MOBILYA Mobilya Sanayicileri Derneği yayınıdır.
‘‘Kardeş İş Yeri projesi’’ ele alındı haftalarda gerçekleşen toplantıya Sedat Simavi Endüstri Meslek Lisesi Mobilya Bölüm Şefi Murat Kaya katıldı.
Mobilya Sanayicileri Derneği yönetim kurulu üyelerinin her hafta gerçekleştirdiği rutin toplantılar devam ediyor. Geçtiğimiz
sayfa 11
Kasım / 2021 - Sayı:7
Mobilya Sanayicileri Derneği Başkanı Hüseyin Ciddi, MOSAD gazetesine sektörün durumuyla alakalı seslenişte bulundu
iz
Gü r
pın
ar
ay a
M ur at K rü
ağ
De m
irb
Uf u
öb
le
kD M em
Di rek tö
irb
ağ
‘‘
Az
Es B ki Ç Uz aka alış ma nı, ma nı İş ve Sa So ğlı sy ğı al ve G Gü üve ve nli nli k ği
Se ve dat İç Sim Me a ka vi E n T nd as üs arı tri m M Ala es nı, lek Bö Lis lüm esi şe Mob fi ily a
‘‘
Yarına bugünden daha sağlam gİrmemİz lazım kİ gelecekte var olabİlelİm
Ke m
Ko o
pe
De n
rü
ktö
Da n
a
uv eD ire
yid
i
Ku ruc
r.c o
m
im
us
Yu r
iz
rM uk ay
vle
K ily ara ac gö ı zlü Mo b
sin Ta h
Du ay en
Bu sayede ham madde de öngörülemeyen fiyat artışlarından daha az etkilenileceğiz. 2022 yılında ham madde sıkıntısının damga vuracağı aşikâr olmuştur. Bu konuda sektör olarak çok dikkatli olmalıyız.
al
fŞ irk etl e
İb r 1e ah
olmayan mobilya üreticileri olarak artık uzun süreli taahhüt altına girmekten kaçınıp, kısa sürelerde sonuçlanacak işler yapmalıyız.
rati
10
“2021 yılı sonlarına yavaş yavaş geldiğimiz bugünlerde sektörümüz için geriye baktığımız zaman zor bir yıl oldu. Riskli bir dönem geçirdiğimizi görüyoruz. Mobilya sektörünün dünyada yaşanan ham madde sorununda en çok etkilenenlerden olduğunu görüyoruz. Bizler de son bir yılda ham maddeye gelen fiyat artışları karşısında ne yapacağımızı bilemez bir halde üretim yaptık. Kâr marjı yüksek
tse ve r
sayfa 3
Ed a
Yü k
se
Ba ğc ı
kİ çM im
ar
Ke r
va n
lı
Başkanın Seslenişi Mobilya Sanayicileri Derneği Başkanı Hüseyin Ciddi, MOSAD gazetesine sektörün durumuyla alakalı seslenişte bulundu. Merhabalar “2021 yılı sonlarına yavaş yavaş geldiğimiz bugünlerde sektörümüz için geriye baktığımız zaman zor bir yıl oldu. Riskli bir dönem geçirdiğimizi görüyoruz. Mobilya sektörünün dünyada yaşanan ham madde sorununda en çok etkilenenlerden olduğunu görüyoruz. Bizler de son bir yılda ham maddeye gelen fiyat artışları karşısında ne yapacağımızı bilemez bir halde üretim yaptık. Kâr marjı yüksek olmayan mobilya üreticileri olarak artık uzun süreli taahhüt altına girmekten kaçınıp, kısa sürelerde sonuçlanacak işler yapmalıyız. Bu sayede ham madde de öngörülemeyen fiyat artışlarından daha az etkilenileceğiz. 2022 yılında ham madde sıkıntısının damga vuracağı aşikâr olmuştur. Bu konuda sektör olarak çok dikkatli olmalıyız. Pandemi koşullarının özellikle Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti’nin de hafiflemesi ile birlikte, ülkemizde de bu konuda açılımlar olmuştur. Buna paralel insan hareketinin arttığı bugünlerde ekonomide yavaş yavaş yerine oturma konusunda adım atmaya başlandı. Hali ile sektörümüz içinde bu hareketlilik bize umut vermektedir. Bizim gibi devleti zengin olmayan ülkelerde, ekonomik krizler sektörleri daha derinden etkiliyor. Bizler de bunun etkisini 2020 ve 2021 yılında en derinden hissettik. Umarız önümüzdeki yıl iyileşme yolunda ilerleme sağlayacağız. Tüm meslektaşlarımın bu dönemi daha kısa vadeli plan ve yatırım programıyla geçirerek ekonomilerini sağlama alarak ilerlemeliler. Bu konuda uyarmak isterim. Yarına bugünden daha sağlam girmemiz lazım ki gelecekte var olabilelim.” Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSAD) YÖNETİM KURULU BAŞKANI hüseyİn cİddİ
Sahibi: Mosad (a) Hüseyin Cİddİ Genel Yayın Yönetmeni Deniz GÜRGÖZE Genel Koordinatör, Halkla İlişkiler ve Reklam
Növber GÜRTAY
Grafik Tasarım Nazire BÜYÜKOĞLU Reklam Tasarımı Safiye Özyüreklİler Röportaj Özge ÇELİK
Mobilya Sanayicileri Derneği İletişim Adres: OSB 2.Cadde No:19 Lefkoşa Tel: 0548 868 24 24 - 0392 225 81 31 E-Posta: info@kibrismosad.com
Mesarya Ajans Haber, Reklam ve Danışmanlık Hizmetleri 1.Sok.No:41, Taşkınköy – Lefkoşa Tel: 0 392 225 65 95 - 0548 855 00 41 E-mail: deniz@mesaryaajans.com Baskı: Okman Printing
Haberler
Ekim 2021
5
KEİ Ofisi’nden, mobilyacılara destek:
Mobilya sektöründe üretici ile tüketici tek ekranda buluşacak, mobilya üreticileri tüketiciye en hızlı, düşük maliyetli bir şekilde ulaşacak
Üretimi her alanda destekleyerek teşvik eden Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçiliği Kalkınma ve Ekonomik İşbirliği Ofisi, KKTC’de mobilyacıların tek sanal ekrandan tüketici ile buluşmasına destek verdi. KEİ Ofisi, KKTC Mobilya Sanayicileri Derneği’nin mobilya sektöründe üretici ile tüketicinin sanal ortamda tek ekranda buluşmasını ve mobilya üreticilerinin tüketiciye en hızlı, düşük maliyetli bir şekilde ulaşmalarını sağlamayı amaçlayan www.mobilyadukyani.com sitesini oluşturmasına finans desteği sağladı. KKTC genelinde dağınık olan mobilya üreticilerini bir platformda toplayacak www.mobilyadukyani. com sitesi Ekim ayında aktif hale gelecek.
KKTC Mobilya Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Ciddi, üye firma ve ürünlerin sisteme yüklenmesinin devam ettiğini ilk etapta 10’un üzerinde firmanın sisteme gireceğini söyledi. Hüseyin Ciddi, web sitesinde, tüketicilere, mutfak mobilyaları, banyo
mobilyaları, yemek odası mobilyaları, koltuk takımları, yatak odası mobilyaları, duvar ünitesi mobilyaları, TV üniteleri, özel düğün paketleri, genç odaları, bahçe mobilyaları, özel projeler ve ev dekorasyonu için ihtiyaç duyulacak aksesuarlar konusunda birçok ürün seçeneği sunulduğunu belirtti.
