Ferhat Atik’ten yeni kitap 1111
Mesarya y Gazetesii Bülten
Sayı:29 - 2022 / Ücretsizdir
www.mesaryaajans.com
Mardo direktörü Özlem Ağıt çalışmalarından bahsederek Pakistan’da açılacak olan yeni şube ile ilgili bilgi verdi. Kadının toplumdaki yerine değindi.
“KADINLARI VE KIZ ÇOCUKLARINI GÜÇLENDİRMELİYIZ”
6
TV+ deneyim günleri düzenlendi Kuzey Kıbrıs Turkcell, iletişim merkezlerinde, büyük şehirlerimizin çeşitli bölgelerinde dijital televizyon platformu TV+’ı müşterilerinin deneyimine sundu.
GAÜ Akademisyeni Doç. Dr. Sever, Netflix projesindeyer aldı
Turkcell İletişim Merkezlerinde gerçekleşen etkinlikte ziyaretçilerin TV+ servisini ücretsiz deneme şansı yakalaması büyük beğeni ve ilgi gördü.
9 Köşe yazısı
Psikolojik Uyuşma ve Karıncalanma Nedir? Nasıl Özge SARICA ACARÖZ Tedavi Edilir? Uzman Klinik Psikolog 15
İyi ki Doğdun Nazım!
Köşe yazısı
Merhaba değerli okurlarım; 2022’nin gelişi ile sizlere yeniden merhaba diyebilmenin sevincini yürekten yaşarken, yeni sayımızda; dünyaca ünlü Türk şair ve yazar Nazım Hikmet’in doğum gününe ithafen yaşamından kesitleri sizler için kaleme aldım. Mustafa ANIŞ Sanatçı - Köşe Yazarı 11
12-13
2022
Mesarya Gazetesi
4
A.Şahoğluları Ltd. direktörlerinden genç ve başarılı bir isim Sabiha Şahoğluları....
‘’KKTC’de bir ilki gerçekleştirerek külçeden profil ürettik’’ Sabiha Şahoğluları A. Şahoğluları Ltd.Direktörü
Alüminyum sektörüne farklı bir ivme kazandıran, yerli üretimin öncü ismi A.Şahoğluları Ltd.’in çalışmaları hakkında bilgi aldık. Ahmet Şahoğluları tarafından kurulan şirket cam işleri ile faaliyete başladı. Zamanla alüminyum kapı pencere sistemleri üzerine yönelen şirket, 1998 yılında alüminyum profil imalatı ile devam etti. 1998 yılında çocuklarının aile şirketine dâhil olması ile şirketi bugün yerli üretimin öncü isimlerinden biri olarak sanayi sektöründe yer alıyor. Şirket direktörlerinden Sabiha Şahoğluları şirketin faaliyetleri ve sektörün sıkıntıları hakkında bilgi aldık. “Sıfırdan profili üreterek KKTC’de bir ilki gerçekleştirdik” Şirketiniz hakkında bilgi verir misiniz? Sabiha Şahoğluları: “1998 yılında abim ile benim de şirkete katılmamızla aile şirketi olarak çalışmalara başladık. 2004 yılında şu andaki iş yerimize yatırım yaptık. Her yıl daha fazla yatırım yaparak 15 bin m2 alan üzerinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şuan 5 bin m2 bir alan daha yapılıyor. Alüminyum ithalat ile başlayan şirketimiz, alüminyumu yarı mamül olarak ithal ettiğimiz zaman da boya işlerine başladık. Alüminyum boyalı malzeme olarak çeşidini artırdık. Alüminyum kapı pencere sistemlerinin aksesuar satışlarını yapmaya başladık. Bunun yanında alüminyum ahşap görünümlü profiller üretmeye başladık. Ayni zamanda Yunanistan’dan Tehni firmasının kapı sistemlerinin bayiliğini alarak, press panel, yalıtımlı giriş kapılarının üretimine başladık. Bu ürün de revaçta olan bir ürün yelpazemizdir. 2019 yılında alüminyum profili külçeden imal etmeye başladık. Sıfırdan profili üreterek KKTC’de bir ilki gerçekleştirdik. Tüm bu yatırımları yaparken covid süreci yaşadık. Bu da bize olumsuz etki yarattı. Yurt dışı temaslarımız engellendi. Tabi bu süreç bir çok insanımıza da bazı şeyler kazandırmamıza neden oldu. Örneğin yurt dışında üretim gücü düşen veya üretimlerin zayıflamasından
dolayı biz ülkemizdeki insanlara daha çok imkân ve finans sağlayarak bir çok profilleri temin ettik ve KKTC’deki alüminyum imalatçılarına çok büyük destek sağladık.” “Fabrikamızı da entegre bir tesis yapmak için çalışıyoruz” Aylık üretim kapasiteniz nedir? Sabiha Şahoğluları: “Aylık üretim kapasitemiz 180 ton’dur. 130 tona kadar da satışlarımız var. şuan güney ve Türkiye temaslarımız var. Yeşil Hat Tüzüğü üzerinden güneye alüminyum profil sistemlerimizin satışlarını başlattık. Türkiye ile ihracatlarımız da başladı. İşimizin en güzel yanı KKTC’deki tüm alüminyum firmalarından hurdaları alıp, geri dönüşüm sağlayarak ülkemize katma değer sağlıyoruz. En güzel yanı da geri dönüşümlü bir iş yapmamızdır. Fabrikamızı da entegre bir tesis yapmak için çalışıyoruz. Şuan tek eksiğimiz bir döküm tesisi kurup, hammaddeyi burada tekrar eriterek profil üretmek ve eloksal dediğimiz yüzeysel işlem yapılan bir tesisi de buraya katmaktır. Çok yakında bunun da çalışmaları tamamlanınca tam entegre olmuş bir tesise sahip olacağız. Tüm çabalarımız ve yatırımlarımız bu yöndedir. Hedefimiz 2 yıldır. Maliyeti oldukça yüksek bir kurulum olduğundan dolayı bu hayalimizi 2 yıl içerisinde gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.” “Ada geneline hizmet vermeye çalışıyoruz” Farklı bir alanda yeni bir tesis kurma düşünceniz var mı? Sabiha Şahoğluları: “Buranın kapasitesi 15 m2’dir. Şaun 5200 m2 de yapım aşamasındadır. İkinci bir pres hattı da kurup, direk yurt dışı ihracatı yapma hedefimiz var. Şuan solar enerji profillerini üretiyoruz ve güneye çok talep var. Bunun yanı sıra mobilya profillerimiz ve perde profillerimiz var. Alüminyum yelpazemiz çok geniştir. Ada ge-
Mesarya Gazetesi
2022
neline hizmet vermeye çalışıyoruz. Şu an firmamızda 60 kişi çalışıyor. İlerleyen süreçte büyüdükçe sayımız da artacaktır.” “Önemli noktalarımızda kalifiye elemanlarımız var” Kalifiye eleman sıkıntısı yaşıyor musunuz? Sabiha Şahoğluları: “En büyük sıkıntımız istihdam yapmaktır. Biliyorsunuz 3. Ülkelerden istihdam yapıyoruz. Biz yerli üretim yaptığımız ve yerli vatandaşımızı desteklemek istediğimiz halde burada çalıştıracak eleman bulamıyoruz. Maalesef ekonomik şartlar yerli insanlarımızı güneye yönlendiriyor. Biz de elimizden geldiğince bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Önemli noktalarımızda kalifiye elemanlarımız var. Bu iş zor ve çeşitlerle donatılmış bir iştir.” “Yerli üretimin sürdürülebilmesi için devletin desteği şarttır” Devletten destek alıyor musunuz? Sabiha Şahoğluları: “Biz ülkemize böyle bir yatırım tesisi kurduktan sonra imalatçılarla üretici arasında bir fark olmasını talep ettik. Her zaman bu konuyu dile getirdik. Ülkeye hammaddeyi getirdiğiniz zaman %5 gümrük katma değer vergisi ödüyorsunuz, alüminyumu yarı mamül olarak ithal ettiğiniz zaman o da %5 katma değer vergisi ödü-
5
yor. Bu eşit şartlarda değildir. Biz piyasanın ekonomisini ve dengesini bozmamak adına bayilerimize ona göre satış yapmaya çalışıyoruz. Türkiye’deki fiyatlarla dengeli tutmaya çalışıyoruz. Devlet yetkililerini bu konuyu anlattık fakat bu konuya bir çare bulamadılar. Yerli üretimin sürdürülebilmesi için devletin desteği şarttır.” “Şuan dört dörtlük sanayimiz yok” Sanayi sektörüne baktığınız zaman neler söylersiniz? Sanayi sektörü istenilen noktaya ulaştı mı? Sabiha Şahoğluları: “Sanayi sektöründe başarılı iş insanlarımız var. Kendi çabalarımız ile KKTC’de bir yerlere gelmeye çalışan sanayicilerimiz olmasına rağmen beklentinin altındadır. En küçük bir makinenin parçası bozulursa onun imalatı ya da parçasını bulmak zor. Yurt dışından bunu tedarik ediyoruz. Kısacası ülkemizdeki sanayi sektörü güçlendirilmelidir. Şuan dört dörtlük sanayimiz yok. yokluklar içerisinden var olan sanayicilerimiz kendi çabaları ile bir yerlere gelmiştir. Ülkemizdeki durumu da göz önünde bulundurursak, insana bile değer verilmezken, sanayi sektörüne nasıl bir değer verilecektir. Genç nesillerimizi kaybediyoruz. İnsanlara teşvik edici şeyler yapılmalı. İnsanlarımızı kazanmak için devletin birçok şey yapması gerektiğine inanıyorum.”
