Kendini Öldürme Sanatı

Page 1


KENDİNİ ÖLDÜRME SANATI ahmet bırak buayakları

ZiNE YERALTI Mayıs 2016

2


sana onu getirdim - iĹ&#x;te tanrÄą -

3


Aşk ve köpekler su ve toprak ateş ateş Lat uzza menat şu adama bak nasıl da sarhoş kurtarıla m a m a sına içiyor ve aydınlık gökyüzü bu gece kurtarılmak istemiyor Lat uzza menat Ah! Nasıl da sarhoş içindeki köpeği uluyor elleri elleri bir köpeğin boğazında köpek ellerinde – ve kendi elleri

4


Lat uzza menat dişlerinle ısıracak ağzım ve dökülen altında kabuklar kıllarının altında bağlamış kabuk diş izlerin ve kabuk lar etinde - aşağıların en aşağısından sesleniyorum tırnakların tırnaklarımda kendi deliliğin deliliğim ve onda boğulacak diş izlerin ve kalbim bir köpeğe ait tim bir itim hırlayan dizleri dizleri dizleri üzerinde hırlayan ve köpükler kan kan kokan eli elim – ben sana ne yaptı ellerim İçinde bir ateş ten traje di nin Ve üstelik bu son beş gecenin ilki ve üstelik kurtarılamamasına içiyor Lat ve uzza ah! be menat Bu şehir yalnız hissedenlere ait şehrin sokakları ıslak üstelik ve yağmura da aldırmıyor adam kutsanmaktır diyor ıslanmak sıkışmış bir trafik nehrinin ortasında ah! 5


Bağırıyor adam ve kahkahalar atıyor trafik nehrinin buğusu egzos pas kokuyor duman dişlerinin arasında ve damağında acı bir tat gırtlağında sapsarı bir dere kıvrılıyor yutağına zehir İşte şehir Bir köpek gibi havlıyor hav -lıyor gelip geçen arabalar kornalar kornalar kahkahalar atıyor insanlar koşuyor arabaların arkasında motorların peşine takılıyor bağırıyor dört ayağına çöküp havlıyor sırıtıyor dolunay pis pis İşte bak havlamaları sokakları geziyor ve trafik nehri işte bak insanlar ne olduğuna bakıyor ve işte bak havlıyor bir adam arabaların arkasından koşuyor - gel kuçu kuçu 6


Fırlıyor yola saldırıyor arabalar yumruklarıyla ve havlıyor hav hav kendi diliyle yalvarıyor tanrıya kurtarması için kendini kurtaramaması için Gürültü! Gürültü! Gürültü! Delirmiş neslin tam ortasında kutsal sözcüklerle yakarıyor oysa tanrıya tanrıya onu kim anlayabilirdi ki kalbinin konuştuğu dilde dua işte havlayarak ve bir hayalet kanım bir yabancı ve bir köpek kalbim hem de ne pis vene sefil işte buraya kadar buraya Ellerini vermek istiyor ona sesini vermek çıksın diye dışarı gözlerinden baksın elleriyle tutsun diye ateşi ateşi daha fazla ısırmasına kalbini kendi dişleriyle yani kendini ve izin veremeyecek ve ehlîleştirilemeyecek

7


Yanıyor can -ı yanıyor susmasını her istediğinde ve daha fazlası öyleyse daha fazla duyur sesini sefil köpek kalbim öyle bağır ki ciğer içinden sokaklara taşsın havlamalar ve ulumalar çünkü gördüm seni diyor ve sen görüldün bana ve gördün beni işte ve o sarı kan kan kan -lanmış gözlerinle Bakmıştın bir kere Ve seni kendi etinde yakaladı ellerim yaralarımı takip ettim de buldum izini ki kanım da iz di kalbindedişizleri Ters çevriliyor gözleri bakışları içinde çocukluğu buhar oldu ve rutubetti bir amonyak kokusu çocukluğu kurtlar ve tilkilerle dolu ormanlar vardı pusuda vahşi hayvanlar bekliyordu ve geceyi ehlîleştirmek için

8


elleri ve bitmeyecekti Bitmeyecekti de bitmiyordu ve ama vakit vardı dardı ve vahşi hayvanlar ormanlarında pusular da ama vaktinin daraldığını darlığı en büyük tehlike buydu ve kayboldu Ve kaybolacaktı da Bir bir ölürler miydi denese bir bir öldürmeyi sonra sıra diğerlerine de gelir miydi Sigara! tütün skunk zıvana kağıt kan kan Sokak bir yankı şimdi sokak bir zihin oyunu tüm bu -nlar kalbinde çağ çağ çağ lıyor yankı lar ve kornalar susar mıydı yeterince havlasa ve kaybolsa ve çıkan önüne ne varsa yok yok edip silip savurabilir miydi 9


öldürse kalbini bir ısırışta Karanlık ve ne kadar pislik varsa damarlarında o kadar suçlu karanlık azap çekecek kalbim kadar ve kararacak öldürmeli miyim burası bir tımarhane tımar nerede nerede tımar nerede -buldum seni Ne de kalabalık insanın zihni köpekler köpeklerle deliliklerine terkedilmiş l e r l e ve aşık olduğu kadınlar ve ne varsa buradaydı miş de l ilik l e r i y l e birlikte Duvarlar vardı koyu kırmızı içinde içinde b i r a t e ş t e n t r a j e d in i n saydam derilerinin altında birşey ler vardı yavaş yavaş hareket eden ince uzun bir tür hayvan deri sinde derisinin altında yırtılan yerlerinden kendisine çifter çifter bakan - Tüm bunlar ne zaman başladı? Yumurtladığı tohumları arıyor elleri kafatasının içinde köpeğin ve yumurtladığı tohumlarını arıyor kafatasının içinde yumuşak bir dokuya gömülüyor ayakları yürüdükçe 10


ve yürüdükçe yumuşuyor ayakları adamın bir dokunun içinde -burası bir bağırsak ama aslında sadece u ç s u z yalın ayak aslında bağırsak yumuşacık bir doku yürümek uçsuz bir tünel işte sadece yumuşak ve hırıltısı köpeğin hırıltısı ve duyulmakta her seferinde ve peşine düşüldüğünü anlıyor işte daha derine şimdi daha derine ve insanın putuna kadar hem de -insan bir put Ve kovalamaca başlar saniyeler içinde insanın bir garip akıyor içinde zaman ve bir iz peşindeyken mesela diş mesela bağırsak izinde her şey değişiyor bir anda kovalamaca bitiveriyor ve insanın içindeyken gözleri bir başka şeyler görüyor içindeyken gözleri insanın içinde başka şeyler görüyor ve karşılaşma -hayır değil! öyle değilbu zihni zihni kapkaranlık bir deli-k bu içinde insanın ve kapkaranlık ve ancak bir köpek bakabilir insanın içine içine -havla!bildiğin en kutsal dille yalvar allaha ormanlara ve fırtınalara bırak ululayışı ve uluyuşunu havla! 11


