Radikal Baba Babalığın Sınırından Mektuplar.indd 1
11.03.2014 13:50:15
Radikal Baba Babalığın Sınırından Mektuplar.indd 2
11.03.2014 13:50:15
Bana yeni bir yaşam veren oğlum Liko’ya...
Jeremy
Dylan, Zora ve Ella’ya... Beni sahici kıldıkları ve sahici olmadığım zaman başımın etini yedikleri için.
Radikal Baba Babalığın Sınırından Mektuplar.indd 3
Tomas
11.03.2014 13:50:15
Gİrİş
Radikal Baba Babalığın Sınırından Mektuplar.indd 4
11.03.2014 13:50:15
Radikal Baba Politikası veya Ebeveyn Olmak Çiş, Kaka ve Ergenlikten Daha Fazlasıdır. Tomas Moniz Elinizde tuttuğunuz kitap, beş yıldır yayımladığım Rad Dad adlı bültende yer alan yazıların en iyilerini bir araya getirirken Jeremy’nin dört yıldır yazdığı Daddy Dialectic başlıklı blogdan da alıntılar içeriyor. Rad Dad ve Daddy Dialectic anne ve baba olmayı politik bir alan olarak ele alıp bu açıdan keşfetmeye çalışan iki kardeş yayın. Bu projelerin her ikisi de babalık konusundaki tartışmaları kitapların ve internet sitelerinin genel olarak tercih ettiği güvenli, apolitik odak noktasından daha ötelere taşıyor. Her iki yayın da insanların babalığın karmaşıklığıyla cebelleşebilecekleri çeşitliliğe açık, çok yönlü bir alan yaratmaya çabalıyor. Elbette hayat sadece ciddiyetten ibaret değil. Oğlumun Chiapas’ta bağırsak problemleriyle mücadelesini, kızımın
Radikal Baba Babalığın Sınırından Mektuplar.indd 5
11.03.2014 13:50:15
Radikal Baba
ilk sutyenini isteyişini veya en küçük kızımın, “Neden bazı oğlanlar göz kalemi kullanıyor?” gibi hassas soruları, o sorulara konu olan kişilerin kulağının dibinde sorduğu anları anlattığım bir sürü zin sattım. Aslına bakarsanız bu konular hakkında yazmayı (ve okumayı) seviyorum. Çünkü komikler, insanlar bunları okumaktan keyif alıyor ve beni de genellikle olduğumdan daha zeki biriymişim gibi gösteriyor; ama bu konular aslında ele alınması bir parça daha zor olan, daha geniş kapsamlı politik meselelere de gönderme yapıyor. Rad Dad gibi bir yayından asıl beklentimin, ne kadar keyifli olursa olsun bedensel fonksiyonlarıyla ilgili öyküler anlatmanın ötesine geçip anne-babalar olarak yaptığımız seçimlerin değerlerimizi ve politik niyetlerimizi nasıl temsil ettiğini, onlarla nasıl çeliştiğini veya onlara nasıl meydan okuduğunu gösteren bir yere ulaşmak olduğunu daha en baştan biliyordum. Pek çok anne ve babanın neden politika ile anne-baba olma kavramlarını bir arada düşünmekten kaçındığını anlayabiliyorum. Bazen çocuklarımı en sevdikleri fastfood restoranına götürmenin yaratacağı sonuçlar üzerine kafa yormak şöyle dursun, onlara akşam yemeği hazırlamak bile öyle gözümde büyüyor ki. Bazen yapmış olduğum tercihlerden dolayı pişmanlık duyuyorum, bazen daha o tercihleri yaparken pişman oluyorum. Babalık benim için sürekli ikilemler yaşamak demek; ikimizin de okula devam edebilmesi için altı aylık bebeğimizi haftanın beş günü kreşe bırakıp bırakmamak veya Kötü Kızlar filmini (sanki Lindsey Lohan ergenlik öncesi kız çocukları için harika bir 6
Radikal Baba Babalığın Sınırından Mektuplar.indd 6
11.03.2014 13:50:15
Gİrİş
rol modeliymiş gibi!) onuncu kere kiralayıp kiralamamak gibi çatışmaları hep yaşıyoruz. Sanki her gün inandığım şeylerle ve olmak istediğim baba figürüyle çelişen seçimler yapıyorum. Ne var ki anne-baba olmanın bir makaleyi yeniden gözden geçirerek düzeltmeye çok benzediğini düşünüyorum: Her şeyi tekrar tekrar ele almanız gerekiyor. Cümleleri baştan kuruyorsunuz, üzerinde tekrar düşünüyorsunuz, bazen pişmanlık duyuyorsunuz, ama her zaman tekrar ele almaya ve gözden geçirmeye isteklisiniz. Dürüst olmak gerekirse, çocuklarımla ve anneleriyle olan ilişkimde cisimleşen politik çıkarımları ve genel olarak aileye ilişkin kavramları irdelemek bazen çok korkutucu olabiliyor. Böyle zamanlarda sırf bu dehşet verici konulardan kaçınabilmek için çiş, kaka ve ergenlik öyküleri anlatmak istiyorum. Rad Dad’in ilk sayısında, birilerinin çıkıp evlat edinenlerin, özellikle de babaların politik farkındalığına ilişkin bir şeyler yayımlamasını yıllarca beklediğimi itiraf etmiştim. Neden o kadar zaman başkalarını beklediğimi söyleyeyim: Anne-baba olma konusunu narsist veya kendini beğenmiş veya imtiyazlı biri gibi görünmeden nasıl anlatabileceğimi bilmiyordum, çünkü ben sadece “Bakın, gördünüz mü, bebeğin altını değiştirdim, ne kadar iyi bir babayım değil mi?” veya “Biliyor musunuz bir keresinde gece kalkıp bebeği uyuttum,” diyebilir durumdayken anne hem ev işlerinin neredeyse tamamını yapıyordu hem de ebeveyn olmanın yüklediği diğer tüm sorumlulukları yerine getiren kişiydi. Korkmakta haksız olmadığımı biliyordum. Tanıdığım birçok baba aynı kaygıyla baba olmaya dair bir şeyler yaz7
