Mesarya Gazetesi Sayı 5

Page 1

Sayı:5 2020 / Ücretsizdir / www.mesaryaajans.com / BÜLTEN

Kültür mirasımız gelecek nesillere taşınıyor

“Başka Ardalar Ölmesin” sloganı ile Uluslararası Kite Surf Etkinliği. ARDA ERKAN anısına VI. kez düzenlendi.

Osmanlı Konağı özelde ülkeye, genelde de ülkeye gelen turistlere ev sahipliği yapacak… Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, Değirmenlik Belediye Başkanı Ali Karavezirler’i ziyaret etti. Daha önce Halk Kütüphanesi olarak kullanılan ve uzun yıllardır atıl durumda bulunan, Değirmenlik Saray Mahallesi’ndeki Osmanlı Konağı, Değirmenlik Belediyesi Başkanı Ali Karavezirler ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay arasında imzalanan protokol ile bölgede bulunan Köy Kadın Kurslarına sergi ve halkın satışını yapacağı bir merkez olacak. sayfa 10

Serkan Soyalan’ın yeni kitabı “Deniz’in Sesi” yayımlandı

Ülkemizin başarılı girişimcilerinden Mustafa Abitoğlu Mesarya Gazetesi’ne konuştu, yürüttüğü çalışmalar hakkında bilgi verdi...

‘’Büyük sancılar çekerek bugünlere geldik’’

ARDA’yı mavinin derinliklerinde selamladık sayfa 4

sayfa 6

Vip Sport Clup Direktörü Hüseyin Şadırvan yapmış olduğu çalışmaları anlattı.

‘’Herkes verdiği çabanın karşılığı olan ekmeğini kazanıyor’’ sayfa 14

Gazeteci-yazar Serkan Soyalan’ın 3’üncü şiir kitabı olan “Deniz’in Sesi” yayımlandı. Yer6 Yayınları tarafından şiir severlerle buluşturulan kitapta Soyalan’ın 70 şiiri bulunuyor. İnsan sevgisi, mücadele

ruhu, direniş, isyan ve barış sevdasının şiirlere yansıdığı kitabın kapak tasarımını Cemal İnce ve Hüseyin Erdamar yaptı. “Deniz’in Sesi”, hafta başından itibaren tüm kitapçılarda satışa sunuldu.

sayfa 20

‘’Kıbrıs’ta bölge kemerinin tek sahibiyim’’ Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Boks Federasyonu Milli boksör Metin Turunç, Mesarya Dergisi’ne konuşarak, ülkemizdeki boks sporunun bilinmeyen yönlerini anlattı. Demir Yumruk’ sıfatıyla ülkemizin bayrağını birçok ülkede dalgalandıran Metin Turunç, ‘’Tüm amacım, Kuzey Kıbrıs’ın tüm dünyada var olduğunu göstermektir’’ dedi. sayfa 12

İskele Türk Maarif Koleji binasının temeli atıldı

sayfa 16




Eylül 2020

Mesarya Gazetesi

“Başka Ardalar Ölmesin” sloganı ile Uluslararası Kite Surf Etkinliği. ARDA ERKAN anısına VI. kez düzenlendi.

ARDA’yı mavinin derinliklerinde selamladık

Beş yıl önce uyuşturucu tacirlerinin kurbanı olan Arda Erkan’ı, 1-2 Ağustos, Cumartesi - Pazar günleri geleneksel Kite Surf etkinliğinin 6.sı ile anıldı. Uyuşturucuyla mücadelede bir misyon yüklenen ARDA’yı mavinin derinliklerinde selamladık. “Başka Ardalar Ölmesin” sloganıyla düzenlenen Kite Surf Etkinliği’nin altıncısı 1-2 Ağustos tarihlerinde yapıldı. Etkinlik, Başbakanlık Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonu himayelerinde, Heaven Surf Club desteğinde “uyuşturucu sorununa dikkat çekerek toplumsal duyarlılığı artırmak, aileleri çocuklarını ve gençleri spora yönelterek enerjilerini doğru alanda kullanmalarına katkı sağlamak” amacıyla geleneksel olarak organize ediliyor. Organizasyona Motosiklet Sporları Birlik ve Kulüpleri Komitesi (KAMOK) da katkı koydu. Etkinlik sonunda katılımcılara

hitaben Arda’nın babası kısa bir teşekkür konuşması yaptı.Daha sonra ise Arda’nın anne ve babası tarafından Heaven Surf House yönetici ve eğitmeni Uğur Sayılır’a, Motosiklet Sporları Komitesi’ne katkı koyan Çetin Uzun Özmarin’e, Meriç Avunduk’a ve Kite Surf sporcularına teşekkür belgeleri takdim edildi. Bu anlamlı günü hep birlikte fotoğraflayarak ölümsüzleştirdiler. Arda’yı mavinin derinliklerinde selamlamak ve uyuşturucu ile mücadeleye bir katkı koymaları için tüm kite-sörfcüler, motor severler ve halkımız bu etkinlikte buluşmaları ve birlikte olmaları farklı bir anlam kattı. Etkinlikde, Arda beden olarak yanımızda olmayabilir ama enerjisiyle gençlermize ve toplumumuza ışık tutmak için hep yanımızda olacağı vurgusu yapıldı..

4


EylĂźl 2020

Mesarya Gazetesi

5


Eylül 2020

Mesarya Gazetesi

6

Ülkemizin başarılı girişimcilerinden Mustafa Abitoğlu Mesarya Gazetesi’ne konuştu, yürüttüğü çalışmalar hakkında bilgi verdi...

‘’Büyük sancılar çekerek bugünlere geldik’’ MUSTAFA ABİTOĞLU İŞ ADAMI

Yaratmış olduğu Siberia markasıyla Kıbrıs’ın bütün noktalarına ulaşmak, her eve girmek ve Kıbrıslı Türklerin ‘üretimden koparılmasıyla özdeşleştirilen öğrenilmiş çaresizlik hastalığını yenme mücadelesi verdiklerini söyleyen Mustafa Abitoğlu, ‘’Bizden bir şey olmaz, ambargolar var, Türkiye bize parayı versin ya da anlaşma olsun’’ gibi bahaneleri anlatan, Kıbrıslı Türkleri hiçleştiren içi boş söylemlere karşı çıktım. Başarı, başarısızlıklardan geçen uzun soluklu bir yolculuktur. Kendinize inanır, hayal eder, hayalleriniz doğrultusunda doğru ekibi toplar, disiplinli çalışır ve insanlarla iyi ilişkiler kurarsanız; başaramayacağınız hiçbir şey yoktur’’ dedi.

‘’Hayallerimin peşinden koştum’’ Soru: Sizi tanıyabilir miyiz? 19 Mayıs 1980 yılında Lefkoşa’da doğdum. İlkokul, ortaokul ve liseyi Lefkoşa’da okudum. Doğu Akdeniz Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünü tamamladım. Yüksek Lisans öğrenimimi Doğu Akdeniz, Doktora eğitimimi de Girne Amerikan Üniversitesi İletişim ve Medya üzerine yaptım. Doktora esnasında aynı zamanda Kıbrıslı Türk İnsan Hakları Vakfı’nın da profesyonel koordinatörlüğünü yürütüyordum. O yüzden hem doktorayı hem de koordinatörlüğü yürütmek zordu. Dolayısıyla maddi zorluklar da baş gösterince, doktorayı bırakıp askere gittim. Girişimcilik ruhum her zaman vardı. Çocukluktan beri hayal gücüm çok genişti. Hayallerimin peşinden gitmek istiyordum. Öte yandan da bu ülkede sıfırdan bir şeylere başlamak hiç de kolay değildi. Ülkemizin köklü bir çikolata ve şekerleme fabrikasında Satış Pazarlama ve İnsan Kaynakları Müdürü olarak görev aldım. 22 ay çalıştım. Günde ortalama 18-20 saat, hayata tutunma ve ticareti öğrenme adına çalışıyordum. İnsanın kendi hayallerini yapabilmesi için para ile ilişkisini oturtması, finansal özgürlüğü elinde bulundurması ve yeni beceriler kazanması gerektiğini öğrendim. Orada birtakım vizyon farklılıklarından dolayı daha farklı bir şirket olan Haci Ali firmasında, Kırnı Piliç bünyesinde satış sorumlusu sıfatıyla görev almaya başladım. Yaklaşık 2 sene boyunca çalıştım.

Bu süreç hayatım boyunca elde ettiğim en büyük tecrübelerden birisiydi. Çünkü sadece Lefkoşa’da otel, süpermarket, restoran ve market gibi sadece bana bağlı 350’ye yakın müşterim vardı. Keza Girne’de otel, restoran vs. de tanıdığım yaşamın farklı renklerinden, kültürlerinden birçok insandan insan yönetimi, sabırla, sebatla ilgili çok ciddi dersler aldım. İyi de bir çevre edindim. Ondan sonra birkaç yerde daha çalıştıktan sonra kendi şirketimin çekirdeğini oluşturmaya başladım. Çalıştığım tüm alanlar insana hitap eden, onlara dokunan konumlardaydı. Peki Siberia yolculuğu nasıl başladı? Ne tür ürünler üretiyorsunuz? Zaman içerisinde düşe kalka hayallerimin peşinden koşacak, hayallerimi gerçekleştirecek güveni, donanımı kazandığımı hissettim. Mantı, Pirohu gibi yemekleri de çok seviyorum. Ortalama her Kıbrıslı insan gibi annemden, ninemden çeşitli hamur işlerini görerek tüketerek büyüdüm. İş ortağımın eşi de evinde Rus Mantısı yapıyordu. Gerek Kıbrıs’a özgü yerel gerekse uluslararası hamur mutfağını harmanlayarak tamamıyla el yapımı ve doğal, kaliteli ürünler üretmeye başladık. Şirketimiz 2 sene gibi bir zaman diliminde ada çapında 115 noktada hizmet veren, ürünleri sevilen ve beğenilerek tüketilen bir noktaya geldi. Bu zor dönemde ürünlerimize destek veren, sahip çıkan değerli halkımıza ve büyük özverilerle sizlere ulaşan bu özel lezzetleri hazırlayan tüm ekibime sizin aracılığınızla teşekkürlerimi paylaşmak isterim.