Korkutmasın insanlar seni işte bak -kuçu kuçu gel buraya yakala! Ne acı ölümlü olmak ve yanıyor tanrı ölüyor işte bak! -Tanrı ölmüyor ölmüyor yanıyor ama ölmüyor sen ölüyorsun – sa sade ce bir zan sa ölmek Hayır hayır hayır hayır hayır! -ölmebak dinle -ölenodeğilbakdinle mutlak olanı Seni ve diğerlerini bir bir bulucam – bulucam dedi ları çoğul çoğul söyledi ah o bütün tanrıları içimde ve içlerinde – bulucam dedi mutlak olmayan ları ve çoğul çoğul tüm tanrıları bir bir boğucam - ah sizi ve ellerinizi - ah öldürmek için - ah dudağımda kalan öpücük izi hayır hayır hayır hayır! bak dur – ölen o değil mutlak olana bak

12


Dur bak dinlebi ölme sana bir şey anlatıcam sen bir köpek ve ben senin dişlerin birbirimizi ısıralımmıbugece -ah bentanrı sana bir şey anlatmam gerek sen tüyleri yoluk ve kan lan kan içinde tüyleri yoluk sana bir şey diycem durbak sen yaralar yaralar içinde ve yaralar içindesin dişlerim -ah sen bentanrı izleri ve dişlerinin dudaklarımda deliliğimin öper misin beni bu gece

13


Ve dişlerimin izleri dişlerin Ey can o geliyor bu gece iyileş can o geliyor hav! o geliyor diyorum beni dinliyor musun bu bir delilik ayini tapınakların hemen yanında ormanda çadırında yaşayan o geliyor iyileş ey can ellerim onun elleri öp beni sevgili hatırlıyor musun sahi o bizi neden yaratmıştı ben unuttum sen unutmamışsındır sen delisin ben bir delidir -seni seviyorum biz de seni evlenelim öp beni deliliğim Peki neden yarattı bizi sahi o günler çok geçmişte kaldı ne varsa ge.miş unuttum ve dahi kelimesi evimiz .çatımız yıkılmak üzere – duvarlar üstümüze çökmeden yıkılmadan ey ev bul hazineyi Bizi kovdu unuttun mu çünkü cennette değil ya hazine Aradığın hayvanı buldun mu peki neydi seninkisi

14


15


Bir köpek ama çok pis ya pis bi köpek seninki neydi neydi senin içindeki Bir maymun hahaha Bir maymun ha ama gördüğüm en güzel maymunmuşsun gerçekten de tüylü ve minik Evet maymun ve çok içimde can çok derin insan insanın hayvanıyla tanışması çok güzel ve ah! sahi seninki çok mu garip oldu biraz niye havladın ki o o kadar o o yaz yol boyunca hem de hem dene alay ettiler seninle Ben koktum çok korkarım köpeklerden hayvanat bahçesi gibiyiz Onları bulacak ve öldüreceğiz korkma ve bir bir bulacak ve öldürecek Peki ya t-a-nnrı Bulduğumuzda onu da öldürmeyi deneriz deneriz- başaramazsak bulduğumuzu biliriz işte hepsi bu ? ya bulunca 16


Köpekler ve Ben-Tanrı Bir çocuğun hikayesi bu ve tabak tabak hane duydun mu daha önce bir çocuk ve karanlık ıslak ve gece her yer -cahillerin tanrıları bunlar ama burası bursa şehrin dışında bir cadde ve koku ta burada şehrin dışı bir çember ve -ölmesi gerekenler diyorum bir boşluğun içi Ve üstelik bu son beş gecenin ikincisi Şu kokuyu duydun mu cahillerin tanrıları bunlar kokuyu cahillerin duydun mu cahillerin diyorum tanrıları bunlar bu koku cahillerin şehrin kokusu Dur!

17


Anlatmaya çalışıyorum bu gece bir şey oldu garip çok garip bir şey bu gece bu şehirde ve şu kokuyu duydun mu bu tuzlanacak deri nin kok usu ve şehrin attığı t e r ko k u s u bu r ası arabayatağı duydun mu caddeye bak şu çocuk onsekiz saattir şu çocuk ellerinde tuz derisi yolunan yerlerinde tuz bastığı yaraları var ve şu caddeye bak köpeklere bak dişleri parmakları kadar çocuğun şu şu ahırdan kaçan ata bak dişleri parmakları kadar çocuğun şu şu köpeklere bak nasıl da - ümit çeneleri kımıldadıkça böğürüyor at at şu ahırdan kaçan ağıldan şu şehrin dışı burası şehrin dışarı attığı içi tabak tabak l anmış deriler ve tuzlanacakları bekliyorlar şu kokuya bak ağıllardan kaçan atlara atlara bak burada bir şeyler oldu bu gece bunlar köpekler ulumalarını duyuyor musun ve ölmek üzere atın üstüne çöktüklerine bak - görüyor musun Şehir görmek istemiyor çünkü çünkü bir şeyler oldu bu gece her yanda ve her sokakta bir şeyler var şu köpeklere bak atın kan rengine bak Ve çocuk titriyor korkuyor üşüyor şu çocuğa bak şu köpeklere - korkma Yaklaşalım yeni ay ı n yüzeyine geçelim caddeyi dünya denen yere gidiyoruz işte bak orada köpekler var yaklaşıyoruz korkma dinle kokuya bak çocuğun kalbini nasıl da korkuyor -cahillerin tanrısı onlar dinle bu gece köpeklere bir şey oldu ve oluyor olacak yıkılan bir bina bu gece şehir kendi içine

18


K Köpekler Sadece bir korku vardı ilk başta sonra gerçeğe döndü dönerken bir şeyler getirdi delilik üstelik getirdiği bir tür bir tür rüyadan rüyaya uçan ve düşlerinde sadece köpekleri yakalayan Ve bir virüstü üstelik bir ayin rüyadan rüyaya sadece köpeklere yakalanan

19


Ö kÖpekler Ve sadece bir hikaye vardı anlatılan ve sadece bir hikaye bu yüzden coştu doldu içi dışı seslerle bu yüzden doldu taştı içi ve sadece bu bu yüzden doldu kaldı sesler içeri seslerin içinde kaldı ve köpekler Çıldırdılar bir gece nin parça parça anında bir atın gözleri kan dı kan la doldu taştı içi dışı ve çocuk Kaldırımın bir kenarında -babasının suçu bu üstü başı üstü başı üstü başı ah! ne pis ne pis ve yağlı ve yağ içinde ve koku vardı bir şehrin dışkısı O gece çok şey oldu şehir boydan boya uyandı köpek havlamaları kesildi ki rüyadan rüyaya yayılıyordu yayıldı uyuyanlar uyandı uyananlar baktı ve saldırdı 20


Ah! çocuk bir köpeğin gözlerine ilk kez yakından baktı ilk kez öldüren bir köpeğin ve at yalnız değildi köpekler ve çocuk yalnız değildi kaldırımda bir köpek daha ve ilk kez öldüren bir köpeğin gözleriydi baktığı köpeğin gözleri boğazında yutkunamadı yırtılıyor gökyüzü bardaktan boşanıyor ve küs yağıyor yağmur ah! kan kan kan bardaktan boşandı köpeklerin uluması gökten yarıktan yarıldı ve boğazı boğazı kan akıttı yağmur ah! yağmur O gece çok şey oldu bak dinle

