Kym Haber 34. Sayı Ramazan Özel

Page 1

mse Yok Ki

uD

erneği

Sayı 34 Mayıs Haziran Temmuz 2014

h

ü er b lteni ab

M

RAMAZAN ÖZEL

RAHMET ŞEMSİYENİZİ PAYLAŞMANIN BEREKETİYLE DOLDURUN

Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

1


2


EDİTORYAL

B

RAHMET ŞEMSİYENİZİ PAYLAŞMANIN BEREKETİYLE DOLDURUN

ütün İslam dünyasının ve dahi ülkemizin heyecanla beklediği, bütün hayır ve hasenatı cami o mübarek aya tekrar kavuşmuş olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Müslümanların neşe ve sabırsızlıkla beklediği Ramazan; hayırda yarışıldığı, rahmet ikliminin zirvede soluklandığı, kardeşlik bağlarının sıkı sıkıya tekrar bağlandığı kutsal zaman dilimi... Ramazan başkadır ama Kimse Yok Mu’da Ramazan bambaşkadır. Aylar öncesinden tatlı bir telaş sarar KYM ekibini. Hayır yapmak için sevapların katlandığı bu mübarek günleri fırsat bilen hamiyetperver milletimizin emanetlerini zamanında ve en doğru yere ulaştırmanın telaşı başlar haftalar, hatta aylar öncesinden. Ramazan’ı değerlendirerek tüm dünyaya kardeşlik ve sevgi tohumları atılsın diye planlar, programlar yapılır; geceler gündüzlere katılır. “Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” sırrınca tüm dünyayı komşu kabul eden Kimse Yok Mu, sahursuz iftarlar yapılmasın, iftarsız oruçlar tutulmasın diye kılı kırk yararcasına bir hazırlık içerisine girer. Ramazan kolileri itinayla hazırlanır, iftar organizasyonları en ince detaylarına kadar planlanır. Ramazan bereketi ve coşkusu 110 ülkeye taşınsın diye seferberlik ilan edilir. Bu Ramazan daha bir başka yaşanacak Kimse Yok Mu’da! Milyonlarca yetimin başları okşanacak, KYM’nin kurduğu iftar sofralarında gülücükler, kaşık seslerine karışacak. Milyonlarca yetimin hem karınları hem gönülleri doyacak. İnsanların en hayırlılarının, yetimlerin tebessümü eksik kalmasın diye ortaya koyduğu civanmertliğin destanı yazılacak onlarca ülkede. Her akşam bir yetim misafir edilmeden sofralara oturulmayacak.

Tabii sadece KYM çalışanlarının eliyle gitmiyor bu güzellikler ulaştırılması gereken yerlere. İhtiyaç sahibi milyonlarca insana el uzatmak isteyen ve paylaşmak için en güzel an Ramazan’dır diyen onbinlerce KYM gönüllüsü de seferber oluyor ve düşüyor yollara. Onlar için Konya, Kenya farketmiyor. Malatya’dan Mali’ye uzanan yollarda, birleşen yollar değil, gönüller oluyor adeta. Sadece yurtdışına uzanmıyor tabii ki şefkatli eller. Yurt içinde de tek tek dolaşıyor aileler kardeş ailelerini. Beraber iftar edilen sofralarda koyu sohbetler demleniyor. Çalınmadık kapı, sorulmadık hatır kalmasın diye, Ramazan Ramazan gibi yaşansın, bir ay Bayram havası soluklansın diye karış karış geziliyor Anadolu toprakları. Geçen sene milyonlarca kişiyi iftar sofralarında misafir eden, yüzbinlerce ailenin Ramazan kolileriyle yüzünü güldüren, onbinlerce çocuğa hediye ettiği bayramlıklarla onların bayramını bayram eden KYM, bu Ramazan daha büyük hedeflerlerle düştü yollara. Desteğinizle hedeflerini ikiye katlayan Derneğimiz, sizleri bu Ramazan rahmet şemsiyenizi paylaşmanın bereketiyle doldurmaya davet ediyor ve “Gelin açalım açabildiğimiz kadar sinemizi ummanlar gibi olsun, kalmasın el uzatmadığımız bir mahzun gönül.” diyor. Ramazan özel sayımızda sizleri bu kutsal ayın ruhani ikliminde dolaştıracak, farkı ülkelerdeki Ramazan sofralarına konuk edecek, şehirlerimizdeki Ramazan’lardan bir lokma tattıracak, hayır kapılarını aralama vesileleriyle buluşturacağız. Ramazan-ı Şerif’i hakkıyla ihya edebilmek ve bu vesileyle bütün sene hayırlara açık olup, hep hayır yollarında dolaşmak duası ile.

KYMHABER Kimse Yok Mu Derneği Haber Bülteni Ramazan Özel - Sayı 34 Mayıs-Haziran-Temmuz 2014 Kimse Yok Mu Derneği adına İmtiyaz Sahibi İsmail Cingöz KYM Edİtoryal Grup Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Savaş Metin Haber Müdürü Mustafa İlhan Haber Merkezi Cengiz Öğütücü Safiye Yıldırım Hatice Avcı İletİşİm Kimse Yok Mu Derneği Mimar Sinan Mahallesi Basra Caddesi No: 24-26 Sultanbeyli | Istanbul Telefon: +90 216 521 80 80 Faks: +90 216 520 16 16 Web: www.kimseyokmu.org.tr Mail: info@kimseyokmu.org.tr Yayın YönetİMİ

Keşşaf Medya

Editör Sümeyra Marmara Uyanık Haber Koordinatörü Hamide Günsarı Görsel Tasarım Alper Uyanık İçerik Koordinatörü Selami Macit İletİşİm Keşşaf Medya Tanıt. Rekl. Org. Ltd. Şti. Atatürk Mahallesi Şengün Sokak No:3 Ataşehir | İstanbul Telefon: Faks: Web: Mail:

+90 850 433 54 54 +90 850 433 88 99 +90 216 455 92 58 www.kessaf.com.tr yayin@kessaf.com.tr

Baskı Hİzmetlerİ Kristal Matbaacılık LTD. ŞTİ. info@kristalreklam.net Katkı Sağlayanlar Misafir Kalemler:

M. Fethullah Gülen Harun Tokak Sayit Koçer Kapak İllüstrasyonu: Necip Şahin KULLANILAN İKONLAR Yazı Sahibi Röportaj Sahibi Fotoğraf Sahibi İllüstrasyon Sahibi

Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

3


İÇİNDEKİLER

6

12

KAPAK DOSYASI Rahmet şemsiyenizi paylaşmanın bereketiyle doldurun

18

SÖYLEŞİ İsmail Cingöz: Bir milyon yetimi misafir etmek ve sevgimizle doyurmak istiyoruz

22

RAMAZAN REHBERİ

24

MİSAFİR KALEM M. Fethullah Gülen: Ramazan-ı Şerif bize ruh disiplini kazandırmalı

29

4

RAPOR Yetim kalpler yolumuzu gözler

Bu Ramazan en çok onları düşünün!

6

18

22

RAMAZAN’A ÖZEL 10 İYİLİK TAVSİYESİ

30

MİSAFİR KALEM Harun Tokak: Ben Kudüs

32

ŞEHİR ŞEHİR, ÜLKE ÜLKE RAMAZAN

38

MİSAFİR KALEM Sayit Koçer: Efendimiz (s.a.s)’in Ramazan’ı

50

ÜNLÜLERDEN RAMAZAN MESAJLARI

56

GÜNCEL HABER Somalı kardeşlerimizin acısını paylaşıyoruz

60

GÜNCEL HABER Hakan Şükür’den anlamlı destek 24

62


63

64

66

68

69

70

71

GÜNCEL HABER Kenya’ya dev eğitim kompleksi

GÜNCEL HABER Öğrenciler İyilik Bayramı’nda

72

GÜNCEL HABER Arnavutluk’ta 1500 yetimin bayramı vardı

GÜNCEL HABER Kym’den Nijer’e eğitim ve sağlık alanında destek

73

GÜNCEL HABER Kimse Yok Mu Dış Politika Akademisi’nde

74

GÜNCEL HABER Japonya’daki Türk derneklerinden Suriyeli mültecilere yardım eli

75

TÜRKİYE’DE KİMSE YOK MU

76

DÜNYA’DA KİMSE YOK MU

78

BASINDA KİMSE YOK MU

80

ŞUBE İLETİŞİM BİLGİLERİ

82

30

GÜNCEL HABER Balkanlarda yüz yılın sel felaketi meydana geldi GÜNCEL HABER Filipinler’de yaralar sarılıyor

38

GÜNCEL HABER Kimse Yok Mu hayırseverlik için bir model oluşturuyor GÜNCEL HABER Kimse Yok Mu Dihad’da stant açan tek Türk STK oldu GÜNCEL HABER Somalili Devlet erkanından KYM’ye teşekkür

50

62

Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

5


6 Fotoğraf: Üsame Arı | Zaman


RAPOR

YETİM KALPLER YOLUMUZU GÖZLER

B

Hamide Günsarı

ir çocuğu mutlu etmek için pek çok neden bulabilirsiniz. Kimi bir hediyeden mutlu olur, kimi güzel bir yiyecekten... Kimilerine ise hiç bir şey vermeniz gerekmez, onlara sadece sevgiyle gülümsemeniz yeterlidir... Anne ve babasını kaybetmiş kimsesiz bir çocuğun en çok düşlediği şeydir çünkü sevmek, sevgiyle muamele görmek... Bir yetimin her şeyden önce sevgi ve şefkate ihtiyaç duyduğunu bilen Kimse Yok Mu, çok kısa bir zaman zarfı içerisinde dünyanın pek çok yetimhanesine ulaşarak binlerce çocuğun başını okşayan sıcak bir dost eli oldu. İşte o ziyaretlerden sizin için derlediğimiz kısa kesitler.

Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

7


BOSNA HERSEK

Kimse Yok Mu yetkililerinin ziyaret duraklarından biriydi Bosna-Hersek. 10-15 Nisan tarihleri arasında Saraybosna’da gerçekleştirilen programlarda lise ve üniversitede öğrenim gören 130 yetim öğrenciye eğitim bursu takdim eden KYM yetkilileri, engelli bir yetimle de yakından ilgilendi. Programa katılan okul müdürleri yetim öğrencilere yapılan bu burs desteğinin özellikle üniversite öncesinde çok faydalı olacağını ifade ettiler. Daha sonra tarihî Mostar şehrine geçen yetkililer, devlete bağlı Karagöz Bey İmam Hatip Lisesi’ndeki yetim ve öksüz çocukları ziyaret ederek çeşitli hediyelerle kendilerini sevindirdiler. Saraybosna’da yapılan bir diğer programda ise yine anne ve babası olmayan 50 yetim çocuğa giyim yardımı yapıldı. Ama bu kez çocuklar götürüldükleri ünlü bir giyim mağazasından kendileri seçmek ve beğenmek suretiyle hediyelerini aldı. Belki de hayatlarında ilk kez kendi inisiyatifleri doğrultusunda alışveriş yapma şansı bulan yetim çocukların mutluluğu görülmeye değerdi. Bosna-Sarajova Bjelave Yetimhanesi’ndeki yetim çocuklar ise Kimse Yok Mu’nun kendilerini ziyaret etmesiyle mutlu anlar yaşadı.

8

FAS

SUDAN

Şubat ayının son günlerinde Fas’ın Kazablanka şehrine giden Kimse Yok Mu yetkilileri şehirde bulunan 25 yıllık bir yetimhaneyi ziyaret etti. Sidi Bernoussi Orphelinat Daral Atfal yetimhanesine 10 bin dolar değerinde temel gıda maddesi bağışlayan Kimse Yok Mu, yetimhaneye uzun zamandır ihtiyaç duydukları 200 adet tabldotu da temin etti. Kuru gıdadan kahvaltılığa, yağdan salçaya 4 ton gıda malzemesinin bağışlandığı yetimhanede 6 yaş üstü 300 yetim barınıyor. Üniversite sınavına kadar yakından takip edilen bu çocuklar, üniversiteden sonra da hayata atılana kadar takip edilmeye devam ediliyor. Üniversite eğitimi almak istemeyen çocuklar ise yetimhane yönetimi tarafından meslekî eğitime yönlendiriliyor.

Dünya yetimlerinin yaşadığı sıkıntıları sevince dönüştürmek için projeler üreten Kimse Yok Mu, daha önceki yıllarda Sudan’da açtığı beş yetimhaneye bu yıl Mart ayında açtığı beş yetimhaneyi daha ekleyerek yetimhane sayısını iki katına çıkarttı. Ülkelerinde yaşanan sıkıntılar ve yoksulluk nedeniyle kendi imkânlarıyla evlenemeyen yetim gençler, Kimse Yok Mu’yu ve gönüllülerini harekete geçirdi. Gönüllüler, evlenme çağına gelmiş yetim gençlere aile kurma yardımı yaparken, 5 yetim genç kız için de nikah töreni düzenleyerek dünya evine girmelerine vesile oldu. Yetimler yeni yuvaları için ihtiyaç duydukları eşyaları kendi tercihlerine göre alma imkânına da sahip oldular. Yetimhane açılışlarının ardından 1400 Sudanlı yetimin ihtiyaçlarını belirleyen gönüllüler, bu ihtiyaçlar doğrultusunda kendilerine çeşitli hediyeler dağıttı. Kimse Yok Mu tarafından çok sayıda yetime giyim, kırtasiye ve ayakkabı gibi yardımların yapıldığı Sudan’da yetim çocukların yüzlerindeki tebessüm görülmeye değerdi. Gönüllülere ve bu yardıma vesile olan herkese teşekkür eden çocuklar, Kimse Yok Mu’yu büyük bir coşku ile uğurladı.


FİLİSTİN

KIRGIZİSTAN

KENYA

Dünyanın dört bir yanında yetimlerin yüzünü güldürebilme gayretinde olan Kimse Yok Mu, Filistinli yetimleri de yalnız bırakmadı. Mart ayı itibariyle 122 Filistinli yetim öğrenciyi tepeden tırnağa giydiren Kimse Yok Mu yetkilileri, 3 Nisan’da düzenledikleri ikinci bir programla yaklaşık 800 kişiye unutulmaz anlar yaşattı. Kimse Yok Mu Filistin gönüllüleri tarafından büyük bir salonda organize edilen geceye 500 yetim ile 300 yetim annesi katıldı. Çeşitli gösterilerin yapıldığı törende gönüllerince eğlenen çocuklara program sonunda giyim yardımı yapılırken, 300 yetim annesine de gıda yardımı yapıldı. Balonlar ve çeşitli hediyelerle sevindirilen çocuklar unutamayacakları güzellikte bir gün yaşadı.

Kimse Yok Mu yetkilileri, Nisan ayının ortalarında Kırgızistan Bişkek’e giderek Kırgız yetimler için muhteşem bir geleceğin protokolünü imzaladı. Kırgızistan Cumhurbaşkanlığı Eğitim Vakfı ve Kimse Yok Mu işbirliğinde gerçekleşecek proje kapsamında 600 yetim çocuğun yatılı olarak kalabileceği ve aynı zamanda ilköğretim ve ortaöğretim seviyelerinde eğitim alabileceği dev kompleksin tadilat ve inşaatı hızlı bir şekilde başladı. Eğitim kompleksinin Eylül ayında Bişkek’te açılması hedefleniyor. Öte yandan Bişkek’te 2 yetimhaneye ziyaretler gerçekleştiren Kimse Yok Mu yetkilileri, çekik gözlü anavatan çocuklarına kırtasiye malzemesi, gıda ve ayakkabı gibi malzemelerden oluşan yardım paketlerini dağıttı. Kendi dillerinde “Rahme” diyerek hep bir ağızdan teşekkür eden yetim yavruların gülümseyen yüzleri her şeye bedeldi. Yardımlar bununla da sınırlı kalmadı. Yetimhanede kalan yüzden fazla çocuğun boş vakitlerinde sera eğitimi alabilmeleri ve serada kendi yetiştirdikleri ürünleri yine kendileri tüketebilmeleri için Kimse Yok Mu tarafından bir sera kurulması için kollar sıvandı. Temmuz başında açılması planlanan sera, hem yetimlerin gıda ihtiyaçlarını karşılayacak hem de yetim çocuklara ek bir mesleki eğitim merkezi şeklinde hizmet verecek.

Kimse Yok Mu gönüllüleri Kenyalı yetimlere sadece balık vermiyor, onlara balık tutmanın çeşitli yollarını da öğretiyor. Bu bağlamda Nisan ayının ilk günlerinde Kenya’da faaliyete giren Kimse Yok Mu dikiş kursu hem yetimlere hem de ev hanımlarına meslek eğitimi vermeyi hedefliyor. Özellikle yetimlere meslek edindirmeyi amaçlayan Kimse Yok Mu, proje kapsamında 21 adet makine satın aldı. Makinelerin bir kısmı ise başkent Nairobi’nin Kibera isimli teneke mahallesinde faaliyet gösteren bir dikiş kursuna hibe edildi. Özel olarak bulunan bir dikiş eğitmeni aylık ücret karşılığında iki kursta da eğitim vermeye başladı. Bu sayede hem yetimler hem de Kenyalı kadınlar kollarına birer altın bilezik takmış olacaklar.

Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

9


10

IRAK

BULGARİSTAN

ROMANYA

Irak; coğrafi konumu, zengin yer altı rezervleri, etnik ve dini farklılıkları nedeniyle tarih sahnesinde hep savaşlar ve beraberinde gelen insanlık dramlarıyla yer aldı. Bu dramların en sonuncusu, 2003 yılında yaşanan ve bir milyondan fazla Iraklı’nın yaşamını yitirmesine sebep olan savaşta yaşanmıştı. Savaşın sona ermesinin ardından ülkede çıkan iç çatışmalar hala sürerken, tam anlamıyla sukûnetin bir türlü sağlanamadığı Irak’ta kimsesiz kalan yetimlerin ihtiyaçları Kimse Yok Mu’yu harekete geçirdi. Kimse Yok Mu yanı başında çıkan bu yangının acısını tam olarak dindiremese de en azından yetimlerin ellerinden tutarak onlara bir nebze olsun yardımlarını ulaştırmaya gayret gösteriyor. Bu bağlamda Irak’a düzenlediği bir ziyaretle 60 yetim yavruya gıda, kırtasiye malzemesi ve oyuncak yardımında bulunan Kimse Yok Mu yetkilileri, masum çocukların hayatına bir parça mutluluk katmanın huzuruyla yurda döndü.

Bir yetimin yüzünü daha güldürebilmek, onların hayatlarına biraz olsun renk katabilmek için din, dil, ırk ve cinsiyet farkı gözetmeksizin dünyanın çok sayıda ülkesine ulaşan Kimse Yok Mu yetkilileri komşularını da unutmadı. Yetim Kampanyası kapsamında komşu Bulgaristan’a giden Kimse Yok Mu yetkili heyeti Sofya Novi Han bölgesindeki 240 yetim çocuğa gıda, kırtasiye ve temizlik malzemesi yardımında bulundu. Komşudan esen sevgi ve merhamet rüzgarları Türkiye’ye kadar ulaştı.

Kimse Yok Mu, Romanya’da yaşayan Türk girişimcilerinin kurduğu Tuna Vakfı işbirliğiyle toplam 270 yetime el uzattı. Gönüllüler oyuncak ve çeşitli hediyelerle yetim çocukları sevindirdi. Kimse Yok Mu zihinsel engelli çocukları da unutmadı. Yetimhanede bulunan çocuklar, gönüllüler için bir müsamere düzenleyerek ezberledikleri şiir ve şarkıları sırayla okudular. KYM yetkilileri ve gönüllüler ise çocuklarla birlikte oyunlar oynayarak onlarla tek tek ilgilendiler. Yetimhane Müdiresi Adriana Busuoc, “Yaptığınız yardımlardan dolayı çok teşekkür ederiz. Geçen aylarda başka bir yetimhaneye de aynı yardımları yapmıştınız. Bu sefer de buradaki çocukları sevindirdiniz. Gelip çocuklarımızı sevindirdiğiniz için çok teşekkür ediyoruz.” dedi. Romanya’nın başkenti Bükreş’te 30 bin, ülke genelinde ise yetim ya da aileleri tarafından terk edilmiş 100 bin çocuk bulunuyor.


SURİYE

Suriye’de meydana gelen olaylar zamanla yerini içinden çıkılmaz bir iç savaşa bıraktığında takvimler 2011 Mart ayını gösteriyordu. İşte o günden beri Suriye’de gözyaşı hiç dinmedi. Hayatını, tüm geçmişini Suriye’de bırakarak komşu ülkelere göç eden Suriyelilerin sayısı her geçen gün biraz daha arttı. Ülkemiz de bu göçlerden nasibini alan komşu ülkeler arasındaydı. Yurdun pek çok ilinde rastlamaya alıştığımız bu Suriyeli kardeşlerimizin gıdaya, giyime, barınmaya ve her şeyden önemlisi eğitime ihtiyaçları vardı. Kimse Yok Mu hayırsever ve gönüllülerin desteğiyle onlar için elinden geleni en iyi şekilde yapmaya gayret gösterdi. Kimse Yok Mu bu doğrultuda devam eden yardımlar kapsamında Mart ayında aralarında yetim çocukların da bulunduğu 1500 öğrenciye nakit eğitim desteği verdi.

TANZANYA

Afrika’dan Asya’ya, Balkanlar’dan Ortadoğu’ya, Filistin’den Güney Amerika’ya, Bangladeş’ten Yemen’e kadar 110 ülkede yoksulluk ve yoksunlukla mücadele eden Kimse Yok Mu gönüllüleri, Tanzanya’daki yetimhaneleri de unutmadı. Tanzanya Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı Çocuk Adalet ve Islah Hizmetleri Komiserliği Yardımcı Komiseri Rabikira O. Muchi ile görüşen Kimse Yok Mu heyeti ülkede bulunan yetimhaneler hakkında bilgi aldı. Yetimhanelerin ihtiyaçlarının bağışlar ile karşılandığını belirten Muchi, ülkedeki yetimlerin sayısının tam olarak bilinemediğini ifade etti. Ülkede yaşanan zor koşullar nedeniyle kız ve erkek yetimhanelerinin ayrı olmadığı söyleyen Muchi, “Anne veya babası olmayan çocuklar 18 yaşına kadar yetimhanede kalabiliyor. Bu anlamda mevcut yetimhanelerin şartlarının iyileştirilmesi

çok önemli.” şeklinde konuştu. Kimse Yok Mu gönüllüleri Darüsselam’da bulunan yetimhanede 106 çocuğu ziyaret etti. Yetimhaneye ranza, yorgan, giyim, gıda, kırtasiye malzemesi ve oyuncak yardımında bulunuldu. Yetimhane Müdüresi gözyaşları içerisinde, “Buralara kadar yardım ulaştıran Türk insanına teşekkür ederiz. Yardımlarınızdan dolayı Rabbim kıyamet gününde yüzlerinizi güldürsün, Kevser Havuzu’nda Peygamber Efendimizle beraber olmayı nasip etsin, Cemalullah’a erin.” duasında bulundu. Kimse Yok Mu Gönüllüsü Ali Akkız ise, “Tanzanya’daki ziyaretimizde ülkedeki yetimlerin gerçekten zor koşullarda yaşadığını gördük. Ziyaret ettiğimiz yetimhanelerde bizlere Kur’an-ı Kerim okudular, dua ettiler. Yapılan bu dualar, yardımlarına devam eden gönüllülere, yani Türkiye’ye kadar ulaşmıştır.” şeklinde konuştu.

Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

11


Sâye saldı ehl-i imân üstüne Hamdüllilah geldi mâh-ı Ramazan Doldu ol nur ehl-i irfân üstüne Hamdülillah geldi mâh-ı Ramazan Bursalı İsmail Hakkı 12


KAPAK DOSYASI

RAHMET ŞEMSİYENİZİ PAYLAŞMANIN BEREKETİYLE DOLDURUN T

üm Müslümanların ve dahi tüm dünyanın heyecanla ümitle beklediği o ay... Sevginin, paylaşmanın, kardeşliğin, birlik olmanın ayı... Rahmet ve bereketin gökten sağanak sağanak yağdığı o mübarek ay, aylar içinde sultan olan ay... Bir kez daha hoşgeldin, sefalar getirdin gönül hanemize ey şehr-i Ramazan!...

Hamide Günsarı

Necip Şahin

Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

13


R

amazan denince önce getirir. Böylece karşılıklı ortak şuur uzatılması, ihtiyacının giderilmesi, oruç geliyor akla. Orucun oluşur. Ortak duygu ve düşünce- hedef olarak gösterilmiş görünüyor. bin bir hastalığa deva oldu- lerin artması da toplumsal huzuru Bu anlamda devletler açısından da ğunu tecrübe ediyoruz. Koca bir artırır. Aynı sofrada aynı duygular aynı şeyi düşünmeye mani heryıl bizim için çalışan organlarımıza yaşanır, aynı tatlar paylaşılır, aynı hangi bir hal olmadığından, çeşitli bir ay dinlenme fırsatı tanıyoruz. duaya amin denir. Böylece sebeplerle sıkıntı çekmekte Oruç sadece bedene iyi gelmiyor orucun o manevi güolan komşu milletlere, Aynı sofraelbet; ruhumuza da tam anlamıyla cüyle saflar, sınıflar imkânı olan komşu da aynı duyşifa kaynağı oluyor. Tam bir ay aç bir bir yok olur... ülkelerin ilgili olgular yaşanır, aynı kalıyor, önce vücudumuzun sonra maları ve yardım Peygamber tatlar paylaşılır, aynı ruhumuzun arınmasına, temizlen- Efendimiz Hz. etmeleri gerekiyor duaya amin denir. mesine ve tabir yerindeyse deşarj M u h a m m e d Böylece orucun o ma- diyebiliriz. olmasına izin veriyoruz. Ruhumu- Mustafa (s.a.s) bir Ayrıca Ramanevi gücüyle saflar, zun derinliklerinde asıl benliğimizi hadis-i şeriflerinzan ayı, insanlasınıflar bir bir keşfe çıkıyoruz. Tüm dünyaya ka- de, “Yanı başındaki rın daha fazla hayır yok olur... panan gözlerimizin perdeleri bir bir komşusu aç iken tok ve hasenat işlemeye, kalkıyor oruçla ve biz kendi hayatı- olarak geceleyen kişi (olyoksulu yetimi düşünmemızın öteki kıyısında kalan hayat- gun) Mü’min değildir.” buyuruyor. ye çalıştıkları bir aydır. Gün boyu ları da keşfetmeye başlıyoruz. Bu sebeple olacak ki özellikle oruç tutan insan, komşularını, akSadece bir ay aç kalarak Ramazan gecelerinde rabalarını ve yoksulları en çok böybir ömür yoksulluk komşuya, akrabaya le zamanlarda hatırlar. O nedenle Tam bir ay çekenlerin, sadebolca ikram et- Ramazan ayı bir anlamda hayır ayı aç kalıyor, önce ce bir ay susuz mek, yoksulu ve olarak da düşünülebilir. Bir başka vücudumuzun sonra kalarak bir yuyetimi gözet- ifadeyle Ramazan ayı, en çok hayır ruhumuzun arınmasına, dum suya hasmek en güzel ve yardımların yapıldığı aydır. temizlenmesine ve tabir ret kalanların Ramazan adetyerindeyse deşarj olmasıZekat, Sadaka ve halleriyle halleleri arasında yer na izin veriyoruz. RuhuFitre Ayı Ramazan niyoruz... alıyor. muzun derinliklerinde İnsanlara her Oruç, iftar ve sahurun yanında Sosyal yardımasıl benliğimizi keşanlamda şifa olan laşma duygusunu ihtiyaç sahiplerine verilen zekatlar, fe çıkıyoruz. oruç, büyük bir coşen çarpıcı bir biçim- sadakalar özellikle Ramazan ayınkuyla iftarına kavuşur. de gözler önüne seren da sosyal yaşamdaki boşlukların İftarlar, insanları ortak bir nokbu hadisin verdigi mesajın pek pozitif anlamda doldurulması açıtada toplayan, kaynaşmanın, birleş- tabii olarak sadece hane komşu- sından önemli ibadetler arasında menin, aynı amaç uğruna bir araya larına yönelik degil; her yer alıyor. Hayır yapmagelmenin sembolikleşmiş bir örne- çeşit ve kapsamdaki nın tadı Ramazan’da Özellikği gibi zengini ve fakiri bir sofranın komşuluklar için de bir başka oluyor. le Ramazan etrafında buluşturur. Bu bağlamda geçerli olduğunu İşte bu sebeple gecelerinde komverilen iftar yemeği, kardeşliğin, söylemek mümRamazan ayı yarşuya, akrabaya bolca samimiyetin artmasını, olumlu kün görünüyor. ikram etmek, yoksulu dımlaşma ve daduygu ve düşüncelerin gelişmesini Hadis-i şerifte “aç yanışmanın, have yetimi gözetmek sağlar. Oruç tutan bir insan diğer olan komşu”nun yırda yarışmanın, en güzel Ramazan oruçlularla aynı duygu ve düşünce- varlığından bahseyaraları sarmanın, adetleri arasında leri paylaşır. Zira ikisinin de ortak dilmiş olması, “Müsyoksulun derdiyle yer alıyor. noktası gün boyu Allah rızası için lüman komşu” gibi bir dertlenmenin zirveye aç kalmak ve ibadet etmektir. Do- tahsise ve vasıflandırmaya çıktığı tam bir empati ve layısıyla aç kalan bir insan gidilmemiş olması, olgun hoşgörü ayı oluyor. Bu doğrultuda açlığın ve yokluğun Müslüman’ın duyarlı- Ramazan ayının güzelliklerinden ve ne anlama geldiğini lık alanını sınırları- hayatımıza getirdiklerinden birisi Sadece bir ay aç daha iyi anlamış nın ötesine taşıyor. de malî yardımlaşma ve dayanışma kalarak bir ömür olur. Bu anlayış Hangi dinden ve boyutu olsa gerek. yoksulluk çekenlerin, da diğer insanBu ayda ihtiyaç sahiplerine asıl inançtan olursa sadece bir ay susuz lara karşı daha olsun “aç olan verilmesi gereken, aslı ‘fıtır sadakalarak bir yudum hoşgörülü ve komşu” ya kom- kası’ olan ‘fitre’dir. Fitre, Ramazan suya hasret kalanların merhametli olşuluk hukuku ayında bayram namazı vaktine kahalleriyle halleniyomayı beraberinde geregi olarak el dar, ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması ruz...

14


Fotoğraf: Hatice Avcı

Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

15


gereken bir sadaka türüdür. Basit ve az olarak görülse de fitre, yoksulların bayramı diğer insanlarla aynı coşku ve atmosferde yaşamasına, moral dünyalarının önemli ölçüde yükseltilmesine fayda sağlar. Zira verilen fitreler yoksul, öksüz ve yetimlerin dünyalarında bir canlılık ve neşe meydana getirmektedir. Böylece onlar da diğer insanlarla beraber bayramın getirdiği güzelliğe ve coşku atmosferine katılırlar. Öyleyse toplumsal birlik, beraberlik ve bütünlüğün sağlanmasında fıtır sadakasının önemi büyüktür diyebiliriz. Öte yandan “vermek” ve “infak etmek” ile sadece maddi yönden varlıklı insanlar sorumlu degildir. Zekat ve sadaka vermek bir Müslümanın insanlık vazifesi ise küçük bir tebessüm de bir insanın en önemli vazifelerindendir. Her insanın, bir tebessüm miktarı zenginligi vardır ve o da sadakasını bu şekilde vermekle yükümlüdür. Her insanın, bir yetimin başını okşayacak diğergamlığı vardır. Bu konuda Efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa (S.A.V), “Zenginlik mal çokluğundan ibaret degildir. (Hakiki zenginlik gönül zenginliğidir.)” diyerek asırlar öncesinden insanlara farklı iyilik ufukları açmışlardır. KİMSE YOK MU’DA RAMAZAN HEYECANI BİR BAŞKADIR

Kimi zaman inceden bir gözyaşı, kimi zaman ağız dolusu bir gülücük, kimi zaman da duaların en makbulü oluyor sevgiyle taşıdığımız kumanyalar, ellerimizle kurduğumuz iftar sofraları ve dağıttığımız bayramlıklar...

16

Ramazan, kendi iklimiyle geliyor bütün kâinata. Biz Türkiye’de rahmet ayının her türlü güzelliğini içimize doldururken, aslında bir bakıma aynı güzelliği dünya ülkeleriyle de paylaşıyoruz. Ramazan’ın rahmeti ve coşkusuyla kaldırıyoruz aramızdaki tüm sunî sınırları. Önce insan diyerek çıkıyoruz yola, Rabbimizin sunduğu o güzel nimetleri olmayanlarla paylaşmak üzere düşüyoruz yollara... İzmir’den Endonezya’ya, Van’dan Burundi’ye, Konya’dan Kenya’ya, İstanbul’dan Haiti’ye, Samsun’dan Filipinler’e, Bursa’dan Filistin’e... Karış karış geziyoruz dünyayı tebessümler aşkına...

