UÇUŞ NOKTASI EYLÜL 2015 - FLIGHT POINT ISSUU SEPTEMBER 2015

Page 1

Eylül | September 2015 Sayı | Issue 50 Alabilirsiniz | Your Complimentary Copy

Saklıkent’ten Ege’nin lacivert sularına bir yolculuk

A trip from Saklıkent to the blue waters of the Aegean

Emeklilik hayallerini süsleyen yedi köy The seven villages of your retirement dreams

Bir zamanlar ormanlarımızda kaplanlar yaşardı! Once upon a time tigers lived in our forests!

Ege ve Akdeniz’in antik kentleri The ancient cities of the Aegean and the Mediterranean


Feridun Bilgin

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Minister of Transport, Maritime Affairs and Communication

2

EYLÜL - September 2015

Değerli vatandaşlarım;

Dear fellow citizens;

İstanbul, dünyanın en hızlı büyüyen megapollerinden... Şehrin en önemli sorunlarının başında ise ulaşım geliyor. Sorunun çözümü için çok sayıda projeyi devreye koyduk. Bunlardan biri de iki kıtayı deniz altından bağlayan tüneller. Marmaray ile sağlanan raylı sistem geçişinin yanı sıra, boğazın altından karayolu geçişini sağlamak da büyük önem taşıyordu ve bu konuda Avrasya Tüneli çalışmaları da hızla ilerliyor. Toplam 14.6 kilometrelik üç ana bölümden oluşan Avrasya Geçişi Projesi’nin en önemli aşamasını oluşturan 3.4 kilometre uzunluğundaki İstanbul Boğazı altındaki tünel açma çalışmaları tamamlandı. Proje için özel olarak üretilen ve İstanbul Boğazı`nın altında, 3 bin 344 metrelik güzergahı kazarak ilerleyen Tünel Açma Makinesi (TBM) ile iki kıta, deniz tabanı altında birleştirildi. Burada kara tünellerimizin de kazı işlemleri tamamlandı. Çalışmaları 2016 yılının sonunda tamamlamayı ve tüneli halkımızın hizmetine sunmayı planlıyoruz. Kazlıçeşme-Göztepe hattında gerçekleştirilmekte olan Avrasya Tüneli Projesi, yoğun trafiğin etkili olduğu şehir içinde yolculuk süresini önemli ölçüde azaltacak. Asya ve Avrupa yakaları arasında 100 dakikaya varan ulaşım süresi 15 dakikaya kadar inecek ve tam 85 dakika zaman tasarrufu sağlanacak. Avrasya Tüneli Projesi Kazlıçeşme–Göztepe arasındaki en kısa güzergâh olacağı için yakıt masrafı düşecek. Avrasya Tüneli’ndeki akıcı trafik, yakıt ekonomisine katkı sağlayacak. Bunun yanı sıra, trafikteki dur-kalk sebebiyle oluşan araçların bakım masrafları da azalacak. Dünyanın önde gelen mühendislik projelerinden biri olan Avrasya Tüneli Projesi, 24 saat boyunca güvenli, sağlıklı ve kesintisiz trafik akışı için gelişmiş bir sisteme sahip olacak. Avrasya Tüneli Projesi aynı zamanda, sürüş konforunu iyileştirmek üzere tasarlandı. Modern aydınlatma, yüksek kapasiteli havalandırma ve yolun düşük eğime sahip olması gibi özellikler, yolculuk konforunu artıracak. Tünelin iki katlı olarak inşa edilmesi, yol güvenliğine sağladığı katkı sayesinde sürüş konforunu da olumlu yönde etkileyecek. Uluslararası standartlarda örnek bir Çevre ve Sosyal Etki Değerlendirmesi (ÇSED) raporu bulunan Avrasya Tüneli, çevresel ve sosyal etkiler konusunda son derece duyarlı bir proje... Özetle söylemek gerekirse, bu dev proje hizmete girdiğinde, İstanbul trafiği önemli ölçüde rahatlayacak.

Istanbul, is one of the quickest growing city. Transportation is the leading issue of the city. We have enabled many projects to resolve this problem. One of these projects is the underwater tunnels connecting the two continents. In the sight of Marmaray railway transportation, enabling underwater highway transportation in the Bosphorus has become enormously important and the Eurasia tunnel construction is progressing rapidly. The Eurasia passage is formed of three main parts with a total of 14.6 kilometers; the first phase of the project, 3.4 kilometer part tunnelling below the Bosphorus has been completed. The Tunnel Drilling Machine (TBM), which has been manufactured exclusively for this project has completed, 3 thousand and 344 meters route under the Bosphorus which has connected the two continents on the seabed. The excavation work for land tunnels have been completed. We are planning on completion by end of 2016 and bringing the tunnel project to our citizen’s use. The Kazlıçeşme-Göztepe line of the Eurasia Tunnel Project will dramatically shorten the travel time in the city during congested traffic. The travel time that has reached upto 100 minutes between Asia and Europe will be reduced to 15 minutes, conserving 85 minutes of travel time. The shortest distance in the Eurasia Tunnel Project is the Kazlıçeşme–Göztepe line and will lower the cost of fuel. The flowing traffic in the Eurasia Tunnel, will enable to conserve fuel economy. Along with this, the cost of automobile maintenance due to stop-and-go in traffic will also decrease. The Eurasia Tunnel Project is one of the leading Engineering Project of the world, that will provide a system of 24 hour safety and with healthy and continous flowing traffic. The Eurasia Tunnel Project was also designed to improve the driving comfort. Driving comfort will improve with specifics such as modern lighting, high capacity ventilation and low sloping roads. The tunnel will be constructed in two floors and will improve road safety by adding a positive effect to driving comfort. The Eurasia Tunnel, being an international example was given the valuation of environmental and social effects report (ÇSED), it is a very sensitive environmental and social effects project. In summary when this big project will be in service, traffic in Istanbul will lighten up considerably.

İyi yolculuklar dilerim...

I wish you a safe trip ...

EYLÜL - September 2015

3


Değerli misafirlerimiz;

Dear guests;

Yaz ayları, havayolu taşımacılığının en yoğun olduğu dönemler... Her iki bayramın da yaz aylarına denk geldiği yıllarda ise yoğunluk daha da artıyor. Yerli ve yabancı turist hareketliliği, bu dönemde ciddi oranda artış kaydediyor. Yaz sezonunda, bazı havalimanlarımızda rekorların kırıldığı bir yoğunluk yaşandı. Temmuz ayında, havalimanlarımızı kullanan yolcu sayısı 100 milyonu aşmış bulunuyor. Yani yeni bir rekora gidiyoruz. Bu, Türk sivil havacılığı açısından sevindirici bir gelişme ve görünüyor ki, çift haneli büyüme rakamları bir süre daha devam edecek. Bu umut verici tablo, bizim açımızdan çok ciddi bir sorumluluğu da beraberinde getiriyor. Zira havalimanı hizmetlerinde dakikalık bir aksayış, küçük bir hata bile ciddi sorunlara, yığılmalara sebep olabiliyor. Gururla söyleyebilirim ki, bu yoğun yolcu ve uçak trafiğine rağmen, yaz sezonunun önemli bir bölümünü hiç bir aksaklık yaşamadan geçirdik. Yaz döneminde müthiş yoğun bir yolcu ve uçak trafiği yaşanan Antalya, Milas-Bodrum, Dalaman havalimanlarında hizmet kalitemizde hiçbir aksama yaşanmaması için olağanüstü gayret gösterildi. Bu hem havalimanları hizmetleri için hem de seyrüsefer hizmetleri için geçerli... Bunun yanı sıra İstanbul, Ankara ve İzmir havalimanlarında da yolcu sayısında önemli artış oldu. Ve buralarda, hizmetlerimizde herhangi bir aksama yaşanmadı, yolcularımız hızlı, güvenli, konforlu seyahatin keyfini yaşadı. Bu yıl içinde, hizmete açılan havalimanlarımıza beklentilerin üzerinde gerçekleşen yoğun talep de bizleri ayrıca sevindiriyor. Görüyoruz ki, yatırım kararlarımızda son derece isabetli davranmışız. Bu durum, bizi daha da cesaretlendiriyor. Yurdun dört bir köşesinde ‘her 100 kilometrede bir havalimanına ulaşılabilmesi’ hedefimiz doğrultusunda projelerimize hız vermemizi sağlıyor. Amacımız, vatandaşlarımızın hak ettiği konforlu ve süratli bir havayolu ulaşımını sağlamak. Hizmet kalitesinden hiçbir zaman taviz vermeden...

The summer months are the most congested period for airlines transportation. When both Bayram vacations are in the same summer, that year there is an increase in air traffic. Domestic and International passenger traffic increases substantially during this period. During the summer season some airports broke records in passenger count. Total number of passengers in our airports during the month of july have reached and surpassed 100 million. Which means we are going at another record. This is a very pleasing development for Turkish civil aviation and which goes to show double digit growth rates will continue for awhile. This encouraging table brings an immense sense of responsibility for us. For a minutes delay in airport services, a simple mistake will cause problems, and a reason for delays. I am proud to say that regardless of this heavy passenger and air traffic, we have completed the most part of the summer season without any trouble. An extraordinary care was given to the quality of airport services during the summer months of heavy passenger and air traffic in Antalya, Milas-Bodrum, and Dalaman airports. This is applicable to airport services and air navigation. There has been a substabtial increase in passenger traffic in İstanbul, Ankara and İzmir airports. No disruptions occured here in our airport services, passengers enjoyed their quick, safe and comfortable travel. We are happy to see the intense demand, way above our expectations to the newly opened airports within the year. We realized that our investment decisions were very well directed. This present status is very encouraging. It aids us in our aim to expediate ‘reach an airport at every 100 kilometers’ project to all corners of our country. Our purpose is to give you, our citizens the the comfort they deserve and quick travel. Without making any concessions on the quality of service.

İyi uçuşlar dilerim…

Have a nice flight…

EYLÜL - September 2015

5


YÖNETİM / MANAGEMENT

EYLÜL - SEPTEMBER 2015

DHMİ Genel Müdürlüğü Personeli Yardımlaşma Vakfı

Emek 8. Cadde 75. Sokak No: 7/1 Emek - Ankara / TÜRKİYE

08 SEYAHAT / TRAVEL

Saklıkent’ten Ege’nin lacivert sularına bir yolculuk A trip from Saklıkent to the blue waters of the Aegean

20 ANADOLU MANZARALARI / VIEWS FROM THE ANATOLIA Tarih ve doğanın cömert davrandığı yöreler Areas rich in nature and history

DHMİ Personeli Yardımlaşma Vakfı Kuruluşu Meydan Reklam Adına Sahibi Onursal Başkan Honorary President and Owner on behalf of DHMI Personnel Assistance Foundation Serdar Hüseyin Yıldırım

08

30 ÇEVRE / ENVIRONMENT

30

Yaban enginarı çevreyi kurtaracak Wild artichoke will save the environment

34 BİLİM / SCIENCE

34

Ankara: Tunalı Hilmi Caddesi No: 68/12 Çankaya 0312 430 51 00

38 ANADOLU TARİHİ / ANATOLIAN HISTORY

Ege ve Akdeniz’de mutlaka görülmesi gereken antik kentler Ancient cities that must be seen in the Aegean and the Mediterranean

Genel Koordinatör | General Coordinator Süleyman Karan suleyman@foramedya.com

52 SAĞLIKLI YAŞAM / HEALTHY LIFE

Yazı İşleri Müdürü | Chief Editor Doğan Uluyüz dogan@foramedya.com

Mide sağlığınız için bir reçete A recipe for your stomach’s health

Editör | Editor Nezahat Solmaz Yiğit

56 DOĞANIN İZİNDE / IN THE STEPS OF NATURE

Sanat Yönetmeni | Art Director Ferhat Gedik

Bir zamanlar Anadolu bozkırlarının kralı aslanlardı Once upon a time the lion was the king of the Anatolian steppe land

İngilizce Bölüm Editörü | English Section Editor Berna Atahan Reklam Departmanı Advertisement Department

62 SOSYAL MEDYA / SOCIAL MEDIA

Sanal dolandırıcılara karşı önlem alın Take precaution against virtual hackers Sorumluluk çocuk yaşta öğrenilir Responsibility is taught at early age

74 MUTFAK KÜLTÜRÜ / CULINARY CULTURE Yemek ruhunuzu da beslemeli Food must feed your soul

78 KÜLTÜR /CULTURE

Dijital çağda olsak da kütüphaneler büyülemeye devam ediyor Libraries continue to fascinate regardless of the digital age

84 MERCEK / ZOOM

Sivil havacılıktan haberler News from civil aviation

94 UÇUŞ REHBERİ / FLIGHT GUIDE İç ve dış hat seferleri Domestic and International flights

YAYIN / PUBLISHING FORA MEDYA İstanbul: Barbaros Bulvarı No: 143/1 Balmumcu-Beşiktaş 0212 213 98 80

Sonsuz evrenler içinde sonsuzluk Eternity within the eternal universes

68 ÇOCUK EĞİTİMİ / PEDOGOGY

Yayın Kurulu | Publishing Board Funda Ocak, Mehmet Ateş, Mehmet Karakan, Celal Özuğur, Cemal Köksal, K. Zafer Topuz,Vahdet Nafiz Aksu, Ali Fuat Emre, Ayhan Öztekin

Rüştü Altıner rustu@foramedya.com

56 78

62

20

Pınar Güneş pinar@foramedya.com Murat Arslan murat@foramedya.com Reklam rezervasyon: 0212 213 98 80 Katkıda Bulunanlar | Contributors Berrak Güngör, Eren Cerciz, Elif İzgi Uluyüz, Işıl Kaya, Lokman Karakaş, Sezai Özden Baskı | Printing Azim Matbaacılık Büyük Sanayi 1. Cad 99/33 İskitler - Ankara Tel: (0312) 342 03 72 Basım Yeri ve Tarihi Place and Date of Publication Ankara, Eylül - September 2015 Yayın Türü | Type of Publication Yerel, aylık, süreli Local, monthly, periodical ISSN 1306 - 6323 www.foramedya.com

98 BULMACA / PUZZLE 6

EYLÜL - September 2015

EYLÜL - September 2015

7


seyahat | travel

Uzun mu uzun bir yolculuk bizi bekliyordu. Geceyi aydınlatan şehrin lambalarını geride bırakıp karanlığın kollarına attık kendimizi. Yarı uyur, yarı uyanık vaziyette sabahı ettik. Karanlıkları geride bırakarak güneşin sarı sıcak ışığının aydınlığıyla yer yer yeşillikleri, yer yer sarı tarlaları izleyerek yolculuğumuza devam ettik. 15 saatlik otobüs yolculuğu sonunda Fethiye’ye varmıştık. İlk durağımız antik dönemde Ksantos Çayı olarak bilinen Eşen Çayı ile bütünleşen Saklıkent Kanyonu’ydu. Rivayete göre, sürüden ayrılan keçisinin peşine düşen bir çoban, yüksekliği 200 metreye varan bu kanyonu tesadüfen bulmuştu.

A long trip was waiting for us. We left the city lights

TEZATLIKLARIN KRALI

KING OF OPPOSITES

Rehberimiz kanyonda suya ayaklarımızı sokarak yürüyeceğimizi ve nehrin akıntısının güçlü olması nedeniyle, ayağımızda deniz ayakkabısı olmasını tavsiye etti. Terlik olsa, suyun akıntısıyla ayağımızdan çıkmasını göze almamız gerekiyordu. Çıplak ayakla da taşlara basamazdık. Saklıkent’in girişindeki dükkanlarda çok fahiş olmayan bir fiyata deniz ayakkabısı alınıyordu. Tabii ben bir gezgin olarak önlemimi almış ve çantamdan çoktan deniz ayakkabımı çıkarmıştım. Fakat serde kokoşluk mu olduğundan bilemedim, kanyona girmeden önce hazırlanan grupla yan yana durduğumda, rehber beni süzdü ve aklına ilk gelenleri söyledi: “Siz giyinmediniz mi? Suya gireceğiz biliyorsunuz…”

Our Guide told us that we could walk with our feet in the water but the current is very strong and advised us to wear proper shoes. We had to take a chance walking with flip flops or slippers for they come off easily with the current. We couldn’t step on the rocks barefoot either. You can purchase seaware sandals at the entrance to Saklıkent for a decent price. Since I am an explorer I had taken my precautions and came in full gear and took out my sea sandals from my backpack. Couldn’t decide if it was being shear fashionista but i came across a group that was getting ready to walk in the canyon and the tour guide looked at me head to tow and said the first thing that crossed his mind: “Didn’t you gear up? You know we will be getting in the water”

that were lighting up the night behind us and let ourselves to the darkness of the night. A new morning dawned as we lay half awake and half asleep. We left the darkness behind and continued our trip as the yellow ray of sunshine lit up the the green and the fields. We reached Fethiye at the end of our 15 hour bus trip. Our first stop was to the Xanthos brook from the ancient period which is known as Eşen brook, meets up with Saklıkent Canyon. According to the story a shepherd that was looking for his goat that strayed from the flock coincidentally found this gorge with the height upto 200 meters.

Karya topraklarında kanyondan Ölüdeniz’e bir Akdeniz turu A Mediterranean trip from Karya to Ölüdeniz

Saklıkent Kanyonu’nda başladı turumuz, hava sıcak nehir ise buz gibi... Bazen belimize kadar gelen buz gibi suda, bambaşka bir yolculuktu kanyon turu... Our trip began on a hot day and a cold river in Saklıkent Canyon. The water reached our waist, so cold it was like a different experience. Yazı - By: Başak Seren Muyan 8

EYLÜL - September 2015

EYLÜL - September 2015

9


seyahat | travel “Tamam, işte ben de hazırlandım…” “Ama düğüne gider gibi giyinmişsiniz!” Kafamda sarı altın rengi simli, siyah kocaman şapkam ve fırfırlı turuncu mini elbisemle, yanımdaki şortlu ve bikinili kadınlardan farklı olduğumu o zamana kadar anlamamıştım. Olsun, kanyonun soğuk suları hepimize yeterdi!

GÜNEŞ SUYUN KÖPÜKLERİNDE YANSIYOR Kanyona girdiğimde beni çok etkileyen bir manzarayla karşılaştım. Çenemi kaldırabildiğim kadar yukarı kaldırınca, dikine uzanan kayalıkların ucunu zar zor görüyordum. Aradaki dar çatlaktan güneş cömertçe ışıklarıyla, beyaz köpüklü akıntısıyla taşları döven nehri aydınlatıyordu. Akıntılı nehirde, taşlara basarak yürüyeceğimiz için riske girip fotoğraf çekmek için telefonumu yanıma almamıştım. Fakat bu güzel ve huzur veren doğanın bir hediyesi olan kanyonun fotoğrafını çekememek beni oldukça üzse de, bu durum da düşünülmüş ve kanyonun belli noktalarına fotoğrafçılar konulmuş, ziyaretçilerin fotoğrafını çekip, çıkışta satıyorlardı.

İkinci durağımız Tlos Antik Kenti’ydi... Fethiye’nin 42 kilometre doğusunda olan bu yerleşim yeri, tepeye tırmandıkça yıllara meydan okuyan muntazam dizilmiş taşların bir araya gelen kısımlarıyla ziyaretçileri karşılayıp selamlıyordu. Tlos’u gerimizde bırakıp otobüsümüzle tepeye tırmanmaya devam ettik. Our second stop was to Tlos Ancient City. This settlements is situated 42 kilometers to the east of Fethiye. As you climb to the top visitors are greeted by these neatly set stones that have stood against time. We left Tlos behind and continued to climb 10 EYLÜL - September the hill in our bus. 2015

“I know, see I am ready ” “But you look like you are going to a wedding?” I had a huge black hat on with yellowish gold colored glitters and I was wearing a ruffled orange colored mini dress. It was then that I noticed the women in bathing suits and shorts, that i was pretty much different then all the rest. That’s alright the cold water of the canyon was enough for all of us!

THE SUN SHINES ON THE FOAM IN THE WATER When I entered the canyon I was affected by the enormous view. I could barely see the tips of the vertical rocks when I lifted my chin looking all the way up. The sun that was shining through the crevices in the rocks, was lighting up the river as it was hitting the rocks with its white foamy water. I had brought my mobile phone to take a risk and to take pictures in the water as i was walking on the rocks in the strong current. I was upset that i couldn’t take pictures of the canyon which was the gift of nature in this beautiful and serene environment but instead photographers at key points were taking pictures of visitors and selling them at the exit.

BUZ GİBİ SUYUN İÇİNDE YÜRÜYÜŞ

WALKING IN ICE COLD WATER

Nehrin buz gibi suyuna ayaklar sokulunca, vücudun tüm tüyleri diken diken olsa da, taşlardan kaymadan ve düşmeden yürümek için de bir o kadar ter dökülüyordu. Yürüdükçe sular yükseliyor, neredeyse bel hizasına geliyordu. Nehrin ortasına gerilen ipe tutunmak ise yürüme işini kolaylaştıran bir unsurdu. O kadar güzel bir ortamdı ki… Heyecanla huzur ve sıcakla soğuk gibi tezatlıkların kralını bu kanyonda bir arada yaşıyorduk!

You get goose bumps when your feet are soaked in ice cold water but being able to walk on the rocks without slipping is another arduous task. The water level rises upto your waistline as you continue to walk. The rope that is extended in the middle of the river does help, you can hold on as you continue your struggle walking. It was such a bautiful sight. We were living the excitement, the peace, and the warmth on one side and the cold of the canyon on the other side was the king of opposites all together! EYLÜL - September 2015

11


seyahat | travel

RÜZGARLA YARIŞ Bu kanyondan çıkmak zor olsa da, yollara düşmek ve maceralar yaşamaya devam etmek hamurumda vardı. Sırada Tlos Antik Kenti vardı. Likya’nın en önemli yerleşim yerlerinden biri olan Tlos, o kadar büyükmüş ki, Hitit kaynaklarında ‘ülke’ olarak adlandırılıyormuş. Fethiye’nin 42 kilometre doğusunda olan bu yerleşim yeri, tepeye tırmandıkça yıllara meydan okuyan muntazam dizilmiş taşların bir araya gelen kısımlarıyla ziyaretçileri karşılayıp selamlıyordu. Tlos’u gerimizde bırakıp otobüsümüzle tepeye tırmanmaya devam ettik. Yakapark’ta öğle yemeği vakti gelmişti. Yakapark’ın içinde bulunan buz gibi kaynak suyu dolu havuzda 5 dakika durulursa bir içecek, 20 dakika durulursa yemek, yarım saat durulursa tüm gün ne yerse içerse bedava veriliyordu. Ben ayak parmağımı soktuğumda bile saç tellerimin ucuna kadar ürperdim. “Yarım saat bu suyun içinde kalabilen var mıdır?” diye düşünmeden edemedim.