21


P köPekler Parça parça tüm şehir her sokakta dikkat et saklan dur dinle sakin... İniyoruz ve dolaşacağız beni izle burası şehrin sahil kısmı burası şu kokuyu izle bu yosunun kokusu ve ama sesleri duy balıkçılar yok çekirdek de yok çitlenen ve kuşlar da sus pus ama banklar da dur işte bu izlere bak şu kana bak ve şu köşedeki köpeğe dişleri nin arasındaki bir in san ı n elleri elleri ve dahi eli elindeki parmak aralarında koskoca bir boşluk ve köpeğin dişleri köpekler boşluğu dolduruyor dişleriyle köpekler kimin tanrısı -ah bentanrı! Doyurun köpekleri doyurun etleriyle öyleyse vücutlarınızın ve vücutlarınızla doyurun köpeklerinizi şimdi doyurduğunuz gibi dişlerinin arasına haz ve şehvet doyurduğunuz gibi işte şimdi de etlerinizle köpeklerinizi ve ancak temizler şimdi a t e ş 22


E köpEkler Yaşlı kadın gözlerini aç odada -n bir ses geliyor duy bu senin etin için gelen Ses bu senin için geliyor çocuk gözlerini kapa artık öldün sen de Ve kadın o iki köpek dişlerinin arasını kemiriyor damağın dişlerinin arası Ve adam koşmaya devam et köşede kurtaracak seni tanrın Ve adam devam devam et arkanda tanrıları cahillerin cahillerin tanrıları bunlar koş saklanacak yerin için de varsa hazinen yoksa bırak da katsın içini tanrılar içine

23


K köpeKler Ve adam koş bunlar köpekler rüyalar – ben kovalıyor seni tanrı oldu o tanrı tanrı tanrı! rüyalar zehrinde dolanıyor acayip bir şey var – işte tanrı oldu adım adım şehrin sokakları - siyah dişleri var köpekler ah köpekler karanlığın yansıdığı sokaklar oldu bu gece karanlık nereden geldi buncası– nereden gelecek ıslak yerler üstelik – etinle beslediğin tanrı oldu ah işte o bi rk ö p e k! yağmur ve sokak lambalarının altı -nda uçuşuyor damlacıklar –salakça çok salakça -ah bentanrı ah ellerimle ben ne yaptıAh! köpeklerin çenelerinden saçılan ah bak köpeklerin çenelerinden saçılan uçuyor damlacıklar lambaların altı Kan kan kan eller ve parmaklar dişlerinde arasında dişlerin insan parçaları bunlar insanlar parçacıklar kaç adam kaç bu ciğğerlerindeki tam çift ğ ile bağıran acı

24


EĞER KURTARACAK kimse kaldıysa seni – kendini kurtar şimdi de ve konteynıra dikkat et – öldür köpeği! saçılan parçaların arasında insanların –öldür tanrıyı izleri duvarlara sıçramış ve sıçrayan gözlerinden - öldür kendini kaçır gözlerini -ve ateş ki görecek görecek seni –senin için saklan şimdi –taptaze ateştadına bak bırak kollarını kafanın tam arkasındaki -ne bırak kendini kafanın içinde -ki arkasında -ki ve ensenin de üstüo sızı elektrik yüklü kaynağına bırak bırak kendini ve köpekler Uzaklardan duydukların son duydukların şehrin her yanındalar rüya rüya uyandılar ve saldırdılar bu o gece o gecelerin ikincisi her şey dün başlamıştı ve her yer bir adamın kalbi

25


L köpekLer Yaşlı kadın çişin mi geldi - hadi uyan yaşlı kadın kalk geceliğini o pembe geceliğini giy terliklerini Çocuk rahat uyu senin gibileri çok öldü bu gece ve ölecek de giy terliklerini Çok lezzetli çok lezzetli bu saatte ve gecenin bu saatinde yürü hadi yürü salonda tepiş -n sesler köpeğin acıkmış besle onu besle onu etinle besle besle onunla beslediğin gibi etini

26


E köpeklEr Sokaklar gecelerin ikincisinde bir şafak vakti boşaldı bomboştu sokaklar sadece köpekler vardı vardı insanlar oldukları yerde kaldı kaldı vene evler vene sokaklar ahkan dışında bir ahrenk ten haberdar vene silahlar vene akıl saklandı insanlar ahsak landılar birden ahoyle veani ahve birden ne saldırdı veki saldırı dabir a nd a ve köpekler en yakında ne varsa vene sahipleri ve çocuklar ve kadınların etleri yle karıştı l a r for (i = 0 i++ i<n) { sadece çöpler dolusu parçalar insanlara aitahinsanlar kemikleri dişleyen uluyan birbirini yiyerek dualar eden veahne tanrıların gecesinde bir gece sonraki gece bir ş e y l e r olacaktı vesokaklar artık tek bir ademin soyu bile kalmadı sokaklar ve marketlerin kaldırımların dipleri ve konteynırların içleri saklanın dopdolu insanlar saklanın şehrin bu hali sadece kan getirecek veah! saklanın şafak sökerken ve tanrıya yalvarın yalvarın belki kuratarıs izi kurtarılmak isteyeni elbette kurtarmayacak bu işin bi parçası – o bir tanrı değil tapındığınız etiniz

27


-i bir değişken ve bu bir döngü –i kadar yürür ve ben bir -i sadece kurtarılmak istemeyen -i ç - döng - bu bir şarkı i - ü bir i - ölümlüler n - ve i sürdükç – şarkılar söylüyor ahbak a - e süre - nasıl da sarhoş hepsi h - cek döng - nasıl da sarhoş ahbak k - ü nün gör d- yürüyor u - ediği - ve yüzüyorlar etlerini r - i kadar insan - bu bir hediye t - i kadar köpek - bu bir hediye kopeklere u - i kadar tanrı - tüm geceyi saklanarak l - ölüm tek bedendi - ve marketlerin depolarında u - öldürmeli insanı - ve hatta çöp konteynırlarının içinde aralarında ş - tanrısı içinde gizli - uyursanız v - senin ben dediğin - yer sizi a - benim - köpekler r - görmediğim - tanrılarınız kafamın içinde sızlıyor } -i bir değişken ve -n bir mutlak

28


R köpekleR Köpeklerin şafağında ve gecenin ve köpeklerin ve gecenin sonu ve sabahın şafağında köpeklerin tanrısı geldi köpeklerin İnsanlar koşuşturmaya başladı onca saattir ilk kez saklandıkları yerden çıktılar da bağırdılar çünkü tanrı Tanrı geldi! Tanrı geldi! Tanrı yeryüzüne indi Bakan herkesi suratı bir yansıma bir ayna gibi suratı ve çırılçıplak yürüyor ah suratı ve elleri benim ellerim ve suratım benim suratın bakan herkes ah köpekler ah tanrı ah insanlar ve başımın tam arkası sızlıyor sızlıyor sızlıyor tam başımın içinde sızlıyor tanrı bakarken ona kendini görüyor herkes

29


Ve yürüyor akıyor bacaklarından süt ve nişasta ah söyleyemiyorum söyletmeyin akıyor ah akıyor ne iğrenç ve yürüyor cadde ayaklarının altında tanrının ayaklarının altında diyorum işte diyorum diyorum kesin ellerimi diyorum bir köpekten doğan ki o rahmi bir erkek köpeğe ait ve bir köşede bu gece tanrı doğuyor bir köpeğin rahminden bir erkek köpeğin ve bu gece işte cahillerin tanrısı yeryüzüne doğuyor söyletmeyin be söyletmeyin sahip çıkın köpeklerinize içte çok içte işte ve kafamın tam arkasında işte tanrılarınız sızlıyor

