GIRISVEDERNEK 1
11/20/12 7:33 PM
GIRISVEDERNEK 2
11/20/12 7:33 PM
GIRISVEDERNEK 3
11/20/12 7:33 PM
GIRISVEDERNEK 4
11/20/12 7:33 PM
GIRISVEDERNEK 5
11/20/12 7:33 PM
GIRISVEDERNEK 6
11/20/12 7:33 PM
Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet YILDIRIM
MİLLİ TATLIMIZ BAKLAVA HAK ETTİĞİ DEĞERE KAVUŞUYOR Yeni bir sayıda tekrar siz değerli sektör temsilcileri ve tedarikçi firmalar ile buluşmanın mutluluğunu ya-
şamaktayız.
Baklava ve Tatlı Üreticileri Derneğimizin en önemli organizasyonlarından birisi olan 7. Geleneksel Altın Oklava Baklava Ustaları Yarışması’nı geride bıraktık. Bizler baklavanın lezzetini ve şöhretini ebedileştirmekle görevliyiz. İşte bu hassasiyetle geleneksel olarak düzenlediğimiz Altın Oklava Baklava Ustaları Yarışması’nı da başarıyla icra ettik. BAKTAD Baklavanın Türkiye ile markalaşarak, dünyaya tanıtımı ve tüketiminin yayılması amacı altında önemli çalışmalar yapmaktadır. Kaliteli ustalar yetiştirmek ve en büyük sermayemiz olan oklavayı bu gençlerimize gönül rahatlığıyla teslim edebilmek İçin gerçekleştirdiğimiz organizasyonda oklava sallayan bütün ustalarımı da tebrik ediyorum. 7. Altın Oklava Baklava Ustaları Yarışmasını bu yıl Tarihi Yarımada Baklava Festivali kapsamında Fatih Belediyesi Başkanı Sayın Mustafa Demir’in destekleri ile gerçekleştirdik. Bu önemli günümüzde bizleri yalnız bırakmayan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımız Sayın Fatma Şahin, Gaziantep Milletvekilleri Nejat Koçer, Halil Mazıcıoğlu, Mehmet Sarı, Osmaniye Valisi Celalettin Cerrah, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir ve değerli Sivil Toplum Örgütleri Yöneticilerine, sektör temsilcilerine BAKTAD Yönetim Kurulu ve üyeler adına ayrı ayrı teşekkür istiyorum. 7. Geleneksel Altın Oklava Baklava Ustaları Yarışmasının ana sponsorluğunu üstlenen Özmen Un Yönetim Kurulu Başka-
nı Erhan Özmen Bey’e, Felda Iffco Gıda, Sarmaşık Makine, Ayhan Kutu, Marasta Dondurma, Mateks Makine, Topaloğlu İş Elbiseleri, Aventurin, Tiryaki Agro Gıda yetkililerine, böyle bir günde bizi yalnız bırakmadıkları ve ellerinden gelen desteği gösterdikleri için teşekkürlerimi sunuyorum. Ana sponsorumuz başta olmak üzere organizasyonumuza sponsorluk desteği veren tüm markalarımız, bundan sonraki dönemde de baklava dünyasından en üst seviyede olumlu tepkiler alacaktır, almalıdır da… BAKTAD olarak, Geleneksel Türk Tatlısı Baklava isimli 2 ciltten oluşan bir kitap ve film yapmak için çalışmalar yapıyoruz. Kitap ve film ile baklavanın tarihi, günümüzdeki durumu, Türkiye’deki önemli üreticileri tanıtmanın yanında Türk kültürüne ait bir tat olduğunu göstermeyi amaçlıyoruz. Ayrıca yurtdışındaki ilgililere baklava üreticileri tanıtılarak Türkiye’nin imajına katkıda bulunulacak, ülke içindeki tüketicilerin baklava konusunda bilinçlenerek tarihi değerlerimizin güçlenmesine katkı sağlanacaktır. Türkçe ve İngilizce olarak basılacak kitapta, baklava konusunda uzman firma ve ustalarımız yer alacaktır. Üretici firmalara birkaç sayfa yer ayrılarak kendilerini en iyi şekilde tanıtmaları sağlanacaktır. Bu kaynak kitap sayesinde hem sektöre hem de ülkemize katma değer sağlanacaktır. Bunun dışında önümüzdeki günlerde yeni organizasyonlar ve etkinlikler yaparak üreticiler ile tedarikçileri bir araya getireceğiz. BAKTAD olarak çalışmalarımıza aralıksız devam ediyoruz. Sevgi ve saygılarımla. KASIM 2012
GIRISVEDERNEK 7
07
11/20/12 7:33 PM
KÜNYE
İÇİNDEKİLER 12 BAKTAD Adına İmtiyaz Sahibi Mehmet YILDIRIM Genel Yayın Yönetmeni / Alpay ERÜS alpayerus@goldencitymedia.com Editör / Sinan DEMİR sinan@goldencitymedia.com Sorumlu Yazı İşleri Müdürü / Mustafa ŞÖHRET mustafa@baktadtatlihayat.com Görsel Sanat Yönetmeni / Ferhat GEDİK ferhat@goldencitymedia.com Reklam Müdürü / Sema ERÜS sema@goldencitymedia.com Reklam Sorumlusu / Derya USANMAZ derya@goldencitymedia.com Abone Dağıtım / Seval APAYDIN seval@goldencitymedia.com DANIŞMA KURULU Mehmet YILDIRIM, M. Nadir GÜLLÜ, Murat BOZANOĞLU, Mustafa SEYİTOĞLU, Nevzat YEMEN, Süleyman KÖŞKEROĞLU, Prof. Dr. Mehmet DEMİRCİ, Prof. Dr. Osman ALTUĞ, Prof. Dr. Songül ÇAKMAKCI, Prof. Dr. Dilek HEPERKAN, Muhsin OKKIRAN YÖNETİM YERİ VE ARDESİ Baklava ve Tatlı Üreticileri Derneği İktisadi Müessesesi (BAKTAD) Bayram Tepe Mah. Malazgirt Cad. No: 26 PK:34664 K.Çekmece/İST Tel: 0212 687 23 07 Faks: 0212 687 58 61 www.baktad.org.tr - info@baktad.org.tr BASKI VE CİLT Mart Matbaa Sistemleri Tic. San. A.Ş. Merkez Mahallesi Burcu Sokak No: 6/1 Mart Plaza Nurtepe-Kağıthane/İST Tel: 0212 321 23 00 SÜRELİ YEREL YAYIN Tatlı Hayat Dergisi iki ayda bir yayınlanır. Yayınlanan yazı ve reklamların sorumluluğu sahibine aittir. Dergideki yazılar, görseller ve reklam çalışmaları izin alınmaksızın kullanılamaz. Gönderilen yazı ve görseller yayınlansın ya da yayınlanmasın iade edilmez. YAYIN KURULU M. Nadir GÜLLÜ, Hüseyin BOZDAĞ, Murat BOZANOĞLU, Serdar SEYİTOĞLU, Cengiz BAYINDIR, Mehmet YILDIRIM, Mustafa EREN, Nevzat YEMEN, Yasin BİNGÖL, Ferhat KAHRAMAN, Şeref DİLBER, Ömer PAPUÇCU, Prof. Dr. Mehmet DEMİRCİ, Prof. Dr. Osman ALTUĞ, Prof. Dr. Songül ÇAKMAKCI, Prof. Dr. Hikmet BOYACIOĞLU, Doç. Dr. Aydın ÖZTAN, Dr. Can DEMİR, Av. Bülent DENİZ, Ömer BİLGİSEVEN, Burhan METİN, Nusret ÖZCAN, Hakkı Can KESKİL, Hüseyin IŞIK, Ümit SEVİNÇ, Emine BEDER, Ahmet YAVUZ, Ramazan BİNGÖL, Hür GİRGİN, Oktay AYMELEK, Erhan ÖZMEN. ISSN NO 1306-777X
GIRISVEDERNEK 8
7’NCİSİ DÜZENLENEN GELENEKSEL ALTIN OKLAVA BAKLAVA USTALARI YARIŞMASI BÜYÜK İLGİ GÖRDÜ
20 22 ÖZMEN UN BAKTAD ÜYELERİNE İFTAR YEMEĞİ VERDİ
BAKTAD BAKLAVANIN KİTABINI YAZIYOR
61 72 DOSYA: BAKLAVA TEPSİLERİ
TARİHİ YARIMADA’DA TARİHİ BİR YERLEŞİM: EMİNÖNÜ
78 TELLERLE ÇİVİLERİN AŞKI: FİLOGRAFİ SANATI
KASIM 2012 YIL: 9 SAYI: 32 YAYINA HAZIRLIK GOLDEN CITY MEDIA PERPA İş Merkezi B Blok Kat: 13 No: 2307 Okmeydanı - Şişli / İST Tel: 0212 320 00 34-35 Faks: 0212 320 00 36 www.goldencitymedia.com tatlihayatdergisi@goldencitymedia.com
11/22/12 3:12 PM
GIRISVEDERNEK 9
11/20/12 7:33 PM
YÖNETİM KURULU
Mehmet YILDIRIM Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Gıda / Gaziantepli Tatlıcı
Nadir GÜLLÜ Onursal Başkan Karaköy Güllüoğlu
Murat BOZANOĞLU Genel Sekreter Hacı Bozanoğulları
Nevzat YEMEN Mali İşler Komisyonu Başkanı Tatsam Tatlıcılık
Ömer PAPUÇCU Teşkilatlanma Komisyonu Başkanı Diyar Burma
Mustafa EREN Eğitim Komisyonu Başkanı Hacı Erenler
Necati GÖKSU Bürokratik İşler Komisyonu Başkanı Seyitoğlu Helva ve Reçel
Süleyman KAYA Sosyal İşler ve Kültür Org. Komisyonu Başkanı Köşkeroğlu Kebap ve Baklava
Nadir OKKIRAN Bas. Yay. ve Halkla İlişkiler Komisyonu Başkanı Gaziantepli Çavuşoğlu Kebap ve Baklava
Ferhat KAHRAMAN AR-GE Komisyonu Başkanı Kahramans Pastaneleri
Ali BUZUL AR-GE Komisyonu Bşk. Yrd. Hacıbey Tatlıcılık
Mehmet GÜL AR-GE Komisyonu Bşk. Yrd. Habiboğlu Tatlıcılık
Cengiz BAYINDIR Mali İşler Komisyonu Bşk. Yrd. Ünlü Baklavacı Bayramoğlu
Abdulsamet KARAYILAN Teşkilatlanma Komisyonu Bşk. Yrd. Gaziantepli Samet Usta
Ramazan ÇOŞKUN Eğitim Komisyonu Bşk. Yrd. Asıltat Baklava
Salih YÜCE Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Komisyonu Bşk. Yrd. Baksan Anteplioğlu
Mehmet AZTEKİN Sosyal İşler ve Kültürel Org. Komisyonu Bşk. Yrd. Aztekin Baklava
Hasan KÜNÇ Basın Yayın ve Halkla İlişkiler komisyonu Bşk. Yrd. Gaziantepli Hacı Bekir Künç ve Oğulları
Ahmet ÇELEBİ Bürokratik İlişkiler Komisyonu Bşk. Yrd. Seyran Pastaneleri
Mahmut KARAHAN Tatlıcı Köse
10
GIRISVEDERNEK 10
Mehmet ÇİFTÇİ Çelebioğulları Gıda
KASIM 2012
11/20/12 7:33 PM
GIRISVEDERNEK 11
11/20/12 7:33 PM
BAKTAD HABERLER
7’NCİSİ DÜZENLENEN GELENEKSEL ALTIN OKLAVA BAKLAVA USTALARI YARIŞMASI BÜYÜK İLGİ GÖRDÜ Sultanahmet Meydanı’nda Tarihi Yarımada Baklava Festivali kapsamında gerçekleştirilen 7. Altın Oklava Baklava Ustaları Yarışması’nın açılışına Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Gaziantep Milletvekilleri Nejat Koçer, Halil Mazıcıoğlu, Mehmet Sarı, Osmaniye Valisi Celalettin Cerrah ve Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir katıldı. Tarihi Yarımada Baklava Festivali ve 7. Altın Oklava Yarışması Sultanahmet Meydanı’nda muhteşem bir atmosferde gerçekleştirildi. 12
GIRISVEDERNEK 12
KASIM 2012
11/22/12 3:13 PM
BAKTAD Genel Başkanı Mehmet Yıldırım
Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir
Gaziantep Milletvekili Nejat Koçer
Osmaniye Valisi Celalettin Cerrah
Tarihi
Yarımada Baklava Festivali ve 7. Altın Oklava Yarışması Sultanahmet Meydanı’nda coşkulu bir atmosferde gerçekleştirildi. BAKTAD Başkanı Mehmet Yıldırım, Türk mutfağının en önemli değeri baklavaya sahip çıkarak, sektöre katma değer oluşturduklarını belirterek, “Zenginliklerimizin kaynağını bilerek, gelecek kuşaklara aktarmanın formülünü bulmalıyız” dedi. Tarihi Yarımada Baklava Festivali ve 7. Altın Oklava
Yarışması Sultanahmet Meydanı’nda muhteşem bir atmosferde gerçekleştirildi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Gaziantep Milletvekilleri Nejat Koçer, Halil Mazıcıoğlu, Mehmet Sarı, Osmaniye Valisi Celalettin Cerrah, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, BAKTAD Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yıldırım, BAKTAD üyeleri ve çok sayıda vatandaşın katıldığı etkinlikte, Osmanlı Padişahlarının en önemli geleneklerinden biri olan temsili Bakla-
va Alayı da yapıldı. Yarışma sonrasında Sultanahmet Meydanı’ndaki herkese ve etkinliği merakla izleyen turistlere baklava dağıtıldı. Milli Tatlımız Baklava Organizasyonun açılış konuşmasını BAKTAD Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yıldırım yaptı. Baklavanın ve tatlının geleneklerimizde, kültürümüzde farklı bir yönü olduğunu belirten Yıldırım, “Biz, konuşmalarımızda, muhabbetKASIM 2012
GIRISVEDERNEK 13
13
11/22/12 3:13 PM
BAKTAD HABERLER
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin
Bakan, Milletvekilleri, Vali ve BAKTAD Yönetim Kurulu Üyeleri konuşmaların ve Yeniçerilerden oluşan Baklava Alayının gösterisinin ardından stantlara geçerek burada meydanı dolduran halka ve turistlere baklava ikram etti.
lerimizde daha iyi anlaşabilmek için, “Tatlı yiyelim, tatlı konuşalım” deriz. Kız istemeye tatlıyla, baklavayla gideriz. Padişahların tatlısı, sofraların padişahı olan baklava, kendi kültürümüz, kendi değerimiz ve tamamen Türk mutfağının eseridir. BAKTAD olarak farklı etkinliklerle, farklı organizasyonlarla kültürümüzün tanıtımı yönünde çok önemli 14
GIRISVEDERNEK 14
işlere imza atıyoruz. Baklavanın tarihini anlatan bir kitap ve baklavacıların bir belgesel filmini hazırlama çalışması içindeyiz ve bu çalışmalarımız çok kısa bir süre içinde piyasaya çıkacak. Siyavuşpaşa Kız Meslek Lisesinde kurduğumuz atölyemizle baklavanın yapımını
gençlerimize aktarıyoruz. Bununla birlikte Gaziantep’te yakın zamanda bir Meslek Yüksek Okulu kuracağız. Bunun için de çalışmalarımıza devam ediyoruz” dedi. Medeniyetimizin Mirası Baklava Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir ise konuşmasında, “Medeniyetlerin beşiği olan
KASIM 2012
11/22/12 3:13 PM
bir noktadayız. Biz insana dair ne varsa, kültürümüzü daha da yükseltmek, genişletmek için çalışmalar yapmak zorundayız. Tarihi yarımadada 10 bin tarihi eser var. Bu eserleri, medeniyetlerin bize bıraktığı değerlerle birlikte bir sonraki nesillere aktarabilmenin çalışmalarını yapıyoruz. Türkiye’nin marka değe-
rine en çok katkıda bulunan tarihi mutfak değerimiz baklavadır. Böyle bir etkinlikle baklavamızı medeniyetimizden miras alıp, kuşaklar arası aktarmak da bizim görevimizdir” dedi. Yer Fıstıklı Baklava Osmaniye Valisi Celalettin Cerrah da,
Türkiye’de yer fıstığı üretiminin yüzde 60’ının Osmaniye’de gerçekleştiğine dikkat çekerek, “Bizim amacımız baklava sektöründeki firmalarımızın, çeşitleri arasına yer fıstıklı baklavayı da koymalarıdır. Bu da özellikle Osmaniye’nin katma değerinin yükselmesine ve yeni bir sinerji oluşmasına neden olacaktır” diye konuştu. KASIM 2012
GIRISVEDERNEK 15
15
11/22/12 3:13 PM
BAKTAD HABERLER
Kenyalı Richard Mwanda, ‘Gaziantep baklavası nasıl yenir? Has baklava nasıl anlaşılır?’ konusunda Antep lehçesi ile bir konuşma yaptı.
Baklavanın Başkenti Antep Gaziantep Milletvekili Nejat Koçer ise baklavanın başkentinin Gaziantep olduğunu ve baklavanın artık tescillendiğini belirtti. Koçer, şunları söyledi: “Coğrafi işaret olarak AB Komisyonu’na da ilk başvuruyu yaptık. Başvuru süreci devam ediyor. İnşallah yakın zamanda AB’de de baklavanın tescili yapılacak. Baklava Türkiye’nin olacak, başkenti olarak da Gaziantep’in coğrafi tescil işareti olacak.” Kültür Yaşamın Bir Parçasıdır Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma 16
GIRISVEDERNEK 16
Şahin, kültürün yaşamın bir parçası olduğunu ifade ederek, “Bizim tarihimiz medeniyetimiz çok köklüdür. Önemli olan bunu yaşatmak ve yaşatılmasını sağlamaktır. Baklava alayımız özellikle Ramazanlar da Padişahların yeniçerilere olan sevgisini anlatmak için kullandığı bir ritüeldi. Baklava, sevginin, saygının ifadesi olarak kullanılmıştı. Tahıldan, undan, tatlıdan oluşan başka bir kültür yok. Bir dilim baklavanın içinde korkunç bir kalite var. Unun kalitesi, ustanın kalitesi, oklavanın kalitesi, fıstığın kalitesi, yağın kalitesi. Biz kendi mutfağımıza sahip çıkmalıyız ki, hiç kimse bu
değerlerimize uzanamasın. Yurt dışına çıkıyoruz bakıyoruz Yunanistan baklavamızı almış. Kendi mutfakları diye sundukları mutfak tamamen Gaziantep Mutfağı. Biz medeniyeti, küreselleşmeyi yerel zenginliklerimize yaslanarak gerçekleştireceğiz. Onun için öncelikle değerlerimize sahip çıkacağız” açıklamasını yaptı. Daha sonra Nadir Güllü’nün jüri başkanlığını yaptığı, Murat Bozanoğlu, Süleyman Kaya, Ömer Pabuççu, Hasan Künç, Mehmet Çiftçe’den oluşan jüri oluşturuldu. Baklava ustaları en hızlı, en ince şekilde yufkalarını açarak birinci olmaya çalıştılar. Festivalde konuşma-
KASIM 2012
11/22/12 3:13 PM
Yarışmada, Gaziantepli usta Uğur Ayger birinci olurken, Bayburtlu Naci Aktaş ikinci, Gaziantepli Hasan Akdoğan üçüncü, Mustafa Kaya da dördüncü oldu. Ayrıca yarışmacılardan birinciye 10, ikinciye 5, üçüncüye 3 ve dördüncüye de 1 tane Cumhuriyet altını ile 4 yarışmacıya da Fatih Belediyesi tarafından birer kol saati ve plaket verildi.