‘’Kendinize inanır, doğru ekibi toplar, insanlarla iyi ilişkiler kurarsanız; başaramayacağınız hiçbir şey yoktur’’ Soru: Hedeflerinizden bahseder misiniz? Siberia markamızla Kıbrıs’ın bütün noktalarına ulaşmak, her eve girmek ve Kıbrıslı Türklerin ‘üretimden koparılmasıyla özdeşleştirilen öğrenilmiş çaresizlik hastalığını yenme mücadelesi veriyoruz. Bizden bir şey olmaz, ambargolar var, Türkiye bize parayı versin ya da


Mesarya Gazetesi

Eylül 2020

7

anlaşma olsun gibi bahaneleri anlatan, Kıbrıslı Türkleri hiçleştiren içi boş söylemleri kabul etmiyorum. Başarı, başarısızlıklardan geçen uzun soluklu bir yolculuktur. Kendinize inanır, hayal eder, hayalleriniz doğrultusunda doğru ekibi toplar, disiplinli çalışır ve insanlarla iyi ilişkiler kurarsanız; başaramayacağınız hiçbir şey yoktur. Bir memur çocuğu olarak ‘’sıfır sermaye’’ ile üretici olunabileceğinin ve insanların sahipleneceği, hatta uluslararası platforma ulaşabilecek bir üretici olunabileceğini bu anlamda göstermek istiyorum. Tabi bu noktada yalnız değilim, yukarıda da bahsettiğim gibi bizim birbirini tamamlayan harika bir takımımız var. Ben sadece takımın görünen, vitrindeki yüzüyüm.

‘’Büyük sancılar çekerek bugünlere geldik’’ Soru: Ürün yelpazesini genişletmeyi planlıyor musunuz? ‘’10 çeşit ürün üretiyoruz ve bunlara 25 metrekarelik alanımızda bir akşamüzeri patates ayıklayarak başladık. Bugün 350 metrekareye ulaşmış bir alanda, önümüzdeki günlerde soğuk depolarımızda stok yapabileceğimiz orta boy bir işletmeye dönüştük. Gerçekten rüya gibi. Büyük sancılar çekerek bugünlere geldik. Organik şekilde büyümek kolay değildir. Bu noktada halkıma da bol bol teşekkür ediyorum. Halkımız ürünlerimizi tükettiler, sevdiler, tavsiye ettiler. Ürün yelpazemizi genişleterek adanın her yanına yayılmak, her eve girmek istiyoruz. İç piyasadan sonra belki birkaç yıl sonra yurtdışına da ürünlerimizi ulaştırmayı, markamızı taşımayı hayal ediyoruz. Sadece kendi markam için değil, toplumsal çıkar odaklı bir üretici ve girişimci olarak Kuzey Kıbrıs’ta üretilmiş ve markalaşmış ürünlerin dünyaya taşınmasına da önayak olmak istiyorum. Bu noktada önümüzdeki süreçte Kuzey Kıbrıs Gastronomi Platformu bünyesindeki Yerel Ürünler ve Markalaşma Komitesi Başkanı sıfatıyla üreticiler ve kooperatiflerle paneller, toplantılar düzenlemeyi planlıyorum. Her zaman tek başımıza değil; Hep beraber kalkınalım, hep beraber başaralı olalım istiyoruz.’’

Kendinize inanır, doğru ekibi toplar, insanlarla iyi ilişkiler kurarsanız; başaramayacağınız hiçbir şey yoktur

‘’Bitayka’yla, ada çapında market alışveriş alışkanlıklarını dönüştürmeyi planlıyoruz’’ Soru: Kuzey Kıbrıs’ta girişimci ve üretici olmanın avantaj ve dezavantajları nelerdir Yürüttüğünüz diğer girişimlerden de bahseder misiniz? Pandemi sonrasında dijitalleşme dünyada olduğu gibi ülkemizde de çok yaygınlaştı. E-ticaret siteleri dünyadan sonra ülkemizde de yoğun olarak kullanılmaya başlandı. Biz de 4 ortağımla, Türkiye’de üçüncü, Kıbrıs’ta bir ilk olacak 5 yıl üzerinde titizlikle çalıştığımız, olgunlaştırdığımız içerisinde süpermarketlerin tüm ürünleriyle kendi mağazalarını açabilecekleri online pazar yeri sipariş platformu hayalimizi hayata geçirme kararı aldık. Yaklaşık 2 aydır faaliyette olan ve müşterilerle süpermarketler arasında köprü vazifesi görecek, müşterinin market fiyatına evinin rahatlığıyla sipariş verebildiği Kıbrıs Türkçesi ile ‘1 dakika’ anlamına gelen, ‘BİTAYKA’ adlı online sipariş platformumuz içerisinde şu anda Girne ve Lefkoşa’dan 10 adet market bulunuyor. Bitayka’da sipariş ver, ister evine, kapına gelsin, istersen seçtiğin marketin otoparkından arabana siparişini al’ dedik yola koyulduk. Bu bizim için heyecan verici, büyük bir projedir. Belki de bu proje, süreç içerisinde Kıbrıs’tan dünyaya mal olup örnek teşkil edecek bir proje olacaktır. Bilindiği üzere geçtiğimiz aylarda 1,8 Milyar Dolar değerlemeyle ABD’li mobil oyun üreticisi Zynga’ya TC’de kurulan Peakgames isimli bir filiz girişim satıldı. Biz de gururlandık. İlham aldık. Aynı şekilde Kuzey Kıbrıs’ta da neden olmasın diyerek çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Öte yandan girişimimizin bir önemli özelliği de alanında, kendilerini kanıtlamış, uzman, uluslararası şirket

yöneticiliği yapmış, finans alanında kendini kanıtlamış, perakende alanında ve satış pazarlama alanında ciddi tecrübe sahibi birbirini tamamlayan, seven ve güvenen takım ruhuyla hareket eden takım elemanlarından oluşması. Ben daha önce bu kadar ciddi ve kurumsal bir yapıda çalışma şansı elde etmemiştim doğrusu. Bu özel girişimin parçası olduğum için çok mutluyum. 2 ortağımla birlikte oluşturduğumuz bir diğer girişimimiz ise, ‘’New Century Online’’ adını verdiğimiz yeni nesil, çok taraflı online medya platformudur. Özellikle ülkemizde hep şunu savunmuşumdur. Yeterli insan kaynaklarımızı verimli bir şekilde kullanmayı bilmiyor, beceremiyoruz. Gerek yurtdışında gerekse de yurtiçinde çok değerli insan kaynaklarımız var. Dünyaya kapalı oluşumuzdan da kaynaklı olarak başta siyasilerimiz toplum olarak her şeyi çok iyi bildiğimizi ve başka insanların aklından faydalanmamamız gerektiğini düşünürüz. Oysa gerek ülkemizde gerekse dünyada önde gelen kurum ve kuruluşlarda harika işler çıkaran kendini yetiştirmiş ve ülkeye faydalı olabilecek yığınla insan kaynağımız var. Maalesef medyamız da kısır gündemlerden kendini çekip halkı ileriye taşıyacak, dünyayla uyumlu fikirlerin tartışılmasının zeminini hazırlamaktan ve bu fark yaratan insanların fikirlerine, deneyimlerine başvurmaktan, hikayelerini toplumla buluşturmaktan uzak bir görüntü çiziyor. Biz de ortaklarımla beraber, özellikle pandemi döneminde online yayıncılığın da yaygınlaşmasını fırsat bilerek ‘başka bir medya kültürü’ mümkün diyerek içerisinde ekonomiden girişimciliğe, kültür sannattan yaşam tarzı programlarına, spora toplumu ilgilendiren birçok alanda yayınlar yapacak New Century Online yayın platformunu hayata geçirdik. Medyayı dönüştürebilirsek, toplumu dönüştürebiliriz. Çünkü medya ve özellikle sosyal medya günümüzde yalnız siyaseti değil, toplumu dnüştüren büyük bir güce kavuştu. Bu yüzden medyayı dönüştürmemiz, dünyayla ilgili fikirleri, projeleri konuşuyor olabilmemiz; büyük bir toplumsal sinerji yaratacaktır inancındayım.


Eylül 2020

Mesarya Gazetesi

8

Bu amaçla yola çıktık. Şu anda Facebook üzerinden canlı yayınlara başladık. 4 farklı program platform içerisinde her hafta yayınlanıyor. Programcı sayımızı ve programlarımızı arttırarak konuşulmayanları konuşmaya, tartışmaya çok yakında youtube, linkedIn gibi diğer sosyal medya mecralarından da izleyicilerle buluşmaya başlayacağız.

‘Ambargolar, anlaşmanın olmaması kendimize inanıp iş üretmeliyiz!

vs

hep

bahane,

Toplumumuz biraz kapalı bir toplum. Her zaman da ambargoları ve izolasyonlar yada kıbrıs sorununun çözülmemesini toplumsal sorunlarımızın çözülememesindeı bahane olarak ortaya koyuyoruz. ‘’Büyük projelerim var ama ambargo var, izolasyonlar var’’ deniliyor. Ben de bu arkadaşlara şunu söylemek istiyorum. ‘’Yap arkadaş yap! Kim tutar seni! Sana yapma diyen mi var?’’. Biz 1980 öncesinde üretken bir toplumduk. Türkiye’de sanayi yokken burada sanayi vardı. Dolayısıyla üretkenlik bizim özümüzde var. Hele sınırların giderek anlamsızlaştığı dijital bilgi ekonomisi çağında iş üretmek ve dünyaya çıkmak daha kolay hale geldi. Örneğin e-ticareti ele alalım. insanların alışveriş alışkanlıklarını değiştirmek gerçekten zor. İnsanlar, markete gittiğinde aldığı elmaya dokunmak istiyor, daha da önemlisi sosyal aktivitelerin az olduğu ülkemizde marketleri sosyalleşme aracı olarak görüyor. Öte yandan da yeni neslin herşeyi dijital.. Sürekli sosyal medyada vakit geçiren, telefonda yaşayan bir nesil de var. Biz de toplum olarak geleceğe yönelik ilerlemek zorundayız. Biz Bitayka olarak henüz 2 aydır yola çıkmamıza rağmen müşterilerimizden hem de tekrarlayan çok ciddi siparişler almaya başladık. Üstelik henüz Android uygulamamız yeni yayına girdi. Çok yakında App store’dan iPhone’lara da uygulamamız indirilir hale gelecek.Bitayka’da sipariş vermek çok basit. Müşterilerimiz ürünlerin fotoğraflarına, barkodlarına, ürün bilgilerine evinin rahatlığında kolayca ulaşıyor vesipariş veriliyor. Şu anda Okmar’ın 3 şubesi, Devpa, Alsancak`ta Kayıkhane ve Bakkal Market 2 şubesiyle ve Girne’de Astam market sistemimizde devrede. 1 aya kadar da Mağusa ve Güzelyurt bölgelerine geçmeyi planlıyoruz. Ada çapında alışverişin alışkanlıklarını dönüştürmeyi planlıyoruz. Halkımız pandemi döneminde de gösterdi ki; değişimlere hızla adapte olmaya yatkın bir halktır. Girişimcilerimize önerim, cesaretle toplumsal sorunların üzerine gitsinler. Şikayeti, dedikoduyu bırakıp yeteneklerine odaklansınlar. Dünya artık avuçlarının içinde. Kendilerine inansınlar ve yürüsünler. ’

‘’Start-Up (Filiz girişim) ekosisteminin oluşturulması gerekmektedir’’