Radikal Baba Babalığın Sınırından Mektuplar.indd 7
11.03.2014 13:50:15
Radikal Baba
mak istemiyordu; bunun yanında bir de babaların ebeveyn olma konusunda söyleyecek pek bir şeyleri olmadığına ilişkin yaygın ve içselleşmiş bir inanış da söz konusuydu. Ortağım Jeremy de Daddy Dialectic adlı blogunda yazdığı ilk yazıda benzer bir şey söylemişti: “Arkadaşlarım bana zamanının çoğunu evde geçiren bir baba olmanın nasıl bir şey olduğunu anlatmam gerektiğini söylüyorlardı. Geçen haftaya kadar sürekli, “Hayır, baba olmak konusundan söz etmeyeceğim, en azından şimdilik…” diye yanıt veriyordum. Cinsiyete ilişkin tüm rollerin hiçe sayıldığı, liberal bir yer olan San Francisco’da bile Liko’nun müzik ve yüzme derslerine giden ve akşamüstü saat beşten önce oyun parkında olabilen tek baba bendim. Bir ev erkeği olarak aslında yeni bir akım başlatmış olmam gerekiyordu [ama] bu, lanet olsun ki pek cılız bir akımdı.” Yani bizim için Rad Dad ve Daddy Dialectic, tıpkı Ariel Gore’un öncü yayını Hip Mama gibi, sadece ebeveyn olmakla ilgili bir yayın değil. Bunlar aynı zamanda erkeklerin kadınlar üzerinde sahip olduğu toplumsal güce karşı verilen mücadeleyle de ilgili ve bunun da ötesinde, bazı insanların başka insanlar üzerinde güç sahibi olmalarına yol açan her şeye meydan okuyor. Bu kitap, erkeklerin başarının anlamı ve başarıya ilişkin kapitalist kavramların erkek kimliğinin oluşumuyla bağlantısını derinlemesine tekrar ele almalarını amaçlayan bir forum; anne ve babaların cinsiyetlerine özgü rollerini meşrulaştırmak amacıyla çok uzun zamandır kullanılmakta olan babalığa dair sosyal klişelerin sorgulandığı bir yer. 8
Radikal Baba Babalığın Sınırından Mektuplar.indd 8
11.03.2014 13:50:16
Gİrİş
Örneğin, özünde bir erkeğin evin temel geçim kaynağı olan parayı kazanması ve kadının da eve ilişkin tüm işlerin asıl sorumlusu olmasında hiçbir sorun yok. Ama bu kitap, bu konuda alınan kararın şeffaf olması gerektiğini, bunun sorgulanmadan kabul görmüş bir şey değil, bir seçim olması gerektiğini söylüyor. Babaların verdikleri kararların altında yatan sebeplerin neler olabileceğini, kendi önceliklerini ve nasıl bir baba olduklarını aktif bir şekilde sorgulamaları gerekiyor. Ama bunun da ötesinde bu kitap babalara ebeveyn olmanın toplumsal ve çevresel adalet meseleleriyle nasıl iç içe geçmiş bir konu olduğunu göstermeyi amaçlıyor. Bebeğinizi Beklerken Sizi Neler Bekler? adlı çok satan kitap, çocuğunuzu öldürebilecek veya sakat bırakabilecek her tür hastalık ve kazayı peş peşe sıralıyor, ama renkli tene sahip olan çocukların sosyal hizmetlerden daha az yararlanarak, daha kötü okullara giderek, daha zehirli ortamlarda, sokak şiddetine daha fazla maruz kalarak büyüdüğü ve büyüdüklerinde, beyaz yaşıtlarına nazaran daha kısıtlı iş olanaklarına sahip olduğu gerçeğine hiç değinmiyor. Benim asıl istediğim şey, bizler baba olduğumuzu, burada olduğumuzu ve bazı şeyler değişene kadar da buradan ayrılmayacağımızı söylediğimizde insanların geri adım atması. Bunların yüksek hedefler olduğunu biliyorum, ama en iyi başlangıç noktası kendimiz değil miyiz? Ve işte sonuçta ortaya bu kitap çıktı. Onu çocuklarınıza okuyun (ben öyle yaptım), arkadaşlarınıza okuyun, hayatınızdaki erkeklere olduğu kadar, kadınlara da verin; cinsiyeti boş verin ve sadece kitabı herkese verin. Size bu 9
Radikal Baba Babalığın Sınırından Mektuplar.indd 9
11.03.2014 13:50:16
Radikal Baba
kitabı kendi türünün ilk örneği olarak, içinde yaşamayı halen arzu ettiğim, ebeveyn olmanın biz babaların başa çıkabileceği ve köhnemiş, cinsiyet ayrımı yapan önyargılara dayanmayan bir şey olduğu, yine de günlük olarak yüzleştiğimiz bu baskı ve fikirler konusunda dürüst ve açık davranabildiğimiz bir topluma önayak olması ümidiyle sunuyoruz. Umarım bu benimle ve başka babalarla devam eder, çünkü bu tehlikeli zamanlarda sevgi dolu, anlamlı, özgün ve en nihayetinde devrimci yöntemlerle babalık yapmaya çalışan birçok radikal baba olduğunu biliyorum.
