UÇUŞ NOKTASI SAYI 33 ISSUE 33 APRIL 2014 NİSAN 2014

Page 1

Nisan | April 2014 Sayı | Issue 33 Alabilirsiniz | Your Complimentary Copy

SİNOP

Hırçın denizin sakin ve güzel limanı A calm and beautiful port among wild waves

Hint Okyanusu’nun en turistik adası

MAURİTİUS

The most touristic island of the Indian Ocean

MAURITIUS

Uzaktaki yakın akrabalar: Rusya’daki Türk halkları Close relatives in faraway lands Turkic people in Russia İstanbul’un vazgeçilmez rengi

ERGUVAN

İstanbul’s essential color

JUDAS TREE


2

NİSAN - APRIL 2014


Lütfi Elvan

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Minister of Transport, Maritime Affairs and Communication

Değerli vatandaşlarım;

Dear citizens;

Merhum Yahya Kemal diyor ki, “İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar.” Biz de hayal ediyoruz ama hayallerimizi gerçeğe dönüştürüyoruz. Bakanlığımız’a bağlı binlerce şantiyede on binlerce çalışanımız insanımızın hayallerini gerçeğe dönüştürmek için, ülkemizin her bir metrekaresini ulaşılır, erişilir kılmak için canla başla mücadele ediyoruz. Havacılıkta 12 yılda sektörün güçlü yönlerini öne çıkartarak sürdürülebilir büyümeyi sağladık. Türk havacılığında belirlemiş olduğumuz hedefleri aştık, uluslararası alanda büyük başarılara imza attık. 2002 yılında sadece 8.5 milyon yolcu havayolunu kullanırken artık bir aydan kısa sürede bu sayıya ulaşır hale geldik. Hatta bununla kalmadık, geçtiğimiz yıl havalimanlarımız 76 milyonu iç hatlarda olmak üzere toplam 150 milyon yolcu ağırladı. Bu artışla Türkiye, 2013 yılında yolcu sayısı en hızlı artan ülkeler sıralamasında Avrupa’da birinci, dünyada üçüncü oldu. Sektörün gelişmesi için yap-işlet-devret modeliyle Anadolu’nun dört bir yanına birbirinden güzel havalimanları yaptık, eski havalimanlarını da yeniledik. Havalimanlarının sadece bir kule ve yanında bulunan küçük bir binadan oluştuğu algısını kırdık. İçi boş daracık alanlarda insanların sıra sıra dizildiği soğuk binalar yapmadık. Havalimanlarını yarınlara bırakabileceğimiz birer sanat harikası olarak tasarladık. Yeni havalimanlarını konfor açısından tüm yolculara özel imkânlar sağlayacak şekilde yaptık. Mart ayında da Avrupa’nın en büyük terminallerinden biri olan Adnan Menderes Havalimanı Yeni İç Hatlar Terminali’nin de açılışını yaptık. Yap-işlet-devret modeliyle 245 milyon Euro yatırım yapılan yeni terminal binası, yaklaşık 203.000 metrekare alanı ve 20 milyon yolcu kapasitesiyle İzmir’e hizmet verecek. Bununla da kalmayacak, modern tasarımıyla İzmir’in yeni vitrini olacak. Yine mart ayında Bodrum-Milas Havalimanı dış ve iç hatlar ihalesini de yaptık. 717 milyon Euro+KDV gibi yüksek bir rakam karşılığında işletme hakkının devrini gerçekleştirdik. Bu ihaleyle birlikte havacılık sektöründe gerçekleştirilen kamu-özel işbirliği projesi sayısını 18’e ulaştırmış olduk. Kamu-özel ortaklığıyla yatırımlarımızı artırarak sürdüreceğiz. Gelişmenin yolunu açmak için önümüze çıkartılan engelleri aşarak, azimle ve kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz. 2023 yılına hedeflerini yakalamış, hayallerini gerçekleştirmiş bir Türkiye olarak gireceğiz.

The late Yahya Kemal says: “One lives as long as he dreams.” We dream too and we realize our dreams. Tens of thousands of our employees assigned at thousands of construction sites of our Ministry are working with might to make every square meter of our country accessible so that we realize the dreams of our people. We have achieved sustainable growth in aviation in the last 12 years. We exceeded the goals we set in the Turkish aviation and achieved great successes in the international arena. While in 2002 a total number of 8.5 million passengers used airports, we can now reach this number in less than a month. We didn’t stop at that, our airports welcomed 76 million passengers in domestic terminals and 150 million passengers in total. With this rise Turkey ranked first in Europe and third in the world in the ‘countries with the fastest growing passenger numbers ranking’. We have built airports all across Anatolia, each more beautiful than the other, enabled build-operate-transfer model and renovated old airports too. We have changed the perception that represents airports as composed of a small building and a tower. We didn’t build cold and empty structures in narrow places with people lined up. We designed the airports as artistic wonders to hand down to the rising generations. Our airports are accessible and comfortable for all passengers, with special facilities. We inaugurated one of the largest terminals of Europe, Adnan Menderes Airport New Domestic Terminal, in March. The new terminal building that is going to serve İzmir on approximately 203 thousand square meters of area and a capacity of 20 million passengers has been constructed via build-operate-transfer model for 245 million euros investment. Not only that, it will be the brand new face of İzmir with its modern design. Again in March, we completed the auction for Bodrum-Milas Airport’s international and domestic terminals. The rights of operation have been delivered at quite a high price, 717 million euros+VAT. The number of public-private partnership projects carried out in the aviation sector has reached 18 with this concession. We are going to continue making investments of public-private cooperation increasingly. We will continue working with might and determination by overcoming any obstacle that comes in our way. We will enter year 2023 as a country that achieved all its goals and realized all its dreams.

İyi uçuşlar dilerim…

Have a nice flight… NİSAN - APRIL 2014

3



Orhan Birdal Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür Executive Board Chairman

and General Manager

Değerli misafirlerimiz;

Dear guests;

Türk sivil havacılık sektörünün yaşadığı benzersiz büyümeyi sürdürmekte kararlıyız. Hız kesmeden süren yatırımlarımız 2014 yılında da meyvelerini veriyor. Mart ayında, Türk sivil havacılığı açısından özellikle Ege Bölgesi’nde önemli çalışmalara imza attık. Ege Bölgesi’nin gözbebeği ve ülkemizin en büyük üçüncü kenti İzmir, geçen yıl hizmete açılan dış hatlar terminalinin ardından yeni iç hatlar terminaliyle, dünyanın en konforlu havalimanlarından birine sahip artık. Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı törenle, DHMİ tarafından yap-işlet-devret (YİD) modeliyle TAV’A inşa ettirilen İzmir Adnan Menderes Havalimanı Yeni İç Hatlar Terminali hizmete girdi. 266 milyon avro yatırımla 21 ayda tamamlanan Yeni İç Hatlar Terminali, Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın ise en iyi terminali... DHMİ tarafından 17 Kasım 2011’de yapılan ihale sonucunda 2032 sonuna kadar 610 milyon avro+ KDV karşılığında TAV tarafından işletilecek terminalin temeli, 15 Haziran 2012’de atılmıştı. TAV İnşaat tarafından hayata geçirilen yeni iç hatlar terminali, yaklaşık 200.000 metrekare kapalı alan büyüklüğüyle Türkiye’nin en büyük iç hatlar terminali olma özelliğini kazandı. Terminal, 64 check-in kontuarı, 40 asansör, 30 yürüyen merdiven, 66 metre yürüyen bant ve saatte 5 bin bagaj işleme kapasitesiyle 2 bin 537 araçlık kapalı ve 3 bin araçlık açık otoparka sahip bulunuyor. İzmir Adnan Menderes Havalimanı’nda yeni iç hatlar terminalinin hizmete verilişinin ardından önemli bir başarıya daha imza atıldı. Türkiye’nin en önemli turistik havalimanları arasında yer alan, Dalaman ve Bodrum-Milas havalimanlarının ihaleleri de gerçekleşti. Dalaman Havalimanı dış ve iç hatlar terminalleriyle bunları tamamlayan unsurların işletme hakkının devrini kapsayan ihale yapıldı. Dört firmanın katıldığı ihalede, Dalaman Havalimanı dış ve iç hatlar terminalleriyle bunları tamamlayan tesislerin işletme hakkı 26 yıllığına ihaleyi kazanan firmaya devredilecek. İhaleyi, 705 milyon avro+KDV teklifiyleYDA İnşaat kazandı. Milas-Bodrum Havalimanı dış ve iç hatlar ihalesini ise, 717 milyon avro+KDV’lik teklifiyle TAV Havalimanları Holding kazandı. TAV, 2015 yılında havalimanını Astaldi’den devralıp 2035 yılı sonuna kadar işletecek. Böylece DHMİ, 15 günde ekonomiye 1 milyar 678 milyon avro kazandırdı. Yeni havalimanları inşa etmek, var olan havalimanlarını genişletmek ve yenilemenin yanı sıra DHMİ’nin pek çok görevi var. Bizim için yolcularımızın güvenliği her şeyden önce gelir. Bu sebeple havalimanlarında yangınlara karşı önlem almak da bunlardan biri… Olası yangınlardan en az zararla kurtulmak amacıyla İzmir Adnan Menderes Havalimanı’nda yerli üretim olan 10 adet 8x8 yangın söndürme aracı hizmete verildi. Kullanmayı hiç arzu etmemekle birlikte havalimanı işletmesinde mutlaka bulunması gereken araçlardan olan yangın söndürme araçlarını en üst düzeyde bulundurma görevimiz var. Bin 85 arkadaşımız, 381 itfaiye aracımızla 51 havalimanında hizmet veriyor. Bu araçların ülkemize hayırlı olması temennisiyle kazasız, yangınsız günler diliyorum.

We are determined to maintain the amazing growth of Turkish civil aviation. Ongoing investments bear fruits for 2014. In March, we have carried out projects that mattered especially to the Aegean Region. The gem of this region, our country’s third largest city, İzmir now houses one of the most comfortable airports in the world. The airport’s new international terminal was opened to service last year, and this year a new domestic terminal has been built. The new Domestic Terminal of İzmir Adnan Menderes Airport, which SAA had had constructed by TAV in build-operate-transfer (BOT) form, has been put into service with a ceremony attended by the Prime Minister Recep Tayyip Erdoğan. The new terminal, that has been completed in 21 months with an investment of 266 million euros, is described as the largest of Turkey and the best of Europe... The foundations of the terminal, that is to be operated by TAV until the end of 2032, were laid on 15 June 2012. In line with the result of the auction that was organized by SAA on 17 November 2011, TAV Airports paid 610 million euros+VAT for the rights. The new terminal is the largest domestic terminal in Turkey with its indoor space as big as 200 thousand square meters. The terminal features 64 check-in counters, 40 elevators, 30 escalators, 66 meters long moving walkways in the terminal; there is also a parking garage for 2 thousand 537 cars, another parking lot for 3 thousand cars and a capacity to manage 5 thousand luggage per hour. Following the inauguration of the new terminal building of İzmir Adnan Menderes Airport, we have achieved another success. We performed auctions for Dalaman and Bodrum-Milas airports, that are among Turkey’s most important touristic airports. An auction for the operational rights of Dalaman Airport’s international and domestic terminals as well as its supplements has been organized recently. Four companies participated in the auction, where YDA Construction won the next 26 years’ operational rights of Dalaman Airport’s international and domestic terminals and supplements for 705 million euros+VAT. In other news, after bidding 717 million euros+VAT, TAV emerged as the victorious bidder at the end of the 105th round of Bodrum-Milas Airport international and domestic terminals auction. TAV is taking over the business from Astalid to operate from 2015 to the end of 2035. This way, SAA has contributed 1 billion 678 million euros to the economy in 15 days. Our most recent investments are not limited with these. In addition to building new airports, extending and renovating existing ones, SAA has various other duties and responsibilities. The safety of our passengers comes before anything for us. Taking measure against fire incidents at the airport is among these responsibilities... With the purpose of getting minimum damage from possible fire incidents, we have installed 10 locally produced 8x8 fire extinguishing vehicles to İzmir Adnan Menderes Airport. We are responsible for having the best fire extinguishing vehicles present at our airports even though we wish to never use them. Currently, 1 thousand 85 employees with 381 fire trucks are ready for service at 51 airports in total. I hope it all goes well for our country and I wish accident-free days.

Siz değerli yolcularımıza yakışan yeni ve yenilenmiş havalimanlarımızdan hayırlı yolculuklar, iyi uçuşlar…

Have a nice flight at our brand new and renewed airports... NİSAN - APRIL 2014

5


nİsan - APRIL 2014 08 MERCEK / ZOOM

Sivil havacılıktan son haberler Latest news from civil aviation

20 SEYAHAT / TRAVEL

20

Karadeniz’in sıradışı doğası: Sinop An extraordinary nature in the Black Sea: Sinop

30 UÇUŞ NOKTASI / FLIGHT POINT Sinop Havalimanı Sinop Airport

34 HOBİ / HOBBY

Gökyüzünde süzülen çiçek tarlası: Uçurtmalar Flower fields floating in the skies: Kites

42 MUTFAK KÜLTÜRÜ / CULINARY CULTURE Anadolu’nun sütlü tatlıları Anatolia’s milk puddings

48 TÜRK COĞRAFYASI / TURKISH GEOGRRAPHY Rusya Federasyonu’nda Türk toplulukları Turkic societies in the Russian Federation

56 ANADOLU’NUN DOĞASI / NATURE of anatolıa İstanbul’un moru bir başka olur: Erguvanlar İstanbul’s purple is something else: Judas trees

60 ÇAĞDAŞ SANATLAR / CONTEMPORARY ARTS Teknolojinin sanatla buluştuğu çizgi: Animasyon Technology meets art: Animation

66 KEŞİF / EXPLORE Mauritius: Hint Okyanusu’nda bir ada cenneti

Mauritius: An island heaven in the Indian Ocean

76 GARİP AMA GERÇEK / FAST FACTS Doğru bildiğimiz yanlışlar… Things we thought we knew…

80 LEZZET KEŞİFLERİ / DISCOVER FLAVORS Baharat çeşitlemesi Spice sampling

86 AİLE REHBERİ / FAMILY GUIDE

Mutlu çocuk yetiştirmenin püf noktaları Keys of raising happy children

90 SAĞLIK / HEALTH

Sağlıklı uyku, sağlıklı hayat demektir! Good quality sleep ensures good health!

94 UÇUŞ REHBERİ / FLIGHT GUIDE

Dış ve iç hat uçuşları International and domestic flights

98 BULMACA / PUZZLE 6

NİSAN - APRIL 2014

66 56


YÖNETİM / MANAGEMENT DHMİ Genel Müdürlüğü Personeli Yardımlaşma Vakfı

Emek 8. Cadde 75. Sokak No: 7/1 Emek - Ankara / TÜRKİYE

42

60

DHMİ Personeli Yardımlaşma Vakfı Adına Sahibi Onursal Başkan Honorary President and Owner on behalf of DHMI Personnel Assistance Foundation Orhan Birdal Yayın Kurulu | Publishing Board Funda Ocak, Mehmet Ateş, Mehmet Karakan, Celal Özuğur, Cemal Köksal, K. Zafer Topuz, Ahmet Ergin, Mustafa Karpuzcu, Vahdet Nafiz Aksu, Ali Fuat Emre, Ayhan Öztekin

YAYIN / PUBLISHING FORA MEDYA İstanbul: Barbaros Bulvarı No: 143/1 Balmumcu-Beşiktaş 0212 213 98 80 Ankara: Tunalı Hilmi Caddesi No: 68/12 Çankaya 0312 430 51 00 Genel Koordinatör | General Coordinator Süleyman Karan suleyman@foramedya.com Yazı İşleri Müdürü | Chief Editor Doğan Uluyüz dogan@foramedya.com Editör | Editor Işıl Kaya Sanat Yönetmeni | Art Director Ferhat Gedik İngilizce Bölüm Editörü | English Section Editor Ayşegül Kıratlı

90 48

Reklam Departmanı Advertisement Department Rüştü Altıner rustu@foramedya.com Pınar Güneş pinar@foramedya.com Reklam rezervasyon: 0212 213 98 80 Katkıda Bulunanlar | Contributors Eren Cerciz, Elif İzgi Uluyüz, Ilgın Çelik, Lokman Karakaş, Medina İsmayilova, Sezai Özden Baskı | Printing Başak Matbaacılık Anadolu Bulvarı Meka Plaza No: 5 / 15 Gimat / Ankara Tel: (0312) 397 16 17 Basım Yeri ve Tarihi Place and Date of Publication Ankara, Nisan - April 2014 Yayın Türü | Type of Publication Yerel, aylık, süreli Local, monthly, periodical ISSN 1306 - 6323 www.foramedya.com

NİSAN - APRIL 2014

7


mercek | zoom

İZMİR ADNAN MENDERES HAVALİMANI YENİ İÇ HATLAR TERMİNALİ HİZMETE GİRDİ Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın katıldığı törenle, DHMİ tarafından yap-işlet-devret (YİD) modeliyle TAV’A inşa ettirilen İzmir Adnan Menderes Havalimanı Yeni İç Hatlar Terminali hizmte açıldı. 266 milyon avro yatırımla 21 ayda tamamlanan yeni iç hatlar terminali, Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın en iyi terminali olarak nitelendiriliyor. Açılışa Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, DHMİ Genel Müdürü Orhan Birdal, TAV Havalimanları Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın ve TAV Havalimanları İcra Kurulu Başkanı Sani Şener'in yanı sıra çok sayıda milletvekili, bürokrat ve siyasetçi katıldı. Erdoğan, Adnan Menderes Havalimanı Yeni İç Hatlar Terminali binasının açılış töreninde yaptığı konuşmada, İzmir'in Türkiye'ye ve dünyaya açılan kapısı Adnan Menderes Havalimanı Yeni İç Hatlar Terminali binasının hayırlı olmasını diledi. 8

NİSAN - APRIL 2014

Havalimanının dış hatlar terminal binasının açılışını da 2006 yılında bizzat kendisinin yaptığını söyleyen Başbakan Erdoğan, yılda 20 milyon yolcu kapasitesiyle hizmet verecek terminal binasının İzmir'e yakışan ve İzmir'i temsil eden bir eser olduğunu belirtti. Başbakan Erdoğan, açılış konuşmasında; "Gerek dış hatlar, gerek iç hatlar binası yapılmadan önce buradaki İzmir Havaalanı binasını lütfen düşünüverin. Acaba bu güzel İzmir'e öyle bir havaalanı yakışıyor muydu? Yeni bir kaynak meydana getirmek suretiyle YİD ile adım attık ve süratle dış hatlar binasını hizmete soktuk. İç hatlar terminaline ayrılan bölüm 110.000 metrekarelik kapalı alana sahipti, o bize yetmezdi. Eski iç hatlar terminalinin iki katı büyüklüğündeki yeni binayı hizmete verdik" dedi. Terminaldeki bir diğer iftihar vesilesinin de binanın Türk mimar tarafından yapılması olduğunu kaydeden Başbakan Erdoğan, bunun da ayrıca bir gurur vesilesi olduğuna dikkati çekti. Erdoğan, bu nedenle yüklenci firma TAV ve ortaklarını tebrik ederek, "Bundan sonra da ulusal ve uluslararası boyutta nice isimlerde, nice ülkelerde bu markanın


büyümesi bizleri de gururlandıracaktır" diye konuştu. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, TAV tarafından Adnan Menderes Havalimanı'nda YİD modeliyle yapılan yeni iç hatlar terminalinin açılışında yaptığı konuşmada, İzmir'e Avrupa'nın en büyük terminallerinden birini kazandırmaktan mutluluk duyduklarını ifade etti. Elvan, şunları söyledi: "Anadolu'nun dört bir yanında 16 havalimanı inşa ettik. Neredeyse mevcut bütün havalimanlarını yeniledik, modern hale getirdik. 2002 yılında 60 noktaya gerçekleştirilen seferler 236 noktaya çıktı. Geçen yıl havalimanlarımız 76 milyonu iç hat olmak üzere 150 milyon yolcu ağırladı. Türkiye, dünyada yolcu sayısını en hızlı artan üçüncü ülke, Avrupa'da ise birinci ülke konumuna geldi. Havacılık 11 yıl boyunca, her yıl ortalama yüzde 15-20 arasında büyüme gerçekleştirdi. Havacılık sektörü 170 bin kişiyi istihdam eder hale geldi." Terminalin ihale ve inşa sürecinde Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı görevinde bulunan Binali

Yıldırım ise İzmir Adnan Menderes Havalimanı Yeni İç Hatlar Terminali'nin 16 ay gibi bir sürede tamamlandığını ve hizmete hazır hale geldiğini belirtti. Küresel sivil havacılık sektöründe Türkiye'nin giderek merkez konumuna geldiğini, bunun geçmişte havacılıkta tekel konumunda olan ülke ve uluslararası şirketleri rahatsız ettiğini ifade eden Yıldırım, şunları söyledi: "Dünyada 1971 yılında havacılığın merkezi ABD’ydi. 1980'e gelindiğinde merkez Avrupa'nın batısı haline geldi. Günümüzde ise Türkiye oluyor. Onun için dünyanın en büyükleri arasında yer alacak üçüncü havalimanı önemli bir ihtiyaçtı…"DHMİ tarafından 17 Kasım 2011'de yapılan ihale sonucunda 2032 sonuna kadar 610 milyon avro + KDV karşılığında TAV tarafından işletilecek terminalin temeli, 15 Haziran 2012'de atılmıştı.TAV İnşaat tarafından hayata geçirilen yeni iç hatlar terminali, yaklaşık 200.000 metrekare kapalı alan büyüklüğüyle Türkiye'nin en büyük iç hatlar terminali olma özelliğini kazandı.Terminal, 64 check-in kontuarı, 40 asansör, 30 yürüyen merdiven, 66 metre yürüyen bant ve saatte 5 bin bagaj işleme kapasitesiyle 2 bin 537 araçlık kapalı ve 3 bin araçlık açık otoparka sahip bulunuyor.

İZMİR ADNAN MENDERES AIRPORT’S NEW DOMESTIC TERMINAL IS IN SERVICE The new Domestic Terminal of İzmir Adnan Menderes Airport, which SAA had had constructed by TAV in buildoperate-transfer (BOT) form, has been put into service with a ceremony attended by the Prime Minister Recep Tayyip Erdoğan. The new terminal, that has been completed in 21 months with an investment of 266 million euros, is described as the largest of Turkey and the best of Europe. Prime Minister Recep Tayyip Erdoğan; Minister of Transport, Maritime Affairs and Communications Lütfi Elvan; Deputy Prime Minister Bülent Arınç; Minister of Economy Nihat Zeybekçi; SAA General Manager Orhan Birdal; TAV Airports Chairman Hamdi Akın and TAV Airports CEO Sani Şener; as well as a large number of parliament members, bureaucrats and politicians attended the opening ceremony. Erdoğan made a speech at the new terminal’s opening; he delivered his good thoughts and hopes on the new Domestic Terminal of İzmir Adnan Menderes Airport, that is a gate to Turkey

and the world. Mentioning that he opened the international terminal building of the airport back in 2006 too, the Prime Minister said that the new terminal building, that is to offer services to 20 million passengers, befitted and represented İzmir very well. Prime Minister Erdoğan continued: “Think back on the previous airport structure here, even before the domestic and international terminals were built. Don’t you think that was beneath our gorgeous İzmir? We took a step via BOT by means of a new resource and put the international terminal building into service. The area spared for the domestic terminal had 110.000 square meters of indoor space, which wasn’t enough for us. So we doubled the square meters and opened the new building.” Referring to the Turkish architect, who designed the structure, as ‘a source of pride’, Erdoğan congratulated the contractors, TAV and partners; and said: “We will be elated for the national and international advance NİSAN - APRIL 2014

9


??????? ||??????????? mercek zoom

of this brand in the future too.” Minister of Transport, Maritime Affairs and Communications Lütfi Elvan also made a speech at the opening of the new terminal, that is built by TAV via build-operate-transfer model; and expressed his elation for putting one of the greatest airports of Europe into service in İzmir. Elvan said: “We built 16 airports in all corners of Anatolia. We renovated almost all existing airports; modernized them. The number of destinations increased from 60 in 2002 up to 236. Last year, our airports welcomed 76 million domestic passengers, 150 million passengers in total. Turkey is the third fastest in the world and the first in Europe in increasing passenger numbers. During the last 11 years, every year the aviation sector grew by 15-20 percent.” Former Minister of Transport, Maritime Affairs and Communications, Binali Yıldırım, who was on post during the auction and construction periods, expressed that the new terminal had been built and operationalized in a very 10

NİSAN - APRIL 2014

short time, that is 16 months. Mentioning his thoughts on how Turkey became the center of aviation and that this bothered the monopolists in the past, Yıldırım said: “The USA was the center of aviation in the world in 1971. Around 1980s, Western Europe became the center. And Turkey is next. Our country will become a leading actor in the world; this is why the third airport is a must.” The foundations of the terminal, that is to be operated by TAV until the end of 2032, were laid on 15 June 2012. In line with the result of the auction that was organized by SAA on 17 November 2011, TAV Airports paid 610 million euros+VAT for the rights. The new terminal is the largest domestic terminal in Turkey with its indoor space as big as 200.000 square meters. There are 64 check-in counters, 40 elevators, 30 escalators, 66 meters long moving walkways in the terminal; there is also a parking garage for 2.537 cars, another parking lot for 3 thousand cars and a capacity to manage 5 thousand luggage per hour.


14 yıl önce hayata geçirilen bu eser, havalimanı işletmeciliğinde dünyada model olmanın kolay olmadığına vurgu yapıyor. Uzmanlık, detaylara verilen önem, titizlik ve yenilikçi yaklaşım kesinlikle TAV’a özgü.

Bu eser yaratılırken Andy Warhol’un “Marilyn” adlı eserinden esinlenilmiştir.

