2 aşiret ve otomobil

Page 1

1


2


AġĠRET VE OTOMOBĠL

Sedat Şanver

yazı kültürü

3


4


ĠNSANLAR, SÖZCÜKLER

Söylediklerimin hiçbirine kanıt gösteremem

5


ÇÖMÇEGELĠN I Yağmur durmadan dökülür saçaklardan efsaneye Gök, yıldızların kanlı gömleğini giyinir Ölüm meydana düĢmüĢtür artık Yüreği oğul bir ana korkuyla kaldırır baĢını harman yerinden su kabına döker gözlerini kınalı bir gelin/ ölüm meydana düĢmüĢtür artık. Bütün aĢiretler kapatır penceresini BaĢlığı fazlasıyla ödenmiĢtir oysa kız çocuklarının Dağın, ırmağın bir de yağmurun yüzgörümlüğü verilmiĢtir. Kapı aralığından sevmek kadar gelenektir bu çayır çimene gözyaĢı dökmek kadar insanca... 6


Göğün kanlı yanını umut Çömçegelin sulara dön yüzünü/ senin yüzün çokça benzer çıkmaz sokaklarına doğunun coğrafyası yitik eĢkıya türkülerine benzer sesin Ellerin öylesine eĢsiz, öylesine kimselere benzersiz okĢayıverir tüfeği, ala geyik hançeri. Bir alacakaranlıkta mayın tarlasından, tel örgülerden kulelerden bu yanda her Ģey acının hançeresinde büyüyen her Ģey kavgaya hazırlanır kayalıklar ardında./ Göğün kanlı yanını unut Çömçegelin./ Bırak yağmur durmadan dökülsün saçaklardan efsaneye. 7


II Karanlıkta akan bir ırmak bu… Dinle: sesim davudi bir ezandır, oturuĢum oyalı baĢlık hainliğin zekâtı çokça ucuzdur rakı sofralarında üstelik/ ödeĢme vaktidir: mermi patlar, dağ devrilir ve devlet olanca sesiyle bağırır minarelerden Karanlıkta akan bir ırmak bu… Dinle: kimse barınamaz uzun zaman tenha yanında toprağın. kertenkele terk eder kuyruğunu, yılan ıslığını eskitir. ölüm ürpertmeye baĢlar kalbi, kan titreĢir siyasi bir geceye adını verir bu fırtınalar 8


Karanlıkta akan bir ırmak bu… Dinle: Kavgamız, hayatın en güzel armağanıdır bize. bunu sen çok iyi bilirsin hiç olmazsa çıkmaz sokaklardan bilirsin. beynimiz ağır–aksak bir haraçtır ağır–aksak bir kavim, eriĢkin bir peygamber Karanlıkta akan bir ırmak bu… Dinle: insanı ıĢıtacak bütün sözler bir rahlede kapanmıĢtır bir bulutun ardındadır ay/ kar, rengini çoktan unutmuĢtur nice sonra/ bir yol çıkıp gider tespihlerin Ģakırtısından geç de olsa anlarsın: karanlıkta parlayan bir silah bu… 9


III Ölüm, apoletler ve büyük törenlerle yaklaĢıyor doğuya katil bir tabancayla, namlunun korkutan çeliğiyle yağlı kasaturalar ve büyük endüstri düĢünceleriyle YumuĢak ve delikli yerlerinle cezalandırıldın Çömçe! Kan soğudu yara kapandı eĢkıyanın taziyesi de unutuldu belki Demiri iĢleyen ve dostu kucaklayan ellerinle cezalandırıldın gurbete çıkmıĢ türkülerinle ayaklarının altıyla dilini unutmuĢ ulusunla beyninle Çömçe korkuyu ve direniĢi barındıran safir beyninle!... 10


Ölümün büyük törenler ve apoletlerle yaklaĢtığını gördük doğuya susku bir yanda duruyordu, çığlık öte yanda zincir bir yandaydı, hançer bir yanda 11


Özgün’e ve bütün çocuklara

MASALLAR I Bir masal sandığını açtım ve gözlerin döküldü içinden Ģehrin ıĢıkları, sokakları ve yalnızlığı döküldü Gördüm, matarasına su dolduruyordu bir asker utançla yüklenmiĢti büyük zaferleri. Bir nehir Ģırıl Ģırıl sızıyordu ateĢe, bir kavgada bırakmıĢtım gençliğimi. Yollara bildiğim bütün sesleri bağırdım duydum: usulca vurulmuĢtu tanyeri, çığlık atmıĢtı eĢkıya kuĢlar, dağlar ve ayrılık kana bulanmıĢtı 12