10
Radikal Baba Babalığın Sınırından Mektuplar.indd 10
11.03.2014 13:50:16
Doğum, Bebekler ve Yürüme Çağındakİler
Radikal Baba Babalığın Sınırından Mektuplar.indd 11
11.03.2014 13:50:16
Gündelik Devrim Mark Andersen Baba olduğunuzda hayatınız sil baştan yeniden başlar. Çocuğunuzda kendinizi bir çocuk olarak, kendinizde de anne ve babanızı görürsünüz. Ergenlik çağında anne-babasına ve onların aile, sorumluluk ve özveri kavramlarına karşı hissettikleri kırsal, işçi sınıfına has saygıya şiddetle isyan etmiş punk bir genç olmama rağmen, şimdilerde onları kendime giderek daha fazla örnek aldığımı fark ediyorum. İşlerin böyle garip bir şekilde tersine dönmüş olması, aslında radikal bir alçak gönüllülük ve daha derin bir anlayışa doğru yapılan gündelik bir yolculuk şeklinde nitelendirilebilecek devrimin ilk adımıdır. Bu büyük değişimi başlatan şey, dış mihraklardan gelen bir ‘ajitatör’ yani on dört ay önce doğan ve bizim de doğar doğmaz evlat edindiğimiz bir erkek bebek olan Soren Hüseyin Luis Özdeğer-Andersen. Böyle taşıması oldukça ağır bir isme sahip olmasının nedeni geçmişimizden ve beklentilerden kaynaklanıyor: Soren Danimarka göçme-
Radikal Baba Babalığın Sınırından Mektuplar.indd 28
11.03.2014 13:50:16
Doğum, Bebekler ve Yürüme Çağindakİler
ni bir ailenin oğlu olan babamın hatırasını yaşatmak için koyduğumuz isim, aynı zamanda felsefeci Kierkegaard’ı da çağrıştırıyor. Hüseyin eşim Tülin’in Türk babasının ismi ve Luis ise Meksika kökenli bir Amerikalı olan biyolojik annesinin onun için seçtiği isim. Bu ağız dolduran ismi ise altı heceli, kısa çizgiyle ayrılan bir soyadı taçlandırıyor: Özdeğer-Andersen. Birbirinden apayrı kökenleri olan tüm bu tarihsel geçmiş yavaş yavaş büyümekte olan küçük bir erkek bebekte vücut buluyor. Bizi Soren’e ve anne-baba olmaya götüren yol oldukça uzun ve zorluydu. Bebek sahibi olmak için ilk denemelerimizi yapmaya başladığımızda ben kırklı yaşlarımın ortasındaydım, ama Tülin benden on yaş daha gençti. Sağlıklı bireyler olduğumuz ve görünen bir problemimiz de olmadığı için bu yeni çabamızın keyifli ve kolay bir süreç olacağını zannediyorduk. Ama hiç de öyle olmadı. Zaman tutarak gerçekleştirilen cinsel birleşmeler, sayısız tıbbi danışmanlık, stres dolu doğurganlık tedavileri, natüropatik ilaçlar ve daha fazlasından oluşan bir labirentin içinde yıllarca tökezleyerek dolandıktan sonra başlangıçtaki hayalimizden vazgeçtik. Pahalı, yürek burkan ve nihayetinde kredi kartı şirketlerini zengin etmek dışında her açıdan başarısız bir süreçti. Hepsinden de önemlisi bizi çift olarak derinden sarsan, son derece aşağılayıcı bir şeydi: Görünüşte çok basit, son derece doğal ve bundan aslında kaçınmakta olan birçok çiftin bile plansız programsız başına geliveren bir süreç olan hamileliği becerememiştik. 29
Radikal Baba Babalığın Sınırından Mektuplar.indd 29
11.03.2014 13:50:17
Radikal Baba
Bu tür durumlar genellikle evliliklerin çıkmaza girmesine yol açar. Biz bir şeklide bunu birlikte aşmayı başardık ve bir süre matem tuttuktan sonra yeni bir mücadeleye, evlat edinme dünyasına yelken açtık. Gerçi bu yol da ucuz bir seçenek sayılmazdı, ayrıca çok miktarda evrak işiyle uğraşmak, sosyal durum ve iş açısından yapılan değerlendirmelerden ve tıbbi testlerden geçmek anlamına geliyordu, ama yolun sonunda iyi birer anne ve babaya çaresizce ihtiyaç duyan gerçek bir çocuğa kavuşma ihtimali söz konusuydu. Ama bu süreç de belirsizlikleri ile yepyeni bir Pandora kutusunun açılmasına neden oldu. Ülke içindeki seçenekleri mi yoksa uluslararası olanakları mı değerlendirmeliydik? Başka bir ırktan birini evlat edinme konusunda ne düşünüyorduk? Hangi aracı kurum ile çalışmalı, biyolojik anne-baba ile ne ölçüde ilişki kurmalıydık? Uyuşturucu kullanımı gibi risk faktörlerine karşı esnekliğimiz ne