Ekim 2021
6
Röportaj
Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanıyım Aziz Gürpınar İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda bilgi vererek, işveren ve çalışanların yükümlülüklerinde bahsetti. Gürpınar, ülkedeki İş Sağlığı ve Güvenliği çalışmalarını değerlendirdi.
“İş yerlerinde kontrolü sağlayacak bir mekanizma yaratılmalıdır”
Aziz Gürpınar
Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı,
İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı
“Dolu dolu geçen 30 yıl…” Sizi tanıyabilir miyiz? Aziz Gürpınar : “Adım Aziz Gürpınar. İş sağlığı ve güvenliği uzmanıyım. 30 yıl kadar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bağlı olan Çalışma Dairesi’nde çeşitli görevlerde yer aldım. Zaman içerisinde çalışma müfettişi, kıdemli müfettiş, teftiş şube amirliği konumlarında bulundum. Daha sonra Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müsteşarlığı ve bakanlığı vazifelerini yürüttüm. 30 yıllık süre içerisinde çalışma yaşamına ilişkin başka konuların yanı sıra özellikle iş sağlığı ve güvenliği konularında yurt içinde ve yurt dışında çeşitli konferanslar, kongreler, seminer ve kurslara katıldım. Emekli olduktan sonra Yakın Doğu Üniversitesi’ nde İş Sağlığı
ve Güvenliği adı altında bir bölüm açılmasına öncülük ettim. Şuanda İş Sağlığı ve Güvenliği Bölüm Koordinatörlüğünü yürütmekteyim. 2015’ den sonra ilgili alanda yüksek lisans programını tamamladım.” İş sağlığı ve güvenliğinden kısaca bahseder misiniz? Aziz Gürpınar : “İş Sağlığı ve Güvenliği dediğimiz zaman bir işyerinde çalışanlar için sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamının yaratılması için alınması gereken bütün koruyucu önlemlerdir.” İş sağlığı ve güvenliği çalışmalarının amacı nelerdir? Aziz Gürpınar : “Burada temel amaç çalışanların hayatını ve sağlığını korumaktır.
Bu hususta yürütülen faaliyetlerin hepsine çok kapsamlı bir şekilde iş sağlığı ve güvenliği denir. “Esas alınan iş sağlığı ve güvenliği yasasıdır” İş Sağlığı ve Güvenliğine göre işveren ve çalışanların yükümlülükleri nelerdir? Aziz Gürpınar : “Dünyada iş sağlığı ve güvenliği konusunda belirli standartlar ve dokümanlar vardır. Bütün üye devletler zaten bunlara uyumlu olmak zorundadır. Bizim ülkemiz mevzuatınca bir işletmede iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili tüm koruyucu önlemlerin alınmasında en temel sorumluluk işverene düşmektedir. İlgili konuda esas alınan iş sağlığı ve güvenliği yasasıdır. İçerisindeki tüzüklere bakıldığı zaman asıl
Ekim 2021
yükümlülüğün işverene ait olduğunu görmekteyiz. Yasada iş yerlerinde çalışanların sağlığı ve hayatının korunması için bütün önlemlerin işveren aracılığıyla alınması belirtilir. Kural çerçevesinde tedbirlerin hangi düzeyde ve ne türde olacağını gösterilir. Yanı sıra yasamız çalışanları da yetkilendirir. Çalışanlar kendilerine verilen eğitim ve talimatlar göre davranmakla mükelleftirler. Kendi ve çalışma arkadaşlarının sağlığını koruyacak şekilde rivayet etmelidir. Çalışanların kurallara uygun hareket etmesini işveren denetlemelidir.”
7
lazımdır. Bütün düzeylerde eğitim almış nitelikli insanlara ihtiyacımız vardır.”
“İş sağlığı ve güvenliğini bir kültür olarak toplumumuza yerleşmiş olması önemli bir olgudur” Ülkedeki İş Sağlığı ve Güvenliğini değerlendirecek olursanız neler söylemek istersiniz? Aziz Gürpınar: İki açıdan bakabiliriz. Yasal mevzuatımız açısından Uluslararası düzeye büyük oranda uyumlu olduğunu söyleyebiliriz. Yasa 2014 yılından itibaren gelişmeye başladı. 2008 yılında iş sağlığı “İş yerlerinde kontrolü sağlayacak bir mekanizma yaratılmalıdır” ve güvenliği yasası cumhuriyet meclisinde kabul edildi ve İşveren hangi durumlarda sıkıntı yaşar? halen yürürlüktedir. İlgili yasa Avrupa Birliği’nin işte Aziz Gürpınar : “Eğer çalışmaları gözetecek bir sağlık ve güvenliğin korunmasına dair çerçeve organizasyon kurmazsa ciddi sorunlar yaşar. direktifine büyük oranda uyumludur. Yasanın belirttiği üzere iş yerlerinde Yasa altında yürürlükte olan 12 tane kontrolü sağlayacak bir mekanizma tüzüğümüz hazırlandı. Yeni yeni yaratılmalıdır. Mekanizmanın tüzüklerde hazırlanmaya devam içerisinde işveren ve çalışanların “Ülkemizde çalışma yaşamımızın daha etmektedir. temsilcilerinin yanı sıra sağlıklı ve güvenli bir ortama ulaşması için Yasal mevzuatımızı profesyonel insanlardan hepimize görevler düşmektedir. Devlet, değerlendirirsek büyük destek alınarak oluşum oranda tatminkâr olduğunu sürmelidir. Aksi takdirde iş işverenler ve çalışanlara sorumluluklar söyleyebiliriz. Ancak sağlığı ve güvenliği istenilen düşmektedir. Üç bacakta yapacaklarını işin uygulama kısmına düzeyde yerine getirilemez. bakacak olursak aynı şeyi Yasalarımız karşısında ise en iyi şekilde yerine getirirse el birliğiyle maalesef ifade edemeyiz. görevini yerine getirmemiş ülkemizde ki çalışma yaşamını bugünkü Uygulamada istenilen sayılır.” durumundan çok daha iyi bir noktaya düzende yaygın olmadığını gözlemlemekteyiz. “Yasalarımızda geleceğini düşünmekteyim. Koordine Bunun nedenleri kurumsal mecburi olarak eğitim çalışmayı sürdürülebilirsek hem ve niteliksel eksikliklerdir. öngörülmüştür” Bu konuda ki eksikliklerin İşyerlerinde iş sağlığı ve çalışanların sağlığını korumuş, hem de giderilmemesi ciddi bir sorundur. güvenliği hizmetleri için hangi işletme verimliliğini arttırmış oluruz. İş sağlığı ve güvenliğini bir kültür nitelikte personel çalıştırılması olarak toplumumuza yerleşmiş olması gerekmektedir? önemli bir olgudur. Çünkü iş sağlığı Aziz Gürpınar : “İstenilen kalitenin ve güvenliği sadece yasallardan ibaret ortaya çıkarılması için her düzeyde nitelikli değildir. Zamanla bir güvenlik kültürünün de personelin yer almalıdır. İşletmede ki bazı yıllar içerisinde yerleşmesiyle olacaktır. Eğer birinci elemanlar özel olarak vaziyet için donatılmalıdır. Bütün anlamda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı kurumsal elemanların aynı düzeyde olması gerekli değildir. Ama bütün kapasitesini arttırır ise katkılarını daha yüksek seviyelere çıkarırsa süreç çalışanlar için asgari düzeyde farkındalığın olması şarttır. Dolayısıyla hızlanacaktır. yasalarımızda mecburi olarak eğitim öngörülmüştür. İşletmelerimiz sadece bakanlığın denetimini beklemeden yasaların emrettiği kuralları kendi içlerinde oluştururlarsa fayda sağlayacaklardır. 