Mesarya Gazetesi Sayı 22

Page 1

Sayı:22 2021 / Ücretsizdir / www.mesaryaajans.com / BÜLTEN

Bir gecede, Kıbrıslılaşmak!! Ve keyfe keder iptal kararı!

Bebeklerde hışıltılı solunum ne demek?

sayfa 4

sayfa 16 Sezin DEBEŞ Çocuk Sağlığı Ve Hastalıkları Uzmanı

Candaş ÖZER Gazeteci - Yazar, Şair

Emirzade’den belge niteliğinde kitap Yazar Sevil Emirzade’nin “İzler” ve “Uğurlar Olsun Kıbrıs’ın Mavi Panjurlu Eski Hikayeleri-Yazılsın Dostlukla Yenileri” adlı kitaplarının tanıtımı yapıldı.

Tomgüsehan’ın “Ada Karanlığı” isimli ikinci kitabı yayınlandı Dr. Turgül Tomgüsehan’ın “Ada Karanlığı” isimli ikinci kitabı Galeri Kültür yayın evi tarafından yayınlandı.

sayfa 9

Girne Belediyesi yayın dünyasına bir eser daha kazandırdı Meslekler ve Yüzler-1” adlı kitapta eski ve günümüze kadar gelen mesleklerle özdeşleşmiş kişiler bir araya toplandı.

sayfa 12

Azizoğlu’nun “Şiirler ve Şiirlerle Kasaba Hikayeleri” kitabı yayımlandı Gazeteci, yazar, şair Abdullah Azizoğlu’nun “Şiirler ve Şiirlerle Kasaba Hikayeleri” adını verdiği kitabı yayımlandı. sayfa 12

EMAA’dan 6 Sanat Kitabı Akdeniz Avrupa Sanat Derneği’nin (EMAA), Kıbrıs sanat literatürüne kattığı 6 sanat kitabını Rüstem Kitabevi’nde tanıttığı bildirildi

sayfa 14

Yas dönemi psikolojisi Bu zorlu süreci nasıl atlatabilirsiniz? sayfa 18 Özge SARICA Uzman Klinik Psikolog

“Asmaaltı Meydanı’nda kültürün, lezzetin ve eğlencenin adresi” Çalgı Çengi Asmaaltı, geleneksel Kıbrıs kebap lezzetini çok uygun fiyatlarla müşterilerine sunarken, eğlencesiyle de keyifli saatler vaat ediyor

sayfa 6 Kıbrıslı Türk Basketbolcu Erten Gazi, Anadolu Efes Spor Kulübü’nün hazırladığı “Oyuncularla Dünya Turu” isimli kısa video ile KKTC’yi tanıttı.

“Oyuncularla Dünya Turu” isimli kısa video ile KKTC tanıtıldı Kültür Dairesi’nden verilen bilgiye göre Erten Gazi, Anadolu Efes Spor Kulübü’nün hazırladığı “Oyuncularla Dünya Turu” isimli kısa video ile KKTC’yi tanıttı. Soru cevap şeklinde hazırlanan kısa videoda Erten Gazi, KKTC’nin gezilip görülmesi gereken tarihi yerlerine, Kıbrıs mutfağında mutlaka tadılması gereken lezzetlere ve Kıbrıs ağzında kullanılan kelimelere değindi. Kültür Dairesi Müdürü Kerim Akpolat “Hiçbir başarı tesadüf değildir. Erten Gazi’yi destekleyelim!” dedi. sayfa 8




2021

Mesarya Gazetesi

4

Köşe Yazısı

Bir gecede, Kıbrıslılaşmak!! Ve keyfe keder iptal kararı! Candaş ÖZER Gazeteci - Yazar, Şair

Bir gecede, Kıbrıslılaşmak!! Ve keyfe keder iptal kararı! Susma, sustukça sıra sana gelecek meselesini canhıraş anlatmaya çalışıyoruz!! Ve bu beyanda; Bu Memleket Bizim” platformunu, bilimum sol sivil toplum örgütlerini, Öğretmenler Sendikadını protesto sahnesine davet ediyorum. Çünkü alınan karar, Kıbrıs Türk Halkının siyasi iradesi üzerinde baskı unsuru oluşturmayı hedeflemektedir. Ama panik yapmayın, hiçbir Kıbrıslı Türk solcu bunu umursamayacaktır. Çünkü onlara göre alınan karar yasadışı olsa da doğru ve içlerine su serpen bir karardır!! Nedir mesele? Ehli keyif KC. Rum yetkilileri, hükmü karakuşi bir kararla. Kendilerince yanlış buldukları adımlar atan KKTC Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakan mevkisinde olan 14 Kıbrıslı Türk’ün Kıbrıs Cumhuriyeti Pasaport ve kimliklerini gayrı yasal bir şekilde iptale girişmişlerdir!! Böyle buyurdu haşmetmeap KC. Kralı Nikos Anastasiadis!! Diğer yandan, KKTC’ne seçilen vekillerin ve onların seçmeni milliyetçi kesimin aynı zamanda Rum işgalinde tutulan KC. AB kimlik ve pasaport sahibi olmaları bir başka abesle iştigal, traji konik bir durumdu zaten!!

Anlamsız bir şekilde, zeka yoksunu bir yaklaşımla buna sevinenler!! Bilsinler ki bu bir başlangıçsa eğer. Hukukta “Emsal teşkil etme” durumu söz konusudur. Bugün illegal olarak giriştikleri bu iptal kararında, yarın legal olarak devam ederler. Sıra size de gelir. O yüzden, gülme başkasına, gün gele gelir başına şeklinde değerlendireceğim konuyu.. Bu siyasi hareket, daha ziyade Kıbrıs Türk solu tarafından kitlesel değil, kişisel ve partisel algılanıyor ve öyle yorumlanıyor.

Peki iptal kararının sırrı ne? Bu pasaport iptali meselesi, basit, masum ve sıradan bir vaka değildir. Ve solumuzun da işine yaramaz. Bu bir siyasi intikam saldırısıdır, biz Kıbrıslı Türklere aba altından sopa gösterme, halkı politik bağımsız düşünme bazında sindirme girişimidir!! Diğer yandan, bu antidemokratik durum bireysel kalmayıp, sağ veya sol gözetmeksizin Kıbrıslı Türkler üzerinde kitlesel siyasi baskı, politik tehdit haline dönüşürse!!

“TC. İç işlerimize karışıyor, siyasi müdahalede bulunuyor, demogBuna sevinen kimlerdir? rafik yapımızı bozuyor” serzeniEnteresan bir şekilde bu gelişmeden mutlu şinde bulunanlar. mesut olup: Rum yönetiminin iç siyasetimize “Oooh eyi gelsin gennere, beter olsunnar, müdahalede bulunmasına, başlı gabag kesenner gabag bağlasınnar” unsuru yaratmasına karşı susmagibi cahili cühela bir tavırda… İntikam, hırs, düşmanlık, öç alma, kötülü- yı tercih edeceklerdir. ğünü isteme gibi..

Kin, kompleks kibir ve küstahlık içeren yaklaşımlar sergileyen, yorumlar yapıp, yazılar yazan, kendini Kıbrıslı sol aydın diye lanse eden bir güruh var KKTC’de!!!

Unutmayın ki: Rumlar’ın işgalinde bulunan Kıbrıs Cumhuriyeti Pasaport ve kimliği, yasal olarak sadece Rumlar’a ait değildir. Onlar kadar bizim de yasal hakkımızdır.

Kıbrıs Cumhuriyetine sahip çıkma/çıkmama meselesinde: Sağ: Resmen silah zoruyla kovulduk, siyaseten ötelenip dışlandık, der. Sol ise: Kendi elimizle, devletimizin altın anahtarını gümüş tepside Rumlar’a verdik der. Bunu çok araştırdım hangisi doğru diye. Artık sıkıldım, varsın ikisi de haklı olsun. Bugün, sağ siyasetçilerin pasaportu iptal ediliyor diye sevinenler.. Yarın, sol siyasi liderlere de aynı muamelede bulunulursa ne yapacaklar, mutlu mu olacaklar?! Böyle bir şeyin gerçekleşemeyeceğini kim garantiler!! Hiç bir siyasi hak tanınmayan, bir nevi azınlık kimliği olarak verilen sadece AB/KC pasaportlarıyla avunup sonsuza değin mutlu olabilecekler mi? Verilen Avrupa Birliği kimlikleriyle sağ/sol olsun kaç donanımlı aydın gencimizi Avrupa’ya kaptırdığımızı ve kaybettiğimizi bilen ve bu durumun vahametinin farkında olan, umursayan var mı? Gelelim Kıbrıs kimliği tarihçesine. Kıbrıs adası ve halkları 10 bin yıllık geçmişinde asla tam bağımsız bir otorite ve özerk kimlik sahibi olamamıştır Ta ki 1960 bağımsız Kıbrıs Cumhuriyeti Devleti’ne kadar. 1878/1960 yılları arası İngiliz işgalinde bağımsızlık savaşı veren Kıbrıslı Türk ve Rumlar’ın siyasi varlık ve kimlik mücadelesi 1960 KC. kimliği ile zafer durağına ulaşmıştı. Kıbrıslı Türklere verilen kimlik hanesinde: Adı: Mehmet Ali, Fatma Hüseyin Tabiiyeti: Türk Dini: İslam Yazıyordu!!! Annan planı sonrası verilen yeni AB/KC. kimliklerde atalarımızın kimlik mücadelesi


