Ağustos böcekleri

Page 1

Yıl: 5 Sayı: 5 2015

Eğitimde, sevgiyle

mutlu yarınlara...




12

DEĞERLER EĞİTİMİ

40

SPOR ETKİNLİNLERİMİZ

17 AĞUSTOS İLKOKULU ve ORTAOKULU SAHİBİ: 17 Ağustos İlkokulu ve Ortaokulu adına Yavuz KARABEKTAŞ / Okul Müdürü GENEL YAYIN YÖNETMENİ: Bayram YILDIZ / Müdür Yardımcısı

21

KİTABIN DİLİNDEN

YAYIN SORUMLUSU: Nuray AKGÜN / Müdür Yardımcısı YAYIN KURULU: Sevgi KOSTAK (Rehber öğretmeni) Yeliz KARA (Matematik Öğretmeni) Recep ALPAY (Matematik Öğretmeni Rabia ÇAKAR BÜLBÜL (İngilizce Öğretmeni) Yasemin SEVİM KARAR (İngilizce Öğretmeni Merve AKYÜZ (Türkçe Öğretmeni) Betül KOÇ (8/A) Ebru ÜNSAL (8/A) Bilgesu PEKCAN (7/A) Hayrunnisa AYVAZ (6/B) GÖRSEL TASARIM: Hezarfen Marka İletişimi Kemalpaşa Mh. Eski Postane Sk. Çağlayan İş Merkezi K: 6 D: 39 İzmit / KOCAELİ Tel: 0 262 321 12 13 www.hezarfenmedya.com BASKI : Soylu Matbaa Dergimizde yazılan yazılardan yazarları sorumludur. İLETİŞİM : Fatih Sultan Mehmet Mh. No: 30 Köseköy - Kartepe / KOCAELİ Tel : 0 262 373 57 21 Fax: 0 262 373 57 21 Web : www.17agustosilkokulu.meb.k12.tr www.17agustosortaokulu.meb.k12.tr

44

GÖRSEL SANATLAR ÇALIŞMALARIMIZ


NEDEN AĞUSTOS BÖCEKLERİ? Dergimize bu ismi vermeyi ilk düşündüğümüzde “Ağustos böcekleri tembel ama…” diye kurulan cümleler olmuştu, belki sizler de dergimizi elinize aldığınızda aynı şeyi düşündünüz. Ne yazık ki Fransız yazar La Fontaine, insanlara ders vermek için hayvanları kullandığı hikayeleriyle böyle ön yargılar oluşturmuş ve ağustos böceğini tembel olarak hafızamıza kazımıştır. Fablında; yeryüzüne gelmek için on iki yıl larvada bekleyen, yeryüzüne çıktığında da zaten kış mevsimine kalmayan adı üstünde sadece ağustos ayında yaşayan bu sanatkar böceklere haksızlık etmiştir. Ünlü şairimiz Sezai Karakoç “Ağustos Böceği Bir Meşaledir” adlı şiirinde ağustos böceğinin hakkını ne güzel veriyor. Minik göğsünde koskoca orkestra taşıyan, her yaz bir mucize gibi yeniden ortaya çıkan ağustos böcekleri bu şiirde; bize yaşamanın en büyük ilkesi olan sabrı öğütleyen, duymayı unutmuş insana kendini ve tabiatı duyuran, varlığıyla yolumuzu aydınlatan bir meşale olarak karşımıza çıkıyor. İşte bu düşüncelerden ve okulumuzun adından da yola çıkarak ismimizi Ağustos Böcekleri olarak belirledik. Ağustos böcekleri gibi tüm zorluklara göğüs gererek yılda bir kez çıkıp yazılarımızla dile geleceğiz dergimizde.

Başlarken...

İÇİNDEKİLER 4. 5. 6. 8. 9. 10. 12. 14. 15. 16. 18. 19. 20. 21. 22. 24. 25. 26. 29. 30. 32. 34. 38. 40. 42. 44. 46. 48. 52.

İstiklal Marşı - Gençliğe Hitabe Okul Müdürü Sunuş Yazısı Okul Kadromuz Selami Tarakçı ile Röportaj Yüz Yıllık Yalnızlık Rehberlik Hizmetleri Değerler Eğitimi Öğretmenimle İlk Tanışma Atatürk ile İlgili Az Bilinenler Dr. M. Teoman Çağlayan ile Röportaj Şimdi Neredeyiz? Sevgili Dostum Kitap Okuyoruz Kitabın Dilinden Anket Anne Olunca Gülpembe Çalışmaları 23 Nisan Kutlamaları İnternetin Yararları ve Zararları Anket Şiirler Anasınıfı C Şubesi Anasınıfı Arılar Şubesi Spor Köşesi Anasınıfı A Şubesi Görsel Sanatlar Çalışmalarımız Etkinlikler Sınıflarımız Eğlence

Nuray AKGÜN Müdür Yardımcısı

Bahar gelir rengârenk olur her yer, bahar gelir çok sesli bir konsere başlar bütün kuşlar ve bahar gelir Ağustos Böcekleri sesimizi duyurmak ve içimizdekileri sizlere anlatmak için yine büyük bir heyecan ve gururla merhaba der tüm gönüllere. Her zaman gelişmeyi, ilerlemeyi ilke edinerek bugün beşinci sayımızın elinize ulaşmasının mutluluğunu yaşıyoruz ve tamamlamak üzere olduğumuz yoğun geçen bir yılı daha yüreklerimizden kalemlere, kalemlerden kağıtlara dökerek sizlere sunuyoruz sayfa sayfa. Okul dergisi çıkarmak meşakkatli ama bir o kadar da mutluluk veren bir iştir. İmece usulü çalışıp maddi olarak hiçbir beklenti içine girmeden gönülden yapılarak birlikte bir şeyler ortaya koymanın manevi hazzına ulaşmaktır. Her sayfasında, her satırında, her fotoğraf karesinde yer alan emektir okul dergisi; ince eleyip sık dokumaktır, yapılacakları unutmamak için avuç içine düşülen notlardır, yayımlanmasına az kala duyulan sancıdır okul dergisi, uykuyu kaçıran zihinsel kontroldür. Kararlı olmak, tüm olumsuzluklara rağmen pes etmemektir. Hiç tanımadığınız insanların sizi tanımasıdır okul dergisi. Adının bile geçmesine sevinen çocuğun yaşadığı mutluluk, çocuğunu gören velinin duyduğu gururdur. Ele ilk alındığında giderilen merak, sayfalarında gezinirken yüzde oluşan tebessümdür. Okul dergisi yıl boyunca yapılan çalışmaların sayfalara nakşedilmesi, yıllar geçtikçe sevgiyle özlemle o sayfaların aralanmasıdır. İyiyi, güzeli, doğruyu paylaşmak sizi ve bizi anlatmak için yayın hayatına başladığımız dergimizin azimle ve kararlılıkla ulaştığımız beşinci sayısının çıkmasına öncülük eden Okul Müdürümüz Yavuz KARABEKTAŞ’a, destek olan İlkokul Müdür Yardımcımız Bayram YILDIZ’a, emeği geçen öğretmenlerimize, öğrencilerimize, velilerimize, dergimize maddi destek sağlayan kurum ve kuruluşlara teşekkür ediyor, bir sonraki sayımızda buluşmayı umuyoruz.


İstİklal Marşı Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak. Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. O benim milletimin yıldızıdır parlayacak! O benimdir, o benim milletimindir ancak!

Gençliğe Hitabe Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur! Mustafa Kemal Atatürk

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal! Kahraman ırkıma bir gül... ne bu şiddet, bu celâl? Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal. Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklal. Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım; Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım! Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım. Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım. Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar. Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var. Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar, ‘Medeniyet!’ dediğin tek dişi kalmış canavar? Arkadaş, yurduma alçakları uğratma sakın; Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın. Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın, Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın. Bastığın yerleri ‘toprak’ diyerek geçme, tanı! Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı. Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır, atanı. Verme, dünyâları alsan da bu cennet vatanı. Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda? Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ! Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hudâ, Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ. Rûhumun senden İlahî, şudur ancak emeli: Değmesin ma’ bedimin göğsüne nâ-mahrem eli! Bu ezanlar-ki şehâdetleri dinin temeli. Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli. O zaman vecd ile bin secde eder varsa taşım. Her cerîhamdan, İlâhî, boşanıp kanlı yaşım; Fışkırır rûh-ı mücerred gibi yerden na’şım; O zaman yükselerek arşa değer belki başım! Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl! Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl. Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl; Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet, Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklâl!

Mehmet Âkif Ersoy


“Yaşam, kendisine has döngüsüyle sürekli bizi sürükleyen bir akarsu gibi... Hepimiz bir şekilde bu akarsuya takılmış, mutlak denize doğru sürüklenmekteyiz. Bu sürüklenme esnasında nereden geldiğimizi ve nereye gittiğimizi, iki büyük mucizeyi, göremiyoruz. Akışın hızından mıdır yoksa suyun üzerimizde bıraktığı hoş duygudan mıdır? bilinmez lakin okyanusa dönüp kaybolanları - ki biz kayboldukları yanılgısındayız- bu uzun akarsuya yeni girenleri gördüğümüzde ancak buranın geçici olduğunu fark ediyoruz.” Evet, sudan kafamı kaldırıp bakıyorum da nehirde epey yol almışım. Yaş otuz yedi, meslekte on beş yıl ve meslek yolculuğumda üçüncü durak 17 Ağustos. Hiç tanımadığım bir çevre, hiç tanışmadığım insanlar, hiç görmediğim öğrenciler... Her şey koca bir bilinmeyen. 08.12.2014 Pazartesi günü, içimde tarifsiz bir heyecan, sanki mesleğimin ilk günü, sonra... Sonra yeni yüzler... Herkes gülümseyerek elini uzatıyor. “Hoş geldiniz”...Ve çocuklar... En değerli varlıklarımız. Hepsi meraklı gözlerle bakıp dudaklardan dökülen en güzel sözlerle “hoş geldiniz” diyorlar. - Hoş bulduk... Bizler eğitim neferleriyiz. Yolumuz hizmet ve sevgi yolu. Eğitimin ilk adımı sevgidir. İnsan olarak hepimizin gereksinim duyduğu sevginin yeterince yaşama geçirilebilmesi, dinamik, özgüvenli, duyarlı, sağlıklı nesiller yetiştirilebilmesi için sevgi eğitiminin işe koşulması gerekir. Sadece eğitimde değil toplumsal her ortamda, sevginin bir zayıflık değil, insan olmanın getirdiği bir güç olduğu kavratılmalı ve önemi vurgulanmalıdır.Eğiti-

min mayası sevgi ve şefkattir. Eğitim sevgiyi öğretmeli ve sevgiyle yapılmalıdır. Çocukların sevgiye daha çok ihtiyacı vardır. Onlar sevgiyle büyür ve sevgiyle eğitilirler. Çocuk sevgi gördüğü kişiye bağlanır, onu dinler, onun gibi yaşamaya çalışır. Amacımız sevgi ile büyüyen, çağın getirdiği sorulara cevaplar arayan, soran ve sorgulayan, doğru sorular sorabilen çevresine ve insanlara saygılı olan bir nesil yetiştirmektir. Göreve başlayalı beş ay oldu. 17 Ağustos; yedi yüze yakın öğrencisi, kırk kişilik öğretmen ve personel kadrosuyla günlük koşuşturmayı en yoğun şekilde yaşayacağınız büyük bir kurum. Gayemiz, aynı hedefe yürüdüğümüz, aynı dili konuştuğumuz arkadaşlarımızla bir aile olabilmek, okulumuzda kurum kültürünü oturtarak kaliteli bir eğitim yuvası için gerekli fiziki alt yapıyı oluşturmak, milli ve manevi değerlere sahip, kendisine ve çevresine faydalı bireyler yetiştirmek, güçlü kadrosu ve fiziki imkânları ile başarı sıralamasında hak ettiği yerlere 17 Ağustos’u taşımak. Okul Müdürü Ferhat DİLEK’in İl Milli Eğitim Şube Müdürü olmasıyla okulu tek başına idare edip bizlere düzenli bir okul teslim eden, geldiğim günden beri desteğini esirgemeyerek sürekli yanımda olan İlkokul Müdür Yardımcısı Bayram YILDIZ’ a, dergimizin çıkmasında çok emeği olan Ortaokul Müdür Yardımcısı Nuray AKGÜN’e, emeği geçen komisyon üyelerine, öğretmenlerime, öğrencilerime, okul aile birliği başkan ve üyelerine, dergimize maddi destek sağlayan kurum ve kuruluşlara teşekkür eder, saygılar sunarım.

7

17 AĞUSTOS İLKOKULU-ORTAOKULU / Ağustos Böcekleri

Yavuz KARABEKTAŞ | Okul Müdürü


OKUL

Okul Müdürü

İlkokul Müdür Yardımcısı

Ortaokul Müdür Yardımcısı

Nuray AKGÜN

Fatma AYÇİÇEK BÖLÜCÜ Anasınıfı Öğretmeni

Anasınıfı Öğretmeni

Ece Seher CEYLAN

Seyfullah BOZKURT

Zeynep ULUSOY

Güzel GEÇİCİ

Doğan Ümit IŞIK

Arife AKDEMİR

Gül Pembe BİNBİR

Dilek ÇORUH

Sırrı YILDIRIM

Şükran MERT

Pınar GÜNEŞ

Ayşe İMAMOĞLU

Tuğba TURAN

Candan IŞIK

Derya KOBYA

Canan YILMAZ

Zeynep MÜNTEHA UÇAK

Yavuz KARABEKTAŞ

Anasınıfı Öğretmeni

Sınıf Öğretmeni

Sınıf Öğretmeni

Bayram YILDIZ

Sınıf Öğretmeni

Sınıf Öğretmeni

Sınıf Öğretmeni

Sınıf Öğretmeni

Sınıf Öğretmeni

Sınıf Öğretmeni

İngilizce Öğretmeni

Sınıf Öğretmeni

Sınıf Öğretmeni

Sınıf Öğretmeni

Rehberlik Öğretmeni

Dilay TEKE

Sınıf Öğretmeni

Sınıf Öğretmeni

Sınıf Öğretmeni

Sevgi KOSTAK

Rehberlik Öğretmeni


KADROMUZ Yeliz KARA

Gülden DENİZ

Ceyda AYDEMİR

Merve BİLGEN AKYÜZ

Pınar KAYGISIZ

Bena Zehra DEMİRCİ Rabia ÇAKAR BÜLBÜL Yasemin SEVİM KARAR

Türkçe Öğretmeni

Fen Bilgisi Öğretmeni

Meryem YAVUZ

Sosyal Bilgiler Öğretmeni

Ömer KARAMAN

Beden Eğitimi Öğretmeni

Rahşan YILDIRIM Yardımcı Personel

Türkçe Öğretmeni

Matematik Öğretmeni

Fen Bilgisi Öğretmeni

İngilizce Öğretmeni

Sadık TIKIŞOĞLU

Nagihan ÇANDUR

Sosyal Bilgiler Öğretmeni

Ayşegül KAYA

İngilizce Öğretmeni

Fatma AKDENİZ

Recep ALPAY

Matematik Öğretmeni

Merve GEDİKLİ İngilizce Öğretmeni

Selma SOYBELLİ

Sosyal Bilgiler Öğretmeni

Din. Kül. ve Ah. Bil. Öğretmeni

Beden Eğitimi Öğretmeni

Mehmet AYDIN

Ahmet KABİLLER

Leyla KALYONCU

Görsel Sanatlar Öğretmeni

Bilişim Teknolojileri Öğretmeni

Hacer TINAZ

İsmail BEKTAŞ

Yardımcı Personel

Matematik Öğretmeni

Yardımcı Personel

Yardımcı Personel

Yardımcı Personel


17 AĞUSTOS İLKOKULU-ORTAOKULU / Ağustos Böcekleri

Fatih Sultan Mehmet Mahallesi Muhtarı Sn. Selami TARAKÇI ile Röportaj Ağustos Böcekleri: Kendinizi kısaca tanıtır mısınız? Selami TARAKÇI: 05.05.1975 tarihinde Kocaeli’nin Kartepe ilçesinin Pazarçayır köyünde dünyaya geldim. İlkokulu Köseköy’de, ortaokul ve liseyi Mehmet Akif Ersoy Lisesinde okudum.1990-1995 yılları arasında Köseköyspor Kulübünde amatör olarak futbol oynadım. Esnaflıkla uğraşan ailemin yanında çalışma hayatına başladım. Şu an aile lokantamızda yöneticilik, yedi yıldır da 17 Ağustos İlkokulu ve Ortaokulu Okul Aile Birliğinde görev yapmaktayım. Evli ve iki çocuk babasıyım. A B: Neden böyle bir göreve aday oldunuz? S T: Yedi yıldır 17 Ağustos İlköğretim Okulu Okul Aile Birliğinde görev yapmaktayım. Okulu geliştirmek ve daha güzel bir hale getirmek için yaptığımız çalışmaların faydalı olduğunu görünce alanı genişleterek daha büyük bir çevreye faydalı olmayı düşündüm. Mahalledeki eksikliklerin fazla olduğunu görüp bunların bir an önce giderilmesi ve halkımıza her alanda yardımcı olmak için bu göreve aday oldum. Mahalle halkımızın da desteğini alarak Fatih Sultan Mehmet Mahallesi Muhtarı oldum. A B: Muhtar olmanın zorlukları nelerdir? S T: İşimi severek yaptığım için şu ana kadar bir zorlukla karşılaşmadım. Mahalle halkıyla sıcak diyalog kurabildiğim için hiçbir sorun yaşamadım.

