Megaron-2008-1

Page 1

YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

KENTLEŞME SÜRECİNDE KONUT OLGUSUNUN GEÇİRDİĞİ DEĞİŞİMLER ÇERÇEVESİNDE YUKARI DEĞİRMENDERE- ÇARŞIİÇİ MAHALLESİ ÖRNEĞİ Didem ERTEN BİLGİÇ Yrd. Doç. Dr. , Kocaeli Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi İç Mimarlık Bölümü, Anıtpark Yerleşkesi İzmit Kocaeli. didemerten@gmail.com

ÖZ Üretime makinelerin girdiği 19. yüzyıl, günlük hayatta devinimi çok yüksek değişimlerin başlamasına neden olmuştur. Yeni üretim alanları, üretilenlerin dağıtımı için yeni yolları, üreticilerin konaklama ve sosyal ihtiyaçları için yeni yerleşim alanlarını oluşturmuştur. Kentleşme sürecinin başladığı bu noktada, üretilen yeni konut mekânlarımızda kurgusal değişimler olmuş ve mevcut konut alanları ve mekânlarında değişimler izlenmiştir. Dış kaynaklı ekonomik yardımların da etkisi ile bu değişimler ülkemizde 1950’li yıllarda görülmeye başlamıştır. Kentleşme sürecinin öncelikli olarak konutlarda etkilerinin görülmesinin iki ana sebebi, çekirdek aileye geçiş ve evlerdeki üretim alanlarının artık işlevini kaybetmiş olmasıdır. Gerek yerleşim planı ölçeğinde sokaklar, gerekse de konut ölçeğinde odalar, üretilen sanayi ürünleri gibi standartlaşmaya başlamıştır. Bu durum, neredeyse tüm yörelerimizi birbirinden ayırt edilemez hale getirmiş, kaybolan mimari kimliğimizin yanında memnuniyetsizlik yaratan kent ve konut alanlarının oluşmasıyla sonuçlanmıştır. Söz konusu çalışma alanı, kentleşme sürecine bölgedeki sanayi yatırımlarının arttığı 1980’li yıllarda dâhil olmuştur. Konut açığının kapatılamaması eski konutların apartmanlaşmasına neden olurken, çekirdek aile düzeni ve işlevini yitiren iş alanları nedeniyle de mevcut konut mekânları anlam değiştirmeye başlamıştır. 1985 yılından günümüze değin aralıklı olarak yörenin yerleşim planındaki ve konutlarındaki değişimlerin sistematik olarak sorgulandığı ve analizlerinin yapıldığı bu çalışma, söz konusu yerleşim alanlarına eşdeğer alanlarda yapılacak yeni tasarımlarda veri teşkil etme açısından da önem taşımaktadır. Anahtar kelimeler: Konut, kentleşme, mekân. THE CHANGES IN THE HOUSE CONCEPT THROUGH URBANISATION MOVEMENT WITH THE REFERENCE YUKARI DEGIRMENDERE-CARSIICI NEIGHBOURHOOD ABSTRACT In 19th century, with the machines getting involved in production, big changes started to take place in daily life. New production industries caused the formation of new transportaion webs to deliver the products and new residential areas to meet the accomodation and social needs of the producers. At this point of beginning of urbanization, designs of the new houses started to differ from the existing ones, existing houses and regions showed up changes. With the effect of foreign economical aids, these changes started in our country in 1950s. Urbanization primarily effected houses for two main reasons. First, transition to the smallest family type and second, the loss of functionality of the production spaces in the houses. Both the streets in city plan scales and rooms in house scales started to standardize. As a result, almost all rural areas became undistinguishable, causing dissatisfaction and loss of architectural identity about urban and rural areas. The examined area, got involved in urbanization movement in 1980s with the increase of industrial investments. Lack of meeting the housing demand caused the old houses turn into apartment blocks. With the change of family structure and loss of the functionality of commercial areas, existing residential began to change meaning. This paper in which changes in city plans and houses that took place in the area since 1985 is questioned and analysed systematically is important to present data for the design process of new residential areas equivalent to the above mentioned. Keywords: House, urbanisation, space.

1


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

Sunulan tüm bu imkânlar sayesinde 21. yüzyıl çoğumuzun kentlerde yaşadığı bir yüzyıl olma özelliğini taşımaktadır. Dolayısıyla 20. yy. kırsal nüfusta ve kırsala dayalı işlerde sürekli bir düşüşün meydana geldiği dönemdir. Bu olay, terk edilen kırsalın mimarisinin ve yaşantısının da iyice yıpranmasına ve buna paralel olarak şehirlerin sayısında ve büyüklüğünde artışa neden olmuştur. (Thorns, 2004)

1. KENTLEŞME SÜRECİNDE KONUT OLGUSU VE KONUT MEKÂNLARININ DEĞİŞİMİ 19.yüzyılda, üretim biçimlerinin değişmesiyle birlikte sanayi yerleşimleri oluşmaya başlamıştır. Yaşam döngüsünün devam edebilmesi için gerekli her objenin oluşturulan üretim bantları ile daha seri ve daha fazla üretilmesi, bu üretimlerin daha geniş coğrafyaya dağıtılabilmesi ile başlayan yerleşim düzeni ve yeri değişiklikleri, yeni yaşam alanları oluşturmuştur. Bu yaşam alanları kimi zaman ulaşımın daha rahat yapıldığı bölgelerde kurulabildiği gibi kimi zaman da yerleşik düzenin içinde ya da yakınında konumlanarak yeni biçimlendirmelere neden olmuştur (Kartal, 1978). Sanayi yerleşiminin yerinin seçiminden doğrudan etkilenen yerleşik düzenler göç alıp kentleşme sürecine dâhil olabildiği gibi, göç verip terk edilerek yok olmaya da mahkûm edilebilmişlerdir.

Gelişmiş olarak nitelendirilen ülkelerde göçün ana kaynağı sanayileşme olmuşken Türkiye gibi ekonomik gelişimini henüz tamamlayamamış ülkelerde daha çok kırsal kesimdeki yetersizlikler ve dış yönlendirmelerle artık toprağın beklentileri karşılamaması temel etkeni oluşturmuştur. Köyün durağan olan zaman dilimlerinde, önceleri başka tarım alanlarına daha sonraları şehirlerdeki fabrikalara göçlerin olması, şehir hayatının köy hayatından farklılıklarını ortaya koymuştur. Her ne kadar ilk zamanlar köy hayatının zorlukları görmezden gelinse de bu durum kırsalda yaşayanlar üzerinde sosyo-psikolojik etkiler bırakmıştır (Ceritli, 1995).

Sunulan rahat yaşam olanakları ile insan gücünün tarımdan fabrikalara sevk edildiği bu süreçte, yeni yerleşim merkezlerine başlayan göçler, yerleşik düzenden verilen göçler ve yerleşik düzenin aldığı göçler olarak çok yönlü bir olaydır. Kentleşme süreci içinde şehirlerin büyümesinde ve değişiminde doğrudan etkisi olan göç, kente getirdiği çeşitli yükler, konut ve benzeri mekân ihtiyaçları yanında kompozisyonu yani göçerlerin sahip oldukları kültür ve göçtükleri yerin değerlerine uyum sağlayabilmeleri, yaşadıkları mekânlara sahip çıkmaları açısından önemli konuları barındırmaktadır (Khondker, 2000). Dolayısıyla göç olgusunun en önemli etkenlerinden biri olan kentleşme faktörü, yerleşimlerin çehresini, ekonomisini ve sosyo-kültürel seviyesini doğrudan etkilemektedir.

İkinci Dünya Savaşı sonrası yıllara denk gelen Truman Doktrini ve ardından gelen Marshall yardımı, tarımın mekanize hale getirilmesi ve karayolları ağının oluşturulması ile kırdan kente göç sürecini desteklemiştir. Bu süreçte kırdan kente en hızlı geçişi sağlayan “büyük dönüşüm” olarak da nitelendirebileceğimiz “kentleşme” olgusu ülkemizde 1950’li yıllarda net olarak izlenmeye başlamıştır. Süreç içinde yedi bölgenin kentleşme yüzdeleri incelendiğinde, tek yönlü hareketlilik gösteren bu göçlerin sonucunda özellikle Türkiye’nin batısında ve başta İstanbul ilinin dikkat çektiği görülmektedir (Keleş, 1993). Araştırmaya konu olan yerleşim alanı da İstanbul’a servis veren sanayi alanı özelliğini de taşımaktadır.

Yeni yerleşimlerdeki sosyal oluşumların çekiciliği, sağlık, eğitim ve kazançlı iş olanakları göçü tetikleyen ana etmenlerdir.

2


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

D. Erten Bilgiç

Tablo 1. Bölgelere göre kentleşme hareketleri

verilen yasal ve yaptırımlı olma yolunda örgütlenmiştir. Yeni yasal koşullar, yeni kurumlaşmalar ve kullanıcımimaryatırımcı arasında yeni ilişki düzenleri içinde, kitlesel ve çoğunlukla anonim sunumlara dönüşmüştür (Gür, 2000). Eski yerleşimlerde de bu sunumlar yerleşim çehresini değiştirerek sürerken ilk önce terk edilip sonra göç alan yerleşimler ise yeni kullanıcıları olan göçerlerin ve yerel yönetimlerin değer yargılarına teslim olmuşlardır.

(%) (Keleş,1993) BÖLGELER MARMARA GÜNEY ANADOLU EGE İÇ ANADOLU GÜNEYDOĞU ANADOLU DOĞU ANADOLU KARADENİZ

1940

1960

1980

1985

1990

35.1

43.3

68.7

74.1

75

20.1

31.6

49.8

52.7

54.3

23.3 14.8 15.8

30.3 24.8 16.1

48.6 47.4 36.5

54.8 53.3 39.9

53 59.5 53.5

9.3

13.4

27.2

31.1

37.5

7.2

11.4

24.0

29.2

33.7

Sonuç olarak; köylerimizdeki hasat sürecinin belli dönemlere ait olması, miras yoluyla paylaşılan toprakların artık aileleri doyuramaması, sanayileşmenin de ilerlemesi sebebi ile köylerdeki iş gücünün kentlere kaymasında etkili olmuştur. Ayrıca, dış kaynaklı ekonomik destek ve yönlendirmelerle tarımın mekanize hale getirilmesi köydeki iş gücünün yeni merkezlere yönelmesinde itici güç olduğu izlenmektedir. Ülkemizde 1950’li yıllarda başlayan kentleşme süreci, 1950-1960 yılları arasında söz konusu dış destekler sebebi ile hız kazanırken, 1970’lerde çiftçilerin ulusal gelir içindeki payı %24 düşmüştür. Ekonomik tarihimize baktığımızda 1970’li yıllar, kent topraklarında arsa sahibi olmaya çalışan bireylerin ortaya çıktığı dönem olarak görülmektedir. Bireysel konut üretimlerinin kaynağı olan bu edinimlerde, kentlerin saçaklanarak büyümesi ile mekân kullanım ve uyum sorunları da başlamıştır. 1980’ler ise, arsa sahibi olma yarışına sanayicilerin de girdiği yıllardır. Konut üretim biçimlerinin çeşitlendiği bu yıllarda konut açığındaki büyümenin artışı, ekonomik krizler, güvenlik ve ekonomik sebepler ile yapılan göçler ve yeni yatırımlar gibi olayların yarattığı sonuçlar araştırma konusu olan yerleşimin de bu sürece dâhil olmasına sebep olmuştur.

Kentleşme sürecinde, yerleşim alanlarının doğal nüfus artışına ek olarak gerçekleşen iç göçlerin etkisi ile özellikle kent merkezlerinde geleneksel mimarinin çoğunlukla ahşap iskelet sistemde gerçekleştirdiği ve büyük bir ailenin yaşamasına olanak verecek şekilde kullanıcıların isteklerine göre biçimlenen konutlarında, “Sanayi Devrimi”ni gerçekleştirmiş Batı Avrupa ülkelerinde yaşanan kentleşme sürecine paralel gelişme ve değişme gösteren geleneksel yaşam ve kültürel yapı etkili olmuştur. Bu aşamada; hızla değişen birey ve aile yapısının, gelir dağılımının ve konutu mülkiyet konusu olarak gören devletin öncelikle ortaya çıkan konut açığını niceliksel olarak kapamaya yönelik konut politikalarının ve imar düzenlemelerinin de etkisi ile konutlar yerini birden çok ailenin bir arada yaşayabileceği kolay gerçekleştirilebilir betonarme iskelet sistemle ve konvansiyonel yöntemlerle yapılan apartmanlara bırakmıştır. Çok kısa bir süre içerisinde, kent içi topraklar bu tür yapılarla hızla dolmuş, geleneksel konut ve konut çevreleri hızla yitirilmiştir. Kent çevreleri ise özellikle göçmen nüfusun barındığı, gecekondu adı verilen yasadışı konutlarla dolarak sağlıksız yaşam alanlarına dönüşmüştür.(Öztekin, 2004) Kentleşme sürecinin sonucu olarak yeni kurulan yerleşimlerdeki konut mimarisi, çok farklı sosyo-ekonomik sınıflara ve çok farklı dünya görüşü ve zevklere sahip insanlara

Söz konusu yerleşimlerdeki konutların iç mekân tasarımları değerlendirildiğinde; sanayileşen ya da sanayinin yakınında

3


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

bulunan yerleşimlerde yapılan konutlarda geleneksel sofaların yerini koridorlar almaya başlamış, odaların işlevleri Batı’nın etkisiyle özelleşmeye başlamış, ıslak hacimler bir araya toplanarak koridor boyunca konumlandırılmışlardır (Bilgin, 2004; Cengizkan, 2004). Geleneksel Türk konutu etkisi ile önceleri iki ya da üç katlı yapılan bu konutlar, zamanla tek kata inerek hacim sayıları azalmış ve mekânlar ufalmıştır. Özellikle 1950’lerden sonra bitişik nizam apartmanların yapılmaya başlaması ile iç mekân kurgusu daha da standartlaşmaya başlamış, geleneksel motiflerin yerini sade düz duvarlar almıştır. Eski konut yerleşimlerindeki konutlarda da, kullanıcılar kentleşmenin sunduğu imkânları ve yeni aile düzenlerini (çekirdek aile) mekânlarına yansıtmak istemişler, bu da geleneksel iç mekân kurgusunda köklü değişikliklere neden olmuştur.

Yerleşim yakınında Gebze, Sakarya ve Arslanbey’de “Sanayi Bölgeleri”, Yalova’da “Tersane Bölgesi”, Bahçecik’te “Serbest Bölge”, Gölcük’te “Askeri Tersane” bulunmaktadır. Değirmendere, karayolu ile “Yalı” (deniz kıyısı) ve “Yukarı Değirmendere” (dağ yamacı) isimleri ile iki ayrı alanda ve ayrı zamanlarda gelişmiştir. Harita 2 Değirmendere’nin biçimlenmesine etki eden karayolunun ve “Yalı” ile “Yukarı Değirmendere” yerleşimlerinin konumu. İZMİT KÖRFEZİ

YALI MAHALLESİ

E-130 KARAYOLU

YUKARI DEĞİRMENDERE

2. ÇALIŞMA ALANI SEÇİMİ Yukarıda anlatılan değişimleri birebir izleyebileceğimiz, henüz yerel özelliklerini tam anlamıyla kaybetmemiş ancak hızlı bir yok oluş sürecine girmiş bir yerleşim olan Yukarı Değirmendere, ülkemizin ikinci büyük sanayi bölgesi alanında, çalışma konusu ile ilgili tüm verilerin somut olarak toplanabildiği bir konumdadır. Değirmendere Türkiye Coğrafi bölgeleri içerisinde Marmara Bölgesinde Kocaeli İli dâhilinde Gölcük İlçesine bağlı bir beldedir.

Yörenin topoğrafik özelliklerinden dolayı dört mahalleden oluştuğu gözlenmektedir. Çarşıiçi mahallesi, Sekialtı mahallesi, Karşı mahalle ve Kuyuönü mahallesi olarak adlandırılmış mahallelerin her biri barındırdığı konutlar ele alındığında nitelik ve nicelik açısından eşdeğer önem taşımasına rağmen; merkezi konumu, cami, çarşı, kahve, çeşme gibi mekânları barındırmasından dolayı çekim alanı özelliğine sahip, hızlı değişim gösteren mahalle olması sebebi ile yerleşim içinde çalışma alanı olarak “Çarşıiçi mahallesi” seçilmiştir.

Harita. 1 Değirmendere yerleşiminin konumu. (http://www.kolayharita.com/harita/?id=2118)

İZMİT KÖRFEZİ

4


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

D. Erten Bilgiç

Harita 3. Yukarı Değirmendere yerleşimindeki Çarşıiçi, Sekialtı, Kuyuönü ve Karşı Mahallenin konumları.

Değirmendere'nin gelişip büyümesinde Gölcük Tersanesi'nin kurulması ve İzmit ile İstanbul arasında seyreden sanayi faaliyetlerinin etkilerini gözlemlenmektedir. Sanayileşmenin sunduğu imkânların çekiciliği ile yöre, yerli halkını kaybederken özellikle Doğu Anadolu ve Karadeniz Bölgelerinden gelen göçerlerin barınmak için seçtikleri yerlerden biri olmuştur(DİE 1980-85-90 yılları verileri). Ayrıca ulaşım kolaylığı ve turizm faaliyetleri de gelişmeyi hızlandıran diğer faktörler olmuştur. Zira şehrin içinden geçen E–130 Devlet Karayolu yoğun trafik akışına sahiptir.

SEKİALTI MH.

KUYUÖNÜ MH..

ÇARŞIİÇİ MH. KARŞI MH.

2.1.2. Tarihi Faktörler 2.1. Çalışma Alanının Şekillenmesinde Rol Alan Faktörler

Bilinen en eski tarihinin M.Ö. 8. yüzyıl ile Nicomedya medeniyetine dayandığı yerleşim, M.Ö. 148’de Roma, M.S. 258 Gotlar, M.S. 284’de İran ordularının istilası ile kültürel zenginlik kazanmış ancak, M.S.4. yüzyıl ortaları ile M.S.5.yüzyıl başlarındaki depremlerle büyük kayıplar yaşamıştır. Yukarı Değirmendere’de bu çalışmaya konu olan konut grupları da 18. ve 19. yy.’a tarihlenmektedirler. 1920’de Yunan İşgali sırasında çıkan yangında kaybedilen konutların çoğunun yapım tarihinin 1747’lere dayandığı bilinmektedir(Öztüre,1981). 1921’de yenilenmeye başlayan yerleşimde onarım işlerinde Yunan ve Ermeni ustaların kayda değer rol aldıkları tespit edilmiştir. İlerleyen tarihlerde Gölcük’e donanmanın yerleşmesi, buraya yatırımların yapılması ile yöre halkı sahil kesimine yerleşmeye başlamıştır. Önceleri sadece yazın kullanılan Değirmendere sahil kesimi giderek daha tercih edilir olmuş ve Yukarı Değirmendere’deki konutlar satılmaya ya da kiraya verilmeye başlanmıştır (Kocaeli İl Yıllığı, 1973).1940’lı yıllara denk gelen bu olay, yörenin mevcut konut mimarisinin sürekliliğine ve kimliğine olumsuz etkide bulunmuştur.

Çalışma alanının şekillenmesinde etken rol oynayan faktörler; mimari oluşuma ve kentleşme sürecine direkt etkileri bakımından coğrafi faktörler, tarihi faktörler, sosyo-ekonomik faktörler olarak belirlenmiştir. 2.1.1. Coğrafi Faktörler Değirmendere kuzeyde İzmit Körfezi ve güneyde Samanlı Dağları'nın uzantısı olan Kuyumcu Dağı arasında genişliği 1,3 km arasında değişen uzunluğu yaklaşık 5 km.yi bulan bir sahada yer alır. Doğusunda Gölcük ilçe merkezi, batısında Halıdere Belediyesi, kuzeyinde İzmit Körfezi ve güneyinde Kuyumcu Dağı'nın etekleri boyunca Örcün Köyü'nün idari sınırları ile çevrilidir. Adını; Değirmendere'yi güneykuzey doğrultusunda ikiye bölerek İzmit Körfezine dökülen, önceleri kenarında çok sayıda un değirmeni bulunan dere dolayısıyla Değirmenderesi olarak almış, zamanla halk arasında Değirmendere olarak benimsenmiştir. Değirmendere'de ilk yerleşilen alan çalışma yeri olarak seçilen Yukarı Değirmendere’dir. Yıldırım Beyazıt zamanında, buraları Türkleştirmek amacıyla, Orta Anadolu'dan özellikle Konya ve Kayseri'den insanlar buraya getirilmiştir.

1970’li yıllarda sahil kesimine yerleşim, ikinci ev- yazlık ev olgusunun ortaya

5


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

kaybeder olmuşlardır. Miras paylaşımları ile giderek küçülen arsa payları yeni konutların yapımına imkân vermediği için kimi konutlarda terk edilme yerine aksine daha çok birey ve aile yaşamaya başlamıştır. Bu da, yeni iç mekân düzenlemeleri ile sonuçlanmıştır. Kullanıcılar değişen yaşam şartlarını konut mekânlarına yeterli düzeyde yansıtamamaktan mutsuz olmalarının yanı sıra, onarım için ciddi ekonomik zorluklar yaşamaktadırlar ve buldukları geçici ya da iptidai çözümler de yapı ömrünü azaltmaya başlamaktadır. Yıpranan yapıların onarımlarını aslına uygun olarak yapabilecek ustaların bulunamaması da bu yok oluş öyküsünün bir başka konusudur. Son darbeyi de 1999 Marmara Depremi ile alan bu konutlar, zaten bakımsız oldukları için ciddi zarar görmüşlerdir. Ancak çoğu konut için 1999 depremi “yıkım mazereti” olarak öne sürülmüştür.

çıkması ile daha da etkinlik kazanmıştır.1970’lerden sonra sahil şeridindeki arsaların değerlenmesi ile küçük müteahhit grupları apartman anlayışındaki konut ve konut gruplarını inşa etmeye başlamışlardır. Coğrafi ve sosyo-ekonomik faktörlerin etkisi ile yemişlik iskeleleri (elde edilen hasatın ticaretinin ve ulaştırmasının yapıldığı iskeleler) olarak kullanılan sahil şeridi kısa zamanda çehresini değiştirdiği gibi, Yukarı Değirmendere yerleşiminden de sahile taşınmalar başlamıştır. “Yokoluş Öyküsü” olarak da ifade edilebilecek bu kayıplar, ilk terk edişler ile başlamıştır. 2.1.3. Sosyo-Ekonomik Faktörler Yerleşim, 1925’lerden sonra tersanenin kurulması ile nüfus kaybına uğramaya başlasa da, 1940-50’li yıllara değin hareketli yaşantısını devam ettirmiştir. Tarım ve balıkçılık ağırlıklı geçimini sağlayan yerleşim zaman içerisinde tersane ve çevresinde kurulan yan sanayilere işgücünü aktarmıştır. E–130 karayolunun yerleşimden geçmesi, komşu il ve ilçelerle olan iletişimi artırmış, sosyal ve ekonomik hayatı canlı tutmuştur. Deniz Kuvvetleri’nin yaptırdığı lojmanlarla yerleşime katılan yeni nüfus, nitelik ve nicelik açısından sosyal ve ekonomik hayatı direkt etkilemiştir.

2.2. Çalışma Yöntemi Ülkemizin yaşadığı kentleşme sürecinde yöreye ait konutların değişim ve yokoluş süreci yukarıda anlatıldığı gibi işlerken 1985 yılından itibaren 2006 yılına kadar aralıklı olarak yapılan tespit çalışmaları ile yörenin genel yerleşimindeki ve incelemeye alınan konutlardaki değişikler gözlenmiştir.

Yukarı Değirmendere’deki konutların sahiplerince terk edilmesi ya da göçle gelenlere satılması yörenin özgün dokusuna vurulan ilk darbelerdir.1950’li yıllarda yerli halktan evlerini satın alarak yöreye yerleşen göçerler çoğunlukla işçi statüsünde olup, satın aldıkları evleri onarıp yerleşmeyi, yeni ev yapmaya tercih etmişlerdir. Yapısal özellikleri gereği bakıma ihtiyacı olan evler tescillenmedikleri için devlet yardımı alamamış, dolayısıyla da sahiplerinin insafına ve bu konudaki yetersiz onarım bilgilerine kalmışlardır. Zaman içerisinde konut içi kullanım alışkanlıklarının değişimi ile iç onarımlar ile mekânsal düzenlemelerde de değişiklikler yapılmış ve konutlar özgün hallerini giderek

1985 yılına ait rölöve çalışmaları M. Çilekar tarafından MSÜ Fen Bilimleri Enstitüsü’ne yüksek lisans tezi olarak hazırlanmıştır. 1994 yılından günümüze kadar yapılan tüm araştırma, tespit ve fotoğraf çalışmaları yazara aittir ve yöredeki değişimler izlenmeye devam etmektedir. Yerleşim düzenindeki değişiklikler 1985, 1991, 2002 yılı hali hazır haritalardan tespit edilmiştir. Araştırmaya başlangıç yılının 1985 olarak tespit edilmesinin sebebi, bu yıla kadar bölgenin yapısal olarak ve yerleşim düzeninde kayda değer bir kayıp verdiğinin tespit edilememiş olmasıdır (Fıratlı, 1959; Öztüre, 1981)

6


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

D. Erten Bilgiç

Vaziyet Planı 1. Çarşıiçi Sokak 1985 yılı yerleşim planı. (Hali hazır haritalardan yapılan kişisel irdelemeler)

Konutların incelenmesi için hazırlanan çizelgeler; genel yerleşimdeki esaslar, yapıların topografyaya uyumu, arazideki konumlanışları sırasında birbirlerinin açık alan, manzara ve güneş alma haklarına saygısı, manzara ve güneşe yönelimle elde edilen mekân konforu, iç mekân organizasyonu- biçimlenişi, yaşam şekilleri göz önüne alınarak iki ana başlık altında hazırlanmıştır. 1. Yerleşim planı analizleri: Komşu yapılarla konumu, sınırlayıcı elemanlar, araziye uyumu 2. Konut plan analizleri: Plan şeması ile yaşam mekânı ilişkisi

Köy meydanına doğru yükselen arazi eğimine göre yerleşen konutlar birbirlerinin manzarasını kapatmamaktadır. 1985 yılı tespitlerinde, yerleşim planında da görüldüğü üzere yedi adet konut, taşıdıkları iç mekân ve cephe özellikleri dolayısıyla incelemeye değer bulunmuştur. Yerleşime giriş olan sokak başından başlayarak konutlar numaralandırılmıştır.

3. ANALİZLER 3.1. Yerleşim Planı Analizleri Yukarı Değirmendere – Çarşıiçi Sokak yerleşimi, 1985–1991 ve 2002 yıllarına ait hali hazır haritalarından elde edilen verilere göre yerleşim planı analizlerinde;

1991 yılı yerleşim planlarına bakıldığında ise, geçen yedi yıllık süreçte ekonomik güçlükler, sahiplerinin konutlarını terk edip sahil kesimine ve sanayi yerleşimine daha yakın bölgelere yerleşmesi sonucu konutların bakımsız kalması ve hiçbir yasal korumada bulunmamaları dolayısıyla yıkılmaları ile incelemeye alınan konutlardan sadece üçü ayakta kalmıştır. Bu arada yerel yönetim de söz konusu yıllarda yeni imar planlarını yapmış ve 1991 yılı yerleşim planında da görüldüğü üzere (7) numaralı evin arsası da kamulaştırılma alanına dâhil edilerek “köy meydanı”, güneydoğuya ötelenmiştir. (3) numaralı evin arsası Değirmenderesi üzerinde bulunan köprüye bağlantı yolu olarak kullanılmıştır. Diğer konutların arsaları da 1991 yılı planlamasına göre boş bekletilmektedir.

o Konutların hâkim oldukları yönler ve arazi üzerine yerleşim biçimleri, o Konutların birbirleri ile yerleşim bazındaki ilişkileri, o Çarşıiçi sokağın yerleşimindeki konumsal değerlendirmeler yapılmıştır. Sokağın güneye bakan cephesine konumlanmış konut dizileri görülmektedir. Birbirleri ile yakın parsellerde konumlanmış olan konutların bazıları yola cepheli bahçeler ile ayrılmışlardır. Mahsulün alındığı mevsimde iş bahçeleri olarak da kullanılan bu mekânlar, aynı zamanda yerleşimdeki yeknesak düzenin de önüne geçmiştir.

7


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

Vaziyet Planı 2. Çarşıiçi Sokak 1991 yılı yerleşim planı. (Hali hazır haritalardan yapılan kişisel irdelemeler)

Vaziyet Planı 3. Çarşıiçi Sokak 2002 yılı yerleşim planı. (Hali hazır haritalardan yapılan kişisel irdelemeler)

Dere kenarındaki arsalar park alanı olarak ilan edilmiştir. Mevcut durumda olan ama incelemeye değer bulunamayan konut yerleşimlerinin zemin katları yerleşimin alışveriş ihtiyaçları için ufak dükkânlar olarak kullanılmaya devam etmiştir. (6) numaralı konutun da giriş katı bu dönemde tadilata alınarak ekmek fırını olarak çalıştırılmıştır.

Kentleşmenin etkisi ile konut açığının giderilmesi için yeni imar izinlerinin verilmesi ile betonarme konutların sayısının hızla arttığı izlenmektedir. Betonarme konutların sayıları artarken, kat sayılarının da arttığı izlenmektedir. İmar izni verilen parsellerdeki betonarme konutlar zemin+iki normal kat+çatı katı olarak inşa edilmektedirler.

2002 yılı yerleşim planları üzerinde sokak incelendiğinde (1), (2), ve (3) numaralı evlerin mevcut olduğu görülmektedir. Çalışma kapsamına alınan diğer konutların arsaları boş bekletilmektedir. 1991 yılında olduğu gibi yerleşim düzeninde radikal değişiklikler yapılmasa da, değişen imar düzeni ile yeni yapılan konutlara ulaşabilmek ve tali yollar ile sahil ve diğer yerleşimlere ulaşım için köy meydanında ulaşım arterleri için yeni düzenlemelerin yapıldığı tespit edilmiştir. Kamulaştırma sırasında yol genişlikleri de değişmiş ve “Çarşıiçi Sokak” “Yukarı Değirmendere Caddesi” olarak yeniden düzenlenmiştir. Yol genişliğinin büyümesi ile konutların bahçe sınırları değiştirilmiştir.

Resim 1. Yeni imar düzeni ile yapılan çok katlı betonarme konutların yerleşim görünümüne etkileri. (Didem ERTEN BİLGİÇ fotoğraf arşivi)

Bu yeni yapılaşma şekli, yerleşimin genel karakterini direkt etkilemektedir. Gerek yapı teknolojisi gerekse de mimarisi dolayısıyla yerleşim, eski kimliğini kaybetmektedir.

8


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

D. Erten Bilgiç

cepheleri günümüzde sıvı üzeri cephe boyası ile giydirilmiştir.

3.2. Konut Analizleri Sokağın köy meydanına açılması, cami, çeşme, alış-veriş gibi çekim alanlarını bulundurması daha çabuk yıpranmasına ve değişim sürecine katılmasına sebep olmuştur. Yukarı Değirmendere yerleşkesinin girişinde bulunan sokak olması da bu sürece katkıda bulunmuştur. Sokaktaki konutlar yerleşim planında görüldüğü gibi numaralandırılmıştır ve bu numaralarla anılarak 1985–2006 yılları arasında geçirdikleri değişimler izlenerek aşağıda analizleri yapılmıştır.

Resim 3. 1 ve 2 numaralı konutların 2006 yılındaki durumları. (Didem ERTEN BİLGİÇ fotoğraf arşivi)

1999 yılında yaşanan Marmara depremi sonucu hasar görmesinden dolayı alt kottaki konutun bir katı yıkılarak tadilatı yapılmıştır. Yerel yönetimin her asfalt dökme hizmetinde biraz daha zemin kotu, toprak kotunun altına düşen konutlar günümüzde halen ayaktadır.

3.2.1. 1ve 2 Numaralı Konut Sokak girişinin başında yer alan iki konut günümüze değin gerek cephede gerekse de iç mekânında onarım amaçlı bir takım değişiklikler geçirse de ayakta kalmayı başarmışlardır. Günün geçeri yapı malzemeleri ile yapılan bilinçsiz onarımlar yapıların karakterini etkilemiştir. Genel yerleşim itibariyle güneye, giriş cepheleri verilmiştir.

3.2.2. 3 Numaralı Konut Yukarı Değirmendere yerleşimi girişinde bulunan sokağın, sağ başında yer alan 3 numaralı konut, 1920 yangınından kurtulan evlerdendir.

Resim 2. 1 ve 2 numaralı konutların 1989 yılındaki durumları. (Didem ERTEN BİLGİÇ fotoğraf arşivi)

Genel yerleşimi; ayrık düzen olarak yapılmış konutun, duvar ile sınırlanmış bahçesi, yapının sol yanında yer almaktaydı. Plan şeması itibariyle, dış sofalı olarak sınıflandırılabilecek olan yapıda, “damaltı” olarak isimlendirilen giriş katından ara kata, ara kattan da üst kata çıkılmaktaydı. Plan itibari ile iç sofalı olduğu cephe etkilerinden anlaşılan konuta girilemediği için etkin bir röleve çalışması yapılamamıştır. Cephe etkileri olarak ½ oranındaki pencere düzenleri görülse de üst katta cumba yapılmamıştır. Ahşap karkas arası hımış dolgu, üzeri kerpiç sıvama ve kireç badana ile kaplanmış konutların

9


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

Röleve 1. 1 numaralı konutun plan şemaları ve cepheleri. (Rölövenin alındığı yıl: 1985, Çilekar, M. )

Konutun ahşap karkas arası hımış dolgu, üzeri kerpiç sıvama ve kireç badana ile kaplanmış bir yapım sistemi vardır. 1988 yılına kadar ayakta kalmış yapıda orijinal haline bir eklenti yapılmamakla birlikte bakım ve onarım yapılmadığı için 1989’da yıkılmıştır. Gerek dış görünümü, gerekse de iç mekân düzeni açısından karakteristik “Türk Evi” özelliklere sahip olan konutun arsası halen boş olmakla birlikte, kamulaştırma ile arsanın bir bölümü yola dâhil edilmiştir. 3.2.3. 4 Numaralı Konut 1985 yılı tespitlerinde komşusu 3 numaralı evden daha bakımlı olan konutun giriş kapısı, sokak cephesindedir ve yön olarak da güneye bakmaktadır. Plan şeması itibariyle dış sofalı olan konutun üst katında cephedeki etkisini güçlendiren bir cumbası bulunmaktadır.

10


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

D. Erten Bilgiç

Röleve 2. 4 numaralı konutun plan şemaları ve cepheleri. (Rölövenin alındığı yıl: 1985, Çilekar, M.)

Konutun ahşap karkas arası hımış dolgu, üzeri kerpiç sıvama kaplanmış bir yapım sistemi vardır. 3 numaralı konut ile aynı yılda aynı sonu paylaşan konutun arsasının bir kısmı kamulaştırma çalışmaları sırasında yola ayrılmıştır. Arsanın kalan bölümü boş bekletilmektedir. 3.2.4. 5 Numaralı Konut 1985 yılı yerleşim planlarına göre Çarşıiçi Sokağın Çarşıiçi Meydanına açıldığı noktada yolun sonunda bulunan konut dış cephe karakterleri ile tipik “Türk Evi” özelliklerini taşımaktadır. İki katlı yapı 1920 yangınından sonra yapılmıştır. Ancak yaşamın gereklilikleri doğrultusunda gerek dışardan eklenen yeni mekânlar ve gerekse de iç mekân değişiklikleri ile özgünlüğünü elli sene içinde yitirmiştir. Bu değişiklikler arasında merdivenler, briketten örülen mutfak, pencereler ve iç mekan bölüntüleri sayılabilir.1999 depreminde ağır hasar gördüğü belirlenen yapı bugün ayakta değildir ve arsası boş durumdadır. Mimari örüntüsü, kullanılan malzeme ve yapı elemanları ile diğer evlerle eşdeğer durumdadır. Röleve 3. 4 numaralı konutun plan şemaları ve cepheleri. (Rölövenin alındığı yıl: 1985, Çilekar, M.)

11


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

3.2.5. 6 Numaralı Konut Çarşıiçi Sokağın meydana doğru genişlemeye başladığı yerde konumlanan evdir. Yangından sonra yapılan konut çağın gerektirdiği iç mekân değişikliklerinden ve cephe düzenlemelerinden etkilenmiştir. Alt katı yapılırken ekmek fırını olarak düşünülmüştür. Ancak şu anda boş tutulmaktadır. Eğimli bir arazi üzerinde ve köşe parsel üzerinde konumlanmış olan yapı, araziye uyumlu planlaması ve diğer yöre evlerinde pek kullanılmayan ahşap karkas arası tuğla dolgu örme tekniği ile yapılmış olmasından dolayı incelemeye alınmıştır. Üst kata zemine oturan arka cepheden giriş verilmiş ve ufak çıkmalarla mekân daha fonksiyonel hale getirilmiştir. Yapı, dış cephe itibariyle korunmuştur ama 1990’dan sonra cephe sıvanarak etkisi değiştirilmiştir. Pencere doğramaları da onarımlar sırasında orijinalliğini kaybetmiştir. İç mekân kurgusu da çağın ihtiyaçlarına göre bugünkü sakinleri tarafından değiştirilmiştir. Röleve 4. 6 numaralı konutun plan şemaları ve cepheleri. (Rölövenin alındığı yıl: 1985, Çilekar, M. )

Resim 4. 5 numaralı konutun 1991 yılına ait fotoğrafı (Didem ERTEN BİLGİÇ fotoğraf arşivi)

12


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

D. Erten Bilgiç

Resim 6. 6 numaralı konutun 2006 yılına ait fotoğrafı. (Didem ERTEN BİLGİÇ fotoğraf arşivi)

3.2.6. 7 Numaralı Konut Çarşı içinde meydanda caminin karşısında bulunan konut, 1920 yılı yangınından kurtulan evlerdendir. Dış sofalı planı ve dış kütle hareketleri ile Yukarı Değirmendere yerleşiminin özgün konutlarından biridir. Hımış tekniği ile kerpiç sıvama olarak üretilmiştir. Cephesine bir takım eklentiler kullanım süreci içinde yapılsa da plan şeması değişmemiştir. Röleve 5. 7 numaralı konutun plan şemaları ve cepheleri. (Rölövenin alındığı yıl: 1985, Çilekar, M. )

Resim 5. 6 numaralı konutun 1994 yılına ait fotoğrafı. (Didem ERTEN BİLGİÇ fotoğraf arşivi)

13


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

4. SONUÇ Gelişmekte olan her toplumun karşı karşıya kaldığı kentleşme olgusu, farklı ivmelerle o toplumda yaşayan bireyleri etkilemekte ve yaşam biçimlerini belirleyerek yön vermektedir. Göç ve şehirleşme hızına bağlı olarak ortaya çıkan çarpık şehirleşmenin en büyük göstergesi olan konut sorunu ve bu sorunun nicelik boyutu hem yasal hem de mimari açıdan yerleşim alanlarında yeni yönelimlere sevk yapmaktadır. Bu yönelimler sırasında konut mekânının geçirdiği “niteliksel değişimler” mimari kimlik kaybına da neden olmaktadır. Üretimde makineleşme ile ortaya çıkan standartlaşma süreç içerisinde mekânların birbirleri ile ilişkilerinin oluşumuna etki etmektedir. Bu durum, ıslak hacimlerin bir araya toplanması, mekânların koridorlara dizilmesi şeklinde sonuçlanmaktadır. İç mekân tasarımlarında da benzer standartlaşmalar izlenmekle beraber kullanıcısına hizmet edemeyen sonuçlara rastlanmaktadır.

sol yan cephe

Sonuç olarak; ülkemizin önemli sanayi alanlarına yakınlığı ile dikkat çeken bu yöre, sahip olduğu 18.yy. kökenli konutlarını ve bu konutların oluşturduğu insana, doğaya saygılı konut dokusunu çalışmada anlatılmış sebeplerden dolayı kaybetme sürecine girmiştir. Yukarı Değirmendere Yerleşimi’nin sanayi yerleşimleri ile olan yakın konumuna rağmen kentleşme sürecindeki bu yok oluşa, yeni milenyumun başına değin inatla dayanabilmesi konunun bir başka ilginç yönüdür.

sağ yan cephe

Mimari kimliğimizi gerek yerleşim düzeninde gerekse de bireysel anlamda artık yansıtamayan yerleşim kentleşme sürecine 1980’li yıllarda yöredeki kentleşme hızının artması ile dâhil olmuştur. Son olarak da 1999 yılındaki “Marmara Depremi” sonrası büyük yıkım yaşamıştır.

giriş cephesi

14


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

D. Erten Bilgiç

Bugün yeni imar düzenlemeleri ile eski yerleşim planının izlerini gözlemleyemediğimiz yerleşimde, artık hemen her ilimizde benzerlerini gördüğümüz standart apartman dokusu yörenin genel görünümüne hâkim olmuştur. Geleneksel yerleşim planında konutlarda izlediğimiz;

KAYNAKLAR 1. Bilgin, İ., TMMOB seminerleri, 13 Nisan 2004. 2. Cengizkan, A. (ODTÜ), TMMOB seminerleri, 13 Nisan 2004. 3. Ceritli, İ., (1995), Şehirleşmeye Bağlı Çevre Sorunlarını Oluşturan Temel Kavramlar, Ekoloji dergisi, sayı 17, s15-21.

o Topografyaya uyum, o Arazideki konumlanışları sırasında birbirlerine gösterdikleri açık alan, manzara ve güneş alma haklarına saygı, o Manzara ve güneşe yönelimle elde edilen iç ve dış mekân konforu, o Yaşam şekillerine uygun tasarlanmış özellikli iç mekân organizasyonu biçimlenişi

4. Çilekar, M., (1985), Değirmendere Yerleşmesi Üzerine Teklifler, Geleneksel- Yöresel Mimarinin Korunması, MSÜ, Fen Bil. Ens. Yük. Lis. Tezi 5. Devlet İstatistik Enstitüsü(DİE), 1980-1985-1990 yılları yerleşim alanı göç alma verileri. 6. Erten Bilgiç, D., (2003-2006) Yukarı Değirmendere Yerleşimi için yapılan fotoğraf, tespit ve rölöve çalışmaları 7. Fıratlı, N., (1959), İzmit Tarihi ve Eski Eserler Rehberi, TTOK, İstanbul.

olarak çalışmada vurgulanan değerlerin hiçbiri yeni yerleşim düzeni hazırlanırken göz önüne alınmamıştır.

8. Gür Öymen, Ş., Doğu Karadeniz Örneğinde Konut Kültürü, YEM Yayıncılık, 2000. 9. Kartal, S. K., (1978), Kentleşme ve İnsan, Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü Yay., Yayın no:175.

Çalışma alanında kalan son birkaç konut da sahipleri tarafından ayakta tutulmaya çalışılmaktadır.

10.Keleş, R., (1993), Kentleşme Politikası, İmgi Kitabevi, 2. baskı, Ankara.

Türkiye’de kentleşme sürecinde kırsal ve kentsel yerleşmelere ilişkin değerlendirmeleri, bu değerlendirmeler içinde konut olgusunun durumunu ve bu sırada farklı etmenlerle oluşan sosyoekonomik değişimleri yansıtacak veriler, bazı monografik ve genel araştırmalar dışında yeterli düzeyde değildir. Bu nedenle çalışma, yöresel taban ölçeğine kadar inerek konu hakkında detaylı sentezlerin yapıldığı bir çalışma olarak hazırlanmıştır. Böylece, çalışmada kentleşme sürecine girmiş yöredeki konutların gerek yerleşim düzeni gerekse de planlamada geçirdiği değişimleri yansıtması açısından amacına uygun bir yaklaşım sergilenmiştir.

11. Khondker, H.H.,( 2000) Globalization: Against Reductionizm and Linearity, Devolopment and Society, Londra. 12. Kocaeli İl Yıllığı, 1973. 13. Öztekin, K., (2004), “Tünel Kalıpla Üretilen Toplu Konutlarda Kullanıcıların Konut ve Üretim teknolojisine İlişkin Eğilimleri”, 16. İnşaat Mühendisliği Teknik Kongre ve Sergisi, Basılmış bildiri. 14. Öztüre, A., (1981) Nicomedia Yöresindeki Yeni Bulgularla İzmit Tarihi, Celtüt Matbaası, İstanbul. 15.Thorns, c. David, (2004), Kentlerin Dönüşümü, Kent Teorisi ve Kentsel Yaşam, CSA Global Yayın Ajansı. 16.http://www.kolayharita.com/harita/?id=2118 17.Hava fotoğrafları Değirmendere Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü’nden temin edilmiştir.

15


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

PLANLAMADA BELİRSİZLİK SORUNU: ULAŞIM PLANLAMASINDA YOLCULUK TALEBİ* Fikret ZORLU Yrd. Doç. Dr., Mersin Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü fikretzorlu@yahoo.com ÖZ Mekansal planlama kararları, kentlerde yaşanan sorunların aşılmasına yönelik politikalar yanında uzun erimli kestirim, beklenti ve kurgulara dayanılarak yapılan çalışmalara dayanmaktadır. Bu süreçte kentlerde yaşayan nüfusun çalışma, eğitim, barınma ve dinlence gereksinimlerine yönelik mekansal tercihlerinin, dolayısıyla uzun erimde beklenen ulaşım talebinin kestiriminde belirsizlik sorunu ile karşılaşılmaktadır. Yolculuk talep tahmin veya kestirimlerine dayanılarak yapılan ve kamuya yüksek maliyetlere neden olan ulaşım yatırımlarının amacına ulaşması için belirsizlik sorununun giderilmesi gerekmektedir. Planlama yazınında yakın dönemde belirsizlik sorunu sıkça dile getirilmektedir. Bu sorun kentlerin demografik, sosyal ve ekonomik yapısına ilişkin kestirim veya tahmin hataları olarak yansımaktadır. Yapılan saha çalışmasından da yararlanılarak belirsizliğin kaynakları araştırılmakta ve bu sorunun giderilmesine yönelik yöntemler tartışılmaktadır. Araştırma sonuçları hem dışsal hem de içsel belirsizliklerin plan hedeflerinin gerçekleşme düzeyini önemli derecede etkilediklerini göstermektedir. Ulaşım planlama yazınında belirsizlik sorununa karşı kısa erimli, devingen ve esnek planlama yaklaşımları ve modelleri geliştirilmektedir. Bu yaklaşım ve yönteler çoğunlukla kentsel gelişmenin göreli olarak daha durağan olduğu kentlerde uygulanmaktadır. Ancak gelişmekte olan olan kentlerde uzun erimli ulaşım planlama çalışmaları ile yüksek maliyeti olan uzun erimli yatırımların planlanmasında belirsizlik sorununa karşı daha yapısal önlemler alınması gerekmektedir. Araştırma sonucunda planlama aşamasında yararlanılan kestirim modellerinde karşılaşılan belirsizliklerin karar verme sürecinde uygulanacak farklı yöntemlerle azaltılabileceği savunulmaktadır. Anahtar Sözcükler: Belirsizlik, yolculuk talebi, tahmin, ulaşım planlaması PROBLEM OF UNCERTAINITY IN PLANNING: TRAVEL DEMAND IN TRANSPORTATION PLANNING ABSTRACT Spatial planning decisions are necessarily dependent to policies aiming at problem solving, long termed projections, expectations or scenarios. This study investigates the role of uncertainty in travel demand simulation and its implications on transportation planning process. Individuals’ travel behaviors are influenced by their economic status and location preferences. Hence uncertainty problem reflects to estimation errors in predicting long term travel demand. Uncertainty should be reduced in order to achieve specified planning goals and optimize investment costs of transportation projects that necessitate large capital investment. In the last years, researchers have dealt with this problem and investigate proper solutions to reduce its influence on estimation errors. This study investigates travel demand variations and discuses possible strategies to respond dynamic and uncertain properties of individuals’ travel behavior. Research outcomes showed that both external and internal uncertainties have significant influences on reliability of both prediction methods and planning decisions. Researchers have developed dynamic, short termed and flexible planning methods in order to cope with uncertainty. Such models are commonly applied on physically stationary cities. However, structural measures are necessary in order to reduce uncertainty through large capital investments in the rapidly transforming cities. This study argues that at decision making stage, various strategies and methods may be employed to reduce uncertainties emerging in prediction models.

Keywords: Uncertainty, travel demand, prediction, transportation planning

*

Bu makale Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nde Prof. Dr. Ali Türel danışmanlığında tamamlanan “Gelişmekte Olan Kentlerde Dinamik Ulaşım Ağı Atama ve Tasarımı: Ankara Kent İçi Yol Sistemi Performansını Araştırma Projesi” adlı Bilimsel Araştırma Projesi ile ODTÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nde Prof. Dr. Ali Türel danışmanlığında Fikret Zorlu tarafından tamamlanan “Network Assignment In Transforming Networks, Case Study: Ankara” adlı doktora tez çalışmasından yararlanılarak hazırlanmıştır.

16


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

F. Zorlu

geliştirilmesinde değil aynı zamanda planlama yönteminde ve yaklaşımda aranmaktadır. Ankara kenti örneğinde 19852004 dönemini içeren ulaşım planlama çalışmaları ve yapılan kestirimler var olan durum ile karşılaştırılarak ortaya çıkan sapmalar, bu sapmaların nedenleri ve ilişkili olduğu belirsizlikler irdelenmektedir.

1.GİRİŞ Planlama yazınında kentlerdeki gelişmelerin, ilişkilerin ve mekanların tahmin edildiği veya kurguladığı gibi gerçekleşmediği görüşü sıkça dile getirilmekte planlama kuramında bu sorunun aşılmasına yönelik politika, yöntem ve stratjiler tartışılmaktadır (Jornsten and Bjorndal, 1994; Snyder, 2006). Kentlerin uzun erimli tasarlanamayacağı düşüncesine dayanarak üç ayrı tutumu tartışmaktadır. Bunlar, sürecin kendi haline bırakılarak düzenlemeci bir planlama yaklaşımı geliştirmek, devingen koşullara karşı esnek stratejiler geliştirmek ya da katı bir planlama anlayışını savunmak olarak sıralanmaktadır. Bu seçenekler arasında tercih edilen yaklaşım planlamada uygulanacak yöntemi de belirlemektedir. Bu nedenle belirsizlik sorununun algılanışı, tarifi, çözümlenmesi ve bu soruna karşı alınan tutum kritik rol oynamaktadır.

Belirsizlik konusunda yapılan çalışmalar çoğunlukla bir veya birden fazla kaynak üzerinde yoğunlaşmakta, çözüm önerileri ve yöntemler de buna paralel olarak sınırlı kalmaktadır. Ulaşım planlamasında belirsizlik sorununa yönelik araştırmalar çoğunlukla planlamaya girdi olarak kullanılan kaynaklar üzerinde yoğunlaşmakta, karar verme sürecindeki belirsizliklere yönelik öneriler ise genel kapsamda ele sunulmaktadır. Bu çalışmada ise farklı disiplinlerde yapılan araştırmalar birarada ele alınarak ulaşım planlaması alanına uygulanmaktadır. Öngörülen çözüm önerileri ise tespit edilen sorun kaynaklarına göre çeşitlenmektedir. Bu konuda çalışan araştırmacıların büyük bölümü sorunun çözümünü kullanılan teknik ve modelleri geliştirmekte aramaktadır. Ancak geleceğe ilişkin bir yargıya varmak veya geleceğe ilişkin karar alma sürecinde salt teknik yöntemlere dayanmak yeterli olmayıp bunun ötesinde stratejik önlemler ve politikalar daha etkili olabilmektedir. “Ulaşım planlamasında belirsizlik” sorunu üzerinde çalışan araştırmacıların büyük bölümü ulaşım talep kestirim modelleri üzerinde yoğunlaşmakta, dolayısyla sorunun çözümünü esnek ve devingen modeller geliştirmekte aramaktadır. Bir kısım araştırmacı ise kentsel planlamada ve ulaşım planlamasında esnek planlama yaklaşım ve yöntemlerini önermektedir. Bu çalışmada ise belirsizlik kaynakları araştırma-kestirim-politika-karar verme ve uygulama aşamalarında kademeli bir sistem içerisinde araştırılmakta, bu sorunun giderilmesine yönelik önlem ve yöntemler ise yine bu sistem içerisinde aşamalı bir bütünlük içerisinde sunulmaktadır.

Bu çalışmada, kentsel planlamada uzun erimli kestirimlerin yapılması aşamalarında karşılaşılan belirsizlik sorunu ve bu sorunun kaynakları irdelenmektedir. Çalışma, ulaşım planlamasında yolculuk talep kestiriminde kullanılan yöntemlerin sorunları üzerinde yoğunlaşmaktadır. Yolculuk talebine yönelik tahminlerde ortaya çıkan sapmalar nedeniyle bir yandan planların ve modellerin güvenilirlikleri azalmakta diğer yandan büyük ölçekli kamu yatırımlarının beklentileri karşılamasında sorunlar ortaya çıkmaktadır. Kestirim hataları modellerin içsel yapıları yanında ulaşım talep kestirim çalışmalarına girdi oluşturan verilere (sosyal, ekonomik ve teknolojik) ilişkin değişkenliğinden kaynaklanmaktadır. Gündelik yaşamda bireylerin mekansal tercihleri ve davranışlarındaki değişkenlik önemli bir etken olmaktadır. Kestirim hataları, planlarda öngörülen altyapının gerçek hayatta kapasite altında çalışması (atıl kalması) veya kapasite üstü taleple karşılaşması (yetersiz kalması) gibi sorunlara neden olmaktadır. Bu sorunun çözümü sadece ulaşım modellerinin içsel yapısının

17


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

yatırımların gerçekleşmesine neden olan altı temel belirsizlik kaynağını tarif etmektedirler. Bunlar:

2. BELİRSİZLİĞİN TANIMI Van Greenhuizen ve Nijkamp (2003) belirsizlik sorununu aşmanın “karar verme sürecinin en hayati etkeni” olduğunu belirtmektedirler. Bu sorunsal genel olarak kent planlamasında, özelde ise ulaşım planlamasında irdelendiğinde; uzun erimli altyapı projelerine yönelik olarak yapılan ve talep-fayda hesabında kullanılan kestirimlerde ortaya çıkan “sapma” sorununa karşılık gelmektedir.