Mardo direktörü Özlem Ağıt çalışmalarından bahsederek
Pakistan’da açılacak olan yeni şube ile ilgili bilgi verdi. 2022
Mesarya Gazetesi
Kadının toplumdaki yerine değindi.
6
“Kadınları ve kız çocuklarını güçlendirmeliyiz” Özlem Ağıt Mardo Direktörü “Mardo merkez şube ile birlikte markalaşma yönünde ilk adımı atmıştı” Mardo nasıl ve ne zaman ortaya çıktı? Geçmişinden bahseder misiniz? Özlem Ağıt : “Mardo esasen 1980’li yılların başında Minareliköy’de küçük bir imalathanede seyyar dondurma arabalarında civar köylere satış yaparak serüvenine başladı. O zamanlar ‘Sağlık Denetçisi ‘ olarak devlette görev yapan Baba Ali Ağıt ödeneksiz izin alarak İngiltere’ye çalışmaya gider ve ilk profesyonel dondurma makinesini alarak Kıbrıs’a geri döner ve Demirhan’daki imalathane hayata geçer. Dağyolu güzergâhındaki merkez şube ile de pazarını genişleterek daha geniş kitlelere ulaşmayı başararak markalaşma yönündeki ilk adımını atmış oldu.” “Yeni normal için aksiyon planlarımızı yaptık” Mardo olarak 2021 yılını değerlendirir misiniz? Özlem Ağıt : “2021 Yılı tüm sektörler için çok zorlu bir yıl oldu. Gerek pandemiden kaynaklanan durgunluk ve belirsizlik gerekse ekonomik çalkantılar bizlerin de ‘Mardo ‘ olarak bir takım önlemler almamızı gerektirdi. Bununla birlikte şubelerdeki operasyon şekilleri değişmek zorunda kaldı, üretimi daha çok market ürünlerine doğru kanalize ettik, paket servis ağımızı güçlendirerek, kapalı olan kafelerdeki çalışanlarımızı mağdur etmemek adına farklı kanallara yerleştirdik. Bu süreçte de yeni normal için aksiyon planlarımızı yaparak 2021’i çok fazla yara almadan kapatmayı başarabildik.” “ ‘Mardo’ markasını Kıbrıs dışına taşımak bizim en büyük hedeflerimizden biriydi” Pakistan’da şubeleşme fikri nasıl ortaya çıktı? Özlem Ağıt : “Daha önce de bahsettiğim gibi ‘Mardo’ markasını Kıbrıs dışına taşımak bizim en büyük hedeflerimizden biriydi. Marka için yapılmış her bir yatırım ve atılan bir adım aslında ihracat için altyapıyı oluşturmaktaydı. Hedef pazarlara yönelik fuarlara hiç pes etmeden katılarak ve her geçen yıl eksiklerimizi tamamlayarak hedefe daha çok yaklaştığımızı hissettik, Pakistan’a birkaç kez dondurma yolladık fakat istediğimiz devamlılığı ve işbirliğini elde edemedik. Katıldığımız her fuar bizler için arı bir tecrübe oldu, daha çok çalıştık ve sonunda Pakistan’ın köklü bir firmasıyla bir protokol imzalayarak tüm Pakistan geneli için bir Master Franchise sözleşmesi 2021’in Ekim ayında yapılmış oldu. Tüm tasarımların bizim tarafımızdan hazırlandığı ilk Mardo Pakistan şubesi Mart 2022’de Pakistan misafirleri ile buluşmaya hazırlanıyor ve bu da bizleri çok heyecanlandırıyor.” “10 şube ile devam etme kararı aldık” Franchise verirken neleri göz önünde bulunduruyorsunuz, belli başlı kurallarınız nelerdir? Özlem Ağıt : “Franchise verirken ilk göz önünde bulundurduğumuz nokta lokasyondu, civarlarda başka bir Mardo şubesinin olup olmaması, düşünülen lokasyonun markaya yakışır bir noktada olması bizim için
göz ardı edilemeyecek bir konudur. Ayrıca yatırımcının bizim verdiğimiz projeyi uyulabilecek olması bir Mardo şubesi açmak için yeterliydi. Fakat 2022’nin ilk günlerinde dövizin kontrolsüz yükselişinden dolayı çoğu hammaddemizin Belçika ve İtalya’dan ithal edilmesinden kaynaklı maliyetlerimiz inanılmaz şekilde yükseldi, bu da doğal olarak satış fiyatlarımızı ve şubelerin karlılığını doğrudan etkiledi. Mardo olarak tüketiciye daha avantajlı fiyatlarla ürün sunabilmek, diğer şubeleri de fiyat politikalarında serbest kılmak adına Şubat ayı itibarı ile sadece kendimize ait olan 10 şube ile devam etme kararı aldık, diğer franchise şubelerimiz ile tek tek görüşmeler yapıp istedikleri taktirde yine kendilerine ürün tedariği yapabileceğimiz bilgisini verip dostane bir şekilde el sıkıştık. Bu yeni dönemin hepimiz için hayırlı olmasını dilerim. Kadın olarak sektörde çalışmanın avantajları ve dezavantajları nelerdir? Özlem Ağıt : “İnsanlık tarihindeki bazı dönüm noktaları toplumları derinden etkiliyor. Sanayi devrim seri üretimde insan gücünün önemi arttırmıştır. İnsan gücünün önemi artmış ve erkeğin yanında kadın da yavaş yavaş iş yaşamında yer almaya başlamıştır. Kadın daha önce evinin dışında yer almamış ancak çalışma hayatında girince başkaları için üretmeye başlamıştır. Artık evdeki kadın başkaları için üreten durumdadır. Ancak savaşlar neticesinde ekonomik zorunluluk nedeniyle de bu durum hız kazanmış, başlangıçta kadın çalışmasına karşı duran zihniyetler mecburen kadının üretimde yer almasını onaylamak zorunda kalmıştır. Fakat aile yaşamında bizlere yüklenen sorumluluklar, çalışıp çalışmama arasında tercih yapmamıza neden olarak kariyer gelişimini de olumsuz yönde etkilemektedir. Öte yandan çalışma yaşamı, kadınlara ekonomik özgürlük kazandırmakta, kendilerini geliştirme fırsatı tanımakla özgüvenlerini ve toplumsal saygınlıklarını artırmakta, aile içindeki yerlerini daha da iyileştirmektedir. Bu bir gerçektir ki, kadın çalışanın olduğu yerde estetik dokunuş olur, daha fazla yaratıcılık olur, saygı olur ve yapılan