İnovatif Kimya Dergisi Sayi 4

Page 1

İNOVATİF Kimya Dergisi YIL : 1 SAYI : 4

KASIM 2013

NANOTEKNOLOJİ

DETERJAN SEKTÖRÜ

ÖĞRETMENLİK VE KİMYA

NANOTEKNOLOJİ

DOZ AŞIMI - GIDA KATKI

FUAR REHBERİ

MADDELERİ

HAYAT İÇİN VAZGEÇİLMEZ

KİMYAGER VE

OLAN YAŞAM KAYNAĞIMIZ SU

KİMYA MÜHENDİSLERİ İÇİN

İŞ GÖRÜŞMESİ SORU-CEVAPLARI

ÜCRETSİZ IOS UYGULAMALARI



Sahibi : İnovatif Kimya Dergisi Kurucuları

Genel Yayın Yönetmeni : Yavuz Selim Kart İnovatif Kimya Dergisi Okuyucuları, Dergimiz Kimya hakkında bilgiler vermesi, siz okuyucularımızın ufkunu açması, bildiklerimizin pekiştirilmesi,bilmediklerinizin öğrenilmesi amacıyla hazırlanmıştır. Dergimiz sizlerin göndereceği makaleler, yazılar ile oluşacaktır. Diğer bir deyişle bu derginin içeriğini sizler hazırlayacaksınız. Dergimizde Kimya Sektörü ile ilgili bilgiler, Kimya Sektörü ile ilgili yazılar ve makaleler olacaktır. Ayrıca çeşitli bulmacalar,hos yazılar ve resimler ile de sıkılmayacağınızı ümit ediyoruz. Güzel bir dergi olacağı düşüncesindeyiz. Fayda sağlaması dileklerimle... İnovatif Kimya Dergisi Kurucuları

Yayın Danışmanı : Ayşe Emir Dergi ve Yazı Editörleri : Ayşe Emir Caner Kavraz Gültekin Özdemir Ebru Çetinkaya Röportaj Sorumlusu : Ceyda Sarıkaya Röportaj Ekibi : Ceyda Sarıkaya Özgür Özdemir Elif Nida Kılıç Sayfa Tasarımı :

Bize Ulaşın facebook.com/InovatifKimyaDergisi twitter.com/InovatifKimya inovatifkimyadergisi@gmail.com

Yavuz Selim Kart


Yazarlarımız

YAVUZ SELIM KART

AYSE EMIR

HATILE MOUMINTSA

CEYDA SARIKAYA

CANER KAVRAZ

GULTEKIN OZDEMIR VAHIT KENAR ISMAIL KANBAZ

İNOVATİF

Kimya Dergisi

ÖZGÜR ÖZDEMIR


İNOVATİF KURALLARI Kimya Dergisi

1. İnovatif Kimya Dergisi, yazılarını herhangi bir makalenizde veya yazınızda kullanmak için yazısını aldığınız kişiye mail atarak haber vermek durumundasınız. Ayrıca kullanmış olduğunuz bu yazıların kaynağını bu dergi olarak belirtmek durumundasınız. 2. Dergide yazılan yazıların sorumluluğu birinci derece yazara aittir. Bu konu hakkında eğer bir sorun yaşıyorsanız ilk yazara ulaşacaksınız. 3. Dergide yer alan bilgileri kullanarak başınıza gelebilecek felaketlerden ya da işlerden dergi sorumlu değildir. 4. Dergide yazarların kullanmış olduğu resimler kesinlikle kaynak belirtilmektedir. Aksi durum olduğu zaman bunu yazarın kendisine ulaşarak hallediniz. Çünkü bizim yazarlarımızdan ricamız telif haklarına riayet ederek resimlerini dökümanlarına eklemeleri. Burdan çıkacak problemlerden direkt yazarlar sorumludur. 5. Dergide benim de yazım olsun diyen yazarlarımız var ise. Yazıları için AYŞE EMİR ile konuşmaları gerekmektedir. www.facebook.com/groups/147842018740235/ Grubu aracalığı ile ulaşabilirler. Bu gruba yanlızca yazarlık yapan ve gerçekten yazmayı düşünen arkadaşları almaktayız. Burada çeşitli görüşler fikirler tartışılmaktadır. Bunun harici sayfamızı takip edenler için girişteki ÖNSÖZ kısmında gerekli adresler mevcuttur. 6. Aşırı yazar bolluğu olmadığı takdirde her yazıyı yayınlamaya gayret edeceğiz. Amacımız hem yazan hem de bilgili güzel bir gençlik sağlamaktır. Ya benim yazım niye yayınlanmadı tarzı soruları üstte belirtmiş olduğum isimlere sorabilirsiniz. 7. Sayfamızda yayınlanmasını istediğiniz yazıları inovatifkimyadergisi@gmail.com mail adresine göndermeniz rica olunur. Bu mail adresine gönderdiğiniz yazılarda bir eksiklik var ise editörlerimiz tarafından incelenecektir. Eksik kısımları var ise size geri dönüş yapılacaktır. Düzeltmeniz için tavsiyelerde bulunulacaktır. Lütfen geri dönüş yapılınca bunu kendinizi küçümsemek olarak görmeyin. Amaç daha güzel bir dergi çünkü.

8.Dergimizde konu gönderen arkadaşlar, bazı tarz yazılar bazı kişilere verilmiştir. Misal , Ünlü bir kimyagerin hayatı ve kimya eğlence tarzı bölümler bazı arkadaşlarımıza verilmiştir. Bu konuları özellikle isteyenler olmuştur. Ama bu sizin bu konularda yazı yazmayacağınız anlamına gelmez. Yazı yazıp gönderirseniz illaki yayınlanacaktır. Bir yazar arkadaşımızın olur ya işi olur yazamassa, o zaman o yazıyı sizin adınız altında ekleriz. Hem dergi zaman kaybetmemiş olur. Hem de süreklilik sağlanmış olur. Ayrıca aynı konu hakkında birden fazla yazı dergide olursa bu seferde dergi amacından sapmış olur. 10.Dergimize göndereceğiniz yazılar en fazla 6 sayfa olabilir. 6 Sayfayı geçmemeye çalışın. Geçen yazılar 2 bölüm halinde yayınlanabilir. Bu konuda son söz hakkı dergi yönetimine aittir. 11.Dergimize yapacağınız eleştirileri de arkadaşlarımıza saygısız bir biçimde değilde ölçülü bir biçimde sayfalarda yapmaya dikkat ediniz. Bu işi herkes gönüllü yapıyor. Saygıda lütfen kusur etmeyiniz. 12.Son olarak Dergimizde yazabilecceğiniz konular aşağıda listelenmiştir. *Akademik Makaleler *Endüstriyel Yazılar *Üniversite Hayatında Kimya *İş Hayatında Kimya *Laboratuvar Üzerine *Kimya Güvenliği 13.Bu konulardan baska konular olsun istiyorsanız.

Edtörlere ve vermiş olduğumuz gruba ulaşabilirsiniz. Yazılarımız Kimya içeriği dışına çıkmamaya çalışılacaktır. İş hayatı ve okul hayatnda kişisel gelişime yönelik ek yazılar olabilir. Bunun hakkında da çalışmalar yapılacaktır. 14. Dergi tasarım ve yönetiminden sorumlu arkadaş buraya ek maddeler yapmaya değiştirmeye ve koymaya yetkilidir. 13. Dergiyi okuyanlar bu kuralları kabul etmiş sayılırlar. İnovatif Kimya Dergisi Kurucuları


İçindekiler İnovatif Kimya Dergisi

8

DETERJAN SEKTÖRÜ Deterjan, “yüzey aktif özelliği olup, bu özellik nedeniyle temizleme işlemi yapabilen...

ÖĞRETMENLİK VE KİMYA Öğrencilerin çoğu kimya dersini duyunca tepkileri şöyle...

14

11

DOZ AŞIMI “GIDA KATKI MADDELERİ” Hazır gıdaların, meyve ve sebzelerin, tükettiğimiz her şeyin kullanımı esnasında hormonal etkileri...

22

İŞ GÖRÜŞMELERİNDE SORULAN SORULAR Bu sayıda, sizlere iş görüşmelerimde karşıma çıkan soruları yazmak istedim... KÜÇÜK MUCİZE “NANOTEKNOLOJİ” Teknolojinin son yıllarda aldığı yol hepimizin bildiği gibi gözler önünde...

25

AYIN RÖPORTAJI EN-MAK Makine San. ve Tic. Ltd. Şti. Pazarlama Müdürü Fikri AKYOL ile Röportaj...

30

35

HAYAT İÇİN VAZGEÇİLMEZ OLAN YAŞAM KAYNAĞIMIZ “SU” Siz değerli okurlarımıza yaşam için vazgeçilmez olan suyun nasıl....

44

KİMYAGER VE KİMYA MÜHENDİSLERİ İÇİN ÜCRETSİZ IOS UYGULAMALARI 2 Geçen ay Kimya ile ilgili IOS uygulamalarından bahis etmiştim...

52

KİMYA BULMACA Her ay kimya terimlerine aşina olacağınız bulmaca...

FUAR REHBERİ Geçen ay başlayan fuar rehberi yazımı okumayanlar için kısa bir hatırlatma yapmak...

HER AY 3 WEB SİTESİ Her ay sizlere faydalı olacak 3 web sitesi

KİMYA BULMACA ÇÖZÜMÜ (GEÇEN AY) Geçen ayın bulmaca çözümleri...

41 51

53



Procter&Gamble’ın “Dreft” markaları piyasaya çıkan yağ alkolü, sülfatı bazlı ilk deterjanlardır. Deterjanlar, ev tipi ve sanayi tipi olarak ikiye ayrılmaktadır.

Vahit KENAR

Deterjan ve temizlik maddeleri sektörü kapsamındaki ürünler genel olarak şu şekilde sınıflandırılabilir[1] : 1. El ve otomatik yıkama için çamaşır deterjanları ve çamaşır katkı maddeleri Sakarya Üniversitesi vahitkenar@gmail.com

2. El ve otomatik yıkama için bulaşık deterjanları 3. Ovma maddeleri

DETERJAN SEKTÖRÜ

4. Genel temizleme maddeleri (Banyo/ Mutfak ,cam temizleyicileri,kireç çözücü,tuvalet temizleyicileri) 5. Çamaşır suları

Merhaba Arkadaşlar, Bu haftaki konumuz temizlik denildiğinde ilk akla gelen deterjan sektörüdür. Deterjan, “yüzey aktif özelliği olup, bu özellik nedeniyle temizleme işlemi yapabilen, ayrıca içinde yıkamaya yardımcı kimyasal maddeler de içeren” sentetik bir üründür. İlk deterjan üretimi 1917 yılında gerçekleştirilmiştir. BASF’da görev yapan Alman Kimyager F. GUNTER, naftalini alkilleştirerek elde ettiği maddeyi sülfonlamış ve ilk deterjan aktif maddesini elde etmiştir. Bunu, sonraki yıllarda özellikle Alman kimyacıların araştırmaları takip etmiş olup, 1932 yılında Henkel’in “Fewa” ve

8

Deterjan pazarı, ulusal ve uluslararası ölçekte en rekabetçi ve stratejik pazarlardan bir tanesidir. Sektörün hammadde girdileri açısından özellikle LAB, STPP, enzim, optik ağartıcı ve parfüm tedariğinin dışa bağımlı olduğu söylenebilir. Bunların dışında, ambalaj olarak yerli üretim kullanılmakla beraber, bunun hammaddesi de önemli ölçüde dışarıdan ithal edilmektedir. Türkiye’ deki çamaşır deterjanı pazarı küçük oranIarda da olsa -nüfus ve geIir düzeyindeki artışa paraIeI olarak- sürekli büyüyen bir pazar durumundadır. Türkiye’ de yaklaşık oIarak 17 milyona yakın hane bulunduğu ve bunIarın 15 miIyonunun otomatik çamaşır makinesine sahip oIduğu tahmin edilmektedir.

