı · Duty Free’de indirim ve özel kasa · Havalimanı restoranlarında indirim Havalimanı otelde konaklama ve toplantı organizasyon avantajı · Türkiye’de özel fiyatlı araç kiralama

03-130.indd 5

11/28/13 9:00 PM


03-130.indd 6

11/28/13 9:00 PM


03-130.indd 7

11/28/13 9:00 PM


03-130.indd 8

11/28/13 9:00 PM


03-130.indd 9

11/28/13 9:00 PM


İmtiyaz Sahibi Sportif Yayıncılık Tanıtım ve Organizasyon ve Ltd. Şti. adına: Uğur IŞIK Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu) H. Emre GÜLER

emreguler@sportifyayincilik.com

Reklam Müdürü Tuğberk UCA

tugberk@sportif.com.tr

Görsel Yönetmen Ferhat GEDİK

ferhat@sportif.com.tr

Editör Gamze ÖZDENİZ

gamze@sportif.com.tr

Muhasebe Koray TUTAR

koray@sportif.com.tr

Yurtdışı Haberler İngiltere Gary MANCHESTER orcchairman@aol.com Fotoğraflar Can ESENTAŞ, Gamze ÖZDENİZ Katkıda Bulunanlar Kerem Talat ZORLU, Tanju KALAYCIOĞLU, Esra ŞENHER, Murat LEKİ, Hamdi KİTAPÇI, Kerem TUNCER Murat İNAN Buğra ŞENDÜNDAR Yılmaz Arif BUDAK Yrd.Doç.Dr. Deniz J. KAYA Şükrü SANUS Selma UCA Ofset Hazırlık Sportif Yayıncılık Tanıtım, Organizasyon ve Ltd. Şti. Dağıtım Turkuaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Sabah 2000 Tesisleri Fatih Mah. Hasan Basri Cad. Samandıra / İstanbul Baskı-Cilt Şan Ofset Hamidiye Mah. Anadolu Cad. No:50 Kağıthane Tel: 0212 289 24 24 Matbaa Baskı Sorumlusu Gülcan MERCAN gulcan@sanofset.com Sertifika no: 12049 Yazışma Adresi Çubuklu Mah. Orhan Veli Kanık Cad. Yakut Sok. No:3 Eryılmaz Plaza Kat:1 Kavacık / İstanbul Tel: +90 216 537 00 80 Faks: +90 216 537 00 84 Yayın türü: Yerel Süreli, 2 aylık Yıl: 8 Sayı: 2014 /01 Bu Dergi Basın Meslek İlkeleri’ne Uymayı Taahhüt Eder.

Başarılı mı? Hüsran mı? 2013 yılının artık sonuna geldik. Hepimiz için bilanço zamanı... İyisiyle, kötüsüyle yine bir yılı tamamladık. Konuya iyimser açıdan bakılmak istenirse yılı tamamladık, ne kadar güzel denilebilir. Ama, bu yılı verimli mi geçirdik, hangi arzular ve hedefler ile yıla başladık, ne kadarı gerçek oldu? Sormamız gereken soru bu bence... Ülkemizdeki yat sektörü açısından 2013’ün olumlu olduğunu, kapasitesini doğru kullanabildiğini söylemek zor. Fuarlardaki ilginin durumu hepimizce malum... İmalat sıkıntılı, ithalatçı sıkıntılı, marinalar sıkıntılı, servisler sıkıntılı. Herkes 2013 yılında beklentilerinin gerisinde kalmış durumda, moralleri bozmamak için mi nedendir bilinmez, hiç kimse de açıkça yüksek sesle işler kötü gidiyor demiyor... Benim gördüğüm ise açık ve net bir şekilde işlerin iyi gitmediği... Sadece iş yaşamında değil, pek çok başka konuda da işler iyi gitmiyor. 10 yıldır ülkemizde aralıksız olarak düzenlenen offshore şampiyonası 2013 yılında yapılamadı. Hizmet edenlere ve sporu bugünlere getirenlere takdiri geçtim, nankörlük yapıldı. Ne oldu, ülkemizin tanıtımını en güzel şekilde yapan şampiyona 2014 yılında Katar’a kaptırıldı. Büyük bir hevesle aday olunan 2020 Olimpiyatları İstanbul’a kazandırılamadı. Yine bir başka hüsran da Expo 2020 için yaşandı. Dünyanın en önemli spor organizasyonu olan Formula1’in patronu Bernie Ecclestone şöyle diyor: “Tüm spor branşları bugün artık bir gösteri sanatı da olmuştur ve spor yöneticileri bunu göz ardı ederlerse o spor dalları için büyük bir tehlike var demektir.” Kısaca, Ecclestone şunu diyor Spor ile “show business” iç içe geçmiştir. Gelin bakalım bunu nasıl anlatacağız... Eğlence mi, olmaz, yassak hemşerim... Hayda, sonra da başarı bekle, mutlu olmayan nasıl başarılı olacak? Olmadık işlere kalkışacak, sonra skandallar, doping rezaletleri... Temel atarak, açılış yaparak başarılı olunduğu düşünülüyor. Yaşım itibarıyla ben filmi 30 yıl önce görmüştüm diyebiliyorum. Eski Olimpiyat Komitesi Başkanı merhum Sinan Erdem’in “Olimpiyat taşla tuğla ile değil insan ile yapılır” sözünü söylemiş olmasına karşın spor yapılması nerede ise imkansız olan Atatürk Olimpiyat Stadına gömülen 100 milyon dolar veya İstanbul Park yarış pistine gömülen 290 milyon dolar... Her gün bir açılış duyuyoruz da bunlar doğru yatırımlar mı? Neden inşaata yatırım yapılırda, insana yatırım yapılamaz. Herhalde bina amirlerinin sözünden dışarı çıkmaz, ama insan hele ki eğitilmiş insan öyle mi? Bugün yaşanılan sorunların temelinde yerel düşünme, kişisel çıkarlar için evrensel değerlerden uzaklaşma yatıyor. Sorun günümüzün sorunu değil, belki de bu toprakların 500 yıllık sorunu... Başımızı iki elimizin arasına alıp değerlendirme yapmadan yeni yıla başlarsak, yeni yılın da farklı olmayacağını biliyorum. Kendi bilançomu kendi içimde yapıyorum, sizlere de öneririm. Yeni yılda eski yanlışları yapmamak için uyanık olunuz... Mutlu Yıllar dileği ile...

Sportif Yayıncılık

03-130.indd 10

11/28/13 9:00 PM


03-130.indd 11

11/28/13 9:00 PM


36 Mavi sularda süzülen bir tasarım harikası:

Azzurro ZR İtalyan Yat Endüstrisinin İncisi

CHOPI CHOPI

40

68

Megayacht

Sailing Power

✪ Marmaris Uluslararası Yarış Haftası ✪ Bodrum Cup sona erdi ✪ Bayk Kışa Hazırlık Yat Yarışları ✪ Bodrum Uluslararası Sportif Balıkçılık Turnuvası

132

Offshore 03-130.indd 12

✪ Mediterranean Grand Prix İtalya’da Terracina’da gerçekleşti ✪ Doha Katar Powerboat Başkenti ✪ Venture Offshore Cup; Dünyanın en zorlu yat yarışı

11/28/13 9:29 PM


Healthy

90

108

Vatan Şaşmaz

Saç ve Clit Sağlığı

110

106

Ekranların sempatik ve yakışıklı yüzü

Interview

Gurme

Travel

Lezzet Durağı

Zinde kalmak için 4 hareket Fitness

86 DÜNYANIN EN GÖZDE YENİ YIL BAŞKENTLERİ

124 Color of Life

03-130.indd 13

WILO, SUDA İZ BIRAKAN FOTOĞRAFLAR

95

İstanbul’da Geleceğin Moda Tasarımcılarıyla Tanışın!

11/28/13 9:30 PM


NEWS

OUTDOOR SPOR TUTKUNLARININ BİR NUMARALI ADRESİ INTERSPORT Dünyanın en büyük spor perakendecisi olan Intersport; The North Face, McKinley, Columbia, Jack Wolfskin, Helly Hansen gibi dünyaca ünlü outdoor markalarının tekstil ve aksesuar ürünlerini outdoor tutkunlarıyla buluşturuyor. Intersport; trekking, dağcılık, snowboard, doğa bisikleti gibi outdoor sporlarıyla ilgilenenlerin ya da günlük yaşamında outdoor modasına uyanların bir numaralı adresi olmaya devam ediyor. Adrenalin dolu spor dallarına ilgi duyanların A’dan Z’ye tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri Intersport mağazaları, bu kış, outdoor sporlarının 14

03-130.indd 14

POWERBOATS&YACHTS

en kaliteli ürünlerini sporseverlerin beğenisine sunuyor. İster günlük hayatınızda ister en heyecanlı anlarda yanınızda Çadır, baton, pusula, ihtiyaca uygun farklı boyut ve özelliklerlede sırt çantaları, kafa lambası, tekstil ürünleri, mataralar ve tabi ki teknik özellikli, uzun yürüyüşlere uygun ayakkabılar. Macera

dolu doğa sporlarından, doğayla iç içe yapılan yürüşyüşlere kadar geniş bir yelpazede ürünler sunan Intersport, günlük yaşantısında outdoor felsefesini benimseyenleri de unutmuyor. Intersport, dünyanın en ünlü markalarını spor tutkunlarıyla buluşturuyor. www.intersport.com.tr

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:01 PM


ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 15

15

11/28/13 9:01 PM


NEWS

Maosai Performance Levent

Makinaların gücüyle değil, doğru rehber eşliğinde insanın kendi vücudundaki sınırları fark ettiği bir antrenman düzenini savunuyor.

İstanbul

Levent’te özel bir villada Kasım ayı itibariyle hizmet vermeye başlayan Maosai Performance; gürültülü, kalabalık ve devasa spor salonlarından ya da son dönemde sıkça gördüğümüz pilates ve yoga stüdyolarından ayrılıyor. Bu butik stüdyo; alışılmış antrenman kavramların dışında ve bugüne kadar sunulan standart spor aktivitelerinden farklı olan, kişiye göre özelleştirilmiş ve ihtiyaçlara göre tasarlanmış antrenmanı yaratıyor. İlker Özmen ve Ali Maosai ortaklığında kurulan Maosai Performance stüdyosunun konseptini; klasik ve tekdüze hareket ve antrenman metodu olarak sıkça karşılaşılan, sadece makinalar kullanarak yapılan ve 16

03-130.indd 16

POWERBOATS&YACHTS

çoğu zaman verim oranları yüzeysel kalan antrenman stilinin “zıttı” olarak açıklamak mümkün. Markanın sportif direktörü ve kurucu ortaklarından Ali Maosai spor sektörünün yakından tanıdığı bir isim. Ali Maosai; 7 yaşında başlayan spor hayatını, önde gelen spor kulüplerinde yöneticilik yaparak deneyimlerini genişletmeyi başarmış. Antrenmanın sistematik değil, asimetrik olarak yapıldığında gerçek anlamda etkili olacağı felsefesiyle hizmet veren stüdyo; doğru bir rehber eşliğinde insanın kendi vücudundaki sınırları ve kendi gücünü fark edebileceğini öğretiyor. Maosai Performance stüdyosunda her yaştaki bireyin fit olabileceği

düşüncesi ile hareketleri doğru biçim ve tekniklerle entegre ederek herkese uyarlamak konusunda uzmanlaşmış bir eğitmen kadrosu var. Bu kadro; her biri alanında uzman, milli sporcu unvanını kazanmış, sporun içinde büyümüş, sporcu antrenörlüğü yapan, gerek Türkiye’de gerekse de Avrupa ve Amerika kıtasında eğitim almış isimlerden oluşuyor. Ekibin şu anda Levent’teki stüdyoya, yakın dönemde Anadolu Hisarı ve Ataşehir şubelerinin de eklenmesi üzerine planları var. İletişim için: (0212) 281 81 45 Maosai Performance 4. Levent (Akağaç Sokak No:12/ İstanbul

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:01 PM


ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 17

17

11/28/13 9:01 PM


NEWS

BELL 429 HELİKOPTERLER MONACO YACTH SHOW’DA GÖZ KAMAŞTIRDI Bell

Helicopter sınıfının en hızlı ve en konforlu helikopteri Bell 429’u Monaco Yacht Show’da müthiş bir parti ile tanıtarak etkinliğe damgasını vurdu. 429’u büyük bir yat üzerine indirerek, dikkatleri üzerinde toplayan Bell 429, Monaco’da da tam not aldı. 429’lar, bakım maliyetlerinin düşük oluşu, hızı, havacılık otoriteleri tarafından yapılan sarsıntı testlerinden üstün 18

03-130.indd 18

POWERBOATS&YACHTS

başarıyla geçmesi ile dikkat çekiyor. Dünyada, VIP olarak konfigüre edilen modeller arasında en fazla tercih edilen modellerden olan Bell 429, kusursuz havada kalma performansı ve ileri teknolojili kokpitiyle yatlara bile kolaylıkla iniş yapabiliyor. Geniş kabini ve istisnai hızıyla müşterilerini memnun eden model, Saran Holding’e bağlı Saran Havacılık tarafından Türkiye’de satışa

sunuluyor. Türkiye distribütörlüğünü Saran Havacılık’ın yaptığı Bell Helicopter, Monaco Yacht Show 2013’te en çok talep gören modeli Bell 429’u Avrupalı VIP müşterileri ile buluşturdu. Saran Holding tarafından Türkiye’de ilk olarak Emniyet Genel Müdürlüğü’ne satışı gerçekleştirilen Bell 429 sınıfının en konforlu, en güçlü ve en hızlı modeli olarak dikkatleri üzerine çekiyor.

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:01 PM


ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 19

19

11/28/13 9:01 PM


NEWS

Yasemin Dalkılıç ve CANTEK, Doğa için ‘Enerjini Doğru Kullan’ Projesinde Buluştu Yasemin

Dalkılıç uzun süre ara verdiği dalışlarına “Enerjini Doğru Kullan” sloganıyla enerji tasarrufu konulu sosyal sorumluluk projeleri yapan Cantek sponsorluğunda geri döndü. Proje kapsamında Dünya Serbest Dalış Şampiyonu Yasemin Dalkılıç’la, “Dünyanın İnanılmaz Dalışları” adlı 6 bölümlük belgesel dizi çekiliyor. Soğutma sektöründe verimli enerji kullanımı konusundaki öncü Ar-Ge yatırımlarıyla öne çıkan ve dünya soğutma sektörüne %72 enerji tasarruflu “akıllı soğutma makinesi” kavramını kazandıran Cantek, 21. yılında ‘Enerjini Doğru Kullan’ projesini hayata geçirdi. Kamuoyunu enerji tasarrufuyla ilgili bilinçlendirme projesinin 2. ayağında Cantek, bayrağını Everest’in zirvesine diken Nasuh Mahruki’den, tek nefesle derin denizlere inen Yasemin Dalkılıç’a aktardı. Her iki sporcunun da ortak özellikleri yaptıkları sporun başarısının, bedensel enerjilerini en tasarruflu şekilde 20

03-130.indd 20

POWERBOATS&YACHTS

kullanmalarına bağlı olması. 9 Dünya Serbest Dalış Rekoru olan Yasemin Dalkılıç ve Cantek “Dünyanın İnanılmaz Dalışları” (The Amazing Dives of the World) belgeseli ile aynı zamanda okyanusların derinliklerini, gizemini ve ekosistemdeki sorunlar yüzünden kaybolmaya yüz tutmuş okyanus canlılarını insanoğlunun dikkatine, bilgisine ve hafızasına kazandırmayı amaçlıyor. Bu konuda Yasemin Dalkılıç projeye başlama fikrini şu cümlelerle özetliyor: “Beş milyar yıl önce, gezegenimiz henüz genç dönemlerini yaşarken, volkan dağları patladı ve atmosferimize bulutlarla nemini bıraktı. Sonrasında ise dünya soğudu ve buhar suya dönüştü, iki milyon yıl boyunca hiç durmaksızın yağmur olarak yağdı. Sonunda ise, okyanuslar oluştu ve onlarla mucizevî bir şekilde hayat başladı. Yaşayan her varlık, insanoğlu da dâhil olmak üzere, kendi geçmişine baktığında kökenlerini o sıvı boyutta bulabilir. Dahası, şu andan en fazla 50 yıla kadar bizler okyanuslarda yaşayan

tüm varlıkları yitirmiş olacağız. Dolayısıyla, benim yeni doğmuş kızım hiçbir zaman canlı olarak bir balinayı, bir yunusu ya da bir mercan kayayı yaşayamayacaktır. Bundan dolayı, ben bu varlıkları yakalamak ve mucize hallerini onlar henüz yok olmadan kızım için saklamak istiyorum.” Grand Bahama’dan sonra Andros ve New Providence adaları arasında yer alan “Okyanusun Dili” adı ile bilinen ve tamamen labirentlerden oluşan derin alış noktasına serbest dalış denemesi yapan Yasemin Dalkılıç burada belgeselin “The Performance Challenge” adı verilen en zor bölümünü gerçekleştiriyor. Zor bir serbest dalış denemesi yapan Yasemin Dalkılıç, tropik fırtına “Chantal”ın yaklaşması ve şartların kötüleşmesi yüzünden çekim sonrası bölgeden aceleyle ayrılmak zorunda kalıyor. Dalkılıç, Bahamalar’la ilgili, doğal güzelliğine hayranlık duymakla bir parça endişe karşımı bir duyguya sahip olduğunu belirtti ve “Çünkü insanların düşüncesizce doğaya verdiği zarara bu çok ücra yerde bile şahit olmak mümkün.” diye ekledi.

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:01 PM


ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 21

21

11/28/13 9:01 PM


NEWS

Çırağan Palace Kempinski İstanbul yeni yılı akıllara kazınacak hazırlıklarla karşılıyor Muhteşem

Boğaz manzarası eşliğinde Türk ve dünya mutfaklarının en iyi örneklerini sunan Laledan Restoran, enfes brunchlarıyla yeni yıl neşesini Aralık ayında başlatıyor. 1, 8, 15 ve 22 Aralık 2013 tarihlerindeki brunchlarda küçükler de unutlmadı; karınları doyduktan sonra enerjilerini, içinde top havuzu, kaydırak, Play Station ve çeşit çeşit çizgi filmlerin bulunduğu çocuk odasında atacaklar. Şehrin çikolata ve pasta cenneti Gazebo Lounge, 1, 8, 15, 22 Aralık 2013 tarihlerinde açık büfe Akşamüstü Çayları’nda misafirlerini, sandviçlerden özel arabasında servis edilen el yapımı kol ve su böreğine, İngiliz çöreği Scon’lara, yedikçe daha çok canınızın isteyeceği ev yapımı çikolatalara, pastalara, özel çaylar ve taze çekilmiş keskin kokulu kahveler eşliğinde ağırlamayı bekliyor. Yetenekli genç konservatuar öğrencisi Deniz Bıçak’ın piyano ezgileri de akşamüstü çaylarına eşlik edecek. 22

03-130.indd 22

POWERBOATS&YACHTS

Kentin Boğaz manzarası ve tatlılarıyla en meşhur mekanlarından Gazebo Lounge, 24 ve 25 Aralık 2013 tarihlerinde misafirlerine, özel Noel Akşamüstü Çayı sunuyor. Piyano eşliğinde keyfi çıkarılacak Akşamüstü Çayı açık büfe olarak gerçekleşecek. Dört aşamalı özel Noel akşam yemeği Laledan Restoran’da, Boğaz’a karşı, canlı piyano performansı eşliğinde 24 ve 25 Aralık 2013 tarihlerinde gerçekleşecek. Özel Noel menüsünün yanı sıra alakart menü seçeneği de bulunmakta. Tuğra Restoran & Lounge, Laledan Restoran, Gazebo Lounge ve Enderun Balo Salonu geceye neşe katan canlı müzikleri ile yeni yıla girecek. Ödüllü Tuğra Restoran & Lounge’un Gala Yemeğinde Saray’ın büyülü atmosferinde canlı müzik eşliğinde tadılacak körpe rokalar, damla sakızı sosu ve susam gevreği ile servis edilen Istakoz ve Rezeneli Papaz Yahnisi’nden deniz börülcesi ve taze kuşkonmaz ile servis edilen safran esanslı Karadeniz Kalkanı’na ve trüf mantalı Kuzu Sırtı’na, beş aşamalı menüden

oluşan iddialı lezzetler bir kadeh hoş geldin köpüklü şarabı, su, soda, kahve... Laledan Restoran, Gazebo Lounge ve Enderun Balo Salonu’nunda canlı müzik eşliğinde beş aşamalı menülerden oluşan Yılbaşı Gala Yemekleri birbirinden cazip. Narenciye ve zencefil sosu ile Orkinos Carpaccio, trüf mantarlı berrak et suyu ile Kaz Ciğerli Ravioli, karamelize edilmiş kayısı ile Istakoz Kuyruğu, Şampanyalı Nar Sorbesi gibi tadları bulunduran bu eşsiz mekanlar yeni yıl ihtişamını unutulmaz lezzetlerle sunuyor. Bir kadeh hoş geldin köpüklü şarabı, su, soda, kahve... Tüm bir yılı geride bıraktıktan sonra yepyeni bir yıla taze bir başlangıç yapmak isteyen misafirler için Enderun Balo Salonu’nda yapılacak Yeni Yıl Brunch’ı canlı müzik eşliğinde 12.00’den 16.00’ya gerçekleşecek. 200’den fazla lezzetin sunulacağı bu özel Yeni Yıl Brunch’ı Bir kadeh hoş geldin köpüklü şarabı... Rezervasyon için (0212) 236 73 33

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:01 PM


ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 23

23

11/28/13 9:01 PM


NEWS

DUFOUR YACHTS yeni amiral Gemisi 560 Grand Large

Dufour

Yachts Grand Large serisinde şimdiye dek ürettikleri en büyük yatları üzerinde çalışıyorlar. Yeni 560 Grand Large ın dünya lansmanı 14-24 Şubat 2014 tarihleri arasında CNR Avrasya Boatshow da TUR MARİN ile birlikte yapılacak. bu aynı zamanda Dufour Yacht 50 yıl kutlama yıl hediyesi. Toplam boyu 16,30 olan yeni tekne görsel olarak Grand Large serisinin DNA’sını taşıyor. Belirgin Gövde çizgisi, gövde üzerinde büyük ve uzun camlar, geniş kokpit alanı, geniş arka platformu ve düz güverte yapısı ile tam bir Akdenizli. 500 Grand Large’a çok benzesede 24

03-130.indd 24

POWERBOATS&YACHTS

önemli farklar var. Küçük 500 modelinde sürgülü olan Asimetrik baston bu modelde demir locası ile birlikte gövdeye bütünleşmiş, aynı zamanda hem demiri barındırıyor hem de basamak görevi görüyor. %106’lık Standart Genova’ya alternatif olarak Selftack Ray sistemi sunulmaktadır. Yeni olan, Dufour’da bir ilk, arkada katlanır Yüzme platformu arkasında Tender için Garaj barındırmaktadır. Tek kanatlı dümen palasını belirgin bir şekilde ön tarafta monte edildiğinden dolayı geniş bir Bot Garajı tasarlanabilmiş. İç tasarımda Dufour 500 GL’den bildiğimiz işlevsel fonksiyonlar ayrıştırılmış. Mutfak

baş kabin önünde enlemesine boydan boya yer alıyor. Çok geniş ergonomik ve kullanışlı. Salondan tamamen bağımsız. Bu şekilde bölme teknenin iç kısmında yeni bir “geniş alan” hissi vermektedir. Master ön kabinde tekne sahibinin tercihine göre farklı kombinasyonlarda yerleşim yapılabilmekte. Burunda ayrıca tam donanımlı bir gemici kabini yer alıyor. İletişim: TUR MARİN +90 (212) 257 02 03 www.turmarin.com.tr

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:01 PM


ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 25

25

11/28/13 9:01 PM


NEWS

Gulf Craft - Majesty 155 Sınırlar Ötesi Bir Yaşam Gulf

Craft, Monaco Yacht Show’da Majesty 155 için heyecan verici yeni iç tasarım konseptini görücüye çıkardı. Yan balkonlar, özel beach club ve iç mekandaki çeşitli yenilikler, Gulf Craft’ın 40 metre üzeri süper yatlar alanındaki usta tasarımlarını gözler önüne seriyor. Gulf Craft, Monaco Yacht Show 2013’ün ilk gününde, halen yapım aşamasındaki en büyük süper yatı Majesty 155 için geliştirilen heyecan verici yeni iç tasarım konseptinin detaylarını tanıttı. Dünyanın seçkin yat üreticileri arasında yer alan ve 45 metre üzeri kompozit süper yatlar inşa etme kapasitesine sahip olan Gulf Craft, form ve fonksiyonu maksimize eden yenilikçi mekan tasarımlarıyla sektörde nasıl fark yaratan bir oyuncu olduğunu ortaya koydu. Şirketin COO’su Erwin Bamps, Monaco’daki basın toplantısında şöyle konuştu: “Bu proje birçoklarınca Gulf Craft’in son yıllarda Majesty 125 ve Majesty 135 modellerini lanse ederek genişlettiği ürün gamında bir sonraki doğal adım olarak görülecek; bununla birlikte Majesty 155 kompleks mühendislik alanında ciddi bir sıçrayışı yansıtıyor ve tersanemizin bugün sahip olduğu dizayn çözümlerini ve işçilik kalitesini ortaya koymak için büyük bir fırsat sunuyor.” Bamps, “Son birkaç yılda süper yat pazarında gerek üreticiler, gerekse alıcılar açısından çok ilginç gelişmeler yaşandı. Yat üreticilerinin sağlam bir geçmişe, pazarın istediği tasarımları ve 26

03-130.indd 26

POWERBOATS&YACHTS

kaliteyi sunabilecek kapasite ve kaynaklara sahip olanlarla konsolide olduğu görülürken, yat müşterileri arasında daha büyük boyutlu yatlara yönelik isteğin artması da dikkat çekti. İnsanlar giderek daha bireysel ve dikkat çekici tarzları arıyor. İşte biz de bu nedenle pazardaki değişen taleplere yanıt veren yeni süper yat konseptlerini sıfırdan tasarladık ve titizlikle uygulamaktayız,” diye ekledi. Gulf Craft’ın yakın zamanda lanse ettiği ürünler arasında “su üstünde yaşam” konseptine vurgu yapan ve lüks bir apartman dairesini andıran tasarım unsurlarını öne çıkaran Gulf Exp yat serisi de bulunuyor. Gulf Craft’ın bugüne kadarki en büyük ve en yeni yatı Majesty 155’te dış ve iç tasarımı sınırlar ötesi bir yaşam için birleştiren benzer dizayn unsurları benimsenmiş. İç mekanı doğal ışığa doyuran geniş pencereler, panoramik manzaralar sunuyor. Arka güverteler, açık havada yaşamak için tasarlanmış; yine kıçta yer alan beach club’da su sporlarından sonra dinlenmek çok keyif verici. Master kamara ve salonun balkonları, iç mekana daha da fazla ışık ve hacim katıyor. Gulf Craft’ın süper yatları, omurgasından başlayarak tamamıyla küresel müşteri tabanı dikkate alınarak tasarlanıyor ve inşa ediliyor. “Yatlarımız, ekstrem hava şartları ve çalışma koşullarıyla rahatlıkla başa çıkabilecek özelliklere ve çok daha fazlasına sahip. Bu özellikler arasında kavurucu tropik sıcaklarda rahatlatacak üstün nitelikli

soğutma kapasitesinin yanı sıra uygun servis noktalarına oldukça uzak kalınan okyanus geçişlerinde endişe kaynağı olabilecek arızaları en kısa sürede gidermek için makine bölmelerine kolay erişim sayılabilir. Majesty yatlarımız, taşıyıcı ve fonksiyonel tekneler alanındaki engin deneyimizin getirdiği sağlamlıklarıyla gerek günlük geziler gerekse uzun yolcuklar için yat kiralayanlardan büyük ilgi görüyor. Tüm teknelerimizin kaptanları ve mürettebatı için daha konforlu kullanım ve seyir sağlamak amacıyla her gün çabalarımızı sürdürüyoruz,” diyor Bamps. Şirket geçtiğimiz aylarda yaptığı planlı bir yatırımla yenilikçi mühendislik çözümlerini, üretim süreçlerinde daha fazla otomasyona geçmeyi ve kendi bünyesindeki işçiliği geliştirmeyi hedefliyor. Bamps son olarak, “Majesty 105 ve Gulf 75 Exp gibi daha yeni modellerimiz, yaşam alanlarının ve dış mekanların akılcı kullanımı, daha esnek ve interaktif oturma düzeni, eğlence konfigürasyonları gibi özellikleriyle genel olarak daha iyi bir deneyim sunuyor. Yeni Majesty 155 aynı fonksiyonları ve dizayn estetiğini daha büyük ölçekte barındırıyor. Bu süper yatın Gulf Craft’i taşıdığı yön bizi çok heyecanlandırıyor ve 2015’te tamamlandığında gerçekten olay yaratmasını bekliyoruz,” diyor. Gulf Craft, Majesty 105’i 25-28 Eylül tarihleri arasındaki Monaco Yacht Show 2013’te sergiledi.

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:01 PM


ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 27

27

11/28/13 9:01 PM


NEWS

EMSALSİZ ŞIKLIĞIN ADI; ZENITH CAPTAIN CENTRAL SECOND

İşviçre

’nin lüks saat markası Zenith, Captain Central Second serisiyle kusursuz tasarım örneklerine bir yenisini daha ekliyor. Zenith’in göz dolduran Captain serisi, sade ve şık tasarımıyla lüks tutkunu erkeklerin gözdesi olacak. Emsalsiz şıklığın, lüksün ve zarafetin buluştuğu Zenith, Captain Central Second serisi ile saat tutkunlarına estetik güzelliğin örneğini sunuyor. Klasik modellerden vazgeçemeyenler için oldukça şık bir

görünüme sahip seri, sade ve özgün tasarımı ile göz kamaştırıyor. Zenith’in lüks anlayışına farklılık kazandıran Captain Central Second serisi, özellikleri ile Zenith tutkunu erkekleri büyülüyor. Zenith, kahverengi timsah derisi kayış ve 40 mm çapındaki çelik kasası ile kaliteden ödün vermiyor. Pembe altın kadrana sahip Captain Central Second seri, 5 ATM basınca kadar su geçirmezlik özelliği, saat 6 yönünde tarih göstergesi ve safir kristal camı ile saat tutkunu erkeklerin vazgeçilmezleri arasında yerini alıyor.

Nacar Trendy Serisi İle Yeni Yılda Göz Kamaştırın

Konyalı

Saat, kadın ve erkeklere özel koleksiyonları ile saatte modanın öncüsü olmaya devam ediyor. Nacar yeni yılda Trendy Man serisi ile klasik tarzını ön plana çıkarmak isteyen erkeklere seslenirken, Trendy Lady serisi ile gösterişi seven kadınların bileklerini süslüyor! Nacar, bu yılbaşında kaliteden vazgeçmeyerek şık olmak isteyenlere hitap ediyor. Nacar’ın farklı tasarımıyla dikkat çeken Trendy Man serisi, saat ile şıklık yakalamak isteyen erkeklere iyi bir alternatif oluyor. Seri, Quartz çok fonksiyonlu makine, 5 atm su basıncına dayanıklı 41 mm paslanmaz çelik kasaya sahip. Saatte kullanılan mineral cam ise 28

03-130.indd 28

POWERBOATS&YACHTS

saatinizi olası çizilmelere karşı koruyor. Nacar Trendy Lady, taşlarla süslenmiş şık kadran tasarımıyla bu yılbaşında hem kendinizi hem de sevdiklerinizi mutlu etmek için hazırlanıyor. Görselliği ve fonksiyonel özellikleri ile dikkat çeken Nacar Trendy Lady serisi, Quartz makine, 5 ATM su basıncına dayanıklılığıyla kendini kanıtlıyor. Seri, altın sarısı ve gümüş renklerinden tasarlanan kayışı ve pırlanta taşlı kadranıyla şıklığınıza şıklık katıyor. Bu yeni yılda hem kendinizi hem sevdiklerinizi ödüllendirmek istiyorsanız, Nacar’ın şıklığınızı yansıtacak Trendy Man ve Trendy Lady saatleri ile Konyalı Saat Mağazaları’nda sizleri bekliyor.