KASIM 2012
GIRISVEDERNEK 17
17
11/22/12 3:13 PM
BAKTAD HABERLER
ların ardından “7. Altın Oklava Baklava Yarışması” gerçekleştirildi. Jüri üyeleri 40 ustanın arasından seçilen 4 ustanın yaptığı tatlıları değerlendirdi. Önce, açılan yufkaların altına birer Türk bayrağı konularak incelik derecesi kontrol edildi. Hamurun tepsiye döşenmesi, malzemesinin döşenmesi, kaymak yatırmak ve kesmek konularında ayrı ayrı puanlama yapıldı. Yarışmada, Gaziantepli 18
GIRISVEDERNEK 18
usta Uğur Ayger birinci olurken, Bayburtlu Naci Aktaş ikinci, Gaziantepli Hasan Akdoğan üçüncü, Mustafa Kaya da dördüncü oldu. Birinci Uğur Ayger’in ödülünü takdim eden Bakan Fatma Şahin, “Uğur bekarmış onu evlendireceğiz. Nikâhını da belediye başkanımız kıyıyor” dedi. Ayrıca yarışmacılardan birinciye 10, ikinciye 5, üçüncüye 3 ve dördüncüye de 1 tane Cumhuriyet altını ile 4 yarışmacıya da Fatih Be-
lediyesi tarafından birer kol saati ve plaket verildi. “7. Altın Oklava Baklava Yarışmasının” ardından Mehter Takımı konseri eşliğinde, yeniçerilerden oluşan Baklava Alayı’nın halka ve çevredeki turistlere bir ton baklava dağıtımı ile son buldu. Törende Mehmet Yakar, baklava için yazdığı türküyü seslendirirken, Gaziantep’te okuyan Tanzanyalı üniversite öğrencisi de doğru baklavanın nasıl yeneceğini uygulamalı olarak gösterdi.
KASIM 2012
11/22/12 3:14 PM
GIRISVEDERNEK 19
11/20/12 7:34 PM
BAKTAD HABERLER
BAKTAD ÜYELERİ İFTAR YEMEĞİNDE BİR ARAYA GELDİ Özmen Un tarafından, Hacı Bozan Oğulları Restaurantta düzenlenen İftar Yemeğinde bir araya gelen BAKTAD Üyeleri, hem oruçlarını açtı hem de görüş alışverişinde bulundu.
Her
Ramazan Ayında iftar yemeği düzenleyerek bir araya gelen BAKTAD Üyeleri, bu yıl Özmen Un tarafından Hacı Bozan Oğulları Restaurantta düzenlenen iftar yemeğinde bir araya geldi. İftar Yemeğine BAKTAD Üyelerinin yanı sıra tedarikçi firma yetkilileri de katıldı. İftar yemeğin de bir konuşma yapan Özmen Un Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Özmen, düzenledikleri iftar yeme-
20
GIRISVEDERNEK 20
ğine katılarak kendilerini yalnız bırakmayan BAKTAD Üyelerine ve diğer katılımcılara teşekkür ederek, herkese hoş geldiniz dedi. Şirketlerinin 1977 yılında Şakir ve Haluk Özmen kardeşler tarafından, günde 40 ton buğday işleme kapasitesiyle kurulduğunu belirten Özmen, “Daha sonra kapasite ve kalite açısından birkaç defa çeşitli revizyonlar ve yatırımlar yapılmıştır. Bugün itibariyle 5 bin metrekare kapalı alana sahip, 2 ünitesiyle yaklaşık olarak günlük 440 ton
buğday işleme kapasitesine sahip durumdadır. Günümüz koşullarına uyum sağlayan bir anlayışa sahip olan şirketimiz aynı zamanda da gelecek öngörüleriyle sektör maratonunda her zaman en iyi koşucularından birisi olmayı arzu etmektedir. Yurtiçi ve yurt dışı pazarları genişleyen şirketimiz aynı zamanda sosyal sorumluluk projelerinde duyarlı davranırken meslektaşları ile de her zaman güzel ilişkiler kurmayı hedeflemiştir. Dolayısıyla ülke ekonomimize hiz-
KASIM 2012
11/20/12 7:34 PM
met etmekten gurur duyuyor ve dünyanın en güçlü ekonomisine ulaşmayı hedefleyen ülkemize sağladığımız katkıyı büyütmenin onurlu bir görev olduğuna inanıyor ve bu münasebetle yolumuzda ilerlemeye devam ediyoruz” dedi. Özmen Un olarak kuruldukları ilk günden beri kaliteli ürünler sunduklarını ifade eden Özmen, “Hammadde temininden üretim ortamındaki hijyene, birçok çeşitteki unlarımızın her birisini
kendi içerikleri doğrultusunda ve birçok boyuttan zenginleştirerek buğday harmanlamasına, kalite istikrarından buğday çeşitlerimizin stoklanmasına, siparişlerin geldiği andaki en hızlı servis şartlarına kadar hepsini kendi branşlarında başarılı arkadaşlarımızla beraber bir iş ortamında değil de sosyal zenginlikler kattığımız AR-GE ortamı içerisinde üretiyoruz” dedi. Erhan Özmen’in ardından bir konuşma
yapan BAKTAD Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yıldırım, derneği kurduğumuz günden bu güne her konuda bize kayıtsız destek olan Erhan Özmen ve Özmen Un Ailesine teşekkürlerini sundu. Böyle güzel bir iftar yemeği organizasyonu düzenleyerek BAKTAD Üyelerini bir araya getirdiği için Özmen’e şükranlarını sunun Başkan Yıldırım, Erhan Özmen’e teşekkür plaketi taktim etti. Konuşmaların ardından iftar yemeği koyu muhabbet eşliğinde devam etti. KASIM 2012
GIRISVEDERNEK 21
21
11/20/12 7:34 PM
BAKTAD HABERLER
BAKLAVA TARİHE KAYDEDİLİYOR BAKTAD, baklavanın tarihi, dünü, bugünü, geleceği ve önemli baklavacılarla ilgili bilgileri içeren film ve iki ciltten oluşan bir kitap hazırlıyor. BAKTAD, bütün bu çalışmaları yaparak baklavanın Türk Kültürüne ait bir değer olduğunu ortaya koymayı amaçlıyor.
Baklava
ve Tatlı Üreticileri Derneği, Geleneksel Türk Tatlısı Baklava isimli 2 ciltten oluşan bir kitap ve film yapmak için çalışmalara başladı. BAKTAD’ın hazırlıklarına başladığı 2 ciltlik kitap ve film ile baklavanın tarihi, günümüzdeki durumu, Türkiye’deki önemli üreticileri tanıtmanın yanında Türk kültürüne ait bir tat olduğunu göstermek de amaçlanıyor. Ayrıca yurtdışındaki ilgililere baklava üreticileri tanıtılarak Türkiye’nin 22
GIRISVEDERNEK 22
imajına katkıda bulunulacak, ülke içindeki tüketicilerin baklava konusunda bilinçlenerek tarihi değerlerimizin güçlenmesine katkı sağlanacaktır. İki ciltten oluşacak Geleneksel Türk Tatlısı Baklava kitabının ilk cildinde, Türk kültüründe tatlı ve tatlıcılık, tarih içinde tatlı üretim yerleri, tatlı üretiminde kullanılan ürünler, Osmanlı’da baklava, baklava ustalarının yetiştirilmesi, Baklava Alayları, günümüzde baklavacılık ve baklava çeşitleri gibi bölümler yer alacaktır. İkinci ciltte
ise baklavanın üretildiği ve tüketildiği bölge ve kültürler, geçmişten günümüze ünlü baklava ustaları, baklava tanıtım ve tarifleri yer alacak. Ayrıca ikinci ciltte kalite ve güveni ile ön plana çıkan baklava üreticilerinin detaylı bir şekilde tanıtıldığı bir bölüm bulunacaktır. Yapılacak filmde ise baklavacılık hakkında genel bilgilerin yanı sıra ülkemizde kalitesi ve güveniyle ön plana çıkan belli başlı baklava üreticileriyle yapılan röportajlar yer alacaktır.
KASIM 2012
11/22/12 3:11 PM
GIRISVEDERNEK 23
11/20/12 7:35 PM
BASINDA BAKTAD
18
GIRISVEDERNEK 24
KASIM 2012
11/20/12 7:35 PM
KASIM 2012
GIRISVEDERNEK 25
19
11/20/12 7:35 PM
AKTÜEL
ALFA PASTACILIK YAĞLARI, GELENEKSEL LEZZETLERİN YANINDA… Baklava ve Tatlı Üreticileri Derneği (BAKTAD) tarafından bu sene yedincisi düzenlenen “BAKTAD Tarihi Yarımada Baklava Festivali”ne bu yıl dünyada yağ konusunda uzman üretici FELDA IFFCO’nun pastacılık yağları konusundaki profesyonel markası “ALFA Pastacılık Yağları” Altın Sponsor oldu. Bir Osmanlı geleneğini yaşatmak adına ALFA altın sponsorluğunda düzenlenen festivale katılan binlerce kişi hem birbirinden lezzetli baklavaları tattı, hem de keyifli va-
kit geçirme fırsatı yakaladı. Festivale, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Osmaniye Valisi Celalettin Cerrah ve Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir de katıldı. ALFA’nın, profesyonellerin hayatlarını kolaylaştıran, hamur işleri ve pastacılık ürünleri için ayrı ayrı geliştirilmiş özel formüllü ürünleri etkinlikte büyük ilgi gördü. Ürünleri kıvamında ve leziz yapan özel yağlarıyla ALFA, açtığı stant ile baklava ustalarının da beğenisini kazandı. BAKTAD Tarihi Yarımada Bak-
lava Festivali’ne Altın Sponsor olarak hem tarihi lezzetlere verdiği değeri hem de baklavacılık mesleğine ve ustalara saygısını bir kez daha kanıtlayan ALFA, katılımcılardan tam not aldı. Etkinlik kapsamında düzenlenen Yedinci Altın Oklava Baklava Yarışması da ziyaretçiler tarafından ilgi ile izlendi. Festival kapsamında Mehter Takımı bir konser verdi. Konser kapsamında, “Yeniçeri”lerden oluşan “Baklava Alayı”, halka ve çevredeki turistlere bir ton baklava dağıttı.
TGDF VE GDO’YA İLK RED KARAKÖY GÜLLÜOĞLU’NDAN
DORUK GROUP HOLDİNG DENEYİMİNİ “TAM BUĞDAY UNU” ÜRETİMİ İLE SOFRALARA TAŞIYOR
Karaköy Güllüoğlu, ülkemize gıda amaçlı 29 GDO’nun girmesi için başvuruda bulunan Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu ile ilişkisini kesti. Geleneksel tatlı sektörünün önde gelen markalarından Karaköy Güllüoğlu, GDO başvurularına ilişkin tepkisini göstermek için Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) ile bağlarını kopardı. Gıda amaçlı 29 adet GDO’nun ithalatı için 28 Ekim 2010 tarihinde Biyogüvenlik Kurulu’na başvuran TGDF’nin bir bileşeni olan Şekerli Mamül Sanayicileri Derneği’nin (Şemad) üyesi olan Karaköy Güllüoğlu, bu dernekten üyeliğini çekti. İki asırlık tarihi boyunca tüketici sağlığını ön planda tutan firma, ürünlerinde hiçbir zaman GDO’lu ürün kullanılmadığını, bundan sonra da kullanılmayacağını duyurdu.
Sağlıklı ve besleyici bir içerikle hijyenik koşullarda üretilen ekmeği topluma kazandırmak amacıyla yürürlüğe giren Türk Gıda Kodeksi Ekmek ve Ekmek Çeşitleri Tebliği, Tam Buğday Unu üretimini destekleyen standartları ekmeğe kazandırıyor. Türk Gıda Kodeksi Ekmek ve Ekmek Çeşitleri Tebliği’nin getirdiği yeni standartların, Doruk Una Değer Katma Holding’in 9 yıldır sürdürdüğü üretim esaslarından oluştuğunu belirten DorMar Doruk Marmara Un Sanayiciliği A.Ş. Genel Müdürü Gürsel Erbap “40 yıllık Doruk Group Holding deneyimi ile sağlıklı ve nitelikli beslenme bilincine sahip bir nesil oluşturmak bilinciyle bir buğday tanesinden kocaman dünyalar kuruyoruz. Tebliğin getireceği standartlarda üretimi Doruk Unlu Lezzetler Holding’in bünyesinde bulunan UNO markamızla yıllar önce ürün haline getirerek tüketiciyle buluşturduk” dedi.
26
AKTUEL 2
KASIM 2012
11/22/12 3:07 PM
AKTUEL 3
11/22/12 3:07 PM
AKTÜEL
HACI ERENLER BAKLAVA KARADENİZ’DE Yüzyıllar önce üretilen en güzel geleneksel lezzetimiz olarak bizlere aktarılan, farklı tarif ve sunumlarla her dilde, her renkte tadı damaklarda kalan, baklava serüveninin bir parçası olan 1990 yılında temelleri atılan Hacı Erenler adından kalite, hijyen ve güvenle söz ettirmiştir. Tatlı dünyasını sağlam temellere oturtan firma, sektörde perakende ve toptancı piyasasının pazar payında önemli konumdadır. Merkezi İstan-
bul olan Hacı Erenler Karadeniz’in ilk şubesi açıldı. Hacı Erenler, Trabzon, Rize, Giresun, Ordu ve tüm Karadeniz piyasasına gerçek baklavayı tattırmak niyetiyle, Akçaabat Söğütlü de 13 Temmuzda ilk şubesini açtı. Son derece modern, TSE, ISO 22000 ve ISO 9008 standartlarına göre dizayn edilmiş şubede, maharetli ustalar tarafından üretilen baklava çeşitleri, yöresel börekler, yaş pasta, kuru pasta ve birçok çeşit
ürün 350 metrekare şık salonda misafirlere sunulmaktadır. Doğu Karadeniz’de ilk şubesini açtıktan sonra hızla şubeleşmeye başlayan Hacı Erenler Baklava, Kasım ayında Trabzon’un en gözde caddelerinde açılan 5 şubesi ile hizmet vermeye başlamıştır. Hacı Erenler, son derece modern, hijyenik, taş fırında pişirilen baklavalar ve diğer ürünleriyle Karadeniz halkına hizmet vermektedir.
SUNAR GRUP’UN USTASINDAN İYİ BAKLAVA TÜYOLARI
KONYA ŞEKER BİLİŞİM ALTYAPISIYLA DÜNYANIN YENİ SANAYİ DEVİ OLMAYA HAZIRLANIYOR! Son on yıl içerisinde gösterdiği baş döndürücü büyüme hızıyla, Konya Şeker farklı sektörlerde Türkiye’de etkin bir kurum haline geldi. İç pazarlarda üstlendiği aktif rolün yanı sıra ihracat portföyünü de sürekli genişleterek 30 civarında ülkeye ihracat faaliyetlerini sürdürüyor. Önümüzdeki dönemde de çok yüksek büyüme hedefleriyle dünya çapında lider bir kurum olma amacını taşıyan Konya Şeker, kurumsal bilgi bütünlüğünün bilişim altyapısını oluşturmak için Anadolu Bilişim Hizmetleri’nin yenilikçi hizmetlerinden yararlanarak dinamik bir yapılandırma başlattı.
28
AKTUEL 4
Pastadan böreğe, milföyden baklavaya kadar ev dışı tüketimde profesyonel şefler için üretilen “Sunar Profesyonel” margarin ürünleri, Sunar’ın ünlü şefi Sefa Usta’dan tam not aldı. Büyük oteller ve işletmeler için pasta ve börek yapımında kullanılan margarinler üreten “SUNAR Profesyonel” ürünlerini baklava üzerinde deneyen Sefa Usta sonuçtan memnun. Kısa sürede profesyoneller tarafından kabul gören ve geniş ürün yelpazesi ile dikkat çeken “Sunar Profesyonel” margarin serisi, Avrupa’nın 3. Büyük fuarı olan IBATECH’te kurduğu standla Nisan ayında büyük ilgi görmüştü. Fuarda ürünlere kazandırdığı lezzet ve kullanım kolaylığı ile de usta aşçılardan tam not alan SUNAR Profesyonel ürünleri baklava denemesinden de yüzünün akıyla çıktı. Baklava, kadayıf, şerbetli tatlı çeşitleri ve su böreği için üretilen tereyağı aromalı kaliteli bir margarin olan Sunar Profesyonel Baklavalık margarin soya, ayçiçeği ve palm gibi bitkisel yağlardan üretilmiştir. Hamur katları birbirine yapışmadığı için mükemmel kabarma sağlar.
KASIM 2012
11/20/12 7:39 PM
AKTUEL 5
11/20/12 7:39 PM
AKTÜEL
HACI HASANOĞULLARI GÖRÜCÜYE ÇIKTI! Bursa ’nın en önemli markası Hacı Hasanoğulları 1316 Eylül 2012 tarihlerinde CNR fuar merkezinde “10.Bayim Olur musun? Franchising ve Markalı Bayilik Fuar”ına katıldı. Mediaforce fuarcılık organizasyonu ve UF30
AKTUEL 6
RAD işbirliğiyle düzenlenen, yaklaşık üç yüze yakın markanın girişimcilerle buluştuğu fuarda duygularını paylaşan Hacı Hasanoğulları Baklava Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Aktaş, bayi kavramını, sofrasını paylaştığı aile fertleri olarak gördük-
lerini söyledi. 2012 hedefleri arasına yurtdışı ihracatındaki son on yıl başarısını tüm Türkiye’ye yaymayı hedeflediklerinin altını çizen Aktaş, böylesine uluslararası fuarda Bursa’yı temsil etmekten dolayı mutlu olduklarını söyledi.
KASIM 2012
11/20/12 7:39 PM
AKTUEL 7
11/20/12 7:39 PM
AKTÜEL
TUĞRA TATLICILIK MİSAFİRLERİNİ MEST EDECEK Size
gerçekten harika bir tavsiyemiz var! Tesadüfen karşımıza çıkan Tuğra Tatlıcılığın el emeği göz nuru, sanat eseri gibi tatlılarını o kadar beğendik, hem lezzetine hem görüntüsüne o kadar hayran kaldık kif bu kadar emekli bir lezzetten herkesin haberi olmalı diye düşündük. Tuğra Tatlıcılık çok ilginç bir tatlıcı, biz pek faz-
la benzerine rastlamadık. Bir kere yaptıkları tüm tatlılar sanki bir filmin başrolünde oynayacakmış gibi, çok büyük özenle hazırlanıyor. Bir de malzemesi gerçekten “bol kepçe”. Yani fıstıklı bir tatlı yiyorsanız fıstığa doyuyorsunuz. Fıstıklı şöbiyeti, gelin bohçası, padişah sarması her biri sanat eseri gibi, aynı emekle bir bir sarılmış... Önemli davetleri-
nizde, misafiriniz geldiğinde gururla çıkartabileceğiniz çok özel tatlılar, ikramlar arıyorsanız. Tuğra Tatlıcılığa muhakkak bir ”alo” deyin. Bolu’da hazırlanan tatlıları evinize kadar yolluyorlar ve fiyatları da o emeğe, o lezzete göre oldukça uygun. Tatlı yiyelim tatlı konuşalım diye hakikaten buna denir. 0374 253 47 74
KIŞ AYLARININ VAZGEÇİLMEZ LEZZETİ: AYVA TATLISI SEYİDOĞLU PARİS SIAL FUARINDA GÖZ DOLDURDU
Gıda
sektörünün öncü firmalarından Seyidoğlu, dünyanın en prestijli gıda fuarları arasında yer alan SİAL’de ilgi odağı oldu. Son yıllarda başlattığı ihracat atağıyla yeni pazarlar bulmaya odaklanan Seyidoğlu, 400’e yakın ürün çeşidiyle katıldığı fuarda Avrupa ve Ortadoğu ülkelerinin temsilcilerini ağırladı. Fuarın yeni bağlantılar bulma ve ihracat oranlarını artırma bakımından çok verimli geçtiğini ifade eden Seyidoğlu Genel Müdürü Mehmet Göksu, “Osmanlının geleneksel lezzetlerini tüm dünyaya tattırmak için gitmedik ülke bırakmayacağız. Gerek Ortadoğu’da gerekse Avrupa ülkelerinde düzenlenen hemen her fuara katılıyoruz. Hedefimiz şu anda 10 ülkeye yaptığımız ihracatı 20 ülkeye çıkarmak” diye konuştu. Seyidoğlu, Fransa’nın başkenti Paris’te düzenlenen dünyanın en büyük gıda fuarlarından olan SIAL Gıda Fuarına katılarak ürünlerini tanıttı. Fuarda kurulan standında Seyidoğlu ve yan markaları olan Sultanbacı, Seysu ve Çokomiss ürünleri de tanıtıldı.