Bazen bir evsiz, bazen bir yetim, bazen hayatta yapayalnız kalmış bir kadın oluyor yardımların adresi. Türkiye’den kilometrelerce öteye uzanan cömert, tertemiz eller dokunuyor binlerce mahzunun yüreğine. Veren eller allan ellerle buluşuyor sessizce… Kimi zaman inceden bir gözyaşı, kimi zaman ağız dolusu bir gülücük, kimi zaman da duaların en makbulü oluyor sevgiyle taşıdığımız kumanyalar, ellerimizle kurduğumuz iftar sofraları ve dağıttığımız bayramlıklar... Biz her Ramazan aylar öncesinden işte bu temiz niyetlerle başlıyoruz hazırlıklara. Gönüllülerimizle çalışanlarımızla ve yardımsever milletimizle tek yürek oluyoruz. Ulaşılmayanlara ulaşmak, ihtiyaç sahiplerinin yaralarına sarmak üzere gecemizi gündüzümüze katıyoruz. Bu ağır yükün altına hep birlikte koyuyoruz elimizi. 11 ay yolumuzu gözleyenlerin umudunu yarıda bırakmamak için hep birlikte tüm Türkiye’yi seferber ediyoruz. İşte tüm bu duygularla geçtiğimiz Ramazan ayında ülkemizin 81 ilinde 102 bin 869 adet kumanya, 684 bin 590 kişiye iftar ve 19 bin 850 aileye bayramlık yardımında bulunduk. Mısır’dan Mali’ye, Myanmar’dan Somali’ye, Bangladeş’ten Filistin’e ulaşan gönüllülerimiz vesilesiyle tüm dünyada toplam 1 milyon 111 bin 922 kişiyi iftar ve sıcak sahur yemeği imkânıyla buluşturduk. Kimse Yok Mu olarak, tam 207 bin 835 kumanyayı bir emanet mesuliyetiyle ihtiyaç sahiplerine ulaştırırken, dağıttığımız giyim ve bayramlık yardımlarıyla 32 bin 526 kişinin bayram coşkusunu doyasıya yaşamalarına vesile olduk. Aynı coşku ve aynı heyecanla bu Ramazan’da da başlarının bir kez daha sevgiyle okşanmasını özleyen yetimlerin ve “Kapımızı çalacak kimse yok mu?” diyen annelerin umutlu bekleyişlerini mutlu sonlara erdirmek, onlara “Biz varız!” diyebilmek istiyoruz. Ve her zaman olduğu gibi bu Ramazan’da da desteklerinizi bizden esirgememenizi diliyoruz.


İnfografik: 2013 Ramazan Kampanyası

FİLİSTİN

TÜRKİYE

NİJER

Ramazan yardımları kapsamında Filistinli 21 bin kişiye iftar ve sahur yemeği verildi. Gönüllülerimiz 3 bin 120 adet kumanya, 1.350 kişiye de giyecek ve bayramlık yardımı yaptı.

Ülkemizin 81 ilinde Ramazan ayı boyunca 102 bin 869 adet kumanya ve 684 bin 590 iftar ve sıcak yemek dağıtıldı. 19 bin 850 aileye ise giyecek ve bayramlık yardımı yapıldı.

Üçte ikisi çöllerden oluşan ve yaşam kalitesi en düşük ülkelerden biri olan Nijer’de 37 bin 700 kişiye iftar, 600 ihtiyaç sahibi aileye kumanya, 368 kişiye ise giyecek ve bayramlık dağıtıldı.

SOMALİ

MYANMAR

Ramazan boyunca Mogadişu’da iftar yemeği veren gönüllüler, tam 60 bin kişinin iftar sevincine ortak oldu. 29 bin 670 ihtiyaç sahibi ise, dağıtılan kumanyalarla sevindirildi.

Ramazan ayı vesilesiyle 15 bin Myanmarlı kumanya yardımlarıyla sevindirildi, 1.250 ihtiyaç sahibine iftar yemeği verildi, 100 yetime ise bayramlık hediye edildi.

AFGANİSTAN

YEMEN

Yoksullukla savaşan 50 mülteci kampında tam 30 bin adet kumanya dağıtan Kimse Yok Mu, 50 bin kişinin sıcak yemekle iftar açmasına vesile oldu.

Çöl ikliminin olumsuz şartlarında, toz ve kum fırtınalarına karşı yaşamlarını sürdüren 2 bin 250 Yemenli ihtiyaç sahibine kumanya yardımı yapıldı.

GANA

BANGLADEŞ

Afrika’nın bağımsızlığını kazanan ilk ülkesi olan Gana’da; yardımlarınız 16 bin kişiye iftar ve sahur yemeği, 1.100 ihtiyaç sahibine kumanya, 300 kişiye bayramlık oldu.

11 farklı şehrin 25 farklı noktasında 45 bin ihtiyaç sahibine kumanya yardımı yapıldı, 2 bin ihtiyaç sahibine iftar yemeği verildi, 1.000 yetime bayramlık hediye edildi.

UGANDA

MISIR

MALİ

MALAVİ

Ramazan boyunca Ugandalı 6 bin 600 ihtiyaç sahibine kumanya yardımı yapıldı, tam 10 bin kişiye iftar verildi.

Kuzey Afrika’nın en büyük ülkesi Mısırlı kardeşlerimize 1.000 iftar yemeği ve 1.190 kumanya dağıtıldı.

Mali Cumhuriyeti’ndeki 61 bin 600 kardeşimize iftar yemeği verilirken, 1.500 ihtiyaç sahibi aileye kumanya dağıtıldı.

Ramazan boyunca Malavili 20 bin 300 ihtiyaç sahibine iftar verilirken, 2 bin adet de kumanya yardımı yapıldı.

TÜM DÜNYADA TOPLAM

Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

17


18


SÖYLEŞİ

BİR mİlyon yetİMİ İFTAR SOFRALARIMIZDA mİsafİr etmeK VE sevgİmİzle KUCAKLAMAK İSTİyoruz

KYM BAŞKANI İSMAİL CİNGÖZ

K

imse Yok Mu, her yıl gönüllülerinin desteğiyle Ramazan bereketini Türkiye’de ve dünyanın dört bir köşesinde ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyor. 2007 yılından bu yana her Ramazan ayında rahmet ayının bereketini yardımlaşma şölenine dönüştürüyor. Gıda kumanyaları, iftar çadırları, büyük iftar sofraları ve ihtiyaç sahiplerinin evlerine kadar götürülen sıcak yemeklerle dünya ramazanlaşıyor. Bir ucu Türkiye’ye, diğer ucu bütün dünyaya uzanan sofralarda, Ramazan bereketini ve coşkusunu herkesin tatması için Kimse Yok Mu gönüllüleri, Türkiye’nin 81 ilinde ve dünyanın dört bir yanındaki iftar çadırlarında yoksul ve kimsesiz insanlarla bir araya geliyor. Yoksul ailelere Ramazan kumanyaları ulaştırırken, bayramların bayram olması için çocuklar hediyelerle sevindiriliyor. Bu tatlı telaşın nasıl yaşandığını yakından öğrenmek için Kimse Yok Mu Genel Başkanı İsmail Cingöz’le bir araya geldik ve sizler için bu kısa söyleşiyi gerçekleştirdik.

Sümeyra Marmara Uyanık

Hatice Avcı

Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

19


K

YM için Ramazan’ın önemi nedir? KYM’de Ramazan nasıl yaşanır? Ramazan, toprağın suya kavuşması gibi, mağfirete susayan gönüllerin rahmetle buluştuğu kutsal bir zaman dilimidir. Tüm dünya Müslümanlarının hasretle beklediği Ramazan, bizim dünyamızda bambaşkadır. Ramazan ülkemize gelirken nazlı bir misafir gibi gelir, giderken de içimizde bir gurbet burukluğu yaşatarak gider. Bu ayda her vesileyle Rabbiyle kurbeti yakalamaya çalışan milletimiz, adeta bir hayır yarışına girer. Sadece kendi çevresini değil, tüm dünyayı kucaklayacak kadar engin gönlüyle, dünyanın öbür ucuna kadar hayır elini uzatır. Bize de Türkiye’den uzanan bu hayır ellerini ihtiyaç sahipleriyle buluşturmak düşer. Omuzlarımıza yüklenen ağır ama bir o kadar tatlı bu mesuliyetin hakkını verebilmek için aylar öncesinden hazırlıklara başlarız. Amacımız bizi hayırlarına vekil kılan milletimizin emanetlerini en iyi şekilde ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak olunca kılı kırk yaran bir titizlikle çalışmak durumunda oluyoruz. Ramazan organizasyonları ve yardımlarınızla alakalı bilgi verir misiniz? Bu noktada şunu belirtmekte fayda görüyorum. Derneğimizi farklı kılan en güzel özelliği; yardımları bizzat sahada kendi eliyle yapıyor olmasıdır. Bu sayede gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşabiliyor, onların halleriyle hallenebiliyoruz. Böylece aramızdaki uhuvvet bağlarını da geliştirerek küresel Amacımız bizi huzura katkı sağhayırlarına vekil lamış oluyoruz. kılan milletimizin Bu sene de aynı emanetlerini en iyi şehassasiyetlerle kilde ihtiyaç sahiplerine dünyanın dört ulaştırmak olunca kılı bir yanında ihkırk yaran bir titizlikle tiyaç sahipleriçalışmak durumunne ulaşabilmenin da oluyoruz. sancısını çekeceğiz. Bu Ramazan’da ayrı bir güzelliği de yaşayacağız. Mil-

20

yonlarca yetim yavrumuzla iftarlarda buluşacak, onların Ramazan ayını bir bayram havası içerisinde geçirmeleri için seferber olacağız. Endonezya’dan Gine’ye, Burkina Faso’dan Bosna Hersek’e kadar pek çok ülkede yetim çocuklarımıza iftar sofraları kuracak, onları sofralarımızda en iyi şekilde ağırlayacağız. Bu yavruları bayramda da yalnız bırakmayacak, en güzel hediyelerle bayram sevinçlerine ortak olacağız. İhtiyaç sahiplerine ulaştıracağımız gıda kumanyaları, kuracağımız iftar ve sahur sofraları ve dağıtacağımız bayramlık hediyelerle ümidini Ramazan’a bağlamış yüzbinlerce ihtiyaç sahibinin ümidini yarım bırakmayacağız inşallah. Peki, gönüllülerinizin bu organizasyonlarda yeri nedir? Kaç gönüllüyle organize oluyorsunuz ? Tüm bu bahsini yaptığımız yardım organizasyonlarının her biri başlı başına özveri isteyen işler. Bu noktada gönüllülerimizin kıymetli destekleri bizim en büyük motivasyon kaynağımız. Tüm dünyada 46 bini aşkın gönüllümüz var. Ramazan ayında yardım organizasyonlarında bizzat bulunmak isteyen gönüllülerimizle bu sayı bu aya özel yüzbinleri buluyor. Gönüllülerimiz, sosyal incelemeden tutun da Ramazan kumanyası hazırlamaya, sıcak yemek dağıtımından, bayram ziyaretleri gerçekleştirmeye kadar tamamen kendi araçlarıyla ve imkanlarıyla seferber oluyorlar. Yurt içinde şubelerimizle direk irtibatlanan gönüllülerimiz, ihtiyaç duyulduğunda işini gücünü bırakıp yurt dışındaki yardım organizasyonlarımızda da yer alıyorlar. Biz onların eliyle ihtiyaç sahiplerine bizzat sahada ulaşıyor, ihtiyaçlarını karşılarken dertlerine de derman olmaya çalışıyoruz. Ben bu vesile ile her birinin kıymeti bizim için tarif edilemez olan bu değerli arkadaşlarımıza, gönüldaşlarımıza yürekten teşekkür ediyorum. Aynı şekilde kendi emeğiyle hayır yapmak isteyen herkesi bu Ramazan’da gönüllülerimiz arasında görmeyi arzu ediyoruz.

Ramazan’da yapılan fitre ve zekat bağışları ne şekilde değerlendiriliyor? Dinimiz, hayrınızın doğru kanallara gittiğinden emin olabildiğiniz ölçüde fitre ve zekat bağışlarınızı hayır kuKendi rumlarına yapmaemeğiyle nızda bir beis görhayır yapmak müyor. Şeffafiyet isteyen herkesi bu ve güven unsuru Ramazan’da gönülise bizim için ollülerimiz arasında mazsa olmaz ungörmeyi arzu surların başında ediyoruz. geliyor. Hayırseverler bu doğrultuda gönül ferahlığıyla kurumumuza bağışlarını yapabilirler. Fitre ve zekat bağışlarının sarfiyat koşulları çerçevesinde, bağışlarınız gerçek ihtiyaç sahiplerine bizzat kendi yetkililerimiz tarafından ulaştırılıyor. Aklında herhangi bir soru işareti olan yardımseverlerimiz kendilerine en yakın şubelerimize başvurarak ya da 44 44 593 numaralı Çağrı Merkezi hattımızı arayarak işleyiş hakkında detaylı bilgi alabilirler. Geçen sene hedeflediğiniz yardım rakamlarına ulaşabildiniz mi? Bu sene gerçekleştirmeyi düşündüğünüz Ramazan yardım hedeflerinizi öğrenebilir miyiz? Bizim için öncelikli hedef geride gözü yaşlı, umudunu bize bağlamış hiç kimseyi bırakmamaktır. Gönül ister ki; hiç kimse başkasından bir şeyler beklemek durumda kalmasın, kendi kendine yetebilecek refaha erişsin ve hatta komşusunu gözetir hale gelebilsin. Bu noktada da bizlere ihtiyaç kalmasın. Ancak, ne yazık ki hepimizin bildiği gibi dünya üzerinde ihtiyaç sahibi insanlar çok fazla, bizler de bu bağlamda üzerimize düşen vazifeleri insanlık namına en iyi şekilde yerine getirmeye gayret gösteriyoruz. Geçtiğimiz yıl hedeflerimize ulaşmanın mutluluğunu yaşadık. “Bir dünya iyilik için niyetliyiz!” sloganıyla ülkemizin 81 ilinde 102 bin 869 adet kumanya dağıttık, 684 bin 590 kişiye iftar ve 19 bin 850 aileye bayramlık yardımında bulunduk. Mısır’dan


Mali’ye, Myanmar’dan Somali’ye, Bangladeş’ten Filistin’e dünyanın 71 ülkesine ulaşan iyiliğe niyetli gönüllülerimiz vesilesiyle tüm dünyada toplam 1 milyon 111 bin 922 kişiye iftar ve sahur yemeği ikram ettik. Tam 207 bin 835 kumanyayı bir emanet mesuliyetiyle ihtiyaç sahiplerine ulaştırırken, 32 bin 526 kişinin bayram sevincine vesile olduk. Bu sene hedeflerimiz çok daha büyük inşallah. Tüm dünyada toplam 2 milyon 500 bin kişiye iftar ve sahur yemeği vermeyi, 400 bin kişiye kumanya dağıtmayı ve 50 bin kişiye bayramlık yardımı yapmayı hedefliyoruz. Tüm bunlarla birlikte dünyanın dört bir yanına kuracağımız bereketli sofralarda tam 1 milyon yetimi misafir etmeyi, onlarla sevgiyle kucaklaşmayı arzu ediyoruz. Gönlümüzden geçen; yardımseverlerimizin “Yetim İftar” yazıp 5777’e sms göndererek her akşam sadece bir sms ile değil; belki on sms ile yolumuzu gözleyen yavruları sofralarında ağırlamalarıdır. İşimiz zor, yolumuz uzun ama sizlerin değerli destekleriyle inanıyorum ki her şey kolaylaşacak ve bu Ramazan’ın bereketi de tüm dünyada en güzel şekliyle hissedilecektir. KYM ile Ramazan bağışı yapmak isteyen yardımseverler hangi yollarla bunu yapabilirler? Yardımseverlerimiz öncelikli olarak ramazan.kimseyokmu.org.tr adresinden bağış seçenekleri hakkında detaylı bigi alabilirler. Online bağış yoluyla, anlaşmalı olduğumuz bankaların tahsilat ekranlarından, postanelerden 885777 numaralı posta hesap çeki numaramızı kullanarak, Genel Merkez ve şubelerimizden makbuz karşılığı bağışlarını yapabilecek olan yardımseverler “Yetim İftar” ya da “İftar” yazarak 5777’ye 5TL’lık SMS bağışında da bulunabilirler. Yardımseverlerimizden naçizane isteğim şudur ki; bu Ramazan her akşam sofralarına en az bir yetimi misafir etmeden oturmasınlar. Bu herkesin kolaylıkla yapabileceği bir hayır

yöntemi. Gelin, bu Ramazan’da rahmet şemsiyelerimizi paylaşmanın bereketiyle dolduralım. Çünkü Ramazan paylaşmak için en güzel andır. Aziz milletimize hayırlı bir Ramazan geçirmelerini diliyor, mübarek bayramlarını şimdiden tebrik ediyorum.

Gönlümüzden geçen; yardımseverlerimizin “Yetim İftar“ yazıp 5777’e SMS göndererek her akşam sadece bir sms ile değil; belki on SMS ile yolumuzu gözleyen yavruları sofralarında ağırlamalarıdır.

Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

21


RAMAZAN REHBERİ Ramazan, iyilik yapmak için en güzel zaman! Hem kendinize hem de çevrenizdekilere iyilik yaparak Ramazan’ınızı güzelleştirebilirsiniz. Nasıl mı? Sizler için hazırladığımız bu rehberle işe başlayabilirsiniz!

O

rucu bozan şeyler nelerdir? Orucun temel unsuru ve anlamı, yeme, içme ve cinsel ilişkiden uzak durmak, nefsi bunlardan mahrum bırakmak olduğu için, oruçlu iken bunlar ve bu anlama gelecek davranışlar orucu bozar. Yemek ve içmek, yenilip içilmesi mûtat olan her şeyi kapsamı içine alır. Sigara, nargile gibi keyif veren tütün kökenli dumanlı maddeler ile uyuşturucular ve tiryakilik gereği alınan tüm maddeler oruç yasakları kapsamına girer. Her ne sebeple olursa olsun, ağızdan alınan ilâçlar da aynı hükme tabidir. Oruç fidyesi ne demektir? Fidye, bazı ibadetlerin eda edilmemesi ya da edası sırasında birtakım kusurların işlenmesi hâlinde ödenen dinî-malî yükümlülüktür. İbadetlerle ilgili fidye, oruç ve hacda söz konusudur. İhtiyarlık ve şifa ümidi olmayan bir hastalık sebebiyle oruç tutamayan ve daha sonra da kaza etmesi mümkün olmayan kimse, oruç tutamadığı

22

her güne karşılık bir fidye öder. Kur’an-ı Kerim’de, “Oruç tutmaya güç yetiremeyenler, bir fakir doyumu kadar fidye öder.” (Bakara, 2/184) buyurulmaktadır. Bir fidye miktarı, bir sadaka-i fıtır miktarıdır. Sadaka-i fıtır ise bir kişiyi bir gün için doyuracak yiyecek veya bunun para olarak karşılığıdır. Fidye vermek durumunda olan fakat buna maddi imkânı el vermeyen kimse Allah’tan af diler. Günler uzun olduğu için oruç tutamayan hasta ya da yaşlılar, kısa günlerde oruç tutabilirlerse tutamadıkları orucu kısa günlerde kaza etmeleri gerekir. Bu durumda olan kimselerin vermiş oldukları fidyeler sadaka sayılır. Oruç fidyeleri, Ramazan ayının sonunda toptan verilebileceği gibi, Ramazan ayı içinde günlük olarak veya Ramazan ayı başında da verilebilir. Zekat kimlere farzdır? Bir kimsenin zekât vermekle mükellef olması için Müslüman, hür, akıllı, buluğ çağına erişmiş olması; borcundan ve aslî ihtiyaçlarından fazla hakikaten ya da hük-

men artıcı, yani kazanç sağlayıcı nitelikte nisap miktarı mala sahip olması gerekir. Nisap ne demektir? Miktarı ne kadardır? Nisap, zekât, sadaka-i fıtır ve kurban gibi ibadetler için konulan bir zenginlik ölçüsüdür. Nisap, asgarî zenginlik ölçüsü şeklinde de tanımlanabilir. Borcundan ve aslî ihtiyaçlarından fazla olarak bu kadar mala sahip olan kişi dinen zengin sayılır. Böyle bir kişi, zekat veya sadaka alamayacağı gibi; sadaka-i fıtır vermek ve kurban kesmekle de yükümlü olur. Fazla olan bu malın nâmi olması ve üstünden bir yıl geçmesi halinde zekatının verilmesi gerekir. Zenginliğin asgarî sınırı olan “nisap” Hz. Peygamber (s.a.v) tarafından belirlenmiştir. Bu asgarî sınırlar, o dönem İslâm toplumunun ortalama hayat standardını ve zenginlik ölçüsünü göstermektedir. Hadislerde belirlenen nisap miktarları şöyle sıralanabilir; 80,18 gram altın veya bunun tutarında para veya ticaret malı; 40


koyun veya keçi, 30 sığır, 5 deve. Nisap miktarının belirlenmesinde kullanılan bu malların, o dönemin en yaygın zenginlik aracı olduğu açıktır. Nisabın bu mallar üzerinden belirlenmesi, sosyal ve ekonomik şartların fazla değişmediği ileriki dönemlerde de aynen korunmuştur. Zekat kimlere verilir? Zekat ve fitrenin kimlere verilebileceği Kur’an-ı Kerim’de belirlenmiştir (Tevbe Sûresi, 60). Bunlar; fakirler, düşkünler, esaretten kurtulacaklar, borçlu düşenler, Allâh yolunda cihada koyulanlar, yolda kalmış olanlar, zekat toplamakla görevlendirilen memurlar ve müellefe-i kulûb adı verilen, kalpleri İslam’a ısındırılmak istenen kimselerdir. Taksitli olarak zekat verilebilir mi? Asıl olan kişinin üzerine terettüp eden zekatı ödemesidir. Bu itibarla, zekat bir defada ödenebileceği gibi, taksitle de ödenebilir.

Fitre ne demektir, hükmü nedir? Halk arasında fitre denilen sadaka-i fıtır, Ramazan ayının sonuna yetişen ve aslî ihtiyaçlarından başka en az nisap miktarı mala sâhip bulunan her Müslüman’ın vermesi vâcip olan mali bir ibadettir. Sadaka-i fıtır, insan fıtratındaki yardımlaşma ve dayanışmanın bir gereği olarak insan varlığının zekatı kabul edilmiştir. Bu nedenle sadaka-i fıtr’a, “can sadakası” veya “beden sadakası” da denilmektedir. Diğer taraftan fitre, yoksulların ihtiyaçlarının giderilmesinde, bayram gününün neşesinden onların da istifade etmelerinde önemli bir rol oynar. Kimler fitre (sadaka-i fıtır) vermekle yükümlüdür? Sadaka-i fıtır, borcundan ve aslî ihtiyaçlarından fazla olarak nisap miktarı mala sahip olan her Müslümana vaciptir. Bireyin sadaka-i fıtır ile mükellef olması için öngörülen zenginlik ölçüsü, zekatta aranan nisaptır. Ancak sadaka-i fıtırda, zekatta öngörülen, malın

artıcı olması ve üzerinden bir yıl geçmesi şartı aranmamaktadır. Sadaka-i fıtır ne zaman verilir? Sadaka-i fıtır, Ramazan Bayramı’nın birinci günü tan yerinin ağarmasıyla vacip olmakla birlikte, Ramazan ayı içinde de verilebilir. Hatta fakirlerin bayram ihtiyaçlarını karşılamaları için, bayramdan önce verilmesi daha iyidir. Ancak Bayram sabahına kadar sadaka-i fıtır verilmemiş ise, Bayram günlerinde ödenmesi gerekir. Zamanında ödenmeyip sonraya kalan fitreler ise, mümkün olan ilk fırsatta ödenmelidir. Zekat ve fitre, hayır kurumlarına verilebilir mi? Aldıkları zekat ve fitreleri bir fonda toplayıp bunu yalnızca Tevbe Suresi’nin 60. ayetinde belirtilen yerlere sarf ettikleri bilinen ve kendilerine her bakımdan güvenilen kimseler eliyle yönetilen dernek, kurum ve yardımlaşma fonlarına zekat ve fitre verilmesinde dinen bir sakınca yoktur.

Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

23


24


MİSAFİR KALEM

Ramazan-ı Şerİf Bİze Ruh Dİsİplİnİ Kazandırmalı

D

isiplin, frenkçe bir kelimedir; intizamın te’mini için uyulması gereken emir ve yasaklar, dengeli bir insan olabilmek için lazım gelen zihnî, ahlâkî, ruhî terbiye ve “düzen ruhu” manalarına gelmektedir. Disiplin insanı ise, belli kaide ve prensipler çerçevesinde yaşayan, tertip ve düzen hususunda hassas davranan insan demektir.

M. Fethullah Gülen

Necip Şahin

Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

25


A

slında, bir mü’minin ha- tiyle hayatı disipline etmeyi öğretir. uzak durma ve aynı zamanda mutyatı her zaman çok ahenkli Nefsanî isteklere karşı, kalb ve ruh laka helâl dairesinde kalarak haraolmalıdır. O, ne zaman ne atmosferine sığınarak, vicdanı ha- ma asla el uzatmama hususlarında yapması gerektiğini, nelerle meşgul rekete geçirip iradeyi güçlendirerek temrinat yaptırır; Ramazanlaşan olması ve hangi işlerle uğraşması sürekli istikamet üzere olabilmeyi insanlara bu konularda disiplin lazım geldiğini önceden bilmeli ders verir. ruhu kazandırır. ve ona göre davranmalıdır. Onun, Ramazan, ondan nasiplenmesini Gelin Hepİmİz Bİrer hangi işi önce yapacağını belirleme bilen her insanı, seviyesine göre Vefâ ve Sadakat ve bir programa göre çalışma niyebir sadâkat eri haline getiErİ Olalım ti haricinde “Acaba şimdi ne yaprir. Oruç tutan ve onRamazan-ı sam?” şeklinde bir düşüncesi olmadaki sırrı kavramaya Ramazan-ı şerif, şerif, insanın malıdır. O, hem Cenâb-ı Hakk’a insanın en zayıf çalışan bir mü’min, en zayıf damarkarşı kulluk vazifelerini hem diğer damarlarından hem Hakk’a telarından biri olan insanlarla alakalı sorumluluklarını biri olan yeme-iç- yeme-içme isteğini sı- veccühünde hem hem de kendi şahsî işlerini ve bun- me isteğini sınırde halkla münasenırlamayı ve kontrol lardan hangisini ne zaman yapaca- lamayı ve kontrol betlerinde hep vefa altında tutmayı ğını mutlaka önceden tayin etmeli; altında tutmayı sağve sadâkat peşinde sağlar. her haliyle bir düzen ve intizam olur. O, sadece belli lar. Adeta bir besörneği sergilemelidir. vakitlerde ibadet eden bir lenme disiplini Aslında, Haddizatında, ibainsan olmakla yetinmeyip, ubuditalim eder. Evet, bir mü’minin detler iş tanzimi ve hayatı devam et- yet ufkuna yürür ve bütün gününü hayatı her zaman vakit taksimi için tirebilmek için kulluk şuuruyla değerlendirir, her çok ahenkli olmalıdır. çok önemli bimutlaka yeme- an ibadet ediyor olma duygusuyla O, ne zaman ne yapması rer köşe taşıdır ye, içmeye ih- yaşar. Dünyevî eğilimlerden ve cisgerektiğini, nelerle meşve inanan insan tiyaç vardır. Ne manî temayüllerden birazcık sıyrıgul olması ve hangi işlerle çoğu zaman işvar ki, sağlık lınca, kendini Cenâb-ı Hakk’a adauğraşması lazım geldiğilerini o ibadet prensipleri he- ma ve bir hakikat eri olma hedefi ni önceden bilmeli ve takvimine göre saba katılmadan belirir önünde. Bu hedefe ulaşmak ona göre davranayarlar: “Öğle nayenip içilen her maksadıyla, Bediüzzaman hazretlemalıdır. mazından sonra; akşey beden için zararlı rinin ifadesiyle, hep Allah için düşam namazından önce..” şünme, Allah için konuşma, olduğu gibi; midiyerek gününü belli dilimlere Allah için muhabbet denin, kalbi ezecek ayırır ve hiçbir anını boş geçirme- kadar güçlenip insaduyma, “lillah, liveVakitli vakitsiz meye çalışır. chillah, lieclillâh” nı kalb ve ruhun sürekli bazı şeyler Zamanın kıymetini bilen ve derece-i hayatındairesi içinde kalyiyip içmek ve mideyi ömrü, değerlendirilmesi gereken dan hayvaniyet hep dolu bulundurmak, ma ve her zaman çok önemli bir nimet olarak gören ve cismaniyet Hakk’a mütehem bedene zararkimseler, yeme içmeden yatıp-kalk- çukurlarına düveccih bulunma dır hem de Cenâb-ı maya kadar her şeyi zabt u rabt şürmesi de bir fedenemeleri yaHakk’ın hoşlanmadıaltına alırlar; hiçbir meselelerini lakettir. Evet, vapar; bu denemeler ğı bir davranıştır. dağınıklık içinde ve sürüncemede kitli vakitsiz sürekli neticesinde başarıyı bırakmazlar. Onlar bilirler ki, hem bazı şeyler yiyip içmek yakalamaya her gün insanların hem de kurumların en ve mideyi hep dolu bulunbiraz daha yaklaşır. Derverimli oldukları anlar, en düzenli durmak, hem bedene zarardır hem ken, tam bir vefa ve sadâkat insanı oldukları zamanlardır. de Cenâb-ı Hakk’ın hoşlanmadığı olur. İşte, Ramazan ayı, yeAslında, inananlar için insan bir davranıştır. mek-içmek-uyumak Bu mübarek ay boyun- ömrü bir Ramazan, büluğ çağı imgibi nefsin arzu etca tutulan oruç, ye- sak vakti ve ölüm de iftar anıdır. Zamanın kıytiği şeylere karşı mek vakitlerini be- Bir aylık Ramazan, bir ömür süren metini bilen ve tavır belirleyelirleme, israftan ve kulluk orucunun alıştırması gibidir. ömrü, değerlendirilrek, bunları ihmideyi tıka-basa Otuz günde kazandığı güzel hasletmesi gereken çok önemtiyaç ölçüsündoldurmaktan leri hayat boyu devam ettirmesini li bir nimet olarak gören de ve hamd ü kaçınma, hem bilenlerdir ki, onlar, burada biraz aç kimseler, yeme içmeden şükür duygubeden hem de ve susuz kalmaya bedel, ötede “Kulyatıp-kalkmaya kadar ları içerisinde ruh sağlığına za- larım, çok defa sizi renginiz kaçmış, her şeyi zabt u rabt gidermek surerar veren şeylerden benziniz sararmış-solmuş, gözlealtına alırlar.