İnovatif Kimya Dergisi


Diğer bir ifade iIe, çamaşır deterjanı çok önemli bir pazara sahiptir ve hanelerin %88’inde çamaşır makinesi kullanılmaktadır. Pazarın büyüklüğü yaklaşık olarak 977.000.000 lira; ortaIama büyüme hızı da %10 olarak tahmin edilmektedir.[2] 2004 yılında çevre konularını incelemek üzere yapılan bir ankette ise deterjan ve temizlik maddesi üreten firma sayısı 225 olarak tespit edilmiştir. Bu veriler hep beraber değerlendirildiği takdirde sektörde faaliyet gösteren gerçek firma sayısının bu rakamın biraz daha üzerinde, yaklaşık olarak 250 civarında olduğu tahmin edilmektedir. [1]

İSTİHDAM Şimdi gelelim işin istihdam boyutuna. 2008 Yılında, daha kimyaya el atmadan, bu sektörde dünyada adını kanıtlamış önde gelen bir firmanın Gebze’de bulunan bir tesisinin üretim departmanında, çalışma fırsatı bulduğum o günden beri bu sektör hakkındaki bakış açımın hiç değişmediğini belirtmek isterim. Toplumda da kimya deyince hemen bir sabun muhabbetidir alır gider. İnovatif Kimya Dergisi

9


Aslında, girişime açık bir sektördür; ancak rekabet edebilmek için sürekli gelişim ve yenilik peşinde olmak gerekiyor. Sektörde faaliyet gösteren büyük firmalardan yukarıda söz etmiştim. Sektörde faaliyet gösteren 10 büyük firmada çalışan sayısı yaklaşık olarak 1.800 kişi, KOBİ niteliğindeki yaklaşık 240 firmada çalışan sayısı 3.800 kişi ile birlikte toplam çalışan sayısı 5.600 kişi olarak tahmin edilmektedir.

Bu sayı, üretim faaliyeti içerisinde yer alan personel (direkt işçilik) olarak faaliyet göstermekte olup sektörün diğer kademelerinde çalışan dolaylı işçilik ile beraber toplam 11-12.000 kişinin yer aldığı bir sanayi kesimidir. Lakin, sektörden geçimini sağlayan insan sayısı bunlarla sınırlı olmayıp perakendecilik sektörü içerisinde yer alan herkes deterjan ve temizlik maddeleri sektörüne katkıda bulunmakta ve değerden pay almaktadır. KOSGEB tarafından, 2005 yılı haziran ve ekim ayları arasında yapılan ve 48.000’den fazla orta ve küçük ölçekli üretim tesisinin katıldığı, saha çalışması sonuçlarının taranması sonucu, deterjan ve temizlik maddeleri sektöründe faaliyet gösterdiği tespit edilen 116 adet KOBI niteliğinde firma tarafından cevaplanan anket soruları incelendiğinde, bu firmalarda ortalama olarak 16 kişi çalıştığı, çalışanların %17’sinin üniversite veya yüksek okul, %37’sinin lise veya endüstri yüksek okulu, yaklaşık %45 kadarının da ilköğretim seviyesinde olduğu görülmektedir.

10

Son olarak, şunu söylemeden edemeyeceğim.Bu sektör, dolaylı olarak petrole bağımlı faaliyet göstermekte de olsa, artan fiyatlar ve azalan kaynaklar neticesinde farklı kaynaklara yönelmektedir. Bunların en başında petrole alternatif olan bitkiler yer almaktadır. Özellikle bazı firmalar şimdiden bitkilere yönelmeye başladı bile. Hatta bende yaklaşık 3 yıldır bu konuda yaptığım araştırmalar neticesinde, atık organik materyallerden deterjan ve enzim üretimi konusunda bir proje üzerinde çalışmaktayım. İnşallah, yakın bir zamanda çalışmamın olumlu sonuçlarını da sizlerle paylaşmayı düşünüyorum. Bu arada, ev hanımları ve annelerimizin eskiden gelme bir alışkanlığı var biliyorsunuz, çamaşırlar ne kadar çok sıcak suda yıkanırsa o kadar temiz olur düşüncesi. Gelişen teknolojiyle birlikte deterjanlarda artık enzimler kullanılmaya başlandı. Bu enzimler, soğuk suda daha iyi çalışmakta olup belli bir derecenin üstüne çıkıldığında ise aktivitelerini yitirmekte, aynı zamanda da boşa enerji harcanmış olunmaktadır. Lütfen bu konuda çevremizi bilinçlendirelim. Sağlıcakla Kalın Kaynaklar [1] DOKUZUNCU KALKINMA PLANI KİMYA SANAYİİ ÖZEL İHTİSAS KOMİSYONU-http://plan9.dpt.gov.tr/ oik44_kimya/44kimyasanayii_7SabunDeterjanKozmetikcalismagrubudeterjan. pdf [2] ERK, Nurten (2005), “P&G: Türkiye’de Büyüme Motorumuz Güzellik Olacak,” Hürriyet, 23 Mayıs 2005 Inovatif İnovatif Kimya Dergisi


Hatile MOUMINTSA

Öğretmenlik ve Kimya Öğrencilerin çoğu kimya dersini duyunca tepkileri şöyle:

University of Ioannina hatile_m@hotmail.com

yada şöyle olur:

Bu bizleri düşündürmelidir … Nedenmi? Çünkü bir öğretmenin görevi sadece dersi anlatmak değil, öğrencininde dersi anlamasını sağlamaktır. Öğretmenin, bu dersi öğrenciye sevdirmesi ve öğrencinin ilgisini çekmesi gerekir. Bazı öğrenciler kimya dersini anlamakta güçlük çekiyor. Bilhassa, orta okulda kimya dersi yeni anlatılmaya başlandığında… Bu bazen öğretmenin dersi anlatış şeklinden, bazende öğrencinin anlama şeklinden dolayı olabilir. Öğrencilerin daha kolay anlaması için sınıfta ders esnasında bazı aktiviteler uygulayabiliriz. Mesela dersimiz moleküller ise öğrencilerin daha iyi anlıyabilmeleri için, yada uzayda dizilişlerini anlamaları için, aşağıdaki resimde gördüğünüz malzameleri kullanabiliriz:

Onlar için daha eğlenceli olur ve böylece kimya dersinden sıkılmamış olurlar. Bir başka örnek vermek istersek: Diyelimki dersimiz reaksiyonlar, tabiki en başta en kolay olanlarını anlatmaya başlarız.Mesela NaCl reaksiyonu: NaCl--------- Na + Cl yazılışını ve birleşme şeklini anlattıktan sonra, derste bir bardağın içine suyla tuzun karışımını uygulamalı olarak gösterip, sonra bunların birbirleriyle nasıl bağlandığını bir resimle gosterebiliriz. Inovatif Kimya Dergisi

11


Aşağıdaki resim gibi mesela:

Yada daha ilgi çekici resimlerle analatabiliriz aşağıdaki resim gibi:

Bir başka dersimiz elemanlar ve periyodik tabloysa; her elemanı çocuklara canlı gösterme imkanımız olamadığından, onların her birini birer videoyla gösterebiliriz.Sonrada hep beraber A4 kağıdında elemanları yazıp metal, ametal, yarı metal olarak ayırıp boyayabiliriz.

Öğrencilere derste pH’anlatmak istersek, ilk önce pH’ yı nasıl bulduğumuzu problemle anlatırız. Daha sonra öğrencilerin daha iyi kavrayabilmeleri için bir gezi düzenleyip, pH kağıdı kullanılarak çevredeki suların pH’ları ölçülebilir. pH kağıdı aşağıdaki resimde görüldüğü gibidir.

12

Inovatif İnovatif Kimya Dergisi


Gezi düzenleme imkanımız yoksa, sınıfta bir çözeltinin pH ölçümünü yapabiliriz. Ayrıca öğrencilere şöyle bir ödev verebiliriz, herkese pH kağıdı verip evlerindeki suyun pH ölçümünü yapabilirler. Bunlar sadece birkaç örnektir, kimyada kullanabileceğimiz daha çok şeyler var, sadece dersle kalmayalım. Öğrencileri sıkmayıp, onlara dersi sevdirelim. Çünkü Kimya sadece bir dersten ibaret değildir, Kimya hayatımızın her alanında vardır. Basit şeyleri bilmemiz hepimiz için faydalı olacaktır. Saygılarımla Resimler ve Görsel Kaynak http://www.sondakika.com/haber-panik-ataklar-uykuda-dikkat-3276064/ http://www.alternatifterapi.com/icerik/panik-bozukluk http://www.chemistry.wustl.edu/~coursedev/Online%20tutorials/Solutions.htm http://wirdou.com/tag/nacl/ http://www.funsci.com/fun3_en/acids/acids.htm

İnovatif Kimya Dergisi

13


verilen, kalıntı ve türevleri mamul maddede kalan, kimyasal madde veya maddeler karışımıdır. Kısaca tüketilecek gıdanın hazırlanması aşamasında gıdaya dayanıklılık, renk vermek vs. için katılan madde ve madde karışımlarıdır.

Caner KAVRAZ

Gıda katkı maddeleri genel olarak kullanım amaçlarına göre dört başlık altında toplanıyor. Bunlar; •Raf ömrünü uzatan katkı maddeleri

Karadeniz Teknik Üniversitesi m.canerkavraz@gmail.com

•Duyusal özellikleri düzenleyen katkı maddeleri

DOZ AŞIMI “GIDA KATKI MADDELERİ” Hazır gıdaların, meyve ve sebzelerin, tükettiğimiz her şeyin kullanımı esnasında hormonal etkileri, kanserojen içeriği ve katkı maddeleri hakkında bazı sorular takılır aklımıza. Acaba bu meyve hormonlu mu? Bu konserve neden bu kadar uzun süre bozulmadan kalabiliyor? Bu şekerdeki renklendirici bana zarar verecek boyutta mı? Günümüzde tükettiğimiz çoğu üründe katkı maddesi bulunuyor. İşte bu “gıda katkı maddeleri” hakkında sizlere bilgi vermek istiyorum.

•Beslenme değerini düzenleyen katkı maddeleri •İşlem yardımcı maddeleri Kullanım amaçlarına göre ayırdığımız bu gıda katkı maddelerinin neler olduğunu daha detaylı inceleyelim. 1. Raf ömrünü uzatan katkı maddeleri:

İlk olarak akla gelen asitlik düzenleyicilerdir. Asitlik düzenleyiciler gıdaların asitliğini ve alkaliliğini değiştiren veya kontrol eden maddelerdir. Bu etkilerinden faydalanılarak meyve sularının lezzeti arttırılmakta, berrak şarap elde edilebilmekte, peynir dilimlerine esneklik verilmektedir. Gıda maddelerinde birçok asitlik düzenleyici kullanılmakGıda katkı maddeleri, tek başına gıda tadır. Fosforik asit, malik asit, sülfürik olarak tüketilmeyen bir gıda ürününün asit, tartarik asit vs. bunlar örnek olarak ana bileşeni, hammaddesi veya yardımverilebilir. Bu düzenleyicilerin dışında cı maddesi olarak kullanılmayan; fakat antimikrobiyal maddeler ve antioksidanürünün işlenmesi ambalajlanması ve deları bu başlığa ekleyebiliriz. Antimikropolanması ile ilgili olarak ve ürünün tat, biyal maddeler, gıdalarda herhangi bir koku, yapı, görünüş ve diğer niteliklerini nedenle bulunabilen bakteri, küf, maykorumak, düzeltmek veya istenmeyen alar gibi istenmeyen mikroorganizmadeğişikliklere engel olmak amaçlarıyları ortandan kaldıran veya çoğalmasını la gıda ürünlerine katılımlarına izin engelleyen maddelerdir.

14

İnovatif Kimya Dergisi


Organik asitler ve tuzları, antibiyotikler, alkoller ve peptitler gibi. Antioksidan maddeler ise vücudumuzdaki serbest radikaller ile reaksiyona girerek bu radikallerin hücrelere zarar vermesini engelleyen yükseltgenme önleyici maddelerdir. En çok kullanılan yapay antioksidanlar fenolik bileşiklerdir.

2. Duyusal özellikleri düzenleyen katkı maddeleri: Çok sık karşılaştığımız bir katkı maddesi de emülgatörlerdir. Su ve yağ gibi birbirine karışmayan iki maddenin, homojen bir görünüm almasını sağlayan maddelerdir, emülgatörler. Salata sosları, krema yağları, dondurma, hazır çorbalar gibi ürünlere katılır. Katıldığı bu ürünlerden de anlaşılacağı gibi lezzet arttırmak amacıyla kullanılır. En çok bilinen örneği yumurta akında bulunan bileşik lesitindir. Son zamanlarda çok tartışılan diğer bir katkı maddesi de renklendiricilerdir. Ürünlere organik ve inorganik olarak eklenen, canlı görünüm katan maddelerdir. Özelikle çocukları teşvik edici görünüm sergilenmesinde kullanılır. Jöleler, pudingler vs. bunlara örnektir. 3. Beslenme değerini düzenleyiciler: Diğer katkı maddelerine nazaran daha az zararı bulunan ve daha az kullanılan maddelerdir. Daha çok işleme sırasında kaybolan besinlerin yerine koyulması, eksik olabilecek besin öğelerini eklemek amacıyla kullanılır. Genel olarak doğal düzenleyici maddelerdir. Fonksiyonel veya diyet gıda maddeleri, doğal ve yapay tatlandırıcılar, zenginleştiriciler, vitaminler, mineraller, aminoasitler gibi çok farklı şekillerde faydalanılabilirler. 4. İşlem yardımcı maddeler: Bu maddeler bir nevi eksikleri giderici, tamamlayıcı niteliğinde kullanılır. pH ayarlayıcılar, topaklamayı önleyenler (silikat, magnezyum oksit vb.), ağartıcılar, dolgu maddeleri, parlatıcılar bu maddelere bazı örneklerdir.

