İNOVATİF Kimya Dergisi YIL : 1 SAYI : 3
EKİM 2013
ANTİBİYOTİKLER
İLETKEN POLİMERLER
PEKTİN NEDİR
KAUÇUK SEKTÖRÜ
PETROL
DİOKSİN
ANTİBİYOTİKLER
KANSER TEDAVİSİNDE YENİ BİR
DİOKSİN
YÖNTEM FOTODİNAMİK TERAPİ
ERASMUS PROGRAMI İLE KİMYA
VE FTALOSİYANİNLER
EĞİTİMİ
FUAR REHBERİ
GİRİŞİMCİ KİMYAGERLER NASIL YETİŞİR
Sahibi : İnovatif Kimya Dergisi Kurucuları
Genel Yayın Yönetmeni : Yavuz Selim Kart İnovatif Kimya Dergisi Okuyucuları, Dergimiz Kimya hakkında bilgiler vermesi, siz okuyucularımızın ufkunu açması, bildiklerimizin pekiştirilmesi,bilmediklerinizin öğrenilmesi amacıyla hazırlanmıştır. Dergimiz sizlerin göndereceği makaleler, yazılar ile oluşacaktır. Diğer bir deyişle bu derginin içeriğini sizler hazırlayacaksınız. Dergimizde Kimya Sektörü ile ilgili bilgiler, Kimya Sektörü ile ilgili yazılar ve makaleler olacaktır. Ayrıca çeşitli bulmacalar,hos yazılar ve resimler ile de sıkılmayacağınızı ümit ediyoruz. Güzel bir dergi olacağı düşüncesindeyiz. Fayda sağlaması dileklerimle... İnovatif Kimya Dergisi Kurucuları
Yayın Danışmanı : Ayşe Emir Dergi ve Yazı Editörleri : Ayşe Emir Caner Kavraz Gültekin Özdemir Röportaj Sorumlusu : Ceyda Sarıkaya Sayfa Tasarımı : Yavuz Selim Kart
Bize Ulaşın facebook.com/InovatifKimyaDergisi twitter.com/InovatifKimya inovatifkimyadergisi@gmail.com
Yazarlarımız
YAVUZ SELIM KART
AYSE EMIR
BAYBARS KÖKSOY
CEYDA SARIKAYA
CANER KAVRAZ
ABDULHAMIT AYDIN ELVIN RUSTAMLI TANER AKSOY ELVIN ASLAN
İNOVATİF
VAHIT KENAR EMRE YILDIRIM
MUHAMMED AHMET KARABULUT
Kimya Dergisi
İNOVATİF KURALLARI Kimya Dergisi
1. İnovatif Kimya Dergisi, yazılarını herhangi bir makalenizde veya yazınızda kullanmak için yazısını aldığınız kişiye mail atarak haber vermek durumundasınız. Ayrıca kullanmış olduğunuz bu yazıların kaynağını bu dergi olarak belirtmek durumundasınız. 2. Dergide yazılan yazıların sorumluluğu birinci derece yazara aittir. Bu konu hakkında eğer bir sorun yaşıyorsanız ilk yazara ulaşacaksınız. 3. Dergide yer alan bilgileri kullanarak başınıza gelebilecek felaketlerden ya da işlerden dergi sorumlu değildir. 4. Dergide yazarların kullanmış olduğu resimler kesinlikle kaynak belirtilmektedir. Aksi durum olduğu zaman bunu yazarın kendisine ulaşarak hallediniz. Çünkü bizim yazarlarımızdan ricamız telif haklarına riayet ederek resimlerini dökümanlarına eklemeleri. Burdan çıkacak problemlerden direkt yazarlar sorumludur. 5. Dergide benim de yazım olsun diyen yazarlarımız var ise. Yazıları için AYŞE EMİR ile konuşmaları gerekmektedir. www.facebook.com/groups/147842018740235/ Grubu aracalığı ile ulaşabilirler. Bu gruba yanlızca yazarlık yapan ve gerçekten yazmayı düşünen arkadaşları almaktayız. Burada çeşitli görüşler fikirler tartışılmaktadır. Bunun harici sayfamızı takip edenler için girişteki ÖNSÖZ kısmında gerekli adresler mevcuttur. 6. Aşırı yazar bolluğu olmadığı takdirde her yazıyı yayınlamaya gayret edeceğiz. Amacımız hem yazan hem de bilgili güzel bir gençlik sağlamaktır. Ya benim yazım niye yayınlanmadı tarzı soruları üstte belirtmiş olduğum isimlere sorabilirsiniz. 7. Sayfamızda yayınlanmasını istediğiniz yazıları inovatifkimyadergisi@gmail.com mail adresine göndermeniz rica olunur. Bu mail adresine gönderdiğiniz yazılarda bir eksiklik var ise editörlerimiz tarafından incelenecektir. Eksik kısımları var ise size geri dönüş yapılacaktır. Düzeltmeniz için tavsiyelerde bulunulacaktır. Lütfen geri dönüş yapılınca bunu kendinizi küçümsemek olarak görmeyin. Amaç daha güzel bir dergi çünkü.
8.Dergimizde konu gönderen arkadaşlar, bazı tarz yazılar bazı kişilere verilmiştir. Misal , Ünlü bir kimyagerin hayatı ve kimya eğlence tarzı bölümler bazı arkadaşlarımıza verilmiştir. Bu konuları özellikle isteyenler olmuştur. Ama bu sizin bu konularda yazı yazmayacağınız anlamına gelmez. Yazı yazıp gönderirseniz illaki yayınlanacaktır. Bir yazar arkadaşımızın olur ya işi olur yazamassa, o zaman o yazıyı sizin adınız altında ekleriz. Hem dergi zaman kaybetmemiş olur. Hem de süreklilik sağlanmış olur. Ayrıca aynı konu hakkında birden fazla yazı dergide olursa bu seferde dergi amacından sapmış olur. 10.Dergimize göndereceğiniz yazılar en fazla 6 sayfa olabilir. 6 Sayfayı geçmemeye çalışın. Geçen yazılar 2 bölüm halinde yayınlanabilir. Bu konuda son söz hakkı dergi yönetimine aittir. 11.Dergimize yapacağınız eleştirileri de arkadaşlarımıza saygısız bir biçimde değilde ölçülü bir biçimde sayfalarda yapmaya dikkat ediniz. Bu işi herkes gönüllü yapıyor. Saygıda lütfen kusur etmeyiniz. 12.Son olarak Dergimizde yazabilecceğiniz konular aşağıda listelenmiştir. *Akademik Makaleler *Endüstriyel Yazılar *Üniversite Hayatında Kimya *İş Hayatında Kimya *Laboratuvar Üzerine *Kimya Güvenliği 13.Bu konulardan baska konular olsun istiyorsanız.
Edtörlere ve vermiş olduğumuz gruba ulaşabilirsiniz. Yazılarımız Kimya içeriği dışına çıkmamaya çalışılacaktır. İş hayatı ve okul hayatnda kişisel gelişime yönelik ek yazılar olabilir. Bunun hakkında da çalışmalar yapılacaktır. 14. Dergi tasarım ve yönetiminden sorumlu arkadaş buraya ek maddeler yapmaya değiştirmeye ve koymaya yetkilidir. 13. Dergiyi okuyanlar bu kuralları kabul etmiş sayılırlar. İnovatif Kimya Dergisi Kurucuları
İçindekiler İnovatif Kimya Dergisi
8
İLETKEN POLİMERLER Polimerler elektriksel yalıtkanlığı iyi maddeler olarak bilinirler ...
PETROL Petrol sözcüğü Latince ”Petro(taş)”, ”Oleum(yağ)” kelimelerinin...
16
12
DİOKSİN – Hep Bizimle Olan “Dost” Günümüzde bilim adamlarının uğraştığı konuların başında kanserin ...
GİRİŞİMCİ KİMYAGERLER NASIL YETİŞİR Girişimci, fırsatlara dönüştürülebilecek sorunlar arayışı içinde olan ...
20
24
KAUÇUK SEKTÖRÜ AĞLAYAN AĞAÇ Bu haftaki konumuz günlük hayatta birçok eşyada yer alan ve stratejik ...
36
KANSER TEDAVİSİNDE YENİ BİR YÖNTEM FOTODİNAMİK TERAPİ VE FTALOSİYANİNLER Çağımızın vebası olarak görülen kanser, son zamanlarda en çok ölüme ...
44
ERASMUS PROGRAMI İLE KİMYA EĞİTİMİ Bir kimyagerin hayatını değiştirebilecek güzel programdır; erasmus...
52
KİMYA İLE İLGİLİ SÖZLER VE YAZILAR Esterin kokusu laboratuvardan hoş gelir.
PEKTİN NEDİR Gıda sanayinde gıda işleme ve gıda katkı maddeleri üretimi alanında ...
ANLIK ÇÖZÜMÜMÜZ !!! ANTİBİYOTİKLER… Hayatımıza hızla giriş yapmış antibiyotikler… Hani en ufak bir ...
FUAR REHBERİ Merhaba Sayın İnovatif Dergisi okurları, bu ay ve bundan sonraki aylarda sizlere kimyagerlerin ilgisini çekebileceğini düşündüğüm...
KİMYAGER VE KİMYA MÜHENDİSLERİ İÇİN ÜCRETSİZ IOS UYGULAMALARI 1 Bu ay sizlere, Kimya ile ilgili yapılmış IOS uygulamalarından bahis ...
30 40 48 55
61
HER AY 3 WEB SİTESİ Her ay sizlere faydalı olacak 3 web sitesi....
KİMYA BULMACA Her ay kimya terimlerine aşina olacağınız bulmaca...
63
62
KİMYA BULMACA ÇÖZÜMÜ (GEÇEN AY) Geçen ayın bulmaca çözümleri...
İLETKEN POLİMERLER Elvin RÜSTAMLİ
Gazi Üniversitesi elvinrustamli@gmail.com
Polimerler elektriksel yalıtkanlığı iyi maddeler olarak bilinirler ve bu özelliklerinden dolayı elektriksel yalıtkanlığın arandığı alanlarda önemli kullanım yerleri bulmuşlardır. Ayrıca kolay işlenmeleri, esneklikleri, estetik görüntüleri, hafiflikleri ve kimyasal açıdan inert olmaları diğer önemli üstünlükleridir. Polimerlerin üstün mekanik özelliklerine, iletken özelliğinin de katılmasına yönelik yapılan çalışmalar ile, polimerlerin endüstrideki kullanım alanları genişlemiştir (Kobayashi ve ark. 1984). 1977’ de Shirakawa ve arkadaşları, konjüge bağ düzenine sahip bir polimerin İyot ile toplanarak ve iletken özellik kazanabileceği fikrini ortaya atarak, polimerlerin teknolojik gelişimi için yeni bir kapı açmışlardır (Shirakawa ve ark. 1977). Bu tarihten sonra iletken polimerler üzerine yapılan çalışmalar artmış ve bu tür polimerler kullanılarak yapılan birçok malzeme ticarileşmiştir.
Elektroaktif iletken polimerler, daha önce sadece inorganik sistemlerde bulunan elektriksel ve optik özellikler sergilemektedirler. İletken polimerler silikon gibi inorganik kristal yarı iletkenlerden, moleküler yapıda bulunmaları açısından farklılık gösterirler (Duke ve ark. 1980). İletken polimerler konjuge π-elektron iskeletine sahip olmalarından dolayı elektriksel iletkenlik, düşük enerjili optik geçiş, düşük iyonlaşma potansiyeli ve yüksek elektron hareketi gibi elektronik özelliklere sahiptirler. Yüksek iletkenlik özelliğine sahip olan bu malzemeler sentetik metal olarak da adlandırılırlar (Gerard ve ark. 2002).
Şekil 1 : Bazı iletken polimerlerin yapıları a) Poliasetilen b) Politiyofen c)Polifuran d) Polipirol e) Polifenilen f ) Polianilin g) Polikarbazol
8
İnovatif Kimya Dergisi
Düşük bant aralığına sahip polimer sentezi için literatür de kabul gören yaklaşımlardan biri Donör-Akseptör Teorisi’ dir. Bu teoriye göre bir konjuge zincirin içinde donör ve akseptör grupların birlikte bulunması değerlik ve iletkenlik bantlarında bir kayma sağlamakta ve daha düşük bant aralığına sahip malzemelerin sentezi mümkün olmaktadır.
Şekil 2 : Donör-Akseptör Teorisi’ ne göre düşük bant aralığına sahip polimerlerin elde edilmesi İletken polimerler son zamanlarda özellikle Elektrokimya alanında büyük ilgi görmektedir. İletken polimerlerin ön plana çıktığı ilk önemli çalışma 1970’lerde yapılmış ve poliasetilen filminin bazı maddelerle katkılanarak metalik özellik gösterdiğinin belirlenmesi ile iletken malzeme olarak da kullanılabileceği düşünülmüştür. İletken polimerler ilk keşiflerinden bu yana, elektrokromik cihazlar, ışık saçan diyotlar, sensörler ve organik güneş pilleri gibi endüstriyel alanlarda uygulama alanı bulmuşlardır.
İnovatif Kimya Dergisi
9
İletken polimerlerin önemli uygulama alanlarından biri de elektrokromik cihazlardır. Bu cihazlarda uygulanan gerilime bağlı olarak gözlemlenebilen tersinir bir renk değişimi olur ki, bu durum “elektrokromizm” olarak adlandırılır. Polimerin renk değişimi şeffaf durum ile renkli durum arasında veya iki farklı renk arasında gerçekleşebilir. İkiden fazla redoks bölgesine sahip polimerler ise, multikromik özellik göstermektedirler.