8 saatlik eğitim bilinçlenme ve işyerinin kendi sahasına özgü bazı temel Gayet iyi çalışan duyarlılık gösteren işletmelerimizde mevcuttur. Bu bilgileri de aktarır. Fakat sadece eğitim yeterli olmaz, daha önce de bakış açısını ne kadar çok sahiplenirsek kültürün yerine oturması kolay bahsettiğim gibi iş yerinden belirli kişilerin alanda gelişmesi lazımdır. olacaktır. Tüzüklerimizde iş sağlığı ve güvenliği temel eğitimi adı altında 40 saat süren eğitim mevcuttur. İşletme birkaç çalışanına ilgili eğitimi aldırtmak “Devlet, işverenler ve çalışanlara sorumluluklar düşmektedir” durumundadır. Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı? Aziz Gürpınar: “Ülkemizde çalışma yaşamımızın daha sağlıklı ve Çalışma Bakanlığı’ndan yetkili olarak ehil kişilerin yapacağı etkinlikler güvenli bir ortama ulaşması için hepimize görevler düşmektedir. Devlet, vardır. İş sağlığı ve güvenliği uzmanlarının yetiştirilmesi için 180 saatlik işverenler ve çalışanlara sorumluluklar düşmektedir. Üç bacakta kursa gidilmesi daha sonra bakanlığın açacağı uzmanlık sınavına girip yapacaklarını en iyi şekilde yerine getirirse el birliğiyle ülkemizde başarılı olunmalıdır. Bahsedilen kişilerin iş sağlığı ve güvenliği uzmanı ki çalışma yaşamını bugünkü durumundan çok daha iyi bir noktaya sıfatını taşıyarak işyerlerinde istihdam edilerek veyahut dışarıdan geleceğini düşünmekteyim. Koordine çalışmayı sürdürülebilirsek hem hizmet vererek temel planlamayı oluştururlar. Planlama esas olarak risk çalışanların sağlığını korumuş, hem de işletme verimliliğini arttırmış değerlendirme raporunun düzenlenmesi ile başlar. Sözü geçen rapor oluruz. her işletmede mutlaka yapılması yasal zarurettir. Ülkemizde meslek hastalıkları ve iş kazalarından ortaya çıkacak Bahsi geçen vaziyette nitelikli personelleri sınıflandıracak olursak maliyetleri aşağıya düşürüp o tasarrufu çok daha yararlı anlamda en tepede iş sağlığı ve güvenliği uzmanlarıdır. Ardından raporun kullanabiliriz. Ben üç ayağında üzerine düşen sorumluluğu uygulanmasını gözetecek olan bireylerin yer almalıdır. Çünkü bahis kavrayacağına ve bu alanda ki iyileşmeleri önümüzde ki süreçte geçen uzman dışarıdan hizmet veriyorsa işletme içerisinde mutlaka yaşayabileceğimize inanıyorum.” bir veya birkaç kişinin raporlarını takip edebilecek kapasitede olması
‘‘
‘‘
Ekim 2021
8
Röportaj
Demirbağ Möble direktörlerinden Ufuk Demirbağ çalışmalarını anlatarak, mobilya sektörünü değerlendirdi.
“Kendi hür irademle bu mesleğe gönül verdim”
Ufuk Demirbağ
Demirbağ Möble Direktörü Sizi tanıyabilir miyiz? Ufuk Demirbağ: “Mobilyacı bir dedenin ve babanın kız kardeşimle birlikte üçüncü kuşak sayılabilecek görevi devir almış kişileriz. Ne mutlu bize ki çok mutlu bir anne ve babayla büyüdük. Benden beş yaş küçük bir de kız kardeşim var. Umut Demirbağ. “Kendi hür irademle bu mesleğe gönül verdim” Ufuk Demirbağ: “Anne ve babanın da bu sektörde oluşu bana cazip geldi. Çünkü insan ister istemez etkileniyor. Mağazaya annemin yanına gidip geldikçe ara ara müşterilerle de ilgilenerek gelecek yönünde hedefimi de belirlemeye başlamıştım. Bir gün babama kendi hür irademle kendi işimizin başında olmaya ve satış yapmaya karar verdiğimi söyledim. Onunda onayı ile Haydarpaşa Ticaret Lisesi işletme ayağı olan muhasebe bölümüne yöneldim. Mezun olduktan sonra Türkiye Anadolu Üniversitesi İşletme ve Yakındoğu Üniversitesi İşletme bölümlerini kazandım. Kıbrıs’ta kalmayı tercih ettim. Yakındoğu Üniversitesi’de 4 yıllık işletme bölümünü 2002 yılında bitirerek işe hemen start verdim. Babam imalatçı annem de mağazacılık sektöründe imal ettiğimiz mobilyaların satışını yapıyordu. Biz hiç kopmadık. Kız kardeşim Umut Demirbağ’da büyüyüp yetişince oda babama İçmimar olmak istediğini söyledi. İngiltere de eğitim aldı.
İç mimarlık bölümünü de birincilikle bitirerek mezun oldu. 2002 yılından beri birlikte çalışıyoruz. Aynı zamanda firma direktörümüzdür. Sanayii kısmına kız kardeşim, mağazacılık kısmına ben, beyaz eşya bölümüne de eşim bakıyor. Kısaca bir aile şirketi diyebiliriz. Şirketimiz babamın öz sermayesiyle 1985 yılında kuruldu. Önceleri yerimiz sanayi bölgesinde küçük metrekareli kişiye özel üretim yapabilen bir firmaydı. Avrupa Birliği’nden almış olduğumuz hibeler doğrultusunda seri imalatlar yapabilecek makineler edindik. Ama seri imalatçı bir firma değiliz! ’’ Geniş ürün yelpazesi… Ufuk Demirbağ: “Kişiye özel üretim ve imalat yer, mekan ve bunun için gerekli materyallere sahibiz. Üretim ağı en büyük olan 3 firmadan biriyiz. Bir eve gerekli olan A dan Z ye yaşam alanlarının tamamını üretiyoruz.” “Farklı hizmet verdiğimiz alanlarımız var” Ufuk Demirbağ: Özel olarak tasarlanan otel, restaurant, cafe projeleri yapıyoruz. MERİT Oteller Zinciri, ELEXUS, LORD PALAS, EZİÇ, BAŞMAN GROUP, KANER GROUP ( DUTY FREE) Martin Lois parfümeri büyük çapta farklı çalışma yaptığımız firmalarımızdır. Demirbağ olarak genelde bizi mutfak projelerimizde ki tasarım ve kaliteden ödün
vermeyen yanımızla tanırlar.Babamın bize bıraktığı en büyük miras yenilikçi olmamızdır. Sürekli olarak yurtdışı fuarlarını gezerek Kıbrıs’a mobilya sektörü adına yeni bir soluk getirmiştir. Yıllık üretim kapasiteniz nedir? Türkiye’den % kaç oranında ürün –ham madde ithal ediyorsunuz? Ufuk Demirbağ: “Hem ihracat hem ithalat yapıyoruz. % 70 yerli imalat yapıyoruz. % 30 geriye kalan oranda krom bazlı mobilyayı tamamlayıcı yan ürünleri ithal olarak getiriyoruz. Aynı zamanda koltuk gurupları getiriyor ve bu alanda isim yapmış seçili firmalarla çalışıyoruz. TV üniteleri, yemek gurupları da pirinç ve krom içerdiğinden ithal olarak getirtiyoruz.” “En büyük kanayan yaramız kalifiye elemandır” Şirketinizde çalışan sayısı nedir? Kalifiye eleman bulma konusunda sıkıntılarınız var mı? Ufuk Demirbağ: “En büyük kanayan yaramız kalifiye elemandır. Tamamen sanata yönelik bir işimiz var. Üniversitedeki bölümler maalesef sanaatkar yetiştirmiyor. Çünkü bu ülkeyi ayakta tutan turizm ve eğim olduğu için sanatkârlığa yönelik yeterli eğitim yoktur. Şirketimiz de 70 ila 80 arasında değişkenliğin söz konusu olduğu personel sayımız bulunmaktadır.”
