haber 24 - kasım2017:Mizanpaj 1
24.11.2017
14:38
Sayfa 1
SsangYong'da 4 yıl geri alım garantisi... Saygı zinciri Maltepe’den ŞahsuvaroğluSsangYong Dış Ticaret Aş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Yunus Şahsuvaroğlu ve SsangYongDFSK Genel Müdürü Bahadır Gören SsangYong Şahsuvaroğlu plaza'da yerel Basın Mensupları ile biraraya geldi.
Şahsuvaroğlu Grup'un 3. Nesil Temsilcisi Yunus Şahsuvaroğlu ve SsangYong-DFSK Genel Müdürü Bahadır Gören
Devamı Sayfa
SELANİK’E UZANDI
Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç
3
Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç ve Maltepe Belediye üyeleri, Meclis Mustafa Kemal Atatürk’ü ölüm yıldönümünde Selanik’te doğduğu evde andı. Atahayata türk’ün gözlerini yumduğu saatte saygı duruşunda bulunan Başkan Kılıç ve ber a b e r i n d e k i l e r, duygu dolu anlar yaşadı.
Devamı Sayfa
5
YIL 6 SAYI 65
Kasım 2017 www.haber24gazetesi.com
Okuldan Mustafa Sabri ismi kaldırıldı...
24 SAAT YERELDEN ULUSALA HABERLER
BELEDİYE iŞ SENDİKASI “Kamuda taşeron işçilere özel statü değil, ayrımsız kadro istiyoruz…”
Osmanlı döneminde Damat Ferit hükümetinde Şeyhülislam olarak görev yapan ve Kurtuluş Savaşı yıllarında Mustafa Kemal Atatürk'e ölüm fetvası çıkartan Mustafa Sabri'nin adının Tokat'ta yeni açılan bir imam hatip lisesine verilmesi tepki çekmişti. Yaşanan gelişmenin ardından Milli Eğitim Bakanlığı okulun adını değiştirdi. Okula bir şehidin adı verildi. Okulun yeni adı Şehit Yakup Akdağ İmam Hatip Lisesi oldu. Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri, konunun kendilerine intikal etmesi üzerine hemen harekete geçtiklerini belirtti. Yetkililer, okulun adının derhal değiştirilmesi talimatı verdi. LİSENİN ADI DEĞİŞTİRİLDİ Okula Milli Eğitim Bakanlığı’nın talimatı üzerine Siirtin Baykan ilçesinde 24 Temmuz 2017 tarihinde seyir halindeki sivil araca teröristlerce uzun namlulu silahlarla düzenlenen saldırıda şehit olan 29 yaşındaki Jandarma Astsubay Üstçavuş Yakup Akdağın ismi verildi.
ı
e şı-
4
NecatiATAGÜL / haber24gazete@gmail.com
Devamı Sayfa
3
Belediye-İş Sendikası İstanbul 1.nolu Şube Başkanı Sezai Akyürek, 6-7 milyon civarında yurttaşımızı ilgilendiren kamuda çalışan taşeron işçilerin özlük haklarıyla ilgili bir açıklama yaptı.
CHP'nin Taşeron İşçilik Çalıştayı sonuç bildirgesi
2
Devamı Sayfa
Güler Teyze istedi Ali Kılıç yaptı Devamı Sayfa
Günümüzün Baba Tahirleri...
Sezai Akyürek
Dereye Düşenlerin Tutunacak Dal Arayışı...
Özhan METE / ozhanmetechp@gmail.com
Devamı Sayfa
Cemal EREN / erdal.cerenraf@hotmail.com
Devamı Sayfa
Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, kendisine gelen bir tweet mesajıyla bank talebini karşıladığı 78 yaşındaki Maltepeli Güler Soytekin’in yüzünü güldürdü. Devamı Sayfa
4
CHP'deki Kronik ve Demokrasi
Bülent AKKILIÇ / bulentakkilic@gmail.com
Devamı Sayfa
6
Kent Rantının Siyasetteki İz Düşümleri 2
Ali İzzet Oral / aliizzet@haber24gazetesi.com
Devamı Sayfa
CHP Emek Büroları’nın düzenlediği Taşeron İşçilik Çalıştayı’nın sonuç bildirgesi yayımlandı. Bildirgede, kadronun emekçilerin hakkı olduğunun altı çizildi, taşeron işçilerin derhal kadroya geçirilmesi gerektiği vurgulandı.
5
Orta Doğu’da sular ısınıyor...!
7
6
Çölyaklılar bu panelde bir araya geldi
4
Türkiye'nin ilk çölyak dostu belediyesi olan Maltepe Belediyesi, 2'nci Ulusal Çölyak ve Gluten Duyarlılığı paneline ev sahipliği yaptı.
Devamı Sayfa
4
3 Maltepe Zabıtasından Gıda işletmelerine denetim Devamı Sayfa
Halkın sağlığını korumak için ilçede faaliyet gösteren gıda firmalarına denetim gerçekleştiren Maltepe Belediyesi ekipleri, 2017 yılının ilk 10 ayında, bin 558 gıda işletmesini denetledi.
BAF Genel Merkez binası açıldı Devamı Sayfa
2
Devamı Sayfa
4
Hubyar Sultan Tekkesinin tapusu yeniden Köy Muhtarlığına geçti Devamı Sayfa
2
haber 24 - kasım2017:Mizanpaj 1
24.11.2017
14:38
Sayfa 2
Okuldan Mustafa Sabri ismi kaldırıldı...
2
www.haber24gazetesi.com
Kasım 2017
Osmanlı döneminde Damat Ferit hükümetinde Şeyhülislam olarak görev yapan ve Kurtuluş Savaşı yıllarında Mustafa Kemal Atatürk'e ölüm fetvası çıkartan Mustafa Sabri'nin adının Tokat'ta yeni açılan bir imam hatip lisesine verilmesi tepki çekmişti.
Yaşanan gelişmenin ardından Milli Eğitim Bakanlığı okulun adını değiştirdi. Okula bir şehidin adı verildi. Okulun yeni adı Şehit Yakup Akdağ İmam Hatip Lisesi oldu. Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri, konunun kendilerine intikal etmesi üzerine hemen harekete geçtiklerini belirtti. Yetkililer, okulun adının derhal değiştirilmesi talimatı verdi. LİSENİN ADI DEĞİŞTİRİLDİ Okula Milli Eğitim Bakanlığı’nın talimatı üzerine Siirtin Baykan ilçesinde 24 Temmuz 2017 tarihinde seyir halindeki sivil araca teröristlerce uzun namlulu silahlarla düzenlenen saldırıda şehit olan 29 yaşındaki Jandarma Astsubay Üstçavuş Yakup Akdağın ismi verildi. Öğleden sonra okula gelen özel bir reklam şirketi çalışanları, ’Mustafa Sabri Anadolu İmam Hatip Lisesi’ tabelasındaki harfleri söktü.Yerine,branda üzerine yazılmış’Şehit Yakup Akdağ Anadolu İmam Hatip Lisesi’yazılı tabela asıldı.
Eski tabelada sökülen harfleri ise şirket çalışanlarının yere attığı görüldü. Atatürkçü Düşünce Derneği Tokat Şube Başkanı Cemal Güneş ise ismin değiştirilmesinden dolayı Milli Eğitim yetkililerine teşekkür etti. NE OLMUŞTU? Yeşilırmak Mahallesi'nde 2017 yılı içinde yapımı tamamlanarak Haziran ayında hizmete açılan imam hatip lisesine, Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından, Kurtuluş Savaşı yıllarında ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'e ölüm fetvası çıkartan Tokat doğumlu Mustafa Sabri'nin adı verildi. Atatürkçü Düşünce Derneği Tokat Şubesi Cemal Güneş ve Türk Eğitim- Sen Tokat Şubesi Başkanı Hakan Akkaya açıklama yaparak, buna sert tepki gösterip, verilen ismin değiştirilmesini istedi. 'O İSMİN KALDIRILMASINI TALEP EDİYORUZ' Türk Eğitim-Sen Tokat Şubesi Başkanı Hakan Akkaya, okula ismin verilmesine tepki göstererek, "Bahsettiğimiz okul, Mustafa Sabri Efendi İmam Hatip Lisesi olarak bu eğitim öğretim yılında açılmış ve biz bu ülkenin milli mücadelesine sahip çıkan, bu ülkenin kurucusuna sahip çıkan, bayrağımız, milletimiz, vatanımız için yaşayan Türk eğitimcileri, Türk Eğitim-Sen yöneticisi olarak ızdırap duyduk. Hakkında pek çok iddia olan, tarihi kayıtlarda yine pek çok yerde geçen, kendisinin hatta Türklükten istifa ettiğini söyleyecek kadar Milli Mücadele sonrası yabancı ülkelerde beyanatlar veren, yine Milli Mücadele sırasında Damat Ferit hükümeti döneminde Şeyhülislamlık yapan ve özellikle o dönemde verdiği fetvalarla Milli Mücadele'ye karşı adeta İngilizlerin ve Damat Ferit hükümetinin emirlerini yerine getirdiğini gördüğümüz Mustafa Sabri Efendi'nin isminin verilmesi bizleri üzmüştür. O ismin biz kaldırılmasını talep ediyoruz.
Değiştirilmesini talep ediyoruz. Şayet herhangi bir isim bulamıyorlarsa bizim tavsiyemiz çok anlamlı olacaktır. O okulun isminin Ömer Halis Demir İmam Hatip Lisesi olarak değiştirilmesini talep ediyoruz" demişti. 'KALDIRILMAZSA DAVA AÇACAĞIZ' Atatürkçü Düşünce Derneği Şube Başkanı Cemal Güneş ise "Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi maalesef ki Tokat doğumludur. Bir vatan hainidir. Vatan haini olduğunu niçin söylüyorum? Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk'ta bu tabiri kullanmıştı. 'Kuvayi Milliyeciler Yunanlılara karşı direnişe geçtiğinde, Kuvayi Milliyecilerin katli vaciptir ve öldürülmesi dinen görevimizdir. Bu uğurda ölenler şehit kalanlar gazidir'
BAF Genel Merkez binası açıldı
Britanya Alevi Federasyonu Londra Genel Merkez Binası Açıldı. BAF Genel merkez binası açılışına AABK (Avrupa Alevi Birlikleri )onursal başkanı Turgut Öker, Avusturya Onursal başkanı M. Ali Çankaya, Britanya Parlamentosu Alevi sekreteryası başkanı ve Enfield milletvekili Joan Ryan, Conservatıve Parti meclis üyesi Edward Smith, Ali Dereli Dede, Mehmet Yüksel Dede, Ayten Dereli Ana, Britanya Alevi kurumları temsilcileri, köy ve yöre dernekleri temsilcileri çok sayıda belediye meclis üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Açılış, Ali Dereli Dede, Mehmet Yüksel Dede ve Ayten Dereli Ana’nın Gülbankları ve çerağ uyarması ve semah ile başladı. BAF başkanı İsrafil Erbil açılış konuşmasında''bu mekan tüm Alevi
canlarımızın ve dostlarımızın ortak mekanıdır. gelecek kuşaklarımızın sağlıklı bir gelecek inşaa edebilecekleri ve bilim, sanat ve spor faaliyetleri gerçekleştirilebileceği mekandır’
diye konuştu. Turgut Öker’ Aleviler artık daha bilimsel ve programlı bir örgütlenme ile yol alıyorlar. Bu girişim bunun kanıtıdır. Britanya Alevileri ve Alevi dostları bu kurumu beraber kullanmalı ve gelecek nesiller buralarda yetişmelidir’ dedi. Mehmet Ali Çankaya ‘Bu alanda tüm Avrupa Alevi kurumlarını önümüzdeki yaz festivalde cem olmaya davet ediyorum. Bu alanı Alevilere kazandıran BAF yönetim kuruluna teşekkür ederim’ diye konuştu. Joan Ryan ve diğer siyasetçiler ise BAF a yeni mekanında tüm desteklerini sunacaklarını söylediler.
diyen Osmanlının son Şeyhülislamıdır. Mustafa Sabri ulusal Kurtuluş Savaşı'na katılanlara 'kudurmuş haydutlar' diyerek 'katli vaciptir' fermanı yayınlamıştır. Bu fermanı da Vahdettin yayınlamış duyurmuştur" diye konuşmuştu. Güneş, şöyle devam etmişti: "Tokat'ta Mustafa Sabri Efendi Vakfı diye bir vakıf kurdu Tokat Belediyesi, Bu vakıfla ilgili değerli bir eğitimci Hami Karslı ile birlikte mahkeme açtık ve o vakfın ismini değiştirdik. Şimdi ise maalesef yine Tokat Milli Eğitim Müdürlüğü, Mustafa Sabri Efendi ismini imam hatip lisesine vermiştir. Mustafa Sabri Efendi'yi internetten de araştırsanız hemen önünüze gelecektir. Mustafa Kemal Atatürk, Yunan ordusunu hezimete uğrattıktan sonra bu Mustafa Sabri Efendi Yunanistan'a kaçmıştır. Yunanis-
tan'da Yarın isimli bir gazetede 1927'de yazdığı şiirde şunları söylüyor; 'Yalnız Müslüman ve insan olarak kalmak üzere, Türklükten şeref izzetimden istifa ediyorum, Allah'ın huzurunda tövbe yarabbi tövbe Türklüğüme. Beni Türk milletinden addetme' diyerek, bir millet seçilecekse Arap milliyetiyle ihtizaz etmesin daha uygun olacağını söylemiştir. Ama bakın böyle bir insanın ismini Milli Eğitim Müdürlüğü tutuyor bir imam hatip lisesine veriyor. Ayıptır, yazıktır. Biran önce o tabelanın oradan indirilmesini istiyoruz. Eğer en kısa sürede o tabela oradan indirmezse aynen 2007'de olduğu gibi dava açıp bu ismi Yargıtay kararı ile kaldırdığımız bu dosyayı örnek göstererek dava açacağız."