Mesarya Gazetesi

2021

hiçe sayılarak etnik unsurları, inançları kaldırıldı ve: Bir gecede: aniden, birden bire, tereyağından kıl çeker gibi.. Sadece “Kıbrıslı oluverdik” Din ve Tabiiyet (Kıbrıs ağzıyla Türk Tabalığı” uçtu ve gitti. Uyruk: Rum Türk gözetmeksizin Kıbrıslı, oluverdi. Türkiye’nin de imza koyarak bağımsızlığını kabul ettiği KC. kimliğindeki yazılı tarih belgesi olan inanç ve tabiiyetimizi, yani ulus kökenimizi tarih çöplüğüne attılar. Bilmem, bunun kaç kişi farkında veya umursayanlar var mı? Unutulmasın ki: Kıbrıslı Türk Varlık tarihi, 1571 Osmanlı/ Türk tarihine dayanan kimlik, din, etnik varlık ve kültürel, sosyal/sanatsal geçmişi, bir gecede yok edilen Kıbrıslı Türk belgelerine sadık kalınarak korunabilir!! Kıbrıslı kimliği, bu geçmişi tamamıyla ortadan kaldırıyor. Yok ediyor. Gariptir, eski Kıbrıs cumhuriyeti kimliklerinde var olan ama yeni AB/KC kimliklerinden din ve tabiiyetin çıkarılmasına bazıları dışında kimse karşı gelmedi!! Sevinenler çok oldu. Oysa yasal olarak Devlet olmanın esası toprak, ortak dil, din ve ulus temeline dayanır. Yahu tamam!! Sen ateist, deist veya aşırı seküler, evrenci, kürsel, evrim teorisine de inanıyor olabilirsin. Buna saygım sonsuz!! Peki, ibadet etsin/etmesin veya benim gibi sadece Cuma namazına giden/gitmeyen ama inançlı Kıbrıslı Türklere kim saygı ve anlayış gösterecek? Kimse mi? O halde hiç de demokratik ve insanhakları ve inanç özgürlüğüne yakışan bir yaklaşım değil bu.. Androbi yani Re gumbarolar!! Kıbrıs adası, binlerce yıllık egemenlik tarihi geçmişinde. Osmanlı İmparatorluğundan kalma halkalar olarak Kıbrıslı Türkler/Rumlar Bir gecede:

1960 bağımsız Kıbrıs Cumhuriyetine sahip oluverdi. Kıbrıslı Rum ve Türk kimliği legalleşti. 1963: Emperyalistlerin kışkırtmasıyla iki halk düşmanlığa itildi. Fiili saldırılar, kan, göz yaşı, kıtlık, göç, kaçış, gettolaşmalar, kantonlar.. Ayrışım, niteleşme, ayrılık/gayrılık körüklenmesi sağlandı. Çatışmalar beslendi. Devlet Otoritesi gasb edilerek, çalındı. 1974: 15 Temmuz Yunan Cunta askerinin ilhak amaçlı adaya çıkması. 20 Temmuz Türkiye Cumhuriyeti’nin KC. yasalarının verdiği yetkiyle, legal hakkı olan garantörlük sıfatını kullanarak, adadaki barışı tesis etmek için karşı savunmaya geçmesi. 15 Kasım 1983: Amerikancı Darbe lideri olan Kenan Evren’in ABD CİA oyunlarıyla Denktaş Bey’e KKTC’yi kurmak inçin cesaretlendirip yol vermesi!! Ki KKTC’nin kurulmasına zemin hazırlayan ABD ve BM. zaman kazanmak amacındaydılar ve başarılı da oldular. Ardından, hemen akabinde KKTC’nin asla tanımayacağına hüküm veren BM. karaları alındı. Vuuur, hem nalına hem mıhına!! 1 Mayıs 2004 Avrupa Birliğine giriş. KC. Anayasası’nda var olan. “Ada halklarını oluşturan Türk ve Rum’ların ortak rızası/onayı/antlaşması olmaksızın. Kıbrıs adası herhangi bir birliğe katılamaz, üye kabul edilemez” maddesine rağmen ve kasten!!! Rum kontrolündeki Kıbrıs Cumhuriyeti, tek taraflı bir kararla, bir gecede AB üyesi oldu. Kıbrıs Cumhuriyeti kimliklerinde var olan din/ırk ibareleri kaldırılarak. Avrupa Birliği Kıbrıs vatandaşlığı adına verilen kimliklere sdece “Kıbrıslı” olgusuna yer verildi. Ve: AB EMPERYALİST OYUNLARIYLA Rum’u/ Türk’ü bir gecede, aksipa/aniden “Kıbrıslaştırıldılar” Avrupa’nın temellerini oluşturan İngiltere İngilizliğinden , Fransa Fransızlığından , Almanya Almanlığından vazgeçip, bir gecede, kimlik değişikliğine gider de: Kimlik hanesine “Avrupalı” yazdırır mı sizce? Sahi İngiltere neden, asla AB para birimi

5

kullanmadı ve neden sonra birlikten ayrıldı dersiniz? KKTC Milletvekillerinin AB kimlik ve pasaportunun men/iptal edilecek olmasına nisbet edip sevineceğinize!! Bir gecede Kıbrıslıtürk kimliğinden kolayca vazgeçip, Kıbrıslılaşmayı ayıla bayıla kabullenenler.. KC’ni işgalinde bulunduran Rum siyasiler tarafından bir gecede “Kıbrıslılık’larının” iptal edilemeyeceğini garanti eden bir merci/kuvvet/otorite varsa, lütfen bana bildirsinler!! Bir ara bunu dert edinin!! Düşünün!! Bir gecede egemen, bir gecede kanlı düşman, bir gecede aniden Kıbrıslılaştırılan halklar: Solcu/hümanist, Rum dostu, anipşi/ahbap ayırt etmeksizin bir gece külliyen kimlik ve pasaportlarının iptal edilebileceğini de hesaba katsınlar lütfen!! Ha bir de, anlatmak istediğimi kinayeli bulup burun ucu göz açısından okuyanlar… Bir asırlık siyasi ve kimlik varoluş mücadele tarihimizi akıl süzgecinden geçirip. Yazımı en baştan bir daha okuma zahmetine katlansınlar lütfen. Bir da Gıbrız ağzıynan annadayım size da eyi ağnayasınız: Bir gecede Kıbrıslaştırılanlar, aniden hiçleştirilip, bir gecede kısırlaş’tırıla’bilirler de.. Kısırlaştırılabilirler kelimesini tırnakla ayırdım ki eyi ağnayasınız re anipşi ve gumbarolar. Gadalaves. Türkçe/Rumca karışımı Kıbrıs Türk atasözünde ne demiş Kıbrıslı Türk atalarımız: “Okundurdum yazındırdım bale gudalya bale gudalya be gavvole. Domuzun guyruğu gene susda!! Osdo yüro beri/bado, adu inat medazori huvello” Ağnan, yoğsam, bale engadalavez be hollo!! Hade dög bir bodiricig gonyag da mamurlayasıng!! Belki bu gaflet uykusundan uyanıp gendine gelin. Gerçi senin kafa çokdandır maçez/tumba!! Bare iş gonyağı da husol! Hade dög da lambasuyu olsun!! Bas dişi da gorgma!! Bame, hade barra, bak işine!!


2021

Mesarya Gazetesi

6

“Asmaaltı Meydanı’nda kültürün, lezzetin ve eğlencenin adresi” Mısra KEBAPÇI ERGÜN Çalgı Çengi Asmaaltı Direktörü

Çalgı Çengi Asmaaltı, geleneksel Kıbrıs kebap lezzetini çok uygun fiyatlarla müşterilerine sunarken, eğlencesiyle de keyifli saatler vaat ediyor Geleneksel Kıbrıs damak tadına aşina olanların yeni uğrak noktası haline gelen ve Lefkoşa Surlariçi’nin otantik havasını tüm lezzetlerin yanına ekleyen Çalgı Çengi Asmaaltı, kısa süre içerisinde bölgenin uğrak yerleri arasında yerini aldı. Fiyatları ile de bu zor dönemde başta ailelerin tercihi olan işletmenin direktörlerinden Mısra Kebapçı Ergün, Çalgı Çengi Asmaaltı’nın kuruluş aşamasını ve hizmetlerini detayları ile aktardı. Yenilikçi ve başarılı bir iş kadını Her zaman yenilikçi bir çizgide olan iş kadınlarından olan Mısra Kebapçı Ergün, İstanbul’da tamamladığı üniversite tahsilinin ardından bu şehirde halkla ilişkiler temsilciliği ile iş hayatına adım attı. 2002 yılında Kıbrıs’a dönen Ergün, 23 yaşında havai fişek organizasyonu, açılış, kokteyl siyasi parti mitingi de dahil çok yönlü bir organizasyon şirketi kurdu. Bu adımının 5 yıl sonrasında güvenlik alanına da yatırım yapan ve alarm izleme merkezi kuran Ergün, güvenlik ve savunma alanında birçok firmaya hizmet sağlamaya başladı. Pandeminin tüm sektörleri sekteye uğrattığını, 1.5 yıl boyunca organizasyon yapılamadığını, güvenlik sektöründe de insanların gelirinin azal-

ması ile güvenlik kısmına çok önem göstermediğini ve sektörde küçülme yaşandığını aktardı. Mısra Kebapçı Ergün sektörde küçülme olduğunu, yavaş yavaş toparlanma yaşandığını ancak bunun yeterli olmadığını, sektörlerin küçülerek var olmaya çalıştığını aktardı. “Burası çok değerli bir meydandır” Mısra Kebapçı Ergün, hizmete açtıkları Çalgı Çengi Asmaaltı’nın hikayesini ise detayları ile paylaştı: “Bu işletme eşimin hayaliydi, meydanda bir restoran olması, çünkü burası çok özel bir bölge, yıllarca değerini bilmedik, terk edilmiş bir alan kalmıştı. LTB Başkanı Kadri Fellahoğlu döneminde yayalaştırma oldu, şimdiki başkan Mehmet Harmancı döneminde de bitirildi. Biz bu dükkanları hava parası vererek aldık. Eşim Vuslat Ergün ile meydanda yiyecek sektörüne yatırım yapalım dedik. Surlariçi’nde ana arterler hep ölü, bu bölgeye yatırım olsa da, her daim turistler ‘Asmaaltı meydanı nerede?’ diye haritalarına bakardı. Burası çok değerli bir meydandır,

