5__

Page 1

a AŞk

Asıl Dünya Yakar Seni kandıracak kadar basitti cümlelerim, Ve hayat ölmene izin verecek kadar kibar. Kaybolmuşum içinde yüzsüz bedenlerin, Tek gördüğüm; kan içindeki çıplak ayaklar… Acizlik, yok oluş, kumar gibiydi hayat, Belki de hiç önemli değildi özlemeler. Bir güvercin gördüm arkasından kanayan kanat, Belki de hiç önemli değildi; değildi gitmeler… Bir sen, bir ben kalsak yine adam olmaz dünya, Bir de ölünün arkasından bakmasak, Ölüyorsun yapamıyorum bir şey acizlik bu ya! Güneş batmasa, kararmasa gökyüzü, Ne olurdu hep aynı kalsak… Yemek kadar kolay olsaydı iyilik. Zavallı küçük, annesinin ardından bakar, Herkes düşünmese kendini bu dünya tam senlik, Cehennem değil yakan, asıl dünya yakar.

R İ A

İREM TURGUT

D Işınsu ARSLAN

A

şkın tanımı nedir? Aşkın tanımı yapılabilir mi? İnsan gerçekten aşkın büyüsüne kapılmışsa, herhangi bir zaman diliminde, kalbinin sesine şahit olabilir mi? İnsan gerçek aşkı bulduktan sonra mı ilahi aşkı ulaşır? Yoksa gerçek aşk, insanın içinde var Aşk bir sarmaşıktır olan ama anlayamadığı, ilahi aşk mıdır? Aşk ve en iyi bir tanımı benzerliklerde mi saklıdır? Yoksa farklı iki dünya aşk mıdır? da budur. Aşk keliDünyada kimsenin tanımlayamadığı salgın bir mesinin kökeni de hastalıktır, aşk. Kişiden kişiye değişse de yansıttığı duygu, herkeste bu yüzden aynıdır. Sevenler önce birbirlerinin kalplerini oradan gelir. Sarfethederler, sonra da mantıklarını. Tehlikelidir. Kurtuluşu olmayan bir maşık bir ağacı dışlabirenttir aşk. Ne yaşadığını bilerek yol almak, ne de yaşadığını bilmeden ölmektir aşk. tan sarar, yemyeşil Aşk, koca bir denizde, tek başına yüzmeyi bilmeden kıyıya ulaşma gösterir ama içten çabasıdır. Yanmayı bekleyen kuru bir odun parçasıdır. Ve kibriti çakmamızı bekler. Doğu ile batı kadar birbirine uzak, iki ayrı kıtada, iki ayrı insandır aşk ve içe kurutur. Nice çıuzaklıklar engel değildir aşka. Farklılıklar da engel değildir aşka. O iki insan yan narlar, nice selvi yana yanan iki kibrit misali yandıkça birbirlerine daha da yaklaşırlar. Ve yandıkça birbirlerinde bulurlar kendilerini. Masumca sessizce, gizlice, sevilene sunulan en güzel boylular aşkın sarhediyedir, aşk. Bir gün bir anda hiç beklemedikleri bir anda yok olacaklarını bile bile yanar masıyla içten sararaşık ve maşuk. Başlangıçta yan yana duran o iki insan iki kibritin yandıkça birbirinden ayrılması gibi, hayatın bir hamlesiyle birbirinden ayrılırlar. Ve aşk, iki ayrı dünyada mış kurumuştur, dışı anlamsızlaşan kelimelerde bulmak olur kendimizi. Bu azapla birbirine yaklaşıp yaklaşıp yeşil görünür hâlâ. yandıkça daha da alevlenirler. Ve yanan o iki kibritin sonu gibi, iki aşığın kaderi de birbirine yaklaşa yaklaşa beraber sönmektir. Tıpkı başta olduğu gibi, beraber sönmek. Kül olmaktır, aşk. Aşk, şu anımdır. Yazdığım yazımdır, aşk. Bu yazıyı yazarken atan kalbimdir, aşk. Üç harfin bir araya getirdiği, on iki harfi yürekten söyleyişimdir, aşk. Bizi uzaklara götüren ne büyük güçtür, aşk. İlahi aşka gelince, İçimdeki ilahi aşk, beşeri aşkımın yansıyan kademeleridir. Ve her kademe beni Allaha biraz daha yaklaştıracaktır. Hepimiz, aşkla küllenip yandığımız kadar, Allah'a yaklaşacağız. NKL 129


S

INAV ÜRECİNDE ailenin

yeri

Mo vasyonun sağlanmasında ailenin olumlu rol oynayabilmesinin ilk şar , genci anlamak r.