Şekil 3 : Elektrokromik cihaz şekli İnorganik malzemeler ve bu malzemelerle yapılan elektrokromik cihazlarla ilgili birçok çalışma yapılmıştır. Ancak bu tür inorganik elektrokromik malzemelerin pahalı olmalarının yanı sıra her türlü rengin elde edilememesi gibi bazı sorunları vardır. Polimerik malzemeler ise daha az kararlı olmakla beraber yapılarında gerçekleştirilebilen değişikliklerle renk çeşitliliğini sağlamak mümkündür. İletken polimerlerin elektrokromik cihazlarda aktif katman olarak kullanılması, hızlı değişim zamanları, yüksek optik kontrast, işlenebilirlik ve bant aralığının kolaylıkla ayarlanabilmesi gibi artıları sayesinde daha popüler olmuştur. Elektrokromik malzemeler otomobillerin dikiz aynaları, güneş kontrolünü sağlayan akıllı camlar, optik ekranlar, kamuflaj malzemeleri gibi birçok teknolojik uygulamaya sahiptir.
Şekil 4 : Organik Güneş Pili
10
İnovatif Kimya Dergisi
Bilim ve teknolojinin gelişmesine paralel olarak organik elektronik malzemelerin önemli bir diğer uygulama alanı olan, organik güneş pilleri ilerleyen yıllarda yaygın olarak kullanılacaktır. Bu teknolojinin temeli elektron alıcı ve elektron verici moleküller arasında meydana gelen etkin elektron transferidir. Çözünebilir iletken polimerlerin geniş yüzeylere kaplanabilmesi, düşük maliyetli olması ve kolay üretilebilmesi gibi nedenlerden dolayı güneş pillerinde uygulama alanı bulabilmekte ve günümüzde bu konudaki araştırmalar devam etmektedir. Kaynaklar 1.Fatma BAYCAN KOYUNCU, Doktora Tezi; “DONÖR AKSEPTÖR TİPİ KARBAZOL İÇEREN İLETKEN POLİMERLERİN SENTEZİ VE ELEKTROKROMİK ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ” 2.Tarkuc S., Udum Y.A., Toppare L., “Tuning of the Neutral State Color of the π-Conjugated Donor-Acceptor-Donor Type Polymer from Blue to Green via Changing the Donor Strength on the Polymer”, Polymer, 50, 3458-3464 (2009). 3.Taskin A.T., Balan A., Udum Y.A., Toppare L., “Improving Electrochromic Properties via Copolymerization”, Smart Mater. Struct., 19, 065005 (7pp) (2010). 4.Tarkuc, S., Udum Y.A., Toppare L., “Molecular Architecture: Another Plausible Pathway Toward a Low Band Gap Polymer”, Journal of Electroanalytical Chemistry 643(1-2), 89-93 (2010). 5.Unver, E.K., Tarkuc S., Udum Y.A., Tanyeli C., Toppare L., “Effect of Conjugated Core Building Block dibenzo[a,c]phenazine unit on π-conjugated Electrochromic Polymers: Red-shifted Absorption”, Journal of Polymer Science, Part A: Polymer Chemistry 48(8), 1714-1720 (2010).
İnovatif Kimya Dergisi
11
PETROL Hakan ÇELİK
Ege Üniversitesi hakancelik.ksk@hotmail.com
Petrol sözcüğü Latince ”Petro(Taş)”, ”Oleum(Yağ)” kelimelerinin birleşmesiyle oluşmuştur ve Taş Yağı anlamına gelir. Petrol, doğada bulunan hidrokarbon karışımıdır. Petrol uzun jeolojik süreçlerde karmaşık fiziksel ve kimyasal işlemler sonucunda oluşmuştur. Yüz milyonlarca yıl önce denizlerde yaşayan ya da suların denizlere sürüklediği hayvan ve bitki kalıntıları anaeorabik bir ortamda ısı, besin ve mikroorganizmaların etkisiyle ham petrole benzer kerojen oluşumunu sağlamıştır. Kerojen sonradan, yukarı tabakalara doğru gitmesi esnasında gittikçe değişmiş ve ham petrolü meydana getirmiştir. Kimyasal Özelliği: Petrol açısından en önemli hidrokarbonlar; •Parafin veya metan serisi(CnH2n+2) •Olefin(Naften) serisi(CnH2n) •Aromat(CnH2n-6) serisi(Aromatikler) •Asetilen serisi(CnH2n-2)
Tarihçesi: Petrol ilk olarak 4.yüzyılda Çin’de ısıtma ve aydınlatma amacı ile kullanılmıştır. Genellikle o dönemlerde gaz yağı kullanılmaktaydı. Özellikle yakalanan balinaların yağı, gaz lambalarında kullanılırdı. 1853 yılında Polonyalı Ignacy Lukasiewicz’in petrolü gaz lambalarında kullanması yeni bir dünüm noktası olmuştur.
12
İnovatif Kimya Dergisi
Bu tarihten sonra petrolün değeri her geçen gün artmıştır. 1861 yılında Mirzoeff adındaki bir iş adamı Azerbaycan-Bakü’de ilk petrol rafinerisini kurmuştur. 1.Dünya savaşı sonrası dünyada petrolün önemi giderek artmış, otomobil ve diğer motorlu vasıtaların yaygın kullanılmaya başlaması ile petrole ihtiyaç giderek artmıştır. Dünyada çok sayıda petrol şirketleri kurulmuş olup bunların en önemlileri “Seven Sisters(7 kız kardeşler)” adı ile bilinen 7 büyük şirkettir. Bunlar bugün de dünya piyasasını idare eder. * * * * * * *
BRITISH PETROLEUM SHELL MOBİL EXXON GULF TEXACO CHEVRON
Hazar çevresi petrol kaynakları bugün, üzerinde en çok araştırma yapılan yerlerin başında gelmektedir. Dev petrol şirketleri burada araştırmalar yapmaktadır. Petrol 20.yüzyılda olduğu gibi 21.yüzyılda da önemini sürdürecektir. Dünya politikasını değiştirecek ana etkenlerden biri olacaktır.
Petrolün Kullanım Alanları: Petrol genellikle bir arıtmadan geçirildikten ya da rafine edildikten sonra kullanıma hazır hale gelir. Bu işlemle ham petrol, benzin, mazot, yağ ve petrokimya ürünlerine dönüştürülür. Önem sırasına göre bunlar; benzin, fuel oil, motorin, LPG, jet yakıtı, asfalttır. Petrokimyasal hammaddeler daha çok plastik, yapay kauçuk, yapay lif, gübre, deterjan, böcek ilacı ve çeşitli çözücülerin üretiminde kullanılır. Bunlara ek olarak petrol bazlı hammadİnovatif Kimya Dergisi
deden uçak, otomobil, inşaat, patlayıcı sanayi ve boya sanayinde, gıda işleme tekniklerinde ve tarımda da yararlanılır.
Petrol Arama ve Çıkarma İşlemleri: Bir bölgede petrol çıkarmak için çalışmalara başlamadan önce, o bölge teknolojik aletlerle uzun bir süre gözlemlenir. Çünkü petrol çıkarmak maliyeti yüksek olan bir iştir. Petrol araması yapılan bölgenin öncelikle havadan ve karadan fotoğrafları çekilir ve yer yapısı incelenir. Yeryüzünden ve yerin altından alınan kayaç örneklerine X ışınları yardımıyla kimyasal çözümleme yapılır ve oluşumu belirlenir. Daha sonra yer hareketlerini belirlemek amacıyla sismograf gibi sismik cihazlar kullanılır ve genellikle dinamit patlatılarak yer hareketleri belirlenir. Eğer herhangi bir rezervuara rastlanırsa sondajlama yapmadan önce rezervuar içerisindeki petrol miktarı ölçülür. Eğer bulunan petrol, maliyeti karşılayamayacak durumda ise kuyu terk edilir. Ancak rezervuardaki petrol oranı fazla ise sondajlama yapılır ve yer kabuğunu delecek güçteki araçlardan faydalanılır. Kullanılan sondajlama araçlarının ağırlığı yüz tondan fazladır. Böylece yer kabuğu kolayca delinebildiği gibi, rezervuara ulaşıldığında da petrolün dışarı fışkırmasını engeller. 1980 yılında İran’da açılan ilk petrol kuyusundan çıkarılan petrol yaklaşık 350 metre yüksekliğe kadar fışkırmıştır. Günümüz teknolojisiyle karşılaşılan böyle bir durum kaza sayılmaktadır ve tedbiri alınmazsa çok tehlikelidir. Rezervuar içerisindeki petrole ulaşıldığında ise kuyunun ağzına basınca dayanıklı bir kapak takılır.
13
En Çok Petrol Üreten Ülkeler:
üretilen ham petrolün bir kısmı Batman Rafinerisi’ne, bir kısmı da Batman-İskenderun boru hattı ile Dörtyol’a gönderilmektedir. Buradan da tankerlerle Ataş, İzmir ve İzmit rafinerilerine taşınmaktadır. İskenderun Körfezi ile Kırıkkale arasındaki petrol boru hattı ile de Kırıkkale Rafinerisi’ne ham petrol aktarılmaktadır. Ayrıca Türkiye-Irak boru hattı ile Irak petrollerinin bir kısmı Yumurtalık Limanı’na taşınmaktadır. Bu taşımacılıktan ülkemiz önemli bir gelir sağlamaktadır. Azerbaycan petrolünün de yapılacak boru hattı ile İskenderun Körfezi’ne getirilmesi planlanmaktadır. Yurdumuzda petrol aramalarına hızla devam edilmektedir.
(1 Varil Petrol 159 litreye tekabül etmektedir)
Kaynaklar
Ülke
http://www.istanbul.edu.tr/yerkure/Petrol1.htm
Günlük Üretim(x106 varil)
Suudi Arabistan
10.37
Rusya Federasyonu
9.27
http://www.bilgiustam.com/petrolun-olusumu-tarihcesi-ve-kullanim-alanlari/
Amerika Birleşik Devletleri
8.69
http://tr.wikipedia.org/wiki/Petrol
İran
4.09
http://biltek.tubitak.gov.tr/
Meksika
3.83
Prof.Dr.Bilsen BEŞERGİL (RAFİNERİ PROSESLERİ)
Türkiye’de Petrol:
Resimler ve Görsel Kaynak
Yurdumuzda petrol yatakları bakımından fazla zengin değildir. Mevcut petrol yataklarımız daha çok Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Batman, Siirt ve Diyarbakır’dadır. Adıyaman, Şanlıurfa ve Mardin’de de petrol yatakları vardır. Üretilen petrol, ihtiyacımızı 1/7 oranında karşılamaktadır. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde
14
http://www.ibb.gov.tr/sites/aydinlatmaenerji/pages/enerjikaynaklari.aspx http://enerjienstitusu.com/
İnovatif Kimya Dergisi
İNOVATİF Kimya Dergisi
KONUNU DÜŞÜN KONUNA HAZIRLAN KONUNU YAZ İnovatif Kimya Dergisi
15
DİOKSİN– HEP BİZİMLE OLAN “DOST” Elvin ASLAN
Bakü Devlet Üniversitesi toriumuranqizi@gmail.com
Günümüzde bilim adamlarının uğraştığı konuların başında kanserin bulunduğunu söylersek sanırım yanılmayız. Ve neredeyse her gün televizyonda, gazetelerde, dergilerde kanseri tetikleyen sebeplerle ilgili haberleri okuyor ve duyuyoruz. Bu sebeplerden bazılarını(sigara, içki v.s) bilinçli bir şekilde evimize, hayatımıza getirdiğimiz gibi bazılarını istemesek de hayatımıza sokabiliyoruz. Bunların başında gelenlerden biri hiç şüphesiz “dioksindir”. Dioksin nedir? Peki dioksin nedir? Kimyasal olarak dioksinin stabil bir formülü yok. Dioksin, kendisinde klor atomları tutan, oksijen atomuyla birbirine bağlanan benzen halkalarından ibaret bir kimyasaldır.
Şekil : Yeşil klor atomları, kırmızı benzen halkalarını birbirine bağlayan oksijen atomlarıdır. Zaten iki oksijen atomuyla birbirine bağlandığı için, bunlara Dioksin adı verilmiştir. Dioksinlerin tehlike derecesi, bulundurduğu Klor atomlarının sayısıyla doğru orantılıdır(directly proportional). Bu atomlarının sayısı ise doğal olarak benzen halkasının uzunluğu ile doğru orantılıdır. Yani birbirine birleşik benzen halkasının sayısı ne kadar fazlaysa, o kadar Klor atomu bulundurur ve Klor atomu arttıkçada tehlike artar.
16
İnovatif Kimya Dergisi
Tabiatta bir sürü dioksin türü bulunmaktadır. 419 nev Dioksinden yalnız 30’unun toksik derecesi yüksektir. En tehlikelisinin yukarıda resmi bulunan tetraklorodibenzo-para-dioksi(TCDD) olduğu söyleniyor. Hatta bazı dioksinlerin toksik derecesinin, TCDD’den onbin kat az olduğu belirtiliyor. Peki Dioksinler nasıl ürer? Dioksinler tabiatta suni olarak yaransalar da, yukarıda söylendiği üzere insanlar çoğu zaman bunu bilinçsiz şekilde yapmışlar. Asırlar boyu kağıt üretiminde, metal sanayisinde ve diğer sanayi alanlarında atmosfere akıtılan atıklar sebebiyle dioksinler tabiatta kendine yer etmiş durumdadır. Dioksinin üreme sebeplerini gruplara ayıralım:
En yüksek riskli alanlar •Genel ve tıbbi atıkların yakılması •Evde ve sanayide ağaç yakılması •Kömürle ısıtma ve yemek pişirme •Arka bahçede atıkların yakılması •Orman yangınları •Ağaç mamüllerinin ve kağıt ürünlerinin beyazlaştırılması •Bebek bezleri •Kimya sanayisi •Metal eritme sanayisi
Daha az riskli alanlar •Barbekü(barbecue) •Gaz ve yağ ile ısıtma •Otomatik sobalar ve kazanlar Kendi kazdığımız kuyuya nasıl düşüyoruz? Dioksinler balık eti, kırmızı et ve sütte bitkisel gıdalara nazaran daha çok depolanıyor. Hayvanlarda kendilerine mekan seçtikleri yer ise, genel olarak yağ dokularıdır. Dioksinler aynı zamanda insanların yağ dokularında depolanıyorlar. Buradan ise kana geçerek kendi zehirli etkilerini göstermektedirler. Bunun için en uygun zaman ise insanların stres yaşadıkları andır. Aynı zamanda yiyeceklerin plastik kaplarda mikrodalgalı fırında ısıtılması, plastik bardaklarda sıcak içeceklerin içilmesi, dioksinlerle zehirlenme riskini arttırmaktadır. Bu yüzden gelişmiş ülkelerde “fast food” servislerinde plastik bardakta değil, kağıt bardaklarda servis yapılmaktadır. En ilginç zehirlenmeyse bebeklerin anne sütüyle zehirlenmesidir. Almanya’da bilim adamlarının vardığı kanaata göre, eğer anne dioksinle zehirlenmişse, sütüyle beslediği bebeği de zehirden nasibini alır. Peki bu durum anneye bebeğini kendi sütünden mahrum etme hakkı veriyor mu? Elbette ki hayır. Dünya pediyatri uzmanları ve bilim adamları anne sütünün çocuk için en faydalı yiyecek olduğu fikrinde kararlılar. Ayrıntılı bilgileri http://www.dioxinfacts.org/dioxin_health/dioxin_tissues/breast_milk. html den alabilirsiniz.