mal sahipleri ve kiracılarla görüşüp anlaştık ve tadilata başladık. 80 bin sterline yakın bir harcamamız olduğunu söyleyebilirim. “Talep üzerine Kıbrıs kebapçısı olayına girdik. Çünkü o kültüre dair bir şeyin kalmadığını gördük” İnşaata başlayınca pandemiye denk geldik, bu süreçte de borçlanmadan, yardım almadan kendi sermayemiz ile bunları yaptık, resmi açılışımızı da haziran itibarı ile gerçekleştirdik. Normalde proje farklıydı, daha değişik bir düşüncemiz vardı ancak talep üzerine Kıbrıs kebapçısı olayına girdik. Çünkü o kültüre dair bir şeyin kalmadığını gördük. Şeftalisinden ciğerine hersesinden bizim ağzı tadımızı oluşturan diğer tüm et çeşitlerine bir yer açma kararı verdik. Kapılar kapanmadan çok fazla turist vardı, onları getirtip bizim mutfağımızı sunacak yer olmaması sıkıntısı yaşanıyordu, zaten bize talep de bu yönde geldi. Menümüzde Kıbrıs kebapları ve mezeleri yanında, dünyada çok sevilen ancak bizde az olan bir dana kaburga lezzeti mevcuttur. “Lezzeti tutturmak, karınları doyurmak ve uygun fiyat vermeyi prensip edindik” Anibal mantığı içindeyiz, buraya gelen ete doyacak dedik, gözünün gönlünün karnının doyarken cebinin de yanmaması gerekir. Pandemiden dolayı halkın alım gücü zaten düştü, 4 kişilik aile artık ayda 1 defa çıkabiliyor, her şeyini kısıyor.


Mesarya Gazetesi

2021 Bunu da düşünerek çok düşük kar marjları ile çalışıyoruz. Bize gelenin devamlı gelmesi için lezzeti tutturmak, karnınızı doyurmak ve uygun fiyat vermek gerek ki ayda bir geleni haftada bir getirtebilmeyi sağlayabileli. Bu yüzden daha düşük kar marjları ile çalışma yoluna gittik. “Menü fiyatımız normalde 200-250 olması gerekirken biz 100 TL fiyat koyduk” Bizim bir çengi masamız var, içki için konulan 12 çeşit mezemiz bulunuyor. Meze ile insanların karnını doyurmamak lazımdır, sonrasında da çeşitli kebap çeşitlerini sunuyoruz. Menü fiyatımız normalde 200-250 olması gerekirken biz 100 TL fiyat koyduk, insanlar çocukları ile gelebilsinler cepleri yanmasın diye düşündük. Bu bizim mentlitemizdir ve aynı şekilde içki fiyatlarını da düşük tuttuk. Et ve içki fiyatları bu dönemde o kadar artmışken nasıl dayanacağımızı soruyorlar, ben sirkülasyon olacağına inanıyorum, en iyi reklam gelen kişinin memnun kalmasıdır, o memnun kalır gider başkalarına tavsiye eder, bu iş böyledir. İleride paket servisi de düşünüyorum ama önce insanların ayağının alışmasını istiyorum. Şu an Asmaaltı meydanındaki tek restoran biziz. “Çok farklı bir hava ile açılışı yaptık, 3 dansöz gelenleri eğlendirdi, bir karnaval havasıydı diyebilirim” Çalgı Çengi Asmaaltı nasıl oluştu onu da anlatmak isterim. İstanbul’da Sulukule eğlencesi vardır ve et olayları ile eğlenceleri çok güzeldir. Tamamen ahşap üzerinde sunum yapı-

lır, eşim yıllar önce bunu gördü ve hayal etti, bu hayali gerçeğe dönüştürdük. Açılışta 3 dansöz çıkardık, DJ eşliğinde de eğlence oldu. Çok farklı bir hava ile açılışı yaptık, bir karnaval havasıydı diyebilirim. Şu anda tek sıkıntı Surlariçi bölgesi çok hareketlenmişken pandemi koşulları yerine getirilmemesi oldu. Örneğin biz açık alan olsa da az masa koyuyor ve kurala uygun davranıyoruz. Bunlara dikkat ediyorum ki herhangi bir sıkıntı teşkil etmesin ancak çok dikkatsiz işler yaşandığı için hepimiz bundan etkileniyoruz. İlk açtığımız dönemde çok iyi bir sirkülasyon vardı, turist ve Rum müşteriler de geliyordu, sonrasında duruldu. “Yatırımlarımız devam edecek, Irısh Pub için tadilat devam ediyor” Yatırımlarımız devam edecek, yan tarafta bir dükkan var onu da kiraladık oraya da yatırım yapıyoruz. Orasını Irish Pub olarak hizmete koyacağız. Buraya kurduğum mutfak çok geniş kapsamlıdır, bu projeyi düşünerek böyle bir mutfak oluşturduk, steak veya pizza yapabilecek durumdayız ve pub da açılınca iste-

7

yen istediği şekilde zaman geçirebilecek. İnsanlar buraya gelince yüzü gülsün, mutlu olsun, yediği yemekten, sohbetinden, müzikten mutlu olsun istiyoruz. Dansöz de bizim kültürümüzde olan bir şeydir. Düşüncem insanları eğlendirecek ve mutlu edecek bir ambiyans yaratmaktır. Mesela turist çekmek için buzuki de getirmek istiyorum. Bizim tarzımız diğer işletmelerden farklıdır. Amacımız eşimle meydanı yaşatmaktır, burası ölü bir meydandı ve şu an canlandırdık, artık buralarda ışık ve insan var. Gençlik için yerler olmalıdır ancak Surlariçi’nde belli bir yaş üstü ve ailenin gideceği çok yer yoktu. Biz bu kesme hitap ediyoruz, hem turisti çekebilmek hem de belirli bir yaş seviyesi üzerinde kişileri ve aileleri memnun edebilmek amacındayız.

Perihan Aziz’in hayatı belgesel oluyor Kadın Öyküleri Derneği (KÖDER), kadın öykülerinden oluşacak belgesellerin çekimlerini gazeteci Perihan Aziz’in hayatıyla sürdürüyor. Dernekten yapılan açıklamaya göre, hayata değer katan kadınların yer aldığı belgesel projesinde, Türk Ajansı Kıbrıs’ın eski Müdürlerinden, Bağlıköy’de butik otel işletmecisi ve Lefke bölgesinde kurulan kadın kooperatifi 4K’nın destekçisi Perihan Aziz’in hayatı belgesel oluyor. Belgeselin çekim-

leri Koopbank sponsorluğunda yapılıyor. Ülkeye değer katan kadınların yaşam öykülerini derlemek, her birinden belgesel hazırlamak, yazıya dökerek kitaplaştırmak amacıyla çalışma başlatan KÖDER’in projesiyle, kadın öykülerinin kayıt altına alınması, geçmişin geleceğe taşınması, yeni kuşaklara ilham vermesi ve toplumsal hafızaya katkı koyması amaçlanıyor.


2021

Mesarya Gazetesi

8

“Delirenler” Sokak Tiyatrosu, Mağusa’nın tarihi mekânında; Buğday Cami alanında halka sunuldu.

Mağusa’da “Delirenler”in tarihi mekânda muhteşem buluşması Bu Memleket Bizim Platformu’nun (BMBP) organize ettiği, Mağusa İnisiyatifi’nin, Mağusa Suriçi Derneği’nin, Mağusa Kadın Merkezi’nin, Mağusa Kültür Derneği’nin, Hayata Dokun Hareketi’nin, KT İzci Örgütü’nün ve Kıbrıs Polifonik Korolar Derneği’nin ev sahipliği yaptığı ve de Mağusa Belediyesi’nin destek verdiği “Delirenler” Sokak Tiyatrosu, Mağusa’nın tarihi mekânında; Buğday Cami alanında halka sunuldu. İzleyenleri, bugünümüz ve yakın tarihimizle yüzleştiren “Delirenler” oyununu 500’ü aşkın seyirci coşkuyla izledi. Tüm sandalyelerin dolduğu etkinlikte, halkın oyunu ayakta ve tarihi mekânın duvarlarına oturarak coşkuyla izlediği gözlemlendi. İzleyicilerin oyun boyunca sık sık sanatçıları alkışladığı geceye, 4. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve eşi, CTP Milletvekili Teberrüken Uluçay ve eşi, TDP Milletvekili Hüseyin Angolemli, Sivil Toplum Örgütlerinin yöneticileri ve BMBP’nun temsilcileri de katıldı. Oyun sonunda, organizasyon komitesi adına Mağusa İnisiyatifi’nden Dr. Okan Dağlı, bu güzel ve

anlamlı etkinlikten dolayı sanatçılara ve tüm katkı koyanlara teşekkür etti. Bir Sanatsal Direniş Eylemi olarak sahnelenen “Delirenler” Sokak Tiyatrosu, gazete haberlerinden ve Hatice İncirli Teralı Öğretmen’in sosyal medya paylaşımlarından yola çıkılarak, Yaşar Ersoy tarafından yazıldı ve kurgu-

Kıbrıslı Türk Basketbolcu Erten Gazi, Anadolu Efes Spor Kulübü’nün hazırladığı “Oyuncularla Dünya Turu” isimli kısa video ile KKTC’yi tanıttı.

landı. Ayrıca oyunda, Nazım Hikmet, Faize Özdemirciler, Neşe Yaşın ve Şener Levent’in şiirlerine de yer verildi. Oyunun müzik uyarlamasını Barış Refikoğlu, afişini Umut Ersoy yaptı. Oyunda, Özgür Oktay, Döndü Özata, Erol Refikoğlu, Yaşar Ersoy, Barış Refikoğlu ve Umut Ersoy rol aldı.