M

otivasyon, insanın istek ve ihtiyaç-

çocuğuna böylesine önemli bir dönemde olumlu

hem dershaneyi birlikte götürmenin zor ve yorucu

larının farkına varması ve bunları

destek olmak, motivasyonunun artmasına yardım

olduğunu biliyorum ve bu zor dönemde senin

gerçekleştirmek için harekete geç-

etmek ister. Kısaca her anne baba çocuğunun

yanındayım, benden istediğin desteği vermeye

mesidir. Motivasyonu olumlu ya da olumsuz

başarının artmasında kendi payına düşeni en iyi

hazırım." şeklinde bir ifade gencin aileye olan

etkileyen bazı faktörler vardır. Bunlardan biri

şekilde yerine getirmek ister. Motivasyonun

güvenini daha da pekiştirecektir. Anlaşıldığının

ailedir. Aile, farkında olarak yada olmayarak,

sağlanmasında ailenin olumlu rol oynayabil-

farkına varan genç yaşadığı zorlukları rahatça

gencin motivasyon düzeyini etkiler. Bu etkileme

mesinin ilk şartı, genci anlamaktır. Ne denli zor bir

ailesiyle paylaşacak, sorumluluklarına da daha

olumlu yönde olabildiği gibi zaman zaman da

dönem yaşadığının farkında olmak ve bunu da

sıkı sarılacaktır. Sorumluluktan bahsetmişken

olumsuz yönde olabilir. Tabii ki hiçbir anne baba,

gence yansıtmak gerekmektedir. Bunun olabilme-

hemen belirtmeliyiz ki, üniversite sınavına

bu kadar önemli bir dönemde çocuğunun

sinin yolu da aile içinde "Olumlu bir iletişim ortamı"

hazırlanmak sadece ve sadece gencin sorumlulu-

motivasyonunu olumsuz etkilemek istemez.

kurulmasıyla olur. Olumlu bir iletişim ortamının

ğudur. Bu sorumluluk ne ailenin ne de öğretmenin-

Ancak gencin iyiliği adına yapılan bazı davranışlar

olduğu ailelerde, aile üyeleri birbirini tanır(zayıf ve

dir. Bu gencin, sorumluluğudur. Aile bu sorumlulu-

ya da söylenen bazı sözler onu olumsuz

güçlü yönleriyle), olduğu gibi kabul eder, hiçbir

ğu gencin yerine üstlenmemelidir. Gencin eksik

etkileyebilir; motivasyonunu düşürüp, kaygı

koşula bağlı olmaksızın sever ve birbirine güvenir.

olduğu konuları, kapatması gereken açıkları,

düzeyini yükseltebilir. Bu da gencin kaygılı,

Böyle bir ortamda yetişen genç, sevildiğini,

çalışmadığı dersleri saptamak hangi derse ne

mutsuz ve verimsiz bir hazırlık süreci geçirmesine

kendisine güven duyulduğunu, anlaşıldığını bilir

kadar çalışacağını belirlemek ve takibini yapmak

neden olur. Eminiz ki hiçbir anne baba çocuğuna

bu da ona güç verir. Aile gencin zorluklarını

ailenin değil gencin sorumluluğudur. Aile, bu

böyle bir zarar vermek istemez. Tam tersine

anlamalı ve bunu ona aktarmalıdır. "Hem okulu

sorumlulukları gencin yerine üstlendiğinde gencin

130 NKL


motivasyonu da doğal olarak düşecektir. O nedenle aile, bu sorumlulukların gence ait olduğunu bilmelidir. Aileye düşen, sorumluluklarını üstlenen ve yerine getiren gence, istediği desteği sağlamaktır. (Uygun bir çalışma ortamı temin etmek, yaşadığı zorlukları aktardığında birlikte çözüm üretmeye çalışmak... gibi)

"Sen hele bir kazanama, o zaman görüşürüz" ya da "Kazanamazsan arkadaşlarının yüzüne nasıl bakarsın, aile dostlarımızın hepsine rezil oluruz" gibi ifadeler gencin mo vasyonunu değil kaygısını ar rır.

çocuğunun motivasyonunu arttırmak isteyen aileler, çocuğun yapamadıklarının değil yapabildiklerinin üzerinde durmalıdır ki takdir edildiğini, desteklendiğini gören çocuk o davranışı daha sık göstersin. Örneğin hafta içinde bir kez oturup ders çalışan çocuğa, "Oturup ders bile çalışamıyorsun, ne zaman otursan bir bahaneyle kalkıyorsun, bakalım sınavda ne yapacaksın" gibi bir ifade kullanmak yerine geçen gün kendi başına oturup ders çalışabilmen çok hoşuma gitti, seninle gurur duydum. Belki ilk başta biraz zorlanırsın ama hiç moralini bozma, bunun da üstesinden gelebilirsin"

bir soruyu kaybedilmiş bir savaş olarak yorumlayacaktır. Bu da umutsuzluk duygusunu

şeklinde bir ifade kullanmak gencin motivas-

ortaya çıkaracaktır. "Bir soruyu bile çözemiyorum,

yonunu arttıracak derslere daha sıkı sarılmasının

koskoca bir sınavı nasıl kazanırım" diye

sağlayacaktır. Anne babalar genci her zaman

umutsuzluğa düşecek belki de çalışmayı

tehdit etmeyebilir, bazen de genci olumlu etkile-

bırakacaktır. Oysa sınav gencin gözünde kriz

mek düşüncesiyle "ben sana güveniyorum sen en

değil, "fırsata" dönüştürülebilmelidir. Üniversite

iyi bölümlere layıksın, senin kazanamaman gibi

şeklinde bir ifade kullanmak, gencin kendi başına

bir ihtimali düşünemiyorum bile" gibi ifade-ler

çalışma davranışını sıklaştıracaktır. Sınavla ilgili

kullanırlar, bu da gence taşıyabileceğinden fazla

olarak, gencin değerini sınavdaki başarısıyla eş

yük yükler. Kendisinden ne kadar büyük beklen-

tutmak, sonuçlarla ilgili olarak korkutmak, tehdit

tiler olduğunu gören genç gerçekçi olmayan he-

etmek, "Sen hele bir kazanama, o zaman

defler belirler ve bu hedefe ulaşmak için tüm

görüşürüz" ya da "Kazanamazsan

gücüyle çabalar. Ancak bir süre sonra, taşı yama

arkadaşlarının yüzüne nasıl bakarsın, aile

ya cağı kadar ağır olan bu yükün altında ezilmeye

dostlarımızın hepsine rezil oluruz" gibi ifadeler

başlar. Yükün ağırlığını hissettikçe öğrenmesi ve

gencin motivasyonunu değil kaygısını arttırır.