RACING THE WIND Although it was difficult getting out of this canyon, hitting the road and living adventures was an inate desire in me. Next was Tlos Ancient City. Tlos is one of the most important Lycian appolites that was so big that it was referred as a ‘country’ in Hittite sources. This settlements is situated 42 kilometers to the east of Fethiye. As you climb to the top visitors are greeted by these neatly set stones that have stood against time. We left Tlos behind and continued to climb the hill in our bus. It was time for lunch at Yakapark. If you could stand for 5 minutes in the pool of spring water in Yakapark you received a free drink. If you stand for 20 minutes free meal and for 30 minutes in the ice cold pool you are a guest of the house and the day is free. Even when I immersed my toe in the pool I had a chill run up to the strands in my head. I couldn’t stop wondering if there was ever someone who could withstand the cold for a half an hour in the pool. The bar counter was carved so that the trout could swim in the channel. Some guests were playing with the trout as they were swimming along. But I thought that this place was exaggerated for its fame because it was frequented by so many locals and tourists. As I was washing my hands in the faucet outside the toilet I was shocked to see that the pipe that was carrying the filth was just left to leak onto the road, there was no infrastructure I just couldn’t like this place. The food was fried without any care, the trout was defined as soaked in salt and the saladbar was not prepared properly for the influx of guests and instead of eating tasty food you would suffice with ‘being full’. I usually get sad when I leave. I usually console myself by 12

EYLÜL - September 2015

EYLÜL - September 2015

13


seyahat | travel lezzetten ziyade “Karnımızı doyurduk” dedirtecek nitelikteydi. Bir yerden ayrılırken genelde hüzünlenirim. Kendimi “Her son, bir yeni başlangıç” diyerek avuturum ama Yakapark’tan ayrılırken, gerçekten çok sevindim.

ÖLÜDENİZ’DE YÜZME SEFASI Sırada tüm yolculuğun yorgunluğunu atıracak Ölüdeniz’de yüzme sefası vardı. Bir yarımada gibi olan bu yerde, derin deniz sevmeyenler için iç kısımda bulunan plajda, açılmayı sevenler için ise dağların çevrelediği diğer taraftaki plajda yüzme şansı bulunuyordu. Açılmayı sevdiğim için, yemyeşil

to tranquility and you could not control your urge to race with the wind with open arms. We left Ölüdeniz as the day was embracing the night. We took a night walk in Çalış beach which was a great activity after a 15 hour bus drive. The row of restaurants all lined up, the souvenir shops, and the wish lanterns in the sky...

TRIP TO THE 12 ISLANDS The following morning i welcomed the day with the soft coo from a cuckoo. Inhaled the crisp clean air into the farthest corners of my lungs and prepared for the new day. The day, was a boat day! It was the day to see all

‘12 Adalar Tekne Turu’ yapılmadan Fethiye’den ayrılmak olmazdı. Kızılada, Katrancı Adası, Yassıcılar Adası, Göcek, Şövalye Adası’nı içeren bu turu herkese tavsiye ederiz. You cannot leave Fethiye without the ‘12 Island boat trip’. We recommend everyone to take this trip to visit Kızılada, Katrancı Island, Yassıcılar Island, Göcek, Knight Island.

Barın tezgahı ise alabalıkların yüzecekleri bir kanal şeklinde oyulmuştu. Kimi konuklar balıkları severek yüzdürüyordu. Fakat yerli ve yabancı turistlerin uğrak mekanı olan bu yerin abartılmış bir üne sahip olduğunu düşündüm. Tuvaletin dışındaki muslukta el yıkanıp aşağı bakıldığında, çıkan bir borudan tüm pisliklerin yürüme yoluna doğru aktığını ve altyapısının olmadığını görünce, zaten baştan sevemedim bu yeri. Yemekleri ise özenilmeden kızartılmış, tuz çoruna dönüştürülmüş alabalık şeklinde tanımlanacak ve özensizce hazırlanan salata barıyla yoğun insan selinin ihtiyacını karşılarken, 14

EYLÜL - September 2015

saying “Each ending, is a new beginning” but this time I was trully happy leaving Yakapark.

SWIMMING IN ÖLÜDENİZ Next in line was a stop for a swim in Ölüdeniz that would give us a chance to rest. The area is like a peninsula, the inner beach is suitable for those who enjoy shallow water, whereas the beach surrounded by the mountains on the other side is perfect for those who prefer to swim in deep water. I love to swim in the deep so I went to the beach surrounded by the green mountains. The colorful parachutes flying in the sky brought movement EYLÜL - September 2015

15


seyahat | travel

dağların çevrelediği plajı tercih ettim. Havada uçan rengarenk paraşütler de huzura hareket katarken, insanın kollarını açarak rüzgarla yarışma isteği dizginlenemiyordu. Gün, akşama kavuşmak için kucak açtığında Ölüdeniz’den ayrıldık. Akşam Çalış Plajı’nda yürüyüş ise otobüsle çekilen 15 saatlik yolculuk sonrası bile tatlı gelen bir aktivite oldu. Sıra sıra dizilmiş restoranlar, hediyelik eşya dükkanları, havaya bırakılan dilek fenerleri…

the hues of blue from the darkest shade to the lightest and embrace the sea for showing it to me. You should not depart Fethiye without the ’12 Island tour’, Kızılada, Katrancı Island, Yassıcılar Island, Göcek and Knights Island. We made stops in coves surrounded by rocky cliffs and instead of the colder Aegean waters had a chance to swim in the warm Mediterranean. The private yachts and boats that had anchored at these coves were eye catching.

12 ADALARA YOLCULUK

SALTY COOKIES

Ertesi gün guguk kuşunun yumuşak sesi eşliğinde günü selamladım. Temiz havayı ciğerlerimin en derin köşesine çektim ve güne hazırlandım. Gün, tekne günüydü! Mavinin en koyu tonundan en açık tonuna kadar tüm zengin renk seçeneklerini sunan denize sarılma günüydü.

The following morning a long trip back to Istanbul was waiting ahead of us. Before our trip our last stop was to the antique city of Caria civilisation, Kaunos. I had visited Caria on my trip last year and here again I was back for another visit. Sometimes sweet suprises happen unplanned.

16

EYLÜL - September 2015

EYLÜL - September 2015

17


seyahat | travel Kızılada, Katrancı Adası, Yassıcılar Adası, Göcek, Şövalye Adası’nı içeren ‘12 Adalar Tekne Turu’ yapılmadan Fethiye’den ayrılmamalıydı. Kayalıklara bezeli koylarda verilen molalarda Ege Denizi’nin soğuk sularına nispeten, sıcacık Akdeniz suyunda yüzdükçe yüzdüm. Koylara demir atmış özel tekneler ve yatlar da göze çarpıyordu.

caretta’ breeding site. Caretta caretta is a kind of species that lay their eggs where they were born. They never forget the place they were born and instinctively they come back to lay their own eggs. The babies that hatch the egg use the moonlight as their guide and follow its reflection and march into the waters of the Mediterranean. Just at this moment a baby Caretta noticed us talking about him lift his arm out of the sea and greeted me! Afer swimming in the wavy İztuzu beach those that planned on taking a shower need to think twice. It was a complete shock to notice the sandy and salty sea water coming from the shower! Just like the salty cookies, the shower in İztuzu beach alone was a good reason to want to return to İstanbul.

As we were travelling around the marshes in our little boat with the wind stroking my face, we saw the tombs of the kings that were carved into the rocks for ‘immortality’ or for the ‘fear of being forgotten’ which proved that man hasn’t changed through history. Following our boat trip we reached İztuzu beach, the most important spot in the Mediterranean for ‘caretta

Sırada tüm yolculuğun yorgunluğunu atıracak Ölüdeniz’de yüzme sefası vardı. Bir yarımada gibi olan bu yerde, derin deniz sevmeyenler için iç kısımda bulunan plajda, açılmayı sevenler için ise dağların çevrelediği diğer taraftaki plajda yüzme şansı bulunuyordu. Next in line was a stop for a swim in Ölüdeniz that would give us a chance to rest. The area is like a peninsula, the inner beach is suitable for those who enjoy shallow water, whereas the beach surrounded by the mountains on the other side is perfect for those who prefer to swim in deep water.

18

EYLÜL - September 2015

TUZLU KURABİYE Ertesi gün uzun bir İstanbul’a dönüş yolculuğu bizi bekliyordu. Yolculuk öncesi son duraklarımızdan Karya uygarlığının önemli kentlerinden biri olan Kaunos Antik Kenti’ni ziyaret edecektik. Geçen sene Karya turumda burayı ziyaret etmiştim ve yine gelmek nasip olmuştu. Bazı şeyler hesapta yokken tatlı bir sürpriz misali yaşanabiliyordu. Sazlıkların arasından minik teknemizle rüzgar yüzümüzü okşarken yaptığımız yolculuğa kralların kayalara oyulmuş mezarları da insanın ‘ölümsüzlük’ ya da ‘unutulma korkusu’nun tarihle değişmediğini gösteriyordu. Tekne yolculuğu sonrası ‘caretta caretta’ların Akdeniz’deki en önemli üreme alanı olan İztuzu Plajı’na vardık. Caretta caretta doğduğu yere yumurtlayan bir türdü. Nasıl bir içgüdüyse, doğduğu yeri unutmadan tekrar gelip, yumurtalarını bırakabiliyordu. Gece yumurtadan çıkan yavrular da ay ışığını yön belleyip, ışığın denize yansımasıyla kendilerini Akdeniz’in sularına bırakıyordu. Bu sırada kendisi hakkında konuştuğumuzu duymuş gibi bir caretta caretta denizden çıkardığı koluyla beni selamladı! İztuzu Plajı’nın hafif dalgalı denizinde yüzdükten sonra, duş almayı düşünenler bir kez daha düşünmeliydi. Plajdaki duşun altına girildiğinde kumlu ve tuzlu suyun akmasıyla şoke olmamak elde değildi! Tuzlu kurabiye gibi İstanbul yoluna düşmek isteyenlerin ise İztuzu Plajı’nda duş alması yeter de artardı… EYLÜL - September 2015

19


Anadolu manzaraları | Anatolian landscape

Eğer ki şehirden göçecekseniz bir gün işte size yedi cennet gibi adres...

If one day you ever decide to move away from the city here are seven heavenly adresses

20

EYLÜL - September 2015

Hemen hepimiz en az bir kez hayal etmişizdir. Çalışmaya gerek kalmayacak bir zaman gelince, şehrin stresinden uzaklaşıp huzurlu bir hayat kurmayı... Genelde bir köydür zihnimizdeki, ama aynı zamanda biraz da şehre yakın olmalıdır. Doğası güzel olmalıdır, aynı zamanda şöyle şirin bir mimari de şarttır. Bu da yetmez; köy halkı da sizi bağrına basacak türden misafirperver olmalıdır. İşte size tüm bu nitelikleri taşıyan yedi şirin mi şirin köy... Şimdi hayalini kurun, belki ileride gerçek olur. Kim bilir? I am sure we have all dreamt about this at least once. When the time comes and we do not have to work any more, to move away from all the stress in the city and to start a new peaceful life. We usually dream about living in a village close to the city surrounded by beautiful nature with a cozy achitecture. And the locals should be warm and hospitable, the kind that will take you in. Here are the seven heavenly villages that have all this. Now start dreaming it might all come true on day. Who knows? EYLÜL - September 2015

21


Anadolu manzaraları | Anatolian landscape

ŞİRİNCE-SELÇUK (İZMİR)

KALEKÖY-GÖKÇEADA (ÇANAKKALE)

Türkiye'nin ilk ‘Citta Slow’u (Yavaş Şehir) İzmir'in Selçuk İlçesi’ne bağlı eski bir Rum köyü olan Şirince, Maya takvimine göre 21 Aralık 2012'de kopacağı söylenen kıyamette güvenli bölge olduğu gerekçesiyle gündeme gelmişti. Şirince’de bağcılık ve zeytinciliğin yanı sıra şeftali, kiraz gibi çeşitli meyveler de yetiştiriliyor. Her evi, her sokağıyla insanı kendine çeken köyün çarşısı ve tepesindeki kilisenin manzarası da mutlaka görülmeli.

Gökçeada, Ege adalarından biraz farklı... Oldukça yeşil, su açısından zengin ve hem tarihi hem de doğal açıdan çok güzel... Eski ismiyle Kastro, Gökçeada'nın güzel mi güzel Rum köylerinden biriymiş, ama artık köyde hiç Rum nüfusu bulunmuyor. Göçle gelmiş Türk aileler ve şehir yaşamından kaçan aileler, bu nadide köyün halkını oluşturuyor. Deniz manzarasına hakim bir tepe üzerinde bulunan köy, otel ve pansiyonların yanı sıra iki de kafeye sahip. Ayrıca adını köye veren antik bir kalesi bulunan köyde yaşayanlar, sakin ve sessiz bir yaşam sürüyorlar.

ŞİRİNCE-SELÇUK (İZMİR) ‘Citta Slow’ (Slow City) Şirince is a little old Greek village in Selçuk county of İzmir. It was on the media for being a safe haven on December 21st 2012, when all hell was going to break loose according to the Mayan calendar. In Şirince there are vineyards, olive trees for cultivation, peaches, cherries and other fruits are being grown. All the houses, every street, draws you here and you must see the village bazaar and the view from the church on the hill. 22

EYLÜL - September 2015

KALEKÖY-GÖKÇEADA (ÇANAKKALE) Gökçeada, is a little different then the other Aegean islands. It is all green and rich in water resource and history and beautiful naturally. This cute old village of Gökçeada used to be occupied by the Turkish Greeks that no longer live here and it’s old name was Castro. Turkish families that migrated and those that left the stress of the big city are the precious locals that live here. The village is settled on top of a hill overlooking the sea view, there are hotels, bed and breakfast and just two caffes. There is an ancient fortress here that give its name to the village and the locals live a peaceful and quiet life here. EYLÜL - September 2015

23


Anadolu manzaraları | Anatolian landscape

ÇIRALI-ADRASAN (ANTALYA)

KAYAKÖY-FETHİYE (MUĞLA) Tipik bir Ege köyünün mimari dokusunu önemli ölçüde korumuş bir yöre... ‘Levissi’ ve ‘Karmylassos’ olarak da bilinen eski bir Rum köyü olan Kayaköy, Rum ve Türk mahallelerinden oluşuyor. Türkiye'nin en bilindik köylerinden olan Kayaköy, pansiyonları ve kafeleriyle hafta sonları Fethiyeliler’in uğrak yerlerinden biri... Bahar ve yaz aylarında, yerli ve yabancı turistlerin akınına uğrayan köy, kışın yaklaşık 50 hanelik ufak, sakin bir yere dönüşüyor. Küçük bir marketi, kahvehanesi ve şirin bahçeli evleri olan köyde halk, turizmin yanı sıra küçük çaplı da olsa hayvancılıkla uğraşıyor. Gezerken, karşınıza devasa inekler ya da otlamaya çıkmış koyun sürüleriyle karşılaşmanız çok muhtemel. Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde, Rum ailelerinden oluşan köy halkı mübadeleyle göç etmiş, yerine Batı Trakya'dan gelen Türk aileler yerleşmiş, ancak gelenler köy evlerine alışamamış ve ovada kendi yerleşimlerini kurmuşlar. Mübadele sonrası boş kalan evler harabeye dönüşmüş olsa da, eski yaşamın iç içe olan güzelliğini yansıtıyor.

Antalya’nın Kemer ilçesine bağlı Ulupınar Köyü sınırlarında bulunan Olimpos Beldesi yakınlarındaki bu köy de, komşu beldeler Olimpos ve Çıralı gibi SİT alanı... Yapılaşmanın yasak olduğu bu köydeki işletmelerin yüzde 80’i, köy halkı tarafından kurulmuş ve işletiliyor. Yazın yerli ve yabancı turistlerin rağbet ettiği bu harika köy deniz, kum, güneş açısından çok zengin... Sükunet ve huzur arayanların uğrak yeri...

ÇIRALI-ADRASAN (ANTALYA) You can find this village near Olympos town bordering Ulupınar village which is in Kemer county in Antalya. It is a SİT area like Olympos and Çıralı which means it is under protection for it’s archeological importance. Housing and development is forbidden in this village and the 80% of the establishments here are owned and managed by the locals. In the summer season many tourists international and national come here to this beautiful village which is rich in sea, sand, and sun. It is frequented by those looking for tranquility and peace. 24

EYLÜL - September 2015

KAYAKÖY-FETHİYE (MUĞLA) It is a region that has been able to protect its typical Aegean village’s architectural touch. Kayaköy is an old Greek village known as ‘Levissi’ and ‘Carmylassos’, which is composed of Greek and Turkish neighborhoods. Kayaköy is one of the most known villages of Turkey and the locals from Fethiye stay in the bed and breakfasts and sit at the caffes. The village is inundated by tourists and locals in spring and summer season and in the winter it becomes a small and quiet village with only 50 small residences. The locals are occupied with tourism and animal husbandry, they have a little local market, coffeehouse and little cute houses with gardens. It is most likely that you will run into sheep herds and huge cows when you go out for a walk. The Greek locals that lived here in this village during the last period of the Ottoman Empire left because of the forced echnge (excambium). Turkish families from west of Thrace settled in here but were unhappy living in the village houses so they established their lives in the plains. The houses that were abandoned after the forced exchange turned into ruins but still reflect the beauty of the nested past. EYLÜL - September 2015

25


Anadolu manzaraları | Anatolian landscape

BİTEZ-BODRUM (MUĞLA)

GÖLYAZI-KARACABEY (BURSA)

Bodrum’un merkeze çok yakın köylerinden biri olan Bitez, aslında sahil şeridiyle ünlü... Turistler genelde sahilini bilir ama Bitez aynı zamanda tam bir Ege köyüdür. Perşembe günleri kurulan Bitez Halk Pazarı'na uğrayanlar, bu köyün ürünlerini satın alabilir. Sahile inen yolda yaz-kış yaşam dolu şirin bir Ege köyüdür Bitez. Ünlü Bitez Dondurmacısı, mantıcı, kasap, yeni açılan kafeler ve bir ilkokulun bulunduğu köy, Bitez Yalısı'na ve Bodrum'a yakınlığıyla da oldukça cazip bir yöre.

Türkiye’nin en güzel göllerinden Uluabat’ın içinde eşsiz bir yöre... Bursa'nın Uluabat Gölü kıyısında bulunan Gölyazı Köyü, bir ada üzerine kurulu... Yaklaşık 500 haneli köyde, eski Rum evleriyle yeni yapılan betonarme evler birbirine karışıp hoş bir görüntü oluşturmuş. Etrafı gölle çevrili köyde, balıkçılık en önemli geçim kaynağı. Köy meydanında 450 yıllık dev bir çınar ağacı bulunuyor. Köyde arnavut kaldırımlı dar sokaklarda koşturan kümes hayvanları size eşlik ediyor.

BİTEZ-BODRUM (MUĞLA) Bitez is one of the closest villages to Bodrum city center and is famous with its coastline. The tourists only know about its coastline but Bitez is also an Aegean village. Those that visit the local Bitez bazaar that is set up on thursdays get a chance to buy from the local products. With its road going down to the coastline, Bitez is a very cute Aegean village. In Bitez you will find Bitez icecream, mantı shop, butcher, newly opened cafes and a primary school. It is also close to Bitez Yalı and Bodrum which makes it a very attractive region. 26

EYLÜL - September 2015

GÖLYAZI-KARACABEY (BURSA) A heavenly region where Ulubat the most beautiful lake in Turkey can be seen. Gölyazı village is located on an island in Bursa’s Ulubat lake. There are approimately 500 residences some are old Greek homes and some are new concrete homes all mixed together froming a nice picture. The village is surrounded by a lake and fishing is the local means of living. There is a 450 year old huge Plane tree in the center of the village with chicken running around in cobblestone pavements accompanying you. EYLÜL - September 2015

27


Anadolu manzaraları | Anatolian landscape

GÖREME-ÜRGÜP (NEVŞEHİR) Yeşil deseniz yeşil değil, deniz desen deniz yok, ama muhteşem... Nevşehir’in Ürgüp İlçesi’ne bağlı bir köy olan Göreme, peribacaları sayesinde ününü dünyaya duyurmuş bir yerleşim yeri. Bizans devrinden kalma mağara kiliseleri, yeraltı şehirleriyle ünlü yerleşim turizmle geçimini sağlıyor. Yazın ayrı, kışın ayrı güzellikte olan Göreme ve yakınlarındaki Uçhisar, atmosferiyle ilk gördüğünüzde, sanki bu dünyanın dışından bir yer algısı yaratıyor.

GÖREMEÜRGÜP (NEVŞEHİR) There is no green, no sea for blue, yet all so spectacular. Göreme is a village in Ürgüp county located in Nevşehir. It has become popular worldwide with its fairy chimneys. There are cave churches from the Byzantine era and residences in underground cities where the locals live off from tourism. Göreme has a different beauty for the summer and for the winter season and Uçhisar which is located in its viscinity are like a place from outerspace when you see them for the first time. 28

EYLÜL - September 2015

EYLÜL - September 2015

29


çevre | environment

Enginar karaciğer kadar çevreye de yararlı!..

Plastik keşfedildiğinde bir devrim yaşanmıştı.

When plastic was discovered it was a revolution.

Ucuz, kullanışlı, kolay üretilebilen bu madde, kısa sürede insnalığın vazgeçilmezi oldu. Keşfedenler de, üretenler de, kullananlar da gelecekte nasıl bir bela getireceğini bilmiyordu. Bugün çevre kirliliğinin en temel sorunlarından biri plastik atıklar... Çözünmesi ve doğaya karışması binlerce yıl sürüyor. Günümüzde okyanuslarda bile plastik adalar, ülkelerde de ise plastik dağlar oluşuyor. Şimdi bilim insanları bu dertten kurtulmak için

In a short period of time the cheap use of this easily manufactured product became indispensable for mankind. The discoverers, manufacturers and end users had no idea of what kind of a problem would be awaiting them in the future. Today one of the major cause of environmental pollution is plastic waste. It takes thousands of years until it solubilizes and mixes with nature. Today there are plastic islands in the oceans and mountains of plastic in countries. Now scientists

Artichokes are good to the environment and the liver!

