Boşluk Korkusu

Page 1


BOŞLUK KORKUSU ahmet bırak buayakları

ZiNE YERALTI Mayıs 2016

2


ve ben bi anlatıcı bi pazar sabahı

3


-mutlak ola -n bir tür sabit Sessizliğin ve mutlak olanın içinde ve karanlığın en çok da karanlığın hatta, uçsuz geliyor her yön bu aynı zamanda çıkışın olmaması anlamına da geliyor panik için ayrılan süre yetmiyor bitmiyor da değişmiyor da uzayan ve kısalan farkına varma an’ları da değişmiyor frekansları her daim aynı bir şablondan çıkmışçasına aynı semptomlar hep aynı çıkışın olmaması yani uçsuzluğun tek başına yeterli olduğuna ikna oluyorum böylece bu karanlıktan biliyorum karanlık bir şeyler gizliyor elbette uzay bu yüzden karanlık diyorum tanrı ne işler çeviriyor

4


Karanlık diyordum, ama önce bir şeyler anlatayım yumuşak bir zemin döşeniyor sanki ayaklarımın altına bak anlatayım yumuşak bir şeyler döşeniyor ayakların ayakların altına kendi ayaklarımın ayaklarımın altına yumuşak bir şeyler döşeniyor, ıslak ve yumuşak, yumuşak demiş miydim Ayaklarımın altına sevgili dostum, bak dinle yumuşak ve sanırım ıslak bir yandan emin değilim dokunamıyorum ki neye dokunabilirdim ki neye dokunabi dokunabilmiş miydim hiç daha önce neyse, bak dinle ayaklarım yok dur, bak, ayaklarım yok, ayaklarım yok Islak tanrının sıfatı olmalıydı boşluk bir parça yuvarlak ve yumurta şeklinin şekili birlikte boşluğun çevresinde -pencere çarptı perde açıldı boşluğun çevresi hala çevresinde bağırmak istediği her şey kendimin her şeyi bağırmak imlalarıyla birlikte ve türlü kefere ve ne varsa kefereden başka ve dahi

5


Ben karanlığa dokundum, boşluğa yani ve hatta insan yok zannı var bu devirde ıslak ve karanlık diye boşuna demedi, m, ben hangi çekimdeydim Neyle olduğunu söyleyemeyeceğim bir şeyle girdiği bir yerde bir zihnimin içi gibi yer karanlık demiş miydim dediklerimi duyar gibiyim bir saniye bekleyebilir misiniz hangi şeyin neresiydi burası Kendimi bulduğum yerden ödüm patladı ve komikti gerçekten hem komik hem ödü patlak bir kendimi bulduğum yerde diyordum ki ayaklarımın altına sanki bir şeyler serilmişti üstelik yumuşak fena yumuşak yumuşak mı dedim yani yumuşak değildi çünkü yumuşak bile olsa bu bir tür tür meselesi yumuşak bir tür çünkü tıpkı insan birer tür olmaları gibi diyebileceğimi anlatabildim mi

6


Çıkışı olmamasından guru duyardı çıkarsım kelimesi bir den birden ürperten ürperden çıkışı olmaması ne iyi insanın insan olmak konusunda beşerden çağlar birlikte yükseliyor sıra sıra dört peygamber yükseliyor dağlar dağlar dağlar diye çağlar çağlar niye dağlar der dağlar da yükseliyor çağlar konu çağlara ne zaman geldi çağlar boyunca ürperiyor peygamberler tamam şimdi konu peygamberlerdi peygamberler dört ve çağlar dört, pink freud öncesinde de var bazı müzik grupları pembe giymek gerekir bazen sırf bu yüzden Ve zaten sırf bu yüzden önüme bakarak yürüyorum ayaklarımı belki bir yandan da sırf bu yandan bir şeyler görmezden gelmiş olurum istemeden bu da iyi bu yüzden anlıyorum işte bazen ke ndimi boşlukları dolduruyor doğa kelime işlemcime dokunmuyor

7


Kurtarılamamasından da guru duyabilmeli insan tanrıyla konuşurken seçilmemiş olmanın gururu, yüzgeçlerin olsaydı güzel olmazdı kılçıklar da kırılır, hemen güvenini artırmalı bir şeyler yapmalı hemen lütfen ben güve n ç değilim ben güve n ç değilim diye bağır mış mıy dım lütfen biri bana sen güve n ç değilsin dedim bağırdım biliyorum bağğırdığığımı üstelik tam çift ğ ile çift kez bağırdım Şimdi konuyu toparlayacak olursak ben bir boşluk gördüm salonun tam ortasında karanlık ıslak ve boşluktu salonun tam ortasında üstelik çevresinde de çevresi vardı tüm bunlar onun bir boşluk olduğuna emin olmam için yeterdi karga tulumba bir kavga başladı o vakit ben sadece anlatıcı için bir sestim ama sonra uyudu gözlerim kapaklarının içiyle birlikte için bir sestim o vakit ben sadece anlatıcı ve bir kavga başladı

