Inovatif Kimya Dergisi Sayi 77

Page 1

Kimya Dergisi

İNOVATİF Kimya Dergisi YIL:7 SAYI:77 ARALIK 2019

BİYOBASKI VE GELECEK


EKİBİMİZ YAVUZ SELİM KART PELİN TANTOĞLU KART MERVE ÇÖPLÜ HACER DEMİR NURSELİ GÖRENER RABİYE BAŞTÜRK ÖMER AKSU SİMGE KOSTİK RABİA ÖNEN İPEK AKHTAR MELİKE OYA KADER MUAZ TOĞUŞLU ELİF BERFİN KAVAK DİLARA KÜÇÜKAY TOLGAHAN ÖZER NUREVŞAN GÜNDOĞDU SELİNAY ÖZEL FATMA CEREN DOLAY KÜBRA YILDIZ SEVDA YILMAZ SİNEM ŞAHİN BÜŞRA EMETİ CENGİZ DİLANUR TOPRAK EMİNE BAYDERE

DERGİYİ OKUMADAN ÖNCE İnovatif Kimya Dergisi yazılarını herhangi bir makalenizde veya yazınızda kullanmak için yazısını aldığınız kişiye mail atarak haber vermek, kullanmış olduğunuz yazıların kaynağını ise dergi olarak belirtmek durumundasınız. Dergide yazılan yazıların sorumluluğu birinci derece yazara aittir. Bu konu hakkında bir sorun yaşıyorsanız ilk olarak yazara ulaşmalısınız. Dergide yer alan bilgileri kullanarak başınıza gelebilecek felaketlerden ya da işlerden dergi sorumlu değildir. Dergimizde yayınlanmasını istediğiniz yazıları info@inovatifkimyadergisi.com mail adresine göndermelisiniz. Gönderdiğiniz yazılarda bir eksiklik var ise editör tarafından incelenecektir. Eksik kısımları var ise size geri dönüş yapılacaktır. Dergi ekibi gönüllü kişilerden oluşmuştur. Dergi ilk kurulduğu andan beri böyle ilerlemiştir. Dergi ekibinde olan herkes bu kuralı kabul etmiş sayılır. Gelen kişilere en başta bu kural söylenir. Görevini yapmayan, dergide anlaşmazlık çıkaran, huzur bozan kişiler ekipten çıkarılır. Siz de bu ekip içinde yer almak istiyorsanız web sitemiz üzerinden kuralları okuyarak başvurabilirsiniz. Dergiyi okuyanlar ve dergi ekibi bu kuralları kabul etmiş sayılırlar. İNOVATİF KİMYA DERGİSİ

REKLAM VERMEK İÇİN reklam@inovatifkimyadergisi.com adresinden web site ve e-dergi için fiyat teklifi alabilirsiniz.

http://www.inovatifkimyadergisi.com https://www.facebook.com/InovatifKimyaDergisi https://twitter.com/InovatifKimya https://instagram.com/inovatifkimyadergisi https://www.linkedin.com/in/inovatif-kimya-dergisi-00629484/


REKLAM İÇİN REKLAM VERMEK İÇİN DOĞRU YERDESİNİZ reklam@inovatifkimyadergisi.com


KİMYA SEKTÖRÜ VE İŞSİZLİK

5

ASPİRİN HAVA KİRLİLİĞİNİN ZARARLARINI YARIYA İNDİREBİLİR

8

BİYOBASKI VE GELECEK

9

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ TEMİZLİK PERSONELİ OLMAK İÇİN KİMYAGER OLMA ŞARTI ARADI!

12

SİLİKA AEROJEL

13

TÜRK BİLİM İNSANI İLAÇLARIN VE GIDALARIN ANALİZİNDE KULLANILAN KOLONLARI ÜRETTİ

18


KİMYA SEKTÖRÜ VE İŞSİZLİK

Kimya sektörü büyük bir sektör. Kimya üzerine bölüm okuyan herkes bu sektör içinde yer almak istiyor. Peki, yer alabiliyor mu? İstediği işe sahip olabiliyor mu? Bu yazıda bunlara değinmeye çalışacağım. Uzun zamandır e-dergi için yazı yazmıyordum. Çok fazla insanın kimya sektöründe iş araması ve aradığı işi bulamaması bu yazmayı yazmaya yönlendirdi beni. İlk olarak tarafıma gelen iş ilanı sorularına değineyim. Özellikle Linkedin üzerinden tarafıma gelen iş ilanı soruları, • Merhaba, bildiğiniz iş ilanı var mı acaba? • Herhangi bir X şehri için iş ilanı var mı acaba? • Yeni mezunum, iş arıyorum acaba bildiğiniz bir iş ilanı var mı ya da yönlendirebileceğiniz birileri var mı? • 2 senedir iş arıyorum kafayı yemek üzereyim. İş ilanı var mı acaba? • Eşim, nişanlım ile aram bozulacak. Aşırı stres altındayım. İş ilanı var mı acaba?