Ekim 2021
9
“Devlet desteği yeterli değildi” Pandemi sürecinde talepler arttı mı? Azaldı mı? Ufuk Demirbağ: “Biz uzun bir süre kapalı kalan bir müesseseyiz. Kendi öz sermayesi ile hayatı idame ettirmeye çalışan bir çok firma gibi zorlu bir süreçten geçtik. Ama bu kapanmadan dolayı hiçbir personelimizi işten durdurmadık. Bizler bunu gururla mutlulukla söylüyoruz. Elimizdeki öz sermaye ile bunu başarabildik. Şükürler olsun. Çünkü devlet desteği yeterli değildi. 2-2,5 ay önceden sözleşmeli işlerimiz vardı. Butik tasarım yaptığımız için teslimat tarihi yönünden bizleri geriye iten zor bir süreç yaşadık. Kapanma olmasıyla birlikte herkes bu süreçte evinin gerekli tadilat ve bakımıyla ilgilendi. Tatile gitmek için bütçe ayıran kesimde bu parayı evine yönelik gerek tadilat gerek mobilya gerekse mutfak yenilemesi gibi ihtiyaçlarına yatırım yaptı. .Dolayısı ile iş açısından bir sıkıntı yaşamadık bizim tüm sıkıntımız zaman açısından oldu.” MOSAD’ın bir önerisi oldu. Sanayide tüm mobilyacıların mobilyalarını sergileyebileceği bir showroom fikrini dile getirdi. Siz bu konuda neler düşünüyorsunuz? Ufuk Demirbağ: “Dünyada bunun örnekleri var. Türkiye Cumhuriti’nde de bu mevcut. İnegöl’de bunun bir benzeri yapıldı. Bir fuar gibi düşünüldüğünde insanlar kalite ve fiyatları bir çatı altında değerlendirebilirler. Ürün çeşitliliği adına bu fikre katılan şuan mobilyacılar birliği başkanı Hüseyin Ciddi bu sektör için bizlerle birlikte hırslı farklı yenilikler yapmaya çalışıyor bizde destek veriyoruz. Evet güzel olabilir.” Gümrükte uygulanan KDV ve fon oranları sizi nasıl etkiliyor? Ufuk Demirbağ: “Onlar en çok bizim ve müşterilerimizin belini büken olaydır. Çünkü yurt dışından ürün alsak daha hesaplımı olur müşterilerimizin ortak sorusudur. Ama o ürün buraya gelene kadar navlun ödeniyor, stopaj ödeniyor, gümrük vergileri ödeniyor. Nakliye ücretleri ödeniyor. Bu sebeple yurt dışından uygun fiyata alma ve o
fiyat üzerinden buraya getirme durumu söz konusu değildir. Birde üzerine müşterilerin gidip konaklama yeme içme gibi giderleri de eklendiğinde rakam daha da büyüyor.” Bu sektörde kadın olmanın avantaj ve dezavantajları nedir? Ufuk Demirbağ: Esasında ilk girdiğimde azda olsa vardı. Maalesef doğduğunuzda üzerinize bazı meslekler giydiriliyor. Şoför erkek olur kasap erkek olur kadın mobilyacı olur mu? Öncelikle kadın olduğunuz için personeliniz size fazlasıyla saygı duyuyor. Atölyenize girdiğiniz zaman çoğunluğunu erkeklerin oluşturduğu personelin size bir saygısı üslubu var. Dolayısı ile ben bunun avantajını yaşadım. Mağazaya gelen müşteri portföyü üzerinde de kadın olmanın avantajını yaşıyorum. Çünkü bir kadın gözüyle fikirlerinize zevkinize güveniyor müşteri. Dezavantajı ise uzun çalışma saatleriniz var. Evinize ayırdığınız kaliteli saatlerin süresi kısalmış oluyor bunu da güzel bir şekilde oturtarak dengelemeye çalışıyorum. Genç girişimcilere tavsiyeleriniz ne olurdu? Ufuk Demirbağ: Bana da babacığımdan bir nasihattir: “denemeden hiçbir şeyi bilemezsin’’ baktığınızda bu altı dolu bir sözdür. Korkmasınlar ne iş yaparlarsa yapsınlar okullarıyla birlikte deneyimlemeye özümsemeye çalışsınlar her ikisini bir arada götürdükleri zaman başarı kaçınılmazdır. Yeter ki içlerindeki meslek üzerine yönelsinler eğitim bilgilerini de üzerine koyarak deneyimlesinler.
Ekim 2021
10
101evler.com’ un kurucusu ve direktörü İbrahim Yurtsever, mobilyadukyani.com isimli çevrimiçi mağazacılık hakkında bilgi verdi.
Röportaj
“mobilyadukyani.com Kıbrıs’ta mobilya mağazalarını tek bir platformda toplayan çevrimiçi pazar yeridir.”
İbrahim Yurtsever
101evler.com Kurucusu ve Direktörü “101evler.com ‘un kurucusu ve direktörüyüm” Sizi tanıyabilir miyiz? İbrahim Yurtsever: “Ben İbrahim Yurtsever, evli ve iki çocuk babasıyım. Aynı zamanda 101evler.com ‘un kurucu direktörüyüm. Yaklaşık 20 yıldır yazılım alanında çalışıyorum. Son 10 senedir ise 101evler.com’u daha yaygınlaştırmak ve geliştirmek için faaliyet gösteriyorum.” “Mobilyadukyani.com, 101evler’e entegre şekilde olacak” Şirketiniz ne zaman, nasıl kuruldu? O günden bugüne kadar yaptığınız çalışmalar ile ilgili bilgi verir misiniz? İbrahim Yurtsever: “Şirketimiz 2013 yılında kuruldu ama 101evler.com daha önceden var olan oluşumdur. Site kurulduktan bir buçuk yıl sonra ticari halini kazandı. En başta böyle bir oluşumun varlığını pazarda ispat etmek kolay olmadı. Çünkü biz bu alanında ortaya çıkmış ilk Startup firmasıyız. Dolayısıyla sermaye ile yapılmış ürünümüz yoktu, sıfırdan
başlayıp biçimlendik. İlk zamanlar emlak sektörü olarak hizmet veriyorduk. Daha sonra oluşumu kamuoyuna açarak bireysel ilanlarında yer almasını sağladık. Böylece sadece emlakçılar değil, sahibinden ilanlarda verilmeye başlanmış oldu. Şu anda çok çeşitli kanallardan gelen ilanları, bölgesel emlak endeksini ve demografik bilgileri yayınlamaktayız. mobilyadukyani. com, 101evler’e entegre şekilde olacak. Örnek verecek olursak uygulamada ev bakarken sayfanın ilgili alanlarında o yapıya uygun mobilya önerileri gösterilecek.” Hizmet verdiğiniz sektörü değerlendirecek olursanız neler söylemek istersiniz? Sıkıntılar nelerdir? İbrahim Yurtsever: “Adanın çeşitli yerlerinde mobilyacılar var, fakat teknik yetersizliklerden ve altyapı eksikliklerinden dolayı tüm üreticilerin ürünlerini tanıtma imkânı olmuyor.” Pandemi dönemi sektörünüzü nasıl etkiledi?