1-insan davranışlarındaki değişkenlik, 2-dış dünyanın kavramsallaştırılması veya genelleştirilmesi nedeniyle gözardı edilen özel koşullar, 3-teknolojideki ilerlemeler, 4-var olan bilgi üzerinden geleceğin tahmin edilmesi, 5-araştırma yönteminden kaynaklanan içsel belirsizlikler, 6-araştırmacıların muhakeme farklılıkları olarak sıralanmaktadır.

Van Asselt (1999) belirsizlik kavramının kapsamlı bir araştırmasını yapmış ve “bilgi, kesinlik ve doğrulukla eşdeğer değildir, ancak belirsizlik her zaman bilgi eksikliğinden kaynaklanmaz” yorumuyla bu sorunun kaynağını sistemlerin değişkenliği ve eksik bilgi olmak üzere iki temel kaynakta aramaktadır. Van Asselt, belirsizlik türleri ve kaynaklarının sınıflandırmasını yapmış ve çeşitli türler tanımlamıştır. Bu türlerin çözümlenmesi bu soruna karşı tutum ve stratejiler için önem taşımaktadır. Bu bölümde farklı alanlarda çalışan araştırmacıların yaptığı tanımlar irdelenmektedir.

Funtowitz ve Ravetz (1990) üç ayrı belirsizlik türüne (teknik, metodolojik ve epistemolojik) vurgu yapmış, van Asselt ise bu türleri derinlemesine irdelemiş ve belirsizlik kaynaklarını temelde iki kategoride ele almıştır: “değişkenlik” ve “yetersiz bilgi”. Van Asselt’e göre “teknik belirsizlik” araştırmada elde edilen verinin güvenilirliğine dair sorunlardan kaynaklanmaktadır. Bu belirsizlik türü Zhao ve Kockelman tarafından “girdi belirsizliği” olarak tanımlanmaktadırlar. Analiz ve kestirim aşamalarında kullanılan modellere ilişkin belirsizlik (yöntemsel belirsizlik veya içsel belirsizlik) ise dış dünyayı kavramsallaştırma düzeyi, araştırmanın detayı, elde edilen veriyi yorumlama yöntemi veya kullanılan denklemlerin yetersiz sayıda parametreden oluşmasından kaynaklanmaktadır.

Morgan ve Henrion (1990) risk yönetimi ve politika geliştirmede belirsizliğin rolünü araştırmış ve bu konuda önemli açılımlar sunmuştur. Van Greenhuizen ve Nijkamp (2003) ulaşım teknolojisine uyum ve buna yönelik politika geliştirme konusunda, Zhao ve Kockelman (2001) ise ulaşım planlamasında kullanılan modelleme sürecinde eksik bilgiden kaynaklı belirsizliğin rolünü araştırmışlardır. Zhao ve Kockelman ulaşım talep kestirim modellerinde “girdi belirsizliği”, “içsel belirsizlik” ve “birikmiş belirsizlik” olmak üzere üç temel belirsizlik türü tanımlamaktadır. Van Asselt (1999), “irdelenen sorunun ölçeği”, “teknolojik gelişmeler” ve “süreçteki ivmelenme” olmak üzere üç temel belirsizlik kaynağı tarif etmektedir. Bu konuda çalışma yapan araştırmacılar planlamada öngörülenden farklı taleplerin ortaya çıkması ve

“Epistemolojik belirsizlik” ise dış dünyaya ait yeterli bilgiye sahip olamamama, sınırlı bilgi, sorununu ifade etmektedir. Bu nedenle kavramsallaştırılan bilgi nesnesi gerçeği yeterince açıklamayabilir. Değişkenlik, inceleme alanının, birey davranışlarının ve dış dünyanın neden olduğu bir belirsizlik kategorisi iken bilgi temelli belirsizlik, araştırmacının kavramsallaştırma biçimi, dış dünyayı algılama ve oradan hareketle kestirim

18


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

F. Zorlu

yapma yönteminden kaynaklanan bir belirsizlik kategorisi olarak özetlenebilir. Aşağıdaki tabloda literatürdeki çalışmalardan yola çıkılarak belirsizlik kaynakları ve türlerine göre sınıflandırmalar yapılmıştır.

Ulaşım planlamasında 1970 li yılların sonunda geliştirilmeye bağlanan esnek yöntemler, büyük maliyeti olan kamu ulaşım yatırımlarının talepteki ciddi değişimlere karşı hazırlıklı olmasını amaçlamaktadır. Araştırmacılar, belirsizlik kategorileri içerisinde sosyo-ekonomik girdiler, arazi kullanımı ve arzdaki belirsizlikler üzerinde durmaktadır. Yazarlar, petrol krizi sonrasındaki bu dönemde, aynı zamanda ulaşım talep tahmin yöntemlerinin sorgulandığını, esnek kestirim modellerinin araştırıldığını belirtmişlerdir. Yazarlar 1970 li yıllarda etkisini hissettirmeye başlayan bu sorunsala ilişkin kapsamlı bir değerlendirme yaparak ulaşım planlamasının uzun erimli güvenilirliğini arttırmaya yönelik yeni açılımların gerekliliğine işaret etmişlerdir

Tablo 1: Belirsizliğin kaynakları ve biçimleri

Belirsizlik Kategorileri

Belirsizliğin Epistemolojik Tanımı Belirsizliğin İrdeleme Konusuna Göre Tanımı Belirsizliğin Önceliği Belirsizliğin Biçimi Belirsizlik Türü Belirsizliğin Konumu Belirsizliğin Kaynağı

Değişkenlik Kaynaklı

Yetersiz/ Eksik Bilgi Kaynaklı

Nesnel

Öznel

Stokastik

Kavramsal

Birincil RastgeleTesadüfi Geçici Dışsal Veri

İkincil Bilgi Temelli Kalıcı İçsel Yöntem

Ulaşım planlamasında benzetim (simülasyon) modellerinin geliştirilmesi aşamasında seçilen parametreler ve tanımlanan denklemler belirli bir kavramsallaştırmanın sonucu olduklarından bu modellerde insan davranışları sınırlı düzeyde temsil edilmektedir. Ulaşım planlamasında geleceğe dair kestirimler söz konusu olduğunda başvurulan modelleme alanında ele alınması gereken önemli bir belirsizlik türlerinden biri “stokastik belirsizlik”tir (van Greenhuizen and Nijkamp, 2003). Bu tür belirsizlikler dış dünyanın analizi ve kavramsallaştırma yöntemine göre farklı düzeyde ortaya çıkmaktadır.

İçsel belirsizlikler olarak adlandırılan ve kestirim hataları olarak yansıyan sorunlar ise araştırma yönteminden veya yetersiz bilgiye dayanan kestirimlerden kaynaklanmaktadır. Bu tür araştırma ve model geliştirme çalışmaları ulaşım planlamasının temel bileşenlerinden olup zaman içinde kestirim hataları nedeniyle modelleme ve kestirim yöntemlerinin sorgulandığı dönemler aynı zamanda ulaşım planlama kuramında ortaya çıkan kırılma noktalarına denk gelmektedir.

Modellerde kullanılan parametrelerin veya denklemler içerisindeki “sabitlerin” zaman içerisindeki değişimi de “parametrik belirsizlik” olarak tanımlanmaktadır. Greenhuizen ve Nijkamp’ın “epistemik belirsizlik” olarak tanımladığı sorun ise dış dünyaya ait temel varsayımların değişmesinden kaynaklanmaktadır. Bu sorun modelin geliştirilmesi, parametrelerin yeniden tanımlanması ve araştırmanın derinliği ile kısmen giderilebilmektedir. Bu yönleriyle “giderilebilir veya azaltılabilir belirsizlikler” kategorisinde yer almaktadır.

Ulaşım planlama kuramında II. Dünya savaşı sonrasında geliştirilen yaklaşımların izleyen dönemlerde eleştirilmesinin ve yeni yöntemlere başvurulmasının gerisinde “insan davranışlarının kestirilebilir olup olmadığı”, dolayısıyla “belirsizlik” sorunu yatmaktadır (Meyer ve Miller, 1984). Meyer ve Miller özellikle 1974 petrol krizini örnek göstererek geleceğe dair belirsizlik sorununun ulaşım planlamasında başta esnek yöntemler olmak üzere yeni politika ve yöntemlerin geliştirilmesinde en önemli etken olduğunu belirtmektedir. 19


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

tanımları bu konuda çalışan araştırmacıların bulgularından yola çıkılarak sunulmaktadır.

Araştırmacılar, bireylerin her zaman en düşük maliyetle en fazla fayda sağlamak amaçlı rasyonel karar vericiler olamayacağı, bazen tarif edilmesi güç rastlantısal veya başka etkenlerin rol oynayabileceği sonucuna varmışlardır. Yazar girdi belirsizliğine işaret etmekte, bu soruna karşı “indirgemeci” modeller yerine olasılığa dayalı “probabilistik” modelleri işaret etmektedirler.

Tablo 2: Araştırma Yöntemi veya Modellerde Ortaya Çıkan İçsel Belirsizlikler: Araştırma-Veri Toplama Yönteminden Kaynaklanan Belirsizlik

Sorunun (Araştırma nesnesinin) Karmaşıklığından Kaynaklanan Belirsizlik

Her İki Sorunun Bileşimiyle Ortaya Çıkan Belirsizlik

Kısmi, Parçacıl Geçici Teknik

Yapısal Bütünleşmiş Sistematik Birikimli Bilgiye Dair Toplam (Epistemik) Girdi kaynaklı Bilgi temelli Bileşik Gizli belirsizlikler Kalıcı (radikal) belirsizlikler

Walpole ve diğerleri (2002), modellerin güvenilirliğini tartışmakta “istatistiki belirsizlikler” olarak adlandırdığı ve standart sapma ile ölçülebilen sorunun araştırma yöntemlerinde örnekleme vb. anket yöntemlerinden kaynaklandığını iddia etmektedir. Van Greenhuizen ve Nijkamp (2003) ise aynı sorunu “metrik/ölçmeye dayalı belirsizlik” olarak adlandırmaktadır. Van Greenhuizen ve Nijkamp (2003) ulaşım teknolojisindeki hızlı değişim ve belirsizlik sorunu üzerinde yoğunlaşmış, bireylerin zaman içerisinde bu teknolojileri kullanmaktaki davranış değişikliklerini incelemiştir.

Yöntemlere ilişkin belirsizliklerin yanında özellikle gelişmekte olan ülkelerde kent yönetimlerinin uzun erimli ulaşım yatırımlarına karşı yaklaşımı ve tutumunda ciddi ayrışmalar nedeniyle “öznel belirsizlik” ya da “programatik belirsizlik” sorunu ortaya çıkmaktadır (World Bank, 2000a; 2000b). Bu durum bir dönemde başlanılan bir projenin sonraki dönemde görev alan yöneticilerce sürdürülüp sürdürülmeyeceği sorunu olarak da tanımlanabilir.

Planlamada daha yapısal bir sorun olan gizli belirsizlik türünün saptanması ve giderilmesi göreli olarak daha güçtür. Geleceğe dair kestirimlerde bir faktörün fazla tahmin edilmesi, o faktöre bağlı başka bir faktörün az tahmin edilmesi nedeniyle sonuç gerçeğe yakın olabilmektedir. Bu durumda kestirim sonuçları gerçeğe yakın olmakla birlikte modelin iç yapısında gizli belirsizlikler barındığından güvenilir olmayacaktır.

Gerek planlama yaklaşımları ve gerekse planlama teknikleri üzerine çalışma yapan araştırmacıların büyük bölümü belirsizlik sorununun çoğunlukla planlama aşamasına girdi oluşturan dış dünyadan kaynaklandığını vurgulamaktadır. Genellikle planlamanın belirli bir aşamasına yoğunlaşan yazarlar sorunun aşılması için ilgili aşamadaki teknik veya stratejik tutuma yönelik önermelerde bulunmaktadırlar. Ancak her bir aşamadaki sorunun diğer aşamalara aktarılması ve birikme sorunun aşılması için bütünsel bir yöntem izlenmesi gerekmektedir.

Tüm bu belirsizliklerin yanında kaynağının ve nedeninin anlaşılması her zaman mümkün olamayan ve gerçek dünyanın tam anlamıyla algılanması ve temsilini olanaksız kılan bu nedenle kalıcı belirsizlikler de sorun olabilmektedir. Van Asselt (1999), bu türleri “radikal belirsizlikler”olarak adlandırmaktadır. Bu temsil sorunu bütün modeller ve diğer kavramsal çalışmalar için geçerli olabilmektedir. Aşağıdaki tabloda literatürde yer alan araştırma ve kestirim yöntemlerine ilişkin belirsizlik sorunlarının kaynakları ve

20


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

F. Zorlu

Geçerlilik analizi ise belirli bir süre sonra kullanılan parametrelerin, denklemlerin ve modelin gerçekleşen koşulları temsil etme düzeyinin sınanması için kullanılmaktadır.

3. ULAŞIM PLANLAMASINDA BELİRSİZLİK SORUNU 3.1. Belirsizliğin Ölçülmesi

Olasılığa dayalı matematiksel yöntemler ise modeller aracılığıyla yapılan kestirimlerde sapma olasılığının yüksek olduğu koşullarda tek doğru sonuç yerine belirli bir aralıkta bir sonuç yelpazesi sunmak amacıyla geliştirilmiştir. Bu yöntemden yola çıkılarak senaryoların geliştirilmesi veya elde edilen uç değerler arasında bir karar vermek model güvenilirliğini arttırmak için kullanılan yöntemlerden biridir (Walpole, 2002).

Belirsizlik türlerinin tespit edilebilmesi ve ölçülebilmesi ancak plan sonrası dönemde belirli bir zaman kesitinde yapılan güncelleme ve geçerlilik analizi ile olanaklı olabilmektedir. Yapılan tahminlerin, beklentilerin, plan kararlarının ve yatırımların gerçekleşme düzeyleri, ortaya çıkan sapmaların nedenleri, kaynakları, düzeyleri ve miktarları güncelleme çalışmalarıyla anlaşılabilmektedir. Amekudzi ve McNeil (2000), Zhao ve Kockelman (2001) yaptıkları alan araştırmalarında önce-sonra analizi yöntemini kullanarak, modellerdeki “girdi”, “içsel” ve “birikmiş” belirsizlik türlerini tespit etmişlerdir.

Literatürde istatistik, matematik, işletme, iktisat ve endüstri mühendisliği alanlarında yapılan bu çalışmaların yöntemleri ulaşım planlaması alanına uyarlanabilmektedir. Zhao ve Kockelman (2001) a göre ulaşım talep tahmin yöntemlerinin modellerine dayalı olarak öngörülen yatırımların tutarlılığı bu modellerin güvenilirliği ve geçerliliği sağlandığı sürece söz konusu olabilir. Ancak birbirine bağlı aşamalardan oluşan talep tahmin ve karar verme sürecinin karmaşıklığı belirsizliğin kaynağının tespit edilmesini ve ölçülmesini güçleştirmektedir. Bir planın uygulaması aşamasında belirli bir zaman kesitinde yapılan çalışmalarda talep tahmin modelinin her aşamasında ayrı ayrı tespit edilecek olan ortalama standart sapma, regresyon katsayısı, ortalama hata gibi araçlar kullanılarak belirsizliğin tespit edilmesi “ayrıştırılmış aşamalı analiz” olarak tanımlanmaktadır. (Zhao ve Kockelman, 2001; Walpole ve diğerleri, 2002).

Van Asselt (1999) işletme alanında belirsizliğin tanımlanması, ölçülmesi, azaltılması ve giderilmesine yönelik olarak yaptığı kapsamlı çalışmada kullanılabilecek niteliksel ve niceliksel yöntemleri sıralamıştır. Niceliksel yöntemler arasında güvenilirlik analizi, duyarlılık analizi, tutarlılık analizi, hata tespiti, sapma analizi gibi çalışmalar sıralanabilir (Morgan ve Henrion, 1990; van Asselt, 1999; Walpole ve diğerleri, 2002). Niteliksel yöntemler ise belirsizliğin varlığı kabul edilerek, yanılma sorununun azaltılması amacıyla yapılan varsayımsal senaryo geliştirme, olasılık temelli kestirim, hedef yönelimli stratejik karar verme ve esnek planlama gibi çalışmaları içermektedir (Nijkamp ve Rietveld, 1987; Morgan ve Henrion, 1990; Funtowitcz ve Ravetz, 1990).

“Ayrıştırılmış aşamalı anaz” planlamada karar verme ve tasarlama sürecinde ayrışık ve parçacıl karar verme ve tasarım öngörmemektedir. Aksine planlamanın bütün aşamalarında tutarlılığın ve sürekliliğin korunması gerekir. Bu tutarlılık içerisinde sorun kaynaklarının ayıklanması, aşamalar arasında geri beslemeli bir süreç gerektirmektedir.

Duyarlılık analizi bir model içinde tanımlanan denklemlerde kullanılan parametrelerindeki değişmeyi ölçmek amacıyla kullanılmaktadır (van Asselt, 1999; Rothmans ve van Asselt, 1999). Güvenilirlik analizi örneklemedeki doğruluğu ve kullanılan denklemin çalışma alanındaki bütün örnekleri temsil etmekteki kesinlik düzeyini ölçmekte kullanılmaktadır.

21


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

Uzgörücü yöntemde hedefler net olarak tanımlanmakta, bir projenin parasal getirisinden çok sosyal değerinin önemli olduğu varsayımı yapılmaktadır. Van Greenguizen ve Nijkamp (2003) kestirim (veya tahmin) ile gelecekteki durumu tanımlama (vision) arasında ulaşılması beklenen durumun özüne ilişkin çok az fark olduğunu idiia ederek strateji geliştirmenin önemini vurgulamaktadırlar. Yazarlar, geleceğe dair kestirimleri bugün değerlendirmenin olanaklı olmadığını sadece istatistiki yöntemlerin tutarlı olup olmadıklarının değerlendirilebileceğini, ancak her ne olursa olsun karar vericiler geleceğe dair bilgiye ve birtakım değerlere (rakamlara) gereksinim duyduğu için kestirimler yapıldığını belirtmektedirler.

3.2. Belirsizliğe Karşı Tutum Belirsizliğin tanımlanması ve ölçülmesi, bir sonraki aşamada belirsizlik türü ve kaynağına karşı alınması gereken tutum için yol gösterici olmaktadır. Van Greenhuizen ve Nijkamp (2003) belirsizliğe karşı geliştirilebilecek yaklaşımları ve stratejileri beş ana başlıkta toplamaktadır. Bunlar: -hiçbirşey yapmamak, -belirsizliği ihmal etmek, -belirsizliği tanımlamak ve -belirsizliği azaltmak ve -belirsizliğe karşı müdahaleci tavır almak. Araştırmacılara göre belirsizliğin azaltılması için senaryo analizi ve strateji geliştirme iki temel yöntem olarak tanımlanmaktadır. Senaryo analizi, gelecekteki olası farklı durumların tarif edilmesi, irdelenmesi ve zaman içinde evrimsel bir gelişimi öngörmektedir. Bu yaklaşımda gelecekteki duruma ilişkin olasılıklar istatistiksel ve yöntemlerle tahmin edilmekte ve tanımlanmış nesnel ve öznel ölçütlere göre karşılaştırmalı irdeleme yapılmaktadır.

Tablo 3: Planlama Sürecinde Belirsizliğe Karşı Yaklaşımlar ve Yöntemler Aşamalar/ Yöntemler Planlama Öncesi Aşama: Sorun Tanımı ve Çözümleme

Strateji geliştirme yöntemi olasılıklara karşı alternatif stratejiler geliştirilmek ve zaman içinde en uygun stratejinin uygulanmasını öngörmekte, bu stratejilerin güçlü ve zayıf yanları bütünleşik değerlendirme yöntemleri kullanılarak karşılaştırılmaktadır.

Duyarlılık Analizi Model Ayarlanması Güvenilirlik Analizi Olasılık Analizi Kestirim

Uzgörücü (visionary) Yaklaşım Uzgörünün (vizyon) Tarifi Sorun Tanımı Temel Kabuller Beklentiler Varsayımlar

Senaryo Geliştirme Strateji Geliştirme SınıflandırmaPlanlama Aşaması: Karşılaştırma Öncelikleri Karar Üretme Belirleme

Hedefleri Tanımlama Geleceğe Dair Canlandırma İlkeler Tanımlama Öncelikler Tanımlama

İzleme-Ölçme Geçerlilik Sınaması Güncellenmiş Sorun Tanımını Yeni Senaryo Geliştirme

Gözlem Özdeğerlendirme Güncellenmiş Sorun Tanımını Hedefleri Güncelleme

Planlama Sonrası: Değerlendirme

Bütünleşik değerlendirme yöntemi irdeleme konusunun/durumun aşama aşama irdelenmesi, her aşamada ortaya çıkabilecek belirsizliklerin tanımlanması ve yeni stratejiler belirlenmesi çalışmalarını kapsamaktadır. Rabinovitch (1999) bu yöntemi fazla esnek olmakla eleştirilmekte, bu yöntemin planlamada hedef ve önceliklerin geri planda kalması gibi önemli bir sorunu olduğunu belirtmekte ve bu yönteme karşı uzgörücü (visionary) yöntemi savunmaktadır.

Esnek Yaklaşım

Planlama alanında kestirim yöntemlerinin ve karmaşık modellerin geliştirilmesi konusunda önemli çalışmalar yapılmaktadır. Levinson (1995) devingen ulaşım talep tahmini ve planlama yöntemleri üzerinde, Bly ve Webster (1997) arazi kullanımı ve ulaşımın üzerinde etkileşimli (interactive) modeller üzerinde, Ben Akiva ve diğerleri (1997) ise senaryo temelli benzetim modelleri üzerinde çalışmalar yapmışlardır. Çalışmaların her

22


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

F. Zorlu

Ana Planı’nda öngörülen ulaşım talebinin gerçekleşme düzeyi irdelenmiştir. Ulaşım planı için kullanılan yolculuk talep tahmin yönteminin günümüzde tutarlılığı, geçerliliği ve uygulanabilirliğinin sınanması için kentin batı koridorundaki bir konut gelişme alanı olan Koru Sitesi bölgesinde yapılan ve 628 kişiyi kapsayan anket çalışmasının sonuçları kullanılmıştır. Değerlendirme aşamasında gerekli mekansal ve demografik verilerden yararlanılarak karşılaştırmalı analizler yapılmıştır.

birinde belirsizlik sorununun bir veya birden fazla kaynağı üzerine yoğunlaşılmıştır. Bu çalışmada bu belirsizlik türleri kademeli bir sistemde birbirleriyle ilişkili olarak tanımlanmış, sorunun aşılmasına yönelik yaklaşım ve önlemler ise bu kademelenme esasına göre belirlenmiştir. Yazarların çoğunluğu istatistik ve matematiksel yöntemlerin geliştirilmesine vurgu yaparken bu çalışmada karar alma sürecindeki uzgörücü tutum ve bu tutumun kestirim ve geleceği tarif etme aşamasında izlenebilecek esneklik yöntemiin önemi vurgulanmaktadır. Bu amaçla saha araştırması üzerinden belirsizlik kaynakları ve türleri literatürdeki tanımlar ile karşılaştırmalı olarak araştırılmış, elde edilen bulgularda yararlanılarak planlama yöntemine ilşkin öneriler sunulmuştur.

Ulaşım planlarının hazırlanması aşamasında farklı aşama ve düzeylerde sınama, kestirim ve benzetim yöntemleri kullanılmaktadır. Bu tür kestirim veya tahminler ulaşım yatırımları için yapılan maliyet/fayda analizlerine girdi oluşturmaktadır. Bu nedenle, yüksek maliyetli bu tür kentsel projelerin yapılabilirlik analizi ve programlamasında benzetim modellerinin güvenilirliği, esnekliği ve güncelliği büyük önem taşımaktadır.

4. ALAN ÇALIŞMASI: ANKARA ÇAYYOLU ÖRNEĞİ

Dinamik ve büyük ölçekli kitlesel hareketliliğin gözlendiği Ankara'da araçlı yolculuk sayıları yol ağının yeniden düzenlenmesini, farklı ulaşım sistemlerinin bir arada planlanmasını gerektirmektedir. Alan çalışması esas olarak yolculuk talep kestirimleri üzerinde yoğunlaşmakta, planlanan kentsel gelişme ve ulaşım yatırımlarının gerçekleşme düzeylerini irdelemektedir. Bu konu, metropoliten kentlerde maliyetleri çok yüksek düzeyde olan ulaşım yatırımlarının rasyonel kullanılması, beklenen faydaların sağlanması ve kaynakların etkin kullanılması için önem taşımaktadır.

4.1. Yöntem ve Kapsam Dünyada planların gerçekleşme düzeylerinin analizinde yaygın olarak kullanılan yöntemlerden biri belirli bir hedef yılına yönelik olarak alınan kararların izleyen dönemlerde uygulanıp uygulanmadığını değerlendirmek amacıyla yapılan “öncesonra analizi”dir (Boyce 2002; van Greenhuizen and Nijkamp 2003). Bu yöntem planlama çalışmaları kapsamında yapılan tahminlerin veya kestirimlerin hedef yılı sonunda doğruluğunu (accuracy) ve tutarlılığını (consistency) sınamak için de kullanılmaktadır. Bu yönteme göre, planlama sonrası belirli bir zaman aralığı için yapılan kestirimler güncel durum ile karşılaştırılmakta, plan hedeflerine ne düzeyde ulaşıldığı irdelenmektedir. Sonuçta planın güncellenmesi veya revizyonu gerekli olmakta yeni hedefler ve stratejiler belirlenmektedir.

4.2. Ankara’da Kentsel Gelişme Dinamikleri ve Ulaşım Planı İle Olan İlişkisi Literatür araştırmasında ulaşım planlamasında belirsilik sorununun en önemli kaynaklarından birinin planlamaya girdi oluşturan sosyo-ekonomik durum ve kentsel gelişme biçimi olduğu tespit

Bu bölümde 1987 yılında hazırlanan ve 1993 yılında güncellenen Ankara Ulaşım

23


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

algılanmasından kaynaklamakta planlama, uygulama, güncelleme çalışmalarına da olanak vermemektedir. Uygulama alanındaki bu belirsizlik programatik ve politik belirsizliği işaret etmektedir. 19 yıllık döneme ilişkin saptanan plan-politika-uygulama değişiklikleri en az kestirimlerdeki belirsizlikler kadar önemli sapmalara neden olmaktadır. Kestirimlerdeki sapmalar yolculuk sıklığı, kullanılan yolculuk türü, yolculuk hdef vekaynak dağılımı ile güzergah seçimi alt başlıklarıyla tanımlanan yolculuk talebi üzerinden araştırılmıştır.

edilmiştir. Bu nedenle ilk aşamada kentteki dönüşüm irdelenmiş ve bu dönüşümün ulaşım talebi üzerindeki yansımaları araştırılmıştır. Ankara’da 1970’li yıllardan itibaren yapılan ulaşım planlaması çalışmalarında raylı sistem yatırımlarına öncelik verilmiş ve bu sistemlerin yapılabilirlik etütleri yapılmıştır. 1985 yılında hazırlanan Ankara 2015 Yapısal Plan çalışması kapsamında 2015 yılına yönelik kestirimler yapılmış ve ulaşım altyapı yatırımları belirlenmiştir. Planlama çalışması 5er yıllık dönemlere ayrılarak her dönem için kestirimlere dayanılarak yatırım programı hazırlanmıştır (EGO, 1987). 1985 yılında hazırlanan ulaşım planı 1993 güncellenmiştir (EGO,1993). (Bkz. Şekil 1).

Kent nüfusu 1985 yılında 2.3 milyon kişi iken 2004 yılında 3.5 milyon kişiyi aşmış, yıllık nüfus artışı oratalama %.2,1 düzeyinde gerçekleşmiştir (Ankara Büyükşehir Belediyesi, 2004). Toplam çalışan sayısı 681.000 den 1.2 milyona yükselmiştir. Kentsel alan bir yandan yayılma gösterirken diğer yandan hızlı bir dönüşüm geçirmektedir. 1000 kişiye düşen özel taşıt sayısı 57 den 138 e ulaşmıştır. Kentin merkezden 18-25.km. mesafelerdeki gelişme eğilimi bireysel araç kullanımını teşvik etmekte toplam yolculuk süre ve mesafelerini arttırmaktadır. Bunun yanında kentin fiziki altyapı yatırımlarının daha geniş bir alana yayılması ve düşük kullanım düzeylerinde kalması gibi sorunlar da beraberinde ortaya çıkmaktadır.

Ulaşım planının hazırlandığı 1985 yılından planın revize edildiği 2004 yılına kadar kentin fiziki yapısında önemli gelişme ve dönüşümler ortaya çıkmıştır (Bkz. Şekil 2). Gerek Yapısal Plan’da ve gerekse Ulaşım Ana Planı2nda öngörülen kentsel gelişmenin uygulamada en fazla farklılaştığı bölgelerden biri kentin güneybatı gelişme koridorudur. Çayyolu-Konutkent konut bölgesinde planda raylı toplutaşım koridoru çevresinde öngörülen gelişme büyüklüğü ve biçiminden farklı olarak parçalı gelişme biçimde gerçekleşmiştir. Bu nedenle ulaşım talebine yönelik kestirimlerin ne düzeyde gerçekleştiği saha çalışmasında araştırılmıştır. 1985 yılında hazırlanan ve 1993 yılında güncellenen ulaşım planlarında yer alan raylı sistemler 1990’lı yıllara kadar inşa edilmemiş, 1994 yılına Ankaray ve 1996 yılına Metro’nun 1. aşaması hizmete açılmıştır. Ancak planlarda öngörülmeyen birçok yol ve kavşak yatırımı gerçekleştirilmiştir. Kentsel ulaşım planlamasında karşılaşılan en önemli sorun plan hedeflerinden sapma veya politika değişiklikleridir. Bu değişiklikler yatırım öncelikleri olan alanların farklı

24


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

F. Zorlu

Şekil 1: Ankara-2015 Ulaşım Ana Planı (Kaynak:EGO-1993)

Şekil 2: Ankara metropoliten alanında 1985-2004 döneminde gözlenen gelişim ve dönüşümler

25


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

dağılımı ve ulaşım altyapısının plan öngörülerinden farklı gelişmesinden dolayı plan hedeflerinden sapmalar ortaya çıkmıştır (Bkz. Tablo 4).

4.3. Saha Araştırması Bu sorunun tespiti için yapılan anket çalışması kentin batı yönündeki gelişme koridoru üzerinde ve çoğunlukla orta üst gelir grubu nüfusun yaşadığı Koru Sitesi bölgesinde yürütülmüş ve 2004 yılında tamamlanmıştır (Bkz. Şekil 3).

Tablo 4: Nüfus, istihdam ve öğrenci sayıları kestirimlerinin gerçekleşme oranları Kent toplamı

a-Tahmin (2004)

b-Gözlem (2004)

Toplam Nüfusu Toplam İstihdam Toplam Öğrenci Sayısı Toplam Otomobil Sayısı

4.087.079 1.183.621 962.006

3.551.043 1.205.088 1.072.415

Hata Oranı (b-a)/a -0,13 0,02 0,11

383.467

561.065

0,46

Anket çalışması yapılan alanda 1993 yılında yapılan kestirimlerin 2004 yılında farklı düzeylerde gerçekleştiği tespit edilmiştir. Kişi başına araçlı yolculuklar tahmin edilen değerlerden daha yüksek bulunmuştur. Otomobil sahipliliği ve gelir durumu ile işyeri yer seçimine bağlı olarak yolculuk dağılımında önemli farklılaşmalar tespit edilmiştir (Bkz. Tablo5).

Şekil 3: Çalışma alanının (Koru Sitesi) kent içindeki konumu

Bu bölge kentin en fazla taşıt yolculuğu üreten mahallelerinden biri olup anket çalışmasında 1985 ve 1993 yıllarında bu planlama bölgesi için yapılan kestirimlerin 2004 yılında gerçekleşme oranları tespit edilmiştir. Anket çalışması %4,9 örnekleme ile yapılmıştır. Anket kapsamında bireylerin yolculuk davranışlarını anlamak amacıyla 628 kişiye 22 soru yöneltilmiştir. Yapılan anket çalışmasında birinci gruptaki sorular bu bölgede yaşayan nüfusun sosyo ekonomik durumu, otomobil sahipliliği yolculukta kullanılan araç türü hakkında bilgi edinmek amacıyla hazırlanmıştır. İkinci aşamada ise kişilerin iş, okul ve diğer amaçlı yolculuk yapma sıklıkları, yolculuk varış yerleri ve kullandıkları türler araştırılmıştır.

Tablo 5: Genel Göstergeler: (Koru Sitesi) Anket uygulanan nüfus Hanehalkı sayısı Ortalama hanehalkı büyüklüğü Özel otomobil sayısı Hanehalkı başına özel oto sayısı 1000 kişiye düşen özel araç Ortalama ulaşım harcaması (Milyon TlL./ay) tüm araç türleri Ortalama ulaşım harcaması (Milyon TlL./ay) özel oto sahipleri Ortalama ulaşım harcaması (Milyon TlL./ay) özel oto sürücüleri Diğer yolculukların toplam yolculuklar içindeki oranı (iş, okul ve alışveriş yolculukları hariç) Otomobil sahibi olan kişi sayısı Otomobil sahibi olan ve her gün yolculuk yapan kişi sayısı (bütün yolculuk türleri) Otomobil yolcusu (2. kişi) Özel araçla yolculuk yapan kişi sayısı toplamı

Araştırma sonuçları, ulaşım planında yapılan kestirimler içinde bu bölgeye denk gelen nüfus, işgücü sayısı, otomobil sayısı ve kişi başına günlük ortalama yolculuk sayısı ile gerçekleşen durum arasında önemli farklılaşmalar olduğunu göstermektedir. Kentsel gelişme, nüfusun mekandaki

Toplutaşım veya servis araçları kullanma nedenleri

628 212 2,96 251 1,18 399 109 147 177 0,13 251 208 46 254 Otopark sorunu, yolculuk maliyetinden tasarruf

Ulaşım yatırımlarındaki gecikmeler ve projelerde yapılan değişiklikler kentin 26


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

F. Zorlu

tercihlerine yansımaktadır. Bu parametre aynı zamanda kentin yayılma eğilimi ve konut-işyeri seçimleri hakkında fikir vermektedir. Bu parametre kişi başına ortalama gelir, otomobil sahipliği, zaman veya yolculuk mesafesi maliyetlerine karşı yolcuların davranış ve ulaşım taleplerindeki değişimlerin analizi, belirli bir fonksiyon olarak tanımlanması ve kestiriminde kullanılmaktadır. Bu tür sapmalardan dolayı model girdileri ve sonuçlarına ilişkin belirsizlik artmakta modelin geçerliliği ve güvenilirliği azalmaktadır. Yolculukların bölgelerarası dağılımı özellikle kentin yayılma biçiminden etkilenmektedir. Bunun yanında özel araç sahipliğindeki artış ve ekonomik yapıdaki değişim etken olmaktadır. Yapılan araştırmada bireylerin konut işyeri yolculuk dağılımının kestirimlerden farklı biçimde gerçekleştiği tespit edilmiştir (Bkz. Tablo 7).

öngörülen yönde ve biçimde gelişme olasılığını azaltmaktadır. Kentin güneybatı koridorundaki konut gelişim oranı, yapımı geciken metro sistemi nedeniyle beklenen düzeyin altında olup gelişme biçimi koridor biçiminde öngörülen gelişmeden farklı olarak dağınık olarak gerçekleşmektedir. Bu bölgede otomobil ve servis araçları kullanım oranları yüksek bulunmuştur. Gerek kentin gelişme eğilimleri, nüfus ve işgücü sayısında ve gerekse anket yapılan bölgede ulaşım taleplerinin kestiriminde her aşamada farklı türden belirsizliklerin olduğu saptanmıştır (Bkz. Tablo 6). Tablo 6: Ulaşım talebine yönelik temel göstergelerin kestirim ve gerçekleşme oranları Kullanılan Tür abHata Tahmin Gözlem (b-a)/a (%) (%) Nüfus 14.260 12.816 0,10 Bölgede Çalışan 814 518 0,36 Kişi Sayısı Öğrenci Sayısı 3.410 3.715 0,09 1000 Kişiye Düşen 200 399 1,00 Otomobil Sayısı Ortalama Hanehalkı 3,12 2,96 -0,05 Büyüklüğü Kişi başına ortalama 2,05 2,11 0,03 yolculuk sayısı Kişi başına araçlı 1,40 1,91 0,36 yolculuk

Tablo 7: Günlük yolculukların yapıldığı yerlere yönelik kestirimlerin gerçekleşme oranları Yolculuk Varış a-Tahmin bHata Oranı Bölgesi % Gözlem (b-a)/a % Eskişehir Yolu 21 11 -0,48 Söğütözü19 12 -0,37 Bahçelievler Kızılay14 25 0,79 Kavaklıdere Ulus-Sıhhiye 13 14 0,08 Çankaya9 16 0,78 Ayrancı Diğer 24 22 -0,08 Ortalama a=11,3 b=14,7 0.30 mesafe (km)

Uzun erimli ulaşım talebi kestirimlerinin ve planların güvenilirliği bu tür belirsizliklerin giderilmesi yolu ile sağlanabilir. Bilindiği gibi, bireylerin iş durumu, geliri ve otomobil sahipliği çalışma ve yaşam alanlarının tercihlerine, dolayısıyla iş, okul veya diğer yolculuklara ilişkin tercihlerine yansımaktadır. Bireylerin yer seçimleri nüfus büyüklüğü, istihdam sayısı, arazi kullanımı, yolculuk mesafesi ve mesafenin caydırıcı etkisi gibi etkenler ile açıklanmaktadır. Koru Sitesi bölgesi için yolculuk talebine yönelik kestirimler ile anket sonucunda elde edilen bulgular arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır. Yolculuk talebi benzetim modellerinde kullanılan önemli parametrelerden biri olan mesafenin (veya zamanın) caydırıcılığı etkisini ifade eden katsayıların kestirimindeki sapma yolculuk

Bireylerin gelir durumları aynı zamanda yolculuk yaptıkları tür seçiminde önemli rol oynamaktadır. Koru Sitesi bölgesinde özel otomobil sahipliğinin beklenenden yüksek olması nedeniyle ulaşım türlerine yönelik kestirimler ile gerçekleşen durum arasındaki sapmalar yüksek çıkmaktadır. Araçla yapılan yolculuklar içinde lastik tekerlekli toplutaşım araçlarıyla yapılan yolculukların oranı azalırken özel araç ve servislerle yapılan yolculukların oranı artmaktadır. Servis araçlarının oranının artması kentin ulaşım

27


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

kullanıma açılmaması, sosyo ekonomik duruma ilişkin sapmalar ve dağınık konut gelişimi yolculuk türüne ilişkin sapmaların en önemli nedenleri olarak görülmektedir. 1985 ve 1993 yıllarında yapılan çalışmalar ve sonrasındaki gelişmeler “ulaşım ana planı” nın farklı nedenlerle amacına ulaşma olasılığının düşük olduğunu göstermektedir.

sorunlarının iyi bir göstergesi olarak değerlendirilebilir; toplutaşım sistemindeki yetersizlikler (birden fazla vasıta kullanma, zaman kaybı, konfor) ile trafik sıkışıklığının bireyleri kent merkezinde aktarma yapmaksızın gidecekleri noktalara doğrudan ulaşmak için servis araçlarını kullanmaya yönlendirmektedir. Yolculuk türüne yönelik kestirimlerde diğer yolculuk talebine yönelik diğer kestirimlerdeki gibi önemli sapmalar ortaya çıkmıştır (Bkz. Tablo 8).

Otomobil sahipliliği ve otomobil kullanım oranında kestirimlerden çok daha fazla gerçekleşme olmuştur. Bunun yandında diğer taşıt türleri olarak tanımlanan servis kullanımı beklenenden çok daha fazla tespit edilmiştir. Bir yandan sosyo ekonomik yapıya diğer yandan konut tercihi ve fiziksel gelişme biçimine yönelik kestirim hataları ulaşım kestirim modellerinin en önemli sorunu olmakta, bu sorun modeller için büyük oranda dışsal kaynaklı da olsa model güvenilirliğini azaltmaktadır. Modellerde kestirimlerin net bir değer biçiminde sunulması yerine belirli aralıklar ile ifade edilmesi bir yandan model güvenilirliğini arttırabileceği gibi diğer yandan karar verme aşamasında irdelenen farklı seçenekler yolculuk büyüklüğüne yönelik belirli bir aralık esas alınarak karşılaştırılabilecektir.

Tablo 8 : Yolculukta kullanılan araç türü kestirimlerinin gerçekleşme oranları Kullanılan Tür abHata Tahmin Gözlem Oranı (%) (%) (b-a)/a Yaya 25 10 -0,60 Otomobil 30 55 0,81 Minibüs+otobüs 10 23 1,30 Raylı sistem 25 1 -0,96 Diğer (servis) 5 11 1,2 Toplam 100 100 -

4.4.Bulgular ve Öneriler Ankara kenti için 1985 ve 1993 yılında hazırlanan ulaşım planları ile gerçekleşen durum karşılaştırıldığında önemli sapmalar ortaya çıkmıştır. Yapılan Plan çalışmalarında gerek uzun erimli kestirimler ve gerekse yatırım kararlarında sapmalar ortaya çıkabileceği dikkate alınarak belirli dönemlerde geri beslemeli plan revizyonları öngörülebileceği savunulmaktadır. Bu tür önlem ve stratejiler ile fiziksel gelişme ve ulaşım yatırımlarına yönelik yeni yatırım önceliklerinin tespit edilebileceği, politika ve programlamaya ilişkin belirsizlik sorununun kısmen de olsa azaltılabileceği düşünülmektedir.

Konut işyeri yolculuk dağılımı ise kestirimi en karmaşık konulardan biri olup, başta arazi kullanım kararları olmak üzere, gelir, yolculuk maliyetleri, otomobil sahipliliği, toplutaşım olanakları gibi birçok etkene göre şekillenmektedir. Bu nedenle ulaşım planlarının temel girdisi olan nazım ve uygulama planlarındaki değişikliklerin ulaşım planları dikkate alınarak yapılması veya her türlü değişikliğin belirli zaman aralıklarında ulaşım planlarına yansıtılması gerekmektedir. Aksi durumda ulaşım planlarının ve bu planların önemli bir aracı olan kestirim yöntemlerin geçerliliği kalmamaktadır. Aşağıdaki şekilde ulaşım planlamasında karşılaşılan belirsizlik sorununun kaynakları ile bu soruna karşı izlenmesi önerilen strateji ve yöntemler belirli bir kademelenme içerisinde özetlenmektedir.

Raylı toplutaşım sistemlerinin uygulanmadığı veya yatırımların geciktiği durumlarda diğer toplutaşım sistemlerine öncelik verilmesi bu sorunun azaltılmasına yönelik bir diğer önlem olarak görülmektedir. Bunun için model güncellemeleri ve plan revizyonları kaçınılmaz olmaktadır. Planlanan metronun 28


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

F. Zorlu

ARAŞTIRMA OBJESİNİN VEYA DIŞ DÜNYANIN DEĞİŞKENLİĞİ

ARAŞTIRMA OBJESİ HAKKINDA YETERSİZ BİLGİ VEYA YÖNTEM SORUNU

BELİRSİZLİK Girdi Belirsizliği (Stokastik Belirsizlik)

İçsel ve Yöntemsel Belirsizlik (Epistemik Belirsizlik)

Birikimli-Bileşik Belirsizlik

PLANLAMA Amaç/Hedef Belirsizliği Politik- Programatik Belirsizlik Yöntem/ Model Belirsizliği Uygulama Belirsizliği

Modellerde Ortaya Çıkan Belirsizlik Türleri Modelin girdilerinde Modelin yapısında Modelin sınanmasında Hesaplamada Tanımlanamayan Birikmiş Belirsizlik

Belirsizliğin Kaynağı Parametrelerdeki değişim, girdilerdeki sapma Kullanılan denklemler, temsil biçimi, kullanılan algoritma, işlevsel ilişkiler Tutarlılık analizi, istatistiki güvenilirlik tanımı Matematiksel hatalar, hesap hataları, kodlama hataları Sınırlı parametre kullanımı Modelin ilk aşamasından sonuç aşamasına kadar biriken belirsizlikler

Şekil 4: Belirsizlik türlerinin ulaşım planlamasındaki hiyerarşik konumları

29


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

Yukarıdaki şekilde özetlenen belirsizlik kaynakları literatürdeki çalışmalardan yararlanılarak tanımlanmış, saha çalışması sonucunda belirli bir kademelenme içerisinde sıralanmıştır. Tespit edilen belirsizlik türleri literatürdeki tanımlarla benzerlik göstermekle beraber gelişmekte olan kentlerde önem sıralaması farklılaşmaktadır. Programatik-politik belirsizlikler ile uygulama belirsizliği diğer çalışmalardan farklı olarak yöntem ve modellerde karşılaşılan belirsizliklerden daha etkili bir sorun olan görülmektedir.

5. SONUÇ Planlama sürecinde hangi yöntem kullanılırsa kullanılsın var olan durumu çözümleme, hedef tanımlama ve uygulama aşamalarına ilişkin niceliksel veya niteliksel yöntemlere gereksinim duyulmaktadır. Her iki yöntemin temel amacı geleceğe dair beklentilerin, öngörülerin veya kestirimlerin ne düzeyde gerçekleşeceğine dair soruların yanıtını aramak ve belirsizliğe karşı bir tutum almaktır. Yüksek maliyetli kamu yatırımlarına yönelik kestirim yöntemlerinde ortaya çıkan sapma, bir yandan beklenen faydanın karşılanamaması ve kamu yatırımının yerinde kullanılamaması sorununa, diğer yandan yapılan çalışmanın bilimselliğinin sorgulanmasına neden olmaktadır. Bu sorunların zaman içerisinde tespit edilmemesi ve azaltılmaması durumunda uzun erimli kestirimlerin, plan öngörülerinin ve yatırım kararlarının güvenilirliği azalmaktadır. Kentsel ulaşım planlamasında yaşam kalitesi, güvenlik, yaşam maliyetleri ve kamu kaynaklarının yerinde kullanımı gibi hedeflere ulaşmak için talebin doğru kestirimi gerekir.

Girdi belirsizliği olarak tanımlanan sosyo ekonomik yapı ve kentsel gelişme ulaşım planlamasında karşılaşılan en önemli sorunlardan biri olarak görülmüştür. Bu sorun diğer araştırmacıların tespitlerinyle benzerlik göstermektedir. Ancak kentsel gelişmedeki farklılaşma Ankara kentinde belirgin biçimde gözlenmiştir. Bütün kaynakların etkilerinin birikmesiyle oluşan toplam belirsizlik miktarı gerçekleşen yolculuk davranışlarının beklenen yolculuk talebinden ciddi düzeyde farklılaşmasının nedeni olarak görülmektedir. Politika ve programlama ile yatırım kararlarındaki sapmalar ise kestirim modellerinden daha öncelikli bir sorun olarak görülmektedir. Bu sorunun çözümü teknik yöntemlerden öte planlama yaklaşımı ve tutuma ilişkin kararlılıkla çözülebilir görünmektedir. Üst ölçekteki bu sorunların aşılacağı varsayıldığında modelleme sürecine ilişkin önlem ve gelişmeler anlamlı sonuçlar elde edebilir. Modelleme aşamasında altı ayrı belirsizlik kaynağı ve bu kaynaklara ilişkin tutum ise geleneksel biçimde kesin-katı (precise) sonuçlar yerine belirli aralıklar (marigins) içinde olasılıklar sunmak olabilir. Diğer yandan belirli zaman kesitlerinde yapılacak istatistiki geçerlilik analizleri ile model güvenilirlikleri tekrar sorgulanabilir ve güncellemelere olanak tanınabilir. Model güncellemeleri diğer yandan plan güncellemelerinin altlığını oluşturacak nitelikte yapılabilir.

Ulaşım talep tahmininde kullanılan modeller, özünde birey davranışlarının temsilini amaçladığından yolculuk davranışlarına ilişkin genel kuralları tarif edebilmektedir. Bireylerin refah düzeyindeki ve yaşam standartlarındaki hızlı değişim, kentlerin demografik, sosyal ve ekonomik dönüşümü, teknolojik ilerleme ve ulaşım altyapı sunum tekniğindeki gelişme nedeniyle uzun erimde ulaşım talebindeki belirsizlikler artmaktadır. Talep belirsizliği ulaşım tür seçimi, yolculuk frekansı ve/veya ulaşım hedef kaynak seçiminden kaynaklanabilmektedir. Birinci aşamada literatürdeki araştırmalar ile örnek alan çalışmasının sonucunda tespit edilen ve ulaşım planlamasında geçerli olabilen belirsizliklerin hiyerarşik konumları tarif edilmiştir. Çoğunlukla göreli olarak durağan

30


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

F. Zorlu

kentlerde saha çalışması yapan araştırmacılar kestirim yöntemleri başta olmak üzere dar kapsamlı ve derinliği olan yöntemler üzreinde yoğunlaşmaktadır. Ancak Ankara gibi yapısal dönüşüm geçiren kentlerde planlamanın bütün aşamalarına yönelik yapısal önlemler alınması gerektiği görülmüştür.

olmadan ulaşım hizmetinin sürdürülebilmesi ile anlaşılabilmektedir. Burada esneklik ilkeleri zayıf anlamında kullanılmamaktadır; olasılıklara hazır ve farklı koşullara dayanıklılık anlamında kullanılmaktadır. Bunların yanında belirsizlik sorunu planlamanın farklı aşamalarında tanımlanabilir, azaltılabilir hatta giderilebilir.

Ulaşım planların hazırlanması aşamasında gerek bu planların girdisi olan sosyoekonomik ve fiziksel yapının ve gerekse benzetim modellerinin barındırdığı belirsizliklerin planın hedeflerine ulaşıp ulaşmamasında önemli etkileri olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle bir yandan planlama hedef yıllarının ve güncelleme dönemlerinin kentlerin gelişme dinamiklerine göre yeniden tarif edilmesi gerektiği diğer yandan “olasılıklara” dayalı ve esneklikler öngören planların belirsizliklere karşı önlem olarak kullanılabileceği savunulmaktadır. Bunlar:

Literatürde modelleme aşamasına yoğunlaşan çalışmalardan farklı olarak kentsel gellişme ve dönüümün çok daha hızlı gözlendiği kentlerde planlama tutumu ve karar alma sürecine ilişkin yaklaşım üzerinde yapılavak çalışmaların belirsizlik sorununun aşılmasında daha etkili olabileceği düşünülmektedir. Modelleme ve planlama tekniklerindeki gelişmeler ise ancak bu koşullarda anlamlı olabilecektir.

-Planlama hedef yılı, plan kararları, mekansal kapasite tanımları, kısa-orta ve uzun dönemleri tanımlama ve belirleme aşamalarında beklenen esneklikler, -Ulaşım altyapısına yönelik yatırımların öncelik ve kesinlik/olasılık düzeyine yönelik esneklikler, -Ulaşım planlama sürecine yönelik güncelleme, gözden geçirme ve yenileme çalışmaları, -Model yapısı ve parametrelerine yönelik esneklikler -Ulaşım altyapısının sistem özelliklerine yönelik esnekliler olarak tanımlanabilir. Ulaşım yatırımlarının maliyet ve fayda analizlerinde doğrudan hesaplanmasa da uzun erimli işletme ve kullanım aşamasında kestirilemeyen müdahaleler söz konusu olduğunda sistemin işleyebilirliği önem taşımaktadır. Ulaşım planlamasında stratejik planlama ve yatırım yöntemi sistem esnekliği kadar sistemin dayanıklılığına gereksinim duymaktadır. Sistemin dayanıklılığı, uzun erimde altyapının talebi karşılayabilmesi ve kamuya ek ekonomik maliyetlere neden

31


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

KAYNAKLAR:

Nijkamp, P. and P. Rietveld (1987) “Multi objective decision analysis in regional economics”, in: Nijkamp (ed.), Handbok of Regional and Urban Economics edition 1, volume 1, chapter 12, pp.: 493-541 P.

Amekudzi A. and S. McNeil (2000) “Capturing Data and Model Uncertainties in Highway Performance Estimation” Journal of Transportation Engineering, Vol. 126, No.6, pp.455-463.

Rabinovitch, J. (1999) “Curitiba: towards sustainable urban development”, Environment and Urbanization, Vol.4, No.2

Ankara Büyükşehir Belediyesi (2004) Nümerataj Verileri ve Ankara 2023 Plan Araştırma Çalışması.

Snyder, L. V. (2006) “Facility location under uncertainty: a review” IIE Transactions, 38, 537–55.

Ben-Akiva, M., Koutspoulos H.N., Mishalani T.G., and Q. Yang (1997) “Simulation Laboratory for Evaluating Dynamic Traffic Management Systems” Journal of Transportation Engineering Vol.123, Issue 4, pp. 283-289

Van Asselt Marjolein, (1999), “Uncertainty in Decision-Support: From Problem to Challenge”, International Centre for Integrative Studies (ICIS) Working Paper: I99-E006, Maastricht, Netherlands.

Bly P.H. and F. V. Webster, (1997) "Comparison of interactive land use and transport models," Transportation Research Record 1125, pp.29-38.

Van Geenhuizen, M. and Nijkamp P. (2003), Coping with Uncertainty: An Expedition Into the Field of New Transport Technology, Transportation Planning and Technology, December, 2003. vol.26, No:6, pp.449467.