Hubyar Sultan Tekkesinin tapusu yeniden Köy Muhtarlığına geçti
Son olarak Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün el koyduğu Hubyar Tekkesi yeniden mahkeme kararı ile köy tüzel kişiliğine geçti. Süreç ile ilgili Hubyar Vakfı Başkanı Halil Patlak açıklama yaptı. Patlak’ın açıklaması şöyle : Hubyar Sultan Tekkesi ve eklentilerinin de içerisinde bulunduğu 128 ada 7 parsel ve 128 ada 8 parselle ilgili Mustafa Temel tarafından 2006 yılında açılan dava 2016 Ekim ayında kesinleşmiş ve 14 Kasım 2016 tarihinde Hubyar Köyü Muhtarlığı tapuyu teslim almış idi. Akabinde Davayı kaybededen Mustafa Temel Avukatı ve oğlu Aslan Temel, Vakıflar bölge müdürünün beyanına göre bir takım arşiv belgelerini Vakıflar Bölge Müdürlüğüne ibraz ederek Tekkenin 7 Mart 2017 tarihinde Vakıflar Genel Müdürlüğü uhtesine geçmesini sağlamıştı. Vakıflar Bölge Müdürlüğü ve Genel Müdürlük nezdinde yapılan görüşmeler sorunun idari olarak çözülemeyeceğini göstermiş ve akabinde Tekkenin tekrar Köy Muhtarlığına geçmesi için Muhtarlık tarafından Va-
kıflar Genel Müdürlüğüne dava açılmıştı. Hubyar Köyü Muhtarlığının Vakıflar Genel Müdürlüğü aleyhine açtığı tapu iptal davası 21 Kasım 2017 tarihinde görüşülerek karar bağlandı. Verilen kararla Tekke, Cemevi ve eklentilerinin bulunduğu 128 ada 7 parsel sayılı yerle ilgili 7 Mart 2017 tarihli işlem iptal edilerek Tekke ve eklentileri yeniden Hubyar Köyü Muhtarlığı adına tescil edilmesine karar verildi. Bizler söz verdiğimiz gibi Hubyar Kültür Vakfı ve Hubyar Köyü Muhtarlığı Tekkemize sahip çıkmaya devam edeceğiz. Hubyar Sultan Tekkesi Hubyarlıların atası, Alevilerin kutsalı, Alevisi Sünnisiyle tüm insanlığın ortak değeridir. Bundan sonra yapılacak olan iş Hubyar Sultan Tekkesinin bir Alevi inançmerkezine yakışır şekilde hem mimari hem de inançsal olarak yeniden yapılandırılmasıdır. Tüm halkımıza hayırlı olsun. 21.11.2017 Hubyar Kültür Vakfı Yönetim Kurulu adına Halil Patlak Başkan
haber 24 - kasım2017:Mizanpaj 1
24.11.2017
14:38
Sayfa 3
Kasım 2017 www.haber24gazetesi.com
GÜNÜMÜZÜN BABA TAHİRLERİ... Necati Atagül
haber24gazetesi@gmail.com
''Yarım hekim candan eder, yarım hoca dinden eder.'' der büyüklerimiz. Bir işi ehline yaptırılmalıdır. Eğer iş, ehline yaptırılmaz da taklitçilere yaptırılırsa, istenilen gibi değil, ters bir sonuç verir. Nitekim hekim dururken, hekimlik taslayan birinin tedavisine başvurulması, insanın hayatına mal olabilir. Dini bilgisi yetersiz kimse de, kendi görüşlerini din sanarak bize aktarır da; bizim dinden soğumamıza sebep olabilir. Uzmanına yaptırılmayan işler, insanı büyük zararlara sokar. Alanında derme çatma bilgisi olan bir doktor, insanın ölümüne yol açabilir. Bilgisiz din adamı da yanlış öğütlerle insanın dini inanışlarında sapmalara yol açar. Son günlerde ülke gündemini,günlük olayları kimi zaman gazeteci kimi zaman akademisyen kimliği ile yorumlayanları tam mı yarım mı diye çoğu zamanda hayretler içinde kafamda soru işaretleri ile ve bazı açıklamaları kendi yaratıkları tezatlar ile mücadele eden gazeteci,akademisyen kılıklı yarımları bu kadar da olmaz diyerek izliyorum. İzlerken de aklıma hep Türk basınını şantajla ilk tanıştıran Baba Tahir Malumatçı Tahir ve onun izinden gidenler gelir. Osmanlı döneminde çıkan haftalık ''Malumat'' dergisi o dönemin Türk basınında önemli yer edinen,önemli yazar kadrosunun yazdığı ,imparatorluğun her köşesinde aranan ama o dönemki iktidara muhalefet etmeyen hatta her sayısında ince de olsa methiyeler düzen bir yayındı. Yani dönemin Kuvvetli bir silahı idi ve Baba Tahir de bunu biliyordu ve artık aleyhlerinde yazmak tehdidi ile para sızdırmaya da başladığı Padişah tarafından bilinse de kıyılamıyordu.Üstelik Aferin Maaşı da bağlanmıştı Baba Tahir'e. Tahir Bey yada Baba Tahir Türk basınında şantaj modasını '' Terkos Suyu '' haberi ile başlatmıştı. İstanbul'la çevresinin içme suyunun getirildiği Terkos Gölü'ndeki arıtma tesislerini o senelerde bir Fransız şirketi işletmekteydi. Şirket, arada bir kendileriyle ilgili hoş haberler yazması için daha başka birçok şirket gibi Tahir Bey'i örtülü bir aylığa bağlamıştı. Gün geldi, şirketin Tahir Bey'e aylık veren Fransız müdürü memleketine döndü ve Paris'ten gönderilen yeni müdür ‘‘Hiç kimseye bana ilişmesin diye aylık ödeyemem’’ deyip Baba Tahir'in maaşını kesiverdi. Kesti ve bu işi yapmakla hata ettiğini Málûmat'ın birkaç gün sonra çıkan yeni sayısından öğrendi: Tahir Bey ‘‘Avcıların yaraladığı bir domuz Terkos Gölü'ne düştü ve boğuldu’’ diye yazıyordu. İstanbul birbirine girdi, halk hınzır ve haram hayvanın sebep olduğu ‘‘maddi ve manevi’’ pisliğin boyutlarını öğrenebilmek için şirket binasına akın edince Tahir Bey'in kesilen aylığı hemen o gün yeniden bağlandı. Hadise, Málûmat'ın bir sonraki sayısında ‘‘Aldığımız son istihbarata göre domuz hakikaten vurulmuş ama göle düşmemiş, sahilin gerisinde gebermiş ve leşi de bulunmuş’’ diye noktalanacaktı. Tabi ki Baba Tahir bununla da kalmadı.İşi daha da büyütüp İstanbul'a sahte belge ve madalya imal eden İtalyan ustalar getirtti, bu ustalara hazırlattığı sahte nişanlarla beratları Avrupalı asalet meraklılarına sattı. Nişanları gerçek zannederek alanlar ‘‘Osmanlı Sultanı bana unvan verdi’’ diye kasım kasım kasılmaya başlayınca saray ‘‘Artık yeter!’’ dedi. Tahir Bey tevkif edildi, Libya’ya sürgüne yollandı, bir yıl sonra İkinci Meşrutiyet'in ilanıyla beraber çıkan afla beraber İstanbul'a döndü. Ama Trablus sağlığını berbad etmişti ve sadece birkaç ay yaşayabildi. Cenazesine de kimse katılmamştı.
3
SSANGYONG'da 4 yıl geri alım garantisi...
Şahsuvaroğlu- SsangYong Dış Ticaret Aş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Yunus Şahsuvaroğlu ve SsangYongDFSK Genel Müdürü Bahadır Gören SsangYong Şahsuvaroğlu plaza'da yerel Basın Mensupları ile biraraya geldi.
NECATİ ATAGÜL 1966 yılında faaliyetlerine traktör ve yedek parça satışı ile Erzurum’da başlayan Şahsuvaroğlu Grup'un 3. Nesil Temsilcisi Yunus Şahsuvaroğlu bunun kendileri için bir şans olduğunu ve tek bir işi yapmalarının Şahsuvaroğlu Grup için bir şans olduğunu belirterek sattıkları ürünlerde takas olmadan 4 yıl geri alım garantisi ,100 de yüz yedek parça garantisi ve 7/24 yol yardımının kendileri için büyük avantaj olduğunu belirtti. Sektörde 60 Yıla Yakın, SUV Segmentinde ise 10 Yıllık Tecrübesi Bulunan Şahsuvaroğlu Grup, Gelişimini Sürdürüyor. ''10.YILINA ÖZEL DEV KAMPANYA'' Şahsuvaroğlu Grup ,bu yıl distribütörlüğünü yapmakta olduğu SsangYong markası ile birlikteliğinin 10. yılını kutluyor. 2007 de çıktıkları yolculuğa 2017 yılında da aynı istek ve disiplin ile devam eden Şahsuvaroğlu Grup yıl içerisinde pek çok önemli kampanya yaparak tüketiciye ihtiyaçları doğrultusunda cazip fiyat avantajları ile ulaşmaya çalışıyor.Türkiye'deki 10.yılına özel olarak tüm SsangYong modellerinde uyguladığı ''Geri Alım Garantisi,Takas Desteği ve 8.000 TL 'ye varan İndirim Fırsatları '' sloganları ile yepyeni bir kampanya ile sizleri SsangYong Showroomlarına davet ediyor. 1954 yılında Güney Kore'de ilk üretimine başlayan SsangYong,2007 yılında Şahsuvaroğlu grup tarafından Türkiye otomotiv pazarına sunuldu. Segmentindeki üstün özellikleri uygun fiyatlarla tüketiciye sunan SsangYong tüketicilerin beğenisini kazanırken ,performans,donanım ve
güvenlik özellikleriyle dikkat çekiyor. SUV Segmentindeki 10 yıllık deneyimini geride bırakan Ssang Yong Türkiye ,Tüm tecrübelerini ,yeni modelleri ve makyajlanan araçlarında rafine halde sunuyor. Son yıllarda trendi yükselen bir sınıf olarak değerlendirilen SUV sınıfına 10 yıl önce Ssang Yong ile öncülük eden Şahsuvaroğlu Grup bugün gelinen noktanın tesadüf olmadığı görüşünde. Şahsuvaroğlu Grup'un 3. Nesil Temsilcisi Yunus Şahsuvaroğlu
Ülkemizde SUV araçlarda 1.6 litre dizel otomatik opsiyonların tercih edilmesine ,kullanım rahatlığı ,güvenlik,düşük yakıt sarfiyatı,şehir içi ve dışı kullanımlarda olanak sağlanması gibi etkenler neden oluyor. SUV araç talebinin önümüzdeki günlerde artacağını düşünen Şahsu-
varoğlu Grup bu segmentteki arzı hareketlendirmeyi hedefliyor. Pazarın tecrübeli isimlerinden Ssang Yong 4x4 ve 4x2 alternatifleriyle de pazarın büyüyen markalarından biri olmaya hazırlanıyor. Çarpışma güvenliği ,yolcu güvenliği,sürüş performansı ve kaza önleme gibi pek çok önemli testten başarı ile geçen SsangYong ,güvenlik,konfor ve estetiği birarada tutuyor..Makyajlanmış yeni görünümüyle
,sıkça hafta sonu seyahatleri yapan maceracı sürücülerin tercihi ise Korando Sports ve Rexton. Ayrıca 2020 ye kadar her yıl yeni modellerle ürün gamını genişletmeyi hedefleyen Ssang Yong ,2018 'de sofistike ve stil sahibi modeli Rexton'un yenilenmiş hali Rexton G4 'ü tüketicilerin beğenisine sunacak. 2019'da ise C7 SUV segmentindeki yeni bir modeli 1,6 litre ve 1,6 litre altındaki seçenekleriyle pazara girecek. Yine 2019'da bir ticari araç ve bir hybrid araç modeli de ürün gamına hareketlilik kazandıracak modeller. SsangYong yeni modelleri ve revize edilmiş modelleri ile önümüzdeki günlerde geniş bir ürün gamına sahip olacağının sinyallerini şimdiden veriyor. 100 yedek parça bulunurluluğu politikası ve randevusuz servis hizmet olanağı ile kullanıcılarının taleplerini hiç bekletmeden karşılayan SsangYong ,böylelikle müşteri memnuniyeti alanında rakiplerinden farklılık gösteriyor. Marka bu yıl 8 satış ,3 servis noktasında daha hizmet sunmaya başlayarak,toplam 23 satış ,19 servis
SsangYongDFSK Genel Müdürü Bahadır Gören
tüketicilerin beğenisine sunulan Tivoli,1.6 Dizel otomatik/manuel vites seçenekleri ve sportif çizgisiyle özellikle gençlerin ve kadın kullanıcıların ilgisini çekerken XLV daha mahsulen bir ruhu yansıtıyor. Geniş ailelerin tercihi Rodius olurken ,outdoor sporlara ilgi duyan
noktası sayısına ulaştı.SsangYong Corner adıyla yeni bir bayilik yapılanması da gerçekleştiren Şahsuvaroğlu Grup,galeri sahipleri ve sektörle ilgili yatırımcıların ,mevcut alanlarında yeni bölümler oluşturarak SsangYong araçların tüketicilerine sunmalarına olanak tanıyor.