Bence sektörde işsizlik olmasının birkaç nedeni var. Bunları sizler de biliyorsunuz. 1- Plansızca açılan Kimya ve Kimya Mühendisliği bölümleri ve buralardan mezun olan on binlerce insan. 2- Ülkemizde kimya ile ilgili üretim yapan tesis ya da kurumun az olması. 3- Kimya ve Kimya Mühendisliği bölümleri arasındaki farkı bilmeyen ve sektörde bu iki bölüm arasında çatışma yaratarak maliyet düşürmeyi amaçlayan işverenler. 4- Girişimcilik için verilen sermayenin bu sektör için yetersiz kalması. 5- Kendini üniversite sırasında okurken yetiştiremeyen öğrenci.

Bu tarz sorular çok fazla olmakla birlikte arada bir tarafıma özel mesaj olarak da geliyor. Ülkemiz adına ve insanlar adına oldukça üzücü ve kötü bir durum.

6- Staj imkanı sağlamayan ama tecrübeli Kimyager ya da Kimya Mühendisi arayan işveren. 7- Kalitesiz insan kaynakları personellerinin kimya sektöründe görev alması.

5


Bu listeyi uzatmak mümkün. Benim de zorlu bir serüvenim oldu sizlerle paylaşmak istiyorum ufak ufak. 2003-2008 arasında Cumhuriyet Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde okudum. Şu an kendi okuduğum sektör dışında bir işte çalışıyorum. Peki ama neden?

Aslında işim önemsiz bir iş değildi. Hatta çok fazla detayı olan önemli bir işti. Ama okuduğum bölüm ve gördüğüm dersler ile ilgisi olmaması nedeniyle birçok soru karşıma geliyordu. Tanıdık vasıtasıyla girdim çünkü öyle iş ilanı verilerek bulunacak bir iş değildi ayrıca güvenilir, tanıdık kişiler arıyorlardı.

2008 yılı sonrasında üniversitemin isminin çok bilinmemesi de nedeniyle tanıdık vasıtasıyla bir işe girdim. Üniversitenin tanınmış olması önemli. Sektörde çalışırken, çalışanlardan bile böyle tepkiler almıştım. Hangi okul mezunusun diye sorduklarında okulumu söylediğim zaman nerede o üniversite, bu işte ondan çalışıyorsun gibi birçok laf işittim.

Kısaca sektörde güven ve tanıdık kişi olunması, dayınızın olması ya da referansınızın kuvvetli olması oldukça önemli yoksa işsiz kervanında oluyorsunuz. Bilinmedik bir üniversite mezunu iseniz işiniz çok daha zor. Rakiplerinizden sıyrılmak için ekstra farklarınız olmalı. Gerçi son zamanlarda tarafıma bilindik bir üniversiteden de mesaj geldi. 1 senedir işsizim diye. Üniversite farkı da mı yok oldu diye düşünmeden edemedim. Çevrenizde bu sektörden birileri yoksa staj bile bulamazsınız. O kadar vahim.

2012 yılında işten askerlik dolayısıyla çıktım. Sonra yeniden iş arama yolculuğu başladı. 2012 yılı sonrası benim ve herkes için zorlu bir süreç oldu. Ekonomik kriz varlığı, sektörde iş ilanlarının azlığı,eski çalıştığım yerde mesai saatlerinin tutarlı olmayışı nedeniyle tekrar aynı işe girmek istememem beni oldukça zor durumda bıraktı.

İş aramadım mı? Aradım. Yine mecburen tanıdık ile iş aradım, olmadı. KPSS denedim olmadı. Bu zaman zarfında moralim allak bullak oldu. İş bulamayacağım artık dedim bir süre sonra kendime. Sonra kariyer ve istihdam fuarına gittim ve Devlet teşvikli bir kurs mülakatına başvurdum. Bu kursu veren özel bir firmaydı.

Üretim ve ar-ge harici bir sektörde çalıştığım için 4 sene iş tecrübeme rağmen deneyimsiz durumuna düşüp iş bulamadım. İşverenler doğuştan tecrübeli birilerini aradıkları için pek fırsat da vermezler ve ayrıca yabancı diliniz orta seviyelerde ise iş bulmanız iki kat daha zorlaşır.

Daha önceden girişimcilik kursu aldığım için kursa başlamadan kurstan çıkarıldım. Sonrasında 6 ay daha işsiz kaldım. Sürekli aynısı açılır mı diye bekledim. Her yere mail attım. Sonunda birisine ulaştım ve bana cevap verdi. Bu sayede iş serüvenim nihayet başlamış oldu.