30


B Ben Hiçbir şey göremiyorum ah toprak o kadar lezzetli ki ayağa kalk dört ayağının üstünde yürü rezil edecek seni bu eller dünyaya insan ellerim kesin ellerimi bu dört ayağın ikisi ben bir köpeğim Yeter diye bağırdı köpek adamın ellerinde ıstırap bırak beni bırak sesini duyuyorum sen bir köpek ve ellerin ellerim ellerim ellerinin sesini ilk kez duyuyorum bu senin sesin bu sensin ben söyletme beni diyor köpek dişlerimin arasında dişlerimin arası var dişlerimin arasında dişlerimin arası sanki derisini yolabilecekmişsin gibi ellerimi bırak konuş benimle diyor dilim kıvrılarak dudaklarımın üstünde sanki bir kertenkele hayvanlarım susun bu gece köpeklere ait sadece köpeklerin tanrısına bu adak

31


E bEn Ay ışıldadı sanki yüzünde kadının ay ışıldadı aman yarabbi o nasıl bir aydınlıktı ve dokunduğu yerde kıvılcımlar ah! kıvılcımlar saçtı ayaklarım ah koşmak istiyorsun dedi koş bırak kendini yoksa sevmiyor musun ayaklarını Konuşamıyor dilim bağlandı ellerim bakamıyor gözlerim ah o nasıl bir kıvılcım sokaklar karanlık köpekler havlıyor bir terslik var sokaklar havlıyor kiremitler saçılmış yollar akıyor akıyor yollar eğilip bükülüp akıyor nereye giderse yol oraya uzanıyor elleri güneş yok güneş doğmayacak dışarıda berbat berbat ulan berbat lan hayatlarınız berbat nefes nefeseyim hayallerim bana solunumumun tam ortasında bir kadın bahşetti çırılçıplak sokaklar simsiyah gece sokaklar köpeklerin sesleri sokaklar bir şeyler oluyor! Ah! kafamın içi! kıvılcımlar saçılıyorum saçılıyorum duvarlar duvarla ah pencere açık duman tütüyor pencere açık duman şehir duman kokuyor bir şeyler oluyor hayallerim dolup taşıyor aman yarabbi bu nasıl bir ateş durduramıyorum saçaklar saçaklar saçılıyor her yana bu ses kimin sesi konuşuyor sesler duvarlar yankılar harf harf hece hece görüyorum sesler duvarlardan akıyor sayılar harfler birbirine girmiş yer değiştirmiş heceler ve seslere dönüyor renkler 32


Seslere dönüşüyor ah tüm renkler bana neler oluyor karşı koymak l a ilgili hiç bir bilgi yok veri t a banında ses kimin Bu ses kimin diyorum neredesin nerede ellerin ve saçlarından yakalayacak ellerim seni neredesin nerede tüm olanlar ve nerede tüm bunlar bu çekim ne yarabbi bu nasıl bir çekim biri bana cevap versin klavyeyi yiyecek ellerim elerim biri bana cevap versin ulan ben neredeyim ve ben kimim hangi ses le tarif ediliyor içim kulaklarım aktığı bir delik sadece bir delik tüm etim bedenim sesin karanlık suratında yansıyan şimdi

33


N BeN Eğer kendi yüzüme bakabilseydi gözlerim kendi yüzümde bir bir açardı tüm perdeleri yırtarak ve kopararak kendimden ama ne cesaret ya rabbi ne cesaret kendisine bakabilmek senin yüzünden arta kalan her yerde senin izlerin bir tanrı zanneder aynayı beni öldür ey can ki çehreler ayrılsın ki aslolan bir boşluğa akıp kaybolsun da ah kaybolsun dünya bir köprü ulan ve koskoca bir boşluğa kurulu her satırı köprüler köprüler ve satırlar gibi ve bir koç başı kıra kıra her adım birer oyuncak bu elimdeki dünya bir oyuncak elimdeki kıra döke bir oyuncak ulan

34


Kim verdi elime bu baktıkça kırılan aynayı ah aynalar ah sesler ah insanlar uyanmayın gözlerinizin ardındaki mışıllığın rüyasına allah rızası için hayaller topluyorum allah rızası için hayallerinizi alıyorum allah rızası için sadaka ya rab allah rızası için iki dilim sadaka hayallerden rüya l a r d a n çokfenaboşlukaçokfena kaybolmak için sadaka bu dünyadan bir sadaka iki dilim ve bir damlacık uyku ah köprü ne kadar soğuk ve ateş ah ayaklar ayaklarım yok yanıyor ellerim bir koçbaşı lazım bana aşmak için nehri köprüyü demeliydim bir nehir gibi akan köprüyü tahtalar ve demir l e r zincirler ah bir koç başı lazım istenç ne beter ulan ah diyorum duyuyor m u s u n

35


T Tanrı Isırdın elmayı ısırdın insan ısırır o elmayı ısırdın onu ve kovulur da neden kovulmasın ruhu ben de ısırdım ve ısıracaktım da ısıracaklar insan ısıracak elmayı kovulur da ve tanrı Yılan secde ediyor dizleri dizlerimde ve kalbim kalbim atıyor atıyor atıyor hahaha sen bendenin benin bedenim ve ellerin ellerim dedim dedim sana ellerin benim ve gözlerinden bakmak işte öpücüğüm bu sana gözlerinden bakmak dişlerinle dişlerimle tatmak tatmak eti kendimi yiyerek kendimi yiyerek büyüdüm ben kendimi yiyerek

36


Kafanın tam arkasındakine bak ve tap ona putun boylu boyunca serili uyandırmasınlar seni serili orada uyu benim canımın içi uyu uyu uyandırmasınlar seni çok çocuk öldü bu gece senin gibi canımın içi Kafamın arkası ah! Tam arkası ah! sakın açma gözlerini Yılan secde ediyor gözlerinde açma gözlerini ve ellerin senin değil uyu Ve yılan Ve tanrıları bunlar cahillerin kafamın tam arkası

37


A tAnrı Ressam resmini ve müzisyenin notaları silindi unuttu dünyada tanrı unutmakla lanetlediği insanı resmini sesini hikayesini silindi hepsi onun tarafından ve sadece geri dönülecek bir delik çıkılan gibi ah anne tanrım sen misin söyle babamı öldürdüm ben tam kafamın arkasında ve tüm anılarımı ama ah babam benim biraz da ana kara onu öldürmek için geldim karaya öldürmek için ve biraz da sevmek için bilmek anlamak görmek için ah baba sen tanrım mı sın sen sen değilsin seni bulmaya geldi ellerim dizlerim sen biraz da ana kara kopmak için kıtalar olmak için kıtalarlarlar çoğul çoğul öldürmek ve öldürülmek için silindi tanrının izi şimdi ister bir böcek olsun ya da bitki fark etmiyor çok fena terkettitanrıbeni ter k et se ne iyi olu r du ah bentanrı beni kıtalar olmak için ana karadan kopmaya geldim ankaraya ki tanrım sen misin ah baba şimdi öfkem duvarlara kazıyor sahte olanları – ah bentanrı öldüreceğim seni de ama bulmak onu öpmek için değil dudaklarımı öpmesi için tattırdıklarını insan tanrının cehennemi ya rabbi