derecedeydi? Ve buna benzer sayısız soru… ve en nihayetinde, kaçınılmaz olarak… politik çıkarımların ne olduğu sorusu. Bütün bu karmaşık seçenekler başımı döndürüyor, eşimle aramızdaki bağ derin bir şekilde sınanıyordu. Tüm endişelerimizi birer birer ele aldık ve seçimlerimizi yaptık. Kısa bir süre içinde iki harika aracı kurumla çalışmaya başladık, bunlardan biri D.C.’de yer alan Barker Foundation, diğeri de Utah’da faaliyet gösteren A Act of Love idi. Her iki kurumun da birincil önceliği biyolojik anne ve babalara destek vermek ve bir yandan da bizim gibi evlat edinmeye çalışan anne ve babalarla da özenli bir şekilde bıkıp usanmadan işbirliği içinde çalışmaktı. 30
Radikal Baba Babalığın Sınırından Mektuplar.indd 30
11.03.2014 13:50:17
Doğum, Bebekler ve Yürüme Çağindakİler
Prensipte evlat edinmek çok uzun zamandır istenen çocuğa kavuşmamızı sağlasa da yine pek çok şey kontrolümüz dışındaydı. Öncelikle biyolojik anne-babaların (çok az sayıda baba işin içinde olmak istediğinden bunlar genellikle anneler oluyordu) sizi tercih etmesi gerekiyordu, bu da seçilmek için aylarca, bazen yıllarca beklemek anlamına geliyordu. Sonra, seçilmiş olsanız bile, bebeğin doğumundan sonra bile, biyolojik annenin fikrini değiştirebildiği, işkenceye dönüşen bir dönem söz konusuydu, anneler bazen fikirlerini gerçekten değiştiriyordu da. Bu olduğunda kalbinizde bir sızı ve daha da büyümüş bir borç yükü ile kalakalıyordunuz. Bizim için elbette hikâye 13 Ocak 2010 tarihinde Soren’ın Arizona’da Maricopa County Hastanesi’nde doğumuyla birlikte mutlu sonla (ve yeni bir başlangıçla) bitti. O günün olağanüstü güzelliği kalbime ve ruhuma işlemiş durumda. O gün bu minicik, yeni insanla ve öz annesiyle tanışmak, hayalleri ve umutları paylaşmak, birbirimize alışmak, Soren’ı ilk defa kucaklamak, emzirmek… birkaç gün sonra evimize getirmek, ilk gece uyuması için çaba harcamak, en sonunda, her şeyi denedikten sonra ben otel odamızdaki kanepede dimdik otururken onun bacaklarımın üzerinde uyuyakalması…Kelimeler ve duygular aynı hızda ve karmakarışık dökülüp güzel bir kaosa dönüşüyor, tıpkı baş döndürücü bir sersemlik içinde geçen ilk günlerimiz gibi. Sihir gerçekti… ama devrime bakın siz! Bir gün içerisinde her şey değişmişti, en basit işlerin bile bulmacanın 31
Radikal Baba Babalığın Sınırından Mektuplar.indd 31
11.03.2014 13:50:17
Radikal Baba
bu yeni parçasını dikkate alacak şekilde, onun beslenmesini, sevilmesini ve korunmasını sağlayacak şekilde yeniden düşünülmesi gerekiyordu. Ne kadar kitap okumuş olursam olayım, ne kadar kursa gitmiş olursam olayım, bu yeni gerçekliğe hazır olmam mümkün değildi. Neyse ki hemen o anda hissetmeye başladığım o derin sevgi uykusuz geçen ilk geceleri, yeterli bir baba olup olamayacağıma dair hissettiğim şüpheleri, bir şeylerin korkunç bir şekilde ters gideceğine dair sürekli hissettiğim korkuyu atlatmamı sağladı. Tülin de ben de çalışma saatlerimizi Soren’a kendimiz bakabilecek şekilde düzenlemeye karar verdik, anne-baba rolünü eşit bir şekilde paylaşmıştık, bakıcı sadece haftada toplam 12 saatlik bir süre için geliyordu. Anne-baba olmak için bu kadar çabaladıktan sonra onun bir kişi olarak ortaya çıkışına tanık olmak istiyorduk, bu çok büyük bir özveri gerektirse bile. Ben kendi adıma babamın benim hayatımda var olmadığı şekilde oğlumun hayatında olmak istiyordum. Babamı suçluyor değilim, o zamanlar maddi durumumuz o kadar kötüydü ki sağ kalmamız için babamın sürekli çalışması gerekiyordu. Yine de onu çok özlüyorum, bazen onunla karşılaştırıldığında kendimi değersiz, yeterince iyi olmayan biri gibi hissetmeme rağmen. Babamın çalışmaya ara verip erkek kardeşim ve benimle basketbol oynaması, bir dakikadan az sürmüş olsa bile sahip olduğum en değerli hatıralardan biri. 32