İnovatif Kimya Dergisi

15


Bu katkı maddeleri vücudumuza yararlı ve zararlı şekillerde etkileri olabiliyor. Tüketilen gıdalardaki miktarları, cinsleri ve etkileşimleri üzerimizdeki etkilerini belirliyor. Avrupa Birliği gıda katkı maddeleri konusunda çok tedbirli davranıyor. Öyle ki “Avrupa Birliği Gıda Bilim Komitesi” tarafından, kullanılan gıda maddeleri fonksiyonel sınıf kategorilerine ayrıldı ve “E-Kodu” denilen uygulamayı başlattı. 3000’den fazla gıda katkı maddesine kod verdi. E-Kodu, gıda katkı maddelerini tanımlamaya yarayan ve herhangi bir karışıklığı önlemek amacıyla başlattığı bir kodlama sistemidir. Bu kodlama sistemin E harfi ve üç rakamın birlikteliği ile oluşuyor ( E101, E329 vs.). E-kodları Avrupa Birliği üyeleri tarafından kullanılıyor. Amerika daha değişik sistemler kullanıyor. Yeni Zelanda ve Avustralya onaylanmış maddelerde “A” harfi kullanılıyor. E-Kodlarında “E” harfinin yanlarında bulunan rakamları eklerken, gıda maddelerinin sınıflandırmaları dikkate alınır. Gıda katkı maddelerinin sınıflandırılması şu şekildedir: •

Renklendiriciler: E100-E199

Koruyucular: E200-E297

Antioksidanlar: E300-E321

Emülgatörler ve stabilizatörler: E322-E500

Asit/baz sağlayıcılar: E500-E578

Tatlandırıcılar, koku verenler: E620-E637

Geniş amaçlılar: E900-E927

• Diğerleri Bunların dışında E-Koduna sahip olmayan katkı maddeleri de bulunur.

16

Inovatif İnovatif Kimya Dergisi


BAZI GIDA ÜRÜNLERİNDE BULUNABİLEN KATKI MADDELERİ 1-)BEBEK MAMASI E332, E333, E508, whey*(peynir altı suyu), sukroz, laktoz, kalsiyum pantotenat, taurin, inositol*, vitaminler* 2-)BİSKÜVİ E450a, E500, E471*, E481*, E482*, margarin* 3-)CİPSLER E471*, E475*, E481*, E482* 4-)ÇİKLET E101*, E102*, E120**, E141*, E296, E320*, E322*, E330, E420, E421, E422*, E464,E950, E951*, E965, fenilalanin, glukonatlar 5-)ÇİKOLATA ŞEKERLEME E322*, E432*, E433*, E471*, E472*, E476*, E491*, E492*, E493*, E494*, E495*, E434*, E435*, E436* 6-)DONDURMA E441**, E471*, E481* 7-)EKMEK E170*, E282, E300, E432*, E433*, E434*, E435*, E436*, E471*, E472*e, enzim karışımı* 8-)GAZOZ E202, E211*, E290, E300, E330 9-)HAMUR KABARTMA TOZU E450*, E500

İnovatif Kimya Dergisi

17


10-)HAZIR ÇORBA E100*, E150, E330, E412, E621*, maltodekstrin, peynir altı suyu* 11-)HAZIR KEK E450a, E500, E471*, E481*, E482*, margarin* 12-)KAHVE KREMASI E341*,E469, E471*, E472* 13-)KETÇAP E202, E211*, E300, E412 14-)KOLA E150, E338, kafein 15-)KREM ŞANTİ E160*, E339*, E340, E407*, E433*, E435*, E471*, E472*, E475*, E932 16-)LOKUM E102*, E110*, E124*, E132* 17-)MARGARİN E160a*, E202, E270*, E322*, E330, E432*, E433*, E434*, E435*, E436*, E472b*, E472c*, E475, E476, E477, vitaminler* 18-)MAYONEZ E432*, E433*, E434*, E435*, E436*, E472c*, E472*e 19-)MISIR GEVREĞİ E101*, E170*, E321*, E339, E341*, E375, folakin (folik asit), pantotenik asit, tiamin 20-)NEKTAR (MEYVE SUYU) E300, E330

18

Inovatif İnovatif Kimya Dergisi


21-)PASTA E432*, E433*, E434*, E435*, E436*, E441*,E450*, E471*, E472*, E475*, E477*, margarin*, E500 22-)PUDİNG E102*, E110*, E160a*, E407* 23-)TON BALIĞI E410, E412, E415 24-)TOZ MEYVE İÇECEKLERİ E101*, E102*, E110*, E129*, E171, E330, E331, E341*, E375, E414, E415, E440, E466, E500, E551, E950, E951*, E954, maltodekstrin, folakin (folik asit) 25-)TUZ E514, E554, potasyum iyodid 26-)YOĞURT E441** Siyah E-Kodları helal kabul edilen katkı maddeleridir. Kırmızı E-Kodları sağlık için tehlikeli katkı maddeleridir. ** işaretli maddeler kesin hayvan maddeler içerir (haram). * işaretli maddeler alkolle muamele edilmiş veya hayvansal/bitkisel kökenli olabilir. Yukarıdaki katkı maddeleri arasında da bulunan ve bazı ülkelerce yasaklanmış olan ve yan etkileri tespit edilen katkı maddelerinin kodları ise şöyledir: Yan Etkileri Olan Maddeler: E407, E412, E413, E414, E416, E420, E421, E422 Yasaklı Maddeler: E432, E434, E463, E474,E483, E494, E495 İnovatif Kimya Dergisi

19


Peki Bu Gıda Katkı Maddelerinin Zararları Nelerdir? Hangi Hastalıklara Sebep Olurlar? Nelerin zararlı olacağı konusunda Kimya bilim kurucuları arasında bulunan Paracelsus “Her şey zehirdir ve bu sadece doz meselesidir.” şeklinde belirleyici bir ifadede bulunmuştur. Aynı şekilde üniversite eğitimim sırasında üzerimde çok emeği olan bir hocam da, yaklaşık 20 tane zararı ile ve günlük kullanımımız açısından en önemli yerde bulunan bir maddeyi bizlere “SU” olarak açıklamış ve çok etkilemişti. Önemli olanın kullanılan miktar olduğundan bahsetmişti. Gıda katkı maddelerinde de aynı şekilde “doz” çok önemlidir. Özellikle katkı maddeleri hususunda günlük alacağımız dozun üzerinde çıkılmamaya dikkat edilmelidir. Aksi takdirde zararlı olmayacak katkı maddeleri bile bizlere tehdit oluşturabilir. Gıda katkı maddelerinin sebep olabileceği hastalıklar konusunda ise her bir gıda maddesi değişik hastalıklara sebep olabilir veya tetikleyebilir şeklinde ifadelerde bulunabiliriz. Örneğin; Nitrit ve nitratlar (E250, E251) kansere sebep olan nitrozaminleri oluştururlar. Özellikle et ürünlerinde kullanılan nitritin kullanılmaması durumunda ise enteresandır ki et ürünlerinin kötü renkte ve lezzetsiz olacağı, dayanma sürelerinin azalacağı ve dolayısıyla gıda zehirlenmeleri yoluyla sağlık sorunlarının ortaya çıkacağından endişelenilmiştir. Bunun akabinde nitrozamin oluşumunu azaltıcı etkiler üzerine bilim adamları çalışmalar yapmış ve tokoferoller, askorbik asit (C vitamini) ve laktik asitin nitrozamin oluşumunu azalttığı gözlenmiştir. Bunun dışında sülfitlerin çeşitli alerjik reaksiyonlara, kan basıncının düşmesine, ishale yol açtığı söylenmektedir. Bu sülfitler birçok restoranın, salata sosunda bulunmaktadır. Suni tatlandırıcı olan aspartam ise hassas kişilerin göz kapaklarında, dudaklarında, el ve ayaklarında şişmeye sebep olabilmektedir. Bunlar ve bunun gibi sayısız maddeler, yasaklı maddeler dahil, ne yazık ki günlük hayatımıza işlemiş durumda. Öyle ki ülkemizde yapılan bir araştırmada incelenen 25 şekerleme türünün 11’inde izin verilmeyen renklendiricilere rastlanmış.

20

Inovatif İnovatif Kimya Dergisi


Böyle bir ortamda gıda katkı maddelerinin zararını en aza indirmek için neler yapmalıyız? En aza indirmek diyorum çünkü bu maddelerden kaçmak neredeyse imkansız. Öncelikle gıdanın etiketinden faydalanmalı ve katkı maddesi içermeyen gıda tüketmeliyiz. Gıda katkı maddesini az ihtiva edenini tüketmeye dikkat etmeliyiz. Özellikle meyve sularının etiketlerinde kullanılan madde içeriğinin ürünlere göre farklılık gösterdiğini göreceksiniz. Az olanı kullanmaya özen göstermeliyiz. Bunun dışında zararsız olan katkı maddeleri hakkında bilgi edinmeli ve bunları içeren gıdaları çoğunlukla tercih etmeliyiz. Zararsız olduğu kesin olarak kanıtlanmayan katkı maddelerine karşı tedbirli davranmalıyız. Gördüğümüz gibi, daha sağlıklı yaşamak için almamız gereken önlemler çok basit. Tek yapmamız gereken biraz sorgulayıcı olabilmek. Benden sizlere ufacık bilgilendirme ve uyarı… Yapacaklarınızı sizler değerlendirin, sonuçta sağlığınız sizin elinizde... Kaynaklar http://www.yiyorumbuyuyorum.com/makaleler/gida-katki-maddeleri/makale838. html http://www.kekevi.com/enumaralari.html#tatlandir http://www.sizinti.com.tr/konular/ayrinti/gida-katki-maddeleri.html http://tr.wikipedia.org/wiki/G%C4%B1da_katk%C4%B1s%C4%B1

İnovatif Kimya Dergisi

21


Ayşe EMİR

Gazi Osman Paşa Üniversitesi ayseemirr_2008@hotmail.com

İŞ GÖRÜŞMELERİM DE SORULAN SORULAR Bu sayıda, sizlere iş görüşmelerimde karşıma çıkan soruları yazmak istedim. Yazının, iş görüşmesine gidecek olan arkadaşlara bir nebze olsun faydalı olacağını düşünüyorum. Bu yazımda yazmış olduğum iş görüşme soruları, kendi yapmış olduğum iş görüşmelerin de karşılaştığım sorulardır. ‘’Bize kendinizi anlatır mısınız?’’ sorusu ile çok sık karşılaştım. Bu soru bazı şirketlerin ilk sorusu oluyor. Tokalaştınız, yerinize oturdunuz ve size direk olarak ‘’kendinizi bize tanıtır mısınız, siz nasıl birisisiniz’’ şeklinde sorular gelebiliyor. İlk sorulduğunda nereden başlasam tedirginliği yaşanıyor. Ben yaşamıştım. Bu soru ile ilk karşılaştığımda, direk eğitim hayatımdan anlatmaya başlamıştım. Nereden anlatmaya başlasam diye bir tedirginlik yaşamamak için, bu soruya önceden hazırlıklı olabiliriz.