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:02 PM


ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 29

29

11/28/13 9:02 PM


NEWS

Mazu Yachts 2011 yılından bu yana müşteriye özel coldmolded yöntemiyle open ve hard top tekneler üreten Mazu Yachts imalatını taşıdığı yeni hangarıyla üretim adedini ve kalitesini en üst seviyeye taşımayı hedefliyor. Aynı zamanda özel refit projeleride uygulanan tersane müşterilerine eşsiz restorasyon projelerinde de hizmet veriyor. Mazu Yachts ın üretim Hangarı 1000 m2 kapalı 300 m2 açık alanı ile en mükemmeli yaratmak için her türlü 30

03-130.indd 30

POWERBOATS&YACHTS

teknoloji ve olanağa sahip. Üretim alanına hakim konumları ile teknolojiyi, tasarımı ve işlevselliği bir araya getiren tasarım ofisleri tasarımcıların tasarımlarını yaparken aynı zamanda imalatı da takip etmelerine olanak sağlıyor. Mobilya atölyesi her biri müşterisine özel üretilen mobilyaların tozsuz ortamda ve müthiş bir hassasiyetle üretilmesine olanak

sağlıyor. 200 m2 lik kuru boya atölyesi ise Mazu Yachts’ın en hassas olduğu mükemmel son kat boyaların atılması için çok sağlıklı bir ortam oluşturuyor. Sıra dışı çizgisi ve iç tasarımı tamamen müşterisine özel üretilen Mazu Yachts yeni üretim atölyesinde siz zarif ve zevk sahibi insanları bekliyor. www.mazuyachts.com

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:02 PM


ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 31

31

11/28/13 9:02 PM


MARINA

Karpaz Gate Marina en prestijli ödüle sahip oldu Karpaz Gate Marina Kıbrıs’ta Altın Çıpa (Gold Anchor) statüsüne ulaşan ilk marina oldu. Marina, The Yacht Harbour Association (THYA) tarafından en prestijli derece olan 5 Altın Çıpa’ya layık görüldü.

Karpaz

Yarımadası’nda bulunan, 300 tekne kapasiteli lüks marina, çok titiz ve kapsamlı bir değerlendirme sürecinin ardından, bir marinanın alabileceği en yüksek payeye hak kazandı ve sadece en üstün tesisler ve hizmet kalitesine sahip olanların girebildiği, dünyanın en seçkin marinaları arasındaki yerini aldı. Sea-Alliance Grup tarafından yönetilen Karpaz Gate Marina, kısa sürede ulaştığı

32

03-130.indd 32

POWERBOATS&YACHTS

standartlar sayesinde, bir marinanın alabileceği en yüksek ve en prestijli derece olan 5 Altın Çıpa’ya layık görüldü. The Yatch Harbour Association (THYA) tarafından yapılan oldukça titiz ve kapsamlı bir değerlendirme sürecinin ardından, Karpaz Gate Marina, 5 Altın Çıpa (5 Golden Anchor) statüsüne ulaşan Kıbrıs’taki ilk marina oldu. Karpaz Gate Marina, bağlı olduğu SeaAlliance Group’un hem sektöre, hem de

yat sahiplerinin ihtiyaç ve gerekliliklerine ilişkin geniş tecrübesinden yararlanma imkanına sahip. Sea-Alliance Direktörü Roy Klajman, “Bu ödüle ulaşmak için gereken ayrıcalıklı standartları sağlayan ekibimizle büyük gurur duyuyoruz. Bu ödül Karpaz Gate Marina için önemli bir kilometre taşıdır. Ayrıntıya gösterdiğimiz özen ve marinayla ilgili herkesin katıldığı kapsamlı eğitimler, gelecekteki diğer projeler için de bir model oluşturdu” dedi.

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:02 PM


El değmemiş Karpaz Yarımadası’nda 2011 yılında açılan Karpaz Gate Marina, THYA’nın hazırladığı parlak raporda ‘büyüleyici ambiyansı’ ve ‘en üst seviyede hizmetleri’ açısından methedilirken, marina çalışanları da misafirperver ve profesyonel tutumları nedeniyle övgüye layık görüldüler. Marina’nın yeni bir yatçılık destinasyonunu ve Kuzey Kıbrıs’ın büyük ölçüde el değmemiş bir bölgesini, ziyaretçilere ve tekne sahiplerine tanıtmak için mükemmel bir üs sağlayan Doğu Akdeniz’deki konumundan kaynaklanan benzersiz niteliklere sahip olması da Altın Çıpa değerlendirme özetinde önemle belirtilen diğer bir

husus oldu. Kuzey Kıbrıs’ın ilk modern marinası Karpaz Gate Marina, 5 metreden 55 metreye kadar teknelere ev sahipliği yapabiliyor. 12 metreye kadar tekneler parmak iskelelere bağlanabilirken, 12 metrenin üstündeki tekneler ise tonoz sistemi ile bağlama yapabiliyor. Süper yatlar ise tonoz ile kıçtan kara bağlanma veya rıhtıma bordalama imkanına sahip. Tekne bakım ve onarım işlemleri için 18.000 metrekarelik bakım onarım sahası da içeren tekne bakım tesislerinde, 45 metre boy ve 10 metre genişliğe kadar tekneleri kaldırma kapasitesine sahip 300 tonluk bir gezer vinç de bulunuyor. 2013 sezonunda önemli bir yenilik

olarak, Karpaz Gate Marina, hemen yanında uluslararası bir beach club açmıştı. Bölgenin kalbinde ideal konumda bir marina – Karpaz Yarımadası’nın berrak sularını, el değmemiş koylarını ve ıssız kumsallarını keşfe başlamak için mükemmel bir yer. Barları, beach club’ı, kafeleri, restoranları, yat marketi, yat tamiri ve duty-free alışveriş olanakları ile Marina oldukça heyecan verici. Ayrıca, iç kesimlerde, çam ormanlarıyla kaplı dağları, sakin köyleri, büyüleyici tarihi kentleri, eski çağlardan kalma güzellikleri ve misafirperver halkıyla Kuzey Kıbrıs’ın güzellikleri sizi bekliyor... ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 33

33

11/28/13 9:02 PM


ADVERTORIAL

Acaba hangi

Devialet size göre?

Devialet

’in 110 ve 170 isimli yepyeni amplifikatörleri aklınızı başınızdan alacak kadar harika! D-Premier modelinin yeni versiyonu olan Devialet 240 ise, her müzikseverin rüyasını süsleyecek cinsten… Yeni Devialet 110, ADH® (Analog Digital Hybrid) teknolojisi, son derece kolay kullanımı, yükseltme imkânı ve görkemli tasarımıyla evinizin dilediğiniz köşesine uyum sağlayabiliyor. Yeni Devialet 170, analog ve dijital giriş/çıkışları, tartışılmaz gücü ve kişiselleştirilebilen ayarlarlarıyla odyofillerin gönlünü fethediyor. Devialet D-Premier modelinin yeni versiyonu olarak tarihe geçecek olan Devialet 240 ise, 500 Watt gücünde mono-blokları, nefis alüminyum gövdesi ile neredeyse 34

03-130.indd 34

POWERBOATS&YACHTS

diyecek söz bırakmıyor. Devialet’in beyin kapasitesini borçlu olduğu ADH® (Analog Digital Hybrid) teknolojisi, patentli, son derece doğrusal A class amplifikatörü, müzikal sonuçlar veren sekiz D class dijital amplifikatör ile birleştirilmiş. Devialet’in bu buluşu ise, patentli teknolojik ürünler arasında oldukça dikkat çekici bir yere sahip. Devialet, tüm cihazlarını kullanıcıların güncellemelerini kolayca yapabilmesini amaçlayarak tasarlamış. Kendi kullanım özelliklerinize göre adapte edebileceğiniz sisteminizin ses çıkış gücünü ayarlayıp, dijital ya da analog bağlantılarınızı konfigüre edebilir, ses filtreleri uygulayabilir ve tercihlerinizi belirleyebilirsiniz. Tüm adımlarda kullanıcıya yol gösteren online konfigürasyon modülü sayesinde

gelişmiş ayarları bile son derece kolay bir şekilde uygulayabilirsiniz. Devialet AIR Tüm dünyada kabul gören buluşları, kendi alanındaki son jenerasyon cihazlar arasında tartışmasız üstün performansları ile 21 ayrı uluslararası ödülün sahibi olan Devialet; tüm kaynak sistemler ile uyumlu bir şekilde çalışabiliyor. Şu an gezegendeki en gelişmiş streaming teknolojisi olarak gösterilen Devialet AIR (Asynchronous Intelligent Route) teknolojisi sayesinde, bilgisayarda var olan bir ses dosyasını çalmadan önce amplifikatörün içindeki master clock ile ses dosyası yeniden diziliyor ve böylece en kusursuz şekilde çalabiliyor. Bit’lerin

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:02 PM


reprodüksiyonu sayesinde, dijital jitter’a gerek duymadan, tüm formatlarda ilk kez 192 kHz/24 bit sonuçlara ulaşabiliyor. Tüm bunlara ek olarak, kullanmakta olduğunuz akıllı cep telefonunuzdan da kumanda edilebiliyor. Analog tutkunları için Phono katı sayesinde plak tutkunlarını da sevindiren Devialet mühendisleri, RIAA standartlarının daha önce ulaşamadığı sonuçlarla karşımıza çıkıyorlar. Hatta plaklarınızı192 kHz ve ötesinde

Sesin ruhu

ripleyip, dijital ses dosyası olarak kaydedebilmenizi sağlıyorlar. Wireless Bilgisayarınızda, cep telefonunuzda ya da tabletinizde bulunan müzikleri Wi-Fi yoluyla çalabilen Devialet, geleneksel (Airplay ya da Bluetooth) uygulamalara benzemiyor. Devialet AIR, müziğin doğasına duyduğu saygıyla ithafen, transfer esnasındaki sihirle, müziği son derece yüksek çözünürlüklerde dinlemenizi sağlıyor.

2013 yazında 3 ayrı yeni modelini piyasaya süren Devialet, bu modelleriyle dünya Hi-Fi dergilerinin kapaklarında yer almaya başladı. Siz hangi modeli seçerseniz seçin, Devialet tüm kullanıcılarına

her türlü modifikasyon imkânı, yeni software entegrasyonu ve yeni elektronik kart temini sağlıyor. Acaba hangi Devialet size göre? Artık karar vermenizin tam zamanı…

www.extreme-audio.com ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 35

35

11/28/13 9:02 PM


COVER STORY

Azzurro

, İtalyanca mavi demek. Adıyla uyumlu biçimde iki yıldır mavi sularda süzülen, hız ve tasarım tutkunlarını denizle buluşturan katamaran tekneleri piyasaya sunuyor. İki tane katamaran sürat teknesi tasarımı yapıp ardından İstanbul’daki Boat Show’a katılan Azzurro Şirketler Grubu; ABD, İtalya, Yunanistan, Güney Kıbrıs, Birleşik Arap Emirlikleri ve Belçika’dan oluşan altı ülke ile satış anlaşması imzalamış ve seri üretime başlamış. Şu anda Azzurro tekneleri 36

03-130.indd 36

POWERBOATS&YACHTS

aynen şirket gibi dinamik, 16 kişilik bir ekibin elinden çıkıyor. Bu ekip, Bodrum Göltürkbükü’nde bulunan fabrikada, İstanbul Anadoluhisarı ve Levent’teki satış ofisinde tam adıyla ‘Azzurro ZR9’ katamaran teknelerin üretimi ve pazarlamasıyla ilgili faaliyet gösteriyor. Yılın son aylarıyla birlikte İstanbul Tuzla’da açılan ikinci bir fabrika ise bu hızlı tempoya dahil oldu. Markanın yaratıcısı İlker Özmen aynı zamanda tasarım grubunun da başında yer alıyor. Makine kullanılmadan el

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:02 PM


Mavi sularda süzülen bir tasarım harikası:

Azzurro ZR

Azzurro Şirketler Grubu, tekne tasarımı ve üretimine odaklanan dinamik ve yenilikçi bir Türk şirketi. Farklı faaliyet kollarına rağmen şirketin temel yapı taşı tekne tasarımı ve üretimi. Çünkü ekibin mesaisinin büyük kısmı el işçiliğini konuşturan, orijinal tasarımlı, renkli ve crème de la crème tabakanın parmakla gösterdiği teknelerin yapım sürecine ayrılıyor.

ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 37

37

11/28/13 9:02 PM


COVER STORY

Azzurro Yönetim Kurulu Başkanı İlker Özmen, “İlk günden beri hızlı, estetik görünümlü olduğu kadar aidiyet hissi uyandıran ve kişisel tatmin duygusu sunan tekneler üretiyoruz. Değişen müşteri talepleri, gelişen teknoloji bizi daha da motive ediyor. Güne, ‘Bugün dünden daha iyisini yapabiliriz’ düşüncesiyle başlıyoruz. Şu ana kadar elimizden çıkan ve en beğendiğimiz Azzurro teknesini soracak olsanız cevabımız; ‘bir sonraki’ olacaktır.

yapımı hazırlanan Azzurro ZR9’larda iç tasarımda öne çıkan deri ve kumaşlarda yüksek standartlara uygun ithal malzemeler kullanılıyor. Azzurro ekibi, kendi içlerinde belirledikleri tasarıma sadık kalmak adına 6 gövde rengi alternatifinin dışına çıkmıyor. İç döşemeler ve aksesuarlar ise müşterinin seçtiği dış renge göre uygun 38

03-130.indd 38

POWERBOATS&YACHTS

alternatiflerle tasarıma giriyor. Kendi deyişleriyle ekip; estetik olmayan ve Azzurro ruhunu yansıtmayan tasarım taleplerine, müşterilerin tüm ısrarlarına rağmen yanaşmıyorlar. Bir teknenin baştan-sona üretim ve teslimat süreci yaklaşık 3 aylık bir zaman dilimine yayılıyor. İlk adımda iç mimar

ve tekne tasarımcısı eskizleri hazırlıyor. Sonra devreye mühendisler giriyor, aero ve hidrodinamik hesaplamalar yapılıyor. Tasarım üzerinde gerekli revizeler yapılarak işlevsellik açısından optimum düzeye getiriliyor. Tekne tamamlandıktan sonra ciddi bir kalite kontrol sürecine dahil oluyor ve vidaların aynı yöne bakmasından, dikişlerin

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:02 PM


hizalanmasındaki ince detaylara kadar her tekne, sıkı bir denetimden geçiyor. Ardından işin güvenlik ve suya indirilmesi aşaması var. Farklı dalga boylarında hız ve stabilizasyon testleri yapılmadan müşteriye teslim edilmiyor. Bir teknenin tüm bu süreçten geçmesi 3 aya yakın bir zaman alıyor. Şirket, tekneleri teslim alanların ‘hız tutkusu olan bilinçli kullanıcılar’ olmaları konusunda da özel bir hassasiyete sahip. Dahası, daha önce bu tip tekneleri kullanmamış kişilere kısa ve birebir eğitim programı sunuyor. Zarif tasarımın arka planındaki asıl güce, yani motora gelindiğinde Azzurro ZR9; 10 metre bir tekneye, 250 beygir bir motorla, 90 milden fazla sürat yaptırabilme özelliğine sahip. Motor, tam yolda bir saat çalıştığı zaman sadece 80 litre yakıt tüketiyor. Aslında Azzurro’yu muadillerinden ayıran temel faktörlerden bir tanesi yakıt tüketimi. Ayrıca tek motorlu olduğu için hem bakım masrafları, hem de yakıt sarfiyatı düşük seyrediyor. Dünyadaki yeni nesil şirketlerde sıkça rastlanan cinsten bir kurumsal sosyal sorumluluk vizyonu Azzurro’da da hakim. Müşterilerden farklı bir talep gelmediği durumlarda; şirket, ZR9 teknelerinde çevreci motorların kullanımı konusunda müşterilerine örnek oluyor ve dünya pazarlarında lider sıralarda bulunan, Avrupa Birliği ve ABD Çevre Koruma Kurumu (EPA) dahil, emisyon standartlarına uygunluğu kanıtlanmış motorların tercih edilmesini teşvik ediyor. Özmen, “Sürdürülebilirlik ve çevre kaygılarının yükseldiği bir dönemde karbon emisyonu ve enerji verimliliği gibi konularda farkındalıkla hareket ederek en azından kendi alanımızda örnek olmaya ve benzer bilinci müşterilerimize de aşılamaya çalışıyoruz” diyerek şirketin kurumsal sosyal sorumluluk vizyonunun altını çiziyor. Azzurro, artan talebi karşılamak için 2013’ün son aylarında İstanbul Tuzla’daki ikinci fabrikayı da faaliyete geçirdi. Bu fabrikada aynı zamanda bir AR-GE merkezi oluşturma planlarından da bahsediyor: Merkezdeki laboratuvarda, Azzurro markasıyla sahibine teslim edilen her teknenin, dünyanın neresinde olursa olsun eğer müşteri talep ederse gözlemlenmesi ve teknik problemlerinin öngörülmesi üzerine çalışmalar yapılıyor. Böylece

tekne ve motora zarar verebilecek teknik problemler önceden kullanıcılara bildirilebiliyor ve çoğu zaman engellenebiliyor. Bu sistem; hem müşteri memnuniyeti açısından hem de Azzurro markasını taşıyan teknelerin ömrü boyunca en üst performansta hizmet vermesi amacını taşıyor. Sürdürülebilirlik, inovasyon ve kişiye öze tasarım gibi yeni nesil düşünce kalıplarıyla hareket etmenin avantajları Azzurro’yu sadece Türkiye’de değil dünyada da gözde bir konuma yerleştirmiş görünüyor. Hatta Yunanistan ve Birleşik Arap Emirlikleri, Azurro ZR9’larla sıkça karşılaşabileceğiniz ülkeler arasına dahil oldu bile. Azurro ZR9’lara ayrıca Türkiye karasuları ve sektördeki fuarların yanı sıra; Dubai, Düsseldorf ve Cenova Boat Show’larında ve sahillerinde rastlayabilirsiniz.

Teknik Özellikler: Boy: 10,50m En: 2,70m Ağırlık: 1250 kg Hız: 90mph Yakıt Kapasitesi: 280 lt Motor: 250 hp Evinrude İletişim: AZZURRO www.azzurro.com.tr zr@azzurro.com.tr

ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 39

39

11/28/13 9:02 PM


ONBOARD MEGA YACHTS

İTALYAN YAT ENDÜSTRİSİNİN İNCİSİ

Chopi Chopi Chopi Chopi, İtalyan tersanesi CRN tarafından, 50 yılı aşkın süredir tarihinde yapılmış olan, en büyük “mega yatıdır” ve CRN’nin kendine özgü tüm özelliklerinin yanı sıra, ilk kez, tamamen yat sahibi’ne ait bir güverte bulundurmaktadır.

40

03-130.indd 40

POWERBOATS&YACHTS

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:02 PM


80

metre uzunluğu ve 13,50 metrelik enin oluşturduğu şaşaalı görüntüsü ile “Chopi Chopi” mega yatı, İtalyan tersanesi CRN ve tamamen kişisel beğenilere göre şekillendirilebilen, uzunluğu 40 ile 90 metre arasında değişebilen, çelik ve alüminyumdan üretilen deplasman mega yatların yapımında ve satışında uzmanlaşmış Feretti Group tarafından üretilmiş olan en büyük yattır. M/Y Chopi Chopi, deplasman mega yatı, tamamen Ancona tersanesinde üretilmiştir,

İtalya’da üretilen en büyük yatlardan birisi olan bu yat, 12 Ocak 2013 tarihinde, Ancona’da, halka açık büyük bir tören ile birlikte denize verilmiştir. Bu tekne, 2013 yılında, 50. yıldönümünü kutlamakta olan CRN tarafından üretilen 129. teknedir ve önemli bir dönüm noktası içermektedir: Bu yat, 2010 yılında denize indirilişinden bu yana CRN’nin en iyisi olan “Azteca” tarafından 72 metre olarak belirlenen önceki rekoru da kırmaktadır.

ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 41

41

11/28/13 9:02 PM


TEST GÜNLÜĞÜ MEGA ONBOARD YACHTS

Bir aile evi olarak tasarlanmış olan Chopi Chopi CRN yatlarının kendine has özelliklerinin, yenilikçi karakterinin ve ruhunun bir örneği olmakta, söz konusu özellikleri geliştirmekte ve ferah genişliği, hafif ve havadar yapısı, aerodinamik olmasıyla birlikte yumuşak çizgileri, detaylar ve güverte üstü sağlığına gösterdiği itinalı özen ile, ışık efektleri ile, ve bununla da sınırlı kalmayarak, denizle doğrudan kurduğu görsel bir bağlantı ile dikkat çekmektedir. Tüm bunların sonucunda çeşitli değerli malzemelerin (ahşap, mermer, deri ve metal) kullanımın ve doğal ya da yapay ışıklandırma çözümleri ile uyumlu bir şekilde desteklenmiş dış yüzeyde kullanılan (tekne gövdesinde, mobilyalarda ve malzemelerde kullanılan kahverengi) pastel renklerden, iç yüzeyde bulunan parlak ve keyif verici renklere olağanüstü renk tonlarının seçiminin getirdiği belirgin ve orijinal bir dokunuş, zarafet ve incelik dolu, klasik ile yenilikçi stilin mükemmel bir dengesi ortaya çıkmaktadır. Chopi Chopi’nin boyutları da değerlendirmeye alınarak – bu yatın kapalı alan yüzeyi 1000 metrekare, açık alan yüzeyi ise 800 metrekaredir -, iç tasarımcı olan Laura Sessa, yatın iç yüzeyinin tasarımı esnasında, sadece Yat Sahibi’nin değil, mürettebatın da rahatlığının ve fonksiyonelliğinin sağlandığından emin olacak bir tasarımı kullanmayı tercih etmiştir. Diğer tüm CRN yatlarında olduğu gibi, markanın bu yeni lideri de, Tersane’nin tüm güçlü yönlerini maksimum bir şekilde ortaya koymakta, Yat Sahibi’ne, denizden keyif alması için yeni yöntemler sunmaktadır: misafir kamalarındaki balkonlar, açık 42

03-130.indd 42

POWERBOATS&YACHTS

teraslar, sahil kulübü (yatın kıç tarafından bulunan ve deniz üstü büyük bir platforma dönüştürülebilen kapak) ve geniş camlar. Daha da fazlası, son teknoloji bir dairesel pilot evi ve üst güverte ile güneşlenme güvertesi arasında kalan, tamamen Yat Sahibi’ne tahsis edilmiş bir güverte gibi CRN filosunda bugüne kadar benzeri görülmemiş çözümler Chopi Chopi üzerinde uygulanarak, Yat Sahibi’nin ve Kaptan’ın belli ihtiyaçları karşılanmıştır. Tüm misafirlerin, benzeri görülmemiş bir konfora ve lükse hoş karşılanmakta olduğundan emin olmak için ortaya konan büyük özen, güverteye çıkar çıkmaz kendini hissettirmektedir. Yat, denizde demir aldığı durumda, botla varmakta olan misafirler, doğrudan denize açılan, alt güvertedeki özel erişim yolunu kullanabilirler ve buradan da çembersel bir lobisi ve tüm güvertelere çıkan çembersel bir asansörü olan bekleme alanına ulaşabilirler. Benzer şekilde, mürettebat ise, birinciye tamamen simetrik olan başka bir kapak üzerinden, güvertedeki yerlerini alabilirler. Yatın merkez bölgesinde bulunan büyük, modern stildeki, meşeyle kaplı dairesel lobi, geniş ve cam bir asansör ile LED ışıkları ve arkadan aydınlatmalı ergonomik bir korkuluk ile kaplı şık, spiral bir merdiven sayesinde tüm güverteleri birbirine bağlamaktadır. Gece alanı, yatın baş kısmında bulunmakta, altı adet çift ya da ikiz döşenmiş VIP kamarası, ve ihtiyaç halinde ek bir misafir kamarasına dönüştürülebilen bir toplantı odası bulundurmaktadır. Bu alan, dikkatli bir renk seçimi ile ve her bir misafir kamarası belli bir ton ile dikkat çekmektedir. Tüm kamaralarda, koyu lekeli akçaağaç tonları bulunmakta,

mobilyalar doğal akçaağaçtan yapılmakta ve tüm banyolar Perlatino Europa yumuşak krem-rengi mermer ile kaplanmaktadır. Dekor detayları Hervé Van der Straeten imzası taşıyan lambalar ve aplikler, Loro Piana ve Pierre Frey tasarımı perdeler, Les Verreries de Brehat tasarımı kapı kolları içermekte ve tüm kamaların kendilerine uygun renk paletlerinden seçilmektedirler. Güvertede sosyal yaşama yönelik ortak kullanım alanları üst güvertede bulunmaktadır. Kıç tarafta, Glyn Peter Machin tasarımı rahat koltuklar ve meşe ağacı kaplı kahve masası bulunduran geniş bir kokpit, tüm misafirlerin en iyi şekilde dinlenmesini sağlamakta, iki yuvarlak masa sayesinde ise (birleştirilerek tek bir büyük oval masaya dönüştürebilen) iştah açıcıların servis edilebilmekte ya da yirmi kişiye kadar dış mekan yemekler verilebilmektedir. İç bölümler – paklanmış meşe odunu ile kaplı lobi hariç tamamı koyu lekeli akçaağaç ahşabı ile kaplıdır – ikinci bir arka bölüm salonu içermektedir. Bu salon, bir aile salonu olarak tasarlanmıştır, 103” bir plazma TV içeren salon, büyük koltuklar ve masaları ile, misafirlerin oyun oynayabilecekleri ve hızlı atıştırmalar için kullanabilecekleri bir alan olmaktadır. Etkileyici, devasa yan camlar ile muhteşem bir aydınlık sağlanmakta ve nefes kesici bir deniz manzarası ile karşılaşılmaktadır. Chopi Chopi, şuana kadar CRN tarafından üretilmiş en olağanüstü tekne, bir teknoloji ve tasarım harikası olmakla kalmamakta, aynı zamanda ilk kez ve her şeyden önce, içinde bulundurduğu yenilikleri ile çarpıcı bir megayat olmaktadır. Bunların en göz alıcısı,

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:02 PM


Teknik Özellikler: Uzunluk: 80 m Genişlik: 13,50 m Draft: 3,40 m Ağırlık: 1.800 ton Yakıt Kapasitesi: 300.000 l Motor Gücü: 2xCaterpillar 3516B-C 1640 Kw@1600 rpm üst güvertenin üzerinde yer alan ve tamamen sahiplere özel Yat Sahibi’nin güvertesidir: neredeyse tekne içinde bir tekne olan bu özel güverte, toplam olarak 190 metrekare yüzey alanına sahiptir ve yolculuktan, özel bir şekilde keyif alınmasını sağlamaktadır. Büyük bir açık alan kokpiti, teknenin kıç tarafında bulunmaktadır. Burada, tamamı Glyn Peter Machin tarafından tasarlanan

dört küçük kanepe, büyük bir gömme koltuk bulunmakta ve bu alan güneş kırıcılar ile güneş ışınlarından korunmaktadır. İhtiyaç duyulduğu takdirde, bu alanın bir bölümü, bir helikopter iniş alanına döndürülebilmektedir. Bu güverteye, lobileri farklı güvertelere ya da iniş alanına bağlayan asansör üzerinden, sadece Yat Sahipleri tarafından erişilebilmektedir.

İletişim: DENTUR TURİZM VE YATÇILIK +90 (212) 275 07 55 www.denturyat.com

ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 43

43

11/28/13 9:03 PM


ONBOARD

modern ve güçlü...

Absolute 56 STY Absolute Yachts’ın 2014 model yılı için yeni dizayn ettiği Absolute 56 STY, modern hard top tasarımı ve Absolute yatlarının genelinde hakim olan hacmi ve güçlü duruşu ile karşımızda.

2014

yılı dizaynlarında en öne çıkan kuşkusuz kaptan kamarası girişlerinin platformdan, kaptana ozel ve tam boy bir kapıyla sağlanmış olması, kaptana ait kamaranın tamamen tekne içinden dışarıya alınması hem kaptanın hem de tekne sahibinin konforunu sağlamakta. Teknenin havuzluğundaki L seklinde büyük oturma grubu çok sayıda misafiri ağırlamaya imkan vermekte. Salona giriş kapıları sağa ve sola tam açılarak havuzluk ile salonu bütünleştiriyor, iskele tarafta 44

03-130.indd 44

POWERBOATS&YACHTS

ve salonun girişinde konumlandırılmış mutfak ise aynı zamanda havuzluğa direkt servis imkanı sağlıyor. Salonda, mutfağın karşısında yemek masası ve U şeklindeki oturma grubu ve buna ilave isleke tarafta ikinci büyük oturma grupları, tekne içinde konforu en üst seviyeye çıkartıyor. Bu camlardan iskele taraftaki elektrikli olarak açılırken, sancak tarafta yan bordaya çıkış kapısı olarak konumlandırılmış. Salondan alt güverte kabinler bölümüne baktığımızda karşımıza ilk çıkan baş

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:03 PM


ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 45

45

11/28/13 9:03 PM


ONBOARD

taraftaki VIP kabin oluyor, Baş altı kamaralarında beklenti alçak bir tavan iken gördüğümüz yüksek tavan geniş yan camlar büyük boy yatak ve iki tarafında konumlandırılmış komodinler çok şaşırtıcı bir şekilde karşımıza çıkıyor. VIP kabin ve üçüncü kabinin ortak kullanımına uygun girişler ile tasarlanmış banyo ise tam manasıyla ev konforunda. Şık dekorasyonunun yanı sıra banyo içinde krom çerçeveli cam kapılı büyük boy duşakabin konumlandırılmış. Teknenin sancak tarafında bulunan üçüncü kabin ise iki adet tek kişilik yatakları, büyük boy gardrobu, yatakların arasına yerleştirilmiş komodin ve yüksek tavanı ile tam bir misafir kamarası olarak karşımıza çıkıyor. 46

03-130.indd 46

POWERBOATS&YACHTS

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:03 PM


Absolute’un en karakteristik özellikleri arasında yer alan geniş ve aydınlık mekanlar, yüksek tavanlar, teknenin genel konseptini her adımda hissettiriyor. Master kamaraya geldiğimizde gözüken manzara oldukça etkileyici. Teknenin orta kısmında yer alan ve tam en olarak yapılanmış yüksek tavan, büyük yan camlar, makyaj masası ve pufu, deri oturma grubu, büyük yatağı ve kendine özel çok şık dekorasyonu ile Absolute 56 STY çok özel bir model. Geniş banyosu, kendi boyundan çok büyük teknelerde görmeye alıştığımız türden kamarası ile Absolute 56’nın sunduğu kaliteli işçilik ve üst düzey tasarımı ile 2014 yılının en çok konuşulan modellerinden biri olacağı kuşkusuz.

Teknik Özellikler: Tam Boy : 16,65 m Genişlik : 4,65 m Ağırlık : 22 ton Motorlar : 2 x D6-IPS Seyir Hızı : 22 knt Maks. Hızı : 29 knt Su Kapasitesi : 560 l Yakıt Tankı : 1700 l İletişim: DENİZ YATÇILIK 90 (212) 352 65 95-96 www.denizyatcilik.com

ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 47

47

11/28/13 9:03 PM


ONBOARD

Sea Ray 510 Fly zaman içinde derin bir yolculuk...

Yeni Sea Ray 510 Fly, çağdaş bridge tasarımıyla Sea Ray’in kendine has stilini, dinamik çizgilerle harmanlayarak alışılagelmişin dışına çıkarak yat dizaynına yeni bir soluk getiriyor.

48

03-130.indd 48

POWERBOATS&YACHTS

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:03 PM


ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 49

49

11/28/13 9:03 PM


ONBOARD

Yeni

510 FLY, iddialı boyutları, zarif hatları ve zamansız rahatlık algısı ile tam anlamıyla yaşanabilir bir tekne olarak dizayn edilmiş. Geniş oturma alanı, buzdolabı, televizyon, barbekü, wetbar gibi imkanların bulunduğu flybridge yaşam alanı, fiberglas hardtop seçeneği ile de geniş ve ferah bir ortam sağlıyor. Teknenin aydınlık dizaynı sayesinde gün ışığı açık havadaki kadar gerçek 50

03-130.indd 50

POWERBOATS&YACHTS

yaşanılabiliyor. Kumanda sistemi ve opsiyonel See Keeper stabilizatörü gibi üstün teknoloji özellikleri sayesinde seyir halindeyken üstün bir performans ve yol tutuş keyfi sunuyor.

gövde camları sayesinde deniz üzerinde bir teras hissi yaşatıyor. Alt güverteye inen merdivenlerden hemen önce mutfak, karşısında ise sürüş mahalli yer alıyor.