Soru: Pandemi sürecini değerlendirir misiniz? Diğer ülke ekonomilerine nazaran neden fazla etkilendik? ‘’Biz burada yıllarca taşıma su ile değirmen döndürdük. Ülkemizde, ihracat ve ithalat dengesizliğine bakıldığında aslında iflas etmiş bir ülkeden bahsediyoruz. Türkiye tarafından cari açığı finanse edilen, kendi gelirlerini ve giderlerini karşılayamayan bir ülkeden bahsediyoruz. Pandemi süreci, hep yüzleşmekten kaçtığımız bu çıplak gerçekle bizi yüzyüze bıraktı. Devletin, en üst düzeyindeki Cumhurbaşkanı, Başbakanı ve Milletvekillerinin maaşlarından kesinti yapılarak bütçeyi toparlamaya çalışmalarına tanıklık ettik. Çoğu zaman kamuoyunda dile getirilen ‘’fedakarlıklar yapılsın, kamu reformu gibi yapısal reformlar yapılsın, toplumsal seferberlik ilan edilsin’’ gibi söylemlere rağmen hiçbir zaman bu yönde siyasi irade gösterilemedi. Çünkü ülkemizde, kamuya dayalı bir yapı oluştu. Özel sektör düşmanı, özel sektöre öcü gibi bakan ve ‘’kapağı devlete atalım da, maaş gelsin de bakarız’’söylemiyle özdeşleşen artık sürdürülemez olduğu açık hazırcı, girişimcilik ve girişimci karşıtı bir hantal yapı ve memuriyet kültürü egemen kılındı. Özel sektörün desteklenmediği, girişimcinin önüne sürekli engeller çıkarılan yatırımcı karşıtı bir bürokratik yapıyla karşı karşıyayız. Pandemi sürecinde yerli üretimin ne kadar hayati olduğu, uluslararası tedarik zincirlerinin zarar görmesiyle birlikte, yerli üreticinin ne kadar

önemli ve değerli olduğu gerçeği ortaya çıktı. Bir yerli üretici olarak bunu ben de memnuniyetle söylemek istiyorum ki; halkımla gurur duyuyorum. Ayakta kalabildiysek, birçok işletme kepenk kapatırken, halkın ürünlerimizin kalitesine olan güveni ve sevgisi, toplumsal çıkarı önemseyen duruşumuzu takdir etmesi sayesinde ayakta kalabildik. Halkımızın bu güveni sorumluluklarımızı arttırıyor. İnsanlarımızın, kaliteli yerli üretim yapan insanlara fazlasıyla sempati duyduğunu pandemi döneminde bizzat deneyimledim. Özetle, memuriyete dayalı yapının sürdürülemez olduğu aşikardır. Parlak fikirleri olan girişimcilerin ve özel sektörün önünün açılması, kamunun özel sektör dostu bir yapıya dönüştürülmesi ülkemizin bekası açısından son derece önemlidir. Bu bozuk yapıyı hep beraber, tüm toplumsal paydaşlar, siyasi örgüler olarak bu sistemi nasıl değiştirebiliriz, girişimciler ve gelecek nesiller için ‘’nasıl faydalı olabiliriz?’’, kooperatifleşmeyi tekrardan nasıl gündeme getirebiliriz noktasında kafa kafaya vermemiz gerekiyor. Artık deniz bitti! Öte yandan, pandemiyle beraber sağlık alt yapımızın ne kadar yetersiz olduğuna tanıklık ettik. Dünyada Covid-19’dan kurtulan ilk 5 ülkeden birisiyiz fakat biz bunu anlatamadık, dünyaya pazarlayamadık. Cumhurbaşkanlığı seçimleri sürecinde olduğumuzdan dolayı hiçbir adım


EylĂźl 2020

Mesarya Gazetesi

9


Eylül 2020

Mesarya Gazetesi

10

Belediyeler Birliğinin 7. Yürütme Kurulu toplantısı yapıldı Kıbrıs Türk Belediyeler Birliğinin 7. Yürütme Kurulu toplantısı Gazimağusa Belediyesi’nde gerçekleştirildi. Kıbrıs Türk Belediyeler Birliği Yürütme Kurulu, Gazimağusa İskele Yeniboğaziçi İmar Planı, Bakanlar Kuruluna gönderilen Belediyeler (Değişiklik) Yasa Tasarısı, genel kurul tarihinin belirlenmesi,AB tarafından yapılan Kovid-19 ile ilgili katkının belediyelere dağıtımı, arıtma tesislerine destek, AB başvurularının değerlendirilmesi, belediyelerin 2015 yılı öncesi Sosyal Sigortalar borçları gündemiyle toplandı. Gazimağusa Belediye Başkanı İsmail Arter toplantı öncesi yaptığı açıklamada, yerel yönetimlerin önemli görevleri olduğunun her gün yaşanarak görüldüğünü belirtti. Kıbrıs Türk Belediyeler Birliğinin çalışmalarını bütünsellik içerisinde devam ettirmesinin önemine değinen Arter, Kovid -19 ile ilgili uyarıda da bulundu. Arter, “Kovid bitmedi , tehlike her an kapının ardında.” dedi. Yerel yönetimlerin çalışmalarında yasal mevzuatta yetki karmaşası olduğunu söyleyen Arter, toplantıda Bakanlar Kuruluna gönderilen yasa tasarısının da ele alınacağını söyledi. Toplantıda su sıkıntısının da gündeme geleceğini söyleyen Arter, imar planındaki eksikliklerden dolayı zemin boşluğu yaşandığının da altını çizdi. Kıbrıs Türk Belediyeler Birliği Başkanı Mahmut Özçınar, toplantının gündemiyle ilgili açıklamalar yaptı. Özçınar, toplantıda üretilecek kararların yerel yönetimlerin daha kaliteli hizmet vermesi ve halkın refahını artırılmasına katkı sağlayacağını ifade etti. Özçınar, Kovid-19’un yerel yönetimlerin ve gerçekleştirdiği hizmetlerin

önemini bir kez daha ortaya koyduğunu vurguladı. Özçınar, Bakanlar Kuruluna gönderilen Belediyeler (Değişiklik) Yasa Tasarısına da değinerek, söz konusu tasarısının görüşülmesinde Komite aşamasında siyasi temsilin sağlanmasının önemine dikkat çekti. Özçınar, yerel yönetimlerde, 2015 öncesi Sosyal Sigortalar prim borçlarının taksitlendirilmesi konusunda sıkıntılar yaşandığını belirterek, bu konuyu da ele alacaklarını söyledi. (MHA)

Kültür mirasımız gelecek nesillere taşınıyor Osmanlı Konağı özelde ülkeye, genelde de ülkeye gelen turistlere ev sahipliği yapacak… Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, Değirmenlik Belediye Başkanı Ali Karavezirler’i ziyaret etti. Daha önce Halk Kütüphanesi olarak kullanılan ve uzun yıllardır atıl durumda bulunan, Değirmenlik Saray Mahallesi’ndeki Osmanlı Konağı, Değirmenlik Belediyesi Başkanı Ali Karavezirler ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay arasında imzalanan protokol ile bölgede bulunan Köy Kadın Kurslarına sergi ve halkın satışını yapacağı bir merkez olacak. KARAVEZİRLER: “AMACIMIZ TARİHİMİZİ KÜLTÜRÜMÜZÜ YANSITMAK” Değirmenlik Belediye Başkanı Ali Karavezirler yaptığı açıklamada; yerinde yapılan inceleme sonucu, 10 yıllığına Değirmenlik Belediyesi’ne verilen Osmanlı Konağı’nın, Değirmenlik Belediyesi meclisinin alacağı karar ile ihaleye çıkılıp, tarihimizi ve kültürümüzü yansıtmak adına, köy kadın kurslarıyla yeniden hayat bulacağını söyledi. Özelde Değirmenlik Belediyesi, genelde de ülke adına hayırlı bir adım atıldığını belirten Karavezirler, “Bizler göreve geldiğimiz günden bugüne kadar bölgedeki sosyal faaliyetleri sürdürecek, sosyal ve ekonomik alanda bölge halkının, bölge kadınların ev ekonomisine katkı sağlayacak bir merkez yaratmak düşüncesindeyiz. Osmanlı Konağı da bölgede bunun bir parçası olacak” dedi. “OSMANLI KONAĞI TURİSTLERE EV SAHİPLİĞİ YAPACAK”

Osmanlı Konağı’nın, köy kadın kurslarında yapılan el emeği göz nuru ürünleri sergilemek ve satışının olacağı bir merkez olacağını kaydeden Başkan Ali Karavezirler ayrıca konağın, özelde ülkeye, genelde de ülkeye gelen turistlere ev sahipliği yapacağını, kültürümüzü yansıtacağını vurguladı. Karavezirler Osmanlı Konağı’nda arzulananın; imalatın da yapıldığı bir merkez ile, eskiden dokumanın nasıl yapıldığını gösteren bir tezgâhın kurulması olduğunu kaydetti. Osmanlı Konağı’nı bölgeye gelen turistlerin çekim noktası, odak noktası yapabilmek adına başta Belediye Başkanı, meclis üyeleri, muhtarlar ve bölge halkı ile birlikte çalışmaları başlatacaklarının altını çizen Karavezirler, bundan dolayı Dışişleri Bakanı, Başbakan Yardımcısı Kudret Özersay ile Eski Eserler Dairesi Müdürü ve çalışanlarına da bölge halkı adına teşekkür etti. ÖZERSAY: “İMZALANAN PROTOKOL ÖRNEK BİR MODEL OLACAK” Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay ise açıklamasında, Değirmenlik Belediyesi ile imzalanan protokolün örnek bir model oluşturacağını belirtti. Özersay, merkezi hükümetin her yere yetmeyeceğini söylerken, bir örnek teşkil edilecek bu anlaşmanın model olacağının altını çizdi. Kudret Özersay ayrıca, çocukluğunun geçtiği, bisiklet sürüp pirilli oynadığı anılarla dolu bir yerde, özellikle kendisinin bakan olduğu bir dönemde, Osmanlı Konağı’nın Değirmenlik Belediyesi’ne devrinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Özersay ayrıca Eski Eserler Dairesi ile Değirmenlik Belediyesi’ne teşekkür etti.