II Ayakları olmayan çocuklar nasıl yürür Gü.? Sana yazdığım bütün bu sözler bir yangından nasıl kurtulur? Ben bir sesten doğrulup uzaklara bakarım: sana bakarım bir kırbaç alıp götürür karanfilin boynunu toprağın ve rüzgârın kokusu kaybolup gider herkes unutulabilir Gü… Üzerine ağıtlar yaktığımız sevgililer, babalarımız/ sonra tanrılar tanrılar ölür Gü… Övgü biter seni sonsuz öperim seni sevgiyle öperim. 13


III Bir ıĢık neonlarında eriyip gider Ģehrin Rakı kadehlerini terk eder dudaklarım Bilirim saçlarını tarayan güzel kızlar silinmiĢtir aynalardan siren sesleri çoktan doldurmuĢtur caddeleri… Ötede ölümün darağacına sığındığı evleri görürüz. Görürüz bir su taĢar gelir derinlerden ellerimizi en yıkama zamanıdır bu, bilirim. 14


-bildiğim dillerdeanlatamadıklarım için

SEġAĠ YAZITLARI

SeĢai bir baĢlangıç olabilir. Tarih atalım – Zeno gibi – Bu yeniden doğuĢtur. Bu sevgidir: 01.01.1986

15


16


I SÜRTÜNME Böyle bırakıp gidiyorsun ya geceleri on dokuz yaĢın hoyratlığına züppe bir çocuk gibi sırıtıyor erotik resimler en afili dumanlar bile kâr etmiyor Sen böyle bırakıp gitmeseydin geceleri on dokuz yaĢın hoyratlığına inan, bu tüfek böyle gümbür gümbür patlamazdı yemin olsun bu kadar ıslanmazdı bu yatak 17


II MESAJ Sana varılacak yolları unutmuĢ gibiyim kendimi yitirmiĢ gibi… Ġnsanların olduğu bahçelerden seslen bana. bahardan bir gelincik çocuklardan bir gülüĢ ve uzaklardan konuĢmanın o güzel sesini belki de senin en çok sevdiğin kendimi getireceğim sana. Elimdeki fenerler neredeyse sönecek insanların ve sevginin büyüdüğü yerlerden seslen bana. 18


III YORUM Hayatımı anlatacak bir söz bulmalıyım Bir sır söylemeliyim usul çiçeklerle saçları okĢanan kadına. Ömrün kaldıramayacağı bir yüktür aĢklar ölüm acıyla süsler kendini. Övgüleri silmeliyim dilimden, küfre değmeliyim. Kendi hançerimi kendi yüreğimde deneyip çürümüĢ bir anıdan artakalan bütün isimleri bütün isimleri unutup söylemeliyim Ģiiri Bir deniz tutup benim üstüme yemin etmeli. Dönüp yaĢamayı yeniden anlatmalıyım kendime 19


IV TUTUKLU Yüreğimdeki boĢlukları bulutlarla dolduruyorum -yazıya geçirmeli bunuAdımı yitirdim, adresim yok, sevgilim öldü bir fahiĢeyle sabahın kapısına dayandım söz dalgalandı: iki buçuk ay hapis, amenna bir saltanat semahında giysisiz, üryan veliler toplantısında efendice, rakıdan eser yok hız göstergelerinden, söyleniĢi eskimiĢ meyhanelerden sonra/ dolaĢıp yattığımız yataklardan eser yok/ Ģimdi bir mısrayı gizleyip bir Ģehri unutmak istiyorum yüreğimdeki boĢluklara bulutlar yetmiyor yazıya „acı çekmek‟ diye geçirmeli bunu 20


V ZĠFAF Söz en uğursuz gülüĢüyle baĢlatır kasıtlı intiharları kendi lehçesini küçümseyen göğün çehresine gülümseyen söz… Kadınlar en kutsal yerleriyle tavaftadır yatağı bir fallus yığını gelenekle baĢ baĢa… Ellerini nereye gizlerse görünür /insanlar ne kadar da büyür gereksiz yerleriyle/ diye düĢünüp gider–geri gelir, gider–geri gelir DönüĢten artakalan nedir? Kimi ıslatır bu kanlı akıĢkanlık? Böylece her kapıda bir gerdek ilanı asılıyken sefil bir çığlıkla uyandırıp sevgiliyi çok iyi bilinen bir bulvarın tarifini unutmuĢ görünerek ve tekrarlayarak düĢün her dilde tekrarlayarak çiftleĢmeyi bir çocuk mevsimi yaratmalı tüyleri dolaĢan su faĢist bir geleceğin ilk adımı atılmalı… Söz en uğursuz gülüĢüyle karĢılar kasıtlı intiharları kendi lehçesini küçümseyen göğün çehresine gülümseyen söz… 21