NİSAN - APRIL 2014

11


mercek | zoom

DALAMAN HAVALİMANI’NIN İŞLETMESİ 26 YILLIĞINA YDA İNŞAAT’IN… Dalaman Havalimanı dış ve iç hatlar terminalleriyle bunları tamamlayan unsurların işletme hakkının devrini kapsayan ihale yapıldı. DHMİ Genel Müdürlüğü’nde yapılan ve dört firmanın katıldığı ihalede, Dalaman Havalimanı dış ve iç hatlar terminalleriyle bunları tamamlayan tesislerin işletme hakkı 26 yıllığına ihaleyi kazanan firmaya devredilecek. İhaleyi en yüksek teklifi veren YDA İnşaat kazandı. İhale Komisyon Başkanı Kemal Zafer Topuz ihale süreci hakkında bilgi verdi. Altı firmanın ihale dosyası aldığını, beş firmaya da yer görme belgesi düzenlendiğini belirten Topuz, daha sonra evrak teslim sırasına göre teklifleri açtı. Topuz, ihaleye Limak-GMR Ortak Girişim Grubu (OGG), Fraport-IC İçtaş OGG, YDA İnşaat ve TAV Havalimanları Holding’ten olmak üzere dört teklif geldiğini açıkladı. Kapalı zarf içerisinde teklif almak suretiyle açık artırma usulüne göre yapılan ihalede dosyaların incelenmesinin ardından Komisyon Başkanı Zafer Topuz, firmaların iç zarf tekliflerini açtı. Topuz, dosyaların incelenmesi sonucunda dört firmanın teklifinin de şartnameye uygun olduğunun tespit edildiğini belirterek açık artırma oturumunu başlattı. İhalenin, açık artırma bölümü 350 milyon avro+KDV ile başladı. Firmaların karşılıklı artırımlarıyla geçen 24 turun ardından Limak-GMR OGG ihaleden çekildi. Bu arada Komisyon Başkanı Topuz, artırma aralığını 5 milyon avroya çıkardı. Üç firma arasında devam eden açık artırmada 33’üncü turda Fraport-IC İçtaş da ihaleden çekildiğini açıkladı. İki firma arasında devam eden ihalede, 37’nci turda YDA İnşaat’ın 705 milyon avroluk teklifi üzerine TAV

12

NİSAN - APRIL 2014

Havalimanları Holding de ihaleden çekildi. Böylece, Dalaman Havalimanı terminallerinin işletme hakkının devri ihalesinde en yüksek teklifi 705 milyon avro+KDV ile YDA İnşaat vermiş oldu. Şartname gereği, YDA İnşaat söz konusu bedelin yüzde 10’unu sözleşme sırasında peşin olarak, kalan bölümünü ise işletme süresince yıllık taksitler şeklinde ödeyecek. DHMİ Genel Müdürü Orhan Birdal, Muğla’nın ülkenin önemli turizm destinasyonlarından biri olduğunu belirterek, Dalaman’ın da özellikle yabancı turistlerin ilgi gösterdiği bir bölge olduğunu ifade etti. Türkiye’deki havalimanları içinde Dalaman Havalimanı’nın dış hat yolcu sayısı itibarıyla dördüncü, toplam yolcu sayısı itibarıyla da yedinci sırada yer aldığını vurgulayan Birdal, şunları kaydetti: “Dış hatlar terminal binası, daha önce YİD (yap-işlet-devret) modeliyle gerçekleştirilmişti. Halen işletmesi devam ediyor. 2015 yılında dış hatlar terminal binasının işletmesi sona erecek ve bu ihaleyle birlikte hem iç hatlar hem de dış hatlar binası ihaleyi alacak firma tarafından işletilecek. Şu an mevcut dış hatlar terminali özgün mimariye sahip, modern, dünya havalimanları içinde de ödüle layık görülen bir proje... Dalaman Havalimanımız’da 2013’te gerçekleşen toplam yolcu sayısı 4 milyon 57 bin oldu. Yolcu sayısında bir önceki yıla göre yüzde 6 artış görüldü. Dünyadaki ilk 100 havalimanı arasında yerini alan bir havalimanımız. Aynı zamanda engelsiz havalimanı ve yeşil havalimanı sertifikalarına sahip olarak hizmet vermektedir.” İhaleyi kazanan YDA İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Arslan da ihalede kıyasıya bir rekabet yaşandığını belirtti. Dalaman Havalimanının kendileri için çok önemli olduğunu vurgulayan Arslan, “Kiramızı ödeyebilmek için çok çalışacağız. Allah utandırmasın” dedi.


YDA CONSTRUCTION TO OPERATE DALAMAN AIRPORT IN THE NEXT 26 YEARS... An auction for the operational rights of Dalaman Airport’s international and domestic terminals as well as annexes has taken place at the General Directorate of State Airports Authority (SAA) recently. Four companies participated in the auction, where YDA Construction won the operational rights of Dalaman Airport’s international and domestic terminals and annexes for the next 26 years. Head of Auction Committee Kemal Zafer Topuz gave information on the process. After announcing the six companies that applied for bidding documents and the five companies that received site visit papers, Topuz opened the offers according to dates of document delivery. Topuz explained that the four offers represented Limak-GMR Joint Venture Group (JVG), Fraport-IC İçtaş JVG, YDA Construction and TAV Airports Holding. The rule of bidding by closed envelopes was followed in the auction, where the Head of Auction Committee Zafer Topuz opened the inner envelopes, found them in compliance with specifications and approved all offers. Then he started the bidding session. This part of the auction opened with 350 million euros+VAT. After 24 rounds of bidding, Limak-GMR JVG withdrew from the auction. In the meantime Commission Head Topuz increased the range up to 5 million euros. FraportIC İçtaş announced withdrawal from the auction at the 33rd round. The bidding continued between two companies until YDA Construction offered 705 million euros at the 37th round,

which led TAV Airports Holding to also withdraw. Thus, YDA Construction has won the operational rights of Dalaman Airport terminals for 705 million euro+VAT. As required by the list of conditions, YDA Construction is to pay 10 percent of the given amount in cash and the rest in annual payments. SAA General Manager Orhan Birdal highlighted the significance of Muğla as a touristic destination and added that Dalaman especially attracted foreign tourists. He underlined Dalaman Airport’s position among all airports in Turkey: it is the fourth in international passenger numbers and seventh in total passenger numbers. Birdal then said: “The international terminal has been operated via BOT model. The operation period of the international terminal will end in 2015. This auction has been organized to determine the next company to operate both terminals. The international terminal’s current architecture is an original one; it is modern and has been awarded globally. Dalaman Airport welcomed 4 million 57 thousand passengers in total in 2013 – which refers to a 6 percent of increase when compared to last year. The airport, that is certified both accessible and green too, is among the world’s best 100 airports.” YDA Construction Chairman Hüseyin Arslan underlined the ruthless competition at the bidding. Expressing the airport’s importance for them, Arslan said: “We are going to work hard to pay our rent. May god be pleased!” NİSAN - APRIL 2014

13


??????? ||??????????? mercek zoom

DHMİ Genel Müdürü Orhan Birdal: “TÜRK HAVACILIĞININ SON 12 YILI 70 YILA BEDEL” ARFF Memurları Derneği tarafından düzenlenen toplantıya DHMİ Genel Müdürü Orhan Birdal, İşletme Daire Başkanı İlyas Koç, İzmir Adnan Menderes Havalimanı Başmüdürü Erdal Çavuşoğlu, Basın Müşaviri Vahdet Nafiz Aksu ile Adnan Menderes Havalimanı Yöneticileri, Ulaştırma Memur-Sen Genel Başkanı Can Cankesen, sendika ve dernek temsilcileriyle ARFF memurları katıldı. Gecenin açılış konuşmasını yapan ARFF Memurları Derneği Başkanı Turan Ayanlar, bu önemli günde kendilerini yalnız bırakmayan herkese teşekkürlerini sundu. ARFF memurlarının havalimanlarında yangınlara ve kazalara karşı günün 24 saati hazır olduğunu belirten Ayanlar, “Üstlenmiş olduğumuz görevin bilinciyle hareket ediyoruz. Her geçen yıl modernleşen teçhizatımızla çağın gerektirdiği şartları yakaladık. Bizlere destek olan yöneticilerimize teşekkür ediyorum” dedi. Sendika temsilcilerinin ardından toplantıda konuşma yapan DHMİ Genel Müdürü Orhan Birdal, DHMİ Genel Müdürlüğü’nün asli görevlerinden olan yangın söndürme ve kurtarma hizmetlerini yerine getirmek için uzun süredir çok ciddi yatırımlar yaptıklarını ifade etti. ARFF biriminde çalışan görevlilerinde 24 saat insan hayatı kurtarmak için faaliyet gösterdiklerini belirten Birdal konuşmasını şöyle sürdürdü: “Binin üzerinde görev yapan arkadaşımızın son yıllarda

aldıklarımız hep işin eğitimini üniversitede almış olan arkadaşlarımız. Daha önce lise düzeyinde eğitim almış kimsenin girebileceği bir meslek dalıydı. Dedik ki, ‘Bu meslek bu kadar önemli, bu kadar değerli… Bu mesleğe girerken daha donanımlı girsin arkadaşlarımız’. Son birkaç senedir ARFF personeli alırken bu eğitimi veren okullardan mezun olan arkadaşlarımızı tercih ettik. İyi de yaptık. Önceki dönemler aldığımız arkadaşlarla idari olarak yaşamış olduğumuz sorunları bu arkadaşlarla yaşamamaya başladık. Onun için bu okulları tercih ettik ve arkadaşlarımız da gerçekten bizi mahcup etmediler. Tabii bununla da yetinmedik geçen sene 2013 yılında bana gelen bilgilere göre 980’in üzerinde arkadaşımız Erzincan’daki simülatör tesisin de eğitim gördü. Türkiye’de bulunan 53 tane havalimanından 51 tanesinin sorumluluğu üzerimizde... Bu sorumluluğun bilincinde olarak biz her sene gerek havacılığın gereksinimleri gerekse sizin iş konunuzla alakalı çok ciddi çalışmalar yapıyoruz. Türkiye’nin havacılıktaki son 12 yılı bundan önceki yaşanan 70 yıla bedel. DHMİ Genel Müdürlüğü bu sene 81’inci yıl dönümünü kutlayacak. Bu 81 yılın 70 yılı bir tarafa ama son 12 yılda 70 senede olanları birkaç kat katladık. Bunu şahsi bir övünç meselesi olarak söylemiyorum. Ama bu kurumsal bir övünç vesilesi. 9 binin üzerinde doğrudan, 4 bin 500’ün üzerinde de yine doğrudan bize bağlı olarak çalışan firma elemanlarının katkılarıyla biz bu noktalara geldik.”

SAA General Manager Orhan Birdal: “THE LAST 12 YEARS OF TURKISH AVIATION IS WORTH 70 YEARS” SAA General Manager Orhan Birdal, Operating Department Head İlyas Koç, İzmir Adnan Menderes Airport Head Manager Erdal Çavuşoğlu, Press Adviser Vahdet Nafiz Aksu and Adnan Menderes Airport managers, Transportation Civil Service Union (Ulaştırma Memur-Sen) General Manager Can Cankesen, union and association representatives as well as ARFF employees have attended the gathering organized by ARFF Working Group Association. Turan Ayanlar, Head ARFF Working Group Association, who delivered the opening speech of the event, thanked everyone who joined them on this special occasion. He explained that ARFF officers were present at the airports around the clock in case there is an unfavorable event like fire or accidents; and continued: “We act upon the awareness of our responsibility. We are catching up with the times with the equipment and vehicles we provide, that become more and more modern with each year. I would like to thank our administrators who have supported us.” SAA General Manager Orhan Birdal, who spoke after the speeches of union representatives, explained that the General Directorate of State Airports Authority (SAA) have been investing great numbers in fire extinguishing and rescue services for a long time. He added that the ARFF staff stood ready around the clock to save human life; and said: “All of our fellow employees, who have joined us in the last 14

NİSAN - APRIL 2014

years, received training for this specific job at the university. This area of profession had been one that was for high-school graduates. We thought to ourselves ‘This profession is of vital importance, has great value... Let’s enable provide its learners with better support and equipment.’ Whenever we looked to hire ARFF staff in the recent years, we have preferred the training institutes, which offered this field of training. Fortunate that we did. The managerial problems we used to face with the previous staff almost have been resolved with the new staff. This is why we preferred specific institutes; and our fellow new staff hasn’t put us to shame at all. We didn’t stop at this – according to the data I received in 2013, 980 of our employees received training at the simulator facility in Erzincan. We are responsible for 51 of the 53 airports in Turkey... Conscious of this responsibility, every year we carry out significant operations both as required by the field of aviation and related to your line of work. The final 12 years of Turkish aviation is as valuable as 70 years. The General Directorate of State Airports Authority is celebrating its 81st anniversary this year. Set apart 70 of these 81 years, in the last 12 years we scaled up the events and innovations of the past 70 years. I am not priding myself on this. This is a corporate elation. We have come this far thanks to the contribution of over 9 thousand direct employees and over 4 thousand 500 directly associated company employees.”


NİSAN - APRIL 2014

15


??????? ||??????????? mercek zoom

Bakan Lütfi Elvan:“50 YILDA YAPILACAK İŞİ 12 YILDA GERÇEKLEŞTİRDİK”

Minister Lütfi Elvan: “WE COMPLETED 50 YEARS’ WORK IN 12 YEARS”

İzmir Adnan Menderes Havalimanı’nda yerli üretim

The Minister of Transport, Maritime Affairs and

olan 10 adet 8X8 yangın söndürme aracının teslim törenine katılan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, havacılık sektöründe beklentileri aştıklarını, 50 yılda tamamlanabilecek işleri son 12 yıla sığdırdıklarını söyledi. Türkiye’nin başta ulaşım sektörü olmak üzere büyük değişim ve dönüşüm içinde olduğunu belirten Elvan, “Bu değişimin en önemli sektörlerinden birisi de havacılık sektörü ve biz havacılık sektöründe beklentileri de aşarak belki 50 yılda yapılacak işleri son 12 yıla sığdırmış bulunuyoruz. 12 yılda hem özkaynaklarımız itibarıyla hem de sektördeki firmalar tarafından havacılık alanına yapılan yatırımlar itibarıyla çok önemli gelişmeler sağladık” dedi. Türkiye’de 2002 yılında 36 havalimanının bulunduğunu, bu havalanlarından 28’ini yenilediklerini kaydeden Elvan, 16 yeni havalimanı daha inşa ettiklerini anlattı. Adnan Menderes Havalimanı’nı devlet kasasından bir kuruş para ödemeden baştan sona yenilediklerine değinen Lütf Elvan, şöyle konuştu: “Önce dış hatlar terminalini hizmete açtık. Şimdi de Türkiye’nin en büyük ve en modern iç hatlar terminalinin yapımını tamamladık. Sayın Başbakanımız’ın da katılımıyla 17 Mart Pazartesi günü açılışını gerçekleştireceğiz. İç hatlar terminalinin de hizmete girmesiyle Adnan Menderes Havalimanını 20 milyon yolcu kapasitesine sahip olacak. Ayrıca İzmir Avrupa’nın en büyük havalimanlarından birine sahip olacak. Şimdiden hayırlı olsun.” İç hatlarda 2002 yılında iki merkezden 25 noktaya sefer düzenlendiğini, bugün yedi merkezden 52 noktaya sefer olduğunu aktaran Elvan, dış hatlardaki 60 olan nokta sayısını 236’ya yükselttiklerini belirtti.Yolcu sayısını da 2002’den bu yana 9 milyondan 76 milyona çıkardıklarını söyleyen Elvan, “Tüm bu gelişmeler yaşanırken uçak filomuzu da 11 yıl içerisinde tam 2.5 kat artırdık. 2002 yılında sadece 150 uçağımız vardı. Bugün yaklaşık 400 uçağa sahibiz” dedi.

16

NİSAN - APRIL 2014

Communications Lütfi Elvan, who attended the ceremony organized for the delivery of 10 locally produced 8x8 fire extinguishing vehicles at İzmir Adnan Menderes Airport, expressed that the ministry has went beyond expectations and completed 50 years’ work in 12 years. Highlighting the great changes and the transformation of Turkey and especially the transportation sector, Elvan said: “The aviation sector is among the key sectors of this change and we have gone beyond expectations and succeeded in completing 50 years’ work in the last 12 years. In these 12 years, we have covered a lot of ground in resources and investments in the aviation sector.” He gave numbers too; such as that there were 36 airports in Turkey in 2002, that they have renewed 28 of these as well as building 16 new airports. Mentioning that they have thoroughly renovated Adnan Menderes Airport without demanding a dime from the Treasury, Lütfi Elvan said: “First we took the international terminal into service. And now we have completed the construction of the largest and most modern domestic terminal of Turkey. We are going to inaugurate on 17 March, Monday, with the attendance of our Prime Minister. Together with the domestic terminal, Adnan Menderes Airport will have a capacity of 20 million passengers. Moreover, İzmir will have one of the largest airports of Europe. Have a great flight, in advance!” Elvan stated that, in 2002 passengers flied to 25 domestic destinations from two centers in total and that these numbers increased to 52 destinations from seven centers; also that the number of international destinations, which was 60 before, increased up to 236. Adding that the number of passengers increased from 9 million to 76 million in the last 11 years, Elvan continued: “While these developments were taking place, we have scaled our aircraft fleets up by 2.5 times since 2002. We owned 150 aircraft in 2002, while today this number is 400.”


ADNAN MENDERES HAVALİMANI’NA 10 YANGIN SÖNDÜRME ARACI

10 FIRE-EXTINGUISHING VEHICLES TO ADNAN MENDERES AIRPORT

İzmir Adnan Menderes Havalimanı’nda yerli üretim olan

SAA Chairman and General Manager Orhan Birdal, who attended the ceremony organized for the delivery of 10 locally produced 8x8 fire extinguishing vehicles to İzmir Adnan Menderes Airport, said that the institution has reinforced its air rescue and fire extinction family with these new vehicles. Referring to the international auction they had participated in, Birdal continued: “A local company, Volkan İtfaiye, won the auction and started manufacturing these vehicles as the contractor. The total worth was determined as 35 million 812 thousand 980 liras. The offer given by this company, which is one of the top five manufacturers in the world, was more favorable than the others too. This is why we preferred them. We are responsible for having the best fire extinguishing vehicles present at our airports even though we wish to never use them. Currently, 1 thousand 85 employees with 381 fire trucks are ready for service at 51 airports in total. I hope it all goes well for our country.” SAA’s new 8x8 fire extinguishing vehicles run with 1.300 horsepower and are able to reach the scene in 21 seconds. Offering world class service with a capacity to keep 17 tons of water and 2 tons of foam, the vehicles are able to extinguish large aircraft too, including A380.

10 adet 8X8 yangın söndürme aracının teslim törenine katılan DHMİ Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Orhan Birdal hava kurtarma ve yangın söndürme ailesini yeni araçlarla güçlendirdiklerini söyledi. Uluslararası ihaleye çıktıklarını dile getiren Birdal, sözlerine şöyle devam etti: “İhale neticesinde yerli firmamız Volkan İtfaiye, bu ihaleyi kazanarak bu yüklenici sıfatıyla araçları imal etmeye başladı. Toplam değeri 35 milyon 812 bin 980 liraydı. Dünyadaki beş ana üreticiden birisi haline gelen bu firmanın verdiği fiyat bizim için de diğerlerine nazaran daha avantajlı fiyattı. Bunun için tercih ettik. Aslında kullanmayı hiç arzu etmemekle birlikte hava işletmesinde mutlaka olması gereken araçlardan olan yangın söndürme araçlarını en üst düzeyde bulundurma görevimiz var. Bin 85 arkadaşımız, 381 itfaiye aracımızla 51 tane havalimanında hizmet veriyor. Bu araçların ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.”DHMİ’ye teslim edilen 8X8 yangın söndürme araçları 1.300 beygir motoruna sahip ve 21 saniyede olay yerine ulaşabiliyor. 17 ton su, 2 ton köpük sistemiyle dünya standartlarının üzerinde olan araçlar A 380 de dahil büyük uçaklara da müdahale etme kabiliyetine sahip bulunuyor.

NİSAN - APRIL 2014

17


??????? ||??????????? mercek zoom

BODRUM-MİLAS HAVALİMANI İHALESİNİ TAV HAVALİMANLARI HOLDİNG KAZANDI Bodrum-Milas Havalimanı’nın dış ve iç hatlar ihalesini, 105 turluk bir mücadelenin ardından TAV Havalimanları kazandı. TAV, 2015 yılında havalimanını Astaldi’den devralıp 2035 yılı sonuna kadar işletecek. İhalede TAV, Fraport-İÇTAŞ, Astaldi ve YDA firmaları yarıştı. Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü’nde yapılan ihalede, önce firmaların iç zarflarını açtı. Buna göre, Fraport-IC İçtaş Ortak Girişim Grubu’nun 216 milyon avro+KDV, Astaldi-Romairport-Göçay Ortak Girişim Grubu’nun 150 milyon avro+KDV, TAV Havalimanları Holding’in 250 milyon avro+KDV, YDA İnşaat’ın ise 280 milyon avro+KDV teklif verdiği belirlendi. Zarfların açılmasının ardından açık artırma safhasına geçildi. Tüm firmalar 1’er milyon avroluk artırımlarla ihaleye katılırken üç kez mola verildi. İhaleden önce Astaldi, arkasından da YDA çekildi. 105’inci turda da Fraport-IC İçtaş çekilince ihaleyi TAV Havalimanları, 717 milyon avro+KDV’lik teklifle kazanmış oldu. İhale toplam 105 tur sürdü. Nefes kesen bir yarışa sahne olan ihale, saat 10.00’da başladı. İhaleden önce bir açıklama yapan DHMİ Genel Müdürü Orhan Birdal, bu ihale ile birlikte bugün itibarıyla ülkemiz havacılık sektöründe gerçekleştirilen kamu özel işbirliği projesi sayısının 18’ye ulaştığını belirterek “DHMİ bu modelle ülkemize çok büyük eserler kazandırdı, dünyaya örnek oldu” dedi.

18

NİSAN - APRIL 2014

TAV AIRPORTS HOLDING WINS BODRUM-MİLAS AIRPORT AUCTION TAV emerged as the victorious bidder at the end of the 105th round of Bodrum-Milas Airport international and domestic terminals concession. TAV is taking over the business from Astalid to operate from 2015 to the end of 2035. The winner competed against Fraport-İçtaş, Astaldi and YDA companies. The concession took place at General Directorate of State Airports Authority (SAA). Fraport-IC İçtaş Joint Venture Group offered 216 million euros+VAT, Astaldi-Romairport-Göçay Joint Venture Group 150 million euros+VAT, TAV Airports Holding 250 million euros+VAT, YDA Construction 280 million euros+VAT. Following this stage, the auction started. All companies increased their bids by 1 million euros each. After three intermissions, Astaldi withdrew from the auction and YDA followed. Fraport-IC İçtaş continued until the 105th round and TAV Airports won the auction for 717 million euros+VAT. This breathtaking competition started at 10 AM. SAA General Manager Orhan Birdal, who spoke before the bidding, declared that the number of public-private partnership projects carried out in the national aviation sector increased up to 18 including this project. He said: “SAA has contributed great works to our country via this model; has set a good example to the world.”


NİSAN - APRIL 2014

19


??????? | |??????????? seyahat travel

Yazı - By: Işıl Kaya

Kalesi, hapishanesi, sahilleri, fiyorduyla Karadeniz’de benzersiz doğa ve tarih Matchless nature and history in the Black Sea with its fortress, prison, beaches and fjord Sinop, turizm açısından zengin potansiyele sahip, Karadeniz’in muhteşem doğal güzelliklerini barındıran kenti… Zengin orman örtüsü, uzun kıyısı, doğal kumsalları, yaylaları ve mesire yerleri Sinop’u cennetten bir köşe yapıyor. Bu dogal güzelliklerin bozulmadan kalmasının başlıca sebebi ise Sinop’un sürekli göç veren bir kent olması… Sanayileşmenin ve nüfus artışının olumsuz etkileri bu sebeple yok. Sinop genelde doğal güzellikleriyle biliniyor, ancak tarihi de oldukça zengin... M.Ö. 4.500 yıllarından başlayarak günümüze kadar uzanan çeşitli uygarlıkların izlerini taşıyan kaleler, kaya mezarları, kiliseler, camiler, medreseler, hamamlar, çeşmeler, tabyalar ve türbeler bu kentin dört bir köşesini süslüyor.

TURİZMİN CAZİBE MERKEZİ OLMASI İÇİN HER ŞEY VAR Yağmur miktarının diğer Karadeniz kentlerine göre daha az oluşu, Karadeniz insanının tatil için Sinop'u tercih sebebi... Ayrıca; Kastamonu, Çorum, Amasya, Samsun gibi çevre illerden turizm amaçlı gelen kişi sayısı da oldukça fazla... Sinop’un 175 kilometre uzunluktaki kumsallarının 70 kilometrelik bölümünde, Akdeniz plajlarındaymış gibi rahat ve doğal bir şekilde denize girilebilmesi de turistik açıdan önemli bir avantaj. 20

NİSAN - APRIL 2014

Located at the north end of Anatolia, Sinop is a gorgeous town with its authentic topography and nature. Its history dates back to 4.500 BC. Considering the sincere and peaceful mood of its locals, there remains only one question: “Where to go but Sinop?” Anadolu’nun en kuzey ucunda, kendine özgü topoğrafyası ve doğasıyla müthiş güzellikleri barındıran bir kent Sinop. Aynı zamanda M.Ö. 4.500’lü yıllara giden bir tarihi mirası barındırıyor. Siz bir de Sinoplular’ın içten ve huzurlu ruh halini eklediniz mi, geriye sadece “Sinop’a gitmeyelim de nereye gidelim?” sorusu kalıyor!

Sinop is a pretty Black Sea town with a high potential in tourism... Its rich forest vegetation, natural beaches, plateaus, picnic areas make Sinop a heavenly corner. The main reason that these beauties remain untouched is that Sinop is an emigrant city. There are no negative effects of industrialization or population. Sinop is primarily known for its natural beauties but its history is also quite rich. Castles, rock tombs, churches, mosques, madrasah and Turkish baths, fountains, bastions and shrines that survived thousands of years, starting from 4500 BC, are all around the city. THE CITY HAS ALL TO BECOME AN ATTRACTION CENTER The people of Black Sea prefer Sinop for vacation since its rainfall amount is less than other cities of the region. Many tourists from especially Kastamonu, Çorum, Amasya and Samsun visit Sinop... On the 70-kilometer part of the 175-kilometer coast, tourists can swim and enjoy the sea comfortably just like in a Mediterranean beach – which is an advantage for tourism. The recent developments, such as; the new touristic


NİSAN - APRIL 2014

21


seyahat | travel

Son yıllarda turistik tesislerin bir kısmının inşaatının tamamlanarak hizmete girmesi, Sinoplular tarafından ev pansiyonculuğunun benimsenerek geliştirilmesi, eğlence yeri sayısının ve kalitesinin artması kent turizminin gelişmesine olumlu katkıda bulunuyor. Bu konudaki yeni yatırımların teşvik edilmesi, Sinop’un Karadeniz Bölgesi’nde turizm patlaması yapmasını sağlayacak. Bütün bu özelliklere Sinop halkının da dışarıdan gelen misafirlerine karşı son derece saygılı ve candan davranışı, konuksever oluşu da eklenince, Sinop birçok turistin özenle aradığı sakin bir kent adeta bir huzur şehri haline geliyor. Bu nedenle Sinop’a gelenler, kendilerini evlerindeymiş gibi hissediyor ve dinlenmek, denizden yararlanmak, rahat bir tatil geçirmek, gürültü ve stresten kurtulmak isteyenler Sinop’u tercih ediyor.