Mesarya Gazetesi

Eylül 2020

Fazıl Say, Alman Klasik Müzik Ödülleri’ne iki dalda aday Piyanist ve besteci Fazıl Say, iki yılda tamamlayarak bu yıl müzikseverlerin beğenisine sunduğu Beethoven’in 32 sonatının tamamını kaydettiği albümüyle, Alman Klasik Müzik Ödülleri’ne “Yılın Enstrümantal Kaydı” dalında aday seçildi. Dünyaca ünlü sanatçıların, şeflerin ve klasik müzik eserlerinin 25 kategoride aday gösterildiği Almanya’nın prestijli ödül listesinde Say, “Yılın Enstrümantal Sanatçısı” adayı olarak da yer aldı. Kazananlar sonbaharda ilan edilecek, ödüller de 18 Ekim 2020’de Berlin’de takdim edilecek. “DÜNYAYA KENDİ ADIMA BİR ARMAĞAN BIRAKMAK İSTEDİM” Ödüle aday gösterildiğini sosyal medya hesabından duyuran Fazıl Say, duygularını şöyle ifade etti: “Duygulandım ve gururlandım. Şimdi öğreniyorum ki klasik müzik dünyasının en değerli ödüllerinden birine iki dalda aday seçilmişim. Sonuçlar ekim ayında belli olacakmış. Beethoven Sonatlar ile hem yılın enstrümental kaydı hem de yılın enstrümental sanatçısı dallarında...Çok mutlu oldum. Diğer adayların hepsini sosyal medyada gördüm. Benim çok değer verdiğim saygın sanatçılar, müzik dünyasının üstatları var. Hepsinin emeklerine şükranımız sonsuzdur. Sonuçta yıllarca büyük emek verdim Beethoven’e. Bu dev kayıt projesi ile kendi adıma çok müzik öğrendim ve ilerledim diye düşünüyorum. Dünyaya kendi adıma bir armağan bırakmak istedim. Bunun için de bir müzisyen olarak samimi söylüyorum, elimden gelen her şeyi verdim. Gösterilen bu ilgi, beni çok mutlu etti.”

11

Ferhat Atik’in “Göç Psikolojisi Belgeseli”ne İsrail’den büyük ödül

Yazar ve yönetmen Ferhat Atik’in son belgeseli Göç Psikolojisi, İsrail’in prestijli festivalinde aldığı ödülle, KKTC’ye 8’inci kez birincilik ödülünü kazandırdı. Göç ve göçmen sorunları konusunda aydınlatıcı ve bilimsel bilgiler içeren “Göç Psikolojisi Belgeseli”, İsrail’in en prestijli festivalinde, dünyanın dev belgeselcilerini geride bırakarak birincilik elde etti ve ülkemize büyük bir gurur daha yaşattı. Son iki ayda yayınladığı İbn-i Arabi ve Şems-i Tebrizi kitapları Türkiye, Azerbaycan ve Avrupa’da olduğu gibi ülkemizde de peşkeşe tükenen ve 2 ayda toplam 12 baskı yapan yazar Ferhat Atik’in yönetmenliğini üstlendiği ve ana konuşmacılığını politik psikoloji dehası kabul edilen Prof. Dr. Vamık C. Volkan’ın yaptığı Göç Psikolojisi Belgeseli’ne katkı koyan önemli isimler var. Belgeselde, kurgu ve sanat yönetmenliği Hindistan’dan Hanan Yasir’e, uygulayıcı yapımcılık Bengladeş’ten Shakil Efti’ye, seslendirme İngiltere’den Linda Berkeley’e ve müzikler Norveç’ten Bonn Fields’e ait. “ÜLKEMİZDEN BİR FİLMİN ORALARDA

OLMASI DAHİ YETERLİ MUTLULUK OLDU” Ferhat Atik, ödülün açıklanmasının ardından duyduğu onur ve mutluluğu şu sözlerle ifade etti: “Her zaman olduğu gibi bu ödülü de, üretmeme kaynak olan ve dünya çapında başarıya inanarak destek olan herkese ve elbette kalben birlikte sevindiğimiz sizlere armağan ediyorum. İsrail’de uluslararası ve İsrail’in ulusal ölçekteki bir çok önemli isimle yarıştık ve bu büyük ödülü elde ettik. İnanın, ülkemizden bir filmin oralarda olması dahi yeterli mutluluk oldu.”

8 BİRİNCİLİK, 8 FİNALİSTLİK VE 7 KEZ DE SEÇKİ LİSTESİNE GİRME ONURU ‘Göç Psikolojisi Belgeseli’nin, İsrail’deki ödülle birlikte 8 birincilik, 8 finalistlik ve 7 kez de seçki listesine girme onuru yaşattığını söyleyen Yazar, her festivalin ayrı bir heyecan olduğunu dile getirdi. SIRADAKİ HEDEF PARİS… Ferhat Atik, şimdi de Paris’te düzenlenen festivalden gelecek sonuçları beklediğini belirterek, “Paris’i beklemek de oldukça heyecanlı. Oscar ödüllü oyunculardan oluşan bir jürinin önünde ve şu anda ilk 10 içerisindeyiz. Sonuçlar, Ağustos ayının ilk haftası açıklanıyor” diye konuştu. İngilizce çekilen ve Türkçe yanında 3 ayrı dille yayınlanan Göç Psikolojisi Belgeseli, dünyanın her bölgesinde yaşanmakta olan ve yaşanmaya devam etmesi kaçınılmaz görünen, göç alan ve göç veren ülkelerdeki psikolojik durumu çift yönlü olarak anlatması ile gösterildiği her ülkede büyük bir etki yaratıyor.

Karavezirler: “Gelin el ele, hep birlikte bölgemizi temiz tutalım” Değirmenlik Belediyesi, belediye sınırları içerisinde bulunan tüm köylerde sürdürmüş olduğu temizlik çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Son aylarda ülkemizi ve tüm dünyayı etkisi altına alan “Covid 19” salgını ile temizlik çalışmalarına ağırlık veren Değirmenlik Belediyesi, Aralık 2019’dan başlanan ve bugüne kadar 4’üncü kez yapılan temizlik seferberliğini gerçekleştirdi. Değirmenlik Belediye Başkanı Ali Karavezirler, bu süre içerisinde tüm köy içlerinin, cami ve mezarlıkların, ana caddelerin temizlendiğini kaydederken, Yonca Kavşağı-Ercan Çemberi arası refüjü ile Çukurova Kavşağı’ndan Kirli Sanayi girişine kadar bütün refüjlerin, tüm köylerimize giden yolların banket

kenarlarının da temizlendiğini belirtti. Karavezirler ayrıca, Ercan Havaalanı’nın iç ve dış temizliğinin, Sivil Havacılık, Gümrük ve İtfaiye’nin de belediye temizlik ekiplerince yapıldığını ifade etti. Değirmenlik Belediyesi olarak, beldenin daha çağdaş, temiz ve düzenli bir yapıya sahip olabilmesi adına gerekli tüm çalışmaların bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da süreceğinin altını çizen Başkan Ali Karavezirler, hummalı çalışmalarından dolayı tüm temizlik ekiplerine de teşekkür etti. Belde halkına da çağrıda bulunan Başkan Ali Karavezirler, “Gelin el ele, hep birlikte bölgemizi temiz tutalım” dedi.


Eylül 2020

Mesarya Gazetesi

12

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Boks Federasyonu Milli boksör Metin Turunç, Mesarya Dergisi’ne konuşarak, ülkemizdeki boks sporunun bilinmeyen yönlerini anlattı.

‘’Kıbrıs’ta bölge kemerinin tek sahibiyim’’

Demir Yumruk’ sıfatıyla ülkemizin bayrağını birçok ülkede dalgalandıran Metin Turunç, ‘’Tüm amacım, Kuzey Kıbrıs’ın tüm dünyada var olduğunu göstermektir’’ dedi.

‘’6-7 yıldır İngiliz Boksu yapıyorum’’ Soru: Kendinizi tanıtır mısınız? ‘’1981 yılında Hatay’da doğdum. 2000 yılında Kıbrıs’a geldim ve burada evlendim. 20 yıldır Gönyeli’de yaşıyorum. Türkiye’de 7 yıl Kick Boks yaptım. Kıbrıs’a geldikten sonra burada Kick Boks olmadığı için 2 seneye yakın Muay Thai (Tayland’da ortaya çıkan ve özgün adı Muaythai olan dövüş sporudur). Daha sonra Fitness yapmaya başladım. Son 6-7 yıldır da İngiliz Boksu yapıyorum.’’

‘’Mutluyum, gururluyum’’ Soru: Spora nasıl başladınız? ‘’Küçük yaştan itibaren spor yapıyorum ve sporu, sporcuyu ve spor yapan insanları seviyorum. Şahsım adına spor yapmadığım zaman kendimi mutsuz, huzursuz ve kötü hissediyorum. Sporun sadece boks kısmıyla değil; diğer birçok branşında da bulundum. Şu an profesyonel boksörüm. Hizmet verdiğimiz Met Fight Academy Spor Salonumuzda, gençlerimize örnek olmak, uyuşturucu, içki gibi kötü alışkanlıklar edinmemeleri için mücadele ediyoruz, hizmet veriyoruz. Yurtdışında kazandığım başarılarımdan dolayı birçok gencimiz Boks sporuna merak uyandırdım. Bunu sağladığım için de mutluyum, gururluyum. Onlara bir nevi örnek teşkil ediyorum. Gençler için elimden geleni ardıma koymuyor ve onların spor yapmaları, doğru yolda yürümeleri için mücadele ediyorum. Salonumuzu da para kazanmak için açmadık. Parası olan veya olmayan herkes salonumuza geliyor. Kapımız spor severlere açık.’’

‘’Kıbrıs’ta bölge kemerinin tek sahibiyim’’ Soru: Elde ettiğiniz başarılarınızdan bahseder misiniz? ‘’Türkiye’de, Türkiye Şampiyonalarına Türkiye Cumhuriyeti kimliğim ile katıldım, ama Kıbrıs bayrağını dalgalandırdım. Çünkü ben Kıbrıs sevdalısı, adayı seven birisiyim. Türkiye’nin en dövüşken boksörü seçildim. Türkiye şampiyonalarında derecelere girdim. İngiltere’de profesyonel anlamda müsabakalara katıldım. En son da İngiltere’den ‘’Bölge Kemeri’’ aldım ve Kıbrıs’ta bölge kemerinin tek sahibiyim. 7-8 ayrı şehirde dövüştüm ve oralarda başarılar elde ettiğimden dolayı bu kemerin sahibi oldum. Öte yandan 46 ayrı ülkenin olduğu BIBA’da (British Irish Boxing Authority) İnsan hayatı boyunca her bulunan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuzaman hata yapar, o hatalarından riyeti’nin temsilcisiyim. Galibiyet, şampiyonluklar elde ettiğim zaders çıkararak yoluna bakması man bayrağımızı gururla dalgalangerekmektedir. Bu yüzden, bizler dırıyorum.’’

gençlerimize ön ayak olmak istiyoruz. Her zaman sıkı bir şekilde çalışıyorum.