Çevre kirliliğinin en büyük sebeplerinden biri olan kimyasal plastik atıklardan kaynaklanan sorunlara yaban enginarı deva olabilir. Bilim insanları, yaban enginarından üretilecek biyo plastik ambalajlar sayesinde, çevre sorunlarının bir nebze de olsa azaltılacağını düşünüyor. One of the leading causes of of environmental pollution is the problems caused by chemicals from plastic waste and wild artichokes can be a remedy for these problems. Scientists believe that bio plastic packaging made from wild artichokes can lessen the environmental problems just a bit. 30

EYLÜL - September 2015

EYLÜL - September 2015

31


çevre | environment çeşitli yöntemler üzerinde çalışıyor. İşte yeni bir deneysel çalışma... Sardinya Adası’nın kuzeyinde yetişen yaban enginarı artık biyo plastik üretiminde kullanılacak. Georgia Üniversitesi doktorlarınca yapılan araştırmada, dünyada her yıl 275 milyon ton plastik atık üretildiği tespit edildi. Bu rakamın 32 milyon tonu karaya, 8 milyon tonu ise okyanuslara bırakılıyor. İşte bu büyük problemin çözümü belki de yaban enginarından gelecek.

ÇÖZÜNEBİLİR, ZARARSIZ PLASTİK Avrupa projesi ‘FIRST2RUN’ ile ortaklaşa çalışan Novamont ve Versalis, ‘Matrica’ isimli bir girişimde bulunarak yenilenebilir çevre dostu plastik ürünler geliştirmeye çalışıyorlar. Yaban enginarının tohumlarından çıkarılan yağ, ayçiçek yağıyla karıştırılıyor. Yaprakları fabrikalarda kullanılacak enerji üretimi için yakılırken, tohumdan arta kalanlar ise hayvan yemi olarak kullanılıyor.

are working on different methods to save the world from this problem. Here is a new experimental study. The wild artichoke that is found in the north of Sardinia island will be used in the manufacturing of bio plastic products. According to the research conducted by doctors in Georgia University it has been determined that every year the world produces 275 million tons of plastic waste. 32 million tons of this waste are disposed on land, 8 million tons are disposed in the oceans. Maybe the solution of this big problem will come from the wild artichoke.

SOLUBLE, HARMLESS PLASTIC The European project ‘FIRST2RUN’ is a venture called ‘Matrica’ that is working on trying to produce and develop renewable environment friendly plastic products with the collaboration of Novamont and Versalis. The oil extracted from the wild artichoke seeds is mixed with sunflower seed oil. The discarded leaves are burned in the factories for energy, and the seeds are used as animal feed.

TARIMI DA OLUMSUZ ETKİLEMEYECEK

NO ADVERSE AFFECT ON AGRICULTURE

Tarım uzmanı Michel Falce, yaban enginarı ekiminin tarım alanlarını olumsuz etkilemeyeceğinin altını çiziyor ve ekliyor: “Bu üretim tarımı etkilemeyecek, hatta kaybedilen tarım olanaklarını canlandıracak. Sardinya’da son 30 yılda 60 bin hektarlık tarım alanı terk edildi. Burada biz küçük bir yüzdeyi, yüzde 3 ile 4’lük bir dilimi yaban enginarıyla harekete geçirmeyi amaçlıyoruz. Bu bitki Akdeniz iklimiyle tamamen uyumlu, sulamaya da gerek duymuyor, yağmur suları ona yetiyor.”

Agricultural expert Michel Falce, emphasizes that planting wild artichoke has no adverse affect on agricultural lands and also adds: “This production will not affect agriculture and what’s more it will revive the lost agricultural potential. In the last 30 years 60 thousand hectares of cultivated land has been abandoned in Sardinia. We are planning on reviving this area by buying a small percentage of the land such as two or three percent of the land for wild artichoke production. This plant is totally compatible with the Mediterranean climate. No need to water them, natural rain water is enough for them.”

FABRİKA DA ÇEVRE DOSTU Biyo plastik fabrikası da yine geridönüşümle terk edilmiş bir fabrika hayata geçirilerek inşa edildi. Şimdi asit kazanları biyo plastik üretimi için çalışıyor. Ancak içlerinde asit değil yağmur suyu ve oksijenli su bulunuyor. Fabrikada kullanılan tüm maddeler çevre dostu. Yenilenebilir ve çevre dostu konularla ilgilenen bilim insanları ekibinin lideri ise Luigi Capuzzi... Ekip, Sardinya’da üretilen biyo plastiklerin yanı sıra gemiler için de biyolojik yağ üretiyorlar. Denize zarar vermeyen, havayı kirletmeyen doğa dostu bu yağlar, denizi petrolün yan etkilerinden koruyor. 32

EYLÜL - September 2015

ENVIRONMENTAL FRIENDLY FACTORY The bio plastic factory was constructed on an old abandoned factory and by recycling, it was revived. Now the acid tanks are being used to manufacture bio plastic. Only this time there is no acid but rain water and oxygen water instead. All the material used in the factory are environmental friendly. Luigi Capuzzi is the leader of the team of scientist inolved in renewable and environmental friendly issues. The team not only manufactures bio plastic in Sardinia but also produces biological oil for ships. These nature friendly oils protect the sea from the side effects of petroleum, doesn’t cause any harm to the sea and do not pollute the air. EYLÜL - September 2015

33


bilim | science

Tek bir evren A single mi, pek çok universe, or evren mi?.. multi universes? Fizikçi Andrei Linde, çoklu evren teorisini bir futbol topu örneğiyle açıklıyor. “Evrenin, bir futbol topunun siyah ve beyaz altıgenlerinden oluşuyor olması gibi bir yüzeyi olduğunu farz edin ve topu şişirin” diyor. Top patlamayacak olsa, siyah ve beyaz altıgenlerin sürekli genişleyeceğini söylüyor ve her altıgenin farklı bir evren olabileceğini iddia ediyor. Birbirlerinden tümüyle farklı evrenler...

Pysicist Andrei Linde, explains the multiverse theory with a football example. “Let’s assume that the universe is comprimised of the black and white hexagon and we blow up the ball”. If the ball will not explode then the black and white hexagon will continue to expand and claims that each hexagon can be a different universe. Universes completely different from eachother.

Yazı - By: Işıl Kaya

Evrenin ucunu bucağını bilemiyoruz... Pek çok fikir atılıyor ortaya ama sonuçta bir sonsuzluk içinde kayboluyoruz. Üstelik bu devasa kozmosun tek olup olmadığı bile bir soru işareti. Pek çok bilim insanı farklı teorilen üretiyor ve tek değil pek çok evren olabileceğini, en azından teorik bazda ispatlamaya çalışıyor. Bu bilim insanlarından biri de Andrei Linde... Andrei Linde, 80’li yılların başında fizikçi Alan Guth’un geliştirdiği kozmik ‘şişme teorisi’ üzerine çalışırken, evrenin tek ve emsalsiz olamayabileceği üzerine bir teori geliştirmiş ve daha sonra bu bilimsel yaklaşım ‘sicim teorisi’ tarafından da onaylanmıştı. Çoklu evrenler olarak adlandırılan bu model, artık bilim dünyasında yaygın olarak kabul edilen bir fikre dönüştü. Çünkü daha önce fiziğin açıklamakta zorlandığı konuları alternatif bir yaklaşımla aydınlatabiliyor. Örneğin, evrenin yaşama uygun ortamı barındırmış olması kolayca açıklanmayan konuların başında geliyordu. Bu, ya rastlantısal bir durum olmalıydı ya da yaşamın oluşması için en uygun ortamı sağlayacak şekilde gelişmişti (antropik ilke). Eğer çoklu evrenler modeli doğruysa, bu uyum tamamen bir rastlantı... Çünkü teoride bahsi geçen evren sayısı öyle fazla ki, bunca ihtimal içinde bir değil birçok farklı evrende yaşam olabileceği gerçeği ortaya çıkıyor. ÇOKLU EVREN MODELİ Şişme kuramı öncesinde tek ve emsalsiz olan bir evrende yaşadığımızı düşünüyorduk. Dahası kozmolojik gözlemlerimiz de evrenin neredeyse hiç değişmeyen bir davranış modeline sahip olduğunu gösteriyordu. Yani evrenin her yerinde düzenli olma

34

EYLÜL - September 2015

The universe is infinite. Many theories are put forward, but in the end we are lost within infinity. Most of all the fact that whether this huge cosmos is single is a question mark. Many scholars have different theories that the universe is not single but there are more and are at least trying prove this fact theoretically. Andrei Linde is one of those scientists. While he was working with physicist Alan Guth in the early 80’s on the inflational theory of the universe he developped a model that the universe cannot be one and unique. Later this scientific approach was confirmed by the string theory. This model of multiverse was an idea that would be recognized in the scientific world. It shed light with an alternative approach on the areas that physics alone could not explain. An example, the fact that the universe harbours a suitable habitat for life was one of the subjects that could not be explained easily. This situation must have been a coincidental situation or developped in the most necessary compatible way to support and sustain conscious life (anthropic principle). If the multiverse theory is true then compatability is a coincidence entirely. According to the theory there are a number of universes and the truth of the matter is the possibility of life in one or more universes becomes true. MULTIVERSE MODEL Before the inflational theory we believed that we lived in a single universe. What’s more our cosmological observations were based on the fact that the universe was constant and its behaviour EYLÜL - September 2015

35


bilim | science yönünde bir eğilim görülmekteydi ve bu homojen dağılımın sebebini kimse açıklayamıyordu. Linde, artık tek ve emsalsiz evren modelini rafa kaldırmamız gerektiğini düşünüyor. Çünkü kozmik şişme teorisi evrenin düzenli olma yönündeki eğilimini açıkladığı gibi beraberinde çoklu evrenler modelini de zorunlu kıldı. Bu nasıl mı oldu? Teoriye göre; evren oluşum aşamasında muazzam hızda bir uzay genleşmesi geçirdi. Böylece uzayın birbirinden farklı içeriğe sahip kısımları esneyerek değişime uğradı, son derece pürüzsüz bir hal aldı. Bu noktada galaksiler belirmeye başladı.

BİR FUTBOL TOPUNDAKİ ALTIGENLER.. Linde bundan sonrasını şöyle açıklıyor; “Evrenin bir futbol topunun siyah ve beyaz altıgenlerinden oluşuyor olması gibi bir yüzeyi olduğunu farz edin. Topu patlatmadan şişirebilecek olsaydık, her bir siyah ve beyaz altıgen müthiş derece genişler ve birbirlerinden uzaklaşmaya başlardı. Siyah altıgenlerden birinde yaşıyor olsak, genişleme arttıkça beyaz kısımların varlığından bile habersiz duruma gelirdik. Sonunda tüm evrenin siyahtan ibaret olduğunu düşünüp neden başka bir rengin oluşmadığı üzerine bilimsel açıklamalar üretmeye çalışırdık. Beyaz altıgenlerden birinde yaşayanlar da aynı şeyi düşünüyor olurlardı. İşte şişme kuramı hem siyah hem de beyaz bölümlerin var olabileceğini ve bizim bunu gözlemleyemeyeceğimizi söylüyor.” Özetle Linde, bu altıgenlerin her birinin farklı fizik kurallarına sahip evrenler olduğunu söylüyor.

model never changed. Our disposition was that there was order in the entire universe but no one could explain the reason behind this homogeneous distribution. Linde thinks it is about time we put away the single and unique universe model. The inflational theory of the universe explained that the order in the universe and entailed the multiverse model along with it. How did this happen? According to theory; the universe expanded in a rapid rate and caused an incredible space expansion. The different parts of the universe with different context expanded and changed, and became smooth. At this point galaxies began to appear.

THE HEXAGON ON THE FOOTBALL Linde continues to explain; “Think of the universe surface comprimising of the black and white hexagons on the football. If we could have inflated the ball without puncture, each and every hexagon would expand incredibly and would move away from eachother. If we were living in one of the black hexagon, as the expansion increased we would not be able to see the white side and would have lived without ever knowing about it. We would think that the universe is comprised only of the black part and would have continued to develop theories and scientific explanations about why there were no others. And the same would go for those living on one of the white hexagons. This is what the inflational theory is telling us that there can be white and black parts and we can observe this.” In summary Linde states, that each one of these hexagons are universes with different principles of physics. 36

EYLÜL - September 2015

EYLÜL - September 2015

37


Anadolu tarihi | Anatolian history

Tatilinizin bir gününü tarih miraslarını keşfetmeye ayırın Take a day off from your vacation and explore the historical heritage

Kültür Bakanlığı’nın taşınmaz kültür varlığı olarak belirlediği tam 77 antik kent var ülkemizde... Ve büyük olasılıkla, daha keşfedilmeyi bekleyen bir o kadarı ya da daha fazlası... Biz, bu tarih mirasından sadece Ege ve Akdeniz bölgelerinde ve turistik yörelere yakın olanlarını seçtik ki, tatilinizi sadece deniz-kum ve güneşle sınırlamayın, bir gününüzü de muhteşem tarihsel mirasımıza tanık olmaya ayırın. 12 antik kent arasında dünyaca bilinenlerin yanı sıra, yerli ve yabancı turistler tarafından keşfedilmeyi bekleyenler de var. İşte Ege ve Akdeniz’in tarihi incilerinden bir seçki... The Ministry of Culture has announced that there are 77 immovable culture assets in our country. And most likely there are at least that many more waiting to be explored. We only chose from the heritages that are in the Aegean and the Mediterranean region and near touristic areas, so that you will not limit your vacation with only sea and sand, perhaps you might want to take a day off to bear witness to the spectcular historical heritage around you. Amongst the 12 ancient cities known world wide there are others waiting to be explored by locals and international tourists. Here are a few picks from the Aegean and Mediterranean cultural heritages. Yazı - By: Nezahat Solmaz Yiğit

38

EYLÜL - September 2015

EYLÜL - September 2015

39


Anadolu tarihi | Anatolian history

AIZONIA

EFES

Aizonia, Kütahya şehir merkezine 57 kilometre uzaklıkta Çavdarhisar İlçesi'nde yer alıyor. En parlak dönemini ikinci ve üçüncü yüzyılda yaşayan kent, Bizans İmparatorluğu’nun piskoposluk merkezi olmuş. Kentte Zeus adına inşa edilen Anadolu'nun en iyi korunmuş tapınağı da yer alıyor. Ayrıca büyük bir tiyatroyla buna bitişik stadyum, biri mozaikli olmak üzere iki hamam ve gymnasium, Kocaçay üzerinde ikisi halen kullanılır durumda olan beş köprüyle antik baraj, borsa binası, sütunlu caddeler, nekropol alanları ve Meter Steune’nin kutsal mağarası bulunuyor.

Dünyanın sayılı antik kentlerinden Efes... İzmir’in Selçuk İlçesi sınırları içindeki antik Efes kentinin ilk kuruluşu M.Ö. 6.000 yıllarına dayanıyor. Hellenistik ve Roma çağlarında en görkemli dönemlerini yaşayan Efes, Roma İmparatorluğu’nun Asya eyaletinin başkenti ve en büyük liman kenti olarak 200 bin kişilik nüfusa sahipti. Dünyanın yedi harikasından biri olan Artemis Tapınağı da, Efes antik kentinin içerisinde bulunuyordu.

EPHESUS Ephesus is one of the most special ancient city in the world. It is located within the county of Selçuk in Izmir where the ancient city was established in 6.000 B.C. Ephesus lived its magnificent periods through the Hellenistic and Roman era, was the capital of the Asian state during the Roman Empire and was the largest seaport with a population of 200 thousand. One of the seven wonders of the world the temple of Artemisia is also located within the ancient city of Ephesus. 40

EYLÜL - September 2015

AIZONIA Aizonia, is located 57 kilometers from Kütahya city center in Çavdarhisar County. The ancient city lived its high era during the second and third century and became the center of eparchy during the Byzantine Empire. In the city you can find the best protected temple in Anatolia that was constructed for Zeus. You can also see a stadium adjacent to a theatre, two hamams one of which was made of mosaics and a gymnasium. In Kocaçay you can find five bridges of which two are still being used, an ancient dam, a stock market building, pillared streets, necropolis area and the sacred cave of Meter Steune. EYLÜL - September 2015

41


Anadolu tarihi | Anatolian history

MAGNESIA

PERGAMON

Magnesia ad Meandrum, Aydın’ın Germencik İlçesi Ortaklar Bucağı’na bağlı Tekin Köyü sınırları içinde OrtaklarSöke karayolu üzerinde yer alıyor. Magnesia'da bulunan eserler Paris, Berlin ve İstanbul müzelerinde sergileniyor.

Pergamon, günümüzde İzmir’in Bergama İlçesi’nin merkezinin yerinde kurulu antik kent. Pergamon kentinin kuzeybatısıyla Bergama Çayı arasında Roma dönemi yerleşmesi bulunuyor. Burada 50 bin kişilik amfitiyatroyla 30 bin kişilik bir tiyatro vardı. Günümüzde Viran Kapı denilen kalıntılar tiyatronun ayakta kalan kemeri... Kentin kalıntılarını, 1870’lerde Batı Anadolu’da demiryolu döşenmesinde çalışan Alman mühendis Carl Humann buldu.

PERGAMON Pergamon, is an ancient city that has been constructed in the center of today’s Bergama County in Izmir. To the northwest of Pergamon city near the Bergama brook you can find a settlement from the Roman era. There was one amphitheatre for 50 thousand people and another for 30 thousand. Today you can visit the Viran Kapı ruins which are the arches that held the theatre. The ruins of this ancient city was discovered in 1870's by a German engineer, Carl Humann who was working on the west railways. 42

EYLÜL - September 2015

MAGNESIA Magnesia ad Meandrum, is located in the Germencik County a sub district of Ortaklar, in Aydın’s Tekin village within the borders of the Ortaklar-Söke highway. The ruins discovered in Magnesia are on viewing in museums in Paris, Berlin and Istanbul. EYLÜL - September 2015

43


Anadolu tarihi | Anatolian history

MİLET

PRIENE

Milet, Aydın’ın Söke İlçesi’ne 30 kilometre mesafede Akköy yakınlarında. Milet kuruluşunda bir liman kenti olmakla beraber, Büyük Menderes Nehri’nin getirdiği alüvyonlarla liman dolduğu için bugün denizden içeride bir lokasyonda... Kentte bulunan yapılar arasında; 15 bin kişilik kapasitesi olan ve son yıllarda onarılmaya başlanan Roma çağı yapısı tiyatro, M.S. 1’inci yüzyılda inşa edilmiş Roma hamamları, ana dini merkez olan Delphinion, Kuzey Agora, M.S. 1'inci yüzyıla ait İyonik stoa, Capito hamamları, gymnasium, 2’nci yüzyılda inşa edilen Bouleterion, 164x196 metre boyutlarındaki Güney Agora, M.S. 2’nci yüzyılda yapılan Faustina Hamamı yer alıyor.

Priene, Aydın’ın Güllübahçe Beldesi yakınlarında... Kuruluşunun M.Ö. 2’nci binyılına kadar uzandığı tahmin ediliyor. Priene eski şehir planlamacılığının en güzel örneklerinden biri. Şehir, Miletli mimar Hippodamus tarafından geliştirilen ‘grid sistemi’ ile inşa edilmiş.

MILETUS

PRIENE Priene, is near the Güllübahçe Town in Aydın. It is estimated that its establishment dates all the way back to the 2nd century B.C. Priene is one of the beautiful example of ancient town planning. The city has been developed by the ‘grid system’ that has been developed by the famous architect Hippodamus from Miletus. 44

EYLÜL - September 2015

Miletus, is located 30 kilometers from Söke town near Akköy in Aydın. Miletus was first established as a seaport, but within time the the port filled with silt from Greater Menderes and today is located on land far from the sea. In the city you can find; a theatre of 15 thousand seating capacity built during the Roman era which is being renovated, a Roman Hamam from 1st century A.C., Delphinion a religious center, North Agora, an Ionic stoa from 1st century, Capito hamams, a gymnasium, a Bouleterion from 2nd century, a South Agora with a dimension of 164x196 meters, a Faustina Hamam built from the 2nd century A.C. EYLÜL - September 2015

45


Anadolu tarihi | Anatolian history

HIERAPOLIS

MYRA

Pamukkale yakınlarında bulunan bir antik kent Hierapolis. Tedavi amacıyla da kullanılan Pamukkale yeraltı suları (travertenler) sayesinde tarih boyunca turist çekmiş ve hala da çekiyor. Antik kentteki tiyatronun kapasitesi 9 bin 500 kişi...

Antalya’nın Demre İlçesi’nde bulunan Kaş-Finike arasındaki çarpıcı kaya mezarlarıyla ünlü Myra, Noel Baba’nın doğduğu yer... Myra’nın görkemli tiyatrosu oldukça sağlam olarak günümüze kadar gelebilmiş. Arkasındaki dik dağın yamacında kurulan tiyatronun ‘cavea’sı büyük ölçüde kayalara oyulmuş. Tiyatro daha sonraları arena olarak da kullanılmış. Kaya mezarlarıyla ünlü Myra'da; mezarlar hemen tiyatronun üzerinde ve doğu taraftaki nehir nekropolü denilen yerde olmak üzere iki yerde toplanmış.

MYRA Myra is known for its rock tombs and as the birth place for Santa Claus. It is located in the town of Demre between Kaş-Finike in Antalya. The magnificent theatre of Myra still remains to be seen today. The theatre’s cavea is set on the high fall of the mountain, engraved into the rocks. The theatre was used as an arena later on. The Rock tombs of Myra are located in the rock above the theatre and on the east of the river necropolis. 46

EYLÜL - September 2015

HIERAPOLIS It is an ancient city located in the viscinity of Pamukkale. The underground waters are being used for therapeutic purposes (Travertenler) and have attracted visitors all through out history. The seating capacity of the theatre in the ancient city is 9 thousand and 500 people. EYLÜL - September 2015

47


Anadolu tarihi | Anatolian history

ASPENDOS

KSANTOS

Köprüçay Nehri’nin yanında kurulmuş olan Aspendos, muhteşem antik anfitiyatrosuyla dünyaca tanınmış bir antik kent... Her yıl binlerce yerli, yabancı turist Aspendos’u ziyaret ediyor. Antik tiyatro ayrıca konserler, etkinlikler için halen kullanılıyor.