İbrahim Yurtsever: “Pandemi döneminde mağazalar ve dükkânlar kapalı olduğundan dolayı tabi ki olumsuz etkilendi. Örneğin pandemi sırasında şu anda kurmakta olduğumuz gibi bir platform var olsaydı, kullanıcılar ürünleri internet ortamından görmeye devam edebilecekti.” “Mobilyadukyani.com bir çevrim içi mobilya pazar yeridir.” mobilyadukyani.com internet sitesi ile ilgili bizlere detaylı bilgi verebilir misiniz? İbrahim Yurtsever: “Mobilyadukyani.com Kıbrıs’taki mobilya üretici ve ithalatçıların online ortamda ürünlerini tanıtabilmeleri için Mobilya Sanayicileri Derneği ile ortak olarak kurduğumuz çevrim içi pazar yeri uygulamasıdır. Tüketicilerin hızlı şekilde internet aracılığı ile ürünlere ulaşmalarını sağlıyoruz. Ayrıca ürünler fiyat ve özellik açısından karşılaştırılabilecek. Yedi farklı kategori alanı ve bunların altında yaklaşık seksen farklı alt kategoride ürünler mevcuttur. Bu oluşumu tüketiciler ile buluşturmak için sabırsızlanıyoruz.”
Ekim 2021
Haberler
‘‘Kardeş İş Yeri projesi’’ ele alındı Mobilya Sanayicileri Derneği yönetim kurulu üyelerinin her hafta gerçekleştirdiği rutin toplantılar devam ediyor. Geçtiğimiz haftalarda gerçekleşen toplantıya Sedat Simavi Endüstri Meslek Lisesi Mobilya Bölüm Şefi Murat Kaya katıldı. Toplantıda okulların açılmasıyla okullardaki
genel durum değerlendirilerek, bilgi alışverişi yapıldı. Öğrencilerin staj dönemi yaşadıkları sorunlar ve iş yerlerindeki çalışma koşulları ele alınan toplantıda ‘’Kardeş İş Yeri Projesi’’ konusu gündeme geldi. Konuyla ilgili işbirliği yapılması ve sektöre olan katkısıı ele alınan toplantı bir saat sürdü.
11
Ekim 2021
14
Röportaj
Kooperatif Şirketler Mukayyidi Kemal Deniz Dana, Mobilya Sanayicileri Derneği’nin Kooperatifleşmesi konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Dana, üretim odaklı kooperatifçiliğe dikkat çekti.
Kemal Deniz Dana vurguladı: “Ülkemizin ihtiyacı üretim kooperatifçiliğidir”
Kemal Deniz Dana
Kooperatif Şirketler Mukayyidi “Pandemi döneminde üretimin önemi tekrar gözlemlendi” Kemal Deniz Dana:“Ülkemizde kooperatifçilik yaklaşık bin yıldır mazisi olan bir kurumdur. Kurulduğu dönemden insanların sosyal hayatını ve üretimi destekleyen bir modelde oluşmuştur. Ancak 1974 yılından sonra üretim kooperatifçiliği ortadan kaldırıldı, yalnızca finansal bir kısır döngü ile yapılmaya başlandı. 2019 Temmuz ayı atanmamdan sonra yaptığım değerlenme de ülkemizin ihtiyacının üretim kooperatifçiliği olduğunu
tespit ettik. Ülkeyi ucuzlatma ve üretimin desteklenmesi hususunda gerekliği olduğunu gördük. Pandeminden önce bir çalıştayla ülkenin ana politikası haline getirilmesi ile alakalı olarak çalışmalarda bulunduk. “Üretime dayalı kooperatiflerin kurulması için tartışma başlattık” Kemal Deniz Dana: “Daha sonra pandeminin hâkim olması bu çalıştayın yapılmasına olanak sağlamadı. Fakat pandemi döneminde üretimin önemi
tekrar gözlemlendi. Üretime dayalı olmayan toplumların çok sıkıntılar yaşayabileceğini gördük. Birçok ülkede sektörler kooperatifleşerek hayatlarını idame ettirdiler. Örneğin Hollanda da %98 kooperatifleşme mevcut, her şey kooperatifler ile yapılmaktadır. Anavatan Türkiye, Kooperatifçiliğin ana düşüncesini Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden alıp bizi geçerek, bu olguyu geliştirdi. Örneğin Torku bir marka haline geldi. Bu noktada ülkemiz de üretime dayalı kooperatiflerin kurulması için tartışma başlattık.
Ekim 2021
Lefke ve Girne’de üretime dayalı kooperatifler kuruldu, Serdarlı’da ise son aşamaya gelindi. Akova, Çayırova, İskele ve Girne’de kadın üretimi konusunda adım atıldı. Şoför okulları, mobilya sanayi ile uğraşan arkadaşlarımız kooperatifleşme noktasında adım atılması önemli gelişmelerdir. Kooperatifleşerek maliyetli ürünleri çok daha ucuza getirmek mümkündür. Kooperatifleşerek ambargoları def ettik. Bugün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetin de Karpaz Bölgesi’nde üretilen tütün Küba’ya satılmaktadır. Keza 20’ye yakın kooperatifin toplanmasına aracılık ettiği zeytinler Büyükkonuk’ta zeytinyağı haline geliyor. Bu ürünler bugün İngiltere ve Avustralya’nın reyonlarına girmiş bulunmaktadır. Ambargo meselesi bizim kendi beynimizde yarattığımız olgu.”
15
kooperatif satın alabilir. Üretici sadece kaliteli ürün yapacak. Bunun satışı ve pazarlamasını ise başkaları yapacak. Finansal anlamda kolaylıklar sağlanacak, belki de malzemeleri kooperatif sağlayacak. Kooperatife üye olacak küçük ve büyük esnaf konusu kurulacak olan hisseler ile ayarlanacak. Hacim aynı olmadığı için paylaşımda bu esaslar alınarak yapılacak. Böyle bir süreç tam randımanlı devam ederse bir ay içinde kurulur. Verim alınması da çok uzun sürmez. Önce kooperatif kurulurken paylaşım konusunda bir karara varılacak, sonra ise üretime başlanacak. Bir ya da iki sene içerisinde bu oluşumun tam olarak oluşacağını düşünmekteyim. Bu konular önemlidir. Örnek olarak ele alacak olursak Hollanda taşımacılığı tamamen kooperatif bir yapıdadır. Liman işçileri birliği kooperatifçiliğe uygun bir yapı içerisinde olurken, insanlar sadece başvurarak hizmet alırdılar. Bu anlamda birlik aslında bir organizasyon sağlıyordu. Küresel ekonominin hâkim olduğu dünyada bireysel olarak mücadele etmek kolay değildir.