22

‘’İlgi alanlarınız neler, en çok nelerden hoşlanırsınız?’’ ‘’İlgi alanlarınız neler, en çok nelerden hoşlanırsınız?’’ sorusu, yine çok sık karşımıza çıkıyor ve bu kısımda hobilerimiz soruluyor. İlgi alanlarımızı cevapladığımızda, görüşmeyi yapan kişi ile ortak ilgi alanları da yakalayabiliriz. Ortak ilgi alanı yakaladığımızda, mülakatı yapan kişiyi etkilememiz daha kolay olacaktır. Hobilerimiz de sıradanlıktan kaçınıp, farklı olan bir özelliğimizi anlatabiliriz. Mesela, ‘’yürümekten hoşlanıyorum’’ dediğinizde, yürüme eylemini herkes yaptığı için, hobi olarak kabul edilmiyor. ‘’Kitap okumak’’ dediğinizde, bunu kitap okumayan bir insanın bile söyleyebileceğini düşünmeniz gerekir. Bu cevaplar herkes tarafından verilebilen cevaplar ve karşı tarafı etkilememiş oluyoruz. ‘’Kitap okumak’’ derken okuduğunuz kitabı daha spesifik hale getirerek, hangi tarz kitabı okuduğunuzu anlatıp, sonra da ‘’arşivlemek’’ derseniz, daha inandırıcı bir cevap olmuş olur. CV’me yazmış olduğum hobilerim; bilimsel makale ve önemli yaşanmışlıkları yazmak, yeni teknolojileri görmek için fuarları gezmek, bilimsel literatür takip etmek ve bilimsel konuları araştırmaktır. Hobilerim de yazı yazmak olduğundan karşıma şu soru çıkmıştı: ‘’Ne sıklıkla yazı yazarsınız, elinize kalemi alıp her gün yazı mı yazarsınız?’’. Haklı ve güzel bir soru. Belki de CV’mde yazmış olduğum hobinin doğruluğunu ölçüyorlardı. Hobilerimde fuar gezmek yazdığından, şu soru ile karşılaştım: ‘’En son hangi fuara gittiniz? Fuarda gördüğünüz ve ilginizi çeken bir teknolojiyi anlatır mısınız?’’. Bu soruyu da beğenmiştim. Yazdığım hobinin doğruluğunu ölçmek için sorulmuş son derece yerinde bir soruydu. İnovatif Kimya Dergisi


İlgi alanlarımda araştırmayı sevdiğimden de bahsettiğimden, karşıma şöyle bir soru geldi: ‘’Araştırmayı sevdiğinizi söylediniz. Araştırma yaptığınız somut bir örnek söyler misiniz?’’. Bu soru ile karşılaştığım sıra bir projeye katılma planlarım vardı ve projemin ismide azot üretimi idi. O sıralar azot üretimini araştırıyordum. Azot üretimini araştırdığımı söylediğimde ‘’Bunu başkalarıda yapabilir mi ?’’ sorusu ile karşılaştım. Cevabım ‘’Evet, herkes yapabilir’’ olmuştu. Bana ‘’bunu herkes yapabilir daha somut bir örnek vermen gerekir’’ denildi. Burada nasıl bir cevap bekleniyor, bunu hala anlamadım. Genel olarak her yerde karşılaştığım sorulardan biri de; ‘’Başarısızlığa bakış açınız nedir, bize başarısız olduğunuz bir hikayenizi anlatır mısınız?’’. Bu soruda, sevdiğim sorulardan biridir. Doğal olarak insanlar başarılarını keyifle anlatır iken, başarısızlıklarını anlatmaktan hoşlanmazlar. Hep başarılar ödüllendirilir, başarısızlıklar ödüllendirilmez. Bu yüzden, kişi başarısızlığını anlatırken cesur davranmaz. Muhakkak her insan başarısızlık yaşamıştır. Burada önemli olan, yaşadığımız başarısızlıklardan ders çıkarmayı ve telafi etmeyi öğrenmektir. Başarılı insanların hayatına baktığımızda, hep bir başarısızlık hikayesi görürüz. Apple ve Pixar’ın kurucusu olan Steve Jobs, başarısını Apple’dan kovulmaya borçludur. Başarısızlıklarından korkup karamsarlığa kapılabilen insanlar, başarıyı yakalayamayacak olan insanlardır. Sizlere tavsiyem görüşmelerde başarısızlıklarınızı anlatırken korkmayın, cesurca anlatın. Bu soruyla karşılaştığımda, zevkle korkmadan yaşadığım bir başarısızlığı görüşmeyi yapan kişilere anlatmıştım. ‘’Başarıya bakış açın nedir’’ sorusuna verdiğim cevap ise, ‘’Başarısızlıklar İnovatif Kimya Dergisi

başarıyı oluşturan bir deneyimdir’’ olmuştu. Başarısızlıklarımız ve hatalarımız, bizlere doğruları öğretir ve başarısızlıklar bizleri daha güçlü kılar. Genel olarak sorulan sorulardan biride; ‘’Firmamızı neden tercih ettiniz, firmamız da ilginizi çeken nedir?’’. Bu soruyu cevaplamak içinde görüşmeye gitmeden önce firma hakkında bilgi sahibi olmamız gerekir. Bu çok önemli bir soru olup, vereceğiniz cevap bu firmada işe alınıp alınmayacağınıza karar verilmesinde önemli bir paya sahiptir. Görüşmeyi yapan kişi, ‘’Bize sormak istediğiniz soru var mı?’’ sorusunu konuşma sonunda muhakkak soracaktır. Bu soruyla iş görüşmelerimin sonunda sıklıkla karşılaştım. Görüşmeyi yapan kişiye muhakkak sormak istediğimiz sorular olmalı. Bu, görüşmeye hazırlıklı geldiğinizi ve firma ile ciddi anlamda ilgilendiğinizi gösteren bir harekettir. Eğer bir ilaç şirketine iş görüşmesine gittiyseniz ve CV’niz de; GMP ve GLP sertifikanız olduğu yazıyorsa, bu sertifikaları aldığınız kurumun ismini sorabilirler. Çünkü bu sertifikalar, İlaç şirketlerini daha çok ilgilendiriyor. CV’mde bir çok sertifika olmasına rağmen ilaç şirketleri ile yaptığım görüşmelerde sadece bu iki sertifikaya dikkat çekilmişti ve yukarıdaki belirttiğim soruyu sormuşlardı. ‘’Maaş beklentiniz nedir?’’ sorusu ile sık sık karşılaşıyoruz. Maaş aralığını, şirketi ve kendi durumunuzu değerlendirerek yazabilirsiniz.

23


CV’mde almış olduğum tüm eğitim ve sertifikalara yer verdiğim için: ‘’Çok fazla eğitim almışsınız, almış olduğunuz eğitimleri neden aldınız’’ sorusu ile karşılaştım. Eğitime önem veren biriyim, özellikle girişim ve kariyer eğitimlerini önemsiyorum. Kimyagerlerin pek ilgi göstermediği satış üzerine eğitimlere de katılırım, sizlere de katılmanızı tavsiye ederim. Üretimden çıkan bir ürünün satış tekniklerini bilmek, ileriye dönük planlarınızda örneğin ticaret alanında çalışmak istediğinizde size olumlu yönde etki edecektir.

‘’CV iş görüşmesinde çok önemlidir, o yüzden hazırlanmasına özen gösterilmelidir. Kurumsal firmalarda, CV’niz ve size sorulan sorulara verdiğiniz cevaplar, iş görüşmenizin olumlu sonuçlanması için son derece önemlidir. Ancak bireysel firmalarda maalesef durum bunun çok daha ötesindedir. CV’nin iç kısmı değil, CV’nin sonunda referanslar bölümü ilgilerini çeker. Bu yüzden kurumsal firmalara eğilim göstermeniz, kariyeriniz ve maddi beklentileriniz için daha uygundur.’’

‘’Eğitimin nerede ne zaman fayda sağlayacağı belli olmaz.’’

Bu yazımda kaynak olarak kendi tecrübelerimi kullanmış olup, sizlere iş görüşmelerinde fayda sağlamasını ümit ederim.

İş görüşmelerim de, bu sorularla da karşılaştım:

Tüm arkadaşlara iş görüşmelerinde başarılar dilerim.

* Hiç kavga ettiniz mi? * Bize bir kavganızı anlatır mısınız? * Sizi arkadaşlarınıza sorarsak, arkadaşlarınız sizi nasıl anlatır? * Sizi annenize sorarsak anneniz sizi nasıl anlatır? * Sevmediğiniz yönünüz neler?

Sık sık görüştüğünüz arkadaşlarınız kaç tane ve arkadaşlarınızın meslekleri neler? Böyle sorular şaşırtıcı gelebilir sakin, bir şekilde cevaplayabilirsiniz.

24

Inovatif İnovatif Kimya Dergisi


Gültekin ÖZDEMİR

KÜÇÜK MUCİZE Trakya Üniversitesi ozdemirgultekinn@gmail.com

“NANOTEKNOLOJİ ”

Teknolojinin son yıllarda aldığı yol hepimizin bildiği gibi gözler önünde; fakat son yıllardaki asıl gerçekleşen gelişmeler farklı bir bilimde, daha doğrusu birçok bilim ve mühendisliğin birleştiği nanoteknoloji alanında… Nano boyutta gerçekleşen bu teknoloji yani “Nanoteknoloji” günlük hayatımızda yavaştan girmeye başladı. En basit örnekleri leke ve bakteri tutmayan kumaşlar ya da incecik LED ekranlı televizyonlar nanoteknolojinin ürünüdür. Sizlere, yazımda kısaca nelerden bahsedeceğimden de söz etmek istiyorum: Nanoteknolojinin ve nanoboyutun ne olduğu, ilk ne zaman ve kim tarafından ileri sürüldüğü, hangi bilimlerle ilişiği olduğu, nerelerde kullanıldığı ve çelikten on kat daha güçlü, altı kat daha hafif olan “Karbon Nanotüpler”. Tabiki nano dünya bunlardan çok daha fazlasını içermektedir. Bu konular hakkında elimden geldiğince sizleri bilgilendireceğim. Peki ya nedir bu nanoteknoloji? Tanım olarak pek çok farklı ifadelerle karşılaşmaktayız. Birkaç tanımı harmanlamak gerekirse, geniş bir tanım olarak karşımıza şu çıkmakta: Nanoteknoloji, 1 - 100 nm aralığında atomik, moleküler veya makromoleküler düzeydeki materyaller, cihazlar ve sistemler ile ilgilenen nanometre ölçeğinde fiziksel, kimyasal ve biyolojik olayların anlaşılması, kontrolü ile bu boyutlarda fonksiyonel malzemelerin, araçların ve sistemlerin geliştirilmesi, üretimi olarak tanımlanabilir. Bir başka ifade ile çeşitli araçların, malzemelerin ve yapıların moleküler düzeyde işlenmesi, oluşturulması ve manipüle edilmesi olarak da tanımlanabilir. Nanoteknoloji eski bir Yunan kelimesi olan “nanos”dan gelmektedir. Çok küçük yapıların oluşumu, araştırması ve kullanımı ile ilgili bir kavramdır. 1 ve 100 nm arasındaki ölçülere sahip yapılar nanoteknoloji kapsamında işlenmektedir. Nanometre ise metrenin milyarda biri olan bir uzunluk birimi olup, bir saç telinin kalınlığının 50.000 de biri kadar uzunluğu ifade eder, ayrıca atom boyutunun 5-100 katı bir büyüklüktür.

İnovatif Kimya Dergisi

25


Nanoteknoloji kavramı ilk kez nerde kullanıldığına baktığımızda karşımıza, ABD Foresight Enstitüsü‘nün kurucusu Prof. Dr. Eric Drexler çıkar, ünlü MIT (Masacusets Teknoloji Enstitüsü) laboratuvarındaki eğitimi sırasında, biyolojik sistemlerden esinlenerek moleküler makineler yapılabileceğini önermiş, nanoteknoloji kavramını ilk ortaya çıkışı bu şekilde olmuştur. Nano parçacıklar virüslerden yüz defa daha küçüktür, böylece insan gözü tarafından algılanamamaktadır. Aşırı derecede küçük boyutlara sahip bu yapılar için, çevremizdeki nesneler için geçerli olan fiziksel ve kimyasal yasalar geçerli değildir. Sadece bir tek boyutu nanometre mertebesinde olsa da, ultra incelikteki kaplamalar da nanoteknoloji kapsamındadır. Nanoteknoloji; kimya, fizik, biyoloji ve mühendislik gibi pozitif bilimlerle birlikte endüstri, uzay, ilaç, elektronik, tarım ve sağlık gibi bütün uygulama alanlarına potansiyel etkileri bulunmaktadır. Nano boyutta taramalı elektron mikroskobu ile elde edilen çeşitli görüntüler aşağıda gösterilmiştir.

Penisilin Molekülleri

Dikiş İğnesi ve İp

Sofra Tuzu Kristalleri

Patlamış Mısır

Değişik Bitki Polenleri

26

İnovatif Kimya Dergisi


Karbon Nanotüpler Japon bilim adamı Sumio Lijima 1991’de ilk defa yaptığı çalışmalar sırasında karbonun tüp şeklinde yapılar meydana getirdiğini fark etti. Grafit’ten Ark deşarj buharlaştırma yöntemiyle yaptığı deneylerde, grafit plakasının kıvrılarak silindir şekline gelmesiyle içi boş boru halinde tüplerin oluştuğunu gözlemledi. Nanotüpler, kristal grafitlerden oluşan hegzagonal örgüdeki sp2 karbon atomlarının oluşturduğu kovalent bağ ile bağlı silindirik yapılardır.