ANTİK SURLARLA ÇEVRİLİ BİR KENT Karadeniz’in bu şirin kentinde görülecek, gezilecek pek çok yer var. Saymaya başlayalım… M.Ö. 7’nci yüzyılda kenti korumak amacıyla yarımadanın üzerine kurulan Sinop Kalesi, aynı zamanda kentin simgesi… Roma, Bizans ve Selçuklular döneminde onarılarak aralıksız olarak kullanılmış. Günümüzde hâlâ özelliğini koruyan kalenin 2.050 metre uzunluğu, 25 metre yüksekliği, 3 metre genişliği olup, iki ana giriş kapısı bulunuyor. Kale duvarı şehri çevreliyor. Sinop Cezaevi de bir o kadar ünlü… Tersane alanında iç kalenin ortasında etrafı yüksek kale bedenleriyle çevrili bir alan... Bu özelliğinden dolayı mahkumların kaçışını imkânsız kılmış. Cezaevi Osmanlılar döneminde 1877 yılında kullanılmaya başlanmış, Cumhuriyet döneminde de uzun yıllar pek çok ünlü mahkum burada yatmış. Adına şarkılar, türküler yazılmış! Sinop’taki önemli tarihi eserlerden biri de Paşa Tabyası… Yarımadanın güney doğusunda 19’uncu yüzyılda Osmanlı-Rus savaşları sırasında denizden gelen tehlikeleri önlemek amacıyla inşa edilmiş. Yarım ay şeklindeki bu askeri yapı, 11 top yatağı bulunan cephanelik ve mahzenlerden oluşuyor. Sinop’un tarihi M.Ö. 4.500’lü yıllara kadar gidiyor. Prehistorik 22

NİSAN - APRIL 2014

facilities coming into service, the adoption of the idea of hostel by the locals, the increasing number and quality of entertainment places, contribute to the progress of tourism here. Encouraging new investments in the area would help Sinop become the tourism center of the Black Sea. These features combined with the respectful, hospitable and warm attitude of the people of Sinop towards tourists, Sinop appears as a calm place that is ever sought-after by tourists. Visitors of Sinop prefer this town to feel like home, recreate, benefit from the sea, have a cosy vacation, relieve their minds from noise pollution and stress.

SURROUNDED BY ANCIENT CITY WALLS There are many places to see in this cute little Black Sea town... Let’s begin with some of them... The Fortress of Sinop, that was built in the 7th century BC to protect the city, is the symbol of the town. The fortress had been continuously repaired and used by Romans, Byzantine and Seljuk. It has two main entrances and is as long as 2.050 meters, high as 25 meters and wide as three meters. The walls of the fortress surround the city. Sinop Prison is as famous as the fortress... It is an area surrounded by high walls within the fortress’ shipyard zone – which made it impossible for its prisoners to escape. It was first used in 1877 by the Ottoman. Many celebrated names served time here during the Republic too. Songs and ballads had been written to its name! Another significant historical structure is the Pasha Bastions... It was built on the southeast of the peninsula in the 19th century to ward off dangers that might come from the sea. This crescent-shaped military structure composes of armories and vaults with 11 cannonball bearings. The history of Sinop dates back to 4.500 BC. The findings from the prehistoric times are exhibited at the Museum of Sinop, which is in the city center. Pieces from the prehistoric, Hellenistic, Roman and Byzantine periods as well as icons collected from Sinop’s vicinities are on display here.


NİSAN - APRIL 2014

23


seyahat | travel

dönemden itibaren pek çok uygarlığa evsahipliği yapan kentte, yapılan kazılarda elde edilen buluntular ise Sinop Müzesi’nde sergileniyor. Müze, şehir merkezinde bulunuyor. Müze bünyesinde Prehistorik, Helenistik, Roma, Bizans dönemine ait eserlerle Sinop çevresinden toplanmış ikonalar sergileniyor. Akliman, Karadeniz kıyısında yer alan pek çok doğal ve turistik yöreden biri… Şehre 9 kilometre uzaklıkta olan bu sahil bölgesi, kilometrelerce uzanan ince beyaz kumu, ormanla denizin adeta kucaklaştığı orman içi piknik ve mesire yerleriyle ünlü... Kumsal boyunca plajlar, kamp-çadır yerleriyle moteller yer alıyor.

TÜRKİYE’NİN TEK FİYORDU: HAMSİLOS Sinop’taki en özel yörelerden biri ise Hamsilos Koyu… Akliman piknik alanına 1 kilometre uzaklıkta yer alan bu doğa mucizesi, denizin kara içine bir ırmak gibi girdiği, çevresi çam ağaçlarıyla kaplı, güzelliğine doyum olmayan Hamsilos Fiyordu ile mutlaka görülmesi gereken bir yer. Bu fiyord, aynı zamanda Türkiye’nin tek fiyordu... Kent merkezine 2 kilometre mesafede bulunan Karakum, Sinop Yarımadası'nı çevreleyen yol üzerinde yer alıyor. Mevcut plajları harika simsiyah kuma sahip. Yörede, kamu ve özel kişilere ait oteller, tatil köyü, kafe, restoran, bungalov tipi evler, kamp, çadır yerleri bulunuyor. Karakum aynı zamanda Sinop halkının yürüyüş parkuru... Bahçeler Mevkii ise şehrin girişinde iç limana bakan kısımda ağaçlarla kaplı kumsalı ve plajı bulunan mesire, piknik, kamp ve çadır alanı. Yanında kamu kuruluşlarının sosyal tesisleri bulunuyor. Bir diğer görülmesi gereken yöre de Mobil Mevkii… Gelincik Mahallesi’nin devamında yer alan bu bölge; plajları, otel, motel ve restoranlarıyla güzel bir tatil yeri. 24

NİSAN - APRIL 2014

Akliman is only one of the many natural attractions by the Black Sea... Located nine kilometers from the city, this coastal town is known for its thin white sand and picnic areas where the forest and the sea meets... Beaches, camping and tenting sites as well as motels are available along the coast.

TURKEY’S ONE AND ONLY FJORD: HAMSILOS Hamsilos Bay is one of the most special areas in Sinop. Located only one kilometer from Akliman, this natural wonder is absolutely worth visiting with its pine trees all around the area, the sea that looks like river flowing into the forest, and its fjord – which is the one and only fjord in Turkey... Situated two kilometers from the city center, Karakum is located on the road that travels around the peninsula of Sinop. Its beaches have wonderful dark sand. There are public and private hotels, holiday villages, cafes, restaurants, bungalows, camping and tenting sites in the area... Karakum also serves as a walking track for the people of Sinop. And Bahçeler is another picnic, camping and tenting site that has a beach and coast covered with trees. There are public utilities near the area. Another must-see place is the Mobil area. This place is near Gelincik neighborhood and is famous for its beaches, hotels, motels and restaurants.

THE NORTH END OF ANATOLIA Sinop was built as a ‘castle city’ and developed towards the Cape of Boztepe that connects to the east of Cape of İnce, that is the north end of Anatolia. Throughout its history, the city hadn’t gone beyond the fortress, thus served as a port


ANADOLU’NUN KUZEY UCU Sinop, Anadolu’nun kuzey yönde uç noktası olan İnce Burun’a doğu yönde bağlanan Boztepe Burnu tarafında bir kale-şehir olarak kurulmuş ve tarih boyunca doğu yönde gelişmiş. Tarih boyunca kale dışına pek taşmayan şehir bir liman kenti özelliği taşımış. Bölgenin kuzeydoğusundaki dış liman fırtınalara açık olduğu ve denizcilik bakımından kullanışlı sayılmadığı halde, Antikçağ’da daha çok bu limanın kullanıldığı biliniyor. Zamanla kum dolan ve kullanılamaz hale gelen bu limanı iç limana aynı dönemde bir kanal bağlarmış. Bu kanal, Selçuklular döneminde kapatılmış. Yarımadanın güney yönündeki içliman ise rüzgarlara kapalı konumuyla ve sakin deniziyle güney Karadeniz 'in en önemli limanıymış. Bu özellikleri yüzünden ‘Akdeniz’ ismini almış. Tarih boyunca işlek bir liman yaşantısı ve tersane faaliyeti bu limanda gerçekleşmiş. 19’uncu yüzyıla kadar tamamen ayakta duran surlardan ise günümüze büyük bir kısmı kalmış ve yıkıntılarından rekonstrüksiyonu yapılabilecek durumda... Şehir, doğu yönünde Boztepe Burnu’na doğru daha yoğun olarak gelişmiş. Aynı burundaki Hıdırlık Tepesi’nin, 187 metreye kadar yükseltisi bulunuyor ve nihayet deniz yönünde dik yarlarla kuşatılıyor. Bu sayede, şehrin deniz yönünden zaptedilmesi imkânsız hale geliyor.

city. Although the outer port, which is on the northeast of the region, was neither storm-proof nor efficient in naval operations, it had been used most often in the archaic times. This port, which had become unoperational over time because of all the sand that filled it, used to connect to the inner port with a canal. The canal was stuffed up by the Seljuk. The inner port on the south part of the peninsula was the most important port of the southern Black Sea as its position is wind-proof and the sea by is calmer. These features gave the name ‘Akdeniz’ (Mediterranean) to this place. Throughout the history, this port witnessed a busy port life and shipyard activity. The walls survived intact until the 19th century. This means that a major part of these walls made it to our day and the rest of it can be reconstructed using the ruins. The city rather developed towards the Cape of Boztepe. Hıdırlık Hill on the same cape is as high as 187 meters and it is surrounded by cliffs. This is how the city becomes impossible to seize from the sea.

THE BLACK SEA’S ANCIENT BASE OF TRADE Leading a bright and busy commercial and cultural life since the ancient times, Sinop maintained this character during the reigns of the Byzantine, Seljuk, Isfendiyarids and NİSAN - APRIL 2014

25


??????? | |??????????? seyahat travel

MEZOPOTAMYA İLE HELENİSTİK KÜLTÜRÜN BULUŞTUĞU İSİM

Antikçağ’da Paflagonya olarak adlandırılan bölgenin kuzey ucunda yer alan Sinop’un saptanabilen en eski adı ‘Sinope’. Bu kelimedeki ‘Sin’ köküyle Asur-Anadolu ilişkisi, Sinope ile de Yunan Nehir Tanrısı Asopos’un su perisi kızlarından Sinope kastedilmiştir, ki bu sebeple ismin kökeni İyonya’nın bölgedeki kolonizasyonuna bağlanabilir. Bir başka fikir de Amazon Kraliçesi Sinova’dır, ki bu mitin de nereden geldiği belli değildir. Yalnız bu kavmin Anadolulu olduğu inancı vardır. Grek etimolojisine yabancı olan ‘Sin’ ya da ‘Sind’ sözcüklerine Yunanistan’ın dışında, Pontus, Doğu Anadolu, İran ve Hindistan’da rastlanır. Bu da Sinope adının yerli Anadolu dillerinden gelmiş olabileceğini gösterir. Strabon ise kentin kurucusu olarak Arganotlar’dan Teselyalı Otolikos’u gösterir ve onun kenti ele geçirerek bir Yunan kolonisi kurduğunu yazar. Kentin ele geçirilmesi, kolonileştirmeden önce kentte yerli bir halkın yaşadığını ortaya koymaktadır.

WHERE MESOPOTAMIA AND HELLENISTIC CULTURE MEET

‘Sinope’ is the oldest known name of Sinop, which is at the north end of the region known as Paphlagonia in ancient times. The ‘sin’ in this word may be relating Anatolia to Assyria, or ‘Sinope’ may be referring to Greek river-god Asopos’ daughter Sinope, which relates the origin of the word to the Ionian colonization in the region. Another different opinion talks about Sinova, the Amazon Queen – basically nobody knows where this myth comes from. However, this society is thought to be Anatolian. The words ‘sin’ or ‘sind’ are not at all related to the Ancient Greek etymology, while these words are common in Pontus, Eastern Anatolia, Iran and India – outside of Greece. This might mean that the name Sinope may be from local Anatolian languages. Strabo points out Arganauts’ Likos of Thessaly as the founder of the town and writes that he seized the city to build a Greek colony. The city being seized reveals that there was a society that lived there, before the colonization.

KARADENİZ’İN TİCARET ÜSSÜYMÜŞ BİR ZAMANLAR Antikçağ’dan beri parlak ve yoğun bir ticari ve kültürel yaşantıya sahip olan Sinop, bu niteliğini Bizans, Selçuklu, Çandaroğlu ve Osmanlı yönetimlerinde de sürdürmüş, ayrıca kale ve tersanesiyle bölgenin en önemli askeri üslerinden biri olmuş. Bu durumunu Sinop Baskını'ndan sonra kaybetmeye başlayan kentteki gelişim süreci, güneydoğu ve batı yönündeki kentleşmeyle surların dışına taşmış. Ulaşım şebekesi olarak Antikçağ'dan beri geometrik yapısını koruyan Sinop'un ulaşım omurgasını, Boyabat yoluyla bu yolun şehir içindeki devamı 26

NİSAN - APRIL 2014

Ottoman, besides became one of the most important military bases of the region with its fortress and shipyard. The development process in the city, which faded out after the Battle of Sinop, had spread outside the fortress walls through the urbanization of the southeast and west parts. Sinop also maintained its geometrical transportation network since the ancient times. The baseline starts from Boyabat, changes its name to Sakarya in the city, and includes Cumhuriyet and Fatih avenues. The most important vertical approach road is the Gazi Street that passes by the Office of the Governor


NİSAN - APRIL 2014

27


??????? | |??????????? seyahat travel

olan Sakarya, Cumhuriyet ve Fatih caddeleri oluşturuyor. Bu eksendeki en önemli dikey bağlantı, Valilik ve Belediye önünden geçen Gazi Caddesi... Sinop doğal güzelliklerinin yanı sıra, birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olmanın verdiği avantajla oldukça fazla sayıda arkeolojik ve tarihi eseri de sınırları içerisinde bulunduruyor. Sinop ili ve ilçelerinin tümünde MÖ 3.000’lere uzanan Tunç Çağı’na ait eserlerden Osmanlı dönemine kadar uzanan tarihsel döneme ait çok sayıda eseri görmeniz mümkün. Sinop deyince akla hemen deniz ve tarihi cezaevi gelse de alternatif birçok turizm çeşidine de olanak sağlayan bir yapısı var. Doğa, yaban hayatı, su, dağ ve park gibi yerlerde farklı aktiviteler ve macera yaşama, muhteşem doğal güzelliklerini seyretme isteğinde olan turistler için Sinop bir cazibe merkezi... 28

NİSAN - APRIL 2014

and the Municipality... In addition to its natural beauties, Sinop also has the advantage of having sheltered various civilizations throughout its history; there are quite a lot of archaeological and historical artifacts here. All around Sinop and its vicinities, you can see Bronze Age artifacts from 3000 BC as well as late history artifacts, such as from the Ottoman Period. Although its fortress prison andAthe sea first come to minds when Sinop is mentioned, this town is open to many alternative holiday ideas too. Visitors can enjoy its nature, wild life, water, mountains and parks, where they can create and participate in different activities and adventures as well as just lean back and watch the scenery.


NİSAN - APRIL 2014

29


??????? uçuş noktası | ??????????? | flight point

SİNOP HAVALİMANI Karadeniz’in turistik uçuş noktası olmaya aday

SİNOP AIRPORT

Up for becoming the Black Sea’s flight point Pisti yenilenen ve 5 Şubat günü yeniden uçuşa açılan Sinop Havalimanı’ndan İstanbul Atatürk Havalimanı’na halihazırda THY tarafından haftanın her günü düzenli olarak sefer yapılıyor. 14 Nisan itibarıyla ise Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan Borajet tarafından seferler düzenlenmeye başlayacak. Sinop Airport, whose runway has been renewed and reopened on 5 February, offers daily flights to İstanbul Atatürk Airport by Turkish Airlines. As of 14 April, passengers will be able to arrive at İstanbul Sabiha Gökçen Airport too, by BoraJet. 30

NİSAN - APRIL 2014


Karadeniz’in en ilginç doğal güzelliklerine sahip, ülkemizin turizm potansiyeli çok yüksek bir kenti Sinop. Henüz bu potansiyelin yüzde birini bile değerlendirebilmiş değil. Bunun temel sebeplerinden biri yeterli turizm yatırımı olmaması, diğeri ise ulaşım açısından biraz sorunlu bir bölgede bulunması… İşte bu sebeple hava ulaşımı Sinop ekonomisi açısından büyük öneme sahip. Ve yenilenmiş havalimanıyla Sinop, geleceğe biraz daha güvenle bakıyor.

Sinop, where one can witness the most interesting natural beauties of the Black Sea, has quite high potential in tourism. However, not even one percent of this potential is in use. One of the main reasons is the lack of investment; and another one is the region’s geography that complicates transportation... This is why air transport may be of vital importance for the economy of Sinop. And Sinop is confident about the future now that it houses a new airport.

1993 YILINDA DHMİ’YE DEVREDİLDİ

HANDED DOWN TO SAA IN 1993

Sinop Havalimanı; NATO’ya bağlı askeri havaalanı olarak kullanılmaktayken 1992 yılında sivil hava trafiğine açıldı ve 21 Mayıs 1993 tarihinde DHMİ’ye devredildi. Havalimanındaki mevcut tesisler kuruluş amacına uygun olarak tadil ve tevsi edildi, pist boyu uzatıldı, pist aydınlatması, seyrüsefer yardımcı cihazları binası tesis edildi. Sinop Havalimanı 1993 tarihinde ‘hava hudut kapısı’ ilan edilerek uluslararası uçuşlara açıldı. Günümüzde ise fiili olarak uluslararası uçuş gerçekleşmiyor. 23 pist başı denizden 7 feet yükseklikte konuşlandırılmış bulunan, şehirden uzaklığı 8 kilometre, kaldırma gücü PCN 40 olan, 05/23 istikametinde 1.652 x 30 metre beton pistle 250 x 15 metre ebatlarında beton taksiyolu 135x98, 5x63x25x60x75 metre ebatlarında beton apronu bulunan Sinop Havalimanı’nda 2001 yılı sonuna kadar hizmet verildi.

Sinop Airport was a military airport operated by NATO until 1992, when it was opened to civil air traffic. The airport was handed down to SAA on 21 May 1993. The existing facilities within the airport have been modified and extended in line with the foundational purposes; the length of runway has been extended too. Runway illumination and aids to navigation buildings have been established. Sinop Airport was declared as ‘the air entry point’ in 1993, thus was opened to international flights – which are not taking place currently. Eight kilometers away from the town, Sinop Airport offered its services until the end of 2001. Its features included: 23 runway heading at 7-feet altitude; 1.652x30 meters, 05/23 bound, concrete runway with a lifting power of 40 PCN; 250x15 meters concrete taxiway; 135x98, 5x63x25x60x75 meters concrete apron.

YEDİ YIL KAPALI KALDI! 2001 tarihinden sonra Bakanlar Kurulu Kararı ile verimli olmadığı gerekçesiyle hava trafiğine kapatılan havalimanı mevcut tesisleri yeniden tadil edilerek 13 Haziran 2008 tarihine kadar hava trafiğine kapalı kaldıktan sonra belirtilen tarihte hava trafiğine açıldı ve 15 Temmuz 2008 tarihinde de Türk Havayolları tarafından tarifeli iç hat seferlerine başlandı.

In 2001, the airport had been closed to air traffic by Cabinet Decision on the grounds that it wasn’t efficient. Remaining closed until 13 June 2008, the airport’s existing facilities had been renewed in the meantime. Turkish Airlines launched scheduled domestic flights as of 15 July 2008.

YENİLEME ÇALIŞMALARIYLA YENİDEN HİZMETE GİRDİ

CAME INTO SERVICE AFTER THE RENOVATIONS

Tarifeli seferler öncelikle haftada üç gün; pazartesi, çarşamba, cumartesi olarak icra edilmekteyken yolcu potansiyeli nedeniyle cuma günleri de dahil edilerek haftada dört sefer düzenlenmeye başlanıldı. Bilahare haftanın her günü tarifeli (İstanbul-Sinop-İstanbul) seferi yapılmaktayken mevcut PAT sahalarının ekonomik ömrünü doldurması nedeniyle pist tevzi onarımıyla yeni apron ve taksiyolu yapımı işi kapsamında ihale edilerek 1 Ocak 2013 tarihinde havalimanı uçak trafiğine kapatıldı. Mevcut pist tamamen kaldırılarak yerine bölgenin yağışlı bir bölge olması da dikkate alınıp, pist mevcut zemin koduna göre yükseltilerek uzatılıp, genişletilerek 1.980 metre uzunluğunda 45 metre genişliğinde 110 PCN mukavemetinde beton pist inşa edildi ve 23 pisti papileri devreye alınarak halen apron ve taksiyolu yapımı

Initially, scheduled flights took place on mondays, wednesdays and saturdays. Shortly after, the passenger potential enabled fridays too, increasing the number up to four times a week. Later on, scheduled flights (İstanbulSinop-İstanbul) covered the entire week, while the existing PAT fields expired economically, leading to the airport’s closing on 1 January 2013 with an auction for its repair of runway, apron and taxiways. The existing runway was removed completely and a new runway has been installed taking into account that Sinop is a rainy zone. The runway has been extended up to 46 meters and elevated according to the ground level to 1980 meters. A lifting power of 110 PCN has been installed. 23 runway PAPI (Precision Approach Path Indicator) have been activated. The construction of the

REMAINED CLOSED FOR SEVEN YEARS

NİSAN - APRIL 2014

31


??????? uçuş noktası | ??????????? | flight point

inşaatı devam etmekle birlikte halkımıza hizmet verebilmek için mevcut taksiyolu ve apron kullanılarak 5 Şubat 2014 tarihinde uçak trafiğine yeniden açıldı.

ILS SİSTEMİ DE DEVREYE GİRECEK Pist elektrik aydınlatmayla yaklaşma ışıkları montajları tamamlanmış olup yaklaşma ışıklarının ve 05 papileri hava şartları müsait olduğu takdirde Mart 2014 ayı içerisin de uçuş kontrole müteakip hizmete verildi. Ayrıca havalimanı içinde VOR, NDB, DME seyrüsefer yardımcı cihazları ve DHMİ’ye bağlı olarak faaliyetini sürdüren İnebolu VOR İstasyonu ‘enroute& olarak kesintisiz hizmet veriyor. ILS sistemine ait cihazlar alınmış olup en kısa süre içersin de montajının yapılması bekleniyor. 86 araçlık otoparka sahip olan havalimanında halen izdüşümü 600 metrekare olan ve 150 bin yolcu/yıl kapasiteli terminal binasında hizmet sürdürülüyor. Yeni terminal binası ve mütemmimlerinin projeleri tamamlanmış olup, bu yıl içerisinde ihale edilmesi bekleniyor.

SABİHA GÖKÇEN’E SEFERLER BAŞLIYOR Halihazırda havalimanından THY tarafından haftanın her günü İstanbul (Atatürk Havalimanı-Sinop-İstanbul (Atatürk Havalimanı) seferleri düzenli olarak yapılıyor. 14 Nisan 2014 tarihinden itibaren de Borajet tarafından haftanın dört günü pazartesi, çarşamba, cuma ve pazar günleri İstanbul (Sabiha Gökçen)-Sinop- İstanbul (Sabiha Gökçen) seferlerine başlanacak.

YOLCU SAYISI HER YIL ARTIYOR 13 Haziran 2008 tarihinde hava trafiğine açılan ve tarifeli ve tarifesiz seferlere hizmet veren Sinop Havalimanı’nda yıllar itibarıyla yolcu sirkülasyonunda artışlar oldu. 2013 yılında inşaat nedeniyle sefer yapılmadığından 2012 Şubat ayıyla kıyaslandığında 4 bin 42 yolcuya karşılık 2014 Şubat ayında 6 bin 506 yolcu sirkülasyonu yaşandı. Yolcu sayısında aynı dönem itibarıyla yüzde 62’lik artış oldu. Mart ayında ve müteakip aylarda da aynı oranlarda artışın devam edeceği bekleniyor. Havalimanında halihazırda hafta içi beş gün 08.30/17.00 L, cumartesi günü 13.30/17.00 L, pazar günüyse 09.00/12.00 L saatleri arasında ulusal ve uluslararası kurallara uygun bir şekilde hizmet veriliyor. Pist aydınlatma sistemlerinin hizmete verilmesine müteakip, gerektiğinde yedi gün 24 saat ulusal ve uluslararası kurallara uygun bir şekilde kesintisiz hizmet verebilecek.

Tarih 2008 (15/08/2008 tarihinden itibaren) 2009 2010 2011 2012 2013 2014 (05/02/2014- 28/02/2014) 32

NİSAN - APRIL 2014

Yolcu sayısı 14.464 47.195 57.768 58.723 66.876 İnşaat nedeniyle kapalı 6.506

apron and the taxiway is continuing. This is why the existing taxiway and the apron have been opened to air traffic as of 5 February 2014, so that the people continue to receive services.

ILS IS TO BE SWITCHED ON The runway’s electrical illumination and approach lights have been installed. Supposing that the weather will be in good condition, the approach lights and 05 PAPI will become operational in March 2014, following air traffic control. The VOR, NDB, DME aids to navigation are at service 24 hours at the airport, and so is İnebolu VOR Station, which reports to SAA, enroute and 24 hours. The ILS devices have been delivered and will be installed in the shortest time. Services are active at the airport, which has an area of 600 square meters, a parking area for 86 cars and a capacity of 150 thousand passenger/year. The project for a new terminal building and its supplements has been prepared and this year an auction is planned.

FLIGHTS TO SABİHA GÖKÇEN Currently, Turkish Airlines flies to İstanbul (Atatürk AirportSinop-Atatürk Airport) from Sinop Airport every day of the week. On 14 April 2014 BoraJet launches flights to İstanbul (Sabiha Gökçen-Sinop-Sabiha Gökçen) from Sinop Airport, that will take place on mondays, wednesdays, fridays and sundays.

PASSENGER NUMBERS INCREASE Opened to air traffic on 13 June 2008 with scheduled and nonscheduled flights, Sinop Airport increased its passenger numbers over the years. When compared with February 2012 – since there were no flights in 2013 due to maintenance – we can see that the number of passengers increased from 4 thousand 42 up to 6 thousand 506 in February 2014. This rise means 62 percent growth. We are expecting this increase to continue in March and the following months. Currently, the airport offers its services between hours 08.30/17.00 L five days in week days, between 13.30/17.00 L on saturdays and 09.00/12.00 L on sundays, in line with national and international codes. Following the launch of runway illumination systems, the airport is going to be able to service 24 hours and seven days if necessary.