“Ürünlerin kooperatifleşme, girdileri ucuzlatır” Kemal Deniz Dana: Mobilyacılar çok doğru bir adım atarak bizimle temas kurup, kooperatifleşme noktasında adım attılar. Bu oluşum aynı zaman da bize standart ve nitelikli bir üretim noktasın da bir yelpaze açmaktadır. Farklı kişilerin ürettiği değişik fikirler ve motiflerde olan mobilyaların gerek “İnsanlar artık üretime ve sağlıklı yaşama yurt içi ve yurt dışında pazarlanması dayalı bir yaşam benimsemektedir” gündeme gelecektir. Çok fazla Kemal Deniz Dana: Pandeminin mobilya üreten kurumlarımız var, getirdiği değişiklikleri de göz önünde fakat bunlar bireysel olarak bulundurarak bir kooperatifleşme ürünlerini yurt dışında çok “İnsanlar artık üretime ve yönünde adım atmaktadır. zorlanarak satmaktadırlar. sağlıklı yaşama dayalı bir yaşam Üretimler ve finansal Kooperatifleşme ile bu durumlar artık buralardan ürünleri daha uzman benimsemektedir” sağlanmaktadır, bu durum bir kurum olarak Kemal Deniz Dana: Pandeminin ülkenin kalkınmasına olanak pazarlayabilirler. getirdiği değişiklikleri de göz sağlamaktadır. Türkiye’de Ürünlerin süpermarket ve kooperatif kooperatifleşme, önünde bulundurarak bir marketini inceleme fırsatım girdileri ucuzlatır. Bugün kooperatifleşme yönünde adım oldu. Süper marketler girdilerin ucuzlaması atmaktadır. Üretimler ve finansal ambalaj olarak modern demek ürününde ve içerikler olarak farklılık ucuzlaması demektir. durumlar artık buralardan sunuyor. Mobilya sanayi de sağlanmaktadır, bu durum ülkenin Kooperatif marketler ise kullanılan tüm girdiler buram, buram Anadolu kooperatif aracılığı ile kalkınmasına olanak sağlamaktadır. kokuyordu, fiyatlar da dolayısıyla ucuzlayacak. Bu sayede daha ucuz olduğunu gördüm. halkımızda daha ucuz fiyatlara Kooperatif markete giren insanların mobilya ürünlerini kullanma daha fazla olduğunu gözlemledim. fırsatını yakalayacak. ” İnsanlar artık üretime ve sağlıklı yaşama dayalı bir yaşam benimsemektedir. “Kooperatif satış yapabilecek, insanlarımız Mehmetçik’te bağcılık üzerine olan donuk bir ucuzlayan ürünlerden faydalanacak” kooperatifimize canlandırmak üzere gittiğimde, eklenen Kemal Deniz Dana: “Kooperatifler kuruculardan ürününde ithal olduğunu gördüm. Yerli sultani üzüm üretimi oluşur. Mesela şoför okulları kurulurken her bölgede, her şoför azalmaktadır, insanlar ekonomik olarak düşünerek bu yönde okulu sendika çatısı altındadır. Her bölgede ofis oluşturularak, adımlar attılar. standartların ve gelirin nasıl dağılacağı konusunda tartışmalar da bulunuldu. Bu hususta tüzük değişikliği yapmaktayız, çünkü “Kooperatifleşme ekonomi, çeşitlilik ve yerli üretimin henüz yeni bir uygulamadır. Mobilya Sanayide ise kurucu üyeler desteklenmesi bakımından fayda sağlar” ve üretenler olacak. Kooperatif satış yapabilecek, insanlarımız Kemal Deniz Dana: “Mobilya sanayi konusuna dönünce, pahalı ucuzlayan ürünlerden faydalanacak. Günümüzde Türkiye ve çeşitliliğin az olduğu biliniyor. Kooperatifleşme ekonomi, de üreticiden tüketiciye hizmet veren Kooperatif marketler çeşitlilik ve yerli üretimin desteklenmesi bakımından fayda sağlar. açılmaktadır. Mesela kafelerimizde sandalyeler Kıbrıs’a özgü hasır olabilirken, bu sandalyelerin üreticilerinin azlığı dolasıyla ulaşamamaktadır. Bizim üzerinde çalıştığımız modelde buna benzemektedir. Kooperatifçilik olduğu zaman pazarlama konusu, üreticileri Kısacası 20 ayrı üreticinin kendi sergileme yapması gerekirken, kooperatifleşme ile tek bir sergi yapacak. Ya da üreticinin ürünlerini rahatlatmaktadır.”
‘‘
‘‘
Ekim 2021
17
Duayen mobilyacı Tahsin Karagözlü, MOSAD gazetesine mesleğin günümüzde ki durumu ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Röportaj
“Mesleğe 1960 yılında başladım”
Tahsin Karagözlü Duayen Mobilyacı
Bize kendinizi tanıtarak, mesleğe ne zaman ve nasıl başladığınızı anlatır mısınız? Tahsin Karagözlü: “Mobilyacılığa 1960’da çıraklık dönemiyle başladım. O zamanlar dükkânlar küçüktü ve ancak 4 veya 5 kişi çalışırdı. 1963 olaylarına kadar sürdüm. Sonrasın da askerlikten geri dönünce tekrar başladım. O zamanlar kereste bulmak zordu, makineden kereste çıkarıyordum. Keresteleri kullanarak koltuk ve sandalye yapmaya başladım. Bu esnada mesleğimi ilerlettim. Sonra büyük bir dükkân açtım, o zamanlar içerisin de 2 tane hazır mobilyacı vardı. İlk zamanlar sadece tüccara mobilya satıyordum, sonrasında sipariş üzerine de çalışmaya başladım. O dönemler zanaatkâr çok azdı, 1974 sonrası işler açılmaya başladı. Köyler rahata kavuşunca alışverişte arttı, sonrasında işi büyüttüm. Makineleri ve işçilerimizi arttırdım. Mesleki alanda sıkıntılar oluşunca arkadaşlarla bir araya gelerek Mobilyacılar Derneğini kurduk, sonradan bu derneği Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkârlar Odası olarak dönüştürdük. O dönem içerisinde mobilyacılığı ileriye götürmeyi hedefledik. Türkiye den ihracatla gelen mobilyalara verilen primler esnafı sıkıntıya düşürdü. Bu konuda eylemler düzenleyip, elçilikle görüştük. Neticede bu konuda hiçbir şey olmadı.
Yaşım geçince emekliye ayrılarak, oğluma devrettim.” “Günümüz de zanaatkâra verilen değer ve önem azaldı.” Geçmişten günümüze mobilya sektörünü değerlendirir misiniz? Mobilyacılık ülke olarak nereden, nereye geldi? Tahsin Karagözlü: “1974 yılından sonra sektörde düzelmeler oldu. Makinelere ulaşabilir hale geldik. Fakat Türkiye’den gelen ihracatla sorunlar baş göstermeye başladı. Son dönemlerde ise zanaata verilen değer azaldı. Ekonomik kaygılardan dolayı herkes memur olmak istiyor, bu alanda kalifiye olmak isteyen yok denecek kadar az. Hal böyle olunca ülkede kalifiye eleman bulmak gittikçe zorlaşıyor. Ankara Mobilya’yı devlet bile satmak zorunda kalırken, esnafın tek başına ayakta durması çok zordur. Artık esnaf ve zanaatkâr alanında yetişen kimse kalmıyor. Mobilya fabrikalarımız yok oluyor, herkes memur ya da kas gücü gerektirecek işlerde çalışmak istiyor. Bu durumun önüne geçebilmek için Türkiye’den gelen eşyalara fonu daha az verebilirler. Ülkede bu alanda bulunan iş yerlerine prim verilebilir. Mağaza mobilyaları çok pahalı ürünler satıyor, ülkede ki mobilyacıların desteklenmesi tekelleşmenin önüne geçecektir. Bu sektörde tekelleşme mevcuttur. Yanımda
çok sayıda çırak yetiştirdim, fakat memur olmaya ya da yurt dışına gitmeyi seçtiler. Örneğin benim oğlum üniversiteden mezun olunca iş bulamadı. Sonra kendi işimizi yapmak istedi fakat araya pandemi girince makineleri satması kaçılmaz oldu. Bu bağlamda tedbirlerin, atılımların yapılması şarttır.” “Mobilyacılar Birliğinin herkesi bir çatı altında toplaması gerekiyor.” Şu an ki mobilya sektörünü duayen bir mobilyacı olarak nasıl değerlendiriyorsunuz? Tahsin Karagözlü: “Sektörde dile getirdiğim gibi sıkıntılar mevcut, mobilyacılar birliği şikayetleri için birleşip hesap sorarsa sorunların çözüleceğini düşünüyorum. Bugün esnaf ve zanaatkârlar odasının hiçbir faydası yoktur, devletimize tamamen bir külfettir. 3 kuruş için türlü zorluklarla verdikleri teşvikler işe yaramıyor. Yardım olarak verilen paranın faizi çok düşük. Mobilyacıların birliğinin kopması beni meslekten soğuttu, herkesin birlik olması gerektiğini düşünüyorum. Seçim zamanı için zanaatkârlar odasının gelir ve giderlerinin şeffaf olması gerektiğini düşünmekteyim. Mobilyacılar birliği bütün meslekleri bir araya toplayıp yeniden seçim istemelidir. Mobilyacılar birliğinin diğer meslek dallarını bir çatı altında toplaması gerekiyor.”