Karbon’un kristal hali; Grafit

Karbon nanotüpler üç farklı geometride oluşabilirler bunlar; zigzag, koltuk, çapraz (kiral)

a b c

İnovatif Kimya Dergisi

27

Şekilde sırasıyla a, b, c koltuk, zigzag ve çapraz geometrideki karbon nanotüpler gösterilmektedir.


Karbon nanotüpler, çok esnek ve sağlamdırlar. Geometrilerine bağlı olarak yarı-iletken ve metalik özellik gösterirler. Bakır telden bin kat daha fazla elektrik akımı taşıma kapasitesinde, elmasın iki katı termal iletkenliğe sahip, ısı iletkenlikleri çok yüksek maddelerdir. Hiç bir katkı maddesi olmaksızın, nanotüpün geometrik parametrelerinin değiştirilmesiyle, elektronik özellikleride değiştirebilir. Tüplerin elektronik uygulamalarda, önemli bir yeri vardır. Yarı-iletken bir karbon nanotüpün dış yüzeyine soğurulan titanyum (Ti) atomu kolaylıkla nanotüp cidarına bağlanıp güçlü bir bağ oluşturabiliyor. Bu güçlü bağ sebebiyle Ti atomu, nanotüp yüzeyini düzgün olarak kaplayabilen ender bir elementtir.

Ti atomlarla kaplanmış karbon nanotüpler ve bu tüplerin kalıcı manyetik momentlerinin değerleri (µ) Diğer elementler ise oluşturdukları zayıf bağlar nedeniyle tüp yüzeyinde topaklar oluştururlar. Cidarlarını düzgün olarak kaplayan Ti atomları sayesinde karbon nanotüp, teknolojik olarak önemli özellikler sergiler. Ti atomları üzerinden taşınabilen akım sayesinde tüpe, yüksek bir iletkenlik kazandırır.

28

Nanotüpler tek katlı (duvarlı) oldukları gibi çok katlı da olabilmektedirler. Şekilde çok katlı bir karbon nanotüp modeli görülmektedir. Karbon nanotüplerin mekanik özellikleri oldukça dikkat çekmektedir. Gerilme dirençleri açısından en sert malzemelerdir. Bunun arkasında da kimyası yatmaktadır, yani sp2 karbon atomları arasındaki kuvvetli kovalent bağdır. Bu şekilde çelikten on kat daha güçlü ve altı kat daha hafif yapıları oluşmaktadır. Kırılma tokluğu çok yüksektir. Esnek olduğundan her türlü şekil verilebilir, nanotüpleri bükebilirsiniz, halka haline getirebilirsiniz. Sıkıştırıldıkları zaman tekrar eski haline dönerler. Aşırı sıkıştırılmada, bükülme kalıcı olur. Karbon nanotüpler iletken ve elektrik alanına duyarlı oldukları için pek çok alanda verimli şekillerde kullanılmaktadır. Bunların en çok kullanıldığı ve kullanılması için çalışmaların gerçekleştiği alanlar; elektronik malzeme olarak manyetik ve optik nanoaygıt yapımında, ayrıca hafıza elemanı, kalıcı bilgisayar belleği, nano mıknatıs, yüksek yoğunluklu bilgi depolayan küçük ölçekli sabit disk ve deformasyon ölçmeye yönelik ölçü aletleri, kapasitör, transistor, transistorlerden bütünleşik devreler, diyot, mantık devresi ve elektronik anahtar yapımı gibi geniş bir elektriksel uygulama alanı bulunmaktadır. Inovatif İnovatif Kimya Dergisi


Ayrıca karbon nanotüp düz ekran televizyonlar, karbon nanotüplerden geliştirilen Saha Yayılımlı Tüp (FET) ise, bugün kullanılan CRT ’lerden çok daha parlak, az enerji kullanan ve ağırlıkları da çok daha hafif olan ekranların üretimine geçilmesi ve piyasaya çıktığında eskilerinden daha ucuz olmasını sağlamaktadır. Karbon nanofiberler ise, çok geniş yüzey alanına sahiptir. Nanofiberin kütlesiyle alanı arasındaki oran, normal malzemelere göre çok büyüktür. Karbon nanotüpler bilinen en güçlü fiberlerdir, bu özellikleri sayesinde nanometre düzeyinde süper kapasitörler; dolayısıyla da yapay kas üretimi mümkün olabilecek. Hidrojen depolamayada olanak sağlayan geniş yüzey alanı, karbon nanotüp fiberleri potansiyel enerji depolama malzemesi haline getiriyor. Karbon nanotüpleri kullanarak; nanolitografi, karbon lifler üretilip hidrojen bataryası olarak kullanma ve hidrojen depolama, nano boyutta veri depolamak için kütüphaneler, tıbbi alanda hücre onarım robotları, savunma sanayinde kurşun geçirmeyen kumaşlar ve ortamda bulunan zehirli gazları algılayabilen gaz detektör, nanotext denilen leke ve bakteri tutmayan kumaşlar gibi ürünler elde edilmiştir.

Kaynaklar İstanbul Teknik Ünversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Nanoteknolojde Nano Ölçekteki Yapıların Yerel Olmayan Elastiste Çerçevesinde İncelenmesi, Doktora Tezi Y. Müh. Aysegül TEPE, İnsaat Mühendisliği Anabilim Dalı, ARALIK 2007 http://nanoteknolojinedir.com/upload/ files/201303190540Nanoteknoloj-ve-uygulamalari.pdf Introduction to Nanotechnology; Michael Krause, MSPH, ROH, CIH. 2009 http://web.sakarya.edu.tr/~akbulut/ Nano5.pdf Bilim Ve Teknik, Ağustos 2005 Sayısı “ Yeni Ufuklara Türkiye’de Nanoteknoloji” Eki http://www.ihyaforum.com/bilim-ve-teknoloji/13257-elektron-mikroskobundan-elde-edilen-bazi-goruntuler.html Uluslararası Rekabet Teknolojileri; Nanoteknoloji Ve Türkiye, Tüsiad Rekabet Stratejileri Dizisi - 11, Kasım 2008 (Yayın No. TÜSİAD-T/2008-11/474)

Geleceğin teknolojisi olan nanoteknoloji ile bütün bu olağanüstü gibi görülen ürünlerin elde edilebilmesi için, kontrollü bir şekilde nanotüpün işlenebilmesi önemlidir. Nanotüpün konumunu, şeklini ve yönelimini değiştirebilmek için Atomik Kuvvet Mikroskobuna (AFM) ihtiyaç vardır. Bilgi Dolu Mutlu Günler Dilerim... İnovatif Kimya Dergisi

29


Röportaj EN-MAK Makine San. ve Tic. Ltd. Şti, Pazarlama Müdürü Fikri AKYOL ile Röportaj: Yazıma sektör ve şirket hakkındaki ön araştırmam ile başlamak istiyorum. ENMAK Makine dört girişimcinin kurduğu bir şirketler topluluğunun parçası ve tamamen su jeti pazarlamasına, kiralamasına, hizmetine ve teknik servisine odaklanmış. Su jetinin sayılı markalarından Falch ve Hydropower’ın Türkiye distrübütörlüğünü sürdürmekte olan bir şirkettir.

Su jeti; oto yıkamalarda bulunan basınçlı su tabancasına benzer bi sistemle ve daha yüksek basınç seçenekleriyle dizel motordan veya elektrikten güç alan bir raspalama sistemidir.

Bu sistemle inşaatlarda harç kalıntısı temizliğinde, özellikle boya ve polimer gibi reaktörde zamanla kalıntı bırakan proseslerde reaktörün ve bağlantı borularının temizliğinde, fabrikalarda zemin temizliğinde, tersanelerde gemilerin yüzey pasının ve eski boyasının sökülmesinde ve bunlara benzer yüzeyden pas ve boya temizleme işlemlerinde kullanılıyor. Su gücü ile ve sıfıra yakın yüzey aşınması ile avantajlı ve kum ile raspalamadaki gibi metal yüzeylerde kıvılcım oluşturmadığı için güvenli bir temizlik elde edilebiliyor.

30

İnovatif Kimya Dergisi Inovatif


Tabi tek avantajı da temizliği değil; reaktörde biriken maddeler gün geçtikçe daha fazla enerji kaybına yol açabileceği gibi reaktör borularının daralması ürün kalitesini de etkileyecektir. Eski boyanın ve pasın giderilmediği bir yüzeyin boyanması ise yine kalite ve verimlilikte büyük bir eksiklik doğuracaktır. Özellikle Tüpraş rafinerisindeki LPG tanklarının temizliği referanslarını düşünürsek, bu tür yanıcı-patlayıcı maddelerin bulunduğu tankların ve fabrika ünitelerinin kum ile veya taşlanarak temizlenmesi düşünülemez. Özellikle de raspalama sonrası geriye sadece su bıraktığı düşünülürse gerçekten ne kadar kaliteli bir hizmet olduğunu görebiliriz.

Bu kadar ön bilginin ardından keyifli röportajımız bilginize sunuyorum; bu röportaj için firmanın pazarlama müdürü Fikri Akyol ile iletişime geçerek, uygun bir zamanında, kendisini çalışma ortamında ziyaret ettim.

İnovatif Kimya Dergisi

31


Özgür Özdemir : Merhaba, öncelikle dergimiz adına bu röportaj için bizi kabul ettiğiniz için teşekkür ediyorum. Bir öğrenci olarak kimya ile az da olsa ilgisi bulunan insanlarla konuşurken merak ettiğim konu mezun olduktan sonra işe nasıl başladıkları, bana iş yaşamınızın başlangıcından kısaca bahseder misiniz? Fikri Akyol : Hoşgeldiniz, ben de bu röportaj için bizi seçtiğiniz için teşekkür ederim. Gelecek kaygınızı anlıyorum, benim de bu işi bulmam ve daha sabit bir iş hayatına geçmem kolay olmadı. Bu işe eski patronumun referansı ile girdim, iş verenler bu tür deneyim ve eski işte bırakılan olumlu izlere gerçekten büyük önem veriyor.

Özgür Özdemir : Eski patronunuz mu? O zaman ilk işiniz değildi bu. Fikri Akyol : Evet, ilk işim değildi. Yazışmalarımızdan anladığım kadarıyla şirket hakkında epeyi bilgi toplamışsınız, izin verirseniz şirket ve sektör hakkındaki sunumumdan önce kendimi tanıtayım.

2000 yılında Zeytinburnu Tekstil Meslek Lisesinden mezun oldum. Mezun olur olmaz da stajımı da yaptığım Akın Tekstil’in dokuma bölümünde işe başladım. Bu arada açıköğretimde de işletme bölümüne başladım. Askerlik görevim için Akın Tekstil’e ara verdim, ve döndüğümde de bi süre devam ettim. Fakat ekonomik kriz sonrası çoğu tekstil firması gibi Akın Tekstil de küçülmeye gitti ve bir süre işsiz kaldım. Sonra belirli aralıklarla pazarlama işleri yaptım, bir ara Migros’da reyon personeli olarak çalıştım, bir dönem Osmanlı arşivinde yardımcı personel olarak çalıştım, hatta bir dönem bazı film ve dizilerde figüran rollerde bile çalıştım. Bu şirkette 5. yılım ve sonunda düzenli bir iş yaşamı üzerinde hayatımı raya oturtmayı başardım.

32

Inovatif İnovatif Kimya Dergisi


Özgür Özdemir : Mesleki eğitiminizden çok uzak bir sektörde azimle ilerlemişsiniz. Biraz da firmanızdan bahseder misiniz? Fikri Akyol : EN-MAK 2000’lerin başlarında kurulmuş bir firma. Raspalama sektöründe su jeti yeniliğine öncülük etmiş birkaç firmadan biri. Firma benden önce ve benim ilk 2 yılımda su jetini ve yedek parçalarını pazarlamaya ve teknik servisine odaklı çalıştı.