öğrendiklerini kullanması zorlaşır, çok çalışma-

Genç ailesinin ve başkalarının gözünde kendisi-

sına rağmen beklediği karşılığı alamaz. Gencin

nin değil, sınavdaki başarı-sının önemli olduğunu düşünür ve sınava gerçek dışı bir anlam yükler. Bu da kaygısını arttırır. Kaygı, öğrenmenin ve öğrendiğini kullanmanın önündeki en önemli engeldir. Kaygısı artan, sınava olduğundan farklı anlamlar veren öğrenciler için her sınav bir krizdir. Kendisini ispatlaması gereken, değerli olduğunu herkesin görmesi gereken ve mutlaka kazanılması gereken bir savaş. Bu duygu-larla sınava hazırlanan genç her bir sınavı, hatta her bir çalışma testini, kazanılması gereken bir savaş olarak görecek, yapamadığı her

sınavda ki açıklarını kapatmaya başlamışsın"

sınavının "amaç" değil, amaçlara ulaşılmasını kolaylaştıracak bir "araç" olduğu unutulmamalıdır. Gence, sınavın, ;amaçlarına ulaşabilmesi için bildiklerini, öğrendiklerini kullanabileceği amaçlarına ulaşmasını kolaylaştıracak bir "fırsat" olduğu söylenmelidir. Gence düşen de bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmektir. Örneğin;

deneme

sınavlarına "Eksiklerin görülüp giderilmesi için fırsat sağladığı" biçiminde bir anlam yüklenmesi, krizi fırsata dönüştürebilecektir. Deneme sınavla-rının sonuçlarını yorumlarken de "bak kaç tane yanlışın var, bu yanlışlarla sınavı nasıl kazanacağını merak ediyorum" veya "bak yine yanlış yapmışsın, nasıl kapanacak bu açıklar" demek yerine "doğru cevapların geçen sınava göre artmış, demek ki bir önceki

bunları yaşamaması için, aile gençten, verebileceğinden fazlasını beklememelidir. Hiç kuşkusuz, gençlerin yaşamlarının bu önemli dönemlerinde onlara en iyi şekilde destek olmak her anne babanın isteğidir. Ancak önemli olan, gence "doğru ve onun başarısını arttırabilecek şekilde" destek vermektir. Bunun için de, sınavın asla bir dönüm noktası olmadığını ama yaşamdaki amaçlara ulaşmayı kolaylaştıracak bir fırsat olduğunu vurgulamalı ve onlara, sınavdan alacakları sonuca değil kendilerine değer verdiğimiz mesajını iletebilmeliyiz. Onlara içtenlikle "sen benim için her şeyden önemli ve değerlisin. Hayatındaki bu önemli dönemde, sana istediğin desteği vermeye hazırım. Senin kendi üzerine düşenleri en iyi şekilde yapacağını biliyorum, ben de üzerime düşenleri yapmaya hazırım" diyebilmeliyiz. Çocuklarınıza, bu önemli dönemde, ne olursa olsun yanlarında olduğunuzu göstermenizi ve onları yüreklendirmenizi içtenlikle dileriz...

NKL 131


Ahmet ŞERİ Coğrafya Öğretmen

Teknoloji Diyarının "Babayiğidi", insanlık aleminin bal peteği misali oluşturduğu, günümüze ulaştırdığı ortak miras google. nsanoğlu tarih sahnesine çıktığından bu yana yaşadığı alanları değerli kılmış ve kültürünü gelecek nesillere taşıyacak şaheserler bırakmıştır. Bu miras ürünler bizlere geçmişin ne denli büyük bir hazine kaynağı olduğunun yanında geleceğimize dahil planlar yaparken onu yanımızdan ayrılmaz kılıyor. Geçmişten

GOOGLE EKİBİ

İ

geleceğe insanlığa köprü olan ortak miras ürünlerimiz olmasaydı acaba insan bugünkü gelişmişlik seviyesini yakalayabilir miydi? Tabi ki bu mümkün olmazdı. Milyonlarca yıl ötesinden günümüze ulaşan maddi manevi değerler yumağı olan bu değerler zinciri, artık günümüzde, teknoloji denen hızlı ve anlık değişim aracıyla internette insanların bir