8


-kavga –n Tek bir cümle bile söyleyecek lerim olsaydı bir kere bir kere söylerdim durup durmalarla lar lar bu sefer gülmüyorlar elim gözüm, dilim, yankılanıyorum gülememesine mi içerdi bir gece bir gece gürlercesine yankılanıyorum ve bozacak bozulacak dilim hava ve bozulacak dilim yankılanıyorum kaygan olmamalı dedim dedim öle değil mi dediklerimi bana biletmeyin bildirmeyin de dediklerim bildiklerim ne değil ki, hem ağlatmayın, tadında dumanın kaygan kaygan bir zemin hatta ve kavga –n

9


İlk aşk diye bir şey yok ulan mı demeliyim belirtmeyin ulan delirtmeyin ulan mı demeliyim illa ki dedim -n üstelik gelmiş işte dönüyor dönüyor bir algoritmanın ilk hecesi bir fonksiyon için çağrıdır da bir ler ne kadar da bir ler yine bu sabah sayılar hep aynı sayı her sabah yine her gece ve sayılar hep aynı miktarda sayı ulan böyle şey mi olur siz hangi sabah aynı bir ler ler ulan anlatamıyorum di mi nasıl anlatayım yankılanıyorum Ama şimdi şöyle diyeyim bir de bir boşluk bir yuvarlaktı salonun tam ortasında, durup belirdi durup belirdiğinde bir geceydi, saatlerin uzakta tıkırdaştığı bir gece salon vardı içinde olduğum ve koltuklar bir üçlü ikisi bir di çay yoktu ıslaklığı vardı bu bir korkuydu bir ilk kaza gördü gördüklerinin arasında bir uzayan zaman ama nasıl uzar zaman uzananlar birinin zihni -nde nasıl uzar zaman ulan dediler içimdekiler bir tashihhatasıydı uzun uzadıya der olursak sesleri yankıdandı yankılandı her lafları e tabi içinde duvar mı adamın bu ne bu ne bu bir duvar mı içinde içinde adamın diyorum içinde duvar mı duvar mı bu adamın içinde

10


Çarpıyor çünkü bir o yana diye yol gösterip e çıkarmış bir yan bir bu yana işte çarpıyor duvar mı bu ulan deminkinde ıslak demiş miy dim neler demiş demin değlenen mişliğim şimdi bir döküm, bir de ah –bu ne zaman uzar ki –ah bu ne zaman uzar ki ah bu! duvar bu adamın içindeki çarpınan sesleri var içinde, bir adamın içi miyim, içinde çarpınan ah bu ve e tabii ki de duvar, yankılanıyor zaman zaman dalgalanır mı, yankılanır mı, çarpıp, çarpıp, çarpıp zaman dalgalanır mı, yankı, zamanla lanır mı çarp ıp Tabii zaman durmuştu ve e tabi ki de ve zaman durmuş zaman durmuştu taklalar taklalar atan bir arabada direksiyon neredeydi ve ben neredeydi, ben sadece bir anlatıcı o vakit kaza neredeydi, atlarken, tıplarken, toplarken frene basmalı mıydım vururken, çarparken, takla, takla, takla atarken frene basmal ı m ı ydım frene diyorum, demiştim, demiş miydim, frene dedim basmalı mıydım

11


Atlarken ve gözlerinde bir şey sanki göz kapaklarınlan beraber öbür tarafta bir çarpıntı, çarpıp, çarpıp, çarpınan zamanın içinde korku, korku boşluğa baktığından dolayı, boşluk mu dedi Karga karga kavgaya başladı, insanların kavgasına dışarıda, otobüslerin gelmediği mahallede gece gece kondular mahallesinde ama zaman duruyor daha orada öylece beklerken bir de, bitmesini, düşmesini, bekliyor, zaman tam taklalar atarken bekliyor, zaman, bekliyor taklalar atarken ona bakarken o bakarken boşluk bakarken O boşluğa bakıyordu ve ben de o kısacık üç saniye içinde görüvermiştim ve hemen de bilivermiştim ve hemen de anladım ki vermiştim bir üç saniyemi ona bakmak için boşluğa bakıyordu boşluk ona bir korku cereyan veriyordu ah bu yol akıyor, zaman duruyordu o üç saniye ve o boşluğu gördü ve ölüm de boşluk da onu ve ölüm de ölüm mü bir zan sadece

12


buyruk saçma belki de sade bir Pazar sabahında çiçekleri kuşlarla ötüyor dilleri yani söylenen ne bir söz bir uzun bir uzunluk ve sade bir Pazar iyiden iyiye iyi de günlerden neydi mahallede bir odadan çıkıp dışarda lanınca kargaşa gürültü ve kıyamet işte ah kıyamet duygulanmamak elde niye duygulanmamak elde şimdi bunları konuşmanın sırası değil kavga her yerde bak mahalle taşıyor yanıyor kanıyor—mu yok be nerenin neresi burası yine derken karga bağırıyor ben boşluğa dokundum ünlemler içinde ve ünlemler içinde