Teknenin havuzluğunda oldukça pratik L şeklinde bir oturma grubu ve yemek masası yer alıyor. Teknenin girişinde karşılıklı oturma gruplarının yer aldığı salon, modelin geniş

Teknenin alt güvertesinde, teknenin genişliğinin tamamının kullanıldığı ferah bir kullanıcı kabini ve ilave 2 kabin seçeneği ile modelin sağladığı ev konforu öne çıkıyor.

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:03 PM


Kullanıcı kabininde çift kişilik masalı yemek bölümü ile çekmece ve depolama alanları göz dolduruyor. Teknik Özellikler : Boy : 15,5 m En: 4,67 m Derinlik (Zeus): 134 cm Derinlik (Şaftlı): 132 cm Ağırlık (Zeus Drives): 21,228 kg Ağırlık (Şaftlı): 21.364 kg Yakıt kapasitesi: 1,892 lt Su kapasitesi: 530 lt Pis su tankı : 57 lt

Çift kişilik misafir kabini teknenin baş tarafında yer alırken, iki tek kişilik yatağın bulunduğu 3. kabin iskele tarafında konumlandırılmış. Modelin 2 adet geniş banyosu bulunmakta. Tercihe göre şaftlı veya Zeus kuyruklu motorlarla güçlendirilebilen model geniş suları keşfedebileceğiniz yüksek yakıt kapasitesine mevcuttur. Görkemli tasarımı, muazzam flybridge dizaynı, hayatı kolaylaştıran birçok özelliğinin yanısıra, geniş sosyal alanlar teknede yaşamı oldukça keyifli hale getirmekte.

İletişim : Deniz Yatçılık +90 (212) 352 6595 www.denizyatcilik.com

ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 51

51

11/28/13 9:03 PM


ONBOARD

52

03-130.indd 52

POWERBOATS&YACHTS

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:03 PM


Itama 75

yeni deneyimlerin peşinde... Itama 75 klas, teknoloji ve yaşanabilirliğin nefis kombinasyonunu içeren açık yat panoramasını geliştirmeye hazır.

Teknoloji

ve malzemelere odaklanmakla başlayacak olursak, bu tekne oldukça özel bir karbon lifi ve cam rüzgâr siperi ve avantop ile donatılmıştır. Yeni, otoklav kalıplı karbon ve cam rüzgâr siperi yan taraflarda en az 10,70 metre uzunluğunda ve 4,50 metre

genişliğindedir. Rüzgâr siperinin tam boyu dolayısıyla 26 metre olup, benzersiz golf sopası şekilli pencere kesiti ve pruvadaki güneşlenme güvertesine açılan pilot mahalline orijinal bir merkezi geçit yoluyla pantograf bir hareketle kayan geniş ön açıklık sağlaması açısından son derece yenilikçi bir özelliktir.

ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 53

53

11/28/13 9:03 PM


ONBOARD Teknenin etrafında dolaşmak için suyolunu kullanma ihtiyacını ortadan kaldırdığından dolayı bu yenilik tüm alt güvertelere girişi hem daha güvenli hem de daha uygun hale getirmiştir. Karbon lifi kullanılması aynı zamanda bu boyuttaki bir çelik rüzgâr siperinin ağırlığından %60 tasarruf sağlar. Böylesine sporcu karakteri taşıyan bir tekne için esas teşkil eden iki hususiyet, hem hız hem de yakıt tüketimi açısından performansı önemli derecede geliştiren yeni bir fikir olarak karşımıza çıkar. Avantop, ileriye kayarak, seyir esnasında kokpitin ön tarafın, sadece birkaç saniye içinde, tümüyle kapatan yeni bir yapıyla da kendini gösterir. Kokpit de oldukça yenilikçi özellikler taşımakla birlikte, kokpitin yaşam alanını ikinci, fakat daha canlı, yemek odasından ayıran merkezi bir dikme üzerine asılı dikey tasarımlı bir dümen yekesi konsoluna sahiptir. Kumanda istasyonu, bir şemsiye gibi gerilerek 14,35 metrekarelik alan kaplayan sabit avantop yapısı ile korunuz. Elektrikli tahrik sistemi sayesinde, üst bölümün ön muhafazası rüzgâr siperine kadar ileri doğru kayarak inanılmaz bir şekilde 19 metrekarelik alanı kapatabilir. Tasarım, ağırlık dağılımı ve mühendislikten oluşan göz alıcı kombinasyon, avantopu hem şık hem de oldukça yararlı hale getirmekte olup, merkezi dikmeler görüş açısını geliştirmek amacıyla bilinçli bir şekilde dizayn edilmiştir. Küçük yemek odasının üstünü örten ileri-geri hareketli bimininin stiline de büyük özen gösterilmiştir. Bu bimini, örtüyü otomatik olarak kapanan özel bir karbon yatak içine toplamak suretiyle açılır. Rüzgâr siperi ve avantop, tipik olarak 70’li yılların köşe ve konturlarına yeniden biçim vermede başarılı olmuş inanılmaz tasarım yeteneğini açıkça göstermektedir. Kokpit, hem boyutu hem de dikkat çekici özellikleri bakımından belirgin bir biçimde teknenin alamet-i farikalarından biri olarak dizayn edilmiştir. Yaklaşık 60 metrekarelik alan, kokpitin ortasında bulunan at nalı şeklindeki kanepenin kumaşıyla dekore edilmiş ikinci bir yemek odasını içeren 4 bölüme ayrılmıştır. Beyaz fiberglas dümen yekesi konsolu ve bunun kendine özgü siyah emniyet siperleri, aynı zamanda bu ikinci yemek odasının bir parçası olan oturma grubunu gizler. Buradaki tasarımın amacı bu alanları LED yer ışıklandırması ve fiber optik aydınlatma gibi orijinal çözümler kullanarak mümkün olduğu kadar özel ve konforlu hale getirmekti. LED yer ışıklandırması teknenin tüm yürüme yollarında kullanıldı. Geniş, hemen hemen her tarafı aydınlanan, çift 54

03-130.indd 54

POWERBOATS&YACHTS

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:03 PM


bantlı yürüyüş yoluna sahip kıç tarafındaki güneşlenme güvertesi, teknenin filikası veya jet-skisi ile bunları denize indirecek küçük bir vincin rahatça yerleştirildiği hangarın üzerindedir. Kıç güvertesi, uygun bir yüksekliğe kadar açılan ve aynı zamanda bir yüzme merdiveni gibi ikiye katlanan gömme bir borda iskelesiyle donatılmıştır. Ayrıca, lakerli beyaz renkte kenarları olan tik bir masa etrafında 12 kişinin oturabileceği ve beraber kaydırılarak büyük bir at nalı şekline dönüşen özel su geçirmez kumaşla döşenmiş iki adet konforlu kanepe de bulunur. Genel itibariyle, tüm mobilyalar üst kısımları ve kapakları tik ağacından yapılmış fiberglas çerçevelere sahiptir. Dümen yekesi konsolunun ön tarafında rüzgâr siperinin altına geniş bir şezlong konulmuş olup, böylece yolcular tamamen rahat bir biçimde dinlenebilir ve geziden zevk alabilir. Orta konsolun solunda ayrıca kaptan yardımcısı için ergonomik bir koltuk da bulunur. Itama 75’in standart yerleşiminde 4 kamara (Kaptan Kamarası, tamamı ışıklandırılmış VIP kamarası ve birinde yan yana iki tek kişilik yatak bulunan, diğerinde ranzaların bulunduğu iki adet misafir kamarası) ve 4 banyo ile kendi banyo ve tuvaleti olan iki kişilik bir mürettebat kamarası vardır. Ayrıca 3 kamara ve banyolu alternatif bir versiyonu da mevcuttur. Sosyalleşme eğilimini daha da geliştirmek üzere tasarlanmış olan bu yerleşim düzeni, kendi barı ve talep üzerine 60 inçlik bir TV ile teçhiz edilebilecek sıra dışı genişlikte büyük bir yemek odasını içerir. Buradaki iç mekânlar teknenin ortasında bulunan lüks, tam ışıklandırmalı Kaptan Kamarasını çok daha konuksever hale getiren sıcak, hoş renklerle dekore edilmiştir. Kamara, teknenin ışığını yaymak için hususi alçak mobilya ve alt güvertelerden dahi denizle doğrudan görsel temas sağlamak için kamaranın her iki tarafına konulmuş iki adet büyük “açık manzaralı” pencereyle donatılmıştır. Bu enfes deniz manzarasının tadını çıkarmanız için soldaki pencerenin altına bir şezlong yerleştirilmiştir. Kamarada aynı zamanda tikten yapılmış aynalı, makyaj masası, koltuk altı saklama hazneli deri bir puf, geniş kabinli bir gardırop ve girişte başka bir klozet bulunmaktadır. Burada ve VIP kamarasında yumuşak yünlü halılar ve doğal “kadife etkili” tik mobilya kaplamaları kullanılır; yatak başlıkları ve çevreleri buna uygun deriyle kaplanmıştır. İkiz fon plakalarıyla takılmış olan LED ışıkları ve ayarlanabilir halojen spotlar içeren özel sabit tavan aydınlatma armatürleri de kullanıldı. Bu aydınlatma çözümleri hususi olarak Itama 75 için tasarlanmış ve yapılmıştır. Kaptana

ait banyo iki ayrı bölüme ayrılmıştır: duş ve tuvalet. Hemen solda ikiz musluklu zarif, siyah, akrilik taş lavabo vardır. Mobilyalar dişbudak ağacından yapılmış olup, zemin için “wenge” ağacı seçilmiştir. Büyük duş bölmesinin cam bir kapısı vardır ve Bisazza mozaik çinilerle dekore edilmiştir. VIP kamarasının ultra modern tarzına bakacak olursak, çok sayıda son derece pratik özellikler hemen gözümüze çarpar: yatak başlığına takılı olan kitap okuma ışıklarının mevcut olması ve yatağın her iki tarafında iki deri tezgâhlı yüksek bir tik platformu üzerinde yer alması gibi. Bunun altında ise büyük ve kullanışlı, doğal tik şifonyer ile iki tane daha saklama bölmesi vardır. Duvarlar Kaptan Kamarasındaki gibi zarif ve parlak lakerli perdah ile dekore edilmiştir. Teknenin her iki tarafına, pruvalara doğru konulmuş olan iki misafir kamarası hem renk hem de malzeme olarak birbirine eş olacak şekilde tasarlanmıştır. Hem yerler hem de mobilya için tik ağacı kullanılmış olup duvarlar keten lambri kaplıdır. İlk misafir kamarasında yan yana yerleştirilmiş tek kişilik iki yatak bulunurken, ikinci kamara ise ranzalarla donatılmıştır. Mürettebat kabininde de benzer bir yöntem kullanılmışsa da, bu kabine pulman bir yatak konularak üstteki yatağın katlanabilmesi sağlanmıştır.

Teknik Özellikler: Uzunluk: 23,54 m Genişlik: 5,92 m Draft: 1,44 m Yakıt Kapasitesi: 5.500 l Su Kapasitesi: 1000 l Motor Gücü: 2 x 1823 MHP 1340 kW MTU İletişim: DENTUR TURİZM VE YATÇILIK +90 (212) 275 07 55 www.denturyat.com

ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 55

55

11/28/13 9:04 PM


ONBOARD

56

03-130.indd 56

POWERBOATS&YACHTS

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:04 PM


“Built by Mulder”

Bellagio

suya indirildi

On altı metrelik, tamamıyla alüminyumdan ve en yeni teknolojilere sahip “Built by Mulder” Bellagio, yeni Mulder tersanesinde suya indirildi.

ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 57

57

11/28/13 9:04 PM


ONBOARD

Bellagio

’nun zarif dış tasarımı Vripack Gemi Mühendisliğinin imzasını taşırken Omega Architects tarafından tasarlanan şık iç mekanda konforlu iki kabin, büyük bir banyo ve geniş bir kaptan köşkü yer alıyor. 600 HP gücündeki iki Cummins motor ve Zeuss POD drive sayesinde maksimum 35 knot hız yapabilen yat, FLIR gece görüşlü kamera da dahil en yeni teknolojilerle donatılmış. 58

03-130.indd 58

POWERBOATS&YACHTS

Mükemmel bir gezi teknesi Bellagio’nun geniş hacimli kaptan köşkünün yan pencereleri indirilebiliyor, birkaç santim açılabilen roof ile birlikte ‘açık seyir’ hissi yaşanabiliyor. Bellagio, günlük gezi teknesi veya süper yatlar için bot olarak tasarlanmış. Ekim’de teslim edilen Bellagio’nun katılmasıyla 2013 yılında inşa edilen Mulder yatlarının sayısı beşe çıktı. Mulder Tersanesi, bu yıl birer adet Mulder 73 Flybridge,

Mulder Favorite 1500, Mulder Favorite 1300 Convertible ve Mulder 75 Wheelhouse üretti. Bu beş yeni teknenin yanı sıra, aralarında Mulder 94 Voyager, Mulder 98 Flybridge ve Mulder Favorite 1500’ün de yer aldığı beş yeni Mulder motoryat daha tersane tarafından inşa edilmekte. “Built by Mulder” “Built by Mulder” markası, müşterilere ve

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:04 PM


mühendislere Mulder ürün gamının dışındaki dizaynlar için de olanak sağlarken üstün Mulder kalitesine vurgu yapıyor. “Built by Mulder” başarılarından biri, 2009’daki Amsterdam Boat Show’da büyük ilgi gören 23 metrelik (77 feet) çelik motoryat “Eleonore”. Bu yat, 2014 Mart’ında teslim edilmesi beklenen “Built by Mulder 48” Saloonboat’u da dizayn eden Werner Yacht Design’ın bir tasarımına göre inşa edilmişti. Mulder Tersanesi Mulder Tersanesi, 1938 yılında Dirk Mulder tarafından kuruldu ve kısa zamanda Hollanda yat sektöründe önemli bir oyuncu haline geldi. Hala bir Mulder tarafından yönetilen geleneksel aile şirketi, klasik Super Favorite Cruiser, daha sonraki Favorite Superior

modelleri ve ayrıca Hollanda ve dünya sularında pek çok örneği görülen özel Mulder yapımı motoryatlar sayesinde bugünkü ününe kavuştu. Mulder markasının kalitesi ve üstün nitelikli finişing işleri, en yeni teknikler ve yapım yöntemleri konusunda derin bilgisiyle tanınan güçlü bir ekip tarafından sağlanıyor. Yeni tersane Mulder bu yıl ilkbaharda ZoeterwoudeRijndijk’teki yeni tersanesini kullanıma açtı. 45 metreye kadar yatların üretildiği, sürdürülebilir bir şekilde inşa edilen tersanede bakım ve yenileme işleri için alanlar da bulunuyor Voorschoten’deki tersanede ise 18 metreye kadar yatların yenileme, bakım, depolama ve satış işlerine odaklanılacak.

Teknik Özellikler: Tam Boy: 16,12 m En: 4,80 m Su Kesimi: 1,10 m Motor: 2 x Cummins 600 hp Jenaratör: 6 kW Onan Ağırlık: 18 ton Maks. Hız : 35 knot Yakıt Tankı: 2000 l Temiz Su Tankı: 600 l Atık Su Tankı: 300 l İletişim: www.jachtwerfmulder.nl

ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 59

59

11/28/13 9:04 PM


ONBOARD

Hodgdon Yachts’tan

Yeni Limuzin Tender

Hodgdon Yachts 2013 Monaco Yacht Show’da 10,5 metrelik yeni botunu sergiledi. Hodgdon Yachts yaklaşık iki yüz yıldır sanat ve fonksiyonu buluşturuyor. Michael Peters Yacht Design ile işbirliği yapan deneyimli Hodgdon, sadece seçkin zevkleriyle farklı bir arayış içinde olan tekne sahiplerini değil yüksek standartları olan mürettebatı da memnun etmeyi hedefleyerek tasarlanmış bir bot serisi sunuyor. Ustalıkla inşa edilmiş bu şık dizaynlı botlar, belirli fonksiyonlara göre optimize edilirken estetik düzeyi de korunmuş. 60

03-130.indd 60

POWERBOATS&YACHTS

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:04 PM


200

yıldır tekne inşa eden tersane, yirmi birinci yüzyıla geçişini yenilikçilikle başarmış. Bugün Hodgdon, yüksek teknoloji kompozit tekne yapımında ABD pazarının liderlerinden biri ve dünya klasmanında klasik ve modern iç mekan tasarımında da son derece yetenekli. 1816 yılında kurulan Hodgdon, beş nesildir Maine’in ünlü Boothbay bölgesinde faaliyette bulunan bir aile şirketi. Şirketin faaliyet yelpazesinde lüks süper yatların iç mekan tasarım ve uygulamaları, özel yelkenli ve motorlu süper yatların

üretimi, askeri ve devlet ihaleleri, süper yatların yenilenmesi ve yatlar için özel bot yapımı gibi birçok seçenek yer alıyor. Eğlenceli ve seksi “Sport Tender” ve macerayı sevenlere hitap eden “Center Console Tender” seçeneklerinin yanı sıra bir de konukların tekneyle kara arasındaki ulaşımını limuzin ve özel jet standartlarında sağlayan “Limo Tender” var. Tek başlarına bile herhangi bir limanda baş döndüren bu botlar, süper yatların vazgeçilmezi olacak yeni bir filo yarattı. Yeni tasarımlara eşlik eden yeni bir

ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 61

61

11/28/13 9:04 PM


ONBOARD

konsept: botlar aynı zamanda hem güzel görünebilir, hem de çok iyi fonksiyonlara sahip olabilir. Büyük bir teknenin ortaya çıkmasında muazzam bir tutku, teknik ve tasarımın rol oynadığını kabul etmeliyiz. O zaman bu büyük tekneye ulaşımın da bu ölçekteki bir yatırıma yaraşır zarafet, stil ve fonksiyon seçenekleriyle sağlanması gerekir. Maksimum 12 konuk kapasiteli ve lüks deri koltuklu Hodgdon Limo Tender, bir limuzinde bulunabilecek HD görüntü ve ses sistemi, bar ve iklimlendirme gibi özelliklerin tümüne sahip. Etkileyici bir görünümü olan Hodgdon Limo Tender, aynı zamanda işlevsel bir sanat eseri. Otomatik yan pencereler açıldığında iskele ve sancak tarafından 62

03-130.indd 62

POWERBOATS&YACHTS

tekneye erişim görülebiliyor. Salonu örten hardtop hidrolik olarak kaldırıldığında tekneye binmeyi kolaylaştırmak, 360 derecelik mükemmel havalandırma sağlamak ve yol alırken bile ayaktayken görüş sağlamak için yeterince yükseklik yaratılıyor. Hardtop yerindeyken kolay biniş için açılabilir kapaklar da bulunuyor. Bu özel bot, bir Hodgdon süper yatıyla aynı hassas standartlarda üretilmiş; özel döküm donanım, ince işçilikli finiş, mekanik, elektrik ve güvenlik sistemlerinin uygulanmasında her detayın titizlikle ele alınmış olması dikkat çekiyor. Tam yüklüyken bile 30 knot üzerinde hıza çıkabilen, seyir halinde olmadığında da aynı lüks ve konforu hissettiren botun kullanımı da bir spor

otomobil kadar keyifli. Ana geminin donanımıyla uyumlu olarak stratejik konumlara yerleştirilmiş entegre kaldırma noktalarının sağlamlığıyla yükleme ve indirme işlemlerinin mürettebat açısından etkin ve güvenli bir biçimde yürütülmesi sağlanmış. Genel olarak bakıldığında Hodgdon Limo Tender, başarıyla uygulanmış ve konuklarını süper yat lüksüyle ağırlayacak şekilde donatılmış olağanüstü bir tasarım. Bu tasarımın tamamıyla size özel olması için pek çok olanak var. Gövde ve güverte renkleri, ahşap detaylar, deri veya kumaş döşemeler, güverte finişi ya da diğer özelliklerden dilediğinizi seçebiliyorsunuz. Alternatif olarak özel

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:04 PM


bir konseptle sıfırdan başlayıp, özgün ve kişisel bir estetik yaratılabiliyor. Yönlendirme müşteriden, uzmanlık ise Hodgdon’dan. “Harika şeylerin küçük ambalajlar içinde sunulabileceğinin kanıtı olan 10.5 m boyundaki Hodgdon Limo Tender, başarılı bir yapımcının küçük ölçekte neler yapabileceğini gösteren rafine ve detaylı bir örnek. Müşteri ve konukları, yatları kadar görkemli ve lüks bir tarzda iskeleye varıyor. Ben ve ekibim, üretici tasarımcının vizyonunun ötesine geçtiğinde çok mutlu oluyoruz, Hodgdon da bunu başardı,” diyor Michael Peters. 1981 yılında sürat motorları konusunda uzmanlaşan tek kişilik bir tasarım şirketi olarak kurulduğundan bu yana Michael Peters Yacht Design

stil, performans ve kalite alanında standartları belirliyor. Şirketin felsefesi, Michael Peters’ın her tasarımın sanat ve bilimin füzyonunu yansıtması gerektiğine olan inancına dayanıyor. Uluslararası yarış dünyasındaki yoğun rekabet, hedeften sapmaya veya odağı kaybetmeye fırsat vermeyen ölçülebilir performansı gerektiriyor. Michael Peters’ı başlangıçta uluslararası arenada öne çıkaran yarış tekneleri olsa da Michael Peters Yacht Design adını taşıyan her teknenin tasarımında aynı hassas performans standartları ve estetik kriterler uygulanıyor. Bazı şirketler stil, diğerleri performans konusunda başarılıdır. Michael Peters Yacht Design ise her ikisinde de başarıyı yakalamış.

Teknik Özellikler: Tam Boy: 10,5 m Gövde Boyu: 9,07 m En : 2,97 m Su Kesimi: 0,53 m Ağırlık : 5.107 kg. Maks. Hız : 34 Knot Motor: Volvo D6-370 @ 370 HP Yakıt Tankı: 492 l. İletişim: www.mpyd.net

ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 63

63

11/28/13 9:04 PM


ONBOARD

64

03-130.indd 64

POWERBOATS&YACHTS

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:04 PM


Yeni Dufour Yachts 500 Grand Large Geneva Boat Show’da yeni 500 GL Volie de İtaly magazin tarafından ‘Yılın Teknesi’ ilan edildi. Bu sene Sail Magazins Boat Of The Year adayı Dufour 500 Grand Large, TUR MARİN’e de tüm Dufour Yachts bayileri içinde ‘Best Seller Dealer’ ödülünü kazandırdı.

ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 65

65

11/28/13 9:05 PM


ONBOARD

Özgün

, zarif ve yelkenci çizgilerinin yanı sıra bu tekneyi en farklı kılan özellik teknede fonksiyonel alanların birbirinden bağımsız olması. Kokpitte pedestalların gerisinde olan navigasyon bölümü ve önünde oturma alanı konumlandırılmış. Bu bölümler bitişik ama fonksiyonel olarak birbirinden bağımsız bölümler. Kokpit arka kapak elle rahatlıkla opare edilebilir.üstelik hidrolik konsiyonuda 66

03-130.indd 66

POWERBOATS&YACHTS

var. Kapalı durumda içine gizlenmiş oturaklar açılarak teknede arka bölümü komple oturabilir hale getiriyor. Kokpit içinde 3 adet büyük depolama alanı var. İkisi günlük kullanım ve life raft için ayırlmışken ortadaki büyük ambar bölümü jenarator, klima, su yapıcı gibi büyük cihazlar için çok geniş yerleşim imkanı sunuyor. Arka oturma bölümü içinde gizlenmiş opsiyonel barbekü müthiş kolaylık ve konfor sağlıyor. Kokpitte ayrıca

2 kişilik açılabilen yatak standart versiyon içerisinde mevcut. Kokpit masasında sıcak ve soğuk su vanasının yanı sıra bir de lavabo mevcut. Ayrıca inox buzdolabı ile soğuk içecekleriniz hep elinizin altında. Bu yapı sayesinde teknedeki herkes rahat çalışma, yaşam ve konfor imkanı sahip. Diğer tüm Dufour lmodellerinde olduğu gibi dümenci yerinde otururken teknenin demir locasına kadar tüm güverteyi görünüyor.

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:05 PM


Üstelik tekne seyir halindeyken misafirlerin konforu değişmiyor. Dümen bölümünden tüm iskotların ayak altından kaktığı kapak altı bölmeler mevcut. Kokpitte açılabilen 2 kişilik güneşlenme minderi son derece göz alıcı ve kullanışlı.

farklı bölümlerde yerleştirilmiş. Karşılıklı salon oturma birimine ilave olarak hareket edebilen harita masası ve koltuğu buradaki konforu en üst düzeye taşıyor. Salon tavanına yerleştirilen geniş aydınlatma camları içeride inanılmaz bir ferahlık hissi yaratıyor.

Kokpit, salon ve kabinlerde geniş aydınlık ferah yaşam alanlarına ilave olarak sağlanan depolama alanları özgün ve yüksek kaliteli mobilya işçiliği ile bütünleşerek mükemmel bir ambians oluşturuyor. Salona girdiğinizde ise genelde 60 feet teknelerde kullanılan iç tasarım ile salon, oturma bölümü ve mutfak yine

Master kabinde banyo ve tuvalet birbirinden bağımsız. Son derece geniş ön kabin, İki büyük hatch ile çok aydınlık ve havadar. 
Köşeli gövde yapısı, derin dümen palası ve salma kesitleri ile göz dolduran bu model standart asimetrik balon gönderi ve performans cruiser özelliklerini gözler önüne seriyor.

Teknik Özellikler: Uzunluk: 14,75 m Genişlik: 4,80 m Draft: 2.0 m Ağırlık: 4.200 kg Temiz Su kapasitesi: 660 l Yakıt Kapasitesi: 500 l İletişim: TUR MARİN +90 (212) 257 02 03 www.turmarin.com.tr

ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 67

67

11/28/13 9:05 PM


MARMARİS SAILING POWER YARIŞ HAFTASI

“MARMARİS ULUSLARARASI

YARIŞ HAFTASI” Yazı: Şükrü SANUS

Bu

yıl yapılan yarış haftası yıllardır sürdürdüğü uluslararası özelliğini bir çok rekorla süslemeyi başardı. 26 Ekim – 1 Kasım tarihleri arasında gerçekleşen yarış haftasında 16 değişik ülkeden (Avusturya, Hollanda, Türkiye, Almanya, Rusya, Beyaz Rusya, Yeni Zelanda, İngiltere, Amerika, Ukrayna, Şili, Fransa, İsviçre, Bulgaristan, Yunanistan, Letonya, Romanya) 179 tekne ve 2.000’e yakın yarışçı Marmaris’te buluştu. Bu sayı 68

03-130.indd 68

POWERBOATS&YACHTS

bugüne kadar kendi eski rekorları da dahil Türkiye’de en çok tekne ve yarışçının bir araya geldiği yatçılık aktivitesi olarak kayıtlara geçmiş oldu. Aynı zamanda yine Akdeniz’de de bu veya buna benzer aktiviteler arasında yerini daha da sağlamlaştırdı. Yarış haftasının organizasyonunu yapan MIYC haftayı yurt dışı örneklerdeki özellikle sosyal aktivitelerde daha da ileri götürecek şekilde organize ederek

gelecek yıl 25. yılında daha da kalabalık bir filo ile yarışların yapılacağının sinyallerini vermiş oldu. Yarış haftası Cumartesi – Pazar kayıtların yapılması ve ekip toplantıları ile geçerken Pazar akşamı Netsel Marina içerisine kurulan dev çadırdaki açılış konuşmasıyla başladı. Marmaris International Yacht Klüp Başkanı Cem Tekdağ, yarışların rekor katılımından bahsederken hedefin daha fazla tekne daha fazla yelkenci

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:05 PM


İlk olarak 1990 yılında başlayan Marmaris Yarış Haftası bu yıl 24. defa yapılmasıyla çeyrek asra doğru koşuyor. Başladığından bu yana, Ekim ayının son haftası sezon kapanışıyla birlikte Marmaris’te yatçılık ayrı bir bahar daha yaşıyor. Marmaris International Yacht Club’ın organize ettiği bu yarış haftası Marmaris’te charter şirketlerinden öte bir çok lokanta ve alışveriş mağazalarına kadar tüm Marmaris’e hareket getiriyor. dolu bir yarış haftası geçirmek olduğunu, sponsorlara teşekkür ederek tamamladı. Hemen ardından tüm hafta içi devam ederek ve Cuma günü kapanışa kadar sürecek macera ve eğlence başladı. Çadır içerisinde her türlü yiyecek ve içecek canlı müzik eşliğinde katılanlara açık olarak servisteydi. Katılımın büyük çoğunluğunu oluşturan Rusya kökenli yatçılar dans pistinde kendilerini göstermeyi unutmadılar.

Yarış için kayıt veren tekneler iki ana guruba bölünmüşlerdi, bu guruplardan biri kendi tekneleri ile yarışmaya gelen ekiplerden diğer gurup ise kiralık teknelerle yarışan ekiplerden oluşuyordu. Yine her iki gurup da kendi içinde teknelerin hızlarına göre 5 kategoriye bölünmüş ve toplamda 10 grup oluşturulmuştu. Marmaris’te 2013 yılı yarış haftası boyunca gündüzleri hava 25 derecelerde

dolaşırken bütün hava tahminleri çok hafif rüzgarlarda bir hafta geçeceğini söylüyordu. Nitekim, Pazartesi yarışların ilk günü hakem heyeti saat 14:30’a kadar yarış yapabilmek için koy içerisinde 179 tekne ile birlikte bekledi ancak beklentiler boşa çıktı ve maalesef, ilk gün yarış yapılamadı. Bir çok tekne bu bekleme süresini denizde eğlenerek geçirdi, denize girenler, gitar çalanlar, yüksek sesli müzik yayını yapanlar denizin üzerini ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 69

69

11/28/13 9:05 PM


MARMARİS SAILING POWER YARIŞ HAFTASI

Yarış haftasının organizasyonunu yapan MIYC haftayı yurt dışı örneklerdeki özellikle sosyal aktivitelerde daha da ileri götürecek şekilde organize ederek gelecek yıl 25. yılında daha da kalabalık bir filo ile yarışların yapılacağının sinyallerini vermiş oldu.

renklendirdiler. İkinci gün yarış Marmaris koyu dışında offshore olarak planlanmıştı. 29 Ekim tarihine gelen bu gün, bizler için çok önemliydi ve birçok tekne Marinadan çıkarken Türk bayraklarını olduğundan daha anlamlı taşıdılar, bunlar içerisindeki dev bir bayrak her sene olduğu gibi yine kendini gösterdi. Koy dışına ulaşıldığında güneş, hafif rüzgar hakimdi, biraz tehir ve ardından 70

03-130.indd 70

POWERBOATS&YACHTS

start hazırlıkları başladı ve 30 DM olarak planlanmış yarış kısa rotada 20 DM olarak toplamda 179 teknenin onar dakika ara ile start etmesiyle Yılancık Adası yakınlarına atılmış şamandıraya doğru başladı. Fotoğraf karelerinde birbirine yakın onlarca tekne balonları ile çok renkli görüntüler oluşturdular. Yarış, filonun en büyük teknesi olan Türkiye de yine bir ilk, Volvo Ocean yarış teknelerinden biri Black Betty’nin

ilk finişe girmesi ile son teknenin gece yarısında finişine kadar sürdü. Bu ilk tamamlanan yarışlar sonrasında toplam 10 guruptaki birinciliklerin, üçü Türkiye, ikişer tanesi Ukrayna ve Rusya birer taneleri de Litvanya, Almanya ve Beyaz Rusya arasında paylaşıldı. 3. gün planlanan daha kısa offshore yarışı için yine koy dışına çıkıldı. Güneş beklenenin ötesinde parlaklığı ile filoyu beklerken rüzgar maalesef yine oldukça

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:05 PM


Yarış için kayıt veren tekneler iki ana guruba bölünmüşlerdi, bu guruplardan biri kendi tekneleri ile yarışmaya gelen ekiplerden diğer gurup ise kiralık teknelerle yarışan ekiplerden oluşuyordu. Yine her iki gurup da kendi içinde teknelerin hızlarına göre 5 kategoriye bölünmüş ve toplamda 10 grup oluşturulmuştu.

hafif esmekteydi, Komite bu defa fazla beklemeden hafif bir esintiyle birlikte yarışı başlattı. Yine filonun en büyük teknesi Black Betty hem ilk şamandırayı dönen hem de yarışı ilk bitiren tekne oldu. Bu defa onu izleyen ikinci tekne ise filonun en ufak teknesi Farr 25 Ruffles idi ve en büyük ve en küçük peşpeşe finiş yaparak ilginç bir görüntü oluşturdular. Ancak, yarış sonuçlarında ilk bitiren tekne düzeltilmiş zamanların hesaplanmasıyla

dereceye giremedi ve arkasından gelen diğer teknelere geçilmiş oldu. Üçüncü günün sonuçlarına göre birincilikler üçer Türkiye ve Rusya, ikişer Almanya ve Ukrayna arasında dağıldı. Son yarışın yapıldığı akşam ilk yarış da dahil ödül töreni için ekipler akşam saat 20:00 de tekrar organizasyonun çadırında buluştular, yarışların ödülleri aynı gecede dağıtıldı. 4. gün Perşembe günü ve sonraki Cuma günü için yarışlar artık

Marmaris koyu içerisinde şamandıra yarışları olarak tamamlanmak üzere planlanmıştı. Nitekim komite zamanında start işaretini vererek Perşembe günü için yarışları başlattı, yine hafif havada başlayan yarışta yarış içerisinde bir ara rüzgar tamamen kesilmesine rağmen tekrar tazeleyerek yarışların tamamlanmasını sağladı. Birincilik kupalarının dördü Ukrayna, üçü Türkiye, birer taneleri de Almanya, Litvanya ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 71

71

11/28/13 9:05 PM


MARMARİS SAILING POWER YARIŞ HAFTASI

ve Beyaz Rusya’ya gitti. Perşembe gününün bir özelliği de her yıl yapılan ödüllü kıyafet yarışması idi. Her zamanki gibi akşam saat 20.00 de ekipler hem ödül töreni hem de eğlence için çadırı doldurdular. Kupaların dağıtılmasından hemen önce, ekipler çok renkli görüntüler eşliğinde en iyi kostümlü ekip seçilebilmek için yarıştılar, birinci ekibe verilecek ödül 500 € yarışmanın kazananı ise iki ekip arasında paylaşıldı. İngiltere ve Bulgaristan’dan gelen ekipler birinci oldular. Hemen ardından da ödüller her zamanki coşku ile dağıtıldı. Son gün, yarışçılar için genel sonuçlarda derecelerin hesaplanarak denize çıkıldığı 72

03-130.indd 72

POWERBOATS&YACHTS

bir gün oldu, her grupta birinciler ve dereceye girebilme hesapları yapan ekipler rakiplerini gözlerine kestirerek start hattında dizildiler. Bu defa rüzgar her zamankinden daha kuvvetli bekliyordu. Nitekim zamanında başlayan yarış bu defa rüzgarında etkisiyle daha kısa sürdü ve bir çok ekip için daha kıran kırana geçti. Sonuçlarda 4 birincilik Türkiye’de kalırken Rusya ve Ukrayna ikişer, Litvanya ve Beyaz Rusya birer biricilik aldılar. Cuma günü son inshore yarışın tamamlanmasıyla birlikte haftanın kazananları da belli oldu. Akşam aynı saatte Netsel Marina’da kurulu yarış

çadırında son ödül töreni ve kapanış vardı. Toplamda 10 grupta yapılan yarışlarda IRC gurubunda ikisi Türkiye’ye gelirken, diğerleri de Litvanya, Ukrayna ve Almanya’ya giden birincilik kupaları, IRC –Charter grubunda ise ikişer tanesi Rusya ve Ukrayna’ya bir tanesi de Beyaz Rusya’ya gitti. Bu sene 24. kez yapılan “Marmaris Uluslararası Yarış Haftası” seneye çok daha coşkulu bir organizasyonun geleceğini gösterdi ki, Marmaris Yacht Kulübü yöneticileri 25 yıla ulaşmanın heyecanını şimdiden hissettiklerini seneye bir çok sürprizin bizleri beklediğini dile getirdiler.