VI NATÜRMORT Adımın efsanesi yokmuĢ/ en çok buna üzülüyorum… Ödünç bir kelimeyle baĢlatıyorum geçmiĢ tarihleri kanayan yerlerinde yaĢıyorum hayatın… Ġstesem de gözlüklü bir kızı sevmenin sonucuna katlanamam artık karımın adı benimle baĢlıyor çünkü. Çünkü takım bir giysim var, desenli bir boyunbağım Üstelik bir memur maaĢıyla her gün yeniden öğreniyorum kendimi. Çevremdeki bütün varlıklar: bu gök, bu tanrı dokunduğum bu kadın, elimdeki beyaz mendil bir natürmortta biçimlenmiĢ gibi yeni yüzüme alıĢamıyorum bir türlü. Biraz kımıldasam birilerinin sınırına gireceğim bütün bedenim tel örgülerle çevrili 22


Bir örümceğin kitap arasında kalan peygamberliğinden ya da hayatın bedelini ödeyerek sürdürebilirim dualarımı. Ölüm açıklamalarında bulunsam Ģafaklarımda yakalarlar sevgiliyi -ki bunu daha önce de denemiĢtim mitralyözler kan kusarken mesela- desem inanmayacaksınız oysa kim son öğrendiklerini benden önce unutmadı?... ölecek olsam kimin yıldızı eksilir gökten?... Adımın efsanesi yokmuĢ/ buna üzülüyorum en çok… 23


VII SÖYLENTĠ Kıyıda bir tekne vardı, uzakta bir denizci feneri hiçbir çocuk rüyasında görmemiĢti beni böyle diyordu balıkçılar Sözün, vakitlerin en erkenidir Rüzgârın soluduğunu, ırmağın taĢtığını duyarım orada titreĢen bir karanlıktır saçların, geceme dökülür. UnutulmuĢ bir Yörük öyküsünü konar–göçer kabileleri ve seni ve seni ansıyarak kıyaslarım göğsümü dağlarla Söylerim: bulut ve yağmur sende yaratılmıĢtır Söylerim: ateĢ ve su senin ellerinde zaman olur söylerim 24


Kıyıda bir tekne vardı, uzakta bir denizci feneri hiçbir çocuk rüyasında görmemiĢti beni senden öğrenmiĢtim bunu. 25


VIII RASTLANTI Karanlığın rahminde büyüyen bir gölge sarkar sokağa gece baĢlamıĢtır; yollar ıssız, Ģehir tenhadır Kadın, meltemlerin bilmediği bir büyüyle sokulur yatağa sevgilisi uzaktadır, örtünür, yalnızlıkla ıslanır garip bir sesle irkilir seccadeler, gece baĢlamıĢtır Nerden çıkıp gelirse gelir o Ģen çocuk Kırgınlıklar unutulur, ılık bir muĢtuyu esenler bakıĢları her yıldız kendi uzaklığına akar. KonuĢur uslanır, konuĢur canlanır, konuĢur seviĢir konuĢtukça ardına dek açılır zamanın kapısı insanın sıcaklığıyla erimeye yüz tutar yerçekimi 26


Tümüyle kısalır gösteriler, değil midir ey hayat! Dost ve sevgiye bulanır bozkır gelinlikleri Ansızın bir söz yanıp söner neonlarda yanıp söner, bir lambaya üfler bir mumu söndürür, günah defterine bir Ģeyler ekler insanın en yetkin dili doğrular bunu Karanlığın rahminde büyüyen gölge ayrılır yataktan Gece baĢlamıĢtır, yollar ıssız, Ģehir tenhadır 27


IX ġAĠR Ölüm mutlaka sahiplenecektir çocuğu, çiçeği ve hüznü vesika ekmeğine yaslanmıĢ kadınlar gezinecektir sokaklarda yokluğun ve sıkıntının yazgısıdır bu/ ġair denize doğru yürü… Orada suyun parçalanmıĢ sesini bir ananın çocukluk ağlayıĢını ve acıyı örten unutuĢu göreceksin. Geriye dönerek, bir sonsuzluktan söz eder gibi denize doğru yürü… Orada sana aĢkı sana insanı sana dünyayı yeniden anlatacak olan, hiç eksilmeyen renkleri güzelliğini bürünmüĢ çakıl taĢını ve dalgalarda büyüyen hoyrat bir düĢü göreceksin/ Sonra bulut, yağmur ve toprak diyerek suyun altında SeĢai dilinden bir balık ve sevdanın güzelliğine yaraĢır bir sözcük olarak tıpkı bir sonsuzluktan söz eder gibi Ģiirin hançer olan ağzıyla Ģairliğin Ģah sözünü söylemelisin: “mutsuzum…” 28