13


Karga boşluğa dokundum diye bağırıyor ben boşluğa dokundum karanlık gece her gece gibi karanlık işte ve gökyüzü var üstelik lacivert gökyüzü var diyorum bir eski hikaye der ya gökyüzü var diye bu devirde dur bi dur bir şey var anlatsın elim kulağım mahallede kavga var ateş içinde her yar yanıyor ulan dur bağırma uyanıyor dedim dur bağırma kargaşa kurgaca bir kavga insanlar var heryarda insanlar var diyorum sus nefes alma aralarında yürüyorum bir kadın yürüyorum bir kadın yürüyorum dur bir kadın yürüyor insanlar geçiyor aradan bir kadın yürüyor ve duruyorum bağırıyor karga boşluğa dokundum karga boşluğa dokundum kara gözlerinin ardında köpükler saçılıyor sus ulan sus abi karga sıyırmış susun ulan susun tiner kokuyor bez çocuk defol ma dur dışımda -n mı bağırdım dur ne dedin karga abi karga e ne karga karga karga diyorum abi karga kafayı yemiş kafayı yemiş hahahahahahahah dur ulan dur ulanlama dur bir saniye lütfen içimdeki iki durun lan bi bir şey anlatmaya çalışıyorum

14


Karg –a ‘n ne dedi, dedi ki Boşluğa doğru alçaldım boşluk onu kabul etmemi istedi benden varlığın ötesinde berisinde ne kaldıysa gözlerim ellerim elimin görmediği iç içe birbirine büründü ve kaldıysa ne geriye karşım bir gölge düştü ben karşım da dım boşlukta olan kendimden daha kendimdim ben ona baktım karşılaşmamız bana cehenneme de bakarsan o da bakar neye bakarsan o da bakar aslında zaten sen baktığın için yani bakar gözleri elleri dili sen onun boşluğusundur boşluk senin karşılaştık işte neyse boşluğumla karşılaştım ben hani ölüme baktım dedim ya ölüm benim elim dilim kulağım boşluktu kastım kasten ttiğim tım çekimlerim birbirlerini türetiyor çekimleri türüyor bir bir şeylerin zaman durduğunda da bunu gördü anlatıcı bir vakit gözlerinde bir diğerinin arabadayken takla takla atarken

15


boşluğa baktı gözler şimdi Karga’nın bakıyorduğu gibi Boşluğa bakıyordum o vakit ve yıldızlar bekliyordu elim dokunabilmek için tutup tutunabilmek için ellerimin içi yıldızlar olsaydı Boşluğa bakıyordum o vakit ve bir örümcek hissettiğim sekiz ayak bacak ve tüyler sert sivri tüyler bacakların yıklımlarında kanca kanca siyah olmalı dedim siyahın içinde nasıl olacak da görünmeyecek başka zannediyordum ki karanlıkta en çok karanlık görünür karanlık şeyler mesela örümcekler Ne kadar büyük olduğundan bahsedeyim mi örümceğin bana konuşmadan önce kelimeleri ne kadar büyüktü koca göbeği ve dizleri dilleri konuştu benimle ben size demedim mi konuştu benimle ben boşluğa dokunmadan önce karanlığın içinde karanlık bir örümcek ki karanlığın örümcek Jung saçlarını tara bak çıkıyorsun merdivenlerinden sahnenin saçlarını tara sana bir şey dedirtcem şimdi bilinçdışıyla içinde bilinçaltıyı karıştırdığımı dedirtcem sana karıştırıp kartıştırıp bir bilinçüstü diycem bak şimdi örümcek bir gölgeydi dokundum tüylü bacaklarında dizkapaklarının üzgün olduklarını gördüm karanlıkta göremediğim karanlığın örümceği sana bakıyorum karanlığı

16


deliyorum örümceği -dokun

17


Benden boşluğa dokunmamı istedi ki ben hep onun sözünü dinlerken dionysosun gözleri belki de gözlerime konuşan gözlerim yok, diyorum gözlerim yok gözlerim yok göremiyorum, ki o vakit görmeyi göremiyorum boşluğa dokun diyor gölgem örümcekler içinde örümcekler elleri içinde sivri kıllarıyla bacakları uzuyor simsiyah karanlıkta gözükmüyor karanlıkta gözüküyor üstelik karanlık en çok karanlık işte panik için ayrılan süre yetmiyor ayaklarım yok, diye bağırmak istiyorum kaçamıyorum ayaklarım yok diye bağırmak istiyorum bağır mış mıy dım -dokun Boşluktan içeri itiyor ben desem diyemeyeceğim ne eli var ne kolu olan ve saçı ne göbeği ve kemeri karanlığın içinde eli karanlıkla itiliyor hadi dokun boşluğunun kabul et ve kabul ki önce beni boğul şimdi boşluğun alıyor ellerin içine Sustuğunda beni itti ve boşluğu kucakladım Şimdi anlatayım mı?