CHP'li Gürer Sordu: ‘Et ucuz ama sağlıklı mı?’ NECATİ ATAGÜL
CHP Niğde Milletvekili ve KİT Komisyonu üyesi Ömer Fethi Gürer yaptığı basın açıklamasında , piyasaya sürülen ucuz ithal etin kaynağı, içeriğinin ve analiz raporlarının günlük açıklanmasını istedi. CHP Niğde Milletvekili ve KİT Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Türkiye’de satışına başlanan ‘ucuz ithal etle’ ilgili olarak, etlerin laboratuvarlarda tetkikleri yapıldıktan sonra analiz raporlarının da tüketiciye ulaştırılması gerektiğini ifade etti. Ömer Fethi Gürer: “Menşei ve içeriği belli olmayan etleri ‘ucuz ürün’ diye piyasaya sunmanın, olumsuzluk yaratabileceği göz ardı edilmemeli”dedi. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM’de ithal etlerle ilgili basın toplantısı düzenledi. Gürer, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nca hazırlanan “Sığır Eti İthalatında Sağlık ve Teknik Şartların Belirlenmesine İlişkin Tebliğe” göre karkas etin yanı sıra lop et olarak adlandırılan kemiksiz et ithalatına ilişkin düzenlemelerin Resmi Gazete ’de yayımlanmasının ardından, Türkiye’de iki markette ithal et satışına başlandığını hatırlattı. Basın toplantısına, ucuz ithal et satışı yapılan marketlerden birinden satılan paketlenmiş etten çekilen fotoğrafları da getirerek gazetecilere gösteren Gürer, etlerin üzerindeki renk bozukluğu ve tortuların fotoğraflarda net bir şekilde görülebildiğini söyledi. Uzmanlardan alınan bilgiye göre etlerin üzerindeki renk bozukluğu ve tortuların değişik sebeplerinin
Ömer Fethi Gürer
olabileceğini kaydeden Gürer, “ Hayvana ilaç verilmiş olabileceği söyleniyor. Belki de koruma amaçlı verilmiştir. Ancak burada söylemek istediğimiz konu, ucuz et diye halka satılan ürünün, laboratuvarlarda analiz raporlarınında satış yerlerinde günlük teşhirinin yapılması gerekiyor. Sonuçların da etlerin satıldığı marketlerde tüketicinin kolaylıkla görebileceği bir yere bu bilgiler asılmalıdır” dedi. Etlerin Menşei ve İçeriğinin Bilinmesi Gerekir. Marketlerde satılan eti, vatandaşın laboratuvara götürüp tahlil yapma imkanı olmadığına değinen Gürer, “Tahlil için 20 gün süreden söz ediliyor. Ancak Bakanlık bunu teknolojik laboratuvarlarında yurda girdiği anda hemen yapıp, satışa sunulmadan önce içeriğiyle ilgili sonuçları elde edebilir. En azından vatandaşın kafasında bir soru işareti kalmayacak şekilde bu etlerin menşei ve içeriğinin bilinmesi gerekmektedir” diye konuştu. Her vatandaşın ihtiyacı olan etin devlet tarafından vatandaşa sunulmasının şart olduğunu vurgulayan CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, ancak fakir fukara yurttaşa satılan ucuz etin de varlıklı insanlara satılan incelenmiş etler gibi
kaynağının belli olması gerektiğini kaydetti. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, hayvanların kesim yapılan ülkelerde, Türk veterinerler tarafından yerinde kontrol edilmesi, kontrol edilen hayvanların ülkemize girmeden önce sağlık durumu ve kimliği ile ilgili bilgilerin değerlendirilmesi ve ülkemize girdikten sonra da yeniden her yönüyle kontrol edilmesinin de şart olduğunu bildirdi. Gürer:“Bu son yapılan lop kemiksiz et ithali yerli üretime olumsuz etkilerinin yanında sağlık ve etin menşei açısından da riskler oluşturmaktadır. Karkas etlerde kemik kontrolü ile Veteriner Hekimler tarafından etin hangi kasaplık hayvana ait olduğu tespit edilebildiği halde lop etler ancak ileri laboratuvar tetkikleri ile ayrılabilmektedir. Tüketici açısından önemli bir risk de sağlık ve etin saklanma koşullarıdır. İthal etin büyük bir kısmı şoklu et olarak taşınmaktadır. Şoktan çözülen etler işlendiğinde tekrar dondurulmaması gerekir. Bu durum yeterince bilinmediği için vatandaşların sağlık açısından riske girmesine sebep olabilir. Geçici çözüm olarak sunulan ithalat yerli üretime olumsuz etki yapar ve üretim dururken daha sonra bugünkü fiyatın da katlanarak artmasına sebep olacaktır. Piyasa da bir saat içinde tükenen sözde ucuz et gerçek ihtiyaç sahibi tüketiciye de ulaşamamaktadır. Ayrıca ithal etin büyük et sanayi tesislerinin hammaddesi olmaması konusunda da yeterli kontrol ve tedbirler alınmalıdır”dedi.
Vatandaşa Ucuz Et Yedirmek Üreticinin Desteklenmesiyle Olur. CHP Niğde Milletvekili Gürer, ucuz et için yabancı ülkelerden et ithalatı yapmanın, sorunu çözemeyeceği gibi ileride başka sorunlara da neden olabileceğini ifade ederek, “Vatandaşa ucuz et yedirilmek isteniyorsa, bu yerli üreticinin desteklenmesiyle olur. Müslüman Kasabı olarak adlandırılan Sırbistan’dan et getirilerek çözüm olmaz. Sırbistan’dan et almak bizim değerlerimizle örtüşmüyor. 15 yıllık AKP hükümetleri döneminde tarım ve hayvancılıkla ilgili birden çok proje gündeme getirildi. Ne getirdikleri projeleri sürekli kıldılar ne de sonuç alabildiler. Türkiye’de yanlış tarım politikası tarım ve hayvancılığı bitirme noktasına getirdi. Tarımla ilgili her şeyi ithal ediyoruz. Gıda ürünleri ithalatında patlama yaşanıyor. Gübre, ilaç ithal, samanı bile ithal ediyoruz. Yumurta üretiminde dünya 9.’uncusuyuz ama yumurta tozu ithal ediyoruz. Her şeyin ithal olduğu ülkemizde milli tarım politikasından bahsetmek de mümkün değildir” diye konuştu. Gürer son olarak: “Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından hazırlanan ve yayımlanan verilere göre; 01.01.201531.08.2017 tarihleri arasında toplam 27.197.660 Kg, 156.669.724.- değerinde et ithalatı gerçekleşmiştir. Ülkemiz et ithalatının en fazla yapıldığı ülkeler arasında yer almaktadır. Bu sıralamada ilk üç sırada 2015 yılında Bosna-Hersek, Gürcistan, Irak, 2016 yılında Bosna-Hersek, Irak, Polonya, 2017 yılında ise Irak, Polonya ve Romanya almaktadır” dedi.
haber 24 - kasım2017:Mizanpaj 1
4
24.11.2017
14:38
Sayfa 4
Güler Teyze istedi Ali Kılıç yaptı www.haber24gazetesi.com
ORTA DOĞUDA Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, kendisine gelen bir tweet mesajıyla bank ta- SULAR ISINIYOR...! Cemal EREN
lebini karşıladığı 78 yaşındaki Maltepeli Güler Soytekin’in yüzünü güldürdü.
Sosyal medya üzerinden vatandaşların taleplerine kayıtsız kalmayan Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, 21 yaşındaki üniversite öğrencisi Emre Duman’ın talebi üzerine Yalı Mahallesi Karaağaç sokağın sevilen ismi 78 yaşındaki Güler Soytekin’in yüzünü güldürdü. Üniversiteöğrencisi Emre Duman’ın twitter üzerinden gönderdiği, “Karaağaç sokağa sokağımızın yaşlılarından Güler teyzemiz için bir bank istiyoruz başkanım. Şimdiden ilginize teşekkürler...” mesajına dönüş yapan Başkan Kılıç,
“Bana bir iletişim numarası yazarsanız Güler teyzemizin yüzünü güldürelim” diye cevap verdi. Bu mesajlaşmadan birkaç saat sonra Maltepe Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü ekipleri tarafından, isteği yerine getirilen Güler Soytekin’in mutluluğu gözlerinden okundu. “MAHALLENİN MANEVİ MUHTARIYIM” Çapa’dan emekli baş ebe olan 78 yaşındaki Güler Soytekin, 30 yıldır Maltepe’de yaşıyor. Şu an yaşadığı Yalı Mahallesi’ne 15 yıl önce taşınan
Güler teyzeyi mahalle halkı çok seviyor. Ben bu mahallenin manevi muhtarıyım diyen Güler teyze, “Allah Emre oğlumdan ve sizlerden razı olsun. Uzun zamandır bu bankı istiyordum. Çünkü biz bu sokakta bir araya geliyoruz. Dostlarımızla, komşularımızla vakit geçiriyoruz. Sohbet ediyoruz. Bu bankı sokaktan geçerken soluklanmak isteyen tüm mahalle sakinleri için istedim. Teşekkür ederim” diye konuştu.
Türkiye'nin ilk çölyak dostu belediyesi olan Maltepe Belediyesi, 2'nci Ulusal Çölyak ve Gluten Duyarlılığı paneline ev sahipliği yaptı. Alanında uzman isimlerin katıldığı panelde; Glutensiz hayat hakkında merak edilen sorular yanıt buldu. Türkiye'nin ilk çölyak dostu belediyesi unvanına sahip olan Maltepe Belediyesi, ikinci kez çölyaklıları ve çölyak dostlarını bir araya getirdi. Prof. Dr. Türkan Saylan Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen etkinliğe, MaltepeBelediye Başkanı Ali Kılıç'ın yanı sıra; Glutensiz Hayat Derneği Başkanı Tülin Ünal, Glutensiz Hayat Derneği Yönetim Kurulu
Üyesi Dr. İlknur Şengül Akbulut, Gastroenterolog Yrd. Doç. Dr. Hakan Güveli, Antalya Çölyak Derneği Başkanı Hakan Yılmaz, Şanlıurfa Çölyak Eğitim, Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Hasan Doğan ve Manisa Çölyak ve Organik Beslenme Derneği Başkanı Halim Şivecan ile çölyaklılar ve çölyak dostları katıldı. "Gluten yok hayat var""Gluten Yok Hayat Var" sloganıyla düzenlenen etkinlikte, çölyak ve glutensiz beslenme konusunda bilgilendirme yapıldı. Glutensiz hayat hakkında merak edilen soruların da yanıt bulduğu etkinlikte, Dr. İlknur Şengül Akbulut'un moderatörlüğünde bir panel düzenlendi. Panelde Gastroenterolog Yrd. Doç. Dr. Hakan Güveli bir sunum yaparak glutensiz hayat hakkında bilgiler paylaştı. Öte yandan Türkiye'deki çölyak derneklerini temsilen Şanlıurfa Çölyak Eğitim, Kültür, Yardım-
laşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Hasan Doğan ve Manisa Çölyak ve Organik Beslenme Derneği Başkanı Halim Şivecan, TBMM'de devam eden Çölyak Araştırma Komisyonu hakkında bilgi verdi. "Çölyak dostları, Maltepe'de her zaman kendi evlerinde gibi hareket edecekler" Çölyaklıları Maltepe'de ağırlamaktan dolayı son derece mutluluk duyduğunu belirten Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, "Bu ünvanı alan ilk belediyeyiz. İnşallah son olmayacak. Başka belediyeler de bu kervana katılacaklar. Birinci katılan, evet, Maltepe belediyesi. Çünkü Maltepe belediyesi bu işe yürek vermiş, insana sevgi, anlayışıyla hizmet yaptığımızdan ilk adımı biz atmış olduk. İnsanlar engellenebilir, dezavantajlı gruplar olabilir. Ama yerel yönetimlerin temel anlayışı bu sorunları ortadan kaldırmaktır. Çölyak dostları, Maltepe'de her zaman kendi evlerinde gibi hareket edecekler. Ben, bu etkinlikte emeği geçen bütün arkadaşlarımıza, çölyak dostlarına,
hayat var, glüten yok diyenlere sevgilerimizi sunuyoruz" diye konuştu.Çölyaklıların dikkat etmesi gereken hususlara değinen Gastroenterolog Yrd. Doç. Dr. Hakan Güveli ise, "Çölyak hastası geliyor, ben iyiyim diyor. Siz Glutensiz diyete tamamen bağlı kalsanız da bağırsaktaki o geniş enterositlerde, üstünde ve altında mikro olaylar olabileceği için vitamin alın. Diğerlerinin hepsinin seviyelerini ölçüp bakıyoruz, bazı ilaçlarla folik asit daha fazla olabiliyor. Ama özellikle, vitamin D, B 12, folik asit, Vitamin K, eğer vücutta kanama bulgularınız varsa calcium ve multivitamini bu hastalara mutlaka vermek lazım" şeklinde konuştu.