3,5-4 seneye yakın süre işsiz kaldım. Evet yanlış okumadınız. Bu kadar uzun bir süre sektörden uzak kaldım. Bu süre zarfında çevremde olan meslek kurslarında eğitimler aldım. Daha doğrusu haftanın beş günü ve hafta sonu da dahil olmak üzere yeniden farklı bir sektörde kendimi geliştirmeye başladım.

Sonuç olarak sektörde iş bulmak için; üniversite okurken kendimizi 5 kat daha fazla geliştirmemiz, birkaç dil bilmemiz, iyi bir üniversiteden mezun olmamız gibi kriterler yanında staj harici sektörde yazları da görev almamız gerekli diye düşünüyorum. Ayrıca devlet üretime teşvik edici şekilde kimya

6


sektörü ekipman maliyetlerinin vergisini sıfıra çekip girişimci sermayesini de pasta dükkanı açacak

şekilde vermemesi gerekir. Ayrıca kimya ve kimya mühendisliği bölümlerinin sayısı da azaltılmalı.

Yavuz Selim Kart Kimya Mühendisi (Lisans Mezunu) y.selimkart@gmail.com

7


ASPİRİN HAVA KİRLİLİĞİNİN ZARARLARINI YARIYA İNDİREBİLİR

Yeni bir çalışma, aspirin gibi steroid olmayan antienflamatuvar ilaçların (NSAID’ler) hava kirliliğine maruz kalmanın akciğer fonksiyonu üzerindeki olumsuz etkilerini azalttığına dair ilk kanıtı olmuştur. Columbia Mailman Halk Sağlığı Okulu, Harvard Chan Halk Sağlığı Okulu, Boston Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden araştırmacılar, Amerikan Solunum ve Kritik Bakım Tıbbı Dergisi’nde bulgularını yayınlamışlardır. Araştırmacılar, akciğer fonksiyonlarını belirlemek için testler yapılan daha büyük Boston bölgesinden 2.280 erkekten oluşan gruptan toplanan bir veri grubunu analiz etmişlerdir. Katılımcıların yaş ortalaması 73’tür. Araştırmacılar, test sonuçları, kendinden bildirilen NSAID kullanımı ve ortamdaki partikül madde (PM) ile siyah karbon arasındaki ilişkiyi testten önceki ay boyunca inceleyerek, konunun sağlık durumu da dahil olmak üzere kişinin sigara içip içmemesi gibi çeşitli faktörleri hesaba katmışlardır. Herhangi bir NSAID kullanımının PM fonksiyonunun akciğer fonksiyonuna etkisini neredeyse yarıya indirdiğini, bununla birlikte her dört haftalık hava kirliliği ölçümünde, akciğer fonksiyon testinden önceki günden 28 güne kadar tutarlı olduğunu saptamışlardır.

Gao, “Bulgularımız, aspirin ve diğer NSAID’lerin akciğerleri hava kirliliğindeki kısa süreli yükselmelerden koruyabileceğini öne sürüyor” diyor. “Elbette, kanserden kalp-damar hastalığına kadar birçok olumsuz sağlık etkisine bağlı hava kirliliğine maruz kalmamızı minimize etmek hala önemli.” Bölüm Başkanı Prof. Dr. Andrea Baccarelli, “Çevre politikaları, genel hava kirliliğine maruz kalmamızı azaltma yönünde kayda değer ilerleme sağlasa da, düşük hava kirliliğine sahip yerlerde bile, kısa vadeli yükselmeler hâlâ yaygın” diyor Çevre Sağlığı Bilimleri Fakültesi’nden Andrea Baccarelli. “Bu nedenle, bu zararları en aza indirecek araçları tanımlamak önemlidir.” Baccarelli tarafından yapılan daha önceki bir çalışma, B vitaminlerinin hava kirliliğinin sağlığa etkisini azaltmada da rol oynayabileceğini bulmuştur.

Haberi Çeviren : Hacer Demir

Araştırma grubundaki NSAID alan kişilerin çoğu aspirin kullandığından araştırmacılar, gözlemledikleri değiştirici etkinin çoğunlukla aspirinden kaynaklandığını, ancak aspirin olmayan NSAID’lerin etkilerinin daha fazla keşfedilmeye değer olduğunu söylediler. Mekanizma bilinmemekle birlikte, araştırmacılar NSAID’lerin hava kirliliğinin yol açtığı iltihabı hafiflettiğini iddia ediyorlar. Columbia Postacı Çevre Sağlığı Bilimleri Bölümünde doktora sonrası araştırma bilimci Xu

8


BİYOBASKI VE GELECEK Her şeyin ev ortamı gibi rahat bir yerde üretilebildiğini düşünün, birçok fikrinizi rahat bir şekilde nesneleştirerek insanlara anlatabildiğinizi, işte hayatımıza ciddi anlamda girmeye başlayan 3D makinalar sayesinde her şeyi ev ortamında üretebiliyoruz. Sanal ortamda tasarlanmış 3 boyutlu nesneleri katı ve elle alınabilecek bir forma

getiren makinelere 3 boyutlu yazıcı denir. 3D baskı teknolojisi ile ihtiyaç duyduğunuz bir aparat basabilir, 3D tarayıcı ile taradığınız bir cismin çıktısını alabilir, çizdiğiniz bir tasarımı minyatür halde cisimleştirebilişiniz, hatta kendi ürününüzü oluşturabilirsiniz.