18


19


Çift ğ ile çift kez pawg Eğer içimi dilim dilim dilim leyesek olsa içimi dili m elim kalırdı içinde dokunduklarımla dilimlerinde yıllar içinde biriken tüm küf ve sıcak şeyler limonlu kek mesela ya da acısından çikolatalı ve kahve o da acı adını vermek istemiyorum her zaman gittiğim kahvecinin ama terasında tüttürebildiğim sürece kalacak her zaman gittiğim kahveci yerinde çünkü patlatmayacağım söz veriyorum kasada kendimi ince ince dilimlenmiş kalbimle ne kadar ince doğranırsa o kadar çabuk pişiyor ne de olsa kadınları korkutmak istemiyorum ama korkmaları gerektiğini düşünüyorum bunu açıklamak istemiyorum şimdi burada hadi ruşeni görmeye gidelim Mahallede tam bir kavga başlamışken bıraktığımız yerde hanımabiler konuşuyor telaş telaş talaş içinde Karga ölecek biliyorum, diyor biri diğerine diğeri telaşla silkeliyor eteğini bacaklarında bir sürü dövme var isimler yazıyor üzerinden geçen fırtınalar mı desem

20


diyemiyorum üzerinden geçen fırtınalar

21


9999 yılında bir sabah kapıda bulduğum not gibi aklıma geldi buradaydı bir önceki kiracı hayatlarımızın kadınıydı müşterileri vardı sevgilileri kapılara notlar bırakıyorlardı tükenmeyen kalemleriyle buradaydı Avcılar mıydı avcı lar mı avcı kimdi ama avlanan müjgan hayatımızın ilk kadını hayatlarımızın filmlerde adı hep müjgandı mıydı kadının ismi eski kiracının aman neyse Üzerinde isimler yazılıydı kapının erkek isimleri gelip bulamamış erkeklerin isimleri gelip bulamayan erkeklerin isimleri hep aynı işte telefon numaraları ve tuvaletler gibi umumi olan, umuma açık haydi hep beraber tıpkı onun bacağındaki o isimler gibi oradaydı tam ü.ç o ile anlattım anlatacağımı bir hece de cümle var Fırtınalar değildiyse, umuma açık isimler dövme dövme dövme üstüne ve faça façalar sıra sıra bir boy büyük gelmiş derisi gibi sarka sarka hanım abi yapma

22


Ölmeyecek karga korkutma çocukları uyuşturucudan adam mı ölür mü aşktan ölüyor alt mahallenin çocukları karga fakir diye mi tüm bu tantana Alt mahallenin çocukları elesdi bilmez bilir de partiler nin elesdicisidir ler ler karga delikanlı çocuk parti marti bilmez mahallenin ortasında kahvede laflarken elesdiler Ama boşluk da onu orada ziyaret etmiş işte kahvede tam da maç sonuçları fener le maç sonuçları ve bir de at yarışı çeşitli kumarlı şeyler cheesecake yok mesela hayatlarında ve ateşler yanıyor geceleri teneke variller varillerdi üstlerinde başlarında bir kaç gecenin bir kaç rengi pis de değil de pislik gibi renk renk maviler sarılar üstlerinde birkaç yüzyıllık renk biriktiklerini yakmak için mi yakarlar ateş sokakların ucunda ucunda ama neyse şimdi sabah 23


Sabahın köründen sonraki öğle vakitlerinin biraz öncesi diyelim on bir bir maç sonucu gibi saat hatta tarih gibi milattan önce on bir bir milattan sonra on bir bir Zaman yok! Diye bağırıp son satırda yeni bir paragrafa başladı Karga zaman yok boşluk her şey boşluk var size boşluk getirdim boşluğa dokundum ulan ben karanlık ve ıslaktı dinleyin beni sonsuzluk denen bir şey var karanlık ve ıslak tanrı ıslak Taş atıyorlar çelme takıyorlar köpükler çıkıyor ağzından dışarı dudakları bir bir döküyor karanlığı boşluğa dokundum ben boşluğa dokundum karanlık ve ıslaktı

24


Boşluğun içinde –n bir mektup ve –n hala bir sabit Zihninin içinde –n geçen bir tren gibi yarılıyor deniz benim musa yarıyor apolloyu dionyisosu eliyle diliyle ve asa belki de o gün başladı kavga ilk o gün başladı cennetten beri ilk o gün kavga – başladı musa kafamı ikiye yarıyor Parçalanıyorum! Yumuşak bir zeminde yürüyor ayaklarım boşluğa dokunuyor karanlık onu itiyor Parçalanıyorum! Soğuk ilk kez soğuk bu yepyeni, soğuğu hissediyor dilim ben boşluğun tadına dilimle bakıyorum

25


Parçalanıyor ıslak olan ne varsa ve içimdeki tüm sıvılarla birlikte yere dökülüyorum çay değil miyim akan aralarına gire gire dağılan ve pencere çarpıyor odamda dışarıdaki sesler bana mı ait nasıl oluyorum ulan, nasıl oluyorum dışarıda içeride bir rüya mı görüyor sinekler gözlerinin üzerinde sineklerin gözlerinin üzerinde bir rüya mıyım içeride dışarıdaki kimin rüyası ulan ben boşluğa dokundum diyorum ben Ruşen değilim, deği l i m! daha kaç kez de meli mişliğim ben kim değildim O kadar kalabalığız ki bazen, kim olmadığımı karıştırıyor ellerim dokunurken yanaklarıma kimin yanaklarına dokunduğunu bilemiyorum