Date 2008 (as of 15/08/2008) 2009 2010 2011 2012 2013 2014 (05/02/2014- 28/02/2014)

Number of Passengers

14.464 47.195 57.768 58.723 66.876 Closed for maintenance

6.506


NİSAN - APRIL 2014 OCAK - JANUARY 2014

33 71


hobi | hobby

Gökyüzü çiçek açacak The skies blossom

34

mart - march 2014


Uçurtma tutkunu çocuk ve büyüklerin merakla beklediği o aylar geldi ve uçurtma sezonu başladı. Uçurtma uçurmaya en elverişli ayların başlangıcı sayılan mart ayının gelmesiyle birlikte, birbirinden renkli, birbirinden nazlı uçurtmalar, özgürlüğün ve temiz bir doğanın sembolü olarak gökyüzünde süzülmeye başladı. Curiously expected by children and adults, the kite-flying season has started finally. Together with the end of March, that is considered as the beginning of the kite-flying season, colorful and delicate kites have already started sailing the skies, representing freedom and clean nature. Yazı - By: Elif İzgi Uluyüz

mart - march 2014

35


hobi | hobby

Uçurtma kimileri için bir sokak oyunu olmaktan çok bir tutku... M.Ö. 300’lü yıllarda Çin’de doğan, Çin’de doğup Uzakdoğu’da hızla yayılan uçurtma, ünlü kâşif Marco Polo tarafından 1295 yılında Malaya Adaları’ndan satın alınarak Hollanda’ya götürüldü ve bu şekilde Avrupa ülkeleri uçurtmayı tanıdı ve hızla yaygınlaştı. Avrupa’ya ulaşan uçurtma, burada ciddi bir değişim geçirerek çift ipli, dört ipli uçurulmak suretiyle, havada şekiller çizen gösteri uçurtmaları haline dönüştürüldü. 13’üncü yüzyılda Avrupa’ya, 15’inci yüzyılda ise ülkemize ulaşan uçurtma, aradan yüzlerce yıl geçmesine ve teknolojinin o baş döndürücü hızına rağmen, hâlâ en sevilen ve eskimeyen sokak oyunlarımız arasındaki yerini koruyor. Uzakdoğu’da dini ayinler ve inanışlarda kullanılan, savaşlarda haberleşme aracı olarak kendine yer bulan, batıya geçtiğinde ise pek çok bilimsel deneyde aktif rol alan uçurtma, ülkemizde ise hâlâ bahar oyuncağı olarak algılanmaya devam ediyor. Mart ayının gelmesiyle birlikte, uçurtmasını kapan küçükler ve uçurtma tutkunu büyükler, onları güvenle uçurabilecekleri alanlara koşuyor. 36

NİSAN - APRIL 2014

Flying kites is more of a passion for some, while others take it as a street game. Dating back to 300 BC in China, the first kites spread out to the Far East rapidly and eventually ended up in the hands of famous explorer Marco Polo in 1295 in Malaya and was brought to the Netherlands. This is how Europe met with kite. After undergoing major changes here, kite then became something with changing numbers of strings that is flied in the air for show. Kite-flying, that came to our country in the 15th century, is still one of the most popular outdoor activities that just doesn’t get boring despite the many centuries that have passed and the attraction of high technology. Used as a religious tool during rituals and ceremonies and as a communication channel during wars in the Far East, kite plays an active role in scientific researches in the West, while it is known as a ‘spring toy’ in our country. With the arrival of spring, people of all ages who have a passion for kite-flying run to areas where they can safely enjoy this activity! TURKEYS FIRST AND ONLY KITE MUSEUM Talking about kite culture and kite passion in Turkey, the next thing that comes to mind is the Mehmet Naci



??????? hobi | hobby | ???????????

TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK UÇURTMA MÜZESİ Türkiye’de uçurtma kültürü ve tutkusu denilince, uçurtmanın kendisinden sonra akla ilk gelen şey ise; İstanbul Üsküdar’da bulunan Üsküdar Belediyesi Mehmet Naci Aköz Uçurtma Müzesi ile Uçurtma Atölyesi... Türkiye’de uçurtmanın duayeni olarak kabul edilen ve kendini adeta uçurtmaya adayan ve bu güzel oyunun tarihe karışmaması için mücadele eden İstanbul Uçurtmacılar Derneği Başkanı ve Avrupa Sportif Uçurtmacılık Federasyonu (STACK) Türkiye Milli Direktörü Mehmet Naci Aköz tarafından kurulan müze ve uçurtma atölyesi, Türkiye’de alanında bir ilk ve tek olma özelliği taşıyor. Dünyanın 26 ülkesinden 2 binden fazla uçurtma ve uçurtmayla ilgili malzemenin Aköz Kite Museum and Workshop supported by Üsküdar Municipality in İstanbul. Accepted as the doyen of kite-flying, Mehmet Naci Aköz, who simply devoted himself to kites and campaigned for this beautiful game so that it doesn’t vanish, is the Head of İstanbul Kitefliers Association and the National Director of European Sport, Team and Competitive Kiting (STACK). Mr. Aköz established the museum and the kite workshop as a first in the country. The kite museum, where over 2 thousand kite-related material and object from 26 different countries in the

38

NİSAN - APRIL 2014

UÇURTMANIN TARİHÇESİ

D Uçurtmanın ilk yapılış tarihi olarak çeşitli kayıtlar M.Ö. 300 yıllarını gösteriyor. D Uçurtmanın anavatanının Çin olduğu ve Çin’in Weifang şehrinin uçurtmacıların başkenti olduğu çeşitli bilgi ve belgelerle de ifade ediliyor. D Dünyanın en büyük uçurtma müzesi Weifang şehrinde ‘Dünya Uçurtma Meydanı’nda bulunuyor. Bu meydana çakılan 18 yer plaketlinden biri de İstanbul Uçurtmacılar Derneği’ne ait. D Uçurtma, özellikle Uzakdoğu’da Çin, Japonya, Tayvan ve Endonezya’da halkın en eski yöresel eğlencelerinden biri oldu. Uçurtmanın Uzakdoğu tarihinde çok önemli bir yeri olduğu şüphesiz. Aynı zamanda pek çok farklı amaç için de kullanıldığını tarihe düşülen not ve belgelerden öğrenmekteyiz.

THE HISTORY OF KITE-FLYING

D Various records show that the first kite was made in the 3000 BC. D It is documented that the homeland of kite is China and that Weifang is the capital of kitefliers. D The world’s largest kite museum is located at the World Kite Plaza in Weifang. One of the 18 plaques placed on the ground is in the name of İstanbul Kitefliers Association. D Kite-flying is one of the oldest local entertainment activities in the Far East, especially in China, Japan, Taiwan and Indonesia. No doubt that kites have a special place in the history of Far East. We also read that this fun invention was used for various other reasons.


SADECE BİR OYUNCAK DEĞİLDİ!

D Çeşitli savaşlarda haberleşme, düşmanı korkutma ve gövde gösterisi yapma aracı olarak kullanıldı. D Köylülerin hasat mevsiminde eğlence ve bolluk olması için tanrılarına yakarış aracıydı. D Yeni doğan bebeklerin üzerinden kötü ruhları kovduğuna inanılırdı. D Karada otururken dev balıkları havadan yakalama aracı olarak da kullanıldı. D 1572’de Benjamin Franklin’in şimşeğin elektriksel yapısını uçurtma marifetiyle buldu. D 1884’de Guglielmo Marconi, Atlas Okyanusu’nun bir kıyısından diğerine yaptığı radyo yayınlarında uçurtmayı anten yükseltmede kullandı. D 1906’da San Francisco depreminin sonuçlarının fotoğraflanmasında uçurtma kullanıldı. D Ünlü Niagara Şelalesi’nin üzerindeki ilk köprünün halatlarının karşıdan karşıya geçirilmesi, yine bir çocuğun uçurtması marifetiyle oldu.

IT WASN’T JUST A TOY!

D Kites were used during wars for communication, for holding up the enemies and as a show of force. D During harvest seasons, it was a tool used by villagers to pray to god for fun and fertility. D It was believed to ward off evil spirits of newborn children. D Kites were used to catch big fish from air when the fisher had to remain on land. D In 1572, Benjamin Franklin discovered the electricity of lightning with the help of kite. D In 1884, Guglielmo Marconi used kite to elevate the radio antenna on his boat during his trip from one end of the Atlantic Ocean to the other. D Kites were of great help in photographing the San Francisco earthquake catastrophe in 1906. D The ropes for the Niagara Falls bridge were brought over to the other side thanks to the kite-flying skills of a child.

sergilendiği müze, tamamen ücretsiz hizmet veriyor. Müzeye gelenler, bir yandan dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen birbirinden renkli, birbirinden ilginç uçurtmaları incelerken, diğer yandan dünya uçurtma kültürü hakkında bilgi edinme şansı bulabiliyor. Müzenin hemen alt katında bulunan Uçurtma Atölyesi ise, ziyaretçilere sadece malzeme ücreti karşılığında ve usta eğitmenler eşliğinde, uçurtma yapımını öğrenme ve kendi uçurtmalarını yapma şansı tanıyor. Üsküdar Belediyesi Mehmet Naci Aköz Uçurtma Müzesi’nde, ağırlıklı olarak okullara ve sivil toplum kuruluşlarına yönelik gerçekleştirilen interaktif müze programı ve uçurtma atölye çalışmalarıyla yeni nesile uçurtma kültürü tanıtılıp sevdirilirken, büyüklere de bu çocukluk tutkuları hatırlatılıyor. Bütün bu çalışmalarla, uçurtma kültürünün daha geniş kitleye yayılması hedefleniyor.

world are on display, is open to visit free of charge. Visitors enjoy the opportunity to have a close look at the many colorful kite materials that came from around the world and learn about the kite culture in the world. And the kite workshop offers visitors the chance to learn how to make kite. The courses are given by masters of the area and only in exchange of material expenses. Üsküdar Municipality’s Mehmet Naci Aköz Kite Museum organizes interactive museum tours and workshop hours especially for schools and non-governmental organizations; this way contributing to the recognition of kite culture by new generations and also refreshing memories of older ones. All these operations aim generalizing kite culture. NİSAN - APRIL 2014

39


??????? hobi | hobby | ???????????

40

İSTANBUL UÇURTMACILAR DERNEĞİ

İSTANBUL KITEFLIERS ASSOCIATION

1998 Yılında kurulan İstanbul Uçurtmacılar Derneği uçurtma kültürünün ülkemizde geliştirilmesi konusunda oldukça gayretli çalışmalar sürdürüyor. Bu çalışmalardan biri de ülkemizin ilk ve halen tek uçurtma müzesi olan Üsküdar Belediyesi Mehmet Naci Aköz Uçurtma Müzesi, yakın zamanda gerçekleştirdiği tadilat ve yenilenme sonucunda iki ayrı müze salonu, üç uçurtma atölyesi alanı, bir okuma salonu ve film kulübüyle birlikte 500 metrekarelik kapalı alana kavuştu Ağırlıklı olarak okullara ve sivil toplum kuruluşlarına yönelik gerçekleştirilen müze gezileri ve uçurtma atölye çalışmalarıyla uçurtma kültürü yaygınlaştırılmaya çalışılıyor. Yurtiçinde gerçekleştirdiği uçurtma şenlikleri, festivaller, uçurtma atölyeleri ve gezici uçurtma müzesi sergilerinin yanında yurtdışındaki organizasyonları da takip eden dernek, son olarak katıldığı (Kasım 2011) Uluslararası Şenzen (Çin) Uçurtma Festivali’nin ardından bu kez (27– 31 Mart 2012) Hindistan’ın Jaipur kentinde gerçekleştirilecek ve onlarca ülkenin katılacağı uluslar arası uçurtma festivalinde ülkemizi temsil etti.

Established in 1998, İstanbul Kitefliers Association has made zealous efforts to develop the culture of kite in our country. The one and only kite museum of our country, Üsküdar Municipality’s Mehmet Naci Aköz Kite Museum recently has gone through a number of modification and restorations to offer services in a closed area of 500 square meters with two museum halls, three kite workshop areas, a reading lounge and a film club. Tours and workshop hours, that are especially preferred by schools and non-governmental organizations, aim to generalize kite culture in our country. The association takes part in international organizations as well as its own production kite-flying festivals, workshop sessions and mobile kite museums. Most recently, in November 2011 represented our country at the Shenzhen International Kite Festival and in March 2012 in Jaipur, India.

NİSAN - APRIL 2014


NİSAN - APRIL 2014

41


mutfak kültürü | culinary culture

Geçmiş zamandan sütlü tatlı tarifleri

Milk pudding recipes from past times Hafiftirler, şeker oranları azdır ve bu sebeple iç bayıltıcı değildirler ve en önemlisi sağlıklıdırlar. Sütlü tatlılar Türk mutfağının vazgeçilmezleridir. Tavukgöğsü gibi pek az mutfak kültüründe rastlanacak ilginç malzeme bileşimleri de, atalarımızın bu tatlılara ne kadar önem verdiklerinin bir göstergesidir. They are light, low in sugar, thus never queasy, and most importantly, always healthy. Milk pudding varieties are essentials in the Turkish cuisine. Interesting ingredient combinations such as the chicken breast pudding show the importance our ancestors attached to this type of desserts. Yazı - By: Ömür Akkor

Tatlı bizim mutfağımızın vazgeçilmezidir. Sütlü tatlılar da Türk mutfağının temellerinden biri sayılır. Bu yazımda sizlere içeriğinde daha fazla süt bulunan ve mutfağımızda en çok yapılan ve yanı sıra da unutulan süt tatlılarından bahsedeceğim. Özellikle 'zülbiye' tarihi ve tarifi açısından biraz ilginç, yıllar önce Beyazıt Kütüphanesi’nde karıştırdığım Akşam gazeteleri arasında bulduğum köşe yazısından size aktarıyorum; “… karın tokluğundan bahsedilirken ‘Allah ziyade etsin’ler arasında ‘zülbiye olsa yemem’ derlerdi. Bundan da anlaşılıyor ki zülbiye tatlıların en fevkaladesi imiş. Maalesef ne onu ağzına koymuş bahtiyarlara rastladım, ne de nasıl şey idüğünü bilene…” (Sermet Muhtar Alus, Eski Günlerde Meşhur Yemekler - 19 Ocak 1940, Akşam Gazetesi) İşte zülbiyenin hikâyesi 1940’larda kaybolmuşken bu yazımızda karşımızda... Yapanların eline sağlık, yiyenlere afiyet olsun... 42

NİSAN - APRIL 2014

Desserts are among the essentials of our cuisine and milk pudding varieties form the base of Turkish desserts. In this article, I am going to talk about these specific type of desserts, some of which have been forgotten. Especially ‘zülbiye’ is an interesting one with its history and recipe. I’m quoting from a column I found years ago in a newspaper in Beyazıt Library: “... When talking about being full (in the stomach), they would add ‘I couldn’t eat zülbiye even if there was some’ next to wishes for abundance from Allah. It is understood that ‘zülbiye’ was the most exceptional dessert back then. Unfortunately, I never met anyone who tasted it, or who could explain what it was made of...” (Sermet Muhtar Alus, Great Food of the Old Times - 19 January 1940, Akşam Newspaper) You see, the story of zülbiye once again presents itself in this article, after being sought for back in the 1940s... God bless the hands that make, and ‘bon appetite’ for those who will eat...


ZÜLBİYE MALZEMELER: Bir su bardağı süt, iki buçuk su bardağı un, bir çay bardağı nişasta, bir çay bardağı zeytinyağı, kızartma için yağ, iki yumurta, 1 kilo tozşeker, iki dilim limon, bir su bardağı ceviz içi, bir çay bardağı tozşeker, dört su bardağı su… TARİFİ: Süt ve bir su bardağı su tencerede kaynatılır. Kaynayınca un ilave edilerek pişirilir. Bir taşım kaynadıktan sonra dinlendirilir. Ilıyınca zeytinyağı ve nişasta eklenerek iki yumurta daha katılır ve hamur yapılır. Hamurdan biraz koparılır, avuç içinde parmak kalınlığında yuvarlanır ve düğüm yapılır. Hazırlanan bu hamur kızgın yağda kızartılır. Şeker, su ve limonla hazırlanan şerbete kızaran hamurlar atılır. Üzerine şeker ve havanda dövülmüş ceviz dökülerek servis edilir. Şerbet yerine pekmez ya da bal da kullanılabilir.

INGREDIENTS: One cup milk, two-half cup flour, half cup starch, quarter cup olive oil, more oil for frying, two eggs, one kilo granulated sugar, two slices of lemon, one cup crushed walnuts, quarter cup granulated sugar, four cups water… RECIPE: Boil milk and one cup water in a pot. Add flour and continue cooking. After it comes to boil again, let it rest. Once it becomes tepid, add starch and two eggs to make a dough of it. Pull pieces of dough off and roll into finger-shape, then tie a knot. Deep fry the dough pieces. Prepare the sherbet on the side, by mixing sugar, water and lemon. Combine fried pieces with the sherbet. Sprinkle with some sugar and crushed walnuts. You can use molasses or honey as a substitute for sherbet.

SÜTKERİYE (SÜTKERİ) MALZEMELER: 1 kilo süt, yarım kilo tereyağı, iki buçuk su bardağı un, 400 gram tozşeker, bir tatlı kaşığı tarçın… TARİFİ: Un ve tereyağı bir tencerede 45 dakika ağır ağır kavrulur. Kavrulma işlemi bittikten sonra üzerine şeker ve sütü de ilave edilerek karıştırılmaya devam edilir. Kaynamaya başlayınca 10 dakika daha pişirilip tepsiye alınır. Tepsi ateşe oturtulur ve altı kızarana kadar pişirilip, tarçınla birlikte servis edilir. Bu tatlı eskiden sadece kömür ateşinde pişirilirmiş.

INGREDIENTS: One kilo milk, half kilo butter, twohalf cup flour, 400 grams granulated sugar, 1 teaspoon cinnamon… RECIPE: Roast and dry flour and butter slowly, in 45 minutes. Keep on mixing as you add sugar and milk. Once boiling, cook 10 more minutes and pour on a tray. Place on heat until the bottom layer turns brown. Serve with cinnamon. In the past, they cooked this dessert on coal fire. NİSAN - APRIL 2014

43


??????? |kültürü mutfak ??????????? | culinary culture

ASUDE

44

MALZEMELER: 1 litre süt, bir su bardağı buğday nişastası, iki buçuk su bardağı toz şeker, yarım çay bardağı gülsuyu, yarım çay kaşığı şerbet boyası, bir kibrit kutusu loğusa şerbeti şekeri, yazın servis yapılacaksa bir su bardağı kırık buz, bir su bardağı su…

INGREDIENTS: One liter milk, one cup wheat starch, two-half granulated sugar, less than quarter cup rose water, a couple drops of sherbet dye, matchbox-size puerpera sherbet sugar, one cup fragmented ice and one cup water if served in summer...

TARİFİ: Süt, nişasta ve şeker kısık ateşte karıştırılarak muhallebi kıvamına gelinceye kadar pişirilir. Kıvama gelen tatlı; tepsiye dökülerek soğutulur. Soğuyan muhallebi dilimlenir. Diğer yanda loğusa şekeri, su, gülsuyu, yarım su bardağı tozşeker ve şerbet boyası iyice karıştırılır. Hazırlanan bu şerbet tepsideki tatlının üzerine dökülerek servis yapılır. Yazın hazırlanan şerbete buz ilave edilir.

RECIPE: Add milk, starch and sugar in a pot and cook at medium heat until it thickens. Pour in a tray and let it cool. In the meantime prepare the other mixture with puerpera sherbet sugar, water, rose water, half cup granulated sugar and sherbet dye. Slice the tray up. Pour the sherbet over, add ice when serving if the season is summer.

NİSAN - APRIL 2014


SÜTLAÇ (RISE PUDDING) MALZEMELER: 1 kg süt, 180 gr şeker, 50 gr tereyağı, 100 gr krema, 100 gr haşlanmış pirinç, 45 gr nişasta, 45 gr süt… TARİFİ: Süt, şeker, tereyağı ve krema bir tencerenin içinde kaynamaya bırakılır. Bir kabın içinde nişasta ve süt karıştırılır ve süt kaynadıktan sonra yaptığımız bu karışım süte ilave edilir. Süt 2 dakika daha kaynatılır. Daha sonra haşlanmış pirinç de eklenerek bir kez karıştırılıp hazırladığımız altı sütlaç kasesinin içine eşit bir şekilde paylaştırılır. Derin bir tepsinin içine su konur ve altı sütlaç kasesi içine yerleştirilir. Önceden 240 dereceye ısıttığımız bir fırında yaklaşık 10 dakika üstü kızarana kadar pişirilir. Fırından çıkınca soğutulup servis edilir.

INGREDIENTS: One kilo milk, 180 grams sugar, 50 grams butter, 100 grams cream, 100 grams boiled rice, 45 grams starch, 45 grams milk… RECIPE: Boil milk, sugar, butter and cream in a pot. Mix starch and some milk in another container and add this to the boiling pot. Let it boil for two more minutes. Finally, add boiled rice, mix once and pour into glass cups for six portions in total. Fill a hollow oven tray with cold water and place the cups in it. Preheat the oven at 240 Celsius degrees and bake for 10 minutes, until the top layer turns brown. Serve cold.

NİSAN - APRIL 2014

45


??????? |kültürü mutfak ??????????? | culinary culture

TAVUK GÖĞSÜ (CHICKEN BREAST)

46

MALZEMELER: Bir tavuk gögsü, 1 litre süt, bir çay bardağı nişasta, bir çay bardağı pirinç unu, bir su bardağı şeker, bir su bardağı su, bir tatlı kaşığı tarçın…

INGREDIENTS: One chicken’s breast, one liter milk, half cup starch, half cup rice flour, one cup sugar, one cup water, one teaspoon cinnamon…

TARİFİ: Tavuk gögsünü küp küp doğrayın ve 45 dakika haşlayın. Haşlanan tavuk gögsünü bir havan yardımıyla bir güzel dövün ve didik didik olmasını sağlayın. Didiklenmiş tavuk gögsünü bir kaç kez bir süzgeç yardımıyla yıkayıp süzün. Bir tencerede sütü ve tavuk gögsünü beraberce haşlamaya başlayın. Kaynamaya başlayınca altını kısın. Diğer yanda bir kabın içinde suyu, nişastayı ve pirinç ununu karıştırın. Hazırladığınız bu sosu azar azar kaynayan süte yedirin. Daha sonra şekeri de ekleyerek 20 dakika kıvam alana kadar kısık ateşte pişirin. Pişen tavuk gögsünü kaselere alarak dinlenmeye bırakın (en az 6 saat)… Üzerine bol tarçın serperek servis edin.

RECIPE: Dice the chicken breast and boil for 45 minutes. Pound the pieces with the help of a mortar and pestle, pull to shreds. Wash and drain the shreds a couple of times. Start boiling the chicken and milk in a pot. Once boiled, lower the heat. In the meantime, mix water, starch and rice flour in another container. Add this sauce to the boiling pot in small amounts. Mix the rest of the sugar and cook at low heat for 20 minutes until it thickens. Pour into bowls and let them rest for at least six hours. Serve with plenty of powder cinnamon.

NİSAN - APRIL 2014


NİSAN - APRIL 2014

47


Türk coğrafyası | Turkish geography

Uzaklardaki yakın akrabalar

Close relatives in faraway lands Yazı - By: Medina İsmayilova

Kuzeyimizdeki büyük komşumuz Rusya Federasyonu içerisinde Türkiye’ye çok yakın ülkeler bulunuyor. 13 özerk Türk cumhuriyeti gelişmiş sanayisi, zengin yeraltı kaynaklarıyla özerk cumhuriyetler arasında öne çıkıyor. Rusya’nın ve bu ülkelerin, son yıllarda aktif bir dış politika izleyen Türkiye ile ilişkileri her geçen gün daha da gelişiyor. Our greatest neighbor in the North, the Russian Federation houses many countries that are close to Turkey. 13 autonomous Turkic republic stand out among other autonomous countries with their developed industry and rich underground resources. The relations of these countries and Russia with Turkey, that has followed a rather active foreign policy in the recent years, gets better with each day.

48

NİSAN - APRIL 2014


NİSAN - APRIL 2014

49


Türk coğrafyası | Turkish geography

Bin yılın öncesinden göçüp geldiğimiz

Various Turkish societies still exist on the lands where

topraklarda, yani Orta Asya’da hâlâ pek çok Türk topluluğu yaşamını sürdürüyor. Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan Ve Türkmenistan bağımsız ülkeler oldu, ancak halen Rusya Federasyonu içerisinde yer alan toplam 21 özerk cumhuriyetin 13’ü Türk cumhuriyeti özelliği gösteriyor. Bu federe cumhuriyetler; Kuzey Kafkasya’da yer alan Osetya haricindeki altı cumhuriyet (Çeçenistan, Dağıstan, Karaçay-Çerkes, Adige, İnguşetya, Kabardin-Balkar) ve bunlara ek olarak Altay, Çuvaş, Yakut (Saha), Tuva, Hakas, Başkurdistan ve Tataristan cumhuriyetleri... Saha (Yakut) Cumhuriyeti bu ülkeler arasında yüzölçümü en geniş olanı... Nüfus bakımından artış gösterenler ise Başkurdistan, Tataristan, Altay Cumhuriyeti ve Dağıstan…

we immigrated thousands of years ago, that is in the Central Asia. Following the dissolution of the Soviet Union, Kazakhstan, Kyrgyzstan, Uzbekistan and Turkmenistan declared their independence. 13 of 21 autonomous countries in the Russian Federation are Turkish. These federates include the six republics (Chechnya, Dagestan, Karachay-Cherkessia, Adygea, Ingushetia, KabardinoBalkaria) except for Ossetia in the North Caucasus and additionally Altai Republic, Chuvashia, Yakutia (Sakha), Tuva, Khakassia, Bashkortostan and Tatarstan... The Sakha Republic has the largest surface area among other Turkic republics in the Russian Federation. Others with rising population levels are Bashkortostan, Tatarstan, Altai Republic and Dagestan...

EKONOMİK AÇIDAN BÜYÜK POTANSİYEL VAR Özellikle Tataristan, Çuvaşistan ve Başkurdistan Rusya Federasyonu içerisinde ekonomik kalkınmışlıklarıyla dikkat çeken ülkeler olarak öne çıkıyor. Bununla birlikte Tataristan sembolik de olsa, bugün halen Rusya ile tek yetki paylaşımı anlaşmasına sahip bir federe birim. Başkurdistan’ı farklı kılan ise bu bölgenin petro-kimya ve makine sanayiinde oldukça gelişmiş olması. 50

NİSAN - APRIL 2014

GRAND ECONOMIC POTENTIAL Especially Tatarstan, Chuvashia and Bashkortostan draw attention with their economic development rates. Even if symbolically, Tatarstan is the only subject of Russia that signed a shared authorization agreement with the Federation. Bashkortostan displays remarkable petrochemical and machinery industries. Looking from Moldova’s perspective, Bashkortostan supplies about 20 percent of the oil produced in the country, which indicates the value of the subject in Russia. Tatarstan and Bashkortostan are among the most popular regions


NİSAN - APRIL 2014

51


??????? Türk coğrafyası | ??????????? | Turkish geography

Moskova açısından bakıldığında ise ülkede üretilen petrolün yaklaşık yüzde 20’sinin Başkurdistan’dan karşılanıyor olması bölgenin Rusya’daki değerini göstermekte. Tataristan ve Başkurdistan ağır sanayileriyle Rusya ekonomisine yaptıkları katkı dolayısıyla gözde birimler arasında yer alıyor. Çuvaşistan da yine aynı şekilde petrol sanayii gelişmiş bölgeler arasında yer almakta. Saha Cumhuriyeti ise yeraltı kaynakları açısından zenginliğiyle Rusya’da öne çıkıyor. Son dönemde federe cumhuriyetlerde yapılan seçimler, Moskova’nın etkisi altında gerçekleşiyor. Ülkelerin iktidar partileri, yaptıkları müzakereler çerçevesinde belirledikleri başkan adaylarını Kremlin’e gönderiyor. Kremlin’in uygun bulduğu adaylar tekrar federe cumhuriyetlere, parlamentolarında onaylamaları için geri dönüyor ve parlamentoda en çok oyu alan aday federe cumhuriyet’in başkanı oluyor. Bu süreç 2010 yılında yapılan Başkurdistan başkanlık seçimleri ve diğer cumhuriyetlerin yaptıkları seçimlerde pratiğe dökülmüş durumda. Halihazırdaki merkeziyetçilik politikasının uygulama kapsamı yalnızca Türk52

NİSAN - APRIL 2014

with their contribution to Russian economy of heavy industry. Chuvashia is another place where petroleum industry is developed. Sakha stands out with its rich underground resources. The recent federation elections took place under the influence of Moscow. The country’s ruling parties confer with one another and send their presidential candidates to the Kremlin, where the candidates are evaluated again and sent back to the federate for parliamentary approval. The best rated candidate becomes the president of the federate. This process has already been practiced in Bashkortostan 2010 presidential elections and other elections in various federates. The existing centralism policy does not only cover Turkish-Muslim subjects. Other federates are also subject to this policy.