Maltepe Zabıtasından gıda işletmelerine denetim
www.haber24gazetesi.com
Yayın Türü: Yerel Süreli Kasım 2017 Yıl: 6 Sayı: 65 Cemalbey Cd. Eser Apt. No: 101/6 Maltepe-İSTANBUL Tel: 0535 240 05 40 e.mail:
haber24gazetesi@gmail.com info@haber24gazetesi.com
BASKI: ADAKOĞLU BASKI TESİSLERİ LTD.ŞTİ Başakşehir /İstanbul Tel: (0212) 642 15 69 Yayın Türü: Yerel Süreli Baskı Tarihi: 24.11.2017
Bu Gazete Basın Meslek İlkelerine uymaya söz vermiştir. www.haber24gazetesi.com
HALKIN sağlığını korumak için ilçede faaliyet gösteren gıda firmalarına denetim gerçekleştiren Maltepe Belediyesi ekipleri, 2017 yılının ilk 10 ayında, bin 558 gıda işletmesini denetledi. Maltepe Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğüne bağlı gıda denetim birimi ekipleriyle, Zabıta Müdürlüğü ekiplerinin ortaklaşa düzenlediği gıda denetimlerinde 2017 yılının ilk 10 ayında 259 bakkal, 201 market, 53 kasap, 246 imalathane, 799 çeşitli
erdal.cerenraf@hotmail.com
Arabistan'ın içeriden kaynaması bunun en somut örneğidir. Artık Arabistan'ın dışarıya açılma zamanı geldi diyor genç kral. Ülke içindeki kaotik durum, bunun habercisi gibi duruyor.Ülkesindeki petrol zenginlerini.ve iş adamlarını tutuklatması ,gelinen noktada işinin hayli zor olması gerek. Benim bahsettiğim bu çevreler ,dışa açılımını istemiyorlar. Çünkü ülkenin bekasını düşünen bu dar çevre ,ülkelerinin dışa açılmasındaki en büyük handikapları ,yeni insan tipi kadınların yalnız sokağa çıkmaları. araba kullanmalarıbu dar çevreyi hayli rahatsız etmişe benziyor. Yani anlayacağınız genç kralın işi hayli zor görünüyor. Trump arkasında ne kadar duracak bakıp göreceğiz.
Çölyaklılar bu panelde bir araya geldi
Yayın Sahibi Yazı İşleri Müdürü Necati Atagül Spor Müdürü Yusuf Demirhan Reklam Müdürü Cem Sağbilge Grafik & Tasarım Seykan Ajans 0542 278 86 31
Kasım 2017
satış yerleri olmak üzere toplamda bin 158 işletme kontrol edildi. Kontrollerde eksiklikleri bulunan 41 işletmeye cezai işlem uygulanırken, ruhsatsız çalıştığı belirlenen 58 işletme de ruhsat almaları için Ruhsat ve Denetim Müdürlüğü’ne yönlendirildi.
Aslına bakılırsa bunlar planlı, projeli ,hamleler diyebiliriz. ABD başkanı Trump Arabistan ziyareti sonrası gelişen ,ve birbirini takip eden gelişmelerdir. Bahsettiğimiz gelişmelerle bağlantılıdır.Ama olayın aslı daha sonra yapılan uygulamalarla anlam ifade ediyor.ABD orta doğuda istediğini alamayınca yeni stratejiler geliştirmek zorunda kalıyor.Neden derseniz? ABD ekonomisi savaşa dayalı bir ekonomidir. Arabistan kraliyet ailesinin ,32 yaşındaki Muhammed bin Salman ile yapılan ikili görüşmelerde Trump 'ın omuzunu okşadığı 32 yaşındaki kralın hayli heyecanlandırmışa benziyor. Ülkedeki dev petrol şirketinin 5 ABD ile anlaşmaya varması,ABD için güzel bir lokma diyebiliriz. ABD bununla'da yetinmeyecek, 32 yaşındaki genç kralın bir bedeli olması lazım. Boşuna okşamamıştır omuzunu. Dikkatlerden kaçmamıştır hemen İran'la çıkılan diplomasi sorunu,Hemen İran'ı düşman ilan etmesi , Arabistan'ın ABD müttefik,olması,İran'ın Rusya'ya bel bağlaması gelinen noktada ,ABD yine istediğini alacak gibi konumuna gelecek. Ama bunlar boş hamleler değildir. Değerli arkadaşlarım. Yani diyeceğim bu sorunlar bizi yakından ilgilendirecek . Bölgemizde sular ısınırsa bizde ekonomik ısıtıcılar ,kullanmak zorunda kalacağız.Neden derseniz?bölgeye askeri yığınak , ve bir takım önlemlerhemen akabinde kemer sıkmalar .petrol artışları birbirini kovalar. Günün sözü. Önce sevdiğiniz terk eder sizi Ardından uykunuz,sonra ne Sevdiğiniz geri gelir nede uykunuz... CEMAL SÜREYYA.
haber 24 - kasım2017:Mizanpaj 1
24.11.2017
14:38
Sayfa 5
Kasım 2017 www.haber24gazetesi.com
Dereye Düşenlerin Tutunacak Dal Arayışı... Özhan Mete
ozhanmetechp@gmail.com
Çok önemli günlerden geçiyoruz. Bizi malesef bu günlere getiren 15 yıllık AKP iktidarıdır. Zira bu Ülkeyi 15 yıldır tek başına yöneten onlardır. Şimdiye kadar muhalefetin hiçbir uyarılarına kulak vermemiş, Meclisteki araştırma yada değişiklik önergelerine itibar etmemiş ve tamamını reddetmiş bir iktidar anlayışını bugüne kadar seyredip durduk. Ve malesef Ülkemiz böyle bir yönetimin çürük meyvalarını ayıklamakla zaman kaybediyor. Tabiki tüm bunlar bilhassa ekonomi ve dış siyasette dibe vurmamızın nedenlerinin başında geliyor. Bugüne kadarki en teslimiyetçi dış politikaya şahit olduk. Başlangıçta nelere itiraz ettilerse arkasından geri adım atarak boyun eğmek zorunda kaldılar. Şimdi çıkmış suçu dış Ülkelere ve bilhassa Nato’ya atıyorlar. Evet Nato'ya bizlerde eskiden beri karşıyız. Ancak bugüne kadar bu karşıtlık için herşeye boyun eğmekten başka ne yaptık? 68 ve 70 li yılların kuşağı genç yurtseverler "Nato'ya Hayır" derken Nato'dan çıkmak değil, onlara boyun eğmemekten, o günlerde Ülkeyi idare eden emperyalistlerin tayin ettiği hükümetlerin, kendilerinin değil, Türkiye'nin çıkarlarını korumak zorunluluğundan bahsediyorlardı. Bugün gelinen süreçte ne kadar haklı oldukları bir kez daha görülüyor. Şimdi adama sormazlarmı örneğin Nato müttefiki olarak askerlerimizin başına çuval geçirilirken nerdeydiniz? Karşı koyacak subaylarımıza durun emrini kim ve neden verdi? Libya’da ne işimiz var deyip hemen ertesinde gemileri herkesten önce kim gönderdi? CHP Suriye’de ne işimiz var? Komşumuzun toprak bütünlüğünden yanayız derken eski dostu Esat’a karşı emperyalistlerin dolduruşuyla saldırıya geçenler, Ortadoğu eşbaşkanlığına soyunanlar, Süleymaniye’de Cuma namazı kılmaktan bahsedenler bugün tek başlarına kalmış ve yine bizlerin sözlerine gelmiş durumdalar. Hatta çok daha ilerisi dün Lozan'ı eleştirenler ve Atatürk Devrimlerine karşı olanlar bugün Atatürk’e sarılmaya çalışıyorlar. AKP zihniyet ve politikalarındaki en önemli çelişkiler bunlar ve bu satırlara sığmayacak daha birçoklarıdır. Elbetteki AKP’deki bu söylem dönüşüne memnun olmakla birlikte, inanmamız ve ikna olmamız mümkün değildir. Atatürkçülük sözlerle değil eylemlerle belli olur. Bir taraftan ders kitaplarından Atatürk ve devrimlerini kaldıracaksın, nerdeyse yaptığın tüm yasa değişikliklerinde devrim kanunlarını hiçe sayacaksın, daha evvelki gün TBMM Başkanlığı’na Atatürk ve Devrimlerine karşı söylemediği söz kalmayan bir kişiyi tekrar aday gösterip seçtireceksin ve sonra çıkıp Atatürk’e övgüler yağdıracaksın. Bunlar her zaman alışkın oldukları takiyyecilik ve riyakarlıktan başka birşey değildir. Buna ne AKP seçmenleri nede Türk Halkı artık inanmaz. Bu tür politik yaklaşımlar Halk nezdinde sadece CHP’ye prim kazandırır. Hani derler ya aslı varken suretine kim itibar eder? AKP’nin bu politik dönüşümle CHP’den alabileceği bir tek oy bile olamaz. Herkes herşeyin farkındadır. Bu söylemler sadece merkez sağ ve milliyetçi oylara talip olarak kurulmuş İYİ Parti’nin önünü kesebilmeye yöneliktir. Anlaşılan Sn.Meral Akşener MHP’yi olduğu gibi AKP’yide oldukça tedirgin etmiş. Hatta öyleki Sn.Bahçeli partnerlik ettiği AKP’ye barajın düşürülmesi için habire mesajlar gönderip duruyor. Buna itibar ederlermi? Yoksa duymazdan gelip, oyalayarak MHP’yi içlerinde tamamen eritirlermi? Bunu göreceğiz. Sonuçta AKP artık hem dış hemde iç siyasette akan sularda sele kapılarak tutunacak bir dal arar hale gelmiştir. Ancak belliki her tutundukları dal kırılarak ellerinde kalmaktadır. MHP ise AKP’nin vesayeti altına girerek bitmiş ve parti kimliğini çoktan kaybetmiştir. Bu durumda Anamuhalefet olarak dimdik ayakta bir tek CHP kalmış gibi görülmektedir. Bu da dış muhalefet işbirliğini sağlayıp başarılı sayılabilecek bir referandum süreci geçirmiş, sonrasında Hak, Hukuk ve Adalet yürüyüşleri ile gerek Halk nezdinde gerekse kendi içindeki dayanışma sayesinde olmuştur. CHP Genel Merkez Yönetimlerinin işbirliği içinde olmaları, bu süreçte Sn.Kılıçdaroğlu etrafında toplanmaları çok önemlidir. Tabanda ise halen devam eden bu görülen birlikteliği yıpratıcı, şahsi ve bireysel menfaatlere yönelik muhalif hareketlere rağmen en azından yukarda şimdilik birliktelik sağlanmış, sular durulmuştur. Olağanüstü kongre yada istifa sesleri kesilmiştir. Zaten önemli olanda budur. Yukarısı sağlam durduğu, birliktelik sağladığı sürece aşağıdakilerde ilerde onlara uymak zorunda kalacaklardır. CHP’de kavga istemeyen, yıllardır bunu dile getiren seçmenler; taban hareketliliği ve kavgasından çok partinin tepesindeki birlikteliğe bakarak not verirler, buna göre tercihte bulunurlar. Ben bundan sonraki siyasi süreçte bu Ülkede çok şeylerin değişeceğine inanıyorum. Bundada CHP anahtar parti olacaktır. Yeterki birliktelik tabanada yansısın. Sağlam ve dik duracak, kendi içinde kavga ve kaos ile bilhassa haksız ve mesnetsiz tasarruflara prim vermeyecek, taraflı/tarafsız birçok yurttaşımızın itibar edip, destek verdiği Hak, Hukuk ve Adalet yürüyüş eylem ve söylemlerini kendi içindede hayata geçirmiş, sorunlarını dışarı taşırmadan aile içinde halledebilen bir yönetiminin idare ettiği CHP, seçmenler nezdinde her geçen gün dahada yükselecek ve büyüyecektir.
