Sürreal Sayı 01

Page 1

L A E R R Ü S 1 9 B Y : P R OO PL OUS FE'D

OLUF'19 Gazetesi Sayı: 01 OLUF'19 Medya Takımı



OLUF’19 Medya Takımı

İÇINDEKİLER Editörlerden............................................................................ 4 Konferans Başkanıyla Röportaj..................................... 5 Konferans Başkan Yardımcılarıyla Röportajlar..... 7 Baş Organizatörle Röportaj.............................................. 9 Baş Organizatör Yardımcılarıyla Röportajlar.......... 10 Konferans Editörleriyle Röportajlar............................ 12 Komite Başkanlarıyla Röportajlar................................ 15 Gazetecilerle Röportajlar.................................................. 33


EDİTÖRLERDEN Merhabaaa OLUF'19 ailesi, bizler konferans editörleri olarak OLUF'19 için en az sizin kadar heyecanlıyız. Medya ekibi olarak, hazırladığımız gazeteler, çektiğimiz fotoğraf ve videolarla, ve diğer medya projelerimizle OLUF'19'da daha da mükemmel, daha da renkli ve daha da eğlenceli bir 4 gün geçirmenizi ve bu kısa zamanda edineceğiniz harika anılarınızı asla unutmamanızı sağlayacağımızdan emin olabilirsiniz. Eeeee o zaman artık tanışmanın sırası geldi... -OLUF'1P Editörleri


Serdar Küçükefe tarafından

DENIZ KÜÇÜKKAYA O bivv voleybolcu, o bivv ressam, o bivv Deniz, o konferansın mimarlarından, o bivv Konferans Başkanı… Galiba kim olduğunu anladınız. Evet, başkanımız Deniz Küçükkaya’dan bahsediyorum. Kendisi 17 yaşında, ODTÜ Lisesi öğrencisi, uykucu kimliğiyle tanınan, uykudan arta kalan zamanlarını konferans düzenlemeye ayıran sevimli bir hanımefendi. Onca işinin gücünün arasında bir röportaj yapma imkanı bulabildik kendisiyle. Sağ olsun bizi kırmadı sorularımıza sabırla yanıt verdi. Bomba cevapları sizler için derledik: 1. Hobilerin neler ? -Hobilerimin başında kesinlikle müzik dinlemek ve uyumak geliyor. Ayrıca yeni müzikler keşfetmek, çalma listeleri oluşturmak, başkalarıyla müzik konuşmak, resim çizmek, voleybol oynamak, film ve dizi izlemek de hobilerim arasında sayabileceğim aktiviteler. 2. Sonsuza kadar yaşlanmayacak olsan, hangi yaşta kalmayı tercih ederdin? -Herhalde 28 yaşımda kalmak isterdim. İş bulduktan birkaç sene sonra hayatım yavaş yavaş düzene girdiği bir zamanda rahat ama aynı zamanda biraz da macera dolu bir hayat yaşayabileceğim bir yaşmış gibi geliyor 28. 3. Herhangi birini seçebilecek olsan, akıl hocan olarak kimi seçerdin? -Akıl hocam olarak büyük olasılıkla ortaokuldaki Türkçe hocamı seçerdim. Öğrencilerine akademik bilgiden daha fazlasını katan, bana bir büyüğün desteğine ihtiyaç duyduğum zamanlarda destek olmuş, insanların kişiliklerini çok iyi analiz eden ve çok geniş bir dünya görüşü olan, insanın hayatta ancak bir kere karşısına çıkabilecek nadir insanlardan biridir kendisi. 4. Seni heyecanlandıran, hatırladığın en eski anın nedir? -Kesinlikle 5-6 yaşlarındayken en yakın arkadaşımla birlikte ailelerimizin katıldığı bir konferans için Madrid’e gittiğimiz zamana ait anılarım. 5. En çok sevdiğin özlü söz nedir? -Dalai Lama’nın ‘Mutluluk size hazır bir şekilde gelmez, sizin kendi eylemlerinizden doğar’ sözü.


6. “Hayatın anlamı nedir?” dışında herhangi bir sorunun cevabını bulabilecek olsan, bu soru ne olurdu? -İnsanların içindeki insan sevgisi nasıl ortaya çıkarılabilir? 7. Bütün koşullar uygun olsa ve sana bir iş kurma fırsatı verilse, nasıl bir şirketin patronu olurdun ? -Çalışanların memnuniyetinin ön planda olduğu, insanların işine katı kurallarla değil sevgi ve saygı ile bağlı olduğu, rahat bir çalışma ortamının bulunduğu ve bu durumun başarıyı arttırdığı bir şirketin patronu olmak isterdim. 8. Bütün gününüzü evde geçirecek olsan, seni mutlu edecek hangi 5 aktiviteyi yaparsın? -Sıcak çikolata içmek, film izlemek, güzel bir kitap okumak, müzik dinlemek ve vazgeçilmezim: uyumak. 9. Kendini dünyanın en güçlü insanıymışçasına başarılı ve mağrur hissettiğin en son deneyimin? Hayatımda hiçbir zaman kendimi dünyanın en güçlü insanı gibi hissetmedim, başarılarımda da kendime bir ders çıkarmayı ve bunun kişisel gelişimim için önemli bir deneyim olduğunu düşünmeyi tercih ederim. 10. Karşındaki kişiyi tanımak için en çok hangi davranışına dikkat edersin? -Bir insanın iş ahlakı ve iş esnasında kurduğu diyaloglara bakarım. 11. Bir tatile mükemmel diyebilmen için nasıl olmalıdır? -Bol bol uyuyabildiğim, sevdiğim insanlara vakit geçirebildiğim ve bol bol yemek yiyebildiğim bir tatil olmalı.


Hasan Başkurt tarafından

ZEYNEP GIRGIN Konferansımızın başkan yardımcılarından Zeynep Girgin ODTÜ GVO Lisesi’nde 11.sınıf öğrencisi. OLUF 2019’da başkan yardımcılığı yapan Zeynep, yakın bir zamanda başladığı EYP dünyasında başladığı günden beri aktif bir şekilde rol alıyor. Hayatında EYP’nin büyük yer kapladığını anlatırken gözünün içindeki parlamadan memnuniyetini hemen belli oluyor. Zeynep de konferans başkanımız Deniz Küçükkaya gibi EYP'yi Türkiye'yle sınırlandırmayıp yurt dışındaki konferanslarda da çok aktif. Basketbol oynamaktan zevk alan başkan yardımcımız 9 yıldır okul takımında ve bir süredir kulüp takımında da oynuyormuş. Sporla yıllardır iç içe olduğundan mıdır bilinmez, ekstrem sporlara da ilgisi varmış. Geçmişte bungee jumping yapmış, atv kullanmış ve safari ile Güney Afrika’yı gezmiş. Yarın öleceğini bilse ne yapmak isteyeceğini sorduğumuzda köpek balıklarıyla yüzmeden ölmek istemediğini de belirtmeden geçemiyor. Ona eve döndüğünde nasıl rahatladığını sorduğumuzda ise, bize kedisi Gazoz’dan bahsediyor. Stresli zamanlarında ve yorgun olduğunda Gazoz’la vakit geçirmek onu mutlu ediyormuş. Küçüklüğü balıkları, kuşu ve civcivi ile geçmiş: anlayacağınız kendisi fazlasıyla hayvan sever. Ailesiyle vakit geçirmekten ve tatile çıkmaktan hoşlanan Zeynep, hayattaki en büyük idolünün de annesi olduğunu ve nedenini bizimle paylaşıyor. Annesinin güçlü karakteri ve hayatta karşılaştığı zorlukları atlatabilmesi onu her zaman çok etkilemiş, ve onu verdiği tavsiyeler ve öğütlerle ışık olmuş. Bu hareketli ve dinamik karakterin, yine de boş zamanlarında evde battaniye ve çay ile dışarıyı izlemekten zevk aldığını tahmin edebilir miydiniz? Bu renkli karakteri başkan yardımcılığına seçtiği için sevgili başkanımız Deniz Küçükkaya’ya buradan sevgilerimizi yolluyoruz.


Semih Şeker tarafından

AHMET YAVUZ AKPINAR Konferans Başkan Yardımcımız'ı kendi cümleleriyle tanıtmak istiyorum sizlere: Ben, Ahmet Yavuz Akpınar; Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünde okuyan, 22 yaşında olan (yaşlıyım aynen), spora ilgisi küçük yaşta tekvando ile başlayıp yarım kalan, şimdilerde sadece halı sahalardan ibaret olan, "Kodaline-All I Want" şarkısını çok seven, favorisi olmasa da “Adamlar” grubunu seven, vakit buldukça kendi alanıyla ilgili kitapları okumayı ve yazı yazmayı seven birisiyim. Bir müzik grubuna dahil olsaydın hangi rolde olurdun diye sorduğumda ise baterist olmayı tercih edeceğini belirtti ve hemen ardından da şöyle ekledi "Ben müzik dinleyen taraftayım, enstrüman çalma yeteneğim hiç olmadı.". Şahsen ben de Ahmet'le aynı acıyı paylaşıyorum. Biraz da Ahmet'in iç dünyasını tanıyalım istedim ve gökyüzünün en sevdiğin hali nedir diye sordum kendisine.'Gün doğumu.' diyerek cevap verdi soruma.Her seferinde yeni bir umudun,yeni bir şansın var olduğunu düşündürürmüş ona bu saatler.Bu cevabın ardından Ahmet'in son derece olumlu ve iyimser bir insan olduğunu düşünüyorum. Kendisine favori lise hatırasından bahsetmesini istedim ve Ahmet'in cevabı şöyle oldu: Oluf'13 ile alakalı bu anım, konferanslara nasıl başladığımın anısı. Müdür yardımcımızın yanına yurda gitmek için izin almaya gitmiştim, dersten kaçmaya bahane arıyordum. O ise bana seni yurda değil Ankara’ya gönderelim dedi ve beni Oluf'13 için ikna etti. İlk konferansımdı benim, şimdi yıllar sonra aynı yerdeyim. Bunun bendeki anlamı, önemi çok büyüktür. Ahmet'e bir ikizin olmasını ister miydin, olsaydı nasıl olurdu diye sordum, cevap verirken kalbinin nasıl hızlandığını hayal edebiliyorum Ahmet! Şöyle cevap verdi kendisi: Bunu çok isterdim, kesinlikle.Ayırt edilmemek için her şeyi yapardık ve birbirimizin yerine geçebilirdik kimse anlamadan,mükemmel oldurdu...