Radikal Baba Babalığın Sınırından Mektuplar.indd 32
11.03.2014 13:50:17
Doğum, Bebekler ve Yürüme Çağindakİler
Aynı derecede değerli bir başka hatıram da yıllar sonra, ben artık otuzlarımın ortasındayken yaptığımız bir konuşma. Babam bizimle hep daha fazla vakit geçirmek istediğini ama çalışmasının, para kazanmasının bize duyduğu sevgiyi göstermek için bildiği tek yol olduğunu söylemişti. Babam açısından bu şaşılacak derecede samimi bir itiraftı. Nihayetinde ben yirmi bir yaşına gelene kadar birbirimize sarılmamıştık bile… O da benim sayemde, cesaretimi toplamaya çalışarak geçen altı aylık bir sürenin sonunda olmuştu zaten! Bu sarılma ilişkimizde çığır açan bir şey oldu, çünkü ilerleyen yıllar boyunca babam kendisini fiziksel ve sözel olarak giderek daha fazla ifade etmeye başladı. Sevgisini istikrarlı ve ikna edici bir şekilde ifade edebilir bir hale geldikçe, onu 2004 yılında akciğer kanseri yüzünden kaybedene kadar geçirdiğimiz son yıllarında birbirimize daha da yakınlaştık. Yine de Soren’ın benim kafamdaki soruları hiç kendisine sormamasını, bunun yerine sevgimi hissetmesini, o sevgiyi lafta kalmadan, davranışlarımla da her gün tecrübe etmesini umuyorum. Basitçe ifade etmek gerekirse, her zaman onun yanında olmak istiyorum, şimdi ve daima. Ama sahip olduğum hatırı sayılır miktardaki iş yükünü bu isteğimle dengelemeye çalışmak pek de kolay bir şey değil, benim için olduğu kadar karım için de öyle. Verdiğimiz kararla ilgili en ufak bir pişmanlığım olmasa da çocuk kavramının daha büyük bir sosyal dönüşüme katkı yapmak şöyle dursun, evlilik ve dolayısıyla kişinin kendi ruhsal/duygusal dengesi açısından ne kadar zorlayıcı ve zarar verici bir şey olabildiğini yaşayarak öğrendim. 33
Radikal Baba Babalığın Sınırından Mektuplar.indd 33
11.03.2014 13:50:17
Radikal Baba
Üstelik sadece oğlumun olduğu yerde fiziksel olarak bulunmak, onun gerçekten yanında olmak, büyüme sürecinin gizem ve mucizesine tanıklık etmek anlamına gelmiyor. Uykusuzluktan ölmek üzereyken, eşimle ancak geçinebiliyorken, masrafları karşılamak için gereken parayı kazanmak amacıyla işleri yetiştirmeye çalışırken ‘devrimi’ nasıl desteklemeye devam edebilirim? Bütün bunların yanında oğlumun gerçekten yanında olmaya nasıl devam edebilirim? Bunun nasıl yapılabileceğinden çok emin değilim, ama Soren’e yeni bir insan olarak her gün ihtiyaç duyduğu ve hak ettiği sevgi, saygı ve güvenliği verme gerekliliğinin bunların hepsinin ötesine geçtiğini kabul ediyorum. Onunla birlikte ben de öğreniyor, karşıma çıkan bu en yeni zorlukla günlük olarak mücadele ediyorum. Bütün bunlar içlerinde eğlence de barındırıyor, zaman buldukça bunun keyfini çıkarmaya çalışıyorum. Örneğin sözde devrimimin marşlarını oğluma sık sık dinletiyorum, bunlar arasında Clash, Fugazi, Chumbawamba, Bikini Kill ve bunun gibi daha pek çokları var. Ama Soren’in duyduğu ilk şarkı Bad Brains’in söylediği “Destroy Babylon” bile olsa evimizi ve benim bilinç dışımı artık başka şarkılar yönetiyor. “Hello Everybody”, “Pop Goes the Weasel”, “Don Alfredo Baila” ve benzeri sayısız çocuk şarkısı günün her saatinde, bitmez tükenmez bir döngü şeklinde beynimde yankılanıyor. Bu şarkıları sadece dinlemek de yetmiyor elbette. Soren’in tam anlamıyla mutlu olabilmesi için benim de 34
Radikal Baba Babalığın Sınırından Mektuplar.indd 34
11.03.2014 13:50:17
Doğum, Bebekler ve Yürüme Çağindakİler