5
Saygı zinciri Maltepe’den SELANİK’E UZANDI
Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç ve Maltepe Belediye Meclis üyeleri, Mustafa Kemal Atatürk’ü ölüm yıldönümünde Selanik’te doğduğu evde andı. Atatürk’ün hayata gözlerini yumduğu saatte saygı duruşunda bulunan Başkan Kılıç ve beraberindekiler, duygu dolu anlar yaşadı. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk,
ölümünün 79. yılında tüm yurtta düzenlenen etkinliklerle anıldı. Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç ve Maltepe Belediye Meclis üyeleri de ulu önder için, hayata gözlerini açtığı Yunanistan’ın Selanik kentinde bulunan evindeydi. Evin bahçesinde Atatürk’ün hayata gözlerini yumduğu 9’u 5 geçe saygı duruşunda bulunan Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, CHP
Maltepe İlçe Başkanı Zeynep Babacan ve meclis üyeleri, duygu dolu dakikalar yaşadı. Heyet, saygı duruşunun ardından evi ziyaret etti. “ŞÜKRAN VE MİNNETLE ANIYORUZ” Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, “Bu yıl 10 Kasım’da Maltepe halkı adına, Atatürk’ün Selanik’te doğduğu bu mütevazı evin bahçesindeyiz. Mus-
Liseden üniversiteye gençler birlikte! Okul Terkine Karşı Açtığı Savaşı Maltepe Kazandı:
Okul terki ve okul-içi disiplin sorunlarına karşı Maltepe Kaymakamlığı’nın öncülüğünde, Maltepe Üniversitesi Sokakta Yaşayan ve Çalışan Çocuklar için Araştırma-Uygulama Merkezi (SOYAÇ) uzmanlığıyla 2 yıldır uygulanan “Liseden Üniversiteye Gençler Birlikte” projesi başarıyla sonlandırıldı. Okul Terki Kanayan Bir Yara Yüksek okul terk oranları eğitim sisteminin temel sorunlarından biri olmaya devam etmektedir. Özellikle meslek liselerinde okul terkinin daha temel bir sorun olduğu MEB tarafından düzenlenen çalıştaylarda pek çok kez ifade edilmiştir. Bu soruna karşı bilimsel ve etkili bir önleyici program geliştirmek üzere harekete geçen Maltepe Kaymakamlığı ve Maltepe Üniversitesi, geliştirdiği psikososyal destek projesi ile Maltepe ilçesinde önemli bir başarıya imza attı. Akran Desteğiyle Başladı, Kültür-Sanatla Devam Etti, Başarıyla Sonuçlandı Proje faaliyetleri için okula devam sorunu yaşayan öğrencilerin yoğun olarak bulunduğu bir meslek lisesi uygulama okulu olarak belirlendi. Katılımcı öğrenciler okula devam durumu, okul-içi disiplin cezaları ve okul rehberlik servisi raporları doğ-
rultusunda risk grubundaki öğrenciler arasından seçildi. Okul terk oranlarını azaltmak için Maltepe Üniversitesi Psikoloji ve Sosyal Hizmet bölümlerinde okuyan üniversite öğrencileri ile lise öğrencileri arasında akran
okulunu ziyaret eden Maltepe Kaymakamı Meftun Dallı, ziyareti sırasında proje ekibi ve öğrencilerle keyifli bir sohbet gerçekleştirdi. “Birinin hayatına dokunabilmek kadar kendisini hiçbir şeyin mutlu etmediğini” belirten Kaymakam Dallı, sanat atölyelerini dolaşarak gerçekleştirilen etkinlikler konusunda proje ekibinden ve katılımcı öğrencilerden bilgi aldı. Başta Maltepe Üniversitesi SOYAÇ Dernek Başkanı Yrd. Doç. Dr. Özden Bademci olmak üzere projeye emek veren herkese teşekkür eden Kaymakam Dallı, proje sonuçlarının yaygınlaştırılması için kapsamının genişletilerek ilçemizdeki farklı okullarda da uygulanması gerektiğini belirtti. Bu bağlamda kendi üzerine düşen ne varsa yapmaya
Maltepe Kaymakamı Meftun Dallı
desteği ilişkisinin güçlendirilmesi öngörüldü. “Bağlanma odaklı ekolojik sistem yaklaşımı” temel alınarak, okul terki riski ile karşı karşıya bulunan lise öğrencilerinin örgün eğitimin dışına sürüklenmeleri engellenmeye çalışıldı. Bu amaçla pilot okulda üniversite ve lise öğrencilerinin birlikte üretip birbirinden öğrendiği 9 farklı kültür-sanat atölyesi oluşturuldu. Maltepe Kaymakamı Proje Çalışmalarını Yerinde İnceledi Proje sonuçlarını yerinde gözlemlemek için uygulama
‘Şükran ve Minnetle Anıyoruz.’ Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç
hazır olduğunu ifade etti. Şimdi Sempozyum Zamanı İki yıl süren bu projenin sonuçlarının kamuoyuna duyurulması ve diğer okullardaki öğretmenlerle projemizin çıktıları konusunda bilgi-deneyim paylaşımında bulunulması için 30 Kasım 2017 tarihinde Türkan Saylan Kültür Merkezi, Kardelen I Konferans salonunda saat 10:00-16:30 saatleri arasında Maltepe Kaymakamlığı ve Maltepe Üniversitesi ortaklığında 1 gün sürecek bir sempozyum düzenlenecek.
tafa Kemal Atatürk denince akla, mazlum milletlerin umudu gelir. Mustafa Kemal denince akla, küçük adımlarla başarılan büyük devrimlerin simgesi akla gelir. Burada dünyaya gelen Mustafa Kemal Atatürk, Anadolu halklarının umudu ve kahramanı oldu. Bizler ulu önderimiz Atatürk’ü, Selanik’te doğduğu evde, bir kez daha saygıyla, şükranla ve minnetle anıyoruz” dedi.
Maltepe Kaymakamlığı Projelerini Avrupa’ya açıyor
Avrupa Birliği Bakanlığı ve Türkiye Belediyeler Birliği işbirliğiyle 22-23 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek Town Twinning 2017 konferansına Maltepe Kaymakamlığı projelerini tanıtmak ve AB ülkeleriyle işbirliğini geliştirmek üzere davet edilmiştir. Konferansa 14 AB ülkesinden toplam 28 yerel yönetim davet edilmiş olup, Maltepe Kaymakamlığı bu konferansa davet edilen 3 kaymakamlıktan biri olmaya hak kazanmıştır.
Bu Programa İkinci Kez Katılıyoruz Şehir Eşleştirme programının ilk projesi olan “İstanbul AB’ye Hazırlanıyor Projesi” Avrupa Birliği Bakanlığı, İstanbul Valiliği, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Türkiye Belediyeler Birliği arasında 26 Nisan 2012 tarihinde düzenlenen bir protokol ile hayata geçirilmiş ve 2015 yılının sonunda başarıyla tamamlanmıştı. İlk projede İstanbul ilindeki mülki idarelerin ve yerel yönetimlerin Avrupa Birliği süreci ile ilgili farkındalıklarının ve etkinliklerinin arttırılması hedeflenmişti. Bu kapsamda “Şehir Eşleştirme Programı” ile Maltepe ilçesi İspanya’nın Villa Franca De Los Barros ilçesi ile kardeş şehir görüşmeleri yürütülmüş ve iki ilçe arasında karşılıklı çalışma ziyaretleri gerçekleştirilmiştir. Bu görüşmeler sonucunda Kaymakamlığımız ile Villa Franca de Los Barros’un proje ortağı olduğu bir Erasmus+ KA2 stratejik işbirliği proje başvurusu yapılmış ve projemiz İspanya Ulusal Ajansı tarafından kabul edilmiştir.
haber 24 - kasım2017:Mizanpaj 1
6
24.11.2017
14:38
www.haber24gazetesi.com
CHP'deki Kronik ve Demokrasi
Bülent AKKILIÇ
bulentakkilic@gmail.com
“Küreselleşme” adıyla da tanımlanan siyasi yapılanma sürecinde artık rejimin tartışılır hale geldiği ülkemizde sosyal demokrat hareketle ilgili yapılması gereken tartışmalar ne yazık ki CHP tarafından İKTİDAR olmak için gündeme bile getirilmemektedir. Böylece kronikleşen sayısız toplumsal sorun adeta çöküşün hızlanmasına katkı unsuru olması amacıyla bir köşede beklemektedir. Toplumsal sorunların çığ gibi büyüdüğü, Ekonomik gidişatın her geçen gün kötüye gittiği geçim derdinin zorlaştığı dönemde, İnsanımız için kişisel kaygılar yaşamsal önceliklerin başında yer almaya daha fazla başlamıştır. İstikrarsız bir ülkede, Siyasal olayların yoğun olduğu,şaşkınlıktan şaşkınlığa düşen, başta işsizlik ve gelecek nesil işsizliği, ekonomideki büyük sorunlarla gelecek kaygısıyla ve bezginlik içinde var olma savaşını veren insanımız böylesine temel sorunları toplumsal düzeyde tartışmaya açabilecek moral ve güçten yoksun CHP görmektedir. Bu konuyu toplum katmanlarında yetkin düzeyde tartışabilecek güce ve donanıma sahip CHP siyasal kadroların “Sosyal Demokrat”kadroları tartışmak gibi siyasal önceliklerinin olmaması, o bilinçten uzakmışlar gibi görüntü vermektedir. Bu karşın toplumda alttan alta bir kaynama söz konusudur. Halkımız her ne kadar kişisel sorunlarıyla boğuşsa da, toplumda “Sosyal Demokrat” içeriğiyle bir arayış söz konusudur. CHP misyonundan, ana ilkelerinden uzaklaşmadan, toplumsal sorunlarıyla ciddi şekilde ilgilendiğinde çok güçlü bir potansiyel isteğin olduğu sağduyulu “ADALET “ yürüyüşünde milyonların destek verdiği herkes tarafından bilinmektedir. Bu beklentiler doğrultusunda üretilecek politikalarla, CHP’nin yine halkın partisi olması gerekmektedir.CHP önce üyeleriyle, sonra 2019 hazırlayacak kongre sürecinde kişisel beklentileri bireysel yaklaşımları bir rafa kaldırıldığı, toplumsal sorunların tartışıldığı düzeyde bir bakış açısı yaratarak çoktan açılması gereken tartışmaları açmak, CHP’nin tarihsel misyonunu anımsatmak, dahası bilinçli bir parti içi demokrasiyi benimseyerek, siyasal kadroları haline getirmek ve zorundadır. Yönetilen Değil, Politika Üreten Siyasal kadrolar, CHP ilçe örgütleri, kendi ilçe başkanını ve yönetimini kendisi demokratik hakkını kullanarak seçmelidir. 2019 Seçimlerinde, Yenilikçi Birleştirici Güçlü Örgütlü olarak her üyenin uyum içinde çalıştığı, Parti içinde hizipçilik grupçuluk, ayrımcılık yapanlar ile yönetilmemelidir! Bu anlayışı değiştirmek için, 2019 seçimlerinde bu anlayışla girilmediği Yerelde ve Genelde Yeniden “İKTİDAR” Yapmak için “HEDEFLER” koyan bir parti örgütü seçimi oluşturmalıyız. Ülke gündemini belirleyen, toplumun sorunlarını gündeme getiren bir parti olmak zorundadır. Bir siyasi partinin teşkilat yada örgütlenme anlayışı partinin özgücüdür. Parti varsa: Siz parti üyesisiniz, Parti Gençlik Başkanı, Parti Kadın Başkanı, Parti İlçe Başkanı, Parti İl Başkanı, veya temsilci yönetici olursunuz, Güçlü parti var ise, Belediye meclis üyesi, İl meclis üyesisiniz ve ya Belediye başkanı olursunuz! Güçlü parti var ise, Milletvekili olursunuz çoğunluğu elde ederseniz, ve hükümet kurarsınız, Başbakan olur, hatta parti varsa parti güçlüyse Cumhurbaşkanı seçersiniz! Parti içinde parti üyesi olan emeği geçen her bireye saygı duymak zorundasınız! Partinin dinamik kadroları tasfiye ederek, yok sayılarak emek verenleri sizleri o koltukları oraya getirenleri görmezden gelmek CHP partisine en büyük ihanettir! Bu vebali kaldıramazsınız! Tarihteki yerinizi alırsınız ve toplumsal sosyal ve siyasal sonuçlarına katlanırsınız!
Sayfa 6
BELEDİYE iŞ SENDİKASI “Kamuda taşeron işçilere özel statü değil, ayrımsız kadro istiyoruz…”
Kasım 2017
İstanbul 2018 yılı ilçe belediye bütçeleri....
Belediye-İş Sendikası İstanbul 1.nolu Şube Başkanı Sezai Akyürek, 6-7 milyon civarında yurttaşımızı ilgilendiren kamuda çalışan taşeron işçilerin özlük haklarıyla ilgili bir açıklama yaptı.