Boyce, D.E (2002) "Is the Sequential Travel Forecasting Paradigm Counterproductive?" Journal of Urban Planning and Development, Vol. 128, No.4, pp.169-183

Walpole R. E., R. H. Myers, S. L. Myers (2002) Probability & statistics for engineers & scientists, Prentice Hall, New Jersey.

Eustace D., Eugene R.R. ve E.D. Landman, (2003), Application of Robustness Analysis for Developing a Procedure for Better Urban Transportation Planning Decisions, Journal of Transportation Research Forum, Transportation Quarterly, Vol. 57, No.1, Winter 2003 (107-121).

World Bank (2000a), “The Significance of NonMotorized Transport For Developing Countries: Strategies For Policy Development”, Commissioned By The World Bank, ICe, Interface for Cycling Expertise, Utrecht, The Netherlands

EGO (1987), Ankara Büyükşehir Belediyesi, EGO Genel Müdürlüğü, “Ankara Ulaşım Planı Çalışması” cilt.5: Ulaşım Ana Planı, Ankara.

World Bank (2000b), “Experience in Urban Traffic Management and Demand Management in Developing Countries” World Bank Urban Transport Strategy Review, Final Report. Traffic and Transport Consultant: John A. Cracknell.

EGO (1993), Ankara Büyükşehir Belediyesi, EGO Genel Müdürlüğü, Ulaşım Ana Planı, Ankara. Funtowitcz, S.O. and J.R. Ravetz, (1990). Managing Uncertainty in Policy-Related Research, Kluwer Academics, Dordrecht, The Netherlands.

Zhao, Y., and K. M. Kockelman (2001) “The Propagation of Uncertainty Through Travel Demand Models”. Meeting Compedium, 403-417, Transportation Research Board’s 80th Annual Meeting, Washington D.C

Jornsten, K. and M. Bjorndal, (1994) “Dynamic location under uncertainty”, Studies in Regional and Urban Planning, 3, 163–184.

Tablo 1, 2 ve 3, Nijkamp ve Rietveld, (1987); Funtowitcz ve Ravetz, (1990); van Asselt, (1999); Zhao ve Kockelman, (2001); van Greenhuizen ve Nijkamp (2003) tarafından yapılan çalışmalardan derlenmiştir.

Levinson, D.M. (1995), "Evolutionary Transportation Planning Model: Structure and Application," Transportation Research Record, 1493, pp.64-73. Meyer D. M. and E. J. Miller (1984) Urban Transportation Planning: A Decision Oriented Approach, Mc Gray-Hill Publishing Company, U.S.

Tablo 5, 6 ve 7: Ankara Büyükşehir Belediyesi, Ego Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan Ankara Ulaşım Ana Planı, 1985 ve Ulaşım Ana Planı, 1993 kestirim sonuçları ile anket sonuçlarından yararlanılarak hazırlanmıştır.

Morgan, G.M. and M. Henrion (1990), Uncertainty: A Guide to Dealing with Uncertainty in Quantitative Risk and Policy Analysis. New York, USA: Cambridge Press.

32


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

MİMARİ AYDINLATMAYA YÖNELİK ELİPSOİT YANSITICI TASARIMI Leyla Dokuzer ÖZTÜRK1, Togan TONG2, Şensin Aydın YAĞMUR1 Yıldız Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, Yapı Fiziği Bilim Dalı1, Bilgisayar Ortamında Tasarım Bilim Dalı2 dokuzer@yildiz.edu.tr1, tong@yildiz.edu.tr2, sensina@yildiz.edu.tr1

ÖZ Bir mekandaki iyi görme koşullarının eksiksiz oluşmasını sağlayacak aydınlatma düzeninin kurulmasında temel araç aydınlatma aygıtıdır. Aydınlatma aygıtı tasarımında amaç, lambanın hemen hemen tüm doğrultulara yayımladığı ışığı istenen doğrultulara yönlendirmektir. Lamba ışığının yönlendirilmesi ağırlıklı olarak ışığın yansıtılması ile olanaklıdır. Bu nedenle, aydınlatma aygıtlarının çoğu, lamba ışığını gerekli doğrultulara yansıtacak bir yansıtıcı içerir ve yansıtıcı tasarımı aydınlatmada önemli bir yer tutar. Yansıtıcı tasarımında başarılı sonuçlar elde edebilmek için, yansıtıcıyı isteğe uygun koşulları sağlamak üzere biçimlendirmek kadar, yansıtıcının tasarım sürecinde aydınlatma aygıtının ışık yeğinlik dağılımı ve geriverimi, oluşacak aydınlık dağılımı gibi özelliklerin denetlenmesi de büyük önem taşır. TÜBİTAK tarafından desteklenen “Düzgün Yayılmış Aydınlık Sağlanmasına Yönelik Yansıtıcı Tasarımında Temel İlkeler ve Öneriler” başlıklı proje kapsamında, çeşitli noktasal ve doğrusal lambalar kullanılarak düzgün yayılmış aydınlık oluşturmak amacıyla dönel ve silindir yansıtıcı tasarımları yapılmıştır. Tasarlanan yansıtıcıların yer aldığı aydınlatma aygıtlarının ışık yeğinlik dağılımı, geriverimi ve oluşturdukları aydınlık dağılımları bir aydınlatma aygıtı analiz ve tasarım programı aracılığı ile belirlenmiştir. Bu çalışmada, elipsoit yansıtıcılara ilişkin analiz sonuçları sunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Yansıtıcı tasarımı, elipsoit, düzgün yayılmış aydınlık, noktasal ışık kaynağı, ışık yeğinlik dağılımı ELLIPSOID REFLECTOR DESIGN TO USE IN ARCHITECTURAL LIGHTING ABSTRACT The luminaire is the main tool to set up a lighting arrangement in an interior which provides the good visual conditions completely. The fundamental aim of luminaire design is to send the light of a lamp, emitting in almost all directions, in the desired directions. The control of lamp light is generally possible by reflection of light. Therefore, most luminaires include a reflector to direct the lamp light in the necessary directions and great importance is attached to reflector design in lighting. In order to obtain successful results in reflector design, controlling the features of the luminaire such as light intensity distribution, luminaire efficiency, illuminance distribution during the reflector design phase is important as well as forming the reflector shape according to the desired conditions. Curved and cylindrical reflector designs have been made to provide uniform illuminance distribution by using different point and linear light sources in the research project with the title “Basic Principles and Recommendations on Reflector Design to Provide Uniform Illumination” supported by TÜBİTAK. Light intensity distribution, luminaire efficiency of the luminaires containing the designed reflectors and the occurred illuminance distributions are determined with the help of a luminaire analyze and design program. In this study, the analyze results of ellipsoid reflectors are introduced. Keywords: Reflector design, ellipsoid, uniform illuminance distribution, point light source, light intensity distribution

33


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

Öneriler” başlıklı araştırma (104I037) kapsamında

1. GİRİŞ Bir mekanda aydınlatma düzeni hacmin işlev ve özelliklerine uygun iyi görme koşullarının sağlanması amacıyla kurulur. Aydınlatma düzeninin kurulması temelde lamba ve aydınlatma aygıtı seçimi/tasarımı ile aygıt yerleşim düzenini kapsar. Aydınlatma aygıtı tasarımında temel amaç, lambanın çeşitli doğrultulara yayımladığı ışığı istenen doğrultulara yönlendirmektir. Lamba ışığının yönlendirilmesinde ise yansıtıcılardan yararlanılır ve çoğu aygıt bir yansıtıcı içerir. Bu nedenle yansıtıcı tasarımı aydınlatmada büyük önem taşır.

projesi

çeşitli noktasal lambalar için dönel (genel

yansıtıcı, paraboloit, elipsoit ve hiperbolik yansıtıcılar, tekli bükey yansıtıcı) yansıtıcılar, doğrusal flüoresan lamba için silindirsel yansıtıcılar (genel silindir, eliptik, parabolik ve hiperbolik silindir yansıtıcılar) ve düzlem yansıtıcı tasarımı yapılmış, tasarlanan yansıtıcılar bir aydınlatma aygıtı tasarım ve analiz programı aracılığı ile analiz edilmiştir [9-10]. Bu makalede, proje kapsamında ele alınan yansıtıcı türlerinden elipsoit yansıtıcıların analiz sonuçlarına yer verilmiştir.

Yansıtıcı tasarımı ile ilgili literatürde yer alan çalışmalarda genelde yansıtıcı gerecinin düzgün yansıma yaptığı, ışık kaynağının ise boyutsuz ve ışık yeğinlik dağılımının küre olduğu varsayılır [1-8]. Bu araştırma kapsamında yapılan yansıtıcı tasarımlarında, ışığı düzgün yansıtan gerecin yanı sıra karışık yansıma yapan yansıtıcı gereci de kullanılmış, ışık kaynağı olarak ise gerçek lambaların boyutları, ışık yeğinlik dağılımları ve değerleri dikkate alınmıştır.

2. ÖRNEK YANSITICI TASARIMLARININ YAPILDIĞI KOŞULLAR Elipsoidin bir odağında (F) yer alan ışık kaynağından çıkarak yansıtıcıya gelen ışık ışını yansıdıktan sonra ikinci odaktan (F’) geçer. Elipsoit yansıtıcının biçimini, yansıtıcının tepe noktası ile odak arasındaki uzaklık (TF) ve iki odak arasındaki uzaklık (FF’) olmak üzere iki ayrı büyüklük belirler. TF ve FF’ büyüklüklerinin uzunluklarına ve bu uzunlukların birbirine oranına bağlı olarak çok değişik boyut ve biçimlerde yansıtıcılar oluşturulabilir. Bunun yanı sıra, elipsoit yansıtıcıdan çıkan ışığın yayılma açısının (θ) büyüklüğü, bir başka deyişle yansıtıcının ağız açıklığı elde edilen sonuçları etkilemektedir (Şekil 1).

Yansıtıcının tasarım sürecinde aygıt ışık yeğinlik dağılımının, dolayısıyla oluşacak aydınlık dağılımının saptanabilmesi büyük önem taşımaktadır. Günümüzde bu amaçla, yansıtıcı geometrisi ve ışık yansıtma özelliği ile kullanılan lambanın biçim, boyut ve ışık yeğinlik dağılımı gibi özelliklerine dayalı olarak ortaya çıkabilecek aygıt ışık yeğinlik dağılımının çok büyük bir yakınlıkla simüle edildiği bilgisayar programlarından yararlanılmaktadır. Aydınlatma aygıtı analizine yönelik simülasyon programları ile tasarım süreci içinde prototip aygıt yapımına gerek duyulmadan, elde edilecek sonuçlar tasarım aşamasında belli bir yakınlıkla izlenebilmektedir. TÜBİTAK tarafından desteklenen ve Yıldız Teknik Üniversitesi’nde yürütülen “Düzgün Yayılmış Aydınlık Sağlanmasına Yönelik Yansıtıcı Tasarımında Temel İlkeler ve

Elipsoit yansıtıcılı aydınlatma aygıtları iç mimaride genelde, aydınlatma düzenini yapı elemanları ile bütünleştirmek için, lamba ve aydınlatma aygıtını gözden gizleyip yansımış ışığın küçük bir açıklıktan çıkmasını sağlamak amacıyla ve/ya da alçak tavanlı mekanlarda, lamba ve aygıtın doğrudan kamaşmaya yol açmasını önlemek için asma tavan boşluğu içinde kullanılmaktadır.

34


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

edilen ışık yeğinlik ve aydınlık dağılımları değerlendirilerek söz konusu lambaların her biri için, aydınlığın düzgün yayılmışlığı açısından en olumlu durumları veren yansıtıcı boyut ve geometrileri saptanmıştır. Olumlu durumları veren bu yansıtıcıların etekleri daha uzun tutularak, aygıttan çıkan ışığın yayılma açısına ilişkin farklı büyüklükleri sağlayan yeni durumlar oluşturulmuştur. Akkor ve akkor halojen lambalar dışındaki öteki lamba türlerinin kullanıldığı koşullarda yansıtıcı eteğinin uzunluğu, dolayısıyla aygıttan çıkan ışığın yayılma açısının büyüklüğü, genelde minimum 300 siperlik engel açısı dikkate alınarak belirlenmiştir. Yansıtıcı boyut ve geometrisine bağlı olarak kimi durumlarda, yansıtıcının eteği elipsin merkezinden geçen küçük eksene değin uzatılmasına karşın 300 siperlik engel açısı sağlanamamıştır.

Elipsoit yansıtıcı Noktasal lamba T F

ß

y

x

F'

TF: yansıtıcının tepe noktası ile odak arasındaki uzaklık FF’: iki odak arasındaki uzaklık, ß: siperlik engel açısı θ: aygıttan çıkan ışığın yayılma açısı x: yansıtıcının ağız açıklığı, y: yansıtıcının yüksekliği

Şekil 1- Elipsoit yansıtıcının enine kesiti

Bu araştırmada, elipsoit yansıtıcı tasarımları iki aşamada yürütülmüştür. İlk aşamada lambanın ışıklı bölgesinin merkezi elipsoidin odağına (F) yerleştirilmiştir. Bu aşamada yapılan yansıtıcı tasarımları, yansıtıcının TF ve FF’ büyüklüklerine farklı değerler verilerek oluşturulan 360 adet uygulama örneğini kapsamaktadır. Noktasal lambaların kullanıldığı konik yansıtıcılarda aygıttan çıkan ışığın yayılma açısının (θ) aygıt ışık yeğinlik dağılımını pek etkilememesi nedeniyle, akkor ve akkor halojen lambaların kullanıldığı uygulama örneklerinde söz konusu açının tek bir değeri (θ=1200) için işlem yapılmıştır. Elde

Tüm örnek uygulamalar için elde edilen ışık yeğinlik dağılımları aydınlığın düzgün yayılmışlığı açısından değerlendirilmiş ve aydınlık dağılımlarını iyileştirmek üzere lambaların elipsoidin odağı dışına kaydırılmasına karar verilmiştir (Şekil 2). Elipsoit yansıtıcı tasarımının ikinci aşamasında, 360 örnek durum arasından seçilen 108 durum yeniden ele alınmış ve lambanın ışıklı bölgesinin merkezi odak dışına yerleştirilerek daha düzgün aydınlık dağılımları elde edilmiştir.

Şekil 2- Lambanın aydınlatma aygıtı ekseni üzerinde kaydırılmasına örnek

35


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

L.D. Öztürk, T. Tong, Ş.A. Yağmur

Bu çalışmada yer verilen örnek uygulamaların yapıldığı koşullar aşağıda sıralanmıştır (Şekil 3-4):

o o

yansıtıcının tepe noktası ile ışık kaynağı

merkezi arasındaki uzaklık (TF, cm): 3, 4, 4.5, 6, 7.5 iki odak arasındaki uzaklık (FF’, cm): 15, 20, 25, 30, 35, 40, 45 aygıttan çıkan ışığın yayılma açısı (θ): temelde 800, 900, 1000, 1100, 1200 lamba türü: o o

o

o

USH400F: 400 W, 7850 lm Q500T4F: 500 W, 10100 lm saydam ampullü akkor halojen lamba; Q500T4: 500 W, 10450 lm opal ampullü metalik halojenürlü lamba; CDMP100C: 100 W, 8500 lm saydam ampullü metalik halojenürlü lamba; CDMP100: 100 W, 8800 lm saydam ampullü sodyum buharlı lamba; SDWT100: 100 W, 5400 lm

yansıtıcı gereci: o

buzlu ampullü akkor lamba; A100W: 100 W, 1360 lm buzlu ampullü akkor halojen lamba;

o

DVRALZAK, düzgün yansıma

DVRALZAK: düzgün yansıma yapan gereç, ışık yansıtma çarpanı (ρ): 0.81 RC2632_2: karışık yansıma yapan gereç, ışık yansıtma çarpanı (ρ): 0.80

RC2632_2, karışık yansıma

Şekil 3- Yansıtıcı gereçlerinin ışık yansıtma biçimleri

A100W

USH400F

Q500T4F

Q500T4

CDMP100C

CDMP100

SDWT100

Şekil 4- Elipsoit yansıtıcılı aydınlatma aygıtlarında kullanılan lambalara örnekler

Oluşturulan toplam 468 örnek uygulama arasından seçilen 156 durum için, aydınlatma aygıtının geriverimi, aygıt eksenindeki ve en büyük ışık yeğinlik değeri, maksimum ışık yeğinlik değerinin söz konusu olduğu açının aygıt ekseninden uzaklığı ve Düzgünlük açılarından elde edilen sonuçlar, Tablo 1-24’te verilmiştir.

Lambadaki ışıklı bölgenin merkezinin odak dışına yerleştirildiği örneklerde odak ile ışıklı bölge merkezi arasındaki uzaklık (FK), lambanın ikinci odağa (F’) doğru kaydırıldığı koşullarda -, yansıtıcı tepe noktasına (T) doğru kaydırıldığı koşullarda ise + ile gösterilmiştir.

36


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

Tablolarda,

y: yansıtıcının yüksekliği,

η: aydınlatma aygıtının geriverimi,

TF: yansıtıcının tepe noktası ile ışık kaynağı merkezi arasındaki uzaklık, FF’: iki odak arasındaki uzaklık, θ: aygıttan çıkan ışığın yayılma açısı, FK: lambanın ışıklı bölgesinin merkezi ile odak arasındaki uzaklık, ß: siperlik engel açısı, x: yansıtıcının ağız açıklığı,

I0: aygıt eksenindeki ışık yeğinliği, Imak: maksimum ışık yeğinliği, α: maksimum ışık yeğinliği doğrultusunun aygıt ekseni ile yaptığı açı, D: Düzgünlük olarak gösterilmiştir.

Tablo 1- Buzlu ampullü akkor lambanın odakta olduğu durum, düzgün yansıma yapan yansıtıcı gereci I0 Lamba TF FF’ θ ß x y Imak D α η (cm) (cm) (cm) (cm) (cd) (cd) (%) 1 A100W 7.5 30 100 32 33.51 21.47 81.6 878 992 17.5 0.98 2 A100W 7.5 30 110 26.4 33.16 19.02 82.4 874 1000 17.5 0.99 3 A100W 7.5 30 120 20.7 32.48 16.79 83.2 878 1004 16.25 0.99

No

Tablo 2- Buzlu ampullü akkor lambanın odakta olduğu durum, karışık yansıma yapan yansıtıcı gereci I0 Lamba TF FF’ θ ß x y Imak D α η (cm) (cm) (cm) (cm) (cd) (cd) (%) 1 A100W 7.5 30 100 32 33.51 21.47 76.2 941 944 1.25 1 2 A100W 7.5 30 110 26.4 33.16 19.02 77.6 948 948 0 1 3 A100W 7.5 30 120 20.7 32.48 16.79 79.1 940 947 2.5 1

No

Tablo 3- Buzlu ampullü akkor lambanın odak dışında olduğu durum, düzgün yansıma yapan yansıtıcı gereci I0 No Lamba TF FF’ θ FK ß x y Imak D α η (cm) (cm) (cm) (cm) (cm) (cd) (cd) (%) 1 2 3

A100W A100W A100W

7.5 7.5 7.5

30 30 30

99.6 109.5 119.5

0.1 0.1 0.1

32.3 26.7 21

33.51 33.16 32.48

21.47 19.02 16.79

81.5 82.3 83.1

924 903 944

1019 1026 1030

16.25 16.25 16.25

0.98 0.99 0.97

Tablo 4- Buzlu ampullü akkor lambanın odak dışında olduğu durum, karışık yansıma yapan yansıtıcı gereci No 1 2 3

Lamba A100W A100W A100W

TF (cm) 7.5 7.5 7.5

FF’ (cm) 30 30 30

θ 105.7 117.3 128.3

FK (cm) -1.5 -1.5 -1.5

ß 28.8 22.5 16.2

x (cm) 33.51 33.16 32.48

y (cm) 21.47 19.02 16.79

η (%) 77.6 79.1 80.7

I0 (cd) 554 565 554

Imak (cd) 579 576 570

α

D

22.5 22.5 20

0.82 0.80 0.85

Tablo 5- Buzlu ampullü akkor halojen lambanın odakta olduğu durum, düzgün yansıma yapan yansıtıcı gereci I0 No Lamba TF FF’ θ ß x y Imak D α η (cm) (cm) (cm) (cm) (cd) (cd) (%) 1 USH400F 4 35 80 45.4 24.78 18.72 80.1 37903 39583 2.5 0.96 2 USH400F 4 35 90 39.3 24.18 16.04 80.7 38841 39796 2.5 0.98 3 USH400F 4 35 100 33.1 23.31 13.73 81.5 38282 40014 2.5 0.96 4 USH400F 4 35 110 26.9 22.3 11.76 82.8 19672 19672 0 1 5 USH400F 4 35 120 20.5 21.09 10.07 83.1 38281 40091 2.5 0.96 6 Q500T4F 3 15 80 41.6 14.6 11.63 75.2 31573 31573 0 1 7 Q500T4F 3 15 90 36.2 14.6 11.63 75.9 31558 31558 0 1 8 Q500T4F 3 15 100 29.8 14.7 9.04 76.7 31880 31880 0 1 9 Q500T4F 3 15 110 23.2 14.27 7.93 77.6 31347 31347 0 1 10 Q500T4F 3 15 120 16.6 13.86 6.93 78.4 31573 31573 0 1

37


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

L.D. Öztürk, T. Tong, Ş.A. Yağmur

Tablo 6- Buzlu ampullü akkor halojen lambanın odakta olduğu durum, karışık yansıma yapan yansıtıcı gereci I0 No Lamba TF FF’ θ ß x y Imak D α η (cm) (cm) (cm) (cm) (cd) (cd) (%) 1 USH400F 4 35 80 45.4 24.78 18.72 72.8 17148 17317 1.25 0.99 2 USH400F 4 35 90 39.3 24.18 16.04 74.3 17547 17547 0 1 3 USH400F 4 35 100 33.1 23.31 13.73 75.8 17410 17429 1.25 1 4 USH400F 4 35 110 26.9 22.3 11.76 78.3 11584 11584 0 1 5 USH400F 4 35 120 20.5 21.09 10.07 78.7 17129 17129 0 1 13848 13848 6 Q500T4F 3 15 80 41.6 14.6 11.63 67.7 0 1 7 Q500T4F 3 15 90 36.2 14.6 11.63 69.3 14009 14009 0 1 8 Q500T4F 3 15 100 29.8 14.7 9.04 70.8 14098 14098 0 1 9 Q500T4F 3 15 110 23.2 14.27 7.93 72.3 13902 13902 0 1 10 Q500T4F 3 15 120 16.6 13.86 6.93 73.8 13826 13826 0 1 Tablo 7- Buzlu ampullü akkor halojen lambanın odak dışında olduğu durum, düzgün yansıma yapan yansıtıcı gereci I0 Lamba TF FF’ θ FK ß x y Imak D α η No (cm) (cm) (cm) (cm) (cm) (cd) (cd) (%) 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

USH400F USH400F USH400F USH400F USH400F Q500T4F Q500T4F Q500T4F Q500T4F Q500T4F

4 4 4 4 4 3 3 3 3 3

35 35 35 35 35 15 15 15 15 15

87.4 93.7 104.5 112.1 126.0 92.4 103.9 115.3 130.4 133.8

-0.75 -0.75 -0.75 -0.3 -0.72 -1.7 -1.6 -1.5 -1.7 -1.05

41.5 37.1 30.5 25.6 17 34.6 27.4 20.2 10.8 8.4

24.78 24.18 23.31 22.3 21.09 14.6 14.6 14.7 14.27 13.86

18.72 16.04 13.73 11.76 10.07 11.63 11.63 9.04 7.93 6.93

80.6 81.3 82.1 83.1 84 80.1 81 82 83.2 83.5

8056 8155 8149 8385 8697 5055 5375 5538 5170 6919

9089 9131 9200 9263 9320 5065 5375 5538 5170 6919

16.25 16.25 15 15 15 1.25 0 0 0 0

1 0.99 0.98 1 0.97 1 1 1 1 1

Tablo 8- Buzlu ampullü akkor halojen lambanın odak dışında olduğu durum, karışık yansıma yapan yansıtıcı gereci No 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

Lamba USH400F USH400F USH400F USH400F USH400F Q500T4F Q500T4F Q500T4F Q500T4F Q500T4F

TF (cm) 4 4 4 4 4 3 3 3 3 3

FF’ (cm) 35 35 35 35 35 15 15 15 15 15

θ 84.6 94.9 107.3 115.3 129.5 104.5 119.4 133.7 134.4 133.2

FK (cm) -1.15 -1 -1.2 -0.75 -1.12 -3.05 -3.05 -3 -2 -1

ß 42.6 36.4 28.8 23.7 15 26.9 17.9 9.2 8.5 8.8

x (cm) 24.78 24.18 23.31 22.3 21.09 14.6 14.6 14.7 14.27 13.86

y (cm) 18.72 16.04 13.73 11.76 10.07 11.63 11.63 9.04 7.93 6.93

η (%) 74.6 76 78 79.7 81.2 74.4 77.2 79.7 80.9 79.9

I0 (cd) 5654 6578 5490 5223 5378 1428 1470 1550 3610 6096

Imak (cd) 6144 6740 5862 5752 5778 2580 2614 2542 3668 6096

α

D

12.5 10 13.75 13.75 10 47.5 47.5 47.5 1.25 0

0.99 0.98 0.98 0.99 0.97 0.56 0.55 0.51 0.98 1

Tablo 9- Saydam ampullü akkor halojen lambanın odakta olduğu durum, düzgün yansıma yapan yansıtıcı gereci I0 No Lamba TF FF’ θ ß x y Imak D α η (cm) (cm) (cm) (cm) (cd) (cd) (%) 41019 42684 1 Q500T4 3 15 80 46 14.6 11.63 80.8 2.5 0.96 41117 43075 2 Q500T4 3 15 90 40.3 14.7 10.28 81.5 2.5 0.96 41379 43353 3 Q500T4 3 15 100 34.6 14.57 9.04 82.3 2.5 0.96 41393 43558 4 Q500T4 3 15 110 28.9 14.27 7.93 83.2 2.5 0.95 41824 43629 5 Q500T4 3 15 120 23.2 13.86 6.93 84.1 2.5 0.96

38


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

Tablo 10- Saydam ampullü akkor halojen lambanın odakta olduğu durum, karışık yansıma yapan yansıtıcı gereci I0 No Lamba TF FF’ θ ß x y Imak D α η (cm) (cm) (cm) (cm) (cd) (cd) (%) 15920 15920 1 Q500T4 3 15 80 46 14.6 11.63 74.3 0 1 16116 16116 2 Q500T4 3 15 90 40.3 14.7 10.28 75.9 0 1 16134 16134 3 Q500T4 3 15 100 34.6 14.57 9.04 77.4 0 1 16027 16027 4 Q500T4 3 15 110 28.9 14.27 7.93 79 0 1 16037 16037 5 Q500T4 3 15 120 23.2 13.86 6.93 80.5 0 1 Tablo 11- Saydam ampullü akkor halojen lambanın odak dışında olduğu durum, düzgün yansıma yapan yansıtıcı gereci I0 No Lamba TF FF’ θ FK ß x y Imak D α η (cm) (cm) (cm) (cm) (cm) (cd) (cd) (%) 1 2 3 4 5

Q500T4 Q500T4 Q500T4 Q500T4 Q500T4

3 3 3 3 3

15 15 15 15 15

85.7 95.3 106.3 117.3 128.4

-0.67 -0.65 -0.65 -0.65 -0.65

43.4 37.3 31.1 24.9 8.6

14.6 14.7 14.57 14.27 13.86

11.63 10.28 9.04 7.93 6.93

81.3 82.1 83 84 85

5115 5868 5739 5749 5438

5563 5868 5739 5748 5712

15 0 0 0 15

0.98 1 1 1 0.95

Tablo 12- Saydam ampullü akkor halojen lambanın odak dışında olduğu durum, karışık yansıma yapan yansıtıcı gereci No 1 2 3 4 5

Lamba Q500T4 Q500T4 Q500T4 Q500T4 Q500T4

TF (cm) 3 3 3 3 3

FF’ (cm) 15 15 15 15 15

θ 85.1 96.2 107.3 118.5 129.7

FK (cm) -0.75 -0.75 -0.75 -0.75 -0.75

ß

x (cm) 14.6 14.7 14.57 14.27 13.86

43.1 36.8 30.5 24.2 17.9

y (cm) 11.63 10.28 9.04 7.93 6.93

η (%) 75.7 77.5 79.2 80.9 82.6

I0 (cd) 4740 4802 4758 4758 4687

Imak (cd) 5099 5162 5160 5088 5030

α

D

15 15 15 15 12.5

0.97 0.97 0.98 0.96 1

Tablo 13- Opal ampullü metalik halojenürlü lambanın odakta olduğu durum, düzgün yansıma yapan yansıtıcı gereci No Lamba TF FF’ θ ß x y Imak D I0 α η (cm) (cm) (cm) (cm) (cd) (cd) (%) 102.6 1 CDMP100C 4.5 15 13.7 18.74 11.72 79.3 2603 3546 27.5 0.95 2 CDMP100C 4.5 25 87 30 23.04 16.37 79 4961 5463 20 0.91 3 CDMP100C 4.5 35 90.2 30 26.11 17.26 72.6 8355 8355 0 1 4 CDMP100C 4.5 45 92 30 28.19 17.87 79.9 11635 11635 0 1 5 CDMP100C 6 20 102.6 20.5 24.98 15.79 81.2 2632 4264 27.5 0.88 6 CDMP100C 6 30 92.8 30 29.19 19.71 80.8 3795 6200 20 0.74 7 CDMP100C 6 40 95.2 30 32.58 20.69 81.1 6792 8218 17.5 0.95 Tablo 14- Opal ampullü metalik halojenürlü lambanın odakta olduğu durum, karışık yansıma yapan yansıtıcı gereci No Lamba TF FF’ θ ß x y Imak D I0 α η (cm) (cm) (cm) (cm) (cd) (cd) (%) 1 CDMP100C 4.5 15 102.6 13.7 18.74 11.72 74 3181 3253 15 0.92 2 CDMP100C 4.5 25 87 30 23.04 16.37 72 5126 5221 2.5 0.98 3 CDMP100C 4.5 35 90.2 30 26.11 17.26 71.9 7485 7485 0 1 4 CDMP100C 4.5 45 92 30 28.19 17.87 72.7 8910 8910 0 1 5 CDMP100C 6 20 102.6 20.5 24.98 15.79 76.3 3463 3637 17.5 0.91 6 CDMP100C 6 30 92.8 30 29.19 19.71 74.7 5340 5340 0 1 7 CDMP100C 6 40 95.2 30 32.58 20.69 74.9 7308 7330 2.5 1

39


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

L.D. Öztürk, T. Tong, Ş.A. Yağmur

Tablo 15- Opal ampullü metalik halojenürlü lambanın odak dışında olduğu durum, düzgün yansıma yapan yansıtıcı gereci No 1 2 3 4 5 6 7

Lamba CDMP100C CDMP100C CDMP100C CDMP100C CDMP100C CDMP100C CDMP100C

TF (cm) 4.5 4.5 4.5 4.5 6 6 6

FF’ (cm) 15 25 35 45 20 30 40

θ 103.4 86.9 90.8 93.2 105.5 93.6 95.5

FK (cm) 0.1 -0.05 -0.15 -0.29 0.51 0.2 0.1

ß 13.2 29.8 29.5 29.2 18.6 29.4 29.8

x (cm) 18.74 23.04 26.11 28.19 24.98 29.19 32.58

y (cm) 11.72 16.37 17.26 17.87 15.79 19.71 20.69

η (%) 79.2 79.1 79.7 80.1 81.1 80.8 81.1

I0 (cd) 2954 4686 6496 7783 3908 5010 7805

Imak (cd) 3645 5405 7119 8632 5018 6571 8424

α

D

27.5 20 15 12.5 22.5 20 15

0.86 0.96 0.99 0.97 0.99 0.92 0.97

Tablo 16- Opal ampullü metalik halojenürlü lambanın odak dışında olduğu durum, karışık yansıma yapan yansıtıcı gereci No 1 2 3 4 5 6 7

Lamba CDMP100C CDMP100C CDMP100C CDMP100C CDMP100C CDMP100C CDMP100C

TF (cm) 4.5 4.5 4.5 4.5 6 6 6

FF’ (cm) 15 25 35 45 20 30 40

θ 117.4 95.4 97.6 101.7 106.1 95.3 98.7

FK (cm) -1.8 -1.7 -1.6 -2.15 -0.6 -0.6 -0.9

ß 3.8 23.7 24.8 23.4 18.2 28.3 27.7

x (cm) 18.74 23.04 26.11 28.19 24.98 29.19 32.58

y (cm) 11.72 16.37 17.26 17.87 15.79 19.71 20.69

η (%) 75.2 73.8 74.5 75.1 76.8 75.3 75.8

I0 (cd) 1469 2410 3600 3767 2640 4052 5016

Imak (cd) 2147 3089 4005 4160 3026 4304 5191

α

D

40 30 20 20 25 17.5 12.5

0.66 0.83 0.92 0.92 0.85 0.92 0.96

Tablo 17-Saydam ampullü metalik halojenürlü lambanın odakta olduğu durum, düzgün yansıma yapan yansıtıcı gereci I0 No Lamba TF FF’ θ ß x y Imak D α η (cm) (cm) (cm) (cm) (cd) (cd) (%) 1 CDMP100 4.5 15 102.6 30.3 18.74 11.72 71.7 695 2709 65 0.29 2 CDMP100 4.5 25 87 41.2 23.04 16.37 73.4 11132 11132 0 1 3 CDMP100 4.5 35 90.2 40 26.11 17.26 79.7 25447 25447 0 1 4 CDMP100 4.5 45 92 39.4 28.19 17.87 79.8 43990 43990 0 1 5 CDMP100 6 20 102.6 32.6 24.98 15.79 81.2 4181 5397 15 0.86 6 CDMP100 6 30 92.8 39.1 29.19 19.71 80.6 5291 9189 10 0.60 7 CDMP100 6 40 95.2 38.3 32.58 20.69 80.7 14565 15789 2.5 0.93 Tablo 18- Saydam ampullü metalik halojenürlü lambanın odakta olduğu durum, karışık yansıma yapan yansıtıcı gereci No Lamba TF FF’ θ ß x y Imak D I0 α η (cm) (cm) (cm) (cm) (cd) (cd) (%) 1 CDMP100 4.5 15 102.6 30.3 18.74 11.72 76.4 309 2026 62.5 0.65 2 CDMP100 4.5 25 87 41.2 23.04 16.37 73.4 11216 11216 0 1 3 CDMP100 4.5 35 90.2 40 26.11 17.26 73.4 17235 17235 0 1 4 CDMP100 4.5 45 92 39.4 28.19 17.87 73.4 22447 22447 0 1 5 CDMP100 6 20 102.6 32.6 24.98 15.79 76.9 5327 5468 10 0.98 6 CDMP100 6 30 92.8 39.1 29.19 19.71 75.1 9470 9521 2.5 1 14632 14667 7 CDMP100 6 40 95.2 38.3 32.58 20.69 75 2.5 1 Tablo 19- Saydam ampullü metalik halojenürlü lambanın odak dışında olduğu durum, düzgün yansıma yapan yansıtıcı gereci No 1 2 3 4 5 6 7

Lamba CDMP100 CDMP100 CDMP100 CDMP100 CDMP100 CDMP100 CDMP100

TF (cm) 4.5 4.5 4.5 4.5 6 6 6

FF’ (cm) 15 25 35 45 20 30 40

θ 100.4 86.8 90.6 92.6 99.1 91.5 94.8

FK (cm) 0.3 -0.03 -0.1 -0.15 0.65 0.3 0.1

ß 15.3 30 29.7 29.8 23 30.8 30.3

40

x (cm) 18.74 23.04 26.11 28.19 24.98 29.19 32.58

y (cm) 11.72 16.37 17.26 17.87 15.79 19.71 20.69

η (%) 80.1 79.6 79.8 79.9 80.8 80.4 80.7

I0 (cd) 8210

Imak (cd) 8488

10262 17003 25123 15073 15016 20691

10334 17352 25123 15080 15793 20794

α

D

2.5 5 2.5 0 2.5 2.5 2.5

0.97 1 0.98 1 1 0.95 0.98


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

Tablo 20- Saydam ampullü metalik halojenürlü lambanın odak dışında olduğu durum, karışık yansıma yapan yansıtıcı gereci No 1 2 3 4 5 6 7

Lamba CDMP100 CDMP100 CDMP100 CDMP100 CDMP100 CDMP100 CDMP100

TF (cm) 4.5 4.5 4.5 4.5 6 6 6

FF’ (cm) 15 25 35 45 20 30 40

θ 103.2 88.3 92.6 84.5 102.6 93.2 95.2

FK (cm) -0.07 -0.35 -0.55 -0.6 0 -0.1 -0.3

ß 35.9 43.9 42.1 41.2 36.8 42 40.5

x (cm) 18.74 23.04 26.11 28.19 24.98 29.19 32.58

y (cm) 11.72 16.37 17.26 17.87 15.79 19.71 20.69

η (%) 76.2 74.1 74.4 74.4 76.9 75.2 75.4

I0 (cd) 4788 7223 9209

Imak (cd) 4968 7371 9419

11971

12084

5327 8506

5468 8616

10903

10976

α

D

7.5 7.5 7.5 5 10 5 2.5

0.99 0.99 0.97 0.98 0.98 1 1

Tablo 21- Saydam ampullü sodyum buharlı lambanın odakta olduğu durum, düzgün yansıma yapan yansıtıcı gereci I0 No Lamba TF FF’ θ ß x y Imak D α η (cm) (cm) (cm) (cm) (cd) (cd) (%) 1 SDWT100 4.5 15 102.6 34.2 18.74 11.72 80.9 8644 8644 0 1 2 SDWT100 4.5 25 87 43.7 23.04 16.37 79.8 30202 30202 0 1 3 SDWT100 4.5 35 90.2 42.2 26.11 17.26 79.9 52040 52040 0 1 71344 71344 4 SDWT100 4.5 45 92 41.4 28.19 17.87 80 0 1 3852 3852 5 SDWT100 6 20 102.6 35.3 24.98 15.79 81.4 0 1 6 SDWT100 6 30 92.8 41.1 29.19 19.71 80.7 14865 14865 0 1 7 SDWT100 6 40 95.2 40.5 32.58 20.69 80.8 35745 35745 0 1 Tablo 22- Saydam ampullü sodyum buharlı lambanın odakta olduğu durum, karışık yansıma yapan yansıtıcı gereci I0 No Lamba TF FF’ θ ß x y Imak D α η (cm) (cm) (cm) (cm) (cd) (cd) (%) 1 SDWT100 4.5 15 102.6 34.2 18.74 11.72 76.4 3986 3986 0 1 2 SDWT100 4.5 25 87 43.7 23.04 16.37 73.6 8016 8016 0 1 3 SDWT100 4.5 35 90.2 42.2 26.11 17.26 73.5 11496 11496 0 1 4 SDWT100 4.5 45 92 41.4 28.19 17.87 73.5 14540 14540 0 1 5 SDWT100 6 20 102.6 35.3 24.98 15.79 77 3533 3566 2.5 0.99 6 SDWT100 6 30 92.8 41.1 29.19 19.71 75.1 6335 6335 0 1 7 SDWT100 6 40 95.2 40.5 32.58 20.69 75 9662 9662 0 1 Tablo 23- Saydam ampullü sodyum buharlı lambanın odak dışında olduğu durum, düzgün yansıma yapan yansıtıcı gereci No 1 2 3 4 5 6 7

Lamba SDWT100 SDWT100 SDWT100 SDWT100 SDWT100 SDWT100 SDWT100

TF (cm) 4.5 4.5 4.5 4.5 6 6 6

FF’ (cm) 15 25 35 45 20 30 40

θ 104.5 86.6 92.9 94.9 102.9 93.8 96.9

FK (cm) -0.25 -0.5 -0.6 -0.68 -0.05 -0.26 -0.45

ß 37.7 33.2 31.1 30.8 23.8 31.9 31.2

x (cm) 18.74 23.04 26.11 28.19 24.98 29.19 32.58

y (cm) 11.72 16.37 17.26 17.87 15.79 19.71 20.69

η (%) 81.1 80.2 80.4 80.6 81.4 80.8 81

I0 (cd) 2069 3759 6479 8598 3051 5101 6857

Imak (cd) 2452 4084 6479 8598 3067 5101 6857

α

D

17.5 20 0 0 15 0 0

0.97 0.90 1 1 0.91 1 1

Tablo 24- Saydam ampullü sodyum buharlı lambanın odak dışında olduğu durum, karışık yansıma yapan yansıtıcı gereci No 1 2 3 4 5 6 7

Lamba SDWT100 SDWT100 SDWT100 SDWT100 SDWT100 SDWT100 SDWT100

TF (cm) 4.5 4.5 4.5 4.5 6 6 6

FF’ (cm) 15 25 35 45 20 30 40

θ 106.5 89.6 94 95.4 103.8 94.4 97.1

FK (cm) -0.5 -0.6 -0.8 -0.8 -0.2 -0.4 -0.5

ß 32.1 42 40.2 39.6 34.7 40.2 39.1

41

x (cm) 18.74 23.04 26.11 28.19 24.98 29.19 32.58

y (cm) 11.72 16.37 17.26 17.87 15.79 19.71 20.69

η (%) 77.4 74.7 75 74.9 77.3 75.6 75.7

I0 (cd) 1885 3663 4707 6606 2808 4096 5882

Imak (cd) 2081 3777 4862 6624 2900 4191 5949

α

D

17.5 7.5 7.5 5 7.5 5 2.5

0.96 1 0.99 0.99 0.99 0.99 0.99


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

L.D. Öztürk, T. Tong, Ş.A. Yağmur

aygıttan çıkan ışığın yayılma açısındaki değişimin sonuçları hangi ölçüde değiştirdiği ortaya konmuştur. Öteki lamba türlerinde ise TF uzaklığı aynı olan örnek tasarımlar üst üste gösterilmiştir. Aygıt ışık yeğinlik ve aydınlık dağılımlarını gösteren şekillerin üzerinde hangi yansıtıcı gerecinin kullanıldığı belirtilmiştir. Lambanın odakta bulunduğu ve odak dışına yerleştirildiği koşullarda elde edilen ışık yeğinlik dağılımları yan yana, aydınlık düzeyi eğrileri peş peşe gösterilmiştir.

3. ELDE EDİLEN IŞIK YEĞİNLİK VE AYDINLIK DAĞILIMLARI Özellikleri ve analiz sonuçları Tablo 1-24’te yer alan elipsoit yansıtıcılı aydınlatma aygıtlarının ışık yeğinlik eğrileri ve aydınlatma aygıtından 2.4 m uzaklıktaki aydınlık dağılımları Şekil 5-22’de verilmiştir. Işık yeğinlik ve aydınlık dağılımlarında, akkor ve akkor halojen lambaların kullanıldığı koşullarda yansıtıcının TF ve FF’ uzaklıklarının aynı, θ açılarının farklı olduğu durumlar üst üste gösterilerek,

70

0

210

140

489 279

245

367

0

Lambanın odak dışında olduğu durum Düzgün yansıma yapan Karışık yansıma yapan yansıtıcı gereci yansıtıcı gereci 122

0

234

117

469

351

482

241

361

0

120

Lambanın odakta olduğu durum Düzgün yansıma yapan Karışık yansıma yapan yansıtıcı gereci yansıtıcı gereci 90 80 70 60

90 80 70 60

90 80 70 60

90 80 70 60

50

50

50

50

40

40

40

40

30

30

30

30

10

20

0

0

10

10

20

20

0

0

T1:1-2-3 T2:1-2-3 T3:1-2-3 θ:1000-1100-1200 θ:99.60-109.50-119.50 A100W, TF:7.5 cm, FF’:30 cm

10

20

T4:1-2-3 θ:15.70-117.30-128.30

Şekil 5- Buzlu ampullü akkor lambanın kullanıldığı durumda elde edilen aydınlatma aygıtı ışık yeğinlik dağılımları Düzgün yansıma yapan yansıtıcı gereci 175 140 105 70 35 0 0

0.25

0.5

0.75

1

1.25

1.5

Aygıt ekseninden uzaklık (m)

1.75

EY - TF=7.5cm -FF'=30cm-A100W-RC2632_2 Aydınlık düzeyi (lx)….

Aydınlık düzeyi (lx)….

EY - TF=7.5cm -FF'=30cm-A100W-DVRALZAK

Karışık yansıma yapan yansıtıcı gereci θ=100° θ=110° θ=120°

175 140 105 70 35 0 0

2

T1:1-2-3

0.25

0.5

0.75

1

1.25

1.5

Aygıt ekseninden uzaklık (m)

1.75

T2:1-2-3

Şekil 6- Buzlu ampullü akkor lambanın odakta olduğu durumda aydınlık dağılımı

42

θ=100° θ=110° θ=120°

2


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

Düzgün yansıma yapan yansıtıcı gereci

Karışık yansıma yapan yansıtıcı gereci EY -TF=7.5cm- FF'=30cm-A100W-RC2632_2 θ=99.6°

140

θ=109.5° θ=119.5°

105 70 35 0 0

0.25

0.5

0.75

1

1.25

1.5

Aygıt ekseninden uzaklık (m)

1.75

Aydınlık düzeyi (lx)….

Aydınlık düzeyi (lx)….

EY -TF=7.5cm- FF'=30cm-A100W-DVRALZAK 175

175

θ=105.68°

140

θ=117.26°

105

2

θ=128.26°

70 35 0 0

0.25

0.5

0.75

1

1.25

1.5

1.75

Aygıt ekseninden uzaklık (m)

T3:1-2-3

2

T4:1-2-3

Şekil 7- Buzlu ampullü akkor lambanın odak dışında olduğu durumda aydınlık dağılımı

0

822

2465

1643

4477 3287

2239

3858

0

1119

Lambanın odak dışında olduğu durum Düzgün yansıma yapan Karışık yansıma yapan yansıtıcı gereci yansıtıcı gereci

0

4335

2168

6503

20019

8670

15014

5005

10009

0

Lambanın odakta olduğu durum Düzgün yansıma yapan Karışık yansıma yapan yansıtıcı gereci yansıtıcı gereci 90 80 70 60

90 80 70 60

90 80 70 60

90 80 70 60

50

50

50

50

40

40

40

40

30

30

30

30

20

10

0

0

10

20

20

10

0

0

10

20

0

757

1514

2271

3419 3028

2564

1709

855

0

0

1742

3483

5225

6966

15752

11814

7876

3938

0

T5:1-2-3-4-5 T6:1-2-3-4-5 T7:1-2-3-4-5 T8:1-2-3-4-5 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 θ:87.4 -93.7 -104.5 -112.1 -126 θ:84.6 -94.9 -107.3 -115.3 -129 θ:80 -90 -100 -110 -120 USH400F, TF:4 cm, FF’:35 cm 90 80 70 60

90 80 70 60

90 80 70 60

90 80 70 60

50

50

50

50

40

40

40

40

30

30

30

30

20

10

0

0

10

20

20

10

0

0

10

20

T5:6-7-8-9-10 T6:6-7-8-9-10 T7:6-7-8-9-10 T8:6-7-8-9-10 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 θ:800-900-1000-1100-1200 θ:92.4 -103.9 -115.3 -130.4 -133.8 θ:104.5 -119.4 -133.7 -134.4 -133.2 EY: Q500T4F, TF:3 cm, FF’:15 cm

Şekil 8- Buzlu ampullü akkor halojen lambanın kullanıldığı durumda elde edilen aydınlatma aygıtı ışık yeğinlik dağılımları

43


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

L.D. Öztürk, T. Tong, Ş.A. Yağmur

Düzgün yansıma yapan yansıtıcı gereci

Karışık yansıma yapan yansıtıcı gereci θ=80°

7500

θ=90° θ=100°

6000

θ=110° θ=120°

4500 3000 1500 0 0

0.125

0.25

0.375

0.5

0.625

0.75

Aygıt ekseninden uzaklık (m)

0.875

θ=110° θ=120°

6000 4500 3000 1500 0 0

1

0.25

0.5

Aydınlık düzeyi (lx)….

Aydınlık düzeyi (lx)….

θ=110° θ=120°

4500 3000 1500 0 0.5

0.625

1.25

1.5

1.75

2

0.75

Aygıt ekseninden uzaklık (m)

0.875

θ=80°

EY - TF=3cm -FF'=15cm-Q500T4F-Rc2632_2

θ=90° θ=100°

6000

0.375

1

T6:1-2-3-4-5

7500

0.25

0.75

Aygıt ekseninden uzaklık (m)

θ=80°

EY - TF=3cm -FF'=15cm-Q500T4F-DVRALZAK

0.125

θ=90° θ=100°

7500

T5:1-2-3-4-5

0

θ=80°

EY - TF=4cm-FF'=35cm-USH400F-RC2632_2 Aydınlık düzeyi (lx)….

Aydınlık düzeyi (lx)….

EY - TF=4cm-FF'=35cm-USH400F-DVRALZAK

θ=90° θ=100°

7500

θ=110° θ=120°

6000 4500 3000 1500 0 0

1

0.25

0.5

0.75

1

1.25

1.5

Aygıt ekseninden uzaklık (m)

T5:6-7-8-9-10

1.75

2

T6:6-7-8-9-10

Şekil 9- Buzlu ampullü akkor halojen lambanın odakta olduğu durumda aydınlık dağılımı Düzgün yansıma yapan yansıtıcı gereci

Karışık yansıma yapan yansıtıcı gereci EY - TF=4cm-FF'=35cm-USH400F-RC2632_2

1600

θ=87.4° θ=93.7° θ=104.5° θ=112.1° θ=126°

1280 960 640 320 0 0

0.25

0.5

0.75

1

1.25

1.5

Aygıt ekseninden uzaklık (m)

1.75

Aydınlık düzeyi (lx)….

Aydınlık düzeyi (lx)….

EY - TF=4cm-FF'=35cm-USH400F-DVRALZAK 1600

θ=84.6° θ=94.94° θ=107.28° θ=115.34° θ=129.5°

1280 960 640 320 0

2

0

0.25

0.5

T7:1-2-3-4-5

θ=92.4° θ=103.9° θ=115.3° θ=110° θ=130.4°

1000 750 500 250 0 0.5

0.75

1

1.25

1.25

1.5

1.75

2

EY - TF=3cm-FF'=15cm-Q500T4F-RC2632_2

1.5

Aygıt ekseninden uzaklık (m)

1.75

Aydınlık düzeyi (lx)….

Aydınlık düzeyi (lx)….

EY - TF=3cm-FF'=15cm-Q500T4F-DVRALZAK

0.25

1

T8:1-2-3-4-5

1250

0

0.75

Aygıt ekseninden uzaklık (m)

1250

θ=104.52° θ=119.36° θ=133.74° θ=134.44° θ=133.18°

1000 750 500 250 0 0

2

T7:6-7-8-9-10

0.25

0.5

0.75

1

1.25

1.5

Aygıt ekseninden uzaklık (m)

1.75

2

T8:6-7-8-9-10

Şekil 10- Buzlu ampullü akkor halojen lambanın odak dışında olduğu durumda aydınlık dağılımı

44


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

626

0

1251

1877

2899 2503

2175

725

0

1450

Lambanın odak dışında olduğu durum Düzgün yansıma yapan Karışık yansıma yapan yansıtıcı gereci yansıtıcı gereci

0

3986

1993

5979

22555

7972

16916

5639

11277

0

Lambanın odakta olduğu durum Düzgün yansıma yapan Karışık yansıma yapan yansıtıcı gereci yansıtıcı gereci 90 80 70 60

90 80 70 60

90 80 70 60

90 80 70 60

50

50

50

50

40

40

40

40

30

30

30

30

10

20

0

0

10

20

20

10

0

0

10

20

T9:1-2-3-4-5 T10:1-2-3-4-5 T11:1-2-3-4-5 T12:1-2-3-4-5 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 θ:85.7 -95.3 -106.3 -117.3 -128.4 θ:85.1 -96.2 -107.3 -118.5 -129.7 θ:80 -90 -100 -110 -120 Q500T4, TF:3 cm, FF’:35 cm

Şekil 11- Saydam ampullü akkor halojen lambanın kullanıldığı durumda elde edilen aydınlatma aygıtı ışık yeğinlik dağılımları Düzgün yansıma yapan yansıtıcı gereci

7750

EY - TF=3cm -FF'=15cm-Q500T4-RC2632_2

θ=90° θ=100°

Aydınlık düzeyi (lx)….

Aydınlık düzeyi (lx)….

EY - TF=3cm -FF'=15cm-Q500T4-DVRALZAK

Karışık yansıma yapan yansıtıcı gereci θ=80°

θ=110° θ=120°

6200 4650 3100 1550 0 0

0.25

0.5

0.75

1

1.25

1.5

Aygıt ekseninden uzaklık (m)

1.75

7750

θ=80° θ=90° θ=100° θ=110° θ=120°

6200 4650 3100 1550 0 0

2

0.25

0.5

0.75

1

1.25

1.5

Aygıt ekseninden uzaklık (m)

T9:1-2-3-4-5

1.75

2

T10:1-2-3-4-5

Şekil 12- Saydam ampullü akkor halojen lambanın odakta olduğu durumda aydınlık dağılımı Düzgün yansıma yapan yansıtıcı gereci 1100

θ=95.3° θ=106.3° θ=128.4° θ=117.3°

880 660 440 220 0 0

0.25

0.5

0.75

1

1.25

1.5

Aygıt ekseninden uzaklık (m)

1.75

EY - TF=3cm -FF'=15cm-Q500T4-RC2632_2 1100

θ=85.12°

880

θ=96.16° θ=107.28°

Aydınlık düzeyi (lx)….

Aydınlık düzeyi (lx)….