Serdar Kocaefe tarafÄąndan

ÇAÄžATAY BĂœYĂœKÇAYLI BaĹ&#x; OrganizatĂśrĂźmĂźz ÇaÄ&#x;atay BĂźyĂźkçaylÄą, hayatÄąnÄąn kapÄąlarÄąnÄą ekibimize açtÄą. ÇaÄ&#x;atay;18 yaĹ&#x;Äąnda, ODTĂœ Lisesi ĂśÄ&#x;rencisi, harika bir insan. Ona Ăśzel hayatÄąna dair bazÄą sorular sorduk. Hadi bu gĂźzel insanÄą biraz tanÄąyalÄąm: 1. Sonsuza kadar yaĹ&#x;lanmayacak olsan, hangi yaĹ&#x;ta kalmayÄą tercih ederdin? -49. Nedense çok havalÄą bir yaĹ&#x; gibi geliyor bana. TÄąp okumak istiyorum ve o yaĹ&#x;a kadar (umarÄąm bu arada bunlar gerçekleĹ&#x;ir

đ&#x;˜‚) profesĂśrlĂźk

unvanÄąnÄą elde etmiĹ&#x; olurum diye dĂźĹ&#x;ĂźnĂźyorum. Ä°deal profesĂśr yaĹ&#x;Äą da 49 olduÄ&#x;u için favorim bu, lĂźtfen ideal profesĂśr yaĹ&#x;Äą Ăślçßtlerimi sorgulamayÄąn orasÄą karÄąĹ&#x;Äąk. 2. Herhangi birini seçebilecek olsan, akÄąl hocan olarak kimi seçerdin? -Kesinlikle Mustafa Kemal AtatĂźrk'Ăź seçerdim. SayamayacaÄ&#x;Äąm kadar ĂśzelliÄ&#x;i olan, binlerce kitap okumuĹ&#x;, bilgili ve bĂśylesine ĂśngĂśrĂźĹ&#x;lĂź bir lider ve Ăźlkemizin kurucusu bence akÄąl hocalÄąÄ&#x;Äą için en iyi tercih. 3. Seni heyecanlandÄąran, hatÄąrladÄąÄ&#x;Äąn en eski anÄąn nedir? -Herhalde sene 2004 falan, soÄ&#x;uktan donmuĹ&#x; bir serçeyi kurtarmÄąĹ&#x;tÄąm. Ă–lmek Ăźzereydi, nasÄąl yaptÄąm asla bilmiyorum ama ablamÄąn da biraz yardÄąmÄąyla halletmiĹ&#x;tim bu iĹ&#x;i. Serçe avcumda canlandÄąkça heyecanÄąm kat be kat artmÄąĹ&#x;tÄą ama sonra tabi ki gitti heyecanÄąmla birlikte bir anda uçup gitti kuĹ&#x;. 4. “HayatÄąn anlamÄą nedir?â€? dÄąĹ&#x;Äąnda herhangi bir sorunun cevabÄąnÄą bulabilecek olsan, bu soru ne olurdu? -"Siyasetsiz, parlamentosuz bir Ăźlkede hayat nasÄąldÄąr?" 5. BĂźtĂźn koĹ&#x;ullar uygun olsa ve sana bir iĹ&#x; kurma fÄąrsatÄą verilse, nasÄąl bir Ĺ&#x;irketin patronu olurdun ? -Fast-food Ĺ&#x;irketi tabi ki 6. Kendini dĂźnyanÄąn en gßçlĂź insanÄąymÄąĹ&#x;çasÄąna baĹ&#x;arÄąlÄą ve maÄ&#x;rur hissettiÄ&#x;in en son deneyimin? -LĂ–SEV ve HAYTAP'Äąn ortaklaĹ&#x;a bir proje yĂźrĂźtmesine vesile olduÄ&#x;um gĂźn sĂźrekli Ăśyle hissettim herhalde, herkes beni tebrik etmiĹ&#x;ti 11)

Bir tatile mßkemmel diyebilmen için nasĹl olmalĹdĹr?

-Her Ĺ&#x;ey olmalÄądÄąr ama Ăśzellikle yemek ve kĂźltĂźrel unsurlar yoÄ&#x;unlukta olursa mĂźkemmel diyebilirim.


Semih Şeker tarafından

ŞIMAL SEVINÇ Karşınızda Baş Organizatör Yardımcısı ŞİMAL SEVİNÇ Öncelikle tatlış gülüşüyle etrafa bol bol pozitiflik yaydığını söylemek istiyorum. Konferans boyunca dur durak bilmeden bizim için çalışacağına şüphe yok. Şimdi bu parlak karakterin biraz daha derinlerine inelim sizlerle. Şimal ODTÜ Lisesinde okuyor ve 18 yaşında, kendisi doğduğundan beri binicilikle uğraşıyormuş (şahsen ben düştüm). En sevdiği şarkıysa Yeni Türkü'den Mamak Türküsü'ymüş. Şimal'in günün en sevdiği sevdiği bölümü 'tam gökyüzünün turuncumsu olup karanlığa döndüğü vakit'miş. Bu biraz şuna benziyor: Yerçekimsiz ortamda muz yiyim ama çilek tadı gelsin. Şaka bi' yana güzel seçim bence. Şimal'e anne ya da baba olmayı seçebilseydin hangisini seçerdin diye sordum. Anne çünkü baba olunur ama anne doğulur, annelik sana tanrının bahşettiği bir lütuftur diye cevap verdi. Şimal'in cevabına ne kadar saygı duysam da bir erkek olarak minnoş kalbim kırılmadı değil. Hayat hakkında küçük bir konuşma yaptık kendisiyle, yarını düşünmeden anı yaşamayı mı yoksa daha planlı ağır başlı bir hayatı mı tercih edersin diye sordum ona.'Vallahi daha benden beklenen bir sürü görev var toplumun dayattığı o yüzden hemen ölmeyim ama çok da planlı olmasın,arası yok mu bunun ?' şeklinde cevap verdi. Dört dörtlük adamsın Şimal.Her yönüyle katılıyorum sana. Ne çok planlı ne de çok maceracı olmak gerek hayatta.Arasını bulun gençler,huzur oralarda bi' yerlerde. Gökkuşağının bitimindeki cüceler satıyor.Dikkatli olun iki katına kutmasınlar size. Gökkuşağı demişken, tam hızlanmışken gökkuşağını değiştirme şansı verdim. Şimal'e,istediğini yap kabulum dedim ama “This is science. Nasıl değiştirebilirim ki ?” dedi. Ben olsam neon yapardım.Işıl ışıl.


Hasan Başkurt tarafından

YAZ ERCIYAS Konferansımızın baş organizatör yardımcılarından olan Yaz Erciyas, Odtü GVO lisesinde eğitim hayatını sürdürmekte. Alışılmadık isminin şoku devam ederken, kardeşinin isminin de Kar olduğunu öğren tam bir darbe gibi geliyor. Ailesine sevgiyle bağlı olan Yaz; annesi . Babası ve kardeşi hariç bir de ailede şimdiye kadar 3 köpek beslediğini de ekliyor. Gerçekten büyük ve sevgi dolu bi aile! Yıllardır yaz tatillerini arkeolog annesinin yanında kazılarda geçiriyormuş Yaz. Bizi daha fazla şaşırtamaz derken, 9 yıldır çaldığı kemanın yanında dikiş dikmek gibi bir hobisi daha olduğunu anlatıyor. Kısacası kendisi ismini aldığı mevsim kadar renkli bir insan. 2002 doğumlu olan Yaz tabi ki en güzel konferans deneyiminin Oluf’19 olacağından emin. EYP formatındaki konferanslara gerçekten çok önem verdiğini belirten baş organizatör yardımcımız sayısal alanda eğitim görmesine rağmen bu tarz işlerle çok ilgili olduğunu ve tam bir organizasyon insanı olduğunu düşünüyor. Ardından kendisinin küçüklükten beri tasarımcı olmak istediğini öğreniyoruz. İnsanlarla iletişim kurmayı, sorunlara çözüm bulmayı, önemsediğim konularda tartışmayı, bu tartışma ortamını oluşturabilmeyi ve özellikle yeni, farklı insanlarla tanışmayı çok seven Yaz, EYP’nin bunların hepsini yapmasına ve dünyaya bir iz bırakıp, farklılık yaratması için çok uygun bir alan olduğunu belirtti. Kendisini 4 kelime tanıtmamız istediği zaman ise kurduğu cümle “Kendimi 4 kelimeyle anlatsam bu kelimeler pozitif, iyi, güvenilir ve enerjik olur.” dedi. İlk defa delegelik yapacaklara mesajı olan baş organizatör yardımcımızın söyledikleri şu şekilde; "Önemli olan hangi komitede olduğun, kiminle olduğun değil. Önemli olan her şeye rağmen düşüncelerini aktarabilmek, önemli olan her zaman fikrinin arkasında durabilmek, önemli olan karşındaki senden çok farklı da olsa hoşgörülü olabilmek, saygı duyabilmek. Ve en önemlisi bütün bunları yaparken eğlenebilmek yeni insanlarla tanışabilmek. Çünkü burda tanıştığın insanlar sana çok şey katıyor.” gibi bir ifade de bulundu. Baş organizatör yardımcımız hepinizle çok güzel ve kaliteli bir konferans geçirmek için çok heyecanlı, umuyoruz ki herkesin beklentisi karşılanır. Biz organizasyon ekibine güveniyoruz, sizlerin de hiç şüphesi olmasın. Konferansın tadını çıkarmaya bakın. Hepinize mutlu konferanslar.


Semih Şeker tarafından

GÜNEŞ UĞUZ Sayın okur; şu an cümlelerinin arasında dolaştığın,beğendin ifşaların ekran görüntüsünü aldığın,'oha çok güzel/yakışıklı' diyip ismini cismini bulmaya çalıştığın gazetenin kalbiyle,biricik editörümüzle tanışmak üzeresin, derin bi' nefes al evlat. Öncelikle Güneş'i kendi cümleleriyle şöyle bi' tutam tanıyalım. ODTÜ’de Ekonomi öğrencisiyim ve 19 yaşındayım. Yüzmeyi çok severim ve bu alanda çok iddialı olduğumu da düşünüyorum. Kendimi bildim bileli yüzsem de ciddi olarak ilgilenmeye başladığım zaman ortaokul diyebilirim. Bu aralar en çok dinlediğim şarkı Nevermind. Her türlü müziği dinlerim, ama en çok 80’lerin rock, pop şarkılarına bayılıyorum. Resim çizmek, fotoğraf çekmek, zumba yapmak, yüzmek ve bütün günümü netflixte geçirmek belli başlı hobilerim ^-^ Güneş en çok gün doğumunu severmiş. Gün batımı kadar güzel ancak bir o kadar da özel olduğunu düşünüyor.O anı yakalamak için sabah erkenden uyanmak gerekiyor sonuçta. Ulaşılması daha zor bir manzara olsa gerek. Felsefik açıdan da daha pozitif bir anlam taşıdığını düşünüyormuş sevgili editörümüz. Cevabını 'Ee bir de gün doğumunu sevmesem kendimle çelişirdim herhalde.' diyerek noktalayan Güneş; yol kenarında çok güzel bir çiçek gördün,koparır mısın bırakır mısın diye sorduğumda 'Koparmaz fotoğrafını çekerdim.' diyerek medya ekibine göz kırpıyor. Güneş'e en çok çalmak istediğin enstrüman nedir diye sorduğumda aldığım cevap aynen şöyle oldu: -Patates Büyüyü keşfetmek isterseniz videoya bir göz atabilirsiniz. https://youtu.be/jRLfGwQ7Nsw Yarın yokmuş gibi mi yaşamak isterdin yoksa planlı bir yaşam sürmeyi mi tercih ederdin diye sordum ışık saçan editörümüze,tecrübeyle harmanlanmış hayat tiyosunu aynen iletiyorum sizlere: Plan kurmak falan tabiki çok önemli ama asla kendi planlarıma bağlı kalamıyorum.(Kim kalabiliyor ki :p) Daha spontane bir insanım.(#yolo) Yine de kendime kaba taslak bir plan hazırlayıp ona bağlı kalmaktansa ondan ilham almak en mantıklısı. Kişiliği ile konferansa renk katan editörümüzü az çok tanıyorsunuz artık.Gerisi sizde.^-^


Hasan Başkurt tarafından

EMİR ALI SENGER Konferansımızın pardon bütün konferansların editörü olan Emir Ali Senger, editörlükten boş kalan vakitlerinde öğrencilik ile meşgul. Dünyanın en iyi liselerinden birinde (MANİSA SOSYAL BİLİMLER LİSESİ) eğitim gören Emir Ali aynı zamanda dünyanın en iyi editörlerinden biri. Daha önce New York Times, The Guardians ve GQ’da çalışmış olan editörümüz çok nadir olan boşluğunu Oluf’a gelerek değerlendiriyor. 12.sınıfta olmasına rağmen bizlere vakit ayırması çok onore edici. Kendisini anlatma şerefinin bende olması inanın ki benim için büyük bir onur. Aslında tanıtmaya çok da gerek yok. Eskiler tanır yeniler örnek alır desek yeridir. Çok da uzatmaya gerek yok aslında. Eğer bu konferansta katılımcıysanız hepiniz Emir Ali Senger’i tanıma şerefine nail olacaksınız. Zaten herhangi bir dildeki hiçbir kelime bu işi yapmaya müsait değil. Tarih her zaman şanlı bir editör olarak yazacak Emir Ali’yi ve sizler de buna şahitlik edeceksiniz. Şimdiden herkese iyi konferanslar dileyerek editörümüzün mensup olduğu konferansta olduğunuzu unutmadan hareket etmenizi tavsiye ediyoruz.