işin içinde olmam, şarkılara eşlik etmem, uygun hareketleri yapmam gerekiyor. Bazen onu teselli edebilen tek şey, annem ve babamın onuruna sözleri “Büyükbaba Merlin’in/ Büyükanne Margaret’ın bir çiftliği var” olarak değiştirilmiş “Ali Baba’nın Çiftliği” şarkısının güçlü ve canlı bir şekilde söylenmesi oluyor. Özellikle büyük ölçüde uykusuz geçen çalkantılı bir gece bu şarkıyı arka arkaya o kadar çok söylemiştim ki sonunda sesim titrek bir fısıltıya dönüşmüştü. Elbette bu oyunda gerçek bir neşe ve keyif de var, buna açık olduğum, içine dalıp şimdiyi kucaklamaya istekli olduğum zamanlarda. Bu tür bir konsantrasyonu besleyebilmek, görkemli olanın ötesine geçip küçük mucizelerin keyfini çıkarabilmek pek de kolay bir iş değil. Ama insanı derinlemesine dönüştüren bir şey. Oğlumla kurduğum ilişki bana bunun uğraşmaya değer bir iş/eğlence olduğunu ve en azından gerçek bir devrimde siperler inşa etmeye eşdeğer olduğunu öğretiyor. Jonathan Safran Foer Hayvan Yemek adındaki etkileyici kitabında baba olmanın ona “daha iyi biri olma isteği” verdiğini, hayvanlara ve çevreye olan bağlılığını artırdığını, bu merhamet dolu hayatı daha dolu bir şekilde yaşamasını sağladığını yazıyor. Bunu anlayabiliyorum, çünkü varlığımın her bir zerresi çok uzun zamandır mücadelesini verdiğim, üzerine konuştuğum, öne çıkardığım o yeni dünyayı inşa etmek istiyor, sadece biricik oğlumu çevreleyen ve kucaklayan dünyanın böyle bir yer olmasını çok arzu ettiğim için. 35
Radikal Baba Babalığın Sınırından Mektuplar.indd 35
11.03.2014 13:50:17
Radikal Baba
Yine de bu duygunun başka zorunluluklarla güçlü bir şekilde (bazen de çelişki yaratacak bir biçimde) çatışma halinde olduğunu görüyorum. Gerçek şu ki bazen siperler insanı çağırsa da (sonuçta bu satırlar Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da cesur insanların özgürlük için ayağa kalktıkları, daha iyi bir gelecek için hayatlarını tehlikeye attıkları bir sırada yazılıyor) hayatım artık temel olarak insanlığın en yaygın aktivitesi olan anne-babalık kavramı içindeki dönüşüm arayışına bağlanmış durumda. Baba olmak toplumsal amaçlarımın büyük bir bölümünü azaltmak, biraz geriye çekilmek, iş yükümü Soren’in yanında olabilmek için gereken her şeyi yapabilmek üzere ayarlamak, onun kendi olasılıklarını yaşaması için gereken temeli inşa etmek anlamına geliyor. Bu, insanı gerçekten son derece alçakgönüllü kılıyor, çünkü bütün bunları sonunda çocuğumun yapacağı tercihleri asla kontrol edemeyeceğimi (ve buna asla kalkışmamam gerektiğini) bilerek yapıyorum. Soren’i daha derin bir şekilde, gerçekten sevebilmek için ona tüm sevgimi verebilir, tüm o uykusuz geceleri geçirebilir, iş ve özel hayatımı dengelemek için müthiş bir çaba gösterebilirim ve bütün bunların sonucunda oğlum benim uğruna mücadele ettiğim her şeyi reddedebilir, rüyalarımın ve hayallerimin içine tükürebilir. Bu aklıma geldiği anda yaşadığım can sıkıntısının hemen ötesinde bunu fark etmenin verdiği istenmeyen bir acı duygusu yer alıyor. Aniden, oğlumun yapmaması için dua ettiğim şeyleri yaparak anne ve babama acı çektirmiş oldu36
Radikal Baba Babalığın Sınırından Mektuplar.indd 36
11.03.2014 13:50:17
Doğum, Bebekler ve Yürüme Çağindakİler
ğum gerçeği yüzüme bir tokat gibi patlıyor. Ağzımda kana benzeyen bir tat oluşuyor ve tokadın verdiği şok etkisi tüm varlıklar içinde en devrimsel şey olan gerçeğin kaçınılmaz tadı ve hissiyle yankılanmaya devam ediyor. Aniden artık haklı sebeplerle isyan etmiş bir kişi olmaktan çıkıp, bu zeki, güçlü, afacan, inatçı ama olağanüstü ölçüde kırılgan bir çocuk şeklinde bana emanet edilmiş olan geleceğe ihanet edebilecek, potansiyel bir zalime dönüşüyorum. Artık anne ve babamı da o kadar kolayca eleştiremiyorum; tüm büyük fikirlerime ve iddialı bir şekilde dile getirdiğim ideallerime rağmen onların nesnel anlamda çok daha zor koşullarda becerebildikleri kadar iyi bir iş çıkaramamaktan korkuyorum. Korkulardan biri özellikle çok derin ve bugün de devam ediyor. O da çocuğumu erkek çocukların (belki de özellikle benim şu anda yaşamakta olduğum yer gibi, şehrin çetelerle dolu eski mahallelerinde) bir çirkinlik ve aptallık içinde yetiştirildiği, bütün bunların da ‘erkeklik’ örtmecesi altında mazur gösterildiği bir dünyada büyütüyor olmakla ilgili endişelerim. Bundan yıllar önce yaşadığım kırsal bölgede erkekliğin genellikle yıkıcı olan maço yapısının bana yaşattığı acı deneyimler, ona isyan etmeme neden olmuştu. Son otuz yılda onca yol almış olmamıza rağmen (örneğin Rad Dad gibi bir zinin varlığı benim çocukluğumda hayal bile edilemeyecek bir şeydi) erkek rolleri halen insanın gerçek potansiyelini pek de yansıtmıyor. Soren’in tüm bunları yaşamak zorunda kalmamasını dilememe rağmen onunla ilgili kaygılarımın altında daha 37