A B: “Başın düşerse dara, Muhtar Selami’yi ara” sloganı iddialı bir slogandı, bu sloganla ilgili pişmanlık duydunuz mu? S T: İnsanlara yardımcı olmak esas görevim olduğu için ve onların sorununu kendi sorunum olarak gördüğüm için hiçbir zaman pişmanlık duymadım ve elimden geldiğince sorunları çözmeye çalışıyorum. Muhtar olmadan önce hayalini kurduğum insanın çekinmeden başvurabildiği ve sorunlarını iletebildiği muhtarlık modelini bu sloganla hayata geçirebildiğimi düşünüyorum. A B: Mahallemiz için ne gibi projeler düşünüyorsunuz? S T: Halkımızın sosyal aktivitelerini

oluşturmaktır. A B: Aynı zamanda 17 Ağustos Okul Aile Birliği Başkanısınız. Okulumuzda şimdiye kadar yaptığınız ve hedeflediğiniz çalışmalar nelerdir? S T: Konferans salonunun yenilenmesi, güvenlik için kamera sisteminin oluşturulması, okul bahçesine iki kamelyanın yapılması, idari odaların düzenlenmesi, anasınıfı öğrencileri için oyun parkının oluşturulması yaptığımız çalışmalardır. Bundan sonra yapmayı düşündüğümüz öncelikli proje kapalı spor salonunun oluşturulmasıdır. A B: Başarılı olmak için bizlere ne gibi tavsiyeleriniz olur? S T: Öncelikle dürüst, güvenilir, saygılı, iyi bir insan olmanızı tavsiye

yapabileceği alanlar oluşturmak, gençlerimizin ve çocuklarımızın spor yapabileceği alanlar inşa etmek, alışveriş merkezleri oluşturmak, inşaatı devam eden camiimizi bitirmek öncelikli projemizdir. Amacımız herkesin mutlu, sağlıklı, huzurlu yaşayabileceği, örnek gösterilen ve tercih edilen bir mahalle

ediyorum. Girişimci ve cesur olun, imkansız diye bir şey yoktur başarılı olmak istiyorsanız kendinize güvenmeniz, imkansızı denemeniz lazım. Kararlı olun, olumsuzluklar karşısında asla pes etmeyin. Muhtarımız Sayın Selami TARAKÇI’ya okulumuza ve mahallemize yapmış olduğu çalışmalardan dolayı teşekkür ediyoruz.

10


Seyfullah BOZKURT 1-A Sınıf Öğretmeni

Türkiye; en büyük romancılarından olan, ulu, bilge çınarı Yaşar Kemal’i 92 yaşında kaybetti geçenlerde. Kurtuluş savaşı yıllarında Van’dan ailesiyle birlikte Osmaniye’nin Hemite Köyü’ne gelir Yaşar Kemal. Babasını küçük yaşta kaybeder. Şansızlık yakasını bırakmaz ve büyük romanların yaratıcısı sağ gözünü küçük yaşlarda yitirir. Artık dünyaya tek pencereden bakacaktır. Çukurova’nın yalancı maviliğini, çakırdikenini, ırgatları, hastalıktan

biçare olmuş çocukları, ağaların zulmünü ilmek ilmek işleyecektir romanlarına. İnce Memed’in isyanını duyarız Anavarza kayalıklarında. Anadolu’yu karış karış gezip her yaştan kişiyle konuşup ağıtlar yakacaktır. Yaşar Kemal Anadolu insanının çaresizliğinin, yoksulluğunun, feryadının sesi olur. “Ben mecbur insanı anlattım” der bir röportajında. Hakikaten romanlarının ana karakterleri köşede kalmış, itilmiş kişilerdir. Onların sesi olmak için uğraşır. Doğa ve insanların hoyratça kullanılmasına karşıdır. Bütün Anadolu’da gördüğü kendi gibi insanlardır. Romanlarının hemen hemen hepsi seri halinde yıllara serpiştirilmiş şekilde çıkacaktır. İlk romanı olan İnce Memed dört seri halinde otuz yılda biter. Bir Ada Hikayesi dörtlemesinde doğanın yok edilmesi, yerlerinden yurtlarından göç etmek zorunda kalanların öfkesini

Yaşar Kemal de bütün iyi insanların terk ettiği gibi bıraktı bizi gitti. Kendi deyimiyle “O iyi insanlar, o güzel atlara binip gittiler”.

11

görürüz. Akçasazın Ağaların’da büyük toprak sahibi ağaların biteviye mücadelesinde arada kalanları anlatır. Doğayı anlatırken yaptığı tasvirler şiirsel bir anlatıya dönüşür. Yılanları, sivrisinekleri, atları, kuşları… Ve diğerlerini sevgiyle anlatır. Fethi Naci “Türk köylüsünün en büyük anlatıcısıdır” der onun için. Yazları köylerinden Çukurova’ya pamuk toplamak için inen köylülerin dertleri, haksızlıklar, yoksulluklar onun ana temalarındandır. Kitaplarında yoğun betimlemeler vardır. Yaşar Kemal’i okurken karşınızda olağanüstü bir coğrafyayı kelimelerle yeniden kuran birini görürsünüz. Anadolu’nun bütün kavimlerini, çektikleri acıları, yalnızlıklarını satır aralarında hissettirir bize. Ben Yaşar Kemal’in kitaplarını biraz geç okumaya başladım. Adını sürekli duyduğum bu büyük bilgenin kitapları bana mücadele etmemi, zorluklar karşısında yılmamamı, hep umutla yaşama sarılmamı fısıldadı. Belki ben de Meryemce, Hatçe, İnce Memed, Poyraz Musa, Abdi Ağa, Tellal Halil, Yusufçuk Yusuf ile daha yakınlaşıp yalnızlığıma anlam kattım. Bütün iyi insanların terk ettiği gibi bıraktı bizi gitti. Kendi deyimiyle “O iyi insanlar, o güzel atlara binip gittiler”.

17 AĞUSTOS İLKOKULU-ORTAOKULU / Ağustos Böcekleri

Yüz Yıllık Yalnızlık


Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri Sevgi KOSTAK Rehberlik Öğretmeni

Rehberlik; bireyi tanımak, ona kendisini tanıtmak, bireyin problemlerini çözmesi, gerçekçi kararlar alması, ilgi ve yeteneklerini geliştirmesi, çevresine sağlıklı bir şekilde uyum sağlaması ve böylece kendini gerçekleştirmesi için alanında uzman kişiler tarafından yürütülen çalışmalardır. Psikolojik danışman tarafından bu çalışmalar yürütülürken güven ve gizliliğe önem verilmektedir.

17 AĞUSTOS İLKOKULU-ORTAOKULU / Ağustos Böcekleri

Rehberlik servisimizin hedefleri; • Kendini tanıyan sağlıklı kararlar alabilen, • Özgüveni yüksek • Bireysel farklılıklara önem veren ve empati yeteneği gelişmiş • İnsan ilişkilerine değer veren insanlar ile iyi iletişim kurabilen, • Sevgi, saygıyı ve hoşgörüyü ön planda tutabilen, • Karşılaştığı sorunlara uygun çözüm yolları bulabilen, • Var olan ilgi ve yeteneğinin farkında varabilen, • Etkili ve verimli çalışma yöntemlerini kavramış, • Mutlu, sağlıklı ve üretken bireyler olarak topluma kazandırmaktır. Rehberlik servisinde yapılan çalışmalar; • Eğitim- öğretim yılı başında okulun sosyal ve akademik yapısına uygun rehberlik planı hazırlandı, rehberlik servisinin işlevi konusunda öğrencilere bilgilendirme çalışmaları yapıldı. • Okula yeni başlayan 1. Sınıf öğrencilerimize Snellen Göz Testi uygulanarak gözlerinde problem olduğu düşünülen öğrenciler doktora yönlendirilmiştir. • “Okul Başarısında Ailenin Rolü”

konulu veli bilgilendirme çalışması yapılarak bu süreçte başarının artması için öğrencinin yanında velinin de neler yapması gerektiği aktarılmıştır. • 8. Sınıf öğrencilerimize üst öğrenime geçiş sistemi hakkında bilgilendirme çalışmaları yapıldı. • Toplumumuzun ve birçok toplumun kanayan yarası olan madde bağımlılığı ve zararlı alışkanlıklar konusunda öğrencilerimiz bağımlı olmadan önce konu hakkında bilgilendirmek ve koruyucu önlem almak açısından rehberlik panosu zararlı alışkanlıklar konusu ile güncellenmiş ve öğrencilere velilere seminer çalışması yapılmıştır. • Öğrencilere ve velilere gelişim dönemi özellikleri hakkında bilgilendirme çalışması yapılmıştır. • Son zamanlarda sıkça karşılaştığımız problemlerden bir tanesi de çocuklara karşı yapılan cinsel istismarlar. Cinsel istismarın önlenebilmesi için çocuğun ve velilerin bu konuda bilinçlendirilmesi son derece önemlidir. Konu ile ilgili velilerimiz bilgilendirilmiş ve ilkokul öğrencilerimize iyi dokunma ve kötü dokunma hakkında çalışma yapılmıştır. • Değerler eğitimi kapsamında öğrencileri çevre ve okul temizliği Kitap okuma etkinliği

12

Deneme sınavları

Snell göz testi için bilinçlendirmek adına tüm ortaokul öğrencileri ile toplantı yapılmış ve “Sevgi saygı değerinin çocuklarımıza nasıl aşılayabiliriz?” konusunda veli semineri yapılmıştır. Yapılan bilgilendirme çalışmalarının yanında öğrencilerin davranış ve akademik anlamda motivasyonunu arttırmak için; davranışları ile örnek olan öğrenciler belirlenerek okul panosunda sergilenmekte ve velilerine tebrik mektubu gönderilmektedir. • Kitap okuma alışkanlıklarını geliştirmeleri ve sürdürmeleri açısından sınıflarda en çok kitap okuyan öğrenciler seçilerek başarı belgeleri verilmektedir. • Yapılan deneme sınavlarında başarı gösteren öğrencilerin de ismi panoda sergilenip başarı belgeleri verilmekte gösterdikleri başarının çevre tarafında farkında olunduğu öğrenciye bu yolla bildirilmektedir. Bu çalışmaları yaparken okul idaresi öğretmenler ve okul psikolojik danışmanı iş birliği içinde çalışmaktadır.


ANNE BABA ÇOCUK İLİŞKİSİNDE ÖNERİLERİMİZ Çocuğunuzla iletişim kurarken öncelikle çocuğunuzun bir birey olduğunu, onun kendine has duygu ve düşünceleri olduğunu değerli olduğunu sevgi ve saygıyı hak ettiğini unutmayınız.

Aile eğitimi

Aile eğitimi

yeteneklerinin farkına varıp onları ilgileri doğrultusunda yönlenmeniz gerekmektedir. Başarıyı sadece matematik, Türkçe dersinden aldığı puanla adlandırmamız yanlış olur. Çocuklarınızın başarılı olduğu yönleri görünüz ve onları ön plana çıkartmaya çalışınız. Başarısız oldukları konularda yermek yerine başarının birçok deneme sonucunda başarısızlıklar karşılaşılarak elde edildiğini unutmadan onları destekleyiniz. Kesinlikle çocuğunuzu bir başkası ile kıyaslamayınız. Çünkü her bireyin kendine has özellikleri vardır. Her birey özeldir. Çocuğunuzun gelişim dönemine uygun olarak sorumluluklar veriniz. Çocuğun her şeyini önüne götürmek istediklerinin hemen yapılması ona yarardan fazla zarar getirecektir. Eğer bu şekilde davranılırsa çevresine bağımlı bir birey olur aksine sorumluluk verilirse olgunlaşıp kendine güvenen bir birey olarak yetişecektir. Çocuğunuza neyin doğru neyin yanlış olduğunu öğretirken tutarlı, kararlı ve dengeli olunuz. Herkesin zaman zaman hata yapabileceğin, doğru davranışa ulaşmanın bir yolunun hata yapmaktan geçtiğini unutmayınız. Hata yaptıklarında bunun farkına varmalarını sağlayınız Evde belli konularda kurallar oluşturunuz kuralları koyarken tüm ailenin fikri alınarak oluşturulması gerekmektedir. Oluşturulan kurallara tüm aile fertlerinin uymasına dikkat ediniz ve kararlı olunuz. Çocuğunuza güveniniz. Ona güvenmek sorumluluk sahibi olmasını ve bağımsız bir birey olarak yetişmesini sağlayacaktır. Çocuğunuza güvenmeden önce kendinize güvenmeyi deneyiniz.

13

TEOG ile ilgili seminer

TEOG ile ilgili seminer

TEOG ile ilgili çalışmalar

Çocuğunuzu tanıyınız. Hangi gelişim döneminde olduğu, yaptığı davranışların o dönem için ne ifade ettiği, ona nasıl karşılık verilmesi gerektiği konusunda bilgi sahibi olunuz. Eğer bu şekilde davranırsanız onun duygu, düşünce ve davranışlarını daha iyi anlayabilir ve onunla daha sağlıklı bir iletişim kurabilirsiniz. Çocuğunuzun çevresi ile iyi iletişim kurabilen, mutlu, özgüven sahibi, kendi kararlarını kendisi verebilen, doğaya ve diğer canlılara karşı duyarlı, hayatta hangi alanla olursa olsun çalıştığı alanda başarılı bir birey olmasını istiyorsanız öncelikle sizler çocuğunuza model olunuz çünkü çocuklar duyduklarını değil gördüklerini uygular.