Serdar Kocaefe tarafından

ASLI SENA GÜMÜŞLÜ Aslı Sena Gümüşlü… Onu anlatmaya çalışmak, kırık bardaktan su içmeye çalışmaya benziyor sanırım. Yaşanması gereken insanlardan biri denebilir. Kendisi ODTÜ Lisesi öğrencisi, ,”19” sayısına takıntılı ama 17 yaşında, gezmeyi çok seven çok renkli bir karakter. Lafı çok uzatmadan onu tanımaya çalışalım:

1. Sonsuza kadar yaşlanmayacak olsan, hangi yaşta kalmayı tercih ederdin? -Sonsuzca kadar yaşlanmayacak olsam, 19 yaşında kalmak isterdim. Aslında 17 yaşındayım ve kesinlikle 17 yaşında kalmayı çok isterdim ama reşit olmamak bazı küçük sorunlara neden oluyor. Ehliyetim olan, reşit olduğum bi yaşta sonsuza dek eğlenmek, öğrenmek, gezmek, dolaşmak isterdim. 2.Herhangi birini seçebilecek olsan, akıl hocan olarak kimi seçerdin? -Herhangi birini seçecek olsam akıl hocası olarak seçeceğim insan Van Gogh olurdu. 27 yaşında ilk defa eline fırça alıp, hayatını buna adayacak kadar cesur biri. Yüzyıla yeni bir sanat anlayışı ve renk spektrumu katacak kadar yetenekli. Aşkı sınırsız ve korkusuz yaşayacak kadar tutkulu biri. 3. Seni heyecanlandıran, hatırladığın en eski anın nedir? -Beni heyecanlandıran en eski anım, eski okulumda ilkokul öğrencilerinin yaptığı resimleri, küçük seramik heykelleri gösterime çıkaran bir sergi vardı. Şimdi düşününce çok küçük ve sıradan gelen bu olay, o zaman benim seramiğim de sergilendiğinde beni çok mutlu etmişti. 4. En çok sevdiğin özlü söz nedir? -“Bu saçma sapan acıyı bir zamanlar olduğu gibi soylu bir acıya çevirmek. Evet evet, tam da bu” 5. “Hayatın anlamı nedir?” dışında herhangi bir sorunun cevabını bulabilecek olsan, bu soru ne olurdu? -İdeal devlet anlayışı nedir? Nasıl olmalıdır? 6. Karşındaki kişiyi tanımak için en çok hangi davranışına dikkat edersin? -Karşımdaki insanı tanımak için en çok kitaplar hakkındaki düşüncelerini merak ederim, bir de rüyalarını.


Efekan Özdan tarafından

GAMZE YILMAZ Merhaba Gamze, öncelikle bize kendini tanıtır mısın? Ve konferanstan beklentilerin nelerdir? - Selaaaaam , ben Gamze İzmir'den geliyorum aslen Denizliliyim. Ege Üniversitesinde geçici olarak uluslararası ilişkiler okuyorum , seneye İstanbul'a geçiş yapacağım inşallah. Konferanstan beklentim gerçekten güzel bir 4 gün geçmesi gerek ana ekip gerek orgalar bunun için uğraşıyor. Bazı arkadaşlarımız ( AHMET YAVUZ AKPİNAR) bizi yaralasa da her şey tıkırtı da gidiyor şu anlık, sonunu görmeden paçaları da sıvamayalım tabiiiii.

Bir günlüğüne başka biri olsan kim olurdun, neden? - Mustafa Kemal Atatürk olmak isterdim, bizlere bıraktığı ilke ve inkılapları daha iyi anlamak için, açtığı yolda gösterdiği hedefi durmadan yürüyebilmek, onun fikirlerini görüşlerini en ince ayrıntısına kadar öğrenmek için bir günlüğüne de olsa Mustafa Kemal Atatürk olmak isterdim., Hemen şimdi bir şey öğrenebilecek hakkın olsa ne öğrenmek isterdin? - Hazırlık muafiyetinden 70 üzerinden 69 la kaldığım için yabancı dil öğrenmek isterdim. :( Zombi istilası olsa yanında neler alırdın, neden? - Makyaj malzemesi, telefon , Ahmet Yavuz Akpınar. Ahmet'i bir güzel süsleyip zombilerle anlaşmaya varabiliriz. Anlaşamasak da o zaman yem olarak atarız :) üzgünüm bengiiiii Bir meyve olsaydın hangisi olurdun, neden? - Karpuz olmak isterdim , tüm kış bana hasret kalsınlar diye. Nasıl bir gizli yeteneğin var? -İltifat ederken hakaret edebilir, hakaret ederken de iltifat edebilirim kişisine göre değişir ve o zamanki durumuma göre :) Ve son olarak bir özlü sözünüz varsa bunu paylaşır mısınız? - Zafer bir şey öğretmez , yenilgi çok şey öğretir. Uzun araştırmalar sonucunda kendisinin İzmir'i hiç sevmediğini ve Denizli'yi çok sevdiğini öğrendik. Ayrıca kızartmayla birlikte fıstık yediği zaman hastanelik olabileceğini duyduk.


Efekan Özdan tarafından

FURKAN GÜLEK Merhaba Furkan, öncelikle bize kendini tanıtır mısın? Ve konferanstan beklentilerin nelerdir? -

Merhaba ben Furkan Gülek Manisa Sosyal Bilimler Lisesinde okuyorum. Her şeyden biraz hiçbir şeyden tam değil modunda biriyim. En sevdiğim şey konuşmak. Konu ayırmaksızın sıkılmadan saatlerce konuşup tartışabilirim. Yeni insanlarla tanışmayı çok seviyorum. En sevdiğim film Pulp Fiction. Rap müzik ve alternatif rocktan hoşlanıyorum ama şu aralar Rusça rap parçalarına merak sardım. Dans eden insanları hayranlıkla izliyorum bunun sebebi dansa hiç yeteneğimin olmaması. Oluf benim için çok özel bir konferans. Hayranlıkla takip ettiğim bir konferansın içinde yer almak beni mutlu ediyor. Yoğun sınav temposunun stresini atacağımız, bol bol eğleneceğimiz bir konferans olmasını umuyorum.

Bir günlüğüne başka biri olsan kim olurdun, neden? - Şuan yaşadığım okul baskısı, gelecek kaygısı vs. yüzünden çok stresliyim o yüzden Dan Bilizerian olup onun kadar rahat yaşamak isterdim. Hemen şimdi bir şey öğrenebilecek hakkın olsa ne öğrenmek isterdin? - Yeryüzündeki en iyi menemenin tarifini. Zombi istilası olsa yanında neler alırdın, neden? - Geleceği inşa etmek için fizikçi, hastalıklara karşı doktor, e her şey serbest olursa boş yapmak ve sıkılmamak için Atakan Yıldızı alırdım. Bir meyve olsaydın hangisi olurdun, neden? - Limon olurdum çünkü aşırı sıkılan biriyim. Ama markette satılanlar gibi de değil harbi ev limonatası olur benden. Nasıl bir gizli yeteneğin var? - Yani çok yetenekli biri değilim ama birkaç yeteneğim var tabi. Mesela çoraplarımı ayaklarımla çıkarabiliyorum ve yediğim şeyleri içeceğimle aynı anda bitebiliyorum. Ve son olarak bir özlü sözünüz varsa bunu paylaşır mısınız? - Korkanın çocuğu olmaz. Büyük araştırmalar sonunda Furkan Gülek'in gerçek bir Baby Boss hayranı olduğunu öğrendik. Hatta şarkısını da ezberlemeye başladığının malumatını aldık. Dahası bir zamanlar arkadaşının rujunu yemişliği de varmış.


Enver Batur tarafından

SELENA UYSAL Selena Uysal 26 Eylül 1999 Marmaris doğumlu. Liseyi İzmir Özel Türk Koleji’nde okudu. Şu anda Ege Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü 1. Sınıf öğrencisi. Selena ile o kadar güzel bir röportaj yaptık ki onu daha iyi tanımak için direkt konuşmalarımıza geçelim: -Yeni bir gezegen keşfetsen ismini ne koyardın? Neden? Kendi adımı verirdim. Zaten adım Selena olduğu için fazlasıyla şakaya maruz kalıyorum, bari bir de gezegen adı olsun da tam olsun. -Kendini bir ülkeyle ifade edecek olsan bu hangi ülke olurdu? Neden? Hollanda. Çünkü gerek özgür düşünce/yaşama ortamı gerekse kültürü kesinlikle beni temsil ediyor. Parklarını, peynirlerini, oradaki insanların yaşayış biçimlerini seviyorum. O sessiz sakin hayatı ama bir o kadar da canlı kutlamaları seviyorum. İnsanların ortak bir kültürde buluşmalarını özenilesi buluyorum. -Sence hayatın bir müzik tarzı olsa bu hangi tarz olurdu? Neden? Her müziğin dinlenilecek ayrı ayrı modu vardır bana göre. Ancak sanıyorum ki hayatım bir müzik tarzı olsa bu Reagge olurdu. -Konferansta ne olursa bu seni aşırı sinirlendirir? Genellikte aşırı sinirlenen bir tip değilim ancak işler olması gerektiği gibi ilerlemezse içimden bir canavar çıkabilir. Örneğin delegeler yapması gerekenleri yapmazsa ve organizasyonda telafi edilemeyecek bir sıkıntı çıkarsa vb. -Bize hayatının büyük bir kısmını anlatmak için tek bir fotoğraf çekme hakkın olsa bu fotoğrafa neleri sığdırırdın? Kesinlikle spor aktivitelerimi sığdırırım önce. Ardından doğaçlama tiyatro gelirdi. Kitaplarla dolu raflarımı, müzik albümlerini gösterirdim bu fotoğrafta. İşin gerçekçi tarafında derslerim olurdu.Hayatımın büyük bir kısmını kaplayan taraf o. inanıyorum. Ama genel olarak yalnızlık tarafı ağır basıyor bende. -Dünyayı değiştirme şansın olsa nereden ne yaparak başlardın? Öncelikle insanlarda saf sevgi olmasını isterdim.Böylece art niyet olmazdı, güven ortamı oluşturdu ve kötülük bizden uzak olurdu. -Bir zaman makinasına sahip olsan geçmişe mi gitmek isterdin yoksa geleceğe mi? Kesinlikle geçmişe. Eski zamanlara çok özeniyorum. O kıyafetlere, müziklere bayılıyorum. Eskilerin insanı olduğumu düşünüyorum.