Ölüm mutlaka sahiplenecektir çocuğu, çiçeği ve hüznü Nice sonra diĢi bir mısra gökyüzüne bağıĢlayacaktır utancını 29


X AYRILIK YaĢadığım Ģehre ilk defa yağmur yağdı bugün bir ateĢin renginde toprağın ıĢıdığını gördüm deliĢmen bir korku sızıyordu zamanın usul sesinden sevgilinin saçlarını ikiye böldü rüzgâr, anladım bir düĢteydim, Ģehre durmadan yağmur yağıyordu. Bir bulutun gölgesine çiçekler ekiyorum Ģimdi senin için köle doğmuĢ çocuklar için bu Ģiiri yazıyorum dudaklarım bir özgürlük türküsüne değiyor bir süvari yalnızlığıyla geçiyor karanlıktan gözlerinden sisli bir ıĢık düĢüyor pencereme. 30


Bir denize adını kazıdım dün ölümü düĢündüm: kuĢları, balıkları, çiçekleri kumsalda yürüdüm, yoksul dünyanın Ģarkılarını söyledim dağların bir yanı kardı, nehirlerin bir yanı sel hiç bitmeyecek bir yolculuğu sürdürdüm kalbinde Bahçeme çiçekler ekmeliyim senin için kendi rengiyle menekĢeler, beyaz karanfiller bir vapur kıyıya yanaĢmalı, seni taĢımalı bir mavna kokunu getirmeli, bir sandal çocukluğunu uzakları sana varmak için yıkmalıyım 31


XI AĞIT Yüreğimden bir serçe sürüsü havalanıyor bir güvercinin rengi Mutsuz bir çocuk mahalle bilgesine yorumlatıyor düĢlerini. Yıllar sonra ilk defa gördüm seni bugün resimlerini ansıdım Bir volkan yüzyıllarca sonra yeniden ateĢlemiĢti göğü Ağıtlara çok benzeyen bir türkü söylemek istiyordum kulaklarına DüĢündüğüm sözler çıldırmıĢ gibiydi, tıpkı bir su gibi akıp giden su gibi Bir palyaço ilk defa güldürüyordu kendini. 32


Göğsümü bir dağa açtım, saçlarım rüzgârla konuĢtu Azeri bir Ģairin hançerini taĢıyordum koynumda gözlerinin altını kırmızı kalemle çizdim, kan damladı yere bir ölünün yüzüne uzun uzadıya baktım kendime benzettim bir su sesi durmadan akıp gidiyordu düĢündüğüm mısralar gibi. Mutsuz çocuklar gibi mahalle bilgesine yorumlatıyorum düĢlerimi yüreğimden bir serçe sürüsü havalanıyor bir güvercinin rengi koĢun, Ġpek‟e haber verin, öldüğümü duysun en iyi o anlar beni. 33


34


SUÇLAR, ĠTĠRAFLAR

Sen de herkesten birisin Arınç! Dost ve Sevgili/ tanrı ve kul Tıpkı benim gibi ilençli ve tıpkı __Ģima gibi güzel

35


36


SUÇ -Sevgili Arınç’a; suçlarımın karşılığı olarakBütün ıĢıkları söner sahnenin/ periĢan bir silahla vuruluruz Ġnatçı bir Ģarkının ritmiyle baĢlar gece DüĢün bir Mx altında ölmüĢ de olabilirdik Ģimdi ben hiç dokunmamıĢ da olabilirdim suçlarıma. PeriĢan bir silahla vuruluruz ıĢıkları sönünce sahnenin Gelip koparılır beynimizden erken bir matem tadı. Sıkıntıları unuturuz. Dünyanın dört bir yanına dağılır adı konulmamıĢ çocuklar. Dağılır ve biz barınırız kentte Sudan bir rahlede okunur gökyüzü, aynalar tanıĢık gelir ki mümkündür: kıyısından dönülür diriliĢin her Ģey/ geceyi aĢabilecek her Ģey özetler kendini 37