17 AĞUSTOS İLKOKULU-ORTAOKULU / Ağustos Böcekleri

Çocuğunuzu dinleyiniz. Dinlerken de doğru iletişim yöntemlerini kullanınız. Size bir şey anlatmak, yaşadığı bir olayı paylaşmak istediğinde meşgulseniz eğer çok önemli bir iş değilse bırakarak çocuğa yönelip onu dinleyiniz. Kısa sürecek bir iş ise 5 dk sonra onu dinleyebileceğinizi biraz beklemesi gerektiğini söyleyiniz fakat mutlaka belirttiğiniz süre içinde onu dinleyiniz. Dinlerken onun göz hizasında olmak ve göz kontağı kurmak önemlidir. Dinlerken isteklerinin nedenlerini anlamaya çalışınız. Genellikle velilerin beklentisi öğrencinin başarılı olması yönündedir. Tabiki bu konuda haksız değilsiniz fakat beklentilerimiz öğrencinin potansiyeline göre belirlemekte fayda vardır. Farklı zeka alanları vardır. Bunlar; mantıksal- matematiksel zeka, görsel zeka, bedenselkinestetik zeka, müziksel- ritmik zeka, kişiler arası – sosyal zeka, kişisel- içsel zeka, doğacı- varoluşçu zeka. Her birey farklı zeka alanlarına sahiptir ve bu alanlarda başarılı olabilir. Çocukların ilgilerinin,


Değerler Eğitimi

17 AĞUSTOS İLKOKULU-ORTAOKULU / Ağustos Böcekleri

2012-2013 Eğitim-Öğretim yılında okulumuzda yeni bir uygulamayla çocuklarımızın sosyal ve duygusal gelişimini desteklemek onlara ahlâki ve geleneksel insani değerleri kazandırmak ve vizyonumuz olan “iyi insan, iyi vatandaş” kavramına ulaşmak amacıyla değerler eğitimi çalışmalarına önem vermiştik. Toplumsal hayatı oluşturan, insanları birbirine bağlayan , gelişmeyi,mutluluğu , ve huzuru sağlayan , risk ve tehditlerden koruyan ahlaki , insani , sosyal,manevi değerlerimizin tüm

bireylere kazandırılmasında en önemli etken değerler eğitimidir. Bu doğrultuda bu yıl da öğrencilerimize “insanı insan yapan” özellikleri öğretebilmek için her ay bir değerimizi seçerek sınıf içi ve ders dışı etkinliklerle o değerimizi okulumuzda yoğun bir şekilde işleyip öne çıkardık. Yaptığımız Çalışmalar • Okul panolarımızı ayın değeri ile ilgili yazı , şiir , özlü sözler ve görsellerle düzenledik. • Konuyla ilgili çeşitli hikayeleri her sınıfta işledik.

14

• Öğrencilerimize konuyla ilgili şiir ve sloganlar yazdırdık. • Sabah törenlerinde öğrencilerimize konuşmalar yaptırdık. • Ödüllü resim, şiir ve kompozisyon yarışmaları düzenledik. • Konuyla ilgili çok amaçlı salonumuzda program düzenledik. Şiir, drama ve özlü sözlerle konunun önemine dikkat çektik. • Öğrencilerimize ve velilerimize yönelik konferanslar düzenledik.


Sevgi değeriyle ilgili öğrencilerimizin yazdığı yazılar.

Sevdiklerimiz Olmasa En çok incittiğimiz kişiler aslında en çok sevdiklerimizdir, insanın nazı sevdiğinedir. Bazen sevdiklerimizin değerini bilmediğimizde onları incitir kırarız. İnsanlar sevdiklerini genelde iki şekilde kaybeder. Ya terk edilir ya da ölümle. Terk edilmek çok incitir ama ölüm çok acıdır. Bazen insanlar “Şu ölüm olmasaydı ne güzel olurdu” diye düşünür. İnsanların yanında ona değer veren birilerinin olduğunu bilmesi o insana güven verir kendini daha iyi hisseder hayatla mücadeleyi daha olumlu şekilde yapar. Sevdiklerimizin olmaması genelde olumsuz etkiler, canımız bir şeye sıkıldığında konuşup dertleşecek ve fikrini alacak kimsenin olmaması çok üzücü. Bu sıkıntılar zaman ilerledikçe insanlara kötü sonuç verir. O yüzden sevdiklerimiz var olduğu sürece onların değerini bilmeliyiz. Özge ÇİFTÇİOĞLU / 2-C

İnsan sevdiği birini kaybedince bazı şeyleri anlamaya başlar. Aslında kendi anlamaz hayat anlatır. Hayat sabırlı olmayı anlatır, bazı yönlerden de ders verir, acı verir. Bu insanı en çok üzen durumlar arasındadır. Beş ay önce dedemi kaybettim. İnsan çok üzülüyor. Dedem ölmeden önce bana üç lira vermişti, elinde kalan elli kuruş için de “Bu da ben de kalsın, bereketim olsun” demişti. Şimdi o paralara bakıp dedemi hatırlıyorum, çok üzülüyorum, ağlıyorum, onu çok özlüyorum. Ölüm insana acılara sabretmeyi öğretir, sabredersin, diğerlerini üzmek istemediğin için sabredersin. İçinden ağlarsın ya da o konuyu açmamaya çalışırsın. Kalan hatıralara daha iyi bakarsın daha çok önem veririsin. Zeynep AÇIKGÖZ / 4-B 15

17 AĞUSTOS İLKOKULU-ORTAOKULU / Ağustos Böcekleri

Ölüm ve Kalanlar Üzerine


17 AĞUSTOS İLKOKULU-ORTAOKULU / Ağustos Böcekleri

Öğretmenimle İlk Tanışma Ben Ecem Koç, sekiz yaşındayım ve üçüncü sınıfa gidiyorum. Sizlerle canım öğretmenimle tanışma hikayemi paylaşmak istiyorum. 4-5 yaşlarında okulu tanımadan önce ağabeyimin öğretmeni ile tanışmıştım. Ağabeyim okula başladığında beş yaşındaydım ve okula gitmek için çok hevesleniyordum. Anaokulunda ağabeyime ödev olarak verilen faaliyetleri ben de yapıyordum. Şimdi düşünüyorum da o zamanlarda bu tür çalışmaları yapmamın bana çok faydası olmuş. Bu arada ağabeyim anaokulundan sonra ilkokula başladı ve ben hayatımda ikinci öğretmen olarak Tuğba öğretmeni tanıdım. Ağabeyim ile ödev yapıyordum, yaptığım ödevleri Tuğba öğretmene gösteriyordum. Tuğba öğretmen yaptığım ödevler için bana yıldız veriyordu bu da benim çok hoşuma gidiyordu. Ben anasınıfına gitmedim. Ama Tuğba öğretmenim bana harfleri sesleri tanıtmış oldu. Eğitim sistemi değiştiği için okul hayatıma 1. sınıftan başladım. Öğretmenimi çok merak ediyordum ve ne yapacağımı

bilmiyordum. İlk gün okula gittiğimde ağlamaya başladım. Yanımda her zaman bana destek olan emek veren halam vardı. Beni sakinleştirmeye ve sözleriyle heyecanımı geçirmeye çalışıyordu. Yaşlı gözlerle etrafıma bakarken yanımıza bir öğretmen geldi ve bana “Kuzucuğum gel, sen artık benim öğrencimsin” dedi. İşte benim öğretmenim ilk öğretmenim Ayşe öğretmenim. Evet belki ilk tanıdığım öğretmen değildi fakat okul hayatıma ilk olarak Ayşe öğretmenimle başladım. Ayşe öğretmenimi çok seviyorum. O da bizi kuzucuklarım diye seviyor. Ah benim güzel öğretmenim! Ne çok uğraştı benimle K ve G harflerini öğretmek için. Öğretmenim bize okuma yazmayı öğretti ayrıca iyi bir insan olmamız için elinden gelen bütün çabayı gösteriyordu. Ben ana sınıfına gidemedim ya öğretmenim bana ana kucağı oldu. Bizlere çok emek verdi. Canım öğretmenim hakkını ödeyemem. Öğretmenimle tanışalı üç yıl oldu evet 3. Sınıftayım ve hala öğretmenim bizi ilk günkü gibi sevgiyle kucaklıyor, sevgiyle

16

Ecem KOÇ 3-D

eğitiyor. Öğretmenimle bir yıl daha beraberiz. 4. Sınıftan sonra biliyorum ki öğretmenimizden ayrılacağız ve bu bizim için çok zor olacak. Ayrılsak da öğretmenimizden onu her zaman sevgi ve saygıyla hatırlayacağım. Bana okul hayatımda öğrettikleri ve desteğinden dolayı her zaman kendisine teşekkür edeceğim.

Ah benim güzel öğretmenim! Ne çok uğraştı benimle K ve G harflerini öğretmek için. Öğretmenim bize okuma yazmayı öğretti ayrıca iyi bir insan olmamız için elinden gelen bütün çabayı gösteriyordu.


ATATÜRK İLE İLGİLİ AZ BİLİNENLER peği vardı. Atamız Foks’u Yalova kaplıcalarına gittiği bir gün, seyyar bir fotoğrafçıdan 50 liraya satın almış. Foks öldükten sonra doldurulup mumyalanmış. Halen de “Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi”nde sergileniyor. Atarürk spor yapmayı çok severdi. Düzenli ata binerdi, yüzerdi ve bilardo oynardı. Mustafa Kemal, çok kitap okuyan biriydi. Yüzlerce kitabı vardı. Ancak en sevdiği kitap, Reşat Nuri Güntekin’in Çalıkuşu adlı romanıydı. Öyle ki, kitabı sürekli yanında taşırdı ve zaman zaman rastgele bir sayfa açıp okurdu. Atamız 44 sayfalık bir geometri kitabı yazdı. Bugün kullandığımız üçgen, dörtgen, çap, artı, eksi, bölü, oran gibi Türkçe kelimeleri

Deyim Hikayeleri

mahsul alıyormuş. Bir süre sonra ırmağın suları azalıp, bu açıkgözün tarlasından bereket fışkırınca köylüler vaziyetten kuşkulanıp adamın tarlasına baskın yapmışlar. Bir de bakmışlar ki kanallar suyla dolu ve üzerinde otlar yüzüyor. Cevap belli: “Ulan köftehor, saman altından ne su yürütüyorsun!”

Saman Altından Su yürütmek Geniş bir ovanın üzerinde bir köy, bu köyünde bir tanecik ırmağı varmış. Irmağın suları aynı anda köyün bütün tarlalarına yetecek kadar gür olmadığından her gün bu ırmağı bir köylü kendi tarlasına sulamak için kullanıyor, diğerleri de sıranın kendisine geleceği günü bekliyorlarmış. Ancak bir gün köyün açıkgözlerinden biri ırmaktan kendi tarlasına gizli bir kanal yapıp, diğer köylüler bu durumu fark etmesin diye kanalın üstünü toprak ve samanlarla kapatmış. Böylece tarlasına her gün yeteri kadar su geliyor, bolca

Pabucu Dama Atılmak Osmanlı döneminde esnaf ve sanatkarların bağlı bulunduğu teşkilat, ticaretin yanında sosyal hayatı da düzene sokuyordu. Kusurlu malın, malzemeden çalmanın ve kalitesiz işin önüne geçmek için de ilginç bir önlem alınmıştı. Bir ayakkabı aldınız veya tamir ettirdiniz diyelim.

17

Atatürk buldu. Atatürk’ün bu kitap dışında 13 kitabı daha var. Mustafa Kemal; Medeni Bilgiler, Karlsbad Hatıraları, Bölüğün Muharebe Eğitimi gibi hem askeri hem de toplumsal konularda kitaplar yazdı. Atatürk isminde bir çiçek olduğunu biliyor muydunuz? Bakın işte bu Atatürk çiçeği. Rivayete göre, Ata’mız çok seviyor diye bu ismi koymuşlar. Bir başka iddiaya göre ise Meksika kökenli çiçeği Türkiye’de yetiştiren bitkibilimciler çiçeğe Atatürk ismini verdi.

Ama kusurlu çıktı. Böyle durumlarda heyet şikayeti ve sanatkarı dinliyor. Eğer şikayet eden gerçekten haklıysa, o ayakkabıların bedeli şikayetçiye ödeniyordu. Ayakkabılar da ibret-i alem olsun diye ayakkabıyı imal edenin çatısına atılıyordu. Gelen geçen de buna bakıp kimin iyi, kimin kötü ayakkabı tamir ettiğini biliyordu. Böylece pabuçları dama atılan ayakkabıcı maddi kazançtan da oluyor ve gerçekten pabucu dama atılmış oluyordu.

17 AĞUSTOS İLKOKULU-ORTAOKULU / Ağustos Böcekleri

Atamızın boyu 1.74, kilosu ise 75 civarıydı. 42 numara ayakkabı giyiyordu. Ayakkabıları genelde siyah rugandı. Atatürk’ün de TC kimlik numasını biliyor musunuz? 10000000146. Aslında bu, birinci sıradaki TC kimlik numarası. Sondaki 46, güvenlik amacıyla, sistem tarafından otomatik konulmuş. Atartürk’ün en sevdiği yemek, etsiz kuru fasulye ile pilavdı. Kahveyi de çok seviyordu. Günde 10-15 fincan Türk kahvesi içiyordu. Atatürk’ün tüm gömlekleri beyazdı. Takım elbiselerinin modelini kendisi çiziyordu. Lacivert rengi sevmezdi. Bu nedenle gardolabında laciverte yer yoktu. Atatürk’ün “Foks” adında bir kö-


Dr. M. Teoman ÇAĞLAYAN ile Sağlık Üzerine Röportaj

17 AĞUSTOS İLKOKULU-ORTAOKULU / Ağustos Böcekleri

Ağustos Böcekleri: Temizlik ve sağlık ilişkisini açıklar mısınız? Dr. M. Teoman ÇAĞLAYAN: Temizlik direkt sağlığın içinde en önemli yer tutan bir konudur. Sağlığa zarar verecek ortamlardan korunmak için yapılacak uygulamalar ve alınan temizlik önlemlerinin tümü hijyen olarak tanımlanır. Her insan kendi temizliğinden sorumludur. Çocuk yaşlarda anne, baba veya öğretmenler tarafından çoğu zaman bizzat yapılarak öğretilen temizlik uygulamalarının, çocukluktan sonra bireyin kendisi tarafından yapılması gerekmektedir. Örneğin; tuvaletten sonra ve yiyeceklere dokunmadan önce ellerin yıkanması bir alışkanlık olmalıdır. Her gün yapılan işler arasında banyo yapma bir başka temizlik uygulamasıdır. Temizliğin sadece görünür kirlenme olduğunda yapılması yeterli değildir. Örneğin; uykudan uyanınca yüzün yıkanması, çamaşırların değiştirilmesi, gündelik temizlik uygulamalarıdır. Su ve sabun olmadan temizlikten bahsetmek olası değildir Modern toplumlarda kişisel temizlikte en fazla kullanılan malzemelerin başında su ve sabun gelmektedir. Bunun yanı sıra banyo süngerleri, lifleri, diş fırçaları, el ve ayak temizliği ile vücut temizliğinde kullanılan fırçalar, tırnak makası ilk akla gelen temizlik araçlarıdır. Bunların tümü başkalarıyla paylaşılmaması gereken, kişisel temizlik araçlarıdır. Başta kişinin kendi sağlığı olmak üzere, başkalarının da sağlığını korumanın en önemli aracı temizliktir.