Yazar Sevil Emirzade’nin “İzler” ve “Uğurlar Olsun Kıbrıs’ın Mavi Panjurlu Eski Hikayeleri-Yazılsın Dostlukla Yenileri” adlı kitaplarının tanıtımı yapıldı.

“Oyuncularla Dünya Turu” isimli Emirzade’den belge niteliğinde kısa video ile KKTC tanıtıldı kitap Kültür Dairesi’nden verilen bilgiye göre Erten Gazi, Anadolu Efes Spor Kulübü’nün hazırladığı “Oyuncularla Dünya Turu” isimli kısa video ile KKTC’yi tanıttı. Soru cevap şeklinde hazırlanan kısa videoda Erten Gazi, KKTC’nin gezilip görülmesi gereken tarihi yerlerine, Kıbrıs mutfağında mutlaka tadılması gereken lezzetlere ve Kıbrıs ağzında kullanıdeğindi. lan kelimelere Kültür Dairesi Müdürü Kerim Akpolat “Hiçbir başarı tesadüf değildir. Erten Gazi’yi destekleyelim!” dedi. Akpolat, başarılarından ötürü tebrik

ettiği Erten Gazi’nin örnek bir Kıbrıslı Türk olduğunu ifade ederek, sosyal medya aracılığıyla desteklenmesi çağrısında bulundu. Akpolat, ülkenin kültürü ve tarihiyle tanıtılmasına katkı koyan Erten Gazi’nin 33 Bin 910 kez izlenen “Oyuncularla Dünya Turu” videosunun dünyanın dört bir tarafından izlenmesi için sosyal medyada aktif olan herkesin youtube.com adresindeki videoyu paylaşımda bulunmasının yararlı olacağını vurguladı.

Yazar Sevil Emirzade’nin “İzler” ve “Uğurlar Olsun Kıbrıs’ın Mavi Panjurlu Eski Hikayeleri-Yazılsın Dostlukla Yenileri” adlı kitaplarının tanıtımı yapıldı. BRT Yayıncılık Tarihi Müzesi önünde düzenlenen tanıtıma, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Olgun Amcaoğlu ve BRTK Müdürü Meryem Özkurt da katıldı. Tanıtımda konuşan BRTK Müdürü Meryem Özkurt, Emirzade’nin kitaplarında kültürel mirasın ve sosyal tarihin aktarıldığını belirterek, kitabın belge niteliği taşıdığını söyledi. Özkurt, Kıbrıs Türkü’nün hafızasının yer aldığı BRT Yayıncılık Tarihi Müzesi önünde böyle bir etkinlik yapmanın kültürel bellek farkındalığı için önemli olduğunu vurguladı. Yazar Sevil Emirzade kitabının tanıtımında, babasının yarım bıraktığı kitabı tamamlamasının bir

vefa borcu olduğunu söyledi. Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Olgun Amcaoğlu da tarihe dokunabilen bu tür eserleri gelecek kuşaklara aktarmanın bir görev olduğunu kaydetti. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ise Sevil Emirzade’yi ortaya koyduğu eserlerden dolayı tebrik etti. Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk tarihinin çok önemli noktalardan geçip bugünlere geldiğine işaret etti. Tatar, bu kitabın ortaya çıkmasının, halka bir eser olarak takdim edilmesinin ve Milli Arşiv’de yer bulmasının ülke geleceği açısından önemli olduğunu vurguladı.


Mesarya Gazetesi

2021 Dr. Turgül Tomgüsehan’ın “Ada Karanlığı” isimli ikinci kitabı Galeri Kültür yayın evi tarafından yayınlandı.

Tomgüsehan’ın “Ada Karanlığı” isimli ikinci kitabı yayınlandı Sırlar Adası romanının yazarı Dr. Turgül Tomgüsehan’ın “Ada Karanlığı” isimli ikinci kitabı Galeri Kültür yayın evi tarafından yayınlandı. Yazarın ikinci romanıyla ilgili yapılan açıklamada, Kıbrıs’ta ve Türkiye’de “büyük ses getiren” Sırlar Adası romanının yazarı Dr. Tomgüsehan’ın ikinci romanı “Ada Karanlığı” adlı kitabında Kıbrıs adasında 1999-2008 yılları arasında yaşanmış adli konuların “arşivsel bir titizlikle” okuyucuya aktardığı belirtildi. Gerçek olaylardan ilham alınarak kaleme alınan kitapta yer alan karakterlerin gerçek isimlerinin kullanılmadan aktarıldığı kaydedilen açıklamada, bunun “olayların çok yakın tarihte gerçekleşmiş olması

ve yaşanan olaylardan dolayı gerek mağdur olan gerekse fail sıfatı kişilerin yeniden aynı acılar ile yüzleşmesini engellemek için” yapıldığı belirtildi. Kitabın giriş kısmında, Dr. Tomgüsehan’ın “Bu güzel Ada’da bir daha hiçbir çocuk ölmesin, hiçbir anne ağlamasın, hiçbir evlat anasız babasız kalmasın, hiç kimse hayatının en güzel yıllarını demir parmaklıklar arkasında geçirmesin” ifadelerine yer veriliyor. 1999-2008 dönemindeki Kıbrıs’ta yaşanan adli şiddet olaylarının boyutu hakkında bir mesaj verilen kitapta, Kıbrıs adasının yakın tarihine farklı bir perspektiften ışık tutulduğu da ifade edildi.

9


2021

Mesarya Gazetesi

10

Ülkemizin tanınmış yazar ve yönetmenlerinden Ferhat Atik’in yazmış olduğu kitap, uluslararası bir makaleye konu oldu.

Ferhat Atik’in kitabı hakkında makale yayınlandı Ülkemizin dünya çapında ün sahibi olan ve birçok ülkede kitapları yayınlanan ve belgeselleri gösterilen uluslararası ödüllere sahip yazarı Ferhat Atik’in kitabı; dünyanın en geniş ağına ve uluslararası meslek birliklerince küresel ölçekli akreditasyonlara sahip olan “Journal of the American Psychoanalytic Association” bünyesinde, akademik olarak değerlendirmeye alınarak, kitap hakkında uluslararası makale yayınlandı. Ünlü psikanalist “Richard Waugaman” tarafından kaleme alınan ve “Journal of the American Psychoanalytic Association” yayını olarak dünyaya duyurulan makale, bu anlamda ülkemizden bir yazara verilen en büyük onursal çalışma ve değerlerden birisi oldu. Ferhat Atik’in “Journal of the American Psychoanalytic Association” bünyesinde akademik olarak değerlendirmeye alınarak, hakkında uluslararası makale yayınlanan

“Kendi Divanında Bir Psikanalist” (A PSYCHOANALYST ON HIS OWN COUCH) kitabı( Türkçe olarak ilk yayınlandığı yıl olan 2016’da Türkiye’de en çok satanlar arasına girmiş, ardından ingilizcesi İngiltere’de Phonix tarafından yayınlandığı 2019 yılında ise İngiltere’nin alanında en iyi kitabı seçilmişti. 2020 yılında bir yandan Avrupa’da elektronik kitap olarak en çok indirilen kitap aynı yıl Amerika’da en çok satanlar arasında girmişti. Küresel olarak tanınan ve politik psikoloji dehası olarak kabul edilen dünyaca ünlü psikiyatr ve psikanalist olan Prof. Dr. Vamık C. Volkan’ın hayatı ile tüm meslek deneyimini anlatan kitap, hakkındaki uluslararası makale nedeni ile şimdi yeniden gündemde. Tamamı bir tek kitap üzerine hazırlanan dünyadaki az sayıda kitaptam birisi konumuna gelen yazar Ferhat Atik’in kitabı bu anlamda önemli bir mihenk olarak kabul görüyor.

Türkiye Muhtarlar Federasyonu’ndan Mersin Şubesine bağlı muhtarlar Gazimağusa Belediyesini ziyaret etti Mağusa Muhtarlar Derneği’nin davetlisi olarak ülkemize gelen Türkiye Muhtarlar Federasyonu’ndan Mersin Şubesi’ne bağlı 11 muhtar bugün Gazimağusa Belediyesini ziyaret etti. Gazimağusa Belediye Başkanı İsmail Arter, pandemi nedeniyle 2 ülke arasındaki gidiş gelişlerin azaldığını, Mersin Büyükşehir Belediyesi ile Gazimağusa Belediyesi’nin kardeş şehir olduğunu, ilişkilerin devam ettiğini, Türkiye’den gelen muhtarların da KKTC’deki muhtarlara deneyimlerini aktarmasını isteyerek, merkezi idarelerin ülkeyi yönettiğini ancak insanları doğumundan ölümüne kadar en yakın bilen muhtarların olduğunu söyledi. Gazimağusa’da Maraş konu-

sunun gündemde olduğunu 46 yıl kapalı kalan bir bölgenin yanında belediyecilik yapmaya çalıştıklarını ifade eden Başkan Arter, Maraş’ta kamu alanlarının düzenlenmesi ve insanların bölgeye ziyaretinin başladığını, bunları yaparken komşuları rahatsız etmemek gerektiğini, hareketlenmenin Rum liderliği ile yapılan görüşmelere olumlu yansımasının olmasını diledi. Türkiye Muhtarlar Federasyonu Mersin Şubesi Başkanı İbrahim Soysal ise, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nı kutlayarak, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş ve şehitleri rahmetle andığını ifade etti. Soysal,

Mersin muhtarları olarak ülkeye ilk kez geldiklerini, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a, Mağusa Muhtarlar Derneği Mustafa Yeşilleme ve KKTC Mersin Başkonsolosu Zalihe Mendeli’ye teşekkür etti. Bu birlikteliğin devamını da dileyen Soysal, Başkan İsmail Arter’e de teşekkür ederek, Başkan İsmail Arter’e takdir belgesi takdim etti. Mağusa Muhtarlar Derneği Başkanı Mustafa Yeşilleme de Başkan İsmail Arter’in her taleplerine olumlu cevap verdiğini ve derneklerine her zaman destek olduğunu ifade ederek teşekkür etti.