O zaman…/ Seni anlatamadığım anlar olur. Bir çiçek, bir koku, tanıdık bir söz Ama hiç bilinmeyecek olan. Belki de ozana direnen imge Susmanın yakınlaĢması ve kendi örtüsüyle gizlenen gece O zaman…/ yeni bir yol baĢlar. Bir ateĢ baĢına çivilenir yalnızlık. KonuĢmayı eritebiliriz seviĢmenin oralarda Gelir, yanı baĢımızda büyür özgürlüğün bitmeyen yankısı Gelir, yanı baĢımızda büyür özgürlük/ Gelir, yanı baĢımızda büyür/ düĢünürüz böylece Böylece sevmesini de öğreniriz. Karanlığın tansığı sanılan herkes çürür. Biz onları tanımayız/ gün sahiplenilir Kimse inkârına ulaĢamaz kendinin düĢünürüz böylece Ve böylece yeni bir söz baĢlar usuldan bir yağmurun sesinde. 38


Sen uyurken düĢün bir Mx altında ya da sözde insana takılmıĢken beynin. DüĢün Bütün iksirini yitirmiĢ seviĢmek. DüĢün, ellerimizi bir yerlere gizlesek suç‟un uzağına götürsek gözlerimizi biri bana ismimle seslense, beni görseler çok uzağa gitmesem iyi bir __Ģima eklense tarihe sevgili bir dizeyle çoğalsa gökyüzü DüĢün birlikte duruversek bir an polis kayıtlarına suç olarak geçer. Zamanı gizlesek/ toprağın, suyun, ateĢin isyanı baĢlar. Kaçak bir söz kendi ağıtlarında bilenir. Ölümü düĢünmemizi istemez sevgililer, kuĢlara inanırız. KuĢlara inanmamız bir Ģeyi değiĢtirmez adlarımız askıdadır. DüĢün en kötüsü birlikte yalnızlık ne ölüm, ne hüzün, ne biten gün. PaylaĢamamak bir sözü bir insanla bir acıyı bir çığlıkla bir karanlığı bir korkuyla DüĢün birlikte duruversek bir an polis kayıtlarına suç olarak geçiyor 39


ġimdi biri gelse kimi sözleri unutmamı istese... O zaman…/ küle dönüĢür sesim/ acının gönderine iliĢtirilirim unutmanı istiyorum, der biri bir baĢka aĢk ne demek? Ne demek sonsuzlanması ölümün? Eğilsin tanrı, ellerime sarılsın, büyüsün bebek diyerek dönüp bir sevgilinin ağu gözlerinden bir geceye ve en tarih türküden toprağın tutuĢmasına o zaman daha birçok direniĢ, birçok Afrika Ve çokça dünya elimizde. Sonra/ geliĢen bir Che portresi unutmanı istiyoruz, der birileri bir baĢka ölüm, bir baĢka aĢk ve tarihe iyi bir __Ģima Ne demek sonsuzlanması özgürlüğün?... 40


diyerek biter gece/ acı biter sudan bir rahlede okunur gökyüzü/ suç baĢlar: 41


Uzanır gökyüzüne ellerime doldurmak isterim seni. Bir vakit bulut, bir vakit kuĢ sonra sınırsız mavilikler olurum. DüĢünürüm, bir yağmur kokunla gelir, ölebilirim sevinçten. Saati senden bir önceye kurarım, telefonlara bakmam. Gün gelir bütün Ģarkılar unutulur böyle sıcak yaĢanmaz sinemalar. DüĢünmek ve sevmek bedenimizin savaĢan dili olur zamanla yasak kitaplar karıĢır suçlarıma. “ġeytanın sonsuz iğvasına” uyarız belki de. Bir kıyıda unutulur insan. Adlarımıza rastlarız arĢivlerde, gördüklerimizden utanırız. Gecede barınan bütün kadınlar usanır yorgunluktan. BoĢalsak; kurtulacağız, derim bu çağdan -belki de bu yüzdenkonuĢsam sonsuz bir suç iĢler gibiyim, tutuklanacak gibiyim her an Ģairleri sevmeyecek kadar büyüdüğümü sanıyorum/ Ģimdi kötü sokaklara çekiyor ruhum beni ellerime ölü çocuklar bulanıyor Ellerimden utanabilirim beynimi unutacak kadar büyümesem ellerimi unutabilirim, beynimi bedenimden düĢünmesem 42