Sadece beden temizliği değil, kullanılan her şeyi ve her ortamı temiz tutmak da temiz olmanın gereğidir. Kısaca Temizlik önemlidir!! Temizlik eşittir sağlık demektir. Çünkü temizlik sayesinde hastalık yapacak mikropları önlemiş oluyoruz. A B: Vücut temizliğinde nelere dikkat etmeliyiz? M T Ç: Vücut temizliğinde öncelikle mikropların ana giriş kapısı olan ağzımızı ve buna yardımcı olan ellerimizi ön plana almalıyız. Saç temizliği, yüz temizliği, vücut temizliği hepsi çok önemli ama el ve ağzın ayrı bir önemi var. El yıkamak çok önemli. Üstünkörü el yıkamamak gerekir. Parmak ve tırnaklar arasında biriken mikropları el yıkama tekniğiyle temizlemek gerekir. Birçok kişinin gözünde çıkan iltihapların nedeni elden bulaşan mikroplardır. Hijyeni sağlamada en temel kural, ellerin doğru yöntem ile yıkanmasıdır. El yıkama, birey ve toplum sağlığının korunması açısından basit, ucuz, toplumun her kesimi tarafından uygulanabilir ve son derece etkili bir yöntemdir. Ellerimizi neden yıkamalıyız? Günlük yaşantımızda ellerimiz çevre ile her türlü bağlantıyı sağlayan bu nedenle de en fazla bakteri barındıran organımızdır. El yıkama, çok sıradan ve günlük bir iş olması nedeniyle genellikle ihmal edilen bir konudur. Oysaki, hem kendimizin hem de çevremizdekilerin sağlığını korumak elimizdedir. Çevre ile sürekli temas halinde olan ellerimiz yoluyla taşınan bakteriler basit bir soğuk algınlığından SARS, hepatit

18

Kocaeli Kartepe Merkez Aile Sağlığı hekimlerinden Sayın Mehmet Teoman ÇAĞLAYAN’la hepimizi yakından ilgilendiren bir konu olan temizlik ve sağlık üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik. Teoman Bey’e bu zevkli sohbetle bilgilerini bizimle paylaştığı için teşekkür ederiz. A, Avian Influenza gibi öldürücü birçok hastalığın gelişimine neden olabilmektedir. Yeterli el hijyeni aynı zamanda besin kaynaklı hastalıkların azaltılmasında, okullarda sıklıkla görülen gastroenteritler, dışkı ile bulaşan hastalıklar, parazit ve mantarların gelişiminin önlenmesinde de basit ancak en etkili korunma yöntemidir. Ellerimizi ne zaman yıkamalıyız? • Yemek hazırlamadan önce • Yemek yemeden önce ve yemek yedikten sonra • Hastaya temas etmeden önce ve hastaya temas ettikten sonra • Tuvaleti kullandıktan sonra • Çocukların altını değiştirdikten sonra • Steril eldiven kullanmadan önce ve eldiven kullandıktan sonra • Pişmemiş gıdalara (özellikle kırmızı et, balık, yumurta) temas ettikten sonra • Üst solunum yolu sekresyonları ile temas ettikten sonra (hapşırma, öksürme vb) • Bozulmuş gıda veya çöplere dokunduktan sonra • Saçlar tarandıktan sonra • Toplumda ortak kullanılan araçların kullanımından sonra ( toplu taşınma araçları, para, telefon) • Kedi, köpek ve diğer tüm hayvanlara dokunduktan sonra eller mutlaka doğru yöntemle yıkanmalıdır. Ellerimizi nasıl yıkamalıyız? El hijyeninde amaç; kimyasal ve fiziksel zararlıların ve enfeksiyonlara yol açan mikroorganizmaların uzaklaştırılmasını sağlamaktır. Eller sadece su ile yıkanıldığında


mızda anormal derecede mikrobun katlanarak çoğalması demektir. Bu durum önce diş çürüğü ile kendini göstererek ileri zamanlarda bademciği oradan da kalp kapakçığını olumsuz yönde etkileyebilir. Yüz ye boyun, dış çevre ile doğrudan temasta olan bölgelerdir. Yüz ve boyun kulak kepçesiyle birlikte, sabah ve akşam sabunlu su ile yıkanır. Yüz ve boyun temizliği kişinin aynasıdır. Temiz yüz ve boyun kişilik kazanma ve kişisel ilişkilerin verimliliğini artıran önemli bir fiziksel görünümdür. Deri katları en çok terleyen, yağlanan bölgelerdir. Koltuk altı, diğer deri katlarının olduğu bölgelerde atıklar uzun süre kalırlar. Kir, mikroorganizmaların, mantarların ve bazı parazitlerin kolayca yaşayabilmeleri için iyi bir ortamdır. Parazit, kir ve mikroorganizmalar bakımından temizlenmede ayrıca özellik taşırlar. Bu bölgelerin, sabunlu su ile yeterince ve belli aralıklarla yıkanması temizlik için yeterlidir. A B: Temizliğimize dikkat etmediğimizde hangi hastalıklarla karşılaşırız? M T Ç: Hepatitler direkt mikrop hastalığıdır. Uçuk, gözümüzde konjektivit dediğimiz mikrobik hastalıklar bronşit, zature, faranjit, sinüzit, ishal grubu hastalıklar ve bazı alerjik hastalıkların temizlikle

yakından ilişkisi vardır.Bireysel ve toplumsal temizliğe gereken önem verilmediği için pek çok yaygın bağırsak enfeksiyonları kişiden kişiye geçer. Mikroplar ve parazitler (veya yumurtaları) enfekte olmuş hastaların dışkısından bulaşır. Bunlar kirli ellerden veya iyi yıkanmamış yiyecekler ve pis sulardan ağız yoluyla bulaşır. Bu şekilde yayılan ya da dışkıdan ağıza taşınan hastalıklar şunlardır: • İshal ve dizanteri (bakteriler ve

19

amipler neden olur) • Bağırsak kurtları (çeşitli tipleri) • Sarılık tifo ve kolera • Diğer bazı hastalıklar çocuk felci gibi bazen bu yolla bulaşır. Bu enfeksiyonlar doğrudan da bulaşabilir. Örneğin: Bağırsak kurdu olan ve büyük tuvaletine çıktıktan sonra ellerini yıkamayı unutan çocuk diyelim ki arkadaşına bir bisküvi verdi. Parmakları hala kendi dışkısıyla kirli olduğundan özellikle tırnak aralarında yüzlerce kurt yumurtası vardır. A B: Sağlığımızı korumak için temizlik konusunda nelere dikkat etmeliyiz? M T Ç: • Yemeklerden önce ve sonra, yatmadan önce ellerimizi kuralına uygun yıkamalıyız. • Mutlaka ağız hijyenimize dikkat etmeliyiz. Günde 3 defa dişlerimizi kuralına uygun fırçalamalıyız. • Tüm vücudumuzu haftada en az 2 kere yıkamamız gerekiyor. Mikropları dezenfekte etmek için belli bir ısıdaki suyla liflenerek banyo yapmalıyız. • Tırnaklarımızı uzayınca kesmeliyiz. • Vücudun iç temizliğine de dikkat etmeliyiz. İç temizlik, iç organlarımızı zararlı yiyecek ve maddelerden uzak tutmaktır. Örnek bir insan, düzenli yemek yer ve aşırı yemekten sakınır. Zararlı yiyecek ve içeceklerden uzaklaşır. Sigara ve içki gibi zararlı alışkanlıklardan kesinlikle kaçınır. Kahve ve oyun salonları gibi yerlerin kötü havasını teneffüs etmez. Sağlığını tehlikeye düşürecek davranışlara yanaşmaz. • Ev temizliğine, lavabo temizliğine dikkat etmeliyiz. Belli temizlik ürünleriyle evimizdeki mikropları yok etmeliyiz. • Dört beş saatte bir odamızı havalandırmamız gerekir.

17 AĞUSTOS İLKOKULU-ORTAOKULU / Ağustos Böcekleri

mekanik etki ile görünür kir uzaklaştırılmakta ancak tam bir hijyen sağlanamamaktadır. Bu nedenle el temizliğinde su ile birlikte sabun kullanılması gerekmektedir. Normal katı el sabunları ile sıvı sabunlar meydana getirdikleri etkiler bakımından farklı olmamakla birlikte katı sabunlar bulundukları ortamdan ve kullanan kişilerin kullanımından sonra genellikle temizlenmeden yerine kondukları için kirlilik kaynağı olabilmektedir. Bu nedenle özellikle toplu yaşanan yerlerde el temizliğinde sıvı sabunlar tercih edilmelidir. Etkin bir el hijyeni her seferinde doğru yıkama tekniğinin uygulanması ile sağlanabilir. Sadece 30 saniyede uygulanabilecek el yıkama tekniği ile bulaşıcı ve salgın pek çok hastalığa karşı önlem alınabilir. Gün içerisinde ; • Ellerinizi ılık veya dayanabileceğiniz kadar sıcak su ile islatın ve sabunu ellerinizin bütün yüzeylerine dağıtarak iyice köpürtün. • Ellerinizin her yerini (bilekler, avuç içleri, parmaklar, parmak araları, el sırtı ve tırnak içleri) en az 30 saniye kuvvetlice ovalayın. • Ellerinizi sabunla ovaladıktan sonra iyice durulayın. • Özellikle halka açık yerlerde tek kullanımlık havlu kağıt ile ellerinizi kurulayın. • Ellerinizi kurulamak için kullandığınız kağıt havluyu musluğu kapatmak için kullanın ve çöp kutusuna atın. Tırnaklar da el temizliğinde önemli bir husustur. Tırnak aralığına giren kirli maddeler, uzun süre kalarak zaman zaman elin genel kirlenmesine veya kirin başka yere taşınmasına neden olurlar. Bu sebeple tırnaklar düzenli bir şekilde kesilmeli, Kesilen tırnaklar ayrıca çevreden uzaklaştırılmalıdır. Tırnakların derin kesilmesi enfeksiyona neden olabilir. Tırnak bakımından önce ve sonra da el temizlenmelidir Dişlerimiz ve diş etlerimiz yüzlerce bakteri barındırmakta dolayısıyla eğer yemekten sonra dişlerimizi temizlemezsek bu bakteriler artış gösterir. Bu sebeple özellikle yatmadan önce mutlaka dişlerimizi fırçalamamız gerekiyor.Gece fırçalamasının bir gün bile atlanması demek ağzı-


Şimdi Neredeyiz?

17 AĞUSTOS İLKOKULU-ORTAOKULU / Ağustos Böcekleri

Okulumuzdan mezun olan bazı öğrencilerimiz şimdi neredeler? Meryem AYVAZ Merhaba, ben Meryem AYVAZ. 17 Ağustos İlköğretim Okulundan 2009 yılında mezun oldum. Şu an Karadeniz Teknik Üniversitesinde Hukuk Fakültesinde okuyorum. 17 Ağustos bizim dönemimizde henüz yeni bir okuldu ve o zamanlar her şey daha zordu. Öğretmen eksikleri olduğu için öğretmenlerimize o zamanlar çok daha fazla görev düşüyordu. Bir anne gibi şefkat gösterip bir arkadaş gibi dertlerimize ortak olduklarını da söylemeliyim. Okul müdürümüz Habib İlaslan hocamız klasik okul müdürü algısından bambaşka niteliklere sahipti. Babacan tavırları bizim bir şeyler öğrenebilmemiz için gösterdiği çaba daha azimle çalışmamıza neden oldu. Okuldan mezun olduktan sonra da desteklerini bizden esirgemediler. Alışmakta zorlandığımız ilk lise yıllarımızda da sınav stresiyle boğuştuğumuz zor zamanlarımızda da üniversite tercih dönemimizde de yine yanımızda oldular. Hani derler ya; okul öğrencinin yuvasıdır diye okul müdüründen çalışanına öğretmeninden öğrencisine kadar kocaman bir aileydik biz. İlk dostluklarımızı kurduğumuz en güzel yıllarımızı geçirdiğimiz yeri geldiğinde gülüp yeri geldiğinde ağladığımız sıcacık ve samimi bir aileydik. Belki de bu yüzden asla okulu sevmiyorum diyen bir çocuk olmadım ben. Ben bu ailenin bir parçası olmaktan daima gurur duydum. Ve o günleri hala özlemle andığımı da söylemeliyim. Bana yol gösteren ve desteğini benden hiç esirgemeyen derslerime hiç girmeseler bile benimle yakından ilgilenen tüm öğretmenlerime teşekkür ediyorum.

Şeyma DURMUŞ Merhaba okuldaşlarım; Ben Şeyma DURMUŞ 2009 yılında 17 Ağustos İ.Ö.O ‘dan mezun oldum. Akabinde İzmit İHL’de eğitimime devam ettim. Şu an Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinde Türk Dili ve Edebiyatı öğrencisiyim. Bugünlere gelmemin temelinde 17 Ağustos İ.Ö.O’nun çatısı altında verilen eğitimin ve kıymetli öğretmenlerimin katkısı büyüktür. Bir diğer katkısı da eskimeyen dostluklarımdır. En güzel yıllarımı bu okulda geçirdim. Okuldan ziyade aile sıcaklığını yaşadığım bir yuvaydı 17 Ağustos. Çünkü okulun bütün emektarlarının desteğini arkamda hissettim ve hala hissetmekteyim. İleride de bu kıymetli öğretmenlerimin izinden gideceğim. Başta bütün öğretmenlerim olmak üzere, dostluk kavramının içini doldurmuş olan arkadaşlarıma teşekkürlerimi sunarım. Ö. Faruk ALKAN

Merhaba, 17 Ağustos Ortaokulundan 2014 yılında mezun oldum. TEOG’ dan aldığım puan ile daha önce hedeflediğim Kocaeli Fen Lisesini kazandım. Hedefime ulaşmamda okuldaki öğretmenlerimin ve ailemin büyük payı vardır. Bunun yanında planlı ve disiplinli çalışmam azımsanamaz. Sevgili arkadaşlar, 8. Sınıfta okurken bir yandan TEOG stresi, bir yandan dersler beni sıkıntıya soktuğu zaman okulumuzun sosyal etkinlikleri biraz nefes almamı sağlamış

20

ve beni gururlandırmıştır. Evet, 17 Ağustos Ortaokulunda gururla yaşadığım pek çok günüm oldu. Bunlardan bazıları : Bilgi yarışmaları, şiir yarışmaları, şiir dinletisi, kitap özeti yarışması… Bu güzellikleri yaşamamda büyük payı olan öğretmenlerime çok teşekkür ederim. Her şey bir tarafa okulumun asıl bana kazandırdığı vatana, millete hayırlı insan olma değeridir. Şu an 17 Ağustos Ortaokulunda bulunan arkadaşlarıma sorumluluk bilinciyle planlı ve disiplinli çalışmalarını tavsiye ediyorum. Ancak bu şekilde hedeflerine ulaşabileceklerini düşünüyorum. Şu anki hedefim Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliğini kazanmaktır. Bu hedefime ulaşmak için de emin adımlarla ilerliyorum. Bu konuda üzerimde emeği olan tüm öğretmenlerime teşekkür eder, saygılarımı sunarım. Metehan GÜNEŞ

Merhabalar ben Metehan GÜNEŞ. 17 Ağustos Ortaokulundan geçen sene mezun oldum. İleride mühendislik okumak istiyorum, çünkü sayısalımın sözelimden çok daha iyi olduğunu düşünüyorum. Hangi üniversiteyi tutturursam – ODTÜ olursa müthiş olur tabiki- ona gitmeyi planlıyorum. Bu düşüncem geçici bir süreliğine öyle çünkü üniversite hakkında tam bir bilgim yok. 17 Ağustosun eğitimi düzenli bir çalışmayla çok iyi okullar kazandırabilecek durumda . Öğrenci arkadaşlarıma tavsiyem okul seçerken isteklerinize ve o alana yatkınlığınıza dikkat edin.