“Yerli ürüne karşı olan önyargı artık kırılmıştır” 2021

Mesarya Gazetesi

11

Ergün OZA Oza Kahve Direktörü Kuzey Kıbrıs’ın en büyük kahve üreticilerinden birisi olan ve yıllar içerisinde üretim yeri olan Mağusa’nın sınırlarını aşarak ülkenin dört bir yanındaki marketlerde yerini alan Oza Kahve, gelişimini yenilikler katarak devam ettiriyor. 1984 yılında Ergün Oza tarafından kurulan şirket, bugün 4 farklı şekilde ve 17 kategoride sunduğu ürünlerine yenilerini eklemek için hazırlık yaparken, İngiltere pazarına yeni pazarlar ekleyerek ihracat yapma hedeflerini gözetiyor. Genç yaşta önemli sorumluluk alan idealist bir iş insanı Bu yılın başında şirketin direktörlük görevine getirilen genç iş insanı Ergün Oza, bir yandan bu sorumluluğuna odaklanırken, diğer yandan dahil olduğu Sanayi Odası Yönetim Kurulu’nda ülke sanayisinin gelişimi için çağdaş düşünce ve planlamalarını paylaşıyor. Ergün Oza ile Oza Kahve’nin dünden bugüne öyküsünü, gelecek planlarını, ülke sanayisinin durumunu ve pandeminin sektördeki etkilerini konuştuk. 1994 yılında Mağusa’da dünyaya gelen Ergün Oza, eğitiminin lise kısmını Kanada’da tamamladıklan sonra İngiltere’ye üniversite okumaya gider. İsmini aldığı dedesinin ricası ile Kıbrıs’ta okumak için geri dönen Ergün Oza, iş hayatına atılmak için hazır olduğunu düşünerek askerliğini yapar ve şirkette muhasebe alanında görev üstlenir. Programsal ve yönetsel birçok yeniliğe imza atar ve yaklaşık 7 ay önce de babası tarafından şirketin direktörlüğüne getirilir. “Bir birey küçük yaşlardan itibaren işin içinde büyürse o işe karşı manevi olarak daha bağlı olur” “Çocukluktan beridir işin içinde oldum, her yaz tatilinde şirkette küçük küçük görevler üstlenerek çalıştım. Bu dünyada da böyledir, bir birey küçük yaşlardan itibaren işin içinde büyürse o işe karşı manevi olarak daha bağlı olur ve bu onun işini sevmesini ve ufkunun farklı boyutlarda olmasını getirir. Kendimde de bunu gördüm. Ekip olarak çalışıyoruz, her zaman söylerim aile ile işi bir tutmamak lazım biz bunu başardık ve geliştirmeye devam ediyoruz. Amcam Akan Oza şirkettedir halen aktiftir, halam aramıza geldi uzun aradan sonra sosyal medyamızı yö-

netiyor. Biz üçüncü kuşak sanayiciyiz, ben, kız kardeşim ve arkadan gelen yeğenimiz Nehir bu kuşağı oluşturuyor. “4 farklı ürünümüz var, bunlara kapsül kahve ve soğuk kahve ekleme planımız var” Şu anda 4 farklı ürünle piyasada yer alıyoruz. Türk kahvesi, espresso, filtre kahve ve instant (granül) kahve ürünlerimizdir ve bunlar da kendi içerisinde 17’ye ayrılıyorlar. Geçtiğimiz yıl bünyemize kattığımız farklı ülkenin kahve çekirdekleri var, mevcut olan Brezilya’nın ardından Kenya, Kolombiya Kosta Rika’dan kahve çekirdeği ithal ediyoruz. Biz bu ürünleri yeşil olarak, çiğ alıyoruz, burada kavuruyor ve istediğimiz kıvama getirip paketleyip piyasaya sürüyoruz. Hazır kahvelerde 2’si ve 3’ü bir arada yanında Ozacafe dediğimiz klasik granür kahve üretiyoruz, bu ürünün yakında da gold olanı da gelecek. Gelişim planlarımız arasında kapsül kahve ve soğuk kahve yer alıyor. Bu bilinen kahve esansları ve likörle olan soğuk kahve gibi değil cold brewed denilen demleme şeklinde gerçek kahveden üretilen şeklinde soğuk olarak pazara sunulacaktır. Sade, şekerli sütlü ve sütlü olarak üretmek istiyoruz. “Kilo bazına adada en çok kahveyi satanın biz olduğumuzu iddia ediyoruz” 2017 yılından beridir İngiltere pazarında büyük bir pazarlama ağı olan bir şirketle çalışıyoruz, diğer ülkelerde de çalışmalarımızı başlattık, büyümek istiyoruz ve bu yönde çalışmalar yapıyoruz. Ülkedeki duruma bakılınca, geçen yıldan bu yıla pandemiye rağmen kilo bazında yüzde 2.5 artışımız var, ada ülkesi olarak baktığımızda güzel bir artış diyebiliriz. Kilo bazına adada en çok kahveyi satan biz olduğumuzu iddia ediyoruz, şu an satışlarımızdan çok memnunuz. Ürettik sonra ülke daha çok gelişir, daha çok kalkınır, bunu her daim savunuyoruz. Sanayi Odası’nın yönetiminde olmamın en büyük etkeni budur, üretimimizi ne kadar daha iyi hale getirebiliriz, bu ülkede nasıl daha çok şey üretebiliriz, felsefemiz bu… “Önce maddiyata değil maneviyata, kaliteli ürüne odaklanılmalı”

İş yapmak, üretmek isteyen arkadaşlara tavsiyem maddiyatı ilk sıraya yerleştirmeden maneviyata ve kaliteli ürüne yönelmeleridir. Aynı yerde saymak sizi bir yere getirmez, her gün bir önceki günden daha ne kadar iyi ve kaliteli ürün yapabilirsiniz bunu düşünmelisiniz. Maddiyatı birinci sıraya koyar ve ürünü ikinci sıraya yerleştirirsiniz, maddiyat peşinde koştuğunuz için hızlı para kazanmak istersiniz ve diğer şeylere önem vermezsiniz. Ancak maneviyatı öne koyarsanız ve derseniz ki ‘ben bu adanın en iyi en kaliteli ve en dürüst işletmecisi olacağım’ o zaman bu anlayış kaliteye getirir ve doğru orantıda karlılık da getirir. Zaten bizim şirket olarak da felsefemiz budur. Bizim bir diğer felsefemiz de ürünü kullanır gibi düşünmektir. Sen o ürünü beğenmezsen ve tedirginlik duyarsan nasıl bir başkası kullansın, en büyük tavsiyelerim bunlardır. “Pandemi, üretime hem olumlu hem olumsuz etki yaptı” Pandeminin bize hem pozitif hem de negatif etkisi oldu. Olumlu kısmına bakıldığında geçmiş yıllarda bizim ülkemizde üretilen ürünlere karşı belli bir kalitesizlik ve memnuniyetsizlik yaratılmıştı ve halk buradaki ürünler yerine farklı arayışlara girmişti. Yerli ürüne karşı olan bu önyargı pandemi sürecinde kırılmıştır. Şu dönemde kaliteli ürün ve hizmet veren birçok şirketimiz var ancak geçmişten gelen önyargıyı kırmakta zorlandılar. Kendimizden örnek vermek gerekirse; kapanma nedeni ile güneye geçilmemesi sonrasında özellikle Lefkoşa’da inanılmaz derecede espresso ve filtre satışımız oldu, bu Mağusa’nın 2.5 katı oranında bir rakamdır. Araştırdık, pandemi öncesinde bu ürünler güneyden alınıyordu ve kapılar kapanınca ürün arayışı oldu ve buradaki ürünler denendi. Neticede de insanlar çok memnun kaldılar ürünlerden, bizlere ‘bu kadar kaliteli kahve çeşidi ürettiğinizi bilmiyorduk’ denildi. Negatif olarak ise öğrencilerin gelmemesi, cafe restoranların iş hacminin düşmesine, marketlerdeki satışların azalmasına yol açtı. Yine turist gelmesinin azalması, Rum tarafından müşterilerimizin kapanma nedeni ile alışveriş yapamaması bu olumsuz kısma eklenebilir.


2021

Mesarya Gazetesi

12

Meslekler ve Yüzler-1” adlı kitapta eski ve günümüze kadar gelen mesleklerle özdeşleşmiş kişiler bir araya toplandı.

Girne Belediyesi yayın dünyasına bir eser daha kazandırdı 23 kişinin fotoğraf ve kısa yaşam öykülerinin yer aldığı kitapla, bir anı albümü yaratmak yanı sıra, geçmişten günümüze, ürettikleri, kişilik ve düşünceleriyle örnek teşkil eden kişilerin ölümsüzleştirilmesi hedeflendi. Kitap, Nazım Hikmet Ran, Orhan Veli Kanık, Ara Güler, Tevfik Fikret, Perihan Pehlivan, Can Yücel, Hasan Hüseyin Korkmazgil’in şiir ve sözleriyle desteklendi.

bu kişilere teşekkür edip, hayatta olmayanlara da Allahtan rahmet diledi. Güngördü, ileriki zamanlarda da albümün devamının yayınlanacağına işaret ederek, kitabın yayınlanmasında emeği geçenlere teşekkür etti. “Meslekler ve Yüzler-1” kitabında; Hatice Bittacı, Salih Yıldızdoğan , Mustafa Şadi Efendi, Fahriye Behçet, Bayram Bayramoğlu, Şakir Hıdırer, Cevat Hüseyin, Niyazi Aydeniz, Sıdıka Birsen Ruso, Mustafa Salih Arslanel, Yücel Onurlu, Fecriye Özderya, Mustafa Reisoğlu, Eray Ezilmez, Talat Beyislam, Raif Rüstem Paşa, Salise Talaş, Şükrü Kanbur, Arif Akbalıkçı, Kemal Boral, Havva Akahmet, Kemal Güzay, Turan Obalı yer alıyor.