38


Neden sahte duvarlar arkasına gizlenirsin neden sadece bir gönül dilediğin bilmeceler çözdürüyorsun bu acı sahte biliyorsun sen de olamaz böyle bir şey olamaz ya rabbi sen ne yaptın sen ne yaptı ellerim ah ben ne yaptı ellerin koskoca bir boşluğa bir köprü mü gerdin atlasınlar diye atlayamayanlar mutlu mu sen mutlu musun ya rabbi ellerim açılsa bir çiçekler bahçesinde ve ellerim bir bahçe yağdırır mısın yağmurları ah melekler yeri gökten ayıran ve çeken melekler ve istencin melekleri elbette karanlık köprüler kuracak l a r karanlık ve bir koçbaşıyla kırılacak duvarlar seni tanımlamak bir mağarada oturup beklemek ah seni tanımlamak vaz geçmek yarattığın olmaktan yaratmak nasıl bir cezbenin ürünü ah sen neler yaptın sen ne yaptın bu nasıl bir rüya ya rabbi ben sana asla açık konuşmayacak eller ve güvencim istencimden az ama değişti ki değişirdi de ve değişecek çünkü her şeyi bir bir kırsın diye ellerine verdiğin çocuklar gibi sadece çocuklar gibiyiz ellerinde kırılıyor oyuncaklar ve y a p a mı y o r u m yahu ya p a mıy o r u m anlamayacak ne var

39


Ellerimin alamayacağı kadar çiçekle doldurup kötü kokanlarsa beni seven burnumdan koklanmayı ellerimin alamayacağı kadar çiçeklerle doldurup dünyaya mı gönderdin cennetten kovduklarını ah çiçekler böcekler ve yılan meleklerini koklatmamak için demetlerle doldurarak mı ellerime kovmak dı niyetin yahu niye kovarsın adamın kafasının içinde aklı var diye cennetten niye yahu cinnetin insan senin niye kendinden kaçmıyorsun Ah gerçeği bir bir bulunan ve silinen masallar ve mitlerle doldurup dünyayı bir gemiye mi bindirdin ah şahlanan dalgaları apollonu ve dionysosu ayırıp musaya mı asa ettin ah çöllere şeytanın eline mi attın ve insanın isayı ve bir başka çölün ucunda bir mağarada mı doğdu muhammed örtüp örtünüp saçlarını güzel saçlarını tarayıp bilgeye ve sen gizlediğin peygamberlerinsin ve allah ve zaten gizlenen si n ve sen gizlenen bir mağara ve mağarada başladı her şey ve mağarada bitecek yahu neden kovuldun insanın içinde kendi cennetinden ne çok şeyi anlayamıyor ellerim kafamın arkası sızlıyor tüm renklerin sesleri var 40


N taNrı Ama en çok da kendine taparken aynalar çok güzeller ve birer mabet toplanır gözlerin şafağı söktüğünde sökerken ve dikiş dikiş açılırken göz kapakları birbirlerinden gördüklerin senin tanrının gördükleri işte bak bir ayna ancak iki tanrıya yakışır Ve sahte tanrılarla dolu kalpler ama en çok da kendine tapar aynalarda gözler

41


R tanRı İstenci kırmak tanrıyı kırmak bir bilek güreşinde ah ne güçlü seni ve kemiklerini ayrı ayrı içimde -ah bentanrı bir bir bir ler ve iki ler ah çocukluğumun istenci ne iğrençti o günler bir ler ve bir bir ler bir geri bir geri daha ve bir geri ben sane demedim mi öğretmen ben sana tanrı yok demedim mi tap ben de bende bulduğuna ve cehennem burada işte diz kapaklarım közlerin üstünde ve içinde bir ateşten trajedinin köz kapaklarım g özler gözler içinde ben sana tanrı yok demedim mi tanrı yok ulan oyun bu köpekler e dönüştü istenç hadi öldür şimdi tüm sokakları

42


I tanrI O gecelerin ikincisinin şafağında tanrı geldi şimdi o bir takım günün üçüncüsü her bakan onun yüzünde kendini gördü saklanan insanlar çıktı öldüren köpekler öldü bir bir ne insanlar ne hayvanlar vardı göremeyen kendini ve tanrı konuştu öldür dedi Şimdi gecenin şafağı üçüncü güne daha fazla kan ve yığınlar sokakta yürüyor nişasta akan bacaklarından sokakta yürüyor şafak söküyor insanlar akınlar yığınlar üst üste ah tanrı geldi tanrı geldi tanrı Çünkü köpeklerinizi öldüren oydu ve köpekleriniz bizatihi

43


Ve bir pencerenin ardın bir –i ve bir pencerenin ardında bir değişken hayaller içinde ve kadın bacaklar sarıyor butlar bu ne iğrenç ulan yaptığı bana bu ne iğrenç Sokaklarda ise sadece kan tutacak sokaklar biraz daha zorlasan ölecek tanrı bile bu furyada biraz daha zorlasan ah cinayet işte kan kan kan sokaklar da sadece tanrının istenci ve köpekler Ve köpeklerin tanrısı öldür dedi – cahillerin tanrıları bunlar her bakan onda kendini gördü – ah allah tanrının belasını versin! -verdi şimdi lütfen hadi öldür kendini

44


h ü k m –ü elma İnsan elmayı ısırır ins ve an ve kovulur da cennet ten b ö y l e d i r b u yılan da odur ağaç da ve elma ademdir de ve havva yerdir topraktır ve Sen de ısıracaksın elmayı tüm suçları da işleyeceksin ve bir yudum elma için atlayacaksın da cenin et ten Yazık sana yazık elmaya ağlayacaksın da ve Çünkü bir elma değildi hükümdü o Sen tanrıyı ısırdın

45


Son Beş Gecenin Üçüncüsü Günün şafağından gecenin yarısına kadar elleri kan kan kan ins ve an son beş gecenin üçüncüsü köpeklerin tanrısının gecesi ki her bakan onda kendiydi kendine bakan ins ve an bentanrıda hep aynı kendini gördü ki bacaklarında nişasta akıyordu ve oluk oluk nişasta ah ne iğrenç bentanrı dedi öldür her bakan onda kendini gördü de kendi dediğini dinledi ins ve an öldürdü ve Ellerinde kan kan kan kaldı ve işte koskoca bir cehennemle kuşandı tadın şimdi siz de köpekler ve bentanrı ah o ne cahil bir tanrı Kendini öldürmeye cesareti olmayanın bulaştığı lekedir kan ellerinde ve ellerinde bulaşmış leke kandır öldürmeye cesareti olmayanın ellerinde ve ellerinde bulaşan kanın lekesidir bentanrının ayeti işte sana ilk kelime ö l d ü r e ceksin Böyle buyurdu

