Ekim sayı 005 şubat 1988

Page 1

EKIM

İ şçi

sı nı fı nı n kurtuluşu

kendi eseri olacaktır

BÜTÜN ÜLKELERiN PROLETERLERi BiRLEŞiN

Sayı: 5, Şubat

1

1988

KaQ1tlar1n kudretine s1Q1nanlar Geçen

ayın

önemli

en

biri şüphesiz ki SHP

olaylarından

İstanbul milletve­

kili M.Ali Eren'in parlamentoda yaptı­ parlamento ve parla­ konuşmanın ğı mento dışında yarattığı dalgalanmay­ dı. Silahlı Kürt ulusal hareketinin de zaten uzun süredir basında itkisiyle ve

açık

kamuoyunda

üzerine

getirilmesi

dile

kürsüsünden

parlamento

sorunun

Nasıl

koptu.

gürültü

olsa, Kürt

de milletvekili ulusunun Türk

tartışılan

seçik

de

müthiş

bir

da,

bir

olur

zamanda üzerinde

aynı ulusu

ol­ biri egemenli�inin sembollerinden "Kürt azınlı­ gereken TBMM' de ması ğı"nın, Kürtlerin sözünü etme küstah­ lığını

egemenlik

Ulusal

gösterebilirdi?

değil ait Türklere konuşursa konuşsun

şartsız kayıtsız, miydi? Hangi dili

herkes yaşayan değil miydi? Ve parlamentodaki Türk burjuva partiler bu "küstahlık"a kar­ T.C.topraklarında

şı

geçtiler.

hücuma

halinde

blok

Parlamentodaki partilerin temsilcilerin­ ile divanı başkanlık oluşan den burjuva

ANAP,

birlikte

cumhuriyetin

temsil iradesini üst en sözümona Meclisin gereken üyesine bu etmesi Anayasa 1 nın bu gibi durumlar karşı için düşünülmüş 83.maddesini harekete geçirirken,

yetkilileri

bazı

ise,

ışı

çağırmaya kadar göreve savcıları yani Milletvekilinin, vardırıyorlardı. sınır özgürlüğüne söz pariamanıonun koyan

sözkonusu

maddenin

uygulanma­

sözleriyle yerindedir" "karar sını, memnuniyetle karşılayan İnönü, ayrıca milletvekilinin

parti

disiplin

cezalandırılmasını

verilip

kuruluna istiyordu.

DYP, konuşmayı bir basın toplantısıy­ la kınıyor, lideri Demirel ise, ulusal birliğin

bağrına

saplanmış

olarak niteliyordu. sözkonusu Oysa, dille, bir dikkatli Kürtlerin varlığının farklı

siyasal

ve

bir hançer

milletvekilinin, söylediği, özetle hep yadsındığı,

ekonomik

uygulama-

ve

yazılmasının

ya­

bütün

hı­

asimilasyonun

saklandığı, devam

zıyla

dillerinin

tutuldukları,

tabi

I ara

konuşulmasının

çocuk-genç-yaşlı

ettiği,

geçirildikleri, işkenceden öldürüldükleri (bunların

ayırımsız yargısız

basın ve kamuoyunda

hangisi

yanlış),

açıkça

tartışılan

bu

parla­

sorunun

mentoda da tartışılması gerektiğiydi, zavallı içindeki acz Burjuvazinin tartışmak bir yana, temsilcileri ise, ve

dayatmış

kendini

parlamentonun kurulmuş

kürsüye gırıp karşısında, gucu

kapısından

anayasa­ gerçegın yani anlaşmaların yasaların, nın, kağıtların kudretine sığındılar; "Kürt millet-

azınlığı" -azınlık değil, küfürler uludu, diye

yok

savurdular.

Anayasa vardı, yasalar vardı, bunla­ göre T .C. bölünmez bir bütündü, ra İnönü'nün bay da temel ülkenin "Bir

Ya albayraktı... gibi, buyurduğu yapısını nın

o

belirleyen

mez"di.

"Bu

deyimler

devletin

ilk

kuruluşu

nırlarının

konuşa­

deyimler,

isteğine

andaki

ayyıldızlı

bayrağı

Türkçeydi,

dili

şekillen­

göre

ülkenin,

o

zamanında

çizilmesinden

savaşla

o sı­

sonra

varılan barış günlerinde, uluslararası anlaşmalarla onaylanarak belirlenir ve bir daha değişmez"di. "T .C. 1 nin temel yapısı, sınırları, Kurtuluş savaşıyla oluşmuş dünyaca

ve

Lozan

Anlaşması'yla edilmiş"ti,

kabul

Türkiye' de Anlaşması, ve Hristiyan yanlızca daşları Kürtçe,

azınlık Arapça,

azınlık Musevi

saymış"tı. Lazca

bütün "Lozan olarak vatan­

11Anadilleri

olan

ya

da

vatandaşlar olan dillerden başka azınlık meydana getirmezler"di. çöküşe mah­ Burjuvazi yıkılmaya, özgü davranışı sınıfiara bütün kum

g?steriyor. Son tahlilde hiçbir irade­ nın değiştiremeyece�i. uygun düşmeyen kendilerini biçimlerin siyasi-hukuki

uydurmak ya da kaçınılmaz olarak zor yoluyla

yıkılınaya

mahkum

oldukları


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.