İlk 3D yazıcı teknolojisi Charless Hull tarafından 1984 yılında ortaya çıkmıştır. Daha sonra 3D Systems adlı ilk 3D yazıcı şirketinin kurulmasıyla baskı sektöründe ciddi bir kulvarın doğmasına sebeb oldu. 2005 yılında başlayan ve 2007 yılında ilk açık kaynak kodlu, kendi parçalarını dahil prototipleyebilen yazıcıları çıkaran RepRap projesi ile 3D yazıcılar son kullanıcıya kadar gelebilmiştir.Bu girişimin amacı maliyeti azaltarak kullanımı yaygınlaştırmaktı ve günümüzde ne kadar büyük bir başarıya ulaştığını görebiliyoruz. (3) Hatta artık kendi içinde yeni yöntemler ve disiplinler katarak farklı boyutlarda ve kullanış amacıyla yenive özgün printerlar üretilmektedir. En kapsayıcı ve çıpır açıcı boyutta olan biyobaskının gelişmkte olmasıdır.(4) Tıp alanında yeni bir bakış açısı geliştiren bu teknoloji, daha adımlarını atıyorken etkisi bu derece büyük olmuştur. Bu yazıda biyobaskının hayatımıza nasıl dokunduğunu incelemeye çalışacağız.

Biyobaskının Önemi

Organ yetmezliliğine bağlı ölüm oranları ciddi bir sorun olarak karşımızda. Son yıllarda organ nakli ihtiyacı sayısında ciddi bir artış söz konusu iken ne yazık ki organ naklinde aynı artışa ulaşılamadı.

9


Biyobasım bu noktada önemli bir potansiyele sahip. Dokuyu taklid edebilecek şekilde üretilmesi mümküm

olan organ doku ve benzeri biyomalzeler ile insan yaşamındaki bu ciddi eksiklik giderilebilir. Bazı bilim çevrelerinde bu şekilde biyobaskının önemini iki şekilde açıklayabiliyorlar, ilk olarak organ ihtiyacının büyük bir şekilde karşılanabiliriliği ve aynı zamanda organ nakli sırasında vücudun organı kabul etmemesi durumunda oluşabilecek tüm komplikasyonların önüne biyobaskı ile geçilebileceği öngörülüyor. Çünkü bazı araştırmalara göre insanın yine kendi kök hücresinden elde edilecek olan biyobaskı ürünün, vücut tarafından kabul görme olasılığı başka bir vücuttan nakline oranla daha yüksek olabileceği düşünülünüyor.

Biyobaskı, hücrelerin davranışlarını incelemek ve doku büyümesi veya hastalıkları araştırmak için oldukça kullanışlı bir yöntem ve biyobaskı ile oluşturulan bir organ da bunlar için mükemmel bir yol sunabiliyor.(1) Biyobasımın sağladığı en büyük avantajlardan bir diğeride üretilmek istenen organa ait hücrelerle beraber damarlanmayı sağlayabiliyor olmamızdır.Yani organ gerektiği gibi çalışarak, organizma ile eş güdümlü bir uyum içine

girebildiğinin örneğidir. Baskı süreci birkaç saat içerisinde tamamlandığında hücrelerin hayatta kalma şansları oldukça yükseliyor ve bu yüzden de baskı hızını saniyede birkaç milimetreden bir metreye yükseltmenin oldukça devasa bir gelişme olduğu rahatlıkla söylenebilir. (2) Bu yöntem sayesinde sadece inceleme amaçlı üretim yapmakla kalmayıp, gerçek bir organ "basma" şansını da bulabileceğiz. Şuanda bilim dünyasında yapılan çalışmalar sonucunda henüz işlevsel kompleks organlar üretemesi mümkün değil. Vücudumuzdaki bazı kompleks organlari (karaciğer, kalp, mide vb.). Bu yapıları biyoyazıcılarda basmak henüz mümkün değil fakat daha az kompleks yapıda olan organların en azından yapısal olarak basılması mümkün.