Sevgili Dostum Sevgili Dostum, Eğer beni duyabiliyorsan bugün dostluğumuz hakkında birkaç şey söylemek için vaktini alıyorum. Aslında söylenecek pek bir şey var mı ondan da emin değilim. Yarım yamalak çıkarsa sözlerim, eksik kalırsa kelimelerimin ruhu, boğazım düğümlenirse cümlemin sonuna gelemeden, sen tamamla söylemek istediklerimi olur mu? Tamamla ki “ben” den çıkıp “biz” olabilelim. Birbirimizin gören gözü, işiten kulağı, hisseden gönlü olabilelim. Dostum, öyle dostluk hikayeleri var ki beni derinden etkiler, aklıma dostluğumuz gelir ve bütün sözler bir anda silinir. Çünkü bu sözler hakikatin ta kendisidir. Şöyle anlatır Fethi Gemuhluoğlu: “Dost ol kişidir ki, öldürülmesi muhakkak ve mukarrer (kararlaştırılmış) olan bir gecede Peygamber-i Ekber’in yatağında yatar. Dost ol kişidir ki kucağında mübarek bir emanet vardır. Bü-

tün delikleri elbisesinden muhtelif parçalarla tıkar, son deliğe tabanını dayamıştır. Kucağındaki mübarek emanet, uyumayan uyanıklık içinde uyur görünmektedir. Oradan Ebu-Bekr’ i yılan sokar. Dost son deliğe tabanını, taban gibi görünen gönlünü uzatandır, gönlü ile orayı tıkayandır.” Dostum, gönlümü uzatıp tıkayamadım sana gelecek kötülükleri. Belki, hiçbir zaman tam olamayacak yarım halim, eksikliğim bu yüzden, mazur gör beni. Bana Sen’i soracaklar sonra nasıl dost olduğumuzu, dostluğumuzun nasıl sınandığını merak edecekler. Affet beni bu sözlerimle Sen’i anlatmaya çalıştığım için. Sen ki en zor zamanımda yanımdaydın, elimden tutup beni ayağa kaldırdın, karanlıktaydım aydınlığa çıkardın ve hiçbir karşılık da beklemedin üstelik. Gücümü Sen’den aldım, huzuru Sen’ de buldum, Sen’in gönlüme fısıldadıklarını duymaya çalıştım. Affet duyamadıklarımı, hoş gör hatalarımı. Dostluğuna kabul et beni...

21

Dost dost diye deli derviş gezdiğim, Bir ağladığım, bir güleyazdığım, Adını dağa taşa kazıdığım Benim bir tanem dost, gözümün nuru! Tutmaz elim, topal ayağım uğru, Amansız kara bahtımdan ötürü Kan ter dolandığım yollar mayası, Susayınca çağıldak sular sesi, Ay aydınlığım, gün ışığım, canım, Bayramım, bolluğum, yemişim, yenim, Gözyaşımı gözden gizli silenim! Pek garipçe kaldım köyümde, ıssız, Otsuz, ocaksız, akılsız, ayvazsız. İki elin kanda olsa, durma, tez Dağ başını duman almadan beri, Eyüp sabrım, eyi düşlerim yoru, Yet bu yana! Avarayım, yet yürü! Ahmet Muhip Dranas

17 AĞUSTOS İLKOKULU-ORTAOKULU / Ağustos Böcekleri

Rabia ÇAKAR BÜLBÜL İngilizce Öğretmeni


Kitap Okuyoruz Öğrencilerimizden kitap tavsiyeleri

YANKILI KAYALAR

kitabı çok beğendim. Kitapta bir çocuğun maceraları, hangi zorluklardan geçtiği ve hüzünlü hayat hikayesi anlatılıyor.

17 AĞUSTOS İLKOKULU-ORTAOKULU / Ağustos Böcekleri

CHARLİE’NİN ÇİKOLATA FABRİKASI

Hayrunnisa AYVAZ 6-B: Anne ve babasını acı bir şekilde yitiren Mehmet, kız kardeşiyle birlikte köyünden ayrılıp İstanbul’daki dayısının yanına gelir. Burada pek çok zorluğa göğüs germek zorunda kalır. Herkesin takdir ettiği bir kişiliğe sahip olan Mehmet’in en büyük isteğiyse okuyup doktor olmak ve köyüne geri dönüp köy halkına hizmet etmektedir. İdealist bir köy çocuğu olan Mehmet’in idealine ulaşmak adına yaptığı fedakarlıklar, gösterdiği azim ve kız kardeşiyle birlikte hayatın zorluklarına karşı yılmadan, bıkmadan verdiği mücadele. Annesini ve babasını küçük yaşta kaybeden Mehmet’in hayat hikayesinin anlatıldığı bu kitabı çok beğendim, herkese tavsiye ederim. Edanur POLAT 6-B: Aslında kitabın ismiyle fazla bir ilgisi yok anlatılanların ama çok sürükleyici bir kitap herkese bu kitabı öneririm. Toprak KAPLANKIRAN 6-B: Bu

yarışma düzenliyor. Üretilen çikolataları sadece beş tanesinin içine altın bilet konuyor ve bu altın bileti bulan beş çocuk merak edilen Bay Wonka’nın çikolata fabrikasını gezme hakkı kazanıyor. Tesadüf eseri yerden bulduğu parayla bir çikolata alabilen Charlie son kişi olarak fabrikayı gezme hakkına ulaşıyor. Asıl macera da fabrika içerisinde yaşanıyor zaten. Hayatta her an bir mucize olabileceğini anlatan bu kitabı çok beğendim ve herkese tavsiye ederim. SOL AYAĞIM Serranur AVCI 7-A: Chiristy Brown doğuştan beyin felci olan bir duvar ustasının yirmi iki çocuğundan birisiydi. Sol ayağı ve konuşması dışında hiçbir yerini kontrol edemiyordu. Ne sağ ayağını kullanıyordu ne kollarını ne de kafasını kontrol edebiliyordu. Sol ayağı ile ilk defa anne yazmıştı, resim

Aleyna SARMAN 5-C: Bu kitabı okurken Bay Wonka’nın çikolata fabrikasının nasıl Charlie’nin çikolata fabrikası olduğunu merak ettim. Kitaptan herkes ders çıkarabilir. Çok yoksul ama çok mütevazi bir çocuk Charlie. Nida ÖZDEMİR 5-C: Charlie annesi, babası, çok yaşlı iki ninesi ve iki dedesiyle küçücük bir kulübede yaşıyor. Çok yoksullar. Charlie tüm çocuklar gibi çikolatayı çok seviyor ama alacak paraları yok. Yılda sadece bir tek gün yani Charlie doğum gününde bir tek çikolata yiyebiliyor. Buna rağmen hiç şikayetçi ya da isyankar değil. Yaşadıkları kentte Charlie’nin kulübesinden bile görülebilen kocaman bir çikolata fabrikası var. İçerisini herkesin merak ettiği ama bilmediği, dünyanın en güzel çikolatalarını üreten bir fabrika. Fabrikanın sahibi Bay Wonka . Bir gün Bay Wonka bir 22

çizmişti gün boyunca. Bir resim yarışmasını bile kazanmıştı. Bir insanın sadece sol ayağı ile bunları yapması bana zor ve tuhaf gelmişti ama bu bir masal değildi gerçeğin ta kendisiydi.


Kitabın Dilinden Ben kitap… Evet bildiğimiz, okuduğumuz kitap. Siz ‘’Hiç kitap konuşur mu?’’ diye düşünebilirsiniz. Evet konuşur. Size kitapseverler bizden bahsediyor. Biz kitaplara neler yapmalısınız ,neler yapmamalısınız bunların hepsini kitapseverler size söylüyor. Ama bazılarınız özellikle küçük ,yaramaz çocuklar bu kitap-

23

dostlarımla güzel geçiyordu. Ama ne yazık ki iki gün önce Can gelip benim sayfalarımı karaladı. Ece okuldaydı. Can Ece ‘nin kardeşi. Ece beni o halde görünce çok üzüldü. Can’a kızdı. Sonra Ece benim sayfalarımı silgi ile sildi. Eskisi kadar olmasa da yine biraz temizlendim. Can ve Ece küstüler. Ama sonra anneleri Meral Hanım onları barıştırdı. Meral Hanım ve Ece Can’a kitapları koruması gerektiğini öğretti. Sonra Can sanki benim canlı olduğumu biliyormuş gibi benden özür diledi. Can’ın özrünü kabul ediyorum. Babaları gelince olanları ona da anlattılar. Babası Can’ı tekrar uyardı. Yine de ne olur ne olmaz diye Ece beni en üst rafa, Can gibi çocukların ulaşamayacağı yere koydu. Artık hepimiz mutluyuz...

17 AĞUSTOS İLKOKULU-ORTAOKULU / Ağustos Böcekleri

Bilgesu PEKCAN 7/A

sever arkadaşlarımızı hiç dinlemiyor. Kitapların canını acıtıyor.Onların sayfalarını yırtıyor ,karalıyor. Ben size biraz başıma gelenlerden bahsedeyim. Sahibimin adı Ece. Ece benim ilk sahibim. Babası beni ona kente malzeme almaya gittiğinde aldı. Ece’nin babası beni ona almadan önce küçük bir kitapçıda diğer arkadaşlarımla birlikte yaşıyordum. Babası sanırım Ece “Çocuk Kalbi” adlı kitabı çok istiyor diye beni Ece ‘ye iki hafta önce aldı. Evet adım Çocuk Kalbi. Ece babasının elinde beni görünce çok sevindi. Hemen babasına sarıldı ve onu kocaman öptü. Beni eline aldığında kalbi gümbür gümbür atmaya başladı. İçindeki sıkılarak akan nehir birden şırıl şırıl akmaya başladı , hissettim. Ece beni okudu,bitirdi. Hala beni kitaplığında özenle saklıyor. Yaşamımın bundan sonrası yeni


Öğrencilerimize sorduk;

“SANA GÖRE MUTLULUK NE DEMEKTİR?”

Başka insanları mutlu etmektir, mesela yaşlı bir insanı karşıdan karşıya geçirmek mutluluktur. Hasan AYFER 7-C Mutluluk insanların sana sevgi göstermesidir. Eren TÜKEL 5-A Daha çok kelime bilmek için kitap okumaktır. Taha SEZER 8-A Beni güldüren her şey mutluluktur. Şebnem IŞIK 4-A Ablamın bir an önce evlenip arabaya rahat rahat oturabilmektir. Ezgi KÜÇÜK 8-A

Babamın bana top almasıdır. Mert Bora ÇELİK 2-C Mutluluk çok sevmek ve değer vermektir, çünkü insan değer verdiğiyle mutlu olur. Batuhan ARSLAN 8-A Annelerin ölümsüz olması mutluluktur. Abdulkadir ÜNSAL 7-A Mutluluk ailemizi en mükemmel şekilde yaşatmaktır. Mustafa YALÇINKAYA 8-C

Bence mutluluk yaşam demek, mutluluk olmasaydı dünya sinirli olurdu, onun için mutluluk yaşam demek. Taylan DEMİREL 3-D

Misafirler gelince çok mutlu olurum. Abdurrahman TAŞÇI 3-D

Babaannemin gelmesidir. Rümeysa KARAVİL 3-B

Sevdiğin insanların yanında olmasıdır mutluluk. Efsun YEŞİLYURT 8-B

Dünyanın birliği, dostluğu ve barışıdır. Semra MERİÇ 5-A

Dünyadaki herkesin iyi geçinmesi. Enes Semih AKDENİZ 3-B

Mutluluk öğretmenimin bana güzel bir şey demesidir. Meryem KANAN 3-B

Mutluluk tüm sınıfın yapamadığı matematik sorusunu yapmaktır. Süleyman Kadir KOÇAKLI 8-C

Bence mutluluk annemin babamın boşanmamasıdır. Gülçem TANRIKULU 6-B

Mutluluk annemin güzel yemek yapmasıdır. Eren KILINÇ 7-A

Eğitimimi tamamlayıp bir kreşte öğretmen olarak çalışmaktır. Esra GÜZELDAL 7-A

Mutluluk ailemin yanında olmaktır. Yakup Emre TÜRK 3-B

17 AĞUSTOS İLKOKULU-ORTAOKULU / Ağustos Böcekleri

Mutluluk sınavdan çok iyi puan almaktır. Sinem KARABULUT 8-C

Annemin bana sarılmasıdır. Ayşegül MURAT 8-C Ailemle dondurma yemektir. Ayza 1-C

24


Testlerimin birikmemesidir. Süheyla Betül KOÇ 8-A Yalnızım dediğin anda sevdiğin insanların beliren sesidir. Melda ÇUVALCI 8-B Bisküviyi çaya batırıp düşürmeden ağzına atabilmektir. Hilal OKUYAN 8-C

Bir maçı kazandığımızda yaşadığımız sevinçtir. Sinan TÜZÜKLÜ 5-A Annemin dizine yattığımda dünyaların benim olmasıdır. Berkant ANKAZ 6-B Mutluluk az pişmiş dönerdir. Serdar YARUKLUK 8-C Her şey bittiği dediğin anda beliren umut ışığıdır. Tuana Ceren KIRTAY 8-B Mutluluk her zaman büyük bir hediye demek değil bazen bir gülümseme bile mutluluktur. Eslem DEMİRCİ 6-B Bir arkadaşının sana sevgisini göstermesidir. Zehra ÇİÇEK 8-B

Sınavdan yüksek not alıp ailem tarafından takdir edilmektir. Yaren Yağmur ÇİÇEK 6-B

Mutluluk beden dersine çıkmaktır. Yusuf GÜLBİÇEN 3-A

Ben bütün öğretmenlerimi görünce mutlu olurum. Miray ÖZDEMİR 2-B

Okulumun yarışmalarda birinci olmasıdır. Asude YAĞCI 4-C

Mutluluk en güzel 23 Nisan sabahıdır. Azat AYDEDE 4-A

Beni en çok gülen yüz mutlu eder. Işılay GÜNEŞ 3-C

Bacağım yandığında arkadaşlarımın yazdığı mektuplar mutluluktur. Beyzanur KARAVİL 5-C Annemin yanımda olduğunu bilmek ve benimle ilgilenmesidir. Kardelen GÜL 4-B Yeni yüksek donanımlı bilgisayardır. Uygar ŞENGÜL 5-C Kardeşim olsaydı çok mutlu olurdum. Hasret ÖZDEMİR 4-B Mutluluk sevmek ve sevilmektir. Naile Yaren KIZIL 6-A Kardeşimin bana sarılıp gülümsemesidir. Erva TARAKÇI 7-A Başkalarına hediye almaktır. Nefise POLAT 4-A Annemin babamın mutlu olmasıdır. Sıla ÇERKEZ 5-C