Sezai Akyürek
Belediye-İş Sendikası İstanbul 1.nolu Şube Başkanı Sezai Akyürek, 6-7 milyon civarında yurttaşımızı ilgilendiren kamuda çalışan taşeron işçilerin özlük haklarıyla ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamamnın tam metni şöyle: “KAMUDA TAŞERON İŞÇİLERE ÖZEL STATÜ DEĞİL, AYRIMSIZ KADRO İSTİYORUZ…” Belediye-İş Sendikası İstanbul 1.nolu Şube Başkanı Sezai Akyürek, 6-7 milyon civarında yurttaşımızı ilgilendiren kamuda çalışan taşeron işçilerin özlük haklarıyla ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamanın tam metni şöyle: Taşeronluk, aileleriyle birlikte 67 milyon vatandaşımızı ilgilendiren, köleliğin ve kamu kaynaklarının özel sektöre aktarılmasının yasal adıdır. Taşeronlara kadro vaadi zaman zaman gündem değiştirmek için, zaman zaman da seçim öncesi gündeme getiriliyor. Geçen hafta Çalışma ve Sosyal Güvelik Bakanı Jülide Sarıe-
roğlu’nun taşeron işçilerin kadro sorununu gündeme getirmesinin ardından, Başbakan Yıldırım da basına yaptığı açıklamalarda taşeronların devletle bağlarının kurulacağını açıklamıştı. Başbakanın bu ifadesi emekçilerin ve emek örgütlerinin aklına; toplu sözleşme hakları toplu görüşmeyle sınırlandırılmış, örgütlenme hakları kısıtlanmış, ne işçi, ne de memur olan, işe alımları liyakata dayanmayan, iş güvenceleri işverenin iki dudağı arasında olan, geçmişe dönük hak talebinde bulunmama taahhüdü ile gündeme gelen Özel Sözleşmeli personeli hatırlatmıştır. Özel sözleşmeli personel, özelin taşeronluğundan kamunun taşeronluğuna geçişin adıdır. Taşeron sorununa bu yaklaşım, sorun çözücü bir yaklaşım değildir. Eğer Hükümet kangren olmuş taşeron sorununu gerçekten çözmek istiyorsa, o sorunu yaratan nedenleri, yani sorunun kaynağı olan Taşeron sistemini ortadan kaldırmalıdır.
Ülkemizde taşeron sistemi tam anlamıyla bir köle ticaretine dönüşmüştür. Taşeronun işçi çalıştırmanın amacı adeta, kamu kaynaklarının yandaş taşeronlara aktarılması haline gelmiştir. Kamu kaynaklarının taşeron şirketlere aktarılmasının akılla, mantıkla, bilimle ve hukukla bir izahı yoktur. Kamuda taşeron işçi çalıştırılması, en hafif ifade ile halkın emanetine ihanettir, kamu kaynaklarının kötüye kullanılmasıdır, israftır. Buradan tüm siyasilere bir kez daha sesleniyoruz… Taşeron işçileri siyasi hesaplarınıza alet etmeyin, onların umutlarıyla hayalleriyle oynamayın. Eğer taşeron kölelik sistemini ortadan kaldırmaya kararlıysanız, yapılması gereken açık ve nettir: Kamuda ayrım yapılmaksızın tüm taşeron işçiler, tüm hakları korunarak işçi statüsünde kadroya alınmalıdır. Hükümet; Uluslararası Çalışma Örgütü’nün 94 sayılı sözleşmesinin gereği olan, kamudaki taşeron işçilerin, asıl işverenin işçilerinin ücret, hak ve çalışma koşullarına sahip olmasını sağlayacak yasal düzenleme yapmalıdır. Taşeron kölelik sisteminin adını değiştirip köleliğin farklı adlarla katmerleşerek devam etmesini sağlayan çalışmalar, taşeron işçilerin umutlarıyla, hayalleriyle ve beklentileriyle oynamaktır.. Sendikamız, tüm emekçiler kadrolu güvenceli bir yaşama kavuşuncaya, taşeronlaşma ortadan kalkıncaya kadar mücadelesini sürdürmekte kararlıdır. Üyelerimize ve kamuoyuna saygılarımızla duyurulur.
CHP'nin Taşeron işçilik Çalıştayı sonuç bildirgesi
CHP Emek Büroları’nın düzenlediği Taşeron İşçilik Çalıştayı’nın sonuç bildirgesi yayımlandı. Bildirgede, kadronun emekçilerin hakkı olduğunun altı çizildi, taşeron işçilerin derhal kadroya geçirilmesi gerektiği vurgulandı. CHP Emek Büroları dün Ankara’da Taşeron İşçilik Çalıştayı düzenledi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da katıldığı Çalıştay’a DİSK, TÜRK-İŞ, Hak-İş Konfederasyonlarının yanı Akademisyenler, taşeron işçi dernekleri, işçiler, uzmanlar ve gazeteciler de katıldı. Yapılan konuşmalarda taşerona kadro sorunun seçim malzemesi haline getirilmeden bu yılın sonuna kadar çözülmesi istendi. Çalıştayın açılış konuşmasını Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba yaptı. Türkiye’nin yıllardır kanayan yarası haline gelen taşeron işçiliği konuşmak için bir araya geldiklerini belirten Ağbaba, hükümetin taşeron sorununu kapalı kapılar ardında değil, emekçilerle bir arada çözmesi gerektiğini vurguladı. Çalıştayın ardından yayımlanan sonuç bildirgesinde, kadronun emekçilerin hakkı olduğu vurgulandı ve kamuda çalışan taşeron işçilerin derhal kadroya geçirilmesi gerektiği ifade edildi. Sonuç bildirgesinde öne çıkan başlıklar şöyle: 1-Taşeron işçilik sistemi, 21. yüzyılın modern kölelik düzeni anlamına gelmektedir. Bu sistem ile işçilerin emeği, ucuz ve güvencesiz şekilde sömürüye açık hale getirilmektedir. 2-Taşeron işçilik sistemi, iş cinayetlerini artırmaktadır. Kâr hırsı, işçi-
lerin hayatının önüne geçmekte ve işçilerin en temel hakkı olan yaşam hakkı göz ardı edilmektedir. 3-Taşeron işçiler, kadrolu işçilerin yararlandığı sosyal haklardan yeterince yararlanamamaktadır. Kadrolu çalışanlara verilen yakıt, ulaşım, aile ve çocuk, yemek gibi sosyal hakların tamamı taşeron işçisine verilmemektedir. 4-Kamuda çalışan taşeron işçiler yıllardır kadro vaadi ile oyalanmakta ve adım atılmamaktadır Taşeron işçiler, kamuda işçi olarak kadrolu istihdam edilmelidir. Kadro hukuken kazanılmış hakları ile birlikte değerlendirilmeli, kadroya geçişte tüm kazanılmış haklar korunmalıdır. 5-Devlet, ucuz işgücü ve güvencesiz çalışma rejimini sürdüren değil, bunu önleyen olmalıdır. Kamu hizmeti, piyasa işleyişine terk edilemez. Kâr hırsı kamu hizmetinin önünde engeldir. *** Taşeron işçilerin iş güvencesi yok!CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Emek Büroları tarafından Ankara'da düzenlenen Taşeron İşçilik Çalıştayı'na katıldı. Kılıçdaroğlu burada yaptığı konuşmada taşeron işçilerin sözleşmesini üç yıl olarak düzenlenmesi şeklinde yazıların kamu kurumlarına gittiğini söyledi. Söz konusu yazı hakkında konuşan Kılıçdaroğlu, “Bir konuya dikkat çekmek isterim; kadro vereceğiz diyorlar bugün çok sayıda kamu kuruluşlarından yazılar gidiyor; ‘Taşeron sözleşmelerini 3 yıl yapacaksınız’ diye. Merak ediyorum, kadroyu yılbaşına kadar verecekseniz bu yazı-
ları niye yazıyorsunuz? Bizi asla kandıramazlar taşeron işçileri kadro alıncaya kadar mücadelesini vereceğiz. 10’larca yıldır kanayan bir yaradır. Taşeron işçisi 21. yüzyılın kölesi değil, taşeron işçisi Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin onurlu bir bireyi olmak durumunda ikinci sınıf vatandaş değil, birinci sınıf vatandaşı olmak zorundadır” dedi. ‘Emek köleleridir’ Kılıçdaroğlu, taşeron işçilerinin sorunlarına ilişkin ise şu ifadeleri kullandı: “Taşeron işçilik, 21. yüzyılın ayıbıydı. Köle ticareti, emek ticaretiydi. Buna karşı çıkmamız gerekiyordu. Anayasamızda hükümler var, sendikalaşma, örgütlenme, işçinin haklarının korunması var. Bir de bunların dışında özel bir alan var. İşçinin emeğinin sömürüldüğü, hiçbir hakkının olmadığı bir süreç var. 2002 yılında bize verilen bildiğimiz rakamlar 387 bin taşeron işçisi varken bugün bu sayı 2 milyonu aşmış durumda. Kimse rakamı bilmiyor. Bunlar 21. yüzyılın emek köleleridir. İş güvenceleri yok.” En az 2 bin lira olması gerekiyor “Asgari ücretin en az 2 bin lira olması gerekiyor” diyen CHP Lideri, şöyle devam etti: “Bir ay devletin başbakanına, cumhurbaşkanına, müsteşarına versinler bin 400 lira ile bir ay geçinsin. Net 2 bin olmalı asgari ücret. Buna da itiraz edecekler; ‘Memleketi mi batıracaksınız?’ diyecekler.” Taşeron yasaklanmalı Çalıştay’da konuşan DİSK Genel Başkanı Kani Beko, taşeron işçilerinin siyasi malzeme olmaması gerektiğini vurgulayarak, “Taşeron çalışma düzeni çalışma hayatının yıllarca kanayan bir yarasıdır. Özellikle kamuda tam bir kangrene dönüşmüştür. Taşeron çalışma düzeni, kamuya yüktür, işçiye de haksızlıktır. Bu sistem, asalak bir sistemdir. Bu asalak taşeron sistemine bir an önce son verilmeli. DİSK olarak diyoruz ki kesinlikle bu ülkede taşeron yasaklanmalıdır” dedi. Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay ise, bu yılın sonuna kadar taşeron sorunun çözülmesini temenni ettiklerini belirtti.
İBB Meclisi nin, belediyenin Saraçhane yerleşkesindeki toplantısında, 2018 yıl mali bütçesinin onaylanmasından sonra, ilçe belediyelerinin bütçeleri de görüşüldü. Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Meclis Üyesi Muharrem Yaman ın ret oyu verdiği Gaziosmanpaşa Belediyesi nin bütçesi oy çokluğu ile geçerken, diğer belediyelerin bütçeleri oy birliğiyle kabul edildi. Buna göre, Esenyurt Belediyesi 1 milyar 500 bin liralık bütçesiyle en yüksek bütçeli ilçe belediyesi oldu. Esenyurt u 635 milyon lira ile Kadıköy, 627 milyon 35 bin lira ile Beylikdüzü, 610 milyon lirayla Şişli ve 570 milyon lirayla Küçükçekmece Belediyesi takip etti. Bütçesi en düşük olan belediye ise Adalar oldu. 2018 yılı mali bütçesi 42 milyon lira olarak kabul edilen Adalar Belediyesi nden sonra 61 milyon liralık bütçesiyle Çatalca Belediyesi ve 75 milyon liralık bütçeyle Şile Belediyesi en düşük bütçeli belediyeler olarak dikkati çekti. İBB Meclisi'nden geçen karara göre ilçeler ve bütçeleri şöyle: Belediye 2018 yılı bütçesi Maltepe 398 milyon 860 bin TL Küçükçekmece 570 milyon TL Bağcılar 480 milyon TL Esenyurt 1 milyar 500 bin TL Silivri 230 milyon TL Esenler 320 milyon TL Bakırköy 465 milyon 832 bin TL Çatalca 61 milyon TL Bayrampaşa 265 milyon TL Arnavutköy 310 milyon TL Zeytinburnu 388 milyon TL Kartal 506 milyon TL Beykoz 513 milyon TL Beylikdüzü 627 milyon 35 bin TL Sultangazi 402 milyon TL Tuzla 325 milyon TL Beyoğlu 295 milyon TL Bahçelievler 360 milyon 822 bin 357 TL Başakşehir 529 milyon 100 bin TL Gaziosmanpaşa 435 milyon TL Üsküdar 550 milyon TL Çekmeköy 255 milyon TL Kadıköy 635 milyon TL Sancaktepe 550 milyon TL Ataşehir 550 milyon TL Sarıyer 390 milyon 87 bin TL Büyükçekmece 377 milyon TL Adalar 42 milyon TL Avcılar 310 milyon TL Sultanbeyli 252 milyon TL Şile 75 milyon TL Güngören 211 milyon 800 bin TL Eyüpsultan 414 milyon TL Fatih 336 milyon 209 bin 640 TL Kağıthane 363 milyon 398 bin TL Pendik 510 milyon TL Ümraniye 500 milyon TL Beşiktaş 528 milyon 500 bin TL Şişli 610 milyon TL
haber 24 - kasım2017:Mizanpaj 1
24.11.2017
14:38
Sayfa 7
Ataşehir'de ‘Spora Dair Her Şey’ Paneli
Kasım 2017 www.haber24gazetesi.com
Türk sporundaki altyapının durumu Ataşehir’de düzenlenen “Spora Dair Her Şey Ataşehir’de Konuşuluyor” panelinde tartışıldı. Türkiye’de altyapı denince akla ilk gelen kulüplerden Altınordu’nun Başkanı Seyit Mehmet Özkan, TASKK Başkanı Ali Düşmez, TFF Genç Oyuncular Gelişim Müdürü Cem Pamiroğlu ve TBF’den Hakan Şahin, geleceğin sporcularını yetiştirmek için neler yapılması gerektiğini konuştu.