32
AKTUEL 8
Osmanlı
mutfağının vazgeçilmez lezzetlerinden olan meyve tatlıları, baş döndürücü hafifliği ve unutulmaz lezzetiyle sofralara dönüyor. Kış aylarıyla birlikte artan tatlı tüketimi için hafif bir alternatif olan geleneksel lezzetleri modern bir bakış açısıyla sunan Tatlıcı Tombak’ın ayva tatlısı, kaymak ile taçlanarak hem göze hem damağa hitap ediyor. Ağızda kolayca ezilen yumuşacık dokusu, enfes şerbeti ve aklınızı başınızdan alacak süt kokulu kaymağı ile vazgeçemeyeceğiniz, Tatlıcı Tombak’ın ayva tatlısı mevsim meyveleri kullanılarak hazırlanıyor. Sanki evde yapılmış gibi en doğal malzemeler kullanılarak tatlı severlere sunulan ayva tatlısı, Tatlıcı Tombak ustalarının marifetli elleri ile lezzet serüvenini bir üst noktaya taşıyor. Her aşamasında yüzde yüz doğal malzemelerin kullanıldığı ayva tatlıları şerbetine dolgun kıvamını veren doğal şeker ile hazırlanıyor. Tatlıcı Tombak tarafından geliştirilen özel kaymağı ise, süt ve irmiğin mükemmel birleşimini yansıttığı gibi geleneksel kaymağa göre uzun ömürlü oluşu ile de tazeliğini uzun süre koruyor.
KASIM 2012
11/20/12 7:40 PM
AKTUEL 9
11/20/12 7:40 PM
AKTÜEL
DİYAR LAHMACUN BÜYÜMEYE DEVAM EDİYOR
Diyar
Burma’nın diğer markası olan Diyar Lahmacun, 7. şubesini Marmarapark AVM’de açarak müşterilerine hizmet vermeye başladı. Diyar Lahmacun yeni şubesinde lahmacun, kebap ve pide çeşitleriyle müşterilerine hizmet vermektedir. Ayrıca yemek sonrası için sıcak künefe ile müşterilerine eşsiz tatlar sunmaktadır. Ayrıca içli köfte ve çiğköftede de oldukça iddialı olan Diyar Lahmacun, sunduğu lezzetler ile gözde markalar arasındaki yerini kısa sürede almayı başardı. Diyar
Lahmacun, Beylikdüzü 5M Migros, Esenyurt Akbatı AVM, Güneşli 212 AVM, Bahçelievler Kadir Has Çocuk Dünyası, Bayrampaşa Carefour ve İzmir Mavişehir Carefour şubeleriyle müşterilerine hizmet vermektedir. 2013 yılında da 2 yeni şube ile daha geniş bir müşteri yelpazesine hizmet vermeyi amaçlayan Diyar Lahmacun, gıda sektöründe ayrıca 100 yıllık tarihiyle Diyar Burma adıyla İstanbul’da 9 şubede, burma kadayıf ve baklava çeşitleriyle yıllardır değişmeyen tadıyla hizmet vermektedir.
ASİ KÜNEFE BAYRAMPAŞA’DA Asi Künefe , Hatay’ın enfes tadı künefeyi müşterilerine ulaştırmak için showroom açtı. Bayrampaşa’da açtığı showroom ile hizmet vermeye başlayan Asi Künefe, sektörde birçok ilki gerçekleştirmiştir. Asi Künefe Bayrampaşa showroomunun açılışına Bayrampaşa Belediye Başkan Yardımcısı, Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Savcısı, BAKTAD Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yıldırım, Murat Bozanoğlu, Ahmet Çelebi, BAKTAD üyeleri ve birçok davetli katıldı. Perakende satışın yanı sıra toptan satış da yapan Asi Künefe, Hatay ve İstanbul’da gerçekleştirdiği üretim ile Türkiye’nin birçok iline dondurulmuş künefe temin edip, ka-
34
AKTUEL 10
lite ve hizmet felsefesinden ödün vermeden üretim yapmaktadır.
İŞINDE UZMAN… Asi Künefeleri, müşterilerinin ihtiyaçlarını 40 yıllık tecrübe ve güvencesiyle, en uygun maliyet, standart ürün ve eşsiz lezzeti karşılamaktadır. Uzman pazarlama ekibiyle tanıtım lezzetini sunmakla birlikte, teknik destek ve ürün kullanım eğitimini vermek üzere her zaman yanınızdadır. Türkiye genelinde tüketilmekte olup ayrıca Almanya, Amerika, Avusturya, Belçika, Romanya, Bulgaristan, Irak, Tayvan, Fransa, Ukrayna, Yunanistan gibi ülkelerde de müşterilerinin beğenisine sunulmaktadır.
KASIM 2012
11/22/12 3:11 PM
AKTUEL 11
11/20/12 7:40 PM
AKTÜEL
ÇINAR MEYVE DÜNYASI
Şirketinizin kuruluş ve gelişim süreci hakkında bilgi alabilir miyiz? 1968 Yılında Bursa’da kurulmuş olan firmamız bugüne kadar sektöründe her zaman öncü olmayı başarmış; yenilikçi ve araştırmacı kimliğiyle de pastacılık, dondurma ve konserve şekerleme sektöründe birçok alanda yenilikler getirmiştir. Bursa’yı Ankara’ya bağlayan otobanın 16 km.sinde faaliyetlerine devam eden fabrikamız 5000 m² kapalı alana sahip olup yılda 4000 ton meyve işleme kapasitesine sahiptir. Kuruluşundan bugüne Türkiye’nin en büyük ve en gözde pastanelerine, otellerine ve gıda fabrikalarına sunduğu kaliteli ve geniş ürün çeşitleriyle hizmet veren fabrikamız son yıllarda yaptığımız yatırımlarla da başta İsrail, Fransa, İngiltere, Belçika, Almanya, Rusya Yakındoğu ve Uzakdoğu ülkelerine ciddi anlamda ihracat yapıp ülke ekonomisine de katkıda bulunmaktadır. Sezona bağlı olarak bünyemizde 50 ile 150 arasındaki çalışmamıza da istihdam sağlamış olmamızda ayrıca gurur vesilesidir. Firmamız yüksek kalite anlayışını ve müşteri memnuniyetini de ISO 9001-2000 Kalite Yönetim Sistemi ve ISO 22000-2005 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi belgeleriyle de perçinleştirilmiştir. Ürün portföyünüz ve fiyat politikanızdan bahseder misiniz? Firmamız Kestane Şekeri, Meyve Konserveleri, Marmelatlar, Meyve Püreleri, Soğuk Jöle Çeşitleri, Meyveli Dolgu Çeşitleri, Şekerlemeler, Doğal Meyve Özleri, Pasta Katkı, Kabartma Tozu, Toppingler, Dondurma sosları ve katkıları, Fondan, Reçel ve Kurutulmuş meyve Çeşitleri ürettiğimiz ürünler arasında olup oldukça geniş bir ürün yelpazesine sahiptir. Türkiye` de 36
AKTUEL 12
yılların deneyimi, bilgi birikimi ve hizmeti ile kurumsallaşarak markalaşmış olan şirketimiz; tesislerde kalite, düşük maliyet, yüksek verimlilik ve hijyen için tüm tesislere uygun Ürünleri entegre olarak üretmektedir. Bize göre kaliteden ödün vererek kısa sürede çok kazanç sağlamak değil tam tersine kaliteye ağırlık vererek kalıcı ve seçkin olmaktır. Rekabet; ücretleri düşük tutmak değil ilkeleri doğrultusunda kendine özgü değerler ortaya koymak ve doğru yoldan ayrılmamak şeklinde değerlendirilmektedir. Sizce müşteriler neden firmanızı tercih etmeliler? Üretim olarak son derece iyi bir teknolojiye ve çalışan kadrosuna sahibiz. Bu durum, en az hatayla zamanında üretim yapmamızı sağlıyor. Biz müşterilerimizin taleplerini zamanında ve sıfır hatayla karşılıyoruz. Kendi üretim tesisimizin olması, bize dünya trendlerine uygun üretim olanağı sağlıyor. ÇINAR olarak hem müşterilerimiz adına Dünyadaki yenilikleri takip ediyoruz, hem de müşterilerimizden gelen farklı talepleri karşılayabiliyoruz. Yine müşteri için önemli bir unsur teşkil eden rekabet edilebilir ücret politikasıyla müşterilerimizi memnun ediyoruz. Bu hizmetlerden dolayı da müşterilerimiz bizi tercih ediyorlar. Faaliyet gösterdiğiniz sektörün sorunları nelerdir? Bu sorunların giderilmesi için neler yapılmalıdır? Firmaların günü kurtarma mücadelesi verdiği bir ortamda, gerçek anlamda bir rekabet ortamının kalmaması ve teknolojiye uzak, ilkel yollarla üretilen ürünlerin
piyasaya rahat girmesi nedeniyle, gerçek anlamda bir rekabet ortadan kalkmakta, teknolojik ilerlemeyi ve kaliteyi yok eden haksız bir rekabet ortamı yaşanmaktadır. Bu konuda yapılması gereken şey, öncelikle sektördeki kimliğini kanıtlamış firmaların ürünlerini talep etmekle başlar. Ürünlerin dağıtımını sağlamak için nasıl bir çalışma yürütüyorsunuz? Ürettiğimiz ürünleri Türkiye’de bayi ve son kullanıcı usulü ile çalışıp dağıtımını yapıyoruz. Yurt dışında ise şuanda İsrail, Fransa, İngiltere, Belçika, Almanya, Rusya Yakındoğu ve Uzakdoğu ülkelerine de satışlarımız devam etmektedir. Pazarda güven ve kalite adresi olmak için yaptığınız çalışmaları anlatır mısınız? Firmamız yüksek kalite anlayışını ve müşteri memnuniyetini de ISO 9001-2000 Kalite Yönetim Sistemi ve ISO 22000-2005 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi belgeleriyle de perçinleştirilmiştir. Hedeflerimiz arasında değişen teknolojiyi, eğitimli personeliyle sürekli takip ederek Türkiye ve Dünya tüketicilerinin sağlığı açısından güvenle tercih ettiği hijyenik kalite de ürünler üretmek ve sektörde ki öncü kimliğini daima korumaktır. Önümüzdeki dönem hedefleriniz nelerdir? Bugüne kadarki iş prensiplerimizi hiç değiştirmeden büyümeyi sürdürmek. Bu arada tabi ki müşterilerimize yenilikçi alternatifler sunabilmek için, yeni tatları Türkiye piyasasına sunmak. Üretim Kapasitemizi ve ihracatımızı daha fazla arttırmak projelerimiz arasında..
KASIM 2012
11/20/12 7:40 PM
AKTUEL 13
11/20/12 7:40 PM
AKTÜEL
TATLICI KÖSE SINIRLARI AŞIYOR… Türkiye
’de ilk kez köşesi olmayan baklavayla tüketicilerin karşısına çıkan Tatlıcı KÖSE’nin ürünleri bugün beğeniyle tüketiliyor. Özellikle “KÖSE Özel” ürünüyle damakları fetheden baklavaları, dolaylı yolla da olsa artık yurt dışına kadar ulaşıyor. KÖSE, bugün Çukurova’nın bilinen en iyi baklava markası. Neredeyse yarım asırlık geçmişi var. Türkiye’nin en iyi 10 tatlı markası arasında gösterilen KÖSE bundan 48 yıl önce sektöre adım atmış. Deneyimli ustalarla baklava üretimine başlayan KÖSE, yıllardır büyük bir ustalıkla ve eşsiz lezzetiyle baklava üreten ve her geçen gün adını Adana’dan başlayarak diğer illere de taşıyan, prestijli bir marka olma yolunda ilerliyor. Klasik baklavadan farklı olan “KÖSE Özel Baklava”, tüm Türkiye’ye yayılma yolunda hızlı adımlarla ilerlemekte. Sektörü takip eden, gelişmeleri izleyen, tüketicinin algısını iyi şekilde gözlemleyen KÖSE, en çok farklılık yaratmaya özen göstermiş. Halen de faaliyetlerini bu özelliği doğrultusunda sürdüren firmanın en önemli buluşu köşeleri olmayan baklavayı tüketicilerine sunmak olmuş. Gelen müşterilerin kendilerinden baklava alırken kenar kısmı tercih etmediklerini görmeleri kenarsız baklavayı yapmalarını sağlamış. Bu, bir yandan firmanın maliyetlerini azaltmış, diğer taraftan da daha lezzetli bir tatlı ortaya çıkarmış. Köşesi olmayan baklava kare şek38
AKTUEL 14
linde. Tek atımlık yani bir lokmada tüketiliyor. Bu eşsiz lezzeti yakalamak için firma, tüm hammadde alımlarını dönemsel olarak gerçekleştirmekte. Bu sayede her ürün en doğal ve en kaliteli formu ile muhafaza edilerek üretim prosesine dâhil oluyor. Tüm bunlarla farklı özellikler kazanan KÖSE ürünleri, yoğun bir şekilde tercih edilmekte. KÖSE’nin baklava çeşitleri arasında; Köse Özel, Sarma, Prenses, Şöbiyet, Mekik ve Kuşgözü bulunurken bunların dışında 7 çeşit Kadayıf üretimi de yapmakta. Ayrıca pasta çeşitleri ve dondurma ürünleri de mevcut. Müşterilerine 12 ay boyunca dondurma sunan Tatlıcı KÖSE, artık ihtiyacını kendisi karşılayacak. Dondurma ile ilgili tüm alt yapı çalışmalarını tamamlayan KÖSE, kendisine ait çiftlikteki keçi sütlerinden elde ettiği süt ile üretilmiş olan dondurmayı önümüzdeki yaz sezonunda müşterilerin beğenisine sunacak. KÖSE, Üretimini Adana-Mersin yolu üzerindeki yaklaşık 4.000 metrekarelik kapalı alana kurulu tesislerinde sürdürmekte. Nitelikli üretim personeli ile kaliteli ve hijyenik bir ortamda üretim yapan KÖSE’nin ürünleri, bugün Adana, Mersin ve Ceyhan’daki seçkin marketler zincirlerinde de yerini almış. Firmanın ürünleri Türkiye’nin hemen her noktasına ve dolaylı yollarla da yurt dışına kadar ulaşıyor. Müşteri hizmetleri ve Alo paket servisini 444 KOSE (444 5673)
üzerinden yürütmekte olan firma ayrıca www.tatlicikose.com üzerinden online satış ile ürünlerini daha geniş kitlelere ulaştırıyor. Firma, genç ve dinamik personelden oluşan uzman kadrosu aracılığıyla devlet kurumlarıyla koordine bir şekilde farklı projelerde rol alarak Çukurova halkının istihdamı noktasında katkı sağlamakta. Bu kapsamda İş-Kur ile yürütülen son projede 10 kişilik “Tatlı Ustası (Baklava)” eğitimi başarı ile tamamlanmış ve kursiyerlere sertifikaları verilmiştir. Kosgeb, İş-Kur, Adana Valiliği gibi bir çok kurumla ortak çalışmalar yürüten firma bu tür organizasyonlara devam edeceğini belirtiyor.
Toplamda şimdilik 18 şube ile hizmet vermekte olan KÖSE’nin bölgede 17, Ankara’da da 1 şubesi bulunmakta. Çok yakın bir zamanda şube sayısını 20’nin üzerine çıkaracak olan KÖSE, kalitesini uluslararası kurumlar aracılığıyla da belgelendirmeye devam etmekte. Firma; ISO 9001 (Kalite Yönetim Sistemi), ISO 14001(Çevre Yönetim Sistemleri), ISO 18001 (İş Sağlığı ve Güvenliği Sistemleri), ISO 22000 (Gıda Güvenliği Yönetim Sistemleri) belgelerine sahip. “Ülkemizi Tatlandırıyoruz” sloganıyla faaliyetlerini sürdüren Tatlıcı KÖSE, koyduğu büyük hedeflere ulaşma yolunda hızla ilerlemeye devam ediyor…
KASIM 2012
11/20/12 7:40 PM
AKTUEL 15
11/20/12 7:40 PM
AKTÜEL
YILDIRIM GIDA, MY BAKLAVA İSTANBUL MARKASIYLA FRANCHISE VERİYOR Milli tatlımız baklavayı modern yorumlarla tüketiciyle buluşturan Yıldırım Gıda, yeni markası MY Baklava İstanbul ile franchise vermeye başladı. MY Baklava İstanbul franchise sistemi, yatırımcılar için “kazan kazan ilişkisi” yaratarak önemli fırsatlar sunuyor.
Her bir yatırımcıya markası altında az maliyetle kendi işini kurma imkanı sağlayan MY Baklava İstanbul, baklava çeşitlerinden yaş pasta çeşitlerine, şöbiyet çeşitlerinden sarma çeşitlerine, börek çeşitlerinden kurabiye çeşitlerine, burma ve kadayıfa kadar birçok ürünü müşterilerine sunuyor. 40
AKTUEL 16
KISA SÜREDE 3 ŞUBE Uzun bir alt yapı çalışmasının ardından franchise vermeye başlayan MY Baklava İstanbul, kısa bir süre içerisinde Başakşehir 1. Etap, Sarıyer Merkez ve Sarıyer Maden olmak üzere 3 noktada hizmet vermeye başladı. İlk etapta İstanbul’da franchise vermeye devam edeceklerini ifade eden MY Baklava İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yıldırım, tatlıcılıkta yerinde üretimin önemli olması nedeniyle şu an için şehir dışında franchise vermeyi düşünmediklerini belirtiyor. Baklava üretiminde Yıldırım Gıda olarak uzun ve köklü bir geçmişe sahip olduklarını belirten Mehmet Yıldırım, “Yıldırım Gıda herkes tarafından bi-
linen ve tercih edilen bir markadır. Bizde edindiğimiz tecrübe ve deneyim ile ürettiğimiz kaliteli ürünleri daha çok müşteriyle buluşturmak adına yeni çalışmalar yaparak MY Baklava İstanbul’u kurduk ve franchise vermeye başladık. Girişimcilerle tecrübe ve deneyimizi paylaşarak, daha çok müşteriyi kaliteli ve güvenilir ürünlerimiz ile buluşturmak istedik. Franchise vermeye başlayalı çok kısa bir süre olmasına rağmen şu an itibariyle 3 noktada müşterilerimize hizmet vermeye başladık. Önümüzdeki günlerde bu sayı hızlı bir şekilde artacaktık. En azından 2013 yılını 6 noktada hizmet vererek tamamlamayı hedefliyoruz” dedi.