EY - TF=3cm -FF'=15cm-Q500T4-DVRALZAK

Karışık yansıma yapan yansıtıcı gereci θ=85.7°

2

660

θ=118.48° θ=129.74°

440 220 0 0

T11:1-2-3-4-5

0.25

0.5

0.75

1

1.25

1.5

Aygıt ekseninden uzaklık (m)

1.75

2

T12:1-2-3-4-5

Şekil 13- Saydam ampullü akkor halojen lambanın odak dışında olduğu durumda aydınlık dağılımı

45


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

L.D. Öztürk, T. Tong, Ş.A. Yağmur

487

0

974

1461

4168

1948

2084

3126

0

1042

Lambanın odak dışında olduğu durum Düzgün yansıma yapan Karışık yansıma yapan yansıtıcı gereci yansıtıcı gereci

0

2201

1101

4403

3302

4312

5749

2875

1437

0

Lambanın odakta olduğu durum Düzgün yansıma yapan Karışık yansıma yapan yansıtıcı gereci yansıtıcı gereci 90 80 70 60

90 80 70 60

90 80 70 60

90 80 70 60

50

50

50

50

40

40

40

40

30

30

30

30

10

20

0

0

10

10

20

20

0

0

10

20

0

628

1255

2510

1883

4020

2010

3015

1005

0

0

905

2714

1809

3912 3618

2934

1956

978

0

T13:1-2-3-4 T14:1-2-3-4 T15:1-2-3-4 T16:1-2-3-4 0 0 0 0 θ:103.40-86.90-90.80-93.20 θ:117.40-95.40-97.60-101.70 θ:102.6 -87 -90.2 -92 CDMP100C, TF:4.5 cm, FF’:15-25-35-45 cm 90 80 70 60

90 80 70 60

90 80 70 60

90 80 70 60

50

50

50

50

40

40

40

40

30

30

30

30

10

20

0

0

10

20

20

10

0

0

T13:5-6-7 T14:5-6-7 T15:5-6-7 θ:102.60-92.80-95.20 θ:105.50-93.60-95.50 CDMP100C, TF:6 cm, FF’:20-30-40 cm

10

20

T16:5-6-7 θ:106.10-95.30-98.70

Şekil 14- Opal ampullü metalik halojenürlü lambanın kullanıldığı durumda elde edilen aydınlatma aygıtı ışık yeğinlik dağılımları Düzgün yansıma yapan yansıtıcı gereci EY - TF=4.5 cm - CDMP100C - DVRALZAK 2100

FF'=35 cm FF'=45 cm

1680 1260 840 420 0 0

0.25

0.5

0.75

1

1.25

1.5

Aygıt ekseninden uzaklık (m)

EY - TF=4.5 cm - CDMP100C - RC2632_2

FF'=25 cm

1.75

Aydınlık düzeyi (lx)….

Aydınlık düzeyi (lx)….

Karışık yansıma yapan yansıtıcı gereci FF'=15 cm

2100

FF'=45 cm

1260 840 420 0

2

0

0.25

0.5

1040 780 520 260 0 1

1.25

1.5

Aygıt ekseninden uzaklık (m)

1.75

Aydınlık düzeyi (lx)….

Aydınlık düzeyi (lx)….

FF'=40 cm

0.75

1

1.25

1.5

1.75

2

FF'=20 cm

EY - TF=6 cm - CDMP100C - RC2632_2

FF'=30 cm

1300

0.5

0.75

Aygıt ekseninden uzaklık (m)

T14:1-2-3-4 FF'=20 cm

EY - TF=6 cm - CDMP100C - DVRALZAK

0.25

FF'=25 cm FF'=35 cm

1680

T13:1-2-3-4

0

FF'=15 cm

2

FF'=40 cm

1040 780 520 260 0 0

T13:5-6-7

FF'=30 cm

1300

0.25

0.5

0.75

1

1.25

1.5

Aygıt ekseninden uzaklık (m)

1.75

2

T14:5-6-7

Şekil 15- Opal ampullü metalik halojenürlü lambanın odakta olduğu durumda aydınlık dağılımı

46


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

Düzgün yansıma yapan yansıtıcı gereci EY - TF=4.5 cm - CDMP100C - DVRALZAK 1500

FF'=35 cm FF'=45 cm

1200 900 600 300 0 0

0.25

0.5

0.75

1

1.25

1.5

1.75

FF'=35 cm FF'=45 cm

1200 900 600 300 0

2

0

0.25

0.5

0.75

1120 840 560 280

Aydınlık düzeyi (lx)….

Aydınlık düzeyi (lx)….

FF'=40 cm

1.25

1.75

2

1.5

Aygıt ekseninden uzaklık (m)

1.75

FF'=20 cm FF'=30 cm

1400

FF'=40 cm

1120

0 1

1.5

EY - TF=6 cm - CDMP100C - RC2632_2

FF'=30 cm

1400

0.75

1.25

T16:1-2-3-4 FF'=20 cm

EY - TF=6 cm - CDMP100C - DVRALZAK

0.5

1

Aygıt ekseninden uzaklık (m)

T15:1-2-3-4

0.25

FF'=25 cm

1500

Aygıt ekseninden uzaklık (m)

0

FF'=15 cm

EY - TF=4.5 cm - CDMP100C - RC2632_2

FF'=25 cm

Aydınlık düzeyi (lx)….

Aydınlık düzeyi (lx)….

Karışık yansıma yapan yansıtıcı gereci FF'=15 cm

840 560 280 0 0

2

0.25

0.5

0.75

1

1.25

1.5

Aygıt ekseninden uzaklık (m)

T15:5-6-7

1.75

2

T16:5-6-7

Şekil 16- Opal ampullü metalik halojenürlü lambanın odak dışında olduğu durumda aydınlık dağılımı

0

1548

4643

3096

6191

13534

6767

10150

3383

0

2773

Lambanın odak dışında olduğu durum Düzgün yansıma yapan Karışık yansıma yapan yansıtıcı gereci yansıtıcı gereci

0

5546

8319

21736

11091

16302

10868

0

5434

Lambanın odakta olduğu durum Düzgün yansıma yapan Karışık yansıma yapan yansıtıcı gereci yansıtıcı gereci 90 80 70 60

90 80 70 60

90 80 70 60

90 80 70 60

50

50

50

50

40

40

40

40

30

30

30

30

20

10

0

0

10

20

20

10

0

0

10

20

0

1404

2808

4212

5616

11407

8555

5704

2852

0

0

1818

3635

5453

9302 7270

4651

6977

2326

0

T17:1-2-3-4 T18:1-2-3-4 T19:1-2-3-4 T20:1-2-3-4 0 0 0 0 θ:100.40-86.80-90.60-92.60 θ:103.20-88.30-92.60-84.50 θ:102.6 -87 -90.2 -92 CDMP100, TF:4.5 cm, FF’:15-25-35-45 cm 90 80 70 60

90 80 70 60

90 80 70 60

90 80 70 60

50

50

50

50

40

40

40

40

30

30

30

30

20

10

0

0

10

20

20

10

0

T17:5-6-7 T18:5-6-7 T19:5-6-7 0 0 0 θ:99.10-91.50-94.80 θ:102.6 -92.8 -95.2 CDMP100C, TF:6 cm, FF’:20-30-40 cm

0

10

20

T20:5-6-7 θ:102.60-93.20-95.20

Şekil 17- Saydam ampullü metalik halojenürlü lambanın kullanıldığı durumda elde edilen aydınlatma aygıtı ışık yeğinlik dağılımları

47


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

L.D. Öztürk, T. Tong, Ş.A. Yağmur

Düzgün yansıma yapan yansıtıcı gereci EY - TF=4.5 cm - CDMP100 - DVRALZAK

EY - TF=4.5 cm - CDMP100 - RC2632_2

FF'=15 cm

9000

FF'=25 cm

7200

FF'=25 cm FF'=35 cm

5400

FF'=35 cm

3600

FF'=45 cm

1800

FF'=45 cm

Aydınlık düzeyi (lx)….

Aydınlık düzeyi (lx)….

Karışık yansıma yapan yansıtıcı gereci FF'=15 cm

0

9000

FF'=15 cm FF'=25 cm FF'=25 cm

7200

FF'=35 cm

5400

FF'=35 cm

3600

FF'=45 cm

1800

FF'=45 cm

0 0

0.25

0.5

0.75

1

1.25

1.5

Aygıt ekseninden uzaklık (m)

1.75

0

2

0.25

0.5

0.75

1

1.25

1.5

Aygıt ekseninden uzaklık (m)

T17:1-2-3-4

1.75

2

T18:1-2-3-4 FF'=20 cm

EY - TF=6 cm - CDMP100 - DVRALZAK

EY - TF=6 cm - CDMP100 - RC2632_2

FF'=20 cm

3300

FF'=30 cm

2640

FF'=30 cm FF'=40 cm

1980

FF'=40 cm

1320 660

3300

Aydınlık düzeyi (lx)….

Aydınlık düzeyi (lx)….

FF'=15 cm

0

FF'=20 cm FF'=20 cm FF'=30 cm

2640

FF'=30 cm

1980

FF'=40 cm FF'=40 cm

1320 660 0

0

0.25

0.5

0.75

1

1.25

1.5

Aygıt ekseninden uzaklık (m)

1.75

2

0

0.25

0.5

0.75

1

1.25

1.5

Aygıt ekseninden uzaklık (m)

T17:5-6-7

1.75

2

T18:5-6-7

Şekil 18- Saydam ampullü metalik halojenürlü lambanın odakta olduğu durumda aydınlık dağılımı Düzgün yansıma yapan yansıtıcı gereci 5000

FF'=25 cm

4000

FF'=25 cm FF'=35 cm

3000

EY - TF=4.5 cm - CDMP100 - RC2632_2

FF'=15 cm

FF'=35 cm

2000

FF'=45 cm

1000

FF'=45 cm

5000

Aydınlık düzeyi (lx)….

Aydınlık düzeyi (lx)….

EY - TF=4.5 cm - CDMP100 - DVRALZAK

Karışık yansıma yapan yansıtıcı gereci FF'=15 cm

0

FF'=15 cm FF'=25 cm

4000

FF'=25 cm

3000

FF'=35 cm

2000

FF'=45 cm

1000

FF'=45 cm

FF'=35 cm

0 0

0.25

0.5

0.75

1

1.25

1.5

Aygıt ekseninden uzaklık (m)

1.75

2

0

0.25

0.5

0.75

1

1.25

1.5

Aygıt ekseninden uzaklık (m)

T19:1-2-3-4

1.75

2

T20:1-2-3-4

4000

FF'=20 cm

EY - TF=6 cm - CDMP100 - RC2632_2

FF'=20 cm FF'=30 cm

3200

FF'=30 cm

2400

FF'=40 cm FF'=40 cm

1600 800

4000

Aydınlık düzeyi (lx)….

EY - TF=6 cm - CDMP100 - DVRALZAK Aydınlık düzeyi (lx)….

FF'=15 cm

0

FF'=20 cm FF'=20 cm FF'=30 cm

3200

FF'=30 cm FF'=40 cm

2400

FF'=40 cm

1600 800 0

0

0.25

0.5

0.75

1

1.25

1.5

Aygıt ekseninden uzaklık (m)

1.75

2

0

T19:-5-6-7

0.25

0.5

0.75

1

1.25

1.5

Aygıt ekseninden uzaklık (m)

1.75

2

T20:-5-6-7

Şekil 19- Saydam ampullü metalik halojenürlü lambanın odak dışında olduğu durumda aydınlık dağılımı

48


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

0

838

2513

1675

4248 3351

3186

0

1062

2124

Lambanın odak dışında olduğu durum Düzgün yansıma yapan Karışık yansıma yapan yansıtıcı gereci yansıtıcı gereci

0

3592

1796

5388

26439

35252 7184

8813

17626

0

Lambanın odakta olduğu durum Düzgün yansıma yapan Karışık yansıma yapan yansıtıcı gereci yansıtıcı gereci 90 80 70 60

90 80 70 60

90 80 70 60

90 80 70 60

50

50

50

50

40

40

40

40

30

30

30

30

10

20

0

0

10

20

10

20

0

0

10

20

0

752

2256

1504

3388 3008

2541

1694

847

0

0

1194

2387

4774

3581

17662

13247

8831

4416

0

T21:1-2-3-4 T22:1-2-3-4 T23:1-2-3-4 T24:1-2-3-4 θ:102.60-870-90.20-920 θ:104.50-86.60-92.90-94.90 θ:106.50-89.60-940-95.40 SDWT100, TF:4.5 cm, FF’:15-25-35-45 cm 90 80 70 60

90 80 70 60

90 80 70 60

90 80 70 60

50

50

50

50

40

40

40

40

30

30

30

30

10

20

0

0

10

20

10

20

0

0

T21:5-6-7 T22:5-6-7 T23:5-6-7 0 0 0 θ:102.90-93.80-96.90 θ:102.6 -92.8 -95.2 SDWT100, TF:6 cm, FF’:20-30-40 cm

10

20

T24:5-6-7 θ:103.80-94.40-97.10

Şekil 20- Saydam ampullü sodyum buharlı lambanın kullanıldığı durumda elde edilen aydınlatma aygıtı ışık yeğinlik dağılımları Düzgün yansıma yapan yansıtıcı gereci 13000

FF'=15 cm FF'=25 cm FF'=25 cm

10400

FF'=35 cm

7800

EY - TF=4.5 cm - SDWT100 - RC2632_2

FF'=15 cm

FF'=35 cm

5200

FF'=45 cm

2600

FF'=45 cm

Aydınlık düzeyi (lx)….

Aydınlık düzeyi (lx)….

EY - TF=4.5 cm - SDWT100 - DVRALZAK

Karışık yansıma yapan yansıtıcı gereci 13000

FF'=15 cm FF'=25 cm

10400

FF'=25 cm FF'=35 cm

7800

FF'=35 cm

5200

FF'=45 cm

2600

FF'=45 cm

0

0 0

0.25

0.5

0.75

1

1.25

1.5

Aygıt ekseninden uzaklık (m)

1.75

0

2

0.25

0.5

0.75

1

1.25

1.5

Aygıt ekseninden uzaklık (m)

T21:1-2-3-4

1.75

2

T22:1-2-3-4

6500

FF'=20 cm FF'=30 cm

5200

FF'=30 cm FF'=40 cm

3900

FF'=40 cm

2600 1300

FF'=20 cm

EY - TF=6 cm - SDWT100 - RC2632_2

FF'=20 cm

Aydınlık düzeyi (lx)….

EY - TF=6 cm - SDWT100 - DVRALZAK Aydınlık düzeyi (lx)….

FF'=15 cm

FF'=20 cm

6500

FF'=30 cm

5200

FF'=30 cm FF'=40 cm

3900

FF'=40 cm

2600 1300 0

0 0

0.25

0.5

0.75

1

1.25

1.5

Aygıt ekseninden uzaklık (m)

1.75

0

2

T21:5-6-7

0.25

0.5

0.75

1

1.25

1.5

Aygıt ekseninden uzaklık (m)

1.75

2

T22:5-6-7

Şekil 21- Saydam ampullü sodyum buharlı lambanın odakta olduğu durumda aydınlık dağılımı

49


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

L.D. Öztürk, T. Tong, Ş.A. Yağmur

Düzgün yansıma yapan yansıtıcı gereci 1600

FF'=25 cm FF'=25 cm

1280

FF'=35 cm

960

FF'=35 cm

640

FF'=45 cm

320

FF'=45 cm

0 0

0.25

0.5

0.75

1

1.25

1.5

Aygıt ekseninden uzaklık (m)

1.75

FF'=25 cm FF'=25 cm

1280

FF'=35 cm

960

FF'=35 cm

640

FF'=45 cm

320

FF'=45 cm

0 0

2

0.25

0.5

FF'=20 cm FF'=30 cm

1000

FF'=30 cm FF'=40 cm

750

FF'=40 cm

500 250 0 0.75

1

1.25

1

1.25

1.5

1.75

EY - TF=6 cm - SDWT100 - DVRALZAK

FF'=20 cm

Aydınlık düzeyi (lx)….

Aydınlık düzeyi (lx)….

1250

0.5

0.75

Aygıt ekseninden uzaklık (m)

2

T24:1-2-3-4

EY - TF=6 cm - SDWT100 - DVRALZAK

0.25

FF'=15 cm

1600

T23:1-2-3-4

0

FF'=15 cm

EY - TF=4.5 cm - SDWT100 - RC2632_2

FF'=15 cm

Aydınlık düzeyi (lx)….

Aydınlık düzeyi (lx)….

EY - TF=4.5 cm - SDWT100 - DVRALZAK

Karışık yansıma yapan yansıtıcı gereci FF'=15 cm

1.5

Aygıt ekseninden uzaklık (m)

1.75

1250

T23:5-6-7

FF'=20 cm FF'=30 cm

1000

FF'=30 cm FF'=40 cm

750

FF'=40 cm

500 250 0 0

2

FF'=20 cm

0.25

0.5

0.75

1

1.25

1.5

Aygıt ekseninden uzaklık (m)

1.75

2

T24:5-6-7

Şekil 22- Saydam ampullü sodyum buharlı lambanın odak dışında olduğu durumda aydınlık dağılımı

ve odak arasındaki uzaklık (TF) ile yansıtıcının iki odağı arasındaki uzaklık (FF’) değişmeden aygıttan çıkan ışığın yayılma açısı büyüdükçe, aydınlatma aygıtının geriverimi artmaktadır.

4. SONUÇLARIN KARŞILAŞTIRMASI VE DEĞERLENDİRMESİ Araştırma kapsamında oluşturulan tüm elipsoit yansıtıcılı aydınlatma aygıtlarının analiz sonuçları aşağıdaki gibi karşılaştırılıp değerlendirilebilir:

d. Lambanın ışıklı bölgesinin orta noktasının elipsoidin odağı dışına yerleştirildiği durumda, aygıt geriverimi akkor ve akkor halojen lambalarda genelde artmakta, öteki lamba türlerinde belirgin bir değişim göstermemektedir.

a. Her iki gereç için, yansıtıcının tepe noktası ve odak arasındaki uzaklık (TF) ile aygıttan çıkan ışığın yayılma açısı değişmeden yansıtıcının iki odağı arasındaki uzaklık (FF’) büyüdükçe, aydınlatma aygıtı geriverimi akkor lambada artmakta, öteki lamba türlerinde belirgin bir değişim göstermemektedir.

e. Lambanın ışıklı bölgesinin orta noktasının elipsoidin odağı dışına yerleştirildiği durumda, aygıt eksenindeki ışık yeğinliği (I0) ve maksimum ışık yeğinliği (Imak) metalik halojenürlü ve sodyum buharlı lambalarda artmakta, öteki lamba türlerinde belirgin bir değişim göstermemektedir.

b. Kullanılan tüm lamba türleri ve her iki gereç için, yansıtıcının tepe noktası ve odak arasındaki uzaklık (TF) ile aygıttan çıkan ışığın yayılma açısı değişmeden yansıtıcının iki odağı arasındaki uzaklık (FF’) büyüdükçe, aygıt eksenindeki ışık yeğinliği (I0) ve maksimum ışık yeğinliği (Imak) artmaktadır.

f. Her iki gereç ve kullanılan tüm lamba türleri için, aygıttan çıkan ışığın yayılma açısı (θ) ve iki odak arasındaki uzaklık (FF’) değişmeden, yansıtıcının tepe noktası ile odak arasındaki uzaklık (TF) büyüdükçe aygıt geriverimi artmaktadır.

c. Her iki gereç ve akkor, akkor halojen lambalar için, yansıtıcının tepe noktası

50


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

g. Kullanılan tüm lamba türleri için, aygıt geriverimi düzgün yansıma yapan gerecin kullanıldığı durumda (%71.7%85) karışık yansıma yapan gerecin kullanıldığı duruma (%70.8-%82.6) göre daha yüksek olmaktadır. h. Aydınlık dağılımının düzgünlüğü (D), aygıt ışık yeğinlik dağılımındaki 00 doğrultusundaki ışık yeğinliği (I0; aygıt eksenindeki ışık yeğinliği) ve ışık yeğinlik dağılımındaki maksimum ışık yeğinliği (Imak) değerleri aracılığı ile, koşullara göre 1 ya da 2 numaralı eşitlik ile hesaplanmıştır [11-13]. I0 > Imak × cos3α ise, Düzgünlük=(Imak×cos3α)/I0 (1) I0 < Imak × cos3α ise, Düzgünlük=I0/(Imak×cos3α) (2) Tasarlanan yansıtıcılarda aydınlığın düzgün yayılmışlığı açısından, 0 “0.90≤Düzgünlük≤1.00 ve Imakα≥20 ” olduğu koşullar birinci, 0 “0.80≤Düzgünlük≤0.89 ve Imakα≥20 ” olduğu koşullar ikinci, 0 “0.70≤ Düzgünlük≤0.79 ve Imakα≥20 ” olduğu koşullar üçüncü, 0 “0.50≤Düzgünlük≤0.69 ve Imakα≥20 ” olduğu koşullar dördüncü derece olumlu kabul edilmiştir. İlgili koşullar “Düzgünlük” değerlerinin yer aldığı tablolarda sırası ile koyu, orta koyulukta, açık ve çok açık gri olarak gösterilmiştir.

i. Elipsoit yansıtıcılı aydınlatma aygıtları aracılığı ile düzgün yayılmış aydınlığın sağlanabildiği örnek sayısı sınırlı sayıdadır. Kullanılan lambaların yalnızca bir bölümü ile aydınlık dağılımının olumlu kabul edilebilmesi için yapılan belirleme olan “0.50≤Düzgünlük≤1.00 ve Imakα≥200” koşulları sağlanabilmiş, bir bölümü ile de yalnızca “0.50≤Düzgünlük≤1.00 ve 0 Imakα≥15 ” olduğu koşullar elde edilebilmiştir. Aydınlık dağılımının düzgünlüğü açısından elde edilen en olumlu sonuçlar lamba türüne göre Tablo 25-26’da verilmiştir. Imakα≥150 olduğu durumlara da bu kapsamda yer verilmiştir. j. Lambanın ışıklı bölgesinin orta noktasının odakta ve odak dışında bulunduğu elipsoit yansıtıcılara ilişkin sonuçların yer aldığı tablo ve şekiller birbirleri ile karşılaştırıldığında, lambanın odak dışına kaydırıldığı örneklerin çoğunda aydınlık dağılımının düzeldiği görülmektedir. Bununla birlikte, elde edilen tüm sonuçların değerlendirmesi yapılırken aydınlık dağılımının yanı sıra aydınlatma aygıtı geriverimi, yansıtıcı boyutları, siperlik engel açısı gibi değerler de göz önünde bulundurulmalıdır.

Tablo 25- Lamba merkezinin odakta bulunduğu elipsoit yansıtıcı

Lamba A100W CDMP100C CDMP100

TF (cm) 7.5 4.5 6

FF’ (cm) 30 25 20

θ 1000 870 102.60

Gereç DVRALZAK DVRALZAK DVRALZAK

D 0.98 0.91 0.86

Imakα 17.50 200 150

Tablo 26- Lamba merkezinin odak dışında bulunduğu elipsoit yansıtıcı

Lamba A100W Q250T4F USH400F Q500T4F Q250T4 Q500T4 CDMP100C SDWT100

TF (cm) 7.5 2 4 3 2 3 4.5 4.5

FF’ (cm) 30 15 35 15 15 15 25 25

θ 105.70 101.70 87.40 104.50 86.50 85.70 86.90 86.60

51

Gereç RC2632_2 RC2632_2 DVRALZAK RC2632_2 DVRALZAK DVRALZAK DVRALZAK DVRALZAK

D 0.82 0.85 1 0.56 0.96 0.98 0.91 0.90

Imakα 22.50 38.80 16.30 47.50 300 150 200 200


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

AÇIK PLANLI BÜROLARDA AKUSTİK SORUNLAR VE DENETİM ÖNLEMLERİ: BİR ÖRNEK ÜZERİNDE DEĞERLENDİRMELER Barış ACAR 1, a, Neşe YÜĞRÜK AKDAĞb a

Fresko Tanıtım Hizmetleri, Şişli/İstanbul, TÜRKİYE

baris-acar@hotmail.com b

Yıldız Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, Yapı Fiziği Bilim Dalı/İstanbul, TÜRKİYE neseakdag@yahoo.com ÖZ Açık planlı ofisler, çok sayıda çalışanın bir arada olduğu mekanlardır. Özellikle gürültü açısından gereken denetim sağlandığında, bir açık planlı ofiste, çalışma ortamı olarak oldukça yüksek verimin sağlanması olanaklıdır. Bu tür mekanlarda bölme duvarları bulunmadığı için, konuşmadan, telefondan ve büro araç-gereçlerinden kaynaklanan sesler rahatsız edici olabilir. Bir açık planlı ofiste uygun akustik ortamın oluşabilmesi için yeterli konuşma gizliliğinin, anlaşılabilirliğinin ve kabul edilebilir gürültü düzeyinin altında kalan gürültü ortamının sağlanması gerekir. Bu çalışmada, kullanımı ülkemizde de yaygın olan açık planlı büro yapılarının mimari tasarım aşamasında, işitsel konforun sağlanmasına yönelik alınması gereken önlemlerin somut olarak ortaya konulmasına çalışılmıştır. Bu amaçla, İstanbul Kartal’da bulunan bir aydınlatma firmasına ait açık planlı büro hacminde, mevcut durumu değerlendirmek üzere gürültü düzeyi ölçümleri yapılmıştır. Hacim bilgisayar ortamında modellenmiş ve kapalı mekanlarda ışınsal analizlerle ses hareketlerini oluşturarak hacim akustiği ölçütlerine ilişkin belirlemelere olanak sağlayan Odeon 8.0 programına aktarılmıştır. Aynı program yardımıyla, hacimde "değişik bölme elemanı yükseklikleri" ve "değişik yüzey yutuculukları" göz önüne alınarak, işitsel konfor ortamı analiz edilmiş ve en uygun koşullar ortaya konmaya çalışılmıştır. Yapılan çalışmalar sonucunda, açık planlı bürolarda bölme elmanı özellikleri ile hacimde gereksinim duyulan toplam ses yutuculuğu arasındaki ilişki somut değerlerle ortaya konmuştur. Anahtar Kelimeler: Açık planlı büro, işitsel konfor, akustik tasarım ACOUSTICAL PROBLEMS AND REQUIREMENTS IN OPEN PLANNED OFFICES- ELEVATIONS ON A CASE STUDY ABSTRACT The open-plan offices are extensive spaces designed to accommodate a large number of office workers. An open-plan office can work reasonably well when carefully designed, especially in terms of noise. In an open-plan office, full-height partitions aren’t used; therefore spreading noises caused by conservation, office machines ect., can be disturbing. In order to provide good acoustical conditions in an open plan office, adequate speech privacy, speech intelligibility and acceptable background noise level have to be obtained. In this study, it has been intended to investigate the precautions that should be taken to provide acoustic comfort conditions, during the design of the open planned office places which have been in common use also in our country nowadays. For this aim, acoustic measurements were performed in an open planned office placed in Kartal-Istanbul. The office is digitally modeled by using the software Odeon 8.0 which performs the exact acoustic calculations with the impressions of radial analysis. The acoustic comfort conditions has been analyzed in different sound absorption properties and separator heights by the Odeon 8.0 software. In conclusion, the relation between separator properties and required sound absorption values of open planned offices’ inner surfaces are explained by some concrete values. Key words: Open planned office, acoustic comfort, acoustic design

_____________________ 1

Bu makale, birinci yazar tarafından YTÜ Mimarlık Fakültesi’nde tamamlanmış olan “Açık Planlı Büro Yapılarında İşitsel Konforun Sağlanmasına Yönelik Yaklaşım Örnekleri” başlıklı yüksek lisans tezinden hazırlanmıştır.

53


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

1.

B. Acar, N.Y. Akdağ

belirlemeye yönelik gürültü düzeyi ölçmeleri gerçekleştirilmiş, ardından, uygun akustik konfor koşullarını sağlayacak önlemler ile ilgili inceleme ve değerlendirmeler yapılmıştır [4].

GİRİŞ

Günümüzde geleneksel büro hacimleri yerini açık planlı büro hacimlerine bırakmakta ve açık planlı büroların kullanımı giderek artmaktadır. Ancak, açık planlı bürolar gerek ekonomik açıdan, gerekse yapım süresi açısından işletmeye olumlu katkılar sağlasa da, özellikle kullanıcılar için birtakım problemleri de beraberinde getirmektedir.

2. AÇIK PLANLI BÜROLARDA AKUSTİK TASARIM Açık planlı büro mekanlarında, mekanı paylaşan insanlar arasında sabit duvar elemanları gibi ayırıcılar söz konusu olmayıp, tefriş elemanları belirli bir düzende yerleştirilmektedir. Bu düzende çalışanların arası ya tamamen açıktır ya da alçak bölmeler, dolaplar ve/ya da yeşil bitkiler yardımıyla, açıklık içinde mekan hissini güçlendirmek için bölünmektedir [5].

Bir mekanın işlevine bağlı olarak, uygun fizik ortamını (ses, ısı, ışık ve renk açısından) oluşturmak için gerekli pek çok düzenleme yapılmaktadır. Ancak henüz tasarım aşamasında, yapı ile ilgili etkenlerin göz önüne alınması bilinci ülkemizde tam olarak oluşmamıştır. Planlama aşamasında alınmış kararlardaki hatalar, genelde yapının kullanımı sırasında ortaya çıkmakta, iyileştirmeye yönelik çalışmalar ise gerek ekonomik açıdan, gerekse işgücü ve yapım açısından ek bir yük oluşturmaktadır. Uygun fiziksel ortam koşullarının sağlanması ile ilgili olarak, tüm açık planlı mekanlar gibi, açık planlı büroların da özel bir önemi vardır.

Açık büro, duvarsız bir alan değil, iletişime kolaylık getirirken gizliliği de gözeten bir tasarım biçimidir. Büroda çalışma hem tek kişi, hem de grup halinde olabileceği için, büro mekanı ile kişiler arasında sıkı bir ilişki kurulmaktadır. Açık planlı bürolarda ekipler arasındaki sıkı bilgi akışı ve haberleşme kolaylaşmakta, ancak çalışma verimi açısından da bazı sorunlar ortaya çıkabilmektedir[6]. Bu sorunların başında ise, sessel olaylar gelmektedir.

Açık planlı bürolarda yapılan birçok anket, gözlem ve çalışma, kullanıcıların verimli çalışmasını etkileyen en önemli etkenlerin akustik ile ilgili olanlar olduğunu göstermiştir[1, 2, 3]. Açık planlı bürolarda işitsel konforun sağlanması ve gerekli denetimin oluşturulması temel bir gereksinimdir. Bu gereksinim ile ilgili koşulların tasarım sürecinde göz önüne alınması, kullanıcılara akustik konfor koşulları açısından uygun bir ortam sağlanabilmesi açısından gereklidir.

Bilindiği gibi, uzun süre gürültülü ortamlarda bulunan kişilerde fizyolojik ve psikolojik açıdan birtakım sorunlar görülebilir. Öte yandan, gürültü nedeniyle, iş hayatını doğrudan etkileyen dikkatin dağılması, verimin azalması gibi birtakım olumsuz etkiler de ortaya çıkabilir. Açık planlı büro hacimlerinde uygun akustik ortamın sağlanabilmesinde önem taşıyan etkenleri aşağıda görüldüğü gibi sıralamak olanaklıdır.

Bu çalışmanın amacı, açık planlı büro yapılarında akustik sorunların ve denetim önlemlerinin örnekleme yolu ile ortaya konmasıdır. Bu amaçla akustik sorunların varlığının gözlemlerle belirlendiği açık planlı bir büro yapısı seçilerek, öncelikle, mevcut işitsel konfor durumunu sayısal verilerle

54

Büro hacimlerinde, gürültü düzeyinin kabul edilebilir değerler altında kalması sağlanmalıdır. Bu açıdan, gerek hacim içinde bulunan gürültü kaynaklarının oluşturduğu, gerekse yapı içinde diğer


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

planlı büro hacimlerinde, konuşma gizliliğinin sağlanması, genelde önemli bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır.

hacimlerden ve/ya da yapı dışından gelen gürültüler denetlenmelidir. •

Karşılıklı konuşmaların ve telefon görüşmelerinin diğer çalışanları rahatsız etmemesi için gerekli önlemler alınmalıdır.

3. AÇIK PLANLI BÜROLARDA GÜRÜLTÜ SORUNUNA İLİŞKİN DENETİM ÖNLEMLERİNİN ÖRNEKLEME YOLU İLE ORTAYA KONMASI

Büroda kullanılan makinelerin, kullanıcıların işitsel konforuna etkisi büyüktür. Her büroda iş makinesi kullanılmamasına karşın, akustik konforu bozan durumlarda denetleme yapılması gerekir. Büyük büro hacimlerinde makinelerin çıkardığı sesler hacimdeki ses düzeyini etkilemekte, özellikle uzun süre bu makineleri kullanan kişilerde olumsuz etkilenmeler görülmektedir. Bu nedenle, bürolarda makinelerin çıkardığı gürültülerin özelliklerine bağlı olarak gereken önlemler alınmalıdır.

Kimi zaman tesisat gürültüleri (iklimlendirme, elektrik, asansör, su vb.) de önemli gürültü kaynağı olabilmektedir. Bu açıdan da gerekli denetimler yapılmalıdır.

Büro hacimlerinde, katıda doğan sesler, işitsel konforu etkileyen diğer bir gürültü şeklidir. Büro hacmine bitişik hacimlerden gelebilecek darbe sesi ya da hacim içinde mobilyaların itilip çekilmesinden, adım seslerinden oluşacak gürültüler işitsel konforu etkileyecektir. Bu açıdan da gereken önlemler alınmalıdır.

Bir büro hacminde normal uzaklıkta karşılıklı konuşan iki kişinin konuşması anlaşılabilir olmalıdır.

Kimi zaman bazı konuşmaların diğer kişiler tarafından duyulması istenmez. Bu nedenle, konuşma gizliliğinin sağlanması da önemlidir. Özellikle açık

Açık planlı bürolarda yaşanan akustik sorunları ve getirilebilecek önlemleri örneklemek amacıyla, İstanbul’da yer alan ve aydınlatma sektörünün önde gelen firmalarından birine ait olan açık planlı büro incelemeye alınmıştır. Çalışma kapsamında, öncelikle büronun mevcut işitsel konfor durumunu belirlemek üzere gürültü düzeyi ölçmeleri gerçekleştirilmiş, daha sonra uygun akustik ortam koşullarını oluşturmaya yönelik önlemler ile ilgili inceleme ve değerlendirmeler yapılmıştır. Hacme ilişkin akustik hesaplar, günümüzde kullanımı oldukça yaygın olan Odeon 8.0 simülasyon programı ile gerçekleştirilmiştir[7]. Söz konusu program, ışınsal analizler yardımıyla, hacim akustiği parametrelerinin çok büyük yaklaşıklıkla belirlenmesini sağlamaktadır. Hacmin bilgisayar ortamında modellemesi yapılarak Odeon programına aktarılmış ve hacim akustiği parametrelerine ilişkin değerlendirmeye alınması gereken hesaplar gerçekleştirilmiştir. 3.1. Örnek Açık Planlı Büro Hacminin Mimari Özellikleri İstanbul-Kartal E5 karayolu yakınlarında olan ve aynı zamanda firmanın fabrikasının da yer aldığı binanın ikinci katı açık planlı büro olarak tasarlanmıştır. Dikdörtgen planlı olan büro katının boyutları 47 m x 23.4 m olup, toplam alanı yaklaşık 1100 m2 dir. Toplam alanın 800 m2 si açık planlı büro olarak kullanılmaktadır (Şekil 1). Kat yüksekliği 2.60 m. olan büronun hacmi 2860 m3 tür. Akustik konfor açısından önem taşıyan, yapıya ve büro hacmine ilişkin diğer özellikler aşağıda yer almaktadır.

55


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

B. Acar, N.Y. Akdağ

Hacmi çevreleyen yapı kabuğu cam ve duvar olarak oldukça yansıtıcı yüzeylerden oluşmaktadır. Dolu kısımlar 20 cm kalınlığında gaz betondur ve hacim iç yüzeylerinde alçı sıva üzeri plastik boya kullanılmıştır.

Döşemeler ses açısından oldukça yansıtıcı olan granit kaplamadır (Şekil 2).

Binayı örten çatı, makaslar üzerine oturan poliüretan yalıtımlı sandviç sistem olup asma tavan sistem ile saklanmıştır.

sayıdaki aydınlatma aygıtı ile hem aydınlatma sağlanmakta, hem de firma kendi ürünlerini sergilemektedir.

Asma tavanın bir bölümü alçıpan, bir bölümü de taş yünü levhalardan oluşmaktadır. Tavanda kullanılan çok

Çalışma grupları arasında 1.50 m yüksekliğinde,1.00 m’lik bölümü alüminyum, 0.50 m’lik bölümü de camdan oluşan bölücü elemanlar bulunmaktadır.

Kullanım saatleri sabah 09.00-akşam 19.00 olan hacimde 37 kişi çalışmaktadır.

Hacimde etkili başlıca gürültü kaynakları; konuşma , telefon sinyal sesi ve büro araç gereçlerinin sesleridir.Yapı dışında ise önemli bir gürültü kaynağı bulunmamaktadır.

Şekil 1. Büro kat planı

56


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

Şekil 2. Büro hacminden görüntüler

yürürlükte olan “Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi” yönetmeliğine göre, pencereler kapalı iken kabul edilebilir gürültü düzeyi büyük bürolarda 45 Leq (dBA), genel bürolarda 50 Leq (dBA)’dur [9]. Çizelge 1’de yer alan ve toplam değeri belirten (LAeq) ölçme sonuçlarına bakıldığında tüm ölçme noktalarında ve hacim genelindeki ortalama değerde, kabul edilebilir düzeyin oldukça üstünde kalan değerlerin söz konusu olduğu görülmektedir. Hacimdeki mevcut ortalama gürültü düzeyi 10 dBA kadar kabul edilebilir değerin üzerindedir.

3. 2. Gürültü Düzeyi Ölçmeleri ve Değerlendirmeler Açık planlı büro hacminin akustik açıdan mevcut durumunu belirlemek amacıyla gürültü düzeyi ölçmeleri gerçekleştirilmiştir. Hacmin özellikleri göz önüne alınarak 9 adet ölçme noktası belirlenmiştir (Şekil 1). TS 9315/ISO 1996-1 [8]’ye uygun olarak gerçekleştirilen ölçmelerde, Bruel&Kjaer Precision Integrating Sound Level Meter (Type2236) kullanılmıştır. Hacimde etkin gürültü kaynağının konuşma ve alıcı konumunun da masada oturarak çalışma olması nedeniyle, ölçmeler döşemeden 1.10 m yükseklikte gerçekleştirilmiştir. Eşdeğer sürekli gürültü düzeyinin yanı sıra, gürültünün zaman içindeki durumunu değerlendirmeye olanak sağlayan istatistiksel düzeyler de ölçülmüştür.

Hacimlerde kabul edilebilir gürültü düzeyinin frekanslara göre değerlendirilmesine olanak tanıyan ve günümüzde kullanımı oldukça yaygın olan NCB ölçütlerinin, genel bürolar için kabul edilebilir değeri NCB 40-45 olarak verilmektedir [10]. Şekil 3’te yer alan grafikte, büro hacminde, örnek alınan noktalarda frekansa göre ölçülen gürültü düzeyleri ile NCB 40 ve NCB 45 eğrileri karşılaştırmalı olarak verilmiştir.

Ayrıca, 125 Hz - 4000 Hz arasında oktav aralıklarla gürültü düzeyleri ölçülerek, frekans analizi yapılmıştır. Çizelge 1’de görülen gürültü düzeyleri, her ölçüm noktasında gerçekleştirilen onar dakikalık ikişer ölçmenin ortalamasıdır. Türkiye’de

57


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

B. Acar, N.Y. Akdağ

Çizelge 1. Ölçme noktalarında gürültü düzeyleri ve bürolarda kabul edilebilir gürültü düzeyleri 250 Hz

Gürültü düzeyi (dB) 500 1000 2000 Hz Hz Hz

Ölçme No

LAeq

125 Hz

4000 Hz

1

59,5

57,3

56,5

55,8

53,5

47,9

55,8

2

62,7

55,9

56,6

62,8

59,8

50,5

43,3

3

66,2

54,5

59,5

61,4

49,8

45,6

46,2

4

54,0

57,1

56,9

54,8

48,7

47,2

40,4

5

57,5

57

56,1

55,6

54,9

49,3

54,5

6

61,3

59,2

57,2

56,2

57,1

54,5

56,4

7

63,3

61,2

62,2

60,2

60,1

61,5

61,4

8

62,4

60,2

61,2

60,8

61,1

62,5

60,4

9

61,3

61,2

60,5

60,2

61,1

61,5

62,4

ortalama

60,9

58,1

58,5

58,6

56,2

53,4

53,4

Kabul edil. gür. düz. (NCB 45)

50,0

58,0

53,0

50,0

47,0

43,0

40,0

NCB - 45

70

NCB - 40

Ses basınç düzeyi (dB)

60

1

50

2 3

40

4

30

5 6

20

7

10

8

0 125 Hz

9

250 Hz

500 Hz

1000 Hz

2000 Hz

4000 Hz

Frekans (Hz)

Şekil 3. Değişik noktalarda, frekanslara göre ölçülen gürültü düzeylerinin kabul edilebilir değerlerle karşılaştırılması

Yapılan ölçüm sonuçları değerlendirildiğinde, hacim içindeki ses düzeyinin, gerek toplam düzey olarak, gerekse frekans fonksiyonunda, açık planlı bürolar için kabul edilebilir gürültü düzeyinin üzerinde olduğu görülmektedir. Bunun başlıca nedeni, hacmin büyük olmasına karşın, ses yutucu özelliğe sahip gereçlerin yeteri kadar kullanılmamasıdır. İç yüzey gereçlerinden sadece tavanda belli oranda ses yutucu gereç (alçıpan ve taş yünü asma tavan levha ) kullanılmıştır. Döşemede sesi

oldukça yansıtıcı özellikte olan granit, duvar ve bölücü elemanlarda da yine ses yansıtıcı özellikte gereçler kullanılmıştır. Oldukça geniş yüzeyler oluşturan pencerelerde kullanılan jaluziler de, ses yutucu özellikleri açısından zayıftır. Ayrıca, aydınlatma aygıtı tasarımı ve üretimi yapan firma, büro hacminde, ürettiği çeşitli armatürleri sergilemek istediğinden, tavanda çok sayıda olan bu armatürler belli orandaki ses yansıtıcı özelliklerinden ötürü,

58


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

fon gürültüsü etkilemektedirler.

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

düzeyini

yutuculuk durumlarında (Çizelge 2, Çizelge 3) gürültüye, konuşmanın anlaşılabilirliğine ve konuşma gizliliğine ilişkin parametreler değerlendirilmiştir. İncelemede önce hacim mevcut durumuyla ele alınmış, ardından değişik yüzeylerin yutuculuğu arttırılmış, diğer yüzeyler sabit tutulmuştur. Söz konusu parametreleri belirlemeye yönelik tüm hesaplar Odeon 8.0 simülasyon programı kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Hesaplarda hacmin ortalarında bulunan bir alıcı noktası ve on iki kaynak noktası değerlendirmeye alınmıştır. Söz konusu referans noktalar ile, hacimdeki ses kaynaklarından enerjinin yayılımını örneklemek amacıyla belli bir zamandan alınan kesit, Şekil 4’te yer almaktadır. Kaynak tipi olarak, 1 m’de yaklaşık 70 dB ses düzeyi oluşturan ve frekansa göre enerji dağılımı insan sesine en yakın özelliklerde olan “BB93_NORMAL.SO8” tip kaynak alınmıştır.

olumsuz

Büro hacminde, işitsel olarak algılanan ve yapılan ölçme sonuçlarının değerlendirilmesi ile de somut olarak saptanan olumsuz akustik ortamı iyileştirmeye yönelik çalışmalar, aşağıdaki bölümde yer almaktadır. 3.3. Akustik Konforun İyileştirilmesine Yönelik Çalışmalar Büro hacminde akustik konforun iyileştirilmesi, bir dizi önlem kapsamında incelenmiştir. Açık planlı bürolarda bölme elemanlarının etkinliğinin önemi göz önüne alınarak mevcut durumda 1.50 m olan bölme elemanı yüksekliğinin yanı sıra, yüksekliğin 1.70 m olması durumu da değerlendirmeye alınmış, her iki bölme elemanı yüksekliği için, iç yüzeylerin değişik

Şekil 4. Odeon programından hacimde sesin yayılımı ile ilgili görüntü

59


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

B. Acar, N.Y. Akdağ

Çizelge 2. Nesnelerin ve yüzeylerin ses yutma çarpanı değerleri [7] Yapı bölümü Pencere Duvar Duvar Masa Oturma Kullanıcı Bölme elm. Bölme elm. Tavan Tavan Zemin Zemin

63 Hz

125 Hz

250 Hz

500 Hz

1000 Hz

2000 Hz

4000 Hz

8000 Hz

0,02

0,02

0,06

0,03

0,03

0,02

0,02

0,02

0,02

0,02

0,02

0,02

0,02

0,02

0,02

0,02

0,20

0,24

0,35

0,63

0,88

0,91

0,92

0,91

0,18 0,14 0,15

0,23 0,17 0,17

0,25 0,39 0,22

0,21 0,40 0,26

0,24 0,39 0,30

0,28 0,33 0,33

0,28 0,30 0,36

0,29 0,29 0,35

0,02

0,10

0,22

0,30

0,34

0,37

0,40

0,43

0,10

0,41

0,66

0,91

0,92

0,94

0,92

0,92

0,15

0,12

0,1

0,05

0,04

0,07

0,09

0,09

0,72

0,76

0,78

0,87

0,91

0,92

0,91

0,92

0,01 0,01

0,01 0,01

0,01 0,24

0,01 0,57

0,02 0,89

0,02 0,71

0,02 0,79

0,02 0,79

Gereç Pencere çift cam 10 mm boşluklu Sıva üz. alçı ve boya Cam yünü esaslı duvar paneli Ahşap masa Koltuk İnsan Delikli alüm.+cam (mevcut durum)

Cam yünü esaslı bölücü eleman Alçıpan levha Taş yünü esaslı tavan levhası Seramik döşeme Halı (altı keçeli)

Çizelge 3. İncelenen koşullar

Bölme elemanı -1.50 m-

Bölme elemanı -1.70 m-

KOŞUL Mevcut yutuculuk Duvarlar yutucu Bölme elemanı yutucu Tavan yutucu Tavan ve böl. el. yutucu Tüm yüzeyler yutucu Mevcut yutuculuk Duvarlar yutucu Bölme elemanı yutucu Tavan yutucu Tavan ve böl. el. yutucu Tüm yüzeyler yutucu

Çizelge 4. Farklı koşullarda yapı elemanlarında kullanılan gereçler Yapı Bölümü

Gereç

Pencere Duvar

10 mm bosluklu çift cam Sıva üz. alçı ve boya

Duvar

Cam yün esaslı duvar paneli

Bölme elem.

Delikli alü.+cam (mevcut durum)

Bölme elem. Tavan

Cam yünü esas. bölme elem. Alçıpan levha

Tavan Zemin

Taş yünü esas. tavan levhası Seramik döşeme

Zemin

Altı keçeli halı

Mevcut durum

Duvar yutucu

Bölme elemanı yutucu

Tavan yutucu

Tavan – bölm. el. yutucu

Tüm yüzeyler yutucu

٧

٧

٧

٧

٧

٧

٧

٧

٧

٧ ٧ ٧

٧

٧

٧ ٧

٧

٧

٧

٧

٧

٧

٧

٧

٧

٧

٧

٧ ٧

٧

60


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

önlemlerle, örnek alıcı noktasında hesaplanan toplam ve frekansa göre gürültü düzeyleri Çizelge 5’te yer almaktadır. Mevcut durum için hesap yoluyla belirlenen sonuçların, Çizelge 1’de yer alan ölçme sonuçlarından belli oranda ayrım göstermesi, ölçmelerin, büronun tam kapasite ile kullanımı sırasında gerçekleştirilememesi nedeniyledir.

Çizelge 4’te yer alan koşullar için, Odeon simülasyon programından yararlanılarak elde edilen sonuçlar, gürültü düzeyi ve yansışım süresi başlıkları altında, aşağıda yer alan bölümlerde ele alınmış ve değerlendirilmiştir. Ayrıca açık planlı bürolar için Cavanaugh‘un geliştirdiği “konuşma gizliliği tesbiti” yöntemi [11] kullanılarak, değişik koşullarda, konuşma gizliliği açısından kullanıcıların hoşnutluk durumu belirlenmiştir. Gürültü düzeyi Hacimde fon gürültüsünün amacıyla değişik adımlarla

Şekil 5 ve Şekil 6’da ise, hacmin değişik ses yutuculuk durumlarında ve iki ayrı bölücü eleman (engel) yüksekliğinde oluşan gürültü düzeylerinin kabul edilebilir düzeylerle karşılaştırılması görülmektedir.

azaltılması oluşturulan

Çizelge 5. Farklı koşullarda frekansa bağlı gürültü düzeyi sonuçları KOŞUL Mevcut durum Duvar yutucu Bölme Engel yutucu elemanı -1.50 m- Tavan yutucu Tavan ve engel yutucu Tüm yüzeyler yutucu Mevcut durum Duvar yutucu Engel yutucu Bölme elemanı Tavan yutucu -1.70 mTavan ve engel yutucu Tüm yüzeyler yutucu Kabul edilebilir gürültü düzeyi

63 Hz 70,3 65,9 63,4 60,9 50,2 47,2 69,5 65,1 58,3 58,1 45,7 43,2 65,0

125 Hz 69,3 65,2 62,3 60,3 49,6 46,6 68,7 64,7 57,7 55,4 44,8 42,5 58,0

250 Hz 69,7 64,6 63,1 59,9 48,8 45,8 67,9 63,7 56,9 54,6 44,2 42,1 53,0

61

Gürültü Düzeyi (dB) 500 1000 2000 Hz Hz Hz 68,3 67,8 66,0 63,9 63,6 61,9 61,6 60,1 61,4 58,5 58,1 55,7 48,2 47,9 46,1 44,9 43,3 43,2 66,3 65,1 65,3 63,1 62,8 60,1 55,0 56,0 54,3 54,1 53,7 52,0 43,6 43,2 41,6 41,7 40,6 39,7 50,0 47,0 43,0

4000 Hz 64,9 60,8 57,2 56,9 45,8 42,1 64,2 59,9 53,1 50,8 40,3 37,8 40,0

8000 LAeq Hz 63,9 67,2 59,8 63,8 56,3 60,1 54,8 58,12 44,2 47,1 41,3 44,1 63,3 65,5 59,5 62,1 52,2 55,2 49,9 52,9 39,5 42,7 37,1 39,8 38,0 50,0


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

B. Acar, N.Y. Akdağ

Şekil 5. Bölme elemanının 1.50 m olması durumunda LAeq sonuçlarının karşılaştırılması

Şekil 6. Bölme elemanının 1.70 m olması durumunda LAeq sonuçları sonuçlarının karşılaştırılması

62


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

Şekil 5 ve Şekil 6’da görüldüğü gibi, bölücü elemanlar gerek 1.50 m. gerekse 1.70 m. iken mevcut durumda büro hacmindeki gürültü düzeyi yaklaşık 17 dBA kadar kabul edilebilir değerlerin üzerindedir. Mevcut durumda sırasıyla, duvarların, bölme elemanlarının ve tavanın çok yutucu olması koşullarında, kabul edilebilir gürültü düzeyi elde edilememiştir. Ancak her iki bölme elemanı yüksekliğinde de, hem tavanın, hem de bölme elemanlarının yutucu özellikte olmasının, kabul edilebilir gürültü düzeyi açısından yeterli olduğu görülmektedir. Frekansa göre gürültü düzeylerinin NCB eğrileri ile karşılaştırılması sonucunda ise (Çizelge 5) kabul edilebilir değerlerin, bölücü eleman 1.50 m. iken “tüm yüzeylerin yutucu” olması durumunda, bölücü eleman 1.70 m iken ise, “tavan ve bölücü elemanın çok yutucu” ve “tüm yüzeylerin yutucu” olması durumlarında sağlandığı görülmektedir.

birlikte ele alındığında hacimde kabul edilebilir gürültü düzeyinin sağlandığı minimum koşulların; •

bölücü eleman 1.50 m. iken, tüm yüzeylerin çok yutucu,

bölücü eleman 1.70 m. iken, tavan ve bölücü elemanın çok yutucu

koşullar olduğu saptanmıştır. Yansışım süresi Açık planlı bürolarda akustik konforu etkileyen bir diğer önemli etken, yansışım süresidir. Hacmin büyüklüğü ve toplam yutuculuğuna bağlı olan yansışım süresinin, açık planlı bürolarda 0,6 ile 1,00 saniye arasında olmasının uygun olduğu belirlenmiştir[3]. Hacimde, farklı koşullar için hesaplanan yansışım sürelerinin, optimum değerlerle karşılaştırılması Şekil 7 ve Şekil 8’de yer almaktadır.

Sonuç olarak; gerek toplam ses düzey, gerekse frekansa bağlı değerlendirmeler

Şekil 7. Bölme elemanının 1.50 m olması durumunda yansışım süreleri

63


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

B. Acar, N.Y. Akdağ

Şekil 8. Bölme elemanının 1.70 m olması durumunda yansışım süreleri

özelliklerine ve kaynak-dinleyici arasındaki uzaklığa bağlı olarak bir katsayı belirlenmektedir. 4. Bölme elemanı- Bölme elemanı yüksekliği ve kaynak-dinleyici uzaklığına bağlı olarak bir katsayı belirlenmektedir. 5. Hacimdeki fon gürültüsü düzeyiHacimde ölçülen ya da tahmini fon gürültüsü düzeyi belirlenmektedir.