İşlevsel olarak çalışma prensipleri ne yazık ki tam anlamıyla oturmuş değil. Bu konuda dünyada ciddi çalışmalar ve AR-GE oluşumları var. Ülkemizde de bu konuda çalışmalar yapılmaktadır. Sabancı Üniversitesi'nden Bahattin Koç ve ekibinin aort damarı üretimi üzerine yapılan önemli bir çalışması mevcuttur.(5) Biyobasımın aynı zamanda savunma sanayilerinde

kullanılması, farklı bir bakış açısı sunmaktadır. Sonuç olarak, İnsan yaşamına ciddi bir etkisi olacak bu baskı türünün gelişmesi için çok uzun bir yol var fakat yirmi birinci yüzyılın gelişmeler hızlı ilerlemekte olduğu bilinen bir gerçektir. Diğer bir yandan biyobaskının sorgulaması gereken en önemli sorun etiksel ilkelerdir. Fakat bu daha geniş çaplı tartışmalı bir konu şekilde devam ediyor.

Kaynaklar 1- An Introduction to 3D Bioprinting: Possibilities, Challenges and Future Aspects, Željka P. Kacarevic,1,* Patrick M. Rider,2 Said Alkildani,3 Sujith Retnasingh,4 Ralf Smeets,5,6 Ole Jung,6 Zrinka Ivanisevic,7 and Mike Barbeck2,5,8 2- 3D Bioprinting, Saime Burçe ÖZLERa, Can KÜÇÜKGÜLa, Bahattin KOÇ, 3B Doku/Organ Biyobasım Laboratuvarı, Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi, Mühendislik ve Doğa Bilimler Fakültesi, İstanbul 3- https://maker.robotistan.com/3d-printer/ 4-https://wyss.harvard.edu/technology/3d-bioprinting/ 5-https://binyaprak.com/yazilar/biyobasima-genel-bakis

10


Muaz Toğuşlu Kimyager (Lisans Öğrencisi) mutazzam@gmail.com

Ramazan Demirhan Biyolog (Yüksek Lisans Öğrencisi) r.demirhan@outlook.com

11


ERCİYES ÜNİVERSİTESİ TEMİZLİK PERSONELİ OLMAK İÇİN KİMYAGER OLMA ŞARTI ARADI!

Erciyes Üniversitesi skandal bir ilan yayımladı. Üniversite Genel Sekreterliğinin yayımladığı ilana göre, bir adet temizlik görevlisi pozisyonu için Üniversitelerin Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya bölümünden mezun olma şartı arandı. Erciyes Üniversitesi, kimyageri, temizlik personeli olarak almak için ilana çıktı. Ercisyes Üniversite Genel Sekreterliğinin 12 kişilik personel alım ilanı, İŞKUR’un web sitesinde yayımlandı. İlana göre iki temizlik görevlisi alınacaktır ve bunlardan Kimyager olan temizlik görevlisi için Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya bölümünden mezun olma şartı aranıyor. İlanda, Temizlik görevlisi ilanı için yer alan diğer şartlar şu şekildedir: *Lisans kimya bölümü mezunu olmak *Kimya laboratuarlarında en az 1 yıl süreyle çalışmış olmak ve bunu sigorta beglgesi ile belgelemek. * Kimya laboratuarlarında temizlik elemanı olarak çalışacaktır. Üniversite yönetiminin gerekli düzeltmeyi ve de konu hakkında açıklama yapması beklenmektedir. Mesleğe ve bu meslekte çalışanlara saygı önemlidir.

12


SİLİKA AEROJEL SİLİKA AEROJEL İLE MARS YAŞANILABİLİR HALE GELİYOR! Aerojel nedir? Tarihi geçmişi 1930’lu yıllara kadar uzanan aerojeller; dünyanın en hafif katı malzemesi olarak bilinmektedir. Duman gibi görüntü verdikleri için Donmuş duman veya "mavi duman" diye de adlandırılırlar. Havadan 7.5 kat daha hafif olan bu katının teorik olarak uçması beklenir. Ancak

bu malzemelerin yoğunluğu, içlerindeki havanın boşaltıldığı varsayılarak hesaplanmıştır ve pratikte içleri hava ile dolu olan aerojeller yer çekimi kuvvetini yenemezler ve bu yüzden uçmazlar. Buna karşın küçük bir kuvvetin etkisi ile havada kalmaları mümkündür

Nasıl üretildi? Aerojeller ilk yıllarda silika esaslı sıvı jellerin, yüksek ısı ve basınç altında daha önceden belirlenen kritik bir seviyeye kadar kurutulmasıyla oluşturulmaktaydı. Günümüzde aerojeller,metal oksitlerden organik polimerlere, karbondan karbon nanotüplere kadar çok çeşitli maddelerden üretilebilmektedir.

Aerojeller kısaca, jellerin sıvı bileşeninin gaz ile değiştirilmesiyle elde edilen gözenekli sentetik maddeler olarak özetlenebilir. Her ne kadar ismi bir sıvıyı andırsa da bunun aksine katı ve kuru maddelerdir. Bir başak kadar hafif olan grafen aerojel, görünümüne rağmen oldukça elastik ve dayanıklı bir yapıya sahiptir.