KASIM 2012
11/22/12 3:16 PM
AKTUEL 17
11/20/12 7:40 PM
AKTÜEL
SUPREX, EKSTRUZYON TEKNOLOJİSİ İLE ÜRETİLİYOR
Suprex
çeşitleri özel bir üretim yöntemi olan Ekstruzyon teknolojisi ile üretilmiştir. Hammaddesi, bilinen tahıl unlarıdır. Bu teknoloji ile un üzerinde yüksek sıcaklık ve basınç uygulanır. Ortaya çıkan ürün artık un değil, kıvam artırıcı ürünlere bir alternatif olan fonksiyonel bir üründür. Prosesi gereği, tamamen doğal ve sağlıklıdır. Bu ürün, prejelatinize un olarak anılır ve piyasaya Suprex® markasıyla sunulmaktadır. Suprex®, modifiye nişasta, prejelatinize nişasta, soya unu, galeta unu, patates nişastası, konsantre soya, guar gum, instant gum, lif v.b. kıvam artırıcılara alternatif olarak, Mayıs 2008’den itibaren tüketicinin beğenisine sunulmuş ve Türkiye’de tanınan bir marka olmuştur. Suprex’in Kullanım Alanları Kullanım alanı açısından, gıda sektörünün hemen hemen tüm alanlarında kullanılabilir. Un ve unlu mamullerde, ekmek çeşitleri ve kek misk üretiminde, makarna sektöründe, çabuk çorba ve sos üretiminde, gofret kremalarında, endüstriyel kek üretiminde, aperatif sektöründe (kaplamalı çerezler ve cips), İşlenmiş et ürünlerinde, et baharat misklerinde, balık ve evcil hayvan yemlerinde, hatta kağıt/karton sektöründe başarı ile kullanılmaktadır.
42
AKTUEL 18
Suprex® ’İn İşlevsel Özellikleri Doğaldır. Soğuk suyu bünyesine bağlar. Viskoziteyi artırır. Bağıl neme olumlu etkisi vardır. İşleme kolaylığı sağlar. Yeme kalitesinin artırır (daha gevrek ve lezzetli). XKalite kriterlerini iyileştirir. Modifiye un nedir? Modifiye un çeşitlerimiz, özel tasarlanmış ısıl işlem ünitesinde üretilmiş ürünlerdir. “Modifiye Un”, Türkiye ve Dünya’nın öncü gıda markalarına özel olarak, kendi reçete spektlerine uygun olarak üretilmekte ve toplam gıda güvenliği ile tam uyumlu, maksimum hijyen garantili özel amaçlı ürün grubunda yer almaktadır. Prosesi gereği, tamamen doğal ve sağlıklıdır. Modifiye un üretimimiz, Ganos Markası ile R4 ve R8 olarak adlandırılan özel amaçlı ürün grubumuzda yer almaktadır. Ürünlerimiz mikrobiyal yükten arındırılmış ve nem oranı, % 4-8’e düşürülmüş ürünlerdir. Modifiye Unun Temel Özellikleri NON GMO’dur ve tahıllardan elde edilmektedir. Mikrobiyolojik yükten arındırılmıştır. Kolay sindirebilir ve besleyicidir. İnsan sağlığına zararsızdır. Maliyet düşürü-
cü avantaj sağlar. Nem oranı %4-8’e düşürülmüş ürünlerdir. Modifiye Unnun İşlevselliği ve Kullanım Alanları Modifiye un çeşitlerimiz iyi birer taşıyıcı ve dolgu maddesidir. Enzimlerin, aromaların ve kuru mikslerin yanında iyi birer taşıyıcı olarak kullanılırlar. Hazır çorbalar ve kremaların içinde mikrobiyolojik yük barındırmayan iyi bir dolgu maddesidir. Ayrıca kullanımı raf ömrünün uzatılmasında olumlu rol oynar. Hazır çorba üreticileri, enzim ve aroma üreticileri, kuru miks üreticileri (kek, baharat v.b.), ve krema üreticileri tarafından başarı ile kullanılmaktadır. Suprex Ve Modifiye Un’un Sağladığı Avantajlar Tüketici artık bilinçlidir. Doğal, katkısız gıdaları tüketme eğilimindedir. Bu nedenle, Suprex ve modifiye un; sanayicinin, kısa vadede pazar payını, orta vadede rekabet gücünü ve uzun vadede yatırım payını artıracağını düşünüyoruz. Ürünlerimiz, sadece doğallığı ile değil, düşük maliyetiyle yüksek kaliteyi garanti etmesi ile de dikkat çekmektedir. Ürün dayanıklılığını ve verimi artırması ise katma değer kazançlardır.
KASIM 2012
11/20/12 7:40 PM
AKTUEL 19
11/20/12 7:40 PM
AKTUEL 20
11/20/12 7:40 PM
AKTUEL 21
11/20/12 7:40 PM
ÜYE SOHBET
BULGUROĞLU BAKLAVA “Kalitesiz Üretim İsraftır, düsturu ile üretilen Bulguroğlu Baklavası, malzeme kalitesinden hiç bir şekilde taviz vermeden, harcanan emekte cimrilik yapılmayarak, maliyet fiyatının üzerine cüz-i bir karla satışa sunulmaktadır” diyen firma ortaklarından Necati Bulgurlu sorularımızı yanıtladı. Kendinizi kısaca tanıtır mısınız? 1959 Gaziantep doğumlu olup üç kız çocuğu babasıyım. 10 yaşında baklavacılık mesleğine ilk adımı attım ve 1981 yılında Bulguroğlu Baklavayı kurdum. Firmanızın kuruluş ve gelişim süreci hakkında bilgi verir misiniz? Ne zaman, kimler tarafından kuruldu? 1981 yılında kurulan Bulguroğlu Baklava yine 1978 yılında mesleğe başlayan İsrafil Kartal’ıda 1987 yılında ortak olarak bünyesine alarak Gaziantep baklavasında kalite çıtasını yükseltmiştir. Firmamız kurulduğu 1981 yılından bu 46
UYESOHBET 2
güne Hamdi Kutlar Caddesinde hem imalat hem de merkez şube olarak faaliyetini sürdürmekte olup, 1996 yılında Gatem Şubesini, 2008 yılında ise Çetinkaya Kavşağı Şubesini hizmete açmıştır. “Kalitesiz Üretim İsraftır” düsturu ile üretilen Bulguroğlu Baklavası sadece firmamız bünyesinde imal edilerek satışa sunulmaktadır. Tüm ürünlerimizde aynı hamur içeriği kullanılmakta olup, hamur; 1. kalite sert buğdaydan imal edilen lüks baklava unu, yumurta, su ve tuz ile yoğrularak elde edilir. Ürünlerimizde; dünyanın en kaliteli fıstığı olan Gaziantep fıstığının tam olgun-
laşmadan önce toplanması ile işlenerek üretilen boz fıstık olarak bilinen fıstık çeşidi kullanılmaktadır. Yağ olarak Şanlıurfa yöresinde koyun sütünden elde edilen sadeyağ (damıtılmış tereyağı) kullanılmaktadır. Bu işe nasıl başladınız. Bu işi yapmanızda size yol gösteren ustalar arasında kimleri sayabilirsiniz? Baklavacılık mesleğine ben 1969 yılında, İsrafil Kartal ise 1978 yılında çırak olarak temelden Cevat Güllü Ustanın yanında başladık. 10 yılın üzerinde çalışıp, kendi başıma bu işi yapabileceği-
KASIM 2012
11/22/12 3:17 PM
me inandıktan sonra ortağımla birlikte bu işi yapmaya başladık. Ürün çeşitleriniz hakkında bilgi verir misiniz? Üretimin her aşamasında büyük bir özen gösterilerek titiz bir çalışmanın sonucu müşterilerimize sunduğumuz ürün yelpazemiz arasında aşağıdaki ürünler yer almaktadır. Ürettiğimiz baklavalar arasında kuru baklava (Kaymaksız Baklava), havuç dilim baklava, özel kare dilim baklava yer alıyor. Diğer ürettiğimiz tatlı çeşitlerimiz arasında ise şöbiyet, bülbül yuvası, sarma, dolama, ezme, sad eve fıstıklı kurabiyeler yer almaktadır. Ayrıca, arzu edildiği takdirde ürünlerimiz cevizli olarak da imal edilmektedir. Yaptığınız ürünleri kimlere pazarlıyorsunuz. Müşterileriniz kimler? Ürünlerimizle damak tadının yanı sıra kalite ve hijyene önem veren herkese hitap etmekte olup, firmamız sadece Gazianteplilere değil internet mağazamız aracılığıyla tüm Türkiye’ye hizmet vermektedir.
Fiyat politikanız hakkında neler söyleyebilirsiniz? “Kalitesiz Üretim İsraftır” düsturu ile üretilen Bulguroğlu Baklavası, malzeme kalitesinden hiç bir şekilde taviz vermeden, harcanan emekte cimrilik yapılmayarak, maliyet fiyatının üzerine cüz-i bir karla satışa sunulmaktadır. Unutulmamalıdır ki “Dünyada hiç bir kimse, hiçbir şeyi daha kötüsünü yapmadan daha ucuza satamaz. Bir malın sadece fiyatına bakmak, bazı hileleri kayıtsız kabul etmektir.” Kullanılan ürünlerinin fiyatlarının yükselmesi sizi nasıl etkiliyor? Baklava üretiminde kullanılan ürünlerin fiyat artışları tabi ki firmamızı olumsuz etkilemektedir. Zira çok büyük karla satılmayan ürünlerimizin mümkün mertebe firmamızı zarara uğratmayacak şekilde fiyat değişikliklerini göğüslemeye çalışarak, müşterilerimize yansıtmamaya gayret göstermekteyiz. Bugün, güzel ve kaliteli bir baklava yemek için kilosuna ne kadar para ayırmalıyız. Bu konuda düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
Baklava üretiminde kullanılan fıstık ve sadeyağın maliyeti firmamız için fiyatları tespit etmedeki ana unsurdur. Günümüz koşullarında kaliteli bir baklava yemek için kilogramına 35-45 TL arasında bir bütçe ayırmak gerekmektedir. Görüyoruz bazı yerlerde çok ucuza baklava satılıyor. Bu baklavada ne kullanılıyor ki bu kadar ucuza mal oluyor? Günümüzde birçok yerde merdiven altı diye tabir edilen ya da kalitesi daha düşük malzemeler kullanarak üretilen baklavaların düşük fiyatlara satıldığını görmekteyiz. Ancak bu baklavalarda kullanılan fıstığın kalitesi, miktarı veya gerçekten fıstık olup olmadığı belli olmadığı gibi, sadeyağ yerine margarin kullanıldığı da aşikârdır. Nasıl ki 22 ayar altının fiyatı tüm sarraflarda aynıdır ve ucuz altında hile olduğu düşünülür ise baklavada da durum aynıdır. Geçmişten bu güne baktığınızda en çok neyin değiştiğini görüyorsunuz? Geçmişten bu güne baklava üretimi konusunda değişen pek bir şey yoktur. Fakat müşteriye sunum ve satış mağaza-
KASIM 2012
UYESOHBET 3
47
11/22/12 3:17 PM
ÜYE SOHBET
larının dekorasyonu hususunda göze daha hitap eder bir durum söz konusudur. Ayrıca satış sadece gerçek mekanlarda değil internet aracılığıyla sanal ortamda da yapılabilmekte olup, bu lezzetin Gaziantep’le sınırlı kalmayarak tüm Türkiye’ye ulaşmasını da sağlamaktadır. Personel seçiminde nelere dikkat ediyorsunuz? Personel yetiştirilmesi konusunda eskisi kadar şanslı olduğumuzu söyleyemeyeceğim. Mesleği öğrenmeye hevesli personel bulmak günümüzde gerçekten zor. Fakat yine de personel seçiminde en dikkat ettiğimiz husus tabiki hijyendir. Sizce müşteriler neden sizi tercih etmelidirler? Kendini özel hissetmek isteyen müşterilerimize sunduğumuz Bulguroğlu Baklavalarının kendine has lezzeti, tercih edilmemizdeki en önemli etkendir. Müşterilerimizin bize güvenmeleri ve kaliteli üretim yaptığımızın bilincinde olmaları bizi tercih etmelerini sağlamıştır. Bulguroğlu Baklavaları olarak önümüzdeki dönem hedefleriniz nelerdir? Kaliteden ödün vermeyerek daha çok insana ulaşabilmemizi sağlayacak yeni mağazaların açılması geleceğe yönelik hedefimizdir. Tüm Türk Halkına Bulguroğlu lezzetini yaşatmak ise asıl amacımızdır. 48
UYESOHBET 4
KASIM 2012
11/22/12 3:17 PM
UYESOHBET 5
11/22/12 3:17 PM
ÜYE SOHBET
GAZİANTEPLİ ÇAVUŞOĞLU
BAKLAVA-KEBAP
“40 yıla yaklaşan tecrübemiz ile kaliteden ödün vermeden müşterilerimizin ihtiyaçlarına cevap vermek için üretim yapıyoruz. Bence baklavada ayırt etmemiz gereken en önemli unsur, kullanılan ürünün kaliteli olup olmadığıdır. Neticede damak tadına hitap etmemiz nedeniyle, tüketiciyi aldatma gibi bir durumun oluşabileceğini düşünmüyorum” diyen Gaziantepli Çavuşoğlu Baklava ve Kebap yetkilisi Nadir Okkıran sorularımızı yanıtladı. 50
UYESOHBET 6
KASIM 2012
11/22/12 3:17 PM
Kendinizi kısaca tanıtır mısınız? 1959 Gaziantep doğumlu, evli iki çocuk babasıyım. 1976 yılında İstanbul’a babam Fazlı Okkıran ve eniştem Mustafa Demircan ile birlikte geldik. Eniştem Gaziantep de Baklavacı Çavuş Mehmet lakaplı ustanın yanında baklavacı olarak çalışmaktaydı. Babam da Gaziantep de kasap olarak faaliyet göstermekteydi. İşte buradan yola çıkarak Gaziantepli Çavuşoğlu Baklava ve Kebap salonu doğmuş oldu. Firmanızın kuruluş ve gelişim süreci hakkında bilgi verir misiniz? Ne zaman, kimler tarafından kuruldu? Gaziantepli Çavuş Oğlu baklava ve kebap salonunu 1976 yılında İstanbul’da açtığımızda İlk defa baklava ve kebabı birlikte hizmete sunduk. Çavuşoğlu Kebap ve Baklava çeşitleri ile 30 yıldır kaliteli hizmetini sürdürmektedir. Çavuşoğlunun işletmecileri Türk mutfağını Osmanlı dönemine ait bir mekanda, en kaliteli şekilde sunabilmek amacıyla Mabeyinci Ziverbey Köşklerinin restorasyon çalışmalarına 2000 yılında başlanmış ve 10 Eylül 2003 tarihinde bitirerek hizmete hazır hale getirilmiştir. Kaliteden ödün vermeden, güler yüzlü hizmeti ve Türk Mutfağının aslına sadık kalarak hizmet veren Çavuşoğlu, müş-
teri memnuniyetini her daim önemsemektedir. Verdiğiniz hizmetler hakkında bilgi verir misiniz? Gaziantepli Çavuşoğlu olarak baklava ve kebap alında hizmet veriyoruz. Bunun yanı sıra sabahları müşterilerimize kahvaltı sunuyoruz. Ayrıca katmer kültürünü yine işletmemizde devam ettirmeye gayret ediyoruz. İstanbul da yine Gaziantep’e has katmeri ilk olarak bizler sunmaya başladık. Katmer konusunda çok iddialıyız. Birçok müşterimiz bizim sayemizde katmer yeme imkanı buldu. Ayrıca yine bir ilk olarak İstanbul da soğansız lahmacunu biz yaptık. Birçok alanda ilklerin adresi olduğumuz için müşterilerimizin gözünde bizim ayrı bir yerimiz olduğunu biliyorum. Bizim birbirinden lezzetli yemeklerimizi ve tatlılarımızı yiyen müşterilerimiz bir daha başka yerde yemek ve tatlı yiyemiyorlar. Yeseler de aynı lezzeti ve damak tadını bulamadıklarını ifade ediyorlar.
nı oluşturuyor. Bunun yanı sıra bölgede çok sayıda esnaf olması ve alışveriş yapan kişilerin çok olması nedeniyle, Çavuşoğlu’na esnaf ve halkında büyük bir ilgisi bulunuyor. Ayrıca turistlerde müşterilerimiz arasında yer alıyor. Özellikle gerçekten Türk Mutfağına özgü yemekleri yemek isteyen turistler bizi sıklıkla ziyaret ediyorlar. Fiyat politikanız hakkında neler söyleyebilirsiniz? Fiyatlarımızı, maliyetlerimiz ve müşterilerimizin ekonomik durumuna göre ayarlıyoruz. Normal bir ekonomik pozisyonda olan bir tüketici, çok rahat bir şekilde Çavuşoğlu’ndan muhakkak satın alacak bir ürün bulabilir. Şirketimizin fiyat politikası, ürün gamımızın kolaylıkla ve uygun fiyatlarla ulaştırılarak, kolayca ulaşabilecekleri zemin ve me-
Yaptığınız ürünleri kimlere pazarlıyorsunuz. Müşterileriniz kimler? Bulunduğumuz bölge itibariyle herkesim alandan müşterilerimiz bulunuyor. Özellikle üniversiteye yakın olmamızdan dolayı öğretim görevlileri ve öğrenciler müşterilerimizin önemli bir kısmı-
safelerde bulunabilmek üzere ürünler sunmak üzere planlanmaktadır. Özellikle hammadde maliyetlerindeki artışlar, bizi ister istemez olumsuz etkilemektedir. Genelde bu artışları müşterilerimize yansıtmamaya özen gösteriyoruz. Ancak hammaddelerde yaşanan aşırı artışı ister istemez bizde fiyatlarımıza yansıtmak zorunda kalıyoruz. Fiyatlarımız günün şartlarına göre değişmekte ancak biz artışları makul seviyede tutmaya özen gösteriyoruz. Sizce müşteriler neden sizi tercih etmelidirler? Müşterilerimiz Çavuşoğlu’na genelde sağlıklı ve temiz baklava ve kebap yemek için gelmektedir. Çavuşoğlu’nda müşteri asılı olan fiyatta ne görüyorsa onu ödeyeceğini bilerek gelmektedir ve kesinlikle farklı bir ücretle karşı karşıya KASIM 2012
UYESOHBET 7
51
11/22/12 3:17 PM
ÜYE SOHBET
kalmaz. Hizmet standartlarımızdan ve kaliteden asla ödün vermeden müşterimizi en iyi şekilde ağırlarız. Bugün, güzel ve kaliteli bir baklava yemek için kilosuna ne kadar para ayırmalıyız. Bu konuda düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz? Günümüzde kaliteli, birinci sınıf bir baklavanın kilosu 30 ila 40 TL olması gerekir. Bunun altında satılan baklavalar da, kardan fedakarlık yapılıyordur ya da hile vardır. Ben daha çok ikinci şıkkın olduğu inancındayım. Otobüs duraklarında, arabaların bagajında kilosu 9-10 TL’ye baklava satılıyor. Böyle bir fiyat mümkün mü? Sadece şekerin kilosu, eğer şeker koyuyorlarsa 3 TL. Bunun dışında baklavanın içine birinci sınıf Antep Fıstığı yerine yerfıstığı koyup, 500 gram yerine 50 gram koyarsan, sadeyağ yerine bitkisel yağ ya da başka çeşit yağ kullanırsan ucuza mal 52
UYESOHBET 8
olur. Ancak o zamanda gerçek baklava yedim diyemezsin. Malzeme temin ederken öncelikli olarak nelere dikkat ediyorsunuz? Kullanacağımız malzemeyi tedarik ederken öncelikle malın kaliteli olmasına önem veriyoruz. Kesinlikle fiyatı uygun diye kalitesiz ürün kullanmamaya özen gösteriyoruz. Özellikle baklavada iddialı olduğumuzdan ve kalitemizi ön plana çıkardığımız için hiçbir şekilde ödün vermeden üretim yapıyoruz. Eğer kaliteden ödün verirsek, sadık müşterilerimizi kay. ederiz. Bu da bizim için iyi olmayacaktır. Geçmişten bu güne baktığınızda en çok neyin değiştiğini görüyorsunuz? İstanbul’a ilk geldiğimizde burada sadece baklava ve ekmek kadayıfı vardı. Bizler bir ilk olarak şöbiyet, havuç dilim baklava, burma ve düz kadayıfı ilk olarak müşterilerimize biz sunmaya başladık. Daha son-
raları bu çeşitlerimizi geliştirerek tatlı çeşitlerimizi 24 çeşide çıkarttık. Pazarda iyi bir yer edinmek, o kadarda kolay olmadı. Bizim için önemli olan kalite ve güvendi. Bizde bu ikiliden hiçbir zaman ödün vermeden yolumuzu devam ettik. Önümüzdeki dönem hedefleriniz nelerdir? Çavuşoğlu Baklava olarak önümüzdeki dönem İstanbul da şubeler açmayı planlıyoruz. Bu doğrultuda çalışmalar yapmaya devam ediyoruz. Kısa bir süre içerisinde yeni noktalarda hizmet vermeye başlayacağız. Daha çok kişiye hizmet vermek amacıyla, günün şartlarına göre imalatımızı yenileyerek, kaliteden ödün vermeden hizmet vermeye devam edeceğiz. Gaziantepli Çavuşoğlu olarak İstanbul da ilklere imza atarak, kaliteden ve güler yüzlü hizmetten ödün vermeden müşterilerimize hizmet vermeye devam edeceğiz.