Fakat değişen üretim ve hizmet sektörü anlayışında makinelerin satışı zorlaştı ve hatta durma noktasına geldi. Bir yenilik olarak ben su jetini kiralamak ve deneyimli çalışanlar ile hizmet vermek konusunda yeni bir adım attım. 2-3 ayda bir kullanılmasını öngören orta ölçekli firmalar bu yönteme daha sıcak yaklaştı. Ancak, su jetine daha çok ihtiyaç duyan firmalar ise makineye bütçe ayırmaya daha yakın. Bu durum biraz da makineyi kullanması için firmaların yeni personel almaya ihtiyaç duymasından kaynaklanıyor. Fakat biz konuda uzman kadromuzla orta ölçekli firmalara proje bazlı makine ve personel temin edebiliyoruz.

Özgür Özdemir : Bu az bilinen sektör umarım okurlarımızın da ilgisini çeker. Peki, makineleri inceleyebilir miyiz? Fikri Akyol : Tabi, firmamıza ait 2500 bar, 1000 bar ve 500 bar basınçlı dizel su jetleri ile hizmet vermekteyiz.

İnovatif Kimya Dergisi

33


Özgür Özdemir : Su jetinin kimya ile ilgisi ne düzeydedir. Fikri Akyol : Su jetinde asıl temizleme aracı su dur. En fazla sıcak su kullanılır. Ama kullanım alanları kimyasal atıkların temizlenmesi olduğundan gayet önemli bir temizleme aracıdır. Su jetinde temel esas atıkların çözünerek uzaklaştırılması olmadığından hızla püskürtülen su aracılığıyla atıkların ortamdan uzaklaştırılmasıdır. Özgür Özdemir : Bize vakit ayırdığınız için teşekkürler.Sizin eklemek istediğiniz son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı? Fikri Akyol : İlk cümlemde olduğu gibi bizi seçtiğiniz için teşekkür ederim. Sizin gibi öğrenmeye ve araştırmaya açık genç neslin çok iyi işler başaracağından şüphem yok. Başarılarınızın devamını dilerim. İnovatif Kimya Dergisi olarak Sayın Fikri Akyol’a verdiği bilgilerden dolayı ve Röportajı yapan Özgür Özdemir adlı arkadaşımıçok teşekkür ediyoruz.

34

Inovatif İnovatif Kimya Dergisi


Hayat İçin Vazgeçilmez Olan Yaşam Kaynağımız : SU

İsmail KANBAZ

Merhaba Arkadaşlar,

Siz değerli okurlarımıza yaşam için vazgeçilmez olan suyun nasıl oluştuğunu, özelliklerini ve suyun insan yaşamı için önemini anlatacağım.

Çukurova Üniversitesi hakverdi76@gmail.com

Dünya üzerindeki bütün canlılar, hatta cansız varlıklar dahi suya gereksinim duyarlar. Bu kadar bolluk içeren suyun önemini ne yazık ki bugün çoğu kimse bilmiyor ya da farkında değiller. Yaşam kaynağımız su için, geçmişten geleceğe bir “medeniyetin” başlangıcı denilebilir. Evet medeniyetin başlangıcı, öyle ki günümüzden 6000 yıl önce Sümerler, Dicle Nehri'ni kullanarak ilk defa tarımda sudan faydalanmışlar ve uygarlığı başlatmışlardır. Sadece medeniyet için bir başlangıç değil insan yaşamı için de bir başlangıçtır. Embriyodan başlayıp hayatımızın son safhasına kadar yani ölüme kadar su, bizim için çok büyük bir önem ihtiva eder. Nefes alıp verebilme, konuşabilme, yürüyebilme, hareket edebilme, algılayabilme vs. daha birçok fiziksel ve zihinsel faaliyetlerimizi sürdürebilmek için suya ihtiyacımız vardır. Evet bütün canlı yaşamı için gerekli olan suya gelin birlikte göz atalım…

Suyun Oluşumu Su çevrimi yeryüzünde, yer altında ve atmosferde suyun mevcudiyetini ve hareketlerini tasvir eder. Su dünyada daima hareket halindedir. Buna en basit örnek; tencereye koyduğumuz bir buzu ısıttığımız zaman buz halden sıvı hale, sıvı halden buhar haline, buharlaşan su buharı tencere kapağında yoğunlaşarak tekrar sıvı hale geçmesidir. İşte bu su çevrimi milyonlarca yıl devam etmekte olup hayatın mevcudiyeti de buna dayanır.

İnovatif Kimya Dergisi

35


Genel olarak su döngüsünün başlama noktası yoktur; ama okyanustan başlayan su döngüsünü anlatırsak: Güneş okyanustaki suyu ısıtır, ısınan su kütlesi buharlaşır. yükselen hava akımları yükselen su buharını yukarı kadar taşır. Atmosferde bulunan soğuk hava sebebiyle taşınan su, bulut içinde yoğunlaşmaya sebep olur. Hava akımları bulutları dünya çevresinde hareket ettirir. Hareket eden bulutlar bir araya gelerek büyürler ve yağış olarak gökyüzünden düşerler. Bazı yağışlar kar olarak dünyaya geri döner ve donmuş su kütleleri halinde binlerce yıl kalabilecek dev buzulları meydana getirirler(kutuplardaki dev buzullarda gördüğümüz gibi). Ilıman iklim olan yerlerde ise genellikle karlar ilkbahar geldiğinde erir ve eriyen su toprak yüzeyinde akışa geçer ve bazen de sel felaketlerine sebep olur. Yağışın çoğu okyanuslara ya da toprağa düşerek yer çekiminin etkisiyle yüzey akışı olarak akar. Akışın bir kısmı vadilerdeki nehirlere karışır ve buradan da nehirler vasıtasıyla okyanuslara doğru hareket eder. Yüzey akışları ve yer altı menşeili kaynaklar tatlı su olarak göllerde ve nehirlerde toplanır. Bazı yer altı suları yer yüzeyinde buldukları açıklıklardan tatlı su kaynakları olarak tekrar ortaya çıkarlar. Sığ yer altı suyu bitki kökleri tarafından alınır ve yaprak yüzeyinden terlemeyle atmosfere geri döner. Yer altına sızan suyun bir kısmı daha derinlere gider ve çok uzun zaman süresince büyük miktarda tatlı suyu depolayabilen akiferleri yani yer altı kaynaklarını besler. Zamanla bu su da hareket eder ve bir kısmı su döngüsünün başladığı ve bittiği okyanuslara karışır. Aşağıdaki şekilde su döngüsünün hareketini inceleyebiliriz.

Şekil 1: Su Döngüsü

36

Inovatif İnovatif Kimya Dergisi


Evet, bu döngü milyonlarca yıl devam etmektedir. Bugün Birleşmiş Milletler Çevre Programı(USDS)’nın verilerine göre Dünya’da 1.400milyon m³ su bulunmaktadır. Suyun Özellikleri Su, bilindiği üzere oda sıcaklığında sıvı halde, renksiz, kokusuz ve tatsız bir yaşam kaynağıdır. Suyun gaz halinde oksijen atomundan 0.95ºA(Angström) uzaklıkta ve ona kovalent bağlı iki hidrojen atomu, tepe açısı 104,5 derece olan ikizkenar üçgenin tabanı üzerinde bulunur. Katı halde ise her oksijen atomu bir dört yüzlünün köşelerinde bulunan dört hidrojen atomuyla çevrilmiştir. Aşağıdaki şekillerde suyun katı ve gaz halini inceleyebiliriz.

Şekil 2: Suyun gaz hali Şekil 3 : Suyun katı hali İnce tabakalar halindeyken renksiz olan su, derin tabakalar halinde mavi veya lacivert renklerdedir. Bunun sebebi güneş ışığının bir kısım renklerinin, su tarafından absorplanmasıdır. Su katı, sıvı ve gaz hallerindeyken moleküler özelliklerini korur. Bu yüzden de suya belirli ve saf madde denilebilir. Suyun fiziki özelliklerinden donma ve kaynama noktası Celcius sıcaklık skalası için standart alınmıştır. Suyun donma noktası 0ºC veya 273,16K(Kelvin), 760mmHg basınç altında suyun kaynama sıcaklığı 100ºC kabul edilmiştir. +3,98ºC’de havasız 1kg su bir litre kabul edilir. Buna göre +3,98ºC sıcaklıktaki suyun yoğunluğu 1g/cm³’tür. Su 0ºC‘nin altında katı, 0ºC ile 100 C arasında sıvı ve 100ºC’nin üzerinde ise gazdır. Tabiatta yalnız H2O halinde olan saf suya rastlamak oldukça güçtür. Çünkü çözücü özelliği çok fazla olan su temas ettiği her şeyi az çok çözer. Su, kendi molekülleri arasında çekim kuvveti sayesinde dağılmadan kalabilir. Moleküllerin dipol olması nedeniyle su birçok maddeye yapışabilir. Suyun ıslatma özelliği buradan gelir. Su, aynı zamanda adezyonu(farklı iki maddenin molekülleri arasında çekim kuvveti) yüksek bir maddedir. Hidrojen bağı nedeniyle su molekülleri birbirlerini de çekerler yani su molekülleri arasında kohezyon gücü de çok yüksektir. Suyun kohezyon ve adezyon yetenekleri, suyun belirli kılcal yapılar içinde kopmadan yükselmesine ve taşınmasına yardımcı olur. Bu da bitkilerin karada yaşamlarını sürdürmeleri açısından önem ihtiva eder. İnovatif Kimya Dergisi

37


Su, molekülleri arasındaki güçlü kohezyon kuvveti nedeniyle oluşan yüksek yüzey gerilimine sahiptir. Bu görülebilir bir etkidir. Örneğin; küçük miktardaki su, çözünmez bir yüzey üzerine(polietilen vs.) konduğunda diğer madde ile beraber düşene dek kalacaktır. Bu kuvvetin kaynağı temel olarak su moleküllerini bir arada tutan moleküller arası çekici kuvvetlerdir. Suyun içinde olan moleküller her yönden komşu moleküllerle kuşatıldıkları için üzerlerine etkiyen toplam kuvvet sıfırdır. Buna karşın yüzeydeki moleküllerin sadece bir tarafı diğer su molekülleriyle çevrili olduğu için, bunlar içeriye doğru net bir kuvvetle çekilirler. Bu durum yüzeyde bir gerilme oluşturup yüzeyin minimum olmasını sağlar. Hacimleri eşit birçok geometrik şekil içinde yüzey alanı en az olan küredir. Su damlalarının küresel bir şekil alması da yüzey geriliminin en az yüzey oluşturacak şekilde molekülleri hareket ettirmesidir. Suyun Elektriksel İletkenliği Genellikle yanlış bir kanı olarak suyun çok güçlü bir elektrik iletken olduğu düşünülür ve elektrik akımının öldürücü etkilerini iletme riski bu popüler inanış ile açıklanır. Su içindeki tüm elektriksel özelliği sağlayan etkenler, suyun içinde çözülmüş olan karbondioksit(CO2) ve mineral tuzlarının iyonlarıdır. Su, iki su molekülünün bir hidroksit anyonu ve bir hidronyum katyonu halini alması ile kendini iyonize eder; fakat bu elektrik akımının yaptığı iş veya zararlı etkilerini taşımak için yeterli değildir. Saf su oksijen ve hidrojen gazları içinde de çözülmüş iyonlar olmadan elektroliz olabilir. Bu çok yavaş bir süreçtir ve bu şekilde çok küçük bir akım iletilir. Suların Sertliği Suda çözünmüş bulunan kalsiyum, magnezyum bikarbonat, karbonat, sülfat, nitrat, fosfat ve silikat tuzları sulara sertlik verirler. Karbonat ve bikarbonattan meydana gelen sertliğe karbonat sertliği denir. Bikarbonattan meydana gelen sertliğe eskiden geçici sertlik de denirdi. Çünkü su kaynatıldığı zaman bikarbonatlar: Ca(HCO3)2 → CaCO3 + CO2 + H2O Mg(HCO3)2 → MgCO3 + CO2 +H2O şeklinde reaksiyon verirler. Meydana gelen MgCO3 ve CaCO3 çöker ve böylece bikarbonattan ileri gelen sertlik gider. Fakat meydana gelen karbonatlar suda az da olsa çözünür ve geçici sertliğin yerini çözünme oranında karbonat sertliği alır. Dolayısıyla geçici sertlik yerine karbonat sertliği demek daha uygundur. Öteki tuzlardan meydana gelen sertliğe de karbonat olmayan sertlik denir. Suyun sertliği sertlik derecesiyle anlatılır. Alman, Fransız ve İngiliz sertlik dereceleri vardır. Ülkemizde genel olarak Fransız sertliği kullanılır. 1 Fransız Sertlik Derecesi(Fdº) litrede 10mg CaCO3 veya 8,4mg MgCO3‘a, 1 Alman Sertlik Derecesi(Adº) litrede 10mg CaO veya 7,13mg MgO’e, 1 İngiliz Sertlik Derecesi (İdº) litrede 14,3mg CaCO3 veya 12,0mg MgCO3’a tekabül eder.