Silika aerojel, Mars yüzeyini ömrünü uzatacak kadar ısıtabilir. Yalıtım malzemesi, Dünya atmosferinin kızıl gezegen üzerindeki etkilerini çoğaltabilir ve 50 ° C'ye kadar ısıtabilir.

Mars yüzeyine ince bir silis aerojel tabakası yayılması, yetişen ürünler için yeteri kadar sıcaklığı artırabilir, bilim adamları Mars ikliminin modellerini kullanarak gösterdiler. Bu müdahalenin gezegenin yüzeyini, büyük ölçekli gezegen modifikasyonu için gerekli olan yüzyıllardan ziyade, on yıl içinde dönüştürebileceğini söylüyorlar.

Harvard Üniversitesi'ndeki gezegensel iklim bilimcisi Robin Wordsworth , “Silika aerojeleri son derece saydamdır, ancak termal iletkenliği bilinen tüm malzemelerin en düşüklerinden biridir ” diyor . Bu jeller birbirine bağlı silika kümelerinin nano ölçekli ağlarından oluşur ve% 97'den fazla hatadır. Sadece iki ila üç santim kalınlığındaki bir kaplama,

13


Dünya atmosferinin, kırmızı gezegenin yüzeyi üzerindeki etkilerini çoğaltabilir, bu da altta yatan yüzeyin sıcaklığını 50 ° C arttırırken, fotosentez için yeterli görünür ışığa izin verir. Buz zengini, orta enlemesine bir yere odaklanan modeller,

bunun Martian yıl boyunca suyun sıvıyı birkaç metre derinlikte tutmaya yeteceğini belirtti. Silika aerojel, karasal yaşam formlarını ultraviyole dalga boylarından da koruyacaktır.

Wordsworth “Bunun için ilk ilham kaynağımız, Mars yüzeyindeki doğal bir süreçti, katı-sera etkisi” idi. Işık, karbondioksit buz birikintilerinden geçer, yalıtım kar paketi tarafından tutulan yüzeyin altında sıcaklık oluşturur. Isıtma , gezegen yörüngelerinde görülebilen karanlık noktalar oluşturan CO2 ' nin patlayıcı salınımına yol açar.

atmosferi o kadar incedir ki, suyun erime noktasının üzerindeki sıcaklıkları yükseltmek için yeterli bir sera etkisi yapamaz. Önceki 'Mars terraforming' teorileri, kutupsal buz gibi Mars rezervuarlarından atmosfere karbondioksit ve su salınmasını önerdi. Bununla birlikte, araştırmalar Mars'ta erime noktasının üzerindeki sıcaklığı artırmak için Mars'ta yetersiz miktarda su ve karbondioksit bulunduğunu ortaya koydu.

Bununla birlikte, yüzeyin çoğunluğu üzerinde, Mars

Wordsworth, algler gibi temel yaşam biçimlerini geliştirebilecek kadar sıcaklığı yükseltmek için yüzeyi kaplayan bir silika aerojel matını öngörmektedir. Büyük basınçlı kubbeler sonuçta mahsul yetiştirmek veya insanlar için yaşanabilir ortamları sürdürmek için kullanılabilir. Wordsworth “Bölge büyüdükçe, hacim arttıkça, günlük ve mevsimsel sıcaklık değişikliklerine karşı daha dayanıklı olur” diyor. Silika aerojellerin kendisi oldukça kırılgandır, bu nedenle güçlendirilmesi veya diğer malzemelerle birleştirilmesi gerekir. “Dünyada kullanılan silika aerojel üretim tekniklerinin Mars koşullarına ne kadar kolay adapte edilebileceğini bilmiyoruz. Bu nedenle, bunu Mars'ta test etmek için yapılacak çok iş var. ” Diyor Houston, Teksas'daki Lunar and Planetary Enstitüsü'nde gezegen bilimci

14


ve Mars yaşam alanı uzmanı Germán Martínez . Bununla birlikte, “büyük bir avantaj, bu yaklaşımın bugün dünyadaki aşırı ortamlarda daha fazla test edilebileceği” olduğunu ekliyor. Wordsworth, ekibin şu anda Şili'deki Atacama Çölü ve Antarktika kurak vadileri gibi bölgelerde

“Testian yüzeyleri için en yakın yaklaşımlar” gibi saha testlerini yapmayı planladığını söyledi. Ayrıca, sentetik biyolojinin, Dünya'da bir yapı malzemesi olarak silika kullanan diatomlar gibi organizmalardan yararlanarak, Mars'ın yaşanabilirliğini artırmada rol oynayabileceğini öne sürüyor. [1]

Garip silika battaniyeyle Mars'ı terörize etmek bitkilerin gelişmesine izin verebilir.