KASIM 2012
11/22/12 3:17 PM
UYESOHBET 9
11/22/12 3:17 PM
FİRMA
HURMATAT
HURMA SUYU VE PEKMEZİ “Ürünlerimizin hurmadan üretilmesi ve içinde kesinlikle katkı maddesi bulunmaması, şekerin kullanıldığı her alanda kullanılmasına olanak sağlamaktadır. Diyabet hastaları dahi ürünlerimizi belirli oranda kullanabilmektedir” diyen HURMATAT Genel Müdürü Ziraat Mühendisi Mustafa Öztürk sorularımızı yanıtladı. Firmanızın kuruluş ve gelişim aşamaları hakkında bilgi verir misiniz? Firmamız Rast Grup olarak 2010 yılında kuruldu. Faaliyet alanı olarak hurma ve hurmadan mütevellit ürünlerin üretimi ve pazarlanması hedeflendi. Firmamız küreselleşen dünyadaki ortaya çıkan ürün ihtiyaçlarını en uygun pazar çözümleri ile piyasaya sunmayı ilke edinmiştir. Bu sebeple konusunda uzmanlaşmış ekibimiz ile gerekli ürün yeterlilik ve pazar analizleri yapılarak müşterilerimize hizmet vermekteyiz. Neden bu alanda üretim yapmaya başladınız? Hurma Efendimiz döneminde ve günümüze kadar meyve olarak tüketiliyordu. Ülkemizde ise genellikle ramazan ayında yoğun tüketilen saygın bir meyve olup, ramazandan sonra da pazardan belli nokta54
FIRMA 2
lar dışında kaldırılıyordu. Yani ramazandan ramazana tüketiliyordu. Bu nedenle hurmanın yılın 12 ayında tüketimini sağlamak ve tabana yaymak için, diğer meyveler gibi hurmanın da suyu, konsantresi, pekmezi, marmelatı ve ezmesi (püresi) olabileceğini düşünerek çalışmalarına başladı. Fiilen 2011 yılında faaliyete başlayan firmamız Hurmatat markası ile hurma suyu, hurma pekmezi ve hurma marmelatını üreterek çok kısa bir süre içerisinde büyük bir başarıya imza atmıştır ve ürünlerini piyasaya sunmuştur. Ürünleriniz daha çok nerelerde kullanılıyor? Bilindiği üzere tatlı insanlarımızın vazgeçemeyeceği bir lezzettir. Ancak, tatlı tadını veren ve sadece meyvenin özünden elde edilen ürünlerimiz hem tatlı hem de
vitamin ve mineral deposudur. Sağlıklı yaşam ve diyabetikler için vazgeçilmez olan Hurmatat hurma suyunu şerbet yerine baklava, şöbiyet, sütlü tatlılarda ve bütün tatlı çeşitlerinde kullanabiliriz. Ürünlerimiz hem perakende sektöründe hem de sanayi sektöründe tüketilmektedir. Perakende sektöründe marketlerde, aktar ve baharatçılarda küçük ambalajlarda satışa sunulmuştur. Sanayi sektöründe de hurma suyu, hurma pekmezi ve hurma marmelatını bisküvi, çikolata, lokum, cezerye, kurabiye ve pasta çeşitlerinde kullanmak üzere fabrika ve üretici müşterilerimize veriyoruz. Müşteri portföyünüz hakkında bilgi verir misiniz? Özellikle baklavada ülkemizde marka olmuş firmalardan Karaköy Güllüoğlu’nun hurma suyu ile yaptığı baklavalar hem
KASIM 2012
11/22/12 3:54 PM
yurt içinde hem yurt dışında büyük bir beğeni toplamıştır. Başta Güllüoğlu baklavaları olmaz üzere bisküvi fabrikaları, Seyran pastaneleri, Pastacıoğlı Pastacılık, Kahkecizade Kurabiye, Tempo Şekerleme ve daha birçok seçkin firma müşterimiz ile çalışıyoruz. Neden hurma suyu ve hurmalı ürünler? Ürünlerimiz kaynatılmadan üretilmekte olup, içerisinde hurma meyvesinden başka hiçbir katkı maddesi bulunmamaktadır. Safi hurmadan üretilen hurma suyunun kokusu alınmış tamamen şeker yerine ikame olabilecek hem vitaminli, minerallerce zengin, insan sağlığına faydalıdır. Sıvı olarak her yere taşınabilen çayda, kahvede, tatlı gruplarında şeker ve şerbet yerine kullanılabilen tek üründür. Hurma suyu ile yapılan tatlılarda şekerleşme veya kristalleşme olmadığı için baklavanın ömrünü uzatmaktadır. Hurmalı tatlılar 20-30 gün sonra bile hafif ısıtıldığında üretildiği gün ki tazeliğinde tüketilebilir. Bu da tatlı üreticileri için büyük bir avantaj sağlamaktadır. Bünyesinde sakaroz bulundurmadığından ve glisemik indeksi şekere göre daha düşük olduğundan diyabetiklerinde belli oranda kullanabildiği ve sağlıklı yaşam için tüketilebilen tek şekerdir. Yine hurma ezmesi ve marmelattı unlu mamullerde elma ve incir pürelerinin yerine hur-
ma kullanılarak daha lezzetli ürünler üretilmektedir. Hurma pekmezimiz katkısız olup kahvaltıda safi olarak bilinen pekmez gibi tüketildiği ayrıca şerbet olarak ta içildiğinde gün boyu insanı tok ve zinde tutar. Yorgunluğu ve stresi gidermeye yardımcı olur. Bu nedenle ürünlerimizin hurmadan üretilmesi tatlı ama üç beyazdan biri olmaması, şekerin kullanıldığı her alan da kullanılabilmesi tüketicilerin tercih sebebi sayılmaktadır. Ürünleriniz hakkında bilgi verir misiniz? HURMA SUYU: Hurma suyu, tamamen hurmadan üretilmiş olup hiçbir katkı maddesi içermemektedir. Hurma suyu çayda, kahvede, sütlü, şerbetli tatlılarda şekerin ve şerbetin kullandığı bütün alanlarda şeker yerine tatlandırıcı olarak kullanılmaktadır. Bilhassa süt ile içildiğinde muhteşem bir lezzet ve enerji verir. Hurma suyu bisküvi ve şekerleme sektörün de kullanılır. Bilhassa diyet bisküvilerde sakarin veya aspartam yerine doğal tatlandırıcı olarak hurma suyu kullanılmaktadır. Bisküvinin ömrünü uzatır ve lezzet verir. Meyve suyu sektöründe Meyve konsantrelerine %30 oranın da ilave edildiğinde, konsantre özelliğinden hiçbir şey kaybetmeden ürün daha ucuza mal olmaktadır. Ayrıca hurma suyu tatlı olduğundan ilave tatlandırıcıya da gerek yoktur. Özellikle baklava sektöründe kullanılan özel bir hurma suyu ürettik. Bu ürünü-
müzden Karaköy Güllüoğlu ve diğer birçok ünlü baklava firmaları şeker şerbeti yerine kullanmaktadır. Ürünlerimizde sakaroz bulunmamakta ve glisemik indeksi şeker göre daha düşük olup tip diyabetiklerde hurma suyu ile tatlandırılan ürünlerden belli oranda tüketebilirler. HURMA PEKMEZİ: Tamamen hurmadan üretilmiş olup içinde hiçbir katkı maddesi bulunmamaktadır. Sabah kahvaltısında bilinen pekmez gibi tüketilmektedir. Ramazan ayında sahurda suya ve yoğurda karıştırılarak tüketildiğinde tok ve zinde tutar. Pekmezimiz cevizli sucuk yapımında ve bisküvi sektörün de keklerin içine sos olarak kullanılmaktadır. Hurma suyu ve hurma pekmezi tok tutma özelliğinden dolayı diyet ürünü olarak tüketilmektedir. Sabah 1 bardak süte 1 tatlı kaşığı hurma suyu karıştırıp içildiğinde başkaca bir kahvaltıya gerek yok. Böylece gün boyunca az yemenize ve kilo vermenize yardımcı olacaktır. HURMA HAMURU (HURMA EZMESİ): Hurma hamuru, hurmanın çekirdeği ve kabuğu alınmış etli kısmından özel bir teknoloji ile üretilmiştir. Hurma hamuru kurabiye çeşitlerinde dolgu malzemesi olarak kullanılmaktadır ayrıca baklavada, dondurmada ve pastada kullanılmaktadır. Hurma hamuru kullanılan ürünlerde ilave şeker kullanılmaz. Dolayısıyla beyaz
KASIM 2012
FIRMA 3
55
11/20/12 7:49 PM
FİRMA
şeker kullanılmadan hurma ile daha sağlıklı, daha vitaminli ve minerallerce zengin olan ürünler tüketilmiş olur. Yine hurma hamuru Cezeryede direkt olarak kullanılmaktadır. İçerisine hiçbir katkı maddesi karıştırmadan ve ilave bir işleme tabi tutmadan Hindistan cevizi veya fındık ilave ederek paketlenebilir, çikolata sektöründe dolgu malzemesi olarak kullanılır. Nuga türü ürünlerde direkt hurma ezmesi üzerine çikolata veya çikolatada karamel yerine 56
FIRMA 4
kullanılabilir. Torbacık çikolatalarda 67 brik hurma marmelatlımız çikolatanın içine direkt basılarak dolgu malzemesi olarak kullanılmaktadır. Bisküvi sektöründe dolgu malzemesi olarak biskot türü bisküvilerin ve bar türü çikolataların içinde kullanılmaktadır. Ürünümüz aynı zamanda lokumla da enfes bir ikili oluşturur. Sultan lokumlarında lokumun içine sarılarak, çifte kavrulmuş lokumlarda ise hamur, lokumun içinde şekerle beraber kullanılır.
Önümüzdeki dönem hedefleriniz nelerdir? Amacımız hem tatlı hem doğal ve katkısız olan ürünlerimizi tatlı çeşitlerinde, unlu mamullerde, Meyve suyu sektöründe, lokum ve cezeryede tüketimini yaygın hale getirmek bu eşsiz lezzeti bütün tüketicilerimize ulaştırmaktır. Ürünlerimizin mevcut piyasadaki ürünlerinizde ve gerekse birlikte ARGE yaparak yeni ürünler üretilebiliriz.
KASIM 2012
11/23/12 10:09 AM
FIRMA 5
11/20/12 7:49 PM
FİRMA
GENÇ KUTU
Kendinizi kısaca tanıtır mısınız? Ben Fehmi Anar. 1978 doğumluyum. Evliyim ve 1 çocuk babasıyım. 16 yıldır ticaret ve dış pazarlama ile uğraşıyorum. Ortağım İhsan Arslan. 1978 doğumlu, evli ve 2 çocuk babasıdır. Matbaa ve iç idari yöneticisidir. Şirketinizin kuruluş ve gelişim süreci hakkında bilgi verir misiniz? Biz iki ortak olarak 2002 tarihinde Genç Kutu ambalaj unvanını sektöre tanıştırdık. Topkapı 1. Matbaacılar Sitesinde faaliyete başladık. Makine parkurumuzu büyüterek gerek iç piyasada gerekse dış piyasada müşteriye hızlı, kaliteli ve ekonomik hizmet vermekteyiz. İlkemiz her zaman müşterimizle iyi diyalog halinde bir aile ortamı oluşturmak olmuştur. Sektörde hızlı yer tutmaya çalıştık ve inancımızı kaybetmeden devam ettik. Belki de ortağımla aynı yaşta ve heyecanda olmamızdan gelen süreçtir. Ürün ve müşteri portföyünüz hakkında bilgi alabilir miyiz? Kuruluşumuzdan bu güne kadar baya yol kat ettiğimize inanıyoruz. Türkiye’nin her 58
FIRMA 6
noktasına satışlarımız ve müşterilerimiz mevcuttur. Ürünlerimizi her zaman müşteri müzakeresi sürecinde ve isteği doğrultusunda yapmaktayız. Geniş müşteri portföyüne sahibiz. Fiyat politikanız hakkında neler söyleyebilirsiniz? Politikamız her zaman ekonomik ve kaliteli hizmet sunmaktır. Bu doğrultuda kaliteli ürünü uygun fiyatla müşterimizle sunuyoruz. Ürünlerin dağıtımını sağlamak için nasıl bir çalışma yürütüyorsunuz? Ürünlerimizin dağıtımında yakın bölgelerde kendi servis araçlarınız ile uzak olan bölgelerde ise kargo firmalarını kullanmaktayız. Pazarda güven ve kalitenin adresi olmak için yaptığınız çalışmaları anlatır mısınız? Öncelikle müşteri ile kendimiz bire bir her zaman sıcak ilişkiler içinde bulunarak yakın uzak demeden kişiye hizmet
verebilmektir. Bu da bizi güvenli ve istikrarlı bir firma haline getirdi. Yapmak istediğimizin en iyisini yapmaya çalıştık. Hem kaliteli ham malzeme kullanarak hem de müşteriye kendimizi daha iyi tanıtmak bizim için gurur verici oldu. Müşteri memnuniyeti yeni başka müşterilere referans oldu tavsiye edildik. Müşterileriniz neden sizi tercih etmeliler? Her sektörde olduğu gibi bizde kaliteli ekonomik istikrarlı hizmet vermekteyiz. Her zaman müşteriye güven, zamanında teslimat. Bunlar sanırım yeterli. Önümüzdeki dönem hedefleriniz nelerdir? Aslında çok büyük hedeflerimiz olmadı. Tek yapmak istediğimiz Pazar payında ve sektörde yer edinebilmek ki bunu da başardık. Müşteriye sürekli yenilikler sunabilmek. Kapasitemizi daha çok arttırmak. Türkiye’nin her bir köşesi iyi hizmet almaya hakkı vardır ve bizde bunu sağlamaktayız.
KASIM 2012
11/20/12 7:49 PM
FIRMA 7
11/20/12 7:49 PM
DOSYA
ALMETAL Şirketinizin kuruluş ve gelişim süreci hakkında bilgi alabilir miyiz? 1967 yılında kurulan Almetal Koll. Şti., alüminyum mutfak eşyaları konusunda sektöre adımını atmıştır. 1970’de Gaziosmanpaşa’da bir üretim fabrikası kurulmuş; aynı tarihlerde Eminönü`nde de bir satış mağazası açılmıştır. 1992 yılında ise Almetal, anonim şirket olmuş ve yurt dışı müşterilerini de portföyüne ekleyerek ihracata başlamıştır. 2004 yılının son yarısında satış yeri- talepler doğrultusunda- İstoç Toptancılar Merkezi’ne taşınmıştır. Almetal A.Ş, hem ürettiği hem de bayisi olduğu çelik ve teflon mutfak eşyalarının satışını gerçekleştirmektedir. Bunun yanında restaurant, otel, lokanta, pastane gibi yerlerin ihtiyacı olan endüstriyel mutfak eşyalarının üretimini ve satışını yapmaktadır.
Türk alüminyum sektörünün en önemli sorunlarından biri, hammaddede %90 oranında dışa bağımlı olmamızdır. Alüminyum hammaddesinde ithalatı azaltmak için Seydişehir Alüminyum tesislerinin kapasitesinin arttırılması ve yeni entegre tesislerinin açılması önemlidir. Bununla birlikte, unlu mamüller de dahil olmak üzere, endüstriyel mutfak eşyaları sektöründe, kayıt dışı çalışan firmaların varlığı önemli bir sorun teşkil etmektedir. Bu firmalarda sosyal güvenliği olmayan elemanlar çalışmaktadır. Bu sektörde, hurda hammaddenin kayıt dışı olarak yurt içinde dolaşması ve çok bulunması, önemli bir sorun teşkil etmektedir. Hurda hammadde, sağlığa da zararlıdır ve müşteri tarafından saf alüminyumdan ayırt edilememesi de ciddi bir problemdir. Bu sebeple alüminyum ürün alınırken, alıcının sertifikalı ve analiz raporu olan ürünleri tercih etmesini öneririz.