Fethiye-Kaş yolunun 70’inci kilometresinde yer alan antik kent... Ksantos’ta; pek çok tarihi olaylara ve savaşlara sahne olan kentten günümüze ulaşan kalıntılar arasında kaya mezarları, lahit mezarları ve Likya kültürüne özgü dikme mezar anıtları var. Likya akropolü erken dönem eserleri arasında. Birçok kez onarılmış tiyatro ve Erken Hıristiyanlık döneminde yapılmış kilise mutlaka görülmeli...

XANTOS It is an ancient city located on the 70th kilometer of the Fethiye-Kaş road. Xantos has been a place for many historical events and wars and has ruins of rock cemeteries, sarcaphagus and implanted burial monuments that are very special in the Lykian culture. The Lykian acropolis is an early period work. The theatre that has been renovated many times and the church from early period Christianity must be seen. 48

EYLÜL - September 2015

ASPENDOS Aspendos is situated near the Köprüçay brook and is a world reknown ancient city with its ancient amphitheatre. Every year thousands of locals and foreigners come to visit Aspendos. The ancient theatre is still being used for concerts and events. EYLÜL - September 2015

49


Anadolu tarihi | Anatolian history

PHASELIS

KNIDOS

Antalya’ya 35 kilometre mesafedeki Tekirova Köyü’nde ormanın içinde Phaselis antik kenti bulunuyor. Şehrin kalıntıları askeri limanla güney limanı birbirine bağlayan ana caddenin iki yanında yer alıyor. 125 metre uzunlukta 20-25 metre genişlikteki ana caddenin her iki yanında üçer basamakla çıkılan kaldırımlar uzanıyor. Cadde ortalarda bir meydan oluşturduktan sonra güney limanına ulaşıyor. Düzgün taşla döşenen bu caddenin altında kanalizasyon ve drenaj sistemi var.

Muğla’nın Datça İlçesi’nde bulunan Knidos; bilim, mimarlık ve sanatta da oldukça ileri bir kentti. Tarihin büyük astronomi ve matematikçi Eudoksus, doktor Euryphon, ünlü ressam Polygnotos ve dünyanın yedi harikasından biri sayılan İskenderiye Feneri’nin mimarı Sostratos burada yaşadı.

PHASELIS KNIDOS Located in Datça County of Muğla Knidos, was a leading ancient city in science, architecture and art. History’s biggest astronomer and mathematician Eudoksus, doctor Euryphon, famous painter Polygnotos and architect of the lighthouse of Alexandria which is one of the seven wonders of the world Sostratos lived here. 50

EYLÜL - September 2015

The ancient city of Phaselis is located in Tekirova village in a forest 35 kilometers from Antalya. The city ruins are located on the two sides of intersecting road of the military port and the south port. The road is 125 meters long and 20-25 m wide and you can climb onto the sidewalks on the two sides of the road with three steps. The road forms a center in the middle and then reaches the south port. The road is laid with stones and the drainage and sewage system lay below. EYLÜL - September 2015

51


sağlık | health

Sağlıklı bir mide için 14 ipucu

14 ways to keep your gut healthy Hazımsızlık, en çok şikayet edilen sorunlardan biri... Bunun temel sebebi ise sağlıklı beslenmemek. Gerek katkılı ürünler, gerekse fast-food benzeri yiyecekler bu sorunun en önemli sebeplerinden. Tabii yemeğinizi hızlı yemek ve gerektiğinden fazla yemek de...

Indigestion is one of the most common complaints. The basic reason for this complaint is not eating healthy. Products with additives and preservatives, and fastfood type food are a cause of this problem. Of coure eating too much of and too quickly.

Yazı - By: Nezahat Solmaz Yiğit

Günümüzde ‘mide sağlığı’ oldukça gündemde ve bunun haklı bir sebebi var. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) istatistiklerine göre, sadece ABD’de 60 ila 70 milyon kişinin bir tür hazımsızlık sorunu (veya mide) hastalığı bulunuyor. Hiç de azımanacak bir rakam değil bu... Midemize gereken önemi vermek son derece önemli. Sindirim problemi olanların ise tedavi olması zorunlu, zira sonrasında çok daha ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaşmaları muhtemel. Midemiz gastrointestinal (GI) sistemin bir parçası... Bu sistemin içinde; karaciğer, pankreas, safra kesesi, ağız, yutak, mide, ince barsak ve kalın barsak bulunur. Mideyle ilgili pek çok sağlık sorunu ortaya çıkabilir. İşte birkaç örnek: Peptik ülser, laktoz intoleransı, divertikül, kronik kabızlık, safrakesesi taşı, sızıntılı barsak sendromu, bazı gıdalara karşı alerji ve intolerans... Bazı insanlar sindirim veya ‘mide’ hastalıklarının kısa veya uzun vade çözümü için reçetelendirilmiş veya reçetesiz satılan ilaçlarla tedavi etmeye çalışıyorlar. Buradaki problem şu; söz konusu tedavi şekli hastalıkları ender durumlarda iyileştirir. İlaçlar tedavi sürecine kısa dönemde yardımcı olur ancak, meselenin köküne inmek, gerekiyorsa uygun 52

EYLÜL - September 2015

The term ‘gut health’ is a hot topic and there is good reason for that. According to the U.S. National Institute of Health, nearly 60 to 70 million Americans are effected by some type of digestive (or ‘gut’ disease/ disorder. That is a lot of people! Not only is considering the health of your gut imperative for those that already have a digestive disorder it is just as important for those who don’t but are looking to ward off any impending problems. Our gut basically consists of the gastrointestinal (GI) system, which includes the liver, pancreas, and gallbladder as well as the mouth, esophagus, stomach, small intestine and large intestine. Examples of disorders and issues that are connected to the gut can include: ❍ Peptic Ulcer Disease ❍ Lactose intolerance ❍ Diverticular Disease ❍ Chronic Constipation ❍ Irritable Bowel Syndrome (IBS) ❍ Gallstones ❍ Leaky Gut Syndrome ❍ Certain food allergies/sensitivities/intolerances Many people that deal with digestive or ‘gut’ issues tend to turn to prescription and over-the-counter EYLÜL - September 2015

53


sağlık | health

diyet ve yaşam tarzınızı değiştirerek iyileşmeyi sağlamaktır. Peki midenin sağlıklı kalabilmesi için neler yapmalıyız? 1. Kendinizi sağlıklı ve temiz beslenmeye adamanız gerekmektedir. Her zaman tüm yiyecek gruplarından en sıhhatli olanları seçin. 2. Her gün sağlıklı gıda gruplarından tüketmeye çalışın. 3. Günde en az üç ana öğün ve iki ara sağlıklı atıştırmalık tüketmeye çalışın. 4. İçine şeker, yüksek miktarda fruktoz veya mısır şurubu eklenmiş gıdalardan sakının veya en aza indirgeyin. 5. İçinde yüksek miktarda lif bulunan gıdaları tüketmeye bakın; mesela tam buğday ekmeği, yulaf ezmesi, tam taneli tahıl, kahverengi pirinç, kinoa ve diğer tam tahıllar... İnceltilmiş taneden

medications as both a short-term and long-term solution. The problem is that this rarely resolves the issue. Although medications may be needed for a short time during the healing process, the goal should be to get to the root of the problem and heal, treat and maintain it with proper diet and lifestyle changes. So what can you do to ensure your gut stays as healthy as possible? 1. Commit to eating a healthier and cleaner diet. Choose healthier foods from all of the food groups and do it on a consistent basis. 2. Eat a variety of healthy foods daily. 3. Eat at least three meals a day with a few healthy snacks in between. 4. Avoid, or at least cut way back, on food that contain added sugars and high fructose corn syrup. 5. Eat foods that are higher in fiber such as whole

yapılan beyaz ekmek, beyaz pirinç ve şekerli mısır gevreğinden uzak durun. 6. Meşrubatlardan uzak durun içlerinde yüksek miktarda şeker barındırmaktalar. Onun yerine su ve yüzde 100 saf meyve suları tüketin. 7. İçlerinde doymuş, katı ve sıvı yağ bulunan gıdalardan uzak durun. Doymamış, mono doymamış yağlar, çoklu doymamış yağlar ve omega-3 yağ asiti içeren gıdaları tercih edin. 8. Günlük gıdalarınızın arasına probiyotik eklemeniz önerilir; probiyotik ürünleri veya probiyotikli yoğurt gibi. 9. Alkol tüketiminizi azaltınız, en iyisi bırakın. 10. Tükettiğiniz bir gıda sizde sindirimle ilgili rahatsızlık veriyorsa yemeyin. Ancak bir gıda çeşiti iyi gelmedi diye tüm gıda grubundan sakınmayın. 11. Sağlıklı kilonuza inin ve koruyun. 12. Her zaman yapacağınız egzersiz programınıza başlayın ve devam ediniz. 13. Stres seviyelerinizi indirmek için gerekli adımları atın. 14. Lifli gıda tüketiminizi artırmak, sindirimi kolay ve sağlıklı beslenmeniz için bunları tüketmenizi öneririz: Fasulye, sert kabuklu yemişler, tohumlar, tam tahıllar, meyveler ve sebzeler... Sindirim konusuyla ilgili probleminiz veya şikayetiniz varsa, bunları görmezden gelmeyin. Doktorunuzu mutlaka ziyaret edip, doğru teşhişinizi ve tedavi için görüşünü alın. Rahatsızlığınızı nasıl iyileştireceğinizi diyet veya yaşam stili değişikliği mi olması gerekeceğine karar verin. 54

EYLÜL - September 2015

wheat bread, oatmeal, whole grain cereal, brown rice, quinoa, and other whole grains and cut back on refined grains such as white bread, white rice and sugary cereals. 6. Avoid soft drinks that are loaded with sugar and stick with beverages such as water and 100% juice 7. Avoid too many foods that are high in saturated fat and trans fats and include more foods that include unsaturated fats such as monounsaturated fat, polyunsaturated fat and omega-3 fatty acids. 8. Consider incorporating foods in your diet that contain probiotics such as yogurt or take a probiotic supplement. 9. Decrease your intake of alcohol. 10. If you notice that a certain food causes digestive issues than avoid it but don’t avoid whole food groups because one food causes problems. 11. Reach and maintain a healthy weight. 12. Start and maintain a regular exercise program. 13. Take active steps to decrease your stress levels. 14. Commit to boosting your fiber intake with beans, nuts, seeds, whole grains, fruits and vegetables, all of which will help to improve and maintain good digestive health. If you have digestive issues and/or symptoms don’t ignore them. Make it a point to visit your doctor for proper diagnosis and treatment. Ask how you can treat your issue with diet and lifestyle. Better yet, asked to be referred to a registered dietitian nutritionist. EYLÜL - September 2015

55


Doğanın izinde | in the steps of the nature

Bir zamanlar Anadolu’nun bozkırlarında aslanlar

Once upon a time big cats used to live in the desert areas

yaşardı. Yüksek rakımlı ormanlarda kaplanlara rastlanırdı. Çok değil bundan birkaç 10 yıl öncesine kadar hala parsları görmek mümkündü. Yine bozkırlarda en süratli kedigil çita da mevcuttu. Şimdi hiçbirine rastlanmıyor, soyu tükendi mi bilinmiyor, ancak bilinen bir gerçek var ki, bu nadide vahşi kedilerden Anadolu parsı ya da onun yakın akrabası İran parsı görüldüğü yerde öldürülüyor. Pek çok uzmana göre, artık aslana rastlamak mümkün değil, bundan yaklaşık iki yüzyıl önce aşırı avlanması sebebiyle soyunun tümüyle kuruduğu konusunda hemen herkes hemfikir. Ancak Hazar kaplanının hala Cudi ve Cilo dağlarında yaşıyor olabiliceği tahmin ediliyor. Anadolu parsının neslinin tükendiği söylense de, geçtiğimiz yıllarda bir tanesi avcılar tarafından öldürüldü! Çitanın izine ise uzun süredir rastlanmıyor.

of Anatolia. You would run into tigers in the mountains at high altitudes. Not too long ago, but just up until 10 years, you could still see leopards. Another fast cat cheetah was present in these desert lands. Now you don’t see these precious wild cats any more, it is unknown whether their species is extinct, but the only truth that is known is that the Anatolian leopard and its close relative the Persian leopard are killed at sight. According to most experts they mutually agree that it is practically impossible to see a lion any more, they were hunted down excessively to the point of extinction about two hundred years ago. It is speculated that the Caspian tiger still lives in Cudi and Cilo mountains. Even if they claim that the Anatolian leopard has been extinct, last year one of them was hunted down and killed by hunters! It has been a long time since a cheetah sighting.

İRAN ASLANI Erkeklerin boyu 200 cm, ağırlığı 250 kg kadardı. Dişiler daha küçüktü. Yırtıcıların en güçlüsü olan aslanın altı alttürü bulunuyor. ‘İran aslanı’ denilen

PERSIAN LION The males are 200 cm in height, weighing about 250 kg. The females are smaller. The lion is the wildest and strongest of predatory cats and has six subspecies. The ‘Persian lion’ subspecies used to live in Iran, Iraq and

Anadolu’nun The big büyük Anatolian kedileri big cats Aslan ve çitayı hiç gören olmadı. Kaplanın ise hala Güneydoğu Anadolu’nun ücra köşelerinde yaşadığı tahmin ediliyor. Yine soyu tükendiği sanılan parslardan biri ise geçtiğimiz yıllarda avcılar tarafından öldürüldü. Anadolu toprakları bu dört vahşi kedinin yaşadığı bir coğrafyaydı uzun zamanlar. Şimdi bir umut kaplan ve parsa rastlamayı bekliyor bilim insanları... No one has seen a lion or a cheetah. It is believed that the tiger is still living in the remote corners of Southwest Anatolia. Another species that was thought to be extinct like the leopard was killed by hunters last year. For many years the Anatolian geography was occupied by four wild cats. Now scientists are hoping to run into a tiger and a leopard. Yazı - By: Elif İzgi Uluyüz 56

EYLÜL - September 2015

EYLÜL - September 2015

57


doğanın izinde | in the steps of the nature

58

alttürü, eskiden İran, Irak ve Anadolu’da yaşamış. 12’nci yüzyıla kadar yurdumuzda yaygındı ve bütün Anadolu medeniyetlerine ilham kaynağı olmuştu. Frigler onu, Kibele’nin sadık bekçileri olarak tasvir etmişti. Anadolu Selçukluları’nın beş sultanının adı Kılıçarslan’dı. Yurdumuzda son aslan, 1870 yılında Birecik yakınlarında öldürüldü.

Anatolia. They were very widespread until the 12th century in our country and were the insipiration to all Anatolian civilisations. The Phrygians described them as the loyal gatekeepers of Cybele. The five Sultans of the Anatolian Seljuks were named Kılıçarslan meaning Swordlion. The last lion in our country was killed around Birecik in 1870.

HAZAR KAPLANI

CASPIAN TIGER

Aslandan küçük fakat daha saldırgan bir vahşi kedidir kaplan. Suya yakın, sazlık kısımlarda yaşar. Geçmişte yurdumuzun güneydoğusunda yaygındı. Dicle Nehri’nin antik çağdaki adı Tigris’ti ve bunun anlamı ‘kaplan’ demekti. Anadolu topraklarında yaşayan kaplanın alttürü Hazar kaplanıydı. 1973 yılında Uludere civarında avlanmış bir kaplan kayıtlara geçti. İki yıl önce, yine Hakkâri civarında, bir kaplanın görüldüğü gazetelere konu olmuştu.

The tiger is a more wild, visious and smaller cat then the lion. They live in marshy places near the water. They were living widespread in the southeast of our country in the past. The name of the Dicle River in the ancient times was Tigris meaning ‘tiger’. The subspecies that lived in the Anatolian soil was called the Caspian tiger. In 1973 around Uludere a tiger was hunted and killed by hunters and this was recorded in a log. Two yers ago the sighting of a tiger around Hakkâri was in the news.

ANADOLU PARSI

ANATOLIAN LEOPARD

Boyları 150 cm kadardır. Postları beneklerle kaplı olup, zarif bir görünümü vardır. Geçmişte ülkemizin büyük bir bölümünde yaşamışlardır. Batı Anadolu’da

They are about 150 cm in height. Their fur is covered in spots, they appear to look very delicate. They lived in vast lands of our country. In West Anatolia they call

EYLÜL - September 2015

EYLÜL - September 2015

59


doğanın izinde | in the steps of the nature

bu hayvana ‘kaplan’ denmektedir. Ege’de, içinde kaplan ismi geçen köy ve mevkiler çoktur. (İscehisar-Seydiler’de de Kaplanalanı denilen bir yer vardır.) 1950’lere kadar İzmir, Aydın civarında sık görülmekteydi. 1954 yılında Salihli’den yakalanmış bir pars, Ankara Hayvanat Bahçesi’ndeydi ve buna ait bir fotoğraf vardır. Günümüzde 10–15 kadar pars Antalya veya Muğla civarında yaşadığı iddia edilmekte ve yerleri sır gibi saklanmaktadır.

ÇİTA Büyük kedilerin en ince fakat en hızlısı olan çita da Anadolu’da yaşıyordu bir zamanlar. Geçmişte evcilleştirilerek avlarda kullanılmışlardı. Osmanlılar’a ait av sahneleri içeren minyatürlerde boynu tasmalı çitalar yer alır. Çitaya ait son kayıt 1879 yılına ait. Danford adlı bir seyyah, Urfa’da Birecik’in güneyinde bir şeyhin, kendisine canlı bir çita hediye ettiğini yazmış. 60

EYLÜL - September 2015

this cat tiger. In the Aegean there are many villages and places that has the word tiger in it. (In İscehisarSeydiler there is a place called tigerland). They were seen around İzmir and Aydın. In 1954 a leopard was captured in Salihli and was put into the Ankara zoo which was photographed. Today there are about 10–15 leopards living around Antalya or Muğla and their place is hidden like a big secret.

CHEETAH Cheetah’s are the thinnest and fastest of the wild cats lived in Anatolia once upon a time. They were used in hunting after they were tamed. On some miniatures depicting the Ottoman hunting scene there are cheetah’s with a collar around their necks. The last record of a cheetah dates back to 1879. A traveler in the name of Danford, wrote about the live cheetah that was given to him as a gift by the Sheikh from Urfa’s Birecik town in the south. EYLÜL - September 2015

61


sosyal medya | social media

Yazı - By: Nurhan Demirel

Sosyal medyada dolandırıcılık kurbanı olmayın!

Do not become a social media fraud victim! Sosyal ağların popüler bir kültür haline gelmesi, beraberinde dijital suçların da oluşmasına neden oldu. Sosyal medyanın yoğun popülasyonunu fırsat bilen dolandırıcılar ve kötü niyetli kişiler, artık sosyal hesapları ele geçiriyor ve en yakınlarımızı bile bizim aracılığımızla dolandırabiliyor. As social media network became a part of popular culture, it has brought digital crimes along with it. Hackers and people with bad intentions are taking advantage of the high population on social media networking by hijacking social profiles and are deceiving those close to us through our accounts. 62

EYLÜL - September 2015

Bir dolandırma yöntemi açığa çıkınca, diğer bir yönteme yönelen dolandırıcıların yeni av sahası sosyal medya hesapları oldu. Dolandırıcılar gözlerine kestirdiği kişilerin özellikle Facebook hesaplarını ele geçirip, kişinin arkadaşlarıyla tek tek yazışarak, maddi menfaat sağlıyor. Bu kişiler kimi zaman bir hediye çeki dağıtıyor, kimi zamansa bir bankada çalıştığını iddia ederek, faizsiz kredi vaadinde bulunuyor. Ya da yardıma ihtiyacı olduğu, parasız kaldığını söyleyerek arkadaşından kendisine maddi yardımda bulunmasını istiyorlar. Kullanıcılar, bilişim suçu kapsamına giren bu eylemlerin bir an önce yakalanıp adalete teslim edilmesi ve sanal dolandırıcılık nedeniyle uğradıkları zararın telafi edilmesi gerektiği düşünüyorlar. Sanal dolandırıcılar hangi yöntemleri kullanıyorlar? İşte sosyal medyada en popüler dolandırıcılık yöntemleri… Güvenli sosyal medya kullanımı için sizlere bazı öneriler sunacağım. İnternet ortamında ve hayatımızda yüzde 100 güvenlik mümkün değil ama basit tedbirlerle sosyal medyayı daha güvenli bir şekilde kullanabiliriz. Güvenli bir sosyal medya kullanımı için dikkat etmeniz gerekenleri yazdım.

Each time their method of hacking is revealed they switch to another method, this time social media network became their new hunting grounds. The hacker picks its victims especially from Facebook profiles and breaks into their account, and begins to write to each and every person for financial benefits. Sometimes these people claim to give out a gift certificate and some times they claim to be working in a bank and offering loans without interest. Or they tell their friends that they are in a very difficult situation and ask for help especially money. Users believe that these crimes should be considered under the acts of cyber crime and that the culprits should be caught immediately and be handed over to justice and that they should be compensated for the loss spurring from the cyber attack. Which methods do virtual hackers use? Here are a few popular hacking methods on social media. I will give you a few suggestions on social networking safety. It is not possible to live safely in life and on the internet environment. But with simple precautions we can use social media safely. I took the liberty in giving you a few tips on how to use the social media safely.

KİŞİSEL BİLGİLERİNİZİ PAYLAŞMAYIN Nüfus cüzdanınızın ve pasaportunuzun fotoğrafı, doğum tarihiniz, TC kimlik numaranız, eğitim durumunuz, medeni haliniz, anne kızlık soyadınız ve yakın akrabalaraınızın bilgilerini sosyal medyada ya da herhangi bir internet sitesinde kesinlikle paylaşmayın. Eğer bu bilgilerin girilmesi zorunluysa, yanlış bilgiler verin ve gerçek doğum tarihinizi resmi işlemler haricinde hiçbir yerde kullanmayın.

DO NOT SHARE PERSONAL INFORMATION Do not share your identity card, passaport picture, date of birth, TC identity card number, educational background, marital status, your mother’s maiden name, and information pertaining to your close relatives on social media or any other networking sites on the internet. If it is a must to give your birth date then fake it, just give them any date, keep the correct information for the official act.