CULTURAL AND COMMERCIAL AFFAIRS ADVANCE Regarding these federates, Turkey’s recent multidirectional foreign policy is rather focused on developing cultural and commercial affairs. Standing out with their developed industries and leading-edge technologies, Bashkortostan, Tatarstan and Chuvashia seem like the


NİSAN - APRIL 2014

53


??????? | ??????????? Eğitimli nüfusları ve yüksek gelişmişlik düzeyleriyle dikkat çeken Türk cumhuriyetleri mesafe olarak Türkiye’ye uzak görünse de, aslında kültürel açıdan birbirine çok yakın. Standing out with their rates of educated population and high development levels, Turkic republics may seem far away from Turkey geographically but are actually quite familiar to us culturally.

Müslüman birimleri içermiyor. Diğer federe birimlerde de bu kapsamda politikalar yürütülüyor.

KÜLTÜREL VE TİCARİ İLİŞKİLER GELİŞİYOR Türkiye’nin son dönemde izlediği çok yönlü dış politika, bu cumhuriyetler özelinde daha çok kültürel ve ticari ilişkilerin geliştirilmesi konusunda yoğunlaştırılmakta. Özellikle sanayisi ve gelişmiş teknolojisiyle öne çıkan Başkurdistan, Tataristan ve Çuvaşistan ve bu yönüyle kendini ihmal edilmemesi gerekilen dost ülkeler öne çıkıyor. Bu cumhuriyetler ve Türkiye arasındaki ticaret son yıllarda istikrarlı şekilde artmakta. Ancak Rusya ile ticareti de ileriye taşıyacak olan bu cumhuriyetler ve Türkiye arasındaki ekonomik bağların güçlendirilmesi Türkiye’nin inisiyatifiyle daha ileriye taşınabilir. Türkiye ve Rusya arasında bir köprü konumunda olan Türk federe cumhuriyetler halihazırda var olan ortak tarihi ve kültürel bağların yaşatılması ve geliştirilmesi için gerekli faaliyetleri sürdürmektedirler. 54

NİSAN - APRIL 2014

friendly countries to not fail. Trade between Turkey and these federates has increased steadily in the recent years. However, only Turkey’s initiative can strengthen the economic bonds between Turkey and the federates, which are to improve their commercial affairs with Russia too. Serving as a bridge between Turkey and Russia, the Turkic republics already carry out activities to keep the existing historical and cultural bonds alive and to make progress.


NİSAN - APRIL 2014

55


??????? | ??????????? Anadolu’nun doğası | nature of Anatolia

ERGUVAN Boğaz’ın kendine özgü bir moru var JUDAS TREE

The Bosphorus in its special purple shade… 56

NİSAN - APRIL 2014


İstanbullular için Boğaz’ın çiçeğidir, İstanbul’un rengidir erguvanlar. Erguvansız bir İstanbul hayal dahi edilemez. Eşsiz Boğaz gezilerinin dekorudur. Baharda hayat fışkırır her dalından… Şehirleri güzelleştirir; renk renk boyar... Erguvan, bilimsel adıyla ‘cercis siliquastrum’, baklagiller familyasından 10 metreye kadar boylanabilen, tek gövdeli, yaprak döken, çalı görünümünde bir ağaçtır. Sıcağa ve soğuğa dayanıklıdır, aynı zamanda çok sert olduğu için mobilyacılıkta da tercih edilen bir ağaçtır. Kuru, taze, kireçli ve balçıklı toprakları sever. Erguvan’ın bir özelliği de badem ve erik ağaçları gibi çiçekleri yapraklarından önce açmasıdır. Mart, nisan, mayıs aylarında açan çiçekler pembe ve morumsu renktedir. Judas tree is the flower of İstanbul, it is the color of İstanbul citizens. İstanbul without Judas trees is unimaginable. It is the scene of the unique Bosphorus trips... In spring, life gushes from every branch of it...It embellishes the cities; paints them in colors... Judas tree, known scientifically as ‘cercis siliquastrum’, which can grow up to 10 meters, is a single-bodied, deciduous, bush looking tree from the legume family. It is resistant to heat and cold and at the same time its structure is very hard so it is preferred in furniture business too. It is fond of dry, fresh, calcic and slimy soil. Another quality of Judas tree is that; its flowers blossom before its leaves, like almond and plum trees. The flowers that blossom in March, April, May are in pink and purplish colors.

Bazı ağaçlar vardır kentlerle, hatta imparatorluklarla özdeşleşir. Çınar Osmanlı’nın, salkım söğüt Polonya’nın simgesidir söz gelimi… Lübnan’ın bayrağında sedir, Kanada’nın bayrağında akçaağaç yaprağı vardır. İstanbul’un ise çiçekleriyle göz kamaştıran bir simgesi vardır; erguvan… Some trees are identified with cities and even empires. For example sycamore is the symbol of Ottoman Empire and weeping willow is Poland’s…Cedar tree is on Lebanon’s flag, and the Canadian flag has a maple leaf on it. İstanbul has an eyeful symbol; the Judas tree...

NİSAN - APRIL 2014

57


??????? | ??????????? Anadolu’nun doğası | nature of Anatolia

HÜRREM SULTAN’IN EN SEVDİĞİ RENK Hatta bu mor rengiyle ilgili efsaneler, destanlar vardır. Bazı Hıristiyan inanışlarına göre Hz. İsa'nın ihanet eden havarisi Yahuda kendini bu ağaca asmıştır. Efsaneye göre bu olaydan sonra önceleri beyaz olan erguvan çiçekleri utançtan ya da kandan kırmızıya dönüşür. Bu nedenle erguvan ağacının İngilizce’deki adı ‘Judas tree’dir (Yahuda'nın ağacı)... Erguvan moru, Roma İmparatorluğu döneminde kararlılığın, gücün ve imparatorluğun rengiymiş. Sadece asiller giyermiş bu rengi. Osmanlı’da ise erguvan moru Hürrem Sultan’ın en sevdiği renk olarak bilinir.

* Anavatanı Güney Avrupa ve Batı Asya'dır. Türkiye'de Ege ve Marmara bölgelerinde görülür. * Yapraklar karşılıklı, basit, dairemsi 7-12 cm kadardır. * Çiçekler 1.5-2 cm uzunluğunda kırmızı-mor renkte ve üç ila altı tanesi bir arada bulunur. Tohumu fasulye biçimindedir. * Diğer bir önemli özelliği de toprağa azot bağlamasıdır. * Nisan-mayıs ayında açan çiçekleri yapraklanmadan önce açarlar. * Tohumlarda kabuk sertliğinden kaynaklanan çimlenme engeli vardır. * The homeland of Judas tree is Southern Europe and West Asia. It is seen in the Aegean and Marmara regions in Turkey. * Its leaves are opposite, simple, orbiculate and they are 7-12 cm long. * Flowers are 1.5-2 cm long, red-purple colored and three to six of them are bind together. Its seed is in the shape of a bean. * Another important quality is that it plumbs nitrogen in the soil. * Its flowers blossom in april-may, and before the leaves. * There is germination obstacle arising from the hardness of the shell.

20 GÜN SÜREN GÜZELLİK Erguvanların kışın fasulye görünümünde kahverengi olan tohumları, nisan ayının son iki haftası ve mayıs ayının başlarında mora çalan bir pembeye dönüşüyor. Fakat tüm bu güzelliklerini sadece 20 gün sunabiliyor. 20 gün sonunda mor çiçekler dökülüyor ve bir sonraki bahar için hazırlık başlıyor. Karakteri gibi ılıman iklimleri seven erguvan, Boğaz’ın en çok Üsküdar ve Ortaköy’den başlayan ve Paşabahçe’de son bulan orta ve güney kısımlarında görülüyor. Karadeniz’in sert rüzgârlarından etkilendiği için de Tarabya ve Paşabahçe’den sonra hemen hemen hiç görünmez oluyor.

HÜRREM SULTAN’S FAVORITE COLOR In fact, there are legends and epics about this tone of purple. According to some Christian beliefs, the apostle, Judas, who betrayed Jesus, hung himself to this tree. According to the legend; after this event, the flowers of this tree that used to be white turned red from shame or blood. Hence the name. The Roman Empire used Judas tree purple as the color of stability, power and the empire. Only the noble used to wear this color. In the Ottoman Empire, Judas tree purple was known as the favorite color of Hürrem Sultan.

20 DAYS OF BEAUTY The brown seeds of Judas trees that look like beans in winter, turn to purplish-pink in the last two weeks of april and early may. But it can offer all these beauties only for 20 days. At the end of 20 days, the purple flowers fall and a preparation starts for the next spring. Judas tree, which likes temperate climates just like its character, is mostly seen in the middle and southern parts of the Bosphorus, which starts from Üsküdar or Ortaköy and ends in Paşabahçe. And because it is affected by the harsh winds of Black Sea, it goes out of sight after Tarabya and Paşabahçe. 58

NİSAN - APRIL 2014


NİSAN - APRIL 2014

59


??????? sanatlar çağdaş | ??????????? | contemporary arts

ÇİZGİ FİLM CARTOON FILM Elle çizimden son nesil

From traditional bilgisayar tekniklerine animation to the last Çizgi filmler geçmişte, sadece çocuklara hitap ederdi. Oysa generation computer bugün yediden yetmişe herkesin beğeniyle izlediği yapımlar artık. techniques Son teknolojilerle desteklenen bu

Cartoon films were made only for sanat dalı, bir sinema kurgusuyla children in the past. But now, they çok çarpıcı eserler sunuyor. are watched by young and old alike Yazı - By: Gürcan Berkay Uluyüz admiringly. This art branch that has the support of state-of-the-art technologies, offers stunning works with a cinema montage.

60

NİSAN - APRIL 2014


NİSAN - APRIL 2014

61


??????? sanatlar çağdaş | ??????????? | contemporary arts

Çizgi film (animasyon), birkaç resmin arka arkaya hızlı bir şekilde gösterilmesiyle elde edilen hareketli görüntü... Geçmişte animasyonlar birkaç kağıda istenen resimlerin çizilmesi ve kağıtların hızlıca geçirilmesi veya bir çemberin içine konup döndürülmesiyle yapılıyordu. Günümüzde bilgisayar teknolojisi hem vektör hem de piksel tabanlı animasyonlar yapılmasına olanak sağlıyor. 2D animasyon tekniğinde saniyede 12 kare çizilerek yapılıyor. Limited animasyon tekniğinde ise daha az kare çizilerek... Bir animasyon filmi yapılmadan önce karakter tasarımları arkasından senaryonun storyboard (yani kaba bir önçizim) çalışması ve en son layout çalışması gerçekleşiyor. Profesyonel bir şekilde yapılması planlanan bir animasyon filmine bu aşamalar geçilmeden başlanamıyor. Animasyon teknikleri son zamanlarda yapılan işlerle teknikte sınır tanımadığını ispatladı. Fakat genel olarak kategorize etmek gerekirse 3D, 2D, stopmotion, cut-out en yaygın teknikler...

TEKNİK İMKANLARDA SINIR YOK ‘Saniyede 12 kare çizilir ve limited çalışmalarda daha da az sayıda çizilir’ ibaresi yerine daha yoğun animasyonlarda saniyede 24 kare çiziliyor ve aslında, ‘gerektiği kadar kare’ çiziliyor. Hareket çok hızlıysa tek kareden, normal hızda iki kareden yapılıyor. Aslında animasyonu, bilgisayar tekniğine göre kategorize etmek, yanlış… Çünkü, animasyon, öncelikle bir sanat. Bir sanat biçimini, onun aracı olan bir teknikle ifade etmek, bu sanatla uğraşanlara haksızlık etmek olur. Bu itibarla, 2D animasyon3D animasyon şeklinde ikiye ayırarak, animasyon açıklanamaz.

62

NİSAN - APRIL 2014

Cartoon film (animation) is created by displaying several images in a rapid succession. In the past, animations were created by drawing images on papers and displaying these quickly or by putting in a circle and rotating it. Today’s computer technology enables both vector and pixel-based animation. 2D animation technique means drawing 12 frames per second. Limited animation technique follows less frames… Before an animation film is created, the characters are designed first, then the scenario’s storyboard and the layout work are completed. An animation film that is planned to be made in a professional way cannot be made without these processes. Animation techniques used in recent works proved that there are no boundaries in terms of techniques. However, we can categorize these techniques as in 3D, 2D, stop-motion and cut-out, the most common techniques. UNLIMITED TECHNICAL POSSIBILITIES Instead of ‘12 frames per second and less frames for limited works’ inscription, 24 frames and in fact ‘enough frames’ are drawn for more detailed animations. If the movement is fast, it is created with one frame; if it is normal, with two frames. In fact categorizing animations by technique is wrong, because, first of all animation is an art. Explaining an art branch with a technique which is a tool for art, is unfair to people who are dealing with it. Therefore, an animation cannot be categorized as 2D or 3D.


HER ANİMASYONDA BİR YÖNETMEN ŞART

ANIMATIONS NEED DIRECTORS TOO

Animasyon (canlandırma) sanatı, üç temel kategoride The art of animation is performed under three basic categories: Traditional, CG (character generation – icra edilir: Klasik, CG (karakter jenerasyonu -3D known as 3D) and stop-motion… Animated film artists olarak bilinir) ve stop-motion… Canlandırma (filmi) can work on one of these three categories that require sanatçıları, ayrı ayrı uzmanlık ve bilgi gerektiren bu üç individual expertise and knowledge, or can use mixed kategoriden birinde çalışmalarını gerçekleştirebileceği techniques. For example, using traditional animation gibi, bazen karışık teknikler de kullanılır. Örneğin, with CG techniques in the same film is a frequent klasik animasyonla birlikte, CG tekniklerinin aynı mixed technique of the recent years. Especially feature filmde birlikte kullanımı, son yıllarda çok sık görülen animation films, which are favorable for team work, bir karışık teknik uygulamasıdır. Zira, özellikle konulu can be easily performed under the supervision of an uzun metraj animasyonlar, ekip çalışmasına uygun experienced director who doesn’t ignore the rules of olduğundan, sinema kurallarını göz ardı etmeyen cinema. Using animations in motion picture films is a tecrübeli bir yönetmen gözetiminde, rahatlıkla very old idea and has become inseparable now under karışık uygulamalar gerçekleştirilebilir. Keza, sinema the favor of visual effects the recent development of filmlerinde animasyonun kullanımı, hem çok eskidir CG technology produced. hem de son yıllarda giderek gelişen CG tekniklerinin foto gerçekçiliğinin ürettiği görsel efektler sayesinde, artık birbirinden ayrılmaz THE FATHER OF CINEMA olmuşlardır. Animasyon zorlu bir işti... Bilişim teknolojileri Animation is indeed the father of cinema… In 1870, the first öncesinde çizerlerin binlence kare çizmesi cinema film – more precisely the SİNEMANIN ATASI… gerekirdi, şimdi ise yine çizerlerin yaratıcı first cartoon film screening – was Animasyon, aslında sinemanın becerileri büyük önem taşıyor. Ama shown with the help of a tool that atası... 1870’li yıllarda, ortasında bir teknolojik olanaklar sayesinde yapım çok composed of rotating discs and a lamba bulunan (ışıklı) dönen diskler daha çabuk ortaya çıkıyor. lamp in the middle, surrounded by üzerindeki şeffaf alanlara çizilen ve transparent film that had cartoon bugünün çizgi film karakterlerine Animation is an uphill job. Before the figures drawn. Traditional animation benzeyen çizgi tiplerin çeşitli information technology, illustrators had techniques developed after the hareketlerini perdeye yansıtan araçlar to draw thousands of frames. Now, the invention of cinematograph by vasıtasıyla, ilk sinema, daha doğrusu, creativity of new illustrators is a crucial Lumière Brothers, and reached ilk çizgi film gösterileri düzenlendi. matter. However, production can be done its present form. In this respect, Klasik animasyon teknikleri ise much faster with the help of technological traditional animation technique is Lumiére Kardeşler’in sinema possibilities. very old, but it is not abandoned makinesini icat etmelerinden sonra with the ‘development of computer daha gelişerek, bugünkü biçimini techniques’; it is not an archaic art aldı. Klasik animasyon tekniği, bu branch. Traditional techniques such as illuminated itibarla, hayli eski olmakla birlikte, hiç bir zaman table or tablet are still applied. Of course, development ‘bilgisayar tekniklerinin gelişmesi’ yüzünden terk of computer techniques put the acetate technique edilmiş, arkaik bir sanat biçimi değil. Halen, gerek NİSAN - APRIL 2014

63


??????? sanatlar çağdaş | ??????????? | contemporary arts

ışıklı masa gerekse de, tablet kullanılarak, klasik animasyon, yani çizim yoluyla animasyon yapılıyor. Elbette, bilgisayar tekniklerinin gelişmesi, bundan yaklaşık 10 yıl öncesine kadar yaygın olarak kullanılan asetata boyama tekniğini ortadan kaldırdı, ayrıca kurgu tekniklerinde çok daha ileri tekniklerle görsel efektlerin rahatlıkla kullanılmasını sağladı. Fakat, klasik animasyonun veya el çizgili animasyonun bilgisayar teknikleriyle ikamesi hiç bir zaman söz konusu olmadı. Böylesine bir karşılaştırma, kalemin insan beyninin yerine geçmesi gibi bir ilişkiyle açıklanabilir ki, her yönüyle saçma bir ilişkilendirme olur. Oysa, animasyon konusunda meslekî hiçbir bilgisi olmayan insanların özellikle internet yoluyla sanal toplulukları yanlış yönlendirmesi yüzünden, böyle bir ikamenin gerçekten yaşanmış olduğu zannediliyor.

ÇEŞİT ÇEŞİT ANİMASYON VAR 2D cel animasyon: Eski ve tarihsel animasyonun en popüler şekli... Cel animasyona başlamadan önce arka planlar tamamlanır. Yapılmış olan arka planların üzerine selüloit (saydam tabaka) yerleştirilir. Bu tabakanın üzerine çizilip renklendirilmesiyle yapılan bir tekniktir. Günümüzde cel animasyon yerini bilgisayar programlarıyla yapılan 2D ve 3D animasyonlara bırakmıştır.

that was being used commonly 10 years ago away; and enabled visual effects with advanced montage techniques. However, replacement of traditional animation or hand drawing animation with computer techniques has never even come into question. Such comparison can be described as replacing human brain with a pencil, it is that absurd. Because of the misdirection of those ‘cyber jackals’ who don’t know anything about professional animation, people might think that such a replacement actually happened. Well, it didn’t.

ALL SORTS OF ANIMATIONS 2D cel animation: The most popular form of old and historical animation… In this type of animation, the background is completed before anything else. Celluloid (transparent layer) is placed on the background and figures are drawn and colored. Today, cel animation left its place to 2D and 3D computer animations.

64

NİSAN - APRIL 2014


30 Eylül 1960 tarihinde yapımına başlanan ‘Taş Devri’ isimli çizgi film, cel animasyona güzel bir örnektir. ‘The Flintstones’ was first drawn on 30 September 1960; it makes one of the best examples of cel animation.

1 Aralık 2000 tarihinde yayınlanan ‘Tavuklar Firarda’ isimli film, stop-motion animasyona güzel bir örnektir. Released on 1 November 2000, ‘Chicken Run’ is one of the best examples of stop-motion animation.

Stop- motion animasyon: 3 boyutlu nesneleri hareket edermiş gibi gösteren bir animasyon tekniğidir. Kuklalar, oyun hamurları ve slikon gibi maddelerden yapılmış modeller kullanılır. Dijital veya tek kare çekme özelliğine sahip kameralarla durağan nesneye ufak hareketler vererek ve her hareketin tek kare (her saniye için 15-24 kare) resmi çekilerek tamamlanan hareketli görüntüye stop-motion animasyon denir. Bu işlemler çoğu çizgi film tekniğiyle aynıdır. Aralarındaki tek fark, stop-motion animasyonda kullanılan modeller ve mekanlar gerçek 3 boyutlu objelerden oluşmaktadır. Stop-motion animation: This animation technique makes a physically manipulated object look like it moves on its own. Puppets, play dough and models that are made of materials such as silicon can be used. The object is moved in small increments for each individually photographed frames (15-24 frames per second), creating the illusion of movement when the series of frames is played as a continuous sequence. This process is the same with many cartoon film techniques. The only main difference is that the models and spaces used for filming stop-motion animations are real 3D objects.

Bilgisayar animasyonu: 2D ve 3D seçenekleriyle günümüzde kullanılmakta olan en son animasyon tekniğidir. Bu teknikle yapılan animasyonlar daha hızlı ve daha kaliteli şekilde üretiliyor. Hatta diğer tekniklere göre 10 kişini yapması gereken bir işi bir kişi rahatlıkla yapabilmektedir. Bunun sebebi ise bilgisayar programlarının gerekli pozlar yapıldıktan sonra arasındaki boşluğu otomatik olarak tamamlamasıdır.

1995 yılında, Disney ve Pixar isimli iki şirket, ortak bir çalışma sonucu tamamen bilgisayar tarafından üretilmiş ‘Toy Story’ adlı ilk animasyon filmi üretti.

Computer animation: This one is the latest animation technique that is currently in use with its 2D and 3D options. The animations created with this technique are produced faster and comes with better quality. Moreover, a process that had to be done by 10 people with other techniques can be done by one person easily in this technique. This is because the computer can complete the empty frames left behind the necessary movements.

In 1995, Disney and Pixar companies created ‘Toy Story’ – the first animated film that is made using only computer animation. NİSAN - APRIL 2014

65


keşif | explore

Hint Okyanusu’nda rengarenk bir ada A colorful island in the Indian Ocean

Hint Okyanusu’nda 2.400 kilometrekarelik bir ada devletinde şaşılası bir etnik mozaik var. Hint kökenliler, Afrikalılar, zamanında adayı işgal eden pek çok Avrupalı halkın bir karışımı barış içinde artık. Pek çok dilin konuşulduğu bu adanın sosyal yapısı capcanlı, rengarenk… Tıpkı doğası ve denizi gibi!.. This island nation that sits on an area of 2 thousand 400 kilometer squares in the Indian Ocean presents a surprising ethnic mosaic. Indians, Africans and also Europeans, who invaded the island back in the day, live in peace on this island. The social structure of the island, where various languages are spoken, is alive and kicking... Just like its nature and the sea... Yazı - By: Ayşin Mercan Albayrak

66

Haritada toplu iğne başından da küçük görünen ada

Appearing smaller than a pin’s head on the map, the

ülkesi ‘Republic of Mauritius’ ya da Fransızca adıyla ‘Maurice’… 2.400 kilometrekare yüzölçümlü adaya bir haziran ayında gitmiştim. “Aklımda adayla ilgili neler kaldı?” diye düşününce, içimi ısıtan bir ferahlık ve neşe duygusu hatırladım. Emirates Havayolları’nın uçuşuyla Dubai aktarmalı olarak sabah Mauritius Adası’na ulaştık. Haziran ayı aslında o bölgenin kış mevsimine denk geliyordu ve yağmurlu bir hava karşıladı bizi. Bu tropikal yağmur yarım saat sonra etrafta mis gibi bir koku bırakarak geçti. Odanın balkonundan yağmuru seyrederken denizin maviyeşil turkuaz tonları muhteşem görünüyordu. Dalgalar

Republic of Mauritius, or by its French name ‘Maurice’, has a surface area of 2 thousand 400 kilometer squares. I traveled to this island in june. As I was thinking about what is left from that trip in my mind, I remembered the heart-warming sense of comfort and joy. We reached there in the morning via Emirates Airlines connecting over Dubai. June is winter in Mauritius, so the weather was rainy when we arrived. This tropical rainfall lasted for half an hour and left behind a sweet fragrance. As I looked from the balcony of my room, I felt amazed by the blue-green, turquoise shades of the sea. The waves broke about 15-20 meters away from the coastal line,

NİSAN - APRIL 2014


NİSAN - APRIL 2014

67


keşif | explore

kıyıya 15-20 metre uzaklıkta kırılıyorlardı ve bulunduğumuz sahile ulaşmıyordu. Bunun bir kerelik olduğunu sanıp takip etmeye başladım ve yanıldığımı anladım. Evet, dalgalar çok uzaklarda kırılıp o noktadan sahile kadar olan bölgeyi bir lagüne dönüştürüyordu. Adanın mercan kayalıkları üstünde olmasının bir etkisiydi bu. Maldivler’de olduğu gibi mercan kayalığı olan ada aynı zamanda da dünyanın en büyük tek parça kırılmamış mercan kayalıklarının üstünde yükselmiş. Sahile kadar olan bölge muhteşem bir akvaryum gibiydi. Mercan kayalıkları ve küçük renkli balıklar arasında yüzme şansını elde etmek benim için çok heyecanlı olmuştu. Yağmur yağdı diye kaçan keyfim fazlasıyla geri geldi ve sonrasında yağmur yağarken de denize girerek tatilin keyfini çıkardım.

KOLONYAL MİMARİ DİKKAT ÇEKİYOR Otelimiz adanın doğusundaki Sugar Beach’ti. Otelin mimarisi adanın Fransız sömürgesi olduğu günlerdeki

68

NİSAN - APRIL 2014

and didn’t reach the beach in front of us. Thinking that this was a one time thing, I started keeping track and figured I was wrong. Yes, the waves did break that far and created a lagoon in between. This was the effect of the coral reef under the island. Similar to the Maldives, that is actually a coral-reef based archipelago, Mauritius rises on the world’s largest one-piece, unbroken coral reef. The area that covers the beach is like a giant aquarium. I felt excited by the chance to swim with the dozens of tiny and colorful fish in the reef. My spirits, that went down because of the rain earlier, came back in abundance and then I enjoyed this vacation day by swimming in the sea under the rain.