Radikal Baba Babalığın Sınırından Mektuplar.indd 37
11.03.2014 13:50:17
Radikal Baba
mahrem endişeler yatıyor: Temel olarak ifade etmek gerekirse, erkeklik kavramıyla ilgili yaşadığım yoğun çelişkilere karşın iyi bir baba olabilecek miyim? Nihayetinde benim yalnızlığım ve reddedişim sağlıksız olarak nitelendirilebilecek kadar kemikleşmiş bir olgu ve bu da kısmen babamın beklentilerini asla karşılayamayacağıma ilişkin güvensizliğimden kaynaklanıyor; bütün bunların ışığında nasıl sağlıklı ve dengeli bir çocuk yetiştirebilirim? Daha da ötesi, ileri yaşlarda baba olmuş biri olarak (anne-baba olmak için çok uzun süre çabalamış olduğumuzdan artık ellili yaşlarımın başındayım) Soren’ın gerçekten yanında olabilecek, onun büyüdüğünü, nazik, duyarlı, güçlü ve merhametli bir erkek olduğunu, belki bir gün kendi ailesini kurduğunu, torunlarım olduğunu görecek kadar uzun yaşayacak mıyım? Babamın yokluğu (Soren’in doğumundan yıllar önce, ama neyse ki aramızdaki tüm sorunları çözdükten sonra vefat etti) yıllardır içimi acıtıyor. Babamın ‘çalışmak özgürleştirir’ şeklindeki etik anlayışı ve annemin din kaynaklı görev ve sorumluluk bilinci, başkalarına bakmak için kendi benliklerini ısrarla kurban etmeleri, bütün bunlar bana bir zamanlar ölümden beter görünüyordu. Onların kılavuzluğuna, hep daha iyi biri olmam için gösterdikleri çabaya isyan etmiş, genellikle radikal bir şekilde bireyci, acımasızca kışkırtıcı olan punk alt kültürüne fırtınalı bir denizde karşıma çıkan bir can simidi gibi sarılmıştım. Ama şimdi onların sevgisinin bana verdiği armağanlar olan babamın iş ahlakını, ezilenin yanında olmasını, annemin ihtiyaç sahiplerine yardımcı olmasını ve 38
Radikal Baba Babalığın Sınırından Mektuplar.indd 38
11.03.2014 13:50:17
Doğum, Bebekler ve Yürüme Çağindakİler
bize bağışlanan şeyleri her zaman başkalarıyla paylaşmamız gerektiği fikrini kendim de devam ettirmek ve oğluma aktarmak istiyorum. Bakış açımda oluşan bu kayma gerçekten de devrimsel bir durum. Bu küçük, harika yaşam için yaptığım her şeyin, tüm o angarya işlerin, bez değiştirmenin, uykusuz gecelerin, giysiler, yiyecekler ve oyuncaklar konusunda girişilen tüm o mücadelelerin ve genellikle dile getirilmeyen, ama hiç sona ermeyen korkuların bir zamanlar benim için de var olduğunu bilmek beni hayretler içinde bırakıyor ve evet, insanı alçakgönüllü kılıyor. Yüce müzik grubu Nation of Ulysses’in şarkı sözünü biraz değiştirerek söylemek gerekirse, saygı anne-babalar sayesindedir, özellikle de benim çilekeş annem ve babam sayesinde. Elbette anne ve babalara gerçekten değer verecek kadar alçak gönüllü olmak (belli açılardan onlar gibi olduğumuzu kabul etmek) onların sınırlarının ötesine geçmeyeceğimiz, onların hatalarından ders çıkarmayacağımız anlamına gelmez, çünkü bunları yapabilir durumdayız ve yapmalıyız da. Yine de bütün bunları onların bize muhtemelen kendi bağımsızlık ve arzuları pahasına verdikleri temelin üzerine inşa ettiğimizi unutmamalıyız. Geçen zaman içinde anne-babasıyla ve yetiştirilme tarzıyla bir şekilde barışmış biri olarak, mümkün olan her şeyi gerçekleştirebilmek için hem geçmiş geleneklerden hem de geleceğe ilişkin sahip olduğumuz vizyondan eşit ölçüde yararlanmamız gerektiğini anladım. Basmakalıp bir şey gibi durma riskine rağmen şimdi Reinhold Niebuhr’un “değişti39