Yapılan değerlendirmeler sonucunda, her iki bölme elemanı yüksekliğinde de, “tavan ve engel yutucu” ve “tüm yüzeyler yutucu” koşullarında optimum yansışım süresi değerlerinin sağlandığı görülmektedir. Konuşma gizliliği Açık planlı büro hacimlerinde konuşma gizliliğinin sağlanması önemli bir planlama sorunudur. Çünkü bu tür hacimlerde büro eylemlerinin tümü bir arada yapılır. Kimi zaman mesleki konuşmaların diğer kullanıcılar tarafından duyulması istenmez. Bu açıdan, tavan ve döşemede alınan önlemlerden çok, belli aralıklarla kullanılan bölme elemanlarının önemi büyüktür. Cavanaugh, bir bürodaki konuşma gizliliğinin, büronun fon gürültüsü ile konuşma düzeyinin değerlendirilerek belirlenebileceği bir yöntem ortaya koymuştur [11]. Bu yöntemde, aşağıdaki beş gruplandırma oluşturulmuştur.

Sonuç olarak, 1. ve 2. adımda belirlenen değerlerin toplamından, 3. 4. ve 5. adımlarda belirlenen değerlerin toplamının çıkartılmasıyla (Kaynak etkinliği-Gürültü azalımı) elde edilen değer, ilgili skala yardımıyla değerlendirilerek, kullanıcının konuşma gizliliği açısından hoşnutluk durumu saptanmaktadır. Buna göre 0’ın altındaki değerler “hoşnutluk”, 0’ın üstündeki değerler ise “hoşnutsuzluk” olarak belirlenmektedir. Değerlendirmeye alınan büro yapısında da, değişik koşullar için konuşma gizliliği açısından hoşnutluk durumu belirlenmiş ve sonuçlar Çizelge 6’da sunulmuştur. Şekil 9’da, yönteme ilişkin bir örnek olarak, büro hacminin mevcut durumunda konuşma gizliliğinin belirlenmesine ilişkin oluşturulan tablo yer almaktadır.

1. Ses kaynağı-Büro hacminde konuşan kişilerin ses düzeyi belirtilmektedir. 2. Gizlilik derecesi-Yüksek gizliliğe 15, normal gizliliğe 9 puan verilmektedir. 3. Kaynak-alıcı ilişkisi-Tavan ve döşeme yüzeylerinin ses yansıtıcılık

64


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

Ses kaynağı

Kaynak etkinliği

Mahremiyet derecesi

Kaynak-alıcı

Gürültü azaltımı

Bölme elem. yüksekliği Bölme elemanı

Fon gürültüsü düzeyi Kullanıcı tepkisi Şekil 9.

Hacim malzeme özel. tavan döşeme yansıtıcı yansıtıcı yansıtıcı yutucu yutucu yansıtıcı yutucu yutucu 0,30 0,60 0,90 1,20 engel yok

bağırma yüksek karşılıklı alçak 72 66 60 54 güvenilir tipik 15 9 uzaklık 0,91 1,82 3,65 7,31 14,63 0 3 6 9 12 0 4 8 12 15 0 5 15 15 20 0 6 18 18 24 uzaklık 0,91 1,82 3,65 7,31 14,63 0 3 6 9 12 0 4 8 12 15 0 5 15 15 20 0 6 18 18 24 0 0 0 0 0 Çok sessiz

Ölçülen ya da tahmini dBA -5

0

25-35 10

5

hoşnutluk

sessiz

ortalama

35-45 45-55 15 20 hoşnutsuzluk

gürültülü

55-60 25

60 15

9

9 55

Büro hacminde bölme elemanı 1.50 m. ve mevcut yutuculuk durumda, Cavanaugh metoduyla konuşma gizliliğinin belirlenmesi Çizelge 6. Farklı koşullarda SPI sonuçları*

KOŞUL Mevcut durum Duvar yutucu Bölme elemanı yutucu Tavan yutucu Tavan ve bölme elm. yutucu Tüm yüzeyler yutucu

SPI (konuşma gizliliği indeksi) Bölme el. 1.50 m Bölme el. 1.70 m 2 2 2 -4 -4 -7

Çizelge 6’da görüldüğü gibi, bölme elemanı yüksekliğinin 1.70 m. olması durumunda “tüm koşullarda”, bölme elemanı yüksekliğinin 1.50 m. olması durumunda da, ''tavan yutucu'', ''tavan ve bölme elemanı yutucu'' ve ''tüm yüzeyler yutucu'' olma durumlarında konuşma gizliliği açısından kullanıcı hoşnutluğunu sağlayan değerlere ulaşılmıştır.

-1 -1 -1 -7 -7 -10

4. GENEL DEĞERLENDİRME VE SONUÇ Çizelge 7’de, büro hacmi için farklı koşullara göre yapılan değerlendirme sonuçları toplu olarak yer almaktadır. Görüldüğü gibi; büro hacmi için optimum durumlar, bölücü eleman yüksekliği 1.50 m. iken “tüm yüzeylerin yutucu” olması ve bölücü eleman yüksekliği 1.70 m. iken “tavan ve bölme elemanı yutucu” ve “tüm yüzeylerin yutucu” olması durumları için elde edilmektedir.

___________________________________ *Gri alanlar uygun koşulları belirtmektedir. 65

75

73

2


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

B. Acar, N.Y. Akdağ

Çizelge 7. Tüm parametreler için en uygun durumun belirlenmesi

Konuşma Gizliliği

+ + +

+ +

+ + +

+ +

+ +

+ + + + + + + + +

Yansışım Süresi (s)

Mevcut yutuculuk

― ―

Bölme elemanı çok yutucu Tavan çok yutucu Tav. ve böl. elm. çok yutucu Tüm yüzeyler çok yutucu Mevcut yutuculuk Bölme elemanı 1.70 m

Gürültü Düzeyi (dB) -frekansa göre―

KOŞUL

Duvarlar çok yutucu

Bölme elemanı 1.50 m

Gürültü Düzeyi (dBA) -toplam―

Duvarlar çok yutucu Bölme elemanı çok yutucu Tavan çok yutucu Tav. ve böl. elm. çok yutucu Tüm yüzeyler çok yutucu

Bu çalışmada, açık planlı büro yapılarında işitsel konfor koşulları ve bu koşulların oluşmasında önem taşıyan etkenler bir örnek üzerinde incelenmiştir. Bu etkenler doğrultusunda, incelemeye alınan hacimde, işitsel konforun sağlanabilmesinde iç yüzey gereçlerinin ve bölme elemanlarının önemi somut bir biçimde ortaya konmuştur. Gerçekleştirilen çalışmalar değerlendirildiğinde, •

davranmalarının gürültünün oluşmaması açısından önemli olduğu, •

açık planlı büro hacimlerinde kabul edilebilir gürültü düzeyinin sağlanmasında öncelikle tavan ve bölücü elemanların ses yutuculuklarının arttırılması gerektiği,

döşeme yutuculuğunun arttırılmasının hacmin toplam yutuculuğuna katkı sağladığı, ancak tek başına işitsel konforun sağlanması için yeterli olmadığı,

hacim içinde çalışan kişi sayısının ve bu kişilerin birbiriyle etkileşiminde dikkatli

+

hacmin tefrişinde, kullanıcıların birbirlerinin seslerinden olabildiğince az etkilenmelerini sağlayacak düzenlerin kurulmaya çalışılmasının gerektiği, etkin bölme elemanı yüksekliğinin ve yüzey ses yutma özelliklerinin, konuşma gizliliğinin yanı sıra, hacimdeki fon gürültüsünün azaltılması açısından da önemli olduğu,

belirlenmiştir. Mekanın ses ile ilişkisi insan yaşamının kalitesi adına gündemde tutulması gereken bir konudur. Bu bağlamda, akustik konfor koşullarının sağlanması, üzerinde önemle durulması gereken bir tasarım etkenidir. Günümüzün ve geleceğin mimarları, tasarımlarında ses denetimi amacıyla kullanılan yapı malzemelerinin etkinliklerini bildikleri ve uyguladıkları ölçüde, ortaya çıkan mekanlar daha nitelikli olacaktır.

66


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

KAYNAKLAR 1. Keränen, J., (2002), Finnish Institute of Occupational Health Laboratory Acoustics in Open-Plan Offices – A Laboratory Study Finland. 2. Jensen, K.L., Arens, E. and Zagreus, L., (2005), Acoustical Quality in Office Workstations, As Assessed by Occupant Surveys, Center for the Built Environment, University of California Berkeley, USA. 3. Bradley, J.S., (2002), Prediction of the Speech Intelligibility Index behind a Single Screen in an Open-plan office, NRCC-44286. 4. Acar, B., (2007), “Açık Planlı Büro Yapılarında İşitsel Konforun Sağlanmasına Yönelik Yaklaşım Örnekleri”, YTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, Yapı Fiziği Programı, İstanbul. 5. Emiroğlu, E., (1986), "Büro Binalarında, Büro Mekânı Türleri", Dizayn Konstrüksiyon Dergisi, 42-46 6. Erentok, M., (1991),"A'dan Z'ye açık ofis",Arredamento Dekorasyon,Ofis'91 Dergisi, 16-22 7. Anon.,Odeon User Manual,(2006). 8. Anon., TS 9315/ISO 1996-1, Akustik-Çevre Gürültüsünün Belirlenmesi ve Ölçümü Kısım 1Temel Büyüklükler ve İşlemler. 9. Anon., Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği, 2005, Ankara. 10. Maekawa, Z., Lord, P., (1994), Environmental and Architectural Acoustics, E & FN SPON, London, 377 pp. 11. Cavanaugh, W. J., Wilkes, J. A., (1999) Architectural Acoustics, INC., Canada.

67


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

İKİNCİL KONUTLARIN TURİZM SEKTÖRÜNDE YENİDEN KULLANILABİLMESİNE İLİŞKİN BİR MODEL ∗

Kunter MANİSA, ∗∗Tülin GÖRGÜLÜ

Yıldız Teknik Üniversitesi, Yıldız Kampüsü, Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü, Tasarım Kuram ve Yöntemleri Bilim Dalı, Beşiktaş, İstanbul, 34347 kunterma@yahoo.com ÖZ Makale içinde; Güney Ege ve Akdeniz bölgesinde bulunan ikincil konutların çevre verilerinin ve mimarilerinin tespiti, mülk sahiplerinin konutlarını turizm açma eğilimleri ve biçimlerinin saptanması ve bu saptamalarda araç olarak anket, mülakat ve tespit yöntemleri yardımıyla ikincil konutların turizm sektöründe kullanılmasına ilişkin bir model kurgulanması amaçlanmaktadır. Bu amaç doğrultusunda makale dört bölümden oluşmaktadır; ikincil konut kavramı ve temel özellikleri, tarihsel perspektifte Dünyada ve Türkiye’de ortaya çıkışları ve gelişimleri, ikincil konutların türleri ve sınıfları ile Türkiye ölçeğinde ikincil konutların rakamsal verilerinin irdelenmesi makalenin birinci bölümünde ortaya konmaktadır. İkinci bölümde; örneklem alan olarak seçilen Güney Ege ve Akdeniz bölgelerinde mimari tespit çalışmaları mülakat ve anket çalışmaları sunulmakta ve sonuçları değerlendirilmektedir. Mimari tespit çalışmaları plan şemaları, yerleşim şekilleri ve bina kütleleşmeleri gibi konuları kapsamaktadır. Anketler ise; konut sahibi kimlik bilgileri, konut sahiplerinin turizm alışkanlıkları, konut sahiplerinin tatil konutu kullanım alışkanlıkları, ikincil konut bilgileri (konut, yakin ve bölge ölçeklerinde), konut sahiplerinin ikincil konutlarını turizme açma eğilimleri ve ikincil konutlarını turizme açmaları durumunda açma biçimleri konularını içermektedir. Dördüncü bölümde; model çalışması kurgulanmaktadır. Kurgu içinde sırasıyla, amaç ve hedeflerin tespiti, planlama, organizasyon ve örgütlenme, organizasyonun dış sistemlerle ilişkisi, taktiksel planlama çerçevesinde örgütün alt birimlerinin görevleri ve insan kaynakları konuları irdelenmektedir. Ayrıca organizasyonun işleyişinde, ikincil konut mimarisi ve kullanıcı gereksinimlerine bağlı olarak modelin gerektirdiği öneriler sunulmaktadır.Son bölümde ise; araştırmanın genel sonuçları sunulmakta ve değerlendirmeler yapılmaktadır. Anahtar Kelimeler: İkincil konut mimarisi, turizm sektöründe ikincil konutlar, yönetim ve organizasyon A MODEL ON REUSING OF SECONDARY HOUSING IN TOURISM ABSTRACT This article work on the analyze of secondary housing architecture on South Aegean and Mediterranean coastal areas of Turkey, determination of the way and the tendencies of secondary housing owners to participate in a tourism activity that rents their property and to design a model on reusing of secondary housing in tourism sector by the help of interview, questionnaire, analytic research methods. In this point of view, this research is based on 4 chapters. Chapter 1; the concept and the main characteristics, constitution and the development in Turkey and in the other side of the world, types and categories, examination of quantitative datum in Turkey of secondary housing are shown in this chapter. Chapter 2; the interview, survey and the analytic research results are shown in this chapter. The architectural analytic research is consisted of secondary housing plan schemes, settlement types and building mass. Questionnaire is consisted of secondary housing owners’ profiles, their tourism activity and secondary housing usage addiction, secondary housing characteristics, their tendencies to participate in a tourism activity that rent their property and its method. Chapter 3; this chapter is consisted of the model study. Determination of the objectives, planning, and organization, interrelations of the organization with other systems, human resources and the duties of the units in tactical planning perspectives are the subjects that are considered in the model. Proposals of the model requirements are also shown according to architecture of secondary housing and user requirements in the operation of the organization. Chapter 4; conclusion and evaluation of the research are shown in this chapter. Keywords: Secondary housing architecture, secondary housing in tourism sector, management and organization

Doktora Tezi, “İkincil Konutların Turizm Sektöründe Yeniden Kullanılabilmesine İlişkin bir Model”, Y.T.Ü., Fen Bilimleri Enstitüsü, Bina Araştırma ve Planlama Doktora Programı, 2007 ∗∗ Doç.Dr., Tez Yürütücüsü

68


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

Konut olan binalar içinde 3.500.435 hanenin ikincil konut niteliğinde olduğu yine T.U.İ.K. tarafından 1999 yılında yapılan ikinci konut envanter çalışmasında elde edilen diğer bir veridir.

GİRİŞ Son çeyrek yüzyılda yaşanan çevre felaketleri doğaya daha az zarar veren ve onu korumaya yönelik üretim anlayışlarının benimsenme zorunluluğunu kaçınılmaz kılmıştır. İnşaat sektörü de üretim anlamında dünyadaki en büyük sektörlerden biridir. İnşa edildikten sonra ortalama 55–60 sene ömrü olan bir binanın kaynak tüketimi ve neden olduğu çevresel kirlilik aşağıdaki gibidir;

Makale kapsamına alınan ikincil konutlar ise; yıllık ortalama 1,5 ay kullanılan tatil/yazlık konutlardır ve Türkiye’de yaklaşık 480.000 civarındadır. Bu durum hem ekolojik hem de ekonomik anlamda büyük bir israftır.

•Kaynak korunumuna dikkat eden, •Atık üretimine dikkat eden, •Sağlıklı iç mekanlar oluşturan, •Yerleştiği ortama zarar vermeyen binalar üretmek en önemli tasarım kriterlerleri haline gelmiştir.

İkincil konutların temel özelliklerinden ve çalışmanın amacından yola çıkarak model kapsamına alınan ikinci konutları şu şekilde tanımlanabilir; Başka bir yerde ikamet edip çalışmaları koşuluyla kullanıcıları tarafından satın alma veya kiralama yoluyla yılın belli dönemlerinde rekreatif amaçlı olarak kullanılan, fiziksel çekiciliği yüksek bölgelerde (akarsu, göl, kaplıca, deniz kıyısı vb.) inşa edilmiş, turizm sektörü ile bütünleşmiş ve bir emlak yatırımı özelliği gösteren sabit mülktür.

Bu bilinç perspektifinde; yeni tasarlanıp üretilecek inalar açısından teorik anlamda çok problem bulunmamaktadır. Ancak 20.yy`ın son çeyreğinde üretilen bina stoku bu kriterlere ne kadar uymaktadır? Bu binaları yıkıp yerine ekolojik veya sürdürülebilir tasarım kriterlerine uygun binalar üretmek; üretimleri sırasında harcanan emek ve doğal kaynak tüketimini geri etirmeyecektir, aksine üretilecek binalar için yeniden kaynak tüketimine yol açacaktır.

Bu bakış açısıyla; makalede ikincil konutların daha verimli kullanılmasına ilişkin turizme dayalı bir model önerisi sunulacaktır.

Bu amaçla; mevcut binaların bahsi geçen kıstaslar doğrultusunda rehabilitasyonu için farklı bilim dallarında yapılan birçok araştırma mevcuttur. (Lifecycle analysis, recycle of building materials, reducing energy comsumption in buildings vb.) Ancak; mevcut bina stokunu ne kadar verimli kullandığımız, daha verimli kullanılmasıyla bina üretimi dolayısıyla kaynak tüketimini azaltabileceğimiz konusu makalenin çıkış noktasını teşkil etmektedir.

Şekil 1: Modelin kapsamı ve süreç

Mimari tespit ve konut sahiplerinin tercihlerinin belirlenmesi amacıyla model kapsamına alınan ikincil konutlarda yapılan alan çalışmalarında son yıllarda üretilen ikincil konutların yukarıda özetlenen temel özelliklerden farklılıklar içerdiği

T.U.İ.K.’in 2000 yılında yaptığı araştırmada Türkiye’de inşa edilmiş 7.838.675 binanın 5.872.808’inin konut olduğu tespit edilmiştir.

69


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

saptanmıştır. Bu temel farklılıklarda makale kapsamına alınan diğer bir husustur.

Turizm sektöründe ikinci konut pazarlama sistemleri Devre-mülk sistemi Amerikan time-sharing sistemi

Devre-tatil sistemi Fransız sistemi Müşterek mülkiyete bağlı sistemler

Mülkiyet hakkına dayanan Time span ownership

Multipropriete sistemi

Interval ownership

Mülkiyet hakkına dayanmayan

Vacation Licenses Vacation Leases Clup membership Şekil 2:İkincil Konutların Turizm Sektöründe kullanılma biçimleri

Dünyada uygulanan birçok ikinci konut pazarlama sistemi bulunmaktadır. Bütün bu sistemlerde temel farklılık mülkiyetin konut kullanıcısına ait olup olmadığı ile ilgilidir. Konut kullanıcısına ait olduğu durumlarda İKİNCİL KONUT EĞİLİMLERİ

bir veya birden çok mülk sahibi olabilmektedir. Mülkiyet belli bir firmaya ait olduğu durumlarda ise kullanım hakkı belli sürelerle kullanıcılara devredilmektedir. 2.İkincil konut sahiplerinin % 42’sı emekli, %38’i kendi işine sahiptir. 3.İkincil konut sahipleri %82 oranında orta ve üniversite eğitimi görmüşlerdir. 4.İkincil konut sahipleri %95 oranında birinci konutlarının mülkiyetlerini ellerinde bulundurmaktadırlar.

SAHİPLERİNİN

Modele veri teşkil etmesi açısından; Güney Ege ve Akdeniz bölgelerinde (Kaş, Kalkan, Demre Tömük/Limonlu (Mersin), Side, Marmaris, Datça ve Bodrum) ikincil konut sahiplerinin konutlarını turizme açma eğilimleri, biçimleri ve çekincelerinin tespit etmek amacıyla yapılan anket çalışmalarında şu sonuçlara varılmıştır:

İkincil konut sahiplerinin konutlarını kullanım alışkanlıkları; 1.İkincil konut sahipleri %78 oranında konutlarına şahsi vasıtalarıyla gelmektedirler. 2. İkincil konut sahipleri konutlarını %85 oranında yılda bir kez kullanmaktadırlar.

İkincil konut sahiplerine ilişkin veriler; 1.İkincil konut sahipleri çoğunlukla 50 yaş ve üstü kişilerden oluşmaktadır.(%79)

70


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

K. Manisa, T. Görgülü

3. İkincil konut sahiplerinin % 62’sı konutlarını 2 ay ve daha kısa süreli olarak kullanmaktadır.

“TATİL-YAZLIK” KONUTUN TURİSTİK KONUTA DÖNÜŞÜMÜ ve İKİNCİL KONUTLARDA YAŞANAN TEMEL DEĞİŞİMLER

İkincil konut sahiplerinin konutları hakkında görüşleri; 1.İkincil konut sahipleri %80’i tatil ve emeklilikte kullanmak amacıyla ikincil konut edindiklerini bildirmişlerdir. 2.İkincil konut sahipleri çoğunlukla konutun bulunduğu yöre ve doğal çevre ile oturan insanların şuan kullandıkları ikincil konutu almalarında etkili olduğunu dile getirmiştir. 3.Konut sahiplerinin yarısı konutu dışında tatil yapma alışkanlığını sürdürmektedirler. Tatillerini genellikle yılda 1–2 kez olmak üzere 7–14 gün olarak gerçekleştirmektedirler.

Küreselleşen dünyada çok uluslu sermayenin yatırımlarını inşaat sektörüne aktarması, Avrupa birliğine entegrasyon sürecinde Avrupa birliği vatandaşlarının Türkiye’de konut sahibi olabilmesine olanak tanınması ve her yıl artan turist sayısı son 4–5 senede üretilen ikincil konutların mimarisinde temel değişimlere yol açmıştır. Bu anlamda iki tip ikincil konut olgusundan söz etmek söz konusudur. Bunlardan ilki bölüm 2’de aktarılan süreçte özellikle 1980– 2000 yılları arasında üretilen “tatil-yazlık konut” olarak adlandırabileceğimiz ikincil konutlar, diğeri ise son 4–5 yıllık süre zarfında üretilen turistik kullanıma olanak tanıyan “turistik konut” olarak adlandırabileceğimiz ikincil konutlardır.

İkincil konut sahiplerinin konutlarını turizme açma eğilim ve biçimleri; 1.İkincil konut sahiplerinin %37’si konutlarını turizme açmayı düşünmektedir. 2.İkincil konut sahiplerinin %80’i ekonomik gelir elde etmek veya bos durmaması için tatil konutlarını turizme açmayı düşünmektedirler. 3.İkincil konut sahiplerinin %55’i şahsi eşyalarının başkaları tarafından rahatsız oldukları için, % 26’sıda uzun sureli kullandıkları için tatil konutun turizme açmak istememektedirler. 4. İkincil konut sahiplerinin tamamı turizme açtıkları konutlarının mülkiyetini ellerinde bulundurmak istemektedirler. 5. İkincil konut sahiplerinin %86 turizme açtıkları konutlarını 16–30 gün kullanmak istediklerini dile getirmişlerdir. 6. İkincil konut sahiplerinin %95’ı konutlarında bakım onarım yapılmasına izin vermektedirler. 7. İkincil konut sahiplerinin %60’ı şahsi eşyalarının başkaları tarafından kullanılmasından rahatsız olmamaktadırlar.

Tatil-yazlık konuttan turistik konuta geçişte ikincil konutlarda yaşanan temel özellik değişimlerini şu şekilde özetlenebilir; ●Emlak yatırımı olma özelliği artmıştır. ●Mülk sahiplerinin profilleri değişmiştir. Büyük şehirlerden tatil yapmak için gelen kullanıcıların yerini yerli veya yabancı yatırımcı almıştır. ●Kullanım amacı ve süresi değişmiştir. ●Mimari özellikleri ve donatıları değişmiştir. Turistik ve esnek (parçalı-bölünebilir) kullanıma olanak tanıyan planlama anlayışının yanısıra konaklamayı ve konforu cazip kılan ek donatılara sahiptirler. Yukarıda kısaca tarif edilen özellik değişimlerine bağlı olarak ortaya çıkan çalışma alanlarında tespit edilmiş beş tip turistik konuttan söz etmek mümkündür; 1.Mülk sahibi tarafından biri kiralanmak üzere tefriş edilmiş, müstakil girişleri olan tek kütle olarak inşa edilmiş ikiz villalar, 2.Mülk sahibi tarafından biri kiralanmak üzere tefriş edilmiş, müstakil girişleri olan

71


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

çatı katı stüdyo diğer iki kati bahçe kullanımlı olarak inşa edilmiş 3 katlı villalar,

planlama dâhilinde öncelikli sisteme katılması gereken stoku oluşturmaktadır.

3.Ortak donatıları zengin (havuz, güvenlik, resepsiyon, yeşil alanlar vb.), farklı gelir gruplarına kiralamaya uygun, değişik standartlarda, genellikle tek mülk sahibine ait, tamamı tefriş edilmiş 2–3 katlı villalardan oluşan siteler, (Bazı örneklerde sitenin ortak havuzu bulunmasına karşın özel havuzları bulunan villalarında bulunduğu sitelere rastlanmıştır.)

Örgütlenme yapısı: ●Organizasyon maliyete odaklanan fonksiyonel bir örgütlenmedir. ●Organizasyon temel olarak ikincil konutlar, satış-pazarlama ve merkez bölüm olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır. ●Organizasyonun örgütlenme yapısı matristir. İşlevsel bölümlenmenin bulunmasına karşın bölümler arası yatay iliksilerin mevcudiyeti bu tur bir örgütlenme yapısını kaçınılmaz kılmaktadır. ●İkincil konutlara ilişkin bölüm bölge ölçütüne göre bölümlenmelidir. ●Satış-pazarlama bölümü müşteri temeline dayalı olarak bölümlenmelidir. ●Merkez bolum işlev odaklı (fonksiyonel) olarak bölümlenmelidir. Dış sistemlerle ilişkiler ●Turizmin sektörünün çok yönlü ve boyutlu yapısı organizasyonun farklı bölümlerinin çok farklı kurum ve kuruluşlarla işbirliği ve ilişki içerisinde bulunmasını kaçınılmaz kılmaktadır;

4.6–8 stüdyo daireden oluşan, havuz kullanımlı, tümüyle veya tekil kiralanmaya uygun olarak üretilmiş 3–4 katlı apartmanlardır. 5.Daire veya villa içinde yatma hacimleri müstakil banyolu ve girişli planlanır. Böylece hane gerektiğinde komple gerektiğinde ise parçalı olarak kiralanabilmektedir. Yatak odalarına TV, mini buzdolabı gibi mobilyalar konarak amaca uygunluk sağlanmış olur. İKİNCİL KONUTLARIN TURİZM SEKTÖRÜNDE DEĞERLENDİRİLMESİ / MODEL ÇALIŞMASI

İkincil konut bölümü: İnşaat firmaları, ulusal veya uluslararası ulaşım şirketleri, yerel ticaret odaları, yerel belediyeler, turizm bakanlığının bölge temsilcilikleri, özel veya devlet sağlık kurumları, bölgede bulunan turistik tesisler,

İkincil konutların turizm sektöründe değerlendirilmesi amacıyla şu şekilde bir model kurgulanabilir; Amaçlar ve hedefler: ●Modelin ana amacı çevresel değerlerin bozulmasına sebebiyet vermeden (çevresel kontrol mekanizması) turistlerin ve ikincil konutların buluştuğu bir pazar oluşturmaktır.

Satış-pazarlama bölümü: seyahat acenteleri, tur operatörleri, tatil konut pazarlama firmaları, Internet alt yapısını oluşturacak ve işletecek sektörler, Merkez bölümü: devlet, yerel yönetimler, bankalar ve kredi kurum ve kuruluşları, turizm ve kültür bakanlığı, seyahat acenteleri, tur operatörleri ve ulaştırma şirketleri ilişki içerisindedir. Alt birimler; Organizasyon bünyesinde yaralan bölüm ve alt birimleri şu şekildedir;

Stratejik planları: ●Stratejik planlama dâhilinde; turizm mevsimi uzun, ikincil konut stoku fazla ve anakent alanları hinterlandı dışında kalan Güney Ege ve Akdeniz bölgeleri tatil- yazlık konutlar organizasyonun ilk etapta hedeflemesi gereken stok durumundadır. ●Turistik konutlar sahipleri tarafından ikincil konut olmasının yanısıra turizm amaçlı olarak üretilmeleri nedeniyle stratejik

1.İkinci konut bölümü Müşteri Temsilciliği bölümü Mimari bölüm 72


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

K. Manisa, T. Görgülü

İşletme bölümü 2.Satış pazarlama bölümü 3.Merkez bölüm Hukuki işler Mali işler bölümü Dış ilişkiler bölümü Araştırma geliştirme bölümü

değişiklikleri farklı koymakta fayda var;

ölçeklerde

ortaya

●Çevresel makro veriler anlamında; sosyal donatılar, ticaret alanları ve ulaşım olanakları değişebilir verileri oluştururken, konum ve demografik yapı (bölge ölçeği) değişemez verileri oluşturmaktadır. ●Çevresel mikro veriler anlamında; peyzaj, konfor koşulları ve teknik donatı değişebilir verileri oluştururken, inşaat alanı (site ölçeği) ve demografik yapı (site ölçeği) değişemez verileri oluşturmaktadır. ●Konut verileri anlamında; iç bölüntüler, konfor koşulları ve bağımsız birim sayısı değişebilir verileri oluştururken, strüktür, topografya ve konum değişemez verileri oluşturmaktadır.

Bu organizasyon yapısı içine giren ancak örgütlenme dışında kalmasına karşın organizasyonun işleyişi açısından üç temel dış aktör bulunmaktadır. Bu aktörler; ikincil konut sahipleri, ikincil konutlar ve ikincil konutlarda konaklayacak turistlerdir. Organizasyonun işlerliği açısından alan çalışması ve yapılan araştırmalardan yola çıkarak bu üç aktöre ilişkin modelin gereksinim duyduğu şu öngörüleri yapmak mümkündür;

Tablo 1. Ölçeklere göre ikinci (tatil-yazlık konut) konutlarda yapılabilecek değişimler

Mimari öneriler (tatil-yazlık konutların değişim ve dönüşüm olanakları); Turistik ürüne dönüşecek bir ikincil konut endüstriyel bir üründen çok büyük farklılıklar içermektedir. Öncelikle turistik olmasından ileri gelen bileşik ürün olma özelliğidir. Bir turizm ürününü oluşturmada tüketici açısından sonsuz sayıda seçenek bulunmaktadır.1 Buna göre her ürün ayrı bir özellik içerir. Krippendorf turistik kaynaklara göre turistik bir ürünü şu şekilde sınıflandırmaktadır;

İkinci konut sahiplerine ilişkin öneriler (anlaşma koşullarına ilişkin prensipler); Yapılan anket ve mülakat çalışmalarından ve incelenen örnek uygulamalardan yola çıkarak ikinci konut sahipleri ile yapılacak anlaşma koşullarında şu tür öngörülerde bulunulabilir; ●İkinci konutun mülkiyeti konut sahibinde olmalıdır. ●Konut sahiplerinin konutlarını belirli süreler zarfından kullanım hakkına sahip olabilmelidirler. ● Konut sahiplerinin konutlarını kullanım süreleri sisteme katılmaları ile elde edecekleri gelir ile ters orantılı olmalıdır. ●Konutun kullanım hakkı süresinin hizmet edeceği turizm türüne ve yapılacak yatırıma göre belirlenmelidir. ●Konut sahiplerine sisteme uzun süreli katılmanın cazip kılınabilmesi adına;

A. Doğal unsurlar: iklim, bitki örtüsü, coğrafi durum B. Beşeri faaliyetler: Dil, zihniyet, folklor, kültür, misafirperverlik. C. Genel altyapı: Ulaşım, haberleşme, elektrik vb. D. Turistik donatım: Konaklama, eğlence, ticaret vb. Diğer farklılık ise ikincil konutun belli sınırlarda değişim ve dönüşüme olanak veren mimari yapısından ileri gelmektedir. Bu anlamda bir ikincil konutta yapılabilecek

1

Barutçugil, İ. (1982), “Turizm İşletmeciliği”, Uludağ Üniversitesi, Bursa

73


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

kiralama sürelerinin uzamasına bağlı olarak elde edecekleri gelirlerin artacağı bir düzenleme yapılmalıdır. ●İkincil konut sahibinin anlaşma şartları değişmemek koşuluyla konutunu satabilmesine olanak sağlanmalıdır.

● Hızla gelişen ulaşım ağı (havayolu-araç yolu), ● Büyüyen inşaat sektörü, ● Büyüyen turizm sektörü, ●16.03.1982 tarihinde çıkarılan 2634 sayılı, Turizm Teşvik Kanunu, ●24.04.1969 tarihinde çıkarılan 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ve bu kanuna 16.10.1998 tarihinde 3476 sayılı kanunla yapılan değişikliklerdir.

İkinci konut turistlerine ilişkin öneriler (hedef turist özellikleri); Organizasyonun işlerliği açısından üçüncü temel öğe ikincil konutlarda konaklayacak turistlerdir. Bu tür tatil anlayışını benimseyecek turistlerin profilleri ve eğilimlerinin belirlenmesi de organizasyonun işlerliğini sağlayacak diğer bir faktördür. Bu anlamda saha çalışması sırasında ikincil konutlarını turizme açmış mülk sahipleri ile yapılan mülakatlardan yola çıkarak; ikincil konutların turizme açılmasında hedef turist kitlesinin özellikleri su şekilde sıralanabilir;

Yine bu dönemde kıyılarda inşa edilen yapıların bir çoğunluğu kooperatifler kanalıyla üretilmiş ikincil konutlardır. Kooperatifler aracılığı ile üretilen ikincil konutların mimari anlamda niteliksiz ve kalitelerinin düşük olduğu göze çarpmaktadır. Niteliksiz mimariden kasıt; yöre mimarisi ve malzeme kullanımı, yazlık konut olma özelliği ve kapalı hacim büyüklükleri dikkate alınmaması ve ülkenin her yerinde rastlanabilecek standart konut tiplerinin inşa edilmiş olmasıdır. Ayrıca site şeklinde hane sayıları çok fazla olarak üretilmeleri nedeniyle kıyı siluetlerinde betonlaşmış ve monoton görüntüler oluşturdukları gözlemlenmektedir.

●Ucuz konaklamayı tercih eden, ●Uzun sureli tatil yapmayı tercih eden, ●Çok çocuklu aileye sahip, ●Grup halinde tatil yapmayı tercih eden, ●Mahremiyete özen gösteren, ●Konakladığı bölgede yerel halk ile iletişmek isteyen, ●Konakladığı bölgede doğal ve tarihi çevre ile ilgili olan turistler.

Bu kooperatifler genellikle tatil veya yatırım amaçlı olarak çeşitli meslek grubu insanların, bir grup kamu çalışanının veya bir firma çalışanlarının bir araya gelmesiyle oluşturulan kooperatifler kanalıyla üretilmişlerdir. (örneğin; doktorlar sitesi, profesörler sitesi, mülkiyeliler sitesi, gazeteciler sitesi, petrol ofisi tatil sitesi vb.) Bu yolla üretilen ikincil konutların çok nitelikli olmamaları ve kimilerinin inşasının çok uzun yıllar sürmesinde mülk sahiplerinin finansman güçlükleri de önemli rol oynamaktadır. Bu yapılar ülke kıyılarını çevresel anlamda olumsuz etkiledikleri gibi yılın 2–3 haftası kullanılan verimsiz bir yapı stoku grubunu oluşturmuşlardır.

SONUÇLAR ve ÖNERİLER Türkiye’de ilk ikincil konut yerleşmelerinin başlangıcı İstanbul çevresinde bulunan Florya, Bakırköy, Silivri, Kadıköy ve Bayramoğlu gibi beldelerde gerçekleşmiştir.2 Ancak ikincil konut yerleşmelerinin tüm Türkiye kıyılarına yayılması ve bina stoku anlamında hatırı sayılır büyüklüklere ulaşması 1980 sonrasına rastlamaktadır. 1980 sonrasında ülke kıyılarının süratle ikincil konut yapılaşmalarına maruz kalmasının şu gibi nedenleri bulunmaktadır;

1990’lı yıllarda; inşaat sektöründe yaşanan küçülme, ülke genelinde turistik tesislerin artışı ile tatil yapmanın ucuzlaması ve sonrasında yaşanan 1999 depremi ve 2001 ekonomik krizi ikincil konuta olan talebi

2

Osmanlı ve Beylikler dönemindeki ikinci konut kullanımı dahil edilmemiştir. (yazlık saraylar, yayla evleri vb.)

74


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

K. Manisa, T. Görgülü

azaltmıştır. Bu dönemde ikincil konut üretimi sadece Bodrum, Çeşme ve Marmaris gibi popülaritesi yüksek turistik beldelerde oldukça az sayıda gerçekleşmiştir.

faktörler emlaka olan ilgiyi arttırmış ve emlak fiyatları kısa bir zamanda hızla yükselmiştir. Avrupa Birliğine uyum sürecinde Yabancıların mülk edinebilmesine ilişkin yasa tasarısının T.B.M.M.’den geçerek yasallaşmıştır.6 Yasa tasarısı tartışmaya açılıp müzakere edilmeden önce kamuoyunda duyulması da emlak fiyatlarında ani bir yükselişe neden olmuştur. Süreç içinde yabancılar tapu sahibi olamamalarına karşın noter vasıtasıyla yaptıkları anlaşmalar ile konut sahibi olmaya başlamışlardır. Bayındırlık ve İskân Bakanlığının 2007 yılında yaptığı araştırmaya göre Türkiye’de yabancıların sahip olduğu 63.484 taşınmaz mülk olduğu tespit edilmiştir.

2003 yılı Türkiye’de hem inşaat sektörü hem de ikincil konutlar için bir dönüm noktası olmuştur. Gerek dünyada gerekse de Türkiye’de yaşanan gelişmeler inşaat sektöründe büyümeye ve dolayısıyla konut üretiminde artışa neden olmuştur. Bu gelişmeleri kısaca anmak gerekir ise; Dünya ölçeğinde; ●Uluslararası sermayenin yatırımlarını 3 inşaat sektörüne yapması, ●A.B.D. ve Avrupa ülkelerinin bayındır olmaları nedeniyle inşaat sektörüne yatırım yapan şirketlerin etkinlik alanlarını farklı bölgelere kaydırmaları, (Afganistan, Irak gibi savaş sonrası yerle bir olmuş ülkeler, A.B.’ye yeni dahil olacak veya entegre olmaya çalışan ülkeler (Romanya, Bulgaristan, Türkiye vb., S.S.C.B.’den ayrılan doğal kaynak zengini ülkeler (Kazakistan, Türkmenistan vb., Dünyaya açılan Çin ve petrolden kazandıklarını inşaat yatırımlarına aktaran orta doğudaki Müslüman ülke şehirleri) ● Avrupa ve A.B.D.’de inşaat işlerinin azalması sonucu iş bulmakta güçlük çeken meslek adamlarının iş bulmak amacıyla başka ülkelere yönelmeleri ve bu çerçevede mesleki denklik ve serbestlik anlaşması olan G.A.T.T.S.’ ın4 ülkelerce kabul görmesidir.

Ülke ve dünya ölçeğinde ikincil konut üretimini arttıran faktörler; sadece ikincil konut fiyatlarını ve üretimini arttırmakla kalmamış, mimari anlamda da bir takım değişimlere uğramasına da yol açmıştır. Bu anlamda; ●Bina kalitesi yükselmiştir. (malzeme, işçilik) ●Plan şemaları değişmiş, esnek kullanımlara olanak tanıyan plan şemaları kullanılmaya başlanmıştır. ●Binaların ve sitelerin rekreasyonel donatı standartları yükselmiştir (havuz, peyzaj, güvenlik vb.) ●Bina kütleleşmelerinde ve site içindeki bina tiplerinin farklılaşmasında değişmeler meydana gelmiştir.

Türkiye ölçeğinde; ●Konut kredi faizlerinin düşmesi, ●A.B.’ne uyum sürecinde Avrupalıların Türkiye’de mülk sahibi olabilmesine olanak tanıyan yasanın yürürlüğe girmesi,5 ●Enflasyonun düşmesi sonucu, borsa ve dövizin yatırım aracı olmaktan çıkması, gibi

İkincil konutların Türkiye’de ortaya çıkısından günümüze kadar geçirdiği evrim sonucunda oluşan ikincil konut stokunun model açısından iki türünden söz etmek mümkündür. Bunlar yoğun olarak 1980– 1990 yılları arasında üretilen tatil-yazlık konutlar ile 2003 yılı sonrasında üretilen turistik ikincil konutlardır. Model açısından turistik konutlar; sahiplerinin konutlarını

3

Küreselleşme perspektifinde sermayenin ve iş gücünün serbest dolaşımı anlamında ele alınmaktadır. 4 Dünya Ticaret Örgütü Hizmet Ticaret Anlaşması anlamında kullanılmıştır. 5 5444 sayılı Tapu kanunu

6

75

5442 sayılı yasa ile Tapu kanunun 35. maddesi


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

turizme açma eğilimleri, konutların yeni ve bakımlı olması nedeniyle bakım-onarıma ihtiyaç duyulmaması, esnek ve turizme elverişli plan şemaları ile rekreasyonel donatıları nedeniyle en uygun ikincil konut tipleridir. Tatil-yazlık konutlar ise; konut sahiplerinin konutlarını organizasyona dahil edilmesi açısından ikna edilmeleri gerekmesi, bir kısmının bakım, onarım gerektirmesi vb. faktörler açısından çözülmesi gereken problemleri barındırmaktadırlar. Ancak amaç verimsiz kullanılan bir tür yapı stokunu verimli kullanmak olduğu noktada tüm ikincil konutların sisteme katmak hedeflenmeli ve bu süreçte ortaya çıkan sorunların aşılması ve çözümler üretilmesi gerekmektedir.

düzenlemelerin yapılması gerekecektir. Bu iki açıdan önemlidir. Birincisi; organizasyon ticari bir işletmedir ve rakamsal olarak sayıları çokça artacak gibi görünen bu konut stokunun sisteme içine alınması organizasyon açısından ekonomik anlamda faydalı olacaktır. İkincisi ise; Tespit çalışmalarında Kaş ve Kalkan bölgelerinde ikincil konut sahibi yabancıların kendi ülkelerinden turistleri misafir olarak göstererek konaklattıkları ve kayıt dışı ticaret yaparak gelir elde ettikleri tespit edilmiştir. Bu yasal düzenlemeler haksız rekabet ortadan kaldırılarak elde edilen gelirlerin vergilendirilmesi açısından faydalı olacaktır. ●İkinci konutlar arasında gerek fiyat gerekse de kalite açısından bir derecelendirme yapabilmek için sınıflandırma yapılması gerekecektir. Tek bir skala üzerinden sınıflandırma yapmak çok çeşitli olan ikincil konut stok profili nedeniyle sağlıklı sonuçlar vermeyebilir. Derecelendirme bina tipi üzerinden olabileceği gibi, bölgeselde olabilir. Bu anlamda; bölge içinde bir sınıflandırma sistemine gidilebileceği gibi tekil konutlar ve apartman tipi konutlar kendi içinde sınıflandırılabilir.

Model açısından ikincil konutlar ile ilgili olarak; konutların sistem içine alınması, işleyen bir dinamik organizasyon yapısının işletilmesi gibi problemlerin aşılması gerekirken, genel anlamda mevcut durum göz önünde tutulduğunda, sürecin devamında konut stokunun artması ve ortaya çıkabilecek sorunlar üzerinde durmakta fayda var; Öncelikle geçmişte yaşanan tecrübelerden yola çıkarak emlak fiyatlarındaki artışın ve ikincil konuta olan talebin mevcut konjonktürdeki gibi devam etmeyeceği yargısında bulunmak çokta yanlış olmaz. Bu konjonktürün devam etmesi durumunda; ikincil konutların bulunduğu kıyı alanları çevresel anlamda daha çok tahrip olmuş ve “turistik konut” olarak adlandırdığımız bir ikincil konut stoku tipi oluşmuş olacaktır. Model çalışması bu konutların verimli kullanılabilmesine ilişkin bir çözüm yöntemi önermektedir. Ancak olası ortaya çıkacak sorunlar ile ilgili olarak çözümler üretilmesi gerekliliği mevcuttur. Bu konuları kısaca anmak gerekir ise;

●Mevcut konjonktürün devam etmesi durumunda; çoğunlukla kıyı alanlarında inşa edilen ikincil konutlar çevresel anlamda daha bozulmuş ve yapılaşmış bir çevre içerisinde bulunacaklardır. Doğal çevrenin korunmuşluğunun turizm aktivitesinin sürdürebilirliği açısından önemli olduğu düşünüldüğünde çevrenin korunması için organizasyondan fon aktarılması durumu söz konusu olabilir. Buna benzer bir uygulama valilikler kanalıyla yapılmaktadır. Emlak vergilerinden elde edilen gelirin bir kısmı valiliklerde oluşturulan bir havuzda toplanmakta ve bu gelir valiliğe başvuran belediyelerin ürettikleri projelere aktarılmaktadır. 7

●Mevcut konjonktürün devam etmesi durumunda yabancıların mülkiyetindeki ikincil konut sayısı artacaktır. Yabancıların mülkiyetinde bulunan ikinci konutların sisteme katılabilmesi için gerekli yasal

7

Restorasyon, çevre düzenleme, kentsel tasarım vb. projeler

76


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

K. Manisa, T. Görgülü

●İkinci konutlar rekreatif aktivitelere hizmet etmeleri nedeniyle konaklama konforundan çok fiziksel çevre konforunun daha önem kazandığı yapı tiplerinden biridir. Türkiye’deki ikincil konutların çoğunluğunun deniz-kum-güneş turizmine hizmet eden konutlar olması nedeniyle ikincil konut kullanıcılarının zamanlarının çoğunu konutlarının dışında geçirmektedirler. Bu anlamda sistem içine katılacak ikincil konutların fiziksel çevresinin kalitesi daha da önem kazanmaktadır. Site ve konutların şahıs mülkiyetlerine ait olan alanların fiziksel çevresi ile ilgili olarak çok problemli görünmese de kimi beldelerde kamusal alanın fiziksel çevresi ile ilgili iyileştirmeye gidilmesi gerekecektir. Bu anlamda organizasyondan elde edilecek gelirlerin bir kısmının bu tür faaliyetlere aktarılması söz konusudur.

●Model işleyiş açısından mülkiyet esasına dayanan devre-tatil sistemlerle benzerlikler içeriyor: Sadece mülk sahiplerinin ikincil konutlarını kiralamayı amaç edinmiyor aynı zamanda mülk sahiplerini sistem içine alınan ikincil konutlarda ucuz tatil yapabilmesine de olanak sağlıyor. Bu yönüyle devre-tatil sistemlerine benziyor. ●Model diğer sistemlere nazaran çevresel sorunlara daha duyarlı: Model ikincil konut alanlarında yaşanan veya yaşanması olası çevresel sorunların çözülebilmesi için maddi fon oluşturuyor. Diğer konut kiralama sistemlerinin böyle bir kaygısı yok. ●Model ikincil konut alanlarının fiziksel çevresine daha duyarlı: Model ikincil konut alanlarının yapılı çevresinin sağlıklaştırılması için fon oluşturmayı amaçlıyor. Cleconfort vb. örneklerde benzer uygulamalara rastlanmaktadır, ancak bu tür yaklaşımlar genellikle ufak ölçekli modellerde uygulanmaktadır. Kurgulanan model ölçeğindeki ve daha büyük ölçekli uygulamalar daha az sorunlu, fiziksel çevresi belli bir kalite ve standardın üzerindeki ikincil konut alanlarını tercih etmektedirler.

İkincil konutların turizm sektöründe değerlendirilmesi amacıyla oluşturulan model dünyada uygulanan mevcut ikincil konut kiralama sistemlerinden bazı yönleriyle benzerlikler bazı yönleriyle ise farlılıklar içermektedir. Bu benzerlik ve farklılıkları ve modele olan katkılarını şu şekilde sıralayabiliriz; ●Mülkiyet sahipliği konusunda diğer modellerden daha esnek: Model yapısı içinde; İkinci konutların mülkiyeti mal sahibine ait ancak anlaşma koşullarına bağlı olarak mülk sahibi kullanım hakkını bir süreliğine organizasyona devredebilir veya anlaşılan koşullar üzerinden talebe bağlı olarak kısa süreli kullanım hakkı verebilir. Bu anlamda kurgulanan model mülk sahibi açısından modellere nazaran daha cazip kılınmıştır.

İkincil konut fenomeni modern anlamda; dünyada ve Türkiye’de ortaya çıkısından günümüze gerek kullanım şekli gerekse de inşa edildiği alanlar ve bu alanlara etkileri konusunda sürekli tartışma konusu olmuştur. Bilimsel platformlarda; çevresel tahribat, nüfus dengesizlikleri, atıl kapasite oluşturma, sosyal dengesizlikler vb. sorunlarla anılmış ve bu sorunların çözümleri için öneriler üretilmiş ve bir kısmı da uygulanmıştır. Bütün bu görüş ve çalışmalarda ortaya çıkan ortak fikir bu konut stokunun daha verimli kullanılması gerekliliği olmuştur. Ancak bunun nasıl olacağı konusu ise farklı fikir ve önerileri beraberinde getirmektedir. Üretilen fikirler ve çalışmalarda uygulama yöntemleri ve ölçekler konularında farklılıklar bulunmaktadır.

●Model içinde sadece ikincil konutların kiralanması amaçlanıyor: Organizasyon yapısı içine sadece ikincil konutlar dahil ediliyor, dünyada uygulanan diğer sistemlerdeki gibi turistik tesisler sistem içine alınmıyor. Bu anlamda turistik tesisler ile rekabet değil farklı bir turistik ürün ortaya koyuyor. 77


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

T.C. Turizm Bakanlığı (1990), “1989 İkinci Konut Envanteri”, Ankara

Bu anlamda model gerek işleyişi gerekse de ülke ölçeğini hedeflemesi anlamında diğerlerinden farklıdır.

Turizm Bakanlığı, Yatırımlar Genel Müdürlüğü, Araştırma ve Değerlendirme Daire Başkanlığı (1992), Yayın no:1992/2, “İkinci Konutların Turizm Amaçlı İşletme Modelinin Tespiti Araştırması”, ISBN 975-7478-17-2

KAYNAKLAR Barutçugil, İ. (1982), “Turizm İşletmeciliği”, Uludağ Üniversitesi, Bursa Baud-Bovy ve M., Lawson, F. (1977), “Tourism and Recreation Development”, Architectural Pres, Londra Ertürk, M. (2000), “İşletmelerde Yönetim ve Organizasyon”, ISBN 975-486-491-8, Beta basım, İstanbul Genç, N. (2005) “Yönetim ve Organizasyon Çağdaş Sistemler ve Yaklaşımlar”, Seçkin yayıncılık, İstanbul Görgülü, T. ve Manisa, K. (2007), “İkinci Konutların Turizm Sektöründe Yeniden Kullanılmasına Yönelik Model Önerisi”, Y.T.Ü. Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörlüğü Güney, S. (2001), “Yönetim ve Organizasyon”, ISBN 975-591-2444, Nobel Yayın Dağıtım, İstanbul Hilal, C. (2005), “Yönetim ve Organizasyon”, ISBN:9757351156, Siyasal Kitabevi, Ankara Kısa, P. (1998), “İkincil Konut Mimarlığında Cephe, Kütle ve Dış Mekan Oluşumu”, Yüksek Lisans Tezi, Trakya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Edirne Kohler, N. ve Hassler, U. (2002), “The building Stock As A Research Project”, Building Research&Information, Vol30(4), 226-236 Morhayim, L. (2003), “Ekolojik Mimarlık Anlayışının İstanbul’daki Yüksek Ofis Yapıları Örneğinde Değerlendirilmesi”, Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Özel, H., (1983), “Turizm Pazarlaması”, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Eğitim Dairesi Başkanlığı Yayınları, Ankara Rızaoğlu, B., (1987), “Kat Mülkiyeti Otel, Devremülk ve Devre-tatil Sistemi”, Türkiye Kalkınma Bankası Turizm Yıllığı T.C. Başbakanlık ve Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (1996), “Türkiye’de Kıyı Yerleşmelerinde Tatil Konutları”, Konut Araştırmaları Dizisi: 17, I.S.B.N. 975-19-1436-1, Ankara

78


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

TÜRKİYE’DEKİ VE DÜNYADAKİ MİMARLIK EĞİTİMİNİN KARŞILAŞTIRMALI ANALİZİ İLE KÜRESELLEŞMENİN MİMARLIK EĞİTİMİNE ETKİSİNİN İRDELENMESİ Hande NALÇAKAN*, Çiğdem POLATOĞLU YTÜ Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü, Yıldız, Beşiktaş, İstanbul hande_nalcakan@yahoo.com, baytin@yildiz.edu.tr ÖZ Küreselleşmenin birçok alana etkisi bulunmaktadır. Bu etkiler, ekonomik, siyasi ve sosyo-kültürel etkiler olarak sıralanabilir. Bu etkilerin en önemli sonucu kültürün temellerinden olan eğitim üzerinde olmaktadır. Eğitimdeki değişiklikler, anaokulundan, üniversiteye kadar her kademeyi kapsamaktadır. Mimarlık eğitimi ve mimarlık mesleği de küreselleşen dünyanın yarattığı değişimin içindedir. Bu bağlamda çalışmada Amerika, Avrupa ve Türkiye’deki mimarlık mesleği ve mimarlık eğitimi, süreç ve özellikleri ile incelenerek, günümüzdeki mimarlık eğitiminin durumu ortaya konmaya çalışılmıştır. Amerika ve Avrupa Kıtası’ndan seçilen örnek okulların ders programları, kredi/saat kullanımları ve mezuniyet için gereken dersler ortaya konmuştur. Türkiye’den Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ), İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ), Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ), Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) ve Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Mimarlık bölümlerinin, ders programları, kredi/saat ve mezun olmak için alınması gereken dersler incelenmiş ve Türkiye’deki ve dünyadaki mimarlık eğitiminin karşılaştırmalı analizi ile küreselleşmenin mimarlık eğitimine etkisi gösterilmeye çalışılmıştır. Bu irdelemeler ile çalışmada küreselleşmenin, mimarlık eğitimine dolayısı ile mimarlık mesleğine etkisi ortaya konmaya çalışılmıştır ve Türkiye’nin mimarlık eğitiminde dünyaya göre bulunduğu nokta tespit edilerek, sonuç ve önerilerde bulunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Küreselleşme, mimarlık eğitimi, mimarlık, Türkiye’deki, Amerika’daki ve Avrupa’daki mimarlık eğitimi karşılaştırmalı analizi EDUCATION OF ARCHITECTURAL IN WORLD AND TURKEY WITH COMPARISON ANALYSES AND THE EFFECT OF THE GLOBALISATION TO THE ARCHITECTURAL EDUCATION ABSTRACT Globalisation has effects on many areas in the world. These effects can be grouped as, political effect, effects on the socio-cultural area. One of the common subject is education that is the one of basics of the culture. Changes in the education has many effects on all the levels between nursery school to university. Architecture and architectural education also takes place, in this changing which is created by global world. In this context, in this study it was tried to show the effect of the globalisation on the architecture and architectural education in America, Europe and Turkey with an examination of the effects of globalisation on architectural education via comparative analyse, in architectural education in Turkey and world. For this analyses, education programs of the schools chosen from American and European Continents were introduced as credit systems and compulsory architecture for the graduation and also from Turkey architectural departments' course programs of the MSGSÜ, İTÜ, YTÜ, DEÜ, ODTÜ, KTÜ were examined as credit systems, and compulsory courses and hours for the graduation. In this study, the effect of the globalisation on the architecture and architectural education and so architectural profession has been tried to introduce and some results and proposals have been presented with determining the place of Turkey in architectural education comparatively to the world. Keywords: Globalisation, architectural education, architecture, America, Europe and Turkey with a comparison analyses

*Bu makale, birinci yazar tarafından Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Mimarlık Bölümü’nde 2006 yılında tamamlanmış olan ‘Küreselleşen Dünyada Mimarlık Eğitimi ve Türkiye’ adlı yüksek lisans tezinden hazırlanmıştır.