26


A Ateş su toprak kaynıyor kalabalık içinde biri ziller takmış ağzında köpükler bas bas bağırıyor bağırtıyorlar adamı kahkahalar ziller çalıyor adamların ağzında ziller çalıyor adamların kahkahalara dönüşüyor sesleri nefes alıp soluyarak buğuluyordurdurbu atıyor ellerini yere ve bilekleri düşüyor sonra ellerininlerle olağanca ağırlığı artıyor üstünde dizleri ve bilekleri köpükler saçılıyor bir volkan patlıyor gibi delilik delilik saçıyor Boşluğa dokunanın mektubudurdurbu Karga derler ya karga gibi burnum ve ipince dudaklarım soluk mavi renginde beyaz tenim tenim beyaz benim dilim incedir ve zayıf ellerim Kargayım ben karga yı m ben kargayım karga karga Gözlerimin altında surlar var tıpkı şehrin surları gibi gözlerim burnum ince dilim zayıftır Her şeyin arkasında boşluk var ben ona dokundum

27


Buraya gelmeden önce sabah saat birde adını şimdi vermek istemediğim şeyler yuttum ve gözlerimin altına yapıştırdım boşluğun anahtarını Boşşluk var boşluk boşluk var her şeyin boşluk ardında tam iki şe Saatler önceydi çok çok saatler önce kendimi bir kahvehanenin önünde buluverdi gözlerim birden bire çırılçıplak mıyım çırılçıplak mı çıpçıplak mı evet hayır hayır hayır dur evet dur lütfen biri öldürsün ellerim dursun durdursun bir yılan mı lütfen bir durdursun dur dur dur lütfen durdur mekanik bir saat kadar tıklıyor ancak kalbim şimdi köpükler köpükler sarıyor elim dilim Boşluğun ardında hiçbir şey yok karanlık bile yok boşluk bile Bir adam bana bakıyor en çok bana benziyor zaten bakması kalabalığın içinde suskun suskun bakınıyor gözlerinde bir şey var çok garip işte ben neyi gördüysem onu gören biri var kalabalıkta biri var biri yılanlar var her yerda

28


Korkmayın ondan boşluk var Karanlık mı çöküyor oradaki gibi ıslak mı çöküyor içim ve karanlık mı ıslak bugün güneş mi var güneş mi o yuvarlak gözlerim onlar benim güneşler benim gözlerim dizlerimin üstüne çöktüğüm için ve ağzımdan köpükler saçtığı için -boşlukla konuştum diyorum Bunu içimden mi söyledim neden herkes burada kendimi buldum ve ziller mi çalıyor ellerim köpekler havlıyor dişlerimin yanında yanlarında ve aralarında köpekler mi havlıyor parmaklarımın arasında boşluk bakılıyor boşluk parmaklarımın arasından köpekler havlıyor Ona dokundum Ben boşluğa dokunanım itildim dokunduğuma ben o kalabalığın arasındaki adam mıyım nasıl olabilirim orada burada köpükler saçıyorum içimden bir his var buralarda kalabalığın arasında konuşan durup dururken Beni dinleyin

29


T Ruşen gözlerim ve burnum da Ruşen benim adım yani diyorum ben burada çöp çöp lerle ilgileniyorum geriye atılanların arasında define ne lerle ilgileniyorum toplayıp satıyorum satılacak ve hala her yanım Ruşen kazayla ilgim yok taklalar taklalar atmıyorum toplayıp satıyorum satılacak ne varsa çöpten toplanacak ve bir karga gibi ne varsa parlak açıyorum acıyor kanatlarım toplayıp satıyorum ne varsa satılacak üzerine açıyorum ne varsa açılacak Bazen çok garip rüyalar görüyorum Var olmak bir nehirde garip bir nehirde üstelik bazen de durgun ki fırtına kimi yerde hiç de sakin değil gökyüzü böyle günlerde garip bir nehirde kapkaranlık ama bazı yerleri öyle b e r r a k k i s a n k i ne kadar yüksekte olduğuna korkuyor in insa n 30


Paramparça insan paramparça bir yanı musa Peygamberler tarihi insanın için hatta savaşların tarihi ve insan ve içi Ve paramparça insan bir yanı isa Karganın kafası paramparça boşluktan bahsediyor ama boşluğu biliyor mu salonda o bir hırsız ve bir bahaneyle girmiş olabilir mi boşluğa dokunmuş girmiş mi eve hırsız eve hırsız mı girmiş ah karga Olabilir mi niye taş atıyorlar taşlar taşlar taşlar atıyorlar çocuklar çocuklar taşlar atıyorlar çocuklar hem de çatılardan ah Karga Ağzından köpükler saçarak devriliyor önümde insanlar ve kahkahalar ve taşlar duyamıyorum ama boşluk diyor ben size onu getirdim boşluğu o mu getirdi karanlıktan ve ıslak o mu getirdi sahiden salonda bir hırsız var Hırsız burada aslında bir çakal keskinliğinlen avına sokulmakta