GÜÇLÜ BİR ŞİFRE KULLANIN

USE A STRONG PASSWORD

Sosyal medya sitelerinde hesap oluştururken, sık yapılan hatalardan birisi de tutulan futbol takımı, evcil hayvanınızın ismi ya da eşinizin ismiyle oluşturulan şifrelerdir. Keza şifremi unuttum soruları da bu gibi cevaplardan oluşmaktadır. Bu yüzden hesabınızı ele geçirmek isteyenlerden korunmak için şifre oluştururken, harf ve sayılardan oluşan güçlü şifreler oluşturmalısınız.

When forming an account on social media network we tend to make one of the frequent mistake made by chosing your football team’s, pet’s or spouse’s name as a password. Usually when you forget your password these are the questions that will be asked of you most likely. Therefore to protect yourself from those who want to confiscate your account chose a strong password made up of numbers and letters.

HESABINIZI KORUMAK İÇİN SMS VE KODMATİK UYGULAMALARI KULLANIN

TO PROTECT YOUR ACCOUNT USE CODEMATIC OR SMS APPLICATION

Artık sosyal ağlar iki kademeli güvenlik konusunda bir hayli ilerlemiş durumda. Gmail’den tutun da, Facebook’a ve Twitter’a kadar sosyal ağlar üzerinde SMS koruması veya kodmatiklerle hesabınızı koruyabilirsiniz.

Social networking has become more efficient with double checking security. You can protect your Gmail+, Facebook and Twitter accounts on the social networking sites by SMS or codematic accounts. EYLÜL - September 2015

63


KREDİ KARTI BİLGİLERİNİZİ KİMSEYLE PAYLAŞMAYIN Kredi kartı bilgileriniz söz konusu olduğunda babanıza bile güvenmeyin! Sosyal medya üzerinden sizinle iletişime geçen akrabalarınız ya da arkadaşlarınız para ya da kredi kartı bilgilerinizi istiyorsa, bu bilgileri paylaşmayın. Zor durumda olduğunu söyleyen yakınınızı arayıp, yardıma ihtiyacı olup olmadığını doğrulayın.

BANKACILIK İŞLEMLERİNİ BANKA WEB SİTESİ ÜZERİNDEN GERÇEKLEŞTİRİN Sosyal medyayı sadece kişiler değil, kurumlar da yoğunlukla kullanıyor. Pek çok bankanın da Facebook, Twitter ve Google+ hesabı mevcut. Haliyle kullanıcılar bankalarından maillerine ya da sosyal medya hesaplarına bir mesaj geldiğinde bu durumu yadsımıyor. Ancak bankalar e-posta yolula ya da sosyal medya siteleri aracılığıyla sizden şifrenizi talep etmez ve işlem yapmak için yetki istemez. Bu yüzden bankacılık işlemleri için sadece bankanızın web sitesini kullanmanızı tavsiye ederim.

GÜVENİLİR SİTELERDEN ALIŞVERİŞ YAPIN Sosyal medya üzerinden reklamı yapılan her site güvenli olmayabilir. Çok ucuz fiyata telefon, saat gibi markalı ürünler satan sitelere ve kullanıcılara karşı dikkatli olun. Gerçek değerinin altında pazarlanan bu ürünler kullanıcıya ulaştığında genelde hasarlı ya da kullanılamaz durumda oluyor. Ya da ürün yerine oyuncak veya şaka ürünleri de kullanılabiliyor. Aynı şekilde kullanızılar arasında yapılan alışveriş ve takas işlemlerinde de kullanıcılar mağdur ediliyor ve maddi kayba uğrayabiliyor. Sosyal medya üzerinden ücretsiz sahiplendirilen kedi-köpek gibi hayvanlarla da hayvan dostları kandırılabiliyor. Bedava sahiplendirilen hayvanlar için daha sonra yüksek meblağlarda kargo ve sigorta ücretleri talep edilebiliyor.

UYGULAMALARA DİKKAT EDİN Son zamanlarda sosyal medya hesaplarıyla başka sitelere üye olmak oldukça popüler. Facebook, Twitter ve Google+ hesaplarınızı kullanarak, daha önce kullanıcısı olmadığınız bir siteye üye olabiliyorsunuz. Ayrıca pek çok mobil uygulama da bu yöntemi sıkça kullanıyor. Mobil uygulamaların çoğu yükleme sırasında kişisel bilgileriniz, telefon rehberine ve sosyal ağlara erişim konusunda izin istiyor. Bu izinleri biran bile tereddüt etmeden vermek, 64

EYLÜL - September 2015

DO NOT SHARE CREDIT CARD INFORMATION When credit card information is the subject in question, do not even trust your father! If relatives or your friends are in contact with you and asking for money or your credit card information over social media networks do not share any information. Call your relative and ask if they are in a difficult situation and need help, confirm the information.

COMPLETE YOUR BANK TRANSACTIONS THROUGH BANK WEBSITE Not only do people but companies use social media networking frequently. Many banks have a Facebook, Twitter and Google+ account. Users are used to receiving email from their banks or to their social media accounts. Be fully informed that banks do not request your password information to complete a given task through email or social media network sites. Therefore for your banking transactions use only your bank's web site.

SHOP ONLY ON SAFE SITES Advertisements of sites on social media network may not be safe. Be very careful for sites and other users that offer incredibly cheap phones, watches and other brand products. Products that are being sold at lower rates then market value when purchased by user are usually damaged or irrepairable. Or instead of the purchased product you can receive a toy or a funny product. It goes without saying that barter and buying between users can also be a problem since users can be unjustly treated and end up with financial loss. There are social media sites that offer free cats and dogs to petlovers but can be deceiving. To be an owner of a free cat or dog they ask for high rates for insurance and transportation.

BE CAREFUL WITH APPLICATIONS Lately it has become very popular to become a member of different sites on social media network. Through Facebook, Twitter and Google+ accounts it has become very easy to be a new user to sites that you haven't signed up before. Many mobile applications use the same method frequently. As the applications is being loaded it asks for permission to share your personal information, telephone book and social network. To give permission without a second thought is a threat to your personal information. Awhile ago a trojan horse was detected in the popular application Dubsmash, and the game was removed from Google Play.

DO NOT BE FOOLED BY FREE GIFTS The final game that Facebook hackers are doing creates a havoc amongst popular brands. People with bad intentions hack into previously chosen accounts and claim to have gift certificates from big technology shops or telecom companies and begins to send messages to each person on the user's friends list. Conversations

kişisel bilgilerinizin güvenliğini de tehdit ediyor. Hatta geçenlerde Dubsmash gibi popüler bir uygulamada bile truva atı tespit edilmiş, uygulama uyarılar üzerine Google Play’den kaldırılmıştı.

HEDİYELERE KANMAYIN Facebook dolandırıcılarının son numarası en çok tanınmış firmaları zorda bırakıyor. Elinde büyük teknoloji marketlerin ya da telekom firmalarının hediye çeki olduğunu iddia eden art niyetli kişiler gözüne kestirdikleri hesapları ele geçirerek, kişinin arkadaş listesindekilere tek tek mesaj atmaya başlıyor. Normal bir sohbet havasında başlayan konuşmalar, daha sonra art niyetli kişilerin telefonun faturalı hat mı diye sormasıyla devam ediyor. Eğer faturalı hat sahibiyseniz size bir mesaj geleceği söyleniyor ve bu mesajı ‘EVET’ yazarak cevaplamanız isteniyor. Mesajı ‘EVET’ yazarak cevapladığınızda ise faturanıza 100 TL’den başayan ek ücretler yansımış oluyor. Faturaya eklenen ücret otomatik olarak dolandırıcının hesabına geçiyor. Siz siz olun hediye çeki, bilet ya da çok ucuza ürün dağıttığını iddia edenlere aldanmayın.

SAHTE PROFİLLERİN TUZAĞINA DÜŞMEYİN Özellikle yurtdışı merkezli dolandırıcılık çeteleri Facebook üzerinden sahte profiller oluşturarak, Türk erkeklerini tuzağına düşürüyorlar. Güzel ve alımlı fotoğraflarla erkekleri etkileyen sahte profiller, ülkemize gelmek için yol parası talep ediyorlar. Paralar gönderiliyor ancak ne gelen var, ne de giden…

begin very friendly as the next question is whether their phone bill is a postpaid line. If your phone is a postpaid line then they ask of you to respond 'YES' to the message they will send to you. When you repply with a ‘YES’ message you will receive a an extra earnings beginning with 100 TL and over but instead it goes into their account. So no matter what they say do not believe those that tell you free gift, bonus, ticket or cheap product.

DO NOT BE TRICKED BY FAKE PROFILES Especially foreign based hacker organizations form fake profiles on Facebook to attract and trap Turkish men. Beautiful, attractive pictures of fake profiles are being sent to attract men and ask for money so they can come to visit our country. Once the money is sent no one arrives.

DON'T BE CONNED INTO LOSING YOUR MONEY TO IDDAA HACKERS Lately, users and groups formed on Facebook are sharing hints about iddaa and hitting big earnings. This has become such big business that experts have breeded and Facebook users are being foolled with the dream of making big money and instead lose their money. Those that believe in İddaa swindlers are losing the money in their pocket by playing iddaa and believing in these people.

BE CAUTIOUS WHEN CLICKING A LINK Cyber criminals, follow global and Turkish current events very closely and they chose popular and interesting topics from the daily agenda and hook up with users. Especially subjects on coalition and Survivor are very popular. Worse you can receive a message from a friend claiming that there is an inappropriate picture of you in a site. Your friend could be sending you these messages implying messages such as “sorry but isn't this you in the picture?" and convince you EYLÜL - September 2015

65


sosyal medya | social media İDDAA DOLANDIRICILARINA PARANIZI KAPTIRMAYIN Son zamanlarda iddaa tüyoları verdiğini iddia eden kullanıcılar ve Facebook üzerinde oluşturulan gruplar, büyük vurgunlar yapıyor. Öyle ki bu konuda birçok uzman türemiş ve Facebook kullanıcıları da para kazanma hayaliyle bu kişilere paralarını kaptırıyor. İddaa dolandırıcılarının vaatlerine inananlar, iddaa tahmini alıp para kazanma hayaliyle ceplerindeki paradan da oluyorlar.

LİNKLERE TIKLARKEN DİKKAT Siber suçlular, Türkiye ve dünya gündemini yakından takip ederek, popüler ve ilgi çekici konuları baz alıp, kullanıcıları oltalarına düşürüyorlar. Özellikle son zamanlarda koalisyon ve Survivor gibi konular çok popüler. Ya da bir sitede uygunsuz fotoğrafınız varmış gibi imalı bir mesaj da alabilirsiniz. Arkadaşınız “Kusura bakma ama bu resimdeki sen misin?” gibi imalı mesajlar göndererek, mesaj yoluyla gelen bağlantıyı tıklamaya sizi teşvik edebilir. Oysa ki bu tür kısaltılmış linkler genellikle virüslü ya da sahte sitelere yönlendirme yapıyor. Ardından bilgisayarınıza zararlı yazılım bulaşıyor ve arkadaşlarınıza kendi adınızla aynı mesaj gönderiliyor, Truva atı bu şekilde listenizdeki bütün arkadaşlarınıza yayılıyor.

FOTOĞRAF PAYLAŞIRKEN DİKKAT Sosyal medyada ne yediğimiz ne içtiğimizden tutun da, yatak odalarımıza kadar herşeyi paylaşıyoruz. Özellikle yaz mevsiminde deniz, kum, güneş ve bikinili fotoğraf paylaşımları pek revaçta. Peki paylaştığınız bu fotoğrafların arkadaşlık ve partner sitelerinde kullanılacağını bilseniz, gene de paylaşır mıydınız? Fotoğraflarınız uygunsuz içerikli sitelere düşmeden siz siz olun paylaşımlarınıza dikkat edin.

EVİNİZDE CHECK-İN YAPMAYIN Evinizde check-in yaparak kendi güvenliğinizi ve ailenizin güvenliğini tehlikeye atmayın. Sosyal medyada paylaştığınız fotoğraf ve konum bilgisi evinizin soyulmasına ve fiziksel zarara uğramanıza neden olabilir.

ÇOCUKLARINIZI BİLİNÇLENDİRİN Yetişkinlerin bile dolandırıldığı, şantaja uğradığı sosyal medya ortamında çocuğunuzu bekleyen tehlikelere karşı bilgi sahibi olun ve 13 yaşın altındaki çocuğunuzun sosyal medya kullanmasına izin vermeyin. Çocuklar iyi ve kötüyü ayırt etme yetileri yeterince gelişmediği için kolayca kandırılabilir, pedofillerin tuzağına düşebilir, dolandırılabilir ve şantaja uğrayabilirler. 13 yaşından büyük çocuklar içinse interneti kullanma konusunda bilinçlendirin ve çocuğunuzun arkadaşı olarak, onu sanal dünyada karşılaşabileceği tehlikelere karşı uyarın. Tüm bu tavsiyelerin yanında bilinçli bir internet kullanıcısı olmayı ilk ilke olarak edinmeyi ihmal etmeyin. Sanal dünya, keyif ve eğlence vaadettiği kadar tehlikeli bir silah olarak da kullanılabiliniyor. Bunun farkında olar internet kullanımı çok daha güvenli ve keyifli olacaktır. 66

EYLÜL - September 2015

to click on to the link that came to you through a message. Usually short links that come to you by messages try to steer you into fake sites with viruses. Then a destructive program infects your computer and starts sending out messages to your friends with the Trojan horse and spreads it.

BE CAREFUL SHARING PICTURES We share, what we eat, what we drink, even our bedroom on social media. Especially summer season pictures of the sea, sand, sun and bikinis are very popular. If you knew, that these pictures would be used in friendship and finding partner sites would you still share them? You should be careful before your pictures are in sites of inappropriate content.

DO NOT CHECK IN FROM YOUR HOUSE Do not check-in in your house and risk the safety of your family and yours. The pictures you share and present location on social media can be a reason of your house to be robbed and your loved ones can get hurt physically.

RAISE YOUR CHILDREN'S AWARENESS In today's social media world even adults are being tricked, blackmailed, so tell your children about the dangers and do not let those under 13 to use social media networks. Kids can be tricked easily for they still have alot to learn about right and wrong. They can be trapped by a pedophile and blackmailed. Teach your 13 year old about the use of internet appropriately and be their friend and inform them of what can happen to them if not careful. Along with all these advices make it your principal to be a smart internet user. As much as the virtual world promises you fun and games it is as dangerous as a gun. Once this is well understood the rest of the story on using the internet is safe and fun. EYLÜL - September 2015

67


çocuk eğitimi | pedogogy

Sevil Yavuz • Pedagog Specialist, Academist, Author • www.pedagogsevilyavuz.com

Erken yaşlarda sorumluluk duygusunu aşılayın!

Teach your children responsibility at an early stage!

Çocuk yetiştirmek çağımızda her zamankinden daha zor... O kadar çok dış etkene maruz kalıyorlar ki, aile içi eğitimi vermek için planlı ve programlı olmak şart oluyor. Çocuğunuza sorumluluk duygusu aşılamak için nasıl bir eğitim vermeniz gerektiğiyle ilgili birkaç püf noktasını sizlerle paylaşıyoruz. Raising children in today’s and age is even more difficult. They are exposed to so many external factors that you must be very well planned and programmed for family training. We will share a few important tips on how to give your children a sense of responsibility. 68

EYLÜL - September 2015

Çocukların sorumluluk duygusunu artırmak ve özgüvenini

To develop the sense of responsibility and self confidence

geliştirmek için çocuklara küçüklükten itibaren sorumluluk vermek gerekir. Anne babalar genellikle çocuklarına sorumluluk vermek için onların büyümesini, ilkokula başlamasını bekliyor. Oysa çocukların yaşına uygun sorumluluk alması için bir dönemi yok. Çocuklara ilkokula kadar hiç sorumluluk verilmiyor. Sonra birden bire “Sen artık büyüdün, ilkokul çocuğu oldun, oyuncaklarını kaldır... Artık sana oyuncak yok” diyerek ağır okul sorumluluklarını yüklemek çocuğun okula gitmek istememesine neden oluyor. Birden bire ağır okul sorumluluklarıyla karşılaşan çocuk, okula uyum sağlamakta zorlanıyor ve dolayısıyla okul başarısı da, özgüveni de düşüyor.

in children you must give them responsibility at an early age. Usually parents wait for the children to grow up, to start grammar school to give them responsibility. However there is no suitable time and age for your children to learn to take responsibility. Children are not given any responsibilities until grammar school. Then all of a sudden we tell the child that because they have started grammar school, that they have grown up, to pick up their toys, no more toys for them and we give them loads of responsibilities at once and then they do not want to go to school any more. All of a sudden the child is surrounded with school responsibilities and has difficulty adapting to school, which affects his self-esteem and academic performance.

ERKEN YAŞLARDA KURALLARLA TANIŞTIRIN Bu nedenle anne babalar çocuklarını okul öncesi dönemde aşırı korumacı büyütmemelidir. Çocuklara sağlıklı bir şekilde sınır koyup, kurallarla tanıştırmak, sorumluluk vererek büyütmek gerekir. Örneğin okul öncesi dönemdeki bir çocuk oyun köşesinin toplamansından sorumlu olabilir. Kendine ait oyun alanındaki oyuncakları toplayabilir, düzenleyebilir. Eğer kendi

INTRODUCE RULES AT AN EARLY AGE For this reason parents should not raise their children overly protective especially during preschool. They should raise their children by giving them rules, limitations and a sense of responsibilty. For example a child in its preschool period can EYLÜL - September 2015

69


Anne-babalar genellikle çocuklarına “Hayır” demekten çekinirler. “Hayır” der ve çocuğun dediklerini yapmazlarsa, onları daha az seveceklerini düşünürler. Oysa çocukların her dediğini yapmak mümkün değildir. Çocuk kendisi için neyin iyi neyin yanlış olduğunu bilemez.

çocuk eğitimi | pedogogy oynadığı oyuncağı toplama sorumluluğunu almazsa daha sonra başka sorumluluklar alması da zor olur. Yaşı büyüdükçe, yaşına uygun küçük sorumluluklar vermeye devam etmek gerekir. En önemlisi çocukların kaldırabileceği sorumlulukları vermek gerekir. Sorumluluk vermeyi de abartmamak gerekir. Çocuğun kaldıramayacağı aşırı sorumluluk ve görev vermek çocuğun kendini yetersiz hissetmesine neden olur ve özgüvenini düşürür. Bu nedenle sorumluluk duygusunu geliştirmek için çocuğa ölçülü ve yaşına uygun sorumluluk vermek gerekir.

DAVRANIŞLARININ SONUCUNA KATLANMALI Sorumluluk bilinci kazandırmak için çocukların davranışlarının sonucuna katlanmasını sağlamak gerekir. Eğer çocuk davranışlarının sonucuna katlanmaz ve aynı hatalı davranışlara devam ederse, sorumluluk duygusu gelişmez. Örnek; eğer çocuk odasını toplamıyorsa çocuğa dağınık odada yaşama şansı vermek gerekir. Böylece, çocuk dağınık odasında eşyalarını bulmamayı deneyimlemeli, yani odasını toplamamanın sonucuna katlanmalıdır. Kısaca, çocuğun hata yapmasına izin verip hatalarının sonucunu yaşama şansı verin. Anne-baba olarak çocuğun odasını onun yerine siz toplarsınız, odasının toplamamasının zorluğunu ve sonucunu yaşamaz, böylece odasını toplama sorumluluğunu almaz.

ÇOCUĞUNUZU TEMBEL YETİŞTİRMEYİN! Anne baba olarak aşırı korumacı davranışlarımız çocuklarımızı tembel olmaya yönlendiriyor. Psikolojik danışmanlık merkezimize gelen anne-babaların hala ilkokul çağındaki çocuklarının suyunu verdikleri bilgisini alıyorum. Düşünün, kendi suyunu

be responsibile for picking up the game corner. He can pick up the toys in their play area and organize them. If they do not have the sense of responsibility to pick up their own toys then it will be much more difficult to take responsibility for other things in the future. It is important to give your child other responsibilities according to their age as they continue to grow. The most important fact here is to give children responsibilities that they can handle. Do not exaggerate the responsibilities that you should give your children either. If you give your child more then they can handle then they feel inadequate and they lose self-esteem. For this reason to develop your child’s sense of responsibility it is important to give them age appropriate and measured doses of responsibilities.

Usually parents refrain from saying no to their children. They think that when they say “No” to their children and do not do what he wants then the child will love them less. The truth is that it is impossible to do everthing your child wants. The child does not know what is right and what is wrong for himself.

TAKE CONSEQUENCES OF THEIR ACTIONS To develop a sense of responsibility children must take the consequences of their actions. If the child does not accept the consequences of their misconduct and repeat it then their sense of responsibility will not develop. For example if the child does not pick up their room then let them live in a messy room. Therefore the child should experience not being able to find his things, and must face the consequences for not picking up his room. In short let your child make a mistake and give him the chance to live with the consequences. As parents if you pick up your child’s room instead of them then they will not experience the consequences and will not develop a sense of responsibility.

mutfaktan alıp içemeyen çocuklar yetiştiriyoruz. Durum böyle olunca, bu çocuklarda sorumluluk bilinci gelişmesi mümkün olabilir mi? Bu nedenle anne-baba olarak çocukların her işini biz yapmamalıyız. Çocuklarımızın ev içinde görevler almasını sağlamalıyız. Çocuk kendi suyunu kendi içmeli, ev işlerinde yardım etmeli. Örnek yemek saatlerinde masanın hazırlanmasına ve kaldırılmasına yardım edebilir. Yaşına uygunsa, yemek saatlerinde bir salata yapabilir. Çocuk evde yaptığı işlerden gurur duyar. “Ben yemekte salata yapabildim” diyerek kendiyle gurur duyar.

SINIRLAR ÇOCUĞUN SORUMLULUK DUYGUSUNU GELİŞTİRİR!