Girne Belediye Başkanı Nidai Güngördü, hayata kattıkları, zanaatları, bilgi birikim ve deneyimlerini gelecek nesillere aktarmakta bir misyon üstlenen kişileri bir albümde buluşturmayı görev bildiklerini ifade ederek, üretimleri ve insanlığa kattıklarıyla örnek olan

2. Gülsin Onay Piyano Festivali DAÜ katkılarıyla 5-7 Ekim’de gerçekleştirilecek.

2. Gülsin Onay Piyano Festivali 5-7 Ekim’de

Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) ve Kıbrıs Polifonik Korolar Derneği iş birliği çerçevesinde, Türk Piyanist Verda Erman’ın anısına düzenlenecek 2. Gülsin Onay Piyano Festivali, 5-6-7 Ekim’de gerçekleştirilecek. Etkinlik kapsamında yarışma, festival, panel, konser ve Gülsin Onay atölyeleri yer alacak. Festival, 7 Ekim 2021 Perşembe akşamı, DAÜ Rauf Raif Denktaş Kültür ve Kongre Sarayı’nda, piyanist Gülsin Onay’ın KKTC Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ile birlikte vereceği kapanış konseri ile sona erecek. DAÜ’den yapılan açıklamada, KKTC’de ikinci kez gerçekleştirilecek piyano festivali ile ülkenin ve Gazimağusa kentinin kültürel yaşamına katkıda bulunulacağı ifade edildi. Festival ile amatör piyanistlerin çalıştıklarını sergilemesine, diğer piyanistleri dinleyerek repertuar gelişimlerini artırmasına, aldıkla-

rı eğitimin akademik ve sanatsal boyutu ile değerlendirilmesine olanak sağlanması amaçlanıyor. Festival kapsamında Piyanist Atakan Sarı da çevrim içi konser verecek. Ünlü Piyanist Gülsin Onay’ın canlı kapanış konseri ile son bulacak festivalde, Türkiye’den ve Kıbrıs’tan çok sayıda piyanist ve piyano eğitmeni de jüri olarak görev alacak. Yarışma ve festival sunumları çevrim içi, Gülsin Onay atölyeleri ise pandemi kurallarına uygun olarak yüz yüze gerçekleştirilecek. Festivalin organizasyonunu Piyanist Atakan Sarı, Kıbrıs Polifonik Korolar Derneği Koro Şefleri Erkan Dağlı ve Rana Uluçay ile

Yönetim Kurulu Üyesi Esra Uluçaylı gerçekleştirecek. Festivale katılmak ve etkinliklerde yer almak isteyenler başvurularını https://gulsinonaypiyanofestivali. emu.edu.tr linki üzerinden veya gulsinonaypiyanofestivali@emu.edu.tr başlıklı e-mail adresi aracılığı ile gerçekleştirebiliyor.

Gazeteci, yazar, şair Abdullah Azizoğlu’nun “Şiirler ve Şiirlerle Kasaba Hikayeleri” adını verdiği kitabı yayımlandı.

Azizoğlu’nun “Şiirler ve Şiirlerle Kasaba Hikayeleri” kitabı yayımlandı Gazeteci, yazar, şair Abdullah Azizoğlu’nun “Şiirler ve Şiirlerle Kasaba Hikayeleri” adını verdiği kitabı yayımlandı. Azizoğlu, İstanbul’da Tilki Kitap yayını olarak basılan yeni kitabında, “Şiirlerim, duygularımın yalın halde kağıda dökülmüş halidir... Mesleğimin verdiği alışkanlıkla düz yazı daha kolay olsa da, -her şeyde olduğu gibi- şiirde de zoru seçmiş bulunuyorum” diyor. Şiir macerasını gençlik yıllarında baş-

ladığını, ancak şairliğe 70 yaşında cesaret edebildiğini belirten Abdullah Azizoğlu, kitabının “perdeyi son defa kapatmadan önce geriye bir şeyler bırakma gayreti” olduğunu kaydetti. Azizoğlu’nun daha önce yayımlanmış “Hayata Dair Şiirler” adlı bir kitabı daha bulunuyor. Kitaplar, internet sitelerinde ve kitapçılarda satışa sunuldu.


Mesarya Gazetesi

2021

13

“Yerli ürün korunmalı” Metin ÖZDAĞLI Makarna Üreticisi Makarna üreticisi Metin Özdağlı, ithal ürün fazlalığından marketlerde yerli ürünlere yer bile verilmediğini, devletin bu dengesizliği düzeltmesi gerektiğini söyledi. Organik olarak üretilen, yüzde yüz yerli bir ürün olan Eko Makarna, Kıbrıs damak tadına hitap eden yapısı ile ciddi şekilde tercih ediliyor. Eko Makarna’nın üreticisi olan Metin Özdağlı, hem bu işe girişin öyküsünü, hem yerli makarnanın üretim aşamasını hem de sektör içindeki durumunu özetleyerek, dikkate değer birçok öneride bulundu. “15 yıl boyunca yerli tohumlardan buğday ektiğini belirten Özdağlı, organik üretim olduğundan dolayı çıkan ürünün içinde yabani ot tohumları olduğunu, bu yüzden dolayı Toprak Ürünleri Kurumu, hayvan üreticileri ve yem fabrikalarının ürününü almak istemediğini belirtti. “Tamamen organik buğdayımızı una çevirip makarna yaptık, yiyenler harika buldu” Kimyasal kalıntısı olmamasına rağmen fiziksel kirlilik olan buğdayını selektör bulup elediğini ortaya tertemiz bir buğday çıktığını dile getiren Özdağlı, o dönem bu ürünü TÜK’e vermeme kararı aldığını makarna işine girmeye karar verdiğini de İtalya’dan küçük ölçekli makineler getirttiğini söyledi. Makinelerin kurulması sonrasında buğdayı una çevirip makarna yaptıklarını, aile ve yakın kişilerin denediğini ve makarnayı harika bulduğunu, yaptıkları işin doğru olduğuna karar verince satışa sunduklarını belirten Özdağlı, elden bir satış gerçekleştirdiklerini ve geriye dönüşün çok olumlu olduğunu söyledi. Özdağlı, o görüşlerin kendisi için önemli olduğunu, doğru yolda oldukları sonucuna vardıklarını, belli başlı büyük süpermarketlere vermeye başladıklarını ve oralardan da olumlu sonuç aldıklarını söyledi.

“Az, öz ama sağlıklı ve kaliteli ürün çıkarıyoruz” Üretim yerlerinin Kalavaç’ta olduğunu, 100 dönüm arazide organik tarıma bağlı olarak buğday yanında farklı ürünler de ektiklerini, arka arkaya ekmeyip nadasa bırakarak doğaya saygılı davrandıklarını dile getiren Özdağlı, “çok üretip çok kazanalım derdimiz yok, az öz ama sağlıklı ve kaliteli ürün çıkarıyoruz” dedi. Farklı arsa icar etmediklerini, sadece kendi arazilerini ektiklerini aktaran Özdağlı, isim konusunda organik eko tarım yapılan Kalavaç köyünden esinlenerek Eko Makarna isminde karar kıldıklarını belirtti. “İthal ürünler o kadar çok ki yerli ürünlere marketlerde yer kalmıyor” Pandemi nedeni ile tüketimin azaldığını, insanların daha ucuz ve endüstriyel makarnaya yöneldiğini, ürettikleri makarnanın organik olması nedeni ile diğerlerine göre biraz daha pahalı olduğunu dile getiren Özdağlı, “Türkiye’nin nerevdeyse tüm makarnaları marketlerde mevcut ve bazı marketler bize ‘ürününüzü koyacak yer yoktur’ diyorlar. Biz de zorlamıyoruz, bizi kabul edenlerle çalışıyoruz” şeklinde konuştu. Özdağlı, “Bu ülkeye plastik makarnalar da geliyor, çok kalitesiz ürünler var, bunlar sınırlandırılmalı. Daha kaliteli üretim olursa azaltılabilir, ancak süt ürünlerinde bu durum böyle değil, birçok peynir geliyor ama hellim o getiren ülkelere gitmiyor, yani karşılıklı değil. İthalatta hiçbir sınırlama yok, bulduğunu, para kazanacağını düşündüğü her ürünü getiriyor, denetim yok.” dedi. “Makarna konusunda yatırım yapmak isteyenler teşvik edilmeli, ithalata sınırlandırma getirilmeli”

Bitki ve hayvan hastalıklarının ülkeye yurtdışından geldiğini, eskiden bu hastalıkların olmadığını, iyileştirmek için kimyasallar kullanıldığını ve sonrasında bizlerin bunları yediğini dile getiren Özdağlı, sözlerine şu şekilde devam etti: “Kota ve fon konulmalı, serbest ticaret olsun ama yerli üretici de korunsun, yerli üretici de kaliteli ürün üretmeli. Makarna konusu temel gıda, yatırım yapmak isteyenler teşvik edilmeli, daha uygun koşullarda krediler verilmeli, ithalata sınırlamalar getirilmeli. Türkiye’ye makarna satmak çok zor, araştırdım ama bizim ülkemizde öyle değil, bu dengesizliği düzletmede devletimize görevler düşer. Sadece hellime odaklanılmamalı, örneğin Kıbrıs karabaşak buğdayı mücevher değerindedir, kalitesi yüksek, çok sert bir buğdaydır, bundan yararlanmak bunu değerlendirmek gerekiyor.”