her işin bir ruhu olur.” “Kadın ve kız çocuklarını güçlendirmeliyiz” Kadının toplumdaki yeri nedir? Özlem Ağıt : “Kadının toplumdaki yerine baktığımızda raporlar vahim duruyor ve cinsiyet ayırımı halen devam ediyor. Kadın istihdam oranı hala düşük oysa kadın işgücüne katılımı ekonomik ve sosyal yaşamın sürdürülebilirliği açısından bir gereklilik. Bizim gibi ülkelerde istenilen refah düzeyine ulaşmanın yolu sadece ve sadece kadının hayatın her alanına dâhil olmasından geçiyor. Dünya genelinde var olan ekonomik krizler, adaletsiz büyüme, ancak kadınların iş hayatına katkı sağlamasıyla çözümlenebilecektir. Kadının ekonomik alanda güç olabilmesi için atması gereken ilk adım ise ‘Toplumsal cinsiyet eşitliğidir. Ekonomik kalkınmanın temel taşlarından olan toplumsal cinsiyet eşitliği sadece ülkelerin değil küresel ekonominin de iyileştirilmesi için atılması gereken ilk adımdır diye düşünüyorum. Öncelikle dilimize yerleşen kalıplardan bilinçaltımıza yerleşen önyargılardan kurtulmalı, kadın ve kız çocuklarını güçlendirmeli ve eğitim için yapılan sosyal sorumluluk projelerinde yer almalıyız.”
Mesarya Gazetesi
2022
7
Manas Yayınları’nın ilk kitabı: “Kıbrıs Dosyası Yunan Parlamentosu’nda” Milli Arşiv ve Araştırma Dairesi, bilgi toplumunu güçlendirme misyonuyla sistematik bilimsel araştırmalarla derlenen yaşanmışlığın bilgi ve belgelerini, dinamik ve dolaysız bir şekilde halkla paylaşmak amacıyla “Manas Yayınları” ile yayım yaşamına başladı. “Manas Yayınları” ilk yayını olarak, “Kıbrıs Dosyası Yunan Parlamentosu’nda”, kitaplaştırılarak kamuoyuna sunuldu. Yunan Parlamentosu Araştırma Komis-
yonu tarafından gerçekleştirilen ve çeşitli tanıkların yazılı değerlendirmesi veya bizzat ifadelerinden oluşan Kıbrıs Dosyası’nın basına açıklanan raporu, Sabahattin Egeli tarafından çevirisi yapılarak Türkçeye kazandırıldı ve Milli Arşiv ve Araştırma Dairesi Müdürü Dr. Ejdan Sadrazam tarafından yayına hazırlandı. Sadrazam, “Rum-Yunan ikilisinin gözüyle 1974 Barış Harekatı ve onu hazırlayan sürecin anlatıldığı, gerçek niyet ve başarısızlıkların itiraflarıyla dolu tarihsel belge niteliği taşıyan” kitabın Milli Ariv ve Araştırma Dairesi’nden temin edilebileceğini belirtti. Türk milletinin huzur, birlik ve beraberlikle yaşamaya devam edeceğini vurgulayan Başçeri, “Bunun için çalışan tüm güvenlik güçlerimizi de minnetle hatırlıyorum.” ifadesini kullandı. TRT, KAHRAMANLARIMIZIN İSİMLERİNİ YAŞATMAYA GAYRET EDİYOR TRT Genel Müdür Yardımcısı Öymez, TRT’nin tarih boyunca kahramanların isimlerini yaşatmaya çalıştığını ifade etti. Öymez, sözlerini şöyle sürdürdü: “TRT olarak şehitlerimizin, mücadelemizin, tarih boyunca kahramanlarımızın isimlerini yaşatmaya, mücadelelerini dünyaya, Türkiye’ye duyurmaya gayret ediyoruz. ‘Kesişme; İyi ki Varsın Eren’ filmimiz, Eren Bülbül kardeşimizin ve Ferhat Gedik Başçavuşumuzun, kahramanca yaptıkları mücadelenin Türk toplumuna, yeni nesillere, Genel Müdürümüz Sayın Sobacı’nın ifadesiyle ‘kalp hafızasına nakşetme’ çalışmasıydı. Gösterime başladığımız yaklaşık 20 günde elde ettiğimiz sonuçlar Türk milletinin de bu filmi bağrına bastığını, Eren’in ve Ferhat Başçavuş’un kahramansı hikayelerini özümsediklerini gösteriyor.” KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, filmin gösterimi sonrasında da değerlendirmelerde bulundu.
KKTC’de “Kesişme; İyi ki Varsın Eren” filminin özel gösterimi yapıldı Vizyona girdiği 1 Ocak 2022’de gününden itibaren gişe rekorları kıran ve salgın döneminde en çok izlenen film olan “Kesişme; İyi ki Varsın Eren”in KKTC’deki özel gösterimi başkent Lefkoşa’da yapıldı. Filmin özel gösterimine, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Başbakan Faiz Sucuoğlu, Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, milletvekilleri, TRT Genel Müdür Yardımcısı Hasan Öymez, Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri, milletvekilleri, askeri erkan ve çok sayıda davetli katıldı. Gösterim öncesi basın mensuplarına değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Tatar, hem Türkiye hem de KKTC’nin terörle mücadele kapsamında yaşadıklarını hatırlattı, canını feda edenlere minnetlerini sunduğunu ifade etti. Tatar, “KKTC’de Rum, Yunanlı ve EOKA’ya karşı şehit düşen, kendi hayatlarını feda eden on binlerce şehidimizin yanı sıra, Türkiye’nin terör örgütüne karşı verdiği mücadelesinde şehit düşenler de tabii ki bizlerin şehitleridir. Şehitlerimizi rahmetle anıyorum, tüm gazilerimize şükranlarımı sunuyorum ve her zaman Türk Cumhuriyeti’yle birlikte verdiğimiz mücadelenin milletimiz için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha paylaşıyorum.” dedi. Başbakan Sucuoğlu, filmin KKTC’de gösterilmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Filmin önemine dikkati çeken Sucuoğlu, “KKTC’de bu filmin özellikle bizlerle, vatandaşlarla, KKTC’de yaşayan Kıbrıslı Türklerle paylaşılması da ayrıca önemli bir durum. Dolayısıyla ben katkı koyan herkese çok çok teşekkür ediyorum.” diye konuştu. Büyükelçi Başçeri, vatanı uğruna canını feda eden kahramanları minnetle andığını söyledi.