Ekim 2021
20
Röportaj
Sedat Simavi Endüstri Meslek Lisesi- Mobilya ve İç Mekan Tasarım Alanı, Bölüm şefi Murat Kaya MOSAD gazetesine yaptığı açıklamalarda eğitimde alanı değerlendirdi.
“20 senedir bu alanda eğitmenlik yapıyorum.”
Murat Kaya
Sedat Simavi Endüstri Meslek Lisesi Mobilya ve İç Mekan Tasarım Alanı, Bölüm Şefi Kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Murat Kaya: İsmim Murat Kaya, evli ve 3 çocuk sahibiyim. 2002 yılında görev yapmaya başladım. Ankara Gazi Üniversitesi, Mobilya ve İç Mekân alanında mezunum. Hali hazırda adaya gelirken den göreve başladım, yaklaşık 20 senedir öğretmenlik yapmaktayım. “Öğrenciler atölyede pratik yaparak becerilerini arttırıyor.” Okullarda çocuklara sanat üzerine hangi dersler yapılıyor. Bilgi verir misiniz? Murat Kaya: Okullarda sanat üzerine 9,10,11 ve 12 sınıflar Millî Eğitim Bakanlığının hazırlığı çerçeve program içerisinde eğitim veriliyor. Biz de bu kapsamlarda uyum sağlayarak derslerimizi işliyoruz. Atölye dersi içerisinde
öğrenciler temrinlik işler yapıyorlar, bu sayede el yeteneklerini geliştirme ve malzemeyi tanıyor. Atölye ortamını daha iyi anlaşılması adına tezgâhlar üzerinde çalışıp, ölçü alma ve şekil verme gibi konstrüksiyon üzerine düzenlenmiş bir ortamda çalışmasını yapıyorlar. Teknik resim dersinde ise çizgi çekmeyi, teknik yazı yazmayı ve geometrik şekilleri çizmeyi öğreniyorlar. Bu kapsam da teknik resmin dışında AutoCAD dersi de mevcut. Burada bilgisayarı öğrenip sonrasında programı nasıl kullanacaklarını tanıyorlar. 9 ve 10.cu sınıflarda 2 boyutlu çalışma üzerinde duruluyor. Malzeme bilgisi dersinde çocuklar çalıştıkları ahşap, araç ve gereçleri tanırlar. Bununla beraber seçmeli ders olarak seçmeli tasarım dersi görüyorlar.
Üst düzey dersin de ahşaba atılan malzemelerin ve üst yüzeydeki onarımların yapımını görüyorlar. 11 ve 12. sınıfa gelindiğinde yine aynı şekilde görmüş oldukları dersleri modül olarak üst kademeye taşıyarak eğitim alıyorlar. Bu sınıflarda artık mobilya üretimi, zemin, duvar ve tavan kaplama gibi dersleri uyguluyorlar. 12.sınıfa gelindiğinde çocuklar beceri eğitimi kapsamında haftada 3 gün olacak şekilde staj görüyor. Bu sayede kendi alanlarında pratik yapmaları ve mesleki olarak becerilerinin geliştirmesini sağlıyor, hayatlarını mesleğe hazırlıyor. Bu staj sürecinin koordinatörlüğünü biz öğretmenler yapmaktayız.
Ekim 2021
“Her şey den önce güvenli ortamda çalışılmasını sağlıyoruz.” Hem uygulamalı hem de derse katılacak öğrencilerin kendilerini geliştirmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu durum mesleki hayatta öğrenciler açısından nasıl sonuçlar doğurur? Murat Kaya: Uygulamalı dersler önce teorik dersler yardımıyla sonra ise atölye tezgâhlarında çalışarak yapılıyor. Biz öğretmenler kendimize ilk görev olarak iş güvenliğini edindik. Bu yüzden her şeyden önce güvenli kullanım huşunda neyi nasıl yapacaklarını öğretiyoruz. İlk başta öğrencilerimizin sağlığı gelmektedir.
21
mobilya ve marangozluk olarak alt kategorilere ayrılmaktadır. Dülgerlik denildiği zaman bir binanın çatısının iskeletinin hazırlamasını gerçekleştiren faaliyetlerdir. Marangozluk ise ahşaptan kapı, pencere kasalarının hazırlanması ile ilgilenir. Mobilyacılık ise iç donanımın gerçekleştirilmesi adına ergonomik kaygılar gideren, rahatlık ve konfor üzerine ürünleri üretir.
“Öğrencilerin staj süreçlerin de iş yerlerini denetliyoruz.” Öğrencilerin staj süresi ve denetimi nasıl olur? Murat Kaya: 12 Sınıflar staj süresince Çarşamba, Perşembe ve Cuma olmak üzere haftada 3 gün işletmelerde pratik yapmaktadır. Eğer öğrenci hür iradesiyle çalışmak için anlaşma yaparsa Cumartesi ve pazar günü de gidebilir.
Döşemecilik ve oymacılık bu alandaki entegre işlerdir, işin sanatsal boyutunu onlar gerçekleştirir. Çocukları gözlemleyerek eğilimlere bakıyoruz. Bu bağlamda öğrencileri ilgili oldukları alana yendirerek planlıyoruz. Pratik gelişimlerinin artması amacıyla, ilgili olduğu alan üzerinde ödevler veriliyor. Bölümümüzde döşemecilik yok, daha sonra eklenmesi düşünülüyor. Fakat bununla alakalı eğitmen olmadığı için açma girişiminde bulunmadık. Bakanlık tarafından Metehan bölgesinde yeni yapılacak okul binasına döşemeciliğin eklenilmesi düşünülüyor.
Öğretmenler olarak staj sürelerin de öğrencileri gruplayarak koordineyi sağlıyor. Bu bağlamda çocukların gelişimi kontrol amaçlı iş yerlerini ziyaret edip, denetliyoruz. İşletmeyle alakalı sıkıntıları varsa çözüyoruz. Ayrıca öğrencilerin staj sürelerinde yasal olarak asgari ücretin %30’u verilmesi kararı vardır. Bu miktar haftada 3 gün, 7 saat üzerinden hesaplanarak ödenir. Fakat ek mesai varsa ücrete yansır.
“Sektöre yurtdışın 3Bin kalifiye eleman gelmiştir” Ülkemizin en büyük sorunlarından bir tanesi de kalifiye eleman sorunudur. Bu konuda neler söylemek istersiniz? Murat Kaya: Kalifiye eleman konusunda açık yaşanıyor. Bu sektörde yaklaşık 3 bin kalifiye elemanın adamıza gelip çalıştığı tespit edilmiştir. İhtiyaç olmasına rağmen mezun eden okullarda ki çocukların 10’ da 1’i ancak bu alanda çalışıyor.