İnovatif Kimya Dergisi
17
Şekil : Günlük hayatımızda ve gıda rasyonumuzda potansiyel kontamine olunmuş dioksin depoları Dioksinler insan hücrelerinin sitoplazmasında, reseptörlere bağlanarak kompleks haline gelir. Daha sonra ise hücrelerin çekirdeğinde bulunan DNA ile birleşerek protein sentezini engeller. Bundan başka gen taşıyıcısı olan DNA`nın bozulmasına neden olur ki, bu da kanserle sonuçlanır. Bunun mekanizması ise aşağıdaki resimde ayrıntılı gösterilmiştir:
18
İnovatif Kimya Dergisi
Dioksinler insan organizmasında düştükten sonra DNA`daki aril karbon (ArH) radikallerini aktifleştirir ve sonuçta DNA mutasyonu ortaya çıkar. Bu ise, nihayetinde kansere neden olur. Ancak dioksinin insana zararları sadece kanserle de bitmiyor. Yeni doğmuş bebeklerde zeka eksikliğine, spina bifida hastalığına, yüksek tansiyona, mide bulantısına, kusurlu böbrek oluşumu, diabet, bağışıklık sisteminin bozulması, özellikle erkeklerde kısırlığa neden olur. ABD`nin Vietnam`la savaşı esnasında 2,4,5-T dioksini içeren silah kullanması nedeniyle günümüzde Vietnam`da yeni çocuklarla beraber spina bifida hastalığı doğar. Ve ABD hükümeti her spina bifida hastalıklı çocuk için tazminat ödemektedir. Dioksinlerin erkeklerde kısırlık yaratmasının sebebi ise, sperm üretimini zayıflatmasıdır. Bundan başka erkek yumurtalarında Y kromozomunun sentezini bir hayli zayıflatır.
etmeli, atmosfere daha az zarar verecek projeler düzenlemeli, şehirlerin ve kasabaların ısıtılmasında enerji kaynağı olarak daha az zehir üreten kaynaklardan yararlanmalılar. Güneş ve rüzgar enerjisi bunların başını çeker. Türkiye de kontrolsüz atık yakmakdan nasibini almamış değildir. Yapılan çalışmalar sonunda Kocaeli`de tavuk eti ve yumurtalarda, dioksin miktarının izin verilebilir miktarlardan daha çok olduğu gözlemlenmişdir.
Dioksinden nasıl korunmalı? WHO(World Human Organization) tarafından, insan için günlük doz 1-4 pg TEQ/kg olarak belirlenmiştir. Birçok dünya ülkesi artık, atıkların açık havada yakılmasını tam olarak yasaklamış; bir kısmı ise bunu yapmayı planlamaktadır. Peki dioksin miktarını nasıl azaltabiliriz? Bunun için insan vücudunun dioksin miktarını %50`ye kadar azaltan ilaçlar üretilmiştir. Hatta araştırmalar sonucu tabiatta bazı mantarların, mikroorganizmaların bu zehirli maddeleri parçaladığı tespit edilmiştir. Ama günümüzde sanayinin yükseliş temposuna ayak uydurması için yeterli değildir. Büyük Britanya`da yapılan araştırmalar sonucu insanların bilgilendirilmesinden sonra dioksin miktarının önemli derecede azaldığı izlenmiştir. Bunun dışında devletler, atıkları daha fazla kontrol İnovatif Kimya Dergisi
Kaynaklar * http://commons.wikimedia.org/wiki/ File:Dioxin-3D-balls.png * http://www.who.int/mediacentre/factsheets/fs225/en/ * http://www.agentorangecanada.com/ dioxin.php * http://www.cshd.org.tr/?fullTexId=390 * http://www.stanford.edu/group/whitlock/newresearch.html * http://www.dioxinfacts.org/dioxin_ health/dioxin_tissues/breast_milk.html
19
GİRİŞİMCİ KİMYAGERLER NASIL YETİŞİR Ayşe EMİR
Gazi Osman Paşa Üniversitesi ayseemirr_2008@hotmail.com
Girişimci, fırsatlara dönüştürülebilecek sorunlar arayışı içinde olan ve amacına ulaşmak için sınırlı kaynakları etkili bir şekilde kullanan kişidir. Ayrıca girişimcilik karşılaştığımız sorunları çözebilme yeteneğidir. Vinod Khoslo’nın dediği gibi ‘’sorun ve risk ne kadar büyükse fırsatta o kadar büyüktür. Kimse size sorun olmayan bir şeyi çözmeniz için para ödemez.’’ Bugünün dev şirketleri bir zamanların girişimcileriydi, bundan dolayı girişimciliğe önem vermeliyiz.
Ülkemizde yabancı ülkelerde olduğu gibi, üniversitelerin bünyesinde girişimcilik programları olabilir. Her meslek guruplarında girişimcilik dersleri okutulmalıdır. Kimyagerlik mesleğinde girişimcilik daha da önemlidir. Çünkü Kimya yenilik oluşturan ve araştırmaya açık bir meslektir. Kimya ayrıca endüstri demektir. Yenilikçi Kimyagerler yetiştiğinde, endüstrimizde gelişecektir. Üniversitelerde okutulması gereken girişimcilik dersi öğrencilere; liderlik, takım kurma, düşünme kabiliyeti, yenilikçi ve karar verme gibi hayatta sürekli kullanabileceğimiz önemli kişilik özellikleri geliştirmeli. Üniversitelerde kurulması gereken girişimcilik programı, öğrencilere ve öğretim elemanlarına girişimcilik konusunda destek ve yardımcı olmalıdır. Girişimcilik özellikleri yetenek işi; ama eğitim yetenekleri geliştirir ve yetenekler kazanılabilir.
20
İnovatif Kimya Dergisi
Aslında girişimcilik özelliği, bir insanda gündelik hayatta yaşayarak da gelişebilir. Gündelik hayatta karşılaştığımız sorunları fırsat olarak görüyor ve nasıl çözeceğimizi mi düşünüyoruz; yoksa sorunları sadece eleştiriyor muyuz? Hayatı çözebilen ve tanıyan insan, bana göre parada kazanabilir. Kimyada, girişimcilik ve yenilik demektir. Kimyada girişimcilik önemlidir. Kimya bölümlerinde, girişimciliği artırıcı, öğrencileri daha inovatif ve yaratıcı düşünmeye yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Okullarda mevcut laboratuarlar, araştırmadan uzak ve ezberciliği aşılamaktadır. Haftada bir defa yapılan deneyde, deneyler yedişer kişilik guruplar halinde yapılmaktadır. Bu durumda bazı öğrenciler deneydeki değişiklikleri bile gözlemleyememektedir. Laboratuvar da cihazlar öğrencilere kullandırılmıyor ve laboratuar hocaları cihazı çalıştırırken gruplar halinde, öğrenciler uzaktan izleyebiliyor sadece… Laboratuvar hocası cihazı çalıştırdığında guruplar halinde izlenildiğinden, arkada kalanlar sadece hocanın sesini duyabiliyordu.
İnovatif Kimya Dergisi
Girişimcilikte risk almak önemlidir, risk alıp korkmadığımızda başarıyı yakalarız. Fakat okullarımızda laboratuarda ki cihazlardan korkmamız öğretiliyor ve öğrencilere güven verilmiyor. Okuldaki hocalara göre, öğrencinin cihazı çalıştırmasını bırak, dokunması bile istenmiyordu. Laboratuvarlarda Kimyada deney yapmak tehlikeli ve korkulacakmış gibi anlatılıyordu. Bunu yaparken kötü niyetle yapılmıyordu, amaçları oluşabilecek tehlikeleri önlemekti. Ama korku ve korkutarak yetiştirilen öğrenciden, yenilikçi ve inovasyon düşünceler oluşmaz. Kimya bölümünde ve diğer meslek guruplarında, beyin fırtınası yapılması girişimci öğrencilerin yetişmesini sağlar. Beyin fırtınasında, hocalar ve öğrencilerin bir arada olmasının daha faydalı olacağını düşünüyorum. Beyin fırtınası yaparken insanları bilgili ve bilgisiz olarak sınırlamamak lazım, orijinal ve farklı fikrin kimden çıkacağı belli olamaz. Beyin fırtınası farklı beyinleri kullanabilmek demektir. Sizin aklınıza gelmeyecek bir düşünce, bir başkasının saçmada olsa aklına gelebilir.
21
Söylenen düşünce saçmada olsa bir başkasının aklına doğru fikri getirebilir, belki yalnız düşünse o fikir aklına gelmeyecektir. Beyin fırtınasında beyinler küçümsenmemeli ve her düzeydeki insanlarla beyin fırtınası yapılmalıdır. Şirketlerin AR-GE departmanlarında, şirket bünyesinde çalışan Kimya meslek gurupları ile de beyin fırtınası yapılabilir ve ezberci çalışan yetiştirilmemiş olur. Ezberci çalışan yetiştirmediğinizde çalışanların hepsinin beyni kullanarak daha çok verim alınabilir. Şöyle düşünün büyük bir beyin potansiyeli var ve kullanmayı bilmiyoruz. Ülkemizde KOSGEB ve TEB Girişim kuruluşları ücretsiz girişim eğitimleri vermektedir. Bu eğitimler fırsattır ve bunlara katılmanızı öneriyorum. Ücretsiz olan girişimcilik eğitimlerine katılıyorum ve girişimcilik kitapları okuyorum. Girişimciliği çok önemsiyorum, bu dergimizde zaman zaman girişimcilikle ilgili yazılar yazmayı düşünüyorum. Resimler ve Görsel Kaynak http://www.tubitak.gov.tr/sites/default/ files/styles/ana_gorsel/public/olimpiyatlar_0.jpg?itok=mKQ_NeSl http://www.yapi.com.tr/Uploads/HaberMedya/103970/58629611e4e2442cb33f9532eef931fc-480x268.jpg http://www.girisimhaber.com/ post/2013/image.axd?picture=2010%2F11%2Fgirisimcilik.jpg
22
İnovatif Kimya Dergisi
İNOVATİF Kimya Dergisi
KONUNU DÜŞÜN KONUNA HAZIRLAN KONUNU YAZ İnovatif Kimya Dergisi
23
“KAUÇUK SEKTÖRÜ” – AĞLAYAN AĞAÇ Vahit KENAR
Sakarya Üniversitesi vahitkenar@gmail.com
Merhaba Arkadaşlar, Bu haftaki konumuz günlük hayatta birçok eşyada yer alan ve stratejik öneme sahip kauçuk sektörü. Özellikle girişimciliğe çok açık bir sektördür. Üretim aşamasında çıkan ıskartalar bile çöpe atılmaz, hatta çok iyi fiyatlarla ilgili firmalara satılır. Yalnız kötü yanı, eğer sıfır hamur karışımları hazırlıyorsanız özellikle karbon siyahı dediğimiz o sinsi kara toz ile iç içe olacaksınız demektir. Eğer havalandırma ve çalışma koşulları tam teşekküllü ise bu tozdan çok da fazla korkmanıza gerek yok. Aynı zamanda, toz dışında firmanız kauçuk hamuru pişirme ve presleme işlemlerini de bünyesinde barındırıyorsa gene bir risk altındasınız demektir. Kimya sektörü içerisinde plastik ve kauçuk ürünleri önemli bir yere sahiptir. Kimya sektöründe çalışanların % 59,3’ü ve girişimcilerin % 77’si plastik ve kauçuk ürünleri imalatında faaliyet göstermektedir. TUİK’in 2009 yılı verilerine göre kimya sektöründe yapılan ihracatın % 48,4’ü bu dalda yapılmıştır. Kimya sektörünün 2009 yılı faktör maliyeti ile
24
katma değerinin imalat sanayi içindeki payı % 13,77 olmuştur. Burada dikkati çeken kauçuk ve plastik ürünlerinin imalatının katma değerinin kimyasalların ve kimyasal ürünlerinin imalatının üzerinde olmasıdır.Kimya sektöründe 2011 yılında en fazla ihracat 3,717 milyon dolar ile plastik ürünlerin imalatı dalında yapılmıştır. Bu rakamı 2,047 milyon dolar ile temel kimyasal maddelerin imalatı, 1,382 milyon dolar ile iç ve dış lastik imalatı izlemiştir.2011 yılında en fazla ithalat yaptığımız alt sektör 10,814 milyon dolar ile birincil formda, plastik ve sentetik kauçuk imalatı sektörü olmuştur. Bu sektörü 7,902 milyon dolar ile temel kimyasal maddelerin imalatı, 5,1 milyar dolar ile eczacılıkla ilgili ürünlerin, tıbbi kimyasal ve bitkisel ürünlerin imalatı izlemiştir. 2010 yılında bu oran %46,2’ye gerilemesine rağmen, 2011 yılında sektörün yarattığı yeni pazarlar etkisini göstermiş ve kimya sektörü ihracatının %48’i plastik ve kauçuk ürünleri tarafından gerçekleştirilmiştir. Kauçuk, günlük hayatımızda birçok alanda kullanılmasından dolayı sürekli popülerliğini korumaktadır. İnovatif Kimya Dergisi
Şimdi biraz kauçuğun ne olduğu hakkında temel bilgilerden bahsedelim.
pek çok lastiğin yapımında kullanılır.