Enver Batur tarafından

CAN BERTUĞ Can Bertuğ 26.10.1999 Bursa Osmangazi doğumlu ama İzmir’e kayıtlı.Ve akrabaları da İzmir’de olduğu için Can’ın bütün tatilleri İzmir’de geçiyor.Şu an İtalya Bologna Alma Matter üniversitesi Tıp Fakültesinde 1. Sınıf olan Can tam anlamıyla bir konferans makinası. 21. Konferansı olacak olan Oluf19 Can için ayrı bir yere sahip. Çünkü Oluf Can’ın ilk konferanslarından birisi. Bu mükemmel insan aynı zamanda uzun süredir rüzgar sörfü yapıyor. Can bass gitar çaldığı için bass sesini temiz duyabildiği şarkılara bayılıyor. Dilerseniz bu bilgileri verdikten sonra yaptığımız röportaja geçelim: -Kendini bir şehir olarak ifade edecek olsan bu hangi şehir olurdu? Neden? Kesinlikle İzmir olurdu. Deniz kıyısı, havası gibi insanları da orta ayarda ve mutlu, huzurlu. -Türk kızları mı İtalyan kızları mı? Sadece kız olarak değil her cinsiyet olarak İtalyanlar. İnsanlar mutlu, bi gerginlik, stres yok. Sokaklarda gülerek geziyorlar. Kazık atma veya kazık yeme dertleri olmadan güzelce yaşıyorlar. -İntahar edecek birini hayata bağlamak için tek bir cümle hakkın var, ne söylerdin? Kendimden de bildiğim için ölüm ile kaçma yöntemi kurtuluş olmayacak sadece olan acıyı sevdiğin insanlara aktaracak ve artarak devam edecek. Buna neden olmaktansa her zaman denemek ve hayatın programında ışık kadar karanlık da olduğunu unutmamak. -Hayatını ikiye ayıracak bir çizgi olsa bu hangi olay olurdu? Kesinlikle İtalya’da olduğum o 1 Ağustos gecesi kendi kendime insanlara bakışım hakkında kendime ve herkese söylediğim yalanı sonunda inkar ettiğim andır. O ana kadar her olayda insanlardan nefret ediyorum deyip kaçmak kolay gelirdi ama o gece kimseden nefret etmediğimi rahatlıkla da sevebildiğimi itiraf ettim. -Eğer bir nesne olsan bu ne olurdu? Neden? Tükenmez kalem olurdum. Bir kez kağıda dokununca silinmez, değiştirilmez bir iz bırakan o güzel alet. -Lisedeki en komik anını bizimle paylaşır mısın? Yani zor soru ama şu an aklıma gelen, evden okula geç kaldığım için acele çıkıp kitabımı ve anahtarımı unuttuğum, onları almak için eve camdan tırmanmak zorunda kalıp düştüğüm, çamur içinde bisikletle yokuş aşağı inerken ön frenleri sıkıp bir de takla attığım ve fizik dersine de kam çamur ter karışık bir halde 20 dakika geç girdiğim gün derim herhalde.


Helin Küccük tarafından

HAZAL BAYINDIR 1)Merhaba Hazal, bize kendinden biraz bahsedebilir misin? Öncelikle herkese merhabalar ben Hazal Bayındır. Hacettepe Üniversitesi Fransız dili Öğretmenliği bölümünde okuyorum. 1 dönem hazırlık okuduktan sonra sonunda 1. sınıfa başlayabildim. Yaklaşık 4 sene önce lisemdeki münazara topluluğuna katılmamla başlayan EYP hayatımı üniversitede de devam ettirmeye çalışıyorum ve açıkçası bırakmaya da niyetim yok çünkü bu konferanslar insana başka yerde edilemeyeceği türden deneyimler katıyor. Yeni yerler gezmek hayatımın olmazsa olmaz aktivitesi boş zaman ve fırsat buldukça şehir/yurt dışına çıkmaya çalışıyorum. Geçmişte 3 sene profesyonel basketbol oynadım ama bırakmak zorunda kalmıştım okul takımında basketbola devam etmek ise şimdilik planlarım arasında. Parfümler ve Fransızca özel ilgi alanlarım. İlgi alanlarımdan birini hayatımın mesleği haline getirmekse benim için paha biçilemez bir şey oldu. Bir dil bir insan düşüncesiyle öğrenebildim kadar çok dil öğrenmek istiyorum. Oluf'17 de ilk komite başkanlığımı yapmıştım ve unutulmazlarım arasına girmişti şimdi ise çok daha tecrübeli biçimde Oluf19'a neşe katmaya geliyorum. Bütün katılımcılara tavsiyem: Oluf belki gelecek yıllarda yine yapılacak ama Oluf'19 bir kere olacak tadını sonuna kadar çıkartmaları!!! 2)Oluf19’dan beklentilerin nelerdir? Oluf19'dan beklentilerim çok hatta ekibe baktığımda daha da çoğalıyor. Oluf19'dan en büyük beklentim bana Oluf17'yi unutturarak 17 de neymiş 19 efsaneydi dedirtmesi ve Oluf19'u hayatımın en unutulmayan konferansı olarak aklıma kazıması. 3)İleride nerede yaşamak istersin? Orayı seçmendeki en büyük etken nedir? Kesinlikle Paris'te yaşamak isterim. Çünkü ilk gittiğimde kendimi evimde hissettiğim tek şehir Paris. Yaşam tarzı, kültürü ve şehrin düzeni tam bana göre. Orayı seçmemdeki en büyük etken ise sürekli tekrarladığım gibi konuşulan dilin Fransızca olması :D 4)En sevdiğin çizgi film karakteri? Kesinlikle Garfield. Yaşamak istediğim hayatı yaşıyor (sürekli uyumak tam benlik) ve kedi olmak mükemmel bir şey bence. 5)Bir sebze olsan hangisi olurdun, neden? Domates olurdum herhalde.. Çünkü beyaz tenli olmam sebebiyle utandığımda, güneşin altında durduğumda, enerji sarf ettiğimde direk kızarırım ve bence domatesi yerken mutsuz olan bir insan yok. Etrafına pozitiflik ve neşe saçan biri olarak bence sebze versiyonum domates.


Helin Küccük tarafından

ALPER IŞKAR Merhaba Alper, bize kendinden biraz bahseder misin? Merhaba ben Alper İŞKAR aslında bir çoğunuzdan farksız bir lise öğrencisiyim beni ben yapan şeyin ideallerim olduğunu düşünüyorum.

Oluf’19’dan beklentilerin nelerdir? Aslında klasik beklentiler dışında tek beklentim şanına yakışır bir konferans olması.

Sıkılmadan dinlerim dediğin ve seni geçmişe götüren bir şarkı var mı? Sia - Bird Set Free

Hayatında camdan atlasa arkasından hiç düşünmeden atlayacağın bir insan var mı, varsa kendisinin sendeki değerinden bahseder misin? Kendimi ve amaçlarımı hiçbir zaman insanlar için şekillendirmedim, metaforlar ne olursa olsun cevabım aynı :)

Neden mavi rengini tercih ettin saçında, en sevdiğin renk olduğundan mı? Aslında baya hoşlandığım bir renk mavi ve renkli bir kişiliğimin olduğunu düşünüyorum, buna uyum sağladığını düşünüyorum, bununla birlikte aslında mavi benim için gökyüzünü, özgürlüğü temsil ediyor. Bu dönemde ihtiyacımız olan en önemli şey belki de budur.

Uzun süredir yapmak istediğin halde yapamadığın bir şey var mı? Evet ise, neden yapmadın onu? Yurtdışında eğitim almak. Üniversiteyi beklemeyi tercih ettim.

Hayatında var olan en çok ne için kendini minnettar hissediyorsun? Daha iyisini başarabilecekken azıyla yetinmek hiç bana göre değil ancak böyle bir ailem olduğu için mutlu olduğumu söyleyebilirim.

En sevdiğin ve hala izlerim dediğin çizgi filmin adı nedir? Powerpuff girls.


Hazal Altunatmaz tarafından

SEDA BAHADIRLAR Seda Robert kolejinde okuyor. Yemek yemeyi, arkadaşlarıyla buluşmayı çok seviyor. Arkadaşlığa çok önem veriyor. İnstagramını stalklayıp ifşa bulmayı isterseniz boşuna uğraşmayın, hiçbir şekilde bulamazsınız. Tüm fotoğrafları çok güzel. Daha fazla bekletmeden röportaja geçiyorum hemen:

-Bir süper kahraman olsan hangisi olurdun, neden? Flash olurdum büyük ihtimalle, istediğin yere kısa sürede gidebilmek, hele ki İstanbul gibi bir şehirde, olağanüstü bir özellik. -Sence insanlar barışı bir yemekle sağlasaydı bu hangi yemek olurdu, neden? Sade poğaça ve çay kahvaltıda ile sağlanırdı bence barış. Herkese huzur verecek ve dert tasa bıraktırmayacak başka bir ortam olamaz. -Geçmişteki sen’e bir şeyler söyleme imkanın olsa ne söylerdim? Hayatına giren/çıkan insanlar için üzülmeye gerek yok derdim. Uzun vadede kar/zarar durumuna baktığında çıkmalarının daha iyi olacağını anlar zaten. -Eğer sana sadece bir dilek dileme hakkı verilse ne dilerdin?(daha fazla dilek dileme hakkı hariç) Okuldan çok hızlı bir şekilde mezun olmak ya da sevdiğim bir zengin koca bulmak henüz karar veremedim. -Doğum gününü kutladığın insanlar seninkini kutlamadığında ne hissedersin? Çok da umursadığım bir şey değil aslında doğum günleri. Doğum günümde sevdiğim birkaç kişiyle oturup saatlerce sohbet ettiğim sürece kimin kutlayıp kimin kutlamadığı pek de önemli değil. -Eğer uyandığında bir örümcek olsaydın ne yapardın? Zehirli bir örümcek olursam öldürmek isteyebileceğim birkaç kişi var. Eğer zehirsiz olursam, güzel manzaralı bir yere ağ örer, bütün gün keyif yapardım. -Hayatın bir film olsaydı, hangisi olsun isterdin? Film değil ama dizi söyleyecek olsam Muhteşem Yüzyıl derdim. İki kere izledim, daha da izlerim. Bayılırım entrikalı işlere.