46


I.Bab Sokaklarda saklanan insanlar kalabalık tanrının peşinde yürüyen insanların ayak izlerinde ne var böyle bir büyüyle sarılmış gibi tüm dualar bir büyüyle sallarla ve hatta denizlerde ve ama sokaklarında sokakların ve kaldırımlarında kaldırımların binlerce kadar binler ve ağlayarak cezbe cezbe cezbe bir güneş bu çeken insanı işte rüyadan rüyadan rüyadan -uyanmadan yürüyebilenin adıdır ins ve an Artık korkmadan yürüyebilenin adıdır da aynı zamanda ateşlere basa basa yanmaktan korkmayan ki yanmaktan korkmayan aslında yanmaktan korkmayan ki yanmaktan korkmayan uyuyan I.babında son beş gecenin üçüncüsünün diyeceğim o d u r ki yanmaktadır insan ve hüsrandadır da ben doğru söylüyorsun biliyorum senin yazdıklarını ben yaşadım benim yaşadıklarımı yazmıştı söylediklerin ben hangi kelimelerinim ben senin ayetinim beni bilen ben de seni bilmek istiyorum boşaltmalıyım önce tüm odaları ve salonu terketmeliler

47


Senden önce ve senden sonra ne varsa çıkıp gitmeli kimisi öldürülmeden yerinden kalkacak değil kimisi ele geçirmiş bir mafya mafya ile başım dertte allahım içimde mafya var haraca kesti beni sana kendimi şikayet ediyorum Sokaklarda şimdi yürüyen binler kadar ins ve an bentanrının peşinde çırılçıplak ve her bakan kendini görüyorken ve her bakan kendisi biliyorken ve ardında yürüdüğünün ardında yürüdüğü binlerce ins ve an Çıplak olan tanrı çıplak olan tanrı ve hatta tanrı çıplak! bir köpeğin rahminden doğan ve hatta bir bir erkek köpeğin rahminden gecelerin birinde bir sokakların içinde bir kaldırım taşında kan kan kan

48


II.Bab Nişasta çıplak bacaklarda ılık ılık akan etinle beslediğin etini doyur bu sadece bir oyun işte bu da nişasta akan bu da cam elyafı diken diken batan kaşındıran ve b u da bi r ut a n ç bir ve utanç utanç demiş miydim bu çok utanç çırılçıplak bir utanç ki eriyen utanan yerlerin var senin -bu sadece oyun hani o filmlerde olduğu gibi ne zaman geldik buraya ısıracak olan ısıracak ısırılacak olan ısırılacak ve bu dişler ve izleri ve bu dişlerin arasında bir boşluk var koskoca koskoca bir boşluk bu koskoca ve sonra bir de uçurtma ve hatta birbirine takılmış elektrik boruları ve üflenen külahlar ve kum tepeleri inşaatlar sökülen borular elektrik boruları ve karşı mahallede yaşayan bir cadı var vişne ağaçlarının altına inek sidiği döküyor ulan varil varil ah yaşlı kadın yaşlı cadı nasıl inecek bu çocuk ağaçtan sidik sidik sidik ve sonra gazoz kapakları ve sonra işlenmiş ahşap atıkları ve yakılan tarlalar kuru ve sivri sivri çoraplara kaçıyor utanan çocuk şiir yazdığından ve saklayan o utanç o ilk utanç işte cam elyafı ve üflenen külahlar o sadece bir oyun olan ucunda iğneli hem de ve bir serçenin kalbini yedi utanmadan 49


III.Bab Sokaklar şimdi bir kıyamet şafak söker mi şafak söker de insan bakar mı ne yaptı elleri kan içinde ve daha dün marketlere saklanmıştı sokaklarda sadece köpekler vardı ve dişlerinin arasında insan elleri parmaklar ve böbrekler ve hatta böbrek taşları -sahi sen neden o gece kan dedin bana dedi sadece kan dedi sesin sen susarken bana dedi yaşlı ve koca kadın üstelik dili de bana o öğretti Şimdi sokaklar sadece kan insan bakar mı şafak söker de ellerine ah ben yaptı ölüm olurdu insanı ellerinden koruyan eskiden ama bu devirde ölüm yok zannı var zaten koruyamıyor insanı ellerinden hiç bir biten ya da bitecek gibi sallanıp sallanıp -orkun musa mı bu beynimi yaran

50


Şimdi sokaklar kan ve ölen var ölen ölen zan değil bu boğduğun ve parçalar parçalar parçalara ayırdığın üstelik daha dün geceydi marketleri geçtim çöp konteynırlarına saklanmıştı insanlar silahı olan silahını çıkarmıştı silahını olmayan silahsızlığını ve ne ölen vardı ne ölebilen sadece köpekler ölmüyordu gerçi ah silahlar hep sessiz sessiz di Şimdi sokaklarda insanlar şafak sökmeden bakarlar mı ellerine neden kan kan kan sen kardeşini öldürdün biraz önce bu adam yerde yatan Şimdi sokaklarda şafak sökerse çok fena uyu insan uyu uyu ve unut sen biraz önce ne yaptın aman şafak sökmesin uyanma sakın ah uyanma insan sen biraz önce öldürdün ilk emir buydu dedin sonra kendine öldüreceksin ? öyleyse tanrın kim

51


IIII.Bab Muğlak ola –n bir tür sabit mutlak olan gibi ve dahi türlü kefere karanlığın içinde ve türlü türlü ıslak kelime ve dahi yumuşak ve bir tür tür meselesi bütün mesele sokakta şafak sökmeden hemen önce karanlığın içinde birbirine karışan tüm sesler gibi sokakta şafak sökmeden hemen önce olan biten ne varsa dişler ve aralarındaki insan parmakları ve türerler bir bir birbirlerinden türer tüm kelimeler ve kemikler yerlerde tüm insanlar sokakların dışında sokaklar sadece köpeklerin tırtırnakları bütün bunlar karanlıktan biliyorum ve bütün bunlar koskoca bir boşluktan çıkıp geldiler rüyalardan rüyalara sıçrayan bir virüs bu uyanan tüm uyuyanların gözlerine biriken kan kan kan dı bu sokaklarda olan da biten de bu işte ve bittiği yerde birden fazla t ve hatta ölü t’ler sahili sokaklar sokaklar sokaklar tanrı geldi diye ölen köpekler cesetleri ve çoğul çoğul lar içinde ve tanrı geldi diye ölen köpeklerin ellerinde ve dişlerinin arasında elleri insanların ve unutanların elleri ve dilleri duymuyor eli dizi gözü insanların bu gece bu sokakta bu sokaklarda ve kaldırım 52


taşları hatta bir tür tür meselesi işte bak dinle tanrı gelmeseydi ve ölmeseydi tüm köpekler bir köpekten doğan hatta bir erkek köpekten doğan tanrının geldiğine kim inanacaktı tanrı gelmeden önce mutlaka çekirgeler gelecekti işte sırf bu yüzden köpeklerin tanrısı gelmeden önce de önce köpekler geldi işte ki tanrıları en çok kullarını öldürdü köpekler bir bir öldü ler ler ler yankı lar içinde kaldı tüm ölümler etinle beslediklerini doyurabilmek için şimdi yeniden çıktı sokaklara inler ve cinler ve gör dediğini gördü kendinin çünkü en çok kendisiydi rüyasında gördüğü bir aynada bir aynada gördüğü rüyada kendisiydi bir rüyada gördüğü ayna ve kendisiydi gülümseyen gülümsediğinde açtığında ellerini ellerini açan ve şimdi emir telakki zinciri bir kahve arası bile vermeyen ölümler l e r içinde tanrın sana ne dedi ö l d ü re c e k si n ve ardında tanrının ki ona bakan kendisini gördü ve onun söylediği kendi sözüydü ki tanrı geriye döndü öldür dedi artık beşinci gecenin dördüncüsüydü vakit buydu şafak vaktiydi ellerine baktı insan ilk kez tanrı nerede