26


SÖZÜN ÖZÜ

Ramazan’da mü’minler oruç ibadetiyle beraber, teravih namazı da kılarlar. Ramazan’ı tam bir Kur’an ayı olarak değerlendirir ve bol bol Kur’an okurlar. Aynı zamanda, gönülleri açılır, semâhatle ve engin bir cömertlikle coşarlar; hayır ve hasenât hesabına bütün fırsatları değerlendirirler. Bunun yanı sıra Rehber-i Ekmel’e ittiba ederek, o günlerde daha bir cömertleşir; zekât, sadaka ve fıtır sadakası adı altında sürekli ihsanda bulunurlar. Dahası, bazıları, Ramazan ayının son on gününde itikâfa girer ve kendilerini bütün bütün ibadete verirler.

riniz içine çökmüş ve avurtlarınız çukurlaşmış olarak görüyordum. Buna Benim için katlanıyordunuz. O geçmiş günlerde takdim ettiklerinize bedel haydi bugün afiyetle yiyin, için.” hitabını duyacak ve işte o gün asıl iftarı yapacaklardır. İlahî Kelamla Tanışma Fırsatı Bütün bir sene Kur’an’dan uzak kalmış olanlar bile Ramazan’ın nû-

refşân ikliminde ciddi bir susamışlık içinde Kelam-ı İlahî’den kevser yudumlamaya koşarlar. Çünkü bu gufran ayında, yaygın olarak her yerde yapılan bir âdet de mukâbeledir. Kur’an’ın Allah tarafından indirildiği şekilde korunması, âyet ve sûrelerin tertibinin doğru olarak tesbit edilmesi ve bunun kontrolü için Hazreti Cibril (aleyhisselam) her sene Ramazan ayında, bir ri-

vayete göre Ramazan ayının her gecesinde, Resûl-i Ekrem (sallallahu aleyhi vesellem) Efendimiz’e gelirdi. Allah Resûlü (aleyhi ekmelüttehaya) Kur’an âyetlerini Cibril Aleyhisselam’a okurdu ve sonra da onun okuyuşunu dinlerdi. İşte, Kâinatın İftihar Tablosu ile Cibrîl-i Emîn’in Kur’an-ı Kerim’i bu şekilde karşılıklı olarak okumalarına “mukabele” denilmiştir. Hem o mukaddes hatıraya saygı-

Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

27


DUA UFKU

28

Ey güç ve kuvvetin nın bir tezahürü olarak hem de yegâne sahibi olan Yüce Kur’an’ın Ramazan’da nazil olması Allah’ımız! Sen Kavî’sin, biz ise ve özellikle bu ayda Kur’an okuSen’in zayıf, aciz ve muhtaç kapımanın kat kat mükâfatlandırıkullarınız. Zayıf ve acizleri Sen’den lacağının müjdelenmesi sebebaşka kim koruyup kollayabilir ve biyle, mü’minler Ramazan ihtiyaçlarını giderebilir! Ne olur, salih boyunca camilerde ve evlerkullarını sevindirdiğin gibi bizi de sürpde “mukabele” okumayı ve riz lütuflarınla sevindir ve üzerimizdeki hatimler yapmayı güzel bir nimetlerini tamamla! Ey her şeye gücü adet haline getirmişlerdir. yeten Rabbimiz! Bize ve yeryüzünün Selef-i salihin efendilerideğişik yerlerindeki bütün inananlara, miz Kur’an’ı her ay bir defa özellikle de gadre, zulme ve haksızlığa hatmetmeyi ona karşı vefanın uğratılmış mazlumlara dünyada ve alt sınırı kabul etmiş; ayda bir ukbâda tasa ve elem sebebi olan kez onu okumayanın ona karşı kötülüklerin hepsini bertavefalı davranmamış ve onu terk etraf et! miş sayılacağını belirtmişlerdir. Bu açıdan, Ramazan’ın mübarek günlerini değerlendirerek ayda en azından bir defa Kur’an’ı hatmetmeye kendimizi alıştırmalıyız ki, bu bizim için bir başlangıç sayılsın ve hiç değilse bundan sonra Kelam-ı ilahîye karşı vefalı olabilelim. Aslında, bilmeyenler her zaman onu öğrenme ve anlama peşinde olmalı, bilenler de bütün idrak ve ihsas güçlerini onu doğru öğretip doğru ifade etmede kullanmalı ve onun okunup anlaşılmasını daha bir yaygınlaştırmalıdırlar. Zira o, anlaşılmak ve anlatılmak için Allah rahmetinin insan akl ü idrakine en büyük armağanıdır. Onu okumayı öğrenip, manasını anlamak hem bir vazife hem de bir kadirşinaslık; anlatmaksa onun nuruna muhtaç gönüllere saygı ve vefanın ifadesidir. Bu itibarla, Kur’an okumayı bilmiyorsak, Ramazan-ı Şerif ’i vesile yaparak, hemen öğrenme yolları aramalı; Kelâm-ı ilahîyi okuyabiliyor ama anlayamıyorsak, bazı ayetlerin şerhlerini de ihtiva eden bir meale başvurmalı ya da daha da güzeli, ciddi bir tefsir kitabı mütalaa etmeli ve bu bir ayı gerçekten bir Kur’an ayı olarak değerlendirmeliyiz. Selef-i salihîn efendilerimize ittibâen, can ü gönülden Kur’an’a yönelmeli, Kelâm-ı ilahîye karşı kalb kapılarını sonuna kadar açmalı ve “Cenâb-ı Hakk’ın marziyâtını kelâmından anlama” hususunda Ramazan’ın kudsiyetine yaraşır bir cehd ortaya koymalıyız.


BU RAMAZAN EN ÇOK ONLARI DÜŞÜNÜN! Her Ramazan olduğu gibi bu Ramazan’da da ailenize birbirinden renkli sofralar kurarken, çocuklarınızla aynı sofranın etrafında aynı duaya âmin derken, ezan sesinin sofra telaşına karıştığı rahmet kokulu o saatlerde, bir kişilik yer de onun için açsanız olmaz mı gönlünüzde?

F

ark eder mi sizin için adı, fark eder mi milliyeti?… Onların da hakkı değil midir özenle hazırlanmış sofralarda hiçbir şey düşünmeden keyifle yemek yemek?... Bayram, onların da bayramı değil midir?... Onlar da sizin çocuklarınız gibi sadece çocuk değil midir!... Dünyanın pek çok ülkesinde kimsesizlikle savaşırken bir de açlıkla boyunları bükülen yetim çocukları düşünün bu Ramazan... Bu Ramazan en çok onları düşünün... Kendi çocuklarınızı düşünün onların yerinde, yeğenlerinizi düşünün, kapı komşunuzun şirin kızını düşünün... Çocuğu bir öğününü yemese ne yapacağını şaşıran kıymetli anneler, bu Ramazan annesiz çocukların da annesi olun... İftar saati çocuklarına dumanı üstünde tüten bir pide getirebilmek için son ana kadar kuyruk bekleyen babalar, bu Ramazan yetim çocuklar için de sıcacık bir pide kapıverin... Bir çift bayramlık ayakkabı için günlerce hayal kuranların, yolunuzu ümitle bekleyenlerin bayram sevinci oluverin... Sofralarınızda, bayramlarınızda, dünyalarınızda onlara da küçücük bir yer açın bu Ramazan olmaz mı?...

Madem ki Ramazan, birbirimizin halinden anlama ve empati kurma ayıdır; o halde biz de en azından oruçlu olduğumuz zamanlarda o minicik yüreklerin dünyalarını tanımaya, hayata onların penceresinden bakmaya gayret gösterelim bu Ramazan. Bizler bolluk içinde bir yaşam sürerken, dünyanın herhangi bir yerinde açlıktan uyuyamayan bir yetim varsa hayatımızı yeniden gözden geçirelim... Cebimizdeki her kuruşta Peygamber’in emanetlerinin de hakkı bulunduğunu göz ardı etmeyelim. Güzel bir dünya hayali için önce yetim yavruların ellerinden tutmamız gerektiğini kendimize vazife edilelim ve bu Ramazan’ı buna vesile edelim ne dersiniz? Yetimlerin tebessümüne gizlenmiş O sırrın aşığı olan Kimse Yok Mu, işte bu duygularla hayatın içinde kaybolmaya yüz tutmuş tüm bu güzel ayrıntıları bir kez daha hatırlatmak ve yaşatmak için bu Ramazan’da da yetimlerin yüzlerini güldürmeye gönülden talip. Dünyanın 54 ülkesinde şimdiye kadar 17 bin 284 yetimin gıda, giyim, eğitim, sağlık ve barınma gibi temel ihtiyaçlarına çözümler üreten Kimse Yok Mu, bu kez de Ramazan

ayı boyunca tam 1 milyon yetimi iftar sofralarında kucaklamayı hedefliyor. Bu büyük hedefi gerçekleştirmek için de sizlerin kıymetli desteklerinize ihtiyaç duyuyor. Tam 1 milyon yetim çocuğun dudaklarından dökülen içten duaların muhatabı olmak ise oldukça kolay. Ramazan ayı boyunca İFTAR yazıp 5777’e göndereceğiniz her SMS ile bir yetiminin daha Ramazan ayının bereketinden nasiplenmesine vesile olabilirsiniz. Bugün soframa sadece bir yetimi değil; bin yetimi konuk etmek istiyorum derseniz; bağışlayacağınız 5 bin lira ile o da mümkün. Bir yetimin bayram mutluluğunu hiçbir şeye değişmem diyenlerdenseniz; sadece 80 lira ile bir çocuğun bayram hayallerini gerçekleştirebilirsiniz. Tüm bu bağış seçenekleriyle yetimler için dünyasında yer açmak isteyen hayırseverlere kolaylıklar sunan Kimse Yok Mu, alan eli de veren eli de mutlu etmek için var gücüyle çalışacak yine bu Ramazan... Sizlerin varlığıyla tamamlanacak olan bu mutluluk mozaiği yarım kalmasın diye gelin, bu Ramazan’da da onları aşsız, ekmeksiz; yani bir yudum sevgisiz bırakmayalım...

Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

29


RAMAZAN’A ÖZEL 10 İYİLİK TAVSİYESİ BU RAMAZAN SAATLERİNİZİ İYİLİĞE KURUN!

1

İlk gün su seferberliği

Sıcak Ramazan günleri, suyun kıymetinin en iyi anlaşıldığı günlerdir. Siz de bu vesileyle suya hasret coğrafyalarda sevdikleriniz ya da kendiniz adına su kuyusu açtırabilir, inşa edilmesi planlanan su deposu ve arıtma tesislerine destek verebilirsiniz. Belki su kuyusu açtırmaya ekonomik gücünüz yetmeyebilir ama suyunuzu idareli kullanarak yapacağınız birikimle Kimse Yok Mu’ nun “Temiz Su” projesine destek olabilirsiniz. Ramazan’ın ilk günü: Sudan tasarruf günü olsun!

30

2

Kurban olsun Ramazan’a

Kurban bağışını kurban bayramıyla sınırlamamak lazım! Yoksulların evine de bu Ramazan et girsin derseniz, Kimse Yok Mu Nafile Kurban kampanyası kapsamında bir nafile kurban bağışında bulunabilir, organizasyon düzenlenen ülkelerden istediğiniz birine gönderebilirsiniz.

3

El emeği, göz nuru, yetim hakkı

Ramazan yetimlerin halinden anlamamız için güzel bir fırsat.

Yılda 360 dolar yahut aylık sadece 30 dolarla bir yetimin ihtiyaçlarını karşılayabilirsiniz. Buna gücünüz yetmiyorsa üzülmeyin, elinizde yaptığınız göz nuru el işinizi dünyanın herhangi bir yerindeki bir yetim için satışa çıkarın. Elde edeceğiniz geliri Kimse Yok Mu “Yetim” kampanyasına bağışlayın. Bu iş hoşunuza giderse, komşularınızla birlikte küçük çaplı kampanyalar da düzenleyebilirsiniz.

4

Tıkla, iyilik sosyal medyada yayılsın!

Sosyal medya hayatımızda epeyce yer teşkil ediyor, öyle değil mi?


Siz de sosyal medyayı kullananlardansanız, Kimse Yok Mu sosyal medya gönüllüsü olun. İyiliği tüm Ramazan sevdiklerinizle paylaşın.

5

Kardeş ailenize evinizde iftar verin

Kimse Yok Mu' nun kurulduğu günden beri sürdürdüğü kardeş aile projesi gün geçtikçe büyüyor. Eğer bir kardeş aileniz varsa, yılın ilk iftarında onları konuk edin. Eğer bir kardeş aileniz yoksa, edinmek için Ramazan'dan daha güzel zamanlama olamaz. Ayrıca kardeşlerinizi evinize çağırmakla yetinmeyin, siz de onların misafiri olun. Mütevazi bir sofrada açacağınız bu oruç, belki de size en güzel sofraların veremediği lezzeti sunacaktır.

6

1000 kişiyle aynı sofrada iftar yapmaya ne dersiniz?

Kimse Yok Mu’nun geniş bağış seçenekleriyle bunu gerçekleştirmek çok kolay. 5000 lira bağışlayarak hiç tanımadığınız 1000 ihtiyaç sahibine iftar verebilir, onlarla aynı sofrada orucunuzu açabilir bu sayede paylaşmanın huzurunu hep birlikte yaşayabilirsiniz.

8

Zekat ve fitreler için geç kalmayın!

Yoksa siz hâlâ zekat ve fitre bağışlarınızı yapmadınız mı? Ramazan bitmeden acele edin, ihtiyaç sahiplerini daha fazla bekletmeyin. Üstelik zekat ve fitre bağışlarınızı Kimse Yok Mu aracılığıyla gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaştırabilirsiniz.

Ramazan’a veda

10 günü

Ramazan’ın son günlerini iyiliğe ayırarak sadece 80 lira ile bir çocuğun bayramlık ihtiyaçlarını karşılayın. İhtiyaç sahibi tanıdıklarınıza bayram için özel bir istekleri olup olmadığını sorun. Kim bilir, belki de tek bekledikleri sizin kapılarını çalmanızdır…

5777'ye MESAJ atın

Bugünün en önemli işi, “İFTAR” yazıp 5777’ye bir mesaj atmak olsun. Dokunacağınız birkaç tuşla ihtiyaç sahiplerine bir iftar bağışı yapın. Sakın 5 TL’yi azımsamayın!

7

9

Kumanya bağışınızı yaptınız mı?

Kimse Yok Mu’nun Ramazan kumanya kampanyasına bağış yaptınız mı? Yapmadıysanız, hâlâ vaktiniz var. Sadece 60 liraya bağışlayabileceğiniz bir kumanyayla bir aileyi sevindirebilirsiniz.

Tüm bu iyilikleri gerçekleştirmenize yardımcı olacak ve gerçek ihtiyaç sahipleriyle aranızda bir köprü vazifesi görecek olan Kimse Yok Mu’ya Ramazan bağışlarınızı ulaştırmak için; Banka hesap numaralarından dilediğinizi kullanarak ya da anlaşmalı olduğumuz tahsilat ekranlı bankalardan hesap numaralarımıza bile ihtiyaç duymadan bağışınızı yapabilirsiniz. Kurumsal web sitemiz www.kym.org.tr adresinde bulunan ‘Online Bağış’ sayfamıza ulaşarak kredi kartınızla oturduğunuz yerden bağış yapabilirsiniz. 44 44 593 numaralı Çağrı Merkezi hattımızı arayarak, operatöre bağlanmadan kredi kartınızla bağışınızı kolayca yapabilirsiniz. Tüm GSM operatörlerinden (Turkcell, Avea, Vodafone) 5777’ye SMS atarak ihtiyaç sahiplerine 5 TL bağışlayabilirsiniz.

Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

31


MİSAFİR KALEM Kudüs’te Ramazan

Ben KUDÜS

B

Harun Tokak

32

Ben Kudüs’üm… Kutsal kent Kudüs… Sadece insanlar değil, şehirler de oruç tutar. Her şehrin bir orucu vardır. Bugünlerde benim orucum Mekke’den, Medine’den, İstanbul’dan farklı! Farklı bir gurbet orucu tutuyorum ben; yeryüzü sürgünlüğünün orucu... Ama oruçla özgürleşiyorum ben. Ne de olsa göklerle buluşulan dünyanın sonsuza açılan kubbesi bendedir. Kadim dünyanın tüm izlerini taşıyan çarşılarım, Ramazanla birlikte daha bir hareketlenir, canlanır.

Mustafa İlhan


K

udüs çarşısı; yaşayan dığına inanırlar. Sonraları üzerine Kudüs’ün, Müslüman Hz. Süleyman, cinlere BeytülmakKudüs’ün, o muhteşem dis’i inşa ettirdi ve kaya asırlarca Mescid-i Aksa avlusunun etrafını Ahdi Atik sandığını taşıdı sırtında. kuşatan hayatın içindeki şehrin Hazreti Davud’dan sonraki hemen kalbidir. Tüm gün belki de hiç bütün Beni İsrail peygamberleri satış yapamayan ve hiç tanışmadı- bu kayanın etrafında va’zü nasihat ğınız bir esnaf sizi evine iftara gö- ettiler kavimlerine... türmek için can atar. Müslüman sufilerin ‘Miraç GeHer Ramazan Mescid-i Aksa’nın cesi’nde Resulullah’ın selamını medeniyetlerden ve dinlerden de- alan bu kayanın dili vardır’ demerin izler taşıyan on iki bin şamdan- leri gibi, Yahudi mistiklerin ‘binlı avlusuna serilen Ramazan sofra- lerce peygamberin nasihatlerini ları İbrahim Halilullah’tan tatlı dinleyen bu kayanın kulağı vardır’ esintiler bırakır yorgun yüreklere. demeleri de ondandır... Benim kubbelerim ve kulelerim Yeryüzünün ve cennetin tatlı susessizdir, utangaçtır… Bu taş yapı- ları bu kayanın altında kaynar. lar ancak onları anlatan bir insan Meleğin sûra buradan üfleyecesesiyle, ezan sesiyle, çan sesiyle ceği kabul edilir. veya şofar sesiyle birleştiklerinde Diriliş günü, mahşer meydanı canlanır ve dört bin yıllık hikaye- bu kutlu kayanın etrafında kurulerini anlatır misafirlerine. İyi bir lacak, hatalar ve sevaplar bu meyrehber bu taşlar için Sura üfleyen danda mizana vurulacak böylelikle bir İsrafil gibidir. yaratılışın ta başında Hz. Ben, Allah’ın yerdeki Adem’in toprağının alınİyi bir reharşıyım…. dığı bu mekan, onun ber bu taşlar Hazreti Adem, yerevlatlarının semereleiçin Sura üfleyüzünün ilk mabedi rinin döküldüğü hasat yen bir İsrafil Kabe’yi inşa ettikten yerine dönüşecekir. gibidir. sonra bu bereketli topOruç tutan insanlar raklara gelip Mescid-i ikinci neşvelerine buraAksa’nın temellerini attı. da kavuşacaklar. Allah’ın Sevgilisi’nin ilk yıllarınBurası mahşer ve menşerdir. da beni kıble edinmesini, Kâbe’nin Ben Kudüs’üm… kıskandığını hissediyordu kalbim. Nuh tufanında kıştan bahara Kâbe’nin kıble olmasıyla yaralı çıkmanın muştusu zeytin dalını yüreğimi teselli için olmalı ki, Al- malum güvercin o an için yeryülah’ın Sevgili’si, Mirac’ın yer istas- zünün tek kuru parçası olan benyonunu olarak burayı tercih etti. den, Zeytin Dağı’ndan alıp götürBen Kudüs’üm… müştü gemiye. Peygamberimiz, Mescid-i AkHakk’ın Halil’i İbrahim (a.s) sa’ya yolculuğu teşvik etmiş, ge- alevlerin arasından çıkarak bu toplemeyenler için de “Kandillerine raklara geldi. Hakikat meşalesini zeytinyağı göndersinler, Mescid-i buralarda yürekten yüreğe uladı, Aksa’ya bir şey bağışlayan orada sesi bu topraklarda yankılandı. ibadet etmiş gibi olur” buyurmuş. Bu topraklardan koparak önce Asitaney-i Enbiya olan ıssız çöllere hanımı HaceKutsal Muallak Kari ve oğlu İsmail’i AlPeygamberimiz, ya’sı bendedir. lah’a emanet etti, Mescid-i Aksa’ya Yahudiler bu Kabe’yi yeniden yolculuğu teşvik etmiş, kayaya Kuruluş inşa etti. Çöllegelemeyenler için de Kayası derler; ri kentlere çe“kandillerine zeytinyağı zira Rabb’in virdi. Çünkü o göndersinler, Mescid-i Ak- İbrahim’di. kainatı yarasa’ya bir şey bağışlayan tırken önce bu Bir milletin orada ibadet etmiş gibi kayadan başladoğuş meşaleolur” buyurmuş

Hakk’ın Halil’i İbrahim (a.s) siydi. alevlerin arasından El Halil’deki çıkarak bu topraklara Balmut Ağageldi. Hakikat meşalesicı’nın altında ni buralarda yürekten hanımı Sare yüreğe uladı, sesi bu ile otururken topraklarda yankıOğlu İshak bu landı. topraklarda müjdelendi, sapkın ve azgın bir millet olan Lut Kavmi’nin helak edileceği o ağacın altında kendisine haber verildi. Kendi adını taşıyan tepeden Hazreti Davut, o yanık, o davudi sesiyle okuduğu mezmurunu, bütün dağlara taşlara, kuşlara bu diyarlarda dinletti. İnsanlardan, cinlerden ve kuşlardan oluşturduğu muhteşem ordularla bu topraklardan yeni ülkelere yürüdü Sultan Süleyman… Saba Melikesi Belkıs’la bu topraklarda buluştu, tahtını bu topraklara getirtti. Rüzgara bu topraklarda hükmetti, kuşlarla, karıncalarla, bu topraklarda konuştu. Güzeller güzeli Yusuf, bağrımda uyurken gördü; on bir yıldızın, ay ve güneşin kendisine secde ettiğini. Yakub, Yusuf ’unun hasretine bu topraklarda yandı, hem gözbebeğini hem gözlerini bu topraklarda kaybetti. Kardeşleri kuyuya bu topraklarda saldı Yusuf ’u. Kenan’ın kurtları “Biz yemedik Yusuf ’u” diye bu topraklarda isyan etti. Hazreti Yusuf bu topraklardan yürüdü Mısır sultanlığına, gömleği bu topraklarda can oldu babasının görmeyen gözlerine. Hazreti Musa’nın, Yusuf ’un lahdini de yanına alıp, Kızıldeniz’e kurulan ilahi köprüden geçerek İsrail oğullarına yurt edindi bu toprakları. Arz-ı mevud, vaadedilmiş topraklardır, burası… Ben Kudüs’üm… Roma aktüaliteYakub, Yusi bu topraklarda suf’unun hasresürüp giderken, tine bu topraklarda Z e k e r i y a’ n ı n , yandı, hem gözbebeyaşlı Zekeriğini hem gözlerini ya’nın pak gönbu topraklarda kaybetti.

Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

33


Her Ramazan Mescid-i Aksa’nın medeniyetlerden ve dinlerden derin izler taşıyan on iki bin şamdanlı avlusuna serilen Ramazan sofraları İbrahim Halilullah’tan tatlı esintiler bırakır yorgun yüreklere.

34

lüne, Meryem aracılığı ile gelecek olan İsa’nın ışığı burada vurdu. Yanında cehennem anıldığında günlerce aç kalan, kendisini çöllere vuran emanetin kutlu buğdayını tarlalara serpen diriliş ekincisi Yahya Peygamber burada yaşadı, bu topraklarda, gözlerimin önünde kıydılar ona. Hazreti Zekeriyya’nın her ne vakit bulunduğu odaya girse hep turfanda cennet meyveleri bulduğu Hazreti Meryem; bir kadın için bütün zamanların en zor imtihanını bu topraklarda verdi. Kandil yakmak gerekmezdi karanlık gecelerde, kendisi kandildi Meryem’in…Geceler onun şavkıyla aydınlanırdı. Gecelerde aydınlık, yarınları mayalardı. Saba rüzgarı uyanık yakalardı seherlerde. Nasıra’nın seherlerinde tatlı esen bir meltemdi Meryem.. Namaz kılmaktan şişen bilekleri, gecenin bağrında büyüyen kulluk abidesi, sabahlara kadar süren ibadetler, yalvarışlar, yakarışlar, gecenin siyah zülüflerini ıslatan

gözyaşları… Ashabı Kehf ’in beklediği fecir, Meryem’in dayandığı ağacın üzerine ağmıştı. Ve bir gün… Meryem babasız yavrusu ile halkın arasından geçerken herkes yoluna taşlar dikenler atıyordu. Yüzüne tükürüyordu. “Ey Meryem ey Harun’un kardeşi! Sen nasıl da bir suç işledin, o çocuğu kimden peydahladın” diyerek küstahça bağırışıyorlardı. Meryem sustu… Dağlar gibi sustu… Dili tutulmuş denizler gibi sustu. Suskunluk orucunu bu topraklarda tuttu. O sustu ama kundaktaki oğul konuştu; “Ben Allah’ın kuluyum…Doğduğum gün, öleceğim gün ve diri olarak kabirden kaldırılacağım gün, selam ve esenlik banadır” sözleri yankılandı taş döşeli dar sokaklarda. Bir top patlayışı gibi sarsıldı insanlar, kundaktaki çocuk nasıl konuşurdu? Hazreti İsa ilahi bir topçuydu.


Vahiy toplarıyla dövüyordu paga- O’na doğru yürümek için kuruldu daki mabetler taş taşa devrilirken nizmin mermer kalesinin surlarını, suların üzerine ilahi köprüler. kahroluyordum, yüreğim yerinden burçlarını… Muhamedi yol, bir yol ki bütün sökülüyordu sanki. Mabetler beZekeriyalar ve Meryemler ol- dağların üstünden aşar. nim evlatlarım gibidir. Evlatlar bir duğu sürece Yahyalar ve İsalar her Veliler hep O’na doğru kanat öldüğünde analar bin ölür. zaman gelebilir. çırpan kutlu kuşlar oldular. Kölesinin bindiği deveyi yederek Kültür ve medeniBen kutsal kent Ku- şehre giren Ömer’in rüyası, yapyetlerin dirilişi, yokdüs’üm. tırdığı minberi Mescid-i Aksa’ya Meryem sussul evlerin rahmani M ü s l ü m a n l a r koyma aşkıyla yanıp tutuşarak can tu… Dağlar gibi mumunun ışığınbende, başka hiçbir veren Nureddin Zengi’nin hayali, sustu… Dili tutulda yetişen ışık süyerde hissetmeye- hutbede “İnsan biraz da mütebesmuş denizler gibi varilerinin sabrı, cekleri farklı şeyler sim olmalı” diyen hatibe; “Söyle sustu. Suskunluk sessizliği, ve öğretihissederler. hocam Allah aşkına Allah’ın evi orucunu bu topsi ile gerçekleşir. Bir Kutsi hadiste Mescid-i Aksa esirken ben nasıl raklarda tuttu. Hazreti Meryem, Rabbim; “Ey Bey- gülerim” diyen şarkın savletli sulsahraya namaz kılmaya tülmakdis, sen benim tanı Salahaddin’in sevdası, Kanuni gittiği bir gün dövdüler onu, kutlu cennetimsin; memleket- Sultan Süleyman’ın mirası, Abdülhem de kucağında yavrusu olduğu lerim içinde seçkin bir beldesin. hamid’in davasıyım ben… halde. Sende yaşayanlar, ancak benden 1099 da haçlılar Hazreti Yetinmediler… bir rahmet olarak sende yaşarlar; Ömer’in Kudüsü’nü yeniden geri Kucağında yavrusuyla sürdüler seni terkedenler de ancak benim aldı. onu. gazabımdan dolayı seni terkederTarihin en kanlı işgallerinden Peygamber olup da yurdundan ler.” buyurmuştur. birine sahne oldum. Sadece Meyuvasından sürülmeyen mi var. Burada ibadet edenler semava- sid-i Aksa’nın içinde 60 bine yakın Ne var ki Hz İsa (a.s) daha kun- tın birinci katında ibadet etmiş insan katledildi, her yerimde kan daktayken sürülmüştü. gibidir. Burada kılınan gölleri oluştu. Ben Yanlış yorumlandı İsa, anlaşıl- bir rekat namaz başka Mervan Mescidi o kutsal kent madı. Ona çarmıhlar hazırladılar, yerlerde kılınan bin dönemde çukurluk Kudüs’üm. Müso havrileri ile son akşam yemeği- rekat namaz sevabı bir bölgeydi, o katlümanlar bende, ni bu topraklarda yedi, davasını kazandırır. liamda Haçlı atlarıbaşka hiçbir yerde nın dizlerine kadar onlara emanet etti. Onların tek İnsan burada yahissetmeyecekleri kan doldu. tek ayaklarını yıkadı, “Sakın ben- şarken, hayat verir farklı şeyler hisden sonra birbirinize düşmeyiniz” taşa, öldükten sonra Sultan Salahadsederler. dedi. taş onun hayatını dedin’in beni tekrar hürHayatın ölmeye başladığı her vam ettirir… Benim taşriyetime kavuşturması dem bir peygamber çıkageldi bu larıma hayat verenlerin içinde için tam 88 yıl bekledim. kutsal topraklara; çıkageldi ve ölü- peygamberler, havariler, sahabiler, Bu dünya bir hükümdara çok mün başladığı yerden bir diriliş evliyalar, sultanlar bulunur. Asırlar iki hükümdara az diyen Yavuz başladı bu topraklarda. boyunca dokunanlarından hayat Sultan Selim bana hakim olunca Hazreti İsa giderken,“Ben gidi- toplayan bu taşlarda insanlık tarihi Mescid-i Aksa’nın avlusunda 12 yorum ta Ahmet gelsin” diyerek yaşar… bin meşale yaktırdı. Sakinlerim o gitti. Ben kutsal kent Kudüs’üm…. güne kadar böyle bir ışık şehrayini Her bir peygamber cennete açıBurada camiler, kiliseler, havra- görmemişlerdi. lan bir kapıydı. Hazreti Muham- lar birbiri ile kucaklaşır, bir birleriEl Halil kapısının girişine “La med kapı değil cennetin ta kendi- nin gözyaşlarını silerler. ilahe illallah İbrahim Halilullah”siydi. Her üç dinin sevgilisi olmak kitabesi koydurması Osmanlıların Bütün kapılar O’na açılıyor, bü- kolay değil, her biri bana sahip bu şehri “ Burada herkese yer var” tün yollar ona çıkıyordu. olmak için sürekli saldırılara anlayışıyla yöneteceğinin bir gösNuh’un gemisi O’na maruz kaldım, sık sık el tergesiydi. Öyle de oldu. Osmanlı Hayatın taşıdı yolcularını, değiştirdim. döneminde ben bir barış, bir taş ve ölmeye başlaO’na doğru yol Neler gördü bu su medeniyeti haline geldim. dığı her dem bir aldı deryalarda gözlerim… DeBen Kudüs’üm… peygamber çıkageldi gemiler, İbrahim falarca, yıkıldım, Ben mabetler şehriyim… Hrisbu kutsal topraklara; ona doğru yürüyakıldım, yeni- tiyanlarca yeryüzünün en kutsal Çıkageldi ve ölümün düğü için bağrıden yapıldım. En mabedi kabul edilen Kıyamet Kibaşladığı yerden bir na almadı alevler, çok da bağrım- lisesi, Yahudilerce en kutsal mekan diriliş başladı bu topraklarda.

Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

35


Ben mabetler şehriyim… Hristiyanlarca yeryüzünün en kutsal mabedi kabul edilen Kıyamet Kilisesi, Yahudilerce en kutsal mekan olan Süleyman Mabedi ve Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa benim duvarlarım arasındadır.