Lastik, ham maddesi kauçuk olKauçuk, aslında bir ağaç adıdır. Kaumakla beraber bazı tropik bitkilerin sütümsü özsuyundan(lateks) doğal çuğun adı, Amazon Bölgesi yerlilerhâlde elde edilen kauçuğun petrol ve inin dilinden gelir (caa-o-cu=ağlayan ağaç). Bu ağacın kendisinden ve özsuyu alkolle bileşimiyle elde edilen maddeolan lateksinden elde edilen maddeler, dir. Fransız bilim adamları tarafından endüstride kullanım sahası bulmuştur. 1736’da Güney Amerika’da tanımlanan Doğal kauçuğun bu kadar çok kullanılve 1840’ların başında Charles Goodyear ması sebebi ile kauçuğu çok ucuz ve bol tarafından kükürtle sertleştirme işlemi miktarda elde edebilmek için 1906 yılın- gerçekleştirilen kauçuk, bu yıllardan itida Almanlar tarafından sentetik(yapay) baren endüstrideki yerini almış ve ticari kauçuk elde edilmiştir. Son yıllarda tabii önem kazanmıştır. kauçuğun yanı sıra sentetik kauçuğun da üretilmesi ile pek çok kauçuk türü Goodyear’ın bu yöntemi, kükürtleme ortaya çıkmıştır. Kauçuğun en önemli işlemini hızlandırıcı ve kırılmaya karşı özelliği yüksek bir elastikiyete sahip ol- kauçuğun direncini artırıcı bazı kimyması, yani yeniden eski haline dönebilen asal maddeler katılmasıyla zamanla bir uzayabilirliğinin olmasıdır. Kauçuk geliştirilmiştir. Lastik hamurunun en işleme endüstrisinin gelişmesinin ve temel ham maddesi olan kauçuk hiçbir hemen her sektörde kullanılmasının tezaman yalnız olarak kullanılmaz. Genelmelinde de bu vardır. likle bir lastik hamuru ağırlıkça %50 oranında kauçuk içerir. İlk önce lastik, Brezilya’da eskiden kurutulmuş bir “kükürt+kauçuk” olarak elde edilmiş balçık kalıp üstünde kat kat sürülen ve sonraları önem kazanması nedeni kauçuğun pıhtılaştırılması ile ayakkabı ile lastik içerisine yabancı maddeler yapılıyordu. Lateksin bezler arasında katılarak iyileştirme yoluna gidilmiştir. kurutulması ile de, su geçirmez bezLastik sektörünün en önemli girdileri, ler üretiliyordu. Kauçuktan ilk olarak 1530’larda bahsedilmeye başlandı. Daha tabii ve sentetik kauçuk ve karbon karönceleri bilinmiyordu. asıdır. Özellikle tabii kauçukta %100 ithalat bağımlılığı bulunmaktadır. Tüm dünyada 12 milyon tonun üstünde Diğerlerinde ise ithal oranı %50’nin kauçuk üretilir ve bunun yaklaşık üçte üzerindedir. Lastik sektörünün çıktısını biri doğal kauçuktur. Kalanı petroldtalep eden kullanıcı sektör ise otomotiv endüstrisidir. Otomotiv endüstrisinin en elde edilen kimyasal maddelerle krizde olduğu dönemlerde, lastik sekyapılan sentetik kauçuktur. Doğal kauçuk, kauçuk ağacının(Hevea brasilientörü de dolaylı olarak olumsuz yönde etkilenmektedir. Lastik sektörünün reksis) kabuğundan akan sütümsü özsudan(lateks) elde edilir. Bu ağacın en iyi abet gücü, iç piyasadaki çok düşük fiyatyetiştirildiği bölgeler ekvatorun çevrelarla Uzakdoğu ülkelerinden ithal edilen lastikler sebebi ile azalmaktadır. sidir. Kauçuğun kullanılmadığı pek az sanayi dalı vardır. Üretilen kauçuğun %60’tan çoğu, bisiklet lastiklerinden iş makinelerinin lastiklerine kadar değişen İnovatif Kimya Dergisi
25
Günümüzde Kauçuk Kaynakları
TEKNİK KAUÇUK BİLGİLERİ
2005 yılında yaklaşık 21 milyon ton kauçuk imal edilmiştir ve bunun %42’si doğal kauçuktur. Günümüzde doğal kauçuğun ana kaynağı Asya’dır. 2005 üretiminin yaklaşık %94’ü Asya’da yapılmıştır. Üretimin büyük çoğunluğunu yapan üç ülke; Endonezya, Malezya ve Tayland’dır. 2005 yılında bu üç ülke toplamda dünya üretiminin %72’sini gerçekleştirmişlerdir. 2013 Yılı itibariyle bu veriler geçerliliğini halen sürdürmektedir.
Kauçuk
Kullanım Alanları Kauçuğun çok geniş bir kullanım alanı vardır. Ev yaşantısından endüstrinin çeşitli alanlarına yarı mamulden nihai ürüne kadar çeşitlilik gösterir. Araç lastiği sektörü en çok kauçuk tüketen sektördür. 2005 yılı kauçuk tüketiminin %56’i lastik sektörü tarafından gerçekleştirilmiştir. Kauçuğun yoğun biçimde kullanıldığı diğer ürünlerden bazıları şöyledir: konveyör bant, kayışlar, hortum, conta, ayakkabı tabanı ve körük… Tıbbi ve endüstriyel eldivenler de kauçuk ürünleridir. Ayrıca kauçuktan çeşitli yapıştırıcı türleri de üretilmektedir. Kauçuk sektörüne atıldığınızda ister kalite departmanında çalışın ister ARGEde, en çok karşılaşacağınız testler şunlardır; * * * * * * * *
Sertlik, Shore A, IRHD Yoğunluk Rheometre Kopma-Uzama Yırtılma Kalıcı deformasyon Yaşlandırma testleri Kül
26
Polimer ve Monomer Kavramları: Plastik ve kauçuklar, polimer(makromoleküller) adıyla tanımlanan bir bileşik sınıfına girerler. Polimerler, monomer adı verilen küçük moleküllerin kovalent bağlarla birbirlerine bağlanarak oluşturdukları çok büyük moleküllerdir. Monomer: CH2=CH-CH=CH2; bütadien(gaz) Polimer: (CH2-CH=CH-CH2 )n; elastomer(katı) Polimer Zinciri: Çok sayıda monomer molekülünün birbirine bağlanarak oluşturduğu büyük moleküler zincir olarak tabir edilir. Atomların tipine bağlı olarak polimer zincirinin belli bir hareket kabiliyeti vardır. Polimer molekülü meydana getirmek üzere kullanılan monomerlerin iki veya daha fazla fonksiyona sahip olmaları gerekir. Aşağıdaki moleküller iki fonksiyona sahip birer monomerlerdir. HOOC-R-COOH HO-R-OH HN2-RNH2 İki fonksiyonlu monomerler düz yapılı bir zincir oluştururlar. Bir R• radikali vinil klorür monomerinden düz zincirli PVC(polivinilklorür) oluşturur. Eğer monomer molekülü üç veya daha fazla fonksiyona sahipse dallanma veya çapraz bağlanma meydana gelir.
İnovatif Kimya Dergisi
Polimer zincirleri aşağıda şekillerdeki gibi olabilir.
sonrası yerini yüksek elastik özelliklere bırakır.
1- Düz zincir yapı
Kauçuk Karışımı:
2- Kısa dallanmış zincir yapı
İstenilen özelliklere göre ayarlanmış, kauçuk ve diğer hammaddeler ile katkı maddelerinden oluşan, vulkanize edilebilen bir karışımdır. Bir reçete şunlardan oluşur:
3- Uzun dallanmış zincir yapı 4- Çapraz bağlanmış zincir yapı 5- Yıldız yapı 6- Tarak yapı Elastomer: Kauçuk olarak tanımladığımız elastomerler, polimerlerin seyrek çapraz bağlanması ile oluşan ağ yapısı halidir. Polimerin elastomer olması için; yüksek molekül ağırlığına, zincirler arası düşük kuvvete, gelişigüzel zincir yapısına ve çapraz bağlanabilme özelliğine sahip olması gerekir. Kauçuk Kavramı: Kauçuklar çapraz bağlanmamış ama çapraz bağlanabilme özelliğine sahip, yani vulkanize olabilen polimerlerdir. Yüksek sıcaklıkta ve deforme edici kuvvetlerin etkisi altında koyu sıvımsı akış özelliği gösterirler. Böylece uygun şartlarda şekillendirilebilirler. Lastik kavramı, yukarıda tarifi yapılan elastomer kavramı ile eş anlamlıdır. Çapraz bağlanabilme özelliği vulkanizasyonla açıklanabilir. Vulkanizasyon, kauçuğun kimyasal yapı değişikliğine uğrayarak(çapraz bağlanma reaksiyonu) ve geri dönüşümsüz olarak elastik özelliklere sahip bir duruma gelmesi ve getirilmesi işidir. Vulkanizasyon öncesi yüksek plastik özellikler, vulkanizasyon İnovatif Kimya Dergisi
* Kauçuk * Dolgu Maddeleri * Yumuşatıcılar * Proses Kolaylaştırıcılar * Yaşlanmayı Önleyiciler * Aktivatörler * Hızlandırıcılar * Pişiriciler --->Vulkanizasyon Sistemi * Geciktiriciler * Diğer Katkı Maddeleri(boyalar, koku vericiler, şişiriciler) Vulkanizasyon: Çapraz Bağlanma özelliği, vulkanizasyonu sağlayan maddenin miktarına, aktivitesine ve reaksiyon zamanına bağlıdır. Bu özellik vulkanizasyon derecesi ve çapraz bağlanma yoğunluğu olarak ifade edilir. En çok kullanılan kükürt vulkanizyonunda, diğer katkı maddelerinin, özellikle kullanılan hızlandırıcıların cins ve miktarına bağlı olarak, farklı çapraz bağlanma şekilleri oluşabilmektedir. Vulkanize kauçuğun özellikleri büyük ölçüde çapraz bağlanma şekline ve yoğunluğuna bağlıdır.
27
Kauçukta Kullanılan Bazı Çevirme Faktörleri: 1 Newton=0,102 kgf=105 din=0,2248 lbf 1 lb = 0,4536 1 kg/cm2=0,9677 atm=14,22 psi=0,1 Mpa 1 bar = 0,1 Mpa °C = 5/9 (°F-32) (Ref: Elastomer Teknolojisi, Kauçuk Derneği Yayınları )
28
Elastomer Teknolojileri Detaylı teknik kauçuk bilgisine ulaşmak için Kauçuk Derneği’nin yayınlarından, Sn. Haldun Ömer Savran’ın hazırlamış olduğu; “Elastomer Teknolojisi I” ve “Elastomer Teknolojisi II” adlı kitaplara dernek aracılığı ile ulaşabilirsiniz. Örnek bir lastik Hamuru reçetesi Elastomer dışı tüm katkılar PHR olarak reçeteye konur. PHR “Part per Hundred Rubber” deyiminin kısaltılması olup “100 kısım kauçuk” için gerekli olan miktar anlamında kullanılır.
İnovatif Kimya Dergisi
Kauçuk Hakkında Daha Fazla Akademik Komiteleri Sektör Stratejileri GeliştirilBilgi İçin Şu Kaynaklardan Yararlanabil- mesi Projesi, Plastik ve Kauçuk Ürünleri imalat Sanayi, Şubat 2012 İstanbul irsiniz. 1.Kauçuk Türü Malzemeler II. Sentetik Kauçuk, Vahap VAHAPOĞLU 2.Karadeniz Teknik Üniversitesi, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği Bölümü, Trabzon, Fen ve Mühendislik Dergisi, 9(1), 2006 3.SEKİZİNCİ BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI, Kauçuk Ürünleri ÖİK Raporu Karbon Siyahı ve Sentetik Kauçuk Alt Komisyonu Raporu,Ankara,2001 4.Savran, Ö., H., Elastomer Teknolojisi 1, Kauçuk Derneği Yayınları, İstanbul, 2001 Kaynaklar 1. DPT Dokuzuncu Kalkınma Planı Kimya Sanayi Özel İhtisas Komisyonu Raporu 2. CEFİC Kimya Sektör Raporu (2011) 3. Türkiye Kimya Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı Taslağı (2012–2015) 4. TÜİK 5. Megep-Meslekî Eğitim Ve Öğretim Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi,Kimya Teknolojisi,Lastik Hamuru Oluşturma,Ankara (2008) 6. http://www.kimyablog.com/kaucuk-sektoru-yazi-dizisi-kaucuk-sektorune-giris/ 7.Avrupa Birliği’ne Tam Üyelik Sürecinde İstanbul Sanayi Odası Meslek İnovatif Kimya Dergisi
29
PEKTİN NEDİR? Emre YILDIRIM
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi aldamaemre@hotmail.com
Gıda sanayinde gıda işleme ve gıda katkı maddeleri üretimi alanında, gelişen teknoloji ile daha kaliteli ve maliyeti düşürebilecek işlem koşulları üzerinde durulmaktadır. Pektin; pektik maddeler gurubundan koloidal nitelikte bir karbonhidrat bileşiğidir ve jel oluşturma özelliğinden yararlanılan bir katkı maddesidir. En önemli kullanım alanı ise gıdalardır. Pektinler genel olarak tüm genç bitkilerin hücre duvarlarında ve hücre aralarında, meyve ve sebzelerde bulunan kompleks kolloidal polisakkarit karışımlarıdır. Hemen hemen bütün bitki dokularında pektik maddeler çözünmüş halde bulunur. Pektin bitkisel kaynaklı bir stabilizör olup, her meyve ve sebzede farklı nitelik ve miktarlarda bulunur.