31


O mu getirdi sahiden salonda bir hırsız mı var ah kalabalıkta insanlar var arasında larında Karga ah Karga ölüyorsun sahiden şimdi İnsanlar insanlar geçiyor bir kadın görüyorum seninle aramda çekirdek çitliyor koca koca memeleri zıplıyor eteği kabuklar birikiyor silkeliyor kahkaha atıyor memeleri birer dünya lar zıplıyor ay lar ay lar zıplıyor kadının memelerinde ve çekirdekler Biri geçiyor önümüzden ikimizin arasının aramızdan bir adam ah Karga, hırsız işte o Ve seni görüyorum köpükler üstelik üstelik kırmızı köpükler kan mı o rüya bozulur ah Karga kan mı o köpükler arasında Biri daha sonra arasından senin ve benim aramızdan bizim ah Karga biri daha sonra ve yine sen dizlerinin üzerinde çırılçıplak ah Karga çırılçıplak – susun öldürün beni öldürün –

32


İnsanlar geçiyor kalabalık çok ve sen dizlerinin üzerinde ölüyorsun ki ah Hırsız cebinden parlak bir şey mi var ah Karga cebinde senin gibi takıldı peşinde işte bu bir karga senin gibi ama kırmızı defter kan gibi ah hırsız çalıyor alıyor kalabalığın içinden kaçıyor ben görüyorum saçlarım dalgalanıyor yok ki saçlarım dudaklarımda dudaklarım dalgalanıyor ah diye bağırıyor ah Karga ve hırsız ah Kahkahalar kesilmiyor ölen Karga yere dökülüyor, hırsız ah hırsız Karganın cebinden kırmızı bir defteri alıyor, kaçıyor ve kovalanıyor, ayakların ona koşuyor ve kalabalık omzuna takılıyor ah saçların, dalgalanıyor saçların yok halbuki o kadar, bu bir rüya diyesi geliyor insanın kan rüyayı bozuyor, bu günlerde ruşen çok garip rüyalar görüyor

33


E Ben sadece bi anlatıcı o vakit bi Pazar sabahı dışarıda gürültüler ruşenin etrafı kalabalıklar ve karga ölüyor ben çok garip hissediyor, tekerlekler, tekerlekler dönüyor salonda boşluğun etrafı izlerle doluyor bir karga dışarıda ölüyor ve pencere çarpıyor kalkıp kapatmıyorum pencereyi kaldı ki kaldıysa kaldı mı kaldı bir ayaklarım kalkmıyor kalmadı eskisi gibi kazadan bahsetmiş miydim kaza benim taklalar attığım yumuşak ğler ile bağırdığım kaza kaza mı demiştim ve taklalar atarken gözlerinde boşluğu gördüğüm ah tekerlekler ve ruşen dışarıda kim beni ah ben o değilim dışarıdan nasıl geliyor seslerim

34


Ş Kırmızı bir defter vardı ssanki ay gibi güneş mi vardı defter miydi parıl parıl bir kırmızı defter ama para para para gibi ah para gibi para para para ss para demek isttiyor ve hırsız olmak isstiyor kessik baş parmağım ben ne çakalım ne karga Ruşen denilen koşunca ardım sıra, karganın cebinde bir ganimet parlıyor ellerimde dört parmağım ellerimde biri kesik bir parmağım koştu hiç koşacak değildi üstelik öyle bir adam dört ayağı üstelik koştu üstüme ve ben kaçtık ve o o olan işte o bi anlatıcı ruşen koşuyordu dedi koşuyordu ruşen ve kaçıyordu hırsız, hırsız kaçıyordu ondan

35


Su toprak ateş ateş Ve taklalar, taklalar lar gözüm bir toptu sekti sekti kendi içinde ve gözüm bir toptu sekti sağa sola çarpa çarpa ve gözgöze geldi şöför şöför demiş miydim göz göze geldi gözlerim ve şöför ve yanında bir kadın mıvar gözlerim gözlerim yok cam var parça parça cam var oyuklarım camlar dolu oyuklarım var benim camlar dolu oyuklarım kafamın içi koşturmaca şarkılar söylüyorlar bilinmedik şarkılar yanıyor ateşler söylüyorlar ve şarkılar söylüyorlar kafamın içi içimde şimdi Ruşen koşuyor ve ben bi anlatıcı hırsız kaçıyor içinde dışarıdakinin herkesin sesi neden içimde