132 NKL

tıklamasıyla gözlerinin önüne serilebiliyor. Bugün insanın sorularına cevap aradığı, ulaşmak istediği hayallerinin, gerçeğe dönüştüğü, aradığı herhangi bir şeyi kolaylıkla bulabildiği tek yer var: GOOGLE. Hayata dair ne aranırsa bir parmak "tıkıyla" önümüzde. Milyarlarca, adına ister bilgi, ses, görsel, video, doküman ne derseniz deyin, farklı sayıda bize yararlı veya yaramaz her şeyi önümüze getirebiliyor. Aradığımız bir bilgiyle ilgili milyon tane sonuç bulundu ifadesini Google karşımıza getiriveriyor. Bu ne muazzam bir gelişme! Peki bu Google bu kadar bilgiyi ne kadarlık bir sürede ulaştı veya karşımıza getirdi? Birkaç saniye içinde. Oysaki ortak mirasın tarih sahnesine çıktığı tarihler, ilk insanlardan itibaren diye ifade edilirken, Google'ın ortaya çıkışı 15 Eylül 1998'e denk geliyor. Bu kadar kısa bir süredeki gelişim insanın başını döndürüp insanı büyük bir şaşkınlığa uğratıyor. Google dediğimiz bu teknoloji aleminin yani internet dünyasının fenomen tarayıcısı insanlık aleminin kayıtlı kayıtsız tüm geçmişini bir anda karşımıza getiriyor. Burada şunu da özellikle belirtmemiz ve hakkını da vermemiz gerekir ki Google'ı ortaya çıkaran süreç de insanlığın günümüze


GOOGLE BİNASI

ortaya çıkaran süreç de insanlığın günümüze kadar getirdiği birikim, yani ortak miras değerleri. Bu birikim olmasaydı Google zor çıkardı Teknoloji diyarına, Google öyle elini kolunu sallayarak günümüze ulaşmadı. Ortak miras olmasaydı Google olamazdı. Yiğiti döverken hakkını da teslim edelim, ortak miras çok önemli ama onu görmemizi anlamamızı ve değerlendirmemizi sağlayan yani reklamı yapan da Google. Bu nedenle Google değerlendirirken onun hakkını da vermemiz gerekiyor.Bugünkü yaşam seviyemize ulaşmamızı sağlayan her türlü maddi ve manevi birikimler bütünü olan ortak miras ürünleri yaşamımızı kolaylaştıran geliştiren en önemli ürünler iken artık Google' da ortak mirasa eşdeğer özellikte insan yaşamını kolaylaştırmakta insan hayatına yön vermektedir. Bugün insanoğlunun her aradığı bilgiye veya görsel unsurlara ulaşabilmesi ve bununla birlikte yaşam kalitesini iyileştirmesi teknolojinin bir nimeti diyebileceğimiz Google sayesinde olmaktadır. Burada şu soruyu sormamız gerekiyor. Google olmasaydı bugünkü yaşam kalitemize ne zaman ulaşırdık? Google'ın faydalarını saymakla bitiremezken

verdiği zararları da göz ardı edemeyiz. Tabii ki her faydalı gelişimin bazı negatif yanları da oluyor. Fakat uyanık ve aklıselim insanlar fayda ve zararını ölçüp bu teknolojik harikanın, yani Google'ın olumlu yönlerini almaya devam etmelidirler ki insanlık Google la beraber kazanmaya devam etsin . Yaşamımızı kolaylaştıran Google'lı günler dileğiyle…

NKL 133


Mehmet KARYAĞDI

B

134 NKL

arcelona dey nce aklımıza neler gelmez k sevg l gençler? Futbolun en üst lezzet , hem ofans hem defans olarak maks mum güven; hatırlayın rak p takım 3 yada 4 k ş le bastığında Valdez kalec prof l nden çıkıp topu ayağıyla oynayab l yor hem de en r skl bölgelere(18' n dışı) serv s yapab l yor. Bu oyuncuların kalec ye verd ğ güven sayes nded r. Bu şek lde Valdez pek çok gol y e m ş t r, a m a h ç k m s e o n a d e s t e ğ n es rgemem şt r. Hatırlayın, "Kopa Del Rey" de y ne b r El Class co'da De Mar a'ya çalım atmaya kalkmış Barça'yı kupadan etm şt , ama hafta sonu La L ga'da y ne en r skl şek l de pas vermeye devam etm şt . Bu yüzden dünyanın ayakla oynayan en y kalec s d r. Sevg l gençler, s z n de anladığınız g b buradan çıkacak mesaj:Mükemmele g den yol ya da b r konuda çok y olmanın yolu hatalardan geçer." Hatırlayın b z m de ders m z n en öneml felsefes şöyleyd : 'Make m stakes not to make m stakes'.


Barcelona dey nce aklımıza, müth ş b r yardımlaşma ve boks tab r yle "akt f savunma" gel r. Ne dem şt 'Sarı Fare' Top b zdeyken rak p gol atamaz. D kkat edersen z dünyada hang takım olursa olsun Barcelona topa yüzde 70 ve üzer sah p oluyor. Öyle maçlar oluyor k La L ga'da oyun rak p takımın 18' n n ç nde geç yor, bırakın orta sahayı kend ceza sahalarının ç nden çıkamıyorlar. Çıksalar b le Barcelona ortalama 6 san ye çers nde tekrar topu alab l yor. Y ne öyle maçlar oldu k (Barça 8: Osasuna 0) kalec Valdez maçı tr bünden zlese Barcelona gol yemezd , y ne aynı şek lde Tekn k D rektör maçı telev zyondan zleyeb l r esp r ler b le yapılıyor. Malum T to V lonova şu anda New York da kemoterap görüyor yardımcı antrenör Jord Rouro takımın başında; ama başarı rüzgarı aynı şek lde esmeye devam ed yor. Yardımlaşma dey nce b r dünya starı olan Leo Mess 'ye de b r parantez açmamak olmaz. NKL NKL 135