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:06 PM


ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 73

73

11/28/13 9:06 PM


BODRUMPOWER SAILING CUP

74

03-130.indd 74

POWERBOATS&YACHTS

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:06 PM


25. BODRUM CUP

SONA ERDİ

Dünyada yarışçı ve mürettebat dışında 1.500 dolayında da yolcunun katılımı ile gerçekleşen muhtemelen en kalabalık ve kapsamlı yatçılık organizasyonu, Bodrum Cup Ahşap Yatlar Yelken Yarışı, 21-26 Ekim arasında 25. kez yapılarak Gümüş Jübilesini kutladı.

25.

Bodrum Cup, 21 Ekim akşamı, Bodrum’da birkaç bin kişinin katılımı ile Milta Marina’da başlayıp, iskele Meydanında biten bir kortej yürüyüşü ardından düzenlenen brifing ve kokteyl ile açıldı. Ertesi gün Bodrum Kalesi açıklarından Gümüşlük rotasına start alan 25. Bodrum Cup, yarışan ve organizasyona hizmet veren 100’den fazla yat ile birlikte,ertesi gün Kos adasına, daha sonra Leros’a ve oradan da yarışın sponsorlarından Palmali Grup’a ait Yalıkavak Palmarina’ya demir attı. 25. Bodrum Cup’a Yunanistan’da gösterilen yakın ilgi, Bodrum

Cup Regatta’nın çeşitli bandralar taşıyan uluslararası filosu yanında, rotası ile de uluslararası karakterini vurgular nitelikte idi. Bir yarış olduğu kadar, Akdeniz’in en büyük deniz şenliklerinden de biri olan Bodrum Cup’ta gündüz yaşanan yarış heyecanı, akşamları çeşitli şenlikler, karşılama etkinlikleri ve eğlentiler ile coşkuya dönüştü. Kos’ta şehir belediyesi özel bir karşılama konseri verirken, Leros’ta katılımcıların eğlence noktalarına kolay ulaşmalarını sağlamak üzere, adanın özel otobüs seferi kondu. Yalıkavak Palmarina’da ise 25 Ekim gecesi kıyafet yarışması, son gece ise

ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 75

75

11/28/13 9:06 PM


BODRUMPOWER SAILING CUP

25. Bodrum Cup genel ödülleri yanısıra, yarışta sponsorlar tarafından desteklenen etaplarda ilk gün Corendon, üçüncü gün Palmali, dördüncü gün Denizbank ve beşinci gün de Palmarina adına birinci gelenler ve dereceye girenlere ödülleri, düzenlenen şenlikler çerçevesinde dağıtıldı.

76

03-130.indd 76

POWERBOATS&YACHTS

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:06 PM


ödül töreni düzenlendi. 25. Bodrum Cup’ın Gümüş Jübilesinde getirdiği bir yenilik de yarışlarda handikap uygulanması idi. Böylece, yatlar arasındaki boy, ağırlık, yelken alanı gibi faktörlerden kaynaklanan farkların belli ölçüde eşitlenmesi sureti ile daha adil ölçütlere göre, performans öne çıkarılarak kazanma-kaybetme dengesi sağlandı. Performans Rating uygulaması sonucu, Guletler sınıfında en iyi düzeltilmiş zaman derecesini elde eden Jasmin I yatı Regatta Bayrağını ve kupayı evine götürdü. Regatta Bayrağını üç yıl kazanan yatlar, bu bayrağı ömür boyu taşıma hakkını da kazanmaktalar. 25. Bodrum Cup’ ta ikinciliği Grandi, Üçüncülüğü Ayaz alırken, Marmaris’ten gelen ve çeyrek asırdır yarışların her birine katılarak Onur Belgesini hak eden alan Büyük Yunus, dördüncü oldu. Jasmin I, Bodrum Cup Geleneksel yatlar kategorisinde de birinci gelirken, onu sırasıyla yine Grandi, Ayaz, Pussycat ve Büyük Yunus izledi. Türkiye’nin Bodrum dolayısı ile tanıdığı, binlerce yıldır Akdeniz’de seyreden Ege’ye özgü tırhandil tipi tekneler için, özgün ve tarihî karakteristiklerine bir saygı göstergesi olarak açılan özel sınıfta ise, düzeltilmiş zaman

derecesi ile Bastarda şampiyonluğu kazanıp, Regatta Tirhandil Bayrağını evine götürdü. Bu sınıfta ikincilikten beşinciliğe kadar ödülleri Usta K, Montenegro, Cocotte ve Meke adlı tirhandiller kazandı. Su içinde kalan boyu 30 metreyi aşan büyük yatları kapsayan Bodrum Cup Gulet XL kategorisinde birinciliği etapları sürekli ilk finiş ile tamamlayan STS Bodrum yelkenli okul gemisi kazandı. Bodrum’u sırasıyla Glorious, Borina I, Take It Easier ve Getaway izlediler. Gümüş Jübilesinde 25. Bodrum Cup’ın getirdiği yeniliklerden biri de,şimdiye kadar ancak misafir kategorisinde Regatta’ya katılmalarına izin verilen “ahşap olmayan yatlar” için de ayrı bir yarış düzenlenmesi idi. Özellikle IRC sınıfı yatlar ile polyester diye anılan GRP teknelerin talepleri üzerine açılan bu sınıfın start ve finişleri genelde ayrı olarak düzenlendi. 25. Bodrum Cup genel ödülleri yanısıra, yarışta sponsorlar tarafından desteklenen etaplarda ilk gün Corendon, üçüncü gün Palmali, dördüncü gün Denizbank ve beşinci gün de Palmarina adına birinci gelenler ve dereceye girenlere ödülleri, düzenlenen şenlikler çerçevesinde dağıtıldı.

Yarışın Yunanisan’da Kos adasında sonuçlanan ikinci etabında ise, ölümünün 40. Yılında Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı anısına bir özel ödül verildi. 25. Bodrum Cup’ın ilginç özel ödüllerinden biri de, Barbaros Yachting tarafından, Pirî Reis Haritasının çiziminin 500. Yıldönümü anısına verildi. Bunların dışında da, yarışı çevreleyen şenlikler , törenler ve kutlamalar çerçevesinde en şık ve ilginç kıyafeti giyen, en iyi pankartı ve logoyu tasarlayan mürettebata ve kortej yürüyüşündeki en fantastik görünen ekibe de ödül verildi. Her yıl verilen en genç yarışmacılar ödüllerini ise iki aylık denizci Eylül Yeke (Nostalgia) ile ikizler Ali Demir ve Yücel Efe (Almira) aldılar. Gümüş Jübilenin en anlamlı ödülleri arasında Bodrum Cup’a en çok katılan yatlara bu yıl ilk kez verilen Şeref Ödülleri de yer almakta idi. En büyük ödülü, hiç aksatmadan 25 yıldır Bodrum Cup’a gelen Marmarisli yat, Büyük Yunus alırken, 20. Yılını dolduran Elele II, 15 yıldır yarışan Kaptan Yarkın ve 10 yılı tamamlayan Arielle Deniz ile Cocotte da onur listesine girdiler. ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 77

77

11/28/13 9:06 PM


NEWS RACING POWER SAILING POWER

KIŞA HAZIRLIK YAT YARIŞLARI SONA ERDİ The Marmara ve Milta Bodrum Marina’nın desteği ile Bodrum Açıkdeniz Yelken Kulübü tarafından bu sene dördüncüsü düzenlenen “The Marmara – Bayk Kışa Hazırlık Yat Yarışları”, 9-10 Kasım 2013 tarihlerinde yarışçıları bir araya getirdi.

9 Kasım

Cumartesi günü start alan tekneler, 5 knot havada 11 millik Bodrum start Çelebi önü şamandırası iskelede - Kargı Adası iskelede - Çelebi önü finish offshore rotasında yarıştılar. İkinci gün 78

03-130.indd 78

POWERBOATS&YACHTS

ise 5-6 knot havada, şamandıra rotasıyla yarışı tamamladılar. The Marmara-BAYK Kışa Hazırlık Yat Yarışları ödülleri ise 10 Kasım akşamı Marina Yacht Club’da düzenlenen ödül töreninde sahiplerini buldu. Gecede ödüller The Marmara

Bodrum Satış Pazarlama Müdürü Canan Benli, The Marmara Bodrum Yiyecek İçecek Müdürü Erdinç Bektaş ve Başhakem Rıza Bayrı tarafından verildi. Bodrum Açıkdeniz Yelken Kulübü tarafından bu yıl onüçüncüsü

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:06 PM


düzenlenecek olan, Türkiye’nin en uzun Yelken Kış Trofesi 18-19 Ocak 2014 tarihlerinde başlıyor. Ocak - Mayıs aylarında, toplamda 7 ayaktan oluşan trofeye katılacak tekneler, bu uzun soluklu yarışta IRC sınıflarında, 25 Mayıs’ta düzenlenecek Ödül

Töreni’ndeki Trofe Kupası’nı alabilmek için mücadele edecekler. THE MARMARA-BAYK KIŞA HAZIRLIK YAT YARIŞLARI SONUÇLAR: • IRC A BİRİNCİSİ- OAKLEY- MATADORCÜNEYT BÜYÜKUÇAK

• IRC A İKİNCİSİ- TRUVA-YUSUF ATİLLA YENER • IRC A ÜÇÜNCÜSÜ- SKY MARİNE-AQUVİTSELÇUK BÖREKÇİ • IRC B BİRİNCİSİ – AURORA FIRST-ÖMER DİRİM • IRC B İKİNCİSİ – WİZARD-CEVAT SATIR • IRC B ÜÇÜNCÜSÜ – MİHO-MURAT OKAY • IRC DESTEK SINIFI BİRİNCİSİ-SAFİNAZÖZLEM AKDURAK ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 79

79

11/28/13 9:06 PM


FISHING

Bodrum Uluslararası Sportif Balıkçılık Turnuvası

Bodrum Milta Marina ve Marina Yacht Club Bodrum’un sponsorluğunda düzenlenen 5.Bodrum Uluslararası Sportif Balıkçılık Turnuvası sona erdi.

24-27

ekim tarihleri arasında bu yıl 5ncisi gerçekleştirilen 30 offshore balıkçı teknesi ve 180 yarışmacının katılımı ile Bodrum Milta Marina’nın ve Marina Yacht Club Bodrum’un ana sponsorluğu altında ve diğer birçok önemli sponsor firmanın desteği ve büyük heyecanla 80

03-130.indd 80

POWERBOATS&YACHTS

gerçekleştirildi. Turnuvayı destekleyen yerel yetkililer ve sponsorlar etkinliği daha geniş kitlelere ulaştırmak için önümüzdeki yıllarda da desteklerinin artarak süreceğini söylediler. Yarışmanın hakemliğini IGFA Türkiye temsilcisi Dr. Serdar Günseren ve Bodrum Marin Grup CEO’su Haluk Tepe yaptı. Yarışma

öncesi IGFA Türkiye temsilcisi Dr Serdar Günseren tarafından tüm yarışmacılara Yakala ve Bırak tekniği ile ilgili bilgilendirme yapıldı. Olta balıkçılığının uzun yıllar yapılabilmesi için birçok balık yarışmacılar tarafından sağlıklı bir şekilde denize geri bırakıldı. Balıklarını denize geri bırakan yarışmacılar için

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:06 PM


hakem heyeti iki kat puan uyguladı. Hakem Heyeti” Bir çok deniz ve kara avının yapılabildiği, dünyanın en güzel coğrafyasında yaşıyoruz, bu turnuvada amacımız çok balık tutmak değil sportif ve etik bir yaklaşımla denize ve sportif balıkçılığa gönül vermiş insanlara çevre ve doğa sevgisini aşılmak şeklinde açıklama yaptı. Çekişmeli geçen yarışma sonucunda Yarışmacıların 2 günlük performansları sıralama şu şekilde gerçekleşti: OFFSHORE KLASMANI: 1. CANO 1 teknesi ile Can Özer ve ekibi 2. HEAVEN EXPRESS teknesi ile Hakan Külahçı ve ekibi

3. Yunanistan’dan gelen CASTAWAY teknesi ile Vissarion & Sophia Balalis çifti INSHORE KLASMANI: 1. ACATES teknesi ile Kadir Kurtuluş ve ekibi 2. YURDADOĞAN teknesi ile Bülent Yurdadoğan ve ekibi 3. AYLİN teknesi ile Necmettin Yay ve ekibi Ayrıca; Bayan Yarışmacı Özel Ödülü TNT ekibinden Bota Göz Tepe’ye, CASTAWAY teknesinden Sofia Balalis’e Şakir Tüfekçi Özel Ödülü, My SON teknesiyle yarışmaya katılan Ömer Faruk Torun’a yelkenli tekne ile yarıştıklarından çevre koruma ödülü verildi. Yakala ve Bırak Özel Ödülü: BONİTO

teknesiyle yarışmaya katılan Rıza Saraf’a, En Küçük Yarışmacı Ödülü: MOONLIGHT teknesiyle yarışmaya katılan Ömer Üçer’e Yılın Balıkçısı Ödülü: JASMIN teknesiyle yarışmaya katılan Yenal Ege’ye verildi. Çok güzel bir havada yapılan çekişmeli yarışma Marina Yacht Club Bodrum’da düzenlenen ödül töreni ve canlı müzik eşliğinde muhteşem gala yemeği ile son buldu. Organizasyonu gerçekleştiren Haluk TEPE tüm katılımcılara ve sponsorlara teşekkür ederek denize ve çevreye gönül veren tüm balıkçı dostlarımızı her yıl bodruma bekliyoruz dedi. Yarışmacılar bu organizasyonun sahibi Bodrum Marine Grup CEO’su Haluk Tepe ve ekibine yarışmanın devamlılığını sağladığı için teşekkürlerini ilettiler. ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 81

81

11/28/13 9:06 PM


03-130.indd 82

11/28/13 9:06 PM


Ekranların sempatik ve yakışıklı yüzü;

VATAN ŞAŞMAZ Gurme alışverişte en seçkin

5

adres

Taylan Kümeli’den

Cilt ve Saç Bakımı ipuçları! Dünyanın en gözde yeni yıl başkentleri

CEG COACHING’den zinde kalmak için hareket

4

Tekne hayatında kadın ve çocuk

Madame Kapak.indd 3

11/27/13 7:42 PM


03-130.indd 3

11/27/13 7:45 PM


Yepyeni bir yıla

merhaba!

İstanbul’da sonbaharın sonunda yeni umutlarla yepyeni bir yılın başlangıcındayız. Bu sayımızda yılbaşı havasını soluyoruz, seyahat planları yapıyoruz, hediyeler seçiyoruz ve yeni bir yaşam diliyoruz kendimize. Daha hoşgörülü, daha sevgi dolu, daha güler yüzlü… Havanın ciddi anlamda soğuduğu şu günlerde denizde küçük bir kış molasına ne dersiniz? Sıcacık kamarada tatlı tatlı sallanarak kitap okumak, hafif ve dinlendirici bir müzik eşliğinde sıcacık sohbetler yapmak gibisi var mı? Havalar soğudu diye teknesine bir sonraki bahara kadar elveda diyenlere sözüm. Soğuk havalarda başka bir güzel oluyor deniz. Öyle yelken açıp seyretmek değil belki ama kıyı kıyı küçük bir gezinti ya da en azından marinada teknenin içinde keyifli zaman geçirilebileceği bir gerçek. Hatta belki de yılbaşı gecesini teknede karşılayacak kadar deniz tutkunu olanlar vardır aramızda. Yeni yılı karşılayan bu sayımızda sizleri yine birbirinden güzel sürprizler bekliyor. Seyahati sevenler ve yeni yılı başka bir ülkede farklı bir şekilde karşılamak isteyenler için en gözde başkentlerine, moda düşkünleri için genç yeteneklerin en güzel defile maratonlarına ve sağlığına dikkat edenler için Taylan Kümeli’den önemli ayrıntılara yer verdik. Keyifli okumalar. Tüm Madame okurlarına sevgilerle

03-130.indd 83

11/28/13 9:06 PM


NEWS

MARTI İSTANBUL HOTEL FODOR’S TRAVEL TARAFINDAN DÜNYANIN EN İYİ 100 OTELİNDEN BİRİ SEÇİLDİ Geçtiğimiz bir yıl içinde dünyanın sayılı önemli ödüllerinin sahibi olan Martı Istanbul Hotel; 77 yıldır seyahat rehberlerinin dünyanın en önde gelen ismi, Fodor’s Travel tarafından verilen “2013 En İyi 100 Fodor Oteli” (2013 Fodor’s 100 Hotel Awards) ödülünü, Türkiye’den tek otel olarak, almaya hak kazandı. Her yıl 8 farklı kategoride, o yılın turizm trendlerini de göz önünde bulundurarak 7,500 farklı destinasyonlardaki 17.000 otel arasından en iyi 100 dünya otelini seçen Fodor’s editörleri ve seyahat eksperleri, 2013 yılında da kategorilerinin en iyilerini belirledi. “2013 En İyi 100 Fodor Oteli” ödülleri, 26 Kasım akşamı New York’ta düzenlenen seremoni ile sahiplerine takdim edildi. Dünyaca ünlü tasarımcı Zeynep Fadıllıoğlu tarafından dizayn edilen Martı Istanbul Hotel; farklı özelliklerin önem taşıdığı, en iyi yemeiçme otelinden en egzotik otellere kadar birbirinden farklı kategorilerde birçok 84

03-130.indd 84

POWERBOATS&YACHTS

otelin özenle incelendiği değerlendirmeler sonucu, yüksek standartlardaki lüks hizmet anlayışı, üstün konforu ve şıklığı ile

“Sleek City Addresses” (En Şık Şehir Oteli) kategorisinde 2013’ün “En İyi 100 Fodor Oteli” ödülüne layık görüldü. Bu kriterler ile dünya çapında benzerlerinden farklılaşan ve ilk 100 otel arasına giren Martı Istanbul Hotel’in Genel Müdürü Sedat Nemli “Şehrin kültür

dokusuna uygun, özellikle kültür ve sanat merkezi Taksim’in ruhuna uyumlu, farklı özellikleri ile de dikkat çeken kişilikli bir şehir oteli Martı Istanbul Hotel. “2013 Fodor’s 100 Hotel Award” ile bu değerlerimizi belgelemiş olmaktan gurur duyuyoruz. İlerleyen süreçte bir şehir oteli olarak çok iyi bir ev sahibi olmakla kalmayacak, kültür, sanat ve gurme alanlarında şehrimizin hareketli yaşamına aktiviteler ile yeni renkler, yeni tatlar katacağız.” dedi. Martı Istanbul Hotel, farklı kategorilerde, lüks döşenmiş ve büyüklükleriyle dikkat çeken 31’i suit 270 odaya sahip. Otel, her biri gün ışığı alan toplantı salonları, uluslararası lezzetleri yerel tatlarla harmanlayan mutfağı, tarifsiz bir İstanbul manzarasına hakim terası, spası ve fitness alanları ile de dikkat çekiyor. www.martiistanbulhotel.com

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:06 PM


“Hareket Onarım Terapisi” ile

Dr.Chet Collins Türkiye’de… Dünyada iyi yaşam alanındaki tüm yenilikleri ve gelişmeleri takip ederek misafirlerine sunan, Türkiye’nin tek destinasyon Spa’sı ve Avrupa’nın en donanımlı destinasyon Spa’larından Richmond Nua, dünya çapında bir fizyoterapist olan Dr.Chet Collins’i ağırlıyor. Dünya fizyoterapi literatürüne geçen Hareket Onarım Terapisi’nin mucidi, sihirli elleriyle kas ve iskelet sistemindeki sorunları bulup etkili bir şekilde tedavi ederek ağrılarla vedalaştıran fizyoterapist Dr.Chet Collins, seanslarını 10 Kasım

tarihine kadar Richmond Nua Wellness Spa’da sürdürecek. Hareket Onarım Terapisi nedir? Vücudun hareketine ve fonksiyonuna göre anormal olan sınırlamaları düzeltmeye odaklı, detaylı ve derin doku manipülasyonu, parmak baskısı ve eklem hareketlerinin eşsiz bir bileşimidir. Terapi, detaylı bir doku düzenleme, hafif dokunuşlar ve parmak basınçları ile her hastanın ihtiyacına göre değişen eklem hareketlerinin dengeli bir kombinasyonundan oluşuyor.

Pek çok kronik kas ağrısı, hareketin kısıtlanması sonucu kaslarda oluşan anormal stres yüzünden meydana geliyor. Doğru hareket edebilme sağlandığında, stres azalır, hasta hareket edebilir ve kaslarını acı çekmeden kullanabilir. Hareket Onarım Terapisi ağrıyı azaltabilir ve tedavi edici egzersizler ağrının geri gelmesini engeller. Detaylı bilgi için: +90 264 582 21 00 www.richmondnua.com ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 85

85

11/28/13 9:06 PM


TRAVEL

DÜNYANIN EN GÖZDE

YENİ YIL BAŞKENTLERİ Yeni yıl yeni olanaklar demek... Yeni beklentiler... Yeni kararlar... 7 kıtanın en güzel şehirlerinden birinde, yeni yılı kutlamak ise, güzel başlangıç için en iyi yoldur.

Paris, Fransa Dünyanın en romantik şehirlerinden birinde yeni yıla girmek hayatta bir kere yaşanması gereken bir deneyim. Champs-Elysees ve Montmarte’da sokak partilerine katılabilir, büyük havai fişek gösterisini 86

03-130.indd 86

POWERBOATS&YACHTS

seyredebilirsiniz. Gurmeler için en iyi yılbaşı adreslerinden birisi de burası. Binlerce restoran, bar, kabare ve kulüplerin üzerine şehrin ışıkları düşüyor ve geceyi inanılmaz kılıyor.

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:06 PM


Barselona, İspanya Barselona, başka hiçbir şeye benzemez bir enerjiye ve tarza sahip. Kutlamalar yeni yılın ilk gün doğumuna kadar sürüyor. Yeni yıl arifesinde yenilen yemek ve gece kutlamaları İspanyol kültürünün değişmez parçaları. Birçok diğer büyük şehrin aksine, Barselona’da yılbaşı kutlamak için büyük bir alan yok ve bu nedenle güzel bir restoranda yer ayırtmanız şart. Restoranlar erken dolduğu için önceden rezervasyon yaptırmayı unutmayın.

Dubrovnik, Hırvatistan Muhteşem sahili, 1185 adacık ve resifleri, eski Roma harabeleri, resim gibi ortaçağ köyleri ile aşıklar için çekici bir ülke Hırvatistan... Tarihi ve kültürel mirasları ile 1700 yıllık Split ve dünyanın en romantik üçüncü şehri olarak bilinen Dubrovnik... Yeni yılı tarih boyunca batılı seyyahların doğuya olan yolculuklarında durakladıkları en korunaklı liman olan Dubrovnik’te eski adı ile Ragusa’da ortaçağ mimarisinin Rönesans etkileri ile sentezlendiği bir ortamda karşılamak, oldukça sıcak bir fikir olacak. ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 87

87

11/28/13 9:07 PM


TRAVEL

Marakeş, Fas Gizemli bir labirenti andıran sokakları, şehir merkezindeki panoramik meydanda yılan oynatıcıları ve akrobatları, renkli pazarları, Fas’a özgü enfes yemeklerin sıcacık kokusu… Bence bir kişinin Marakeş’ten bekleyebileceği şeylerden sadece bazıları... Antik ticaret merkezi olan bu büyüleyici şehir günümüzde de her yıl milyonlarca turisti cezbeden 88

03-130.indd 88

POWERBOATS&YACHTS

canlı turistik merkez olmanın yanı sıra bu geleneksel atmosferini korumaya devam ediyor. Özellikle Medine’de (Eski Şehir’de) bulunan, Marakeş’in çapraz dar yollarında ve pazar yerlerinde, zamanda yolculuk yaptığınızı düşünecek veya ‘Arap gecelerini’ anlatan bir orta çağ filminde hissedecek ve yeni yılı başka bir zaman dilimde kutlamanın keyfine varacaksınız.

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:07 PM


Nice, Fransa Uluslararası havaalanı ve Paris’e hızlı treniyle Nice, pek çok turistin ünlü Fransız Riviera’sındaki (Cote D’azur) görmek istediği ilk yerdir. İlk olarak Yunanlılar tarafından kurulan şehre “zafer tanrıçası” anlamında Nike ismini vermiş; daha sonra Romalılar Cimiez

www.vip.com.tr üzerinde maden suyu kaplıcalarını popülerleştirerek burayı turizm sektörüne açmıştır. 19. yüzyılda İngiliz ve Rus aristokratlardan rağbet gören Nice, geçmişin aksine bugün her anlamda popüler ve bir tatil cenneti olarak anılıyor. ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 89

89

11/28/13 9:07 PM


COVER STORY INTERVIEW

Ekranların sempatik ve yakışıklı yüzü...

Vatan Şaşmaz Fotoğraf: Can Esentaş Yazı: Gamze Özdeniz

Vatan Şaşmaz, hepimizin bildiği, beyefendi kişiliği ile toplumun sevilen bir yüzüolmanın yanı sıra mesleğini hakkıyla yapan, ve televizyona yakışan bir isim.

90

03-130.indd 90

Türkiye’nin büyük bir kesimi zaten sizi gayet iyi tanıyor ama biraz kendinizden bahseder misiniz? Kimdir Vatan Şaşmaz? 15 yılı aşkın bir süredir sunuculuk ve oyunculuk yapan 39 yaşında yakışıklı, at binmeyi, skill diving yapmayı seven ve son dönemde denizciliğe merak salmış biriyim. Şimdi fark ettim de aslında insanın kendini anlatması biraz zormuş.

bodoslama diyebileceğimiz bir şekilde girdim. Aktüel magazin programlarından sabah kuşağına, yarışma programlarından reklam filmleri ve dizi oyunculuğuna kadar birçok iş ve projede yer aldım. Derseniz ki nedir bunun sırrı, açıkçası ben de bilmiyorum. Ben eğleniyorum, eğlendiriyorum bakıyorum bir de üstüne bana para veriyorlar.

Yıllardır ekranlardasınız, nedir bunun sırrı? Nasıl başladı bu hikaye? İstanbul Üniversitesi İşletme bölümünü bitirdikten hemen sonra sektöre biraz da

Şu an neler yapıyorsunuz? Hangi projeler içerisinde yer alıyorsunuz? Sektörel programlarım, “İş Dünyası” ve “Emlak Turu” dışında World Travel

POWERBOATS&YACHTS

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:07 PM


ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 91

91

11/28/13 9:07 PM


COVER STORY

Derseniz ki nedir bunun sırrı, açıkçası ben de bilmiyorum. Ben eğleniyorum, eğlendiriyorum bakıyorum bir de üstüne bana para veriyorlar.

Chanel’da “Ucuzcu” diye gezi ve lezzet programım var. Sunumlar, açılışlar, organizasyonlar ve bazı eventlerde moderatör ve master of ceremony olarak devam ediyorum. Yeni yıla bir yarışma programı ve sponsorum aynı zamanda adaşım olan bilgisayar şirketi ile bir de teknoloji programına başlayacağız. Denize ve teknelere olan merakınız nereden geliyor? Yeni aldığınız bir tekneniz var, hangi modeli neleri göz önüne alarak tercih ettiniz? Çocukluğumdan beri denize, denizciliğe 92

03-130.indd 92

POWERBOATS&YACHTS

ve teknelere ailemin sayesinde çok meraklıyım. Babam VE amcalarımın hepsi deniz adamlarıydı. Tekneleri vardı, suyun içinde büyüdüm diyebilirim. Bir tekne sahibi olmak aklımda her daim vardı da hayat gailesinden ayıracak zamanım yoktu. Kısmet bu güneymiş. Tekne alırken iki alternatif vardı ya büyük 35-40 fit ama biraz eski bir tekne olacaktı ya da biraz daha küçük ama sıfır bir tekne. Biz ikinci alternatifi seçerek 16 saatte 2011 model benzinli tek motor Amerikan 270 Chapparall Signature modelinde karar kıldık ve çok memnunuz.

Eşinizle gitmekten hoşlandığınız ya da gitmeyi planladığınız rotalar var mı? Şimdilik Marmara’nın her koyu, kıyısı ve köşesi diyebilirim. Adalar’dan Boğaz’a, Karadeniz kapısından Silivri’ye kadar her nokta cazibesini koruyor bizim için. Ama ilk olarak en çok Burgazada ve çevresini kesifteyiz bu aralar. Sizi yakından takip edenler için, yeni yayın döneminde yeni planlarınız neler? Deniz dostları beni artık sadece televizyonda değil, yanlarından geçen bir motor yatta da görebilirler. Karşılaştığımızda selamlaşmayı ihmal etmesinler. Vira bismillah...