38

Inovatif İnovatif Kimya Dergisi


1 Fdº = 0,56 Adº = 0,7 İdº 1 Adº = 1,79 Fdº = 1,25 İdº 1 İdº = 0,80 Adº = 1,43 Fdº Sertlik derecesi yüksek olan sular acı, düşük olan sular tatlıdır. Fransız sertlik derecesine göre sular ortalama şöyle sınıflandırılır: 0-7 arasında olanlar çok yumuşak–çok tatlı 7-14 arasında olanlar yumuşak–tatlı 14-22 arasında olanlar sertçe–orta tatlı 22-32 arasında olanlar sert–acı 32-54 arasında olanlar çok sert–çok acı sulardır. İçilecek menba sularının iyilerinin sertliği 5’ten azdır. Sertliği 7’den çok olan menba sularına tüzük gereği satış izni verilmez. Bununla beraber sertlik derecesi 30’a kadar olan sular içilebilir. Sertliği 60’tan büyük olan sular hiçbir yerde kullanılmaz. Sertlik suyun lezzetine etki ettiği halde sağlığa zararlı değildir. Ancak fazla sert sular böbrek taşına neden olur. Suyun İnsan Yaşamındaki Önemi Nedir? Su, insan yaşamında hayati bir önem taşımaktadır. Sadece yaşam için gerekli bir nesne değil, aslında yaşamın kendisidir su. Yeryüzünde ilk yaşamın başladığı yerdir ve bizi çevreleyen tabiat ana ve canlıların yaşamı için ikamesi olmayan çok değerli bir yaşam kaynağıdır. Suyun bolluğu halinde değeri tam anlaşılmazken, yokluğu halinde ölümle eş anlamlıdır. Gerçekten de insan vücudu büyük oranda sudan oluşmaktadır. Vücudumuzdaki su oranı yaşam sürecimiz boyunca değişim göstermektedir. Yeni doğan bir bebekte vücut ağırlığının %75‘i sudan oluşmakta iken, bu oran çocuklarda %70, yetişkinlerde %60 ve yaşlılarda %50 şeklindedir. Yetişkin bir insan, bir kısmı yiyeceklerden karşılanmak üzere günde 2-3 litre suya ihtiyaç duyar. *Su, biyolojik bir çözücüdür ve bu çözücü rolüyle vitaminlerin ve minerallerin hem çözülmesini hem de vücutta taşınmasını sağlar. *Su, vücut sıcaklığının düzenlenmesine yardımcı olur. *Derinin nemlenmesinde, toksinlerin atılmasında ve vücudun temizlenmesinde temel bir görev üstlenir. *Böbreklerin çalışmasını kolaylaştırır. *Kayganlaştırıcı bir madde olması nedeniyle birçok organın gerektiği gibi çalışmasını sağlar. İnovatif Kimya Dergisi

39


Vücudun günlük kaybettiği su ihtiyacını karşılamak için uzmanlar, normal bir insanın günde 6-8 bardak su içmesi gerektiğini belirtmektedir. Vücut ağırlığının yüzdesi olarak su kaybının sonuçları şu şekilde olabileceği belirtilmektedir: * * * * * * * * *

%1: susuzluk hissi, ısı düzeninin bozulması, performans azalması %2: ısı artması, artan susuzluk hissi %3: vücut ısı düzeninin iyice bozulması, aşırı susuzluk hissi %4: fiziksel performansın %20-30 düşmesi %5: baş ağrısı, yorgunluk %6: halsizlik, titreme %7: fiziksel etkinlik sürerse bayılma %10: bilinç kaybı %11: olası ölüm

Evet, bu kadar önem ihtiva eden suyun günlük yaşantımızdaki yeri oldukça büyüktür. Dünyamızın 1/3’ünü sular kaplamaktadır. Vücudumuzun büyük bir kısmını su oluşturmaktadır. Bitkiler ve hayvanlar için su büyük bir ihtiyaçtır. Popülasyon olarak her safhada suya ihtiyaç vardır. Son olarak şunlara değinmek istiyorum. Yaşantımızın vazgeçilmez kaynağı olan suyu günlük yaşantımızda ne kadar kullanabiliyoruz? Vücudumuz için gerekli olan sudan ne kadar tüketiyoruz? Son yapılan araştırmalara göre günlük ortalama su tüketimi 1 litreyi bile geçmiyor. Ülkemizde maalesef suyun önemi pek anlaşılmıyor. Daha önce belirttiğim gibi su açısından bolluk içinde bulunan ülkemiz maalesef suyu yeterince tüketmiyor. Fiziksel ve zihinsel olarak kendimizi sağlıkta ve rahatta hissedebilmemiz için siz değerli okurlarıma bol bol su tüketmelerini öneriyorum… Kaynaklar İngilizce Wikipedia 9 Aralık 2006 tarihli Su Maddesi Resimler ve Görsel Kaynak www.forumdas.net/kimya/suyun-molekülleri - 180927 www.subilgi.com/su-hakkında.asp?b=Su%20Hakk%Fdnda%20Genel%20bilgiler

40

Inovatif İnovatif Kimya Dergisi


Ceyda SARIKAYA

Yıldız Teknik Üniversitesi kim.ceydasarikaya@gmail.com

Merhaba Sayın İnovatif Kimya Dergisi okurları geçen ay başlayan fuar rehberi yazımı okumayanlar için kısa bir hatırlatma yapmak istiyorum. Bundan sonraki aylarda sizlere kimyagerlerin ilgisini çekebileceğini düşündüğüm yurt içi fuarları, kongreleri ve etkinlikleri paylaşacağım. Böylece her ay boş zamanlarımızı değerlendirerek kendinizi geliştirme fırsatı bulabileceğiniz, farklı sektörlerden de meslektaşlarınızla tanışma imkanınını kazanabilirsiniz. Ayrıca firma sahibi meslektaşlarımız da bu fuarlara katılarak ürünlerini tanıtabilir ve satışlarını arttırma imkanı sağlayabilirler. Bu ay sizlere 4 farklı şehirde düzenlenecek olan 5 farklı fuar ve Kalite Kongresi’nin programını sunuyorum. Kendi araştırmalarımla derlediğim bu programda, Türkiye ‘de bulunan bütün şehirler de düzenlenen fuarlara yer vermem mümkün değil bu nedenle kimya ile ilgisi olan sektörleri seçmeye çalıştım.

İnovatif Kimya Dergisi

41


Fuar Adı PUTECHEURASIA 2013 3. Poliüretan Sanayi Fuarı Ortadoğu Gıda 5.Gıda-Tek Fuarı 2013 Adana Tarım 2013 7.Tarım, Hayvancılık, Tavukçuluk ve Süt Endüstrisi CBS İzmir Kozmetik, Güzellik, Kişisel Bakım Fuarı

Eurasian Composites Show 2013

22. Kalite Kongersi

Tarihi 14.11.2013 26.11.2013 14.11.2013 27.11.2013 06.11.2013 10.11.2013 28.11.2013 30.11.2013 14.11.2013 16.11.2013

11.11.2013 13.11.2013

Fuar Açılımı Poliüretan Hammaddeleri ve Ürünler, Üretim Teknolojileri Gıda ve İçecek Ürünleri, Gıda İşleme Teknolojileri, Unlu Mamuller, Depolama, Paketleme

Sektör

Şehir

Plastik, Kauçuk

İstanbul/Yeşilköy

Gıda

Diyarbakır

Tarım, Hayvancılık,TavukTarım, Hayvancılık çuluk ve Süt Endüstrisi

Adana

Kozmetik, Güzellik, Kişisel Bakım, Kuaför Ekipman ve Malzemeleri

İzmir

Kozmetik

Fuar Alanı IFM Yeşilköy Tüyap Diyarbakır

Tüyap Adana

Uluslararası İzmir Fuar Alanı

Hammaddeler ve Kimyasallar,Elyaflar, Ara Kompozit MalzemeÜrünler, Yarı Mamüller ve İstanbul/Yeşilköy ler ve Teknolojileri Nihai Ürünler, Uygulama Yöntemleri 22. Kalite Kongresi’nin ana teması “Mükemmelliği Paylaşmak” olarak belirlenmiştir. Kongrede mükemmellik yolculuğunda mesafe kat etmiş İstanbul yerli ve yabancı kuruluş temsilcileri deneyimlerini, uygulamaları da içine alacak konularda yol gösterici bir kongredir.

İstanbul Fuar Merkezi Yeşilköy

İstanbul Kongre Merkezi

Kalite departmanının olduğu her alanda kimyagerlerin de çalışabileceğini hatırlatmak isterim. Bu nedenle tarımdan tekstile kadar bir çok alanda kimyagerler çalışabilmektedir. Fuarlara katılma koşulları farklılık gösterebiliyor. Genel olarak bazılarında çok düşük ücretler karşılığında giriş sağlanabilirken, bazılarında internet sitelerinden e-bilet alabilir veya fuar merkezinin kapısında öğrenci belgeniz, kartvizitinizi kullanarak da fuar alanına giriş yapabilirsiniz.

42

Inovatif İnovatif Kimya Dergisi


Fuarlara katılacak olan kişilere tavsiyem yanlarında muhakkak küçük bir not defteri ve kalem bulundurmaları, görüştükleri kişilerin firma isimleriyle beraber iletişim bilgilerini eksiksiz almanızdır. Bu şekilde daha sonrasında iletişiminizi kolaylaştırabilirsiniz. Fuar alanında çekingen davranmamalısınız unutmayın ki fuarlarında amacı ürünlerini tanıtmak, yeni müşteri, ham madde temin edebilecekleri firma portföyünü genişletmektir. Fuar alanındaki herkes yeni bireylerle ve firmalarla tanışmak için orada olduğunu aklınızın bir köşesinde bulundurursanız, çekingen davranmanın gereksizliğini kendinizde görebilirsiniz, bunu özellikle daha önceden herhangi bir fuara, kongreye katılmamış bireyler için belirtmek istedim.

İş arayan arkadaşlarıma da tavsiyelerim fuarlara katılarak firmalarla görüşebilir istenilen nitelikleri öğrenebilirler. Fakat özgeçmişinizi fuar alanında vermemenizi daha sonrasında görüşme için randevu almanızı tavsiye ederim. Özgeçmiş kartvizitleri de bu anlamda fazlasıyla iş görmektedir. Satış danışmanı olarak da bir çok kimyagerin çalıştığını unutmamalı ve her fuarda yeni müşteri potansiyelinizi arttırabilir firmanızı tanıtabilirsiniz. Kendi firmanıza ait standlarınız olmasa da fuar alanında keyifli bir gezinti ile yeni firmalarla iletişime geçebilirsiniz. Şimdiden herkese iyi fuarlar. Saygılarımla Kaynaklar •http://www.eurasiancomposites.com •http://www.kongremerkezi.net/ •http://www.tobb.org.tr/Sayfalar/AnaSayfa.php •http://www.fuarplus.com/-Turkiye-Kimya-Petrokimya-Fuar-lar-i/tr/sector/1/18

İnovatif Kimya Dergisi

43


Yavuz Selim KART

Cumhuriyet Üniversitesi kim_muhselim@hotmail.com

KİMYAGER VE KİMYA MÜHENDİSLERİ İÇİN ÜCRETSİZ IOS UYGULAMALARI 2 Geçen ay Kimya ile ilgili IOS uygulamalarından bahis etmiştim ve bu şekilde bir süre gidecek demiştim. Üçüncü Sayımızda IOS uygulamalarından birini anlattım. Bu uygulamaları kullanabileceğiniz aletleri de söylemiştim; lakin anlatmakta yarar var. 1-)İpad 2-)İpod 3-)İphone Sürümlerden ve çeşitli sebeplerden program çalışmayabilir. Bununla ilgili olarak diyebileceğim tek şey, programı yüklerken uyumluluğa dikkat etmeniz. Şimdi gelelim hangi programı anlatacağıma. Programın ismi ChemDoodle. Bu program ile neler yapabileceğimizden ziyade, programı IOS Storeden kurup açınca karşımıza nasıl bir sayfa çıkıyor görelim.