Radikal Baba Babalığın Sınırından Mektuplar.indd 39
11.03.2014 13:50:17
Radikal Baba
rilemeyecek şeyleri kabul etmek için sükunet, değiştirilebilecek şeyleri değiştirmek için cesaret, ikisi arasındaki farkı bilmek için akıl” isteyen meşhur duasını fiile dökmek istiyorum. Ve bütün bunlar olurken bu eşitlikteki dengeyi tekrar tekrar ele alıp değerlendirmem gerektiğini biliyorum. Sonuçta bir baba olarak keşfetmekte olduğum radikal alçak gönüllülüğün dünyaya olduğu haliyle teslim olmak anlamına gelmediğini söylemek istiyorum. Tam aksine bu nitelik ‘devrim’ adı verilebilecek sürecin (tek bir olay değil, süreç) farkına varmayı gerektiriyor. İnsanlığa ilişkin sıradan ama kaçınılmaz olan bu deneyim bizi gerçeğe, elbette tüm gerçek dönüşümlerin, insanlara yeni bir dünya inşa etme gücü veren gerçek çabaların tamamının temelini oluşturan o inatçı, kararlı sonsuzluk parçasına biraz daha yaklaştırıyor. Bu yeni anlayış eski fikirlerimizi yeni bir ışık altında görmemiz, bazen onları reddetmemiz, bazen de şartlar değişmiş bile olsa onları çok daha geçerli kılan daha derin bir anlayışa erişmemiz anlamına geliyor. Olduğumuz, gördüğümüz, yaptığımız ve inandığımız her şeyin parçalarını kullanıyor, uygun görünmeyen parçaları atıyor, ama geride kalan, halen doğru görünen parçalara sımsıkı tutunuyoruz. Bu parçalardan yepyeni, gerçek, tamamen bize ait olan bir şeyler yaratabiliriz… Bizim (ve dünyamızın büyük bir bölümünün) açlığını çektiği daha büyük bir devrimin parçası olabilecek bir şey yaratabiliriz. 40
Radikal Baba Babalığın Sınırından Mektuplar.indd 40
11.03.2014 13:50:17
Doğum, Bebekler ve Yürüme Çağindakİler
Babadan oğula, ama ondan da tüm dünyaya geçen bu misyon genellikle küçük anların büyüsünden oluşuyor. Küçük hareketler, sadece var olmak, bir kucaklama, bir gülümseme, paylaşılan bir kahkaha, ‘bütün olarak yaşamaya’ dair tüm anlar gündelik devrimin kritik birer parçası. Ne kadar alçak gönüllü olursa olsun daha geniş bir dönüşümle bağlantılı, çünkü bizi başka insanlara, onların hayatlarına, onların hayallerine bağlıyor. Bütün bu yapı taşlarını nasıl bir araya getireceğimi henüz bilmiyor olsam da, bu anlayışı asla tam olarak yaşayamayacağıma dair kuşkularım olsa da bunun doğru olduğunu biliyorum. O zaman bu yolculuğa nasıl başlamalı, onun sonsuz gibi görünen yolunda nasıl kararlı adımlarla, bazen de güçlükle ilerlemeli? Punk açısından bakılacak olursa elimizde olanlarla elimizden gelenin en iyisini yapmalıyız, şu anda nerede olursak olalım üstelik bunu başkalarıyla, birbirimizi tek bir aile gibi görerek, ortak insanlığımızdan olduğu kadar farklılıklarımızdan da güç alarak yapmalıyız. Artık bir zamanlar benim için yabancı bir ülke olan babalık topraklarındayım. Burası bana yaşlanmakta olan asilerin düşebileceği toplumsal tuzakların uzağında, çalışmak, çabalamak, hayal etmek, sevmek için, gözlerimin önünde muhteşem bir şekilde büyümekte olan bu şaşırtıcı çocuk kadar tam, zorlu ve mucizevi bir dünya inşa etmek için yepyeni, güçlü bir alan verdi. Bir erkek çocuğa babalık ediyor olmak alçak gönüllülüğün, insan ırkını daha derinden tanımanın onunla, onun güzelliğiyle, budalalıklarıyla, hatalarıyla ve evet, 41
Radikal Baba Babalığın Sınırından Mektuplar.indd 41
11.03.2014 13:50:17
Radikal Baba
zaferleriyle daha fazla özdeşleşmenin muazzam hediyesini her gün biraz daha fazla elde etmemi sağlıyor. Artık neden yazdığımı, neden hizmet ettiğimi, neden çabaladığımı her zamankinden daha çok biliyorum: Bütün bunlar Soren için, tüm çocuklar için… Ve anne ve babama karşı sahip olduğum muazzam borcu ödeyebilmek için, onların hayallerini kendi bildiğim şekilde gerçekleştirmeye çalışıyorum.
42
Radikal Baba Babalığın Sınırından Mektuplar.indd 42
11.03.2014 13:50:17