Hazal Altunatmaz tarafından

FURKAN YÜKSEL Furkan Yüksel Ankara’da Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde okuyor. Aslen Uşaklı. Gezmeyi ve fotoğraf çekmeyi çok seviyor. Ailesiyle arası çok iyi ve çok sevdiği bir sevgilisi var. Şarkı dinlemeyi ve şarkıların güzel sözlerini paylaşmayı çok seviyor. Müziklerini Spotify değil de Fizy’den dinlemeyi tercih ediyor. Ayrıca Furkan koyu beşiktaşlı. Bu kadar bilgiden sonra onunla yaptığımız röportaja bir bakın: -bir yıllık ömrün kaldığını öğrenseydin ne yapardın? Eğer bir yıllık ömrüm kaldığını söyleseler ilk olarak ağlar mıyım güler miyim bilmiyorum. Ama o şoku atlattıktan sonra maddi durumum el verdikçe, gezerdim ya da bir şeyler yapardımdan çok, ailem ve sevdiğimle zaman geçirirdim diyebilirim. -ismini sen seçebilseydin bu ne olurdu, neden? İsmimi ben seçseydim de Furkan koyardım. Galiba beni anlam olarak yansıttığı için böyle söylüyor olabilirim ama keşke orta asya zamanlarındaki gibi hayatımıza başladıktan sonra davranışlarımızla adımızı kazanabilseydik. -eğer hayatından bir yılı atabilseydin bu hangi yıl olurdu? Bu biraz zor bir soru. İlk soruda da açıkladığım gibi hayat hep zor veya hep kolay değil. Bir yılda çok güzel şeyler de yaşayabilirsin, çok kötü olaylar da. Ancak illa bir seneyi silmem gerekiyorsa 10. Sınıf olduğum seneyi silerdim galiba. -eğer hafızan sıfırlansaydı ve birkaç kişiyi hatırlama fırsatın olsaydı bunlar kim olurdu? İlk olarak ailemi hatırlamak isterdim. Sonra sevdiğim ve çok yakın her şeyimi bilen dostumu isterdim. -eğer insanlar barışı bir yemekle sağlasaydı bu hangi yemek olurdu? Eğer barış bir yemekle sağlanacaksa bu yemek tabi ki kebap olurdu. -hayatın bir film olsaydı hangi film olurdu? Bu soruya inan ki net bir cevabım yok. Çoğu filmde hayatımdan izler görürken bir anda benimle tamamen alakasız bir durum oluşabiliyor. Bu yüzden öyle bir film yok. En azından varsa da ben farkına varamadım. -eğer bir ünlü olsaydın hangisi olurdun, neden? Olmak istediğim ünlüden ziyade onun gibi olmalıyım dediğim birkaç ünlü var. Bunlardan ilki vergi rekortmeni avukatlardan ve idealist bir insan olan Gönenç Gürkaynak diyebilirim. -eğer hayatın bir şarkı olsaydı hangi şarkı olurdu? ADALETİN BU MU DÜNYA?


Taha Ulaş tarafından

KAAN MAĞLAY Vee karşınızda Enerji Komitesinin başkanı Kaan Mağlay!! Kendisinin ataları Manisa’dan değil, İskandinavya’dan geliyor :p Manisa Sosyal Bilimler Lisesinde 10. Sınıf olan Kaan’ın bu 11 ve 12. konferansıymış(Kendisi de bilmiyor) ve bu seneki Masbuf’un Baş organizatörü kendileri . Neden mavi sebze yok sorumuza “Allah izin vermemiş” cevabıyla sorumuzu geçiştiriyor(Bizce vardı ama hepsini Kaan yedi). Hangi dizi karakterine kendini benzetiyorsun sorumuza ise “Yağlı pehlivan Usman Aga” cevabını veriyor ve kendisinin Akasya Durağı Fan Club üyesi olduğuna dair bize göz kırpıyor. Mesir macunu mu Antep baklavası mı sorumuza ise “Antep baklavası” diyerek Manisalıların kalbine hançeri saplıyor. Şimdi hızlı soru cevap turuna geçelim. -Hayat felsefen nedir? +Dünyada tadabileceğim tüm zevkleri tatmak ( umarız başaramadan ölmezsin) -EYP’ye neden, nasıl başladın? + Öğretmen tavsiyesiyle başladım. Aslında bana farklı gelen farklı insanların farklı şehirlerde bir amaç için toplanmasıydı (farklıception). -Geçmişte bir zamana gidebilsen hangi gün olurdu? +İskandinav dedelerimin İngiltere’ye ilk çıkışına gitmek isterdim.


Taha Ulaş tarafından

EYLEM TOĞAN Karşınızda Enerji komitesinin güzeller güzeli komite başkanı Eylem!. Kendisi 20 yaşında ve Hacettepe Üniversitesi’nde Sosyoloji okuyor. Kendisine sorduğumuz “Hayat felsefen nedir” sorusuna “Ben bir gürgen dalıyım” cevabı veriyor biraz düşünmemizi sağlıyor.”Mesir macunu mu Baklava mı?” sorusuna herkes gibi baklava cevabı veriyor (Yine üzülüyorum). Şimdi sizi soru-cevap bölümüyle baş başa bırakıyorum. -Bir uygulama olsan ne olurdun ? + Bir uygulama olsam Spotify olurdum. Arkadan gelen güzel bir fon müziği, hiç istemediğimiz bir aktiviteyi bile iyi hale getirebiliyor. -Dizi karakterlerinden hangisini kendine benzetiyorsun? neden? +Daha küçük yaşlarda izlediğim Glee dizisinde Rachel isimli bir karakter vardı. İzlerken hiç sevmezdim o karakteri ama bazı durumlarda onun gibi kontrol manyağı olabiliyorum maalesef. Kendimi daha iyi tanımaya başlayınca fark ettim bunu. -EYP’ye neden ,nasıl başladın? +12 yaşında Çocuk Hakları Derneği’ne katıldım. Bireyi daha o yaşlardan bilişsel gelişime daha açık bir hale getirmeyi amaçlayan bir oluşumdu. Dernekte tanıştığım bir ablam liseye geçtiğimde sosyal aktivitelere yatkın olduğumu, EYP’nin de gündemler ve kazanımlar bakımından o zaman gerçekleştirdiğimiz faaliyetlere yakınlığını düşünerek Bursa’ya gitmeyi teklif etmişti. Kasım 2013’tü sanırım. Bu şekilde başladım. -Sence neden mavi sebze yok? +Bilimsel cevabı klorofildi hatırladığım kadarıyla bu sorunun. Yaratıcı olamadım bu soruda pek. :) (Gayet bilimsel bir yaklaşım) -Geçmişte bir zamana gidebilsen hangi gün olurdu? + M.Ö. 583 yılının 28 Mayıs gününde Thales’in güneş tutulması öngörüsünde bulunduğu ve bu olayın felsefe tarihini başlattığı söylenir. Aristo da der ki “Felsefe hayretle başlar.” Ben de bahsettiğim güne gidip o ilk hayrete şahit olmak isterdim.


Zeynep Baran tarafından

ELIF ARAÇ Elif, 17 yaşında ve İzmir’de yaşıyor. İzmir Çözüm Okulları’nda 11. sınıf olan Elif kendisini planlı biri olarak tanıtıyor, aynı zamanda fazlasıyla heyecanlı ve sabırsız biri olduğunu belirtiyor. Bu konferans için de aynı şeyler geçerli onun için. “Dünya üzerinde herhangi bir yer olacak olsaydın, neresi olmak isterdin?” sorusunu kendi evi olmak istediğini söyleyerek yanıtlıyor. Elif evini hem çok seviyor hem de her zaman çok sıcak olduğunu anlatıyor. Komite başkanımız rahat ve sıcak yerleri seviyor anlaşılan. Hayatının bir şarkı olması durumunda, şarkıyı söyleyenin kim olmasını istediği sorulunca Agnes Obel cevabını veriyor. Sanatçının sesinin çok şefkatli, huzurlu olduğunu ve dinlerken en huzurlu hissettiği şarkıcının da Agnes Obel olduğunu söylüyor. Elif de hayatının, sanatçının sesi gibi sakin, şefkat dolu ve huzurlu olmasını istiyor. Komite başkanımız filmleri çok seven biri. Harry Potter hayranı olduğunu da unutmamak gerek. Bunun dışında Fransızları da çok seven Elif, dünya üzerinde bir festivale katılacak olsa bu, Cannes Film Festivali olurmuş. Orada bulunmanın hayali bile onu çok mutlu ediyor. Son olarak dünyayı kurtaracak olsa bunu hangi süper kahramanlarla yapmak isteyeceğini soruyoruz. O ise bu soruya hiç tereddüt etmeden The Flash ve Green Arrow yanıtını veriyor. Haliyle merak edip nedenini soruyoruz. O da “Arrow ve Flash dizilerini çok seviyorum. İkisi de diğer kahramanların aksine mükemmel değiller ancak kusurlarıyla da kahraman olmayı başarabilmişler.” diyerek sorumuzu cevaplıyor. Bizim gözümüzde çok tatlı ve sevimli bir olan Elif, bu konferansta hepinizin iyi vakit geçirmesini diliyor.


Zeynep Baran tarafından

BENGINUR SARIKAYA Benginur İstanbul’da yaşıyor. 19 yaşına girmesine çok az kalmış. Bahçeşehir Üniversitesi 1. Sınıf öğrencisi ve PDR okuyor. Kendini neşeli ve rahat biri olarak tanımlıyor ancak sabırsız biri olduğunu da atlamamak gerek. “Dünya üzerinde herhangi bir yer olacak olsaydın, neresi olmak isterdin?” diye sorduğumuzda deniz olmak isteyeceğini söylüyor. Denizi uçsuz bucaksız olma konusunda galaksilere benzetiyor. Çok büyük olduğundan ve de keşfedilmemiş çok fazla yönü olduğundan deniz olmak istermiş. Hayatının bir şarkı olması durumunda, bu şarkıyı söyleyenin Muse adı verilen grup olması gerekiyormuş. Bunun sebebi ise bu grubun ses tonunun ve tarzının kendi ruh hali ile uyum içinde olmasıymış. Müzik dinlemeyi fazlasıyla seven Benginur, dünya üzerinde bir festivale katılabilecek olsa bu sevdiği birçok sanatçının da yer aldığı Coachella festivali olurmuş. Öyle eğlenceli bir ortamda bulunup doyasıya müzik dinleyebilmek onun için keyifli bir deneyimmiş. Hayatın bir film olsa ve sen bu filmdeki bir karakter olabilecek olsan hangi filmi seçerdin, diye sorulduğunda cevap vermekte biraz zorlanıyor komite başkanımız. Ancak sonunda, son zamanlarda izlediği Erin Brockovich adlı kadının biyografisini seçiyor. Yani bu kadının hayatını yaşamak istermiş. Son olarak dünyayı ele geçirecek olsa, bunu hangi karakter veya kişilerle yapacağını soruyoruz Benginur’a. O da Sherlock Holmes, Jim Moriarty ve Adolf Hitler diyor cevap olarak. “Sherlock gelmiş geçmiş en iyi dedektif, yani müthiş bir zekaya sahip. Jim Moriarty ise onu alt edebilecek kadar cesur ve zeki. İkisini aynı anda kullanırsam inanılmaz bir güç elde etmiş olurum. Hitler ise askeri açıdan stratejik düşünmeye hakim biri. Onu yanımda tutmak da akıllıca bir tercih olur.” Diye de ekliyor. Benginur herkesin konferansta eğlenmesini ve çok güzel vakit geçirmesini diliyor.