Ataşehir Belediyesi ve Ataşehir Amatör Spor Kulüplerinin ortaklığıyla düzenlenen “Spora Dair Her Şey Ataşehir’de Konuşuluyor” paneline spor dünyası büyük ilgi gösterdi. “Türk Sporunda Altyapı” konusunun daha yoğun görüşüldüğü panelin konukları Türkiye Amatör Spor Kulüpleri Konfederasyonu Başkanı ve TFF Yönetim İcra Kurulu Üyesi Ali Düşmez, Altınordu Futbol Kulübü Başkanı Seyit Mehmet Özkan, TFF Genç Oyuncular Gelişim Müdürü Cem Pamiroğlu ve TBF Yurtiçi Faaliyetler Sorumlusu Hakan Şahin oldu. Mustafa Saffet Kültür Merkezi’nde (MSKM) düzenlenen panelin moderatörlüğünü ise TSYD İstanbul Şube Başkanı Arif Kızılyalın yaptı. Ataşehir’de ilki gerçekleştirilen spor paneli hakkında açıklamada bulunan Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi, “Çok önemsediğimiz spor konusunu, bu tarz etkinlikleri artırarak sporseverlerle buluşturmaya devam edeceğiz” dedi. Panelin açılış konuşmasını yapan Ataşehir Belediye Başkan Yardımcısı Hüseyin Hışman ise, “Genç ve yeni bir belediye olmamıza rağmen, kurulduğumuz ilk andan itibaren ilçemizdeki spor kulüpleriyle işbirliğine başladık. Ataşehir Amatör Spor Kulüpleri Birliğiyle birlikte ilçemizde bulunan 19 amatör spor kulü-
büne yardımlarda bulunduk. Kulüplere tesis binalarının onarımı ve iyileştirmeleri, malzeme desteği ve nakdi yardım olarak destek veriyoruz. Aynı zamanda, Belediyemizin düzenlediği Yaz ve Kış Spor Okullarımızla; futbol, basketbol, voleybol, tenis, yüzme, kick boks, tekvando ve jimnastik gibi farklı spor dallarından yılda 5 bin çocuğun faydalanmasını sağlıyoruz” dedi. “Esas görevimiz; iyi, güzel, dürüst insan yetiştirmektir” Panelde konuşan Türkiye Amatör Spor Kulüpleri Konfederasyon Başkanı ve TFF Yönetim İcra Kurulu Üyesi Ali Düşmez, Türkiye’de futbolda 98 bin müsabaka oynandığını, bunun sadece 3 bin 370’inin profesyonel müsabaka, geri kalan 95 bin müsabakanın ise amatör olarak yapıldığını söyledi. 81 ilde Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu bulunduğunu ifade ederek amatör spor kulüplerinin büyüklüğünü anlatan Ali Düşmez, “Spor; zenginle fakirin, siyahla beyazın, farklı etnik özelliklerin aynı tribünde buluştuğu, kucaklaştığı bir olgudur” dedi. Konuşmasına devam eden Ali Düşmez, “Milli sporcular yetiştirmeye çok ihtiyacımız var ancak esas amacımız, esas görevimiz; toplum tabanında milyonlara spor yaptırarak ve sevdirerek, kardeşliğin ve barışın tesisini edebilmek ve iyi, güzel, dürüst insan yetiş-
Ataşehir’de halk sağlığı için tüm önlemler alınıyor
Ataşehir Belediyesi ilçe sınırları içerisindeki; fırın, pastane, börek salonu ve lokanta gibi gıda imalatı ve satışı yapan yerlerin denetimlerine devam ediyor. Zabıta, Sağlık İşleri ve Veteriner İşleri Müdürlüğü’ne bağlı ekipler, gıda üretilen ve satılan mekanların insan sağlığı açısından daha nitelikli ve uygun şartlarda hizmet vermesini sağlamak için denetimlerini artırdı. Sabah 6’da başlayıp gün boyu devam eden denetimlerde, işyerlerine uyarılarda bulunularak görülen eksikliklerin tamamlanması sağlanıyor. Yapılan denetimlerde işyerlerinin ruhsatlarından, temizlik kontrollerine kadar çeşitli denetimler yapılırken, eksikleri olan işletmeler uyarılıp, uyarıları dikkate almayanlar hakkında da yasal işlem yapılacağı hatırlatılıyor. Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi, halk sağlığı için gıda
üreten işletmeler başta olmak üzere tüm işletmeleri denetlediklerini belirterek, “İlçemizde bulunan işyerlerinde gerekli sağlık koşullarının oluşturulması için tüm önlemleri alıyoruz. Vatandaşlarımızın yiyeceklerini gönül rahatlığıyla alabilmeleri ve huzurlu bir şekilde tüketebilmeleri için çaba gösteriyoruz” dedi. Denetimlere katılan Başkan Yardımcısı Abdullah Der, “Gıda imalatı ve satışı yapan işyerlerinin denetimine büyük özen gösteriyoruz. İşyerlerinin gerekli sağlık koşullarını sağlamaları için denetimleri sürdürüyoruz. Gerçekleştirdiğimiz kontroller esnasında halk sağlığını etkileyebilecek önemli bir olumsuzluğa rastlanılmazken, rastlanılan küçük eksiklikler ve yapılan yanlışlar için de gerekli uyarılar yapıldı” şeklinde konuştu.
tirmektir. Sporda şiddete bulaşanlar, misafir takım oyuncularına ve taraftarına kötü davrananlar gayri insanidir” diye konuştu. “Miş” gibi değil, gerçek profesyonel futbolcular” Altınordu Futbol Kulübü Başkanı Seyit Mehmet Özkan ise, Altınordu’nun bir proje kulüp olduğunu belirterek, “Bu topraklardan kazandığımızı bu topraklara vermek için bir misyon koyduk. Bu toprakların çocuklarından gerçek profesyonel futbolcular yetiştirmek gibi bir misyonumuz var. Ancak “miş” gibi değil, gerçek profesyonel futbolcular yetiştirmeyi hedefliyoruz. Gelecekte inşallah Süper Lige yükseldiğimizde de, Avrupa’da mücadele ettiğimizde bu toprakların çocuklarından müteşekkil A takımımız oynayacaktır ” dedi. Günde 1 saat çalışarak bir işte uzman olunmayacağını ifade eden Seyit Mehmet Özkan, “Yapılan araştırmalara göre usta olabilmek için 10 bin saat gerekli, bu da yaklaşık 12 yıl ediyor. Bu sebeple sporcu olacak kişi, daha 6 yaşında eğitilmeye başlanmalı ki 18 yaşında profesyonel seviyeye yükselebilsin” şeklinde konuştu. “Roma döneminde gladyatörler neyse, günümüzde futbolcular aynısıdır” diyen Altınordu Başkanı Seyit Mehmet Özkan, futbolcuların fiziki olarak çok güçlü olmaları gerektiğine dikkat çekti. “Milli takımın havuzunu geliştiriyoruz” TFF Genç Oyuncular Gelişim Müdürü Cem Pamiroğlu, çalışmaları hakkında bilgi vererek, “Geleceğin
futboluna yön verebilmek için, elit oyunculardan oluşan organizasyonların kalitesini yukarı çıkarmak ve genç girişim programlarını bütün ülke sathına yaymak Müdürlüğümüzün en büyük vizyonudur. Elit oyuncuların bir arada oynamaları için geliştirdiğimiz ligler var. Milli takımın havuzunu geliştirmek için 14’den 19 yaşına kadar yaş gruplarından ligler kurup geliştirildi. Buradan elit oyuncu havuzu geliştirdik. Ancak sporla ilgilenen bir çocuk, 4 buçukta okulu bitip geldiği zaman sahanın iyi olması gerekli. Saha konusu içimizi çok acıtıyor” dedi. Basketbolda Yunanistan 38 katımız Türkiye Basketbol Federasyonu Yurtiçi Faaliyetler Sorumlusu Hakan Şahin paneldeki konuşmasında, “Bu sene düzenlenen Avrupa Basketbol Şampiyonası’nın ardından FİBA’dan bize gelen yazıda, bu senenin yapılan en iyi organizasyon olduğu belirtildi. Buna emeği geçenlerden Ataşehir Belediyesi ve Büyükşehir Belediyesine teşekkür ediyorum” dedi. Basketbolun eğitime entegrasyonunu hedeflediklerini belirten Hakan Şahin, “2023 dünya basketbol şampiyonasında ilk üç içerisinde olacağız. Çok iyi bir jenerasyon geliyor. Aileler tarafından, basketbol daha elit bulunulup, kalite algısı sebebiyle tercih nedeni arasında geliyor. Ancak nüfus ve lisanslı basketbolcu sayılarına göre değerlendirme yaptığımızda, ülkemizdeki lisanslı basketbolcu sayısına göre; Yunanistan 38, ABD 25, Fransa 14, İspanya 12, Sırbistan bile 4 buçuk katımız durumunda” dedi.
Kartal Belediyesi ve Doğu Karadenizliler Derneği’nin katkılarıyla Kartal’da ‘5. Geleneksel Hamsi Şenliği’ düzenlendi. Kartallıların hamsiye doyduğu organizasyonda 6 tondan fazla hamsi tüketildi. Saat 12.00’den akşam saatlerine dek süren hamsi şenliğinde Kartallılar, Karadenizli sanatçıların seslendirdiği yöresel türküler, folklor gruplarının gösterileri ve kemençe eşliğinde horon tepti. Şenlikte Karadenizli ünlü sanatçılar Zeynep Başkan ve Resul Dindar söyledikleri Karadeniz türküleriyle vatandaşları coşturdular. Genç yaşlı binlerce vatandaşın yoğun ilgi gösterdiği şenlikte, güneşli havayı fırsat bilenler keyifli ve eğlenceli bir gün geçirdiler. Kartal Belediye Başkanı Op. Dr. Altınok Öz ateş başında bir süre ızgaraları çevirerek hamsi pişirdi. Kartallıların hamsiye doyduğu şenliğe; Kartal Belediye Başkanı Op. Dr. Altınok Öz ve eşi Feray Öz’ün yanı sıra; Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Milletvekili Akif Hamzaçebi, Doğu Karadenizliler Derneği Başkanı Doç.
Dr. Necmi Kurt, Kartal Belediyesi Başkan Yardımcıları, Kartal Belediyesi Şirket Yöneticileri, Kartal Belediye Meclis Üyeleri, Kartal Belediyesi Birim Müdürleri, Karadeniz ve Anadolu’dan birçok yörenin dernek başkanları, Kartallı mahalle muhtarları, Kartal’da faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları ve çok sayıda vatandaş katıldı. Kartal Belediyesi ve Doğu Karadenizliler Derneği’nin 5. kez düzenlediği Hamsi Şenliği’nde, Kartallılara tonlarca ızgara hamsi, helva ikram edildi. Kartal Meydanı’nda kurulan metrelerce uzunluktaki mangallarda pişirilen ızgara hamsilerden yemek isteyen Kartallılar, saatler boyunca uzun kuyruklar oluşturdu. Kartal Belediye Başkanı Op. Dr. Altınok Öz, 5. Geleneksel Hamsi Şenliği’nde yaptığı konuşmasında organizasyona emeği geçen herkese teşekkür ederek sözlerine şöyle devam etti: “Hamsi yemeye geldik. Bugün burada Kartallılar hamsiye doyacak. Bu hamsi festivali Karadeniz kültürünün Kartal’daki insanlarla buluşması. Bu yıl beşincisi düzenleniyor. Dolayısı ile artık insanlar da bunu benimsedi. Geleneksel hale geldi. Ama hamsi bir gösterge. Karadeniz’in bir simgesi olduğu için gösterge. Önemli olan Karadeniz kültürünü Kartal meydanında diğer yöreden gelenlerle buluşturmak. Karadeniz kültürünü Kartal Meydanı’nda sergileyen bu kültürü Kartal halkı ile buluşturan değerli yönetici arkadaşlara ve size teşekkür ediyorum. Hepinizi seviyorum. Kartal’ı daha çok seviyorum”.