Mars'taki besleyici yaşam, ince bir üst düzey silika battaniyesi getirmek kadar basit olabilir. Çoğunlukla havadan yapılan hafif bir malzeme olan aerojel, bitkilerin yetişmesi için yeterli ışığa izin verirken toprağı ısıtmak ve zararlı radyasyondan korumak için kullanılabilir. Mars'ta yaşam için iki temel sorun var, bunlar herhangi bir potansiyel insan araştırması için de sorun teşkil ediyor: Bazı havalarda -100 ° C'nin altına düşen gece sıcaklıkları çok soğuk ve zararlı UV ışınlarından korumak için kalın bir atmosferi yok. radyasyon. Harvard Üniversitesi'nden Robin Wordsworth ve meslektaşları potansiyel bir çözüm bulmuş durumda.

tabakalarından geçtiğinde ve absorbe edildiğinde meydana gelen katı hal sera etkisi denen bir olguya dayanır. Buz, daha derin katmanları izole ederken ışıkla ısınmalarını sağlar. Kar veya buz yerine Wordsworth ve meslektaşları , bildiğimiz en iyi ısı yalıtıcılarından biri olan silika aerojeli test etti . Mars'a benzer güneş ışığı seviyelerinin sadece iki santim kalınlığında bir aerojel panelinin, altındaki alanı 50 ° C'den daha fazla ısıtabildiğini buldular. Ayrıca, UV radyasyonunun yüzde 60'ından fazlasını ve yüzde 99,5'ten fazlasını engelledi.Fotosentez için gerekli olan görünür ışığa izin verirken en zararlı tip olan UVC'dir.

Çözümleri, güneş ışığı saydam kar veya buz

15


Mars'ta, silis aerojelinin yapıları inşa etmek için diğer malzemelerle iç içe geçmiş olması gerekir. Sera etkisi yeraltı suyunu birkaç metre derinliğe kadar eritebilir, sadece bitkiler ve belki de insanlar için daha güvenli bir yer değil, aynı zamanda bir su döngüsünün başlangıcını da sağlar. Wordsworth, “Bu küresel terraforming fikirlerinin birçoğu için çok farklı bir yaklaşım, ancak gelecek birkaç on yılda gelecekte yapabileceğimizden çok daha fazlasını yapabilme avantajımız var” diyor. Aynı zamanda Mars ortamına daha nazik davranıyor Wordsworth, bir sonraki adım Dünya'daki Mars , potansiyel olarak diğer noktalarda bulunabilecek benzeri bölgelerde silika aerojellerinden yapıları test bilimsel ipuçlarına veya olası hayata zarar vermeden etmektir.[2] Mars bölgelerini terraform etmemize izin veriyor.

Silika aerojeli battaniyeleri Mars parçalarını yaşanabilir hale getirebilir! Bir şekilde terazi Mars'ı daha yaşanabilir kılma fikri, vizyon sahibi, bilim kurgu bir rüyadır. Ancak, Mars'ın küresel terra-oluşumu erişilemez olsa da, fikir devam ediyor. Fakat şimdi, silika aerojel adı verilen bir malzeme, terra Mars'ı tümüyle biraz daha imkansız hale getirebilir.

En azından teoride, fikri araştırmaya devam eden ciddi bir bilimsel çalışma var. Asıl soru, Mars'ın Dünya'ya benzer atmosferik bir yoğunluk oluşturmak için yeterli CO2 ve suya sahip olmasıdır.

Carl Sagan'dan Elon Musk'a kayda değer insanlar Mars'ı ısıtmayı önerdiler ve ona bir atmosfer verdiler ve hile gezegenin kutup başlarındaki donmuş CO2 ve suyun içinde yatıyor. Sagan, eğer bu kapaklar bir şekilde buharlaşabilirse, CO2 sera etkisinin gerisini halledeceğini söyledi. Musk, hafifçe ve şaka yapan bir şekilde, kutuplara atılan atom bombalarının işe yarayacağını söyledi.

16


Silika aerojisi, yaşanabilirlik adası fikri, Mars'ın kutuplarında zaten meydana gelen bir şeyden ilham aldı. Dünya'dan farklı olarak, Mars'taki CO2 donmuş, kutuplarda sıkışıp kalmış. Dünyada kutuplar su buzu iken, Mars kutupları su buzu ve CO2 buzu karışımıdır. Ancak donmuş olmasına rağmen, bu CO2 hala ısıyı tutarken güneş ışığının nüfuz etmesine izin verir. Mars'ın kutuplarındaki görüntüler bunun nasıl olduğunu gösteriyor.