Sorumluluk bilinci kazandırmak için çocukların davranışlarının sonucuna katlanmasını sağlamak gerekir. Eğer çocuk davranışlarının sonucuna katlanmaz ve aynı hatalı davranışlara devam ederse sorumluluk duygusu gelişmez. To give your children a sense of responsibility let them accept the consequences of their actions. If the child does not accept the consequences of his/her action and continues with misconduct their sense of responsibility will not develop. 70

EYLÜL - September 2015

Anne babalar genellikle çocuklarına “Hayır” demekten çekinirler. “Hayır” der ve çocuğun dediklerini yapmazlarsa, onları daha az seveceklerini düşünürler. Oysa çocukların her dediğini yapmak mümkün değildir. Çocuk kendisi için neyin iyi neyin yanlış olduğunu bilemez. Örnek kışın ortasında çok sevdiği kısa kollu bir tişört te giymek isteyebilir. Soğuk havada tişörtle gezmenin onu hasta edebileceğini düşünemez. Eğer anne bu isteğine “Evet” derse, çocuğun hasta olmasına neden olur. Bu nedenle anne babalar sınır koymaktan çekinmemelidir. Sınırlar koymak psikolojik bir ihtiyaçtır. Sınır konulması çocukların sorumluluk alma, kendini kontrol etme, kendi kararlarını verme gibi önemli kişilik özelliklerinin de gelişmesine yardımcı olur. Çocuklar sınır konulduğunda anne babanın sunduğu alternatifler hakkında karar vermek zorunda kalır. Anne babanın sunduğu alternatiflerden birini seçer ve o seçtiği seçeneğin sonucunu kabul ederler. Bu deneyim çocukta sorumluluk duygusunu geliştirir. Kısacası çocuklarda sorumluluk duygusunu geliştirmek için okul öncesi dönemden itibaren çocuklara yaşına uygun adım adım görev ve sorumluluk vermek gerekir. Eğer bu sorumluluğu yerine getirmiyor, tembellik yapıyorsa da bu davranışlarının sonucunu yaşamasına fırsat vermek gerekir. Yani anne baba olarak çocuklara korumacı yaklaşmamalı, her dediğini yapıp, onun sorumluluklarını biz yerine getirmeliyiz.

DO NOT RAISE YOUR CHILD LAZY! As parents over protective child rearing behavior tends to create children with leniency for laziness. In our physchological counseling center i hear of parents that give their grammar school children their water. Can you imagine that we are bringing up children who can not even get their own water from the kitchen. If this is the case how can we give these kids a sense of responsibility? For this reason we should not be doing everything for these kids. Give your children duties within the household. The child should drink on its own and help in household chores. For example they can help in setting and picking up the table. If age appropriate they can make a salad during lunch or dinner time. The child will feel proud of what she has done in her house. They will feel proud of the salad they made.

BOUNDARIES HELP TO DEVELOP SENSE OF RESPONSIBILITY! Usually parents refrain from saying no to their children. They think that when they say “No” to their children and do not do what he wants then the child will love them less. The truth is that it is impossible to do everthing your child wants. The child does not know what is right and what is wrong for himself. For example the child could want to wear their favorite sleveless shirt in the middle of winter. They can not think of the fact that wearing that shirt can make them sick in the middle of winter. If the mother consents to this then this is a cause for the child’s sickness. That’s why parents should not refrain from putting boundaries. Putting boundaries is a psychological necessitiy. Having boundaries help children develop their sense of taking responsibility, self control and making their own decisions which is helpful in developing their personalities. When boundaries are set the children will have to decide from the alternatives that are given to them by their parents. They will chose from one of the alternatves and learn to live with the result of their choice. This experience will develop the child’s sense of responsibility. In short to develop the sense of responsibility in a child it is important to give them chores and responsibilities step by step prior to grammar school that is age appropriate. If they are not being responsible for their chores and acting lazy then let them live the consequences of their actions. As parents do not be over protective of your children, do not do everthing they want and take on their responsibilities. EYLÜL - September 2015

71


72

EYLÜL - September 2015

EYLÜL - September 2015

73


mutfak kültürü | culinary culture

Hayata ‘lezzet’ Add ‘zest’ katmak için into your life Yemek yapmak, sadece beslenmek amaçlı değildir. Yemek hazırlamak da, iyi bir yemekle güne renk katmak da hayatınızı daha güzel kılacaktır. İşte size özenerek hazırlayacağınız ve afiyetle yiyeceğiniz tarifler... Cooking is not just for nutrition. Preparing a meal, bringing color to your life with good food, will make your life more pleasant. Here are recipes that you can prepare carefully and eat with pleasure! Yazı - By: Nurhan Demirel Bir düşünün; sevgiyle hazırlanmış ve özenle sunulmuş bir yemek sizin için ne ifade eder? Birçok insan yemek için yaşamaz, yaşamak için yer ama keyifle hazırlanan bir yemek herkes için antidepresan etkisi yaratır. Rahatlama, mutluluk, sevgi, değer görme, düşünülmüş olmak ve daha birçok duyguyu bizlere bir arada yaşatır. Yemeğin fizyolojik olarak bir ihtiyaç olmasının yanı sıra duygularımızı ifade etmenin de bir yolu olduğunu düşünmüşümdür. Aile kültürünü, tarzını, kim olduğunu anlatmanın bir başka yoludur. Yemeği hazırlayan ve keyifle yiyenler için hayatı tanımlama şeklidir. Yaşadıklarınızdır, anılarınızdır ve bazen acılarınızdır çünkü siz de çağrışımlar yaratabilir. Yemeğin tabaktaki sunumu, kokusu ve bir parça lezzeti bazen sizi çocukluğunuza götürürken, bazen de mutlu anılarınızı yeniden yaşamanızı sağlayabilir. Kısaca yemek mutluluktur! Bu ay Psikolog Arzu Önşen Özdoğanoğlu ile mutfağa girdik ve birbirinden lezzetli yemekler pişirdik. 74

EYLÜL - September 2015

Just think of a meal that has been prepared and presented with love would mean to you? Many people do not live for food, but eat to stay alive and food that has been cooked with joy will create an antidepresant effect. We will feel many emotions together such as relaxation, happiness, love, worthiness for love and be thought of. Besides the fact that food is a physiological need it is also a way to express our feelings. It is another form of expressing your family culture, style and who you are. For those who prepare the meal and for those who consume it with pleasure, it is a way to get to know life. It is what you have lived, your memories and sometimes your pain because it can cause association with you. The presentation of the food on a plate, the smell and its flavor can sometimes take you back to your childhood, or let you re-live a happy memory. In short food is happiness! This month we went into the kitchen with our guest of the month Psychologist Arzu Önşen Özdoğanoğlu and cooked delicious meals for you.

ENGİNARLI PİLAV ARTICHOKE PILAF MALZEMELER

INGREDIANTS

Dört orta boy soyulmuş ve küp küp doğranmış enginar, 250 gr küçük doğranmış yağsız kuzu eti, bir su bardağı (200 gr) pilavlık pirinç, iki su bardağı sıcak et suyu, bir demet dereotu, yarım demet taze nane, üç yeşil soğan, yarım demet maydanoz, iki çorba kaşığı (75 gr) tereyağı, İsteğe göre tuz ve karabiber...

Four medium sized artichokes peeled and cut in cubes, 250 gr of lamb’s meat, one cup (200 gr) rice for pilaf, two cups of warm meat stock, one bunch of dill, half a bunch of mint, three scallions, half a bunch of parsley, two tablespoons (75 gr) butter, season with salt and pepper.

TARİFİ

RECIPE

250 gr küçük doğranmış kuzu etini tuzlayıp tencereye koyarak kısık ateşte haşlayın, et suyunu çekince, iki çorba kaşığı tereyağını ilave edip eritin. Tereyağında 3 dakika etleri kavurun. Etler pembeleşmeye başlayınca, küp küp doğranmış enginarları ilave edin, bir-iki dakika da enginarlarla birlikte etleri karıştırın. Önceden sıcak suda beklettiğiniz pirinçleri üzerine ilave edip karıştırın, son olarak sıcak durumda olan et suyunu ilave edip tencerenizin kapağını kapatın ve kısık ateşte pirinçler suyunu çekip pilav kıvamına gelinceye kadar pişirin. Pilavınız pişene kadar yıkayıp kuruttuğunuz dereotunu, maydanozu, taze soğanı ve taze naneyi ince ince kıyıp aynı kapta karıştırın, üzerine arzuya göre karabiberi ilave edin. Pilavınız piştiğinde hazırlamış olduğunuz yeşillikleri üzerine ilave edip karıştırın ve servis edin.

Take the 250 gr lamb’s meat cut and salt it and place in a saucepan and begin to boil at low heat, add two tablespoon of butter when the water starts to reduce. Continue baking the meat for 3 minutes. When the meat begins to turn pink add the cubed artichokes and continue cooking by mixing the meat and the artichokes for two minutes. Add the rice that has been standin in warm water for awhile. Finally add the warm broth and cover the pot and let it cook in low heat until the rice has cooked completely and looks like pilaf. While the pilaf is cooking wash, dry and cut the dill, mint, scallions and parsley mix and place them in a bowl and season according to taste. When the rice is cooked add the green herbs mix onto the plate. Ready to eat. EYLÜL - September 2015

75


mutfak kültürü | culinary culture

SULTAN KÖFTE SULTAN MEATBALLS MALZEMELER

INGREDIANTS

250 gr orta yağlı kıyma, bir orta boy kuru soğan, yarım kaşık biber salçası, altı çorba kaşığı zeytinyağı, çeyrek deste ince kıyılmış maydanoz, isteğe göre tuz, karabiber ve kimyon, ¾ su bardağı sıcak su, bir yemek kaşığı tepeleme biber salçası, bir diş soyulmuş sarımsak, yedi orta büyüklükte krep, bir orta boy dilimlenmiş domates, bir kırmızı biber, dört yeşil biber, yedi kare şeklinde kesilmiş kaşar peyniri dilimleri, yedi kürdan...

250 gr of semi fat ground meat, one medium sized onion, half a spoon of red pepper paste, six tablespoons of olive oil, quarter of a bunch of chopped parsley, season with salt, pepper and cumin, ¾ cup of hot water, one tablespoon of red pepper paste, one clove of garlic peeled, seven medium sized crepes, one medium size tomato sliced, one red pepper, four pieces of green pepper, seven pieces of sliced kaşar cheese and seven tooth picks.

KÖFTENİN HAZIRLANMASI: Bir kuru soğanı oldukça küçük parçalar halinde küp küp doğrayın. Üzerine ince kıyılmış maydanozları, biber salçasını ve arzuya göre hazırladığınz tuzu, karabiberi ve kimyonu ilave edip soğanların diriliğini öldürünceye kadar yoğurun. Bütün malzemeler karışınca, kıymayı ilave edip iyice yoğurun. Köfte harcı hazır olunca, şekil vermeden 10-15 dakika dinlenmeye bırakın. KREP İÇİN MALZEMELER: İki yumurta, bir su bardağı un, yarım su bardağı süt, yarım su bardağı su, bir çay kaşığı tepeleme tereyağı... KREPLERİN HAZIRLANMASI: Derin bir kaba iki yumurtayı kırıp iyice çırpın, çırpılmış yumurtaların üzerine yarım su bardağı suyu ve sütü ilave edip karıştırın. Malzemeler iyice karışınca, üzerine unu ilave edip akışkan bir krep hamuru elde edin.Önceden ısıttığınız tavada tereyağını eritip bir sıpatula yardımıyla yağın tavanın her yerine değmesine yardımcı olduktan sonra hazırladığınız krep hamurunu bir el büyüklüğünde olacak kadar sıcak tavaya döküp pembeleştirmeden kreplerinizi pişirin. Bu ölçülerde kreplerin büyüklüğüne göre yedi krep pişirip bir kenarda soğumaya bırakın.

TARİFİ Fırını 180 dereceye ayarlayıp ısınmaya bırakın. Önceden hazırladığımız krepleri küçük boy kâsenin içerisine bohça şeklinde kapatabilmek için yerleştirin. Köfte harcından ceviz büyüklüğünde ya da biraz daha büyük toplar yaparak yerleştirin. Açılmayacak şekilde kreplerin içlerinde köfteler olacak şekilde bohçalar yapın ve orta büyüklükteki bor camın içine ya da toprak fırın tepsisinin içerisine ters çevirip boşluklar kalacak şekilde dizin. Bütün bohçaları dizdikten sonra, ters çevirerek koyduğunuz bohçaların üzerine en alta kaşar dilimi üzerine domates dilimi, kırmızı biber ve yeşil biber dilimlerini koyup kürdanla sabitleyin. Derin bir kaseye sıcak suyu ilave edip içerisinde biber salçasını eritin. Bu karışımın üzerine bir diş sarımsağı ezerek ilave edin ve birkaç kez karıştırdıktan sonra, zeytinyağını da ekleyip bir kaşık yardımıyla bohçaların üzerinde gezdirerek tepsiye dökün. Isınmış fırında 20 dakika pişirin.

76

EYLÜL - September 2015

PREPARING MEATBALLS: Dice one onion. Add chopped parsley, red pepper paste and seasoning with cumin according to taste, knead until the mixture is completely mashed. Add groundmeat and continue to work the mixture. Let rest for 10-15 minutes before you shape them into meatballs. INGREDIENTS FOR CREPE: Two eggs, one cup of flour, half a cup of milk, half a cup of water, one teaspoon of butter. PREPARING CREPES: Mix two eggs, half a cup of water, milk and mix. When mixed well add flour and mix for fluid mixture. Melt the butter in pre-heated pan and spread the butter with a spatula in the pan. Pour a hand full of crepe mixture into hot pan and cook until they turn pink. Cook according to this measurement until there are seven and let them rest in room temperature. RECIPE Set the oven to 180 degrees. Place the crepes in a bowl like a packet. Make meatballs a little larger then the size of walnuts and place them in the packets. Then place the packets upside down in a pyrex or stewpan. Then add the sliced kaşar cheese on top of the packets following with sliced tomato, red pepper and green pepper and prick with toothpicks. In a bowl of warm water melt the pepper paste. Add minced garlic and olive oil then spoon over the mixture on the packets. Cook in prewarmed oven for 20 minutes.

ZEYTİNYAĞLI BİBER DOLMASI STUFFED GREEN PEPPERS COOKED IN OLIVE OIL MALZEMELER

INGREDIANTS

10 küçük boy dolmalık biber, bir büyük boy yemeklik doğranmış kuru soğan, bir paket çam fıstığı, bir paket kuş üzümü, iki tatlı kaşığı kuru nane, bir bardak (200 gr) pilavlık pirinç, bir bardak sıcak su, bir buçuk çay bardağı zeytinyağı, tuz, karabiber ve toz şeker, bir orta boy domates (biberlerin ağızlarına kapak olacak büyüklükte kabuklarıyla birlikte yuvarlak kesilmiş)...

10 small green peppers, one diced onion, one package of pine nuts, one package of black currants, two teaspoons of dried mint, one cup (200 gr) rice pilaf, one cup of hot water, one and a half tea glass of olive oil, season with salt, pepper and sugar, one medium size sliced tomato (to cover the green peppers with the tomato slices).

TARİFİ

RECIPE

Biberlerin sap kısımlarını elinizle ya da bir bıçak yardımıyla çıkarın. İçlerindeki tohumları temizleyip, yıkayıp kurumaya bırakın. Önceden ısıtılmış tencereye bir çay bardağı zeytinyağını döküp fıstıkları ilave edin. Fıstıklar pembeleşince, üzerine küçük küçük doğradığınız soğanları ilave edip karamelize olana kadar karıştırın. Soğanlar iyice piştiğinde, pirinci ve kuş üzümlerimizi ilave edip, pirinç taneleri birbirine yapışana kadar karıştırmaya devam edin. Malzemeler birbirine yapışmaya başlayınca kuru nane, tuz, karabiber ve bir çay kaşığından fazla olmamak üzere şekeri ilave edip, birkaç kez karıştırıp bir bardak sıcak suyu üzerine ekleyerek suyunu çekinceye kadar kısık ateşte pişmeye bırakın. Pişince, 20 dakika kadar yarım pişmiş pirinçleri dinlendirin. Önceden yıkayıp kuruttuğunuz küçük dolmalık biberlerin içini tamamen harçla doldurup domates parçalarını biberlerin içine girecek şekilde yerleştirererk tencereye dizin. Bir buçuk su bardağı sıcak suyu üzerine ilave edip yarım çay bardağı zeytin yağını da koyduktan sonra 20 dakika kadar daha pişirin. Daha sonra dayanıklı bir servis kabına pişen dolmaları tek sıra şekilde dizip 180 derecede önceden ısıtılmış fırında 15 dakika daha pişirin. Tüm pişirme işlemi bittikten sonra, soğumaya bırakıp soğuk servis yapın.

Cut the caps off the peppers. Discard the seeds, wash and dry the peppers. Pour a tea glass of the olive oil in a pre-heated pan and add the pine nuts. Cook the pine nuts until they turn pink then add the cubed onions and cook until caramelized. When onions are fully cooked add the currants with the rice cook until the rice grains begin to stick to eachother. Then add the dried mint, salt, pepper and finally sugar not more then a spoon full, mix and pour the hot water and cook over low heat. Let the half cooked rice to rest. Fill the peppers with the filling and place a tomato slice on the top and line them in a pan. Pour the water which is a cup and a half with the half tea cup of olive oil and cook for 20 minutes. Then place the dolmas in an oven pan and continue to cook for another 15 minutes in the oven of 180 degrees. After cooking is completed let it rest in room temperature.

EYLÜL - September 2015

77


kültür | culture

“Baskı öldü”, artık bu tespit yayıncılık ve bütün

‘Print is dead’ has been the mantra of publishing

medyanın yeni yöneticilerinin ağzında o kadar çok dolandı ki, bununla ilgili bir kitap yazılması lazım! Yüzyıllar boyunca, dünyadaki tüm kütüphanelerin raflarında bekleyecek bazı şeyler- mesela kitaplar gibi, yanında kalem, tükenmez kalemler ve kağıtuzun yıllar daha bizimle olacaklar. Bunlar bir şeye hizmet ediyorlar ama aynı zamanda bizi çok da mutlu ediyorlar. Elle yazıp çizmek, elle basılmış bir kitabı tutmak ve okumak, dokunulabilir olmasıyla bedensel keyif veriyor. Kitapların doğal olarak muhafaza edildiği (dijital öncesi geçmişimizde hepsi basılı olan kitapların) yer kütüphaneydi ve bunlar insanoğlunun yazıyı bulduğu günden bu yana var.

and new media executives for so long a book should be written about it. It would sit on the shelves of the world’s libraries for centuries to come as a lesson that some things – like books, along with pens, pencils and paper – will be with us for a very long time. These are things that serve a purpose, but delight us too. Writing and drawing by hand and, yes, holding and reading a printed book are enduring, tactile and even sensual pleasures. The natural repository for books, (printed today at any time in pre-digital past) is the library and they have been there since the day mankind discovered writing.

O İLK SÖZDEN BU YANA...

SINCE THE FIRST WORD

Hz. İsa’nın zamanında, Grekoromen dünyası kitap bolluğunda kütüphanelerdeydiler, dolayısıyla Aziz John hakikatı konuşmadan önce şöyle başlardı, “Önce söz vardı, ve söz Allah ileydi, ve söz Allah’tı.” Söz ve kutsal kitaplar Batı medeniyetini şekillendiren insanlar için çok önemliydi. Tabii ki kütüphaneler de onlar için bir tapınaktı. Aynı şekilde Doğu medeniyetleri de parşömen tomarlarını, kağıda veya

By the time of Christ, the Graeco-Roman world abounded in libraries, and it made perfect sense for St John to begin his Gospel, “In the beginning was the Word, and the Word was with God, and the Word was God.” The Word and holy books were all important to the people who would shape early Western civilisation. No wonder libraries mattered so much to them. Equally, Eastern

Dijital çağda olsak da kütüphaneler büyülemeye devam ediyor Libraries continue to fascinate regardless of the digital age Neredeyse 20 yıl oldu, bilgisayarlar hayatımıza girmeye başladığı günden bu yana “Baskılı kitap kalmayacak, kütüphaneler tarih olacak” diyen pek çok kişi çıktı. Ama bırakın kapanmasını, yeni kütüphaneler hizmete giriyor, zira kitapların ve kütüphanalerin büyüsü hiçbir zaman bitmiyor! It has been 20 years, since computers have began entering our lives, and many said “printed books will no longer exist, libraries will become history”. Libraries are not closing, new ones are openning, the magic of books and libraries never end. Yazı - By: Işıl Kaya 78

EYLÜL - September 2015

EYLÜL - September 2015

79


kültür | culture ipeğe yazılmış el yazmalarını böceklerin bu kıymetli kitapları yemesinden korumak için ahşaptan yapılmış çok özel kutulara yerletirip su yüzeyinin üstünde kalan sütunlara yerleştirdiler. Dünyadaki milyonlarca insan gibi, kütüphane binalarının her zaman çok özel olacağını öğrendik. Yüzyılların bilgisini biriktiren depolar oldukları gibi, aynı zamanda bu mekanlar çalışmak, etrafa bakmak, hayal kurmak, kestirmek, çok renkli basılmış güzel kitapları beğenmek, başka insanları seyretmek için önemliler. Romantik bir mekan olmakla beraber, mimarileri katedraller, tapınaklar gibi kütüphanelerin de insan uygarlığına sunacağı çok şeyler var.

20 ÜLKE, 82 KÜTÜPHANE Queen’s College Cambridge’de mimari ve sanat tarihi bölümlerinde çalışan, James W. P. Campbell tarafından yazılan ‘The Library: A World History’ kitabı, Will Pryce tarafından ışıl ışıl fotoğraflandırılmış. Bu şahane kitabın konusu dünyanın 20 ülkesinde bulunan 82 kütüphanenin

Milyonlarca insan gibi, kütüphane binalarının her zaman çok özel olacağını öğrendik. Yüzyılların bilgisini biriktiren depolar oldukları gibi, aynı zamanda bu mekanlar çalışmak, etrafa bakmak, hayal kurmak, kestirmek, çok renkli basılmış güzel kitapları beğenmek, başka insanları seyretmek için önemliler... Like millions of others we learned that library buildings are always very important. They are storehouses of thousands of years of knowledge, they are places to study, to browse serendipitously, to dream, to snooze, to admire beautiful printed books and to watch other people. 80

EYLÜL - September 2015

civilisation treasured its scrolls and manuscripts, whether written on paper or silk, and stored these in exquisite wooden buildings, some set on stilts above water so that insects were unable to devour their precious books. For millions of us around the world who have learned through libraries, these buildings will always be special. Not only are they storehouses of thousands of years of knowledge, they are also places to study, to browse serendipitously, to dream, to snooze, to admire beautiful printed books and to watch other people. Libraries are romantic places and their architecture has often been, along with that of cathedrals and temples, the finest civilisation has had to offer.