53


IIIII. Bab Tanrı çıplak ve insanlar etrafında elleri kan içinde ve yerlerde cesetler şimdi beş gecenin dördüncüsünde şafak vakti aydınlanan sokaklarda insanlar panik içinde ben ellerim sen ne yaptı elleri ellerim ben ne yaptım ellerim sen bana ne yaptın ne yaptırdın bana sen tanrı -ben tanrı değilim senim senin ben dediğin benim görmediğim ben seni terk edenim

54


Son Beş Gecenin Dördüncüsü Şafak bir vakte çöktüğünde vakit durmaz akarken bir nehirde musa da varken ve hatta nuh bile bu gemi kalkmaz bu gemi kalkmaz ve deniz yarılmaz istemeden mutlak olanın içinde muğlak olan sade ce karanlığın istencinde can bulacaktı ve buldu da işte ve ve yarılan denizler arasında kalan boşlukta takıldı kaldı insan boşlukta takıldı kaldı insan boşlukta takıldı kaldı insan boşlukta takıldı kaldı insan boşlukta takıldı kaldı musa yarmasaydı denizi ne deniz yarılacaktı asa ve ne boşluk kalacaktı musa içinde koskoca bir boşluğun ve bu bir !trajedi içinde –bir- ateşten –iki- trajedinin –üç- şimdi köpeklerin dişleri arasındaki boşluk bu parmakların arasındaki boşluk bu dişlerin köpeklerin dişlerinin 55


Köpeklerin ve tanrının bu bir ben bir tanrı bu ben sahte sahte sahte bir tanrı yık beni Bir ejderha gibi çınlıyor sesi nefesi aklımda hala o ilk hecenin ilk hecesi nefesi soluk soluk ve sı ah! cak sanki bir kavram bu uzak uzak bir mesafe birimi olarak ıslak her şey başladığı yere dönüyor ve ecek bir mağara d a doğan mağara d a ölüyor ölecek ölecek içinde doğduğu yer öldüğü gibi doğduğu yerin öldüğü gibi herkesin doğan neyse içinde o kadar öldüğün gibi işte bir uykudan doğanın ölecek olduğu gibi ve bir uykudan ölenin doğacak olduğu gibi geriden başa saracak da başından başından saracak saracak biz de ölecek olan da mağarada ölecek doğduğu yer kadar doğduğu yer kadar ölecek hep uzak başındansa sonuna yaklaşan uzaklaşacak bil yaklaşan uzaklaşacak boşluğun içinde tersten akacak zaman !bu bir ayna !ayna bir !ayna aynalarla çevrili bir koridorda duruyor duruyor zaman bu kırılgan buğu yapışıyor ah! zaman camların arkalarıyla bakıyor ayna çevrili buğulu zamanla çünkü buğusu aynadan aynaya bulaşacak da zamana bulaşacak aman buğu boşluğun içinde bil zaman buğulanacak da ve eriyen yerlerim var zamanın

56


Tanrı bu tanrı bu tanrı b u i ş t e muğlak olanın içinde mutlak bir –n mutlak bir değişken işte tanrı muğlak bir –n ve bir ejderhanın nefesi var önünde bir ejderha gibi dikilen işte bir –i olan bu muğlak bir mutlak olan bentanrı ah! bentanrı ejderha senin ipinde asılı ellerinde dilinde ve parmaklarında uzayan ulan uzayan o iplerden sarkan bir tasma bir ejderhayı nasıl dizginlersin bir köpeğin ancak bu bir köpeğin marifeti ulan bir köpeğin marifeti bu ya da ejderhanın elinde mi tasma köpekler köpekler köpekler ah! öğretmen öğret bana hangi şeyin neresindeyim kimim neresinde bu elim dizlerimin ve dizlerim kimin elleri kadar işte ve nasıl olacak da ejderhalar arasında ve nefesi bir nefs ah! leş ve nasıl olacak da köpekler arasında ve ah derim dilim boynum yolunuyor pençeleriniz ve ah köpekler arasında kaldı gözlerim her yanım korku ve dişleri arasında kal ı y or u m köpeklerin tanrısı bu etimle doyanın ah! leş bizden toplandı bizde toplandı bizden bize bütün tanrıların izleri bir gözde toplandı da kaldı ah! bentarı bizden bize toplandı ve benim gizlenen bir rabbim var gizlenen bir rabbim var giz g i zl en di ğ im ah! giz ah! giz ah! giz gözlerimin rengi sesimin tadı ruhumun yularımın tutucusu gezen gezen giz sende gizleniyorum dağılıyor dökülüyor tüm titreşim tir tir titreşimlerim 57


kayboluyorum gizinde ve bir menzil bu gidilecek bir hasret bir yenilme bir güreş t e bir yenilme bir gür gür yağan yağmurun ateşinde diyebileceğim şeyleri diyebilseydi ellerim bir bir vura vura cama taşa dağa dağa şarkılar söylese ya da bağırsa çığlık mesela ve ulu ulu sa ünlese seni sesini ismini öyle büyük ki boşluk hicret var hicret kaldı geriye hicret var şimdi giz hicret ki -giz dağılırdı belkiboşluk var koskocaman görebiliyorsun ya boşluklarından köpeklerin havladığı bir sokak üstelik bu içimdeki b o ş l u k ç o k f e na çok fena göç etmem gerek şimdi içimden içime yine ve yine yine yine bu böyle bir şey işte sen nasıl durdun nerede durdun ne güzel yahu durduğun yer ben nerede duracağım köpeklerle çevrili ve koskoca bir ejderha dikilmiş kalmış önümde durakaldı zaten her şey durakaldı ve uçmaya başladı inanabiliyor musun her şey anlamını yitirip yitirip ansızın bir gün uçmaya başladı sanki ve koskocaman değil ama bir boşluk salonun tam ortasında dikildi kaldı öylece duruverdi de boşluğa bakakaldım ben de koskocaman değil de bir boşluk işte ve salonun tam ortasında üstelik üstelik çevresinde çevresi vardı ve anlatabiliyor muyum bir şey oldu sonra sanki sesler duydum köpekler havlıyordu sokaklar ve kargaşa bir koşturmaca çığlıklar mı duydum sonra ve çığlıklar hırlayan köpekler saldıran saldıran kaçan insanlar sokaklar bir bir boşaldı sonra bilmiyorum sesler kesildi akşam çöktüğünde şehrin sesi tamamen kesilmişti ah ama köpekleri duyuyordum hala sesleri çok derindeydi sanki kentin altından dibinden geliyordu kanalizasyonlarında yankılanıyor musluklardan evlere akıyordu titredim giz ama beni titreten dışarıda olan değildi burada evin içinde tir tir titriyor oluşum Pazar sabahının birinde bundan değil ilk kez kendimi öldürmeye hazırdım tüm istencimi mesele bu