Mars'taki buzun bu görüntüsünde CO2, Güneş'in sıcaklığını hapsetti. Bu, buzun içinde erimiş siyah noktalar olarak görülen yaz aylarında çok küçük bir sıcaklık cepleri oluşturur. Dünya'nın atmosferinde, CO2 güneş ışığını içeri alır, ancak atmosfere hapseder ve gezegeni ısıtır. Aynı şey, tüm CO2'nin donmuş olduğu Mars'ta da oluyor. Mars'taki kutupsal buz başlıkları su buzu ve donmuş C02 karışımıdır. Tıpkı burada yeryüzündeki gaz halindeki gibi, donmuş CO2 de ısıyı tutarken güneş ışığının nüfuz etmesini sağlar. Yaz aylarında, bu katı hal sera etkisi, buzun altında siyah noktalar olarak görülen buzun altında ısınma cepleri oluşturur.

Wordsworth “Bu katı hal sera etkisi ve gelecekte Mars'ta yaşanabilir ortamlar yaratmanın nasıl çağrılabileceğini düşünmeye başladık” dedi. “Ne tür malzemelerin ısıl iletkenliği en aza indirebileceğini ancak yine de mümkün olduğu kadar hafif iletebileceğini düşünmeye başladık.” [3]

Kaynaklar [1]- https://www.chemistryworld.com/news/silica-aerogel-could-heat-the-surface-of-mars-enough-tosustain-life/3010736.article [2]- https://www.newscientist.com/article/2209746-terraforming-mars-with-strange-silica-blanket-couldlet-plants-thrive/ [3]- https://www.universetoday.com/142876/blankets-of-silica-aerogel-could-make-parts-of-mars-habitable/

Büşra Emeti Cengiz Kimya Öğretmeni (Lisans Öğrencisi) emeti544@icloud.com

17


TÜRK BİLİM İNSANI İLAÇLARIN VE GIDALARIN ANALİZİNDE KULLANILAN KOLONLARI ÜRETTİ

Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Fen Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uğur Şahin, Erciyes Teknopark’ta kurduğu firmasında ilaçların, gıdaların ve kozmetik ürünlerin analizinde kullanılan yüksek sıvı kromatografi kolonlarını Türkiye’de ilk defa yerli ve milli olarak üretti. ERÜ Fen Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uğur Şahin, Türkiye’ye yüksek fiyatlarla ithal edilen yüksek sıvı kromatografi kolonlarını yüzde 100 yerli ve milli imkanlarla üretmek için kolları sıvadı. Erciyes Teknopark’ta firmasını kuran Prof. Dr. Şahin, burada firmasında ilaçların, gıdaların ve kozmetik ürünlerin analizinde kullanılan Yüksek Sıvı Kromatografi kolonlarını üretmek için çalışmalarını hızlandırdı. Erciyes Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uğur Şahin, “Son yıllardaki çalışmalarımız ile millileşme sürecinde 2011 ve 2013 yıllarında Almanya’da kromatografi kolonlarının hazırlanması ve üretilmesi çalışmalarını

gerçekleştirdim. Daha sonra ülkeme döndüğümde bunların ülkemizde üretilmesi için ar-ge çalışmalarına başladım. Bu yıl da firmamızı Erciyes Teknopark da kurarak KOSGEB desteği aldım. Şuanda da ülkemizde bulunan yüksek performanslı sıvı kromatografi kolonlarının üretimi firmamız tarafından gerçekleştirilmiştir. Prototip üretimimiz sonucunda Erciyes Üniversitesi Eczacılık Fakültesi, Teknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Eczacılık Fakültesine ve Ankara Gıda Kontrol Laboratuvarına numunelerimizi verdik. Bunlardan da olumlu sonuçlar çıktı. 2 tür kromatografik kolon üretmekteyiz. Silür markanın dolgu maddeleri yurt dışından ithal edilmektedir ve maliyetleri yine ithallere göre düşük olarak yansımaktadır. Usil markamızda yakında yüzde 100 yerli ve milli olarak piyasaya çıkacaktır. Çünkü burada kullandığımız bütün kimyasal dolgu maddeleri ve çelik kolonu dahil ülkemiz şartlarında üretilmiş olacaktır. Bundan dolayı da gururluyuz” ifadelerini kullandı.

18


REKLAM İÇİN reklam@inovatifkimyadergisi.com

BİNLERCE KİŞİNİN OKUDUĞU DERGİMİZE ONBİNLERCE KİŞİNİN ZİYARET ETTİĞİ WEB SİTEMİZE REKLAM VERİN

BİNLERCE KİŞİYE ULAŞIN


MIT'de lisansüstü öğrencisi olan Jennifer Apell, Seattle yakınlarındaki bir Superfund bölgesi Duwamish Waterway'den toplanan tortu örneklerini arındırmak için silika jel kromatografisini kullanmaktadır (burada sütun şeklinde gösteriliyor). Nehirlerin hangi bölgelerinde kirleticilerin en yüksek konsantrasyonuna sahip olduğunu belirlemek için örneklerdeki poliklorlu bifenillerin (PCB) seviyesini ölçüyor.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.