METİN TURUNÇ

KKTC BOKS FEDERASYONU MİLLİ BOKSÖRÜ

‘’Gençlerimize ön ayak olmak istiyoruz’’

Soru: Bir Boks müsabakasına nasıl hazırlanıyorsunuz? ‘’Maç tarihi belli ise, 3 ay öncesinden antrenmanlara başlıyoruz. Önümüzdeki aylarda da İngiltere, Malta, İspanya’da maçlarımız var, fakat pandemiden dolayı gidemiyoruz. Önümüzdeki aylarda antrenörümüz ile birçok ülkede müsabakalara profesyonel olarak ka-


Mesarya Gazetesi

Eylül 2020

tılacağız ve birçok TV kanalında da yayınlayacağız. Bayrağımızı her yerde dalgalandıracağız. İnsan hayatı boyunca her zaman hata yapar, o hatalarından ders çıkararak yoluna bakması gerekmektedir. Bu yüzden, bizler gençlerimize ön ayak olmak istiyoruz. Her zaman sıkı bir şekilde çalışıyorum. Örneğin Sabah Rus hocamız, öğlen İngiliz ve akşamları da Türk hocamızla çalışıyorum. Elimden geldiğince aldığım derslerin karşılığını veriyorum. Fakat antreman yapmadan, müsabakalarda canı acımadan, gittiği yolda arkadakilere ön ayak olmadan ‘’ben boksörüm’’ diyorlar. ‘’Bedel ödemeden olmaz!’’ Burnumdan ameliyat oldum ve günlerce acılar çektim ama her şeye rağmen antrenmanlarıma gidiyorum.’’

’’Tekniği ve deliliği harmanlayarak maçlara çıkıyorum’’ Soru: ‘Demir Yumruk’ lakabını nasıl kazandınız? ‘’İngiltere’de 4, İran’da 1 maça çıktım ve girdiğim bu maçların tamamında rakiplerimi 1 dakika 20 saniye ya da 1 dakika 15 saniye aralarında nakavt ettim. Bir maçta da rakibim beni gördükten sonra karşıma çıkmak istemedi ve teknik nakavt oldu. ‘’Tekniği ve deliliği’’ harmanlayarak maçlara çıkıyorum ve her zaman dediğim gibi; ‘’Ringe ölmek için çıkıyorum.’’ Ringe çıkmadan önce mutlaka diyorum ki; ‘’KKTC bayrağını dalgalandırmalıyım.’’ Çünkü vatanını, milletini seven ve milli gururları olan bir insanım.’’

‘’Devletten hiçbir destek almıyorum’’ ‘’Devletten hiçbir şekilde destek almıyorum. Sadece uçak biletlerimizi karşılıyorlar. Yurtdışında yeme, içme ve barınma gibi diğer tüm ihtiyaçlarımızı kendimiz karşılıyoruz. Tüm amacım, Kuzey Kıbrıs’ın tüm dünyada var olduğunu göstermek, kanıtlamaktır.’’

‘’KKTC Boks Federasyonu’na bağlıyım’’ Soru: Üyesi olduğunuz birlik var mıdır? ‘’KKTC Boks Federasyonu’na bağlıyım. Ülkemizde boks sporuyla uğraşan birçok arkadaşımız var ama maalesef devlet bünyesinde herhangi bir destek alamadıkları için sadece burada kalıyorlar. Diğer birçok spor branşına verilen desteklerin yarısı bile, boks federasyonuna maalesef verilmiyor. Bizler de elimizden geldiğince ülkemizin bayrağını farklı ülkelerde dalgalandırıyoruz. Gençlerimize iyi örnek olmaya çalışıyoruz. Bu bağlamda geçtiğimiz yıllarda Kıbrıs Vakıflar İdaresinden bir yer tahsis etmelerini ve Surlariçi`nde bulunan, kötü yola düşen gençlerimizi daha güzel gelecekleri olsun diye yanımızda spor yapmalarını istedim. Bu yüzden kendilerinden bir yer talebinde bulundum fakat talebimiz kabul edilmedi. Maalesef herkes cebini doldurmanın peşinde… Kimse geleceği düşünmüyor.’’

13


Eylül 2020

Mesarya Gazetesi

14

Vip Sport Clup Direktörü Hüseyin Şadırvan yapmış olduğu çalışmaları anlattı.

‘’Herkes verdiği çabanın karşılığı olan ekmeğini kazanıyor’’ ‘’Her gece eve gittiğim zaman iş yerimi kapatma kararı alıyordum ama sabah uyandığımda mücadeleme devam ediyordum’’ Soru: İş yerinizi açmaya nasıl karar verdiniz? ‘’Birçok işyerinde, farklı sektörlerde çalıştım ve bir gün işteki mutsuzluğumdan dolayı bir risk almaya karar verdim. Konforumdan ödün vererek, riske girdim ve adada yapılması gereken sektörleri araştırmaya başladım. Öncellikle ilk kadın spor salonunu açtım. Aslında büyük bir riske girmiştim. Çünkü adada olmayan bir girişimde bulunmuştum. Öte yandan Güzelyurt’lu birisi olarak Lefkoşa’da işyeri açmam da büyük bir riskti. Bölgedeki insanları tanımadığımdan dolayı fazlasıyla zorluk çektim. Çünkü, açtığım salona bir kadın portföyünün olması gerekirdi. Benim için çok zor bir süreçti. Her gece eve gittiğim zaman iş yerimi kapatma kararı alıyordum ama sabah uyandığımda mücadeleme devam ediyordum.’’

‘’2000 metrekarelik, tek katlı ve 2 otoparkı olan bir spor salonu’’ Soru: Vip Sport Club olarak ne gibi hizmetler veriyorsunuz? ‘’Vip Sport Club adanın en kapsamlı salonlarından birisidir. 2000 metrekarelik, tek katlı ve 2 otoparkı olan bir spor szalonu var. Crossfit bölümü, Boks bölümü ve bünyemizde bir de diyetisyenimiz vardır. Diyetisyenimiz yanında hızlı zayıflamak için Body Shape, İfra Shape, Broz Shape cihazlarımız mevcuttur. Adanın belki de en büyük stüdyosunda Kango, Pilates ve ayrı bir stüdyoda Spring ve Reformer Cadillac gibi grup ve bireysel çalışma sistemlerimiz vardır. Ayrıca Personal Trainer hizmetlerimiz de mevcuttur.’’

‘’Önemli olan devamlılık, azim, doğru aletlerle doğru çalışmaktır’’

HÜSEYİN ŞADIRVAN

VİP SPORT CLUP DİREKTÖRÜ 2000 metrekarelik alanı, 2 otoparkı ve Kuzey Kıbrıs’taki özel cihazlarıyla adanın en kapsamlı spor salonunda hizmet veren Vip Sport Club direktörlerinden Hüseyin Şadırvan Mesarya Gazetesi’ne konuk oldu. Şadırvan, çok zorlu süreçlerden geçerek bugünlere geldiğini, zorluklarla mücadele ederek pes etmediğine değindi.

‘’Adaya ilk kadın spor merkezini açtım’’ Sizi tanıyabilir miyiz? Bu işe nasıl başladınız? ‘’5 Mayıs 1986 yılında Güzelyurt’un Yayla köyünde doğdum. Orada büyüdüm. İlkokul, Ortaokul ve Lise eğitimimi Güzelyurt Bölge okullarında tamamladım. Üniversite eğitimimi ise Yakın Doğu Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık bölümünde tamamladım. Güzelyurt bölgesinde bulunan spor salonlarında spor yapıyordum. Ancak mesleki olarak bu işe girmem 2011 yılında başladı. Adaya ilk kadın spor merkezini, Türkiye’deki bir markanın distribütörü olarak açtım. Metropol yolunda 90 metrekarede açtığım sadece kadın spor merkezinde, uzun yıllar hizmet verdim.’’

Soru: Spora yeni başlayan birisine ne gibi önerilerde bulunursunuz? ‘’Öncellikle sporda devamlılığı öneriyoruz. Hızlı şekilde başlayıp, vazgeçen kişi sayısı çok fazla var. Buradaki en önemli nokta; devamlılıktır. Örneğin bir birey, yıllarca üzerine biriktirdiği kiloları 1-2 ayda vermeyi düşünüyor fakat bu sağlık açısından doğru değildir. Çünkü kişi o kiloları 1-2 ayda almadı ki; 1-2 ayda versin. Öte yandan kas yapmak isteyen arkadaşlarımız için de bu durum geçerlidir. Bu hususta önemli olan devamlılık, azim, doğru aletlerle doğru çalışmaktır. Bu bağlamda da bizler de hizmet veren tüm personellerimiz alanlarında uzmanlardır. Personellerimiz, birey için doğru aletin hangisi olduğu ve o aletten en doğru verimin nasıl alınacağı noktasında uzmanlaşmıştır. Bunun yanı sıra spor salonumuzda bulunan birçok aleti getiren firmanın bir dönem müdürlüğünü yaptım. Merkezimizde bulunan aletlerimizin tüm detaylarına, teknik kısımlarının bilgilerine sahibim. Salonumuzu kurduğumuz zaman alet seçiminde bunlara çok dikkat ettim. Bölgesel çalıştırdığımız teknik aletleri doğru şekilde seçtik.’’

‘’Doğada, kapalı spor merkezi de aynı anda kullanılmalıdır’’ Soru: Spor yapmak isteyen kişiler neden doğada yapmak yerine; sizleri tercih ediyor? ‘’Doğada, kapalı spor merkezi de aynı anda kullanmalıdır. Birey, sadece kapalı spor salonunu seçsin ya da sadece doğayı seçsin demek doğru değildir. İkisini de aynı anda seçmelidir. Doğa, enerji ve ruhen dinginlik verir, motivasyonunuzu arttırır ama kapalı spor salonundaki teknik aletlerin hiçbirini de doğada bulamazsınız. Doğanın size verdiğini, ka-


Mesarya Gazetesi

Eylül 2020

15

Ayrıca spor salonlarını artık vücut geliştirme mantığından çıkartıp, sağlık merkezlerine çevirmeyi amaç ediniyoruz.

palı spor salonu veremiyor. Spor severler her hafta doğa yürüyüşüne, yüzmeye, koşuya ya da bisiklet ile doğadan faydalanılmalıdır.’’