2021

Mesarya Gazetesi

14

LTB’den Halk Sağlığı için yoğun denetimler mesi, faaliyetlerinin durdurulması dâhil olmak üzere yasal yaptırımlar uygulanıyor.

Lefkoşa Türk Belediyesi (LTB) her zaman toplum sağlığını önde tutan yaklaşımla iş yerlerine yönelik denetimlerini aralıksız sürdürüyor. Halk ve Çevre Sağlığı ile Zabıta Şubesi’nin koordinesinde gerçekleştirilen haftalık denetimlerde Bakanlar Kurulu tarafından alınan kararlara uygun olarak maske, mesafe, hijyen uygulamaları, çalışan ve müşterilerin PCR testleri, sağlık karneleri, iş yeri izinleri gibi uyulması gereken kurallar kontrol ediliyor. Sabah(mesai saatleri/gün içi) ve akşam ekipleri olarak denetimleri gerçekleştiren LTB Halk Sağlığı ve Zabıta Şubesi, pandemi koşullarında süren çalışma hayatı içerisinde Bakanlar Kurulu kararlarının sahada uygulanması için yoğun şekilde çalışırken, iş yerlerinde gereken tedbirlerle ilgili uyarılarda bulunuluyor, buna uymayan iş yerlerinin kapatılması, idari para cezası kesil-

Yoğun denetimler sürüyor LTB Halk ve Çevre Sağlığı Şubesi 16-20 Ağustos tarihleri arasında 76 iş yerini denetlenirken 1 iş yeri izinsiz olmasından dolayı faaliyetten men edildi, 1 iş yerinden uygun koşullarda muhafaza edilmeyen 1 birim ürün müsadere edildi, 8 iş yerine eksiklerinden dolayı ihbar verildi ve 1 imha yapıldı. Denetlenen iş yerleri niteliklerine göre: 13 Restoran, 3 Kafeterya, 1 Meyhane, 3 Yaşlı Bakım Evi, 5 Eğitim Merkezi, 11 Spor Salonu, 1 Pastane, 1 Kuruyemiş İmalathanesi, 3 Oto Galeri, 2 Hotel, 1 Oto Yıkama, 1 Büfe, 2 Pansiyon, 1 Düğün Salonu, 1 Kahvehane, 5 Anaokul, 15, Kuaför/Güzellik /Berber Salonu, 7 Market. LTB Zabıta Şubesi ise 16-22 Ağustos haftasında toplam 140 işyerini denetledi. Gece denetimlerine ağırlık veren ekipler gıda, eğlence, market gibi yerleri sıkı olarak denetlerken maske, mesafe, hijyen kuraları ile hem çalışanlar hem de

İskele’ye sosyal aktivite, eğlence ve rekreasyon merkezi inşa ediliyor.

İskele’ye sosyal aktivite ve rekrasyon merkezi İskele’ye sosyal aktivite, eğlence ve rekreasyon merkezi inşa edilecek. Merkez, Onur Camping bölgesi olarak bilinen bölgede yaklaşık 9 bin 700 metrekarelik bir alana kurulacak. İskele Belediyesinden yapılan yazılı açıklamada, projenin Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçiliği Kalkınma ve Ekonomik İşbirliği(KEİ) Ofisi tarafından da destekleneceği ifade edildi.

Merkez tamamlandığında, 5 bin metrekarelik 200 araç kapasiteli otopark, engelsiz yürüyüş ve gezi yolu, 2 bin 300 metrekarelik yeşil alan açık ve kapalı kafe ve restoranlar, oturma yerleri, çocukların kaliteli vakit geçirmeleri için mini amfi, modern ve ışıklı su oyun alanları ile stantlar yer alacak. Açıklamada, Ardahan köyü için hazırlanan bir projenin de KEİ’den destek alacağı belirtildi.

müşterilerin PCR testlerini kontrol ettiler. Bazı işletmelere de gerekli uyarıları yapan Zabıta ekipleri, hem halk sağlığı hem de ekonominin çarklarının zarar görmeden dönmesi için kurallara uymanın önemine dikkat çektiler. Kurallara uymayan işletmeler Alo 185 Çözüm Hattı’na bildirilebiliyor LTB ekipleri tarafından iş yerlerindeki kuralları ve yeni uygulamaları sıkı bir şekilde kontrol ediyor. İş yerlerinin kurallara uyulmaması halinde yurttaşlar Alo 185 çözüm hattına şikayette bulunabiliyorlar. Başkan Harmancı: “Hem sağlık hem de ekonomi için tedbirli olmak gerekiyor” Denetimlerin aynı sorumluluk ve ciddiyet içerisinde devam edeceğini, toplum sağlığı için hareket ettiklerini dile getiren LTB Başkanı Mehmet Harmancı, her işletmenin toplumsal ve kurumsal sorumluluk çerçevesinde, pandemi kurallarına uygun hareket etmesini beklediklerinin altını çizdi. Tüm işletmelerin zor dönemler geçirdiğinin farkında olduklarını, kurallara uyularak hareket etmenin ekonomik çarkların dönmesine olumlu yansıyacağını belirten Başkan Harmancı, aksi durumun hali hazırda zorda olan ekonomik yaşamın daha da daralma yaşayacağı uyarısını yineledi.

EMAA’dan 6 Sanat Kitabı

Akdeniz Avrupa Sanat Derneği’nin (EMAA), Kıbrıs sanat literatürüne kattığı 6 sanat kitabını Rüstem Kitabevi’nde tanıttığı bildirildi. EMAA’dan yapılan açıklamada, kitapların genel hedefinin, sanatı ve çeşitli sanat form ve alanlarını daha anlaşılır bir dilde farklı kesimlere hitap edebilecek şekilde sunmak ve sanatın sıklıkla ulaşamadığı kesimlere bu kitaplar aracılığıyla ulaşmak olduğu kaydedildi. Açıklamada, 3-6 yaş grubu için “Gri ve Beyaz ile Sanata Kuş

Bakışı”, 7-12 yaş grubu için “Benim Güneşim” adlı kitapların içeriğinin, yazar Hanife Tayyareci ve ilüstratör Yağmur Bayhanlı’nın iş birliği sonucunda oluşturulduğu belirtildi. 13-17 yaş grubuna yönelik gençler için hazırlanan “Zi’nin Görsel Sanatla Yolculuğu” adlı kitabın içeriğinin ise yazar Eser Keçeci tarafından sanatı, sanat tarihini sevdirmeye ve anlatmaya yönelik, eğlenceli ve interaktif bir kaynak olarak oluşturulduğu ifade edildi.


Mesarya Gazetesi

2021

15

Salı Pazarı’nda renkli görüntüler

Lefkoşa Türk Belediyesi’nin en büyük öz kaynak yatırımlarından birisi olan Merkez Lefkoşa farklı etkinlikler ile şehir hayatına renk katmaya devam ediyor. Salı Pazarı bu hafta farklı etkinlikler ve satış standları ile gerek esnafı gerekse de alışveriş için gelen yurttaşları keyiflendirdi. Ülke insanımızın emekleri ile üretilen yerli ve niş ürünlerin yer aldığı satış standları ve tadım-tanıtım noktaları her Salı Merkez Lefkoşa’da El işi, oymacılık, sele, dekorasyon, kitap, çanta, aksesuar, sabun, kıyafet, ayakkabı imalatı, organik ürünler, macun, reçel,

bal , taze ve kuru baharatlar, zivaniya, çörek, sebze, meyve gibi onlarca farklı standın bulunduğu Salı Pazarı’nda Lefkoşa Belediye Orkestrası müzik dinletisi sundu. Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası ile işbirliği çerçevesinde yerel üreticilere farklı fırsatlar sunulan Salı Pazarı’nda birçok kaliteli yerel ürün tüketicinin beğenisine sunuluyor. Saç ve güzellik performansları ile çocuk oyun alanlarının da yer aldığı Salı Pazarı’nda yurttaşlar saat 14:00 ile akşam 23:00’a kadar hem alışveriş yapabilir hem de keyifli bir gün geçirebilir.

Mehmetçik Belediye Başkanı Cemil Sarıçizmeli, bir süredir çalışmaları sürdürülen Mehmetçik İmar Planı’nın yasallaşma yolunda “rölantiye” alınma girişimlerine maruz kaldığını belirterek sosyal medyadan tepki gösterdi.

Mehmetçik Belediye Başkanı Cemil Sarıçizmeli: Planlı yaşam bizim olmazsa olmazımızdır Mehmetçik Belediye Başkanı Cemil Sarıçizmeli, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda bir süredir Mehmetçik Belediyesi’nin hazırlıklarını sürdürdüğü Mehmetçik İmar Planı’nın yasallaşma yolunda planlandığı gibi yürürlüğe girmek üzere iken hükümetin büyük ortağı tarafından ‘rolantiye’ alındığını iddia etti.