36

olan Süleyman Mabedi ve Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa benim duvarlarım arasındadır. Ben Kudüs’üm…. Taşlardan birine basıp bineğinin sırtına çıkar bir peygamber, bir başka taşı semavat yolculuğuna basamak taşı yapar… Taşlara kazınır inancın ve insanın tarihi böylece… Sokaklarında peygamberlerin dolaştığı bir şehrin taşları kutsallaşır. Olanca maddiliklerine karşın maneviyata açılan kapılar taşlardan geçer bu şehirde. Bir kubbe altında ruhları toplar, bir kule Mesih’i bekler durur, bir başkası kayıp emanetleri saklar bilinmeyen derinliklerinde… Sadece Hazreti İsa’nın boynunda çarmıhla yürüdüğü kabul edilen Meşakkat Yolu’nun başında bekleyen bir insan, benim neden Orta Doğu çatışmasının merkezinde olduğumu ve neden bendeki paylaşma proplemi çözülmeden bölgedeki hiç bir çatışmanın sür-

dürülebilir bir çözüme kavuşmayacağını anlar. Miraç merdivenleri burada kurulduğu gibi, Sırat köprüsü de, cennete giden merdivenler de burada kurulacak. Ben Kudüs’üm… Her gece “Dost dostuna vardı dayandı. Herkes sevdiğinden doydu usandı. Ben sana geldim” diye gece niyazlarına başlayan Rabiat’ü-l Adevi, bir hakikat arayıcısı Selman-ı Farisi ile Zeytin Dağı’ndan bakar, yetmişten fazla sahabi surlarımın dibinde yatar. Bu gün Zeytin Dağı’ndan bana bakanlar, tarihi Kudüs’ün duvar kubbe ve kulelerden müteşekkil silüetinin içinde kaybolurlar. Mavi çinileri ve altın kubbesiyle göz kamaştıran Kubbetüssahra, baharda beyaz gelinlik giymiş badem ağaçlarını andıran beyaz evlerin ortasında, sanki güneş, Mescidi Aksa’nın avlusundan doğuyor hissi verir. Hele sabahları güneşin taze ışıkları altın kubbeyi okşamaya başladığında, güneşin gökten yere


indiği hissine kapılırsınız. Hazreti Fatımatüzzehra’nın Kub- vuz’un fermanını; Abdülhamid Ben Kutsal Kent Kudüsüm… betüssahra’da namaz kılarken gö- gibi çatışmaların dermanını bilen Ne ayrılıklar, ne hicranlar gördü rür; namaz kıldığı yere mihrab yok… Çünkü paylaşılamayan bu bu gözlerim. yaptırırdı. güzel şehrin sevdalıları bilmiyorAma bin yılı aşkın semalarımda Yine bir gün duyar Hıristiyan lar ki ben paylaşılabildiğim ölçüde dalgalanan Türk bayrağının hacılar yolda telef oluyor; güzelimdir. mahzun ve melül bu Yafa Şehri’nden KuRamazan’a yaklaştığımız bu güntopraklardan ayrılıdüs’e kadar tren yolu lerde Zeytin Dağı’nda dalgalanan Miraç merdişını hiç unutamayaptırırdı. Kimse Yok Mu bayrağı bana gelevenleri burada dım. Osmanlı’nın art- cek adına büyük umutlar veriyor. kurulduğu gibi, Osmanlı’nın bir çı birliğinde görev Bu bayrak Anadolu’nun merhaSırat köprüsü de, Kudüs’ü vardı. yapan bir asker, metli insanlarının soluklarını taşıcennete giden merKudüs’ün de bin daha yakın zama- yor, yorgun yüreğime. Bu bayrak divenlerde burabir türlü Osmanlına kadar on iki bin bu toprakların acılı insanlarına da kurulacak. sı.. şamdanlı avluda tunç- umut veriyor, gözyaşlarını siliyor, 1917’de bin bir Ostan bir heykel gibi öylece yardımına koşuyor, bu bayrağın manlısından biri beni terketti: bekler dururdu. “Taş atan değil, barışa koşan çoTürk ordusu... Osmanlı’nın vedasından 55 yıl cuklar” için dalgalandığını hisAma bin Osmanlı burada kal- sonra Türkiye’den gelen İlhan Bar- sediyor yüreğim. Bu bayrak, indı. Osmanlı Müslüman Arapları, daçı’yı görünce; sanlar ölmesin, hepimiz kardeşiz, Hristiyanları, Yahudileri, Çerkez“Sana bir emanetim var oğul. Adem’in çocuklarıyız, diyor. leri, kiliseleri, manastırları, bazi- Nice yıldır saklarım. Emaneti yeBu bayrak, her kulübede, her likaları, şapelleri, Ağlama Duvarı, rine teslim eden mi?” fakirhanede soğuktan titreyen hersinagogları, yeşivaları, mikveleri “Elbette, buyur hele...” kesi ısıtıyor. Üşüyenleri ısıtgeride kaldı. “Memlekete döndümaya gücü yetmiyorsa “O’na En önemlisi Osmanlı hatırasıyla ğünde yolun Tokat titremesiyle onlara de ki, gönül Kudüs’te kaldı. Sancağı’na düşerkatılıyor, onlarla komasın. O’na de Yer yer çatışmaları, krizleri, sa- se... Git, burayı birlikte üşüyor. ki, 11. makinalı tavaşları olsa da dört yüz yıllık ta- bana emanet eden kım Komutanı Iğdır’lı Yoksulların önürihine bakılırsa bir barış tarihiydi k u m a n d a n ı m ne Halil İbrahim Onbaşı Hasan, o günKudüs’teki Osmanlı tarihi. Kolağası (Önyüzsofraları kuruyor, den bu yana, bıraktıKıyamet Kilisesi ve Ağlama başı) Musa Efentaş tutan ellere ğın yerde nöbetiDuvarı başta olmak üzere bütün di’yi bul. Ellerinden kalem dağıtıyor, ninbaşındadır.” kutsal mekanlarda hala daha Os- benim için öpüver. acıları paylaşıyor, ağmanlının 1852 Statüko Fermanı O’na de ki, gönül kolayanların gözyaşını siligeçerlidir. Kıyamet Kilisesi’nin masın. O’na de ki, 11.makinalı yor, “hepimiz birimiz, birimiz anahtarları hala Müslüman bir ai- takım Komutanı Iğdır’lı Onbaşı hepimiz” diyor. lededir. Hasan, o günden bu yana, bırakDilerim en yakın zamanda buKudüs’teki Osmanlı unutulur tığın yerde nöbetinin başındadır.” rada herkesin kabulleneceği barışa gibi değil… Osmanlının bu topraklardan ay- giden adımlar atılır. Osmanlı Sultanı rüya görür; rılması çok acıklı oldu, çok. O gün Dilerim içime doğan bu umut Kudüs halkı susuzdur. Emir verir bu gün insanların, taşların, kubbe- ışığı sönmez, dilerim Celile’de kuşBeytüllahım’den Kudüs’e kadar su lerin gözyaşları hiç dinmedi. Acılar lar bir daha ölmez… kanalları açılırdı. Bir başka gün bir her geçen gün evlerde yüreklerde Ben Kudüs’üm… başka sultan rüya görür; aç aslanlar büyüdükçe büyüdü. Nuh tufanında kıştan bahara kendisine saldırdırıyordur. EtraÇünkü Osmanlı’dan ‘Kudüs’te çıkmanın muştusu zeytin dalını fımın surlarla çevrilmesini herkese yer var’ dersini malum güvercin o an için yeryüve rüyadaki aslanlaalmamış sevenleri zünün tek kuru parçası olan Zeyrın da kapılardan kıskanç… Çünkü tin Dağı’ndan alıp götürmüştü Ama bin Osbirinin girişine “İbrahim Hali- gemiye; manlı burada kaldı. nakşedilmesini lullah” diyenleZeytin Dağı’ndaki bütün ağaçOsmanlı Müslüman emrederdi. ri kucaklayan larımın dallarını, dünya barışı için Arapları, Hristiyanları, Bir başka Osmanlı yok uzatmaya hazırım ben, yeter ki siz, Yahudileri, Çerkezleri, gün Sultan artık… Çün- dalları dünyaya taşıyacak güverkiliseleri, manastırları, baAbdülhakü Ömer’in cinleri yetiştirin… zilikaları, şapelleri, Ağlamit rüyasında emanını; YaBarışın güvercinlerini… ma Duvarı, sinagogları, yeşivaları, mikveleri geride kaldı. Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

37


ŞEHİR ŞEHİR, ÜLKE ÜLKE RAMAZAN Kimse Yok Mu on binlerce gönüllüsü ile hem yurt dışında onlarca ülkeye, hem de 40 şubesi vasıtasıyla Türkiye’nin 81 iline Ramazan’ın bereketini taşımak için seferber oluyor. Bir ay boyunca her şey susuyor ve kardeşlik konuşuyor. Yardımlaşma ve paylaşma ile bağlanıyor kalpler birbirine. İyiliğe elçi olan gönüller bu rahmet ve bereket ayında iyilik için koşturuyor...

38


YURT İÇİNDE RAMAZAN KAYMAKLI EKMEK KADAYIFI OLMAZSA OLMAZ

Özellikle Ramazan sofralarına ayrı bir özen gösteren Afyonkarahisarlılar, misafirlerine “Zülbiye”, “Afyon kebabı”, “Nohutlu patlıcan musakka” ikram ederler. Kaymaklı ekmek kadayıfı ise Ramazan sofralarının vazgeçilmezidir. Yurdun her köşesinde ayrı bir sevinç ve özlemle karşılanan Ramazan ayı Afyonkarahisar’da da manevi duyguların zirvelerde hissedildiği kutsal bir zamandır. Hatimle kıldırılan teravih namazları, hamur işi yemeklerin ağırlıkta olduğu iftar sofraları, çay demini saldıkça koyulaşan sohbetleri, sahur davetleri ve daha nice güzellikleriyle tadına doyulmayan anlara vesiledir bu ilde mübarek Ramazan. Ramazan’da Afyonlular birbirine faydalı olmak için adeta hayırda yarışırlar. Oruçla ıslah olmayı başaranların tek gayesi hiç olmazsa Ramazan ayının hürmetine başka sofraları ekmeksiz, aşsız bırakmamaktır... Bu yüzden tüm Ramazan bir karınca misali çalışır Afyonlu hayrseverler. Kimse Yok Mu Afyonkarhisar Şubesi de Ramazan boyunca hayırda yarışanlar arasındadır. Ramazan ayının hürmetine çalınmadık kapı bırakmamanın ince hesaplarını yapar Afyonlu gönüllüler. Kimileri iftarlarını kardeş aileleri ile birlikte yapar; hayırlı bir misafirliktir onlarınki... Acıyı da tatlıyı da aynı sofranın etrafında payla-

şırlar... Kimileri de yüzlerce kişi ile birlikte meydanlara kurdukları iftar sofralarında oruç açarlar. İftara gelemeyen yaşlı ve engellileri ise bizzat evlerinde ziyaret etmeyi unutmazlar... Mübarek ay bayrama ulaştığında herkesin evinde bayram olmalıdır artık. Bayram şehrin tüm çocuklarını sevindirmelidir. İşte bu inançla dağılır gönüllüler bir sevgi kelebeği gibi şehrin dört bir yanına. Bayramın ne şekerinden ne de çikolatasından mahrum etmezler muhtaçların da evini. Çocuğuna bu bayram ne alacağını düşünen bir babanın ansızın kapısını çalarlar. Çocukların gözlerinde kocaman bir ışıltı olurlar... Tüm bu güzelliklerin amacı bellidir aslında; ihtiyaç sahiplerine mutlu, huzurlu bir Ramazan ayı daha yaşatmak... MERSİN’DE RAMAZAN DENİNCE AKLA KERBİÇ GELİR

Türkiye’nin dünyaya açılan ticaret kapılarından biri olan Mersin’de açmış olduğu şubesi ile iyiliğe sınırları aştırmayı hedefleyen Kimse Yok Mu, özellikle Ramazan aylarında arttırdığı yardım organizasyonlarıyla ihtiyaç sahiplerinin yaralarına deva olamaya taliptir. Kimse Yok Mu’nun en büyük motivasyon kaynağı olan gönüllüler Mersin’de aktif olarak sahada görev yaparlar. Gönüllü Nail Şimşek, geçtiğimiz Ramazan ayında Mersin’de kapı kapı kumaya dağıtan o koca yürekli gönüllülerden birisi. Geçtiğimiz yıl kumanya dağıtımında vazife yapan Şimşek, o zamanlar duyduğu mutluluğu bizlerle yeni-

den paylaşıyor; “Ramazan ayının gelmesiyle birlikte toplumda yardımlaşma duygusunun artığını daha iyi hissediyoruz. Bir kumanya kolisi için saatlerce yolumuzu gözleyenlerin kapısını çalmak, onlarla hasbihal etmek, onlara yalnız olmadıklarını hissettirmek için biz her Ramazan gönüllü olarak vazifelendiriyoruz kendimizi. Götürdüğümüz yardımlarla sevinen insanların ve çocukların yüzünde gördüğümüz o mutluluk ifadelerine şahit olmak dünya üzerindeki her şeyden daha anlamlı geliyor bize.” Kimse Yok Mu işte bu hayırsever ve gönüllülerin desteği ile geçtiğimiz yıl Mersin’de 2 bin 104 aileye Ramazan kumanyası dağıtmanın ve kurduğu iftar çadırlarıyla 6 bin 100 kişinin iftar sevinci olmanın huzurunu yaşıyor. Mersin’de her yıl Ramazan ayına özgü bir tatlı olan “Kerebiç” yapılır. Son derece lezzetli olan bu tatlı çoğu Mersinli tarafından sevilerek tüketilir. Kerebiç, cevizli ve antep fıstıklı olmak üzere iki çeşittir. Bu lezzetli Ramazan tatlısının bir de özel hazırlanan köpüğü vardır ki; o köpük olmadan olmaz. Kerebiç, tarçınla süslenerek yenilir. GELENEKLERİ BÜYÜK İFTAR ÇADIRLARIYLA YAŞATan ŞEHİR

Osmanlı’dan büyük izler taşıyan Bursa, Ramazan aylarında ayrı bir güzelliğe bürünür. Ecdattan kalan hayırseverlik geleneği Ramazan ayında kendini iyiden iyiye hissettirir.

Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

39


Kimse Yok Mu Bursa Şubesi de bu geleneği sürdürmeye talip gönüllülerle birlikte coşkuyla hazırlanır her sene Ramazan ayına. Şehrin tam kalbine kurulan büyük iftar sofraları Ramazan’ın en büyük sembolü haline gelmiştir. Her gün ortalama 1000 kişilik kazanlarda kaynar iftar sofralarının en güzel yemekleri. Hancısı, yolcusu, yola düşen herkes nasiplenir bu bereketli sofralardan. 7’den 70’e tüm Müslümanların gelerek iftarını açtığı bu sofralarda tam bir kardeşlik hakimdir. Her yıl binlerce insanın iftarını açmasına vesile olan iftar çadırında aynı zamanda hayırseverler ile yardıma muhtaç insanlar bir arada iftarını açma imkânına sahip olur. Sadece iftar çadırlarıyla sınırlı değildir elbet Bursalı gönüllülerin hayırseverliği. Tam bir ay boyunca aileler ziyaret edilir, ihtiyaçları tespit edilir. İhtiyaç sahiplerinin sofralarında bir aş da bizden olsun istenir. İşte bu sebeple kumanyalar ihtiyaç sahiplerinin kapılarına kadar götürülür. Kardeş aileler iftarlara buyur edilir. Bazen de çeşit çeşit yemek ve hediyelerle onlar misafir olur kardeşlerine. Sofra başında hasbihal edilir. Çocukları da unutmaz Kimse Yok Mu Bursa şubesi, daha bayram gelmeden bayramlıkları hazır edilir yavruların. Bunca koşuşturmaca bir çocucuğun daha bayram hayalleri yarım kalmasın diyedir...

40

HER SOKAĞINDA RAMAZAN BEREKETİ HİSSEDİLİYOR

Diyarbakır’ın her sokağında, her caddesinde Ramazan bereketini görmek mümkündür. Dağkapı’da kurulan tezgahlarda alıcıların beğenisine sunulan limonata, dut, şerbet ve hurmalar… İftarlık çiğköfteler, meyan kökü şerbeti ve halka tatlıları… Restoran ve kafelerin önüne kurulan iftar sofraları… Bunların hepsi Ramazan ayının güzellikleridir Diyarbakır’da. Ulu Camii ve Hz. Süleyman Türbesi ise en favori ziyaret yerlerindendir. Bu kültür zengini şehirde Ramazan barışın, sevginin ve hoşgörünün temsilcisidir. Bu ayda insanlar birbirlerine karşı daha saygılı ve hoşgörülü olur. Sofralar bereketlenir, sevinçler artar, insanların merhamet ve yardımseverlik duyguları pekişir. Gözün alabileceği her noktada iftar sofraları ve çadırları kurulur. Bu sofralara oturanlar bir tas çorbanın sıcaklığında bahtiyar olur. İftarda birleşen kalpler teravihlerde omuz omuza niyaza durur. Kimse Yok Mu Diyarbakır Şubesi de tüm güzelliklere aracı olmakla vazifelidir Ramazan’da. Hayırseverler kendi rızıklarından artırdıklarını gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak için çalışır. İftar çadırları, Ramazan kumanyaları ve giyim yardımları derken 7’den 70’e tüm gönüllüleriyle seferber olur Ramazan’da Kimse Yok Mu Diyarbakır Şubesi.

ÇOCUKLARINA RAMAZAN’I KAHKE iLE SEVDİREN ŞEHİR

Özellikle Ramazan ayının gelmesiyle Gaziantep’in o zengin mutfağında pişen birbirinden lezzetli yemeklerle kurulan sofralara bolca misafir davet edilir. Patlayan topun gürültüsü iftar vaktinin geldiğinin habercisidir. Eş dost, akraba, komşu hep birlikte aynı sofrada iftar edilir. Geleneksel “Meyan Şerbeti” ve “Ramazan Kahkesi” Antep sofralarının vazgeçilmezidir. Gaziantep yöresinde henüz unutulmamış geleneksel bir yiyecek olan kahke, çocuklara orucu sevdirmek amacıyla yapılan bir simit türüdür. 1930’lu yıllardan günümüze gelen kahkenin 15 çeşidi bulunmakla birlikte en çok tercih edileni Ramazan ayı dışında pişirilmeyen “Ramazan Kahkesi”dir. Bayramlara hazırlık başlı başına bir telaştır Gaziantep’te. Hanımların en büyük bayram hazırlıklarından biri de geleneksel bayram yemeği “Yuvalama” içindir. Günler öncesinden başlayan yuvalama hazırlığı bir başına yapılmaz. Şehrin tüm kadınları gruplar halinde bir araya gelerek üretirler minik lezzet tanelerini. Bu da paylaşmanın ve birlik olmanın başka bir vesilesidir Gaziantep’te. Yapımı epey zahmetli olan bu lezzet Bayram kahvaltılarının vazgeçilmez keyfidir. Bu güzel Ramazan geleneklerini tüm Antepliler yaşayabilsinler diye Ramazan ayı boyunca çalışan Kimse Yok Mu Gaziantep Şubesi, hazırlıklarına Ramazan gelmeden başlar. Kumanyalar hazırlanır, ailelerin ihtiyaçları tespit edilir. Hazırlanan kumanyalar Ramazan gel-


meden evvel dağıtılmaya başlanır. Gaziantepli gönüllüler aileleriyle iftar etmek yerine ihtiyaç sahiplerinin sofralarına konuk olurlar. Kimi zaman da kendi evlerinde en güzel şekilde misafir ederler kardeşlerini. Antepli gönüllüler her yıl düzenli olarak Gaziantep Onkoloji Hastanesi’ndeki hasta ve hasta yakınlarına iftar yemeği çıkarırlar. Kimse Yok Mu Gaziantep Şubesi, hastanede tedavi gören hastalar ve hasta yakınlarıyla adeta büyük bir aile gibidir. İftar saati yaklaşınca sofralar kurulur ve hep beraber bu kardeşlik atmosferinde oruçlar açılır. Ramazan ayı içerisinde yapılan yardımlar sadece merkezde değil tüm ilçe ve köylerde de devam eder. Ramazan bayrama kavuşunca çocuklar da hayallerini kurduğu yepyeni bayramlık elbiselerine kavuşur... KOCAELİ’DE Kardeş olma arzusuyla çalınmadık kapı bırakILmaz

olurlar, kimi zaman da aldığı kumanya paketi ile bir nebze olsun yüzü gülen annenin sevincine... Onlar, bütün bir yıl her derdiyle ilgilendikleri ailelerin bu kez iftar konuğu olurlar. Gönüllü hanımlar elleriyle yaptıkları birbirinden lezzetli yemeklerle çalarlar kapıları, kardeşlerinin mutluluğuyla mutlu olurlar... Paylaşarak kardeş olurlar... İşte bu güzel kardeşlik hikayelerinden biri de geçtiğimiz Ramazan ayında Kocaelili Büyükgöçmen ve Şenkul aileleri arasında yaşandı; “Refik Büyükgöçmen, eşi Sema ve kızı Şevval ile birlikte, kardeş aileleri olan Havva Şenkul’un mütevazi evine konuk oldu. Sema Büyükgöçmen ve kızı Şevval, kardeş aileleriyle sanki yıllardır kardeşmiş gibi sarılıp kucaklaştı. Ezanın okunmasıyla birlikte, yemek duası edildi ve hep birlikte aynı duaya ‘amin’ denildi. Hava Şenkul’un özenle hazırladığı yemekler yendikten sonra, yine tatlı bir sohbete geçildi. Dertler tasalar bir kenara konuldu o gün... Kardeş olmanın, unutulmamanın değeri büyüktü...” YARDIMLARINI DÖRT KATLI SEFER TASLARIYLA ULAŞTIRAN ŞEHİR

Kocaeli gibi önemli ve büyük bir şehre Ramazan elbette tüm ihtişamıyla gelir. Ramazan’ın rahmeti ve bereketi zenginiyle fakiriyle tüm şehri kuşatır. Şehrin görünmeyen yüzünde var olma savaşı verenlerin 11 ay ümitle beklediği bir zaman dilimidir Ramazan. Kardeş olmanın, bir olmanın diğer adıdır... Kimse Yok Mu Kocaeli Şubesi en çok da bu anlayışa hizmet eder tüm Ramazan boyunca. Kardeş olma arzusuyla çalınmadık kapı bırakmaz. Gönüllüler kimi zaman bir yetimhane yahut huzur evi sakinlerinin iftar sevincine ortak

Selçuklu kültürünün esintilerini taşıyan Konya, Ramazan’da kurulan birbirinden lezzetli sofralarla anılır. Börek, yufka, erişte, baklava, saçarası gibi yemekleriyle ünlü Konya’da sahur ve iftar sofralarına büyük önem verilir. Konyalı kadınlar, sahur ve iftar sofrasına sunacakları yemeklerin hazırlığını

Ramazan ayına haftalar kala yapmaya başlarlar. Sahur vaktinde, yakın zamana kadar erişte ve yufkayla birlikte hoşaf tüketilirken, şimdilerde bu tür sofraların yerini daha hafif olduğu gerekçesiyle kahvaltı sofraları almaya başlamıştır. Oruçlarını özel iftar köftesi, hurma, zeytin, sucuk, pastırma, kaymak, bal, tereyağı, reçel, peynir ve tahin ile sıcak pide gibi yiyeceklerin bulunduğu iftariyeliklerle açan Konyalılar, mideye fazla yüklenmeden yedikleri bu yemekten sonra namazlarını kılarlar. Bu arada iftariyelik sinisi kalkar ve namazdan sonra ana yemeğe geçilir. Yoğurt çorbası ile başlayan Ramazan sofrası keyfi Konya’ya özgü et yemekleri ile devam eder. Et yemeğinin ardından sofraya ev yapımı baklava gelir. Tatlının ardından, yemeğin sonuna gelindiğini haber verdiği için “Kara haber” olarak adlandırılan yaprak sarması sofraya gelir. Yemekler genelde sütlaçla son bulur. Bu arada sofrada Konya’ya özgü güllaç, yumurtalı ve tahinli pideler ile salata eksik olmaz. Konya’da oldukça zengin bir şekilde donatılan iftar sofraları, su böreği, sigara böreği ve saçarası tatlısı olmadan düşünülemez. Ramazan’da Konyalıların bir başka iftar seçeneği ise “Düğün yemeği” menüsüdür. Düğün yemeği olarak adlandırılan gelenekte; sofraya sırasıyla yoğurt çorbası, etli pilav, irmik helvası, bamya çorbası, son olarak yine etli pilav ile bir tür tatlı pirinç yemeği olan zerde gelir. Ayrıca, iftar açmadan önce camide kılınan akşam namazından çıkışta, cemaate iftariyelik ikramı yapılması da Konya’da uzun yıllardır yaşayan gelenekler arasında yer alır. Kimse Yok Mu Konya Şubesi, iyilik yapmak isteyen hayırsever ve gönüllülerin buluşma noktası, ihtiyaç sahiplerinin Ramazan ümididir. Her Ramazan gönüllülere büyük işler düşer KYM Konya Şubesi’nde. O işlerden biri de 4 katlı sefertaslarına doldurdukları birbirinden

Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

41


lezzetli yemeklerle ihtiyaç sahiplerinin kapılarını çalmaktır. Kimse Yok Mu Konya Şubesi Halkla İlişkiler Sorumlusu Ayşe Yiğit bakın bu sıradan gibi duran yemek dağıtımlarında yaşanan duygulu anları bizlere nasıl aktarıyor; “Dört katlı sefer taslarımız var, gönüllülerimiz bunlarla yüzlerce ihtiyaç sahibinin evine dört çeşit yemek dağıtıyor. Bu dağıtımların pek çoğunda eşim ve çocuklarımla o evlere misafir olup yemeğin eve ulaşma anını gözlemleme fırsatı buluyorum. Manzara pek çoğunda aynı oluyor. İftara dakikalar kala huzursuzlanıp, yemeği kapı önlerinde bekleyen çocuklar yemek aracının gelmesiyle birlikte sevinç çığlıkları atıyor. Gönüllülerimiz ailecek arabadan iniyorlar. Kapı önünde sarılmalar ve toklaşmalar eşliğinde sıcak bir karşılama gerçekleşiyor. Bazı gönüllülerimiz yanlarında kendi yaptıkları başka yiyecekleri de getiriyorlar. İftar vaktinin gelip çatmasıyla pür neşe aynı sofraya oturuluyor. Evsahibi biraz çekingen ama onca yokluğa rağmen son derece misafirperver davranıyor konuklarına. Ramazan’ın bereketi sofraya aksediyor o akşam; bolluk içinde oruçlarını açıyor herkes. Sofrada en çok tatlı rağbet görüyor. Tatlı yerken tatlanan bir sohbet eşliğinde paylaştıkça artıyor mutluluklar.” Konya Şubesi gönüllülerinden Faruk Durmuş, kendisine Ramazan’da hayır peşinde koşma imkanı veren Kimse Yok Mu’ya şu sözlerle teşekkür ediyor: “Kimse Yok Mu’nun iftar yemeği dağıtım organizasyonuna iki yıldır gönüllü olarak katılıyorum. Herkesin evine iftara yetişmek için acele ettiği, telaştan kalp bile kırdığı saatlerde ihtiyaç sahiplerine, evinde bir tas çorba kaynatamayan insanlara sıcak yemek ulaştırma telaşında olmak bizler için çok büyük bir onur. Bizlere bu imkânı veren Kimse Yok Mu Derneği’ne yürekten teşekkür ediyorum. Bu sene de aynı şevkle bu hizmete çocuklarımı da dahil etmeyi hedefliyorum.”

42

YURT DIŞINDA RAMAZAN SAVAŞA BİR AY RAMAZAN MOLASI

Afganistan, sahip olduğu coğrafi konumdan dolayı tarih boyunca çeşitli milletlerin işgaline maruz kalmış bir ülke. Yıllar yılı kaosa ev sahipliği yapan Afgan topraklarında şimdilerde 35 milyonluk nüfusun yüzde 90`ınına yakını yoksullukla mücadele ediyor. Kişi başı milli gelirin 950 dolar olduğu ülkede insanların çoğu Ramazan ayının bereketiyle artan yardımlarla geçinir. Ramazan ayında İslam ülkelerinden giden yardım kuruluşlarının dışında ülkenin önde gelen aşiretlerinin de yaptığı yardımlar yoksullar için önem arz eder. Bu özel ayda çarşı ve pazarlarda artan hareketliliğin bir benzeri de medreselerde, ülkenin büyük camilerinde yaşanır. Her Ramazan ayında bu tür yerlerde insanları bir araya getiren özel programlar düzenlenir. Ülkede yoksulluk had safhadadır ama Ramazan yine de büyük bir coşku ile karşılanır. İster zengin olsun ister fakir, her aile Ramazan gelmeden önce, bir takım hazırlıklar yapar. Ramazan’a özel tatlılar hazırlanır, sofralar renkli yemeklerle süslenir. Ramazan’ın gelmesiyle sosyal hayatta bir takım pozitif değişiklikler de olur. İnsanlar maddi ve manevi olarak kendilerine çeki düzen verip adeta yenilenirler. Bu ayda suç unsuru ve suç olayları

minimum seviyeye iner. Hatta 12 yıldır devam edegelen iç çatışmalar Ramazan ayına saygı ifadesi olarak bir ay durdurulur. Ramazan ayında insanlar arasındaki yardımlaşma ve dayanışma adeta geleneksel hale gelmiştir bu ülkede. Komşu ve akrabaları iftara çağırma ve onlarla beraber iftar sofrasında oturma, her akşam yoksullar için camilerde iftar sofrası kurma ve hep birlikte iftar etme, Afganistan’da geleneksel hale gelen güzelliklerdendir. Kimse Yok Mu’nun yardım faaliyetleri ise Ramazan ayına ayrı bir renk katar. Maddi durumu daha iyi olan Afganlar bu tür faaliyetleri örnek alarak yoksullara yönelik yardımlarını daha da arttırır. Afganistan’da yıllardan beri Kimse Yok Mu’nun bu tür faaliyetlerini örnek alan ve hayata geçiren varlıklı insanların artmasını görmek ise en büyük mutluluk kaynağıdır. BİŞKEK CAMİLERİ RAMAZAN’DA TIKLIM TIKLIM DOLAR

Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin dağılmasının ardından dini ibadetlerini özgürce yaşama imkânına kavuşan Müslüman nüfus için eski gelenekler unutulmuş olsa da Ramazan hala coşkusuyla bereketiyle gelir Kırgızistan’a. Bu Orta Asya ülkesinde tüm camilerin avlusunda veya özel büyük odalarda her yıl olduğu gibi iftar sofraları açılır. Bu sofralar Araplar ve Kırgızlar tarafından kurulur. Genelde Kırgızistan’ın köylerinde Ramazan’a önem veren aileler, ayda bir gün düzenledikleri 50-60 kişilik bir iftar gecesi ile komşu ve akrabalarını evlerine davet ederler.