129


M

alum Tito Vilonova şu anda New York da kemoterapi görüyor yardımcı antrenör Jordi Rouro takımın başında; ama başarı rüzgarı aynı şekilde esmeye devam ediyor. Yardımlaşma deyince bir dünya starı olan Leo Messi'ye de bir parantez açmamak olmaz. Eşyanın tabiatına aykırı olan, hız arttıkça kontrolü bozulmayan, bu kadar bireysel beceriye rağmen yüzde 80 takım oyunu oynayan, bu kadar başarıya rağmen mütevazı olan ve anlatmakla bitmeyen bir futbol dahisidir.

136 NKL

Barcelona gibi oynayabilmek için öncelikle aynı felsefeye sahip olmak, La Masia kültürü almak, o malum pas trafiğini sürdürebilmek için en üst fizik kaliteye, tekniğe sahip olmak ve birlikte yıllarca oynayıp total futbola inanmak gerekir. Hatırlayın ne demişti futbolun filozofu, 'Sarı Fare' lakaplı J.Cruyff : 'Futbol basit bir oyun, zor olan futbolu basit oynamak tır'. Şöyle düşünelim dünyada her insan tek bir varlık, aynısı yok, bu kadar farklı insanı bir araya getirip makine düzeninde top oynatmak ütopik bir başarı gibi geliyor ama

gerçek. Burada şunlardan da bahsetmeden geçemeyeceğim; dünyadaki büyük kulüpler düşünüldüğünde, bu futbolcular sıradan değil, milyon dolarlara sahip insanlar, mesala, Jose Morinho C.Ronaldo'yu diğer futbolcuların önünde eleştirince karşılığında sert bir tepki aldı, yani idare edilmesi kolay insanlar değil ama La Masia kültürü sayesinde Barcelona'da bu da aşılmış durumda. Hepsi işini en iyi şekilde yapmaya çalışan kendilerini üstün görmeyen tam bir ekip ruhuna sahip takım. Barcelona benim için tam bir eğlence türü diyebilirim, La ligada 38 haftayı, şampiyonlar ligi ve diğer kupa maçları dahil Barça'nın tüm maçlarını önemli bir aksilik olmadığı sürece izlemeye çalışırım. Barcelona maçları 90 dk.nın 5 dk. gibi geldiği bana müthiş keyif veren bir spor ziyafetidir.Sevgili gençler, dersler bir antrenman, sınavlar resmi maç, 2. dönem sonu, sezon sonu yani sınıfta en iyiyi, lig şampiyonunu belirleyen, üniversite sınavı da şampiyonlar ligi finali olması dileğiyle hepinize saygı ve sevgilerimi gönderiyorum.


Türk Futbol Tarihinde İlkler ve Enler

TUFAN BALABAN-FURKAN ÖZBEK MUSTAFA FURKAN NUR

Türkiye Birinci Futbol Liginde İlkler ve Enler : Türkiye’nin en çok gol atan takımı , Türkiye’de bir sezonda en çok gol atan futbolcu kimdir , Türkiye’de en çok gol atan takım vs.. NKL 137


1· Türkiye 1. ligindeki ilk gol 21 Şubat 1959 tarihinde İzmirsporlu Özcan Altuğ tarafından atıldı. (İzmirspor: 2 Beykoz:1) 2· En gollü beraberlikler 4 - 4 lük sonuçlarla 1967/68 de Beşiktaş G a l a t a s a r a y, 1 9 8 2 / 8 3 d e Fenerbahçe - Galatasaray 1995/96 da Samsunspor - İstanbulspor maçları oldu. 3· Üç puanlı sisteme geçilen 1997/98 sezonuna kadar 8 kez, ikinci ya da üçüncüler şampiyondan daha fazla kazanan taraf olmuşlar. 4· (Galibiyet %100, beraberlik %50 başarı kabul edilerek.) Lig tarihinin en iyi performansı %88,9 ile 1988/89 sezonunda Fenerbahçeye, en kötüsü ise 1996/97 sezonunda %13,2 ile Zeytinburnuspora ait.

5· Bir sezonda en az kazanan, en çok yenilen, en çok gol yiyen takım ve en kötü averaja sahip takım; 1996/97 sezonunda 34 maçta 2 galibiyet, 27 yenilgi alıp, 86 gol yiyen ve -60 averajlı Zeytinburnuspor. 6· Lig tarihinin en dengeli sonucunu alan takım 1969/70 sezonundaki 30 maçta,10 galibiyet, 10 beraberlik, 10 yenilgi alıp, attığı 26 gole karşılık kalesinde de 26 gol gören Beşiktaş. 7· 1969/70 sezonunda 30 maçta kalesinde sadece 6 gol gören Fenerbahçe, bir sezonda en az gol yiyen takım. 8· 1992/93de Konyasporu 8-0 yenerek sezonun en farklı skorunu yakalayan Ankaragücünün son hafta Galatasaray karşısında aynı hezimete uğramış. 9· Dört büyükler arasında ligi eksi averajla bitiren tek takım 1975/76 sezonunu -7 (2532) averajla kapatan Beşiktaş. 10· 1988/89 sezonunda Fenerbahçe 93 puanla şampiyon olarak bir rekor daha kırarken, 1979/80 ve 1980/81 sezonlarında Trabzonsporun 39;ar puanla en kısır şampiyonlukları elde etti.. 11· 1979/80 sezonunda yalnızca 25 gol atarak mutlu sona ulaşan Trabzonspor, en az gol atan şampiyon ünvanını da sahip. 12· Trabzonspor 1980/81 7 yenilgi ile en çok kaybeden şampiyon oldu. 13· Galatasaray 1987/88de 35 golle en çok gol yiyen şampiyon oldu. 14· 1979/80 de Trabzonspor sadece 12 galibiyet