25

Mutluluk fuara gitmektir. Sezer ÇELİK 4-C Babamın gelmesi mutluluktur. Cihan AYDEDE 5-C Mutluluk uyanınca annemi, babamı, kardeşimi ve ağabeyimi görmektir. Yasin MURAT 4-A Ailemin yanında güvendeyken çok mutlu olurum. Tülin ÖZDEMİR 4-C Sınıfımızda güzel der işlenmesidir. Mert İRDİN 6-A İnsanların birbirlerine dürüst olması ve saygılı davranması mutluluktur. Sıla AKOVA 4-C Evde ailece yemek yemek, sohbet etmektir. İrfancan ERSÖZ 6-A Mutluluk öğretmenin derse gelmediği andır. İsmail ÇINAR 8-C

17 AĞUSTOS İLK-ORTAOKULU / Ağustos Böcekleri

Başarılı olmaktır. Özge ÇİFTÇİOĞLU 2-C


Anne Olunca Meryem KOÇ Öğrenci Velisi

Anne olunca öğrendim; Bir başkasının hayatımdaki yerini, “Ben”den önce “sen” demeyi, Vermenin ne kadar kıymetli olduğunu. Anne olunca öğrendim; Sevginin ne demek olduğunu, Sevginin insan hayatındaki yerini, Sevgi denilen o şeyin bir fidanı nasıl büyüttüğünü. Anne olunca öğrendim; Talebe olmayı, Öğrenmenin, bilginin, eğitilmek Ve eğitilmenin ne kadar zevk verdiğini, O bilginin insanı ne kadar değiştirdiğini, Öğrenmenin asla sonu olmadığını. Anne olunca öğrendim. Dürüst, ahlaklı adam gibi adam olmanın önemini, Yapılan her davranışın karşındakine Ne kadar etki oluşturduğunu, Yaptığın her hatanın Toplumun her taşında etkin olduğunu. Anne olunca öğrendim;

Vermeden alınmayacağını, Verdiğin kadar karşı tarafta “değer” bulduğunu, Değerli olmak için değer vermek gerektiğini, Anne olunca öğrendim; Ailenin ne kadar kıymetli olduğunu, Aile var olmazsa toplulukların da var olamayacağını, Aileyi ayakta tutanın “anne” olduğunu, Eğer toplumu kalkındırmayı istiyorsak Anne ve aileyi önceliklememiz gerektiğini. Anne olunca öğrendim; Bir insanın bir insana ne kadar zarar verebileceğini, O zararın da ömür boyu devam edip Bir gün dünyada veya ahirette yine zarar verenle buluşacağını. Anne olunca öğrendim; Dua etmeyi, duanın ne kadar etkili olduğunu, Asla onlara sahip olmadığımı esas sahibinin “O” olduğunu, Teslim olmayı. Anne olunca öğrendim; Gerçekten “anne” olunca, Acının, ayrılığın, hasretin olmadığı, Mutluluğun ve zevkin sonsuz yaşandığı O yerde cennette, Karşılıkların en güzelini alacağımı. Anne olunca öğrendim Bana bunları yaşatan Rabbime şükretmeyi Rabbimin verdiği yavrularıma da teşekkür etmeyi.


türlü süs eşyası yapabileceğiniz gibi modelleme çalışmaları ile biblolar,buzdolabı süsleri,oyuncaklar,meyve model çalışmaları,ahşap pano süslemeleri,3 boyutlu resim şövale çalışmaları,gelin çiçekleri,damat çiçekleri,ayna ve çerçeve süslemeleri ve her türlü dekor araçlarını yapabilirsiniz. Yıllarca dayanıklılığını korur. Dökülme, kırılma yapmaz. Kullanışlı hafif bir malzemedir. Kuruduktan sonra oldukça hafifleşen bu hamur fimo hamurundan farklı bir özelliğine sahiptir. Ben sanat kiline aralık ayında bir tv programını izlerken ilgi duydum. İlk önce çocuklarımla evde küçük çalışmalar yaptık.Sömestr tatilinde evde çocuklarımla beraber çok keyifli bir tatil geçirdik.Teknolojinin çocuklarımızı bilgisayar oyunlarıyla esir alıp pasif hale getirdiği bu dünyada, evde anne ve babaların çocuklarıyla beraber yapabileceği çok eğlenceli,yaratıcı,keyifli olan bu çalışmayı tatil bitiminde öğrencilerimle beraber yapmaya başladım. Kil ile yaptığımız her şeyin havayla 24 saatte kuruması işimizi daha da kolaylaştırdı. Sınıf olarak çiçek 27

sanatı üzerine çalışmalar yaptık. Tohum çalışmaları,yaprak çalışmaları,derken yaptığımız çalışmaları sergilemeyi hedefledik. Daha sonra velilerin de desteğini alarak yolumuza devam ettik. Sanat kili çalışmasının öğrencilerimde oluşturduğu olumlu etkiyi görünce ne kadar doğru bir etkinlik yaptığıma daha çok inandım. Benim küçük bir fiziksel aktivite olarak başladığım bu etkinlik bir projeye dönüştü. 2-C sınıfının “Gül pembe Hayalleri” oldu. Hep beraber çok heyecanlı ,umutlu ve meraklı olarak güzel bir sergiyle bunu sizlere sunacağız. Bir sonraki yıllarda çalışmalarımıza renk katarak yolumuza devam edeceğiz.

17 AĞUSTOS İLKOKULU-ORTAOKULU / Ağustos Böcekleri

Sanat Kili ile çiçek modelleme uzun yıllar önce Doğu’da başlamıştır. Bu sanat dalında ilk ve en başarılı okullar, Japon ve Tay okullarıdır. Sanat Kili ile modelleme de birçok farklı materyal vardır. Her okul kendi materyallerine uygun özel tekniklerle çalışır. Kil ile renkleri elde etme işlemi çok ilginç ve heyecan verici bir aktivitedir; sizin yaratıcı potansiyelinizi destekler ve rahatlamak için harika bir araçtır. Herhangi bir ön bilgiye ya da sanatsal yeteneğe ihtiyacınız yoktur. Sanat kili non toksit özelliğine sahip olup ,her yaşta kişinin çalışabileceği gibi akışkan ve kolay şekil alan bir yapıya sahiptir. Doğuda ve Avrupa da bu kadar yaygın kullanılırken Türkiye’de 3 senelik bir geçmişi bulunmaktadır. Sanat kili ile aklınıza gelebilecek her


17 AĞUSTOS İLKOKULU-ORTAOKULU / Ağustos Böcekleri

28


17 AĞUSTOS İLKOKULU-ORTAOKULU / Ağustos Böcekleri

29


23 Nisan’da Belediye Başkanı Feyza Oldu

4-A sınıfı öğrencimiz Feyza YAVUZ 23 Nisan Uusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Kartepe Belediye Başkanı Hüseyin ÜZÜLMEZ’den koltuğunu devralarak Kartepe Belediye Başkanı oldu. Sempatik tavırlarıyla dikkat çeken başkan Feyza YAVUZ, tüm çocukların bayramını kutladıktan sonra öğrenci arkadaşlarının okulumuzun güvenlik kamera sistemiyle ilgili maddi destek isteğinin yerine getirilmesi için koltuğun asıl sahibi Hüseyin ÜZÜLMEZ’den sözü aldı.

BUGÜN 23 NİSAN 1920’de kuruldu, Egemenlik milletin oldu, Çocuklar sevince boğuldu, Bugün 23 Nisan. Atatürk’ün emaneti, Çocukların hediyesi, Koruyalım, yüceltelim, Bugün 23 Nisan.

17 AĞUSTOS İLKOKULU-ORTAOKULU / Ağustos Böcekleri

ÖDÜLLERİMİZ

Dalgalanır al bayraklar, Gelir başka ülkelerden çocuklar, Tüm neşeli insanlar, Bugün 23 Nisan. Çocukların rahatı, Dünyanın bayramı, Ata’mızın hatırası, Bugün 23 Nisan. Bayraklar elimizde, Atatürk kalbimizde, Herkes neşe içinde, Bugün 23 Nisan. Hayrunnisa AYVAZ (Bu şiir ilçemizde yapılan 23 Nisan konulu yarışmada birinci seçilmiştir.)

30


Mehmet AYDIN Bilişim Tek. Öğr.

Çağımızın en önemli buluşlarından biri olan internetten öğrenmek istediğimiz her şeyi bulabiliriz. Dünyanın diğer ülkelerine internet sayesinde ulaşabiliyoruz. Fakat bizi internetten korkutan birçok tehlikeyi de göz ardı edemeyiz. Özellikle çocuklarımızın internetin zararlı etkilerinden korunması için bazı önlemlerin alınması gerekliliği vardır. Son zamanlarda “interneti nasıl güvenli hale getirebiliriz?” sorusu tartışılmaya başlandı. Temiz internet; yararlı interneti, olası tehlikelerden arındırmak, arındırılamayan zararlarından korunmayı, doğru kullanmayı öğretmek demektir. İnternetin Yararları • Bilgiye hızlı ulaşmayı sağlar. • Gidemediğimiz göremediğimiz yerler hakkında bilgi edinmemizi sağlar. • Film , müzik ve videolar sayesinde eğlenceli vakit geçirmemizi sağlar. • Sosyal iletişim siteleri sayesinde yeni dostluklar ve paylaşımlar edinmemizi sağlar. • İnternet ülkeleri ve insanları birbirine yaklaştıran iletişim aracıdır. İnternetin Zararları • Gereğinden fazla kullanıldığında vakit kaybına neden olur

• Zararlı siteler çocukların ve yetişkinlerin ruh sağlığının bozulmasına neden olur. • İnternet üzerinden oynanan oyunlar çocukların zamanlarını boşa harcamalarına ve şiddete yönelmelerine neden olur. • Aile içinde paylaşımın azalmasına neden olur • Göz , boyun, bel ve el bileklerinde çeşitli rahatsızlıklara neden olur. Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü’nün (SAGEM) yaptığı araştırmalar, internetin eğer dikkatli olunmazsa başta çocuklar olmak üzere tüm aileye zarar verdiğini ortaya koydu. SAGEM tarafından yapılan “İnternet Kullanımı ve Aile Araştırması”nı Yardımcı Doç. Dr. Abdullah Kuzu başkanlığındaki bilim adamları hazırladı. Araştırma 18 yaş altı çocuklar merkezli olarak yapıldı. 26 ilde ve toplam 2 bin hanede yapılan araştırmada anket yöntemi kullanıldı. Raporlaştırılan araştırmaya göre Türkiye’de artık bir “internet nesli” var. İnternet ise adeta çekirdek ailenin bir üyesi haline geldi. • Anne-babaların en çok kullandıkları medya türü cep telefonu. Bunu televizyon ve sabit telefon izliyor. Çocuklar ise en çok interneti kullanıyor ve bunu cep telefonu ve televizyon izliyor. • Aileler en çok internetin “düzgün Türkçe kullanımını engellediği” görüşünü savunuyor. • Ailelerin bir diğer şikayeti ise

31

internet kullanımı arttıkça, çocukların aile ile geçirdiği zamanın azalması, aile çevresinden uzaklaşmaları ve yüzyüze iletişimin azalması. Bunun da aile içi çatışmaya neden olduğu, günlük işleri aksattığı ve zaman kaybına neden olduğu şikâyetleri var. Facebook açık değilse çocuklar huzursuz Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü’nün (SAGEM) yaptığı araştırmada, internetin sağlık üzerindeki etkilerine dair sonuçları ise şöyle ifade ediliyor: • Aileler internet kullanımı ile ilgili olarak en çok göz yorgunluğu, göz kızarıklığından şikayetçi. Bu şikâyetleri sırt boyun ağrısı, baş ağrısı, eklem-kas ağrısı, uykusuzluk ve yorgunluk izliyor. Yemek yeme düzeninin bozulması da bir başka şikâyet nedeni. • Ailelerin büyük çoğunluğu internetin sağlığa etkilerini bilmiyor. Bu nedenle de aileler önlem almıyor. • Ailelerin büyük çoğunluğu internete bağlı psiko-sosyal sorun yaşamadığına inanıyor. Sorun yaşayanlar arasında yer alanlar ve çocuklar ise, facebook açık olmadığı zamanlarda kendilerini huzursuz hissettiklerini ifade ediyor. İnternet ilk zamanlarda her derde deva olarak görülürken, bugün insanları kaygılandıran bir noktaya geldi.

17 AĞUSTOS İLKOKULU-ORTAOKULU / Ağustos Böcekleri

İNTERNETİN YARARLARI ve ZARARLARI


Hangi Aile Modelisiniz? Hangi aile modelisiniz merak ediyorsanız işte testimiz...

1) Çocuğum evde sulu boya yapmak istediğinde; a) Etraf kirleneceği için izin vermem. b) Sulu boya yapmasına izin veririm. c) Ben de ona katılırım beraber boyama çalışması yaparız. 2) Evde bir karar alındığında; a) Çocuğum küçük ona söylememe gerek yok. b) Karar alındıktan sonra ona da söylerim. c) Çocuğum küçük de olsa büyük de olsa mutlaka onun da fikrini alır sonra karar veririz. 3) Çocuğum çok sık soru sorduğunda; a) Çok soru sordun yeter artık derim. b) Bazılarına cevap veririm bazılarına cevap vermem. c) Her sorusuna olabildiğince cevap vermeye çalışırım.