Şehirlerde ise herkes kendi maddi durumunun elverdiği ölçüde restoran ya da kafelerde, eş dost ile birlikte iftar eder. Kırgızistan’da öne çıkan bir diğer özellik ise, hatimle kıldırılan teravih namazı için tıklım tıklım doldurulan camilerdir. Yaklaşık 1,5 saat süren bu uzun namaz için başkent Bişkek’te boş bir cami bulmak oldukça güçtür. Kırgızlar Arefe Günü’ne de ayrı değer verir. Bu güne özel Özbek Pilavı pişirilip dağıtılır. Camilerde hatimler indirilir. İftar o gün ailecek dualarla yapılır ve çocuklara güzel tavsiyelerde bulunulur. Bu günde doğan kız çocuklarına “Arafat”, erkek çocuklarına ise “Arapboy” ismi verilir. Ramazan sosyal hayata da bir çeki düzen verir Kırgızistan’da. Özellikle huzurevleri, yetimhaneler ve engellilerin bakıldığı merkezler sıkça ziyaret edilir. Kimse Yok Mu ve Kırgız Elim Barsınbı Derneği işbirliğinde 30 gün boyunca düzenlenen bu tür organizasyonlar halkın merhamet duygularının gelişmesinde ve yardımlaşmanın yaygın hale getirilmesinde önemli bir rol oynar. ENDONEZYA’DA RAMAZAN ‘MAGAN’LA BAŞLAR

2005 yılında meydana gelen tsunami ve art arda yaşanan depremler sonrasında Endonezya halkının yanında olan Kimse Yok Mu, Ramazanlarda Endonezya’yı ihmal etmez. Gıda kumanyaları, iftar sofraları, sıcak yemek dağıtımları ve özellikle yetimlere yaptığı bayramlık yardımlarıyla Endonezya’da tam bir bayram havası

hınç dolar. Teravihten sonra sahura kadar tüm sokaklar mikrofonlardan okunan Kuran’ı Kerim ile yankılanır. ARNAVUTLUK’DA RAMAZAN’IN GELDİĞİ ‘LODRA’ SESİNDEN BELLİ OLUR!

estiren Kimse Yok Mu gönüllüleri yıllar yılı sürecek dostluk öykülerinin de kahramanı olurlar. Endonezyalılar Ramazan’dan bir gün önce ve bayram arefesinde olmak üzere yılda iki kere “Magan” yemeği yerler. Magan, köy halkının toplanarak kestiği kurbanla yaptığı yemeğe verilen isimdir. Bu geleneksel tören Endonezyalılar için neredeyse bayramdan bile önemlidir. Endonezya’da Hacivat Karagöz gibi kukla oyunları oynatılır. “Wayang Golek” adını verdikleri kukla oyunları Ramazan dışında da oynatılır. Endonezyalıların Ramazan davulcusu yerine bayram davulcusu vardır. Bu davul Ramazan’ın bittiğini, bayramın geldiğini müjdeler. Endonezya’da Ramazan sofralarında ekmek yerine bu bölgeye mahsus ince pirinçten yapılan pilav ile soyalı tavuk yemeği tercih edilir. Endonezya’da oruç hurma ile açılır. Hatta iftarda önce tatlı yenilir. Tatlı olarak bu ülkeye mahsus meyvelerin suları, çikolata sosu ve buzla hazırlanan tatlılar tercih edilir. Çay ve kahvesini kendisi yetiştiren bu ülkede bu içecekler de bol bol tüketilir. Günlerin uzun ve sıcak olduğu Endonezya’da resmî makamlar Ramazan ayı boyunca mesaiyi yarım güne indirir, ilk ve orta dereceli okullarsa tatil edilir. Ramazan’da Açe’nin camileri teravih için hınca

Eski Osmanlı toprağı olan Arnavutluk, etkileri azalmış olsa da kültüründe Osmanlı izleri taşıyan şirin bir Balkan ülkesidir. Arnavutluk’ta Ramazanın coşkusu ‘Lodra’ sesinin sokakları kuşatmasından bilinir. Ramazanların habercisi ‘Lodra’ Müslümanları her sahur vakti tatlı uykularından uyandırır. ‘Lodra’ tahmin ettiğiniz üzere; koyun veya keçi derisinden yapılma çift uçlu silindir şeklinde bir tür davul çeşididir. Arnavutluk’ta Ramazan’la özdeşleşen bu gelenek hem sahurda hem iftarda sahurun ve iftarın gelip çattığının habercisidir. Anadolu esintilerine sıkça şahit olduğumuz Arnavutluk Ramazanları, toplumsal birlikteliklere de vesile olur. Müslümanın, Hristiyanın, Musevinin ve pek çok değişik dini inanışın mensupları kurulan bereketli iftar sofralarına buyur edilir. Bu sayede Ramazan’ın coşkusundan tüm Arnavutluk nasiplenir. Teravihlerle süslenen akşamların tatlı telaşı sabah ezanında ancak son bulur. Bu tatlı telaşlardan biri de Kimse Yok Mu’nun Arnavutluk’a ulaşması ile başlar. Öteden beri Balkan ülkelerindeki kardeşlerini unutmayan cömert milletimiz Kimse Yok Mu aracılığıyla özellikle her Ramazan ayında Arnavutluk’a yardımlarını ulaştırmaya devam eder. Sadece Müslümanlara değil deği-

Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

43


şik dini inanca mensup Arnavutluk vatandaşlarına da yardım eli uzatan Kimse Yok Mu, her Ramazan ayını kardeşlik köprüleri inşa etmeye vesile kılar. RAMAZAN MISIR’A RENGARENK KANDİLLERLE GELİR

İftarıyla sahuruyla Ramazan, Mısır için tam bir şölen havasında geçer. Evlerin camlarına bir ay boyunca duracak farklı renkte kandiller asılır. Ramazan Mısır’a rengarenk kandillerle gelir. İsmi ‘Fanus’ olan bir Ramazan ezgisi büyük küçük bütün Mısırlıların diline pelesenk olur. Ramazan geceleri lokanta ve kafeler oldukça kalabalık olur, hatta kalabalık masalardan kaldırımlara taşar. Hayırseverler iftar sofraları açar. Yardım dağıtmak isteyenler için marketlerde hazır Ramazan paketleri satılır. Mısırlılar orucu sütle ıslatılmış hurmayla açarlar. Orucu üç- beş hurmayla açtıktan sonra akşam namazını kılmak için ara verirler. Sofraya ancak namazdan sonra otururlar. Sofrada “Şeker kamışı suyu”, “Karkade” ve “Portakal suyu” çokça tüketilen gıdalardandır. Arap mutfağının meşhur sebze köfteleri, ezilmiş nohutla yapılan “Felafel” ve ezilmiş baklayla yapılan “Tamiya” burada da meşhurdur. Sebze yemekleri bizdekine benzer. Fıstıklı şerbetli hamur işi tatlılar da iftarın vazgeçilmezidir. Mısır’lılar sahurda tok tutucu olduğu için “Karın çivisi” dedikleri ezilmiş iç bakladan yapılan bir yemeği tercih ederler. Ramazanlar kadar bayramlar da

44

neşe içinde geçer Mısır’da. Bayrama hazırlık Ramazan’la birlikte başlar. İnsanlar bayramı hem kalplerini hem de evlerini temizleyerek karşılar. Çocuklara evlerini sabahtan açan komşular, bayram boyunca onlara tatlı, şeker ve hediye ikramında bulunurlar. Uzun süredir devam eden iç karışıklıklar Ramazan’ı eskisi gibi neşeli kılmasa da Ramazan’ın rahmet pınarlarından Mısır da nasibini alır elbet. Alan el ile veren el arasında bir köprü vazifesi gören Kimse Yok Mu paylaşmadan hasıl olan bereketi Mısır’a da taşımaktan mutluluk duyar. Yaşanan onca acıya rağmen dağıtılan her kumanyada bir kez daha sevinç duyar Mısırlılar. Çünkü unutulmadıklarını bilirler… Ramazan’ın rahmeti Kimse Yok Mu yardımlarına dönüştükçe Mısır’ı tatlı bir sükûnet kaplar… HER ŞEYE RAĞMEN RAMAZAN ÜMİTLE BEKLENİR FİLİSTİN’DE

Filistinliler Ramazan ayını en güzel ibadetlerin yapılacağı özel bir zaman dilimi olarak görür ve öyle de yaşarlar. Sosyal yaşantılarını da buna imkân sağlayacak ölçüde düzenlerler. Ramazan ayı gelince kısıtlanan mesai saatleri sayesinde günün geri kalan kısmını ibadete ve hayır işlerine adar Filistinliler. Maddi gücü yeterli olsun ya da olmasın tüm aile fertleri kurdukları iftar sofralarında oruçlarına iftar ettirmek için beklerler. Filistinliler teravih namazını kaçırmamaya özen gösterirler. Yalnızca çok yaşlıların yahut hastala-

rın katılamadığı teravihlere halkın yüzde 98’inin katıldığını söylemek doğru olur. Namaza katılanların geneli 8 rekattan sonra ayrılırken, istekli gençler 20 rekata kadar azimle devam ederler. 20 rekatlık teravihin 2-3 saati bulduğu Filistin için bu durum aslında normaldir. Akşamları, özellikle teravih namazından sonra gerçekleştirilen akraba ve dost ziyeretleri aradaki tüm kırgınlıkların kalkmasına vesile olur. Bu davranış yıllardır işgalden acı duyan Filistin halkının devam ettirdiği en güzel adetlerinden biridir. Özellikle kuşatma altındaki Gazze halkının durumu Ramazan ayında daha da güçleşir. Malların ve gıda maddelerinin fiyatı halkın alım gücünün çok üstünde seyreder. Buna rağmen maddi durumu iyi olanlar güçleri yettiği kadar yoksul, yetim veya yetim bakımı üstlenen ailelerin yüzlerini güldürecek şekilde hayır işleriyle meşgul olurlar. Kimi hayırseverler toplu iftar sofraları hazırlar, kimi gıda ve sebze sepetlerini… Kimileri de sıcak yemek dağıtmak için tüm gayretiyle çalışırlar. Kimse Yok Mu Filistin Temsilciliği de Filistinlilerin huzur içinde bir Ramazan yaşabilmeleri adına çalışanlar arasında yerini alır. Filistin’de kumanyalar dağıtan, iftar sofraları kuran KYM, Kudüs Mescid-i Aksa’da kurduğu meşhur iftar sofralarıyla bilinir. NİJERYA’YA RAMAZAN TÜM COŞKUSUYLA GELİR

Nijerya 170 milyonluk nüfusuyla Afrika’nın en kalabalık ülkesidir.


Nüfusunun yaklaşık yüzde 54’ü Müslüman olan ülkede Ramazan oldukça coşkulu geçer. İftarda ve sahurda çoğu zaman yiyecek hiçbir şeyi bulunmayan Nijeryalılar, orucu asla ihmal etmez; çalışan çalışmayan herkes, hatta çocuklar dahi Ramazan orucundan fire vermezler. Teravihlerin en büyük özelliği hatim ile kılınmasıdır. Teravih namazını eda eden cemaat biraz dinlendikten sonra camide kalarak sahura kadar ibadet eder. Bu ülkedeki Müslümanlar tam altı vakit namaz kılarlar. Ramazan’da daha ince hassasiyetlerle eda edilen teheccüd namazı için gecenin son diliminde ezan okunur. Kimse Yok Mu, Nijerya Türk Okulları Vakfı’nın yoğun katkı ve desteğiyle Nijerya’da her yıl çeşitli Ramazan faaliyetleri düzenler. Kumanya dağıtımı ve toplu iftar yemekleri bunlara en güzel örneklerdendir. Her yıl on binlerce ihtiyaç sahibi bu hizmetlerden faydalanır. Nijeryalı ihtiyaç sahiplerinin hayatında, bu yardımların çok büyük bir önemi vardır. Öyle ki; yardımların sistematik bir şekilde dağıtılması için ihtiyaç sahiplerine önceden ulaştırılan yardım kuponları özenle saklanır, yıpranmasın diye kumaşlara sarılarak yardım yapılacak gün gelinceye kadar muhafaza edilir. Ramazan gelince artan yardımlaşma duygusu Kimse Yok Mu’yu hayırlara vesile kılar. Maddi durumu daha iyi olan aileler yardım-

larını Kimse Yok Mu aracılığı ile ihtiyaç sahiplerine ulaştırmayı tercih ederler. “Sizler bu işi çok güzel icra ediyorsunuz. Ben size verdiğim meblağın yoksullara tam ve anlamlı bir şekilde ulaşacağına dair hiçbir şüphe taşımıyorum. Bu sebeple yapacağım yardımları sizler aracılığı ile yapmanın güven ve mutluluğunu yaşıyorum.” diyen Nijeryalı bağışçıların varlığı azımsanamayacak kadar çoktur. Yardımlar esnasında yer yer yaşanan izdihamlar da yine bu Nijeryalı hayırseverler sayesinde kazasız bir şekilde atlatılır. Başkentte bulunan Abuja Merkez Camii, Nijeryalı Müslümanlar nezdinde İslam’ın sembolü olarak kabul edilir. Ramazan’ın her günü bu görkemli eserde Kimse Yok Mu’nun hazırladığı iftar sofralarından binlerce ihtiyaç sahibi yararlanır. Nijeryalıları en çok etkileyen şey ise; beyaz insanların kendi iftarlarını ihmal edip, onlar için iftar servisi yapıyor olmalarıdır. O an yüksek sesle yürekten yapılan dualar iftar saatinde arşa yükselir. Bu dualara Ramazan’ı Nijeryalı ihtiyaç sahipleriyle birlikte geçirmek için Türkiye’den gelen ve yardımları bizzat kendi elleriyle dağıtan yardımseverler de şahit olur. Kimse Yok Mu gönüllüleri onlarca köyü gezerek ihtiyaç sahiplerini belirlerler. Köylüler her yıl gönüllülerin yolunu dört gözle beklediklerini ifade ederler. Bazı evler ziyaret edildiğinde yiyecek bulunamadığı gibi zaten tek odalı olan bu teneke evlerde mutfak dahi yoktur. Bu yoksulluğa yaşamış olduğu vakalarla 7 yıldır bizzat şahit olan Kimse Yok Mu gönüllüsü İsa Bey zihninde kalan bir manzarayı şöyle özetliyor: “Beni en çok etkileyen şeylerden biri de iftar saatinde yemek almaya çalışan insanların tabaktan yere dökülen pilavı bile toprağın üzerinde kapışmalarıydı.” Durum öyle gösteriyor ki; Nijerya’da ihtiyaç sahibi aileler heyecan ve sabırsızlık içinde bu Ramazan’da da Türklerin kapılarını çalmalarını dört gözle bekleyeceklerdir.

PARAGUAY RAMAZAN’I KYM İLE TANIYOR

Bir Güney Amerika ülkesi olan Paraguay’da Müslüman nüfus azınlıkta olduğundan Ramazan, Müslüman ülkelerde olduğu gibi coşku ve heyecan içinde yaşanmaz. Çünkü Paraguay halkı Ramazan ayını sadece Müslümanların kutsal ayı olarak bilir ve bu kutsal ay tam anlamıyla tanınmaz. Özellikle Ramazan ayında artış gösteren kumanya yardımları Ramazan’ı Paraguaylı ihtiyaç sahipleri için de önemli bir zaman dilimi haline getirir. Ülkede yaşayan Müslümanlar Ramazan ibadetlerini güneş hareketlerine göre düzenlerler. Paraguay’da Ramazan’ın en önemli göstergelerinden biri, bir avuç Müslüman’ın kendi aralarında düzenledikleri iftar ve sahur programlarıdır. Bu programlara çoğu zaman Paraguaylı dostlar da davet edilir. Ramazan’ın hoşgörü ve sevgi atmosferi bu sofralarda kendini daha çok hissettirir. Ramazan’ın gelmesiyle daha fazla hissedilen “yardımlaşma” olgusu farklı dinden insanların bir araya gelmesine vesile olur bu ülkede. Kimse Yok Mu yardımları da bu birliktelik ortamlarına dağıttığı yardımlar ve bu sayede sevindirdiği kalplerle ortak olur. Paraguay’da da yardıma muhtaç olan insanlara koşulsuz yardım ulaştırmaya ve onlara maddi manevi yardım eli uzatmaya çalışan Kimse Yok Mu, yardımlarını insanların onurunu kıracak bir üslûpla yapmaz. Bilakis, yardımların en büyük refakatçisi samimi ve içten bir tebessümdür burada. Hâsıl-ı kelâm Paraguaylı ihtiyaç sahipleri Ramazan’a dair geleneksel hale gelmiş Kimse Yok Mu yardımlarından son derece mutlu olarak, bir daha ki Ramazan’ı sabırsızlıkla beklemeye koyulurlar.

Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

45


BANGLADEŞ’TE RAMAZAN’I HALKIN YÜZDE YÜZÜ HİSSEDER Yüzde 86’sı Müslüman olan Bangladeş’te Ramazan’ı halkın yüzde 100’ü hisseder. Nemin yüzde 98’e kadar çıktığı ülkede hissedilen aşırı sıcaklıklardan dolayı halkın daha rahat oruç tutması ve gece ibadetlerine ağırlık verebilmesi için okullar, devlet tarafından genellikle tatil edilir. Üniversiteler de son 10 gün eğitime kapalıdır. Ramazan ayında Müslüman erkekler genellikle gün içinde bile takke takarlar ve “Panjabi” denilen uzun bir elbise giyerler. Hatta resmi kurumlarda bile bu kıyafet rahatlıkla giyilebilir. Camileri dolduran kalabalıklar, teravih namazını mutlaka hatimle kılarlar. Oruca başlama ve bitirme genellikle camilerden çalınan siren sesiyle olur. Hatta Ramazan’ı ilk defa Bangladeş’te geçirecek olanlar, ertesi gün oruç tutulacağını haber vermek için Ramazan’dan bir gün önce çalan sirenleri duyduğunda, savaş çıktığı korkusuyla duaya başlar; ama neyse ki bir iki gün içinde buna alışırlar. Bangladeş’te Ramazan ayı, hediyeleşme ayıdır. Gelir seviyesi ne

46

olursa olsun, mutlaka herkes bütçesine göre akrabalarına ve arkadaşlarına hediyeler alır. Bu nedenle alışveriş merkezlerinde Ramazan ayında bir yoğunluk vardır. Hatta kıyafet satmayan yerler bile, mesela telefon satan bir dükkan, Ramazan’ın son 15 günü kıyafet satar. Kıyafet satan mağaza sahiplerinin asıl geliri Ramazan’dadır. Bangladeş’te bizdeki gibi iftara çağırma geleneği pek yoktur. Çünkü burada iftar denildiğinde bizdeki gibi bir yemek kültürü anlaşılmaz. Burada iftar, yufkaya sebze veya kıyma konularak kızartılmış “Samosa” veya “Roll”, halka tatlısına benzeyen “Cillapi”, mercimekle yapılan kızartılmış “Piazu”, patlıcanın sosa batırılarak kızartıldığı “Beguni”, bir çeşit çok baharatlı et yemeği “Halim” ve patlamış pirinç “Muri” olan atıştırmalıklarla ya-

pılır. Bu tür yiyecekleri dışarıdan alma çok yaygındır. Ezanın okunması ile bu tür atıştırmalıklarla orucunu açan Bengalliler, vakit geçirmeden akşam namazını kılıp teravih namazı için yavaş yavaş caminin yolunu tutarlar. Ana yemek ancak Teravih namazı dönüşü yenir. Bizdeki gibi iftara misafir davet etme alışkanlıkları bu yüzden yoktur. İftar kültürünün farklı olması nedeniyle bizdeki iftar çadırları da yoktur Bangladeş’te. İftar çadırları yerine küçük kutularda atıştırmalık dağıtımı yaygındır. Hatta gündüzleri kapalı olan restoranların Ramazandaki asıl gelirleri iftar kutusu satışlarındandır. Zengin insanlar ve hayır kurumları, hergün yüzbinlerce iftar paketi dağıtır. Kimse Yok Mu gönüllüleri de bu sebeple Ramazan’da binlerce iftar paketi dağıtır. Bangladeş’teki yaygın geleneklerden biri de zekat kıyafetleridir. Bazı giyim mağazalarının camında “zekat kıyafeti” yazar ve maddi durumu iyi olanlar oradan hazır paketlenmiş kıyafetlerden yüzlerce


alarak kendi köylerinde dağıtırlar. İftarda misafir ağırlamayı sevmeyen Bengalliler bayrama özel yemekler ve tatlılar hazırlarlar. Bunlar bizdeki sütlaça benzeyen “Finni”, nohutla yapılan “Çot poti”, tavukla yapılan bir yemek olan “Chicken khari” ve elbette haşlanmış pirinç veya tadına doyum olmayan bir pilav çeşidi olan “Biryani” olarak sıralanabilir. Evlerde yemekler hazırdır ve bayramlarda Bengal halkının misafiri eksik olmaz. Çocuklara bayram harçlığı verme yaygındır Bangladeş’te ve buna “Salami” denir. Çocukların eğlenmesi için panayırlar kurulur. Panayırın en fazla rağbet göreni ise ‘Nagor dhola’dır. Nagor dhola, dönme dolaba benzeyen 4 sandalyeli elle döndürülen bir eğlence aracıdır. Ramazan ayı dolayısıyla insanlardaki yardımlaşma duygusu daha çok ön plana çıkar bu ülkede. Kimse Yok Mu da Bangladeş’te her Ramazan gıda yardımı yapmayı ihmal etmez. Bangladeş’e diğer ülkelerden de yardım gelir. Ülkeye yardım edenler yerli bir dernekle işbirliği yaparak ya da ilgili resmi kurumlara bağışta bulunarak yardımlarını organize ederler. Yani bir anlamda sadece para göndererek yaparlar bu işi. Bu sebeple Bengal halkıyla herhangi bir etkileşime giremez ve arada bir bağ oluşturamazlar. Tüm bunlara karşın Kimse Yok Mu burada tüm organizasyonu sahada bizzat kendisi yapar. Bengal halkı yardımın Türk kardeşlerinden geldiğini bilir ve yardımı onların ellerinden alırlar… Kimse Yok Mu Bangladeş Gönüllüsü Mehmet Sapmaz bu ilgiye şu şekilde şahitlik ediyor;

“2012 Ramazan Bayramı’nda dertlere derman olma arzusuyla Kimse Yok Mu gönüllüleri Bangladeş`e gelmişti. Hayırsever vatandaşlarımız tarafından gönderilen gıda paketlerini Dakka`nın 122 kilometre kuzeydoğusundaki Pabna şehrinde dağıtacaktık. Bizim yaklaşık 15 günde tükettiğimiz pirinç ve yağ gibi gıdaları belki iki aya yaymak zorunda olan yardıma muhtaç insanların sımsıcak bakışları arasında, yüzlerindeki tebessümü izleye izleye dağıtım yapacağımız yere ulaştık. Bayramı yaşatarak yaşamayı seçen gönüllülerimizle hayatımızda hep taze ve canlı kalacak hatıralardan birisinin içindeydik artık...

da sevindirmek istedik. Orada bize yardım eden Bengalli kardeşimiz alandaki çocukları sıraya soktu. Topitopları çocuklara dağıtırken yaşlı bir amcanın da sıraya girmiş olduğunu gördük. Onunla beraber birkaç yaşlı amca daha sıradaydı. Biz önce o amcanın torunu için orada olduğunu düşünmüştük ama sonradan öğrendik ki yaşlı amca hayatında belki hiç görmediği, tatmadığı bir şey için sıraya girmişti... Çocukların arasında kendiside topitop almak için sıraya girmiş bir amcayı görmek kolay unutabileceğimiz bir manzara değildi elbette. İnsanların içinde bulunduğu şartlardan dolayı karnını doyur-

İlk olarak daha önceden planladığımız şekilde paketlerimizi dağıttık. Paketini alanın yüzündeki mutluluğu görmek, dudaklarından dökülen teşekkürleri ve duaları duymak, gönüllülerimizin bayramı ailesinden ayrı kilometrelerce uzakta geçirme hissiyatını bastırmıştı muhakkak. Ardından Kimse Yok Mu gönüllülerinin getirmiş olduğu çesitli şekerleme ve topitoplarla çocukları

mak gibi temel ihtiyaçlarını ancak günlük olarak planlayabildiğini düşünüp, idrak etmek gerçekten zor; ama bir şekerin bile bazı insanlar için hayatları boyunca lüks olmuş olabileceğini söylemek daha zor galiba… Paylaşma duygusuyla buralara kadar gelen ve tüm bu güzellliklere vesile olan Kimse Yok Mu gönüllülerine yürekten teşekkür ederim. Allah onlardan ebeden razı olsun.”

Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

47


SAHURSUZ ORUÇ TUTANLARIN ÜLKESİ SOMALİ Ramazan ayı Somalililer için 11 ay boyunca yiyemedikleri yemeklere ulaşma imkânı demektir. Bir bakıma Ramazan ayıyla bir yıllık ihtiyaçlarını temin etme imkânına kavuşur yoksul Somalililer. Çünkü hayrıseverler yardım yapmak için en çok Ramazan ayını tercih ederler. Ramazan boyunca sokaklarda, çocuk ve yaşlıların ellerinde dağıtılan yardımları görmek olağan hale gelir. Yardım almak için kuyruğa giren insanlar ellerindeki poşetlere ve bez parçalarının içerisine koydukları iftar yemekleriyle mutlu bir şekilde çadırlarının yolunu tutarlar. Sahur edecek yiyeceği dahi bulunmayan çok sayıda Somalili ise çoğu zaman sadece iftar yemeğiyle oruç tutmak durumunda kalır... Somali’de Ramazan ayı, maddi durumu iyi olanın da olmayanın da elindeki nimetleri diğer Müslüman kardeşleriyle paylaştıkları bir zaman dilimidir. İç savaşın kısmen devam ettiği ülkede Ramazan ayında insanlarda farklı bir huzur ve mutluluk göze çarpar. Somali halkı bu ayda gelecek yardımlarla 1

48

yıllık ihtiyaçlarını karşılamak için ümitlenir ve Ramazan yardımları dört gözle beklenir. Bu yardımlar bazen para, bazen yemek, çoğu zaman da gıda olarak dağıtılır. Yardım yapanlara dualar 11 ay boyunca devam eder. Hele bir de yardımı kendiniz dağıtıyorsanız bu sevinç ve mutlulukları bizzat görür ve duaların gücünü hissedersiniz. Zengin insanlar sadaka ve zekatlarını yoksul halka dağıtır. Bu dağıtım para şeklinde yapılır ve genelde akşam namazı öncesi gerçekleştirilir. Camilerde iftardan önce hurma dağıtılması ve ardından birer tabak pilav dağıtılması adettendir. Ancak bu bir tabak pilav dört kişi tarafından yenilir. İhtiyaç sahipleri büyük camilerde bekleyerek iftar ederler. Yardım dağıtan merkezlerin önlerinde çok büyük kuyruklar oluşur. Somali’

de yardım dağıtımını organize etmek kadar, güvenliğini sağlamak da ayrı bir önem taşır. Ramazan ayında yapılan yardımlarla Somali halkı daha çok şükreder ve daha çok dua eder. Ramazan ayı ve yardımlar insanların bir sonraki Ramazan’a kadar hayata ümitle bakmalarına vesile olur. İşte bu nedenle Kimse Yok Mu her Ramazan’da Somali’de yardım organizasyonları düzenler. Türk halıkının Somalili kardeşleri için yaptığı yardımları büyük bir mesuliyet bilinciyle yerlerine ulaştırır. Yapılan bu yardımlar Somali halkının Türkiye’ye olan sevgisini artırır. Öyle ki; Somalililer gördükleri her beyazı “Türki Türki” diye alkışlayarak karşılarlar. Somali Ramazanlarını bize tüm içtenliği ile anlatan Kimse Yok Mu gönüllüsü Bilal Köse, unutamadığı bir Ramazan anısını bizlerle şöyle paylaşıyor: “2012 Temmuz ayında eşimi ve 3 çocuğumu Trabzon’ da bırakarak Somali’ye geldim. Somali’ye ilk gelişimdi ve ilk defa Ramazan’ı ülkemden ayrı geçiriyordum. Gel-


meden bir yıl önce Kimse Yok Mu ve Samanyolu Televizyonu’nun birlikte yapmış oldukları Somali’ye yardım kampanyasına katılmış, elimden geldiğince yoksul ve mazlum Somali halkına yardım etmeye gayret etmiştim. Ancak Somali’ye gelip, Seyitka Kampı’ndaki çadırlarda yaşayan binlerce insanı görünce fakirlik ve yoksulluğun ne demek olduğunu ve yapılan yardımların ifade ettiği değeri, işte o zaman anladım. İnsanların evim dedikleri yerlerde yalnızca çadırlar vardı. Bu çadırlar 5-6 çalının birleşmesiyle oluşturuluyordu. Kumun üzerine iliştirilen 5-6 çalı parçası, üzeri bir naylon veya bez parçası ile kaplandığında onların evi oluyordu. İçi boş, bomboş evler... İçeride sadece bitmek bilmeyen bir ümitle ışıldayan gözler ve içinize işleyen bakışlarıyla sizden medet uman insanların bulunduğu evler... Somali’ye geldiğimde hayırsever Türk halkının yardımlarıyla Kimse Yok Mu’nun her gün Somali halkına iftar yemeği dağıttığını öğrendim. Ben de gönüllü olarak kolları sıvadım ve hemen işe koyuldum. Her gün hiç bıkmadan kazanlarda etli pilav pişiriyor, bir taraftan da yaşanan bu dram karşısında gözyaşlarımızı tutamıyorduk. Yoksul halk ellerine ne geçiyorsa alıp, yemek almak için meydanda uzun kuyruklar oluşturuyorlardı... Yine böyle bir gün yaşlı bir teyze yemek almak için yaklaştı. Elinde yerden bulduğu belli olan yırtılmış eski, kirli bir poşet vardı. Sıcak pilavı poşetin içine koydurunca, zaten yırtık olan poşet pilavın sıcaklığından erimiş ve yemek yere dökülüvermişti. Yaşlı teyze hemen giydiği elbisesinin kenarını katlayarak yere saçılan pilavı avuç avuç elbisesinin içerisine toplamaya başladı. Kim bilir bu yemek belki de teyzenin hem iftar hem de

sahur yemeğiydi...Biz gözyaşları içerisinde iftar yemeği dağıtımına devam ediyor ve bir taraftanda bu hazin olayı izliyorduk. Teyze bir süre sonra yerdeki tüm pirinç tanelerini toplamış bir halde dikkatlice aramızdan uzaklaştı...Yaşlı kadının

peşinden bir süre daha ibretle baktıktan sonra önümde uzayıp giden kuyruğa takıldı gözüm… Çaresiz boğazıma oturan acıyla işime devam ettim… Gözümün önünde giderek çoğalan başka başka ihtiyaç sahipleri için...”

Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

49


MİSAFİR KALEM

EFENDİMİZ (S.A.S)’İN RAMAZAN’I

Sayit Koçer *

50

* Bu yazı Sayit Koçer’in ‘Efendimiz’in (s.a.s) Ramazan’ı adlı kitabından derlenmiştir

Necip Şahin


R

amazan ibadetlerin bütün renklerini içinde barındıran bir kulluk kampı, ibadetlerden yana bir egzersiz-form tutuma zamanıdır. Gecesi ve gündüzü ile bir ibadet ayı olan Ramazan, ruha gerekli kıvamını kazandırma, nefsin dizginlemesi, insan mahiyetine yerleştirilmiş olan istidat ve kabiliyetlerin inkişafı, latifelerin geliştirilmesi, sönmeye yüz tutmuş olanların da canlandırılması için bir fırsat mevsimidir.

Böylesine bereketli bir ay için, öncesindeki Recep ve Şaban aylarından itibaren hazırlık yapmak gerekir. Allah Resûlü (s.a.s)’in şu duası da bu aylarda sık sık tekrar edilmelidir: “Allah’ım! Recep ve Şaban aylarını bize mübarek kıl, hayırlısıyla bizi Ramazan ayına kavuştur.” Resûlullah (s.a.s) bir Şaban ayının son gününde şöyle hitab etti: “Ey insanlar! Yüce ve mübarek bir ayın gölgesi üzerinize düştü. O ayda bir gece vardır ki bin aydan daha hayırlıdır. Allah o ayda oruç tutmayı farz

kıldı. Geceleyin ibadet yapmayı (teravih kılmayı) nafile kıldı. O ayda bir hayır işleyen kimse diğer aylarda bir farz işlemiş gibi olur.