‘’Spor salonlarını artık vücut geliştirme mantığından çıkartıp, sağlık merkezlerine çevirmeyi amaç ediniyoruz’’ Soru: Dünyadaki Fitness ve Crossfit için verilen tavsiyeleri ve yeni teknikleri takip ediyor musunuz? ‘’Tabi ki de takip ediyoruz. Çünkü takip edilmediği zaman başarı oranınız sıfırlanır. Teknoloji ve dünyada ki spor merkezleri mutlak suretle takip edilmelidir. Ayrıca spor salonlarını artık vücut geliştirme mantığından çıkartıp, sağlık merkezlerine çevirmeyi amaç ediniyoruz. İnsanlara bu şekilde empoze etmeye çalışıyoruz. Spor salonları elbette vücut geliştirmeyi de içinde barındırıyor ama her şeyden önce sağlık merkezidir. Bizler salonumuzda, yüzlerce kişiye aynı zamanda sağlıklı olmaları için de bir hizmet sağlıyoruz. Bunun dışında Fizyoterapistlerimiz ile Reformer Cadillac tekniklerini uyguluyoruz. Bu cihazlar, tamamıyla Fizyoterapistlerin kullandıkları özel cihazlardır. Yeri geldiğinde bu cihazlar, bedensel olarak sorunları olan kişilerin tedavi etme sürecinde de kullanılır. Kadromuzda Diyetisyen ve Fizyoterapistlerimiz ile tüm hizmetleri sunuyoruz.’’

nını alamadığından dolayı bu şekilde protein takviyelerini alır. Daha kısa yöntem olduğundan da dolayı bu ihtiyacı bu şekilde giderilir. Birçok kişi bunun doğal olmadığını düşünse de; ben bunun doğal olduğunu ve amaca yönelik olduğunu düşünüyorum. Spora kaç yaşında başlanılması ve takviyelerin kaç yaşında kullanılması noktasına gelirsek eğer, spor merkezinin içinde ki aktivitelere bağlıdır. Örneğin biz önümüzdeki süreçte 6-12 yaş arasında jimnastik tarzında yeni bir dans bölümünü hizmete sunacağız. Öte yandan yine spor merkezimizde 3 yaşında bile sporcularımız vardır. Biz sağlıklı yaşamayı, spor kültürünü küçük yaştan itibaren sahip olmalarını sağlıyoruz. Takviyelerin kullanılma yaşı ise, bireyin kendi iradesiyle ve kararlarını verebilecek yaş olan 18 yaş ve üzerinde olmalıdır. Elbette bu hususta Diyetisyenlerimize danışılarak karar verilmelidir.’’

‘’Günde iki defa da spor yapabilir’’ Soru: Sağlıklı bir birey günde kaç saat spor yapmalıdır? ‘’Bir antrenmanın sürmesi gereken maksimum süre 1,5 saattir. Bunun yanı sıra, bazı üyelerimiz sabah gelip Cardio, akşam da normal antrenmanını yapıyor. Birey, aradaki zaman zarfını iyi oranda dinliyor ve doğru besleniyorsa eğer günde iki defa da spor yapabilir.’’

‘’Doğal ve amaca yönelik olduğunu düşünüyorum’’

‘’Herkes verdiği çabanın karşılığı olan ekmeğini kazanıyor’’

Soru: Vücut geliştirmek için kullanılan protein takviyelerin kullanılması doğru mudur? Kişi bu takviyeleri kaç yaşından itibaren kullanmalıdır? ‘’Bebeklere konserve mamalar su ile karıştırılıyor ve süt olup veriliyor. Protein tozları da aynı şekildedir. Tıpkı bebeğin ihtiyaç duyduğu proteini, bireyde bu şekilde karşılar. Spor yapan kişiler yiyemediği besini, yaptığı antrenmana göre hesaplanan karbonat, yağ ve protein ora-

Soru: Ülkede birçok spor salonu var. Spor Salonları neye göre tercih edilmelidir? VİP SPORT CLUB’ünü diğer spor salonlarından ayıran nedir? ‘’Herkes verdiği çabanın karşılığı olan ekmeğini kazanıyor. Vip Sport Club olarak bu sektöre önemli yatırım yapan, binanın özellikleri, merkezin özellikleri, merkezi dolduran aletlerin kalitesi ve o merkezdeki uzmanlarımızın kalitesiyle diğer salonlardan ayrılıyoruz.’’


Eylül 2020

Mesarya Gazetesi

16

İskele Türk Maarif Koleji binasının temeli atıldı Sadıkoğlu: “Kolej binasını iskele’ye kazandırmak için çok mücadele verdik” İskele, eksiklerini bir bir gideriyor, tam anlamıyla bir ilçe olması için verilen mücadele sonuç veriyor. Bu kez eğitim alanında yüzler güldü ve yıllardır özlemi duyulan kolej binasının temelleri atıldı. Bugüne kadar İskele Bekirpaşa Lisesi içerisinde ortaokul ve lise çatısı altında eğitim alan kolej öğrencileri, bundan böyle kendileri için yapılacak binada eğitim hayatına devam edecek. Vakıflar İdaresi’nin katkılarıyla yapımına başlanan ve bugün (10 Ağustos) düzenlenen törenle temeli atılan 8 milyon TL’ye mal olan ve 9 sınıflıktan oluşacak, İskele Türk Maarif Koleji binasının 2021 yılı Şubat ayında tamamlanarak eğitime burada devam edilmesi hedefleniyor.

Sanıyorum, Vakıflar İdaresi olarak sadece eğitime değil sağlığımıza, fakir fukaramıza, yurdun her tarafında hizmete devam ediyoruz. Eğitim kökenli olarak ben de çok mutluyum. Biz Vakıflar İdaresi olarak sadece okulda değil sağlık alanında da yatırımlarımız var. Girne’mize hastane kazandırıyoruz. Görünmeyen birçok hizmetlerimiz var, yardımlarımız var. Bu yolda hizmete devam edeceğiz. Bu okulda yetişecek öğrencilerimizin, çağdaş donanımların yanında milli ve manevi değerlerine bağlı, vatan bayrak sevinciyle donatılmış öğrencilerin yetişmesini diliyorum.” Sadıkoğlu: “Hem geleceği bir katkı hem de iskele’ye bir değer…” Kolej binasını İskele kazandırmak için göreve geldiği ilk günden bu yana Meclis Üyeleri ile birlikte büyük bir çaba sarf eden İskele Belediye Başkanı Hasan Sadıkoğlu da temel atma töreninde konuştu. Heyecanlı ve sevinçli olduklarını söyleyen Başkan Sadıkoğlu, yıllardır hayalini kurduklarını, gerçekleşmesi için hep birlikte el birliği, güç birliği yaptıkları İskele Türk Maarif Koleji’nin temelinin atılıyor olmasından duyduğu mutluluğu dile getirdi. Başkan Sadıkoğlu konuşmasının devamında şunlara yer verdi: “Bu bina sayesinde hem çocuklarımızın eğitimindeki geleceğine bir katkı sağlayacağız hem de iskelemize bir değer daha katmış olacağız. hiç şüphesiz ki hepimizin hayatındaki en büyük değerlerimiz, çocuklarımızdır. En büyük kaygımız ise onların geleceğidir. İnsanoğlu yaşamı boyunca her gün yeni bir şeyler öğrense de biliyoruz ki eğitimin temeli okullarımızda verilir.”

İskele Türk Maarif koleji binasının temeli atıldı İskele’nin tam anlamıyla ilçe olması için verilen mücadelede bir kez daha yüzler güldü. Eksiklerin bir bir giderildiği İskele’de, eksikler arasında bulunan kolej binası için adımlar atıldı. İlçe olmasına rağmen bir kolej binası bulunmayan İskele’nin bir hayali daha gerçek oldu. İskele Belediyesi, Bekirpaşa Lisesi ve Okul Aile Birliği’nin girişimleri neticesinde Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Nazım Çavuşoğlu ile yapılan görüşmelerin olumlu sonuç vermesinin ardından ilk adımlar bugün (10 Ağustos) atıldı. Bekirpaşa Lisesi içerisinde yıllardır eğitim veren Kolej, bundan böyle bugün temelleri atılan kendi binasında, İskele Türk Maarif Koleji adı altında yeni binasında eğitim verecek. Bugün temeli atılan İskele Türk Maarif Koleji Binasının proje çizimleri ve bu çizimlerim ücreti İskele Belediyesi tarafından karşılandı. 21 Nisan 2018 tarihli İskele Belediye Meclisi toplantısında oybirliği ile alınan karar doğrultusunda söz konusu binanın Mimari ve Stratejik Proje çizimi, alanında uzman mimarlar tarafından tamamlanarak Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı’na hibe edilmişti.

Sadıkoğlu: “Kolej binasını iskele’ye kazandırmak için çok mücadele verdik” Konuşmasında 2010 ve 2018 yıllarından hatırlatmalar yaparak devam eden Başkan Sadıkoğlu, İskele’de Kolej eğitiminin verilmeye başlandığı 2010 yılında ve bugün kolej binasının temelleri atılırken de Milli Eğitim ve Kültür Bakanı’nın Nazım Çavuşoğlu olduğuna dikkat çekti ve yaptığı katkılardan dolayı İskele halkı adına teşekkür etti. İskele Belediye Başkanı Hasan Sadıkoğlu, 2010’dan günümüze kadar olan süreçte yaşanılanları ise şöyle özetledi: “2011’de Bekirpaşa Lisesi’nde kolej eğitimi verilmeye başlandı. Ancak Bekirpaşa Lisesi içerisinde hem ortaokul hem de lise olduğu için öğretmenlerimiz, yaşanan sınıf eksikliğinden dolayı, yıllarca sorun yaşadılar. Bu süreç içerisinde kolej binasını İskelemize kazandırmak için okul müdürümüz, öğretmenlerimiz, okul aile birliğimiz ve tabii ki İskele Belediyesi olarak bizler, birçok mücadeleler verdik. Belediye olarak, mutlu sona doğru giden sürece, kolej binamızın projesini çizdirerek katkı koyduk. Bu konu meclis gündemimize geldiği 2018 yılında ise tüm meclis üyelerimiz oy birliği ile proje çizimine onay vermiştir. Bu vesileyle tüm meclis üyelerime teşekkür ederim.”

Gökmen: ‘’Mutluyuz, hizmete devam edeceğiz” İskele Türk Maarif Koleji Binasının yapımını üstelenen Kıbrıs Vakıflar İdaresi Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Gökmen de bir konuşma yaptı. Önemli bir gün yaşıyoruz diyen Gökmen, konuşmasının devamında şunlara yer verdi: “Eğitim bir ülkenin geleceğidir. Yaradan Kuran-ı Kerim’in de ilk emri okudur. Bunun yeri de okuldur. Bana güvenip, beni Vakıflar İdaresi’ne atayan Başbakandı. Göreve geldikten sonra da beni ilk arayan Başbakandı. Ardından arayan isim ise Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu’ydu. Bana İskele’ye kolej binasının yapılmasını istediğini söyledi. Ben de bu konuyu Başbakana arz ettim, bizi cesaretlendirdi. Yönetim Kurulu üyeleri de heyecanla zevkle kolej binasının yapılması kararını almış olduk.

Sadıkoğlu, katkı koyanlara teşekkür etti Başkan Sadıkoğlu konuşmasının sonunda ise İskele Türk Maarif Koleji’nin İskele halkına hayırlı olmasını diledi ve kolej binasının yapımını karşılayan Vakıflar İdaresi başta olmak üzere maddi manevi katkı koyan herkese teşekkür etti: “Projemizin finansmanı, İskele Belediyesi’nin de her zaman yanında olan, ihtiyacı olan her bireyin, her kurumun her zamanda destekleyen, Kıbrıs Vakıflar İdaresi’ne, Genel Müdür, çok saygı değer Prof. Dr. İbrahim Benter’e, Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Gökmen’e, bu yolda birlikte yürüdüğümüz Bekirpaşa Lisesi Müdürüne, öğretmenlerine, öğrencilerine, okul aile birliğimize ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.”