17 AĞUSTOS İLKOKULU-ORTAOKULU / Ağustos Böcekleri

4) Çocuğum yanlış bir kelime söylediğinde; a) Çok ayıp sus bakayım derim. b) Duymamazlıktan gelirim. c) Kullandığı yanlış kelimenin açıklamasını yapar neden yanlış olduğunu ona anlatırım. 5) Çocuğum matematik dersine ilgi duymadığında; a) Zorla başında durur çalıştırırım. b) Önemli değil derim. c) Matematik ödevini daha ilgi çekici hale getirip ilgi duymasını sağlarım. 6) Çocuğum tiyatroya ilgi duyduğu için tiyatrocu, oyuncu olmak istediğini söylediğinde; a) O önemli bir meslek değil unut

deyip desteklemem. b) Bakarız der geçiştiririm. c) Bu ilgisinden dolayı onu destekler çeşitli kurslar vb. araştırırım. 7) Çocuğum sınavdan düşük puan alınca; a) Hemen okula gider öğretmenine yanlış baktığını tekrar bakması gerektiğini söylerim. b) Önemli değil düzeltirsin derim. c) Çocuğumla okul arasına girmem, öğretmene güvenirim, ancak eksiğini tamamlaması için onu daha çok çalışmasını sağlarım. 8) Çocuğum okulda bir arkadaşıyla kavga ettiğinde; a) Hemen okula gider o çocuğa kızarım. b) Önemsemem olabilir derim. c) Onunla konuşur kavga etmenin yanlış yönlerini anlatır, o arkadaşıyla konuşarak sorununu halletmesi gerektiğini anlatırım. 9) Çocuğum arkadaşının doğum gününe gitmek istediğinde; a) Asla izin vermem. b) O zaman gelsin bakarız der geçiştiririm. c) Onun bu isteğine ben de ilgi gösterir çocuğumla beraber bir hediye alıp katılmasını sağlarım. 10) Çocuğum kışın dondurma yedikten sonra hastalanınca; a) Gördün mü sana yeme demiştim derim. b) Doktora gider ilaç alırız. c) Doktora gider ilaç alırız. İyileşince bu tecrübenin olumlu olumsuz yönlerini anlatırım. 32

Dilay TEKE Anasınıfı Öğretmeni

A şıkkı çoksa eğer otoriter baskı aile modeli: Çocukla müzakere yapmadan onun isteklerini dikkate almadan ebeveynin kuralları istekleri uygulanır. Sert kesin soğuk tavır hakimdir. Çocuk istenilen davranışı gösterince sevilir. “Çocuk işte” denilip istekleri önemsenmez. İyi çocuk itaat gösterir düşüncesi hakimdir. Bu aile modelinde büyüyen çocuklar çekingen hassas veya şiddet yönelimli saldırgan davranışlara yönelirler. Sık ceza karşısında güvensizlik, özsaygı zedelenmesi yaşarlar. Katı acımasız korkak kişilik gelişir. B şıkkı çoğunluktaysa ilgisiz aile modeli: Gevşek tutarsız cevaplar çocuğa verilir. Çocuk genelde yalnızdır. Önemsenmez. Çocuk hane içerisinde yokmuş gibi sayılır. Önemsenmediğini düşünen çocuk kendini değersiz hisseder. Değer görmek için çevresine zarar verir. Bu verdiği zararla da ailesinin göstermediği ilginin intikamını almış olur. Negatif düşünceler hakimdir. Resimlerinde koyu renkler ve olumsuz figürler belirgindir. C şıkkı çoğunluktaysa demokratik sağlıklı aile modeli: Çocuklarına karsı esnek, hoşgörülü sınırları belli olan özgürlükler tanırlar. Çocuğun ihtiyaçlarını fark eden ebeveyn onunla iletişim kurar etkinliklerine katılır. Sorularını dinler cevap verir. Aile çocuğuna karşı empati kurar, onu anlamaya çalışır. Çocuklar özgürdür ancak sınırları açık net bellidir. Kuralları açık net bilen çocuk bocalamaz. Aile sık sık bu sınırları sohbet ederken ona anlatır. Aile alınan her karara çocuğu da dahil eder onun fikrini alır. Pozitif, hayata mutlu bakan, mizah yeteneği gelişmiş çocuklar olarak büyürler. Öğrenmeye heveslidirler.


OKUL AİLE BİRLİĞİMİZ

yardımcısı Safi AYDINLI, üyeler Seyhan KÖKSAL, Yasemin BALBAY, Yasemin TOPAL, Burcu ÖNER, Burcu YALÇINKAYA, Nermin KORKMAZ, Emine MERTTÜRK’ten oluşan okul aile birliğimiz bu yıl da okulumuzda pek çok çalışma yapmıştır. İdare odalarının ve rehberlik sevisinin düzenlenmesi, konferans salonunun yenilenmesi, ana sınıfı öğrencileri için oyun parkının yapılması, okul güvenlik sisteminin oluşturulması , öğretmenler odası için sandalyelerin alınması gibi çeşitli çalışmalar yapan okul aile birliği yönetim kurulu üyelerine teşekkür ediyoruz.

33

17 AĞUSTOS İLKOKULU-ORTAOKULU / Ağustos Böcekleri

Okul Aile Birliklerinin okullar için önemi tartışılamaz. Kendini ispatlamış, çevresinde tercih edilen lider okulların arkasında muhakkak güçlü okul aile birlikleri vardır. Son yıllarda yapılan araştırmalarda okul-aile-çevre iş birliğinin eğitiminde çok önemli bir rolü ve önemi olduğu ortaya çıkmıştır. Eğitim-öğretim faaliyetlerinin en önemli amacı bir ülkenin geleceği olan çocukları iyi insan ve iyi vatandaşlar olarak yetiştirmektir. Okul-veli işbirliğinin sağlanması bu amacı gerçekleştirmede önemli bir koşuldur. Başkan Selami TARAKÇI, başkan


OKULUM Sabah kalkıyorum, Okuluma gidiyorum Bu güzel okuluma Öğrenmeye gidiyorum. Okulumda sınıflar İçlerinde çocuklar Ders çalışıyorlar Bu güzel yuvamda

E. Rümeysa SAVAŞ 3-A

TÜRKİYE’M Türkiye’m benim canım vatanım Senin topraklarında doğdum Senin topraklarında büyüdüm Şimdi sensiz yaşayamam ki ben

HAYAT Hayatı sev, mutlu ol Mutlu olmak güzeldir Tabi mutlu olunca Hayat herkese güzeldir.

Canım vatanım her gün adını anıyorum Her anışımda kalbim yerinden fırlıyor Olamıyorum kendime engel Şimdi sensiz olamam ki ben

Sorumlulukları yerine getirince Anne babanı üzmeyince Ablanı, kardeşini sevince O zaman mutlu olursun

Geçenlerde yine adın anıldı Kalbim yine hüzünlü Bir gün geri döneceğim sana Ey vatanım, ey hayatım

Her zaman hayat gülümse Hayat iyimser bak Bunları yaptıktan sonra Bak bakalım neler değişecek

ORMAN Orman yağmur demek Tüm canlılara su gerek Orman çağırır bulutu Bıraktırır bir dolu su Kesme sakın ağacı Geleceğine acı Orman sana emanet Ağaç dikmen gerek İnsanlar kirletir havayı Ağaçlar güzelleştirir doğayı Ağaçlar kesilmesin Ormanlar tükenmesin.

Z. İpek ALKAN 3-D

Gülnur UÇAK 6-B

VATAN İÇİN Çanakkale geçilmez dediniz Bu uğurda çok şehitler verdiniz Bu vatan sizin emanetiniz Bir karış toprağı bile kimseye vermeyiz Şehitler ölmez Vatan bölünmez Size duyulan sevgi Hiç bitmez Şehitlerin kanıyla Bayrağımızı yaptık Sayenizde bu ülkede Özgürce yaşıyoruz.

17 AĞUSTOS İLKOKULU-ORTAOKULU / Ağustos Böcekleri

AİLE BİREYLERİ Annem evin yüreği Babam evin direği Çocuklar evin neşesi Aile bireyleri Hep sevecenlikle Hep mutlu bir yürekle Birbirine yaklaşan Aile bireyleri Sevginin sonsuzluğu orada Dostluk paylaşmak orada Hep beraber mutlulukla Aile bireyleri

Z. İpek ALKAN 3-D

ÖĞRETMENİM Öğretmenim canım benim Sen bu dünyadaki en iyi öğretmensin Sen bize okumayı, yazmayı öğrettin Canım öğretmenim Öğretmenim güzel öğretmenim İyi ki varsın canım öğretmenim Sen benim küçük kalbimdesin Benim canım öğretmenim

Melda CAN 3-D

Sude GÜRBÜZ 3-D

34

Murat BOZKURT 5-B

KALBİMİZİN TANELERİ Yağmurun sicimlenişi Yağan kar taneleri, Etrafta açan kar çiçekleri, Onların üzerinde buz kristalleri, Rüzgarın iç alan geçişi Ferah mı ferah serinletişi Kalbimizin bir tanesi Rüzgar, kar ve yağmur sicimi

Yusuf BEYAZIT 5-A

NE GÜZELDİR KİTAP OKUMAK Ne güzeldir kitap okumak, Faydayı, bilgiyi onda aramak Bilgilerimize bilgi katmak Çok yararlıdır kitap okumak Hikaye, sözlük, ansiklopedi Kitapların çeşitleri Birbirinden farklı türleri Ne güzeldir kitap okumak Kitap insanı geliştirir Kitap insanı güzelleştirir Kitap insanı bilgilendirir Ne güzeldir kitap okumak

Hayrunnisa AYVAZ 6-B


OKULUM Erkenden kalkarız Kahvaltımızı ederiz Okula gidip Bilgileri kaparız

GİZLİ KAHRAMAN Kutsal bir meşaledir öğretmen, Hayata renk veren, Milletleri yücelten, Gizli kahramandır öğretmen.

DOĞAMIZ Cıcıl cıvıl sesler Ağaçta meyveler Çeşit çeşit renkler Doğada birleşirler

Bazen fen, bazen matematik Hepsi birbirinden önemli Bitmiyor hiçbirinde bilgi Öğretmenler anlatıyor hepsini

Ne yapsak ödenmez hakkı, Kazandırır bizi hayata, Kâh bir umutla, Kâh bir fedakarlıkla

Farklı farklı hayvanlar Kimi zıplar kimi havlar Doğadaki mucize İşte bunlardır bunlar

Devamsızlık yapanlar Geri kalıyor Onlara bir şey sorulunca Öylece kalakalıyor

Biz fedakarlıklarını göremesek de, Sağladığı kolaylıkları bilemesek de O bizim hep arkamızda, Durur tükenmeyen bir umutla.

Doğamızı seveceğiz Koruyacağımıza söz vereceğiz Birlikte yapalım Doğamızı koruyalım

Devamsızlık yapmayıp Okulumuza gidelim Bilgileri toplayalım Çalışkan olalım

Ödenmez hakkı bu kutsal mesleğin, Gururudur bu milletin, Destanlar yazar bilinmez kıymeti, Gizli kahramandır benim öğretmenim.

Ağaçlardır meyve veren Topraktır sebze veren Bizler bunları koruyalım Doğamızı yok etmeyelim

İ. Eren KARAVİL 8-A

KIŞ Kış; fırtına, kar, rüzgar değil Aile sıcaklığı ve birlikte içilen çaydır Kış bütün hayvanların uyku zamanıdır Ağaç kabuklarında uyuyan sincaplardır. Kış soba üzerinde pişen kestanelerdir Sobanın başında oturan çocuklardır Kış çocukların kardan adam yapıp Kartopu oynamasıdır Kış, soğukluk değil iç sıcaklığıdır. Kış; mutluluk heyecan ve coşkudur, Kış, her şeydir.

ÖĞRETMENİM Bize çok şey öğrettin Yaptıklarımıza sabrettin Hata yaptık düzelttin Benim canım öğretmenim

Azra AYDIN 5-B

MEMLEKET Memleket, O çocukluğum gençliğimdeki günler Ağladığım, üzüldüğüm günler sende saklı Memleket, O yeşilliklerinde oynadığım Yattığım yuvarlandığım Yaralandığım günler sende saklı

Sen beyaz bir gül gibisin Tertemiz yüreğinle Bize hep gülümsersin Benim canım öğretmenim Bize Atatürk’ü anlattın Hep onu örnek alın dedin En iyi olmamızı istedin Benim canım öğretmenim

Memleket, O nehirlerin manzarası Balıkların görüntüsü Taşlarında atladığım günler sende saklı

Gülizar UTAR ??? M. Rabia KAYA 3-D

Memleket, Şimdi neredeyim nerdesin Hiç yoksun ortalıkta Sanki kayıptasın denizlerin altında

Yaseminay DEMİR 7-C

MESLEKLER Her insanın bir emeli var hayatta Öğretmenliği seçer kimi çocuklara bilgi vermeyi O küçük afacanlara sevgiyi saygıyı öğretmeyi Geleceği parlak nesiller yetiştirmeyi Kimi insan doktor olmak istiyor Hastalara sevgi şefkat gösteriyor

Ailelere müjdeyi ilk veriyor Birçok hastanın duasını alıyor. Avukat mı ararsın yoksa gazeteci mi Herkes tanır onları polis, jandarma, itfaiyeciyi Çoğunun hayali mühendis ya da pilottu İstemek başarmanın yarısı bunu bilmeli 35

Mert AYTAŞ 3-D

17 AĞUSTOS İLKOKULU-ORTAOKULU / Ağustos Böcekleri

Habib ERYILMAZ 3-D


Anasınıfı C şubesi öğrencilerine sorduk: Bütün çocuklar aynı anda ağlasaydı ne olurdu? Arif Can ALTINDAL: Bebek olurdu. Oğuz KIR: Okuldan kaçardım, çok ses olur. Büşra ERİŞ: Birinci sınıfa gidemezlerdi. Hüseyin ER: ben onları sustururdum. Gülsüm ÜNSAL: Onları dışarıya çıkartırdım.

17 AĞUSTOS İLKOKULU-ORTAOKULU / Ağustos Böcekleri

Çok değişik bir hamburgeri nasıl yapardın? Arif Can ALTINDAL: Hamburgeri makasla keserdim, dondurma

koyardım üzerine, bi de şekiller koyardım yerdim. Abdullah ER: Anneme söylerdim. Berat AY: İçine dolma koyardım. Gülsüm ÜNSAL: Bööyle içine sucuk koyardım, kıvırcık koyardım, sonra da üstüne ekmekler koyardım, sonra yerdim. Sence güzel bir gün nasıl olur? Arif Can ALTINDAL: Anneciğim dışarı çıkabilir miyim derdim. Sonra annem de izin verirdi. Mehmet Ali SALHAN: Yağmur bitince gökkuşağı çıksın, sonra ağaçlarda çiçek çıksın, bisikletimle sokağa çıkardım.

36

Osman ÖZER: Güzel bir günde kutlama yapardık, mevsimi kutlardık, halay çekerdik. Görünmez olsaydın ne yapmak isterdin? Oğuz KIR: Hırsızları polis arabasının içine atardım. Emir Taha AYDIN: Kapıyı kilitler, kimse görmeden yemek yerdim. Gülsüm ÜNSAL: Gülsüm nerede derdi herkes. Büşra ERİŞ: Annemler korkardı beni bulmak isterlerdi. Arif Can ALTINDAL: Dışarı çıkardım. Kötü adamlara vururdum.


YARATICI DÜŞÜNCENİN 7 TEMEL İLKESİ 1. “Yaratıcı değilim” demeyin. Yaratıcı olduğunuzu kabul edin. 2. Yaratıcı düşünme çalışmanın ürünüdür. Ünlü şairler, bilim insanları ve mucitler için bile. 3. Zihninizi harekete geçirmelisiniz. Resim yapmaya ya da bulmaca çözmeye ne dersiniz? 4. Beyniniz bilgisayar değil. Onu sadece bilgiyle değil hayallerle de besleyebilirsiniz. 5. Kesinlik aramayın. Unutmayın dünya ne siyah ne de beyazdır. Dünya gridir. 6. Başarısızlık diye bir şey yoktur. Her sonuç bir deneyimdir. 7. Baktığımız şeyleri oldukları gibi değil baktığımız gibi görürüz. Deneyimleri nasıl yorumladığınız önemli.

37

17 AĞUSTOS İLKOKULU-ORTAOKULU / Ağustos Böcekleri

İlkbahar geldi ağaçlarımız çiçek açtı.