Ayşe Karakuşoğlu tarafından

EGE SOYUER -Öncellikle seni biraz tanıyalım kendini 3 sıfatla tanımlar mısın? Ben Ege Soyuer TED Kayseri kolejinde okuyorum kendimi 3 sıfatla tanımlarsam inatçı, yetenekli, sempatik olarak tanımlarım -hayatında en spontane gelişen olay neydi? Hayatımda en spontane gelişen olay basketbol takımına katılmamdı. -tuhaf bir yeteneğin var mı? -Benim en tuhaf yeteneğim her simetrik cismi parmağımda çevirebilmem. -7 büyük günahtan birini işleyecek olsan hangisini işlerdin? Neden? 7 büyük günahtan birisini işleyecek olsam yalan söylerdim çünkü yalan kuşağa diğerlerine göre daha masum ve kabul edilebilir geliyor. -sonsuza kadar yaşayacak olsan hangi yaşta kalmak isterdin? Neden? Sonsuza kadar aynı yaşta yaşayacak olsam hayatımda en güzel anılarımı yaşayabileceğim ve en genç kalabileceğim yaş olduğundan 20 yaşı seçerdim. -bir filmin içinde yaşama şansı olsaydı bu hangi film olurdu? Bir filmin içinde yaşama şansım olsa inception adlı filmde yaşardım -dürüst olucaksan soruyorum zehirli bir gaz olsan ilk kimi zehirlemek isterdin? -Zehirli bir gaz olsaydım ilk Ezel dizisindeki Cengiz’i zehirlerdim.


Ayşe Karakuşoğlu tarafından

GAMZE YILDIRIM --merhaba gamze öncelikle klişe bir sorudan başlayalım kendini 3 kelime ile tanımlayacak olsan bunlar ne olurdu? Kendimi üç kelimeyle tanımlarsam eğlenceli, marjinal ve düşünceli derdim -dünyaya başka bir canlı olarak gelsen bu ne olurdu ve neden? Dünyaya başka bir hayvan olarak gelsem at olmak isterdim çünkü benim için çok asil bir hayvan -bu hayattaki son 24 saatide nerede olurdun ve ne yapardın? Ailemle beraber deniz kenarında vakit geçirirdim -EYP senin için ne ifade ediyor? EYP benim için yeni arkadaşlıklar ve farklı bakış açıları kazanmayı ifade ediyor. -içinde baş karakter olmak istediğin bir film var mı ? İçinde baş karakter olmak istediğim film var o da before sunrise. -piyango kazansaydın ilk yapacağın şey ne olurdu? Piyango kazanırsam ilk yapacağım şey kendime bir ev alıp içini kendi istediğim şekilde dekore etmek olurdu -son olarak en büyük korkun nedir? En büyük korkum değer verdiğim insanlardan beklediğim değeri görememek :(


Çağla Akgül tarafından

BARIŞ CEYLAN Barış, Manisa Sosyal Bilimler Lisesi’nde 10. Sınıfta okuyor. İsmini değiştirecek olsa ne olsun isterdin sorusuna isminden aslında memnun olduğu cevabını veriyor. Her türlü müzik dinlemeyi seviyor ama şu aralar en sevdiği şarkı J.Cole’dan G.O.M.D. En sevdiği film Evrim, en sevdiği çizgi film ise Phineas ve Ferb. Dünyada sadece 24 saati kalsaydı bu süreyi sevdiği insanla geçirip, sevdiği müzikleri dinleyerek sakince herhangi bir yeri gezmek istediğini söylüyor. Gizli yeteneğinin nefes almak olduğunu iddia ediyor. Kahveyi ve Alfredo makarnayı çok seviyor. Hatta, hayatının sonuna kadar sadece 1 yemek yemek hakkı olsaydı bunun Alfredo olacağını belirtiyor. Esnaflık mesleğine hiç sıcak bakmıyor. En sevdiği bir kelime yokmuş, ama hiç sevmediği bir kelime “peki,” çünkü sohbetleri bitiriyor. Hatırladığında onu hep gülümseten bir anısını anlatması istendiğinde “Bir konferans sırasında gazeteci bir arkadaşım kendi okulundan gelen delegelerin yersiz hareketlerine kızıp odalarında onlara, kaygısızca hakaret edip, azarlaması diyebilirim kesinlikle. Her anlattığımda gülerim.” diyor. Oluf’19’da eğlenmek, eğlendirmek, güzel dostluklar edinmek, ve yapmayı özlediği komite başkanlığını bir daha yapmak istiyor.


Çağla Akgül tarafından

AYNUR SÜVARI -Aynur, Uğur Koleji’nde 11. sınıfta okuyor. İstanbul’da yaşıyor, ama yaşlanınca kesinlikle İzmir’in Seferihisar ilçesinde yaşamak isteyeceğini belirtiyor. Başka bir ismi olsaydı hangi ismi seçeceği sorulduğunda “ay ışığı” anlamına gelen isminden memnun olduğunu ve değiştirmek istemediğini söylüyor. En sevdiği çizgi film Sünger Bob. Şu aralar en çok Santiz’den Rusça-İngilizce bir şarkı olan Rastafari’yi dinliyor. En çok kullandığı kelime ve sebebi sorusuna da “çok hata” sözünü kullandığını, ve buna sebep gösterememesinin bile çok hata olduğunu söylüyor. Hayatının sonuna kadar sadece bir yemek yiyebilseydi bu patates ve patatesten türeyen çeşitli yemekler olurdu. Dünya’da son 24 saatinin kaldığını öğrenseydi Vialand’e 10. Kez gidip sonunda roller coastera binmek isterdi. Yapmayı hiç istemeyeceği bir meslek var mı sorusuna her işin üstesinden gelebileceğini düşündüğünü söylüyor. Gizli yeteneğini henüz keşfetmemiş. Onu gülümseten bir anıyı anlatmasını isteyince aslında geriye dönüp bakınca her anısının onu gülümsettiğini söylüyor. Oluf’19’dan beklentisi her konferansta olduğu gibi mükemmel insanlar tanıyıp güzel anılarla dolu hayatına ekleyebileceği 4 güzel gün geçirmek.


İlke Tabakoğlu tarafından

ATAKAN YILDIZ Atakan, İzmir Cengiz Aytmatov Sosyal Bilimler Lisesi’nde 11. Sınıf öğrencisi, 18 yaşında ve oğlak burcu. Yapmaktan hoşlandığı aktiviteler; Fifa oynamak ve Fenerbahçe ile ilgili her şey. En sevdiğim film, The Prestige; müzik Maroon 5- Maps -ama daha çok tür olarak rap dinliyor-; dizi, Poyraz Karayel ve kitap, Oğuz Atay-Tehlikeli Oyunlar. Eğer bir günlük ömrü kalsaymış cesaret edemeyeceği şeyleri yapar, adrenalin olsun diye banka soyar, adam öldürür, bungee-jumping ve windsurf gibi sporları denermiş. Eğer bir hayvanla reenkarne olsa bu hayvan Kral Penguen olurmuş. Nedeni ise göbek üstü kaymalarının komik ve eğlenceli olduğunu e herkes onu penguene benzettiği için olduğunu söylüyor. Geçmişte yaşamış biriyle tanışacak olsa bu kişi Nichola Tesla olurmuş. Onun modern dünyayı tasarladığını ve çağında yeterli değeri görmediğini düşünüyor. Onunla tanışacak olsa ona geçmişe dair kırgınlıklarını sorar ve şimdiki dünya için tasarladığı fikirleri dinlermiş. Bir kurgu karakteri olsa Kavak Yelleri-Efe karakteri olurmuş. Küçükken diziyi çok izlermiş ve Efe’nin arkadaşları için her fedekarlığı göz alması onu çok etkiliyormuş. Çay insanı mısın? Kahve insanı mı? Sorumuza ‘farketmez ikisini de içerim’ şeklinde karşılık veriyor. Ve son olarak Atakan Oluf’tan bekletilerine;’ Burada olduğum için çok mutluyum. Öncelikli amacımız olan "EYP" formatını gerçekleştirirken yeni kişilerle tanışmak ve birlikte çalışmak bizlere çok fazla deneyim katacaktır. OLUF'tan beklentim hereksin kendini daha da üst düzeylere çıkarırken eğlenebilmek. Bize bu imkanı sağlayan herkese teşekkürler.’


İlke Tabakoğlu tarafından

ALEYNA GÜRBÜZ Milenyumun ilk çocuklarından olan Aleyna, Bilkent Üniversitesi’nde Psikoloji 1. Sınıf öğrencisi, ayrıca seneye sosyolojiyi de ekleyecekmiş heybesine. MUN-EYP karışık bir konferans geçmişi olan Aleyna, EYP’yi ilk kez lisede üst dönem arkadaşlarından duymuş ve o sayede başlamış. Herhangi bir şeyi yapmayı öğrenecek olsa kesinlikle Latinceyi öğrenmek istermiş. Son zamanlarda en çok dinlediği şarkı Potishead grubunun ‘’Roads’’ isimli şarkısıymış. Apple store için bir oyun geliştirecek olsa bu kendi kendini giydirebildiği bir oyun olurmuş. Şu anda olduğu kişi olmasında hayatında gelip geçen herkesin ufak da olsa etkisi olduğunu düşünüyor.Bir filmi bir oturuşta bitirememekten yakınan hatta en fazla bir saat izleyebilmesi kendiyle ilgili en sevmedikleri özellikleri arasında başı çekiyor, umuyoruz ki bu performansını komite çalışmaları sırasında dinlenmeye ayırdığı vakitte de görürüz, en fazla bir saat… Müzik zevki ise tam bir muamma! Sevdiği bir tür var diyemeyiz, çünkü Aleyna’nın sevdiği, bir müzik türünden çok, müziğin kendisi! Çift yönlü bir uçak bileti hediye edecek olsak Vilcabamba, Peru’ya gitmek istediğini çünkü Şaman ayinlerini merak ettiğini söylüyor. Çocukken aslında İngilizce öğretmeni olmak isteyen komite başkanımızın yakın gelecekte gerçekleştirmek istedikleri arasında dalış lisansı almak ilk sırada geliyor. En yakın arkadaşının “sıcakkanlı minik bir kedicik” olarak tanımladığı gazetecimiz OLUF’ta olmaktan çok mutlu olduğunu, herkesin çok güzel, verimli güzel anılar ve arkadaşlıklar elde ettiği bir konferans geçirmesini diliyor.


Hasan Başkurt tarafından

ENVER BATUR Konferansımızda gazeteci olarak görev yapacak Enver Batur, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde eğitim hayatının ilk yılını geçiriyor. Kendisini tam bir hukukçu olarak tanımlayan Enver aynı zamanda koyu Beşiktaş taraftarı. Daha öncesinde organizasyon kısmında bulunduğunu ve gerçekten çok samimi aynı zamanda kaliteli arkadaşlıklar edinmiş olan gazetecimizin OLUF’dan beklentileri de bundan çok farklı değil. Bir anda Enver hakkında farklı bilgiler vermeye başlıyoruz. Enver’in en sevdiği şarkı Müslüm Gürses’ten Affet adlı parça ve nedeni ise daha çok hata yapmış olduğu. Burdan anlıyoruz ki aşk hayatında sıkıntılar var... Kendisine meyve salatasında bir meyve olacak olsaydı hangi meyve olacağını sorduk ve ayva cevabını aldık, ne tatlı ne de ekşi bir meyve tam benlik diye ekledi. Yepyeni bir bilgi daha geliyor. Mustafa Kemal Atatürk ile yemek yeme şansına sahip olmak istediğini öğrendik ve ondan soracağı sorunun da bu kadar zor işler karşısında inancınızı nasıl kaybetmediniz olacağını duyduk. İnanıyorum ki hepiniz Enver ile tanışmak için çok heyecanlısınız ve o da öyle. Herkese şimdiden iyi konferanslar diliyoruz.