Pektik maddeler, ana hidroliz ürünleri galakturonik asit ve metanol olan, D-galakturonik asit veya D-galakturonik asidin metil esterinden oluşan polisakkaritlerdir. D-galakturonik asit, D-galaktozun son alkol grubunun yükseltgenmesiyle oluşan bir üronik asittir. Pektinler, D-galakturonik asit birimlerinden başka diğer şekerleri de içerirler. Bunlar arasında D-galaktoz, L-arabinoz ve L-ramnoz en önemlileridir.
30
İnovatif Kimya Dergisi
İnovatif Kimya Dergisi
31
Şekil: D-galakturonik asit, D-galaktoz, L-arabinoz, L-ramnoz molekülleri, 1,4-α-D-galakturonan ve 1,4-β-D-galaktan birimleri (Kar, 1998)
32
İnovatif Kimya Dergisi
Pektinin Fizikokimyasal Özellikleri Pektin’in Fiziksel Özellikleri Saf pektin açık renklidir ve en iyi çözücüsü sudur. Pektinin sulu çözeltisi pektin molekülünün lineer yapısından dolayı viskoz olduğundan en fazla % 4’ lük pektin çözeltisi hazırlamak mümkündür. Pektin, en yüksek jel gücü veya viskoziteyi gösterebilmesi için tamamen çözünmelidir. Pektin; Formamit, Dimetil Sülfoksit, Dimetil Formamit ve sıcak Gliserol hariç organik çözücülerde çözünmez. Polisakkaritler ve diğer suda çözünebilir polimerler; organik veya inorganik maddelerin, özellikle elektrolitlerin ilavesi ile koagüle olabilirler. Pektini sulu çözeltilerinden metanol, etanol, propanol veya aseton gibi suyla karışabilen çözücüler, Cu2+ ve Al3+ gibi çok değerlikli katyonlar, Setiltrimetil Amonyum Bromür, Polietilenimin gibi suda çözünebilen polimerler ve Kazein gibi bazı proteinler ilave ederek çöktürmek mümkündür. Pektinin diğer polisakkaritler gibi erime noktası yoktur, ısıtma ile bozunur ve kömürleşir. Pektin’in Kimyasal Özellikleri Pektin’in sulu çözeltileri, yapılarındaki serbest karboksil gruplarından dolayı asidiktir. Karboksil grupları nötralleştirilmemiş Pektin’in % 0,5-1’ lik çözeltisinin pH değeri 3,2 ila 3,4 arasındadır. Pektin sıcak asitle muamele edildiğinde, asit konsantrasyonuna ve sıcaklığa bağlı olarak metil ester grupları ve glikozit bağları hidroliz olur ve sonunda galakturonik asit oluşur. Çözünmeyen pektik maddeler katyon değiştirici olarak rol oynarlar. Pektik maddeler Ca2+ iyonu ve Zn2+, Cu2+, Fe3+ gibi ağır metal iyonları için çok seçimlidir. Pektinler KMnO4, Cl2, H2O2, Fe2+/ H2O2, Oksijen veya su varlığında Askorbik Asit gibi oksidasyon ajanları ile bozunabilir. Bitkideki veya çözeltideki pektin radyasyon ile de bozunabilir.
İnovatif Kimya Dergisi
33
Pektin Üretimi
Pektin eldesinde amaç, jel yapma özelliği ve hazırlanan jölenin katılaşma süresi bakımından istenen özelliklere Pektin, bitkisel dokularda yaygın olarsahip pektin’in en çok; fakat en ekonoak bulunmasına rağmen her bitkide ekonomik bir üretime elverecek düzeymik şekilde elde edilmesidir. Pektin, kullanım alanına göre jel yapma özelliği de bulunmamaktadır. Bazı bitkilerde ayarlanmış toz halinde üretilir ve satılır. ise yeterli düzeyde bulunmasına karşın Pektin ekstraktı konsantre edilerek taşıüretilen pektin nitelikleri bu alanda kullanılmaya elverişli olmaktan uzakma maliyetinin az olduğu üretim merketır. Meyve suyu işletme artıklarından zlerine yakın alanlarda kullanılmak elma posası ve narenciye kabukları ile üzere sıvı pektin olarak da pazarlanabilayçiçeği tablası ve şeker pancarı küspir. Pektin üretim yöntemi, tüm hammadesi en önemli pektin hammaddeleridir. Ancak, yukarıda açıklanan nedenlerle deler için aynı temel adımlardan oluşur. dünya pektin üretiminde hammadde Bunlar; hammaddedeki pektinin suda olarak çoğunlukla turunçgil kabukları çözünür hale getirilmesi ve zayıf asit kullanılmaktadır. çözeltisinde ısıtılarak pektinin ekstraksiyonu, ekstraktın süzülerek arıtılması, Ürün Adı Toplam Pektik Maddeler pektinin çöktürülmesi, süzülmesi, (K.M.’de %) yıkanıp kurutulması, öğütülmesi ve ürünün standardizasyonudur. Ticari Patates 2.5 olarak pektin üretimi için daha çok meyve suyu fabrikalarının artığı olan Havuç 10 portakal, greyfurt veya limon kabukları kullanılır. Siyah Turp 15 Meyve kaynaklı pektin, ticari olarak elma, limon ve portakaldan suları Domates 3 alındıktan sonra geriye kalan posadan üretilmektedir. Bu posa 50-120 dk. Süre Elma 4–7 içerisinde, 60-100 °C’ de tartarik, limon ve süt asidi gibi seyreltik organik asitlerElma Posası 15 – 20 le veya fosfat, sülfat ve klorür asidi gibi inorganik asitlerle muamele edilir. Ayçiçeği Tablaları 25 Karışım presten geçirilerek santrifüj edilir. Süzüntü 35-40 °C’ ye kadar soğuNarenciye Kabukları 20 – 40 tulur. Soğutulan pektinli özüt, pH değeri yaklaşık olarak 4,5 yapıldıktan sonra Şeker Pancarı Küspesi 15 – 20 süzülür. Süzülen pektin ya derişik hale getirilerek sıvı pektin olarak şişelere Bazı Sebze ve Meyvelerin Yaklaşık Pek- doldurulur ya da Bakır ve Alüminyum tuzları ile muamele edilerek çöktürülür. tin İçerikleri ( K.M: kuru madde) Tuzlarla çöktürülmüş pektin asitlendirilmiş alkol ve sonra da nötral alkol ile yıkanarak metal katyonlar giderilir. Presten geçirilip öğütülen kütle kuru pektin olarak piyasaya verilir.
34
İnovatif Kimya Dergisi
Pektinin Gıdalarda Kullanımı Pektin; gıda, kozmetik ve ilaç endüstrilerinde, şekerlemelerde, jel ve reçel yapımında, stabilizör ve jelleşme vasıtası olarak tıbbi işlemlerde yaygın olarak kullanılmaktadır. Pektin ayrıca süt endüstrisinde stabilizör olarak kullanılır. Pektin, düşük pH’ lı süt ürünlerinde Kazein ile kompleks oluşturarak koruyucu hidrokolloid olarak görev yapar. Bu fonksiyonel görevler pektinin yapısına, bileşimine ve fiziksel özelliklerine bağlıdır.
Resim : Yenilebilir Jöle Gıda alanında pektinin kullanılması şekerler ve asitler ile jel oluşturma özelliğine dayanır. Pektinlerin gıda endüstrisinde kullanılmasıyla stabil formda katı jel elde edilir. Pektin jel yapıcı, kıvam verici, emülgatör ve stabilizör özelliğinden dolayı meyve ve sebze sularında, reçel, pasta jölesi, marmelat, şekerleme, karbonatlı ve sade meşrubat, meyveli krema ve süt ürünlerinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Pektin ilaç sanayinde diyareye karşı kullanılan bazı ilaçların bileşiminde de kullanılmaktadır. Pektin yatıştırıcı özelliğe sahiptir ve toksik etkiyi giderici rol oynar. Ayrıca pektin su-yağ emülsiyonlarında emülsiyon tutucu ve ince bir tabaka haline getirilebilme özelliğinden dolayı da kâğıt ve tekstil sanayilerinde kullanılmaktadır. Marmelat, jöle ve meyve suyu endüstrisinde, dondurma, balık konservesi, mayonez ve sosların üretiminde 1-5 mg/kg arasında, eritme peyniri üretiminde ise 8 g/kg dolaylarında yüksek esterli pektin kullanılmaktadır. Yoğurdun yapısını düzeltmek amacıyla da pektin koruyucu kolloid olarak kullanılmaktadır. Kaynaklar http://www.food-info.net/tr/qa/qa-wi6.htm http://www.aromiks.com.tr/portfolio/pektin KAR, F. (1998). Portakal Kabuğu Pektininin Fizikokimyasal Özellikleri ve Pektin Ekstraktının Sabit Basınç Filtrasyonu. Fırat Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Kimya Mühendisliği Anabilim Dalı, Yayın no: 77622. İnovatif Kimya Dergisi
35
I-Cerrahi Tedavi II-Radyoterapi Tedavisi Baybars KÖKSOY
III-Kemoterapi Tedavisi IV-Alternatif Tıp Yöntemleri Başlıca kullanılan bu 4 tedavinin belli başlı dezavantajları bulunmaktadır. Ancak yinede erken teşhis edilen kötü huylu kanser hastalarında, bu yöntemlerin birçoğu tedavide iyi sonuçlar vermektedir.
Marmara Üniversitesi baybarsky@gmail.com
KANSER TEDAVİSİNDE YENİ BİR YÖNTEM: FOTODİNAMİK TERAPİ VE FTALOSİYANİNLER Kanser Çağımızın vebası olarak görülen kanser, son zamanlarda en çok ölüme sebep olan hastalıkların başında gelmektedir. Bu hastalığın tedavisi ve tanısında teknolojinin getirdiği yenilikler doğrultusunda, her geçen gün iyimser gelişmeler yaşanmaktadır.
Bu yazıda bahsedilecek olan Fotodinamik Terapi Yöntemi ise günümüz teknolojisinin ürettiği çok yeni bir yöntemdir ve henüz gelişimini tamamlamamıştır. Yazımızda bununla ilgili ayrıntılardan bahsedeceğiz. Tedavi yönteminden önce bizim için, yani kimyacıları ilgilendiren kısmından bahsedelim; Fotosensitizer Bileşik Nedir?
Basitçe fotosensitizer (fotoduyarlaştırıcı) bir bileşik, belirli bir ışık gücünden etkilenen ve çoğunlukla organik olan bileşiklerdir. Bu bileşikler, ışıkla etkileştiğinde uyarılır ve uyarıldıktan sonra eski haline dönüşte Kanseri kısaca tanımlamak istersek açığa çıkan enerji, singlet oksijen dedhücrelerin istem dışı ve gereğinden fazla iğimiz bir oksijen türünü aktive eder. kontrolsüz çoğalmasıdır. 2 türlü kansİşte fotodinamik terapi için gerekli olan er bulunmaktadır; bunlar iyi huylu ve bu singlet oksijendir. Günümüzde fotokötü huylu kanser olarak isimlendirilm- sensitizer olarak kullanılan belli başlı iştir. İnsan vücudunun hemen hemen bileşikler; Porfirinler, Ftalosiyaninler, tüm organlarında görülebilmektedir. Klorofiller ve Organik boyar maddelerBu amansız hastalığın tedavisi için dir. günümüzde kullanılan tedavi yöntemleri Bir bileşiğin fotodinamik terapide kullaşunlardır; nabilecek, fotosensitizer olabilmesi için bazı temel şartlara sahip olması gerekmektedir.
36
İnovatif Kimya Dergisi
Bunlar;
-Yüksek singlet oksijen kuantum verimi
Ülkemizde başta Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü(GYTE) olmak üzere pek çok üniversitede, bu bileşikler çalışılmaktadır. Ancak özellikle GYTE, Marmara ve Karadeniz Teknik Üniversitesinde PDT amaçlı çalışmalar yapılmaktadır.
-Doğal floresans
PDT’ de Neden Ftalosiyan’in?
-Düşük toksisite
Yüksek dalga boyunda(yaklaşık 700 nm civarında) absorpsiyon yapmaları, yüksek triplet hal kuantum verimleri(yield), triplet halde kalma sürelerinin uzun olması(lifetime) ve etkili bir şekilde singlet oksijen oluşturabilme kapasiteleri nedeniyle, ftalosiyan’in bileşikleri fotodinamik terapi ile kanser tedavisinde kullanılabilecek hedef moleküllerdir.
-Uzun dalga boyunda yüksek absorpsiyon
-Suda çözünürlük Ftalosiyaninler Ftalosiyaninler’in(Pc) orijinal adı, Yunancadaki mineral yağı anlamında naphtha ve koyu mavi anlamında cyanine kelimelerinin bileşiminden oluşmaktadır ve renkleri maviden sarımsı yeşile kadar değişebilmektedir. Ftalosiyaninler ilk kez 1907’de Braun ve Tcherniac tarafından, South Metropolitan Gaz Company (Londra) ‘de asetik asit ve ftalimit’den ortosiyanobenzamid sentezi sırasında tesadüfen koyu renkli çözünmeyen bir yan ürün olarak elde edilmiştir. Metalli ve metalsiz ftalosiyanin olmak üzere iki’ye ayrılır. Bunun dışında birçok farklı ftalosiyan’in türevi literatürde mevcuttur( asimetrik, tetra, okta, sandwich vs) N N
HN
N
N NH
Fakat bu bileşiklerin en büyük problemleri çözünürlükleridir. Dolayısıyla PDT ye uygun bir ftalosiyan’in bileşiği tasarlanırken, suda çözünür olması önemli şartlardan biridir. Bunun yanında toksisiteside olmamalıdır. PDT(Fotodinamik Terapi) PDT, ışığa-duyarlı-ilacın (photosensitizer) hastaya damar yoluyla verilmesini (veya topikal olarak uygulanmasını) takiben bu ilacın tümörlü dokuda birikmesinin ardından, belli dalga boyundaki ışık ile uyarılarak kanserli hücrelerin tahrip edilmesi esasına dayanır.