INSPIRING COLONIAL ARCHITECTURE We stayed at the Sugar Beach Hotel on the east side of the island. The hotel was built in an architectural style that originated back to the French colonization. This


OCAK - JANUARY 2014 NİSAN - APRIL 2014

69 85


keşif | explore

mimari tarza dayanıyordu. Yüksek tavanlı koloni tarzı mimari yapı diğer otellerin yanında daha çok ilgi çekiyordu. Otelde bir de düğün törenine katılma şansımız oldu. İngiliz bir çift otelin denize bakan bahçesinde hazırlanan çok güzel bir yerde açıkhavada evlendiler ve akşam hiç tanımadığımız bu kişilerle otelin barında yeni evli çiftin mutluğunu paylaşmak için birlikte eğlendik. Bana “Mauritius nasıl bir yer?” diye sorduklarında ilk kurduğum cümle “Hindistan gibi ama çok temiz” oluyor. Gerçekten de ada bana nedense Hindistan’ın güney bölgelerini hatırlattı. Hint nüfus da oldukça fazla ancak Hindistan’da görülen heyecan verici kargaşa ve kirlilik burada yok. Aksine oldukça temiz ve huzurlu...

high-ceiled structure draws way more attention than the other hotels around. We also had the chance to attend to an outdoor wedding here. A British couple got married with a ceremony that took place in the hotel’s garden; we celebrated the event and had fun altogether at the bar with these people, who we don’t even know. Whenever my opinion on Mauritius is asked, I say “Just like India, but proper clean.” Indeed, this place reminds me of the southern parts of India. Indians make up a big portion of the population but the overwhelming chaos and uncleanliness of India doesn’t exist here. On the contrary, it is quite neat and peaceful...

SÖMÜRGECİLER SIRAYLA GELMİŞ!

COLONISTS ARRIVING ONE BY ONE!

Adaya ilk ulaşanlar Portekizliler olmuş, daha sonra sırasıyla Hollanda, Fransa ve İngiliz sömürgesi idaresinde yaşamışlar. Ada ismini de Hollandalı Prens Maurice’den alıyor. Ada oldukça kozmopolit bir yapıya sahip. Hint, Afrika, Çin ve Avrupa kökenli Mauritiuslular bir arada barış içinde yaşıyorlar. HIristiyan, Müslüman ve Hindu dinine mensup halk yine hepimize farklı din ve kültürlerin yan yana yaşaması konusunda bir örnek...

Portugal came to the island first; and had been followed by the Netherlands, France and Britain. The island takes its name from Prince Maurice of the Netherlands. The island has a cosmopolitan structure. People from India, Africa, China and Europe live peacefully in Mauritius. Christianity, Islam and Hinduism coexist here, setting an example of how people who believe in different religions can live in harmony...

UÇAMAYAN DEV BİR KUŞ: DODO Adanın geçmişiyle ilgili oldukça ilginç hikâyeler dinledik. Mesela dünyanın hiçbir yerinde bulunmayan ve bugün nesli tükenmiş olan bir kuştan bahsedildi. Aynı zamanda ülkenin de sembolü olan bu kuş hindiye 70

NİSAN - APRIL 2014

A FLIGHTLESS BIG BIRD: DODO We heard a bunch of interesting stories about the island’s history. One was about this endemic bird species that is currently extinct. It was called ‘dodo’ and looked like a bigger version of turkey. Dodo couldn’t protect itself from Dutch, French and British soldiers,


benzer ama ondan daha büyük, adı ‘dodo’... Dodo kuşu kendini adaya gelen Hollandalı, Fransız ve İngiliz askerlerden koruyamamış ve onların sofralarını süsleyen ana yemek olmuş. Günümüze de sadece fosilleri kalmış. Adayı Hollandalılar’dan alan Fransızlar, şeker kamışı tarlalarında çalışmak üzere Afrikalı köle getirmişler, 1800’lerde ada İngilizler'in eline geçince, adanın yeni sahipleri önce Hintliler'i (Kalküta ve Kerela bölgesinden) ve 20’nci yüzyıl başında da Çinliler’i adaya çalıştırmak üzere getirmişler. Adada Fransızca, İngilizce ve Afrikano dilleri konuşuluyor. Yine tahmin edeceğiniz gibi, Hint, Çin ve Afrika mahalleleri yan yana ve huzur içinde yaşıyorlar.

REGGEA’NİN ATASI; SEGA Beni en çok etkileyen bir başka şey de Afrikalı kölelerin haftalıklarını alıp dinlendikleri pazar günü bir araya geldiklerinde söyledikleri şarkılar ve danslardı. ‘Sega’ adını verdikleri müzik bugün hepimizin severek dinlediği ‘reggea’ müziğinin de atası sayılıyor ve halen adada yaşatılıyor. Bana daha çok koparılıp geldikleri anavatanlarına bir özlem

and eventually became a meal on their table. Fossils of this odd species is what is left behind. The French, who seized the island from the Dutch, brought African slaves to work in sugar cane farms. In the 1800s when the British took over, they first brought in Indians from Kolkata and Kerala and then Chinese in the 20th century to work in farms. French, English and Afrikaans languages are spoken in the island. And again, as you will guess, Indian, Chinese and African neighborhoods live in peace next to each other.

THE FATHER OF REGGEA: SEGA Another thing that impressed me was the sunday entertainment, which involved dancing and singing, of the African people. The ‘Sega’ is a major music genre in Mauritius and is considered as the father of reggea. Giving me the feeling of a longing for their native lands, this dance is also quite sexy. Men and women dance and flirt with each other as they move their bodies to the beat. Primarily featuring women dancing, this activity warmed us up as we watched them dance freely in fabulous outfit and barefoot. Eventually we joined the sega dance.

NİSAN - APRIL 2014

71


??????? keşif | explore | ??????????? Sömürgecilerin kurbanı sadece ada halkı olmamış, dünyanın hiçbir yerinde bulunmayan ve bugün nesli tükenmiş olan bir kuş olan dodonun da soyunu tüketmişler. Ülkenin sembolü olan bu kuş hindiye benzer ama ondan daha büyük. Bu garip kuş, Hollandalı, Fransız ve İngiliz askerlerden koruyamamış ve onların sofralarını süsleyen ana yemek olmuş. Günümüze de sadece fosilleri kalmış. Not only the island people were the victims of colonization; the dodo, a flightless endemic bird, became extinct as a result too. This bird species was almost like a turkey, only bigger, yet couldn’t protect itself from Dutch, French and British soldiers, thus became a meal on their table. Fossils of this odd species is what is left behind.

ritüelini hatırlatan dansları oldukça da hareketli... Kadın ve erkekler müziğin kıvrak ritimlerine eşlik ederken hem bir biriyle dans ediyor hem de flört... Aslında daha çok kadınların ön planda olduğu bir dans, kıyafetler de oldukça göz alıcı, çıplak ayaklarla kumsalda seyrettiğimiz dans hepimizin içini kıpırdatmaya yetti ve bir müddet sonra hepimiz Sega müziği eşliğinde dans etmeye başlamıştık.

EGZOTİK ÇİÇEKLER CENNETİ Adada görülmeye değer yerlerden en güzeli botanik bahçesi. Fransız sömürgesi olduğu dönemde zamanın valisi Pierre Poivre’ın kurduğu bahçe zamanla gelişmiş ve dünyaca ün kazanmış. Botanik bahçenin en ünlü bitkileri; dev nilüferler ve 60 yılda bir çiçek açan palmiye ağaçları... Bir diğer görülmeye değer bölge de Chamarel Şelalesi ve onun hemen yakında bulunan yedi renkli topraklar. Volkanik oluşumun ortaya çıkardığı bu doğa harikası görülmeye değer. Benim için en heyecanlı gezi Casela Doğa Parkı’na yaptığımız tur oldu. Bu bölgede bizim ATV dediğimiz quadbike’larla dağlara yaptığımız macera dolu yolculuk unutulmazdı. 10 kadar ATV ile test sürüşü yaptığımız sırada acemi bir sürücünün aniden durmasıyla dünyada ki ilk zincirleme ATV trafik kazasını da biz yaptık diye düşünüyorum! 72

NİSAN - APRIL 2014

A HEAVEN OF EXOTIC FLOWERS One of the best places to visit on this island is the botanical garden. Built by governor Pierre Poivre during the French colonization, the garden expands as time passes and gains international recognition. Giant lily pads and the palm trees that blossom once in 60 years are the most famous plants of this garden. Another place worth-seeing is the Chamarel Falls and the Seven Colored Earth. This volcanic-origin natural wonder is absolutely worth visiting. The most exciting part of the tour for us was the visit to Casela Natural Park. We took an unforgettable trip to the mountains on quad bikes. When one of us the 10 inexperienced quad bike drivers hit the brakes suddenly, we had the world’s first quad bike pileup I guess.

THEY RISKED DEATH FOR FREEDOM The longest river that runs through the island, the Black River, is said to take its name from a sorrowful story. Released by the French, the slaves, who heard about the next invasion by the British, climb up to the high mountains of the island so that they don’t become slaves again. As they hear the British approaching, they throw themselves down the mountain into the river, rather than losing freedom. This decision fills the river’s surface with African corpses, hence the name ‘Black River’.


NİSAN - APRIL 2014

73


??????? keşif | explore | ???????????

ÖZGÜRLÜK İÇİN ÖLÜMÜ GÖZE ALMIŞLAR Adayı bir uçtan diğerine geçen en büyük nehir Siyah Nehir, rivayet o ki, nehir adını çok hazin bir öyküden alıyor. Fransızlar’ın özgür bıraktığı köleler adayı kuzeyden İngilizlerin işgale başladığını duyunca özgürlüklerini kaybetmemek için adanın yüksek dağlarına çıkıyorlar. İngilizler’in yaklaştığını duyunca özgürlüklerini kaybetmektense kendilerini dağdan aşağı nehire atıyorlar ve nehir Afrikalı kölelerin bedenleriyle doluyor bu nedenle de nehire ‘Kara Nehir’ adını vermişler.

MÜSLÜMANLAR İLE MUSEVİLER AYNI MEZARLIKTA YAN YANA YATIYOR Adaya geldiğinizde göreceğiniz başka ilginç bir detay da Müslüman mezarlığının bir bölümünde görülen Yahudi mezarları... İkinci Dünya Savaşı’nda Avrupa’dan özelliklede Polonya’dan kaçan Yahudiler'in hikâyesi oldukça hüzünlü… Filistin’e gitmeye çalışan bir gemi dolusu Yahudi Hayfa’ya kabul edilmeyince Atlantik Okyanusu’nu dolaşıp, Ümit Burnu’ndan Mauritius’a ulaşmışlar. O sırada İngiliz sömürgesi olan adanın yönetimince savaş bitene kadar adada tutulmuşlar ve o sırada ölen Yahudiler Müslüman mezarlığının bir köşesini kendileri için kullanmışlar. Daha sonra adada yaşayan Yahudiler İsrail’e gitmişler.

45 YILDIR BAĞIMSIZ Ada 12 Mart 1968 de bağımsızlığına kavuşmuş. Başkent Port Louise, oldukça şirin küçük bir kasaba havasında... Etrafta bağımsızlığı kazandıran kişilerin büyük heykellerini görmek mümkün. Sokaklarda bol bol meyve suyu büfeleri vardı. Sıcak yaz günlerinde bu büfelerin oldukça popüler olduğunu söylediler. Dönüş yolculuğu yaklaşırken hiç ayrılmak istemediğimi fark ettim. Fransız aksanıyla konuşulan İngilizce’nin ritmi, Afrikalılar’ın güler yüzü, Fransız etkisinin verdiği stil, doğa, deniz ve mercanlar. Sanıyorum adaya giden her turist için tüm bunlar çekiciliği artıran etmenler. Ve son olarak oldukça ucuza ve her akşam içtiğimiz mohitolar unutulmaz bir lezzet kattı ve Mauritius ziyaretim, benim için mutlulukla hatırlanan bir tatil olarak kalacak. 74

NİSAN - APRIL 2014

Geçmişinde büyük acılar var Mauritius’un… Portekiz, Hollanda, Fransa ve İngiltere’nin sömürgesi olan ada, aynı zamanrda köleciliğin karanlık tarihinin izlerini taşıyor. Söz gelimi adada bulunan Kara Nehir ismini acı bir öyküden almış. Sömürgecilerden kaçan Afrikalılar köle olmak yerine ölümü seçmiş ve nehre atlamışlar… Siyah bedenlerle kaplanan nehir, adını buradan almış. Özgür ölülerden!.. Mauritius experienced a great deal of pain in its history... Not just colonized by Portugal, the Netherlands, France and Britain, but also bears the dark traces of slavery. For instance, the Black River takes its name from a sad story. African people who were running away from the colonists chose death and jumped into the river... The river was then called after the dark-colored bodies that covered its surface. The free corpses!

MUSLIMS AND JEWS REST IN PEACE TOGETHER Another interesting detail you might like seeing on this island is the Jewish graves neighboring Muslim graves... As we all know, the story of the Jewish escaping from Europe and especially Poland during the World War Two is an extremely painful one... After being rejected in Haifa, the group of Jewish people sailing to Palestine reach the Cape of Good Hope. Then they travel to Mauritius, where the British colonists hold them captive until the war ends. The Jewish who died in the meantime are buried in the Muslim cemetery. After the war, remaining captives go back to Israel.

INDEPENDENT SINCE 45 YEARS The island gain its independence on 12 March 1968. Capital city Port Louis gives the feeling of a cute little town. As you walk around the city, you can see the statues of personalities who contributed to the declaration of independence. We walked by several fruit juice stands. We were told that these places are quite popular in the summer. As time to leave approached, I realized I didn’t want to leave. The rhythm of English language in French style of pronunciation, smiling African faces, the traces of French style, its nature, the sea and the coral reefs. And finally, I enjoyed the Mojito we had almost every night very much and my trip to Mauritius will always be a happy vacation memory for me.


NİSAN - APRIL 2014

75


garip ama gerçek | fast facts

Bildiğiniz

her şeyi unutun!

Forget everything you know! Doğruluğundan emin olduğumuz, hatta pek çok ortamda konuşurken ahkam kesip, üzerine türlü cümleler kurabileceğimiz birçok konu vardır. Biri gelip aksini söylese hayatta inanmayız. O kadar eminizdir ki, aksini düşünemeyiz bile. Az araştırdığımız için midir, bize nasıl öğretildiyse ona inanıp gerisini merak etmediğimizden midir bilinmez, az sonra okuyacaklarınız karşısında şu ana dek edindiğiniz tüm bilgi birikiminiz yerle bir olacak, bizden söylemesi… People talk about many things, including those we talk about without hesitation. If someone came along and said otherwise, we probably wouldn’t believe them. We are so sure that we don’t even doubt ourselves. We may be weak in researching facts and evidence or maybe we just believe whatever is told to us… But what you’re about to read in this article might eliminate everything you know, quote us on it.

76

NİSAN - APRIL 2014


T

elefonu Graham Bell icat etmedi. Telefonu icat eden Antonio Merucci’ydi. 1850’de Amerika’ya giden mucit 1860’da ‘teletrofono’ adını verdiği elektrikli bir aygıtın çalışma modelini gözler önüne serdi.

G

raham Bell didn’t invent the telephone. Antonio Merucci actually did. After his trip to America in 1850, the inventor introduced to the people the operating model of an electrical device he called ‘teletrofono’ in 1860.

İ

skoçya, İskoç eteği, İskoç yahnisi, yulaf lapası,viski ve ekose kumaş aslında İskoç kökenli değildir. İskoçya’nın ismi Scoti’den geliyor; Scoti, Romalılar’ın Kaledonya olarak adlandırdıkları yere 5’inci ya da 6’ncı yüzyılda gelen İrlandalı bir Kelt kabilesidir. Bu kabile 11’inci yüzyılda İskoçya’nın tamamına hâkim oldu. ‘İskoç dili’ aslında İrlanda dilinin bir lehçesidir. Viski ise Çin’de bulunmuştur. İskoçya’dan önce İrlanda’ya gelmiş ve ilk olarak keşişler tarafından damıtılmıştır. Viski kelimesi İrlanda dilindeki ‘uisge beatha’ ya da Latince’deki ‘aqua vitae’ (hayat suyu) kelimelerinden geliyor. Gayda daha eskidir ve muhtemelen Orta Asya’da icat edilmiştir. Eski Ahit’te (Daniel 3:5,10,15) ve 4’üncü yüzyıldaki Yunan şiirinde gaydadan bahsedilmektedir. Gaydayı Britanya’ya muhtemelen Romalılar getirmiştir. İskoç sakatat yahnisi (haggis) eski bir Yunan bağırsak dolmasıydı (M.Ö. 423’te Aristophanes’in ‘Bulutlar’ adlı eserinde bu yemeğin -bağırsaktan dolup taşarken- bahsi geçmekteydi). Yulaf lapası, Orta Avrupa ve İskandinavya’da Neolitik döneme ait 5 bin yıllık bataklık cesetlerinin midesinde bulundu.

S

E

vren, hiç de sanıldığı gibi siyah ya da lacivert bir renge sahip değildir. Bu sonsuz boşluğun rengi bejdir.

C

ontrary to popular belief, the universe’s color is not black or dark blue. The color of this infinite emptiness is beige.

Yazı - By: Işıl Kaya

cotland, kilt, Scotch stew (haggis), gruel, whiskey and plaid pattern are in fact not Scottish. The name of Scotland derives from Scoti. Scoti was the generic name used by the Roman to describe the Irish warbands who came to Caledonia in the 5th or 6th century. The Scoti invaded the entire Scotland by the 11th century. Scottish language is actually a dialect of Irish. And whiskey was first found in China. The invention then traveled to Ireland before Scotland, where it was distilled by monks. The word ‘whiskey’ comes from ‘uisge beatha’ in Irish and it is one of the earliest ‘aqua vitae’ in Latin. Bagpipes are older and probably were invented in the Central Asia. The Old Testament (Daniel 3:5,10,15) and a 4th century Greek poem talk about bagpipe. Romans were most likely the ones to bring bagpipes to Britain. Scottish offal stew, aka ‘haggis’, sounds like the ancient Greek stuffed food, which Aristophanes referred to as a dish ‘that spilled out from intestines’ in his work ‘The Clouds’ (423 BC). And gruel was found in the stomachs of 5 thousand years old corpses from the Neolithic period in Central Europe and Scandinavia.

I

şık, pervanaleri çekmez, onlara yönlerini şaşırtır. Bu nedenle ışığın etrafında dönerler.

L

ight does not attract moths, it rather disorientates them. This is why they circle around it. NİSAN - APRIL 2014

77


??????? garip ama | ??????????? gerçek | fast facts

İ

zafiyet teorisini Albert Einstein bulmamıştır. İzafiyet teorisi ilk kez 1632’de Galileo Galilei tarafından ‘Dünyanın başlıca iki sistemine dair diyalog’ makalesinde dile getirilmiştir.

A

lbert Einstein did not find the theory of relativity. Galileo Galilei was the first scientist to mention this theory in his article ‘Dialog concerning the two chief world systems’ in 1632.

C

üssesine göre en büyük beyne sahip hayvan, ne balina ne de fildir… Sanıldığının aksine biz insanlar da değildir. Yine de pek şaşırtıcı olmasa gerek, toplumsal örgütlenme ve iletişimi gerçekleştirebilen karıncalardır.

N

either whales nor elephants have the largest brain in proportion to body size… Nope, it is not humans either. Not surprisingly, ants have the largest brains, which they use for social organization and communication.

78

NİSAN - APRIL 2014


Y

P

anter diye bir hayvan yoktur. Bu sözcük Sanskritçe’deki ‘beyazımsı sarı renk’ anlamına gelen ve aslında kaplan için kullanılan ‘pandarah’ kelimesinden geliyor olabilir. Yunanlar bu sözcüğü alıp ‘tüm hayvanlar’ anlamında kullanılan ‘panthera’ olarak değiştirdiler. Ortaçağ armalarında panter, güzel kokan, uysal ve çok renkli bir hayvan olarak gösterilir. Bilimsel olarak büyük kedilerin dört türü de panterdir. İnsanların akıllarında yer eden panterler ya siyah leoparlar ya da siyah jaguarlardır.

P

anther is not a separate animal. The word may be coming from ‘pandarah’, which means ‘whitish yellow’ in Sanskritic and refers to tiger in fact. The Greek took this word and changed it into ‘panthera’ which then refers to all animals. In Medieval arms, panther is described as a mild, odorous and multi-colored animal. Scientifically all four species of big cats are panthers. What becomes a part of one’s store of ideas on panthers might be black leopards or black jaguars.

eryüzünde en çok oksijeni sanıldığının aksine ormanlar değil, denizler üretir! Zira denizlerde ve okyanuslarda çok bol miktarda bulunan su yosunları da klorofile sahiptir ve karbondioksidi oksijene çevirir.

A

s opposed to popular belief, forests are not the main source of oxygen; the seas are! The abundant algae in the oceans have chlorophyll, which converts carbon dioxide into oxygen.

E

vrendeki en soğuk nokta pek çoğumuzun sandığı gibi kutuplar ya da Sibirya’da, veyahut uzayın derinliklerinde değildir. Kuzey Kutup dairesine çok yakın olan Finlandiya’da yapılan bir deneyle elde edilmiş yapay bir soğukluktur. Helsinki Teknoloji Üniversitesi’nden bir ekip 2000 yılında bir rodyum parçasını, mutlak sıfırdan (-273°C) derecenin 10 milyarda biri kadar daha yüksek bir sıcaklığa kadar soğutmuştur!

T

he coldest point on earth is neither the poles, nor Siberia or in the depths of space. We are talking about an artifical cold which was measured during an experiment in Finland, that is quite close to the Arctic Pole. In 2000, a group of researchers from Helsinki University of Technology actually glaciated a piece of rhodium from absolute zero to one per 10 billion of -273 °C!

K

anarya Adaları’nın ismi, sanıldığının aksine, kanaryalardan değil, köpeklerden gelir! Bu takımada adını, en büyük adasında bulunan hem vahşi, hem evcil çok miktarda köpekten dolayı Romalılar tarafından verilen ‘Köpek Adası’ (Insula Canaria) isminden almıştır.

T

he name of Canary Islands comes from dogs, not from the bird! This archipelago was named ‘Insula Canaria’ (Island of Dogs) by the Romans who observed the great quantities of both wild and tamed dogs in the largest island Yazı - By: Işıl Kaya of this region. NİSAN - APRIL 2014

79


lezzet keşifleri | discover flavors

BAHARATLAR

Yemeklere farklı bir aroma katan çeşniler Seasonings that give food

SPICES

Dünyanın dört bir yanında hemen her yemekte az ya da çok kullanılır. Kimi mutfak kültürlerinde, söz gelimi Hint ve Arap mutfaklarında yemeklerin olmazsa olmaz çeşnisidir. Avrupa’ya çok sonraları, Doğu Asya’nın keşfiyle gelmiştir ve çok sevilmiştir. Ortaçağ’da karabiber neredeyse altın kadar değerli olmuştur mesela… Türk ve Osmanlı mutfağında da müstesna bir yeri vardır baharatların… Özellikle de et yemeklerinde, ama sanılmasın ki baharat demek sadece acı bir lezzet demektir. Tatlılarımızda da baharat kullanırız, söz gelimi tarçınsız bir sütlaç düşünülemez! Yani hemen her yemekte damağımızda özgün bir tat bırakır baharatlar…Gelin bu çeşnilerin dünyasına dalalım. Unuttuğumuz bazı baharatları yeniden hatırlayalım… Hangi baharat hangi yemekte kullanılır? Hangisi toz, hangisi tane halinde daha lezzetlidir? Yemeklerinizi daha da lezzetli kılmak ve damaklarda unutulmayacak tatlar bırakmak için işte size baharatların kullanım alanları…

They are used more or less in almost every meal around the world. In some culinary cultures, for example Indian and Arabic cuisines, these are the indispensable flavors. Seasonings came to Europe much later with the discovery of East Asia and were much loved. For instance; black pepper has been almost as valuable as gold in the Middle Ages... Spices have an exceptional place in Turkish and Ottoman cuisines too... We use spices especially in meat dishes, but this shouldn’t mean that it is all about making the dish hot. We use spices also in our desserts, for example a rice pudding without cinnamon is unimaginable! In other words, spices leave authentic tastes in our mouth in almost every meal... Let’s dive into the world of these flavors... And recall some of the spices we have forgotten... Which spices to use in dishes? Which one is more tasty: powder or granular form? To make your meals more delicious and leave unforgettable tastes in palates, here are the usage areas of spices...


Ardıç / Juniper Anason / Aniseed

Anayurdu Mısır olan anason, maydanozgillerden bir bitkinin küçük, yeşilimsi, tatlı ve baharlı bir tohumudur. Hamur işlerinde, gevreklerde, çöreklerde kullanılır. Aniseed from Egypt, is the small, greenish, sweet and flavored seed of a plant from the umbelliferae family. It is used in pastries, cereal and muffins.

Kozalaklılardan, yaz, kış yapraklarını dökmeyen, güzel kokulu, siyahımsı, yuvarlak yemişleri bulunan bir ağaççıktır. Kümes hayvanlarının etlerinin pişirilmesinde ve dinlendirilen etlerde kullanılmaktadır. It is a small tree from conifer family, which is evergreen in summer and winter, fragrant, blackish and it has round fruits. It is used in cooking of poultry and aged meat.

Beyaz toz biber / White pepper

Karabiberin dış kabuğu alınmış ve öğütülmüş olanıdır. Karabiberden daha keskin kokuludur ama tadı karabibere göre daha hafiftir. This is simply what you get when you remove the outer shell of black pepper and grind it. It is more pungent than black pepper, but the taste is milder than black pepper.

Çemenotu / Fenugreek Cevz-i bevva / Nutmeg

Sıcak bölgelerde yetişen bir ağacın yemişidir. Rendelenerek toz haline getirilir ve tavalarda, beşamel soslarda, et, dolma ve sarmalarda kullanılır. It is the fruit of a tree which grows in warm areas. It can be turned into powder by grating and can be used in fried food, béchamel sauce, meat, and stuffed vegetables.

Sert, kahverengimsi sarı renkli bir tohumdur. Öğütülmüş olarak turşularda, çorbalarda, soslarda, güveçlerde ve et yemeklerinde kullanılır. A hard, brownish yellow-colored seed. When granulated, it is used in pickles, soups, sauces, casseroles and meat dishes.

Defne / Laurel

Çörekotu / Black cumin seed

Çöreklerde ve ekmeklerin üzerine pişirilirken serpilir. Salatalarda da çörekotu kullanılabilir. Sprinkle this one over buns and breads while baking. Black cumin can be used in salads too.

Çeşitli balık, et, kümes ve av hayvanlarının etlerinden yapılan yemeklerde, soslarda, ayrıca bazı turşu ve konservelerde kullanılır. It is used in dishes made of various fish, meat, poultry and venison meat, sauces, and also in some pickles and canned goods.

Fasulye otu / Chervil Dolmalık fıstık / Pine nut Özellikle dolma içlerinde kullanılır. Mainly used in stuffing.

Özellikle kurufasulye ya da diğer baklagiller pişirilirken katılırsa lezzet veren bir ottur. It is best to use with haricot beans or other legumes.

Biberiye / Rosemary

Küçük, kalınca, ensiz ve kokulu olan yaprakları av ve kümes hayvanlarının etlerinden yapılan yemeklerde, et yemeklerinde ve soslarda kullanılır. Tazesinin kullanıldığı her yerde kullanılır. Small, thick, narrow and fragrant leaves of rosemary are used in dishes cooked with venison and poultry meat, meat dishes and sauces. It is used in any dish that has fresh rosemary.