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:07 PM


ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 93

93

11/28/13 9:07 PM


FASHION

94

03-130.indd 94

POWERBOATS&YACHTS

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:07 PM


ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 95

95

11/28/13 9:08 PM


FASHION

İstanbul’da

Geleceğin Moda Tasarımcılarıyla Tanışın! ‘Istanbul Fashion Incube’; geleceğin moda tasarımcılarını destekleyen ilk moda girişimcilik merkezidir. Proje Türkiye moda endüstrisinde kilit rol oynayan İstanbul Kalkınma Ajansı ve İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) tarafından desteklenmektedir. ‘Istanbul Fashion Incube’, yetenekli tasarımcılara markalarını güçlendirmek üzere benzersiz bir destek sunuyor. Tasarımcılara çalışabilecekleri bir ofis, İstanbul’da modanın kalbi olarak nitelendirilen Nişantaşı’nda showroom imkanı, özellikli kumaş ve materyalleri yakından inceleyebilecekleri materyal kütüphanesi sağlayan merkez bünyesindeki tasarımcılar; markalarının görünürlüğünü 7 - 11 Ekim tarihleri arasında gerçekleşen Mercedes-Benz İstanbul Moda

Haftası’nda defile ve stüdyo şovları ile sunuyor. Koleksiyonlarını gösterebilecekleri yeni kumaşlara ve fırsatlara ulaşmalarının yanı sıra; bu projenin bir parçası olarak ‘Istanbul Fashion Incube’ ile uluslararası danışmanlardan oluşan takımlarla işbirliği halinde olunması, girişimcilik yeteneklerinin geliştirilmesi, koleksiyonlarının planlanması, markalaştırılması, yönetimi, finansal planlanması, styling ve defile hazırlıkları gibi noktalarda, tasarımcıların markalarının uluslararası platformlarda rekabet güçleri artırılmaktadır. Mayıs 2013’ten bu yana danışmanlar, seçilen tasarımcılara, İstanbul’da bulunan ‘Fashion Incube Merkezi’ni ziyaret ederek eğitimler vermiş, birebir danışmanlıkta bulunmuşlardır. ‘Istanbul Fashion Incube’ projesi

15 Ocak 2013 yılında hayata geçirilmiştir. Projenin amacı desteklediği tasarımcıların ulusal ve uluslararası platformlarda rekabet edebilme gücünün kuvvetlendirilmesidir. Merkez, Türkiye moda endüstrisinde kilit rol oynayan İstanbul Kalkınma Ajansı ve İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) tarafından desteklenmektedir. ‘Istanbul Fashion Incube’; kendi markalarını kurmuş genç moda tasarımcılarını deneyimlerini güçlendirmesi, markalaşmalarını sağlanması ve iş planlarının oluşturulması konularında desteklemektedir. Merkez; moda yönetimi, pazarlama ve halkla ilişkilerin yanı sıra finans ve üretim konularında da şu tasarımcılara danışmanlık vermektedir.

‘KIRILMA NOKTASI’ Her insanın bir kırılma noktası vardır. Beklentilerine istediklerine, arzuladığı bütün herşeye hazır olmak istediği an! Ayhan Yetgin’in İlkbahar - Yaz Koleksiyonu kendinden emin net ve dik duran bir kadını yansıtıyor. Siyah beyaz lekeler üç boyutlu formlara eşlik ediyor, durağanlık aynı anda hareketlilikle birleşiyor. Koleksiyonda pelerin detayları ön planda yer alıyor. Yüzeylerdeki sürpriz ise fotoğraflanmış olan deney tüplerinin, dijital baskıyla kumaşa entegre edilerek cam dokusunun en doygun halindeki kırılmaları yansıtması. 96

03-130.indd 96

POWERBOATS&YACHTS

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:08 PM


‘GRAFEN’ by Ece Gözen

Ece Gözen, SS14 koleksiyonu için ilhamını; bilim adamlarının 2004 yılında keşfettiği geleceğin maddesi ‘grafen’den alıyor. Grafen’i oluşturan atomların modüler yapısı esas alınarak oluşturulan geometrik detaylar, evrenin holografik renklerini sembolize eden likit desenlerle birleşiyor. Koleksiyonda temel renkler beyaz, siyah ve buz mavisi olsa da Ece Gözen’in sportif tasarımlarına sürpriz bir renk spektrumu enerji katıyor. Desenlerin ağırlıklı olarak kullanıldığı koleksiyonda, aynı zamanda krep, saten, file ve örme kumaşların birbirleriyle olan kombinlerini görmek de mümkün. Feminenliğini sportif görünümlerin ardına gizleyebilen, yeni stillere açık, cesur kadınlar için tasarlanan koleksiyonun tarzı ‘’sportcouture’’ olarak tanımlanıyor.

ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 97

97

11/28/13 9:08 PM


FASHION

by Hande Çokrak Maid in Love S/S 14 yaz koleksiyonu ‘Tuhafların Gemisi’, Garip yaratıkların uzun bir günde, küçük bir gemide yaptıkları seyahati anlatıyor. Anormalliklerin normal karşılandığı bu maceraya hepiniz davetlisiniz. Hedonizm’in hüküm sürdüğü bu gemide az çalışıp, çok eğlenip dilediğinizi yapabilirsiniz mesela bütün gün uyuyabilirsiniz ya da aynı noktaya saatlerce bakabilirsiniz. İçinize kapansanız bile kimse size rahatsız etmez ya da çıplak gezebilirsiniz Bireyselliğin dayanılmaz hafifliğini tecrübe edip, kendi garipliklerini keşfetmek isteyenlerin yolculuğudur. Hayatı kıyafetlerinizden başlayarak değiştirin, devamı gelecektir... Pastel renkler üstüne garip yaratıkların süslediği eşsiz baskılar, koton ağırlıklı hafif kumaşlarla bütün gün pijamayla dolaşma hissi veren rahat kesimlerin sizi götürdüğü yere gidin. Maid in Love markası bu sezon Londra Scoop, Capsule New York, Who’s Next Paris, Paris sur Mode ve Mercedes Istanbul Fashion Week’de sergileniyor.

98

03-130.indd 98

POWERBOATS&YACHTS

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:08 PM


‘A Day at the Seaside’ by Serdar Uzuntaş

Vogue Italia Eylül sayısında “200 Yeni Yetenek” arasında gösterilen Serdar Uzuntaş, Londra Moda Haftası ve Floransa Pitti Uomo Fuarı gibi moda dünyasının en önemli etkinliklerinde gerçekleştirdiği koleksiyon sunumlarından sonra ilk defilesini anavatanında, MercedesBenz Fashion Week İstanbul’da gerçekleştirdi. Londra bazlı Türk tasarımcı Serdar Uzuntaş, ilk koleksiyonuyla 2010 yılında dünyanın en önemli erkek giyim fuarı Pitti Uomo’dan davet almış, ardından peşpeşe Londra Moda Haftası’nda koleksiyon sunumları gerçekleştirmişti. Koleksiyonlarındaki İngiliz çizgisini, yeniden yorumladığı Türk motifleri ile zenginleştiren tasarımcı, “A Day at the Seaside” adlı 2014 İlkbahar-Yaz koleksiyonu içinse ilhamını; İngiltere’nin Brighton sahillerinde dama oynayan, kanoya binen ve çeşitli sportif aktivitelerle tatillerini geçiren İngiliz kolej öğrencilerinden alıyor.

ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 99

99

11/28/13 9:08 PM


FASHION

1920’LERİN İHTİŞAMI by Tuvanam

Tasarımcı Tuvana Büyükçınar Demir, MercedesBenz Fashion Week Istanbul presented by American Express bünyesinde gerçekleştirdiği İlkbahar Yaz 2014 defilesinde, trendlere ilham veren klasikleşmiş 1920’ler 30’lar ve 40’ların naif, elegan, romantik üslubunu podyuma taşıdı. Tuvana Büyükçınar Demir atölyesinin gücünün hissedildiği koleksiyon dönemin nefes kesen hayalperest ve romantizm kokan yorumuna tanıklık etti. Açılışı ve kapanışı Çağla Şikel’ in yaptığı defilede Didem Soydan, Duygu Akdeniz ve 12 yabancı manken yer aldı. Kreplerin, taşlanmış ipek satenlerin, Fransız dantelleri ve kristal ışıltılarıyla zenginleştiği koleksiyon inci, krem, balköpüğü ve beyazın en yumuşak tonlarını barındırıyor. Tuvanam İlkbahar Yaz 2014 koleksiyonunda tamamı el işçiliği ile hazırlanan parçalar dikkat çekti. Özel bir örme tekniği ile tamamı kristal taşlarla elde örülmüş 10 kg. ağırlığındaki ceket ve elbise atölye ekibi tarafından 200 saati aşkın sürede tamamlandı.

100

03-130.indd 100

POWERBOATS&YACHTS

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:08 PM


“HIDDEN”

by Zeynep Tosun Zeynep Tosun, Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul presented by American Express kapsamında 2014 İlkbahar - Yaz koleksiyonunu 8 Ekim 2013 Perşembe günü Kuruçeşme Arena’da sergiledi. Her Story’nin sponsor olduğu ve Mercedes-Benz’in sunduğu defilede koleksiyonun ana ilham kaynağı olarak 1920’leri alan Zeynep Tosun, tasarımlarında 20’lerde ve günümüzde yaşayan kadınların erkeksi kemik yapısını ve gizli seksiliğini ortaya çıkartıyor. Dün gerçekleştirilen defileye Eda Taşpınar, Filiz Akın, Yasemin Taciroğlu, Azra Akın, Ceylan Çapa, Aslı Ekşioğlu, Pınar Sabancı gibi cemiyet ve moda dünyasından ünlü isimler katıldı. Günümüzün çalışan rahat şehirli yaşayan kadınları, Zeynep Tosun yeni sezon koleksiyonunda, erkeklerden rol çalan iş sahibi, spor yapan, stil sahibi, sofistike, güçlü ve seksi bir kadına dönüşüyor. Her Story’nin Zeynep Tosun Ilkbahar-Yaz 2014 koleksiyonu için özel olarak tasarladığı görkemli aksesuarları ile tamamlanmış kombinler defilenin öne çıkan parçaları arasında yer alıyor.

ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 101

101

11/28/13 9:08 PM


FASHION LIFE STYLE

Kipling Helena Christensen koleksiyonu Türkiye’de! Dünyanın en beğenilen ve ilgi çeken super modellerinden Helena Christensen eşsiz, otantik stilini Kipling’in heyecan verici Sonbahar 2013 koleksiyonuna yansıtıyor. Kişisel tarzı gibi farklı bir yaşam süren Helena sadece bir supermodel değil, aynı zamanda tutkulu bir fotoğrafçı, hayır elçisi ve çocuklarına kendini adayan bir anne. Tam da Kipling ruhunu yaşayan biri. Helena’nın Kipling koleksiyonu hayatındaki tüm detaylardan oluşuyor; baharda çektiği pembe bir gül fotoğrafı, dokunduğunuzda yumuşacık bir his veren antika bir koltuğun derisi ona ilham oluyor. Bu koleksiyon Helena’nın objektifinden onun özel anlarını yakalıyor.

Şehrin karmaşası ve lüksü Deri giyim ve aksesuar modasında 40 yılı geride bırakan DESA, yeni sezonda “Urban Safari” temasıyla, piton baskılı, metalik deri ve kürklerle kendini gösteriyor. Şehirli yaşamın karmaşık ortamını safari ruhuyla yansıtıyor. Lüks giyim markası DESA’nın 2013-2014 Sonbahar Kış koleksiyonu yeni teması “Urban Safari” ile şehirli günlük lüksü temsil ediyor. Şehirli yaşamın, karmaşık ortamını safari ruhuyla yansıtan “Urban Safari” teması, kışı hissettiğimiz bu günlerde kurtarıcı parçalar ile kışın güzel geçmesini sağlıyor. 102

03-130.indd 102

POWERBOATS&YACHTS

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:08 PM


Fabrika’dan Yepyeni Bir Model; Master Compressor sonbahara cool yorum Extreme W-Alarm Aston Martin Özgür ruhlu stil sahibi erkekler Fabrika’nın İsviçre’nin Vallée de Joux bölgesindeki Grand Maison’un 180. yıldönümü ve efsanevi İngiliz araba üreticisinin 100. yılı şerefine, bu iki avangart firmanın sekiz yıllık ilişkilerini pekiştirecek çok özel bir saat tasarlandı: Jaeger-LeCoultre Master Compressor Extreme W-Alarm

Aston Martin. Jaeger-LeCoultre ve İngiliz araba üreticisi Aston Martin arasındaki işbirliği çerçevesinde geliştirilmiş olan Master Compressor Extreme W-Alarm Aston Martin, biri üst düzey saatçilik diğeri spor arabalar konusunda birçok nefes kesici teknik yeniliğe sahip.

Sonbahar-Kış Koleksiyonu ile şehirde cool bir görünüm kazanıyor. Geçen sezondan beri yükselişini sürdüren dar paça pantolonlar, sonbaharın favorisi astarsız ceketlerle birleşerek stiline güvenen erkeklere casual-şık bir görünüm kazandırıyor. Stil sahibi erkeğin tercihi Fabrika’nın Sonbahar-Kış Koleksiyonu’nda yer alan renkli dar paça pantolonlara, farklı formlarda astarsız ceketler eşlik ediyor. Kısalan ceket boyları, soft ve silik görünümlü omuzlar, detaylarla hareketlenen pantolonlar, lacivert, bordo, parlament ve toprak tonlarıyla koleksiyonun ana hatlarını oluşturuyor. Günün her saati giyilen modern erkeğin tercihi dar paça pantolonlar, kareli astarsız ceketlerle birleşerek Fabrika erkeğinin stilini oluşturuyor.

Erkeklerin yeni sezonda triko tercihi Pierre Cardin’den yana Dünyaca ünlü moda markası Pierre Cardin, Sonbahar/Kış’14 koleksiyonunda şehir yaşamından ilham alan tasarımlarıyla erkeklerin vazgeçilmezi oluyor. Pierre Cardin koleksiyonunda yer alan sezonun modası yeşil, bordo, gri ve lacivert

renklerinden oluşan trikolar her yaştan erkeğin tarzını yansıtıyor. Sonbahar/Kış’14 koleksiyonuyla yeni sezonda dikkat çeken Pierre Cardin, rahat, kendini iyi hisseden, pozitif erkeklere hem klasik hem spor tarza uygun kombin seçenekleri sunuyor. ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 103

103

11/28/13 9:08 PM


CARESTYLE LIFE

Lekelere Doğal Çözüm Burt’s Bees Leke Karşıtı Serum içeriğindeki meyan kökü ve arı sütü ile cilt tonu farklılıklarınızı gidermeye yardımcı olurken, doğal bir şekilde cildin aydınlık ve genç bir görünüm kazanmasını destekliyor. Arı Sütü nemi muhafaza ediyor ve enflamasyonu azaltıyor. Aynı zamanda cilde faydalı olan kolajen, lesitin, protein, şeker, mineral tuzlar ve vitamin A, B kompleksleri, C, D, E vitaminlerini de içeriğinde bulunduruyor.

John Frieda Profesyonelliğiyle

Saçlarınız Şekil Alıyor!

John Frieda Saç Köklerine Hacim Kazandıran Sprey ile adeta profesyonel saç stilistlerinin elinden çıkmış büyüleyici ve o hep arzuladığınız hacimli ve dolgun saçlara kavuşacaksınız. Saç

köklerinden başlayarak tüm saça havalı ve hacimli bir görünüm kazandıran John Frieda Saç Köklerine Hacim Kazandıran Sprey zayıf ve sönük saçlarınızı ustaca hacimli saçlara dönüştürüyor.

4 Haftada Lekelerinizden Kurtulmaya Ne Dersiniz? Murad’ın Güneşin Zararlı Etkileri ve Pigmentasyona yönelik ürünü Murad Essential-C Daily Renewal Complex-C Vitaminli Günlük Yenileyici Kompleks 4 haftada cilt lekelerinde %46’ya varan azalma sağlıyor. Güneş ve diğer çevresel faktörler sebebiyle oluşan ince çizgilerin, leke ve ton farklılıklarının azalmasına yardımcı olurken, içeriğindeki C vitamini** ile hücre yenilenmesini ve kolajen oluşumunu da destekliyor.

Sıkılaştıran buluş Bliss baby firm anında sıkılaşma etkisi yaratan ve çok daha genç bir görünüm için kullanıldıkça sıkılaştıran ve dolgunlaştıran, aktif içeriklere sahip tek serum! Kozmetik ürünlerde %80’e varan oranda kullanılan su Bliss’in yeni serisinde en son teknoloji kullanılarak %0’a indirildi. Bliss laboratuarlarında %0 su ve %99’u aktif (%1 inaktif - bağlayıcı madde vb.) içeriklerle geliştirilen baby firm serisi çok daha konsantre ve çok daha hızlı etki eden bir formüle sahip.

104

03-130.indd 104

POWERBOATS&YACHTS

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:08 PM


Soğuk Havalarda Bakım Ritüeli Havaların soğumasıyla birlikte günlük cilt ve güzellik bakımında da şüphesiz değişikliğe gitmeli. İşte bu soğuk günlerde yardımcınız olacak ürünler ve ipuçları. Bliss Detoks Etkili Yüz Toniği alkol içermeyen formülüyle gözenekleri sıkılaştırmaya ve kendi ağırlığının 1800 katı kadar nemi taşıyabilen sodyum hiyalüronat ile cildinizi nemlendirmeye yardımcı oluyor. Kış ayları için muhteşem bir seçim!

Sienna Miller ve KimKardashian’ın Güzellik Sırrı Hollywood annelerinin de çatlak izleri olabilir! Hamilelik döneminde veya hızlı kilo alıp verme ile oluşan çatlak izlerinin, yara izlerinin ve cilt lekelerinin görünümünü düzeltmeye yardımcı olur. İçeriğinde yer alan Purcellin Oil™ sayesinde ise yağlı bir his bırakmaz. Bio-Oil’i günde 2 kez düzenli kullanarak, Hollywood annelerinin güzellik sırrını keşfedin!

2013’ün En İyi Ojesi Tırnaklarınıza Renk Katıyor! 2013 yılında Türk tüketicileri tarafından en iyi oje seçilen Sally Hansen Complete Salon Manicure-7 Etkili Oje serisi ile tırnaklarınızı her mevsim en güzel renklerle renklendirin! Tırnaklarına oje sürerken aynı zamanda bakım yapmak isteyen kadınlar için ideal olan Sally Hansen Complete Salon Manicure-7 Etkili Oje ile tırnaklarınızı beslerken, ojelerinizin 10 güne kadar parlaklığını koruyarak dayanmasına yardımcı oluyor.

Sabah uyandığınızda sevgilinizi öpmeye cesaretiniz var mı? Dentiste, Formülündeki 14 çeşit bitki özü (karanfil, tarçın, nane, okaliptüs); ağız içinde oluşan bakterileri, diş hastalıklarını ve ağız kokusunu engellemeye yardımcı olur. Şeker içermeyen özel formülü sayesinde bakteri oluşumuna ve çoğalmasına fırsat vermemektedir. İçeriğindeki Xylitol, dişlerdeki bakteri oluşumunu azaltmayı destekler. C Vitamini sayesinde diş etlerinde hızlı bir iyileşme sağlamaya ve ağız dokusundaki hücrelerin hasar görmesini engellemeye yardımcı olur.

Türkiye’nin ilk tasarım parfüm Butiği La Déesse Cologne pour le Soir’ın güçlü ve daha yoğun bir yorumu. Siyam’dan aselbent, Bulgar ve İran gül balı, ylang-ylang, kimyon, saf tütsü, sandal ağacı, sedir ağacı ve amber. Yüksek yoğunluğa sahip saf yağlar kullanılarak elle şekil verilmiş mumlardan oluşan lüks bir koleksiyon. Mumu üzerine koymak ve hassas yüzeyleri korumak için lüks çinko bir tabak ile sunuluyor. 40-50 saat arasında yanıyor.

ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 105

105

11/28/13 9:08 PM


FITNESS

4

Zinde kalmak için Bu ayki ilk egzersiz programımız 4 hareketten oluşuyor...

hareket...

koyup, me yere e d a k e e adem arken is unuzu k eli, kalk d u m c ğ ü e e v d s nokta ı yere eredey n önemli ğüs kısm nuzun n e ö u g n d e e u r. k v c la ü a re ğ v ını sa reket iz, kalç eniz ge ılaşmas ız. Bu ha kat etm n önce d ık e s ın ik s d rk ın lı n a ta ız e a n m ere y asları kaldır ni yapark manız. Y sını ve k i yukarı hareketi ızlanma geri kalk izleriniz h d e Burpee k d a il d ra k k e la ş ktif o n olara nra aynı anızın a ve en so daha so tabolizm ra kalça e n m o ı, s y s ü ğ n dola önce gö r. Bunda ı çalıştırı ın s a k r he

Burpee 1

2

Air Squat

Air Squat hareketinde bacak ve kalça kaslarımız yoğun bir şekilde çalışmaktadır.

Gün

geçtikçe, hayatımızın her alanında olduğu gibi fitness kültürü de gelişmekte ve bambaşka bir boyut kazanmaktadır. Eskiden bir gym’e gittiğinizde eğitmeniniz size bir egzersiz programı hazırlar bu programı 6-8 hafta boyunca değiştirmeden uygulardınız. Gym’e girdiğinizde önce kas çalışması daha sonra da cardio çalışması yapardınız. Bu da size günde minimum 3 saate mal olurdu. Bu sistemi halen uygulayan gym’ler olmasına rağmen, artık bambaşka sistemler uygulanmakta. Dünya hızla ilerlemekte ve yaşayış şeklimiz her geçen gün hızlanmakta. Gittikçe sanallaşan dünyamızda, özellikle yoğun bilgisayarbaşı iş hayatı olan insanların hem fiziksel aktiviteleri 106

03-130.indd 106

POWERBOATS&YACHTS

minimuma inmiş durumda hem de haftada 3-4 gün ve günde 3 saat egzersiz yapmaya zaman ayırmaları artık neredeyse imkansız. Hem zaman açısından hem de antrenmanın verimi açısından kısa süreli yüksek tempolu antrenmanlar bu nedenle artık daha tercih edilir olmak durumunda. Geliştirilen bu yeni cross training çalışmalarla haftada 2-3 gün ve günde sadece 20-30 dakika ile istediğiniz sonuca çok daha hızlı ve etkili bir şekilde ulaşabilirsiniz. Bu antremanlar eskilerine göre daha kısa olmasına rağmen çalışma temposunun yüksek olmasından dolayı daha zorlayıcı ancak güç, performans ve fiziksel görünümdeki gelişimin gözlenmesi açısından

çok daha hızlı ve tatmin edici sonuçlar veren antrenmanlardır. Cross training antrenmanlara, sakatlanma riskinin minimize edilmesi ve kişinin mental olarak kendini hazırlayabilmesine zaman tanımak için, 2-3 haftalık hazırlık dönemi ile başlanması gerekmektedir. Fiziksel ve mental olarak altyapıyı oluşturacak bu hazırlık döneminde alınacak koçluk ve danışmanlığınızı veren trainerınızın seçimi çok önemlidir. Çünkü bu çalışmaların yapıldığı gymlerde makine sayısı yok denecek kadar azdır. Bu sistemlerde makine ve enstruman kişinin kendi bedenidir. Bu yüzden, trainer’ın konuya ciddi anlamda hakim olması ve öğrencisini fiziksel ve ruhsal anlamda çok iyi analiz edebilmesi gereklidir.

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:08 PM


CEG COACHING Yön.Kurulu Başk./ Master Koç / Danışman Yrd.Doç.Dr.Deniz J. Kaya deniz.kaya.ceg@ hotmail.com

3

Performansını Keşfet

Crunch with Ball

Crunch with Ball hareketi karın kaslarımızı yoğun bir şekilde çalıştırır. Bu hareketi yaparken belinizin yere tamamen temas ettiğinden emin olun.

4

Rowing

Rowing hareketi sırt, bel ve omuz kaslarımızı çalıştırır. Postürümüzün düzgün ve sağlıklı olabilmesi için ve omurga sağlığı için çok önemli bir harekettir.

anı Antrenm - Günün ) y a D Dk. içinde e out of th sible) - 15 s rk o p o s a (W s nd W.O.D many rou mrap (As g t 15 Min. A 10 Rowin e s ith Ball • iz en çok w in h ğ c e n u c d e ru n il C yapab da 1 rou uat • 15 yaptığınız 10 Air Sq • ız s s k e lı e ra rp a eti 10 Bu diğiniz ört harek e yapabil yazılan d ma kika içind a d 5 Yukarıda 1 Bu progra . z r. olacaktı olursunu z ış u n m a ru ik la o k m k a s tama da 1-2 d yısı sizin lar arasın round sa d n m u u ro ıp im a lt s aft mak nizi kısa n ilk 1-2 h nme süre ınız zama kça dinle tı ş başladığ lı a k a nc elisiniz. ilirsiniz. A eyi denem tm e dinleneb e ld larınızı e ar seltip kas sek skorl ız artar ızınızı yük h daha yük a m z li as oranın metabo larsanız k m u ra g y g u ro k p Bu zenli olara a olur. r. Eğer dü da azalm sıkılaştırı iddi oran c a d ız ın n ve yağ ora

ekliyoruz.

CEG COACHING Genel Müdür /Koç/ Danışman /Master Trainer Yılmaz Arif Budak yilmazarifbudak@gmail.com twitter.com/Arif_budak

b Sorularınızı

Cross training çalışmalar karşınıza Interval Training veya High Intensity Interval Training isimleriyle çıkabilir. Farklı kaynaklarda farklı olarak yer alabilen tüm bu terimler aynı sistemin farklı adlandırmalarıdır. Cross training egzersiz felsefesini paylaşan bir diğer sistem de Tabata Sistemi dir. Bu tip özel üst düzey sentez antrenman sistemleriyle beraber size özel hazırlanmış beslenme sistemleri birlikte eşzamanlı olarak

uygulandığında, üst düzey yüksek performans ve düşük yağ oranına sahip atletik fiziksel görüntüye sahip olmanız kaçınılmaz olacaktır. Cross training ve beslenme düzeni, dönemsel olarak uygulanacak sistemlerden ziyade bir yaşam tarzıdır. Zaten bu yaşam tarzını kazandığınızda ulaşacağınız fiziksel görüntü ve performans da asla kaybetmek istemeyeceğiniz bir değer olarak yaşamınızda hak ettiği yerini alacaktır.

Hayat denilen hadise gittikçe hızlanıyor, hiçbir şey yerinde durmuyor ve değişiyor. İşler, projeler, insanlar, piyasalar, müşteriler, programlar, mekanlar, diyetler, moda, in’ler out’lar, doğrular ve yanlışlar … Bizler ise bu milyonlarca seçenek kaosunda, bedenimiz, zihnimiz ve ruhumuz için en faydalı olanı seçebilme gayreti içinde on binlerce veriyi işlemeye çalışıyoruz. Bizim için en iyisi ne? Hangisi doğru, her şeyden azar azar haberdar olmak mı? Kuşkusuz bu doğru sonuçları çıkarabilmek için yeterli değil. Peki her konu hakkında nasıl uzmanlaşabiliriz ki? Buna ömür yeter mi? Diğer yandan bizim için doğru olana kim karar verecek? Hele de doğruların bile ne derece doğru olduğu tartışılan günümüzde? Ceg Coaching işte tam da bu ihtiyaçtan doğdu. Tıpkı hastalığın değil aslında hastanın var olduğu gerçekliği gibi, genel bir ihtiyaçlar ya da hedefler listesi de yoktur aslında çünkü her insanın kendine özgü ihtiyaçları ve hedefleri vardır. İnsanoğlu kurallara ve genellemelere sığmaz. Her insanın hayat algısı, ihtiyaçları, arzuları, hedefleri kendine özel ve biriciktir. Herkesin kendini gerçekleştirme yolu farklıdır, tıpkı Sinatra’nın dediği gibi ‘’That’s My Way’’… Göz ardı edilen bir diğer nokta da insanın birlik ve bütünlüğüdür. İnsan, ne bir organlar ve sistemler toplamından ibaret bir organizma, ne salt genetik mirasını devir almış bir DNA, ne sosyal evrim sonucu tabu ve kabullerle şekillenmiş bir ezber ne de nasıl dünyaya gelmişse öyle yoluna devam edecek bir ruhtur. İnsan, tüm bunların toplamından daha fazla bir şeydir. Üstelik biri bir diğerine benzemeyen sürekli değişebilen ve gelişebilen bir varlıktır. İhtiyacı olan en önemli şey ise, içinde hayatın tüm bu değişim dinamiklerine ruhen ve bedenen uyum sağlayabilecek ve bunlarla baş edebilecek güç ve altyapıya sahip olduğunu bilme farkındalığıdır. İşte her şey aslında bu farkındalık ve bu kabul ile başlar. Bunu takip eden dönemde bu felsefeyi yaşam tarzı olarak benimsemiş koçlarınızla çıkacağınız yolculuk adım adım size kendinizi gösterir, gerçekte kim ve nelere muktedir olduğunuzu. Profesyonel, zihinsel, bedensel ve ruhsal anlamda siz kimsiniz ve sizin yolunuz ne? Gerçek performansınız ne? Olabileceğiniz en iyi versiyonunuz ne? Yolculuğumuz bedensel gelişim yolculuğu ile başlıyor. Sizler için en son ve en gelişmiş bir bedensel disiplin sentez sistemi ile başlıyoruz; cross training, iyi seyirler … ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 107

107

11/28/13 9:09 PM


HEALTHY

Cildinizdeki kırışıklıkların, saç dökülmesi veya tırnak kırılmasının nedenlerini merak ediyor musunuz? Beslenmemiz saçlarımız cildimiz ve tırnaklarımızı da etkilemektedir. Cilt sağlığında en önemli vitaminlerden biri A vitamini ve türevleridir. Çok geniş olarak konuşulmasa da C vitamini, selenyum, dengeli beslenme, spor ve su cilt sağlığı ve kırışıklıkların giderilmesi veya oluşumunun engellenmesinde önemlidir.