O ayda bir farz işleyen ise diğer aylarda yetmiş farz işleyen gibidir. O, sabır ayıdır, sabrın karşılığı ise Cennet’tir. O, yardımlaşma ayıdır. O ayda mü’minin rızkı bollaştırılır. O ayda kim bir oruçluyu iftar ettirirse bu, günahlarının bağışlanmasına ve Cehennem’den kurtulmasına sebep olur. Aynı zamanda oruçlunun sevabı kadar sevap verilir. Oruçlunun sevabından da bir şey noksanlaşmaz.” Ashab; “Ya Resûlullah! Hepimiz oruçluyu iftar ettirecek bir şey bulamıyoruz.” deyince Resûlullah (s.a.s): “Allah bu sevabı, oruçluyu kuru bir hurma ile veya bir yudum su ile ya da bir yudum süt karışığı ile iftar ettirene de verir.” buyurmuşlardır. O öyle bir aydır ki; evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu da Cehennem ateşinden kurtuluştur. O ayda köle ve hizmetçilerinin yükünü hafifleten kimseyi Allah bağışlar ve Cehennem ateşinden kurtarır. Ramazan’da en öne çıkan ibadet elbette Ramazan orucudur. Dini-

mizin temel esaslarından biri olan oruç ibadetini bu ayda ifa ederiz. Kurân-ı Kerim’de, “Ey iman edenler! Sizden öncekilere farz kılındığı gibi oruç tutmak size de farz kılındı. Böylece umulur ki fenalıklardan korunursunuz. ” (Bakara, 2/183) buyrulmuştur. Ebû Hüreyre’nin (r.a) rivayet ettiğine göre, Resûlullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur: “Her kim inanarak ve karşılığını sırf Allah’tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, onun geçmiş günahları bağışlanır …” Bu mübarek ayda Allah’a açılan eller asla boş dönmez. Bir an dahi duasız olmayan Efendimiz (s.a.s), Ramazan ulaşınca kullukta daha bir derinleşiyor, evrad u ezkarına bir başka yönelişle yöneliyordu. O’nun her zaman muktezayı hale uygun okuduğu duaları olduğu gibi Ramazan-ı Şerif ’te daha ziyade hangi dua ve tesbihatın yapılacağına dair mealen şöyle tavsiyede bulunmuşlardı: “Ramazan’da dört hususa dikkat edin ve bunları çoğaltın. İki hasletten Allah razı olur. İkisine de sizlerin ihtiyacı çoktur, onlara müstağni kalamazsınız. Allah’ın razı olduğu iki hasleten biri; kelime-i tevhid (Lâ ilâhe illallah) getirmek, diğeri ise Allah’a istiğfarda bulunmaktır. Müstağni olamayacağınız iki ihtiyaçtan biri Cennet’i istemek, diğeri ise Cehennem’den Allah’a sığınmaktır.” Efendimiz (s.a.s) iftar ettiği zaman şöyle dua ederdi: “Allah’ım Sen’in için oruç tuttum ve Sen’in rızkınla iftar ettim.” Başka bir rivayette ise: “Allah’ım! Sen’in rızan için oruç tuttum ve rızkınla iftar ettim. Benden (orucumu) kabul et. Muhakkak Sen her şeyi işitensin, bilensin.” Bir başka rivayette ise: “Yardımıyla oruç tuttuğum ve

Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

51


verdiği rızıkla iftar ettiğim Allah’a Peygamber Efendimizin (s.a.s) Hz. Aişe validemiz demiştir ki: hamd olsun.” şeklinde dua ettikle- Ramazan’da hiç terk etmediği kuv- “Ey Allah’ın Resûlü! şâyet Kadir ri belirtilmiştir. vetli bir sünneti de i’tikâfdır. gecesine tevâfuk edersem nasıl Ramazan ayının Her Ramazan’da on gün dua edeyim?” diye sordum. Efenönemli bir şiarı da i’tikâfa girerdi. Vefat dimiz (s.a.s) şu duayı okumamı Hakk’la ‘teravih namazı’dır. ettiği yılda ise yirmi emrettiler: “Allah’ım! Sen çok afmünasebetin Teravih namazı gün i’tikâfa girdi. fedicisin, affetmeyi seversin, beni önemli bir şiarı orucun değil, RaHz. Âişe (R.a); de affet.” da Kuran okumak, mazan ayının ve “Resûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.s) Kadir gecesini Cenâb-ı Allah’a dua vaktin sünnetidir. dua yalvarmak ve sü- Ramazan’ın son idrak edebilmek için Ramazan’ın Efendimiz (s.a.s) on gününde iba- son on gününü tamamen ibadete rekli O’na teveccühRamazan’da birkaç det için yoğun bir hasr ederken bizler sadece bir gete bulunmaktır. gece teravih namazı gayret içine girer, ge- ceyi veya gecenin belli bir dilimini kıldırmış daha sonraki cesini ihya eder ve iba- ibadetle geçirmekle O’nun (s.a.s) gecelerde ise yalnız kılmayı det için aile fertlerini uyan- sünnetini ihya etmiş olamayız. tercih etmiştir. Ümmetinin teravih dırırdı.” demiştir. Bu gecenin bütününün dekılması için: “…Kim, inanarak ğerlendirilmesi gerek. Kadir Gecesi ve sevabını Allah’tan bekleyerek Bu gecede canımızı Bu bereketli ihlâsla oruç tutar ve kıyam ederse Bu bereketli ortaya koyarcaayın en önemli za(teravih namazı kılarsa), annesin- ayın en önemli sına, gönülden man dilimi olan Kadir den doğduğu günkü gibi günah- zaman dilimi Cenâb-ı Hakk’a gecesi; Efendimiz’in larından temiz hâle gelir.” bu- olan Kadir geceteveccüh etmeli, ümmetine olan aşkın yurarak teşvikte bulunmuşlardır. si, Efendimiz’in bir muztar (büsevgisi sebebiyle yapHadislerde geçen “Ramazan’da ümmetine olan tün bütün çaresiz tığı bir duanın kabul kıyam etme” ile teravih namazı- aşkın sevgisi sebekalmış bir insan) edilmiş hâlidir nın kastedildiği hususunda ittifak biyle yaptığı bir dugibi dua etmeli ve vardır. anın kabul edilmiş hâAllah’a sığınmalıyız. Hakk’la münasebetin önemli bir lidir. Şöyle ki: Fahr–i Kâinat Bütün ümmet-i Muhamşiarı da Kur’ân okumak, Cenâb-ı Efendimiz’e kendisinden önceki med’e dua etmeliyiz. Allah’a dua dua yalvarmak ve sü- insanların ömürlerinin müddeti Efendimiz’in (s.a.s) rekli O’na teveccühte bulunmak- veya bu ömürlerden Allah’ın dileRamazan’da İnfak ve tır. “O Ramazan ayı ki insanlara diği kadarı gösterildi. Bunun üzeCömertliği bir rehber olan, onları rine “Başka ümmetlerin doğru yola götüren uzun ömürleri içinde Nebiler Sultanı insanların en ve hakkı bâtıldan yapamayacakları cömertiydi. Her zaman cömert Peygamber ayıran en açık, amelleri ümme- davranan Allah Resûlü Ramazanın Efendimizin (s.a.s) en parlak detim kısa ömrü gelmesiyle adeta coşardı. İbn AbRamazan’da hiç terlilleri ihtiva içinde yapmış bas’ın ifadesiyle, bilhassa Ramazan ketmediği kuvvetli bir eden Kur’ân olsun.” diye ayında, Cebrail aleyhisselamla busünneti de i’tikafdır. Her o ayda indirildua etti. Allah luştuğu zaman cömertliği daha da Ramazan’da on gün i’tikâdi.” (Bakara, da O’na (için- artardı… O günlerde Allah Resûlü fa girerdi. Vefat ettiği 2/185) ilâhi de bu gece bu- (sallallahu aleyhi ve sellem) inyılda ise yirmi gün beyanı gereğince lunmayan) bin sanlara rahmet getiren rüzgârdan i’tikâfa girdi. Ramazan’ı tam bir aydan daha hayırlı daha cömert olurdu. Yani elinKur’ân ayı olarak deolan Kadir gecesini de-avucunda kalan en son şeyleri ğerlendirmek gerekir. Alihsan etti. Bir hadislerin- de dağıtıverirdi. lah Resulü Ramazan gecelerini na- de Resûlullah sallallahü Efendimiz (s.a.s), “Ramaz ile Kurân tilâveti ile ve Allah’ı aleyhi vesellem şöyle mazan ayında verilen Efendimiz zikr ile geçirirdi. İbn-i Abbas şöyle buyurmuştur: “... sadaka daha fazi(s.a.s) Kadir gecedemektedir: “Efendimiz (s.a.s) … Her kim inanaletlidir.” buyusini idrak edebilmek her gece Cibril (a.s) ile Kur’ân-ı rak ve sevabını rarak insanları için Ramazan’ın son on Kerim’i müzakere ediyordu...” umarak Kadir bu konuda gününü tamamen ibadete Hz. Peygamber, ömrünün son yılı gecesini ihya teşvik etmiş, hasr ederken bizler sadeiçinde Kur’ân-ı Cibril’e iki defa ederse, geçR a m a z a n’ a ce bir geceyi veya gecenin arz etti. Cibril de Kur’an’ı onunla miş günahları mahsus ibabelli bir dilimini ibadetle böylece iki kere mukabele etti. bağışlanır.” detlerden biri geçirmekle O’nun (s.a.s) sünnetini ihya etmiş olamayız.

52


Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

53


olan ‘fıtır sadakası’yla adeta bir alt sınır çizilmiştir. Daha fazlasını yapamayanlar hiç olmazsa bundan geri kalmamalıdır.

bir hurma tanesiyle, bir kaç kuru işlerini Ramazandaki açlık susuzüzüm tanesiyle de olsa sahur ya- luk gibi nedenlerle ihmal etmedipın. Zira melekler size salât eyler- ğini, ibadet hayatını her mevsim ler.” buyururken işittim. zirvede götürdüğünü görüyoruz. Hz Âişe (r.a) şunları söylemiş- O (s.a.s), yazın en şiddetli günleİftar ve Sahurlar tir. “Resûlüllah (s.a.s): — Bize rinde de oruç tutuyordu. Birçok Efendimiz (s.a.s) iftarda acele mübarek yemeği; yani sahuru muharebede O, hep oruçluydu. ederdi. Birkaç lokma ile getir, buyurdular. Hâlbuki Hele bazen harp öyle şiddetlenirdi orucunu açtıktan sonra çok defa bu yemek iki ki, bunlardan birinde kendisiyle Efendimiz namazıda geciktirhurma tanesinden beraber Abdullah b. Revâha’dan (s.a.s) iftarda meden eda ederdi. ibaret olurdu.” (radıyallâhu anh) başka oruç tuacele ederdi. BirEnes bin Mâlik İftarı vaktin ev- tan kalmamıştı. Bununla birlikte o kaç lokma ile oru(r.a)’ın şöyle dedivelinde yapan Al- rahmet peygamberi zayıfların ayacunu açtıktan sonra ği rivayet edilmişlah Resûlü (s.a.s), ğıyla da yürüyordu, ümmeti için namazıda geciktir: “Resûlüllah sahuru ise gecikti- yeterli olan ve onların yapabileceği tirmeden eda (s.a.s), orucunu rir, vaktin sonuna kadarını tavsiye ediyordu. Efendiederdi. namazdan önce ve doğru yapar ve üm- miz (s.a.s)’in yapageldiği ibadetlerbirkaç yaş hurma ile metine de böyle yapma- deki değişiklikler veya azalmalar, yaş hurma bulamaz ise kuru larını tavsiye ederdi. ümmetine kolaylık amacı hurma ile onu da bulamazsa birEfendimiz (s.a.s)’in taşıyordu. İftarı vakkaç yudum su içerek açardı.” ikramı iftarla sınırlı O (s.a.s) Ramatin evvelinde Her zaman ikramı seven ve üm- değildi, sahurda zan’da çeşit çeşit yapan Allah Resûlü metini de teşvik eden Efendimiz da misafir kabul yiyecek ve içecek(s.a.s), sahuru ise ge(s.a.s) Ramazan’da da oruçlulara ederdi. Hz İrbâd lerin sergilendiği ciktirir, vaktin sonuna iftar verilmesi hususunda ümmeti- bin Sâriye şöyle sofralarda iftar doğru yapar ve ümmeni teşvik etmiştir. “Ey İnsanlar! … demiştir: “Beni, etmiyordu. Orutine de böyle yapsofranız herkese açık olsun, çokça Resûlüllah (salcunu serinliklerde malarını tavsiye ikram edin… Böylece selametle lallahu aleyhi ve gölgeliklerde veya ederdi. Cennet’e girersiniz!” buyurmuş- sellem) Ramazan’da uyuyarak geçirmiyorlardır. Yine Resûlüllah (s.a.s), “Bir sahur yemeğine davet du. Yiyecek bir şeyler oruçlunun iftar etmesini sağlayan etti de: -Mübarek yemeğe bubulamadığı zamanlarda savm-ı kimseye, oruçlunun sevabı kadar yur, dedi.” visal tutuyordu. Bütün bu –bize sevap vardır; hem de oruçlunun göre- zorluklar O’nun (s.a.s) RaEfendimiz’in (s.a.s) sevabından bir şey eksilmemek mazan’da hamle yapmasına bir Ramazan’da üzere.” buyurdular. engel değildi. Tam aksine O (s.a.s) Yaptığı Efendimiz (s.a.s) Ramazan’ın ikliminden, berekeGazveler Kendisi sahura tinden, metafizik geriliminden isHer zaman kalkmış ve ümRamazan’ın bir- tifade ediyor, hamle üstüne hamle ikramı seven ve metini de teşvik çok ismi vardır. yapıyordu. Bütün bunların netiümmetini de teşvik etmiştir. “Bir Bu isimlerden cesinde ashabıyla beraber hesapsız eden Efendimiz (s.a.s) yudum suyla biri de “Nusret lütuflara kavuşuyordu. Sıkıntılara Ramazan’da da oruçluolsun sahur yaAyı” dır. Sadece katlanılıyor, sabrediliyor, sabrın lara iftar verilmesi hupın; bir yudum Efendimiz (s.a.s) sonu da hep zafer oluyordu. susunda ümmetini suyla olsun iftar dönemine ait olan Efendimiz (s.a.s)’in Ramazan teşvik etmiştir. edin.” Bir başka Ramazanlarda ger- ile gelen kuvvetten (nusret/manerivayette ise; “Bir lokçekleşen gazve ve vi kuvvet/motivasyon) istima veya bir kaşık çorba seriyyeler bile İsfade ederek ashabıyla ile olsun sahur yapın. Çünkü o, lam tarihinde çok birlikte canını ve O (s.a.s) Ramabereket yemeğidir. Sahur sizin önemli bir yere malını feda ettizan’da çeşit çeşit orucunuzla Hiristiyanların orucu sahiptir. ği seferlerden yiyecek ve içeceklerin arasında huduttur.” buyurdular. O ’ n u n ilki Bedir sergilendiği sofralarda iftar Ebû Ümâme (r.a) şöyle demiştir: (s.a.s) hayat-ı Gazvesi’dir. etmiyordu. Orucunu serinBen, Resûlüllah (sallallahu aleyhi seniyyelerine Ramazan liklerde gölgeliklerde veya ve sellem)’i: “Ya Rabbî, ümmeti- dikkat edildiayının on uyuyarak geçirmiyordu. Yime sahur yemeğinde bereket ver. ğinde yapması ikisinde çıkıyecek bir şeyler bulamaEy ümmetim! Bir yudum suyla, gereken diğer lan bu seferde dığı zamanlarda savm-ı visal tutuyordu.

54


Bütün bu –bize göre- zorluklar O’nun ashabın sayısı s u s u z l u ğ a , yüzünü yıkadı. 450 kilometrelik (s.a.s) Ramazan’da hamle bir rivayetyorgunluğa bu mesafe on günde katedilerek yapmasına bir engel değildi. te 313 idi. a l d ı r m a - Ramazan’ın 19’unda Mekke’ye Tam aksine O (s.a.s) RamaBu seferde dan her ulaşıldı. Bu yolculukta Efendizan’ın ikliminden, bereketinden, nöbetleşet ü r l ü miz’in (s.a.s) yaşı yaklaşık 60’dır. metafizik geriliminden istifade rek binemehalike Mekke’nin fethi ile Arap Yarımaediyor, hamle üstüne hamle bilecekleri göğüs ge- dası’nda akın akın İslâm’a girmeyapıyordu. Bütün bunların nesadece iki renlere Al- ler başlamıştı. ticesinde ashabıyla beraber at ve yetmiş lah’ın (c.c) Efendimiz (sallallahu aleyhi ve hesapsız lütuflara kavutane de deve rahmeti, ina- sellem)’in, Mekke’de kalma niyeti şuyordu. vardı. Efendiler yeti, ekstra lü- yoktu; otoriteyi temin edecek ve Efendisi de ashabıntufları sağnak sağ- geri dönecekti. Ancak öyle olmadan farklı değildi; aynı nak yağıyordu. Dünyevi dı; Mekke’nin fethiyle birlikte Aldeveye Hz. Ali (r.a) ve Ebû Lü- yönden Medine’ye sıkıştırılmaya lah Resûlü’nün kendi üzerlerine bâbe (r.a) ile nöbetleşe biniyordu. çalışılan Müslümanlar, Allah’ın yürüyeceğini düşünen Hevâzin ve Hz. Ali ve Ebû Lübâbe: “– Sen nusretiyle Bedir’de elde ettikleri Sakîf kabilelerinden gelen haberbin yâ Resûlullah! Biz, Seninle zaferle hareket alanları genişliyor, ler iyi değildi. Ramazan’ın bitimibirlikte yürürüz, diyerek kendi yeni hamlelerin de kapıları ara- ne iki gün kala hazırlıklar başlansıralarını vermek için ısrar etmiş- lanmış oluyordu. mış ve Şevvâl ayının altıncı günü lerdi ama O (s.a.s): – Ne sizler Ramazan’da gerçekleşen hamle- de hareket edilmiştir. Şiddetli bir yürüme konusunda benden daha savaşın ardından müslümanlar Efengüçlüsünüz, ne de ben. Vadedigalip geldi… dimizin, kenlen mükâfata sizlerden daha az Efendimiz (s.a.s) ve beraberindisiyle beraber bu ihtiyaç duyuyorum.” diyerek, dekiler uzun bir ayrılıktan sonra sefere çıkanlar için yaptığı bu teklifi geri çevirmişti. (yaklaşık 84 gün) Zilkâde ayışu dua her şeyi anlatıyor: “AlBu seferde Efendimiz’in nın sonunda Medine’ye dönlah’ım! Bu insanlar, yalın ayak; yaşı takriben 53’tür. Yol yakdüler. Sen onlara dayanma ve yol melaşık 160 kilometredir. YolBütün bu anlatılanlar da; culuk 4 gün sürmüştür. Bu şakkatlerine karşı tahammül gücü Resûl-i Ekrem’in bir Ramesafeyi, o günkü şartlarda ver! Bunların üzerinde elbise yok; mazan’ı; can ve malını orgüneş altında, oruçlu, çöl ik- Sen onları giydir! Bunların elinde taya koyarak, tehlikenin ve yiyecek imkânları da yok; Sen liminde, kuma bata çıka üstemeşakkatin eksik olmadığı onları doyur! Ve bu insanlar lik yolun çoğunu da yürümek çadırlarda, yolculuklarla geçiryoksul; Sen onları fazl u suretiyle gidiyorlardı. Gittiklediğini görüyoruz. kereminle zengin ri yerlerde onları bekleyen iftar Ramazan’da Allah’ın bahşettiği kıl!” sofraları, hazır içecekleri, soğuk fetihler elbette sadece Bedir ve suları olamadığı gibi başlarını soMekke Fethi ile sınırlı değildir. kacakları bir barınakları da yoktu. lerden biri de Mekke’nin fethidir. Efendimiz (s.a.s) zamanında RaEfendimizin, kendisiyle bera- Ramazan’ın 10.günü yola çıkıl- mazan ayında vuku bulan veya ber bu sefere çıkanlar için yap- dı. Resûlullah cemaatine dönüp: hazırlıkları yapılan daha birçok tığı şu dua her şeyi anlatıyor: –Dileyen orucuna devam etsin; gazve ve seriyye vardır. “Allah’ım! Bu insanlar, yalın isteyen de orucunu bozsun, diye Bir aylık Ramazan, bir ömür ayak; Sen onlara dayanma ve seslendi. Kendileri ise, orucuna süren kulluk orucunun alıştıryol meşakkatlerine karşı taham- devam edenlerdendi. Havalar ması gibidir. Ne bahtiyardır o mül gücü ver! Bunların üzerinde oldukça sıcaktı, bazıları sıcak- insan ki; Efendimiz (s.a.s)’in elbise yok; Sen onları giydir! tan korunabilmek için ellerini Ramazan’a ait sünnetini ihya Bunların elinde yiyecek başlarına koyuyorlardı. için bütün Ramazan’ını vakfeEfendiimkânları da yok; Arc’a denilen yere der, yoksullarla iftar eder, âlem-i miz (s.a.s)’in Sen onları doyur! gelindiğinde Al- İslam’ın derleriyle dertlenir, çöRamazan ile gelen Ve bu insanlar lah Resûlü (sal- züm yolları aramak için kapı kuvvetten istifade yoksul; Sen lallahu aleyhi kapı dolaşır, Ramazan ikliminederek ashabıyla birlikte onları fazl ve sellem), den istifade ederek gönüllere canını ve malını feda ettiği u kereminle serinleyebil- girer. Ramazan’da kazandığı kıseferlerden ilki Bedir Gazzengin kıl!” mek için bir vam ve performansıyla bütün bir vesi’dir. Ramazan ayının Sıcağa, tehmiktar başın- ömrünü nurlu ve bereketli hale on ikisinde çıkılan bu likelere, açlığa, dan su döküp getirir. seferde ashabın sayısı bir rivayette 313 idi. Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

55


ÜNLÜLERDEN RAMAZAN MESAJLARI

R

Hamide Günsarı

Metin Özülkü

56

amazan ayı, rahmet ve bereket iklimiyle herkesi kuşatan kutlu bir zaman dilimi. Ramazan denince herkesin gözünde türlü anılar canlanıyor. Kimi çocukluk hatıralarını yad ediyor, kimi geçmiş bir yılın muhasebesine koyuluyor, kimi ise yardımlaşma bilincini yüksek tutarak muhtaçlara el uzatmanın derdine düşüyor. Biz de ünlülerimizin Ramazan tecrübelerinden istifade edelim dedik ve Metin Özülkü, Aslıhan Erkişi, Açelya Akkoyun, Ahmet Yenilmez ve Günseli Kato ile irtibata geçerek, Ramazan mesajlarını sizler için aldık. Keyifli okumalar!

Aslıhan Erkişi

Açelya Akkoyun

Ahmet Yenilmez

Günseli Kato


Metin Özülkü Ramazan, her Müslüman’ın bildiği gibi bir yardımlaşma ayıdır. Bu ayda yardıma muhtaç insanlara yardım eli uzatmak, sadaka ve zekat vermek bir insanlık görevidir. Paylaşma ve yardımlaşma kalpleri yumuşatır, gönülleri genişletir ve cömertlik hislerini canlandırır. Ramazan ayında oruç tutan insan, yoksulluğu, açlığı ve susuzluğu daha iyi anlar. Ben de bir memur ailesinin çocuğuyum. Annem babam, maddi durumları çok çok iyi olmadığı halde, mümkün olduğu kadar yoksullara ve kimsesizlere yardım ederlerdi. Ben de onlardan öğrendiğim bu alışkanlıkları devam ettirip, ikizlerim Volkan ve Baran’a aşılamaya çalışıyorum. Sekiz yaşlarındaydım. Mahalle-

mizde yaşayan, o senenin Ramazan ayının ilk günü eşini kaybetmiş, üç çocuklu Zeynep teyzemiz vardı. O acılı günlerinde annem ve mahallemizdeki bütün komşular ellerinden geldiğince yanında oldular. Yıllar geçtikçe bu yardımlarını, bütün mahalleli olarak ellerinden geldiği kadar, maddi manevi Zeynep teyzeye ve çocuklarına devam ettirdiler. Bu olaydan üç sene sonra, bir gün kapı çaldı. Annem mutfaktaydı, ben kapıyı açtığımda karşımda Zeynep teyzenin en büyük oğlu Hasan ağabeyi gördüm. Elinde bir kağıt vardı ve annemi görmek istediğini söyledi. Annem kapıya geldiğinde de O’na, “Teyzeciğim, sizlere teşekkür etmek için geldim.” diyerek elindeki kağıdı anneme doğru

uzattı. Annem kağıda baktı ve gözleri dolu dolu oldu. Hasan ağabey; “Senin ve mahalledeki diğer teyzelerimin sayesinde bu diplomayı aldım. Babamın yokluğunda, annemin ve kardeşlerimin yanında olmasaydınız, biz okuyamazdık ve ben mezun olamazdım.” dedi ve anneme sarıldı. O zaman yardımlaşmanın tam olarak ne olduğunu o küçük dünyamda bile anladım. Özetle, yarın kimin ne olacağı belli değil. Her an hepimiz her şeyle karşılaşabiliriz. O yüzden elimizde varken, ihtiyacı olan insanlarla maddi manevi her şeyimizi paylaşmamız gerekir. Bu paylaşma insanlık değerlerimizi arttırır, sevgi ve saygı bağlarını kuvvetlendirir, huzurlu bir yaşam sürmemizi sağlar.

Aslıhan Erkişi Allah’ımız bize ilk andan beri insan ve kul olmayı öğretiyor. Aynı Ramazanlarda olduğu gibi… Her Ramazan bir ay aç kalarak 12 ay aç kalanlarla empati kuruyor, insan oluyoruz. Onlara yardım etmeyi,

paylaşmayı tekrar öğreniyoruz ve böylece kul oluyoruz. Ramazan insanî erdemleri bize hatırlatan önemli bir fırsattır… Kul olduğumuzu, zayıf olduğumuzu, bütün yalın hallerimizle

bize “insan” olduğumuzu hatırlatan bir fırsat… Ve Allah’ın rızasını istiyorsan “paylaş” diyen bir fırsat… Ramazanla yeniden “iyi insan olabilme” fırsatı var… Dikkat :).

Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

57


Açelya Akkoyun Ramazan ayının sadece oruç tutmaya indirgenmesi bana göre haksızlık. Ramazan’da sadece açlık çekmek değildir mesele; ruhumuzun da, gönlümüzün de oruç tutması gerekir. Ramazan benim için 11 ayın genel bir sınavı gibi esasen. Eskiden sofralar daha yalın olurdu,

şimdi genellikle insanların seçme şansı var ama buna mukabil dünyadaki pek çok insanın böyle bir şansı yok. Kanaatkar olmaya değil; sadece imkânlarımızı doğru değerlendirmeye özenmek gerekiyor hayatta. İnsanlar Ramazan’da daha yalın ve daha sade olmaya özen göstermeli-

ler. Oruç tutmak bir bahane değil; ben oruçluyum diye insan daha da yalın olmalı. Ayrıca siz ne kadar paylaşırsanız o kadar çoğalırsınız. Burada neyi kiminle paylaştığınız da çok önemli. Bu da başka bir sınav tabii ki. Yardımlarımızı yaparken din, dil, ırk farkı gözetmemeliyiz bence.

resiyle birlikte yaşanan bir güzellik. Oruç bir sabırdır, sonunda bir yudum suyun içilmesi, bir pidenin peynirle birlikte yenmesidir oruç. Bana Ramazan böyle hissettirir. Yaşanan büyük iftarların yerine minimalize edilmiş sofraları yaşamak daha keyifli gelir bana. İhtişamlı sofralar kurmak yerine elimizdekileri paylaşmak bence daha da güzeli olur. Bu bağlamda Kimse Yok Mu’nun Afrika gibi ülkelerde yapmış olduğu yardım kampanyalarını çok doğru buluyorum. Çünkü yardımlaşma olmadan, oruç olmaz. Oruç benliği yok etmeli, hiçi yaşatmalı ve çevremizdeki açlığı hissede-

rek yaşanmalıdır. Mühim olan da bu zaten. Buna küçük de olsa bir faydamız olabilirse ya da olabilecekse, ibadetlerimizi bunu düşünerek yapabiliyorsak bir nebze olsun cennetlik olduğumuzu düşünebiliriz belki. Yoksa karın açlığı ve karnı doyurmak gibi bir şey değildir bu. Hiç bilmediğimiz ülkelerde yoksulluk içinde olsalar bile bunu yaşamaya çalışan o insanlara bir nebze olsun bir şeyler aktarabiliyorsa Kimse Yok Mu Derneği ve diğer yardım kuruluşları ne mutlu onlara… Bu bağlamda böyle büyük bir misyonu yüklendiğiniz için sizi tebrik ediyorum. Ellerinize, yüreğinize sağlık…

Günseli Kato Ramazan bana sevinci, neşeyi ve birlikte olmayı çağrıştırıyor. Ben anı yaşamayı seviyorum, o yüzden de geçmiş Ramazanlardan dem vurmam hiçbir zaman; ama yurt dışında yaşadığım Ramazanlar buralardakine benzemiyordu. Oralarda hüzünlü ve biraz buruk geçirdim Ramazanı, sadece o zamanlar için keşke İstanbul’da olsaydım diyorum. Çünkü bizim yaşadığımız ritüeller ve bizim yaşadığımız ülkenin Ramazanıyla başka ülkelerde yaşanan Ramazanlar gerçekten çok farklı, mukayese bile etmemek lazım. Bizim yaşadığımız Ramazan çok tasavvufî, çok daha derin, çev-

58


Ahmet Yenilmez Ramazan; dün yaşanmışları, bugün yaşananları ve yarın gelecekte yaşanılmasını hayal ettiğimiz birçok şeyin muhasebesinin yapıldığı bir aydır bana göre. Ben de yakın zamanda anacığımı kaybettim. Onun hazırladığı sahur ve iftar sofralarını hatırlıyorum çocukluğumdan. O öğleye kadar oruç tuttuğum çocukluğumu hatırlıyorum ve bugün daha da gelişmiş olan idrakimle zamanın muhasebesini yapıyorum. Bu muhasebeyi doğru dürüst yaptığımız zaman da Ramazan ayını bir başka şekilde geçiriyoruz. Belki normalde 11 ayda hissedemediğimiz yokluğu, paylaşmayı, sabrı, Allah için sevmeyi, O’nun için aç kalmayı ve bunun gibi pek çok şeyin bu şekilde muhasebesini yapmış oluyoruz. Bu sayede geleceğe dair dualar ediyoruz. Düşünsenize iftarı beklerken ettiğiniz duayı... Geleceğe dair niyazlarımız var

Ramazanlarda. Hep veren verdiğini zanneder. Oysa hayır işlerinde alan verir... Burada dünyaya dair bir şey veriyorsunuz belki ama sonrasında daha fazlasını kazanabiliyorsunuz. Ne verirseniz bir fazlasını alır, telafi edersiniz bu dünyada. Ancak alan verebildiği zaman siz de sevabını kazanmış olacaksınız. Hele hele bu verdiğiniz kişi bir yetim olursa; bir verdiğinizde karşılığında ne kadar alırsınız bilemiyorum… O yüzden verdikçe verelim ki; alan da bir gün bize verebilecek duruma gelsin... Cenab-ı Allah kazanç için bundan daha iyi bir fırsat verir mi? Bunu iyi değerlendirmek lazım. Anacağım Ramazan’da yufka açardı. Benim çocukluğumdaki Ramazanlar da hep yaz mevsimine denk gelirdi. Ordu’da geçti çocukluğum. Hem fındık hazırlığı yapılır, hem de Ramazan hazırlığı yapılırdı

o zamanlar. Tabii köy yeri, yokluk zamanları… Her zaman yufka ve börek yiyemiyordu insan. Bu yüzden sahura kaldırılamadığım zamanlarda hep anacığıma buğz ederdim. Tüm amcalarım, kuzenlerim beraber aynı evde kalıyorduk. O zamanın Ramazan sofralarında dedem başımızda, babaannem yanımızda, büyükler sofrada, biz çocuklar da onların yanında olurduk. Şimdi hep o sofralar gözümde canlanıyor. Bir de dömbelek diye bir gelenek vardı. Davul eşliğinde kapı kapı dolaşarak maniler söylediğimiz güzel bir gelenekti. “Sefta da geldik kapınıza, selam verdik hepinize, selamımızı almazsanız, o da sizin keyfinize…” Bu mani eşliğinde davulla kapı kapı dolaşır para ve yerini tutabilecek küçük küçük şeyler toplardık. Vermeyenlerin ayakkabılarını çalardık. Ramazan’da haytalık dolu o günlerimi sıkça hatırlıyorum.

Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

59


SOMALI KARDEŞLERİMİZİN ACISINI PAYLAŞIYORUZ 13 Mayıs 2014 Salı günü saat 15.10’da ülkemizin orta yerine acı bir ateş düştü… Manisa Soma’daki bir maden ocağında meydana gelen üzücü kaza neticesinde çıkan yangında çok sayıda işçi kardeşimiz hayatını kaybetti.

Ü

lkemizi yasa boğan bu acı kaza neticesinde tek yürek olan milletimiz, Somalı kazazede işçilerin ve gözü yaşlı ailelerinin yanında olabilmek için adeta seferber oldu. Aynı düşünce ve hassasiyetlerle Kimse Yok Mu olarak biz de olay anından itibaren Somalı kardeşlerimizin yaralarına merhem olmaya çalıştık. Yapılan ve yapılacak yardımları başlıklar halinde sizlere sunuyoruz: ARAMA-KURTARMA ve ACİL YARDIMLAR Ailelerinin geçimlerini sağlamak için yerin metrelerce altında alın teri döken ve yine bu uğurda yaşamını yitiren kardeşlerimiz, göçük altında bin bir umutla kurtarılmayı bekleyen işçilerimiz ve geride bıraktıkları emanetleri için harekete geçen Derneğimiz, olay anının akabinde bölgeye en yakın arama-kurtarma ekibini göndererek arama-kurtarma faaliyetlerine katıldı. Bölgede görev yapan Kimse Yok Mu ASYA Arama Kurtarma Ekibimiz, öncelikle yaralıların ve vefat eden işçilerin tahliyesinde çalışmalar yürütürken, tünel çıkışlarında da özel ekipmanlarıyla gaz ölçümleri yaptı. Arama-kurtarma çalışmalarının yanında Derneğimiz gönüllüleri tarafından bölgede bulunan kazazede işçilerimizin

60

ailelerine her gün 3 öğün yemek dağıtımı yapıldı. SAĞLIK HİZMETLERİ Maden ocağından yaralı olarak kurtulan yaralı işçilerimize ve kazadan zarar gören tüm işçilerimizin ailelerine ; • ASYA Psiko-Sosyal Destek Ekibimiz tarafından gerekli psikolojik desteğin sağlanması, • Gerekli görülen durumlarda sağlık hizmetlerinin sağlanması, • Şehitlerimizin sağlık sorunları yaşayan aile bireylerine yönelik gereken sağlık desteğinin sağlanması hedeflerimiz arasındadır. EĞİTİM DESTEĞİ Yaşanan elim kazanın en iç acıtan tarafını geride kalan gözü yaşlı masum çocuklarımız oluşturdu. Milletimize emanet kalan bu çocuklarımıza fedakar babalarının yokluğunu hissettirmeyecek ölçüde bir şefkat göstererek sahip çıkmaya çalışacağız. İhtiyaç duydukları her anda elimizden geldiğince yanlarında olmaya, başlarını bir baba şefkatiyle okşamaya gayret göstereceğiz. Onların eğitimi ve güzel bir şekilde yetişmesi için canını feda eden şe-

hitlerimizin hayallerini yarıda bırakmamak için elimizden geleni yapacağız. Bu doğrultuda babalarını kaybeden 1000 yetim çocuğumuzun eğitimlerine sağlıklı bir şekilde devam edebilmeleri ve en güzel şekilde yetişmeleri için kendilerine öncelikle; • Kırtasiye desteği, • Giyim desteği, • 3 yıl boyunca yılda 1.500 TL olmak üzere eğitim bursu desteği vermeyi planlanmaktayız. RAMAZAN-KURBAN Acil ihtiyaçları karşılanan kardeşlerimizi özel zaman dilimlerinde de yalnız bırakmayacak olan Derneğimiz özellikle; • Kurban’da kazazede işçi ailelerimizin her birine hediye edeceği bir kurbanlıkla, • Bayramlarda bize emanet kalan her bir aile bireyini anlaşmalı giyim mağazalarından tepeden tırnağa giydirmek suretiyle, • Yine bayramlarda ikramlığından kolonyasına kadar tedarik ederek kendilerini hiç bir şekilde mahzun bırakmamayı, maddi manevi her daim yanlarında olmayı planlamaktadır.