Dereotu / Dill

Maydonozdan sonra en çok kullanılan taze ot... Sindirimi kolaylaştırıcı bir bitkidir. Birçok salata ve zeytinyağlı yemeklerde kullanılır. Dill is the most used fresh herb after parsley. As a digestive plant it is used in many salads and olive oil dishes.

Frenk fesleğeni / Basil

Nanegillerden tropik kökenli bir ot... Domatesle mükemmel bir uyumu vardır. Patlıcan ve biberli yemeklerle de önerilir. Sarmısakla birleştiğinde biberli bir tat kazanır. A tropic-originated herb from the mint family. Excellent harmony with tomatoes. It is also recommended for eggplant and pepper dishes. It has a peppery taste when combined with garlic.


lezzet keşifleri | discover flavors

Frenk maydanozu / Wild chervil

Yerli maydanozun kıvırcık yapraklısı... Kokusu daha hafiftir. Süslemeye çok uygundur. Local parsley with curly leaves. Its aroma is lighter. It is very convenient for decorating the dish.

Haşhaş tohumu / Poppy seeds

Haşhaş bitkisinin tohumudur. Mavi-siyah veya beyaz renkte olur. Ekmek, çörek, börek gibi fırın ürünlerinde kullanılır. Ayrıca kavrularak salata, kanape, meze ve sebze yemeklerine de katılır. It is the poppy plant’s seed, colored blue-black or white. Used in baked goods such as bread, buns and pastries. Also by roasting it can be added to salads, canapés, appetizers and vegetable dishes.

Hardal / Mustard

Bu bitkinin tohumu un durumuna getirilir ve sirkeyle karıştırılarak macun kıvamında bir karışım yapılır. Izgara etlerin yanında ve bazı soslarda kullanılır. The seeds of this plant are granulated like flour and brought into a pasty mixture by adding vinegar and mixing. And it is used alongside grilled meat and in some sauces.

Karanfil / Cloves

Bu bitkinin koyu renkli, küçük çivi biçimindeki tomurcukları kurutulur ve öğütülerek toz haline getirildikten sonra veya dövülmeden tane olarak kullanılır. Kompostolarda, bazı tatlılarda, şerbetlerde, keklerde, dondurmalarda, soğanla birlikte bazı yahnilerde kullanılır. Elma ile ilginç bir uyumu vardır. This plant’s dark-colored, small nail-formed buds are used in powder after drying and grinding, or used in granules without grinding at all. Stewed fruits, desserts, syrups, cakes, ice-cream varieties and some meat stew dishes with onions go great with it. Apple is an interesting match too.

Bir maydanoz türüdür. Salatalarda kullanılır. A kind of parsley, used in salads.

Kişniş / Coriander

82

Kereviz / Celery

Etlerde, ızgaralarda, sebzelerde ve balıklarda kullanılır. Özellikle çorbalarda nane gibi kekik de bol kullanılır. It is used in meat, grill, vegetable and fish dishes. Thyme is used abundantly in soups, like peppermint.

Kişniş genellikle şuruplarda kullanılmaktadır. Kişniş şekeri pastacılıkta ve bazı et yemeklerinde de kullanılmaktadır. Bitkinin yaprak ve filizleri de çorba ve salatalara doğranarak yenir. ICoriander is used in syrups mainly, also in pastry and some meat dishes. The plant’s leaves and sprouts are edible in soups and salads when chopped. NİSAN - APRIL 2014

Sıcak iklimlerde yetişen kakulenin tohumları küçük ve beyazımsı renktedir. İştah açıcı ve mide bozukluklarını giderici özelliği vardır. Bu nedenle hem baharat hem de ilaç olarak kullanılır. Cardamom seeds that grow in warm climates are small and have whitish color. Gives an appetizing effect and relieves stomach disorders. Therefore used both as spice and medication.

Kuru ve siyah tanelerinin baharlı ve acı bir tadı vardır. Hemen hemen her türlü yemekte bütün veya toz halinde kullanmak mümkündür. Its dry and black grains have a flavored and bitter taste. It is possible to use it in almost all kinds of dishes in grain or powder form.

Kekik / Thyme Kerbel / Anthriscus

Kakule / Cardamom

Karabiber / Blackpepper

Kökleri ve yaprakları sebze olarak kullanılan bir bitkidir. Genel olarak pişirilerek yenir. Bazı yerlerde yaprakları çiğ olarak da kullanılmaktadır. Its roots and leaves are used as vegetable. Generally it is cooked in dishes but in some places the leaves are also used raw.

Kimyon / Cumin

Genel olarak toz halinde kullanılmaktadır. Türk mutfağında, köftelerde, bazı et yemeklerinde ve sucuk yapımında kullanılır. Often used in powder form, it gives flavor to meatballs, some meat dishes and fermented sausages In Turkish cuisine.


Kuşüzümü / Blackcurrant

Pilav, dolma içleri ve bazı tatlılarda kullanılır. It is used in rice, stuffing and some desserts.

Köri / Curry

Maydanoz / Parsley

Her türlü salata ve yemekte kullanılır. Kök maydanozda ıtırlı bir yağ bulunduğundan bazı soslarda ve yemek sularında bu köklerden yararlanılmaktadır. It is used in all kinds of salads and meals. The fragrant oil found in parsley root is used in some sauces and pot liquors.

Kimyon, biber, zerdeçal, kişniş, karanfil, kakule, zencefil, Hintcevizi, demirhindi ve acı kırmızı biberden oluşan bir baharat karışımıdır. It is a spice blend consisting of cumin, pepper, turmeric, coriander, cloves, cardamom, ginger, nutmeg, tamarind and red hot pepper.

Melisotu / Lemon balm

Salata veya taze meyvelerle kullanılır. Goes great with salads or fresh fruits.

Miskotu / Common mugwort Kaz, ördek, yılanbalığı gibi yağlı yiyeceklerde ve yahnilerde kullanılır. It is used in fatty food like goose, duck, eel and stew meat.

Mercanköşk / Marjoram

Kekiğe çok yakın bir ottur. Salatalardan başka et yemeklerinde, sebzelerle de kullanılır. Genellikle yemeğe pişmesine yakın konur. Sindirimi kolaylaştırıcı bir etkisi olduğundan, av etleri gibi sindirimi zor yemeklerine mutlaka eşlik eder. This one is kind of like thyme. It is used in meat dishes and with vegetables other than salads. Generally it is added into dishes when they are almost cooked. Because it has a digestive effect, it is necessarily used in indigestible dishes like game meat.

Muskat / Nutmeg

Bir tür küçük Hindistan cevizidir. Kullanılan kısmı tohumudur. Itırlı bir tada ve kokuya sahip olan muskat çok sert olduğundan rendelenmiş olarak da satılır. Antiseptik, iştah açıcı, mide ve kalbi kuvvetlendirici ve safra taşlarının erimesine yardımcı özellikleri vardır. It is a kind of a small coconut. The part used is its seed. Nutmeg, which has a fragrant taste and smell, is also sold in grated form because it is very stiff. As an antiseptic, appetizer, stomach and heart-strengthener, it has qualities that help dissolve gallstones.

Nane / Peppermint

Çorbalardan sebzelere kadar birçok yemekte kullanılır. Etlerden koyun ve kuzuya konulur. Ayrıca genellikle salatalarda da kullanılır. It is used in many dishes from soups to vegetables. Goes good with lamb meat. Often used in salads too.

Pembebiber / Pink pepper

Özellikle soslarda, et ve balık yemeklerinde kullanılır. Especially used in sauces, meat and fish dishes.

Pimpinel / Pimpinela Rezene / Fennel

Anason kokulu bir ot… Yaprakları dereotuna benzeyen, kökü de sümbül soğanını andıran bu bitkinin yemeği ve salatası yapılır. An anise-scented herb... This herb, whose leaves resemble dill and root is similar to the hyacinth bulb makes a dish by itself and also used in salads.

Bir anason türüdür. Genellikle çorba, sebze ve balık yemeklerinde kullanılır. It is a kind of anise. Generally used in soups, vegetables and fish dishes.

Pul kırmızı biber / Chili pepper Acı taze biberlerin kurutulup pul haline getirilmesiyle yapılır. Made by drying and turning fresh chili peppers into flakes.

NİSAN - APRIL 2014

83


???????| lezzet lezzet | ???????????

Roka / Arugula

Yaprakları turp yaprağına benzeyen bir bitkidir. Salata olarak veya tava ve ızgarada pişirilmiş balık yemekleriyle birlikte yenir. Ayrıca, servis tabaklarının süslemesinde de kullanılır. This herb’s leaves resemble radish leaves. Used in salads as main ingredient or consumed with fried or grilled fish dishes. You can also decorate service plates with this plant.

Susam / Sesame

Simit ve benzer çeşitli hamurlu yiyeceklerde ya da tahin yapmında kullanılır. Always used in Turkish bagels (simit), various similar pastry or in the making of tahini.

Safran / Saffron

Safran, kullanıldığı yemeğe sapsarı bir renk verir. Keskin ve hafif acımsı bir tadı vardır. Bazı balık ve deniz mahsulleri yahnilerinde, pilavlarda ve sütlü, pirinçli tatlılarda kullanılır. Zeytinyağında ise hiç erimez. Ayrıca safrandan zerde adı verilen bir tatlı da yapılır. Saffron gives quite a yellow color to the dishes it is added to. It has a tangy and bitterish taste. It is used in some fish and seafood stews, rice dishes and milk and rice puddings. It never melts in olive oil. Also a dessert called ‘zerde’ is made with saffron.

Sumak / Sumac

Toz haline getirilerek kullanılmaktadır. Ekşimsi bir tadı vardır. Kebaplara ve bazı salatalara ekşilik vermek için kullanılır. Comes in powder form. It has a sour taste and used in kebabs and some salad types.

Tarçın (çubuk) / Cinnamon sticks

Bazı pasta, kek, bisküviler ve sütlü tatlılarda ayrıca boza, salep gibi içeceklerde kullanılmaktadır. Perfect for cakes, pastry, biscuits and puddings as well as drinks like ‘boza’ (fermented millet drink) and salep drink.

Tatlı kırmızı toz biber Sweet paprika

Tatlı kırmızı biberlerin kurutulup toz haline getirilmesiyle elde edilir. Pek çok yemekte kullanılır. It is obtained by drying sweet fresh red peppers and powdering. It is used in many dishes.

84

NİSAN - APRIL 2014

Bazı soslarda, salçalı et yemeklerde, soslarda, yumurtalarda ve salatalarda kullanılır. It is used in some sauces, meat dishes made with tomato paste, egg dishes and salads.

Toz tarçın / Powder cinnamon Tere / Pepperweed

Bu bitkinin yaprakları genellikle salata olarak yenir. Servis tabakların süslenmelerinde de kullanılır. The leaves of this plant are generally consumed as salad. It is also used for decorating the plates.

Çubuk tarçının kullanıldığı her yerde kullanılır. It is used in everything where cinnamon sticks are used.

Zencefil / Ginger

Vanilya / Vanilla

Meksika kökenli bir baharat... Pastacılık ve şekercilikte krema, kek, dondurma, komposto, poşe meyveler ve sütlü tatlıları lezzetlendirmek için kullanılır. This Mexican spice is used to sweeten creams, cakes, ice creams, fruit stews and milk puddings in pastry and confectionery.

Tarhun / Estragon

Yenibahar / Allspice

Kullanılan kısmı meyvesidir. İştah açıcı, gaz söktürücü ve kabıza karşı etkilidir. Mutfakta ise etli yemeklerde, köfte, sosis, çeşitli tatlı ve dolmalarda kullanılır. The part used is the fruit. Appetizing, digestive and effective against constipation. It is used in meat dishes, meatballs, sausages, various desserts and stuffed vegetable dishes.

Bir bitkinin toprak altında kalan gövdesinin kurutulmasıyla elde edilir. Genellikle şerbet, meşrubat ve likör yapımında kullanılmaktadır. It is obtained by drying the body of the plant that is under the soil. Generally it is used in making of syrups, drinks and liquor in addition to healing purposes.


NİSAN - APRIL 2014

85


??????? aile rehberi | ??????????? | family guide

86

NİSAN - APRIL 2014


Mutlu bir çocuk,

hayata umutla bakar

A happy child sees the brighter side of life Hayatımız boyunca pek çok psikolojik sorunun, aile, iş ve sosyal hayatta karşılaştığımız meselelerin temelinde çocukluk döneminde aile içinde yaşadıklarımızın önemli bir etkisi olduğu bilinen bir gerçek. Yani ebeveynlerin çocuklarını mutlu yetiştirmesi en önemli sorumlulukları… Davranış Bilimleri Enstitüsü’nden Uzman Klinik Psikolog Merve Soysal Başa, ebeveynlere mutlu çocuk yetiştirmenin püf noktalarını açıklıyor. It is a known fact that what lies beneath our psychological problems, familial, social and professional issues has strong relations with our childhood life at home. This makes raising happy children the primary responsibility of parents. Institute for Behavioral Studies’ Specialist in clinical psychology, Merve Soysal Başa, talks about the key points of raising happy children. Çocukluk döneminde yaşadıklarımızın izleri hayatımızda belirleyici etkilere sahip. Özellikle davranışlarımız, iş ve sosyal hayattaki konumlanışımızda, çocukluk döneminde özellikle aile içinde yaşananların etkisi hiç de azımsanacak gibi değil. Mutlu bir ailede yetişen çocuklara ilişkin yapılan bilimsel araştırmalar da bunu doğruluyor. DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü’ndan Uzman Klinik Psikolog Merve Soysal Başa, bu bilimsel araştırmaları anlatarak giriyor söze: “Günümüzde, gelişen psikoloji disiplinlerinden birisi de Martin E. P Seligman’ın önderliğinde yaygınlaşan pozitif psikolojidir. Bu akıma göre, klinik psikoloji kişilerin yaşadığı patolojiler için teşhis ve tedavi etmekten daha fazlasını yapabilmelidir. Kişilere iyimser düşünme becerisi küçük yaşlardan itibaren öğretilirse ileride karşılaşılabilinecek depresyon, kaygı bozuklukları, intihar eğilimi gibi ruhsal sıkıntılar da bu sayede önlenmiş olacaktır. Bunun için de çocuk doğduğu andan itibaren çaba harcanmalıdır.”

EBEVEYNLER NE YAPMALI? Bunları böyle açıklamak kolay da pratikte ebeveynlerin yapması gerekenler neler? Anne ve babalara, “Çocuğunuzla ilgili en büyük beklentiniz nedir?” diye sorulduğunda, verilen yanıtlarda ilk sırada ‘sağlıklı’ olması ardından çok büyük oranda ‘mutlu’ olması gelir.

Childhood experiences determine parts of our life. Especially our behaviors, problems at work and with people mainly base on our childhood life at home. Scientific studies on children raised by happy families approve this idea. Institute for Behavioral Studies’ Specialist in clinical psychology, Merve Soysal Başa, talks about these studies first: “Led by Martin Seligman, positive psychology is a recent branch of psychology. According to this movement, clinical psychology should be able to do more than diagnosis and treatment of pathologies. Instilling the ability to think positively in little children may avoid future depression, anxiety issues and suicidality. Parents must work towards this goal as of the birth of their children.” WHAT SHOULD PARENTS DO? Theorizing these is easy, but what should parents do in practical terms? Whenever parents are asked “What is your greatest expectation from your children?” two answers take place in the first place: “Health” and “Happiness”. Although the definition may vary from one to another, let’s hear it from Merve Soysal Başa: A child who enjoys life, thinks positive, establishes good relations with people and stands strong against falls and rises... In order to do this, parents should give importance to some key points starting from mother’s pregnancy to adolescence: NİSAN - APRIL 2014

87


??????? aile rehberi | ??????????? | family guide Bu tanım kişiden kişiye göre değişse de, Merve Soysal Başa, genel bir tanımlama yapabiliyor: Hayattan keyif alan, pozitif düşünen, insan ilişkilerinde başarılı olan, iniş-çıkışlarda yıkılmayan... Bunun gerçekleşmesi için de olabildiğince rahat ve mutlu bir hamilelikten ergenliği bitirene kadar ebeveynlerin dikkat etmesi gereken bazı noktalar var: o Çocuk doğduğu andan itibaren güvenli bir bağ kurmak gerekir. Kucağınıza alıp, göz temasında bulunup onunla gülümseyerek konuştuğunuzda o bağ kurulmaya başlar. Daha sonralarında ihtiyaçlarının ana bir bakıcı (mümkünse anne) tarafından olumlu bir yüz ifadesiyle zamanında karşılanması, bunun etkileşime girilerek yapılması bağı güçlendirir. o Bol bol kucağınıza alarak, fiziksel olarak da sevginizi gösterebilirsiniz. o Bebekler veya çocukları mutlu etmenin en kolay yolu onunla oyun oynamaktır. İlla ki bir amacı da olması gerekmez. Önemli olan beraberce keyifli vakit geçirmektir. Aktif bir şekilde beraberce oyunda yer almanız, çocuğunuzun dış dünyayı algılamasını kolaylaştırır, hayal dünyasını genişletir ve enerjisini doğru bir yere boşaltmasını sağlar. o Kazanmak ve kaybetmeyi, kendini güvende hissettiği aile ortamında yine oyunlarla öğretirseniz, günlük hayattaki iniş çıkışlara direncini artırabilirsiniz. o Çocuklara yaşlarına uygun konularda seçim şansları tanımak özgüvenini destekleyici olacaktır. o Ona karşı yaptığınız övgülerin zamanında ve yeterince olmasına özen gösterebilirsiniz. o Olaylar karşısında yaptığı kötümser yorumlara alternatifler üretebilirsiniz. o Yapılan yanlışlar karşısında bağışlamayı ve bağışlanmayı rol modeli olarak öğretebilirsiniz. o Çocuğunuzu eleştirirken genellemelerden kaçınarak, sadece o durum veya davranışa özel bir yorum yapabilirsiniz. o Beraber paylaştığınız zamanları sadece zorunluluklar veya sorumluluklar (ödevler, kurslar, vs.) ile harcamadan, size özel keyifli organizasyonlar (evde sinema keyfi, beraber yemek yapmak, balık tutmak, şehir içinde keşif gezilerine çıkmak, vs.) yapabilirsiniz.

MUTLU ÇOCUK DEMEK POLYANNA DEMEK DEĞİLDİR! Diyelim ki tüm bunları hayata geçirdiniz. Peki çocuktaki etkilerini nasıl ölçümleyebilirsiniz? Mutlu çocukta hangi özellikler daha belirgin olur? Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, mutlu çocuk demek, hayatını Polyannacılık oynayarak geçiren çocuk anlamına gelmez! Yaşamdan zevk alan, kendini oyalayabilen, çevresindeki olaylara ve canlılara duyarlı, arkadaşlarıyla iyi bir iletişime sahip, empati kurabilen, duygu ve düşüncelerini doğru bir şekilde ifade eden, karamsar düşüncelere alternatifler üretip olayları doğru yorumlayan çocuklara mutlu 88

NİSAN - APRIL 2014

o Establishing a reliable bond with the infant at birth is necessary. Connect by hugging them and making eye contact, talking to them with a smile on your face. A guiding caretaker’s (the mother, if possible) timely attention to their needs and positive facial expression would strengthen the bond. o You can also show your love physically by holding them. o Playing with children is the easiest way to make them happy. The game doesn’t even have to be purposeful. What matters is quality time together. Participating in their games actively would make it easier for your child to perceive the outer world, enrich their imagination and enable a proper environment to discharge energy. o You can improve your child’s resistance to falls and rises of daily life by teaching them about losing as well as winning, through games in a safe family environment. o Allowing them to make their own choices on childappropriate matters would support their self-confidence. o Pay attention to praising them on time and adequately. o Create alternatives for their pessimistic comments on events and things. o Be a role model who forgives and is forgiven in circumstances. o Criticize your child by focusing on the specific behavior or situation, avoiding generalization. o Enjoy times together doing entertaining activities (such as movies at home, cooking together, fishing or taking a city tour etc.) rather than limiting your family time to obligations and responsibilities (such as homeworks and courses).

A HAPPY CHILD IS NO POLLYANNA! Supposing that you have achieved these goals, so how can you measure the effects? What defines a happy child? First of all, a happy child does not represent a Pollyanna type of kid. Rather represents a child who cherishes life, is able to entertain and amuse herself, is responsive to other beings and events, has good communication with friends, is able to develop empathy, expresses her feelings and opinions in proper ways, reads happenings by creating alternatives to pessimistic ideas. Furthermore, a happy child has the motivation to try again because she doesn’t generalize failures, which supports self-confidence and success in social and academic life. This way, happy children can use their skills and qualities in life actively. And finally it can be said that their resistance against traumatic events is higher than others. They can lessen the effects of unpleasant experiences with a mentality that helps them through stressful times and hard times.

MISERY BRINGS DESPERATION! Here’s another question: “What are the differences between a happy child and an unhappy one? How does unhappiness influence the child’s life?” And the answer


tanımı yapabiliriz. Bunların yanı sıra, mutlu çocukların başarısızlıkları genellemeyip sadece o duruma özel bir hale soktukları için tekrar denemeye motivasyonları vardır. Bu durum, hem sosyal hem de akademik hayatlarında başarılı olmalarını sağlamada ve kendilerine güven duymalarına yardımcı olmaktadır. Bu sayede yeteneklerini yaşamlarına yansıtıp aktif bir şekilde kullanabilmektedirler. Son olarak da, travmatik olaylarla karşılaşmaları durumunda dirençlerinin diğerlerine göre daha yüksek olduğu söylenebilir. Başlarına gelen, stresli durumları atlatmada veya zor zamanları geçirmede onlara yardımcı olan bir düşünce sistemleri olduğu için olumsuz etkilerini iç dünyalarında hafifletebilirler.

MUTSUZLUK, UMUTSUZLUK GETİRİR! Bir soru daha soralım; “Mutlu ve mutsuz çocuğu kıyaslayabilir misiniz? Mutsuzluk çocuğun hayatındaki hangi alanlara yayılır?”… İşte sorunun yanıtı: Karamsar düşünceleri, içselleştirmiş çocukların hayattan aldıkları tatmini giderek azalttıklarını görebiliriz. Örneğin, sınavdan düşük bir not aldığında o dersi hiç anlamadığını, aptal veya beceriksiz olduğunu, yüksek bir not aldığında ise öğretmenin o günlük kolay sorduğunu düşünebilir. Okul derslerine karşı isteksizliği, belki de başaramayacağına dair inancından kaynaklanmaktadır. Bu tip çocuklar ilerleyen süreçlerde, zorbaca hareketlere başvurabilir ya da tam tersi pasifize olabilirler. Arkadaşlık ilişkilerini başlatmada veya devam ettirmede sıkıntı yaşayabilirler. Onunla bir kere oynanmadığı zaman, bu ona hiç arkadaşı olmadığını veya kimsenin onu sevmediğini düşündürebilir. Böylece kendi yarattığı mutsuzlukla beslenip hayatın değişik yönlerinde bile zevk alma sıkıntısı yaşayabilirler.

is: We can see that children who internalize pessimistic thoughts enjoy life less and less as they grow up. For example, whenever they score low on an exam they might believe that they are stupid or incapable, just like they might think the teacher asked easy questions if they score high. Their reluctance for lessons may be caused by the fear of failure. Children with this type of problem might become bullies, or the exact opposite, passive characters. They might have difficulties in making and keeping friends. Once rejected for play, they might think that they have no friends or that nobody really likes them. This may result in feeding misery, causing them to enjoy almost nothing in their lives. NİSAN - APRIL 2014

89


sağlık | health

Sağlığınızın garantisi iyi uykular!..

Good quality sleep ensures good health! Yazı - By: Prof. Dr. Hüseyin Nazlıkul • www.huseyinnazlikul.com • hnazlikul@web.de

Günden kazanmak için uykusundan kısanlardan mısınız? O halde size kötü bir haberimiz var; uykunuzdan çaldığınız her saat bedeninizin 24 saatlik uyku ritmine ve düzenine olumsuz bir katkı anlamına geliyor. Daha sağlıklı ve daha kaliteli bir yaşam için uykunuzu ve uykuya ayırdığınız saatleri önceliğiniz haline getirin. Are you one of those who sleep less to make the day last longer? Well, we have bad news for you: Each and every hour you deprive your body of sleep means negative effects on your body’s rhythm and sleep routine. Give priority to your sleeping habits and routine for a healthier life of higher quality.

İnsanların 24 saat süren biyolojik saatine verilen isim olan ve ışık, beden ısısı gibi faktörlerden kolayca etkilenen ‘sirkadyen ritim’ hormon salınımını, hücre yenilenmesini, beden ısısını, iştah durumumuzu, fiziksel ve zihinsel anlamda zindeliğimizi ve uykumuzun kalitesini etkiler.Beynimizin bir bölümünde yer alan sirkadyen saatimiz, retinadan gelen bilgiler ışığında gün ve gecelerin uzunluğu hakkında bilgi sahibi olur, bu bilgiyi yorumlar ve pineal bezlerimize aktarır. Bu sayede bedenimiz sirkadyen saatimizden aldığı bilgileriyle hareket etmeye, gün ışığında daha fazla serotonin, adrenalin ve kortizon hormonu salgılamaya başlar. Sabahları uyanmak ve harekete geçmek gibi eylemler işte bu hormonlar sayesinde mümkün olur. 90

NİSAN - APRIL 2014

Circadian rhythm, that is the daily cycle of biological activity based on a 24-hour period and influenced by regular variations in the environment, such as body temperature, weather or the alternation of night and day, effects hormone release, cell renewal, body temperature, appetite, physical and mental vitality and sleep quality. Occupying a part of the brain, circadian clock obtains day/ night information via the retina, interprets the information and transfers it to the pineal gland. Thanks to this system, the body can take action according to this data; releases more serotonin, adrenaline and cortisone hormones during the day. This is how we wake up in the morning


Gün ışığı akşam saatlerine doğru azalmaya başladığında gündüz saatlerinde salgılanan 'serotonin' hormonu yerini uyku hormonu olarak bilinen 'melatonin'e bırakır, aktif olan diğer hormonların salımı yavaşlar ve beden ısımız düşüşe geçer. Gece boyunca melatonin salgılanması, beynimiz göz kapaklarımız sayesinde yeniden gün ışığına kavuşuncaya kadar devam eder.

and get moving. As daylight diminishes towards the evening, serotonin leaves its place to melatonin. Other active hormones are then released slower and our body temperature declines. Melatonin release continues until morning, when eye lids let the brain know of the daylight.