Ürün portföyünüz ve fiyat politikanızdan bahseder misiniz? Ev tipi mutfak eşyaları: yanmaz yapışmaz, alüminyum, çelik mutfak eşyaları. Endüstriyel mutfak eşyaları: pişirme, soğutma, servis, tezgah ve unlu mamüller ekipmanları. Kaynaklı, kaynaksız, standart, özel ölçü her ebatta tatlı ve yemek tepsileri ve bu tepsileri taşıma ve pişirme arabaları. Fiyatlarımız rekabetçi olup, yüksek kalitede ürünleri en uygun fiyatla sunma anlayışımızı korumaktayız. Sizce müşteriler neden firmanızı tercih etmeliler? Ürünlerimizin hammaddesi sertifikalıdır ve alüminyum ürünlerde “saf alüminyum” kullanılmaktadır. Hurda alüminyum hiçbir ürünümüzde kullanılmaz. Çünkü müşterilerimize kaliteli ve uzun ömürlü ürünleri en uygun fiyatlarla sunma anlayışıyla hizmet veririz. Biz, hiçbir müşterinin ucuz görünen ama astarı yüzünden pahalıya gelen, hurda alüminyumdan yapılmış ürünleri alacak kadar müsrif olamayacağını düşünürüz. Müşteri odaklılık ilkemizle, müşterinin istediği özel ölçülerde siparişlere hızla cevap verir ve müşteri memnuniyetini her zaman ön planda tutarız. 60
DOSYA 2
Ürünlerin dağıtımını sağlamak için nasıl bir çalışma yürütüyorsunuz? Ürünlerimizi Türkiye’nin her yerine ve Avrupa ülkelerinin tümüne, kargoyla ve kendi araçlarımızla ulaştırmaktayız. Pazarda güven ve kalite adresi olmak için yaptığınız çalışmaları anlatır mısınız? Almetal olarak, 44 yıllık tecrübemizle, müşteri memnuniyetine önem verir; müşterinin istediği özel ölçüde ürün üretebilecek kapasitedeki fabrikamızda sertifikalı hammadde kullanırız; üretim sürecini hammaddeden mamüle dek işletiriz. Fiyatlarımız her zaman rekabetçidir; yüksek kaliteyi en uygun fiyatla sunarız. Faaliyet gösterdiğiniz sektörün sorunları nelerdir? Bu sorunların giderilmesi için neler yapılmalıdır? Bildiğiniz gibi, Türk alüminyum sektörü 4 milyar doları aşkın iş hacmiyle ülke sanayiinin en önemli sektörlerinden biridir. Son yıllarda yapılan yeni yatırımlar sayesinde dünya pazarlarıyla rekabet edebilir kapasitelere ulaşmıştır. Ancak,
Önümüzdeki dönem hedefleriniz nelerdir? Almetal olarak, önümüzdeki dönemde odaklandığımız konu: Yüzey kaplaması tesisi kurmak ve yurtdışında, özellikle Doğu Bloku ülkelerine ağırlık vererek, pazar payımızı genişletmektir. 44 senenin verdiği tecrübeyle, ürün çeşitliliğimizi ve hizmet kalitemizi de sürekli arttırmaya devam edeceğiz.
KASIM 2012
11/20/12 7:50 PM
DOSYA 3
11/20/12 7:50 PM
DOSYA
DAMLA METAL
Şirketinizin kuruluş ve gelişim süreci hakkında bilgi alabilir miyiz? Öncelikle siz değerli Tatlı Hayat Dergisi’ne tedarikçi ve üretici firmalarla, tüketiciyi bir araya getirdiğiniz için teşekkür ederek sözlerimize başlamak istiyoruz. Biz 2000 yılından günümüze 12 yıldır bu sektörün içerisinde hizmet vermeye devam ediyoruz. Kılıç Damla Pastane Malzemeleri San. Tic. Ltd. Şti. (DAMLA METAL) olarak, 2004 yılında faaliyete başladık. Kurulduğumuz günden bugüne iş ahlakından ve izlediği prensiplerinden dolayı piyasada kabul görmüş olup her geçen gün artan müşteri portföyü ile sektörde aranan isim haline gelmeye başlamıştır. Bu gelişimi ise müşterilerimize borçluyuz. Çünkü aramızda oluşan karşılıklı saygı, sevgi, hoşgörü ve güvenin bu gelişimde etkili olduğunu düşünüyorum. Ürün portföyünüz ve fiyat politikanızdan bahseder misiniz? Firmamız Köşeli Baklava Tepsileri, Yuvarlak Baklava Tepsileri, Künefe Tepsileri, Poğaça ve Börek Tepsileri, Ekmek Tavaları, Kadayıf Tepsisi çeşitleri, Tulumba Leğeni, Yaş Pasta Kalıpları, Metal ve Pirinç Sos Makinası çeşitleri, Salep Semaveri çeşitleri, Külahlık ve ayrıca Alüminyum ve Krom Mutfak Eşyaları çeşitleri ile geniş bir ürün yelpazesi sunmaktadır. Ayrıca 62
DOSYA 4
müşterilerimize kaliteli ürünü ucuz fiyata almaları konusunda gerekli hassasiyeti göstermekteyiz. Sizce müşteriler neden firmanızı tercih etmeliler? Firma olarak, bu yıl Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek ürettiğimiz ürünlerin, uluslararası standartlara uygun olduğunu tescilletmiş ilk ve tek firmayız. Kalitemiz ve sunduğumuz hizmetle farkımızı ortaya çıkarıp müşterilerimize hak ettikleri kaliteli ürün ve hizmeti sunmaya gayret göstereceğiz. Tepsi üreticilerinin sorunları nelerdir? Bu sorunların giderilmesi için neler yapılmalıdır? Aslında tepsi üreticileri olarak sorunlarımız çok fazla. Ama en çok rahatsız edici olanı, sadece işin yoğun olduğu dönemlerde piyasaya çıkıp, asıl işi baklava tepsisi üretmek olmayan kişilerin, bu işi yapmaya çalışmaları piyasadaki huzuru kaçırmaları daha sonra da ortadan kaybolup gitmeleridir. Ben buradan tüm tüketicilere seslenerek, lütfen ne olduğu belirsiz, bugün var yarın olmayacak istikrarsız kişi ve kurumlara değer vermeyiniz ki kötü niyetli insanlar aramıza giremesinler. Hepimiz için piyasadaki güven ve istikrar sürmeye devam etsin.
Tepsi fiyatlarında yaşanan artışı nasıl değerlendiriyorsunuz? Ne yazık ki Türkiye’de sürekli imalat girdilerine gelen zamlardan dolayı üretici firmalar zor zamanlar geçirmektedirler. İmalatçı firmaların en büyük girdileri arasında bulunan elektrik ve SSK primleri ve yüksek KDV oranı bizler için çok büyük bir yük haline dönüşmüştür. Son zamanlarda baklava tatlı tepsileri ithal edilmeye başladı. Bizim ülkemizde yeterince üretilmiyor mu? Düşünceleriniz neler? Aslında Türkiye’deki baklava tepsisi üretimi tüketimden çok daha fazla ama tüketici firmalarda imalat girdilerini en aza indirgemek adına daha ucuza tepsi tedarik etmenin yollarını arıyor. Ama yapmamız gereken üretici tüketici el ele verip birbirimize destek olmalıyız. Önümüzdeki dönem hedefleriniz nelerdir? Firma olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonrada müşteri memnuniyetini ön planda tutup, belirlediğimiz misyon çerçevesinde daha iyi ve daha kaliteli hizmet sunmaya devam edeceğiz. Ticari hayatınızda bizimle yürüdüğünüz için teşekkür ederiz.
KASIM 2012
11/22/12 3:19 PM
DOSYA 5
11/20/12 7:50 PM
OTOMOBİL
THE GUARDIAN OTOMOBİL ÖTESİ BİR ARAÇ
G
eleceğin otomobillerini tasarlayan, John Bukasa’yı bilirsiniz. Enteresan fikirleri ile farklı olmayı her zaman başarabilmiştir. The Guardian ismini verdiği tasarım otomobili, günümüz otomobillerinin görüntüsünden hayli farklı bir yüze sahip. 4 yetişkin ve 3 çocuğun rahatlıkla oturabildiği, 7 kişilik bir otomobil olan Guardian, tamamen pencerelerden oluşuyor. Güneş enerjisi ve elektrikle çalışması ise, çevreci yönü. Tamamen güvenli ve gelecekte ailelerin kullanabileceği harika bir otomobil tasarımı! Dokunmatik panellerinde, önceden programlayacağınız yol güzergahında sizi güvenle geleceğe taşımakta..!
FISKER KARMA
E
lektrikli otomobillerde en bilindik markaların başında gelen tesla 4 kapılı, “aile modeli” Tesla S modelini yapadursun, fisker otomotivin karma modeli çoktan hazır. Tamamen elektrikli bu lüx araç 250mil bir menzile sahip. Ayrıca tavandaki panelleri ile aracın enerji gereksinimi güneş ile desteklenmekte...
64
OTOMOBIL 2
KASIM 2012
11/20/12 7:52 PM
BIO-BUG: METAN GAZIYLA ÇALIŞAN ARABA
B
ugünlerde çoğu otomobil üreticisi, küresel ısınmanın etkilerini azaltmak ve hızla azalan petrol rezervlerinin ileride sorun yaratmaması için alternatif enerjilerle çalışan araçlar geliştirmeye ve yavaş yavaş da olsa satışa çıkarmaya başladı. Bu alternatif enerjilerle çalışan araçların çoğu ya sadece elektrik enerjisi ile yol alıyor ya da hibrit denen hem elektrik hem de normal benzinli motoru bünyesinde birleştiren motor teknolojisiyle yol
alıyor. Yenilenebilir enerji alanında uzmanlaşmış bir firma olan GENeco firması ise bu alternatif enerjilerin de tükeneceğini ve uzun ömürlü olmayacağını düşünmüş olacak ki doğada hiçbir zaman bitmeyecek metan gazıyla çalışan bir otomobil üretmişler. Bu sistem, Volkswagen Bettle Convertible marka araca entegre edilmiş ve araca “BioBug” ismi verilmiş. 2.0 lite bennzinli motora sahip Bio-Bug, 183 km/s hıza çıkabiliyor. 70 evin atığıyla yılda 16 bin
kilometre yol yapabiliyor. Ayrıca; araç gücünü aldığı metan gazının kokusunu dışarı vermiyor. Normal araçlardan farklı kokmuyor. Aynı LPG sistemindeki önce kurşunsuz benzinle start alan otomobil motoru ısınınca metan gazından güç almaya başlıyor. Aynı şekilde metan gazı bitince de yine benzin ile çalışmaya devam ediyor. Aracın tanıtımı sırasında, otomobilde performans kaybının yaşanmadığının altı önemle çizilmiş. KASIM 2012
OTOMOBIL 3
65
11/20/12 7:52 PM
OTOMOBİL VOLKSWAGEN’DEN
BIK.E A
lman otomobil üreticisi, bisiklet üretiyor! Garip değil mi? Aslında değil. Bik.e gerçekte arabanızın bir “yavrusu”. Arabanızı park ettikten sonra dört tekerin gidemediği yerlere götüren bir araç. Bik.e’yi bagaja sığdırmanın tabii bir bedeli var. Katlanabilirliği sayesinde boyutlarını küçültebilen Bik.e, yedek lastiğin durduğu kısma yerleşiyor. Amerikan filmlerinde gördüğümüz bagaja tıkılmış kurbanlar gibi karanlıkta otururken de otomobilin elektrik sistemine bağlanarak kendini şarj edebilen araç, her zaman kullanıma hazır kalıyor. Tabii, Bik.e pedal bulundurmuyor, bu yüzden de eğer şarjınız biterse Fred Çakmaktaş misali tabana kuvvet ilerliyorsunuz. İnsanların 4 tekerden 2 tekere geçmesi daha iyi bir şey gibi, zira bu yollarda 2 tonluk araçlarla gezen daha az insan ve dolayısıyla daha az “cep telefonu ile uğraşırken katliam yaratır.” Yine de böyle bir elektrikli scooter’ın ucuz olacağına inanmak güç, yine de neden katlanabilen bir bisikleti bagajımıza atmayalım ki? En azından sürdükçe biraz kalori harcarız!
ELEKTRİKLİ PEUGEOT IOn
E
lektrikli otomobillerin öncüsü Peugeot, iOn modelini 2010’da kullanıcılara sunacak. %100 elektrikli ve “sıfır salınımlı” olan otomobil şoförlerin büyük beğenisini toplayacak gibi.
66
OTOMOBIL 4
Frankfurt Otomobil Fuarı’nda tanıtılacak olan Peugeot, dört kapı ve dört koltuktan oluşuyor. Azami gücü 47 kW yani 64 bg olan iOn’un, azami hızı 130 km/s’dir. Yüksek menzil mesafe-
si ile lityum-iyon tipi aküleri sayesinde 220 V’luk bir prizde tamamen 6 saatte sarj olabiliyor. Hızlı şarj sisteminde ise 30 dakikada %75 oranında sarj olabiliyor.
KASIM 2012
11/20/12 7:52 PM
OTOMOBIL 5
11/20/12 7:52 PM
TEKNOLOJİ
GOOGLE NEXUS 7 TABLET
’ın yeni tableti Nexus 7, 200 dolar gibi bir fiyatla yakında piyasaya çıkmayı bekliyor. Asus’tan çıkan Nexus 7’nin özelliklerinden bazıları, 1.3Ghz quad-core Tegra 3 işlemci, GeForce 12-core GPU ve 1GB’lık RAM (8GB ve 16GB depolama seçenekli), NFC, Google Wallet ve Android Beam. Ekran, IPS display ve 178 derecelik açıya sahip, çözünürlük 1280. 1.2 megapixel kamera ve 9 saatlik pil gücü de mevcut. 8GB’lık model 199 $, 16GB’lık olan ise 249 $. Bu yeni cihaz, Android’in yeni versiyonu olan Jelly Bean’in kullanıldığı ilk cihaz.
KARŞINIZDA
SAMSUNG GALAXY S 3
Samsung
yeni amiral gemisiyle sınırları aşmış görünüyor. Galaxy S3, 4.8 inçlik HD 1280 x 720 piksel çözünürlüklü süper aMOLED ekrana sahip. 1.4GHz hızında çalışan ve 32nm HK-GM mimarisine sahip dört çekirdekli Exynos işlemcili, 1GB RAM ve 16GB/32GB/64GB şeklinde modelleri bulunuyor. Şimdiden 9 milyon sipariş alan yeni amiral gemisi, Galaxy S 2’nin rekorunu elinden alacak gibi görünüyor.
IPHONE VE IPAD İÇİN JOYSTICK
iPhone
, İpad ve tüm Android akıllı telefonlar için tasarlanan bu küçük boyutlu oyun kumandası herhangi bir pil ya da farklı bir aparata ihtiyaç duymuyor. Tüm yapmanız gereken sanal kontrol pedi ekran üzerine yerleştirmek ve aşağı doğru itmek. Sonra iPhone, ipad ya da diğer akıllı telefonlarla en sevdiğiniz oyunların keyfini çıkarabilirsiniz. Kullanmadığınız zaman da kolayca ekrandan oyun kumandasını kaldırabilirsiniz. Fiyatı ise $17.99.
68
TEKNOLOJI 2
KASIM 2012
11/20/12 9:10 PM
2040’TA TRAFİKTE SÜRÜCÜ KALMAYABİLİR Sürücüye
ihtiyaç olmayan araçların yollarda belirmesi için gereken süre giderek kısalıyor. Bilim insanları, 2040 yılında yolların neredeyse tamamen kendi kendini kontrol eden otomobillerle dolacağını tahmin ediyor. Google’ın ürettiği dünyanın ilk ehliyetli sürücüsüz otomobilinin ardından, birçok büyük otomobil üreticisi kendi kendini yönetebilen araçlar üretmek için kolları sıvadı. General Motors’un Cadillac bölümü 2015 yılında kısmen kendi kendine yol alan bir araç geliştirmeyi, 2020’de ise sürücüsüz otomobil üretmeyi planlıyor. Audi ve BMW’nin de benzer planlar üzerinde çalışırken, Audi, sürücüsü TT modelinin çalışmalarını Colorado’daki 4.300 metre yüksekliğindeki Pikes Peak dağının yollarında yürütüyor. Audi’nin projesine Stanford Üniversitesi’nden mühendisler destek veriyor.
100 MİLYON YILLIK DEPOLAMA BİRİMİ Veri
saklama çözümleri sunan teknoloji devi Hitachi, veri kodlanabilen ‘kuvars cam’ teknolojisini tanıttı. Şirket, doğal afetlere bile dayanıklı olan kuvars cama kodlanacak bilgilerin, en az 100 milyon yıl burada depolanabileceğini öne sürdü. Hitachi’nin kuvars cama bilgi depolamayı sağlayan formulü gizli tutuluyor. Ancak üç köşeli kristal olan kuvars
ve dağınık bir biçime sahip camdan geliştirilen kuvars camın nasıl oluşturulduğuna dair bir fikir yok değil. Kuvarsın uzun bir süre en az 2000 Santigrat gibi yüksek sıcaklığa maruz bırakılması halinde, kristal yapısını kaybederek erimiş kuvars olarak adlandırılan cam benzeri bir yapı kazandığı biliniyor. Biçimsiz kuvarsın çok saf bir hali olan bu materyalin, Hitachi’nin en son geliştirdi-
ği teknolojide kullanmış olabileceğine inanılıyor. Hitachi’nin dün gözler önüne serdiği en son teknoloji depolama ‘cihazı’, sadece iki santimetre genişliğinde ve iki milimetre kalınlığında. Son derece düzenli ve dirençli bir materyal olan kuvarsdan yapılan cam, laboratuvar ortamında kullanılan deney şişeleri gibi dayanıklı malzemelerin yapılmasında kullanılıyor. KASIM 2012
TEKNOLOJI 3
69
11/20/12 9:10 PM
TEKNOLOJİ
GELECEĞIN UÇAN MOTOSİKLETİ ABD
’nin Aerofex şirketi, iki dev pervanesi sayesinde havalanan ‘hoverbike’ adındaki hava aracını başarıyla test etti. ABD basını icada büyük ilgi gösterirken, test uçuşlarına ait videoların gerçekliğine şüpheyle yaklaşanlar da var. California merkezli şirket, uçan bisikletin sezgi gücüyle kontrol edildiğini ve manevralarla uçuş yapması için yapay zekaya, uçuş yazılımına veya herhangi bir elektronik aksana ihtiyacı olmadığını öne sürdü. InnovationNewsDaily sitesinin verdiği bilgite göre, Aerofex, dengede yaşanan sorunlar nedeniyle 1960’lı yıllarda iptal edilen bir teknolojiyi yeniden canlandırdı. Site, piilotun diz seviyesine gelen ve aracın her ki yanına yerleştirilen ‘kontrol çubuklarıyla’, hava aracının çok daha iyi yönlendirildiğini belirtti.
BATARYALARIN ŞARJ HIZI YARI YARIYA AZALACAK
ABD
KABUĞUNUN ALTINDA KARGO TAŞIYAN KAPLUMBAĞA
’li bilim insanları, lityum-iyon bataryaların üretim maliyetini yüzde 25 oranında azaltacak ve iki kat daha hızlı şarj olmalarını sağlayacak son derece karmaşık algoritmalar geliştirmeyi başardı. Yapılan deneylerden birinde, bataryaların sadece 15 dakika içinde şarj edildiği gözlemdi. Eğer yürütülecek yeni testler başarılı olursa, lityum-iyon bataryalarda bir devrim yaşanabilir. Jacobs Mühendislik Okulu’nun Mekanik ve Uzay-Havacılık Mühendisliği Bölümü’nde görevli olan profesör Miroslav Krstic ve Dr. Scott Moura, proje kapsamındaki paranın 460 bin dolarıyla yürüttükleri projede önemli bir başarı elde etti.
İsviçre
’deki Zürih Federal Teknoloji Enstitüsü’ne (ETH Zurich) bağlı bilim insanları, hızla gelişen robot teknolojisine en yeni ve ilginç projelerden birini sundu: Robot kaplumbağa. Enstitüde çalışmalar yürüten İsviçreli öğrenciler, yüzdüğü esnada yük taşıyabilen bir kaplumbağa geliştirmeye çalışıyor. Suda bir balık ya da tekne kadar hızlı ilerleyemese de, Naro-Tartaruga adı verilen robot önemli miktarda yük taşıyabilecek. İsviçreli mühendislerin kaplumbağa tercih etmesindeki bir diğer sebep, kaplumbağaya büyük bir batarya konulabilmesi. Dahası, su üzerinde kontrol edilmesi birçok nesneye göre çok daha kolay olacak.