Tatar, “Ben bir kez daha TRT’ye, yapımcıya, yönetmene, tüm oyuncuları hepsini tebrik etmek istiyorum. Gerçekten çok duygusal böyle yüreğimize dokunan bir film izledik. Bir kez daha şehitlerimizi rahmetle anmak istiyorum. Gerçekten Eren ve Ferhat Komutanın yaşadığı bu olay esas itibariyle teröre karşı verilen mücadelenin ne kadar çetin ve zor şartlarda olduğunu da hep birlikte gördük. Kendilerine bir kez daha ‘iyi ki varsın’ diyorum, tüm gazilerimize şükranlarımızı sunuyorum.” diye konuştu. HAVA ŞARTLARI NEDENİYLE KATILAMAYAN OYUNCULARDAN VİDEO MESAJ Türkiye’deki olumsuz hava şartları nedeniyle özel gösterime katılamayan film oyuncuları da izleyicilere video mesaj ile seslenirken, bu mesaj katılımcılar tarafından memnuniyetle karşılandı. Türkiye, Almanya, Avusturya, Fransa, İngiltere, Norveç, Danimarka, KKTC, Belçika ve Azerbaycan’da bini aşkın sinema salonunda vizyona giren film sinemaseverlerden tam not aldı. Türkiye’de vizyona girdiği ilk hafta sonu gişe rekoru kıran, yurt dışında da büyük yankı uyandıran film, 1 buçuk milyon izlemeye yaklaşarak salgın döneminde en çok izlenen Türk filmi oldu.
2022
Mesarya Gazetesi
8
Kayseri’de “Fotoğrafları ve Kendi Sözleri ile Yaşamı; Rauf Raif Denktaş Sergisi” açıldı…
Mine Kar ve Cem Kar tarafından hazırlanan “Fotoğrafları ve Kendi Sözleri ile Yaşamı; Rauf Raif Denktaş Sergisi” Kayseri’de açıldı. Cumhurbaşkanlığı’nın girişimiyle Mine Kar ve Cem Kar tarafından hazırlanan “Fotoğrafları ve Kendi Sözleri ile Yaşamı; Rauf Raif Denktaş Sergi-
si” Kayseri’de açıldı. Sergi açılışı, bugün yaşasaydı 98 yaşında olacak olan Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın doğum gününde yapıldı. Açılış, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın katılımıyla Kayseri Üniversitesi 15 Temmuz Yerleşkesi Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.
Yeni yıl, yeni oyun
İskele Belediyesi bünyesinde pandemi kuralları çerçevesinde faaliyetlerini sürdüren İskele Belediye Tiyatrosu, yeni yılda yeni bir oyunla perde demeye hazırlanıyor. Sami Yakar Yönetmenliğindeki İBT Ekibi, bir kez daha güldürecek ama bu kez güldürürken düşündürecek. Ekip, ‘Kapı Çalıyor’ diyecek ve tek perdelik kara komedi dalındaki oyunla birçok soruna gönderme yapacak.
İskele Belediye Tiyatrosu Yönetmeni Sami Yakar’ın uyarlaması ile sahneye konacak tek perdelik oyun ‘Kapı Çalıyor’ için hazırlıklar sürüyor. Bir süredir provalarını sürdüren İskele Belediye Tiyatrosu ekibi, seyircisinin karşısına çıkacağı günü sabırsızlıkla bekliyor. Pandemi nedeni ile ayrı kaldığı seyircisine artık kavuşmayı dileyen İBT Ekibi, yeni yıldan da önce sağlık diliyor.
Lefkoşa’da sıkı denetimler devam ediyor Lefkoşa Türk Belediyesi(LTB) Halk ve Çevre Sağlığı için denetimlerini aralıksız olarak sürdürüyor. LTB ekipleri ocak ayının ilk iki haftasında (3 Ocak- 14)151 işyeri denetledi. Denetimlerde1 işyerinden uygun koşullarda muhafaza edilmeyen 1 birim ürün müsadere edilirken 2 de imha işlemi yapıldı. Denetlenen işyerleri niteliklerine göre;2 Spor Salonu, 1 Kebap Salonu, 20 Restoran, 3 Kafeterya, 3 Oto Yıkama, 3 Oto Yıkama, 3 Butik Hotel, 3 Hotel,28 Market, 9 Pan-
Karavezirler’e ziyaret
siyon, 7 Kahvehane, 1 Çay Salonu, 2 Büfe, 42 Güzellik/ Kuaför/Berber Salonu, 2 Anaokul, 5 Gıda Deposu, 10 Eğitim Merkezi, 1 İmalathane, 2 Fırın, 3 Pastane, 1 OffLicence. Covid-19’e karşı Üst Kurul kararlarına uyulup uyulmadığını da denetliyor LTB Zabıta Şubesi ise Bulaşıcı Hastalıklar Üst Kurulu’nun aldığı kararlar çerçevesinde güncelCovid-19 pandemisi için alınan tedbirlere karşı denetimlerini sürdürürken gelen şikayetleri de değerlendiriyor.
Girne Belediyesi personeline eğitim vermeye devam ediyor Girne Belediye Başkanı Nidai Güngördü’ nün ve Şube Amirlerinin Katıldığı Eğitim Profesyonel Erickson Koçu Ve Yüksek Performanslı Takım Koçu Olan Remziye Özpolili Tarafından Girne Belediyesi Hizmet Binasında Gerçekleştirildi.
Gaziköy Anaokulu Okul Aile Birliği’nin yeni yönetim kurulu bugün (21.01.2022), Değirmenlik Belediye Başkanı Ali Karavezirler’i ziyaret etti. Gaziköy Anaokulu Okul Aile Birliği Başkanı Bülent Soyalan, Duygu Ozan ve Okul Müdürü Özlem Esentan ile birlikte Baş-
kan Ali Karavezirler’e nezaket ziyareti gerçekleştirdi. Gerçekleşenziyaretten mutluluk duyduğunu belirten Karavezirler, eski Okul Aile Birliği başkanı ve üyelerine tüm çalışmalarından dolayı teşekkür ederken, yenilerine de başarılar diledi.
Tüm dünyada uygulanan tekniklerin kullanıldığı eğitimlerde personelin aidiyet duygusu, motivasyonlarının artması ve stres yönetimi gibi konular yer alıyor. Tüm şubelerin aldığı eğitimler Profesyonel Erickson Koçu ve Yüksek Performanslı Takım Koçu olan Remziye Özpolili tarafından veriliyor. Pratik olarak Ericson tekniklerini kullanan Özpolili, personelin daha verimli
ve daha aktif olabilmesi için eğitim içerikli oyunlarla, stres yönetimi, takım sinerjisi, iş yaşamında değerleri ön plana çıkarma, çalışma yaşamında takımın gelişmiş yönlerini ve geliştirilmesi gereken yönlerinin belirlenip çalıştırılması, yeni hedefler belirleyerek hedeflere daha organize ve hızlı ilerlemek gibi konularda eğitimler verdi. Girne Belediye Başkanı Nidai Güngördü, vatandaşa daha iyi hizmet verebilmek için şube amirlerinin eğitim almasının ve bu eğitimleri şubelerine bağlı personellerinin motivasyonunun artırılması açısından önemine işaret ederek, belediye ve kent halkı için kurumumuzun çalışanlarının güvenliği ve kişisel gelişimlerine önem verdiklerini ifade etti.