108

03-130.indd 108

POWERBOATS&YACHTS

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:09 PM


Yapılan bazı çalışmalar kollajen yapımı üzerine etkileri nedeni ile C vitaminini de gündeme getirmiştir. Bazı çalışmalar C Vitamininin, vücudumuzdaki bağ doku denen, koruyucu doku katmanının korunmasında anahtar rolü oynadığını göstermiştir. Kollajen de bu dokunun bir elemanıdır. Kollajen sentezi için gereken sinyali C vitaminin oluşturduğu düşünülmektedir. Günlük hayatımızda besinlerimiz ile C Vitamini almaktayız. Bu vitamin suda eriyebilen vitaminler gurubundandır. Asit yapıdadır, kimyasal ismi Askorbik asittir. Yani sindirim kanalından kana, vücudun emme mekanizmasının izin verdiği ölçüde geçer ve vücudun her noktasına taşınır. Hücreler ihtiyaçları kadar C vitaminini kandan alırlar ve fazla alınmış miktar ise vücuttan idrar yolu ile atılır. Sıklıkla yediğimiz, taze sebze ve meyveler C vitamini için iyi bir kaynaktır. Günlük erişkin bir kişi için önerilen C vitamini dozu 300 - 500 mg. dır. Sigara kullanan kişilerin ihtiyacı daha yüksektir. Fazla miktarda C vitamini alınması halinde idrar yolu ile atılır bir zararı yoktur. Ancak çok yüksek dozda alınan C vitamini, atılımı sırasında idrarda, kum veya taş oluşumuna neden olabilir. Genç ciltlerde daha çok kan akımı ve damarsal oluşumlar varken, yaşlılıkta azalan kan akımı ve daha çok ultraviyoleye tabii kalmış yıpranmış, daha çok serbest radikallerin oluştuğu ciltte, daha çok C vitamin gereklidir. Ciltte kırışıklıkların oluşumuna engel olan bir diğer mekanizmada E vitaminidir. Anti oksidan özelliği ile serbest radikalleri ortadan kaldırır. Bu tip ürünlerin güneşe çıkmadan değil de, güneşe maruz kaldıktan sonra uygulanması önerilmektedir. Vitamin E’nin kendisinin de ultraviyole karşısında, serbest radikaller oluşturduğu bilinmektedir. Güneşlenmeden 8 saat sonra uygulanan E vitamini yağının, ciltteki zarardan cildi koruduğu ve şişme oluşumunu engellediği söylenmektedir. Ağız yolu ile alınan E vitamininin, cilt kırışıklıkları üzerine olan etkisi yeni çalışılan bir konudur ancak, bu tip uygulamanın cildin daha sağlıklı olmasına ve ultraviyole zararlarından korunmada etkili olduğu bildirilmiştir. Vitamin E gibi etki gösteren bir başka mineralde selenyumdur. Toprakta bulunan bu mineral besinlerimiz yolu ile alınırlar. Topraktaki selenyum içeriği doğrultusunda bazı bölgelerde alım eksikliği olur. Cilt sağlığı için günlük önerilen minimum miktar 50 - 200 mikrogramdır. En çok kullanılan selenyum tuzu l-selenomethionin’dir. Bu mineralin kullanılmasında mutlaka hekiminize danışmalısınız. 100 mikrogramın üzerindeki yüksek dozlarda toksik ( zarar verici) olabilmektedir. Sadece gereğinde kullanılmalıdır. Özellikle soğan, sarımsak

gibi yemeklerimizde sıklıkla kullanılan sebzeler yüksek miktarlarda selenyum içerir. En çok Ton balığında vardır. Ondaki miktar bile 3 konservekutu balıkta 100 mikrogram kadar yer alır. Bazı araştırıcılar iyi sonuçlar aldığını bildirmektedir. Cilt kırışıklıkları konusunda içki ve sigaranın da çok etkisi vardır. Sigara içerdiği maddeler nedeni ile damarların büzülmesine ve kan akımının azalmasına neden olur. Ciltte tahrişlere ve kurumalara neden olurlar. Vücuda su alımı da çok önemli bir faktördür, ciltte bulunan hücrelerin su içeriklerin tam olması, yağ ve ter bezlerinin normal fonksiyonları için su çok önemlidir. Doğal olarak cildi nemlendirir. Bir kişinin günde 3 lt. ye yakın miktarda sıvı alması gerekir. Bol bol su içilmesi, tüm sağlık problemlerinde önerilen bir unsur olduğu gibi cildin her türlü sorununu da çok önemlidir ve etkindir. Dolaşım sisteminin, sağlıklı çalışması cildin de beslenmesi konusunda çok önemlidir. Dolaşımın artması ve düzenli olması, hücrelere daha düzenli besin ve oksijen taşınması demektir. Daha sağlıklı bir vücut için sporda çok önemli bir faktördür. Spor, dolaşım sisteminin sağlıklı fonksiyon görmesini sağlar. Dengeli bir beslenme, güneşten korunma, spor yapmak ve bol bol su içmek, cilt sağlığı için yapılması gereken en temel davranışlardır. Saçlarımızın sağlığı da beslenmemizden etkilenir. Özellikle de saç dökülmesi önemli bir saç sağlığı sorunudur. Daha sağlıklı saçlar için beslenmemizde B vitaminleri özellikle B6 , biotin, inositol, folik asit, magnezyum ,kükürt ve çinko alımına yer vermeliyiz. Saçların uzaması için özellikle B vitaminlerinin önemi vardır. B6 vitamin eksikliği ve folik asit özellikle erkeklerde saç dökülmesine neden olur. A vitaminini uzun süre yüksek dozlarda almak ta saç kaybını artırabilir. Esansiyel yağ asidi ketentohumu yağı , somon yağı saç kuruluğuna iyi gelmektedir.. Cilt ve saç sağlığına gerekli vitamin ve mineraller Lipoik asit; Vücudumuz için bir antioksidant olarak görülmektedir. Hem suda hem de yağda eriyebilme yeteneğine sahip olan

lipoik asit vücudumuzun her bölgesinde etkin bir koruyuculuk yapmaktadır. Özellikle şeker hastalarının yaşadığı nöropatik ağrılar olarak değerlendirilen, karıncalanma ve uyuşmayı belirgin oranda azalttığı rapor edilmiştir. Bu olumlu etkisini, sinirlere giden kan akımını arttırak yaptığı ileri sürülüyor. Ayrıca araştırmalarda serbest radikallerin vücudumuzda yarattığı tahribata karşı koruyucu etkisiyle cilt hücrelerinin yenilenmesini sağladığı ve böylelikle daha dinç, canlı ve genç görünmesini sağladığı görülmektedir. Vücudumuz tarafından üretilmekle birlikte besinler yoluyla da alınabilmektedir. Özellikle mayalı ürünlerde, tahıl ürünlerinde ve az yağlı ve yağsız kırmızı ette bulunmaktadır. Ancak burada önemli olan tüketilen besin miktarıdır ve bunun yanı sıra kolesterol probleminizin olup olmamasıdır. Bu durumda bir uzman gözetiminde ağız yoluyla alımını gerçekleştirebilirsiniz. Biotin; sağlıklı ve parlak cilt ve saçlar için ayrıca sinir sağlığı içinde önemli rol oynamaktadır. Özellikle; süt, yumurta, domates, greyfurt, badem, marul ve karnıbaharda bulunmaktadır. Magnezyum ve kalsiyum gibi mineraller de pürüzsüz bir cilt sağlığını vücudumuza sağlamaktadır. Koenzim Q 10; enerji üretiminde ve antioksidant olarak görev almaktadır. Antioksidant özelliğiyle yaşlanmanın etkilerini azaltıcı rolü üstlenmektedir ve bu etkisiyle cilt ve saç sağlığı yönünde de olumlu etkilerde bulunmaktadır. Diğer faydalı olduğu alanlar; kardiyovasküler rahatsızlıklarda, şeker hastalığında, yüksek tansiyonda ve alzheimer hastalığı...

Uzman Diyetisyen TAYLAN KÜMELİ www.taylankumeli.com ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 109

109

11/28/13 9:09 PM


GOURMET

Gurme Alışverişleriniz için Yazı: Gamze Özdeniz

Leziz yemekler yapmanın, muhteşem sofralar hazırlamanın, damak tadını geliştirmenin ve en önemlisi yediğinin farkında olup doğal ve sağlıklı beslenmenin yolu özenle seçilmiş taze ve doğal ürünlerden geçer. Doğru ürünü doğru yerden almak için bazen kilometrelerce yol kat edilir. Heyecanla yeni keşifler yapılır ve yeni lezzet rotaları belirlenir. Artık çoğu semtte işini özveriyle yapan, kaliteli ürün gamına özen gösteren bir çok gurme market, kasap şarküteri ve manav mevcut. Üstelik pek çoğu da internetten sipariş alıyor. Bu durum çalışan ve alışverişe zaman ayıramayanlar için büyük kolaylık sağlasa da siz gıda alışverişini görerek, dokunarak ve koklayarak yapmaktan keyif alanlardan iseniz vakit kaybetmeden kendinize bir gurme alışveriş listesi hazırlayın ve aşağıdaki adreslerden kendinize en yakın olanların ya da sizi en çok heyecanlandıranların yolunu tutun. Keyifli keşifler, iyi alışverişler…

Santral Şarküteri

B

ebek’in en ünlü şarküterisi olan Santral, her şarküteride bulamayacağınız lezzetler sunuyor. Deniz ürünlerinden sushi malzemelerine, lakerdadan somon fümeye, balık yumurtasından siyah havyara birçok şeyi burada bulabiliyorsunuz. Domuz jambon, mortadella, prosciutto, dana salam çeşitleri, parmesan peynirli, biberli ve sade İtalyan salamları ve Bacon, et ürünlerinden bazıları. Türk peynirleri, gouda, keçi peyniri, rokfor, gravyer ve İsviçre peynir çeşitleri de var. Soslu ve yoğurtlu mezeleri hemen her an bulabiliyorsunuz. Çikolata sevenler ithal Merci, Mon Cherry ve Lindt markalı çikolatalar için, dondurma tutkunları da Häagen-Dazs için buraya uğrayabilirler. +90(212)263 63 52 a Cevdet Paşa Cad. No:57/D Bebek İstanbul

Antre Gourmet Shop

A

ntre Gourmet Shop 2000 Mayıs ayından bu yana Cihangir’de hizmet veren, gerçek gurme ürünlerini arayan lezzet severlerin buluşma noktasıdır. Türkiye’nin her yerinden özel tatları, özellikle peynir çeşitlerini meraklılarına sunmaktadır. İstanbulluları pek çok özgün lezzetle, özellikle de yöresel Türk peynirleriyle tanıştıran Antre Gourmet, farklı lezzetlerin doğru adresi olmaya devam ediyor. www.antregourmet.com +90 (212) 292 89 72 a Akarsu Cad. No:52 Cihangir-Beyoğlu İstanbul

110

03-130.indd 110

POWERBOATS&YACHTS

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:09 PM


Namlı Gurme

Beyoğlu’nun tarihi yerleşimlerinden Karaköy’de şarküteri ile cafe-restaurant konseptini birleştirebilmiş bir mekan Namlı Gurme. Kahvaltılığın adresi olarak bilinen mekan, 2009-20102011 yıllarında “En İyi Kahvaltı Mekanı” seçilmiş olup 2009 ve 2010 yıllarında Ramazan aylarında da iftar alışverişinde 1. Sırada yerini alıp sofralarınızda keyifli ve lezzet dolu anlar yaşamanızı sağlıyor. Şarküteri bölümünde ithal ve yöresel peynirler, özel bal ve reçeller, renk renk ve 30 çeşit zeytinleri ile Namlı Gurme’nin et ürünlerinin yanı sıra 1000e yakın gurme kelimesine yakışır alışveriş ürünleri ile organik ürünler de bulmak mümkün. www.namligida.com.tr +90 (212) 293 68 80 a Rıhtım Cad. Katlı Otopark No:1/1 Karaköy-Beyoğlu İstanbul

Teşvikiye Şütte Teşvikiye Şütte’de her tür şarküteri ürünü bulunuyor ama ithal peynir ve et çeşitlerine ağırlık veriyorlar. Bölgenin en tanındık adreslerinden olan mekanın müdavim kitlesi oldukça geniş. Makarna, bisküvi, çay ve çikolata çeşitleri çok zengin olmasının yanı sıra özel yaptırdıkları ekmekleriyle hazırladıkları sandviçlerinin ise tadına doyum olmuyor. Sırf bu sandviçlerden yiyebilmek için Teşvikiye’ye gelenler bile var. Pazartesi-cumartesi 09.00-19.30, pazar 09.00-19.30 açık. +90(212)261 07 43 a Teşvikiye Cad. No:95/B Şişli İstanbul

Nezih Gurme Market Nezih Gurme Market, 1962 yılından beri kaliteli ve sağlıklı malzemeleri ve zengin ürün yelpazesi ile gurme alışveriş keyfi yaşatıyor. 150’yi aşkın meze çeşidi, 70 çeşit peynir, 100’e yakın işlenmiş et çeşidi, 25 çeşit zeytin, meyve sebze reyonları, kuru gıdalar, organik ve doğal ürünleri ile göz dolduran Nezih Gurme Market, Balıkesir’de bulunan kendi mezbahasında uygun yöntemlerle kesilen etleri en sağlıklı ve hijyenik şekilde müşterilerine ulaştırıyor. Sebze ve meyveleri de sözleşmeli çiftlik anlayışıyla kalite sürekliliğini gözeterek temin ederken reyonlarındaki tüm gıda ürünlerinin sertifika ve izin belgelerini de hassasiyetle takip ediyor. www.nezihmarket.com a Çiftehavuzlar: +90 (216) 478 03 22 Şaşkınbakkal +90 (216) 302 67 35

ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 111

111

11/28/13 9:09 PM


DECORATION

NOBILIS MARKA KUMAŞLAR TASARIM PERDE İLE EVLERİMİZDE Yazı: Gamze Özdeniz

Dünyanın en prestijli döşemelik ve perdelik kumaş üreticisi olan Nobilis’in Türkiye’deki tek temsilcisi Tasarım Perde’nin Levent ve Kemerburgaz Showroomları’na mutlaka uğrayın! Bu koleksiyonla, kumaşın ışıltılı ve görkemli olduğu bir dünyaya yolculuk edeceksiniz. Nobilis, Latince’de “seçkin” ya da “zevk sahibi” anlamındaki Nobile sözcüğünden geliyor. Şirket 1928’de, Paris’teki rue Bonaparte, 29 Numara’da kuruldu ve ürünleri ile hizmetlerinin üst düzeydeki kalitesi sayesinde uluslararası ün kazandı. Nobilis kumaş, aksesuar ve duvar kağıdı üretiminin yanında koltuk, mobilya ve dekorasyon parçalarından oluşan koleksiyonlar da hazırlıyor. Türkiye’de tek temsilcisi olan Tasarım Perde Showroomları’nda bulabileceğiniz Fransız kültürünün zarafet ve inceliğini temsil eden marka koleksiyonlarında kullanılan malzemelerin zenginliği, yaratıcılık, desenler ve renklerin yanında teknik yenilikçiliği ile de öne çıkıyor. 20132014 Sonbahar-Kış kumaşları arasında ikat boyama tekniği yeniden yorumlanıyor ve bir dizi çizgili desen sunuluyor. Diğer bir kumaş, zengin baskıları ve neşeli renkleriyle çiçek süslemelerini bir araya getiriyor. Tasarımların çoğu hem perde, hem döşemelik olarak kullanılabiliyor. Kumaşların içinde, mineral ve doğal pigmentlerden esinlenilmiş derin ve canlı renk yelpazesiyle şönil kadifeler de var. Nobilis bu yıl çift enli keten tüllerden oluşan, farklı ritimlerde çizgili desenlere sahip geniş bir seri çıkarıyor. Karakter sahibi tasarımlara dokunduğunuzda, kumaşın olağanüstü kalitesini hissediyorsunuz. Her türlü iç mekana kusursuzca uyacak, güçlü 112

03-130.indd 112

POWERBOATS&YACHTS

renklere sahip taze ve canlı bir koleksiyon. Tasarım Perde’nin kurucularından Zerrin Kılıç: “Döşemelik kumaşlarda ana fikir, grafik efektleri yani şeritleri ve geometrik şekilleri

liste. Zengin ve doğal görünen bu tasarımların hepsinde, koyu ve yumuşak tonlar kullanılıyor. Pasteller ve kadınsı süslemeler, hem perdelik hem döşemelik için uygun” diyor. Nobilis tasarımlarıyla aynı zamanda etnikle modern dünya arasında da seyahat ediyorsunuz. Bu kumaşların yapımında halılar ve kumaş arşivlerinden ilham alındı. Eskinin ruhu, güçlü renklerle yeniden yorumlandı. Nobilis, damasko yapımında yeni bir yol buldu. “Fabric”, hem klasik hem çağdaş mekanlara uyum sağlayan, canlı renklere sahip, çok dokulu bir kumaş. “Oriental” ise birçok arşiv araştırmasının sonucu. Kaşmirden ilham alınan kumaş, ipekli ikat ve jakar geleneğine bağlı. Ortak yoğun ve mineral renkleriyle şönile kusursuz bir biçimde uyuyor.

çiçek ve meyvelerden alınmış renklerle karıştırmaktı. Bu kumaşlar, tüm Nobilis ürünleriyle uyum içinde. Geometrik, çiçek ve damasko işlemeli, ipek temelli tasarımlardan oluşan kapsamlı bir

20’ler ve 40’ların süsleme sanatlarından esinlenen bir diğer koleksiyon, bizi doğrudan o yıllara götürüyor. Tasarımlar ve seçilen renkler inci, fildişi, altın gibi zengin ve doğal. İpekli malzemeler ise koleksiyona zamansız bir his veriyor. TASARIM PERDE www.tasarimperde.com Tel: 0 212 325 44 80

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:09 PM


SWAROVSKİ‘nin yeni aydınlatma koleksiyonu Kişiye özel de tasarlayıp ürettiği, modern ve klasik avizelerin yanı sıra, bahçe, ayna aydınlatmaları ve çeşitli ışık tasarımlarına İstanbul’da yer veren HIGHLIGHT, bünyesindeki dünyaca ünlü 22 markanın yanında SWAROVSKİ’nin en yeni koleksiyonu ile müşterilerine sonsuz seçenek ve yenilikler sunmaya devam etmektedir. Swarovski aydınlatma ürünleri, modern aydınlatmada en yüksek teknik standartları kullanarak yaşam alanlarına uygun olan tasarım ve arzuları temsil eder. Swarovski aydınlatma sistemleri, mekan farkı gözetmeksizin her alana tamamen özel ve sofistike bir ortam sağlama amacıyla tasarlanmışlardır. Bu ışık kaynaklarını bir çok farklı yolla kombine ederek mekanın sınırlarıyla durmaksızın oynamak, kişisel planlamayı oda tasarımına olduğu gibi herhangi bir iç mekanı da olağandışı bir hale getirmeye olanak sağlar. ‘Kristal Saray Koleksiyonu’ avizenin, sanatçı ve tasarımcıların kristali şekillendirmedeki sınırlarını yaratıcı aydınlatma dünyasına

zorladıkları bir sanat şekli olarak yeniden yorumlanmasını ateşlemektedir. 2002 yılında Nadja Swarovsi bir tasarım girişimciliğinde bulunmuştur ve ‘Swarovski Saray Koleksiyonu’ndan seçilen bu modeller, modern tasarımda en parlak zihinlerin yapıtları olma

özelliğini teşkil etmektedir. Swarovski, tasarım dünyasında daha çok mimar ve iç mimarlara kristalden oluşturulmuş, ticari ve kültürel alanlara uygun konseptler sağlayarak benzersiz bir müşteri hizmeti anlayışıyla çalışır. Swarovski Aydınlatma, Versay Sarayı (Paris, Fransa), Rockefeller Center (NYC, Amerika Birleşik Devletleri ), Iris Porshe Hotel (Avusturya) gibi önemli uluslararası özel projeleri portfolyosuna eklemiştir. Swarovski eşsiz kalite, işçilik ve kalitede geniş bir yelpazede ürün çeşitliliği sunmaktadır. 1895’te Avusturya’da kurulan Swarovski Kristal Şirketi kristali, doğal ve işlenmiş değerli taşları; mücevher, aksesuar ve aydınlatma gibi nihai ürünleri tasarlayarak üretir ve pazara sunar. Şirketin film bölümü, Swarovski Entertainment, dünya çapında gişe yapabilecek ölçüde başarılı filmler üretmektedir. www.highlight.com.tr

ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 113

113

11/28/13 9:09 PM


WRITER’S BLOG

TEKNE HAYATINDA KADIN VE ÇOCUK

Selma Uca • selmauca@powerboatsandyachtsdergisi.com • www. ucaseyelken.com

Günümüzde

tekne gezintileri ve yaşamı ülkemizde oldukça ilgi çeken ve kimilerince başarıyla gerçekleşen bir yaşam tarzı haline geldi. Denizde, teknede mutluluğu arayan ama dengeyi yakalayamayan erkekleri ve kadınları, aileyse çocukları da olumsuz etkileyebiliyor. Kimisi ne yapmalıyım diye soruyor, kimisi tekneyi mi satsam acaba diyor, kimisi sabır lazım diye yanıtlıyor… Beş parmak bir olmadığı gibi, yaşayan, hisseden, arzuları, hırsları, derin sevdaları, mutsuzlukları olabilen biz insanoğlu bireysel iç dünyamız sorunları için ne net bir ilaç var, ne de net bir formül. Sadece hayatın deneyimlerinden kalan bakiyeler ve onların paylaşımından gelen hep zamana dayalı tavsiyeler, genel kanılar olabilir. Toplumun genel yetişme tarzı ve kültür paylaşımı, erkek ve kadınların toplumdaki rollerinin dengesi sorunun çözülmesinde önemli bir noktayı oluşturuyor. Tekne seçiminde emniyet ve aile yaşamı işlevi Erkekler toplumsal yapının getirdiği rol gereği motor teknolojisi, gövde tasarımı, arma, donanım ve performansa daha fazla ilgi duyarken, kadınlar iç yaşam ve kullanımı kolay teknik ve donatımlarla ilgilenirler. Kadınlar, kendilerini ve çocuklarını emniyetli bir ortamda hissetmek ve dolayısıyla tekne seçimi esnasında ikinci reis olarak konunun içinde kalmak, paylaşmak isterler. Aksi halde; erkek kendine bir oyuncak almış durumundadır ve kadından kendi oyuncağıyla oynamasını beklemek zorunda kalabilir. Tekneye alışırken Teknenin temel teknik donanımlarını kadına işlevleriyle anlatmak gereklidir. Bu kadına tekne kullanımında ve yelken seyrinde katılımda seçme önceliği tanır. Tekne yaşamında işlerin ortaklaşa paylaşımı kadına teknenin bir parçası olduğunu hissettirir. 114

03-130.indd 114

POWERBOATS&YACHTS

Teknede anlaşmazlık nedenleri Geçici, hatta bazen anlık yaşanan anlaşmazlıkların karakterlere göre değişmesi sonunda teknede sevimsizlikler yaşanabilir. Tekneler ev gibi değildir, çiftlerin birbirlerinden uzak durabilecekleri yer baş üstü veya en iyi kıç taraftır. Özetle, alan bu konuda çok kısıtlıdır. Ev yaşamında odalar ve kapılar arkasında yalnız kalınacak anlar veya kapıdan çıkılıp yürünecek kaçışlar mevcuttur. Ama tekne buna pek uygun değildir, teknede özel yaşamlar birbirine çok yakındır. Günlük ev yaşamındaki farklı uğraşlar, ilgiler kolay yaşanırken,

tekneye geçildiğinde ev hayatının dışına çıkıldığı ve tekne hayatının kendine ait bir özelliği olduğu unutulmamalıdır. Genellikle anlaşmazlık anları, başka durumlardan doğan stresin etkileridir. Zor şartlarda tekne kullanmak, yanaşmada ve demirlemede sesin yükseltilmesi gibi olaylar bunlardan en kritik olanlarıdır. Çoğumuzun sabır düzeyi birbirimizden farklı olmakla beraber, sevdiklerimize göstereceğimiz tolerans ta farklı olmak durumundadır. Daha deneyimli olan tarafın her zaman daha sabırlı olması gerekir. Hafif veya ağır anlaşmazlıkları çözen ilk anahtar iletişimsizlik ortamının büyütülmemesidir. Teknede yaşayan bazı çiftlerin özellikle demirleme esnasında el işaretleri kullandıklarını görmüş olabilirsiniz. Bunun bir nedeni, sesin net anlaşılamaması olduğu gibi kendimizi

duyururken yüksek sesle seslenme halinde gerginliğimizi de buna katmamızdır. Tüm bunlar kısa süreli ve derin nedenleri olmayan anlaşmazlıklardır ama bazen kadınların tekneden uzaklaşmalarına sebep olabilirler. Anlaşmazlıkların çözümü İlişkiyi teknede canlı tutabilmek için karşılıklı saygı ve güvenin hissedilmesine gereksinim vardır. Küçük anlaşmazlıkların fevkalade tetikçi özellikleri olabilir ve büyük tartışmalara dönmesine engel olmak gerekir. Burada da anahtar doğru iletişimin sağlanmasıdır. Karşılıklı saygı ortamının kaybedilmemesi anlaşmazlığın nedenini bir süre sonra gülünç hale de getirebilir. Tekneciliğin ve denizciliğin deneyim edinim süreci bazen zor anlara neden olabiliyorsa da asla aşılmaz değildir ve teknede güven duygusu, teknedeki çiftin birbirinden sorumlu olma duygusuyla gelişir ve pekişir. Uzun seyirler Bu tip seyirlerin, hafta sonu gezilerine veya charter seyahatlerine benzemedikleri unutulmamalıdır. Teknolojinin sunduğu tahminlerin ötesinde beklenmedik ve değişik hava şartlarıyla ve bu esnada donanım hataları ile karşılaşabilinir. Tekne yaşamında ve seyirlerde öncelikler farklılaşmak zorunda kalabilir. Bunlar yaşanırken dümen tutmak, temizlik yapmak, nöbet tutmak ve yemek hazırlamaya kadar kimi zaman iki taraftan birinin daha yoğun çalıştığı hissedilebilir veya düşünülebilir. Ama bunun hesabını yapmak yerine, biri olmadan diğerinin eksik kalacağı düşünülürse “biz” kavramı daha kolay yaşanır. Bir ekip çalışması gibi… Bu çalışmanın ilişkiyi güçlendirdiği unutulmamalıdır. Uzun seyirler yeni yöreler, yeni insanlar ve yeni dostluklar da getirir. Tekne yaşamı ve kolaylıkları Kadınlar kimi zaman serdümenlik, miçoluk, çımacılık, navigasyon ve reisin görevlerini paylaşmak dışında yemek pişirirler, çamaşır

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:09 PM


yıkarlar, temizlik ve alışveriş yaparlar. Erkeklerin teknede, ev yaşamında olmadıkları kadar hamarat, becerikli ve çalışkan olabilecekleri de asla unutmamalıdır. Bu özellikleri kadınların tekne hayatını kolaylaştırır. Küçük yerleşim birimlerindeki pazarlarda yeni sebze ve meyvelerle tanışmak ve yöreye ait leziz yemekleri öğrenmek her zaman mümkündür. Alışverişlerde tekerlekli çanta kullanmakta da yarar vardır. Düdüklü tencereler yemek pişirmeye ayrılan zamanı kazandırır. Mutfakta marin tipi bardak, tabak kullanmak her zaman güvenlidir. Sıcak iklimli ortamlarda daha ziyade mayo, şort, tişört kullanıldığı gibi deniz şartları düşünülerek teknede ıslak giysi bulundurulmalıdır. Kirliler konusunda marinalarda çamaşır yıkama ve kurutma teknolojileri mevcut olduğu hatırlanmalıdır. Hijyenik temizlik açısından tuvaletler önemli yer tutarlar. Temizliğinde aksamına zarar vermeyecek malzemeler kullanılmasına dikkat edilmelidir. Sıcakla mücadelede güneşliklerin güverteye kadar uzanmasında yarar vardır. Kamara içinde geçirilecek zamanlar için önemli bir önlemdir. Haşereler genelde yanaşma esnasında tekneye dalarlar, tedbirli olmak ve ürememelerini sağlamak için önlem almak gereklidir. Çocukları tekneye alıştırırken Rıhtımdayken onlara tekne dili kullanarak tekneyi keşfetmelerini sağlamak gerekir. El tutamaklarını, vardavela tellerini ve teknede nasıl yürüneceğini göstermek, beraberce uygulamak kendilerini daha emniyetli hissetmelerine ve dikkatli olmalarına yardımcı olur. Teknede dolaşırken başlarını koruduklarından ve bundan rahatsız olmadıklarından emin olmak gereklidir. Keşif turları esnasında yüzdürücüleri mutlaka üzerlerinde olmalıdır. Negatif örneklemeler yerine pozitifleri koymak önemlidir. İlk seyrin uzun olmamasına çalışılmalı ve günlük bir seyir programlanmalıdır. YAŞLARA GÖRE TEKNEDE BEBEKLER VE ÇOCUKLAR Bebekler 0 – 1 yaş; Bu bebekler tekne gezilerinin en kolay grubudur. Zararlı güneş ışınlarından korunmalıdırlar ve bu ışınlara maruz kalmadan teknede gezdirilmekten mutlu olacakları akılda

merak yaratır. Tekneye binmeden önce yüzme bilmelidirler. En azından yüzdürücü ile ayaklarının üzerinde suda dengede kalabilmelerini sağlamak gerekir. Güneş, rüzgâr ve deniz suyunun zararlı olabileceği boyutları mutlaka anlatmak gereklidir.

tutulmalıdır. Seyirlerde araçlarda kullanılan emniyet koltuklarında tutulmaları faydalıdır. Emekleme / yürüme çağında 2 – 5 yaş; Uzun seyirlerde başa çıkılması zor olabilir. Bu yaşlar arası grup, emekleme, yürüme safhasında olduklarından çok hızlı hareketler yaparlar ve incinmeleri çok kolaydır. Kamara içindeki köşeli yerlerin yumuşak malzemelerle veya köpükle kaplanmasında yarar vardır. Tutunarak hareket etme duygusunun olmadık sorunlar yaratmaması için gazlı ocaklar kontrol altında tutulmalı, elektrik düğmeleri ulaşamayacakları yerlere alınmalıdır. Onlar için tehlike yaratabilecek etrafta halat ve gırcala bulundurulmamalıdır. Üçüncü yaştan sonra tekne yaşamı kolaylaşır, çünkü iletişim kurma oranı yüksektir. 4 – 5 yaşları arasında kolayca yüzme öğrenebilirler. Çocuklar 6 – 11 yaş; Bu yaş grubu çocuklarla seyir harikadır ve özellikle uzun seyirler fantastik aile anıları bırakır. Yelken sevgisini paylaşmanın en anlamlı yolu bu yaşlarda dümeni gelecek nesle bırakmak olabilir. Her çeşit en büyük deneyimler, ebeveynlerle paylaşılan zaman doyumsuzdur. Sorumluluğu ve bağımsızlığı öğrenirler. Bu yaşta merakın uyandırılması gerekir. Çocuklu tekne resimlerine beraberce bakmak, onlara kendi komik tekne, yelken hikâyelerinizi anlatmak, gelecek seyir tartışmalarının içinde yer almak çocuklarda

12 yaş ve üzeri: Bu yaş grubu ile özellikle ilgilenmek gereklidir. Tekne yaşamı onlar için felaket olabilir, çünkü ebeveynleri yerine kendi yaşıtlarıyla olmak isterler. Evden, arkadaşlarından, ilgilendiği konulardan ayrılarak bir tekneye kapatılan mutsuz bir çocukla seyretmek ebeveynler için de çok güç olabilir. Ebeveynlerin bu konuya anlayışla bakmaları ve ‘bir zamanlar bizler de o yaşlardaydık’ diyebilmeleri önemlidir. İlgi alanları çeşitlilik göstereceğinden onlara uygun yeni ilgiler yaratacak bir rota ve varılacak limanlar belirlemek yararlıdır. Deniz, su hayati üstü ve altı ile harika olanaklara ve keşiflere sahiptir, mutlak ilgilerini çekecek konuları hemen fark edeceklerdir. Varılan, demirlenen limanlarda da her an ilgilerini çekecek yeni şeyler yakalayabilirler. Yaşı ne olursa olsun, seyirden keyif alabilmeli ve eğlenebilmelidir. Teknede de kitap okumanın ve müzik dinlemenin mümkün olduğunu yaşayabilmeleri için teknik donanım bulundurulmalıdır. Taşınabilir bilgisayarlar veya gameboylar tekne yaşamlarını daha fazla süsleyebilir. Çocuklarla seyir sırasında hatırlanması gerekenler Çocuklar benimsenmek, kabul edilmek isterler. Yaşlarına uygun görevler almaktan, işe yaramaktan mutlu olurlar. Tekne hayatı, deniz ve yelken kişiliklerini geliştirir. Yetişkinlerin, ebeveynlerin duygusal reaksiyonlarına son derece duyarlıdırlar. Uygun olmayan hava koşulları olumsuzlara ve korkmalarına neden olabilir. Seyirleri kısa tutarak limanda konaklamaları uzun tutmakta yarar vardır. Emniyetleri açısından gerekiyorsa, kamara içindeyken çocukların kolay kolay deniz tutulmasına maruz kalmadıkları unutulmamalıdır. Yetişkinleri daha kolay deniz tutar. Denizin keyfinde, yelkenin ufkunda mutlu seyirleriniz olsun… ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 115

115

11/28/13 9:09 PM


SCIENCE OF DREAM

RÜYA VE YAŞAM

İLK ADIM...