Yükselir insan, kentler üĢür, su basar her yanı kendi karanlığına ulaĢır inanıĢ kendini arar ve sonsuz büyür, ölebilir insana Ġnsanın kendine dönüĢü olur tanrı, ateĢin suya ikâmesi Günlük acılar yaratmaya çalıĢıyorum kendime bu yüzden Gözlerimi sınırsız bir ateĢte düĢünüyorum Resimlerimi yırtmıĢlardı bir zaman bildiklerim isyana dönüĢmüĢtü Kadınlar aldatılmıĢ intiharlarımdı benim yeni resimlerim var artık dostlarım afili duruĢuyla tanıyor yüzümü suskuyu gülmeye eĢ tuttuğumu biliyorlar sonra/ acıyı bir sözlük kabul ettiğimi/ Ģimdi yeĢeren çiçek, uçan kuĢ, yüzen balık ve büyük harflerle adını yazabilmek çok öte Ģiirlerimden bütün matemlerin kadim sığıntısı sayıyorum kendimi bütün matemlerin kadim sığıntısı sayılıyor yüreğim… 43


Bilirsin sevgili Arınç özel ayetlerle sevdik birbirimizi/ günah gittikçe büyüdü. Toplayıp dağıttığımız rüzgârlar unutuldu, denizler unutuldu Toprak ile makine arasına sıkıĢmıĢtık yalnızlığın yörüngesinde büyümeyi öğreniyorduk. Uzanıp gökyüzüne ellerime doldurmak istedim seni -bu yüzdenbütün ayetler suç‟a dönüĢürdü ve sen kendi cennetine dönerdin insan kırıntılarına rastlardım yanı baĢında iskelelerde koĢtururdum, otobüsleri beklerdim eski bir sevgiliyi görsem seni bulamadığım anlaĢılırdı gün gelir bütün Ģarkıları unuturdum günah gittikçe büyürdü… diyerek gün bir daha bitti Sevgili Arınç/ uyumak istediğimizde ölebilirdik 44


Mektuplarımızı okuyorlar kuĢkusuz konuĢtuklarımız dinleniyor. Bozkırlardan çok uzaklaĢtık/ neonlarda eriyip gidiyoruz. Sıkıntı içinde kaldı bütün kentler kan tüküren sokaklar tanıdık. Acı çekmeyi kimileyin kendimiz istemiĢtik unutulmuĢ medreseler gibi dedikçe Duvarlara verdim adımı, önceden adanmıĢ Ģiirler yazdım. Bir kadın çığlığı karıĢtı konuĢmama sonra bir çocuk ağladı. Benden saati sordular ben saatin üç olduğunun hesabını sordum. Bir vardiya dönüĢünde siren sesleriyle irkildik yalınayak koĢtuk bulvarlarda. Gün geldi bütün Ģarkılar unutuldu öyle sıcak yaĢanmadı sinemalar biter gece/ acı biter diyerek sudan bir rahlede okunur gökyüzü/ suç baĢlar: 45


ġimdi beni daha iyi anlayacaksın Sevgili Arınç Anlayacaksın/ gecikmiĢ bir Ģiir bu: bütün yağmurlar gibi Üzerine bir Ģehzade ordusunun yürüdüğü gözlerim gibi Biten bir günün azıkları vardı heybemde sonra günahın övgüsü sonra bir aĢiret töresi ve bir otomobil sesi sonra bir katliamın acıklı savunması, baĢlayan gece gibi ve bütün bunlar unutulmuĢ insanlara benziyordu 46


Tanrıya bin Ģükür.../ Suç‟un kıyısında yaĢıyoruz adım atsak günah sayılacak. Bir karanfil taksam yakama sesim daha etkili olacak kuĢkusuz. Sokağa çıksam yolumu kesecekler otellerden geri çevrileceğim. Gözlüklü bir kızın resmini bulacaklar cebimde. Tanrıya bin Ģükür Elimi kalbimden çekiversem bir an öleceğimi biliyorum Sevgili Arınç. Ġnsan elini kalbinden çekiverse hepimiz öleceğiz kuĢkusuz… 47


Biliyorum/ bütün ıĢıkları sönecek sahnenin düĢman görünecek ufukta kimse adlandırmayacak sevgilinin gözlerindeki hüznü Boğulacağız biliyorum/ sahipsiz bir utancın derinliğinde gerekli bir katliamdan söz edecekler/ yağmurda seviĢir gibi tanıdık bir Moğol istilası yeniden baĢlayacak yüreğimin gergefinde __Ģima renklerini yakalayacaklar 48