70
TEKNOLOJI 4
KASIM 2012
11/20/12 9:10 PM
TEKNOLOJI 5
11/20/12 9:10 PM
KÜLTÜR
TARİHİ YARIMADA’DA TARİHİ BİR YERLEŞİM:
EMİNÖNÜ
!µ Sinan DEMİR • sinan@tatlihayatdergisi.com
İstanbul’un en eski yerleşim yenlerinden biri olan Eminönü, İstanbul’un tarihi çekirdeği olan sur içindedir. Kent yaşamının önemli bir odağı olduğu kadar, dünyanın en önemli limanlarından birinin merkezi olan bu semt, Unkapanı yolu üzerinde yer alan İstanbul Ticaret Odası’nın binası ile Sirkeci arasındaki kıyı şeridi ve onun hemen arkasındaki çarşı bölgesini kapsamaktadır. Önceki sayılarımızda olduğu gibi Eminönü’nü de İstanbul ve kültür aşığı Ahmet Nadir Utkan ile birlikte gezdik. 72
KULTUR 2
KASIM 2012
11/20/12 7:57 PM
İstanbul
’un tarihi yarımada olarak bilinen kısmında yer alan Eminönü ilçesi kuzeyden Haliç, güneyden Marmara Denizi, doğudan İstanbul boğazı batıdan ise Fatih ilçesi ile çevrilidir. İlçe bütünüyle İstanbul kentinin tarihi çekirdeği olan sur içinde yer alır ve merkezi alanın en canlı bölgelerinden birini oluşturur. İki bin kişi yolcu taşıma kapasiteli şehir hatları vapurlarının birbiri arkasına iskeleye yanaşıp indirdikleri yolcularla, Eminönü’nün gündüz nüfusu üç milyona yaklaşmaktadır. Eminönü, İstanbul’un en kalabalık ve merkezi durumundadır. Boğaz hattı, Kadıköy, Adalar, Harem, Haliç’ten gelen vapurların yanı sıra, Sirkeci garına gelen banliyö trenlerinin yolcuları, Galata Köprüsü, Unkapanı ve sahil yolu yö-
nünden gelen araçların kesiştiği noktada, hafif raylı sistem vagonlarının geçişiyle tam anlamıyla şehir arenası görünümündedir. Bütün bunlara satıcıların özelliklede işportacıların ses efektleri ile yaya trafiğini de eklerseniz, fotoğraf severlere hazine sayılacak kompozisyon malzemesi, turistlere ise şaşkınlık yaratacak düzeyde bir atmosfer doğuyor. Özellikle meydanı, pek çok yabancı seyyahın gravürlerine konu olan Eminönü’nün deniz tarafından bakıldığında fark edilen eski hali, limanın sıkışık, insan ve etkinlik dolu atmosferi, deniz üzerinde sandallar, ilginç profilleriyle büyük kayıklar, Yeni Camii’nin silüeti, deniz kenarına sıkışmış ahşap dükkânlardan oluşan mimari karakteri oldukça değişikliğe uğramıştır. Bu değişimde İstanbul’u birbirine
bağlayan özellikle Galata Köprüsü’nün rolü büyüktür. Böylece eskiden kıyıda oluşan kent mekanı, Galata’ya doğru uzanan bir şekillenmeye yönelmiştir. İstanbul’un Haliç girişinde, kentin kurulduğundan bugüne var olan limanın, Sirkeci’yle birlikte önemli bir bölümünü Eminönü semti oluşturmaktadır. Kent yaşamının önemli bir odağı olduğu kadar, dünyanın en önemli limanlarından birinin merkezi olan bu semt, Unkapanı yolu üzerinde yer alan İstanbul Ticaret Odası’nın binası ile Sirkeci arasındaki kıyı şeridi ve onun hemen arkasındaki çarşı bölgesini kapsamaktadır. Yeni Cami ve çevresi İstanbul’un Haliç girişinde yer alan liman, Bizans döneminden itibaren dünyanın en önemli ticaret merkezi olaKASIM 2012
KULTUR 3
73
11/20/12 7:57 PM
KÜLTÜR rak bilinir. Yeni Cami çevresi, Unkapanı yolu üzerinde yer alan Ticaret Odası binası ile Sirkeci arasında kalay kıyı şeride ve hemen arkasındaki çarşı bölümünü kapsamaktadır. Semtin Bizans Döneminde Neorin Kapısı (Bahçe Kapı) ile Porto Drungari (Odun Kapısı) arasındaki kıyının, liman bölgesi olduğu tarihi kaynaklardan anlaşılmaktadır. Buranın Bizans döneminde olduğu gibi Osmanlı döneminde de malların boşaltılıp saklandığı, depoların bulunduğu, yüzlerce denizci ve tüccara hizmet veren işletmenin yer aldığı liman merkeziydi. Dolayısıyla bu bölge, dini yapıların yanı sıra, hanlar, çarşılar ve arastaların bulunduğu, ticaretin yoğun yaşandığı büyük bir alanı kapsıyordu. Bu bölge Osmanlı zamanında Topkapı Sarayı’na yakın oluşu, sonraları da Bab-ı Ali’nin yani Hükümet Konağının iskelesi olması nedeniyle önem kazanmıştır. Bizans döneminde Neorion Limanı zamanla dolmuş, 697 yılında İmparator Leontios tarafından temizletilmiştir. Bu sırada çıkan çürufdan kaynaklandığı sanılan veba salgını şehri kasıp kavurmuştur. 10. yüzyıldan sonra Cenevizliler ve Pisalılar başta olmak üzere Latin kolonileri, Eminönü Sirkeci arasında kendi ticaret iskelelerini kurmuşlardır. Yeni Cami’nin hemen arakasında İstanbul surlarının Halice açılan kapılarından biri olan ‘Bahçe Kapı’ çevresinde ki nüfusun çoğunluğunu Museviler oluşturduğundan bu kapıya ‘Porta Hebraica’ ya da ‘Porta Juda’ denilmiştir. Bizans döneminde bu kapının yakınlarında bir kule olduğu ve bu kuleye bağlanan zincirin bir ucunun da Galata Kulesinde olduğu rivayet edilmektedir. Bu zincirin Halice giriş çıkışları kontrol etmek amacıyla çekilmiş olduğunu belirten Nadir Bey “ Osmanlı Dönemin74
KULTUR 4
de Deniz Gümrüğü ve Gümrük Eminliğinin burada olması nedeniyle Eminönü adını alan ilçe, Cumhuriyetin ilk yıllarında İstanbul’un merkez ilçesi olmuştur. Ticaret alanı olma özelliğini Cumhuriyet Döneminde de sürdürmüştür. Nüfusu 1955 yılına kadar artmaya devam eden Eminönü’nün önemli semtleri, zamanla konut alanı olmaktan çıkıp, ticaret bölgesine dönüşünce, nüfus da azalma sürecine girmiştir. 1990 yılında 83.444 olan nüfusu, son nüfus sayımın-
da 55.548 olarak tespit edilmiştir. Yüzölçümü 5 kilometre karedir. Toplam 33 mahalleden oluşan Eminönü, kısa bir süre önce Fatih’e bağlanarak mahalle haline getirilmiştir” diyor. Yeni Cami Külliyesi: Eminönü meydanında Mısır Çarşısının yanındadır. Türkİslam mimarisinin zarif, muhteşem mabedi, deniz kıyısındaki sultan camilerinden biri olarak İstanbul Siluetlerini tamamladığını ifade eden Nadir Bey, “Sultan 3. Mehmed’in annesi ve 3. Murad’ın eşi Safiye Sultan’ın adına 1957 yılında Mimar Davut Ağa tarafından yapımına başlanmıştır. Caminin inşaat alanı için meşhur “Yahudhane” (Çıfıt Çarşısı)’de bulanan Yahudi evlerinin hepsi devlet tarafından parası ödenerek satın alın-
mıştır. 1957 yılında yapımına başlanan cami, Davut Ağa vebadan ölünce mimarlığı Suyolu Nazırı Dağlıç Ahmet Çavuş üstlenmiştir. 1603 yılına kadar süren inşaat, Sultan 1. Ahmed’in taht’a çıkışıyla yarım kalmıştır. 1661 yılında Sultan 4. Mehmet’in annesi Hatice Turhan Sultan tarafından tekrar başlatılan inşaat, 1663 yılında tamamlanmıştır. Caminin temeli çok ilginçtir. Sahilde olması nedeniyle yarı bataklık ve yumuşak zeminde inşa edilen caminin temelleri, uçlarına demir başlıklar geçirilen sert tahta kazıkların üzerine oturtturulmuştur. Zemin deniz seviyesinden biraz yüksekte tutularak, bileşik kaplar sistemi uygulanmıştır. Binanın temel taşları, bu kazıkların üzerine oturtturularak caminin depreme ve dış etkilere karşı dayanıklı olması sağlanmıştır” diyor. Cami, Bizans Döneminden kalma, ilk İstanbul surlarının iç kısmına yaslanmaktadır. Caminin genel görünümü kusursuzdur. Göze batan, kaba hiçbir yeri yoktur. Dışardan baktığınızda iri, ufaklı birçok kubbe ve kubbecikle estetik bir görünüm kazanan cami, büyük kubbesi, dört yarım kubbesiyle dört fil ayağına dayanır. Caminin içini kaplayan çinilerdeki güzellik, pencerelere konulan renkli vitray camlardaki renk ahengi, aydınlatmanın verdiği rahatlık camiye ayrı bir hava katmaktadır. Pencere ve kapılardaki sedef kakmalı kapaklarda zarif bir işçilik görülür. Caminin beş kapısı, iç avluya bakan iki köşede üçer şerefeli iki adet minaresi bulunmaktadır. Sultanlar için yapılan kasr, caminin bir parçasıdır. “Valide Cami”, “Yeni Valide Cami”, kasr, darülkurra, mektep, türbe hazire, kütüphane ve muvakkithane ile iç içe olduğunu ifade eden Nadir Bey, “Mısır Çarşısı olarak anılan yapıda külliyenin müştemilatıdır ve Sıbyan Mektebi, sebil ve çeşmeden oluşmaktadır. Mih-
KASIM 2012
11/20/12 7:57 PM
rabı ve mimberi beyaz mermerdendir. Camiye merdivenlerle üç kapıdan girilmektedir. Hatice Turan Türbesi içinde gömülü beş padişah ve çok sayıda hanedan üyesi ile Osmanlı Sülalesinin en büyük kabristanlarından biridir. Türbenin kubbesinin çapı 45 metreden daha büyüktür” diyor. Mısır Çarşısı: Kapalı Çarşıdan sonra en büyük çarşıdır. Mısır Çarşısı adını, burada satılan malların Mısırdan satın alınması nedeniyle almıştır. Mısır Çarşısının Batılı Gezginler tarafından “Spice Market / Baharat Pazarı” olarak adlandırıldığını söyleyen Nadir Bey, “bu çarşıda satılan baharatlar, Arabistan, Hindistan ve Uzak Doğu’dan Mısır Kervanı denilen özel teknelerle İstanbul’a gel-
KASIM 2012
KULTUR 5
75
11/20/12 7:57 PM
KÜLTÜR
mekteydi. “L” şeklindeki Mısır Çarşısında 100 tane dükkan bulunmaktadır. Çarşıda altı tane kapı bulunmaktadır. Bunların adları: Eminönü, Balık Pazarı, Tahmis, Ketenciler Çiçek Pazarı, Yeni Cami ve Bahçe Kapısıdır” diyor. Mısır Çarşısının yerinde Bizans Döneminde “Makron Emvolos” adında bir çarşının bulunduğunu belirten Nadir Bey, birçok yangın geçiren çarşının zamanla bu görünümü aldığını ifade ediyor. Çarşının yapımında kesme taş, moloz ve kırmızı tuğ76
KULTUR 6
la kullanıldığını belirten Nadir Bey, “Çarşının içinde asma bir ezan yeri mevcuttur. Çarşının içine girdiğiniz zaman sizi bin bir çeşit baharat kokusu karşılar. Bu çarşıda pastırmanın, zeytinin, peynirin en iyisini, bütün şifalı bitkileri rahatlıkla bulabilirsiniz. Renk ve kokuların birbirine kaynaştığı bu çarşıda, büyülü bir alemde gibi kendinizden geçmiş bir halde saatlerce dolaşabilirsiniz. İstanbul’un en eski lokantası “Pandelli”de burada bulunmaktadır” diyor. Eminönü demek güvercin demek-
tir. Yeni Caminin ön tarafında kaldırımların üstü kuşların yığınla doluştuğu yerdir. Caminin her tarına tünemişlerdir. Cami önünde kuşlara yem vermek bir gelenek haline gelmiştir. Mısır Çarşısının hemen yanında çiçek bulunmaktadır. Burada bin bir çeşit çiçek fidanı, tohumu, çeşitli hayvanlar satılmaktadır. Diğer yandaysa vakfa ait dükkanlar, Mısır Çarşısının hemen arka tarafındaysa yoğun kalabalığı ve iç içe eski dükkanlar ile Tahtakale yer almaktadır.
KASIM 2012
11/20/12 7:57 PM
KULTUR 7
11/20/12 7:57 PM
SANAT
!µ Sinan DEMİR • sinan@tatlihayatdergisi.com
TELLERLE ÇIVILERIN AŞKI:
FİLOGRAFİ SANATI Filografi Ortadoğu’da doğmuş ve Avrupa’dan Uzak Doğuya kadar yayılmış ancak yapımının zor olduğu düşüncesiyle yok olmaya yüz tutmuş bir el sanatıdır. Çivilerin arasından tellerin geçirilmesi ile objelere estetik görününüm kazandırılması işlemi olarak tanımlanan filografide, belli örgü teknikleri kullanılarak hat yazıları, simetrik desenler, amblemler, çiçekler ve çizgi film karakterleri panolar haline getirilebiliyor. Bizde bu konu hakkında sizlere bilgi vermek amacıyla Filografi Sanatına gönül vermiş Aşır Düğer ile söyleştik. 78
SANAT 2
KASIM 2012
11/20/12 8:03 PM
Genelde ismini bilinmeyenler tarafından duyulduğunda “o ne ki?” “filoloji gibi bir şey mi?” diye tepkilerin verildiği filografi, ne olduğu öğrenildiğinde de çoğunlukla ilgiyle ve merakla karşılanan bir sanat dalıdır. Çiviler ve teller filografiyi filografi yapan iki önemli öğedir. Usta ellerden çıkmış bir tabloya bakıldığında tel ve çivinin birleşiminden bu kadar güzel eserler mi çıkar dedirtecek kadar etkileyici bir sanattır. Filografi ahşap bir zemin üzerine çakılmış çiviler arasından teller geçirilerek belli örgü teknikleri kullanılarak çeşitli desenler meydan getirilmesi sanatıdır. Çivi ve tel… İsimleri soğuk ancak ikisinin maharetli ellerde şekillenen ve adı sanat olan evliliğinden doğan, hayret verici güzellikteki çocuk; filografi… Filografi, çivilerin arasından tellerin geçirilmesi ile objelere estetik görününüm kazandırılması işlemi olarak da tanımlana bilmektedir.
Bu sanat Orta Doğu’da doğmuş batıya ve uzak doğuya yayılmıştır. Ülkemizde pek tanımayan bu sanat, zorluğu, sabır gerektirmesi nedeni ile az uygulanmakta olup bütün dünyada unutulmak üzeredir. Filografide, belli örgü teknikleri kullanılarak hat yazıları, simetrik de-
senler, amblemler, çiçekler ve çizgi film karakterleri panolar haline getirilebilmektedir. Filografi sanatçısı önce kafasında bazı motifler tasarlıyor. Daha sonra bu mo-
tifleri oluşturmak için tahta panolar üzerine bildiğimiz çivilerini belli bir düzene göre çakıyor. Bu çiviler boyanıp verniklendikten sonra çivilerin arasından çeşitli renklerde iplikler sıkıca geçirilerek önceden tasarlanmış motifler ortaya çıkarılıyor. Ancak bu iplik geçirme de bir ustalık gerektiriyor. Öyle rasgele bütün çivilerden aynı şekilde iplikleri geçirirseniz hiçbir şey elde edemiyorsunuz. Ayrıca bu ipliklerin hem sağlam hem kolay temizlenebilir olması ve hem de temizleme esnasında renklerinin solmaması gerekiyor. Gerek tahta panonun ve gerekse kullanılacak ipliklerin rengi önceden sanatçı tarafından tasarlanıyor. Seçilen renklerin hem birbirine uyumlu olması hem de motifi ortaya çıkaracak şekilde olması gerekiyor. Yani ne renkler birbiri arasında boğulacak ne de çok fazla zıt renkler kullanılarak insan gözü rahatsız edilecek. Burada bütün iş sanatçının ya-
ARALIK 2011
SANAT 3
00
11/20/12 8:03 PM
SANAT
ratıcı yeteneğine ve ustalığına kalıyor. Panolar evlerde işyerlerinde dekoratif amaçlarla kullanılıyor. Para ile de satılıyor ama bu işin hareket noktası hobi olması. O kadar titiz çalışmak gerekiyor ki verilen emek göz önüne alınırsa maddi kazanç içen yapılamayacak bir sanat. Filografi sanatına gönül vermiş kişilerden biri olan Aşır Düğer, 1973 Ankara doğumlu. İlk, orta ve liseyi Ankara’da, yüksek öğrenim ise Sakarya Üniversitesi Adapazarı Meslek Yüksek Okulu Endüstriyel Elektronik bölümünde tamamlamış. Ama halen Anadolu Üniversitesi AÖF İşletme 3. sınıfta öğrenimine devem ediyor. 1994 sensinde İstanbul’a gelen Aşır Bey 14 yıl boyunca bir kamu 80
SANAT 4
kuruluşunda çalışmış. O kurum özelleştirildikten sonra tekrar kamuya geçiş yaparak, Ankara’da bir kamu kuruluşunda tekniker olarak yeniden göreve başlamış. Aşır Bey filografi sanatıyla uğraşmaya başlamasını şu şekilde açıklıyor: “Ben çalıştığım kurumda, 10 sene boyunca hep geceleri çalıştım gündüzleri ise boş kaldım. Boş durmaktansa zaman geçirecek bir uğraş ararken, filografi yöntemiyle yapılmış eserleri gördüm. Sanatın Üstadı olan, Üsküdarlı Saim Devrilmeze ulaştım. Kendisi İmsek’te eğitmen olarak çalışıyordu. Bende İsmek’te filografi üzerine kurs almaya başladım. Saim Usta ile o zaman tanıştık. Birkaç yıl boyunca hocamızdan eğitim almaya de-
vam ettim. Hocamızdan ders almış olan arkadaşlarımdan bir kaçı, şu an eğitmen olarak çeşitli eğitim merkezlerinde eğitim veriyorlar. Saim Hocamın eğitmenlik teklifine rağmen, işim nedeniyle bu teklifi ret etmek zorunda kaldım. Şu anda ise kendi halimde çalışmalarıma devam etmekteyim. Beş yılı aşkın bir süredir de filografi sanatıyla uğraşıyorum. Anakara’da bir atölye açmak çabası içindeyim.” Filografi Sanatının Tel ve Çivi Sanatı olarak da adlandırıldığını ifade Aşır Bey, “Filografi’de insan silüeti hariç aklınıza gelen her objenin hat, latin hat, minyatür, logo, gravür, fotoğraf, her türlü, çini desenleri yada kendi düşündüğünüz yahut resimlediğiniz her türlü objeyi yapa-
KASIM 2012
11/20/12 8:03 PM
bilirsiniz. Filografi, bu objelerin tekstil veya ebru giydirilmiş ahşap zemin üzerine, başsız çivilerin çakılması akabinde de renkli teller veya naylon ipler yardımı ile bu objelerin renklendirilmesi işidir” diyor. Uygulamaya başlamadan önce, yapılacak işin fotokopi yöntemiyle, uygulanacak zeminin boyutuna göre büyütüldüğünü belirten Aşır Bey, “Çalışılacak zemin malzemesi belirlendikten sonra (deri, kadife, ebru…) ahşap zemine giydirilir” diyor. Daha sonra model kağıdının zemine monte edilip, çiviler çakılarak motifin hatların belirlendiğini ifade eden Aşır Bey, “Çivilerin
paslanmaması için, bu çiviler boyanıp vernikleniyor. Ardından altta kalan model kâğıdı, iğne ile temizleniyor. Kuruyunca çivilerin arasından çeşitli tekniklerle renkli teller sarılıyor ve önceden tasarlanmış motifler ortaya çıkarılıyor. Bu tellerin ne çok ince, ne de çok kalın olmaması gerekiyor. Orta kalınlıkta çi-
vilerin kullanılması gerekmektedir. Bunun üzerine çalışılacak desen aktarılıyor. Ancak bu tel geçirme de bir ustalık gerektiriyor. Öyle rasgele bütün çivilerden aynı şekilde telleri geçirirseniz, hiçbir şey elde edemiyorsunuz. Ayrıca bu tellerin hem sağlam hem kolay temizlenebilir olması ve hem de temizleme esnasında renklerinin solmaması gerekiyor. Gerek tahta panonun ve gerekse kullanılacak tellerin rengi önceden sanatçı tarafından tasarlanıyor. Seçilen renklerin hem birbirine uyumlu olması hem de motifi ortaya çıkaracak şekilde olması gerekiyor. Yani ne renkler birbiri arasında boğulacak ne de çok faz-
KASIM 2012
SANAT 5
81
11/20/12 8:03 PM
SANAT
la zıt renkler kullanılarak insan gözü rahatsız edilecek. Burada bütün iş sanatçının yaratıcı yeteneğine ve ustalığına kalıyor. En son aşamada ise tel sararken boyası yıpranan çiviler tekrar rötuşlanır. Yaptığınız işi çerçeveledikten sonra tablomuz hazırdır” diyor. Filografi sanatının uygulama aşamasında küçük bir çekiç, yan keski, karga burun, tornavida ve şişe ihtiyaç olduğunu söyleyen Aşır Bey, sarf malzemesi olarak da, başsız 0,8 milimetre kesitli ve 82
SANAT 6
20 milimetre uzunluğunda çivi ile renkli bobinaj teli, naylon örgü iplerine ihtiyaç olduğunu ifade ediyor. Zemin malzemesi olarak sunta, kavak kontrası, mdf gibi malzemelerin kullanılabileceğini belirten Aşır Bey, kaplama malzemesi olarak da kadife, deri, ebru, yağlı boya resimler, her türlü tekstil malzemesinin kullanılabileceğini söyledi. Filografi sanatının uygulama aşamasında birçok tekniğin kullanıldığını ifade eden Aşır Bey, “Çakma işlemini saymazsak eğer sargı işleminde 5 ya da 6
farklı stil var. Ama bunların isimleri yok. Bu teknikleri sadece yapma aşamasında gösterebilirim” diyor. Bütün sanat dallarında olduğu gibi filografi sanatında da asıl olanın bu işe gönül vermek olduğunu ifade eden Aşır Bey, bu sanatla ilgili bilgi almak, bu işi öğrenmek isteyenlere her zaman kapılarının açık olduğunu sözlerine ekleyerek sözlerine son noktayı koydu. Sizde filografi sanatı hakkında bilgi almak isteseniz Aşır Düğer’e asirduger@gmail. com adresinden ulaşabilirsiniz.