36


Saklananların maskeleri ah skeleri maskleri düşüyor maskeleri altında ben var bir insanlar bunlar ben var ben var hahahaha doluyorlar bir insanlar beni saklıyorlar altından ...ve kayıyor saklanıyor tüm ayak izlerinde ben var ve koşarken konuşurken ve solurken her şey de ben var boşlukta yuvarlanan ve bakan yanında karısı var çarpan üç saniye içinde olan olan olan biten de bun lar var ve her saniyesinde üç saniyenin yanında karısı var taklalar lar atan arabalar lar içinde bir kadın var hemen yanıbaşında şoförün ve ben bakıyorum ona ve o boşluğa bakıyor yanında karısı var ben havalanıyor teneke içinde bir takla ve camlar parçalar kırıklar dökülüyor her şey her şeye karışıyor ve kan kan kan var ve boşluk var bakışlarında adamın, şoförün, kadının yanındaki yani ve boşluk var gözlerinde ve boşluk var he r ş y n a r d ı nda ve korkuyorum ben bi anlatıcı tanrısız kalmaktan dokunamıyorum boşluğu tadamıyorum Ruşen yapıyor!

37


Parç –a, karışıyoru -m Bir iki üç saniyeler arasında boşluk var anlar arasında bir iki üç ve dahi saniyeler ve saniyeler arasında toprakla insanın arasında ve var olanla -an arasında yarat -an Her anda ve başka saniyeler arasında ve yaratılanla yaratan her anda ve boşluk var arasında

38


Toprak insan ve hayvan toprak her şeyin arasını yarıyor bir ağaç gibi dalları boşluğun her şeyin arasını yarıyor ve doğa boşlukları sevmiyor doğayla boşluk arasında yaratan ve an arasında bir savaş bu ve doğa boşlukları sevmiyor ta musa dan bu yana Ve bir kavga ve bir iki üç saniye içinde rüzgarın cızırtıları frekanslar gibi ve çalılıkların arasında, her çiçeğin diğeriyle arasında ve arasında doğa onları yok ediyor boşluğu nasıl yok edeceksin_

39


Tanrıyı öldürelim mi yine çok güzel aynada baksana -kimsin sen -bilmiyorum olmadığımı kim ve boşluğu hissediyor elim dokunuyorum boşluktan içeri taklalar atıyor metal cam parçalanıyor parçalanıyor siyah ve kırmızı renkler ayrılıyor parçalanıyor ve havada asılı duraklıyor hepsi aniden Salondayım ve bir boşluk yuvarlak ve bomboş salonun ortasında duruyorum ayaklarım yok ayaklarım yok kargayım boşluk çekiyor beni ben ruşenim, boşluğu görüyorum, kırmızı bir defterim çekirdekler, mahalleyim, dökülüyor, dökülüyorum, kulaklarımın pası, ziller takılıyorum, oynuyorum, dilimin pası, bağırıyorum, köpük köpük, ve görüyorum, taşıyorum köpük köpük ve, onu görüyorum, salonun ortasında, boşlukta yuvarlanıyorum Ben karımı öldürdüm

40


Yağmur yağacak Yıldızlara değdiğimi hayal ediyorum, uzandığımı ve dokunduğumu en keskin, köşelerine ve sivri, uçuyor her şey anlamını, yitiriyor uçuyor her şey Görüyor musun diye soruyor ruşen nasıl uçuyorlar nasıl uçuyorlar sen bi anlatıcı ben bi anlatıcı şunlara bak nasıl d a u ç u y o r l a r ruşen bir kağıt o havada süzülü y o r sonra ama yitiliyor sesim şaşırıyor ağzım açılıyor gözlerim dökülüyorlar sözcük sözcük dökülüyorum ağzım ve işte konuşuyor ellerim Dokunuyorum ruşenin gözleri boşluğa bakıyor diye boşluk yerine gözlerime dokunuyor ellerim gözleri kırpışıyor ne yapıyorsun diye soruyor ellerimi yüzünden çekiyor boşluğa dokunuyorum diyorum sen karını öldürdün diye fısıldıyor Başımı çarpıyorum ve tekrar çarpıyor ve tekrar ve tekrar taklalar taklalar lar atıyorum metal bir kafeste ve kaçamayayım diye 41


kaderimden metal bir kafese tıkıyorlar neyim varsa elim emniyet kemerini arıyor Havada köşelerde metal metal ler in arasında havada camlar giriyor gözlerime yanıyor sırtımda bir çığlık yanıyor sırtımda frene bas diye yanıyor ona bakıyorum yanımda durana özür diliyorum ve taklalar atıyoruz metal bir kafes içinde diğer a r a b a n e r e de çırpınıyorumçarpaçarpametalevecama gözlerim cam yuvaları benim karanlık ıslak...kan akıyorum, ve soğuk b u k an değil Çimenler ve çamur doluyor ağzıma parçalanıyor elim kolum bileğim konuşuyorum ki gözlerim ona bakıyor gözlerinde metal bir kafeste kalakalmak var gözlerinde ölmek var bir de ve boşluğa bakakalıyorum bana bakan baktığım boşluk olmama içiyorum bu gece a m a unut artık diyor, fısıldayarak yine