Kartal Belediyesi’nden 5. Geleneksel Hamsi Şenliği
KENT RANTININ SİYASETTEKİ İZ DÜŞÜMLERİ 2
7
Ali İzzet ORAL
aliizzet@haber24gazetesi.com
Önceki makalemde Küresel Sermaye tetikçilerinin ihtiyaç duyduğu yerli iş birlikçilerinin rezerv kaynağının siyaset ortamı ve siyasal partiler olduğunu, işbirlikçilerin burada beslenip üretildiğinin veya monte edildiğinin tespitini yapmıştık. Bu tespitimizi kılavuz tutarak, sizleri çok uzağa değil Osmanlının çöküş dönemi ile Cumhuriyetin kuruluş yıllarına ve Atatürk sonrası dönemden günümüz hükümetlerine doğru bir yol haritasında hep birlikte bir tarihi gezintiye çıkarmak istiyorum. Yıl 1868 Osmanlı sarayı, yabancıların yoğun baskısı ve gayri- Müslim işbirlikçilerin gayretleriyle, yabancılara toprak satışını serbest bırakmış ve mülk edinmelerinin önünü açmıştı. Bu andan itibaren Osmanlı toprakları adeta toplu istilaya uğramış, Filistin toprakları Yahudilerin eline geçmişti. Yine aynı dönemi incelediğimizde1890 yıllarından itibaren İzmir’in 85’inin başta, İngiliz ve Yunanlılar olmak üzere yabancılara tapulandığı gerçeğini görüyoruz. Bu yağmanın İstanbul ‘da Yahudi, Ermeni ve Rumlar tarafından sürdürülerek satın alındığında bir başka tarihi siyasi gerçek olarak karşımıza çıkıyor. Tabii konu sadece topraklarımızın el değiştirmesi değil, bu süreç içinde İzmir ve İstanbul rıhtım işletme hakları ile Demiryollarımız da bölge bölge yabancı güçlerin eline geçiyor, taki Türkiye Cumhuriyeti kurulup 18 Mart 1924 tarihinde Atatürk tarafından yabancılara toprak satışı yasaklanana kadar. Bu tarihten sonra topraklar geri alınıp, liman ve demir yollarımızda sırayla satın alınarak T.C. envanterlerine kaydediliyor. Bu tarihsel yolculuğumuzu yapmamızdaki amaç, günümüzdeki yağmanın emperyalist mantığını daha net görebilmemize yardımcı olabilmesi ve Küresel Güçlerin bu gün ülkemizi yeni sömürge tipi ülke konumuna getirme politikalarına ışık tutabilmek, bu günü bilmek, yarını bulmak ve dünü görebilmek içindi. Şimdi gelelim günümüze. 2003 yılında iktidara gelen AKP ‘nin ilk icraatı, yabancıya toprak satışına tekrar onay vermek olmuştur, ilk önce 10 ile başlatılan bu hak, giderek 40’lara daha sonrada IMF ve DÜNYA BANKASI’nın hazırladığı kanunların hükümetçe onaylanmasıyla üst seviyelere ulaşmıştır. Bir kıyaslama yaparsak AKP döneminde yabancılara yapılan satışlar Cumhuriyet tarihinin 10 katına ulaşmıştır. Bunlara birde Kanun hükmünde kararnamelerle ve TOKİ marifetiyle tezgâhlanan 14 milyon metrekare Askeri ve Kamu arazisinin ve 188 taşınmazın 2,6 milyon TL’ye özel mülkiyete aktarıldığını ve bu özel sektöründe çözüm ve proje ortağı olarak Küresel Sermaye ile ortaklıklara gittiğini düşünürsek , (bu mülklerin 4 milyon 894 bin metrekaresi ANKARA, 3 milyon 352 bin metrekaresi İSTANBUL, 1 milyon 597 bin metrekaresi MARDİN ’dedir, gelin durumun vahametini siz düşünün. Küresel Sermayenin ülkemizde ithal ikame duruma gelmesi ve yayılmacılığını arttırarak küresel sermayelerine rant aktarması tabii ki yalnız bununla sınırlı değil. Siyasal organizasyonları ve ekonomik işbirliği yöntemleriyle, para fonlarının teşvikiyle sanayimiz ve ticaret dünyamız günümüzde yabancı şirketlerin merkez üssü durumuna getirilmiştir. Uluslararası finans kapital devleri pençelerini ülkemiz ekonomisine geçirmiş durumdadırlar. Örnek mi istiyorsunuz, bu gün bir iki devlet bankası dışında yabancı ortağı olmayan banka ve yıllardır Milli Sanayimiz dediğimiz anlı şanlı holdinglerimizden yabancı sermaye ortağı olmayan hemen hemen hiç kalmadı diyebiliriz. Madenlerimizin ve limanlarımızın da İtalyan ve Fransızlara tıpkı Osmanlı ‘daki gibi satılmaya başladığını (İskenderun limanı – LİMAK ) üzülerek görebiliriz. Bir başka çarpıcı tespitimde sizlerle paylaşayım istiyorum, AKP iktidarının başlamasından bu güne kadar Enerji Bakanlığı 51 yabancı ortaklı şirkete 1168 adet altın arama ve 420 adet de altın madeni işletme ruhsatı vermiştir. Toplam ruhsat sayısı günümüzde 13.866 ya ulaşmıştır. Şu ana kadarki tespitlerimiz bize ülkemizin, hangi güçler tarafından nasıl dizayn edildiğini ve bunların işbirlikçisi olan yönetim erklerinin nasıl çalıştığını, altıyla, üstüyle topraklarımızın nasıl bir yağmaya uğratıldığını göstermektedir. Ülkemizin gelişmekte olan değil, her gün dışa bağımlılığı artan, yeni tip bir sömürge ülke olduğunu altını çizerek söylemem, herhalde abartılı bir teşhis olmaz kanaatindeyim. İşin ekonomik tahlillerini, iktisatçılarımıza bırakarak ben, Kent teorilerime ve Kent Rantının siyasetteki iz düşümlerimizi yazmaya devam edeceğim. Önümüzdeki yazımda başta İstanbul olmak üzere metropollerdeki uluslararası Sömürü Çarkını ve Vahşi Kapitalizmin Kent Yağmasını, buna bağlı olarak Kent Suçlarını inceleyeceğiz, şehrimizde yine Küresel Güçlerle birlikte planlanan yat limanları, Kentsel Dönüşüm Tezgâhları ve İmar Planlarıyla deprem vurdumduymazlığını, Orman Yağmasını ve bunlardan kimlerin servet yaptığını, siyaset çöplüğündeki Yerel Kent Suçlularını birlikte tespit ve teşhir edeceğiz, tabii ki önce kendi İlimizin, İlçemizin ( Beşiktaş İlçesi ) yani kapımızın önünün temizlenmesine katkı sunacağız. Kalın sağlıcakla……
haber 24 - kasım2017:Mizanpaj 1
24.11.2017
14:39
Sayfa 8
www.haber24gazetesi.com
Ataşehir Belediyesi çocukları bisiklet hayalini gerçeğe dönüştürüyor 24 SAAT YERELDEN ULUSALA HABERLER
A
Ataşehir Belediyesi, ihtiyaç sahibi çocukların bisiklet hayalini gerçekleştirmek için yeni bir projeyi hayata geçiriyor. TAŞEHİR BELEDİYESİ, kullanılmayan, çürümeye terk edilmiş bisikletleri toplayıp, onaracak ve bisiklet hayali kuran ihtiyaç sahibi çocuklara ulaştıracak. Ataşehir Belediyesi, her çocuğun hayali olan bisikleti, “İlk Bisikletim İlk Hayalim “ sloganıyla kampanyaya dönüştürdü. Dünyada çevre bilincinin gelişmesi, bisiklet kullanımını gittikçe yaygınlaştırırken, beraberinde daha ulaşılabilir bir ulaşım aracına da dönüştürdü. Bu gelişmeler yaşanırken, bisiklet çocukluğumuzun en güzel hayali olmayı sürdürüyor. Ebeveynlerin, bu hayali gerçekleştirmek için çocuklarına aldıkları bisiklet, bir süre sonra doğal olarak ya küçük kalıyor ya da onarımı yapılmadığından bir köşeye atılıyor. Öte yandan, bisiklet, yaygın ve ulaşılabilir bir nesne olsa bile, ülkemizdeki ekonomik sorunlardan dolayı birçok aile çocuğunun bu hayalini, arzusunu gerçekleştirmekte zorlanıyor. Ataşehir Belediyesi bu açığı kapatmak için ilçedeki site yöneticileriyle birlikte başlattığı bu projeyle; kullanılmayan, bozuk halde olan veya depolarda bekletilen bisikletleri toplayıp, bakımlarını, tamirlerini ve boyasını gerçekleştirip, ihtiyaç sahibi çocuklara ulaştırmak için hazır hale getirilecek.
Ataşehir Belediyesi’nin ilk olarak sitelere giderek toplayacağı bisikletler, belediye binasının bodrum katında onarılarak yenilenecek. Çocukların bisiklet sevincini yaşamasına destek olacak bu projeye, Ataşehir’deki siteler ve site yöneticileri de büyük destek veriyor. Kampanya hakkında açıklama yapan Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi, “Çocuklarımızın bisiklet hayallerini gerçeğe dönüştürmenin mutluluğunu yaşayacağız. Çocuklarımızın doya doya bisiklete binme hayalleri, şehirlerdeki trafik yoğunluğu nedeniyle riskli hale gelse de, yeni yaptığımız ve içerisini yenilediğimiz parklarımıza bisiklet yolları eklemeyi ihmal etmedik. Çocuklarımızın bisiklete olan ilgilerini artırarak, bisikleti önemli ve eğlenceli bir spor aktivitesi olarak görmelerini sağlamayı istiyoruz. Bu kampanyamıza ve projemize değerli Ataşehirlilerimizin destek vermeleri çocuklarımızı çok mutlu edecektir” dedi. Bu kampanyaya destek vermek ve bilgi almak isteyen vatandaşlar, bisiklet bağış taleplerini Ataşehir Belediyesi’nin (0216) 570 50 00 numaralı çağrı merkezine bildirebilirler. Bağışlanacak bisikletler, belediye ekipleri tarafından bağışçıların adreslerinden teslim alınacak.
Ataşehir’de halk sağlığı için tüm önlemler alınıyor
Ataşehir Belediyesi ilçe sınırları içerisindeki; fırın, pastane, börek salonu ve lokanta gibi gıda imalatı ve satışı yapan yerlerin denetimlerine devam ediyor. Zabıta, Sağlık İşleri ve Veteriner İşleri Müdürlüğü’ne bağlı ekipler, gıda üretilen ve satılan mekanların insan sağlığı açısından daha nitelikli ve uygun şartlarda hizmet vermesini sağlamak için denetimlerini artırdı.
Ataşehir'de ‘Spora Dair Her Şey’ Paneli
ATAŞEHİR Belediyesi ve Ataşehir Amatör Spor Kulüplerinin ortaklığıyla düzenlenen “Spora Dair Her Şey Ataşehir’de Konuşuluyor” paneline spor dünyası büyük ilgi gösterdi. “Türk Sporunda Altyapı” konusunun daha yoğun görüşüldüğü panelin konukları Türkiye Amatör Spor Kulüpleri Konfederasyonu Başkanı ve TFF Yönetim İcra Kurulu Üyesi Ali Düşmez, Altınordu Futbol Kulübü Başkanı Seyit Mehmet Özkan, TFF Genç Oyuncular Gelişim Müdürü Cem Pamiroğlu ve TBF Yurtiçi Faaliyetler Sorumlusu Hakan Şahin oldu. Mustafa Saffet Kültür Merkezi’nde (MSKM) düzenlenen panelin moderatörlüğünü ise TSYD İstanbul Şube Başkanı Arif Kızılyalın yaptı.
Kartal Belediyesi’nden 5. Geleneksel Hamsi Şenliği Devamı Sayfa
7
Kartal Belediyesi ve Doğu Karadenizliler Derneği’nin katkılarıyla Kartal’da ‘5. Geleneksel Hamsi Şenliği’ düzenlendi. Kartallıların hamsiye doyduğu organizasyonda 6 tondan fazla hamsi tüketildi. Saat 12.00’den akşam saatlerine dek süren hamsi şenliğinde Kartallılar, Karadenizli sanatçıların seslendirdiği yöresel türküler, folklor gruplarının gösterileri ve kemençe eşliğinde horon tepti.
Devamı Sayfa
7
Maltepe Kaymakamlığı Projelerini Avrupa’ya açıyor Devamı Sayfa
7
Avrupa Birliği Bakanlığı ve Türkiye Belediyeler Birliği işbirliğiyle 2223 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek Town Twinning 2017 konferansına Maltepe Kaymakamlığı projelerini tanıtmak ve AB ülkeleriyle işbirliğini geliştirmek üzere davet edilmiştir. Konferansa 14 AB ülkesinden toplam 28 yerel yönetim davet edilmiş olup, Maltepe Kaymakamlığı bu konferansa davet edilen 3 kaymakamlıktan biri olmaya hak kazanmıştır.
Devamı Sayfa
6