Mesarya Gazetesi

Eylül 2020

17

KTKOD’nun “Klasik Otomobil Hazine Avcılığı-Lefgoşa’nın Hazineleri” etkinliğine 57 klasik araç katıldı. “En İyi Korsan” Fahriye / Sultan Köroğlu – Ayşe Deveci ekibi oldu

Klasikler Başkent’te hazine aradı

Klasikler, tarihi yerleri keşfetti Kıbrıs Türk Klasik Otomobil Derneği (KTKOD), “Klasik Otomobil Hazine Avcılığı” faaliyetini gerçekleştirdi. Yılın üçüncü organizasyonu olan etkinlik, “Lefgoşa’nın Hazineleri” adıyla yapıldı. 57 klasik aracın katıldığı etkinlik, çok keyifli ve eğlenceli geçti. Lefkoşa Levent İlkokulu Otoparkında başlayan etkinlikte klasik severler,bulmaları istenen yedi farklı noktadan geçerek finişe ulaşmaya çalıştı Lefkoşa’nın tarihinde önemli yerleri ve mekanları bulmaya çalışan ekiplere Kıbrıs tarihi ve Kıbrıs şivesine ait kelimelerden oluşan 21 soru soruldu, gidecekleri bir sonraki tarihi noktayı bulmaları için yönlendirme yapıldı. Lefkoşa’yı gezen klasik severler yine geçtikleri yerlerden ilgiyle takip edildi.

“En İyi Korsan” Düello’da Belli Oldu. Yarışmada, iki ekip 21 sorunun 18’una doğru cevap vererek finalde düello’ya kalmayı başardılar. Fahriye Köroğlu – Sultan Köroğlu ve Ayşe Deveci’den oluşan ekip finalde Salih Öztunç – Seren Yorulmaz ekibine üstünlük sağlayarak “En İyi Korsan Ekip” ödülünü kazandılar. İkincilik ise 16 doğru cevapla Kemal – Mine Köroğlu Çiftinin oldu. 150 kişinin katıldığı etkinlik, gecenin son noktası olan Bigos Grill Restoranda sunulan gece yemeğinin ardından tamamlandı KTKOD Başkanı Burçin Aliusta da derneğe ve faaliyetlerine sahip çıkan üyeler ile klasik severlere teşekkür ederek beklenenin üzerinde katılım sağlanmasının kendisini mutlu ettiğini söyledi. 22 Ağustos’ta Yaz faaliyetlerinin sonuncusunu yaparak veda edeceklerini belirten Aliusta, “Biz, her faaliyette üyesi artan, büyüyen bir aileyiz” dedi.

Müziğin ötesinde bir şeyler...

kapalı olduğu ülkemize yaşanan açılımlar sonrası eğlence mekânları da sosyal hayatımızda alternatif olmaya kaldığı yerden devam ediyor. Ülkenin sevilen sanatçılarının sahne aldığı birçok mekân çok erkenden yerini doldurup geceye kendini hazırlıyor. Belli başlı bilinen programlar dışında karantina süreci sonrasında sahneye konan ve Alternative Future organizasyonu ile düzenlenen “Mor ve Ötesi Şarkıları” konseri ise büyük beğeni topladı. Ülkenin beğenilen sesleri Eril Cambaz, Emre Pehlivan, Nafiz Dölek, Yağmur Özerem, Ezgi Akgürgen, Orçun Benli, Hüseyin Kasap, Burçin Boran’ın ses verdiği şarkılara Serhan Candaş ve Tolga İsmail gitarda, Buğra Pekdoğan davulda, Barış Cambulat ise basgitarda eşlik etti. İlki geçtiğimiz ay Lefkoşa Narnia’da düzenlen muhteşem konserin ikincisi ise geçtiğimiz akşam Bar O Monte Venue’de yapıldı. Çok sevilen Mor ve Ötesi şarkılarını seslendiren ve uzun süredir sahne programı yapmayan sanatçılar büyük alkış aldı. Beklenen konserler arasına giren bu etkinlik özellikle sanatçıların sahne birlikteliği nedeniyle müziğin ötesinde bir şey yorumlarına neden oldu.

Uzun bir süre sokağa çıkılamayan, barların ve eğlence mekânlarının kapalı olduğu ülkemize yaşanan açılımlar sonrası eğlence mekânları da sosyal hayatımızda alternatif olmaya kaldığı yerden devam ediyor Uzun bir süre sokağa çıkılamayan, barların ve eğlence mekânlarının

BİR SONRAKİ KONSER 4 EYLÜL’DE BEDİS’TE Dinleyicilerin hem güzel müzik hem de eğlenebilecekleri atmosferin yaratıldığı konserlerin üçüncüsü ise 4 Eylül’de Mağusa Bedis’te yapılacak.

La Casa de Papel, final sezonu onayı aldı

La Casa de Papel 5. sezonuyla izleyiciye veda edecek. Dizi çekimlerine Danimarka’da başlanacak. Netflix, İspanyol dizisi La Casa de Papel’in beşinci ve final sezonu ona-

yı aldığını “Soygun sona eriyor” ifadeleriyle duyurdu. Duvar’ın aktardığına göre, çekimleri Danimarka’da başlayacak olan dizinin kadrosuna Miguel Ángel Silvestre ve Patrick Criado katıldı. Dizinin yaratıcısı Alex Pina, “Neredeyse bir yılı grubun nasıl parçalanacağını düşünerek geçirdik. Profesörü tekrar nasıl adapte edeceğimizi planladık. Birçok karakter için geri dönüşü olmayan durumlara girdik. Sonuç olarak La Casa de Papel’in finaline geldik. Satranç oyunundan savaş stratejisine geçiş yapıyoruz: saldırı ve çekişme” ifadelerini kullandı. Çekimleri Danimarka’da başlayıp daha sonra İspanya ve Portekiz’de devam edecek olan 5. sezonun, Covid-19 salgını nedeniyle bir değişiklik olmazsa, 2021 yılının sonbahar aylarında yayınlanması bekleniyor.


Eylül 2020

Mesarya Gazetesi

Köşe Yazısı

18

Sağlık

Psikolojik şiddet tüketiyor Özge SARICA Uzman Klinik Psikolog Kadın olmanın çeşitli kültürlerde dayatılan görevler ve sorumluluklar ile birlikte zorlukları da getirmektedir ve bu durum kadının psikolojik sağlamlığı üzerinde olumsuz etkileri bulunmaktadır. Psikolojik şiddetle baş etmede en önemli unsur kişinin kendini iyi tanıması. Kendini iyi tanıma, baş etme mekanizmasını güçlendiriyor. Kadınlar aile içerisindeki görevlerinin yanı sıra sosyal hayat ve iş hayatında birçok rolü bir arada üstlenmektedirler. Kadınlar psikolojik şiddete maruz kalabiliyor “Kadın” olmanın çeşitli kültürlerde dayatılan görevler ve sorumluluklar ile birlikte zorlukları da beraberinde getirmektedir. Kadın rolüne yüklenen ve sadece o rolde gerçekleştirilmesi beklenen ve dayatılan görevler kadınların psikolojik sağlamlılıklarına olumsuz etkilerde bulunabilmektedir. Hem ev hem iş yerinde aktif rol alması beklentisi oluşturulan kadınlar her iki ortamda da psikolojik şiddete maruz kalabilmektedir. Örneğin çalışan bir kadının ev işlerinin de sadece kendisinden beklenmesi durumunda kendisini yetersiz hissedebilir. Yemek yapmak, çamaşır yıkamak, çocuğu uyutmak gibi ortak görevlerin sadece kadından beklenmesi, çalışsın ya da çalışmasın kadına yapılan bir baskıdır. Veya işe alımlarda kadın personelin doğum yapma ve izin ihtimali, evleneceği zaman iş performansının düşeceği gibi olumsuz inançlar da işe alım süreçlerinde kadın adayların tercih edilmemesine yol açabilmektedir. Bir başka örnekte de yönetici pozisyonunda olan kadınlara yönelik önyargılar ile birlikte “sayılmama”, “değer görmeme” gibi örneklere maruz kalabilmektedir. Kendini tanıma, baş etme mekanizmasını güçlendiriyor Kişinin kendisine yöneltilen psikolojik şiddeti içselleştirmesi ve meyilli olması halinde bu durumun kişinin özsaygısını

ciddi ölçüde etkileyecektir. Öncelikli olarak kişinin psikolojik sağlamlılık ve özsaygısını güçlendirmesi gerekmektedir. Bu durumu içselleştirmemek ve baş etmek için öncelikle farkındalığının yüksek olması, şiddetin kaynağını iyi tanımlaması gerekmektedir. Kişinin kendisini tanıması ve düşüncelerinin duygularını ne denli yönettiğinin farkında olması başetme mekanizmasını güçlendirecektir. Dünyayı algılayış biçimimiz duygularımıza, duygularımız da davranışlarımıza yön verecektir. Bu nedenle öncelike kendimizi tanıyıp daha sonraki basamakta başkalarını tanımayı öğrenmemiz ve işlevsel olan yollar ile çözüme gitmemiz gerekmektedir. Tükenmişlik sendromuna dikkat! Kadınların toplumsal rolleri, üzerindeki görevlerin çokluğu nedeniyle kimi zaman tükenmişlik sendromu yaşayabilmektedir. Tükenmişlik sendromu kişinin ruhen ve bedenen kendisini yorgun çökkün bitkin hissetmesi olarak basitçe tariflenebilir. Kişinin çalışacak, eğlenecek ve günlük aktivitelerini bile yerine getirecek güç ve motivasyonu kendisinde bulmaması tükenmişliğin bir göstergesidir. Kimi zaman kişinin baş etme mekanizmalarının da zayıflaması ile birlikte stres ve öfke yönetiminde de güçlük yaşadığı söylenebilir.