Helin Küccük tarafından

EFEKAN ÖZDAN Merhaba Efekan, bize biraz kendinden bahseder misin? Merhabalar! Kendimden bahsetmek gerekirse Manisa'dan katılıyorum konferansa. Manisa Dündar Çiloğlu Anadolu Lisesinde 12.sınıf öğrencisiyim. YKS'nin her türlü çabasına rağmen dimdik ayakta durabilen, amaçlarımdan kolay vazgeçmeyen birisiyim. Yabancı dillere ve kültürlere karşı çok büyük bir ilgi beslerim. Hayatımın en vazgeçilmez öğesi ise spor yapmaktır. Oluf19’dan beklentilerin nelerdir? Oluf'un bendeki yeri çok ayrı. Bundan bir önceki Oluf'ta da (Oluf'17) gazetecilik görevini üstlenmiştim ve benim için çok özel bir 3 gündü. O 3 günden sonra şu cümleyi kurduğumu hatırlıyorum: "Bir sonraki Oluf'a son sınıf olsam dahi gitmeliyim.". Bu seneki tek konferans hakkı olarak aklımda duruyordu Oluf. Çok yoğun bir çalışma temposundan sonra Oluf'19'un bana YKS için bir ilaç olacağını düşünüyorum. Son olarak da Oluf'17'nin İSA'sı Oluf'19'da da iş başında desek yanlış olmaz yani. Yapmaktan hoşlandığınız ya da yapmak istediğiniz spor dalları? Öncelikle bu mükemmel soru için teşekkür ediyorum. Küçüklüğümden beri el atmadığım spor kalmadı desem yeridir. Buz hockeyinden tutun, su topuna kadar tüm spor dallarına bir el atmışlığım var. Ama en çok keyif aldığım sporları saymak gerekirse bunlar sanırım voleybol, basketbol ve su topu olacaktır. En çok denemek istediğim sporlar ise gökyüzünden serbest dalış ve dağ tırmanışı. Eğer büyülü bir küre öğrenmek isteyebileceğin her şeyi söyleyebiliyor olsaydı ve tek bir hakkın olsaydı, öğrenmek isteyeceğin şey ne olurdu? Yaşlandığımda hala spor yapabilip yapamadığımı öğrenmek isterdim. Evin yanıyor, içindeki her şey de öyle. Sevdiğin insanları ve hayvanlarını kurtardıktan sonra, eğer zaman kalmışsa, neyi kurtarmak için içeri dalarsın? Anı kutumu ve anı defterimi kurtarmak için içeri dalarım.


Taha Ulaş tarafından

HAZAL ALTUNATMAZ İşte karşınızda ekonomi komitesi gazetecisi Hazal. Kendisi 16 yaşında ve İstanbul’da yaşıyor .Aslında La Casa de Papelde Tokyo olarak oynadığını düşünsek de kendisi bu iddiaları yalanladı (Biz inanmıyoruz). Kendisi çok samimi birisi olduğu için rahatlıkla konuşabilirsiniz. Şimdi sizi röportajla baş başa bırakıyorum. 1-Bir uygulama olsan ne olurdun ? -Uygulama olsaydım hava durumu olurdum, ruh halim hava durumu gibi değişken 2-Hayat felsefen nedir? -Hayat felsefem var mı bilmiyorum, ama sanırım ne yaparsam dönüp dolaşıp bir şekilde karşılığını bulacağımı düşünüyorum (Bizce de haklısın) 3-Dizi karakterlerinden hangisini kendine benzetiyorsun? neden? -İnsanlar genellikle beni la casa de papeldeki tokyoya benzetiyorlar-saç kesiminden dolayı-. Bazen de yasak elmadaki gözlüklü kıza benzetiliyorum, sanırım o kadar çok benzetildim ki ben de benzediğimi kabul ettim 4-EYP’ye neden,nasıl başladın? -Eyp’ye yanlışlıkla başladığımı söylemek istemezdim ama öyle, bir gün müdür yardımcısı geldi yanıma dedi Hazal istek’in böyle bir forumu varmış, gidiyorsun. Yani eyp maceram böyle başladı. 5-Sence neden mavi sebze yok? -Mavi sebze... sanırım zeus gibi tanrılar mavi rengini sevmiyordu, başka bir açıklaması olamaz. 6-Mesir macunu mu antep baklavası mı? -Tabi ki antep baklavası, yerini hiçbir tatlı tutamaz. (Biraz kırıldım) 7-Geçmişte bir zamana gidebilsen hangi gün olurdu -Geçmişte bir zamana gitsem kesinlikle 60’lı yıllara giderdim, o dönemin insanları giyim tarzları hâlâ beni büyüler


Efekan Özdan tarafından

HELIN KÜCCÜK Merhaba Helin, öncelikle bize kendini tanıtır mısın? Ve konferanstan beklentilerin nelerdir? - Merhaba ben Helin Küccük. Kahramanmaraş doğumluyum. 17 yaşındayım, 17 yıldır da Sakarya’da yaşıyorum. Adapazarı Özel Enka Anadolu Lisesi’nde 11.sınıf öğrencisiyim. Konferanstan beklentim tabii ki gazetecilik deneyimi edinmek ve bunu geliştirmek. Ayrıca çok iyi arkadaşlıklar edineceğime de eminim ve heyecanlıyım. Bir günlüğüne başka biri olsan kim olurdun, neden? - Bir günlüğüne başka biri olsam kesinlikle dünyanın en zengin insanlarından biri olup tüm parasını gerçek kendime aktarırdım. Bu para ile de dünyada açlık bırakmazdım mesela ve bu yapabileceğim iyiliklerden sadece bir tanesi :) Hemen şimdi bir şey öğrenebilecek hakkın olsa ne öğrenmek isterdin? - Tedavisi bulunmuş fakat içinde bulunduğumuz kapitalist sistemde ilaç sektöründe iyi paralar döndüğünden asla açıklanmayan o hastalıkların tedavilerini öğrenmek isterdim. İleride doktor olmak istediğimden can kurtarmak benim için en büyük istek. Zombi istilası olsa yanında neler alırdın, neden? - Yanıma asla geçilemeyen demirden yapılan, içli dışlı kaplanmış karavan, karavanın içinde yıllarca yetecek yakıt, silah (mümkünse teçhizat bolluğu olsun) ve tabii ki YEMEK. Canım arkadaşlarım Asya ve Su, onlarsız yapamamm:(((( Ve özgüven, güç, azim! Cesaret. Bir meyve olsaydın hangisi olurdun, neden? - Yalnızlıktan hiç hoşlanmam. Kiraz olabilirdim, her zaman yanımda biri olacağından. Nasıl bir gizli yeteneğin var? - Gizli yetenek mi tam bilemiyorum ama kötü bir olay olacağını önceden hissedebiliyorum.

Soruları sallayıp tutturabiliyorum.

Ve son olarak bir özlü sözünüz varsa bunu paylaşır mısınız? - Olmaz mıııııı “Yap gitsin, bir daha mı gelicez dünyaya sanki?” Çok derin araştırmalar sonucunda Helin'in kurbağa ve yılandan çok fazlasıyla korktuğunu aynı zamanda en sevdiği hayvanın maymun olduğunu öğrendik.


Efekan Özdan tarafından

ZEYNEP BARAN Zeynep ODTÜ Lisesi’nde 12. Sınıf. Şuan Ankara’da yaşıyor ama yaşlanınca kesinlikle İtalya’da yaşamak istediğini belirtiyor. İsmini değiştirme imkanı olsa değiştirmek istemeyeceğini söylüyor çünkü ismini çok seviyor. En sevdiği çizgi film Avatar. En sevdiği kelime ise sillage. Bu, Fransızca bir kelime ve ona göre çok hoş bir anlamı var: sevdiğin biri yanından ayrılınca orada kalan kokusu. Şu aralar en çok Lady Gaga ve Bradley Cooper’dan Shallow’u dinliyor. Eğer dünyada 24 saatinin kaldığını öğrenseydi muhtemelen ailesiyle vakit geçireceğini, sonra da deniz kenarı bir yere gidip gün batımını izleyeceğini söylüyor. Mantıyı çok seviyor, hatta eğer dünyada sadece bir yemek yeme hakkı olsaydı bu yemeğin mantı olacağını belirtiyor. Asla yapmak istemeyeceği bir meslek avukatlık çünkü haklı bulmadığı bir insanı asla savunamayacağını düşünüyor. Gizli yeteneğini henüz keşfetmemiş. Onu hep gülümseten bir anısını anlatması istendiğinde “Bir arkadaşımla deniz kenarında saatlerce dans etmiştik. Etrafta neredeyse kimse yoktu ve çok eğlenmiştik.” diyor, ve burada röportajımız son buluyor.


Hazal Altunatmaz tarafından

TAHA ULAŞ Resimde gördüğünüz Taha Manisa’da yaşıyor. Wrecking ball şarkısının parodisini en iyi onun yaptığına eminiz. Manisa’da yaşamasına rağmen mesir macunu yerine antep baklavasını tercih ediyor. İlk gazeteciliği olmasına rağmen yine de fotoğraftaki gibi mükemmel fotoğraflar çekeceğine inanıyoruz. Unutmadan, Taha koyu bir galatasaray taraftarı. Şimdi sizi röportajla baş başa bırakıyorum. -bir hayvan olsaydın hangisi olurdun, neden? Bir hayvan olsaydım ayı olurdum çünkü NBA’de Houston’u tutuyorum ve maskotları tatlış. -okulunuzda zombi istilası yaşansa ne yapardın? Okulumu zombiler bassa hepsini arkadan sopayla vurup öldürürdüm sonra da okulda kahraman olurdum. -bir trafik işareti olsan hangisi olurdun, neden? Dur levhası olurdum çünkü bazı kişilere tahammülüm yok. -hayatından bir şeyi çıkartman istenseydi bu ne olurdu ve neden? Hayatımdan karnabaharı çıkarırım çünkü nefret seviyesinde sevmiyorum. -otuz yıl sonraki kendine bir mektup yazsaydın ne yazardın? Arkadaşlarımı unutmamamı yazardım. -başka birisi olabilseydin nasıl biri olurdun? Başka biri olsaydım gamsız olmak isterdim çünkü gamsız kişilerin daha mutlu olduğunu farkettim. -bir gün örümcek olarak uyansan neler yaşanırdı? Örümcek olarak uyansam gidip birini ısırır, örümcek adam olup olmayacağını izlerdim.


Zeynep Baran tarafından

ÇAĞLA AKGÜL Çağla İstanbul’da yaşıyor. Robert Koleji’nde 10.sınıf öğrencisi ve gerçekten aşırı cana yakın bir insan. Çağla denizde yaşayan bir canlı olacak olsa Nemo’daki Dory olmak istermiş.Çünkü bu küçük balık ona çok sevimli geliyormuş. Geçmişe gidebilecek olsan hangi döneme giderdin ve neden diye sorulduğunda, kendince biraz klişe bir cevap vererek 60’lı yıllara diyor. Çağla bu döneme geri gidip Woodstock festivaline katılmak istediğini söylüyor. Film izlemeyi pek sevmiyor ancak kitap okumakla ilgili aynı şekilde düşünmediği ortada. Hayatı bir kitap olacak olsa bu kitabın yazarının Margaret Atwood olması gerekiyormuş. “En sevdiğin mevsim hangisi ve neden?” diye sorduğumuzda “Ben kış insanıyım. Çünkü soğuk havada dolaşmak, sıcak içecekler içmek, ve kışın en önemli ayrıntılarından biri olan yılbaşı heyecanını tatmak çok hoşuma gidiyor.” diyerek cevap veriyor sorumuza. Çağla eğer bir günlüğüne karşı cinsten biri olabilecek olsa bunu istermiş. Çünkü erkek olmanın nasıl bir his olduğunu merak ediyormuş. Aynı zamanda kısa bir süreliğine de olsa böyle bir şeyi deneyimlemek onun için ilginç olabilirmiş. Çağla’nın bir süper gücü olacak olsa bu zamanı durdurabilmek olurmuş ve verdiği bu cevabın sadece bir sebebi varmış; sabahları zamanı durdurup bu süre içerisinde biraz daha uyuyabilmek. Sanırım hepimiz bunun gerçek olmasını çok iserdik. Son olarak onu en iyi anlatan rengin hangisi olduğunu soruyoruz. O ise hiç düşünmeden yeşil diyor. Bu renk öncelikle en sevdiği renk. Aynı zamanda çağla bademinin de rengi. İsmiyle alakalı bir renk olduğu gözümüzden kaçmıyor. Kendisi yaptığı ufak çaplı araştırmalar sonucu, doğum taşının zümrüt olduğunu öğrenmiş ki bu taş da yeşil. Bu soruya verdiği cevapla Çağla ile olan röportajımız son buluyor.