138 NKL

alarak şampiyon olurken 1989/90 da Malatyaspor aynı sayıda galibiyet alarak küme düştü. 15· Malatyaspor 1. ligde oynadığı 6 sezon içinde 10 galibiyetin altına hiç düşmezken, dört büyükler dışında bir sezonda 20 galibiyet sınırına ulaşan tek takım ise 1988/89 sezonunda 21 galibiyet alan Sarıyer. 16· Rakiplerine en büyük puan farkını, 1987/88 sezonunda Beşiktaş’ın 12 puan önünde şampiyon olan Galatasaray yaparken, 1984/85'te Fenerbahçe Beşiktaş’tan, 1985/86da Beşiktaş Galatasaraydan, 1992/93te de Galatasaray Beşiktaş’tan şampiyonluğu averaj ile koparabildi. 17· 42 sezonun sadece 8'inde küme düşen takım averajla belirlenirken, 1980/81 sezonunda 29 puanlı Fenerbahçe, Altay, Adanademirspor ve Boluspor averajla kümede kalıp, aynı puanla Rizespor 2. Lige düşen takım oldu.. 18· 1980/81 sezonunda lig ikincisi Adanaspor 34 puan toplarken, küme düşen Rizespor ligi 29

puanla tamamladı.. 19· Fenerbahçe 26, Beşiktaş 22, Galatasaray 21, Trabzonspor da 11 kez ilk ikiye girmişler. Dört büyükler dışında bu başarıyı yakalayan diğer iki takım ise, 3 kez Eskişehirspor, bir kez de Adanaspor. 20· İlk üçte dört büyükler 109 kez yer alırlarken bu dereceye sadece 17 kez girebilen diğerleri ise şöyle; Eskişehirspor 5, Samsunspor ve Altay 2,

Adanaspor, Vefa, Gençlerbirlği, Göztepe, Boluspor, Zonguldakspor, Malatyaspor ve Gaziantepspor da birer kez. 21· 1987/88 sezonundan bu yana dört büyükler dışında ilk üçe giren tek takım; 1999/2000 sezonunda Gaziantepspor. 22.Dünya futbol tarihindeki en yükses ses rekoru 132 db ile Beşiktaş taraftar grubu Çarşıya aittir. 23· Altay üçüncü kez küme düşmesine karşın 40 sezon, Ankaragücü 37, Gençlerbirliği ise 28 sezon ile 1. Ligde en fazla yer alan takımlar. 24· 16 sezon 1. Ligde oynayan Karşıyaka, 6 kez ile en çok küme düşen takım. 25· Dört büyüklerden, şampiyonluk özlemini 16 sezon ile Trabzonspor yaşarken, Beşiktaş 14, Galatasaray 13, Fenerbahçe ise 6 sezon bu özlemi yaşamış. 26· Galatasaray 4, Beşiktaş ve Trabzonspor ise üç sezon üst üste şampiyon olurken, Fenerbahçe en fazla iki sezon üst üste şampiyon olabilmiş. 27· 1975/76 ve 1983/84 yılları arasında 6 şampiyonluk 3 ikincilik yaşayan Trabzonsporun bu 9 sezonda gösterdiği performansa kimse ulaşamamış. 28· 1977/78 sezonunda Trabzonspor, Fenerbahçenin bir puan gerisinde kalarak şampiyonluğu kaçırmasa, 6 sezon üst üste şampiyon olarak erişilmesi çok güç bir rekor kıracaktı. 29· 1968/69 ve 1974/75 sezonları arasında şampiyonluğa oldukça yaklaşan Eskişehirspor bu 7 sezonda üç kez 2., iki kez 3., iki kez de 4. olmasıyla 4 büyüklere en fazla kafa tutan takım olma özelliğini taşıyor. 30· 1980/81 sezonunda Beşiktaş karşısında sahadan çekilince hükmen yenik sayılıp ayrıca iki puanı da silinen Mersin İdman Yurdu, lig tarihinde puanı


silinen tek takım oldu. 31· Liglerin seyirci rekonunun kırıldığı maç 66200 biletli seyircinin izlediği 30 Ocak 1989 tarihinde İzmir Atatürk stadında oynanan Altay Fenerbahçe (0-3) maçı oldu. 32· 1967/68 sezonunda Fenerbahçe, 1976/77de Trabzonspor, 1992/93te de Galatasaray üç büyük kupayı birden (Lig, Federasyon, Cumhurbaşkanlığı) kazanan takımlar. 33· 1. Ligde sadece bir kez yer alan takımlar Balıkesirspor, K a h r a m a n m a r a ş s p o r, Kırıkkalespor ve Petrolofisi. 34· Beş kez yer aldığı 1. Ligde en iyi dere cesi 10.luk olan Zeytinburnuspor, 9 kez yer alıp en iyi derecesi 11.lik olan Kayserispor ve 6 kez katılıp bir kez 17, bir kez 14. , diğerlerinde ise 15. olabilen Şekerspor ise ligin en etkisiz takımları. 35· Fenerbahçe 1.Ligdeki ilk yenilgisini Galatasaraydan, Galatasaray Ankara Demirspordan, Beşiktaş, Beykozdan, Trabzonspor ise Fenerbahçeden almış. 36· İlk yabancı Gol Kralı 1983-84 sezonunda Galatasarayda oynayan Yugoslav Tarık Hociç (16 Gol)