Bilirsin Sevgili Arınç/ yaĢlanan ne varsa sevgiyi tanımadığı içindir. Var olanın yanı baĢında yeĢermediği içindir. Bilirsin/ isteselerdi ayak izlerimi silebilirdiler yollardan. Omuz vurmasalar dönüp kimseye bakmazdım. Yeryüzü bir hatalar toplamıydı çünkü/ sen tanığımsın sokaktaki çocuk misketlerini yitirirdi bu yüzden yataktaki kadın bu yüzden buğulanırdı. Sen tanığımsın/ kendime de hesap vermek zorundayım biliyorsun Annem ağlıyordur Ģimdi… 49


MÜLKĠYET -M.Ali Balkır’a; o güzel miras içinI Kimseye emanet edemiyoruz kendimizi Hangi evde oturmaya kalksak atılan taĢlarla kırılıyor camlarımız SavaĢalım diye cesaret Ģırıngalanıyor damarlarımıza Düzenli bir asker yürüyüĢünü baĢlatıyor yanıtlayamadığım her soru. Dönüp küfrediyorum. Elektrik veriyorum gözlerime. Kendime de inanmıyorum. Belki/ anımsanan bir çiçek kokusu belki bir sözün güzel hatırası bir daha görülmesi kuĢkulu insanlar görücüye çıkmıĢ bir kız belki de her Ģey/ bu aldanıĢı değiĢtirecek bütün sofistler. BağıĢla. Suyun akıĢındayım. Geç kaldım. 50


Doğum sancıları baĢlıyor iĢte. Eğer kız olursa „Töre‟ diyorum erkekse „Reşat Öğe.‟ Sen de böyle isterdin. Ben öyle duymuĢtum. Hatta kulaklarıma inanamamıĢtım ilk „seviyorum‟ dediğimde Denizi ilk gördüğümde sana çok yaklaĢtığımı anlamıĢtım yüzünü ilkin gökyüzü sanıyordum… Yemin olsun: vahiylerim eskidi ruhum güçsüz kendime dokunduğumda ürperiyorum... 51


Adalılar kendi türkülerini seslendirecek sanırım umarım öyle olur. Umarım isimlerini çok değiĢtirmezler Ģehirlerin evler aynı semtlerde barınır. DönüĢümde kimilerini bulmak istiyorum sana telefon edebilirim. YokuĢtan inerken sol tarafta bir ev, unutmadım bir de balkonu var. ġimdi bir bir hatırladığım Ģimdi bir hücrede yalnız yaĢadığım Ġnsanlar umarım çok değiĢmez, resimler hiç büyümez Yeryüzünün ilk sözüyle süslenir vakitlerimiz Sen de böyle isterdin. ölüme yaklaĢtıkça derdin : 52


Bir deli gömleği gibi asıyorum kendimi duvarlara bedenimi bir sevgili mısrasıyla dağlıyorum durmadan bakire orospular barınıyor her yanda -kötülere hazırlıklıyımbabamın vurulduğunu söylüyorlar -dökülen bir nar tanesi gözlerimyeryüzü ağıt yeryüzü ağıt yeryüzü ağıt doğunun son tanrısı da ölüyor böylece denizlerden artakalan bir matem yayılıyor bedenime avlulu evlerden eski bir mısra hatırlıyorum bir Ģadırvanda su değiyor yüzüme biliyorum/ sigorta primini ödeyemezsem hastanelerden iliĢkimi kesecekler ihtiyar heyetinden karar çıkacak daha çok vergilendirilmem için gözlerim ve ruhum istimlak sahasında/ biliyorum kimi sözler için çok erken, konuĢmak çocukluk olacak sahiplendiğim bütün masalları sokağa dökeceğim sevdiklerim dahil 53


Talan edilecek iskeleler. -Umarım öyle olurDenizler paylaĢılacak. Hicri takvimlerde gün ayrılacak ölümüm için buna inan: 54


II YaĢadığın her sevginin bir küçülme olduğunu anladın Usul büyüdü Ġren baĢkasıyla yatıyor Sevgili Arınç‟tan haber yok çiçeklerin yeĢermesi, suyun hüznü, bir kudümün uzak sesi anlamını bilmediğin bir mektubun elçiliği Senden öte bir zaman Ģarkılar söyle kendine inan Senden öte bir zaman Ģarkılar söyle kendine inan 55