Burada giriş yapılacak bir panel var; ama o kadar önemli değil. Biz Guest’e tıklayıp giriş yapıyoruz. Giriş yaptıktan sonra karşımıza şu şekilde bir sayfa çıkıyor:

44

İnovatif Kimya Dergisi


İşte karşımıza çıkan sayfa bu. Bir çok seçeneği olan bir kimya çizim programı çıktı karşımıza. Konuları çizim üzerine anlatıyorum. Bu şekilde bilinmeyen ya da az bilinen şey lerin gün yüzüne çıkması ve bilgilenilmesi için. Touch the carbon atom the begin denilen kısmın üstündeki şekiller tanıdık geldi değil mi? Şimdi ortada “Touch” denilen kısıma dokunuyoruz ve karşımıza ne çıkıyor inceliyoruz.

İnovatif Kimya Dergisi

45


İşte ilk dokunuşumuzu yaptık ve hemen bize tek bağdan oluşmuş 2 tane CH₃ molekülü bağlanmış bir yapı verdi. Demek ki bir önceki şekilde ki kısım da verilen tek bağ kısmı seçili olunca oluşan yapımız bu şekilde oluyor. Çift bağlı olan şekil olsaydı o zaman CH₂ içeren bağ olurdu. Bu şekilde bir yapı çizebiliriz. Şimdi incelemeye devam edelim. Şekil üzerinden anlatmaya devam edelim.

46

Inovatif İnovatif Kimya Dergisi


Programda en üstte saat olan kısmın altında 8 tane içerik olan kısım var oralara tıklayarak ve içeriklere bakarak neler yapabileceğimiz hakkında şekil üzerinden bahis edelim. Şimdi ilk başta bir CH3 bağı çizmiştim değil mi? Bu üstteki 8 tane simge olan kısımları kullanarak tek tık yerine koy vasıtası ile grupları yerlerine yerleştirdim. Ayrıca brom, ıyot, flor gibi elementlerde ekleyebildim. Grubun içeriğindeki benzen halka sayısını artırmak da mümkün. Burada benim ipod da yer küçük olduğu için bu kadar çizebildim. Daha büyük tablet gibi araçlar ile daha iyi şeyler yapmanız mümkün. Daha iyi şeyler derken daha geniş içerikler. Molekül kısmında en soldaki kısımdaki simgeden, en solda olan kısımdaki periyodik tablodan da ek olarak yeni şeyler eklemeniz mümkün. Lityum olsun başka şey olsun. Çizdiğiniz şeye göre ekleyin. Piset olan kısım ile de silebiliyorsunuz komple şekilleri. Ayrıca silgi ile de silmek istediğiniz şeye tıklayıp silebilirsiniz. Biraz karıştırmanız da lazım içeriği. Denedikçe daha iyi anlayacaksınız. Şimdi şekli çizdik diyelim. Yine, en basitinden anlatayım. CH₃-CH₃ molekülü olarak şekle bakıyoruz. Bunun 3 boyutlu halini de 3D kısmı (en altta siyah olan çerçevede) ile görebilirsiniz. İnovatif Kimya Dergisi

47


İşte molekülümüzü çizdik. 3 Boyutlu halini de gördük. Bu şekilde çizdiğimiz her şeyin 3 boyutlu halini görebiliyoruz. Bu çok güzel bir özellik. Yaptığınız ödevlerde çalışmalarda kullanabiliyorsunuz. Tabi bu kadar ile de bitmedi. Calculate kısmını görmektesiniz şekilde. Bu kısma tıklayınca ne çıkıyor görelim.

48

Inovatif İnovatif Kimya Dergisi


Calculate denilen kısma tıkladım ve neler çıktı görelim. Formülü, Basit Formülü vs. Bazı özellikler için üye giriş kotası koymuş. Daha fazla merak edenler incelesinler. Bir de spectra kısmı var. Bu kısım ney görelim.

İnovatif Kimya Dergisi

49


Spectra kısmına tıklayınca bize grafiklerini çok güzel bir şekilde gösteriyor. Size bilgi vermesi açısından güzel. Program genel olarak bu şekilde bir program. Üstelik bu kadar özellik içeren bir program ücretsiz. Bu ücretsiz programda güzel şekiller çizebilirsiniz. 3 Boyutlu hallerini görebilirsiniz. Tam kimyacılara göre bir program. Mühendisler, kimyagerler, teknik mezunlar herkes bu programı elinde imkan varsa denemeli. Bir şeyi bilmek ile bilmemek arasındaki fark söylemeyle göstermeyle değişir. Bundan dolayı elinde imkan olanlar lütfen denesinler . Bir daha ki yazımda görüşmek üzere. Kaynak: (Resimler ve Yazı Komple Bana ait )

50

Inovatif İnovatif Kimya Dergisi


İNOVATİF Kimya Dergisi

Yararlı Siteler 2013 yılında açılmış güzel bir haber sitesi. Bu haber sitesinde sektör ile ilgili güncel haberler yer almakta. Günümüz dünyasında kimya ile ilgili haberleri sitelerden takip etmek oldukça zor. Ya ara ara güncel haberlerin içinden veriliyor ya da hiç verilmiyor. Ancak bir yerlerde patlama ya da yanlış iş olacak da o zaman, ya da büyük güzel bir proje olacak ya da ünlü birileri hakkında olacak ancak bu şekilde. Bu site bu yüzden güzel. Sadece sektöre yönelik haberleri vermekte. Duymadığınız şeyleri duymaktasınız. Takip edilesi bir site. Tavsiye ediyoruz.

http://www.kimyahaberleri.com

Prof. Dr. Hilmi Namlı’nın kimya ile ilgili ders notları içeren web sitesi. Sitenin servis sağlayıcısı Balıkesir Üniversitesi. Prof. Dr. Hilmi Namlı ile ilgili kişisel bilgilere yaptığı çalışmalara da ulaşabilirsiniz. Sitede nelerden bulunduğundan bahis edelim. Sitede Organik Kimya, Stereokimya, Organik Kimya Laboratuvarı, Genel Kimya ve Organik Yapısal Analize ait ders notları ve dökümanlar bulunmakta. Ders notları ödev için ve laboratuvar için rapor hazırlanacağı zaman çok işe yarıyor. Sadece bu zamanlarda gerekli değil tabi ki. Sizler bu notları sitelerden temin ederek kendi arşivinizi de oluşturabilirsiniz. Siteyi inceleyin. http://w3.balikesir.edu.tr/~hnamli/

Adnan Menderes Üniversitesi Kimya Sitesi. Bu sitede neler var bir bakalım. Siteyi ilk açınca bölüm sitesi gibi görünmesine rağmen içindeki kimya ile ilgili notlar ve sorular öğrenci arkadaşlarımız için bulunmaz bir kaynak. Türkçe kaynak sıkıntısı çok çekiliyor. Bu sitede size diğer siteler gibi yardımcı olacak. Sitede neler var göz atalım. Analitik Kimya, Anorganik Kimya, Organik Kimya, Biyokimya, Fizikokimya hakkında bölümler mevcut. Şu anda sadece Analitik Kimya üzerine ders notları paylaşılmış lakin gelecek dönemlerde diğer bölümler için de notlar eklenebilir. Siteyi takipte kalın. http://www.adukimya.com/ İnovatif Kimya Dergisi

51


İNOVATİF Kimya Dergisi

Kimya Bulmacasi 1 2 3

4

5

6

7

8

9

10

Soldan Saga

Yukaridan Asagiya

3. Kimyasal reaksiyondaki giren maddelerle, ürünler arasindaki iliski. 5. Belli bir formülü olan dogada saf halde bulunan metal bilesigi. 8. Çözeltide çözünmüs olan göreceli madde miktardir.Düsük konsantrasyonlu çözeltilere seyreklik yüksek konsantrasyonlu çözeltilere de derisik çözelti denir.

1. Pozitif (+) yüklü iyon 2. Kristal yapisinda belirli miktarlarda su molekülü içeren bilesiklerdir. 4. Filiz yapan 6A grubu elementleri 6. Maddenin uzayda kapladigi bosluk. 7. Açik hava basincini ölçmek için kullanilan düzenek.

9. Iki ya da daha fazla cins elementin belirli oranlarda birlesmesinden olusan saf madde. 10. Elektron, proton ve alfa parçacigi gibi yüklü parçaciklara çok yüksek kinetik enerji kazandiran alet.

52

İnovatif Kimya Dergisi


Geçen Ayın Çözümü

İNOVATİF Kimya Dergisi

Kimya Bulmacasi 1

2

Y 3

Ü

5

D

D

D

U

K

O

B

S

N

E

R

I

S

I

E

M 6

L

4

L

E

K

T

R O

L

I

Z

E

A

S

I

E

O

N

i

T

M A

Y

O

N

T

T G 7

E 8

N

Ü

K

E L E

9

D

A

M E

10

A

N T

Soldan Saga 4. Bir maddenin sivilastirilmis halinde ya da elektrolit çözeltisinde, elektrik akimi yardimi ile kendi bilesinlerine ayristirilmasi. [ELEKTROLIZ] 5. Bir maddenin belirli miktardaki bir çözücü veya bir çözeltinin içindeki göreceli miktari. [DERISIM] 6. Suda çözündügünde ortama hidrojen iyonlari (H+) ya da hidronyum iyonlari (H3O+) verebilen maddelerdir. [ASIT] 8. Proton ve nötron gibi atom çekirdegini olusturan temel parçaciklar. [NÜKLEON] 9. Bir siviyi buharlastirip, olusan buharini yogunlastirarak ayristirma islemi. [DAMiTMA] 10. Negatif (-) yüklü iyon. [ANYON]

İnovatif Kimya Dergisi

Yukaridan Asagiya 1. Kimyasal reaksiyonlarda elektron alarak (indirgenerek) karsisindakini yükseltgeyen madde. [YÜKSELTGEN] 2. Atomlarin bilesik olustururken elektron alarak ya da vererek en dis enerji seviyelerindeki toplam elektron sayisinin helyum gibi 2 olmasi hâlidir. [DUBLET] 3. Sivi haldeki bir maddenin kati hale geçmesi. [DONMA] 7. Kimyasal metodlarla daha basit parçaciklara ayrilamayan, ayni cins atomlardan meydana gelen en basit yapidaki madde. [ELEMENT]

53


İNOVATİF Kimya Dergisi

Bende Yazmak İstiyorum Dergide bende yazmak istiyorum benim de yazılarım olsun diyorsanız. ***Yazacağınız konuyu belirleyin. (Kimya içeriği olan herhangi bir konu olabilir) Örnek: Polimerden ya da organikten bir konu ya da sanayide gördüğünüz bir şey ile ilgili bir konu. Kendi cümleleriniz ile olması şart. Alıntı alıyorsanız kesinlikle kaynak belirtmelisiniz. ***Konuda kullanılan resimlerin kaynakları belirtilmeli. ***Yazılar kesinlikle facebook üzerinden bizlere gönderilmemeli. Çünkü bu oldukça işimizi zorlaştırıyor. Yazılar inovatifkimyadergisi@gmail.com adresine gönderilmeli. ***Dergi editörlerimiz olan Ayşe Emir, Caner Kavraz,Gültekin Özdemir,Ebru Çetinkaya arkadaşlarımıza ulaşması gerekmektedir. ***Yazıları gönderdikten sonra kendiniz ile ilgili bilgileri de mail ile bize göndermelisiniz. ***Ad Soyad Ulaşılabilecek Mail Adresi(Hızlı ulaşılabilecek sık kullanılan bir mail olmalı) Bitirdiğiniz ya da okumakta olduğunuz Üniversite İsmi Dergiye koyabileceğimiz türden bir profil resminiz. ***Aralık ayı sayısı için yazılarınızın son teslim tarihi. 20 Kasım dır. Her ayın son yazım tarihi 20. de bitecektir. 20. den sonra göndereceğiniz yazılar Bir sonraki ay yayınlanacaktır. ***Ve son olarak kopyala-yapıştır ile yazıyı ben yazdım gönderiyorum derseniz yazınız kesinlikle yayınlanmaz. Bu şekilde yazı olmaz. Böyle uyanıklık yapıp kolaya kaçmak fark edilmeyecek bir şey değil. Sonuçta yazılarınızı okunuyor araştırılıyor. Bir şeylere emek verip orjinal şeyler çıkarırsanız rağbet görürsünüz. Lütfen bu konulara dikkat edelim. ***Yazılarınızı word dosyası halinde maile atacaksınız. Resimleriniz varsa da konu içinde aralarda en az bir tane resim olsun. Fikir düşünce tarzı kimya sektöründe sorun yazıları çözüm yazılarında olmayabilir ama diğer konularda en az bir tane olmalı çünkü görsellik yazıya çok şey katıyor. ***Şimdilik aklımıza gelenler bunlar sorun olursa eklemeler-çıkarmalar yaparız.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.