20 COUNTRIES, 82 LIBRARIES The Library: A World History is written by James WP Campbell, fellow in architecture and history of art at Queen’s College, Cambridge, with luminous photography by Will Pryce. This magnificent book

hikayesi oluşturuyor. Campbell kitabında, kütüphaneleri, çağdaş kitap üretiminin nasıl geliştiğini, okuma alışkanlıklarını ve bilgiye verilen önemi anlatıyor. Genelde kitaba duyulan tutkunun, işadamlarının, kütüphanecilerin, okuyucuların ve mimarların hayalgücünü nasıl etkilediğini ortaya koymaya çalışıyor.

documents 82 libraries in 20 countries and tells you their stories. Campbell’s book is a story of how libraries have evolved to reflect contemporary book production, reading habits and the value placed on knowledge. And of how what has often been a passion for books has sparked the imagination of patrons, librarians, readers and architects alike.

KUSURSUZ KOLEKSİYON

IMMACULATE COLLECTIONS

‘Fırtına’ adlı eserinde sürgündeki Milano Dükü Prospero’nun ünlü sözleri “kitaplarımı çok sevdiğimi bildiğinden”, diye başlar ve devam eder , “o [Gonzalo, soylu bir Napoliten] bana karşılığında dükalığımı bile verebileceğim kadar/ kendi kütüphanemden bana ciltlerimi verdi/ ve bunlara dükalığımdan daha çok değer veriyorum.” Shakespeare bu sözleri o dönemde dünyada çok şaşaalı kütüphanelerin İtalya, Portekiz ve İspanya’da inşa edildiği dönemde yazmış. Nefes kesici 75 metre uzunlukta, tonoz şeklinde freskolarla bezenmiş Escorial Kütüphanesi bu binalardan biri... İspanya Kralı Juan de Herrera tarafından mimarisi tasarlanan

"Knowing I loved my books”, says Prospero, the exiled Duke of Milan in The Tempest, “he [Gonzalo, a noble Neapolitan] furnish’d me/From mine own library with volumes that/I prize above my dukedom.” Shakespeare wrote these lines at a time when some of the most magnificent libraries of all time were being crafted in Italy, Portugal and Spain. The breathtaking 77meters long vaulted and frescoed library at the Escorial the King of Spain’s monastic palace designed by Juan de Herrera, and the blueprint for so many of Europe’s greatest Renaissance libraries had been completed just twenty-five years before the first performance EYLÜL - September 2015

81


kültür | culture

of The Tempest in 1611. Here, books were as much ornament as the architecture itself. Some of the glorious Baroque and Rococo monastic architecture of the libraries, established an important place in the history of architecture. Just look at the Altenburg Library in Austria, completed in 1742 to the designs of Josef Muggenast. Here the books are framed between Corinthian columns with gold-leaf capitals and set under undulating coral-coloured marble cornices. manastırvari sarayı, Avrupa’daki birçok rönesans kütüphanesi için bir şablon olmuş. Ve 1611’deki ‘Fırtına’nın prömiyerinden 25 sene evvel yapımı tamamlanmış. Burada kitaplar en az mimarinin kendi kadar önemli aksesuarlar. Bazı muhteşem Barok ve Rokoko manastır tarzındaki kütüphanelerin mimarisi mimari tarihinde de önemli bir konuma sahipti. 1742’de Josef Muggenast tarafından tasarlanan Avusturya’daki Altenburg Kütüphanesi’ne bir bakın... Burada kitaplar Korint kolonlar arasında çerçevelenip, altın varaklarla bezeli mercan renkli mermer kornişlerin arasında inişliçıkışlı yerleştirilmiş.

KÜTÜPHANELERDE MİMARİ BİR KEŞİF Campbell ve Pryce, bizi kütüphanelerin zorlu mimarisinde bir yolculuğa çıkarıyor. Dublin’deki Trinity College Kütüphanesi’ndeki kalas tonozların karşısında (1860’ların ortasına doğru mükemmel bir şekilde Deane ve Woodward tarafından inşa edildi), Baltimore’da George Peabody Kütüphanesi’ndeki atrium’da bulunan tavana kadar yükselen ürkütücü kitaplık ya da 2009 yılında açılan ve Alman mimar Jürgen Engel tarafından Çin’de yapılan Ulusal Kütüphane dijital dönemde açılmadı mı? Berlin’deki Eyalet Kütüphanesi, 60’larda Hans Scharoun tarafından tasarlandı. Düşünceleri okuyan meleklerle bezeli bir bina bu... Charles Rennie Mackintosh’un imzasını taşıyan Glasgow School of Art Kütüphanesi’nde hayatında en az bir defa herhangi bir kitabın yapraklarını karıştırmayı kim istemez ki? Ya da New York Halk Kütüphanesi’nin geniş okuma odalarında, Berlin’deki şaşırtıcı mimarisiyle Grimm Merkezi’nde ya da İsviçreli mimar tarafından tasarlanan ve ismini sözlük biriktiren Max Dudler Kütüphanesi’nde kitap raflarının hipnotik gücünden kim etkilenmez ki? Kütüphaneler sürekli olarak içlerinde barındırdıkları heyecanlandırıcı ve baştan çıkarıcılıklarıyla evrim geçirmekte... ‘Baskının öldüğüne’ inananların aksine, kütüphaneler daha çok uzun yıllar ayakta kalacak. Kitap ve onun koruyucu meleği kütüphane, zamana ve teknolojiye direnecek.

82

EYLÜL - September 2015

ARCHITECTURAL DISCOVERY IN LIBRARIES Campbell and Pryce takes us on an architectural pilgrimage through compelling buildings. The great timber vaults of Dublin’s Trinity College Library (rebuilt superbly by Deane and Woodward in the mid-1860s), daunting iron bookstocks of the six story atrium of the George Peabody Library in Baltimore, or the National Library of China, designed by the German architect Jürgen Engel in 2009 didn’t they all open in a digital era? The State Library of Berlin was designed by Hans Scharoun in the ‘60’s. This is a building surrounded by angels who read thoughts. Who wouldn’t want to turn the pages of a book in the Glasgow School of Art Library building signed by Charles Rennie Mackintosh, the vast main reading room of the New York Public Library, or the Grimm Center with an amazing architecture in Berlin, designed by the Swiss architect Max Dudler in a hypnotic timber stacks? Constantly evolving, and often as thrilling and seductive as any of the books they contain. Contrary to those who believe ‘print is dead’ libraries will long outlive them. The book and its guardian angel, the library, will defy time and technology.

EYLÜL - September 2015

83


mercek | zoom

Gayrettepe-3.Havalimanı metrosunda ilk adım atıldı First step in Gayrettepe-3rd Airport metro

EUROPEAN SIDE

Access from Taksim to 3rd Airport from Gayrettepe

42 MİN

EUROPEAN SIDE

Access from Yenikapı to 3rd Airport from Gayrettepe

49MİN

Bilgin mentioned that the Gayrettepe-3rd Airport line will be approximately 33 kilometers long, and transportation from two points will be 26 minutes.

EUROPEAN SIDE

Access to 3rd Airport through Gayrettepe

26MİN

“3RD AIRPORT WILL BE IN CLOSE PROXIMITY”

ASIAN SIDE

Access from Kadıköy to 3rd Airport through Gayrettepe

70 MİN

ASIAN SIDE

Access from Söğütlüçeşme to 3rd Airport through Gayrettepe

65 MİN

ASIAN SIDE

Access from Kartal to 3rd Airport through Gayrettepe

97 MİN

ASIAN SIDE

Access from Pendik to 3rd Airport through Gayrettepe

97 MİN

PROJECTED ACCESS TIME TO 3RD AIRPORT

Gayrettepe-3. Havalimanı hattının yaklaşık 33 kilometre uzunluğunda olacağını belirten Bilgin, iki nokta arasında ulaşımın 26 dakikada sağlanacağını söyledi.

Bilgin metioned that the fast metro vehicles that reach speed upto 120 kilometers an hour will be used. Upon completion of the 3rd Airport-Gayrettepe metro line it will integrate with the present metro lines all over Istanbul whether Asian or European side to the 3rd Airport. The design and construction project should be completed within a year and by 2016 the construction of the project will be ready for tender.

“3. HAVALİMANI HER YERE YAKINLAŞACAK”

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Feridun

84

Bilgin, İstanbul Yeni Havalimanı’na erişimi sağlayacak, kentin trafik sorununun çözümüne katkıda bulunacak Gayrettepe-3. Havalimanı metro hattının proje çalışmalarına başlandığını açıkladı. Bakan Bilgin, yaptığı açıklamada, İstanbul 3. Havalimanı’na kolay erişimi sağlamak, İstanbul trafiğine nefes aldırmak ve şehir içi ulaşımı kolaylaştırmak amacıyla Bakanlık tarafından yapımı üstlenilen Gayrettepe-3.Havalimanı metro hattının etüt-proje yapımı ihalesine çıkıldığını, ihalenin 27 Temmuz’da sonuçlandığını söyledi.

Minister of Transport, Maritime Affairs and Communication, Feridun Bilgin, announced that the Gayrettepe-3rd Airport metro system is under planning which will bring easy access to the new airport and help eliviate the city’s traffic congestion. Minister Bilgin, made an announcement about the Istanbul 3rd Airport which will bring easy access to the airport, eleviate Istanbul’s traffic and facilitate inner-city transportation and the Ministry has taken on the task of completing the design and project construction tender on july 27th for the construction of the Gayrettepe-3rd Airport metro line.

GAYRETTEPE-3. HAVALİMANI ARASI 26 DAKİKA

GAYRETTEPE-3RD AIRPORT 26 MINUTES

Projenin 3. Havalimanı’na ulaşım için çok önemli bir adım olduğunu vurgulayan Bilgin, “Bu raylı sistem 3. Havalimanı’na hızlı erişimi sağlayan, şehrin merkezi noktalarından çok kısa sürelerde havalimanına İstanbullular’ı ulaştıran bir proje olacak” dedi.

The project is very important for transportation to the 3rd Airport and Minister Bilgin emphasized that the “The railed system will bring easy and quick access to the third airport, it will help with the transportation of those living in the far corners of the city center”.

EYLÜL - September 2015

Hatta saatte 120 kilometre hıza ulaşan hızlı metro araçlarının kullanılacağını söyleyen Bilgin, 3. Havalimanı-Gayrettepe metro hattının, tamamlandığında İstanbul’daki diğer metro hatlarıyla da entegre olacağını ve İstanbul’un hem Avrupa hem de Asya yakasından 3. Havalimanı’na çok kısa sürede ulaşılacağını dile getirdi. Etüt-proje yapımı işinin en fazla bir yıl içinde bitirilmesi, 2016’da da hattın yapım ihalesine çıkılması planlanıyor.

EYLÜL - September 2015

85


mercek | zoom

Yolcu sayısı 100 milyonu geçti

Total passenger traffic has reached 100 million Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü, temmuz

The General Directorate of State Airports Authorıty has released

ayı uçak, yolcu ve yük trafiklerini açıkladı. Açıklamaya göre; Türkiye geneli havalimanlarından hizmet alan yolcu sayısı (direkt transit dahil) 2015 Temmuz ayında yüzde 16 artışla 19 milyon 753 bin 461, ilk yedi aylık dönemde ise yüzde 8.8 artışla 100 milyon 801 bin 440 oldu. 2015 Temmuz ayı itibarıyla, havalimanları toplam uçak trafiği; bir önceki yılın temmuz ayına göre, iç hatlarda yüzde 17.4 artışla 81 bin 490, dış hatlarda yüzde 7.9 artışla 71 bin 66 olmak üzere toplamda yüzde 12.8 artışla 152 bin 556 oldu. Türkiye hava sahasından temmuz ayında yüzde 4.4 artışla 34 bin 272 üstgeçiş (overflight) trafiği gerçekleşti. Böylece 2015 Temmuz Ayında hizmet verilen uçak sayısı yüzde 11.2 artışla 186 bin 828’e ulaştı.

the figures for airlines flights, passenger and cargo air traffic for the month of july. According to the figures; total number of passengers that visited airports in Turkey (direct transit included) for july 2015 +16%, 19 million 753 thousand and 461, for the first seven month period +8.8% 100 million 801 thousand and 440. According to july 2015 total airport airflight traffic; compared to the previous year’s july statistics domestic lines +17.4% 81 thousand and 490, international flights +7.9% 71 thousand and 66 comes out to a total increase of +12.8% 152 thousand and 556. Overflight on Turkish air space in july increased by 4.4% 34 thousand and 272. Serviced aircraft carriers for july 2015 increased by 11.2% reaching 186 thousand and 828.

İÇ HAT YOLCU TRAFİĞİ YÜZDE 24.1 DIŞ HAT YOLCU TRAFİĞİ YÜZDE 9.5 ARTTI

DOMESTIC FLIGHT PASSENGER COUNT 24.1% INTERNATIONAL FLIGHT PASSENGER COUNT 9.5%

İç hat yolcu sayısı bir önceki yılın temmuz ayına göre; yüzde 24.1 artışla 9 milyon 304 bin 735, dış hat yolcu sayısı yüzde 9.5 artışla 10 milyon 400 bin 518 oldu.

According to last year’s july figures the domestic passenger traffic increased by +24.1% in july 2015 totalling 9 million and 304 thousand and 735, international flights passenger increase with 9.5% totalled 10 million 400 thousand and 518.

YABANCI TURİST AKINI...

INFLUX OF FOREIGN TOURISTS

Ege ve Akdeniz kıyılarında bulunan (İzmir Adnan Menderes, Antalya, Gazipaşa Alanya, Muğla Dalaman, Muğla Milas-

Airports in the Aegean and Mediterranean shores (Izmir Adnan Menderes, Antalya, Gazipaşa Alanya, Muğla

Bodrum, Balıkesir Koca Seyit) havalimanlarının 2015 Temmuz itibarıyla dış hat yolcu sayısında artış gerçekleşti. Dış hat yolcu sayısı İzmir Adnan Menderes Havalimanı’nda (yüzde 5), Gazipaşa Alanya Havalimanı’nda (yüzde 22), Muğla Dalaman Havalimanında (yüzde 3), Balıkesir Koca Seyit Havalimanı’nda (yüzde 10) artış kaydedildi.

ESENBOĞA HAVALİMANI’NDA REKOR ARTIŞ

86

EYLÜL - September 2015

Dalaman, Muğla Milas-Bodrum, Balıkkesir Koca Seyit) increase in international passenger count for july 2015. Increase in International passengertraffic; Izmir Adnan Menderes Airport (+5%), Gazipaşa Alanya Airport (+22%), Muğla Dalaman Airport (+3%), Balıkesir Koca Seyit Airport (+10%) were recorded.

RECORD BREAKING INCREASE IN ESENBOĞA AIRPORT

Esenboğa Havalimanı dış hat yolcusu temmuz ayında yüzde 30 artış kaydederek rekor seviyeye ulaştı. İstanbul havalimanları Atatürk ve Sabiha Gökçen’in dış hat yolcu sayısındaki ortalama yüzde 20 artışla birlikte, 2015 Temmuz ayı itibarıyla, Türkiye geneli toplam dışhat yolcu sayısı yüzde 9.5 artışla 10 milyon 400 bin 518 oldu.

Esenboğa Airport recorded record breaking increase in passenger count for international flights in july with an increase of 30%. Istanbul airports Atatürk and Sabiha Gökçen passenger traffic for international flights reached an approximate increase of 20% for july 2015 giving a total of 9.5% 10 millon 400 thousand and 518 passengers in Turkey.

YÜK TAŞIMACILIĞI YÜZDE 10.9 ARTTI…

AIR FREIGHT INCREASE 10.9%

Yük taşımacılığında aylık değişim 2015 Temmuz ayında yüzde 10.9 oranında artışla 314.831 ton olarak gerçekleşti. 2015 Temmuz sonu gerçekleşmelerine göre; hizmet verilen toplam uçak trafiği (üstgeçişler dâhil) yüzde 8.4 artışla 1 milyon 18 bin 406’ya, toplam yolcu trafiği (direkt transit dâhil) yüzde 8.8 artışla 100 milyon 801 bin 440’a, yük (kargo, posta, bagaj) trafiği ise yüzde 5.2 artışla 1.684.811 tona ulaştı.

Monthly increase for air freight in july 2015 increased by 10.9% reaching a total of 314.831 tons. According to july 2015 total aircraft carriers that received full service including overflight increased by +8.4% totalling 1 million 18 thousand and 406, total passenger traffic (direct transit included) increased +8.8% with 100 million 801 thousand and 440, air freight (cargo, postal, baggage) traffic increased +5.2% reaching 1.684.811 tons. EYLÜL - September 2015

87


mercek | zoom

Amerikan firmalarından İstanbul Yeni Havalimanı’na büyük ilgi

American countries are showing great interest in İstanbul’s New Airport DHMİ Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Serdar

The SAA Chairman of the Board and General Manager Serdar

Hüseyin Yıldırım başkanlığındaki ‘DHMİ ve İGA’ heyeti, ABD’nin üç önemli havalimanında temas ve incelemelerde bulundu. Birleşik Devletler Ticaret ve Kalkınma Ajansı USTDA’nın resmi davetlisi olarak bu ülkeye giden heyette, DHMİ Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Serdar Hüseyin Yıldırım, DHMİ Genel Müdür Yardımcısı Celal Özuğur ve Hava Trafik Kontrol Merkezi Başmüdürü Şükrü Tarhan ile diğer ilgililer yer aldı. İstanbul Yeni Havalimanı projesini üstlenen İGA Havalimanları Genel Müdürü Mertol Genç, Ticari İşlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Soner Akkurt ve diğer İGA yetkilileri de gezi ve incelemelerde hazır bulundular. Ayrıca, ABD Türkiye Büyükelçiliği Ticaret görevlileri de görüşmelerde heyete destek ve katkı sağladı.

Hüseyin Yıldırım heading the ‘SAA and IGA’ committee, has been in contact with three important U.S airports and has been conducting research on the matter. The committee was officially invited by the U.S Trade and Development Agency, USTDA. The SAA Chairman of the Board and General Manager Serdar Hüseyin Yıldırım, the SAA Vice General Manager Celal Özuğur and Air Traffic Control Center General Director Şükrü Tarhan and others were in the U.S for this official visit. The IGA Airports General Manager Mertol Genç, the company that has undertaken the Istanbul New Airport project, Vice General Manager for Business Affairs Soner Akkurt and other authorities from IGA were present during the visit and inspection. Also the Turkish Embassy in the U.S. and the trade and commerce authorities participated in the talks and gave support to the committee.

İŞBİRLİĞİNE YÖNELİK ÖNEMLİ ADIMLAR Türk ulaştırma tarihinin en önemli vizyon hamlesi olarak nitelendirilen İstanbul Yeni Havalimanı, tüm dünyada olduğu gibi ABD’de de büyük ilgi ve merak uyandırıyor. Bu çerçevede, Amerikan havacılık firmalarıyla diğer ülkeler arasındaki ticari ilişkileri geliştirmek amacıyla faaliyet gösteren Birleşik Devletler Ticaret ve Kalkınma Ajansı (USTDA) yetkilileri, tamamlandığında dünyanın en büyük ve en önemli havalimanları arasında yer alacak olan İstanbul Yeni

IMPORTANT STEPS IN BUSINESS COLLABORATION The Istanbul New Airport is qualified as the most important vision move in the history of Turkish transportation, and like the rest of the world it is a cause for interest and curiosity in the U.S too. In this frame of work the U.S. Trade and Development Agency members (USTDA) are participating in developing trade between

Havalimanı’nın geliştirilmesi için ülkemiz yetkilileriyle işbirliği içerisinde olacaklarını ve bu konuda her türlü desteği vermeye hazır olduklarını belirttiler.

ÜÇ DÜNYA DEVİNDE İNCELEMELER ABD’ye giden Türk heyeti, ilk olarak dünyanın en büyük havalimanlarından Hartsfield-Jackson Atlanta International’da incelemelerde bulundu. Heyet daha sonra, yine dünyanın önde gelen havalimanları arasında yer alan Dallas/Fort Worth International Airport ve Chicago O’Hare International Airport’u da ziyaret ederek, bu havalimanlarının teknik kapasiteleri, operasyonları, donanımları, işletme yöntemleri, pist yapıları ve seyrüsefer sistemleri konusunda detaylı bir çalışma gerçekleştirdi.

ATLANTA TİCARET MERKEZİNDE SUNUM… DHMİ yetkilileri tarafından, Atlanta Uluslararası Ticaret Merkezi’nde hazır bulunan çok sayıda ABD firma yetkilisine DHMİ’nin projelerini tanıtan bir sunum yapıldı. Ayrıca, İGA yetkilileri de İstanbul Yeni Havalimanı hakkında katılımcılara bilgi verdi.

DÜNYANIN BİRİKİMİNDEN YARARLANILACAK Dünyanın en büyük havalimanları arasında yer alacak olan ve şimdiden tarihe geçen İstanbul Yeni Havalimanı’nın, milyonlarca yolcuya en konforlu ve kaliteli hizmeti verebilmesi için hiçbir fedakârlıktan kaçınılmıyor. DHMİ ve İGA yetkilileri projenin her aşamasında, dünyadaki gelişmeleri dikkatle takip ederek, büyük havalimanlarının bilgi ve tecrübesinden de yararlanmayı amaçlıyor. İstanbul Yeni Havalimanı çapında Avrupa’da havalimanı bulunmadığı için, ABD’de bulunan büyük havalimanlarındaki incelemelerin önemine dikkat çekiliyor. Resmi davetli olarak gezi ve incelemelere katılan Türk heyetinin gezi ve organizasyon giderlerinin ABD tarafınca karşılandığının altı çiziliyor. 88

EYLÜL - September 2015

the American navigation companies with other countries and have indicated their interest in giving full support to develop when the world’s biggest and one of the most important airport, Istanbul New Airport is completed and will collaborate with our government officials.

INSPECTIONS IN THREE GLOBAL GIANTS The Turkish committee that went to the States, first visited one of the world’s biggest airport Hartsfield-Jackson in Atlanta International. Later the committee continued their trip visiting the world’s leading airports Dallas/Fort Worth International Airport and Chicago O’Hare International Airport. They examined these airports and conducted detailed research on their technical capacities, operations, equipment, operation systems, structure of their landing fields and navigation systems.

PRESENTATION IN ATLANTA TRADE CENTER A presentation was given to many American companies present in the Atlanta International Trade Center by SAA officials on SAA projects. Also IGA authorities presented information on the Istanbul New Airport project to the participants.