DENGE BOZULURSA

WHEN THE BALANCE IS DISTURBED

Doğa tarafından kurulmuş olan bu mükemmel denge çevre This flawless balance that we can observe in every part ve iklim değişikliği, seyahat, hastalık, gündüzü gece ve geceyi of the universe may become deteriorated for those of gündüz gibi yaşayanlarda, günlük rutinde yaşanan değişimler you, who live day as night and night as day, combined sonucu farklılıklar gösterebilir. Örneğin iki farklı saat dilimi with the effects of environment, arasında seyahat eden climate change, traveling, herkes 'jet lag' olarak bilinen diseases. Jetlag, that is a yorgunluk, uykusuzluk, temporary disruption of bodily KORURUZ? RİTMİMİZİ NASILolun imiz üzerinde etkili olan ritm dyen sirka ışığı Gün : beslenme düzeninde rhythms caused by high❍ Gün boyunca uyanık doğal güneş ışığından ık kalmanız gereken saatlerde faktörlerin başında gelir. Uyan değişiklik, de nge bozukluğu speed travel across several faydalanın. mak için alan fayd fazla daha dan rınız ve sindirim sisteminde time zones, may be a clear onla ❍ Karanlıkta uyuyun: Uyku horm dan yardım alın. ında takabileceğiniz göz bantların sıras uyku veya n nizde aksamalar gibi etkileri example of this situation. Gün eleri perd m 10.00’ dur. bir uyku için en ideal saat akşa ❍ Gün batımını takip edin: İyi . anın raml deneyimleyebilir. aya prog n yaklaşık iki saat sonra uyum

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ Belirli bağışıklık hücreleri uyku sırasında artış gösterir, bu sayede gece onarım ve iyileşme açısından en mükemmel zamandır. Ayrıca, uyku hormonu olarak bilinen melatonin serbest radikaller ve diğer toksinlerle savaşan mükemmel bir antioksidandır. Bu sebepleri kaliteli bir uyku, sağlıklı bir bağışıklık sisteminin yapı taşlarının başında gelir.

batımında tutmaya, stres dolu koyun: Akşam öğünlerinizi hafif t bir ❍ Uyku saatlerinizi düzene ğunuzu geride bırakmaya ve raha unlu yorg , maya kaçın an arınd televizyon programl erin. göst özen uyku düzeni kurmaya nizi açın ve güneşi içinize yeni güne başlarken perdeleri ❍ Güne güzel başlayın: Her temiz hava almaya çalışın. rak kala ıda dışar ka daki ç birka çekin. Eğer imkanınız varsa

E RHYTHM? HOW DO WE KEEP TH r that effects the circadian ight is the most important facto

❍ Stay awake all day: Dayl ight during the day. rhythm. Benefit from natural sunl ing or use sleep ains in your bedroom in the even curt the Draw : dark the ❍ Sleep in . brain your to age ers the right mess masks to ensure the retina deliv ing. Program yourself l time to sleep is 22.00 in the even ❍ Follow the sunset: The idea sets. sun the after s to going to bed two hour the evening, avoiding Pay attention to eating light in ❍ Regulate sleeping hours: and sleeping comfortably. lems prob day’s the t abou g stressful TV shows, forgettin sun every morning. If the curtains and embrace the ❍ Start the day off right: Open air. fresh e som possible, step outside and get

EFFECTS ON THE IMMUNE SYSTEM

Release of specific immune cells increase during sleep, which makes night the best time to repair and heal. As a part of the human sleepwake cycle, melatonin hormone is a superb antioxidant that fights free radicals and other toxins. Good quality sleep is the main condition of a healthy immune system.

ERKEN KALKAN YOL ALIR!

THE EARLY BIRD CATCHES THE WORM!

Uykunun sağlıklı olabilmesi ve yeterince dinlenilebilmesi için mutlaka sabah erkenden kalkılmalıdır. Araştırmalar sabah uyandıktan sonra tekrar uyuma yoluyla gece boyu yapılan tamiratın tekrar tahrip edildiğini göstermiştir. En büyük hatamız uyku dalgası geldiğinde uyanık olmamız, uyanıklık dalgası geldiğinde uyuyor olmamızdır. Çünkü biz ne yaparsak yapalım, beyin sadece programlandığı dalgaya göre çalışır. Güneşin ilk ışıklarını alan vücut, melatonin hormonu salgılar ve bu hormon biyolojik saatimizi belirler.

One should wake up early in the morning to ensure sleep quality and get enough rest. Studies have shown that waking up in the morning and then going back to sleep fairly ruins the nightlong mending and renewal. The worst scenario is if we are awake when the sleep wave comes or if we are sleeping when the wakeup wave comes. Because regardless of our plans, the brain operates in line with the wave it is programmed to.

UYKU GİZLİ VE GERÇEK GÜÇTÜR! Uyku, bedenimizde dolayısıyla hayatımızda her şeyin düzene konulduğu, tamir ve tedavi edildiği son derece önemli bir süreç olarak yaratılmıştır. Yetersiz uykuyla zihinsel güç kaybı arasında yakın bir ilişki olduğu da, uykusuz kalan insanların zihinsel çalışmalarının tamamen durduğu ve düşüncelerini hiçbir şeyin üzerinde yoğunlaştıramadıkları da ispat edilmiştir. 48 saat uykusuz bırakılan yüksek öğrenimli kişilerin, ilkokul

SLEEP IS THE UNSEEN BUT TRUE POWER! Sleep is a critical process that regulates everything in human life, repairs and heals our physical and mental health. It has been proved that insufficient sleep and loss of mental power are closely related, through studies that showed how mental activity nearly stops and the person can’t focus on anything when deprived of sleep. It has been observed that highly educated people, who were deprived of sleep for 48 hours, couldn’t solve NİSAN - APRIL 2014

91


sağlık | health çocuklarına öğretilen matematik işlemleri yapamadıkları da çalışmalarda görülmüştür. Düzenli ve kaliteli uyku sadece büyüme çağında değil, bedenin sağlıklı olması için her yaş döneminde son derece önemlidir.

HERKESİN UYKUSU FARKLIDIR! Kısacası uyku, kişiden kişiye değişen ve aynı kişinin yaşamının farklı aşamalarında büyük farklılıklar gösteren bir olaydır. Aslında gerçekte çok uyuyan insanlar ve az uyuyan insanlar var. Günde 8 saat uykunun insan sağlığı için gerektiği kabul edilir. Yapılan araştırmalardaysa çok uyuyan (örneğin günde 9-10 saatten fazla) insanların genel durumlarıyla az uyuyan (örneğin günde 4.5 saatten daha az) insanlarınki arasında

92

NİSAN - APRIL 2014

elementary class maths problems. Good quality and regular sleep is of vital importance not only for children but also for everyone.

EVERYBODY’S ROUTINE TO HIS OWN Sleeping processes vary from person to person and also may change for one over the years. In fact, there are people who sleep more and others who sleep less. It is generally accepted that eight hours of sleep per day is adequate. However, studies indicate that there is no difference in vitality between a person who sleeps a lot (more than 9-10 hours a day) and a person who sleeps less (than 4-5 hours a day). It seems that adequate sleep must be defined according to the


UYKU ORTAMININ FİZİKSEL ŞARTLARINA DİKKAT

Uyunacak ortamın fiziksel şartlarını kişisel ihtiyaçlarınıza göre düzenleyiniz. Bazılarımız uyurken, gürültüden rahatsız olmazken, bazılarımız en hafif gürültüden etkilenir, sık sık uyanırız. Sese karşı özel hassasiyeti olanların gürültüyü izole etmeleri gerekmektedir. Uyku öncesi ılık veya sıcak bir banyo vücut ısısını yükseltir, ardından serince bir odada uyumak, uykuya kolay dalmamızı sağlar ve derin bir uyku uyumamızı kolaylaştırır. Odanın ışık düzeyi de kişiden kişiye uykuyu farklı etkileyen faktörlerdendir. Yatak odanızın iyi havalanmasını sağlayın. Yatak odanızda sessizliği sağlayın. Yatak odanızın penceresini tam kapatmayın, gece yatarken bile temiz hava akışını sağlayın. Rahat ve geniş bir yatakta yatmaya özen gösterin. Uykunuz gelmeden yatmayın. 30 dakika içinde uykunuz gelmezse kalkın. Aynı saatte yatıp aynı saatte kalkmayı bir alışkanlık haline getirin (Pazar dahil). Yatmadan önce alkol almayın. Alkol boğaz - gırtlak bölgesinde meydana getirdiği esneklikten dolayı horlamanızı kolaylaştırır. Saat 19.00’dan sonra çay, kahve, sebze, ağır yiyecekler ve kola tüketmeyin. Akşam ağır egzersiz yapmayın. Böyle bir uyku stratejisi için 10 günlük ısrarlı takip bu sistemi alışkanlık haline getirmemiz için yeterli olabilir. Bir defa başardığınızda zihinsel üretim ve bedensel dinçlikte zirveye doğru tırmanacaksınız. Uykuda geçen zamanın ihtiyaçtan fazla kısmını büyük bir israf olarak görmeye başladığınızda yaşam sevinciniz de artmaya başlayacak…

MIND THE PHYSICAL CONDITIONS OF THE ROOM YOU SLEEP IN

Take the time to organize the room you sleep in according to your personal needs. Some of us don’t mind noises while others may be affected even by faint sounds and wake up. If you are sensitive to noises, do apply some kind of insulation. Having a warm or hot shower would increase body temperature, which then would make it easier to sleep when combined with a cooler sleep environment. Illumination of the room is another factor that might affect people differently. Make sure your bedroom is aired out. Ensure silence in the bedroom. When possible, keep the window of your bedroom half close so that there is fresh air all through the night. Sleep in a comfortable and big bed. Don’t go to bed if you are not feeling sleepy. Get out of the bed if you failed for 30 minutes to fall asleep. Make it a habit to sleep and wake up at the same hour. (Including sundays.) Don’t consume alcohol before going to bed. Alcohol relaxes the throat area, which increases snoring. Don’t consume tea, coffee, soda, vegetables and fatty food after 19.00 in the evening. Don’t get into heavy exercising in the evening. Persisting with this sleep strategy for 10 days would be enough for most people to form this into a habit. Once you succeed in this, your mental and physical vitality will peak. And when you start seeing the hours you sleep more than you need as a waste of time, your joy of living will increase too...

bir fark bulunmadığı görülmüştür. Öyle görülüyor ki yeterli uykunun tanımı bu nedenle kişinin geçmişteki uyku durumuna göre yapılmalıdır. Uyku, beynin dinlenmesi için gereksinim duyulduğu zaman sanılır. Tersine, uyku, beynin, vücudun dinlenme ve tamir işiyle meşgul olduğu zamandır. Beynin elektriksel yapısı üzerinde yapılan araştırmalar zihnimizin uyku esnasında en az uyanık dönemde olduğu kadar yoğun çalıştığını göstermiştir. Aradaki tek fark gece ve gündüz yapılan işlerin farklı olmasıdır.

TOK UYUMAK TEHLİKELİDİR Yorgun uyanmanın diğer önemli nedeni tok karnına uyumaktır. Tok karnına uyuduğumuzda beyin sürekli mide ve bağırsaklarda bulunan besinin parçalamasıyla meşgul olacaktır. Dolaşımdaki kanın önemli bir kısmı sindirim bölgesinde odaklaşacaktır. Uykunun durgunluğunda midenin peristaltik hareketi çok zorlaşacaktır. Uyandığımızda ise sanki hiç uyumamış hissine kapılırız.

individual’s past sleep pattern. Sleep is thought to be a time for the brain to rest. On the contrary, sleep is the time when our brain and body are busy resting and repairing. Studies on the brain’s electrical pattern show that the sleeping mind is actually as busy as in awake hours. The only difference is the variety of tasks we do during the day and at night.

DANGER IN SLEEPING ON A FULL STOMACH Another reason you wake up tired is sleeping on a full stomach. When we do that, the brain spends all night digesting the food in the stomach and intestines. A major part of the circulating blood gets busy with the digestive tract. The stomach’s peristaltic movement may become difficult in the stillness of sleep. This is one of the reason why we wake up in the morning and feel like we didn’t sleep at all. NİSAN - APRIL 2014

93


??????? | ???????????

94

NİSAN - APRIL 2014


NİSAN - APRIL 2014

95


??????? | ???????????

HAVALİMANLARI İLETİŞİM NUMARALARI

DEVLET HAVA MEYDANLARI İŞLETMESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ - 0312 204 20 00 İSTANBUL / ATATÜRK HAVALİMANI İSTANBUL / SABİHA GÖKÇEN HAVAALANI ANKARA / ESENBOĞA HAVALİMANI İZMİR / A.MENDERES HAVALİMANI ANTALYA HAVALİMANI TRABZON HAVALİMANI GAZİANTEP HAVALİMANI ADANA HAVALİMANI MUĞLA / MİLAS - BODRUM HAVALİMANI MUĞLA / DALAMAN HAVALİMANI ERZURUM HAVALİMANI ISPARTA / S.DEMİREL HAVALİMANI NEVŞEHİR / KAPADOKYA HAVALİMANI ADIYAMAN HAVAALANI AĞRI HAVAALANI AMASYA / MERZİFON HAVAALANI BALIKESİR / MERKEZ HAVAALANI BALIKESİR / KÖRFEZ HAVAALANI BATMAN HAVAALANI BURSA / YENİŞEHİR HAVAALANI ÇANAKKALE HAVAALANI ÇANAKKALE / GÖKÇEADA HAVAALANI DENİZLİ / ÇARDAK HAVAALANI DİYARBAKIR HAVAALANI ELAZIĞ HAVAALANI ERZİNCAN HAVAALANI HATAY HAVAALANI KONYA HAVAALANI KAHRAMANMARAŞ HAVAALANI KAYSERİ HAVAALANI KARS HAVAALANI MALATYA HAVAALANI MARDİN HAVAALANI MUŞ HAVAALANI SAMSUN / ÇARŞAMBA HAVAALANI SİİRT HAVAALANI SİNOP HAVAALANI SİVAS / NURİ DEMİRAĞ HAVAALANI ŞANLIURFA / GAP HAVAALANI TEKİRDAĞ / ÇORLU HAVAALANI TOKAT HAVAALANI UŞAK HAVAALANI VAN / FERİT MELEN HAVAALANI ZONGULDAK HAVAALANI IĞDIR HAVALİMANI KONYA HAVALİMANI KOCAELİ/CENGİZ TOPEL HAVALİMANI BİNGÖL HAVALİMANI ŞIRNAK HAVALİMANI

0 212 463 77 77 0 216 588 88 88 0 312 398 00 00 - 71 Hat 0 232 274 26 26 0 242 330 30 30 - 18 Hat 0 462 328 09 40 - 49 0 342 582 11 11 0 322 435 03 80 0 252 523 01 20 - 3 Hat 0 252 792 52 91 0 442 327 28 35 - 5 Hat 0 246 559 20 08 0 384 421 44 55 - 15 Hat 0 416 244 22 12 - 4 Hat 0 472 216 04 02 0 358 535 10 67 0 266 294 75 10 0 266 376 14 18 - 21 0 488 218 04 44 - 4 Hat 0 224 781 81 81 - 8 Hat 0 286 213 12 43 0 286 887 41 41 0 258 846 11 39 - 10 Hat 0 412 233 27 19 - 4 Hat 0 424 255 14 10 - 5 Hat 0 446 226 21 06 - 4 Hat 0 326 235 13 00 - 4 Hat 0 332 239 13 43 - 5 Hat 0 344 236 53 50 - 52 0 352 337 54 94 0 474 213 56 67 0 422 266 00 46 0 482 313 34 00 - 3 Hat 0 436 250 00 04 - 6 Hat 0 362 844 88 30 - 15 Hat 0 484 254 22 02 - 4 Hat 0 368 271 56 08 0 346 223 43 89 0 414 378 11 11 - 8 Hat 0 282 682 40 34 0 356 238 73 30 0 276 253 38 54 - 5 Hat 0 432 227 00 01 - 04 0 372 618 24 57 0 476 278 60 03 - 5 Hat 0 332 239 13 43 - 5 Hat 0 262 375 34 92 - 93 0 426 215 04 01 0 486 636 77 05

TÜRK HAVA YOLLARI ADANA İSTANBUL Atatürk Havalimanı İSTANBUL - Atatürk ADANA ADIYAMAN ADIYAMAN İSTANBUL - Atatürk AĞRI AĞRI AMASYA-MERZİFON İSTANBUL - Atatürk ANKARA ESENBOĞA AMASYA - Merzifon ANTALYA İSTANBUL - Atatürk BATMAN ANKARA - Esenboğa DENİZLİ ÇARDAK İSTANBUL - Atatürk DİYARBAKIR İSTANBUL - S.Gökçen ELAZIĞ ERZİNCAN ANTALYA ERZURUM İSTANBUL - Atatürk GAZİANTEP İSTANBUL - S.Gökçen HATAY IĞDIR BATMAN İZMİR ADNAN MENDERES İSTANBUL - Atatürk KAHRAMANMARAŞ DENİZLİ KARS İSTANBUL - Atatürk KAYSERİ DİYARBAKIR KONYA İSTANBUL - Atatürk MALATYA ELAZIĞ MARDİN İSTANBUL - Atatürk MUĞLA-BODRUM MUĞLA-DALAMAN ERZİNCAN MUŞ İSTANBUL - Atatürk NEVŞEHİR KAPADOKYA ERZURUM SAMSUN İSTANBUL - Atatürk SİNOP GAZİANTEP SİVAS NURİ DEMİRAĞ İSTANBUL - Atatürk ŞANLIURFA HATAY TRABZON İSTANBUL - Atatürk VAN FERİT MELEN IĞDIR İSTANBUL S. Gökçen İSTANBUL - Atatürk ANKARA - Esenboğa ANTALYA İZMİR - Adnan Menderes

96

NİSAN - APRIL 2014

İZMİR - Adnan Menderes İSTANBUL - Atatürk İSTANBUL - S.Gökçen KAHRAMANMARAŞ İSTANBUL - Atatürk KARS İSTANBUL - Atatürk KAYSERİ İSTANBUL - Atatürk KONYA İSTANBUL - Atatürk MALATYA İSTANBUL - Atatürk MARDİN İSTANBUL - Atatürk MUĞLA - Dalaman İSTANBUL - Atatürk MUĞLA - Milas - Bodrum İSTANBUL - Atatürk MUŞ İSTANBUL - Atatürk NEVŞEHİR - Kapadokya İSTANBUL - Atatürk SAMSUN - Çarşamba İSTANBUL - Atatürk SİNOP İSTANBUL - Atatürk SİVAS - Nuri Demirağ İSTANBUL - Atatürk ŞANLIURFA - Gap İSTANBUL - Atatürk TRABZON İSTANBUL - Atatürk VAN - Ferit Melen İSTANBUL - Atatürk

0 462 325 99 52 0 342 582 10 21

0 252 792 53 68 0 442 327 28 32 0 246 559 20 30

Z

TEKİRDAĞ Çorlu

İSTANBUL Atatürk

İSTANBUL S.Gökçen KOCAELİ Cengiz Topel

GÖKÇEADA BURSA Yenişehir

0 358 535 10 16 - 17

ÇANAKKALE 0 266 376 13 02 - 04 0 286 682 40 34 0 286 887 41 12 - 13

ESKİŞEHİR Anadolu Üniv.

BALIKESİR Merkez

BALIKESİR Körfez

KÜTAHYA Zafer Havalimanı

UŞAK 0 344 236 07 92 0 352 337 52 44 - 45 0 474 213 56 68 0 422 266 00 50

İZMİR A.Menderes

DENİZLİ Çardak ISPARTA S.Demirel

MİLAS Bodrum 0 368 271 56 09 0 346 224 79 25

ANTALYA

MUĞLA Dalaman

0 356 238 73 49 0 432 227 00 11 - 14

ANKARA - Esenboğa ADANA AĞRI ANTALYA BATMAN DİYARBAKIR ELAZIĞ ERZİNCAN ERZURUM GAZİANTEP HATAY IĞDIR İSTANBUL SABİHA GÖKÇEN İZMİR ADNAN MENDERES KARS MALATYA MARDİN MUŞ SAMSUN ŞANLIURFA TRABZON VAN FERİT MELEN ADANA ANKARA - Esenboğa İSTANBUL- - S.Gökçen AĞRI ANKARA - Esenboğa ANTALYA ANKARA - Esenboğa BATMAN ANKARA - Esenboğa DİYARBAKIR ANKARA - Esenboğa ELAZIĞ ANKARA - Esenboğa ERZİNCAN ANKARA - Esenboğa ERZURUM ANKARA - Esenboğa İSTANBUL- - S.Gökçen

GAZİANTEP ANKARA - Esenboğa HATAY ANKARA - Esenboğa IĞDIR ANKARA - Esenboğa İSTANBUL-Sabiha Gökçen ADANA ANKARA ESENBOĞA ERZURUM KAYSERİ SİVAS NURİ DEMİRAĞ TRABZON İZMİR - A.Menderes ANKARA - Esenboğa KARS ANKARA - Esenboğa KAYSERİ İSTANBUL- - S.Gökçen MALATYA ANKARA - Esenboğa MARDİN ANKARA - Esenboğa MUŞ ANKARA - Esenboğa SAMSUN - Çarşamba ANKARA - Esenboğa SİVAS-Nuri Demirağ İSTANBUL- - S.Gökçen

ŞANLIURFA - Gap ANKARA - Esenboğa

TRABZON ANKARA - Esenboğa İSTANBUL- - S.Gökçen

VAN - Ferit Melen ANKARA - Esenboğa

ADANA BURSA (YENİŞEHİR) DİYARBAKIR ELAZIĞ BODRUM ALANYA-GAZİPAŞA HATAY ADIYAMAN ANKARA ESENBOĞA ANKARA - Esenboğa ADIYAMAN BALIKESİR (KOCA SEYİT) BURSA (YENİŞEHİR) DALAMAN KAHRAMANMARAŞ SİİRT TRABZON BALIKESİR-Edremit ANKARA - Esenboğa İSTANBUL - S.Gökçen

BURSA ANKARA - Esenboğa ADANA DALAMAN ANKARA - Esenboğa DİYARBAKIR ADANA ELAZIĞ ADANA

İSTANBUL Sabiha Gökçen ANKARA - Esenboğa BALIKESİR-KOCA SEYİT BODRUM UŞAK TOKAT SİİRT ANKARA - Esenboğa KAHRAMANMARAŞ ANKARA - Esenboğa TOKAT ANKARA - Esenboğa MARDİN ADANA

TRABZON ANKARA - Esenboğa


ŞİRKETLERE GÖRE TARİFELİ UÇUŞ NOKTALARI - İÇ HATLAR

ZONGULDAK Çaycuma

SİNOP SAMSUN Çarşamba TRABZON

AMASYA Merzifon

KARS

TOKAT

ANKARA Esenboğa

IĞDIR SİVAS Nuri Demirağ

ERZİNCAN

AĞRI

ERZURUM BİNGÖL MUŞ

NEVŞEHİR Kapadokya

MALATYA

KAYSERİ

ELAZIĞ

KONYA

VAN Ferit Melen

DİYARBAKIR ADIYAMAN KAHRAMANMARAŞ ADANA

SİİRT ŞIRNAK

BATMAN ŞANLIURFA GAP

MARDİN

GAZİANTEP

HATAY

ADANA İSTANBUL - Atatürk ANTALYA İSTANBUL - Atatürk DİYARBAKIR İSTANBUL - Atatürk ERZURUM İSTANBUL - Atatürk ELAZIĞ İSTANBUL - Atatürk GAZİANTEP İSTANBUL - Atatürk İSTANBUL - Atatürk ADANA ANTALYA DİYARBAKIR ELAZIĞ ERZURUM GAZİANTEP İZMİR A. MENDERES MALATYA SAMSUN TRABZON İZMİR - A.Menderes İSTANBUL - Atatürk MALATYA İSTANBUL - Atatürk SAMSUN - Çarşamba İSTANBUL - Atatürk TRABZON İSTANBUL - Atatürk

ANKARA - Esenboğa İSTANBUL - Atatürk ANTALYA İSTANBUL - Atatürk İSTANBUL - Atatürk ANKARA-Esenboğa ANTALYA İZMİR - A.Menderes MUĞLA-Milas/Bodrum MUĞLA-Dalaman İZMİR - A.Menderes İSTANBUL- Atatürk MUĞLA-Milas/Bodrum İSTANBUL - Atatürk MUĞLA-Dalaman İSTANBUL - Atatürk

ADANA ANTALYA İZMİR - A.Menderes İSTANBUL - S.Gökçen ANTALYA ADANA DİYARBAKIR GAZİANTEP İSTANBUL SABİHA GÖKÇEN İZMİR A.MENDERES SAMSUN TRABZON VAN FERİT MELEN DİYARBAKIR ANTALYA İZMİR - A.Menderes İSTANBUL - S.Gökçen ERZİNCAN İZMİR - A.Menderes İSTANBUL - S.Gökçen ERZURUM İZMİR- A.Menderes İSTANBUL - S.Gökçen GAZİANTEP ANTALYA İZMİR - A.Menderes İSTANBUL - S.Gökçen KARS İZMİR - A.Menderes İSTANBUL - S.Gökçen KAYSERİ İZMİR - A.Menderes MALATYA İZMİR - A.Menderes MARDİN İSTANBUL - S.Gökçen

İSTANBUL Sabiha Gökçen ADANA ANTALYA DİYARBAKIR ERZİNCAN ERZURUM GAZİANTEP İZMİR A.MENDERES KARS MARDİN TRABZON VAN FERİT MELEN İZMİR - A.Menderes ADANA ANTALYA DİYARBAKIR ERZİNCAN ERZURUM GAZİANTEP İSTANBUL S.GÖKÇEN KARS KAYSERİ MALATYA SAMSUN TRABZON VAN FERİT MELEN SAMSUN - Çarşamba ANTALYA İZMİR - A.Menderes TRABZON ANTALYA İZMİR - A.Menderes İSTANBUL - S.Gökçen VAN - Ferit Melen ANTALYA İZMİR - A.Menderes İSTANBUL - S.Gökçen

ADANA İSTANBUL - S.Gökçen ANKARA - Esenboğa İSTANBUL - S.Gökçen ANTALYA İSTANBUL - S.Gökçen BATMAN İSTANBUL - S.Gökçen MUĞLA Milas - Bodrum ADANA ANKARA - Esenboğa İSTANBUL - S.Gökçen MUĞLA-Dalaman İSTANBUL - S.Gökçen DİYARBAKIR İSTANBUL - S.Gökçen ELAZIĞ İSTANBUL - S.Gökçen ERZİNCAN İSTANBUL - S.Gökçen GAZİANTEP İSTANBUL - S.Gökçen HATAY İSTANBUL - S.Gökçen İSTANBUL - Atatürk İZMİR- Milas /Bodrum İZMİR - A.Menderes İSTANBUL - S.Gökçen KAYSERİ İSTANBUL - S.Gökçen KONYA İSTANBUL - S.Gökçen MALATYA İSTANBUL - S.Gökçen

İSTANBUL Sabiha Gökçen ADANA ANKARA ESENBOĞA ANTALYA BATMAN BODRUM DALAMAN DİYARBAKIR ELAZIĞ ERZİNCAN GAZİANTEP HATAY İZMİR A.MENDERES KAYSERİ KONYA MALATYA SAMSUN SİVAS NURİ DEMİRAĞ ŞANLIURFA TRABZON VAN FERİT MELEN SAMSUN - Çarşamba İSTANBUL - S.Gökçen SİVAS - Nuri Demirağ İSTANBUL - S.Gökçen ŞANLIURFA-GAP İSTANBUL - S.Gökçen TRABZON İSTANBUL - S.Gökçen VAN - Ferit Melen İSTANBUL - S.Gökçen

NİSAN - APRIL 2014

97


bulmaca | puzzle


TEMMUZ - JULY 2013

83


??????? | ???????????


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.