KASIM 2012
11/20/12 8:03 PM
SANAT 7
11/20/12 8:03 PM
SAĞLIK
PANİK ATAK Panik atak ile ilgili olarak ilk bilmeniz gereken panik atak nedir? Bu sorunun cevabını öğrendikten ve panik atağın ne olduğunu anlayabildikten sonra bu durumdan da kurtulabilirsiniz. Panik atak en kısa ve öz tabiri ile ani olarak ortaya çıkan endişe - kaygı nöbetidir. Bu endişe ve kaygı nöbeti kişinin vücudunda bazı fiziksel belirtilerle kendini gösterir, bu yüzden de çoğu zaman kişide yoğun bir korku ve rahatsızlık duygusu yaratır. Bu yoğun korku duygusu içinde kişi, çok kötü birşey olacağını, onun için sonun geldiğini, öleceğini veya kalp krizi geçireceğini düşünür. 84
SAGLIK 2
KASIM 2012
11/20/12 8:14 PM
Panik
atak; oldukça sık rastlanılan bir ruhsal sorundur. Sokakta karşılaştığımız her 10 kişiden biri yaşamı boyunca en az bir kez panik atak geçirmiştir. Panik ataklar sık tekrarladığında ve daha da önemlisi, mesleki, sosyal ve ailesel anlamda kişinin uyumunu bozduğunda ,kısacası kişinin yaşamını olumsuz yönde etkilemeye başladığında, hastalık halini almış demektir. Öyleyse; panik atak nasıl bir hastalıktır ve yaşam üzerindeki olumsuz etkileri nelerdir? Panik atak yaşayan kişiler bu durumu genellikle “çok korkutucu, dehşet verici ve yaşamımın en kötü deneyimi” şeklinde tanımlarlar. Panik atak; zaman zaman korku veya rahatsızlık uyandıran bir durumla karşılaşıldığında ( örn; köpekten korkan birinin köpekle karşılaştığında panik atak belirtileri yaşaması gibi) yaşanabildiği gibi, zaman zaman da beklenmedik bir anda ve nedeni belirsiz olarak ta ortaya çıkabilir. Panik atağın bir başka özelliği; diğer sıkıntı durumlarına göre göreceli olarak kısa sürmesidir. Sıkıntı ilk 15- 20 dakika içinde giderek şiddetlenir ve sonrasında kademeli olarak azalır. Kendiliğinden azalabilmekle birlikte, kişilerin kendi geliştirdiği bir takım yöntemler de rahatlamaya yardımcı olabilir ( ağlamak, kendini havadar bir yere atmak, yüzüne soğuk su veya kolonya çarpmak gibi) İlk kez panik atak yaşayan kişilerin hemen hemen hepsi soluğu acil servislerde alır, kalp krizi geçirdiklerini veya öleceklerini düşünmektedirler. Sıkıntı hissine en sık eşlik eden belirtiler; kalp çarpıntısı, nefes alamam, boğulma duygusu gibi kalp krizini hatırlatan belirtilerdir. Yapılan incelemelr sonucunda doktorun, hatta bazen kardiyologun “Kalbiniz sağlam, bu durum sinirsel” demesi çoğu zaman inandırıcı olmaz. Panik ataklar tekrarladıkça acil srvislere gidilmeye, atak olmadığı zamanlarda atağın
nedeninin araştırılmasına yönelik olarak doktor doktor dolaşılmaya başlanır. Hem ekonomik hem de duygusal açıdan oldukça yıpratıcı bir süreç böylece başlamış olur. 1. Panik Atağı Nedir? Aniden başlayan ve zaman zaman tekrarlayan, insanı dehşet içinde bırakan yoğun sıkıntı ya da korku nöbetleridir. Hastalarımızın çoğu zaman “kriz” adını verdiği bu nöbetlere biz panik atağı diyoruz. Panik atağı birdenbire başlar, giderek şiddetlenir ve şiddeti 10 dakika içinde en yoğun düzeye çıkar, çoğu
zaman 10-30 dakika, seyrek olarakta 1 saat kadar devam ettikten sonra kendiliğinden geçer. 2. Panik Atağının Belirtileri Nelerdir? Göğüs ağrisi yada göğüste sıkışma, çarpıntı, kalbin kuvvetli yada hızlı vurması. Terleme. Nefes darlığı yada boğulur gibi olma. Soluğun kesilmesi. Baş dönmesi, sersemlik hissi, düşecek yada bayılacak gibi olma. Uyuşma yada karıncalanma üşüme, ürperme yada ateş basması. Bulantı yada karın ağrısı. Titreme yada sarsılma. Kendini yada çevresindekileri değişmiş, tuhaf ve farklı hissetme. Kontrolünü kaybetme yada çıldırma korkusu, ölüm korkusu. Bir panik atağıda bu belirtilerden en az 4 yada daha fazlası bulunur. Dörtten daha az belirtinin görüldüğü ataklara ise kısıtlı panik atağı adı verilir.
3. Panik Bozukluğu Nedir? Panik bozukluğu, tekrarlayan, beklenmedik panik atakları ve ataklar arasındaki zamanlarda başka panik ataklarının da olacağına ilişkin sürekli bir kaygı duyma. Panik ataklarının “kalp krizi geçirip ölme” , “kontrolünü yitirip çıldırma” yada “felç geçirme” gibi kötü sonuçlara yol açabileceği inancıyla sürekli üzüntü duyma yada ataklara ve olası kötü sonuçlarına karşı önlem alarak (işe gitmeme, spor, ev işi yapmama, bazı yiyecek yada içecekleri yiyip içmeme, yanında ilaç, su, alkol, çeşitli yiyecekler taşıma gibi ) bazı davranış değişikliklerinin görüldüğü ruhsal bir rahatsızlıktır. 4. Panik Bozukluğu Nasıl Oluşur? İlk atak başlıyor: Hiçbir neden yokken ve birden bire başlayan çarpıntı, terleme, göğüste sıkışma, nefes darlığı yada baş dönmesi, dengesizlik, fenalaşma yada baygınlık gibi belirtiler kişiyi dehşet içinde bırakır. Kişi ‘kalp krizi ‘ geçirdiğini yada felç geçirmekte olduğunu zannederek yoğun bir ‘ölüm korkusu’ ya da ‘felç olma’ korkusu yaşar. Bazen de başında bir tuhaflık, sersemlik hissi, kendisini veya çevresini bir garip ya da değişik hissetme gibi duyguların ortaya çıkmasıyla, ‘kontrolünü kaybetmeye’ yada ‘çıldırmaya başladığını’ düşünerek kendisine yada çevresindekilere bir zarar vermekten korkmaya başlar. Hasta hemen, en yakın doktor ya da acil servise götürülür. Orada yapılan birçok muayene, çekilen film, elektrokardiyografi, tomografi ve diğer incelemelerde hiçbir şey bulunmaz. Hastanın nesi olduğu sorulduğunda doktorlar ‘hiçbir şeyi yok’ ya da ‘stresten olmuş ‘ derler. Çoğu zaman sakinleştirici bir iğne yapılarak evine gönderilir. Ataklar tekrarlıyor: Bir süre sonra panik atakları tekrarlar. Hasta, her yeni atak ile aynı dehşet ve korkuyu yeniden yaşamaya ve acil servislere taşınmaya başlar. Her seferinde yeniden muayene, yeniden incelemeler yapılır ancak hiçbir şey bulunmaz. Hasta, kalbinde ya KASIM 2012
SAGLIK 3
85
11/20/12 8:14 PM
SAĞLIK da beyninde kötü bir şey olduğuna, ancak doktorların bunu bir türlü bulamadığına inanmaya başlar. Bazen de yanlış tanı konularak hasta, antibiyotikten nefes açıcıya, çarpıntı ilacından tansiyon ve kalp ilacına, vitamine kadar değişik ilaçlarla tedavi edilmeye çalışılır, ancak bir türlü iyileşemez. Beklenti Anksiyetesi gelişiyor: Ataklar tekrarlamaya devam ettikçe, hasta, ataklar arasındaki dönemde gergin, huzursuz ve endişeli bir şekilde her an yeni bir panik atağının geleceğini beklemeye başlar. Bu endişeli bekleyişe “beklenti anksiyetesi” adı verilir. Atakların çoğu zaman belirsiz zaman ve yerlerde gelmesi bu kaygıyı daha çok arttırır. Ataklar sıklaştıkça, kalp krizi geçirip ölme, felç olma ya da kontrolünü kaybedip çıldırma korkuları pekişir. Yoğun ve sürekli üzüntü: Hastalar, evde kimsenin olmadığı bir zamanda kalp krizi geçirmekten ve hastaneye ulaşamadan ölmekten ya da kontrolünü kaybederek çıldırıp intihar etmekten, kendisine ya da yakınlarına bıçak ve bu gibi bir şeyle zarar vermekten, başkalarının bulunduğu ortamlarda çılgınca ve garip davranışlarda bulunarak rezil olmaktan şiddetle korkar. Bu düşüncelerin sürekli aklına gelmesinden dolayı da yoğun bir üzüntü duyarlar. Yoğun davranışlar değişiyor: Bir süre sonra ataklara ve ataklar sırasında gerçekleşeceğine inandıkları “ felaketler” e karşı bazı önlemler almaya ve kimi davranışlarını değiştirmeye başlarlar. Ataklara neden olabileceğini düşündükleri etkinliklerden, yiyecek ve içeceklerden vazgeçerler. Ataklara karşı evden çıkarken alkol / madde/ ilaç / kullanırlar. Ataklar sırasında kullanmak üzerede yanlarında ilaç, su, yiyecek v.b. taşırlar. Ataklar sırasında olabileceklere karşı önlem alırlar. Örneğin atak sırasında kontrolünü kaybederek çocuklarına zarar vereceğine inanan hastaların önlem alarak evdeki bütün bıçakları kilit altında tuttukları, çocuklarıyla yalnız kalmamaya çalıştıkları, atak sırasında fenalaşarak kendini yitireceğinden ya da bayılacağından korkan bayan hastaların, baygınken çalınır diye takılarını yanlarına almadıkları, onu baygın bulanların yardımcı olabilmesi için evinin / eşi86
SAGLIK 4
nin / ailesinin adresini, telefon numarasını, hatta tıbbi yardım için ulaşabilmek üzere doktorunun kartvizitini taşıdıkları görülmüştür. Bu hastalar, gerektiğinde acil yardımı çabuk alabilmek için bütün günlerini hastane bahçesinde geçirmeyi ya da güzergahlarını muayenehane, eczane ve acil servis bulunan yerlerden seçmeyi tercih ederler. 5. Agorafobi Nedir? Hastaların %60’ından fazlası, atakların geleceği yer ve durumlardan kaçınmaya başlarlar. Yalnız başına evde kalamaz, sokağa yalnız çıkamaz, otobüs, vapur, deniz otobüsü gibi taşıt araçlarına, asansöre binemez, dar sokak yada köprülerden geçemez, Pazar yeri, büyük mağazalar gibi kalabalık yerlere giremez olurlar.bazen de, ancak yanlarında birisi ile yoğun bir endişe ve rahatsızlık duyarak bu tür yerlere gidebilirler. Hastaların, yalnız başlarına panik atağı geleceğini zannettikleri yerlere gidememe, o tür yerlerde kalamama durumlarına agorafobi denir. 6. Panik Bozukluğu Nasıl Bir Hastalıktır? Panik bozukluğu psikiyatristler tarafından iyi bilinen ve çok sık görülen bir rahatsızlıktır.Öyle ki, toplum içinde herhangi 100 kişinin yaklaşık 3-4’ ü bu hastalığı ya daha önce geçirmiştir ya da halen bu hastalığı yaşamaktadır. Her yaşta başlayabilmekle birlikte en sık 20-35 yaşları arasında başlar. Kadınlarda, erkeklere göre 2-3 kat fazla görülür. 7. Panik Bozukluğu Neden Oluşur? Panik bozukluğunun neden olduğuna ilişkin iki bilimsel açıklama vardır: 1. Panik bozukluğu, beynimizde nöron adı verilen sinir hücrelerinden salgılanan, heyecan ve duygusal yaşantılarımızı düzenleyen bazı beyin hormonlarının düzensiz çalışması sonucu oluşmaktadır. 2. Panik bozukluğu, günlük yaşantımızda yaptığımız bazı davranışlarımızın sonucunda ortaya çıkan ve tamamen ‘doğal ve zararsız’ olan çarpıntı, terleme, nefes sıkışıklığı ya da baş dönmesi gibi bedensel belirtilerin, hasta tarafından kötü bir hastalığın belirtileri olarak değerlendirilmesi ve bunun sonucunda da ‘kalp krizi geçiriyorum, öleceğim’, ‘çıldırıyorum’ ‘felç olacağım’ şeklinde yanlış yorumlanması sonucu ile oluşur.
8. Tedavisi Mümkün müdür? Panik bozukluğu, tedavisi mümkün bir hastalıktır. Bugün için etkinliği bilimsel araştırmalarla kanıtlanmış iki türlü tedavisi vardır. Bunlar: İilaç tedavisi ve bilişsel-davranışçı tedavidir. İlaç tedavisi: İlaçlar, beyin sinir hücrelerindeki hormon faaliyetlerini düzenleyerek panik bozukluğunu iyileştirirler. Halen, ülkemizde bu hastalığa iyi gelen ilaçlar bulunmaktadır. İlaç tedavisi etkin dozda en az bir yıl sürdükten sonra, yavaş yavaş azaltılarak kesilmelidir. Bilişsel-davranışçı tedavi: Bu tedavide iki amaç vardır. 1. Hastanın, aslında tamamen ‘zararsız’ olan panik atağı belirtileri hakkındaki yanlış bilgi ve inanışlarının düzeltilmesi ve hastanın bu belirtilerle korkmadan baş edebilmesinin öğretilmesi amaçlanır. 2. ‘Panik atağı gelirse’ endişesi ile, sokağa çıkma, vapur, otobüs, trene binme, kalabalık yerlere gitme gibi tek başına yapmaktan korktuğu şeylere bir plan dahilinde yeniden ‘alıştırılması’ amaçlanır. En iyi sonuç, bu iki tedavinin birlikte uygulanmasi ile alinmaktadir. 9. Lütfen Unutmayiniz! *Panik bozukluğu, kesinlikle ölüme ya da çıldırmaya veya felç olmaya yol açan bir rahatsızlık değildir. *Doktorunuz önermedikçe korkularınız ile baş etmek için kalp, tansiyon, çarpıntı ilacı, vitamin, sakinleştirici ilaç ya da alkol kullanmayınız yada gerekir diye yanınızda taşımayınız. *Sadece doktorunuzun önerdiği ilaç ya da ilaçları kullanınız. *İlacınızı doktorunuzun söylediği şekilde ve dozda kullanınız, o gün iyi ya da kötü oluşunuza göre dozu azaltıp arttırmayınız. *Tamamen iyileşseniz bile doktorunuza danışmadan tedavinizi kesmeyiniz. Kaynaklar: http://www.pfizer.com.tr http://www.panikatak.org http://www.psikonet.com
KASIM 2012
11/20/12 8:14 PM
REKLAM İNDEKSİ
ÖN KAPAK İÇİ
ARKA KAPAK İÇİ
ARKA KAPAK
01
02
03
04
05
06
09
11
19
23
27
29
31
33
35
37
39
41
43
44-45
49
53
57
59
61
63
71
77
83
87
88
INDEKS KASIM 2
67
KASIM 2012
11/22/12 3:06 PM