79


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

H. Nalçakan, Ç. Polatoğlu

kazanımları mimarlık eğitimi için yetersizdir. Mesleğe yönelmede nüfus patlaması ve kötü eğitim politikalarının da katkısıyla rastlantının rolü büyüktür. Bu yüzden de mesleğe adaptasyon süreci genelde uzundur. Yakın ilişkide bulunulan ülkelerdeki mimarlık eğitimindeki çoğulcu yapılanma ve kurumlar arasındaki sağlıklı farklılaşma günümüz Türkiye’ sinde de az da olsa hissedilmektedir. Türkiye’deki mimarlık eğitiminde genellikle tek taraflı bir bilgi aktarımı söz konusudur, yani öğretim vardır, eğitim sınırlıdır.

1.GİRİŞ Dünya çapında her türlü ilişkinin bütünleşmesi anlamında olan küreselleşme, coğrafi keşifler ve ilk haritanın yapılmasıyla başlamıştır. 19.yy.da buharlı makinenin bulunmasıyla küreselleşme kavramı ortaya çıkmış ve sanayileşme ile sömürge devletlerin oluşması küreselleşmenin ivme kazanmasını sağlamıştır. 2.Dünya Savaşı küresel dengeleri değiştirmiş ve günümüzde teknolojinin daha da gelişmesiyle, ulaşımın, iletişimin kolaylığı ve hızıyla küreselleşme yaşamın tüm alanlarına yayılan, birçok alanda etkisini gösteren bir olgu haline gelmiştir.

Yakın gelecekte küreselleşmenin de etkisiyle Türkiye’de yüksek öğrenim sisteminde köklü değişikliklerin olması beklenir bir sonuçtur. UIA tarafından kabul gören eğitim süresi beş yıldır ve bir yılı mezun olduktan sonra yapılması gereken iki yıl zorunlu staj da yine kabul edilen bir başka maddedir. Bütün bunların sonucunda III. Mimarlık ve Eğitim Kurultayı’nda da belirtildiği gibi Türkiye’de mimarlık eğitiminin 4 yıldan daha uzun bir sürece yayılması beklenmekte ve istenmektedir ve bunun için çalışmalara başlanmıştır. Akademik kesim, 6 yıllık akademik eğitim+52 hafta meslek pratiği+sürekli mesleki gelişim şeklinde bir mimarlık eğitimi istemektedir. UIA ve ACE’ nin tavsiyelerini de dikkate alarak Mimarlar Odası 5 yıl kesintisiz eğitim+meslek pratiği+sürekli mesleki gelişim olarak şekillendirmiş ve mimarın kazanması gereken özelliklere ilave olarak Türkiye’nin tarihsel ve kültürel birikimini ve deprem faktörünü de dikkate alan bir eğitim yapılması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Türkiye’de akademisyenler, Mimarlar Odası (MO) ve Mimarlık Okulları Bölüm Başkanları İletişim Grubu (MOBBIG) çalışmalarını bu doğrultuda sürdürmektedir. Mimarlar kültürel ve sosyal olarak, dünyanın her tarafında ne olup bittiğini izleyen insanlardır, sürekli kendilerini geliştirme eğilimindedirler. Mimarlık mesleği de teknolojiden yararlanan ekonomiyi takip eden, siyasi olaylardan etkilenen bir meslektir. Bu yüzden mimarlık mesleği ve

Ekonomi, siyaset, sosyal hayat ve kültür bütün dünyanın ortak konusu haline gelmiştir, bu ortak konulardan biri de kültürün temel taşı olan eğitim, ikincisi ise doğrudan insanla ilgili, ana konusu insan ve gereksinimleri olan mimarlık mesleğidir. Yaşamın geçtiği her tür tasarlanmış çevrenin üretimiyle ilgili olan mimarlık mesleği insanlık tarihinin en eski mesleklerinden biridir. İnsanlığı ilgilendiren her konu, değiştiren her olgu mimarlığı da etkilemiştir, küreselleşme de bu olgulardan biridir. Küreselleşmenin mimarlığa etkisi, öncelikle teknoloji sayesinde bilgiye kolay ulaşılabilmesiyle olmuştur; mimarlıkla ilgili yayınlar ve dijital ortam (gerek programlar gerekse internet) sayesinde dünyanın her yerinden bilgi edinimi ve karşılıklı bilgi, proje geliştirilmesi kolaylaşmıştır. Küreselleşme kavramının ortaya çıkışından itibaren mimarların ülkeler arası dolaşımı hızlanmıştır. Meslekte güvenlik, insan hakları ve hukuk ön plana çıkmaya başlamıştır. Mimarlık eğitimi, diğer disiplinlerin eğitim şekline göre büyük farklılıklar taşıyan özel bir alandır. (Ayıran, 1995) Türkiye’de öğrencilerin ortaöğretimde elde ettiği

80


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

eğitimi, küreselleşmeden etkilenmektedir. Mimarlık mesleği, küreselleşme ile teknolojinin her yere kısa sürede ulaşması, nerede olursa olsun bilginin daha rahat elde edilebilmesi ile gelişmektedir ve meslekte elde edilen ürünler birbirine benzer olmaya başlamıştır. Bu benzerlik teknoloji ve ekonomi bakımından faydalı bir durumdur, fakat tasarım açısından benzer olmaktan kaçınılmalıdır, bu da yerel değerlerin, eserin yapıldığı yerin özelliklerinin dikkate alınmasıyla sağlanılabilir.

Bu çoğulcu yapılanma içindeki Harvard, Yale ve Princeton gibi önde gelen üniversitelerin mimarlık bölümlerinde hala Beaux- Arts geleneğinin temel özelliklerinin korunduğu görülmektedir. Cooper Union, Rhode Island School of Design gibi meslek okullarında ise Bauhaus anlayışı yaşatılmaktadır (Hogben,1989a, s.38–41; Ayıran, N, 1995 s.75). A.B.D’ nde mimarlık eğitimi genel çizgileriyle baskıcı bir teletiplikten uzak, bireysel çerçevede kendini ifade hakkına geniş ölçüde saygılı bir özellik taşımaktadır (Hogben,1989a, s.23–25; Ayıran, N, 1995 s.75).

Belirtildiği gibi, küreselleşmenin genel eğitim ve mimarlık eğitiminde etkili olmaya başladığı görülmektedir. Bu çalışmada batı* esas alınarak dünyadan örnek ülkelerden seçilen mimarlık okulları ile Türkiye’den altı üniversitenin mimarlık bölümleri, ders programları ve üniversiteler hakkında genel bilgi verilerek, Türkiye ile Batı’nın mimarlık eğitimleri nicelik ve nitelik açısından karşılaştırılacaktır. Bu tür bir karşılaştırma, Türkiye’nin mimarlık eğitiminde nerede durduğu, ne tür gelişmelere, değişikliklere ihtiyacı olduğunu göstermek konusunda yararlı olacaktır.

A.B.D’ndeki okulların çoğunluğu beş yılda lisans diploması vermektedir. Bazı eyaletlerde ise, bir mimarlık bürosunda, belirli bir süre denetim altında çalışmak, formel mimarlık eğitimi yerine kabul edilebilmektedir. Mesleki örgüt tarafından yapılan, mesleki yeterlik sınavına girebilmenin önkoşulu ise formel eğitim sonrasında en az üç yıllık mesleki deneyimdir (Staj zorunludur). Sürekli mesleki gelişim (SMG) programlarına katılmak zorunludur.

2.DÜNYADA ÖRNEKLERİ

2.1.1.1 Pratt University- Pratt Üniversitesi/ A.B.D

MİMARLIK

EĞİTİMİ

Sanat bölümü 1887 yılında açılmıştır. Fen tarih, felsefe programları 1888 yılında eğitime başlamıştır. Şehirdeki diğer sürekli eski okullardan farklı eğitim vermeye 1890 yılında başlamıştır. 1910 yılında fen ve teknoloji okulu açılmıştır. 1936 yılında Endüstriyel Tasarım Bölümü açılmıştır. 1938 yılında lisans eğitimine başlanmıştır. 1946 yılında İç Mimarlık Bölümü kurulmuştur. 1954 yılında Mimarlık Okulu Sanat Fakültesinden ayrılmıştır.

2.1. Amerika’da Mimarlık Eğitimi Amerika’daki mimarlık eğitimi Amerika Birleşik Devletleri (A.B.D) ve Kanada örnekleriyle incelenmiştir. 2.1.1. Amerika Birleşik Devletleri A.B.D’ndeki mimarlık eğitimi, temel doğrultusu geniş kapsamlı bir menü ve onun içindeki fazla sayıdaki seçenektir (Hogben,1989a, s.7; Ayıran, N, 1995 s.75).

Pratt Üniversitesinde mimarlık eğitimi anlayışı; entelektüel, estetik ve insani ihtiyaçları karşılayan, barınmayı ve korunmayı gerçekleştiren strüktürü tasarlamaktır.

*Batıdan mimarlık okullarının seçilme nedeni ülkemizde ve genellikle dünyada RIBA, NAAB, ACE ve EAAE’ nin etkili olmasındandır.

81


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

H. Nalçakan, Ç. Polatoğlu

Pratt Üniversitesinde mimarlık pratiği, eleştirileri ve tarihi öğretilir. Öğrenciler dünya şehirlerinden mimari örnekleri görür ve yaratırlar, bu nedenlerden dolayı Pratt Üniversitesi dünyanın en iyi on mimarlık okulundan biridir.

2.1.2. Kanada Kanada’da mimarlık eğitimi, 20.yy.’da bir olgu haline gelmiştir. 19.yy’ın sonlarına kadar mimarlık eğitimi Kanada’da yaygın değildi. Birçok insan çalıştıkları bürolarda veya şantiyelerde mimarlığı öğrenmekteydi. Kanada’da mimarlık eğitimi Fransız Kanada’sı ve İngiliz Kanada’sı olarak iki şekilde incelenebilir. Fransız tarafında 17.ve 18. yüzyılları boyunca mimarlar, rahipler tarafından eğitilirlerdi. Ayrıca iyi bir usta olabilmek için duvar ustalarından ve marangozlardan da dersler alırlardı. İngiliz Kanada’sında ise İngiltere ve daha az sayıda A.B.D’ nde eğitilen göçmenler bulunmaktaydılar, onlar buradaki eğitimlerini tamamladıktan sonra Paris’teki Güzel Sanatlar Akademisi’ne gitmek için yurt dışına çıkıyorlardı.

Lisans programında öğrenciler güçlü tasarım ve teknik dersleri alırlar. Bunlar teori ve uygulamalarla desteklenmektedir. Bugünün ve geleceğin tasarım problemleri için çözüm yolları ararlar. Pratt Üniversitesi Mimarlık Bölümü Lisans Ders Programı 1.Yarıyıl 17 Kredi Tasarım, Teknik, Form ve Kültür, Medya 1, İngilizce 2.Yarıyıl 18 Kredi Tasarım, Mimari Esaslar, Medya, İstatistik,İngilizce 3.Yarıyıl 18 Kredi Orta Seviyede Tasarım, Tarihi Araştırma 1, Mekanik-Elektrik ve Su Tesisatı, Çelik Strüktür, Kültürel Tarih 1 4.Yarıyıl 18 Kredi Orta Seviyede Tasarım, Tarihi Araştırma 2, Bilgisayar Medya, Betonarme Strüktür, Kültürel Tarih 2, Seçimlik 5.Yarıyıl 18 Kredi Kapsamlı Tasarım, Mimari Kongre Sistemleri, Modern Mimarlık Tarihi, Sosyal Bilimler veya Felsefe, Fen 6.Yarıyıl 17 Kredi Kapsamlı Tasarım, Planlama, Zorunlu Seçmeli Teknoloji, Sosyal Bilimler veya Felsefe, Enstitü Seçimlik Ders 7.Yarıyıl 18 Kredi İleri Tasarım, Fen, Zorunlu Seçmeli Tarih veya Teori, Fen, Tarih, Felsefe Seçimlik, Enstitü Seçimlik Ders 8.Yarıyıl 18 Kredi İleri Tasarım, Yapı Belgeleri, Mimari Seçimlik, Fen, Tarih, Felsefe Seçimlik, Enstitü Seçimlik Ders 9.Yarıyıl 17 Kredi İleri Tasarım, Tasarım Projesi Araştırması, Mimari Seçimlik, Fen, Tarih, Felsefe Seçimlik, Enstitü Seçimlik Ders 10.Yarıyıl 17 Kredi Bitirme Projesi, Mesleki Pratik, Mimari Seçimlik, Fen, Tarih, Felsefe Seçimlik, Enstitü Seçimlik Ders Toplam Ders Kredileri Zorunlu Dersler 98 Meslek Seçimlik 18 Enstitü Seçimlik 14 Fen, Tarih, Felsefe Seçimlik 45

19.yy’ın sonlarından itibaren Kanada şehirleri mimarlık hizmetleri isteklerinde bulundular. Bunun üzerine 1887 yılında Toronto Üniversitesi kuruldu. Bu yaklaşım 20.yy’ın başlarında mimarlık eğitiminin şekillenmesini sağlamıştır. Birçok üniversite açılmıştır. 1971 yılında Kanada’da 10 tane üniversite açılmıştır ve her yıl 400 mezun vermektedir. 20.yy’ın ortalarından itibaren Avrupa modernistleri tarafından Beaux Arts etkileri eğitime yol vermiştir. Kanada okulları; Avrupalılar tarafından Kuzey Amerika’dan getirilen tasarım teorilerini, eğitsel yaklaşımları derinden etkilemiştir. Bauhaus ile tasarım eğitimi Kanada’daki mimarlık eğitiminin en önemli parçası haline gelmiştir Kanada’da mimarlık eğitimi genellikle beş yıldır. Eğitim sonrası 2,5 yıl zorunlu staj ve bu stajın sonunda sınav bulunmaktadır. Kanada’da ayrıca SMG programları uygulanmaktadır.

4 Yılda 175 Kredi

82


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

Mimarlığın Merkezi, Mimari Eleştiri Üzerine Seminer, Analiz Üzerine Seminer ve Teori, Yapı Felsefesi, Seçilmiş Konuların Tasarımı 2, Bina Tasarımı Teorisi ve Sanatı, Geometri ve Mimarlık, Yerleşim Kullanımı, Bilgisayar ve Bina Tasarımı, Seçilmiş Konuların Tasarımı, Engelliler İçin Çevre, Şehir Strüktürü

2.1.2.1. McGill University School of Architecture- McGill Üniversitesi Mimarlık Okulu /Kanada McGill Üniversitesi’nde Mimarlık 1896 yılında kurulmuştur.

Okulu

6 Kredi de bölüm dışı derslerden seçilir ve toplam 133 kredi ile lisans tamamlanır. 45 kredi yüksek lisansta alarak = 5,5 Yılda 178 kredi ile mezun olunur.

Mimarlık okulunun mimaride, öğrenmeyi, öğretmeyi ve araştırmayı geliştirmek, yüksek kalitede eğitimi ve akreditasyonu sağlamak, mimarlık disiplinini ilerletmek için lisans araştırmalarını yüksek lisans ve doktoraya dayandırmak, pratikte ve eğitimde ileri mimarlık bilgisini sağlamak, diğer bilim dallarına katkıda bulunmak, özel sektöre ve devlete hizmette bulunmak gibi hedefleri bulunmaktadır.

2.2. Avrupa’da Mimarlık Eğitimi Avrupa’da mimarlık eğitimi ülkelere göre ve bu ülkelerden seçilen üniversitelerin, mimarlık anlayışları, ders programları, mezun olmak için gereken kredileri incelenmiştir.

Mesleki eğitim süresi 5,5 yıl yani 11 dönemdir. İki bölümden oluşmaktadır. Bunlardan birincisi 4 yıllık lisans eğitimi ikincisi 1,5 yıllık yüksek lisans eğitimidir.

2.2.1. İngiltere İngiltere’de (U.K) mimarlık eğitimi beş yıldır ve genel çizgileri ile demokrasi anlayışı, mimarın kendini ifade etme özgürlüğü yerine toplum yararı, kullanıcı ve müşteri hakları ağırlıklı ve toplumdan gelen isteklere göre teletipliğe eğilim daha fazladır. Mimarlık eğitiminin yapılanması da doğal olarak bu durumdan geniş ölçüde etkilenmektedir. Meslek örgütü (RIBA)’nın mesleki yetkinliği sağlamak üzere okulların ders programları ve standartlar üzerinde denetim yetkisi vardır. İngiltere’de meslek odalarına kayıt için üç aşamalı sınav, eğitim sistemini biçimlendirmektedir. İlk üç yıllık temel eğitim BSc adını taşımakta ve mesleki yeterlilik sınavının ilk aşamasından muafiyet sağlamaktadır. BSc’nin ardından mimar adaylarının bir yıl süreyle yurt içi veya dışında bir büroda çalışması zorunludur. Mesleki yeterlilik sınavının ikinci aşamasından muafiyet sağlayan iki yıllık hazırlık kursları da genel olarak, İngiliz sistemine özgü BArch olarak tanımlanmaktadır. Mesleki yeterlilik sınavının üçüncü aşamasından önce ise iki yıl staj öngörülmektedir.

McGill Üniversitesi Mimarlık Okulu Lisans Ders Programı Temel dersleri 1.yıllarında tüm öğrencilerin almaları zorunludur. 26 Kredi Genel Kimya- 1, Genel Kimya- 2, Matematik- 1, Matematik- 2, Vektör, Matris ve Geometri, Mekanik ve Dalga, Elektromanyetik ve Optik 2.3. ve 4.Yıllar için program ise aşağıda listelenmiştir: Zorunlu Dersler Bölüm Dışı Dersler 23 Kredi Mimarlık ve Mühendislik Hukuku, İstatistik, Metallerin Dayanımı, Betonarme Tasarım ve Esasları, Çelik Yapı ve Ahşap Tasarım, Strüktür, Mühendislik Ekonomisi Mimari Dersler 56 Kredi İletişim ve Mimari Davranışlar, Mimari Grafikler ve Tasarım Elemanları, Serbest El Çizim 1, Serbest El Çizim 2, Tasarım ve Konstrüksiyon 2, Serbest El Çizim 3, Serbest El Çizim 4, Tasarım ve Konstrüksiyon 3, Aydınlatma, Bina Elemanlarının Organizasyonu, Mimarlık Tarihi 1, Mimarlık Tarihi 2 Tasarım ve Konstrüksiyon 1, Bina Yönetmeliği ve Güvenliği, Eskiz 1, Peyzaj, Tasarım ve Konstrüksiyon 4 Mimari Seçimlikl Dersler 12 Kredi Kamera ve Algı, Enerji, Çevre ve Bina, Tarihsel Korumaya Giriş, Serbest El ve Eskiz, Mimarlık ve Rönesans, Bina Tarihi, Bina Teorisi, Seçilmiş Konuların Tasarımı 1, Kanada Mimarlık Tarihi, Yurtdışı Çalışması, Şehir Morfolojisi, Modern

83


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

H. Nalçakan, Ç. Polatoğlu

eğitim kurumu tarafından verilmektedir. Teknik üniversitelerde mimarlık eğitiminin süresi beş yıl, diğer eğitim kurumlarında ise dört yıldır. Eğitim sonrası iki yıl zorunlu staj vardır ve serbest mesleki gelişim (SMG) programları uygulanır, fakat bu programlara katılım zorunlu değildir.

2.2.1.1. Cardiff University- Cardiff Üniversitesi / İngiltere Okul öncelikle mimariyi anlamayı ve araştırmayı öğretmektedir. Okulda ekonomik gelişmeleri ve yaşam kalitesini yükseltmeyi dikkate alarak öğretim ve tasarım yapmaktadır. Mimarlık fakültesinde, mimarlık, peyzaj mimarlığı ve şehir ve bölge planlama bölümleri bulunmaktadır. Okul mimarlığın birçok disipline dayandığını bilmektedir ve bu doğrultuda eğitim yapmaktadır. Fiziksel ve sosyal bilimleri, tarih, teori, çizim derslerini vermekte ve bunları uygulamalarla desteklemektedir.

Almanya’da mimarlık eğitimi daha farklı ve kendine özgü bir modeldedir. Burada eğitim ile ilgili standartlar her biri kendi başlarına özerk mimarlık bölümlerince belirlenmektedir. Bu sistemde kıdemli öğretim üyelerinin ders saatleri haftada 6 saat civarındadır. Geri kalan zamanlarını araştırmaya, danışmanlık görevlerine veya kendi uygulama çalışmalarına ayırırlar. Bu model, eğitim ve uygulama arasında kurduğu sağlam köprü nedeniyle yaratıcılık yolunu açan ve seçkin örneklerin ortaya konulmasında, toplum tarafından tek güvenilir yöntem olarak değerlendirilmektedir. RIBA’dan farklı olarak ilgili meslek kuruluşu Alman Mimarlar Birliği (The Bund Deutscher Architekten) yönetim ve yasal çerçeveyi sağlama konusunda yetkili değildir, eğitim standartları üzerinde bir etkisi bulunmamaktadır. Bu kuruluş kendini bilgi topluluğu olarak değerlendirmektedir. (Ayıran, 1995).

Cardiff Üniversitesi Ders Programı Okul 3 yılda ana dersleri verir, fakat RIBA ve ARB tarafından tanınabilmesi, yani mimar unvanının alınabilmesi için 2 yıl daha okunmalıdır. Okulda 3+2 sistemi bulunmaktadır, her yıl 120 kredi alınmaktadır. Öğrenci toplam 600 kredi ile mezun olmaktadır. Her yıl güz dönemi ve bahar dönemi olarak iki dönemdir. 1.Yıl 120 Kredi Mimari Tasarım 1, Dünya Mimarlığı, 1940’tan beri Mimarlık, Mimari Teknoloji, Mimarlık Tarihine Giriş, Eski Medeniyetlerden Endüstri Devrimine Kadar Mimarlık 2.Yıl 120 Kredi Mimari Tasarım 2, Mimari Teknoloji 2, Batı Mimarlık Tarihi, Mimari Teknoloji 2, Şehirler ve Peyzaj 3.Yıl 120 Kredi Mimari Tasarım 3, Mimari Teknoloji 3, Çağdaş Mimarlığın Sorunları, Yönetim Uygulaması ve Ekonomi 4.Yıl 120 Kredi Mimari Uygulama, Teknoloji Uygulamaları, Projeye Giriş, Yönetim İletişim, Uygulama Pratikleri, Araştırma Metotları 5.Yıl 120 Kredi Mimari Tasarım 4, Tez, Uygulama, Yönetim ve Ekonomi

2.2.2.1. Technische Universität BerlinBerlin Technical University- Berlin Teknik Üniversitesi/Almanya 1770–1821 yılları arasında Berlin Teknik Üniversitesi’nin ilk bölümleri kurulmuştur, 1879 yılında Krallık Teknik Yüksek Okulu ile birleşmiştir. 1945 yılında Berlin Teknik Yüksek Okulu kapatılmış ve 1946 yılında Berlin Teknik Üniversitesi olarak tekrar kurulmuştur. 1950 yılında Edebiyat Fakültesi açılmıştır. 2005 yılında ise araştırma ve öğretim 7 fakülteye ayrılmıştır. İnşaat Mühendisliği ve Yer Bilimleri Fakültesi ile Mimarlık Çevre Toplum Fakültesi ise 01.04.2005’te birleştirilmiştir.

Toplamı 240 Kredi 5Yılda 600 Kredi 2.2.2 Almanya Almanya’da, genellikle mimar olmak isteyen öğrencilerin, okul öncesinde kısa bir staj yaparak mimarlık eğitimi konusundaki kararlarını kesinleştirmeleri gerekmektedir. Mimarlık eğitimi, üniversiteler, teknik üniversiteler, yüksek teknik okullar, yüksek okul, akademiler olmak üzere dört farklı

84


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

Tasarım Yapı Konstrüksiyon 5 Bina ve Şehircilik Tarihi 6 Kredi Bina Tarihi, Bina Tekniği Gelişimi Zorunlu Seçimlik 9 Kredi Serbest Seçimlik 6 Kredi Sosyoloji Esasları2 Kredi Mimari Sosyoloji Esasları-İmar Hukuku 6.Yarıyıl 36 Kredi Tasarım, Yapı, Konstrüksiyon 3 Kredi Tasarım Yapı Konstrüksiyon 6 Bina ve Şehircilik Tarihi 3 Kredi Şehircilik Tarihi 2 Lisans Çalışması 10 Kredi Serbest Seçimlik 9 Kredi Zorunlu Seçimlik 9 Kredi Sosyoloji Esasları 2 Kredi Mimari Sosyoloji Esasları-Bina Ekonomisi 7.Yarıyıl 9 Kredi Şehir Bina Tasarımı 7 Kredi Pozitif Bilim Teknik Esasları 2 Kredi Mimari Teori-Mimari Teori 8.Yarıyıl 9 Kredi Tasarım, Yapı, Konstrüksiyon 7 Kredi Uygulama 1 (Tasarım), Teori 1 (Tasarım) Pozitif Bilim Teknik Esasları 2 Kredi Mimari Teori-Mimari Teori 9.Yarıyıl 7 Kredi Tasarım, Yapı, Konstrüksiyon 7 Kredi Uygulama 1 (Tasarım), Teori 1 (Tasarım) 10.Yarıyıl Diploma Çalışması Tasarım, Bina- Şehir Mimarlık Tarihi, Mimari Teori Alanlarını Kapsar Bütün Dönem Sürer.

Berlin Teknik Üniversitesi Mimarlık Lisans Ders Grupları 1.Yarıyıl 30,5 Kredi Tasarım, Yapı, Konstrüksiyon 17 Kredi Tasarım 1, Yapı Konstrüksiyon 1, Tasarım Yapı Konstrüksiyon 1, Serbest Seçimlik Doğa Bilimi Tekniği Esasları 2 Kredi Öğretim Araçları ve Yapı Fiziği Öğretim Araçları ve Yangın Korunum Sunum ve Şekillendirme 7,5 Kredi Tasarı Geometri 1+2, Tasarı Geometri 1 Şekillendirme Sanatı Serbest El Çizim, Algı Eğitimi ve Mekan Org. 1 Pozitif Bilim Teknik Esasları 4 Kredi Mimarlık Tarihi ve Teorisi Mimari Teori, Yapı Tarihi 2.Yarıyıl 32,5 Kredi Tasarım, Yapı, Konstrüksiyon 11 Kredi Tasarım 2, Yapı Konstrüksiyon 2, Tasarım Yapı Konstrüksiyon 2 Şehircilik, Tasarım 5 Kredi Şehircilik Tasarım Esasları Şehircilik, Şehircilik Doğa Bilimi Tekniği Esasları 7 Kredi Öğretim Araçları ve Yapı Fiziği-Yapı Fiziği/ Akustik/ Gürültü Kontrolü Yapı Teorisi-Yapı Teorisi 1 Sunum ve Şekillendirme 7,5 Kredi Tasarı Geometri 1+2-Tasarı Geometri 2 Şekillendirme Sanatı-Renk Tasarımı, Algı Eğitimi ve Mekan Org. 2 Pozitif Bilim Teknik Esasları 2 Kredi Yapı Tarihi 2 3.Yarıyıl 29 Kredi Tasarım, Yapı, Konstrüksiyon 12 Kredi Tasarım 3, Yapı Konstrüksiyon 3, Tasarım Yapı Konstrüksiyon 3 Şehircilik, Tasarım 7 Kredi Şehircilik Tasarım Esasları-Şehircilik Tasarımı, Şehircilik Tarihi 1 Doğa Bilimi Tekniği Esasları 7 Kredi Bina Teknolojisi-Tesisat/ Şehir Tekniği/ Fotometrik/ Org., Isı ve Havalandırma, Yapı Teorisi, Yapı Teorisi 2 Sunum ve Şekillendirme 3 Kredi CAAD’ e Giriş 4.Yarıyıl 32 Kredi Tasarım, Yapı, Konstrüksiyon 11 Kredi Tasarım Yapı Konstrüksiyon 4, Tasarım Yapı Konstrüksiyon 4 Doğa Bilimi Tekniği Esasları 16 Kredi Bina Teknolojisi-Tesisat/ Şehir Tekniği, Isı ve Havalandırma, Yapı Teorisi, Yapı Teorisi 3 Sosyoloji Esasları 2 Kredi Mimari Sosyoloji Esasları-Mimari Sosyoloji Pozitif Bilim Teknik Esasları 3 Kredi İmar Hukuku-İmar Hukuku 5.Yarıyıl 35 Kredi Tasarım, Yapı, Konstrüksiyon 12 Kredi

5 Yılda 200 Kredi 2.2.3. Fransa Fransa’da mimarlık eğitimi ikişer yıllık üç devreden (altı yıl) oluşmaktadır. İlk dört yılın (ilk iki devrenin) sonunda alınan mimarlık lisans diploması ile yardımcı kademelerde çalışılabilir veya üçüncü devre eğitimine devam edilebilir. Lisans diploması ile üçüncü devre arasında üç yıl pratik çalışma yapmış olanlar üçüncü devredeki zorunlu stajdan muaf sayılırlar. Üçüncü devre sonunda ise “yetkin mimar” diploması alınır. Staj, genel olarak üçüncü devre sonunda bitirme çalışmasından sonra, genellikle altı ay olarak yapılır. 2.2.3.1. Nancy University-Nancy Üniversitesi/ FRANSA Nancy Mimarlık Okulu 3 dönemden (6 yıldan) oluşmaktadır. 85


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

H. Nalçakan, Ç. Polatoğlu

Konut Projesi, Değerlendirme Jürisi, Bina Analizleri, Uygulamalar ve konutun Kullanımı, Ekonomi, Konut Üretim Süreçleri, Kentsel Proje Kentsel Proje, Çağdaş Kent Planlama Tarihi, Yasal Ortamda Kent Planlama Plastik (Sanatsal) Proje Plastik Proje, Kentsel Çevre ve Ütopya, Senaryo, Fotoğraf Bilim ve Teknoloji Bölümlenme, İşlerin Tanımlanması, Yazılım ve Veri Temelleri Tarih ve Diğerleri 20.yy Fransız Mimarlık Tarihi, Seçimlik (Zorunlu) Strüktür ve Veri Geliştirme: CAD, Algoritma, Programlama, Kentler, Parklar ve Bahçeler Fransız Şehirlerinin Tarihi, Lorraine Mimarlık Tarihi, Strüktürel ve Felsefe: oran / ritim, mekan, mimarların felsefeleri.

1.Devre (2 yıl ve 12 modül): 1.Yıl; Kültürün doğuşu 2.Yıl; Tasarım için hazırlanmak. 2.Devre (2 yıl ve 11 modül): 3.Yıl; Yöntem ile tasarım 4.Yıl; İşin kontrolü. 3.Devre (2 yıl) Uzmanlaşma: 5.Yıl; Uygulamada uzmanlaşma 6.Yıl; Kompleks proje stüdyosu (5. ve 6. yıllar için program verilmemiştir. Bu yıllarda uzmanlaşma için eğitim verilmektedir. ) Nancy Mimarlık Okulu Lisans Ders Programı 1.Devre-1.Yıl Strüktürel Mühendislik ve Mimari Sunum 1 Çizim ile Başlama Konstrüksiyon Çalışmaları, Malzeme ve Teknikleri, Sarmalama ve Konstrüksiyon, Strüktür ve Stabilite Mimari Projeye Giriş İletişim, Mimari Tanıtım, Proje Tasarımı İçin Eğitim, Ölçek ve Tasarım, Bilim ve Teknoloji 1, Tanımlama, Euclid Geometrisi ve İzdüşümü, Veri Geliştirme Tarih ve Diğerleri 1 Mimarlık Tarihi, Sanat Tarihi, Antropoloji ya da Sosyoloji, Sosyoloji ve Yöntem Bilim, Yabancı Dil, Plastik (Sanatsal) Proje İçin Eğitim 1, Biçimlerin İfade Edilmesi, Algılama 1.Devre-2.Yıl Strüktürel Mühendislik Karşılaştırmalı Teknolojiler, Malzemelerin Dayanıklılığı, Konstrüksiyon Atölyesi, Zorunlu Çalışma Dersleri Mimarlık Projesi Proje Çalışmaları, Peyzaj, Kent, Bölge ve Kentsel Proje, Kentleşme Analizler ve Biçimlerin Tarihi, Peyzaj, Bilim ve Teknoloji 2, Tanımlama 2, Veri Geliştirme 2 Tarih ve Diğerleri 2 Fransız Mimarlık Tarihi, Antropoloji ya da Sosyoloji 2, Metodoloji 2, Mimari Sunum ve Plastik (Sanatsal ) Proje 2, Plastik Proje Eğitimi, Modern ve Çağdaş Sanat Tarihi, Dış Kontur, Çizim 2.Devre-3.Yıl Strüktürel Mühendislik Betonarme Strüktürler, Çelik Konstrüksiyonlar ve Mimarlık, Mimarlıkta Aydınlatma Elemanları, Çevre Hesapları Mimari Proje Proje, Peyzaj, Yerler ve Nesneler, Peyzaj, Yerler ve Nesneler Bilim ve Teknoloji Grafik Veri Geliştirme, Tarih ve Diğerleri, Modern Mimarlık Tarihi Felsefe ve Mimarlık, Yasalar, Yabancı Dil 3.Devre-4.Yıl Mimari Proje

2.2.4. İtalya İtalya’da, yenilikçi, araştırmaya dayalı, tasarım esaslı, teknolojiyi takip eden, diğer disiplinlerle ilişkilerini kuvvetli tutan bir eğitim sistemi bulunmaktadır. İtalya’da mimarlık eğitimi beş yıldır. Teknik üniversitelerde ve üniversitelerde mimarlık eğitimi verilmektedir. Mimarlık bilimi, Yapı mimarlığı, İnşa edilmiş çevrede mimarlık gibi mimarlık bölümleri vardır. Oldukça yoğun ve çok çeşitli dersler bulunmaktadır. Eğitim sonrası SMG programları uygulanmaktadır, fakat staj bulunmamaktadır. Eğitim sonrası sınav, hükümetin katılımında bulunduğu karma örgüt tarafından yapılmaktadır. 2.2.4.1. Politecnico di Milano (Milano Politeknik) / İtalya Milano Politeknik (MP), yenilikçi, uzmanlık dersleriyle eğitimin her yönüne büyük bir dikkatle kendini adamış, mimar, mühendis, endüstri tasarımcısı yetiştiren bilim ve teknoloji üniversitesidir. MP her zaman kaliteli ve yenilikçi öğretime, araştırmaya dayalı ekonomi ve üretim dünyasındaki teknolojileri ve deneyimleri içeren bir eğitim vermektedir.

86


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

Teknikleri, Bahçe ve Peyzaj Tasarımı Tarihi, Modern Estetik Tarihi, Yapay Çevre ve Şehir Tarihi, İç Mimari, Aydınlatma Teknolojisi, Peyzaj Mimari, Açık Alan Planlaması, Fotogrametri, Sunum, Şehirsel ve Çevresel Rölyef Teknikleri, Yapısal ve Bina Tasarım ve Teorisi, Sosyoloji, Bina Tasarım ve Yapım Teorileri, Akustik Teknikleri, Mimari Organizmaların Özelliklerinin Sınıflandırılması, Mimari Tasarım, Çevresel Sağlık ve Yapı İçin Teknoloji, Mimari Tasarım, Estetik, Teknolojide Esaslar, Bina Kalite Kontrol, Tasarım, Tasarım Laboratuarı, Mimari Tasarım Laboratuarı, Mimarinin Tipolojik ve Morfolojik Özellikleri, Yapı Yöntem Organizasyonu, Tarihi Binaların Teşhis ve Bozulması, Ekonomik Proje Değerlendirme, Peyzaj Tasarımı, Sunum Teknikleri ve Teorisi, Matematik Öğeleri, Matematik Öğeleri, Çevresel Sağlık, Mimari Teknoloji, Jeodezi Mühendisliği, Modern Şehirde Mimari Proje, Bahçe ve Peyzaj Tasarımı Tarihi, Mimarlık Tarihi, Yapay Çevre ve Şehir Tarihi, Sanat Tarihi Kurumları, İç Mimari, Peyzaj Mimari, Aydınlatma Mühendisliği, Mimari-İnceleme, İnşa Bilimi, Sunum, Şehir Ekonomileri 1-Prensipleri, Çevresel Koruma ve Restorasyon Teknikleri, Şehir Planlama, Hukuk,

MP, 1863 yılında Milano da bir grup iş adamı ve öğretmen tarafından ‘Istituto Tecnico Superiore’ adında kurulmuş ve 36 öğrenci ile eğitime başlamıştır. 1937 yılında da Regio Politecnico di Milano adını almıştır. 1937’den beri okul büyümesini durdurmamıştır. Politecnico di Milano, mimarlık, mühendislik ve endüstriyel tasarım konusunda Avrupa’dan, eğitim yöntemi konusunda da dünyanın önde gelen üniversitelerindendir. ‘Politecnico’ İtalya’da yalnızca mühendislik ve mimarlık alanında eğitim veren devlet üniversitesi anlamına gelir. MP’te 18 bölüm ve mimarlık, mühendislik, endüstriyel tasarım konusunda 9 ağ 7 kampüste bulunmaktadır. 18 bölüm araştırmaya, 9 okul eğitime ayrılmıştır. Politecnico di Milano’nun eğitim politikası; Avrupa’ nın endüstri alanında en çok gelişen bölgesine yardımcı olmaktır. MP, 42000 öğrencisiyle mimarlık, mühendislik, endüstri ürünleri tasarımı konusunda İtalya’nın en büyük üniversitesidir.

5 Yılda 350 Kredi 2.2.5. İsviçre

MP’ te mimarlık eğitimi iki okul olarak yürütülmektedir. İki okul ve kampusleri şu şekildedir: Mimarlık Okulu 1 —Mimarlık Bilimi-Milano Leonardo Kampusü —Mimarlık Bilimi-Mantova Kampusü —İnşa Edilmiş Çevrede Mimarlık-Milano Leonardo Kampusü —İnşa Edilmiş Çevrede Mimarlık-Piacenza kampusü Mimarlık Okulu 2 —Mimarlık Bilimi-Milano Bovisa kampusü —Yapı Mimarlığı-Milano Bovisa Kampusü Mimarlık Bilimi (Architecture Science)Milano Leonardo kampusü 350 Kredi

İsviçre’de mimarlık eğitimi genellikle beş yıldır, fakat dört yıl olan üniversitelerde vardır. Dört yıllık üniversitelerin eğitim programları oldukça yoğundur. Staj sistemi Fransa’daki sistemle benzerlik göstermektedir. Eğitim sonrası bir yıl zorunlu staj ve zorunlu olmamakla birlikte SMG programları bulunmaktadır. 2.2.5.1 Eidgenössische Technische Hochschule - Swiss Federal Institute of Technology (İsviçre Federal Teknoloji Enstitüsü) / İsviçre ETH, 1855 yılında kurulmuştur. 80 milliyetten 20000 insanın okuduğu, araştırma yaptığı, çalıştığı üniversitedir. ETH 21 adet Nobel ödülüne sahiptir. ETH’ temel olarak eğitim verdiği alanlar, mühendislik, mimarlık, fen, doğa bilimi ve matematiktir.

Akustik Teknikleri, Şehirsel ve Mimari Morfoloji ve Tipoloji Analizi, Uygulamalı Fizik, Kamusal Alan Mimarisi, Mimari Tasarım, Estetik, İç Mimari, Bina Kalite Kontrol, Sanat Tarihi Esasları, Estetik, Maddelerin Teknolojisi ve Bilim, Mimaride Bina Tasarım Yapım, Sistem ve Öğe Planlama, Yapım Sistemleri Tasarımı, Binaların Tipolojik Özellikleri, Endüstriyel Tasarım, Modern Sanat Tarihi, Fiziksel Çevre, Matematik Öğeleri, Çevresel Sağlık, Yapım Tasarım Sistemleri, Proje Tasarım Öğeleri, Bölgesel ve Toplumsal Yönetim, Yeşil Alan Tasarım

ETH’de mimarlık eğitimi üç ana konuda verilir. 1-Tasarım, 2-Teknoloji-fen ve doğa bilimi, 3-Beşeri ve toplum bilimdir. Bu ana

87


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

H. Nalçakan, Ç. Polatoğlu

6.Yarıyıl 28 Kredi Tasarım Dersleri 19 Kredi Mimari Tasarım 6, Mimarlık 6, Mimari Teknoloji 6 Beşeri ve Toplum Bilimleri Dersleri 9 Kredi Mimarlık Teorisi 2, Sanat ve Mimarlık Tarihi Şehircilik Tarihi 4, Kentsel Tasarım Tarihi Planlama 2, Seçimlik Ders 7.Yarıyıl 39 Kredi Tasarım Dersleri 18 Kredi Mimari Tasarım 7, Mimarlık 7: Peyzaj Mimarlığı Teknoloji-Fen-Doğa Bilimleri Dersleri 2 Kredi Proje Yönetimi 1 Beşeri ve Toplum Bilimleri Dersleri 9 Kredi Mimarlık Teorisi 3, Sanat ve Mimarlık Tarihi Hukuk, Seçimlik Ders 8.Yarıyıl 29 Kredi Tasarım Dersleri 18 Kredi Mimari Tasarım 8, Mimarlık 8 Teknoloji-Fen-Doğa Bilimleri Dersleri 2 Kredi Proje Yönetimi 2 Beşeri ve Toplum Bilimleri Dersleri 9 Kredi Mimarlık Teorisi 4, Sanat ve Mimarlık Tarihi Hukuk, İmar Hukuku, Seçimlik Ders

derslerin dışında seçimlik ders konuları altı grupta toplanmaktadır. Tasarım, Bina Teknolojisi, Çevresel Tasarım, Tarih, Ekonomi, İnsan Bilimleri, Sosyal ve Siyasi Bilimler. ETH Üniversitesi Lisans Zorunlu Ders Programı 1.Yarıyıl 41 Kredi Tasarım Dersleri 24 Kredi Mimari Tasarım 1, Mimarlık 1, Mimari Teknoloji 1, Görsel Tasarım 1, Mimari Teknoloji 1 Teknoloji-Fen-Doğa Bilimleri Dersleri 9 Kredi Bina Yapım 1, Sosyal Ekolojideki Esaslar 1, Bina Teknolojisi 1, Caad 1 Beşeri ve Toplum Bilimleri Dersleri 8 Kredi Modern Mimarinin Kültürel Tarihi 1, Sosyoloji 1, Tarihsel Korumaya Giriş, Matematik 2.Yarıyıl 41 Kredi Tasarım Dersleri 24 Kredi Mimari Tasarım 2, Mimarlık 2, Mimari Teknoloji 2, Görsel Tasarım 2, Mimari Teknoloji 2 Teknoloji-Fen-Doğa Bilimleri Dersleri 9 Kredi Bina Yapım 2, Sosyal Ekolojideki Esaslar 2, Bina Teknolojisi 2, Caad 2 Beşeri ve Toplum Bilimleri Dersleri 8 Kredi Modern Mimarinin Kültürel Tarihi 2, Sosyoloji 2, Matematik 3.Yarıyıl 33 Kredi Tasarım Dersleri 19 Kredi Mimari Tasarım 3, Mimarlık 3, Mimari Teknoloji 3, Görsel Tasarım 3 Teknoloji-Fen-Doğa Bilimleri Dersleri 9 Kredi Bina Hizmetleri 1, Bina Yapım 3, Bina Teknolojisi 3, Caad 3 Beşeri ve Toplum Bilimleri Dersleri 5 Kredi Sanat ve Mimarlık Tarihi 1, Ekonomi 1, Şehircilik Tarihi 1 4.Yarıyıl 32 Kredi Tasarım Dersleri 18 Kredi Mimari Tasarım 4, Mimarlık 4, Mimari Teknoloji 4, Görsel Tasarım 4 Teknoloji-Fen-Doğa Bilimleri Dersleri 9 Kredi Bina Hizmetleri 2, Bina Yapım 4, Bina Teknolojisi 4 Caad 4 Beşeri ve Toplum Bilimleri Dersleri 5 Kredi Sanat ve Mimarlık Tarihi 2, Ekonomi 2, Şehircilik Tarihi 2 5.Yarıyıl 30 Kredi Tasarım Dersleri 19 Kredi Mimari Tasarım 5, Mimarlık 5, Mimari Teknoloji 5 Beşeri ve Toplum Bilimleri Dersleri 11 Kredi Mimarlık Teorisi 1, Sanat ve Mimarlık Tarihi 3, Şehircilik Tarihi 3, Kentsel Tasarım Tarihi ve Planlama 1, Seçimlik Ders

4, ve

5,

5,

ETH Üniversitesi Lisans Seçmeli Ders Programı Tasarım Estetik Yöntem, Çizim, Tarihsel Bağlamda Yeni Binalar, Konut, Şehirsel Gelişimde Kültürel ve Sosyo-Ekonomik Bağlamda Konut Semineri, Caad Tasarım, Caad İnşa, Caad Teori, Caad Uygulama, Mimarlık Teorisi, Mimari Eleştiri Semineri Bina Teknolojisi İç Mimaride Tasarım ve Yapım, Ön gerilimli Beton, Bina Sistemleri İçin Doğal Kaynaklar, Bina Fiziğinde Özel Problemler, Yapı Malzemeleri: Ahşap, Metal, Sentetik, Proje Yönetimi, Yapım Yöntemi, Proje Yönetiminde Uygulamalar, Oda Akustiği, Eski Bina Teknolojisi, Plak ve Kabuklar Çevresel Tasarım Kentsel Tasarımda Sistematik Esaslar, Kentsel Tasarım, 1950’den beri İsviçre’de Kentsel ve Mekansal Tasarım, Peyzaj Mimari Tarih Mimarlık ve Sanat Tarihi, Kentsel Tasarım Teorisi, Tarihi Koruma 1–2, Kentsel Tasarım Tarihi, Modern Mimaride Yapım Teknikleri, Bina Teknoloji Tarihi Ekonomi Sosyoloji 3, Sosyoloji 4, Bina Ekonomisi İnsan Bilimleri, Sosyal ve Siyasi Bilimler Toplum, Sosyal ve Politik Bilim Konuları

4 Yılda 265 Kredi

88


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

Tablo 2.1 Amerika ve Avrupa Üniversiteleri Mimarlık Okulları Özellikleri ÜLKE

ÜNİVERSİTE

Ders Kapsamı

Amerika Birleşik Devletleri

Pratt Üniversitesi

Kanada

McGill Üniversitesi

İngiltere

Cardiff Üniversitesi

Almanya

Berlin Teknik Üniversitesi

Fransa

Nancy Mimarlık Okulu

İtalya

Milano Politeknik

İsviçre

ETH

Tasarım, Teknik, Görsel Anlatım ve Biçimlendirme Mimarlık Tarihi, Kültür, Medya, İngilizce, Sosyal ve Fen Bilimleri, İstatistik, Mesleki Pratik Temel Dersler, Tasarım, Teknik, Mimarlık Hukuku, Ekonomi, Mimarlık Tarihi, Peyzaj Tasarım, Teknik, Mimari Teknoloji, Mimarlık Tarihi, Peyzaj, Ekonomi Tasarım, Mimarlık Tarihi, Görsel Anlatım ve Biçimlendirme, Teknik, Hukuk, Teknoloji Tasarım, Mimarlık Tarihi, Görsel Anlatım ve Biçimlendirme, Teknik, Teknoloji, Peyzaj, Tasarım, Mimarlık Tarihi, Görsel Anlatım ve Biçimlendirme, Teknik, Teknoloji, Matematik, Peyzaj, Fotogrametri, İç Mimarlık, Hukuk Tasarım, Teknik, Mimari Teknoloji, Mimarlık Tarihi, Peyzaj, Hukuk, Bilgisayar, Proje Yönetimi, Matematik

Tasarım Ders Kredisi-Toplam İçindeki Yeri(%) 50-%28.57

ÖĞRETİM SÜRESİ

KREDİ

5 Yıl

175

24-%13.48

4+1,5 Yıl

133+45=178

320-%53.33

5 Yıl

360+240=600

77-%42.77

5 Yıl

180

Kredi Sistemi Verilmemiştir

6 Yıl

Kredi Sistemi Verilmemiştir.

70-%20

5 Yıl

350

98-%36.98

4 Yıl

265

Tablo 2.1 de gösterildiği gibi, Avrupa ve Amerika’daki mimarlık okullarının, eğitim süresi genellikle 5 yıldır. Fransa’da 6, Kanada’da 5,5 yıldır. İsviçre’de çoğunlukla 5 yıldır, bazı üniversitelerde 4 yıldır, bu üniversitelerde dersler oldukça yoğundur.

Tasarım derslerinin kredilerinde ve yüzdelerinde farklılıklar görülmektedir.

• Mezun olmak için alınması gereken krediler değişkenlik göstermektedir. Bu değişkenlik kredi sistemlerindeki farklılar yüzünden kaynaklanmaktadır.

Avrupa ve Amerika’da genellikle lisans eğitimi ile mesleki uygulama sorumluluğu verilmemekte, 1–3 yıl süren eğitim ile yüksek lisans yapılmaktadır.

3. TÜRKİYE’DE MİMARLIK EĞİTİMİ İncelenen ülkelerde, zorunlu eğitim süreci, birbirine yakındır. Okul öncesi eğitim genelde zorunlu olmadığı halde büyük bir çoğunluk bu eğitimi almaktadır. Lisede öğrenciler yüksek eğitimde yönlenecekleri bölüme göre tercihte bulunmaktadırlar.

Mezun olmak için alınan dersler ve kapsamları benzemektedir. Tasarım, teknoloji, mimarlık tarihi, hukuk, peyzaj ortak ders gruplarıdır.

89


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

H. Nalçakan, Ç. Polatoğlu

başlarında Akademi’de Ecole Des Beaux Arts etkisi güçlüdür. 1930’lu yıllarda Nazi rejiminin dışladığı, o dönemin tanınmış bazı mimarlarının öğretim kadrosuna katılmasıyla Akademi’de Orta Avrupa ekolü etkinlik kazanmıştır. Buna göre ilk iki yıl hazırlık dönemi sayılmakta, öğrenciye, proje tasarımı için gerekli görülen, inşaat, planlama bilgisi, inşaat malzemesi ve çizim, matematik ve estetik bilgileri derslerde kazandırılmaktaydı. Bu dönemi tamamlayan öğrenci üçüncü yıldan itibaren seçtiği hocasının atölyesinde seçtiği proje konusu üzerinde tasarım çalışmalarına başlamaktaydı. Beş yarıyıl devam eden bu çalışmalardan sonra diploma yarıyılında, bütün sınıfa tek bir konu verilir, herkes kendi evine çekilip, fikirlerin başkaları tarafından kopya edilmemesine özen göstererek diploma projesini tamamlar, projeler sergilenip değerlendirilir ve yüksek mimar unvanıyla mezun olunurdu.

Mimarlık eğitimi genellikle beş yıldır ve zorunlu staj bulunmaktadır. Türkiye eğitim sistemi ve süreci ile dünyayı yakalamaya çalışmaktadır. 1997 yılında zorunlu eğitim sekiz yıla, 2005 yılında da lise eğitimi dört yıla çıkarılmıştır. Şu anda da mimarlık eğitiminin süresinin yeniden düzenlenmesi ile ilgili çalışmalar sürdürülmektedir. Eğitim sonrası staj ve sürekli mesleki gelişim (SMG) programları üzerinde çalışmalar devam etmektedir. Günümüzde, Türkiye’deki mimarlık bölümlerinden 4 yılda mezun olunmaktadır ve alınan diplomada mimarlık alanındaki lisans eğitimini tamamlamıştır yazmaktadır. 3.1. Türkiye’den Örnek Mimarlık Okulların İrdelenmesi Yetkin, yaratıcı, eleştirel zekaya sahip profesyonel tasarımcıları eğitmek ve yetiştirmek, düşünsel açıdan olgun, ekolojik yönden duyarlı, toplumsal sorumluluğu olan iyi dünya vatandaşı yetiştirmek üzere açılan üniversitelerimiz kapsamında mimarlık bölümleri arasında değişik model ve geleneklerden kaynaklanan farklılıklar bulunmaktadır. Bu farklılığı daha iyi anlayabilmek ve mimarlık eğitiminin gelişimini görebilmek için seçilen altı üniversitenin lisans programları temel alınarak irdeleme yapılmıştır.