SOSYAL YARDIMLAR Yaşanan üzücü hadiseden etkilen tüm işçi ailelerinin; • Gıda ihtiyaçlarının karşılanması, • Giyim ihtiyaçlarının karşılanması, • Borçlarının ödenmesi ve yarım kalan diğer işlerinin yerine getirilmesi, • Gönüllülerimiz tarafından bölgedeki ailelere yönelik manevi destek ve taziye ziyaretlerinde bulunulması gibi husularda elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Kardeş Aile Derneğimizin uzun bir zamandır devam ettirdiği “Kardeş Aile” projesi kapsamında ihtiyaç sahibi aileler ile hayırsever aileler kardeş ilan edilerek birbirlerinin yaralarına merhem olmaları sağlanmaktadır. Kardeş ailesinin her türlü ihtiyacının giderilmesi hususunda koşturan, manevi olarak da onlara her daim destek olan hayırsever ailelerimiz, içinde bulunduğumuz yüzyılda bir kardeşlik öyküsünün kahramanı olmaktadırlar. Derneğimizin, toplumda yardımlaşma bilinci oluşturmak ve ihtiyaç sahibi ailelerin ihtiyaçlarını zamanında karşılamak adına yürüttüğü “Kardeş Aile” projesi sayesinde aramızdan ayrılan maden işçisi kardeşlerimizin geride bıraktıkları emanetlerine her ihtiyaç duydukları anda ellerinden tutabilecek bir kardeş aile tayin ederek, onları hiçbir zaman yalnız bırakmamayı gönülden arzulamaktayız. Bu doğrultuda; • Tüm işçilerimizin ailelerine Derneğimiz gönüllülerinden, kendileriyle her daim maddi manevi ilgilenebilecek, kardeş aileler tayin etmeyi hedeflemekteyiz. • Ailesine helal rızık kazanma yolunda şehitlik mertebesine erişen işçilerimizin annelerini annemiz, çocuklarını çocuklarımız, ailelerini ailemiz bilerek onların huzuru ve mutluluğu için

çalışmalarımıza ara vermeden devam edecek, milletin emanetlerine elimizden geldiğince sahip çıkmaya gayret göstereceğiz. Bu yolda bize refik olmak isteyen tüm hayırsever milletimizi, maden şehitlerimizin emanetlerine hep birlikte sahip çıkmaya davet ediyoruz. Şimdi yaralara merhem olma zamanı!

Şehitlerimizden Geriye Kalanlar Maden kazasında hayatını kaybeden işçilerimizin ailelerine taziye, kazadan yaralı kurtulan işçilerimizin de evlerine geçmiş olsun ziyaretlerinde bulunmak, acılarını bir nebze olsun paylaşarak azaltmak niyetiyle Soma’ya ulaşan yetkililerimiz beraberindeki kadın gönüllülerle birlikte Somalı ailelerin evlerine ziyaretlerde bulundular. Ziyaretler esnasında oldukça duygulu anlar yaşayan yetkililerimizden birkaç satırı sizlerle paylaşmak istedik: “Soma’dayız. Taziye ziyaretine gittiğimiz ailelerle konuştuklarımız yüreğimi dağlıyor. Ne söyleyeceğimi bilemiyorum, boğazım düğümleniyor. En çok da sekiz saat madende yaşam mücadelesi verdikten sonra arkadaşlarının gözünün önünde bir bir öldüğüne şahitlik eden ve kendisi ancak son anda kurtarılabilen madenci Ahmet’in çaresizliği, yaşadıklarını anlatırken hala o anları birebir yaşayışı, gözlerindeki tarifsiz kederi içimi yaralıyor sanki... “Dört yaşındaki kızım; ‘uyuma baba’ dedi, uyumadım” diyor... “Bana maske takan emniyetçi arkadaşımı geride ölü bırakarak çıktım” diyor... Geleceğini göremiyor... Tarlada günübirlik çalışan eşi bakacak şimdi O’na ve iki çocuğuna. Yine de şükrediyor... Yürek dayanmıyor...” “Elmadere Köyü Soma’da yeşillikler içinde, küçük beyaz boyalı evlerinin dağlara baktığı, insanları sıcak, çocukları neşeli bir köy. Köyün yaşı büyük amcalarının dediğine göre; uzun zamandır uğraya-

nı, ilgileneni olmamış köyün... İlk durağımız 3, 7, 9 ve 12 yaşlarında dört dünya tatlısı çocuğa sahip 30 yaşında bir genç kadının evi oluyor. Eşi 35 yaşındaymış, o akşam O da diğerleri gibi madene gitmiş ama bir daha geri dönememiş...”Neye ihtiyacın var?” diyoruz. “Bize bir somun ekmek yeter. Ben dilenci gibi hissediyorum, kimseden birşey istemedim ki şimdiye dek...” diyor genç kadın. Babalarının ay başında almaya söz verdiği bisikletlerini alarak, belki biraz olsun çocuklarını sevindirebiliriz diye onlara istedikleri bisikletleri almaya söz veriyoruz. Üç yaşındaki Rüzgar’la göz temasımız giderayak oyuna dönüşüyor. Kalkıyoruz.” “Duraklarımızdan bir diğerinde yüzü derin çizgilerle anneannemin gençlik hallerini anımsatan yaşlı bir kadın karşılıyor bizi. Gözünü ufka dikmiş, öylece bir kuru kütük parçasının üstünde oturuyor... Elimi tutuyor ve başlıyor ağlamaya Neslihan teyze. ‘Bizi unuttular, bak siz nerelerden gelmişsiniz’ diyor. Ağlıyor, ağlıyor, ağlıyor... Oğlunu ve iki yeğenini kaybetmiş o kara madende. Oğlundan yadigar kalan iki torunun annesi olan gelini Selma’nın tek gözü görmüyor. Hem eşini, hem erkek kardeşini, hem de kız kardeşinin eşini kaybetmiş Selma... Dile kolay toplamda beş can yitirmişler bu elim kazada. Evde çalışabilecek tek bir genç var, O da hasta... Gönüllülerimizin bir parça destek olabilmek için eline verdiği parayı almıyor Neslihan Teyze, hınçla kalkıyor ayağa. ‘Bu parayı ben almam, yavrumu yitirdim ben! Parayı gelinime verin, torunlarım için harcasın.’ diyor... Ve daha nice acı kırıntıları işte böylece serpiliyor yüreğimizin derinlerine... Gün bitiyor, aklımız hala Soma’da ama dönüş vakti geliyor. Şimdi üzülmeyi bırakıp bir şeyler yapma zamanı deyip, birbirinden faydalı projelerle onların karşısına çıkabileceğimiz günlerin hayaliyle yola koyuluyoruz... Onlarla bir daha kucaklaşmak, bir daha hasbihal etmek ümidiyle...”

Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

61


Hakan Şükür’den Anlamlı Destek

S

Eski milli futbolcu ve İstanbul Bağımsız Milletvekili Hakan Şükür, Kimse Yok Mu ve Samanyolu Yayın Grubu’nun düzenlediği “Acıyı Paylaşıyoruz” adlı programa telefonla katılarak, acılı ailelere destek sözü verdi.

oma faciasının yaralarını sarmak için 19 Mayıs Pazartesi akşamı Kimse Yok Mu ve Samanyolu Yayın Grubu’nun ortaklaşa düzenlediği “Acıyı Paylaşıyoruz” adlı bir program yayınlandı. Programa telefonla bağlanan İstanbul Bağımsız Milletvekili Hakan Şükür, evleriyle ilgili borcu olan bir madenci ailesini kardeş aile kabul ederek, ailesiyle birlikte ölünceye kadar ihtiyaç sahibi ailenin her türlü derdiyle ilgileneceklerini, iyi ve kötü günlerinde onları yalnız bırakmayacaklarını ifade etti. Hakan Şükür ayrıca Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın (s.a.s) 63 yaşında vefat ettiğini hatırlatarak, 63 öğrencinin eğitim masraflarını da karşılamak istediğini belirtti. Duygulu anların yaşandığı programda sık sık gözyaşlarına hakim olamayan Şükür, “Kardeşlerimiz için elimden ne geliyorsa tüm aile efradımla birlikte yapmaya hazırız. Gizli veya açık kim bu gönlü yaralı kardeşlerimize yardımcı olursa Allah kendilerinden razı olsun. Bizlere bu kapıları açanlara ve özellikle Kimse Yok Mu’ya teşekkür ediyorum.” dedi.

62

bir yardım eli de Arif Erdem’den uzandı

“Acıyı Paylaşıyoruz” programına telefonla bağlanan eski milli futbolcu Arif Erdem, maden faciasında hayatını kaybeden bir işçinin ailesine sahip çıktı. Aileye bir ev bağışlayan Arif Erdem, “Ailemiz kabul ederse elimden geldiğince ev ihtiyaçlarını karşılamaya talibim. Önemli olan bu acıyı milletçe hissetmemizdir.” dedi. Samanyolu Haber İzmir Temsilcisi Akif Akyüz, Soma’ya destek programı sırasında bir şehit ailesinin evinden canlı yayın yaptı ve oradaki duyguları yayında izleyicilerle paylaştı. Yayın esnasında duygu dolu anlar yaşandı. Madende şehit olan baba Ali Bıçak’ın ardında bıraktığı 5 yaşındaki dünyalar tatlısı kızı Elif ’in şefkatli bir ele ihtiyacı vardı. O el Eski Milli Futbolcu Arif Erdem’in şefkat eli oldu. Canlı yayına telefonla bağlanan Arif Erdem, aileye bir ev alma sözü verdi.

MİNİKLER HARÇLIKLARINI BAĞIŞLADI Kimse Yok Mu’ya ulaşan bağışlar arasında harçlıklarını Somalı akranlarına gönderen minik öğrencilerin yardımları ve destek mesajları, milletimizin Somalı kardeşlerimizin acılarını topyekûn paylaştığını bir kez daha gösterdi. Bunlardan 5 yaşındaki Suat Kenan, babasının yardımıyla yazıp gönderdiği mektupta şu ifadeleri kullandı: “Sevgili Babalar ve Çocuklar. Ben Suat Kenan. 5 yaşındayım. Sizleri televizyondan izledim ve çok seviyorum. Babalarınızı kaybettiğiniz için çok üzülüyorum. Maden ocağında ölen babalarınıza cennette kavuşacaksınız. Ben sizlere gülücüklü bir kağıt ile harçlığımı gönderiyorum. Hiç üzülmeyin ve ağlamayın. Acılarınızı paylaşıyoruz.”


KENYA’YA DEV EĞİTİM KOMPLEKSİ Kenya Malindi’de 2012 yılında inşasına başlanan 6 bin 600 metrekare kapalı alana sahip Kimse Yok Mu Kenya Eğitim Kompleksi düzenlenen resmi bir törenle hizmete açıldı.

K

enyalı yetkililer tarafından ‘bölgede benzeri bulunmayan muhteşem bir eğitim yuvası’ olarak adlandırılan ve toplam 6 bin 600 metrekare kapalı alana sahip olan Kimse Yok Mu Eğitim Kompleksi, yoğun katılımlı resmi bir törenle açıldı. Açılışta söz alan Kenyalı yetkililer Kimse Yok Mu ve gönüllülerine teşekkürlerini ifade ederken, hayata geçirilen bu büyüklükteki bir eğitim projesinin bölgede bir ilk olduğuna dikkat çektiler. Kenya’nın Malindi şehrinde 2012’de inşaatına başlanılan dev eğitim kompleksi; anaokulu, ilkokul, ortaokul ve lise seviyesinde olmak üzere toplam 650 öğrenciye eğitim imkanı sunacak. Kompleks ayrıca bünyesinde barındırdığı 120 öğrenci kapasiteli bir yurt, donanımlı bir spor alanı, oyun parkı, 500 kişilik bir aşevi ve bir yüzme havuzuyla Kenyalı öğrencilere modern eğitim imkanlarının kapısını aralayacak. Açılış programında bir konuşma yapan KYM Yönetim Kurulu

Başkan Yardımcısı Ayşe Özkalay, “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı olur. Bu bağlamda buradaki faaliyetler beni dostluklar anlamında gelecek nesiller için umutlu ve mutlu kılıyor.” dedi. “Kampüs Kenyalılar ve Türkler arasında bir köprü oldu” KYM Genel Sekreteri Savaş Metin ise “Bizler bu tesislerin Kenya toplumunun geleceğine parlak bir ışık saçarak, öncü işlevi göreceğine inanıyoruz. Bu proje, üzerine çalışan ve gerçekleşmesini sağlayan Kenyalılar ve Türkler arasında bir köprü oldu. Dünya için Malindi’de yapılan bu kampüsün başarı ve

ilerlemede iyi bir örnek olacağını ümit ediyorum. Önümüzdeki yıllar içerisinde Kimse Yok Mu’nun Kenya’da yapacağı yardımlar adına da bu kampusün çok önemli bir yeri olacağını düşünüyorum. İçerisindeki tüm binaları ile bu kampüs Kenya ve Türkiye arasında dostluk köprüleri kurulmasına vesile olacaktır.” şeklinde konuştu.

Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

63


ARNAVUTLUK’TA 1500 YETİMİN BAYRAMI VARDI Kimse Yok Mu Arnavutluk’ta faaliyet gösteren Compassion Derneği işbirliğinde “20 Mayıs Arnavutluk Yetimler Günü” münasebetiyle düzenlediği programda 36 ilden Tiran’a gelen 1500 yetim çocuğu, ülkenin önde gelen siyasetçileri, sanatçıları ve işadamlarıyla buluşturdu.

A

rnavutluk’ta başta çocuklar ve dul kadınlar olmak üzere ihtiyaç sahiplerinin yanında olmaya devam eden Kimse Yok Mu, Arnavutluk Parlamentosu tarafından “20 Mayıs Yetimler Günü” olarak ilan edilen günde bir program düzenleyerek, 36 ilden Tiran’a gelen 1500 çocuğu çeşitli hediyelerle, ailelerini ise dağıttığı gıda ve yardım paketleri ile sevindirdi. Arnavutluk Başbakanı Edi Rama, Arnavutluk Meclis Başkanı İlir Meta, ABD, Kuveyt, Katar Büyükelçileri, UNESCO temsilcileri, ülkenin sevilen sanatçıları Mirush Kabashi, Sidrit Bejeri, ülkenin en iyi folklor ekiplerinden Durres, pop şarkı yarışmasında birinci olan Lindi İslami ve daha birçok isim, yetim çocuklarla bir araya geldi. Arnavutluk’un 100. yılı için bestelenen Xhomadini şarkısının 100 yetim çocuk tarafından ses-

64

lendirildiği gecede görme engelli Diego Zelka’nın şarkısı izleyicilere duygulu anlar yaşattı. Arnavutluk Başbakanı Rama’dan Kimse Yok Mu’ya Teşekkür Arnavutluk’un başkenti Tiran’da organize edilen ‘Yetimler Bayramı’nda bir konuşma yapan Meclis Başkanı İlir Meta, “Tüm yetimlerin Yetim Bayramı’nı kutlarım. Belki babalarınız burada yanınızda yok ama bizler burada onların yokluklarını sizlere hissettirmemek için çabalayacağız. Kimse Yok Mu Derneği’ne böyle bir organizasyonu gerçekleştirdiği için çok teşekkür ediyorum. Arnavutluk Millet Meclisi olarak bu organizasyonun hamiliğini yapmaktan gurur duyuyoruz.” dedi. Ülkeye emanet edilen yetim çocuklar için 2006’dan bu yana

20 Mayıs’ın “Yetim Günü” olarak kutlandığını belirten Arnavutluk Başbakanı Rama, “Organizasyonda emeği geçen Kimse Yok Mu Derneği, Compassion Derneği ve Arnavutluk Milli Yetimler Derneği’ne teşekkür ediyorum. Bugünden itibaren bizler de yetimlerimiz ve aileleri için özel çalışmalar gerçekleştireceğiz. Yetimlerimizin ekonomik ve sosyal hayatlarında onlara destek olacağız. Yetimler Bayramı’nda bu organizasyon vasıtasıyla salondaki yetimlerin ve tüm yetimlerimizin bayramını kutluyorum.” şeklinde konuştu. Organizasyonun ilk defa bu kadar kapsamlı yapıldığını söyleyen Rama, “Katkılarından dolayı Kimse Yok Mu’ya ayrıca teşekkür etmek istiyorum.” dedi. Kimse Yok Mu adına bir konuşma yapan Uluslararası İlişkiler Koordinatörü Metin Çetiner ise, “Türkiye ve Arnavutluk’un dostlu-


ğu, kardeşliği çok eskilere dayanmaktadır. Halen Türkiye’de yaşayan Arnavut kökenli kardeşlerimiz olduğu gibi Türk kökenli kardeşlerimiz de var. Arnavutluk’ta kendimizi ülkemizde gibi hissediyoruz.” dedi. Kimse Yok Mu’nun kardeşlik ve sevgi için 110 ülkede insanların dinine, rengine bakılmadan yardım faaliyetlerine devam ettiğini aktaran Çetiner, “Eğitim, sağlık, insani yardım ve kalıcı yardımlar için çalışıyoruz. Dünyanın dört bir yanında ‘Yetim’ projeleri ile onları desteklemek, geleceklerini daha sağlam temellere oturtmak için çabalıyoruz. Böyle bir günde yetim kardeşlerimizle olmaktan dolayı çok mutluyuz.” şeklinde konuştu.

timlerin yanı sıra geçim sıkıntısı çeken kadınlar için de çalışmalarını sürdürüyor. Bu doğrultuda Aralık ayında kadınların toplumsal ha-

yatta yer bulmaları amacıyla eğitim atölyeleri ve satış showroom’larından oluşan, kursiyerlere 20 farklı branşta eğitim verebilen ‘Günseli Kato Eğitim Merkezi’ açılmıştı.

“Desteğinizi her zaman hatırlayacağım” Kimse Yok Mu heyeti programın ardından Arnavutluk Meclis Başkanı İlir Meta’yı ziyaret etti. Dedesinin 50 yıl Türkiye’de kaldığını, torunlarının da Türkçe öğrendiğini söyleyen Meta, “Uluslararası bilinirliği ve tecrübesi olan Kimse Yok Mu ile ‘Yetim Bayramı’nda bir arada çalışmaktan büyük mutluluk duydum. Sizlerle yeni projelerle iş birliğine devam etmek istiyoruz.” diye konuştu. Kimse Yok Mu heyetinin hediyesini çok beğenen Meta, “Bu hediyeye baktıkça yetim programını ve desteğinizi her zaman hatırlayacağım.” dedi. 110 ülkede yoksullukla mücadele projelerini her geçen gün artıran Kimse Yok Mu, Avrupa’da da faaliyetlerine devam ediyor. Derneğimiz Avrupa’nın gelişmekte olan ülkelerinden Arnavutluk’ta ye-

Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

65


BALKANLARDA YÜZ YILIN SEL FELAKETİ MEYDANA GELDİ Balkanlar’da son yüz yılın en etkili yağışlarıyla birlikte meydana gelen sel ve taşkınlardan 10 binlerce kişi zarar gördü. Tarihlerinin en büyük sel felaketiyle boğuşan Bosna Hersek ve Sırbistan uluslararası yardım çağrısında bulundu. Afetin ardından ivedilikle bölgeye ulaşarak insani yardım faaliyetleri yürüten Kimse Yok Mu, Balkanlar’da yaraları sarmaya devam ediyor.

1

milyon 200 bin kişinin selden etkilendiği Bosna’da yardım çalışmalarına devam edileceğini belirten Kimse Yok Mu Yurt Dışı Yardımlar Koordinatörü Yusuf Yıldırım, “Son yılların en büyük sel felaketi ile karşı karşıya kalan selzedelere acil yardımların akabinde, evi yıkılan, hasar gören, eşyaları bütünüyle veya kısmen zayi olanları tespit edip, bölgeye kalıcı yardımlarımızı ulaştırmaya devam edeceğiz.” şeklinde konuştu. Bosna’da ulaşılamayan bölgelere ulaştık Bosna’daki yardım faaliyetlerini organize eden Kimse Yok Mu Asya Acil Yardımlar Ekibi Takım Lide-

66

ri Ertuğrul Yorguner, “Bosna’da daha önce hiç yardım ulaşmayan bölgelere öncelikli olarak yardım götürmeye gayret gösterdik. Bölgedeki evlerin 2. katına kadar sular ulaşmış durumdaydı. Heyelan nedeniyle yolların kapandığı Zenica ve Bıstrıca köylerine zaman zaman yürüyerek zaman zaman da traktörlerle yardım ulaştırdık. Afetten en çok etkilenen Magdaş ve çevresinde de çalışmalar yürüttük. Su sıkıntısının yaşandığı yerlerde yaşanabilecek olası salgın hastalık tehlikesi nedeniyle bu bölgelere su ve hijyen malzemelerini ulaştırmaya devam edeceğiz.” dedi. Yorguner, Bosna’da afetten zarar gören bölgelere şeker, makarna, sıvı yağ, pirinç, konserve gıda, hijyen malzemesi, sabun ve deterjan gibi

malzemelerin ulaştırıldığını ifadelerine ekledi. Sırbistan’da 5 bin ev selden etkilendi, 50 bin kişi tahliye edildi Sırbistan’a ulaşan üç kişilik Asya Acil Yardımlar Ekibi ilk etapta 25 bin dolarlık yardımı afetzedelere ulaştırmaya başladı. Ayrıca Türkiye’den yola çıkan konserve gıda, battaniye, temizlik malzemesi ve hijyen malzemelerinden oluşan insani yardım TIR’ı da Sırbistan’a ulaştı. Bölgede çalışmalarını sürdüren Asya Acil Yardımlar Koordinatörü İsmail Büyükay, “Son yüz yılın en büyük sel felaketini yaşayan Sırbistan’da Belgrad yakınlarındaki 50 bin nüfuslu Ojrenovaci şehri tamamen tahliye edildi. Bu böl-


BALKANLAR SEL FELAKETİ YARDIMLARI

7 Kişilik ASYA Acil Yardımlar Ekibi bölgede

5.000 ‘in üzerinde haneye gıda malzemesi, ve hijyen malzemeleri

Yardım Malzemesi

TIR İÇERİĞİ: Konserve gıda malz., yatak, battaniye, hijyen malz., temizlik malz.

BALKANLAR TOPLAM YARDIM ORGANİZASYONU DEĞERİ:

340.606 $

394

4.514

4.310

3.959

YATAK

BATTANİYE

SIVI EL SABUNU

ŞAMPUAN

360

4.828

ADET

TIR’LARDA NELER BULUNUYOR ?

9 TIR

ADET

ADET

ADET

ADET

2.437

ADET BULAŞIK

8.088

ADET TABLET DETERJAN PAKETİ

SIVI DETERJAN

SÜNGERİ

DETERJAN PAKETİ

11.712

300

194

1.750

ISLAK HAVLU

KANEPE

BAZA

GIDA PAKETİ

ADET

ADET

ADET

ADET TOZ

ADET ASYA

ŞU ANA KADAR 5.000’İN ÜZERİNDE AİLEYE DAĞITIM YAPILDI. DAĞITIMLAR DEVAM EDİYOR. BİNLERCE AİLEYE DAHA ULAŞILMASI HEDEFLENİYOR.

gede yaşayan insanlar Belgrad’da stadyum, spor salonu ve otellerde barınıyorlar. Edindiğimiz bilgiye göre 700 civarında kayıp olduğu tahmin ediliyor.” dedi. Kimse Yok Mu olarak selden en çok etkilenen 5 şehirde insani yardımların ulaştırıldığını belirten Büyükay, “Özellikle gıda, temizlik, dezenfektan malzemeleri, su ve çocuk bezi gibi ihtiyaçlara yönelik dağıtımlar yaptık. Bölgede bulunan selzedeler, yardımları gönderen Türk insanına teşekkürlerini iletti.” şeklinde konuştu.

Özellikle Bosna-Hersek’in kuzeyini ve Sırbistan’ı etkisi altına alan sel felaketi nedeniyle bölgede yardım faaliyetlerine devam eden Kimse Yok Mu, Balkanlar’da yaraları sarmaya devam ediyor.

Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

67


FİLİPİNLER’DE YARALAR SARILIYOR 8 Kasım 2013’te Filipinler’de meydana gelen Haiyan (Yolanda) Tayfunu’nun üzerinden aylar geçmesine rağmen felaketin olumsuz etkileri devam ediyor. Afetin ilk gününden itibaren özellikle Tacloban bölgesinde sürdürülebilir kalkınma odaklı çalışmalarına devam eden Kimse Yok Mu, topladığı yardımları düzenlenen bir törenle Filipinli ihtiyaç sahiplerine teslim etti.

Ö

zellikle gıda, barınma, sağlık hizmetleri ve eğitim alanlarındaki yardımları, afetzedelere ulaştıran Kimse Yok Mu, son yardım organizayonunda 1.000 gıda kolisi, bir tam teşekküllü ambülans, 80 bilgisayar, tadilatı yapılan bir sağlık merkezi ile tadilat ve iç tefrişatı yapılan bir yetimhaneyi düzenlenen bir törenle yetkililere teslim etti. Törene Kimse Yok Mu yetkililerinin yanı sıra Tacloban Belediye Başkanı Alfred Romualdez, Senatör Nikki Coseteng ve çok sayıda devlet görevlisi katıldı. Kimse Yok Mu ile Filipinler Devleti arasında imzalanan protokol törenine katılan Tacloban Belediye Başkanı Alfred Romualdez, “Kimse Yok Mu buraya umut getirdi, onlarla birlikte olmaktan çok mutluyuz. Türkler artık sadece bize yardım getiren insanlar değiller. Onlar bizim ailemiz. Kimse Yok Mu gönüllülerinin her zaman Tacloban’a gelmesini, hatta buraya yerleşmelerini istiyoruz.” dedi. Kimse Yok Mu ASYA Ekibi ile çalışan Filipinler Sahil Güvenlik Komutanı Joel Garcia ise, “Bence Kimse Yok Mu’nun yaptığı hizmetler tüm insanlığa yapılmış kalıcı hizmetlerdir. Buraya

68

geldiklerinde sadece Taclobanlılara değil, tüm Filipinlilere yardım etmiş oldular.” diye duygularını ifade etti. Yardımlarla Türkiye’nin dost yüzünü gördük Afetin ilk gününden itibaren on binin üzerinde afetzede aileye gıda kolileri ulaştıran Kimse Yok Mu, Tacloban’da 1.000 koli gıda yardımında bulundu. Organize edilen dağıtıma Tacloban Belediye Başkanı Yardımcısı Jerry Yaokasin Kimse Yok Mu yeleği giyerek katıldı. Kendisinin de Kimse Yok Mu gönüllüsü olduğunu belirten Yaokasin, “Bizce cömertlik merhametle beraber olursa daha anlamlı olur. Bizim acımızı paylaşan, bizimle ıstırap çeken ve bizimle dayanışma içinde olan siz Türk insanına her zaman müteşekkir olacağız. “ diye konuştu. Bölgeye ilk yardımların ulaştırılmasından bu yana Tacloban şehri yetkilileriyle sıkı iş birliği içinde olan Kimse Yok Mu, 50 kalıcı konut, 6 derslikli bir okul ve bir sağlık merkezinin inşaatı için Tacloban yetkilileriyle resmi protokol

imzaladı. İmza törenine katılan Senatör Nikki Coseteng, “Kimse Yok Mu’nun Filipinlilere karşılıksız yaptığı dostluk davetine şimdi Filipinliler aynı şekilde karşılık vermeli. Bu insanların yardım istemek zorunda kalmadan yardımların kendilerine ulaştırılması çok daha anlamlı. Herhangi bir yardım çağrısı olmadan; görüldüğü anda yapılan yardımların değeri diğerlerinden çok daha fazla.” dedi. Kimse Yok Mu’nun tadilatını yaptırdığı yetimhanede kalan 11 yaşındaki Ashley ise, “Ben utangaç biriyim ama Kimse Yok Mu gönüllülerine gönülden teşekkür etmek istiyorum.” dedi. Tacloban belediye başkanının eşi Tacloban Müşaviri Cristina Gonzales-Romualdez de yardım faaliyetlerine katıldı. Dünyanın dört bir yanındaki insanlara yardım götüren Kimse Yok Mu’nun yaptıklarının kendisini derinden etkilediğini belirten Romualdez, “Taclobanlılar Kimse Yok Mu’yu yakından tanıyor. Çünkü burada sağlıktan beslenmeye, çocukların eğitimine kadar çok şey yaptılar. Kimse Yok Mu çalışanlarını çok sevdik, hepsine çok teşekkür ederiz.” şeklinde konuştu.


KİMSE YOK MU HAYIRSEVERLİK İÇİN BİR MODEL OLUŞTURUYOR Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı (GYV) ve Kimse Yok Mu , ‘Hayırseverlik ve Barış İnşası’ konulu uluslararası bir konferans düzenledi. 12-13 Nisan tarihleri arasında Bilgi Üniversitesi Santral İstanbul Kampüsü’nde gerçekleşen konferansa Rusya’dan İngiltere’ye, Hindistan’dan Nijerya ve Filipinler’e kadar 19 ülkeden akademisyenler katıldı. Hayırseverliğin barışa katkısının konuşulduğu konferansta Kimse Yok Mu’nun hayırseverlik felsefesine vurgu yapıldı.

H

ayırseverliğin barışa katkısının konuşulduğu ilk oturumda Kimse Yok Mu’nun çalışma modeline vurgu yapıldı. Konferansta açılış konuşmasını yapan Boston Üniversitesi profesörlerinden Paul Schervish, Kimse Yok Mu’yu hayırseverliğin felsefesini çözmüş bir kuruluş olarak tanımladı. Kimse Yok mu’nun hayırseverlik için bir model oluşturduğunu ifade eden Prof. Schervish, “Kimse Yok Mu aslında temel ihtiyaçlara parmak basmaya çalışıyor. Bunu da çok temel bir soruyu sorarak yapıyor: ‘Kimse yok mu?’ Bu soruyla ihtiyaç sahibi insanlara ulaşmaya çalışıyor.” dedi. Hayırseverliğin sadece STK’lar ile ilgili bir mesele olmadığını kaydeden Schervish, bunun günlük bir yaşam biçimi olduğunu kaydetti. ‘Kültürel Değerler ve Hayırseverliğin Ahlaki Zemini’ oturumunu yöneten Fatih Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Önder Çetin ise, “Tüm bu girişimler aslında ‘Nasıl bir barış inşası olur?’ ‘Bir toplumsal grubun ya da ülkenin ekonomik

sıkıntılarının ya da toplum içerisindeki gelir adaletsizliğinin çözümünde neler yapılabilir?’ gibi sorulara cevap aramak içindir. Toplumsal gruplar arasındaki sosyal uyumun harmonisinin tesisinde hayırseverliğin nasıl bir barış enstrümanı olarak değerlendirilebileceği noktasına da vurgu yapan bir konferans.” ifadelerini kullandı. Nijerya’daki yardımseverlik çalışmaları hakkında bilgi veren araştırma görevlisi Ademola Adelekan da “Halkın yüzde 70’i hayırseverlik çalışmalarına inanmıyor. Bu olumsuz bir görüş olsa da bunların faydalı olduğu görüşü de yaygın. Nijerya’da sosyal ve ekonomik problemler yaşandı. En etkin kurumlarla yardımsever derneklerle çalışmalar yaptık.” şeklinde konuştu. 19 ülkeden birçok akademisyen ve aydının katıldığı konferansın öğleden sonraki oturumunda “Hayırseverlik, Sosyal Girişimcilik ve Sosyo-Ekonomik Gelişme” konusu tartışıldı. Yeditepe Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Aykut Toros, Kimse Yok Mu için “Top-

luma hizmet vakfı” yorumunda bulunarak, “Kimse Yok Mu Derneği’nin yardımları Türkiye dışına taşmış durumda. Kimse Yok Mu tarafından yapılan yardımların 3’te 1’i yurt dışına yapılıyor. Özellikle kadın istihdamını sağlayan sosyal alanlara, yerel imalat potansiyelinin olduğu yerlere yönelmiş durumda. Dernek bugüne kadar pek çok kadının ve erkeğin hayatının değişmesine katkı sağladı.” dedi. ‘Kurumsal Sosyal Sorumluluk’ oturumunda söz alan Yunanistan Amerikan Üniversitesi’nden Prof. Maria Kyriakidou, Yunanistan’ın son 5 senedir politik ve insanî krize girdiğini belirterek, “Krizin ciddi şekilde olumsuz etkileri var; işsizlik ve intihar vakaları artmış durumda. Binlerce Yunanlı, sağlık sisteminde bazı tıbbî ilaçlara ulaşamaz hale geldi. Hayırseverliğin geniş kapsamında Yunanistan’da sosyal sorumluluklar geliştirildi. Devletin ulaşamadığı yerlere ulaşıldı. Yerel idareler ve STK’lar bu boşluğu doldurmaya çalışıyor.” diye konuştu.

Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

69


KİMSE YOK MU DIHAD’TA STANT AÇAN TEK TÜRK STK OLDU Uluslararası İnsani Yardım ve Kalkınma Fuarı 2014 (DIHAD) geniş bir katılımla 25-27 Mart tarihleri arasında Dubai Uluslararası Kongre ve Fuar Merkezi’nde gerçekleştirildi.

U

luslararası düzeyde insanî yardım ve kalkınmayı başlatmak, felaket, savaş ve krizlerden doğabilecek zararı en aza indirmek ve ortak bir şekilde hareket etmeyi koordine etmek gibi amaçlara hizmet eden fuara, başta Birleşmiş Milletler olmak üzere çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisi, tedarikçi firma, Arap dünyasından iş adamları ve yardım kuruluşları katıldı. Kimse Yok Mu da açtığı büyük bir stantla fuardaki tek Türk sivil toplum kuruluşu olarak yerini aldı. Fuar hakkında görüşlerini açıklayan Kimse Yok Mu Genel Sekreteri Savaş Metin, “KYM olarak 110 ülkede gerçekleştirdiğimiz kalkınmayı destekleyen sürdürülebilir insani yardım faaliyetlerimizin kalitesini daha da arttırmak için bu fuara katılmamızı değerli buluyorum. Bu bağlamda ilk kez katıldığımız DIHAD, bizim misyonumuza benzer özelliklerde organizasyonlar

70

yürüten uluslararası sivil toplum kuruluşlarıyla tecrübelerimizi paylaştığımız ve Birleşmiş Milletler ile işbirliği içerisinde insanlığa faydalı projeler geliştirmek için fikir beyan ettiğimiz faydalı bir fuar olmuştur.” dedi. 11. DIHAD Fuarı’nda gerçekleştirilen konferansın bu yılki ana teması “Uluslararası Yardım Kampanyalarında Kadınların Rolü” olarak belirlendi. Konferansta “Kadın ve Yardım, Felaketler ve Krizlerden Etkilenen Kadınların Temel İhtiyaçlarının Karşılanması, Kadın ve Savaş, Kadın ve Kalkınma,

Kadın ve Krizler, Kadın ve Sağlık, Kadın ve Eğitim, Kadın ve Gıda Güvenliği, Kadın ve Medya” gibi konular işlendi.


SOMALİLİ DEVLET ERKANINDAN KYM’YE TEŞEKKÜR Bu yıl ilki düzenlenen Arap Devletleri Güney-Güney Bölgesel Kalkınma Fuarı 18-20 Şubat arası Katar Doha’da gerçekleştirildi. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı yetkililerinin katıldığı organizasyona Arap devletlerinin ilgisi yoğun oldu. Organizasyona Kimse Yok Mu yetkilileri de iştirak etti.

B

irleşmiş Milletler Kalkınma Programı Arap Devletleri Bölgesel Bürosu ve Katar Devleti’nin destek verdiği ‘United Nations Office for South-South Cooperation’ tarafından organize edilen fuarda gençlik ve kadın girişimciliği, enerji, bilgi ve iletişim teknolojilerinin bölge kalkınmasındaki rolü, su ve gıda güvenliği gibi konular üzerinde duruldu. Kimse Yok Mu Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Fazlıoğlu, KYM Uluslararası İlişkiler Koordinatörü Metin Çetiner ve KYM Akademik Çalışmalar Direktörü Sakine Arslan Köse, Kimse Yok Mu’yu temsilen fuara iştirak etti. Fuar süresince devam eden panellerin üçüncü gününde gerçekleştirilen “Yoksullukla Mücadele UNDP Somali Özel Oturumu”nda bir konuşma yapan Metin Çetiner; kalkınma projeleri, insanî yardım faaliyetleri, eğitim ve sağlık yardımları gibi başlıklar

atında Kimse Yok Mu’nun Somali’de yürüttüğü çalışmaları anlattı. Özellikle 2011 yılında yaşanan açlık felaketinin ardından bölgede aralıksız olarak yardım çalışmaları yürüttüklerini belirten Çetiner, Kimse Yok Mu olarak Somali’ye bugüne kadar 53 milyon liranın üzerinde yardım ulaştırdıklarının da altını çizdi. Çetiner ayrıca, Somali Mo g a d i ş u’d a inşa ettikleri 60 yatak kapasiteli tam teşekküllü hastanenin de hasta kabulüne başladığının müjdesini verdi. Panellerde söz alan Somali Başbakan Yardımcısı Rıdvan Hersi

Muhammed ve Somali Kalkınma Bakanı Yardımcısı Abdullah İbrahim Kimse Yok Mu’nun ülkelerindeki varlıklarından memnun olduklarını belirterek, Kimse Yok Mu’ya ve yardımsever Türk halkına teşekkür ettiklerini ifade ettiler.

Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

71


ÖĞRENCİLER İYİLİK BAYRAMI’NDA

İ

Fatih Üniversitesi Toplumsal Duyarlılık Merkezi tarafından düzenlenen “İyilik Bayramı”, yine iyiliklere vesile oldu. Organizasyonda toplanan 20 bin lira KYM aracılığıyla Suriyeli ihtiyaç sahiplerine ulaştırılacak.

nsanlık dramının yaşandığı Suriye’deki ihtiyaç sahibi aileleri yalnız bırakmayan Fatih Üniversitesi öğrencileri, ‘Her İyilik Bir Bayramdır’ sloganıyla yardım amaçlı bir kampanya düzenledi. Fatih Üniversitesi Öğrenci Konseyi ve 21 öğrenci kulübünün de destek verdiği organizasyonda gönüllü öğrenciler, iki gün boyunca Suriye için yardım topladı. Elde edilen yaklaşık 20 bin liralık gelir, sembolik bir çekle Kimse Yok Mu’ya teslim edildi. Yapımcı ve yönetmen Hamdi Alkan’ın da katılarak destek verdiği İyilik Bayramı’nda kan bağışı, tiyatro gösterileri, Suriye fotoğraf sergisi ve müzik dinletisi gibi çeşitli faaliyetler yer aldı. Gönüller yapmak için bu tür organizasyonlara çok fazla ihtiyaç olduğunu söyleyen Hamdi Alkan, şöyle konuştu: “Fatih Üniversitesi bunu çok iyi yapıyor. Bu organizasyonlar ortamın sakinleşmesine de iyi gelecektir. Burada yurt dışından

72

gelen birbirinden farklı öğrencileri görünce çok mutlu oluyorum. Şunu anlıyorum ki yurtdışında var olan Türk okulları çok büyük işler yapıyor.” Fatih Üniversitesi Toplumsal Duyarlılık Merkezi (TDM) geçtiğimiz yıllarda da Suriyeli mülteciler için çeşitli yardım kampanyaları düzenlenmiş ve toplanan paralar Suriye’ye gönderilmişti. Yine böyle bir etkinliğe imza atan üniversite öğrencileri, Suriyeli ailelere yardım amacıyla bir iyilik bayramı gerçekleştirdi. Etkinlik ile ilgili bilgi veren TDM Yöneticisi Gökay Gecü, “Suriye’de yaşanan

insanlık dramına ne yazık ki sessiz kalınıyor. Bu sebeple bu organizasyonların sayısını artırmaya gayret ediyoruz. İnsanların sürekli konuştuğu ve tartıştığı ama icraatın olmadığı böyle bir dönemde gönüllü arkadaşlarımız bütün güçleri ile Suriyeli kardeşlerimiz için çalışıyor.” dedi. Gecü, üniversitenin yakınındaki Çakmaklı Cumhuriyet Ortaokulu’ndaki küçük öğrencilerin de harçlıklarından biriktirdikleri 120 lirayı bu kampanyaya vermelerinin kendilerini duygulandırdığını belirtti.


KYM’DEN NİJER’E EĞİTİM VE SAĞLIK ALANINDA DESTEK Nijer’den gelen yardım talebi doğrultusunda geçtiğimiz Mart ayında ülkeye giden KYM yetkilileri eğitim ve sağlık alanında yaptığı yardımlarla Nijer halkının yüzünü güldürdü.

K

YM yetkilileri, elektrik kesintisinin yoğun olarak yaşandığı ülkede özellikle hastanelerde ciddi sıkıntılar yaşanması üzerine bir diyaliz hastanesi olan Lamorde Devlet Hastanesi’ne 29 bin dolar değerinde bir jenaratör hediye etti. Gerçekleşen teslim törenine Nijer Cumhurbaşkanı’nın eşi Dr. Malika Issoufou Mahamadou, Sağlık Bakanı Aghali ve KYM yetkilileri katıldı. Öte yandan hayırsever Türk halkının destekleriyle bir okulun tadilatını üstlenen KYM, tadilat için 51 bin dolarlık yardım kararı aldı. KYM yetkilileri ayrıca ihtiyaç sahibi öğrencilere dağıtılmak üzere Nijer Eğitim Bakanlığı’na 70 bin dolar değerinde kırtasiye malzemesini teslim etti. Kırtasiye malzemelerinin teslim edildiği ve tadilatı üstlenilen okula ilk harcın atıldığı törene Nijer Milli Eğitim Bakanı Ali Mariama Elhadji İbrahim de iştirak etti.

Törende bir konuşma yapan bakan, “Kimse Yok Mu sağlık, eğitim ve acil yardımlar gibi pek çok alanda 110 ülkeye yardım ulaştıran büyük bir kuruluş. Dünyanın neresinde olursa olsun sıkıntı içerisindeki insanlara yardım etmek için harekete geçiyor. KYM temsilcilerinin bugün burada olması Nijer halkını da yalnız bırakmadıklarının bir göstergesi. Eğitim alanında yaptıkları 121 bin dolarlık bu yardımlardan dolayı başta Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız ve tüm öğrencilerimiz adına teşekkürlerimi sunuyorum.”dedi. Kimse Yok Mu’yu temsilen törende bulunan KYM Yurt Dışı Yar-

dımlar Koordinatörü Yusuf Yıldırım ise, “Size Türk halkının selam ve sevgilerini getirdim. Türkiye -Nijer kardeşliği bu yardımlar sayesinde devam edecek. Burada kendimizi evimizde gibi hissettik. Tüm nezaketiyle bizleri ağırlayan Nijer halkına yürekten teşekkür ederim.” dedi.

Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

73


KİMSE YOK MU DIŞ POLİTİKA AKADEMİSİ’NDE

T

Kimse Yok Mu, 14-15 Mart 2014’te Turgut Özal Üniversitesi’nde gerçekleştirilen “Dış Politika Akademisi” adlı panele sunumlarla katkı sağladı.

urgut Özal Üniversitesi Bilim ve Medeniyetler Kulübü’nün düzenlediği “Dış Politika Akademisi” adlı panele 32 farklı üniversiteden yaklaşık 400 öğrenci katılırken, panelde alanında uzman 24 akademisyen, bürokrat, gazeteci ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi konuşmacı olarak yer aldı. Kimse Yok Mu Akademik Çalışmalar Direktörü Sakine Arslan Köse ve KYM Yurt Dışı Yardımlar Koordinatörü Yusuf Yıldırım da yaptıkları sunumlarla Kimse Yok Mu’yu ve çalışma prensiplerini katılımcılara anlattı. Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Bilim ve Medeniyet Kulübü Başkanı Mustafa Çelik, ikincisini düzenledikleri Dış Politika Akademisi’nin daha önce organize ettikleri programların tecrübesi ile ortaya çıktığını belirtti. Dış Politika alanında yapılan birçok organizasyonun teoride kaldığını ifade eden Çelik, Dış Politika Aka-

74

demisi’nin daha geniş bir bakış açısı ile yeni bir dünya okuması yolunda önemli bir boşluğu doldurduğunu vurguladı. Protokol konuşmalarının ardından “Türk Dış Politikası’nda Yeni Parametreler” konulu panelde bir sunum yapan KYM Akademik Çalışmalar Direktörü Sakine Arslan Köse, Türk Dış Politikası’nda sivil toplum kuruluşlarının rolünü Kimse Yok Mu örneğiyle anlattı. Sivil toplum kuruluşlarının Türk Dış Politikası’nı her geçen gün daha da güçlü bir şekilde desteklediğinin altını çizen Sakine Arslan Köse, “Kimse Yok Mu ihtiyaç sahibi olan ülkelere yardım ulaştırırken din, dil, ırk, mezhep gibi herhangi bir ayrıma girmeden, insana sadece insan olduğu için yardımda bulunur. Bu, kurumun en önem-

li prensiplerindendir. Türk insanının inanç, kültür, insanî değerler boyutunda hayırseverliğiyle dünya insanını kucaklaması, barış inşasında uluslararası politikayı desteklemektedir.” şeklinde konuştu. KYM Yurt Dışı Yardımlar Koordinatörü Yusuf Yıldırım da yaptığı bir sunumla Kimse Yok Mu’nun yurt dışı yardım faaliyetleri hakkında bilgi verdi. Öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği “Dış Politika Akademisi”, plâket takdiminin ardından sona erdi.


JAPONYA’DAKİ TÜRK DERNEKLERİ’NDEN SURİYELİ MÜLTECİLERE YARDIM ELİ Japonya’da hizmet veren Türk Kültür Merkezi, geçtiğimiz Mart ayında Japonya’daki hayırseverlerden topladığı yardımları Kimse Yok Mu aracılığıyla Suriyeli mültecilere ulaştırmak üzere Türkiye’ye gönderdi.

B

attaniyeden havluya, çocuk giyim malzemesinden yetişkin giyim malzemesine kadar yaklaşık 171 bin lira değerinde 12 tonu aşkın malzeme havayoluyla Türkiye’ye getirildikten sonra karayoluyla Adana’ya ulaştırıldı. Yardım malzemeleriyle birlikte Adana’ya gelen Japon gazeteciler de yardımları kendi elleriyle Suriyelilere dağıttı. Japon Kyodo News Haber Ajansı İstanbul muhabiri Aki Yasou Kankılıç, Japonya’da 2 sene önce meydana gelen depremden sonra tüm Türkiye’den bölgeye yardımlar gittiğini hatırlatarak, bu yardımların bir vefa göstergesi olduğunu söyledi. Japonların, Türkiye’deki Suriyeli mültecilere yardım etmek istediklerini anlatan Kankılıç, “Japonya’da Maiko Sato isminde bir hanımın yönettiği bir kuruluş var. O kuruluş Türkiye Kültür Merkezi ve Kimse Yok Mu Derneği aracılığıyla Suriyelilere yardım gönderdi.

Ben de bunu haber yapmak için geldim. Burada Japonya’dan gelen yardım malzemelerini eline alıp sevinen Suriyelileri görmek benim için de çok güzel oldu. Buna Kimse Yok Mu Derneği, Türk Kültür Merkezi ve Türkler aracılık ettiler. Japonların yardım malzemelerinin burada yararlı olduğunu görmek beni mutlu etti.” dedi. Kimse Yok Mu Şubeler ve Yurt İçi Yardımlar Koordinatörü Emin Çalhanoğlu ise KYM olarak Suriyeli mültecilere yaptıkları yardımların yaklaşık 3 yıldır devam ettiğini söyledi. Bu kez de Japonya’dan gönderilen yardımları Suriyeli mültecilere dağıttıklarını vurgulayan Çalhanoğlu, “Japonya’da meydana gelen tsunami sonrası Derneğimiz oraya farklı zamanlarda yardımlar göndermişti. Japonya’da bulunan yerel dernekler, oradaki Türk Kültür Merkezi ile birlikte topladıkları yar-

dımları KYM üzerinden Suriyeli mültecilere ulaştırmak istediklerini belirttiler. Oradan buraya ağırlıklı olarak gönderilen çocuk, bebek giyim malzemesi, battaniye, havlu ve yetişkin giyim malzemelerinden oluşan bir TIR dolusu yardım malzemesini bugün burada Suriyeli ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak için bulunuyoruz. Derneğimiz bu zamana kadar toplamda 100 binin üzerinde Suriyeli mülteciye yardım ulaştırdı. Yardımların parasal değeri ise 60 Milyon lirayı buldu.” ifadelerini kullandı.

Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

75


TÜRKİYE’DE KİMSE YOK MU

76

SELAM’IN BAŞROL OYUNCUSU KERMESE RENK KATTI

KYM ASYA, GAZİANTEP’TE EĞİTİM VERDİ

Samsun Şubesi, Canik Başarı Üniversitesi’nde Filipinler’i anlattı

DENİZLİ

GAZİANTEP

SAMSUN

KYM Denizli Şubesi gönüllüleri, yetimler yararına bir kermes düzenledi. Kermese Selam Filmi’nin başrol oyuncusu Burçin Abdullah da katıldı. Abdullah, yapılan tüm bu güzel işler için KYM Denizli Şubesi yetkililerine teşekkür etti. Öte yandan KYM Denizli Şubesi gönüllüleri “Sana İhtiyacım Var” kampanyası kapsamında Suriyeli mülteciler için bir TIR dolusu yardım malzemesi hazırladı. Gönüllüler, gönderdikleri 23 ton süt ile özellikle kadın ve çocukların temel besin ihtiyacını karşılamayı hedeflediklerini belirtti.

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen ‘Afet Bilinçlendirme Eğitimi’ne katılan personele Kimse Yok Mu ASYA gönüllüleri tarafından 3 gün boyunca afet bilinçlendirme eğitimi verildi. Katılımcılara Van ve Marmara depremlerinde edinilen tecrübelerle ilgili birer sunum yapıldı. Deprem öncesi ve sonrası neler yapılması gerektiğini anlatan sunumlar örneklerle desteklendi. 4 uzman eğitmen tarafından verilen afet eğitim seminerinde zaman zaman katılımcılarla uygulamalı bilgilendirmeler yapıldı. Eğitime katılan 340 zabıta personeli ‘Katılım Belgesi’ni almaya hak kazandı.

Kimse Yok Mu Samsun Şubesi Müdürü Cemil Başbay, yaklaşık bir ay kaldığı Filipinler’de edindiği izlenimleri Canik Başarı Üniversitesi öğretim üyeleriyle paylaştı. Başbay, tayfun felaketiyle açılan derin yaraların Kimse Yok Mu’nun yardım eliyle sarıldığını ifade etti. Canik Başarı Üniversitesi Toplantı Salonu’nda yapılan seminere, öğretim üyeleri ve akademisyenler katıldı. Rektör Prof. Dr. Yunus Bekdemir, Kimse Yok Mu’nun yurt içi ve yurt dışındaki faaliyetlerini yakından takip ettiğini belirterek, emeği geçenlere teşekkür etti.


Satiye İpekçi Akülü Aracına Kavuştu

İSTANBUL

KYM Marmara Şubesi küçük yaşta geçirdiği Poliomiyelik hastalığı yüzünden ayaklarını kullanamayan 40 yaşındaki Satiye İpekçi’ye akülü araç hediye etti. Tek dileği bozulan akülü aracının yerine yeni bir aracının olması olan Satiye Hanım, babasından kalan maaş ve üç ayda bir aldığı özürlü maaşı ile geçindiğini ve bu dileğini gerçekleştirecek maddi imkânının bulunmadığını belirterek, çareyi Kimse Yok Mu Marmara Şubesi’ne başvurmakta bulduğunu ifade etti. Satiye Hanım’ın başvurusu üzerine harekete geçen KYM Marmara Şubesi, dilediği zaman özgürce dışarı çıkabilsin diye Satiye Hanım’a bir akülü araç hediye etti. Kendisine tekrar dışarıya çıkma imkânını sağladığı için KYM Marmara Şubesi’ne teşekkür eden Satiye Hanım, akülü aracı kendisine ulaştıran yardımsever ve gönüllülere ayrı ayrı teşekkür etti.

BOĞAZİÇİ ŞUBESİ’NDEN 420 SURİYELİ AİLEYE YARDIM ELİ

ŞANLIURFA ŞUBESİ ÖĞRENCİLERİN YÜZÜNÜ GÜLDÜRDÜ

İSTANBUL

ŞANLIURFA

Kimse Yok Mu Boğaziçi Şubesi, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından başlatılan ve çok sayıda sivil toplum kuruluşunun desteklediği ‘Sana İhtiyacım Var’ kampanyası kapsamında 20 Nisan Pazar günü İstanbul’da yaşayan 420 Suriyeli Mülteci aileye gıda, giyim ve kırtasiye yardımda bulundu.

Kimse Yok Mu Şanlıurfa Şubesi, Şair Nabi İmam Hatip Lisesi’nde öğrenim gören 450 öğrenciye kırtasiye yardımı yaptı. Gönüllüler ayrıca, Yakup Kalfa İlkokulu’nda öğrenim gören ana sınıfı öğrencilerine de çeşitli oyuncaklar hediye etti. Her iki organizasyonda da hem gönüllüler hem öğrenciler mutlu anlar yaşadı.

Serhat Eğitim Kurumları’ndan “Sana İhtiyacım Var” Kampanyasına Destek

VAN

Van Serhat Eğitim Kurumu öğrencileri, öğrenci velileri, öğretmen ve personeli “Sana İhtiyacım Var” kampanyasına destek vermek için bir yardım kermesi düzenlediler. Öğrenciler, kermesten elde ettikleri gelire kendi harçlıklarını da ekleyerek Suriyeli mülteciler için un ve battaniye yardımı yapma kararı aldılar. Topladıkları bağışlarla bir TIR dolusu un ve battaniye satın alan öğrenciler, bu yardım malzemelerini Kimse Yok Mu Van Şubesi’ne teslim ettiler. Duyarlı öğrencilerin hazırladığı yardım TIR’ı okul bahçesinde düzenlenen bir törende dualarla uğurlandı.

Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

77


DÜNYA’DA KİMSE YOK MU

78

KYM FİLİPİNLİLERİ YALNIZ BIRAKMIYOR

EBOLA SALGINI GİNE’Yİ TEHDİT EDİYOR

KİMSE YOK MU PAKİSTANLILARI UNUTMADI

FİLİPİNLER

GİNE

PAKİSTAN

Kimse Yok Mu Haiyan Tayfunu mağdurlarını yalnız bırakmıyor. Geçtiğimiz yılın Kasım ayından bu yana Filipinli afetzedelerin ihtiyaçlarıyla yakından ilgilenen KYM, yaptığı sayısız yardımın yanında nafile kurban bağışlarınızı da afetzedelere ulaştırmaya devam ediyor. İhtiyaç sahipleri ve yardımseverler arasında bir köprü vazifesi gören KYM, bu kez de 420 nafile kurban hissesini Filipinli afetzedelerin sofralarına ulaştırmanın huzurunu yaşadı.

Kimse Yok Mu Mart ayı başlarında Gine’de baş gösteren ölümcül “Ebola” salgını karşısında zor günler geçiren Ginelilere 20 bin dolar değerinde sağlık yardımı yaptı. Salgınla mücadele etmek amacıyla temin edilen tıbbi malzemeler, Gine Aile ve Sosyal İşler Bakanı ile İletişim Bakanı eşliğinde engelli insanların yaşadığı sitede ve ihtiyaç görülen diğer yerlerde dağıtılmak üzere yetkili makamlara teslim edildi. Alınan tıbbi malzemelerin içeriğinde 10 ton dezenfektan malzeme, 9 bin paket deterjan, 10 bin şişe klor, 1 ton sabun, 200 şişe antiseptik sıvı, 1.000 adet maske ve 50 koli eldiven bulunuyordu.

KYM bu kez, Pakistan’da 105’i çocuk olmak üzere, 183 kişinin gıda yetersizliğinden hayatını kaybettiği Tharparkar bölgesine yardım eli uzattı. 6 ayı aşkın süredir kuraklığın hakim olduğu bölgeye 18 ton gıda yardımı ulaştıran Kimse Yok Mu Pakistan Temsilciliği, bölge halkı tarafından sevinç gösterileri arasında karşılandı. 25’er kilogramdan oluşan 730 gıda paketini bölge halkına ulaştıran Kimse Yok Mu, halkın gıda ihtiyacını bir nebze olsun giderdi. KYM ayrıca Pakistanlı ihtiyaç sahipleri için bağışlanan 280 nafile kurban hissesinin dağıtımını da gerçekleştirdi.


KİMSE YOK MU YARDIMLARI PANAMA’YI DA KUCAKLADI

PANAMA

Anadolu’dan uzanan yardım eli, bu kez Panama açıklarında bulunan Ustupo adasındaki bir kabileyi mutlu etti. Ulaşımın ancak özel uçak ve tekneler vasıtasıyla sağlanabildiği bölgeye giden Kimse Yok Mu yetkilileri, Panamalıları bağımsızlık günlerinde de yalnız bırakmadı. Kimse Yok Mu tarafından düzenlenen yardım organizasyonu kapsamında yaklaşık 7 bin kişinin yaşadığı adada öğrenim gören 1.200 öğrenciye kırtasiye yardımı yapıldı.

SELZEDE ZİMBABVE’YE YARDIM ELİ TÜRKİYE’DEN UZANDI

ZİMBABVE

Dünyanın pek çok bölgesinde insani yardım çalışmaları yürüten Kimse Yok Mu, Zimbabveli 20 bin sel mağduru afetzedeye yardım elini uzattı. KYM, sel felaketi yaşanan ve yaklaşık on binlerce kişinin evsiz kaldığı bölgede 50 bin dolar değerinde insani yardım malzemesi dağıttı.

BAİDOA GÖÇMENLERİ EVE DÖNÜYOR

SOMALİ

Kuraklık ve iç çatışmalar nedeniyle Güney’den Kuzey’e göç eden Somali Baidoa göçmenlerinin evlerine geri dönme talepleri üzerine kendilerine 25 bin dolarlık yol yardımı yapan KYM, yaklaşık 211 aile için prefabrik ev yaptırma kararı aldı. KYM ayrıca, Somali’de 5 bin ihtiyaç sahibine yemek dağıtımı gerçekleştirdi.

Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

79


BASINDA KİMSE YOK MU

80

AKSİYON | 24.03.2014

BUGÜN PAZAR | 13.04.2014

YENİ BAHAR | 22.04.2014

TÜRKİYE | 16.04.2014

ZAMAN | 04.03.2014

HÜRRİYET | 21.04.2014


BUGÜN | 18.04.2014

HÜRRİYET | 14.03.2014

ZAMAN | 19.04.2014

EKONOMİ | 14.04.2014

ZAMAN CUMARTESİ | 12.04.2014

STAR KIBRIS | 10.03.2014

POSTA | 20.03.2014

ZAMAN| 13.04.2014

HABERTÜRK | 10.04.2014

Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

81


ŞUBE İLETİŞİM BİLGİLERİ ŞUBE

82

ADRES

TELEFON

ADANA

Yeşiloba Mah. 46046 Sk. No:4, Seyhan | ADANA

(553) 312 50 50

AFYON

Cumhuriyet Mah. Kurtuluş Cad. No:165/A, Merkez | AFYONKARAHİSAR

(272) 214 16 00

ANKARA

Gazi Mustafa Kemal Bulvarı 24/14, Kızılay | ANKARA

(312) 232 17 17

ANTALYA

Yükselen Mah. Mevlana Cad. No:39/A, Muratpaşa | ANTALYA

(242) 243 40 50

BALIKESİR

Karesi Mah. Dokumacılar Sk. No:4 | BALIKESİR

(266) 244 00 04

BATMAN

Gültepe Mah. Aşık Veysel Bulvarı 4313, Şimşek Apt. Altı No:31 | BATMAN

(488) 290 11 66

BİNGÖL

Saray Mah. Çapakçur Cad. No: 3 | BİNGÖL

(426) 216 01 01

BOĞAZİÇİ

Hamidiye Mah. Girne Cad. No:58 Kağıthane | İSTANBUL

(212) 251 49 90

BOLU

İhsaniye Mah. Kır Sokak No:36/13, Merkez | BOLU

(374) 222 0 444

BURSA

Reyhan Mah. Mantıcı Sok. No:15, Osmangazi | BURSA

(224) 221 08 08

ÇORUM

Mimar Sinan Mah. Cemil Bey Cad. No:86/A | ÇORUM

(364) 234 00 27

DENİZLİ

Topraklık Mah. 619. Sokak No:7 | DENİZLİ

(258) 241-3738

DİYARBAKIR

Peyas Mah. Fırat Bulvarı No:6, Kayapınar | DİYARBAKIR

(412) 251 19 55

ELAZIĞ

Doğukent Mah. Mimar Sinan Cad. No:94/A | ELAZIĞ

(424) 212 66 66

ERZURUM

Gez Mah. Şelale Evler Göktürk Apt. Girişi No:1 Yakutiye | ERZURUM

(442) 233 92 92

ESKİŞEHİR

Zafer Mah. Derman Cad. No:195/A-B Tepebaşı | ESKİŞEHİR

(222) 400 00 74

GAZİANTEP

Kolejtepe Mah. Keleş Hoca Cad. No:15, Şahinbey | GAZİANTEP

(342) 231 60 25

HATAY

Kavaslı Mah. Barış Cad. Nur Sk. No: 2/5 Beyza Sitesi A Blok, Antakya | HATAY

(326) 221 77 81

İSTANBUL

Çobançeşme Mah. Kalender Sok. No:5 Yenibosna | İSTANBUL

(212) 451 59 00

İZMİR

Gazi Bulvarı No:16 Vural İş Merkezi K:3 D:4, Konak | İZMİR

(232) 489 83 83

K.MARAŞ

Şeh. Abdullah Çavuş Mah. Adil Erdem Beyazıt Cad. Berkay Sit. 143/D-E | K.MARAŞ

(344) 215 40 01

KAYSERİ

Beşparmak Mah. Erkilet Bulvarı Nazarsude Apt.6 No:67A, Kocasinan | KAYSERİ

(352) 338 98 64

KOCAELİ

Yenişehir Mah. Gazi Mustafa Kemal Bulvarı Şehit Kazım Sk. No:77, İzmit | KOCAELİ

(262) 325 91 47

KONYA

Fevzi Çakmak Mah. Hüdai Cad. 39/A, Karatay | KONYA

(332) 342 26 10

MALATYA

Niyazi Mah. Kipri Sk. Sıla Apt. Altı No: 28 | MALATYA

(422) 324 24 10

MANİSA

Arda Mah. Kenzi Cad. No:38/A | MANİSA

(236) 232 88 88

MARDİN

13 Mart Mah. 18. Sok. Sürücü 2 Apt. altı No:3/A | MARDİN

(482) 212 45 93

MARMARA

Küçük Çamlıca Mah. Bulgurlu Cad.No:34 Üsküdar | İSTANBUL

(216) 402 10 40

MERSİN

Camişerif Mah. 5240 Sok. No:9/5 Ökten Apt. | MERSİN

(324) 237 99 99

MUĞLA

Emirbeyazıt Mah. Bayram Çetinkaya Cad. No: 11/3-4 | MUĞLA

(252) 212 76 77

NİĞDE

Selçuk Mah. Ethem Onbaşı Cad. Görkemli Sit. B Blok Merkez | NİĞDE

(388) 232 34 36

SAKARYA

Yeni Mah. 2090. Sk. No : 8/2, Erenler | SAKARYA

(264) 273 85 85

SAMSUN

Yenimahalle Gülsan Sanayi Sitesi Çarşamba Cad No:90, Canik | SAMSUN

(362) 238 28 35

SİİRT

Doğan Mah. Şeyh Musa Cad. No:3| SİİRT

(484) 224 54 54

SİVAS

Demircilerardı Mah. Şehitler Caddesi No: 59/A-B, Merkez | SİVAS

(346) 225 40 50

ŞANLIURFA

Ahmet Erseven Mah. İpekyol Cad. Uğur Apt. Altı No:64/A | ŞANLIURFA

(414) 314 91 34

ŞIRNAK

Dicle Mahallesi Çevik Sokak No: 3 Cizre | ŞIRNAK

(486) 616 86 63

TRABZON

Pazarkapı Mah. İslahane Sk. No:37 | TRABZON

(462) 321 09 09

UŞAK

Küme Mah. Çapraz Sk. No: 7/A | UŞAK

(276) 223 81 55

VAN

Ali Paşa Mah. İller Bankası Sk. Kardelenler-2 Apt. No: 58-2 | VAN

(533) 087 88 33


Ramazan Özel | Sayı 34 | Mayıs-Haziran-Temmuz 2014

83


84


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.