37· Beşiktaşın, kazandığı 9 şampiyonluktan 6 sında turu deplasmanda atmak zorunda kalmış. 38· Bir sezonda en fazla gol atan futbolcu 198788 sezonunda 39 gol atan GalatasaraylıTanju Çolak oldu. 39· En az golle gol kralı olan futbolcu 1959 sezonunda 11 golle Galatasaraylı Metin Oktay oldu. 40· Bir sezonda en fazla gol atan yabancı futbolcu 1995-96 sezonunda 25 gol atan Şota Arvaledze oldu. 41· Bir maçta en fazla gol atan futbolcu, 1992993 sezonunda Fenerbahçe;nin Kaşıyakayı 7-1 yendiği maçta 6 gol atan Tanju Çolak oldu. 42· Bir maçta en fazla penaltı atan takım 198687 sezonunda Eskişehirspor 4 penaltı atan Fenerbahçe oldu. 43· Bir maçta en fazla penaltı atan futbolcu 4 atışıda gole çeviren Fenerbahçeli Zafer Tüzün oldu. 44· Bir maçta en fazla gol atan yabancı oyuncu, 2000-01 sezonunda Erzurumspora 5 gol atan Galatasaraylı Jardel oldu. 45· En gollü maç 1991-92 sezonunda 8-4 sona eren Fenerbahçe-Gaziantepspor maçı oldu. 46· Lig tarihinin en farklı galibiyetini 1989-90 sezonunda Adnademirsporu 10-0 mağlup eden Beşiktaş elde etti. 47· En farklı skorlu deplasman galibiyetleri 1959-60 Hacettepe-Beşiktaş (1-9), 1992-93 AnkaragücüGalatasaray (0-8) maçları oldu. 48· En uzun süre yenilmeyen takım, 48 maç boyunca yenilmeden ilerleyen Beşiktaş oldu. 49· En çok Gol Kralı çıkaran takımlar 12 şer kez ile Fenerbahçe ve Galatasaray oldu. 50· En çok Gol Kralı olan futbolcu 6 kez bu ünvanı elde eden Metin Oktay oldu. 51· En uzun süre gol yemeyen kaleci,

1978-79 sezonunda kalesinde 1112 dakika gol görmeyen Trabzonsporlu Şenol Güneş oldu. 52· En uzun sezonu 42 hafta oynanan 1962-63 sezonu oldu. 53· Üst üste en çok kazanan takım, 1959-60 sezonunda 10.-22. haftalar arası 13 maç kazanan Beşiktaş oldu. 54· En uzun süre kazanamayan takım 1996-97 sezonunda 1-17. haftalar arası 18 maç galip gelemeyen Zeytinburnuspor oldu. 55· En uzun süre yenilen takım, 1996-1997 sezonunda 25.hafta-34 hafta arasında 10 maç üst üste kaybeden Zeytinburnu oldu. 56· Deplasmanda en uzun süre yenilmeyen takım:40 maç ile Galatasaray oldu. 57· En çok şampiyonluk gören futbolcu 7 kez bu sevinci tadan Galatasaraylı Bülent Korkmaz oldu. 58· Yenilgisiz şampiyon olan takım, 1991-92 sezonunda namağlup şampiyn olan Beşiktaş . 59· En az gol yiyen şampiyon, 1969-70 sezonunda 6 gol yiyen Fenerbahçe. 60· En iyi averaja sahip takım, 1988-89 sezonunda +76 ile Fenerbahçe oldu. 61· En çok şampiyon olan teknik direktör, Ahmet Suat Özyazıcı (4 kez-Trabzonspor), Fatih Terim (4 kez-Galatasaray) 62· En istikrarlı teknik direktör, 6,5 yıl Beşiktaşta görev yapan Gordon Milne. 63- Ligde kendi sahasında üstüste en fazla maç kazanan takım 24 maçla Fenerbahçe. Sarı lacivertliler 20002001 ve 2001-2002 sezonlarında kendi sahalarında oynadıkları üstüste 24 maçı kazanıp 25. maçta Beşiktaşa 2-1 mağlup oldular.