Semih Şeker tarafından

AYŞE KARAKUŞOĞLU Karşınızda biricik görev arkadaşım Ayşe Karakuşoğlu.Öncelikle kendi cümleleriyle tanıyalım Ayşe'yi. Gaziantep Kolej Vakfı'nda okuyorum ve 16 yaşındayım. 7. Sınıftan beri voleybol oynuyorum.Favori şarkım Amy Winehouse-Black to Black, en sevdiğim Türk grup Manga,yabancı grup ise Pink Floyd.Bütün müzik türlerini ve müziğin kendisini çok seviyorum. En sevdiğim yok.Hobi olarak dans ediyorum. Ayşe'ye anne ya da baba olabilmeyi seçebilseydin hangisini seçerdin diye sordum,cinsiyetinin kız olmasına rağmen baba olmayı tercih edeceğini söyledi.Sebebini sorduğumda ise babaların çocuklarıyla kurdukları ilişkiyi annelerinkine göre daha samimi ve eğlenceli bulduğundan bahsetti.Kişiden kişiye değişir tabiki ancak şahsen ben katılıyorum Ayşe'ye. Bir müzik grubunda yer alsaydın hangi rolde olurdun diye sordum Ayşe'ye ve beklediğim cevabı aldım. 'Solist olmak isterdim çünkü sesim güzel olmasa da şarkı söylemeyi çok seven bir insanım.'Zaten Ayşe gibi bir hanımefendinin sahnenin en önünde yer almaması saçmalık olurdu. Biraz da iç dünyasını keşfetmek istediğimden klasik soruyu yönelttim kedisine.Gece mi gündüz mü ? 'Elbette gece çünkü doğanın gerçek yüzünü geceleri gösterdiğini düşünüyorum ayrıca geceleri siyah renk ve ay ışığının verdiği özgüvenle daha rahat ve güvende hissediyorum.' Ardından evcil bir kedi yerine koydum Ayşe'yi. Sahibin seni beslemeseydi tepkin ne olurdu diye sordum. 'Bir kedi sahibi olarak kendi kedimin aksine sahibimi parçalayacağım düşünüyorum.' diyerek cevapladı sorumu.Biraz vahşi oldu ama hak etmiyor diyemeyiz. Son olarak planlı ve düzenli yaşamayı mı yoksa yarını düşünmeden yaşamayı mı tercih edersin diye sordum Ayşe'ye,cevabı gayet netti. 'Tabiki yarın ölücekmişiz gibi yaşamak,ölümün ne zaman geleceğini bilemeyiz ve ilerde yapmadım diye pişman olmaktansa yaptığım bir şey için pişman olmayı tercih ederim.'


Serdar Kocaefe tarafından

ILKE TABAKOĞLU Sevgili gazeteci arkadaşım İlke Tabakoğlu’na geldi sıra. İlke; 17 yaşında, İzmir Cengiz Aytmatov Sosyal Bilimler Lisesi öğrencisi, Nazım Hikmet hayranı(sevdim bunu),tatlı mı tatlı bir hanım kızımız. Sorularımızı ona da yönelttik kırmadı bizi sağ olsun. Hadi onu tanıyalım: Sonsuza kadar yaşlanmayacak olsan, hangi yaşta kalmayı tercih ederdin? -Büyük ihtimal 28-30 civarı çünkü insanların tam olgunluğa ulaştığı yaş olduğunu düşünüyorum. Herhangi birini seçebilecek olsan, akıl hocan olarak kimi seçerdin? -J. Paul Sartre Seni heyecanlandıran, hatırladığın en eski anın nedir? -Amerika’da yaşayan dayımı 6 ay görmedikten sonra en çok istediğim şey olan oyuncak ayı getirmesi. En çok sevdiğin özlü söz nedir? -‘’Tarih, günün emrindedir.’’ “Hayatın anlamı nedir?” dışında herhangi bir sorunun cevabını bulabilecek olsan, bu soru ne olurdu? -Bilginin kaynağında ne vardır? Bütün koşullar uygun olsa ve sana bir iş kurma fırsatı verilse, nasıl bir şirketin patronu olurdun ? -Bütün her şeyin yorumlanabildiği, eleştirilebildiği, tartışabilindiği bir gazete üzerine bir şirketin patronu olurdum. Bütün gününüzü evde geçirecek olsan, seni mutlu edecek hangi 5 aktiviteyi yaparsın? -Kitap okurum, kahve yaparım, film veya dizi izlerim, kedimle oynarım, yemek yerim. Kendini dünyanın en güçlü insanıymışçasına başarılı ve mağrur hissettiğin en son deneyimin? -Matematikten 100 aldığım zaman. Karşındaki kişiyi tanımak için en çok hangi davranışına dikkat edersin? -Kitap okuyup okumamasına göre sınıflandırırım insanları daha çok. Bir tatile mükemmel diyebilmen için nasıl olmalıdır? -Sessiz sakin bir orman içinde denize yakın ve insanın çok olmadığı bir evde bir hafta çok mükemmel bir tatil olabilir.


Enver Batur tarafından

HASAN BAŞKURT Hasan öncelikle bize kendini anlattı. Ankara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü 2. Sınıf öğrencisim.6-7 yıldır bu tarz konferanslar ile ilgileniyorum. Konferans başkanlığı, başkan yardımcılığı, akademik danışmanlık, koordinatörlük, editörlük, gazetecilik vb. bütün pozisyonlarda görev aldım ve konferansları gerçekten çok severek yapıyorum. Daha geçen hafta başka bir konferanstaydım, bu hafta buradayım. Herkese tavsiyem bu tarz işlere devam etmeniz. Çok sabırlı bir insanım, kitaplarla aram iyidir. Siyaset ile ilgili her şeyi severim. 8-9 yıldır hentbol oynuyorum. NBA ve Euroleague takip etmeyi çok severim. 1-Kendini bir şehirle ifade edecek olsan bu hangi şehir olurdu? Kesinlikle Manisa olurdu… Hayatımı değiştiren şehir 2-Aklın mı yoksa duyguların mı ön planda? Her zaman aklım daha ön planda olur ama aklımı kullanırken duygularımı da ihmal etmem. 3-Konferansta ne olursa bu seni aşırı sinirlendirir? Saygısızlık her zaman kanıma dokunur. 4-Hayatın bir film olsa ne türde bir film olurdu? Aksiyon 5-Dünyanın merkezine birini koyacak olsan bu kim olurdu? Tabi ki Emir Ali Senger 6-İntahar edecek birini hayata bağlamak için ne söylerdin? Kendine iyi bak bizi düşünme su akar yatağını bulur. 7-Hayatını ikiye ayıracak bir çizgi olsa ne hangi olay olurdu? Konferanslara başlamış olmam. 8-Eğer bir nesne olsan bu ne olurdu? Takım elbise 9-Sence hayatın bir müzik tarzı olsa bu hangi tarz olurdu? Neden? Herhalde pop olurdu. Çünkü fazlasıyla hareketli bir hayatım söz konusu. 10-Kendini bir ülkeyle ifade edecek olsan bu hangi ülke olurdu? Neden? Galiba Türkiye olurdu. Bu ülke çünkü o kadar karışık ve git gelli bir ülke ki tam benlik.


İlke Tabakoğlu tarafından

SERDAR KOCAEFE Serdar,Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi 2. Sınıf öğrencisi, onu daha yakından tanıyabilmek için ona birkaç soru sorduk: 1-Hobilerin nelerdir? Müzik dinlemek,kitap okumak,film izlemek bir de vücut geliştirme sporuyla ilgileniyorum. 2-En sevdiğin film,dizi,müzik,kitaplar nelerdir? Film karayip korsanları,dizi takip etmiyorum, müzik hekimoğlu türküsü, kitap Fakir Baykurt-Kaplumbağalar. 3-Bu hayattaki son 24 saatin olsa neler yapardın? Konuşmam gereken biri var,onun yanına koşardım. 4-Bir hayvan ile reenkarne olsan bu hangi hayvan olurdu? Kurt olurdu herhalde. 5-Hayalindeki tatili bize tanımlar mısın? Hayalimdeki tatil ormanlık akarsu kenarı bir yerde kamp yapmak. 6-Daha önce gördüğün bir karenin resmini yapacak olsan bu hangi kare olurdu? Çok sevdiğim bir arkadaşımla bir otel odasında bir masaya oturup yıkılmışlığımızın resmi olurdu. 7-Geçmiş ya da gelecekte bir olaya şahitlik edecek olsan bu hangi olay olurdu? İkinci Dünya SavaşI’nda Berlin’in işgali. 8-Hayali bir kahraman olsanız ne olmak isterdiniz? Marvel’dan Wolverine 9-Kendini anlatırken kullandığın üç sözcük? Asabi, kontrolcü, şakacı


Ayşe Karakuşoğlu tarafından

SEMIH ENSAR ŞEKER Ben Semih Ensar Şeker ,Bülent Koşmaz Fen Lisesinde okuyorum. Çocukluğumda uzun süre basketbolla ilgilenmiştim ancak lisede bırakmak zorunda kaldım. Müzik dinlemeyi çok severim. Benim için su gibi bir şeydir müzik. Ancak herhangi bir enstrüman çalamıyorum malesef. Zamanım olsa piyano öğrenmek isterdim ama. -kişisel bir soruyla başlayalım kendini 3 sıfatla tanımlayacak olsan bunlar ne olurdu? Kör, çocuk, tutarsız. -yaşadığın hayatı tek bir cümle ile özetleyebilir misin? Çocuklarım için. (Ne kadar henüz doğmamış olsalar da :p) -bu hayattaki son 24 saatinde nerede olurdun ne yapardın? Son 24 saatimi olabildiğince ıssız bir yerde tek başıma geçirmek isterdim.Vedaları pek sevmem. -En çılgınca çocukluk anın? Ben baya safezone da takıldım böyle bol action lı atlamalı zıplamalı bi' hatıram yok.Ama hala çocuk olduğumu varsayarsak evden ayrılmam diyebilirim sanırım. -sevmediğin birine ne tür işkenceler çektirmek isterdin? Sevmediğim birine işkence yapmam pek bana göre değil.Şahsen sevmiyosam beni olumsuz etkiliyordur ve ona karşı yapılacak en mantıklı hareket ondan etkilenmemeyi başarabilmektir bence. -en sevdiğin dizi veya film nedir? Kesinlikle interstlellar -asla yapmam dediğin şey:)? Sevdiklerimi asla yüz üstü bırakmam




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.