Bölüm, Türk mimarisinin çağdaş bir düzeye ulaşmasını sağlamıştır ve mimarlık eğitiminde görev alan kadroların kaynağı olmuştur. MSGSÜ Mimarlık Bölümü Lisans Zorunlu Dersleri 1.Yarıyıl 22K 31S Temel Sanat Eğitimi 1, İnce Yapı 1, Mimarlıkta Temel Kavramlar, Tasarı Geometri, Bina Bilgisi 1, Yapı 1, Yapı Uygulama1, Yabancı Dil 1, Matematik, Strüktür Çözümleme, Türk Dili 1 2. Yarıyıl 16K 26S Bina Bilgisi 2, Temel Sanat Eğitimi 2, Türk Sanat Tarihi, Mesleki Teknik Resim, Geleneksel Yapı Malzemesi, Statik, Türk Dili 2, Yapı Uygulama 1, Yabancı Dil 2 3. Yarıyıl 30K 28S Yapı 2, Yapı Uygulama 2, Yabancı Dil 3, Mimari Tasarım Sorunları, Uygulama Projesi 1, Mukavemet, İnce Yapı 2, Bina Bilgisi 3, Kompozit Yapı Malzemesi, Atatürk İlkeleri İnkılap Tarihi 4. Yarıyıl 17K 27S Atatürk İlkeleri İnkılap Tarihi 2, Çağdaş Yapı Malzemesi, Uygulama Projesi 2, Yapı Uygulama 2, Yabancı Dil 4, Bina Bilgisi 4, Betonarme, Endüstri Devrimi Öncesi Mimarlığı, Uygarlık Tarihi 5. Yarıyıl 21K 27S Mimari Proje 1, Mimari Röleve 1, Fiziksel Çevre Çözümlemesi ve Denetimi, Yapı 3, Mekan

3.1.1. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi/İstanbul Türkiye’de mimarlık eğitimi veren en eski eğitim kurumlarından biri olan Sanayi-i Nefise Mekteb-i Alisi 1883’te Osman Hamdi Bey tarafından kurulmuştur. 1928’de Güzel Sanatlar Akademisi, 1982’de Mimar Sinan Üniversitesi adlarını alan kurum, bugün MSGSÜ’ ne dönüşmüştür ve Mimarlık Fakültesi’nde; Mimarlık, İç Mimarlık, Endüstri Ürünleri Tasarımı ve Şehir Bölge Planlama Bölümleri yer almaktadır. Yüzyıl

90


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

Organizasyonu ve Donatımı 1, Tarihi Çevre Değerlendirmesi, 19.yy ve Erken Dönem 20.yy Mimarlığı 6. Yarıyıl 19K 25S Mimari Proje 2, Tesisat, Mekan Organizasyonu ve Donatımı 2, Koruma ve Yenileme, 1920'den Günümüze Mimarlık, Mimari Röleve 2 7. Yarıyıl 15K 20S Şehircilik, Mimari Proje 3, Yapım Yönetim İlkeleri, Türk Mimarlık Tarihi 8. Yarıyıl 14K 18S Şantiye Yönetimi, Diploma Projesi, Kentsel Tasarım

3.1.2. İstanbul Teknik Üniversitesi /İstanbul 1773’te Tersane (Bahriye) mühendisi yetiştirmek amacıyla kurulmuş olan Mühendishane-i Bahri-i Hümayun bugünkü İTÜ’nin temelini oluşturmaktadır. Türkiye’deki ilk, dünyadaki üçüncü en eski yüksek eğitim kurumudur. Daha sonra eklenen Mühendishane-i Berri-i Hümayun da asker kökenli iken 1882’de Hendese-i Mülkiye Mektebi’nin ilavesiyle sivil karakter kazanmıştır. 1909’da Mühendis Mekteb-i Alisi, 1938’de Yüksek Mühendis Mektebi olmuştur. Bu tarih ile 1944’te İTÜ’ne dönüşünceye kadar geçen dönemde, üç yılda öğrenciler pozitif bilimlerden oluşan bir müfredatı birlikte izlerler, bu dönem sonunda ihtisas kolları olan İnşaat, Makine, Elektrik Mühendislikleri ve Mimarlık konusunda uzmanlık kazandıktan sonra mimarlar Yüksek Mühendis Mimar unvanı alarak mezun olurlardı. Mühendis kökenli bu eğitim düzenine kıyasla sanatçı kökenli Akademi eğitimi bir süre birlikte yürüdü. Yüksek Mühendis Mektebi, İTÜ’ne dönüşüp mimarlık, mühendislerden ayrılarak bağımsız bir fakülte olunca yeni bir müfredat arayışına yönelince bir kısmını Akademi hocalarının oluşturduğu yeni bir eğitim kadrosu, Akademi’ nin paralelinde bir müfredat programını yürürlüğe koydu. Şu an Mimarlık Fakültesi’nde; Mimarlık, Şehir ve Bölge Planlama, Endüstri Ürünleri Tasarımı, İç Mimarlık, Peyzaj Mimarlığı Bölümleri bulunmaktadır.

MSGSÜ Mimarlık Bölümü Lisans Seçmeli Dersleri (2 Kredi-2 Saat) Osmanlı Külliyelerinin Genel Özellikleri ve Günümüz Ortamında Değerlendirilmesi, Sirkülasyon Mekanlarının Tasarıma Etkisi Mimarlıkta Grafik İletişim, Artistik Perspektifte Pratik Çizim Yöntemleri, Sanal Ortamda Sunum, Perspektif ve Gölge Ahşap Yapılar, Bilgisayar Destekli Çizim ve Tasarım, Mimari Tasarımda Farklı Boyutlar, Yapılarda Yangın ve Korunma, Bilgisayar Destekli Çizim ve Tasarım, Mimaride “Ara Mekan” Kavramı, Tasarımda Ütopik Yaklaşımlar, Mimaride Değişebilirlik ve Dönüşebilirlik, Mekansal Kurgu Donatım Bütünlüğü, Çevre Tasarımı, Isı, Nem ve Su Sorunları, Yapı Malzemeleri Korunum Teknikleri, İç Mekanların Tarihi Gelişimi Sürecinde Mobilya Kullanımı, Cephe Konstrüksiyonları, Ahşap Yapım Sistemleri, Dini Mimaride Üslup Çeşitliliği, Mimarlıkta Kimlik Sorunu Yönetim Planlaması, Strüktür Tarihi, Çeşitli Alt Sistemlerin Bina Kurgusundaki Yeri, Engelliler İçin Çevre ve Mekan Tasarımı, Doğramada Malzeme Seçimi ve Özel Detaylandırma İlkeleri, Geleneksel ve Yöreye Özgü Mimarlık Korunması, Plastik Sanatlar ve Mimarlık İlişkisi, Depreme Dayanıklı Binaların Yapısal Oluşumu, İleri Teknoloji Yapıları ve Teknoloji Seçimi, Yapı Biyolojisi ve Ekoloji Çelik Yapılar, Sosyo-Kültürel Veriler-Çevre İlişkisinin Mimariye Yansıması, Endüstrileşmiş Bina Tasarımı, İleri Teknoloji Ahşap Yapım Sistemleri, İleri Teknoloji Betonarme Sistemleri, Yüksek Yapılar, Hacim Akustiği ve Gürültü Denetimi, Akıllı Bina Tasarımı Tarihi Kentlerde Yeni Yapılaşma, Çevre Tasarımı, Mimarlıkta Mekan Kavramı ve Tasarım Kriterleri, Mimari Tasarımda Katılımcı Modeller, Depreme Dayanıklı Yapı Tasarımı, İstanbul’un Mimari Dokusunda Modern Sonrası Davranışlar, Güneşten Yararlanma ve Atmosfer Etkileri, Özel İlgi Grupları İçin Tasarım Kriterleri, Akıllı Bina Tasarımı, Koruma ve Turizm, B.arme Yapılar, Geleneksel Mimarinin Mekan ve Tasarım İlişkilerinde Yöresel Etkiler, Mimarlıkta Enerji-Verimli Tasarım

İTÜ Mimarlık Dersleri

Bölümü

Lisans

Zorunlu

1.Yarıyıl 20K-27S Mimari Proje I ve Anlatım Teknikleri, Temel Tasar ve Görsel Sanatlar *, Matematik, Sınırlı Seçime Bağlı Ders (ITB), İngilizce 2.Yarıyıl 20K-25S Mimari Proje II, İlkçağ ve Bizans Mimarlığı Tarihi, Yapı Bilgisine Giriş *, Perspektif *, Statik ve Mukavemet, Bilgisayar ve Bilgi Sistemlerine Giriş *, English Course- İngilizce

MSGSÜ 4 Yılda 167 Kredi ve 194 Saat ile tamamlanmaktadır.

91


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

H. Nalçakan, Ç. Polatoğlu

Restorasyon Aletli Röleve, Bir Dünya Mirası, Siti Olan İstanbul'un Korunması*, Çağdaş Mimari Koruma Kavramları*, Eski Yapıların Sıhhileştirilmesi, İstanbul'da Koruma Sorunları, Koruma Bilimine Giriş, Tarihi Çevrede Yeni Yapı İletişim ve Anlatım Teknikleri Fotoğraf, Mimarlıkta Serbest Anlatım Teknikleri , Pascal ile Programlama , Perspektifte Gölge* Strüktür, Malzeme, Teknoloji Çağdaş Yapı Malzemeleri, Çatı Sistemleri*, Deprem Mühendisliği İlkeleri, Detay Tasarımı ve İlkeler Dış Duvar Sistemleri*, Düşey Sirkülasyon Sistemleri*, Taşıyıcı Yapı Malzemeleri, Yapı Elemanları Tasarımı İlkeleri* Yapı Zemin İlişkisi*, Yapıda İç Bölme Sistemleri*, Yapıda Malzeme Seçimi, Yapım Teknikleri*, Yapıyı Koruyucu Malzemeler, Yüksek Binalarda Taşıyıcı Sistemler Fiziksel Çevre Kontrolü Bilgisayar ile Yapma Çevrede İklimsel Performans Değerlendirme, Bilgisayar Yardımıyla Yerleşme ve Binalarda Gölgeleme Analizleri, Bina, İklim, Enerji İlişkileri, Bina Kabuğunda Nem Kontrolü, Binalarda Doğal Havalandırma*, Binalarda Gürültü Kontrolü, Binalarda Rüzgar Etkileri, Çok Amaçlı Salonların Akustik Açıdan Düzenlenmesi*, Enerji Korunumu Mevzuatı ve Uygulanması, Güneş Kontrolü, Güneş Mimarisi, Güneş Evleri*, Kültür ve Sanat Merkezlerinde Aydınlatma, Mimari Tasarımla Hava Kırlılığı Kontrolü Önlemleri, Mimaride Akustik Problemler*, Ses Yutucu Malzemeler ve Konstrüksiyonları, Tiyatro ve Konser Salonlarında Akustik Sorunlar, Yapılarda Ses Yalıtımının Değerlendirilmesi, Yapım Yönetimi Bina Yapımında İnsan Kaynakları Yönetimi*, Gelişmekte Olan Ülkelerde, Konut Üretim Modelleri, Tasarım Ekonomisi, Türkiye'de Konut Üretim Modelleri, Yapı Üretiminde Süre Yönetimi

3.Yarıyıl 18,5K-25S Mimari Proje III *, Türk Mimarlık Tarihi, Yapı Malzemesi, Yapı ve Yapım Yöntemleri *, Yapı Statiği, Çelik Yapılar, İngilizce III 4.Yarıyıl 20,5K-29S Mimari Proje IV *, Avrupa Mimarlığı Tarihi*, Betonarme Yapılar, Çevre Kontrolü Stüdyosu *, Yapı Elemanı Tasarımı *, Seçime Bağlı Ders (MT) 5.Yarıyıl 20K-24S Mimari Proje V *, Çağdaş Mimarlık *, Yapım Sistemleri *, Şehircilik ve İmar Hukuku, Ekonomi *, Türkçe I, Seçimlik Ders * (MT) 6.Yarıyıl 19K-23S Mimari Proje VI *, Tarihi Çevre Koruma ve Restorasyon, Yapım Yönetim ve Ekonomisi *, Türkçe II, Seçime Bağlı Ders (MT), Seçimlik Ders (MT) * 7.Yarıyıl 18K-25S Mimari Proje VII *, Rölöve ve Restorasyon Stüdyosu *, Uygulama Projesi, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi I, Seçimlik Ders (MT) 8.Yarıyıl 17K-20S Bitirme Çalışması, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi II, Serbest Seçime Bağlı Ders (ITB), Seçimlik Ders (MT) *, Seçime Bağlı Ders (MT), (2 tane)

İTÜ Mimarlık Dersleri

Bölümü

Lisans

Seçimlik

Mimarlık ve Tasarım Teorileri Mimari ve Kentsel Mekan Kimliği ve Yeni Tasarımlar, Mimaride Tasarım Konsepti , Mimarlık ve Psikoloji, Mimarlıkta Bilgisayar Uygulamaları , Mimarlıkta Enformasyon Teknolojileri, Ünlü Mimarların Konut Tasarım Felsefeleri*, Günümüz Mimarisi*, Tasarım Teorisi ve Mantığı * Mimari Tasarım Konuları Bina Yakın Çevresi Düzenlenmesinde Tasarlama İlkeleri, Doğal Verilerle Tasarım, Doyurma Tesisleri Tasarımı*, Geleneksel ve Çağdaş Türk Evi*, Gelişmekte Olan Ülkelerde Konut*, Konut Olgusunun Değişimi, Konut Planlaması ve Tasarımı Sorunları, Konutta Mekan Kullanımı ve Değerlendirilmesi, Köy ve Tarım Yapıları, Kültür, Konut ve Tasarım*, Mimari Çevrede Çeşitlilik ve Tekrar Sorunu, Mimari Kompozisyonda Geometri, Mimari Tasarımda Düşünsel Boyut, Mimarlıkta Biçimbilimsel Çalışmalar, Mimarlıkta Çevre Analiz Yöntemleri*, Mimarlıkta Mekan Analizi ve Teknikleri Prefabrike Elemanlarla Tasarlama, Spor Tesisleri Tarihsel Yerleşimler ve Mekan Kültürleri, Yüksek Binaların Mimari Tasarımı* Mimarlık Tarihi 19. Yüzyılda İstanbul Mimarlığı ve Mimarları, 1960 Sonrası Mimari, 20. Yüzyıl Sanatı, Antik ve Ortaçağ Mimarilerinin Özel Sorunları, Geleneksel Strüktür Sorunları, Mimarlık ve Sanat Kuramları, Tarihi Yapıda Mimari Belgeleme, Türk Evi Yapı ve Dönem Analizleri, Mimar Sinan*

*İngilizce Olan Dersler İTÜ 4 Yılda 153 Kredi ve 198 Saat ile tamamlanmaktadır. 3.1.3. Yıldız Teknik Üniversitesi/İstanbul Mühendisler ve mimarlarla işçi kademesi arasındaki boşluğu doldurmak, arazi çalışmalarını yürütmek ve ordudaki ast subay sınıfı paralelinde bir teknisyen sınıfına duyulan ihtiyacı karşılamak için 1911’de kurulan Kondüktör Mekteb-i Alisi, zaman içinde gelişerek 1922’de Nafia Fen Mektebi ve 1937 yılında Yıldız Sarayı mekanlarında eğitim verilmeye başlanmasıyla İstanbul Teknik Okulu adını almıştır. Mimarlık eğitimi 1943 yılından 92


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

7.Yarıyıl 22K-29S Mimari Tasarım 6, Koruma Restorasyon, Uygulama Projesi 2, Yapı Üretimi, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 1, Seçimlik Ders, Serbest Seçimlik, Üniversite Seçimlik Ders 8.Yarıyıl 17K-20S Mimari Tasarım 7 (Bitirme Projesi), Mimarlık Düşüncesi Tarihi, Yapı Yönetimi ve Ekonomisi, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 2, Seçimlik Ders, Seçimlik Ders

önce inşaat mühendisliğinde sadece genel bilgi olarak yer almaktaydı. 1943–1944 öğretim yılında inşaat şubesi yeniden yapılandırıldığında mimarlık kolu da kurulmuştur. 1944–1945 öğretim yılında inşaat şubesinden bağımsız, mimar yetiştirmek üzere mimarlık şubesinin kurulmasına karar verilmiştir. İhtisaslaşmanın önemsenmesi ile 1959– 1960 yılında yüksek mimar unvanının verildiği program açılmıştır. İstanbul Teknik Okulu, 1969 da İstanbul Devlet Mimarlık ve Mühendislik Akademisi adını aldığında, mimarlık şubesi akademik bir kimlik kazanarak mimarlık fakültesine dönüşmüştür. 1983’te Yıldız Üniversitesi, 1992’de Yıldız Teknik Üniversitesi olmuştur ve teknisyen yetiştirme işi meslek okullarına bırakılmıştır. YTÜ’ nin Mimarlık Fakültesi kadrosunu oluşturan Güzel Sanatlar Akademisi ve İTÜ kökenli öğretim elemanlarının yönetiminde eğitim ekolü, öncekilerin benzeri bir nitelikte yürütülmüştür. YTÜ Mimarlık Dersleri

Bölümü

Lisans

YTÜ Mimarlık Bölümü Lisans Seçimlik Dersleri (3 Kredi-3 Saat) Anlatım, Çizim, Uygulama Gölge Perspektif, Modlaj, Mimari İfade Teknikleri, Suluboya Teknikleri, Eskiz Teknikleri, Serbest Resim Maket Yapı-Üretim Ahşabın Yapılarda Kullanımı, Büyük Açıklıklı Mekan Kavramı, Sanayi Yapılarında Yapım Sistemi, Mimaride Toprak Ürünleri, Hasarlı Yapılarda İyileştirme, Şantiye Yönetimi ve Organizasyonu, Konut Yapılarının Dönüşümünde Yapısal Sorunlar, Çok Katlı Yapılarda Taşıyıcı Sistem Seçimi, Yapılarda Yangın Korunumu, Tasarımda Deprem Faktörü, Yapı-Sağlık İlişkisi, Betonarme, Yapılarda Cephe Sistemleri, Ahşap Bina Uygulamaları, Ön Yapım Teknikleri, Yapım Teknolojisi, Yapım ve Organizasyon, Standartlaşma ve Modüler, Koordinasyon, Proje Yapım ve Yönetimi, Çağdaş Strüktür Sistemleri, Kalıp ve İskele Teknikleri, Bina Maliyeti Yönetimi, Çelik Yapı Tasarımı, Su ve Nem Sorunları Çevre, Kültür,Tasarım Arch. Design and Env. Problems-Mimari Tasarım ve Çevre Problemleri, Mevcut Çevrelerde Yeni Yapı Tasarımı, 1970 Sonrası Dünya Mimarlığı Mimar Sinan ve Dönemi, Mimarlık Mesleğinin Tarihi Son Çağ Mimarisi, Tasarım-Çevre Sorunları İlişkisi Çağdaş Mimarinin Düşünsel Kaynakları, Geleneksel Mimari Tasarım İlişkisi, Çağdaş İslam Mimarisinde Mekansal ve Morfolojik Analiz, Batılılaşma Dönemi İstanbul, Mimarlıkta Tipolojik Çözümleme, Biçim Gramerleri, Türk Sanatı, Landscape Design in Architecture-Mimarlıkta Peyzaj Tasarımı, İstanbul'da 19.YY. Mimarları / Yapıları, Ören Yerleri ve Çözümlemesi, Koruma ve Turizm, Mimarlıkta Animasyon, Bilgisayar Destekli Tasarım, Mimarlıkta Alternatif Enerji Kullanımları, Endüstriyel Arkeoloji Mimarlık ve Kıyı Mekanı, The Effect of Acces. on Design-Tasarımda Özürlü Etmeni, Konut ve Kültürel Süreklilik, Mimari Çevre ve Psikoloji, Yapı Tarihi, Mevcut Çevrelerde Yeni Yapı Tasarımında Mimari Yaklaşımlar, Tasarım ve Sanatta Modernlik Sorunsalları, Mimari Tasarım Uygulama İlkeleri, Tasarımda Toplumsal Çevre Etkileri, Mimarlıkta Ekoloji, Konut Tasarımında Ekoloji, Mimari Çevre ve Psikoloji, Mimarlıkta Mekan Kavramı, Mimarlıkta Oran, İç Mekan Donatımı, Bina Programlama

Zorunlu

1.Yarıyıl 22K-30S Mimari Tasarıma Giriş, Bina Bilgisi 1, Mimari Anlatım Teknikleri, Temel Tasar, Matematik, İleri İngilizce 1, Türkçe 1, Tasarı Geometri 2.Yarıyıl 25K-31S Mimari Tasarım 1, Sanat ve Mimarlık Tarihine Giriş, Bina Bilgisi 2, Yapı Malzemesi, Statik Mukavemet, Yapı Elemanları 1, İleri İngilizce 2, Türkçe 3.Yarıyıl 24K-29S Mimari Tasarım 2, Mimarlık Tarihi 1, Bina Bilgisi 3, Yapı Statiği, Yapı Elemanları 2, Caad-Sunum, İngilizce Okuma ve Konuşma 4.Yarıyıl 23K-29S Mimari Tasarım 3, Mimarlık Tarihi 2, Bina Bilgisi 4, Uygulama Projesi 1, Taşıyıcı sistem Tasarımı 1, Mesleki İngilizce 1, Temel Bilgisayar Bilimleri (CHS), Seçimlik Ders 5.Yarıyıl 23K-28S Mimari Tasarım 4, Mimarlık Tarihi 3, Yapı Fiziği 1, Taşıyıcı sistem Tasarımı 2, Mesleki İngilizce 2, Şehir Planlama ve İmar Hukuku, Seçimlik Ders, Seçimlik Ders, Seçimlik Ders 6.Yarıyıl 24K-28S Mimari Tasarım 5, Mimarlık Tarihi 4, Yapı Çözümlemesi, Tesisat Bilgisi, Yapı Fiziği 2, Kentsel Tasarım, İş Hayatı İçin İngilizce, Seçimlik Ders, Temel Kültür

93


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

H. Nalçakan, Ç. Polatoğlu

Mimari Fotoğraf, Türk Evi ve Koruması Yapı Fiziği Aydınlatma, Mekanda Renk, Gün Işığı, Güneş Düzenleme, Fiziksel Çevre Denetimi, Hacim Akustiği, Edilgen Isıtma Sistemleri, Isı - Nem Yapı Akustiği, İklimle Dengeli Tasarım

2.Yarıyıl 25K-33S Mimari Tasarıma Giriş, Grafik Anlatım 2, Mimarlığa Giriş 2, Temel Matematik 2, İngilizce 2, Bilişim Kuralları ve Uygulamalarına. Giriş, Türkçe (yabancı öğrenciler için) 3.Yarıyıl 23K-33S Mimari Tasarım 1, Mimarlık Tarihi, Statik ve Malzeme Mekaniği, Malzeme ve Yapı Bileşenleri, Peyzaj Tasarımı, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 1 (yabancı öğrenciler için), Akademik Sözlü ve Sunuş Becerileri (yabancı öğrenciler için), 4.Yarıyıl 23K-33S Mimari Tasarım 2, Mimarlık Tarihi 2, Strüktürlerin Davranış ve Analizi, Yapı ve Kaplama Malzemeleri, Çevresel Faktörlere Giriş, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 2 (yabancı öğrenciler için), Akademik Sözlü ve Sunuş Becerileri (yabancı öğrenciler için) 5.Yarıyıl 25K-33S Mimari Tasarım 3, Mimarlık Tarihi 3, Strüktürel Tasarım 1, Detay İlkeleri, Çevresel Tasarım, Türkçe, Seçmeli Ders 6.Yarıyıl 24K-30S Mimari Tasarım 4, Kent Planlaması, Strüktürel Tasarım 2, Binalarda Çevresel Sistemler, Türkçe, Seçmeli Ders, Seçmeli Ders 7.Yarıyıl 20K-24S Mimari Tasarım, Restorasyon ve Koruma İlkeleri, Seçmeli Ders, Seçmeli Ders, Seçmeli Ders 8.Yarıyıl 26K-30S Mimari Tasarım 6, Yapısal Tasarım, Mesleki Uygulama, Seçmeli Ders, Seçmeli Ders, Seçmeli Ders, Seçmeli Ders

YTÜ 4 Yılda 180 Kredi ve 224 Saat ile tamamlanmaktadır. 3.1.4. Orta Doğu Teknik Üniversitesi/ANKARA Türkiye ve Orta Doğu ülkelerinin kalkınmalarına katkıda bulunmak üzere 15 Kasım 1956 tarihinde Ankara’da, Orta Doğu Yüksek Teknoloji Enstitüsü adıyla eğitime başlamıştır. İlk olarak Mimarlık Bölümü öğretime açılmış, 1957–1958 öğretim yılı başında Mimarlık, Mühendislik ve İdari Bilimler Fakülteleri kurulmuştur. ODTÜ’de öğretim dili İngilizcedir. ODTÜ ile ülkedeki mimarlık eğitimine bazı yenilikler gelmiştir. Bunların başında, tasarım eğitiminde tümevarım yerine tümdengelim metodunun kullanılması gelir. Tümdengelim sisteminin esası, öğrencilere 1.sınıf 1.dönem Temel Tasar dersi ile verilmeye başlanmıştır.

ODTÜ Mimarlık Bölümü Lisans Seçimlik Dersleri

Diğer derslerde mimari kültür kazandıracak konular işlenmektedir. ODTÜ ile gelen ikinci yenilik, 5 yıllık eğitimin 4+2 yıla bölünerek mimar ve yüksek mimar ayrımına gidilmiş olmasıdır. Bir diğer yenilik ise çalışmaları değerlendirme yöntemidir. Açık jüri sistemi, bir sözlü sınav olmaktan çıkıp bir forum havasına dönüşmüştür.

Yapı-Meteryal-Teknoloji (Structure-Materials-Technology) Mimaride Bina Mülkiyeti, Mimaride Matematik, Erken Hıristiyan ve Bizans Mimarisi, Tarihte Strüktürel Sistemler, Yeraltı Strüktür Sistemleri Üzerine Seminer, Yapı İnşası, Bozulma ve Korumaya Giriş Uygun Teknolojiler, Mimaride Bilgisayar Yazılımları Mimari Çarşı Strüktürü, Konser Salonlarında Akustik Tasarım, Arkeolojik Sitleri Koruma, Koruma Materyalleri, Anadolu Mimarlığında Konstrüksiyon Materyalleri, Mimari Strüktür Üzerine Çalışma, Mimaride Akustik I, Sanat ve Mimaride Madde Gelişimi, Tarihi Strüktürlerin Analizi, Yapı Yönetimine Giriş, Geleneksel Tarih Materyalleri ve Teknikleri I, Koruma Bilimi Üzerine Laboratuar Deneyleri Mimarlık Tarihi (History of Architecture) Tarihte Mimarlık ve Mimari Uygulama, Ev ve Günlük Yaşam Tarihi, Yunan Mimarisi, Ortaçağ Mimarisinde Batı ve Doğu, Yunan Ev Mimarisi, Yunan Mimarisi Üzerine Seminer, 18.yy Osmanlı Mimarisinde Batı Etkileri, Ortaçağ Binaları

ODTÜ’ nün beş fakültesinden biri olan Mimarlık Fakültesinin bünyesinde; Mimarlık, Şehir ve Bölge Planlama, Endüstri Ürünleri Tasarımı bölümleri yer almaktadır. ODTÜ Mimarlık Bölümü Lisans Zorunlu Dersleri 1.Yarıyıl 22K-31S Temel Tasarım, Grafik Anlatım, Mimarlığa Giriş, Temel Matematik 1, İngilizce 1, Türkçe (yabancı öğrenciler için)

94


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

Teori-Eleştiri-Kentsel ve Mimari Tasarım Yöntemi (Theory/Criticism/Methodology in Urban and Architectural Design) Mimari Üzerine Düşünme (Okuma/Yazma), Restorasyon Teorisi ve Koruma I, Şantiye Yönetimi Tasarım Metotları, Peyzaj Mimarisi araştırması I, Politika ve Çevre, Ölçüm ve Tasarımda, Sorunlar Yaşama Alanı, Seçilen Konularda Mimari Araştırma II, Bina Tasarımı ve Araştırma Stüdyosu, Dijital Konstrüktivizm, Estetik ve Kritik Çevre ve Mimarlık (Environment and Architecture) Tarihi Çevre Araştırması, Restorasyon Konuları, Mimari Dil Üzerine Araştırma I, Tasarım ve Sunum Teknikleri (Design and Techniques of Representation) Güzel Sanatlar ve Tekniği –Çalışma (Fotoğraf), Mimarlık Bilgileri, Tasarım- Sanat Esasları, Bilgisayar Destekli Tasarım, Güzel Sanatlar Tekniği Dijital Tasarım Stüdyosu, İleri Mimari Tasarım 1: Kapı, Uluslararası Mimari Tasarım Prensipleri, Mimari ve Şehir Tasarımı, Mantıklı Tasarıma Kartezyen Yaklaşım

Mesleki Yabancı Dil 1, Mimarlık Tarihi 2, Ölçme Bilgisi 5.Yarıyıl 23K-28S Mimari Tasarım 3, İnce Yapı, Şehircilik, Bina Bilgisi 4, Çağdaş Yapım ve Strüktür Sistemleri 1, Yapı Statiği ve Çelik Yapılar, Seçme Ders, Mesleki Yabancı Dil 2 6.Yarıyıl 22K-26S Mimari Tasarım 4, Yapı Uygulama Projesi, Yapı Üretimi ve Organizasyonu, Mimarlık Tarihi 3, Çağdaş Yapım ve Strüktür Sistemleri 1, Betonarme 1, Seçme Ders, İş Hayatı İçin Yabancı Dil 7.Yarıyıl 6K-8S Mimari Tasarım 5 6K-8S İç Mekan Tasarımı 3K-4S Mimarlık Tarihi 4 2K-2S Betonarme 2 3K-4S Mimari Araştırma Yöntemleri 2K-2S Bina ve Tasarım Ekonomisi 2K-2S Seçme Ders 2K-2S 8.Yarıyıl 17K-19S Mimari Tasarım 6, Mimari Çevre Düzenleme, Endüstrileşmiş Yapım, İmar Kuralları, Seçme Ders, Seçme Ders

ODTÜ 4 Yılda 188 Kredi ve 243 Saat ile tamamlanmaktadır.

DEÜ Mimarlık Bölümü Lisans Seçimlik Dersleri

3.1.5. Dokuz Eylül Üniversitesi/İzmir

Alışveriş Mer. Çok Amaçlı Tic. ve Çar. Yap., Mimari Eleştiri, Endüstriyel Tasarım, Mimarlıkta Bilgisayar Programlama, Toplu Konuta Çağdaş Yaklaşımlar Geleneksel ve Geliştirilmiş Yapı Teknikleri, Çelik Malzeme ile Konut Yapımı, Bölgesel Geleneksel Mimarlık, İzmir Tarihsel Çevre Dokusu Araştırmaları İzmir’de Mimari Gelişmeler, Betonarme Proje ve Çizim Teknikleri, Çok Katlı ve Yüksek Yapılarda Tasarım Problemi, Mimarlıkta Form Oluşum Süreci Mimaride Işık ve Su Öğeleri, Dekonstrüksiyon ve Eleştirisi, Özellikle Bireyler İçin Tasarım, Bilgisayar Destekli Çizim ve Sunum Teknikleri, Kamusal Açık Mekanlar, Görsel Algılama, Yapım Sistemleri Araştırması, Koruma İlkeleri, Çağdaş Batı Mimarları ve Uygulamaları, Bilgisayar Destekli Çizim ve Takdim Teknikleri, Konaklama Yapıları

İzmir’de mimarlık eğitimi ilk kez 1963 yılında Buca’da kurulan Ege Özel Mimarlık Mühendislik Yüksek Okulu’nda verilmeye başlanmıştır. DEÜ Mimarlık Fakültesi 3 Temmuz 1992’de kurulmuştur. Ancak fakültenin ilk kuruluşu 1971 yılına kadar uzanmaktadır. Şu an Mimarlık Fakültesinde; Mimarlık bölümü ve Şehir ve Bölge Planlama bölümü bulunmaktadır. DEÜ Mimarlık Bölümü Lisans Zorunlu Dersleri 1.Yarıyıl 28K-33S Mimari Tasarıma Giriş, Temel Tasarım, Yapı Bilgisine Giriş, Bina Bilgisi 1, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi, Beden Eğitimi veya Güzel Sanatlar, Yabancı Dil, İnsan ve Çevre, Türk Dili, Matematik 2.Yarıyıl 13K-13S İnsan ve Mekan, Matematik 2, Yapı Malzemesi 1, Yabancı Dil, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi, Beden Eğitimi veya Güzel Sanatlar, Türk Dili 3.Yarıyıl 23K-28S Mimari Tasarım 1, Mimari İletişim Teknikleri, Yapım Bilgisi 1, Mimarlık Tarihi 1, Bina Bilgisi 2, Yabancı Dilde Okuma ve Konuşma, Statik, Yapı Malzemesi 2 4.Yarıyıl 23K-26S Mimari Tasarım 2, Sanat Tarihi, Yapım Bilgisi 1, Bina Teknik Donanımı, Bina Bilgisi 3, Mukavemet,

DEÜ 4 Yılda 169 Kredi ve 197 Saat ile tamamlanmaktadır. 3.1.6. Karadeniz Teknik Üniversitesi/Trabzon Mimarlık bölümü 19 Eylül 1963’te eğitim ve öğretime İnşaat - Mimarlık Fakültesi olarak başlamıştır. 5 yıllık lisans eğitimi olarak başlayan lisans eğitimi 1977–1978 Eğitimöğretim yılından itibaren 4 yıl olarak sürdürülmektedir. Mimarlık Bölümü, 1982 yılında kurulan Mühendislik - Mimarlık 95


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

H. Nalçakan, Ç. Polatoğlu

8.Yarıyıl 30K-16S Bitirme Çalışması, Meslek Uygulama Bilgisi, İmar Hukuku, Seçmeli Ders –I,Seçmeli Ders –II

Fakültesi içerisinde yer almıştır. Bakanlar kurulunun 04.07.2005 tarihli kanunu ile Mimarlık Fakültesi olarak yapılandırılmıştır. KTÜ Mimarlık Dersleri

Bölümü

Lisans

KTÜ Mimarlık Bölümü Lisans Seçimlik Dersleri

Zorunlu

6.Yarıyıl 3 Kredi İç Mimari, Isıtma-Havalandırma, Aldo Rossi ve Kentsel Mimarlık, Kentsel Ulaşım, Kentsel Mekân Düzenleme, Günümüz Türkiye Mimarlığında Genç Türk Mimarları, Gelenekselden Günümüze Konut ve Mekansal Değişim, Bilgisayar Destekli Proje Kesif ve Maliyetleri, Sıhhi Tesisat 7.Yarıyıl 5 Kredi Fiziksel Engelliler ve Tasarım, Kentsel KorumaYenileme, Mimarlıkta Estetik, Kent Sosyolojisi, Kentsel Alt Yapı, Dünya Mimarlığında Farklı İnanç Yapıları, Prefabrik Yapılar, Cumhuriyet Döneminde Konut Mimarisi, Restorasyon, Kentsel Tasarım Bilgisi 8.Yarıyıl 5 Kredi Çelik Yapılar, Cumhuriyet Dönemi Türkiye Mimarisi, Bilgisayar Destekli Uygulama Projeleri, Yaratıcılık, Mimari Akımlar, Çağdaş Strüktür Sistemleri, Konutta Mekan Kullanımı ve Değerlendirilmesi, Osmanlı Dönemi Konaklama Yapılarında Mekansal ve Morfolojik Analiz, 20. Yüzyıl Mimarlığı

1.Yarıyıl 30K-30S Genel Matematik, Temel Tasarım, Mimari Anlatım ve Mimari Proje I, Temel Bilgisayar I, Türk Dili- 1, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi, Yabancı Dil–1 2.Yarıyıl 30K-28S Yapı Bilgisi, Bina Bilgisi, Mimari Proje 2, Bilgisayar Destekli Tasarım, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi, Türk Dili–2, Yabancı Dil–2 3.Yarıyıl 30K-28S Mimari Tasarım Bilgisi, Yapı Elemanları 1, Yapı Malzemesi, Mimarlık Tarihi I, Mimari Proje 3, Yabancı Dil–3 4.Yarıyıl 30K-28S Çevre-Davranış Bilgisi, Fiziksel Çevre Bilgisi, Yapı Elemanları II, Statik-Mukavemet, Mimari Proje 4, Yabancı Dil–4 5.Yarıyıl 30K-24S Mimarlık Tarihi II, Yapı Projesi, Yapım Üretim Teknikleri, Yapı Statiği, Mimari Proje 5 6.Yarıyıl 30K-24S Rölöve, Şehircilik, Mimari Proje 6, Betonarme Yapılar, Seçmeli Ders-I, Seçmeli Ders –II 7.Yarıyıl 30K-20S Şehircilik Proje, Mimari Proje 7, Seçmeli Ders I, Seçmeli Ders –II

KTÜ 4 Yılda 240 Kredi ve 200 Saat ile tamamlanmaktadır.

Tablo 3.1 Türkiye’deki Üniversitelerin Sayısal Verilerle Karşılaştırılması Üniversiteler

MSGSÜ

İTÜ

YTÜ

ODTÜ

Kredi Saat Ders Adedi Proje Ders Kredisi Proje Ders Kredi % Proje Ders Saati Seçimlik Ders Kredisi Seçimlik Ders Saati Bina Bilgisi Ders Kredisi Bina Bilgisi Ders Saati Yapı Bilgisi/Yapı Uygulama/Yapı Malzemesi Dersleri Kredisi Yapı/Yapı Uygulama Ders Saati Uygulama Projesi Kredisi Uygulama Projesi Saati Öğrenci Sayısı (1.Yıl) Öğretim Elemanı Sayısı Öğrenci Sayısı/Ö.Elemanı Sayısı%

167 194 72 48 %28.74 32 26 26 16 20 15

153 198 49 38 %24.84 62 27 27 _ _ 7

180 224 63 46 %25.56 62 20 20 8 12 12

26 6 8 82 65 %126

8 5 8 134 143 %90

15 6 8 123 118 %104

96

188 243 53 56 %29.79 84 30 30 _ _ _

DOKUZ EYLÜL 169 197 63 42 %24.85 56 10 10 8 8 10

KTÜ 240 200 46 76 %31.67 62 26 12 4 4 12

_ _ _ 62 79 %78

10 _ _ 62 45 %130

12 _ _ 62 41 %150


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

için alması gereken seçmeli ders sayısını belirlemekte ve farklı ders gruplarından belirli sayıda seçmeli ders almaya yönlendirmektedir. Bu sayılarda da farklılaşmalar bulunmaktadır.

Türkiye’de mimarlık eğitimi 4 yıldır ve mimar unvanıyla mezun olunmaktadır. İncelenen 6 üniversitenin mimarlık bölümlerinde toplam ders saati ortalaması 209,3 saattir, ancak toplam ders saati en az ve an fazla olan üniversiteler arasında 49 saatlik önemli bir fark bulunmaktadır.

Öğrencinin mezun olabilmesi için alması gereken ders sayıları farklıdır, ders sayısı fazla olan üniversitelerde ders saatinin süresi de artmaktadır.

Üniversitelerde ders saati farkının oluşmasının bir diğer nedeni, proje ders saatlerinin değişik olmasıdır. Proje derslerinin eğitim programı içerisindeki ağırlığının (%24.84%31.67) değişkenlik göstermesi mimarlık eğitiminin yürütülmesindeki farklı anlayışlardan kaynaklanmaktadır. Bazı bölümler eğitimi mimari tasarım projesi odaklı sürdürürken, diğerleri derslerin program içerisindeki toplam ağırlığını yüksek tutmaktadırlar.

Tablo 3.1’de görüldüğü gibi üniversiteler arasında öğretim üyeleri açısından da farklar söz konusudur. Yeterli sayıda öğretim üyesi ve görevlisi bulunan bölümlerde öğrencilerin, yararlanabileceği farklı görüşleri, anlayışları görebilmesidir. Ayrıca incelenen okulların seçmeli ders programlarına ve Tablo 3.1’e birlikte bakıldığında görülmektedir ki öğretim üyesi fazla olan üniversitelerde seçmeli ders sayısı da fazladır.

Öğrenci sayısı da üniversitelere göre değişmektedir, öğretim üyesi ve öğrenci sayısı ilişkisine bakıldığında her üniversite öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısında farklar söz konusudur.

Tablo 3.1’de görüldüğü gibi, Türkiye’deki Mimarlık Fakültelerinde farklı sistemler uygulanmaktadır, bu da mezun olan mimarların değişik özelliklere sahip olmasını sağlamaktadır. Bu özelliklerin biçimlenmesindeki en önemli etkenler; proje derslerinin 1.yarıyılda başladığı okullar ile 4. ya da 5. yarıyılda başladığı okullar, seçmeli derslerin sayısı ve içeriği, uygulama projelerinin sayısı ve verildiği yarıyıldır.

Öğrencilerin alması gereken kredi 153 ile 240 arasında değişmektedir. Ayrıca Tablo 3.1’de görüldüğü gibi ders adedi ile kredi toplamı arasında doğrudan bir ilişki bulunmamaktadır. Bu da bölümlerin derslere çok farklı kredi verdiklerini göstermektedir.

Kredilerde bir diğer farklılaşma proje derslerinde görülmektedir. Proje ders saatleri ve kredileri arasında da bir ilişki bulunmamaktadır. Bu durum yine her üniversitenin proje derslerinde farklı kredilendirme uyguladıklarını göstermektedir.

4. SONUÇ VE ÖNERİLER

Seçmeli dersler, öğrencilerin ilgi alanlarına göre kendilerini geliştirmelerine olanak sağlaması beklenen derslerdir. Mimarlık bölümleri öğrencinin mezun olması

Küreselleşmenin mimarlık eğitimine etkisi dünyadaki eğitim sistemlerinin birbirine benzer hale gelmesinde görülmektedir. Bu durum, akreditasyon sürecinde, temel tasar

97


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

H. Nalçakan, Ç. Polatoğlu

alanında, proje atölyelerinde ve kuramsal alanda yapılan çalışmalarda ön plana çıkmaktadır. Mimarlık bölümlerinden mezun olanların ve öğretim elemanlarının, eş kalitede olması sağlanmaya çalışılmaktadır. Mimarlık okullarında verilen derslerin kapsamı, işleniş biçimleri, ders saatleri, kredileri, teknoloji kullanımları, öğrencilerin mimarlık bölümüne girmeleri için ve mimarlık eğitimi sürecinde yönlendirilmeleri ile disiplinler arası ilişkiler ve unvanlar bakımından dünyada bir standart yakalanmaya çalışılmaktadır. Bütün

mimarlar eğitim açısından benzer alt yapıya sahip olacak, ancak onları farklı kılan yerel kültürleri olacaktır, böylelikle mimarlar dünyanın her tarafında tanınabilecekler ve eserler ortaya koyabilecekledir. Bu hedefler doğrultusunda Türkiye ve Avrupa-Amerika’daki mimarlık eğitimi tablo 4.1’de karşılaştırılmaktadır, tablo sonuçlarına göre Türkiye’nin bu süreçte nerede olduğu görülerek öneriler oluşturulmuştur.

98


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

Tablo 4.1 KARŞILAŞTIRMA ÖLÇÜTLERİ Eğitim Süresi Kredi Dil Ders Kapsamı —Mesleki Dersler —Kültür Dersleri (İnsan Bilimleri Dersleri)

—Mesleğe Destek Dersler

Bölüm Dışı Dersler Unvanlar Uygulama Yetkisi Mimarlık Okuluna Yönlendirme Okulda Yönlendirme Mekansal Konfor

Disiplinler Arası İlişki Teknoloji Kullanımı

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

Mimarlık Okullarının Karşılaştırılması; Amerika-Avrupa ve Türkiye TÜRKİYE

AMERİKA, AVRUPA

4 Yıl 4–6 Yıl 153–240 175–600 Yabancı dil zorunlu Yabancı dil zorunlu Türkiye’deki ve Amerika-Avrupa’daki mimarlık okullarında verilen zorunlu dersler benzerdir. Dersler; Tasarım, Teknoloji, Bina, Koruma, Şehircilik, Yapı, Mimarlık Tarihi, Malzeme Bilgisi, Yapı Fiziği ana ders gruplarındandır. Felsefe(A.B.D,Fransa), Antropoloji(Fransa), Sosyoloji(Fransa, İtalya, İsviçre), Metodoloji(Fransa),Kültür(ABD, İsviçre) İstatislik(ABD, Kanada) Yapım Yönetim ve Ekonomisi, GölgeMedya(ABD), Eskiz(Kanada, İtalya), Perspektif, Bilgisayar, Plastik Sanatlar Peyzaj(Kanada, İngiltere, Fransa, ve Mimarlık İlişkisi (MSGSÜ) İtalya, İsviçre), Algı(Kanada, Ekonomi, Hukuk, Bilgisayar, Fotoğraf, Almanya), Ekonomi(İngiltere, Gölge-Perspektif (İTÜ) Almanya, Fransa, İsviçre), Caad-Sunum, Yapı Yönetimi ve Yönetim(İngiltere), Hukuk(Almanya, Ekonomisi, Bilgisayar, Gölgeİtalya, İsviçre), Sanatsal Perspektif, Modlaj, Maket, Proje Yapım Proje,Senaryo, Fotoğraf(Fransa), Yönetim, Fotoğraf, Peyzaj (YTÜ) Estetik, İç Mimari (İtalya,İsviçre), Grafik Anlatım, Peyzaj, Meslek Mühendislik Dersleri, Sunum, Uygulama, Fotoğraf, Şantiye Yönetimi, Endüstriyel Tasarım( İtalya), Proje Politika ve Çevre(ODTÜ) Yönetimi(İsviçre) Beden Eğitimi veya Güzel Sanatlar, Görsel Algılama, Endüstriyel Tasarım(DEÜ) İç Mimari,Estetik, Yaratıcılık(KTÜ) Matematik, Tarih, Türkçe Matematik, Tarih, Fen, Kimya, Fizik Mimar Mimar-Yüksek Mimar Mezun olan her mimar Mimarlar 2–3 kurum tarafından, bazı ülkelerde Odası’na kayıt yaptırır. ise mezunların sınav sonrasında o ülkenin meslek kurumu tarafından tanınmaları gerekir. Merkezi sınav sistemi ile öğrenci Öğrenciler ortaokuldan itibaren bölüme yönlendirilir. Öğrenci isteyerek yönlendirilerek, isteklerine, becerilerine veya istemeyerek mimarlık bölümüne uygun liseye giderler ve üniversiteye girer. geldiklerinde temel altyapıyı almış olurlar. Ancak yüksek lisansta öğrenciler farklı Sadece İtalya’da lisansta ayrı alanlara alanlara yönlenirler. yönlenirler. Bazı üniversitelerde sınıflar kalabalıktır Öğretim elemanı başına düşen ders ve öğretim elemanları başına düşen saati az olduğu için kendi bilimsel ders saati fazladır.(60–150 öğrenci) çalışmalarını rahat yürütebilmektedirler.(10–30 öğrenci) Diğer bilim ve sanat dalları ile ilişkiler Diğer bilim ve sanat dalları ile iç içedir. kopuk ve yetersizdir. Teknoloji takip edilmeye çalışılıyor, Sürekli mimarlık eğitim sistemleri fakat kısıtlı imkanlar yüzünden tam geliştirilmeye çalışılıyor. yaralanılamıyor.

99


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

5. SONUÇ; MİMARLIK DÜZEYİMİZİ YÜKSELTMEK

H. Nalçakan, Ç. Polatoğlu

EĞİTİM

Mimarlığın gelişimi, küreselleşmeyi irdeleyerek, doğru anlayarak, bu olgunun olumlu yanlarından yararlanmakla ve dünya ile bütünleşmekle sağlanabilir. Bu gelişimde, mimarların daha iyi sorun çözücü ve daha iyi kuram geliştirici olabilmeleri için tüm yeteneklere sahip meslek adamları olmalarının yanında, mesleki bilginin ve filozofça düşünmenin daha iyisine sahip olmaları gerekmektedir. Böyle bir gelişim de bu özelliklerin dikkate alındığı bir eğitim sistemi doğrultusunda gerçekleştirilebilir. Mimarlık eğitiminde konular genişletilmeli ve açık bir bilgi sistemi kurulmalıdır. Eğitim kurumları daha fazla dışarıya açık bir politika benimsemelidir. Özellikle uluslararası ilişkilerin ağırlık kazandığı, küresel ortamda etkileşimin şekillendireceği platformları ve belirlenecek yöntemlerle, farklı meslek gruplarından gelecek katkılarla genişleyen alanlarda tartışmaların yaygın katılımla sürdürülebilmesine olanak sağlanmalıdır. Mimarlık eğitiminin amacı; mimar adaylarına öğrenme, araştırma, ifade etme, eleştiriye açık olma ve tartışmalardan olumlu sonuçlara varmayı ve örgütleme yeteneğini kazandırmaktır. Her mimarlık öğrencisi, açık fikirli olmak, teknolojideki yeni ilerlemeleri kullanabilmek ve mesleki bilgi temelinde yaratıcı olabilmek, sosyal bilim alanlarıyla beslenen tasarım anlayışına ve kuramsal alt yapı zenginliğine sahip olabilmek üzerine eğitilmelidir. Tablo 4.1’de görüldüğü gibi, mimarlık eğitim düzeyinin yükseltilmesine öncelikle ortaöğretimin düzenlenmesi ile başlanmalıdır. Lise eğitimi 4 yıla çıkarılmıştır. Bu yeni sistemde bütün mesleklere ait genel kültür verilmeye çalışılmaktadır. Bu sürece mimarlık açısından bakarsak, toplumun genelinde mimarlık ve sanat kültürünün oluşturulması ve mimarlık mesleğini seçecek öğrencilerin

mimarlık altyapısını ve kültürünü kazanmış olmalarını sağlamak için mimarlık ve sanat tarihi, teknik resim, tasarı geometri gibi derslerin zorunlu veya seçme ders olarak programda yer alması sağlanmaktadır. ÖSS sınav sisteminde mimar adaylarına ayrı bir soru paketçiği hazırlanarak öğrencide belirli yeteneklerin test edilmesi ve mimarlığa istekli olma ölçütlerinin aranması gerekmektedir. Eğitim planlarımız mimarlığın tüm etki alanını kapsayacak ve bütünleşik yapı bilincini yansıtacak şekilde küreselleşmeli; ancak belirli odaklarda yerelleşen yönelmeler içermelidir. Bilgi aktarımı ağırlıklı strüktürü, bilgiye ulaşmanın yolunu öğretme yolunda yeniden yapılanmalı; kurumlarımız çağdaş teknolojiye uygun yöntem ve araçlarla donatılmalı; ancak yerel değerler kaybedilmemelidir. Ulusal ve uluslararası düzeylerde kurumlar arası ilişkiler giderek geliştirilmeli, küreselleşmeli, buna karşın kurumun kimliği ve geçmişinden kaynaklanan norm ve değerler kaybedilmeyip, tam tersine öne çıkarılmalıdır. Tablo 4.1’den de anlaşıldığı gibi, eğitim programlarının zaman içerisinde koşullara uygun olarak bu bağlamda, güncelleştirilmesi gerekir. Tablo 4.1’de görüldüğü gibi, Amerika’daki ve Avrupa’daki mimarlık eğitim sistemi diğer sanat ve bilim dalları ile iç içedir. Türkiye’deki mimarlık eğitiminde bulunan bu eksiklik mimarlık mesleğine katkı sağlayacak derslerin eklenmesi ile giderilmelidir. Öğretim kadrosu ülke çapında sayıca ve nitelik açısından aynı seviyeye getirilmeli, yetersiz kadrolar güçlendirilmelidir.

100


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

Eğitim-uygulama süreci etkinleştirilmeli, birleştirilmeli ve mimarlık eğitiminin, mesleği uygulama alanındaki gelişmelerle yaşanan evrime paralel güncelliğini sürdürebilmesi için öğretim kurumlarının uygulama dünyası ile sürekli ilişki içinde olması sağlanmalıdır.

hareketinden mümkün olduğunca yarar sağlayarak ve bu olgunun yanında yer alabiliriz.

Bolonya, Prag ve Berlin belgelerinin tümünde kalite ve akreditasyon önemsenmiştir. Türkiye’de de öğrenci ve öğretim elemanları dolaşımı desteklenmelidir. Bu amaç gerçekleştirildiği takdirde, bu sistemden gelen öğrenci ve öğretim elemanı, tasarımlarında dünya standartlarını ve kullanılan teknolojiyi yerel değerlerle bir araya getirerek özgün, beğenilen, kolay kabul edilip benimsenen tasarımlar, eserler oluşturabilirler. Mimarlık eğitiminin süresi ülkemizde 4 yıldır. Bunun dünya standartlarına çıkarılarak, lisans + yüksek lisans sistemi uygulanma çalışmaları yasalaşmayı beklemektedir. Bu sistem, 5 yıllık lisans ve 2 yıllık yüksek lisans eğitimlerinin ardından 2 yıl stajdan oluşmaktadır. Bir yıl Mimarlık hazırlık eğitimi olarak programlanabilir. 2001 EAAE Hanya Buluşmasında mimarlık eğitimin en az 5 yıl olması (3+2) kabul edilmiş ve alınması gereken kredi 300 olarak akademisyenler ve Mimarlar Odası tarafından kabul edilmiş ve çalışmalara başlanmıştır. Türkiye’deki üniversite eğitimini Batı’daki eğitim standardına ulaştırmak, ülkemiz gençliği ile Avrupa gençliğinin eşdeğer diplomalara sahip olmasını, meslek adamlarımızın dünyaya açılmalarını sağlamak gerekmektedir. Mimarlık kültüre bağlı bir meslektir. Mimarlık eğitiminde teknoloji, yeni kavramlar, yeni anlayışlar yakından izlenmeli, gelişen dünya takip edilmelidir; fakat tek tip bir model oluşturulmamalıdır. Mimarlık mesleğinde ve eğitiminde değişen dünyaya uyum bağlamında yerel değerleri kaybetmeden, bozmadan küreselleşme

101


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

H. Nalçakan, Ç. Polatoğlu

Nasıl Bir Gelecek, 19–21 Nisan 1995, Cenkler Matbaası, İstanbul.