Mesarya Gazetesi
2022
9
TV+ deneyim günleri düzenlendi
Kuzey Kıbrıs Turkcell, iletişim merkezlerinde, büyük şehirlerimizin çeşitli bölgelerinde dijital televizyon platformu TV+’ı müşterilerinin deneyimine sundu. Turkcell İletişim Merkezlerinde gerçekleşen etkinlikte ziyaretçilerin TV+ servisini ücretsiz deneme şansı yakalaması büyük beğeni ve ilgi gördü. Kuzey Kıbrıs Turkcell, farklı şehirlerde yer alan iletişim merkezlerinde, alışveriş merkezleri ve yoğun olan çeşitli alanlarda dijital televizyon platformu TV+’ı müşterilerinin deneyimine sundu. Etkinlikte TV+ deneyim standı gün boyunca ziyaretçilerin ilgisiyle karşılaştı. Etkinliklerde gün boyunca TV+ tanıtım standında TV+ servisi hakkında bilgi aktarıldı. Faturalı Kuzey Kıbrıs Turkcell müşterilerine ‘1 ay denemesi bedava’ TV+ kuponu ile ücretsiz deneme şansı ile iPhone 13 çekiliş hakkı verildi. Müşterilerin yakaladığı bu şans büyük beğeni ve ilgi gördü. Etkinlikler Airtech Lefkoşa, Sarpkan Dereboyu, Nexsis Girne ve Sarpkan Gazimağusa Kuzey Kıbrıs Turkcell İletişim Merkezlerinde, No.1 Girne, Lefkoşa Merkez ve Gazimağusa Citymall’da düzenlendi. Yapılan etkinliklerde, geri alıp izleme
özelliğine sahip ve Kuzey Kıbrıs kanalları dahil 150’den fazla yerli ve yabancı TV kanalını, en yeni film ve dizileri, belgeselleri, dünyaca ünlü spor programlarını ve eğlenceli animasyonları kullanıcılarıyla buluşturan dijital TV ve içerik platformu TV+ tanıtılarak müşterilerin deneyimine sunuldu. Deneyimler sırasında müşterilere ikramlar da yapıldı. TV+’ın tanıtılan birçok önemli özelliğinin yanı sıra çoklu ekran özelliği ile akıllı telefon, tablet, bilgisayar veya akıllı televizyon üzerinden kullanım yapılabildiği aktarıldı. Aynı zamanda herhangi bir programı akıllı TV’den izlerken tabletten farklı bir içerik izlenebildiği, herhangi bir cihaz üzerinden izlenmeye başlanan bir programın durdurulup, kullanıcıların farklı bir cihazdan kaldıkları yerden izlemeye devam edebildikleri de anlatıldı. Kuzey Kıbrıs Turkcell tarafından verilen bilgiye göre müşterilerinin TV+ üyeliğini başlatmak için TV yazıp 3030’a kısa mesaj göndermelerinin yeterli olduğu aktarılırken, üyelik ücretinin Kuzey Kıbrıs Turkcell faturasına aylık olarak yansıdığı belirtildi. Detaylı bilgi almak isteyen kişilerin https:// www.kktcell.com/servisler/tvplus linkinden yararlanabileceği de verilen bilgiler arasında.
2022
Mesarya Gazetesi
Muhtarlar Karavezirler’i ziyaret etti Değirmenlik Belediye Başkanı Ali Karavezirler, Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkanı Muhittin Böcek ile bir araya gelerek görüştü. Asbaşkan Mustafa Şehitoğlu ve Yedek Asbaşkan Hasan Güneşel’in de yer aldığı ve Değirmenlik Belediyesi binasında yer alan görüşme samimi bir ortamda gerçekleştirildi. Değirmenlik Belediye Başkanı Ali Karavezirler, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı’nı beldede görmekten
ve ağırlamaktan duydukları memnuniyeti dile getirdi. Antalya özelinde yapılan belediye çalışmaları ve yapılan yatırımları yakından takip ettiğini dile getirdi. Değirmenlik Belediye Başkanı Ali Karavezirler ve Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkanı Muhittin Böcek bölgeleri hakkında bilgi alışverişinde bulundu ve her iki belediye arasındaki işbirliğini arttıracaklarını belirttiler.
Özev’den Karavezirler’e teşekkür ziyareti… KKTC Özel Eğitim Vakfı (ÖZEV) Kurucu Başkanı Ersin Görsay ve beraberindeki öğretmenler, Değirmenlik Belediye Başkanı Ali Karavezirler’i ziyaret etti. Başkan Ersin Görsay, ÖZEV olarak ziyaret amaçlarının, Değirmenlik Belediyesi’ne geçmişten günümüze kadar yürüttüğü işbirliği için teşekkür etmek olduğunu belirtti. Değirmenlik Belediyesi’nin katkılarının bölgedeki aileler için çok kıymetli olduğunun altını çizen Görsay, sosyal sorumluluk bilincinden dolayı Başkan Ali Karavezirler’e teşekkür etti. Aynı zamanda ÖZEV, bölge çocuklarının
hamisi olarak Başkan Ali Karavezirler’e, okulun ve okuldaki çocukların eğitimleri, gelişimleri ile ilgili bilgi aktarımında da bulundu. ÖZEV çocuklarının, yeni yıl temasına uygun olarak, kendi elleriyle hazırladıkları yılbaşı süsünü hediye alan Karavezirler ise, gerçekleşen ziyaretten büyük mutluluk duyduğunu ifade etti. Karavezirler, özel eğitime ihtiyaç duyan çocukların her zaman yanında olacağını da belirterek, 2022 yılının dünyaya ve ülkemize öncelikle sağlığı getirmesi temenni ederek, herkese huzurlu yıllar diledi.
10
Mesarya Gazetesi
2022
11
Ferhat Atik’ten yeni kitap Yazar Ferhat Atik’in Nelson Mandela’nın ırk ayrımcılığına karşı mücadelesinin anlatıldığı “Seçimleriniz, Korkularınızı Değil Umutlarınızı Yansıtsın” isimli kitabı çıktı. Yazar, yönetmen ve aynı zamanda Kıbrıs Postası köşe yazarlarından Ferhat Atik’in yeni kitabı, ön satışa çıktı. Ferhat Atik’in yayıma hazırladığı kitapta, dünyada ırk ayrımcılığıyla mücadelenin sembolü olan Güney Afrika’nın siyahi lideri Nelson Mandela’nın hayatından kesitler aktarılıyor. “Seçimleriniz, Korkularınızı Değil Umutlarınızı Yansıtsın” isimli kitabın basımı, Destek Yayınları tarafından yapıldı. Ferhat Atik’in yeni kitabı, 3 Şubat’ta önce Türkiye ardından da KKTC’de satışa çıkacak. KİTAPTA, MANDELA’NIN MÜCADELECİ KİŞİLİĞİ AKTARILIYOR Kitabın arka kapağında Nelson Mandela’nın mücadeleci kişiliğine dair şu ifadeler yer alıyor: “Galip, asla vazgeçmeyen bir hayalperesttir. Kimi hayatlar kolay yaşanmaz. Nelson Mandela’nın hayatı da böyleydi. En çok saygı duyulan liderlerden biri olarak dünya tarihine geçen Nelson Mandela, Güney Afrika’nın ilk siyahi devlet başkanı oldu. Irk ayrımcılığına dayalı rejimi (Apartheid) ömrü boyunca mücadele ederek yıktı. Ülkesine demokrasiyi getirmek için hayatı pahasına savaşmaktan asla çekinmedi. Mücadelesiyle milyonların umudu oldu.