58


I Güzel şeyler var yürüyor ve saçların dağıldığı üzerine bir rüzgar sırra sırra güzel şeyler sırra karışan ve peşleri yürüyor ardlarından rüzgar itiyor peşlerini peşlerinden kaçıyor yürüyen sokakta ve l e r l e r ve düşerler bir adımı diğerinden sakınıp ardlarından rüzgar iter ve bunu daha önce de demiş miydim kalp çarpıntısı sıcak ve sıcak çarpar kalbi iter de peşi sıra peşinden bir kervan gider yükünde binbir eyaletten binbir parça çamur ve yükünde binbir çölün sert rüzgarları ve karanlıkta esen kervanın yükü ne ağır ve hayvanlar yükünde çıyan ve domuz köpeklerin sırtında bu köpeklerin ve yüklerinin kervanı çöle gidiyor bir mağara bulabilmek için dağlarda her yaşından bir ölümlü var unutulmuş anılarda her yaşından biri var unuttuğun çok eski çok eski anılarında sembollerle konuşanın sesini duydun şimdi sembollerle konuşuyorsun bu bir rüya rüyanın dilini konuşan rabbim kervanında bana da yer ver çöle gidenin rüyasına girdin dağlarda bir mağara ver Altay dağından bir mağara gözlerimi çek ki ruhları görebileyim demir dağın ruhuna ilham veren rabbim çöle giden ruhuma yardım et

59


Dağları bulacağı yer çöl değil kervanın köpekler koklayamıyor dağın altınını demir kesiyor gözlerini bu dağı aşamayacak köpeklerin kervanı bu dağ onları yutacak bu kan değil demir demir Altay dağını aşamayacak itbark etimle beslediğim Altay dağını aşamayacak itbark adımı verdiğim dağ seni yutacak köpeklerin kervanı sen onu değil dişlerinin arası sadece kanla dolu bu kan değil demir demir dinle ey köpeğim bu ney değil duyduğun hırıltı bu dağ ne köpekler yuttu yürüdüğün yol yol değil yükünde etim bu dağ seni de yutacak döndür kervanı hicret o yöne değil ben çok aradım senin yolunun menzili nerede ve nasıl gidilir beni dinle yol açık değil bu tarafa hem demir bir dağ var yolunda Altay’ın Ruhu seni bekliyor demir dağ seni bekliyor yutmak için kervanını ve yüklerini de yutacak köpeklerin kervanı durun canavarlarım yok benim canavar benim bana sahip olanın sözü kelimesi ayetiyim ulan nasıl taşırsın sırtında beni yutacak bir deliğe deliğe deliğe doğru ve üstelik karanlık ulan ve ıslak titreşiyor yine kelimelerim ve rüzgar kesildi bu bir rüya değil bir rüya bu bir rüya ve yumuşak bir zemin döşeniyor içime giderken ayaklarımın ayaklarımın altına sakin ol canım benim dur dinle

60


Bu kervan yürüyor ama yürüyen kervan değil dağ sana geliyor artık bir bak bir gör bir dinle dağ seni yutacak köpeklerin kervanı üstelik yükünde ben varım ulan ulan seni beni nereye götürüyor ellerim ben san a neyaptım ben sana sen yaptım ellerim ve neden korumadın beni bu yulardan elleri değil miydi insanı kendinden koruyan ellerimin sahibi beni ona bıraktı da bu bir yenilgi bir yenilgiydi ama dinle bak şimdi bir gör bir bak lütfen gözlerime dizime ve ellerime paylaştığımız her şeye bir bak ne kadar kirli ve ne kadar fena boşluk işte bak ne yazdığına bir bak önce kalbinin kelimeleri aklından ötede duymasın o bir bir sır bu bir mektup benim kendimden kendime onun ötesine bir mektup onun göremeyeceği bir yerlere bir şifre ulan bir şifre çöz lan akıl kalbimden kalbime ne diyor gözlerim parmaklarımın diliyle bu bir savaş ulan kervanı döndür geriye ey Altay’a ilham veren rabbim bana da Altay’da bir mağara ver

61


Öğret bana nasıl durulur mağarada ve rüzgar nasıl girmez içeri hangi otlar ve burası nerenin neresi ve nerenin neresindeyim ben kimim öğret bana öğretmen köpeğe köpekliği öğrettiğin gibi bir at toynağı ver bana ve bir yular tutabileceğin rahatça ve güçlü bacaklar ve güçlü çok güçlü bacaklar koşabilmek için çöllerden Altay dağına bu kervan durmaz yıldırımlarından korkarım bu kervan durmazsa yıldırımların yakacak çölü çölden değil altındakinden korkarım bu bir örtü bu bir örtü bir örtü bu bir örtü bu tüm yanan can ve kanat da ah canımın acısı bir örtü sadece bir görmek ve işte bir de duymak gibi üstelik hem şimdi yolundan dönenin duası olsun yolu dönenin duası Altay’ın ruhu için oku oku

62


II Bu bir yakarış ve rengi sarı

63


III Sokaklar dönebiliyorum şimdi yürürken dengem yerinde karanlık değil bu sefer alaca alaca karanlık döndüğüm sokaklar bomboş dönmediklerim hep biraz daha dolu ama kaçan ben değilim bunlar cinnet ve bomboş bir kabuk hepsi gözlerinde mışıl ve renk ve karanlık ve uyku işte ve bütün heceler ve tümü harf harf ve bölündü dağıldı hem giderek artıyor yumuşak ve ıslak ayaklarım gömülüyor sokakları bu şehrin et karanlık basıyor !lanet yağmur en çok burada yağacak ve kar basacak soğuk ve yağmur basacak sel bu sel akacak yollarında iç!n sokaklar dönebiliyorum ama yine de dengem yerinde her yer boş ki tüm harfler boş kelimeler oluşmuyor kelimler oluşmuyor kelimeler oluşmuyor bu bir ayrılık içten içe yürüyor sokaklar boyunca gözlerim Ve bu bir kervan demir dağa bu bir yürüyüş boydan boya doğuya güneye bu bir yürüyüş çölü aşıp dağlara bulmak için sessiz bir mağara

64


Yankılar mağarada ve duvarda işaretler göğü gösteren toprağı gösteren ağacı ve işaretler var mağarada ve içinde yankılar Ama çölün toprağı içinde sokaklarında Altay dağına giden sokağın köşesinde bir gece karanlık bir vakitte zaten kurtulamazsın hiçbir zaman hiçbir şeyden yanyana bu sefer sadece durursun onunla b ö y l e d i r i ş t e ama çölün toprağı içinde sokaklarında Altay dağına giden sokağın Altay dağına giden sokaklarında sokağın çöl kumu serili yere ve bir kervan var içten içe sarı kafaları ve çene kemikleriyle eklem eklem titirtirtitreşen ah o sesleri sokaklarında Altay dağının dağ erimez kervanı yutar kumu kumda yürüyen köpekler var ve titreşen sesleri sarı kafaları gözüküyor kumun içinden çıkmış minik delikler karanlık delikler bunlar bir bir çıkacak ve kafaları eklem eklem titreşiyor çeneleri ah sırtları ne fena rengi köpekler bir yanda ve onlar bir yanda yürüyorum sokaklarında kervanın peşinde git gide daha kötü kokuyor kesef kötü kokuyor kesef koltuk altlarında varlık aleminin kötü kokuyor çöl bu varlığın kendi hali 65


IIII Köpeği dağda öldür dağı çölde nihayet

66


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.