Murat İnan • Rüya Analisti • murat@powerboatsandyachtsdergisi.com

Merhaba,

Dergimizideki bu ilk yazımda sizlere zihinsel sağlığımız açısından çok önemli bir kavramı anlatarak yazılarıma başlamak istedim: Rüyalar ve Çözümlemeleri (Analizi). İnsanlığın çok eski zamanlarından günümüze uzanan yüzyıllar boyunca rüyalar her zaman merak ve araştırma konusu olmuştur. Filozoflar, bilginler, doktorlar, sanatçılar, mucitler, kaşifler ve hatta toplumu oluşturan her konumda ki insanların yaşamlarında bir klavuz ve vasıtasız bilgi kaynağı olarak kabul görmüş düşler, zaman zaman gelecekten haber veren birer mesaj olarak ta anılmışlardır. Tıbbın babası kabul edilen Hipokrat’ın “ Sağlık Bilgisi” kitabı, hastalıkların tespitinde rüyaları esas alırken Aristo’nun “Rüyalar” isimli çalışması ve Artemidorus’un meşhur rüya yorumları diğer önemli antik dönem örneklerindendir. Şamanizm’de ve İlahi dinlerde de rüya ayrıcalıklı bir yere sahiptir. Özellikle tek Tanrılı dinlerin atası kabul edilen İbrahim’in ve torunu Yusuf’un rüyaları çok meşhurdur. İslam dini de rüyaya değer vermektedir. İslam dininin kutsal kitabı Kur’an’da da rüya

116

03-130.indd 116

POWERBOATS&YACHTS

ile ilgili olaylar ve ayetler geçmektedir. Peygamberlerin rüyaları daha çok prekognitif rüyalar (gelecekten haber veren rüyalar) veya vizyonlar ( vision: birtakım olayları görme organının yardımı olmadan (zihinsel) görme ya da algılama fenomenine ve bu fenomendeki imajlar bütünü) şeklinde anlatılır. Ayrıca insanlık tarihi, rüyalarından etkilenip eserlerini ortaya çıkaran sanatçılar, araştırdığı konunun formülünü rüyasında keşfeden bilim insanları, doktorlar, işadamları gibi rüyalarında ki mesajları takip eden, insanlarla doludur. Bilimsel araştırmalara konu olması bakımından rüyalar, Sigmund Freud, Carl Gustav Jung, Erich Fromm gibi 20. Yüzyılın bilim-fikir adamları tarafından da uzun yıllar incelenmiştir. Elde ettikleri değerli bilgileri, eserleri ve öğrencileri vasıtasıyla toplumla paylaşmışlardır. Ülkemizde ise rüya analizi deyince ilk akla gelen isim Psikiyatrist Doç. Dr. Nusret Kaya’dır. Yaklaşık 40 yıllık gözlem, tespit ve düşüncelerini topladığı kitaplarıyla rüyalara kendince bir bakış açısı getiren Kaya, insanın hakiki sağlığı ve insanlığın barışı bulabilmesinin beyin-omurilik sisteminin ve rüyaların doğru anlaşılmasıyla mümkün

olabileceğini dile getirir. Özellikle bilinçaltı rüyalarının içerdiği sembolik (normalde olmayan, öyle görünmeyen, alakasız ve yabancı gelen semboller) rüyaların kişinin bedensel ve zihinsel sağlığına kavuşmada çok önemli sahneler olarak tanımlanması gerektiğini ifade eder. Rüya analizini, geleneksel rüya yorumu, tabiri ve tefsirinden farklı bir yöntem olarak bilimsel analitik düşünceye ve evrenin dili dediği kuş diline dayandıran Kaya, bilimsel araştırmalarına halen devam etmektedir. Rüya analizine geçmeden önce her gece uykularımızın REM dönemlerinde karşımıza çıkan binlerce farklı sembolün beynimizde nasıl oluştuğunu, başka bir ifadeyle kökenine biraz değinmeliyiz. Hepimiz biliriz ki, temeli olmayan eğreti bilgiler ne zihinde ne yaşamda tutunamaz. İnsanın yaşam macerası, sperm ve yumurtanın birleşerek rahime yerleşmesiyle başlar. Ana ve babadan gelen bilgiler içlerinde hem vücut sisteminin bilgilerini, hem de kendi atalarından taşıdıkları genetik bilgi şifrelerini barındırır. İlk oluşan canlı kısa süre içinde bir kurbağa larvası benzeri bir şekle dönüşür. Bu aşamada ilk oluşan: beyin ve ayrılmaz devamı

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:09 PM


olan omurilik sistemidir. Varlığımızın merkezi konumunda olan BeyinOmurilik organlarının oluşturduğu bu sisteme otonom sinir sistemi denir. Yaşamsal işlevlerden sorumlu B.O.S., duygularımızın, içgüdülerimizin, temel ve yönlendirici kayıtlı duygularımızın merkezidir aynı zamanda. Akabinde ana ile cenin arasında gelişimi ve oluşumu tamamlamak üzere bir bağ kurulur. Bu enerji-bilgi ağına halk arasında Göbek bağı denmektedir. Enerji-Bilgi Ağı: Enerjinin kapsamına neler dahildir diye merak edecek olursak, enerji; duyu organlarımızla algıladığımız, yediğimiz, içtiğimiz ve genetiksel olarak ana-babamız ve atalarımızdan aktarılan her şey diyebiliriz. Ana adayının duygusal durumu, beslenme yoluyla vücuda giren yiyecek ve içeceklerin hücrelerinde ki kimyasalların duygusal molekülleri* olan peptidler, * ( Candace Pert, Duygu Molekülleri:Molecules of Emotion) ilişkilerinde, sohbet ve tartışmalarında ortaya çıkan havanın elektriği, alışkanlıkları vs. hayata dair ne varsa birer enerji-bilgi olarak Göbek bağı yoluyla rahminde ki cenine aktarılır. Hassas ve nazik davranılmakla birlikte bilgili olunması gereken hamilelik ve doğumdan sonra ki yaklaşık 2 yıllık dönem bebeğin tüm yaşamı için temel yapılanma demektir. Bu süreçler zarfında ki her enerji-bilgi, ceninin BOS. tarafından beynine ve omurilik sistemine kaydedilir. En basit anlatımıyla bu kayıtlar, otonom sinir sisteminin nasıl çalışacağına dair etkilerde bulunarak duygularımızın örgüsünü oluşturur. Günlük yaşamda çoğu kez duygularımızın varlığın farkedemeyiz. Çünkü algılama sistemimiz ve öğrenme şekillerimiz tutup, görmeye, işitmeye dayalıdır. Doğrudan göremediğimiz için içimizde ki o esas canlıyı; beyin omurilik sisteminin varlığını pek hissetmeyiz. Kalbimizi çalıştıran, nefes alıp vermemizi sağlayan, bağırsaklarımızı düzenleyen, vücut ısımızı ayarlayan, tepkilerimizi belirleyen ve daha birçok yaşamsal fonksiyonumuzun yöneticisinin farkına bile varmayız. Tabii bir sağlık sorunu yaşamadıysak veya ölüm

tehlikesi atlatmadıysak. Bilgisi, zekası, cebinde ki parası, sahibi olduğu malları, taraftarı olduğu takım veya cemaat değildir insanı yaşatan enerji. Beyni ve onun işlevleridir. Bize göre bu bakış açısı ihtiyacımız olan gerçek bilginin, sağlığın ve tabi doğru bilincin içimizde var olduğunu farkettirir. Yeter ki ona kendi dilinden tanıyalım ve en az egomuz kadar hayatımızda yer verelim. Konumuz olan rüyalar ise yukarıda kısaca söz ettiğimiz tüm enerji-bilgi kayıtlarının sembollere dönüşmüş sahneleridir. Bilinçaltından çıkıp gelen bu semboller, insanlığın ve kainatın ortak dilidir. Hatta daha derinlerde Yaratıcı ile aramızda ki zamanmekandan bağımsız bir iletişim hattıdır. Eskiler bu dile Kuş Dili derlermiş. Kur’an’da Mantık al tayr (Kuşların mantığı:sesi) olarak belirtilen bu dil artık klasikler arasında gösterilen Simyacı romanında da Evrenin Dili olarak geçer. Örnek olarak rüyada görülen beyaz renk tüm kültürlerde temizlik, doğruluk ve bazen ilahi destek anlamında pozitif bir anlam taşır. Siyah ise, karanlığı, korkuyu ve içine alıp yok etmeye çalışanı sembolize eden negatif bir renk olarak değerlendirilir. Ailesinden aldığı eğitim veya gördüğü baskı nedeniyle üzeri kapatılmaya çalışılan, dışlanan ve çoğu da bilgisizlikten kaynaklanan her sorun, rüyalarda şaşmaz bir imgesel-sembolik dille, duygular eşliğinde açığa çıkar. Korkarak, ağlayarak, sıçrayarak uyanmalar da olduğu gibi. Bazen de çözülmeyi, açığa çıkarılmayı bekleyen, gizlenmiş sinmiş bir çocukların tavrı gibi ilgi ve yakınlık bekler rüyalar. Varlık kanunları açısından eksik, yanlış, negatif olan her enerji-bilgi ne zaman sembollerle rüyalarda görünse orada çözülmeyi bekleyen bir sorun vardır. En azından belkide sadece bir tuzaktır ve doğru bilgi ile atlatılması gerekir. Takıntıların, korkuların, dışlanmışlıkların, yanlış ve gereksiz zorlamaların, ensest ilişkilerin, tecavüzlerin, tacizlerin, hastalıkların, abartılı sevgi gösterilerinin

bilinçaltından her gece haykırışıdır rüyalar. Rüya araştırmacıları ise birbirinden farklı yaş, kültür, gelir seviyesi ve inançlarda ki insanların rüyalarını inceleyip, özellikle bilinçaltından ve daha derinlerden gelen rüyalarda evrenin sembolik ortak diline neredeyse her seferinde tanıklık ederler. Rüyayı gören kişinin o ana kadar hakkında bilgi sahibi olmadığı, hatırlayamadığı kayıtları çözümlemeye çalışırlar. Birer düğüm haline gelerek kişinin sağlığına ve mutluluğuna engel olan kayıtlar, rüyaların doğru analizi sayesinde dağılıp etkisini yitirirler. Böylece kişinin yaşam enerjisi doğru kaynaktan vücuduna yayılmaya, sağlığını bulmaya başlar. Farkındalığı dolayısıyla zekası netleşir. Rüyada ki sembolik dil öylesine güçlüdür ve kesindir ki, çoğu kez insanların hayat hikayelerini dinlemeye gerek bırakmaz. Çünkü rüyaları kişinin özünden, sansüre uğramadan gelmektedir. Tam bu noktada size önemli bir uyarı da bulunmak isterim. Rüya denince halk arasında ilk akla gelen yöntem, her yerden rahatlıkla bulabileceğiniz kitaplara başvurmaktır. Bu son derece yanlış bir davranıştır. Çünkü rüya, kişinin bilinçaltından bizzat kendisine gelen bir mesajdır. Ortak sembollerde yer alsa, semboller arasında, kişinin geçmişi ve kişiliği arasında bağlantı kurup analize gidilmelidir. Bu ise birebir ilişkiyle, doğru bilgi ve analitik düşünceden taviz vermeden gerçekleşebilecek süreç sonunda ortaya çıkabilir. Aksi takdirde mesajı yollayan beyin bölümleri ile anlamak için ilgisiz referanslara başvuran beyin bölümleri arasında ciddi çelişkiler yaşanabilir. Zihnin karışması sonucu o rüya çöpe gidebilir. Aman dikkat, rüyalarınızı uyanır uyanmaz tuvalete gitmeden, bir şeyler atıştırmadan kalemle kağıda elinizle yazın. Kişiliğine güvenmediğiniz insanlara ve ortalık yerde anlatmayın. Yıllardır rüya analizi sayesinde korkularından kurtulan, eğitimde başarıyı yakalayan, sağlığına kavuşan, anababasıyla sorunlarını çözen, yalnızlıktan kurtulup hayatın içine neşe ve güvenle katılan bir çok insana yardım ve tanıklık ettiğim için çok mutluyum. Hayatta hiç bir şey tesadüfi değildir. Rüyalarınız size bir şeyler gösterip işaret ediyorsa onları dikkate alın. Çünkü insan aklıyla birlikte duygularını da (içinde ki esas canlıyı; içinde ki ben i) kabul ettiğinde gerçekten yaşamaya başlar. ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 117

117

11/28/13 9:09 PM


CINE CRITIC

SİNEMADA CANAVARLAR Buğra Şendündar • Sinema Eleştirmeni • bugra@powerboatsandyachtsdergisi.com

En

temel korku güdülerimizden biri olan “Canavar” olgusu, tartışmasız sinemanın da en büyük ilham kaynaklarından biridir. Sinemanın, kuruluşundan sonra farklı türlere ayrılmasıyla korku, macera, komedi ve birçok alt türden yapımda birçok türden canavar ve yaratıkla tanıştık. Korkmayı ve korkutulmayı seven sinema izleyicisi için canavar teması her daim çekiciliğini koruyacaktır. Sinemanın ünlü canavarlarına geçmeden önce biraz da kendi korku ve yarattığımız canavarlara bakalım. Geçmişe dair olan anılarımızda pek çok unutulmayan olayların temelini, korku öğesi oluşturuyor. Çocukluğumuza dair hatırlayabildiğimiz en eski anıların, korkutucu bir an, dehşete kapılma ya da heyecan verici olaylar olduğu görülüyor. Yaşamımızın tüm dönemlerinde korkma ve korkutmayı sevmek, pozitif yaklaşımlardan hep daha çekici olmuştur. Ailelerimizin çocukken uyumamız için bizlere söyledikleri korkunç şeyler, hayal gücümüzün renklenmesine etki etti. Birçoğumuz, yatağımızın yanı başındaki dolabımızın içinden bir canavarın çıkmasını bekledi,

118

03-130.indd 118

POWERBOATS&YACHTS

bazılarımız karanlık köşelerden uzak durarak hayaletlerden kaçındı. Bunlar neticesinde zihnimizde türlü canavar tasvirleri hayal etmişizdir. Çocukken sevgili anneanneme yönelttiğim “uyanırken gözümüzde neden çapaklar oluşuyor?” sorusunun karşılığı “şeytanlar yaladığı için”di. Bu ve benzeri örneklerle karşılaşan çocukların “canavar” psikolojilerini bir düşünün… Çocukluk ve ergenliğimizde canavarlı filmleri sevmemiz belkide kendi hayal gücümüzde yarattıklarımıza en yakın olanını bulmak içindi. Sinema tarihinde birçok klasikleşen esere şahit olan biz izleyiciler aynı zamanda klasikleşmiş ve popüler kültürde ikonlaşmış canavarları da (Frankenstein, King Kong, Alien…) gördük. Amerika’nın kendi gücünü ve şaşasını temsil eden King Kong’u (1933) varsa, okyanusun öte tarafı Japonya’da ise bu güce başkaldırabilecek olan Godzilla’sı (1954)vardır. Bu dev kertenkeleyi andıran yaratık Amerika’nın, Japonya’da

kullandığı nükleer saldırılar sonucunda mutasyona uğramış bir yaratıktı. Nihayetinde iki eski düşman devleti temsil eden bu iki yaratığı, 1962 yılında Kingu KonguTai Gojira (King Kong Vs. Godzilla ) yapımında karşılıklı olarak savaşırken de gördük. Japon yapımı olan bu eserde galip gelen tarafı tahmin etmişsinizdir. Stop Motion tekniğiyle kotarılmış olan King Kong, gösterime girdiği 1933 yılında tüm Dünya’da büyük ilgi görmüş ve bir canavar filmi olmasına rağmen bu duygu sahibi dev goril, izleyicilerin gönlünden kopmamacasına yer edinmişti. Eserin son sahnelerinde Kong’un Empire State binasının tepesine çıkıp gövde gösterisi yaptığı sahneyi alt metin olarak ele alırsak, Amerika’nın Dünya’nın süper gücü olduğu imajına yapılan bir atıftı belki de. İşte bu süper güce karşı olarak getirilen Godzilla’nın çıkartılması hayli manidardı. Ünlü yazar Mary Shelley’in romanından uyarlanan Frankenstein (1931) , canavar olgusuna en insani boyutta ele alan bir eserdi. Hastalıklara karşı mücadele için deney amaçlı topladığı ceset parçalarını birleştirip kendi geliştirdiği cihazla ölüyü canlandıran Doktor Victor Frankenstein,

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:09 PM


istemeden de olsa kendi canavarını yaratmıştı. Fakat Frankenstein’in önemi, tekrar diriltilen varlığın salt canavar olması değil bilakis toplumun bu varlığı dışlayıp canavarlaştırmasıdır. Toplum nezdinde dışlanıp ve yalnızlığa sürüklenenin suça itileceğinin bir tespitidir bu yapım. Usta oyuncu Boris Karloff’un hayat verdiği bu isimsiz varlık, gösterime girdikten sonra popüler kültür içinde kendisine zorlanmadan yer edindi. Günümüzde dahi Frankenstein’in canavarı, halen en popüler sinemasal simgelerden birisidir. Sinema tarihinde belli aralıklarla karşımıza çıkmış olan kurt adam, en sevilen korku figürlerinden biridir. Başkarakterin, kurt tarafından ısırılıp sonrasında her dolunay çıkışında bedenen değişim geçirip adeta dev bir kurda dönüşüp açlık içgüdüsüyle etrafta terör estirmesi bu varlığın çekicilik unsurudur. Kurt Adam, ilk kez 1941 yılında George Waggner yönetiminde “The Wolf Man” ismiyle karşımıza geldi. Kurt adam filmlerinin izleyici nezdinde en favori anlarını, karakterin kurda dönüştüğü sahneler oluşturuyor. Sinema tarihinde bu dönüşümü gerçekçi olarak verebilen ilk yapım “An American Werewolf in London’dı” (1981). Yapımdaki karakterin ilk kez dönüşüm geçirdiği sahne o denli gerçekçiydi ki eser halen bu plan ile hatırlanmaktadır. Karakterin değişim geçirip bir canavara sonrasında tekrardan normale dönüşü , “kurt adam” karakterini benzersiz kılmakta. Dolunayın, kurt adamla özdeşleşmiş olması bu dönemlerde dışarıya çıkan kitleleri ister istemez halen tedirgin edebilmekte. Kurgu ürünü olduğu bilinmesin rağmen... Kurt adam mitosunun ilginç bir diğer özelliği ise bu durumdan muzdarip karakterlerin görece iyi diyebileceğimiz kişiler olmasıdır. Gerçek yaşantısında öfkesini dışarıya pek vuramayan kurt adam karakterleri, dönüşüm geçirdikten sonra umarsızca ve de öfkesini kusarcasına karşılarına çıkan her şeyi parçalayıp yok etmektedirler. Ortaya çıkan şiddet durumu bir nevi bilinçaltının dışavurumudur. Bilim kurgu sinemasından bahsedersek, bu türde yaratılmış en popüler iki yaratık, şahsına münhasır diyebileceğimiz “Xenomorp” (Alien 1979) ve Predator’dür” (1987). Hr Giger’in Ridley Scott’un Alien projesi için tasarımını yaptığı Xenomorph, o denli orijinal ve seksi bir tasarımdı ki halen bile görünüş olarak dünya dışılık bakımından inandırıcılığını korumakta. Yaratığı orijinal

ki hareketli silahı onun en dikkat çekici özelliğiydi. Bu yaratığı da seyircinin bağrına basmasının sonucunda yapımcılar, daha önce çizgi roman serisi olarak da yayınlanan, Alien vs. Predator (Alien Predator’e Karşı) yapımını 2004 yılında beyazperdeye sundular. Yapım sadece türün hayranlarına hitap etmekteydi.Sinema tarihinde çeşitli film türlerinde karşımıza çıkan çeşitli canavar ve yaratıklar zaman içinde kendi hayran kitlelerini oluşturabilmekte. “Gremlins” (1984) gibi yapımlardaki sevimli diyebileceğimiz küçük canavarların çocuklar tarafından sevilmesi sonucunda bu varlıklar, oyuncak sektöründe de kendilerine rahatlıkla yer bulabiliyorlar. Türün meraklısı olan kitleler, sevdikleri filmlerle yetinmeyip o eserdeki yaratıkların çizgi romanlarına, figürlerine ve farklı materyallerinin de peşine düşebiliyorlar. Çocukluğundan beri hayal gücünü sürekli yenileyen sinemaseverlerin bir yaratık figürünü çok sevmeleri, belki de onların

yapan, tasarımında baş bölgesinin penisi andırması ve ağzının içinden çıkan uzayan başka bir ağzının olmasıdır. Ayrıca yaratığın görünen bir gözü de yoktur. Xenomorph, kuşkusuz sinema tarihinin en korkutucularından. Predator ise, 1987 yılında gösterime girdikten sonra kısa sürede kült olmuş bir yapım. Sıradan bir savaş filmi gibi başlayan yapımda, askerlerin gizli bir operasyon için bulundukları balta girmemiş ormanda bir süre sonra onlara gizemli bir varlık musallat olur. Bu hayli zeki olan yaratık, askerlerden her birini günbegün adeta avlamaktadır. Avlanmak için Dünya’yı seçen bu yaratık, belli ki bir amaç için insanları avlamaktadır. Yaratığın yüzünü saklayan karizmatik maskesi ve omzunda

kafalarında yarattıkları heybetli canavara görünüş olarak en yakın olanıdır. Kimimiz çocukluğunda Hans and Gretel, Smurf ve Polyanna ile büyüdü; kimilerimiz ise King Kong , Godzilla ve Kurt Adam ile. İlginçtir ki, ilk grupta adını saydım eserler güncelliğini artık yitirdiyse de ikinci guruptakiler halen güncelliğini korumakta ve yeni projelerle karşımıza çıkmaktalar. 2013’e damgasını vuran yapımlardan olan Pacific Rim (Pasifik Savaşları) bizlere eski Voltran günlerimizi yaşatarak güzel bir nostalji yaşattı. Ölümsüz canavar “Godzilla”, Frank Darabont (Esaretin Bedeli, Yeşil Yol ) senaristliğinde 2014 yılında tüm görkemiyle tekrardan beyazperdeye geri dönüyor. Bizim gibi ikinci gurupta olan canavar severler, kendisini tekrardan görmek için büyük heyecan duymakta. ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 119

119

11/28/13 9:09 PM


CINEMA 20.12.2013

27.12.2013

6.12.2013

13.12.2013

Sürgün

Prisoners

Düğün Dernek

Tür: Dram Oyuncular: Tolgahan Sayışman, Saadet Işıl Aksoy, Mahir Günşiray

Tür: Gerilim Oyuncular: Hugh Jackman, Jake Gyllenhaal, Viola Davis

Tür: Komedi Oyuncular: Ahmet Kural, Murat Cemcir, Rasim Öztekin

Hobbit: Smaug’un Çorak Toprakları

1964 yılının Büyükadası’nda geçen hikaye zengin bir Rum ailesinin kızı olan Eleni ile adada yaşayan bir faytoncunun oğlu olan Sedat arasındaki imkansız aşkı konu ediniyor. Çocukluklarından bu yana birbirlerine aşık olan Eleni ve Sedat, birlikte Edebiyat Fakültesi’nde okurlar ve yakın zamanda mezun olacaklardır.

Maccachusetts eyaletinin Brockton bölgesinde, Şükran Günü’nü kutlamak için bir araya gelen Dovers ve Birches aileleri her şeyin yolunda gittiği bu yemek esnasında korkunç bir haberle altüst olurlar. Gecenin ilerleyen saatlerinde ailelerin iki küçük kızlarının kaybolması sonrasında panik dolu anlar yaşanır.

Dört yakın arkadaşın kafa kafaya verip imece usülü bir düğün yapmaya çalışması ve bu süreçte beklenmedik durumlarla karşılaşmasını konu alan BKM yapımı komedi filminin senaryo ve yönetmenliği Selçuk Aydemir’e ait. Başrollerde ise Ahmet Kural, Murat Cemcir, Rasim Öztekin, Devrim Yakut ve Barış Yıldız yer alıyor.

20.12.2013

13.12.2013

28.03.2014

07.02.2014

Oldboy

Soğuk

Nuh: Büyük Tufan

Tür: Gerilim Oyuncular: Josh Brolin, Elizabeth Olsen, Sharlto Copley, Samuel L. Jackson

Tür: Dram Oyuncular: Cenk Medet Alibeyoğlu, Ahmet Rıfat Sungar, Şebnem Bozoklu

Tür: Epik Oyuncular: Russell Crowe, Jennifer Connelly, Anthony Hopkins

Herkül: Efsane başlıyor

Joe Doucett kaçırılır ve dış dünyayla hiçbir iletişiminin olmadığı karanlık bir yere götürülür. Bu karanlık mahsende neden kaçırıldığını dahi bilmeden yirmi yıl boyunca tutsak edilir. Hiçbir kurtulma umudu kalmamışken televizyondan gösterilen bir haberde karısının öldürüldüğünü ve baş şüpheli olarak arandığını öğrenir ve günü gelip dışarı çıktığında öncelikli amacı karısının katillerini ve kendini kaçıranları bulup esaslı bir intikam almaktır.

Kış mevsimi yaklaştığında karla kaplanan ve dış dünyayla iletişimini kaybeden bir Kars kasabasında geçen hikayede, bir demiryolu çalışanı olan Balabey’in yaşamından bir kesite tanık oluyoruz. Çekimleri Kars’ta gerçekleştirilen ve karlı dağların, dondurucu hava koşullarının başrolde olduğu filmin yönetmenliği ve senaryosu usta oyuncu Uğur Yücel’e ait.

Film, Hz. Nuh’un hayatını ve bir gemi inşa edip insanlığı felaketten kurtarışını anlatıyor... Dünyayı yok edecek olan büyük tufandan önce yüce bir görev için Tanrı tarafından seçilmiş Nuh rolünde ise Akademi Ödüllü® oyuncu Russell Crowe başrolde...Dünyanın sonu,sadece başlangıç... Görsel efektleri ve kurgusuyla epik bir şölen sizleri bikliyor.

120

03-130.indd 120

POWERBOATS&YACHTS

Tür: Fantastik, Macera Oyuncular: Benedict Cumberbatch, Martin Freeman, Richard Armitage Film Misty Dağları’ndan başarıyla geçen Thorin ve beraberindekilerin Mirkwood ormanındaki zorlu maceralarına odaklanıyor. Yanlarında Büyücü Gandalf olmadan ormanı geçmek zorunda olan Hobbitler insanların yaşadığı bölgeye ulaştığında Bilbo Baggins’in cücelerle olan anlaşması da son bulacak.

Tür: Epik Oyuncular: Kellan Lutz, Liam McIntyre, Gaia Weiss Tarihin en ünlü mitolojik kahramanlarından olan Herkül, 3D formatında izleyicisiyle buluşacağı bu yapımda yabancılarla dolu tehlikeli dolu yerlerde zorlu bir maceraya atılır. Tanrıların ölümcül haseti ve öfkesine maruz kalan Herkül, Viking’lerin tanrısı Thor’un da yoluna çıkmasıyla kendisini tehlikeli bir mücadelede bulur.

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:09 PM


SİZİN İÇİN SEÇTİKLERİMİZ

KİTAP

CD

DVD

OYUN

ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 121

121

11/28/13 9:09 PM


COLOR OF LIFE ACTIVITY

06.12

07.12

10.12 TORD GUSTAVSEN QUARTET

Geleneksel İskandinav halk müziğini günümüz caz standartları içinde ustalıkla kullanan, gospel ve Karayip ritmleri ile cool cazı ve hatta funk’ı başarıyla harmanlayan Tord Gustavsen, 10 Aralık 2013 Salı günü Akbank Sanat’ta izleyenleri büyüleyecek. Piyanoda Tord Gustavsen, saksofonda Tore Brunborg, kontrbasda Mats Eilertsen ve davulda Jarle Vespestad’dan oluşan Tord Gustavsen Quartet, 2012 yılında yayınlanan ve “2012’nin En İyi Norveç Caz Albümü” seçilen ve tüm dünyada büyük ilgi ile karşılanan The Well’in dünya turnesi kapsamında müzikseverlerle buluşacak.

YINE YENIDEN MFÖ...

İki usta isim Bülent Ortaçgil ve Erkan Oğur, 6 Aralık’ta Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nde sevenleriyle buluşuyor. İki eşsiz ustayı yeniden biraraya getiren bu etkinlikte, birlikte seslendirecekleri şarkıların yanısıra eşsiz enstürmantel bir müzik ziyafetine tanık olacağız. Biri dünya bir diğeride güneştir büyük ustaların zamansızlık denizinde birbirlerinin etrafında dönüp dururlar ve biz bu yaşam enerjisini kalbimizin derinliklerinde onlar her biraraya geldiğinde hissetmeye devam ederiz.

Ünlü Türk pop grubu MFÖ, 7 Aralık’ta Ülker Sports Arena’da sahne alıyor. MFÖ, kısa bir molanın ardından, tüm enerjisiyle, İstanbullu müzikseverlerle buluşmanın heyecanını yaşıyor. Mazhar Alanson, Fuat Güner ve Özkan Uğur’un “Yalnızlık Ömür Boyu”, “Ele Güne Karşı”, “Güllerin İçinden”, “Benim Hala Umudum Var”, “Bu Sabah Yağmur Var İstanbul’da”, “Sarı Laleler”, “Hep Yaşın 19” gibi tüm zamanlara damgasını vurmuş en sevilen şarkılarından oluşacak repertuar ile MFÖ hayranları, grupla yeniden bir arada olacak. Bu güzel konserde, MFÖ şarkılarını bıraktığınız yerden söylemeye devam edin.

www.iksev.org www.biletix.com

www.iksev.org www.biletix.com

BÜYÜK USTALARDAN, BÜYÜK RESİTAL...

122

03-130.indd 122

POWERBOATS&YACHTS

www.iksev.org www.biletix.com

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:09 PM


13.12

27.12

28.12

HAYAL PERDESININ ARDINDAKI PUSLU SES

Rock müziğin güçlü yorumcularından Koray Candemir, 27 Aralık’ta Beyoğlu Hayal Kahvesi’nde... Koray Candemir, son birkaç yıldır yaşadığı yurtdışı serüveninden sonra yuvasına dönüp solo çalışmalarına başladı. Önce sahne performanslarıyla dinleyicisiyle buluşmayı isteyen müzisyen, önümüzdeki aylarda kariyerinin 2. solo albümünü çıkarttı. Yeni ekibi ve repertuar ile her Cuma gecesi 00.30’da Beyoğlu Hayal Kahvesi sahnesi’nde.

YENI TÜRKÜ ERKEN YILBAŞI KONSERI Yeni Türkü, “Erken Yılbaşı Konseri” ile 28 Aralık’ta Jolly Joker İstanbul’da müzikseverlerle buluşuyor.

LAL IÇINDEN BIR SERTAB...

Adını albümde bir şarkı olarak yer alan Yılmaz Erdoğan’ın “Ankara” şiirinin dizelerinden alan yeni albüm, 10 yeni “Yeni Türkü” şarkısı içeriyor. Albümün çıkış parçası “Böyle Gitmez”, Cengiz Onural ve Derya Köroğlu imzalı… Şarkı radyolarda ve TTNet Müzik platformunda dinleyiciyle buluşmaya başladı. Derya Köroğlu, Erkin Hadimoğlu, Serdar Barçın ve Furkan Bilgi hem yepyeni şarkılar hem de klasik Yeni Türkü repertuarı ile sahnede olacak.