“MOSAD mesleğin eğitim ayağı konusun da sesimizi duyurabilecek bir mercidir.” MOSAD ile sürdürülen iş birliği hakkında bilgi verebilir misiniz? Bu iş birliğinin taraflar açısından nasıl faydaları oluyor? Murat Kaya: MOSAD çok önceden kurulması gereken bir oluşumdur. Eğitim ayağı açısından bize ulaşmış olmaları büyük önem arz etmektedir. Çünkü biz işin mutfak kısmında görev alıyoruz. Biz öğrencilerimize en iyi şekilde eğitim versek de, mezun olduktan muhatap bulunamayınca sorunlar yaşıyor. Bugün geldiğimiz noktada MOSAD’ın da desteğiyle beraber öğrenciler staj yaptıktan sonra iş imkânına sahip oldu. Gerek dernek aracılığıyla, gerekse kendileri iş bulabilir hale gelmiştir. Dernekle beraber okullarımızda ki eğitim ve fırsatlar noktasında daha çok veri paylaşımında bulunma şansı elde ettik. İşletme sahipleri ile bir araya gelme şansı elde ettik.
Öğrencilerin öz güven eksikliği ve almış olduğu ücretler sıkıntı yaratıyor. Gençler tatmin edici bir ücretle işe başlamak isterken, iş verenlerin tutumunun bu yönde olmaması alandan ayrılmalarına sebebiyet veriyor. Bu yüzden daha peşinci çalışan, sorun yaşamayacağı fiziki iş gücüne dayalı işlere kayıyorlar. Sanattan uzaklaşıp, kas gücüne dayalı meslek alanlarına kayarak günü kurtararak hayatlarını idame ettiriyorlar.
Hem öğrenciler, hem de eğitimciler noktasında daha fazla öz güven kazandık. MOSAD sayesinde kendimizi mesleki olarak daha yakın tanıma şansı elde ettik. İşletmeler veya kurumsal bağlamda yardım alabileceğimiz bir kapı oldu. Bir şikayetimiz olduğun da yaptırım uygulanabilmesi adına görüşebileceğimiz mercidir. Bizleri toplantılarına davet ederek görüşlerimizi alıyorlar. Orada bizler de fikir beyanın bulunuyoruz. Okullarımızda ki eksikleri ve öğrencilerin nasıl hazırlanabilmesi hakkında alışverişte bulunuyoruz. Sivil toplum kuruluşu olarak MOSAD eğitim hayatına katkıda bulunmaya çalışıyor. Bu sayede ülkemizde ki kalifiye eleman açığını nasıl kapatabileceğini sorgularken, bu noktada çözümler üretmektedir.
“Gelişen teknolojiyi mesleki olarak yakalamak için desteğe ihtiyacımız var” Okullarda yeterli olanaklar var mıdır, yoksa bunun geliştirilmesi noktasında önerileriniz nelerdir? Murat Kaya: Okullarda asgari olarak gereken makineler mevcut fakat gelişen teknolojiyi mesleki olarak yakalamamız gerekiyor. Makinelerin gelişimine ayak uydurmamız gerekiyor. Bakanlığın bize ayırdığı bütçe yeterli miktarda değil. Örneğin okullarda şu an Cnc türümakinelerimizz mevcut değil. İlkel şartlar ile asgari olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Teknolojik olarak gelişmiş makinelere sahip değiliz. Bütün makinalara ulaşılamasa da, öğrenciye öğretme ve tanıtma açısın küçük gösterim makineleri olmalıdır. Çocuklar bunları bulamadığı zaman teknoloji ile entegre olamıyorlar.
“Öğrencileri gözlemleyerek ilgisi olduğu konuya eğilmelerini sağlıyoruz.” Öğrencilerin sanata ve çeşitli meslek dallarına özendirilmesi için neler yapılmalıdır? Murat Kaya: Bizim mesleğimiz sadece mobilya alanına sınırlandırılmış değildir. Mesleğimiz 3 kategoridedir. Dülgerlik,
Bu konu MOSAD aracılığıyla çözülebilir. Uzak bölgelerde yeteri derece işletmeler bulunmaması çocukların staj yapma fırsatını düşürüyor. Şu anda gündem de olan kırsal ve uzak bölgelerde yaşayan öğrencilerin, merkezi konumları taşınmasının sağlanmasıdır. Uzak bölgede ki çocukların merkezi konumlarda çalışmasını sağlamak amacını güdüyoruz. Bu sayede kalifiye elemanları mesleğe kazandırma çabası güdüyoruz.
“MOSAD ve Millî Eğitim Bakanlığı dışında alada bir kuruluş yok” Diğer kurum ve kuruluşlarla iş birliği içerisinde misiniz? İş birliği söz konusuysa neler yapıyorsunuz? Murat Kaya: MOSAD ve bakanlık dışında hiçbir kurumla iş birliği içerisinde değiliz, çünkü öyle bir çalışma ortamı bulunmuyor.
Köşe Yazısı
Ekim 2021
22
İÇ MEKANDA BOHEM TARZI Eda Bağcı Kervanlı / Yüksek İç Mimar
Boho ve Boho Chic olarak da bilinen Bohem tarzı, 1800 lerde Fransa’dan kök salıyor. Sıradışı ve özgür ruh ideolojisi nedeniyle kısıtlama olmaksızın ortaya konulan bu tarz, eklektik bir tarzdır. Bohem iç tasarım konsepti, sanat, müzik ve manevi gelişim alanlarında sıklıkla kaygısız bir yaşam tarzı olarak bilinen Bohem’den ilham almıştır.Bohem tarzı ücretsiz olsa ve kısıtlama olmasa da, bu tarzı ayırt edici kılan bazı iç tasarım öğeleri vardır ve şık Bohem stili ev iç tasarımı ile çeşitli dekor öğeleriyle süslenmiş diğer evler arasındaki farkı her zaman görebilirsiniz. MOBİLYA Bohem tasarım mobilya genellikle vintage veya benzersiz olarak hazırlanmış parçalardan oluşmaktadır. Ev içini kişiselleştirilmiş ve özel kılmak özelliklerindendir. Bohem tarzı mobilyalar, çoğunlukla ahşap ve rattandır malzemeden oluşur. Fakat bu stilin gelişmesinde, çağdaş bohem tarzda kullanılan yeni
materyallerin kullanımında, bu tarzın özgürlük ideolojisi sebebiyle ayırt edici bir formu yoktur. Bohem tasarımın ev dekorasyonu öğeleri,farklı ülkelerde çeşitli kültürlerden ve seyahatlerden gelen öğelerden oluştuğu için ev sahibinin kişiliğine bağlı olarak değişebilir.
RENKLER Bohem iç tasarım renk paleti toprak renklerinin parlak renklerle birleşimidir. ve renklerin topraklı ve pastel olduğu Boho- Chic stili, doygun renklerin olduğu Shabby Chic tarzından farklı kılan da budur.
Ekim 2021
23
EV DEKORASYON ÜRÜNLERİ Makrome- düğümlü tekstil sanat dekorasyonları, her boyuta ve renkte minderler, fenerler, mumlar ve tütsü, hamaklar bu stilde sıksık kullanılır. Hamak, kapalı salıncak ve asma sandalye, bu stili herkes tarafından tanınabilir kılan en popüler ürünlerdir.Hamak, çoğunlukla yazlık evlerde kullanılırken iç mekan salıncakların ve asılı sandalyelerin,lüks evlerde ve diğer mekanlarda kullanımı instgramda kullanılabilecek anlar yaratır.
KİLİMLER Bohem tarzı kilimler Arabesk, Fas veya Astek kültüründen esinlenilmiş, çoğu zaman parlak renklerden ve çeşitli desenlerden oluşmuştur. Vintage veya çağdaş, farklı geometrik forumlarda olabilir.
101 evler