NKL 139


Renkler Her Dili Konuşur I R A AL

R

O K E D

M Ş I L ÇA

Rölyef Çalışması Atölyemizden görüntüler…. Atölyemizde 10. Sınıf öğrencilerimizin yaptığı rölyef çalışmaları gerçekten keyif verici…

eski izilen ır. ç a r la ışt plaka artılm inyum a ile kab m lü m a Önce ler noktala harf i rin iç harfle erek abaran il r v e le k rs ç ka te ş; böylelik tir. n pla apıla oldurulmu i önlenmiş y a d es rtm Kaba ç tutkalla rın çökm la ağa kısım

e lzem n male yüzeye la ı p a p lgu ymürekke ile do utkal nra siyahmalar t ç a Ağ ktan so karart u kurud

Üç boyutlu çalışmalar konusu kapsamında rölyef çalışması seçilerek, malzeme olarak ta ytong tercih edilmiştir.

zey rla yü aforla liminyum tr s k a a lanar a yapılan emeğine hazır in siyon e kabartm ncilerimiz ik tr s d öğre rine ir kon Dem nmış;üze mıştır.tüm …. la rıl sağlık hazır r yapıştı la plaka

Öğrenciler maske ve eldiven kullanarak açık havada çalışmalarını sürdürmektedir. En başta rölyef çalışması yapmaktan çekinen öğrencilerimiz sonrasında resim dersini iple çeker hale gelmiş bu çalışmadan büyük keyif almışlardır….

140 NKL


Namık Kemal’de Sanatı Duvarlara Kazımak Resimler seçilirken öğrencilerin beğenileri göz önünde bulundurulmuş; Picasso, Escher gibi ünlü ressamların eserleri tercih edilmiştir.

Okul bahçemizde yapılan; ünlü ressamların eserlerinden oluşan duvar resmi çalışmaları…

Çizim aşamasında resim öğretmenlerimiz tebeşirlerle resmi çizerek öğrencilere katkıda bulunmuş boyama ve renklendirme işlemleri öğrencilerle resim dersi saatlerinde gerçekleştirilmiştir.

Böylelikle her öğrencinin duvar boyama etkinliğine katkısı sağlanmıştır. Resim öğretmenlerimiz ve öğrencilerimize okul ve çevresini güzelleştirme etkinliğine katkılarından dolayı teşekkür ederiz…

NKL 141


MÜZİK MÜZİK...

Ey acıların tatlı ve iyileştirici merhemi…(Horace)

Senin yıldızların kelimeler, söyle raksetsinler, alev saçlarıyla sonsuz bahçesinde hayallerinin.

Tarihimiz, mührü sökülmemiş bir hazine.

NKL öğretmen ve öğrencileri-1940

eden i ilgiyle takip Konserlerimiz iz m ri öğrencile öğretmen ve

Müzik

Okulumuzda düzenlenen Türk Sanat Müziği Dinletisi

konser

inden

Kulaklarda hoş bir seda bırakmak

Müzik kulübü öğrencileri konser öncesi

Çarşamba günleri enfes sesleriyle öğrencilerimize müzik ziyafeti çeken genç yeteneklerimiz ve Umut Hocamız.

142 NKL

kulübü

Halk Oyunları Ekibimiz


Halk Oyunları Ekibimizin kız öğrencileri

Yetenekli öğrencilerimiz skeçlerdeki performanslarıyla göz doldurdu

“Sohbet Saati”nde öğrencilerimiz geleneksel yaşam tarzımızı yansıtan yöremize özgü giysileriyle beğeni toplarken damak çatlatan lezzetteki gözlemeleriyle de midemize bayram ettirdiler.

“Güneş ülkeleri aydınlatır, sözler milleti.” Tiyatro yaşamın her anında

Öğrencileremizin güldürü içerikli skeçlerinden bir ke

sit

“Sohbet Saati” gerek öğrencilerimiz gerekse gelen misafirlerimiz için güzelliklerle hatırlanacak hoş bir birliktelikti.

Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen Özel İdaresi Genel Sekreteri Sayın Mustafa YEL ve İl Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Halis İŞLER'in katıldığı Sohbet Saatleri etkinliği

NKL 143


Hayata Sporla Tutunmak

Mazisi olmayanın atisi olmaz

Tribünler her zaman dolu

Zoru başarmak bizim işimiz

Amansız rakipler, unutulmaz dostluklar hatırlandığında tebessüm ettirecek anlar

Başarılarıyla göz dolduran Genç Kızlar basketbol takımımız

Genç Erkekler basketbol takımız mücadele ederken

Yensek de yenilsek de hep birlikte...

Genç Erkekler il ikinci olan masa tenisi takımımız müsabaka öncesi ısınırken

me zun yüz Okulumu i r ğrencile takımı ö

144 NKL

Okulumuzda kızlar arası futbol maçları büyük çekişmelere sahne oluyor

E.Tuğçe ZAYIM ve Öykü E. KANCAN Yüzme Şampiyonası branşlarında 2.ve 3. olarak ikişer madalya kazanmışlardır


Bu Okulda Hayat Var

Sporda köklü bir geçmiş ve başarılarla dolu bir mazi

“Futsal”da teknik kadar taktik de çok önemli

Okul Futsal Takımımız

Hayatın kendisi bir oyunken tadını çıkarmak gerek :)

NKL’de sadece öğrencilerimiz için değil Genç Kızlar voleybol takımımızın Genç Kızlar voleybol takımımız öğretmenlerimiz için de birçok spor etkinliği mevcut galibiyetlerini kutlamaları

Beden eğitimi dersinde, salonumuzda step yapan öğrencilerimiz

Kızlar arası çuval yarışından Beden eğitimi derslerinde neşeye her zaman yer var

Halat çekme yarışından

NKL 145


REKLAM ALANI

146 NKL


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.