USING WORLD EXPERIENCE Istanbul New Airport has made history already and will be one of the largest airport in the world and is doing all to be able to give full, comfortable service to millions of passengers. The SAA and IGA are following the improvements worldwide on each phase and are taking advantage of the experiences and knowledge of these big airports. Since there isn’t an airport as big as the Istanbul New Airport the committee is pointing to the importance of examinations of these big airports in the U.S. The Turkish committee emphasizes that they were officially invited on this trip and all costs were rendered by the American party. EYLÜL - September 2015

89


mercek | zoom

2020’de 2.45 milyar euro’luk seyrüsefer ekonomisi hedefleniyor 2.45 billion euro navigation economy is targeted for 2020 Teknolojinin süratle geliştiği günümüz dünyasında, hava

Technology is developing at a rapid rate in today’s air

trafiğinin en üst düzeyde emniyetli şekilde idare edilmesi her geçen gün daha da önem kazandığı ifade edilen raporda, son yıllarda bir gelenek haline dönüşen yüksek ivmeli trafik artışını 2014 yılında da sürdüğü ifade edildi.

traffic world and management of the highest level of air traffic safety is gaining importance with each passing day was mentioned in the report. The past years of high acceleration in air traffic increase has become a tradition and is continuing its incline sine 2014.

TÜRKİYE, AVRUPA’NIN EN HIZLI BÜYÜYEN ÜLKESİ

TURKEY, EUROPE’S FASTEST GROWING COUNTRY

Avrupa’da hava trafiğine en fazla katkı sağlayan ülkenin Türkiye olduğu belirtilen raporda, yolcu hareketleri küresel boyutlarda istatistiki olarak ele alınıyor. Veriler, ülkemizin Avrupa’nın en hızlı büyüyen ülkesi olma konumunu da 2014 yılında sürdürdüğünü ortaya koyuyor. Raporda yer alan bilgilere göre, 2014 yılında yaşanan yüksek artışa bağlı olarak hizmet verilen sadece ilave trafik sayısı dahi, birçok Avrupa ülkesinin yıllık toplam trafik sayısından daha yüksek oldu.

The report declared that Turkey is the single contributing country to the increase in European air traffic, the increase in passenger traffic is being statistically evaluated on a global scale. The data substantiates the fact that our country is the fastest growing European nation since 2014 and still continuing. According to the information on the report, the high increase observed for 2014 the serviced additional traffic figures included are higher then the total number of traffic in any European country.

90

EYLÜL - September 2015

HİZMET BİRİMİ SAYISINDA AVRUPA İKİNCİSİYİZ

SECOND IN EUROPE FOR SERVICE UNIT

Yakalanan bu başarıyla ‘hizmet birim sayısı’ (HBS) sıralamasında da Türkiye Avrupa’da ikinci sıraya yükseldi. Bunun yanı sıra DHMİ, hava seyrüseferine ilişkin ciddi bir mali etkinlik ve finansal performans yakaladı.

On the ‘service unit count’ (HBS) Turkey has reached second place in the ranking in Europe with the success we have attained. Also the SAA has attained a serious financial activity and financial performance in navigation.

EUROCONTROL’DEN 335.6 MİLYON EURO GELİR

335.6 MILLION EURO REVENUE FROM EUROCONTROL

Raporda, ülkemizin Avrupa’da seyrüsefer ekonomisi açısından da iddialı bir ülke haline geldiği vurgulandı. İstatistikler, Türkiye’nin seyrüsefer ekonomisi bakımından altıncı büyük ülke konumuna yükseldiğini gösteriyor. DHMİ’nin bu alanda gerek altyapı gerekse üstyapıya yönelik yeni yatırımlara devam ettiği ifade edilen raporda, 2014 yılında hava seyrüseferine ilişkin milli maliyetlere bağlı gelirlerin 335.6 milyon euro olarak gerçekleştiği belirtiliyor.

On the report it was stated that our country has become important in Europe on navigation economy. The present statistics show that Turkey has gone up to be the sixth country in navigation economy. According to the report the SAA is continuing its investments in new substructures and superstructures and the revenue according to the national cost in 2014 for air navigation has reached approximately 335.6 billion euros.

2020 YILI HEDEFİ 2.45 MİLYAR TL…

TARGET FOR 2020 IS 2.45 BILLION TL…

Raporun geleceğe yönelik beş yıllık program kapsamında; 2020 yılı hedefi ise 2.458 milyar TL’lik bir hava seyrüsefer ekonomisi olarak öngörülüyor. Hava seyrüsefer hizmetlerinden alınan ücretlerden elde edilen bu mali kaynak her yıl EUROCONTROL’den tahsil edilerek ülkemiz ekonomisine kazandırılıyor. Söz konusu rapora DHMİ Genel Müdürlüğü resmi web sayfasından ulaşılabilirsiniz.

According to the next five years program; the target forcast for 2020 is 2.458 billion TL for air navigation economy. The revenue generated from the air navigation service charge creates a new financial resource that is collected yearly from EUROCONTROL and this income is added on to our economy. You may reach the above mentioned report on the SAA web site. EYLÜL - September 2015

91


mercek | zoom

Kargo taşımacılığında hedef 1 milyon ton Target transport 1 million tons in air freight Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü, 2017 için daha önce 900.906 ton olarak açıkladığı havalimanı kargo hareketi tahminini yaklaşık yüzde 10 artırarak 989.805 tona çıkardı. DHMİ, uçak, yolcu, yük serisi tahminlerini revize etti. Buna göre, Türkiye geneli havalimanlarında geçen yıl 2.893.000 ton olan yük hareketinin, bu yıl 3.059.345, gelecek yıl 3.225.689, 2017’de 3.392.034 tona yükselmesi bekleniyor. DHMİ’nin daha önce 3.205.941 ton olarak açıkladığı Türkiye geneli havalimanları yük (kargo+posta+bagaj) trafiği beklentisi yapılan revizyonla yüzde 6 artırıldı. Bu yıl 891.429 ton kargonun yüklenip, boşaltılacağı öngörülen havalimanlarında, gelecek yıl 940.617 ton, 2017’de ise 989.805 ton kargo trafiği tahmin ediliyor. Daha önce 900.906 ton olarak açıklanan havalimanlarında yüklenen boşaltılan kargo trafiğinin ise yüzde 10 artacağı tahmin ediliyor Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü tarafından İngilizce olarak hazırlanan 2014 yılı ANSP (hava seyrüsefer hizmet sağlayıcısı) yıllık raporu yayınlandı. Raporda; Türkiye’nin Avrupa’nın en hızlı büyüyen ülkesi olma konumunu 2014 yılında da sürdürdüğü belirtildi.

92

EYLÜL - September 2015

The General Directorate of State Airports Authority (SAA), had expressed their air freight traffic expectations for 2017 as 900.906 tons but under the present airport cargo traffic statistics they have increased their estimation approximately by 10% reaching 989.805 tons. The SAA has revised their estimation for, plane, passenger and cargo. According to the new revision, last year 2.893.000 tons of air freight have been transported in Turkish airports in general. This year the total air freight traffic reached 3.059.345 tons, next year the figure is expected to increase to 3.225.689 and by 2017 3.392.034 tons. The SAA had expressed 3.205.941 tons of air freight traffic in airports in general in Turkey (cargo+postal+baggage). According to the new revision this figure is expected to increase by 6%. This year 891.429 tons of cargo is expected to be handled in the airports, next year 940.617 tons, and for 2017 the expectation is around 989.805 tons of total cargo traffic. The previous estimation for total cargo handled in airports was 900.906 tons with an estimated increase of 10%, these figures are expected to change. 2014 ANSP annual report that has been prepared by the General Directorate of State Aviation Authority in English (air navigation service provider) has been published. According to the report; Turkey is the fastest growing country in Europe keeping its position since 2014.

EYLÜL - September 2015

93


DEVLET HAVA MEYDANLARI İŞLETMESİ

TÜRKİYE HAVALİMANLARINDAN TÜRKİYE HAVALİMANLARINDAN HAVAALANLARIDAN YERLİ YERLİ HAVAYOLU HAVAYOLU TAŞIYICILARININ TARİFELİ TARİFELİ DIŞ DIŞ HAT HAT UÇUŞ NOKTALARI Kaynak : 2011 Yerli Havayolu Taşıyıcıları Kaynak: 20 Kasım 2012 tarihli SHGM kış tarifesi esas alınarak hazırlanmıştır.

Tarifeli TarifeliDış DışHat HatUçuş UçuşNoktaları Noktaları

Yaz Tarifesine Göre Hazırlanmıştır. ADANA ADANA ADANA DUSSELDORF LEFKOŞA-ERCAN FRANKFURT LEFKOŞA-ERCAN KÖLN LEFKOŞA MÜNİH STUTTGART ANKARA

ANKARA AMSTERDAM

AMSTERDAM BAĞDAT BAĞDAT BRÜKSEL BRÜKSEL DUSSELDORF DUSSELDORF ERBİL ANKARA ERBİL FRANKFURT FRANKFURT KÖLN AMSTERDAM KÖLN LEFKOŞA-ERCAN BAKÜ LEFKOŞA-ERCAN MOSKOVA-VNUKOVO BERLİN-SCHONEFELD MOSKOVA-VNUKOVO SOCHİ BRÜKSEL SOCHİ STUTTGART CİDDE STUTTGART DUSSELDORF TAHRAN TAHRAN FRANKFURT VİYANA VİYANA HAMBURG KOPENHAG KÖLN LEFKOŞA LINZ LONDRA-STANSTED MOSKOVA-DOMODEDOVO MÜNİH STOKHOLM STUTTGART TAHRAN VİYANA

ANTALYA ANTALYA ANTALYA AMSTERDAM

BASEL BASEL BAKÜ BERLİN-TEGEL BERLİN-TEGEL BASEL CENEVRE CENEVRE BERLİN-SCHONEFELD DRESDEN BERLİN-TEGELDRESDEN DUSSELDORF DUSSELDORF BREMEN FRANKFURT FRANKFURT CENEVRE GRAZ DORTMUND GRAZ HAMBURG DRESDEN HAMBURG KOPENHAG DUSSELDORF KOPENHAG KRASNODAR ERFURT KRASNODAR LEFKOŞA-ERCAN FRANKFURT LEFKOŞA-ERCAN LEIPZIG FRİEDRİCHSHAFEN LEIPZIG LINZ HAMBURG LINZ MOSKOVA-VNUKOVO KAZAN MOSKOVA-VNUKOVO MÜNİH KİŞİNEV MÜNİH NURNBERG KOPENHAG NURNBERG SALZBURG KÖLN SALZBURG STOKHOLM KRASNODAR STOKHOLM STUTTGART LEFKOŞA STUTTGART VİYANA LEIPZIG VİYANA ZÜRİH MANCHESTER ZÜRİH MOSKOVA-SHREMETYEVO MUNSTER MÜNİH NOVOSIBIRSK NURNBERG PADERBORN BRÜKSEL BRÜKSEL ROSTOK

ESKİŞEHİR ESKİŞEHİR

GAZİANTEP GAZİANTEP

ST.PETERSBURG STOKHOLM LEFKOŞA-ERCAN STUTTGART LEFKOŞA-ERCAN UFA VİYANA YEKATERİNBURG LEFKOŞA-ERCAN ZÜRİH LEFKOŞA-ERCAN

HATAY HATAY

94

EYLÜL - September 2015

BODRUM AMSTERDAM BAKÜ LEFKOŞA LONDRA-GATWICK LONDRA-STANSTED

DALAMAN AMSTERDAM LEFKOŞA LONDRA-GATWICK

ELAZIĞ DUSSELDORF FRANKFURT

ESKİŞEHİR BRÜKSEL

GAZİANTEP FRANKFURT LEFKOŞA STUTTGART

HATAY LEFKOŞA

İSTANBUL ABU DHABİ ADİSABABA ALMATI AALBORG AALBORG AMMAN ABİDJAN ABİDJAN AMSTERDAM ABU DHABİ ABU DHABİ ASTANA ACCRA ACCRA AŞKABAT ADEN ADEN ATİNA ADİSABABA ADİSABABA BAĞDAT ALMATI ALMATI BAHREYN AMMAN BAKÜ AMMAN AMSTERDAM BANGKOK AMSTERDAM ASTANA BARSELONA ASTANA AŞKABAT BASEL AŞKABAT ATİNA BASRA ATİNA BAĞDAT BATUM BAĞDAT BAHREYN BELGRAD BAHREYN BAKÜ BERLİN-TEGEL BAKÜ BANGKOK BEYRUT BANGKOK BARSELONA BIRMINGHAM BARSELONA BASEL BİNGAZİ BASEL BASRA BİŞKEK BASRA BATUM BOLONYA BATUM BELGRAD BOMBAY BELGRAD BERLİN-SCHONEFELD BRÜKSEL BERLİN-SCHONEFELD BERLİN-TEGEL BUDAPEŞTE BERLİN-TEGEL BEYRUT BÜKREŞ BEYRUT BILLUND CENEVRE BIRMINGHAM BILLUND CENOVA BİLBAO BIRMINGHAM CEZAYİR BİNGAZİ BİLBAO CİDDE BİŞKEK BİNGAZİ DAKAR BOLONYA BİŞKEK DELHİ BOMBAY BOLONYA DNİPROPETROVSK BREMEN BOMBAY DOHA BRÜKSEL BREMEN DONETSK BRÜKSEL

İSTANBUL İSTANBUL

BUDAPEŞTE BUDAPEŞTE BUENOS DUBAİ AIRES BUENOS AIRES BÜKREŞ DUBLİN BÜKREŞ CAKARTA DUSSELDORF DUŞANBE CAKARTA CAPE TOWN ENTEBBE CAPE TOWN CENEVRE ERBİL CENEVRE CENOVA FRANKFURT CENOVA CEZAYİR GOTHENBURG CEZAYİR CİBUTİ GUANGZHOU CİBUTİ CİDDE HALEP CİDDE DAKAR HAMBURG DAKAR HANNOVER DAKKA DAKKA HARTUM DAMMAN DAMMAN HELSİNKİ DAR ES SALAAM DAR ES KONG SALAAM HONG DELHİ DELHİ ISLAMABAD DNEPROPETROVSK DNEPROPETROVSK İSKENDERİYE DOHA DOHA JOHANNESBURG DONETSK DONETSK KABİL DOULA KAHİRE DOULA DUBAİ KARACI DUBAİ DUBLİN KAZABLANKA DUBLİN DURTMUND KAZAN DURTMUND DUSSELDORF KIEV DUSSELDORF DUŞANBE KİŞİNEV DUŞANBE EDINBURG KOPENHAG EDINBURG ENTEBBE KÖLN ENTEBBE ERBİL KUVEYT ERBİL ERCAN LAGOS FRANKFURT ERCAN LEFKOŞA GENCE FRANKFURT LİZBON GOTHENBURG GENCE LJUBLJANA GUANGZHOU GOTHENBURG LONDRA-HEATHROW HAMBURG GUANGZHOU LOS ANGELES HANNOVER HAMBURG L’VIV HARTUM HANNOVER LYON HELSİNKİ HARTUM HELSİNKİ

HO CHI MINH CITY HO CHI MINH CITY HONG KONG HONG KONG MADRİD HURGADA HURGADA ISLAMABAD MALAGA ISLAMABAD İSKENDERİYE MANCHESTER İSKENDERİYE JOHANNESBURG MARAKESHJOHANNESBURG MEDİNE KABİL KABİL KAHİRE MEŞHED KAHİRE MİLANO KARACI KARACI MİNSK KAZABLANKA KAZABLANKA KAZAN MOSKOVA-SHREMETYEVO KAZAN MUSKAT KHARKIV KHARKIV MÜNİH KIEV KIEV NAIROBI KILIMANJARO KILIMANJARO KINSASA NAIROBI-DAR ES SALAAM-NAIROBI KINSASA NAPLES KİEV KİEV NECEF KİGALİ KİGALİ KİŞİNEV NECEF-BASRA KİŞİNEV NEWYORKKOPENHAG KOPENHAG KÖLN NİCE KÖLN KRASNODAR NURNBERG KRASNODAR ODESSA KUVEYT KUVEYT OMSK LAGOS LAGOS OSAKA LEFKOŞA-ERCAN LEFKOŞA-ERCAN OSLO LEIPZIG PARİS-CHARLES DE GAULLE LEIPZIG LIBREVILLE PEKİN LİZBON LIBREVILLE PODRORITSA LİZBON LJUBLJANA PRAG LJUBLJANA LONDRA-GATWICK PRİŞTİNE LONDRA-HEATHROW LONDRA-GATWICK RİGA LONDRA-STANSTED LONDRA-HEATHROW RİYAD LOS ANGELES LONDRA-STANSTED SANAA L’VIV LOS ANGELES ROMA LYON L’VIV ROSTOV MADRİD LYON SAO PAULO MALAGA MADRİD SARAYBOSNA MALE MALAGA SELANİK MANCHESTER MALE MARSİLYA MANCHESTER MASKAT MARSİLYA MASKAT

SEUL SİMFEREPOL SİNGAPUR SOÇİ SOFYA ST.PETERSBURG STOKHOLM STUTTGART SÜLEYMANİYE ŞAM ŞANGHAY ŞİKAGO ŞİRAZ TAHRAN TAŞKENT TEBRİZ TEL AVİV TİFLİS TİRAN TOKYO TORINO TORONTO TOULOUSE TRABLUS TUNUS DAKAR UFA ÜSKÜP VALENSİYA VARŞOVA VENEDİK VİYANA WASHINGTON YEKATERİNBURG ZAGREB ZÜRİH

MEDİNE MEDİNE MEŞHED MEŞHED MISURATA MISURATA MİLANO MİLANO MİLANO-BERGAMO MİLANO-BERGAMO MİNSK MİNSK MOGADISU MOGADISU MOMBASA MOMBASA MOSKOVA-VNUKOVO MOSKOVA-VNUKOVO MUSUL MUSUL MÜNİH MÜNİH NAHÇIVAN NAHÇIVAN NAIROBI NAIROBI NAPLES NAPLES NECEF NECEF NEWYORK NEWYORK NIAMEY NIAMEY NİCE NİCE NOUAKCHOTT NOUAKCHOTT NOVOSIBIRSK NOVOSIBIRSK NURNBERG NURNBERG ODESSA ODESSA OMSK OMSK OSAKA OSAKA OSLO OŞOSLO OŞ OUAGADOUGOU OUAGADOUGOU PARİS ORLY PARİS ORLY DE GAULLE PARİS-CHARLES PARİS-CHARLES DE GAULLE PEKİN PODRORITSA PEKİN PRAG PODRORITSA PRİŞTİNE PRAG RİGA PRİŞTİNE RİYAD RİGA ROMA RİYAD ROSTOV ROMA SAINT ETIENNE-BOUTHEON ROSTOV SANAA SAINT ETIENNE-BOUTHEON SANAA

İZMİR AMSTERDAM ATİNA BASEL BERLİN-SCHONEFELD BERLİN-TEGEL BREMEN DUSSELDORF FRANKFURT HAMBURG HANNOVER KÖLN LEFKOŞA LONDRA-STANSTED MUNSTER MÜNİH NURNBERG SOFYA STUTTGART ÜSKÜP VİYANA ZÜRİH

KAYSERİ AMSTERDAM DUSSELDORF FRANKFURT MÜNİH STUTTGART VİYANA

SAO PAULO SAO PAULO SARAYBOSNA KONYA SARAYBOSNA SEBHA AMSTERDAM SEBHA SELANİK KOPENHAG SELANİK SEUL SEUL EL SHEIKI SHARM SHARM EL SHEIKI SİMFEREPOL MALATYA SİMFEREPOL SİNGAPUR FRANKFURT SİNGAPUR SOCHİ SOCHİ SOÇİ SOÇİ SOFYA S.GÖKÇEN SOFYA ST.PETERSBURG ST.PETERSBURG ALMATI STOKHOLM STOKHOLM AMSTERDAM STUTTGART BAKÜ STUTTGART SÜLEYMANİYE BASEL SÜLEYMANİYE ŞANGHAY BERLİN-SCHONEFELD ŞANGHAY ŞİKAGO BERLİN-TEGEL ŞİKAGO ŞİRAZ BEYRUT ŞİRAZ TAHRAN BRÜKSEL TAİFTAHRAN BUDAPEŞTE TAİF TAŞKENT BÜKREŞ TAŞKENT TEBRİZ DAMMAN TELTEBRİZ AVİV DOHA TEL AVİV TİFLİS DORTMUND TİFLİS TİRAN DUSSELDORF TİRAN TOKYO FRANKFURT TOKYO TORINO HAMBURG TORINO TORONTO HANNOVER TORONTO TOULOUSE KHARKIV TOULOUSE TRABLUS-TRİPOLİ KOPENHAG TUNUS TRABLUS-TRİPOLİKÖLN UFATUNUS KRASNODAR ULAN UFABATUR LEFKOŞA ÜSKÜP ULAN BATUR LINZ VALENSİYA ÜSKÜP LONDRA-STANSTED VARŞOVA VALENSİYA MARSİLYA VENEDİK VARŞOVA MİLANO-BERGAMO VİYANA VENEDİK WASHINGTON VİYANA WASHINGTON

YANBU YANBU YEKATERİNBURG MOSKOVA-DOMODEDOVO YEKATERİNBURG YOUNDA MÜNİH YOUNDA ZAGREB NAHÇIVAN ZAGREB ZÜRİH NURNBERG ZÜRİH PARİS ORLY ROMA SAINT ETIENNE-BOUTHEON SOFYA AMSTERDAM AMSTERDAM STOKHOLM ATİNA ATİNA STUTTGART BASEL BASEL TAHRAN BERLİN-TEGEL BERLİN-TEGEL TİFLİS DURTMUND DURTMUND ÜSKÜP DUSSELDORF DUSSELDORF VİYANA ERCAN ZÜRİH ERCAN FRANKFURT ZWEIBZICKEN FRANKFURT HAMBURG HAMBURG HANNOVER HANNOVER KÖLN SAMSUN KÖLN LEFKOŞA-ERCAN LEFKOŞA-ERCAN LONDRA-STANSTED DUSSELDORF LONDRA-STANSTED MÜNİH FRANKFURT MÜNİH STUTTGART MÜNİH STUTTGART VİYANA STUTTGART VİYANA ZÜRİH ZÜRİH

İZMİR İZMİR

TRABZON DUSSELDORF KAYSERİ FRANKFURT KAYSERİ DUSSELDORF

LEFKOŞA DUSSELDORF STUTTGART

EYLÜL - September 2015

95


96

EYLÜL - September 2015

EYLÜL - September 2015

97


bulmaca | puzzle


100

EYLĂœL - September 2015


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.