N N
Ftalosiyan’in Bileşiğinin Genel Yapısı Günümüzde ftalosiyan’in bileşikleri, gösterdikleri birçok fiziksel ve kimyasal özelliklerinden dolayı ilgi çekmektedir. İnovatif Kimya Dergisi
37
Fotodinamik Terapi ile kanserin tedavisinin şematik gösterimi Son yıllarda bu üç ana geleneksel kanser tedavi yöntemine ek olarak, bazı kanser tiplerinde fotodinamik terapi de yer almaya başlamıştır. Fotodinamik terapi (photodynamic therapy (PDT)) A.B.D, Almanya, Japonya, İngiltere, Fransa, Hollanda, Kanada gibi birçok ülke sağlık kurumu tarafından birçok kanser tedavi uygulamaları için onaylanmıştır. PDT 1960’ların basında sekilenmeye baslamıs, 1980’lerin basında Amerikan Gıda ve İlaç Kurulu’nun (Food and Drug Administration (FDA)) hematoporphyrin (HpD) türevi olan Photofrin isimli ilacın klinik uygulamalarına onay vermesiyle, birçok kanserin tedavisinde uygulanmaya başlanmıştır. PDT şuanda gelişimini tamamlamış bir yöntem değildir. Özellikle deri ve yüzeysel kanser tedavilerinde kullanılmaktadır. İç organlardaki kanser tedavileri için öncül fotosensitizer bileşiklerin tasarımına ve sentezine ihtiyaç duyulmaktadır. Şu aşamada en çok amaçlanan ve istenilen şey fotosensitizer bileşiğin kanserli hücreye direkt olarak ulaşması(hedefleme) ve diğer önemli organ kanserlerinde kullanılabilmesi için daha uzun süreli uyarılma ve daha uzun süreli singlet oksijen konsantrasyonuna sahip bileşikler elde edilmesidir.
38
İnovatif Kimya Dergisi
Kanserli bölgeye verilmiş fotosensitizer bileşiğin UV ışığıyla aktive edilmesi Belki şuan için değil; ama gelecekte kanserin tedavisinde en çok kullanılacak tedavi yöntemlerinden biride fotodinamik terapi(PDT) olacaktır. Kaynaklar -Hanifi Yaman,Yüksek Lisans Tezi,GYTE-2007 -Hülya Yanık ,Yüksek Lisans Tezi,GYTE-2010 -Fotosensitizer ile ilgili bilgiler : http://en.wikipedia.org/wiki/Photodynamic_ therapy
İnovatif Kimya Dergisi
39
Caner KAVRAZ
Karadeniz Teknik Üniversitesi m.canerkavraz@gmail.com
ANLIK ÇÖZÜMÜMÜZ !!! ANTİBİYOTİKLER…
Hayatımıza hızla giriş yapmış antibiyotikler… Hani en ufak bir problemimizde doktorların bu tür ilaçlara minnettar olmamız için reçetemizin ilk sırasına yazdığı antibiyotikler. Gerçekten çok faydası var antibiyotiklerin ancak bizim düşündüğümüz, kullandığımız şekliyle değil. Üzerimizdeki halsizliği alması, bizlere enerji vermesi ve en önemlisi de bizi yataktan çok kısa sürede kaldırması gibi anlık çözümlerimiz olabilirler. Fakat sıklıkla kullanıma devam ettiğimiz takdirde geleceğimiz için bizlere sıkıntı yaratacak gibi görünüyorlar. Şimdi gelin bu antibiyotikleri bir inceleyelim.
Antibiyotiklerin ilk üyesi hepimizin çok yakından tanıdığı “Penisilin” dir. İskoç bilim adamı Sir Alexander Fleming araştırmaları esnasında 1928 yılında ekmekte fazlaca bulunan yeşil küf mantarlarının olduğu yerde bakterilerin yaşamadığını fark eder. Gerekli çalışmalar ve saflaştırmalar yapıldıktan sonra 1940’lı yıllarda çeşitli tedavilerde kullanılmaya başlanır. Penisilin ile başlayan bu antibiyotik soyu diğerlerinin de sentezi ile günümüze kadar çoğalarak gelir. Bu antibiyotiklerin sentezi bazen doğal yolla bazen kimyasal yolla olabilir.
Penisilinin Yapısı
40
İnovatif Kimya Dergisi
Antibiyotiklerin iki çeşidi bulunuyor. Bunların birincisi “Biyosidal Antibiyotikler”; mikroorganizmaları öldüren antibiyotikler. Diğerleri ise “Biyostatik Antibiyotikler”; mikroorganizmaların büyümesini ve çoğalmasını engelleyen antibiyotikler. En önemli özellikleri olarak antibiyotikler bakterilerin etki alanlarına göre spesifik özellik gösterirler. Hücre çeperlerine, zarlara, nükleik asitlere etki eden antibiyotikler farklılıklar gösterir. Tabi bazı seçici olmayan antibiyotikler de bulunur. Günümüzde insanlar üzerindeki etkilerine geldiğimizde faydaları kaçınılmazdır. Vücudumuza zararlı bütün bakteriler üzerinde müthiş etkileri bulunuyor ve onları etkisiz hale getirebiliyorlar. Dolayısıyla sağlığımıza çok büyük katkıları var. Tabi ki bu tür ilaçları sadece uygun şekilde kullandığımız zaman bu katkılardan yararlanabiliyoruz. Mesela neler yapabiliriz? Örneğin; Kültür-Antibiyogram Test dediğimiz belli bir bakteri türüne karşı koyacak olan antibiyotiğin belirlendiği biyolojik bir metot olan bu testten faydalanmalıyız. Tabi bize bu testi önerecek ve yaptıracak olan doktordur. Bunun dışında, test doğrultusunda doktorların bizlere önerdiği miktar ve dozun dışına kesinlikle çıkmamalıyız.
İnovatif Kimya Dergisi
Antibiyogram Görüntüsü Antibiyotik kullanımında bilmemiz gereken bir diğer husus ise hastalıkların çoğunun iki çeşit mikroptan oluştuğudur. Bakteriler ve virüsler… Antibiyotikler kesinlikle virüslü hastalıkları tedavi edemez. Virüslü hastalıklar olarak nitelendirdiğimiz hastalıklar genellikle karşı karşıya kaldığımız üst solunum yolu enfeksiyonlarıdır (grip, uyku sorunu, boğaz ağrısı vs.). Yani, soğuk algınlığı, öksürük vb. tür basit hastalıklarla karşı karşıya kaldığımızda antibiyotik kullanımı hiçbir işe yaramıyor. Verilen reçeteye uyulmadığı durumlar ve sık antibiyotik kullanımı için uzmanların bazı açıklamalarıyla antibiyotik tehlikesi ile ilgili sizleri aydınlatmak istiyorum: İsveç merkezli Karolinski Enstitüsü (Avrupa’daki en büyük ve en prestijli tıp üniversitesi), Standford ve Washington Üniversiteleri uzmanları “Antibiyotikler, hastalıklarla mücadele ederken insan vücudundaki iyi huylu bakterilere de zarar veriyor. Aşırı antibiyotik kullanımı uzun dönemde insan sağlığını olumsuz etkiliyor.” açıklamasını yayınlamış.
41
İyi huylu bakteriler olarak nitelendirilen bakteriler, vücudumuzda hem kendileri beslenip hem de bizlere faydası bulunan, mutualist yaşamamızı sağlayan bakterilerdir. Yine aynı konuda Illinois Üniversitesi’nden Dr.Abigail Salyers antibiyotik kullanımı sonucu değişime uğrayan bakterileri “saatli bomba” olarak nitelendirmiştir. WHO (Dünya Sağlık Örgütü) Genel Direktörü Margaret Chen doktorların hastalarına uygun antibiyotik yazmaları ve hastaların da tedaviye harfiyen uymaları konusunda uyararak “Çocuklarınızın dizindeki çizikler bile ölümcül olabilir. Kalça protezi gibi basit ameliyatlarda bile hayatlarıyla kumar oynamak zorunda kalabilirler.” şeklinde konuşmuştur. Chen yine Mart 2012 itibariyle antibiyotiklere direnç kılan mikroplara maruz kalan kişilerde ölüm oranı yüzde 50 arttığını belirmiştir. Bunların dışında bazı ülkelerin sağlık bakanlıkları özel önlemler almış, bazıları terörden daha tehlikeli olduğu konusunda demeçler vermiş vs. şekillerde doktor ve hastaları bilinçlendirmeye çalışmışlardır. Bu konuda o kadar ileri gidilmiş ki 2008 yılından itibaren 18 Kasım “Avrupa Antibiyotik Farkındalık Günü” olarak kabul edilmeye başlanmış.
Bunların dışında bir de süper bakteri durumu var ki, bu da antibiyotik gibi ilaçların başımıza açtığı bir dert. Bakterilerin sahip olduğu bağışıklık sisteminin, karşı karşıya kaldıkları antibiyotiklere direnç göstermeleri sonucu oluşuyor bu süper bakteriler. Bu süper bakterilerin ortaya çıkmasının en önemli etkeni olarak yine aşırı ve bilinçsiz antibiyotik kullanımı olarak gösteriliyor. Öyle ki 2011 yılında Hindistan’da başkent Yeni Delhi’de şebeke suyunda, bilinen tüm antibiyotiklere karşı direnç gösteren bir süper bakteriye rastlanmış. Bunun gibi süper bakteri ile ilgili örnekler zaman zaman gündemde yerini alıyor. Antibiyotik serüveninde son olarak da tıp dünyasında süper bakterilere karşı koymak amacıyla süper antibiyotikler için çalışmalar gerçekleştiriliyor. Ayrıca gelecek için ise yer altı mağaralarından bazı yararlı bakteriler ile antibiyotik üretileceğini öngörüyorlar.
42
İnovatif Kimya Dergisi
İnsanların bu bilinçsizlik ve vurdumduymazlığı, bilimin de araştırma çabası var oldukça, bu konunun sonu gelmeyecek gibi görünüyor... Kaynaklar http://www.saglikpersonelininsesi.com/ haber/10927/avrupa-antibiyotik-farkindalik-gunu.html http://www.atistanbul.com/laboratuvar-muayeneleri-36 http://tr.wikipedia.org/wiki/Penisilin http://haber.mynet.com/saglik/antibiyotige-direnc-teror-kadar-tehlikeli-682744-1
İnovatif Kimya Dergisi
43
ERASMUS PROGRAMI İLE KİMYA EĞİTİMİ Muhammed Ahmet KARABULUT
Karaman Oğlu Mehmetbey Üniversitesi 101101044@stu.kmu.edu.tr
Bir kimyagerin hayatını değiştirebilecek güzel programdır; erasmus . Bende bu heyecana katıldım. Yeni, çarpıcı , güzel ve akıcı bir hayalle beraber gerçekleşecek bir hayata atıldım.İlk başta inanmıyorsunuz bazı hayallerin gerçekleşeceğine . Fakat adım attığınız anda başlıyor hayatın en güzel film kareleri. İlk başvurduğum zaman heyecanlıydım. Neler yapacağımı bilmiyordum. Uyum içerisinde olmak zordur. Fakat kimyada kullandığım tüm terimler hep aynı .Bir fark var : O da orada ingilizce söylemek zorundasınız.
44
İnovatif Kimya Dergisi
Fakat bir bilim insanı yetiştiren fakülteden çıktığınız için her zaman kendinize olan öz güveniniz vardır. Yapabileceğine inandığınız şeyler uğruna her zaman korkusuzca adım atarsınız. Bazen hüsrana uğrar, bazen de umut ile dolu haberler alırsınız.Tabi hiçbir zaman pes etmez, daha iyisini elde etmek için daha çok çalışırız. Erasmus programını bazı arkadaşlarımız büyüttüğümü düşünebilirler. Fakat içerisine girdikleri zaman gerçekten haklı olduğuma katılacaktırlar.Programa katılırken gideceğiniz üniversite sizin için önemli olmalıdır.Size fazlasıyla bilgi katabilecek, isteklerinizi karşılayabilecek bir üniversite olmalı.Yoksa büyük hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz.Şimdiden size bunu belirteyim. Fizik , Kimya, Biyoloji ve Matematik gibi Fen Bilimlerinin ana yapısını oluşturan bu bölümler Avrupa’da büyük önem verildiğini kendiniz gözlerinizle görebilirsiniz. Bu bölümde okuyan arkadaşların TIP okuyan arkadaşlar kadar havası olduğunu söylemek mümkündür.Fakat şu konuda dikkatinizi çekmek istiyorum. Dünya’nın neresinde olursanız olun , eğer kendinizi geliştiremiyorsanız bölümünüz elle tutulan bir bölüm olsa da size fayda sağlamayacaktır.
Catalytic cracking of hydrocarbons deneyinden bir kesit. İnovatif Kimya Dergisi
45
Kimya eğitimi Avrupa’nın %80 ninda 3 yıl (6 sömestr) şeklinde eğitim verilmektedir.Bu süreçte teorik bilginin yanı sırada pratik bilgiye de çok önem verilir. Öğrenciler 4. sınıf ve daha sonraki senelerde bilimi sevmeleri adına kimya fakültelerinde çeşitli deneyler adı altında görsel gösterimler yapılır. Bu görsel deneyler sayesinde öğrencilerin bilime yaklaşmalarını sağlamakla beraber ileriki eğitim durumunda kendisinin hangi bölüme daha çok yatkın olduğunu bilmesinde katkı sağlamaktadır.
Polonya asıllı fizikçi ve kimyacı Maria Salomea Skłodowska Büyük üniversitelerin kimya bölümlerinde anabilim dalları Türkiye’de bulunan anabilim dalları ile hemen hemen aynı fakat araştırma gruplarının içerisinde bulunan ana bilim dallarına ait yan dalları farklılık yaratabilmektedir.Erasmus programında gittiğim Unıversity of Warsaw/Faculty of Chemistry de bölümler çok fazlaydı ve bu sayı yan dalları ile birlikte yaklaşık 12 civarında bulunmaktadır.