Kişi zaman içerisinde işten uzaklaşmaya, geç gitmeye, odaklanmada güçlük yaşamaya, karar vermede zorlanmaya başlayabilir. Unutkanlık ve organize olmakta güçlük yaşanması da tükenmişlik sendromunda gözlemlediğimiz belirtilerdendir. Psikolojik şiddet, tükenmişliğe yol açabiliyor Uzun süreli maruz kalınan psikolojik şiddetin kişide tükenmişliğe yol açabilmektedir. Öğrenilmiş çaresizlik olarak adlandırdığımız kavramda kişi ne yaparsa yapsın sonucun olumsuz bir şekilde sonuçlanacağını düşünürse denemekten vazgeçecektir. Uzun süreli psikolojik şiddete uğrayan kişi ne yaparsa yapsın sonucun değişmeyeceği ve bu şiddetin devam edeceği düşüncesi oluşur ise kişi denemekten vazgeçecek ve sonunda yorgun ve tükenmiş hissedecektir. Bu durum beraberinde depresyon, kaygı bozuklukları, uyku bozuklukları, öfke kontrol güçlükleri, panik atak, alkol madde kullanım bozuklukları gibi ruhsal hastalıklara yol açabilir. Bahsedilen tüm bu ruhsal rahatsızlıklar kişinin stresörlerinin doğru saptanması ve kişiye özel oluşturulacak doğru tedaviler ile kontrol altına alınabilmektedir.


Eylül 2020

Mesarya Gazetesi

19

‘’Geçmişten Geleceğe Kıbrıs Köyleri ‘’ projesi başlıyor Kıbrıs Vakıflar İdaresi`nin bu yıl ilk kez düzenleyeceği ‘’ Geçmişten Geleceğe Kıbrıs Köyleri’’ projesi 9-16 Ağustos tarihlerinde Kozanköy`de başlıyor. Projenin amacı tarihsel, kültürel, sosyolojik ve ekolojik zenginliklerle dolu Kıbrıs köylerini incelemek vedeğerleri ile güzelliklerini açığa

çıkarmak. Projenin sonunda kitap, film, belgesel,köysel üretimler gibi ürünlerin elde edilmesinin hedeflenecği açıklandı. Tüm çalışmaların eğlenceli ve eğitici faaliyetler ile birleştirilerek bir festival havasında yapılacağı açıklandı.

Futbolcudan sahada sürpriz evlenme teklifi

Mutluyaka Spor Kulübü Oyuncusu Zihni Öztürk, maç izlemeye gelen kız arkadaşına, sahada sürpriz evlilik teklifi yaptı. Mutluyaka Spor Kulübü Oyuncusu Zihni Öztürk, maç öncesi, Yeniboğaziçi Osman Ergün Mehmet Stadı’nda gerçekleştirdiği sürpriz evlilik teklifi için özenli bir hazırlık yaptı. Kız arkadaşı, stada maç izlemeye gelen Zihni Öztürk, sahaya çıkarken takım arkadaşları ile pankart açtı. Evlilik teklifinin yazılı olduğu ve fotoğraflarının bulunduğu pankartı gören genç kız, büyük bir şaşkınlık yaşadı. “Benimle evlenir misin?”

yazan pankartın önünde genç çift, birbirine sarıldı. Takımın renklerindeki balonlar ve romantik müzik eşliğinde Zihni Öztürk, yüzüğü Remziye Şafaklı’ya taktı. Takım arkadaşları da genç çiftin sevincine ortak oldu ve çifti tebrik etti. Mutlu tabloyu gören taraftar ve seyirciler de duygu dolu anlar yaşadı. Mağusa Haber Ajansi ailesi olarak bizler de “Zihni Öztürk ve Remziye Şafaklı” çiftini tebrik eder, genç çifte bir ömür boyu mutluluklar dileriz.(MHA)


Eylül 2020

Mesarya Gazetesi

20

I.Bağımlılık Temalı Ulusal Fotoğraf Yarışması sergisi açıldı

Ödüller sahiplerini buldu (Mustafa Erkan) Bağımlılıklarla Mücadele Derneği Medi Foundation tarafından düzenlenen ve Başbakanlık Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonunun da katkı koyduğu I. Bağımlılık Temalı Ulusal Fotoğraf Yarışması’nın ödül töreni ve sergisi 17 Temmuz Cuma akşamı Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Nazım Çavuşoğlu’nun katılımıyla Bedesten’de gerçekleştirildi. Yapılan konuşmalar ve ödül töreninin ardından eserlerin sergilendiği serginin açılışını Çavuşoğlu gerçekleştirdi. Yoğun ilgi gören sergide katılımcılara teşekkür belgeleri ve değerlendirmeler sonucunda dereceye giren yarışmacılara ödülleri takdim edildi. Medi Foundation, 1.Bağımlılık Temalı Ulusal Fotoğraf Yarışması ödül dağılımı şöyle oldu. 1. İlayda Koç... 2.Nesil Zengi... 3. Şefik Or mancıoğlu... En çok sergileme alan fotoğrafçı ödülü Nesil Zengi... Uyuşturucu ile

mücadele komisyonu özel ödülü Simge As lan. Arda Erkan özel ödülü İlayda Koç. Medi Foundation Özel ödülü Ali İhsan Akça . Özatay Fotoğrafçılık özel ödülü Cemaliye Pelit Kav ani ve katılımcalara teşekkür belgeleri takdim edildi.

Kültürel faaliyetlerimize geri dönüşümüz şerefine çörek,hellim karpuz ve kısır

Serkan Soyalan’ın Yeni Kitabı “Deniz’in Sesi” TUFAD’da birliktelik ve kaynaşma gecesi yayımlandı Covid-19’la mücadele bağlamında toplu olarak yapılan kültür-sanat faaliyetlerimizin kısıtlanması ardından , attığımız normalleşme adımları ile TUFAD elemanları biraraya geldi. İş bölümü yapan katılımcıların elbirliği ile güzel bir gece hazırladılar. Bayrama birkaç gün kala organize edilen birliktelik gecesinde çörek, hellim, karpuz ve kısır ayrı bir tat kattı. Genişleyen kadrosuyla TUFAD’a

Gazeteci-yazar Serkan Soyalan’ın 3’üncü şiir kitabı olan “Deniz’in Sesi” yayımlandı. Yer6 Yayınları tarafından şiir severlerle buluşturulan kitapta Soyalan’ın 70 şiiri bulunuyor. İnsan sevgisi, mücadele ruhu,

direniş, isyan ve barış sevdasının şiirlere yansıdığı kitabın kapak tasarımını Cemal İnce ve Hüseyin Erdamar yaptı. “Deniz’in Sesi”, hafta başından itibaren tüm kitapçılarda satışa sunuldu.

yeni katılan arkadaşlar, yönetim kurulu ve eğitmenlerle daha yakından tanışma olanağı buldular. Salı akşamı TUFAD lokalinde biraraya gelen elemanlar samimi bir atmosferde düzenlenen gecede hem yediler hem sohbet ettiler. Yeniden kültürel faaliyetlerimize geri dönmenin sevincini da yaşadıkları geceyi, fotoğraflayarak sonlandırdılar.


Mesarya Gazetesi

Eylül 2020

21

İyilik Gönüllüleri İyilik Gönüllüleri bayramda bayramda yüzlerce yaşlı bakımevlerini ziyaret çocuğu sevindirdi etti Evkaf İyilik Gönüllüleri, bayram vesilesiyle yine yüzlerce çocuğa ulaştı. İyiliğin yaygınlaşması, mutluluğun çoğalması ve bayram sevinçlerine ortak olabilmek için mücadele eden iyilik gönüllüleri, bu bayramda da hem sahada, hem de gönüllerde yer almaya devam etti.

Ülke genelinde, her bölgede çocuklar için alışveriş yapıldı, bayram hediyeleri dağıtıldı. Efkaf İyilik Gönüllüleri, çocukların sevinci, ailelerin tebessümü ve tüm insanlığın huzuru ile geride kalacak olansağlıklı günler, mutlu bayramlar diledi.

İyilik Gönüllüleri‘nin rutin haline dönüşen yaşlı bakımevi ziyaretleri bayram süresince de devam etti. Gazimağusa bölgesindeki yaşlı bakımevlerini ziyaret eden gönüllüler, yaşlılarla sohbet etti, çeşitli ikramlarda bulundu.

Evkaf İyilik Gönüllüleri'nden bayram ikramı

Kıbrıs geleneklerini yaşatmak amacı ile İyilik Gönüllüleri dört şehirde halka lokum (cezerye) ikram etti. Vatandaş ile bayramlaşarak lokum ikramında bulunan İyilik

Gönüllüleri, bu etkinlik ile hem bayram sevincini yaşatmış, hem de eski bayramları anımsatmış oldu.


Eylül 2020

Mesarya Gazetesi

“Hayat beni iki toplumlu, iki dilli, tek bölgeli kıldı. Kıbrıs’ın bütününün insanıyım

Niyazi Kızılyürek’ten yeni bir kitap: Ulus Kaçağı Kıbrıslı Türk Akademisyen-Yazar, Avrupa Parlamentosu üyesi Niyazi Kızılyürek’in “Ulus Kaçağı” isimli kitabı İletişim Yayınları’nda çıktı.Niyazi Kızılyürek, Ulus Kaçağı’nda, ülkesi milliyetçiliğin bölücü çağrısının peşinden sancılar içinde sürüklendiğinde, bu çağrıya uymayan, bu nedenle iki yanda hep öteki, başka, yabancı kalan bir bölünmüş kimliğin hikâyesini anlatıyor.“Hayat beni iki toplumlu, iki dilli, tek bölgeli kıldı. Kıbrıs’ın bütününün insanıyım. ‘Biz’ dediğimde Mehmet ile Yannis, Ayşe ile Maria aynı anda aklıma düşer. Onların hassasiyetleri, özgüllükleri, kültürleri ve çıkarları bende ortak ve birdir. Fakat benim kendimden saydığım insan toplulukları, ‘biz’ ve ‘onlar’ karşıtlığı içinde yaşıyorlar. Birbirini değersizleştirmeye, kavga ve rekabet etmeye devam ediyorlar. Benim aynı anda

hem içlerinde ve aralarında olmam, hem de ‘biz’ ve ‘onların’ ötesini aramam, bu sürtüşmeden fırlayan kıvılcımların üstüme sıçramasına yol açıyor. Ve biliyorum ki, Oliki Kipros/ Bütün Kıbrıs aşamasına geçilmedikçe, bu durum devam edip gidecek... Avrupa Parlamentosuna seçilmem (2019) bu açıdan fazla bir şeyi değiştirmedi. Kıbrıs’ta olduğu gibi, Uluslar Avrupa’sında da varlığımı ulus-ötesi çıplak bir vatandaş olarak sürdürüyorum...”“Ulus Kaçağı” kitapçılarda yerini aldı.

22



İmtiyaz Sahibi DE-SA LTD. (a) Mesarya Ajans Genel Yayın Yönetmeni Deniz GÜRGÖZE

Genel Koordinatör / Halkla İlişkiler ve Reklam Növber GÜRTAY Grafik Tasarım - Dizgi Safiye ÖZYÜREKLİLER

Reklam Tasarım Nazire BÜYÜKOĞLU Röportaj Serhat KALIN Basım Yeri Comment Grafik

İletişim Adresi 1. Sokak No:41 Taşkınköy / L.şa (0392) 225 65 95 - 96 0533 820 00 07 mesarya.ajans@gmail.com www.mesaryaajans.com


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.