Söylediklerinin hiçbirine kanıt göstermek zorunda değilsin senden olmayan her Ģey dosyandan çıkartılmalı bir ihtiyaç bütün bunlar, biliyorsun: düĢünmek ve inanmak gecenin bir yerinde sefer hazırlıklarının baĢlaması bir kızın vakti gelince beyaz bir giysiyi özlemesi vitrinlerde sergilenen sünnetli çocuk artıkları mezara secdeyle hazırlanan bir büyükbaba bir ihtiyaç bütün bunlar, biliyorsun: Ġren baĢkasıyla yatıyor. Ġstesen de yerinden oynamıyor sokaklar -bunu yeni öğrendininsanlar değiĢiyor ama ġiir olmayan her Ģey geri dönüyor kayıtlı olduğun dernekler kayyumların emrinde günah çıkartmalısın, her Ģeyi unutup günah çıkartmalısın bütün tanrılar bunu istiyor: inan ve kıbleye dön taksitle alıĢ-veriĢ yap, mutlaka bir iĢin olsun buna inan: Ģiir olmayan her Ģey terk ediyor seni… YaĢadığın hiçbir sevgiye tanık bulamayınca kırılmıĢ bir aynaya benziyor gözlerin tabutunu taĢıyan üç kiĢiden ikisi geri dönüyor, biri seninle bunu biliyorsun: söylediklerinin hiçbirine kanıt göstermek zorunda değilsin -sana yürekten inanıyorum56


III Dün gece büyük bir ateĢ yaktım düĢümde Ģehir tümüyle yandı, Ġskenderiye‟de kül, yangın ihbarları yıllarca bir tasta özenle biriktirdiğim gözyaĢlarım buharlaĢtı söylediklerime kalem kırdılar/ sanırım ihanet içindeyim/ biliyorum intiharla baĢlatıyorum adımın ilk harfini nicedir kurtulamadığım bir tuzakta yuvalanıyorum oylamalara katılmam hiçbir Ģeyi değiĢtirmeyecek geçeceğim yollara barikat kuruyorlar çocuklara piyade tüfeği dağıtılıyor beni vurmaları için… 57


Odamın duvarına bir aĢk Ģarkısı astım uyandığımda Sevgilimin resmini bir çerçeveye yerleĢtirdim Aynada gözlerimi inceledim, çıkık elmacık kemikleri/ sonra avurtlarım çökmüĢ, diĢlerimde çürükler, aykırı bir bıyık yaĢadığım yılların topografyası bir yüz ihanet içindeyim/ biliyorum „intihar‟ sözünün ekliyorum adımın olduğu her yere 58


Üzerime topulu bir hücrede her Ģey yeniden baĢlıyor iĢte! Bütün evler suskunlaĢıyor: bir ölüm feryadı sonra. Bir yolcunun buruk el sallayıĢı... Profilini suya saplayan mavnanın sesi... Haremde kendinden gizlenen halayık... Hayatın bir çiçekte, bir Ģiirde, bir anıda ıĢıması... Bir yolcunun buruk el sallayıĢı… Bütün evler suskunlaĢıyor: bir ölüm feryadı sonra. Üzerime tapulu bir hücrede her Ģey yeniden baĢlıyor. Kimsenin bilmediği bir “veda” sözcüğünü ekliyorum adımın olduğu her yere 59


60


Sedat ġanver (Öğe): 07.12.1963, Urfa… YayınlanmıĢ ġiir Kitapları: Dilin İsyanı (1985) Aşiret ve Otomobil (1990) Haremdeki Kadınlar (1994) Gezgin ve Katil (2004) Kendine Akan Su (2009) (hamse mesnevinin ilk parçası)

Devletin Piç Yatakhanesi (2011) (hamse mesnevinin ikinci parçası)

61


Sedat ġanver AĢiret ve Otomobil (ikinci baskı) ĠletiĢim: sedatsanver@gmail.com yazikulturu@hotmail.com http://yazikulturu.blogspot.com Baskı Öncesi Hazırlık: Yazı Kültürü Baskı: Bassaray Matbaası Sanat Caddesi, No: 1/5 Çamdibi ĠĢ Merkezi Çamdibi/ ĠZMĠR 0.232.457 71 48 Baskı Tarihi: 29.02.2012 Yazı Kültürü Yerel Süreli Yayın Sahibi ve Sorumlu Yazı ĠĢleri Müdürü: Sedat ġanver ÖĞE Yönetim Yeri: Atatürk Mahallesi, 927 sokak No. 4/ 1 Bornova/ ĠZMĠR 0.507.801 22 37

62


Ġçindekiler:

Çömçegelin Masallar SeĢai Yazıtları Suç Mülkiyet

6 12 17 37 50

63


issn: 2146–5290

64


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.