Onun mücadelesi, dünyada, mücadele motivasyonunu yitiren her toplum ve her birey için dönüp dönüp incelenmesi gereken bir kişisel gelişim dersidir.” FERHAT ATİK’İN BAŞARILARI TAKDİR GÖRÜYOR Başta Türkiye ve Avrupa ülkelerinde yayınladığı kitaplar 130 bine ulaşan Ferhat Atik, gerek roman ve biyografi gerekse felsefe grubu kitapları ile dikkat çekiyor. 2018 yılında “Kristal Gece” romanı ile Türkiye Altın Kalem Edebiyat Ödülü’ne layık görülen Ferhat Atik, 2019’da İngiltere’nin alanındaki en iyi kitabı seçilen “Kendi Divanında Bir Psikanalist” kitabı ile hem Avrupa hem de Amerika’da liste başı olmuş ve elektronik kitap olarak da Avrupa’da en çok indirilen 7. kitabın sahibi olmuştu. Kendisine “İngiltere’nin en iyisi” unvanının kazandıran, aynı kitapla Dünya Biyografi Yazarları Birliği’ne kabul edilerek dünya çapında bir literatüre girmeyi başaran Yazar Ferhat Atik, 2020 yılında ise, “Bitmeyen yastan yaratıcı liderliğe Atatürk’ün öğretileri” isimli kitabını yayıma hazırlamıştı.
“Oh Mis Gibi”nin galası gerçekleşti
Kıbrıs’ın ilk yerli uzun metrajlı komedi filmi olan “Oh Mis Gibi”nin galası Gazimağusa’da yapıldı.
Senarist, rejisör ve yapımcılığını tiyatro sanatçısı İlke Susuzlu’nun yaptığı Kıbrıs’ın ilk yerli uzun metrajlı komedi filmi “Oh Mis Gibi” için gala etkinliği düzenlendi. Mağusa Sanat Tiyatrosu ile İlke Susuzlu Cast Ajans oyuncularının yer aldığı filmin başrollerini Begüm Gedik ve Özgür Garipsazı paylaştı.
Gazimağusa’da geçen film, iki genç arasındaki bir aşk hikayesinin etrafında gelişen komik olayları konu alıyor. Galada konuşan İlke Susuzlu, çok heyecanlı olduğunu ifade ederek, “Arkamda dev gibi bir ekip var. Filmde emeği geçen herkese ve tüm sponsorlara çok teşekkür ederim” dedi. Konuşmanın ardından sponsorlara plaket takdiminde bulunuldu ve filmin gösterimine geçildi. Kıbrıs’ın ilk yerli komedi filmi Oh Mis Gibi, 4 Şubat’ta Mağusa City Mall ve Lefkoşa Lemar Cineplex’te gösterime girecek.
GAÜ Akademisyeni Doç. Dr. Sever, Netflix projesinde yer aldı GAÜ Akademisyeni Doç. Dr. Deniz Sever, Netflix projesi olan ‘Babamın Kemanı’ filminde yer aldı. Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Eğitim Fakültesi Müzik Öğretmenliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Deniz Sever bir Netflix projesi olan “Babamın Kemanı” isimli yerli filmde yer aldı. Doç. Dr. Deniz Sever’in
başarılı bir orkestra şefi rolüyle yer aldığı “Babamın Kemanı” isimli film projesinin yönetmenliğini Andaç Haznedaroğlu üstlendi. Türk yapımı, drama türündeki filmde başrol olarak Engin Altan Düzyatan, Belçim Bilgin, Gülizar Nisa Uray yer aldı. Filmin geçtiğimiz Cumartesi günü Netflix platformunda gösterime girdiği belirtildi.
2022
Mesarya Gazetesi
12
Köşe Yazısı
İYİ Kİ DOĞDUN NAZIM! Mustafa ANIŞ
Sanatçı - Köşe Yazarı mustafaaniscy@gmail.com mustafaanis.official Merhaba değerli okurlarım; 2022’nin gelişi ile sizlere yeniden merhaba diyebilmenin sevincini yürekten yaşarken, yeni sayımızda; dünyaca ünlü Türk şair ve yazar Nazım Hikmet’in doğum gününe ithafen yaşamından kesitleri sizler için kaleme aldım. Türk edebiyatının önde gelen isimlerinden Nazım Hikmet Ran 15 Ocak 1902’de Selanik’te dünyaya geldi. Şairin asıl adı Mehmet Nazım olsa da edebiyat tarihinde “Nazım Hikmet” olarak tanındı. Ünlü şair “Ran” soyadını ise sonradan aldı. Dedesi Nazım Paşa’nın etkisiyle şiirler yazmaya başlayan usta kalem, yaşamının ilk yıllarını ve şiire başlama hikayesini yaptığı bir açıklamada şöyle anlatır; “Ben 1902 yılında, 15 Ocak’ta Selanik’te doğdum. Dedem valiydi, şiirle ilgilenirdi. Annem ressamdı, birkaç yabancı dil bilirdi. Babam önce elçilik, daha sonra üst düzey memurluk yaptı. İlk şiirimi 13 yaşındayken yazdım. Bir yangını anlatıyordu. Ailem benim harika bir çocuk olduğuma karar vermiş ve şiir yazmamı telkin etmeye başlamıştı. 15 yaşında bahriye okuluna verdiler. Deniz subayı yapmak istiyorlardı beni. Okuduğum sınıf ikiye ayrılmıştı. Bir kısmı sporla, diğeri şiirle uğraşıyordu. Ben şairler tarafına düştüm. Okulda bize tarih ve edebiyat derslerini ünlü Türk şairi Yahya Kemal veriyordu. Kedimi anlatan bir şiir yazmıştım. Yahya Kemal, şiirimi okuduktan sonra kedimi getirmemi söyledi. Tüyleri dökülmüş, çelimsiz bir kediydi. Yahya Kemal o zaman bana “Bu kadar allayıp pullayabildiğine göre, senden kesin şair olur.” demişti. 16 yaşındayken Yeni Mecmua’da ‘Servilikler’ adlı şiirim yayınlandı. Bu şiir herkes tarafından beğenilmişti. 17 yaşındayken artık yazdıklarım ciddi ciddi basılıyordu.” Usta şair, ilkokulu Taş Mektep’te okudu, ardından Mekteb-i Sultani’nin hazırlık sınıfına yazıldı. Ailesinin yaşadığı ekonomik sıkıntı nedeniyle bir yıl sonra okuldan alınmak zorunda kalan Ran, Nişantaşı Sultanisi’ne kaydedildi. Denizciler için yazdığı ‘Bir Bahriyelinin Ağzından’ şiirinden etkilenen Bahriye Nazırı Cemal Paşa’nın desteğiyle 1917’de girdiği Heybeliada Bahriye Mektebi’nden 1919’da mezun oldu. Bu süreçte edebiyatla ilgisini koparmayan Ran, yazdığı şiirleri büyük hayranlık duyduğu Yahya Kemal’e gösterip, eleştirilerini aldı. ‘Bir inilti duydum serviliklerde/ Dedim: Burada da ağlayan var mı? /Yoksa tek başına bu kuytu yerde, /Eski bir sevgiyi anan rüzgar mı? / Gözlere inerken siyah örtüler / Umardım ki artık ölenler güler / Yoksa hayatında sevmiş ölüler / Hala servilerde ağlıyorlar mı?’ dizelerinden oluşan ve Yahya Kemal tarafından düzenlenen, “Hala Servilerde Ağlıyorlar mı?’ şiiri, 1918’de Yeni Mecmua’da yayımlandı. Nazım Hikmet Ran, 1920’de Alemdar gazetesinin açtığı yarışmada birincilik ödülünü kazandı. İlk dönemlerinde adı ‘hececi’ şairlerle anılan Ran, İstanbul’un işgal altında olduğu günlerde, vatan sevgisini yansıtan coşkulu direniş şiirleri kaleme aldı. Usta şair, Milli Mücadele’ye katılmak üzere, 1921’de Faruk Nafiz, Yusuf Ziya ve Vala Nurettin ile Sirkeci’den kalkan Yeni Dünya vapuruna gizlice binerek İnebolu’ya geçti. Bolu’da bir süre öğretmenlik yapan şair, daha sonra Batum üzerinden Moskova’ya giderek, Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesinde
(KUTV) okudu. Usta şair, ne yazdığını anlamasa da Batum’da duyduğu Rusça bir şiirin şeklinden etkilenerek serbest şiire ilgi duymaya başladı. Moskova yolculuğu sırasında yazmaya başladığı ‘Açların Gözbebekleri’ şiirinde serbest ölçüyü deneyen Ran, yazdığı bazı şiirleri 1923’te ‘Yeni Hayat’ ve ‘Aydınlık’ adlı dergilere göndererek yayımlattı. Ran, serbest ölçüde Türk şiirinin ilk örneklerini verirken, bir makalesinde şunları kaleme almıştı. ‘Kafiyeli, vezinli şiir yazılmaz diyenler de kafiyesiz, vezinsiz şiir yazılmaz diyenler de dar kafalıdır. Şiir öyle de yazılır, böyle de. Ben şimdi bütün şekillerden yararlanıyorum. Halk edebiyatı vezninde de yazıyorum, kafiyeli de yazıyorum. Tersini de yapıyorum. En sade konuşma diliyle kafiyesiz, vezinsiz şiir de yazıyorum. Sevdadan da barıştan da inkılaptan da hayattan da ölümden de sevinçten de kederden de umuttan da umutsuzluktan da söz ediyorum. İnsana has her şeyin şiirime de has olmasını istiyorum. İstiyorum ki okuyucum ben de bütün duygularının ifadesini bulabilsin.’ Moskova’dan 1924’te Türkiye’ye dönen Nazım Hikmet, Aydınlık dergisinde yayımlanan şiir ve yazılarından dolayı 15 yıl hapsi istenince tekrar Moskova’ya gitti. Nazım Hikmet Ran’ın ilk şiir kitabı ‘Güneşi İçenlerin Türküsü’, 1927’de Bakü’de yayımlandı. Cumhuriyet’in 5. yıl dönümü münasebetiyle çıkarılan aftan yararlanmak üzere Temmuz 1928’de Türkiye’ye girerken yakalanan Nazım Hikmet, bir süre tutuklu kaldı. Usta şair, yazı kadrosuna katıldığı ‘Resimli Ay’ dergisinde bir yandan şiirlerini yayımladı, bir yandan da edebiyatın yerleşmiş değerlerine karşı sert çıkışlar yaptı. Kendisini ‘sosyalist şair’ olarak tanımlayan Ran, sanatın amacı konusundaki tartışmada ‘Sanat sanat için değildir.’ diyerek toplumcu bir anlayışı benimsediğini ifade etti. İstanbul’da 1929’da basılan ‘835 Satır’ şiiri, edebiyat çevrelerinde geniş yankı uyandıran Ran, tam anlamıyla klasik de denilemeyecek ama
Mesarya Gazetesi
2022
13
biçimsel bakımdan daha az deneysel bir şiir dili geliştirdi. Şiirleriyle ilgili açılan pek çok davada beraat eden Ran, 1933’e kadar ‘gizli örgüt kurmak’ suçundan daha sonra ise ‘orduyu ve donanmayı isyana teşvik’ suçundan tutuklandı ve 28 yıl 4 ay hapis cezasına mahkum edildi. Nazım Hikmet Ran, 1939’da, 17 bin mısradan oluşan ‘Memleketimden İnsan Manzaraları’ adlı eserini yazmaya başladı. Eserleri 50’den fazla dile çevrilen şair, cezaevindeyken, İbrahim Sabri ve Mazhar Lütfi takma adlarının yanında imzasız olarak da bazı şiirlerini okuyucuyla buluşturdu, 1949’da ise Ahmet Oğuz Saruhan adıyla ‘La Fontaine’den Masallar’ isimli kitabını çıkarttı. Akşam, Son Posta ve Tan gazetelerinde ‘Orhan Selim’ takma adıyla fıkra yazarlığı ve başyazarlık yapan Ran’ın yine Orhan Selim imzalı ‘İt Ürür Kervan Yürür’ adlı bir kitabı da bulunuyor. Oyun yazarı da olan Nazım Hikmet’in, ‘Kafatası’, ‘Bir Ölü Evi’, ‘Unutulan Adam’ ve ‘Ferhat İle Şirin’in de aralarında bulunduğu 22 tiyatro eseri, Türkiye’nin yanı sıra Rusya, Almanya, Macaristan, Polonya ve Çekoslovakya’da sahnelendi. Genel Af Yasası’ndan yararlanarak, 1950’de serbest kalan şaire, Dünya Barış Konseyi tarafından Picasso, Paui Rubeson, Wanda Jakubuurska ve Pablo Neruda’yla birlikte “Uluslararası Barış Ödülü” verildi. Neruda’nın ‘Nazım’a sahip çıkın. Biz onun yanında şair bile sayılmayız.’ dediği şair Ran, serbest kaldıktan sonra askerlik görevine alınacağını öğrenince, öldürüleceği düşüncesiyle Stalin yönetimindeki Sovyetler Birliği’ne gitti. Ran, 25 Temmuz 1951’de Bakanlar Kurulunca Türk vatandaşlığından çıkarıldı. Aynı yıl şairin oğlu Mehmet dünyaya geldi. Uluslararası barış kongrelerine katılması ve bu doğrultuda mücadele etmesi nedeniyle de eserleri birçok dile çevrilen Ran, dünyada çapında büyük bir üne ulaştı. Pek çok ülkeye seyahat ederek konferanslara katılan ve şiirlerini okuyan Nazım Hikmet, 3 Haziran 1963’te kalp yetmezliği sonucu Moskova’da hayatını kaybetti.