46
İnovatif Kimya Dergisi
Araştırma gruplarının fazla olması, kimya alanındaki detayın ve farklı bölümlerine yoğunlaşmasına katkı sağlamaktadır. Bu sayede öğrenci genel olarak anabilim dalına hakim olmakla beraber anabilim dalının içerisinde bulunan yan bölümlere de daha aktif ve hakim olabilmektedir. Avrupa her geçen zamanda bilime yatırım yaparken Türkiye’de fizik kimya matematik ve biyoloji bölümleri kapatılmakta. Umarı ülkemizde bir gün bu bölümlerin kıymeti anlaşılır ve üzerinde yoğunlaşılır. Erasmus ile kimya konusunda sormak istediğiniz sorularınızı iletişim adresim aracılığı ile sorabilirsiniz. Bu konuda size yardımcı olmaktan kıvanç duyacağım. En içten saygılarımla.
İnovatif Kimya Dergisi
47
FUAR REHBERİ Ceyda SARIKAYA
Yıldız Teknik Üniversitesi kim.ceydasarikaya@gmail.com
Merhaba Sayın İnovatif Dergisi okurları, bu ay ve bundan sonraki aylarda sizlere kimyagerlerin ilgisini çekebileceğini düşündüğüm, yurt içi ve yurt dışı fuarları, kongreleri ve etkinlikleri paylaşacağım. Böylece her ay boş zamanlarımızı değerlendirerek, kendinizi geliştirme fırsatı bulabileceğiniz, farklı sektörlerden de meslektaşlarınızla tanışma imkanı sunuyorum. Ayrıca firma sahibi meslektaşlarımız da bu fuarlara katılarak ürünlerine tanıtabilir ve satışlarını arttırma imkanı sağlayabilirler. Ekim ayında 5 ülkede 11 farklı şehirde düzenlenecek olan 15 farklı fuarın programını sunuyorum. Kendi araştırmalarımla derlediğim bu programda, Türkiye ‘de ve Dünya ‘da bulunan bütün şehirler de düzenlenen fuarlara yer vermem mümkün değil bu nedenle kimya ile ilgisi olan sektörleri seçmeye çalıştım.
48
İnovatif Kimya Dergisi
Fuar Adı
Tarihi
TEXBRIDGE ISTANBUL
9-11 Ekim 2013
Kumaş ve Aksesuarları Fuarı
GTE-2013
10 - 12 Ekim 2013
FARMAVİZYON -2013
EIF-2013
Güzellik ve Bakım-2013
RENSEF-2013
Yapex Seramik & Banyo-2013
TRABZON TARIM -2013
BURTARIM -2013
Gaziantep Autoshow-2013
KonKalıp-2013
Fuar Açılımı
Şehir
Fuar Alanı
Tekstil,Kumaş,Ev Tekstili
İstanbul
Cnr Expo Center
Çay ve Teknolojileri Fuarı ve Forumu Tea and Tea Process Technologies Trade Fair
Gıda, Yiyecek, İçecek, Gıda İşleme Teknolojisi
İstanbul
Istanbul Expo Center
25 - 27 Ekim 2013
Eczacılık ve İlaç Endüstrisi Fuarı Pharmacy and Drug Industry Fair
Tıp, İlaç Teknolojisi, Hastane Donanımı
İstanbul
Cnr Expo Center
24 - 25 Ekim 2013
Enerji Teknolojileri Fuarı Energy Technologies Trade Fair
Enerji ve Güç Sistemleri
Ankara
ATO Fuar ve Kongre Merkezi
31 Ekim - 03 Kasım 2013
Güzellik, ve Bakım, Saç, Kozmetik ve Parfümeri Fuarı International Trade Fair for Cosmetics, Perfumery and Beauty Care
Kozmetik ve Güzellik Ürünleri
Ankara
ATO Fuar ve Kongre Merkezi
31 Ekim - 03 Kasım 2013
Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliği Fuarı Renewable Energy and Energy Efficieny Trade Show
Çevre Koruma Teknolojileri, Yenilenebilir Enerji, Su Teknolojileri
Antalya
Cam Piramit Sabancı Congress and Exhibition Center
1 Ekim - 03 Kasım 2013
Seramik, Vitrifiye Ürünler, Banyo Anmatürleri ve Aksesuarları Trade Fair for Ceramic Tiles, Sanitary Products, Fixtures and Bathrom Accessory
Madencilik, Mermer, Doğal Taşlar, Yapı Malzemeleri, Teknolojileri, İş Makineleri
Antalya
Antalya Expo Center (AEC)
24 - 27 Ekim 2013
Tarım ve Hayvancılık Fuarı Agriculture and Animal Breeding Trade Fair
Tarım, Hayvancılık
Balıkesir
Gönen,Belediyesi
01 - 05 Ekim 2013
Bursa Tarım, Hayvancılık, Tavukçuluk, Tohumculuk, Fidancılık ve Süt Endüstrisi Fuarı Bursa Agriculture, Stockbreeding, Poultry and Sapling Fair
Tarım, Hayvancılık
Bursa
Tüyap Bursa Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi
28 Eylül - 06 Ekim 2013
Gaziantep 6. Otomobil, Ticari Araçlar ve Motosiklet Fuarı Automobile,Commercial Vehicles and Motorcycle Fair
Otomobil, Ticari Araçlar, Motosiklet, Bisiklet
Gaziantep
Gaziantep M1 Tepe Alışveriş Merkezi Fuar Alanı
24 - 27 Ekim 2013
Kalıp Teknolojileri ve Yan Sanayileri Fuarı Mold Technology and Related Industries Fair
Metalurji, Dökümcülük, Demir Dışı Madenler, Metal İşleme, Kaynak, Üretim Teknolojisi
Konya
Konya Tuyap Uluslararası Fuar Merkezi
İnovatif Kimya Dergisi
Sektör
49
Plastics Industry Show-2013
28 - 31 Ekim 2013 -
Plastik Endüstrisi Fuarı
Ambalaj, Plastik ve Kauçuk Teknolojisi, Kimya, Petrokimya
Rusya Federasyonu/ Moskova
EXPOCENTRE
Malzeme Taşıma, Lojistik, Kimya, Petrokimya, Gıda, Yiyecek, İçecek, Yapı Malzemeleri, Teknolojileri, İş Makineleri, Ağaç İşleme Teknolojisi, Orman Ürünleri,Kağıt, Matbaacılık, Baskı Teknolojileri
Hindistan/Mumbai (Bombay)
Bombay Convention & Exhibition Centre
Almanya/ Leipzig
Leipzig.expo
İtalya/Piacenza
PiacenzaExpo
Powder & Bulk Solids India-2013
09 - 11 Ekim 2013
International Conference & Exhibition on Storing, Handling and Processing Bulk Solids and Powder
Pflegemesse Leipzig-2013
15 - 17 Ekim 2013
Hastane ve ev bakım fuarı Trade Fair and Congress for Hospital and Home Care
Endüstriyel Bakım ve Güvenlik, Kimya, Petrokimya,Hizmet Endüstrisi
22 - 24 Ekim 2013
Yüzey İşleme ve Kaplama Fuarı Surface Processing and Coating Trade Fair
Yüzey İşleme, Kimya, Petrokimya
Eurocoat-2013
Her sektörde Ar-Ge çalışmalarının sürdürüldüğünü ve otomotiv den tarıma kadar bir çok sektörde kimyagerlerin istihdam edebilirliğini düşünürek bu listeyi hazırladım.En basiti Gaziantep de düzenlenecek olan “Gaziantep Autoshow “ fuarında otomotiv sektöründe satış danışman olarak çalışabilir, bu alanda ar-ge çalışmalarında bulunabilir veya bu alanda yapılacak olan bütün fiziksel ve kimyasal testleri yapabilirsiniz. Yine aynı şekilde Bursa ve Balıkesir de düzenlenecek olan tarım ve hayvancılık sektöründe Ziraat Mühendisleri gibi biz Kimyagerler de Ar-Ge çalışmaları yapabilir ayrıca toprak, suni gübre dışında kullanılan yemden ,suya kadar bütün ham madde kaynaklı görülebilecek bir çok ürünün ,maddenin gerekli analizlerini yapabiliriz. Fuarlara katılma koşulları farklılık gösterebiliyor. Genel olarak bazılarında çok düşük ücretler karşılığında giriş sağlayabilirken, bazılarında internet sitelerinden e-bilet alabilir veya fuar merkezinin kapısında örgenci belgeniz, kartvizitinizi kullanarak da fuar alanına giriş yapabilirsiniz. Fuarlara katılacak olan kişilere tavsiyem yanlarında muhakkak küçük bir not defteri ve kalem bulundurmaları, görüştükleri kişilerin firma isimleriyle beraber iletişim bilgilerini eksiksiz almanızdır. Bu şekilde daha sonrasında iletişiminizi kolaylaştırabilirsiniz.Fuar alanında çekingen davranmamalısınız, unutmayın ki fuarlarında amacı ürünlerini tanıtmak, yeni müşteri, ham madde temin edebilecekleri firma portföyünü genişletmektir. Fuar alanındaki herkes yeni bireylerle ve firmalarla tanışmak için orada olduğun aklınızın bir köşesinde bulundurursanız, çekingen davranmanın gereksizliğini kendinizde görebilirsiniz bunu özellikle daha önceden herhangi bir fuara, kongreye katılmamış bireyler için belirtmek istedim. Yeni iş arayan arkadaşlarıma da tavsiyelerim, fuarlara katılarak firmalarla görüşebilir istenilen nitelikleri öğrenebilirler. Fakat özgeçmişinizi fuar alanında vermemenizi daha sonrasında görüşme için randevu almanızı tavsiye ederim. Özgeçmiş kartvizitleri de bu anlamda fazlasıyla iş görmektedir. Şimdiden herkese iyi fuarlar.
50
İnovatif Kimya Dergisi
İNOVATİF Kimya Dergisi
KONUNU DÜŞÜN KONUNA HAZIRLAN KONUNU YAZ İnovatif Kimya Dergisi
51
KiMiZzYa
Abdulhamit AYDIN
Çukurova Üniversitesi a.aydin1987@gmail.com
•Esterin kokusu laboratuvardan hoş gelir. •Bir Ni çöktürmesi bin AgCl(k) çöktürmesine bedeldir. •Ateş olmayan yerde su buharı damıtması yapılmaz. •Alkol, bütün çözücülerin anasıdır. •Kambersiz düğün, Nitratsız patlayıcı olmaz. •Her tepkimenin bir mekanizması vardır. •Santrifüjü kapan deneyi bitirir. •Kimyager, kimyagerin pipetine muhtaçtır. •Damlaya damlaya titrasyon olur. •Dağ dağa kavuşmaz ama kimyager laboratuvarına kavuşur. •Suya düşen Sodyum, yüzüne patlar. •Alev fotometresini çalıştırmak, deveye hendek atlatmaktan zordur.
52
İnovatif Kimya Dergisi
Kimya ile ilgili fıkralar
-Tuvalet Deyince
-Sevdim
Bir kimyager arkadaşıyla beraber mağazada geziyorlarmış. Öyle çok gezmişler ki sonunda kimyager olanın tuvalet ihtiyacı gelmiş. Arkadaşıyla beraber gitmişler ancak tesadüfe bak ki arkadaşının da tuvalet ihtiyacı gelmiş. O önden dayanamayıp hızlıca tuvalete girmiş çıkmış. Dışarı çıktığında gördüğü manzara karşısında şoke olmuş. Sormuş arkadaşına: -Niye girmedin WC’ye? Kimyager arkadaş: -Ben kimyasal bileşik olan tuvaletlere girmem.
Sizce Kerem Aslı’yı ne kadar sevmiştir? -Florun elektronu sevdiği kadar sevmiştir.
Kimya ile İngilizce Birleşirse
-Yalan Makinesi Bir kimya öğretmeni ve öğrencisi dünya çapında bir yarışmaya katılmak için proje çalışması yapıyorlarmış. Öğretmeni bir önceki sene bir yalan makinesi yapıp birinci olmuş. Bu sene de birinci olmak istiyormuş. Öğrencisine sormuş: - Daha önceki okullarında kimya notların kaçtı? - Hepsi 5’ti diye cevap verince yalan makinesi ötmüş. - 4’tü deyince yalan makinesi tekrar ötmüş. - 3 demiş bir daha ötmüş. En son 1 deyince yalan makinesi ötmemiş. Hocası bir ah çekip: -Oğlum benim ilkokulda, lisede hatta üniversitede ne birinciliklerim vardı. Deyince yalan makinesi büyük bir gürültüyle patlamış.
İnovatif Kimya Dergisi
Geçen ay olduğu gibi bu sayımızda da sizlerle yine elementlerin sembollerini kullanarak yeni kelimeler türetmeye çalışacağız. İşte bu ayın kelimeleri şu şekilde: Money : Para, ücret Bone : Kemik Sun : Güneş
53
Ayın İlginç Makalesi Sevgi Kimyası mı Kimya Sevgisi mi? Bu ay ilginç makale olarak sizlere “Kimya’yı seviyorum.” cümlesinin 25 dildeki karşılığını vermeye çalışacağım. Bundan hareketle de sevgi kimyası mı kimya sevgisi mi sizin karar vermenizi dileyeceğim.
(Google Translate’den çevrilmiştir.)
Kaynaklar * http://www.123rf.com/photo_11651263_woman-chemist-with-broken-flask-and-cool-hairstyle-after-explosion.html * http://lisanskimya.balikesir.edu. tr/~f10438/eglence.htm .* http://galeria.colorir.com/profissoes/outras-profissoes/cientista-pintado-por-cras-1014837.html * http://science.pppst.com/periodictable.html
54
İnovatif Kimya Dergisi
KİMYAGER VE KİMYA MÜHENDİSLERİ İÇİN ÜCRETSİZ IOS UYGULAMALARI 1
Yavuz Selim KART
Bu ay sizlere, Kimya ile ilgili yapılmış IOS uygulamalarından bahis edeceğim. Bu uygulamaların bizlere ne gibi faydaları olacak, hangi uygulamalar var, hangi uygulamalar ne işe yarıyor? Uzun bir yazı dizisi halinde sizlere açıklayacağım.