Dilay TEKE / Anasınıfı Öğretmeni

ETKiN KiTAP OKUMADA 10 ADIM

kitabınızı bu şekilde okuyunuz. Örneğin öğrenme stiliniz yazarak çıktıysa kitap okurken küçük küçük notlar alın. 6-Çevrenizdeki arkadaşlarınızı iyi seçin. Sizin gibi okumaya ders çalışmaya hevesli kişilerle vakit geçirin. Kitabı okudukça çevrenizdeki arkadaşlarınızla kitap hakkında sohbet edin, tartışın bu sizi hem motive eder hem pekiştirir. 7-İlk olarak günde on sayfa okumakla başlayın kendinizi zorlamayın. Bir günde bir kitap bitirmek için vakit kaybetmeyin verimsiz öğrenme oluşur. 8-Bitirdiğiniz her kitap için kendinizi ödüllendirin. Sinemaya gidin veya istediğiniz ile kendinizi mutlu edin. 9-Kitap okudukça bakış açınız değişecek kendinizdeki olumlu özellikleri daha net fark edeceksiniz. 10-Unutmayın ki okumadıkça aynı düzeyde kalmayacak her geçen gün gerileyeceksiniz. Bu bir yarış ve siz bu yarışta birinci olmayı hedefleyiniz. Başarısız ve başarılı insanlar arasında hiçbir fark yoktur. Başarılı olanın tek farkı sizden daha çok çalışmasıdır. Kendinize güvenin. Her şeyi başarabileceğinizi bilin…

1-Mutlaka bir program belirleyin. Her 45 dakika ders çalışma arasına veya derslerin bitiminin sonunda minimum 20dakika olacak şekilde kitap okuma etkinliği yazın. 2-Kitap okuma alışkanlığına yeni başlayacaksanız sevdiğiniz ilgi duyduğunuz konu alanlarından bir kitap seçin. 3-Kitap okumanız zorunluluk olmasın, bir kafede bir arkadaşınızla sohbet ediyormuş gibi kitaptaki karakterle sohbet ettiğinizi düşünün. 4-Öğrenme stilinizi belirleyin bazıları yazarak, bazıları yüksek sesle okuyarak, bazıları da sadece okuyarak öğrenme stiline sahiptir. Hangi öğrenme stiliniz olduğunuza dair fikriniz yoksa Arılar Vız Vız facebook sayfasındaki testi çözerek kendinizi tanıyın. 5-Hangi öğrenme stiliniz yüksek çıktıysa

17 AĞUSTOS İLKOKULU-ORTAOKULU / Ağustos Böcekleri

Arılar Sınıfı

40


17 AĞUSTOS İLKOKULU-ORTAOKULU / Ağustos Böcekleri

41


Spor Köşesi

17 AĞUSTOS İLKOKULU-ORTAOKULU / Ağustos Böcekleri

Okulumuzda öğretmenliğimin ikinci yılını doldurmaktayım. Spor bilincini öğrencilere aşılama hedefimi geçen yıl geçekleştirmek için adımlar atmıştım. Bu yıl öğrencilerimle işbirliği yaparak bu düşünce doğrultusunda ilerledik. Sporun ve fiziksel aktivitenin sadece ders olarak kalmamasını, yaşamımızın her anında olması gerektiğini tüm öğrencilerle ortak hedef haline getirdik. Ders saatleri dışında da öğrencilerimin istekli olarak sportif çalışmalar yaptığını gördüm. Bu çalışmalar gerek okul adına yapılan sportif faaliyetler için gerekse hobi olarak yapılmıştır. Amaç ne olursa olsun onların istekli olduğunu görmek beni çok mutlu ediyor. Yaşamları boyunca bu düşüncede

Selma SOYBELLİ Beden Eğitimi Öğr.

olmalarını temenni ederim. Geçen yıl okul adına yapılan çalışmalarda birçok branşta derecemiz oldu. Bu yıl bir yenisi eklenerek okulumuzda ilk kez voleybol branşında bir kupa alındı. İlçe yıldız kızlar voleybol turnuvasında okulumuz ilçe şampiyonu oldu. Zor şartlarda yapılan çalışmalar karşılığını buldu. Sporcu kızlarımız şartlar ne kadar zor olursa olsun bu işten hiç vazgeçmediler. İl maçlarına gittik ve kızlarımız orda lisanslı takım oyuncularıyla başa baş mücadele ettiler. İl maçlarında alınan yenilgilerle kendilerini daha çok geliştirip ilçedeki kupayı almayı hedeflediler. Hedeflerine ulaşan biricik kızlarımı tebrik ediyorum.

Geçen yıl ilçe küçük erkekler futbol turnuvasında üçüncü olan sporcularımız bu yıl hedefledikleri gibi ilçe turnuvasında birinci oldular. Sporcularımı tebrik ediyorum. İkinci dönem doğum izninde olmam nedeniyle ilçenin diğer organizasyonlarına çok fazla katılım sağlayamadık. Birkaç okulda görev yaparak yorulmasına rağmen öğrencilerimizle ilgilenen, müsabakalarda onları yalnız bırakmayan Şehit Piyade Üsteğmen Murat Hasırcıoğlu Beden Eğitimi Öğretmeni Ömer KARAMAN’ a teşekkür ederim. Gelecek yıl daha güzel işler ve daha iyi hedeflerle buluşmak dileğiyle...

Yüzme yarışlarında dereceye giren öğrencilerimiz Işılay GÜNEŞ ve Zeynep AYDINLI.

42


2014-2015 Eğitim yılı 7/C sınıfının düzenlediği öğretmenler günü sürprizi

KARTEPE 17 AĞUSTOS İLK VE ORTAOKULU GÜREŞ TAKIMI ÖĞRENCİLERİ OKULU MADALYA VE KUPAYA BOĞDU!

Kocaeli Şampiyon Güreşçileri Turnuvasında 11-13 yaş gurubu öğrencileri arasında 9 takım arasından takım olarak 1.olduk. 47 kg Kadir Aydede 1., 53 kg İsmail Çınar 1., 38 kg.Barış Karabulut 2., 26 kg Umutcan Üçüncü 2., 29 kg Mansur Aydede 2., 32 kg Hasan Savur 3., 35 kg Mahmut Yarukluk 3., 38 kg Muhammet Özdemir 3, 59 kg Taha Çayır 3. oldu. 43

İl Seçmelerinde Okullar Arası Turnuvada; 53 kg İsmail Çınar 1., 47 kg Kadir Aydede 1., 38 kg Muhammet Özdemir 2., 47 kg Cemal Oğuzcan 2., 66 kg Taha Çayır 2., 8 kg Cengiz Akova 3., 66 kg Enes Kara 3.oldu.

17 AĞUSTOS İLKOKULU-ORTAOKULU / Ağustos Böcekleri

İl tarafından düzenlenen CUMHURİYET Turnuvasında 13-15 yaş gurubunda takım olarak 3.olduk. Kadir Aydede, Latif Aydede, İsmail Çınar, Erdal Yarukluk,Lokman Oğuzcan.


17 AĞUSTOS İLKOKULU-ORTAOKULU / Ağustos Böcekleri

44


17 AĞUSTOS İLKOKULU-ORTAOKULU / Ağustos Böcekleri

45


Görsel Sanatlar Etkinliklerimiz Nidanur YALÇINKAYA 6-B

17 AĞUSTOS İLKOKULU-ORTAOKULU / Ağustos Böcekleri

Sıla ÇERKEZ 5-C

Şevval DEMİR 8-A

Büşranur GÜRBÜZ 8-A

Tuğba TOYGAR 6-A

Ece UĞUR 8-B

Hüdai IŞIK 7-A

46


Fatmanur DEMİR 5-A

Beyzagül ORHAN 8-B

Enes BAYRAK 5-C

Berivan SAVUR 8-B

Gülizar UTAR 7-C

Zeliha KÜÇÜK 5-B

Tuğçe ÖZER 8-C

47

17 AĞUSTOS İLKOKULU-ORTAOKULU / Ağustos Böcekleri

Bahar AKBUDAK 8-B


17 AĞUSTOS İLKOKULU-ORTAOKULU / Ağustos Böcekleri

Etkinliklerimiz

Şehitler Günü Programı

1. Sınıfların Karşılanması

Kütüphaneler Haftası

6/B Münazara Etkinliği

Cumhuriyet Bayramı

Şiir Dinletisi

Bilgi Yarışması

Arılar Sınıfı İtfaiye Ziyareti

Şiir Dinletisi

Öğretmenler Günü

48


Etkinliklerimiz

Yerli Malı Haftası

İstanbul Gezisi

Yıl Sonu Yemeği

Kütüphaneler Haftası

Naat Programı

Voleybolcularımızın Ödül Yemeği

Okul Pikniği

49

17 AĞUSTOS İLKOKULU-ORTAOKULU / Ağustos Böcekleri

Kartepe Gezisi


SINIFLARIMIZ

Anasınıfı Arılar

Anasınıfı A

Anasınıfı C

1/B

17 AĞUSTOS İLKOKULU-ORTAOKULU / Ağustos Böcekleri

1/A

1/C

50


2/A 2/B

2/C 3/A

3/B 3/C

3/D

51

17 AĞUSTOS İLKOKULU-ORTAOKULU / Ağustos Böcekleri

SINIFLARIMIZ


17 AĞUSTOS İLKOKULU-ORTAOKULU / Ağustos Böcekleri

SINIFLARIMIZ

4/A 4/B

4/C 5/A

5/B 5/C

6/A

52


6/B 7/A

7/B 7/C

8/A 8/B

8/C

53

17 AĞUSTOS İLKOKULU-ORTAOKULU / Ağustos Böcekleri

SINIFLARIMIZ


Eğlence Yazarak Anlaşma Temel’le Fadime küsmüşler kağıda yazarak anlaşıyorlarmış. Temel yatarken kağıda Fadime beni sabah 6.30 da kaldır yazmış. Sabah olmuş Temel bir kalkmış saat 10.00 tabi çok kızmış. Tam kalkacakken bir kağıt düşmüş yere Temel kağıdı okumuş. Fadime yazmış: “Temel kalk saat 6.30” Kapıya Dikkat Temel’in karısı vefat etmiş. Cenaze namazı kılınmış, cemaat tabutu sırtlamış tam camiiden cenazeyi çıkartacaklar, tabut camiinin kapısına çarpmış. Tabuttan bir inilti duyulmuş. Hemen açmışlar tabutu. Öldü sanılan kadın yaşıyormuş. Hemen hastaneye götürmüşler ve kadın 10 sene daha yaşamış. 10 sene sonra kadın ölmüş. Yine aynı camiide cenaze namazı kılınmış. Tam tabutu camiinin kapısından çıkartacaklar, birden Temel’in sesi duyulmuş: - Uşaklar gözünüzü seviyim şu kapıya dikkat edun da!

17 AĞUSTOS İLKOKULU-ORTAOKULU / Ağustos Böcekleri

Yazı Tura Temel üniversite sınavına girmiş. Her soruda yazı tura atarak cevap-

ları vermiş. İki saat sonra öğrencilerin çoğu sınav kağıdını verip salonu terk etmiş.Temel hala yazı tura atıyor. Öğretmen gelip başına dikilmiş: - Temel hepsini yazı tura atıyorsun, hala bitiremedin mi? Temel: - Hocam bir saat önce bitirdim ama cevaplarımı kontrol ediyorum! Kevser İmam Hatip Lisesinde teftiş yapan bir müfettiş sınıfa girer..Ders Kuran-i Kerim’dir. Bir öğrenciyi kaldırarak ismini sorar. Öğrenci:”Fatih” diye cevap verir. Müfettiş : “Peki öyleyse yavrum Fatiha suresini oku bakalım..”..çocuk sureyi okur. Sıra başka bir öğrenciye gelmiştir. müfettiş yine sorar. “İsmin ne çocuğum?”. Çocuk cevap verir: “Yasin ama arkadaşlar kısaca Kevser derler.” Selamı Var Öğrencinin biri Mısır’da üniversite okuyormuş. Yazılılar bittikten sonra sömestır tatili olmuş. Arkadaşı Ali’ye, ben memleketime gidiyorum sen bana notlarımı iletirsin: Eğer bir

54

zayıfım varsa Ali’nin selamı var, iki zayıfım varsa Muhammed’in selamı var, üç zayıfım var ise Muhammet Emin’in selamı var dersin demiş. Arkadaşı notlara baktıktan sonra evini aramış, babası çıkmış telefona. Ali orada mı diye sormuş; babası, yok demiş, o da notu bırakmış: - Ali geldiğinde söyleyin, ümmeti Muhammed’in selamı var. Zenci Zencinin biri Türkiye’ye gelecekmiş. Gelmek üzere yola çıktığında pasaportunu kaybettiğini anlamış. Üzgün üzgün yürürken yerde bir pasaport bulmuş. Üzerinde Leonardo Di Caprio yazıyormuş. Çaktırmadan pasaportu atmış cebine düşmüş yola. Kapıkule’ye geldiğinde gümrük memurları Temel ve Dursun zenciye pasaport sormuşlar. Zenci yerde bulduğu pasaportu Temel’e vermiş. Temel uzun uzun pasaporta bakmış. Sonra zenciye bakmış,dönüp Dursun’a sormuş: - Ula Dursun, Titanic Batti miydii, yandi miydii...


Zeka Oyunları Zeka oyunları sizlerin eğlenirken öğrenmenizi, zekanızı geliştirmesini, yeni bir bakış açısı ile soruları incelemesi ve anlamasını sağlayan oyunlardır.Sizler zihinsel becerileriniz geliştikçe kendinize olan güveniniz artacak ve yeni yetenekler kazanacaksınız. Tangram ,sudoku,kendoku,satranç gibi oyunlarla boş vakitlerinizi değerlendirebilir öğrenmenin zevkine vararak kötü alışkanlıklardan, zamanı boşa harcamaktan uzak durabilirisiniz. Zeka oyunları ilk oynandığında veya çözülmek istendiğinde başarısızlıkla sonuçlanabilir. Fakat ısrar ve çalışma ile çözülmeyecek zeka bulmacası veya öğrenilmeyecek zeka oyunu yoktur. Her zeka oyununun bir stratejisi ve çözüm yolu vardır .Sizlerin öğretmenleri olarak bizler her birinize güveniyoruz. İsterseniz bu sayımızda yer verdiğimiz kare karalamaca oyunumuza hadi bir göz atın. Kolay gelsin...

ingilizce Bulmaca

Kare Karalamaca

Kare karalamaca bulmacası çözülürken satır ve sütunlar üzerinde bulunan rakamlara göre kareler üzerinde karalamalar yapılır. Yazılı rakam kadar karalama yapmak gerekir. Satır veya sütunda 3-1, 2-1 gibi iki rakam yazıyorsa aralarında boşluk bırakılarak sırasıyla yazan rakamlar kadar karalama yapılmalıdır.

55

17 AĞUSTOS İLKOKULU-ORTAOKULU / Ağustos Böcekleri

Labirent Bulmaca





Dağ tepesinde bir çam olamazsan Vadide bir çalı ol. Fakat, oradaki en iyi küçük çalı sen olmalısın. Çalı olamazsan bir ot parçası ol, Bir yola neşe ver. Bir misk çiçeği olamazsan bir saz ol… Fakat, gölün içindeki en canlı saz sen olmalısın. Hepimiz kaptan olamayız, tayfa olmaya mecburuz Dünyada hepimiz için bir şey var. Yapacağımız iş, size en yakın olan iştir. Cadde olamazsan patika ol. Güneş olamazsan yıldız ol. Kazanmak yahut kaybetmek ölçü değildir Sen her neysen, onun en iyisi olmalısın…


HÜRSOY ATAKENT 3

HÜRSOY PARK

HÜRSOY CITY

Fatih Sultan Mehmet Mah. Mine Sk. No: 29 K: 1 D: 1 Köseköy-Kartepe/KOCAELİ

HÜRSOY İNŞAAT TAAH. GIDA TURİZM SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.

T: 0 262 349 22 09 G: 0 530 243 61 82 F: 0 262 349 22 10

www.hursoyinsaat.com info@hursoyinsaat.com


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.