42


Birleşiyor ellerim ruşenin elleri oluyor ellerim ve gözlerim, karganın ve dilim, hırsızın ya da ellerim hırsızının elleri ya da ve gözlerim hatta bir de bir demiş miydim ve iki ve üç Salonun ortasında duruyor göğsümün içinde kalbim itiyorum onu boşluğa, çekiliyor ya da ellerimden kayıp lerimizden el l e rimizden çekiliyor kayıp, boşluğa Ve çamur tükürüyor ağzım

43


Toprak kazılı, bi köstebek yuvası, ay Kazılı toprak ve bi yılan yaklaşıyor uzaktan bu bir secde, Ruşen çamurla karışıyor ve elleri ayakları ayrı ayrı uluyor ve toprak Gözleri yumulu bir yılan sokuluyor gece ve karanlık bahçe, ay bir köstebek yuvası zeytin ağaçlarının arasında Ve bir yılan secde ediyor sokuluyor sakince, köstebek ve bir köstebek ve bir delikte sakince kör kör ve bir çıyan sarı kafası eklemleri ilk korku çıyan belinden içeri süzülüyor ve yılan tıslıyor çıyan başını başını sallıyor elleri elleri sürünüyor belinde Ruşen titriyor titriyor elleri beli gelin çirkinlikler diye bağırıyor gelin en çirkin olana yumuyor gözlerini ruşen belinde bir çıyan yürüyor ve tüm çirkinler bir bir içine doluyor gelin bana tüm eklemleriniz sarı kabuğunuz kör gözleriniz ve kanlı dişlerinizle çirkinler 44


Ve beyaz bir yaprak düşüyor taptaze derisi bir çiçeğe ait tüm güzellikler gibi gözlerini yumuyor ve bir yılan sokuluyor sakince köstebek yuvasına ve bir köstebek bir delikte beliriyor ve bir çıyan gelin çirkinler ruşen gözlerini yumuyor karanlığa da ve karanlık da yumuyor gözlerini kapaklarının içinde ve yılan çıkıyor dizlerinden yukarı doğru sinsice ve çok güzel bu Burası bir bahçe, bir gece yarısı ve bahçede ruşen vahşi hayvanlarını ağırlıyor Bir kadın var arkada evin penceresinde sarı bir ışık yanıyor altında bir kadın pencerenin ardında Ve bir adam koşarak bahçeye iner bir anlatıcının ismini bağırır ve dizlerinin üzerine çöken ve bir yılan süzülüyor boynuna Ruşen gözleri köstebek yuvaları gibi çöküyor içe içe ruşen köstebek yuvası gibi kazılı toprağın içini eşeliyor secde ediyor çamur ah ediyor kazılıyor toprağın toprağın içinde diz çökmüş ve dizleri altında yılan ve yılan dur şimdi yılan ve yılan baba dur otur kainat bir boşluğun etrafında dönüyor bak kainat dönüyor bir boşluk var her şey boşluğun etrafında dönüyor ve çekiliyor da

45


Boşluğun sahibi var kalbe çekiliyoruz kendine çekiliyor tanrı insanda ve kainat ve yılan ve köstebek ve baba ruşen ben ve karga ve ben bi anlatıcı bi Pazar sabahı Boşluğa çekiliyoruz baba insanların insanların üzerinden ve anne camda duruyorsun ve ben bir anlatıcı toprağı kazıyor ve çirkinlikler insanlar ve kainat ve cinler görünmeyenler görünmeyen l e r Kainat çekiliyor boşluk bir kalp ve çekiliyor kainat bölüne bölüne parçalanarak ve Bir domuz çıkagelir çalıların arasından ve ruşen bir secde ve bir çekirge sıçrıyor ellerinden omzuna ruşen secde içinde içinde bir secde ve toprak ağzının içinde ve kaza 46


Bir ayı çıkagelir sonra ruşenin yanında dizlerini ısırıyor kendi dişlerini kemiriyor ve ayı omzunu ruşenin ısırıyor ısırdığı dişleriyle kemiriyor secde kapanıyor kendi içine ve acı Uluyor hayvanlar, toprak ağzını dolduruyor ve kadın ve adam uluyor hep bir ağızdan tanrının kalbine gidiyoruz aşık oldu aşık oldu işte mesele Uluyor gece ve orman ruşenin dizinde hayvanlar ayı köstebek ve kadın, içinde bir gecenin ve ruşen gecenin içinde ben bi anlatıcı bi Pazar sabahı

47


Bir akşam nasıl çöker insanın içinde dizlerine nasıl yüklenir gece ve ve hayvanlar nerede, nerede insanlar ve ve tanrı nerede ve tanrı -tanrı a ş ı k o l d u diyor bir melek, yeri yere çekerken ve – aşık olmuş diyor b i r m e l e k v e ş e y t -n içtenlikle Ruşen duyuyor aşkın ne olduğunu bilmiyor toprağa kazıyor kendini bulmak için ve bilmek için aşık olmayı ve içinde içinde bir hece duyuyor v e gece aşık olma yı bulmak için için toprak toprak kazıyor ve işte bir köstebek yuvası gözleri Nihayet

48


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.