Başkan Sarıçizmeli paylaşımında “imar planının ‘rolantiye’ alınma girişimlerine seyirci kalacağımızı hiç kimse düşünmesin” diyerek tepki gösterirken, “diğer imar planlarında yarattığınız kaos ve rant kavgasına bizim planımızı da dahil edeceğinizi de aklınızın ucundan geçirmeyin” ifadelerini kullandı. Sarıçizmeli paylaşımında şu ifadeleri kullandı: “Mehmetçik Belediyesi 2018 yılı itibarı ile sürdürülebilir gelişme, yaşanabilir çevre, turizm ve tarımsal gelişim ve kendi kendine yeter bir ekonomi yaratmak, bölgesinde on

yıllardır var olan emirnamelerden de kurtulmak için Mehmetçik İmar Planı hazırlıklarını sürdürmektedir. Planlı yaşam bizim olmazsa olmazımızdır. Ülkemizdeki kangrenleşen yapısal sözde gelişimlerin bölgemize da yansımasını engellemek hem belediye başkanı olarak benim hem de halkımızın en doğal hakkı ve arzusudur. Ancak, yıllardır büyük emek ve enerji harcadığımız plan son halini alıp yasallaşma yolunda planlandığı gibi yürürlüğe girmek üzere iken hükümetin büyük ortağı tarafından ‘rolantiye’ alınma girişimlerine seyirci kalacağımızı hiç kimse düşünmesin. Diğer imar planlarında yarattığınız kaos ve rant kavgasına bizim planımızı da dahil edeceğinizi de aklınızın ucundan geçirmeyin. Bu kavga memleket kavgası çünkü. Bu topraklar da bizim topraklarımız. Biz bizim istediğimiz gibi bu topraklarda yaşamak istiyoruz ve bu şekilde hisseden, düşünen tüm kişi, kurum ve kuruluşları bu kavgada yanımızda görmek istiyor, birlikte mücadeleye çağırıyoruz!”


2021

Mesarya Gazetesi

16

Köşe Yazısı

Bebeklerde hışıltılı solunum ne demek? Sezin DEBEŞ Çocuk Sağlığı Ve Hastalıkları Uzmanı 0533-8709918

Özellikle mevsim değişikliği ile karşılaştığımız bebeklik ve çocukluk çağında en sık rastlanan sağlık problemlerinin başında olanlardan birisi göğüs hırıltısını inceleyelim birlikte….. BEBEKLERDE GÖĞÜS HIRILTISININ SEBEPLERİ -Özellikle yeni doğmuş ve birkaç aylık bebeklerde görülen hırıltının sebebi burunlarında bulunan kıkırdaklardan oluşan nefes yollarının normal insanlara göre daha dar olmasıdır. -Ayrıca bebeklerin bronşlarının çok küçük olması nedeniyle burada biriken balgam benzeri sıvılar, bebeğin nefes almada zorlanmasına sebep olur. Bu durumda bebek daha hızlı nefes alır ve bu da burun ve göğüsten hırıltı gelmesine yol açar. -Bunun dışında bebekler nefes aldığında nefes yolunda oluşan alerji, enfeksiyonlar ve sıvı dolgular bebeğin zaten dar olan burnunu daha da tıkayacağından hırıltılı bir ses çıkarmasına sebep olur. BEBEKLERDE HIRILTININ ACİL OLAN BELİRTİLERİ Hava kirliliği ve enfeksiyon artışına bağlı olarak görülme oranları da artan bebeklerde hırıltının birçok belirtisi vardır. Ebeveynlerin bebeklerde çok sık gözlemlediği göğüs hırıltısının belirtileri; -Hızlı nefes alıp verme, -Hızlı nefes alma ihtiyacı sebebiyle burun kanallarında görülen hareketler, -Yine aynı sebeple göğüs kafesinde görülen hareketler,

-Nefes alıp vermeye bağlı olarak boyun kasları ile kaburga kasları arasında göğüs içine doğru oluşan çukur olması -Öksürük ve hırıltı azalmak yerine giderek artıyorsa, -Nefes alış verişi sıklaşmışsa, -Bebeğin cilt rengi solu veya morsa, -Bebekte aşırı bitkinlik varsa, -Ateşi yükselmişse, –BU DURUMLARDA MUTLAKA ÇOCUK DOKTORUNA BAŞVURUN…. BEBEKLERDE HIRILTININ ÇEŞİTLERİ Eğer bebeğiniz ıslığa benzer bir hırıltı çıkarıyorsa, büyük ihtimalle bebeğinizin burnundaki sıvı salgılar yüzündendir. Bu sebeple korkulacak bir durum yoktur. Ev de serum fizyolojik damla ya da spreylerle burnunu temizleyin. Eğer bebeğiniz nefes alıp verirken derinden gelen bir hırıltı sesi varsa boğazda bulunan trake borusunda nefes alış verişi sırasında meydana gelen hışırtıların buruna gelene kadar hırıltıya dönüşmesi sonucu oluşmuş demektir. Bu duruma genel olarak trakemalazi adı verilen geçici bir solunum yolu hastalığı sebep olur. Soluk borusunun kıkırdak yapısının gevşek olması nedeniyle hışıltı sesi duyulur. Genellikle 1-2 yaşa kadar düzelmesi beklenir. Bebeğiniz çatlak sesli bir hırıltı çıkarıyorsa, bebeğinizin gırtlağında balgam birikmesi vardır. Bu durumda bebeğinizin balgam sökmesi için doktorun verdiği ilaçlara ya da doğal yöntemlere başvurabilirsiniz. Hem bronşların ve nefes yolunun hem de nefes yolunda virüs, enfeksiyon, alerji veya sıvı birikmesi ile oluşan hırıltı türü ise ıslık sesi ile karışık oluşan hırıltıdır. Böyle bir durumla karşılaşıldığında vakit kaybetmeden doktora başvurulmalıdır. Genel olarak bu hastalıklar bebeklerde hırıltının sebebi olabilir: -Alerji, -Saman nezlesi, -Astım, -Boğmaca, -Zatürre -Solumun yolu enfeksiyonları, -Nefes borusuna yabancı madde kaçması, -Sigara, nikotin dumanına maruz kalma.



2021

Mesarya Gazetesi

18

Köşe Yazısı

Yas dönemi psikolojisi Bu zorlu süreci nasıl atlatabilirsiniz? Özge SARICA Uzman Klinik Psikolog

Sevilen birinin kaybından sonra yaşanan yas süreci, hayatın en zorlu dönemlerinden bir tanesidir. Zor, yoğun ve streslidir. Üstesinden gelmesi zor ancak yaşanması gereken normal ve doğal bir süreçtir. Sanılanın aksine sadece sevdiğimiz biri öldüğü zaman değil, bir ayrılık, boşanma, göç, iflas, hastalık sonrasında da, bir arkadaşlık ilişkimizi, işimizi, mesleğimizi, evimizi kaybettikten sonra da yas tutarız. Burada önemli olan bizim için önemli olan bir şeyin artık hayatımızda olmamasıdır. Yas, unutmak demek değildir. Yas sürecinde fiziksel, duygusal, bilişsel, davranışsal bazı tepkiler veririz. Bunlar bir bakıma değişimlere alışma sürecinin bir parçasıdır. Aşırıya kaçmadığı ve kişinin hayatını sekteye uğratmadığı sürece normal kabul edilir. Yas süreci başlı başına zor bir dönem olmasının yanında bu dönemi zorlaştıran farklı etkenler de vardır. Bunlardan bir tanesi yasa yüklenen anlamdır. Bazı kişiler için yas tutmak kaybettikleri o kişiyi unutmak anlamına gelir. Eğer yasını tutarlarsa o kişiye dair anıları, yaşananları, güzel hatıraları

unutacaklarını düşünürler. Daha doğrusu bundan korkarlar, onu unutmaktan korkarlar. Ancak yas, unutmak demek değildir. Yas, ne kadar zor olsa da yaşananları kabul etmek, buna alışmaya ve bir şekilde hayata devam etmeye çalışmak demektir. Yas tutulduğu için bir kişi unutulmaz. Herkesin yas süreci farklıdır. Yas sürecini zorlaştıran bir diğer konu da yaşanan kayba diğer kişilerin farklı tepkiler veriyor olmasıdır. Bu durum özellikle eşler arasında ciddi sorunlara neden olabiliyor. Bir taraf ağlayarak, duygularını, düşüncelerini, acısını ortaya dökerek yasını tutarken, diğer tarafın belki sessizliğe bürünerek, belki yaşananlarla ilgili konuşmayarak ya da kendisini işine, uğraşına daha fazla vererek yasını yaşıyor olması, kişiler arasında çatışmalara neden olabiliyor. Çünkü bir taraf “olması gerektiği gibi” yas tutmuyordur. Ancak durum bu kadar basit değil. Herkesin kendisini ifade etmesi, yaşananları sindirmesi aynı değildir, kişiden kişiye farklılık gösterir. Burada mizaç önemli bir etken. Bizler mizacımıza göre tepkiler veririz. Nasıl mutlu bir olay olduğunda biri coşkuyla tepki verirken bir başkası daha sakin tepki verebiliyorsa yasta da durum aynı bu şekildedir. Herkes yasını kendisine göre tutar. Doğru bir yas şekli yoktur. Önemli olan yaşananları yok saymayıp yas tutmak ve bir süre sonra bu süreci sonlandırmaktır. Yas süreci yaşanması ama bitmesi de gereken bir süreçtir. Yas sürecinin, başlı başına zor bir dönem olduğu kaçınılmaz bir gerçek. Bu dönemde yakınlardan destek almak çok önemli. Sevilen biriyle duyguların, düşüncelerin paylaşılmasının, başka biri tarafından anlaşılmanın bu dönemde iyileştirici bir etkisi vardır. Ancak her şeyden önce yaşananları yok saymamak, çok zor olsa da kabul etmek gerekir. Bazen bütün çabaya rağmen bu süreç normalden daha uzun sürer ve kişinin hayatını engellemeye başlar. Bu noktada profesyonel bir destek alınması gerekir.


2021

Mesarya Gazetesi

19


İmtiyaz Sahibi DE-SA LTD. (a) Mesarya Ajans Genel Yayın Yönetmeni Deniz GÜRGÖZE

Genel Koordinatör / Halkla İlişkiler ve Reklam Növber GÜRTAY Grafik Tasarım - Dizgi Safiye ÖZYÜREKLİLER Nazire BÜYÜKOĞLU

Röportaj Şükrü BURAĞAN Basım Yeri Okman Printing

İletişim Adresi 1. Sokak No:41 Taşkınköy / L.şa (0392) 225 65 95 - 96 0533 820 00 07 mesarya.ajans@gmail.com www.mesaryaajans.com


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.