“Ölüm Nazım’ın ilk ve son uykusu oldu” Ünlü Fransız yazar ve düşünür Jean Paul Sartre, Nazım Hikmet’in vefatının ardından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanmıştı; ‘Vefalı dost, yiğit savaşçı, insan düşmanlarının amansız düşmanı, her yerde insana hizmet etmek ama hiçbir şeye kayıtsız kalmak istemiyordu. Bilirdi ki insan yaratılmış bir mahluktur ve asla dünyaya hazır gelmiyor. İnsanın durmadan düşmanla savaşarak kendi kendini yaratması gerekmektedir. Sözün kısası, Nazım Hikmet’in dediği gibi asla uyumamak lazımdır. O asla uyumadı. Önemli olan odur ki, ölüm onun ilk ve son uykusu oldu. Yazar Yaşar Kemal ise kaleme aldığı ‘En Büyük Şairimiz’ adlı ma-
kalesinde ‘büyük halk ozanlarının son büyük halkası’ dediği Nazım Hikmet için; ‘Türk dili var oldukça Nazım Hikmet de var olacaktır.’ demiş, ayrıca ‘Eğer Nazım Hikmet gibi büyük bir yol gösterici gelmeseydi, edebiyatımız bu seviyeye çıkamazdı.’ değerlendirmesinde bulunmuştu. Nazım Hikmet Ran’ın doğumunun 100. yılı dolayısıyla 2002 yılı UNESCO tarafından ‘Nazım yılı’ ilan edildi. Novodeviçi Mezarlığında toprağa verilen şair, 5 Ocak 2009 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla yeniden Türk vatandaşlığına kabul edildi. Ran’ın ‘Dağların Havası’ (Osmanlıca), ‘Güneşi İçenlerin Türküsü’, ‘835 Satır’, ‘Sesini Kaybeden Şehir’, ‘Benerci Kendini Niçin Öldürdü?’, ‘Taranta Babu’ya Mektuplar’ isimli eserleri yaşamı sırasında, ‘Kurtuluş Savaşı Destanı’, ‘Rubailer’, ‘Memleketimden İnsan Manzaraları’, ‘Cezaevinden Memet Fuat’a Mektuplar’, Kemal Tahir’e Mapushaneden Mektuplar’, ‘Kuvayi Milliye’, ‘Sevdalı Bulut’, ‘Nazım ile Piraye’, ‘Hikayeler’, ‘Piraye’ye Mektuplar’, ‘Henüz Vakit Varken Gülüm’ün de aralarında bulunduğu çok sayıda eseri ise vefatınfdan sonra yayımlandı. Türkiye’de serbest nazımın ilk uygulayıcısı olan Nazım Hikmet’in şiirleri, Ahmet Kaya, Ruhi Su, Edip Akbayram, Fikret Kızılok, Cem Karaca, Fuat Saka, Zülfü Livaneli ve Yunan besteci Manos Loizos tarafından seslendirildi.
Bu dünyadan; “NAZIM” geçti. Sanat tadında, umut dolu, mücadeleden hiç yorulmayacağınız bir yaşam geçirmenizi temenni ederim. Kalplerinizden huzuru eksik etmeyin. Hoşça kalın, sevgi ile kalın
2022
Mesarya Gazetesi
14
Mesarya Gazetesi
2022
15
Köşe Yazısı
Psikolojik Uyuşma ve Karıncalanma Nedir? Nasıl Tedavi Edilir? Özge SARICA ACARÖZ Uzman Klinik Psikolog
Uyuşma ve karıncalanma hissi genelde fiziksel hastalık şeklinde yorumlansa da her zaman fiziksel problemlerle ilişkili değildir. Korku ve kaygı sempatik sinir sistemini harekete geçirdiğinden bu tarz fiziksel semptomlar ortaya çıkabilmektedir.
görüşü ile mümkün olmaktadır. Yani uyuşma ve karıncalanma hissi fiziksel bir nedene bağlı olarak tespit edilmediğinde mutlaka psikolojik nedenlerin incelenmesi için uzmana başvurmak gerekir.
Kaygı giderek arttığı zaman karıncalanma ve uyuşma, özellikle panik atak da meydana gelen belirtilerdir. Bu durum bedensel hastalıkla değil de duygu durumla bağlantılıdır. Psikolojik uyuşma ve karıncalanma daha çok birey yoğun kaygı, stres ve korku yaşadığı zaman görülmektedir.
Psikolojik Uyuşma ve Karıncalanma Hissi Ne Kadar Sürer? Psikolojik kökenli ortaya çıkan uyuşma ve karıncalanma hissi psikolojik problemin sürekliliğine bağlı olarak devam eder. Örneğin yoğun stres durumunda beden uyuşup karıncalanıyorsa stres ortadan kalkana kadar bu his yaşanabilir.
Uyuşma ve karıncalanma bedenin birçok yerinde görülebilmektedir. Fakat en sık ellerde, bacaklarda, yüzde ve kafada uyuşma ve karıncalanma gözlenmektedir.
Psikolojik uyuşma ve karıncalanma hissinin ne kadar süreceği kişiden kişiye farklılık göstermektedir. Bazı kişilerde daha kısa süre bazı kişilerde ise daha uzun süre görülebilmektedir. Bu nedenle uzmanların net bir süre vermesi de mümkün değildir.
Uyuşma ve Karıncalanma Hissi Psikolojik Olabilir Mi? Evet. Psikolojik problemler vücutta uyuşma ve karıncalanma hissine neden olabilmektedir. Özellikle yoğun stres yaşayan kişilerde bedenin strese karşı verdiği reaksiyonlar arasında görülebilmektedir. Uyuşma ve karıncalanma semptomları sadece bedensel rahatsızların bir semptomu olarak ortaya çıkmaz. Aynı zamanda psikolojik sorunlar da bedende birden fazla semptom ile kendini gösterir. İnsan beyninin sorunlarla ilgili bireyi uyarmasının en doğal yolu bu belirtilerdir. Uyuşma ve Karıncalanmanın Psikolojik Belirti Olduğu Nasıl Anlaşılır? Genelde bireyler uyuşma ve karıncalanmanın rahatsız edici düzeyde olduğu zaman acil servislere başvururlar. Yapılan tıbbi muayenede herhangi bir problem bulunmuyorsa psikolojik belirtiler incelenir. Özellikle bu belirtiler stres, kaygı gibi durumlarda yoğunlaşıyorsa o zaman kaygı ile ilişkili ortaya çıktığı düşünülür. Psikolojik sorunlarla ortaya çıkan uyuşma ve karıncalanma hissi tıbbi bir tedavi ile çözümlenmez. Bu yüzden uzman psikologdan destek alınması gerekmektedir. Bu hissin psikolojik kökenli olduğunun saptanması ancak uzman
Genelde panik atan yaşayan bir kişide uyuşma ve karıncalanma semptomları yoğun olarak yaşanmaktadır. Panik atak durumunun geçmesiyle beraber bu hislerde son bulur. Bu hissin yaşanma süresi kişinin günlük yaşantısına etki etmektedir. En önemlisi birey de psikolojik uyuşma ve karıncalanma belirtisi bedenin rahatsızlığını ifade etmesidir. Bu rahatsızlığın bedensel değil de psikolojik kökenli olduğunu anladığınız an da bir uzman psikoloğa gitmek en doğru yol olacaktır. Böylece psikolojik destek alarak panik atak veya benzeri rahatsızlıkların önüne geçebilirsiniz. Uyuşma ve Karıncalanma Hissinin Psikolojik Nedenleri Neler Olabilir? -Kaygı (Anksiyete) -Panik atak - Yoğun stres hali -Aşırı Korku -Uzun süre uykusuzluk -Travma sonrası stres bozukluğu
İmtiyaz Sahibi DE-SA LTD. (a) Mesarya Ajans Genel Yayın Yönetmeni Deniz GÜRGÖZE
Genel Koordinatör / Halkla İlişkiler ve Reklam Növber GÜRTAY Grafik Tasarım - Dizgi Safiye ÖZYÜREKLİLER Nazire BÜYÜKOĞLU
Röportaj Mesarya Ajans Basım Yeri Okman Printing
İletişim Adresi 1. Sokak No:41 Taşkınköy / L.şa (0392) 225 65 95 - 96 0533 820 00 07 mesarya.ajans@gmail.com www.mesaryaajans.com