Müzik kariyerinin 20. yılında “Sade” albümü ile büyük beğeni toplayan Sertab Erener, 13 Aralık Cuma akşamı Bostancı Gösteri Merkezi’nde dinleyicileriyle buluşuyor! Sertab Erener, aynı zamanda prodüktörlüğünü de yaptığı ve piyasaya çıktığı ilk hafta zirveye çıkan son albümü “Sade”nin yanı sıra en beğenilen şarkılarını hayranları için seslendirecek. www.iksev.org www.biletix.com

www.iksev.org www.biletix.com

www.iksev.org www.biletix.com

ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 123

123

11/28/13 9:09 PM


COLOR OF LIFE

WILO, SUDA İZ BIRAKAN FOTOĞRAFLAR YARIŞMASI Suyun masalsı halleri, suya yazılan kareler ve anlar pompa sistemleri sektörünün lider markası WILO’nun 2. Ulusal Fotoğraf Yarışma’nda gerçeklik buldu. “Su, Dünyanın Her Karesinde – Sudaki İzler” konulu yarışma için suyun peşine düşen objektiflerin yakaladığı eşsiz fotoğraflar, 20 - 28 Kasım arasında IFSAK’ta fotoğraf severlerin beğenisine sunuldu. 124

03-130.indd 124

POWERBOATS&YACHTS

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:09 PM


WILO’nun, hayatın kaynağı olan suya ve dünyada azalan su kaynaklarının verimli kullanılmasına dikkat çekmek amacıyla düzenlediği, “WILO 2. Ulusal Fotoğraf Yarışması”nda dereceye girerek ödüllendirilen ve yarışmaya

katılan fotoğraflar, düzenlenen sergide bir araya geldi. Suya iz bırakan anların kaydedildiği birbirinden etkileyici 27 fotoğraf karesinden oluşan sergi, İFSAK’ın Beyoğlu’nda bulunan sergi salonunda meraklıları ile buluştu. “Su,

Dünyanın Her Karesinde – Sudaki İzler” konulu yarışmaya, 533 fotoğrafçı, 1.954 eserle katıldı. Sualtı Fotoğraf Sanatçısı Alptekin Baloğlu, Fotoğraf Sanatçısı İbrahim Zaman, Fotoğraf Sanatçısı İzzet Keribar, İFSAK Yönetim Kurulu ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 125

125

11/28/13 9:09 PM


COLOR OF LIFE

126

03-130.indd 126

POWERBOATS&YACHTS

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:09 PM


YARIŞMADA DERECEYE GİREN İSİMLER

“WILO 2. Ulusal Fotoğraf Yarışması”nda ödül, mansiyon ve sergileme alan isimler şöyle sıralandı: Birincilik Ödülü: Gökalp Bilici (Konya) İkincilik Ödülü: Ahmet Fatih Sönmez (Van) Üçüncülük Ödülü: İsmet Danyeli (İzmir) Özel Ödül: Mehmet Öztürk (Aydın) Mansiyonlar: Kemal Özkılıç (Giresun) Murat Aslankara (İstanbul) Sezgin Güvel (Adana)

www.wilo.com.tr

Başkanı Serkan Turaç ve WILO Pompa Sistemleri A.Ş.’den Melis Öner’den oluşan jüri, birbirinden başarılı eserler arasından titizlikle yaptığı değerlendirme sonucunda dereceye girenleri belirledi. Bu yıl ikincisi yapılan fotoğraf yarışması ve sergi hakkında

görüş bildiren WILO Pompa Sistemleri A.Ş. Genel Müdürü Ercüment Yalçın, “WILO olarak hayatın kaynağı olan suyun verimli kullanılması ve temiz kalması noktasında sorumluluklarımız olduğunu düşünüyoruz. WILO Ulusal Fotoğraf Yarışması, bu

doğrultuda yaptığımız çalışmaların en önemlilerinden biri oldu. Yarışmanın fotoğraf dünyasına renk ve heyecan katan, geleneksel bir etkinlik haline gelmesini hedefliyoruz. İki yıldır gördüğümüz ilgiye bakılırsa, bu yolda önemli adımlar atıyoruz.” dedi. ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 127

127

11/28/13 9:10 PM


COORDINATES

Denizlerin pusulası

PİRİ REİS ve

KİTAB-I BAHRİYE 2013, UNESCO tarafından Piri Reis yılı olarak tayin edildi. Bize ait unsurların uluslararası camiada ilgi uyandırması tabiatıyla hoşumuza gidiyor. Devlet kurumları da bazı faaliyetlerde bulunarak ülke çapında Piri Reis yılını kutlamaya çalışıyor Yazı: Doç. Dr. Bülent ARI

2013

, UNESCO tarafından Piri Reis yılı olarak tayin edildi. Bize ait unsurların uluslararası camiada ilgi uyandırması tabiatıyla hoşumuza gidiyor. Devlet kurumları da bazı faaliyetlerde bulunarak ülke çapında Piri Reis yılını kutlamaya çalışıyor. 26 - 29 Eylül 2013 tarihleri arasında Türk Tarih Kurumu İstanbul’da bir sempozyum düzenledi. Son olarak da İtalya Venedik’te Universita Ca’Foscari Venezia’nın düzenlediği workshopta Piri Reis’in hayatı ve çalışmaları ile tarihteki Osmanlı Donanması, Osmanlı Bahriyesi detayları ile değerlendirildi. Denizcilerin, tarihçilerin ve bilim tarihçilerinin katıldığı bu çalışmada Piri Reis ve Kitab-ı Bahriye Akdeniz’in en önemli değeri olarak ele alındı. Venedik Üniversitesinde öğrencilerin de katılımı ile Piri Reis konusunda çok önemli detaylar tarihçiler ve geleceğin denizcileri ile paylaşılma fırsatı doğru olarak kullanıldı. Bu sene kutladığımız, aslında medâr-ı iftiharımız olan, Piri Reis’in dünya haritasını hazırlamasının 500. sene-i devriyesi. Çalışmalarda eksik olan, onun “Kitâb-ı Bahriye”sini görmezden gelerek sadece dünya haritasının elde mevcut bir parçasını sürekli gündeme getirmektir. Hepimizin bildiği gibi, henüz dünya haritasının sırrı tam olarak çözülebilmiş değildir. Erich von Daniken, Tanrıların Arabaları kitabında Mısır Piramitleri gibi haritayı da uzaylıların çizdiğini iddia etmektedir. Gerekçesi de 128

03-130.indd 128

POWERBOATS&YACHTS

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:10 PM


hâlâ çürütülebilmiş değildir. Çünkü en büyük delili, ancak 1952 yılında sonarla tespit edilebilen Antarktika dağlarının Piri Reis haritasında şaşırtıcı derecede doğru biçimde çizilmesidir. Ayrıca, Kahire merkez alınmak üzere uydudan çekilen fotoğrafların, tam da Piri Reis haritasındaki çizime benzer yerküre görüntüsü vermesidir. Günümüzün açmazlarından biri, eski devirlerdeki teknik bilgileri küçümsememizdir. Bilim ve teknolojiye dair ne varsa XX. asrın hikmetlerinden olduğuna kalpten inandığımız içindir ki, Piri Reis’in ve eski denizcilerin sırlarına aslâ vâkıf olamayacağız. Bir diğer açmazımız, bize teknolojik ilerlemeye dair her şeyin Avrupa’dan neş’et ettiğinin öğretilmesidir. XIX. asırda neredeyse tüm dünyayı hâkimiyeti altına alan batıyı, XVI. asırda İslam dünyasında böyle bir haritanın çizilebileceğine kimse inandıramazdı. Portekizli Cristóvã Colombo (Kristof Colomb)’dan önce Yeni Dünya’nın bilinmediği günümüze kadar nesiller boyunca zihinlere kazınmıştır. Bu öğretilmiş yanılgıyı aşmadıktan sonra hakîkatı öğrenmemize imkân yoktur. İslam Bilimler Tarihi uzmanı Prof. Dr. Fuat Sezgin, Arap denizcilerden İtalya’ya geçen dünya haritası çizimlerinin Piri Reis tarafından kullanıldığını ifade etmektedir. Ne yazık ki, haritanın diğer parçaları elimizde değildir. Amerika’ya Vikinglerin çok daha önceleri gidip gelmekte oldukları da söylenmektedir.

Bu husustaki spekülasyonlar ve o devre ait harita çizim teknikleri hakkında çok daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır. İlk mektepten itibaren bize öğretilen tarih sloganlarından biri 1538 Preveze deniz muharebesiyle Akdeniz’in Türk gölü haline geldiğidir. Tamamen doğru olmasa da bu tarihlerde Osmanlı gemilerinin tüm Akdeniz’de yelken açtığı doğrudur. 1517’de Mısır’ın fethi ve ardından Cezayir hâkimi Barbaros Hayreddin Paşa’nın Osmanlı tabiiyetini kabul etmesi, Cebelitarık’a kadar uzanan Osmanlı kontrolünü sağlamıştı. Peki o günlere kadar deniz kuvvetlerini sadece bir ikmal ve kara ordusunun yardımcı unsuru olarak kullanabilen Osmanlı devleti bir anda nasıl kudretli ve kendisinden çekinilen bir deniz gücü haline gelebilmişti? Akdeniz hâkimiyeti için sadece donanma hazırlamanın kâfi gelmediği, her kıyı ve bucağın sığınma, ikmal ve demirleme imkanlarının bilinmesi gerektiği âşikardır. Bu hususta Osmanlı devleti korsan menşe’li denizcilerin bilgilerinden azami istifade etmiştir. Katip Çelebi, XVII. asrın ortalarında bile korsan aslından gelenlerin tecrübesini üstün tutar. Tuhfetü’l-Kibar fî Esfârü’lBihâr’da denizde sadece korsanların sözlerine itibar edilmesini tavsiye eder: • Birinci öğüt budur ki, kapudan kendi korsan değil ise deniz muharebesinde korsanlarla danışık edib dinleye. Yalnız kendi bildiğine gidenler ekser pişman olagelmişlerdir… • Sekizinci öğüt budur ki, baştarda reisleri Cezayir’e ve denizde nice yıllar gezmiş korsanlık etmiş ola. Zira donanmanın

yürümesi ve durması ona bağlıdır. Bütün bunlara en iyi uyan karakter Pirî Reis’tir. O gençliğini nice tehlike içinde amcasıyla denizlerde geçirmiş, devlet hizmetinde de entelektüel birikimini günümüze ulaştıran âbidevî eserlere imza atmıştır. Akdeniz’de rahatça yelken açılması onun büyük eseri Kitab-ı Bahriye sayesindedir. Yapmamız gereken, eserin her satırını dikkatle inceleyip denizlerle ve deniz tarihimizle tekrar buluşmaktır. Piri Reis Bahriye kitabında harita bilgisi hakkında ipuçları da vermektedir: İşbu uslûb üzerinedür ki Akdeniz kenârlarınun ve cezîrelerinün ma‘mûrların ve harâbların ve limanların ve suların ve deryâda olan taşların ve sığların sâbıkâ Merhûm Kemâl Reis ile ve sâyir gâzîler ile deryâ-yı mezbûrı ‘ilme’lyakîn ve ‘ayne’l-yakîn tetebbu‘ eyledüm kim, üzerine bî-kusûr beyân eyledüm. Zîrâ bu zikr olan kazıyyeler hartı içinde kayd olunmağa kâbil ve müyesser değildür. Bu i‘tibâr üzerine ânuñ gibi mahallerde vâki‘ olan kenârlarun ve cezîrelerün ma‘mûrların ve harâbları ve limanları ve suları ve deryâda olan taşları ve sığları mezkûr limanlarun kangı cânibinde idüği ve ne rûzigâra muvâfık ve kangısına muhâlif idüği, vüs‘ati, darlığı ve ne mikdâr sefînelere mütehammil idüği ve dahî bunlara beñzer nice dürlü ‘alâmetler hartı içinde kayd olunmağa kâbiliyyet ihtimâl-i muhâldür. Bu fakîr dahî mukaddemâ bir hartı bünyâd gösterüb şimdiden olan ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 129

129

11/28/13 9:10 PM


COORDINATES

hartılardan ez‘âf-ı muzâ‘âf ziyâde tasarruflar gösterüb Hind ü Çin bahrlerinün tâze çıkan hartıları ki, Diyâr-ı Rûm′da ânı kimesne bu zamâneden ma‘lûm idinmemişdür. Anları bile kayd idüb Merhûm ve Mağfûr Sultân Selim Hân hazretlerinün Bâb-ı Sa‘âdetme’âbına Nefs-i Mısır′da virilüb makbûl olmuş idi. Ammâ bu fakîr bir tarîk üzerine âsân eyledüm ki, bu fennün ehli olan kimesnelerden mezbûr yerleri görmedin ve bilmedin bu kitâbda yazılanun ‘amele getürmesiyle bi-‘inâyeti′l-lâh her işleri âsân olub kılavuza ihtiyâcları kalmaz. Ümîddür ki bu tarîkde yüriyen ve bu fennün ehli olan karındaşlar da bu kitâba nazar eylediklerinde ve hîn-i ‘amelde bu hakîri hayr du‘âdan ferâmûş eylemeyeler. Gezerdüñ Bahr-i Ebyâd′uñ kenârın ‘Arab, Efrenclü Rûm Magrib diyârın Yazardum her birisin ânuñ ey yâr 130

03-130.indd 130

POWERBOATS&YACHTS

Gerek oluñ makâmatı ne kim vâr Ki ya‘nî bilem ol yerler nicedür Ya alçak yiğirmidür yâhûd yücedür Yatağınuñ suyınuñ kamu hâlin Mufassal Bahr-i Rûm′uñ cümle kâlin Cezâyir′de geçid her kande kim var Derin mi sığ mıdur ya kek yâhûd dar Piri Reis, pirimiz Halil İnalcık hocanın ifadesiyle, bu satırlarında Sultan Süleyman zamanında Habsburglarla karşı karşıya gelinmesiyle Akdeniz’de yapılacak fetihlerin müjdesini vermektedir. Harekete geçecek büyük bir Osmanlı donanmasının nerede ikmal yapabileceği, nereden su alıp hangi mevkilerde fırtınalardan saklanabileceğini kıyı kıyı, bucak bucak anlatmaktadır. Kıyılardaki meskûn mahaller, kale ve palangaları, mamur veya harap olduğuna dair stratejik bilgiler, Artık Osmanlı donanması mahallî faaliyet yerine tüm Akdeniz’de volta atmaya hazırdır. Filhakika, Piri

Reis tüm kıyıları görmemiştir. Yabancı akademisyenler, kendi kıyılarına ait fasılları takip ederek doğru yanlış cetvelleri çıkartmaktadır. Piri Reis’in görmediği yerleri kısa geçtiği vakidir. Ancak korsanlık vaktinden kalma tecrübeleriyle muharip toprakların detaylarını bu kadar teferruatlı vermesi de şaşırtıcıdır. Bugün dahi duymadığımız yerlerin Türkçe adlarını zikretmesi manidardır. İsim verecek kadar benimsenmiş olan ıssız adalar, geçitler, boğazlar, kıyı köyleri Piri Reis’in avucunun içi gibidir adetâ. Bahriye kitabını, pek çok diğer eser gibi, daha çok tarihçiler incelemektedir. Halbuki haritacı, coğrafyacı, denizci ve gemicilerden oluşan ortak bir komisyon meseleyi ele almalı ve deniz tarihimize eseri yeniden kazandırmalıdır. İçindeki yüzlerce harita, modern haritacılık tekniğiyle mukayese edilerek XVI. asır bilim tarihine de ışık tutulmalıdır.

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:10 PM


ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 131

131

11/28/13 9:10 PM


POWERBOATS&YACHTS OFFSHORE

Mediterranean Grand Prix Çin’de Sanya’da başlayan, İstanbul’da devam eden 2013 Dünya Class 1 Offshore Şampiyonası’nın üçüncü ayağı 18-20 Ekim’de İtalya’da Terracina’da gerçekleşti.

132

03-130.indd 132

POWERBOATS&YACHTS

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:10 PM


Terracina’da ilk yarışın kazananı Victory oldu 19 Ekim’de Terracina’da koşulan Mediterranean Grand Prix’nin ilk yarışında starttan finişe liderliği bırakmayan Arif Al Zaffain ve Mohammed Al Marri ikilisi sezonun dördüncü birinciliğini rahatlıkla kazandı. 2011 Aralık ayında Dubai’de birlikte yarışmaya başlayan başarılı ikili, bugüne kadar başladıkları 15 yarışın

12’sini kazandı ve sadece bir kez, o da İstanbul’da podyumu kaçırdı. LFF10 ve Zabo – Işıklar arasındaki podyum mücadelesinde Luca Formilli Fendi ve Giovanni Carpitella yarışa ikinci sırada başlamasına rağmen açılış turunda şamandıraya çarpmanın bedelini ağır ödediler. İtalyanlara verilen 25 saniyelik yarış sonrası cezayla birlikte Uğur Işık ve

Christian Zaborowski’ye verilen 20 saniyelik zaman düzeltme nedeniyle sonuçta İtalyanlar üçüncülükle yetinmek zorunda kaldı. Victory ikilisi başlangıçtan itibaren yarışın liderliğini bırakmadı; ilk turun sonundaki 7 saniyelik farkı yarışın ortalarında 26 saniyeye çıkardı ve 11 turluk, 53.06 Nm uzunluğundaki parkuru 32:04.84 zamanla tamamladı. Yarışın ardından konuşan

ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 133

133

11/28/13 9:10 PM


POWERBOATS&YACHTS OFFSHORE

Arif Al Zaffain, “Planımız ilk dönemeci diğerlerinin önünde almaktı ve biz de bunu yaptık. O andan itibaren yarışın kontrolünü ele aldık ve yarışın yarısını geçtiğimizde rahatladık,” dedi. Şampiyonada halen liderliğini sürdüren takımın tek sorunu, parkurdaki şamandıralardan birini yanlış taraftan geçtikleri için verilen 25 saniyelik yarış sonrası ceza oldu, fakat takım buna rağmen Victory takımı yaklaşık 15 saniye farkla Mediterranean Grand Prix’nin ilk gününde birinci olmayı başardı. Zabo – Işıklar ile LFF10 arasında sıralama turlarında başlayan mücadele yarışta da 134

03-130.indd 134

POWERBOATS&YACHTS

devam etti; ilk iki turda bazen yan yana, bazen biri önde biri hemen arkasında, muhteşem bir rekabet izledik. Birinci turu saniyenin onda ikisi kadar bir farkla önde bitiren Uğur Işık ve Christian Zaborowski, ilk dönemeçte pozisyonlarını şamandıra dönüşüne iç taraftan giren Formilli Fendi ve Carpitella’ya kaptırdı. Daha sonra İtalyanlar farkı 23 saniyeye çıkararak damalı bayrağı ikinci gören takım oldu fakat ilk turdaki hataları onlara pahalıya mal oldu. 25 saniyelik ceza nedeniyle ikinciliği kaybettiler. Takımın sahibi ve pilotu Luca Formilli Fendi, “Çok büyük hayal kırıklığına

uğradım. İlk tur korkunçtu fakat sonraki turda toparladık ve Zabo-Işıklar ile iyi bir mücadele yaşadık. Ama ben hata yaptım ve bir şamandıraya çarptım. Cezayı kabul ediyorum ancak Victory de parkur işaretini kaçırdı ve diskalifiye edilmesi gerekirdi. Bu, konuşulması gereken bir konu,” dedi. Christian Zaborowski’ye göre teknede yaptıkları çalışmalardan sonra, isteyebilecekleri en iyi sonucu aldılar. “Sonuçtan çok memnunum. Daha fazla hız yapmamıza imkan yoktu. Fendi ile aradaki farkı kapamaya çalıştık ve eğer şamandıraya çarpmasaydı onlar ikinci

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:10 PM


olacaktı. Yani şansımız yaver gitti. Ama iyi de yarıştık, Uğur’un pilotajı da çok iyiydi ayrıca hız ve performans açısından maksimumdayız. Bütün takımların aynı pervaneleri kullanmasını bekliyorum. O zaman neler olacağını göreceğiz.” Yarışı dördüncü sırada tamamlayan LFF8’in Miles Jennings ve Alfredo Amato ikilisi, sağlam ve oldukça yalnız bir yarış çıkardı ve beşinci sıradaki FA.RO. ACCIAI’ye ciddi fark attı. Giampaolo

Montavoci’ye dümende pilot olarak Tarık Öktem’in eşlik ettiği Poliform takımı ise altıncı sırada tamamlayarak Dünya Şampiyonası için puan almayı başardı. İkinci Yarışta Jennings ve Amato’dan Muhteşem Performans Olaylar en başta, yarışın teknik sorun yaşayan start teknesi yüzünden bir yetkili tarafından durdurulmasıyla başladı. Yarış tekneleri yeni start teknesini parkurda

beklerken, takımlardan olası yakıt sorunları hakkında itiraz sesleri yükseldi. Yarış yeni start teknesinin bulunması sonrasında 26 dakika geç başladı. Açık denizde bekleyen tüm teknelerin motorlarının çalışır durumda olması yarış için yapılan tüm yakıt hesaplarını alt üst etti. Tüm itirazlara karşın yarış direktörünün tur sayısını azaltmayı kabul etmemesi sürpriz bir yarış sonucunu ortaya çıkarttı. Miles Jennings ve

İtalya’daki Mediterranean Grand Prix yarışları uzun süre konuşulacağa benziyor. Yarışın ilk gününde Victory takımının şamandıra atlamasına diskalifiye verilmemesi, ikinci gün ise start teknesinin arızalanması nedeniyle teknelerin açık denizde 26 dakika beklemeleri sonrasında takımların taleplerine rağmen yarışma direktörünün yarışı kısaltmama kararı. ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 135

135

11/28/13 9:10 PM


POWERBOATS&YACHTS OFFSHORE

Alfredo Amato, Mediterranean Grand Prix’nin ikinci yarışında hafta sonunun en etkileyici ve şaşırtıcı sonuçlarından birine imza attılar. İngiliz ve İtalyan ikili, Poliform’un önünde dördüncü sırada güçlü bir performans sergilerken Luca Formilli Fendi ve Giovanni Carpitella’nın yarışı sekizinci turda tork sensörünün bozulması nedeniyle sona erince üçüncülükle devam ettiler. İki tur sonra yarışı önde götüren Victory, pervanesi kırıldığı için iyice yavaşladı; Zabo – Işıklar onları geçip birinciliğe, LFF8 ise ikinciliğe yükseldi. Son turda neredeyse damalı bayrağı görecekken Zabo-Işıklar’ın yakıtı bitti. Bu sayede Jennings ve Amato onları geçip damalı bayrağı gören takım oldu. Birlikte henüz üçüncü Grand Prix yarışlarında ilk birinciliklerini almış oldular. Keyiften ağzı kulaklarına varan Miles Jennings, “Kesinlikle muhteşem. Sadece her şeyi sindirmeye çalışıyorum. İtalya’da bir Fendi teknesiyle Mediterranean Grand Prix’yi kazanmak inanılmaz bir duygu. En ağır teknelerden biri olmamıza rağmen rekabet edebileceğimiz biliyorduk; bu yüzden de başlangıçtan itibaren zaman kazanabileceğimiz her yerde elimizden geldiğince zorladık. Tabii şans da yüzümüze güldü ama bu takım böyle bir başarıyı hak ediyor,” diye konuştu. Birincinin arkasından Poliform’un Tarık Öktem ve Giampaolo Montavoci ikilisi de Zabo – Işıklar’ın talihsizliğinden yararlandı ve ikinci olarak bitirdi. Yeni ikili, birlikte ilk kez podyuma 136

03-130.indd 136

POWERBOATS&YACHTS

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:10 PM


çıkarken Zabo – Işıklar ynalış kararların kurbanı olarak üçüncülükle yetinmek zorunda kaldı. Giampaolo Montavoci, “Ne inanılmaz bir yarıştı. Daha önceki motor sorununu yine yaşadık. Biraz şansımız yaver gitti ama elimizden geldiğince zorladık,” diye konuştu. Onuncu turda sorun yaşayan Victory’nin yavaşlamasıyla Uğur Işık ve Christian Zaborowski öne geçti; ikilinin birlikte ilk ve Zaborowski’nin 2006’dan bu yana ilk birinciliği olacak

gibi görünüyordu. Fakat beş tur sonra yakıt konusundaki endişeleri gerçek oldu ve durmak zorunda kaldılar, sonuçta pit alanına çekilmeleri gerekti. Takımın yöneticisi Jan Zaborowski konu hakkında şöyle konuştu: “Bu durumdan hiç mutlu değiliz. Bu sorunu yarış başlamadan dile getirdik ve ne olduğunu gördünüz.” Şampiyonanın ilk üç teknesinin sorun yaşaması nedeniyle LFF8’den Jennings ve Amato, yarışın

ortalarında dördüncü iken sonuçta birinci olarak günün en kazançlısı oldu. Terracina’daki yarışların ardından Victory, 91 puanla birincilik konumunu perçinlerken, Zabo-Işılar 65 puanla ikinci ve LFF10 sadece üç puan gerisinde üçüncü sırada yer alıyor. Takımların rotası şimdi Birleşik Arap Emirlikleri’ne çevrildi. Şampiyona 5-6 Aralık 2013 tarihlerinde koşulacak Abu Dhabi Grand Prix ile sona erecek. ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 137

137

11/28/13 9:10 PM


POWERBOATING

DOHA KATAR Powerboat Başkenti Katar’da kazananlar Lemoine, Sousa, Florjancic ve Sumer...

Powerboat sporunun Başkenti Doha’da 16 Kasım’da başlayan festival 26 Kasım’a kadar devam edecek. UIM F1H2O Dünya Şampiyonası sonrasında Nations Cup yarışları düzenleniyor ve onları takiben de F-4S Eurofin Trophy yarışları gerçekleşiyor. On günlük festivalin başlama vuruşu Dünya Aquabike Şampiyonası ile başladı. 15 farklı ülkeden 45 pilotun yarıştığı Katar Grand Prix yarışları büyük mücadeleye sahne oldu.

138

03-130.indd 138

POWERBOATS&YACHTS

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:10 PM


16 Kasım Cumartesi günü öğleden sonra bir yanda drama ve diğer yanda ise muhteşem yarış vardı; Fransız Cyrille Lemoine ve İtalyan Alberto Monti, Runabout ve Ski GP1 yarışlarını birinci sırada bitirerek önemli başarılar elde ettiler. Freestyle Grand Prix yarışında ise Slovenya’dan Rok Florjancic izleyenleri büyüleyen bir performans sonrasında hafta sonunun

bir başka kazananı oldu ve kariyerinin ilk UIM-ABP Freestyle Dünya Şampiyonluğuna ulaştı. Fransa’nın güneyinden şampiyonaya katılan Lemoine’s sorunsuz bir şekilde başlayıp bitirdiği Doha’daki yarış sonrasında 2013 şampiyonasında liderliğe yükseldi. En yakın rakibi Kuveyt’ten şampiyona katılan Yousef Al Abdulrazzaq yarışın üçüncü turunda

sansasyonel bir sürüş ihlali yaptığı için siyah bayrak ile yarış dışında kaldı. Kuveytli açısından Doha’daki hafta sonu, şampiyonluk hesapları altüst oldu. Yeniden form tuttuğunu kanıtlayan İtalyan Mattia Fracasso ile Kuveytli Mohamad Al Baz arasındaki heyecan verici uzun mücadele sonrasında, iki rakip yarışı ikinci ve üçüncü sırada ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 139

139

11/28/13 9:10 PM


POWERBOATING tamamladılar. Ski GP1 yarışında ise bu sezon ilk kazanan İtalyan Monti ilk gün yaşadığı düş kırıklığına ikinci gün güzel bir cevap verdi ve şampiyona çekişmesi içinde olduğu lider Tiago Sousa’nın sadece iki puan gerisinde hafta sonunu tamamladı. Ama Portekizli Sousa, Doha’daki yarışı üçüncü sırada bitirmesine karşın şampiyona liderliğini korudu. Katar’daki yarışlarda

140

03-130.indd 140

POWERBOATS&YACHTS

üçüncü sırada ise Hırvatistan’dan Slaven Ivancic finiş gördü. Bayanlar kategorisinde ise Pija Sümer tek rakibi Marta Sorrentino’nun önünde yarışı bitirdi ve şampiyonluk tacı için maksimum puanları aldı. Runabout’un şampiyonasının yeni lideri yarışın başından itibaren pole pozisyonunu da lider bitirmenin avantajı ile tüm denetimi elinde

tuttu. Rakibi Abdulrazzaq!’ın arkadan kendisini sıkıştıracağını biliyordu ancak 3. turda gösterilen siyah bayrak bu büyük mücadeleyi başlamadan bitirdi. 13 turluk yarışın ortasında Fransız pilot rakipleri ile arasını 14 saniye açtı, yarışın kontrolünü ele aldı ve kolaylıkla zorlu yarışı kazandı. Onun arkasında bir üçlü kapışma vardı; Mattia Fracasso, Katar’dan Mohamad Al Haidus

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:11 PM


ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 141

141

11/28/13 9:11 PM


POWERBOATING

ve Kuveyt’ten Mohmad Al Baz bu kapışmanın aktörleri idi. Katarlı pilot Jeremy Perez’i geçtikten sonra diğer iki rakip arasında ikincilik mücadelesi son tura kadar devam etti. Damalı bayrağa kadar devam eden kapışma sonunda İtalyan pilot ikinci olurken, Kuveytli pilot Al Baz üçüncü ve Portekizli Perez dördüncü olarak yarışı tamamladılar. Ski GP1 yarışlarına, Tiago Sousa sıralama turlarında elde ettiği sıranın avantajı ile Dünya Şampiyonasındaki rakipleri Mickael Poret ve Alberto Monti karşısında zorlu bir mücadele içinde oldu. Monti yarışa son sıradan başlamasına karşın daha yarışın ilk turu tamamlandığında öndeki üçlü grup içinde yerini almayı başardı. Portekizli pilot Sousa yarışta liderliği ele geçirdikten sonra rakipleri ile arasını 10 saniyeye kadar açtı ancak ondan sonra motoru güç kaybetmeye başladı. Arkadaki kapışmada ise Monti sürekli Poret’e baskı yapıyordu, Fransız pilot alışılmadık bir hata yaptı ve dönüş şamandırasını kaçırdı, bu hata ona pahalıya mal oldu ve yarışın 7. turunda Monti ikinciliğe yükseldi. Hemen ardında da Monti yarış liderine odaklandı ve bir sonra rakibini geçmeyi başararak rakibinden birinciliği çaldı. Şampiyona lideri Sousa için daha sorunlar bitmemişti, Poret tarafından yarışın son turunda geçilmeye engel olamadı. 142

03-130.indd 142

POWERBOATS&YACHTS

Freestyle serisinde yine gösteri Rok Florjancic’e aitti, izleyenlerin nefesinin kesildiği 20 ardışık ters parende içeren gösterisnde 93,5 puan topladı. sekiz Grand Prix’den birincilikle ayrılan Hırvat Rok Florjancic kariyerinin ilk UIM-ABP şampiyonluğuna Katar’ın başkenti Doha’da ulaştı. SONUÇLAR: Runabout GP1 Qatar Grand Prix Sonuçları 1. C Lemoine (fra) 50 puan 2.M Fracasso (ita) 40 puan 3.M Al Baz (kwt) 29 puan Runabout GP1 Şampiyona Puan Durumu 1. C Lemoine (fra) 110 2. Y Al Abdulrazzaq (kwt) 100 3. J Perez (fra) 97 4. F Medori (fra) 69 5. M Fracasso (ita) 48 6. J T Jimenez 47 Ski GP1 Qatar Grand Prix Sonuçları 1. T Sousa (prt) 41 puan 2. M Poret (fra) 40 puan 3. S Ivancic (cro) 29 puan Ski GP1 Şampiyona Puan Durumu 1. T Sousa (prt) 107 puan 2. A Monti (ita) 105 puan

3. N Armillas (esp) 4. M Poret (fra) 5. S Ivancic (cro) 6. J Bohuslav (svk)

79 puan 78 puan 63 puan 52 puan

Ski GP1Bayanlar Kategorisi Qatar Grand Prix Sonuçları 1. P Sumer (svn) 50 puan 2. M Sorrentino (ita) 40 puan Ski GP1 Bayanlar Kategorisi Şampiyona Puan Durumu 1. P Sumer (svn) 125 puan 2. M Sorrentino (ita) 92 puan 3. J Menard (fra) 45 puan 4. Yue Nixin (chn) 36 puan 5. Li Qian Qian (chn) 33 puan Freestyle Qatar Grand Prix Sonuçları 1. R Florjancic (svn) 2. N Florjancic (svn) 3. S Al Kuwari (qat)

50 puan 36 puan 33 puan

Freestyle Kategorisi Şampiyona Puan Durumu 1. R Florjancic (svn) 2. N Florjancic (svn) 3. A Petrovic (srb) 4. V Calderoni (ita) 5. A Kuramshin (rus) 6= R Mykhailov (ukr) 6= R Mariani (ita)

200 puan 149 puan 112 puan 68 puan 23 puan 21 puan 21 puan

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:11 PM


ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 143

143

11/28/13 9:11 PM


POWERBOATS&YACHTS OFFSHORE CUP OFFSHORE

VENTURE OFFSHORE CUP

Dünyanın en uzun, en zor ve en prestijli powerboat yarışı...

Venture

Offshore Cup, dünyanın en zorlu powerboat yarışı ve destansı boyutlardaki macera hazırlıkları devam ediyor. 2013 yılının Haziran ayında başlayan hazırlıklar ile, dünyanın en güçlü ve dayanıklı yirmi 144

03-130.indd 144

POWERBOATS&YACHTS

powerboat teknesi ve yine dünyanın en iyi pilotları Londra’dan Monte Carlo’ya kadar denizler ve okyanusların en zorlu koşullarında amansız bir mücadelenin içinde olacaklar. Teknelerin ve ekiplerin zorlu rekabeti 2.400 mil…

The Venture Cup, offshore yarış dünyasının en uç noktasında bir yarış olmasının yanı sıra dünyanın da en büyük maceralarından birisi. The Venture Cup 2014 yılının Haziran ayında, 20 uluslararası takımın yer aldığı, ilk

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:11 PM


girişim olan 1972 yılında gerçekleştirilen powerboat yarış tarihinin en ünlü parkuru Londra - Monte Carlo yarış parkurunda gerçekleştirilecek. Yaklaşık iki hafta sürecek mücadele süresince Powerboat filosu amansız dalgalardan

zıplayacaklar, sonra daha dalgaların yorgunluğunu üstlerinden atamadan acımasızca okyanusun en zor koşulları ile yüzleşecekler. Okyanus sonrasında Akdeniz’in hırçın sularında 2.400 mil uzaktaki hedeflerine ulaşmaya çaba

gösterecekler. Takımların başarısı için sadece motor gücünün yeterli olmayacağı bu destansı meydan okumada cesaret, teknik mükemmellik, dayanıklılık ve ekip çalışması da gerekecektir. Powerboat dünyasının gelecekteki tarih sayfalarında bu yarışın önemli bir yeri olacaktır. ARALIK 2013 - OCAK 2014 POWERBOATS&YACHTS

03-130.indd 145

145

11/28/13 9:11 PM


NEWS

146

03-130.indd 146

POWERBOATS&YACHTS

ARALIK 2013 - OCAK 2014

11/28/13 9:11 PM


03-130.indd 3

11/27/13 7:46 PM


03-130.indd 3

11/27/13 8:14 PM


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.