KAYNAKLAR Avrupa, Mimarlık Meslek Uygulamaları: Katarina Nilsson Konferans, (2003) TMMOB İstanbul Büyükkent Şubesi, İstanbul.

Küreselleşme; Mimarlık Pratiğinin Geleceği ve Mimarın Değişen Rolü Yuvarlak Masa Toplantısı–1, Mimarlığın Evrensellik ve/ya Küreselliğin Neresindeyiz, (2004) TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, İstanbul.

Avrupa, Mimarlık ve Yarın: Beyaz Kitap, (2001) TMMOB Mimarlar Odası Yayını, Ankara. Ayıran, N., (1995) “Mimarlık Eğitiminin Geleceğine Genel Doğrultular”, Mimarlık ve Eğitimi Forum 1: Nasıl Bir Gelecek, 19–21 Nisan 1995, Cenkler Matbaası, İstanbul.

Küreselleşme; Mimarlık Pratiğinin Geleceği ve Mimarın Değişen Rolü Yuvarlak Masa Toplantısı–3, 50 Yılda Ülkemiz, Mimarlık, Mimarlar Odası ve Yarın, (2005) TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, İstanbul.

Berköz, S., (1995) “Mimarlık Hizmetleri Mimarlık Eğitim İlişkisi”, Mimarlık ve Eğitimi Forum 1: Nasıl Bir Gelecek, 19–21 Nisan 1995, Cenkler Matbaası, İstanbul. Çubuk, M., Salihoğlu, H., Y., İ., (1999) Küreselleşme Mekansal Etkileri ve İstanbul, MSGSÜ Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.

Mimarlık ve Eğitim Kurultayı–2: Mimarın Formasyonu Nedir, Ne Olmalıdır?, (2004), TMMOB Mimarlar Odası, İstanbul.

Dinçer, İ., (1999)Dünya Şehircilik Günü 23. Kolokyumu: 3. Bin Yılda Şehirler: Küreselleşme Mekan–Planlama

Mimarlık ve Eğitim Kurultayı–3: Mimarlık ve Eğitimi Yeniden Yapılanırken, (2006), TMMOB Mimarlar Odası, İstanbul.

Dostoğlu, N., (2006) “Türkiye’de Mimarlık Lisans ve Lisansüstü Eğitimi Üzerine Bir Değerlendirme” Mimarlık ve Eğitim Kurultayı–3: Mimarlık ve Eğitimi Yeniden Yapılanırken, TMMOB Mimarlar Odası, İstanbul.

“Mimarlık Eğitimine Yön Verenler 1” 1883–1928 Sanayi–i Nefise Mektebi–MSGSÜ Mimar Salonu 2– Mart 2005

Dünyada Mimarlık Mesleği Uygulaması, (2004) TMMOB Mimarlar Odası, İstanbul

Önel, H., (2006) “Lisans ve Lisansüstü (Yükseklisans+Doktora) Eğitimi Atölyesi Hazırlık Çalışması Sonuçları” Mimarlık ve Eğitim Kurultayı–3: Mimarlık ve Eğitimi Yeniden Yapılanırken, TMMOB Mimarlar Odası, İstanbul.

Erkman, U., Özsoy, A. (1995) “Mimarlık Eğitimi ve Mimarlık Mesleği İlişkileri: Gözlemler ve Öneriler”, Mimarlık ve Eğitimi Forum 1: Nasıl Bir Gelecek, 19– 21 Nisan 1995, Cenkler Matbaası, İstanbul. Erpi, F.,Mimarlık Üzerine Söyleşiler, (1999) Mimarlar Derneği, İstanbul. Erpi, F., (1995) “Nasıl Bir Mimarlık Eğitimi?”, Mimarlık ve Eğitimi Forum 1: Nasıl Bir Gelecek, 19– 21 Nisan 1995, Cenkler Matbaası, İstanbul. İnceoğlu, N., (2002) “Akademik Performans”, Mimarlık ve Eğitim Kurultayı Nasıl Bir Gelecek Nasıl Bir Mimarlık Eğitimi, Mimarlar Odası Genel Merkezi ve İstanbul Büyükkent Şubesi, Ankara. Kaya, G., (1999) Küreselleşme Sürecinde Mekanın Rolü Bir Metod Denemesi MSGSÜ Şehir Bölge Planlama Bölümü, İstanbul. Kulaksızoğlu, E., (1995) “Mimarlığın ve Mimarlık Eğitiminin Evrimi”, Mimarlık ve Eğitimi Forum 1:

Küreselleşme ve Modernleşme Sürecinde Kültürel Kimlik (2001), Konrad Adenauer Vakfı, Ankara. Mimarlık ve Eğitim Kurultayı–2: Hazırlık Panelleri ve Forumları, (2004), TMMOB Mimarlar Odası, İstanbul.

Özkan, E. (1995) “Mimarlık ve Mimarlık Bilimi: Mimarlıkta ve Mimarlık Eğitiminde Bilimle Bütünleşme”, Mimarlık ve Eğitimi Forum 1: Nasıl Bir Gelecek, 19–21 Nisan 1995, Cenkler Matbaası, İstanbul. Özkan, E., (2002) “Mimarlıkta Toplam Kalite ve Lisans-Lisans Sonrası Eğitimdeki Yeri”, Mimarlık ve Eğitim Kurultayı Nasıl Bir Gelecek Nasıl Bir Mimarlık Eğitimi, Mimarlar Odası Genel Merkezi ve İstanbul Büyükkent Şubesi, Ankara Sağlamer, G., (1995) “Mimarlık: Nasıl Bir Gelecek”, Mimarlık ve Eğitimi Forum 1: Nasıl Bir Gelecek, 19– 21 Nisan 1995, Cenkler Matbaası, İstanbul. Serbest Dolaşım ve Avrupa Birliği Mimarlık Meslek Hukukunun Değişimi, (2006) TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, İstanbul

102


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

Sey, Y. (1995) “Mimarlık ve Eğitiminde Uluslararası Ortak Çerçeve”, Mimarlık ve Eğitimi Forum 1: Nasıl Bir Gelecek, 19–21 Nisan 1995, Cenkler Matbaası, İstanbul.

[18]http://www.mcgill.ca/architecture/programs/profe ssional/#bsccurric [19]http://www.cardiff.ac.uk/schoolsanddivisions/aca demicschools/archi.html

UIA Belgeleri, (2001) TMMOB Mimarlar Odası Yayını, Ankara.

[20]http://www.cardiff.ac.uk/archi/programmes/under graduate/bsc.html

UNESCO/UIA Mimarlık Eğitim Şartı Revize Edilmiş Metin, 2004 EAAE 2001 Hanya Bildirgesi.

[21] http://www.fk6.tu berlin.de/_data/downloads/StuPO-BA-Arch2004_Stand_19.09.05.pdf

İNTERNET KAYNAKLARI

[22] http://www.arch.ethz.ch/infostud/

[1] http://yayim.meb.gov.tr/dergiler/159/akcay.htm

[23]http://www.polimi.it/english/academics/study_cou rses/study_courses.php?id_nav=7

[2]http://www.mimarlarodasi.org.tr/mimarlikdergisi/in dex.cfm

[24] http://www.berufsberatung.ch/dyn/1024.asp

[3]http://egitisim.inonu.edu.tr/NurhanSonmez_kurese legt.htm

[25] http://www.ekdil.com/Ekdil/ekdil2001_240.htm [26] http://www.ethz.ch/about/index_EN

[4]http://egitisim.inonu.edu.tr/AysegulAydin_kuresele gitim.htm [5] http://yayim.meb.gov.tr/dergiler/155156/karacaoglu.htm

[27] http://mimarlarodasi.org.tr/UIKDocs/UNESCOUIA-egitimsarti2004.pdf [28]http://old.mo.org.tr/mimarlikdergisi/index.cfm?sa yfa=mimarlik&DergiSayi=36&RecID=612

[6] http://www.msu.edu.tr [29]http://www.tubitak.gov.tr/btspd/platform/akred/ek 5.html

[7] http://www.mim.itu.edu.tr/mim/lisans.htm [8] http://www.mim.yildiz.edu.tr/

[30]http://www.mo.org.tr/mek/belge/bildiri/PP_NDost oglu.ppt

[9]http://www.archweb.metu.edu.tr/programs/index_ undergraduate.htm

[31]http://www.osym.gov.tr/altyapi/dosyagoster.aspx ?DIL=1&BELGEANAH=6477&DOSYAISIM=41.pdf

[10]http://www.deu.edu.tr/DEUWeb/Icerik/Icerik.php ?KOD=9936

[32]http://www.mimarlarodasi.org.tr/index.cfm?sayfa =genel&sub=299

[11]http://www.deu.edu.tr/DEUWeb/Icerik/Icerik.php ?KOD=9988

[33]http://www.mimarist.org.tr/index.cfm?sayfa=kurul tay&sub=uygulama

[12]http://www.ktu.edu.tr/fakulte/mimf/mimarlik/genel bilgi.htm

[34]http://www.about.ch/education/index.html#CH_E du_Schools

[13]http://www.ktu.edu.tr/fakulte/mimf/mimarlik/misyo nvizyon.htm [14]http://www.ktu.edu.tr/fakulte/mimf/mimarlik/lisans programi.htm [15] http://www.pratt.edu/arch/ugrad/index.html [16] http://www.mcgill.ca/architecture/introduction/

[35]http://www.mimarlarodasi.org.tr/UIKDocs%5Crefl ectionsTR.pdf [36]http://www.thecanadianencyclopedia.com/index. cfm?PgNm=TCE&Params=A1ARTA 0009565 [37]http://www.tebesir.com/yurtdisi/default.asp?articl e=ydfrabuyuk

[17]http://www.mcgill.ca/architecture/introduction/mis sion/

[38]http://www.osym.gov.tr

103


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

L.D. Öztürk, T. Tong, Ş.A. Yağmur

belirtilmiştir. Bu belirlemeler yapılırken aydınlatma aygıtı geriveriminin yüksek olması da göz önüne alınmıştır. Aydınlık dağılımının düzgünlüğü bakımından elde edilebilecek olumlu sonuçların sayısını artırmak üzere, kimi uygulama örneklerinde lambanın ışıklı bölgesinin merkezi aydınlatma aygıtı ekseni üzerinde odak dışına kaydırılmıştır. Böylece, uygulamada yararlanılabilir olumlu örnek durum sayısı çoğaltılmıştır. Elde edilen olumlu sonuçların oluşturulan örnek durumlar ile ilgili olduğu açıktır. Öte yandan, yansıtıcı geometrisi ve boyutuna ilişkin bu çalışmada ele alınanlardan farklı değerlerin, çalışma içinde ulaşılmış sonuçları hangi doğrultuda değiştireceği örnek uygulama sonuçlarından yararlanılarak kolayca görülebilir.

k. Aydınlatma aygıtı ile aydınlanan düzlem arasındaki uzaklık arttıkça, genel olarak aydınlık dağılımının da daha düzgün olduğu söylenebilir. 5. SONUÇ Yatay düzlemde düzgün yayılmış aydınlığın elde edilebildiği koşulları belirlemek amacıyla yapılan bu araştırma kapsamında dönel, düzlem ve silindir yansıtıcı türleri ele alınmıştır. Belirtilen amaca yönelik olarak tasarlanan dönel yansıtıcı türlerinden biri de elipsoit yansıtıcılardır. Tasarlanan elipsoitleri içeren aydınlatma aygıtlarının ışık yeğinlik dağılımı ve geriverimleri bir aydınlatma aygıtı tasarım ve analiz programı aracılığı ile belirlenmiştir. Bu makalede araştırma sonuçlarının bir bölümüne yer verilmiştir. Araştırma kapsamında yapılan örnek uygulamalar ile elipsoit yansıtıcının geometrik biçimi, boyutu ve yüzey özelliğine ilişkin değişik seçeneklerin aydınlık dağılımına etkileri incelenmiştir. Ele alınan farklı lamba türleri için, aydınlık dağılımındaki düzgünlük açısından en iyi sonuçları veren koşullar

Örnek tasarımlarda elde edilen aydınlatma aygıtı geriverimlerinin yüksek olması, ışığın yansıtıcı/aygıt içinde boşuna tüketilmesini önlemiştir. Bu bağlamda ortaya konan sonuçlar, aydınlatma amacıyla en az enerjinin harcanmasını gerektiren çözümler olmuştur. [9] Öztürk, L. D., Tong, T., Yağmur, Ş. A., Yiğit, O., Düzgün Yayılmış Aydınlık Sağlanmasına Yönelik Yansıtıcı Tasarımında Temel İlkeler ve Öneriler, TÜBİTAK, Proje No: 104I037, 12.12.2007. [10] Photopia 2.0, Aydınlatma Aygıtı Tasarım ve Analiz Programı. [11] L. D. Öztürk, T. Tong, Ş. Aydın, Düzgün Yayılmış Aydınlık İçin Yansıtıcı Tasarımı, 6. Ulusal Aydınlatma Kongresi, 84-91, İstanbul, 23-24 Kasım 2006. [12] O. Yiğit, L. D. Öztürk, Doğrusal Flüoresan Lamba İle Düzgün Yayılmış Aydınlığın Sağlanması, 6. Ulusal Aydınlatma Kongresi, 206-213, İstanbul, 23-24 Kasım 2006. [13] L. D. Öztürk, T. Tong, Ş. Aydın, Entwurf von Symmetrischen Reflektoren für Uniforme Beleuchtungsstärkeverteilung, Licht 2006, Bern, Schweiz, 10-13 September 2006.

KAYNAKLAR [1] Bean A R, Simons R. H., Lighting Fittings Performance and Design, Oxford: Pergamon Press, 1968. [2] IES, Lighting Handbook, 1984. [3] IESNA, Lighting Handbook, 9.Edition, ISBN: 0-87995-150-8, New York, ABD, 2000. [4] Philips, Philips Lighting, Luminaire Optics and Photometrics, Printed in the Netherlands, 1996. [5] Philips, Philips Lighting Manual, Eindhoven, Netherlands, 1993. [6] Simons, R. H., Bean, A. R., Lighting Engineering, Applied Calculations, Printed in Great Britain by MPG Books Ltd, BODMİN, Cornwall, 2001. [7] SLG, LiTG, LTAG, NSVV, Handbuch für Beleuchtung, , Druckerei Schoder, Gersthofen, Germany, 1992. [8] Weis, B., Industriebeleuchtung, Richard Pflaum Verlag GmbH&Co. KG, Regensburg, Germany, 2000.

52


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

İKİ FRANSIZ MİMARI HENRİ PROST VE AUGUST PERRET’NİN İSTANBUL İLE İLGİLİ ÇALIŞMALARI Işık AYDEMİR Prof., YTÜ Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü, Yıldız, Beşiktaş, İstanbul

İstanbul kentinin, XIX. yüzyıl başından beri Osmanlı İmparatorluğu için çalışan birçok Avrupalı mimarı tanıdığı bilinmektedir. Ancak iki Fransız mimar Henri Prost ve Auguste Perret’yi, günümüzde dahi kent peyzajını etkileyen çalışmalarının önemi nedeniyle diğerlerinden ayırmak gerekir.

Roma’da Villa Medici’ye pansiyoner olarak kabul edildiği 1902 yılında tanıdı. Roma’daki okulda, mecburi olan geleneksel doğu gezisini ve mimari araştırmasını, seçtiği Bursa ve İstanbul’a gelerek gerçekleştirmişti.

Bu çalışmaları yakından tanımak için, I. Dünya Savaşı sonucunda Avrupa haritasından silinmiş olan Osmanlı İmparatorluğu üzerinde kurulmuş, laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarına dönmemiz gerekiyor. 1933 yılında, Atatürk, yeni başkent Ankara’nın imari ile ilgili şehircilik çalışmalarını başlattıktan sonra İstanbul’a dönecek, kentin fethinden itibaren cami olarak kullanılan bazı dünyaca önemli tarihi Bizans kiliselerinin müzeye dönüştürme kararlarını yasalaştıracaktır… Bu kararı takiben kentin Roma, Bizans ve Osmanlı tarihini yansıtan anıtları ve mimari kimliği hatırlanarak, kentin nazım planının hazırlanması için tarihsel kentlerin yeniden planlaması konusunda uluslararası uzman fransız şehircisi H. Prost’un davet edildiğini görmekteyiz... Türk hükümeti tarafından resmen davet edilen Prost önce daveti reddedecek ancak Atatürk’ün kendisine özel olarak yazdığı mektup sonucunda çalışmaları üstlenecektir. Atatürk’ün Henri Prost üzerinde ısrar etmesinin nedenini anlamak için, bu tanınmış şehircinin mesleki yaşamını tanımamız gerekir. Prost, İstanbul’u, henüz genç bir mimar olarak, Fransa’da o yıl en başarılı mezun öğrencilerin gönderildiği

Şekil 1

Şekil 2

İstanbul’un iki kıtayı birleştiren kara ve deniz yollarının birleşiminde, doğuyu batıya bağlayan noktada olması, muhteşem coğrafyası, kentin dinamiği ve en önemlisi tarihi zenginliği Prost’u büyülemişti. Prost burada ; * MÖ. 658 yılında kurulmuş Byzantion u, * MS.193 ‘te İmparator Septim Sever ile Roma İmparatorluğu şehrini, * MS.324 ‘te İmparator Konstantin tarafından kurulan Roma İmparatorluğu başkentini, * Justinyen ile Bizans İmparatorluğu başkentini, * Ve nihayet 1453’te Osmanlı İmparatorluğu başkentine ait Avrupayı derinden etkilemiş dört büyük medeniyetin bıraktığı izleri ve anıtları buldu. Bir yıla yakın süre İstanbul’da çalışan Prost Ayasofya’nın restorasyonu ile ilişkili ön çalışmaları gerçekleştirmişti. O tarihte Prost tarafından çizilmiş muhteşem

104


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

Ayasofya, kesiti bugün Paris’te Mimarlık Akademisi’nin ana salonunda yer almaktadır.

Şekil 3

başbakanı Raymond Poincaré tarafından Paris Bölgesi’nin çevre düzenlemesi, ulaşım planlama, organizasyon ve peyzaj projelerinin hazırlamasıyla görevlendirildi. Böylece ilk fransız çevre tünelleri, çevre yolları tasarımları ve çizimleri, kentsel aktiviteler, yeşil alanlar, payzaj ve tarihi çevre değerleri dikkate alınarak H. Prost tarafından gerçekleştirilmiştir.

Şekil 4

Şekil 5

Şekil 6

Şekil 14

Şekil 7

Şekil 15

Şekil16

Şekil 8

Şekil 9

Şekil 10

H. Prost’un Türkiye ile ikinci ilişkisi, 1926 yılında, Fas ve Cezayir’de Mareşal Lyautey yanında kazandığı deneyimler sonucu, İzmir Nazım Planını çizmek üzere görevlendirilen Danger ekibinde çalışmaya davet edildiği sırada olmuştur.

Şekil 17

Şekil 18

İşte kısaca yukarıda belirtilen nedenlerle, 1934 yılında tanınmış şehirci H. Prost, Türk hükümeti tarafından İstanbul nazım planını hazırlamak üzere davet edilmiş olmalıdır. Bu tarihte İstanbul, üç eski ana yerleşmeden oluşmaktaydı: Haliç’in iki yakasında Tarihi Yarımada ve Galata, karşıda Asya yakasında Üsküdar ve Kadıköy.

Şekil 11

Şekil 12

Şekil 13

Mesleki başarıları ve kazandığı tecrübeleri sıralarken, hatırlanması gereken bir diğer önemli husus da 1909 yılında Anvers şehrinin Şehir Planı Yarışmasında 1.ödülü kazanmasıdır. Prost ,1928 yılında Fransa 105


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

I. Aydemir

degerlendirilmesi oldu.

Şekil 19

için

Şekil 22

Şekil 20

Bu yerleşmelerin her birinde mevcud rezidansiyel işlev ticaret, Haliç ve Boğaz kıyılarında ise kontrolsüz gelişen endüstriyel faaliyetler ile zedelenmekteydi. Kentin hızlı gelişimi ve yeni ulaşım araçları ile oluşan kentsel kaosun durdurulması, radikal önlemler alınmasını, özellikle ulaşımın düzenlenmesi konusunda getirilecek çözümler, yani yeni yollar, arterler açılması, dünya çapında önemli mimari ve arkeolojik eserlerin korunması düşünüldüğünde, oldukça hassas ,duyarlı olmayı ayrıntıya inmeyi, ve uzmanlıga dayalı çalışmaları gerektirmekteydi.

çözümler

aramak

Şekil 23

Tarihi Yarımada’da geliştirdiği planın ana hatları, bu önemli anıtları bulundukları çevre içinde ortaya çıkarmanın yanı sıra bir bütünü tamamlayacak biçimde uzaktan algılanmalarını sağlamayı hedeflemekteydi. İşte bu nedenle tarihi anıtların çoğunluğunun ortak zemin kodu olan artı 40 metre kodunun üzerinde, sadece 3 kat vererek günümüzde de geçerli olan yeni imar durumunu belirledi. H. Prost’un düşüncesi, İstanbul’un doğal ve tarihi bütünlüğüne zarar vermeden modernleştirmek, ulaşımı sağlamak ,mimari ve arkeolojik değerlerini ortaya çıkarmak olmuştur.

Şekil 21

H. Prost, gelecek için umut ve aynı zamanda belirsizlikler içeren bu önemli geçmişle Atatürk’ün başlatmış olduğu derin reformlar ortamında karşılaştı. 1935 yılında İstanbul’a gelerek Taksim’de Lamartine caddesinde 55 numaralı eve yerleşti. Burada 16 yıl yani 1951’e kadar kalacaktı. Prost’un ilk çalışmaları, İstanbul’un tarihi siluetinin ve tarihi eserlerinin bulundukları ortam içinde korunması ve

Şekil 24

Bu nedenle Roma, Bizans, Osmanlı saraylarını Ayasofya, Hipodrom, Küçük Ayasofya, Sarayburnu Parkı, Topkapı Sarayı Surları Marmara Denizi ile sınırlandırılmış bölge içinde güncel konumları ile korudu. “Arkeolojik Park” olarak adlandırılan bu plan, günümüzde de yürürlüktedir. Diğer bir deyişle H. Prost’un

106


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

hazırladığı Nazım Planın ana ilkesi şöyle özetlenebilir: Bu bulunmaz tarihi mirası korumak ve ortaya çıkarmak, gelişmeyi yönlendirmek, tarihi sit alanlarına saygılı olarak öngörülebilen maksimum perspektifleri açmak.

Surları’na ulaşan bir yol. Galata Köprüsü’nün 100-150 metre Haliç içine çekilmesiyle bu yol üzerinde yer alacak olan Karaköy ve Eminönü meydanlarının da düzenlenmesini mümkün kılacaktı.

Yukarıdaki ilkelerin sonucu olarak H. Prost iki bölümlü bir Nazım Plan önermekteydi: Şekil 28

Şekil 25

Şekil 26

Şekil 29

Şekil 27

Tarihi Yarımada ve Beyoğlu: Bu planın ana aksları, limanın konumu, köprü ve rezidans bölgeleri analizi ve ulaşım önerilerini içermektedir. Bu önerilerde H. Prost, Haliç’in kuzey ve güney bölgelerini bütünleştirmeyi hedeflemekteydi. Ayrıca Boğaziçi için Galata Köprüsü’nden başlayan feribotların limanı olan Kabataş’tan geçerek Büyükdere ve Sarıyer’e uzanan, böylelikle merkezi, konut mahallelerine bağlayan bir yol ile boğaz üstündeki tepelerden geçen ve buradaki yerleşimleri birbirine bağlayan bir üst boğaz korniş yolu (Büyükdere-Taksim yolu) önermekteydi. Taksim Meydanı’ndan kaynaklanan iki ana arter, Beyoğlu’nu, Tarihi Yarımada’ya bağlamaktaydı. Birincisi Galata Köprüsü’ne kadar tünel, köprüyü geçerek Beyazıt Meydanı’na ve geniş bir cadde ile Topkapı

Şekil 30

İkinci yol yine Taksim’den hareket ederek bir bölümü mevcut kotta, bir kısmı viyadük olarak Atatürk Köprüsü’ne ulaşacak, Pera’nın (Beyoğlu) sağlıksız mahallerinin içinden geçerek bu bölgenin rehabilitasyonunu sağlayacaktı. Yine bu yol, Haliç’i Marmara’ya Beyoğlu’nu Tarihi Yarımada’daki konut bölgelerine bağlamayı hedeflemekteydi. Atatürk Köprüsü ile Marmara Denizi arasında kalan bölgede, Atatürk Bulvarı ismini alacak olan bu yolun 50 metre genişliğinde olması ve çevresinde bulunan Süleymaniye, Şehzade, Fatih, Pantokrator Kilisesi ve Valens Kemeri’ni değerlendirecek bir düzende geçirilmesi düşünülmüştü. Bu ana cadde de H. Prost’un çizimlerine uygun olarak gerçekleştirilmiştir Tarihi Yarımada için geliştirilen planda; Yarımadanın ortasında yer alan tepelerden geçen ve imparator Konstantin döneminde yaratılan akslara uygun olarak iki ana yol önerilmekteydi. Birincisi Topkapı Sarayı ve Ayasofya’dan başlayan Beyazıt’tan geçerek Edirnekapı’ya ulaşan, diğeri Üniversite Meydanı’ndan Topkapı’ya ulaşan yollar.

107


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

I. Aydemir

Her iki ana cadde de gerçekleştirilmiştir (Vatan ve Millet caddeleri).

Şekil 35

Şekil 31

Yine aynı planda deniz kenarından geçen Atatürk Bulvarı’nın bittiği nokta ile bir taraftan Sarayburnu diğer taraftan kara surları ve Bakırköy’e uzanan bölgeleri bağlayan geniş bir ana cadde önerilmekteydi. H. Prost planının önemli hedeflerinden bir tanesi de Eminönü Beyazıt arasında yer alacak olan ticari bölgeleri, hanları ve tarihi anıtları içeren sanat tarihi ve turizm açısından çok önemli bölgesel düzenlemeleri içermekteydi. Bu düzenlemeler, istenilen nitelikte olmamasına rağmen birçok noktada gerçekleştirildi. Eminönü, Yeni Cami, Kapalı Çarşı, Mısır Çarşısı bölgeleri gibi.

Taksim Meydanı, iki numaralı park olarak nitelendirilmiş bir bütün içinde, büyük bir gelişme içinde olan rezidansiyel bir bölgenin dinlenme ve eğlence merkezini oluşturmaktaydı. İki numaralı park projesi ayrıca, bir açık hava tiyatrosu, spor sarayı ve sergi salonlarını, önemli konukların karşılandığı deniz kenarında Dolmabahçe Sarayı yanında bir meydanı, çeşitli sportif yarışmaların düzenlenebileceği geniş yeşil alanları içermekteydi. Bu proje, Harbiye’ye kadar devam eden iki kilometre uzunluğunda yaya gezinti yolu ile birlikte, II. Dünya Savaşı koşulları içinde olunmasına rağmen güzel ve başarılı bir biçimde gerçekleştirilmiştir.

Şekil 36

Şekil 37

Şekil 38

Şekil 39

Şekil 32

Şekil 33

Şekil 34

Beyoğlu yakası için hazırlanmış olan Nazım Plan ise Maçka, Harbiye, Taksim ve Dolmabahçe arasında yaklaşık 20 hektarlık bir büyük parkı öngörmekteydi.

108

Şekil 40


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

Şekil 43 Şekil 41

Şekil 42

Tekrar Tarihi Yarımada’ya dönersek, H. Prost hazırladığı Nazım Planda kara ve deniz surlarını koruyarak sur dışında 500 metre, sur içinde 80 ile 100 metre genişliğinde gezinti yollarıyla düzenlenmiş yapı yasağı olan (non aedificandi) yeşil alanlardan oluşan bir bölge önermekteydi. Bu bölge, dikkatli bir şekilde bugüne kadar korunmaya çalışılmıştır.

Şekil 44

1943 yılından itibaren H. Prost, nüfus artışını dikkate alarak bir metro projesi üzerinde çalışılmasına karar verdi. Bu projeyle Beyoğlu ile Tarihi İstanbul’u bağlamayı düşünmekteydi (Bugün inşa halinde olan metro).

Şekil 45

Özellikle Beyoğlu ile ilgili projelerde meydanları tasarlarken, bölgenin mimari karakterini dikkate alarak mimarisinin buna en uygun olduğunu düşündüğü tanınmış fransız mimar Auguste Perret’yi, bölgeyi canlandıracak iki önemli kültür yapısını gerçekleştirmek üzere İstanbul Belediyesi’ne önerdi. Böylece, Taksim’de bugün AKM adıyla bilinen binayı ve Şişhane’de Komedi tiyatrosunu projelendirmesi için bu dünyaca tanınmış mimar İstanbul’a davet edildi. Bu Perret’nin İstanbul’a 3. gelişiydi. Daha önceleri 1908 ve 1910’da biri Beyoğlu’nda diğeri Boğaz’da bulunan 2 fransız sarayının restorasyonu için gelmiş, hatta bu gelişlerinden birinde İstanbul’da tanıdığı genç bir gezgin mimarı (Le Corbusier) Paris’teki bürosunda çalışmaya davet etmişti.

Şekil 46. Corbusier tarafından çizilen İstanbul görünümleri.

Şekil 47

Şekil 48

Şekil 49-50. Auguste Perret tarafından tasarlanan Büyük Tiyatro (AKM).

A.Perret tarafından projelendirilen Büyük Tiyatro’nun inşaatı 1946’da başladı. İnşaat devam ederken 1949’da projede ilk değişiklikler gündeme geldi. Ana fasad ve vaziyet planında görülen ana binanın

109


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

I. Aydemir

sağında ve solunda bulunan diğer neo klasik yapılarla uyumu ve devamlığı hedefleyen iki ek yapı nedense kaldırıldı. Belediyenin ödeme güçlüğü içinde bulunması, çalışmaları geciktirmekteydi. Böylece inşaatı devlet üstlendi. Ancak bu da ödeme kolaylığı getirmedi. Uzun yıllar yapı Taksim’de şantiye içinde betonarme karkas olarak olarak kaldı. Nihayet 1963 yılında, tiyatro işlevi yerine daha büyük ve çok amaçlı bir kültür merkezi ihtiyacı belirdiğinden program yeniden ele alındı, dolayısıyla projede çok önemli mimari değişiklikler yapılması gerekti. 1960 yıllarında yeniden ele alınan projeye, o günlerin mimarisi dikkate alınarak cephe ve iç dekorasyonda tamamen çağdaş ve rasyonel bir mimari getirildi. Bugünkü AKM binasında Perret’in projesinden sadece betonarme strüktür kalmıştır. Şişhane Meydanı’nda Perret tarafından Komedi Tiyatrosu olarak tasarlanan yapı inşaa edilmiş olsaydı meydanı ve yakın çevresini çok yakından olumlu bir biçimde değiştirebilecekti ancak hiç bir zaman gerçekleştirilemedi. Bu çalışmalarının dışında A. Perret’in Anıtkabir Proje Yarışması için hazırlandığını Ankara’ya yollayacağı teklifi bütünüyle tamamladığını ancak II. Dünya Savaşı koşulları içinde oluşturulan jüriye bir tepki olarak projesini yollamadığını biliyoruz. Özetle, Prost’un İstanbul planı, aldığı beaux-arts eğitimi ve Roma’da Villa Médicis’te, Tony Garnier, Jaussely et Hebrard ile birlikte kent yenilemesi üzerine geliştirdikleri düşüncelerinin sentezi olarak nitelendirilebilinir ve bu özellikleri ile şehircilik tarihinde önemli bir yer tutmaktadır.

Fransa kentsel projelerinin yanısıra H. Prost burada 3. tipte bir proje üzerine çalışmıştır: Bir tarihi kentin yeniden biçimlendirilmesi (remodelage) diye adlandırabilecegimiz bu çalışmayı Prost, Paris’te Mimarlık Akademisi2nde verdiği konferansta projeyi «yeni bir kent yaratırken, büyük bir sosyal gelişme içinde olan antik bir başkenti yeni mekanik ve ekonomik koşulların varoluştaki koşulları değiştireceği bir geleceğe yönlendirmek» olarak nitelendirecektir. Projenin özgünlüğü ve başarısına rağmen bazı uygulamalar önemli eleştirileri getirmiştir.. Örneğin motorlu trafiğin gerektirdiği yolların açılmasının tarihi ancak bakımsız durumda olan bir takım binaların yıkılmalarına neden olması, Haliç’in her iki yakasında 19. yy.’nın başından beri kurulmuş olan endüstriyel bölgenin planda aynı işlevini artırarak sürdürmesi gibi. Açılan bulvarların etrafındaki yeni yapılaşmanın Prost’un özgün çizimlerine rağmen niteliksiz ve özensiz bir biçimde gelişmesi, açılan bulvarlarının gerektirdiği kentsel düzenlemelerin belediyece yapılamaması nedeniyle bu çalışmalar eksik kalmış, proje tamamlanamamıştır. Herşeye rağmen H. Prost ve ekibi tarafından yapılan bu son derece önemli çalışmalar, gerçekleştirilen uygulamalar, getirilen ilkeler, bu eksikler nedeni ile yeterince okunamamasına, değerlendirilememesine rağmen, geride bıraktığı envanter ile birlikte İstanbul için son derece önemlidir. Son olarak, kentin tarihi ve arkeolojisinin araştırılması, antik bir kentin değerlerinin yeniden ortaya çıkarılması konusunda o günlerde Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü müdürü olan Albert Gabriel’in de önemli katkıları olduğunu bu makale kapsamında hatırlatmamız doğru olacaktır.

Fas’ta Medinas’ların yanısıra tasarladığı avrupai kentler, Paris çevresi ve güney

110


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

KAYNAKLAR: Abram, J., «Un savoir urbain implicite : les immeubles de rapport des frères Perret», éd. Parenthèses,, Les Cahiers de la recherche archýtecturale- L'Immeuble, no.22, 1988, pp.54-65 Institut Français d'Architecture, «Le plan Prost», Bulletin d'Informations Architecturales, no.115, 1987, pp.19-21. Institut Français d'Architecture, «Les Frères Perret, l'OEuvre Complète», éd. Norma, Paris, 2000 Théâtre d'Istamboul, pp.276-277 Théâtre de la Comédie, pp.284-285 Mausolée de Mustafa Kemal Atatürk, Ankara, pp.270-271 Sayar Z., «Anıt-Kabir Müsabakası Münasibetile», Arkitekt, no.133, 1943, pp.1-21 Arkitekt, «Atatürk Kültür Merkezi», no.368, 1977, pp.139-144 Architettura, Ann. XXI, fasc. XI, nov.1942, pp.347378 Batur, Afife, Prof., "Sedat Hakkı Eldem ile ilişkili özel görüşme notları" Anjel, Aron, "Özel Görüşme Notları" Hancı, Abdurrahman, "Auguste Perret konusunda özel görüşme notları".

111


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

İKTİSADÎ MEKÂNIN DOĞASI ve TÜREVLERİ İsmet OKYAY Prof.Dr., Mimar Sinan Üniversitesi okyayismet@hotmail.com

GİRİŞ Kent olgusunu irdeleyen literatürde kentin çok sayıda tanımlamaları vardır. Her tanımlamanın üzerinde çalışılan bilimsel alana göre yapılmış olması da olağandır. Sosyal bilimler, coğrafya, demografi, iletişim v.g çok sayıda bilimsel alan kendi ilgi alanları çerçevesinde tanımlamanın sınırlarını çizmeye çalışmışlardır. Bunun yanı sıra tanımlamalar yaşanılan yüzyılın kabulleri çerçevesinde oluşturulmuşlardır. XX.yüzyılda yapılan bir kent tanımlaması,XIX.yüzyılda yapılan bir tanımlamadan çok farklıdır.Zira her evrede kentsel olgu farklılıklar içerir,ona göre de tanımlamayı biçimlendirir.XX.yüzyılda yapılan kent tanımlamalarında devrin kabul edilmesi zorunlu kılınan kriterleri göz önünde tutulmuştur. Örneğin soğuk savaş yıllarındaki kentsel irdelemelerde kentin fiziki formu,nüfus büyüklüklerine göre sınıflandırılması, estetiği gibi kriterler ön plandadır. Öyle ki, kentin “ insanların mutluluğu için inşa edildiği” tezlerine dâhi rastlamak mümkündür (1). 1968’liyıllar özellikle Batı Avrupa’da sorgulama yıllarıdır.Bu yıllarda sosyal bilimlerin dayanak olarak kabul ettiği bilimsel yöntemler de sorgulanmıştı. Bilimlerin kavrayış tarzlarının sorgulanması sürecinde kentsel mekâna ilişkin bir kuramsal çıkış herkesi çok şaşırttığı gibi o vakte kadar yapılan kentsel söylemleri ihtiyatî olarak edilgenleştirmişti.Bu kuramsal çıkış çok üst düzeyde bilim donanımına sahip Fransız düşünür Henri LEFEBVRE tarafından yapılmıştı. Düşünce tarihinde devrim olarak nitelendirilen bu kuramsal çıkış özetle şöyledir:

Kentsel mekân bir üründür (produit). Bu ürün tarihsel süreçte iktisadî “değer kuramının” kıstaslarından hareketle sosyal, politik, ideolojik vasıflara sahiptir; çevremizi, yaşam inançlarımızı, mülkiyet ve hukukun içsel karakterini, hatta giderek bilginin boyutlarını belirler (2). Lefebvre ekolü içinde yetişen Manuel CASTELLS. Raymond LEDRUT,Alain LİPİETZ, J.P.GARNİER, BORDREUİL, OSTROWETS, SOYA ve daha nice bilim ainsanı kentsel olguyu benimsedikleri Lefebvre yöntemleriyle irdeleyerek kente dair düşünceye farklı ve yeni açılımlar kazandırmışlardır. Bu kuramdan hareketle.bir “ürün” olan kentsel mekanın iktisadi anlamını içerdiği “değer,valeur” belirler.Ürünün değeri piyasa koşulları ile oluştuğu durumda bir “değişim değeri,valeur d’echange” vasfına sahiptir. Ama ürünün değeri kimi zaman piyasa koşulları ile oluşamaz. Zira o ürüne atfettiğimiz değerler içinde parasal ölçütlerle saptanamayacak haz,estetik,duygusal bağlar olabilir. O halde o ürünün değişim değeri yanı sıra bir de “kullanım değeri,valeur d’usage” söz konusudur. “Değişim değerinin” çoğaltılması piyasa koşulları ile oluşsa da ,uygulayabileceğimiz kimi stratejilerle, yani “katma değer,valeur ajouté” süreci ile olasıdır. Konumuz itibari ile bir imar planı kararının mal sahibi lehine değiştirilmesi gibi... Böyle bir işlem sırasında bazı siyasal oluşumlarla

112


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

İ. Okyay

mutabakat sağlanması yoluyla olur ki bu da özünde politik bir eylemdir. Bu yazımızda, yukarıda genel hatlarını çizmeye çalıştığımız “değer” kavramları bağlamında mekânın neden ekonomik_politik olgular bütünü olduğunu irdelemeğe çalışacağız. KULLANIM DEĞERİ VE DEĞİŞİM DEĞERİNİN MEKANSAL OLMA HÂLİ İktisatta “değer” kavramının ilk defa XVIII.yüzyılda Adam SMITH (3) tarafından kullanıldığını, daha sonra da Karl MARX (4) tarafından geliştirilerek sıkça kullanıldığını biliyoruz. Söz konusu kavramların iktisadî bahisler dışında ,bir ürün olarak mekanın belirleyicisi olduğu kuramının Henri LEFEBVRE (5) tarafından geliştirildiğine önsözde değinmiştik. Bir ürünün değişim değerinin parasal ölçütlerle belirlenmesinin arz ve talep dengeleri ilke oluşmasına bir binanın serbest piyasada alınıp satılması örneğini verebiliriz.Marksist iktisatçılar bir ürün olarak bu binanın inşasında sermaye kadar emeğin de yer aldığını, dolayısı ile binanın alınıp satılma sürecinde emeğin bina içinde saklı kalan artı değerinin (plus value) piyasadaki sirkülasyon sırasına soyutlandığını, oysa göz ardı edilmemesi gerektiğini hatırlatırlar (6) Bu sav geçerli ise inşa edilmiş mekanda soyutlanmış halde uç uca eklemlenmiş emeğin varlığı ve bu emeğin de değişim süreci içinde hükmünün hiç olmadığı söz konusu olabilir. Bina, içerdiği mimari çözümlemesi, ayrıntıları ile beğenimizi kazanmış olabilir; hatta önünden gelip geçerken ondan görsel bir haz aldığımız da vakîdir.O hâlde bu binanın haz ve estetik boyutunda bir faydalılık vasfı vardır.Böyle bir durumda bu binanın piyasadaki “değişim değeri” dışında bir başka değerinin olması hâline klasik iktisatta “kullanım değeri, valeur d’echange” denilmektedir. Kullanım değeri parasal

ölçütlerle ölçülemez.Kimi zaman ise bir ürünün kullanım değeri toplumsallaşmıştır,manevî vasıflara sahiptir; piyasa değeri dahi akla gelmemelidir. Bazı dinsel kült mekanlar gibi... İktisatçı olmamasına rağmen Victor HUGO’nun Paris’te yıkıma uğrayan güzel yapılar için saptaması konumuz itibariyle çok ilginçtir: “Mülkiyet hakları kimin olursa olsun tarihi bir yapının yok edilme izni şu kendini bilmez spekülatörlere verilmemelidir. Onların gözü kara çıkarları iasanlığın onurundan üstün olamaz. Bir yapının iki niteliği vardır: Kullanımı ve güzelliği. Kullanım mal sahibine aittir. İkinci nitelik tüm mülkiyet haklarının üstünde yer alarak toplumundur”(7) Mekân olarak ürünün öznel ne nesnel olarak (yani kullanım değeri ve değişim değeri olarak) değerlendirilmesi kişilere göre değiştiği gibi toplumlara göre de değişebilir. Birisi için değerli bir nesne başkası için bir şey ifade etmeyebilir. Örneğin içinde doğup büyüdüğümüz yapı yıktırılırsa bizim için önemli, başkaları için önemsiz olabilir. Bir değerin belirli bir süreç içinde çoğaltılması “katma değer) kimileri için imkanlar oluştururken, kimi sosyal grupların aleyhine olabilir.örneğin büyük kentlerde ard arda açılan büyük alışveriş merkezleri varlıklı sosyal kesimleri memnun ederken ,yoksul kesimleri pek ilgilendirmez, ya da büyük alışveriş merkezi çevresinde yer alan küçük esnaf ve tüccarın gelir düzeyini düşürecektir. İmar kararlarında bir kaç katlı konut alanı parseliyken, aynı parselin yüksek yoğunluklu ticaret merkezine dönüştürülmesi, başka bir değişle parselin değişim değerinin artırılması sıradan bir imar planı kararı olmayıp karar değişim

113


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

sürecinde bir dizi mutabakatlar sonu politik bir süreç olduğunu gözardı etmememiz gerekir.

bağlıdır. Bu durumda iktisadi değer artışı beraberinde politik stratejileri de gerekli kılar.

Belirli bir zaman diliminde kimi zaman “kullanım değeri”, kimi zamansa “değişim değeri” ile ön plana çıkan inşa edilmiş mekanın değerinin yeniden artırılması çoğu zaman olasıdır. Örneğin köhnemiş tarihi bir yapının usulüne uygun onarılarak kazanılması hem “kullanım değerin”, hem de “değişim değerini” artıracaktır. Zira onarım hizmetleri,emek ve sermaye işbirliği ile bir “katma değer, valeur ajouté) oluşturulmuştur. Tarihi yapının onarım sonrasındaki bu değer artışı, o yapının niteliğine uygun bir işlevle donatılması değerini daha da artıracaktır. Diyelim ki,köhnemiş,yer yer yıkılmış bir medrese külliyesi ,ya da bir dinî külliye olarak Küçük Aya Sofya (St.İren Kilisesi) onarılarak üst düzeyde sanat etkilikleri işlevi ile donatıldı. Bu durumda söz konusu yapıların piyasa değerleri ile ölçülemeyecek niteliklerinin yeniden kazanılması kültürel içerikli bir ”kullanım değeri” yaratmaktır.

Bu bahis içinde, görünmeyen,ancak hissedilebilen, dilimize “soyut kültür mirası,patrimoin intengible”olarak geçen kavramın mekansal yapılanmalar içindeki konumuna kısaca değinmekte yarar var:

Bir kentin imar hudutları dışındaki bir ayçiçeği tarlasının imar hudutları içine alınarak TAKS,KAKS,H,İŞLEV kararları ile kentsel parsele dönüştürülmesi bir “katma değer” sağlama sürecidir.Ancak iktisat biliminde katma değer,emek,sermaye yatırımıve ihtisas gerektiren bir süreçtir.Sütün peynire dönüştürülmesi gibi...Oysa kentsel mekânda bu sürecin araçları salt karar alma kolaylığı içindedir.Gelecekteki 10 veya 20 yıllık nüfus ve işlev tahminleri ile yapılan imar planı (veya revizyonu) çalışmalarında gereken alandan daha fazla alanın planlanması bu nedenledir. Ya da yukarıda değindiğimiz gelişmelerin tam tersi plan kararı olarak gündeme gelebilir.Ay çiçeği tarlanız imar kararı ile futbol sahasına,yeşil alana.eğitim,dini tesis alanına dönüşebilir.Böyle bir şansızlığa düşmemek politik alandaki becerilerinize,ilişkiler ağı içindeki sağlayabildiğiniz mutabakatlara

Piyasadaki sirkülasyon sürecinde değişim değerinin pek geçerli olamayacağı,bizim iç dünyamızda sevgi ve saygınlığı olan nesneler,yapılar ya da alanlar vardır. Örneğin böyle bir yapı, doğduğumuz, büyüdüğümüz, anılarla yüklü bir ev olabilir. Ev köhneleşmiştir, çatısı çökmüş, duvarları yer yer çatlamıştır; artık oturulamayacak durumdadır. Bu evin uygun tarzlarda restorasyonu evin hem kullanım, hem de değişim değerini artıracaktır. Böyle bir sonuç ta bizi mutlu edecektir. Oysa bu yapının yerine çok katlı bir konut ya da işyeri bloğunun yapılması yapı parselinin değişim değerini artıracaktır, ama bizi de düş kırıklığına sürükleyecektir. Bir iktisadî değer artışı süreci mutsuzluklara da neden olacaktır. Örneği yan yana gelebilecek tarzda çoğaltırsak sorun toplumsallaşacaktır. Sözü, 5366 sayılı “Yıpranan tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların yenilenerek korunması ve Yaşatılması Kullanılması“ Yasası’na getirmek istiyoruz. İlk bakışta masum ve iyi niyetli görünümüne karşın bu yasa iyi irdelendiğinde ve uygulamalara bakıldığında tarihi kentsel mekanın “değişim değerinin” o alanda yaşayanların aleyhine artırılması amacını içermektedir. O alanda yaşayanların dışlanarak dağıtılması o vakte kadar oluşmuş komşuluk, akrabalık ilişkilerini, yardımlaşmayı, dayanışmayı da dağıtacaktır. Küçük esnaf o vakte kadar oluşturabildiği müşteri çevresini kaybedecektir. Bir sosyal dokuyu hiç’leştirerek “dönüşüm” yapılması o kentsel alanın değişim değerini (yani yaygın kullanılan kavramı ile kentsel rantı) artıracak, ancak görünmeyen kültür

114


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

İ. Okyay

mirasını yok edecektir. Buna verilebilecek en tipik örnek İstanbul Fatih Belediyesi tarafından uygulanan Sulukule (Hatice Sultan ve Neslişah Mahalleleri) proje ve uygulamalarıdır. Proje, çok gelişmiş oto ulaşımı ana arterleri ile çevrilmiş, 15 ve 16.yy’dan kalma tarihi külliyelerle zengin, kentin merkezinde, roman vatandaşların oturduğu, fiziki açıdan çöküntü, sosyal açıdan yoksulluğun hüküm sürdüğü bir alandır. Fakat bu alan kültürel açıdan (yani mekanın kullanım değeri açısından) çok zengin sosyal ve kültürel bir dokuya sahiptir. Ve bu alanda oturanların esas uğraşısı özgün roman müziği yaratıcılıklarıdır. Uygulamalar sonunda bu istisnaî sosyal doku dağılacaktır. Dolayısı ile müzik yaratıcılıkları da yok olacaktır. Bu bağlamda denilebilir ki mekanın değişim değerinin artırılma yöntemleri cangıllaşmıştır. Öyle görünüyor ki, bu yasa yoluyla ülkenin bir çok yerindeki uygulamalarla “görünmeyen kültür mirası” bir mozaikin renkli taşlarının tek tek düşüp kaybolması sürecine girmiştir. Bu sürecin neye mal olacağı konusu ise ayrıca ele alınması gereken bir sorunsaldır. SONUÇ YERİNE Beşeri mekân hiçbir zaman nötr değildir; hiçbir zaman da nötr olmadı. Halihazır durumu ile sahiplenilmiştir; o halde politiktir ve ideolojiktir. Dışarıdan gelen politikalar ve stratejilerle yeniden biçimleniyor görünümünde ise de yanılgıya düşmemelidir. Söz konusu politikaları ve stratejileri mekanın iç dinamiği oluşturur. İnsanın yaptığı, mevcut üretim ilişkileri ile kullanım ve değişim değerlerinin uygulanacağı alanların tercihini yapmaktır, yapabilmek için de üst yapıyı (kurumlar, yasalar) revise etmektir.

ülkelerarası beraberliklere varan ilişkiler ağını içerir.Bu nedenle belirli bir mekanın diğer çevresel mekanlardan,hatta denizaşırı mekanlardan bağımsızlığı, etkilenemezliği söz konusu olamaz. Ülkeler arası savaşlar, ittifaklar, Avrupa Birliği, Büyük Orta Doğu Projesi, NATO, İMF ve diğer kurumsallaşmalar sermaye olarak sahip olunan ülkesel mekanın değişim değeri niteliğinin yeniden oluşturulması, buna paralel olarak kullanım değerlerinin (kültürel anlayış, estetik) yeniden kurgulanmasıdır. Uluslar arası büyük ittifakların fonunda fark edilmesi zor olsa da ülkelerdeki üretim tarzlarının yeniden biçimlendirilmesi için işbölümü deseni hakimdir. O halde, mekânın ekonomi politikasında, yerelden dünya ölçeğine, hatta yaşamın tüm alanlarını belirleyicilik vasfı vardır. Böyle bir yapısallaşma içinde nötr ve tarafsız olamazlar.Sosyal bilimler mevcut durumu benimsetmeye yönelik betimlemeleri yineleyecektir. Reel olanın strüktürü bozmayacak tarzda dönüşümünü ve bu dönüşüm sürecindeki sorunsalı konu edecek, ama varoluş durumunun antagonist çelişkilerinin irdelenmesini benimsemeyecektir. DİPNOTLAR

Mekanın değişim ve kullanım değerlerinin yönlendirilmesi kuşkusuz bina ya da parsel ölçeğinde kalmayacaktır. Küçük kentsel mekanların daha büyük kentsel mekanlarla, metropol alanlarla, kırsal mekanlarla, hatta

115

1) Gündüz ÖZDEŞ, Şehirciliğe Giriş,İTÜ yay. 2) Henri LEFEBVRE bu kuramını İlk kez Paris Üniversitesi Şehircilik Enstitüsü’nde 1968 yılının Mayıs ayında dile getirmiştir.Buna tanık olmanın mutluluğunu hâlâ yaşarım.Daha sonra görüşlerini Espace et Societé dergisindeki makaleleri ve aşağıda belirttiğimiz kitapları ile yayımlamıştır. *Le Droit a La Ville,Ed.Anthropos.Paris.1968 *Du Rural a L’Urbain, Ed. Anthropos. Paris,1970 *Espace et Politique, Ed. Anthropos. Paris,1972 *La Pansée et La ville, Ed. Anthropos, Paris,1972 3) Adam SMITH, Recherches Sur La Nature et Les Causes de la Richesse des Nations,Ed.Gallimard (idées),Paris,1979 ,ss .209_214


YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi Cilt 3, Sayı 1, 2008

YTÜ Arch. Fac. E-Journal Volume 3, Issue 1, 2008

4) Karl MARX, Contribution a La Critique de L’Economi politique, Ed.Social Paris,1957,ss. 39,4951,103,108,196,216,224235,_237 5) Henri LEFEBVRE’in görüşlerini aktaran çeviri çalışmalar birkaç yıldır yapılmaktadır. Ancak yukarıda dipnot olarak verdiğimiz doğrudan kensel olguya dair görüşlerini kapsayan kitap çevirilerine henüz rastlayamıyoruz. Bu büyük düşürürün kentsel bağlamda görüşlerinin ülkemizde sadece birkaç kişi tarafından bilinmesi büyük eksikliktir. Oysa temel yapıtların yayımlanmasından günümüze yaklaşık 40 yıl geçmiştir. 6) Thomas SUAVET, Dictionnaire économique et Social, Ed. Ouvrieres, Paris,1962, ss.441_443 Konuya ve sözkonusu tartışmalara ilişkin olarak; R.GUİHENEUF, Le Probleme de la Teorie marxiste de la Valeur, Ed.Colin, Paris,1952 F.PERROUX, La Valeur, PUF, Paris, 1942 L.LAVELLE, Traité des Valeurs,PUF,Paris, 1950

116


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.