Cumhuriyet Üniversitesi kim_muhselim@hotmail.com
Iphone, İpod ve İpad bilgisayar görmeyenimiz kalmamıştır. Bunların uygulamaları da gün geçtikçe gelişmeye devam etmektedir. Oyundan ve habere kadar birçok uygulama mevcuttur. Peki kimya uygulamaları burada ne kadar biliniyor? Yazı dizimde sizlere, yerli ve yabancı kimya uygulamalarından bahis edeceğim. Bu uygulamaları kimyagerler ve kimya mühendisleri kısaca kimya sektöründe olan herkes kullanabilir. Tabi ki bu uygulamaları kullanmak için İphone, İpod ya da İpad gibi araçlardan birine sahip olmanız gerekli.
Programa ulaşmak için, Itunes Store girip chemical yazıp sonuçları incelerseniz karşınıza çıkacaktır. Programın ismi “Chemical Engineering AppSuite“ diye geçiyor. Programın Kimya Mühendisleri için yapılmıştır; ama Kimyagerlerde faydalanabilir. Resimdeki şekli ipod yardımıyla aldım. İpod ile İtunes’e girince bu şekilde gözüküyor. Sizlerde de bu şekilde gözükecektir. (Sürüm güncellemelerini yaptıysanız) Şimdi program nedir açıklayalım. Bu program, Kimya Mühendislerinin işlerini bir nebze olsun azaltabilen özelliklere sahip bir programdır. Programın en güzel özelliği, içinde bir birim çeviricini olması.
İnovatif Kimya Dergisi
55
İşte programın içine girip Converter kısmına girince karşımıza çıkan kısım. Birçok çeviri işlemi mevcuttur: Alan çevirisi, yoğunluk, kuvvet, uzunluk, kütle, basınç, sıcaklık, zaman, viskozite, molar hacim, mol, entropi, enerji, voltaj vb… Daha birçok birim çevirme özelliğine sahip olan bir program. Örnek olması açısından sizlere bir tane örnek göstereceğim. Örnek olarak basıncı seçiyorum. Basınç çevirmeyi açtığım zaman bana şu şekilde bir sayfa geliyor.
56
İnovatif Kimya Dergisi
Şekilde görüldüğü üzere programın içeriğine girince bu şekilde bir sayfa çıkıyor. Sayfada elinizde bulunan birim cinsini uygun yere girerek çevirim yapabilirsiniz. Ben atm kısmını seçiyorum, sizler istediğiniz kısmı seçebilirsiniz. Bar veya Torr seçmeniz fark etmez, doğru değerleri girin o kendi çevirecektir. Ben 2.5 atm’nin diğer birimlerdeki karşılıklarının ne çıkacağını merak ettim.
İnovatif Kimya Dergisi
57
2.5 atm’ nin sonuçları çok kısa bir sürede hesaplanmış oldu. Bu şekilde program içinde birçok birim çevirme işlemi yapılabiliyor. Ben sadece basınç için olanı yaptım. Diğerlerini de sizler deneyeceksiniz. Peki, program sadece birim çevirmeden mi oluşuyor, kesinlikle hayır. Program içinde elementler hakkında bilgi bulabileceğiniz bir kısım da yapmışlar. Misal Argon gazını seçiyorsunuz ve bu gazın: Atom numarasını, Atom Ağrılığını, Keşfedilme tarihini veriyor. Daha kapsamlı incelemek için ise bu söylediğim şeylerin altında wikipedia bağlantısı koymuşlar. Bu bağlantıya tıklayarak doğrudan sizi o elementin özellikleri hakkında bir sayfaya yönlendiriyor. Tüm bunlar bir tek pencere içerisinde oluyor. Peki bunlar harici başka ne var? Bileşikler kısmı var. Burada birçok birleşik hakkında bilgiler mevcut. Ben örnek olarak Karbon TetraFlurür’ü seçtim. Bu birleşiği seçtiğimiz zaman bizlere, CAS Number, Donma Noktası, Kaynama Noktası, Kritik Sıcaklık, Kritik Basınç vb… birçok özelliğini vermekte. Şekilde de görmektesiniz. Ayrıca wikipedia sayesinde daha çok bilgiye de ulaşmanıza olanak sağlamış.
58
İnovatif Kimya Dergisi
Ayrıca programda Su-Buhar kısmı için ve kimyasal eşitlikler için hesaplamalar kısımları bulunmakta. Bu kısımlarda hesaplama yapabilme imkânları sizlere sağlanmış. İdeal gaz denklemi hesabı olsun, Van der Walls denklemi hesabı olsun; bunların hesaplamalarını birleşiklere göre yapabilmek için, imkân sağlanmış gibi görünüyor. Şekilde kimyasal eşitlikler kısımlarını görmektesiniz.
İnovatif Kimya Dergisi
59
Anlatacağım şeyler bu kadar. Gerisini programı inceleyip öğreneceksiniz. Deneyerek, anlayarak öğrenmeye çalışın. Program ücretsiz bir programdır. Ücretli olmadan bu tarz şeyleri indirmeye kullanmaya çalışın. Sürekli yanınızda hesap makinesi taşımaktansa bu programları, yükleyip kullanmanız size pratiklik sağlayacaktır. Bir başka anlatımda görüşmek üzere, esen kalın. Kaynaklar Yazı tarafımca yazıldı. Resimler tarafımca çekildi.
60
İnovatif Kimya Dergisi
İNOVATİF Kimya Dergisi
Yararlı Siteler 2013 Şubat Ayında açılmış güzel bir blog sitesi. Bu blog sitesinde neler var şöyle bir göz gezdirelim. Tabi ilk önce sitedeki yazarlarından bahis edelim. Site bir grup üniversite okuyan ve mezun olmuş kimyager arkadaştan oluşan bir sayfa. Sitede kimya ile ilgili çeşitli bilgiler yer adlığı gibi çeşitli kongre duyuruları duyabilirsiniz. Türkçe kaynağın çok fazla olmadığı şu zamanımızda böyle bir site altın gibi kıymet kazanıyor. Sitedeki bilgileri, dökümanları güzelce inceleyin. Bilginize bilgi katın. Öğrenmekten bir kaybınız olmaz ama öğrenmemekten olur diyerek bu ay bu siteyi sizlere tavsiye ediyorum.
http://www.kimyablog.com
Kimya ile ilgili Google da çıkan sitelerden biri daha. Sitede neler var şöyle bir inceleyelim. Organik Kimya, İnorganik Kimya, Fizikokimya, Analitik Kimya çeşitli bilgiler, dökümanlar mevcut. Bu konuların alt kategorilerinde bir çok yazıya ulaşabiliyorsunuz. Bu yazılar sizlere oldukça güzel hazırlanılarak sunulmuş. Bilgilerin çok uzun şekilde verilmemesi ve kısa kısa verilerek anlatılması da, okuyucuların kendilerini daha verimli hale getirmesini sağlıyor. Sitede kimya üzerine forum ve ziyaretçi soruları diye kısımlar da hazırlanmış Bu kısımlardan sorular sorabiliyorsunuz. İyi incelemeler dileriz. http://www.kimyasanal.net
Periyodik tablo ile ilgili pek çok site görmüşünüzdür. Bunlar genel de sadece bir web teması şeklinde hazırlanılıyor. Yani içeriğe tıklayarak sadece elementin özelliklerini görüyorsunuz. Bu site ise biraz daha değişik hazırlanmış. Misal periyodik cetvelde demir elementine tıklıyorsunuz. Bize 6 dakikalık bir İngilizce video çıkıyor. Bu videoda demir ile ilgili çeşitli bilgiler kullanım alanları falan vb. anlatılıyor. Bu bilgiler hem zihinde daha kalıcı hale geliyor hem de sizlerin daha iyi öğrenmesini sağlıyor. Bu güzel özellikler bu site için özel. Başka web sitelerinde görmedim. Çok hoş ve güzel hazırlanmış. Tüm videoları izleyin derim. http://www.periodicvideos.com İnovatif Kimya Dergisi
61
İNOVATİF Kimya Dergisi
Kimya Bulmacasi 1
2 3
4 5 6
7 8
9
10
Soldan Saga
Yukaridan Asagiya
4. Bir maddenin sivilastirilmis halinde ya da elektrolit çözeltisinde, elektrik akimi yardimi ile kendi bilesinlerine ayristirilmasi. 5. Bir maddenin belirli miktardaki bir çözücü veya bir çözeltinin içindeki göreceli miktari. 6. Suda çözündügünde ortama hidrojen iyonlari (H+) ya da hidronyum iyonlari (H3O+) verebilen maddelerdir. 8. Proton ve nötron gibi atom çekirdegini olusturan temel parçaciklar. 9. Bir siviyi buharlastirip, olusan buharini yogunlastirarak ayristirma islemi. 10. Negatif (-) yüklü iyon.
62
1. Kimyasal reaksiyonlarda elektron alarak (indirgenerek) karsisindakini yükseltgeyen madde. 2. Atomlarin bilesik olustururken elektron alarak ya da vererek en dis enerji seviyelerindeki toplam elektron sayisinin helyum gibi 2 olmasi hâlidir. 3. Sivi haldeki bir maddenin kati hale geçmesi. 7. Kimyasal metodlarla daha basit parçaciklara ayrilamayan, ayni cins atomlardan meydana gelen en basit yapidaki madde.
İnovatif Kimya Dergisi
Geçen Ayın Çözümü
İNOVATİF Kimya Dergisi
Kimya Bulmacasi 1 4
S Ü
T
5
E
R
E
L
2
K O
T O
I
Z
O M E
E
L
K
I
T
L
M
R
L E
N O
R
L
I
K
D 6
M R M A
I N
R
B
8
3
F
L
7
B
A
L
I K
L
T
A
I
E
A
T
O
T
S
L
Ö
T
E
I
L
R
K
E
M
T
L
E
S
I
M O
T
E
R
E Soldan Saga 4. Kapali formülleri ve atomlarin birbirine göre baglanma siralari ayni, Fakat atomlarin uzaydaki düzenlenmeleri farkli olan moleküllerdir. [STEREOIZOMERLIK] 7. 1000 g çözücüde çözünmüs maddenin mol sayisidir. Birimi mol/ kg dir ve m harfi ile gösterilir. [MOLALITE] 8. Bir litre çözücüde çözünen maddenin esdeger gram sayisidir. N harfi ile gösterilir ve birimi esdeger gram sayisi/ litre dir. [NORMALITE]
İnovatif Kimya Dergisi
Yukaridan Asagiya 1. Karbonil (C=O) grubuna alkil gruplari bagli bilesiklerdir. [KETON] 2. Bir litre çözücüde çözünen maddenin formül gram sayisidir. [FORMALITE] 3. Titrasyon sirasinda çözeltideki derisim degisikliklerine göre renk vererek esdegerlik noktasina gelindigini belli eden organik kökenli boyalardir. [INDIKATÖR] 4. Bazi maddeler sivi hale geçmeden gaz fazina geçmesine denir. [SÜBLIMLESME] 5. Yüzeyinde daldirildigi çözeltiden veya çözeltiye elektron aktarimi olusan iletken. [ELEKTROT] 6. Çesitli atomlarin belli miktarlarinin sabit oranlarda bir araya gelmesi ile olusur [BILESIK] 7. Kendi aralarinda bilesik olusturamazlar. Bilesiklerinde daima pozitif degerli elementlerdir. [METALLER]
63
İNOVATİF Kimya Dergisi
Bende Yazmak İstiyorum Dergide bende yazmak istiyorum benim de yazılarım olsun diyorsanız. ***Yazacağınız konuyu belirleyin. (Kimya içeriği olan herhangi bir konu olabilir) Örnek: Polimerden ya da organikten bir konu ya da sanayide gördüğünüz bir şey ile ilgili bir konu. Kendi cümleleriniz ile olması şart. Alıntı alıyorsanız kesinlikle kaynak belirtmelisiniz. ***Konuda kullanılan resimlerin kaynakları belirtilmeli. ***Yazılar kesinlikle facebook üzerinden bizlere gönderilmemeli. Çünkü bu oldukça işimizi zorlaştırıyor. Yazılar inovatifkimyadergisi@gmail.com adresine gönderilmeli. ***Dergi editörlerimiz olan Ayşe Emir, Caner Kavraz,Gültekin Özdemir arkadaşlarımıza ulaşması gerekmektedir. ***Yazıları gönderdikten sonra kendiniz ile ilgili bilgileri de mail ile bize göndermelisiniz. ***Ad Soyad Ulaşılabilecek Mail Adresi(Hızlı ulaşılabilecek sık kullanılan bir mail olmalı) Bitirdiğiniz ya da okumakta olduğunuz Üniversite İsmi Dergiye koyabileceğimiz türden bir profil resminiz. ***Kasım ayı sayısı için yazılarınızın son teslim tarihi. 20 Ekim dir. Her ayın son yazım tarihi 20. de bitecektir. 20. den sonra göndereceğiniz yazılar Bir sonraki ay yayınlanacaktır. ***Ve son olarak kopyala-yapıştır ile yazıyı ben yazdım gönderiyorum derseniz yazınız kesinlikle yayınlanmaz. Bu şekilde yazı olmaz. Böyle uyanıklık yapıp kolaya kaçmak fark edilmeyecek bir şey değil. Sonuçta yazılarınızı okunuyor araştırılıyor. Bir şeylere emek verip orjinal şeyler çıkarırsanız rağbet görürsünüz. Lütfen bu konulara dikkat edelim. ***Yazılarınızı word dosyası halinde maile atacaksınız. Resimleriniz varsa da konu içinde aralarda en az bir tane resim olsun. Fikir düşünce tarzı kimya sektöründe sorun yazıları çözüm yazılarında olmayabilir ama diğer konularda en az bir tane olmalı çünkü görsellik yazıya çok şey katıyor. ***Şimdilik aklımıza gelenler bunlar sorun olursa eklemeler-çıkarmalar yaparız.